Dönem : 21 Yasama Yılı : 1

T.B.M.M. (S. Sayısı : 168)

Uluslararası Ticarî İşlemlerde Yabancı Kamu Görevlilerine Verilen Rüşvetin Önlenmesi Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri  Komisyonu Raporu (1/367)

T.C.

Başbakanlık

Kanunlar ve Kararlar 3.6.1999

Genel Müdürlüğü

Sayı : B.02.0.KKG.0.11/196-342/2504

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Önceki yasama döneminde hazırlanıp Başkanlığınıza sunulan ve İçtüzüğün 77 nci maddesi uyarınca hükümsüz sayılan ilişik listede adları belirtilen kanun tasarılarının yenilenmesi Bakanlar Kurulunca uygun görülmüştür.

Gereğini arz ederim.

Bülent Ecevit

Başbakan

1/870 Uluslararası Ticarî İşlemlerde Yabancı Kamu Görevlilerine Verilen Rüşvetin Önlenmesi

Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı

T.C.

Başbakanlık

Kanunlar ve Kararlar 1.2.1999

Genel Müdürlüğü

Sayı : B.02.0.KKG.0.11/101-1458/525

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Dışişleri Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 13.1.1999 tarihinde kararlaştırılan “Uluslararası Ticarî İşlemlerde Yabancı Kamu Görevlilerine Verilen Rüşvetin Önlenmesi Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.

Gereğini arz ederim.

Bülent Ecevit

Başbakan

TASARI GEREKÇESİ

Uluslararası ticarî işlemlerde rüşvet özellikle gelişmekte olan ülkelerin ekonomik kalkınma ve demokratikleşme yönündeki çabalarına engel olmaktadır. Ticarî işlemlerde rüşvet serbest pazar şartları altında rekabeti ortadan kaldırmakta dolayısıyla gelişmiş pazarlar oluşamamaktadır. Bunun sonucu olarak yeterli yatırım yapılmamakta ve toplumun genel ekonomik gelişmişliği düşük bir seviyede kalmaktadır.

Uluslararası ticarî işlemlerde yaygın olarak görülen rüşvetle mücadele konusunda OECD, 1989 yılından itibaren çalışmaya başlamıştır. Sorunun etraflı olarak incelenmesinden ABD haricindeki ülke mevzuatlarında yabancı kamu görevlilerine verilen rüşvetin suç kapsamında mütalâa edilmediği görülmüştür. Hatta, bazı ülkelerin yabancı kamu görevlilerine verilen rüşvetin gider olarak gösterilerek vergiden düşülmesine de izin verdiği gözlenmiştir. Demokratikleşme, ekonomik gelişme ve uluslararası rekabet koşullarını bozan rüşvetle mücadele konusunda OECD Konseyi 1994 yılında Bakanlar seviyesindeki toplantısında bir Tavsiye Kararı almıştır. Bu karar çerçevesinde üye ülkelerin rüşvetle mücadele konusundaki mevzuatları ve aldıkları tedbirler incelenmiş ve Bakanlar Konseyi 1996 yılında rüşvetin vergiden düşülmesinin önlenmesi konusunda bir tavsiye kararı almıştır. Bu karar uyarınca “komisyon” kisvesi altında verilen rüşvetin masraf olarak görülme olanağının bulunduğu çeşitli ülkeler (Avustralya, Avusturya, İrlanda, Almanya, Fransa, Lüksemburg, Hollanda, Yeni Zelanda, Portekiz ve İsviçre) iç mevzutlarında gerekli değişikliği yapmaya başlamıştır. Türk vergi mevzuatının böyle bir uygulamaya izin vermemesi nedeniyle ülkemizde böyle bir değişikliğe gidilmesine gerek duyulmamıştır.

OECD üyeleri arasında oluşan görüş birliği çerçevesinde OECD Bakanlar Konseyinin 1997 Mayıs ayındaki toplantısında Uluslararası Ticarî İşlemlerde rüşvetin önlenmesi amacıyla bu tip rüşvetin ceza yasaları çerçevesinde suç kapsamına alınması için üye ülkelerin iç mevzuatlarının değiştirilmesi yönünde bir Tavsiye Kararı alınmış, ayrıca rüşvetle koordineli bir şekilde mücadele amacıyla uluslararası bir sözleşme hazırlanmasına karar verilmiştir. Gerekli çalışmaların 1997 yılı içinde tamamlanmasını müteakip Sözleşme 17 Aralık 1997 tarihinde Paris’de imzalanmıştır.

Türkiye uluslararası işlemlerde şeffaflık, sermaye, mal ve hizmet akımlarını kolaylaştırma, sapmalara engel olma, alınan kararlarda ekonomik kriterlerin öne çıkması ve kamu sektörlerinde şeffaflık ve ahlakî standartların sağlanması amaçlarıyla başlatılan bu çalışmaya başından beri iştirak etmiş ve sonuç olarak ortaya çıkan Sözleşme tüm OECD üyesi ülkelerin temsilcileriyle birlikte zamanın Adalet Bakanı Sn. Oltan Sungurlu tarafından imzalanmıştır.

