Dönem : 21 Yasama Yılı : 4
T.B.M.M. (S. Sayısı : 851)
Çevre Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Amasya Milletvekili Ahmet
İyimaya’nın, 2872 Sayılı Çevre Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin ve
Kırklareli Milletvekili Cemal Özbilen ve 5 Arkadaşının, Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe ve Çevre
Komisyonları Raporları
(1/388, 2/586,
2/886)
Not : Tasarı, Başkanlıkça
Adalet, Plan ve Bütçe ve Çevre Komisyonlarına; 2/586 Esas Numaralı Teklif,
Adalet ve Çevre Komisyonlarına ve 2/886 EsasNumaralı Teklif ise İçişleri, Plan
ve Bütçe ve Çevre Komisyonlarına havale edilmiştir.
|
|
T.C. |
|
|
|
Başbakanlık |
22.6.1999 |
|
|
Kanunlar ve Kararlar |
|
|
|
Genel Müdürlüğü |
|
|
|
Sayı : B.02.0.KKG/196-342/2695 |
|
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Önceki yasama döneminde hazırlanıp Başkanlığınıza sunulan ve
İçtüzüğün 77 nci maddesi uyarınca hükümsüz sayılan ilişik listede adları
belirtilen kanun tasarılarının yenilenmesi BakanlarKurulunca uygun görülmüştür.
Gereğini arz ederim.
|
|
|
Bülent Ecevit |
|
|
|
Başbakan |
|
|
T.C. |
|
|
|
Başbakanlık |
3.5.1996 |
|
|
Kanunlar ve Kararlar |
|
|
|
Genel Müdürlüğü |
|
|
|
Sayı : B.02.0.KKG/196-342/1847 |
|
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Önceki yasama döneminde hazırlanıp Başkanlığınıza sunulan ve
İçtüzüğün 78 inci maddesi uyarınca hükümsüz sayılan ilişik listede adları
belirtilen kanun tasarılarının yenilenmesi BakanlarKurulunca uygun görülmüştür.
Gereğini arz ederim.
|
|
|
Mesut Yılmaz |
|
|
|
Başbakan |
1/851 Çevre Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı.
|
|
T.C. |
|
|
|
Başbakanlık |
|
|
|
Kanunlar ve Kararlar |
|
|
|
Genel Müdürlüğü |
26.4.1995 |
|
|
Sayı : B.02.0.KKG/101-815/1980 |
|
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Çevre Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı
Bakanlar Kurulunca 2.3.1995 tarihinde kararlaştırılan “Çevre Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte
gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
|
|
|
Prof. Dr. Tansu Çiller |
|
|
|
Başbakan |
GENEL
GEREKÇE
İçinde bulunduğumuz
yüzyılda, endüstri ve teknoloji alanında meydana gelen hızlı gelişmeler bir
yandan insanın doğa üzerindeki egemenliğini artırıp, yaşam düzeyinin
yükselmesini sağlarken diğer yandan artan nüfus ve hızlı kentleşme olgusunun da
etkisiyle doğal dengelerin bozulması, kaynakların yok edilmesi, canlıların
yaşamını tehdit edecek boyutlara varan hava, su ve toprak kirlenmeleri sonucunu
ortaya çıkarmıştır.
Ülkemiz de, özelikle 1970’li
yıllardan beri çerve sorunlarının gittikçe artan baskısıyla karşı karşıyadır.
Birçok büyük şehrimizde görülen hava kirliliği, kıyılarımızda ve iç sularımızda
artan kirlilik, kaliteli tarım topraklarının endüstri ve yerleşme bölgesi
haline gelmesi, tarımsal mücadele ilaçlarının olumsuz etkileri, yeşil alanların
tahribi, atıklar ve gürültü, ülkenin ekolojik dengesini, doğal kaynaklarını ve
insan sağlığını zedeler hale gelmiştir.
Bütün bu gelişmeler
doğrultusunda Anayasal bazda ilk defa 1982 Anayasasının 56 ncı maddesinde
“Sağlık Hizmetleri ve Çevrenin Korunması” başlığı altında bir düzenlemeye yer
verilmiştir. Anayasanın bu hükmüyle “çevre hakkı” sosyal ve ekonomik hak ve
ödevler arasında yerini almıştır.
Ancak Anayasanın çevrenin
korunmasına ilişkin hükümleri sadece 56 ncı madde ile sınırlı değildir.
“Özel mülkiyet hakkının
kullanılmasına getirilen kamu yararı sınırını düzenleyen 35 inci madde; deniz,
göl ve akarsu kıyılarının, sahil şeritlerinin kamu yararına açık alanlar
olmasına ilişkin 43 üncü madde; toprağın verimli kullanılması ve korunmasına
ilişkin 44 üncü madde; tarım alanları ile çayır ve meraların amaç dışı
kullanımını ve tahribini önlemeyi düzenleyen 45 inci madde; konut ihtiyacının
çevre koşullarını gözeten bir planlama çerçevesinde karşılanmasını öngören 57
nci madde; tarih, kültür ve tabiat varlıklarının korunmasını düzenleyen 63 üncü
madde; doğal afet ve tehlikeli salgın hastalıkları düzenleyen 119 uncu madde;
doğal servetlerin ve kaynakların aranması ve işletilmesini düzenleyen 168 inci madde
ve ormanların korunması ve geliştirilmesine ilişkin 169 uncu maddeler de” çevre
ile ilgilidir.
1982 Anayasası ile
getirilen bu hükümler gereğince, çevre kirliliğinin önlenmesi, çevrenin
korunması ve iyileştirilmesi amacına yönelik olarak 9.8.1983 tarihli ve 2872
sayılı Çevre Kanunu yürürlüğe girmiştir.
2872 sayılı Çevre Kanunu
çevre ile ilgili temel tanımların dışında idarî düzenlemeler ve
yükümlülüklerin, yasakların, denetim ve cezai müeyyidelerin yer aldığı çerçeve
bir kanundur. Bu genel çerçevenin gerektirdiği düzenlemeler ise yönetmeliklere
bırakılmıştır. Kanunun uygulanmasını sağlamak üzere bugüne kadar dokuz adet
yönetmelik çıkarılmıştır.
Ancak, ülkemizde çevre
sorunlarının yeni oluştuğu ve anlaşıldığı sırada hazırlanan ve yürürlüğe
konulan 2872 sayılı Çevre Kanunu günün ihtiyaçlarına tam olarak cevap
verememektedir. Genel anlamda, çevre sorunlarının süratle büyümesi ve çevrenin
öneminin zaman içinde daha da anlaşılır hale gelmesi sebepleriyle Kanunun
etkinliğini artırmak üzere bazı değişikliklerin yapılması zorunluluğu
doğmuştur.
Ülkemizde hızlı
şehirleşmenin ve endüstrileşmenin kaçınılmaz bir sonucu olan hava kirliliği,
bazı şehirlerimizde insan sağlığını tehdit eden boyutlara ulaşmıştır.
Kişilerin beden ve ruh
sağlığını etkileyen gürültü, canlıları rahatsız eden, medenî ve doğal hayat
tarzına uymayacak şekilde ve hızla artmaktadır.
Denizlerimizde ve iç
sularımızda görülen kirlilik; sağlık, ekonomi ve turizm potansiyelimizi tehdit
eden ölçülere varmıştır. Yerleşme ve endüstri merkezlerinden sulara bırakılan
katı ve sıvı atıklar, deniz ve körfezlerimizi hızla kirletirken, radyoaktif
maddeler, katı atıklar, kimyasallar, tehlikeli katı ve sıvı atıkların bertarafı
uluslararası sorun olmuş, gelişmiş ve sanayileşmiş ülkelerin atıklarını
gelişmekte olan ülkelere gönderme isteklerine paralel olarak, söz konusu
atıkların ülkemizin hükümranlık alanındaki denizlerimizde bertaraf edilmesi
sorunu ortaya çıkmıştır. Buna bağlı olarak kıyılarımızda artan kirlilik,
turizme bağlanan ümitleri de büyük ölçüde zedelemektedir. Ayrıca su ürünlerinin
gördüğü zarar yanında, yayılan kirlilik deniz ekolojisini çevre ve insan
sağlığını tehdit eden, bozan ölçülere varmıştır.
Toprağın kötü
kullanılması ise ülkemizin bugünü ve geleceği açısından büyük bir tehlikeye yol
açmaktadır. Kaliteli tarım topraklarının yerleşme ve endüstri maksatlarıyla
kullanarak yok edilmesinin yanında, yeşil örtünün tahribi ve erozyon,
yurdumuzun ekolojik dengesini ve tarım potansiyelini belki görülmeyen bir
şekilde, fakat hızla etkilemektedir.
Bunun yanısıra tarımsal
üretimi etkileyen zararlılarla mücadele ilaçları ve benzeri diğer kimyasal
maddeler, gereğinden fazla veya bilgisizce kullanma gibi sebeplerle, insan,
hayvan ve bitki sağlığını etkileyen sonuçlara yol açmaktadır.
Bütün bu olumsuzlukları
gidermek üzere 2872 sayılı Kanunun uygulamada etkinliğini sağlayacak bazı
hükümleri ile cezai hükümleri yeniden düzenlenmiştir.
2872 sayılı Çevre
Kanununun uygulanmasında, yaptırımların idarî para cezası şeklinde öngörülmüş
olmasından kaynaklanan sıkıntılarla karşılaşılmaktadır. İdarî para cezalarının,
hürriyeti bağlayıcı cezalara oranla daha hızlı işletilebilmesine rağmen, bu
cezaların cezayı veren makam tarafından olayın niteliği ve niceliğine göre
takdir edilememesi hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurmaktadır. Ayrıca öngörülen
para cezaları çoğunlukla muhtemel zararı önlemek için harcanması gereken
miktardan daha düşük kalması nedeniyle etkisiz olmaktadır.
Hürriyeti bağlayıcı
cezalar, sonuçları itibarı ile idarî para cezalarından daha caydırıcı niteliğe
sahip olması ve fiilin ağırlığına göre takdir edilebilmesi açısından çevre
korumasının gerçekleştirilmesinde idarî para cezalarına oranla daha etkin bir
rol oynayacaktır.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1. – Bu madde ile 2872 sayılı Çevre
Kanununun “Tanımlar” başlıklı 2 nci maddesinde yer alan atık tanımı
değiştirilmiş ve Kanunda yapılan değişikliklere paralel olarak maddeye
tehlikeli atık, evsel atık, tehlikeli madde, sulak alan ve tarım kimyasalı
tanımları ilave edilmiştir.
Madde 2. – Bu madde ile 2872 sayılı Çevre
Kanununun 10 uncu maddesi değiştirilmiş ve çevreyi doğrudan ya da dolaylı
olarak, olumlu ya da olumsuz yönde etkileyen bir faaliyetin etkilerinin,
faaliyetle ilgili yatırıma başlamadan önce henüz karar aşamasında iken
irdelenmesi ve faaliyetin yaratabileceği olumsuz etkilerin önlenmesi için
alternatif çözümlerin belirlenmesinde kullanılan çevresel etki değerlendirmesi
uygulamasında yetkili ve karar verici mercinin Çevre Bakanlığı olduğu
belirtilmiştir.
Madde 3. – Kanunun uygulanmasının
izlenmesi ve yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediğinin tespitinde
denetim önemli bir araçtır.
Çevre Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin “görev” başlıklı 2 nci maddesiyle “Çevreye
olumsuz etkileri olan her türlü faaliyeti ülke bütününde izlemek ve denetlemek”
yetkisi Çevre Bakanlığına verilmiştir.
Ancak, Çevre Bakanlığının bugünkü teşkilât
yapısı ve imkânlarıyla denetiminin etkili ve süratli bir şekilde yapılması
mümkün olmadığından, Çevre Bakanlığının kontrolü altında, belediyelere ve mülkî
idare amirliklerine de denetim yetkisi tanınmıştır.
Askerî bölgeler ve faaliyetlerin
denetiminin, özellikleri nedeniyle, Genel Kurmay Başkanlığı ve ilgili
Bakanlıklar tarafından hazırlanacak bir yönetmelik çerçevesinde yapılması
öngörülmüştür.
Denetim hizmetleri ayrı bir teknik ve
uzmanlığı gerektirdiğinden denetimi yapacak elemanların nitelikleri ve denetim
usulüne ilişkin hususların, düzenlenecek yönetmelikle belirlenmesi uygun
görülmüştür.
Ayrıca, yapılacak denetimlerin etkinliğini
sağlamak üzere denetime muhatap olan gerçek ve tüzel kişilere denetimle yetkili
mercilerin isteyecekleri bilgi ve belgeleri verme ve kirleten öder ilkesi
gereğince analiz ve ölçüm giderlerini karşılama zorunluluğu çevreyi
kirletebilecek faaliyette bulunan kurum ve işletmelere kullandıkları hammadde,
yakıt, çıkardıkları ürün ve atıklar ile proses şemalarını ve kirlilik
raporlarını denetimle yetkili mercilere bildirmeleri yükümlülüğü getirilmiştir.
Madde 4. – Bu madde ile, çevreye zararlı
faaliyetlerde bulunan kurum, kuruluş ve işletmelerin faaliyetlerinin
denetlemeye yetkili mercilerin talebi üzerine mahallin en büyük mülkî idare
amiri tarafından durdurulmasına imkân tanıyan bir düzenleme yapılmıştır. Ayrıca
çevre kirliliğinin insan ve çevre sağlığı yönünden büyük tehlike yarattığı
durumlarda Çevre Bakanlığına da faaliyeti durdurma yetkisi verilmiştir.
Madde 5. – Bu madde ile 2872 sayılı Çevre Kanununda yer alan fon gelirleri
ile ilgili olarak uygulamada görülen bir kısım eksikliklerin giderilmesine
çalışılmıştır. Ayrıca fon kaynaklarını artırabilmek amacıyla çevre ile doğrudan
alakalı bulunan konularda ve fona ait veya fonun katıldığı tesis ve işletmeler
marifetiyle veya Bakanlık vasıtasıyla verilen hizmetlerden elde edilecek
gelirler de fon gelirleri arasına dahil edilmiştir. Yine 2872 sayılı Çevre
Kanununda fon gelirleri arasında sayılmasına rağmen tahsilat güçlükleri
sebebiyle uygulama alanı bulamayan; çevre kirliliğine sebebiyet veren kurum ve
işletmelerden alınacak iştirak paylarına, Belediye Gelirleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkındaki 3914 sayılı Kanunla yürürlüğe giren çevre
temizlik vergisinin de aynı mahiyette olması sebebiyle madde metninde yer
verilmemiştir.
Fon gelirlerinin tahsili ve bankaya
aktarılması konusundaki usulleri de belirten madde hükmünde; özellik arz eden
en önemli düzenleme, fon gelirlerinin zamanında fonun bankadaki hesabına
aktarımını sağlamayan kurum ve kuruluşların şahsî sorumlularından, aktarılması
gereken meblağın % 10’u nispetinde ceza tahsil edilmesidir. Böylelikle fon
gelirlerinin düzenli olarak aktarılması sağlanacaktır.
Bu madde ile ayrıca, çevre hizmetlerinin
gerçekleştirilmesi ile ceza tahsilatı yapan kurum ve kuruluşların tahsilat
masraflarının karşılanmasında kullanılmak kaydıyla Çevre Kanunu ile getirilen
idarî para cezalarından, madde metninde öngörülen oranlarda, tahsilatı yapan
kurum ve kuruluşlara da pay ayrılmasına ilişkin bir düzenleme yapılmıştır. Bu
suretle Kanundaki cezaların uygulanmasında etkinliği sağlamak ve fon
gelirlerini artırmak amaçlanmıştır.
Madde 6. – Bu madde ile, motorlu taşıtlarla havanın kirletilmesi, gemi veya
diğer deniz vasıtaları ile suların kirletilmesi ve haber verme, bildirim ve
bilgi verme yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde uygulanacak idarî para
cezaları düzenlenmiştir.
Madde 7. – Bu madde ile, 20 nci maddede
belirtilen idarî para cezalarının hangi merciler tarafından verileceği
düzenlenmiştir. Kanunun 12 nci maddesinde yapılan düzenlemeye paralel olarak
liman başkanlıklarına ve Sahil Güvenlik Komutanlığı bağlısı uçak ve helikopter
pilotlarına da ceza kesme yetkisi verilmiştir.
Madde 8. – Bilindiği üzere, “Kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesi gereğince
idareye fiilin ağırlığına göre, takdiren para cezası verme yetkisi
tanınmamaktadır. Bu durum ise, çevreye verilecek zararın niceliği ne olursa
olsun aynı cezayı uygulamak zorunluluğunu beraberinde getirmekte, haksız
uygulamalara yol açmaktadır.
Bu madde ile yukarıda belirtilen
olumsuzlukların bertaraf edilmesi amaçlanmıştır. Bu sebeple, Çevre Kanunuyla
düzenlenen suçlara, (gemi ve deniz araçları ve motorlu kara taşıtlarıyla
işlenen suçlara verilecek cezalar ve diğer birkaç konu dışında) uygulanacak
müeyyideler Ceza Hukukuna tâbi kılınmıştır.
Ayrıca madde ile, idarî para cezalarına
göre daha caydırıcı niteliğe sahip ve fiilin ağırlığına göre takdir edilebilen
hürriyeti bağlayıcı cezalar da öngörülmüştür.
Madde 9. – Gelişmiş ülkeler, ürettikleri atıklardan kurtulmanın en kolay ve
en ucuz yolunu söz konusu atıkları gelişmekte olan ülkelere yasal olmayan
yollarla göndermekte bulunmaktadırlar. Ülkemiz de bu maddelerin uluslararası
taşınımının olumsuz etkilerine maruz kalmaktadır. Bu tür zararlı atıkların yurt
içine sokulmasını ve kullanımını önlemek amacıyla söz konusu atıkların ithali
madde hükmü ile yasaklanmış, ihracat ve transit geçişi ise Çevre Bakanlığının
iznine bağlanmıştır. Ayrıca atıkların taşınması sırasında taşıma belgesinin
bulundurulması zorunluluğu getirilmiştir.
Atıkların dışında tutulan hurdaların
ithali yürürlükte olan İthalat Rejimi Kararları çerçevesinde yürütülmektedir.
Madde metni ile istisnai olarak ekonomik değeri haiz kâğıt, demir gibi geri
kazanım yüzdesi yüksek olan hurdaların yasak kapsamına girmeden kontrollü
olarak ülkemize girişine müsaade edilmiştir.
Madde 10. – İçme ve kullanma suları tüm
dünyada olduğu gibi ülkemizde de rezerv olarak sınırlıdır. Söz konusu suların
korunması ve en iyi şekilde kullandırılmasını sağlamak amacıyla bu suların
çevrelerinde koruma bantları oluşturulması, koruma alanlarının tanımı ve bu
bantlarda uygulanacak yasak ve sınırlamalara ilişkin düzenleme Geçici 2 nci
madde olarak 2872 sayılı Çevre Kanununa ilâve edilmiştir.
Ayrıca madde ile nüfus yoğunluğundaki
artışa temel teşkil etmesi bakımından su havzalarında belediye kurulması
yasaklanmıştır.
Madde 11. – Bu madde ile yürürlükten kaldırılan hükümler belirtilmiştir.
Madde 12. – Yürürlük maddesidir.
Madde 13. – Yürütme maddesidir.
Plan ve
Bütçe Komisyonu Raporu
|
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi |
|
|
|
Plan ve Bütçe Komisyonu |
13.8.1999 |
|
|
Esas No. : 1/388 |
|
|
|
Karar No. : 50 |
|
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Çevre Bakanlığınca
hazırlanarak, Bakanlar Kurulunca 19 uncu Yasama Döneminde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına sunulan kanunlaşamadığı için 20 nci Yasama Döneminde
yenilenen ancak bu dönemde de kanunlaşamayan ve İçtüzüğün 77 nci maddesi hükmü
gereğince kadük olan “Çevre Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı”, bu defa, Hükümetçe 22.6.1999 tarihinde yenilenmiş ve yenilemeye
ilişkin Başbakanlık yazısının 22.6.1999 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına sunulmasını takiben, Başkanlıkça 29.6.1999 tarihinde talî komisyon
olarak Plan ve Bütçe Komisyonu ile Adalet Komisyonuna, esas komisyon olarak da
Çevre Komisyonuna havale edilen söz konusu Tasarı; Komisyonumuzun 21 Temmuz, 4
ve 10 Ağustos 1999 tarihlerinde yaptığı 21 inci, 26 ncı ve 28 inci
birleşimlerde Çevre Bakanı Fevzi Aytekin, Maliye Bakanlığı ve Çevre Bakanlığı
ile Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı temsilcilerinin de katılımlarıyla
incelenip, görüşülmüştür.
Bilindiği gibi; içinde
bulunduğumuz yüzyılda, endüstri ve teknoloji alanında meydana gelen hızlı
gelişmeler, bir yandan insanın doğa üzerindeki egemenliğini artırıp yaşam
düzeyinin yükselmesini sağlarken, diğer yandan artan nüfus ve hızlı kentleşme
olgusunun etkisiyle doğal dengenin bozulması, kaynakların yok edilmesi,
canlıların yaşamını tehdit edecek boyutlara varan hava, su ve toprak kirlenmesi
sonucunu doğurmuştur. Ülkemizde, özellikle 1970’li yıllardan sonra sanayinin
yoğunlaştığı büyük şehirlerimizde başta olmak üzere çevre kirlenmesiyle karşı
karşıya kalındığı, son yıllarda tarım sektöründe meydana gelen gelişmeler
sonucu tarımsal mücadele ilaçlarının kullanılmasıyla ekolojik denge bozularak
insan sağlığını tehdit eder hale gelmiştir. Bütün bu gelişmeler sonucu ülkemizin
sürdürülebilir kalkınma modelini uygulayabilmesi amacıyla, Anayasanın sağlık
hizmetleri ve çevrenin korunması başlıklı 56 ncı maddesi hükmünü de dikkate
alarak çevrenin; korunması, iyileştirilmesi, kırsal ve kentsel alanda arazinin
ve doğal kaynakların en uygun şekilde kullanılması ve korunması için yapılacak
düzenlemeleri ve alınacak önlemleri ekonomik ve sosyal kalkınma hedefleriyle
uyumlu olarak belirli hukukî ve teknik esaslara göre düzenlemek amacıyla
9.8.1983 tarihinde 2872 sayılı Çevre Kanunu çıkarılmıştır. Bu Kanuna
dayanılarak uygulamada etkinliği sağlamak amacıyla pek çok tüzük ve yönetmenlik
yayımlanmıştır. Ancak, gerek Çevre Kanunu, gerekse çıkarılmış bulunan tüzük ve
yönetmelikler globalleşen dünyadaki gelişmeler karşısında yetersiz kalmaktadır.
Anılan Kanunda, daha ziyade kirlilik boyutuna önem verilerek, çevre koruma
boyutunun ihmal edilmiş olması, ayrıca, katılım ve eğitim konusunda da herhangi
bir düzenlemeyi ihtiva etmemesi, uygulamada karşılaşılan en büyük eksiklikler
olmuştur.
Diğer yandan; Ülkemizin
hızlı bir şehirleşme ve endüstrileşme içinde bulunması hava, deniz ve iç
sularımızda görülen kirlilik; sağlık, ekonomi ve turizm potansiyelimizi tehdit
eder boyutlara ulaşmıştır. Sanayileşmiş ülkelerin başta radyoaktif unsur içeren
maddeler olmak üzere, sıvı ve katı atıklarını gelişmekte olan ülkelere ihraç
etme çabaları ile toprağı endüstriyel maksatlı kullanarak kaliteli tarım
topraklarının yok edilmesi, tarımda üretimi artırmak amacıyla bilinçsizce
kullanılan çeşitli kimyasal maddelerin yarattığı kirlenmeler de geleceğimizi tehdit eder boyutlara
varmıştır. Bütün bu olumsuzlukları önlemek amacıyla 2872 sayılı Çevre Kanununun
günün koşullarına göre revize edilmesi, zarureti ortaya çıkmıştır.
Tasarı ve gerekçesi
incelendiğinde 2872 sayılı Kanunda,
- Son yıllarda sanayi ve
teknoloji alanında meydana gelen gelişmeler doğrultusunda çevrede oluşabilecek
olumsuz koşulların önlenmesi hususunda çevresel etki değerlendirmesi
uygulamasında yetkili ve karar verici mercinin Çevre Bakanlığı olduğunun belirtilmesine,
- Kanunun uygulamasına,
izlenmesine ve yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediğinin etkin bir
şekilde denetlenmesinin sağlanmasına, çevreye zarar veren kurum, kuruluş ve
işletmelerin gerektiğinde faaliyetlerinin yetkili makamlarca durdurulmasına
imkân verilmesine,
- Çevre Fonunun
gelirlerinin artırılmasına, Fonun gelirlerinin tahsilinde etkinliği sağlayıcı
müeyyidelerin getirilmesine,
- Kanunda belirlenen
konularla ilgili olarak haber verme, bildirim ve bilgi verme yükümlülüğünün
yerine getirilmemesi halinde uygulanacak idarî para cezaları ile bu cezaların
hangi makamlarca verileceğinin belirlenmesine,
- Kanunda belirtilen bazı
suçlara uygulanacak müeyyidelerin daha caydırıcı nitelikte olan hürriyeti
bağlayıcı cezaları da kapsayacak biçimde belirlenmesine, yurt dışından zararlı
atıkların ithalinin yasaklanması ve bu maddelerin ihracatı ile transit
geçişlerinin Çevre Bakanlığının iznine bağlanmasına,
- İçme ve kullanma
sularının korunmasına,
İlişkin düzenlemelerin
getirildiği anlaşılmaktadır.
Komisyonumuzda Tasarının
geneli üzerinde yapılan görüşmelerde;
- Çevre Bakanlığının
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin, öncelikle
görüşülerek kanunlaşmasının gerekli olduğu,
- Çevre Bakanlığının
çevre politikalarını belirleyen, koordine eden ve denetleyen bir Bakanlık
olması gerektiği,
- Çevre Fonuna ilişkin
gelirlerin artırılmasında yarar görüldüğü, ancak; bütçe dışı fon yaratılması
hususunda yapılacak düzenlemelerin mutlaka yeniden değerlendirilmesinde yarar
bulunduğu,
- Tasarının 1995 yılında
hazırlandığı, dolayısıyla son yıllarda ortaya çıkan çevre sorunlarıyla ilgili
olumsuzlukları giderebilecek hükümleri içerip içermediği hususunda tereddüt
duyulduğu bu nedenle daha ayrıntılı şekilde incelenmesini teminen kurulacak alt
komisyonca olgunlaştırılmasına ihtiyaç duyulduğu,
- Söz konusu Tasarıda
Plan ve Bütçe Komisyonunun talî komisyon olarak tayin edildiği, ancak; kamu
gider ve gelirlerini doğrudan etkileyen, dolayısıyla millî bütçeye ek malî
yükler getiren düzenlemeler ile yeni kadro ihdasları hususunda esas Komisyonca
bir artırıma gidilmesinden kesinlikle kaçınılmasının gerektiği,
İfade edilmiştir.
Geneli üzerinde yapılan
müzakerelerden sonra, Tasarının daha ayrıntılı bir şekilde incelenebilmesini ve
gerekli düzenlemelerin yapılmasını teminen bir alt komisyon kurulmasına karar
verilmiştir.
Alt Komisyon, 28,29
Temmuz 1999 tarihleri arasında Çevre Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Tarım ve
Köyişleri Bakanlığı Temsilcilerinin katılımı ile yaptığı titiz ve kapsamlı
çalışmalarında, Çevre Kanunu bütünüyle değerlendirilmiş gerekli maddelerinde
yeni düzenlemeler yapmış, bazı konularda gerekli değişikliklerin yapılması
hususunda komisyonumuza temennide bulunma kararı almış, çalışmalarını bir rapor
halinde Komisyonumuza sunmuş ve müzakerelere, Alt Komisyonca hazırlanan metnin
esas alınması suretiyle devam edilmesini temenni etmiştir.
Bu defa Komisyonumuz, 4
ve 10 Ağustos 1999 tarihlerinde Çevre Bakanı Fevzi Aytekin ile Çevre, Maliye,
Tarım ve Köyişleri, Sağlık ve Adalet Bakanlıkları, Devlet Planlama Teşkilatı
Müsteşarlığı ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü temsilcilerinin de katılımıyla
müzakerelere alt komisyon tarafından oluşturulan metin üzerinden devam
edilmesine karar vermiş ve hazırlanan metnin maddelerinin görüşülmesine geçilmiştir.
Metnin;
- Çerçeve 4 üncü
maddesinde öngörülen Yüksek Çevre Kurulunun oluşumuna Kültür Bakanının da dahil
edilmesi suretiyle,
- Çerçeve 7 nci maddesi
ile yeniden düzenlenen 2872 sayılı Çevre Kanununun 10 uncu maddesinin ikinci
fıkrasındaki “Bu faaliyetler uygulanamaz” ibaresinin fıkrada ifade bütünlüğünü
sağlamak amacıyla metinden çıkarılması ve redaksiyona tâbi tutulması suretiyle,
- Çerçeve 8 inci maddesi
ile yeniden düzenlenen 2872 sayılı Çevre Kanununun 11 inci maddesinin (B)
fıkrasının “Hizmet birlikleri bu Kanunun yayımından itibaren bir yıl içinde
kuruluşlarını tamamlamak zorundadırlar” ifadesinin “Hizmet birliklerini kurmuş
belediyelere öncelikle yardım yapılır” şeklinde yeniden düzenlenmesi ve “6183
sayılı Kanun hükümlerine göre ödenir” ibaresinin “6183 sayılı Kanun Hükümlerine
göre takip ve tahsil olunur” şeklinde redaksiyona tâbi tutulması suretiyle,
- Çerçeve 9 uncu maddesi
ile yeniden düzenlenen 2872 sayılı Çevre Kanununun 12 nci maddesinde görevini
kötüye kullanan çevre müfettişleri için öngörülen “iki aydan altı aya kadar
hapis cezası ile cezalandırılır” hükmünün metinden çıkartılması suretiyle,
- Çerçeve 10 uncu maddesi
ile yeniden düzenlenen 2872 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin 3 üncü
fıkrasındaki “atıkların ve” ibaresinden sonra gelmek üzere “bitki, hayvan ve
insan sağlığı ile ilgili olanlar hariç” ibaresinin, konuya açıklık getirmek
için ilave edilmesi suretiyle,
- Çerçeve 13 üncü maddesi
ile yeniden düzenlenen 2872 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin;
- Birinci fıkrasının, (a)
bendinin “Trafiğe ilk defa tescil edilen motorlu araçlardan alınan taşıt alım
vergisi tutarının dörtte biri oranında ayrıca tahsil edilen miktardan” şeklinde
yeniden düzenlenmesi, (c) bendinde gemi siciline tescil edilen her türlü deniz
araçlarından alınan katkı paylarının yeniden düzenlenmesi, (d) bendinde yer
alan “araçları ile” ibaresinden sonra gelmek üzere “yurt içinde” ibaresinin
ilave edilmesi, (f) bendinin metinden çıkarılması, (g) bendinde yer alan “yüzde
bir” oranının “binde beş” olarak değiştirilmesi ve bentde pet şişelerle ilgili
hükmün yeniden düzenlenmesi, (h) bendinde “her bir kara avcılığı ruhsat
tezkeresi” ibaresinin “her türlü ateşli silah ruhsat tezkereleri” şeklinde
değiştirilmesi, (j) bendinin metinden çıkartılması, (k) bendinde yer alan
“Spor-Toto, Spor-Loto, Millî Piyango, Sayısal Loto türü” ibaresinin “Millî
Piyango ve Sayısal Lotonun” şeklinde değiştirilmesi “yüzde biri” oranının
“binde beş”e indirilmesi,
- İkinci fıkrasının,
birinci fıkrada yapılan düzenlemelere paralel olarak “ve (f) bentlerinde”
ibaresinin “bendinde” şeklinde değiştirilmesi,
- Üçüncü fıkrasının
birinci cümlesinin, “İlgililer, bu maddenin (b), (d), (e), (f), (g), (h) ve (k)
bentleri gereğince her ay topladıkları tutarları örneği Bakanlıkça hazırlanacak
beyanname ile tahsili takip eden ayın son gününe kadar Bakanlığa beyan ederek,
toplanan tutarları aynı süre içinde Fonun banka hesabına yatırmak
zorundadırlar” şeklinde değiştirilmesi,
- Dördüncü fıkrası,
“Güvenlik” ibaresinden sonra gelmek üzere “Komutanlığı ile 2918 sayılı
Karayolları Trafik Kanununa göre yetkili kılınan kuruluşlarca” ibaresinin ilave
edilmesi,
- Fonun bütçe kapsamında
olması halinde fon gelirlerinin % 70’inin ödenek olarak öngörülmesini
düzenleyen altıncı fıkrasının metinden çıkarılması,
Suretiyle,
- Çerçeve 14 üncü maddesi
ile yeniden düzenlenen 2872 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinin beşinci
fıkrasının (f) bendindeki “arıtma ve bertaraf tesisi ile” ibaresinin “arıtma,
bertaraf tesisleri ve bunlarla ilgili” şeklinde redaksiyona tâbi tutulması, (g)
bendinin metinden çıkartılması suretiyle,
- Çerçeve 15 inci maddesi
ile yeniden düzenlenen 2872 sayılı Kanunun 20 nci maddesi idarî nitelikli
cezalarda etkinliği sağlamak amacıyla artırılması ve redaksiyona tâbi tutulması
suretiyle,
- Çerçeve 16 ncı maddesi
ile yeniden düzenlenen 2872 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi ceza gerektiren
fiillerin birinci tekrarında bir kat ikinci tekrarında iki kat artırılması
ifadesi uygulamada tereddütlere neden olmaması için yüzde yüz ve yüzde ikiyüz
olarak redaksiyona tâbi tutulması suretiyle,
- Çerçeve 18 inci maddesi
ile yeniden düzenlenen 2872 sayılı Kanunun 25 inci maddesi, idarî para cezası
gerektiren suçlarla ilgili olarak düzenlenen tutanağın ilgili mevzuata
uygunluğunun değerlendirilebilmesi için bir ay olarak öngörülen sürenin onbeş
güne indirilmesini düzenleyecek şekilde redaksiyona tâbi tutulması, suretiyle,
- Çerçeve 19 uncu maddesi
ile yeniden düzenlenen 2872 sayılı Kanunun 26 ncı madesi, adlî nitelikli
cezaların, 28.7.1999 tarihli ve 4421 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Cezaların
İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile getirilen
düzenlemelere paralellik sağlamak amacıyla redaksiyona tâbi tutulması
suretiyle,
- Çerçeve 22 nci maddesi
ile yeniden düzenlenen 2872 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi maksadı daha iyi
ifade edebilmek için redaksiyona tâbi tutulması suretiyle,
- Çerçeve 24 üncü maddeye
bağlı;
- Ek 2 nci maddesinin 1
inci fıkrasının (a) bendi “tahribi ile çölleşen ve” ibaresi “tahribi, çölleşme,
toprakların tuzlanması ve alkalileşmesi ile” olarak, (d) bendi “akarsular ve
göllerden” ibaresi “akarsulardan, göllerden ve tarım arazilerinden” olarak
redaksiyona tâbi tutulması suretiyle,
- Ek 3 üncü maddesi
aynen,
- Ek 4 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (a) bendi, mutlak koruma alanı üzerinde kirlenmeye neden
olabilecek faaliyetlerin engellenmesi amacıyla redaksiyona tâbi tutulması, (b)
bendinde hayvancılığa ibaresinden sonra gelmek üzere “Tarım ve Köyişleri
Bakanlığınca belirlenecek olanlar dışında” ibaresinin ilave edilmesi ve bendin
sonundaki “Bu alanda ekolojik tarım uygulaması teşvik edilir” cümlesinin
metinden çıkartılması suretiyle,
- Ek 5 inci maddesi
aynen,
- Ek 6 ncı maddesi aynen,
- Geçici 2 nci maddesi
maksadı daha iyi ifade edebilecek şekilde redaksiyona tâbi tutulması suretiyle,
- Çerçeve 1, 2, 3, 5, 6,
11, 12, 17, 20, 21 ve 23 üncü maddeleri, yürürlüğe ilişkin 25 inci maddesi,
yürütmeye ilişkin 26 ncı maddesi ile Geçici 1 inci maddesi aynen,
Kabul edilmiştir.
Ayrıca, Tasarıda yapılan
değişiklikler ve ilaveler nedeniyle madde gerekçeleri yeniden düzenlenmiştir.
Raporumuz esas Komisyon
olan Çevre Komisyonuna havale edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile arz
olunur.
|
|
Başkan |
Başkanvekili |
Sözcü |
|
|
Metin Şahin |
Mehmet Hanifi Tiryaki |
Nihat Gökbulut |
|
|
Antalya |
Gaziantep |
Kırıkkale |
|
|
Kâtip |
Üye |
Üye |
|
|
Cafer Tufan Yazıcıoğlu |
Sait Açba |
Abdülkadir Akcan |
|
|
Bartın |
Afyon |
Afyon |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Gaffar Yakın |
Ali Uzunırmak |
Zeki
Ergezen |
|
|
Afyon |
Aydın |
Bitlis |
|
|
|
|
(İmzada
bulunamadı) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
M. Altan Karapaşaoğlu |
Oğuz Tezmen |
Süleyman Coşkuner |
|
|
Bursa |
Bursa |
Burdur |
|
|
(İtiraz
şerhim ekli.) |
(İmzada
bulunamadı) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Hakkı Duran |
Mücahit Himoğlu |
Aslan
Polat |
|
|
Çankırı |
Erzurum |
Erzurum |
|
|
|
|
(İmzada
bulunamadı) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Ramazan Gül |
Ali Er |
Celal Adan |
|
|
Isparta |
İçel |
İstanbul |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Aydın Ayaydın |
Ali Coşkun |
Yılmaz Karakoyunlu |
|
|
İstanbul |
İstanbul |
İstanbul |
|
|
|
(Muhalefet
şerhi ekli.) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Nesrin Nas |
Masum Türker |
Hasan Metin |
|
|
İstanbul |
İstanbul |
İzmir |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
İlhami Yılmaz |
Zeki Ünal |
Necdet Tekin |
|
|
Karabük |
Karaman |
Kırklareli |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Ali Gebeş |
Mehmet Ali Yavuz |
Ahmet Derin |
|
|
Konya |
Konya |
Kütahya |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Süleyman Çelebi |
Veysi
Şahin |
Cevat Ayhan |
|
|
Mardin |
Mardin |
Sakarya |
|
|
|
(İmzada
bulunamadı) |
(Muhalefet
şerhim eklidir.) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Ş. Ramis Savaş |
Tarık Cengiz |
Kemal
Kabataş |
|
|
Sakarya |
Samsun |
Samsun |
|
|
|
|
(İmzada
bulunamadı) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Lütfi Ceylan |
Hasan Özgöbek |
Bekir Gündoğan |
|
|
Tokat |
Uşak |
Tunceli |
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANLIĞINA
Görüşülmekte olan “Çevre
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının” 13 üncü maddesinin son
3 üncü paragrafında alt komisyonda tespit edilerek ilave olunan “Toplanan
Fon’un % 70’inin Çevre Bakanlığına intikal ettirilir” hükmüne Komisyon
Başkanlığınca karşı çıkılarak bu oranın düşürülmesi istikametindeki tutumlarından
dolayı karşıyız.
1. Bu fonda toplanan
paraların amacının, çevre ile ilgili yatırımlarda harcanacağı, kanunla ilan
edilmiştir.
2. Bu fonun amacı dışında
bütçe uygulamaları ile kullanılması Devletin yasalarla verdiği taahhüdün dışına
çıkmak anlamına gelir.
3. Böyle bir uygulamanın
aşağıdaki boyutları gözden uzak tutulmuştur.
a) Hukukî boyut
b) Sosyolojik boyut
c) Ahlakî boyut
4. Gelecek asrın çevre ve
özgürlükler asrı olacağı gözönünde bulundurulmamış olacaktır.
Yukarıda belirttiğimiz
sebeplerden dolayı Fonun kullanılması ile ilgili Tasarı maddesine karşı
olduğumuzu arz ederiz.
|
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONUNCA KABUL EDİLEN METNE
İLİŞKİN
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1. - Günümüzde ulusal kalkınma
çabalarını belirleyici temel etkenlerden birisinin çevresel kaynaklar olduğu,
başta doğal kaynaklar olmak üzere bu değerlerin tahribinin kısa dönemde bile
kalkınma çabalarını olumsuz bir şekilde etkilediği gerçeği tüm dünyada kabul
edilmektedir. Nitekim 3-14 Haziran 1992 tarihinde düzenlenen Birleşmiş
Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansında Çevre ve Kalkınma arasındaki
karşılıklı bağımlılık ilişkisi ve çevreyi koruyarak kalkınma yaklaşımı global
düzeyde onaylanmıştır. Bu gelişmeler doğrultusunda pek çok ülkenin kanunlarında
sürdürülebilir kalkınma ilkesi yer almış ve ekonomik faaliyetler ile kalkınma
programlarının çevreyle uyumlu olmasını sağlayıcı düzenlemeler yapılmıştır.
Sürdürülebilir kalkınma yaklaşımının ülkemiz
için de en uygun ve akılcı prensip olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle Çevre
Kanununun amaç maddesinin bu çerçevede değiştirilmesi uygun olacaktır.
Madde 2. - Kanunda yapılan değişikliklere
paralel olarak bazı yeni terimlerin tanımlanması zorunluluğu doğmuştur.
Tanımlar maddesinin bu çerçevede yeniden düzenlenmesi zorunluluğu
bulunmaktadır.
Madde 3. - Çevrenin korunması ve çevre
kirliliğinin önlenmesini sağlamak bakımından Çevre Kanununun üçüncü maddesinin
değiştirilerek, amaç maddesinde yapılan değişikliğe paralel olarak
sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasına, teknoloji seçiminde kirliliği
sınırlandırma hedefinin de gözönünde bulundurulması gereğine, Anayasanın çevre
korunması konusunda vatandaşa da yükümlülük getiren 56 ncı maddesi
doğrultusunda gerçek ve tüzel kişilerin çevrenin korunması ve kirliliğin
önlenmesi ile görevli olduğuna ve çevre kirliliğinin önlenmesi ve
giderilmesinde ekonomik araçlardan yararlanmasına ilişkin ilkelere yer
verilmesi gerekmektedir.
Madde 4. - Yüksek Çevre Kurulunun Başbakanın
başkanlığında ilgili bakanlardan oluşmasına ilişkin düzenlemedir. Kurulun
etkinliğini artırmak için böyle bir yapılanmaya gidilmesi zorunluluğu
bulunmaktadır. Bu yapılanma nedeniyle Yüksek Çevre Kurulunun Çevre Bakanlığının
Kuruluş ve Görevleri Hakkında 443 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede değil Çevre
Kanununda düzenlenmesinin daha uygun olduğu düşünülmektedir.
Madde 5. - Bu madde ile Yüksek Çevre
Kurulunun görevleri düzenlenmektedir.
Madde 6. - Mevcut arazi kullanımı
planlamasında her bakanlık kendi faaliyet alanında kendi amaçları doğrultusunda
planlar yapmakta çevresel değerlerin daha optimal ve ortak hedefler
doğrultusunda korunması ve kullanılması genel bir çerçeve içinde
değerlendirilmemektedir. Dolayısıyla özellikle arazi kullanım planlamasına
ilişkin çevresel politika ve stratejilerin bir plan bütünlüğü içinde yer alması
ve biran önce uygulamaya aktarılması ihtiyacı bulunmaktadır. Bu nedenle madde
ile Çevre Bakanlığınca çevre koruma planları yapılmasına ve bu planların ilgili
diğer kurum ve kuruluşlarca yapılacak her ölçekteki planlarda dikkate
alınmasına ilişkin bir düzenleme getirilmiştir.
Maddede ayrıca ulusal ve uluslararası
düzeyde önem taşıyan ve koruma altına alınan nesli tehlikede, nadir ve endemik
bitki ve hayvan türleri ile bunların yaşama ortamlarının korunması ve
geliştirilmesine ilişkin hükümler ile sulak alanların korunmasına ilişkin
düzenlemelere yer verilmiştir. Gelecek nesillere insana yakışır bir doğal çevre
bırakmak amacıyla doğal hayatın korunması için gerekli tedbirlerin alınması ve
başka su kuşları olmak üzere karakteristik bitki ve hayvan toplulukları
barındıran, bulunduğu bölgenin su rejimini düzenleyen, balıkçılık avcılık
rekreasyonel kullanımlar, turistik faaliyetler ve bilimsel çalışmalara olanak
sağlayan, yaban hayatı yaşama ortamları içerisinde önemli ve farklı statüye
sahip olan sulak alanların korunması, ulusal çıkarlarımız ve uluslararası
anlaşmalarla üstlendiğimiz taahhütlerimiz gereğidir.
Madde 7. - Çevresel Etki Değerlendirmesi
süreci ile ilgili çalışmaların etkin ve verimli olabilmesi için izin ve ruhsat
vermekle yetkili diğer kurumların nihai izinlerini vermeden önce mutlaka ÇED
çalışmasının yapılıp yapılmadığını araştırmaları ve ÇED olumlu belgesi
bulunmayan faaliyetlere izin vermemeleri gerekmektedir. Bu sayede hem
bürokratik işlemlerdeki karmaşıklığın önüne geçilecek hem de bir faaliyet için
planlama aşamasında ÇED çalışmasının yapılması sağlanmış olacaktır. Ayrıca
plan, politika ve programların çevresel etkilerini değerlendiren stratejik
çevresel etki değerlendirmesi sürecine kanunda yer verilmesi de bir gereklilik
olarak görülmektedir.
Madde 8. - Çevre Kanununun 11 inci
maddesinin, meydana gelen yeni gelişmeler doğrultusunda yeniden düzenlenmesi
zorunluluğu bulunmaktadır. Arıtma ve bertaraf yükümlülüğü bulunan tesislere
inşaat ruhsatı aşamasında bu yükümlülüğün yerine getirileceğini gösterir proje
ve belgeleri ilgili kuruma sunmadıkça inşaat ruhsatı, inşaatı bitmiş olanlardan
bu yükümlülüğü yerine getirmeyenlere ise işletme veya iskân ruhsatı verilmemesine
ilişkin düzenleme ile arıtma ve bertaraf tesislerinin yapılması sağlanacak,
ayrıca atıksu altyapı sistemlerinin kurulması ile sorumlu kurum ve kuruluşlar
belirlenerek bu konudaki yetki ve sorumluluklar açıklığa kavuşturulmuş
olacaktır. Gemi ve deniz araçlarından kaynaklanan deniz kirliliğinin
önlenmesine yönelik olarak da liman, tersane, gemi söküm yeri ve marinalarda
yüzer ya da sabit kabul tesislerinin kurulması ile ilgili bir zorunluluk
getirilmiştir.
Madde 9. - Kanunun denetim, bilgi verme ve
bildirim yükümlülüğüne ilişkin maddesinin çevresel denetimlerdeki etkinliği
artırmak üzere yeniden düzenlenmesinin uygun olduğu düşünülmektedir. Ayrıca
denetlemelerde gönüllü çevre müfettişliği kurumundan yararlanılması Kanunun
uygulanmasını izlemesi ve yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediğinin
tespitinde önemli kolaylıklar sağlayacaktır.
Madde 10. - Hava, su ve toprağa karışarak
kısa veya uzun dönemde ekolojik dengeyi bozan, çevre ve insan sağlığı açısından
zararlı etkiler meydana getiren tehlikeli kimyasalların kullanım alanları,
etiketlenmesi, ambalajlanması, depolanması, taşınması ve ihracatına ilişkin
usul ve esasların belirlenmesi, bu maddelerin kullanımının kontrol altına
alınması ve böylelikle çevrenin korunmasının sağlanması yönünden önem taşımaktadır.
Ülkemizde yılda yaklaşık iki milyon ton
tehlikeli atığın oluştuğu gözönünde bulundurulduğunda tehlikeli atıklarla
ilgili hukuksal düzenlemelerin de ne kadar gerekli olduğu ortaya çıkmaktadır.
Bu nedenle Çevre Kanununun 13 üncü maddesinin de değiştirilmesi gerektiği
düşünülmektedir.
Madde 11. - Çevre Kanunu uyarınca
yayınlanan yönetmeliklere aykırı davrananların faaliyetinin Çevre Bakanlığınca
durdurulmasının uygulamalara etkinlik kazandıracağı düşünülmektedir. Bu
itibarla maddede bu yönde bir değişiklik yapılması uygun olacaktır.
Madde 12. - Çevre Kanununun Çevre
Kirliliğini Önleme Fonu ile ilgili 17 nci maddesinin, Fonun kullanım alanları
ile ilgili maddeyle paralelliğin sağlanması açısından değiştirilmesi
gerekmektedir.
Madde 13. - Fon kaynaklarını artırabilmek
amacıyla tasarının Çevre Kirliliğini Önleme Fonunun gelirleriyle ilgili maddesi
yeniden düzenlenmiştir.
Madde 14. - Çevre Bakanlığının bütçeden
aldığı pay oldukça sınırlı olduğundan çevre yatırımlarına yeterli kaynak ayırma
imkânı bulunmamaktadır. Bakanlık bütçesi, personel giderleri ve cari
harcamalarla birlikte Bakanlığın kuruluş kanunundaki görevlerin etkin ve
verimli bir şekilde yerine getirilmesinde yetersiz kalmaktadır.Bu itibarla
Fonun kullanılmasına ilişkin maddenin genişletilerek yeniden düzenlenmesi
gerekmektedir.
Çevre hizmetlerinin gerçekleştirilmesinde
nitelikli personel istihdamının büyük önem taşıdığı gözönüne alınarak Çevre
Bakanlığı bünyesinde yer alan Çevre Fonunda personelin desteklenmesinin uygun
olacağı düşünülmüştür. Çevre Bakanlığı merkez ve taşra personel kadrosunun bin
civarında bulunduğu gözönüne alındığında söz konusu ödemenin Fon bütçesine cüzi
bir yük getireceği açıktır.
Madde 15. - İdarî nitelikteki cezaların
adlî nitelikteki cezalara oranla daha hızlı işletilebildiği gözönüne
alındığında çevresel suçların önlenmesinde idarî nitelikteki cezalara ağırlık
verilmesi uygun olacaktır.
Madde 16. - Çevre Kanununun tekerrüre
ilişkin 23 üncü maddesinin uygulanmasında bazı sorunlarla karşılaşılmaktadır.
Bu itibarla söz konusu maddenin değiştirilmesi uygulamadaki belirsizliği
gidermek açısından uygun olacaktır.
Madde 17. - Çevre Kanununun İdarî Para
Cezalarında Yetki başlıklı 24 üncü maddesinin, denetimle ilgili 12 nci maddede
yapılan değişikliğe paralel olarak değiştirilmesi gerekmektedir.
Madde 18. - Kanunun İdarî Cezalara İtiraz
başlıklı 25 inci maddesinin uygulanmasında da dava açma süresinin kısaltılması
nedeniyle bazı sorunlarla karşılaşılmaktadır. Ayrıca idarî para cezalarının
uygulanmasına, ödeme süresine, tahsil usulüne ilişkin düzenlemelerin yapılmamış
olması belirsizliklere neden olmaktadır. Bu itibarla söz konusu maddenin
değiştirilmesi uygun olacaktır.
Madde 19. - Adlî nitelikteki cezaların
sadece bazı önemli çevre suçları için öngörülmesi diğer suçlar için idarî para
cezalarının uygulanması yaklaşımının benimsenmesi nedeniyle bu madde yeniden
düzenlenmiştir. Ayrıca tüzel kişilerin organ ve temsilcilerinin tüzel kişiler
yararına işledikleri suçlardan sorumlu tutulması çevre suçların önlenmesinde
önemli bir etkinlik sağlayacaktır.
Madde 20. - Çevre Kanununun, bu Kanun
uyarınca verilecek idarî nitelikteki cezaların diğer kanunlarda yazılı
cezaların uygulanmasına engel olmayacağı yolundaki 27 nci maddesi ceza
hukukunun temel ilkelerine aykırı olduğundan maddenin değiştirilmesi
zorunluluğu bulunmaktadır.
Madde 21. - Çevreye verilen zararların çok
uzun dönemde ortaya çıkabilecek olması nedeniyle bu zararların tazminine
ilişkin taleplerin zaman aşımına uğrama sürelerinin 5 ve 30 yıl olarak
belirlenmesi uygun olacaktır. Bu itibarla Çevre Kanununun kirletenin
sorumluluğuna ilişkin 28 inci maddesi yeniden düzenlenmiştir.
Madde 22. - Anayasanın 56 ncı maddesinde
yer alan Çevre Hakkının gerçekleştirilebilmesi için çevreyle ilgili bilgilere
ulaşma hakkının da tanınması gerekmektedir. Bu itibarla maddede çevresel
bilgileri ulaşma hakkına ve bu hakkın kullanılmasına ilişkin esaslara yer
verilmiştir.
Madde 23. - Yürürlükte bulunan bazı
kanunların bu kanunla getirilen düzenlemelere aykırı hükümlerinin kaldırılması
gerekmektedir. Bu itibarla Çevre Kanununun 32 nci maddesinde bu yönde bir
değişiklik yapma zorunluluğu bulunmaktadır.
Madde 24. - Ülkemizde erozyon, anız
yakılması, sanayileşme, yapılaşma, ağaç ve bitki varlığının yok edilmesi
çeşitli maden arama ve işletme faaliyetleri gibi sebeplerle toprak yapısının
bozulduğu bir gerçektir. Toprağın bozulmasını tahribini ve kirlenmesini
önlemek, dengeli ve sürekli kullanımını sağlamak amacıyla bazı tedbirlerin
alınması zorunluluğu bulunmaktadır.
