Dönem : 21 Yasama Yılı : 3
T.B.M.M. (S. Sayısı : 724)
Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/612)
|
T.C. |
|
|
Başbakanlık |
30.12.1999 |
|
Kanunlar
ve Kararlar |
|
|
Genel
Müdürlüğü |
|
|
Sayı
: B.02.0.KKG.0.10/101-1528/6655 |
|
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Adalet
Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 8.10.1999
tarihinde kararlaştırılan “Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli
Hakkında Kanun Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz
ederim.
|
|
Bülent
Ecevit |
|
|
Başbakan |
GENEL GEREKÇE
17 Şubat 1926 tarihli ve 743 sayılı Türk Kanunu
Medenisinin yerini almak üzere, uluslararası mevzuatta meydana gelen gelişmeler
de gözönünde tutularak, günün gelişen sosyal ve ekonomik koşullarına uygun,
Türk Medenî Kanunu Tasarısı hazırlanmıştır.
Türk Medenî Kanunu Tasarısının yasalaşarak yürürlüğe
girmesinden sonra, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki olayların
hukukî sonuçlarının hangi kanuna tâbi olacağı, başka bir deyişle bu olayların
hukukî sonuçlarının yürürlükten kalkmış bulunan Türk Kanunu Medenisi
hükümlerine göre mi, yoksa yeni yürürlüğe girmiş olan Türk Medenî Kanunu
hükümlerine göre mi belirleneceği sorununa açıklık getirilmesi amacıyla “Türk
Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Tasarısı”
hazırlanmıştır.
Söz konusu Tasarı altı bölümden oluşmaktadır. “Genel
Hükümler” başlığını taşıyan Birinci Bölümde geçmişe etkili olmama ilkesi ile bu
ilkenin uygulanmayacağı ayrık durumlar açıklanmıştır.
İkinci Bölüm “Kişiler Hukuku” başlığı altında fiil
ehliyeti, gaiplik, dernek ve vakıflar konularını içermektedir.
Üçüncü Bölümde “Aile Hukuku”na ilişkin konular,
özellikle evlenme, boşanma evliliğin genel hükümleri ile mal rejimleri,
soybağı, velâyet ve vesayet konuları ele alınarak hangi kanun hükümlerine tâbi
olacakları düzenlenmiştir.
Dördüncü Bölümde “Miras Hukuku” başlığı altında
mirasçılık ve mirasın geçişi açıklanmaktadır.
Beşinci Bölümde “Eşya Hukuku”na ayrılmış ve aynî haklar
konusu ele alınmıştır.
Altıncı Bölümde ise, “Diğer Hükümler” adı altında hak
düşürücü süre ile zamanaşımı süreleri ve kanunlara yapılan yollamalar (atıflar)
ele alınmıştır.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1. - Bu madde, "kanunların zaman
bakımından" uygulanmasıyla ilgili "temel bir hukuk ilkesi"ni
yansıtmaktadır. Aynı ilke İsviçre Medenî Kanununun Sonuç Hükümleri Bölümünün 1
inci maddesinde de yer almıştır. Buna göre "her hukukî olaya, yürürlükte
olduğu dönemdeki kanun hükmünün uygulanması" ilkesi Türk Medenî Kanununun
zaman bakımından uygulanması için tekrar edilmektedir. Aynı hüküm 864 sayılı
"Kanunu Medenînin Sureti Merîyet ve Şekli Tatbiki Hakkında Kanun"un 1
inci maddesinde yer almaktaydı.
Maddenin birinci fıkrasında, Türk Kanunu Medenîsinin,
Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra dahi, hangi hallerde
uygulanacağı düzenlenmiş olup, olayların hukukî sonuçlarının, gerçekleştikleri
tarihte yürürlükte bulunan Kanun hükümlerine tâbi olacağı öngörülmüştür.
Maddenin ikinci fıkrasında, Türk Medenî Kanununun
yürürlüğe girdiği tarihten önce gerçekleşmiş olan işlemlerin hukukî açıdan
bağlayıcı olup olmadıkları ve sonuçlarının, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden
sonra dahi gerçekleştikleri sırada yürürlükte olan kanun hükümlerine göre
belirleneceği hükme bağlanmıştır.
Maddenin üçüncü fıkrasında, Türk Medenî Kanununun
yürürlüğe girmesinden sonraki tarihte gerçekleşen olaylara, kanunda belirtilmiş
ayrık durumlar dışında, bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştür.
Madde 2. - Madde, 864 sayılı ve kısaca "Tatbikat
Kanunu" olarak adlandırılan Kanunun 2 nci maddesini tekrar etmektedir.
Burada "Kanunların geçmişe uygulanmaması
kuralının" istisnalarından olmak üzere "kanunların geçmişe
uygulanacağı haller" sayılmıştır. Bu haller İsviçre Medenî Kanununun Sonuç
Hükümleri Bölümünün 2 nci maddesinde de yer almaktadır.
