Dönem : 21 Yasama Yılı : 1

T.B.M.M. (S. Sayısı : 41)

İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar,Bilgi ve Teknoloji ve Plan ve

Bütçe Komisyonları Raporları (1/463)

T.C.

Başbakanlık

Kanunlar ve Kararlar 5.7.1999

Genel Müdürlüğü

Sayı : B.02.0.KKG/196-342/2895

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Önceki yasama döneminde hazırlanıp Başkanlığınıza sunulan ve İçtüzüğün 77 nci maddesi uyarınca hükümsüz sayılan ilişik listede adları belirtilen kanun tasarılarının yenilenmesi Bakanlar Kurulunca uygun görülmüştür.

Gereğini arz ederim.

Bülent Ecevit

Başbakan

1/437 İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin
Kanun Tasarısı
 
 

T.C.

Başbakanlık

Kanunlar ve Kararlar 3.5.1996

Genel Müdürlüğü

Sayı : B.02.0.KKG/196-342/1847

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Önceki yasama döneminde hazırlanıp Başkanlığınıza sunulan ve İçtüzüğün 78 inci maddesi uyarınca hükümsüz sayılan ilişik listede adları belirtilen kanun tasarılarının yenilenmesi Bakanlar Kurulunca uygun görülmüştür.

Gereğini arz ederim.

Mesut Yılmaz

Başbakan

1/940 İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin
Kanun Tasarısı
 
 

T.C.

Başbakanlık

Kanunlar ve Kararlar 28.10.1995

Genel Müdürlüğü

Sayı : B.02.0.KKG/101-965/4951

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Millet Meclisi İçtüzüğünün 79 uncu maddesine göre komisyonlarda ve Genel Kurulda görüşülmesi Bakanlar Kurulunca 26.10.1995 tarihinde kararlaştırılan “İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.

Gereğini arz ederim.

Prof. Dr. Tansu Çiller

Başbakan

GENEL GEREKÇE

Dampinge veya sübvansiyona konu ithalat, piyasa ekonomisi uygulayan ülkelerde, pazar fiyatlarının normal rekabet şartlarına göre oluşumunu engellemekte ve yerli sanayi üzerinde olumsuz etkiler yaratarak piyasasına girdiği ülkenin ekonomisini zayıflatıcı unsur teşkil etmektedir.

Bu nedenle, piyasa ekonomisi uygulayan ülkeler dampinge veya sübvansiyona konu ürün ithalatının yerli sanayileri üzerinde oluşturduğu haksız rekabet ile mücadele etmek üzere hukukî düzenlemelere başvurmakta ve bu şekilde özel bir önlem prosedürü işletmektedirler.

Ülkemizde de 1980 yılından sonra ithalatta liberasyon politikasının benimsenmesi sonucu ortaya çıkan ihtiyaçlar doğrultusunda, bu konuda ilk defa 1.10.1989 tarihinde 3577 sayılı Kanun, 89/14506 sayılı Karar ve Yönetmelikten oluşan ve konuya ilişkin idarî ve teknik prosedürü düzenleyen İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Mevzuat yürürlüğe konulmuştur.

Söz konusu mevzuat, Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT) Tokyo Round müzakereleri sonucunda formüle edilen ve ülkemizin gözlemci statüsünü taşıdığı “GATT’ın VI ncı Maddesinin Yürütülmesine Dair Anlaşma” (Anti-Damping Kodu) ile taraf statüsünü taşıdığı “GATT VI, XVI ve XXIII üncü Maddelerinin Tefsiri ve Uygulanması ile İlgili Anlaşma” (Sübvansiyonlar ve Telafi Edici Vergiler Kodu) esasında düzenlenmiştir.

Dünyada hızla boyutları genişleyen ticaret ile birlikte, damping ve sübvansiyon uygulamalarının arttığı, buna çözüm arayan ithalatçı ülkelerin zaman zaman yetersiz araştırma ve çalışmalar sonucu gereğinden sert tedbirler aldığı ve bu durum nedeniyle dünya ticaretinin olumsuz yönde etkilenmeye başladığı görülmüştür.

Bu çerçevede, artan sorunlara daha etkin çözümler bulmak amacıyla, GATT Uruguay Round Ticaret Müzakereleri sonucunda; ülkemizce de imzalanan Nihaî Senet kapsamındaki Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Kuruluş Anlaşması Ek 1’de yer alan “GATT 1994’ün VI ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Anlaşma” (Anti-Damping Anlaşması) ile “Sübvansiyonlar ve Telafi Edici Tedbirler Anlaşması” (Sübvansiyonlar Anlaşması) formüle edilmiştir. Anti-Damping Anlaşması ve Sübvansiyonlar Anlaşması önceki kodların ana prensibini taşıma yanında, yapılacak uygulamalarda taraflararası şeffaflığa yer vermekte, müzakereleri daha sistemli hale getirmekte ve teknik çalışmalara belirgin bir çerçeve çizmektedir.

Söz konusu Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması, ülkemizce 31.12.1994 tarihinden geçerli olmak üzere onaylanmıştır. Bu nedenle, ülkemiz İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Mevzuatının anılan Anti-Damping Anlaşması ve Sübvansiyonlar Anlaşmasına işlerlik kazandıracak şekilde uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, Türkiye -Avrupa Birliği (AB) arasında Gümrük Birliğinin tamamlanmasına ilişkin 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı 6.3.1995 tarihi itibariyle alınmış ve bu çerçevede de Türkiye’nin konuya ilişkin mevzuatının önemli ölçüde uyumlaştırılması öngörülmüştür.

Ayrıca, halen yürürlükte bulunan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanunun uygulama sürecinde bazı hükümlerin yeniden düzenlenmesi ihtiyacı da hasıl olmuştur.

Anılan gelişmeler ışığında, ortaya çıkan ihtiyaçların karşılanmasına ve belirtilen Anlaşmalardan kaynaklanan uluslararası yükümlülüklerimizin yerine getirilmesine yönelik olarak yürürlükte bulunan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanunda değişiklik yapılması zarurî hale gelmiştir.

Değişiklik tasarısının hazırlanmasında, yürürlükteki İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanunun, gerek uluslararası platformda benimsenen normlar gerekse ülkemiz dış ticaretindeki gelişmeler ışığında daha kapsamlı hale getirilmesi gereği göz önüne alınmış ve bu doğrultuda;

—Ülkemizin mevcut idarî, hukukî ve ekonomik yapısına uygun ve dış ticaret politikaları ile aynı doğrultuda bir mevzuat ortaya konması,

—Anti-Damping Anlaşması ile Sübvansiyonlar Anlaşması ve konuya ilişkin AB mevzuatının içerdikleri hükümlerin çok detaylı olması nedeniyle, mevzuatımıza doğrudan yansıtılmalarının hukukî ve teknik işleyişte aksaklıklara yol açabileceğinden hareketle, uygulamada esneklik sağlanabilmesini teminen bu hükümlerin genel mantığının yansıtılması ve aykırı hükümlere yer verilmemesi,

— 1.10.1989 tarihinden itibaren yürürlükte bulunan 3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanunun uygulamada sorun yaratan veya yorum farklılıklarına neden olan hükümlerinin yeniden düzenlenmesi,

—Dampinge veya sübvansiyona konu ithalata karşı Türk Sanayiinin etkin bir şekilde korunması amaçlanmıştır.

Yukarıda anılan amaçlar doğrultusunda hazırlanan “İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı” ile uluslararası platformda gelişen ticarete bağlı olarak kabul edilen yeni prensipler ülkemizce de benimsenmekte, uygulamada aksaklıklara neden olmayacak şekilde yeni düzenlemeler getirilmektedir.

Diğer taraftan, konuya ilişkin olarak, anılan Anlaşmaların amir hükümleri uyarınca Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Anti-Damping Komitesi ile Sübvansiyonlar ve Telafi Edici Tedbirler Komitesi’ne yapılan bildirimde, halen bu Anlaşmalara uyumlu Mevzuatımızın bulunmadığı ancak, mevzuat hazırlıklarının yürütüldüğü belirtilmiştir.

Söz konusu Komitelerin Aralık 1995’te yapılacak ortak toplantısında ülkemiz mevzuatının görüşüleceği göz önüne alındığında, anılan Anlaşmalara uyumlu mevzuatımızın bu tarihe kadar yasallaşmaması halinde, gerek uluslararası platformda problemlerle karşılaşılabileceği gerekse mevcut mevzuatın uygulanmasının güçleşeceği düşünülmektedir.

MADDE GEREKÇELERİ

Madde 1.—Bu maddede yer alan “piyasa bozulması” ifadesi GATT 1994’ün VI ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Anlaşma (Anti-Damping Anlaşması) ile Sübvansiyonlar ve Telafi Edici Tedbirler Anlaşmasında (Sübvansiyonlar Anlaşması) yer almadığı için çıkartılmıştır. Madde hükmü Kanunun amaç ve kapsamının özünü yansıtacak şekilde değiştirilmiştir.