Ayrıca kurum, kuruluş ve işletmelerin
büyüklüklerine göre bir çevre yönetim birimi kurması ya da çevre görevlisi
istihdam etmesi, çevreyle ilgili yükümlülüklerini yerine getirebilmeleri
açısından önem taşımaktadır.
Kurum, kuruluş ve işletmelere ISO 14000
çevre yönetim sistem standartlarına uygunluk belgesi verilirken Çevre
Bakanlığının görüşünün alınması, bu belgelerin uygun kuruluşlara verilmesi
açısından gereklidir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle Çevre
Kanununun bu ihtiyaçlara cevap verecek şekilde genişletilmesi gerektiği
düşünülmektedir.
Ayrıca Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliğinde
yer alan içme ve kullanma sularının korunmasına ilişkin düzenlemelerin Çevre
Kanununda düzenlenmesine ilişkin bir değişiklik yapılması gerekmektedir.
Madde 25. - Bu kanunun yürürlüğe girdiği
tarihte faal durumda olan işletmelere bu kanunda ve yönetmeliklerde belirlenen
ek yükümlülükleri yerine getirilebilmeleri için ek bir süre tanınması uygun
olacaktır. Bu nedenle Kanuna uygun protokolleri ile ilgili bir geçici madde
eklenmiştir.
Kanunun 9 uncu maddesinde belirtilen çevre
koruma planları esaslarına aykırı bulunan faaliyetlerin söz konusu planlara
uygun hale getirilmesi ile ilgili bir düzenlemenin de yapılması gereklidir.
Madde 26. - Yürürlük maddesidir.
Madde 27. - Yürütme maddesidir.
ALT
KOMİSYON RAPORU
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANLIĞINA
Çevre Bakanlığınca hazırlanarak, Bakanlar
Kurulunca 19 ve 20 nci Yasama Dönemlerinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına sunulan, ancak Türkiye Büyük Millet Meclisinin erken genel
seçimlerle yenilenmesi nedeniyle İçtüzüğün 77 nci maddesi hükmü gereğince kadük
olan “Çevre Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”, bu defa,
Hükümetçe 22.6.1999 tarihinde yenilenmiş ve yenilenmeye ilişkin Başbakanlık
yazısının 22.6.1999 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
sunulmasını takiben, Başkanlıkça 29.6.1999 tarihinde tali komisyon olarak Plan
ve Bütçe Komisyonu ile Adalet Komisyonuna esas komisyon olarak da Çevre
Komisyonuna havale edilen sözkonusu Tasarı; Komisyonumuzun 21.7.1999 tarihinde
yaptığı 21 inci birleşiminde, Çevre Bakanı Fevzi Aytekin, Maliye Bakanlığı ve
Çevre Bakanlığı ile Devlet Planlama Teşkilâtı Müsteşarlığı temsilcilerinin de
katılımlarıyla incelenip, görüşülmeye başlanmıştır. Tasarının 1995 yılında
hazırlandığı, bu itibarla özellikle son yıllarda ortaya çıkan çevre sorunları
ile ilgili olumsuzlukları giderebilmek amacıyla Çevre Kanununda yeni
düzenlemelere gerek duyulduğu ve Tasarının bu haliyle ihtiyaçların tümünü
kapsamadığı, bu nedenle konunun daha ayrıntılı bir şekilde incelenerek
Tasarının olgunlaştırılmasını teminen bir Alt Komisyon kurulmasına karar
verilmiştir.
Alt Komisyon, 28, 29 Temmuz 1999
tarihlerinde Çevre, Tarım ve Köyişleri ve Maliye Bakanlıklarının
temsilcilerinin katılımıyla yaptığı titiz ve kapsamlı çalışmalar sonucunda,
sözkonusu Tasarıda, aşağıdaki hususları içeren bir metin oluşturmak suretiyle
çalışmalarını tamamlamıştır.
Bu çalışmalar sonucunda Alt
Komisyonumuzda;
– Sürdürülebilir kalkınma yaklaşımının
ülkemiz içinde en uygun ve akılcı prensip olduğundan hareketle Çevre Kanununun
amacının bu çerçevede değiştirilmesi,
– Kanunda yapılan değişikliklere paralel
olarak bazı yeni terimlerin tanımlanması,
– Çevrenin korunması ve kirliliğin
önlenmesini sağlamak bakımından, amaç maddesinde yapılan değişikliğe paralel olarak
teknoloji seçiminde kirliliği sınırlandırma hedefinin gözönünde bulundurulması,
ekonomik faaliyetlerde doğal kaynakların fiyatlandırılması ve çeşitli ekonomik
araçlardan yararlanılmasına ilişkin ilkelere de yer verilmesi,
– Çevre konusunda politika ve strateji
tespit eden Yüksek Çevre Kurulunun etkinliğini arttırmak amacıyla yeniden
yapılandırılması ve görevlerinin yeniden düzenlenmesi,
– Özellikle arazi kullanım planlamasına
ilişkin çevresel politika ve stratejilerin bir plan bütünlüğü içinde yer alması,
ulusal ve uluslararası düzeyde önem taşıyan ve koruma altına alınan bitki ve
hayvan türlerinin korunması ve geliştirilmesi, sulak alanların doğal
yapılarının ve ekolojik dengelerinin korunması konularında alınacak önlemlerle
ilgili esasların belirlenmesi,
– Çevresel Etki Değerlendirmesi süreci ile
ilgili çalışmaların etkin ve verimli olabilmesini sağlayan düzenlemeler ile
plan, politika ve programların çevresel etkilerini değerlendiren stratejik
çevresel etki değerlendirmesi sürecine yer verilmesi,
– Arıtma ve bertaraf yükümlülüğü bulunan
tesislerin inşaat ruhsatı aşamasında bu yükümlülüğü yerine getirip
getirmediğinin kontrolünün yapılması; atıksu altyapı sistemlerinin kurulması
ile sorumlu kurum ve kuruluşların belirlenmesi; atıksu arıtma, atık bertarafı
ve katı atık geri kazanım tesislerinin kurulması konularındaki esas ve
usullerin belirlenmesi,
– Kanunun denetim, bilgi verme ve bildirim
yükümlülüğüne ilişkin maddesinin çevresel denetimlerdeki etkinliğini artırmak
üzere yeniden düzenlenmesi ve gönüllü çevre mütfettişliği kurumundan
yararlanılması,
– Hava, su ve toprağa karışarak kısa veya
uzun dönemde ekolojik dengeyi bozan, çevre ve insan sağlığı açısından zararlı
etkiler meydana getiren tehlikeli kimyasalların kullanımının tüm aşamalarının
belirli esaslara bağlanması ile kullanımının kontrol altına alınması,
– Çevre Kirliliğini Önleme Fonunun adının
Çevre Fonu şeklinde değiştirilmesi,bir yandan kaynak yaratılması amacıyla fonun
gelirlerinin, diğer yandan da çevrenin korunması, iyileştirilmesi ve
geliştirilmesine uygun olarak fonun kullanım amaçlarının yeniden düzenlenmesi,
– Çevresel suçların önlenmesinde idari
nitelikteki cezalara ağırlık verilmesi, adli nitelikteki cezaların sadece bazı
önemli çevre suçları için öngörülmesi,
– Çevresel bilgilere ulaşma hakkına ve bu
hakkın kullanılmasına ilişkin esaslara yer verilmesi,
– Çevrenin korunması ve çevre sorunlarının
çözümlenmesiyle doğrudan ve dolaylı ilgisi olan kurum ve kuruluşlar arasında
işbirliğini sağlamaya yönelik sistemin geliştirilmesi,
– Toprağın bozulmasını, tahribini ve
kirlenmesini önlemek için dengeli ve sürekli kullanımını sağlayıcı tedbirlerin
alınması,
– Kurum, kuruluş ve işletmelerde
büyüklüklerine göre bir çevre yönetim birimi kurulması,
– İçme ve kullanma sularının korunmasına
ilişkin düzenlemelerin yapılması,
Şeklinde görüşler doğrultusunda bir metin
oluşturulmuş ve Komisyonumuzun takdirlerine sunulması kararlaştırılmıştır.
Ayrıca, Alt Komisyonumuzda Tasarının;
– Çevre Fonunun gelirlerini düzenleyen
maddesinde, fonun gelir kalemleri arasında öngörülen ve mükellefe ek yük
getiren;
-
Vergi dairelerince tahsil edilen akaryakıt tüketim vergisi hasılatının yüzde
biri oranında ayrıca tahsil edilecek miktar,
-
Belediyelerce tahsil edilen emlak vergisi bedelinin yüzde onu oranında ayrıca
tahsil edilecek katkı paylarının,
– Alt Komisyonumuzca önerilen
düzenlemelere aykırı hükümleri içeren;
-
5516 sayılı Bataklıkların Kurutulması ve Bundan Elde Edilecek Topraklar
Hakkında Kanun,
-
6200 sayılı Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü Teşkilât ve Vazifeleri Hakkında
Kanunun 2 nci maddesinin (c) bendi,
-
1380 sayılı Su Ürünleri Kanununun 7 ve 20 nci maddeleri ve aynı Kanunun 3288
sayılı Kanunla değiştirilen 36 ncı maddesinin (b) ve (d) bentlerinin
yürürlükten kaldırılmasını düzenleyen hükmün,
Komisyonumuzda değerlendirilmesinin daha
uygun olacağı kanaatine varılmıştır.
Raporumuz, Plan ve Bütçe Komisyonuna
sunulmak üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile arz olunur.
|
ALT KOMİSYONUN KABUL ETTİĞİ METİN
ÇEVRE KANUNUNDA
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1. - 9.8.1983 tarihli ve 2872 sayılı
Çevre Kanununun 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 1. - Bu Kanunun amacı, bütün
vatandaşların ortak varlığı olan çevrenin sürdürülebilir kalkınma ilkesi
doğrultusunda korunması, iyileştirilmesi ve geliştirilmesini sağlamaktır."
MADDE 2. - 2872 sayılı Kanunun 2 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Madde 2. - Bu Kanunda geçen
terimlerden;
Çevre : Canlıların yaşamları boyunca
ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları fizikî, biyolojik,
sosyal, ekonomik ve kültürel ortamı,
Çevre korunması: Çevresel değerlerin ve
ekolojik dengenin tahribini, bozulmasını ve yok olmasını önlemeye, mevcut bozulmaları
gidermeye, çevreyi iyileştirmeye ve geliştirmeye yönelik çalışmaların bütününü,
Çevre kirliliği : Çevrede meydana gelen ve
canlıların sağlığını, çevresel değerleri ve ekolojik dengeyi bozabilecek her
türlü olumsuz etkiyi,
Sürdürülebilir kalkınma : Bugünkü ve
gelecek kuşakların, çevreyi koruyarak, sağlıklı ve dengeli bir çevrede
yaşamasını güvence altına alan kalkınma politikalarını,
Alıcı ortam : Hava, su, toprak ortamları
ile bu ortamlarla ilişkili ekosistemleri,
Doğal kaynak : Bütün bitki, hayvan ve
mikroorganizmalar ile bunların yaşama ortamları olan hava, su ve toprak ve
doğada bulunan cansız varlıkları,
Kirleten: Eylem veya işlemleri sonucu
doğrudan veya dolaylı olarak çevre kirliliğine ve çevrenin bozulmasına neden
olan gerçek ve tüzel kişileri,
Ekosistem: Canlıların kendi aralarında ve
cansız çevreleriyle ilişkilerini bir düzen içinde yürüttükleri biyolojik,
fiziksel ve kimyasal sistemi,
Ekolojik denge : İnsan ve diğer canlıların
varlık ve gelişmelerini doğal yapılarına uygun bir şekilde sürdürebilmeleri
için gerekli olan şartların bütününü,
Sulak alan : Yaban hayatın yaşama ortamı
olan, doğal veya yapay, devamlı veya geçici, suları durgun veya akıntılı,
tatlı, acı veya tuzlu, denizlerin gel-git hareketlerinin çekilme devresinde derinliği
altı metreyi geçmeyen suları, bataklık, sazlık ve turbiyeleri,
Atık: Herhangi bir faaliyet sonunda
çevreye atılan veya bırakılan her türlü maddeyi,
Tehlikeli atık: Tehlikeli fiziksel,
kimyasal ve/veya biyolojik özellikleri
nedeniyle canlılarda ve alıcı ortamda olumsuz
etkilere yol açan atıklar ve bu atıklarla kirlenmiş madde ve malzemeleri,
Radyoaktif atık: İlgili mevzuat uyarınca
yetkili kılınan merciler tarafından belirlenen serbest bırakma seviyelerinin
üzerinde aktivite ve konsantrasyonda radyoizotopları bulunduran veya bu
radyoizotoplarla bulaşmış ve tekrar kullanılması düşünülmeyen madde ve
malzemeleri,
Tehlikeli kimyasallar : Fiziksel, kimyasal
ve/veya biyolojik yönden olumsuz etki yaparak ekolojik denge ile insan ve diğer
canlıların doğal yapılarının bozulmasına neden olan her türlü kimyasal madde ve müstahzarları,
Çevresel etki değerlendirmesi:
Gerçekleştirilmesi planlanan faaliyetlerin çevreye olabilecek etkilerinin
belirlenmesinde, olumsuz etkilerin
önlenmesi ya da zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak
önlemlerin tespitinde, yer ve teknoloji
alternatiflerinin değerlendirilmesinde ve faaliyetlerin uygulanmasının
izlenmesi ve denetlenmesinde sürdürülecek çalışmaları,
Stratejik çevresel etki değerlendirmesi :
Plan, politika ve programların kabulünden önce çevresel etkilerinin
incelenmesini,
Çevre Koruma Planı : Bitki ve hayvan
türleri ile bunların yaşam alanlarını ve alıcı ortamları korumak ve geliştirmek
üzere ülke, havza veya alan bazında yapılan planları,
Çevre ile uyumlu teknoloji : Her türlü
faaliyet sırasında doğal kaynak ve enerjinin verimli kullanılmasını ve geri
kazanılmasını sağlayan ve atık
oluşumunu azaltan teknolojileri,
Bakanlık: Çevre Bakanlığını,
Fon : Çevre Fonunu
İfade eder."
MADDE 3. - 2872 sayılı Kanunun 3 üncü
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 3. - Çevrenin korunmasına
ve kirliliğinin önlenmesine ilişkin
genel ilkeler şunlardır :
a) Gerçek ve tüzel kişiler çevrenin
korunması ve kirliliğinin önlenmesi ile
görevli olup, bu konuda alınacak
tedbirlere ve belirlenen esaslara uymakla yükümlüdürler.
b) Arazi ve kaynak kullanım kararlarını
veren ve proje değerlendirmesi yapan yetkili kuruluşlar, sürdürülebilir
kalkınma ilkesini ve karar alma süreçlerinde, toplumun tüm kesimlerinin
ihtiyaçlarını gözetirler.
c) Çevre ile uyumlu teknolojilerin kullanılması esastır.
d) Kirlenmenin önlenmesi,
sınırlandırılması, giderilmesi ve çevrenin iyileştirilmesi için yapılan
harcamalar kirleten tarafından karşılanır.
e) Yapılacak ekonomik faaliyetlerde
sürdürülebilir kalkınma yönünden doğal kaynakların fiyatlandırılması mukayeseli
olarak gözetilir.
f) Çevrenin korunması, çevre kirliliğinin
önlenmesi ve giderilmesi için vergi, harç, katılma payı ve teşvik gibi ekonomik araçlar kullanılır.
g) Bölgesel ve küresel çevre sorunlarının
çözümüne yönelik olarak uluslararası çalışmalar sonucu ortaya çıkan ulusal
yükümlülüklerin yerine getirilmesi için gerekli teknik, idari ve hukuki
düzenlemeler Bakanlığın koordinasyonunda yapılır.
Bölgesel ve küresel çevre sorunlarına
neden olan kurum, kuruluş ve işletmeler ulusal yükümlülüklerin yerine
getirilmesindeki sorumluluğu paylaşmak ve ortaya çıkabilecek maliyetleri
karşılamakla yükümlüdür.”
MADDE 4. - 2872 sayılı Kanunun İkinci
Bölümünün başlığı " Yüksek Çevre Kurulu ve Görevleri" olarak
değiştirilmiş ve 443 sayılı Kanun
Hükmünde Kararname ile yürürlükten kaldırılan 4 üncü maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
"Yüksek Çevre Kurulu
Madde 4. - Başbakanın başkanlığında,
Başbakanın bulunmadığı zamanlarda Başbakan Yardımcısının başkanlığında, Çevre,
Maliye, Millî Eğitim, Bayındırlık ve İskân, Sağlık, Tarım ve Köyişleri, Sanayi,
Enerji ve Tabiî Kaynaklar, Turizm ve Orman Bakanları ile Devlet Planlama
Teşkilâtı Müsteşarlığı ve Denizcilik Müsteşarlığının bağlı olduğu Devlet
Bakanlarından oluşan Yüksek Çevre Kurulu kurulmuştur.
Diğer Bakanlar kendilerini ilgilendiren
konuların görüşülmesi sırasında, kurul toplantılarına başkan tarafından
çağrılabilir.
Kurul yılda en az bir defa toplanır.
Kurulun sekretarya hizmetleri Çevre
Bakanlığınca yürütülür.
Kurulun çalışmaları ile ilgili konularda
ön hazırlık ve değerlendirme yapmak üzere, Çevre Bakanlığı Müsteşarının
başkanlığında ilgili bakanlık müsteşarları, diğer kurum ve kuruluşların en üst
düzey yetkili amirlerinin katılımı ile toplantılar düzenlenir. Bu toplantılara
gerekli görüldüğü hallerde Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve
Ticaret Borsaları Birliği, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu,
Türkiye Ziraat Odaları Birliği ile bilimsel kuruluş, kamu kurumu niteliğindeki
diğer meslek kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve yerel yönetimler
temsilcileride davet edilebilir.
Kurulun çalışma usul ve esasları ile diğer
hususlar yönetmelikle belirlenir.
MADDE 5. - 2872 sayılı Kanunun 409 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile
yürürlükten kaldıran 5 inci maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
"Yüksek Çevre Kurulunun Görevleri
Madde 5. - Yüksek Çevre Kurulunun
görevleri şunlardır:
a) Sürdürülebilir kalkınma politikalarının
hedef ve ilkelerini belirlemek ve uygulanmasını sağlamak,
b) Bu hedef ve ilkeler doğrultusunda etkin
çevre yönetiminin sağlanması, çevrenin korunması, çevre kirliliği ve
bozulmalarının önlenmesi ile çevrenin iyileştirilmesi ve geliştirilmesi için,
politika ve stratejiler belirlemek,
c) Sürdürelibilir kalkınma amacına uygun
olarak ekonomik kararlara çevre boyutunun dahil edilmesine imkân veren hukukî,
idarî, ekonomik, ticari ve malî tedbirleri belirlemek,
d) Birden fazla bakanlık ve kuruluşu
ilgilendiren çevre konularına ilişkin uyuşmazlıklarda nihai kararı vermek,
e) Özel çevre koruma bölgelerinde hangi
çeşit tesislerin nerelerde yapılacağına, bu konuda ilgililere taşınmaz mal
tahsisine ve yapı izni verilmesine ilişkin esasları belirlemek,
f) Ekolojik önem taşıyan ve çevre
kirlenmelerine ve bozulmalarına duyarlı olan alanları koruma altına almak
üzere, Özel Çevre Koruma Bölgeleri tespit ve ilân etmek ve bu alanlarda
çevrenin korunmasına, kirlenmenin önlenmesine, ekolojik dengenin
iyileştirilesine ve sürdürülmesine ilişkin esasları belirlemek,
g) Kuruluş ve işletmelerden alınacak
emisyon ve deşarj izinlerine ilişkin katkı paylarının esaslarını belirlemek.
Bu maddenin (b) bendinde bahsi geçen
politika ve stratejiler, kalkınma plan ve programları, bölge planları ile doğal
kaynak kullanımı ve arazi kullanım kararlarında ve ilgili bakanlıklar, kurum ve
kuruluşlarca yapılacak her ölçekteki planlarda uygulanır.
Bu maddenin (f) bendinde bahsi geçen Özel Çevre Koruma Bölgelerine ilişkin plan
ve projelerin hazırlanmasında 3.5.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun 9
uncu maddesi hükümleri uygulanmaz.
Yüksek Çevre Kurulunca tespit edilen
politika ve stratejilere ilişkin hususlar Bakanlar kurulunda öncelikle
görüşülerek karara bağlanır.”
MADDE 6. - 2872 sayılı Kanunun 9 uncu
maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Çevrenin Korunması
Madde 9. - Yüksek Çevre Kurulunca
belirlenecek politika ve stratejiler doğrultusunda;
a) İlgili kurum ve kuruluşların da
görüşleri alınarak Bakanlıkça çevre koruma planları yapılır, yaptırılır,
onaylanır ve bu planlar mülkî idare amirlerince uygulanır. İlgili bakanlıklar,
kurum ve kuruluşlarca yapılacak her ölçekteki planlarda çevre koruma planı
hükümleri esas alınır.
Bu planlara aykırı faaliyetler yasak olup,
plan hükümlerine aykırı olarak yapılan yapılara inşaat ve iskân ruhsatı
verilemez. Bu tür faaliyetler kamu teşviklerinden yararlandırılamaz.
Çevre koruma planlarının yapılmasına ve
uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.
b) Ulusal ve uluslararası düzeyde önem
taşıyan ve koruma altına alınan nesli tehlikede, nadir ve endemik bitki ve
hayvan türleri ile bunların yaşama ortamlarının korunması ve geliştirilmesi ile
ilgili tedbirler ve ticaretine ilişkin uygulama esasları, ilgili mevzuatla
yetkili kılınan kurum ve kuruluşların görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenir.
İlgili kurum ve kuruluşlar bu tedbirleri uygulamakla yükümlüdürler.
Bu türlerle ilgili koruma alanları, ilgili
mevzuatla yetkili kılınan kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak Bakanlıkça
tespit edilir ve Yüksek Çevre Kurulu tarafından ilân edilir. Koruma alanlarının
tespit ve ilânı ile ilgili hususlar yönetmelikle belirlenir.
c) Sulak alanların doğal yapılarının ve
ekolojik dengelerinin korunması esastır. Sulak alanların doldurulması ve
kurutulması yolu ile arazi kazanılamaz. Bu hükme aykırı olarak arazi
kazanılması halinde söz konusu alan faaliyet sahibince eski haline getirilir.
Sulak alanların içme- kullanma ve sulama
suyu kaynağı olarak kullanılması; sulak alanlar ve sulak alan ekosistemi ile
ilişkili akarsular, orman, çayır, mera, kumul ve benzeri alanların karakterinde
değişiklik meydana getirebilecek her türlü faaliyet, Bakanlığın ön iznine
tâbidir. Bu izin alınmadan diğer kurum ve kuruluşlarca herhangi bir işlem
yapılamaz.
Sulak alanların korunması ve yönetimine
ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.”
MADDE 7. - 2872 sayılı Kanunun 10 uncu
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 10. - Gerçekleştirmeyi
planladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum,
kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya Çevresel Etki
Değerlendirmesi Ön Araştırma Raporu hazırlamakla yükümlüdürler.
Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya
Çevresel Etki Değerlendirmesi Ön Araştırma Raporu üzerinde yapılacak inceleme
ve değerlendirme sonucu, gerçekleştirilmesi uygun görülmeyen faaliyetler için
onay, izin, teşvik ve ruhsat verilemez; uygulama imar planı, mevzi imar planı
ve bunlarla ilgili ilaveler ile değişiklikler onaylanamaz. Bu faaliyetler
uygulanamaz ve ihale edilemezler.
Serbest bölgelerin kurulması ile plan,
politika, programlar ve değişiklikleri Stratejik Çevresel Etki Değerlendirmesi
sürecine tâbidir.
Çevresel Etki Değerlendirmesi ile
Stratejik Çevresel Etki Değerlendirmesi süreçleri ile ilgili usul ve
esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. "
MADDE 8. - 2872 sayılı Kanunun 11 inci
maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"İzin alma, arıtma ve bertaraf
yükümlülüğü
Madde 11. - A) İzin alma : Üretim, tüketim ve hizmet faaliyetleri sonucunda
oluşan atıklarını alıcı ortamlara doğrudan veya dolaylı vermeleri uygun
görülmeyen tesis ve işletmeler ile yerleşim birimleri atıklarını yönetmelikle
belirlenen standart ve yöntemlere uygun olarak arıtmak ve bertaraf etmekle veya
ettirmekle ve öngörülen izinleri almakla yükümlüdürler.
Birinci fıkrada belirtilen yükümlülüğü
bulunan tesis ve işletmeler ile yerleşim birimlerine;
1) İnşaat ruhsatı aşamasında bu
yükümlülüğünü yerine getireceğini gösterir proje ve belgeleri ilgili kuruma
sunmadıkça inşaat ruhsatı,
2) İnşaatı bitmiş olanlardan, bu
yükümlülüğü yerine getirmeyenlere işletme ruhsatı ve/veya iskân ruhsatı,
Verilemez.
Faaliyetlerinde değişiklik yapmayı ve/veya
tesislerini büyütmeyi planlayan gerçek ve tüzel kişiler arıtma veya bertaraf
tesislerini planlamak, izin ve ruhsat almak zorundadırlar.
B) Arıtma ve bertaraf yükümlülülüğü :
Atıksu altyapı sistemlerinin kurulması, bakımı, onarımı, ıslahı ve
işletilmesinden, Büyükşehirlerde 20.11.1981 tarihli ve 2560 sayılı İstanbul Su
ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunla
belirlenen kuruluşlar, belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeler,
diğer alanlarda ise il özel idareleri,
tatil köy ve sitelerinde yönetim kurulları veya yetkili kıldığı birimler
tarafından gerçekleştirilir.
Serbest ve/veya ticari bölgelerde bölge
müdürlükleri, turizm gelişme bölgelerinde Turizm Bakanlığı veya yetkili kıldığı
birimler, organize ve küçük sanayi bölgelerinde sanayi bölgesi müdürlükleri
veya Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından yetkili kılınan birimler atıksu
altyapı sistemlerinin kurulması, bakımı, onarımı, ıslahı ve işletilmesinden
sorumludurlar.
Atıksu altyapı sistemlerini kullanan
ve/veya kullanacaklar bağlantı sistemlerinin olup olmadığına bakılmaksızın arıtma sistemlerinden sorumlu yönetimlerin
yapacağı her türlü yatırım, işletme, bakım, onarım, ıslah ve temizleme
harcamalarının tamamına hisseleri oranında katılmak zorundadırlar. Ancak benzer
atıksu arıtma tesisleri kurup gerekli izinleri alanlar ve Yönetmelikte belirlenen şekilde
çalıştıranlar bu zorunluluk kapsamı dışındadır.
Atık üreticileri katı atıkların geri
kazanılmasını sağlamakla yükümlüdürler. Geri kazanım imkânı olmayan atıklar
nihaî bertaraf tesisine kabul edilebilirler.
Geri kazanılabilen katı atıkların ayrı
biriktirilmesi zorunludur. Belediyeler bu atıkların ayrı toplanması, taşınması
ve geri kazanılması amacıyla gerekli araç ve tesisleri sağlamak ve işletmekle
yükümlüdürler.
Atıksu arıtımı, atık bertarafı ve katı
atık geri kazanım tesisleri yapmak amacıyla belediyeler 3.4.1930 tarihli ve
1580 sayılı Belediye Kanununa uygun olarak hizmet birlikleri kurar. Bu
yatırımlar Bakanlıkça ilgili hizmet birliği ile işbirliği halinde yapılır.
Hizmet birlikleri bu Kanunun yayımından itibaren bir yıl içinde kuruluşlarını
tamamlamak zorundadırlar. Tesis yapım giderleri hizmet birliği ile imzalanacak
sözleşme çerçevesinde tahsil edilir. Sözleşme hükümlerine uyulmaması durumunda,
sözleşmenin ihlâli tarihinden itibaren 21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Âmme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.
Sözleşme yapmayan hizmet birlikleri ile hizmet birliğine katılmayan belediyelerin
bulunması halinde Bakanlıkça yaptırılacak tesislerin giderleri ilgili
belediyelerin İller Bankasındaki avans ve paylarından Bakanlığın talebi
üzerine, öncelikle tesisin kurulduğu tarihi takip eden aybaşından itibaren 6183
sayılı Kanun hükümlerine göre ödenir.
Arıtma ve bertaraf yükümlülüğü ile atıksu arıtma ve ön arıtma
yükümlülüğüne tâbi tesis ve işletmeler ile yerleşim birimleri, uyulması gereken
şartlar ve bu yükümlülüğe istinaden kurulması zorunlu olan arıtma ve bertaraf
sistemleri, atıksu arıtma ve ön arıtma sistemleri ile atıksu altyapı
sistemlerinin kurulması, onarımı, ıslahı, işletilmesi ve harcamalara katkı
paylarının belirlenmesi ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça yönetmelikle
düzenlenir.
Faaliyetleri nedeniyle çevreye olumsuz
etkileri olabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler tarafından, faaliyetlerine
ilişkin olası bir kaza durumunda, kazanın çevreye olumsuz etkilerini kontrol
altına almak ve azaltmak üzere uygulanacak acil durum planları hazırlanması
zorunludur.
Bu planlar dikkate alınarak Bakanlığın
koordinasyonunda ilgili kurum ve kuruluşlarca yerel, bölgesel ve ulusal acil
durum planları hazırlanır.
Liman, tersane, gemi söküm yeri ve
marinalarda gemi ve deniz araçlarından kaynaklanan atıksu, balast, sintine ve
atıkların alınmasına hizmet edecek yüzer ve/veya sabit kabul tesislerinin bu
yerleri işleten veya idare eden kurum, kuruluş ve işletmeler tarafından
müştereken veya münferiden kurulması zorunludur.
Liman, tersane, gemi söküm yeri ve
marinalarda, meydana gelebilecek kazalar sonucu çevreye verilebilecek zararı en
aza indirmek için bu yerleri işleten veya idare edenler tarafından acil
müdahale ekipmanı bulundurulması zorunludur.
Kabul tesislerinin kurulmasına,
işletilmesine, denetlenmesine ve bulundurulacak acil müdahale ekipmanlarına
ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.”
MADDE9. – 2872 sayılı Kanunun 12 nci
maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Denetim, bilgi verme ve bildirim
yükümlülüğü
Madde 12. – Bu Kanun hükümlerine uyulup
uyulmadığını denetleme yetkisi Bakanlığa aittir. Gerektiğinde bu yetki,
Bakanlıkça en büyük mülkî idare amirlerine, belediye başkanlarına, liman
başkanlıklarına, Sahil Güvenlik Komutanlığı bağlısı bot komutanları, uçak ve
helikopter pilotlarına ve 13.10.1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik
Kanununa göre belirlenen denetleme görevlilerine devredilebilir.
Askeri işyerleri, askeri bölgeler ve
tatbikatların bu Kanun çerçevesindeki denetimi ve neticelerine ait işlemler,
Genelkurmay Başkanlığı, Millî Savunma Bakanlığı ve Bakanlık tarafından
müştereken hazırlanacak yönetmeliğe göre yürütülür.
İlgililer, Bakanlığın veya denetimle
yetkili diğer mercilerin isteyecekleri bilgi ve belgeleri vermek, yetkililerin
yaptıracakları analiz ve ölçümlerin giderlerini karşılamak, denetim esnasında
her türlü kolaylığı göstermek zorundadırlar.
İlgililer, çevre kirliliğine neden
olabilecek faaliyetleri ile ilgili olarak kullandıkları hammadde, yakıt,
çıkardıkları ürün ve atıklar ile proses şemalarını, acil durum planlarını, izleme
sistemleri ve kirlilik raporları ile diğer bilgi ve belgeleri Bakanlığa vermek
zorundadırlar.
Bakanlık, bu Kanuna göre yapılacak
denetlemelerde görev almak isteyenlerden görev sınırları yönetmelikte
belirtilen koşulları taşıyanlara gönüllü çevre müfettişliği görevi verebilir.
Bu görev için ilgililere herhangi bir ücret ödenmez.
Görevini kötüye kullandığı tespit edilen
gönüllü çevre müfettişleri iki aydan altı aya kadar hafif hapis cezası ile
cezalandırılır ve bu görevleri sona erdirilir.
Denetim, bilgi verme ve bildirim
yükümlülüğü ile gönüllü çevre müfettişlerinin çalışma ve eğitimlerine ilişkin
usul ve esaslar Bakanlıkça yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE10. – 2872 sayılı Kanunun 13 üncü
maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Tehlikeli kimyasallar ve atıklar
Madde 13. – Tehlikeli kimyasalların
belirlenmesi, üretimi, ithalatı, atık konumuna gelinceye kadar geçen süreçte
kullanım alanları ve miktarları, etiketlenmesi, ambalajlanması, depolanması,
taşınması ile ihracatına ilişkin usul ve esaslar ilgili Bakanlıkların uygun
görüşü alınarak Bakanlıkça yayımlanacak yönetmelikle belirlenir.
Yönetmelik hükümlerine aykırı olarak
piyasaya sürüldüğü tespit edilen tehlikeli kimyasallar ile bu kimyasalları
içeren eşya, bunları satış ve kullanım amacıyla piyasaya süren kurum, kuruluş
ve işletmelere toplattırılır ve müsadere edilir.İmhası için gereken masraflar,
ilgili kurum, kuruluş ve işletmelerden 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre
tahsil edilir.
Bakanlığın talebi üzerine Başbakanlık Dış
Ticaret Müsteşarlığı, bazı yakıtların, atıkların ve tehlikeli kimyasallar ile
bu kimyasalları içeren eşyaların ithalini yasaklayabilir veya kontrole tâbi
tutabilir. Kontrole tâbi tutulan yakıtların, atıkların ve tehlikeli kimyasallar
ile bu kimyasalları içeren eşyanın ithalatı için Bakanlıktan kontrol belgesi
alınması zorunludur.
Tehlikeli atıkların ihracatı ve transit
geçişinden 60 gün önce Bakanlığa bildirimde bulunulması, izin alınması ve
taşıma sırasında taşıma belgesinin bulundurulması zorunludur.
Tehlikeli atıklar ile tehlikeli atıkların
oluşum aşamasından itibaren toplanması, ayrılması, geçici ve ara depolanması,
geri kazanılması, yeniden kullanılması, taşınması, bertarafı, bertaraf sonrası
kontrolü, ihracatı ve ithalatı ile ilgili usul ve esaslar ilgili Bakanlıkların
uygun görüşü alınarak Bakanlıkça yayımlanacak yönetmelikle belirlenir.
Tehlikeli kimyasalların üretimi, satışı,
depolanması, kullanılması ve taşınması faaliyetleri ile tehlikeli atıkların
toplanması, taşınması, geçici ve ara depolanması, geri kazanımı, yeniden
kullanılması ve bertarafı faaliyetlerinde bulunanlar, bir kaza sonrası çevreye
ve insana verebilecekleri zarara karşı sigorta yaptırmak zorundadırlar.
Sigorta ile ilgili esaslar ilgili kurum ve
kuruluşların görüşleri alınarak Bakanlıkça belirlenir.”
MADDE11. – 2872 sayılı Kanunun 15 inci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 15. – Bu Kanun ve bu Kanun uyarınca
yayımlanan yönetmeliklere ve Mahallî Çevre Kurulu Kararı hükümlerine aykırı
davrananlara Bakanlıkça, sözkonusu aykırı faaliyeti düzeltmek üzere gerekirse
yeteri kadar süre verilir.
Bu süre sonunda aykırılığı
düzeltmeyenlerin faaliyeti, Bakanlıkça kısmen veya tamamen, süreli veya süresiz
olarak durdurulur.
Çevre ve insan sağlığı yönünden tehlike
yaratan ve/veya Çevresel Etki Değerlendirmesi incelemesi yapılmaksızın başlanan
faaliyetler süre verilmeksizin durdurulur.
Süre verilmesi ve faaliyetin durdurulması,
bu Kanunda öngörülen cezaların uygulanmasına engel teşkil etmez.”
MADDE12. – 2872 sayılı Kanunun dördüncü
bölümünün başlığı “Çevre Fonu” olarak, 17 nci maddesi başlığı ile birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Çevre Fonu
Madde 17. – Çevrenin korunması,
iyileştirilmesi, geliştirilmesi, kirliliğin önlenmesi, Bakanlık teşkilatınca
çevresel hizmetlerin etkin ve verimli bir şekilde yerine getirilmesini sağlamak
amacıyla Çevre Fonu kurulmuştur.”
MADDE13. – 2872 sayılı Kanunun 18 inci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 18. – Fonun gelirleri;
a) Motorlu araçlardan alınan taşıt alım vergisi
tutarının onda biri oranında ayrıca tahsil edilen miktardan,
b) Motorlu taşıt araçlarının her fenni
muayenesi sırasında alınan fenni muayene ücretinin beşte biri oranında ayrıca
tahsil edilen miktardan,
c) Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre
gemi siciline tescil edilen her türlü deniz aracından;
1. Onsekiz gros tondan yüz (dahil) gros
tona kadar olanlardan gros ton başına 1 milyon lira,
2. Yüz gros tondan beşyüz (dahil) gros
tona kadar olanlardan yukarıdaki meblağa ilave olarak yüz gros tonun üzerindeki
her gros ton başına 250 bin lira,
3. Beşyüz gros tondan büyük gemilerden ise
yukarıdaki meblağlara ilave olarak beşyüz gros tonun üzerindeki her gros ton
başına 20 bin lira olmak üzere liman başkanlıklarınca her yılın Ocak ayı
içerisinde tahsil edilen ve Fonun bankadaki hesabına yatırılan miktardan,
d) Hava taşıt araçları ile yapılan yolcu
ve yük taşıma bedellerinin yüzde biri oranında ayrıca tahsil edilen miktardan,
e) Her türlü tütün mamulleri ile alkollü
içkinin imalat ve ithalatçıları tarafından yurt içinde yapılacak teslimlerde
satış fiyatı üzerinden hesaplanan yüzde bir oranındaki Çevre Fonu
kesintisinden,
f) Vergi dairelerince tahsil edilen
akaryakıt tüketim vergisi hâsılatının yüzde biri oranında ayrıca tahsil
edilecek miktardan,
g) Her türlü petrokimya mamulleri imalat
ve ithalatçıları tarafından yapılacak teslimlerde satış fiyatı üzerinden
hesaplanan yüzde bir oranındaki miktardan,
h) Her bir kara avcılığı ruhsat tezkeresi
ve yenilenmeleri için tahsil edilecek bir milyon liradan,
ı) Yüksek Çevre Kurulunca esasları
belirlenen ve kuruluş ve işletmelerden emisyon ve deşarj izinlerinden tahsil
edilen katkı paylarından,
j) Belediyelerce tahsil edilen emlak
vergisi bedelinin yüzde onu oranında ayrıca tahsil edilecek katkı paylarından,
k) Spor Toto, Spor Loto, Millî Piyango,
Sayısal Loto türü talih oyunlarının aylık satış hâsılatının yüzde biri oranında
her ay ödenecek katkı paylarından,
l) Fondan kullandırılan kredilerin
faizleri ve bankalardaki mevduat faizlerinden,
m) Bakanlık Çevre Referans Laboratuvarı
ile Bakanlığın diğer benzeri hizmetleri karşılığı elde edilecek gelirlerden,
n) Bu Kanuna göre tahsil edilecek idarî
para cezalarından,
o) Bu Kanuna dayanılarak düzenlenen
taahhütname ve sözleşme gibi belgeler uyarınca alınacak ceza ve benzeri
gelirlerden,
p) Fona ait taşınır ve taşınmaz malların
satışından ve kiralanmasından elde edilen gelirlerden,
r) Yurt dışından temin edilecek her türlü
fon, hibe ve krediden mevzuata uygun olarak sağlanacak miktardan,
s) Çevre Bakanlığının bütçesine bu amaçla
her yıl konulan ödenekten,
t) Fona yapılan bağış ve yardımlardan,
u) Diğer mevzuatta Fona aktarılması
öngörülen meblağlardan
Oluşur.
Bu maddenin (a) ve (f) bentlerinde
belirlenen gelirler, Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen esaslara göre vergi
dairelerince tahsil edilir ve Fonun devlet bankasındaki hesabına yatırılır.
Bu maddenin (b), (d), (e), (g), (h), (ı),
(j), (k) ve (n) bentleri gereğince toplanan paraların ilgililerce en geç ertesi
ayın yirmisine kadar Fonun banka hesabına yatırılması zorunludur. Fon
gelirlerini süresinde Fonun bankadaki hesabına yatırmayanlar hakkında 6183
sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takibat
ve tahsilat yapılır.
Bu Kanunda öngörülen ve Sahil Güvenlik
Komutanlığınca tahsil edilen idarî para cezalarının yüzde yetmişi yukarıda
belirtilen usule göre Fonun banka hesabına aktarılır; yüzde otuzu ise bir
yandan bütçeye gelir diğer yandan cezayı tahsil eden idarenin bütçesine ödenek
kaydedilir.
Bakanlık, gerektiğinde bu meblağların Fona
aktarılıp aktarılmadığını ve çevre ile ilgili faaliyetlerde kullanılıp
kullanılmadığını incelemek, araştırmak ve bu konularda ilgililerden bilgi almak
yetkisine sahiptir.
Fonun gelirleri bir Devlet Bankasında
açılacak hesapta toplanır. Fon bütçe kapsamında bulunduğu sürece, bu hesapta
toplanan paralar Merkez Bankasındaki müşterek fon hesabına aktarılır.Fon
hizmetleri bütçeden tahsil edilen ödenekle yerine getirilir.Fon ödeneği,
tahmini fon gelirleri toplamının yüzde yetmişinden az olamaz.
Fon; kurumlar vergisinden, yapılacak bağış
ve yardımlar nedeniyle veraset ve intikal vergisinden, yapılacak her türlü
muameleler dolayısıyla damga vergisinden, açılan krediler dolayısıyla lehte
tahakkuk edecek faizler, banka ve sigorta muameleleri vergisinden muaftır.”
MADDE14. – 2872 sayılı Kanunun 19 uncu
maddesinin birinci, ikinci ve beşinci fıkraları aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Fon Bakanlık aracılığı ile kullanılır.”
“Fonun ita amiri Çevre Bakanıdır.”
“Fon aşağıdaki amaçlar için kullanılır.
a) Çevrenin korunmasına,
iyileştirilmesine, geliştirilmesine, çevre kirliliğinin önlenmesine ve
giderilmesine yönelik araştırmalar, uygulamalar ve bu uygulamaların
desteklenmesi ile bu araştırma ve uygulamalarda kullanılmak üzere araç, gereç
ve taşınmaz mal alınması ve kiralanması,
b) Ölçme, izleme ve değerlendirme
sistemlerinin kurulması ve işletilmesi için gerekli bina, araç, gereç, malzeme
ve hizmetin satın alınması ve kiralanması,
c) Çevresel eğitim ile Bakanlık
personelinin eğitimi ve yetiştirilmesi ile ilgili harcamalar,
d) Çevre ile uyumlu teknoloji ile
araştırma, etüt ve proje giderlerinin karşılanması,
e) Bakanlık Çevre Referans Laboratuvarında
kullanılacak araç, gereç ve malzeme alımı ile bakım ve onarım giderleri,
f) Geri kazanım, arıtma ve bertaraf tesisi
ile yenilenebilir enerji üretim tesisi yapacak olan gerçek ve tüzel kişilere
proje bedelinin yüzde 45’ine kadar kredi verilmesi, bu Kanunun 11 inci
maddesinin onuncu fıkrası uyarınca, hizmet birlikleri ile işbirliği halinde
yapılacak veya yaptırılacak atık su arıtımı, katı atık bertarafı ve geri
kazanım hizmetlerine ait tesislerin yapım giderlerinin yüzde yüzüne kadarının
karşılanması,
g) Bakanlığın merkez ve taşra teşkilâtı
ile bağlı kuruluşlarında çalışanlara (657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/B
maddesine göre çalışan sözleşmeli personel dahil) en yüksek Devlet memuru
aylığının (ek gösterge ve makam tazminatı dahil) brüt tutarının yüzde altmışına
kadar, ita amirince, kadro dereceleri baz alınarak belirlenen miktarda, her ay
aylıkla birlikte damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tâbi
olmaksızın peşin olarak fazla çalışma ücreti ödemeleri,
h) Hayvan ve bitki türleri ile bunların
yaşama ortamlarının korunması ve güvence altına alınması için yapılacak
çalışmalar,
ı) Çevresel etki değerlendirilmesi
süresince Bakanlıkça yapılan inceleme değerlendirme faaliyetlerine ilişkin
harcamalar,
j) Bu Kanunun amaçları doğrultusunda
Fondan yapılacak yayınlara ilişkin telif ve tercüme giderleri,
k) Bakanlıkça kurulan özel ihtisas
komisyonlarının faaliyetlerine katılanlardan Bakanlık mensubu olmayanların yurt
içi ve yurt dışı yollukları, telif, tercüme ve hizmet ücretleri ile iaşe ve
ibate masrafları.”
MADDE15. – 2872 sayılı Kanunun 20 nci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 20. – İdarî nitelikteki cezalar
şunlardır :
a) Yönetmeliklerle belirlenen standartlara
aykırı emisyona sebep olan motorlu taşıtları işletenlere 50 milyon lira idarî
para cezası verilir.
b) Hava kirliliği yönünden önemli etkileri
nedeniyle kurulması ve işletilmesi yönetmelikle izne tâbi tutulan tesisleri,
yetkili makamlardan izin almadan kuran ve işleten veya iznin geri alınmasına
rağmen kurmaya ve işletmeye devam eden veya bu tesislerde izin almaksızın
sonradan değişiklik yapan veya yetkili makamların gerekli gördükleri
değişiklikleri tanınan sürede yapmayanlara 3 milyar lira idarî para cezası
verilir. Bu tesislerde emisyon miktarları yönetmelikle belirlenen sınırları
aşıyorsa verilecek ceza 5 milyar liradır.
İzne tâbi tesisleri, aldıkları izin
belgesinde veya yönetmeliklerde öngörülen önlemleri almadan veya
yönetmeliklerde belirlenen emisyon standartlarına ve sınırlamalarına aykırı
olarak işletenlere 2 milyar lira idarî para cezası verilir.
Emisyonların sınır değerlerin üzerinde
olmasına ilave olarak, radyoaktivite içermesi durumunda bu bentte öngörülen
cezalar bir kat artırılarak verilir.
c) Hava kirliliği yönünden kurulması ve
işletilmesi izne tâbi olmayan tesislerin işletilmesi sırasında yönetmelikle
belirlenen standartlara aykırı emisyona neden olanlara 100 milyon lira idarî
para cezası verilir.
Emisyonların sınır değerlerin üzerinde
radyoaktivite içermesi durumunda bu bendin birinci paragrafında öngörülen ceza
bir kat artırılarak verilir.
Bu bendin birinci paragrafında öngörülen
fiilin konutlarla ilgili olarak işlenmesi halinde verilecek ceza toplu veya
ferdi ısıtılan konutlarda her bağımsız bölüm için 5 milyon liradır. Bu cezaî
sorumluluk toplu ısıtılan konutlarda yöneticiye, ferdi ısıtılan konutlarda ise
konutu kullanana aittir. Yöneticinin bağımsız bölümleri kullananlara genel
hükümlere göre rücu hakkı saklıdır.
d) Hava kirliliği yönünden özel önem
taşıyan bölgelerde veya hava kirliliğinin ciddî boyutlara ulaştığı zamanlarda
ve yerlerde veya kritik meteorolojik şartlarda yönetmeliklerle öngörülen
önlemleri almayan, yasaklara aykırı davranan ya da Mahallî Çevre Kurullarınca
bu konuda alınan kararlara uymayanlara bu maddenin (b) ve (c) bentlerinde
öngörülen cezalar bir kat artırılarak verilir.
Bu fiilin konutlarla ilgili olarak
işlenmesi halinde cezaî sorumluluk bu maddenin (c) bendinin üçüncü paragrafına
göre tespit edilir.
e) Çevresel Etki Değerlendirmesi sürecine
başlamadan veya bu süreci tamamlamadan inşaata başlayan ya da faaliyete
geçenlere, yatırım keşif bedelinin yüzde yirmibeşi oranındaki idarî para cezası
verilir.
Çevresel Etki Değerlendirmesi sürecinde
verdikleri taahhütnameye aykırı davrananlara, her bir ihlal için 5 milyar lira
idarî para cezası verilir.
f) 11 inci maddeye göre kurulması zorunlu
olan ön arıtma, arıtma veya bertaraf tesislerini kurmayanlar ile kurup da
çalıştırmayanlara ve bu tesisleri sigorta ettirmeyenlere 5 milyar lira idarî
para cezası verilir.
g) 12 nci maddede öngörülen bildirim ve
bilgi verme yükümlülüğünü yerine getirmeyenlere 3 milyar lira idarî para cezası
verilir.
h) Bu Kanunun 14 üncü maddesine göre
çıkarılan yönetmelikle belirlenen önlemleri almayan veya standartlara aykırı
şekilde gürültü ve titreşime neden olanlara 100 milyon lira idarî para cezası
verilir.
ı) Bu Kanunda öngörülen yasaklara ve
sınırlamalara aykırı olarak ülkenin egemenlik alanlarındaki denizlerde ve
kazasına tâbi olan deniz yetki alanlarında ve bunlarla bağlantılı sularda,
tâbiî veya suni göller ve baraj gölleri ile akarsularda;
1. Slop tahliyesi yapan tankerlerden, bin
(dahil) gros tona kadar olanlar için gros ton başına 5 milyon lira, bin ila 5
bin (dahil) gros ton arasında olanlara, bu miktar ve ilave her gros ton başına
2 milyon 500 bin lira, 5 bin gros tondan fazla olanlara ise, yukarıdaki
miktarlar ve ilave her gros ton başına 500 bin lira,
2. Kirli balast tahliyesi
yapan tankerlerden bin (dahil) gros tona kadar olanlar için gros ton başına 4
milyon lira, bin ila 5 bin (dahil) gros ton
arasında olanlara bu miktar ve ilave her gros ton başına 2 milyon lira, 5 bin gros tondan
fazla olanlara ise yukarıdaki miktarlar ve ilave her gros ton başına 3 yüz bin lira,
3. Sintine ve atık
tahliyesi yapan gemi ve diğer deniz vasıtalarından bin (dahil) gros tona kadar
olanlar için gros ton başına 3 milyon lira, bin ila 5 bin (dahil) gros ton arasında
olanlara bu miktar ve ilave her gros ton başına 1 milyon 500 bin lira, 5 bin
gros tondan fazla olanlara ise yukarıdaki miktarlar ve ilave her gros ton
başına 150 bin lira,
İdarî para cezası
verilir.
Cezanın derhal ve defaten
ödenmemesi veya bu hususta yeterli teminat gösterilmemesi halinde, gemiler ve
götürülebilen diğer deniz vasıtaları en yakın liman yetkilisine teslim edilerek
seyrüseferden ve faaliyetten menedilir.
Bu maddenin (ı) bendinin
birinci paragrafı dışında, bu Kanun ve bu Kanun uyarınca çıkarılan
yönetmeliklere aykırı olarak ülkenin egemenlik alanındaki denizlere ve kazasına
tâbi olan deniz yetki alanlarına, içme ve kullanma suyu sağlama amacına yönelik
olmayan sulara atık boşaltanlara 5 milyar lira idarî para cezası verilir.
Bu maddenin (ı) bendinin
üçüncü paragrafında öngörülen fiilin konutlarla ilgili olarak işlenmesi halinde
her konut için 100 milyon lira idarî para cezası verilir. Bu cezaî sorumluluk,
müstakil konutlarda konutu kullanana, diğer konutlarda ise yöneticiye aittir. Yöneticinin
bağımsız bölümleri kullananlara genel hükümlere göre rücu hakkı saklıdır.
Bu maddenin (ı) bendinde
belirtilen fiillerin radyoaktif ve tehlikeli atıklarla ilgili olarak işlenmesi
halinde öngörülen cezalar bir kat artırılarak verilir.
j) Ülkenin egemenlik
alanlarındaki denizlerden ve kazasına tâbi olan deniz yetki alanlarından,
akarsular ve göllerden belirlenen esaslara aykırı olarak kum, çakıl ve benzeri
maddeleri alanlara ton başına 500 milyon lira idarî para cezası verilir.
k) Kanunda ve yönetmelikte
öngörülen yasaklara veya standartlara aykırı olarak veya önlemleri almadan
atıkları toprağa verenlere 5 milyar lira idarî para cezası verilir.
Bu fiilin konutlarla
ilgili olarak işlenmesi halinde her konut için 100 milyon lira idarî para
cezası verilir. Bu cezaî sorumluluk, müstakil konutlarda konutu kullanana,
diğer konutlarda ise yöneticiye aittir. Yöneticinin bağımsız bölümleri
kullananlara genel hükümlere göre rücu hakkı saklıdır.
Fiilin radyoaktif ve
tehlikeli atıklarla ilgili olarak işlenmesi halinde bu bentte öngörülen cezalar
bir kat artırılarak verilir.
l) Bu Kanunun 9 uncu
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince alınacak tedbirlere
uymayanlara 500 milyon; (c) bendinin birinci paragrafına aykırı davrananlara 1
milyar, (c) bendinin üçüncü paragrafı uyarınca yönetmelikle belirlenen koruma
ve kullanım usul ve esaslarına aykırı davrananlara 500 milyon lira idarî para
cezası verilir.
m) Bu Kanunun ek 2 nci
maddesinin (a) bendinde öngörülen yasak ve sınırlamalara aykırı hareket edenler
her metrekare için yirmi milyon lira idarî para cezası ile cezalandırılır ve
arazi eski doğal yapısıyla uyumlu hale getirtilir.