Maddenin birinci cümlesinde "kanunların geçmişe
etkili olmaması" (kanunların makabline şamil olmaması) kuralının iki
istisnasına yer verilmiştir. Bunlardan birincisi kamu düzeni, ikincisi ise
genel ahlâktır. Buna göre, kamu düzeni ve genel ahlâka ilişkin olan kurallar,
Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önce gerçekleşmiş olup,
haklarında ayrık bir hüküm bulunmayan bütün olaylara uygulanacaktır. Böylece;
kamu düzeninin ve genel ahlâkının gerektirdiği hallerde, geçmişe etkili olmama
ilkesinin geçerli olamayacağı vurgulanmıştır. Bu hükümler, eski hukukun kamu
düzeni ve genel ahlâka aykırı olan hükümlerinin devam etmesi önlenmek ve
toplumsal yaşam ve yararlar açısından, Türk Medenî Kanunuyla getirilen
düzenlemelerin hâkimiyeti sağlanmak istenmiştir.
Maddenin ikinci cümlesi bu ana ilkenin bir sonucu
olarak eski hukukun, yeni hukukun kamu düzeni ve genel ahlâk kurallarına aykırı
olan hükümlerinin, Türk Medenî Kanunu yürürlüğe girdikten sonra
uygulanmayacağını vurgulamaktadır.
Maddede sözü edilen "eski hukuk" ifadesi, 864
sayılı Kanunda Türk Kanunu Medenîsinin yürürlüğe girmesinden önce geçerli olan
şer'i hukuku ifade etmektedir. Bir Devrim Kanunu olarak Türk Kanunu Medenîsi,
Türk toplumunun eski hukukla olan bütün bağlarını koparmıştır. Bu niteliği
yönünden Türk Medenî Kanunu ile yürürlükten kaldırılan Türk Kanunu Medenîsi
eski hukuku ifade etmez. Ancak Türk Medenî Kanunu bakımından eski kanun
niteliğindedir. Bu anlamda olmak üzere maddede sözü edilen "eski
hukuk" ifadesi gerek şer'i hukuku gerekse Türk Kanunu Medenîsini
kapsayacak bir anlamda kullanılmıştır. Bunun sonucu olarak Türk Kanunu
Medenîsinde yer alan kamu düzeni ve genel ahlâkı ilgilendiren hükümler de Türk
Medenî Kanunu karşısında hiçbir şekilde uygulama alanı bulmayacaktır.
Madde 3. - İsviçre Medenî Kanununun Sonuç Hükümleri
Bölümünün 3 üncü maddesinden 864 sayılı Kanunun 3 üncü maddesine alınmış olan
hüküm bu maddede aynen tekrar edilmiştir. Maddeyle, eski hukuk döneminde
gerçekleşmiş olan ve içerikleri tarafların istek ve iradelerine bağlı olmayan
ve doğrudan doğruya kanunla düzenlenmiş bulunan işlem ve ilişkilere, eski hukuk
döneminde kurulmuş olsalar bile Türk Medenî Kanununun uygulanacağı
öngörülmüştür. Bununla taraf iradesine bağlı olmayıp, yasa koyucunun
ilgililerin istek ve iradesine bakmaksızın içeriğini bizzat düzenlediği işlem
ve ilişkiler, eski hukukla ilgileri kesilmek suretiyle, yeni hukuka tâbi
tutulmak istenmiştir. Böylece, tarafların irade serbestisinin bulunmadığı, yasa
koyucunun içeriğini bizzat düzenlediği işlem ve ilişkilerin, Türk Medenî
Kanunuyla getirilen yeni düzenlemeye tâbi olması öngörülmüştür.
Madde 4. - Bu hüküm, İsviçre Medenî Kanunun Sonuç
Hükümleri Bölümünün 4 üncü maddesinden ve 864 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinden
alınmıştır.
Maddede, Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girmesinden
önce henüz hukukî açıdan korunan bir sonuç doğurmamış olan olayların, yeni
Kanuna tâbi olacağı öngörülmüştür. Burada henüz kazanılmamış olup beklenen
haklar (muntazar haklar) söz konusudur. Bunlar eski Kanun zamanında gerçekleşen
olaylara dayanan, fakat yeni kanuna tâbi olan haklardır. Örneğin: Eski hukuk
zamanında evlenmiş kimseler, evli olma durumunu kazanmışlardır. Ancak bunların
birbirine mirasçı olması, beklenen haktır ve mirasçılıkları bakımından yeni
Kanuna tâbi olacaklardır.
İKİNCİ BÖLÜM
Kişiler Hukuku
Madde 5. - Madde 864 sayılı Kanunun 5 inci maddesinden
alınmıştır.
Maddede fiil ehliyetinin her durumda, Türk Medenî
Kanunundaki hükümlere tâbi olacağı öngörülmektedir. Ancak, yeni Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihte eski hukuka göre fiil ehliyetine sahip olup da, yeni
Kanuna göre sahip olmayanların fiil ehliyeti devam edecektir. Örneğin: Eski
Kanuna göre 16 yaşında evlenip, erken erginlik yoluyla fiil ehliyetine
kavuşanların fiil ehliyeti, yeni Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra da devam
edecektir.
Madde 6. - Madde 864 sayılı Kanunun 6 ncı maddesindeki
kuralı, Türk Kanunu Medenîsi ile Türk Medenî Kanununun gaiplik ile ilgili
hükümleri arasında büyük farklılık olmaması nedeniyle kısmen tekrar etmektedir.
