Dönem : 21           Yasama Yılı : 4

 

              T.B.M.M.    (S. Sayısı : 851)

 

Çevre Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Amasya Milletvekili Ahmet İyimaya’nın, 2872 Sayılı Çevre Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin ve Kırklareli Milletvekili Cemal Özbilen ve 5 Arkadaşının, Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe ve Çevre Komisyonları Raporları

 (1/388, 2/586, 2/886)

 

                                                    

Not : Tasarı, Başkanlıkça Adalet, Plan ve Bütçe ve Çevre Komisyonlarına; 2/586 Esas Numaralı Teklif, Adalet ve Çevre Komisyonlarına ve 2/886 EsasNumaralı Teklif ise İçişleri, Plan ve Bütçe ve Çevre Komisyonlarına havale edilmiştir.

 

 

T.C.

 

 

Başbakanlık

22.6.1999

 

Kanunlar ve Kararlar

 

 

Genel Müdürlüğü

 

 

Sayı : B.02.0.KKG/196-342/2695

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Önceki yasama döneminde hazırlanıp Başkanlığınıza sunulan ve İçtüzüğün 77 nci maddesi uyarınca hükümsüz sayılan ilişik listede adları belirtilen kanun tasarılarının yenilenmesi BakanlarKurulunca uygun görülmüştür.

Gereğini arz ederim.

 

 

Bülent Ecevit

 

 

Başbakan

 

T.C.

 

 

Başbakanlık

3.5.1996

 

Kanunlar ve Kararlar

 

 

Genel Müdürlüğü

 

 

Sayı : B.02.0.KKG/196-342/1847

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Önceki yasama döneminde hazırlanıp Başkanlığınıza sunulan ve İçtüzüğün 78 inci maddesi uyarınca hükümsüz sayılan ilişik listede adları belirtilen kanun tasarılarının yenilenmesi BakanlarKurulunca uygun görülmüştür.

Gereğini arz ederim.

 

 

Mesut Yılmaz

 

 

Başbakan

                                                    

1/851 Çevre Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı.

 

T.C.

 

 

Başbakanlık

 

 

Kanunlar ve Kararlar

 

 

Genel Müdürlüğü

26.4.1995

 

Sayı : B.02.0.KKG/101-815/1980

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Çevre Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 2.3.1995 tarihinde kararlaştırılan “Çevre Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.

Gereğini arz ederim.

 

 

Prof. Dr. Tansu Çiller

 

 

Başbakan

GENEL GEREKÇE

İçinde bulunduğumuz yüzyılda, endüstri ve teknoloji alanında meydana gelen hızlı gelişmeler bir yandan insanın doğa üzerindeki egemenliğini artırıp, yaşam düzeyinin yükselmesini sağlarken diğer yandan artan nüfus ve hızlı kentleşme olgusunun da etkisiyle doğal dengelerin bozulması, kaynakların yok edilmesi, canlıların yaşamını tehdit edecek boyutlara varan hava, su ve toprak kirlenmeleri sonucunu ortaya çıkarmıştır.

Ülkemiz de, özelikle 1970’li yıllardan beri çerve sorunlarının gittikçe artan baskısıyla karşı karşıyadır. Birçok büyük şehrimizde görülen hava kirliliği, kıyılarımızda ve iç sularımızda artan kirlilik, kaliteli tarım topraklarının endüstri ve yerleşme bölgesi haline gelmesi, tarımsal mücadele ilaçlarının olumsuz etkileri, yeşil alanların tahribi, atıklar ve gürültü, ülkenin ekolojik dengesini, doğal kaynaklarını ve insan sağlığını zedeler hale gelmiştir.

Bütün bu gelişmeler doğrultusunda Anayasal bazda ilk defa 1982 Anayasasının 56 ncı maddesinde “Sağlık Hizmetleri ve Çevrenin Korunması” başlığı altında bir düzenlemeye yer verilmiştir. Anayasanın bu hükmüyle “çevre hakkı” sosyal ve ekonomik hak ve ödevler arasında yerini almıştır.

Ancak Anayasanın çevrenin korunmasına ilişkin hükümleri sadece 56 ncı madde ile sınırlı değildir.

“Özel mülkiyet hakkının kullanılmasına getirilen kamu yararı sınırını düzenleyen 35 inci madde; deniz, göl ve akarsu kıyılarının, sahil şeritlerinin kamu yararına açık alanlar olmasına ilişkin 43 üncü madde; toprağın verimli kullanılması ve korunmasına ilişkin 44 üncü madde; tarım alanları ile çayır ve meraların amaç dışı kullanımını ve tahribini önlemeyi düzenleyen 45 inci madde; konut ihtiyacının çevre koşullarını gözeten bir planlama çerçevesinde karşılanmasını öngören 57 nci madde; tarih, kültür ve tabiat varlıklarının korunmasını düzenleyen 63 üncü madde; doğal afet ve tehlikeli salgın hastalıkları düzenleyen 119 uncu madde; doğal servetlerin ve kaynakların aranması ve işletilmesini düzenleyen 168 inci madde ve ormanların korunması ve geliştirilmesine ilişkin 169 uncu maddeler de” çevre ile ilgilidir.

1982 Anayasası ile getirilen bu hükümler gereğince, çevre kirliliğinin önlenmesi, çevrenin korunması ve iyileştirilmesi amacına yönelik olarak 9.8.1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanunu yürürlüğe girmiştir.

2872 sayılı Çevre Kanunu çevre ile ilgili temel tanımların dışında idarî düzenlemeler ve yükümlülüklerin, yasakların, denetim ve cezai müeyyidelerin yer aldığı çerçeve bir kanundur. Bu genel çerçevenin gerektirdiği düzenlemeler ise yönetmeliklere bırakılmıştır. Kanunun uygulanmasını sağlamak üzere bugüne kadar dokuz adet yönetmelik çıkarılmıştır.

Ancak, ülkemizde çevre sorunlarının yeni oluştuğu ve anlaşıldığı sırada hazırlanan ve yürürlüğe konulan 2872 sayılı Çevre Kanunu günün ihtiyaçlarına tam olarak cevap verememektedir. Genel anlamda, çevre sorunlarının süratle büyümesi ve çevrenin öneminin zaman içinde daha da anlaşılır hale gelmesi sebepleriyle Kanunun etkinliğini artırmak üzere bazı değişikliklerin yapılması zorunluluğu doğmuştur.

Ülkemizde hızlı şehirleşmenin ve endüstrileşmenin kaçınılmaz bir sonucu olan hava kirliliği, bazı şehirlerimizde insan sağlığını tehdit eden boyutlara ulaşmıştır.

Kişilerin beden ve ruh sağlığını etkileyen gürültü, canlıları rahatsız eden, medenî ve doğal hayat tarzına uymayacak şekilde ve hızla artmaktadır.

Denizlerimizde ve iç sularımızda görülen kirlilik; sağlık, ekonomi ve turizm potansiyelimizi tehdit eden ölçülere varmıştır. Yerleşme ve endüstri merkezlerinden sulara bırakılan katı ve sıvı atıklar, deniz ve körfezlerimizi hızla kirletirken, radyoaktif maddeler, katı atıklar, kimyasallar, tehlikeli katı ve sıvı atıkların bertarafı uluslararası sorun olmuş, gelişmiş ve sanayileşmiş ülkelerin atıklarını gelişmekte olan ülkelere gönderme isteklerine paralel olarak, söz konusu atıkların ülkemizin hükümranlık alanındaki denizlerimizde bertaraf edilmesi sorunu ortaya çıkmıştır. Buna bağlı olarak kıyılarımızda artan kirlilik, turizme bağlanan ümitleri de büyük ölçüde zedelemektedir. Ayrıca su ürünlerinin gördüğü zarar yanında, yayılan kirlilik deniz ekolojisini çevre ve insan sağlığını tehdit eden, bozan ölçülere varmıştır.

Toprağın kötü kullanılması ise ülkemizin bugünü ve geleceği açısından büyük bir tehlikeye yol açmaktadır. Kaliteli tarım topraklarının yerleşme ve endüstri maksatlarıyla kullanarak yok edilmesinin yanında, yeşil örtünün tahribi ve erozyon, yurdumuzun ekolojik dengesini ve tarım potansiyelini belki görülmeyen bir şekilde, fakat hızla etkilemektedir.

Bunun yanısıra tarımsal üretimi etkileyen zararlılarla mücadele ilaçları ve benzeri diğer kimyasal maddeler, gereğinden fazla veya bilgisizce kullanma gibi sebeplerle, insan, hayvan ve bitki sağlığını etkileyen sonuçlara yol açmaktadır.

Bütün bu olumsuzlukları gidermek üzere 2872 sayılı Kanunun uygulamada etkinliğini sağlayacak bazı hükümleri ile cezai hükümleri yeniden düzenlenmiştir.

2872 sayılı Çevre Kanununun uygulanmasında, yaptırımların idarî para cezası şeklinde öngörülmüş olmasından kaynaklanan sıkıntılarla karşılaşılmaktadır. İdarî para cezalarının, hürriyeti bağlayıcı cezalara oranla daha hızlı işletilebilmesine rağmen, bu cezaların cezayı veren makam tarafından olayın niteliği ve niceliğine göre takdir edilememesi hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurmaktadır. Ayrıca öngörülen para cezaları çoğunlukla muhtemel zararı önlemek için harcanması gereken miktardan daha düşük kalması nedeniyle etkisiz olmaktadır.

Hürriyeti bağlayıcı cezalar, sonuçları itibarı ile idarî para cezalarından daha caydırıcı niteliğe sahip olması ve fiilin ağırlığına göre takdir edilebilmesi açısından çevre korumasının gerçekleştirilmesinde idarî para cezalarına oranla daha etkin bir rol oynayacaktır.

MADDE GEREKÇELERİ

Madde 1. – Bu madde ile 2872 sayılı Çevre Kanununun “Tanımlar” başlıklı 2 nci maddesinde yer alan atık tanımı değiştirilmiş ve Kanunda yapılan değişikliklere paralel olarak maddeye tehlikeli atık, evsel atık, tehlikeli madde, sulak alan ve tarım kimyasalı tanımları ilave edilmiştir.

Madde 2. – Bu madde ile 2872 sayılı Çevre Kanununun 10 uncu maddesi değiştirilmiş ve çevreyi doğrudan ya da dolaylı olarak, olumlu ya da olumsuz yönde etkileyen bir faaliyetin etkilerinin, faaliyetle ilgili yatırıma başlamadan önce henüz karar aşamasında iken irdelenmesi ve faaliyetin yaratabileceği olumsuz etkilerin önlenmesi için alternatif çözümlerin belirlenmesinde kullanılan çevresel etki değerlendirmesi uygulamasında yetkili ve karar verici mercinin Çevre Bakanlığı olduğu belirtilmiştir.

Madde 3. – Kanunun uygulanmasının izlenmesi ve yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediğinin tespitinde denetim önemli bir araçtır.

Çevre Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin “görev” başlıklı 2 nci maddesiyle “Çevreye olumsuz etkileri olan her türlü faaliyeti ülke bütününde izlemek ve denetlemek” yetkisi Çevre Bakanlığına verilmiştir.

Ancak, Çevre Bakanlığının bugünkü teşkilât yapısı ve imkânlarıyla denetiminin etkili ve süratli bir şekilde yapılması mümkün olmadığından, Çevre Bakanlığının kontrolü altında, belediyelere ve mülkî idare amirliklerine de denetim yetkisi tanınmıştır.

Askerî bölgeler ve faaliyetlerin denetiminin, özellikleri nedeniyle, Genel Kurmay Başkanlığı ve ilgili Bakanlıklar tarafından hazırlanacak bir yönetmelik çerçevesinde yapılması öngörülmüştür.

Denetim hizmetleri ayrı bir teknik ve uzmanlığı gerektirdiğinden denetimi yapacak elemanların nitelikleri ve denetim usulüne ilişkin hususların, düzenlenecek yönetmelikle belirlenmesi uygun görülmüştür.

Ayrıca, yapılacak denetimlerin etkinliğini sağlamak üzere denetime muhatap olan gerçek ve tüzel kişilere denetimle yetkili mercilerin isteyecekleri bilgi ve belgeleri verme ve kirleten öder ilkesi gereğince analiz ve ölçüm giderlerini karşılama zorunluluğu çevreyi kirletebilecek faaliyette bulunan kurum ve işletmelere kullandıkları hammadde, yakıt, çıkardıkları ürün ve atıklar ile proses şemalarını ve kirlilik raporlarını denetimle yetkili mercilere bildirmeleri yükümlülüğü getirilmiştir.

Madde 4. – Bu madde ile, çevreye zararlı faaliyetlerde bulunan kurum, kuruluş ve işletmelerin faaliyetlerinin denetlemeye yetkili mercilerin talebi üzerine mahallin en büyük mülkî idare amiri tarafından durdurulmasına imkân tanıyan bir düzenleme yapılmıştır. Ayrıca çevre kirliliğinin insan ve çevre sağlığı yönünden büyük tehlike yarattığı durumlarda Çevre Bakanlığına da faaliyeti durdurma yetkisi verilmiştir.

Madde 5. –  Bu madde ile 2872 sayılı Çevre Kanununda yer alan fon gelirleri ile ilgili olarak uygulamada görülen bir kısım eksikliklerin giderilmesine çalışılmıştır. Ayrıca fon kaynaklarını artırabilmek amacıyla çevre ile doğrudan alakalı bulunan konularda ve fona ait veya fonun katıldığı tesis ve işletmeler marifetiyle veya Bakanlık vasıtasıyla verilen hizmetlerden elde edilecek gelirler de fon gelirleri arasına dahil edilmiştir. Yine 2872 sayılı Çevre Kanununda fon gelirleri arasında sayılmasına rağmen tahsilat güçlükleri sebebiyle uygulama alanı bulamayan; çevre kirliliğine sebebiyet veren kurum ve işletmelerden alınacak iştirak paylarına, Belediye Gelirleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 3914 sayılı Kanunla yürürlüğe giren çevre temizlik vergisinin de aynı mahiyette olması sebebiyle madde metninde yer verilmemiştir.

Fon gelirlerinin tahsili ve bankaya aktarılması konusundaki usulleri de belirten madde hükmünde; özellik arz eden en önemli düzenleme, fon gelirlerinin zamanında fonun bankadaki hesabına aktarımını sağlamayan kurum ve kuruluşların şahsî sorumlularından, aktarılması gereken meblağın % 10’u nispetinde ceza tahsil edilmesidir. Böylelikle fon gelirlerinin düzenli olarak aktarılması sağlanacaktır.

Bu madde ile ayrıca, çevre hizmetlerinin gerçekleştirilmesi ile ceza tahsilatı yapan kurum ve kuruluşların tahsilat masraflarının karşılanmasında kullanılmak kaydıyla Çevre Kanunu ile getirilen idarî para cezalarından, madde metninde öngörülen oranlarda, tahsilatı yapan kurum ve kuruluşlara da pay ayrılmasına ilişkin bir düzenleme yapılmıştır. Bu suretle Kanundaki cezaların uygulanmasında etkinliği sağlamak ve fon gelirlerini artırmak amaçlanmıştır.

Madde 6. –  Bu madde ile, motorlu taşıtlarla havanın kirletilmesi, gemi veya diğer deniz vasıtaları ile suların kirletilmesi ve haber verme, bildirim ve bilgi verme yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde uygulanacak idarî para cezaları düzenlenmiştir.

Madde 7. – Bu madde ile, 20 nci maddede belirtilen idarî para cezalarının hangi merciler tarafından verileceği düzenlenmiştir. Kanunun 12 nci maddesinde yapılan düzenlemeye paralel olarak liman başkanlıklarına ve Sahil Güvenlik Komutanlığı bağlısı uçak ve helikopter pilotlarına da ceza kesme yetkisi verilmiştir.

Madde 8. –  Bilindiği üzere, “Kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesi gereğince idareye fiilin ağırlığına göre, takdiren para cezası verme yetkisi tanınmamaktadır. Bu durum ise, çevreye verilecek zararın niceliği ne olursa olsun aynı cezayı uygulamak zorunluluğunu beraberinde getirmekte, haksız uygulamalara yol açmaktadır.

Bu madde ile yukarıda belirtilen olumsuzlukların bertaraf edilmesi amaçlanmıştır. Bu sebeple, Çevre Kanunuyla düzenlenen suçlara, (gemi ve deniz araçları ve motorlu kara taşıtlarıyla işlenen suçlara verilecek cezalar ve diğer birkaç konu dışında) uygulanacak müeyyideler Ceza Hukukuna tâbi kılınmıştır.

Ayrıca madde ile, idarî para cezalarına göre daha caydırıcı niteliğe sahip ve fiilin ağırlığına göre takdir edilebilen hürriyeti bağlayıcı cezalar da öngörülmüştür.

Madde 9. –  Gelişmiş ülkeler, ürettikleri atıklardan kurtulmanın en kolay ve en ucuz yolunu söz konusu atıkları gelişmekte olan ülkelere yasal olmayan yollarla göndermekte bulunmaktadırlar. Ülkemiz de bu maddelerin uluslararası taşınımının olumsuz etkilerine maruz kalmaktadır. Bu tür zararlı atıkların yurt içine sokulmasını ve kullanımını önlemek amacıyla söz konusu atıkların ithali madde hükmü ile yasaklanmış, ihracat ve transit geçişi ise Çevre Bakanlığının iznine bağlanmıştır. Ayrıca atıkların taşınması sırasında taşıma belgesinin bulundurulması zorunluluğu getirilmiştir.

Atıkların dışında tutulan hurdaların ithali yürürlükte olan İthalat Rejimi Kararları çerçevesinde yürütülmektedir. Madde metni ile istisnai olarak ekonomik değeri haiz kâğıt, demir gibi geri kazanım yüzdesi yüksek olan hurdaların yasak kapsamına girmeden kontrollü olarak ülkemize girişine müsaade edilmiştir.

Madde 10. – İçme ve kullanma suları tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de rezerv olarak sınırlıdır. Söz konusu suların korunması ve en iyi şekilde kullandırılmasını sağlamak amacıyla bu suların çevrelerinde koruma bantları oluşturulması, koruma alanlarının tanımı ve bu bantlarda uygulanacak yasak ve sınırlamalara ilişkin düzenleme Geçici 2 nci madde olarak 2872 sayılı Çevre Kanununa ilâve edilmiştir.

Ayrıca madde ile nüfus yoğunluğundaki artışa temel teşkil etmesi bakımından su havzalarında belediye kurulması yasaklanmıştır.

Madde 11. –  Bu madde ile yürürlükten kaldırılan hükümler belirtilmiştir.

Madde 12. – Yürürlük maddesidir.

Madde 13. – Yürütme maddesidir.

Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi

 

 

Plan ve Bütçe Komisyonu

13.8.1999

 

Esas No. : 1/388

 

 

Karar No. : 50

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Çevre Bakanlığınca hazırlanarak, Bakanlar Kurulunca 19 uncu Yasama Döneminde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulan kanunlaşamadığı için 20 nci Yasama Döneminde yenilenen ancak bu dönemde de kanunlaşamayan ve İçtüzüğün 77 nci maddesi hükmü gereğince kadük olan “Çevre Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”, bu defa, Hükümetçe 22.6.1999 tarihinde yenilenmiş ve yenilemeye ilişkin Başbakanlık yazısının 22.6.1999 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmasını takiben, Başkanlıkça 29.6.1999 tarihinde talî komisyon olarak Plan ve Bütçe Komisyonu ile Adalet Komisyonuna, esas komisyon olarak da Çevre Komisyonuna havale edilen söz konusu Tasarı; Komisyonumuzun 21 Temmuz, 4 ve 10 Ağustos 1999 tarihlerinde yaptığı 21 inci, 26 ncı ve 28 inci birleşimlerde Çevre Bakanı Fevzi Aytekin, Maliye Bakanlığı ve Çevre Bakanlığı ile Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı temsilcilerinin de katılımlarıyla incelenip, görüşülmüştür.

Bilindiği gibi; içinde bulunduğumuz yüzyılda, endüstri ve teknoloji alanında meydana gelen hızlı gelişmeler, bir yandan insanın doğa üzerindeki egemenliğini artırıp yaşam düzeyinin yükselmesini sağlarken, diğer yandan artan nüfus ve hızlı kentleşme olgusunun etkisiyle doğal dengenin bozulması, kaynakların yok edilmesi, canlıların yaşamını tehdit edecek boyutlara varan hava, su ve toprak kirlenmesi sonucunu doğurmuştur. Ülkemizde, özellikle 1970’li yıllardan sonra sanayinin yoğunlaştığı büyük şehirlerimizde başta olmak üzere çevre kirlenmesiyle karşı karşıya kalındığı, son yıllarda tarım sektöründe meydana gelen gelişmeler sonucu tarımsal mücadele ilaçlarının kullanılmasıyla ekolojik denge bozularak insan sağlığını tehdit eder hale gelmiştir. Bütün bu gelişmeler sonucu ülkemizin sürdürülebilir kalkınma modelini uygulayabilmesi amacıyla, Anayasanın sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması başlıklı 56 ncı maddesi hükmünü de dikkate alarak çevrenin; korunması, iyileştirilmesi, kırsal ve kentsel alanda arazinin ve doğal kaynakların en uygun şekilde kullanılması ve korunması için yapılacak düzenlemeleri ve alınacak önlemleri ekonomik ve sosyal kalkınma hedefleriyle uyumlu olarak belirli hukukî ve teknik esaslara göre düzenlemek amacıyla 9.8.1983 tarihinde 2872 sayılı Çevre Kanunu çıkarılmıştır. Bu Kanuna dayanılarak uygulamada etkinliği sağlamak amacıyla pek çok tüzük ve yönetmenlik yayımlanmıştır. Ancak, gerek Çevre Kanunu, gerekse çıkarılmış bulunan tüzük ve yönetmelikler globalleşen dünyadaki gelişmeler karşısında yetersiz kalmaktadır. Anılan Kanunda, daha ziyade kirlilik boyutuna önem verilerek, çevre koruma boyutunun ihmal edilmiş olması, ayrıca, katılım ve eğitim konusunda da herhangi bir düzenlemeyi ihtiva etmemesi, uygulamada karşılaşılan en büyük eksiklikler olmuştur.

Diğer yandan; Ülkemizin hızlı bir şehirleşme ve endüstrileşme içinde bulunması hava, deniz ve iç sularımızda görülen kirlilik; sağlık, ekonomi ve turizm potansiyelimizi tehdit eder boyutlara ulaşmıştır. Sanayileşmiş ülkelerin başta radyoaktif unsur içeren maddeler olmak üzere, sıvı ve katı atıklarını gelişmekte olan ülkelere ihraç etme çabaları ile toprağı endüstriyel maksatlı kullanarak kaliteli tarım topraklarının yok edilmesi, tarımda üretimi artırmak amacıyla bilinçsizce kullanılan çeşitli kimyasal maddelerin yarattığı kirlenmeler  de geleceğimizi tehdit eder boyutlara varmıştır. Bütün bu olumsuzlukları önlemek amacıyla 2872 sayılı Çevre Kanununun günün koşullarına göre revize edilmesi, zarureti ortaya çıkmıştır.

Tasarı ve gerekçesi incelendiğinde 2872 sayılı Kanunda,

- Son yıllarda sanayi ve teknoloji alanında meydana gelen gelişmeler doğrultusunda çevrede oluşabilecek olumsuz koşulların önlenmesi hususunda çevresel etki değerlendirmesi uygulamasında yetkili ve karar verici mercinin Çevre Bakanlığı olduğunun belirtilmesine,

- Kanunun uygulamasına, izlenmesine ve yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediğinin etkin bir şekilde denetlenmesinin sağlanmasına, çevreye zarar veren kurum, kuruluş ve işletmelerin gerektiğinde faaliyetlerinin yetkili makamlarca durdurulmasına imkân verilmesine,

- Çevre Fonunun gelirlerinin artırılmasına, Fonun gelirlerinin tahsilinde etkinliği sağlayıcı müeyyidelerin getirilmesine,

- Kanunda belirlenen konularla ilgili olarak haber verme, bildirim ve bilgi verme yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde uygulanacak idarî para cezaları ile bu cezaların hangi makamlarca verileceğinin belirlenmesine,

- Kanunda belirtilen bazı suçlara uygulanacak müeyyidelerin daha caydırıcı nitelikte olan hürriyeti bağlayıcı cezaları da kapsayacak biçimde belirlenmesine, yurt dışından zararlı atıkların ithalinin yasaklanması ve bu maddelerin ihracatı ile transit geçişlerinin Çevre Bakanlığının iznine bağlanmasına,

- İçme ve kullanma sularının korunmasına,

İlişkin düzenlemelerin getirildiği anlaşılmaktadır.

Komisyonumuzda Tasarının geneli üzerinde yapılan görüşmelerde;

- Çevre Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin, öncelikle görüşülerek kanunlaşmasının gerekli olduğu,

- Çevre Bakanlığının çevre politikalarını belirleyen, koordine eden ve denetleyen bir Bakanlık olması gerektiği,

- Çevre Fonuna ilişkin gelirlerin artırılmasında yarar görüldüğü, ancak; bütçe dışı fon yaratılması hususunda yapılacak düzenlemelerin mutlaka yeniden değerlendirilmesinde yarar bulunduğu,

- Tasarının 1995 yılında hazırlandığı, dolayısıyla son yıllarda ortaya çıkan çevre sorunlarıyla ilgili olumsuzlukları giderebilecek hükümleri içerip içermediği hususunda tereddüt duyulduğu bu nedenle daha ayrıntılı şekilde incelenmesini teminen kurulacak alt komisyonca olgunlaştırılmasına ihtiyaç duyulduğu,

- Söz konusu Tasarıda Plan ve Bütçe Komisyonunun talî komisyon olarak tayin edildiği, ancak; kamu gider ve gelirlerini doğrudan etkileyen, dolayısıyla millî bütçeye ek malî yükler getiren düzenlemeler ile yeni kadro ihdasları hususunda esas Komisyonca bir artırıma gidilmesinden kesinlikle kaçınılmasının gerektiği,

İfade edilmiştir.

Geneli üzerinde yapılan müzakerelerden sonra, Tasarının daha ayrıntılı bir şekilde incelenebilmesini ve gerekli düzenlemelerin yapılmasını teminen bir alt komisyon kurulmasına karar verilmiştir.

Alt Komisyon, 28,29 Temmuz 1999 tarihleri arasında Çevre Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Temsilcilerinin katılımı ile yaptığı titiz ve kapsamlı çalışmalarında, Çevre Kanunu bütünüyle değerlendirilmiş gerekli maddelerinde yeni düzenlemeler yapmış, bazı konularda gerekli değişikliklerin yapılması hususunda komisyonumuza temennide bulunma kararı almış, çalışmalarını bir rapor halinde Komisyonumuza sunmuş ve müzakerelere, Alt Komisyonca hazırlanan metnin esas alınması suretiyle devam edilmesini temenni etmiştir.

Bu defa Komisyonumuz, 4 ve 10 Ağustos 1999 tarihlerinde Çevre Bakanı Fevzi Aytekin ile Çevre, Maliye, Tarım ve Köyişleri, Sağlık ve Adalet Bakanlıkları, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü temsilcilerinin de katılımıyla müzakerelere alt komisyon tarafından oluşturulan metin üzerinden devam edilmesine karar vermiş ve hazırlanan metnin maddelerinin görüşülmesine geçilmiştir.

Metnin;

- Çerçeve 4 üncü maddesinde öngörülen Yüksek Çevre Kurulunun oluşumuna Kültür Bakanının da dahil edilmesi suretiyle,

- Çerçeve 7 nci maddesi ile yeniden düzenlenen 2872 sayılı Çevre Kanununun 10 uncu maddesinin ikinci fıkrasındaki “Bu faaliyetler uygulanamaz” ibaresinin fıkrada ifade bütünlüğünü sağlamak amacıyla metinden çıkarılması ve redaksiyona tâbi tutulması suretiyle,

- Çerçeve 8 inci maddesi ile yeniden düzenlenen 2872 sayılı Çevre Kanununun 11 inci maddesinin (B) fıkrasının “Hizmet birlikleri bu Kanunun yayımından itibaren bir yıl içinde kuruluşlarını tamamlamak zorundadırlar” ifadesinin “Hizmet birliklerini kurmuş belediyelere öncelikle yardım yapılır” şeklinde yeniden düzenlenmesi ve “6183 sayılı Kanun hükümlerine göre ödenir” ibaresinin “6183 sayılı Kanun Hükümlerine göre takip ve tahsil olunur” şeklinde redaksiyona tâbi tutulması suretiyle,

- Çerçeve 9 uncu maddesi ile yeniden düzenlenen 2872 sayılı Çevre Kanununun 12 nci maddesinde görevini kötüye kullanan çevre müfettişleri için öngörülen “iki aydan altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır” hükmünün metinden çıkartılması suretiyle,

- Çerçeve 10 uncu maddesi ile yeniden düzenlenen 2872 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin 3 üncü fıkrasındaki “atıkların ve” ibaresinden sonra gelmek üzere “bitki, hayvan ve insan sağlığı ile ilgili olanlar hariç” ibaresinin, konuya açıklık getirmek için ilave edilmesi suretiyle,

- Çerçeve 13 üncü maddesi ile yeniden düzenlenen 2872 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin;

- Birinci fıkrasının, (a) bendinin “Trafiğe ilk defa tescil edilen motorlu araçlardan alınan taşıt alım vergisi tutarının dörtte biri oranında ayrıca tahsil edilen miktardan” şeklinde yeniden düzenlenmesi, (c) bendinde gemi siciline tescil edilen her türlü deniz araçlarından alınan katkı paylarının yeniden düzenlenmesi, (d) bendinde yer alan “araçları ile” ibaresinden sonra gelmek üzere “yurt içinde” ibaresinin ilave edilmesi, (f) bendinin metinden çıkarılması, (g) bendinde yer alan “yüzde bir” oranının “binde beş” olarak değiştirilmesi ve bentde pet şişelerle ilgili hükmün yeniden düzenlenmesi, (h) bendinde “her bir kara avcılığı ruhsat tezkeresi” ibaresinin “her türlü ateşli silah ruhsat tezkereleri” şeklinde değiştirilmesi, (j) bendinin metinden çıkartılması, (k) bendinde yer alan “Spor-Toto, Spor-Loto, Millî Piyango, Sayısal Loto türü” ibaresinin “Millî Piyango ve Sayısal Lotonun” şeklinde değiştirilmesi “yüzde biri” oranının “binde beş”e indirilmesi,

- İkinci fıkrasının, birinci fıkrada yapılan düzenlemelere paralel olarak “ve (f) bentlerinde” ibaresinin “bendinde” şeklinde değiştirilmesi,

- Üçüncü fıkrasının birinci cümlesinin, “İlgililer, bu maddenin (b), (d), (e), (f), (g), (h) ve (k) bentleri gereğince her ay topladıkları tutarları örneği Bakanlıkça hazırlanacak beyanname ile tahsili takip eden ayın son gününe kadar Bakanlığa beyan ederek, toplanan tutarları aynı süre içinde Fonun banka hesabına yatırmak zorundadırlar” şeklinde değiştirilmesi,

- Dördüncü fıkrası, “Güvenlik” ibaresinden sonra gelmek üzere “Komutanlığı ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre yetkili kılınan kuruluşlarca” ibaresinin ilave edilmesi,

- Fonun bütçe kapsamında olması halinde fon gelirlerinin % 70’inin ödenek olarak öngörülmesini düzenleyen altıncı fıkrasının metinden çıkarılması,

Suretiyle,

- Çerçeve 14 üncü maddesi ile yeniden düzenlenen 2872 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinin beşinci fıkrasının (f) bendindeki “arıtma ve bertaraf tesisi ile” ibaresinin “arıtma, bertaraf tesisleri ve bunlarla ilgili” şeklinde redaksiyona tâbi tutulması, (g) bendinin metinden çıkartılması suretiyle,

- Çerçeve 15 inci maddesi ile yeniden düzenlenen 2872 sayılı Kanunun 20 nci maddesi idarî nitelikli cezalarda etkinliği sağlamak amacıyla artırılması ve redaksiyona tâbi tutulması suretiyle,

- Çerçeve 16 ncı maddesi ile yeniden düzenlenen 2872 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi ceza gerektiren fiillerin birinci tekrarında bir kat ikinci tekrarında iki kat artırılması ifadesi uygulamada tereddütlere neden olmaması için yüzde yüz ve yüzde ikiyüz olarak redaksiyona tâbi tutulması suretiyle,

- Çerçeve 18 inci maddesi ile yeniden düzenlenen 2872 sayılı Kanunun 25 inci maddesi, idarî para cezası gerektiren suçlarla ilgili olarak düzenlenen tutanağın ilgili mevzuata uygunluğunun değerlendirilebilmesi için bir ay olarak öngörülen sürenin onbeş güne indirilmesini düzenleyecek şekilde redaksiyona tâbi tutulması, suretiyle,

- Çerçeve 19 uncu maddesi ile yeniden düzenlenen 2872 sayılı Kanunun 26 ncı madesi, adlî nitelikli cezaların, 28.7.1999 tarihli ve 4421 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Cezaların İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile getirilen düzenlemelere paralellik sağlamak amacıyla redaksiyona tâbi tutulması suretiyle,

- Çerçeve 22 nci maddesi ile yeniden düzenlenen 2872 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi maksadı daha iyi ifade edebilmek için redaksiyona tâbi tutulması suretiyle,

- Çerçeve 24 üncü maddeye bağlı;

- Ek 2 nci maddesinin 1 inci fıkrasının (a) bendi “tahribi ile çölleşen ve” ibaresi “tahribi, çölleşme, toprakların tuzlanması ve alkalileşmesi ile” olarak, (d) bendi “akarsular ve göllerden” ibaresi “akarsulardan, göllerden ve tarım arazilerinden” olarak redaksiyona tâbi tutulması suretiyle,

- Ek 3 üncü maddesi aynen,

- Ek 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, mutlak koruma alanı üzerinde kirlenmeye neden olabilecek faaliyetlerin engellenmesi amacıyla redaksiyona tâbi tutulması, (b) bendinde hayvancılığa ibaresinden sonra gelmek üzere “Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca belirlenecek olanlar dışında” ibaresinin ilave edilmesi ve bendin sonundaki “Bu alanda ekolojik tarım uygulaması teşvik edilir” cümlesinin metinden çıkartılması suretiyle,

- Ek 5 inci maddesi aynen,

- Ek 6 ncı maddesi aynen,

- Geçici 2 nci maddesi maksadı daha iyi ifade edebilecek şekilde redaksiyona tâbi tutulması suretiyle,

- Çerçeve 1, 2, 3, 5, 6, 11, 12, 17, 20, 21 ve 23 üncü maddeleri, yürürlüğe ilişkin 25 inci maddesi, yürütmeye ilişkin 26 ncı maddesi ile Geçici 1 inci maddesi aynen,

Kabul edilmiştir.

Ayrıca, Tasarıda yapılan değişiklikler ve ilaveler nedeniyle madde gerekçeleri yeniden düzenlenmiştir.

Raporumuz esas Komisyon olan Çevre Komisyonuna havale edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile arz olunur.

 

Başkan

Başkanvekili

Sözcü

 

Metin Şahin

Mehmet Hanifi Tiryaki

Nihat Gökbulut

 

Antalya

Gaziantep

Kırıkkale

 

Kâtip

Üye

Üye

 

Cafer Tufan Yazıcıoğlu

Sait Açba

Abdülkadir Akcan

 

Bartın

Afyon

Afyon

 

Üye

Üye

Üye

 

Gaffar Yakın

Ali Uzunırmak

Zeki Ergezen

 

Afyon

Aydın

Bitlis

 

 

 

(İmzada bulunamadı)

 

Üye

Üye

Üye

 

M. Altan Karapaşaoğlu

Oğuz Tezmen

Süleyman Coşkuner

 

Bursa

Bursa

Burdur

 

(İtiraz şerhim ekli.)

(İmzada bulunamadı)

 

 

Üye

Üye

Üye

 

Hakkı Duran

Mücahit Himoğlu

Aslan Polat

 

Çankırı

Erzurum

Erzurum

 

 

 

(İmzada bulunamadı)

 

Üye

Üye

Üye

 

Ramazan Gül

Ali Er

Celal Adan

 

Isparta

İçel

İstanbul

 

Üye

Üye

Üye

 

Aydın Ayaydın

Ali Coşkun

Yılmaz Karakoyunlu

 

İstanbul

İstanbul

İstanbul

 

 

(Muhalefet şerhi ekli.)

 

 

Üye

Üye

Üye

 

Nesrin Nas

Masum Türker

Hasan Metin

 

İstanbul

İstanbul

İzmir

 

Üye

Üye

Üye

 

İlhami Yılmaz

Zeki Ünal

Necdet Tekin

 

Karabük

Karaman

Kırklareli

 

Üye

Üye

Üye

 

Ali Gebeş

Mehmet Ali Yavuz

Ahmet Derin

 

Konya

Konya

Kütahya

 

Üye

Üye

Üye

 

Süleyman Çelebi

Veysi Şahin

Cevat Ayhan

 

Mardin

Mardin

Sakarya

 

 

(İmzada bulunamadı)

(Muhalefet şerhim eklidir.)

 

Üye

Üye

Üye

 

Ş. Ramis Savaş

Tarık Cengiz

Kemal Kabataş

 

Sakarya

Samsun

Samsun

 

 

 

(İmzada bulunamadı)

 

Üye

Üye

Üye

 

Lütfi Ceylan

Hasan Özgöbek

Bekir Gündoğan

 

Tokat

Uşak

Tunceli

 

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANLIĞINA

Görüşülmekte olan “Çevre Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının” 13 üncü maddesinin son 3 üncü paragrafında alt komisyonda tespit edilerek ilave olunan “Toplanan Fon’un % 70’inin Çevre Bakanlığına intikal ettirilir” hükmüne Komisyon Başkanlığınca karşı çıkılarak bu oranın düşürülmesi istikametindeki tutumlarından dolayı karşıyız.

1. Bu fonda toplanan paraların amacının, çevre ile ilgili yatırımlarda harcanacağı, kanunla ilan edilmiştir.

2. Bu fonun amacı dışında bütçe uygulamaları ile kullanılması Devletin yasalarla verdiği taahhüdün dışına çıkmak anlamına gelir.

3. Böyle bir uygulamanın aşağıdaki boyutları gözden uzak tutulmuştur.

a) Hukukî boyut

b) Sosyolojik boyut

c) Ahlakî boyut

4. Gelecek asrın çevre ve özgürlükler asrı olacağı gözönünde bulundurulmamış olacaktır.

Yukarıda belirttiğimiz sebeplerden dolayı Fonun kullanılması ile ilgili Tasarı maddesine karşı olduğumuzu arz ederiz.                  

 

4.8.1999

 

 

 

Mehmet Altan Karapaşaoğlu

Cevat Ayhan

Ali Coşkun

 

Bursa

Sakarya

İstanbul

 

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONUNCA KABUL EDİLEN METNE İLİŞKİN

MADDE GEREKÇELERİ

Madde 1. - Günümüzde ulusal kalkınma çabalarını belirleyici temel etkenlerden birisinin çevresel kaynaklar olduğu, başta doğal kaynaklar olmak üzere bu değerlerin tahribinin kısa dönemde bile kalkınma çabalarını olumsuz bir şekilde etkilediği gerçeği tüm dünyada kabul edilmektedir. Nitekim 3-14 Haziran 1992 tarihinde düzenlenen Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansında Çevre ve Kalkınma arasındaki karşılıklı bağımlılık ilişkisi ve çevreyi koruyarak kalkınma yaklaşımı global düzeyde onaylanmıştır. Bu gelişmeler doğrultusunda pek çok ülkenin kanunlarında sürdürülebilir kalkınma ilkesi yer almış ve ekonomik faaliyetler ile kalkınma programlarının çevreyle uyumlu olmasını sağlayıcı düzenlemeler yapılmıştır.

Sürdürülebilir kalkınma yaklaşımının ülkemiz için de en uygun ve akılcı prensip olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle Çevre Kanununun amaç maddesinin bu çerçevede değiştirilmesi uygun olacaktır.

Madde 2. - Kanunda yapılan değişikliklere paralel olarak bazı yeni terimlerin tanımlanması zorunluluğu doğmuştur. Tanımlar maddesinin bu çerçevede yeniden düzenlenmesi zorunluluğu bulunmaktadır.

Madde 3. - Çevrenin korunması ve çevre kirliliğinin önlenmesini sağlamak bakımından Çevre Kanununun üçüncü maddesinin değiştirilerek, amaç maddesinde yapılan değişikliğe paralel olarak sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasına, teknoloji seçiminde kirliliği sınırlandırma hedefinin de gözönünde bulundurulması gereğine, Anayasanın çevre korunması konusunda vatandaşa da yükümlülük getiren 56 ncı maddesi doğrultusunda gerçek ve tüzel kişilerin çevrenin korunması ve kirliliğin önlenmesi ile görevli olduğuna ve çevre kirliliğinin önlenmesi ve giderilmesinde ekonomik araçlardan yararlanmasına ilişkin ilkelere yer verilmesi gerekmektedir.

Madde 4. - Yüksek Çevre Kurulunun Başbakanın başkanlığında ilgili bakanlardan oluşmasına ilişkin düzenlemedir. Kurulun etkinliğini artırmak için böyle bir yapılanmaya gidilmesi zorunluluğu bulunmaktadır. Bu yapılanma nedeniyle Yüksek Çevre Kurulunun Çevre Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında 443 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede değil Çevre Kanununda düzenlenmesinin daha uygun olduğu düşünülmektedir.

Madde 5. - Bu madde ile Yüksek Çevre Kurulunun görevleri düzenlenmektedir.

Madde 6. - Mevcut arazi kullanımı planlamasında her bakanlık kendi faaliyet alanında kendi amaçları doğrultusunda planlar yapmakta çevresel değerlerin daha optimal ve ortak hedefler doğrultusunda korunması ve kullanılması genel bir çerçeve içinde değerlendirilmemektedir. Dolayısıyla özellikle arazi kullanım planlamasına ilişkin çevresel politika ve stratejilerin bir plan bütünlüğü içinde yer alması ve biran önce uygulamaya aktarılması ihtiyacı bulunmaktadır. Bu nedenle madde ile Çevre Bakanlığınca çevre koruma planları yapılmasına ve bu planların ilgili diğer kurum ve kuruluşlarca yapılacak her ölçekteki planlarda dikkate alınmasına ilişkin bir düzenleme getirilmiştir.

Maddede ayrıca ulusal ve uluslararası düzeyde önem taşıyan ve koruma altına alınan nesli tehlikede, nadir ve endemik bitki ve hayvan türleri ile bunların yaşama ortamlarının korunması ve geliştirilmesine ilişkin hükümler ile sulak alanların korunmasına ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. Gelecek nesillere insana yakışır bir doğal çevre bırakmak amacıyla doğal hayatın korunması için gerekli tedbirlerin alınması ve başka su kuşları olmak üzere karakteristik bitki ve hayvan toplulukları barındıran, bulunduğu bölgenin su rejimini düzenleyen, balıkçılık avcılık rekreasyonel kullanımlar, turistik faaliyetler ve bilimsel çalışmalara olanak sağlayan, yaban hayatı yaşama ortamları içerisinde önemli ve farklı statüye sahip olan sulak alanların korunması, ulusal çıkarlarımız ve uluslararası anlaşmalarla üstlendiğimiz taahhütlerimiz gereğidir.

Madde 7. - Çevresel Etki Değerlendirmesi süreci ile ilgili çalışmaların etkin ve verimli olabilmesi için izin ve ruhsat vermekle yetkili diğer kurumların nihai izinlerini vermeden önce mutlaka ÇED çalışmasının yapılıp yapılmadığını araştırmaları ve ÇED olumlu belgesi bulunmayan faaliyetlere izin vermemeleri gerekmektedir. Bu sayede hem bürokratik işlemlerdeki karmaşıklığın önüne geçilecek hem de bir faaliyet için planlama aşamasında ÇED çalışmasının yapılması sağlanmış olacaktır. Ayrıca plan, politika ve programların çevresel etkilerini değerlendiren stratejik çevresel etki değerlendirmesi sürecine kanunda yer verilmesi de bir gereklilik olarak görülmektedir.

Madde 8. - Çevre Kanununun 11 inci maddesinin, meydana gelen yeni gelişmeler doğrultusunda yeniden düzenlenmesi zorunluluğu bulunmaktadır. Arıtma ve bertaraf yükümlülüğü bulunan tesislere inşaat ruhsatı aşamasında bu yükümlülüğün yerine getirileceğini gösterir proje ve belgeleri ilgili kuruma sunmadıkça inşaat ruhsatı, inşaatı bitmiş olanlardan bu yükümlülüğü yerine getirmeyenlere ise işletme veya iskân ruhsatı verilmemesine ilişkin düzenleme ile arıtma ve bertaraf tesislerinin yapılması sağlanacak, ayrıca atıksu altyapı sistemlerinin kurulması ile sorumlu kurum ve kuruluşlar belirlenerek bu konudaki yetki ve sorumluluklar açıklığa kavuşturulmuş olacaktır. Gemi ve deniz araçlarından kaynaklanan deniz kirliliğinin önlenmesine yönelik olarak da liman, tersane, gemi söküm yeri ve marinalarda yüzer ya da sabit kabul tesislerinin kurulması ile ilgili bir zorunluluk getirilmiştir.

Madde 9. - Kanunun denetim, bilgi verme ve bildirim yükümlülüğüne ilişkin maddesinin çevresel denetimlerdeki etkinliği artırmak üzere yeniden düzenlenmesinin uygun olduğu düşünülmektedir. Ayrıca denetlemelerde gönüllü çevre müfettişliği kurumundan yararlanılması Kanunun uygulanmasını izlemesi ve yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediğinin tespitinde önemli kolaylıklar sağlayacaktır.

Madde 10. - Hava, su ve toprağa karışarak kısa veya uzun dönemde ekolojik dengeyi bozan, çevre ve insan sağlığı açısından zararlı etkiler meydana getiren tehlikeli kimyasalların kullanım alanları, etiketlenmesi, ambalajlanması, depolanması, taşınması ve ihracatına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi, bu maddelerin kullanımının kontrol altına alınması ve böylelikle çevrenin korunmasının sağlanması yönünden önem taşımaktadır.

Ülkemizde yılda yaklaşık iki milyon ton tehlikeli atığın oluştuğu gözönünde bulundurulduğunda tehlikeli atıklarla ilgili hukuksal düzenlemelerin de ne kadar gerekli olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle Çevre Kanununun 13 üncü maddesinin de değiştirilmesi gerektiği düşünülmektedir.

Madde 11. - Çevre Kanunu uyarınca yayınlanan yönetmeliklere aykırı davrananların faaliyetinin Çevre Bakanlığınca durdurulmasının uygulamalara etkinlik kazandıracağı düşünülmektedir. Bu itibarla maddede bu yönde bir değişiklik yapılması uygun olacaktır.

Madde 12. - Çevre Kanununun Çevre Kirliliğini Önleme Fonu ile ilgili 17 nci maddesinin, Fonun kullanım alanları ile ilgili maddeyle paralelliğin sağlanması açısından değiştirilmesi gerekmektedir.

Madde 13. - Fon kaynaklarını artırabilmek amacıyla tasarının Çevre Kirliliğini Önleme Fonunun gelirleriyle ilgili maddesi yeniden düzenlenmiştir.

Madde 14. - Çevre Bakanlığının bütçeden aldığı pay oldukça sınırlı olduğundan çevre yatırımlarına yeterli kaynak ayırma imkânı bulunmamaktadır. Bakanlık bütçesi, personel giderleri ve cari harcamalarla birlikte Bakanlığın kuruluş kanunundaki görevlerin etkin ve verimli bir şekilde yerine getirilmesinde yetersiz kalmaktadır.Bu itibarla Fonun kullanılmasına ilişkin maddenin genişletilerek yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

Çevre hizmetlerinin gerçekleştirilmesinde nitelikli personel istihdamının büyük önem taşıdığı gözönüne alınarak Çevre Bakanlığı bünyesinde yer alan Çevre Fonunda personelin desteklenmesinin uygun olacağı düşünülmüştür. Çevre Bakanlığı merkez ve taşra personel kadrosunun bin civarında bulunduğu gözönüne alındığında söz konusu ödemenin Fon bütçesine cüzi bir yük getireceği açıktır.

Madde 15. - İdarî nitelikteki cezaların adlî nitelikteki cezalara oranla daha hızlı işletilebildiği gözönüne alındığında çevresel suçların önlenmesinde idarî nitelikteki cezalara ağırlık verilmesi uygun olacaktır.

Madde 16. - Çevre Kanununun tekerrüre ilişkin 23 üncü maddesinin uygulanmasında bazı sorunlarla karşılaşılmaktadır. Bu itibarla söz konusu maddenin değiştirilmesi uygulamadaki belirsizliği gidermek açısından uygun olacaktır.

Madde 17. - Çevre Kanununun İdarî Para Cezalarında Yetki başlıklı 24 üncü maddesinin, denetimle ilgili 12 nci maddede yapılan değişikliğe paralel olarak değiştirilmesi gerekmektedir.

Madde 18. - Kanunun İdarî Cezalara İtiraz başlıklı 25 inci maddesinin uygulanmasında da dava açma süresinin kısaltılması nedeniyle bazı sorunlarla karşılaşılmaktadır. Ayrıca idarî para cezalarının uygulanmasına, ödeme süresine, tahsil usulüne ilişkin düzenlemelerin yapılmamış olması belirsizliklere neden olmaktadır. Bu itibarla söz konusu maddenin değiştirilmesi uygun olacaktır.

Madde 19. - Adlî nitelikteki cezaların sadece bazı önemli çevre suçları için öngörülmesi diğer suçlar için idarî para cezalarının uygulanması yaklaşımının benimsenmesi nedeniyle bu madde yeniden düzenlenmiştir. Ayrıca tüzel kişilerin organ ve temsilcilerinin tüzel kişiler yararına işledikleri suçlardan sorumlu tutulması çevre suçların önlenmesinde önemli bir etkinlik sağlayacaktır.

Madde 20. - Çevre Kanununun, bu Kanun uyarınca verilecek idarî nitelikteki cezaların diğer kanunlarda yazılı cezaların uygulanmasına engel olmayacağı yolundaki 27 nci maddesi ceza hukukunun temel ilkelerine aykırı olduğundan maddenin değiştirilmesi zorunluluğu bulunmaktadır.

Madde 21. - Çevreye verilen zararların çok uzun dönemde ortaya çıkabilecek olması nedeniyle bu zararların tazminine ilişkin taleplerin zaman aşımına uğrama sürelerinin 5 ve 30 yıl olarak belirlenmesi uygun olacaktır. Bu itibarla Çevre Kanununun kirletenin sorumluluğuna ilişkin 28 inci maddesi yeniden düzenlenmiştir.

Madde 22. - Anayasanın 56 ncı maddesinde yer alan Çevre Hakkının gerçekleştirilebilmesi için çevreyle ilgili bilgilere ulaşma hakkının da tanınması gerekmektedir. Bu itibarla maddede çevresel bilgileri ulaşma hakkına ve bu hakkın kullanılmasına ilişkin esaslara yer verilmiştir.

Madde 23. - Yürürlükte bulunan bazı kanunların bu kanunla getirilen düzenlemelere aykırı hükümlerinin kaldırılması gerekmektedir. Bu itibarla Çevre Kanununun 32 nci maddesinde bu yönde bir değişiklik yapma zorunluluğu bulunmaktadır.