Bu Kanunun ek 2 nci
maddesinin (b) bendinde öngörülen yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak
anız yakanlara 100 milyon, çayır ve mer’aları tahrip edenlere 1 milyar, kirli
veya yönetmelikle belirlenen esaslar dışında arıtılmış sularla sulama yapanlara
veya bunları toprağa verenlere 100 milyon, arıtma çamurlarını yönetmelikle
belirlenen esaslara aykırı olarak toprağa verenlere 1 milyar, kazı, dolgu ve
hafriyat çalışmaları atıklarını toprağa verenlere 50 milyon, tarım
arazilerinden kum alanlara 500 milyon lira idarî para cezası verilir.
Bu Kanunun ek 2 nci
maddesinin (c) bendine göre yapılması gerekli görülen ve mümkün olan düzeltmeleri
ve iyileştirmeleri yapmayanlara 5 milyar lira idarî para cezası verilir.
n) Bu Kanunun ek 3 üncü
maddesinde öngörülen çevre yönetim birimini kurmayanlara 5 milyar lira, çevre
görevlisi istihdam etmeyenlere 2 milyar 500 milyon lira idarî para cezası
verilir.
o) Bu Kanunun ek 4 üncü
maddesine aykırı olarak koruma alanlarına, kaynağın kendisine ve bu
kaynağı besleyen yerüstü ve yeraltı sularına, sulama ve
drenaj kanallarına atık boşaltanlara 10
milyar lira idarî para cezası verilir.
Bu fiilin konutlarla
ilgili olarak işlenmesi halinde her konut için 250 milyon lira idarî para
cezası verilir. bu cezaî sorumluluk, müstakil konutlarda konutu kullanana,
diğer konutlarda ise yöneticiye aittir. Yöneticinin bağımsız bölümleri
kullananlara genel hükümlere göre rücu hakkı saklıdır.
Fiilin radyoaktif ve
tehlikeli atıklarla ilgili olarak işlenmesi halinde bu bentte öngörülen cezalar
beş kat artırılarak verilir.
Bu alanlarda Kanuna ve
yönetmeliklere aykırı olarak yapılan yapılar 3194 sayılı İmar Kanununda
belirlenen esaslara göre yıktırılır.
p) Bu Kanunun 11 inci
maddesinin onbirinci fıkrasında öngörülen acil durum planlarını yönetmelikle
belirlenen usul ve esaslara uygun olarak hazırlamayan ve uygulanması için
gerekli tedbirleri almayan, ekip ve ekipmanları bulundurmayanlar ile aynı
maddenin onikinci fıkrasında öngörülen yerel, bölgesel ve ulusal acil durum
planlarına uymayanlara 5 milyar lira idarî para cezası verilir.
r) Bu Kanunun 13 üncü
maddesinde öngörülen sigortayı yaptırmayanlara 5 milyar lira idarî para cezası
verilir.
s) Bu Kanunda ve
yönetmeliklerde öngörülen usul ve esaslara, yasaklara veya sınırlamalara aykırı
olarak atık ithal edenlere 15 milyar lira, toplayan, taşıyan, geçici depolayan,
geri kazanan, tekrar kullanan veya bertaraf edenlere 5 milyar lira idarî para
cezası verilir.
t) Mahallî Çevre Kurulu
kararlarına uymayanlara 100 milyon lira idarî para cezası verilir.
u) Umuma açık yerlerde
her ne sebeple olursa olsun çevreyi kirletenlere 10 milyon lira idarî para
cezası verilir.
Bu maddenin (a), (j),
(l), (m), (o), (s), (t), (u) bentlerinde öngörülen idarî para cezaları, kurum,
kuruluş ve işletmelere üç katı olarak verilir.”
MADDE 16. – 2872 sayılı
Kanunun 23 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 23. – Bu Kanunda belirtilen
idarî para cezaları, bu cezaların verilmesini gerektiren fiillerin, cezaların
kesinleşmesini takiben bir yıl içinde birinci tekrarında bir kat, ikinci ve
müteakip tekrarında iki kat artırılarak verilir.”
MADDE 17. – 2872 sayılı
Kanunun 24 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 24. – Bu Kanunda
öngörülen idarî para cezalarını verme yetkisi Çevre Bakanına aittir.
Ancak bu yetki, 12 nci
maddenin ikinci fıkrası uyarınca denetim yetkisinin devredildiği kurum ve
merciler tarafından da kullanılır.”
MADDE 18. – 2872 sayılı
Kanunun 25 inci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“İdarî para cezalarının
uygulanması, ödeme süresi, tahsil usulü ve itiraz
Madde 25. – Bu Kanunda
öngörülen idarî para cezası gerektiren suçlarla ilgili olarak yetkili denetleme
elemanlarınca bir tutanak tanzim edilir. Bu tutanak denetleme elemanlarının
bağlı bulunduğu ve ceza vermeye yetkili mercie intikal ettirilir. Bu merci
tutanağı ilgili mevzuata uygunluk bakımından değerlendirir ve en geç bir ay
içerisinde gerekli cezayı verir. Ceza kararı usulüne uygun olarak cezayı veren
merci tarafından ilgiliye tebliğ edilir.
İdarî para cezalarının
ödeme süresi cezanın tebliğ tarihinden itibaren 30 gündür. İdarî para
cezalarına karşı genel hükümlere göre idare mahkemesinde dava açılabilir.
Dava açmış olmak idarece
verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmaz.
İdarî para cezaları
makbuz karşılığında cezayı veren merci tarafından veya görevlendireceği bir
memur vasıtasıyla ya da fonun bankadaki hesabına yatırılmak suretiyle tahsil
edilir.
Öngörülen süre içinde
ödenmeyen idarî para cezaları gecikme zammı ile birlikte 6183 sayılı Kanun
hükümlerine göre tahsil edilir.
Bu Kanuna göre verilecek
idarî para cezalarında suçun tespiti ve cezanın kesilmesi usulleri, ceza
uygulamasında kullanılacak makbuzların şekli, dağıtımı ve kontrolü ile
cezaların tahsiline ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.”
MADDE 19. – 2872 sayılı
Kanunun 26 ncı maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Adlî nitelikteki cezalar
Madde 26. – Adlî
nitelikteki cezalar şunlardır :
a)Tehlikeli ve radyoaktif
atıkların her ne şekilde olursa olsun ülkeye girişini sağlayanlar iki yıldan
beş yıla kadar hapis ve 10 milyar liradan 20 milyar liraya kadar para cezası
ile cezalandırılır.
b) Tehlikeli atıkları
Bakanlığa ön bildirimde bulunmadan ihraç eden veya transit geçişini yapanlar
altı aydan bir yıla kadar hapis ve 2 milyar liradan 5 milyar liraya kadar para
cezası ile cezalandırılır.
c) Tehlikeli atıkları bu
Kanunda ve yönetmeliklerde öngörülen yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak
toplayan, ayıran, geçici ve ara depolayan, geri kazanan, yeniden kullanan,
taşıyan, bertaraf eden ve bertaraf sonrası bertaraf tesisinin bakımını
yapmayanlar bir yıldan iki yıla kadar hapis ve 5 milyar liradan 10 milyar
liraya kadar para cezası ile cezalandırılır.
d) Tehlikeli kimyasallar
ve bu kimyasalları içeren eşyayı bu Kanunda ve yönetmelikte belirtilen usul ve
esaslara, yasak ve sınırlamalara aykırı olarak üreten, işleyen, ithal ve ihraç
eden, taşıyan, depolayan, kullanan, ambalajlayan, etiketleyen, satan ve satışa
sunanlar, bir yıldan iki yıla kadar hapis ve 5 milyar liradan 10 milyar liraya
kadar para cezası ile cezalandırılır.
e) Bu Kanunun 12 nci
maddesinde öngörülen bildirim ve bilgi verme yükümlülüğünü yerine getirmemekte
direnenler, çevresel etki değerlendirmesi sürecinde yanlış ve yanıltıcı bilgi
verdikleri ve belge düzenledikleri belirlenenler altı aydan bir yıla kadar
hapis ve 2 milyar liradan 5 milyar liraya kadar para cezası ile cezalandırılır.
Bu bende göre yargıya intikal eden çevresel etki değerlendirmesine ilişkin
ihtilaflarda çevresel etki değerlendirmesi süreci yargılama sonuna kadar durur.
f) Bu Kanunun 9 uncu
maddesi uyarınca yapılan çevre koruma planlarına aykırı davrananlar altı aydan
iki yıla kadar hapis ve 5 milyar liradan 10 milyar liraya kadar para cezası ile
cezalandırılır.
Tüzelkişiler, bu maddede
öngörülen ve organ veya temsilcilerinin tüzelkişi yararına işledikleri
suçlardan sorumludur. Bu sorumluluk, fiili işleyen kimsenin sorumluluğunu
ortadan kaldırmaz. Böyle bir sorumluluğun bulunduğu hallerde, fiili işleyen
kimse hakkında hükmedilecek para cezaları tüzelkişi hakkında da ayrıca
hükmolunur. Fiili işleyen kimse hakkında hükmedilecek hürriyeti bağlayıcı
cezanın süresini aşmamak kaydıyla, tüzelkişinin faaliyetten men edilip
edilmeyeceğine mahkemece karar verilir. Bu halde mahkeme, tüzelkişinin beş yılı
aşmamak üzere adlî nezaret altında faaliyetine devam etmesine de karar
verebilir.
Bu maddede öngörülen
suçlardan dolayı hükmedilecek hürriyeti bağlayıcı cezaların 13.7.1965 tarihli
ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 4 üncü maddesine göre para
cezasına veya diğer tedbirlere çevrilmesi veya hürriyeti bağlayıcı cezalarla
para cezalarının ertelenmesi, gerekli önlemlerin alınmış ve verilen zararların
tamamen giderilmiş olması halinde mümkündür.
Bu maddede öngörülen
suçlarla ilgili olarak toplanan deliller Cumhuriyet Savcılığına intikal
ettirilir. Bu suçlarla ilgili olarak açılacak davalar 8.6.1936 tarihli ve 3005
sayılı Meşhud Suçların Muhakeme Usulü Kanunu hükümlerine göre görülür.”
MADDE 20. – 2872 sayılı
Kanunun 27 nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Birden fazla hükmün
ihlali
Madde 27. – Bu Kanunda
suç olarak öngörülen fiiller başka kanunlara göre de suç ise, en ağır cezayı
gerektiren Kanun hükümleri uygulanır.
İşlediği bir fiil ile bu
Kanunun birden fazla hükmünü ihlal eden kimseye en ağır cezayı gerektiren hüküm
uygulanır.
MADDE 21. – 2872 sayılı
Kanunun 28 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 28. – Çevreyi
kirleten ve zarar verenler, sebep olduğu kirlenme ve bozulmadan doğan
zararlardan dolayı kusur şartı aranmaksızın sorumludurlar.
Çevreye verilen
zararların tazminine ilişkin talepler zarar görenin zararı ve tazminat
yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak beş yıl ve herhalde zarara neden olan
fiilin meydana gelmesinden itibaren on yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
Kirletenin, meydana gelen
zarardan ötürü diğer kanunlardaki hükümlere göre sorumluluğu saklıdır.”
MADDE 22. – 2872 sayılı
Kanunun 30 uncu maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Bilgi edinme ve başvuru
hakkı
Madde 30. – Çevreyi
kirleten veya bozan ya da çevreyi kirletme veya bozma tehlikesi bulunan bir
faaliyetten zarar gören veya haberdar olan gerçek ve tüzelkişiler, ilgili idarî
makamlara başvurarak faaliyetin durdurulmasını isteyebilirler.
Herkes çevreye ilişkin
bilgilere ulaşma hakkına sahiptir. İdarî makamlar talep halinde çevreye ilişkin
bilgileri vermekle yükümlüdür.
Bilgi talepleri aşağıdaki
konulara ilişkin olması halinde reddedilebilir;
a) Gizlilik dereceleri
ile korunan bilgiler,
b) Açıklanması halinde
Devletin dış ilişkilerine, millî savunmasına ve millî güvenliğe zarar verecek
bilgiler,
c) İlgili yasal
düzenlemelerle ticarî sır olarak nitelendirilen veya niteliği gereği ticarî sır
sayılması gereken bilgiler,
d) Fikri hakları olumsuz
etkileyecek bilgiler,
e) Açıklanması halinde
üreme alanları, nadir türler gibi çevresel değerlere zarar verecek bilgiler,
f) Yargılama görevinin
yerine getirilmesini engelleyecek ya da adil yargılanma hakkını etkileyecek
bilgiler,
g) Suç işlenmesine yol
açacak ya da suçların önlenmesi ve soruşturulması ya da suçluların yasal yollarla
yakalanıp kovuşturulmasını güçleştirecek bilgiler.
Çevreye ilişkin bilgi
talepleri, talep edilen bilgiye sahip olunmaması, talebin açık bir şekilde
makul olmaması ya da çok genel olması ve görüş, bilgi notu, tavsiye gibi kurum
içi yazışmalara ilişkin olması durumunda da reddedilebilir.”
MADDE 23. – 2872 sayılı
Kanunun 32 nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Çevre Kanununun 16, 21,
Ek 1 ve 22 nci maddeleri ile Çevre Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında
443 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 26 ncı Maddesinin (a) bendi ile 27 ve 28
inci maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır.”
MADDE 24. – 2872 sayılı
Kanunun ek 1 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki ek maddeler
eklenmiştir.
“EK MADDE 2. – Toprak
kirliliğinin önlenmesine ilişkin esaslar şunlardır :
a) I., II., III. ve IV.
sınıf tarım arazilerini kısmen veya tamamen bozucu, tahrip edici ve sınıflarını
olumsuz yönde değiştirici faaliyetler yasak olup, bu araziler amacı dışında
kullanılamaz. Bu tür faaliyetler nedeniyle bozulan arazinin iyileştirilmesine
ve eski doğal yapısıyla uyumlu hale getirilmesine yönelik işlemler faaliyet
sahibi tarafından yapılır.
b) Anız yakılması, çayır
ve mer’aların tahribi ile çölleşme ve erozyona sebebiyet verecek her türlü
faaliyet yasaktır.
c) Arazilerde yapılan
üretim, zenginleştirme faaliyetleri sonrasında bu faaliyetlerin olumsuz
etkilerinin giderilmesine, kullanılan arazinin iyileştirilmesine ve eski doğal
yapısıyla uyumlu hale getirilmesine yönelik olarak gerekli düzenlemeler
faaliyet sahibi tarafından yapılır.
Toprak kirliliğinin
önlenmesi ve giderilmesine ilişkin usul ve esaslar ilgili kuruluşların
görüşleri alınarak yönetmelikle belirlenir.
d) Ülkenin egemenlik alanlarındaki
denizlerden ve kazasına tâbi olan deniz yetki alanlarından, akarsular ve
göllerden kum, çakıl ve benzeri maddelerin alınması ile ilgili esaslar,
Bakanlığın koordinasyonunda ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak
belirlenir ve Bakanlığın ön iznine tâbidir. Bu esaslar mahallinde en büyük
mülkî idare amirince uygulanır.”
“EK MADDE 3. – Faaliyetleri sonucu çevre
kirliliğine neden olacak veya çevreye zarar verecek kurum, kuruluş ve
işletmeler çevre yönetim birimi kurmak veya çevre görevlisi istihdam etmekle
yükümlüdürler. Hangi kurum, kuruluş ve işletmenin çevre yönetim birimi kuracağı
veya çevre görevlisi istihdam edeceği, çevre görevlilerinin nitelikleri,
sayıları, çalışma usul ve esasları yönetmelikle belirlenir.”
“EK MADDE 4. – İçme ve kullanma suyu
rezervuarları ve benzeri su kaynaklarının korunmasında Bakanlıkça, ilgili
kuruluşların görüşü alınarak her kaynak için özel hükümler getirilir. Bu
hükümlerin imar planlarında aynen yer alması ve ilgili idare tarafından
uygulanması esastır. Özel hükümler getirilinceye kadar aşağıda verilen genel
ilkeler ve koruma alanları geçerlidir.
a) Mutlak koruma alanı, içme ve kullanma
suyu rezervuarlarının en yüksek su seviyesinden itibaren yatay olarak 300 metre
genişliğindeki alandır. Bu alan su kaynağını kullanan idare ya da idarelerce
kamulaştırılır ve ağaçlandırılır. Bu alanda suni gübre ve tarım ilaçları
kullanmamak şartıyla tarımsal faaliyetlere; Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce
ekonomik bölge oluşturulan rezervuarlarda Bakanlık ve Tarım ve Köyişleri
Bakanlığından olumlu görüş almak kaydı ile yelkenli, kürekli, akülü su vasıtalarını
ve salları kullanmak suretiyle balık avı yapılmasına, su ürünleri
yetiştiriciliği yapılmasına ve bunlarla ilgi balıkçı barınakları yapılmasına
izin verilebilir. Ayrıca, içme ve kullanma suyu projesine ve mevcut yapıların
kanalizasyon sistemlerinin ıslahına ait mecburi tesislere izin verilebilir. Bu
alanda ekolojik tarım uygulaması teşvik edilir.
Bu alanda yukarıda sayılanlar dışında
hiçbir yapılaşma ve faaliyete izin verilemez.
b) Kısa mesafeli koruma alanı, mutlak
koruma alanı sınırdan itibaren yatay olarak 700 metre genişliğindeki alandır.
Bu alanda; turizm ve sanayi tesislerine, iskâna, hayvancılığa, sunî gübre
ve/veya tarım ilaçları kullanılmasına, yakıt depolarına ve mezarlık
kurulmasına, tabiî malzeme ve maden ocağı açılmasına, işletilmesine, çöp
depolama alanlarına, bertaraf tesislerine ve benzeri faaliyetlere izin
verilmez. Bu alanda ekolojik tarım uygulaması teşvik edilir.
c) Orta mesafeli koruma alanı, kısa
mesafeli koruma alanı sınırından itibaren yatay olarak 1000 metre
genişliğindeki alandır. Bu alanda; sanayi kuruluşuna, mezarlık kurulmasına,
tabiî malzeme ve maden ocağı açılmasına, işletilmesine, çöp depolama alanları
ile bertaraf tesislerine izin verilmez. Turizm ve konutlarla ilgili yapılaşma
koşulları yönetmelikle belirlenir.
d) Birinci derecede uzun mesafeli koruma
alanı, orta mesafeli koruma alanı sınırından itibaren yatay olarak 3 kilometre
genişliğindeki alandır. Bu alanda sanayi kuruluşları ile çöp depolama
alanlarına ve bertaraf tesislerine izin verilmez. Turizm ve konutlarla ilgili
yapılaşma koşulları yönetmelikle belirlenir.
e) İkinci derecede uzun mesafeli koruma
alanı, birinci derecede uzun mesafeli koruma alanı sınırından itibaren su
toplama havzasının sınırına kadar olan alandır. Bu alanda kurulabilecek sanayi
tesisleri yönetmelikle belirlenir.
Bu alanlardaki sosyal amaçlı olmayan
askerî tesislere ilişkin uygulamalar Bakanlık ve Millî Savunma Bakanlığınca
ayrıca belirlenir.”
“EK MADDE 5. – Kurum, kuruluş ve
işletmeleree ISO 14000 Çevre Yönetim Sistem Standartlarına Uygunluk Belgesi
verilirken, Bakanlıktan uygun görüş alınması zorunludur.”
“EK MADDE 6. – Bu Kanunda yer alan maktu
gelir miktarları ile maktu idarî ve adlî para cezaları, her yıl Vergi Usul
Kanununa göre belirlenen yeniden değerleme oranı kadar artırılarak uygulanır.”
GEÇİCİ MADDE 1. – Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihte faal durumda olan ve bu Kanun ve yönetmeliklerle belirlenen ek
yükümlülüklerin yerine getirilmesi için mevcut işletmelerle Bakanlık arasında
uyum protokolü yapılabilir.
Özelleştirme kapsamındaki yatırımlar için
uyum protokolleri satış sözleşmesinin mütemmim cüzü olarak hazırlanır.
GEÇİCİ MADDE 2. – Bu Kanunun yürürlüğe
girmesinden önce teşvik verilmiş olan ve 9 uncu maddede belirtilen koruma
planları ile tespit edilen esaslara aykırı bulunan faaliyetler Bakanlıkça tayin
edilecek bir sürede söz konusu planlara uygun hale getirilir. Aksi takdirde bu
faaliyetler için verilmiş bulunan teşvikler iptal edilir.
MADDE 25. – Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
MADDE 26. – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONUNUN KABUL ETTİĞİ METİN
ÇEVRE
KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1. - 9.8.1983 tarihli ve 2872 sayılı
Çevre Kanununun 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 1. - Bu Kanunun amacı, bütün
vatandaşların ortak varlığı olan çevrenin sürdürülebilir kalkınma ilkesi
doğrultusunda korunması, iyileştirilmesi ve geliştirilmesini sağlamaktır.”
MADDE 2. - 2872 sayılı Kanunun 2 nci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 2. - Bu Kanunda geçen terimlerden;
Çevre : Canlıların yaşamları boyunca
ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları
fizikî, biyolojik, sosyal, ekonomik ve kültürel ortamı,
Çevre korunması : Çevresel değerlerin ve
ekolojik dengenin tahribini, bozulmasını ve yok olmasını önlemeye, mevcut
bozulmaları gidermeye, çevreyi iyileştirmeye ve geliştirmeye yönelik
çalışmaların bütününü,
Çevre kirliliği : Çevrede meydana gelen ve
canlıların sağlığını, çevresel değerleri ve ekolojik dengeyi bozabilecek her
türlü olumsuz etkiyi,
Sürdürülebilir kalkınma : Bugünkü ve
gelecek kuşakların çevreyi koruyarak, sağlıklı ve dengeli bir çevrede
yaşamasını güvence altına alan kalkınma politikalarını,
Alıcı ortam : Hava, su, toprak ortamları
ile bu ortamlarla ilişkili ekosistemleri,
Doğal kaynak : Bütün bitki, hayvan ve
mikroorganizmalar ile bunların yaşama ortamları olan hava, su ve toprak ve
doğada bulunan cansız varlıkları,
Kirleten : Eylem veya işlemleri sonucu
doğrudan veya dolaylı olarak çevre kirliliğine ve çevrenin bozulmasına neden
olan gerçek ve tüzel kişileri,
Ekosistem : Canlıların kendi aralarında ve
cansız çevreleriyle ilişkilerini bir düzen içinde yürüttükleri biyolojik,
fiziksel ve kimyasal sistemi,
Ekolojik denge : İnsan ve diğer canlıların
varlık ve gelişmelerini doğal yapılarına uygun bir şekilde sürdürebilmeleri
için gerekli olan şartların bütününü,
Sulak alan : Yaban hayatın yaşama ortamı
olan, doğal veya yapay, devamlı veya geçici, suları durgun veya akıntılı, tatlı,
acı veya tuzlu, denizlerin gel-git hareketlerinin çekilme devresinde derinliği
altı metreyi geçmeyen suları, bataklık, sazlık ve turbiyeleri,
Atık : Herhangi bir faaliyet sonunda
çevreye atılan veya bırakılan her türlü maddeyi,
Tehlikeli atık : Tehlikeli fiziksel,
kimyasal ve/veya biyolojik özellikleri nedeniyle canlılarda ve alıcı ortamda
olumsuz etkilere yol açan atıklar ve bu atıklarla kirlenmiş madde ve
malzemeleri,
Radyoaktif atık : İlgili mevzuat uyarınca
yetkili kılınan merciler tarafından belirlenen serbest bırakma seviyelerinin
üzerinde aktivite ve konsantrasyonda radyoizotopları bulunduran veya bu
radyoizotoplarla bulaşmış ve tekrar kullanılması düşünülmeyen madde ve
malzemeleri,
Tehlikeli kimyasallar : Fiziksel, kimyasal
ve/veya biyolojik yönden olumsuz etki yaparak ekolojik denge ile insan ve diğer
canlıların doğal yapılarının bozulmasına neden olan her türlü kimyasal madde ve
müstahzarları,
Çevresel etki değerlendirmesi :
Gerçekleştirilmesi planlanan faaliyetlerin çevreye olabilecek etkilerinin
belirlenmesinde, olumsuz etkilerin önlenmesi ya da zarar vermeyecek ölçüde en
aza indirilmesi için alınacak önlemlerin tespitinde, yer ve teknoloji
alternatiflerinin değerlendirilmesinde ve faaliyetlerin uygulanmasının
izlenmesi ve denetlenmesinde sürdürülecek çalışmaları,
Stratejik çevresel etki değerlendirmesi :
Plan, politika ve programların kabulünden önce çevresel etkilerinin
incelenmesini,
Çevre koruma planı : Bitki ve hayvan
türleri ile bunların yaşam alanlarını ve alıcı ortamları korumak ve geliştirmek
üzere ülke, havza veya alan bazında yapılan planları,
Çevre ile uyumlu teknoloji : Her türlü
faaliyet sırasında doğal kaynak ve enerjinin verimli kullanılmasını ve geri
kazanılmasını sağlayan ve atık oluşumunu azaltan teknolojileri,
Bakanlık : Çevre Bakanlığını,
Fon : Çevre Fonunu,
İfade eder.”
MADDE 3. - 2872 sayılı Kanunun 3 üncü
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 3. - Çevrenin korunmasına ve
kirliliğinin önlenmesine ilişkin genel ilkeler şunlardır :
a) Gerçek ve tüzel kişiler çevrenin
korunması ve kirliliğinin önlenmesi ile görevli olup, bu konuda alınacak
tedbirlere ve belirlenen esaslara uymakla yükümlüdürler.
b) Arazi ve kaynak kullanım kararlarını
veren ve proje değerlendirmesi yapan yetkili kuruluşlar, sürdürülebilir
kalkınma ilkesini ve karar alma süreçlerinde toplumun tüm kesimlerinin
ihtiyaçlarını gözetirler.
c) Çevre ile uyumlu teknolojilerin
kullanılması esastır.
d) Kirlenmenin önlenmesi,
sınırlandırılması, giderilmesi ve çevrenin iyileştirilmesi için yapılan
harcamalar kirleten tarafından karşılanır.
e) Yapılacak ekonomik faaliyetlerde
sürdürülebilir kalkınma yönünden doğal kaynakların fiyatlandırılması mukayeseli
olarak gözetilir.
f) Çevrenin korunması, çevre kirliliğinin
önlenmesi ve giderilmesi için vergi, harç, katılma payı ve teşvik gibi ekonomik
araçlar kullanılır.
g) Bölgesel ve küresel çevre sorunlarının
çözümüne yönelik olarak uluslararası çalışmalar sonucu ortaya çıkan ulusal
yükümlülüklerin yerine getirilmesi için gerekli teknik, idarî ve hukukî
düzenlemeler Bakanlığın koordinasyonunda yapılır.
Bölgesel ve küresel çevre sorunlarına
neden olan kurum, kuruluş ve işletmeler ulusal yükümlülüklerin yerine
getirilmesindeki sorumluluğu paylaşmak ve ortaya çıkabilecek maliyetleri
karşılamakla yükümlüdür.”
MADDE 4. - 2872 sayılı Kanunun İkinci
Bölümünün başlığı “Yüksek Çevre Kurulu ve Görevleri” olarak değiştirilmiş ve
443 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yürürlükten kaldırılan 4 üncü maddesi
aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“Yüksek Çevre Kurulu
Madde 4. - Başbakanın başkanlığında,
Başbakanın bulunmadığı zamanlarda Başbakan Yardımcısının başkanlığında, Çevre,
Maliye, Millî Eğitim, Bayındırlık ve İskân, Sağlık, Tarım ve Köyişleri, Sanayi,
Enerji ve Tabiî Kaynaklar, Turizm, Kültür ve Orman Bakanları ile Devlet
Planlama Teşkilâtı Müsteşarlığı ve Denizcilik Müsteşarlığının bağlı olduğu
Devlet Bakanlarından oluşan Yüksek Çevre Kurulu kurulmuştur.
Diğer Bakanlar kendilerini ilgilendiren
konuların görüşülmesi sırasında, kurul toplantılarına başkan tarafından
çağrılabilir.
Kurul yılda en az bir defa toplanır.
Kurulun sekretarya hizmetleri Çevre
Bakanlığınca yürütülür.
Kurulun çalışmaları ile ilgili konularda
ön hazırlık ve değerlendirme yapmak üzere, Çevre Bakanlığı Müsteşarının
başkanlığında ilgili bakanlık müsteşarları, diğer kurum ve kuruluşların en üst
düzey yetkili amirlerinin katılımı ile toplantılar düzenlenir. Bu toplantılara
gerekli görüldüğü hallerde Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve
Ticaret Borsaları Birliği, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, Türkiye
Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu, Türkiye Ziraat Odaları Birliği ile
bilimsel kuruluş, kamu kurumu niteliğindeki diğer meslek kuruluşları, sivil
toplum örgütleri ve yerel yönetimler temsilcileri de davet edilebilir.
Kurulun çalışma usul ve esasları ile diğer
hususlar yönetmelikle belirlenir.”
MADDE 5. - 2872 sayılı Kanunun 409 sayılı
Kanun Hükmünde Kararname ile yürürlükten kaldırılan 5 inci maddesi aşağıdaki
şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“Yüksek Çevre Kurulunun Görevleri
Madde 5. - Yüksek Çevre Kurulunun
görevleri şunlardır :
a) Sürdürülebilir kalkınma politikalarının
hedef ve ilkelerini belirlemek ve uygulanmasını sağlamak,
b) Bu hedef ve ilkeler doğrultusunda etkin
çevre yönetiminin sağlanması, çevrenin korunması, çevre kirliliği ve
bozulmalarının önlenmesi ile çevrenin iyileştirilmesi ve geliştirilmesi için,
politika ve stratejiler belirlemek,
c) Sürdürülebilir kalkınma amacına uygun
olarak ekonomik kararlara çevre boyutunun dahil edilmesine imkân veren hukukî,
idarî, ekonomik, ticarî ve malî tedbirleri belirlemek,
d) Birden fazla bakanlık ve kuruluşu
ilgilendiren çevre konularına ilişkin uyuşmazlıklarda nihaî kararı vermek,
e) Özel Çevre Koruma Bölgelerinde hangi
çeşit tesislerin nerelerde yapılacağına, bu konuda ilgililere taşınmaz mal
tahsisine ve yapı izni verilmesine ilişkin esasları belirlemek,
f) Ekolojik önem taşıyan ve çevre
kirlenmelerine ve bozulmalarına duyarlı olan alanları koruma altına almak
üzere, Özel Çevre Koruma Bölgeleri tespit ve ilan etmek ve bu alanlarda
çevrenin korunmasına, kirlenmenin önlenmesine, ekolojik dengenin
iyileştirilmesine ve sürdürülmesine ilişkin esasları belirlemek,
g) Kuruluş ve işletmelerden alınacak
emisyon ve deşarj izinlerine ilişkin katkı paylarının esaslarını belirlemek.
Bu maddenin (b) bendinde bahsi geçen
politika ve stratejiler, kalkınma plan ve programları, bölge planları ile doğal
kaynak kullanımı ve arazi kullanım kararlarında ve ilgili bakanlıklar, kurum ve
kuruluşlarca yapılacak her ölçekteki planlarda uygulanır.
Bu maddenin (f) bendinde bahsi geçen Özel
Çevre Koruma Bölgelerine ilişkin plan ve projelerin hazırlanmasında 3.5.1985
tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun 9 uncu maddesi hükümleri uygulanmaz.
Yüksek Çevre Kurulunca tespit edilen
politika ve stratejilere ilişkin hususlarBakanlarKurulunda öncelikle
görüşülerek karara bağlanır.”
MADDE 6. - 2872 sayılı Kanunun 9 uncu
maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Çevrenin Korunması
Madde 9. - Yüksek Çevre Kurulunca
belirlenecek politika ve stratejiler doğrultusunda;
a)İlgili kurum ve kuruluşların da
görüşleri alınarak Bakanlıkça Çevre Koruma Planları yapılır, yaptırılır,
onaylanır ve bu planlar mülkî idare amirlerince uygulanır. İlgili bakanlıklar,
kurum ve kuruluşlarca yapılacak her ölçekteki planlarda çevre koruma planı
hükümleri esas alınır.
Bu planlara aykırı faaliyetler yasak olup,
plan hükümlerine aykırı olarak yapılan
yapılara inşaat ve iskân ruhsatı verilemez. Bu tür faaliyetler kamu
teşviklerinden yararlandırılamaz.
Çevre Koruma Planlarının yapılmasına ve
uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.
b) Ulusal ve uluslararası düzeyde önem
taşıyan ve koruma altına alınan nesli tehlikede, nadir ve endemik bitki ve
hayvan türleri ile bunları yaşama ortamlarının korunması ve geliştirilmesi ile
ilgili tedbirler ve ticaretine ilişkin uygulama esasları, ilgili mevzuatla
yetkili kılınan kurum ve kuruluşların görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenir.
İlgili kurum ve kuruluşlar bu tedbirleri uygulamakla yükümlüdürler.
Bu türlerle ilgili koruma alanları, ilgili
mevzuatla yetkili kılınan kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak Bakanlıkça
tespit edilir ve Yüksek Çevre Kurulu tarafından ilan edilir. Koruma alanlarının
tespit ve ilanı ile ilgili hususlar yönetmelikle belirlenir.
c) Sulak alanların doğal yapılarının ve
ekolojik dengelerinin korunması esastır. Sulak alanların doldurulması ve
kurutulması yolu ile arazi kazanılamaz. Bu hükme aykırı olarak arazi
kazanılması halinde söz konusu alan faaliyet sahibince eski haline getirilir.
Sulak alanların içme - kullanma ve sulama
suyu kaynağı olarak kullanılması; sulak alanlar ve sulak alan ekosistemi ile
ilişkili akarsular, orman, çayır, mera, kumul ve benzeri alanların karakterinde
değişiklik meydana getirebilecek her türlü faaliyet, Bakanlığın ön iznine
tâbidir.Bu izin alınmadan diğer kurum ve kuruluşlarca herhangi bir işlem
yapılamaz.
Sulak alanların korunması ve yönetimine
ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.”
MADDE 7. - 2872 sayılı Kanunun 10 uncu
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 10. - Gerçekleştirmeyi
planladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum,
kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya Çevresel Etki
Değerlendirmesi Ön Araştırma Raporu hazırlamakla yükümlüdürler.
Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya
Çevresel Etki Değerlendirmesi Ön Araştırma Raporu üzerinde yapılacak inceleme
ve değerlendirme sonucu, gerçekleştirilmesi uygun görülmeyen faaliyetler için
onay, izin, teşvik ve ruhsat verilemez; uygulama imar planı, mevzi imar planı
ve bunlarla ilgili ilaveler ile değişiklikler onaylanamaz ve ihale edilemezler.
Serbest bölgelerin kurulması ile plan,
politika, programlar ve değişiklikleri Stratejik Çevresel Etki Değerlendirmesi
sürecine tâbidir.
Çevresel Etki Değerlendirmesi ile
Stratejik Çevresel Etki Değerlendirmesi süreçleri ile ilgili usul ve esaslar
Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.”
MADDE 8. - 2872 sayılı Kanunun 11 inci
maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“İzin alma, arıtma ve bertaraf yükümlülüğü
Madde 11. - A) İzin Alma : Üretim, tüketim
ve hizmet faaliyetleri sonucunda oluşan atıklarını alıcı ortamlara doğrudan
veya dolaylı vermeleri uygun görülmeyen tesis ve işletmeler ile yerleşim
birimleri atıklarını yönetmelikle belirlenen standart ve yöntemlere uygun
olarak arıtmak ve bertaraf etmekle veya ettirmekle ve öngörülen izinleri
almakla yükümlüdürler.
Birinci fıkrada belirtilen yükümlülüğü
bulunan tesis ve işletmeler ile yerleşim birimlerine;
1. İnşaat ruhsatı aşamasında bu
yükümlülüğünü yerine getireceğini gösterir proje ve belgeleri ilgili kuruma
sunmadıkça inşaat ruhsatı,
2. İnşaatı bitmiş olanlardan, bu
yükümlülüğü yerine getirmeyenlere işletme ruhsatı ve/veya iskân ruhsatı,
Verilemez.
Faaliyetlerinde değişiklik yapmayı ve/veya
tesislerini büyütmeyi planlayan gerçek ve tüzel kişiler arıtma veya bertaraf
tesislerini planlamak, izin ve ruhsat almak zorundadırlar.
B) Arıtma ve Bertaraf Yükümlülüğü : Atıksu
altyapı sistemlerinin kurulması, bakımı, onarımı, ıslahı ve
işletilmesinden,Büyükşehirlerde 20.11.1981 tarihli ve 2560 sayılı İstanbul Su
ve Kanalizasyon İdaresi GenelMüdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunla
belirlenen kuruluşlar, belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeler,
diğer alanlarda ise il özel idareleri, tatil köy ve sitelerinde yönetim
kurulları veya yetkili kıldığı birimler tarafından gerçekleştirilir.
Serbest ve/veya ticarî bölgelerde bölge
müdürlükleri, turizm gelişme bölgelerinde Turizm Bakanlığı veya yetkili kıldığı
birimler, organize ve küçük sanayi bölgelerinde sanayi bölgesi müdürlükleri
veya Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından yetkili kılınan birimler atıksu
altyapı sistemlerinin kurulması, bakımı, onarımı, ıslahı ve işletilmesinden
sorumludurlar.
Atıksu altyapı sistemlerini kullanan
ve/veya kullanacaklar bağlantı sistemlerinin olup olmadığına bakılmaksızın
arıtma sistemlerinden sorumlu yönetimlerin yapacağı her türlü yatırım, işletme,
bakım, onarım, ıslah ve temizleme harcamalarının tamamına hisseleri oranında
katılmak zorundadırlar. Ancak benzer atıksu arıtma tesisleri kurup gerekli
izinleri alanlar ve Yönetmelikte belirlenen şekilde çalıştıranlar bu zorunluluk
kapsamı dışındadır.
Atık üreticileri katı atıkların geri
kazanılmasını sağlamakla yükümlüdürler. Geri kazanım imkânı olmayan atıklar
nihaî bertaraf tesisine kabul edilebilirler.
Geri kazanılabilen katı atıkların ayrı
biriktirilmesi zorunludur. Belediyeler bu atıkların ayrı toplanması, taşınması
ve geri kazanılması amacıyla gerekli araç ve tesisleri sağlamak ve işletmekle
yükümlüdürler.
Atıksu arıtımı, atık bertarafı ve katı
atık geri kazanım tesisleri yapmak amacıyla belediyeler 3.4.1930 tarihli ve
1580 sayılı Belediye Kanununa uygun olarak hizmet birlikleri kurar. Bu
yatırımlar Bakanlıkça ilgili hizmet birliği ile işbirliği halinde yapılır.
Hizmet birliklerini kurmuş belediyelere öncelikle yardım yapılır. Tesis yapım
giderleri hizmet birliği ile imzalanacak sözleşme çerçevesinde tahsil edilir.
Sözleşme hükümlerine uyulmaması durumunda, sözleşmenin ihlali tarihinden
itibaren 21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilir. Sözleşme yapmayan hizmet
birlikleri ile hizmet birliğine katılmayan belediyelerin bulunması halinde
Bakanlıkça yaptırılacak tesislerin giderleri ilgili belediyelerin İller
Bankasındaki avans ve paylarından Bakanlığın talebi üzerine, öncelikle tesisin
kurulduğu tarihi takip eden aybaşından itibaren 6183 sayılı Kanun hükümlerine
göre gecikme zammı ile birlikte takip ve tahsil olunur.
Arıtma ve bertaraf yükümlülüğü ile atıksu
arıtma ve ön arıtma yükümlülüğüne tâbi tesis ve işletmeler ile yerleşim
birimleri, uyulması gereken şartlar ve bu yükümlülüğe istinaden kurulması
zorunlu olan arıtma ve bertaraf sistemleri, atıksu arıtma ve ön arıtma
sistemleri ile atıksu altyapı sistemlerinin kurulması, onarımı, ıslahı,
işletilmesi ve harcamalara katkı paylarının belirlenmesi ile ilgili usul ve
esaslar Bakanlıkça yönetmelikle düzenlenir.
Faaliyetleri nedeniyle çevreye olumsuz
etkileri olabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler tarafından, faaliyetlerine
ilişkin olası bir kaza durumunda, kazanın çevreye olumsuz etkilerini kontrol
altına almak ve azaltmak üzere uygulanacak acil durum planları hazırlanması
zorunludur.
Bu planlar dikkate alınarak Bakanlığın
koordinasyonunda ilgili kurum ve kuruluşlarca yerel, bölgesel ve ulusal acil
durum planları hazırlanır.
Liman, tersane, gemi söküm yeri ve
marinalarda gemi ve deniz araçlarından kaynaklanan, atıksu, balast, sintine ve
atıkların alınmasına hizmet edecek yüzer ve/veya sabit kabul tesislerinin bu
yerleri işleten veya idare eden kurum, kuruluş ve işletmeler tarafından
müştereken veya münferiden kurulması zorunludur.
Liman, tersane, gemi söküm yeri ve
marinalarda, meydana gelebilecek kazalar sonucu çevreye verilebilecek zararı en
aza indirmek için bu yerleri işleten veya idare edenler tarafından acil
müdahale ekipmanı bulundurulması zorunludur.
Kabul tesislerinin kurulmasına,
işletilmesine, denetlenmesine ve bulundurulacak acil müdahale ekipmanlarına
ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.”
MADDE 9. – 2872 sayılı Kanunun 12 nci
maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Denetim, bilgi verme ve bildirim
yükümlülüğü
Madde 12. – Bu Kanun hükümlerine uyulup
uyulmadığını denetleme yetkisi Bakanlığa aittir. Gerektiğinde bu yetki,
Bakanlıkça en büyük mülkî idare amirlerine, belediye başkanlarına, liman
başkanlıklarına, Sahil Güvenlik Komutanlığı bağlısı bot komutanları, uçak ve
helikopter pilotlarına ve 13.10.1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik
Kanunu’na göre belirlenen denetleme görevlilerine devredilebilir.
Askerî işyerleri, askerî bölgeler ve
tatbikatların bu Kanun çerçevesindeki denetimi ve neticelerine ait işlemler,
Genelkurmay Başkanlığı, Millî Savunma Bakanlığı ve Bakanlık tarafından
müştereken hazırlanacak yönetmeliğe göre yürütülür.
İlgililer, Bakanlığın veya denetimle
yetkili diğer mercilerin isteyecekleri bilgi ve belgeleri vermek, yetkililerin
yaptıracakları analiz ve ölçümlerin giderlerini karşılamak, denetim esnasında
her türlü kolaylığı göstermek zorundadırlar.
İlgililer, çevre kirliliğine neden
olabilecek faaliyetleri ile ilgili olarak, kullandıkları hammadde, yakıt,
çıkardıkları ürün ve atıklar ile proses şemalarını, acil durum planlarını,
izleme sistemleri ve kirlilik raporları ile diğer bilgi ve belgeleri Bakanlığa
vermek zorundadırlar.
Bakanlık, bu Kanuna göre yapılacak
denetlemelerde görev almak isteyenlerden görev sınırları yönetmelikte
belirtilen koşulları taşıyanlara gönüllü çevre müfettişliği görevi verebilir.
Bu görev için ilgililere herhangi bir ücret ödenmez.
Görevini kötüye kullandığı tespit edilen
gönüllü çevre müfettişlerinin bu görevleri sona erdirilir.
Denetim, bilgi verme ve bildirim
yükümlülüğü ile gönüllü çevre müfettişlerinin çalışma ve eğitimlerine ilişkin
usul ve esaslar Bakanlıkça yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 10. – 2872 sayılı Kanunun 13 üncü
maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Tehlikeli kimyasallar ve atıklar
Madde 13. – Tehlikeli kimyasalların
belirlenmesi, üretimi, ithalatı, atık konumuna gelinceye kadar geçen süreçte
kullanım alanları ve miktarları, etiketlenmesi, ambalajlanması, depolanması,
taşınması ve ihracatına ilişkin usul ve esaslar ilgili Bakanlıkların uygun
görüşü alınarak Bakanlıkça yayımlanacak yönetmelikle belirlenir.
Yönetmelik hükümlerine aykırı olarak
piyasaya sürüldüğü tespit edilen tehlikeli kimyasallar ile bu kimyasalları
içeren eşya, bunları satış ve kullanım amacıyla piyasaya süren kurum, kuruluş
ve işletmelere toplattırılır ve müsadere edilir. İmhası için gereken masraflar,
ilgili kurum, kuruluş ve işletmelerden 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre
tahsil edilir.
Bakanlığın talebi üzerine Başbakanlık Dış
Ticaret Müsteşarlığı, bazı yakıtların atıkların ve tehlikeli kimyasallar ile bu
kimyasalları içeren eşyaların ithalini yasaklayabilir veya kontrole tâbi
tutabilir. Kontrole tâbi tutulan yakıtların, atıkların ve bitki, hayvan ve
insan sağlığı ile ilgili olanlar hariç tehlikeli kimyasallar ile bu
kimyasalları içeren eşyanın ithalatı için Bakanlıktan kontrol belgesi alınması
zorunludur.
Tehlikeli atıkların ihracatı ve transit
geçişinden 60 gün önce Bakanlığa bildirimde bulunulması, izin alınması ve
taşıma sırasında taşıma belgesinin bulundurulması zorunludur.
Tehlikeli atıklar ile tehlikeli atıkların
oluşum aşamasından itibaren toplanması, ayrılması, geçici ve ara depolanması,
geri kazanılması, yeniden kullanılması, taşınması, bertarafı, bertaraf sonrası
kontrolü, ihracatı ve ithalatı ile ilgili usul ve esaslar ilgili Bakanlıkların
uygun görüşü alınarak Bakanlıkça yayımlanacak yönetmelikle belirlenir.
Tehlikeli kimyasalların üretimi, satışı,
depolanması, kullanılması ve taşınması faaliyetleri ile tehlikeli atıkların
toplanması, taşınması, geçici ve ara depolanması, geri kazanımı, yeniden
kullanılması ve bertarafı faaliyetlerinde bulunanlar, bir kaza sonrası çevreye
ve insana verebilecekleri zarara karşı sigorta yaptırmak zorundadırlar.
Sigorta ile ilgili esaslar ilgili kurum ve
kuruluşların görüşleri alınarak Bakanlıkça belirlenir.”
MADDE 11. – 2872 sayılı Kanunun 15 inci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 15. – Bu Kanun ve bu Kanun uyarınca
yayımlanan yönetmeliklere ve Mahalli Çevre Kurulu Kararı hükümlerine aykırı
davrananlara Bakanlıkça, söz konusu aykırı faaliyeti düzeltmek üzere gerekirse
yeteri kadar süre verilir.
Bu süre sonunda aykırılığı
düzeltmeyenlerin faaliyeti, Bakanlıkça kısmen veya tamamen, süreli veya süresiz
olarak durdurulur.
Çevre ve insan sağlığı yönünden tehlike
yaratan ve/veya Çevresel Etki Değerlendirilmesi incelenmesi yapılmaksızın
başlanan faaliyetler süre verilmeksizin durdurulur.
Süre verilmesi ve faaliyetin durdurulması,
bu Kanunda öngörülen cezaların uygulanmasına engel teşkil etmez..”
MADDE 12. – 2872 sayılı Kanunun dördüncü
bölümünün başlığı “Çevre Fonu” olarak, 17 nci maddesi başlığı ile birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Çevre Fonu
Madde 17. – Çevrenin korunması,
iyileştirilmesi, geliştirilmesi, kirliliğin önlenmesi, Bakanlık teşkilâtınca
çevresel hizmetlerin etkin ve verimli bir şekilde yerine getirilmesini sağlamak
amacıyla Çevre Fonu kurulmuştur.”
MADDE 13. – 2872 sayılı Kanunun 18 inci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 18. – Fonun gelirleri;
a) Trafiğe ilk defa tescil edilen motorlu
araçlardan alınan taşıt alım vergisi tutarının dörtte biri oranında ayrıca
tahsil edilen miktardan,
b) Motorlu taşıt araçlarının her fenni
muayenesi sırasında alınan fenni muayene ücretinin beşte biri oranında ayrıca
tahsil edilen miktardan,
c) Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre
gemi siciline tescil edilen her türlü deniz aracından;
1) Onsekiz gros tondan yüz (dahil) gros
tona kadar olanlardan gros ton başına 1 milyon lira,
2) Yüzbir gros tondan beşyüz (dahil) gros
tona kadar olanlardan yukarıdaki meblağa ilave olarak yüz gros tonun üzerindeki
her gros ton başına 500 bin lira,
3) Beşyüzbir gros tondan beşbin (dahil)
gros tona kadar olanlardan yukarıdaki meblağlara ilave olarak beşyüz gros tonun
üzerindeki her gros ton başına 100 bin lira,
4) Beşbinbir gros tondan yirmibin (dahil)
gros tona kadar olanlardan yukarıdaki meblağlara ilave olarak beş bin gros
tonun üzerindeki her gros ton başına 50 bin lira,
5) Yirmibin gros tondan büyük olanlardan
ise yukarıdaki meblağlara ilave olarak yirmibin gros tonun üzerindeki her gros
ton başına 20 bin lira, olmak üzere liman başkanlıklarınca her yılın Ocak ayı
içerisinde tahsil edilen ve Fonun bankadaki hesabına yatırılan miktardan,
d) Hava taşıt araçları ile yurt içinde
yapılan yolcu ve yük taşıma bedellerinin yüzde biri oranında ayrıca tahsil
edilen miktardan,
e) Her türlü tütün mamulleri ile alkollü
içkinin imalat ve ithalatçıları tarafından yurt içinde yapılacak teslimlerde
satış fiyatı üzerinden hesaplanan yüzde bir oranındaki Çevre Fonu
kesintisinden,
f) Her türlü petrokimya mamulleri imalat
ve ithalatçıları tarafından yapılacak teslimlerde satış fiyatı üzerinden
hesaplanan binde beş oranında, pet şişelerde ise yüzde yirmi oranındaki
miktardan,
g) Her türlü ateşli silâh ruhsat tezkereleri
ve yenilenmeleri için tahsil edilecek 1 milyon liradan,
h) Yüksek Çevre Kurulunca esasları
belirlenen ve kuruluş ve işletmelerden emisyon ve deşarj izinlerinden tahsil
edilen katkı paylarından,
ı) Millî Piyango ve Sayısal Lotonun aylık
satış hasılatının binde beşi oranında her ay ödenecek katkı paylarından,
j) Fondan kullandırılan kredilerin
faizleri ve bankalardaki mevduat faizlerinden,
k) Bakanlık Çevre Referans Laboratuvarı
ile Bakanlığın diğer benzeri hizmetleri karşılığı elde edilecek gelirlerden,
l) Bu Kanuna göre tahsil edilecek idarî
para cezalarından,
m) Bu Kanuna dayanılarak düzenlenen
taahhütname ve sözleşme gibi belgeler uyarınca alınacak ceza ve benzeri
gelirlerden,
n) Fona ait taşınır ve taşınmaz malların
satışından ve kiralanmasından elde edilen gelirlerden,
o) Yurtdışından temin edilecek her türlü
fon, hibe ve krediden mevzuata uygun olarak sağlanacak miktardan,
p) Çevre Bakanlığının bütçesine bu amaçla
her yıl konulan ödenekten,
r) Fona yapılan bağış ve yardımlardan,
s) Diğer mevzuatta Fona aktarılması
öngörülen meblağlardan
oluşur.
Bu maddenin (a) bendinde belirlenen gelir,
Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen esaslara göre vergi dairelerince tahsil
edilir ve Fonun devlet bankasındaki hesabına yatırılır.
İlgililer, bu maddenin (b), (d), (e), (f),
(g), (h) ve (k) bentleri gereğince her ay topladıkları tutarları örneği
Bakanlıkça hazırlanacak beyanname ile tahsili takip eden ayın son gününe kadar
Bakanlığa beyan ederek toplanan tutarları aynı süre içinde Fonun banka hesabına
yatırmak zorundadırlar. Fon gelirlerini süresinde Fonun bankadaki hesabına
yatırmayanlar hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanun hükümlerine göre takibat ve tahsilat yapılır.
Bu Kanunda öngörülen ve Sahil Güvenlik
Komutanlığı ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre yetkili kılınan
kuruluşlarca tahsil edilen idarî para cezalarının yüzde yetmişi yukarıda
belirtilen usule göre Fonun banka hesabına aktarılır; yüzde otuzu ise bir
yandan bütçeye gelir diğer yandan cezayı tahsil eden idarenin bütçesine ödenek
kaydedilir.
Bakanlık, gerektiğinde bu meblağların Fona
aktarılıp aktarılmadığını ve çevre ile ilgili faaliyetlerde kullanılıp
kullanılmadığını incelemek, araştırmak ve bu konularda ilgililerden bilgi almak
yetkisine sahiptir.
Fon; kurumlar vergisinden, yapılacak bağış
ve yardımlar nedeniyle veraset ve intikal vergisinden, yapılacak her türlü
muameleler dolayısıyla damga vergisinden, açılan krediler dolayısıyla lehte
tahakkuk edecek faizler, banka ve sigorta muameleleri vergisinden muaftır.”
MADDE 14. – 2872 sayılı Kanunun 19 uncu
maddesinin birinci, ikinci ve beşinci fıkraları aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Fon Bakanlık aracılığı ile kullanılır.”
“Fonun ita amiri Çevre Bakanıdır.”