Maddeye göre, eski Kanun yürürlükte iken verilmiş olan
gaiplik kararları, yeni Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra, yeni Kanun
hükümlerine göre verilecek kararların yarattığı sonuçları aynen doğuracak,
ancak yeni Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra eski Kanuna göre gaiplik
sebebiyle evliliğin feshinden doğmuş bulunan sonuçlar olduğu gibi kalacaktır.
Madde 7. - Maddenin birinci fıkrası, Türk Medenî
Kanununun yürürlüğe girmesinden önce yürürlükte olan kurallar gereğince tüzel
kişilik kazanan derneklerin tüzel kişiliklerinin devam edeceğini öngörmektedir.
Böylece önceden tüzel kişilik kazanmış olan derneklerin varlıklarını aynen
devam ettirmeleri sağlanmış bulunmaktadır.
Maddenin ikinci fıkrasının birinci cümlesi dernekler
hakkında öncelikle Türk Medenî Kanunu hükümlerinin uygulanacağını öngörmüştür.
Türk Medenî Kanununun derneklerle ilgili hükümleri bütün dernekler için temel
hüküm niteliğindedir. Derneklerle ilgili özel yasalarla yeni hükümler
getirilebilir, bunlar günün koşullarına göre değiştirilebilir. Türk Medenî
Kanunu bir temel kanun olması nedeniyle sık sık değiştirilemeyeceğinden, burada
bütün dernekler için vazgeçilmez olan temel ve genel ilkelere yer verilmiştir.
Ancak Türk Medenî Kanununun bu genel hükümleri yanında, derneklerle ilgili
gerek genel gerekse özel kanunlarla özel hükümler getirilebilir. Türk Medenî
Kanunu yanında bu kanunlarla getirilen özel hükümler varsa, bu hükümlerin de
dernekler için öncelikle uygulanacağı açıktır. Kanun burada kamu hukuku
nitelikli özel hükümlerden söz etmektedir. Bu nedenle kamu hukuku nitelikli
özel hüküm bir genel kanun ile ya da bir özel kanun ile getirilmiş olabilir.
Kanunda sözü edilen “kamu hukuku niteliği” deyimi, derneklerle ilgili
genellikle emredici nitelik taşıyan hükümleri ifade etmektedir. Bu hükümler
gerek Türk Medenî Kanunundan önce gerekse sonra kurulmuş dernekler için
uygulanacaktır.
Madde 8. - Madde Türk Kanunu Medenîsinin yürürlüğe
girmesinden önce kurulmuş ve tüzel kişilik kazanmış olan vakıfların
varlıklarını yeni Kanun döneminde de sürdüreceklerini öngörmektedir. Ancak
vakıflar hakkında özel yasalarda getirilen hükümlerin aynen bu vakıflar için de
geçerli olduğu kabul edilmiştir. Ülkemizde Türk Kanunu Medenîsinden önce
kurulmuş çok sayıda vakıf vardır. Bunlar toplumsal yaşam bakımından oldukça
önemli hizmetler ifa etmektedirler. Bu nedenle bu vakıfların korunması,
özellikleri nedeniyle kuruldukları dönemde yürürlükte olan özel hükümlerin
uygulanmasına devam edilmesi öngörülmüştür. Bunun sonucu olarak maddede, bu
vakıfların tüzel kişiliklerini devam ettireceği ve kuruldukları dönemde
yürürlükte olan özel hükümlere tâbi olacağı kabul edilmiştir.
Maddenin ikinci fıkrası TürkKanunu Medenîsinin
yürürlüğe girmesinden sonra kurulmuş olan vakıflara, öncelikle Türk Medenî
Kanunu hükümlerinin uygulanacağını belirtmiş, ancak aynen bir önceki maddede
yer alan derneklerle ilgili düzenlemede olduğu gibi kamu hukuku nitelikli özel
hükümlerin saklı olduğunu öngörmüştür. Burada “kamu hukuku nitelikli özel
hüküm” ifadesi, bir önceki maddedeki anlamda kullanılmıştır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Aile Hukuku
Madde 9. - İsviçre Medenî Kanununun Sonuç Hükümleri
Bölümünün 8 inci maddesinde yer alan ve 864 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinde
tekrar edilmiş olan hükümler, burada yeniden kaleme alınmıştır.
Maddede medenî hukukun en önemli konularından biri olan
evlenme, boşanma ve evliliğin genel hükümlerinin eski ve yeni hukuk
karşısındaki durumu ele alınmıştır.
Maddenin birinci fıkrasında evliliğin kurulması ve sona
ermesi konusunda Türk Medenî Kanunu hükümlerinin geçerli olacağı öngörülmüştür.
Bu konularda Türk Kanunu Medenîsi ile Türk Medenî Kanunu hükümleri arasında
önemli bir farklılık bulunmamasına rağmen, Türk Kanunu Medenîsinin Türk
hukukunda yarattığı en önemli devrimlerden biri olan “aile hukuku” alanında,
eski hukukun artık geçerli olmadığının vurgulanmasında yarar görülmüştür.