Madde 2. —“Damping” tanımı Anti-Damping Anlaşmasının 2.1 No’lu paragrafında yer alan teknik açıklama çerçevesinde düzeltilmiştir.

“Sübvansiyon” tanımı Sübvansiyonlar Anlaşmasının 1.1 No’lu paragrafında yer alan tanıma uygun olarak değiştirilmiştir.

“Benzer mal” tanımı Anti-Damping Anlaşmasının 2.6 No’lu paragrafı ve Sübvansiyonlar Anlaşmasının 46 No’lu dipnotundaki tanıma uygun olarak düzeltilmiştir.

“Normal değer”in tanımında Anti-Damping Anlaşmasının 2.1 ve 2.2 No’lu paragrafları çerçevesinde düzenlemeler yapılmıştır.

“Karşılaştırılabilir fiyat” tanımı esasa yönelik bir kavram olmaması nedeniyle kaldırılmış, “Yönetmelik” tanımına ise Kanunda atıfta bulunulması nedeniyle yer verilmiştir.

“Sübvansiyon miktarı” tanımında Sübvansiyonlar Anlaşmasının 36 No’lu dipnotu dikkate alınarak düzeltme yapılmıştır.

“Zarar” tanımı Anti-Damping Anlaşmasının 9 No’lu dipnotu ve Sübvansiyonlar Anlaşmasının 45 No’lu dipnotu çerçevesinde değiştirilmiştir.

“GATT 1994”, “Sübvansiyonlar ve Telafi Edici Tedbirler Anlaşması” ve “GATT 1994’ün VI ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Anlaşma” tanımları Kanunda atıfta bulunulması nedeniyle eklenmiştir.

Madde 3.—Madde ifadesi damping ve zarar arasındaki nedensellik bağı ile değiştirilen “zarar” tanımını yansıtacak ve Sübvansiyonlar Anlaşmasının 1.2 No’lu paragrafı ile 2 nci maddesine uyum sağlayacak şekilde değiştirilmiştir.

Madde 4. —İnceleme yapma yetkisinin sadece Genel Müdürlüğe ait olması nedeniyle “veya yaptırabilir” ibaresi çıkartılmıştır. “veya ilgili meslek kuruluşları” ibaresi, meslek kuruluşlarının tüzelkişilik olmaları nedeniyle ayrıca belirtilmemiştir.

Madde 5. —

(a) bendinde yer alan “resen” kelimesi yazım hatası nedeniyle “re’sen” olarak değiştirilmiştir.

(c) bendi, Genel Müdürlüğün sadece soruşturma sonucunda değil, soruşturma süresince de alınabilecek önlemlerle ilgili olarak Kurula teklif sunma görevi bulunması nedeniyle, bu görevleri genel bir çerçeve içine alacak şekilde düzenlenmiştir.

Madde 6.—Maddedeki değişiklikler ile Kurulun görevleri daha açık ve kapsamlı hale getirilmiştir.

Madde 7.—Anılan maddelerdeki “ve/veya” ibareleri damping ve sübvansiyon soruşturmalarının ayrı olarak yürütülmesi gerektiğinden “veya” olarak değiştirilmiştir.

Madde 8.—Soruşturma açılmasına ilişkin hüküm, Anti-Damping Anlaşmasının 5 inci ve Sübvansiyonlar Anlaşmasının 11 inci maddeleri hükümleri gözönünde bulundurularak, temel şartlar esasında belirginleştirilmiştir.

Madde 9. —Madde, Anti-Damping Anlaşmasının 8 inci maddesi ve Sübvansiyonlar Anlaşmasının 18 inci maddesi hükümleri esasında taahhütlerle ilgili uygulamaya açıklama getirecek şekilde düzenlenmiştir. Dampinge veya sübvansiyona konu itahalatın zarar verici etkisinin kalmaması ve şikâyet konusunun ortadan kalkması hususlarına, “kapatma” kavramına ilişkin olmaları nedeniyle, “Soruşturmanın Kapatılması ve Durdurulması” başlıklı Ek Madde 1’de yer verilmiştir.

Madde 10.—Soruşturma sırasında geçici önlem alınabilmesi için gerekli temel şartlara açıklama getirilmiştir. Ayrıca, Anti-Damping Anlaşmasının 7 nci ve Sübvansiyonlar Anlaşmasının 17 nci maddeleri hükümlerine paralel olarak uygulama sürelerine ilişkin hükümler eklenmiştir.

Madde 11. —Kesin önlem alınabilmesi için gerekli temel şartlara açıklama getirilmiştir. Anti-Damping Anlaşmasının 10.2, 10.4 No’lu paragrafları ve Sübvansiyonlar Anlaşmasının 20.2, 20.4 No’lu paragraflarına uygun olarak kesin önlem kararına bağlı teminat iadesi hükümlerine yer verilmiştir. Ayrıca, “Bunlardan yalnızca nispeti yüksek olanı uygulanır” hükmü GATT 1994’ün VI ncı Maddesinin 5 nci paragrafı gözönüne alınarak kaldırılmıştır.

Madde 12. —Madde hükmü “kapatma” kavramı çerçevesinde düzeltilmiştir.

Madde 13.—İşbu İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısında Damping ve Sübvansiyon Anlaşmalarında yer alan hususların temelini yansıtacak şekilde hazırlanmış olması nedeniyle, Anlaşmalarda ayrıntı teşkil eden hususlara yer verilmemektedir. Maddeye bu fıkranın eklenmesinden amaç, uygulamada Anlaşmaların tüm hükümlerinin dikkate alınmasını sağlamak ve bu şekilde Kanunun anılan Anlaşmalara uyumlu olarak hazırlandığını belirgin olarak ortaya koymaktır.

Madde 14.—

Ek Madde 1. – “Kapatma” kavramı 3577 sayılı Kanunda ifade edilmemekle birlikte uygulanagelmiş bir durumdur ve anlaşmalarda yer almaktadır. Dolayısıyla soruşturmanın kapatılması esaslarının ayrı bir maddede düzenlenmesi gerektiği düşünülmüştür. “Durdurma” kavramına, kanunda yer almakla birlikte, uygulamaya açıklık getirilmesi amacıyla bu maddede münferiden yer verilmiştir. Maddedeki “ihmal edilme” kriterine, Anti Damping Anlaşmasının 5.8 No. lu paragrafı ve Sübvansiyonlar Anlaşmasının 11.9 No’lu paragrafına uygun olarak yer verilmiştir. “Başvurunun geri çekilmesi” esası uygulamada karşılaşılabilecek bir durum olması nedeniyle düzenlenmiştir. “Sübvansiyonun geri çekilmesi”ne ilişkin hükme Sübvansiyonlar Anlaşmasının 19.1 No’lu paragrafı paralelinde yer verilmiştir.

Ek Madde 2. — İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kararın 6 ncı maddesinde düzenlenen gözden geçirme hükmü, Anti Damping Anlaşmasının 11 inci ve 9 uncu maddeleri ile Sübvansiyonlar Anlaşmasının 21 inci ve 19 uncu maddeleri ile getirilen hükümler nedeniyle ve uygulamaya açıklık getirmek amacıyla yeni bir madde halinde düzenlenerek Kanuna eklenmiştir.

Madde 15.—Yürürlük maddesidir.

Madde 16.—Yürütme maddesidir.

Sanayi, Ticaret, Enerji ve Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu

Türkiye Büyük Millet Meclisi Sanayi, Ticaret, Enerji ve Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu 9.7.1999 Esas No. : 1/463 Karar No. : 8

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

“İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı”nın Devlet Bakanı Sayın Tunca Toskay, Sanayi ve TicaretBakanlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı, Gümrük Müsteşarlığı temsilcilerinin katıldığı Komisyonumuzun 8.7.1999 tarihinde saat 10.30’da yaptığı toplantıda görüşülmesine başlanıldı.

Kanun Tasarısının genel gerekçesi okundu.