Madde 24. - Ülkemizde erozyon, anız yakılması, sanayileşme, yapılaşma, ağaç ve bitki varlığının yok edilmesi çeşitli maden arama ve işletme faaliyetleri gibi sebeplerle toprak yapısının bozulduğu bir gerçektir. Toprağın bozulmasını tahribini ve kirlenmesini önlemek, dengeli ve sürekli kullanımını sağlamak amacıyla bazı tedbirlerin alınması zorunluluğu bulunmaktadır.

Ayrıca kurum, kuruluş ve işletmelerin büyüklüklerine göre bir çevre yönetim birimi kurması ya da çevre görevlisi istihdam etmesi, çevreyle ilgili yükümlülüklerini yerine getirebilmeleri açısından önem taşımaktadır.

Kurum, kuruluş ve işletmelere ISO 14000 çevre yönetim sistem standartlarına uygunluk belgesi verilirken Çevre Bakanlığının görüşünün alınması, bu belgelerin uygun kuruluşlara verilmesi açısından gereklidir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle Çevre Kanununun bu ihtiyaçlara cevap verecek şekilde genişletilmesi gerektiği düşünülmektedir.

Ayrıca Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliğinde yer alan içme ve kullanma sularının korunmasına ilişkin düzenlemelerin Çevre Kanununda düzenlenmesine ilişkin bir değişiklik yapılması gerekmektedir.

Madde 25. - Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte faal durumda olan işletmelere bu kanunda ve yönetmeliklerde belirlenen ek yükümlülükleri yerine getirilebilmeleri için ek bir süre tanınması uygun olacaktır. Bu nedenle Kanuna uygun protokolleri ile ilgili bir geçici madde eklenmiştir.

Kanunun 9 uncu maddesinde belirtilen çevre koruma planları esaslarına aykırı bulunan faaliyetlerin söz konusu planlara uygun hale getirilmesi ile ilgili bir düzenlemenin de yapılması gereklidir.

Madde 26. - Yürürlük maddesidir.

Madde 27. - Yürütme maddesidir.

ALT KOMİSYON RAPORU

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANLIĞINA

Çevre Bakanlığınca hazırlanarak, Bakanlar Kurulunca 19 ve 20 nci Yasama Dönemlerinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulan, ancak Türkiye Büyük Millet Meclisinin erken genel seçimlerle yenilenmesi nedeniyle İçtüzüğün 77 nci maddesi hükmü gereğince kadük olan “Çevre Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”, bu defa, Hükümetçe 22.6.1999 tarihinde yenilenmiş ve yenilenmeye ilişkin Başbakanlık yazısının 22.6.1999 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmasını takiben, Başkanlıkça 29.6.1999 tarihinde tali komisyon olarak Plan ve Bütçe Komisyonu ile Adalet Komisyonuna esas komisyon olarak da Çevre Komisyonuna havale edilen sözkonusu Tasarı; Komisyonumuzun 21.7.1999 tarihinde yaptığı 21 inci birleşiminde, Çevre Bakanı Fevzi Aytekin, Maliye Bakanlığı ve Çevre Bakanlığı ile Devlet Planlama Teşkilâtı Müsteşarlığı temsilcilerinin de katılımlarıyla incelenip, görüşülmeye başlanmıştır. Tasarının 1995 yılında hazırlandığı, bu itibarla özellikle son yıllarda ortaya çıkan çevre sorunları ile ilgili olumsuzlukları giderebilmek amacıyla Çevre Kanununda yeni düzenlemelere gerek duyulduğu ve Tasarının bu haliyle ihtiyaçların tümünü kapsamadığı, bu nedenle konunun daha ayrıntılı bir şekilde incelenerek Tasarının olgunlaştırılmasını teminen bir Alt Komisyon kurulmasına karar verilmiştir.

Alt Komisyon, 28, 29 Temmuz 1999 tarihlerinde Çevre, Tarım ve Köyişleri ve Maliye Bakanlıklarının temsilcilerinin katılımıyla yaptığı titiz ve kapsamlı çalışmalar sonucunda, sözkonusu Tasarıda, aşağıdaki hususları içeren bir metin oluşturmak suretiyle çalışmalarını tamamlamıştır.

Bu çalışmalar sonucunda Alt Komisyonumuzda;

– Sürdürülebilir kalkınma yaklaşımının ülkemiz içinde en uygun ve akılcı prensip olduğundan hareketle Çevre Kanununun amacının bu çerçevede değiştirilmesi,

– Kanunda yapılan değişikliklere paralel olarak bazı yeni terimlerin tanımlanması,

– Çevrenin korunması ve kirliliğin önlenmesini sağlamak bakımından, amaç maddesinde yapılan değişikliğe paralel olarak teknoloji seçiminde kirliliği sınırlandırma hedefinin gözönünde bulundurulması, ekonomik faaliyetlerde doğal kaynakların fiyatlandırılması ve çeşitli ekonomik araçlardan yararlanılmasına ilişkin ilkelere de yer verilmesi,

– Çevre konusunda politika ve strateji tespit eden Yüksek Çevre Kurulunun etkinliğini arttırmak amacıyla yeniden yapılandırılması ve görevlerinin yeniden düzenlenmesi,

– Özellikle arazi kullanım planlamasına ilişkin çevresel politika ve stratejilerin bir plan bütünlüğü içinde yer alması, ulusal ve uluslararası düzeyde önem taşıyan ve koruma altına alınan bitki ve hayvan türlerinin korunması ve geliştirilmesi, sulak alanların doğal yapılarının ve ekolojik dengelerinin korunması konularında alınacak önlemlerle ilgili esasların belirlenmesi,

– Çevresel Etki Değerlendirmesi süreci ile ilgili çalışmaların etkin ve verimli olabilmesini sağlayan düzenlemeler ile plan, politika ve programların çevresel etkilerini değerlendiren stratejik çevresel etki değerlendirmesi sürecine yer verilmesi,

– Arıtma ve bertaraf yükümlülüğü bulunan tesislerin inşaat ruhsatı aşamasında bu yükümlülüğü yerine getirip getirmediğinin kontrolünün yapılması; atıksu altyapı sistemlerinin kurulması ile sorumlu kurum ve kuruluşların belirlenmesi; atıksu arıtma, atık bertarafı ve katı atık geri kazanım tesislerinin kurulması konularındaki esas ve usullerin belirlenmesi,

– Kanunun denetim, bilgi verme ve bildirim yükümlülüğüne ilişkin maddesinin çevresel denetimlerdeki etkinliğini artırmak üzere yeniden düzenlenmesi ve gönüllü çevre mütfettişliği kurumundan yararlanılması,

– Hava, su ve toprağa karışarak kısa veya uzun dönemde ekolojik dengeyi bozan, çevre ve insan sağlığı açısından zararlı etkiler meydana getiren tehlikeli kimyasalların kullanımının tüm aşamalarının belirli esaslara bağlanması ile kullanımının kontrol altına alınması,

– Çevre Kirliliğini Önleme Fonunun adının Çevre Fonu şeklinde değiştirilmesi,bir yandan kaynak yaratılması amacıyla fonun gelirlerinin, diğer yandan da çevrenin korunması, iyileştirilmesi ve geliştirilmesine uygun olarak fonun kullanım amaçlarının yeniden düzenlenmesi,

– Çevresel suçların önlenmesinde idari nitelikteki cezalara ağırlık verilmesi, adli nitelikteki cezaların sadece bazı önemli çevre suçları için öngörülmesi,

– Çevresel bilgilere ulaşma hakkına ve bu hakkın kullanılmasına ilişkin esaslara yer verilmesi,

– Çevrenin korunması ve çevre sorunlarının çözümlenmesiyle doğrudan ve dolaylı ilgisi olan kurum ve kuruluşlar arasında işbirliğini sağlamaya yönelik sistemin geliştirilmesi,

– Toprağın bozulmasını, tahribini ve kirlenmesini önlemek için dengeli ve sürekli kullanımını sağlayıcı tedbirlerin alınması,

– Kurum, kuruluş ve işletmelerde büyüklüklerine göre bir çevre yönetim birimi kurulması,

– İçme ve kullanma sularının korunmasına ilişkin düzenlemelerin yapılması,

Şeklinde görüşler doğrultusunda bir metin oluşturulmuş ve Komisyonumuzun takdirlerine sunulması kararlaştırılmıştır.

Ayrıca, Alt Komisyonumuzda Tasarının;

– Çevre Fonunun gelirlerini düzenleyen maddesinde, fonun gelir kalemleri arasında öngörülen ve mükellefe ek yük getiren;

- Vergi dairelerince tahsil edilen akaryakıt tüketim vergisi hasılatının yüzde biri oranında ayrıca tahsil edilecek miktar,

- Belediyelerce tahsil edilen emlak vergisi bedelinin yüzde onu oranında ayrıca tahsil edilecek katkı paylarının,

– Alt Komisyonumuzca önerilen düzenlemelere aykırı hükümleri içeren;

- 5516 sayılı Bataklıkların Kurutulması ve Bundan Elde Edilecek Topraklar Hakkında Kanun,

- 6200 sayılı Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü Teşkilât ve Vazifeleri Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin (c) bendi,

- 1380 sayılı Su Ürünleri Kanununun 7 ve 20 nci maddeleri ve aynı Kanunun 3288 sayılı Kanunla değiştirilen 36 ncı maddesinin (b) ve (d) bentlerinin yürürlükten kaldırılmasını düzenleyen hükmün,

Komisyonumuzda değerlendirilmesinin daha uygun olacağı kanaatine varılmıştır.

Raporumuz, Plan ve Bütçe Komisyonuna sunulmak üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile arz olunur.

 

Başkan

Üye

Üye

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Abdülkadir Akcan

Nihat Gökbulut

Ahmet Derin

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Afyon

Kırıkkale

Kütahya

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

(Not: 13. Maddeden sonraki

 

 

 

bölümde tarafıma haber

 

 

 

verilmediğinden bulunamadım.)

 

Üye

 

Üye

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Veysi Şahin

 

Hasan Özgöbek

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Mardin

 

Uşak

 

 

 

 

 

 

 

 

ALT KOMİSYONUN KABUL ETTİĞİ METİN

ÇEVRE KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1. - 9.8.1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanununun 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 1. - Bu Kanunun amacı, bütün vatandaşların ortak varlığı olan çevrenin sürdürülebilir kalkınma ilkesi doğrultusunda korunması, iyileştirilmesi ve geliştirilmesini sağlamaktır."

 MADDE 2. - 2872 sayılı Kanunun 2 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 2. - Bu Kanunda geçen terimlerden;

Çevre : Canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim  içinde bulundukları fizikî, biyolojik, sosyal, ekonomik ve kültürel ortamı,

Çevre korunması: Çevresel değerlerin ve ekolojik dengenin tahribini, bozulmasını ve yok olmasını önlemeye, mevcut bozulmaları gidermeye, çevreyi iyileştirmeye ve geliştirmeye yönelik çalışmaların bütününü,

Çevre kirliliği : Çevrede meydana gelen ve canlıların sağlığını, çevresel değerleri ve ekolojik dengeyi bozabilecek her türlü olumsuz etkiyi,

Sürdürülebilir kalkınma : Bugünkü ve gelecek kuşakların, çevreyi koruyarak, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşamasını güvence altına alan kalkınma politikalarını, 

Alıcı ortam : Hava, su, toprak ortamları ile bu ortamlarla ilişkili ekosistemleri,

Doğal kaynak : Bütün bitki, hayvan ve mikroorganizmalar ile bunların yaşama ortamları olan hava, su ve toprak  ve  doğada bulunan cansız varlıkları,

Kirleten: Eylem veya işlemleri sonucu doğrudan veya dolaylı olarak çevre kirliliğine ve çevrenin bozulmasına neden olan gerçek ve tüzel kişileri,

Ekosistem: Canlıların kendi aralarında ve cansız çevreleriyle ilişkilerini bir düzen içinde yürüttükleri biyolojik, fiziksel ve kimyasal sistemi,

Ekolojik denge : İnsan ve diğer canlıların varlık ve gelişmelerini doğal yapılarına uygun bir şekilde sürdürebilmeleri için gerekli olan şartların bütününü,

Sulak alan : Yaban hayatın yaşama ortamı olan, doğal veya yapay, devamlı veya geçici, suları durgun veya akıntılı, tatlı, acı veya tuzlu, denizlerin gel-git hareketlerinin çekilme devresinde derinliği altı metreyi geçmeyen suları, bataklık, sazlık ve turbiyeleri,

Atık: Herhangi bir faaliyet sonunda çevreye atılan veya bırakılan her türlü maddeyi,

Tehlikeli atık: Tehlikeli fiziksel, kimyasal ve/veya  biyolojik özellikleri nedeniyle canlılarda ve alıcı ortamda olumsuz  etkilere yol açan atıklar ve bu atıklarla  kirlenmiş madde ve malzemeleri,

Radyoaktif atık: İlgili mevzuat uyarınca yetkili kılınan merciler tarafından belirlenen serbest bırakma seviyelerinin üzerinde aktivite ve konsantrasyonda radyoizotopları bulunduran veya bu radyoizotoplarla bulaşmış ve tekrar kullanılması düşünülmeyen madde ve malzemeleri,

Tehlikeli kimyasallar : Fiziksel, kimyasal ve/veya biyolojik yönden olumsuz etki yaparak ekolojik denge ile insan ve diğer canlıların doğal yapılarının bozulmasına neden olan  her türlü kimyasal madde ve müstahzarları,

Çevresel etki değerlendirmesi: Gerçekleştirilmesi planlanan faaliyetlerin çevreye olabilecek etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz  etkilerin önlenmesi ya da zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin tespitinde,  yer ve teknoloji alternatiflerinin değerlendirilmesinde ve faaliyetlerin uygulanmasının izlenmesi ve denetlenmesinde sürdürülecek çalışmaları,

Stratejik çevresel etki değerlendirmesi : Plan, politika ve programların kabulünden önce çevresel etkilerinin incelenmesini,

Çevre Koruma Planı : Bitki ve hayvan türleri ile bunların yaşam alanlarını ve alıcı ortamları korumak ve geliştirmek üzere ülke, havza veya alan bazında yapılan planları,

Çevre ile uyumlu teknoloji : Her türlü faaliyet sırasında doğal kaynak ve enerjinin verimli kullanılmasını ve geri kazanılmasını  sağlayan ve atık oluşumunu azaltan teknolojileri,

Bakanlık: Çevre Bakanlığını,

Fon : Çevre Fonunu

İfade eder."

MADDE 3. - 2872 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 3. - Çevrenin korunmasına ve  kirliliğinin önlenmesine ilişkin genel ilkeler şunlardır :

a) Gerçek ve tüzel kişiler çevrenin korunması ve  kirliliğinin önlenmesi ile görevli olup, bu konuda  alınacak tedbirlere ve belirlenen esaslara uymakla yükümlüdürler.

b) Arazi ve kaynak kullanım kararlarını veren ve proje değerlendirmesi yapan yetkili kuruluşlar, sürdürülebilir kalkınma ilkesini ve karar alma süreçlerinde, toplumun tüm kesimlerinin ihtiyaçlarını gözetirler.

c) Çevre ile uyumlu teknolojilerin  kullanılması esastır.

d) Kirlenmenin önlenmesi, sınırlandırılması, giderilmesi ve çevrenin iyileştirilmesi için yapılan harcamalar kirleten tarafından karşılanır.

e) Yapılacak ekonomik faaliyetlerde sürdürülebilir kalkınma yönünden doğal kaynakların fiyatlandırılması mukayeseli olarak gözetilir.

f) Çevrenin korunması, çevre kirliliğinin önlenmesi ve giderilmesi için vergi, harç, katılma payı  ve teşvik gibi ekonomik araçlar kullanılır.

g) Bölgesel ve küresel çevre sorunlarının çözümüne yönelik olarak uluslararası çalışmalar sonucu ortaya çıkan ulusal yükümlülüklerin yerine getirilmesi için gerekli teknik, idari ve hukuki düzenlemeler Bakanlığın koordinasyonunda yapılır.

Bölgesel ve küresel çevre sorunlarına neden olan kurum, kuruluş ve işletmeler ulusal yükümlülüklerin yerine getirilmesindeki sorumluluğu paylaşmak ve ortaya çıkabilecek maliyetleri karşılamakla yükümlüdür.”

MADDE 4. - 2872 sayılı Kanunun İkinci Bölümünün başlığı " Yüksek Çevre Kurulu ve Görevleri" olarak değiştirilmiş ve  443 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yürürlükten kaldırılan 4 üncü maddesi  aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

"Yüksek Çevre Kurulu

Madde 4. - Başbakanın başkanlığında, Başbakanın bulunmadığı zamanlarda Başbakan Yardımcısının başkanlığında, Çevre, Maliye, Millî Eğitim, Bayındırlık ve İskân, Sağlık, Tarım ve Köyişleri, Sanayi, Enerji ve Tabiî Kaynaklar, Turizm ve Orman Bakanları ile Devlet Planlama Teşkilâtı Müsteşarlığı ve Denizcilik Müsteşarlığının bağlı olduğu Devlet Bakanlarından oluşan Yüksek Çevre Kurulu kurulmuştur.

Diğer Bakanlar kendilerini ilgilendiren konuların görüşülmesi sırasında, kurul toplantılarına başkan tarafından çağrılabilir.

Kurul yılda en az bir defa toplanır.

Kurulun sekretarya hizmetleri Çevre Bakanlığınca yürütülür.

Kurulun çalışmaları ile ilgili konularda ön hazırlık ve değerlendirme yapmak üzere, Çevre Bakanlığı Müsteşarının başkanlığında ilgili bakanlık müsteşarları, diğer kurum ve kuruluşların en üst düzey yetkili amirlerinin katılımı ile toplantılar düzenlenir. Bu toplantılara gerekli görüldüğü hallerde Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği,  Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu, Türkiye Ziraat Odaları Birliği ile bilimsel kuruluş, kamu kurumu niteliğindeki diğer meslek kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve yerel yönetimler temsilcileride davet edilebilir.

Kurulun çalışma usul ve esasları ile diğer hususlar yönetmelikle belirlenir.

MADDE 5. - 2872 sayılı Kanunun  409 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yürürlükten kaldıran 5 inci maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

"Yüksek Çevre Kurulunun Görevleri

Madde 5. - Yüksek Çevre Kurulunun görevleri şunlardır:

a) Sürdürülebilir kalkınma politikalarının hedef ve ilkelerini belirlemek ve uygulanmasını sağlamak,

b) Bu hedef ve ilkeler doğrultusunda etkin çevre yönetiminin sağlanması, çevrenin korunması, çevre kirliliği ve bozulmalarının önlenmesi ile çevrenin iyileştirilmesi ve geliştirilmesi için, politika ve stratejiler belirlemek,

c) Sürdürelibilir kalkınma amacına uygun olarak ekonomik kararlara çevre boyutunun dahil edilmesine imkân veren hukukî, idarî, ekonomik, ticari ve malî tedbirleri belirlemek,

d) Birden fazla bakanlık ve kuruluşu ilgilendiren çevre konularına ilişkin uyuşmazlıklarda nihai kararı vermek,

e) Özel çevre koruma bölgelerinde hangi çeşit tesislerin nerelerde yapılacağına, bu konuda ilgililere taşınmaz mal tahsisine ve yapı izni verilmesine ilişkin esasları belirlemek,

f) Ekolojik önem taşıyan ve çevre kirlenmelerine ve bozulmalarına duyarlı olan alanları koruma altına almak üzere, Özel Çevre Koruma Bölgeleri tespit ve ilân etmek ve bu alanlarda çevrenin korunmasına, kirlenmenin önlenmesine, ekolojik dengenin iyileştirilesine ve sürdürülmesine ilişkin esasları belirlemek,

g) Kuruluş ve işletmelerden alınacak emisyon ve deşarj izinlerine ilişkin katkı paylarının esaslarını belirlemek.

Bu maddenin (b) bendinde bahsi geçen politika ve stratejiler, kalkınma plan ve programları, bölge planları ile doğal kaynak kullanımı ve arazi kullanım kararlarında ve ilgili bakanlıklar, kurum ve kuruluşlarca yapılacak her ölçekteki planlarda uygulanır.

Bu maddenin (f) bendinde bahsi geçen  Özel Çevre Koruma Bölgelerine ilişkin plan ve projelerin hazırlanmasında 3.5.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun 9 uncu maddesi hükümleri uygulanmaz.

Yüksek Çevre Kurulunca tespit edilen politika ve stratejilere ilişkin hususlar Bakanlar kurulunda öncelikle görüşülerek karara bağlanır.”

MADDE 6. - 2872 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Çevrenin Korunması

Madde 9. - Yüksek Çevre Kurulunca belirlenecek politika ve stratejiler doğrultusunda;

a) İlgili kurum ve kuruluşların da görüşleri alınarak Bakanlıkça çevre koruma planları yapılır, yaptırılır, onaylanır ve bu planlar mülkî idare amirlerince uygulanır. İlgili bakanlıklar, kurum ve kuruluşlarca yapılacak her ölçekteki planlarda çevre koruma planı hükümleri esas alınır.

Bu planlara aykırı faaliyetler yasak olup, plan hükümlerine aykırı olarak yapılan yapılara inşaat ve iskân ruhsatı verilemez. Bu tür faaliyetler kamu teşviklerinden yararlandırılamaz.

Çevre koruma planlarının yapılmasına ve uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.

b) Ulusal ve uluslararası düzeyde önem taşıyan ve koruma altına alınan nesli tehlikede, nadir ve endemik bitki ve hayvan türleri ile bunların yaşama ortamlarının korunması ve geliştirilmesi ile ilgili tedbirler ve ticaretine ilişkin uygulama esasları, ilgili mevzuatla yetkili kılınan kurum ve kuruluşların görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenir. İlgili kurum ve kuruluşlar bu tedbirleri uygulamakla yükümlüdürler.

Bu türlerle ilgili koruma alanları, ilgili mevzuatla yetkili kılınan kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak Bakanlıkça tespit edilir ve Yüksek Çevre Kurulu tarafından ilân edilir. Koruma alanlarının tespit ve ilânı ile ilgili hususlar yönetmelikle belirlenir.

c) Sulak alanların doğal yapılarının ve ekolojik dengelerinin korunması esastır. Sulak alanların doldurulması ve kurutulması yolu ile arazi kazanılamaz. Bu hükme aykırı olarak arazi kazanılması halinde söz konusu alan faaliyet sahibince eski haline getirilir.

Sulak alanların içme- kullanma ve sulama suyu kaynağı olarak kullanılması; sulak alanlar ve sulak alan ekosistemi ile ilişkili akarsular, orman, çayır, mera, kumul ve benzeri alanların karakterinde değişiklik meydana getirebilecek her türlü faaliyet, Bakanlığın ön iznine tâbidir. Bu izin alınmadan diğer kurum ve kuruluşlarca herhangi bir işlem yapılamaz.

Sulak alanların korunması ve yönetimine ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.”

MADDE 7. - 2872 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 10. - Gerçekleştirmeyi planladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Ön Araştırma Raporu hazırlamakla yükümlüdürler.

Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Ön Araştırma Raporu üzerinde yapılacak inceleme ve değerlendirme sonucu, gerçekleştirilmesi uygun görülmeyen faaliyetler için onay, izin, teşvik ve ruhsat verilemez; uygulama imar planı, mevzi imar planı ve bunlarla ilgili ilaveler ile değişiklikler onaylanamaz. Bu faaliyetler uygulanamaz ve ihale edilemezler.

Serbest bölgelerin kurulması ile plan, politika, programlar ve değişiklikleri Stratejik Çevresel Etki Değerlendirmesi sürecine tâbidir.

Çevresel Etki Değerlendirmesi ile Stratejik Çevresel Etki Değerlendirmesi süreçleri ile ilgili usul ve esaslar  Bakanlıkça çıkarılacak  yönetmelikle belirlenir. "

MADDE 8. - 2872 sayılı Kanunun 11 inci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"İzin alma, arıtma ve bertaraf yükümlülüğü

Madde 11. -  A) İzin alma : Üretim, tüketim ve hizmet faaliyetleri sonucunda oluşan atıklarını alıcı ortamlara doğrudan veya dolaylı vermeleri uygun görülmeyen tesis ve işletmeler ile yerleşim birimleri atıklarını yönetmelikle belirlenen standart ve yöntemlere uygun olarak arıtmak ve bertaraf etmekle veya ettirmekle ve öngörülen izinleri almakla yükümlüdürler.

Birinci fıkrada belirtilen yükümlülüğü bulunan tesis ve işletmeler ile yerleşim birimlerine;

1) İnşaat ruhsatı aşamasında bu yükümlülüğünü yerine getireceğini gösterir proje ve belgeleri ilgili kuruma sunmadıkça inşaat ruhsatı,

2) İnşaatı bitmiş olanlardan, bu yükümlülüğü yerine getirmeyenlere işletme ruhsatı ve/veya iskân ruhsatı,

Verilemez.

Faaliyetlerinde değişiklik yapmayı ve/veya tesislerini büyütmeyi planlayan gerçek ve tüzel kişiler arıtma veya bertaraf tesislerini planlamak,  izin ve  ruhsat almak zorundadırlar.

B) Arıtma ve bertaraf yükümlülülüğü : Atıksu altyapı sistemlerinin kurulması, bakımı, onarımı, ıslahı ve işletilmesinden, Büyükşehirlerde 20.11.1981 tarihli ve 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunla belirlenen kuruluşlar, belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeler, diğer alanlarda ise il özel idareleri,  tatil köy ve sitelerinde yönetim kurulları veya yetkili kıldığı birimler tarafından gerçekleştirilir.

Serbest ve/veya ticari bölgelerde bölge müdürlükleri, turizm gelişme bölgelerinde Turizm Bakanlığı veya yetkili kıldığı birimler, organize ve küçük sanayi bölgelerinde sanayi bölgesi müdürlükleri veya Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından yetkili kılınan birimler atıksu altyapı sistemlerinin kurulması, bakımı, onarımı, ıslahı ve işletilmesinden sorumludurlar.

Atıksu altyapı sistemlerini kullanan ve/veya kullanacaklar bağlantı sistemlerinin olup olmadığına bakılmaksızın  arıtma sistemlerinden sorumlu yönetimlerin yapacağı her türlü yatırım, işletme, bakım, onarım, ıslah ve temizleme harcamalarının tamamına hisseleri oranında katılmak zorundadırlar. Ancak benzer atıksu arıtma tesisleri kurup gerekli izinleri alanlar ve  Yönetmelikte belirlenen şekilde çalıştıranlar bu zorunluluk kapsamı dışındadır.

Atık üreticileri katı atıkların geri kazanılmasını sağlamakla yükümlüdürler. Geri kazanım imkânı olmayan atıklar nihaî bertaraf tesisine kabul edilebilirler.

Geri kazanılabilen katı atıkların ayrı biriktirilmesi zorunludur. Belediyeler bu atıkların ayrı toplanması, taşınması ve geri kazanılması amacıyla gerekli araç ve tesisleri sağlamak ve işletmekle yükümlüdürler.

Atıksu arıtımı, atık bertarafı ve katı atık geri kazanım tesisleri yapmak amacıyla belediyeler 3.4.1930 tarihli ve 1580 sayılı Belediye Kanununa uygun olarak hizmet birlikleri kurar. Bu yatırımlar Bakanlıkça ilgili hizmet birliği ile işbirliği halinde yapılır. Hizmet birlikleri bu Kanunun yayımından itibaren bir yıl içinde kuruluşlarını tamamlamak zorundadırlar. Tesis yapım giderleri hizmet birliği ile imzalanacak sözleşme çerçevesinde tahsil edilir. Sözleşme hükümlerine uyulmaması durumunda, sözleşmenin ihlâli tarihinden itibaren 21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Âmme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilir. Sözleşme yapmayan hizmet birlikleri ile hizmet birliğine katılmayan belediyelerin bulunması halinde Bakanlıkça yaptırılacak tesislerin giderleri ilgili belediyelerin İller Bankasındaki avans ve paylarından Bakanlığın talebi üzerine, öncelikle tesisin kurulduğu tarihi takip eden aybaşından itibaren 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre ödenir.

Arıtma ve bertaraf  yükümlülüğü ile atıksu arıtma ve ön arıtma yükümlülüğüne tâbi tesis ve işletmeler ile yerleşim birimleri, uyulması gereken şartlar ve bu yükümlülüğe istinaden kurulması zorunlu olan arıtma ve bertaraf sistemleri, atıksu arıtma ve ön arıtma sistemleri ile atıksu altyapı sistemlerinin kurulması, onarımı, ıslahı, işletilmesi ve harcamalara katkı paylarının belirlenmesi ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça yönetmelikle düzenlenir.

Faaliyetleri nedeniyle çevreye olumsuz etkileri olabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler tarafından, faaliyetlerine ilişkin olası bir kaza durumunda, kazanın çevreye olumsuz etkilerini kontrol altına almak ve azaltmak üzere uygulanacak acil durum planları hazırlanması zorunludur.

Bu planlar dikkate alınarak Bakanlığın koordinasyonunda ilgili kurum ve kuruluşlarca yerel, bölgesel ve ulusal acil durum planları hazırlanır.

Liman, tersane, gemi söküm yeri ve marinalarda gemi ve deniz araçlarından kaynaklanan atıksu, balast, sintine ve atıkların alınmasına hizmet edecek yüzer ve/veya sabit kabul tesislerinin bu yerleri işleten veya idare eden kurum, kuruluş ve işletmeler tarafından müştereken veya münferiden kurulması zorunludur.

Liman, tersane, gemi söküm yeri ve marinalarda, meydana gelebilecek kazalar sonucu çevreye verilebilecek zararı en aza indirmek için bu yerleri işleten veya idare edenler tarafından acil müdahale ekipmanı bulundurulması zorunludur.

Kabul tesislerinin kurulmasına, işletilmesine, denetlenmesine ve bulundurulacak acil müdahale ekipmanlarına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.”

MADDE9. – 2872 sayılı Kanunun 12 nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Denetim, bilgi verme ve bildirim yükümlülüğü

Madde 12. – Bu Kanun hükümlerine uyulup uyulmadığını denetleme yetkisi Bakanlığa aittir. Gerektiğinde bu yetki, Bakanlıkça en büyük mülkî idare amirlerine, belediye başkanlarına, liman başkanlıklarına, Sahil Güvenlik Komutanlığı bağlısı bot komutanları, uçak ve helikopter pilotlarına ve 13.10.1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre belirlenen denetleme görevlilerine devredilebilir.

Askeri işyerleri, askeri bölgeler ve tatbikatların bu Kanun çerçevesindeki denetimi ve neticelerine ait işlemler, Genelkurmay Başkanlığı, Millî Savunma Bakanlığı ve Bakanlık tarafından müştereken hazırlanacak yönetmeliğe göre yürütülür.

İlgililer, Bakanlığın veya denetimle yetkili diğer mercilerin isteyecekleri bilgi ve belgeleri vermek, yetkililerin yaptıracakları analiz ve ölçümlerin giderlerini karşılamak, denetim esnasında her türlü kolaylığı göstermek zorundadırlar.

İlgililer, çevre kirliliğine neden olabilecek faaliyetleri ile ilgili olarak kullandıkları hammadde, yakıt, çıkardıkları ürün ve atıklar ile proses şemalarını, acil durum planlarını, izleme sistemleri ve kirlilik raporları ile diğer bilgi ve belgeleri Bakanlığa vermek zorundadırlar.

Bakanlık, bu Kanuna göre yapılacak denetlemelerde görev almak isteyenlerden görev sınırları yönetmelikte belirtilen koşulları taşıyanlara gönüllü çevre müfettişliği görevi verebilir. Bu görev için ilgililere herhangi bir ücret ödenmez.

Görevini kötüye kullandığı tespit edilen gönüllü çevre müfettişleri iki aydan altı aya kadar hafif hapis cezası ile cezalandırılır ve bu görevleri sona erdirilir.

Denetim, bilgi verme ve bildirim yükümlülüğü ile gönüllü çevre müfettişlerinin çalışma ve eğitimlerine ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça yönetmelikle düzenlenir.”

MADDE10. – 2872 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Tehlikeli kimyasallar ve atıklar

Madde 13. – Tehlikeli kimyasalların belirlenmesi, üretimi, ithalatı, atık konumuna gelinceye kadar geçen süreçte kullanım alanları ve miktarları, etiketlenmesi, ambalajlanması, depolanması, taşınması ile ihracatına ilişkin usul ve esaslar ilgili Bakanlıkların uygun görüşü alınarak Bakanlıkça yayımlanacak yönetmelikle belirlenir.

Yönetmelik hükümlerine aykırı olarak piyasaya sürüldüğü tespit edilen tehlikeli kimyasallar ile bu kimyasalları içeren eşya, bunları satış ve kullanım amacıyla piyasaya süren kurum, kuruluş ve işletmelere toplattırılır ve müsadere edilir.İmhası için gereken masraflar, ilgili kurum, kuruluş ve işletmelerden 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.

Bakanlığın talebi üzerine Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı, bazı yakıtların, atıkların ve tehlikeli kimyasallar ile bu kimyasalları içeren eşyaların ithalini yasaklayabilir veya kontrole tâbi tutabilir. Kontrole tâbi tutulan yakıtların, atıkların ve tehlikeli kimyasallar ile bu kimyasalları içeren eşyanın ithalatı için Bakanlıktan kontrol belgesi alınması zorunludur.

Tehlikeli atıkların ihracatı ve transit geçişinden 60 gün önce Bakanlığa bildirimde bulunulması, izin alınması ve taşıma sırasında taşıma belgesinin bulundurulması zorunludur.

Tehlikeli atıklar ile tehlikeli atıkların oluşum aşamasından itibaren toplanması, ayrılması, geçici ve ara depolanması, geri kazanılması, yeniden kullanılması, taşınması, bertarafı, bertaraf sonrası kontrolü, ihracatı ve ithalatı ile ilgili usul ve esaslar ilgili Bakanlıkların uygun görüşü alınarak Bakanlıkça yayımlanacak yönetmelikle belirlenir.

Tehlikeli kimyasalların üretimi, satışı, depolanması, kullanılması ve taşınması faaliyetleri ile tehlikeli atıkların toplanması, taşınması, geçici ve ara depolanması, geri kazanımı, yeniden kullanılması ve bertarafı faaliyetlerinde bulunanlar, bir kaza sonrası çevreye ve insana verebilecekleri zarara karşı sigorta yaptırmak zorundadırlar.

Sigorta ile ilgili esaslar ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak Bakanlıkça belirlenir.”

MADDE11. – 2872 sayılı Kanunun 15 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 15. – Bu Kanun ve bu Kanun uyarınca yayımlanan yönetmeliklere ve Mahallî Çevre Kurulu Kararı hükümlerine aykırı davrananlara Bakanlıkça, sözkonusu aykırı faaliyeti düzeltmek üzere gerekirse yeteri kadar süre verilir.

Bu süre sonunda aykırılığı düzeltmeyenlerin faaliyeti, Bakanlıkça kısmen veya tamamen, süreli veya süresiz olarak durdurulur.

Çevre ve insan sağlığı yönünden tehlike yaratan ve/veya Çevresel Etki Değerlendirmesi incelemesi yapılmaksızın başlanan faaliyetler süre verilmeksizin durdurulur.

Süre verilmesi ve faaliyetin durdurulması, bu Kanunda öngörülen cezaların uygulanmasına engel teşkil etmez.”

MADDE12. – 2872 sayılı Kanunun dördüncü bölümünün başlığı “Çevre Fonu” olarak, 17 nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Çevre Fonu

Madde 17. – Çevrenin korunması, iyileştirilmesi, geliştirilmesi, kirliliğin önlenmesi, Bakanlık teşkilatınca çevresel hizmetlerin etkin ve verimli bir şekilde yerine getirilmesini sağlamak amacıyla Çevre Fonu kurulmuştur.”

MADDE13. – 2872 sayılı Kanunun 18 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 18. – Fonun gelirleri;

a) Motorlu araçlardan alınan taşıt alım vergisi tutarının onda biri oranında ayrıca tahsil edilen miktardan,

b) Motorlu taşıt araçlarının her fenni muayenesi sırasında alınan fenni muayene ücretinin beşte biri oranında ayrıca tahsil edilen miktardan,

c) Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre gemi siciline tescil edilen her türlü deniz aracından;

1. Onsekiz gros tondan yüz (dahil) gros tona kadar olanlardan gros ton başına 1 milyon lira,

2. Yüz gros tondan beşyüz (dahil) gros tona kadar olanlardan yukarıdaki meblağa ilave olarak yüz gros tonun üzerindeki her gros ton başına 250 bin lira,

3. Beşyüz gros tondan büyük gemilerden ise yukarıdaki meblağlara ilave olarak beşyüz gros tonun üzerindeki her gros ton başına 20 bin lira olmak üzere liman başkanlıklarınca her yılın Ocak ayı içerisinde tahsil edilen ve Fonun bankadaki hesabına yatırılan miktardan,

d) Hava taşıt araçları ile yapılan yolcu ve yük taşıma bedellerinin yüzde biri oranında ayrıca tahsil edilen miktardan,

e) Her türlü tütün mamulleri ile alkollü içkinin imalat ve ithalatçıları tarafından yurt içinde yapılacak teslimlerde satış fiyatı üzerinden hesaplanan yüzde bir oranındaki Çevre Fonu kesintisinden,

f) Vergi dairelerince tahsil edilen akaryakıt tüketim vergisi hâsılatının yüzde biri oranında ayrıca tahsil edilecek miktardan,

g) Her türlü petrokimya mamulleri imalat ve ithalatçıları tarafından yapılacak teslimlerde satış fiyatı üzerinden hesaplanan yüzde bir oranındaki miktardan,

h) Her bir kara avcılığı ruhsat tezkeresi ve yenilenmeleri için tahsil edilecek bir milyon liradan,

ı) Yüksek Çevre Kurulunca esasları belirlenen ve kuruluş ve işletmelerden emisyon ve deşarj izinlerinden tahsil edilen katkı paylarından,

j) Belediyelerce tahsil edilen emlak vergisi bedelinin yüzde onu oranında ayrıca tahsil edilecek katkı paylarından,

k) Spor Toto, Spor Loto, Millî Piyango, Sayısal Loto türü talih oyunlarının aylık satış hâsılatının yüzde biri oranında her ay ödenecek katkı paylarından,

l) Fondan kullandırılan kredilerin faizleri ve bankalardaki mevduat faizlerinden,

m) Bakanlık Çevre Referans Laboratuvarı ile Bakanlığın diğer benzeri hizmetleri karşılığı elde edilecek gelirlerden,

n) Bu Kanuna göre tahsil edilecek idarî para cezalarından,

o) Bu Kanuna dayanılarak düzenlenen taahhütname ve sözleşme gibi belgeler uyarınca alınacak ceza ve benzeri gelirlerden,

p) Fona ait taşınır ve taşınmaz malların satışından ve kiralanmasından elde edilen gelirlerden,

r) Yurt dışından temin edilecek her türlü fon, hibe ve krediden mevzuata uygun olarak sağlanacak miktardan,

s) Çevre Bakanlığının bütçesine bu amaçla her yıl konulan ödenekten,

t) Fona yapılan bağış ve yardımlardan,

u) Diğer mevzuatta Fona aktarılması öngörülen meblağlardan

Oluşur.

Bu maddenin (a) ve (f) bentlerinde belirlenen gelirler, Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen esaslara göre vergi dairelerince tahsil edilir ve Fonun devlet bankasındaki hesabına yatırılır.

Bu maddenin (b), (d), (e), (g), (h), (ı), (j), (k) ve (n) bentleri gereğince toplanan paraların ilgililerce en geç ertesi ayın yirmisine kadar Fonun banka hesabına yatırılması zorunludur. Fon gelirlerini süresinde Fonun bankadaki hesabına yatırmayanlar hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takibat ve tahsilat yapılır.

Bu Kanunda öngörülen ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca tahsil edilen idarî para cezalarının yüzde yetmişi yukarıda belirtilen usule göre Fonun banka hesabına aktarılır; yüzde otuzu ise bir yandan bütçeye gelir diğer yandan cezayı tahsil eden idarenin bütçesine ödenek kaydedilir.

Bakanlık, gerektiğinde bu meblağların Fona aktarılıp aktarılmadığını ve çevre ile ilgili faaliyetlerde kullanılıp kullanılmadığını incelemek, araştırmak ve bu konularda ilgililerden bilgi almak yetkisine sahiptir.

Fonun gelirleri bir Devlet Bankasında açılacak hesapta toplanır. Fon bütçe kapsamında bulunduğu sürece, bu hesapta toplanan paralar Merkez Bankasındaki müşterek fon hesabına aktarılır.Fon hizmetleri bütçeden tahsil edilen ödenekle yerine getirilir.Fon ödeneği, tahmini fon gelirleri toplamının yüzde yetmişinden az olamaz.

Fon; kurumlar vergisinden, yapılacak bağış ve yardımlar nedeniyle veraset ve intikal vergisinden, yapılacak her türlü muameleler dolayısıyla damga vergisinden, açılan krediler dolayısıyla lehte tahakkuk edecek faizler, banka ve sigorta muameleleri vergisinden muaftır.”

MADDE14. – 2872 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinin birinci, ikinci ve beşinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Fon Bakanlık aracılığı ile kullanılır.”

“Fonun ita amiri Çevre Bakanıdır.”

“Fon aşağıdaki amaçlar için kullanılır.

a) Çevrenin korunmasına, iyileştirilmesine, geliştirilmesine, çevre kirliliğinin önlenmesine ve giderilmesine yönelik araştırmalar, uygulamalar ve bu uygulamaların desteklenmesi ile bu araştırma ve uygulamalarda kullanılmak üzere araç, gereç ve taşınmaz mal alınması ve kiralanması,

b) Ölçme, izleme ve değerlendirme sistemlerinin kurulması ve işletilmesi için gerekli bina, araç, gereç, malzeme ve hizmetin satın alınması ve kiralanması,

c) Çevresel eğitim ile Bakanlık personelinin eğitimi ve yetiştirilmesi ile ilgili harcamalar,

d) Çevre ile uyumlu teknoloji ile araştırma, etüt ve proje giderlerinin karşılanması,

e) Bakanlık Çevre Referans Laboratuvarında kullanılacak araç, gereç ve malzeme alımı ile bakım ve onarım giderleri,

f) Geri kazanım, arıtma ve bertaraf tesisi ile yenilenebilir enerji üretim tesisi yapacak olan gerçek ve tüzel kişilere proje bedelinin yüzde 45’ine kadar kredi verilmesi, bu Kanunun 11 inci maddesinin onuncu fıkrası uyarınca, hizmet birlikleri ile işbirliği halinde yapılacak veya yaptırılacak atık su arıtımı, katı atık bertarafı ve geri kazanım hizmetlerine ait tesislerin yapım giderlerinin yüzde yüzüne kadarının karşılanması,

g) Bakanlığın merkez ve taşra teşkilâtı ile bağlı kuruluşlarında çalışanlara (657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/B maddesine göre çalışan sözleşmeli personel dahil) en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge ve makam tazminatı dahil) brüt tutarının yüzde altmışına kadar, ita amirince, kadro dereceleri baz alınarak belirlenen miktarda, her ay aylıkla birlikte damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tâbi olmaksızın peşin olarak fazla çalışma ücreti ödemeleri,

h) Hayvan ve bitki türleri ile bunların yaşama ortamlarının korunması ve güvence altına alınması için yapılacak çalışmalar,

ı) Çevresel etki değerlendirilmesi süresince Bakanlıkça yapılan inceleme değerlendirme faaliyetlerine ilişkin harcamalar,

j) Bu Kanunun amaçları doğrultusunda Fondan yapılacak yayınlara ilişkin telif ve tercüme giderleri,

k) Bakanlıkça kurulan özel ihtisas komisyonlarının faaliyetlerine katılanlardan Bakanlık mensubu olmayanların yurt içi ve yurt dışı yollukları, telif, tercüme ve hizmet ücretleri ile iaşe ve ibate masrafları.”

MADDE15. – 2872 sayılı Kanunun 20 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 20. – İdarî nitelikteki cezalar şunlardır :

a) Yönetmeliklerle belirlenen standartlara aykırı emisyona sebep olan motorlu taşıtları işletenlere 50 milyon lira idarî para cezası verilir.

b) Hava kirliliği yönünden önemli etkileri nedeniyle kurulması ve işletilmesi yönetmelikle izne tâbi tutulan tesisleri, yetkili makamlardan izin almadan kuran ve işleten veya iznin geri alınmasına rağmen kurmaya ve işletmeye devam eden veya bu tesislerde izin almaksızın sonradan değişiklik yapan veya yetkili makamların gerekli gördükleri değişiklikleri tanınan sürede yapmayanlara 3 milyar lira idarî para cezası verilir. Bu tesislerde emisyon miktarları yönetmelikle belirlenen sınırları aşıyorsa verilecek ceza 5 milyar liradır.

İzne tâbi tesisleri, aldıkları izin belgesinde veya yönetmeliklerde öngörülen önlemleri almadan veya yönetmeliklerde belirlenen emisyon standartlarına ve sınırlamalarına aykırı olarak işletenlere 2 milyar lira idarî para cezası verilir.

Emisyonların sınır değerlerin üzerinde olmasına ilave olarak, radyoaktivite içermesi durumunda bu bentte öngörülen cezalar bir kat artırılarak verilir.

c) Hava kirliliği yönünden kurulması ve işletilmesi izne tâbi olmayan tesislerin işletilmesi sırasında yönetmelikle belirlenen standartlara aykırı emisyona neden olanlara 100 milyon lira idarî para cezası verilir.

Emisyonların sınır değerlerin üzerinde radyoaktivite içermesi durumunda bu bendin birinci paragrafında öngörülen ceza bir kat artırılarak verilir.

Bu bendin birinci paragrafında öngörülen fiilin konutlarla ilgili olarak işlenmesi halinde verilecek ceza toplu veya ferdi ısıtılan konutlarda her bağımsız bölüm için 5 milyon liradır. Bu cezaî sorumluluk toplu ısıtılan konutlarda yöneticiye, ferdi ısıtılan konutlarda ise konutu kullanana aittir. Yöneticinin bağımsız bölümleri kullananlara genel hükümlere göre rücu hakkı saklıdır.

d) Hava kirliliği yönünden özel önem taşıyan bölgelerde veya hava kirliliğinin ciddî boyutlara ulaştığı zamanlarda ve yerlerde veya kritik meteorolojik şartlarda yönetmeliklerle öngörülen önlemleri almayan, yasaklara aykırı davranan ya da Mahallî Çevre Kurullarınca bu konuda alınan kararlara uymayanlara bu maddenin (b) ve (c) bentlerinde öngörülen cezalar bir kat artırılarak verilir.

Bu fiilin konutlarla ilgili olarak işlenmesi halinde cezaî sorumluluk bu maddenin (c) bendinin üçüncü paragrafına göre tespit edilir.

e) Çevresel Etki Değerlendirmesi sürecine başlamadan veya bu süreci tamamlamadan inşaata başlayan ya da faaliyete geçenlere, yatırım keşif bedelinin yüzde yirmibeşi oranındaki idarî para cezası verilir.

Çevresel Etki Değerlendirmesi sürecinde verdikleri taahhütnameye aykırı davrananlara, her bir ihlal için 5 milyar lira idarî para cezası verilir.

f) 11 inci maddeye göre kurulması zorunlu olan ön arıtma, arıtma veya bertaraf tesislerini kurmayanlar ile kurup da çalıştırmayanlara ve bu tesisleri sigorta ettirmeyenlere 5 milyar lira idarî para cezası verilir.

g) 12 nci maddede öngörülen bildirim ve bilgi verme yükümlülüğünü yerine getirmeyenlere 3 milyar lira idarî para cezası verilir.

h) Bu Kanunun 14 üncü maddesine göre çıkarılan yönetmelikle belirlenen önlemleri almayan veya standartlara aykırı şekilde gürültü ve titreşime neden olanlara 100 milyon lira idarî para cezası verilir.

ı) Bu Kanunda öngörülen yasaklara ve sınırlamalara aykırı olarak ülkenin egemenlik alanlarındaki denizlerde ve kazasına tâbi olan deniz yetki alanlarında ve bunlarla bağlantılı sularda, tâbiî veya suni göller ve baraj gölleri ile akarsularda;

1. Slop tahliyesi yapan tankerlerden, bin (dahil) gros tona kadar olanlar için gros ton başına 5 milyon lira, bin ila 5 bin (dahil) gros ton arasında olanlara, bu miktar ve ilave her gros ton başına 2 milyon 500 bin lira, 5 bin gros tondan fazla olanlara ise, yukarıdaki miktarlar ve ilave her gros ton başına 500 bin lira,

2. Kirli balast tahliyesi yapan tankerlerden bin (dahil) gros tona kadar olanlar için gros ton başına 4 milyon lira, bin ila 5 bin (dahil) gros ton  arasında olanlara bu miktar ve ilave her gros ton  başına 2 milyon lira, 5 bin gros tondan fazla olanlara ise yukarıdaki miktarlar ve ilave her gros ton  başına 3 yüz bin lira,

3. Sintine ve atık tahliyesi yapan gemi ve diğer deniz vasıtalarından bin (dahil) gros tona kadar olanlar için gros ton başına 3 milyon lira, bin ila 5 bin (dahil) gros ton arasında olanlara bu miktar ve ilave her gros ton başına 1 milyon 500 bin lira, 5 bin gros tondan fazla olanlara ise yukarıdaki miktarlar ve ilave her gros ton başına 150 bin lira,

İdarî para cezası verilir.

Cezanın derhal ve defaten ödenmemesi veya bu hususta yeterli teminat gösterilmemesi halinde, gemiler ve götürülebilen diğer deniz vasıtaları en yakın liman yetkilisine teslim edilerek seyrüseferden ve faaliyetten menedilir.

Bu maddenin (ı) bendinin birinci paragrafı dışında, bu Kanun ve bu Kanun uyarınca çıkarılan yönetmeliklere aykırı olarak ülkenin egemenlik alanındaki denizlere ve kazasına tâbi olan deniz yetki alanlarına, içme ve kullanma suyu sağlama amacına yönelik olmayan sulara atık boşaltanlara 5 milyar lira idarî para cezası verilir.

Bu maddenin (ı) bendinin üçüncü paragrafında öngörülen fiilin konutlarla ilgili olarak işlenmesi halinde her konut için 100 milyon lira idarî para cezası verilir. Bu cezaî sorumluluk, müstakil konutlarda konutu kullanana, diğer konutlarda ise yöneticiye aittir. Yöneticinin bağımsız bölümleri kullananlara genel hükümlere göre rücu hakkı saklıdır.

Bu maddenin (ı) bendinde belirtilen fiillerin radyoaktif ve tehlikeli atıklarla ilgili olarak işlenmesi halinde öngörülen cezalar bir kat artırılarak verilir.

j) Ülkenin egemenlik alanlarındaki denizlerden ve kazasına tâbi olan deniz yetki alanlarından, akarsular ve göllerden belirlenen esaslara aykırı olarak kum, çakıl ve benzeri maddeleri alanlara ton başına 500 milyon lira idarî para cezası verilir.

k) Kanunda ve yönetmelikte öngörülen yasaklara veya standartlara aykırı olarak veya önlemleri almadan atıkları toprağa verenlere 5 milyar lira idarî para cezası verilir.