Maddenin ikinci fıkrası, Türk Kanunu Medenîsinin
yürürlüğe girmesinden önce kurulan evlilikler bakımından önem taşımaktadır.
Günümüzde artık 1926 öncesi yıllardan kalan eski hukuka göre kurulmuş olan
evliliklerle ilgili olay ve uyuşmazlıklar yok denecek kadar azdır. Ancak çok
ender de olsa buna ilişkin uyuşmazlıklar gözönünde tutulmak suretiyle eski
hukuka göre kurulmuş olan evliliklerin yeni Kanuna göre de geçerliliklerini
korudukları, eski hukuka göre sona ermiş olan evliliklerin yeni Kanun nazarında
da sona ermiş sayıldıkları hükme bağlanmıştır.
Maddenin üçüncü fıkrasında eski hukuka göre kurulmuş
fakat geçersizlik nedenlerinden biriyle sakat olan evlenmelerin iptalinin yeni
Kanun hükümlerine tâbi olduğu ifade edilmiştir. Örneğin: Eski Hukuk zamanında
evlenme ehliyetinin yokluğu ya da irade bozukluğu nedeniyle sakatlanmış olan
bir evliliğin iptalinde, eski hukukun buna ilişkin hükümleri değil, yeni
Kanunun hükümleri gözönünde tutulacaktır.
Maddenin dördüncü fıkrasında evliliğin genel
hükümlerinin, eski hukuka göre kurulmuş olan evlilikler için de aynen geçerli
olduğu öngörülmüştür. Bunun sonucu olarak, eski hukuka göre kurulmuş olan
evliliklerde de kadının soyadı, velâyet hakkı gibi konularda eski hukuk değil,
yeni Kanun hükümleri uygulanacaktır. Bu kural, Türk Kanunu Medenîsi zamanında
yapılmış olan evliliklerin de ilgili genel hükümler bakımından artık Türk
Medenî Kanununa tâbi olmasını da kapsamaktadır.
Madde 10. - Türk Medenî Kanunu, mal rejimleriyle ilgili
oldukça farklı ve yeni hükümler getirmiş bulunmaktadır. Bu hükümlerin Türk
Kanunu Medenîsi döneminde yapılmış olan evlilikler için de geçerli olup
olmadığı konusu oldukça önem arz etmektedir. Madde bu konuları çözüme
kavuşturmaktadır.
Maddenin birinci fıkrasında, eşler için, Türk Medenî
Kanununun yürürlüğe girmesinden itibaren altı aylık bir süre öngörülmüş, bu
süre içinde eşlerin Türk Medenî Kanununda öngörülen mal rejimlerinden herhangi
birisini seçme olanağına sahip olduğu belirtilmiştir. Eşlerin bu altı aylık
süre içinde seçim hakkını kullanmamaları halinde Türk Medenî Kanunu ile
getirilen yasal mal rejimine tâbi oldukları öngörülmüştür. Buna göre Türk
Kanunu Medenîsi döneminde eşler ister mal rejimlerinden birini seçmiş olsunlar,
isterse bunlardan birini seçmedikleri için yasal mal rejimi olan mal ayrılığı
rejimine tâbi olsunlar, Türk Medenî Kanununun getirmiş olduğu yasal mal
rejimine tâbi olacaklardır.
Eşlerin altı ay içinde başka bir mal rejimini
seçmemeleri nedeniyle, yasal mal rejimine tâbi oldukları hallerde bu rejimle
ilgili hükümlerin hangi andan itibaren uygulanmaya başlayacağı hususu önemli
bir sorun oluşturmaktadır.
Burada kanunların geriye yürümemesi ana ilkesinden
hareket edilecek olursa, mal rejimiyle ilgili yeni kanun hükümlerinin eşlerin
bu rejimi seçtikleri ya da yasal rejimi seçmiş sayıldıkları tarihten itibaren
uygulanması gerekir. Ancak Türk Medenî Kanunu ile getirilen yasal mal rejimi,
mal ayrılığı rejiminin Ülkemizde eşler arasında büyük haksızlıklara yol açtığı
yakınmaların ortadan kaldırılması amacını taşımaktadır. Bu yönüyle yeni yasal
mal rejimi Türk Medenî Kanununun önemli devrimlerinden biri niteliğindedir. Bu
değişiklikle beklenen amacın bir an önce gerçekleşmesi, buna ilişkin hükümlerin
geçmişe etkili olasını gerektirir. Bu nedenle Komisyonda yapılan tartışmalar
sonunda, aksi görüşlere rağmen, Türk Medenî Kanununun yasal mal rejimiyle
ilgili hükümlerinin geçmişe etkili olarak Eşlerin Evlenme Tarihinden itibaren
uygulanacağı kabul edilmiştir.
Maddede, eşlere yasal mal rejimi dışındaki bir mal
rejimini seçmeleri hususunda altı aylık bir süre öngörülmüştür. Türk Medenî
Kanununun yayımı tarihinden altı ay sonra yürürlüğe gireceği düşünülecek
olursa, eşler Kanunun yayımı tarihinden itibaren oniki ay gibi uzunca bir
düşünme ve karar verme süresine sahip olmaktadırlar.