Sözleşme “aktif” rüşvetle, yani rüşvet verme ya da rüşvet sözü verme suçu ile ilgili olup “pasif” rüşvetin, yani rüşvet alma suçunun cezalandırılması her ülkenin kendi iç mevzuatına bırakılmıştır.

Sözleşme uyarınca yabancı devlet memuruna rüşvet veren kişinin vatandaşı olduğu devlet tarafından kendi devlet memuruna rüşvet veren kişi gibi, etkili, orantılı, caydırıcı ve hapis cezasını da içeren cezalarla cezalandırılması gerekmektedir.

Yine sözleşme hükümleri gereği her Âkit Devlet anılan suç kendi ülkesinde işlendiğinde yargı yetkisini kullanmakla yükümlüdür. Vatandaşı ülke dışında suç işlediğinde vatandaşlık ilkesine göre bunu cezalandırabilen devletler, rüşvet suçu ülke dışında vatandaşı tarafından işlendiğinde de yargı yetkisine sahip olmak üzere gerekli önlemleri almakla yükümlüdür. Soruşturma ve kovuşturma her taraf ülkenin kendi kuralları çerçevesinde yapılacaktır.

DIŞİŞLERİ KOMİSYONUNUN KABUL ETTİĞİ GEREKÇE

Uluslararası ticarî işlemlerde rüşvet özellikle gelişmekte olan ülkelerin ekonomik kalkınma ve demokratikleşme yönünüdeki çabalarına engel olmaktadır. Ticarî işlemlerde rüşvet serbest pazar şartları altında rekabeti ortadan kaldırmakta dolayısıyla gelişmiş pazarlar oluşamamaktadır. Bunun sonucu olarak yeterli yatırım yapılmamakta ve toplumun genel ekonomik gelişmişliği düşük bir seviyede kalmaktadır.

Uluslararası ticarî işlemlerde yaygın olarak görülen rüşvetle mücadele konusunda OECD, 1989 yılından itibaren çalışmaya başlamıştır. Sorunun etraflı olarak incelenmesinden ABD haricindeki ülke mevzuatlarında yabancı kamu görevlilerine verilen rüşvetin suç kapsamında mütalâa edilmediği görülmüştür. Hatta, bazı ülkelerin yabancı kamu görevlilerine verilen rüşvetin gider olarak gösterilerek vergiden düşülmesine de izin verdiği gözlenmiştir. Demokratikleşme. ekonomik gelişme ve uluslararası rekabet koşullarını bozan rüşvetle mücadele konusunda OECD Konseyi 1994 yılında Bakanlar seviyesindeki toplantısında bir Tavsiye Kararı almıştır. Bu karar çerçevesinde üye ülkelerin rüşvetle mücadele konusundaki mevzuatları ve aldıkları tedbirler incelenmiş ve Bakanlar Konseyi 1996 yılında rüşvetin vergiden düşülmesinin önlenmesi konusunda bir tavsiye kararı almıştır. Bu karar uyarınca “ komisyon” kisvesi altında verilen rüşvetin masraf olarak görülme olanağının bulunduğu çeşitli ülkeler (Avustralya, Avusturya, İrlanda, Almanya, Fransa, Lüksemburg, Hollanda, Yeni Zelanda, Portekiz ve İsviçre) iç mevzuatlarında gerekli değişikliği yapmaya başlamıştır. Türk vergi mevzuatının böyle bir uygulamaya izin vermemesi nedeniyle ülkemizde böyle bir değişikliğe gidilmesine gerek duyulmamıştır.

OECD üyeleri arasında oluşan görüş birliği çerçevesinde OECD Bakanlar Konseyinin 1997 Mayıs ayındaki toplantısında Uluslararası Ticarî İşlemlerde Rüşvetin önlenmesi amacıyla bu tip reşvetin ceza yasaları çerçevesinde suç kapsamına alınması için üye ülkelerin iç mevzuatlarının değiştirilmesi yönünde bir Tavsiye Kararı alınmış, ayrıca rüşvetle koordineli bir şekilde mücadele amacıyla uluslararası bir sözleşme hazırlanmasına karar verilmiştir. Gerekli çalışmaların 1997 yılı içinde tamamlanmasını müteakip Sözleşme 17 Aralık 1997 tarihinde Paris’de imzalanmıştır.