Kanun Tasarısının geneli üzerinde yapılan görüşmelerde Hükümet temsilcileri dünyada boyutları hızla genişleyen ticaret ile birlikte damping ve sübvansiyon uygulamalarının arttığını, buna çözüm arayan ithalatçı ülkelerin zaman zaman yetersiz araştırma ve çalışmalar sonucu sert tedbirler almalarının dünya ticaretini olumsuz yönde etkilediğini, bu olumsuzlukları önlemek amacıyla daha etkin çözümler bulmak için GATT Uruguay Round ticaret müzakereleri sonucunda ülkemizce de imzalanan Nihai Senet kapsamındaki Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşmasının, ülkemizce 31.12.1994 tarihinden geçerli olmak üzere onaylandığını, bu nedenle ülkemizde İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Mevzuatın anılan Anti Damping Anlaşması ve Sübvansiyonlar Anlaşmasına işlerlik kazandıracak şekilde uyumlu hale gelmesinin gerektiğini, ayrıca Türkiye-Avrupa Birliği (AB) arasında Gümrük Birliğinin tamamlanmasına ilişkin 1/95 Sayılı Ortaklık Konseyi Kararının 6.3.1995 tarihi itibariyle alındığını ve Türkiye’nin konuya ilişkin mevzuatının önemli ölçüde uyumlulaştırılması gerektiğinden, yürürlükte bulunan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanunun uygulama sürecinde bazı hükümlerinin yeniden düzenlenmesi ihtiyacının da hâsıl olduğunu, ülkemizin mevcut idarî, hukukî ve ekonomik yapısına uygun ve dış ticaret politikaları ile aynı doğrultuda bir mevzuat ortaya konulması ve dampinge veya sübvansiyona konu ithalata karşı Türk Sanayiinin etkin bir şekilde korunması gerekliliğinin benimsendiğini belirtmişlerdir.

Komisyon üyeleri sırasıyla söz alarak damping uygulaması neticesi Türk sanayiinin gördüğü zararın önlenmesi için piyasa düzenlenmesi tedbirlerinin gerekli olduğunu belirtmişlerdir.

Devlet Bakanı Sayın Tunca Toskay, yerli sanayiinin zarar verici haksız dış rekabete karşı korunması amacıyla şu anda Komisyon gündeminde bulunan Tasarı çerçevesinde gerekli tedbirlerin etkin bir şekilde uygulanabileceğini ifade etmiştir. Ayrıca, yerli sanayiinin korunmasını teminen diğer ticaret politikası araçlarının da kullanılabileceğini açıklamıştır.

Kanun Tasarısının geneli üzerindeki görüşmeler tamamlanmış ve Tasarının maddelerine geçilmesi oybirliği ile kabul edilmiştir.

Tasarının 1 inci maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.

Tasarının 2 nci maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.

Tasarının 3 üncü maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.

Tasarının 4 üncü maddesinin verilen önerge doğrultusunda 2 nci fıkrasının 5 inci satırındaki “üretim dalı” ibaresi “üreticiler” olarak, “ilgili” kelimesi, “hareket eden” olarak düzeltilmiş ayrıca “tüzel kişi” ibaresinden sonra “veya kuruluşlar” ibaresi eklenerek maddenin daha anlaşılır olması sağlanmıştır.

Tasarının 5 inci maddesi aynen kabul edilmiştir. Tasarının 6 ncı maddesi 3577 sayılı Kanunun 3 üncü fıkrasının b, c, d bentlerini değiştirmektedir. Verilen önerge üzerine d bendinin 2 nci satırın sonuna “ve” ibaresi eklenmiştir. Ayrıca aynı kanunun 6 ncı maddesinin 1 inci fıkrası kuruluş kanunlarında yapılan değişikliklere paralel olarak yeniden düzenlenmiştir.

Tasarının 7 nci maddesine İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanunun 7 nci maddesindeki “fiili” ibarelerinin çıkartılmasına yönelik verilen bir önerge ile dampinge karşı damping vergisi sübvansiyona karşı telafi edici verginin hesaplanması ve tahsili işlemlerinin fiili ithal tarihinden malın gümrük beyannamesinin tescil tarihine çekilmesi amaçlanmış, ayrıca yapılan bu değişiklikle Gümrük Mevzuatının gerek taraf olduğumuz uluslararası anlaşmalara uyumu, gerekse Gümrük Mevzuatı uygulamalarında bürokratik işlemlerin azaltılması vergi tahsilinde zaman kaybının önlenmesi, gümrük aşamasında alınan diğer vergiler ile dampinge karşı vergi ve telafi edici verginin tahsili aşamasındaki farklılıkların giderilmesi ve daha hızlı hizmet verilebilmesi sağlanmıştır.

Tasarının 8 inci maddesi aynen kabul edilmiştir.

Tasarının 9 uncu maddesi üzerinde verilen bir önerge anti damping ve sübvansiyonlar anlaşmalarının taahhütlerle ilgili hükümlerine uyum sağlayacak şekilde madde yeniden düzenlenmiş bu düzenleme ile ayrıca taahhütlerle ilgili detaylı düzenlemelerin Bakanlar Kurulu Kararı ve yönetmelikle yapılması sağlanmıştır.

Tasarının 10 uncu maddesinin sonuna “Geçici önlemlerin uygulama esasları Bakanlar Kurulu Kararı ile tespit edilir.” cümlesi eklenerek yetkili merci belirtilmiştir.

Tasarının 11 inci maddesi üzerinde verilen bir önerge ile “Anti Damping Anlaşması” ve “Sübvansiyon Anlaşmasında” yer alan damping marjından veya sübvansiyon miktarından fazla olarak alınan dampinge karşı vergi veya telafi edici verginin iadesinin iç hukukta düzenlenebilmesini teminen madde yeniden düzenlenmiş ayrıca, 3577 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin 4 üncü fıkrasındaki “fiili” tabiri diğer maddelerde yapılan değişikliğe paralel olarak çıkarılmıştır.

Tasarının 12 nci maddesi aynen kabul edilmiştir.

Tasarının 13 üncü maddesi üzerinde verilen önerge ile; vergilerin verilmesine ilişkin “Anti Damping Anlaşması” ve “Sübvansiyonlar Anlaşması”nda yer alan ilgili hükümlerin iç hukukta uygulanabilmesi, ayrıca gümrük mevzuatının gerek taraf olduğumuz uluslararası anlaşmalara uyumu, gerekse gümrük mevzuatı uygulamalarında bürokratik işlemlerin azaltılması, vergi tahsilinde zaman kaybının önlenmesi, gümrük aşamasında alınan diğer vergiler ile dampinge karşı vergi ve telafi edici verginin tahsili aşamasındaki farklılıkların giderilmesi ve daha hızlı hizmet verilebilmesine yönelik düzenleme yapılmıştır.

Tasarının 14 üncü maddesi ile Ek 1 ve Ek 2 maddeleri aynen kabul edilmiştir.

Tasarının 15 inci maddesindeki 1 aylık süre yönetmeliğin hazırlanarak kanun tasarısı ile aynı tarihte yürürlüğe girmesi amacıyla verilen önerge üzerine 3 aya çıkarılmıştır.

Tasarının 16 ncı maddesi aynen kabul edilmiştir.

Komisyonumuz Tasarı metinlerinde yer almayan madde başlıklarını metne ilave etmiştir.

Havalesi Gereği Plan ve Bütçe Komisyonuna gönderilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile sunulur.
 
  Başkan Sözcü  
  Oktay Vural Fahrettin Gülener  
  İzmir Bursa  
  Kâtip Üye  
  Cumali Durmuş Halit Dikmen  
  Kocaeli Aydın  
  Üye Üye  
  Ali Rıza Gönül İlhan Aytekin  
  Aydın Balıkesir  
  Üye Üye  
  İlyas Yılmazyıldız Kenan Sönmez  
  Balıkesir Bursa  
  Üye Üye  
  Orhan Şen Hüseyin Karagöz  
  Bursa Çankırı  
  Üye Üye  
  Nurettin Atik Abdülsamet Turgut  
  Diyarbakır Diyarbakır  
  Üye Üye  
  Mustafa Geçer Akif Serin  
  Hatay İçel  
  Üye Üye  
  Nevzat Taner Ahmet Arkan  
  Kahramanmaraş  Kocaeli  
  Üye Üye  
  Özkan Öksüz Ali Serdengeçti  
  Konya Manisa  
  Üye Üye  
  Eyüp Doğanlar Mükerrem Levent  
  Niğde Niğde  
Üye
     
Şükrü Ünal
     
Osmaniye
     

 
 
 

Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Plan ve Bütçe Komisyonu 14.7.1999

Esas No. : 1/463

Karar No. : 34

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Bakanlar Kurulunca, 19 ve 20 nci yasama dönemlerinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulan, ancak Türkiye Büyük Millet Meclisinin erken genel seçimlerle yenilenmesi nedeniyle içtüzüğün 77 nci maddesi hükmü gereğince kadük olan “İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı”, bu defa, hükümetçe 5.7.1999 tarihinde yenilenmiş ve yenilemeye ilişkin başbakanlık yazısının 6.7.1999 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmasını takiben, başkanlıkça aynı gün talî komisyon olarak Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonuna, esas komisyon olarak da komisyonumuza havale edilen sözkonusu tasarı, komisyonumuzun 13.7.1999 tarihinde yaptığı 18 inci birleşiminde DevletBakanı Tunca Toskay, Maliye Bakanlığı ile Devlet Planlama Teşkilâtı ve Dışticaret Müsteşarlıkları temsilcilerinin de katılımlarıyla incelenip, görüşülmüştür.