Eşler, Türk Kanunu Medenîsine göre sahip oldukları bir
mal rejiminden, Türk Medenî Kanununun öngördüğü farklı olmayan bir mal rejimini
seçtikleri takdirde, bu rejimin tasfiyesi ile ilgili bir sorun doğmayacaktır.
Örneğin: eşler yasal mal rejimi olan mal ayrılığı rejiminde iken, Türk Medenî
Kanununun kabul ettiği seçimlik rejim olan mal ayrılığını seçtikleri takdirde
tasfiye gündeme gelmeyecektir. Aynı durum, eşlerin mal ortaklığı rejiminde
iken, yeni Kanunun seçimlik rejim kabul ettiği mal ortaklığını seçmiş olmaları
halinde de söz konusudur.
Mal rejiminin tasfiyesi, eşlerin Türk Kanunu Medenîsi
yürürlükte iken sahip oldukları mal rejiminden farklı bir mal rejimine
geçmeleri halinde gündeme gelecektir. Örneğin; eşler mal ayrılığı rejiminde
iken, Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girmesini müteakip altı ay içinde
edinilmiş mallara katılma ya da paylaşmalı mal ayrılığı veya mal ortaklığı
rejimine geçmeleri halinde eşlerin mallarının mal ayrılığı hükümlerine göre
tasfiyesi gündeme gelecektir. Bu durumda eşlerin yeni bir mal rejimine
geçmeleri söz konusu olduğundan ilgili mal rejiminin tasfiyesine ilişkin
hükümler uygulanacaktır. Mal ayrılığı ve mal ortaklığı rejimleri Türk Medenî
Kanunundan seçimlik rejimler olarak aynen alınmış ve tasfiyesine ilişkin
hükümler de aynen korunmuş olduğundan, bu konuda eski ya da yeni Kanun
hükümleri tartışması gündeme gelmeyecektir.
Maddenin ikinci fıkrası, Türk Medenî Kanununun
kaldırmış olduğu mal birliği rejimiyle ilgilidir. Türk Kanunu Medenîsi
döneminde istisnaî de olsa seçimlik rejimlerden olan mal birliği rejimini kabul
edenler çıkabilir. Yeni Kanunda bu rejim kaldırılmış olduğu için, Kanun,
eskiden bu rejimi seçmiş olanlara da altı aylık bir seçim hakkı tanımıştır.
Eşler, altı ay içinde Türk Medenî Kanununun getirmiş olduğu mal rejimlerinden
birini seçmedikleri takdirde, mal birliği rejiminin yerini, Türk Medenî
Kanununun öngördüğü yasal rejimin alacağını kabul etmiştir.
Maddenin üçüncü fıkrasında, Türk Medenî Kanununun
yürürlüğe girdiği sırada devam eden boşanma veya evliliğin iptali davasının
tarafları olan eşlerin mal rejimleri hükme bağlanmıştır. Buna göre, bu davalar
sonunda eşlerin boşanmalarına ya da evliliğin iptaline karar verilecek olursa,
bu kararın kesinleşmesini müteakip eşlerin mal rejimlerinin tasfiyesi, eşlerin
eski Kanuna göre tâbi oldukları mal rejimi hükümlerine göre çözümlenecektir. Bu
davalar ret ile sonuçlanacak olursa, kararın kesinleşmesini izleyen altı ay
içinde eşlerin Türk Medenî Kanunu ile getirilen mal rejimlerinden birini
seçmeleri zorunludur. Eşler bu zorunluluğu yerine getirmedikleri takdirde, yine
aralarında Türk Medenî Kanununun öngördüğü yasal mal rejimi geçerli olacaktır.
Maddenin dördüncü fıkrası mal birliği rejiminin
tasfiyesiyle ilgilidir. Türk Medenî Kanunu mal birliği rejimini kaldırmıştır.
Buna göre, eşler mal birliği rejiminden, yasal mal rejimine geçtikleri hallerde
bunun tasfiyesi yürürlükten kaldırılan Türk Kanunu Medenîsinin ilgili
hükümlerine göre yapılacaktır. Aynı kural, eşlerin mal birliği rejimi yerine,
Türk Medenî Kanununun kabul ettiği seçimlik rejimlerinden birinin seçilmesi
nedeniyle mal birliğinin tasfiyesi için de geçerlidir.
Madde 11. - Madde 864 sayılı Kanunun 12 nci maddesini
tekrar etmektedir.
Bu madde ile, eşler arasında mal rejiminde değişiklik
meydana geldiğinde, üçüncü kişilerin haklarının zarar görebileceği düşünülmüş
ve üçüncü kişilerin korunması hükme bağlanmıştır. Buna göre, eşler arasında
eski Kanun döneminde geçerli olan mal rejimi, Türk Medenî Kanununun yürürlüğe
girmesini müteakip altı ay içinde eşlerin seçim hakkını kullanmaları ya da bu
haklarını kullanmamaları nedeniyle yeni Kanunun yasal mal rejimine tâbi
olmaları sonucunda, üçüncü kişilerin haklarının korunmasıyla ilgili sorumluluk
hükümleri, yeni Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra da uygulanmaya devam edecektir.