“Fon aşağıdaki amaçlar için kullanılır.
a) Çevrenin korunmasına,
iyileştirilmesine, geliştirilmesine, çevre kirliliğinin önlenmesine ve
giderilmesine yönelik araştırmalar, uygulamalar ve bu uygulamaların
desteklenmesi ile bu araştırma ve uygulamalarda kullanılmak üzere araç, gereç
ve taşınmaz mal alınması ve kiralanması,
b) Ölçme, izleme ve değerlendirme
sistemlerinin kurulması ve işletilmesi için gerekli bina, araç, gereç, malzeme
ve hizmetin satın alınması ve kiralanması,
c) Çevresel eğitim ile Bakanlık
personelinin eğitimi ve yetiştirilmesi ile ilgili harcamalar,
d) Çevre ile uyumlu teknoloji ile
araştırma, etüd ve proje giderlerinin karşılanması,
e) Bakanlık Çevre Referans Laboratuvarında
kullanılacak araç, gereç ve malzeme alımı ile bakım ve onarım giderleri,
f) Geri kazanım, arıtma, bertaraf
tesisleri ve bunlarla ilgili yenilenebilir enerji üretim tesisi yapacak olan
gerçek ve tüzel kişilere proje bedelinin yüzde 45’ine kadar kredi verilmesi, bu
Kanunun 11 inci maddesinin onuncu fıkrası uyarınca, hizmet birlikleri ile
işbirliği halinde yapılacak veya yaptırılacak atık su arıtımı, katı atık
bertarafı ve geri kazanım hizmetlerine ait tesislerin yapım giderlerinin yüzde
yüzüne kadarının karşılanması,
g) Hayvan ve bitki türleri ile bunların
yaşama ortamlarının korunması ve güvence altına alınması için yapılacak
çalışmalar,
h) Çevresel etki değerlendirilmesi
sürecinde Bakanlıkça yapılan inceleme değerlendirme faaliyelerine ilişkin
harcamalar,
ı) Bu Kanunun amaçları doğrultusunda
Fondan yapılacak yayınlara ilişkin telif ve tercüme giderleri,
j) Bakanlıkça kurulan özel ihtisas
komisyonlarının faaliyetlerine katılanlardan Bakanlık mensubu olmayanların yurt
içi ve yurt dışı yollukları, telif, tercüme ve hizmet ücretleri ile iaşe ve
ibate masrafları.”
MADDE 15. – 2872 sayılı Kanunun 20 nci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 20. –İdarî nitelikteki cezalar
şunlardır:
a) Yönetmeliklerle belirlenen standartlara
aykırı emisyona sebep olan motorlu taşıtları işletenlere 50 milyon lira idarî
para cezası verilir.
b) Hava kirliliği yönünden önemli etkileri
nedeniyle kurulması ve işletilmesi yönetmelikle izne tâbi tutulan tesisleri,
yetkili makamlardan izin almadan kuran ve işleten veya iznin geri alınmasına
rağmen kurmaya ve işletmeye devam eden veya bu tesislerde izin almaksızın
sonradan değişiklik yapan yetkili makamların gerekli gördükleri değişiklikleri
tanınan sürede yapmayanlara 2 milyon lira idarî para cezası verilir. Bu
tesislerde emisyon miktarları yönetmelikle belirlenen sınırları aşıyorsa
verilecek ceza 4 milyar liradır.
İzne tâbi tesisleri, aldıkları izin
belgesinde veya yönetmeliklerde öngörülen önlemleri almadan veya
yönetmeliklerde belirlenen emisyon standartlarına ve sınırlamalarına aykırı
olarak işletenlere 2 milyar lira idarî para cezası verilir.
Emisyonların sınır değerlerin üzerinde
olmasına ilave olarak, radyoaktivite içermesi durumunda bu bentte öngörülen
cezalar bir kat artırılarak verilir.
c) Hava kirliliği yönünden kurulması ve
işletilmesi izne tâbi olmayan tesislerin işletilmesi sırasında yönetmelikle belirlenen
standartlara aykırı emisyona neden olanlara 100 milyon lira idarî para cezası
verilir.
Emisyonların sınır değerlerin üzerinde
radyoaktivite içermesi durumunda bu bendin birinci paragrafında öngörülen ceza
bir kat artırılarak verilir.
Bu bendin birinci paragrafında öngörülen
fiilin konutlarla ilgili olarak işlenmesi halinde verilecek ceza toplu veya
ferdî ısıtılan konutlarda her bağımsız bölüm için 10 milyon liradır. Bu cezaî
sorumluluk toplu ısıtılan konutlarda yöneticiye, ferdî ısıtılan konutlarda ise
konutu kullanana aittir. Yöneticinin bağımsız bölümleri kullananlara genel
hükümlere göre rücû hakkı saklıdır.
d) Hava kirliliği yönünden özel önem
taşıyan bölgelerde veya hava kirliliğinin ciddi boyutlara ulaştığı zamanlarda
ve yerlerde veya kritik meteorolojik şartlarda yönetmeliklerle öngörülen
önlemleri almayan, yasaklara aykırı davranan ya da Mahallî Çevre Kurullarınca
bu konuda alınan kararlara uymayanlara bu maddenin (b) ve (c) bentlerinde
öngörülen cezalar bir kat artırılarak verilir.
Bu fiilin konutlarla ilgili olarak
işlenmesi halinde cezaî sorumluluk bu maddenin (c) bendinin üçüncü paragrafına
göre tespit edilir.
e) Çevresel Etki Değerlendirilmesi
sürecine başlamadan veya bu süreci tamamlamadan inşaata başlayan ya da
faaliyete geçenlere, fiilen yapılan yatırım bedelinin yüzde yirmibeşi oranında
idarî para cezası verilir.
Çevresel Etki Değerlendirmesi sürecinde
verdikleri taahhütnameye aykırı davrananlara, her bir ihlal için 100 milyon
lira idarî para cezası verilir.
f) 11 inci maddeye göre kurulması zorunlu
olan ön arıtma, arıtma veya bertaraf tesislerini kurmayanlar ile kurup da
çalıştırmayanlara 5 milyar, bu tesisleri sigorta ettirmeyenlere 2 milyar lira
idarî para cezası verilir.
g) 12 nci maddede öngörülen bildirim ve
bilgi verme yükümlülüğünü yerine getirmeyenlere 1 milyar lira idarî para cezası
verilir.
h) Bu Kanunun 14 üncü maddesine göre
çıkarılan yönetmelikle belirlenen önlemleri almayan veya standartlara aykırı
şekilde gürültü ve titreşime neden olanlara 100 milyon lira idarî para cezası
verilir.
ı) Bu Kanunda öngörülen
yasaklara ve sınırlamalara aykırı olarak ülkenin egemenlik alanlarındaki
denizlerde ve kazasına tâbi olan deniz yetki alanlarında ve bunlarla bağlantılı
sularda, tabiî veya sunî göller veya baraj gölleri ile akarsularda;
1. Petrol türevleri
(Sintine, slop, yağlı atıklar) tahliyesi yapan tankerlerden, bin (dahil) gros
tona kadar olanlar için gros ton başına 7 milyon 500 bin lira, bin ila beşbin
(dahil) gros ton arasında olanlara, bu miktar ve ilave her gros ton başına 2
milyon 500 bin lira, beş bin gros tondan fazla olanlara ise, yukarıdaki
miktarlar ve ilave her gros ton başına 750 bin lira,
2. Kirli balast tahliyesi
yapan tankerlerden bin (dahil) gros tona kadar olanlar için gros ton başına 5
milyon lira, bin ilâ beşbin (dahil) gros ton arasında olanlara bu miktar ve
ilave her gros ton başına 2 milyon 500 bin lira, beşbin gros tondan fazla
olanlara ise yukarıdaki miktarlar ve ilave her gros ton başına 500 bin lira,
3. Sintine ve atık
tahliyesi yapan gemi ve diğer deniz vasıtalarından bin (dahil) gros tona kadar
olanlar için gros ton başına 4 milyon lira, bin ilâ beşbin (dahil) gros ton
arasında olanlara bu miktar ve ilave her gros ton başına 2 milyon lira, beşbin
gros tondan fazla olanlara ise yukarıdaki miktarlar ve ilave her gros ton
başına 250 bin lira,
İdarî para cezası
verilir.
Cezanın derhal ve defaten
ödenmemesi veya bu hususta yeterli teminat gösterilmemesi halinde, gemiler ve
götürülebilen diğer deniz vasıtaları en yakın liman yetkilisine teslim edilerek
seyrüseferden ve faaliyetten menedilir.
Bu maddenin (ı) bendinin
birinci paragrafı dışında, bu Kanun ve bu Kanun uyarınca çıkarılan
yönetmeliklere aykırı olarak ülkenin egemenlik alanındaki denizlere ve kazasına
tâbi olan deniz yetki alanlarına, içme ve kullanma ve suyu sağlama amacına
yönelik olmayan sulara atık boşaltanlara 2 milyar lira idarî para cezası
verilir.
Bu maddenin (ı) bendinin
üçüncü paragrafında öngörülen fiilin konutlarla ilgili olarak işlenmesi halinde
her konut için 100 milyon lira idarî para cezası verilir. Bu cezaî sorumluluk,
müstakil konutlarda konutu kullanana, diğer konutlarda ise yöneticiye aittir.
Yöneticinin bağımsız bölümleri kullananlara genel hükümlere göre rücu hakkı
saklıdır. Bu maddenin (ı) bendinde belirtilen fiillerin radyoaktif ve tehlikeli
atıklarla ilgili olarak işlenmesi halinde öngörülen cezalar bir kat artırılarak
verilir.
j) Ülkenin egemenlik
alanlarındaki denizlerden ve kazasına tâbi olan deniz yetki alanlarından,
akarsular ve göllerden belirlenen esaslara aykırı olarak kum, çakıl ve benzeri
maddeleri alanlara metreküp başına 10 milyon lira idarî para cezası verilir.
k) Kanunda ve
yönetmelikte öngörülen yasaklara veya standartlara aykırı olarak veya önlemleri
almadan atıkları toprağa verenlere 2 milyar lira idarî para cezası verilir.
Bu fiilin konutlarla
ilgili olarak işlenmesi halinde her konut için 100 milyon lira idarî para
cezası verilir. Bu cezaî sorumluluk, müstakil konutlarda konutu kullanana,
diğer konutlarda ise yöneticiye aittir. Yöneticinin bağımsız bölümleri
kullananlara genel hükümlere göre rücu hakkı saklıdır.
Fiilin radyoaktif ve
tehlikeli atıklarla ilgili olarak işlenmesi halinde bu bentde öngörülen cezalar
bir kat artırılarak verilir.
l) Bu Kanunun 9 uncu
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince alınacak tedbirlere
uymayanlara 500 milyon; (c) bendinin birinci paragrafına aykırı davrananlara 1
milyar, (c) bendinin üçüncü paragrafı uyarınca yönetmelikle belirlenen koruma
ve kullanım usul ve esaslarına aykırı davrananlara 500 milyon lira lira idarî
para cezası verilir.
m) Bu Kanunun ek 2 nci
maddesinin (a) bendinde öngörülen yasak ve sınırlamalara aykırı hareket edenler
tahrip ettikleri ve her metrekare için 20 milyon lira idarî para cezası ile
cezalandırılır ve arazi eski doğal yapısıyla uyumlu hale getirtilir.
Bu Kanunun ek 2 nci
maddesinin (b) bendinde öngörülen yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak
anız yakanlara 100 milyon, çayır ve mer’aları tahrip edenlere tahrip ettikleri
her metrekare için 20 milyon, kirli veya yönetmelikle belirlenen esaslar
dışında arıtılmış sularla sulama yapanlara veya bunları toprağa verenlere 100
milyon, arıtma çamurlarını yönetmelikle belirlenen esaslara aykırı olarak
toprağa verenlere 1 milyar, kazı, dolgu ve hafriyat çalışmaları atıklarını izin
verilen yerler dışında toprağa verenlere 100 milyon, tarım arazilerinden kum
alanlara metreküp başına 10 milyon lira idarî para cezası verilir.
Bu Kanunun ek 2 nci
maddesinin (c) bendine göre yapılması gerekli görülen ve mümkün olan
düzeltmeleri ve iyileştirmeleri yapmayanlara her metrekare için 20 milyon lira
idarî para cezası verilir ve bu konudaki masraflar sorumlulardan tahsil edilir.
n) Bu Kanunun ek 3 üncü
maddesinde öngörülen çevre yönetim birimini kurmayanlara 1 milyar lira, çevre
görevlisi istihdam etmeyenlere 500 milyon lira idarî para cezası verilir.
o) Bu Kanunun ek 4 üncü
maddesine aykırı olarak koruma alanlarına, kaynağın kendisine ve bu kaynağı
besleyen yerüstü ve yeraltı sularına, sulama ve drenaj kanallarına atık
boşaltanlara 4 milyar lira idarî para cezası verilir.
Bu fiilin konutlarla
ilgili olarak işlenmesi halinde her konut için 200 milyon lira idarî para
cezası verilir. Bu cezaî sorumluluk, müstakil konutlarda konutu kullanana,
diğer konutlarda ise yöneticiye aittir. Yöneticinin bağımsız bölümleri
kullananlara genel hükümlere göre rücu hakkı saklıdır.
Fiilin radyoaktif ve
tehlikeli atıklarla ilgili olarak işlenmesi halinde bu bentte öngörülen cezalar
beş kat artırılarak verilir.
Bu alanlarda Kanuna ve
yönetmeliklere aykırı olarak yapılan yapılar 3194 sayılı İmar Kanununda
belirlenen esaslara göre yıktırılır.
p) Bu Kanunun 11 inci
maddesinin onbirinci fıkrasında öngörülen acil durum planları yönetmelikte
belirlenen usul ve esaslara uygun olarak hazırlamayan ve bu planların
uygulanması için gerekli tedbirleri almayan, ekip ve ekipmanları
bulundurmayanlar ile aynı maddenin onikinci fıkrasında öngörülen yerel,
bölgesel ve ulusal acil durum planlarına uymayanlara 1 milyar lira idarî para
cezası verilir.
r) Bu Kanunun 13 üncü
maddesinde öngörülen sigortayı yaptırmayanlara 2 milyar lira idarî para cezası
verilir.
s) Bu Kanunda ve
yönetmeliklerde öngörülen usul ve esaslara, yasaklara veya sınırlamalara aykırı
olarak atık ithal edenlere 5 milyar lira, toplayan, taşıyan, geçici depolayan,
geri kazanan, tekrar kullanan veya bertaraf edenlere 2 milyar lira idarî para
cezası verilir.
t) Mahallî Çevre Kurulu
kararlarına uymayanlara 100 milyon lira idarî para cezası verilir.
u) Umuma açık yerlerde
her ne sebeple olursa olsun çevreyi kirletenlere 10 milyon lira idarî para
cezası verilir.
Bu maddenin (a), (j),
(l), (m), (o), (s), (t), (u) bendlerinde öngörülen idarî para cezaları, kurum,
kuruluş ve işletmelere üç katı olarak verilir.”
MADDE 16. - 2872 sayılı
Kanunun 23 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 23. - Bu Kanunda
belirtilen idarî para cezaları, bu cezaların verilmesini gerektiren fiillerin,
cezaların kesinleşmesini takiben bir yıl içinde birinci tekrarında yüzde yüz,
ikinci ve müteakip tekrarında yüzde iki yüz oranında artırılarak verilir.”
MADDE 17. - 2872 sayılı
Kanunun 24 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 24. - Bu Kanunda
öngörülen idarî para cezalarını verme yetkisi Çevre Bakanlığına aittir.
Ancak bu yetki, 12 nci
maddenin birinci fıkrası uyarınca denetim yetkisinin devredildiği kurum ve
merciler tarafından da kullanılır.
MADDE 18. – 2872 sayılı
Kanunun 25 inci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“İdarî para cezalarının
uygulanması, ödeme süresi, tahsil usulü ve itiraz
Madde 25. - Bu Kanunda
öngörülen idarî para cezası gerektiren suçlarla ilgili olarak yetkili denetleme
elemanlarınca bir tutanak tanzim edilir. Bu tutanak denetleme elemanlarının
bağlı bulunduğu ve ceza vermeye yetkili mercie intikal ettirilir. Bu merci,
tutanağı ilgili mevzuata uygunluk bakımından değerlendirerek en geç onbeş gün
içerisinde gerekli cezayı verir. Ceza kararı usulüne uygun olarak cezayı veren
merci tarafından ilgiliye tebliğ edilir.
İdarî para cezalarının
ödeme süresi cezanın tebliğ tarihinden itibaren 30 gündür. İdarî para
cezalarına karşı genel hükümlere göre idare mahkemesinde dava açılabilir.
Dava açmış olmak idarece
verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmaz.
İdarî para cezaları
makbuz karşılığında cezayı veren merci tarafından veya görevlendireceği memur
vasıtasıyla ya da fonun bankadaki hesabına yatırılmak suretiyle tahsil edilir.
Öngörülen süre içinde
ödenmeyen idarî para cezaları gecikme zammı ile birlikte 6183 sayılı Kanun
hükümlerine göre tahsil edilir.
Bu Kanuna göre verilecek
idarî para cezalarında suçun tespiti ve cezanın kesilmesi usulleri, ceza
uygulamasında kullanılacak makbuzların şekli, dağıtımı ve kontrolü ile
cezaların tahsiline ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.”
MADDE 19. - 2872 sayılı
Kanunun 26 ncı maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Adli nitelikte cezalar
Madde 26. - Adli
nitelikteki cezalar şunlardır :
a) Tehlikeli ve
radyoaktif atıkların her ne şekilde olursa olsun ülkeye girişini sağlayanlar
iki yıldan beş yıla kadar hapis ve 10 milyar liradan 20 milyar liraya kadar
ağır para cezası ile cezalandırılır.
b) Tehlikeli ve
radyoaktif atıkları bakanlığa ön
bildirimde bulunmadan ihraç eden veya transit geçişini yapanlar altı aydan bir
yıla kadar hapis ve 2 milyar liradan 5
milyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.
c) Tehlikeli atıkları bu
Kanunda ve yönetmeliklerde öngörülen yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak
toplayan, ayıran, geçici ve ara depolayan, geri kazanan, yeniden kullanan,
taşıyan, bertaraf eden ve bertaraf sonrası bertaraf tesisinin bakımını
yapmayanlar bir yıldan iki yıla kadar hapis ve 2 milyar liradan 5 milyar liraya
kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.
d) Tehlikeli kimyasallar
ve kimyasalları içeren eşyayı bu Kanunda ve yönetmelikte belirtilen usul ve
esaslara, yasak ve sınırlamalara aykırı olarak üreten, işleyen, ithal ve ihraç
eden, taşıyan, depolayan, kullanan, ambalajlayan, etiketleyen, satan ve satışa
sunanlar, bir yıldan iki yıla kadar hapis ve 2 milyar liradan 5 milyar liraya
kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.
e) Bu Kanunun 12 nci
maddesinde öngörülen bildirim ve bilgi verme yükümlülüğünü yerine getirmemekte
direnenler, çevresel etki değerlendirmesi sürecinde yanlış ve yanıltıcı bilgi
verdikleri ve belge düzenledikleri belirlenenler altı aydan bir yıla kadar
hapis ve 500 milyon liradan 1 milyar liraya kadar ağır para cezası ile
cezalandırılır. Bu bende göre yargıya intikal eden çevresel etki
değerlendirmesine ilişkin ihtilaflarda çevresel etki değerlendirmesi süreci
yargılama sonuna kadar durur.
f) Bu Kanunun 9 uncu
maddesi uyarınca yapılan çevre koruma planlarına aykırı davrananlar altı aydan
iki yıla kadar hapis ve 1 milyar liradan 2 milyar liraya kadar ağır para cezası
ile cezalandırılır.
Tüzelkişiler, bu maddede
öngörülen ve organ veya temsilcilerinin tüzel kişi yararına işledikleri
suçlardan sorumludur. Bu sorumluluk, fiili işleyen kimsenin sorumluluğunu
ortadan kaldırmaz. Böyle bir sorumluluğun bulunduğu hallerde, fiili işleyen
kimse hakkında hükmedilecek para cezaları tüzel kişi hakkında da ayrıca
hükmolunur. Fiili işleyen kimse hakkında hükmedilecek hürriyeti bağlayıcı
cezanın süresini aşmamak kaydıyla, tüzelkişinin faaliyetten men edilip
edilmeyeceğine mahkemece karar verilir. bu halde mahkeme, tüzel kişinin beş
yılı aşmamak üzere adli nezaret altında faaliyetine devam etmesine de karar
verebilir.
Bu maddede öngörülen
suçlardan hâsıl olan zararı önlemek için gerekli önlem alınmadıkça ve zarar
tamamen giderilmedikçe 13.7.1965 tarihli ve 647 sayılı Cezaların İnfazı
Hakkında Kanunun 4 üncü ve 6 ncı maddeleri hükümleri uygulanmaz.
Bu maddede öngörülen
suçlarla ilgili olarak toplanan deliller Cumhuriyet Savcılığına intikal
ettirilir. Bu suçlarla ilgili olarak açılacak davalar 8.6.1936 tarihli ve 3005
sayılı Meşhud Suçların Muhakeme Usulü Kanunu hükümlerine göre görülür.”
MADDE 20. - 2872 sayılı
Kanunun 27 nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir;
“Birden fazla hükmün
ihlali
Madde 27. - Bu Kanunda
suç olarak öngörülen fiiller başka kanunlara göre de suç ise, en ağır cezayı
gerektiren kanun hükümleri uygulanır.
İşlediği bir fiil ile bu
Kanunun birden fazla hükmünü ihlal eden kimseye en ağır cezayı gerektiren hüküm
uygulanır.
MADDE 21. - 2872 sayılı
Kanunun 28 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 28. - Çevreyi
kirleten ve zarar verenler, sebep olduğu kirlenme ve bozulmadan doğan
zararlardan dolayı kusur şartı aranmaksızın sorumludurlar.
Çevreye verilen
zararların tazminine ilişkin talepler zarar görenin zararı ve tazminat
yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak beş yıl ve herhalde zarara neden olan
fiilin meydana gelmesinden itibaren on yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
Kirletenin, meydana gelen
zarardan ötürü diğer kanunlardaki hükümlere göre sorumluluğu saklıdır.”
MADDE 22. - 2872 sayılı
Kanunun 30 uncu maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Bilgi edinme ve başvuru
hakkı
Madde 30. - Çevreyi
kirleten, bozan veya çevreyi kirletme ve bozma tehlikesi bulunan bir
faaliyetten zarar gören veya haberdar olan gerçek ve tüzel kişiler, ilgili
idarî makamlara başvurarak faaliyetin durdurulmasını isteyebilirler.
Herkes çevreye ilişkin
bilgilere ulaşma hakkına sahiptir. İdarî makamlar talep halinde çevreye ilişkin
bilgileri vermekle yükümlüdür.
Bilgi talepleri aşağıdaki
konulara ilişkin olması halinde reddedilebilir;
a) Gizlilik dereceleri
ile korunan bilgiler,
b) Açıklanması halinde
Devletin dış ilişkilerine, millî savunmasına ve millî güvenliğe zarar verecek
bilgiler,
c) İlgili yasal düzenlemelerle
ticarî sır olarak nitelendirilen veya niteliği gereği ticarî sır sayılması
gereken bilgiler,
d) Fikri hakları olumsuz
etkileyecek bilgiler,
e) Açıklanması halinde üreme alanları,
nadir türler gibi çevresel değerlere zarar verecek bilgiler,
f)Yargılama görevinin yerine getirilmesini
engelleyecek veya adil yargılanma hakkını etkileyecek bilgiler,
g) Suç işlenmesine yol açacak veya
suçların önlenmesi ve soruşturulması ile suçluların yasal yollarla yakalanıp
kovuşturulmasını güçleştirecek bilgiler.
Çevreye ilişkin bilgi talepleri, talep
edilen bilgiye sahip olunmaması, talebin açık bir şekilde makul olmaması veya
çok genel olması ve görüş, bilgi notu, tavsiye gibi kurum içi yazışmalara
ilişkin olması durumunda da reddedilebilir.”
MADDE 23. - 2872 sayılı Kanunun 32 nci
maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Çevre Kanununun 16, 21, 22 ve Ek 1 inci
maddeleri ile Çevre Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında 443 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamenin 26 ncı Maddesinin (a) bendi ile 27 ve 28 inci maddeleri
yürürlükten kaldırılmıştır.”
MADDE 24. - 2872 sayılı Kanuna aşağıdaki
ek maddeler eklenmiştir.
“EK MADDE 2. - Toprak kirliliğinin
önlenmesine ilişkin esaslar şunlardır:
a) I., II., III. ve IV. sınıf tarım
arazilerini kısmen veya tamamen bozucu, tahrip edici ve sınıflarını olumsuz
yönde değiştirici faaliyetler yasak olup, bu araziler amacı dışında
kullanılamaz. Bu tür faaliyetler nedeniyle bozulan arazinin iyileştirilmesine
ve eski doğal yapısıyla uyumlu hale getirilmesine yönelik işlemler faaliyet
sahibi tarafından yapılır.
b) Anız yakılması, çayır ve mer’aların
tahribi, çölleşme toprakların tuzlanması ve alkalileşmesi ile erozyona
sebebiyet verecek her türlü faaliyet yasaktır.
c)Arazilerde yapılan üretim,
zenginleştirme faaliyetleri sonrasında bu faaliyetlerin olumsuz etkilerinin
giderilmesine, kullanılan arazinin iyileştirilmesine ve eski doğal yapısıyla
uyumlu hale getirilmesine yönelik olarak gerekli düzenlemeler faaliyet sahibi
tarafından yapılır.
Toprak kirliliğinin önlenmesi ve giderilmesine
ilişkin usul ve esaslar ilgili kuruluşların görüşleri alınarak yönetmelikle
belirlenir.
d)Ülkenin egemenlik alanlarındaki
denizlerden ve kazasına tâbi olan deniz yetki alanlarından, akarsulardan,
göllerden ve tarım arazilerinden kum, çakıl ve benzeri maddelerin alınması ile
ilgili esaslar, Bakanlığın koordinasyonunda ilgili kurum ve kuruluşların
görüşleri alınarak belirlenir ve Bakanlığın ön iznine tâbidir. Bu esaslar
mahallinde en büyük mülkî idare amirince uygulanır.”
“EK MADDE 3. - Faaliyetleri sonucu çevre
kirliliğine neden olacak veya çevreye zarar verecek kurum, kuruluş ve
işletmeler çevre yönetim birimi kurmak veya çevre görevlisi istihdam etmekle
yükümlüdürler. Hangi kurum, kuruluş ve işletmenin çevre yönetim birimi kuracağı
veya çevre görevlisi istihdam edeceği, çevre görevlilerinin nitelikleri,
sayıları, çalışma usul ve esasları yönetmelikle belirlenir.”
“EK MADDE 4. - İçme ve kullanma suyu
rezervuarları ve benzeri su kaynaklarının korunmasında Bakanlıkça, ilgili
kuruluşların görüşü alınarak her kaynak için özel hükümler getirilir. Bu
hükümlerin imar planlarında aynen yer alması ve ilgili idare tarafından
uygulanması esastır. Özel hükümler getirilinceye kadar aşağıda verilen genel
ilkeler ve koruma alanları geçerlidir.
a)Mutlak koruma alanı, içme ve kullanma
suyu rezervuarlarının en yüksek su seviyesinden itibaren yatay olarak 300 metre
genişliğindeki alandır. Bu alan su kaynağını kullanan idare ya da idarelerce
kamulaştırılabilir ve ağaçlandırılır. Bu alanda gübre ve tarım ilaçları kullanmamak
şartıyla tarımsal faaliyetlere; Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce ekonomik
bölge oluşturulan rezervuarlarda Tarım ve Köy İşleri Bakanlığından olumlu görüş
almak kaydı ile yelkenli, kürekli, akülü su vasıtalarını ve salları kullanmak
suretiyle balık avı yapılmasına, su ürünleri yetiştiriciliği yapılmasına ve
bunlarla ilgili balıkçı barınakları yapılmasına Bakanlıkça izin verilebilir.
Ayrıca, içme ve kullanma suyu projesine ve mevcut yapıların kanalizasyon
sistemlerinin ıslahına ait mecburî tesislere izin verilebilir.
Bu alanda yukarıda sayılanlar dışında
hiçbir yapılaşma veya faaliyete izin verilmez.
b)Kısa mesafeli koruma alanı, mutlak
koruma alanı sınırından itibaren yatay olarak 700 metre genişliğindeki alandır.
Bu alanda; turizm ve sanayi tesislerine, iskâna, hayvancılığa, Tarım ve
Köyişleri Bakanlığınca belirlenecek olanlar dışında sunî gübre ve/veya tarım
ilaçları kullanılmasına, yakıt depolarına ve mezarlık kurulmasına, tabiî
malzeme ve maden ocağı açılmasına, işletilmesine, çöp depolama alanlarına,
bertaraf tesislerine ve benzeri faaliyetlere izin verilmez.
c)Orta mesafeli koruma alanı, kısa
mesafeli koruma alanı sınırından itibaren yatay olarak 1000 metre
genişliğindeki alandır. Bu alanda; sanayi kuruluşuna, mezarlık kurulmasına,
tabiî malzeme ve maden ocağı açılmasına, işletilmesine, çöp depolama alanları
ile bertaraf tesislerine izin verilmez. Turizm ve konutlarla ilgili yapılaşma
koşulları yönetmelikle belirlenir.
d) Birinci derecede uzun mesafeli koruma
alanı, orta mesafeli koruma alanı sınırından itibaren yatay olarak 3 kilometre
genişliğindeki alandır. Bu alanda sanayi kuruluşları ile çöp depolama
alanlarına ve bertaraf tesislerine izin verilmez. Turizm ve konutlarla ilgili
yapılaşma koşulları yönetmelikle belirlenir.
e)İkinci derecede uzun mesafeli koruma
alanı birinci derecede uzun mesafeli koruma alanı sınırından itibaren su
toplama havzasının sınırına kadar olan alandır. Bu alanda kurulabilecek sanayi
tesisleri yönetmelikle belirlenir.
Bu alanlardaki sosyal amaçlı olmayan
askerî tesislere ilişkin uygulamalar Bakanlık ve Millî Savunma Bakanlığınca
ayrıca belirlenir.”
“EK MADDE 5. - Kurum, kuruluş ve
işletmelere ISO 14000 Çevre Yönetim Sistem Standartlarına Uygunluk Belgesi
verilirken, Bakanlıktan uygun görüş alınması zorunludur.”
“EK MADDE 6. - Bu Kanunda yer alan maktu
gelir miktarları ile maktu idarî ve adlî para cezaları, her yıl Vergi Usul
Kanununa göre belirlenen yeniden değerleme oranı kadar artırılarak uygulanır.”
GEÇİCİ MADDE 1. - Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihte faal durumda olan ve bu Kanun ve yönetmeliklerle belirlenen ek
yükümlülüklerin yerine getirilmesi için mevcut işletmelerle Bakanlık arasında
uyum protokolü yapılabilir.
Özelleştirme kapsamındaki yatırımlar için
uyum protokolleri satış sözleşmesinin mütemmim cüzü olarak hazırlanır.
GEÇİCİ MADDE 2. - Bu Kanunun yürürlüğe
girmesinden önce izin, ruhsat ve teşvik verilmiş olan ve 9 uncu maddede
belirtilen koruma planları ile tespit edilen esaslara aykırı bulunan faaliyet
Bakanlıkça tayin edilecek bir sürede söz konusu planlara uygun hale getirilir.
Aksi taktirde bu faaliyetler için verilmiş bulunan izin, ruhsat ve teşvikler
iptal edilir.
MADDE 25. - Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
MADDE 26. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
2872 sayılı Çevre Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ektedir.
Gereği talep olunur.
1.10.2000
Saygılarımla
Ahmet İyimaya
Amasya
GENEL GEREKÇE
Çevre, her türlü yaşamın
fışkırdığı yegâne ortam ve doğal dengeler sistemidir.
İkibinli dünyanın en
büyük sorunlarının başında “çevre kirlenmesi” yer almaktadır.
Türkiye;devlet, fert ve
işletmeler olarak çevrenin ve kirlenmenin henüz farkına varamamıştır.
Dedelerimizin bize zengin
ve temiz olarak aktardığı çevre değerlerimizi bir bir tahrip ediyoruz,
bozuyoruz ve tüketiyoruz.
Kazanma hevesi, çevre
felaketine yol açaçak bir ihtirasa dönüşmemelidir.
Bugün devlet, kamu
görevlileri ve kir/atık üreten işletmeler, adeta elbirliği içinde temiz suyu,
solunan havayı ve tabiatı yoketmektedir. Bu ihmalin önüne geçmeye mecburuz. Bir
devlet işletmesi bazında
Amasya/Yeşilırmakta şu günlerde yaşanan balık katliamı ve önlem
ihmalleri, bunun en canlı örneğidir.
Türkiye, çevre
duyarlılığını geliştirecek bir eğitimi ve zihniyeti gerçekleştirmeye mecburdur.
Çevre Kanunu, yeni bir
anlayışla ele alınmalıdır. Teklifimiz, çevre ihlallerini önleyecek yeni bir suç
tanımını öngörmektedir. Esasen ceza yasasında bir çevre suçları ve cezaları
bölümünün yer alması, temenni olunur. Şimdilik Çevre Yasasında düzenlemeyle
yetinilmiştir.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1. – Çevre suçu ve cezaları, yargılama ilkelerini
de kapsar genişlikte ele alınmıştır.
Madde 2. – Yürürlük
maddesidir.
Madde 3. – Yürütme maddesidir.
AMASYA MİLLETVEKİLİ AHMET
İYİMAYA’NIN TEKLİFİ
2872 SAYILI ÇEVRE KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK
YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ
MADDE 1. – 2872 sayılı
Çevre Kanununun 26 ncı maddesi, aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :
“Çevre suçları ve cezalar
Madde 26. – Bu Kanunun 8
inci maddesinde düzenlenen kirletme yasağına aykırı davrananlar hakkında bir
yıldan iki yıla kadar hapis cezası hükmolunur.
Yukarıdaki fiil, temel
ekolojik dengenin bozulmasına, canlı veya bitki türlerinin tehlikeye
düşürülmesine yahut yokolmasına sebebiyet vermesi halinde, verilecek ceza
yarısı kadar artırılır.
Bu Kanunun idare için
öngördüğü görevleri yerine getirmeyen veya gerçeğe aykırı işlem kuran yahut
rapor düzenleyen kamu görevlileri ile bunlara ortak olan diğer kişi ve işletme
sorumluları hakkında dahi aynı cezalar uygulanır.
Yukarıdaki fiillerin
taksirle işlenmesi halinde cezalar üçte iki oranında azaltılır.
Aynı fiilin başka bir
kanuna göre daha ağır cezayı gerektirdiği hallerde o kanun hükmü uygulanır.
Çevre suçlarında Memurlar
ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun Hükümleri uygulanmaz.
Hükmolunan hapis cezaları ertelenemez ve başka cezalara çevrilemez. Bu suçlarla
ilgili ceza kovuşturması, meşhut suçlarla ilgili hükümlere tâbidir.
Çevre suçları ile ilgili
davalar, Asliye Ceza Mahkemesinde görülür.”
MADDE 2. – Bu kanun,
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3. – Bu kanunu,
Bakanlar Kurulu yürütür.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Bazı kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifimiz gerekçesi ile birlikte ilişikte
sunulmuştur.
Gereği müsaadelerine
saygıyla arz olunur.
|
|
Cemal Özbilen |
Sedat Çevik |
Ali Arabacı |
|
|
|
Kırklareli |
Ankara |
Bursa |
|
|
|
Burhan İsen |
Esvet Özdoğu |
Hasan Suna |
|
|
|
Batman |
Ankara |
Yalova |
|
GENEL GEREKÇE
Hızla değişen dünyanın
gündemini yaklaşık yirmi yıldır giderek insanlığın en büyük ve ortak endişesi
haline gelmiş olan çevre ve çevre sorunları oluşturmaktadır. 20. Yüzyıl
insanlığa birçok teknolojik imkânlar sunarken bir yandan da insanlığın ortak
malı olan çevreden geri getirilmesi zor hatta mümkün olmayan varlıkları da alıp
götürmektedir. Hızlı nüfus artışı, sanayileşme, gelişen teknoloji ile doğal ve
fiziksel kaynaklardan aşırı derecede yararlanılması, bakir ve doğallığını
koruyabilen alanların sayısını azaltmakta, hava, su, toprak, deniz, göl, nehir
gibi insan yaşamı için hayati öneme sahip bu unsurların kirlenmesi ve tahribi
de gün geçtikçe artmaktadır.
Bu duruma paralel olarak
1970’li yıllardan itibaren ülkemiz de çevre sorunlarının giderek artan
baskısıyla karşı karşıya kalmıştır. Çevre sorunlarının artmasına paralel olarak
çevre koruma gayretleri de artmaya başlamıştır. Bu gelişmeler doğrultusunda,
1982 Anayasamızda “Çevre Hakkı” ilk kez anayasal güvence altına alınmıştır.
1982 Anayasası ile getirilen hükümlere uygun olarak, çevre kirliliğinin
önlenmesi, çevrenin korunması ve iyileştirilmesine yönelik olarak 9.8.1983
tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanunu yürürlüğe girmiştir. Ancak aradan geçen
süre içerisinde çevre sorunlarının hızla artması ve hedeflenen gelişmenin
çevrenin korunarak ve geliştirilerek sağlanmasının öneminin anlaşılmasıyla
Çevre Kanununun günün ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde değiştirilmesi
zorunlu hale gelmiştir.
Nitekim bu çerçevede yeni
bir çevre kanunu tasarısı hazırlanmıştır. Ancak bu tasarı ile yapılan
düzenlemeler de çevrenin korunmasında tek başına yeterli olmayacaktır. 2464
sayılı Belediye Gelirleri Kanunu, 1580 sayılı Belediye Kanunu, 3030 sayılı
Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin
Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun, 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon
İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun, 6200 sayılı Devlet
Su İşleri Umum Müdürlüğü Teşkilât ve Vazifeleri Hakkında Kanun, 5561 sayılı
Bataklıkların Kurutulması ve Bundan Elde Edilecek Topraklar Hakkında Kanunda
yapılacak değişiklikler de çevrenin korunması için sürdürülebilir gelişmenin
sağlanmasında önemli rol oynayarak yeni çevre kanununun etkinliğini
artıracaktır.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1. –1580 sayılı
Kanunun 15 inci maddesinin 24 üncü bendi, belediyelere çöp toplama ve toplanan
çöpleri belirli bir alana dökme görevi vermektedir.
1930 yılında yürürlüğe
giren bu Kanunun, hızlı nüfus artışı ve sanayileşme sonucu doğada tolere
edilemez hale gelen çevre kirliliğinin önlenmesi amacıyla bilim ve teknolojideki
gelişmelere ve toplumda oluşan çevre bilincine uygun bir katı atık yönetiminin
oluşturulabilmesi bakımından günümüz koşullarına göre yeniden düzenlenmesi
yararlı olacaktır.
Öte yanda, katı atıkların
ekonomik değeri de göz önüne alındığında, olayın basit bir çöp toplama görevi
olarak algılanmaması gerekmektedir. Konu “katı atık yönetimi” çerçevesinde ele
alındığında, belediyelerin çevre duyarlılığını ön plana çıkaran, katı atıkları
ekonomik olarak da değerlendirmelerine imkân sağlayan bir düzenleme yapılmasında
yarar görülmektedir.
Ayrıca, tıbbi atıklar ile
sanayi atıklarının yönetimi özel işlem gerektiren işler olduğundan,
belediyelerin atık üreticileri ve bertarafçıları ile müştereken veya ayrı
olarak bertaraf tesislerinin kurulup işletilmesi sağlanacağından, ülkemizin
büyük bir sorununun çözülmesi öngörülmüştür.
Madde 2. – Halen katı
atık toplama, taşıma ve aktarma istasyonlarının kurulması işlerinde büyükşehir
belediyeleri ile büyükşehire bağlı ilçe belediyeleri arasındaki sınırların ve
görevlerin net bir şekilde tanımlanmaması, evsel katı atık yönetim
hizmetlerinin atıkları kaynakta ayırmadan başlayarak, toplama, taşıma, aktarma
istasyonları, değerlendirme ve bertaraf hizmetlerinin entegre bir sistemle
çözümlenmesini engellemekte ve tek elden verimli bir şekilde
yürütülememektedir. Bu nedenle, büyükşehir belediyeleri katı atık bedelini
toplamalı ve bu hizmetleri yerine getirmelidir. Böylece, katı atık bedellerini
toplayacak olan büyükşehir belediyelerinin görevlerinin toplama, taşıma ve
bertaraf olarak düzenlenmesi, bu sorunları ortadan kaldırarak hizmetlerin tek
elden yürütülmesini sağlayacaktır.
Katı atıklarla ilgili
yönetmeliklerde bertaraf tesisleri ile yerleşim birimleri arasında belli bir
koruma bandı öngörülmektedir. Ancak, belediyeler, çöp alanlarını nazım imar
planlarında daha önce belirleyerek, onaylamadıkları için bu mesafelerin
sağlanmasında büyük sorunlar yaşanmaktadır. Bu nedenle bu tesislerin yerleşim
alanlarına olan mesafelerinin imar planlarında dikkate alınması gerekmektedir.
Madde 3. – 2560 sayılı
Kanun, büyükşehirlerde su ve kanalizasyon hizmetlerinin tüzel kişiliğe sahip
kuruluşlar eliyle yürütülmesini öngörmektedir.
Ancak, günümüzde katı
atıkların toplanması ve bertaraf edilmesi de önemli bir sorun olarak ivedi
çözümler gerektirmektedir. Katı atık yönetiminin büyükşehirlerde su ve
kanalizasyon idareleri tarafından yerine getirilmesinin, mer’i mevzuatının
yarattığı karmaşayı ortadan kaldırarak ve katı atıklardan doğan çevre
sorunlarının süratle çözülmesine imkân sağlayacaktır.
Büyükşehir
Belediyelerinin Su ve Kanalizasyon İdarelerine 2560 sayılı Kanunda yer almayan,
katı atık yönetim hizmetleri konusunda hizmet alanı içindeki belediyelere
verilen görevleri yürütmek ve bu konulardaki yetkileri kullanmak ile, bölge
içindeki su kaynaklarının havzalarında bulunan ilgili valilik ve belediyelerin
Çevre Kanunu ve bu kanuna dayanılarak Yönetmelikle uyumlu olarak, teknik ve
idari konularda işbirliği yapmak görev ve yetkileri verilmiştir.
Madde 4. – Belediye
Gelirleri Kanununda yapılan değişikliklere paralel olarak atık su ve katı atık
yönetim tesislerinden yararlananlardan alınacak katılma payları gelirlere ilave
edilmiştir.
Madde 5. – Su ve
Kanalizasyon İdarelerinin yapacağı hizmet giderlerine katı atık yönetimine
ilişkin giderlerin de dahil edilme olanağı sağlanmıştır.
Madde 6. – Yine Su ve
Kanalizasyon İdarelerinin görev alanı içinde katı atık yönetimine ait
tesislerin entegre yönetimi imkânı sağlanarak, diğer belediyelerle uyumlu
çalışma esası getirilmiştir.
Madde 7. – Halihazırda belediyelerde,
katı atık hizmetleri “Temizlik İşleri Müdürlüğü” ya da zabıtalar vasıtasıyla
yürütülmektedir. Özel uzmanlık gerektiren katı atık yönetimi tesislerinin
kurulması, işletilmesi ve denetlenmesi için bu idari yapı yetersiz kalmaktadır.
Bu amaçla, 7 nci madde ile belediyelerde uzman personelin istihdam edileceği
katı atık birimlerinin kurulması gerekli görülmektedir.
Madde 8. – Belediyelerin
katı atık yönetimi hizmetlerini yerine getirmede en önemli sorununu finansman
konusu oluşturmaktadır. Keza, ilgili yönetmelik 1991 yılından beri yürürlükte
olmasına rağmen sadece üç ilimizde düzenli depolama yapılmaktadır. 24.7.1993
tarihinde uygulamaya giren Çevre Temizlik Vergisi, katı atık toplama ve taşıma
maliyetlerinin ancak % 25’ini karşılayabilmektedir. Çevre Temizlik Vergisi,
izin verilen maksimum vergi oranı uygulansa bile bugünkü standartları
sağlamakta yetersiz kalmaktadır. Ayrıca vergi, beyana dayalı olarak ödendiği
için çok düşük verimde toplanmakta, ilçe belediyeleri tarafından toplanan bu
verginin bertaraf tesisleri kurmak ve işletmekle görevli olan büyükşehir
belediyelerine aktarılması gereken % 20’lik pay aktarılmamakta olup, ilçe
belediyeleri tarafından başka amaçlarla kullanılmaktadır. Avrupa Birliği,
mevzuatı doğrultusunda katı atık yönetimine ilişkin mevzuatta yapılacak
revizyonlar, daha büyük maliyet gerektirecek daha sıkı standartları
getirecektir. Ayrıca, mevcut yakma ya da depolama tesisinin yatırım ve işletme
maliyetleri de önemli farklılıklar gösterdiğinden, bu bedellerin ilgili yerel otorite
tarafından yerel koşullara göre belirlenmesi gerekir.
Madde 9. – 8. maddede
belirtilen amaçla ilgili kanunda Çevre Temizlik Vergisinin kaldırılarak,
verilen hizmetin karşılığı olan atık bedelinin getirilmesi ve bu bedelin tüm
mükelleflerden alınmasını teminen su faturası üzerinden tahsil edilmesi
gereklidir.
Bilindiği üzere ülkemiz
“Özellikle Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak
Alanlar Hakkında Sözleşme (RAMSAR)”ye taraf olmuştur. Bu sözleşme uyarınca,
taraf ülkeler, sulak alanlarında tabiatı kullanma alanları ayırarak sulak
alanlarının ve su kuşlarının korunmasını geliştirecek tedbirleri almakla
yükümlüdür.
“Bataklıkların
Kurutulması ve Bundan Elde Edilecek Topraklar Hakkında Kanun” bataklıkların
kurutulmasına ilişkin esasları düzenlemektedir. Anılan sözleşmede, bataklıklar
sulak alan tanımı içinde yer almakta olduğundan, sözleşme ile çelişen bu
Kanunun kaldırılması gerekmektedir.
6200 Sayılı “Devlet Su
İşleri Umum Müdürlüğü Teşkilât ve Vazifeleri Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun”un 2 nci maddesinin (c) bendi ile ise, Devlet Su
İşleri Genel Müdürlüğüne bataklıkları kurutma görevi verilmiştir. Anılan
Sözleşmede, bataklıklar sulak alan tanımı içinde yer almakta olduğundan,
sözleşme ile çelişen bu hükmün kaldırılması gerekmektedir.
Madde 10. –Yürürlük
maddesidir.
Madde 11. – Yürütme
maddesidir.
KIRKLARELİ MİLLETVEKİLİ CEMAL ÖZBİLEN VE 5
ARKADAŞININ TEKLİFİ
BAZI
KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ
MADDE 1. – 3.4.1930 tarihli ve 1580 sayılı
Belediye Kanununun 15 inci maddesinin ikinci fıkrasının 24 numaralı bendi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
24.) Sanayi atıklarının toplanması hariç,
katı atık yönetimi hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla, gereken her türlü
hizmeti yapmak, tesisleri kurmak, kurdurmak, kurulu olanları devralmak,
işletmek, işlettirmek, bu amaçla kurulmuş tesislerden yararlanmak, (bu görev
büyükşehirlerde büyükşehir belediyeleri tarafından yerine getirilir), nazım
imar planlarında bu tesislerin mevcut ve planlanan yerlerini göstermek, ilgili
kanun ve yönetmeliklerde öngörülen koruma mesafesini sağlayacak şekilde
tedbirlerin alınmasını sağlamak;
Tıbbî atıklar ile sanayi atıklarının
yönetim sistemlerinin kurulmasında belediyeler, atık üreticileri ve
bertarafçıları ile beraber veya ayrı olarak bertaraf tesislerinin kurulması,
kurdurulması, işletilmesi, işlettirilmesinden yükümlüdür.
MADDE2. – 27.6.1984 tarihli ve 3030 sayılı
Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin
Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun 6 ncı maddesinin (A)fıkrasının (j) bendi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
J) Sanayi atıklarının toplanması ve
taşınması hariç, katı atık yönetim hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla gereken
her türlü hizmeti yapmak, tesisleri kurmak, kurdurmak, kurulu olanları
devralmak, işletmek, işlettirmek, bu amaçla kurulmuş tesislerden yararlanmak,
Tıbbî atıklar ile sanayi atıklarının
yönetim tesislerinin kurulmasında, belediyeler, atık üreticileri ve
bertarafçıları ile beraber veya ayrı olarak bertaraf tesislerinin kurulması,
kurdurulması, işletilmesi, işlettirilmesinden yükümlüdür.
Nazım imar planlarında bu tesislerin
mevcut ve planlanan yerlerini göstermek, ilgili kanun ve yönetmeliklerde
öngörülen koruma mesafesini sağlayacak şekilde tedbirlerin alınmasını sağlamak,
MADDE3. – 20.11.1981 tarihli ve 2560
sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri
Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin (c) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve
maddeye aşağıdaki (g) ve (h) bentleri eklenmiştir.
c) Bölge içindeki su kaynaklarının, deniz,
göl, akarsu kıyılarının ve yer altı sularının kullanılmış sularla ve sanayi
atıkları ile kirletilmesini, bu kaynaklarda suların kaybına veya azalmasına yol
açacak tesis kurulmasını ve bu tür faaliyetlerde bulunulmasını önlemek, bu
konuda Çevre Kanunu ve bu Kanuna dayanarak çıkartılan yönetmelikler
çerçevesinde her türlü teknik, idarî ve hukukî tedbiri almak,”
g) Katı atık yönetim hizmetleri konusunda
hizmet alanı içindeki belediyelere verilen görevleri yürütmek ve bu konulardaki
yetkileri kullanmak,
h) Bölge içindeki su kaynaklarının
havzalarında bulunan ilgili valilik ve belediyeler ile teknik ve idarî
konularda işbirliği yapmak.
MADDE4. – 2560 sayılı Kanunun 13 üncü
maddesinin (a) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
a) Su satışı, kanalizasyon, atıksu ve katı
atık yönetim hizmetlerine karşılık tarifesine göre abonelerden alınacak
bedeller,
MADDE5. – 2560 sayılı Kanunun 23 üncü
maddesinin birinci fıkrasında yer alan “septik çukurların boşaltılması
giderleri” ibaresi “septik çukurların boşaltılması ile katı atık yönetimine
ilişkin giderler” olarak değiştirilmiştir.
MADDE6. – 2560 sayılı Kanunun 26 ncı
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 26. – Bu Kanunun 1 inci maddesinin
ikinci fıkrası gereğince Bakanlar Kurulu kararı ile su, kanalizasyon ve katı
atık işleri İSKİ’ye verilecek belediye ve köyler ile yakın çevresindeki
belediye ve köylerin İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlanmaları halinde bu
belediye ve köylerin mevcut su, kanalizasyon ve katı atık yönetim tesisleri ve
bunlarla ilgili taşınır ve taşınmaz malları, hak ve borçları ve personeli tüm
özlük hakları ile birlikte bir protokolle İSKİ’ye devredilir.
MADDE7. – 2560 sayılı Kanuna Ekli-(I)
sayılı cetvele “Kanal Şebeke Daire Başkanı” ibaresinden sonra gelmek üzere
“Katı Atık Yönetimi Daire Başkanı” ibaresi eklenmiştir.
MADDE8. – 26.5.1981 tarihli ve 2464 sayılı
Belediye Gelirleri Kanununun değişik 97 nci maddesinin birinci fıkrasında yer
alan “ve” ibaresi “veya” olarak değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkralar
eklenmiştir.
Birinci fıkra hükmünce bedel tarifelerinin
belirlenmesinde, hizmetin maliyeti ve verimlilik ilkeleri esas alınır. Hizmet
maliyetinin hesaplanmasında, yönetim, işletme, yenileme, izleme, acil durumlara
hazırlık-müdahale ve ıslah giderleri ile amortismanlar göz önünde bulundurulur.
Atıksu ile sanayi atıkları ve tıbbî
atıklar hariç katı atıkların toplanması, taşınması, depolanması, geri
kazanılması ve değerlendirilmesi ve bertaraf edilmesi hizmetleri karşılığında
üretici kişi ve kuruluşlardan belediye meclisince belirlenerek mahallin en
büyük mülkî amiri tarafından onaylanacak tarifeye göre bedel alınır. Bu bedel,
atıkların türü, kaynağı, miktarı, çevre ve insan sağlığına olan etkileri,
bertaraf tesisinin işletme ve amortisman giderleri esas alınarak belirlenir ve
su faturası üzerinden ayrı bir kalemde tahsil edilir.
Sanayi atıkları ve tıbbî atıkların
bertaraf bedeli ise atıkların türü, miktarı, kaynağı ile tesisin çevre ve insan
sağlığına olan etkileri, işletme ve amortisman giderleri esas alınarak bertaraf
tesisi işletmecisi tarafından belirlenir ve atık kabulü esnasında tahsil
edilir.
Belediyeler (büyükşehirlerde büyükşehir
belediyeleri); belediye meclisi kararına istinaden, katı atıkların ve
atıksuların toplanması, taşınması, değerlendirilmesi ve imhası hizmetlerinin
ayrı ayrı veya bir bütün olarak 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerinin
Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun Hükümlerine
göre yap-işlet-devret modeli ile şirketlere gördürebilirler. Bu takdirde, bu
hizmetler karşılığında alınacak ücretlerin tespit ve tahsil şekli, belediye ile
ilgili şirket arasında yapılacak uygulama sözleşmesinde gösterilir. Bu bedeller
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu Hükümlerine göre tahsil edilir.
Belediye sınırları ve mücavir alanlar
içinde bulunan ve belediyelerin katı atık yönetimi ile kanalizasyon
hizmetlerinden yararlanan konut, işyeri ve diğer şekillerde kullanılan binalar
ve alanlar, atık su bedeli ve katı atık bedeline tâbidir.Atıksu bedeli ile katı
atık bedeli ödemekle yükümlü olanlar her ne şekilde olursa olsun binaları ya da
katı atıkların üretildiği alanları kullananlardır. Bu konudaki esas ve usuller
Çevre Bakanlığının uygun görüşü alınarak İçişleri Bakanlığınca hazırlanacak bir
yönetmelikle düzenlenir.
Atık su ve katı atık yönetiminde birbirine
yakın belediyelerin hizmet birlikleri kurmaları esastır.Hizmet birliğini
oluşturan belediyeler yatırımlarda Devlet desteğinden öncelikle
yararlandırılır.”