Bu fiilin konutlarla ilgili olarak işlenmesi halinde her konut için 100 milyon lira idarî para cezası verilir. Bu cezaî sorumluluk, müstakil konutlarda konutu kullanana, diğer konutlarda ise yöneticiye aittir. Yöneticinin bağımsız bölümleri kullananlara genel hükümlere göre rücu hakkı saklıdır.

Fiilin radyoaktif ve tehlikeli atıklarla ilgili olarak işlenmesi halinde bu bentte öngörülen cezalar bir kat artırılarak verilir.

l) Bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince alınacak tedbirlere uymayanlara 500 milyon; (c) bendinin birinci paragrafına aykırı davrananlara 1 milyar, (c) bendinin üçüncü paragrafı uyarınca yönetmelikle belirlenen koruma ve kullanım usul ve esaslarına aykırı davrananlara 500 milyon lira idarî para cezası verilir.

m) Bu Kanunun ek 2 nci maddesinin (a) bendinde öngörülen yasak ve sınırlamalara aykırı hareket edenler her metrekare için yirmi milyon lira idarî para cezası ile cezalandırılır ve arazi eski doğal yapısıyla uyumlu hale getirtilir.

Bu Kanunun ek 2 nci maddesinin (b) bendinde öngörülen yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak anız yakanlara 100 milyon, çayır ve mer’aları tahrip edenlere 1 milyar, kirli veya yönetmelikle belirlenen esaslar dışında arıtılmış sularla sulama yapanlara veya bunları toprağa verenlere 100 milyon, arıtma çamurlarını yönetmelikle belirlenen esaslara aykırı olarak toprağa verenlere 1 milyar, kazı, dolgu ve hafriyat çalışmaları atıklarını toprağa verenlere 50 milyon, tarım arazilerinden kum alanlara 500 milyon lira idarî para cezası verilir.

Bu Kanunun ek 2 nci maddesinin (c) bendine göre yapılması gerekli görülen ve mümkün olan düzeltmeleri ve iyileştirmeleri yapmayanlara 5 milyar lira idarî para cezası verilir.

n) Bu Kanunun ek 3 üncü maddesinde öngörülen çevre yönetim birimini kurmayanlara 5 milyar lira, çevre görevlisi istihdam etmeyenlere 2 milyar 500 milyon lira idarî para cezası verilir.

o) Bu Kanunun ek 4 üncü maddesine aykırı olarak koruma alanlarına, kaynağın kendisine ve bu kaynağı  besleyen  yerüstü ve yeraltı  sularına,  sulama ve drenaj kanallarına  atık boşaltanlara 10 milyar lira idarî para cezası verilir.

Bu fiilin konutlarla ilgili olarak işlenmesi halinde her konut için 250 milyon lira idarî para cezası verilir. bu cezaî sorumluluk, müstakil konutlarda konutu kullanana, diğer konutlarda ise yöneticiye aittir. Yöneticinin bağımsız bölümleri kullananlara genel hükümlere göre rücu hakkı saklıdır.

Fiilin radyoaktif ve tehlikeli atıklarla ilgili olarak işlenmesi halinde bu bentte öngörülen cezalar beş kat artırılarak verilir.

Bu alanlarda Kanuna ve yönetmeliklere aykırı olarak yapılan yapılar 3194 sayılı İmar Kanununda belirlenen esaslara göre yıktırılır.

p) Bu Kanunun 11 inci maddesinin onbirinci fıkrasında öngörülen acil durum planlarını yönetmelikle belirlenen usul ve esaslara uygun olarak hazırlamayan ve uygulanması için gerekli tedbirleri almayan, ekip ve ekipmanları bulundurmayanlar ile aynı maddenin onikinci fıkrasında öngörülen yerel, bölgesel ve ulusal acil durum planlarına uymayanlara 5 milyar lira idarî para cezası verilir.

r) Bu Kanunun 13 üncü maddesinde öngörülen sigortayı yaptırmayanlara 5 milyar lira idarî para cezası verilir.

s) Bu Kanunda ve yönetmeliklerde öngörülen usul ve esaslara, yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak atık ithal edenlere 15 milyar lira, toplayan, taşıyan, geçici depolayan, geri kazanan, tekrar kullanan veya bertaraf edenlere 5 milyar lira idarî para cezası verilir.

t) Mahallî Çevre Kurulu kararlarına uymayanlara 100 milyon lira idarî para cezası verilir.

u) Umuma açık yerlerde her ne sebeple olursa olsun çevreyi kirletenlere 10 milyon lira idarî para cezası verilir.

Bu maddenin (a), (j), (l), (m), (o), (s), (t), (u) bentlerinde öngörülen idarî para cezaları, kurum, kuruluş ve işletmelere üç katı olarak verilir.”

MADDE 16. – 2872 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 23. – Bu Kanunda belirtilen idarî para cezaları, bu cezaların verilmesini gerektiren fiillerin, cezaların kesinleşmesini takiben bir yıl içinde birinci tekrarında bir kat, ikinci ve müteakip tekrarında iki kat artırılarak verilir.”

MADDE 17. – 2872 sayılı Kanunun 24 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 24. – Bu Kanunda öngörülen idarî para cezalarını verme yetkisi Çevre Bakanına aittir.

Ancak bu yetki, 12 nci maddenin ikinci fıkrası uyarınca denetim yetkisinin devredildiği kurum ve merciler tarafından da kullanılır.”

MADDE 18. – 2872 sayılı Kanunun 25 inci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“İdarî para cezalarının uygulanması, ödeme süresi, tahsil usulü ve itiraz

Madde 25. – Bu Kanunda öngörülen idarî para cezası gerektiren suçlarla ilgili olarak yetkili denetleme elemanlarınca bir tutanak tanzim edilir. Bu tutanak denetleme elemanlarının bağlı bulunduğu ve ceza vermeye yetkili mercie intikal ettirilir. Bu merci tutanağı ilgili mevzuata uygunluk bakımından değerlendirir ve en geç bir ay içerisinde gerekli cezayı verir. Ceza kararı usulüne uygun olarak cezayı veren merci tarafından ilgiliye tebliğ edilir.

İdarî para cezalarının ödeme süresi cezanın tebliğ tarihinden itibaren 30 gündür. İdarî para cezalarına karşı genel hükümlere göre idare mahkemesinde dava açılabilir.

Dava açmış olmak idarece verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmaz.

İdarî para cezaları makbuz karşılığında cezayı veren merci tarafından veya görevlendireceği bir memur vasıtasıyla ya da fonun bankadaki hesabına yatırılmak suretiyle tahsil edilir.

Öngörülen süre içinde ödenmeyen idarî para cezaları gecikme zammı ile birlikte 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.

Bu Kanuna göre verilecek idarî para cezalarında suçun tespiti ve cezanın kesilmesi usulleri, ceza uygulamasında kullanılacak makbuzların şekli, dağıtımı ve kontrolü ile cezaların tahsiline ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.”

MADDE 19. – 2872 sayılı Kanunun 26 ncı maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Adlî nitelikteki cezalar

Madde 26. – Adlî nitelikteki cezalar şunlardır :

a)Tehlikeli ve radyoaktif atıkların her ne şekilde olursa olsun ülkeye girişini sağlayanlar iki yıldan beş yıla kadar hapis ve 10 milyar liradan 20 milyar liraya kadar para cezası ile cezalandırılır.

b) Tehlikeli atıkları Bakanlığa ön bildirimde bulunmadan ihraç eden veya transit geçişini yapanlar altı aydan bir yıla kadar hapis ve 2 milyar liradan 5 milyar liraya kadar para cezası ile cezalandırılır.

c) Tehlikeli atıkları bu Kanunda ve yönetmeliklerde öngörülen yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak toplayan, ayıran, geçici ve ara depolayan, geri kazanan, yeniden kullanan, taşıyan, bertaraf eden ve bertaraf sonrası bertaraf tesisinin bakımını yapmayanlar bir yıldan iki yıla kadar hapis ve 5 milyar liradan 10 milyar liraya kadar para cezası ile cezalandırılır.

d) Tehlikeli kimyasallar ve bu kimyasalları içeren eşyayı bu Kanunda ve yönetmelikte belirtilen usul ve esaslara, yasak ve sınırlamalara aykırı olarak üreten, işleyen, ithal ve ihraç eden, taşıyan, depolayan, kullanan, ambalajlayan, etiketleyen, satan ve satışa sunanlar, bir yıldan iki yıla kadar hapis ve 5 milyar liradan 10 milyar liraya kadar para cezası ile cezalandırılır.

e) Bu Kanunun 12 nci maddesinde öngörülen bildirim ve bilgi verme yükümlülüğünü yerine getirmemekte direnenler, çevresel etki değerlendirmesi sürecinde yanlış ve yanıltıcı bilgi verdikleri ve belge düzenledikleri belirlenenler altı aydan bir yıla kadar hapis ve 2 milyar liradan 5 milyar liraya kadar para cezası ile cezalandırılır. Bu bende göre yargıya intikal eden çevresel etki değerlendirmesine ilişkin ihtilaflarda çevresel etki değerlendirmesi süreci yargılama sonuna kadar durur.

f) Bu Kanunun 9 uncu maddesi uyarınca yapılan çevre koruma planlarına aykırı davrananlar altı aydan iki yıla kadar hapis ve 5 milyar liradan 10 milyar liraya kadar para cezası ile cezalandırılır.

Tüzelkişiler, bu maddede öngörülen ve organ veya temsilcilerinin tüzelkişi yararına işledikleri suçlardan sorumludur. Bu sorumluluk, fiili işleyen kimsenin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Böyle bir sorumluluğun bulunduğu hallerde, fiili işleyen kimse hakkında hükmedilecek para cezaları tüzelkişi hakkında da ayrıca hükmolunur. Fiili işleyen kimse hakkında hükmedilecek hürriyeti bağlayıcı cezanın süresini aşmamak kaydıyla, tüzelkişinin faaliyetten men edilip edilmeyeceğine mahkemece karar verilir. Bu halde mahkeme, tüzelkişinin beş yılı aşmamak üzere adlî nezaret altında faaliyetine devam etmesine de karar verebilir.

Bu maddede öngörülen suçlardan dolayı hükmedilecek hürriyeti bağlayıcı cezaların 13.7.1965 tarihli ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 4 üncü maddesine göre para cezasına veya diğer tedbirlere çevrilmesi veya hürriyeti bağlayıcı cezalarla para cezalarının ertelenmesi, gerekli önlemlerin alınmış ve verilen zararların tamamen giderilmiş olması halinde mümkündür.

Bu maddede öngörülen suçlarla ilgili olarak toplanan deliller Cumhuriyet Savcılığına intikal ettirilir. Bu suçlarla ilgili olarak açılacak davalar 8.6.1936 tarihli ve 3005 sayılı Meşhud Suçların Muhakeme Usulü Kanunu hükümlerine göre görülür.”

MADDE 20. – 2872 sayılı Kanunun 27 nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Birden fazla hükmün ihlali

Madde 27. – Bu Kanunda suç olarak öngörülen fiiller başka kanunlara göre de suç ise, en ağır cezayı gerektiren Kanun hükümleri uygulanır.

İşlediği bir fiil ile bu Kanunun birden fazla hükmünü ihlal eden kimseye en ağır cezayı gerektiren hüküm uygulanır.

MADDE 21. – 2872 sayılı Kanunun 28 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 28. – Çevreyi kirleten ve zarar verenler, sebep olduğu kirlenme ve bozulmadan doğan zararlardan dolayı kusur şartı aranmaksızın sorumludurlar.

Çevreye verilen zararların tazminine ilişkin talepler zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak beş yıl ve herhalde zarara neden olan fiilin meydana gelmesinden itibaren on yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.

Kirletenin, meydana gelen zarardan ötürü diğer kanunlardaki hükümlere göre sorumluluğu saklıdır.”

MADDE 22. – 2872 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Bilgi edinme ve başvuru hakkı

Madde 30. – Çevreyi kirleten veya bozan ya da çevreyi kirletme veya bozma tehlikesi bulunan bir faaliyetten zarar gören veya haberdar olan gerçek ve tüzelkişiler, ilgili idarî makamlara başvurarak faaliyetin durdurulmasını isteyebilirler.

Herkes çevreye ilişkin bilgilere ulaşma hakkına sahiptir. İdarî makamlar talep halinde çevreye ilişkin bilgileri vermekle yükümlüdür.

Bilgi talepleri aşağıdaki konulara ilişkin olması halinde reddedilebilir;

a) Gizlilik dereceleri ile korunan bilgiler,

b) Açıklanması halinde Devletin dış ilişkilerine, millî savunmasına ve millî güvenliğe zarar verecek bilgiler,

c) İlgili yasal düzenlemelerle ticarî sır olarak nitelendirilen veya niteliği gereği ticarî sır sayılması gereken bilgiler,

d) Fikri hakları olumsuz etkileyecek bilgiler,

e) Açıklanması halinde üreme alanları, nadir türler gibi çevresel değerlere zarar verecek bilgiler,

f) Yargılama görevinin yerine getirilmesini engelleyecek ya da adil yargılanma hakkını etkileyecek bilgiler,

g) Suç işlenmesine yol açacak ya da suçların önlenmesi ve soruşturulması ya da suçluların yasal yollarla yakalanıp kovuşturulmasını güçleştirecek bilgiler.

Çevreye ilişkin bilgi talepleri, talep edilen bilgiye sahip olunmaması, talebin açık bir şekilde makul olmaması ya da çok genel olması ve görüş, bilgi notu, tavsiye gibi kurum içi yazışmalara ilişkin olması durumunda da reddedilebilir.”

MADDE 23. – 2872 sayılı Kanunun 32 nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Çevre Kanununun 16, 21, Ek 1 ve 22 nci maddeleri ile Çevre Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında 443 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 26 ncı Maddesinin (a) bendi ile 27 ve 28 inci maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır.”

MADDE 24. – 2872 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki ek maddeler eklenmiştir.

“EK MADDE 2. – Toprak kirliliğinin önlenmesine ilişkin esaslar şunlardır :

a) I., II., III. ve IV. sınıf tarım arazilerini kısmen veya tamamen bozucu, tahrip edici ve sınıflarını olumsuz yönde değiştirici faaliyetler yasak olup, bu araziler amacı dışında kullanılamaz. Bu tür faaliyetler nedeniyle bozulan arazinin iyileştirilmesine ve eski doğal yapısıyla uyumlu hale getirilmesine yönelik işlemler faaliyet sahibi tarafından yapılır.

b) Anız yakılması, çayır ve mer’aların tahribi ile çölleşme ve erozyona sebebiyet verecek her türlü faaliyet yasaktır.

c) Arazilerde yapılan üretim, zenginleştirme faaliyetleri sonrasında bu faaliyetlerin olumsuz etkilerinin giderilmesine, kullanılan arazinin iyileştirilmesine ve eski doğal yapısıyla uyumlu hale getirilmesine yönelik olarak gerekli düzenlemeler faaliyet sahibi tarafından yapılır.

Toprak kirliliğinin önlenmesi ve giderilmesine ilişkin usul ve esaslar ilgili kuruluşların görüşleri alınarak yönetmelikle belirlenir.

d) Ülkenin egemenlik alanlarındaki denizlerden ve kazasına tâbi olan deniz yetki alanlarından, akarsular ve göllerden kum, çakıl ve benzeri maddelerin alınması ile ilgili esaslar, Bakanlığın koordinasyonunda ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak belirlenir ve Bakanlığın ön iznine tâbidir. Bu esaslar mahallinde en büyük mülkî idare amirince uygulanır.”

“EK MADDE 3. – Faaliyetleri sonucu çevre kirliliğine neden olacak veya çevreye zarar verecek kurum, kuruluş ve işletmeler çevre yönetim birimi kurmak veya çevre görevlisi istihdam etmekle yükümlüdürler. Hangi kurum, kuruluş ve işletmenin çevre yönetim birimi kuracağı veya çevre görevlisi istihdam edeceği, çevre görevlilerinin nitelikleri, sayıları, çalışma usul ve esasları yönetmelikle belirlenir.”

“EK MADDE 4. – İçme ve kullanma suyu rezervuarları ve benzeri su kaynaklarının korunmasında Bakanlıkça, ilgili kuruluşların görüşü alınarak her kaynak için özel hükümler getirilir. Bu hükümlerin imar planlarında aynen yer alması ve ilgili idare tarafından uygulanması esastır. Özel hükümler getirilinceye kadar aşağıda verilen genel ilkeler ve koruma alanları geçerlidir.

a) Mutlak koruma alanı, içme ve kullanma suyu rezervuarlarının en yüksek su seviyesinden itibaren yatay olarak 300 metre genişliğindeki alandır. Bu alan su kaynağını kullanan idare ya da idarelerce kamulaştırılır ve ağaçlandırılır. Bu alanda suni gübre ve tarım ilaçları kullanmamak şartıyla tarımsal faaliyetlere; Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce ekonomik bölge oluşturulan rezervuarlarda Bakanlık ve Tarım ve Köyişleri Bakanlığından olumlu görüş almak kaydı ile yelkenli, kürekli, akülü su vasıtalarını ve salları kullanmak suretiyle balık avı yapılmasına, su ürünleri yetiştiriciliği yapılmasına ve bunlarla ilgi balıkçı barınakları yapılmasına izin verilebilir. Ayrıca, içme ve kullanma suyu projesine ve mevcut yapıların kanalizasyon sistemlerinin ıslahına ait mecburi tesislere izin verilebilir. Bu alanda ekolojik tarım uygulaması teşvik edilir.

Bu alanda yukarıda sayılanlar dışında hiçbir yapılaşma ve faaliyete izin verilemez.

b) Kısa mesafeli koruma alanı, mutlak koruma alanı sınırdan itibaren yatay olarak 700 metre genişliğindeki alandır. Bu alanda; turizm ve sanayi tesislerine, iskâna, hayvancılığa, sunî gübre ve/veya tarım ilaçları kullanılmasına, yakıt depolarına ve mezarlık kurulmasına, tabiî malzeme ve maden ocağı açılmasına, işletilmesine, çöp depolama alanlarına, bertaraf tesislerine ve benzeri faaliyetlere izin verilmez. Bu alanda ekolojik tarım uygulaması teşvik edilir.

c) Orta mesafeli koruma alanı, kısa mesafeli koruma alanı sınırından itibaren yatay olarak 1000 metre genişliğindeki alandır. Bu alanda; sanayi kuruluşuna, mezarlık kurulmasına, tabiî malzeme ve maden ocağı açılmasına, işletilmesine, çöp depolama alanları ile bertaraf tesislerine izin verilmez. Turizm ve konutlarla ilgili yapılaşma koşulları yönetmelikle belirlenir.

d) Birinci derecede uzun mesafeli koruma alanı, orta mesafeli koruma alanı sınırından itibaren yatay olarak 3 kilometre genişliğindeki alandır. Bu alanda sanayi kuruluşları ile çöp depolama alanlarına ve bertaraf tesislerine izin verilmez. Turizm ve konutlarla ilgili yapılaşma koşulları yönetmelikle belirlenir.

e) İkinci derecede uzun mesafeli koruma alanı, birinci derecede uzun mesafeli koruma alanı sınırından itibaren su toplama havzasının sınırına kadar olan alandır. Bu alanda kurulabilecek sanayi tesisleri yönetmelikle belirlenir.

Bu alanlardaki sosyal amaçlı olmayan askerî tesislere ilişkin uygulamalar Bakanlık ve Millî Savunma Bakanlığınca ayrıca belirlenir.”

“EK MADDE 5. – Kurum, kuruluş ve işletmeleree ISO 14000 Çevre Yönetim Sistem Standartlarına Uygunluk Belgesi verilirken, Bakanlıktan uygun görüş alınması zorunludur.”

“EK MADDE 6. – Bu Kanunda yer alan maktu gelir miktarları ile maktu idarî ve adlî para cezaları, her yıl Vergi Usul Kanununa göre belirlenen yeniden değerleme oranı kadar artırılarak uygulanır.”

GEÇİCİ MADDE 1. – Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte faal durumda olan ve bu Kanun ve yönetmeliklerle belirlenen ek yükümlülüklerin yerine getirilmesi için mevcut işletmelerle Bakanlık arasında uyum protokolü yapılabilir.

Özelleştirme kapsamındaki yatırımlar için uyum protokolleri satış sözleşmesinin mütemmim cüzü olarak hazırlanır.

GEÇİCİ MADDE 2. – Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce teşvik verilmiş olan ve 9 uncu maddede belirtilen koruma planları ile tespit edilen esaslara aykırı bulunan faaliyetler Bakanlıkça tayin edilecek bir sürede söz konusu planlara uygun hale getirilir. Aksi takdirde bu faaliyetler için verilmiş bulunan teşvikler iptal edilir.

MADDE 25. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 26. – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONUNUN KABUL ETTİĞİ METİN

ÇEVRE KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1. - 9.8.1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanununun 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 1. - Bu Kanunun amacı, bütün vatandaşların ortak varlığı olan çevrenin sürdürülebilir kalkınma ilkesi doğrultusunda korunması, iyileştirilmesi ve geliştirilmesini sağlamaktır.”

MADDE 2. - 2872 sayılı Kanunun 2 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 2. - Bu Kanunda geçen terimlerden;

Çevre : Canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları fizikî, biyolojik, sosyal, ekonomik ve kültürel ortamı,

Çevre korunması : Çevresel değerlerin ve ekolojik dengenin tahribini, bozulmasını ve yok olmasını önlemeye, mevcut bozulmaları gidermeye, çevreyi iyileştirmeye ve geliştirmeye yönelik çalışmaların bütününü,

Çevre kirliliği : Çevrede meydana gelen ve canlıların sağlığını, çevresel değerleri ve ekolojik dengeyi bozabilecek her türlü olumsuz etkiyi,

Sürdürülebilir kalkınma : Bugünkü ve gelecek kuşakların çevreyi koruyarak, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşamasını güvence altına alan kalkınma politikalarını,

Alıcı ortam : Hava, su, toprak ortamları ile bu ortamlarla ilişkili ekosistemleri,

Doğal kaynak : Bütün bitki, hayvan ve mikroorganizmalar ile bunların yaşama ortamları olan hava, su ve toprak ve doğada bulunan cansız varlıkları,

Kirleten : Eylem veya işlemleri sonucu doğrudan veya dolaylı olarak çevre kirliliğine ve çevrenin bozulmasına neden olan gerçek ve tüzel kişileri,

Ekosistem : Canlıların kendi aralarında ve cansız çevreleriyle ilişkilerini bir düzen içinde yürüttükleri biyolojik, fiziksel ve kimyasal sistemi,

Ekolojik denge : İnsan ve diğer canlıların varlık ve gelişmelerini doğal yapılarına uygun bir şekilde sürdürebilmeleri için gerekli olan şartların bütününü,

Sulak alan : Yaban hayatın yaşama ortamı olan, doğal veya yapay, devamlı veya geçici, suları durgun veya akıntılı, tatlı, acı veya tuzlu, denizlerin gel-git hareketlerinin çekilme devresinde derinliği altı metreyi geçmeyen suları, bataklık, sazlık ve turbiyeleri,

Atık : Herhangi bir faaliyet sonunda çevreye atılan veya bırakılan her türlü maddeyi,

Tehlikeli atık : Tehlikeli fiziksel, kimyasal ve/veya biyolojik özellikleri nedeniyle canlılarda ve alıcı ortamda olumsuz etkilere yol açan atıklar ve bu atıklarla kirlenmiş madde ve malzemeleri,

Radyoaktif atık : İlgili mevzuat uyarınca yetkili kılınan merciler tarafından belirlenen serbest bırakma seviyelerinin üzerinde aktivite ve konsantrasyonda radyoizotopları bulunduran veya bu radyoizotoplarla bulaşmış ve tekrar kullanılması düşünülmeyen madde ve malzemeleri,

Tehlikeli kimyasallar : Fiziksel, kimyasal ve/veya biyolojik yönden olumsuz etki yaparak ekolojik denge ile insan ve diğer canlıların doğal yapılarının bozulmasına neden olan her türlü kimyasal madde ve müstahzarları,

Çevresel etki değerlendirmesi : Gerçekleştirilmesi planlanan faaliyetlerin çevreye olabilecek etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz etkilerin önlenmesi ya da zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin tespitinde, yer ve teknoloji alternatiflerinin değerlendirilmesinde ve faaliyetlerin uygulanmasının izlenmesi ve denetlenmesinde sürdürülecek çalışmaları,

Stratejik çevresel etki değerlendirmesi : Plan, politika ve programların kabulünden önce çevresel etkilerinin incelenmesini,

Çevre koruma planı : Bitki ve hayvan türleri ile bunların yaşam alanlarını ve alıcı ortamları korumak ve geliştirmek üzere ülke, havza veya alan bazında yapılan planları,

Çevre ile uyumlu teknoloji : Her türlü faaliyet sırasında doğal kaynak ve enerjinin verimli kullanılmasını ve geri kazanılmasını sağlayan ve atık oluşumunu azaltan teknolojileri,

Bakanlık : Çevre Bakanlığını,

Fon : Çevre Fonunu,

İfade eder.”

MADDE 3. - 2872 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 3. - Çevrenin korunmasına ve kirliliğinin önlenmesine ilişkin genel ilkeler şunlardır :

a) Gerçek ve tüzel kişiler çevrenin korunması ve kirliliğinin önlenmesi ile görevli olup, bu konuda alınacak tedbirlere ve belirlenen esaslara uymakla yükümlüdürler.

b) Arazi ve kaynak kullanım kararlarını veren ve proje değerlendirmesi yapan yetkili kuruluşlar, sürdürülebilir kalkınma ilkesini ve karar alma süreçlerinde toplumun tüm kesimlerinin ihtiyaçlarını gözetirler.

c) Çevre ile uyumlu teknolojilerin kullanılması esastır.

d) Kirlenmenin önlenmesi, sınırlandırılması, giderilmesi ve çevrenin iyileştirilmesi için yapılan harcamalar kirleten tarafından karşılanır.

e) Yapılacak ekonomik faaliyetlerde sürdürülebilir kalkınma yönünden doğal kaynakların fiyatlandırılması mukayeseli olarak gözetilir.

f) Çevrenin korunması, çevre kirliliğinin önlenmesi ve giderilmesi için vergi, harç, katılma payı ve teşvik gibi ekonomik araçlar kullanılır.

g) Bölgesel ve küresel çevre sorunlarının çözümüne yönelik olarak uluslararası çalışmalar sonucu ortaya çıkan ulusal yükümlülüklerin yerine getirilmesi için gerekli teknik, idarî ve hukukî düzenlemeler Bakanlığın koordinasyonunda yapılır.

Bölgesel ve küresel çevre sorunlarına neden olan kurum, kuruluş ve işletmeler ulusal yükümlülüklerin yerine getirilmesindeki sorumluluğu paylaşmak ve ortaya çıkabilecek maliyetleri karşılamakla yükümlüdür.”

MADDE 4. - 2872 sayılı Kanunun İkinci Bölümünün başlığı “Yüksek Çevre Kurulu ve Görevleri” olarak değiştirilmiş ve 443 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yürürlükten kaldırılan 4 üncü maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

“Yüksek Çevre Kurulu

Madde 4. - Başbakanın başkanlığında, Başbakanın bulunmadığı zamanlarda Başbakan Yardımcısının başkanlığında, Çevre, Maliye, Millî Eğitim, Bayındırlık ve İskân, Sağlık, Tarım ve Köyişleri, Sanayi, Enerji ve Tabiî Kaynaklar, Turizm, Kültür ve Orman Bakanları ile Devlet Planlama Teşkilâtı Müsteşarlığı ve Denizcilik Müsteşarlığının bağlı olduğu Devlet Bakanlarından oluşan Yüksek Çevre Kurulu kurulmuştur.

Diğer Bakanlar kendilerini ilgilendiren konuların görüşülmesi sırasında, kurul toplantılarına başkan tarafından çağrılabilir.

Kurul yılda en az bir defa toplanır.

Kurulun sekretarya hizmetleri Çevre Bakanlığınca yürütülür.

Kurulun çalışmaları ile ilgili konularda ön hazırlık ve değerlendirme yapmak üzere, Çevre Bakanlığı Müsteşarının başkanlığında ilgili bakanlık müsteşarları, diğer kurum ve kuruluşların en üst düzey yetkili amirlerinin katılımı ile toplantılar düzenlenir. Bu toplantılara gerekli görüldüğü hallerde Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu, Türkiye Ziraat Odaları Birliği ile bilimsel kuruluş, kamu kurumu niteliğindeki diğer meslek kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve yerel yönetimler temsilcileri de davet edilebilir.

Kurulun çalışma usul ve esasları ile diğer hususlar yönetmelikle belirlenir.”

MADDE 5. - 2872 sayılı Kanunun 409 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yürürlükten kaldırılan 5 inci maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

“Yüksek Çevre Kurulunun Görevleri

Madde 5. - Yüksek Çevre Kurulunun görevleri şunlardır :

a) Sürdürülebilir kalkınma politikalarının hedef ve ilkelerini belirlemek ve uygulanmasını sağlamak,

b) Bu hedef ve ilkeler doğrultusunda etkin çevre yönetiminin sağlanması, çevrenin korunması, çevre kirliliği ve bozulmalarının önlenmesi ile çevrenin iyileştirilmesi ve geliştirilmesi için, politika ve stratejiler belirlemek,

c) Sürdürülebilir kalkınma amacına uygun olarak ekonomik kararlara çevre boyutunun dahil edilmesine imkân veren hukukî, idarî, ekonomik, ticarî ve malî tedbirleri belirlemek,

d) Birden fazla bakanlık ve kuruluşu ilgilendiren çevre konularına ilişkin uyuşmazlıklarda nihaî kararı vermek,

e) Özel Çevre Koruma Bölgelerinde hangi çeşit tesislerin nerelerde yapılacağına, bu konuda ilgililere taşınmaz mal tahsisine ve yapı izni verilmesine ilişkin esasları belirlemek,

f) Ekolojik önem taşıyan ve çevre kirlenmelerine ve bozulmalarına duyarlı olan alanları koruma altına almak üzere, Özel Çevre Koruma Bölgeleri tespit ve ilan etmek ve bu alanlarda çevrenin korunmasına, kirlenmenin önlenmesine, ekolojik dengenin iyileştirilmesine ve sürdürülmesine ilişkin esasları belirlemek,

g) Kuruluş ve işletmelerden alınacak emisyon ve deşarj izinlerine ilişkin katkı paylarının esaslarını belirlemek.

Bu maddenin (b) bendinde bahsi geçen politika ve stratejiler, kalkınma plan ve programları, bölge planları ile doğal kaynak kullanımı ve arazi kullanım kararlarında ve ilgili bakanlıklar, kurum ve kuruluşlarca yapılacak her ölçekteki planlarda uygulanır.

Bu maddenin (f) bendinde bahsi geçen Özel Çevre Koruma Bölgelerine ilişkin plan ve projelerin hazırlanmasında 3.5.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun 9 uncu maddesi hükümleri uygulanmaz.

Yüksek Çevre Kurulunca tespit edilen politika ve stratejilere ilişkin hususlarBakanlarKurulunda öncelikle görüşülerek karara bağlanır.”

MADDE 6. - 2872 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Çevrenin Korunması

Madde 9. - Yüksek Çevre Kurulunca belirlenecek politika ve stratejiler doğrultusunda;

a)İlgili kurum ve kuruluşların da görüşleri alınarak Bakanlıkça Çevre Koruma Planları yapılır, yaptırılır, onaylanır ve bu planlar mülkî idare amirlerince uygulanır. İlgili bakanlıklar, kurum ve kuruluşlarca yapılacak her ölçekteki planlarda çevre koruma planı hükümleri esas alınır.

Bu planlara aykırı faaliyetler yasak olup, plan  hükümlerine aykırı olarak yapılan yapılara inşaat ve iskân ruhsatı verilemez. Bu tür faaliyetler kamu teşviklerinden yararlandırılamaz.

Çevre Koruma Planlarının yapılmasına ve uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.

b) Ulusal ve uluslararası düzeyde önem taşıyan ve koruma altına alınan nesli tehlikede, nadir ve endemik bitki ve hayvan türleri ile bunları yaşama ortamlarının korunması ve geliştirilmesi ile ilgili tedbirler ve ticaretine ilişkin uygulama esasları, ilgili mevzuatla yetkili kılınan kurum ve kuruluşların görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenir. İlgili kurum ve kuruluşlar bu tedbirleri uygulamakla yükümlüdürler.

Bu türlerle ilgili koruma alanları, ilgili mevzuatla yetkili kılınan kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak Bakanlıkça tespit edilir ve Yüksek Çevre Kurulu tarafından ilan edilir. Koruma alanlarının tespit ve ilanı ile ilgili hususlar yönetmelikle belirlenir.

c) Sulak alanların doğal yapılarının ve ekolojik dengelerinin korunması esastır. Sulak alanların doldurulması ve kurutulması yolu ile arazi kazanılamaz. Bu hükme aykırı olarak arazi kazanılması halinde söz konusu alan faaliyet sahibince eski haline getirilir.

Sulak alanların içme - kullanma ve sulama suyu kaynağı olarak kullanılması; sulak alanlar ve sulak alan ekosistemi ile ilişkili akarsular, orman, çayır, mera, kumul ve benzeri alanların karakterinde değişiklik meydana getirebilecek her türlü faaliyet, Bakanlığın ön iznine tâbidir.Bu izin alınmadan diğer kurum ve kuruluşlarca herhangi bir işlem yapılamaz.

Sulak alanların korunması ve yönetimine ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.”

MADDE 7. - 2872 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 10. - Gerçekleştirmeyi planladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Ön Araştırma Raporu hazırlamakla yükümlüdürler.

Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Ön Araştırma Raporu üzerinde yapılacak inceleme ve değerlendirme sonucu, gerçekleştirilmesi uygun görülmeyen faaliyetler için onay, izin, teşvik ve ruhsat verilemez; uygulama imar planı, mevzi imar planı ve bunlarla ilgili ilaveler ile değişiklikler onaylanamaz ve ihale edilemezler.

Serbest bölgelerin kurulması ile plan, politika, programlar ve değişiklikleri Stratejik Çevresel Etki Değerlendirmesi sürecine tâbidir.

Çevresel Etki Değerlendirmesi ile Stratejik Çevresel Etki Değerlendirmesi süreçleri ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.”

MADDE 8. - 2872 sayılı Kanunun 11 inci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“İzin alma, arıtma ve bertaraf yükümlülüğü

Madde 11. - A) İzin Alma : Üretim, tüketim ve hizmet faaliyetleri sonucunda oluşan atıklarını alıcı ortamlara doğrudan veya dolaylı vermeleri uygun görülmeyen tesis ve işletmeler ile yerleşim birimleri atıklarını yönetmelikle belirlenen standart ve yöntemlere uygun olarak arıtmak ve bertaraf etmekle veya ettirmekle ve öngörülen izinleri almakla yükümlüdürler.

Birinci fıkrada belirtilen yükümlülüğü bulunan tesis ve işletmeler ile yerleşim birimlerine;

1. İnşaat ruhsatı aşamasında bu yükümlülüğünü yerine getireceğini gösterir proje ve belgeleri ilgili kuruma sunmadıkça inşaat ruhsatı,

2. İnşaatı bitmiş olanlardan, bu yükümlülüğü yerine getirmeyenlere işletme ruhsatı ve/veya iskân ruhsatı,

Verilemez.

Faaliyetlerinde değişiklik yapmayı ve/veya tesislerini büyütmeyi planlayan gerçek ve tüzel kişiler arıtma veya bertaraf tesislerini planlamak, izin ve ruhsat almak zorundadırlar.

B) Arıtma ve Bertaraf Yükümlülüğü : Atıksu altyapı sistemlerinin kurulması, bakımı, onarımı, ıslahı ve işletilmesinden,Büyükşehirlerde 20.11.1981 tarihli ve 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi GenelMüdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunla belirlenen kuruluşlar, belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeler, diğer alanlarda ise il özel idareleri, tatil köy ve sitelerinde yönetim kurulları veya yetkili kıldığı birimler tarafından gerçekleştirilir.

Serbest ve/veya ticarî bölgelerde bölge müdürlükleri, turizm gelişme bölgelerinde Turizm Bakanlığı veya yetkili kıldığı birimler, organize ve küçük sanayi bölgelerinde sanayi bölgesi müdürlükleri veya Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından yetkili kılınan birimler atıksu altyapı sistemlerinin kurulması, bakımı, onarımı, ıslahı ve işletilmesinden sorumludurlar.

Atıksu altyapı sistemlerini kullanan ve/veya kullanacaklar bağlantı sistemlerinin olup olmadığına bakılmaksızın arıtma sistemlerinden sorumlu yönetimlerin yapacağı her türlü yatırım, işletme, bakım, onarım, ıslah ve temizleme harcamalarının tamamına hisseleri oranında katılmak zorundadırlar. Ancak benzer atıksu arıtma tesisleri kurup gerekli izinleri alanlar ve Yönetmelikte belirlenen şekilde çalıştıranlar bu zorunluluk kapsamı dışındadır.

Atık üreticileri katı atıkların geri kazanılmasını sağlamakla yükümlüdürler. Geri kazanım imkânı olmayan atıklar nihaî bertaraf tesisine kabul edilebilirler.

Geri kazanılabilen katı atıkların ayrı biriktirilmesi zorunludur. Belediyeler bu atıkların ayrı toplanması, taşınması ve geri kazanılması amacıyla gerekli araç ve tesisleri sağlamak ve işletmekle yükümlüdürler.

Atıksu arıtımı, atık bertarafı ve katı atık geri kazanım tesisleri yapmak amacıyla belediyeler 3.4.1930 tarihli ve 1580 sayılı Belediye Kanununa uygun olarak hizmet birlikleri kurar. Bu yatırımlar Bakanlıkça ilgili hizmet birliği ile işbirliği halinde yapılır. Hizmet birliklerini kurmuş belediyelere öncelikle yardım yapılır. Tesis yapım giderleri hizmet birliği ile imzalanacak sözleşme çerçevesinde tahsil edilir. Sözleşme hükümlerine uyulmaması durumunda, sözleşmenin ihlali tarihinden itibaren 21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilir. Sözleşme yapmayan hizmet birlikleri ile hizmet birliğine katılmayan belediyelerin bulunması halinde Bakanlıkça yaptırılacak tesislerin giderleri ilgili belediyelerin İller Bankasındaki avans ve paylarından Bakanlığın talebi üzerine, öncelikle tesisin kurulduğu tarihi takip eden aybaşından itibaren 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre gecikme zammı ile birlikte takip ve tahsil olunur.

Arıtma ve bertaraf yükümlülüğü ile atıksu arıtma ve ön arıtma yükümlülüğüne tâbi tesis ve işletmeler ile yerleşim birimleri, uyulması gereken şartlar ve bu yükümlülüğe istinaden kurulması zorunlu olan arıtma ve bertaraf sistemleri, atıksu arıtma ve ön arıtma sistemleri ile atıksu altyapı sistemlerinin kurulması, onarımı, ıslahı, işletilmesi ve harcamalara katkı paylarının belirlenmesi ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça yönetmelikle düzenlenir.

Faaliyetleri nedeniyle çevreye olumsuz etkileri olabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler tarafından, faaliyetlerine ilişkin olası bir kaza durumunda, kazanın çevreye olumsuz etkilerini kontrol altına almak ve azaltmak üzere uygulanacak acil durum planları hazırlanması zorunludur.

Bu planlar dikkate alınarak Bakanlığın koordinasyonunda ilgili kurum ve kuruluşlarca yerel, bölgesel ve ulusal acil durum planları hazırlanır.

Liman, tersane, gemi söküm yeri ve marinalarda gemi ve deniz araçlarından kaynaklanan, atıksu, balast, sintine ve atıkların alınmasına hizmet edecek yüzer ve/veya sabit kabul tesislerinin bu yerleri işleten veya idare eden kurum, kuruluş ve işletmeler tarafından müştereken veya münferiden kurulması zorunludur.

Liman, tersane, gemi söküm yeri ve marinalarda, meydana gelebilecek kazalar sonucu çevreye verilebilecek zararı en aza indirmek için bu yerleri işleten veya idare edenler tarafından acil müdahale ekipmanı bulundurulması zorunludur.

Kabul tesislerinin kurulmasına, işletilmesine, denetlenmesine ve bulundurulacak acil müdahale ekipmanlarına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.”

MADDE 9. – 2872 sayılı Kanunun 12 nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Denetim, bilgi verme ve bildirim yükümlülüğü

Madde 12. – Bu Kanun hükümlerine uyulup uyulmadığını denetleme yetkisi Bakanlığa aittir. Gerektiğinde bu yetki, Bakanlıkça en büyük mülkî idare amirlerine, belediye başkanlarına, liman başkanlıklarına, Sahil Güvenlik Komutanlığı bağlısı bot komutanları, uçak ve helikopter pilotlarına ve 13.10.1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre belirlenen denetleme görevlilerine devredilebilir.

Askerî işyerleri, askerî bölgeler ve tatbikatların bu Kanun çerçevesindeki denetimi ve neticelerine ait işlemler, Genelkurmay Başkanlığı, Millî Savunma Bakanlığı ve Bakanlık tarafından müştereken hazırlanacak yönetmeliğe göre yürütülür.

İlgililer, Bakanlığın veya denetimle yetkili diğer mercilerin isteyecekleri bilgi ve belgeleri vermek, yetkililerin yaptıracakları analiz ve ölçümlerin giderlerini karşılamak, denetim esnasında her türlü kolaylığı göstermek zorundadırlar.

İlgililer, çevre kirliliğine neden olabilecek faaliyetleri ile ilgili olarak, kullandıkları hammadde, yakıt, çıkardıkları ürün ve atıklar ile proses şemalarını, acil durum planlarını, izleme sistemleri ve kirlilik raporları ile diğer bilgi ve belgeleri Bakanlığa vermek zorundadırlar.

Bakanlık, bu Kanuna göre yapılacak denetlemelerde görev almak isteyenlerden görev sınırları yönetmelikte belirtilen koşulları taşıyanlara gönüllü çevre müfettişliği görevi verebilir. Bu görev için ilgililere herhangi bir ücret ödenmez.

Görevini kötüye kullandığı tespit edilen gönüllü çevre müfettişlerinin bu görevleri sona erdirilir.

Denetim, bilgi verme ve bildirim yükümlülüğü ile gönüllü çevre müfettişlerinin çalışma ve eğitimlerine ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça yönetmelikle düzenlenir.”

MADDE 10. – 2872 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Tehlikeli kimyasallar ve atıklar

Madde 13. – Tehlikeli kimyasalların belirlenmesi, üretimi, ithalatı, atık konumuna gelinceye kadar geçen süreçte kullanım alanları ve miktarları, etiketlenmesi, ambalajlanması, depolanması, taşınması ve ihracatına ilişkin usul ve esaslar ilgili Bakanlıkların uygun görüşü alınarak Bakanlıkça yayımlanacak yönetmelikle belirlenir.

Yönetmelik hükümlerine aykırı olarak piyasaya sürüldüğü tespit edilen tehlikeli kimyasallar ile bu kimyasalları içeren eşya, bunları satış ve kullanım amacıyla piyasaya süren kurum, kuruluş ve işletmelere toplattırılır ve müsadere edilir. İmhası için gereken masraflar, ilgili kurum, kuruluş ve işletmelerden 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.

Bakanlığın talebi üzerine Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı, bazı yakıtların atıkların ve tehlikeli kimyasallar ile bu kimyasalları içeren eşyaların ithalini yasaklayabilir veya kontrole tâbi tutabilir. Kontrole tâbi tutulan yakıtların, atıkların ve bitki, hayvan ve insan sağlığı ile ilgili olanlar hariç tehlikeli kimyasallar ile bu kimyasalları içeren eşyanın ithalatı için Bakanlıktan kontrol belgesi alınması zorunludur.

Tehlikeli atıkların ihracatı ve transit geçişinden 60 gün önce Bakanlığa bildirimde bulunulması, izin alınması ve taşıma sırasında taşıma belgesinin bulundurulması zorunludur.

Tehlikeli atıklar ile tehlikeli atıkların oluşum aşamasından itibaren toplanması, ayrılması, geçici ve ara depolanması, geri kazanılması, yeniden kullanılması, taşınması, bertarafı, bertaraf sonrası kontrolü, ihracatı ve ithalatı ile ilgili usul ve esaslar ilgili Bakanlıkların uygun görüşü alınarak Bakanlıkça yayımlanacak yönetmelikle belirlenir.

Tehlikeli kimyasalların üretimi, satışı, depolanması, kullanılması ve taşınması faaliyetleri ile tehlikeli atıkların toplanması, taşınması, geçici ve ara depolanması, geri kazanımı, yeniden kullanılması ve bertarafı faaliyetlerinde bulunanlar, bir kaza sonrası çevreye ve insana verebilecekleri zarara karşı sigorta yaptırmak zorundadırlar.

Sigorta ile ilgili esaslar ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak Bakanlıkça belirlenir.”

MADDE 11. – 2872 sayılı Kanunun 15 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 15. – Bu Kanun ve bu Kanun uyarınca yayımlanan yönetmeliklere ve Mahalli Çevre Kurulu Kararı hükümlerine aykırı davrananlara Bakanlıkça, söz konusu aykırı faaliyeti düzeltmek üzere gerekirse yeteri kadar süre verilir.

Bu süre sonunda aykırılığı düzeltmeyenlerin faaliyeti, Bakanlıkça kısmen veya tamamen, süreli veya süresiz olarak durdurulur.

Çevre ve insan sağlığı yönünden tehlike yaratan ve/veya Çevresel Etki Değerlendirilmesi incelenmesi yapılmaksızın başlanan faaliyetler süre verilmeksizin durdurulur.

Süre verilmesi ve faaliyetin durdurulması, bu Kanunda öngörülen cezaların uygulanmasına engel teşkil etmez..”

MADDE 12. – 2872 sayılı Kanunun dördüncü bölümünün başlığı “Çevre Fonu” olarak, 17 nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Çevre Fonu

Madde 17. – Çevrenin korunması, iyileştirilmesi, geliştirilmesi, kirliliğin önlenmesi, Bakanlık teşkilâtınca çevresel hizmetlerin etkin ve verimli bir şekilde yerine getirilmesini sağlamak amacıyla Çevre Fonu kurulmuştur.”

MADDE 13. – 2872 sayılı Kanunun 18 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 18. – Fonun gelirleri;

a) Trafiğe ilk defa tescil edilen motorlu araçlardan alınan taşıt alım vergisi tutarının dörtte biri oranında ayrıca tahsil edilen miktardan,

b) Motorlu taşıt araçlarının her fenni muayenesi sırasında alınan fenni muayene ücretinin beşte biri oranında ayrıca tahsil edilen miktardan,

c) Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre gemi siciline tescil edilen her türlü deniz aracından;

1) Onsekiz gros tondan yüz (dahil) gros tona kadar olanlardan gros ton başına 1 milyon lira,

2) Yüzbir gros tondan beşyüz (dahil) gros tona kadar olanlardan yukarıdaki meblağa ilave olarak yüz gros tonun üzerindeki her gros ton başına 500 bin lira,

3) Beşyüzbir gros tondan beşbin (dahil) gros tona kadar olanlardan yukarıdaki meblağlara ilave olarak beşyüz gros tonun üzerindeki her gros ton başına 100 bin lira,

4) Beşbinbir gros tondan yirmibin (dahil) gros tona kadar olanlardan yukarıdaki meblağlara ilave olarak beş bin gros tonun üzerindeki her gros ton başına 50 bin lira,

5) Yirmibin gros tondan büyük olanlardan ise yukarıdaki meblağlara ilave olarak yirmibin gros tonun üzerindeki her gros ton başına 20 bin lira, olmak üzere liman başkanlıklarınca her yılın Ocak ayı içerisinde tahsil edilen ve Fonun bankadaki hesabına yatırılan miktardan,

d) Hava taşıt araçları ile yurt içinde yapılan yolcu ve yük taşıma bedellerinin yüzde biri oranında ayrıca tahsil edilen miktardan,

e) Her türlü tütün mamulleri ile alkollü içkinin imalat ve ithalatçıları tarafından yurt içinde yapılacak teslimlerde satış fiyatı üzerinden hesaplanan yüzde bir oranındaki Çevre Fonu kesintisinden,

f) Her türlü petrokimya mamulleri imalat ve ithalatçıları tarafından yapılacak teslimlerde satış fiyatı üzerinden hesaplanan binde beş oranında, pet şişelerde ise yüzde yirmi oranındaki miktardan,

g) Her türlü ateşli silâh ruhsat tezkereleri ve yenilenmeleri için tahsil edilecek 1 milyon liradan,

h) Yüksek Çevre Kurulunca esasları belirlenen ve kuruluş ve işletmelerden emisyon ve deşarj izinlerinden tahsil edilen katkı paylarından,

ı) Millî Piyango ve Sayısal Lotonun aylık satış hasılatının binde beşi oranında her ay ödenecek katkı paylarından,

j) Fondan kullandırılan kredilerin faizleri ve bankalardaki mevduat faizlerinden,

k) Bakanlık Çevre Referans Laboratuvarı ile Bakanlığın diğer benzeri hizmetleri karşılığı elde edilecek gelirlerden,

l) Bu Kanuna göre tahsil edilecek idarî para cezalarından,

m) Bu Kanuna dayanılarak düzenlenen taahhütname ve sözleşme gibi belgeler uyarınca alınacak ceza ve benzeri gelirlerden,

n) Fona ait taşınır ve taşınmaz malların satışından ve kiralanmasından elde edilen gelirlerden,

o) Yurtdışından temin edilecek her türlü fon, hibe ve krediden mevzuata uygun olarak sağlanacak miktardan,

p) Çevre Bakanlığının bütçesine bu amaçla her yıl konulan ödenekten,

r) Fona yapılan bağış ve yardımlardan,

s) Diğer mevzuatta Fona aktarılması öngörülen meblağlardan

oluşur.

Bu maddenin (a) bendinde belirlenen gelir, Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen esaslara göre vergi dairelerince tahsil edilir ve Fonun devlet bankasındaki hesabına yatırılır.

İlgililer, bu maddenin (b), (d), (e), (f), (g), (h) ve (k) bentleri gereğince her ay topladıkları tutarları örneği Bakanlıkça hazırlanacak beyanname ile tahsili takip eden ayın son gününe kadar Bakanlığa beyan ederek toplanan tutarları aynı süre içinde Fonun banka hesabına yatırmak zorundadırlar. Fon gelirlerini süresinde Fonun bankadaki hesabına yatırmayanlar hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takibat ve tahsilat yapılır.

Bu Kanunda öngörülen ve Sahil Güvenlik Komutanlığı ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre yetkili kılınan kuruluşlarca tahsil edilen idarî para cezalarının yüzde yetmişi yukarıda belirtilen usule göre Fonun banka hesabına aktarılır; yüzde otuzu ise bir yandan bütçeye gelir diğer yandan cezayı tahsil eden idarenin bütçesine ödenek kaydedilir.

Bakanlık, gerektiğinde bu meblağların Fona aktarılıp aktarılmadığını ve çevre ile ilgili faaliyetlerde kullanılıp kullanılmadığını incelemek, araştırmak ve bu konularda ilgililerden bilgi almak yetkisine sahiptir.

Fon; kurumlar vergisinden, yapılacak bağış ve yardımlar nedeniyle veraset ve intikal vergisinden, yapılacak her türlü muameleler dolayısıyla damga vergisinden, açılan krediler dolayısıyla lehte tahakkuk edecek faizler, banka ve sigorta muameleleri vergisinden muaftır.”