Türkiye uluslararası işlemlerde şeffaflık, sermaye, mal ve hizmet akımlarını kolaylaştırma, sapmalara engel olma, alınan kararlarda ekonomik kriterlerin öne çıkması ve kamu sektörlerinde şeffaflık ve ahlâki standartların sağlanması amaçlarıyla başlatılan bu çalışmaya başından beri iştirak etmiş ve sonuç olarak ortaya çıkan Sözleşme tüm OECD üyesi ülkelerin temsilcileriyle birlikte Türkiye tarafından imzalanmıştır.

Sözleşme “aktif” rüşvetle, yani rüşvet verme ya da rüşvet sözü vreme suçu ile ilgili olup “pasif” rüşvetin, yani rüşvet alma suçunun cezalandırılması her ülkenin kendi iç mevzuatına bırakılmıştır.

Sözleşme uyarınca yabancı devlet memuruna rüşvet veren kişinin vatandaşı olduğu devlet tarafından kendi devlet memuruna rüşvet veren kişi gibi, etkili, orantılı, caydırıcı ve hapis cezasını da içeren cezalarla cezalandırılması gerekmektedir.

Yine sözleşme hükümleri gereği her Âkit Devlet anılan suç kendi ülkesinde işlendiğinde yargı yetkisini kullanmakla yükümlüdür. Vatandaşı ülke dışında suç işlediğinde vatandaşlık ilkesine göre bunu cezalandırabilen devletler, rüşvet suçu ülke dışında vatandaşı tarafından işlendiğinde de yargı yetkisine sahip olmak üzere gerekli önlemleri almakla yükümlüdür. Soruşturma ve kovuşturma her taraf ülkenin kendi kuralları çerçevesinde yapılacaktır.
 
 

Dışişleri Komisyonu Raporu

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Dışişleri Komisyonu 27.8.1999

Esas No. : 1/367

Karar No. : 103

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Uluslararası Ticarî İşlemlerde Yabancı Kamu Görevlilerine Verilen Rüşvetin Önlenmesi Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı Komisyonumuzun 26 Ağustos 1999 tarihli 14 üncü Birleşiminde Dışişleri Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı temsilcilerinin katılmalarıyla görüşülmüştür.

OECD üyeleri arasında oluşan görüş birliği çerçevesinde, uluslarası işlemlerde şeffaflık, sermaye, mal ve hizmet akımını kolaylaştırma, sapmalara engel olma, alınan kararlarda ekonomik kriterlerin öne çıkması ve kamu sektöründe şeffaflık ve ahlakî standartların sağlanması amaçlarıyla hazırlanan ve rüşvet suçunun cezalandırlamasını her ülkenin kendi iç mevzuatına bırakan Sözleşme, Komisyonumuzca uygun görülmüş ve Tasarı gerekçede yapılan bir değişiklikle kabul edilmiştir.

Raporumuz Genel Kurulun onayına sunulmak üzere Başkanlığa saygı ile arz olunur.
 
  Başkan Başkanvekili
  Kâmran İnan B. Suat Çağlayan
  Van İzmir
  Sözcü Üye
  Mehmet Kaya Ali Tekin
  Kahramanmaraş Adana
  Üye Üye
  Müjdat Kayayerli Nesrin Ünal
  Afyon Antalya
  Üye Üye
  Teoman Özalp Hasan Erçelebi
  Bursa Denizli
  Üye Üye
  Mahmut Erdir M. Bedri İncetahtacı
  Eskişehir Gaziantep
  Üye Üye
  Mustafa Yaman Ayfer Yılmaz
  Giresun İçel
  Üye Üye
  Azmi Ateş Hüseyin Kansu
  İstanbul İstanbul
  Üye Üye
  Osman Yumakoğulları Rahmi Sezgin
  İstanbul İzmir
  Üye Üye
  Cevdet Akçalı M. Necati Çetinkaya
  Kütahya Manisa
  Üye  
  Birol Büyüköztürk  
  Osmaniye  

HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METİN

ULUSLARARASI TİCARÎ İŞLEMLERDE YABANCI KAMU GÖREVLİLERİNE VERİLEN RÜŞVETİN ÖNLENMESİ SÖZLEŞMESİNİN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN

TASARISI

MADDE 1. – 17 Aralık 1997 tarihinde Paris’de imzalanan “Uluslararası Ticarî İşlemlerde Yabancı Kamu Görevlilerine Verilen Rüşvetin Önlenmesi Sözleşmesi” nin onaylanması uygun bulunmuştur.

MADDE 2. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3. –  Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

DIŞİŞLERİ KOMİSYONUNUN KABUL

ETTİĞİ METİN

ULUSLARARASI TİCARÎ İŞLEMLERDE YABANCI KAMU GÖREVLİLERİNE VERİLEN RÜŞVETİN ÖNLENMESİ SÖZLEŞMESİNİN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN

TASARISI

MADDE 1. – Tasarının 1 inci maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.

MADDE 2. – Tasarının 2 nci maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.