MADDE9. – a) 2464 sayılı Kanuna 3914
sayılı Kanunla eklenen Mükerrer 44 üncü madde,
b) 18.1.1950 tarihli ve 5516 sayılı
Bataklıkların Kurutulması ve Bundan Elde Edilecek Topraklar Hakkında Kanun,
c) 18.12.1953 tarihli ve 6200 sayılı
Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü Teşkilât ve Vazifeleri Hakkında Kanunun 2 nci
maddesinin (c) bendi,
Yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE10. – Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
MADDE11. – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
Çevre
Komisyonu Raporu
|
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi |
|
|
|
Çevre Komisyonu |
|
|
|
Esas No. : 1/388, 2/886, 2/586 |
|
|
|
Karar No. : 4 |
3.4.2002 |
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
29.6.1999 tarihinde tali komisyon olarak
Adalet ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına, esas komisyon olarak da Komisyonumuza
havale edilmiş olan "Çevre Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı" Komisyonumuzun 28.7.1999 tarihli 5 inci toplantısında incelenip
görüşülmüş, gerekçesi uygun görülerek maddelerine geçilmesi kabul edilmiş ve
maddelerin daha ayrıntılı bir biçimde incelenip görüşülerek düzenlenmesi
amacıyla Ankara Milletvekili Sayın Sedat Çevik, Batman Milletvekili Sayın
Burhan İsen, Yalova Milletvekili Sayın Hasan Suna, İstanbul Milletvekili Sayın
Mustafa Baş ve Hakkâri Milletvekili Sayın Hakkı Töre'den oluşan Alt Komisyona
havale edilmiştir.
Alt Komisyon; söz konusu tasarının ilk
hazırlanma tarihi itibariyle 1995 senesine ait olup 13 maddeyi içerdiğinden,
ancak 1995 yılından bu yana Türkiye'de çevre konularında uygulamayı
rahatlatacak olan ve tasarıda yer almayan bazı yeni düzenlemelere ihtiyaç
duyulduğundan bahisle tasarıya bazı yeni maddeler eklemiş ve metni
genişletmiştir. Ayrıca Alt Komisyon tasarı üzerinde çevre ile ilgili 183
kuruluşa görüş sormuş ve ilgili bakanlık yetkililerin yer aldığı müzakereler
sonunda hazırladığı metni içeren raporu komisyon başkanlığımıza sunmuştur.
Komisyonumuz Tasarıyı 30.5.2001,
13.6.2001, 20.6.2001, 21.6.2001 ve 27.6.2001 tarihli toplantılarında alt
komisyonun hazırladığı metni esas alarak Çevre, Adalet ve Maliye Bakanlıkları
yetkilileri ve İstanbul, Ankara ve Eskişehir Büyük Şehir Belediyeleri, Türkiye
doğal hayatı koruma derneği temsilcilerinin de katılmalarıyla inceleyip
görüşmüş 2.10.2001 tarihli ve 4 sayılı raporunu Meclis Başkanlığına sunmuştur.
Ancak raporumuz, Başkanlığın 19.10.2001
tarihli A.01.0.GNS.0.10.00.02 sayılı
yazısıyla iç tüzüğümüzün "Komisyonların Yetkisi, Toplantı Yeri ve
Zamanı" başlıklı 35 inci maddesinin ikinci fıkrasında "Komisyonların
kendilerine havale edilen işler dışında kalan işlerle uğraşamayacakları;
"Yetki Kanunları ve Kanun Hükmünde Kararnameler" başlıklı 90 ıncı
maddesinin dördüncü fıkrasında "Kanun Hükmünde Kararnameler, varsa
değişiklikleriyle birleştirilerek bütünüyle görüşülür; bölünerek, ayrı metinler
haline getirilerek kanunla değişiklik yapılamaz." hükümleri gerekçe
gösterilerek konuya ilişkin rapor ve metni yeniden değerlendirilmek üzere
dosyası ile birlikte Komisyonumuza geri gönderilmiştir.
Tasarıya Komisyonumuzca yeni eklenen ve
raporumuzun geri gönderilmesine neden olan ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasını
öngören maddeleri içeren Kanun Teklifi Kırklareli Milletvekili Cemal Özbilen ve
5 Arkadaşı (2/886) tarafından 28.1.2002 tarihinde Meclis Başkanlığına sunulmuş
ve Başkanlıkça 5.2.2002 tarihinde Komisyonumuza havale edilmiştir.
Komisyonumuz 27.03.2002 tarihli ve 2
sayılı toplantısında Tasarının Kırklareli Milletvekili Cemal Özbilen ve 5
Arkadaşının; "Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi" (2/886) ve Amasya Milletvekili Ahmet İyimaya'nın; "2872
Sayılı Çevre Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi"
(2/586) ile birleştirilerek ve Tasarı esas alınarak Komisyon Raporunun Meclis
Başkanlığının değindiği hususlar da dikkate alınmak suretiyle yeniden
düzenlenmesine oy birliğiyle karar vermiştir.
Alınan bu karar doğrultusunda Tasarı ve
Teklifler üzerinde yapılan kabul, ilave ve değişiklikler sırasıyla aşağıda
açıklanmıştır.
- Tasarının başlığı 2/886 sayılı Teklifin
başlığı ile birleştirilerek "Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" olarak değiştirilmiştir.
- Tüm Tasarı metnine hakim olan
sürdürülebilir çevre anlayışının amaç bölümünde de yer almasının uluslararası
sözleşme ve bildirgelere uygun olacağı düşüncesiyle Tasarıya, Çevre Kanunu'nun
"Amaç" başlıklı 1 inci maddesini yeniden düzenleyen çerçeve 1 inci
madde ilave edilmiştir.
- Tasarının, Çevre Kanununun
"Tanımlar" başlıklı 2 nci maddesinde değişiklik öngören 1 inci
maddesi, çağdaş tanımlara yer verilmek ve
günün ihtiyaçları dikkate alınmak suretiyle genişletilerek yeniden düzenlenmiş
ve çerçeve madde bu doğrultuda değiştirilerek çerçeve 2 nci madde olarak kabul
edilmiştir.
- Tasarıya, Çevre Kanununun
"İlkeler" başlıklı 3 üncü maddesini; sürdürülebilir kalkınma ilkesi,
çevre politikalarının oluşumunda katılım hakkı, çevreyle uyumlu teknolojilerin
kullanılma esası, bölgesel ve küresel çevre sorunlarının çözümü ile ilgili
olarak uluslararası çalışmalar sonucu ortaya çıkan ulusal yükümlülüklerin Çevre
Bakanlığının koordinasyonunda yapılması esası ve gerçek ve tüzel kişilerin bu maddedeki
düzenlemeler sonucunda ortaya çıkacak maliyetleri karşılama yükümlülüklerini
düzenlemek amacıyla değiştiren çerçeve 3 üncü madde ilave edilmiştir.
- Tasarıya, Çevre Kanununun 9.8.1991 tarih
ve 443 sayılı KHK ile yürürlükten kaldırılan "Merkez Çevre Kurulu"
başlıklı 4 üncü maddesini; "Yüksek Çevre Kurulu" başlığı ile, Yüksek
Çevre Kurulunun oluşumu, Kurul çalışmalarına diğer kuruluşların katılımı,
Kurulun, Başbakanın başkanlığında kendisinin belirleyeceği sayıda bakan ve
Çevre Bakanlığı Müsteşarından oluşmasını benimseyen, Kurulun çalışmalarıyla
ilgili ön hazırlık yapmak üzere Çevre Bakanlığı Müsteşarının başkanlığında
ilgili bakanlık, kurum ve kuruluşların üst amirlerinin katılımı ile
toplantıların düzenlenmesi ve bu toplantılara bilimsel ve sivil toplum
kuruluşları ile yerel yönetim temsilcilerinin davet edilmesi esasını getirerek
yeniden düzenleyen ve ikinci bölümün başlığını "Yüksek Çevre Kurulu ve
Görevleri" olarak değiştiren çerçeve 4 üncü madde ilave edilmiştir.
- Tasarıya, Çevre Kanununun 13.3.1990
tarih ve 409 sayılı KHK ile yürürlükten kaldırılan 5 inci maddesini; ekonomik
kararlara çevre boyutunun dahil edilmesine imkan veren hukuki, idari, ekonomik,
ticari ve mali tedbirleri belirlemek, birden fazla bakanlık ve kuruluşu
ilgilendiren çevre konularına ilişkin uyuşmazlıklarda nihai kararı vermek, etkin bir çevre yönetimi için politika ve
stratejiler belirlemek ve bunların ülke ölçeğinde tüm plan ve kararlarda
uygulanmasını sağlamak, emisyon ve deşarj izinlerine ilişkin katılım paylarına
esas teşkil edecek kriterleri tespit etmek, özel çevre koruma bölgeleri tespit
ve ilan etmek ve bu alanlarda teknik esasları belirlemek, koruma alanları ve
koruma bölgeleri ilan etmek ve kirletilmiş doğal kaynakların önceki haline
dönüştürülmesi için gerekli plan ve programları yapmak amacıyla "Yüksek Çevre Kurulunun Görevleri"
başlığı ile yeniden düzenleyen çerçeve
5 inci madde ilave edilmiştir.
- Tasarıya, Çevre Kanunu'nun "Çevre
Korunması" başlıklı 9 uncu maddesini; yeni doğa koruma alanlarının, hassas
alanların ve alıcı ortamların korunması ile ilgili esasların Çevre Bakanlığınca
belirlenmesi, özel çevre koruma bölgelerinin Yüksek Çevre Kurulunca tespit ve
ilan edilmesi, bu alanlarda 3194 sayılı İmar Kanununun 9 uncu maddesinin
uygulanmaması, sulak alanların doğal yapılarının ve ekolojik dengelerinin
korunması ile ilgili usul ve esasların düzenlenmesi amacıyla "Çevrenin
Korunması" başlığı ile değiştiren çerçeve 6 ncı madde ilave edilmiştir.
- Tasarının çerçeve 2 nci maddesi ile
değiştirilmesi öngörülen Çevre Kanununun 10 uncu maddesi; çevresel etki
değerlendirmesi sürecinde gerçekleştirilmesi uygun görülmeyen faaliyetleri için
hiçbir onay, izin, teşvik ve ruhsat verilmemesi, uygulama imar planı, mevzi
imar planı ve bu planlarla ilgili ilaveler ile değişikliklerin onaylanmaması,
ihale edilmemesi ve stratejik çevresel etki değerlendirmesi ile ilgili
değişiklikler yapılarak yeniden düzenlenmiş ve çerçeve 7 nci madde olarak kabul
edilmiştir.
- Tasarıya, Çevre Kanununun "İşletme
İzni ve Haber Verme Yükümlülüğü" başlıklı 11 inci maddesini; izin alma,
arıtma ve bertaraf etme yükümlülüğü konusunda kamu kuruluşları, yerel
yönetimler ve faaliyet sahiplerinin görev, yetki ve sorumluluklarını ayrıntılı
olarak belirlemek, acil durum planlarının hazırlanmasını ve uygulanmasını
sağlamak ve deniz araçlarından kaynaklanan atıkları bertaraf etmek amacıyla
"İzin alma, Arıtma ve Bertaraf Etme Yükümlülüğü" başlığı ile yeniden
düzenleyen çerçeve 8 inci madde ilave edilmiştir.
- Tasarının çerçeve 3 üncü maddesi ile
değiştirilmesi öngörülen Çevre Kanununun 12 nci maddesi; çevre denetimini
güçlendirmek, bilgi verme ve bildirim
yükümlülüğü konusundaki usul ve esasları belirlemek amacıyla yeniden
düzenlenmiş ve çerçeve 9 uncu madde olarak kabul edilmiştir.
- Tasarıya, Çevre Kanununun "Zararlı
Kimyasal Maddeler" başlıklı 13 üncü maddesini; tehlikeli kimyasallar ve
atıkların ülke içinde pazarlanması, kullanılması, kontrolü ve uluslar arası
ticaretine ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla "Tehlikeli
Kimyasallar ve Atıklar" başlığı ile yeniden düzenleyen çerçeve 10 uncu
madde ilave edilmiştir.
- Tasarının çerçeve 4 üncü maddesi ile
değiştirilmesi öngörülen Çevre Kanununun 15 inci maddesi, aykırılığı
düzeltmeyenlerin faaliyetlerinin durdurulması konusunda etkin düzenlemeler
yapmak ve kontrol sağlamak amacıyla yeniden düzenlenmiş ve çerçeve 11 inci
madde olarak kabul edilmiştir.
- Tasarının çerçeve 5 inci maddesi, Çevre
Kanununun 18 inci maddesini değiştirmektedir. Söz konusu madde 21.2.2001
tarihli ve 4629 sayılı "Bazı Fonların Tasfiyesi Hakkında Kanun"un 6
ncı maddesi ile yürürlükten kaldırıldığından "Özel Gelir ve Özel
Ödenek" başlığı altında yeniden düzenlenmiş ve çerçeve madde de bu
doğrultuda düzenlenerek 12 nci madde olarak kabul edilmiştir.
- Tasarının çerçeve 6 ncı maddesi ile
değiştirilmesi öngörülen Çevre Kanununun 20 nci maddesi idari cezaları günün
ekonomik koşullarına uygun hale getirmek amacıyla yeniden düzenlenmiş ve
çerçeve 13 üncü madde olarak kabul edilmiştir.
- Çevre Kanunu'nun "Fiillerin
Tekrarı" başlıklı 23 üncü maddesi; idari para cezalarının fiillerin
tekrarı halinde bir katı artırılarak verilmesi hükmünü getirmiştir. Tasarıya, Çevre Kanunu'nun 23
üncü maddesini; bu cezaların kesinleşmesini takiben 1 inci tekrarında yüzde
yüz, 2 nci ve müteakip tekrarında yüzde ikiyüz oranında artırılarak
verilebilmesine imkân tanımak amacıyla
değiştiren çerçeve 14 üncü madde ilave edilmiştir.
- Tasarının çerçeve 7 nci maddesi ile
Çevre Kanununun 24 üncü maddesi değiştirilmektedir. Bu madde; idari para
cezalarının Çevre Bakanlığı tarafından verilmesi, gerektiğinde bu cezaların
denetim yetkisinin devredildiği kurum ve merciler tarafından verilmesi ve gemi
ve diğer deniz araçlarına Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından, motorlu kara
taşıt araçlarına 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca yetkili kılınan
kuruluşlarca verilen cezaların yüzde otuzunun cezayı kesen kuruluşa verilmesi
amacıyla yeniden düzenlenmiş ve çerçeve 15 inci madde olarak kabul
edilmiştir.
- Tasarıya, Çevre Kanununun "İdari
Cezalara İtiraz" başlıklı 25 inci maddesini idari para cezalarının
uygulanma usullerini belirlemek amacıyla başlığı ile birlikte değiştiren
çerçeve 16 ncı madde ilave edilmiştir.
- Tasarının çerçeve 8 inci maddesi Çevre
Kanununun 26 ncı maddesinin başlığı ile birlikte değiştirilmesini
öngörmektedir. Bu madde diğer maddelerde yapılan değişikliklere paralel olarak
yeniden düzenlenmiş ve çerçeve madde bu doğrultuda düzeltilerek 17 nci madde
olarak kabul edilmiştir.
- Tasarıya, Çevre Kanununun "Diğer
Kanunlarda Yazılı Cezalar" başlıklı 27 nci maddesini; Kanunda suç olarak
öngörülen fiilin başka kanunlara göre de suç olarak değerlendirilmesi halinde
en ağır cezayı gerektiren kanun hükmünün uygulanmasını, kanunun birden fazla
hükmünü ihlal eden kimseye en ağır cezanın verilmesini sağlamak amacıyla iki
fıkra halinde başlığı ile birlikte yeniden düzenleyen çerçeve 18 inci madde
ilave edilmiştir.
- Tasarıya, Çevre Kanununun
"Kirletenin Sorumluluğu" başlıklı 28 inci maddesi çevreye verilen
zararların tazminine ilişkin taleplerin zarar görenin zararı ve tazminat
yükümlülüğünü öğrendiği tarihten başlayarak beş yıl ve herhalde zarara neden
olan fiilin meydana gelmesinden itibaren on yıl geçmekle zaman aşımına
uğrayacağına ilişkin bir fıkra eklemek amacıyla çerçeve 19 uncu madde ilave
edilmiştir.
- Tasarıya Çevre Kanununun "İdari
Makamlara Başvurma" başlıklı 30 uncu maddesini; uluslar arası taahhütler
çerçevesinde, bilgi edinme ve başvurma hakkını esas alan düzenlemeler yaparak
yeniden düzenlemek amacıyla "Bilgi Edinme ve Başvurma hakkı" başlığı
ile birlikte değiştiren çerçeve 20 nci madde ilave edilmiştir.
- Tasarının çerçeve 9 uncu maddesi ile
Çevre Kanununun ek 1 inci maddesinin değiştirilmesi öngörülmektedir. Bu maddede
yer alan düzenlemeler yapılan değişikliklerle diğer maddeler içinde yer
aldığından gereksiz görülmüş ve Tasarı metninden çıkarılmıştır.
- Tasarının çerçeve 10 uncu maddesi Çevre
Kanununun geçici 2 nci maddesinin değiştirilmesini öngörmektedir. Su
kaynaklarının korunması ile ilgili değişiklik içeren hükümler ek madde 3 de yer aldığından, bu madde gereksiz görülerek Tasarı metninden
çıkarılmıştır.
- Tasarının 11 inci maddesi, 2/886 esas
numaralı Teklifin 9 uncu maddesiyle birleştirilmiş ve ek suretiyle yeniden
düzenlenmiş ve 21 inci madde olarak kabul edilmiştir.
- Tasarıya çerçeve 22 nci madde ile yeni 7
ek madde ilave edilmiştir.
Yeni eklenen ek 1 inci madde ile toprağın
korunması ve toprak kirliliğinin önlenmesi amaçlanmaktadır.
Ek madde 2 ile; faaliyetleri sonucu çevreye
zarar verecek olan kurum, kuruluş ve işletmelere çevre yönetim birimi
kurmaları ve çevre görevlisi istihdam etme yükümlülüğü getirilmiştir.
Ek madde 3 ile; içme ve kullanma suyu
rezervuarlarının ve diğer su kaynaklarının korunması amaçlanmaktadır.
Ek madde 4 ile; iyonlaştırıcı olmayan
radyasyon sonucu oluşan manyetik alanların çevre ve insan sağlığı üzerindeki
olumsuz etkilerinin önlenmesi amaçlanmaktadır.
Ek madde 5 ile; gönüllü çevre müfettişliği
uygulaması getirilmektedir.
Ek madde 6 ile; motorlu taşıtları
işletenlere egzoz emisyonlarını ölçtürme zorunluluğu getirilmektedir.
Ek madde 7 ile; Çevre Bakanlığı döner
sermaye işletmesi kurulması amaçlanmaktadır.
- 2/886 esas numaralı Teklifin 1 inci
maddesi 23 üncü, 2 nci maddesi 24 üncü, 3 üncü maddesi 25 inci, 4 üncü maddesi
26 ncı, 5 inci maddesi 27 nci, 6 ncı
maddesi 28 inci , 7 nci maddesi 29 uncu, 8 inci maddesi 30 uncu madde olarak
aynen kabul edilmiştir.
-Tasarıya bu Kanun uyarınca çıkarılacak
yönetmeliklerin ilgili bakanlıkların görüşü alınarak Bakanlıkça hazırlanacağı
ve Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren en geç bir yıl içerisinde
yayımlanacağına ilişkin geçici 1 inci, Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte
faal durumda olan ve bu Kanun ve yönetmeliklerle belirlenen ek yükümlülüklerin
yerine getirilmesi için mevcut işletmelere Bakanlıkça yeteri kadar süre
verileceğine ilişkin geçici 2 nci, bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihte 27.9.1984
tarih ve 3046 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca kurulmuş olan Çevre
Bakanlığı Döner Sermaye işletmesinin tüm varlıkları ve borçları ile herhangi
bir işleme gerek kalmaksızın bu Kanunla kurulmuş olan döner sermaye işletmesine
devredilmiş sayılacağına ilişkin geçici 3 üncü maddeler ilave edilmiştir.
- Tasarının yürürlüğe ilişkin 12 nci
maddesi bazı hükümlerin 1.1.2003
tarihinde yürürlüğe girmesini sağlamak amacıyla yeniden düzenlenmiş ve 31 inci madde olarak kabul edilmiştir.
- Tasarının yürütmeye ilişkin 13 üncü
maddesi 32 nci madde olarak aynen kabul edilmiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun onayına sunulmak
üzere saygı ile arz olunur.
|
|
Başkan |
Başkanvekili |
Sözcü |
|
|
Cemal Özbilen |
Sedat Çevik |
Esvet Özdoğu |
|
|
Kırklareli |
Ankara |
Ankara |
|
|
Kâtip |
Üye |
Üye |
|
|
Burhan
İsen |
Recai
Yıldırım |
Musa Konyar |
|
|
Batman |
Adana |
Ağrı |
|
|
(İmzada
bulunamadı) |
(İmzada
bulunamadı) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Ali Arabacı |
Nurettin
Atik |
Nurettin Aktaş |
|
|
Bursa |
Diyarbakır |
Gaziantep |
|
|
|
(İmzada
bulunamadı) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Hakkı
Töre |
Hakkı Oğuz Aykut |
Hamdi
Baktır |
|
|
Hakkâri |
Hatay |
Kayseri |
|
|
(İmzada
bulunamadı) |
|
(İmzada
bulunamadı) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Nural Karagöz |
M. Sait Gönen |
Yaşar Canbay |
|
|
Kırklareli |
Konya |
Malatya |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Hasan Özyer |
Nazif Topaloğlu |
Fikret Uzunhasan |
|
|
Muğla |
Muğla |
Muğla |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Yener Yıldırım |
Mehmet Ceylan |
Ahmet Karavar |
|
|
Ordu |
Sivas |
Şanlıurfa |
|
|
Üye |
|
Üye |
|
|
Hasan
Suna |
|
İlyas Arslan |
|
|
Yalova |
|
Yozgat |
|
|
(İmzada bulunamadı) |
|
|
ALT KOMİSYON RAPORU
TÜRKİYE
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
ÇEVRE
KOMİSYONU BAŞKANLIĞINA
Çevre Komisyonunda görüşülmekte olan Çevre
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı önceki yasama dönemlerinde
de hazırlanıp İçtüzüğün 77 nci maddesi uyarınca hükümsüz sayılmış, bu yasama
döneminde hükümet tarafından yenilenmiştir. Söz konusu Tasarı ilk hazırlanma
tarihi itibariyle 1995 senesine ait olup 13 maddeyi içermektedir. Malumları
olduğu üzere 1995 yılından bu yana Türkiye’de çevre konularında uygulamayı
rahatlatıcı Tasarıda yer almayan ancak Tasarıdaki maddelerle paralel birçok
yeni düzenlemeye ihtiyaç duyulmaktadır. Bu açıdan Alt Komisyonumuz Tasarıda
bazı ilave ve değişikliklere giderek metni genişletmiştir.
Çevre Komisyonunda görüşülmekte olan Çevre
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının Komisyon üyelerimiz
tarafından ayrıntılı bir şekilde incelenmesinden sonra Tasarı üzerinde çevre
ile ilgili 183 kuruluşa görüş sorulmuş ve Alt Komisyon yapılmasını uygun
gördüğü değişiklikleri tespit etmiştir. Alt Komisyon toplantılarında Çevre
Bakanlığı yetkilileri sürekli yer almıştır. Yapılan müzakereler sonunda son
şeklini alan Tasarı da madde bazında benimsenen değişiklikler ve yeniliklerle
birlikte aşağıda kabul edilen temel hususlar doğrultusunda hazırlanmıştır.
1. Tasarıda “Tanımlar” maddesi günün
ihtiyaçları dikkate alınarak genişletilmiş ve çağdaş tanımların yer alması esas
alınmıştır.
2. Yüksek Çevre Kurulunun yapısı
etkinleştirilmiş ve görevleri Türkiye’de etkin bir çevre yönetimi sağlanması
yönünde yeniden düzenlenmiştir.
3. Tasarıda izin alma arıtma ve bertaraf
etme yükümlülüğüne ilişkin madde özellikle yerel yönetimlerin sorumlulukları
açısından yeniden düzenlenmiştir.
4. Tasarıda Denetim yükümlülüğü Çevre
Bakanlığının yetkilerini güçlendirecek şekilde yeniden düzenlenmiştir.
5. Tasarıda 4629 sayılı Bazı Fonların
Tasfiyesi Hakkında Kanunun 6 ncı Maddesinin (e) fıkrasıyla yürürlükten
kaldırılan Çevre Kirliliğini Önleme Fonu ile ilgili maddeler Tasarıdan
kaldırılmış ve “Özel Gelir ve Özel Ödenek” başlığı ile yeni bir düzenleme
yapılmıştır.
6. Tasarıda idarî nitelikteki cezalara
ağırlıklı olarak yer verilmiş, adlî nitelikteki cezalar ise önemli çevre
ihlalleri için öngörülmüştür.
7. Tasarıda bilgi edinme ve başvuru hakkı
ile ilgili hükümlere yer verilmiş, bu konuyla ilgili madde yeniden
düzenlenmiştir.
8. Tasarıdaki alan toprağın korunması,
kuruluşların çevre yönetim birimi kurması, içme ve kullanma suyu rezervuarları
ve benzeri su kaynakları korunması ile ilgili ek maddeler yeniden
düzenlenmiştir.
9. Tasarıya günün ihtiyaçlarına uygun
olarak elektromanyetik kirliliğin çevre ve insan sağlığı üzerindeki olumsuz
etkilerinin önlenmesi, yerel yönetimlerin çevre hizmetleri konusundaki
sorumlulukları ve gönüllü çevre müfettişlerinin ihdası ile ilgili yeni maddeler
eklenmiştir.
Raporumuz Komisyon Başkanlığına saygı ile
arz olunur.
|
|
Başkan |
Üye |
Üye |
|
|
Sedat Çevik |
Burhan İsen |
Hasan Suna |
|
|
Ankara |
Batman |
Yalova |
ALT KOMİSYONUN KABUL ETTİĞİ METİN
ÇEVRE KANUNUNDA
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1. - 9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı
Çevre Kanununun 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 1. - Bu Kanunun amacı, bütün
canlıların ortak varlığı olan çevrenin canlı ve cansız doğası ile korunmasını
sağlamaktır."
MADDE 2. - 2872 sayılı Kanunun 2 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Madde 2. - Bu Kanunda geçen
terimlerden;
Çevre: Canlıların yaşamları boyunca
ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları biyolojik, fiziksel,
sosyal, ekonomik ve kültürel ortamı,
Çevre korunması: Çevresel değerlerin ve
ekolojik dengenin tahribini, bozulmasını ve yok olmasını önlemeye, mevcut
bozulmaları gidermeye, çevreyi iyileştirmeye ve geliştirmeye, çevre kirliliğini
önlemeye yönelik çalışmaların bütününü,
Çevre kirliliği: Çevrede meydana gelen ve
canlıların sağlığını, çevresel değerleri ve ekolojik dengeyi bozabilecek her
türlü olumsuz etkiyi,
Sürdürülebilir kalkınma: Bugünkü ve
gelecek kuşakların, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşamasını güvence altına
alan kalkınma politikalarını,
Alıcı ortam: Hava, su, toprak ortamları
ile bu ortamlarla ilişkili ekosistemleri,
Doğal kaynak: Bütün bitki, hayvan ve
mikroorganizmalar ile bunların yaşama ortamları olan hava, su ve toprak ve
doğada bulunan cansız varlıkları,
Kirleten: Faaliyetleri sırasında veya sonrasında doğrudan veya
dolaylı olarak çevre kirliliğine, ekolojik dengenin ve çevrenin bozulmasına
neden olan gerçek ve tüzel kişileri,
Ekosistem: Canlıların kendi aralarında ve
cansız çevreleriyle ilişkilerini bir düzen içinde yürüttükleri biyolojik,
fiziksel ve kimyasal sistemi,
Ekolojik denge: İnsan ve diğer canlıların
varlık ve gelişmelerini doğal yapılarına uygun bir şekilde sürdürebilmeleri
için gerekli olan şartların bütününü,
Sulak alan: Yaban hayatın yaşama ortamı
olan, doğal veya yapay, devamlı veya geçici, suları durgun veya akıntılı,
tatlı, acı veya tuzlu, denizlerin gel-git hareketlerinin çekilme devresinde
derinliği altı metreyi geçmeyen suları, bataklık, sazlık ve turbiyeleri,
Hassas alan: Herhangi bir önlem alınmadığı
takdirde, yakın gelecekte yok olma tehlikesi altında bulunan alanları,
Doğa koruma alanı: Barındırdığı nadir,
endemik ve nesli tehlikedeki bitki ve hayvan türleri ile popülasyonları
bakımından ulusal veya uluslararası düzeyde önem taşıyan yaşama ortamları,
nadir ve yok olma tehlikesi altındaki ekosistemler gibi alanları,
Atık: Herhangi bir faaliyet sonunda
çevreye atılan veya bırakılan her türlü maddeyi,
Tehlikeli atık: Tehlikeli fiziksel, kimyasal
ve/veya biyolojik özellikleri nedeniyle
canlılarda ve alıcı ortamda olumsuz
etkilere yol açan atıklar ve bu atıklarla kirlenmiş madde ve malzemeleri,
Radyoaktif atık: İlgili mevzuat uyarınca
yetkili kılınan merciler tarafından belirlenen serbest bırakma seviyelerinin
üzerinde aktivite ve konsantrasyonda radyoizotopları bulunduran veya bu
radyoizotoplarla bulaşmış ve tekrar kullanılması mümkün olmayan madde ve
malzemeleri,
Tehlikeli kimyasallar : Fiziksel, kimyasal
ve/veya biyolojik yönden olumsuz etki yaparak ekolojik denge ile insan ve diğer
canlıların doğal yapılarının bozulmasına neden olan her türlü kimyasal madde ve müstahzarları,
Çevresel etki değerlendirmesi:
Gerçekleştirilmesi planlanan faaliyetlerin çevreye olabilecek etkilerinin belirlenmesinde,
olumsuz etkilerin önlenmesi ya da zarar
vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin tespitinde, yer
ve teknoloji alternatiflerinin değerlendirilmesinde ve faaliyetlerin
uygulanmasının izlenmesi ve denetlenmesinde sürdürülecek çalışmaları,
Stratejik çevresel etki değerlendirmesi :
Yerel, bölgesel ve ulusal ölçekte kalkınma politika, plan ve programların kabulünden önce çevresel
etki değerlendirmesini sağlayan çalışmaları,
Elektromanyetik alan : Elektrik ve
manyetik alan bileşenleri olan dalgaların oluşturduğu alanı,
Çevre ile uyumlu teknoloji : Her türlü
faaliyet sırasında doğal kaynak ve enerjinin verimli kullanılmasını ve geri
kazanılmasını sağlayan, atık oluşumunu
azaltan teknolojileri,
Çevre yönetim birimi/Çevre görevlisi: Bu
Kanun ve Kanun uyarınca yürürlüğe konulan düzenlemeler uyarınca denetime tabi
tesislerin faaliyetlerinin mevzuata uygunluğunu, alınan tedbirlerin etkili
olarak uygulanıp uygulanmadığını değerlendiren, tesis içi yıllık denetim
programları düzenleyen birim ya da görevliyi,
Gönüllü çevre müfettişi: Çevre
Bakanlığınca, uygun niteliklere sahip kişiler arasından seçilen ve Bu Kanun ve
Kanun uyarınca yürürlüğe konulan düzenlemelere aykırı faaliyetleri Çevre Bakanlığına iletmekle görevli ve
yetkili kişiyi,
Bakanlık: Çevre Bakanlığını,
İfade eder."
MADDE 3. - 2872 sayılı Kanunun 3 üncü
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 3. - Çevrenin korunmasına
ve kirliliğinin önlenmesine ilişkin
genel ilkeler şunlardır :
a) Gerçek ve tüzel kişiler çevrenin
korunması ve kirliliğinin önlenmesi ile
görevli olup, bu konuda alınacak
tedbirlere ve belirlenen esaslara uymakla yükümlüdürler.
b) Arazi ve kaynak kullanım kararlarını
veren ve proje değerlendirmesi yapan yetkili kuruluşlar, sürdürülebilir
kalkınma ilkesini ve karar alma süreçlerinde, toplumun tüm kesimlerinin güncel
ve gelecekteki ihtiyaçlarını gözetirler.
c) Yapılacak ekonomik faaliyetlerin
faydası ve doğal kaynaklar üzerindeki etkisi, fayda maliyet analizi ile uzun
dönemli olarak değerlendirilir,
d) Çevre politikalarının oluşmasında
katılım hakkı esastır.
e) Çevre ile uyumlu teknolojilerin kullanılması esastır.
f) Kirlenme ve bozulmanın önlenmesi,
sınırlandırılması, giderilmesi ve çevrenin iyileştirilmesi için yapılan
harcamalar kirleten ve bozulmaya neden olan tarafından karşılanır.
g) Çevrenin korunması, çevre kirliliğinin
önlenmesi ve giderilmesi için vergi, harç, katılma payı ve teşvik gibi ekonomik araçlar kullanılır.
h) Bölgesel ve küresel çevre sorunlarının
çözümüne yönelik olarak uluslararası çalışmalar sonucu ortaya çıkan ulusal
yükümlülüklerin yerine getirilmesi için gerekli teknik, idari, mali ve hukuki
düzenlemeler Bakanlığın koordinasyonunda yapılır.
Gerçek ve tüzel kişiler, bu düzenlemeler
sonucu ortaya çıkabilecek maliyetleri karşılamakla yükümlüdür."
MADDE 4. - 2872 sayılı Kanunun İkinci
Bölümünün başlığı " Yüksek Çevre Kurulu ve Görevleri" olarak
değiştirilmiş ve 443 sayılı Kanun
Hükmünde Kararname ile yürürlükten kaldırılan 4 üncü maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
"Yüksek Çevre Kurulu
Madde 4. - Başbakanın başkanlığında,
Başbakanın bulunmadığı zamanlarda görevlendireceği Bakanın Başkanlığında,
Başbakanın belirleyeceği sayıda Bakanlar ile Çevre Bakanlığı Müsteşarından
oluşan Yüksek Çevre Kurulu kurulmuştur.
Diğer Bakanlar gündeme göre kurul
toplantılarına başkan tarafından çağrılabilir.
Kurul yılda en az iki defa toplanır.
Kurulun sekretarya hizmetleri Çevre
Bakanlığınca yürütülür.
Kurulun çalışmaları
ile ilgili konularda ön hazırlık ve değerlendirme yapmak üzere, Çevre Bakanlığı
Müsteşarının başkanlığında ilgili bakanlık müsteşarları, diğer kurum ve
kuruluşların en üst düzey yetkili amirlerinin katılımı ile toplantılar
düzenlenir. Bu toplantılara gündeme göre Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret
Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği,
Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu, Türkiye Ziraat Odaları Birliği ve
kamu kurumu niteliğindeki diğer meslek kuruluşları ile bilimsel kuruluşlar, sivil toplum örgütleri ve yerel yönetimler
temsilcileri de davet edilebilir.
Kurulun çalışma usul ve esasları ile diğer
hususlar yönetmelikle belirlenir.
MADDE 5. - 2872 sayılı Kanunun 409 sayılı
Kanun Hükmünde Kararname ile yürürlükten kaldırılan 5 inci maddesi aşağıdaki
şekilde yeniden düzenlenmiştir.
"Yüksek Çevre Kurulunun Görevleri
Madde 5. - Yüksek Çevre Kurulunun
görevleri şunlardır:
a) Etkin bir çevre yönetiminin sağlanması
için politika ve strateji belirlemek,
b) Ekonomik kararlara çevre boyutunun dahil
edilmesine imkân veren hukuki, idari, ekonomik, ticari ve mali tedbirleri
belirlemek,
c) Birden fazla bakanlık ve kuruluşu
ilgilendiren çevre konularına ilişkin uyuşmazlıklarda nihai kararı vermek,
d) Bu Kanunun 9 uncu maddesinin (a)
bendine göre korunan alanları ve koruma
bölgelerini ilan etmek,
e) Bu Kanunun 9 uncu maddesinin (b)
bendine göre Özel Çevre Koruma Bölgeleri tespit ve ilan etmek ve bu alanlarda
çevrenin korunmasına, ekolojik dengenin iyileştirilmesine ve sürdürülmesine
ilişkin esasları belirlemek,
f) Kuruluş ve işletmelerden alınacak
emisyon ve deşarj izinlerine ilişkin katılım paylarını, motorlu kara taşıt
araçları emisyon ölçüm bedellerini belirlemek.
Bu maddenin (b) bendinde bahsi geçen
politika ve stratejiler, kalkınma plan ve programları, bölge planları ile doğal
kaynak kullanımı ve arazi kullanım kararlarında ve ilgili bakanlıklar, kurum ve
kuruluşlarca yapılacak her ölçekteki planlarda uygulanır.
MADDE 6. - 2872
sayılı Kanunun 9 uncu maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Çevrenin Korunması
Madde 9. - Çevrenin korunması amacıyla,
a) Doğa koruma alanları ve hassas alanlar
ile alıcı ortamlardan koruma altına alınması gerekenler, koruma altına alınan
bu alanlara ait koruma bölgeleri ve bu bölgelere ait koruma ve kullanma
esasları ile koruma tedbirleri, ilgili kuruluşların görüşleri alınarak
Bakanlıkça belirlenir. Gerçek kişiler ile kamu ve özel hukuk tüzel kişiler,
koruma ve kullanım esaslarına uymak, bu tedbirleri uygulamak ve yapacakları
fiziki planlara yansıtmakla yükümlüdürler.
b) Yüksek Çevre Kurulu, ülke ve dünya
ölçeğinde ekolojik önemi olan, çevre kirlenmeleri ve bozulmalarına duyarlı
alanları, doğal güzelliklerin gelecek kuşaklara ulaşmasını emniyet altına almak
üzere gerekli düzenlemelerin yapılabilmesi amacıyla, Özel Çevre Koruma Bölgesi
olarak tespit ve ilan etmeye, bu alanlarda uygulanacak koruma ve kullanma
esasları ile plan ve projelerin hangi Bakanlıkça hazırlanıp yürütüleceğini
belirlemeye yetkilidir.
Yukarıdaki fıkraya göre uygulamanın
gerçekleştirilebilmesi amacıyla, ilgili Bakanlıkça 27/09/1984 gün ve 3046
sayılı Kanunun 17 nci maddesinin ikinci fıkrasının (g) bendi hükümlerine göre
geçici teşkilat kurulabilir. Bu bölgelere ilişkin plan ve projelerin
hazırlanmasında 03/05/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun 9 uncu maddesi
hükümleri uygulanmaz.
c) Sulak alanların doğal yapılarının ve
ekolojik dengelerinin korunması esastır. Sulak alanların doldurulması ve
kurutulması yolu ile arazi kazanılamaz. Bu hükme aykırı olarak arazi
kazanılması halinde söz konusu alan faaliyet sahibince eski haline getirilir.
Sulak alanların korunması ve yönetimine
ilişkin usul ve esaslar ilgili kurum ve kuruluşların görüşü alınarak Bakanlıkça
çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
MADDE 7. - 2872 sayılı Kanunun 10 uncu
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 10. - Gerçekleştirmeyi
planladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum,
kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya Çevresel Etki
Değerlendirmesi Ön Araştırma Raporu hazırlamakla yükümlüdürler.
Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya
Çevresel Etki Değerlendirmesi Ön Araştırma Raporu üzerinde yapılacak inceleme
ve değerlendirme sonucu, gerçekleştirilmesi uygun görülmeyen faaliyetler için
hiçbir onay, izin, teşvik ve ruhsat verilemez; uygulama imar planı, mevzi imar
planı ve bunlarla ilgili ilaveler ile değişiklikler onaylanamaz ve ihale
edilemezler.
Serbest bölgelerin kurulması ile plan,
politika, programlar ve değişiklikleri Stratejik Çevresel Etki Değerlendirmesi
sürecine tabidir.
Çevresel Etki Değerlendirmesi ile
Stratejik Çevresel Etki Değerlendirmesi süreçleri ile ilgili usul ve
esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. "
MADDE 8. - 2872 sayılı Kanunun 11 inci maddesi
başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"İzin alma, arıtma ve bertaraf etme
yükümlülüğü
Madde 11. - Üretim, tüketim ve hizmet faaliyetleri sonucunda oluşan
atıklarını alıcı ortamlara doğrudan veya dolaylı vermeleri uygun görülmeyen
tesis ve işletmeler ile yerleşim birimleri atıklarını yönetmelikle belirlenen standart ve yöntemlere uygun olarak
arıtmak ve bertaraf etmekle veya ettirmekle ve
öngörülen izinleri almakla yükümlüdürler.
Birinci fıkrada belirtilen yükümlülüğü
bulunan tesis ve işletmeler ile yerleşim birimlerine;
1) İnşaat ruhsatı aşamasında bu
yükümlülüğünü yerine getireceğini gösterir proje ve belgeleri ilgili kuruma
sunmadıkça inşaat ruhsatı,
2) İnşaatı bitmiş olanlardan, bu
yükümlülüğü yerine getirmeyenlere işletme ruhsatı ve/veya yapı kullanma
ruhsatı,
verilemez.
Faaliyetlerinde değişiklik yapmayı ve/veya
tesislerini büyütmeyi planlayan gerçek ve tüzel kişiler arıtma veya bertaraf
tesislerini planlamak, izin ve ruhsat almak zorundadırlar.
Atıksu altyapı sistemlerinin kurulması,
bakımı, onarımı, ıslahı ve işletilmesinden, Büyükşehirlerde 20/11/1981 tarihli
ve 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve
Görevleri Hakkında Kanunla belirlenen kuruluşlar, belediye ve mücavir alan sınırları
içinde belediyeler, diğer alanlarda ise il özel idareleri, tatil köy ve sitelerinde yönetim kurulları
veya yetkili kıldığı birimler tarafından gerçekleştirilir.
Serbest ve/veya ticari bölgelerde bölge
müdürlükleri, turizm gelişme bölgelerinde Turizm Bakanlığı veya yetkili kıldığı
birimler, organize sanayi bölgelerinde organize sanayi bölgesi yönetimi, küçük
sanayi sitelerinde kooperatif başkanlıkları atıksu altyapı sistemlerinin
kurulması, bakımı, onarımı, ıslahı ve işletilmesinden sorumludurlar.
Atıksu altyapı sistemlerini kullanan
ve/veya kullanacaklar bağlantı sistemlerinin olup olmadığına bakılmaksızın arıtma sistemlerinden sorumlu yönetimlerin
yapacağı her türlü yatırım, işletme, bakım, onarım, ıslah ve temizleme
harcamalarının tamamına hisseleri oranında katılmak zorundadırlar. Ancak benzer
atıksu arıtma tesisleri kurup gerekli izinleri alanlar ve Yönetmelikte belirlenen şekilde
çalıştıranlar bu zorunluluk kapsamı dışındadır.
Atık üreticileri katı atıkların geri
kazanılmasını sağlamakla yükümlüdürler. Geri kazanım imkânı olmayan atıklar
nihai bertaraf tesisinde bertaraf edilirler. Atıkların geri kazanım amacıyla
değerlendirilmelerini mümkün kılacak
Atık Borsası kurulması
Bakanlıkça teşvik edilir.
Geri kazanılabilen katı atıkların ayrı
biriktirilmesi zorunludur. Belediyeler bu atıkların ayrı toplanması, taşınması
ve geri kazanılması amacıyla gerekli araç ve tesisleri sağlamak ve işletmekle
yükümlüdürler.
Büyükşehir Belediyeleri ve Belediyeler
katı atık bertaraf tesislerini kurmakla ve işletmekle yükümlüdürler.
Atıksu arıtımı, atık bertarafı ve katı
atık geri kazanım tesisleri yapmak amacıyla belediyelerin 3/4/1930 tarihli ve
1580 sayılı Belediye Kanununa uygun olarak hizmet birlikleri kurmaları halinde,
bu amaçla kurulmuş hizmet birliklerine araştırma, etüt ve proje konularında
yardım yapılır. Tesis yapım projeleri ise bu Kanunun 18 inci maddesi
çerçevesinde kredi ile desteklenebilir. Kredi borcunun geri ödenmemesi
durumunda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine
göre takip yapılır ve öncelikle 2380 sayılı Belediyelere ve İl Özel İdarelerine
Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanunun Ek 4 üncü
maddesi hükümleri çerçevesinde ilgili belediyelerin İller Bankasındaki
paylarından tahsil olunur.
Arıtma ve bertaraf etme yükümlülüğü ile
atıksu arıtma ve ön arıtma yükümlülüğüne tabi tesis ve işletmeler ile yerleşim
birimleri, uyulması gereken şartlar ve bu yükümlülüğe istinaden kurulması
zorunlu olan arıtma ve bertaraf sistemleri, atıksu arıtma ve ön arıtma
sistemleri ile atıksu altyapı sistemlerinin kurulması, onarımı, ıslahı,
işletilmesi ve harcamalara katkı paylarının belirlenmesi ile ilgili usul ve
esaslar Bakanlıkça yönetmelikle düzenlenir.
Faaliyetleri nedeniyle çevreye olumsuz
etkileri olabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler tarafından, faaliyetlerine
ilişkin olası bir kaza durumunda, kazanın çevreye olumsuz etkilerini kontrol
altına almak ve azaltmak üzere uygulanacak acil durum planları hazırlanması
zorunludur.
Bu planlar dikkate alınarak Bakanlığın
koordinasyonunda ilgili kurum ve kuruluşlarca yerel, bölgesel ve ulusal acil
durum planları hazırlanır.
Liman, tersane, gemi söküm yeri ve
marinalarda gemi ve deniz araçlarından kaynaklanan atıksu, balast, sintine ve
atıkların alınmasına hizmet edecek yüzer ve/veya sabit kabul tesislerinin bu
yerleri işleten veya idare eden kurum, kuruluş ve işletmeler tarafından
müştereken veya münferiden kurulması zorunludur. Bu tür tesisler üçüncü
şahıslara kurdurulabilir veya üçüncü şahıslar tarafından kurulabilir.
Liman, tersane, gemi söküm yeri ve
marinalarda, meydana gelebilecek
kazalar sonucu çevreye verilebilecek zararı en aza indirmek için bu
yerleri işleten veya idare edenler tarafından acil müdahale ekipmanı bulundurulması
zorunludur.
Kabul tesislerinin kurulmasına,
işletilmesine, denetlenmesine ve bulundurulacak acil müdahale ekipmanlarına
ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir."
MADDE 9. - 2872 sayılı Kanunun 12 nci
maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Denetim, bilgi verme ve bildirim
yükümlülüğü
Madde 12. - Bu Kanun hükümlerine uyulup
uyulmadığını denetleme yetkisi Bakanlığa
aittir. Gerektiğinde bu yetki, Bakanlıkça belediye başkanlarına, liman başkanlıklarına, Sahil Güvenlik
Komutanlığına ve 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'na
göre belirlenen denetleme görevlilerine devredilebilir.
Askeri işyerleri, askeri bölgeler ve
tatbikatların bu Kanun çerçevesindeki
denetimi ve neticelerine ait işlemler, Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma
Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Bakanlık tarafından müştereken hazırlanacak yönetmeliğe göre
yürütülür.
İlgililer, Bakanlığın veya denetimle
yetkili diğer mercilerin isteyecekleri bilgi ve belgeleri vermek, yetkililerin
yaptıracakları analiz ve ölçümlerin giderlerini karşılamak, denetim esnasında
her türlü kolaylığı göstermek zorundadırlar.
İlgililer, çevre kirliliğine neden
olabilecek faaliyetleri ile ilgili olarak, kullandıkları hammadde, yakıt,
çıkardıkları ürün ve atıklar ile proses şemalarını, acil durum planlarını,
izleme sistemleri ve kirlilik raporları ile diğer bilgi ve belgeleri Bakanlığa
vermek zorundadırlar.
Denetim, bilgi verme ve bildirim
yükümlülüğüne ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça yönetmelikle düzenlenir."
MADDE 10. - 2872 sayılı Kanunun 13 üncü
maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Tehlikeli kimyasallar ve atıklar
Madde 13. - Tehlikeli kimyasalların belirlenmesi, üretimi, ithalatı, atık
konumuna gelinceye kadar geçen süreçte kullanım alanları ve miktarları,
etiketlenmesi, ambalajlanması, depolanması, taşınması ile ihracatına ilişkin
usul ve esaslar ilgili Bakanlıkların uygun görüşü alınarak Bakanlıkça
yayımlanacak yönetmelikle belirlenir.
Yönetmelik hükümlerine aykırı olarak
piyasaya sürüldüğü tespit edilen tehlikeli kimyasallar ile bu kimyasalları
içeren eşya, bunları satış ve kullanım amacıyla piyasaya süren kurum, kuruluş
ve işletmelere toplattırılır ve müsadere edilir. İmhası için gereken masraflar,
ilgili kurum, kuruluş ve işletmelerden 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil
Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.
Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı, bazı
yakıtların, atıkların ve tehlikeli kimyasallar ile bu kimyasalları içeren
eşyaların ithalini yasaklayabilir veya kontrole tabi tutabilir. Kontrole tabi
tutulan yakıtların, atıkların ve bitki, hayvan ve insan sağlığı ile ilgili
olanlar hariç tehlikeli kimyasallar ile bu kimyasalları içeren eşyanın ithalatı
için Bakanlıktan kontrol belgesi alınması zorunludur.
Tehlikeli atıkların ihracatı ve transit
geçişinden 60 gün önce Bakanlığa bildirimde bulunulması, izin alınması ve
taşıma sırasında taşıma belgesinin bulundurulması zorunludur.
Tehlikeli atıklar ile tehlikeli atıkların
oluşum aşamasından itibaren toplanması, ayrılması, geçici ve ara depolanması,
geri kazanılması, yeniden kullanılması, taşınması, bertarafı, bertaraf sonrası
kontrolü, ihracatı ve ithalatı ile ilgili usul ve esaslar ilgili Bakanlıkların
uygun görüşü alınarak Bakanlıkça yayımlanacak yönetmelikle belirlenir.
Tehlikeli kimyasalların üretimi, satışı,
depolanması, kullanılması ve taşınması faaliyetleri ile tehlikeli atıkların
toplanması, taşınması, geçici ve ara depolanması , geri kazanımı, yeniden
kullanılması ve bertarafı faaliyetlerinde bulunanlar, bir kaza sonrası çevreye
ve insana verebilecekleri zarara karşı sigorta yaptırmak zorundadırlar. Bu
zorunluluğa uymayan faaliyetlere izin verilmez. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihte mevcut olan faaliyetler açısından Bakanlıkça bir geçiş süreci tespit edilir.
Sigorta ile ilgili esaslar ilgili kurum ve
kuruluşların görüşleri alınarak Bakanlıkça belirlenir."
MADDE 11. - 2872 sayılı Kanunun 15 inci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 15. - Bu Kanun ve bu Kanun
uyarınca yayımlanan yönetmeliklere ve Mahalli Çevre Kurulu Kararı hükümlerine
aykırı davrananlara Bakanlıkça,
sözkonusu aykırı faaliyeti düzeltmek
üzere gerekirse yeteri kadar süre
verilir.
Bu süre sonunda aykırılığı düzeltmeyenlerin
faaliyeti, Bakanlıkça kısmen veya tamamen, süreli veya süresiz olarak
durdurulur.
Çevre ve insan sağlığı yönünden tehlike yaratan veya Çevresel Etki
Değerlendirmesi incelemesi yapılmaksızın
başlanan faaliyetler Bakanlıkça süre verilmeksizin durdurulur.
Süre verilmesi ve faaliyetin durdurulması,
bu Kanunda öngörülen cezaların uygulanmasına engel teşkil etmez."