MADDE 14. – 2872 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinin birinci, ikinci ve beşinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Fon Bakanlık aracılığı ile kullanılır.”

“Fonun ita amiri Çevre Bakanıdır.”

“Fon aşağıdaki amaçlar için kullanılır.

a) Çevrenin korunmasına, iyileştirilmesine, geliştirilmesine, çevre kirliliğinin önlenmesine ve giderilmesine yönelik araştırmalar, uygulamalar ve bu uygulamaların desteklenmesi ile bu araştırma ve uygulamalarda kullanılmak üzere araç, gereç ve taşınmaz mal alınması ve kiralanması,

b) Ölçme, izleme ve değerlendirme sistemlerinin kurulması ve işletilmesi için gerekli bina, araç, gereç, malzeme ve hizmetin satın alınması ve kiralanması,

c) Çevresel eğitim ile Bakanlık personelinin eğitimi ve yetiştirilmesi ile ilgili harcamalar,

d) Çevre ile uyumlu teknoloji ile araştırma, etüd ve proje giderlerinin karşılanması,

e) Bakanlık Çevre Referans Laboratuvarında kullanılacak araç, gereç ve malzeme alımı ile bakım ve onarım giderleri,

f) Geri kazanım, arıtma, bertaraf tesisleri ve bunlarla ilgili yenilenebilir enerji üretim tesisi yapacak olan gerçek ve tüzel kişilere proje bedelinin yüzde 45’ine kadar kredi verilmesi, bu Kanunun 11 inci maddesinin onuncu fıkrası uyarınca, hizmet birlikleri ile işbirliği halinde yapılacak veya yaptırılacak atık su arıtımı, katı atık bertarafı ve geri kazanım hizmetlerine ait tesislerin yapım giderlerinin yüzde yüzüne kadarının karşılanması,

g) Hayvan ve bitki türleri ile bunların yaşama ortamlarının korunması ve güvence altına alınması için yapılacak çalışmalar,

h) Çevresel etki değerlendirilmesi sürecinde Bakanlıkça yapılan inceleme değerlendirme faaliyelerine ilişkin harcamalar,

ı) Bu Kanunun amaçları doğrultusunda Fondan yapılacak yayınlara ilişkin telif ve tercüme giderleri,

j) Bakanlıkça kurulan özel ihtisas komisyonlarının faaliyetlerine katılanlardan Bakanlık mensubu olmayanların yurt içi ve yurt dışı yollukları, telif, tercüme ve hizmet ücretleri ile iaşe ve ibate masrafları.”

MADDE 15. – 2872 sayılı Kanunun 20 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 20. –İdarî nitelikteki cezalar şunlardır:

a) Yönetmeliklerle belirlenen standartlara aykırı emisyona sebep olan motorlu taşıtları işletenlere 50 milyon lira idarî para cezası verilir.

b) Hava kirliliği yönünden önemli etkileri nedeniyle kurulması ve işletilmesi yönetmelikle izne tâbi tutulan tesisleri, yetkili makamlardan izin almadan kuran ve işleten veya iznin geri alınmasına rağmen kurmaya ve işletmeye devam eden veya bu tesislerde izin almaksızın sonradan değişiklik yapan yetkili makamların gerekli gördükleri değişiklikleri tanınan sürede yapmayanlara 2 milyon lira idarî para cezası verilir. Bu tesislerde emisyon miktarları yönetmelikle belirlenen sınırları aşıyorsa verilecek ceza 4 milyar liradır.

İzne tâbi tesisleri, aldıkları izin belgesinde veya yönetmeliklerde öngörülen önlemleri almadan veya yönetmeliklerde belirlenen emisyon standartlarına ve sınırlamalarına aykırı olarak işletenlere 2 milyar lira idarî para cezası verilir.

Emisyonların sınır değerlerin üzerinde olmasına ilave olarak, radyoaktivite içermesi durumunda bu bentte öngörülen cezalar bir kat artırılarak verilir.

c) Hava kirliliği yönünden kurulması ve işletilmesi izne tâbi olmayan tesislerin işletilmesi sırasında yönetmelikle belirlenen standartlara aykırı emisyona neden olanlara 100 milyon lira idarî para cezası verilir.

Emisyonların sınır değerlerin üzerinde radyoaktivite içermesi durumunda bu bendin birinci paragrafında öngörülen ceza bir kat artırılarak verilir.

Bu bendin birinci paragrafında öngörülen fiilin konutlarla ilgili olarak işlenmesi halinde verilecek ceza toplu veya ferdî ısıtılan konutlarda her bağımsız bölüm için 10 milyon liradır. Bu cezaî sorumluluk toplu ısıtılan konutlarda yöneticiye, ferdî ısıtılan konutlarda ise konutu kullanana aittir. Yöneticinin bağımsız bölümleri kullananlara genel hükümlere göre rücû hakkı saklıdır.

d) Hava kirliliği yönünden özel önem taşıyan bölgelerde veya hava kirliliğinin ciddi boyutlara ulaştığı zamanlarda ve yerlerde veya kritik meteorolojik şartlarda yönetmeliklerle öngörülen önlemleri almayan, yasaklara aykırı davranan ya da Mahallî Çevre Kurullarınca bu konuda alınan kararlara uymayanlara bu maddenin (b) ve (c) bentlerinde öngörülen cezalar bir kat artırılarak verilir.

Bu fiilin konutlarla ilgili olarak işlenmesi halinde cezaî sorumluluk bu maddenin (c) bendinin üçüncü paragrafına göre tespit edilir.

e) Çevresel Etki Değerlendirilmesi sürecine başlamadan veya bu süreci tamamlamadan inşaata başlayan ya da faaliyete geçenlere, fiilen yapılan yatırım bedelinin yüzde yirmibeşi oranında idarî para cezası verilir.

Çevresel Etki Değerlendirmesi sürecinde verdikleri taahhütnameye aykırı davrananlara, her bir ihlal için 100 milyon lira idarî para cezası verilir.

f) 11 inci maddeye göre kurulması zorunlu olan ön arıtma, arıtma veya bertaraf tesislerini kurmayanlar ile kurup da çalıştırmayanlara 5 milyar, bu tesisleri sigorta ettirmeyenlere 2 milyar lira idarî para cezası verilir.

g) 12 nci maddede öngörülen bildirim ve bilgi verme yükümlülüğünü yerine getirmeyenlere 1 milyar lira idarî para cezası verilir.

h) Bu Kanunun 14 üncü maddesine göre çıkarılan yönetmelikle belirlenen önlemleri almayan veya standartlara aykırı şekilde gürültü ve titreşime neden olanlara 100 milyon lira idarî para cezası verilir.

ı) Bu Kanunda öngörülen yasaklara ve sınırlamalara aykırı olarak ülkenin egemenlik alanlarındaki denizlerde ve kazasına tâbi olan deniz yetki alanlarında ve bunlarla bağlantılı sularda, tabiî veya sunî göller veya baraj gölleri ile akarsularda;

1. Petrol türevleri (Sintine, slop, yağlı atıklar) tahliyesi yapan tankerlerden, bin (dahil) gros tona kadar olanlar için gros ton başına 7 milyon 500 bin lira, bin ila beşbin (dahil) gros ton arasında olanlara, bu miktar ve ilave her gros ton başına 2 milyon 500 bin lira, beş bin gros tondan fazla olanlara ise, yukarıdaki miktarlar ve ilave her gros ton başına 750 bin lira,

2. Kirli balast tahliyesi yapan tankerlerden bin (dahil) gros tona kadar olanlar için gros ton başına 5 milyon lira, bin ilâ beşbin (dahil) gros ton arasında olanlara bu miktar ve ilave her gros ton başına 2 milyon 500 bin lira, beşbin gros tondan fazla olanlara ise yukarıdaki miktarlar ve ilave her gros ton başına 500 bin lira,

3. Sintine ve atık tahliyesi yapan gemi ve diğer deniz vasıtalarından bin (dahil) gros tona kadar olanlar için gros ton başına 4 milyon lira, bin ilâ beşbin (dahil) gros ton arasında olanlara bu miktar ve ilave her gros ton başına 2 milyon lira, beşbin gros tondan fazla olanlara ise yukarıdaki miktarlar ve ilave her gros ton başına 250 bin lira,

İdarî para cezası verilir.

Cezanın derhal ve defaten ödenmemesi veya bu hususta yeterli teminat gösterilmemesi halinde, gemiler ve götürülebilen diğer deniz vasıtaları en yakın liman yetkilisine teslim edilerek seyrüseferden ve faaliyetten menedilir.

Bu maddenin (ı) bendinin birinci paragrafı dışında, bu Kanun ve bu Kanun uyarınca çıkarılan yönetmeliklere aykırı olarak ülkenin egemenlik alanındaki denizlere ve kazasına tâbi olan deniz yetki alanlarına, içme ve kullanma ve suyu sağlama amacına yönelik olmayan sulara atık boşaltanlara 2 milyar lira idarî para cezası verilir.

Bu maddenin (ı) bendinin üçüncü paragrafında öngörülen fiilin konutlarla ilgili olarak işlenmesi halinde her konut için 100 milyon lira idarî para cezası verilir. Bu cezaî sorumluluk, müstakil konutlarda konutu kullanana, diğer konutlarda ise yöneticiye aittir. Yöneticinin bağımsız bölümleri kullananlara genel hükümlere göre rücu hakkı saklıdır. Bu maddenin (ı) bendinde belirtilen fiillerin radyoaktif ve tehlikeli atıklarla ilgili olarak işlenmesi halinde öngörülen cezalar bir kat artırılarak verilir.

j) Ülkenin egemenlik alanlarındaki denizlerden ve kazasına tâbi olan deniz yetki alanlarından, akarsular ve göllerden belirlenen esaslara aykırı olarak kum, çakıl ve benzeri maddeleri alanlara metreküp başına 10 milyon lira idarî para cezası verilir.

k) Kanunda ve yönetmelikte öngörülen yasaklara veya standartlara aykırı olarak veya önlemleri almadan atıkları toprağa verenlere 2 milyar lira idarî para cezası verilir.

Bu fiilin konutlarla ilgili olarak işlenmesi halinde her konut için 100 milyon lira idarî para cezası verilir. Bu cezaî sorumluluk, müstakil konutlarda konutu kullanana, diğer konutlarda ise yöneticiye aittir. Yöneticinin bağımsız bölümleri kullananlara genel hükümlere göre rücu hakkı saklıdır.

Fiilin radyoaktif ve tehlikeli atıklarla ilgili olarak işlenmesi halinde bu bentde öngörülen cezalar bir kat artırılarak verilir.

l) Bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince alınacak tedbirlere uymayanlara 500 milyon; (c) bendinin birinci paragrafına aykırı davrananlara 1 milyar, (c) bendinin üçüncü paragrafı uyarınca yönetmelikle belirlenen koruma ve kullanım usul ve esaslarına aykırı davrananlara 500 milyon lira lira idarî para cezası verilir.

m) Bu Kanunun ek 2 nci maddesinin (a) bendinde öngörülen yasak ve sınırlamalara aykırı hareket edenler tahrip ettikleri ve her metrekare için 20 milyon lira idarî para cezası ile cezalandırılır ve arazi eski doğal yapısıyla uyumlu hale getirtilir.

Bu Kanunun ek 2 nci maddesinin (b) bendinde öngörülen yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak anız yakanlara 100 milyon, çayır ve mer’aları tahrip edenlere tahrip ettikleri her metrekare için 20 milyon, kirli veya yönetmelikle belirlenen esaslar dışında arıtılmış sularla sulama yapanlara veya bunları toprağa verenlere 100 milyon, arıtma çamurlarını yönetmelikle belirlenen esaslara aykırı olarak toprağa verenlere 1 milyar, kazı, dolgu ve hafriyat çalışmaları atıklarını izin verilen yerler dışında toprağa verenlere 100 milyon, tarım arazilerinden kum alanlara metreküp başına 10 milyon lira idarî para cezası verilir.

Bu Kanunun ek 2 nci maddesinin (c) bendine göre yapılması gerekli görülen ve mümkün olan düzeltmeleri ve iyileştirmeleri yapmayanlara her metrekare için 20 milyon lira idarî para cezası verilir ve bu konudaki masraflar sorumlulardan tahsil edilir.

n) Bu Kanunun ek 3 üncü maddesinde öngörülen çevre yönetim birimini kurmayanlara 1 milyar lira, çevre görevlisi istihdam etmeyenlere 500 milyon lira idarî para cezası verilir.

o) Bu Kanunun ek 4 üncü maddesine aykırı olarak koruma alanlarına, kaynağın kendisine ve bu kaynağı besleyen yerüstü ve yeraltı sularına, sulama ve drenaj kanallarına atık boşaltanlara 4 milyar lira idarî para cezası verilir.

Bu fiilin konutlarla ilgili olarak işlenmesi halinde her konut için 200 milyon lira idarî para cezası verilir. Bu cezaî sorumluluk, müstakil konutlarda konutu kullanana, diğer konutlarda ise yöneticiye aittir. Yöneticinin bağımsız bölümleri kullananlara genel hükümlere göre rücu hakkı saklıdır.

Fiilin radyoaktif ve tehlikeli atıklarla ilgili olarak işlenmesi halinde bu bentte öngörülen cezalar beş kat artırılarak verilir.

Bu alanlarda Kanuna ve yönetmeliklere aykırı olarak yapılan yapılar 3194 sayılı İmar Kanununda belirlenen esaslara göre yıktırılır.

p) Bu Kanunun 11 inci maddesinin onbirinci fıkrasında öngörülen acil durum planları yönetmelikte belirlenen usul ve esaslara uygun olarak hazırlamayan ve bu planların uygulanması için gerekli tedbirleri almayan, ekip ve ekipmanları bulundurmayanlar ile aynı maddenin onikinci fıkrasında öngörülen yerel, bölgesel ve ulusal acil durum planlarına uymayanlara 1 milyar lira idarî para cezası verilir.

r) Bu Kanunun 13 üncü maddesinde öngörülen sigortayı yaptırmayanlara 2 milyar lira idarî para cezası verilir.

s) Bu Kanunda ve yönetmeliklerde öngörülen usul ve esaslara, yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak atık ithal edenlere 5 milyar lira, toplayan, taşıyan, geçici depolayan, geri kazanan, tekrar kullanan veya bertaraf edenlere 2 milyar lira idarî para cezası verilir.

t) Mahallî Çevre Kurulu kararlarına uymayanlara 100 milyon lira idarî para cezası verilir.

u) Umuma açık yerlerde her ne sebeple olursa olsun çevreyi kirletenlere 10 milyon lira idarî para cezası verilir.

Bu maddenin (a), (j), (l), (m), (o), (s), (t), (u) bendlerinde öngörülen idarî para cezaları, kurum, kuruluş ve işletmelere üç katı olarak verilir.”

MADDE 16. - 2872 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 23. - Bu Kanunda belirtilen idarî para cezaları, bu cezaların verilmesini gerektiren fiillerin, cezaların kesinleşmesini takiben bir yıl içinde birinci tekrarında yüzde yüz, ikinci ve müteakip tekrarında yüzde iki yüz oranında artırılarak verilir.”

MADDE 17. - 2872 sayılı Kanunun 24 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 24. - Bu Kanunda öngörülen idarî para cezalarını verme yetkisi Çevre Bakanlığına aittir.

Ancak bu yetki, 12 nci maddenin birinci fıkrası uyarınca denetim yetkisinin devredildiği kurum ve merciler tarafından da kullanılır.

MADDE 18. – 2872 sayılı Kanunun 25 inci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“İdarî para cezalarının uygulanması, ödeme süresi, tahsil usulü ve itiraz

Madde 25. - Bu Kanunda öngörülen idarî para cezası gerektiren suçlarla ilgili olarak yetkili denetleme elemanlarınca bir tutanak tanzim edilir. Bu tutanak denetleme elemanlarının bağlı bulunduğu ve ceza vermeye yetkili mercie intikal ettirilir. Bu merci, tutanağı ilgili mevzuata uygunluk bakımından değerlendirerek en geç onbeş gün içerisinde gerekli cezayı verir. Ceza kararı usulüne uygun olarak cezayı veren merci tarafından ilgiliye tebliğ edilir.

İdarî para cezalarının ödeme süresi cezanın tebliğ tarihinden itibaren 30 gündür. İdarî para cezalarına karşı genel hükümlere göre idare mahkemesinde dava açılabilir.

Dava açmış olmak idarece verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmaz.

İdarî para cezaları makbuz karşılığında cezayı veren merci tarafından veya görevlendireceği memur vasıtasıyla ya da fonun bankadaki hesabına yatırılmak suretiyle tahsil edilir.

Öngörülen süre içinde ödenmeyen idarî para cezaları gecikme zammı ile birlikte 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.

Bu Kanuna göre verilecek idarî para cezalarında suçun tespiti ve cezanın kesilmesi usulleri, ceza uygulamasında kullanılacak makbuzların şekli, dağıtımı ve kontrolü ile cezaların tahsiline ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.”

MADDE 19. - 2872 sayılı Kanunun 26 ncı maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Adli nitelikte cezalar

Madde 26. - Adli nitelikteki cezalar şunlardır :

a) Tehlikeli ve radyoaktif atıkların her ne şekilde olursa olsun ülkeye girişini sağlayanlar iki yıldan beş yıla kadar hapis ve 10 milyar liradan 20 milyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

b) Tehlikeli ve radyoaktif  atıkları bakanlığa ön bildirimde bulunmadan ihraç eden veya transit geçişini yapanlar altı aydan bir yıla  kadar hapis ve 2 milyar liradan 5 milyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

c) Tehlikeli atıkları bu Kanunda ve yönetmeliklerde öngörülen yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak toplayan, ayıran, geçici ve ara depolayan, geri kazanan, yeniden kullanan, taşıyan, bertaraf eden ve bertaraf sonrası bertaraf tesisinin bakımını yapmayanlar bir yıldan iki yıla kadar hapis ve 2 milyar liradan 5 milyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

d) Tehlikeli kimyasallar ve kimyasalları içeren eşyayı bu Kanunda ve yönetmelikte belirtilen usul ve esaslara, yasak ve sınırlamalara aykırı olarak üreten, işleyen, ithal ve ihraç eden, taşıyan, depolayan, kullanan, ambalajlayan, etiketleyen, satan ve satışa sunanlar, bir yıldan iki yıla kadar hapis ve 2 milyar liradan 5 milyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

e) Bu Kanunun 12 nci maddesinde öngörülen bildirim ve bilgi verme yükümlülüğünü yerine getirmemekte direnenler, çevresel etki değerlendirmesi sürecinde yanlış ve yanıltıcı bilgi verdikleri ve belge düzenledikleri belirlenenler altı aydan bir yıla kadar hapis ve 500 milyon liradan 1 milyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır. Bu bende göre yargıya intikal eden çevresel etki değerlendirmesine ilişkin ihtilaflarda çevresel etki değerlendirmesi süreci yargılama sonuna kadar durur.

f) Bu Kanunun 9 uncu maddesi uyarınca yapılan çevre koruma planlarına aykırı davrananlar altı aydan iki yıla kadar hapis ve 1 milyar liradan 2 milyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

Tüzelkişiler, bu maddede öngörülen ve organ veya temsilcilerinin tüzel kişi yararına işledikleri suçlardan sorumludur. Bu sorumluluk, fiili işleyen kimsenin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Böyle bir sorumluluğun bulunduğu hallerde, fiili işleyen kimse hakkında hükmedilecek para cezaları tüzel kişi hakkında da ayrıca hükmolunur. Fiili işleyen kimse hakkında hükmedilecek hürriyeti bağlayıcı cezanın süresini aşmamak kaydıyla, tüzelkişinin faaliyetten men edilip edilmeyeceğine mahkemece karar verilir. bu halde mahkeme, tüzel kişinin beş yılı aşmamak üzere adli nezaret altında faaliyetine devam etmesine de karar verebilir.

Bu maddede öngörülen suçlardan hâsıl olan zararı önlemek için gerekli önlem alınmadıkça ve zarar tamamen giderilmedikçe 13.7.1965 tarihli ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 4 üncü ve 6 ncı maddeleri hükümleri uygulanmaz.

Bu maddede öngörülen suçlarla ilgili olarak toplanan deliller Cumhuriyet Savcılığına intikal ettirilir. Bu suçlarla ilgili olarak açılacak davalar 8.6.1936 tarihli ve 3005 sayılı Meşhud Suçların Muhakeme Usulü Kanunu hükümlerine göre görülür.”

MADDE 20. - 2872 sayılı Kanunun 27 nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir;

“Birden fazla hükmün ihlali

Madde 27. - Bu Kanunda suç olarak öngörülen fiiller başka kanunlara göre de suç ise, en ağır cezayı gerektiren kanun hükümleri uygulanır.

İşlediği bir fiil ile bu Kanunun birden fazla hükmünü ihlal eden kimseye en ağır cezayı gerektiren hüküm uygulanır.

MADDE 21. - 2872 sayılı Kanunun 28 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 28. - Çevreyi kirleten ve zarar verenler, sebep olduğu kirlenme ve bozulmadan doğan zararlardan dolayı kusur şartı aranmaksızın sorumludurlar.

Çevreye verilen zararların tazminine ilişkin talepler zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak beş yıl ve herhalde zarara neden olan fiilin meydana gelmesinden itibaren on yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.

Kirletenin, meydana gelen zarardan ötürü diğer kanunlardaki hükümlere göre sorumluluğu saklıdır.”

MADDE 22. - 2872 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Bilgi edinme ve başvuru hakkı

Madde 30. - Çevreyi kirleten, bozan veya çevreyi kirletme ve bozma tehlikesi bulunan bir faaliyetten zarar gören veya haberdar olan gerçek ve tüzel kişiler, ilgili idarî makamlara başvurarak faaliyetin durdurulmasını isteyebilirler.

Herkes çevreye ilişkin bilgilere ulaşma hakkına sahiptir. İdarî makamlar talep halinde çevreye ilişkin bilgileri vermekle yükümlüdür.

Bilgi talepleri aşağıdaki konulara ilişkin olması halinde reddedilebilir;

a) Gizlilik dereceleri ile korunan bilgiler,

b) Açıklanması halinde Devletin dış ilişkilerine, millî savunmasına ve millî güvenliğe zarar verecek bilgiler,

c) İlgili yasal düzenlemelerle ticarî sır olarak nitelendirilen veya niteliği gereği ticarî sır sayılması gereken bilgiler,

d) Fikri hakları olumsuz etkileyecek bilgiler,

e) Açıklanması halinde üreme alanları, nadir türler gibi çevresel değerlere zarar verecek bilgiler,

f)Yargılama görevinin yerine getirilmesini engelleyecek veya adil yargılanma hakkını etkileyecek bilgiler,

g) Suç işlenmesine yol açacak veya suçların önlenmesi ve soruşturulması ile suçluların yasal yollarla yakalanıp kovuşturulmasını güçleştirecek bilgiler.

Çevreye ilişkin bilgi talepleri, talep edilen bilgiye sahip olunmaması, talebin açık bir şekilde makul olmaması veya çok genel olması ve görüş, bilgi notu, tavsiye gibi kurum içi yazışmalara ilişkin olması durumunda da reddedilebilir.”

MADDE 23. - 2872 sayılı Kanunun 32 nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Çevre Kanununun 16, 21, 22 ve Ek 1 inci maddeleri ile Çevre Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında 443 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 26 ncı Maddesinin (a) bendi ile 27 ve 28 inci maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır.”

MADDE 24. - 2872 sayılı Kanuna aşağıdaki ek maddeler eklenmiştir.

“EK MADDE 2. - Toprak kirliliğinin önlenmesine ilişkin esaslar şunlardır:

a) I., II., III. ve IV. sınıf tarım arazilerini kısmen veya tamamen bozucu, tahrip edici ve sınıflarını olumsuz yönde değiştirici faaliyetler yasak olup, bu araziler amacı dışında kullanılamaz. Bu tür faaliyetler nedeniyle bozulan arazinin iyileştirilmesine ve eski doğal yapısıyla uyumlu hale getirilmesine yönelik işlemler faaliyet sahibi tarafından yapılır.

b) Anız yakılması, çayır ve mer’aların tahribi, çölleşme toprakların tuzlanması ve alkalileşmesi ile erozyona sebebiyet verecek her türlü faaliyet yasaktır.

c)Arazilerde yapılan üretim, zenginleştirme faaliyetleri sonrasında bu faaliyetlerin olumsuz etkilerinin giderilmesine, kullanılan arazinin iyileştirilmesine ve eski doğal yapısıyla uyumlu hale getirilmesine yönelik olarak gerekli düzenlemeler faaliyet sahibi tarafından yapılır.

Toprak kirliliğinin önlenmesi ve giderilmesine ilişkin usul ve esaslar ilgili kuruluşların görüşleri alınarak yönetmelikle belirlenir.

d)Ülkenin egemenlik alanlarındaki denizlerden ve kazasına tâbi olan deniz yetki alanlarından, akarsulardan, göllerden ve tarım arazilerinden kum, çakıl ve benzeri maddelerin alınması ile ilgili esaslar, Bakanlığın koordinasyonunda ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak belirlenir ve Bakanlığın ön iznine tâbidir. Bu esaslar mahallinde en büyük mülkî idare amirince uygulanır.”

“EK MADDE 3. - Faaliyetleri sonucu çevre kirliliğine neden olacak veya çevreye zarar verecek kurum, kuruluş ve işletmeler çevre yönetim birimi kurmak veya çevre görevlisi istihdam etmekle yükümlüdürler. Hangi kurum, kuruluş ve işletmenin çevre yönetim birimi kuracağı veya çevre görevlisi istihdam edeceği, çevre görevlilerinin nitelikleri, sayıları, çalışma usul ve esasları yönetmelikle belirlenir.”

“EK MADDE 4. - İçme ve kullanma suyu rezervuarları ve benzeri su kaynaklarının korunmasında Bakanlıkça, ilgili kuruluşların görüşü alınarak her kaynak için özel hükümler getirilir. Bu hükümlerin imar planlarında aynen yer alması ve ilgili idare tarafından uygulanması esastır. Özel hükümler getirilinceye kadar aşağıda verilen genel ilkeler ve koruma alanları geçerlidir.

a)Mutlak koruma alanı, içme ve kullanma suyu rezervuarlarının en yüksek su seviyesinden itibaren yatay olarak 300 metre genişliğindeki alandır. Bu alan su kaynağını kullanan idare ya da idarelerce kamulaştırılabilir ve ağaçlandırılır. Bu alanda gübre ve tarım ilaçları kullanmamak şartıyla tarımsal faaliyetlere; Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce ekonomik bölge oluşturulan rezervuarlarda Tarım ve Köy İşleri Bakanlığından olumlu görüş almak kaydı ile yelkenli, kürekli, akülü su vasıtalarını ve salları kullanmak suretiyle balık avı yapılmasına, su ürünleri yetiştiriciliği yapılmasına ve bunlarla ilgili balıkçı barınakları yapılmasına Bakanlıkça izin verilebilir. Ayrıca, içme ve kullanma suyu projesine ve mevcut yapıların kanalizasyon sistemlerinin ıslahına ait mecburî tesislere izin verilebilir.

Bu alanda yukarıda sayılanlar dışında hiçbir yapılaşma veya faaliyete izin verilmez.

b)Kısa mesafeli koruma alanı, mutlak koruma alanı sınırından itibaren yatay olarak 700 metre genişliğindeki alandır. Bu alanda; turizm ve sanayi tesislerine, iskâna, hayvancılığa, Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca belirlenecek olanlar dışında sunî gübre ve/veya tarım ilaçları kullanılmasına, yakıt depolarına ve mezarlık kurulmasına, tabiî malzeme ve maden ocağı açılmasına, işletilmesine, çöp depolama alanlarına, bertaraf tesislerine ve benzeri faaliyetlere izin verilmez.

c)Orta mesafeli koruma alanı, kısa mesafeli koruma alanı sınırından itibaren yatay olarak 1000 metre genişliğindeki alandır. Bu alanda; sanayi kuruluşuna, mezarlık kurulmasına, tabiî malzeme ve maden ocağı açılmasına, işletilmesine, çöp depolama alanları ile bertaraf tesislerine izin verilmez. Turizm ve konutlarla ilgili yapılaşma koşulları yönetmelikle belirlenir.

d) Birinci derecede uzun mesafeli koruma alanı, orta mesafeli koruma alanı sınırından itibaren yatay olarak 3 kilometre genişliğindeki alandır. Bu alanda sanayi kuruluşları ile çöp depolama alanlarına ve bertaraf tesislerine izin verilmez. Turizm ve konutlarla ilgili yapılaşma koşulları yönetmelikle belirlenir.

e)İkinci derecede uzun mesafeli koruma alanı birinci derecede uzun mesafeli koruma alanı sınırından itibaren su toplama havzasının sınırına kadar olan alandır. Bu alanda kurulabilecek sanayi tesisleri yönetmelikle belirlenir.

Bu alanlardaki sosyal amaçlı olmayan askerî tesislere ilişkin uygulamalar Bakanlık ve Millî Savunma Bakanlığınca ayrıca belirlenir.”

“EK MADDE 5. - Kurum, kuruluş ve işletmelere ISO 14000 Çevre Yönetim Sistem Standartlarına Uygunluk Belgesi verilirken, Bakanlıktan uygun görüş alınması zorunludur.”

“EK MADDE 6. - Bu Kanunda yer alan maktu gelir miktarları ile maktu idarî ve adlî para cezaları, her yıl Vergi Usul Kanununa göre belirlenen yeniden değerleme oranı kadar artırılarak uygulanır.”

GEÇİCİ MADDE 1. - Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte faal durumda olan ve bu Kanun ve yönetmeliklerle belirlenen ek yükümlülüklerin yerine getirilmesi için mevcut işletmelerle Bakanlık arasında uyum protokolü yapılabilir.

Özelleştirme kapsamındaki yatırımlar için uyum protokolleri satış sözleşmesinin mütemmim cüzü olarak hazırlanır.

GEÇİCİ MADDE 2. - Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce izin, ruhsat ve teşvik verilmiş olan ve 9 uncu maddede belirtilen koruma planları ile tespit edilen esaslara aykırı bulunan faaliyet Bakanlıkça tayin edilecek bir sürede söz konusu planlara uygun hale getirilir. Aksi taktirde bu faaliyetler için verilmiş bulunan izin, ruhsat ve teşvikler iptal edilir.

MADDE 25. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 26. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

2872 sayılı Çevre Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ektedir.

Gereği talep olunur.

                                        1.10.2000

                                     Saygılarımla

                                Ahmet İyimaya

                                           Amasya

GENEL GEREKÇE

Çevre, her türlü yaşamın fışkırdığı yegâne ortam ve doğal dengeler sistemidir.

İkibinli dünyanın en büyük sorunlarının başında “çevre kirlenmesi” yer almaktadır.

Türkiye;devlet, fert ve işletmeler olarak çevrenin ve kirlenmenin henüz farkına varamamıştır.

Dedelerimizin bize zengin ve temiz olarak aktardığı çevre değerlerimizi bir bir tahrip ediyoruz, bozuyoruz ve tüketiyoruz.

Kazanma hevesi, çevre felaketine yol açaçak bir ihtirasa dönüşmemelidir.

Bugün devlet, kamu görevlileri ve kir/atık üreten işletmeler, adeta elbirliği içinde temiz suyu, solunan havayı ve tabiatı yoketmektedir. Bu ihmalin önüne geçmeye mecburuz. Bir devlet işletmesi bazında  Amasya/Yeşilırmakta şu günlerde yaşanan balık katliamı ve önlem ihmalleri, bunun en canlı örneğidir.

Türkiye, çevre duyarlılığını geliştirecek bir eğitimi ve zihniyeti gerçekleştirmeye mecburdur.

Çevre Kanunu, yeni bir anlayışla ele alınmalıdır. Teklifimiz, çevre ihlallerini önleyecek yeni bir suç tanımını öngörmektedir. Esasen ceza yasasında bir çevre suçları ve cezaları bölümünün yer alması, temenni olunur. Şimdilik Çevre Yasasında düzenlemeyle yetinilmiştir.

MADDE GEREKÇELERİ

Madde 1. –  Çevre suçu ve cezaları, yargılama ilkelerini de kapsar genişlikte ele alınmıştır.

Madde 2. – Yürürlük maddesidir.

Madde 3. –  Yürütme maddesidir.

AMASYA MİLLETVEKİLİ AHMET İYİMAYA’NIN TEKLİFİ

2872 SAYILI ÇEVRE KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK

YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ

MADDE 1. – 2872 sayılı Çevre Kanununun 26 ncı maddesi, aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :

“Çevre suçları ve cezalar

Madde 26. – Bu Kanunun 8 inci maddesinde düzenlenen kirletme yasağına aykırı davrananlar hakkında bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası hükmolunur.

Yukarıdaki fiil, temel ekolojik dengenin bozulmasına, canlı veya bitki türlerinin tehlikeye düşürülmesine yahut yokolmasına sebebiyet vermesi halinde, verilecek ceza yarısı kadar artırılır.

Bu Kanunun idare için öngördüğü görevleri yerine getirmeyen veya gerçeğe aykırı işlem kuran yahut rapor düzenleyen kamu görevlileri ile bunlara ortak olan diğer kişi ve işletme sorumluları hakkında dahi aynı cezalar uygulanır.

Yukarıdaki fiillerin taksirle işlenmesi halinde cezalar üçte iki oranında azaltılır.

Aynı fiilin başka bir kanuna göre daha ağır cezayı gerektirdiği hallerde o kanun hükmü uygulanır.

Çevre suçlarında Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun Hükümleri uygulanmaz. Hükmolunan hapis cezaları ertelenemez ve başka cezalara çevrilemez. Bu suçlarla ilgili ceza kovuşturması, meşhut suçlarla ilgili hükümlere tâbidir.

Çevre suçları ile ilgili davalar, Asliye Ceza Mahkemesinde görülür.”

MADDE 2. – Bu kanun, yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3. – Bu kanunu, Bakanlar Kurulu yürütür.

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Bazı kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifimiz gerekçesi ile birlikte ilişikte sunulmuştur.

Gereği müsaadelerine saygıyla arz olunur.

                                                       

 

Cemal Özbilen

Sedat Çevik

Ali Arabacı

 

 

Kırklareli

Ankara

Bursa

 

 

Burhan İsen

Esvet Özdoğu

Hasan Suna

 

 

Batman

Ankara

Yalova

 

GENEL GEREKÇE

Hızla değişen dünyanın gündemini yaklaşık yirmi yıldır giderek insanlığın en büyük ve ortak endişesi haline gelmiş olan çevre ve çevre sorunları oluşturmaktadır. 20. Yüzyıl insanlığa birçok teknolojik imkânlar sunarken bir yandan da insanlığın ortak malı olan çevreden geri getirilmesi zor hatta mümkün olmayan varlıkları da alıp götürmektedir. Hızlı nüfus artışı, sanayileşme, gelişen teknoloji ile doğal ve fiziksel kaynaklardan aşırı derecede yararlanılması, bakir ve doğallığını koruyabilen alanların sayısını azaltmakta, hava, su, toprak, deniz, göl, nehir gibi insan yaşamı için hayati öneme sahip bu unsurların kirlenmesi ve tahribi de gün geçtikçe artmaktadır.

Bu duruma paralel olarak 1970’li yıllardan itibaren ülkemiz de çevre sorunlarının giderek artan baskısıyla karşı karşıya kalmıştır. Çevre sorunlarının artmasına paralel olarak çevre koruma gayretleri de artmaya başlamıştır. Bu gelişmeler doğrultusunda, 1982 Anayasamızda “Çevre Hakkı” ilk kez anayasal güvence altına alınmıştır. 1982 Anayasası ile getirilen hükümlere uygun olarak, çevre kirliliğinin önlenmesi, çevrenin korunması ve iyileştirilmesine yönelik olarak 9.8.1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanunu yürürlüğe girmiştir. Ancak aradan geçen süre içerisinde çevre sorunlarının hızla artması ve hedeflenen gelişmenin çevrenin korunarak ve geliştirilerek sağlanmasının öneminin anlaşılmasıyla Çevre Kanununun günün ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde değiştirilmesi zorunlu hale gelmiştir.

Nitekim bu çerçevede yeni bir çevre kanunu tasarısı hazırlanmıştır. Ancak bu tasarı ile yapılan düzenlemeler de çevrenin korunmasında tek başına yeterli olmayacaktır. 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu, 1580 sayılı Belediye Kanunu, 3030 sayılı Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun, 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun, 6200 sayılı Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü Teşkilât ve Vazifeleri Hakkında Kanun, 5561 sayılı Bataklıkların Kurutulması ve Bundan Elde Edilecek Topraklar Hakkında Kanunda yapılacak değişiklikler de çevrenin korunması için sürdürülebilir gelişmenin sağlanmasında önemli rol oynayarak yeni çevre kanununun etkinliğini artıracaktır.

MADDE GEREKÇELERİ

Madde 1. –1580 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin 24 üncü bendi, belediyelere çöp toplama ve toplanan çöpleri belirli bir alana dökme görevi vermektedir.

1930 yılında yürürlüğe giren bu Kanunun, hızlı nüfus artışı ve sanayileşme sonucu doğada tolere edilemez hale gelen çevre kirliliğinin önlenmesi amacıyla bilim ve teknolojideki gelişmelere ve toplumda oluşan çevre bilincine uygun bir katı atık yönetiminin oluşturulabilmesi bakımından günümüz koşullarına göre yeniden düzenlenmesi yararlı olacaktır.

Öte yanda, katı atıkların ekonomik değeri de göz önüne alındığında, olayın basit bir çöp toplama görevi olarak algılanmaması gerekmektedir. Konu “katı atık yönetimi” çerçevesinde ele alındığında, belediyelerin çevre duyarlılığını ön plana çıkaran, katı atıkları ekonomik olarak da değerlendirmelerine imkân sağlayan bir düzenleme yapılmasında yarar görülmektedir.

Ayrıca, tıbbi atıklar ile sanayi atıklarının yönetimi özel işlem gerektiren işler olduğundan, belediyelerin atık üreticileri ve bertarafçıları ile müştereken veya ayrı olarak bertaraf tesislerinin kurulup işletilmesi sağlanacağından, ülkemizin büyük bir sorununun çözülmesi öngörülmüştür.

Madde 2. – Halen katı atık toplama, taşıma ve aktarma istasyonlarının kurulması işlerinde büyükşehir belediyeleri ile büyükşehire bağlı ilçe belediyeleri arasındaki sınırların ve görevlerin net bir şekilde tanımlanmaması, evsel katı atık yönetim hizmetlerinin atıkları kaynakta ayırmadan başlayarak, toplama, taşıma, aktarma istasyonları, değerlendirme ve bertaraf hizmetlerinin entegre bir sistemle çözümlenmesini engellemekte ve tek elden verimli bir şekilde yürütülememektedir. Bu nedenle, büyükşehir belediyeleri katı atık bedelini toplamalı ve bu hizmetleri yerine getirmelidir. Böylece, katı atık bedellerini toplayacak olan büyükşehir belediyelerinin görevlerinin toplama, taşıma ve bertaraf olarak düzenlenmesi, bu sorunları ortadan kaldırarak hizmetlerin tek elden yürütülmesini sağlayacaktır.

Katı atıklarla ilgili yönetmeliklerde bertaraf tesisleri ile yerleşim birimleri arasında belli bir koruma bandı öngörülmektedir. Ancak, belediyeler, çöp alanlarını nazım imar planlarında daha önce belirleyerek, onaylamadıkları için bu mesafelerin sağlanmasında büyük sorunlar yaşanmaktadır. Bu nedenle bu tesislerin yerleşim alanlarına olan mesafelerinin imar planlarında dikkate alınması gerekmektedir.

Madde 3. – 2560 sayılı Kanun, büyükşehirlerde su ve kanalizasyon hizmetlerinin tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar eliyle yürütülmesini öngörmektedir.

Ancak, günümüzde katı atıkların toplanması ve bertaraf edilmesi de önemli bir sorun olarak ivedi çözümler gerektirmektedir. Katı atık yönetiminin büyükşehirlerde su ve kanalizasyon idareleri tarafından yerine getirilmesinin, mer’i mevzuatının yarattığı karmaşayı ortadan kaldırarak ve katı atıklardan doğan çevre sorunlarının süratle çözülmesine imkân sağlayacaktır.

Büyükşehir Belediyelerinin Su ve Kanalizasyon İdarelerine 2560 sayılı Kanunda yer almayan, katı atık yönetim hizmetleri konusunda hizmet alanı içindeki belediyelere verilen görevleri yürütmek ve bu konulardaki yetkileri kullanmak ile, bölge içindeki su kaynaklarının havzalarında bulunan ilgili valilik ve belediyelerin Çevre Kanunu ve bu kanuna dayanılarak Yönetmelikle uyumlu olarak, teknik ve idari konularda işbirliği yapmak görev ve yetkileri verilmiştir.

Madde 4. – Belediye Gelirleri Kanununda yapılan değişikliklere paralel olarak atık su ve katı atık yönetim tesislerinden yararlananlardan alınacak katılma payları gelirlere ilave edilmiştir.

Madde 5. – Su ve Kanalizasyon İdarelerinin yapacağı hizmet giderlerine katı atık yönetimine ilişkin giderlerin de dahil edilme olanağı sağlanmıştır.

Madde 6. – Yine Su ve Kanalizasyon İdarelerinin görev alanı içinde katı atık yönetimine ait tesislerin entegre yönetimi imkânı sağlanarak, diğer belediyelerle uyumlu çalışma esası getirilmiştir.

Madde 7. – Halihazırda belediyelerde, katı atık hizmetleri “Temizlik İşleri Müdürlüğü” ya da zabıtalar vasıtasıyla yürütülmektedir. Özel uzmanlık gerektiren katı atık yönetimi tesislerinin kurulması, işletilmesi ve denetlenmesi için bu idari yapı yetersiz kalmaktadır. Bu amaçla, 7 nci madde ile belediyelerde uzman personelin istihdam edileceği katı atık birimlerinin kurulması gerekli görülmektedir.

Madde 8. – Belediyelerin katı atık yönetimi hizmetlerini yerine getirmede en önemli sorununu finansman konusu oluşturmaktadır. Keza, ilgili yönetmelik 1991 yılından beri yürürlükte olmasına rağmen sadece üç ilimizde düzenli depolama yapılmaktadır. 24.7.1993 tarihinde uygulamaya giren Çevre Temizlik Vergisi, katı atık toplama ve taşıma maliyetlerinin ancak % 25’ini karşılayabilmektedir. Çevre Temizlik Vergisi, izin verilen maksimum vergi oranı uygulansa bile bugünkü standartları sağlamakta yetersiz kalmaktadır. Ayrıca vergi, beyana dayalı olarak ödendiği için çok düşük verimde toplanmakta, ilçe belediyeleri tarafından toplanan bu verginin bertaraf tesisleri kurmak ve işletmekle görevli olan büyükşehir belediyelerine aktarılması gereken % 20’lik pay aktarılmamakta olup, ilçe belediyeleri tarafından başka amaçlarla kullanılmaktadır. Avrupa Birliği, mevzuatı doğrultusunda katı atık yönetimine ilişkin mevzuatta yapılacak revizyonlar, daha büyük maliyet gerektirecek daha sıkı standartları getirecektir. Ayrıca, mevcut yakma ya da depolama tesisinin yatırım ve işletme maliyetleri de önemli farklılıklar gösterdiğinden, bu bedellerin ilgili yerel otorite tarafından yerel koşullara göre belirlenmesi gerekir.

Madde 9. – 8. maddede belirtilen amaçla ilgili kanunda Çevre Temizlik Vergisinin kaldırılarak, verilen hizmetin karşılığı olan atık bedelinin getirilmesi ve bu bedelin tüm mükelleflerden alınmasını teminen su faturası üzerinden tahsil edilmesi gereklidir.

Bilindiği üzere ülkemiz “Özellikle Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Hakkında Sözleşme (RAMSAR)”ye taraf olmuştur. Bu sözleşme uyarınca, taraf ülkeler, sulak alanlarında tabiatı kullanma alanları ayırarak sulak alanlarının ve su kuşlarının korunmasını geliştirecek tedbirleri almakla yükümlüdür.

“Bataklıkların Kurutulması ve Bundan Elde Edilecek Topraklar Hakkında Kanun” bataklıkların kurutulmasına ilişkin esasları düzenlemektedir. Anılan sözleşmede, bataklıklar sulak alan tanımı içinde yer almakta olduğundan, sözleşme ile çelişen bu Kanunun kaldırılması gerekmektedir.

6200 Sayılı “Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü Teşkilât ve Vazifeleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”un 2 nci maddesinin (c) bendi ile ise, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne bataklıkları kurutma görevi verilmiştir. Anılan Sözleşmede, bataklıklar sulak alan tanımı içinde yer almakta olduğundan, sözleşme ile çelişen bu hükmün kaldırılması gerekmektedir.

Madde 10. –Yürürlük maddesidir.

Madde 11. – Yürütme maddesidir.

 

KIRKLARELİ MİLLETVEKİLİ CEMAL ÖZBİLEN VE 5 ARKADAŞININ TEKLİFİ

BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ

MADDE 1. – 3.4.1930 tarihli ve 1580 sayılı Belediye Kanununun 15 inci maddesinin ikinci fıkrasının 24 numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

24.) Sanayi atıklarının toplanması hariç, katı atık yönetimi hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla, gereken her türlü hizmeti yapmak, tesisleri kurmak, kurdurmak, kurulu olanları devralmak, işletmek, işlettirmek, bu amaçla kurulmuş tesislerden yararlanmak, (bu görev büyükşehirlerde büyükşehir belediyeleri tarafından yerine getirilir), nazım imar planlarında bu tesislerin mevcut ve planlanan yerlerini göstermek, ilgili kanun ve yönetmeliklerde öngörülen koruma mesafesini sağlayacak şekilde tedbirlerin alınmasını sağlamak;

Tıbbî atıklar ile sanayi atıklarının yönetim sistemlerinin kurulmasında belediyeler, atık üreticileri ve bertarafçıları ile beraber veya ayrı olarak bertaraf tesislerinin kurulması, kurdurulması, işletilmesi, işlettirilmesinden yükümlüdür.

MADDE2. – 27.6.1984 tarihli ve 3030 sayılı Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun 6 ncı maddesinin (A)fıkrasının (j) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

J) Sanayi atıklarının toplanması ve taşınması hariç, katı atık yönetim hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla gereken her türlü hizmeti yapmak, tesisleri kurmak, kurdurmak, kurulu olanları devralmak, işletmek, işlettirmek, bu amaçla kurulmuş tesislerden yararlanmak,

Tıbbî atıklar ile sanayi atıklarının yönetim tesislerinin kurulmasında, belediyeler, atık üreticileri ve bertarafçıları ile beraber veya ayrı olarak bertaraf tesislerinin kurulması, kurdurulması, işletilmesi, işlettirilmesinden yükümlüdür.

Nazım imar planlarında bu tesislerin mevcut ve planlanan yerlerini göstermek, ilgili kanun ve yönetmeliklerde öngörülen koruma mesafesini sağlayacak şekilde tedbirlerin alınmasını sağlamak,

MADDE3. – 20.11.1981 tarihli ve 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin (c) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki (g) ve (h) bentleri eklenmiştir.

c) Bölge içindeki su kaynaklarının, deniz, göl, akarsu kıyılarının ve yer altı sularının kullanılmış sularla ve sanayi atıkları ile kirletilmesini, bu kaynaklarda suların kaybına veya azalmasına yol açacak tesis kurulmasını ve bu tür faaliyetlerde bulunulmasını önlemek, bu konuda Çevre Kanunu ve bu Kanuna dayanarak çıkartılan yönetmelikler çerçevesinde her türlü teknik, idarî ve hukukî tedbiri almak,”

g) Katı atık yönetim hizmetleri konusunda hizmet alanı içindeki belediyelere verilen görevleri yürütmek ve bu konulardaki yetkileri kullanmak,

h) Bölge içindeki su kaynaklarının havzalarında bulunan ilgili valilik ve belediyeler ile teknik ve idarî konularda işbirliği yapmak.

MADDE4. – 2560 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin (a) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

a) Su satışı, kanalizasyon, atıksu ve katı atık yönetim hizmetlerine karşılık tarifesine göre abonelerden alınacak bedeller,

MADDE5. – 2560 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “septik çukurların boşaltılması giderleri” ibaresi “septik çukurların boşaltılması ile katı atık yönetimine ilişkin giderler” olarak değiştirilmiştir.

MADDE6. – 2560 sayılı Kanunun 26 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Madde 26. – Bu Kanunun 1 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince Bakanlar Kurulu kararı ile su, kanalizasyon ve katı atık işleri İSKİ’ye verilecek belediye ve köyler ile yakın çevresindeki belediye ve köylerin İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlanmaları halinde bu belediye ve köylerin mevcut su, kanalizasyon ve katı atık yönetim tesisleri ve bunlarla ilgili taşınır ve taşınmaz malları, hak ve borçları ve personeli tüm özlük hakları ile birlikte bir protokolle İSKİ’ye devredilir.

MADDE7. – 2560 sayılı Kanuna Ekli-(I) sayılı cetvele “Kanal Şebeke Daire Başkanı” ibaresinden sonra gelmek üzere “Katı Atık Yönetimi Daire Başkanı” ibaresi eklenmiştir.

MADDE8. – 26.5.1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun değişik 97 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “ve” ibaresi “veya” olarak değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

Birinci fıkra hükmünce bedel tarifelerinin belirlenmesinde, hizmetin maliyeti ve verimlilik ilkeleri esas alınır. Hizmet maliyetinin hesaplanmasında, yönetim, işletme, yenileme, izleme, acil durumlara hazırlık-müdahale ve ıslah giderleri ile amortismanlar göz önünde bulundurulur.

Atıksu ile sanayi atıkları ve tıbbî atıklar hariç katı atıkların toplanması, taşınması, depolanması, geri kazanılması ve değerlendirilmesi ve bertaraf edilmesi hizmetleri karşılığında üretici kişi ve kuruluşlardan belediye meclisince belirlenerek mahallin en büyük mülkî amiri tarafından onaylanacak tarifeye göre bedel alınır. Bu bedel, atıkların türü, kaynağı, miktarı, çevre ve insan sağlığına olan etkileri, bertaraf tesisinin işletme ve amortisman giderleri esas alınarak belirlenir ve su faturası üzerinden ayrı bir kalemde tahsil edilir.

Sanayi atıkları ve tıbbî atıkların bertaraf bedeli ise atıkların türü, miktarı, kaynağı ile tesisin çevre ve insan sağlığına olan etkileri, işletme ve amortisman giderleri esas alınarak bertaraf tesisi işletmecisi tarafından belirlenir ve atık kabulü esnasında tahsil edilir.

Belediyeler (büyükşehirlerde büyükşehir belediyeleri); belediye meclisi kararına istinaden, katı atıkların ve atıksuların toplanması, taşınması, değerlendirilmesi ve imhası hizmetlerinin ayrı ayrı veya bir bütün olarak 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerinin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun Hükümlerine göre yap-işlet-devret modeli ile şirketlere gördürebilirler. Bu takdirde, bu hizmetler karşılığında alınacak ücretlerin tespit ve tahsil şekli, belediye ile ilgili şirket arasında yapılacak uygulama sözleşmesinde gösterilir. Bu bedeller 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu Hükümlerine göre tahsil edilir.

Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde bulunan ve belediyelerin katı atık yönetimi ile kanalizasyon hizmetlerinden yararlanan konut, işyeri ve diğer şekillerde kullanılan binalar ve alanlar, atık su bedeli ve katı atık bedeline tâbidir.Atıksu bedeli ile katı atık bedeli ödemekle yükümlü olanlar her ne şekilde olursa olsun binaları ya da katı atıkların üretildiği alanları kullananlardır. Bu konudaki esas ve usuller Çevre Bakanlığının uygun görüşü alınarak İçişleri Bakanlığınca hazırlanacak bir yönetmelikle düzenlenir.

Atık su ve katı atık yönetiminde birbirine yakın belediyelerin hizmet birlikleri kurmaları esastır.Hizmet birliğini oluşturan belediyeler yatırımlarda Devlet desteğinden öncelikle yararlandırılır.”

MADDE9. – a) 2464 sayılı Kanuna 3914 sayılı Kanunla eklenen Mükerrer 44 üncü madde,

b) 18.1.1950 tarihli ve 5516 sayılı Bataklıkların Kurutulması ve Bundan Elde Edilecek Topraklar Hakkında Kanun,

c) 18.12.1953 tarihli ve 6200 sayılı Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü Teşkilât ve Vazifeleri Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin (c) bendi,

Yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE10. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE11. – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

 

Çevre Komisyonu Raporu

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi

 

 

Çevre Komisyonu

 

 

Esas No. : 1/388, 2/886, 2/586

 

 

Karar No. : 4

3.4.2002

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

29.6.1999 tarihinde tali komisyon olarak Adalet ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına, esas komisyon olarak da Komisyonumuza havale edilmiş olan "Çevre Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" Komisyonumuzun 28.7.1999 tarihli 5 inci toplantısında incelenip görüşülmüş, gerekçesi uygun görülerek maddelerine geçilmesi kabul edilmiş ve maddelerin daha ayrıntılı bir biçimde incelenip görüşülerek düzenlenmesi amacıyla Ankara Milletvekili Sayın Sedat Çevik, Batman Milletvekili Sayın Burhan İsen, Yalova Milletvekili Sayın Hasan Suna, İstanbul Milletvekili Sayın Mustafa Baş ve Hakkâri Milletvekili Sayın Hakkı Töre'den oluşan Alt Komisyona havale edilmiştir.

Alt Komisyon; söz konusu tasarının ilk hazırlanma tarihi itibariyle 1995 senesine ait olup 13 maddeyi içerdiğinden, ancak 1995 yılından bu yana Türkiye'de çevre konularında uygulamayı rahatlatacak olan ve tasarıda yer almayan bazı yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulduğundan bahisle tasarıya bazı yeni maddeler eklemiş ve metni genişletmiştir. Ayrıca Alt Komisyon tasarı üzerinde çevre ile ilgili 183 kuruluşa görüş sormuş ve ilgili bakanlık yetkililerin yer aldığı müzakereler sonunda hazırladığı metni içeren raporu komisyon başkanlığımıza sunmuştur.

Komisyonumuz Tasarıyı 30.5.2001, 13.6.2001, 20.6.2001, 21.6.2001 ve 27.6.2001 tarihli toplantılarında alt komisyonun hazırladığı metni esas alarak Çevre, Adalet ve Maliye Bakanlıkları yetkilileri ve İstanbul, Ankara ve Eskişehir Büyük Şehir Belediyeleri, Türkiye doğal hayatı koruma derneği temsilcilerinin de katılmalarıyla inceleyip görüşmüş 2.10.2001 tarihli ve 4 sayılı raporunu Meclis Başkanlığına sunmuştur.

Ancak raporumuz, Başkanlığın 19.10.2001 tarihli A.01.0.GNS.0.10.00.02 sayılı  yazısıyla iç tüzüğümüzün "Komisyonların Yetkisi, Toplantı Yeri ve Zamanı" başlıklı 35 inci maddesinin ikinci fıkrasında "Komisyonların kendilerine havale edilen işler dışında kalan işlerle uğraşamayacakları; "Yetki Kanunları ve Kanun Hükmünde Kararnameler" başlıklı 90 ıncı maddesinin dördüncü fıkrasında "Kanun Hükmünde Kararnameler, varsa değişiklikleriyle birleştirilerek bütünüyle görüşülür; bölünerek, ayrı metinler haline getirilerek kanunla değişiklik yapılamaz." hükümleri gerekçe gösterilerek konuya ilişkin rapor ve metni yeniden değerlendirilmek üzere dosyası ile birlikte Komisyonumuza geri gönderilmiştir.

Tasarıya Komisyonumuzca yeni eklenen ve raporumuzun geri gönderilmesine neden olan ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasını öngören maddeleri içeren Kanun Teklifi Kırklareli Milletvekili Cemal Özbilen ve 5 Arkadaşı (2/886) tarafından 28.1.2002 tarihinde Meclis Başkanlığına sunulmuş ve Başkanlıkça 5.2.2002 tarihinde Komisyonumuza havale edilmiştir.

Komisyonumuz 27.03.2002 tarihli ve 2 sayılı toplantısında Tasarının Kırklareli Milletvekili Cemal Özbilen ve 5 Arkadaşının; "Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi" (2/886) ve Amasya Milletvekili Ahmet İyimaya'nın; "2872 Sayılı Çevre Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi" (2/586) ile birleştirilerek ve Tasarı esas alınarak Komisyon Raporunun Meclis Başkanlığının değindiği hususlar da dikkate alınmak suretiyle yeniden düzenlenmesine oy birliğiyle karar vermiştir.

Alınan bu karar doğrultusunda Tasarı ve Teklifler üzerinde yapılan kabul, ilave ve değişiklikler sırasıyla aşağıda açıklanmıştır.

- Tasarının başlığı 2/886 sayılı Teklifin başlığı ile birleştirilerek "Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" olarak değiştirilmiştir.

- Tüm Tasarı metnine hakim olan sürdürülebilir çevre anlayışının amaç bölümünde de yer almasının uluslararası sözleşme ve bildirgelere uygun olacağı düşüncesiyle Tasarıya, Çevre Kanunu'nun "Amaç" başlıklı 1 inci maddesini yeniden düzenleyen çerçeve 1 inci madde  ilave edilmiştir.

- Tasarının, Çevre Kanununun "Tanımlar" başlıklı 2 nci maddesinde değişiklik öngören 1 inci maddesi, çağdaş tanımlara yer verilmek ve  günün ihtiyaçları dikkate alınmak suretiyle genişletilerek yeniden düzenlenmiş ve çerçeve madde bu doğrultuda değiştirilerek çerçeve 2 nci madde olarak kabul edilmiştir.

- Tasarıya, Çevre Kanununun "İlkeler" başlıklı 3 üncü maddesini; sürdürülebilir kalkınma ilkesi, çevre politikalarının oluşumunda katılım hakkı, çevreyle uyumlu teknolojilerin kullanılma esası, bölgesel ve küresel çevre sorunlarının çözümü ile ilgili olarak uluslararası çalışmalar sonucu ortaya çıkan ulusal yükümlülüklerin Çevre Bakanlığının koordinasyonunda yapılması esası ve gerçek ve tüzel kişilerin bu maddedeki düzenlemeler sonucunda ortaya çıkacak maliyetleri karşılama yükümlülüklerini düzenlemek amacıyla değiştiren çerçeve 3 üncü madde ilave edilmiştir.

- Tasarıya, Çevre Kanununun 9.8.1991 tarih ve 443 sayılı KHK ile yürürlükten kaldırılan "Merkez Çevre Kurulu" başlıklı 4 üncü maddesini; "Yüksek Çevre Kurulu" başlığı ile, Yüksek Çevre Kurulunun oluşumu, Kurul çalışmalarına diğer kuruluşların katılımı, Kurulun, Başbakanın başkanlığında kendisinin belirleyeceği sayıda bakan ve Çevre Bakanlığı Müsteşarından oluşmasını benimseyen, Kurulun çalışmalarıyla ilgili ön hazırlık yapmak üzere Çevre Bakanlığı Müsteşarının başkanlığında ilgili bakanlık, kurum ve kuruluşların üst amirlerinin katılımı ile toplantıların düzenlenmesi ve bu toplantılara bilimsel ve sivil toplum kuruluşları ile yerel yönetim temsilcilerinin davet edilmesi esasını getirerek yeniden düzenleyen ve ikinci bölümün başlığını "Yüksek Çevre Kurulu ve Görevleri" olarak değiştiren çerçeve 4 üncü madde ilave edilmiştir.

- Tasarıya, Çevre Kanununun 13.3.1990 tarih ve 409 sayılı KHK ile yürürlükten kaldırılan 5 inci maddesini; ekonomik kararlara çevre boyutunun dahil edilmesine imkan veren hukuki, idari, ekonomik, ticari ve mali tedbirleri belirlemek, birden fazla bakanlık ve kuruluşu ilgilendiren çevre konularına ilişkin uyuşmazlıklarda nihai kararı vermek,  etkin bir çevre yönetimi için politika ve stratejiler belirlemek ve bunların ülke ölçeğinde tüm plan ve kararlarda uygulanmasını sağlamak, emisyon ve deşarj izinlerine ilişkin katılım paylarına esas teşkil edecek kriterleri tespit etmek, özel çevre koruma bölgeleri tespit ve ilan etmek ve bu alanlarda teknik esasları belirlemek, koruma alanları ve koruma bölgeleri ilan etmek ve kirletilmiş doğal kaynakların önceki haline dönüştürülmesi için gerekli plan ve programları yapmak amacıyla  "Yüksek Çevre Kurulunun Görevleri" başlığı ile yeniden düzenleyen  çerçeve 5 inci madde ilave edilmiştir.

- Tasarıya, Çevre Kanunu'nun "Çevre Korunması" başlıklı 9 uncu maddesini; yeni doğa koruma alanlarının, hassas alanların ve alıcı ortamların korunması ile ilgili esasların Çevre Bakanlığınca belirlenmesi, özel çevre koruma bölgelerinin Yüksek Çevre Kurulunca tespit ve ilan edilmesi, bu alanlarda 3194 sayılı İmar Kanununun 9 uncu maddesinin uygulanmaması, sulak alanların doğal yapılarının ve ekolojik dengelerinin korunması ile ilgili usul ve esasların düzenlenmesi amacıyla "Çevrenin Korunması" başlığı ile değiştiren çerçeve 6 ncı madde ilave edilmiştir.

- Tasarının çerçeve 2 nci maddesi ile değiştirilmesi öngörülen Çevre Kanununun 10 uncu maddesi; çevresel etki değerlendirmesi sürecinde gerçekleştirilmesi uygun görülmeyen faaliyetleri için hiçbir onay, izin, teşvik ve ruhsat verilmemesi, uygulama imar planı, mevzi imar planı ve bu planlarla ilgili ilaveler ile değişikliklerin onaylanmaması, ihale edilmemesi ve stratejik çevresel etki değerlendirmesi ile ilgili değişiklikler yapılarak yeniden düzenlenmiş ve çerçeve 7 nci madde olarak kabul edilmiştir.

- Tasarıya, Çevre Kanununun "İşletme İzni ve Haber Verme Yükümlülüğü" başlıklı 11 inci maddesini; izin alma, arıtma ve bertaraf etme yükümlülüğü konusunda kamu kuruluşları, yerel yönetimler ve faaliyet sahiplerinin görev, yetki ve sorumluluklarını ayrıntılı olarak belirlemek, acil durum planlarının hazırlanmasını ve uygulanmasını sağlamak ve deniz araçlarından kaynaklanan atıkları bertaraf etmek amacıyla "İzin alma, Arıtma ve Bertaraf Etme Yükümlülüğü" başlığı ile yeniden düzenleyen çerçeve 8 inci madde ilave edilmiştir.

- Tasarının çerçeve 3 üncü maddesi ile değiştirilmesi öngörülen Çevre Kanununun 12 nci maddesi; çevre denetimini güçlendirmek,  bilgi verme ve bildirim yükümlülüğü konusundaki usul ve esasları belirlemek amacıyla yeniden düzenlenmiş ve çerçeve 9 uncu madde olarak kabul edilmiştir.

- Tasarıya, Çevre Kanununun "Zararlı Kimyasal Maddeler" başlıklı 13 üncü maddesini; tehlikeli kimyasallar ve atıkların ülke içinde pazarlanması, kullanılması, kontrolü ve uluslar arası ticaretine ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla "Tehlikeli Kimyasallar ve Atıklar" başlığı ile yeniden düzenleyen çerçeve 10 uncu madde ilave edilmiştir.

- Tasarının çerçeve 4 üncü maddesi ile değiştirilmesi öngörülen Çevre Kanununun 15 inci maddesi, aykırılığı düzeltmeyenlerin faaliyetlerinin durdurulması konusunda etkin düzenlemeler yapmak ve kontrol sağlamak amacıyla yeniden düzenlenmiş ve çerçeve 11 inci madde olarak kabul edilmiştir.

- Tasarının çerçeve 5 inci maddesi, Çevre Kanununun 18 inci maddesini değiştirmektedir. Söz konusu madde 21.2.2001 tarihli ve 4629 sayılı "Bazı Fonların Tasfiyesi Hakkında Kanun"un 6 ncı maddesi ile yürürlükten kaldırıldığından "Özel Gelir ve Özel Ödenek" başlığı altında yeniden düzenlenmiş ve çerçeve madde de bu doğrultuda düzenlenerek 12 nci madde olarak kabul edilmiştir.

- Tasarının çerçeve 6 ncı maddesi ile değiştirilmesi öngörülen Çevre Kanununun 20 nci maddesi idari cezaları günün ekonomik koşullarına uygun hale getirmek amacıyla yeniden düzenlenmiş ve çerçeve 13 üncü madde olarak kabul edilmiştir.

- Çevre Kanunu'nun "Fiillerin Tekrarı" başlıklı 23 üncü maddesi; idari para cezalarının fiillerin tekrarı halinde bir katı artırılarak verilmesi hükmünü  getirmiştir. Tasarıya, Çevre Kanunu'nun 23 üncü maddesini; bu cezaların kesinleşmesini takiben 1 inci tekrarında yüzde yüz, 2 nci ve müteakip tekrarında yüzde ikiyüz oranında artırılarak verilebilmesine imkân tanımak amacıyla  değiştiren çerçeve 14 üncü madde ilave edilmiştir.

- Tasarının çerçeve 7 nci maddesi ile Çevre Kanununun 24 üncü maddesi değiştirilmektedir. Bu madde; idari para cezalarının Çevre Bakanlığı tarafından verilmesi, gerektiğinde bu cezaların denetim yetkisinin devredildiği kurum ve merciler tarafından verilmesi ve gemi ve diğer deniz araçlarına Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından, motorlu kara taşıt araçlarına 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca yetkili kılınan kuruluşlarca verilen cezaların yüzde otuzunun cezayı kesen kuruluşa verilmesi amacıyla yeniden düzenlenmiş ve çerçeve 15 inci madde olarak kabul edilmiştir.     

- Tasarıya, Çevre Kanununun "İdari Cezalara İtiraz" başlıklı 25 inci maddesini idari para cezalarının uygulanma usullerini belirlemek amacıyla başlığı ile birlikte değiştiren çerçeve 16 ncı madde ilave edilmiştir. 

- Tasarının çerçeve 8 inci maddesi Çevre Kanununun 26 ncı maddesinin başlığı ile birlikte değiştirilmesini öngörmektedir. Bu madde diğer maddelerde yapılan değişikliklere paralel olarak yeniden düzenlenmiş ve çerçeve madde bu doğrultuda düzeltilerek 17 nci madde olarak kabul edilmiştir.

- Tasarıya, Çevre Kanununun "Diğer Kanunlarda Yazılı Cezalar" başlıklı 27 nci maddesini; Kanunda suç olarak öngörülen fiilin başka kanunlara göre de suç olarak değerlendirilmesi halinde en ağır cezayı gerektiren kanun hükmünün uygulanmasını, kanunun birden fazla hükmünü ihlal eden kimseye en ağır cezanın verilmesini sağlamak amacıyla iki fıkra halinde başlığı ile birlikte yeniden düzenleyen çerçeve 18 inci madde ilave edilmiştir. 

- Tasarıya, Çevre Kanununun "Kirletenin Sorumluluğu" başlıklı 28 inci maddesi çevreye verilen zararların tazminine ilişkin taleplerin zarar görenin zararı ve tazminat yükümlülüğünü öğrendiği tarihten başlayarak beş yıl ve herhalde zarara neden olan fiilin meydana gelmesinden itibaren on yıl geçmekle zaman aşımına uğrayacağına ilişkin bir fıkra eklemek amacıyla çerçeve 19 uncu madde ilave edilmiştir.

- Tasarıya Çevre Kanununun "İdari Makamlara Başvurma" başlıklı 30 uncu maddesini; uluslar arası taahhütler çerçevesinde, bilgi edinme ve başvurma hakkını esas alan düzenlemeler yaparak yeniden düzenlemek amacıyla "Bilgi Edinme ve Başvurma hakkı" başlığı ile birlikte değiştiren çerçeve 20 nci madde ilave edilmiştir.

- Tasarının çerçeve 9 uncu maddesi ile Çevre Kanununun ek 1 inci maddesinin değiştirilmesi öngörülmektedir. Bu maddede yer alan düzenlemeler yapılan değişikliklerle diğer maddeler içinde yer aldığından gereksiz görülmüş ve Tasarı metninden çıkarılmıştır.

- Tasarının çerçeve 10 uncu maddesi Çevre Kanununun geçici 2 nci maddesinin değiştirilmesini öngörmektedir. Su kaynaklarının korunması ile ilgili değişiklik içeren hükümler ek madde  3 de yer aldığından, bu madde  gereksiz görülerek Tasarı metninden çıkarılmıştır. 

- Tasarının 11 inci maddesi, 2/886 esas numaralı Teklifin 9 uncu maddesiyle birleştirilmiş ve ek suretiyle yeniden düzenlenmiş ve 21 inci madde olarak kabul edilmiştir.

- Tasarıya çerçeve 22 nci madde ile yeni 7 ek madde ilave edilmiştir.

Yeni eklenen ek 1 inci madde ile toprağın korunması ve toprak kirliliğinin önlenmesi amaçlanmaktadır.

Ek madde 2 ile;  faaliyetleri sonucu çevreye  zarar verecek olan kurum, kuruluş ve işletmelere çevre yönetim birimi kurmaları ve çevre görevlisi istihdam etme yükümlülüğü getirilmiştir.

Ek madde 3 ile; içme ve kullanma suyu rezervuarlarının ve diğer su kaynaklarının korunması amaçlanmaktadır.

Ek madde 4 ile; iyonlaştırıcı olmayan radyasyon sonucu oluşan manyetik alanların çevre ve insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinin önlenmesi amaçlanmaktadır.

Ek madde 5 ile; gönüllü çevre müfettişliği uygulaması getirilmektedir.

Ek madde 6 ile; motorlu taşıtları işletenlere egzoz emisyonlarını ölçtürme zorunluluğu getirilmektedir.

Ek madde 7 ile; Çevre Bakanlığı döner sermaye işletmesi kurulması amaçlanmaktadır.

- 2/886 esas numaralı Teklifin 1 inci maddesi 23 üncü, 2 nci maddesi 24 üncü, 3 üncü maddesi 25 inci, 4 üncü maddesi 26 ncı,  5 inci maddesi 27 nci, 6 ncı maddesi 28 inci , 7 nci maddesi 29 uncu, 8 inci maddesi 30 uncu madde olarak aynen kabul edilmiştir.

-Tasarıya bu Kanun uyarınca çıkarılacak yönetmeliklerin ilgili bakanlıkların görüşü alınarak Bakanlıkça hazırlanacağı ve Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren en geç bir yıl içerisinde yayımlanacağına ilişkin geçici 1 inci, Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte faal durumda olan ve bu Kanun ve yönetmeliklerle belirlenen ek yükümlülüklerin yerine getirilmesi için mevcut işletmelere Bakanlıkça yeteri kadar süre verileceğine ilişkin geçici 2 nci, bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihte 27.9.1984 tarih ve 3046 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca kurulmuş olan Çevre Bakanlığı Döner Sermaye işletmesinin tüm varlıkları ve borçları ile herhangi bir işleme gerek kalmaksızın bu Kanunla kurulmuş olan döner sermaye işletmesine devredilmiş sayılacağına ilişkin geçici 3 üncü maddeler ilave edilmiştir.

- Tasarının yürürlüğe ilişkin 12 nci maddesi bazı hükümlerin  1.1.2003 tarihinde yürürlüğe girmesini sağlamak amacıyla  yeniden düzenlenmiş ve 31 inci madde olarak kabul edilmiştir.

- Tasarının yürütmeye ilişkin 13 üncü maddesi 32 nci madde olarak aynen kabul edilmiştir. 

Raporumuz, Genel Kurulun onayına sunulmak üzere saygı ile arz olunur.

 

Başkan

Başkanvekili

Sözcü

 

Cemal Özbilen

Sedat Çevik

Esvet Özdoğu

 

Kırklareli

Ankara

Ankara

 

Kâtip

Üye

Üye

 

Burhan İsen

Recai Yıldırım

Musa Konyar

 

Batman

Adana

Ağrı

 

(İmzada bulunamadı)

(İmzada bulunamadı)

 

 

Üye

Üye

Üye

 

Ali Arabacı

Nurettin Atik

Nurettin Aktaş

 

Bursa

Diyarbakır

Gaziantep

 

 

(İmzada bulunamadı)

 

 

Üye

Üye

Üye

 

Hakkı Töre

Hakkı Oğuz Aykut

Hamdi Baktır

 

Hakkâri

Hatay

Kayseri

 

(İmzada bulunamadı)

 

(İmzada bulunamadı)

 

Üye

Üye

Üye

 

Nural Karagöz

M. Sait Gönen

Yaşar Canbay

 

Kırklareli

Konya

Malatya

 

Üye

Üye

Üye

 

Hasan Özyer

Nazif Topaloğlu

Fikret Uzunhasan

 

Muğla

Muğla

Muğla

 

Üye

Üye

Üye

 

Yener Yıldırım

Mehmet Ceylan

Ahmet Karavar

 

Ordu

Sivas

Şanlıurfa

 

Üye

 

Üye

 

Hasan Suna

 

İlyas Arslan

 

Yalova

 

Yozgat

 

(İmzada bulunamadı)

 

 

 

ALT KOMİSYON RAPORU

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

ÇEVRE KOMİSYONU BAŞKANLIĞINA

Çevre Komisyonunda görüşülmekte olan Çevre Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı önceki yasama dönemlerinde de hazırlanıp İçtüzüğün 77 nci maddesi uyarınca hükümsüz sayılmış, bu yasama döneminde hükümet tarafından yenilenmiştir. Söz konusu Tasarı ilk hazırlanma tarihi itibariyle 1995 senesine ait olup 13 maddeyi içermektedir. Malumları olduğu üzere 1995 yılından bu yana Türkiye’de çevre konularında uygulamayı rahatlatıcı Tasarıda yer almayan ancak Tasarıdaki maddelerle paralel birçok yeni düzenlemeye ihtiyaç duyulmaktadır. Bu açıdan Alt Komisyonumuz Tasarıda bazı ilave ve değişikliklere giderek metni genişletmiştir.

Çevre Komisyonunda görüşülmekte olan Çevre Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının Komisyon üyelerimiz tarafından ayrıntılı bir şekilde incelenmesinden sonra Tasarı üzerinde çevre ile ilgili 183 kuruluşa görüş sorulmuş ve Alt Komisyon yapılmasını uygun gördüğü değişiklikleri tespit etmiştir. Alt Komisyon toplantılarında Çevre Bakanlığı yetkilileri sürekli yer almıştır. Yapılan müzakereler sonunda son şeklini alan Tasarı da madde bazında benimsenen değişiklikler ve yeniliklerle birlikte aşağıda kabul edilen temel hususlar doğrultusunda hazırlanmıştır.

1. Tasarıda “Tanımlar” maddesi günün ihtiyaçları dikkate alınarak genişletilmiş ve çağdaş tanımların yer alması esas alınmıştır.

2. Yüksek Çevre Kurulunun yapısı etkinleştirilmiş ve görevleri Türkiye’de etkin bir çevre yönetimi sağlanması yönünde yeniden düzenlenmiştir.

3. Tasarıda izin alma arıtma ve bertaraf etme yükümlülüğüne ilişkin madde özellikle yerel yönetimlerin sorumlulukları açısından yeniden düzenlenmiştir.

4. Tasarıda Denetim yükümlülüğü Çevre Bakanlığının yetkilerini güçlendirecek şekilde yeniden düzenlenmiştir.

5. Tasarıda 4629 sayılı Bazı Fonların Tasfiyesi Hakkında Kanunun 6 ncı Maddesinin (e) fıkrasıyla yürürlükten kaldırılan Çevre Kirliliğini Önleme Fonu ile ilgili maddeler Tasarıdan kaldırılmış ve “Özel Gelir ve Özel Ödenek” başlığı ile yeni bir düzenleme yapılmıştır.

6. Tasarıda idarî nitelikteki cezalara ağırlıklı olarak yer verilmiş, adlî nitelikteki cezalar ise önemli çevre ihlalleri için öngörülmüştür.

7. Tasarıda bilgi edinme ve başvuru hakkı ile ilgili hükümlere yer verilmiş, bu konuyla ilgili madde yeniden düzenlenmiştir.

8. Tasarıdaki alan toprağın korunması, kuruluşların çevre yönetim birimi kurması, içme ve kullanma suyu rezervuarları ve benzeri su kaynakları korunması ile ilgili ek maddeler yeniden düzenlenmiştir.

9. Tasarıya günün ihtiyaçlarına uygun olarak elektromanyetik kirliliğin çevre ve insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinin önlenmesi, yerel yönetimlerin çevre hizmetleri konusundaki sorumlulukları ve gönüllü çevre müfettişlerinin ihdası ile ilgili yeni maddeler eklenmiştir.

Raporumuz Komisyon Başkanlığına saygı ile arz olunur.

 

Başkan

Üye

Üye

 

Sedat Çevik

Burhan İsen

Hasan Suna

 

Ankara

Batman

Yalova

 


ALT KOMİSYONUN KABUL ETTİĞİ METİN

ÇEVRE KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1. - 9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanununun 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 1. - Bu Kanunun amacı, bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin canlı ve cansız doğası ile korunmasını sağlamaktır."

 MADDE 2. - 2872 sayılı Kanunun 2 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 2. - Bu Kanunda geçen terimlerden;

Çevre: Canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim  içinde bulundukları biyolojik, fiziksel, sosyal, ekonomik ve kültürel ortamı,

Çevre korunması: Çevresel değerlerin ve ekolojik dengenin tahribini, bozulmasını ve yok olmasını önlemeye, mevcut bozulmaları gidermeye, çevreyi iyileştirmeye ve geliştirmeye, çevre kirliliğini önlemeye yönelik çalışmaların bütününü,

Çevre kirliliği: Çevrede meydana gelen ve canlıların sağlığını, çevresel değerleri ve ekolojik dengeyi bozabilecek her türlü olumsuz etkiyi,

Sürdürülebilir kalkınma: Bugünkü ve gelecek kuşakların, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşamasını güvence altına alan kalkınma politikalarını, 

Alıcı ortam: Hava, su, toprak ortamları ile bu ortamlarla ilişkili ekosistemleri,

Doğal kaynak: Bütün bitki, hayvan ve mikroorganizmalar ile bunların yaşama ortamları olan hava, su ve toprak  ve  doğada bulunan cansız varlıkları,

Kirleten: Faaliyetleri  sırasında veya sonrasında doğrudan veya dolaylı olarak çevre kirliliğine, ekolojik dengenin ve çevrenin bozulmasına neden olan gerçek ve tüzel kişileri,

Ekosistem: Canlıların kendi aralarında ve cansız çevreleriyle ilişkilerini bir düzen içinde yürüttükleri biyolojik, fiziksel ve kimyasal sistemi,

Ekolojik denge: İnsan ve diğer canlıların varlık ve gelişmelerini doğal yapılarına uygun bir şekilde sürdürebilmeleri için gerekli olan şartların bütününü,

Sulak alan: Yaban hayatın yaşama ortamı olan, doğal veya yapay, devamlı veya geçici, suları durgun veya akıntılı, tatlı, acı veya tuzlu, denizlerin gel-git hareketlerinin çekilme devresinde derinliği altı metreyi geçmeyen suları, bataklık, sazlık ve turbiyeleri,

Hassas alan: Herhangi bir önlem alınmadığı takdirde, yakın gelecekte yok olma tehlikesi altında bulunan alanları,

Doğa koruma alanı: Barındırdığı nadir, endemik ve nesli tehlikedeki bitki ve hayvan türleri ile popülasyonları bakımından ulusal veya uluslararası düzeyde önem taşıyan yaşama ortamları, nadir ve yok olma tehlikesi altındaki ekosistemler gibi alanları,

Atık: Herhangi bir faaliyet sonunda çevreye atılan veya bırakılan her türlü maddeyi,

Tehlikeli atık: Tehlikeli fiziksel, kimyasal ve/veya  biyolojik özellikleri nedeniyle canlılarda ve alıcı ortamda olumsuz  etkilere yol açan atıklar ve bu atıklarla  kirlenmiş madde ve malzemeleri,

Radyoaktif atık: İlgili mevzuat uyarınca yetkili kılınan merciler tarafından belirlenen serbest bırakma seviyelerinin üzerinde aktivite ve konsantrasyonda radyoizotopları bulunduran veya bu radyoizotoplarla bulaşmış ve tekrar kullanılması mümkün olmayan madde ve malzemeleri,

Tehlikeli kimyasallar : Fiziksel, kimyasal ve/veya biyolojik yönden olumsuz etki yaparak ekolojik denge ile insan ve diğer canlıların doğal yapılarının bozulmasına neden olan  her türlü kimyasal madde ve müstahzarları,

Çevresel etki değerlendirmesi: Gerçekleştirilmesi planlanan faaliyetlerin çevreye olabilecek etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz  etkilerin önlenmesi ya da zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin tespitinde, yer ve teknoloji alternatiflerinin değerlendirilmesinde ve faaliyetlerin uygulanmasının izlenmesi ve denetlenmesinde sürdürülecek çalışmaları,

Stratejik çevresel etki değerlendirmesi : Yerel, bölgesel ve ulusal ölçekte kalkınma politika, plan  ve programların kabulünden önce çevresel etki değerlendirmesini sağlayan çalışmaları,

Elektromanyetik alan : Elektrik ve manyetik alan bileşenleri olan dalgaların oluşturduğu alanı,

Çevre ile uyumlu teknoloji : Her türlü faaliyet sırasında doğal kaynak ve enerjinin verimli kullanılmasını ve geri kazanılmasını  sağlayan, atık oluşumunu azaltan teknolojileri,

Çevre yönetim birimi/Çevre görevlisi: Bu Kanun ve Kanun uyarınca yürürlüğe konulan düzenlemeler uyarınca denetime tabi tesislerin faaliyetlerinin mevzuata uygunluğunu, alınan tedbirlerin etkili olarak uygulanıp uygulanmadığını değerlendiren, tesis içi yıllık denetim programları düzenleyen birim ya da görevliyi, 

Gönüllü çevre müfettişi: Çevre Bakanlığınca, uygun niteliklere sahip kişiler arasından seçilen ve Bu Kanun ve Kanun uyarınca yürürlüğe konulan düzenlemelere aykırı faaliyetleri  Çevre Bakanlığına iletmekle görevli ve yetkili  kişiyi,

Bakanlık: Çevre Bakanlığını,

İfade eder."

MADDE 3. - 2872 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 3. - Çevrenin korunmasına ve  kirliliğinin önlenmesine ilişkin genel ilkeler şunlardır :

a) Gerçek ve tüzel kişiler çevrenin korunması ve  kirliliğinin önlenmesi ile görevli olup, bu konuda  alınacak tedbirlere ve belirlenen esaslara uymakla yükümlüdürler.

b) Arazi ve kaynak kullanım kararlarını veren ve proje değerlendirmesi yapan yetkili kuruluşlar, sürdürülebilir kalkınma ilkesini ve karar alma süreçlerinde, toplumun tüm kesimlerinin güncel ve gelecekteki ihtiyaçlarını gözetirler.

c) Yapılacak ekonomik faaliyetlerin faydası ve doğal kaynaklar üzerindeki etkisi, fayda maliyet analizi ile uzun dönemli olarak değerlendirilir,

d) Çevre politikalarının oluşmasında katılım hakkı esastır.

e) Çevre ile uyumlu teknolojilerin  kullanılması esastır.

f) Kirlenme ve bozulmanın önlenmesi, sınırlandırılması, giderilmesi ve çevrenin iyileştirilmesi için yapılan harcamalar kirleten ve bozulmaya neden olan tarafından karşılanır.

g) Çevrenin korunması, çevre kirliliğinin önlenmesi ve giderilmesi için vergi, harç, katılma payı  ve teşvik gibi ekonomik araçlar kullanılır.

h) Bölgesel ve küresel çevre sorunlarının çözümüne yönelik olarak uluslararası çalışmalar sonucu ortaya çıkan ulusal yükümlülüklerin yerine getirilmesi için gerekli teknik, idari, mali ve hukuki düzenlemeler Bakanlığın koordinasyonunda yapılır.

Gerçek ve tüzel kişiler, bu düzenlemeler sonucu ortaya çıkabilecek maliyetleri karşılamakla yükümlüdür."

MADDE 4. - 2872 sayılı Kanunun İkinci Bölümünün başlığı " Yüksek Çevre Kurulu ve Görevleri" olarak değiştirilmiş ve  443 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yürürlükten kaldırılan 4 üncü maddesi  aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

"Yüksek Çevre Kurulu

Madde 4. - Başbakanın başkanlığında, Başbakanın bulunmadığı zamanlarda görevlendireceği Bakanın Başkanlığında, Başbakanın belirleyeceği sayıda Bakanlar ile Çevre Bakanlığı Müsteşarından oluşan Yüksek Çevre Kurulu kurulmuştur.

Diğer Bakanlar gündeme göre kurul toplantılarına başkan tarafından çağrılabilir.

Kurul yılda en az iki defa toplanır.

Kurulun sekretarya hizmetleri Çevre Bakanlığınca yürütülür.

Kurulun çalışmaları ile ilgili konularda ön hazırlık ve değerlendirme yapmak üzere, Çevre Bakanlığı Müsteşarının başkanlığında ilgili bakanlık müsteşarları, diğer kurum ve kuruluşların en üst düzey yetkili amirlerinin katılımı ile toplantılar düzenlenir. Bu toplantılara gündeme göre Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu, Türkiye Ziraat Odaları Birliği ve kamu kurumu niteliğindeki diğer meslek kuruluşları ile  bilimsel kuruluşlar,  sivil toplum örgütleri ve yerel yönetimler temsilcileri de davet edilebilir.

Kurulun çalışma usul ve esasları ile diğer hususlar yönetmelikle belirlenir.

MADDE 5. - 2872 sayılı Kanunun 409 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yürürlükten kaldırılan 5 inci maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

"Yüksek Çevre Kurulunun Görevleri

Madde 5. - Yüksek Çevre Kurulunun görevleri şunlardır:

a) Etkin bir çevre yönetiminin sağlanması için politika ve strateji belirlemek,

b) Ekonomik kararlara çevre boyutunun dahil edilmesine imkân veren hukuki, idari, ekonomik, ticari ve mali tedbirleri belirlemek,

c) Birden fazla bakanlık ve kuruluşu ilgilendiren çevre konularına ilişkin uyuşmazlıklarda nihai kararı vermek,

d) Bu Kanunun 9 uncu maddesinin (a) bendine göre  korunan alanları ve koruma bölgelerini ilan etmek,

e) Bu Kanunun 9 uncu maddesinin (b) bendine göre Özel Çevre Koruma Bölgeleri tespit ve ilan etmek ve bu alanlarda çevrenin korunmasına, ekolojik dengenin iyileştirilmesine ve sürdürülmesine ilişkin esasları belirlemek,

f) Kuruluş ve işletmelerden alınacak emisyon ve deşarj izinlerine ilişkin katılım paylarını, motorlu kara taşıt araçları emisyon ölçüm bedellerini belirlemek.

Bu maddenin (b) bendinde bahsi geçen politika ve stratejiler, kalkınma plan ve programları, bölge planları ile doğal kaynak kullanımı ve arazi kullanım kararlarında ve ilgili bakanlıklar, kurum ve kuruluşlarca yapılacak her ölçekteki planlarda uygulanır.

MADDE 6. - 2872 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Çevrenin Korunması

Madde 9. - Çevrenin korunması amacıyla,

a) Doğa koruma alanları ve hassas alanlar ile alıcı ortamlardan koruma altına alınması gerekenler, koruma altına alınan bu alanlara ait koruma bölgeleri ve bu bölgelere ait koruma ve kullanma esasları ile koruma tedbirleri, ilgili kuruluşların görüşleri alınarak Bakanlıkça belirlenir. Gerçek kişiler ile kamu ve özel hukuk tüzel kişiler, koruma ve kullanım esaslarına uymak, bu tedbirleri uygulamak ve yapacakları fiziki planlara yansıtmakla yükümlüdürler.

b) Yüksek Çevre Kurulu, ülke ve dünya ölçeğinde ekolojik önemi olan, çevre kirlenmeleri ve bozulmalarına duyarlı alanları, doğal güzelliklerin gelecek kuşaklara ulaşmasını emniyet altına almak üzere gerekli düzenlemelerin yapılabilmesi amacıyla, Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak tespit ve ilan etmeye, bu alanlarda uygulanacak koruma ve kullanma esasları ile plan ve projelerin hangi Bakanlıkça hazırlanıp yürütüleceğini belirlemeye yetkilidir.

Yukarıdaki fıkraya göre uygulamanın gerçekleştirilebilmesi amacıyla, ilgili Bakanlıkça 27/09/1984 gün ve 3046 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin ikinci fıkrasının (g) bendi hükümlerine göre geçici teşkilat kurulabilir. Bu bölgelere ilişkin plan ve projelerin hazırlanmasında 03/05/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun 9 uncu maddesi hükümleri uygulanmaz.

c) Sulak alanların doğal yapılarının ve ekolojik dengelerinin korunması esastır. Sulak alanların doldurulması ve kurutulması yolu ile arazi kazanılamaz. Bu hükme aykırı olarak arazi kazanılması halinde söz konusu alan faaliyet sahibince  eski haline getirilir.

Sulak alanların korunması ve yönetimine ilişkin usul ve esaslar ilgili kurum ve kuruluşların görüşü alınarak Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

MADDE 7. - 2872 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 10. - Gerçekleştirmeyi planladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Ön Araştırma Raporu hazırlamakla yükümlüdürler.

Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Ön Araştırma Raporu üzerinde yapılacak inceleme ve değerlendirme sonucu, gerçekleştirilmesi uygun görülmeyen faaliyetler için hiçbir onay, izin, teşvik ve ruhsat verilemez; uygulama imar planı, mevzi imar planı ve bunlarla ilgili ilaveler ile değişiklikler onaylanamaz ve ihale edilemezler.

Serbest bölgelerin kurulması ile plan, politika, programlar ve değişiklikleri Stratejik Çevresel Etki Değerlendirmesi sürecine tabidir.

Çevresel Etki Değerlendirmesi ile Stratejik Çevresel Etki Değerlendirmesi süreçleri ile ilgili usul ve esaslar  Bakanlıkça çıkarılacak  yönetmelikle belirlenir. "

MADDE 8. - 2872 sayılı Kanunun 11 inci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"İzin alma, arıtma ve bertaraf etme yükümlülüğü

Madde 11. -  Üretim, tüketim ve hizmet faaliyetleri sonucunda oluşan atıklarını alıcı ortamlara doğrudan veya dolaylı vermeleri uygun görülmeyen tesis ve işletmeler ile yerleşim birimleri atıklarını  yönetmelikle belirlenen standart ve yöntemlere uygun olarak arıtmak ve bertaraf etmekle veya ettirmekle ve  öngörülen izinleri almakla yükümlüdürler.

Birinci fıkrada belirtilen yükümlülüğü bulunan tesis ve işletmeler ile yerleşim birimlerine;

1) İnşaat ruhsatı aşamasında bu yükümlülüğünü yerine getireceğini gösterir proje ve belgeleri ilgili kuruma sunmadıkça inşaat ruhsatı,

2) İnşaatı bitmiş olanlardan, bu yükümlülüğü yerine getirmeyenlere işletme ruhsatı ve/veya yapı kullanma ruhsatı, 

verilemez.

Faaliyetlerinde değişiklik yapmayı ve/veya tesislerini büyütmeyi planlayan gerçek ve tüzel kişiler arıtma veya bertaraf tesislerini planlamak,  izin ve  ruhsat almak zorundadırlar.

Atıksu altyapı sistemlerinin kurulması, bakımı, onarımı, ıslahı ve işletilmesinden, Büyükşehirlerde 20/11/1981 tarihli ve 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunla belirlenen kuruluşlar, belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeler, diğer alanlarda ise il özel idareleri,  tatil köy ve sitelerinde yönetim kurulları veya yetkili kıldığı birimler tarafından gerçekleştirilir.

Serbest ve/veya ticari bölgelerde bölge müdürlükleri, turizm gelişme bölgelerinde Turizm Bakanlığı veya yetkili kıldığı birimler, organize sanayi bölgelerinde organize sanayi bölgesi yönetimi, küçük sanayi sitelerinde kooperatif başkanlıkları atıksu altyapı sistemlerinin kurulması, bakımı, onarımı, ıslahı ve işletilmesinden sorumludurlar.

Atıksu altyapı sistemlerini kullanan ve/veya kullanacaklar bağlantı sistemlerinin olup olmadığına bakılmaksızın  arıtma sistemlerinden sorumlu yönetimlerin yapacağı her türlü yatırım, işletme, bakım, onarım, ıslah ve temizleme harcamalarının tamamına hisseleri oranında katılmak zorundadırlar. Ancak benzer atıksu arıtma tesisleri kurup gerekli izinleri alanlar ve  Yönetmelikte belirlenen şekilde çalıştıranlar bu zorunluluk kapsamı dışındadır.

Atık üreticileri katı atıkların geri kazanılmasını sağlamakla yükümlüdürler. Geri kazanım imkânı olmayan atıklar nihai bertaraf tesisinde bertaraf edilirler. Atıkların geri kazanım amacıyla değerlendirilmelerini mümkün kılacak  Atık Borsası  kurulması Bakanlıkça teşvik edilir.

Geri kazanılabilen katı atıkların ayrı biriktirilmesi zorunludur. Belediyeler bu atıkların ayrı toplanması, taşınması ve geri kazanılması amacıyla gerekli araç ve tesisleri sağlamak ve işletmekle yükümlüdürler.

Büyükşehir Belediyeleri ve Belediyeler katı atık bertaraf tesislerini kurmakla ve işletmekle yükümlüdürler.

Atıksu arıtımı, atık bertarafı ve katı atık geri kazanım tesisleri yapmak amacıyla belediyelerin 3/4/1930 tarihli ve 1580 sayılı Belediye Kanununa uygun olarak hizmet birlikleri kurmaları halinde, bu amaçla kurulmuş hizmet birliklerine araştırma, etüt ve proje konularında yardım yapılır. Tesis yapım projeleri ise bu Kanunun 18 inci maddesi çerçevesinde kredi ile desteklenebilir. Kredi borcunun geri ödenmemesi durumunda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip yapılır ve öncelikle 2380 sayılı Belediyelere ve İl Özel İdarelerine Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanunun Ek 4 üncü maddesi hükümleri çerçevesinde ilgili belediyelerin İller Bankasındaki paylarından tahsil olunur. 

Arıtma ve bertaraf etme yükümlülüğü ile atıksu arıtma ve ön arıtma yükümlülüğüne tabi tesis ve işletmeler ile yerleşim birimleri, uyulması gereken şartlar ve bu yükümlülüğe istinaden kurulması zorunlu olan arıtma ve bertaraf sistemleri, atıksu arıtma ve ön arıtma sistemleri ile atıksu altyapı sistemlerinin kurulması, onarımı, ıslahı, işletilmesi ve harcamalara katkı paylarının belirlenmesi ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça yönetmelikle düzenlenir.

Faaliyetleri nedeniyle çevreye olumsuz etkileri olabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler tarafından, faaliyetlerine ilişkin olası bir kaza durumunda, kazanın çevreye olumsuz etkilerini kontrol altına almak ve azaltmak üzere uygulanacak acil durum planları hazırlanması zorunludur.

Bu planlar dikkate alınarak Bakanlığın koordinasyonunda ilgili kurum ve kuruluşlarca yerel, bölgesel ve ulusal acil durum planları hazırlanır.

Liman, tersane, gemi söküm yeri ve marinalarda gemi ve deniz araçlarından kaynaklanan atıksu, balast, sintine ve atıkların alınmasına hizmet edecek yüzer ve/veya sabit kabul tesislerinin bu yerleri işleten veya idare eden kurum, kuruluş ve işletmeler tarafından müştereken veya münferiden kurulması zorunludur. Bu tür tesisler üçüncü şahıslara kurdurulabilir veya üçüncü şahıslar tarafından kurulabilir.

Liman, tersane, gemi söküm yeri ve marinalarda, meydana gelebilecek  kazalar sonucu çevreye verilebilecek zararı en aza indirmek için bu yerleri işleten veya idare edenler tarafından acil müdahale ekipmanı bulundurulması zorunludur.

Kabul tesislerinin kurulmasına, işletilmesine, denetlenmesine ve bulundurulacak acil müdahale ekipmanlarına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir."

MADDE 9. - 2872 sayılı Kanunun 12 nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Denetim, bilgi verme ve bildirim yükümlülüğü

Madde 12. - Bu Kanun hükümlerine uyulup uyulmadığını denetleme yetkisi Bakanlığa  aittir. Gerektiğinde bu yetki, Bakanlıkça  belediye başkanlarına, liman başkanlıklarına, Sahil Güvenlik Komutanlığına ve 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'na göre belirlenen denetleme görevlilerine devredilebilir.

Askeri işyerleri, askeri bölgeler ve tatbikatların  bu Kanun çerçevesindeki denetimi ve neticelerine ait işlemler, Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı   ve  Bakanlık tarafından  müştereken hazırlanacak yönetmeliğe göre yürütülür.

İlgililer, Bakanlığın veya denetimle yetkili diğer mercilerin isteyecekleri bilgi ve belgeleri vermek, yetkililerin yaptıracakları analiz ve ölçümlerin giderlerini karşılamak, denetim esnasında her türlü kolaylığı göstermek zorundadırlar.

İlgililer, çevre kirliliğine neden olabilecek faaliyetleri ile ilgili olarak, kullandıkları hammadde, yakıt, çıkardıkları ürün ve atıklar ile proses şemalarını, acil durum planlarını, izleme sistemleri ve kirlilik raporları ile diğer bilgi ve belgeleri Bakanlığa vermek zorundadırlar. 

Denetim, bilgi verme ve bildirim yükümlülüğüne ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça yönetmelikle düzenlenir."

MADDE 10. - 2872 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Tehlikeli kimyasallar ve atıklar

Madde 13. -  Tehlikeli kimyasalların belirlenmesi, üretimi, ithalatı, atık konumuna gelinceye kadar geçen süreçte kullanım alanları ve miktarları, etiketlenmesi, ambalajlanması, depolanması, taşınması ile ihracatına ilişkin usul ve esaslar ilgili Bakanlıkların uygun görüşü alınarak Bakanlıkça yayımlanacak yönetmelikle belirlenir.

Yönetmelik hükümlerine aykırı olarak piyasaya sürüldüğü tespit edilen tehlikeli kimyasallar ile bu kimyasalları içeren eşya, bunları satış ve kullanım amacıyla piyasaya süren kurum, kuruluş ve işletmelere toplattırılır ve müsadere edilir. İmhası için gereken masraflar, ilgili kurum, kuruluş ve işletmelerden 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilir. 

Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı, bazı yakıtların, atıkların ve tehlikeli kimyasallar ile bu kimyasalları içeren eşyaların ithalini yasaklayabilir veya kontrole tabi tutabilir. Kontrole tabi tutulan yakıtların, atıkların ve bitki, hayvan ve insan sağlığı ile ilgili olanlar hariç tehlikeli kimyasallar ile bu kimyasalları içeren eşyanın ithalatı için Bakanlıktan kontrol belgesi alınması zorunludur.

Tehlikeli atıkların ihracatı ve transit geçişinden 60 gün önce Bakanlığa bildirimde bulunulması, izin alınması ve taşıma sırasında taşıma belgesinin bulundurulması zorunludur.

Tehlikeli atıklar ile tehlikeli atıkların oluşum aşamasından itibaren toplanması, ayrılması, geçici ve ara depolanması, geri kazanılması, yeniden kullanılması, taşınması, bertarafı, bertaraf sonrası kontrolü, ihracatı ve ithalatı ile ilgili usul ve esaslar ilgili Bakanlıkların uygun görüşü alınarak Bakanlıkça yayımlanacak yönetmelikle belirlenir.

Tehlikeli kimyasalların üretimi, satışı, depolanması, kullanılması ve taşınması faaliyetleri ile tehlikeli atıkların toplanması, taşınması, geçici ve ara depolanması , geri kazanımı, yeniden kullanılması ve bertarafı faaliyetlerinde bulunanlar, bir kaza sonrası çevreye ve insana verebilecekleri zarara karşı sigorta yaptırmak zorundadırlar. Bu zorunluluğa uymayan faaliyetlere izin verilmez. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte mevcut olan faaliyetler açısından Bakanlıkça bir geçiş süreci tespit edilir.

Sigorta ile ilgili esaslar ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak Bakanlıkça belirlenir."

MADDE 11. - 2872 sayılı Kanunun 15 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 15. - Bu Kanun ve bu Kanun uyarınca yayımlanan yönetmeliklere ve Mahalli Çevre Kurulu Kararı hükümlerine aykırı davrananlara  Bakanlıkça, sözkonusu  aykırı faaliyeti düzeltmek üzere gerekirse yeteri kadar  süre verilir.

Bu süre sonunda  aykırılığı düzeltmeyenlerin   faaliyeti, Bakanlıkça kısmen veya tamamen, süreli veya süresiz olarak durdurulur.

Çevre ve insan  sağlığı yönünden tehlike yaratan veya Çevresel Etki Değerlendirmesi incelemesi yapılmaksızın  başlanan faaliyetler Bakanlıkça süre verilmeksizin durdurulur.

Süre verilmesi ve faaliyetin durdurulması, bu Kanunda öngörülen cezaların uygulanmasına engel teşkil etmez."

MADDE 12. - 2872 sayılı Kanunun 4629 sayılı Bazı Fonların Tasfiyesi Hakkında Kanunun   6 ncı Maddesinin (e) fıkrası ile yürürlükten kaldırılan 18 inci maddesi aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.