Madde 12. - Madde 864 sayılı Kanunun 14 üncü
maddesindeki düzenlemeyle ilgilidir.
Maddenin birinci fıkrasında eski Kanun döneminde sahih
nesepli olmayan çocuklar hakkında, yeni Kanunun soybağı hükümlerinin
uygulanacağı öngörülmüştür.
Maddenin ikinci fıkrasında sahih nesepli olmayan
çocuklar vesayet altında bulunuyorlarsa, Kanunun yürürlüğe girmesini müteakip
en geç bir yıl içinde velâyet hükümlerine tâbi olacakları öngörülmüştür. Ancak
bu çocukların velâyet hükümlerine tâbi olmaları, velâyetin kaldırılmasını
gerektiren bir sebebin bulunmaması koşuluna bağlanmıştır. Aynı maddede, bu
çocuklarla ilgili olarak eski Kanun döneminde verilmiş olan velâyetin verilmesi
veya kaldırılmasına ilişkin kararların geçerliliklerini koruyacakları hükme
bağlanmıştır.
Madde 13. - Madde yeni Kanunun yürürlüğe girmesinde
halen görülmekte olan veya karara bağlanmış bulunan babalık davalarında hangi
hükümlerin uygulanacağını düzenlemektedir.
Maddenin birinci fıkrasında, Türk Medenî Kanununun
yürürlüğe girmesinden önce açılmış olup, devam etmekte olan babalık
davalarının, Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre karara bağlanacağı
öngörülmüştür. Babalık davasıyla ilgili hükümler küçüklerin korunması amacını
taşıdıklarından ve Türk Medenî Kanunu ile bu konuda daha etkin koruma hükümleri
öngörüldüğünden devam etmekte olan davalarda, yeni Kanunun uygulanacağı hükme
bağlanmıştır.
Maddenin ikinci fıkrasında, Türk Medenî Kanununun
yürürlüğe girmesinden önce kesinleşmiş olan malî sonuçlu babalık davalarında,
çocuğun soybağının, yeni Kanun hükümlerine göre Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten başlayarak kurulmuş olacağı öngörülmüştür.
Madde 14. - Maddeyle, yeni Kanunun yürürlüğe
girmesinden önce yapılmış olan evlat edinme sözleşmelerinin bütün hükümleriyle
geçerliliklerini koruduğu hükme bağlanmıştır.
Madde 15. - Madde, eski Kanun döneminde velâyet
konusunda verilmiş kararların, yeni Kanun karşısında da aynen geçerli olduğunu
kabul etmiştir. Bununla velâyet konusunda kesinleşmiş yargı kararlarının, yeni
Kanunun bu alanda getirdiği değişikliklerden etkilenmeyeceği ve uygulanması
gerektiği öngörülmüştür.
Madde 16. - Madde, eski Kanun hükümlerine göre atanmış
olan vasilerin, görev sürelerinin de yeni Kanun hükümlerine tâbi olduğunu ifade
etmiştir. Böylece eski ve yeni Kanunlar arasında süreler yönünden ortaya çıkan
eşitsizlik giderilmeye çalışılmıştır.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
MirasHukuku
Madde 17. - Madde mirasçıların kimler olduğu ve mirasın
geçişi (intikâli) konusunda miras hukuku alanında geçerli olan bir temel ilkeyi
tekrar etmektedir. Miras hukukunda kimlerin mirasçı oldukları ve mirasın
mirasçılara ne zaman geçeceği konusunda temel ilke, mirasın açılma anının
gözönünde bulundurulmasıdır. Mirasın açılma anı ise, mirasbırakanın ölüm
tarihidir. Mirasbırakanın ölümü kavramı, ölüme benzer diğer halleri de (gaiplik
ve ölüm karinesi) kapsar.
Bu madde ile getirilen hüküm sonucu, mirasçıların
kimler olduğu, mirasın kimlere, hangi oranda geçtiği konularında,
mirasbırakanın ölümü tarihine bakılacaktır. Mirasbırakanın ölümü tarihinde
hangi kanun yürürlükte ise, o kanun hükümleri bu konularda uygulanmaya devam
edecektir. Türk Kanunu Medenîsinin yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemlerde
mirasbırakanın kişilerin mirasçılarının ve mirasının geçişi ile ilgili
uyuşmazlıkların Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra da ortaya
çıkması olasılığı zayıftır. Bununla birlikte, uzak da olsa bu tür olaylar
karşısında, bu ilke gereğince, mirasbırakanın eski hukuk zamanında ölmüşse, bu
konularda feraiz hükümleri, mirasbırakan Türk Kanunu Medenîsi döneminde ölmüşse
bu Kanun hükümleri, Türk Medenî Kanunu döneminde ölmüşse bu Kanun hükümleri
uygulama alanı bulacaktır.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Eşya Hukuku
Madde 18. - Madde, 864 sayılı Kanunun 18 inci
maddesindeki aynî haklara ilişkin ilkeleri tekrar etmektedir.