MADDE 12. - 2872 sayılı Kanunun 4629
sayılı Bazı Fonların Tasfiyesi Hakkında Kanunun 6 ncı Maddesinin (e) fıkrası ile yürürlükten kaldırılan 18 inci
maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
"Özel Gelir ve Özel Ödenek
Madde 18. - Atıksu arıtımı, atık bertarafı
ve katı atık geri kazanım tesislerinin etüt, proje ve inşaat işlerinin kredi
veya yardım suretiyle desteklenmesi ile çevre düzeni planlarının yapımı,
çevresel etki değerlendirmesi faaliyetleri, biyolojik çeşitliliğin korunması,
çölleşme ile mücadele çalışmaları, temiz üretim teknolojilerinin desteklenmesi,
ağaçlandırma, nesli tehlikede olan bitki ve hayvan türleri ile yaşama
ortamlarının korunması, uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan yükümlülüklerin
karşılanması, çevre eğitimi ve yayını ile ilgili faaliyetler, çevresel
ihtiyaçların giderilmesi için gereken araç ve gereç temini ve ihtisas
komisyonları için yapılan harcamalarda kullanılmak üzere;
a) Trafiğe ilk defa tescil edilen motorlu
araçlardan alınan taşıt alım vergisi tutarının dörtte biri oranında ayrıca
tahsil edilen miktar,
b) Motorlu taşıt araçlarının her fenni
muayenesi sırasında alınan fenni muayene ücretinin beşte biri oranında ayrıca
tahsil edilen miktar,
c) Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre
gemi siciline; 4490 sayılı Kanun uyarınca Türk Uluslararası Gemi Siciline
tescil edilen her türlü deniz aracından;
1) Onsekiz gros tondan yüz (dahil) gros
tona kadar olanlara gros ton başına 1 milyon lira,
2) Yüzbir gros tondan beşyüz (dahil) gros
tona kadar olanlardan yukarıdaki meblağa ilave olarak yüz gros tonun üzerindeki
her gros ton başına 500 bin lira,
3) Beşyüzbir gros tondan beşbin (dahil)
gros tona kadar olanlardan yukarıdaki meblağlara ilave olarak beşyüz gros tonun
üzerindeki her gros ton başına 100 bin lira,
4) Beşbinbir gros tondan yirmibin (dahil)
gros tona kadar olanlardan yukarıdaki meblağlara ilave olarak beş bin gros
tonun üzerindeki her gros ton başına 50 bin lira,
5) Yirmibin gros tondan büyük olanlardan
ise yukarıdaki meblağlara ilave olarak yirmibin gros tonun üzerindeki her gros
ton başına 20 bin lira, olmak üzere liman başkanlıklarınca her yılın Ocak ayı
içerisinde tahsil edilen miktar,
d) Hava taşıt araçları ile yurt içinde
yapılan, yurtdışı bağlantılı seferler hariç yolcu ve yük taşıma bedellerinin
yüzde biri oranında ayrıca tahsil edilen miktar,
e) Her türlü tütün mamulleri ile alkollü
içkinin imalat ve ithalatçıları tarafından yurt içinde yapılacak teslimlerde
satış fiyatı üzerinden hesaplanan yüzde bir oranındaki kesinti,
f) Her türlü petrokimya mamulleri imalat
ve ithalatçıları tarafından yapılacak teslimlerde satış fiyatı üzerinden
hesaplanan binde beş oranında, pet şişelerde ise yüzde on oranındaki miktar,
g) Kamu görevlilerine görevlerini
yaptıkları sürece verilenler hariç olmak üzere, her türlü ateşli silah ruhsat
tezkereleri ve yenilenmeleri için
tahsil edilecek 20 milyon lira,
h) Yüksek Çevre Kurulunca belirlenen
katılım payları ile motorlu kara taşıt araçlarının emisyon ölçüm bedelleri,
ı) Milli Piyango ve Sayısal Lotonun aylık
satış hasılatının binde beşi oranında her ay ödenecek miktar,
j) Bu Kanunun 20 nci maddesine göre tahsil
edilecek idari para cezaları,
k) Bu Kanuna dayanılarak düzenlenen
taahhütname ve sözleşme gibi belgeler uyarınca alınacak ceza ve benzeri
gelirler,
l) Yurtiçi ve yurtdışından temin edilecek
her türlü hibe, yardım ve bağışlar,
m) Kredi geri dönüşleri ve faizleri,
Çevre Bakanlığı Merkez Saymanlığı
Hesabına, tahsilatın yapıldığı tarihi takip eden ayın son gününe kadar
yatırılır. Yatırılan bu tutarlar, 24 üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmü saklı
kalmak kaydıyla, Maliye Bakanlığınca bir yandan bütçeye özel gelir, diğer
yandan Bakanlık bütçesinde açılacak tertiplere özel ödenek kaydedilir. Bu
suretle ödenek kaydedilen miktarlardan yılı içinde harcanmayan tutarları ertesi
yıl bütçesine devren ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir.
Yukarıdaki hükümlere göre yapılacak
harcamalardan yatırım niteliği olanlar yıllık yatırım programı ile
ilişkilendirilmek üzere Devlet Planlama Teşkilatına bildirilir.
Bu maddede öngörülen gelirlerin
tahsilatında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun
hükümleri uygulanır.
Bu madde uyarınca yapılacak tahsilatlara
ilişkin diğer hususlar ile Bakanlık bütçesine özel ödenek kaydedilen tutarların
harcama esas ve usulleri, kredi verilmesi gereken hallerde kredi verilmesinin
şartları, vade ve faiz koşulları ile diğer hususlar Maliye Bakanlığının uygun
görüşü üzerine Çevre Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir."
MADDE 13. - 2872 sayılı Kanunun 20 nci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 20. - İdari nitelikteki
cezalar şunlardır:
a) Yönetmeliklerle belirlenen standartlara
aykırı emisyona sebep olan motorlu taşıtları işletenlere 100 milyon lira, Ek 6
ncı madde uyarınca emisyon ölçümü yaptırmayan motorlu taşıt işleticilerine 200
milyon lira idari para cezası verilir.
b) Hava kirliliği yönünden önemli etkileri
nedeniyle kurulması ve işletilmesi yönetmelikle izne tabi tutulan tesisleri, yetkili
makamlardan izin almadan kuran ve işleten veya iznin geri alınmasına rağmen
kurmaya ve işletmeye devam eden veya bu tesislerde izin almaksızın sonradan
değişiklik yapan veya yetkili makamların gerekli gördükleri değişiklikleri
tanınan sürede yapmayanlara 6 milyar lira idari para cezası verilir. Bu
tesislerde emisyon miktarları yönetmelikle belirlenen sınırları aşıyorsa
verilecek ceza 12 milyar liradır.
İzne tabi tesisleri, aldıkları izin
belgesinde veya yönetmeliklerde öngörülen önlemleri almadan veya
yönetmeliklerde belirlenen emisyon standartlarına ve sınırlamalarına aykırı
olarak işletenlere 6 milyar lira idari para cezası verilir.
Emisyonların sınır değerlerin üzerinde
olmasına ilave olarak, radyoaktivite içermesi durumunda bu bentte öngörülen cezalar
bir kat artırılarak verilir.
c) Hava kirliliği yönünden kurulması ve
işletilmesi izne tabi olmayan tesislerin işletilmesi sırasında yönetmelikle
belirlenen standartlara aykırı emisyona neden olanlara 300 milyon lira idari
para cezası verilir.
Emisyonların sınır değerlerin üzerinde
radyoaktivite içermesi durumunda bu bendin birinci paragrafında öngörülen ceza bir kat artırılarak verilir.
Bu bendin birinci paragrafında öngörülen
fiilin konutlarla ilgili olarak işlenmesi halinde verilecek ceza toplu veya
ferdi ısıtılan konutlarda her bağımsız bölüm için 30 milyon liradır. Bu cezai
sorumluluk toplu ısıtılan konutlarda yöneticiye, ferdi ısıtılan konutlarda ise
konutu kullanana aittir. Yöneticinin bağımsız bölümleri kullananlara genel
hükümlere göre rücu hakkı saklıdır.
d) Hava kirliliği yönünden özel önem
taşıyan bölgelerde veya hava kirliliğinin ciddi boyutlara ulaştığı zamanlarda
ve yerlerde veya kritik meteorolojik şartlarda yönetmeliklerle öngörülen
önlemleri almayan, yasaklara aykırı davranan ya da Mahalli Çevre Kurullarınca
bu konuda alınan kararlara uymayanlara bu maddenin (b) ve (c) bentlerinde
öngörülen cezalar bir kat artırılarak verilir.
Bu fiilin konutlarla ilgili olarak
işlenmesi halinde cezai sorumluluk bu maddenin (c) bendinin üçüncü paragrafına göre tespit edilir.
e) Çevresel Etki Değerlendirmesi sürecine
başlamadan veya bu süreci tamamlamadan inşaata başlayan ya da faaliyete
geçenlere 25 milyar lira idari para cezası verilir.
Çevresel Etki Değerlendirmesi sürecinde
verdikleri taahhütnameye aykırı davrananlara, her bir ihlal için 300 milyon lira idari para cezası verilir.
f) 11 inci maddeye göre kurulması zorunlu
olan ön arıtma , arıtma veya bertaraf tesislerini kurmayanlar ile kurup da
çalıştırmayanlara 15 milyar lira, bu tesisleri sigorta ettirmeyenlere 6
milyar lira idari para cezası verilir.
g) 12 nci maddede öngörülen bildirim ve bilgi verme yükümlülüğünü yerine
getirmeyenlere 3 milyar lira idari para cezası verilir.
h) Bu Kanunun 14 üncü maddesine göre
çıkarılan yönetmelikle belirlenen önlemleri almayan veya standartlara aykırı
şekilde gürültü ve titreşime neden olanlara 300 milyon lira idari para cezası
verilir.
ı) Bu Kanunda öngörülen yasaklara ve
sınırlamalara aykırı olarak ülkenin egemenlik alanlarındaki denizlerde ve kazasına
tabi olan deniz yetki alanlarında ve bunlarla bağlantılı sularda, tabii veya
suni göller ve baraj gölleri ile akarsularda;
1) Petrol türevleri (sintine, slop,yağlı
atıklar) tahliyesi yapan tankerlerden, bin (dahil) gros tona kadar olanlar için
gros ton başına 22 milyon 500 bin lira, bin ila beşbin (dahil) gros ton
arasında olanlara, bu miktar ve ilave her gros ton başına 7 milyon 500 bin
lira, beşbin gros tondan fazla olanlara
ise, yukarıdaki miktarlar ve ilave her
gros ton başına 2 milyon 250 bin
lira,
2) Kirli balast tahliyesi yapan
tankerlerden bin (dahil) gros tona kadar olanlar için gros ton başına 15 milyon
lira, bin ila beşbin (dahil) gros ton arasında olanlara bu miktar ve ilave her
gros ton başına 7 milyon 500 bin lira, beşbin gros tondan fazla olanlara ise
yukarıdaki miktarlar ve ilave her gros ton başına 1 milyon 500 bin lira,
3) Sintine ve atık tahliyesi yapan gemi ve
diğer deniz vasıtalarından bin (dahil) gros tona kadar olanlar için gros ton
başına 12 milyon lira, bin ila beşbin (dahil) gros ton arasında olanlara bu
miktar ve ilave her gros ton başına 6 milyon lira, beşbin gros tondan fazla
olanlara ise yukarıdaki miktarlar ve ilave her gros ton başına 750 bin lira,
atığın radyoaktif veya tehlikeli atık olması halinde bu miktarlar bir kat
artırılarak
İdari para cezası verilir.
Cezanın derhal ve defaten ödenmemesi veya
bu hususta yeterli teminat gösterilmemesi halinde, gemiler ve götürülebilen
diğer deniz vasıtaları en yakın liman yetkilisine teslim edilerek seyrüseferden
ve faaliyetten menedilir.
Bu maddenin (ı) bendinin birinci paragrafı
dışında, bu Kanun ve bu Kanun uyarınca çıkarılan yönetmeliklere aykırı olarak
ülkenin egemenlik alanındaki denizlere ve kazasına tabi olan deniz yetki
alanlarına, içme ve kullanma suyu sağlama amacına yönelik olmayan sulara atık
boşaltanlara 6 milyar lira idari para cezası verilir. Atığın radyoaktif veya
tehlikeli atık olması halinde bu para cezası bir kat artırılır.
Bu maddenin (ı) bendinin üçüncü
paragrafında öngörülen fiilin konutlarla ilgili olarak işlenmesi halinde her
konut ve bağımsız bölüm için 300 milyon lira idari para cezası verilir. Bu
cezai sorumluluk, müstakil konutlarda konutu kullanana, diğer konutlarda ise
yöneticiye aittir. Yöneticinin bağımsız bölümleri kullananlara genel hükümlere
göre rücu hakkı saklıdır.
j) Kanunda ve yönetmelikte öngörülen
yasaklara veya standartlara aykırı olarak veya önlemleri almadan atıkları
toprağa verenlere 6 milyar lira idari para cezası verilir.
Bu
fiilin konutlarla ilgili olarak işlenmesi halinde her konut ve bağımsız
bölüm için 300 milyon lira idari para cezası verilir. Bu cezai sorumluluk,
müstakil konutlarda konutu kullanana, diğer konutlarda ise yöneticiye aittir.
Yöneticinin bağımsız bölümleri kullananlara genel hükümlere göre rücu hakkı saklıdır.
Fiilin radyoaktif ve tehlikeli atıklarla
ilgili olarak işlenmesi halinde bu bentde öngörülen cezalar bir kat artırılarak
verilir.
k) Bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendi gereğince alınacak tedbirlere uymayanlar ile (c) bendinin
ikinci paragrafı uyarınca yönetmelikle
belirlenen koruma ve kullanım usul ve esaslarına aykırı davrananlara 1
milyar 500 milyon lira idari para
cezası verilir.
l) Bu Kanunun Ek 1 inci maddesinin (a)
bendinde öngörülen yasak ve sınırlamalara aykırı hareket edenler tahrip
ettikleri her metrekare için 60 milyon
lira idari para cezası ile cezalandırılır ve arazi eski doğal yapısıyla uyumlu
hale getirtilir.
Bu Kanunun Ek 1 inci maddesinin (b)
bendinde öngörülen yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak anız yakanlara
500 milyon lira, çayır ve mer'aları tahrip edenlere tahrip ettikleri her dekar
için 60 milyon lira idari para cezası verilir.
Bu Kanunun Ek 1 inci maddesinin (c)
bendine göre; yapılması gerekli olan düzeltmeleri ve iyileştirmeleri yapmayanlara
her metrekare için 60 milyon lira; kirli veya
yönetmelikle belirlenen esaslar dışında arıtılmış sularla sulama
yapanlara veya bunları toprağa verenlere 300 milyon lira; arıtma çamurlarını yönetmelikle belirlenen
esaslara aykırı olarak toprağa verenlere 3 milyar lira; kazı, dolgu ve hafriyat
çalışmaları atıklarını izin verilen yerler dışında toprağa verenlere 300 milyon
lira idari para cezası verilir.
Bu Kanunun Ek 1 inci maddesinin (d) bendi
uyarınca tespit edilen esaslara aykırı olarak Ülkenin egemenlik alanlarındaki
denizlerden ve kazasına tabi olan deniz yetki alanlarından, akarsular ve göller
ile tarım alanlarından belirlenen esaslara aykırı olarak kum, çakıl ve benzeri
maddeleri alanlara metreküp başına 30 milyon lira idari para cezası verilir ve
bu konudaki masraflar sorumlulardan tahsil edilir.
m) Bu Kanunun Ek 2 nci maddesinde
öngörülen çevre yönetim birimini kurmayanlara 3 milyar lira, çevre görevlisi
istihdam etmeyenlere 1 milyar 500 milyon lira idari para cezası verilir.
n) Bu Kanunun Ek 3 üncü maddesine aykırı
olarak koruma alanlarına, kaynağın kendisine ve bu kaynağı besleyen yerüstü ve
yeraltı sularına, sulama ve drenaj kanallarına atık boşaltanlara 12 milyar lira
idari para cezası verilir.
Bu fiilin konutlarla ilgili olarak
işlenmesi halinde her konut ve bağımsız bölüm için 600 milyon lira idari para
cezası verilir. Bu cezai sorumluluk, müstakil konutlarda konutu kullanana,
diğer konutlarda ise yöneticiye aittir. Yöneticinin bağımsız bölümleri
kullananlara genel hükümlere göre rücu hakkı saklıdır.
Fiilin radyoaktif ve tehlikeli atıklarla
ilgili olarak işlenmesi halinde bu bentte öngörülen cezalar beş kat artırılarak
verilir.
Bu alanlarda Kanuna ve yönetmeliklere
aykırı olarak yapılan yapılar 3194 sayılı İmar Kanununda belirlenen esaslara
göre yıktırılır.
o) Bu Kanunun Ek 4 üncü maddesi uyarınca
çıkarılan yönetmelikle belirlenen usul ve esaslara uymayanlara 5 milyar lira idari para cezası verilir.
p) Bu Kanunun 11 inci maddesinde öngörülen
acil durum planlarını yönetmelikle
belirlenen usul ve esaslara uygun olarak hazırlamayan ve bu planların
uygulanması için gerekli tedbirleri almayan, ekip ve ekipmanları
bulundurmayanlar ile yerel, bölgesel ve
ulusal acil durum planlarına uymayanlara 3 milyar lira idari para cezası
verilir.
r) Bu
Kanunun 13 üncü
maddesinde öngörülen sigortayı
yaptırmayanlara 6 milyar lira idari para cezası verilir.
s) Bu Kanunda ve yönetmeliklerde öngörülen
usul ve esaslara, yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak atık ithal
edenlere 15 milyar lira, toplayan,
taşıyan, geçici depolayan, geri kazanan, tekrar kullanan veya bertaraf edenlere 6 milyar lira idari
para cezası verilir.
t) Mahalli Çevre Kurulu kararlarına
uymayanlara 300 milyon lira idari para cezası verilir.
u) Umuma açık yerlerde her ne sebeple
olursa olsun çevreyi kirletenlere 30 milyon lira idari para cezası verilir.
Bu maddenin (a), ( k ), (l), (n), (s), (t), (u) bentlerinde öngörülen idari para cezaları, kurum, kuruluş ve
işletmelere üç katı olarak verilir. "
MADDE 14. - 2872 sayılı Kanunun 23 üncü
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 23. - Bu Kanunda belirtilen
idari para cezaları, bu cezaların verilmesini gerektiren fiillerin, cezaların
kesinleşmesini takiben bir yıl içinde
birinci tekrarında yüzde yüz, ikinci ve müteakip tekrarında yüzde iki yüz
oranında artırılarak verilir."
MADDE 15. - 2872 sayılı Kanunun 24 üncü
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 24. - Bu Kanunda öngörülen
idari para cezalarını verme yetkisi Çevre Bakanlığına aittir.
Ancak bu yetki, 12 nci maddenin birinci
fıkrası uyarınca denetim yetkisinin devredildiği kurum ve merciler tarafından
da kullanılır.
Bu Kanunda öngörülen, gemi ve diğer deniz
araçlarına Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından; motorlu kara taşıt araçlarına
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre yetkili kılınan kuruluşlarca
verilerek tahsil edilen idari para cezalarının yüzde yetmişi Çevre Bakanlığı
Merkez Saymanlığı hesabına aktarılır;
yüzde otuzu ise bir yandan bütçeye gelir
diğer yandan cezayı tahsil eden idarenin bütçesine ödenek
kaydedilir. "
MADDE 16. - 2872 sayılı Kanunun 25 inci
maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"İdari para cezalarının uygulanması,
ödeme süresi, tahsil usulü ve itiraz
Madde 25. - Bu Kanunda öngörülen idari
para cezası gerektiren suçlarla ilgili olarak yetkili denetleme elemanlarınca
bir tutanak tanzim edilir. Bu tutanak denetleme elemanlarının bağlı bulunduğu
ve ceza vermeye yetkili mercie intikal ettirilir. Bu merci, tutanağı ilgili
mevzuata uygunluk bakımından değerlendirerek en geç onbeş gün içerisinde
gerekli cezayı verir. Ceza kararı usulüne uygun olarak cezayı veren merci
tarafından ilgiliye tebliğ edilir.
İdari para cezalarının ödeme süresi
cezanın tebliğ tarihinden itibaren 7 gündür. İdari para cezalarına karşı tebliğ
tarihinden itibaren 7 gün içinde idare mahkemesinde dava açılabilir.
Dava açmış olmak idarece verilen cezanın
yerine getirilmesini durdurmaz.
İdari para cezaları makbuz karşılığında
cezayı veren merci tarafından ya da
ilgili tarafından doğrudan Çevre Bakanlığı Merkez Saymanlığı hesabına
yatırılmak suretiyle tahsil edilir.
Öngörülen süre içinde ödenmeyen idari para
cezaları gecikme zammı ile birlikte 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsil
edilir.
Bu Kanuna göre verilecek idari para
cezalarında suçun tespiti ve cezanın kesilmesi usulleri, ceza uygulamasında kullanılacak makbuzların
şekli, dağıtımı ve kontrolü ile cezaların tahsiline ilişkin usul ve esaslar
yönetmelikle belirlenir."
MADDE 17. - 2872 sayılı Kanunun 26 ncı
maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Adli nitelikteki cezalar
Madde 26. - Adli nitelikteki cezalar
şunlardır:
a) Tehlikeli ve radyoaktif atıkların her
ne şekilde olursa olsun ülkeye girişini sağlayanlar iki yıldan beş yıla kadar
hapis ve 30 milyar liradan 60 milyar liraya kadar ağır para cezası ile
cezalandırılır.
b) Tehlikeli ve radyoaktif atıkları
Bakanlığa ön bildirimde bulunmadan ihraç eden veya transit geçişini yapanlar
altı aydan bir yıla kadar hapis ve 6 milyar liradan 15 milyar liraya kadar ağır
para cezası ile cezalandırılır.
c) Tehlikeli atıkları bu Kanunda ve
yönetmeliklerde öngörülen yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak toplayan,
ayıran, geçici ve ara depolayan, geri kazanan, yeniden kullanan, taşıyan, bertaraf eden ve bertaraf sonrası bertaraf tesisinin
bakımını yapmayanlar bir yıldan iki yıla kadar
hapis ve 6 milyar liradan 15
milyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.
d) Tehlikeli kimyasallar ve bu
kimyasalları içeren eşyayı bu Kanunda ve yönetmelikte belirtilen usul ve
esaslara, yasak ve sınırlamalara aykırı olarak üreten, işleyen, ithal ve ihraç
eden, taşıyan, depolayan, kullanan, ambalajlayan, etiketleyen, satan ve satışa
sunanlar, bir yıldan iki yıla kadar hapis ve 6 milyar liradan 15 milyar liraya
kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.
e) Bu Kanunun 9 uncu maddesinin (c)
bendinin birinci paragrafına aykırı davrananlar altı aydan iki yıla kadar hapis
ve 3 milyar liradan 6 milyar liraya kadar ağır para cezası ile, cezalandırılır.
f) Bu Kanunun 11 inci maddesinin dört, beş
ve dokuzuncu fıkralarında, atıksu altyapı sistemlerinin ve katı atık bertaraf
tesislerinin kurulması ile ilgili olarak yükümlülük verilen kurum ve kuruluş yöneticileri, bu yükümlülüklerini
yerine getirmemeleri halinde, Türk Ceza Kanununun 230 uncu maddesi uyarınca
cezalandırılır.
g) Bu Kanunun 12 nci maddesinde öngörülen bildirim ve bilgi verme yükümlülüğünü
yerine getirmemekte direnenler, çevresel etki değerlendirmesi sürecinde yanlış
ve yanıltıcı bilgi verdikleri ve belge düzenledikleri belirlenenler altı aydan
bir yıla kadar hapis ve 1 milyar 500 milyon liradan 3 milyar liraya kadar ağır
para cezası ile cezalandırılır. Bu bende göre yargıya intikal eden çevresel
etki değerlendirmesine ilişkin ihtilaflarda çevresel etki değerlendirmesi
süreci yargılama sonuna kadar durur.
Tüzel kişiler, bu maddede öngörülen ve
organ veya temsilcilerinin tüzel kişi yararına işledikleri suçlardan
sorumludur. Bu sorumluluk, fiili işleyen kimsenin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
Böyle bir sorumluluğun bulunduğu hallerde, fiili işleyen kimse hakkında
hükmedilecek para cezaları tüzel kişi hakkında da ayrıca hükmolunur. Fiili
işleyen kimse hakkında hükmedilecek hürriyeti bağlayıcı cezanın süresini
aşmamak kaydıyla, tüzel kişinin faaliyetten men edilip edilmeyeceğine mahkemece
karar verilir. Bu halde mahkeme, tüzel kişinin beş yılı aşmamak üzere
mahkemenin atayacağı denetçiler veya yöneticiler eliyle faaliyetine devam
etmesine de karar verebilir. Bu fıkra hükmü mahalli idareler hakkında
uygulanmaz.
Bu maddede öngörülen suçlardan hasıl olan
zararı önlemek için gerekli önlem alınmadıkça ve zarar tamamen giderilmedikçe
13/7/1965 tarihli ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 4 üncü ve 6
ncı maddeleri hükümleri uygulanmaz.
Bu maddede öngörülen suçlarla ilgili
olarak toplanan deliller Cumhuriyet Savcılığına intikal ettirilir. Bu suçlarla
ilgili olarak açılacak davalar 8/6/1936 tarihli ve 3005 sayılı Meşhud Suçların Muhakeme Usulü Kanunu hükümlerine
göre görülür."
MADDE 18. - 2872 sayılı Kanunun 27 nci
maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir;
"Birden fazla hükmün ihlali
Madde 27. - Bu Kanunda suç olarak
öngörülen fiiller başka kanunlara göre de suç ise, en ağır cezayı gerektiren
kanun hükümleri uygulanır.
İşlediği bir fiil ile bu Kanunun birden
fazla hükmünü ihlal eden kimseye en ağır cezayı gerektiren hüküm uygulanır.
MADDE 19. - 2872 sayılı Kanunun 28 inci
maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Madde 28. - Çevreyi kirleten ve
zarar verenler, sebep olduğu kirlenme ve bozulmadan doğan zararlardan dolayı
kusur şartı aranmaksızın sorumludurlar.
Çevreye verilen zararların tazminine
ilişkin talepler zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği
tarihten başlayarak beş yıl ve herhalde zarara neden olan fiilin meydana
gelmesinden itibaren on yıl geçmekle
zamanaşımına uğrar.
Kirletenin, meydana gelen zarardan ötürü
diğer kanunlardaki hükümlere göre sorumluluğu saklıdır."
MADDE 20. - 2872 sayılı Kanunun 30 uncu
maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Bilgi edinme ve başvuru hakkı
Madde 30. - Çevreyi kirleten, bozan veya
çevreyi kirletme ve bozma tehlikesi bulunan bir faaliyetten zarar gören veya
haberdar olan gerçek ve tüzel kişiler, ilgili idari makamlara başvurarak
faaliyetin durdurulmasını isteyebilirler.
Herkes çevreye ilişkin bilgilere ulaşma
hakkına sahiptir. İdari makamlar talep halinde çevreye ilişkin bilgileri
vermekle yükümlüdür.
Bilgi talepleri aşağıdaki konulara ilişkin
olması halinde reddedilebilir;
a) Gizlilik dereceleri ile korunan
bilgiler,
b) Açıklanması halinde Devletin temel dış
yararlarına karşı ağır sonuçlar doğurabilecek, milli savunmasına ve milli
güvenliğe zarar verecek bilgiler,
c) İlgili yasal düzenlemelerle ticari sır
olarak nitelendirilen veya niteliği gereği ticari sır sayılması gereken
bilgiler,
d) Fikri hakları olumsuz etkileyecek
bilgiler,
e) Açıklanması halinde üreme alanları,
nadir türler gibi çevresel değerlere zarar verecek bilgiler,
f) Yargılama görevinin yerine getirilmesini
engelleyecek veya adil yargılanma hakkını etkileyecek bilgiler,
g) Suç işlenmesine yol açacak veya
suçların önlenmesi ve soruşturulması ile suçluların yasal yollarla yakalanıp
kovuşturulmasını güçleştirecek bilgiler.
Çevreye ilişkin bilgi talepleri, talep
edilen bilgiye sahip olunmaması, talebin açık bir şekilde makul olmaması veya
çok genel olması ve görüş, bilgi notu, tavsiye gibi kurum içi yazışmalara
ilişkin olması durumunda da reddedilebilir."
MADDE 21. - 2872 sayılı Kanuna aşağıdaki
ek maddeler eklenmiştir.
"EK MADDE 1. - Toprağın
korunmasına ilişkin esaslar şunlardır:
a)
I., II., III. ve IV. sınıf tarım arazilerini kısmen veya tamamen bozucu,
tahrip edici ve sınıflarını olumsuz yönde değiştirici faaliyetler yasak olup,
bu araziler amacı dışında kullanılamaz. Bu tür faaliyetler nedeniyle bozulan
arazinin iyileştirilmesine ve eski doğal yapısıyla uyumlu hale getirilmesine
yönelik işlemler faaliyet sahibi tarafından yapılır.
b) Anız yakılması, çayır ve mer'aların
tahribi, çölleşme, toprakların tuzlanmasına, asitlenmesine, alkalileşmesine ve
erozyona sebebiyet verecek her türlü faaliyet yasaktır.
c) Arazilerde yapılan üretim,
zenginleştirme faaliyetleri sonrasında bu faaliyetlerin olumsuz etkilerinin
giderilmesine, kullanılan arazinin iyileştirilmesine ve eski doğal yapısıyla
uyumlu hale getirilmesine yönelik olarak gerekli düzenlemeler faaliyet sahibi
tarafından yapılır.
Toprağın korunmasına ve kirliliğinin
önlenmesine, giderilmesine ilişkin usul ve esaslar ilgili kuruluşların
görüşleri alınarak yönetmelikle belirlenir.
d) Ülkenin egemenlik alanlarındaki
denizlerden, kuru ya da etkin akarsu ve göl yataklarından ve tarım
arazilerinden kum, çakıl ve benzeri maddelerin alınması ile ilgili esaslar,
Bakanlığın koordinasyonunda ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak
belirlenir ve Bakanlığın ön iznine tabidir. Bu esaslar mahallin en büyük mülki
idare amirince uygulanır."
"EK MADDE 2. - Faaliyetleri sonucu
çevre kirliliğine neden olacak veya çevreye zarar verecek kurum, kuruluş ve işletmeler
çevre yönetim birimi kurmak veya çevre görevlisi istihdam etmekle
yükümlüdürler. Hangi kurum, kuruluş ve işletmenin çevre yönetim birimi kuracağı
veya çevre görevlisi istihdam edeceği, çevre görevlilerinin nitelikleri,
sayıları, çalışma usul ve esasları yönetmelikle belirlenir."
"EK MADDE 3. - İçme ve kullanma suyu
rezervuarları ve benzeri su kaynaklarının korunmasında Bakanlıkça, ilgili
kuruluşların görüşü alınarak her kaynak için özel esaslar belirlenir ve ilan
edilir. Bu esasların imar planlarında aynen yer alması ve ilgili idare
tarafından uygulanması zorunludur. Bu esaslar belirleninceye kadar aşağıda
belirtilen genel ilkeler ve koruma alanları geçerlidir.
a) Mutlak koruma alanı, içme ve kullanma
suyu rezervuarlarının en yüksek su seviyesinden itibaren yatay olarak 300 metre
genişliğindeki alandır. Bu alan su kaynağını kullanan idare ya da idarelerce
kamulaştırılabilir ve ağaçlandırılır. Bu alanda gübre ve tarım ilaçları
kullanmamak şartıyla tarımsal faaliyetler, içme ve kullanma suyu projesine ve
mevcut yapıların kanalizasyon sistemlerinin ıslahına ait mecburi tesisler
dışında hiçbir tesis ve faaliyet yapılamaz.
Bu alanda yukarıda sayılanlar dışında
hiçbir yapılaşma veya faaliyete izin verilmez.
b) Kısa mesafeli koruma alanı, mutlak
koruma alanı sınırından itibaren yatay olarak 700 metre genişliğindeki alandır.
Bu alanda; turizm ve sanayi tesislerine, iskâna, hayvancılığa, Tarım ve
Köyişleri Bakanlığınca belirlenecek olanlar dışında suni gübre ve/veya tarım
ilaçları kullanılmasına, yakıt depolarına ve mezarlık kurulmasına, tabii
malzeme ve maden ocağı açılmasına, işletilmesine, katı atık depolama
alanlarına, bertaraf tesislerine ve benzeri faaliyetlere izin verilmez.
c) Orta mesafeli koruma alanı, kısa
mesafeli koruma alanı sınırından itibaren yatay olarak 1000 metre
genişliğindeki alandır. Bu alanda; sanayi kuruluşuna, mezarlık kurulmasına,
tabii malzeme ve maden ocağı açılmasına, işletilmesine, katı atık depolama
alanları ile bertaraf tesislerine izin verilmez. Turizm ve konutlarla ilgili
yapılaşma koşulları yönetmelikle belirlenir.
d) Birinci derecede uzun mesafeli koruma
alanı, orta mesafeli koruma alanı sınırından itibaren yatay olarak 3 kilometre
genişliğindeki alandır. Bu alanda sanayi kuruluşları ile katı atık depolama
alanlarına ve bertaraf tesislerine izin verilmez. Turizm ve konutlarla ilgili
yapılaşma koşulları yönetmelikle belirlenir.
e)
İkinci derecede uzun mesafeli koruma alanı, birinci derecede uzun
mesafeli koruma alanı sınırından itibaren su toplama havzasının sınırına kadar
olan alandır. Bu alanda kurulabilecek sanayi tesisleri yönetmelikle belirlenir.
Bu alanlardaki sosyal amaçlı olmayan
askeri tesislere ilişkin uygulamalar Bakanlık ve Millî Savunma Bakanlığınca
ayrıca belirlenir."
"EK MADDE 4. - İyonlaştırıcı olmayan radyasyon
yayılımı sonucu oluşan manyetik alanların çevre ve insan sağlığı üzerindeki
olumsuz etkilerinin önlenmesi ile ilgili usul ve esaslar Sağlık Bakanlığı,
Telekomünikasyon Kurumu ve Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle
belirlenir."
"EK MADDE 5. - Bakanlık, yönetmelikte
belirtilen koşulları taşıyanlara gönüllü çevre müfettişliği görevi verebilir.
Bu görev için ilgililere herhangi bir ücret ödenmez.
Görevini kötüye kullandığı tespit edilen
gönüllü çevre müfettişlerinin bu görevleri sona erdirilir.
Gönüllü çevre müfettişlerinin çalışma ve
eğitimlerine ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle
düzenlenir."
"EK MADDE 6. - Motorlu taşıtları
işletenler, egzoz emisyonlarının
yönetmelikle belirlenen standartlara uygunluğunu belgelemek üzere
Bakanlığa ait ya da Bakanlıkça yetkili kılınacak egzoz ölçüm istasyonlarında
ölçüm yaptırmak zorundadırlar. Egzoz ölçümleri ile ilgili usul ve esaslar
Karayolları Genel Müdürlüğünün görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenir."
MADDE 22. - 383 sayılı Özel Çevre Koruma
Kurumu Başkanlığının Kurulmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamede yer alan
"Bakanlar Kurulu" ibareleri "Yüksek Çevre Kurulu" olarak
değiştirilmiştir.
MADDE 23. -1580 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin 24 üncü bendi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"24- Sanayi atıklarının toplanması ve
taşınması hariç, katı atık yönetimi hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla, gereken
her türlü hizmeti yapmak, tesisleri kurmak, kurdurmak, kurulu olanları
devralmak, işletmek, işlettirmek, bu amaçla kurulmuş tesislerden yararlanmak,
(bu görev büyükşehirlerde büyükşehir belediyeleri tarafından yerine getirilir),
nazım imar planlarında bu tesislerin mevcut ve planlanan yerlerini göstermek,
ilgili kanun ve yönetmeliklerde öngörülen koruma mesafesini sağlayacak şekilde
tedbirlerin alınmasını sağlamak;
Tıbbi atıklar ile sanayi atıklarının
yönetim sistemlerinin kurulmasında belediyeler, atık üreticileri ve
bertarafçıları ile beraber veya ayrı olarak bertaraf tesislerinin kurulması,
kurdurulması, işletilmesi, işlettirilmesinden yükümlüdür."
MADDE 24. - 3030 sayılı Kanunun 6 ncı
maddesinin (A) fıkrasının (j) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"j- Sanayi atıklarının toplanması ve
taşınması hariç, katı atık yönetim hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla gereken
her türlü hizmeti yapmak, tesisleri kurmak, kurdurmak, kurulu olanları
devralmak, işletmek, işlettirmek, bu amaçla kurulmuş tesislerden yararlanmak,
Tıbbi atıklar ile sanayi atıklarının
yönetim tesislerinin kurulmasında, belediyeler, atık üreticileri ve
bertarafçıları ile beraber veya ayrı olarak bertaraf tesislerinin kurulması,
kurdurulması, işletilmesi, işlettirilmesinden yükümlüdür.
Nazım imar planlarında bu tesislerin
mevcut ve planlanan yerlerini göstermek, ilgili kanun ve yönetmeliklerde
öngörülen koruma mesafesini sağlayacak şekilde tedbirlerin alınmasını
sağlamak,"
MADDE 25. - 2464 sayılı Belediye Gelirleri
Kanununun Değişik 97 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "ve"
ibaresi "veya" olarak değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkralar
eklenmiştir.
"Birinci fıkra hükmünce bedel
tarifelerinin belirlenmesinde, hizmetin maliyeti ve verimlilik ilkeleri esas
alınır. Hizmet maliyetinin hesaplanmasında, yönetim, işletme, yenileme, izleme,
acil durumlara hazırlık-müdahale ve ıslah giderleri ile amortismanlar göz önünde bulundurulur.
Atıksu ile sanayi atıkları ve tıbbi
atıklar hariç katı atıkların toplanması, taşınması, depolanması, geri
kazanılması ve değerlendirilmesi ile bertaraf edilmesi hizmetleri karşılığında
üretici kişi ve kuruluşlardan belediye meclisince belirlenerek mahallin en
büyük mülki amiri tarafından onaylanacak tarifeye göre bedel alınır. Bu bedel,
atıkların türü, kaynağı, miktarı, çevre ve insan sağlığına olan etkileri,
bertaraf tesisinin işletme ve amortisman giderleri esas alınarak belirlenir ve
su faturası üzerinden ayrı bir kalemde tahsil edilir.
Sanayi atıkları ve tıbbi atıkların
bertaraf bedeli ise atıkların türü, miktarı, kaynağı ile tesisin çevre ve insan
sağlığına olan etkileri, işletme ve amortisman giderleri esas alınarak bertaraf
tesisi işletmecisi tarafından belirlenir ve atık kabulü esnasında tahsil
edilir.
Belediyeler (büyükşehirlerde büyükşehir
belediyeleri); belediye meclisi kararına istinaden, katı atıkların ve
atıksuların toplanması, taşınması, değerlendirilmesi ve imhası hizmetlerini
ayrı ayrı veya bir bütün olarak 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin
Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun Hükümlerine
göre yap-işlet-devret modeli ile şirketlere gördürebilirler. Bu takdirde, bu
hizmetler karşılığında alınacak ücretlerin tespit ve tahsil şekli, belediye ile
ilgili şirket arasında yapılacak uygulama sözleşmesinde gösterilir. Bu bedeller
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu Hükümlerine göre tahsil edilir.
Belediye sınırları ve mücavir alanlar
içinde bulunan ve belediyelerin katı atık yönetimi ile kanalizasyon
hizmetlerinden yararlanan konut, işyeri ve diğer şekillerde kullanılan binalar
ve alanlar, atık su bedeli ve katı atık bedeline tabidir. Atıksu bedeli ile
katı atık bedeli ödemekle yükümlü olanlar her ne şekilde olursa olsun binaları
ya da katı atıkların üretildiği alanları kullananlardır. Bu konudaki esas ve
usuller Çevre Bakanlığı'nın uygun görüşü alınarak İçişleri Bakanlığınca
hazırlanacak bir yönetmelikle düzenlenir.
Atık su ve katı atık yönetiminde birbirine
yakın belediyelerin hizmet birlikleri kurmaları esastır. Hizmet Birliğini
oluşturan belediyeler yatırımlarda devlet desteğinden öncelikle
yararlandırılır."
MADDE 26. - 20/11/1981 tarihli ve 2560
sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri
Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin (c) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki (g) ve
(h) bentleri eklenmiştir.
"c) Bölge içindeki su kaynaklarının,
deniz, göl, akarsu kıyılarının ve yer altı sularının kullanılmış sularla ve
sanayi atıkları ile kirletilmesini, bu kaynaklarda suların kaybına veya
azalmasına yol açacak tesis kurulmasını ve bu tür faaliyetlerde bulunulmasını
önlemek, bu konuda Çevre Kanunu ve bu Kanuna dayanarak çıkartılan yönetmelikler
çerçevesinde her türlü teknik, idari ve hukukî tedbiri almak,"
"g) Katı atık yönetim hizmetleri
konusunda hizmet alanı içindeki belediyelere verilen görevleri yürütmek ve bu
konulardaki yetkileri kullanmak,"
“h) Bölge içindeki su kaynaklarının havzalarında
bulunan ilgili valilik ve belediyeler ile teknik ve idari konularda işbirliği
yapmak."
MADDE 27. - 2560 Sayılı Kanunun 13 üncü
maddesinin (a) bendi aşağıdaki şekilde ve 23 üncü maddesinin birinci fıkrasında
yer alan "septik çukurların boşaltılması giderleri" ibaresi
"septik çukurların boşaltılması ile katı atık yönetimine ilişkin
giderler" olarak değiştirilmiştir.
"a) Su satışı, kanalizasyon, atıksu ve katı atık yönetim
hizmetlerine karşılık tarifesine göre abonelerden alınacak bedel."
MADDE 28. - 2560 sayılı Kanunun 26 ncı
maddesi aşağıdaki biçimde değiştirilmiştir.
"Madde 26. - Bu Kanunun 1 inci
maddesinin ikinci fıkrası gereğince Bakanlar Kurulu kararı ile su, kanalizasyon
ve katı atık işleri İSKİ' ye verilecek belediye ve köyler ile yakın
çevresindeki belediye ve köylerin İstanbul Büyük Şehir Belediyesine
bağlanmaları halinde bu belediye ve köylerin mevcut su, kanalizasyon ve katı
atık yönetim tesisleri ve bunlarla ilgili taşınır ve taşınmaz malları, hak ve
borçları ve personeli tüm özlük hakları ile birlikte bir protokolle İSKİ' ye
devredilir."
MADDE 29. - 2560 Sayılı Kanunun Ek-1
Sayılı cetveline "Kanal Şebeke Daire Başkanı" ibaresinden sonra
gelmek üzere "Katı Atık Yönetimi Daire Başkanı" ibaresi eklenmiştir.
MADDE 30. - Çevre Bakanlığının
Kuruluş ve Görevleri Hakkında 443 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye
aşağıdaki "Ek Madde 1" ve "Geçici Madde 11" eklenmiştir.
"EK MADDE 1. - Bakanlığın bu Kanun'da
öngörülen temel ve sürekli görevlere bağlı olarak ortaya çıkan hizmet
faaliyetlerini sürdürebilmesi için gerekli yerde ve sayıda Döner Sermaye
İşletmesi kurulmuştur. İşletmenin sermaye limiti 500 milyar Türk Lirasıdır.
Sermayenin 10 milyon Türk Lirası genel bütçeden karşılanır. Tahsis edilen
sermaye miktarı Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine Bakanlık tarafından
beş katına kadar artırılabilir. Bu suretle artırılan sermaye elde edilen
kârlarla karşılanır.
İşletmenin sermaye kaynakları;
a) Bakanlık bütçesine bu amaçla konulacak
ödeneklerden,
b) Döner sermaye faaliyetlerinden elde edilecek
kârlardan,
c) Bağış ve yardımlardan,
d) Hazinece verilen ayni yardımlardan,
oluşur.
Bağış ve yardımlar sermaye limitine
bakılmaksızın sermayeye eklenir. İşletmenin ödenmiş sermaye tutarı tahsis
edilen sermaye tutarına ulaşıncaya kadar elde edilen dönem sonu kârları ödenmiş
sermayeye eklenir. Ödenmiş sermaye tutarı tahsis edilen sermaye tutarına
ulaştıktan sonra elde edilen kârlar, hesap dönemini izleyen yılın Şubat ayının
sonuna kadar genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere ilgili saymanlığa yatırılır.
Yıl sonu kârları ile aylık gayri safi
hâsılat üzerinden genel bütçeye aktarılacak miktarlar, zamanında yatırılmadığı
takdirde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre
belirlenecek gecikme zammı ile tahsil edilir. Hesaplanan zam döner sermayenin
ita amiri ve saymanından yarı yarıya alınır. Ancak Maliye Bakanlığınca verilmiş
ek süreler için zam uygulanmaz.
İşletmenin zararları kâr/zarar hesabında
bekletilir ve ertesi yıllar kârları ile kapatılır.
İşletmenin gelirleri şunlardır:
a) Faaliyet alanları ile ilgili iş ve
hizmetler karşılığı alınan ücretler,
b) Yurt dışından sağlanan hibe ve proje
yardımları,
c) Diğer gelirler.
Döner Sermaye İşletmesinin faaliyet alanı
ile doğrudan ilgili olarak yapacağı giderler şunlardır:
a) Kiralama ve taşınır mal satın alma
giderleri,
b) Baskı, yayın ve tanıtım giderleri,
c) Döner sermaye hizmetleri ile ilgili
yurtiçi ve yurtdışı görev ve toplantılara katılan personelin yol masrafları ve
yevmiye giderleri,
d) İşletmede kullanılacak her türlü
demirbaş eşya, kırtasiye ve mefruşat alım giderleri,
e) Haberleşme, ilan, ulaşım ve akaryakıt
giderleri,
f) Döner Sermaye İşletmesinin kullandığı
bina, araç ve gereçlerin bakımı ile küçük onarım giderleri,
g) Isıtma, aydınlatma ve temizlik
giderleri,
h) Döner sermaye hizmetlerinin
gerektirdiği makine ve teçhizat alım giderleri,
ı) Laboratuvarların ve egzoz ölçüm
istasyonları dışındaki ölçüm istasyonlarının ölçüm, analiz, test işlerinde
kullanılacak özel malzemenin alım giderleri ile cihaz ve bina bakım- onarım
giderleri,
j) Döner sermaye kadrosunda bulunan
memurların maaşları ve kanunlarla sağlanan her türlü mali haklarına ilişkin
giderler ile işletme hizmetlerinde çalıştırılacak işçilerin ücretleri, kıdem
tazminatları ve diğer özlük haklarına ilişkin giderler.
Döner sermaye işletmesinden elde edilen
kârdan, Bakanlık merkez ve taşra teşkilatında çalışan ve 657 sayılı Kanuna tâbi
her bir personele, bu personelin aylık (ek gösterge dahil), yan ödeme ve her
türlü tazminat tutarının % 100 ünü aşmamak üzere Bakanlıkça belirlenecek esas
ve oranlarda her ay ek ödeme yapılır.
İşletmenin zararı, izleyen yılların
kârlarından mahsup edilir.
İşletmenin kadro iş ve işlemleri ve diğer
hususlar Yönetmelikle belirlenir."
"GEÇİCİ MADDE 11. - Bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihte Çevre Bakanlığında 657 sayılı Kanunun 4/B maddesi hükmü gereğince halen sözleşmeli
statüde çalışmakta olan ve bir ay içinde memurluğa geçmek için yazılı olarak
müracaat eden personel, öğrenim durumlarına göre yükselebilecekleri tavanı aşmamak
kaydıyla derece ve kademeleri tespit edilmek suretiyle memur kadrolarına
intibak ettirilirler.
Bu personelin Çevre Bakanlığındaki geçmiş
hizmetleri intibaklarında değerlendirilir."
MADDE 31. - Çevre Kanununun 16, 21, 22 ve
Ek 1 inci maddeleri; Çevre Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında 443
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 26 ncı maddesinin (a) bendi ile 27 ve 28
inci maddeleri; 5516 sayılı Bataklıkların Kurutulması ve Bundan Elde Edilecek
Topraklar Hakkında Kanun; 6200 sayılı Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü Teşkilat
ve Vazifeleri Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin (c) bendi; 2464 Sayılı Kanuna
3914 sayılı Kanunla eklenen Mükerrer 44 üncü madde yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 32. - Bu Kanun uyarınca çıkarılacak
yönetmelikler ilgili Bakanlıkların görüşü alınarak Bakanlıkça hazırlanır ve
Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren en geç 1 yıl içinde yayımlanır.
GEÇİCİ MADDE 1. - Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihte faal durumda olan ve bu Kanun ve yönetmeliklerle belirlenen ek
yükümlülüklerin yerine getirilmesi için
mevcut işletmelere Bakanlıkça yeteri kadar süre verilebilir.
MADDE 33. - Bu Kanunun 12 nci maddesi
01/01/2002, diğer maddeleri ise yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 34. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METİN
ÇEVRE
KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1. - 9.8.1983 tarihli ve 2872 sayılı
Çevre Kanununun 2 nci maddesinin (e) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve
maddeye aşağıdaki bentler eklenmiştir.
“e) “Atık” terimi; Çevreye bırakıldığında
özellikleri nedeniyle bulundukları alıcı ortamların doğal bileşim ve
özelliklerinin değişmesine yol açarak zarar verebilen ve ortamın kullanım
olanaklarını olumsuz yönde etkileyen katı, sıvı veya gaz halindeki maddeleri ve
enerji türlerini (Çevreye atılan ısı enerjisi, radyoaktif enerji),”
“g) “Tehlikeli atık” terimi; Üretim ve
tüketim faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan, fiziksel, kimyasal ve/veya
biyolojik özellikleri ile alıcı ortamda kısa veya uzun vadede olumsuz etkilere
yol açabilen, tehlikeli özelliklerden en az birine sahip olan atıklar ve bu
atıklarla kirlenmiş madde ve malzemeleri,
h) “Evsel atık” terimi; Tehlikeli özellik
taşımayan, kullanıcısı tarafından atılmak istenen ve toplumun huzuru ve
çevrenin korunması yönünden düzenli bir şekilde bertarafı gereken veya geri
kazanımı mümkün olan madde ve malzemeleri,
i) “Tehlikeli madde” terimi;Çevre ve insan
sağlığı üzerinde, kısa veya uzun dönemde, doğrudan veya dolaylı olarak
fiziksel, kimyasal ve/veya biyolojik yönden olumsuz etki yaparak ekolojik
dengenin bozulmasına neden olan, olumsuz etkiyi bizzat kendisi yapan veya
yapısının değişmesi ya da başka maddelerle etkileşmesi sonucu olumsuz yapıya
girebilen, tehlikeli özelliklerden en az birine sahip olan her türlü kimyasal
element ve bunların bileşimlerini,
j) “Sulak alanlar” terimi; Doğal veya
yapay; devamlı veya geçici; suları durgun veya akıntılı, tatlı, acı veya tuzlu;
denizlerin gel-git hareketlerinin çekilme devresinde altı metreyi geçmeyen
derinlikleri kapsayan, başta su kuşları olmak üzere canlıların yaşama ortamı
olarak önem taşıyan bütün sular, bataklık ve turbiyeleri,
k) “Tarım kimyasalı” terimi; Tarımsal
verimin artırılması ve toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerinin
iyileştirilmesi amacıyla toprağa ilave edilen kimyasal maddeleri,”
MADDE 2. - 2872 sayılı Kanunun 10 uncu
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 10. - Gerçekleştirmeyi
planladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum,
kuruluş ve işletmeler, çevresel etki değerlendirmesi sürecine tâbidirler.
Çevresel etki değerlendirmesi
uygulamalarında yetkili ve karar verici merci Çevre Bakanlığıdır.
Çevresel etki değerlendirmesi raporlarını
incelemek ve değerlendirmek üzere Çevre Bakanlığınca bir inceleme ve
değerlendirme komisyonu teşkil edilir. Bu komisyon faaliyetin konusu, türü ve
faaliyetin uygulanması için seçilen yerin veya alternatif yerlerin özellikleri
dikkate alınarak merkezî ve yerel kurum ve kuruluşların temsilcileri, çevresel
etki değerlendirmesi raporunu hazırlayan kurum veya kuruluş temsilcisi, halkın
katılımı toplantısı tutanak sekreteri veya Çevre Bakanlığı taşra teşkilâtı
temsilcisi ile Çevre Bakanlığı temsilcilerinden oluşur. Komisyon çalışmalarına
Çevre Bakanlığınca gerçek ve tüzel kişiler, üniversite, enstitü, araştırma ve
ihtisas kuruluşları ve meslek odaları temsilcileri de üye olarak
çağrılabilirler.
Çevresel etki değerlendirmesi ön araştırma
raporlarını incelemek ve değerlendirmek üzere Çevre Bakanlığı taşra
teşkilâtınca gerekli görüldüğü hallerde ilgili diğer bakanlıkların taşra
teşkilâtları, yerel yönetimler, gerçek ve tüzel kişiler, üniversite, araştırma
kuruluşları ve meslek odaları temsilcileri ile faaliyet sahibinden oluşan bir
ön inceleme değerlendirme komisyonu teşkil edilebilir.
Çevresel etki değerlendirmesinin içereceği
hususlar ve hangi tip faaliyetlerden isteneceği, halkın katılımı, izleme ve
denetlemede yetkili merciler, faaliyet sahibinden alınacak taahhüt ve çevresel
etki değerlendirmesi raporu hazırlayacak kurum ve kuruluşlara yeterlik belgesi
verilmesi ile ilgili usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 3. - 2872 sayılı Kanunun 12 nci
maddesi madde başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Denetim, bilgi verme ve bildirim
yükümlülüğü
Madde 12. - Denetim, çevrenin korunması,
iyileştirilmesi ve çevre kirliliğinin önlenmesi konusunda maddî olayları ve
kayıtları araştırarak bu Kanundaki yükümlülüklerin yerine getirilip
getirilmediğinin veya doğruluğunun tespit edilmesidir. Denetim yetkisi Çevre Bakanlığına
aittir.
Denetim yetkisi, Çevre Bakanlığının
kontrolü ve denetimi altında belediye ve mücavir alan sınırları içinde
büyükşehir belediyeleri ve belediyeler, liman sınırları dahilinde liman
başkanlıkları, diğer alanlarda mahallin en büyük mülkî idare amirliği
tarafından da kullanılır.
Askerî işyerleri, askerî bölgeler,
İstanbul ve Çanakkale Boğazları, ikili veya çok taraflı anlaşmalarla ihdas
edilen askerî bölgeler ve tatbikatlar gibi askerî faaliyetlerin denetim konusu
ve neticelerine ait işlemler Genelkurmay Başkanlığı, Millî Savunma Bakanlığı,
Dışişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı ve Çevre Bakanlığı
tarafından, petrol arama ve üretim faaliyetlerinin denetim konusu ve
sonuçlarına ait işlemler ise Enerji ve Tabiî KaynaklarBakanlığı ve Çevre
Bakanlığı tarafından hazırlanacak bir yönetmeliğe göre yürütülür.
Denetimin ne zaman yapılacağının önceden
haber verilmesi mecburî değildir. Önceden denetim yapılmış olması yeniden
denetim yapılmasına engel değildir.
Denetim yetkisinin kullanılmasına ve bu
konudaki işbirliği ve koordinasyona ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle
düzenlenir.
Çevreyi kirletebilecek faaliyette bulunan
kurum, kuruluş ve işletmeler ile bunlarla muamelelerde bulunan gerçek veya
tüzel kişiler Çevre Bakanlığının veya denetimle yetkili mercilerin
isteyecekleri bilgi ve belgeleri vermeye; yetkililerin yaptıracakları analiz ve
ölçümlerin giderlerini karşılamaya; denetim esnasında her türlü kolaylığı
göstermeye mecburdurlar.