Bilindiği gibi, Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT), 1947 yılında Uluslararası Ticaret Örgütü (İTO) çatısı altında, dünya ticaretinin serbestleştirilmesi amacıyla gümrük tarifelerinin azaltılması, tarife dışı engellerin kaldırılması, dış ticaretin serbestleştirilmesi konularında Âkit Devletler arasında müzakerelerin yapıldığı bir uluslararası forum haline gelmiştir. GATT çerçevesinde, 1947-1994 arasında sekiz müzakere (Round) yapılmıştır. Bu müzakerelerin sonuncusu olan Uruguay Roundu kapsamında nihaî senet hazırlanmıştır. Bu senet kapsamında, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Kuruluş Anlaşması ile bu anlaşmaya ekli olarak “GATT 1994’ün VI ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Anlaşma” (Anti-Damping Anlaşması) ve “Sübvansiyonlar ve Telafi Edici Tedbirler Anlaşması” (Sübvansiyonlar Anlaşması) formüle edilmiştir.Bu anlaşmayla, GATT ayrı bir kurum olmaktan çıkarak Dünya Ticaret Örgütünün bir parçası haline gelmiştir. Çok taraflı ticaret kurallarının uygulanış ve işleyişini yürütmekle yükümlü olan DTÖ, dünya kaynaklarının en iyi şekilde kullanımı ile gelişmekte olan ülkeler ve özellikle bunların içinde az gelişmiş olanlarının uluslararası ticaretten daha fazla pay almasını sağlayacak mekanizmaların GATT çerçevesinde oluşturulması, oluşmuş olanların da etkin bir hale getirilmesini amaçlamaktadır. Üye ülkelerin (125 Âkit Tarafın ve 124 ülke ve AB) onay işlemlerinden sonra 1 Ocak 1995 tarihinde yürürlüğe giren Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş anlaşması, ülkemizce 31.12.1994 tarihinden geçerli olmak üzere onaylanmıştır.

Bu nedenle, 1973-79 yılları arasında yapılan Tokyo Müzakereleri (Roundu) sonucunda formüle edilen ve ülkemizin gözlemci statüsünü taşıdığı “GATT’ın VI ncı Maddesinin Yürütülmesine Dair Anlaşma” (Anti-Damping Kodu) ile taraf statüsü taşıdığı “GATT VI, XVI ve XXIII üncü Maddelerinin Tefsiri ve Uygulanması ile İlgili Anlaşma” (Sübvansiyonlar ve Telafi Edici Vergiler Kodu) esasları çerçevesinde, ülkemizin 1980 yılından sonra ithalatta liberasyon politikasının benimsenmesi sonucu ortaya çıkan ihtiyaçları da dikkate alınmak suretiyle hazırlanan 1.10.1989 tarihli ve 3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanunun, Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşmasının ekindeki “Anti-Damping” ve “Sübvansiyonlar” anlaşmalarına işlerlik kazandırılacak şekilde uyumlu hale getirilmesi, Türkiye Avrupa Birliği (AB) arasında gümrük birliğinin tamamlanmasına ilişkin 6.3.1995 tarih ve 1/95 sayılı ortaklık konseyinin ülkemiz mevzuatının avrupa birliği mevzuatı ile uyumlaştırılması kararı doğrultusunda, kanunun uygulanmasından kaynaklanan aksaklıkları da dikkate almak suretiyle düzenlemeler yapılması zarureti hasıl olmuştur.

Tasarı ve gerekçesi incelendiğinde; 3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanunda; uygulamadan doğan sorunların giderilmesine, gerek uluslararası platformda benimsenen normlar, gerekse ülkemiz dış ticaretindeki gelişmeler ışığında daha kapsamlı düzenlemeler yapılmasına, GATT Anti-Damping ve sübvansiyonlar anlaşmalarından kaynaklanan uluslararası yükümlülüklerin yerine getirilmesi doğrultusunda mevzuatımızda gerekli değişikliklerin yapılmasına, damping veya sübvansiyona konu ithalata karşı Türk sanayinin etkili bir şekilde korunmasına, dönük düzenlemelerin yapılmasının, amaçlandığı anlaşılmaktadır.

Komisyonumuzda tasarının tümü üzerinde yapılan görüşmelerde;

– Tasarının bir an önce yasalaşması gerektiği, zira ülkemizin bir ekonomik darboğaz içerisinde bulunduğu global kriz nedeniyle zor durumda bulunan yerli üreticilerin dampingli ithalat nedeniyle durumlarının daha da zorlaşacağı,

– Küreselleşmenin bir sonucu olarak ortaya çıkar DTÖ’nün, uluslararası ticaretin serbestleştirilmesi için kurallar koyduğu, Türkiye’nin bu kurallara göre ulusal mevzuatını uyumlaştırmasının uluslararası hukuk alanında ülkemizin konumunu güçlendireceği,

– Türkiye’nin dampingli hayvansal ürün ithalatına karşı herhangi bir antidamping düzenlemesine gitmediği, bunun hayvancılığımızın gelişmesinde engel teşkil ettiği, hükümetimizin zaman geçirmeden gerekli tedbirleri almasının hayvancılığımızın gelişmesine katkı sağlayacağı,

– İç mevzuatımızın, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan yükümlülüklerimiz nedeniyle süratle uyumlu hale getirilmesinin gerektiği, tasarı ile yapılmak istenen düzenlemelerin uluslararası yükümlülüklerimizin yerine getirilmesi yönünde gerekli olduğu, 19 uncu ve 20 nci yasama dönemlerinde tasarının kanunlaştırılamamış olmasının, ülkemiz açısından olumsuz bir gösterge olarak nitelendirilebileceği,

– 1980’den sonra uygulamaya konulan serbest piyasa ekonomisine yönelik politikaların ülkemiz sanayinin korunmasına yönelik anti-damping tedbirleriyle birlikte uygulanmadığı, bu eksikliğin ancak 1989 tarihinde 3577 sayılı kanunun çıkarılması ile giderildiği,

– Yerli sanayinin haksız rekabete karşı korunmasının sadece anti-dampingin ve sübvansiyonun önlenmesine dönük tedbirler ile sağlanamayacağı, sanayicilerimizin girdi kullanımında karşılaştığı sorunların giderilmesinin gerektiği, bu çerçevede kaçak ithalatın önlenerek, iç üretimin artırılmasına dönük ucuz ve kaliteli girdi ithalatına kolaylık sağlanmasının gerektiği,

– Tasarıda, haksız rekabetten kaynaklanan şikayetlerde belge istenmesinin uygulamada gecikmelere neden olacağı, belgelerin küçük işletmeler tarafından sağlanmasının mümkün olmadığı, bu nedenle Dış Ticaret Müsteşarlığının şikayet üzerine re’sen belge ve bilgi toplamasının şikayetlerin süratle neticelenmesine yardımcı olacağı,

– Dış Ticaret Müsteşarlığının, ithal edilen malların fiyatları ile menşelerini etkin bir şekilde izlemesi gerektiği, bu sayede haksız rekabetin önceden önlenmesinin mümkün olabileceği, müsteşarlığın dinamik olarak çalışabilmesinin gümrüklerden gelecek sağlıklı bilgiye bağlı olduğu, ancak bu bilgilerin gümrük kapılarının otomasyona geçmemesi nedeniyle müsteşarlığa ulaşmasının geciktiği, gümrük kapılarının modernize edilerek otomasyon ağına kavuşturulmasının ithalatta karşılaşılan olumsuzlukların giderilmesine katkı sağlayacağı,

Şeklindeki öneri ve eleştirileri müteakip hükümet adına yapılan tamamlayıcı açıklamalarda ise;

– Piyasa ekonomisi uygulanan ve dış ticaretini büyük ölçüde serbestleştiren ülkelerde dampinge ve sübvansiyona konu olan ithalat nedeniyle pazar fiyatlarının normal rekabet şartlarına göre oluşumunun mümkün olmadığı, bunun ulusal sanayiler üzerine olumsuz etkilere neden olduğu,

– Dampinge veya sübvansiyona konu olan ürün ithalatının yerli sanayiler üzerinde oluşturduğu olumsuzlukların giderilmesine yönelik olarak birçok ülkenin hukukî düzenlemeler yaptığı, ülkemizde de 1980 yılından sonra dış ticaretteki liberalleşme politikalarının benimsenmesi nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaçların giderilmesi çerçevesinde 3577 sayılı Kanunun yürürlüğe konduğu,

– 3577 sayılı Kanunda; ülkemizin mevcut idarî, hukukî ve ekonomik yapısına uygun dış ticaret politikalarımız çerçevesinde, üstlendiğimiz uluslararası yükümlülüklerimiz de dikkate alınarak dampinge veya sübvansiyona konu ithalata karşı yerli sanayimizi etkin bir şekilde korunmasına yönelik değişikliklerin yapılmasının amaçlandığı,

–Dampinge veya sübvansiyona konu olan ithalat nedeniyle müsteşarlığa yapılan şikayetlerde belge istenmesinin DTÖ anlaşmasının gereği olduğu,

– Başta Avrupa Birliği üyesi ülkelerden olmak üzere, hayvansal ürün ithalatında kontrolü sağlamak amacıyla gerekli tedbirlerin hükümetimizce en kısa sürede uygulamaya konulacağı,

İfade edilmiştir.