Maddede, TürkKanunu Medenîsinden önceki eski hukuk
döneminde kurulmuş olup, varlıkları kabul edilen aynî hakların, Türk Medenî
Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra da varlık ve geçerliliklerini koruyacağı
öngörülmüştür. Bunlar arasında Türk Medenî Kanununa göre kurulması mümkün
olmayan aynî hakların ise tapu kütüğünün beyanlar sütununda gösterilmesi kabul
edilmiştir. Kanunda yer alan “eski hukuk” deyimi, Türk Kanunu Medenîsinden
önceki ve sonraki dönemi kapsayan hukuku ifade etmektedir.
Madde 19. - Maddede, Türk Medenî Kanununun Eşya
Hukukuna ilişkin yeni hükümlerinin, uygun olduğu ölçüde, eski hukuk döneminde
tutulan zabıt defterlerinin tutulduğu yerlerde de uygulanacağı hükme
bağlanmıştır.
ALTINCI BÖLÜM
Diğer Hükümler
Madde 20. - Madde, yeni Kanunun yürürlüğe girmesinden
önce işlemeye başlamış bulunan hak düşürücü süreler ile zamanaşımı sürelerinin
eski Kanuna tâbi olmaya devam ettiklerini hükme bağlamıştır. Ancak aynı
maddede, işlemeye başlamış olan sürelerin hak düşürücü süre ya da zamanaşımı
süresinin dolması için gereken kısmının yeni Kanunun yürürlüğe girmesinden
başlayarak, yeni Kanunun belirlediği sürenin geçmesiyle tamamlanacağı yani hak
düşürücü süre ya da zamanaşımı süresinin dolmuş sayılacağı kabul edilmiştir.
Madde 21. - Maddede, bu Kanunun ve Türk Medenî
Kanununun yürürlüğe girmesiyle kaldırılmış ve değiştirilmiş bulunan Kanunların
maddelerine, diğer mevzuat tarafından yapılan yollamaların, o maddeleri
karşılayan yeni hükümlere yapılmış sayılacağı öngörülmüştür.
Madde 22. - Maddede Türk Medenî Kanununda çıkarılması
veya değişiklikler yapılması öngörülen tüzük ve yönetmeliklerin, Kanunun
yürürlük tarihinden itibaren ne kadar sürede çıkarılacağı ve yürürlükteki tüzük
ve yönetmeliklerde gerekli değişikliklerin yapılacağı, bu düzenlemeler
yapılıncaya kadar yürürlükteki tüzük ve yönetmeliklerin Türk Medenî Kanununa
aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı öngörülmüştür.
Madde 23. - Maddede 29.5.1926 tarihli ve 864 sayılı
Kanunu Medenînin Sureti Mer’iyet ve Şekli Tatbiki Hakkında Kanunun yürürlükten
kaldırıldığı ifade edilmiştir.
Madde 24. - Madde, bu Kanunun Türk Medenî Kanunu ile
aynı tarihte yürürlüğe gireceğini düzenlemiştir.
Madde 25. - Madde, bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulunun yürüteceğini hükme bağlamıştır.
Adalet Komisyonu Raporu
|
Türkiye
Büyük Millet Meclisi |
|
|
AdaletKomisyonu |
21.6.2001 |
|
Esas
No. : 1/612 |
|
|
Karar
No. : 18 |
|
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Komisyonumuzun 6.4.2000 tarihli 29 uncu birleşiminde
görüşülerek, geneli üzerindeki görüşmeleri tamamlanan ve gerekçesi uygun
görülerek maddelerine geçilmesi kabul edilen ancak, maddelerin ayrıntılı bir
biçimde incelenip değerlendirilmesi amacıyla, Türk Medenî Kanunu tasarıları ve
teklifiyle birlikte, aynı alt komisyona havale edilen "Türk Medenî
Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Tasarısı", alt
komisyonun 23.5.2000 tarihli toplantısında, ilgili bakanlık, kurum ve kuruluş
temsilcilerin katılmasıyla görüşülmüş ancak, Tasarının "Mal
Rejimleri" başlıklı 10 maddesinde mutabakat sağlanamamış ve maddenin asıl
komisyonca değerlendirilerek karara bağlanmasına ve 20 nci maddesinde redaksiyon
yapılarak, diğer maddelerinin, Bakanlar Kurulundan gelen şekli ile kabul
edilmesine karar verilmiştir.
Komisyonumuz, Tasarıyı 14.6.2001 tarihli 35 inci
toplantısında, Adalet Bakanı Sayın Prof. Dr. Hikmet Sami Türk'ün ve sırasıyla
Türk Medenî Kanunu Tasarısı Komisyonuna başkanlık eden Prof. Dr. Turgut
Akıntürk ile Prof. Dr. Ahmet Kılıçoğlu'nun ve Bakanlık temsilcilerinin de
katılmalarıyla, alt komisyon raporunu da dikkate alarak inceleyip görüşmüştür.
- Tasarının "Mal Rejimleri" başlıklı 10 uncu
maddesi, Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girmesinden önce evlenmiş olan eşler
arasında, bu tarihe kadar tâbi oldukları mal rejiminin devam edeceğini, eşlerin
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak bir yıl içinde; açılmış olan
boşanma veya iptal davaların redle sonuçlanması hâlinde eşlerin kararın
kesinleşmesini izleyen bir yıl içinde, başka bir mal rejimini seçmedikleri
takdirde, Kanunun yürürlük tarihinden geçerli olmak üzere yasal mal rejimini
seçmiş sayılacaklarını belirtmek amacıyla yeniden düzenlenmiştir.