Kurum, kuruluş ve işletmeler çevre
kirliliğine neden olabilecek faaliyetleri ile ilgili olarak hammadde, yakıt,
çıkardıkları ürün ve atıkları ile proses şemalarını ve kirlilik raporlarını
Çevre Bakanlığınca hazırlanacak formatlara uygun olarak düzenleyerek
yönetmelikle aksine bir süre belirlenmedikçe yıllık olarak ve izleyen yılın ilk
onbeş günü içerisinde Çevre Bakanlığı taşra teşkilâtına, Çevre Bakanlığı taşra
teşkilâtı bulunmayan yerlerde Çevre Bakanlığı merkez teşkilâtına veya denetimle
yetkili mercilere vermeye mecburdurlar.
Bilgi verme ve bildirim yükümlülüğü ile
bunları verecekler hakkındaki usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 4. - 2872 sayılı Kanunun 15 inci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 15. - Bu Kanun ve bu Kanuna
dayanılarak çıkartılan yönetmeliklerdeki yasaklara aykırı davranan veya
yükümlülüklerini yerine getirmeyen kurum, kuruluş ve işletmelere, faaliyeti
denetlemeye yetkili makamın talebi üzerine mahallin en büyük mülkî idare amiri
tarafından bu yasaklara aykırı faaliyeti düzeltmek ve kanunda belirtilen yükümlülükleri
yerine getirmek üzere esasları yönetmelikle belirlenen yeteri kadar bir süre
verilir. Bu süre sonunda bunları yapmayan kurum, kuruluş ve işletmelerin
faaliyeti aykırı davranılan yasak ve yerine getirilmeyen yükümlülük sebebi
ortadan kaldırılıncaya kadar kısmen veya tamamen durdurulur. Bu karar derhal
Çevre Bakanlığına ve faaliyetten sorumlu ilgili bakanlığa bildirilir.
Çevre kirliliğinin insan ve çevre sağlığı
yönünden büyük tehlike yarattığı veya önemli derecede zarar verdiği hallerde
Çevre Bakanlığı da faaliyeti durdurma yetkisini haizdir.
Faaliyetin durdurulması, diğer cezaların
uygulanmasına engel teşkil etmez.”
MADDE 5. - 2872 sayılı Kanunun 18 inci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 18. - Çevre Kirliliğini Önleme
Fonunun gelirleri;
a) Trafiğe ilk defa tescil edilen motorlu
araçlardan alınan taşıt alım vergisi tutarının dörtte biri oranında ayrıca
tahsil edilen miktardan,
b) Motorlu taşıt araçlarının her fennî
muayenesi sırasında alınan fennî muayene ücretinin beşte biri oranında ayrıca
tahsil edilen miktardan,
c) Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre
gemi siciline tescil edilen ve 100 (dahil) gros tonun üzerinde olan her türlü
deniz aracından gros ton başına beşbin TL. olmak üzere liman başkanlıklarınca
her yılın Ocak ayı içerisinde tahsil edilen ve Fonun bankadaki hesabına
yatırılan miktardan,
d) Hava taşıt araçları ile yapılan yolcu
ve yük taşıma bedellerinin veya kiralama bedellerinin binde beşi oranında
ayrıca tahsil edilen miktardan,
e) Çevre Bakanlığının bütçesine her yıl bu
amaçla konan ödeneklerden,
f) Fondan verilen kredilerin ve
bankalardaki mevduatın faizlerinden,
g) Fona yapılan bağış ve yardımlardan,
h) fona ait veya Fonun katıldığı tesis
veya işletmeler vasıtasıyla veya Çevre Bakanlığı Çevre Referans Laboratuvarı
ile benzeri Bakanlık hizmetleri karşılığı tahsil edilecek gelirlerden,
ı) Bu Kanuna göre tahsil edilecek idarî
para cezalarının bu maddenin yedinci ve sekizinci fıkraları ile belirlenen
oranlarda fona aktarılması gereken miktarlarından,
j) Diğer kanunlar uyarınca Fona
aktarılması öngörülen gelirlerden,
k) Fondan finanse edilen araç ve
gereçlerin satışından elde edilen gelirlerden,
l) Bu Kanuna dayanılarak tanzim edilen
taahhütname ve sözleşme gibi belgeler uyarınca alınacak cezaî şart veya benzeri
gelirlerden.
Oluşur.
BakanlarKurulu bu maddede öngörülen maktu
ve nispî hadleri ayrı ayrı ve topluca sıfır (0)’a kadar indirmeye ve % 50’sine
kadar artırmaya yetkilidir.
Fonun gelirleri bir DevletBankasında
açılacak hesapta toplanır.
Bu maddenin (a) bendine göre ödenmesi
gereken miktar Fonun bankadaki hesabına yatırılmadıkça tescil işlemi yapılamaz.
Bu maddenin (b), (c), (d) ve (ı) bentleri
gereğince toplanan paraların, ilgililerce en geç ertesi ayın yirmisine kadar
Fonun bankadaki hesabına yatırılması zorunludur. Bu paralar yatırılmadığı
takdirde tahsilatı yapan ilgili kurum ve kuruluşların bu görevleri süresinde
yerine getirmeyen sorumlularından, aktarılması gereken meblağın yüzde onu
nispetinde ayrıca ceza tahsil edilir.
Bu maddenin (d) bendine göre yatırılması
gereken miktarı kanunî süresinde Fonun bankadaki hesabına yatırmayan gerçek ve
özel hukuk tüzel kişileri ile bu maddenin beşinci fıkrasında zikredilen şahsî
sorumlular hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun
hükümlerine göre takibat yapılır.
Bu Kanuna göre tahsil edilen idarî para
cezalarının yüzde altmışı tahsili takip eden ayın yirmisine kadar Fonun
bankadaki hesabına aktarılır; yüzde kırkı ise, tahsilat masraflarının
karşılanmasında ve çevre hizmetlerinin gerçekleştirilmesinde kullanılmak üzere
cezayı veren idarede kalır.
Cezanın trafik polisi, Sahil Güvenlik
Komutanlığı ve liman başkanlığınca tahsil edilmesi halinde tahsil edilen idarî
para cezalarının yüzde yetmişi yukarıda belirtilen usule göre Fonun bankadaki
hesabına aktarılır; yüzde otuzu ise takip ve tahsilat masraflarında kullanılmak
üzere cezayı veren idarede kalır.
Çevre Bakanlığı, gerektiğinde bu
meblağların çevre ile ilgili faaliyetlerde kullanılıp kullanılmadığını
incelemek, bu konularda ilgililerden bilgi almak yetkisine sahiptir.
Fon idaresi ile bu idarenin emrinde
kurulan Fon; kurumlar vergisinden, yapılacak bağış ve yardımlar nedeniyle
veraset ve intikal vergisinden, yapacakları her türlü muameleler dolayısıyla
damga vergisinden, açtıkları krediler dolayısıyla lehte tahakkuk edecek faizler
banka ve sigorta muameleleri vergisinden muaftır.”
MADDE 6. - 2872 sayılı Kanunun 20 nci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 20. - İdarî nitelikteki cezalar
şunlardır :
a) Her türlü motorlu taşıt emisyonunun
standartlara uygunluğunu sağlamak için yönetmeliklerle belirlenen önlemleri
almayan veya standartlara aykırı emisyona sebep olanlar iki milyon lira idarî
para cezası ile cezalandırılır.
b) Bu Kanunda öngörülen yasaklara ve
sınırlamalara aykırı olarak ülkenin egemenlik alanlarındaki denizlerde ve
kazasına tâbi olan deniz yetki alanlarında, İstanbul ve Çanakkale Boğazları ile
Marmara Denizinde, tabiî veya sunî göller ile akarsularda;
1. Balast tahliyesi yapan gemi veya diğer
deniz vasıtalarından bin (dahil) gros tona kadar olanlar için ikiyüz milyon
lira, bin ilâ beşbin (dahil) gros ton arasında olanlar için dörtyüz milyon lira
ve beşbin gros tondan fazla olanlar için ikimilyar lira,
2. Diğer her türlü atık veya sintine
tahliye eden gemi veya deniz vasıtalarından yüz (hariç) gros tona kadar olanlar
için on milyon lira, yüz ilâ bin (dahil) gros ton arasında olanlar için ikiyüz
milyon lira, bin gros tondan fazla olanlar için üçyüz milyon lira idarî para
cezası verilir.
Cezanın derhal ve defaten ödenmemesi veya
bu hususta yeterli teminat gösterilmemesi halinde, gemiler ve götürülebilen
diğer deniz vasıtaları en yakın liman yetkilisine teslim edilerek seyrüseferden
ve faaliyetten menedilir.
c) 11 inci maddenin ikinci fıkrasında
belirtilen haber verme yükümlülüğünü yerine getirmeyen kurum, kuruluş ve
işletmelere onbeş milyon lira idarî para cezası verilir.
d) 12 nci maddede öngörülen bildirim ve
bilgi verme yükümlülüğünü yerine getirmeyen veya geç yerine getiren kurum
kuruluş ve işletmeler yirmi milyon lira idarî para cezası ile cezalandırılır.
Bildirimin gerçeğe aykırı olması halinde
yüz milyon lira idarî para cezası verilir.
Bu fiillerin tekrarı halinde para cezaları
bir kat artırılarak verilir.”
MADDE 7. - 2872 sayılı Kanunun 24 üncü maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 24. - 20 nci maddenin (a) bendinde
öngörülen idarî para cezası trafik polisi tarafından verilir.
20 nci maddenin (b) bendinde öngörülen
idarî para cezaları, mahallin en büyük mülkî idare amirlikleri, Sahil Güvenlik
Komutanlığına bağlı bot komutanları, uçak ve helikopter pilotlarınca verilir.
Fiillerin belediye sınırları içinde kalan
sularda işlenmesi halinde büyükşehir belediye başkanlıkları ve belediye
başkanlıkları, liman sınırları içerisinde işlenmesi halinde ise liman
başkanlıkları da ceza vermeye yetkilidir. Ancak bu yerlerde ceza, mülkî idare
amirlikleri veya Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı bot komutanları, uçak ve
helikopter pilotlarınca verildiği takdirde yetkili belediye ve liman
başkanlığının haberdar edilmesi zorunludur.
20 nci maddenin (c) ve (d) bentlerinde
öngörülen cezalar 12 nci maddede de belirtilen denetimle yetkili merciler
tarafından verilir.
Bu Kanunda öngörülen idarî suçlardan
dolayı verilecek cezalarla ilgili olarak suçun tespiti, cezanın verilmesi
usulleri ile ceza verilmesinde kullanılacak makbuzların şekli, dağıtımı ve
kontrolüne ilişkin esaslar yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 8. - 2872 sayılı Kanunun 26 ncı
maddesi bu madde başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Adlî nitelikteki cezalar
Madde 26. - Adlî nitelikteki cezalar
şunlardır :
a) Çevresel etki değerlendirmesi
çalışmasında yanıltıcı bilgi verdikleri ve belge düzenledikleri belirlenenler
altı aydan iki yıla kadar hapis ve verilen hapis cezası süresi kadar meslekten
men cezası ile cezalandırılır.
b) Sulak alanların kurutulmaması, doğal
yapılarının ve ekolojik dengelerinin korunması esastır.
Sulak alanların içme, kullanma ve sulama
suyu kaynağı olarak kullanılması sulak alanlar ve sulak alan ekosistemi ile
ilişkili akarsular, orman, çayır, mer’a, kumul ve benzeri alanların
karakterinde değişiklik meydana getirebilecek her türlü faaliyet ilgili kurum
ve kuruluşların görüşü alınarak Çevre Bakanlığının iznine tâbidir.
Yukarıdaki fıkralar ve yönetmelikle
belirlenen koruma ve kullanım usul ve esaslarına aykırı olarak gerekli izni
almadan bu Kanunun amaçları doğrultusunda korunması gereken sulak alanları yok
eden veya bozanlar bu alanların niteliğine göre bir yıldan üç yıla kadar hapis
ve ellimilyon liradan üçyüzmilyon liraya kadar ağır para cezası ile
cezalandırılır.
c) Hava kirliliği yönünden önemli etkileri
nedeniyle kurulması ve işletilmesi yönetmelikle izne tâbi tutulan tesisleri,
yetkili makamlardan izin almadan kuran veya işleten veya iznin geri alınmasına
rağmen kurmaya veya işletmeye devam eden veya bu tesislerde izin almaksızın
sonradan değişiklik yapan veya yetkili makamların gerekli gördükleri
değişiklikleri tanınan sürede yapmayanlar altı aydan iki yıla kadar hapis veya
ellimilyon liradan ikiyüzmilyon liraya kadar ağır para cezası ile
cezalandırılır.
Bu bendin birinci fıkrasında öngörülen
durumlarda emisyon miktarları yönetmelikle belirlenen sınırları aşıyorsa
hürriyeti bağlayıcı ceza ve para cezası birlikte hükmolunur.
İzne tâbi tesisleri izin belgesinde veya
yönetmeliklerde öngörülen önlemleri almadan veya yönetmeliklerde alıcı ortam
özellikleri dikkate alınarak belirlenen emisyon standartlarına ve hava kalitesi
sınırlamalarına aykırı olarak işleten veya işletmeye devan edenler bu bendin
ikinci fıkrasına göre cezalandırılır.
d) Hava kirliliği yönünden kurulması ve
işletilmesi izne tâbi olmayan tesislerin kurulması ve işletilmesi sırasında
yönetmeliklerle belirlenen şartlara uymayan veya alınması gereken önlemleri
almayanlar beşmilyon liradan kırkbeşmilyon liraya kadar ağır para cezası ile
cezalandırılır.
Bu bendin birinci fıkrasındaki tesislerin
işletilmesi sırasında yönetmelikle belirlenen standartlara aykırı emisyona
neden olunursa yirmibeşmilyon liradan altmışbeşmilyon liraya kadar ağır para
cezası verilir.
Bu
bendin birinci ve ikinci fıkrasında öngörülen fiillerin konutlarla ilgili
olarak işlenmesi halinde birmilyon liradan beşmilyon liraya kadar ağır para
cezası verilir. Bu fıkradaki cezaî sorumluluk toplu ısıtılan konutlarda
yöneticiye ferdî ısıtılan konutlarda ise konutu kullanana aittir.
e) Hava kirliliği yönünden özel önem
taşıyan bölgelerde veya hava kirliliğinin ciddi boyutlara ulaştığı zamanlarda
ve yerlerde veya kritik meteorolojik şartlarda yönetmeliklerle yetkili
kurulların kararlarına uymayanlar altı aydan iki yıla kadar hapis veya
onbeşmilyon liradan yüzellimilyon liraya kadar ağır para cezası ile
cezalandırılır.
Bu fiilin konutlarla ilgili olarak
işlenmesi halinde cezaî sorumluluk bu maddenin (d) bendinin üçüncü fıkrasına göre
tespit edilir.
f) Yönetmelikle belirlenen önlemleri
almayan veya standartlara aykırı şekilde gürültü yapanlar beşmilyon liradan
yirmibeşmilyon liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.
g) Bu Kanunun Geçici 2 nci maddesine
aykırı olarak koruma alanlarına, kaynağın kendisine ve bu kaynağı besleyen yer
üstü ve yer altı sularına, sulama ve drenaj kanallarına atık boşaltanlar o
alanların niteliğine göre ve verilen zararın veya yaratılan tehlikenin
ağırlığına göre altı aydan dört yıla kadar hapis ve yirmimilyon liradan
ikiyüzmilyon liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.
Fiilin tehlikeli atıklarla ilgili olarak
işlenmesi halinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis ve üçyüzmilyon liradan
beşyüzmilyon liraya kadar ağır para cezası verilir.
Fiilin evsel atıklarla ilgili olarak
işlenmesi halinde, dört aydan bir yıla kadar hapis ve birmilyon liradan
yirmibeşmilyon liraya kadar ağır para cezası verilir.
Bu alanlarla ilgili olarak Kanunda veya
yönetmeliklerde öngörülen diğer yasaklara veya sınırlamalara aykırı davrananlar
ihlal edilen yasağın veya sınırlamanın niteliğine ve verilen zararın veya
yaratılan tehlikenin ağırlığına göre dört aydan iki yıla kadar hapis ve
ikimilyon liradan ellimilyon liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır.
Bu alanlarda Kanuna ve yönetmeliklere
aykırı olarak yapılan yapılar 3194 sayılı İmar Kanununda belirlenen esaslara
göre yıktırılır. Bu alanlarda Kanuna ve yönetmeliklere aykırı olarak yapılan
planlar geçersiz olup, uygulanmasından ilgili belediye sorumlu tutulur.
h) Bu Kanun ve bu Kanun uyarınca çıkarılan
yönetmeliklere aykırı olarak ülkenin egemenlik alanındaki denizlere ve kazasına
tâbi olan deniz yetki alanlarına, içme ve kullanma suyu sağlama amacına yönelik
olmayan sulara atık boşaltan ve/veya bu sularda atıkları yakma suretiyle
bertaraf edenler dört aydan bir yıla kadar hapis ve yirmimilyon liradan
yüzmilyon liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.
Fiilin tehlikeli atıklarla ilgili olarak
işlenmesi halinde bir yıldan üç yıla kadar hapis ve ikiyüzmilyon liradan
üçyüzmilyon liraya kadar ağır para cezası verilir.
Fiilin evsel atıklarla ilgili olarak
işlenmesi halinde birmilyon liradan üçmilyon liraya kadar ağır para cezası
verilir.
Bu sulara izin almaksızın veya
standartlara aykırı olarak derin deşarj yapanlar altı aydan iki yıla kadar
hapis ve yüzmilyon liradan az olmamak üzere ağır para cezası ile
cezalandırılır.
Derin deşarjın evsel atıklarla ilgili
olması halinde dört aydan iki yıla kadar hapis ve yirmibeşmilyon liradan
yüzmilyon liraya kadar ağır para cezası verilir.
ı) Arazilerde yapılan arama, işletme,
zenginleştirme faaliyetleri öncesinde ve sonrasında bu faaliyetlerin olumsuz
etkilerinin giderilmesine, kullanılan arazinin iyileştirilmesine ve yeniden
kullanımına yönelik olarak gerekli işlemler faaliyet sahibi tarafından yapılır.
Bu bendin birinci fıkrasına göre yapılması
gerekli görülen ve mümkün olan düzeltmeleri ve iyileştirmeleri yapmayanlar altı
aydan iki yıla kadar hapis ve yüzmilyon liradan üçyüzmilyon liraya kadar ağır
para cezası ile cezalandırılır.
j) Kanunda ve yönetmelikte öngörülen
yasaklara veya standartlara aykırı olarak veya önlemleri almadan atıkları
toprağa verenler dört aydan bir yıla kadar hapis ve onmilyon liradan yüzmilyon
liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır.
Fiilin tehlikeli atıklarla ilgili olarak
işlenmesi halinde bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yüzmilyon liradan
üçyüzmilyon liraya kadar ağır para cezası verilir.
Fiilin evsel atıklarla ilgili olarak
işlenmesi halinde beşyüzbin liradan beşmilyon liraya kadar ağır para cezası
verilir.
Bu bendin birinci, ikinci ve üçüncü
fıkralarında öngörülen fiiller bu Kanunun Geçici 2 nci maddesinde belirtilen
koruma alanlarında işlenirse her fıkradaki ceza, fiilin işlendiği koruma
alanının niteliğine göre üçte birden yarıya kadar artırılır.
k) Tarım kimyasallarının üretimi, ithali
ve pazarlanmasında yönetmeliğe aykırı olarak alınması gereken önlemleri almayan
veya bunları gerçeğe uygun ve uyarıcı biçimde etiketlemeyenler üç aydan bir
yıla kadar hapis ve yirmimilyon liradan ellimilyon liraya kadar ağır para
cezasıyla cezalandırılır.
Yönetmelikle kullanımı yasaklanan veya
kısıtlanan tarım kimyasallarını üreten, ithal eden ve pazarlayanlar dört aydan
iki yıla kadar hapis ve otuzmilyon liradan yüzmilyon liraya kadar ağır para
cezası ile cezalandırılır.
l) Anız yakılması toprak kalitesini
olumsuz yönde etkiliyecek ve bozulmasına yol açacak uygun olmayan yapılaşma,
toprak bitki örtüsünün, çayır ve mer’aların tahribi ve erozyona sebebiyet
verecek her türlü faaliyet yasaktır.
Yukarıdaki fıkrada öngörülen bu yasaklara
veya sınırlamalara aykırı hareket edenler ile yönetmelikle belirlenen esaslar
dışında kirlenmiş sularla sulama yapanlar, atıkları ve kimyasal maddeleri
toprağa depolayanlar, kazı, dolgu ve hafriyat çalışmaları atıklarını toprağa
verenler, dere yataklarından kum alanlar verilen zararın ve yaratılan
tehlikenin ağırlığına göre dört aydan iki yıla kadar hapis ve yirmibeşmilyon
liradan beşyüzmilyon liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.
m) Tehlikeli madde ve ürünlerini Çevre
Bakanlığına ön bildirimde bulunmadan ihtal ve ihraç eden veya transit geçişini
yapanlar iki yıldan dört yıla kadar hapis ve yüzmilyon liradan beşyüzmilyon
liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır.
Bu maddeleri, Kanunda ve yönetmelikte
belirtilen usul ve esaslara aykırı olarak üreten, işleyen, ithal veya ihraç
eden, taşıyan, depolayan, kullanan, ambalajlayan, adlandıran, etiketleyen,
tanıtan, satan veya satışa sunanlar, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve
ellimilyon liradan ikiyüzmilyon liraya kadar ağır para cezası ile
cezalandırılır.
Bu maddelerin üretimi, işlenmesi, ithali,
ihracı, depolanması, kullanılması, ambalajlanması, etiketlenmesi, tanıtılması,
satılması veya satışa sunulması sırasında yanlış, yanıltıcı veya eksik bilgi
verenler, kırkmilyon liradan yüzellimilyon liraya kadar ağır para cezasıyla
cezalandırılır.
Bu maddelerin üretimi, ithali, taşınması
veya transit geçişi sırasında çevreye verile-bilecek zararlara karşı sigorta
yaptırmayanlar yüzmilyon liradan az olmamak üzere ağır para cezasıyla
cezalandırılır. Ayrıca bu maddelerin üretimi, ithali, taşınması veya transit
geçişi men edilir.
n) Tehlikeli atıkları yönetmelikle
öngörülen yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak veya önlemleri almadan
üreten, kullanan, toplayan, taşıyan, depolayan, işleyen veya bertaraf edenler
iki yıldan beş yıla kadar hapis ve yüzmilyon liradan dörtyüzmilyon liraya kadar
ağır para cezası ile cezalandırılır.
o) Yönetmeliklerde öngörülen usul ve
esaslara, yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak veya önlemleri almadan
katı veya sıvı atıkları üreten, toplayan, taşıyan veya bertaraf edenler
onmilyon liradan ellimilyon liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.
p) Atık ithal eden ve her ne şekilde
olursa olsun ülkeye girişini sağlayanlar beş yıldan on yıla kadar hapis ve
üçyüz milyon liradan yedi-yüzmilyon liraya kadar ağır para cezası ile
cezalandırılır.
r) 11 inci maddeye göre kurulması zorunlu
olan arıtma tesis veya sistemlerini gereği gibi çalıştırmayanlar ellimilyon
liradan üçyüzmilyon liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır.
s) Hafriyat, moloz, kum, kömür gibi
maddeleri taşırken gerekli önlemleri almayarak karayollarına dökülmesine neden
olanlar, ikimilyon liradan onmilyon liraya kadar ağır para cezasıyla
cezalandırılır.
t) Ülkenin egemenlik alanlarındaki
denizlerden ve kazasına tâbi olan deniz yetki alanlarından Maden Kanunu kapsamı
dışındaki kum, çakıl ve benzeri maddelerin alınması, Çevre Bakanlığının uygun
görüşü ile mahallin en büyük mülki idare amirinin iznine tâbidir.
Yukarıdaki fıkrada belirtilen bu sulardan
izinsiz olarak kum, çakıl ve benzeri maddeler alanlar bir yıldan iki yıla kadar
hapis ve bu maddelerin alınmasında kullanılan araç, gereç ve aletlerin rayiç
bedellerinin onda biri oranında ağır para cezası ile cezalandırılır. Suçta
kullanılan her türlü araç, gereç ve alet müsadere edilir.
Bu maddede suç olarak öngörülen fiiller
başka kanunlara göre de suç ise, en ağır cezayı gerektiren kanun hükümleri
uygulanır.
Fiili ile bu Kanunun birden fazla hükmünü
ihlal eden kimseye daha ağır olan ceza verilir.
Bu Kanunda öngörülen suçlardan dolayı
hükmedilecek hürriyeti bağlayıcı cezaların 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında
Kanunun 4 üncü maddesine göre para cezasına veya diğer tedbirlere çevrilmesi
veya hürriyeti bağlayıcı cezalarla para cezalarının ertelenmesi, gerekli
önlemlerin alınmış ve verilen zararların ta-mamen giderilmiş olması halinde
mümkündür.
Bu maddede öngörülen suçlarla ilgili
davalar asliye ceza mahkemesinde görülür.
Bu maddede öngörülen suçlarla ilgili ceza
kovuşturması 3005 sayılı Meşhut Suçların Muhakeme Usulü Kanunu hükümlerine göre
yapılır.”
MADDE 9. - 2872 sayılı Kanunun ek 1 inci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Ek Madde 1. - Atıkların hangi sebeple
olursa olsun ithali yasaktır.
Ancak, ekonomik değeri haiz hurdaların
ithalat izinleri Dış Ticaret Müsteşarlığınca yayınlanacak tebliğler
doğrultusunda Çevre Bakanlığınca verilir.
Atıkların ihracatı ve transit geçişi için
Çevre Bakanlığından izin alınır.
Atıkların ihracatı ve transit geçişinden
önce Çevre Bakanlığına bildirimde bulunulması ve taşıma sırasında ilgili taşıma
belgesinin bulundurulması zorunludur.”
MADDE 10. - 2872 sayılı Kanunun geçici 2
nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Geçici Madde 2. - İçme ve kullanma suyu
ve termal kaynak olarak kullanılan, planlanan veya içme ve kullanma suyu olarak
kullanılmamakla birlikte içme ve kullanma suyu niteliği taşıyan rezervuarların
ve benzeri su kaynaklarının korunmasına ilişkin olarak formasyonun jeolojik,
tektonik, hidrolojik ve hidrojeolojik özelliklerine göre Çevre Bakanlığınca her
kaynak için koruma kullanma esasları belirleninceye kadar aşağıda belirtilen
esaslar geçerlidir.
a) Mutlak koruma alanı, içme ve kullanma
suyu rezervuarlarının en yüksek su seviyesinden itibaren yatay olarak 300 m
genişliğindeki alandır. Bu alan su kaynağını kullanan idare ya da idarelerce
kamulaştırılır ve ağaçlandırılır. Bu alanda hiç bir yapı ve faaliyet yapılamaz.
b) Kısa mesafeli koruma alanı, mutlak
koruma alanı sınırından itibaren yatay olarak 700 m genişliğindeki alandır.
c) Orta mesafeli koruma alanı, kısa
mesafeli koruma alanı sınırından itibaren yatay olarak 1 000 m genişliğindeki
alandır.
d) Uzun mesafeli koruma alanı, orta
mesafeli koruma alanı sınırından itibaren su toplama havzasının sınırına kadar
olan alandır.
Gerekli hallerde Çevre Bakanlığı (a), (b),
(c) ve (d) bendlerindeki mesafeleri iki katına kadar artırmaya, yarısına kadar
azaltmaya yetkilidir.
Bu alanlar ile bu alanlardaki içme ve
kullanma suyu rezervuarları ve bunları besleyen yer altı ve yer üstü sularına,
sulama ve drenaj kanallarına atık, atıksu ve arıtılmış su boşaltılamaz. (a),
(b) ve (c) bentlerinde belirtilen alanlarda yeni belediye teşkilâtı kurulamaz.
Bu alanlarda yapılacak nazım imar planı ve
değişikliklerinde Çevre Bakanlığının uygun görüşü alınır.
İçme ve kullanma suyu kaynakları etrafında
oluşturulan koruma alanlarında yapıla-bilecek faaliyetler ve koşullara ait usul
ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.
MADDE 11. - 2872 sayılı Kanunun 16, 21, 22
ve 23 üncü maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 12. - Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
MADDE 13. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
|
|
Prof. Dr. T. Çiller |
|
|
|
|
Başbakan
|
|
|
|
|
Başbakan
Yrd. ve Dışişleri Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet Bakanı |
|
|
M. Karayalçın |
N. Cevheri |
Y. Aktuna |
|
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
|
|
A. Ş. Erek |
M. Gülcegün |
B. S. Daçe |
|
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
|
|
Ö. Alpago |
A. E. Kıratlıoğlu |
N. Kurt |
|
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
|
|
A. Köylüoğlu |
A. A. Doğan |
A. Ataç |
|
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
|
|
S. Sümer |
A. Gökdemir |
Ş. Erdem |
|
|
Devlet
Bakanı |
Adalet
Bakanı |
Millî
Savunma Bakanı |
|
|
B. Alagöz |
M. Moğultay |
M. Gölhan |
|
|
İçişleri
Bakanı |
Ulaştırma
Bakanı |
Millî
Eğitim Bakanı |
|
|
N. Menteşe |
İ. Attila |
N. Ayaz |
|
|
Bayındırlık
ve İskân Bakanı |
Sağlık
Bakanı |
Ulaştırma
Bakanı |
|
|
H. Çulhaoğlu |
D. Baran |
M. Köstepen |
|
|
Tarım ve
Köyişleri Bakanı |
Çal. ve
Sos. Güv. Bakanı |
Sanayi
ve Ticaret Bakanı |
|
|
R. Şahin |
N. Matkap |
M. Dönen |
|
|
Enerji
ve Tabiî Kay. Bakanı |
Kültür
Bakanı |
Turizm
Bakanı |
|
|
V. Atasoy |
T. Savaş |
Ş. Ulusoy |
|
|
Orman
Bakanı |
Çevre
Bakanı |
|
|
|
H. Ekinci |
R. Akçalı |
|
ÇEVRE KOMİSYONUNUN KABUL ETTİĞİ METİN
ÇEVRE KANUNU İLE BAZI
KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR
KANUN TASARISI
MADDE 1. - 9.8.1983 tarihli ve 2872 sayılı
Çevre Kanununun 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 1. - Bu Kanunun amacı, bütün
canlıların ortak varlığı olan çevrenin, canlı ve cansız doğası ile
sürdürülebilir gelişme ilkeleri doğrultusunda korunmasını sağlamaktır."
MADDE 2.- 2872 sayılı Kanunun 2 nci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 2.- Bu Kanunda geçen
terimlerden;
Çevre : Canlıların yaşamları boyunca
ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları biyolojik, fiziksel,
sosyal, ekonomik ve kültürel ortamı,
Çevre korunması : Çevresel değerlerin ve
ekolojik dengenin tahribini, bozulmasını ve yok olmasını önlemeye, mevcut
bozulmaları gidermeye, çevreyi iyileştirmeye ve geliştirmeye, çevre kirliliğini
önlemeye yönelik çalışmaların bütününü,
Çevre kirliliği : Çevrede meydana gelen ve
canlıların sağlığını, çevresel değerleri ve ekolojik dengeyi bozabilecek her
türlü olumsuz etkiyi,
Sürdürülebilir gelişme : Hedeflenen
gelişmeyi çevreyi koruyarak ve geliştirerek sağlamaya yönelik gelişme
politikalarını,
Sürdürülebilir kalkınma : Bugünkü ve
gelecek kuşakların, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşamasını güvence altına
alan kalkınma politikalarını,
Alıcı ortam : Hava, su, toprak ortamları
ile bu ortamlarla ilişkili ekosistemleri,
Doğal kaynak : Bütün bitki, hayvan ve
mikroorganizmalar ile bunların yaşama ortamları olan hava, su ve toprak ve
doğada bulunan cansız varlıkları,
Kirleten : Faaliyetleri sırasında veya sonrasında doğrudan veya
dolaylı olarak çevre kirliliğine, ekolojik dengenin ve çevrenin bozulmasına
neden olan gerçek ve tüzel kişileri,
Ekosistem : Canlıların kendi aralarında ve
cansız çevreleriyle ilişkilerini bir düzen içinde yürüttükleri biyolojik,
fiziksel ve kimyasal sistemi,
Ekolojik denge : İnsan ve diğer canlıların
varlık ve gelişmelerini doğal yapılarına uygun bir şekilde sürdürebilmeleri
için gerekli olan şartların bütününü,
Sulak alan : Yaban hayatın yaşama ortamı
olan, doğal veya yapay, devamlı veya geçici, suları durgun veya akıntılı, tatlı,
acı veya tuzlu, denizlerin gel-git hareketlerinin çekilme devresinde derinliği
altı metreyi geçmeyen suları, bataklık, sazlık ve turbalıkları,
Hassas alan : Herhangi bir önlem
alınmadığı takdirde, yakın gelecekte yok olma tehlikesi altında bulunan alanları,
Doğa koruma alanı : Barındırdığı nadir,
endemik ve nesli tehlikedeki bitki ve hayvan türleri ile popülasyonları
bakımından ulusal veya uluslararası düzeyde önem taşıyan yaşama ortamları,
nadir ve yok olma tehlikesi altındaki ekosistemler gibi alanları,
Atık: Herhangi bir faaliyet sonunda
çevreye atılan veya bırakılan her türlü maddeyi,
Tehlikeli atık : Tehlikeli fiziksel,
kimyasal ve/veya biyolojik özellikleri nedeniyle canlılarda ve alıcı ortamda
olumsuz etkilere yol açan atıklar ve bu atıklarla kirlenmiş madde ve
malzemeleri,
Radyoaktif atık : İlgili mevzuat uyarınca
yetkili kılınan merciler tarafından belirlenen serbest bırakma seviyelerinin
üzerinde aktivite ve konsantrasyonda radyoizotopları bulunduran veya bu
radyoizotoplarla bulaşmış ve tekrar kullanılması mümkün olmayan madde ve
malzemeleri,
Tehlikeli kimyasallar : Fiziksel, kimyasal
ve/veya biyolojik yönden olumsuz etki yaparak ekolojik denge ile insan ve diğer
canlıların doğal yapılarının bozulmasına neden olan her türlü kimyasal madde ve
müstahzarları,
Çevresel etki değerlendirmesi :
Gerçekleştirilmesi planlanan faaliyetlerin çevreye olabilecek etkilerinin
belirlenmesinde, olumsuz etkilerin
önlenmesi ya da zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin
tespitinde, yer ve teknoloji
alternatiflerinin değerlendirilmesinde ve faaliyetlerin uygulanmasının
izlenmesi ve denetlenmesinde sürdürülecek çalışmaları,
Stratejik çevresel etki değerlendirmesi :
Yerel, bölgesel ve ulusal ölçekte kalkınma politika, plan ve programların kabulünden önce çevresel
etki değerlendirmesini sağlayan çalışmaları,
Çevre yönetimi : Ekonomik, idari, hukuki,
politik, sosyal ve kültürel araçları kullanarak doğal ve yapay çevre
unsurlarının sürdürülebilir kullanımını ve gelişmesini sağlamak üzere yerel,
ulusal, bölgesel ve global düzeyde politikalar ve stratejilerinin
geliştirilmesi,
Elektromanyetik alan : Elektrik ve
manyetik alan bileşenleri olan dalgaların oluşturduğu alanı,
Çevre ile uyumlu teknoloji : Her türlü
faaliyet sırasında doğal kaynak ve enerjinin verimli kullanılmasını ve geri
kazanılmasını sağlayan, atık oluşumunu
azaltan teknolojileri,
Çevre yönetim birimi / Çevre görevlisi: Bu
Kanun ve Kanuna göre yürürlüğe konulan düzenlemeler uyarınca denetime tabi
tesislerin faaliyetlerinin mevzuata uygunluğunu, alınan tedbirlerin etkili
olarak uygulanıp uygulanmadığını değerlendiren, tesis içi yıllık denetim
programları düzenleyen birim ya da görevliyi,
Gönüllü çevre müfettişi : Çevre
Bakanlığınca, uygun niteliklere sahip kişiler arasından seçilen ve Bu Kanun ve
Kanuna göre yürürlüğe konulan düzenlemelere aykırı faaliyetleri Çevre Bakanlığına iletmekle görevli ve
yetkili kişiyi,
Bakanlık: Çevre Bakanlığını,
İfade eder."
MADDE 3. - 2872 sayılı Kanunun 3 üncü
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 3. - Çevrenin korunmasına
ve kirliliğinin önlenmesine ilişkin
genel ilkeler şunlardır :
a) Başta idare, sivil toplum kuruluşları,
meslek odaları ve birlikleri olmak üzere herkes, çevrenin korunması ve
kirliliğin önlenmesi ile görevli olup bu konuda alınacak tedbirlere ve
belirlenen esaslara uymakla yükümlüdürler.
b) Arazi ve kaynak kullanım kararlarını
veren ve proje değerlendirmesi yapan yetkili kuruluşlar, sürdürülebilir
kalkınma ilkesini ve karar alma süreçlerinde, toplumun tüm kesimlerinin güncel
ve gelecekteki ihtiyaçlarını gözetirler.
c) Yapılacak ekonomik faaliyetlerin
faydası ile doğal kaynaklar üzerindeki etkisi, fayda maliyet analizi ve
sürdürülebilir gelişme ilkeleri çerçevesinde uzun dönemli olarak
değerlendirilir.
d) Çevre politikalarının oluşmasında
katılım hakkı esastır.
e) Çevre ile uyumlu teknolojilerin kullanılması esastır.
f) Kirlenme ve bozulmanın önlenmesi,
sınırlandırılması, giderilmesi ve çevrenin iyileştirilmesi için yapılan
harcamalar kirleten ve bozulmaya neden olan tarafından karşılanır.
g) Çevrenin korunması, çevre kirliliğinin
önlenmesi ve giderilmesi için vergi, harç, katılma payı ve teşvik gibi ekonomik
araçlar kullanılır.
h) Bölgesel ve küresel çevre sorunlarının
çözümüne yönelik olarak uluslar arası çalışmalar sonucu ortaya çıkan ulusal
yükümlülüklerin yerine getirilmesi için gerekli teknik, idari, mali ve hukuki
düzenlemeler Bakanlığın koordinasyonunda yapılır.
Gerçek ve tüzel kişiler, bu düzenlemeler
sonucu ortaya çıkabilecek maliyetleri karşılamakla yükümlüdür."
MADDE 4. - 2872 sayılı Kanunun İkinci
Bölümünün başlığı " Yüksek Çevre Kurulu ve Görevleri" olarak
değiştirilmiş ve mülga 4 üncü maddesi
başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
"Yüksek Çevre Kurulu
Madde 4. - Başbakanın başkanlığında,
Başbakanın bulunmadığı zamanlarda görevlendireceği Bakanın Başkanlığında,
Başbakanın belirleyeceği sayıda Bakan ile Çevre Bakanlığı Müsteşarından oluşan
Yüksek Çevre Kurulu kurulmuştur.
Diğer Bakanlar gündeme göre Kurul
toplantılarına başkan tarafından çağrılabilir.
Kurul yılda en az iki defa toplanır.
Kurulun sekretarya hizmetleri Çevre
Bakanlığınca yürütülür.
Kurulun çalışmaları ile ilgili konularda
ön hazırlık ve değerlendirme yapmak üzere, Çevre Bakanlığı Müsteşarının
başkanlığında ilgili bakanlık müsteşarları, diğer kurum ve kuruluşların en üst
düzey yetkili amirlerinin katılımı ile toplantılar düzenlenir. Bu toplantılara
gündeme göre ilgili kamu kurumu niteliğindeki kuruluşların birlik temsilcileri,
meslek kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, yerel yönetim temsilcileri,
üniversite temsilcileri ve bilimsel kuruluşların temsilcileri davet edilir.
Kurulun çalışma usul ve esasları ile diğer
hususlar yönetmelikle belirlenir.
MADDE 5. - 2872 sayılı Kanunun mülga 5
inci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
"Yüksek Çevre Kurulunun Görevleri
Madde 5.- Yüksek Çevre Kurulunun görevleri
şunlardır:
a) Etkin bir çevre yönetiminin sağlanması
için politika ve strateji belirlemek,
b) Ekonomik kararlara çevre boyutunun
dahil edilmesine imkân veren hukuki, idari, ekonomik, ticari ve mali tedbirleri
belirlemek,
c) Birden fazla bakanlık ve kuruluşu
ilgilendiren çevre konularına ilişkin uyuşmazlıklarda nihai kararı vermek,
d) Bu Kanunun 9 uncu maddesinin (a)
bendine göre korunan alanları ve koruma
bölgelerini ilan etmek,
e) Bu Kanunun 9 uncu maddesinin (b)
bendine göre Özel Çevre Koruma
Bölgeleri tespit ve ilan etmek ve bu alanlarda çevrenin korunmasına, ekolojik
dengenin iyileştirilmesine ve sürdürülmesine ilişkin esasları belirlemek,
f) Kuruluş ve işletmelerden alınacak
emisyon ve deşarj izinlerine ilişkin katılım paylarına, motorlu kara taşıt
araçları emisyon ölçüm bedellerine esas teşkil edecek kriterleri tespit etmek,
sınıflandırmaları yapmak,
g) Kirletilmiş doğal kaynakların, kirlenme
nedenlerini ve kirletenleri belirleyerek önceki haline dönüştürülmesi için
gerekli plan ve programları yapmak, bu plan ve programlarla ilgili
bakanlıkların uygulamalarını esas alarak, Kurulun her toplantısında bu
kaynakların önceki haline dönüştürülmesi konusunda kaydedilen gelişmeleri
değerlendirmek.
Bu maddenin (a) bendinde bahsi geçen
politika ve stratejiler, kalkınma plan ve programları, bölge planları ile doğal
kaynak kullanımı ve arazi kullanım kararlarında ve ilgili bakanlıklar, kurum ve
kuruluşlarca yapılacak her ölçekteki planda uygulanır.
MADDE 6. - 2872 sayılı Kanunun değişik 9
uncu maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Çevrenin Korunması
Madde 9. - Çevrenin korunması amacıyla,
a) Doğa koruma alanları ve hassas alanlar
ile alıcı ortamlardan koruma altına alınması gerekenler, koruma altına alınan
bu alanlara ait koruma bölgeleri ve bu bölgelere ait koruma ve kullanma
esasları ile koruma tedbirleri yerel yönetimlerin, üniversitelerin, sivil
toplum kuruluşlarının ve ilgili
diğer kuruluşların görüşleri alınarak
Bakanlıkça belirlenir.
b) Yüksek Çevre Kurulu, ülke ve dünya
ölçeğinde ekolojik önemi olan, çevre kirlenmeleri ve bozulmalarına duyarlı
alanları, doğal güzelliklerin gelecek kuşaklara ulaşmasını emniyet altına almak
üzere gerekli düzenlemelerin yapılabilmesi amacıyla, Özel Çevre Koruma Bölgesi
olarak tespit ve ilan etmeye, bu alanlarda uygulanacak koruma ve kullanma
esasları ile plan ve projelerin hangi Bakanlıkça hazırlanıp yürütüleceğini
belirlemeye yetkilidir.
Yukarıdaki fıkraya göre uygulamanın
gerçekleştirilebilmesi amacıyla, ilgili Bakanlıkça 27.09.1984 tarihli ve 3046
sayılı Kanunun 17 nci maddesinin ikinci fıkrasının (g) bendi hükümlerine göre
geçici teşkilat kurulabilir. Bu bölgelere ilişkin plan ve projelerin
hazırlanmasında 03.05.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun 9 uncu maddesi
hükümleri uygulanmaz.
c) Sulak alanların doğal yapılarının ve
ekolojik dengelerinin korunması esastır. Sulak alanların doldurulması ve
kurutulması yolu ile arazi kazanılamaz. Bu hükme aykırı olarak arazi
kazanılması halinde söz konusu alan faaliyet sahibince eski haline getirilir.
Sulak alanların korunması ve yönetimine
ilişkin usul ve esaslar ilgili kurum ve kuruluşların görüşü alınarak Bakanlıkça
çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
MADDE 7. - 2872 sayılı Kanunun 10 uncu
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 10. - Gerçekleştirmeyi
planladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum,
kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya Çevresel Etki
Değerlendirmesi Ön Araştırma Raporu hazırlamakla yükümlüdürler.
Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya
Çevresel Etki Değerlendirmesi Ön Araştırma Raporu üzerinde yapılacak inceleme
ve değerlendirme sonucu, gerçekleştirilmesi uygun görülmeyen faaliyetler için
hiçbir onay, izin, teşvik ve ruhsat verilemez; uygulama imar planı, mevzi imar
planı ve bunlarla ilgili ilaveler ile değişiklikler onaylanamaz ve ihale edilemezler.
Serbest bölgelerin kurulması ile plan,
politika, programlar ve değişiklikleri Stratejik Çevresel Etki Değerlendirmesi
sürecine tabidir.
Çevresel Etki Değerlendirmesi ve Stratejik
Çevresel Etki Değerlendirmesi süreçleri ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle
belirlenir. "
MADDE 8. - 2872 sayılı Kanunun 11 inci
maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"İzin alma, arıtma ve bertaraf etme
yükümlülüğü
Madde 11. - Üretim, tüketim ve hizmet
faaliyetleri sonucunda oluşan atıklarını alıcı ortamlara doğrudan veya dolaylı
vermeleri uygun görülmeyen tesis ve işletmeler ile yerleşim birimleri
atıklarını yönetmelikle belirlenen
standart ve yöntemlere uygun olarak arıtmak ve bertaraf etmekle veya ettirmekle
ve öngörülen izinleri almakla
yükümlüdürler.
Birinci fıkrada belirtilen yükümlülüğü
bulunan tesis ve işletmeler ile yerleşim birimlerine;
1) İnşaat ruhsatı aşamasında bu
yükümlülüğünü yerine getireceğini gösterir proje ve belgeleri ilgili kuruma
sunmadıkça inşaat ruhsatı,
2) İnşaatı bitmiş olanlardan, bu
yükümlülüğü yerine getirmeyenlere işletme ruhsatı ve/veya yapı kullanma
ruhsatı,
Verilemez.
3) İnşaat ruhsatına, yapı kullanma veya
işletme ruhsatına haiz olmakla birlikte arıtma ve bertaraf yükümlülüklerini
yerine getirmemeleri halinde, verilmiş yapı kullanma izni veya işletme izni
iptal edilir.
Faaliyetlerinde değişiklik yapmayı ve/veya
tesislerini büyütmeyi planlayan gerçek ve tüzel kişiler arıtma veya bertaraf
tesislerini planlamak, izin ve ruhsat almak zorundadırlar.
Atıksu altyapı sistemlerinin kurulması,
bakımı, onarımı, ıslahı ve işletilmesinden, Büyük şehirlerde 20.11.1981 tarihli
ve 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve
Görevleri Hakkında Kanunla belirlenen kuruluşlar, belediye ve mücavir alan
sınırları içinde belediyeler, diğer alanlarda ise il özel idareleri, tatil köy ve sitelerinde yönetim kurulları
veya yetkili kıldığı birimler tarafından gerçekleştirilir.
Serbest ve/veya ticari bölgelerde bölge müdürlükleri,
turizm gelişme bölgelerinde Turizm Bakanlığı veya yetkili kıldığı birimler,
organize sanayi bölgelerinde organize sanayi bölgesi yönetimi, küçük sanayi
sitelerinde kooperatif başkanlıkları atıksu altyapı sistemlerinin kurulması,
bakımı, onarımı, ıslahı ve işletilmesinden sorumludurlar.
Atıksu altyapı sistemlerini kullanan
ve/veya kullanacaklar bağlantı sistemlerinin olup olmadığına bakılmaksızın arıtma sistemlerinden sorumlu yönetimlerin
yapacağı her türlü yatırım, işletme, bakım, onarım, ıslah ve temizleme
harcamalarının tamamına hisseleri oranında katılmak zorundadırlar. Ancak benzer
atıksu arıtma tesisleri kurup gerekli izinleri alanlar ve Yönetmelikte belirlenen şekilde
çalıştıranlar bu zorunluluk kapsamı dışındadır.
Atıksu toplama havzasının birden fazla
belediye veya kurum yetki sahasında olması halinde mansabda arıtma yapan kurum,
atıksu ile ilgili yatırım ve harcama giderlerini kirletenlerden hisseleri
nispetinde tahsil eder.
Atık üreticileri katı atıkların geri
kazanılmasını sağlamakla yükümlüdürler. Geri kazanım imkânı olmayan atıklar
nihai bertaraf tesisinde bertaraf edilirler. Atıkların geri kazanım amacıyla
değerlendirilmelerini mümkün kılacak
Atık Borsası kurulması
Bakanlıkça teşvik edilir.
Geri kazanılabilen katı atıkların ayrı
biriktirilmesi zorunludur. Belediyeler bu atıkların ayrı toplanması, taşınması
ve geri kazanılması amacıyla gerekli araç ve tesisleri sağlamak ve işletmekle
yükümlüdürler.
Büyük şehir belediyeleri ve belediyeler
katı atık bertaraf tesislerini kurmakla ve işletmekle yükümlüdürler.
Atıksu arıtımı, atık bertarafı ve katı
atık geri kazanım tesisleri yapmak amacıyla belediyelerin 3.4.1930 tarihli ve
1580 sayılı Belediye Kanununa uygun olarak hizmet birlikleri kurmaları halinde,
bu amaçla kurulmuş hizmet birliklerine araştırma, etüd ve proje konularında
yardım yapılır. Tesis yapım projeleri ise bu Kanunun 18 inci maddesi
çerçevesinde kredi ile desteklenebilir. Kredi borcunun geri ödenmemesi
durumunda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun
hükümlerine göre takip yapılır ve öncelikle 2380 sayılı Belediyelere ve İl Özel
İdarelerine Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanunun ek 4
üncü maddesi hükümleri çerçevesinde ilgili belediyelerin İller Bankasındaki
paylarından tahsil olunur.
Arıtma ve bertaraf etme yükümlülüğü ile
atıksu arıtma ve ön arıtma yükümlülüğüne tabi tesis ve işletmeler ile yerleşim
birimleri, uyulması gereken şartlar ve bu yükümlülüğe istinaden kurulması
zorunlu olan arıtma ve bertaraf sistemleri, atıksu arıtma ve ön arıtma
sistemleri ile atıksu altyapı sistemlerinin kurulması, onarımı, ıslahı,
işletilmesi ve harcamalara katkı paylarının belirlenmesi ile ilgili usul ve
esaslar Bakanlıkça yönetmelikle düzenlenir. Bu konuda diğer kanunlarla verilen
yetkiler saklıdır.
Faaliyetleri nedeniyle çevreye olumsuz
etkileri olabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler tarafından, faaliyetlerine
ilişkin olası bir kaza durumunda, kazanın çevreye olumsuz etkilerini kontrol
altına almak ve azaltmak üzere uygulanacak acil durum planları hazırlanması
zorunludur.
Bu planlar dikkate alınarak Bakanlığın
koordinasyonunda ilgili kurum ve kuruluşlarca yerel, bölgesel ve ulusal acil
durum planları hazırlanır.
Liman, tersane, gemi söküm yeri ve
marinalarda gemi ve deniz araçlarından kaynaklanan atıksu, balast, sintine ve
atıkların alınmasına hizmet edecek yüzer ve/veya sabit kabul tesislerinin bu
yerleri işleten veya idare eden kurum, kuruluş ve işletmeler tarafından
müştereken veya münferiden kurulması zorunludur. Bu tür tesisler üçüncü
şahıslara kurdurulabilir veya üçüncü şahıslar tarafından kurulabilir.
Liman, tersane, gemi söküm yeri ve
marinalarda, meydana gelebilecek
kazalar sonucu çevreye verilebilecek zararı en aza indirmek için bu
yerleri işleten veya idare edenler tarafından acil müdahale ekipmanı
bulundurulması zorunludur.
Kabul tesislerinin kurulmasına,
işletilmesine, denetlenmesine ve bulundurulacak acil müdahale ekipmanlarına
ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir."
MADDE 9. - 2872 sayılı Kanunun değişik 12
nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Denetim, bilgi verme ve bildirim
yükümlülüğü
Madde 12. - Bu Kanun hükümlerine uyulup
uyulmadığını denetleme yetkisi Bakanlığa
aittir. Gerektiğinde bu yetki, Bakanlıkça; mahallin en büyük mülkü
amirine, belediye başkanlarına, liman
başkanlıklarına, Sahil Güvenlik Komutanlığına ve 13.10.1983 tarihli ve 2918
sayılı Karayolları Trafik Kanunu'na göre belirlenen denetleme görevlilerine
devredilebilir.
Askeri işyerleri, askeri bölgeler ve
tatbikatların bu Kanun çerçevesindeki
denetimi ve neticelerine ait işlemler, Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma
Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve
Bakanlık tarafından müştereken
hazırlanacak yönetmeliğe göre yürütülür.
İlgililer, Bakanlığın veya denetimle
yetkili diğer mercilerin isteyecekleri bilgi ve belgeleri vermek, yetkililerin
yaptıracakları analiz ve ölçümlerin giderlerini karşılamak, denetim esnasında
her türlü kolaylığı göstermek zorundadırlar.
İlgililer, çevre kirliliğine neden
olabilecek faaliyetleri ile ilgili olarak, kullandıkları hammadde, yakıt,
çıkardıkları ürün ve atıklar ile proses şemalarını, acil durum planlarını,
izleme sistemleri ve kirlilik raporları ile diğer bilgi ve belgeleri Bakanlığa
vermek zorundadırlar.
Denetim, bilgi verme ve bildirim
yükümlülüğüne ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle
düzenlenir."