MADDE 3. – Tasarının 3 üncü maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
 
  Bülent Ecevit    
  Başbakan    
  Dev. Bak. ve Başb. Yrd. Devlet Bak. ve Başb. Yrd. Devlet Bakanı
  H. H. Özkan H. Uluğbay Prof. Dr. Ş. S. Gürel
  Devlet Bakanı DevletBakanı DevletBakanı
  M. Yılmaz H. Gemici F. Ünlü
  DevletBakanı AdaletBakanı Millî SavunmaBakanı
  A. Tümen Prof. Dr. S. Öztek Prof. Dr. H. S. Türk
  İçişleri Bakanı DışişleriBakanı Maliye Bakanı
  C. Bayar İ. Cem Z. Temizel
  Millî EğitimBakanı Bayındırlık ve İskân Bakanı SağlıkBakanı
  M. Bostancıoğlu A. Ilıksoy M. G. Karahan
  Ulaştırma Bakanı Tarım ve Köyişleri Bakanı Çal. ve Sos. Güv. Bakanı
  H. B. Aktan M. Erdir Prof. Dr. N. Çağan
  Sanayi ve TicaretBakanı Enerji ve Tabiî Kay. Bakanı Kültür Bakanı
  M. Şahin Prof. Dr. A. Z. Aktaş İ. Talay
  Turizm Bakanı Orman Bakanı Çevre Bakanı
  A. Tan A. Sezer F. Aytekin

 

ULUSLARARASI TİCARÎ İŞLEMLERDE

YABANCI KAMU GÖREVLİLERİNE

VERİLEN RÜŞVETİN ÖNLENMESİ

SÖZLEŞMESİ

GİRİŞ

Âkit Taraflar,

Rüşvetin, ticaret ve yatırım alanları dahil olmak üzere, uluslararası ticarî işlemlerde ciddî ahlakî ve siyasî kaygılara sebep olan, kamu idaresini ve ekonomik gelişmeyi etkileyen ve uluslararası rekabet şartlarını bozan yaygın bir olgu olduğunu dikkate alarak,

Uluslararası ticarî işlemlerde rüşvetle mücadelenin sorumluluğunun bütün ülkelerden beklendiğini dikkate alarak,

Uluslararası ticarî işlemlerde, yabancı kamu görevlilerine verilen rüşvetin caydırıcı, rüşveti önlemek ve mücadele etmek için etkin önlemler alınmasını ve özellikle bu nev’i rüşvetin, ortak unsurlar ve yetki ilkeleri ile her ülkede uygulanabilen diğer temel hukuk ilkelerine uygun şekilde süratle cezalandırılabilirliğini talep eden İktisadî İşbirliği ve Gelişme Teşkilâtının (OECD) 23 Mayıs 1997 tarih ve C (97) 123 Nihaî Sayılı Kararını da gözönünde bulundurarak,

Bilhassa, Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu, Dünya Ticaret Örgütü, Amerika Devletleri Örgütü, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği tarafından yürütülenler olmak üzere, kamu görevlilerine rüşvet verilmesi ile mücadeledeki ittifak ve işbirliğini geliştiren son zamanlardaki diğer girişimleri memnuniyetle karşılayarak,

Kuruluşların, işveren ve sendikal örgütlerin ve diğer hükümetler dışı örgütlerin rüşvete karşı mücadeledeki gayretlerini kutlayarak,

Hükümetlerin, birey ve kuruluşların uluslararası ticarî işlemlerdeki bahşiş talepleri ile mücadeledeki rolüne minnettar olarak,

Bu alandaki her türlü aşamanın, sadece ülkelerin tek başlarına çabalarını değil, aynı zamanda çok taraflı düzeyde bir işbirliği, denetim ve takibini de gerektirdiğinin bilincinde olarak,

Âkit Tarafların almaları gereken önlemler arasındaki denkliğin sağlanmasının, sözleşmeyi, bu denkliği etkileyecek aykırılık şerhi öne sürmeksizin onaylamaları gerektiği hususunun, bu sözleşmenin başlıca konu ve amacını teşkil ettiğinin bilincinde olarak,

Aşağıdaki hususlarda anlaşmışlardır.

Madde 1- Yabancı kamu görevlilerine rüşvet verme suçu

1. Her Âkit Taraf, uluslararası ticaretin yürütülmesinde bir işin veya haksız bir yararın elde edilmesi ve muhafazası gayesiyle resmî görevlerin ifası zımnında hareket etme veya hareket etmekten kaçınması için, yabancı bir kamu görevlisine kasıtlı olarak doğrudan veya aracılar vasıtasıyla hak edilmemiş para veya diğer yararlar öneren, vaat eden veya veren kişi için, o kamu görevlisi veya üçüncü kişi için hukukları kapsamında suç ihdas edilmesini teminen gerekli tedbirler alacaktır.