Hükümet adına yapılan tamamlayıcı açıklamaları müteakip tasarı ve gerekçesi komisyonumuzca da benimsenerek, Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu metni dikkate alınmak suretiyle maddelerinin görüşülmesine geçilmiştir.

Metnin;

– Çerçeve 1 ve çerçeve 3 üncü maddeleri ile düzenlenen 3577 sayılı Kanunun 1 inci ve 3 üncü maddeleri kanunların hazırlanmasında uygulanan esas ve usuller çerçevesinde madde başlıklarının eklenmesi suretiyle,

– Çerçeve 6 ncı maddesi ile düzenlenen 3577 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin 1 inci fıkrası; sözkonusu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra çeşitli kurum ve kuruluşların isimlerinde meydana gelen değişiklikler doğrultusunda yeniden düzenlenerek metne eklenmesi ve madde çerçevesinin bu değişiklik doğrultusunda yeniden düzenlenmesi suretiyle,

– Çerçeve 7 nci maddesinin çerçevesi ifadeye açıklık kazandırılması amacıyla yeniden düzenlenmesi suretiyle,

– Çerçeve 11 inci maddesi ile düzenlenen 3577 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi, yapılan değişikliklerin maddenin tamamını kapsaması nedeniyle madde çerçevesi ile birlikte yeniden düzenlenmek suretiyle,

– Çerçeve 14 üncü maddenin çerçevesi kanunların hazırlanmasında uygulanan esas ve usuller doğrultusunda yeniden düzenlenmek ve bu çerçeve madde ile 3577 sayılı Kanuna eklenen ek 1 inci maddesinin son cümlesi maksadı daha iyi ifade edebilmek amacıyla redaksiyona tabi tutulmak suretiyle,

– Çerçeve 2, 4, 5, 8, 9, 10, 12 ve 13 üncü maddeleri ile yürürlük ve yürütmeye ilişkin 15 ve 16 ncı maddeleri aynen,

Kabul edilmiştir.

Ayrıca, kanunların hazırlanmasında uygulanan esas ve usuller doğrultusunda bazı çerçevelerde yeralan küçük harf “madde” ifadeleri büyük harfle, çerçeve maddeler ile değiştirilen “madde” ifadelerinin ise küçük harf kullanılmak suretiyle değiştirilmesi yapılmıştır.

Raporumuz, Genel Kurulun onayına sunulmak üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile arzolunur.
 
  Başkan Başkanvekili.
  Metin Şahin Mehmet Hanifi Tiryaki
  Antalya Gaziantep
  Sözcü Kâtip
  Nihat Gökbulut Cafer Tufan Yazıcıoğlu
  Kırıkkale Bartın
  Üye Üye
  Sait Açba Abdülkadir Akcan
  Afyon Afyon
  Üye Üye
  Gaffar Yakın Ali Uzunırmak
  Afyon Aydın
  Üye Üye
  Zeki Ergezen M. Altan Karapaşaoğlu
  Bitlis Bursa
  Üye Üye
  Recep Önal Oğuz Tezmen
  Bursa Bursa
  Üye Üye
  Süleyman Coşkuner Hakkı Duran
  Burdur Çankırı
  Üye Üye
  Mücahit Himoğlu Aslan Polat
  Erzurum Erzurum
  Üye Üye
  Ramazan Gül Aydın Ayaydın
  Isparta İstanbul
  Üye Üye
  Ali Coşkun YılmazKarakoyunlu
  İstanbul İstanbul
  Üye Üye
  Nesrin Nas Masum Türker
  İstanbul İstanbul
  Üye Üye
  Hasan Metin İlhami Yılmaz
  İzmir Karabük
  Üye Üye
  Zeki Ünal Necdet Tekin
  Karaman Kırklareli
  Üye Üye
  Ali Gebeş Mehmet Ali Yavuz
  Konya Konya
  (İmzada bulunamadı)  
  Üye Üye
  Ahmet Derin Süleyman Çelebi
  Kütahya Mardin
  Üye Üye
  Veysi Şahin Cevat Ayhan
  Mardin Sakarya
  (İmzada bulunamadı)  
  Üye Üye
  Ş. Ramis Savaş Tarık Cengiz
  Sakarya Samsun
  Üye Üye
  Kemal Kabataş Lütfi Ceylan
  Samsun Tokat
  Üye Üye
  Hasan Özgöbek Bekir Gündoğan
  Uşak Tunceli
  (İmzada bulunamadı)  

 

HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METİN

İTHALATTA HAKSIZ REKABETİN ÖNLENMESİ HAKKINDA KANUNDA
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TASARISI

MADDE 1. —14.6.1989 tarihli ve 3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanunun birinci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 1. —Bu kanun, ithalatta haksız rekabet hallerinden dampinge veya sübvansiyona konu olan ithalatın sebep olduğu zarara karşı bir üretim dalının korunması amacıyla yapılacak işlemlere, alınacak önlemlere, gerekli ilke ve uygulama kararlarını verecek bir Kurul oluşturulmasına ve bunun görevlerine ilişkin usul ve esasları kapsar.”

MADDE 2.—3577 sayılı Kanunun ikinci maddesinin (a), (b), (d), (e), (f), (h), (i) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye (l) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki (m), (n), (o) bentleri eklenmiştir.

“a) Damping :Bir malın Türkiye’ye ihraç fiyatının, benzer malın normal değerinin altında olmasını,”

“b) Sübvansiyon :Menşe veya ihracatçı ülkenin fayda sağlayan, doğrudan veya dolaylı malî katkısını veya GATT 1994’ün XVI ncı maddesi çerçevesinde herhangi bir gelir veya fiyat desteğini,”

“d) Benzer Mal :Dampinge veya sübvansiyona konu mal ile aynı özellikleri taşıyan bir malı, böyle bir malın bulunmaması halinde ise benzer özellikleri taşıyan başka bir malı,”

“e) Normal Değer :

1. İhracatçı veya menşe ülkede tüketime konu olan benzer mal için normal ticarî işlemler sonucunda fiilen ödenmiş olan veya ödenmesi gereken karşılaştırılabilir fiyatı,

2. İhracatçı ülke veya menşe ülkenin iç piyasasında normal ticarî işlemler çerçevesinde benzer malın satışlarının olmaması ya da bu satışların uygun bir karşılaştırma yapılmasına elverişli bulunmaması durumunda, benzer malın üçüncü bir ülkeye ihracatında temsil niteliğini haiz karşılaştırılabilir fiyatı veya menşe ülkedeki maliyetine makul bir kâr marjının eklenmesiyle tespit edilen fiyatı,”

“f) Yönetmelik :İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmeliği,”

“h) Sübvansiyon Miktarı :Menşe veya ihracatçı ülke tarafından ihraç edilen malın imal, üretim, ihracat veya taşınma aşamasında sağlanan, doğrudan veya dolaylı malî katkı veya GATT 1994’ün XVI ncı Maddesi çerçevesinde herhangi bir gelir veya fiyat desteği şeklindeki faydaların tutarını,”

“i) Zarar :Bir üretim dalında maddî zararı, maddî zarar tehdidini veya bir üretim dalının kurulmasının fizikî olarak gecikmesini,”

“m) GATT 1994 :Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması 1994’ü,”

“n) Sübvansiyonlar ve Telafi Edici Tedbirler Anlaşması :26.1.1995 tarih ve 4067 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan ve 3.2.1995 tarih ve 95/6525 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması Ek 1’de yer alan Anlaşmayı,”

“o) GATT 1994’ün VI ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Anlaşma :26.1.1995 tarih ve 4067 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan ve 3.2.1995 tarih ve 95/6525 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması Ek 1’de yer alan Anlaşmayı,”

MADDE 3.—3577 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 3.—Önlem alınmasını gerektiren haller, dampinge veya sübvansiyona konu olan ithalatın Türkiye’de bir üretim dalında maddî zarara yol açması veya maddî zarar tehdidi oluşturması veya bir üretim dalının kurulmasını fizikî olarak geciktirmesidir. Ancak, sübvansiyona konu ithalata karşı önlem alınabilmesi için, sübvansiyonun Sübvansiyonlar ve Telafi Edici Tedbirler Anlaşmasının 2 nci Maddesi çerçevesinde bir firma/firma grubu veya bir üretim dalı/üretim dalı grubuna yönelik olduğunun da tespit edilmiş olması gerekir.”