MADDE 10. - 2872 sayılı Kanunun 13 üncü
maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Tehlikeli kimyasallar ve atıklar
Madde 13. - Tehlikeli kimyasalların
belirlenmesi, üretimi, ithalatı, atık konumuna gelinceye kadar geçen süreçte
kullanım alanları ve miktarları, etiketlenmesi, ambalajlanması, depolanması,
taşınması ile ihracatına ilişkin usul ve esaslar ilgili Bakanlıkların uygun
görüşü alınarak Bakanlıkça yayımlanacak yönetmelikle belirlenir.
Yönetmelik hükümlerine aykırı olarak
piyasaya sürüldüğü tespit edilen tehlikeli kimyasallar ile bu kimyasalları
içeren eşya, bunları satış ve kullanım amacıyla piyasaya süren kurum, kuruluş
ve işletmelere toplattırılır ve müsadere edilir. İmhası için gereken masraflar,
ilgili kurum, kuruluş ve işletmelerden 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil
Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.
Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı, bazı
yakıtların, atıkların ve tehlikeli kimyasallar ile bu kimyasalları içeren
eşyaların ithalini yasaklayabilir veya kontrole tâbi tutabilir. Kontrole tâbi
tutulan yakıtların, atıkların ve bitki, hayvan ve insan sağlığı ile ilgili
olanlar hariç tehlikeli kimyasallar ile bu kimyasalları içeren eşyanın ithalatı
için Bakanlıktan kontrol belgesi alınması zorunludur.
Tehlikeli atıkların ihracatı ve transit
geçişinden 60 gün önce Bakanlığa bildirimde bulunulması, izin alınması ve
taşıma sırasında taşıma belgesinin bulundurulması zorunludur.
Tehlikeli atıklar ile tehlikeli atıkların
oluşum aşamasından itibaren toplanması, ayrılması, geçici ve ara depolanması,
geri kazanılması, yeniden kullanılması, taşınması, bertarafı, bertaraf sonrası
kontrolü, ihracatı ve ithalatı ile ilgili usul ve esaslar ilgili Bakanlıkların
uygun görüşü alınarak Bakanlıkça yayımlanacak yönetmelikle belirlenir.
Tehlikeli kimyasalların üretimi, satışı,
depolanması, kullanılması ve taşınması faaliyetleri ile tehlikeli atıkların
toplanması, taşınması, geçici ve ara depolanması, geri kazanımı, yeniden
kullanılması ve bertarafı faaliyetlerinde bulunanlar, bir kaza sonrası çevreye
ve insana verebilecekleri zarara karşı sigorta yaptırmak zorundadırlar. Bu
zorunluluğa uymayan faaliyetlere izin verilmez. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihte mevcut olan faaliyetler açısından Bakanlıkça bir geçiş süreci tespit
edilir.
Sigorta ile ilgili esaslar ilgili kurum ve
kuruluşların görüşleri alınarak Bakanlıkça belirlenir."
MADDE 11.- 2872 sayılı Kanunun 15 inci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 15.- Bu Kanun ve bu Kanun
uyarınca yayımlanan yönetmeliklere ve Mahalli Çevre Kurulu Kararı hükümlerine
aykırı davrananlara söz konusu aykırı
faaliyeti düzeltmek üzere Bakanlık tarafından
verilen süre altı ayı geçemez.
Bu süre sonunda aykırılığı düzeltmeyenlerin faaliyeti, Bakanlıkça kısmen veya
tamamen, süreli veya süresiz olarak durdurulur.
Çevre ve insan sağlığı yönünden tehlike yaratan veya Çevresel Etki
Değerlendirmesi incelemesi yapılmaksızın
başlanan faaliyetler Bakanlıkça süre verilmeksizin durdurulur.
Süre verilmesi ve faaliyetin durdurulması,
bu Kanunda öngörülen cezaların uygulanmasına engel teşkil etmez."
MADDE 12. - 2872 sayılı Kanunun mülga 18
inci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
"Özel gelir ve özel ödenek
Madde 18. - Atıksu arıtımı, atık bertarafı
ve katı atık geri kazanım tesislerinin etüt, proje ve inşaat işlerinin kredi
veya yardım suretiyle desteklenmesi ile çevre düzeni planlarının yapımı,
çevresel etki değerlendirmesi faaliyetleri, biyolojik çeşitliliğin korunması,
çölleşme ile mücadele çalışmaları, temiz üretim teknolojilerinin desteklenmesi,
ağaçlandırma, nesli tehlikede olan bitki ve hayvan türleri ile yaşama
ortamlarının korunması, uluslar arası sözleşmelerden kaynaklanan
yükümlülüklerin karşılanması, çevre eğitimi ve yayını ile ilgili faaliyetler,
çevresel ihtiyaçların giderilmesi için gereken araç ve gereç temini ve ihtisas
komisyonları için yapılan harcamalarda kullanılmak üzere;
a) Trafiğe ilk defa tescil edilen motorlu
araçlardan alınan taşıt alım vergisi tutarının dörtte biri oranında ayrıca
tahsil edilen miktar,
b) Motorlu taşıt araçlarının her fenni
muayenesi sırasında alınan fenni muayene ücretinin beşte biri oranında ayrıca
tahsil edilen miktar,
c) Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre
gemi siciline; 16.12.1999 tarihli ve 4490 sayılı Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu ile 491 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun uyarınca Türk
Uluslararası Gemi Siciline tescil edilen her türlü deniz aracından;
1) Onsekiz gros tondan yüz (dahil) gros tona kadar olanlara gros
ton başına 1 milyon lira,
2) Yüzbir gros tondan beşyüz (dahil) gros tona kadar olanlardan
yukarıdaki meblağa ilave olarak yüz gros tonun üzerindeki her gros ton başına
500 bin lira,
3) Beşyüzbir gros tondan beşbin (dahil)
gros tona kadar olanlardan yukarıdaki meblağlara ilave olarak beşyüz gros tonun
üzerindeki her gros ton başına 100 bin lira,
4) Beşbinbir gros tondan yirmibin (dahil)
gros tona kadar olanlardan yukarıdaki meblağlara ilave olarak beş bin gros
tonun üzerindeki her gros ton başına 50 bin lira,
5)
Yirmibin gros tondan büyük olanlardan ise yukarıdaki meblağlara ilave
olarak yirmibin gros tonun üzerindeki her gros ton başına 20 bin lira, olmak
üzere liman başkanlıklarınca her yılın Ocak ayı içerisinde tahsil edilen
miktar,
d) Hava taşıt araçları ile yurt içinde
yapılan, yurt dışı bağlantılı seferler hariç yolcu ve yük taşıma bedellerinin
yüzde biri oranında ayrıca tahsil edilen miktar,
e) Her türlü tütün mamulleri ile alkollü
içkinin imalat ve ithalatçıları tarafından yurt içinde yapılacak teslimlerde
satış fiyatı üzerinden hesaplanan yüzde bir oranındaki kesinti,
f) Her türlü petrokimya mamulleri imalat
ve ithalatçıları tarafından yapılacak teslimlerde satış fiyatı üzerinden
hesaplanan binde beş oranında, pet şişelerde ise yüzde on oranındaki miktar,
g) Kamu görevlilerine görevlerini
yaptıkları sürece verilenler hariç olmak üzere, her türlü ateşli silah ruhsat
tezkereleri ve yenilenmeleri için
tahsil edilecek 20 milyon lira,
h) Yüksek Çevre Kurulunca kriterleri
belirlenen ve Bakanlık tarafından tespit edilen katılım payları ile motorlu
kara taşıt araçlarının emisyon ölçüm bedelleri,
ı) Milli Piyango ve Sayısal Lotonun aylık
satış hasılatının binde beşi oranında her ay ödenecek miktar,
j) Bu Kanunun 20 nci maddesine göre tahsil
edilecek idari para cezaları,
k) Bu Kanuna dayanılarak düzenlenen
taahhütname ve sözleşme gibi belgeler uyarınca alınacak ceza ve benzeri gelirler,
l) Yurt içi ve yurt dışından temin
edilecek her türlü hibe, yardım ve bağışlar,
m) Kredi geri dönüşleri ve faizleri,
Çevre Bakanlığı Merkez Saymanlığı
Hesabına, tahsilatın yapıldığı tarihi takip eden ayın son gününe kadar
yatırılır. Yatırılan bu tutarlar, 24 üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmü saklı
kalmak kaydıyla, Maliye Bakanlığınca bir yandan bütçeye özel gelir, diğer
yandan Bakanlık bütçesinde açılacak tertiplere özel ödenek kaydedilir. Bu
suretle ödenek kaydedilen miktarlardan yılı içinde harcanmayan tutarları ertesi
yıl bütçesine devren ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir.
Yukarıdaki hükümlere göre yapılacak
harcamalardan yatırım niteliği olanlar yıllık yatırım programı ile
ilişkilendirilmek üzere Devlet Planlama Teşkilatına bildirilir.
Bu maddede öngörülen gelirlerin
tahsilatında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun
hükümleri uygulanır.
Bu madde uyarınca yapılacak tahsilatlara
ilişkin diğer hususlar ile Bakanlık bütçesine özel ödenek kaydedilen tutarların
harcama esas ve usulleri, kredi verilmesi gereken hallerde kredi verilmesinin
şartları, vade ve faiz koşulları ile diğer hususlar Maliye Bakanlığının uygun
görüşü üzerine Çevre Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Birinci fıkranın (c) ve (g) bentlerinde
maktu olarak öngörülen miktarlar her yıl 4.1.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi
Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan
edilen yeniden değerleme oranında artırılır.
MADDE 13. - 2872 sayılı Kanunun 20 nci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 20. - İdari nitelikteki
cezalar şunlardır:
a) Yönetmeliklerle belirlenen standartlara
aykırı emisyona sebep olan motorlu taşıtları işletenlere 100 milyon lira, ek 6
ncı madde uyarınca emisyon ölçümü yaptırmayan motorlu taşıt işleticilerine 200
milyon lira idari para cezası verilir.
b) Hava kirliliği yönünden önemli etkileri
nedeniyle kurulması ve işletilmesi yönetmelikle izne tâbi tutulan tesisleri,
yetkili makamlardan izin almadan kuran ve işleten veya iznin geri alınmasına
rağmen kurmaya ve işletmeye devam eden veya bu tesislerde izin almaksızın
sonradan değişiklik yapan veya yetkili makamların gerekli gördükleri
değişiklikleri tanınan sürede yapmayanlara 6 milyar lira idari para cezası
verilir. Bu tesislerde emisyon miktarları yönetmelikle belirlenen sınırları
aşıyorsa verilecek ceza 12 milyar
liradır.
İzne tâbi tesisleri, aldıkları izin
belgesinde veya yönetmeliklerde öngörülen önlemleri almadan veya
yönetmeliklerde belirlenen emisyon standartlarına ve sınırlamalarına aykırı
olarak işletenlere 6 milyar lira idari para cezası verilir.
Emisyonların sınır değerlerin üzerinde
radyoaktivite içermesi durumunda bu bentde öngörülen ceza bir kat artırılarak
verilir.
c) Hava kirliliği yönünden kurulması ve
işletilmesi izne tâbi olmayan tesislerin işletilmesi sırasında yönetmelikle
belirlenen standartlara aykırı emisyona neden olanlara 300 milyon lira idari
para cezası verilir.
Emisyonların sınır değerlerin üzerinde
radyoaktivite içermesi durumunda bu bendin birinci paragrafında öngörülen ceza bir kat artırılarak verilir.
Bu bendin birinci paragrafında öngörülen
fiilin konutlarla ilgili olarak işlenmesi halinde verilecek ceza toplu veya
ferdi ısıtılan konutlarda her bağımsız bölüm için 30 milyon liradır. Bu cezai
sorumluluk toplu ısıtılan konutlarda yöneticiye, ferdi ısıtılan konutlarda ise
konutu kullanana aittir. Yöneticinin bağımsız bölümleri kullananlara genel
hükümlere göre rücu hakkı saklıdır.
d) Hava kirliliği yönünden özel önem
taşıyan bölgelerde veya hava kirliliğinin ciddi boyutlara ulaştığı zamanlarda
ve yerlerde veya kritik meteorolojik şartlarda yönetmeliklerle öngörülen
önlemleri almayan, yasaklara aykırı davranan ya da Mahalli Çevre Kurullarınca
bu konuda alınan kararlara uymayanlara bu maddenin (b) ve (c) bentlerinde
öngörülen cezalar bir kat artırılarak verilir.
Bu fiilin konutlarla ilgili olarak
işlenmesi halinde cezai sorumluluk bu maddenin (c) bendinin üçüncü
paragrafına göre tespit edilir.
e) Çevresel Etki Değerlendirmesi sürecine
başlamadan veya bu süreci tamamlamadan inşaata başlayan ya da faaliyete
geçenlere yapılan fiili yatırım bedelinin
%15'i oranında idari para cezası verilir. Eski hale getirme masrafları
da yatırımcıdan alınır.
Çevresel Etki Değerlendirmesi sürecinde
verdikleri taahhütnameye aykırı davrananlara, her bir ihlal için 300 milyon lira idari para cezası verilir.
f) 11 inci maddeye göre kurulması zorunlu
olan ön arıtma, arıtma veya bertaraf tesislerini kurmayanlar ile kurup da
çalıştırmayanlara 15 milyar lira, bu tesisleri sigorta ettirmeyenlere 6
milyar lira idari para cezası verilir.
g) 12 nci maddede öngörülen bildirim ve bilgi verme yükümlülüğünü yerine
getirmeyenlere 3 milyar lira idari para cezası verilir.
h) Bu Kanunun 14 üncü maddesine göre
çıkarılan yönetmelikle belirlenen önlemleri almayan veya standartlara aykırı
şekilde gürültü ve titreşime neden olanlara 300 milyon lira idari para cezası
verilir.
ı) Bu Kanunda öngörülen yasaklara ve
sınırlamalara aykırı olarak ülkenin egemenlik alanlarındaki denizlerde ve kazasına
tabi olan deniz yetki alanlarında ve bunlarla bağlantılı sularda, tabii veya
suni göller ve baraj gölleri ile akarsularda;
1) Petrol türevleri (sintine, slop, yağlı
atıklar) tahliyesi yapan tankerlerden, bin (dahil) gros tona kadar olanlar için
gros ton başına 22 milyon 500 bin lira, bin ilâ beşbin (dahil) gros ton
arasında olanlara, bu miktar ve ilave her gros ton başına 7 milyon 500 bin
lira, beşbin gros tondan fazla olanlara
ise, yukarıdaki miktarlar ve ilave her
gros ton başına 2 milyon 250 bin
lira,
2) Kirli balast tahliyesi yapan
tankerlerden bin (dahil) gros tona kadar olanlar için gros ton başına 15 milyon
lira, bin ilâ beşbin (dahil) gros ton arasında olanlara bu miktar ve ilave her
gros ton başına 7 milyon 500 bin lira, beşbin gros tondan fazla olanlara ise
yukarıdaki miktarlar ve ilave her gros ton başına 1 milyon 500 bin lira,
3) Sintine ve atık tahliyesi yapan gemi ve
diğer deniz vasıtalarından bin (dahil) gros tona kadar olanlar için gros ton
başına 12 milyon lira, bin ilâ beşbin (dahil) gros ton arasında olanlara bu
miktar ve ilave her gros ton başına 6 milyon lira, beşbin gros tondan fazla
olanlara ise yukarıdaki miktarlar ve ilave her gros ton başına 750 bin lira,
atığın radyoaktif veya tehlikeli atık olması halinde bu miktarlar bir kat
artırılarak
İdari para cezası verilir.
Cezanın derhal ve defaten ödenmemesi veya
bu hususta yeterli teminat gösterilmemesi halinde, gemiler ve götürülebilen
diğer deniz vasıtaları en yakın liman yetkilisine teslim edilerek seyrüseferden
ve faaliyetten menedilir.
Bu maddenin (ı) bendinin birinci paragrafı
dışında, bu Kanun ve bu Kanun uyarınca çıkarılan yönetmeliklere aykırı olarak
ülkenin egemenlik alanındaki denizlere ve kazasına tâbi olan deniz yetki
alanlarına, içme ve kullama suyu sağlama amacına yönelik olmayan sulara atık
boşaltanlara 6 milyar lira idari para cezası verilir. Atığın radyoaktif veya
tehlikeli atık olması halinde bu para cezası otuz kat artırılır.
Bu maddenin (ı) bendinin üçüncü
paragrafında öngörülen fiilin konutlarla ilgili olarak işlenmesi halinde her
konut ve bağımsız bölüm için 300 milyon lira idari para cezası verilir. Bu
cezai sorumluluk, müstakil konutlarda konutu kullanana, diğer konutlarda ise
yöneticiye aittir. Yöneticinin bağımsız bölümleri kullananlara genel hükümlere
göre rücu hakkı saklıdır.
j) Kanunda ve yönetmelikte öngörülen
yasaklara veya standartlara aykırı olarak veya önlemleri almadan atıkları
toprağa verenlere 6 milyar lira idari para cezası verilir.
Bu
fiilin konutlarla ilgili olarak işlenmesi halinde her konut ve bağımsız
bölüm için 300 milyon lira idari para cezası verilir. Bu cezai sorumluluk,
müstakil konutlarda konutu kullanana, diğer konutlarda ise yöneticiye aittir.
Yöneticinin bağımsız bölümleri kullananlara genel hükümlere göre rücu hakkı saklıdır.
Fiilin radyoaktif veya tehlikeli atıklarla
ilgili olarak işlenmesi halinde bu bentde öngörülen cezalar bir kat artırılarak
verilir.
k) Bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendi gereğince koruma altına alınan alanlar için belirlenen tedbirlere
uymayanlar; (b) bendi uyarınca ilan edilen Özel Çevre Koruma Bölgeleri için
tespit edilen koruma ve kullanma esaslarına aykırı davrananlara ve (c) bendinin
ikinci paragrafı uyarınca sulak alanlar için yönetmelikle belirlenen koruma ve
kullanım usul ve esaslarına aykırı davrananlara 5 milyar lira idari para cezası verilir.
l) Bu Kanunun ek 1 inci maddesinin (a)
bendinde öngörülen yasak ve sınırlamalara aykırı hareket edenler tahrip
ettikleri her metrekare için 60 milyon
lira idari para cezası ile cezalandırılır ve arazi eski doğal yapısıyla uyumlu
hale getirtilir.
Bu Kanunun ek 1 inci maddesinin (b)
bendinde öngörülen yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak anız yakanlara
her dekar için 10 milyon lira, çayır ve mer'aları tahrip edenlere tahrip
ettikleri her dekar için 60 milyon lira idari para cezası verilir.
Bu Kanunun ek 1 inci maddesinin (c)
bendine göre; yapılması gerekli olan düzeltmeleri ve iyileştirmeleri
yapmayanlara her metrekare için 60 milyon lira; kirli veya yönetmelikle belirlenen esaslar dışında
arıtılmış sularla sulama yapanlara veya bunları toprağa verenlere 300 milyon
lira; arıtma çamurlarını yönetmelikle
belirlenen esaslara aykırı olarak toprağa verenlere 3 milyar lira; kazı, dolgu ve
hafriyat çalışmaları atıklarını izin verilen yerler dışında toprağa verenlere
300 milyon lira idari para cezası verilir.
Bu Kanunun ek 1 inci maddesinin (d) bendi
uyarınca tespit edilen esaslara aykırı olarak ülkenin egemenlik alanlarındaki
denizlerden ve kazasına tabi olan deniz yetki alanlarından, akarsular ve göller
ile tarım alanlarından belirlenen esaslara aykırı olarak kum, çakıl ve benzeri
maddeleri alanlara metreküp başına 30 milyon lira idari para cezası verilir ve
bu konudaki masraflar sorumlulardan tahsil edilir.
m) Bu Kanunun ek 2 nci maddesinde
öngörülen çevre yönetim birimini kurmayanlara 3 milyar lira, çevre görevlisi
istihdam etmeyenlere 1 milyar 500 milyon lira idari para cezası verilir.
n) Bu Kanunun ek 3 üncü maddesine aykırı
olarak koruma alanlarına, kaynağın kendisine ve bu kaynağı besleyen yerüstü ve
yeraltı sularına, sulama ve drenaj kanallarına atık boşaltanlara 12 milyar lira
idari para cezası verilir.
Bu fiilin konutlarla ilgili olarak
işlenmesi halinde her konut ve bağımsız bölüm için 600 milyon lira idari para
cezası verilir. Bu cezai sorumluluk, müstakil konutlarda konutu kullanana,
diğer konutlarda ise yöneticiye aittir. Yöneticinin bağımsız bölümleri
kullananlara genel hükümlere göre rücu hakkı saklıdır.
Fiilin radyoaktif veya tehlikeli atıklarla
ilgili olarak işlenmesi halinde bu bentte öngörülen cezalar beş kat artırılarak
verilir.
Bu alanlarda Kanuna ve yönetmeliklere
aykırı olarak yapılan yapılar 3194 sayılı İmar Kanununda belirlenen esaslara
göre yıktırılır.
o) Bu Kanunun ek 4 üncü maddesi uyarınca
çıkarılan yönetmelikle belirlenen usul ve esaslara uymayanlara 5 milyar lira idari para cezası verilir.
p) Bu Kanunun 11 inci maddesinde öngörülen
acil durum planlarını yönetmelikle
belirlenen usul ve esaslara uygun olarak hazırlamayan ve bu planların
uygulanması için gerekli tedbirleri almayan, ekip ve ekipmanları
bulundurmayanlar ile yerel, bölgesel ve
ulusal acil durum planlarına uymayanlara 3 milyar lira idari para cezası
verilir.
r) Bu
Kanunun 13 üncü maddesinde öngörülen sigortayı yaptırmayanlara 6 milyar
lira idari para cezası verilir.
s) Bu Kanunda ve yönetmeliklerde öngörülen
usul ve esaslara, yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak atık ithal
edenlere 15 milyar lira, toplayan, taşıyan, geçici depolayan, geri kazanan,
tekrar kullanan veya bertaraf edenlere 6 milyar lira idari para cezası verilir.
t) Mahalli Çevre Kurulu kararlarına
uymayanlara 300 milyon lira idari para cezası verilir.
u) Umuma açık yerlerde her ne sebeple
olursa olsun çevreyi kirletenlere 30 milyon lira idari para cezası verilir.
Bu maddenin (a), (h), ( k ), (l), (n),
(s), (t), (u) bentlerinde öngörülen
idari para cezaları, kurum, kuruluş ve işletmelere üç katı olarak
verilir."
MADDE 14. - 2872 sayılı Kanunun 23 üncü
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 23. - Bu Kanunda belirtilen
idari para cezaları, bu cezaların verilmesini gerektiren fiillerin, cezaların
kesinleşmesini takiben bir yıl içinde
birinci tekrarında yüzde yüz, ikinci ve müteakip tekrarında yüzde iki yüz oranında
artırılarak verilir."
MADDE 15. - 2872 sayılı Kanunun değişik 24
üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 24. - Bu Kanunda öngörülen
idari para cezalarını verme yetkisi Çevre Bakanlığına aittir.
Ancak bu yetki, 12 nci maddenin birinci
fıkrası uyarınca denetim yetkisinin devredildiği kurum ve merciler tarafından
da kullanılır.
Bu Kanunda öngörülen gemi ve diğer deniz
araçlarına Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından; motorlu kara taşıt araçlarına
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre yetkili kılınan kuruluşlarca verilerek
tahsil edilen idari para cezalarının yüzde yetmişi Çevre Bakanlığı Merkez
Saymanlığı hesabına aktarılır; yüzde
otuzu ise bu Kanun uyarınca yapacakları denetimlerle ilgili her türlü giderleri
karşılamak üzere bir yandan bütçeye
özel gelir, diğer yandan cezayı tahsil
eden idarenin bütçesine özel ödenek kaydedilir. Bu suretle ödenek kaydedilen miktarlardan yılı içinde
harcanamayan tutarları ertesi yıl bütçesine devren ödenek kaydetmeye Maliye
Bakanı yetkilidir.
MADDE 16. - 2872 sayılı Kanunun 25 inci
maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"İdari para cezalarının uygulanması,
ödeme süresi, tahsil usulü ve itiraz
Madde 25. - Bu Kanunda öngörülen idari
para cezası gerektiren suçlarla ilgili olarak yetkili denetleme elemanlarınca
bir tutanak tanzim edilir. Bu tutanak denetleme elemanlarının bağlı bulunduğu
ve ceza vermeye yetkili mercie intikal ettirilir. Bu merci, tutanağı ilgili
mevzuata uygunluk bakımından değerlendirerek en geç onbeş gün içerisinde
gerekli cezayı verir. Ceza kararı usulüne uygun olarak cezayı veren merci
tarafından ilgiliye tebliğ edilir.
İdari para cezalarının ödeme süresi
cezanın tebliğ tarihinden itibaren 7 gündür. İdari para cezalarına karşı tebliğ
tarihinden itibaren 7 gün içinde idare mahkemesinde dava açılabilir.
Dava açmış olmak idarece verilen cezanın
yerine getirilmesini durdurmaz.
İdari para cezaları makbuz karşılığında
cezayı veren merci tarafından ya da
ilgili tarafından doğrudan Çevre Bakanlığı Merkez Saymanlığı hesabına
yatırılmak suretiyle tahsil edilir.
Öngörülen süre içinde ödenmeyen idari para
cezaları bir kat artırılarak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.
Bu Kanuna göre verilecek idari para
cezalarında suçun tespiti ve cezanın kesilmesi usulleri, ceza uygulamasında kullanılacak makbuzların
şekli, dağıtımı ve kontrolü ile cezaların tahsiline ilişkin usul ve esaslar
yönetmelikle belirlenir."
MADDE 17. - 2872 sayılı Kanunun 26 ncı
maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Adli nitelikteki cezalar
Madde 26. - Adli nitelikteki cezalar
şunlardır:
a) Tehlikeli veya radyoaktif atıkların her
ne şekilde olursa olsun ülkeye girişini sağlayanlar iki yıldan beş yıla kadar
hapis ve 50 milyar liradan 100 milyar liraya kadar ağır para cezası ile
cezalandırılır. Atığın radyoaktif atık olması halinde, para cezası otuz kat
artırılır.
b) Tehlikeli veya radyoaktif atıkları
Bakanlığa ön bildirimde bulunmadan ihraç eden veya transit geçişini yapanlar
iki yıldan beş yıla kadar hapis ve 10 milyar liradan 25 milyar liraya kadar
ağır para cezası ile cezalandırılır.
c) Tehlikeli atıkları bu Kanunda ve
yönetmeliklerde öngörülen yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak toplayan,
ayıran, geçici olarak depolayan, geri kazanan, yeniden kullanan, taşıyan,
bertaraf eden ve bertaraf sonrası
bertaraf tesisinin bakımını yapmayanlar bir yıldan iki yıla kadar hapis ve
10 milyar liradan 25 milyar liraya kadar ağır para cezası ile
cezalandırılır.
d) Tehlikeli kimyasallar ve bu kimyasalları
içeren eşyayı bu Kanunda ve yönetmelikte belirtilen usul ve esaslara, yasak ve
sınırlamalara aykırı olarak üreten, işleyen, ithal ve ihraç eden, taşıyan,
depolayan, kullanan, ambalajlayan, etiketleyen, satan ve satışa sunanlar, bir
yıldan iki yıla kadar hapis ve 10 milyar liradan 25 milyar liraya kadar ağır
para cezası ile cezalandırılır.
e) Bu Kanunun 9 uncu maddesinin (c)
bendinin birinci paragrafına aykırı davrananlar altı aydan iki yıla kadar hapis
ve 5 milyar liradan 10 milyar liraya kadar ağır para cezası ile,
cezalandırılır.
f) Bu Kanunun 11 inci maddesinin dört, beş
ve dokuzuncu fıkralarında, atıksu altyapı sistemlerinin ve katı atık bertaraf
tesislerinin kurulması ile ilgili olarak yükümlülük verilen kurum ve kuruluş yöneticileri, bu yükümlülüklerini
yerine getirmemeleri halinde, üç aydan bir yıla kadar hapis ve 5 milyar liradan
10 milyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.
g) Bu Kanunun 12 nci maddesinde öngörülen bildirim ve bilgi verme yükümlülüğünü
yerine getirmemekte direnenler, çevresel etki değerlendirmesi sürecinde yanlış
ve yanıltıcı bilgi verdikleri ve belge düzenledikleri belirlenenler altı aydan
bir yıla kadar hapis ve 1 milyar 500 milyon liradan 3 milyar liraya kadar ağır
para cezası ile cezalandırılır. Bu bende göre yargıya intikal eden çevresel
etki değerlendirmesine ilişkin ihtilaflarda çevresel etki değerlendirmesi
süreci yargılama sonuna kadar durur.
h) Bu Kanunun idare için öngördüğü
görevleri kasden yerine getirmeyen veya gerçeğe aykırı işlem yapan, yahut rapor
düzenleyen kamu görevlileri ile bunlara ortak olan diğer kişi ve işletme
sorumluları bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar. Bu
suçlarla ilgili, Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında
Kanun hükümleri uygulanmaz; hükmolunan hapis cezası ertelenemez, paraya
çevrilemez.
Tüzel kişiler, bu maddede öngörülen ve
organ veya temsilcilerinin tüzel kişi yararına işledikleri suçlardan
sorumludur. Bu sorumluluk, fiili işleyen kimsenin sorumluluğunu ortadan
kaldırmaz. Böyle bir sorumluluğun bulunduğu hallerde, fiili işleyen kimse
hakkında hükmedilecek para cezaları tüzel kişi hakkında da ayrıca hükmolunur.
Fiili işleyen kimse hakkında hükmedilecek hürriyeti bağlayıcı cezanın süresini
aşmamak kaydıyla, tüzel kişinin faaliyetten men edilip edilmeyeceğine mahkemece
karar verilir. Bu halde mahkeme, tüzel kişinin beş yılı aşmamak üzere
mahkemenin atayacağı denetçiler veya yöneticiler eliyle faaliyetine devam
etmesine de karar verebilir. Bu fıkra hükmü mahalli idareler hakkında
uygulanmaz.
Bu maddede öngörülen suçlardan hasıl olan
zararı önlemek için gerekli önlem alınmadıkça ve zarar tamamen giderilmedikçe
13.7.1965 tarihli ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 4 üncü ve 6
ncı maddeleri hükümleri uygulanmaz.
Bu maddede öngörülen suçlarla ilgili
olarak toplanan deliller Cumhuriyet savcılığına intikal ettirilir. Bu suçlarla
ilgili olarak açılacak davalar 8.6.1936 tarihli ve 3005 sayılı Meşhud Suçların
Muhakeme Usulü Kanunu hükümlerine göre görülür."
MADDE 18. - 2872 sayılı Kanunun 27 nci
maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Birden fazla hükmün ihlali
Madde 27. - Bu Kanunda suç olarak
öngörülen fiiller başka kanunlara göre de suç ise en ağır cezayı gerektiren
kanun hükümleri uygulanır.
İşlediği bir fiil ile bu Kanunun birden
fazla hükmünü ihlal eden kimseye en ağır cezayı gerektiren hüküm uygulanır.
MADDE 19. - 2872 sayılı Kanunun değişik 28
inci maddesine aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
"Çevreye verilen zararların tazminine
ilişkin talepler zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği
tarihten başlayarak beş yıl ve herhalde zarara neden olan fiilin meydana
gelmesinden itibaren on yıl geçmekle
zamanaşımına uğrar."
MADDE 20. - 2872 sayılı Kanunun 30 uncu
maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Bilgi edinme ve başvuru hakkı
Madde 30. - Çevreyi kirleten, bozan veya
çevreyi kirletme ve bozma tehlikesi bulunan bir faaliyetten zarar gören veya
haberdar olan herkes ilgili idari ve adli makamlara başvurarak faaliyetin
durdurulmasını isteyebilirler.
Herkes çevreye ilişkin bilgilere ulaşma ve
yargıya başvurma hakkına sahiptir. İdari makamlar talep halinde çevreye ilişkin
bilgileri vermekle yükümlüdür.
Bilgi talepleri aşağıdaki konulara ilişkin
olması halinde reddedilebilir:
a) Gizlilik dereceleri ile korunan
bilgiler.
b) Açıklanması halinde Devletin temel dış
yararlarına karşı ağır sonuçlar doğurabilecek, milli savunmasına ve milli
güvenliğe zarar verecek bilgiler.
c) İlgili yasal düzenlemelerle ticari sır
olarak nitelendirilen veya niteliği gereği ticari sır sayılması gereken
bilgiler.
d) Fikri hakları olumsuz etkileyecek
bilgiler.
e) Açıklanması halinde üreme alanları,
nadir türler gibi çevresel değerlere zarar verecek bilgiler.
f) Yargılama görevinin yerine
getirilmesini engelleyecek veya adil yargılanma hakkını etkileyecek bilgiler.
g) Suç işlenmesine yol açacak veya
suçların önlenmesi ve soruşturulması ile suçluların yasal yollarla yakalanıp
kovuşturulmasını güçleştirecek bilgiler.
Çevreye ilişkin bilgi talepleri, talep
edilen bilgiye sahip olunmaması, talebin açık bir şekilde makul olmaması veya
çok genel olması ve görüş, bilgi notu, tavsiye gibi kurum içi yazışmalara
ilişkin olması durumunda da reddedilebilir,
Red gerekçesi, talep edene bildirilir.
İdari yargı kararlarını kasden uygulamayan
kamu görevlileri bu Kanunun 26 ncı maddesinin (h) bendine göre
cezalandırılır."
MADDE 21. - a) 2872 sayılı Kanunun 16, 21,
22 ve ek 1 inci maddeleri,
b) 2464 Sayılı Kanuna 3914 sayılı Kanunla
eklenen mükerrer 44 üncü maddesi,
c) 18.1.1950 tarihli ve 5516 sayılı
Bataklıkların Kurutulması ve Bundan Elde Edilecek Topraklar Hakkında Kanun,
d) 18.12.1953 tarihli ve 6200 sayılı
Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanunun 2 nci
maddesinin (c) bendi,
Yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 22. - 2872 sayılı Kanuna aşağıdaki
ek maddeler eklenmiştir.
"EK MADDE 1. - Toprağın
korunmasına ilişkin esaslar şunlardır:
a) I., II., III. ve IV. sınıf tarım
arazilerini kısmen veya tamamen bozucu, tahrip edici ve sınıflarını olumsuz
yönde değiştirici faaliyetler yasak olup, bu araziler amacı dışında
kullanılamaz. Bu tür faaliyetler nedeniyle bozulan arazinin iyileştirilmesine
ve eski doğal yapısıyla uyumlu hale getirilmesine yönelik işlemler faaliyet
sahibi tarafından yapılır.
b) Anız yakılması, çayır ve mer'aların
tahribi, çölleşme, toprakların tuzlanmasına, asitlenmesine, alkalileşmesine ve
erozyona sebebiyet verecek her türlü faaliyet yasaktır.
c) Arazilerde yapılan üretim,
zenginleştirme faaliyetleri sonrasında bu faaliyetlerin olumsuz etkilerinin
giderilmesine, kullanılan arazinin iyileştirilmesine ve eski doğal yapısıyla
uyumlu hale getirilmesine yönelik olarak gerekli düzenlemeler faaliyet sahibi
tarafından yapılır.
Toprağın korunmasına ve kirliliğinin
önlenmesine, giderilmesine ilişkin usul ve esaslar ilgili kuruluşların
görüşleri alınarak yönetmelikle belirlenir.
d) Ülkenin egemenlik alanlarındaki
denizlerden, kuru ya da etkin akarsu ve göl yataklarından ve tarım
arazilerinden kum, çakıl ve benzeri maddelerin alınması ile ilgili esaslar,
Bakanlığın koordinasyonunda ilgili
kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak belirlenir ve Bakanlığın ön
iznine tâbidir. Bu esaslar mahallin en büyük mülki idare amirince
uygulanır."
"EK MADDE 2.- Faaliyetleri sonucu
çevre kirliliğine neden olacak veya çevreye zarar verecek kurum, kuruluş ve
işletmeler çevre yönetim birimi kurmak veya çevre görevlisi istihdam etmekle
yükümlüdürler. Hangi kurum, kuruluş ve işletmenin çevre yönetim birimi kuracağı
veya çevre görevlisi istihdam edeceği, çevre görevlilerinin nitelikleri,
sayıları, çalışma usul ve esasları yönetmelikle belirlenir."
"EK MADDE 3.- İçme ve kullanma suyu
rezervuarları ve benzeri su kaynaklarının korunmasında Bakanlıkça, ilgili
kuruluşların görüşü alınarak her kaynak için özel esaslar belirlenir ve ilan
edilir. Bu esasların imar planlarında aynen yer alması ve ilgili idare
tarafından uygulanması zorunludur. Bu esaslar belirleninceye kadar aşağıda
belirtilen genel ilkeler ve koruma alanları geçerlidir.
a) Mutlak koruma alanı, içme ve kullanma
suyu rezervuarlarının en yüksek su seviyesinden itibaren yatay olarak 300 metre
genişliğindeki alandır. Bu alan su kaynağını kullanan idare ya da idarelerce
kamulaştırılabilir ve ağaçlandırılır. Bu alanda gübre ve tarım ilaçları
kullanmamak şartıyla tarımsal faaliyetler, içme ve kullanma suyu projesine ve
mevcut yapıların kanalizasyon sistemlerinin ıslahına ait mecburi tesisler
dışında hiçbir tesis ve faaliyet yapılamaz.
Bu alanda yukarıda sayılanlar dışında
hiçbir yapılaşma veya faaliyete izin verilmez.
b) Kısa mesafeli koruma alanı, mutlak
koruma alanı sınırından itibaren yatay olarak 700 metre genişliğindeki alandır.
Bu alanda; turizm ve sanayi tesislerine, iskâna, hayvancılığa, Tarım ve
Köyişleri Bakanlığınca belirlenecek olanlar dışında suni gübre ve/veya tarım
ilaçları kullanılmasına, yakıt depolarına ve mezarlık kurulmasına, tabii
malzeme ve maden ocağı açılmasına, işletilmesine, katı atık depolama
alanlarına, bertaraf tesislerine ve benzeri faaliyetlere izin verilmez.
c) Orta mesafeli koruma alanı, kısa
mesafeli koruma alanı sınırından itibaren yatay olarak 1000 metre
genişliğindeki alandır. Bu alanda; sanayi kuruluşuna, mezarlık kurulmasına,
tabii malzeme ve maden ocağı açılmasına, işletilmesine, katı atık depolama
alanları ile bertaraf tesislerine izin verilmez. Turizm ve konutlarla ilgili
yapılaşma koşulları yönetmelikle belirlenir.
d) Birinci derecede uzun mesafeli koruma
alanı, orta mesafeli koruma alanı sınırından itibaren yatay olarak 3 kilometre
genişliğindeki alandır. Bu alanda sanayi kuruluşları ile katı atık depolama
alanlarına ve bertaraf tesislerine izin verilmez. Turizm ve konutlarla ilgili
yapılaşma koşulları yönetmelikle belirlenir.
e)
İkinci derecede uzun mesafeli koruma alanı, birinci derecede uzun
mesafeli koruma alanı sınırından itibaren su toplama havzasının sınırına kadar
olan alandır. Bu alanda kurulabilecek sanayi tesisleri yönetmelikle belirlenir.
Bu alanlardaki sosyal amaçlı olmayan
askeri tesislere ilişkin uygulamalar Bakanlık ve Millî Savunma Bakanlığınca
ayrıca belirlenir."
"EK MADDE 4. - İyonlaştırıcı olmayan
radyasyon yayılımı sonucu oluşan manyetik alanların çevre ve insan sağlığı
üzerindeki olumsuz etkilerinin önlenmesi ile ilgili usul ve esaslar Sağlık
Bakanlığı, Telekomünikasyon Kurumu ve Bakanlık tarafından çıkarılacak
yönetmelikle belirlenir."
"EK MADDE 5. - Bakanlık, yönetmelikte
belirtilen koşulları taşıyanlara gönüllü çevre müfettişliği görevi verebilir.
Bu görev için ilgililere herhangi bir ücret ödenmez.
Görevini kötüye kullandığı tespit edilen
gönüllü çevre müfettişlerinin bu görevleri sona erdirilir.
Gönüllü çevre müfettişlerinin çalışma ve
eğitimlerine ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle
düzenlenir."
"EK MADDE 6. - Motorlu taşıtları
işletenler, egzoz emisyonlarının yönetmelikle belirlenen standartlara
uygunluğunu belgelemek üzere Bakanlığa ait ya da Bakanlıkça yetkili kılınacak
egzoz ölçüm istasyonlarında ölçüm yaptırmak zorundadırlar. Egzoz ölçümleri ile
ilgili usul ve esaslar Karayolları Genel Müdürlüğünün görüşü alınarak
Bakanlıkça belirlenir."
"EK MADDE 7. - Bakanlığın bu Kanunda
öngörülen temel ve sürekli görevlere bağlı olarak ortaya çıkan hizmet
faaliyetlerini sürdürebilmesi için gerekli yerde ve sayıda Döner Sermaye İşletmesi
kurulmuştur. İşletmenin sermaye limiti 500 milyar Türk Lirasıdır. Sermayenin 10
milyon Türk Lirası genel bütçeden karşılanır. Tahsis edilen sermaye miktarı
Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine Bakanlık tarafından beş katına kadar
artırılabilir. Bu suretle artırılan sermaye elde edilen kârlarla karşılanır.
İşletmenin sermaye kaynakları;
a) Bakanlık bütçesine bu amaçla konulacak
ödeneklerden,
b) Döner sermaye faaliyetlerinden elde
edilecek kârlardan,
c) Bağış ve yardımlardan,
d) Hazinece verilen aynî yardımlardan,
Oluşur.
Bağış ve yardımlar sermaye limitine
bakılmaksızın sermayeye eklenir. İşletmenin ödenmiş sermaye tutarı tahsis
edilen sermaye tutarına ulaşıncaya kadar elde edilen dönem sonu kârları ödenmiş
sermayeye eklenir. Ödenmiş sermaye tutarı tahsis edilen sermaye tutarına
ulaştıktan sonra elde edilen kârlar, hesap dönemini izleyen yılın Şubat ayının
sonuna kadar genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere ilgili saymanlığa yatırılır.
Yıl sonu kârları ile aylık gayri safi
hasılat üzerinden genel bütçeye aktarılacak miktarlar, zamanında yatırılmadığı
takdirde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre
belirlenecek gecikme zammı ile tahsil edilir. Hesaplanan zam döner sermayenin
ita amiri ve saymanından yarı yarıya alınır. Ancak Maliye Bakanlığınca verilmiş
ek süreler için zam uygulanmaz.
İşletmenin zararları kâr/zarar hesabında
bekletilir ve ertesi yıllar kârları ile kapatılır.
İşletmenin gelirleri şunlardır:
a) Faaliyet alanları ile ilgili iş ve
hizmetler karşılığı alınan ücretler.
b) Yurt dışından sağlanan hibe ve proje
yardımları.
c) Diğer gelirler.
Döner Sermaye İşletmesinin faaliyet alanı
ile doğrudan ilgili olarak yapacağı giderler şunlardır:
a)
Kiralama ve taşınır mal satın alma giderleri.
b)
Baskı, yayın ve tanıtım giderleri.
c)
Döner sermaye hizmetleri ile ilgili yurt içi ve yurt dışı görev ve
toplantılara katılan personelin yol masrafları ve yevmiye giderleri.
d)
İşletmede kullanılacak her türlü demirbaş eşya, kırtasiye ve mefruşat
alım giderleri.
e) Haberleşme, ilan, ulaşım ve akaryakıt
giderleri.
f) Döner Sermaye İşletmesinin kullandığı
bina, araç ve gereçlerin bakımı ile küçük onarım giderleri.
g) Isıtma, aydınlatma ve temizlik
giderleri.
h) Döner sermaye hizmetlerinin
gerektirdiği makine ve teçhizat alım giderleri.
ı) Laboratuvarların ve egzoz ölçüm
istasyonları dışındaki ölçüm istasyonlarının ölçüm, analiz, test işlerinde
kullanılacak özel malzemenin alım giderleri ile cihaz ve bina bakım- onarım
giderleri.
j) Döner sermaye kadrosunda bulunan
memurların maaşları ve kanunlarla sağlanan her türlü mali haklarına ilişkin
giderler ile işletme hizmetlerinde çalıştırılacak işçilerin ücretleri, kıdem
tazminatları ve diğer özlük haklarına ilişkin giderler.
Döner sermaye işletmesinden elde edilen kârdan,
Bakanlık merkez ve taşra teşkilatında çalışan ve 657 sayılı Devlet Memurları
Kanuna tâbi her bir personele, bu personelin aylık (ek gösterge dahil), yan
ödeme ve her türlü tazminat tutarının % 100 ünü aşmamak üzere Bakanlıkça
belirlenecek esas ve oranlarda her ay ek ödeme yapılır.
İşletmenin zararı, izleyen yılların
kârlarından mahsup edilir.
İşletmenin kadro iş ve işlemleri ve diğer
hususlar Yönetmelikle belirlenir."
MADDE 23. - 3.4.1930 tarihli ve 1580
sayılı Belediye Kanununun 15 inci maddesinin ikinci fıkrasının 24 numaralı
bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"24- Sanayi atıklarının toplanması
hariç, katı atık yönetimi hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla, gereken her türlü
hizmeti yapmak, tesisleri kurmak, kurdurmak, kurulu olanları devralmak,
işletmek, işlettirmek, bu amaçla kurulmuş tesislerden yararlanmak (bu görev
büyük şehirlerde büyük şehir belediyeleri tarafından yerine getirilir), nazım
imar planlarında bu tesislerin mevcut ve planlanan yerlerini göstermek, ilgili
kanun ve yönetmeliklerde öngörülen koruma mesafesini sağlayacak şekilde
tedbirlerin alınmasını sağlamak;
Tıbbi atıklar ile sanayi atıklarının
yönetim sistemlerinin kurulmasında belediyeler, atık üreticileri ve
bertarafçıları ile beraber veya ayrı olarak bertaraf tesislerinin kurulması,
kurdurulması, işletilmesi, işlettirilmesinden yükümlüdür."
MADDE 24. - 27.6.1984 tarihli ve 3030
sayılı Büyük Şehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun 6 ncı maddesinin (A) fıkrasının
(j) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"j) Sanayi atıklarının toplanması ve
taşınması hariç, katı atık yönetim hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla gereken
her türlü hizmeti yapmak, tesisleri kurmak, kurdurmak, kurulu olanları
devralmak, işletmek, işlettirmek, bu amaçla kurulmuş tesislerden yararlanmak,
Tıbbi atıklar ile sanayi atıklarının
yönetim tesislerinin kurulmasında, belediyeler, atık üreticileri ve
bertarafçıları ile beraber veya ayrı olarak bertaraf tesislerinin kurulması,
kurdurulması, işletilmesi, işlettirilmesinden yükümlüdür.
Nazım imar planlarında bu tesislerin
mevcut ve planlanan yerlerini göstermek, ilgili kanun ve yönetmeliklerde
öngörülen koruma mesafesini sağlayacak şekilde tedbirlerin alınmasını
sağlamak,"
MADDE 25. - 20.11.1981 tarihli ve 2560
sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri
Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin (c) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki (g) ve
(h) bentleri eklenmiştir.
"c) Bölge içindeki su kaynaklarının,
deniz, göl, akarsu kıyılarının ve yer altı sularının kullanılmış sularla ve
sanayi atıkları ile kirletilmesini, bu kaynaklarda suların kaybına veya
azalmasına yol açacak tesis kurulmasını ve bu tür faaliyetlerde bulunulmasını
önlemek, bu konuda Çevre Kanunu ve bu Kanuna dayanarak çıkartılan yönetmelikler
çerçevesinde her türlü teknik, idari ve hukukî tedbiri almak,"
"g) Katı atık yönetim hizmetleri
konusunda hizmet alanı içindeki belediyelere verilen görevleri yürütmek ve bu
konulardaki yetkileri kullanmak,"
h) Bölge içindeki su kaynaklarının
havzalarında bulunan ilgili valilik ve belediyeler ile teknik ve idari
konularda işbirliği yapmak."
MADDE 26. - 2560 sayılı Kanunun 13 üncü
maddesinin (a) bendi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"a) Su satışı, kanalizasyon, atıksu
ve katı atık yönetim hizmetlerine karşılık tarifesine göre abonelerden alınacak
bedeller,"
MADDE 27. - 2560 sayılı Kanunun değişik 23
üncü maddesinin 1 inci fıkrasında yer alan "septik çukurların boşaltılması
giderleri" ibaresi "septik çukurların boşaltılması ile katı atık
yönetimine ilişkin giderler" olarak değiştirilmiştir.
MADDE 28. - 2560 sayılı Kanunun 26 ncı
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 26. - Bu Kanunun 1 inci
maddesinin ikinci fıkrası gereğince Bakanlar Kurulu kararı ile su, kanalizasyon
ve katı atık işleri İSKİ' ye verilecek belediye ve köyler ile yakın
çevresindeki belediye ve köylerin İstanbul Büyük Şehir Belediyesine
bağlanmaları halinde bu belediye ve köylerin mevcut su, kanalizasyon ve katı
atık yönetim tesisleri ve bunlarla ilgili taşınır ve taşınmaz malları, hak ve
borçları ve personeli tüm özlük hakları ile birlikte bir protokolle İSKİ' ye
devredilir."
MADDE 29. - 2560 sayılı Kanuna ekli (1)
sayılı cetvele "Kanal Şebeke Daire Başkanı" ibaresinden sonra gelmek
üzere "Katı Atık Yönetimi Daire Başkanı" ibaresi eklenmiştir.
MADDE 30. - 26.5.1981 tarihli ve 2464
sayılı Belediye Gelirleri Kanununun değişik 97 nci maddesinde yer alan
"ve" ibaresi "veya" olarak değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki
fıkralar eklenmiştir.
"Birinci fıkra hükmünce bedel
tarifelerinin belirlenmesinde, hizmetin maliyeti ve verimlilik ilkeleri esas
alınır. Hizmet maliyetinin hesaplanmasında, yönetim, işletme, yenileme, izleme,
acil durumlara hazırlık-müdahale ve ıslah giderleri ile amortismanlar göz önünde bulundurulur.
Atıksu ile sanayi atıkları ve tıbbi
atıklar hariç katı atıkların toplanması, taşınması, depolanması, geri
kazanılması ve değerlendirilmesi ile bertaraf edilmesi hizmetleri karşılığında
üretici kişi ve kuruluşlardan belediye meclisince belirlenerek mahallin en
büyük mülki amiri tarafından onaylanacak tarifeye göre bedel alınır. Bu bedel,
atıkların türü, kaynağı, miktarı, çevre ve insan sağlığına olan etkileri,
bertaraf tesisinin işletme ve amortisman giderleri esas alınarak belirlenir ve
su faturası üzerinden ayrı bir kalemde tahsil edilir.
Sanayi atıkları ve tıbbi atıkların
bertaraf bedeli ise atıkların türü, miktarı, kaynağı ile tesisin çevre ve insan
sağlığına olan etkileri, işletme ve amortisman giderleri esas alınarak bertaraf
tesisi işletmecisi tarafından belirlenir ve atık kabulü esnasında tahsil
edilir.
Belediyeler (büyük şehirlerde büyük şehir
belediyeleri); belediye meclisi kararına istinaden, katı atıkların ve
atıksuların toplanması, taşınması, değerlendirilmesi ve imhası hizmetlerini
ayrı ayrı veya bir bütün olarak 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin
Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun hükümlerine
göre yap-işlet-devret modeli ile şirketlere gördürebilirler. Bu takdirde, bu
hizmetler karşılığında alınacak ücretlerin tespit ve tahsil şekli, belediye ile
ilgili şirket arasında yapılacak uygulama sözleşmesinde gösterilir. Bu bedeller
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre tahsil edilir.
Belediye sınırları ve mücavir alanlar
içinde bulunan ve belediyelerin katı atık yönetimi ile kanalizasyon
hizmetlerinden yararlanan konut, işyeri ve diğer şekillerde kullanılan binalar
ve alanlar, atık su bedeli ve katı atık bedeline tabidir. Atıksu bedeli ile katı
atık bedeli ödemekle yükümlü olanlar her ne şekilde olursa olsun binaları ya da
katı atıkların üretildiği alanları kullananlardır. Bu konudaki esas ve usuller
Çevre Bakanlığı'nın uygun görüşü alınarak İçişleri Bakanlığınca hazırlanacak
bir yönetmelikle düzenlenir.
Atık su ve katı atık yönetiminde birbirine
yakın belediyelerin hizmet birlikleri kurmaları esastır. Hizmet Birliğini
oluşturan belediyeler yatırımlarda Devlet desteğinden öncelikle
yararlandırılır."
GEÇİCİ MADDE 1. - Bu Kanun uyarınca
çıkarılacak yönetmelikler ilgili Bakanlıkların görüşü alınarak Bakanlıkça
hazırlanır ve Kanunun yürürlüğe
girmesinden itibaren en geç bir yıl
içinde yayımlanır.
GEÇİCİ MADDE 2. - Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihte faal durumda olan ve bu Kanun ve yönetmeliklerle belirlenen ek
yükümlülüklerin yerine getirilmesi için
mevcut işletmelere Bakanlıkça yeteri kadar süre verilebilir.
GEÇİCİ MADDE 3. - Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihte 27.9.1984 tarih ve 3046 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesi
uyarınca kurulmuş bulunan Çevre Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesi, tüm
varlıkları ve borçları ile, herhangi bir işleme gerek kalmaksızın bu Kanunla
kurulmuş bulunan Döner Sermaye İşletmesine devredilmiş sayılır.
MADDE 31. - Bu Kanunun; 12 nci maddesi ile
yeniden düzenlenen 2872 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin; birinci fıkrasının
(a) ve (b) bentleri 1.1.2003, diğer maddeleri yayımı tarihinde yürürlüğü girer.
MADDE 32. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.