"Özel Gelir ve Özel Ödenek

Madde 18. - Atıksu arıtımı, atık bertarafı ve katı atık geri kazanım tesislerinin etüt, proje ve inşaat işlerinin kredi veya yardım suretiyle desteklenmesi ile çevre düzeni planlarının yapımı, çevresel etki değerlendirmesi faaliyetleri, biyolojik çeşitliliğin korunması, çölleşme ile mücadele çalışmaları, temiz üretim teknolojilerinin desteklenmesi, ağaçlandırma, nesli tehlikede olan bitki ve hayvan türleri ile yaşama ortamlarının korunması, uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan yükümlülüklerin karşılanması, çevre eğitimi ve yayını ile ilgili faaliyetler, çevresel ihtiyaçların giderilmesi için gereken araç ve gereç temini ve ihtisas komisyonları için yapılan harcamalarda kullanılmak üzere;

a) Trafiğe ilk defa tescil edilen motorlu araçlardan alınan taşıt alım vergisi tutarının dörtte biri oranında ayrıca tahsil edilen miktar,

b) Motorlu taşıt araçlarının her fenni muayenesi sırasında alınan fenni muayene ücretinin beşte biri oranında ayrıca tahsil edilen miktar,

c) Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre gemi siciline; 4490 sayılı Kanun uyarınca Türk Uluslararası Gemi Siciline tescil edilen her türlü deniz aracından;

1) Onsekiz gros tondan yüz (dahil) gros tona kadar olanlara gros ton başına 1 milyon lira,

2) Yüzbir gros tondan beşyüz (dahil) gros tona kadar olanlardan yukarıdaki meblağa ilave olarak yüz gros tonun üzerindeki her gros ton başına 500 bin lira,

3) Beşyüzbir gros tondan beşbin (dahil) gros tona kadar olanlardan yukarıdaki meblağlara ilave olarak beşyüz gros tonun üzerindeki her gros ton başına 100 bin lira,

4) Beşbinbir gros tondan yirmibin (dahil) gros tona kadar olanlardan yukarıdaki meblağlara ilave olarak beş bin gros tonun üzerindeki her gros ton başına 50 bin lira,

5) Yirmibin gros tondan büyük olanlardan ise yukarıdaki meblağlara ilave olarak yirmibin gros tonun üzerindeki her gros ton başına 20 bin lira, olmak üzere liman başkanlıklarınca her yılın Ocak ayı içerisinde tahsil edilen miktar,

d) Hava taşıt araçları ile yurt içinde yapılan, yurtdışı bağlantılı seferler hariç yolcu ve yük taşıma bedellerinin yüzde biri oranında ayrıca tahsil edilen miktar,

e) Her türlü tütün mamulleri ile alkollü içkinin imalat ve ithalatçıları tarafından yurt içinde yapılacak teslimlerde satış fiyatı üzerinden hesaplanan yüzde bir oranındaki kesinti, 

f) Her türlü petrokimya mamulleri imalat ve ithalatçıları tarafından yapılacak teslimlerde satış fiyatı üzerinden hesaplanan binde beş oranında, pet şişelerde ise yüzde on oranındaki miktar,

g) Kamu görevlilerine görevlerini yaptıkları sürece verilenler hariç olmak üzere, her türlü ateşli silah ruhsat tezkereleri ve yenilenmeleri için  tahsil edilecek  20 milyon lira,

h) Yüksek Çevre Kurulunca belirlenen katılım payları ile motorlu kara taşıt araçlarının emisyon ölçüm bedelleri,

ı) Milli Piyango ve Sayısal Lotonun aylık satış hasılatının binde beşi oranında her ay ödenecek miktar,

j) Bu Kanunun 20 nci maddesine göre tahsil edilecek idari para cezaları,

k) Bu Kanuna dayanılarak düzenlenen taahhütname ve sözleşme gibi belgeler uyarınca alınacak ceza ve benzeri gelirler,

l) Yurtiçi ve yurtdışından temin edilecek her türlü hibe, yardım ve bağışlar,

m) Kredi geri dönüşleri ve faizleri,

Çevre Bakanlığı Merkez Saymanlığı Hesabına, tahsilatın yapıldığı tarihi takip eden ayın son gününe kadar yatırılır. Yatırılan bu tutarlar, 24 üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmü saklı kalmak kaydıyla, Maliye Bakanlığınca bir yandan bütçeye özel gelir, diğer yandan Bakanlık bütçesinde açılacak tertiplere özel ödenek kaydedilir. Bu suretle ödenek kaydedilen miktarlardan yılı içinde harcanmayan tutarları ertesi yıl bütçesine devren ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir.

Yukarıdaki hükümlere göre yapılacak harcamalardan yatırım niteliği olanlar yıllık yatırım programı ile ilişkilendirilmek üzere Devlet Planlama Teşkilatına bildirilir.

Bu maddede öngörülen gelirlerin tahsilatında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.

Bu madde uyarınca yapılacak tahsilatlara ilişkin diğer hususlar ile Bakanlık bütçesine özel ödenek kaydedilen tutarların harcama esas ve usulleri, kredi verilmesi gereken hallerde kredi verilmesinin şartları, vade ve faiz koşulları ile diğer hususlar Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine Çevre Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir."

MADDE 13. - 2872 sayılı Kanunun 20 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 20. - İdari nitelikteki cezalar şunlardır:

a) Yönetmeliklerle belirlenen standartlara aykırı emisyona sebep olan motorlu taşıtları işletenlere 100 milyon lira, Ek 6 ncı madde uyarınca emisyon ölçümü yaptırmayan motorlu taşıt işleticilerine 200 milyon lira idari para cezası verilir.

b) Hava kirliliği yönünden önemli etkileri nedeniyle kurulması ve işletilmesi yönetmelikle izne tabi tutulan tesisleri, yetkili makamlardan izin almadan kuran ve işleten veya iznin geri alınmasına rağmen kurmaya ve işletmeye devam eden veya bu tesislerde izin almaksızın sonradan değişiklik yapan veya yetkili makamların gerekli gördükleri değişiklikleri tanınan sürede yapmayanlara 6 milyar lira idari para cezası verilir. Bu tesislerde emisyon miktarları yönetmelikle belirlenen sınırları aşıyorsa verilecek ceza  12 milyar liradır.

İzne tabi tesisleri, aldıkları izin belgesinde veya yönetmeliklerde öngörülen önlemleri almadan veya yönetmeliklerde belirlenen emisyon standartlarına ve sınırlamalarına aykırı olarak işletenlere 6 milyar lira idari para cezası verilir.

Emisyonların sınır değerlerin üzerinde olmasına ilave olarak, radyoaktivite içermesi durumunda bu bentte öngörülen cezalar bir kat artırılarak verilir.

c) Hava kirliliği yönünden kurulması ve işletilmesi izne tabi olmayan tesislerin işletilmesi sırasında yönetmelikle belirlenen standartlara aykırı emisyona neden olanlara 300 milyon lira idari para cezası verilir.

Emisyonların sınır değerlerin üzerinde radyoaktivite içermesi durumunda bu bendin birinci paragrafında  öngörülen ceza bir kat artırılarak verilir.

Bu bendin birinci paragrafında öngörülen fiilin konutlarla ilgili olarak işlenmesi halinde verilecek ceza toplu veya ferdi ısıtılan konutlarda her bağımsız bölüm için 30 milyon liradır. Bu cezai sorumluluk toplu ısıtılan konutlarda yöneticiye, ferdi ısıtılan konutlarda ise konutu kullanana aittir. Yöneticinin bağımsız bölümleri kullananlara genel hükümlere göre rücu hakkı saklıdır.

d) Hava kirliliği yönünden özel önem taşıyan bölgelerde veya hava kirliliğinin ciddi boyutlara ulaştığı zamanlarda ve yerlerde veya kritik meteorolojik şartlarda yönetmeliklerle öngörülen önlemleri almayan, yasaklara aykırı davranan ya da Mahalli Çevre Kurullarınca bu konuda alınan kararlara uymayanlara bu maddenin (b) ve (c) bentlerinde öngörülen cezalar bir kat artırılarak verilir.

Bu fiilin konutlarla ilgili olarak işlenmesi halinde cezai sorumluluk bu maddenin (c) bendinin üçüncü paragrafına  göre tespit edilir.

e) Çevresel Etki Değerlendirmesi sürecine başlamadan veya bu süreci tamamlamadan inşaata başlayan ya da faaliyete geçenlere 25 milyar lira idari para cezası verilir.

Çevresel Etki Değerlendirmesi sürecinde verdikleri taahhütnameye aykırı davrananlara, her bir ihlal için  300 milyon lira idari para cezası verilir.

f) 11 inci maddeye göre kurulması zorunlu olan ön arıtma , arıtma veya bertaraf tesislerini kurmayanlar ile kurup da çalıştırmayanlara 15 milyar lira, bu tesisleri sigorta ettirmeyenlere 6 milyar  lira idari para cezası verilir.

g) 12 nci maddede öngörülen  bildirim ve bilgi verme yükümlülüğünü yerine getirmeyenlere 3 milyar lira idari para cezası verilir.

h) Bu Kanunun 14 üncü maddesine göre çıkarılan yönetmelikle belirlenen önlemleri almayan veya standartlara aykırı şekilde gürültü ve titreşime neden olanlara 300 milyon lira idari para cezası verilir.

ı) Bu Kanunda öngörülen yasaklara ve sınırlamalara aykırı olarak ülkenin egemenlik alanlarındaki denizlerde ve kazasına tabi olan deniz yetki alanlarında ve bunlarla bağlantılı sularda, tabii veya suni göller ve baraj gölleri ile akarsularda;

1) Petrol türevleri (sintine, slop,yağlı atıklar) tahliyesi yapan tankerlerden, bin (dahil) gros tona kadar olanlar için gros ton başına 22 milyon 500 bin lira, bin ila beşbin (dahil) gros ton arasında olanlara, bu miktar ve ilave her gros ton başına 7 milyon 500 bin lira,  beşbin gros tondan fazla olanlara ise, yukarıdaki miktarlar ve ilave  her gros ton başına 2 milyon 250 bin  lira, 

2) Kirli balast tahliyesi yapan tankerlerden bin (dahil) gros tona kadar olanlar için gros ton başına 15 milyon lira, bin ila beşbin (dahil) gros ton arasında olanlara bu miktar ve ilave her gros ton başına 7 milyon 500 bin lira, beşbin gros tondan fazla olanlara ise yukarıdaki miktarlar ve ilave her gros ton başına 1 milyon 500 bin lira,

3) Sintine ve atık tahliyesi yapan gemi ve diğer deniz vasıtalarından bin (dahil) gros tona kadar olanlar için gros ton başına 12 milyon lira, bin ila beşbin (dahil) gros ton arasında olanlara bu miktar ve ilave her gros ton başına 6 milyon lira, beşbin gros tondan fazla olanlara ise yukarıdaki miktarlar ve ilave her gros ton başına 750 bin lira, atığın radyoaktif veya tehlikeli atık olması halinde bu miktarlar bir kat artırılarak

İdari para cezası verilir.

Cezanın derhal ve defaten ödenmemesi veya bu hususta yeterli teminat gösterilmemesi halinde, gemiler ve götürülebilen diğer deniz vasıtaları en yakın liman yetkilisine teslim edilerek seyrüseferden ve faaliyetten menedilir.

Bu maddenin (ı) bendinin birinci paragrafı dışında, bu Kanun ve bu Kanun uyarınca çıkarılan yönetmeliklere aykırı olarak ülkenin egemenlik alanındaki denizlere ve kazasına tabi olan deniz yetki alanlarına, içme ve kullanma suyu sağlama amacına yönelik olmayan sulara atık boşaltanlara 6 milyar lira idari para cezası verilir. Atığın radyoaktif veya tehlikeli atık olması halinde bu para cezası bir kat artırılır.

Bu maddenin (ı) bendinin üçüncü paragrafında öngörülen fiilin konutlarla ilgili olarak işlenmesi halinde her konut ve bağımsız bölüm için 300 milyon lira idari para cezası verilir. Bu cezai sorumluluk, müstakil konutlarda konutu kullanana, diğer konutlarda ise yöneticiye aittir. Yöneticinin bağımsız bölümleri kullananlara genel hükümlere göre rücu hakkı saklıdır.

j) Kanunda ve yönetmelikte öngörülen yasaklara veya standartlara aykırı olarak veya önlemleri almadan atıkları toprağa verenlere 6 milyar lira idari para cezası verilir.

Bu  fiilin konutlarla ilgili olarak işlenmesi halinde her konut ve bağımsız bölüm için 300 milyon lira idari para cezası verilir. Bu cezai sorumluluk, müstakil konutlarda konutu kullanana, diğer konutlarda ise yöneticiye aittir. Yöneticinin bağımsız bölümleri kullananlara genel hükümlere göre rücu hakkı saklıdır.

Fiilin radyoaktif ve tehlikeli atıklarla ilgili olarak işlenmesi halinde bu bentde öngörülen cezalar bir kat artırılarak verilir.

k) Bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince alınacak tedbirlere uymayanlar ile (c) bendinin ikinci  paragrafı uyarınca yönetmelikle belirlenen koruma ve kullanım usul ve esaslarına aykırı davrananlara 1 milyar  500 milyon lira idari para cezası verilir.

l) Bu Kanunun Ek 1 inci maddesinin (a) bendinde öngörülen yasak ve sınırlamalara aykırı hareket edenler tahrip ettikleri  her metrekare için 60 milyon lira idari para cezası ile cezalandırılır ve arazi eski doğal yapısıyla uyumlu hale getirtilir.

Bu Kanunun Ek 1 inci maddesinin (b) bendinde öngörülen yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak anız yakanlara 500 milyon lira, çayır ve mer'aları tahrip edenlere tahrip ettikleri her dekar için 60 milyon lira idari para cezası verilir.

Bu Kanunun Ek 1 inci maddesinin (c) bendine göre; yapılması gerekli olan düzeltmeleri ve iyileştirmeleri yapmayanlara her metrekare için 60 milyon lira; kirli veya  yönetmelikle belirlenen esaslar dışında arıtılmış sularla sulama yapanlara veya bunları toprağa verenlere 300 milyon lira;  arıtma çamurlarını yönetmelikle belirlenen esaslara aykırı olarak toprağa verenlere 3 milyar lira; kazı, dolgu ve hafriyat çalışmaları atıklarını izin verilen yerler dışında toprağa verenlere 300 milyon lira idari para cezası verilir.

Bu Kanunun Ek 1 inci maddesinin (d) bendi uyarınca tespit edilen esaslara aykırı olarak Ülkenin egemenlik alanlarındaki denizlerden ve kazasına tabi olan deniz yetki alanlarından, akarsular ve göller ile tarım alanlarından belirlenen esaslara aykırı olarak kum, çakıl ve benzeri maddeleri alanlara metreküp başına 30 milyon lira idari para cezası verilir ve bu konudaki masraflar sorumlulardan tahsil edilir.

m) Bu Kanunun Ek 2 nci maddesinde öngörülen çevre yönetim birimini kurmayanlara 3 milyar lira, çevre görevlisi istihdam etmeyenlere 1 milyar 500 milyon lira idari para cezası verilir.

n) Bu Kanunun Ek 3 üncü maddesine aykırı olarak koruma alanlarına, kaynağın kendisine ve bu kaynağı besleyen yerüstü ve yeraltı sularına, sulama ve drenaj kanallarına atık boşaltanlara 12 milyar lira idari para cezası verilir.

Bu fiilin konutlarla ilgili olarak işlenmesi halinde her konut ve bağımsız bölüm için 600 milyon lira idari para cezası verilir. Bu cezai sorumluluk, müstakil konutlarda konutu kullanana, diğer konutlarda ise yöneticiye aittir. Yöneticinin bağımsız bölümleri kullananlara genel hükümlere göre rücu hakkı saklıdır.

Fiilin radyoaktif ve tehlikeli atıklarla ilgili olarak işlenmesi halinde bu bentte öngörülen cezalar beş kat artırılarak verilir.

Bu alanlarda Kanuna ve yönetmeliklere aykırı olarak yapılan yapılar 3194 sayılı İmar Kanununda belirlenen esaslara göre yıktırılır.

o) Bu Kanunun Ek 4 üncü maddesi uyarınca çıkarılan yönetmelikle belirlenen usul ve esaslara uymayanlara  5 milyar lira  idari para cezası verilir.

p) Bu Kanunun 11 inci maddesinde öngörülen acil durum planlarını yönetmelikle  belirlenen usul ve esaslara uygun olarak hazırlamayan ve bu planların uygulanması için gerekli tedbirleri almayan, ekip ve ekipmanları bulundurmayanlar ile  yerel, bölgesel ve ulusal acil durum planlarına uymayanlara 3 milyar lira idari para cezası verilir.

r) Bu  Kanunun  13  üncü   maddesinde  öngörülen   sigortayı   yaptırmayanlara 6 milyar lira idari para cezası verilir.

s) Bu Kanunda ve yönetmeliklerde öngörülen usul ve esaslara, yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak atık ithal edenlere 15 milyar lira,  toplayan, taşıyan, geçici depolayan, geri kazanan, tekrar kullanan  veya bertaraf edenlere 6 milyar lira idari para cezası verilir.

t) Mahalli Çevre Kurulu kararlarına uymayanlara 300 milyon lira idari para cezası verilir.

u) Umuma açık yerlerde her ne sebeple olursa olsun çevreyi kirletenlere 30 milyon lira idari para cezası verilir.

Bu maddenin  (a), ( k ), (l), (n), (s), (t), (u)  bentlerinde öngörülen idari para cezaları, kurum, kuruluş ve işletmelere üç katı olarak verilir. "

MADDE 14. - 2872 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 23. - Bu Kanunda belirtilen idari para cezaları, bu cezaların verilmesini gerektiren fiillerin, cezaların kesinleşmesini takiben  bir yıl içinde birinci tekrarında yüzde yüz, ikinci ve müteakip tekrarında yüzde iki yüz oranında artırılarak verilir."

MADDE 15. - 2872 sayılı Kanunun 24 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 24. - Bu Kanunda öngörülen idari para cezalarını verme yetkisi Çevre Bakanlığına aittir.

Ancak bu yetki, 12 nci maddenin birinci fıkrası uyarınca denetim yetkisinin devredildiği kurum ve merciler tarafından da kullanılır.

Bu Kanunda öngörülen, gemi ve diğer deniz araçlarına Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından; motorlu kara taşıt araçlarına 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre yetkili kılınan kuruluşlarca verilerek tahsil edilen idari para cezalarının yüzde yetmişi Çevre Bakanlığı Merkez Saymanlığı  hesabına aktarılır; yüzde otuzu ise bir yandan bütçeye gelir  diğer yandan cezayı tahsil eden idarenin bütçesine ödenek kaydedilir.  "

MADDE 16. - 2872 sayılı Kanunun 25 inci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"İdari para cezalarının uygulanması, ödeme süresi, tahsil usulü ve itiraz

Madde 25. - Bu Kanunda öngörülen idari para cezası gerektiren suçlarla ilgili olarak yetkili denetleme elemanlarınca bir tutanak tanzim edilir. Bu tutanak denetleme elemanlarının bağlı bulunduğu ve ceza vermeye yetkili mercie intikal ettirilir. Bu merci, tutanağı ilgili mevzuata uygunluk bakımından değerlendirerek en geç onbeş gün içerisinde gerekli cezayı verir. Ceza kararı usulüne uygun olarak cezayı veren merci tarafından ilgiliye tebliğ edilir.

İdari para cezalarının ödeme süresi cezanın tebliğ tarihinden itibaren 7 gündür. İdari para cezalarına karşı tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde idare mahkemesinde dava açılabilir.

Dava açmış olmak idarece verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmaz.

İdari para cezaları makbuz karşılığında cezayı veren merci tarafından  ya da ilgili tarafından doğrudan Çevre Bakanlığı Merkez Saymanlığı hesabına yatırılmak suretiyle tahsil edilir.

Öngörülen süre içinde ödenmeyen idari para cezaları gecikme zammı ile birlikte 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsil edilir. 

Bu Kanuna göre verilecek idari para cezalarında suçun tespiti ve cezanın kesilmesi usulleri,  ceza uygulamasında kullanılacak makbuzların şekli, dağıtımı ve kontrolü ile cezaların tahsiline ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle  belirlenir."

MADDE 17. - 2872 sayılı Kanunun 26 ncı maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Adli nitelikteki cezalar

Madde 26. - Adli nitelikteki cezalar şunlardır:

a) Tehlikeli ve radyoaktif atıkların her ne şekilde olursa olsun ülkeye girişini sağlayanlar iki yıldan beş yıla kadar hapis ve 30 milyar liradan 60 milyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

b) Tehlikeli ve radyoaktif atıkları Bakanlığa ön bildirimde bulunmadan ihraç eden veya transit geçişini yapanlar altı aydan bir yıla kadar hapis ve 6 milyar liradan 15 milyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

c) Tehlikeli atıkları bu Kanunda ve yönetmeliklerde öngörülen yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak toplayan, ayıran, geçici ve ara depolayan, geri kazanan, yeniden kullanan, taşıyan, bertaraf  eden ve bertaraf sonrası bertaraf tesisinin bakımını yapmayanlar bir yıldan iki yıla kadar  hapis ve  6 milyar liradan 15 milyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

d) Tehlikeli kimyasallar ve bu kimyasalları içeren eşyayı bu Kanunda ve yönetmelikte belirtilen usul ve esaslara, yasak ve sınırlamalara aykırı olarak üreten, işleyen, ithal ve ihraç eden, taşıyan, depolayan, kullanan, ambalajlayan, etiketleyen, satan ve satışa sunanlar, bir yıldan iki yıla kadar hapis ve 6 milyar liradan 15 milyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

e) Bu Kanunun 9 uncu maddesinin (c) bendinin birinci paragrafına aykırı davrananlar altı aydan iki yıla kadar hapis ve 3 milyar liradan 6 milyar liraya kadar ağır para cezası ile, cezalandırılır.

f) Bu Kanunun 11 inci maddesinin dört, beş ve dokuzuncu fıkralarında, atıksu altyapı sistemlerinin ve katı atık bertaraf tesislerinin kurulması ile ilgili olarak yükümlülük verilen kurum  ve kuruluş yöneticileri, bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde, Türk Ceza Kanununun 230 uncu maddesi uyarınca cezalandırılır.  

g) Bu Kanunun 12  nci maddesinde öngörülen bildirim ve bilgi verme yükümlülüğünü yerine getirmemekte direnenler, çevresel etki değerlendirmesi sürecinde yanlış ve yanıltıcı bilgi verdikleri ve belge düzenledikleri belirlenenler altı aydan bir yıla kadar hapis ve 1 milyar 500 milyon liradan 3 milyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır. Bu bende göre yargıya intikal eden çevresel etki değerlendirmesine ilişkin ihtilaflarda çevresel etki değerlendirmesi süreci yargılama sonuna kadar durur.

Tüzel kişiler, bu maddede öngörülen ve organ veya temsilcilerinin tüzel kişi yararına işledikleri suçlardan sorumludur. Bu sorumluluk, fiili işleyen kimsenin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Böyle bir sorumluluğun bulunduğu hallerde, fiili işleyen kimse hakkında hükmedilecek para cezaları tüzel kişi hakkında da ayrıca hükmolunur. Fiili işleyen kimse hakkında hükmedilecek hürriyeti bağlayıcı cezanın süresini aşmamak kaydıyla, tüzel kişinin faaliyetten men edilip edilmeyeceğine mahkemece karar verilir. Bu halde mahkeme, tüzel kişinin beş yılı aşmamak üzere mahkemenin atayacağı denetçiler veya yöneticiler eliyle faaliyetine devam etmesine de karar verebilir. Bu fıkra hükmü mahalli idareler hakkında uygulanmaz.

Bu maddede öngörülen suçlardan hasıl olan zararı önlemek için gerekli önlem alınmadıkça ve zarar tamamen giderilmedikçe 13/7/1965 tarihli ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 4 üncü ve 6 ncı maddeleri hükümleri uygulanmaz.

Bu maddede öngörülen suçlarla ilgili olarak toplanan deliller Cumhuriyet Savcılığına intikal ettirilir. Bu suçlarla ilgili olarak açılacak davalar 8/6/1936 tarihli ve   3005 sayılı Meşhud Suçların Muhakeme Usulü Kanunu hükümlerine göre görülür."

MADDE 18. - 2872 sayılı Kanunun 27 nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir;

"Birden fazla hükmün ihlali

Madde 27. - Bu Kanunda suç olarak öngörülen fiiller başka kanunlara göre de suç ise, en ağır cezayı gerektiren kanun hükümleri uygulanır.

İşlediği bir fiil ile bu Kanunun birden fazla hükmünü ihlal eden kimseye en ağır cezayı gerektiren hüküm uygulanır.

MADDE 19. - 2872 sayılı Kanunun 28 inci maddesi  aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 28. - Çevreyi kirleten ve zarar verenler, sebep olduğu kirlenme ve bozulmadan doğan zararlardan dolayı kusur şartı aranmaksızın sorumludurlar.

Çevreye verilen zararların tazminine ilişkin talepler zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak beş yıl ve herhalde zarara neden olan fiilin meydana gelmesinden itibaren on  yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.

Kirletenin, meydana gelen zarardan ötürü diğer kanunlardaki hükümlere göre sorumluluğu saklıdır."

MADDE 20. - 2872 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Bilgi edinme ve başvuru hakkı

Madde 30. - Çevreyi kirleten, bozan veya çevreyi kirletme ve bozma tehlikesi bulunan bir faaliyetten zarar gören veya haberdar olan gerçek ve tüzel kişiler, ilgili idari makamlara başvurarak faaliyetin durdurulmasını isteyebilirler.

Herkes çevreye ilişkin bilgilere ulaşma hakkına sahiptir. İdari makamlar talep halinde çevreye ilişkin bilgileri vermekle yükümlüdür.

Bilgi talepleri aşağıdaki konulara ilişkin olması halinde reddedilebilir;

a) Gizlilik dereceleri ile korunan bilgiler,

b) Açıklanması halinde Devletin temel dış yararlarına karşı ağır sonuçlar doğurabilecek, milli savunmasına ve milli güvenliğe zarar verecek bilgiler,

c) İlgili yasal düzenlemelerle ticari sır olarak nitelendirilen veya niteliği gereği ticari sır sayılması gereken bilgiler,

d) Fikri hakları olumsuz etkileyecek bilgiler,

e) Açıklanması halinde üreme alanları, nadir türler gibi çevresel değerlere zarar verecek bilgiler,

f) Yargılama görevinin yerine getirilmesini engelleyecek veya adil yargılanma hakkını etkileyecek bilgiler,

g) Suç işlenmesine yol açacak veya suçların önlenmesi ve soruşturulması ile suçluların yasal yollarla yakalanıp kovuşturulmasını güçleştirecek bilgiler.

Çevreye ilişkin bilgi talepleri, talep edilen bilgiye sahip olunmaması, talebin açık bir şekilde makul olmaması veya çok genel olması ve görüş, bilgi notu, tavsiye gibi kurum içi yazışmalara ilişkin olması durumunda da reddedilebilir."

MADDE 21. - 2872 sayılı Kanuna aşağıdaki ek maddeler eklenmiştir.

"EK MADDE 1. - Toprağın korunmasına  ilişkin esaslar şunlardır:

a)  I., II., III. ve IV. sınıf tarım arazilerini kısmen veya tamamen bozucu, tahrip edici ve sınıflarını olumsuz yönde değiştirici faaliyetler yasak olup, bu araziler amacı dışında kullanılamaz. Bu tür faaliyetler nedeniyle bozulan arazinin iyileştirilmesine ve eski doğal yapısıyla uyumlu hale getirilmesine yönelik işlemler faaliyet sahibi tarafından yapılır.

b) Anız yakılması, çayır ve mer'aların tahribi, çölleşme, toprakların tuzlanmasına, asitlenmesine, alkalileşmesine ve erozyona sebebiyet verecek her türlü faaliyet yasaktır.

c) Arazilerde yapılan üretim, zenginleştirme faaliyetleri sonrasında bu faaliyetlerin olumsuz etkilerinin giderilmesine, kullanılan arazinin iyileştirilmesine ve eski doğal yapısıyla uyumlu hale getirilmesine yönelik olarak gerekli düzenlemeler faaliyet sahibi tarafından yapılır.

Toprağın korunmasına ve kirliliğinin önlenmesine, giderilmesine ilişkin usul ve esaslar ilgili kuruluşların görüşleri alınarak yönetmelikle belirlenir.

d) Ülkenin egemenlik alanlarındaki denizlerden, kuru ya da etkin akarsu ve göl yataklarından ve tarım arazilerinden kum, çakıl ve benzeri maddelerin alınması ile ilgili esaslar, Bakanlığın  koordinasyonunda ilgili  kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak belirlenir ve Bakanlığın ön iznine tabidir. Bu esaslar mahallin en büyük mülki idare amirince uygulanır."

"EK MADDE 2. - Faaliyetleri sonucu çevre kirliliğine neden olacak veya çevreye zarar verecek kurum, kuruluş ve işletmeler çevre yönetim birimi kurmak veya çevre görevlisi istihdam etmekle yükümlüdürler. Hangi kurum, kuruluş ve işletmenin çevre yönetim birimi kuracağı veya çevre görevlisi istihdam edeceği, çevre görevlilerinin nitelikleri, sayıları, çalışma usul ve esasları yönetmelikle belirlenir."

"EK MADDE 3. - İçme ve kullanma suyu rezervuarları ve benzeri su kaynaklarının korunmasında Bakanlıkça, ilgili kuruluşların görüşü alınarak her kaynak için özel esaslar belirlenir ve ilan edilir. Bu esasların imar planlarında aynen yer alması ve ilgili idare tarafından uygulanması zorunludur. Bu esaslar belirleninceye kadar aşağıda belirtilen genel ilkeler ve koruma alanları geçerlidir.

a) Mutlak koruma alanı, içme ve kullanma suyu rezervuarlarının en yüksek su seviyesinden itibaren yatay olarak 300 metre genişliğindeki alandır. Bu alan su kaynağını kullanan idare ya da idarelerce kamulaştırılabilir ve ağaçlandırılır. Bu alanda gübre ve tarım ilaçları kullanmamak şartıyla tarımsal faaliyetler, içme ve kullanma suyu projesine ve mevcut yapıların kanalizasyon sistemlerinin ıslahına ait mecburi tesisler dışında hiçbir tesis ve faaliyet yapılamaz. 

Bu alanda yukarıda sayılanlar dışında hiçbir yapılaşma veya faaliyete izin verilmez.

b) Kısa mesafeli koruma alanı, mutlak koruma alanı sınırından itibaren yatay olarak 700 metre genişliğindeki alandır. Bu alanda; turizm ve sanayi tesislerine, iskâna, hayvancılığa, Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca belirlenecek olanlar dışında suni gübre ve/veya tarım ilaçları kullanılmasına, yakıt depolarına ve mezarlık kurulmasına, tabii malzeme ve maden ocağı açılmasına, işletilmesine, katı atık depolama alanlarına, bertaraf tesislerine ve benzeri faaliyetlere izin verilmez.

c) Orta mesafeli koruma alanı, kısa mesafeli koruma alanı sınırından itibaren yatay olarak 1000 metre genişliğindeki alandır. Bu alanda; sanayi kuruluşuna, mezarlık kurulmasına, tabii malzeme ve maden ocağı açılmasına, işletilmesine, katı atık depolama alanları ile bertaraf tesislerine izin verilmez. Turizm ve konutlarla ilgili yapılaşma koşulları yönetmelikle belirlenir.

d) Birinci derecede uzun mesafeli koruma alanı, orta mesafeli koruma alanı sınırından itibaren yatay olarak 3 kilometre genişliğindeki alandır. Bu alanda sanayi kuruluşları ile katı atık depolama alanlarına ve bertaraf tesislerine izin verilmez. Turizm ve konutlarla ilgili yapılaşma koşulları yönetmelikle belirlenir.

e)  İkinci derecede uzun mesafeli koruma alanı, birinci derecede uzun mesafeli koruma alanı sınırından itibaren su toplama havzasının sınırına kadar olan alandır. Bu alanda kurulabilecek sanayi tesisleri yönetmelikle belirlenir.

Bu alanlardaki sosyal amaçlı olmayan askeri tesislere ilişkin uygulamalar Bakanlık ve Millî Savunma Bakanlığınca ayrıca belirlenir."

"EK MADDE 4. - İyonlaştırıcı olmayan radyasyon yayılımı sonucu oluşan manyetik alanların çevre ve insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinin önlenmesi ile ilgili usul ve esaslar Sağlık Bakanlığı, Telekomünikasyon Kurumu ve Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir."

"EK MADDE 5. - Bakanlık, yönetmelikte belirtilen koşulları taşıyanlara gönüllü çevre müfettişliği görevi verebilir. Bu görev için ilgililere herhangi bir ücret ödenmez.

Görevini kötüye kullandığı tespit edilen gönüllü çevre müfettişlerinin bu görevleri sona erdirilir.

Gönüllü çevre müfettişlerinin çalışma ve eğitimlerine ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir."

"EK MADDE 6. - Motorlu taşıtları işletenler, egzoz emisyonlarının  yönetmelikle belirlenen standartlara uygunluğunu belgelemek üzere Bakanlığa ait ya da Bakanlıkça yetkili kılınacak egzoz ölçüm istasyonlarında ölçüm yaptırmak zorundadırlar. Egzoz ölçümleri ile ilgili usul ve esaslar Karayolları Genel Müdürlüğünün görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenir."

MADDE 22. - 383 sayılı Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığının Kurulmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamede yer alan "Bakanlar Kurulu" ibareleri "Yüksek Çevre Kurulu" olarak değiştirilmiştir.

 MADDE 23. -1580 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin 24 üncü bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"24- Sanayi atıklarının toplanması ve taşınması hariç, katı atık yönetimi hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla, gereken her türlü hizmeti yapmak, tesisleri kurmak, kurdurmak, kurulu olanları devralmak, işletmek, işlettirmek, bu amaçla kurulmuş tesislerden yararlanmak, (bu görev büyükşehirlerde büyükşehir belediyeleri tarafından yerine getirilir), nazım imar planlarında bu tesislerin mevcut ve planlanan yerlerini göstermek, ilgili kanun ve yönetmeliklerde öngörülen koruma mesafesini sağlayacak şekilde tedbirlerin alınmasını sağlamak;

Tıbbi atıklar ile sanayi atıklarının yönetim sistemlerinin kurulmasında belediyeler, atık üreticileri ve bertarafçıları ile beraber veya ayrı olarak bertaraf tesislerinin kurulması, kurdurulması, işletilmesi, işlettirilmesinden yükümlüdür."

MADDE 24. - 3030 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin (A) fıkrasının (j) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"j- Sanayi atıklarının toplanması ve taşınması hariç, katı atık yönetim hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla gereken her türlü hizmeti yapmak, tesisleri kurmak, kurdurmak, kurulu olanları devralmak, işletmek, işlettirmek, bu amaçla kurulmuş tesislerden yararlanmak,

Tıbbi atıklar ile sanayi atıklarının yönetim tesislerinin kurulmasında, belediyeler, atık üreticileri ve bertarafçıları ile beraber veya ayrı olarak bertaraf tesislerinin kurulması, kurdurulması, işletilmesi, işlettirilmesinden yükümlüdür.

Nazım imar planlarında bu tesislerin mevcut ve planlanan yerlerini göstermek, ilgili kanun ve yönetmeliklerde öngörülen koruma mesafesini sağlayacak şekilde tedbirlerin alınmasını sağlamak,"

MADDE 25. - 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun Değişik 97 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "ve" ibaresi "veya" olarak değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

"Birinci fıkra hükmünce bedel tarifelerinin belirlenmesinde, hizmetin maliyeti ve verimlilik ilkeleri esas alınır. Hizmet maliyetinin hesaplanmasında, yönetim, işletme, yenileme, izleme, acil durumlara hazırlık-müdahale ve ıslah giderleri ile  amortismanlar göz önünde bulundurulur.

Atıksu ile sanayi atıkları ve tıbbi atıklar hariç katı atıkların toplanması, taşınması, depolanması, geri kazanılması ve değerlendirilmesi ile bertaraf edilmesi hizmetleri karşılığında üretici kişi ve kuruluşlardan belediye meclisince belirlenerek mahallin en büyük mülki amiri tarafından onaylanacak tarifeye göre bedel alınır. Bu bedel, atıkların türü, kaynağı, miktarı, çevre ve insan sağlığına olan etkileri, bertaraf tesisinin işletme ve amortisman giderleri esas alınarak belirlenir ve su faturası üzerinden ayrı bir kalemde tahsil edilir.

Sanayi atıkları ve tıbbi atıkların bertaraf bedeli ise atıkların türü, miktarı, kaynağı ile tesisin çevre ve insan sağlığına olan etkileri, işletme ve amortisman giderleri esas alınarak bertaraf tesisi işletmecisi tarafından belirlenir ve atık kabulü esnasında tahsil edilir.

Belediyeler (büyükşehirlerde büyükşehir belediyeleri); belediye meclisi kararına istinaden, katı atıkların ve atıksuların toplanması, taşınması, değerlendirilmesi ve imhası hizmetlerini ayrı ayrı veya bir bütün olarak 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun Hükümlerine göre yap-işlet-devret modeli ile şirketlere gördürebilirler. Bu takdirde, bu hizmetler karşılığında alınacak ücretlerin tespit ve tahsil şekli, belediye ile ilgili şirket arasında yapılacak uygulama sözleşmesinde gösterilir. Bu bedeller 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu Hükümlerine göre tahsil edilir.

Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde bulunan ve belediyelerin katı atık yönetimi ile kanalizasyon hizmetlerinden yararlanan konut, işyeri ve diğer şekillerde kullanılan binalar ve alanlar, atık su bedeli ve katı atık bedeline tabidir. Atıksu bedeli ile katı atık bedeli ödemekle yükümlü olanlar her ne şekilde olursa olsun binaları ya da katı atıkların üretildiği alanları kullananlardır. Bu konudaki esas ve usuller Çevre Bakanlığı'nın uygun görüşü alınarak İçişleri Bakanlığınca hazırlanacak bir yönetmelikle düzenlenir.

Atık su ve katı atık yönetiminde birbirine yakın belediyelerin hizmet birlikleri kurmaları esastır. Hizmet Birliğini oluşturan belediyeler yatırımlarda devlet desteğinden öncelikle yararlandırılır."

MADDE 26. - 20/11/1981 tarihli ve 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin (c) bendi aşağıdaki şekilde  değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki (g) ve (h) bentleri eklenmiştir.

"c) Bölge içindeki su kaynaklarının, deniz, göl, akarsu kıyılarının ve yer altı sularının kullanılmış sularla ve sanayi atıkları ile kirletilmesini, bu kaynaklarda suların kaybına veya azalmasına yol açacak tesis kurulmasını ve bu tür faaliyetlerde bulunulmasını önlemek, bu konuda Çevre Kanunu ve bu Kanuna dayanarak çıkartılan yönetmelikler çerçevesinde her türlü teknik, idari ve hukukî tedbiri almak,"

"g) Katı atık yönetim hizmetleri konusunda hizmet alanı içindeki belediyelere verilen görevleri yürütmek ve bu konulardaki yetkileri kullanmak,"

“h) Bölge içindeki su kaynaklarının havzalarında bulunan ilgili valilik ve belediyeler ile teknik ve idari konularda işbirliği yapmak."

MADDE 27. - 2560 Sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin (a) bendi aşağıdaki şekilde ve 23 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan "septik çukurların boşaltılması giderleri" ibaresi "septik çukurların boşaltılması ile katı atık yönetimine ilişkin giderler" olarak değiştirilmiştir.

 "a) Su satışı, kanalizasyon, atıksu ve katı atık yönetim hizmetlerine karşılık tarifesine göre abonelerden alınacak bedel."

MADDE 28. - 2560 sayılı Kanunun 26 ncı maddesi aşağıdaki biçimde değiştirilmiştir.

"Madde 26. - Bu Kanunun 1 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince Bakanlar Kurulu kararı ile su, kanalizasyon ve katı atık işleri İSKİ' ye verilecek belediye ve köyler ile yakın çevresindeki belediye ve köylerin İstanbul Büyük Şehir Belediyesine bağlanmaları halinde bu belediye ve köylerin mevcut su, kanalizasyon ve katı atık yönetim tesisleri ve bunlarla ilgili taşınır ve taşınmaz malları, hak ve borçları ve personeli tüm özlük hakları ile birlikte bir protokolle İSKİ' ye devredilir."

MADDE 29. - 2560 Sayılı Kanunun Ek-1 Sayılı cetveline "Kanal Şebeke Daire Başkanı" ibaresinden sonra gelmek üzere "Katı Atık Yönetimi Daire Başkanı" ibaresi eklenmiştir.

MADDE 30. - Çevre Bakanlığının Kuruluş  ve  Görevleri Hakkında 443 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye aşağıdaki "Ek Madde 1" ve "Geçici Madde 11" eklenmiştir.

"EK MADDE 1. - Bakanlığın bu Kanun'da öngörülen temel ve sürekli görevlere bağlı olarak ortaya çıkan hizmet faaliyetlerini sürdürebilmesi için gerekli yerde ve sayıda Döner Sermaye İşletmesi kurulmuştur. İşletmenin sermaye limiti 500 milyar Türk Lirasıdır. Sermayenin 10 milyon Türk Lirası genel bütçeden karşılanır. Tahsis edilen sermaye miktarı Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine Bakanlık tarafından beş katına kadar artırılabilir. Bu suretle artırılan sermaye elde edilen kârlarla karşılanır.

İşletmenin sermaye kaynakları;

a) Bakanlık bütçesine bu amaçla konulacak ödeneklerden,

b) Döner sermaye faaliyetlerinden elde edilecek kârlardan,

c) Bağış ve yardımlardan,

d) Hazinece verilen ayni yardımlardan,

oluşur.

Bağış ve yardımlar sermaye limitine bakılmaksızın sermayeye eklenir. İşletmenin ödenmiş sermaye tutarı tahsis edilen sermaye tutarına ulaşıncaya kadar elde edilen dönem sonu kârları ödenmiş sermayeye eklenir. Ödenmiş sermaye tutarı tahsis edilen sermaye tutarına ulaştıktan sonra elde edilen kârlar, hesap dönemini izleyen yılın Şubat ayının sonuna kadar genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere ilgili saymanlığa yatırılır.

Yıl sonu kârları ile aylık gayri safi hâsılat üzerinden genel bütçeye aktarılacak miktarlar, zamanında yatırılmadığı takdirde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre belirlenecek gecikme zammı ile tahsil edilir. Hesaplanan zam döner sermayenin ita amiri ve saymanından yarı yarıya alınır. Ancak Maliye Bakanlığınca verilmiş ek süreler için zam uygulanmaz.

İşletmenin zararları kâr/zarar hesabında bekletilir ve ertesi yıllar kârları ile kapatılır.

İşletmenin gelirleri şunlardır:

a) Faaliyet alanları ile ilgili iş ve hizmetler karşılığı alınan ücretler,

b) Yurt dışından sağlanan hibe ve proje yardımları,

c) Diğer gelirler.

Döner Sermaye İşletmesinin faaliyet alanı ile doğrudan ilgili olarak yapacağı giderler şunlardır:

a) Kiralama ve taşınır mal satın alma giderleri,

b) Baskı, yayın ve tanıtım giderleri,

c) Döner sermaye hizmetleri ile ilgili yurtiçi ve yurtdışı görev ve toplantılara katılan personelin yol masrafları ve yevmiye giderleri,

d) İşletmede kullanılacak her türlü demirbaş eşya, kırtasiye ve mefruşat alım giderleri,

e) Haberleşme, ilan, ulaşım ve akaryakıt giderleri,

f) Döner Sermaye İşletmesinin kullandığı bina, araç ve gereçlerin bakımı ile küçük onarım giderleri,

g) Isıtma, aydınlatma ve temizlik giderleri,

h) Döner sermaye hizmetlerinin gerektirdiği makine ve teçhizat alım giderleri,

ı) Laboratuvarların ve egzoz ölçüm istasyonları dışındaki ölçüm istasyonlarının ölçüm, analiz, test işlerinde kullanılacak özel malzemenin alım giderleri ile cihaz ve bina bakım- onarım giderleri,

j) Döner sermaye kadrosunda bulunan memurların maaşları ve kanunlarla sağlanan her türlü mali haklarına ilişkin giderler ile işletme hizmetlerinde çalıştırılacak işçilerin ücretleri, kıdem tazminatları ve diğer özlük haklarına ilişkin giderler.

Döner sermaye işletmesinden elde edilen kârdan, Bakanlık merkez ve taşra teşkilatında çalışan ve 657 sayılı Kanuna tâbi her bir personele, bu personelin aylık (ek gösterge dahil), yan ödeme ve her türlü tazminat tutarının % 100 ünü aşmamak üzere Bakanlıkça belirlenecek esas ve oranlarda her ay ek ödeme yapılır.

İşletmenin zararı, izleyen yılların kârlarından mahsup edilir.

İşletmenin kadro iş ve işlemleri ve diğer hususlar Yönetmelikle belirlenir."

"GEÇİCİ MADDE 11. - Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Çevre Bakanlığında 657 sayılı Kanunun 4/B  maddesi hükmü gereğince halen sözleşmeli statüde çalışmakta olan ve bir ay içinde memurluğa geçmek için yazılı olarak müracaat eden personel, öğrenim durumlarına göre yükselebilecekleri tavanı aşmamak kaydıyla derece ve kademeleri tespit edilmek suretiyle memur kadrolarına intibak ettirilirler.

Bu personelin Çevre Bakanlığındaki geçmiş hizmetleri intibaklarında değerlendirilir."

MADDE 31. - Çevre Kanununun 16, 21, 22 ve Ek 1 inci maddeleri; Çevre Bakanlığının Kuruluş  ve  Görevleri Hakkında 443 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 26 ncı maddesinin (a) bendi ile 27 ve 28 inci maddeleri; 5516 sayılı Bataklıkların Kurutulması ve Bundan Elde Edilecek Topraklar Hakkında Kanun; 6200 sayılı Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin (c) bendi; 2464 Sayılı Kanuna 3914 sayılı Kanunla eklenen Mükerrer 44 üncü madde yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 32. - Bu Kanun uyarınca çıkarılacak yönetmelikler ilgili Bakanlıkların görüşü alınarak Bakanlıkça hazırlanır ve Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren en geç 1 yıl içinde yayımlanır.

GEÇİCİ MADDE 1. - Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte faal durumda olan ve bu Kanun ve yönetmeliklerle belirlenen ek yükümlülüklerin yerine getirilmesi için  mevcut işletmelere Bakanlıkça yeteri kadar süre verilebilir.

MADDE 33. - Bu Kanunun 12 nci maddesi 01/01/2002, diğer maddeleri ise yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 34. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

 

HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METİN

ÇEVRE KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1. - 9.8.1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanununun 2 nci maddesinin (e) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki bentler eklenmiştir.

“e) “Atık” terimi; Çevreye bırakıldığında özellikleri nedeniyle bulundukları alıcı ortamların doğal bileşim ve özelliklerinin değişmesine yol açarak zarar verebilen ve ortamın kullanım olanaklarını olumsuz yönde etkileyen katı, sıvı veya gaz halindeki maddeleri ve enerji türlerini (Çevreye atılan ısı enerjisi, radyoaktif enerji),”

“g) “Tehlikeli atık” terimi; Üretim ve tüketim faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan, fiziksel, kimyasal ve/veya biyolojik özellikleri ile alıcı ortamda kısa veya uzun vadede olumsuz etkilere yol açabilen, tehlikeli özelliklerden en az birine sahip olan atıklar ve bu atıklarla kirlenmiş madde ve malzemeleri,

h) “Evsel atık” terimi; Tehlikeli özellik taşımayan, kullanıcısı tarafından atılmak istenen ve toplumun huzuru ve çevrenin korunması yönünden düzenli bir şekilde bertarafı gereken veya geri kazanımı mümkün olan madde ve malzemeleri,

i) “Tehlikeli madde” terimi;Çevre ve insan sağlığı üzerinde, kısa veya uzun dönemde, doğrudan veya dolaylı olarak fiziksel, kimyasal ve/veya biyolojik yönden olumsuz etki yaparak ekolojik dengenin bozulmasına neden olan, olumsuz etkiyi bizzat kendisi yapan veya yapısının değişmesi ya da başka maddelerle etkileşmesi sonucu olumsuz yapıya girebilen, tehlikeli özelliklerden en az birine sahip olan her türlü kimyasal element ve bunların bileşimlerini,

j) “Sulak alanlar” terimi; Doğal veya yapay; devamlı veya geçici; suları durgun veya akıntılı, tatlı, acı veya tuzlu; denizlerin gel-git hareketlerinin çekilme devresinde altı metreyi geçmeyen derinlikleri kapsayan, başta su kuşları olmak üzere canlıların yaşama ortamı olarak önem taşıyan bütün sular, bataklık ve turbiyeleri,

k) “Tarım kimyasalı” terimi; Tarımsal verimin artırılması ve toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerinin iyileştirilmesi amacıyla toprağa ilave edilen kimyasal maddeleri,”

MADDE 2. - 2872 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 10. - Gerçekleştirmeyi planladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, çevresel etki değerlendirmesi sürecine tâbidirler.

Çevresel etki değerlendirmesi uygulamalarında yetkili ve karar verici merci Çevre Bakanlığıdır.

Çevresel etki değerlendirmesi raporlarını incelemek ve değerlendirmek üzere Çevre Bakanlığınca bir inceleme ve değerlendirme komisyonu teşkil edilir. Bu komisyon faaliyetin konusu, türü ve faaliyetin uygulanması için seçilen yerin veya alternatif yerlerin özellikleri dikkate alınarak merkezî ve yerel kurum ve kuruluşların temsilcileri, çevresel etki değerlendirmesi raporunu hazırlayan kurum veya kuruluş temsilcisi, halkın katılımı toplantısı tutanak sekreteri veya Çevre Bakanlığı taşra teşkilâtı temsilcisi ile Çevre Bakanlığı temsilcilerinden oluşur. Komisyon çalışmalarına Çevre Bakanlığınca gerçek ve tüzel kişiler, üniversite, enstitü, araştırma ve ihtisas kuruluşları ve meslek odaları temsilcileri de üye olarak çağrılabilirler.

Çevresel etki değerlendirmesi ön araştırma raporlarını incelemek ve değerlendirmek üzere Çevre Bakanlığı taşra teşkilâtınca gerekli görüldüğü hallerde ilgili diğer bakanlıkların taşra teşkilâtları, yerel yönetimler, gerçek ve tüzel kişiler, üniversite, araştırma kuruluşları ve meslek odaları temsilcileri ile faaliyet sahibinden oluşan bir ön inceleme değerlendirme komisyonu teşkil edilebilir.

Çevresel etki değerlendirmesinin içereceği hususlar ve hangi tip faaliyetlerden isteneceği, halkın katılımı, izleme ve denetlemede yetkili merciler, faaliyet sahibinden alınacak taahhüt ve çevresel etki değerlendirmesi raporu hazırlayacak kurum ve kuruluşlara yeterlik belgesi verilmesi ile ilgili usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.”

MADDE 3. - 2872 sayılı Kanunun 12 nci maddesi madde başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Denetim, bilgi verme ve bildirim yükümlülüğü

Madde 12. - Denetim, çevrenin korunması, iyileştirilmesi ve çevre kirliliğinin önlenmesi konusunda maddî olayları ve kayıtları araştırarak bu Kanundaki yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediğinin veya doğruluğunun tespit edilmesidir. Denetim yetkisi Çevre Bakanlığına aittir.

Denetim yetkisi, Çevre Bakanlığının kontrolü ve denetimi altında belediye ve mücavir alan sınırları içinde büyükşehir belediyeleri ve belediyeler, liman sınırları dahilinde liman başkanlıkları, diğer alanlarda mahallin en büyük mülkî idare amirliği tarafından da kullanılır.