MADDE 4.—3577 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

“Genel Müdürlük şikâyet üzerine veya gerektiğinde re’sen damping veya sübvansiyon incelemesi yapabilir. Dampinge veya sübvansiyona konu olan ithalattan maddî zarar gördüğünü veya maddî zarar tehdidi altında bulunduğunu veya bu tür ithalatın bir üretim dalının kurulmasını fizikî olarak geciktirdiğini iddia eden üretim dalı veya üretim dalı adına ilgili gerçek veya tüzelkişiler Genel Müdürlüğe yazılı olarak başvuruda bulunabilirler.”

MADDE 5.—3577 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin (a) ve (c) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“a) Şikâyet üzerine veya gerektiğinde re’sen, verilen bilgi ve belgeler veya mevcut diğer bilgilerin ışığı altında ön incelemeyi yapmak,”

“c) Soruşturma açılması halinde, soruşturmayı yürütmek ve önlemlerle ilgili olarak Kurula teklif sunmak,”

MADDE 6.—3577 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının (b), (c) ve (d) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“b) Soruşturma sırasında yeterli delil olması halinde geçici önlem kararını Bakanlığın onayına sunmak,”

“c) Soruşturma sonuçlarını değerlendirmek, bunun gerektireceği tedbirleri almak ve kesin önlem kararını Bakanlığın onayına sunmak”,

“d) Soruşturma sırasında taahhütte bulunulmasını önermek ve taahhütte bulunulması halinde, taahhüdü kabul edip etmemek hususunda karar vermek. Taahhütlerin yerine getirilmemesi durumunda gerekli önlemleri almak.”

MADDE 7.—3577 sayılı Kanunun 7 nci ve 8 inci maddelerinde yer alan “ve/veya” ibareleri “veya” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 8.—3577 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Resen veya şikâyet üzerine yapılan inceleme sonucunda dampinge veya sübvansiyona konu olan ithalatın ve bu ithalattan kaynaklanan zararın varlığı konusunda yeterli delillerin bulunması durumunda soruşturma açılır.”

MADDE 9.—3577 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

“Soruşturma sırasında menşe ülke, ihracatçı ülke veya ihracatçı, soruşturma konusu dampingli veya sübvansiyonlu ithalattan kaynaklanan zararı ortadan kaldıracak şekilde kendiliğinden veya Kurulun önerisi üzerine taahhütte bulunabilir. Kurulun taahhüdü kabul etmesi halinde soruşturma, geçici veya kesin önlem alınmaksızın durdurulabilir. Soruşturmanın durdurulması taahhüdün yürürlüğe girmesine kadar uygulanmakta olan geçici önlemlerin tahsilini engellemez. Taahhütlerin yerine getirilmemesi halinde, Kurulca mevcut verilere dayalı olarak geçici veya kesin önlem alınabilir. Taahhütlerin geçerlilik süresi ve gözden geçirilme esasları Bakanlar Kurulu Kararı ile tespit edilir.”

MADDE 10.—3577 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, ikinci ve üçüncü fıkraları yürürlükten kaldırılmıştır.

“Şikâyet konusu ithalata ilişkin soruşturma sırasında, dampingli veya sübvansiyonlu ithalatın varlığı ve bu ithalatın zarara neden olduğu konusunda ön belirlemeler yapılması halinde, soruşturma süresince zararın önlenmesi amacıyla, Kurulca belirlenen damping marjı veya sübvansiyon miktarı kadar veya zararı ortadan kaldırmaya yetecek daha az bir oran veya miktarda teminat şeklinde geçici önlem uygulanması Bakanlık makamının onayı ile kararlaştırılabilir. Bu durum Resmî Gazete’de yayımlanmak suretiyle ilgililere duyurulur. Soruşturmanın açılması tarihinden itibaren 60 gün içerisinde geçici önlem uygulanmaz. Geçici önlemlerin geçerlilik süresi 4 aydır. Ancak, damping soruşturmasına konu malın Türkiye’ye ihracatının önemli bir kısmını gerçekleştiren ihracatçıların talebi halinde, bu süre, Kurulun kararı üzerine Bakanlık onayı ile 6 aya kadar çıkarılabilir. Damping soruşturması sırasında, zararın önlenmesi için damping marjından daha düşük oranda bir kesin önlemin yeterli olup olmadığının incelenmesi amacıyla, bu süreler sırasıyla 6 ve 9 ay olarak belirlenebilir.

MADDE 11.— 3577 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, ikinci ve üçüncü fıkraları yürürlükten kaldırılmıştır.

“Soruşturma sonucunda dampingli veya sübvansiyonlu ithalatın varlığı ve bu ithalatın zarara neden olduğu belirlendiğinde, bu zararın önlenmesi amacıyla, Kurulca belirlenen ve Bakanlıkça onaylanarak kesinleşen damping marjı veya sübvansiyon miktarı kadar veya zararı ortadan kaldıracak daha az bir oran veya miktarda dampinge karşı vergi veya telafi edici vergi alınır. Daha önce teminat alınmış olması halinde 14 üncü maddeye göre işlem yapılır. Ancak, kesin önlem kararının maddî zarar tehdidi veya bir üretim dalının kurulmasının fizikî olarak gecikmesine ilişkin olarak alınması durumunda, soruşturma sırasında alınan teminatın tahsil edilebilmesi için Kurulun, geçici önlem alınması sebebiyle maddî zarar oluşmadığı hususunda bir belirleme yapması gerekir. Böyle bir belirleme yapılmadığı takdirde, soruşturma sırasında geçici önlem olarak alınan teminat iade edilir.Alınan kesin önlemlerden dampinge karşı verginin veya telafi edici verginin oranının veya miktarının geçerlilik süresi, bu vergilerin uygulanmasının değişen şartlara göre gözden geçirilme esasları ve alınacak kesin önlemlerin uygulama esasları Bakanlar Kurulu Kararı ile tespit edilir. Soruşturmaya konu olan mal için hem damping yapılmış olması hem de sübvansiyon verilmiş olması halinde, aynı durumun telafisi için dampinge karşı vergi ve telafi edici vergi birlikte uygulanamaz.

MADDE 12.—3577 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Soruşturmanın kapatılmasına karar verilmesi halinde geçici önlemler kaldırılır ve alınan teminatlar iade edilir.”

MADDE 13. —3577 sayılı Kanunun 15 inci maddesine ikinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde, GATT 1994’ün VI ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Anlaşma ile Sübvansiyonlar ve Telafi Edici Tedbirler Anlaşması hükümleri dikkate alınır.”

MADDE 14. —3577 sayılı Kanuna başlıkları ile birlikte aşağıdaki ek maddeler eklenmiştir.

Soruşturmanın kapatılması ve durdurulması

EK MADDE 1.—Soruşturma sonucunda, soruşturma konusu ithalatın dampinge veya sübvansiyona konu olmadığının veya bu ithalattan kaynaklanan zararın bulunmadığının belirlenmesi halinde veya şikâyet konusunun ortadan kalkması durumunda Kurulca soruşturma kapatılır. Damping marjının veya sübvansiyon miktarının veya ithalat miktarının ihmal edilebilecek düzeyde olduğunun tespiti durumunda da damping veya sübvansiyon soruşturması kapatılır. Damping marjının veya sübvansiyon miktarının veya ithalat miktarının ihmal edilebilecek düzeylerine ilişkin oranlar Yönetmelik ile belirlenir. Şikâyetin geri çekilmesi halinde Kurulca soruşturmanın kapatılmasına karar verilebilir. Taahhütlerin kabul edilmesi halinde soruşturma durdurulabilir. Sübvansiyonun uygulamadan kaldırılması halinde soruşturma durdurulabilir veya kapatılabilir.”

Kesin önlemlerin ve taahhütlerin gözden geçirilmesi

EK MADDE 2.—Kesin önlemler ve taahhütlerle ilgili kararlar, ilgili taraflardan birinin talebi üzerine veya resen gözden geçirilebilir. Kurulca gözden geçirme kararı verilmesi halinde, yeniden soruşturma açılır ve yürütülür. Ancak, yeniden soruşturma açılması, yürürlükte bulunan kesin önlemlerin ve taahhütlerin uygulanmasını engellemez. Soruşturma sonucunda kesin önlem ve taahhüt uygulaması hakkında Kurulca karar verilir. Kesin önlem kararı, soruşturma döneminde soruşturma konusu malı ihraç etmemiş olan üretici veya ihracatçıların talebi üzerine de gözden geçirilebilir. Böyle bir talep üzerine açılacak soruşturma sonucuna ilişkin karar yürürlüğe girene kadar uygulanmakta olan kesin önlem, talepte bulunan üretici veya ihracatçının ihraç ettiği soruşturma konusu mal ithalatı için teminata bağlanır. Soruşturma sonucunda, alınan teminat ile ilgili olarak, 14 üncü maddeye göre işlem yapılır.”

MADDE 15. — Bu Kanun yayımı tarihinden bir ay sonra yürürlüğe girer.