2. Her Âkit Taraf, teşvik, yardım veya yetkilendirme sureti de dahil olmak üzere, yabancı bir kamu görevlisine rüşvet verilmesine ortak olma fiilinin suç teşkil etmesi için gereken önlemleri alır. Yabancı bir kamu görevlisine rüşvet verme amaçlı teşebbüs veya suç ortaklığı, teşebbüs veya suç ortaklığının o Âkit Tarafın ulusal kamu görevlisine rüşvet verilmesinin de suç teşkil ettiği ölçüde, suç olarak addedilecektir.

3. Yukarıdaki 1 inci ve 2 nci paragraflarda belirtilen suçlar, bundan sonra “yabancı bir kamu görevlisine rüşvet verme” olarak anılacaktır.

4. Bu Sözleşmenin amaçlarına uygun olarak,

a. “Yabancı kamu görevlisi” yabancı bir ülkede, seçilmiş ya da atanmış olsun, yasama, idarî veya adlî bir görevi uhdesinde bulunduran, bir kamu kurum ya da kuruluşu da dahil olmak üzere, yabancı bir ülke için kamu görevi ifa eden her şahıs ve uluslararası bir kamu kuruluşunun memur veya görevlisini belirtir;

b. “Yabancı ülke” tabiri ulusal düzeyden mahallî düzeye kadar Hükümetin bütün seviyeleri ve alt bölümlerini kapsar;

c. “Resmî görevlerinin ifası zımnında harekete geçmek veya görevini ihmal” tabiri, kamu görevlisinin resmî konumunun icap ettirdiği görevini, kendisine verilen yetkiler dahilinde olsun veya olmasın kullanışını belirtir.

Madde 2- Tüzel kişilerin sorumluluğu

Her , Âkit Taraf, kendi hukuk ilkelerine uygun olarak, yabancı bir kamu görevlisine rüşvet verilmesi halinde tüzel kişilerin sorumluluğunu sağlamak için gereken önlemleri alır.

Madde 3- Yaptırımlar

1. Yabancı bir kamu görevlisine rüşvet verilmesi, etkili, orantılı ve caydırıcı cezaî yaptırımlarla cezalandırılabilir kılınacaktır. Cezai yaptırımların baremi, Âkit Tarafın kendi kamu görevlisine rüşvet verilmesi halinde uygulanabilir yaptırımlarla kabil-i kıyas olacak ve gerçek kişilerle ilgili olarak, etkili karşılıklı adlî yardımı ve iadeyi mümkün kılacak yeterli hürriyeti kısıtlayıcı cezaları içerecektir.

2. Eğer, bir Âkit Tarafın hukuk sisteminde cezaî sorumluluk tüzel kişilere uygulanabilir değilse, o Âkit Taraf, yabancı kamu görevlilerine rüşvet verilmesi halinde, tüzel kişilerin para cezaları da dahil olmak üzere, etkili, orantılı ve caydırıcı diğer yaptırımlara maruz kalmalarını sağlayacaktır.

3. Her Âkit Taraf, yabancı kamu görevlisine verilen rüşvetin ve bundan kaynaklanan kazancın veya bu kazançla eş değerdeki mal varlığının, el koyma ve müsadereye tabi tutulmasını veya aynı etkileri parasal yaptırımların uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alacaktır.

4. Her Âkit Taraf, yabancı bir kamu görevlisine rüşvet vermekten dolayı yaptırıma tabi her şahıs için ilave medenî ve idarî yaptırımların uygulanmasını gözönünde bulundurur.

Madde 4- Yetki

1. Yabancı bir kamu görevlisine rüşvet verilmesi suçunun tamamının ya da bir bölümünün kendi ülkesinde işlenmesi karşısında her Âkit Taraf yargı yetkisini ihdas etmek için gereken tedbirleri alacaktır.

2. Yurtdışında işledikleri suçlar nedeniyle vatandaşlarını kovuşturma yetkisine sahip bulunan her Âkit Taraf, aynı ilkelere göre, yabancı bir kamu görevlisine rüşvet verilmesi ile ilgili aynı yetkiyi ihdas etmek için gereken tedbirleri alacaktır.

3. Bu Sözleşmede tanımlanan bu suça ilişkin birden fazla Âkit Tarafın yargı yetkisinin mevcudiyeti halinde, aralarından birinin talebi üzerine, ilgiliTaraflar, kovuşturma için en uygun yargı yetkisinin belirlenmesine yönelik istişarede bulunacaklardır.

4. Her Âkit Taraf yabancı kamu görevlilerine rüşvet verilmesi ile mücadelede, yargı yetkisinin mevcut dayanaklarının etkili olup olmadığını gözden geçirecek, etkili değilse telafi edici girişimlerde bulunacaktır.