Askerî işyerleri, askerî bölgeler, İstanbul ve Çanakkale Boğazları, ikili veya çok taraflı anlaşmalarla ihdas edilen askerî bölgeler ve tatbikatlar gibi askerî faaliyetlerin denetim konusu ve neticelerine ait işlemler Genelkurmay Başkanlığı, Millî Savunma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı ve Çevre Bakanlığı tarafından, petrol arama ve üretim faaliyetlerinin denetim konusu ve sonuçlarına ait işlemler ise Enerji ve Tabiî KaynaklarBakanlığı ve Çevre Bakanlığı tarafından hazırlanacak bir yönetmeliğe göre yürütülür.

Denetimin ne zaman yapılacağının önceden haber verilmesi mecburî değildir. Önceden denetim yapılmış olması yeniden denetim yapılmasına engel değildir.

Denetim yetkisinin kullanılmasına ve bu konudaki işbirliği ve koordinasyona ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.

Çevreyi kirletebilecek faaliyette bulunan kurum, kuruluş ve işletmeler ile bunlarla muamelelerde bulunan gerçek veya tüzel kişiler Çevre Bakanlığının veya denetimle yetkili mercilerin isteyecekleri bilgi ve belgeleri vermeye; yetkililerin yaptıracakları analiz ve ölçümlerin giderlerini karşılamaya; denetim esnasında her türlü kolaylığı göstermeye mecburdurlar.

Kurum, kuruluş ve işletmeler çevre kirliliğine neden olabilecek faaliyetleri ile ilgili olarak hammadde, yakıt, çıkardıkları ürün ve atıkları ile proses şemalarını ve kirlilik raporlarını Çevre Bakanlığınca hazırlanacak formatlara uygun olarak düzenleyerek yönetmelikle aksine bir süre belirlenmedikçe yıllık olarak ve izleyen yılın ilk onbeş günü içerisinde Çevre Bakanlığı taşra teşkilâtına, Çevre Bakanlığı taşra teşkilâtı bulunmayan yerlerde Çevre Bakanlığı merkez teşkilâtına veya denetimle yetkili mercilere vermeye mecburdurlar.

Bilgi verme ve bildirim yükümlülüğü ile bunları verecekler hakkındaki usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.”

MADDE 4. - 2872 sayılı Kanunun 15 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 15. - Bu Kanun ve bu Kanuna dayanılarak çıkartılan yönetmeliklerdeki yasaklara aykırı davranan veya yükümlülüklerini yerine getirmeyen kurum, kuruluş ve işletmelere, faaliyeti denetlemeye yetkili makamın talebi üzerine mahallin en büyük mülkî idare amiri tarafından bu yasaklara aykırı faaliyeti düzeltmek ve kanunda belirtilen yükümlülükleri yerine getirmek üzere esasları yönetmelikle belirlenen yeteri kadar bir süre verilir. Bu süre sonunda bunları yapmayan kurum, kuruluş ve işletmelerin faaliyeti aykırı davranılan yasak ve yerine getirilmeyen yükümlülük sebebi ortadan kaldırılıncaya kadar kısmen veya tamamen durdurulur. Bu karar derhal Çevre Bakanlığına ve faaliyetten sorumlu ilgili bakanlığa bildirilir.

Çevre kirliliğinin insan ve çevre sağlığı yönünden büyük tehlike yarattığı veya önemli derecede zarar verdiği hallerde Çevre Bakanlığı da faaliyeti durdurma yetkisini haizdir.

Faaliyetin durdurulması, diğer cezaların uygulanmasına engel teşkil etmez.”

MADDE 5. - 2872 sayılı Kanunun 18 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 18. - Çevre Kirliliğini Önleme Fonunun gelirleri;

a) Trafiğe ilk defa tescil edilen motorlu araçlardan alınan taşıt alım vergisi tutarının dörtte biri oranında ayrıca tahsil edilen miktardan,

b) Motorlu taşıt araçlarının her fennî muayenesi sırasında alınan fennî muayene ücretinin beşte biri oranında ayrıca tahsil edilen miktardan,

c) Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre gemi siciline tescil edilen ve 100 (dahil) gros tonun üzerinde olan her türlü deniz aracından gros ton başına beşbin TL. olmak üzere liman başkanlıklarınca her yılın Ocak ayı içerisinde tahsil edilen ve Fonun bankadaki hesabına yatırılan miktardan,

d) Hava taşıt araçları ile yapılan yolcu ve yük taşıma bedellerinin veya kiralama bedellerinin binde beşi oranında ayrıca tahsil edilen miktardan,

e) Çevre Bakanlığının bütçesine her yıl bu amaçla konan ödeneklerden,

f) Fondan verilen kredilerin ve bankalardaki mevduatın faizlerinden,

g) Fona yapılan bağış ve yardımlardan,

h) fona ait veya Fonun katıldığı tesis veya işletmeler vasıtasıyla veya Çevre Bakanlığı Çevre Referans Laboratuvarı ile benzeri Bakanlık hizmetleri karşılığı tahsil edilecek gelirlerden,

ı) Bu Kanuna göre tahsil edilecek idarî para cezalarının bu maddenin yedinci ve sekizinci fıkraları ile belirlenen oranlarda fona aktarılması gereken miktarlarından,

j) Diğer kanunlar uyarınca Fona aktarılması öngörülen gelirlerden,

k) Fondan finanse edilen araç ve gereçlerin satışından elde edilen gelirlerden,

l) Bu Kanuna dayanılarak tanzim edilen taahhütname ve sözleşme gibi belgeler uyarınca alınacak cezaî şart veya benzeri gelirlerden.

Oluşur.

BakanlarKurulu bu maddede öngörülen maktu ve nispî hadleri ayrı ayrı ve topluca sıfır (0)’a kadar indirmeye ve % 50’sine kadar artırmaya yetkilidir.

Fonun gelirleri bir DevletBankasında açılacak hesapta toplanır.

Bu maddenin (a) bendine göre ödenmesi gereken miktar Fonun bankadaki hesabına yatırılmadıkça tescil işlemi yapılamaz.

Bu maddenin (b), (c), (d) ve (ı) bentleri gereğince toplanan paraların, ilgililerce en geç ertesi ayın yirmisine kadar Fonun bankadaki hesabına yatırılması zorunludur. Bu paralar yatırılmadığı takdirde tahsilatı yapan ilgili kurum ve kuruluşların bu görevleri süresinde yerine getirmeyen sorumlularından, aktarılması gereken meblağın yüzde onu nispetinde ayrıca ceza tahsil edilir.

Bu maddenin (d) bendine göre yatırılması gereken miktarı kanunî süresinde Fonun bankadaki hesabına yatırmayan gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri ile bu maddenin beşinci fıkrasında zikredilen şahsî sorumlular hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takibat yapılır.

Bu Kanuna göre tahsil edilen idarî para cezalarının yüzde altmışı tahsili takip eden ayın yirmisine kadar Fonun bankadaki hesabına aktarılır; yüzde kırkı ise, tahsilat masraflarının karşılanmasında ve çevre hizmetlerinin gerçekleştirilmesinde kullanılmak üzere cezayı veren idarede kalır.

Cezanın trafik polisi, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve liman başkanlığınca tahsil edilmesi halinde tahsil edilen idarî para cezalarının yüzde yetmişi yukarıda belirtilen usule göre Fonun bankadaki hesabına aktarılır; yüzde otuzu ise takip ve tahsilat masraflarında kullanılmak üzere cezayı veren idarede kalır.

Çevre Bakanlığı, gerektiğinde bu meblağların çevre ile ilgili faaliyetlerde kullanılıp kullanılmadığını incelemek, bu konularda ilgililerden bilgi almak yetkisine sahiptir.

Fon idaresi ile bu idarenin emrinde kurulan Fon; kurumlar vergisinden, yapılacak bağış ve yardımlar nedeniyle veraset ve intikal vergisinden, yapacakları her türlü muameleler dolayısıyla damga vergisinden, açtıkları krediler dolayısıyla lehte tahakkuk edecek faizler banka ve sigorta muameleleri vergisinden muaftır.”

MADDE 6. - 2872 sayılı Kanunun 20 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 20. - İdarî nitelikteki cezalar şunlardır :

a) Her türlü motorlu taşıt emisyonunun standartlara uygunluğunu sağlamak için yönetmeliklerle belirlenen önlemleri almayan veya standartlara aykırı emisyona sebep olanlar iki milyon lira idarî para cezası ile cezalandırılır.

b) Bu Kanunda öngörülen yasaklara ve sınırlamalara aykırı olarak ülkenin egemenlik alanlarındaki denizlerde ve kazasına tâbi olan deniz yetki alanlarında, İstanbul ve Çanakkale Boğazları ile Marmara Denizinde, tabiî veya sunî göller ile akarsularda;

1. Balast tahliyesi yapan gemi veya diğer deniz vasıtalarından bin (dahil) gros tona kadar olanlar için ikiyüz milyon lira, bin ilâ beşbin (dahil) gros ton arasında olanlar için dörtyüz milyon lira ve beşbin gros tondan fazla olanlar için ikimilyar lira,

2. Diğer her türlü atık veya sintine tahliye eden gemi veya deniz vasıtalarından yüz (hariç) gros tona kadar olanlar için on milyon lira, yüz ilâ bin (dahil) gros ton arasında olanlar için ikiyüz milyon lira, bin gros tondan fazla olanlar için üçyüz milyon lira idarî para cezası verilir.

Cezanın derhal ve defaten ödenmemesi veya bu hususta yeterli teminat gösterilmemesi halinde, gemiler ve götürülebilen diğer deniz vasıtaları en yakın liman yetkilisine teslim edilerek seyrüseferden ve faaliyetten menedilir.

c) 11 inci maddenin ikinci fıkrasında belirtilen haber verme yükümlülüğünü yerine getirmeyen kurum, kuruluş ve işletmelere onbeş milyon lira idarî para cezası verilir.

d) 12 nci maddede öngörülen bildirim ve bilgi verme yükümlülüğünü yerine getirmeyen veya geç yerine getiren kurum kuruluş ve işletmeler yirmi milyon lira idarî para cezası ile cezalandırılır.

Bildirimin gerçeğe aykırı olması halinde yüz milyon lira idarî para cezası verilir.

Bu fiillerin tekrarı halinde para cezaları bir kat artırılarak verilir.”

MADDE 7. - 2872 sayılı Kanunun 24 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Madde 24. - 20 nci maddenin (a) bendinde öngörülen idarî para cezası trafik polisi tarafından verilir.

20 nci maddenin (b) bendinde öngörülen idarî para cezaları, mahallin en büyük mülkî idare amirlikleri, Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı bot komutanları, uçak ve helikopter pilotlarınca verilir.

Fiillerin belediye sınırları içinde kalan sularda işlenmesi halinde büyükşehir belediye başkanlıkları ve belediye başkanlıkları, liman sınırları içerisinde işlenmesi halinde ise liman başkanlıkları da ceza vermeye yetkilidir. Ancak bu yerlerde ceza, mülkî idare amirlikleri veya Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı bot komutanları, uçak ve helikopter pilotlarınca verildiği takdirde yetkili belediye ve liman başkanlığının haberdar edilmesi zorunludur.

20 nci maddenin (c) ve (d) bentlerinde öngörülen cezalar 12 nci maddede de belirtilen denetimle yetkili merciler tarafından verilir.

Bu Kanunda öngörülen idarî suçlardan dolayı verilecek cezalarla ilgili olarak suçun tespiti, cezanın verilmesi usulleri ile ceza verilmesinde kullanılacak makbuzların şekli, dağıtımı ve kontrolüne ilişkin esaslar yönetmelikle düzenlenir.”

MADDE 8. - 2872 sayılı Kanunun 26 ncı maddesi bu madde başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Adlî nitelikteki cezalar

Madde 26. - Adlî nitelikteki cezalar şunlardır :

a) Çevresel etki değerlendirmesi çalışmasında yanıltıcı bilgi verdikleri ve belge düzenledikleri belirlenenler altı aydan iki yıla kadar hapis ve verilen hapis cezası süresi kadar meslekten men cezası ile cezalandırılır.

b) Sulak alanların kurutulmaması, doğal yapılarının ve ekolojik dengelerinin korunması esastır.

Sulak alanların içme, kullanma ve sulama suyu kaynağı olarak kullanılması sulak alanlar ve sulak alan ekosistemi ile ilişkili akarsular, orman, çayır, mer’a, kumul ve benzeri alanların karakterinde değişiklik meydana getirebilecek her türlü faaliyet ilgili kurum ve kuruluşların görüşü alınarak Çevre Bakanlığının iznine tâbidir.

Yukarıdaki fıkralar ve yönetmelikle belirlenen koruma ve kullanım usul ve esaslarına aykırı olarak gerekli izni almadan bu Kanunun amaçları doğrultusunda korunması gereken sulak alanları yok eden veya bozanlar bu alanların niteliğine göre bir yıldan üç yıla kadar hapis ve ellimilyon liradan üçyüzmilyon liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

c) Hava kirliliği yönünden önemli etkileri nedeniyle kurulması ve işletilmesi yönetmelikle izne tâbi tutulan tesisleri, yetkili makamlardan izin almadan kuran veya işleten veya iznin geri alınmasına rağmen kurmaya veya işletmeye devam eden veya bu tesislerde izin almaksızın sonradan değişiklik yapan veya yetkili makamların gerekli gördükleri değişiklikleri tanınan sürede yapmayanlar altı aydan iki yıla kadar hapis veya ellimilyon liradan ikiyüzmilyon liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

Bu bendin birinci fıkrasında öngörülen durumlarda emisyon miktarları yönetmelikle belirlenen sınırları aşıyorsa hürriyeti bağlayıcı ceza ve para cezası birlikte hükmolunur.

İzne tâbi tesisleri izin belgesinde veya yönetmeliklerde öngörülen önlemleri almadan veya yönetmeliklerde alıcı ortam özellikleri dikkate alınarak belirlenen emisyon standartlarına ve hava kalitesi sınırlamalarına aykırı olarak işleten veya işletmeye devan edenler bu bendin ikinci fıkrasına göre cezalandırılır.

d) Hava kirliliği yönünden kurulması ve işletilmesi izne tâbi olmayan tesislerin kurulması ve işletilmesi sırasında yönetmeliklerle belirlenen şartlara uymayan veya alınması gereken önlemleri almayanlar beşmilyon liradan kırkbeşmilyon liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

Bu bendin birinci fıkrasındaki tesislerin işletilmesi sırasında yönetmelikle belirlenen standartlara aykırı emisyona neden olunursa yirmibeşmilyon liradan altmışbeşmilyon liraya kadar ağır para cezası verilir.

 Bu bendin birinci ve ikinci fıkrasında öngörülen fiillerin konutlarla ilgili olarak işlenmesi halinde birmilyon liradan beşmilyon liraya kadar ağır para cezası verilir. Bu fıkradaki cezaî sorumluluk toplu ısıtılan konutlarda yöneticiye ferdî ısıtılan konutlarda ise konutu kullanana aittir.

e) Hava kirliliği yönünden özel önem taşıyan bölgelerde veya hava kirliliğinin ciddi boyutlara ulaştığı zamanlarda ve yerlerde veya kritik meteorolojik şartlarda yönetmeliklerle yetkili kurulların kararlarına uymayanlar altı aydan iki yıla kadar hapis veya onbeşmilyon liradan yüzellimilyon liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

Bu fiilin konutlarla ilgili olarak işlenmesi halinde cezaî sorumluluk bu maddenin (d) bendinin üçüncü fıkrasına göre tespit edilir.

f) Yönetmelikle belirlenen önlemleri almayan veya standartlara aykırı şekilde gürültü yapanlar beşmilyon liradan yirmibeşmilyon liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

g) Bu Kanunun Geçici 2 nci maddesine aykırı olarak koruma alanlarına, kaynağın kendisine ve bu kaynağı besleyen yer üstü ve yer altı sularına, sulama ve drenaj kanallarına atık boşaltanlar o alanların niteliğine göre ve verilen zararın veya yaratılan tehlikenin ağırlığına göre altı aydan dört yıla kadar hapis ve yirmimilyon liradan ikiyüzmilyon liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

Fiilin tehlikeli atıklarla ilgili olarak işlenmesi halinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis ve üçyüzmilyon liradan beşyüzmilyon liraya kadar ağır para cezası verilir.

Fiilin evsel atıklarla ilgili olarak işlenmesi halinde, dört aydan bir yıla kadar hapis ve birmilyon liradan yirmibeşmilyon liraya kadar ağır para cezası verilir.

Bu alanlarla ilgili olarak Kanunda veya yönetmeliklerde öngörülen diğer yasaklara veya sınırlamalara aykırı davrananlar ihlal edilen yasağın veya sınırlamanın niteliğine ve verilen zararın veya yaratılan tehlikenin ağırlığına göre dört aydan iki yıla kadar hapis ve ikimilyon liradan ellimilyon liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır.

Bu alanlarda Kanuna ve yönetmeliklere aykırı olarak yapılan yapılar 3194 sayılı İmar Kanununda belirlenen esaslara göre yıktırılır. Bu alanlarda Kanuna ve yönetmeliklere aykırı olarak yapılan planlar geçersiz olup, uygulanmasından ilgili belediye sorumlu tutulur.

h) Bu Kanun ve bu Kanun uyarınca çıkarılan yönetmeliklere aykırı olarak ülkenin egemenlik alanındaki denizlere ve kazasına tâbi olan deniz yetki alanlarına, içme ve kullanma suyu sağlama amacına yönelik olmayan sulara atık boşaltan ve/veya bu sularda atıkları yakma suretiyle bertaraf edenler dört aydan bir yıla kadar hapis ve yirmimilyon liradan yüzmilyon liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

Fiilin tehlikeli atıklarla ilgili olarak işlenmesi halinde bir yıldan üç yıla kadar hapis ve ikiyüzmilyon liradan üçyüzmilyon liraya kadar ağır para cezası verilir.

Fiilin evsel atıklarla ilgili olarak işlenmesi halinde birmilyon liradan üçmilyon liraya kadar ağır para cezası verilir.

Bu sulara izin almaksızın veya standartlara aykırı olarak derin deşarj yapanlar altı aydan iki yıla kadar hapis ve yüzmilyon liradan az olmamak üzere ağır para cezası ile cezalandırılır.

Derin deşarjın evsel atıklarla ilgili olması halinde dört aydan iki yıla kadar hapis ve yirmibeşmilyon liradan yüzmilyon liraya kadar ağır para cezası verilir.

ı) Arazilerde yapılan arama, işletme, zenginleştirme faaliyetleri öncesinde ve sonrasında bu faaliyetlerin olumsuz etkilerinin giderilmesine, kullanılan arazinin iyileştirilmesine ve yeniden kullanımına yönelik olarak gerekli işlemler faaliyet sahibi tarafından yapılır.

Bu bendin birinci fıkrasına göre yapılması gerekli görülen ve mümkün olan düzeltmeleri ve iyileştirmeleri yapmayanlar altı aydan iki yıla kadar hapis ve yüzmilyon liradan üçyüzmilyon liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

j) Kanunda ve yönetmelikte öngörülen yasaklara veya standartlara aykırı olarak veya önlemleri almadan atıkları toprağa verenler dört aydan bir yıla kadar hapis ve onmilyon liradan yüzmilyon liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır.

Fiilin tehlikeli atıklarla ilgili olarak işlenmesi halinde bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yüzmilyon liradan üçyüzmilyon liraya kadar ağır para cezası verilir.

Fiilin evsel atıklarla ilgili olarak işlenmesi halinde beşyüzbin liradan beşmilyon liraya kadar ağır para cezası verilir.

Bu bendin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında öngörülen fiiller bu Kanunun Geçici 2 nci maddesinde belirtilen koruma alanlarında işlenirse her fıkradaki ceza, fiilin işlendiği koruma alanının niteliğine göre üçte birden yarıya kadar artırılır.

k) Tarım kimyasallarının üretimi, ithali ve pazarlanmasında yönetmeliğe aykırı olarak alınması gereken önlemleri almayan veya bunları gerçeğe uygun ve uyarıcı biçimde etiketlemeyenler üç aydan bir yıla kadar hapis ve yirmimilyon liradan ellimilyon liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır.

Yönetmelikle kullanımı yasaklanan veya kısıtlanan tarım kimyasallarını üreten, ithal eden ve pazarlayanlar dört aydan iki yıla kadar hapis ve otuzmilyon liradan yüzmilyon liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

l) Anız yakılması toprak kalitesini olumsuz yönde etkiliyecek ve bozulmasına yol açacak uygun olmayan yapılaşma, toprak bitki örtüsünün, çayır ve mer’aların tahribi ve erozyona sebebiyet verecek her türlü faaliyet yasaktır.

Yukarıdaki fıkrada öngörülen bu yasaklara veya sınırlamalara aykırı hareket edenler ile yönetmelikle belirlenen esaslar dışında kirlenmiş sularla sulama yapanlar, atıkları ve kimyasal maddeleri toprağa depolayanlar, kazı, dolgu ve hafriyat çalışmaları atıklarını toprağa verenler, dere yataklarından kum alanlar verilen zararın ve yaratılan tehlikenin ağırlığına göre dört aydan iki yıla kadar hapis ve yirmibeşmilyon liradan beşyüzmilyon liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

m) Tehlikeli madde ve ürünlerini Çevre Bakanlığına ön bildirimde bulunmadan ihtal ve ihraç eden veya transit geçişini yapanlar iki yıldan dört yıla kadar hapis ve yüzmilyon liradan beşyüzmilyon liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır.

Bu maddeleri, Kanunda ve yönetmelikte belirtilen usul ve esaslara aykırı olarak üreten, işleyen, ithal veya ihraç eden, taşıyan, depolayan, kullanan, ambalajlayan, adlandıran, etiketleyen, tanıtan, satan veya satışa sunanlar, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve ellimilyon liradan ikiyüzmilyon liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

Bu maddelerin üretimi, işlenmesi, ithali, ihracı, depolanması, kullanılması, ambalajlanması, etiketlenmesi, tanıtılması, satılması veya satışa sunulması sırasında yanlış, yanıltıcı veya eksik bilgi verenler, kırkmilyon liradan yüzellimilyon liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır.

Bu maddelerin üretimi, ithali, taşınması veya transit geçişi sırasında çevreye verile-bilecek zararlara karşı sigorta yaptırmayanlar yüzmilyon liradan az olmamak üzere ağır para cezasıyla cezalandırılır. Ayrıca bu maddelerin üretimi, ithali, taşınması veya transit geçişi men edilir.

n) Tehlikeli atıkları yönetmelikle öngörülen yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak veya önlemleri almadan üreten, kullanan, toplayan, taşıyan, depolayan, işleyen veya bertaraf edenler iki yıldan beş yıla kadar hapis ve yüzmilyon liradan dörtyüzmilyon liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

o) Yönetmeliklerde öngörülen usul ve esaslara, yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak veya önlemleri almadan katı veya sıvı atıkları üreten, toplayan, taşıyan veya bertaraf edenler onmilyon liradan ellimilyon liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

p) Atık ithal eden ve her ne şekilde olursa olsun ülkeye girişini sağlayanlar beş yıldan on yıla kadar hapis ve üçyüz milyon liradan yedi-yüzmilyon liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

r) 11 inci maddeye göre kurulması zorunlu olan arıtma tesis veya sistemlerini gereği gibi çalıştırmayanlar ellimilyon liradan üçyüzmilyon liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır.

s) Hafriyat, moloz, kum, kömür gibi maddeleri taşırken gerekli önlemleri almayarak karayollarına dökülmesine neden olanlar, ikimilyon liradan onmilyon liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır.

t) Ülkenin egemenlik alanlarındaki denizlerden ve kazasına tâbi olan deniz yetki alanlarından Maden Kanunu kapsamı dışındaki kum, çakıl ve benzeri maddelerin alınması, Çevre Bakanlığının uygun görüşü ile mahallin en büyük mülki idare amirinin iznine tâbidir.

Yukarıdaki fıkrada belirtilen bu sulardan izinsiz olarak kum, çakıl ve benzeri maddeler alanlar bir yıldan iki yıla kadar hapis ve bu maddelerin alınmasında kullanılan araç, gereç ve aletlerin rayiç bedellerinin onda biri oranında ağır para cezası ile cezalandırılır. Suçta kullanılan her türlü araç, gereç ve alet müsadere edilir.

Bu maddede suç olarak öngörülen fiiller başka kanunlara göre de suç ise, en ağır cezayı gerektiren kanun hükümleri uygulanır.

Fiili ile bu Kanunun birden fazla hükmünü ihlal eden kimseye daha ağır olan ceza verilir.

Bu Kanunda öngörülen suçlardan dolayı hükmedilecek hürriyeti bağlayıcı cezaların 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 4 üncü maddesine göre para cezasına veya diğer tedbirlere çevrilmesi veya hürriyeti bağlayıcı cezalarla para cezalarının ertelenmesi, gerekli önlemlerin alınmış ve verilen zararların ta-mamen giderilmiş olması halinde mümkündür.

Bu maddede öngörülen suçlarla ilgili davalar asliye ceza mahkemesinde görülür.

Bu maddede öngörülen suçlarla ilgili ceza kovuşturması 3005 sayılı Meşhut Suçların Muhakeme Usulü Kanunu hükümlerine göre yapılır.”

MADDE 9. - 2872 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Ek Madde 1. - Atıkların hangi sebeple olursa olsun ithali yasaktır.

Ancak, ekonomik değeri haiz hurdaların ithalat izinleri Dış Ticaret Müsteşarlığınca yayınlanacak tebliğler doğrultusunda Çevre Bakanlığınca verilir.

Atıkların ihracatı ve transit geçişi için Çevre Bakanlığından izin alınır.

Atıkların ihracatı ve transit geçişinden önce Çevre Bakanlığına bildirimde bulunulması ve taşıma sırasında ilgili taşıma belgesinin bulundurulması zorunludur.”

MADDE 10. - 2872 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Geçici Madde 2. - İçme ve kullanma suyu ve termal kaynak olarak kullanılan, planlanan veya içme ve kullanma suyu olarak kullanılmamakla birlikte içme ve kullanma suyu niteliği taşıyan rezervuarların ve benzeri su kaynaklarının korunmasına ilişkin olarak formasyonun jeolojik, tektonik, hidrolojik ve hidrojeolojik özelliklerine göre Çevre Bakanlığınca her kaynak için koruma kullanma esasları belirleninceye kadar aşağıda belirtilen esaslar geçerlidir.

a) Mutlak koruma alanı, içme ve kullanma suyu rezervuarlarının en yüksek su seviyesinden itibaren yatay olarak 300 m genişliğindeki alandır. Bu alan su kaynağını kullanan idare ya da idarelerce kamulaştırılır ve ağaçlandırılır. Bu alanda hiç bir yapı ve faaliyet yapılamaz.

b) Kısa mesafeli koruma alanı, mutlak koruma alanı sınırından itibaren yatay olarak 700 m genişliğindeki alandır.

c) Orta mesafeli koruma alanı, kısa mesafeli koruma alanı sınırından itibaren yatay olarak 1 000 m genişliğindeki alandır.

d) Uzun mesafeli koruma alanı, orta mesafeli koruma alanı sınırından itibaren su toplama havzasının sınırına kadar olan alandır.

Gerekli hallerde Çevre Bakanlığı (a), (b), (c) ve (d) bendlerindeki mesafeleri iki katına kadar artırmaya, yarısına kadar azaltmaya yetkilidir.

Bu alanlar ile bu alanlardaki içme ve kullanma suyu rezervuarları ve bunları besleyen yer altı ve yer üstü sularına, sulama ve drenaj kanallarına atık, atıksu ve arıtılmış su boşaltılamaz. (a), (b) ve (c) bentlerinde belirtilen alanlarda yeni belediye teşkilâtı kurulamaz.

Bu alanlarda yapılacak nazım imar planı ve değişikliklerinde Çevre Bakanlığının uygun görüşü alınır.

İçme ve kullanma suyu kaynakları etrafında oluşturulan koruma alanlarında yapıla-bilecek faaliyetler ve koşullara ait usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.

MADDE 11. - 2872 sayılı Kanunun 16, 21, 22 ve 23 üncü maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 12. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 13. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

 

 

Prof. Dr. T. Çiller

 

 

 

Başbakan

 

 

 

Başbakan Yrd. ve Dışişleri Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

M. Karayalçın

N. Cevheri

Y. Aktuna

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

A. Ş. Erek

M. Gülcegün

B. S. Daçe

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

Ö. Alpago

A. E. Kıratlıoğlu

N. Kurt

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

A. Köylüoğlu

A. A. Doğan

A. Ataç

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

S. Sümer

A. Gökdemir

Ş. Erdem

 

Devlet Bakanı

Adalet Bakanı

Millî Savunma Bakanı

 

B. Alagöz

M. Moğultay

M. Gölhan

 

İçişleri Bakanı

Ulaştırma Bakanı

Millî Eğitim Bakanı

 

N. Menteşe

İ. Attila

N. Ayaz

 

Bayındırlık ve İskân Bakanı

Sağlık Bakanı

Ulaştırma Bakanı

 

H. Çulhaoğlu

D. Baran

M. Köstepen

 

Tarım ve Köyişleri Bakanı

Çal. ve Sos. Güv. Bakanı

Sanayi ve Ticaret Bakanı

 

R. Şahin

N. Matkap

M. Dönen

 

Enerji ve Tabiî Kay. Bakanı

Kültür Bakanı

Turizm Bakanı

 

V. Atasoy

T. Savaş

Ş. Ulusoy

 

Orman Bakanı

Çevre Bakanı

 

 

H. Ekinci

R. Akçalı

 

 


ÇEVRE KOMİSYONUNUN KABUL ETTİĞİ METİN

ÇEVRE KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR

KANUN TASARISI

MADDE 1. - 9.8.1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanununun 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 1. - Bu Kanunun amacı, bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin, canlı ve cansız doğası ile sürdürülebilir gelişme ilkeleri doğrultusunda korunmasını sağlamaktır."

MADDE 2.- 2872 sayılı Kanunun 2 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 2.- Bu Kanunda geçen terimlerden;

Çevre : Canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim  içinde bulundukları biyolojik, fiziksel, sosyal, ekonomik ve kültürel ortamı,

Çevre korunması : Çevresel değerlerin ve ekolojik dengenin tahribini, bozulmasını ve yok olmasını önlemeye, mevcut bozulmaları gidermeye, çevreyi iyileştirmeye ve geliştirmeye, çevre kirliliğini önlemeye yönelik çalışmaların bütününü,

Çevre kirliliği : Çevrede meydana gelen ve canlıların sağlığını, çevresel değerleri ve ekolojik dengeyi bozabilecek her türlü olumsuz etkiyi,

Sürdürülebilir gelişme : Hedeflenen gelişmeyi çevreyi koruyarak ve geliştirerek sağlamaya yönelik gelişme politikalarını, 

Sürdürülebilir kalkınma : Bugünkü ve gelecek kuşakların, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşamasını güvence altına alan kalkınma politikalarını,

Alıcı ortam : Hava, su, toprak ortamları ile bu ortamlarla ilişkili ekosistemleri,

Doğal kaynak : Bütün bitki, hayvan ve mikroorganizmalar ile bunların yaşama ortamları olan hava, su ve toprak ve doğada bulunan cansız varlıkları,

Kirleten : Faaliyetleri  sırasında veya sonrasında doğrudan veya dolaylı olarak çevre kirliliğine, ekolojik dengenin ve çevrenin bozulmasına neden olan gerçek ve tüzel kişileri,

Ekosistem : Canlıların kendi aralarında ve cansız çevreleriyle ilişkilerini bir düzen içinde yürüttükleri biyolojik, fiziksel ve kimyasal sistemi,

Ekolojik denge : İnsan ve diğer canlıların varlık ve gelişmelerini doğal yapılarına uygun bir şekilde sürdürebilmeleri için gerekli olan şartların bütününü,

Sulak alan : Yaban hayatın yaşama ortamı olan, doğal veya yapay, devamlı veya geçici, suları durgun veya akıntılı, tatlı, acı veya tuzlu, denizlerin gel-git hareketlerinin çekilme devresinde derinliği altı metreyi geçmeyen suları, bataklık, sazlık ve turbalıkları,

Hassas alan : Herhangi bir önlem alınmadığı takdirde, yakın gelecekte yok olma tehlikesi altında bulunan alanları,

Doğa koruma alanı : Barındırdığı nadir, endemik ve nesli tehlikedeki bitki ve hayvan türleri ile popülasyonları bakımından ulusal veya uluslararası düzeyde önem taşıyan yaşama ortamları, nadir ve yok olma tehlikesi altındaki ekosistemler gibi alanları,

Atık: Herhangi bir faaliyet sonunda çevreye atılan veya bırakılan her türlü maddeyi,

Tehlikeli atık : Tehlikeli fiziksel, kimyasal ve/veya biyolojik özellikleri nedeniyle canlılarda ve alıcı ortamda olumsuz etkilere yol açan atıklar ve bu atıklarla kirlenmiş madde ve malzemeleri,

Radyoaktif atık : İlgili mevzuat uyarınca yetkili kılınan merciler tarafından belirlenen serbest bırakma seviyelerinin üzerinde aktivite ve konsantrasyonda radyoizotopları bulunduran veya bu radyoizotoplarla bulaşmış ve tekrar kullanılması mümkün olmayan madde ve malzemeleri,

Tehlikeli kimyasallar : Fiziksel, kimyasal ve/veya biyolojik yönden olumsuz etki yaparak ekolojik denge ile insan ve diğer canlıların doğal yapılarının bozulmasına neden olan her türlü kimyasal madde ve müstahzarları,

Çevresel etki değerlendirmesi : Gerçekleştirilmesi planlanan faaliyetlerin çevreye olabilecek etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz  etkilerin önlenmesi ya da zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin tespitinde,  yer ve teknoloji alternatiflerinin değerlendirilmesinde ve faaliyetlerin uygulanmasının izlenmesi ve denetlenmesinde sürdürülecek çalışmaları,

Stratejik çevresel etki değerlendirmesi : Yerel, bölgesel ve ulusal ölçekte kalkınma politika, plan  ve programların kabulünden önce çevresel etki değerlendirmesini sağlayan çalışmaları,

Çevre yönetimi : Ekonomik, idari, hukuki, politik, sosyal ve kültürel araçları kullanarak doğal ve yapay çevre unsurlarının sürdürülebilir kullanımını ve gelişmesini sağlamak üzere yerel, ulusal, bölgesel ve global düzeyde politikalar ve stratejilerinin geliştirilmesi,

Elektromanyetik alan : Elektrik ve manyetik alan bileşenleri olan dalgaların oluşturduğu alanı,

Çevre ile uyumlu teknoloji : Her türlü faaliyet sırasında doğal kaynak ve enerjinin verimli kullanılmasını ve geri kazanılmasını  sağlayan, atık oluşumunu azaltan teknolojileri,

Çevre yönetim birimi / Çevre görevlisi: Bu Kanun ve Kanuna göre yürürlüğe konulan düzenlemeler uyarınca denetime tabi tesislerin faaliyetlerinin mevzuata uygunluğunu, alınan tedbirlerin etkili olarak uygulanıp uygulanmadığını değerlendiren, tesis içi yıllık denetim programları düzenleyen birim ya da görevliyi, 

Gönüllü çevre müfettişi : Çevre Bakanlığınca, uygun niteliklere sahip kişiler arasından seçilen ve Bu Kanun ve Kanuna göre yürürlüğe konulan düzenlemelere aykırı faaliyetleri  Çevre Bakanlığına iletmekle görevli ve yetkili  kişiyi,

Bakanlık: Çevre Bakanlığını,

İfade eder."

MADDE 3. - 2872 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 3. - Çevrenin korunmasına ve  kirliliğinin önlenmesine ilişkin genel ilkeler şunlardır :

a) Başta idare, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları ve birlikleri olmak üzere herkes, çevrenin korunması ve kirliliğin önlenmesi ile görevli olup bu konuda alınacak tedbirlere ve belirlenen esaslara uymakla yükümlüdürler.

b) Arazi ve kaynak kullanım kararlarını veren ve proje değerlendirmesi yapan yetkili kuruluşlar, sürdürülebilir kalkınma ilkesini ve karar alma süreçlerinde, toplumun tüm kesimlerinin güncel ve gelecekteki ihtiyaçlarını gözetirler.

c) Yapılacak ekonomik faaliyetlerin faydası ile doğal kaynaklar üzerindeki etkisi, fayda maliyet analizi ve sürdürülebilir gelişme ilkeleri çerçevesinde uzun dönemli olarak değerlendirilir.

d) Çevre politikalarının oluşmasında katılım hakkı esastır.

e) Çevre ile uyumlu teknolojilerin  kullanılması esastır.

f) Kirlenme ve bozulmanın önlenmesi, sınırlandırılması, giderilmesi ve çevrenin iyileştirilmesi için yapılan harcamalar kirleten ve bozulmaya neden olan tarafından karşılanır.

g) Çevrenin korunması, çevre kirliliğinin önlenmesi ve giderilmesi için vergi, harç, katılma payı ve teşvik gibi ekonomik araçlar kullanılır.

h) Bölgesel ve küresel çevre sorunlarının çözümüne yönelik olarak uluslar arası çalışmalar sonucu ortaya çıkan ulusal yükümlülüklerin yerine getirilmesi için gerekli teknik, idari, mali ve hukuki düzenlemeler Bakanlığın koordinasyonunda yapılır.

Gerçek ve tüzel kişiler, bu düzenlemeler sonucu ortaya çıkabilecek maliyetleri karşılamakla yükümlüdür."

MADDE 4. - 2872 sayılı Kanunun İkinci Bölümünün başlığı " Yüksek Çevre Kurulu ve Görevleri" olarak değiştirilmiş ve mülga 4 üncü maddesi  başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

"Yüksek Çevre Kurulu

Madde 4. - Başbakanın başkanlığında, Başbakanın bulunmadığı zamanlarda görevlendireceği Bakanın Başkanlığında, Başbakanın belirleyeceği sayıda Bakan ile Çevre Bakanlığı Müsteşarından oluşan Yüksek Çevre Kurulu kurulmuştur.

Diğer Bakanlar gündeme göre Kurul toplantılarına başkan tarafından çağrılabilir.

Kurul yılda en az iki defa toplanır.

Kurulun sekretarya hizmetleri Çevre Bakanlığınca yürütülür.

Kurulun çalışmaları ile ilgili konularda ön hazırlık ve değerlendirme yapmak üzere, Çevre Bakanlığı Müsteşarının başkanlığında ilgili bakanlık müsteşarları, diğer kurum ve kuruluşların en üst düzey yetkili amirlerinin katılımı ile toplantılar düzenlenir. Bu toplantılara gündeme göre ilgili kamu kurumu niteliğindeki kuruluşların birlik temsilcileri, meslek kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, yerel yönetim temsilcileri, üniversite temsilcileri ve bilimsel kuruluşların temsilcileri davet edilir.

Kurulun çalışma usul ve esasları ile diğer hususlar yönetmelikle belirlenir.

MADDE 5. - 2872 sayılı Kanunun mülga 5 inci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

"Yüksek Çevre Kurulunun Görevleri

Madde 5.- Yüksek Çevre Kurulunun görevleri şunlardır:

a) Etkin bir çevre yönetiminin sağlanması için politika ve strateji belirlemek,

b) Ekonomik kararlara çevre boyutunun dahil edilmesine imkân veren hukuki, idari, ekonomik, ticari ve mali tedbirleri belirlemek,

c) Birden fazla bakanlık ve kuruluşu ilgilendiren çevre konularına ilişkin uyuşmazlıklarda nihai kararı vermek,

d) Bu Kanunun 9 uncu maddesinin (a) bendine göre  korunan alanları ve koruma bölgelerini ilan etmek,

e) Bu Kanunun 9 uncu maddesinin (b) bendine göre  Özel Çevre Koruma Bölgeleri tespit ve ilan etmek ve bu alanlarda çevrenin korunmasına, ekolojik dengenin iyileştirilmesine ve sürdürülmesine ilişkin esasları belirlemek,

f) Kuruluş ve işletmelerden alınacak emisyon ve deşarj izinlerine ilişkin katılım paylarına, motorlu kara taşıt araçları emisyon ölçüm bedellerine esas teşkil edecek kriterleri tespit etmek, sınıflandırmaları yapmak, 

g) Kirletilmiş doğal kaynakların, kirlenme nedenlerini ve kirletenleri belirleyerek önceki haline dönüştürülmesi için gerekli plan ve programları yapmak, bu plan ve programlarla ilgili bakanlıkların uygulamalarını esas alarak, Kurulun her toplantısında bu kaynakların önceki haline dönüştürülmesi konusunda kaydedilen gelişmeleri değerlendirmek.

Bu maddenin (a) bendinde bahsi geçen politika ve stratejiler, kalkınma plan ve programları, bölge planları ile doğal kaynak kullanımı ve arazi kullanım kararlarında ve ilgili bakanlıklar, kurum ve kuruluşlarca yapılacak her ölçekteki planda uygulanır.

MADDE 6. - 2872 sayılı Kanunun değişik 9 uncu maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Çevrenin Korunması

Madde 9. - Çevrenin korunması amacıyla,

a) Doğa koruma alanları ve hassas alanlar ile alıcı ortamlardan koruma altına alınması gerekenler, koruma altına alınan bu alanlara ait koruma bölgeleri ve bu bölgelere ait koruma ve kullanma esasları ile koruma tedbirleri yerel yönetimlerin, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve  ilgili diğer  kuruluşların görüşleri alınarak Bakanlıkça belirlenir.

b) Yüksek Çevre Kurulu, ülke ve dünya ölçeğinde ekolojik önemi olan, çevre kirlenmeleri ve bozulmalarına duyarlı alanları, doğal güzelliklerin gelecek kuşaklara ulaşmasını emniyet altına almak üzere gerekli düzenlemelerin yapılabilmesi amacıyla, Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak tespit ve ilan etmeye, bu alanlarda uygulanacak koruma ve kullanma esasları ile plan ve projelerin hangi Bakanlıkça hazırlanıp yürütüleceğini belirlemeye yetkilidir.

Yukarıdaki fıkraya göre uygulamanın gerçekleştirilebilmesi amacıyla, ilgili Bakanlıkça 27.09.1984 tarihli ve 3046 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin ikinci fıkrasının (g) bendi hükümlerine göre geçici teşkilat kurulabilir. Bu bölgelere ilişkin plan ve projelerin hazırlanmasında 03.05.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun 9 uncu maddesi hükümleri uygulanmaz.

c) Sulak alanların doğal yapılarının ve ekolojik dengelerinin korunması esastır. Sulak alanların doldurulması ve kurutulması yolu ile arazi kazanılamaz. Bu hükme aykırı olarak arazi kazanılması halinde söz konusu alan faaliyet sahibince  eski haline getirilir.

Sulak alanların korunması ve yönetimine ilişkin usul ve esaslar ilgili kurum ve kuruluşların görüşü alınarak Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

MADDE 7. - 2872 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 10. - Gerçekleştirmeyi planladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Ön Araştırma Raporu hazırlamakla yükümlüdürler.

Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Ön Araştırma Raporu üzerinde yapılacak inceleme ve değerlendirme sonucu, gerçekleştirilmesi uygun görülmeyen faaliyetler için hiçbir onay, izin, teşvik ve ruhsat verilemez; uygulama imar planı, mevzi imar planı ve bunlarla ilgili ilaveler ile değişiklikler onaylanamaz ve ihale edilemezler.

Serbest bölgelerin kurulması ile plan, politika, programlar ve değişiklikleri Stratejik Çevresel Etki Değerlendirmesi sürecine tabidir.

Çevresel Etki Değerlendirmesi ve Stratejik Çevresel Etki Değerlendirmesi süreçleri ile ilgili usul ve esaslar  Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. "

MADDE 8. - 2872 sayılı Kanunun 11 inci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"İzin alma, arıtma ve bertaraf etme yükümlülüğü

Madde 11. - Üretim, tüketim ve hizmet faaliyetleri sonucunda oluşan atıklarını alıcı ortamlara doğrudan veya dolaylı vermeleri uygun görülmeyen tesis ve işletmeler ile yerleşim birimleri atıklarını  yönetmelikle belirlenen standart ve yöntemlere uygun olarak arıtmak ve bertaraf etmekle veya ettirmekle ve  öngörülen izinleri almakla yükümlüdürler.

Birinci fıkrada belirtilen yükümlülüğü bulunan tesis ve işletmeler ile yerleşim birimlerine;

1) İnşaat ruhsatı aşamasında bu yükümlülüğünü yerine getireceğini gösterir proje ve belgeleri ilgili kuruma sunmadıkça inşaat ruhsatı,

2) İnşaatı bitmiş olanlardan, bu yükümlülüğü yerine getirmeyenlere işletme ruhsatı ve/veya yapı kullanma ruhsatı,

Verilemez.

3) İnşaat ruhsatına, yapı kullanma veya işletme ruhsatına haiz olmakla birlikte arıtma ve bertaraf yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde, verilmiş yapı kullanma izni veya işletme izni iptal edilir. 

Faaliyetlerinde değişiklik yapmayı ve/veya tesislerini büyütmeyi planlayan gerçek ve tüzel kişiler arıtma veya bertaraf tesislerini planlamak,  izin ve  ruhsat almak zorundadırlar.

Atıksu altyapı sistemlerinin kurulması, bakımı, onarımı, ıslahı ve işletilmesinden, Büyük şehirlerde 20.11.1981 tarihli ve 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunla belirlenen kuruluşlar, belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeler, diğer alanlarda ise il özel idareleri,  tatil köy ve sitelerinde yönetim kurulları veya yetkili kıldığı birimler tarafından gerçekleştirilir.

Serbest ve/veya ticari bölgelerde bölge müdürlükleri, turizm gelişme bölgelerinde Turizm Bakanlığı veya yetkili kıldığı birimler, organize sanayi bölgelerinde organize sanayi bölgesi yönetimi, küçük sanayi sitelerinde kooperatif başkanlıkları atıksu altyapı sistemlerinin kurulması, bakımı, onarımı, ıslahı ve işletilmesinden sorumludurlar.

Atıksu altyapı sistemlerini kullanan ve/veya kullanacaklar bağlantı sistemlerinin olup olmadığına bakılmaksızın  arıtma sistemlerinden sorumlu yönetimlerin yapacağı her türlü yatırım, işletme, bakım, onarım, ıslah ve temizleme harcamalarının tamamına hisseleri oranında katılmak zorundadırlar. Ancak benzer atıksu arıtma tesisleri kurup gerekli izinleri alanlar ve  Yönetmelikte belirlenen şekilde çalıştıranlar bu zorunluluk kapsamı dışındadır.

Atıksu toplama havzasının birden fazla belediye veya kurum yetki sahasında olması halinde mansabda arıtma yapan kurum, atıksu ile ilgili yatırım ve harcama giderlerini kirletenlerden hisseleri nispetinde tahsil eder.

Atık üreticileri katı atıkların geri kazanılmasını sağlamakla yükümlüdürler. Geri kazanım imkânı olmayan atıklar nihai bertaraf tesisinde bertaraf edilirler. Atıkların geri kazanım amacıyla değerlendirilmelerini mümkün kılacak  Atık Borsası  kurulması Bakanlıkça teşvik edilir.

Geri kazanılabilen katı atıkların ayrı biriktirilmesi zorunludur. Belediyeler bu atıkların ayrı toplanması, taşınması ve geri kazanılması amacıyla gerekli araç ve tesisleri sağlamak ve işletmekle yükümlüdürler.

Büyük şehir belediyeleri ve belediyeler katı atık bertaraf tesislerini kurmakla ve işletmekle yükümlüdürler.

Atıksu arıtımı, atık bertarafı ve katı atık geri kazanım tesisleri yapmak amacıyla belediyelerin 3.4.1930 tarihli ve 1580 sayılı Belediye Kanununa uygun olarak hizmet birlikleri kurmaları halinde, bu amaçla kurulmuş hizmet birliklerine araştırma, etüd ve proje konularında yardım yapılır. Tesis yapım projeleri ise bu Kanunun 18 inci maddesi çerçevesinde kredi ile desteklenebilir. Kredi borcunun geri ödenmemesi durumunda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip yapılır ve öncelikle 2380 sayılı Belediyelere ve İl Özel İdarelerine Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanunun ek 4 üncü maddesi hükümleri çerçevesinde ilgili belediyelerin İller Bankasındaki paylarından tahsil olunur. 

Arıtma ve bertaraf etme yükümlülüğü ile atıksu arıtma ve ön arıtma yükümlülüğüne tabi tesis ve işletmeler ile yerleşim birimleri, uyulması gereken şartlar ve bu yükümlülüğe istinaden kurulması zorunlu olan arıtma ve bertaraf sistemleri, atıksu arıtma ve ön arıtma sistemleri ile atıksu altyapı sistemlerinin kurulması, onarımı, ıslahı, işletilmesi ve harcamalara katkı paylarının belirlenmesi ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça yönetmelikle düzenlenir. Bu konuda diğer kanunlarla verilen yetkiler saklıdır.

Faaliyetleri nedeniyle çevreye olumsuz etkileri olabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler tarafından, faaliyetlerine ilişkin olası bir kaza durumunda, kazanın çevreye olumsuz etkilerini kontrol altına almak ve azaltmak üzere uygulanacak acil durum planları hazırlanması zorunludur.

Bu planlar dikkate alınarak Bakanlığın koordinasyonunda ilgili kurum ve kuruluşlarca yerel, bölgesel ve ulusal acil durum planları hazırlanır.

Liman, tersane, gemi söküm yeri ve marinalarda gemi ve deniz araçlarından kaynaklanan atıksu, balast, sintine ve atıkların alınmasına hizmet edecek yüzer ve/veya sabit kabul tesislerinin bu yerleri işleten veya idare eden kurum, kuruluş ve işletmeler tarafından müştereken veya münferiden kurulması zorunludur. Bu tür tesisler üçüncü şahıslara kurdurulabilir veya üçüncü şahıslar tarafından kurulabilir.

Liman, tersane, gemi söküm yeri ve marinalarda, meydana gelebilecek  kazalar sonucu çevreye verilebilecek zararı en aza indirmek için bu yerleri işleten veya idare edenler tarafından acil müdahale ekipmanı bulundurulması zorunludur.

Kabul tesislerinin kurulmasına, işletilmesine, denetlenmesine ve bulundurulacak acil müdahale ekipmanlarına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir."

MADDE 9. - 2872 sayılı Kanunun değişik 12 nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Denetim, bilgi verme ve bildirim yükümlülüğü

Madde 12. - Bu Kanun hükümlerine uyulup uyulmadığını denetleme yetkisi Bakanlığa  aittir. Gerektiğinde bu yetki, Bakanlıkça; mahallin en büyük mülkü amirine,  belediye başkanlarına, liman başkanlıklarına, Sahil Güvenlik Komutanlığına ve 13.10.1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'na göre belirlenen denetleme görevlilerine devredilebilir.

Askeri işyerleri, askeri bölgeler ve tatbikatların  bu Kanun çerçevesindeki denetimi ve neticelerine ait işlemler, Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı  ve Bakanlık tarafından  müştereken hazırlanacak yönetmeliğe göre yürütülür.

İlgililer, Bakanlığın veya denetimle yetkili diğer mercilerin isteyecekleri bilgi ve belgeleri vermek, yetkililerin yaptıracakları analiz ve ölçümlerin giderlerini karşılamak, denetim esnasında her türlü kolaylığı göstermek zorundadırlar.

İlgililer, çevre kirliliğine neden olabilecek faaliyetleri ile ilgili olarak, kullandıkları hammadde, yakıt, çıkardıkları ürün ve atıklar ile proses şemalarını, acil durum planlarını, izleme sistemleri ve kirlilik raporları ile diğer bilgi ve belgeleri Bakanlığa vermek zorundadırlar.