MADDE 16. — Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
 
  Prof. Dr. T. Çiller    
  Başbakan    
  Devlet Bakanı Devlet Bakanı  
  N. Cevheri C. Çağlar  
  Devlet Bakanı Devlet Bakanı  
  A. M. İslamoğlu A. A. Doğan  
  Devlet Bakanı Devlet Bakanı  
  A. E. Kıratlıoğlu R. Şahin  
  Devlet Bakanı Devlet Bakanı  
  A.Gökdemir Ö. Barutçu  
  Devlet Bakanı Devlet Bakanı  
  M. Batallı A. B. Tuğ  
  Devlet Bakanı Devlet Bakanı  
  I. Saygın M. S. Ensarioğlu  
  Adalet Bakanı Millî Savunma Bakanı V.  
  B. S. Daçe N. Menteşe  
İçişleri Bakanı Dışişleri Bakanı  
  N. Menteşe  A. C. Kırca  
  Maliye Bakanı Millî Eğitim Bakanı  
  İ. Attila T. Tayan  
  Bay. ve İskân Bakanı Sağlık Bakanı  
  T. Bilget D. Baran  
  Ulaştırma Bakanı Tarım ve Köyişleri Bakanı   
  A. Ş. Erek N. Kurt   
  Çal. ve Sos. Güv. Bakanı Sanayi ve Ticaret Bakanı  
  M. A. Amiklioğlu A. Ataç  
  Enerji ve Tabiî Kay. Bakanı Kültür Bakanı   
  Ş. Altıner K. Toptan  
Turizm Bakanı Orman Bakanı  
  B. Güngör H. Ekinci   
Çevre Bakanı
     
A. H. Üçpınarlar
     

 
 
 

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,

TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE

TEKNOLOJİ KOMİSYONUNUN

KABUL ETTİĞİ METİN

İTHALATTA HAKSIZ REKABETİN ÖNLENMESİ HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN

KANUN TASARISI

MADDE 1.—Kanun Tasarısının 1 inci maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.

MADDE 2.—Kanun Tasarısının 2 nci maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.

MADDE 3.—Kanun Tasarısının 3 üncü maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.

MADDE4.—3577 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

“Genel Müdürlük şikâyet üzerine veya gerektiğinde res’en damping veya sübvansiyon incelemesi yapabilir. Dampinge veya sübvansiyona konu olan ithalattan maddî zarar gördüğünü veya maddî zarar tehdidi altında bulunduğunu veya bu tür ithalatın bir üretim dalının kurulmasını fizikî olarak geciktirdiğini iddia eden üreticiler veya üretim dalı adına hareket eden gerçek veya tüzelkişi veya kuruluşlar Genel Müdürlüğe yazılı olarak başvuruda bulunabilirler.”

MADDE 5.—Kanun Tasarısının 5 inci maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.

MADDE6.—3577 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin 1 inci fıkrasında yer alan “Maliye ve Gümrük Bakanlığı” ibaresi “Devlet Planlama Teşkilâtı Müsteşarlığı” ibaresinden sonra gelmek üzere “Gümrük Müsteşarlığı”, “Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı” ibaresi ise “Tarım ve Köyişleri Bakanlığı” olarak değiştirilmiş ve 3 üncü fıkrasının (b), (c) ve (d) bentleri aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.

“b) Soruşturma sırasında yeterli delil olması halinde geçici önlem kararını Bakanlığın onayına sunmak,”

“c) Soruşturma sonuçlarını değerlendirmek, bunun gerektireceği tedbirleri almak ve kesin önlem kararını Bakanlığın onayına sunmak,”

“d) Soruşturma sırasında taahhütte bulunulmasını önermek ve taahhütte bulunulması halinde, taahhüdü kabul edip etmemek hususunda karar vermek ve taahhütlerin yerine getirilmemesi durumunda gerekli önlemleri almak.”

MADDE7. —3577 sayılı Kanunun 7 nci ve 8 inci maddelerinde yer alan “ve/veya” ibareleri “veya” olarak değiştirilmiş ve Kanunun 7 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında bulunan “fiilî” ibareleri çıkartılmıştır.

MADDE8.—Kanun Tasarısının 8 inci maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.

MADDE9.—3577 sayılı Kanunun 11 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Taahhütler

Madde 11. —Soruşturma sırasında menşe ülke, ihracatçı ülke veya ihracatçı, soruşturma konusu dampingli veya sübvansiyonlu ithalattan kaynaklanan zararı ortadan kaldıracak şekilde kendiliğinden veya Kurulun önerisi üzerine taahhütte bulunabilir. Kurulun taahhüdü kabul etmesi halinde soruşturma, geçici veya kesin önlem alınmaksızın durdurulabilir veya sonuçlandırılabilir. Soruşturmanın sonuçlandırılmış olması, taahhüdün yürürlüğe girmesine kadar uygulanmış olan geçici önlemlerin gerekli kıldığı tahsilatı engellemez. Taahhütlerin yerine getirilmemesi halinde, Kurulca mevcut verilere dayalı olarak geçici veya kesin önlem alınabilir. Taahhütler ile ilgili usul veya esaslar Bakanlıkça çıkarılacak Yönetmelikte, taahhütlerin geçerlilik süresi ve gözden geçirilme esasları ise Bakanlar Kurulu Kararı ile tespit edilir.”

MADDE10.—3577 sayılı Kanunun 12 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Geçici önlemler

Madde 12. —Şikâyet konusu ithalata ilişkin soruşturma sırasında, dampingli veya sübvansiyonlu ithalatın varlığı ve bu ithalatın zarara neden olduğu konusunda ön belirlemeler yapılması halinde, soruşturma süresince zararın önlenmesi amacıyla, Kurulca belirlenen damping marjı veya sübvansiyon miktarı kadar veya zararı ortadan kaldırmaya yetecek daha az bir oran veya miktarda teminat şeklinde geçici önlem uygulanması Bakanlık makamının onayı ile kararlaştırılabilir. Bu durum Resmî Gazete’de yayımlanmak suretiyle ilgililere duyurulur. Soruşturmanın açılması tarihinden itibaren altmış gün içerisinde geçici önlem uygulanmaz.Geçici önlemlerin geçerlilik süresi dört aydır. Ancak, damping soruşturmasına konu malın Türkiye’ye ihracatının önemli bir kısmını gerçekleştiren ihracatçıların talebi halinde, bu süre, Kurulun kararı üzerine Bakanlık onayı ile altı aya kadar çıkarılabilir.Damping soruşturması sırasında, zararın önlenmesi için damping marjından daha düşük oranda bir kesin önlemin yeterli olup olmadığının incelenmesi amacıyla, bu süreler sırasıyla altı ve dokuz ay olarak belirlenebilir.Geçici önlemlerin uygulama esasları Bakanlar Kurulu Kararı ile tespit edilir.”

MADDE11.—3577 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin birinci fıkrası ile 4 üncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, ikinci ve üçüncü fıkraları yürürlükten kaldırılmıştır.

“Soruşturma sonucunda dampingli veya sübvansiyonlu ithalatın varlığı ve bu ithalatın zarara neden olduğu belirlendiğinde, bu zararın önlenmesi amacıyla, Kurulca belirlenen ve Bakanlıkça onaylanarak kesinleşen damping marjı veya sübvansiyon miktarı kadar veya zararı ortadan kaldıracak daha az bir oran veya miktarda dampinge karşı vergi veya telafi edici vergi alınır. Daha önce teminat alınmış olması halinde 14 üncü maddeye göre işlem yapılır. Ancak, kesin önlem kararının maddî zarar tehdidi veya bir üretim dalının kurulmasının fizikî olarak gecikmesine ilişkin olarak alınması durumunda, soruşturma sırasında alınan teminatın tahsil edilebilmesi için Kurulun, geçici önlem alınması sebebiyle maddî zarar oluşmadığı hususunda bir belirleme yapması gerekir. Böyle bir belirleme yapılmadığı takdirde, soruşturma sırasında geçici önlem olarak alınan teminat iade edilir. Yürürlüğe konulan dampinge karşı verginin veya telafi edici verginin geçerlilik süresi, uygulanması, askıya alınması, gözden geçirilmesi ve iadesi ile yürürlükte bulunan önlemlerin etkisiz kılınması halinde yapılacak işlemlere ilişkin usul ve esaslar Bakanlar Kurulu Kararı ile tespit edilir.Soruşturmaya konu olan mal için hem damping yapılmış olması hem de sübvansiyon verilmiş olması halinde, aynı durumun telafisi için dampinge karşı vergi ve telafi edici vergi birlikte uygulanamaz.

Dampinge karşı vergi veya telafi edici vergi konulmuş olması, ilgili malın ithalatını engellemez.”
 
 

MADDE12. —Kanun Tasarısının 12 nci maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.