Madde 5 - Uygulamaya koyma

Yabancı bir kamu görevlisine rüşvet verilmesi durumunda, soruşturma ve kovuşturmalar her Âkit Tarafın uygulanabilen kaide ve ilkelerine göre yapılır. Kovuşturmalar ulusal ekonomik çıkar mülahazaları, diğer bir Devlet ile ilişkilere olası etkileri ya da bahsekonu gerçek ya da tüzel kişilerin kimliğinden etkilenmeyeceklerdir.

Madde 6 - Zamanaşımı

Yabancı bir kamu görevlisine rüşvet verilmesi suçuna uygulanabilecek zamanaşımı, bu suçun soruşturulması ve kovuşturulması için yeterli bir süreye cevaz verecektir.

Madde 7 - Para aklanması

Kendi kamu görevlisine rüşvet verilmesini, kara para aklama mevzuatının uygulanması amacıyla mesnet suç haline getiren Âkit Taraf, rüşvet vermenin gerçekleştiği yere bakmaksızın, bunu yabancı kamu görevlisine rüşvet verilmesi durumu için de aynı şartlarla uygulayacaktır.

Madde 8 - Muhasebe kuralları

1. Yabancı kamu görevlilerine rüşvet verilmesi ile etkili mücadele için her Âkit Taraf, kendi kanun ve yönetmeliklerine tabi şirketlerce, yabancı kamu görevlilerine rüşvet vermek veya bu rüşveti gizlemek amacıyla, sahte belge kullanılmasını, kayıt dışı hesap oluşturulmasını, kayıt dışı veya yeterince belirtilmeyen işlemler yapılmasını, mevcut olmayan giderler kaydedilmesini, ne olduğu doğru olarak belirtilmeyen borç girişinin yapılmasını önlemek için, defterlerin ve kayıtların, malî bilanço açıklamalarının, muhasebe ve denetleme standartlarının sürdürülmesine ilişkin kendi kanunları ve yönetmelikleri çerçevesinde gerekli tedbirleri alacaktır.

2. Her Âkit Taraf, bu şirketlerin defterlerinde, belgelerinde, hesaplarında ve malî bilançolarında bu nev’iden eksiklik veya hilelerin bulunması halinde, etkili, orantılı ve caydırıcı medenî, idarî ve cezaî yaptırımlar öngörür.

Madde 9 - Adlî yardımlaşma

1. Her Âkit Taraf, yürürlükteki yasalarının ve uluslararası belgelerin elverdiği ölçüde, diğer Tarafa, bu Tarafın tüzel kişilere karşı açtığı cezaî olmayan davalar da dahil olmak üzere, bu Sözleşmeye konu suçlara ilişkin soruşturma ve ceza davaları ile ilgili hızlı ve etkili bir adlî yardım sağlayacaktır. Talep edilen Taraf talep eden Tarafı adlî yardıma dayanak olacak, takdimi gerekli her veri ve ek belgeden ve talep üzerine bu adlî yardım talebinin akibetine ilişkin olarak gecikmeksizin haberdar eder.

2. Âkit Taraflardan birinin adlî yardıma konu suçu her iki ülkede de cezalandırılabilir bir suç olarak görmesi durumunda, eğer suç bu Sözleşmeye konu ise, her iki ülkede cezalandırılabilme şartı var olmayı sürdürecektir.

3. Bu sözleşme çerçevesindeki adlî yardım talebi Taraflarca banka sırrı öne sürülerek reddedilemez.

Madde 10 - İade

1. Yabancı bir kamu görevlisine rüşvet verilmesi, Âkit Tarafların hukuku ve aralarındaki iade sözleşmeleri gereğince iadeyi konu bir suç olarak addedilir.

2. İadeyi bir iade sözleşmesinin mevcudiyeti koşuluyla yapan Taraflardan biri, kendisi ile iade sözleşmesi bulunmayan bir diğer Taraftan bu nev’i bir talep alırsa, yabancı bir kamu görevlisine rüşvet verilmesi suçu ile ilgili olarak, bu Sözleşmeyi, iade için hukukî temel olarak addedebilir.

3. Her Âkit Taraf, yabancı bir kamu görevlisine rüşvet verilmesi suçundan dolayı vatandaşları hakkında kovuşturma yapmak veya onları iade etmek için gerekli önlemleri alır. Yabancı bir kamu görevlisine rüşvet verilmesi suçundan ötürü, o şahsın iade talebini, tek neden olarak, şahsın vatandaşı olması sebebiyle reddeden Taraf, meseleyi kovuşturmanın yapılabilmesi amacıyla yetkili makamlarına tevdi etmelidir.