Denetim, bilgi verme ve bildirim yükümlülüğüne ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir."

MADDE 10. - 2872 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Tehlikeli kimyasallar ve atıklar

Madde 13. - Tehlikeli kimyasalların belirlenmesi, üretimi, ithalatı, atık konumuna gelinceye kadar geçen süreçte kullanım alanları ve miktarları, etiketlenmesi, ambalajlanması, depolanması, taşınması ile ihracatına ilişkin usul ve esaslar ilgili Bakanlıkların uygun görüşü alınarak Bakanlıkça yayımlanacak yönetmelikle belirlenir.

Yönetmelik hükümlerine aykırı olarak piyasaya sürüldüğü tespit edilen tehlikeli kimyasallar ile bu kimyasalları içeren eşya, bunları satış ve kullanım amacıyla piyasaya süren kurum, kuruluş ve işletmelere toplattırılır ve müsadere edilir. İmhası için gereken masraflar, ilgili kurum, kuruluş ve işletmelerden 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilir. 

Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı, bazı yakıtların, atıkların ve tehlikeli kimyasallar ile bu kimyasalları içeren eşyaların ithalini yasaklayabilir veya kontrole tâbi tutabilir. Kontrole tâbi tutulan yakıtların, atıkların ve bitki, hayvan ve insan sağlığı ile ilgili olanlar hariç tehlikeli kimyasallar ile bu kimyasalları içeren eşyanın ithalatı için Bakanlıktan kontrol belgesi alınması zorunludur.

Tehlikeli atıkların ihracatı ve transit geçişinden 60 gün önce Bakanlığa bildirimde bulunulması, izin alınması ve taşıma sırasında taşıma belgesinin bulundurulması zorunludur.

Tehlikeli atıklar ile tehlikeli atıkların oluşum aşamasından itibaren toplanması, ayrılması, geçici ve ara depolanması, geri kazanılması, yeniden kullanılması, taşınması, bertarafı, bertaraf sonrası kontrolü, ihracatı ve ithalatı ile ilgili usul ve esaslar ilgili Bakanlıkların uygun görüşü alınarak Bakanlıkça yayımlanacak yönetmelikle belirlenir.

Tehlikeli kimyasalların üretimi, satışı, depolanması, kullanılması ve taşınması faaliyetleri ile tehlikeli atıkların toplanması, taşınması, geçici ve ara depolanması, geri kazanımı, yeniden kullanılması ve bertarafı faaliyetlerinde bulunanlar, bir kaza sonrası çevreye ve insana verebilecekleri zarara karşı sigorta yaptırmak zorundadırlar. Bu zorunluluğa uymayan faaliyetlere izin verilmez. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte mevcut olan faaliyetler açısından Bakanlıkça bir geçiş süreci tespit edilir.

Sigorta ile ilgili esaslar ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak Bakanlıkça belirlenir."

MADDE 11.- 2872 sayılı Kanunun 15 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 15.- Bu Kanun ve bu Kanun uyarınca yayımlanan yönetmeliklere ve Mahalli Çevre Kurulu Kararı hükümlerine aykırı davrananlara söz konusu  aykırı faaliyeti düzeltmek üzere Bakanlık tarafından  verilen süre altı ayı geçemez.

Bu süre sonunda  aykırılığı düzeltmeyenlerin faaliyeti, Bakanlıkça kısmen veya tamamen, süreli veya süresiz olarak durdurulur.

Çevre ve insan  sağlığı yönünden tehlike yaratan veya Çevresel Etki Değerlendirmesi incelemesi yapılmaksızın  başlanan faaliyetler Bakanlıkça süre verilmeksizin durdurulur.

Süre verilmesi ve faaliyetin durdurulması, bu Kanunda öngörülen cezaların uygulanmasına engel teşkil etmez."

MADDE 12. - 2872 sayılı Kanunun mülga 18 inci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

"Özel gelir ve özel ödenek

Madde 18. - Atıksu arıtımı, atık bertarafı ve katı atık geri kazanım tesislerinin etüt, proje ve inşaat işlerinin kredi veya yardım suretiyle desteklenmesi ile çevre düzeni planlarının yapımı, çevresel etki değerlendirmesi faaliyetleri, biyolojik çeşitliliğin korunması, çölleşme ile mücadele çalışmaları, temiz üretim teknolojilerinin desteklenmesi, ağaçlandırma, nesli tehlikede olan bitki ve hayvan türleri ile yaşama ortamlarının korunması, uluslar arası sözleşmelerden kaynaklanan yükümlülüklerin karşılanması, çevre eğitimi ve yayını ile ilgili faaliyetler, çevresel ihtiyaçların giderilmesi için gereken araç ve gereç temini ve ihtisas komisyonları için yapılan harcamalarda kullanılmak üzere;

a) Trafiğe ilk defa tescil edilen motorlu araçlardan alınan taşıt alım vergisi tutarının dörtte biri oranında ayrıca tahsil edilen miktar,

b) Motorlu taşıt araçlarının her fenni muayenesi sırasında alınan fenni muayene ücretinin beşte biri oranında ayrıca tahsil edilen miktar,

c) Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre gemi siciline; 16.12.1999 tarihli ve 4490 sayılı  Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu ile 491 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun uyarınca Türk Uluslararası Gemi Siciline tescil edilen her türlü deniz aracından;

1) Onsekiz gros tondan  yüz (dahil) gros tona kadar olanlara gros ton başına 1 milyon lira,

2) Yüzbir gros tondan beşyüz  (dahil) gros tona kadar olanlardan yukarıdaki meblağa ilave olarak yüz gros tonun üzerindeki her gros ton başına 500 bin lira,

3) Beşyüzbir gros tondan beşbin (dahil) gros tona kadar olanlardan yukarıdaki meblağlara ilave olarak beşyüz gros tonun üzerindeki her gros ton başına 100 bin lira,

4) Beşbinbir gros tondan yirmibin (dahil) gros tona kadar olanlardan yukarıdaki meblağlara ilave olarak beş bin gros tonun üzerindeki her gros ton başına 50 bin lira,

5)  Yirmibin gros tondan büyük olanlardan ise yukarıdaki meblağlara ilave olarak yirmibin gros tonun üzerindeki her gros ton başına 20 bin lira, olmak üzere liman başkanlıklarınca her yılın Ocak ayı içerisinde tahsil edilen miktar,

d) Hava taşıt araçları ile yurt içinde yapılan, yurt dışı bağlantılı seferler hariç yolcu ve yük taşıma bedellerinin yüzde biri oranında ayrıca tahsil edilen miktar,

e) Her türlü tütün mamulleri ile alkollü içkinin imalat ve ithalatçıları tarafından yurt içinde yapılacak teslimlerde satış fiyatı üzerinden hesaplanan yüzde bir oranındaki kesinti,

f) Her türlü petrokimya mamulleri imalat ve ithalatçıları tarafından yapılacak teslimlerde satış fiyatı üzerinden hesaplanan binde beş oranında, pet şişelerde ise yüzde on oranındaki miktar,

g) Kamu görevlilerine görevlerini yaptıkları sürece verilenler hariç olmak üzere, her türlü ateşli silah ruhsat tezkereleri ve yenilenmeleri için  tahsil edilecek  20 milyon lira,

h) Yüksek Çevre Kurulunca kriterleri belirlenen ve Bakanlık tarafından tespit edilen katılım payları ile motorlu kara taşıt araçlarının emisyon ölçüm bedelleri,

ı) Milli Piyango ve Sayısal Lotonun aylık satış hasılatının binde beşi oranında her ay ödenecek miktar,

j) Bu Kanunun 20 nci maddesine göre tahsil edilecek idari para cezaları,

k) Bu Kanuna dayanılarak düzenlenen taahhütname ve sözleşme gibi belgeler uyarınca alınacak ceza ve benzeri gelirler,

l) Yurt içi ve yurt dışından temin edilecek her türlü hibe, yardım ve bağışlar,

m) Kredi geri dönüşleri ve faizleri,

Çevre Bakanlığı Merkez Saymanlığı Hesabına, tahsilatın yapıldığı tarihi takip eden ayın son gününe kadar yatırılır. Yatırılan bu tutarlar, 24 üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmü saklı kalmak kaydıyla, Maliye Bakanlığınca bir yandan bütçeye özel gelir, diğer yandan Bakanlık bütçesinde açılacak tertiplere özel ödenek kaydedilir. Bu suretle ödenek kaydedilen miktarlardan yılı içinde harcanmayan tutarları ertesi yıl bütçesine devren ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir.

Yukarıdaki hükümlere göre yapılacak harcamalardan yatırım niteliği olanlar yıllık yatırım programı ile ilişkilendirilmek üzere Devlet Planlama Teşkilatına bildirilir.

Bu maddede öngörülen gelirlerin tahsilatında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.

Bu madde uyarınca yapılacak tahsilatlara ilişkin diğer hususlar ile Bakanlık bütçesine özel ödenek kaydedilen tutarların harcama esas ve usulleri, kredi verilmesi gereken hallerde kredi verilmesinin şartları, vade ve faiz koşulları ile diğer hususlar Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine Çevre Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Birinci fıkranın (c) ve (g) bentlerinde maktu olarak öngörülen miktarlar her yıl 4.1.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılır.

MADDE 13. - 2872 sayılı Kanunun 20 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 20. - İdari nitelikteki cezalar şunlardır:

a) Yönetmeliklerle belirlenen standartlara aykırı emisyona sebep olan motorlu taşıtları işletenlere 100 milyon lira, ek 6 ncı madde uyarınca emisyon ölçümü yaptırmayan motorlu taşıt işleticilerine 200 milyon lira idari para cezası verilir.

b) Hava kirliliği yönünden önemli etkileri nedeniyle kurulması ve işletilmesi yönetmelikle izne tâbi tutulan tesisleri, yetkili makamlardan izin almadan kuran ve işleten veya iznin geri alınmasına rağmen kurmaya ve işletmeye devam eden veya bu tesislerde izin almaksızın sonradan değişiklik yapan veya yetkili makamların gerekli gördükleri değişiklikleri tanınan sürede yapmayanlara 6 milyar lira idari para cezası verilir. Bu tesislerde emisyon miktarları yönetmelikle belirlenen sınırları aşıyorsa verilecek ceza  12 milyar liradır.

İzne tâbi tesisleri, aldıkları izin belgesinde veya yönetmeliklerde öngörülen önlemleri almadan veya yönetmeliklerde belirlenen emisyon standartlarına ve sınırlamalarına aykırı olarak işletenlere 6 milyar lira idari para cezası verilir.

Emisyonların sınır değerlerin üzerinde radyoaktivite içermesi durumunda bu bentde öngörülen ceza bir kat artırılarak verilir.

c) Hava kirliliği yönünden kurulması ve işletilmesi izne tâbi olmayan tesislerin işletilmesi sırasında yönetmelikle belirlenen standartlara aykırı emisyona neden olanlara 300 milyon lira idari para cezası verilir.

Emisyonların sınır değerlerin üzerinde radyoaktivite içermesi durumunda bu bendin birinci paragrafında  öngörülen ceza bir kat artırılarak verilir.

Bu bendin birinci paragrafında öngörülen fiilin konutlarla ilgili olarak işlenmesi halinde verilecek ceza toplu veya ferdi ısıtılan konutlarda her bağımsız bölüm için 30 milyon liradır. Bu cezai sorumluluk toplu ısıtılan konutlarda yöneticiye, ferdi ısıtılan konutlarda ise konutu kullanana aittir. Yöneticinin bağımsız bölümleri kullananlara genel hükümlere göre rücu hakkı saklıdır.

d) Hava kirliliği yönünden özel önem taşıyan bölgelerde veya hava kirliliğinin ciddi boyutlara ulaştığı zamanlarda ve yerlerde veya kritik meteorolojik şartlarda yönetmeliklerle öngörülen önlemleri almayan, yasaklara aykırı davranan ya da Mahalli Çevre Kurullarınca bu konuda alınan kararlara uymayanlara bu maddenin (b) ve (c) bentlerinde öngörülen cezalar bir kat artırılarak verilir.

Bu fiilin konutlarla ilgili olarak işlenmesi halinde cezai sorumluluk bu maddenin (c) bendinin üçüncü paragrafına  göre tespit edilir.

e) Çevresel Etki Değerlendirmesi sürecine başlamadan veya bu süreci tamamlamadan inşaata başlayan ya da faaliyete geçenlere yapılan fiili yatırım bedelinin  %15'i oranında idari para cezası verilir. Eski hale getirme masrafları da yatırımcıdan alınır.

Çevresel Etki Değerlendirmesi sürecinde verdikleri taahhütnameye aykırı davrananlara, her bir ihlal için  300 milyon lira idari para cezası verilir.

f) 11 inci maddeye göre kurulması zorunlu olan ön arıtma, arıtma veya bertaraf tesislerini kurmayanlar ile kurup da çalıştırmayanlara 15 milyar lira, bu tesisleri sigorta ettirmeyenlere 6 milyar  lira idari para cezası verilir.

g) 12 nci maddede öngörülen  bildirim ve bilgi verme yükümlülüğünü yerine getirmeyenlere 3 milyar lira idari para cezası verilir.

h) Bu Kanunun 14 üncü maddesine göre çıkarılan yönetmelikle belirlenen önlemleri almayan veya standartlara aykırı şekilde gürültü ve titreşime neden olanlara 300 milyon lira idari para cezası verilir.

ı) Bu Kanunda öngörülen yasaklara ve sınırlamalara aykırı olarak ülkenin egemenlik alanlarındaki denizlerde ve kazasına tabi olan deniz yetki alanlarında ve bunlarla bağlantılı sularda, tabii veya suni göller ve baraj gölleri ile akarsularda;

1) Petrol türevleri (sintine, slop, yağlı atıklar) tahliyesi yapan tankerlerden, bin (dahil) gros tona kadar olanlar için gros ton başına 22 milyon 500 bin lira, bin ilâ beşbin (dahil) gros ton arasında olanlara, bu miktar ve ilave her gros ton başına 7 milyon 500 bin lira,  beşbin gros tondan fazla olanlara ise, yukarıdaki miktarlar ve ilave  her gros ton başına 2 milyon 250 bin  lira, 

2) Kirli balast tahliyesi yapan tankerlerden bin (dahil) gros tona kadar olanlar için gros ton başına 15 milyon lira, bin ilâ beşbin (dahil) gros ton arasında olanlara bu miktar ve ilave her gros ton başına 7 milyon 500 bin lira, beşbin gros tondan fazla olanlara ise yukarıdaki miktarlar ve ilave her gros ton başına 1 milyon 500 bin lira,

3) Sintine ve atık tahliyesi yapan gemi ve diğer deniz vasıtalarından bin (dahil) gros tona kadar olanlar için gros ton başına 12 milyon lira, bin ilâ beşbin (dahil) gros ton arasında olanlara bu miktar ve ilave her gros ton başına 6 milyon lira, beşbin gros tondan fazla olanlara ise yukarıdaki miktarlar ve ilave her gros ton başına 750 bin lira, atığın radyoaktif veya tehlikeli atık olması halinde bu miktarlar bir kat artırılarak

İdari para cezası verilir.

Cezanın derhal ve defaten ödenmemesi veya bu hususta yeterli teminat gösterilmemesi halinde, gemiler ve götürülebilen diğer deniz vasıtaları en yakın liman yetkilisine teslim edilerek seyrüseferden ve faaliyetten menedilir.

Bu maddenin (ı) bendinin birinci paragrafı dışında, bu Kanun ve bu Kanun uyarınca çıkarılan yönetmeliklere aykırı olarak ülkenin egemenlik alanındaki denizlere ve kazasına tâbi olan deniz yetki alanlarına, içme ve kullama suyu sağlama amacına yönelik olmayan sulara atık boşaltanlara 6 milyar lira idari para cezası verilir. Atığın radyoaktif veya tehlikeli atık olması halinde bu para cezası otuz kat artırılır.

Bu maddenin (ı) bendinin üçüncü paragrafında öngörülen fiilin konutlarla ilgili olarak işlenmesi halinde her konut ve bağımsız bölüm için 300 milyon lira idari para cezası verilir. Bu cezai sorumluluk, müstakil konutlarda konutu kullanana, diğer konutlarda ise yöneticiye aittir. Yöneticinin bağımsız bölümleri kullananlara genel hükümlere göre rücu hakkı saklıdır.

j) Kanunda ve yönetmelikte öngörülen yasaklara veya standartlara aykırı olarak veya önlemleri almadan atıkları toprağa verenlere 6 milyar lira idari para cezası verilir.

Bu  fiilin konutlarla ilgili olarak işlenmesi halinde her konut ve bağımsız bölüm için 300 milyon lira idari para cezası verilir. Bu cezai sorumluluk, müstakil konutlarda konutu kullanana, diğer konutlarda ise yöneticiye aittir. Yöneticinin bağımsız bölümleri kullananlara genel hükümlere göre rücu hakkı saklıdır.

Fiilin radyoaktif veya tehlikeli atıklarla ilgili olarak işlenmesi halinde bu bentde öngörülen cezalar bir kat artırılarak verilir.

k) Bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince koruma altına alınan alanlar için belirlenen tedbirlere uymayanlar; (b) bendi uyarınca ilan edilen Özel Çevre Koruma Bölgeleri için tespit edilen koruma ve kullanma esaslarına aykırı davrananlara ve (c) bendinin ikinci paragrafı uyarınca sulak alanlar için yönetmelikle belirlenen koruma ve kullanım usul ve esaslarına aykırı davrananlara 5 milyar  lira idari para cezası verilir.

l) Bu Kanunun ek 1 inci maddesinin (a) bendinde öngörülen yasak ve sınırlamalara aykırı hareket edenler tahrip ettikleri  her metrekare için 60 milyon lira idari para cezası ile cezalandırılır ve arazi eski doğal yapısıyla uyumlu hale getirtilir.

Bu Kanunun ek 1 inci maddesinin (b) bendinde öngörülen yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak anız yakanlara her dekar için 10 milyon lira, çayır ve mer'aları tahrip edenlere tahrip ettikleri her dekar için 60 milyon lira idari para cezası verilir.

Bu Kanunun ek 1 inci maddesinin (c) bendine göre; yapılması gerekli olan düzeltmeleri ve iyileştirmeleri yapmayanlara her metrekare için 60 milyon lira; kirli veya  yönetmelikle belirlenen esaslar dışında arıtılmış sularla sulama yapanlara veya bunları toprağa verenlere 300 milyon lira;  arıtma çamurlarını yönetmelikle belirlenen esaslara aykırı olarak toprağa verenlere 3 milyar lira; kazı, dolgu ve hafriyat çalışmaları atıklarını izin verilen yerler dışında toprağa verenlere 300 milyon lira idari para cezası verilir.

Bu Kanunun ek 1 inci maddesinin (d) bendi uyarınca tespit edilen esaslara aykırı olarak ülkenin egemenlik alanlarındaki denizlerden ve kazasına tabi olan deniz yetki alanlarından, akarsular ve göller ile tarım alanlarından belirlenen esaslara aykırı olarak kum, çakıl ve benzeri maddeleri alanlara metreküp başına 30 milyon lira idari para cezası verilir ve bu konudaki masraflar sorumlulardan tahsil edilir.

m) Bu Kanunun ek 2 nci maddesinde öngörülen çevre yönetim birimini kurmayanlara 3 milyar lira, çevre görevlisi istihdam etmeyenlere 1 milyar 500 milyon lira idari para cezası verilir.

n) Bu Kanunun ek 3 üncü maddesine aykırı olarak koruma alanlarına, kaynağın kendisine ve bu kaynağı besleyen yerüstü ve yeraltı sularına, sulama ve drenaj kanallarına atık boşaltanlara 12 milyar lira idari para cezası verilir.

Bu fiilin konutlarla ilgili olarak işlenmesi halinde her konut ve bağımsız bölüm için 600 milyon lira idari para cezası verilir. Bu cezai sorumluluk, müstakil konutlarda konutu kullanana, diğer konutlarda ise yöneticiye aittir. Yöneticinin bağımsız bölümleri kullananlara genel hükümlere göre rücu hakkı saklıdır.

Fiilin radyoaktif veya tehlikeli atıklarla ilgili olarak işlenmesi halinde bu bentte öngörülen cezalar beş kat artırılarak verilir.

Bu alanlarda Kanuna ve yönetmeliklere aykırı olarak yapılan yapılar 3194 sayılı İmar Kanununda belirlenen esaslara göre yıktırılır.

o) Bu Kanunun ek 4 üncü maddesi uyarınca çıkarılan yönetmelikle belirlenen usul ve esaslara uymayanlara  5 milyar lira  idari para cezası verilir.

p) Bu Kanunun 11 inci maddesinde öngörülen acil durum planlarını yönetmelikle  belirlenen usul ve esaslara uygun olarak hazırlamayan ve bu planların uygulanması için gerekli tedbirleri almayan, ekip ve ekipmanları bulundurmayanlar ile  yerel, bölgesel ve ulusal acil durum planlarına uymayanlara 3 milyar lira idari para cezası verilir.

r) Bu  Kanunun 13 üncü maddesinde öngörülen sigortayı yaptırmayanlara 6 milyar lira idari para cezası verilir.

s) Bu Kanunda ve yönetmeliklerde öngörülen usul ve esaslara, yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak atık ithal edenlere 15 milyar lira, toplayan, taşıyan, geçici depolayan, geri kazanan, tekrar kullanan veya bertaraf edenlere 6 milyar lira idari para cezası verilir.

t) Mahalli Çevre Kurulu kararlarına uymayanlara 300 milyon lira idari para cezası verilir.

u) Umuma açık yerlerde her ne sebeple olursa olsun çevreyi kirletenlere 30 milyon lira idari para cezası verilir.

Bu maddenin (a), (h), ( k ), (l), (n), (s), (t), (u)  bentlerinde öngörülen idari para cezaları, kurum, kuruluş ve işletmelere üç katı olarak verilir."

MADDE 14. - 2872 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 23. - Bu Kanunda belirtilen idari para cezaları, bu cezaların verilmesini gerektiren fiillerin, cezaların kesinleşmesini takiben  bir yıl içinde birinci tekrarında yüzde yüz, ikinci ve müteakip tekrarında yüzde iki yüz oranında artırılarak verilir."

MADDE 15. - 2872 sayılı Kanunun değişik 24 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 24. - Bu Kanunda öngörülen idari para cezalarını verme yetkisi Çevre Bakanlığına aittir.

Ancak bu yetki, 12 nci maddenin birinci fıkrası uyarınca denetim yetkisinin devredildiği kurum ve merciler tarafından da kullanılır.

Bu Kanunda öngörülen gemi ve diğer deniz araçlarına Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından; motorlu kara taşıt araçlarına 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre yetkili kılınan kuruluşlarca verilerek tahsil edilen idari para cezalarının yüzde yetmişi Çevre Bakanlığı Merkez Saymanlığı  hesabına aktarılır; yüzde otuzu ise bu Kanun uyarınca yapacakları denetimlerle ilgili her türlü giderleri karşılamak üzere  bir yandan bütçeye özel gelir,  diğer yandan cezayı tahsil eden idarenin bütçesine özel ödenek kaydedilir.  Bu suretle ödenek kaydedilen miktarlardan yılı içinde harcanamayan tutarları ertesi yıl bütçesine devren ödenek kaydetmeye Maliye Bakanı yetkilidir.

MADDE 16. - 2872 sayılı Kanunun 25 inci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"İdari para cezalarının uygulanması, ödeme süresi, tahsil usulü ve itiraz

Madde 25. - Bu Kanunda öngörülen idari para cezası gerektiren suçlarla ilgili olarak yetkili denetleme elemanlarınca bir tutanak tanzim edilir. Bu tutanak denetleme elemanlarının bağlı bulunduğu ve ceza vermeye yetkili mercie intikal ettirilir. Bu merci, tutanağı ilgili mevzuata uygunluk bakımından değerlendirerek en geç onbeş gün içerisinde gerekli cezayı verir. Ceza kararı usulüne uygun olarak cezayı veren merci tarafından ilgiliye tebliğ edilir.

İdari para cezalarının ödeme süresi cezanın tebliğ tarihinden itibaren 7 gündür. İdari para cezalarına karşı tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde idare mahkemesinde dava açılabilir.

Dava açmış olmak idarece verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmaz.

İdari para cezaları makbuz karşılığında cezayı veren merci tarafından  ya da ilgili tarafından doğrudan Çevre Bakanlığı Merkez Saymanlığı hesabına yatırılmak suretiyle tahsil edilir.

Öngörülen süre içinde ödenmeyen idari para cezaları bir kat artırılarak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilir. 

Bu Kanuna göre verilecek idari para cezalarında suçun tespiti ve cezanın kesilmesi usulleri,  ceza uygulamasında kullanılacak makbuzların şekli, dağıtımı ve kontrolü ile cezaların tahsiline ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle  belirlenir."

MADDE 17. - 2872 sayılı Kanunun 26 ncı maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Adli nitelikteki cezalar

Madde 26. - Adli nitelikteki cezalar şunlardır:

a) Tehlikeli veya radyoaktif atıkların her ne şekilde olursa olsun ülkeye girişini sağlayanlar iki yıldan beş yıla kadar hapis ve 50 milyar liradan 100 milyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır. Atığın radyoaktif atık olması halinde, para cezası otuz kat artırılır.

b) Tehlikeli veya radyoaktif atıkları Bakanlığa ön bildirimde bulunmadan ihraç eden veya transit geçişini yapanlar iki yıldan beş yıla kadar hapis ve 10 milyar liradan 25 milyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

c) Tehlikeli atıkları bu Kanunda ve yönetmeliklerde öngörülen yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak toplayan, ayıran, geçici olarak depolayan, geri kazanan, yeniden kullanan, taşıyan, bertaraf  eden ve bertaraf sonrası bertaraf tesisinin bakımını yapmayanlar bir yıldan iki yıla kadar  hapis ve  10 milyar liradan 25 milyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

d) Tehlikeli kimyasallar ve bu kimyasalları içeren eşyayı bu Kanunda ve yönetmelikte belirtilen usul ve esaslara, yasak ve sınırlamalara aykırı olarak üreten, işleyen, ithal ve ihraç eden, taşıyan, depolayan, kullanan, ambalajlayan, etiketleyen, satan ve satışa sunanlar, bir yıldan iki yıla kadar hapis ve 10 milyar liradan 25 milyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

e) Bu Kanunun 9 uncu maddesinin (c) bendinin birinci paragrafına aykırı davrananlar altı aydan iki yıla kadar hapis ve 5 milyar liradan 10 milyar liraya kadar ağır para cezası ile, cezalandırılır.

f) Bu Kanunun 11 inci maddesinin dört, beş ve dokuzuncu fıkralarında, atıksu altyapı sistemlerinin ve katı atık bertaraf tesislerinin kurulması ile ilgili olarak yükümlülük verilen kurum  ve kuruluş yöneticileri, bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde, üç aydan bir yıla kadar hapis ve 5 milyar liradan 10 milyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.  

g) Bu Kanunun 12  nci maddesinde öngörülen bildirim ve bilgi verme yükümlülüğünü yerine getirmemekte direnenler, çevresel etki değerlendirmesi sürecinde yanlış ve yanıltıcı bilgi verdikleri ve belge düzenledikleri belirlenenler altı aydan bir yıla kadar hapis ve 1 milyar 500 milyon liradan 3 milyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır. Bu bende göre yargıya intikal eden çevresel etki değerlendirmesine ilişkin ihtilaflarda çevresel etki değerlendirmesi süreci yargılama sonuna kadar durur.

h) Bu Kanunun idare için öngördüğü görevleri kasden yerine getirmeyen veya gerçeğe aykırı işlem yapan, yahut rapor düzenleyen kamu görevlileri ile bunlara ortak olan diğer kişi ve işletme sorumluları bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar. Bu suçlarla ilgili, Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaz; hükmolunan hapis cezası ertelenemez, paraya çevrilemez.

Tüzel kişiler, bu maddede öngörülen ve organ veya temsilcilerinin tüzel kişi yararına işledikleri suçlardan sorumludur. Bu sorumluluk, fiili işleyen kimsenin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Böyle bir sorumluluğun bulunduğu hallerde, fiili işleyen kimse hakkında hükmedilecek para cezaları tüzel kişi hakkında da ayrıca hükmolunur. Fiili işleyen kimse hakkında hükmedilecek hürriyeti bağlayıcı cezanın süresini aşmamak kaydıyla, tüzel kişinin faaliyetten men edilip edilmeyeceğine mahkemece karar verilir. Bu halde mahkeme, tüzel kişinin beş yılı aşmamak üzere mahkemenin atayacağı denetçiler veya yöneticiler eliyle faaliyetine devam etmesine de karar verebilir. Bu fıkra hükmü mahalli idareler hakkında uygulanmaz.

Bu maddede öngörülen suçlardan hasıl olan zararı önlemek için gerekli önlem alınmadıkça ve zarar tamamen giderilmedikçe 13.7.1965 tarihli ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 4 üncü ve 6 ncı maddeleri hükümleri uygulanmaz.

Bu maddede öngörülen suçlarla ilgili olarak toplanan deliller Cumhuriyet savcılığına intikal ettirilir. Bu suçlarla ilgili olarak açılacak davalar 8.6.1936 tarihli ve 3005 sayılı Meşhud Suçların Muhakeme Usulü Kanunu hükümlerine göre görülür."

MADDE 18. - 2872 sayılı Kanunun 27 nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Birden fazla hükmün ihlali

Madde 27. - Bu Kanunda suç olarak öngörülen fiiller başka kanunlara göre de suç ise en ağır cezayı gerektiren kanun hükümleri uygulanır.

İşlediği bir fiil ile bu Kanunun birden fazla hükmünü ihlal eden kimseye en ağır cezayı gerektiren hüküm uygulanır.

MADDE 19. - 2872 sayılı Kanunun değişik 28 inci maddesine  aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

"Çevreye verilen zararların tazminine ilişkin talepler zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak beş yıl ve herhalde zarara neden olan fiilin meydana gelmesinden itibaren on  yıl geçmekle zamanaşımına uğrar."

MADDE 20. - 2872 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Bilgi edinme ve başvuru hakkı

Madde 30. - Çevreyi kirleten, bozan veya çevreyi kirletme ve bozma tehlikesi bulunan bir faaliyetten zarar gören veya haberdar olan herkes ilgili idari ve adli makamlara başvurarak faaliyetin durdurulmasını isteyebilirler.

Herkes çevreye ilişkin bilgilere ulaşma ve yargıya başvurma hakkına sahiptir. İdari makamlar talep halinde çevreye ilişkin bilgileri vermekle yükümlüdür.

Bilgi talepleri aşağıdaki konulara ilişkin olması halinde reddedilebilir:

a) Gizlilik dereceleri ile korunan bilgiler.

b) Açıklanması halinde Devletin temel dış yararlarına karşı ağır sonuçlar doğurabilecek, milli savunmasına ve milli güvenliğe zarar verecek bilgiler.

c) İlgili yasal düzenlemelerle ticari sır olarak nitelendirilen veya niteliği gereği ticari sır sayılması gereken bilgiler.

d) Fikri hakları olumsuz etkileyecek bilgiler.

e) Açıklanması halinde üreme alanları, nadir türler gibi çevresel değerlere zarar verecek bilgiler.

f) Yargılama görevinin yerine getirilmesini engelleyecek veya adil yargılanma hakkını etkileyecek bilgiler.

g) Suç işlenmesine yol açacak veya suçların önlenmesi ve soruşturulması ile suçluların yasal yollarla yakalanıp kovuşturulmasını güçleştirecek bilgiler.

Çevreye ilişkin bilgi talepleri, talep edilen bilgiye sahip olunmaması, talebin açık bir şekilde makul olmaması veya çok genel olması ve görüş, bilgi notu, tavsiye gibi kurum içi yazışmalara ilişkin olması durumunda da reddedilebilir,

Red gerekçesi, talep edene bildirilir.

İdari yargı kararlarını kasden uygulamayan kamu görevlileri bu Kanunun 26 ncı maddesinin (h) bendine göre cezalandırılır."

MADDE 21. - a) 2872 sayılı Kanunun 16, 21, 22 ve ek 1 inci maddeleri,

b) 2464 Sayılı Kanuna 3914 sayılı Kanunla eklenen mükerrer 44 üncü maddesi,

c) 18.1.1950 tarihli ve 5516 sayılı Bataklıkların Kurutulması ve Bundan Elde Edilecek Topraklar Hakkında Kanun,

d) 18.12.1953 tarihli ve 6200 sayılı Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin (c) bendi,

Yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 22. - 2872 sayılı Kanuna aşağıdaki ek maddeler eklenmiştir.

"EK MADDE 1. - Toprağın korunmasına  ilişkin esaslar şunlardır:

a) I., II., III. ve IV. sınıf tarım arazilerini kısmen veya tamamen bozucu, tahrip edici ve sınıflarını olumsuz yönde değiştirici faaliyetler yasak olup, bu araziler amacı dışında kullanılamaz. Bu tür faaliyetler nedeniyle bozulan arazinin iyileştirilmesine ve eski doğal yapısıyla uyumlu hale getirilmesine yönelik işlemler faaliyet sahibi tarafından yapılır.

b) Anız yakılması, çayır ve mer'aların tahribi, çölleşme, toprakların tuzlanmasına, asitlenmesine, alkalileşmesine ve erozyona sebebiyet verecek her türlü faaliyet yasaktır.

c) Arazilerde yapılan üretim, zenginleştirme faaliyetleri sonrasında bu faaliyetlerin olumsuz etkilerinin giderilmesine, kullanılan arazinin iyileştirilmesine ve eski doğal yapısıyla uyumlu hale getirilmesine yönelik olarak gerekli düzenlemeler faaliyet sahibi tarafından yapılır.

Toprağın korunmasına ve kirliliğinin önlenmesine, giderilmesine ilişkin usul ve esaslar ilgili kuruluşların görüşleri alınarak yönetmelikle belirlenir.

d) Ülkenin egemenlik alanlarındaki denizlerden, kuru ya da etkin akarsu ve göl yataklarından ve tarım arazilerinden kum, çakıl ve benzeri maddelerin alınması ile ilgili esaslar, Bakanlığın koordinasyonunda ilgili  kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak belirlenir ve Bakanlığın ön iznine tâbidir. Bu esaslar mahallin en büyük mülki idare amirince uygulanır."

"EK MADDE 2.- Faaliyetleri sonucu çevre kirliliğine neden olacak veya çevreye zarar verecek kurum, kuruluş ve işletmeler çevre yönetim birimi kurmak veya çevre görevlisi istihdam etmekle yükümlüdürler. Hangi kurum, kuruluş ve işletmenin çevre yönetim birimi kuracağı veya çevre görevlisi istihdam edeceği, çevre görevlilerinin nitelikleri, sayıları, çalışma usul ve esasları yönetmelikle belirlenir."

"EK MADDE 3.- İçme ve kullanma suyu rezervuarları ve benzeri su kaynaklarının korunmasında Bakanlıkça, ilgili kuruluşların görüşü alınarak her kaynak için özel esaslar belirlenir ve ilan edilir. Bu esasların imar planlarında aynen yer alması ve ilgili idare tarafından uygulanması zorunludur. Bu esaslar belirleninceye kadar aşağıda belirtilen genel ilkeler ve koruma alanları geçerlidir.

a) Mutlak koruma alanı, içme ve kullanma suyu rezervuarlarının en yüksek su seviyesinden itibaren yatay olarak 300 metre genişliğindeki alandır. Bu alan su kaynağını kullanan idare ya da idarelerce kamulaştırılabilir ve ağaçlandırılır. Bu alanda gübre ve tarım ilaçları kullanmamak şartıyla tarımsal faaliyetler, içme ve kullanma suyu projesine ve mevcut yapıların kanalizasyon sistemlerinin ıslahına ait mecburi tesisler dışında hiçbir tesis ve faaliyet yapılamaz. 

Bu alanda yukarıda sayılanlar dışında hiçbir yapılaşma veya faaliyete izin verilmez.

b) Kısa mesafeli koruma alanı, mutlak koruma alanı sınırından itibaren yatay olarak 700 metre genişliğindeki alandır. Bu alanda; turizm ve sanayi tesislerine, iskâna, hayvancılığa, Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca belirlenecek olanlar dışında suni gübre ve/veya tarım ilaçları kullanılmasına, yakıt depolarına ve mezarlık kurulmasına, tabii malzeme ve maden ocağı açılmasına, işletilmesine, katı atık depolama alanlarına, bertaraf tesislerine ve benzeri faaliyetlere izin verilmez.

c) Orta mesafeli koruma alanı, kısa mesafeli koruma alanı sınırından itibaren yatay olarak 1000 metre genişliğindeki alandır. Bu alanda; sanayi kuruluşuna, mezarlık kurulmasına, tabii malzeme ve maden ocağı açılmasına, işletilmesine, katı atık depolama alanları ile bertaraf tesislerine izin verilmez. Turizm ve konutlarla ilgili yapılaşma koşulları yönetmelikle belirlenir.

d) Birinci derecede uzun mesafeli koruma alanı, orta mesafeli koruma alanı sınırından itibaren yatay olarak 3 kilometre genişliğindeki alandır. Bu alanda sanayi kuruluşları ile katı atık depolama alanlarına ve bertaraf tesislerine izin verilmez. Turizm ve konutlarla ilgili yapılaşma koşulları yönetmelikle belirlenir.

e)  İkinci derecede uzun mesafeli koruma alanı, birinci derecede uzun mesafeli koruma alanı sınırından itibaren su toplama havzasının sınırına kadar olan alandır. Bu alanda kurulabilecek sanayi tesisleri yönetmelikle belirlenir.

Bu alanlardaki sosyal amaçlı olmayan askeri tesislere ilişkin uygulamalar Bakanlık ve Millî Savunma Bakanlığınca ayrıca belirlenir."

"EK MADDE 4. - İyonlaştırıcı olmayan radyasyon yayılımı sonucu oluşan manyetik alanların çevre ve insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinin önlenmesi ile ilgili usul ve esaslar Sağlık Bakanlığı, Telekomünikasyon Kurumu ve Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir."

"EK MADDE 5. - Bakanlık, yönetmelikte belirtilen koşulları taşıyanlara gönüllü çevre müfettişliği görevi verebilir. Bu görev için ilgililere herhangi bir ücret ödenmez.

Görevini kötüye kullandığı tespit edilen gönüllü çevre müfettişlerinin bu görevleri sona erdirilir.

Gönüllü çevre müfettişlerinin çalışma ve eğitimlerine ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir."

"EK MADDE 6. - Motorlu taşıtları işletenler, egzoz emisyonlarının yönetmelikle belirlenen standartlara uygunluğunu belgelemek üzere Bakanlığa ait ya da Bakanlıkça yetkili kılınacak egzoz ölçüm istasyonlarında ölçüm yaptırmak zorundadırlar. Egzoz ölçümleri ile ilgili usul ve esaslar Karayolları Genel Müdürlüğünün görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenir."

"EK MADDE 7. - Bakanlığın bu Kanunda öngörülen temel ve sürekli görevlere bağlı olarak ortaya çıkan hizmet faaliyetlerini sürdürebilmesi için gerekli yerde ve sayıda Döner Sermaye İşletmesi kurulmuştur. İşletmenin sermaye limiti 500 milyar Türk Lirasıdır. Sermayenin 10 milyon Türk Lirası genel bütçeden karşılanır. Tahsis edilen sermaye miktarı Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine Bakanlık tarafından beş katına kadar artırılabilir. Bu suretle artırılan sermaye elde edilen kârlarla karşılanır.

İşletmenin sermaye kaynakları;

a) Bakanlık bütçesine bu amaçla konulacak ödeneklerden,

b) Döner sermaye faaliyetlerinden elde edilecek kârlardan,

c) Bağış ve yardımlardan,

d) Hazinece verilen aynî yardımlardan,

Oluşur.

Bağış ve yardımlar sermaye limitine bakılmaksızın sermayeye eklenir. İşletmenin ödenmiş sermaye tutarı tahsis edilen sermaye tutarına ulaşıncaya kadar elde edilen dönem sonu kârları ödenmiş sermayeye eklenir. Ödenmiş sermaye tutarı tahsis edilen sermaye tutarına ulaştıktan sonra elde edilen kârlar, hesap dönemini izleyen yılın Şubat ayının sonuna kadar genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere ilgili saymanlığa yatırılır.

Yıl sonu kârları ile aylık gayri safi hasılat üzerinden genel bütçeye aktarılacak miktarlar, zamanında yatırılmadığı takdirde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre belirlenecek gecikme zammı ile tahsil edilir. Hesaplanan zam döner sermayenin ita amiri ve saymanından yarı yarıya alınır. Ancak Maliye Bakanlığınca verilmiş ek süreler için zam uygulanmaz.

İşletmenin zararları kâr/zarar hesabında bekletilir ve ertesi yıllar kârları ile kapatılır.

İşletmenin gelirleri şunlardır:

a) Faaliyet alanları ile ilgili iş ve hizmetler karşılığı alınan ücretler.

b) Yurt dışından sağlanan hibe ve proje yardımları.

c) Diğer gelirler.

Döner Sermaye İşletmesinin faaliyet alanı ile doğrudan ilgili olarak yapacağı giderler şunlardır:

a)  Kiralama ve taşınır mal satın alma giderleri.

b)  Baskı, yayın ve tanıtım giderleri.

c)  Döner sermaye hizmetleri ile ilgili yurt içi ve yurt dışı görev ve toplantılara katılan personelin yol masrafları ve yevmiye giderleri.

d)  İşletmede kullanılacak her türlü demirbaş eşya, kırtasiye ve mefruşat alım giderleri.

e) Haberleşme, ilan, ulaşım ve akaryakıt giderleri.

f) Döner Sermaye İşletmesinin kullandığı bina, araç ve gereçlerin bakımı ile küçük onarım giderleri.

g) Isıtma, aydınlatma ve temizlik giderleri.

h) Döner sermaye hizmetlerinin gerektirdiği makine ve teçhizat alım giderleri.

ı) Laboratuvarların ve egzoz ölçüm istasyonları dışındaki ölçüm istasyonlarının ölçüm, analiz, test işlerinde kullanılacak özel malzemenin alım giderleri ile cihaz ve bina bakım- onarım giderleri.

j) Döner sermaye kadrosunda bulunan memurların maaşları ve kanunlarla sağlanan her türlü mali haklarına ilişkin giderler ile işletme hizmetlerinde çalıştırılacak işçilerin ücretleri, kıdem tazminatları ve diğer özlük haklarına ilişkin giderler.

Döner sermaye işletmesinden elde edilen kârdan, Bakanlık merkez ve taşra teşkilatında çalışan ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanuna tâbi her bir personele, bu personelin aylık (ek gösterge dahil), yan ödeme ve her türlü tazminat tutarının % 100 ünü aşmamak üzere Bakanlıkça belirlenecek esas ve oranlarda her ay ek ödeme yapılır.

İşletmenin zararı, izleyen yılların kârlarından mahsup edilir.

İşletmenin kadro iş ve işlemleri ve diğer hususlar Yönetmelikle belirlenir."

MADDE 23. - 3.4.1930 tarihli ve 1580 sayılı Belediye Kanununun 15 inci maddesinin ikinci fıkrasının 24 numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"24- Sanayi atıklarının toplanması hariç, katı atık yönetimi hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla, gereken her türlü hizmeti yapmak, tesisleri kurmak, kurdurmak, kurulu olanları devralmak, işletmek, işlettirmek, bu amaçla kurulmuş tesislerden yararlanmak (bu görev büyük şehirlerde büyük şehir belediyeleri tarafından yerine getirilir), nazım imar planlarında bu tesislerin mevcut ve planlanan yerlerini göstermek, ilgili kanun ve yönetmeliklerde öngörülen koruma mesafesini sağlayacak şekilde tedbirlerin alınmasını sağlamak;

Tıbbi atıklar ile sanayi atıklarının yönetim sistemlerinin kurulmasında belediyeler, atık üreticileri ve bertarafçıları ile beraber veya ayrı olarak bertaraf tesislerinin kurulması, kurdurulması, işletilmesi, işlettirilmesinden yükümlüdür."

MADDE 24. - 27.6.1984 tarihli ve 3030 sayılı Büyük Şehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun 6 ncı maddesinin (A) fıkrasının (j) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"j) Sanayi atıklarının toplanması ve taşınması hariç, katı atık yönetim hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla gereken her türlü hizmeti yapmak, tesisleri kurmak, kurdurmak, kurulu olanları devralmak, işletmek, işlettirmek, bu amaçla kurulmuş tesislerden yararlanmak,

Tıbbi atıklar ile sanayi atıklarının yönetim tesislerinin kurulmasında, belediyeler, atık üreticileri ve bertarafçıları ile beraber veya ayrı olarak bertaraf tesislerinin kurulması, kurdurulması, işletilmesi, işlettirilmesinden yükümlüdür.

Nazım imar planlarında bu tesislerin mevcut ve planlanan yerlerini göstermek, ilgili kanun ve yönetmeliklerde öngörülen koruma mesafesini sağlayacak şekilde tedbirlerin alınmasını sağlamak,"

MADDE 25. - 20.11.1981 tarihli ve 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin (c) bendi aşağıdaki şekilde  değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki (g) ve (h) bentleri eklenmiştir.

"c) Bölge içindeki su kaynaklarının, deniz, göl, akarsu kıyılarının ve yer altı sularının kullanılmış sularla ve sanayi atıkları ile kirletilmesini, bu kaynaklarda suların kaybına veya azalmasına yol açacak tesis kurulmasını ve bu tür faaliyetlerde bulunulmasını önlemek, bu konuda Çevre Kanunu ve bu Kanuna dayanarak çıkartılan yönetmelikler çerçevesinde her türlü teknik, idari ve hukukî tedbiri almak,"

"g) Katı atık yönetim hizmetleri konusunda hizmet alanı içindeki belediyelere verilen görevleri yürütmek ve bu konulardaki yetkileri kullanmak,"

h) Bölge içindeki su kaynaklarının havzalarında bulunan ilgili valilik ve belediyeler ile teknik ve idari konularda işbirliği yapmak."

MADDE 26. - 2560 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin (a) bendi aşağıdaki şekilde  değiştirilmiştir.

"a) Su satışı, kanalizasyon, atıksu ve katı atık yönetim hizmetlerine karşılık tarifesine göre abonelerden alınacak bedeller,"

MADDE 27. - 2560 sayılı Kanunun değişik 23 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında yer alan "septik çukurların boşaltılması giderleri" ibaresi "septik çukurların boşaltılması ile katı atık yönetimine ilişkin giderler" olarak değiştirilmiştir.

MADDE 28. - 2560 sayılı Kanunun 26 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 26. - Bu Kanunun 1 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince Bakanlar Kurulu kararı ile su, kanalizasyon ve katı atık işleri İSKİ' ye verilecek belediye ve köyler ile yakın çevresindeki belediye ve köylerin İstanbul Büyük Şehir Belediyesine bağlanmaları halinde bu belediye ve köylerin mevcut su, kanalizasyon ve katı atık yönetim tesisleri ve bunlarla ilgili taşınır ve taşınmaz malları, hak ve borçları ve personeli tüm özlük hakları ile birlikte bir protokolle İSKİ' ye devredilir."

MADDE 29. - 2560 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı cetvele "Kanal Şebeke Daire Başkanı" ibaresinden sonra gelmek üzere "Katı Atık Yönetimi Daire Başkanı" ibaresi eklenmiştir.

MADDE 30. - 26.5.1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun değişik 97 nci maddesinde yer alan "ve" ibaresi "veya" olarak değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

"Birinci fıkra hükmünce bedel tarifelerinin belirlenmesinde, hizmetin maliyeti ve verimlilik ilkeleri esas alınır. Hizmet maliyetinin hesaplanmasında, yönetim, işletme, yenileme, izleme, acil durumlara hazırlık-müdahale ve ıslah giderleri ile  amortismanlar göz önünde bulundurulur.

Atıksu ile sanayi atıkları ve tıbbi atıklar hariç katı atıkların toplanması, taşınması, depolanması, geri kazanılması ve değerlendirilmesi ile bertaraf edilmesi hizmetleri karşılığında üretici kişi ve kuruluşlardan belediye meclisince belirlenerek mahallin en büyük mülki amiri tarafından onaylanacak tarifeye göre bedel alınır. Bu bedel, atıkların türü, kaynağı, miktarı, çevre ve insan sağlığına olan etkileri, bertaraf tesisinin işletme ve amortisman giderleri esas alınarak belirlenir ve su faturası üzerinden ayrı bir kalemde tahsil edilir.

Sanayi atıkları ve tıbbi atıkların bertaraf bedeli ise atıkların türü, miktarı, kaynağı ile tesisin çevre ve insan sağlığına olan etkileri, işletme ve amortisman giderleri esas alınarak bertaraf tesisi işletmecisi tarafından belirlenir ve atık kabulü esnasında tahsil edilir.

Belediyeler (büyük şehirlerde büyük şehir belediyeleri); belediye meclisi kararına istinaden, katı atıkların ve atıksuların toplanması, taşınması, değerlendirilmesi ve imhası hizmetlerini ayrı ayrı veya bir bütün olarak 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun hükümlerine göre yap-işlet-devret modeli ile şirketlere gördürebilirler. Bu takdirde, bu hizmetler karşılığında alınacak ücretlerin tespit ve tahsil şekli, belediye ile ilgili şirket arasında yapılacak uygulama sözleşmesinde gösterilir. Bu bedeller 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre tahsil edilir.

Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde bulunan ve belediyelerin katı atık yönetimi ile kanalizasyon hizmetlerinden yararlanan konut, işyeri ve diğer şekillerde kullanılan binalar ve alanlar, atık su bedeli ve katı atık bedeline tabidir. Atıksu bedeli ile katı atık bedeli ödemekle yükümlü olanlar her ne şekilde olursa olsun binaları ya da katı atıkların üretildiği alanları kullananlardır. Bu konudaki esas ve usuller Çevre Bakanlığı'nın uygun görüşü alınarak İçişleri Bakanlığınca hazırlanacak bir yönetmelikle düzenlenir.

Atık su ve katı atık yönetiminde birbirine yakın belediyelerin hizmet birlikleri kurmaları esastır. Hizmet Birliğini oluşturan belediyeler yatırımlarda Devlet desteğinden öncelikle yararlandırılır."

GEÇİCİ MADDE 1. - Bu Kanun uyarınca çıkarılacak yönetmelikler ilgili Bakanlıkların görüşü alınarak Bakanlıkça hazırlanır ve  Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren  en geç bir yıl içinde yayımlanır.

GEÇİCİ MADDE 2. - Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte faal durumda olan ve bu Kanun ve yönetmeliklerle belirlenen ek yükümlülüklerin yerine getirilmesi için  mevcut işletmelere Bakanlıkça yeteri kadar süre verilebilir.

GEÇİCİ MADDE 3. - Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte 27.9.1984 tarih ve 3046 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca kurulmuş bulunan Çevre Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesi, tüm varlıkları ve borçları ile, herhangi bir işleme gerek kalmaksızın bu Kanunla kurulmuş bulunan Döner Sermaye İşletmesine devredilmiş sayılır.

MADDE 31. - Bu Kanunun; 12 nci maddesi ile yeniden düzenlenen 2872 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin; birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri 1.1.2003, diğer maddeleri yayımı tarihinde yürürlüğü girer.

MADDE 32. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.