MADDE13.—3577 sayılı Kanunun 15 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Diğer mevzuat

Madde 15. —Gümrük mevzuatının; gümrük vergisinin tesciline, tahakkukuna, tahsiline, geri verilmesine, takibine ve teminata bağlanmasına ilişkin bu Kanuna aykırı olmayan usul ve şekle müteallik hükümleri, dampinge karşı vergi veya telafi edici verginin tescili, tahakkuku, tahsili, geri verilmesi, takibi ve teminata bağlanması işlemlerinde de uygulanır.

Ödenmeyen dampinge karşı vergi veya telafi edici vergi, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre gümrük idarelerince kovuşturulur.

Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde, GATT 1994’ün VI ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Anlaşma ile Sübvansiyonlar ve Telafi Edici Tedbirler Anlaşması hükümleri dikkate alınır.”

MADDE14. —Kanun Tasarısının 14 üncü maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.

EKMADDE1. —Kanun Tasarısının Ek 1 inci maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.

EKMADDE2. —Kanun Tasarısının Ek 2 nci maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.

Yürürlük

MADDE15. —Bu Kanun yayımı tarihinden 3 ay sonra yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE16.—Kanun Tasarısının 16 ncı maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONUNUN

KABUL ETTİĞİ METİN



İTHALATTA HAKSIZ REKABETİN ÖNLENMESİ HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN

KANUN TASARISI

MADDE 1 – 14.6.1989 tarihli ve 3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanunun 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Amaç ve kapsam

Madde 1 – Bu kanun, ithalatta haksız rekabet hallerinden dampinge veya sübvansiyona konu olan ithalatın sebep olduğu zarara karşı bir üretim dalının korunması amacıyla yapılacak işlemlere, alınacak önlemlere, gerekli ilke ve uygulama kararlarını verecek bir Kurul oluşturulmasına ve bunun görevlerine ilişkin usul ve esasları kapsar.”

MADDE 2 – Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu metninin 2 nci maddesi aynen kabul edilmiştir.

MADDE 3 – 3577 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Önlem alınmasını gerektiren haller

Madde 3 – Önlem alınmasını gerektiren haller, dampinge veya sübvansiyona konu olan ithalatın Türkiye’de bir üretim dalında maddî zarara yol açması veya maddî zarar tehdidi oluşturması veya bir üretim dalının kurulmasını fizikî olarak geciktirmesidir. Ancak, sübvansiyona konu ithalata karşı önlem alınabilmesi için, sübvansiyonun Sübvansiyonlar ve Telafi Edici Tedbirler Anlaşması’nın 2 nci Maddesi çerçevesinde bir firma/firma grubu veya bir üretim dalı/üretim dalı grubuna yönelik olduğunun da tespit edilmiş olması gerekir.”

MADDE 4 – Sanayi, Ticareti, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu metninin 4 üncü maddesi aynen kabul edilmiştir.

MADDE 5 – Sanayi, Ticaret , Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu metninin 5 inci maddesi aynen kabul edilmiştir.

MADDE 6 – 3577 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının (b), (c) ve (d) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Kurul, İthalat Genel Müdürünün veya görevlendireceği genel müdür yardımcısının başkanlığında, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Gümrük Müsteşarlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin ve Türkiye Ziraat Odaları Birliğinin birer yetkili temsilcisi ile İthalat Genel Müdürlüğünün ilgili daire başkanınından teşekkül eder.”

“b) Soruşturma sırasında yeterli delil olması halinde geçici önlem kararını Bakanlığın onayına sunmak,”

“c) Soruşturma sonuçlarını değerlendirmek, bunun gerektireceği tedbirleri almak ve kesin önlem kararını Bakanlığın onayına sunmak,”

“d) Soruşturma sırasında taahhütte bulunulmasını önermek ve taahhütte bulunulması halinde, taahhüdü kabul edip etmemek hususunda karar vermek ve taahhütlerin yerine getirilmemesi durumunda gerekli önlemleri almak.”

MADDE 7. – 3577 sayılı Kanunun 7 nci ve 8 inci maddelerinde mevcut “ve/veya” ibareleri “veya” olarak değiştirilmiş ve Kanunun 7 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan “fiili” ibareleri çıkarılmıştır.

MADDE 8. – Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu metninin 8 inci maddesi aynen kabul edilmiştir.

MADDE 9. – Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu metninin 9 uncu maddesi aynen kabul edilmiştir.

MADDE 10. – Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu metninin 10 uncu maddesi aynen kabul edilmiştir.

MADDE 11. – 3577 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Kesin önlemler

Madde 13. – Soruşturma sonucunda dampingli veya sübvansiyonlu ithalatın varlığı ve bu ithalatın zarara neden olduğu belirlendiğinde, bu zararın önlenmesi amacıyla, Kurulca belirlenen ve Bakanlıkça onaylanarak kesinleşen damping marjı veya sübvansiyon miktarı kadar veya zararı ortadan kaldıracak daha az bir oran veya miktarda dampinge karşı vergi veya telafi edici vergi alınır. Daha önce teminat alınmış olması halinde 14 üncü maddeye göre işlem yapılır. Ancak, kesin önlem kararının maddî zarar tehdidi veya bir üretim dalının kurulmasının fizikî olarak gecikmesine ilişkin olarak alınması durumunda, soruşturma sırasında alınan teminatın tahsil edilebilmesi için Kurulun, geçici önlem alınması sebebiyle maddî zarar oluşmadığı hususunda bir belirleme yapması gerekir. Böyle bir belirleme yapılmadığı takdirde, soruşturma sırasında geçici önlem olarak alınan teminat iade edilir. Yürürlüğe konulan dampinge karşı verginin veya telafi edici verginin geçerlilik süresi, uygulanması, askıya alınması, gözden geçirilmesi ve iadesi ile yürürlükte bulunan önlemlerin etkisiz kılınması halinde yapılacak işlemlere ilişkin usul ve esaslar Bakanlar Kurulu Kararı ile tespit edilir. Soruşturmaya konu olan mal için hem damping yapılmış olması hem de sübvansiyon verilmiş olması halinde, aynı durumun telafisi için dampinge karşı vergi ve telafi edici vergi birlikte uygulanamaz.

Dampinge karşı vergi veya telafi edici vergi konulmuş olması, ilgili malın ithalatını engellemez.”

MADDE 12. – Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu metninin 12 nci maddesi aynen kabul edilmiştir.

MADDE 13. – Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu metninin 13 üncü maddesi aynen kabul edilmiştir.

MADDE 14. – 3577 sayılı Kanuna aşağıdaki ek maddeler eklenmiştir.

“Soruşturmanın kapatılması ve durdurulması

EK MADDE 1. – Soruşturma sonucunda, soruşturma konusu ithalatın dampinge veya sübvansiyona konu olmadığının veya bu ithalattan kaynaklanan zararın bulunmadığının belirlenmesi halinde veya şikâyet konusunun ortadan kalkması durumunda Kurulca soruşturma kapatılır. Damping marjının veya sübvansiyon miktarının veya ithalatın miktarının ihmal edilebilecek düzeyde olduğunun tespiti durumunda da damping veya sübvansiyon soruşturması kapatılır. Damping marjının veya sübvansiyon miktarının veya ithalat miktarının ihmal edilebilecek düzeylerine ilişkin oranlar Yönetmelik ile belirlenir. Şikâyetin geri çekilmesi halinde Kurulca soruşturmanın kapatılmasına karar verilebilir. Taahhütlerin kabul edilmesi halinde soruşturma durdurulabilir. Sübvansiyonun uygulamadan kaldırılması halinde de soruşturma durdurulabilir veya kapatılabilir.”

“Kesin önlemlerin ve taahhütlerin gözden geçirilmesi

EK MADDE 2. – Kesin önlemler ve taahhütlerle ilgili kararlar, ilgili taraflardan birinin talebi üzerine veya re’sen gözden geçirilebilir. Kurulca gözden geçirme kararı verilmesi halinde yeniden soruşturma açılır ve yürütülür. Ancak, yeniden soruşturma açılması, yürürlükte bulunan kesin önlemlerin ve taahhütlerin uygulanmasını engellemez. Soruşturma sonucunda kesin önlem ve taahhüt uygulaması hakkında Kurulca karar verilir. Kesin önlem kararı, soruşturma döneminde soruşturma konusu malı ihraç etmemiş olan üretici veya ihracatçıların talebi üzerine de gözden geçirilebilir. Böyle bir talep üzerine açılacak soruşturma sonucuna ilişkin karar yürürlüğe girene kadar, uygulanmakta olan kesin önlem, talepte bulunan üretici veya ihracatçının ihraç ettiği soruşturma konusu mal ithalatı için teminata bağlanır. Soruşturma sonucunda, alınan teminat ile ilgili olarak, 14 üncü maddeye göre işlem yapılır.”

Yürürlük

MADDE 15. – Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu metninin 15 inci maddesi aynen kabul edilmiştir.

Yürütme

MADDE 16. – Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu metninin 16 ncı maddesi aynen kabul edilmiştir.
 
 
 
 

SIRA SAYISININ SONU