4. Yabancı bir kamu görevlisine rüşvet verme suçundan iade, ulusal hukuka ve her Âkit Taraf için uygulanabilir sözleşme ve uzlaşma ile belirlenen şartlara tabidir. Taraflardan biri iadeyi her iki ülkede de cezalandırabilir bir suç olma şartına bağlarsa ve suç bu Sözleşmenin 1. maddesinde yazılı suçlardan ise, bu şart yerine gelmiş sayılır.

Madde 11 – Sorumlu makamlar

4. maddenin 3. paragrafındaki istişarenin, 9. maddede öngörülen adlî yardımlaşmanın ve 10. maddede öngörülen iadenin amaçlarına uygun olarak, her Âkit Taraf, OECD Genel Sekreterine, aralarında mevcut diğer düzenlemelerden ayrı olarak, o Taraf için bu konulara ilişkin taleplerinin gönderim ve kabulünden sorumlu bir makamı veya makamları bildirir.

Madde 12 - Denetim ve takip

Bu Sözleşmenin tam olarak uygulanmasının denetimi ve geliştirilmesi amacıyla Taraflar düzenli bir takip programı ortaya koymak üzere işbirliği yaparlar. Tarafların aldıkları aksine bir karar haricinde, bu çalışma karşılıklı rıza ile , OECD’nin Uluslararası Ticarî İşlemlerde Rüşvet Çalışma Grubunun bünyesinde, bu gruba tevdi edilen vazife doğrultusunda ifa olunur ya da anılan kurumun görevlerini üstlenebilecek bir başka kurum tarafından yerine getirilir. Taraflar, bu kurumun uygulanan kuralları doğrultusunda programın masraflarını üstlenir.

Madde 13 - İmza ve katılım

1. Bu Sözleşme, OECD üyesi ülkeler ve Uluslararası Ticarî İşlemlerde Rüşvet Çalışma Grubunun faaliyetlerine tam katılımcı olarak davet edilen üye olmayan ülkelerin imzalarına yürürlüğe giriş tarihine kadar açıktır.

2. Yürürlüğe girmesinden sonra, bu Sözleşme, İmzacı olmayan OECD üyelerine ve Uluslararası Ticarî İşlemlerde Rüşvet Çalışma Grubuna veya onun yerini alan oluşuma tam katılımcı olanlara, katılım için açık olacaktır. İmzacı olmayanlar için Sözleşme, katılım belgesinin tevdiini takip eden altmışıncı gün yürürlüğe girecektir.

Madde 14 - Onay ve onay belgelerinin tevdii

1. Bu Sözleşme, İmzacıların her birinin hukukuna uygun olarak, kabul, uygun bulma veya onaylamasına tabidir.

2. Kabul, tanıma, onay ve katılım belgeleri bu Sözleşmenin Depoziteri olan OECD Genel Sekreterine tevdii olunur.

Madde 15 - Yürürlüğe girme

1. Bu Sözleşme ek belgede öngörülen en büyük ihracat payına sahip on ülke arasından, bu on ülkenin birleşik toplam ihracatının en az yüzde altmışını temsil eden beşinin, kabul, uygun bulma veya onay belgelerini tevdi tarihini takip eden altmışıncı gün yürürlüğe girecektir. Bu şekilde yürürlüğe giriş sonrası, Sözleşme, ilgili belgesini tevdi eden her İmzacı için tevdii takip eden altmışıncı gün yürürlüğe girecektir.

2. Sözleşme, 1 no. lu paragrafa uygun olarak 31 Aralık 1998’e kadar yürürlüğe girmemiş olursa, kabul veya onay belgesini tevdi eden her imzacı ülke yazılı olarak Sözleşmenin yürürlüğe girmesini kabule hazır olduğunu mevcut 2 no. lu paragrafa uygun olarak Depozitere bildirebilirler. Sözleşme, böyle bir bildirimin en az iki İmzacı tarafından yapılmasını takip eden altmışıncı gün yürürlüğe girecektir.

Madde 16 - Değişiklik

Her Âkit Taraf bu Sözleşmenin değiştirilmesini teklif edebilir. Teklif edilen değişiklik, Tarafları bir toplantıya davet için en az altmış gün önceden diğer Taraflara bunu ileten Depozitere sunulacaktır. Tarafların konsensusu ile veya Tarafların konsensus ile belirleyecekleri bir yöntem ile kabul edilen değişiklik, tüm Tarafların onay, kabul veya uygun bulma belgelerini tevdiinden sonraki altmışıncı gün veya değişikliğin Taraflarca kabulü sırasında tespit edecekleri diğer başka şartlara göre yürürlüğe girecektir.

Madde 17 - Çekilme

Bir Âkit Taraf, Depozitere yazılı bildirimde bulunmak suretiyle bu Sözleşmeden çekilebilir. Bu çekilme, bildirimin alınmasından bir sene sonra hüküm doğuracaktır. Çekilmenin hüküm doğurma tarihinden önce sunulan ve sonuçlanmayan adlî yardım ve iade talepleri için Taraflar ve çekilen Taraf arasındaki işbirliği çekilmeden sonra devam edecektir.

Onyedi Aralık bindokuzyüzdoksanyedi tarihinde Paris’te, Fransızca ve İngilizce olarak hazırlanmıştır, her iki metin eşit şekilde geçerlidir.
 
  Almanya Federal Cumhuriyeti adına Arjantin Cumhuriyeti adına
  İmza İmza
  Avustralya adına Avusturya Cumhuriyeti adına
  İmza İmza
  Belçika Krallığı adına Brezilya Federatif Cumhuriyeti adına
  İmza İmza
  Bulgaristan Cumhuriyeti adına Kanada adına
  İmza İmza
  Şili adına Kore Cumhuriyeti adına
  İmza İmza
  Danimarka Krallığı adına İspanya Krallığı adına
  İmza İmza
  Amerika Birleşik Devletleri adına Finlandiya Cumhuriyeti adına
  İmza İmza
  Fransa Cumhuriyeti adına Helen Cumhuriyeti adına
  İmza İmza
  Macaristan Cumhuriyeti adına İrlanda adına
  İmza İmza
  İzlanda Cumhuriyeti adına İtalya Cumhuriyeti adına
  İmza İmza
  Japonya adına Lüksemburg adına
  İmza İmza
  Birleşik Meksika Devletleri adına Norveç Krallığı adına
  İmza İmza
  Yeni Zellanda adına Hollanda Krallığı adına
  İmza İmza
  Polonya Cumhuriyeti adına Portekiz Cumhuriyeti adına
  İmza İmza
  Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda  
  Birleşik Krallığı adına Slovak Cumhuriyeti adına
  İmza İmza
  İsveç Krallığı adına İsviçre Konfederasyonu adına
  İmza İmza
  Çek Cumhuriyeti adına Türkiye adına
  İmza İmza

OECD Genel Sekreterliğine tevdi edilen aslına uygun örneğidir.

Paris, 22 Aralık 1997

Hukuk Müdürlüğü Başkanı

İmza

EK

DAFFE/IME/BR(97)18/FINAL

OECD İHRACAT İSTATİSTİKLERİ

OECD İHRACATLARI

1990-1996 1990-1996 1990-1996

Milyon ABD % %

Doları OECD toplamının en büyük 10’un

ABD 287 118 15,9 % 19,7 %

Almanya 254 746 14,1 % 17,5 %

Japonya 212 665 11,8 % 14,6 %

Fransa 138 471 7,7 % 9,5 %

Birleşik Krallık 121 258 6,7 % 8,3 %

İtalya 112 449 6,2 % 7,7 %

Kanada 91 215 5,1 % 6,3 %

Kore (1) 81 364 4,5 % 5,6 %

Hollanda 81 264 4,5 % 5,6 %

Belçika-Lüksemburg 78 598 4,4 % 5,4 %

En büyük ihracat payına

sahip ilk 10 toplamı 1 459 148 81,0 % 100 %

1990-1996 1990-1996

Milyon ABD %

Doları OECD toplamının

İspanya 42 469 2,4 %

İsviçre 40 395 2,2 %

İsveç 36 710 2,0 %

Meksika (1) 34 233 1,9 %

Avustralya 27 194 1,5 %

Danimarka* 24 145 1,3 %

Avusturya* 22 432 1,2 %

Norveç 21 666 1,2 %

İrlanda 19 217 1,1 %

Finlandiya 17 296 1,0 %

Polonya (1)** 12 652 0,7 %

Portekiz 10 801 0,6 %

Türkiye* 8 027 0,4 %

Macaristan** 6 795 0,4 %

Yeni Zellanda 6 663 0,4 %

Çek Cumhuriyeti*** 6 263 0,3 %

Yunanistan* 4 606 0,3 %

İzlanda 949 0,1 %

OECD Toplamı 1 801 661 100 %

Notlar : *1990-1995,**1991-1996, ***1993-1996

Kaynak : OECD, (1) IMF

Belçika-Lüksemburg hakkında; Belçika ile Lüksemburg’un ticaret istatistikleri birleşiktir. Sözleşmenin 15 inci maddesinin 1 inci paragrafı açısından, Belçika veya Lüksemburg’tan birinin ve her ikisinin kabul, uygun bulma veya onay belgelerini tevdi etmeleri halinde, en büyük ihracat payına sahip on ülkeden birinin onay belgesinin tevdi etmiş olduğu kabul edilir ve Sözleşmenin yürürlüğe girmesi için gereken, sözkonusu on ülkenin toplam birleşik ihracatının yüzde altmışının sağlanması şartı açısından iki ülkenin toplam birleşik ihracatları gözönünde tutulur.
 
 

SIRA SAYISI 168’İN SONU