- Tasarının 20 nci maddesinde redaksiyon yapılmıştır.
- Tasarının 21, 22 ve 23 üncü maddelerinin kenar
başlıklarının sıralamasında sehven yapılan "C. D. E." şeklindeki harf
sıralaması, "B. C. D." olarak düzeltilmiştir.
Tasarının diğer maddeleri, Bakanlar Kurulundan gelen
şekli ile aynen kabul edilmiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun onayına sunulmak üzere saygı
ile arzolunur.
|
Başkan |
Başkanvekili |
Sözcü |
|
Emin
Karaa |
İ.
Sühan Özkan |
Salih
Erbeyin |
|
Kütahya |
İstanbul |
Denizli |
|
Kâtip |
Üye |
Üye |
|
Yekta
Açıkgöz |
Müjdat
Kayayerli |
Ramazan
Toprak |
|
Samsun |
Afyon |
Aksaray |
|
|
|
(Kısmen muhalifim) |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Mustafa
Kemal Aykurt |
Mehmet
Gözlükaya |
Fahrettin
Kukaracı |
|
Denizli |
Denizli |
Erzurum |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Hakkı
Oğuz Aykut |
Ali
Günay |
Erol
Al |
|
Hatay |
Hatay |
İstanbul |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
İsmail
Aydınlı |
Mehmet
Gül |
A.
Nazlı Ilıcak |
|
İstanbul |
İstanbul |
İstanbul |
|
|
|
(Muhalefet şerhi vereceğim) |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Mehmet
Pak |
Mehmet
Ali Şahin |
Hayri Diri |
|
İstanbul |
İstanbul |
İzmir |
|
|
(10 uncu maddedeki düzenlemeye
muhalifim) |
(İmzada bulunamadı) |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Işılay
Saygın |
Edip
Özbaş |
Sevgi
Esen |
|
İzmir |
Kahramanmaraş |
Kayseri |
|
|
(Muhalifim) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Cemal
Özbilen |
Erdoğan
Sezgin |
Orhan
Bıçakçıoğlu |
|
Kırklareli |
Samsun |
Trabzon |
|
|
Üye |
|
|
|
Fethullah
Erbaş |
|
|
|
Van |
|
|
|
(10 uncu maddeye muhalifim) |
|
UYGULAMA TARİHİ İLE İLGİLİ KARŞI OY YAZISI
Tekrir-i müzakere yoluyla, "paylaşmalı mal
ayrılığı"ndan, "edinilen mallara katılma" rejimine geçilirken,
uygulamaya, kanunun yürürlük tarihinden itibaren başlanması kabul edildi.
Gerekçe olarak "Edinilen mallara katılma rejiminin geriye dönük olarak
tatbik edilmesinin kargaşa yaratacağı" belirtildi. Oysa paylaşmalı mal
ayrılığı benimsenseydi, kolayca evliliğin ilk gününden itibaren
uygulanabilecekti.
Paylaşmalı mal ayrılığı boşanma halinde, mağdur tarafı
ortada bırakmıyor; ama edinilen mallara katılma rejimi gibi, evliliğin sona
ermesi halinde, özellikle çocukların aleyhine işleyen bir uygulamaya da yol
açmıyor. Üstelik tatbikatı çok daha basit. Fatura ve belge muhafaza etme
alışkanlığı olmayan bir toplumun şartlarına daha uygun.
Paylaşmalı mal ayrılığı rejimi, yasal rejim haline
gelseydi, hem Türkiye'nin şartlarının icabı yerine getirilecekti, hem de
uygulama, kanunun yürürlük tarihinden itibaren değil, evliliğin ilk gününden
başlayacaktı. Bu surette kadınlarımızın mağduriyeti de, hakkaniyet çerçevesinde
önlenmiş olacaktı.
|
|
|
A.
Nazlı Ilıcak |
|
|
|
İstanbul |
MUHALEFET ŞERHİ
Tasarının 10 uncu maddesinde yapılan değişiklik, hukuka
aykırıdır.
Yasal mal rejiminin, mevcut evliliklere, evliliğin
başlangıç tarihinden itibaren uygulanmaması sonucunu doğuran düzenleme, boşanma
olsa da olmasa da, milyonlarca evli kadının geçmiş emeklerine yapılan büyük bir
haksızlıktır. Çünkü mal ayrılığı rejiminin yasal mal rejimi olarak uygulandığı
Ülkemizde, elde edilen mallar, çok büyük nisbette erkeğin üzerine kayıtlıdır.
Medenî Kanunda mal rejimi ile ilgili olarak yapılan değişiklik, bu durumu
düzeltmek için yapılmıştır. Buna rağmen mevcut evlilikleri, eski Medenî yasa'ya
bağımlı bırakmak hukukun genel prensipleri ile bağdaşmamaktadır.
Bu sebeplerle 10. maddedeki yürürlükle ilgili
düzenlemeye muhalifim.
|
|
|
Mehmet
Ali Şahin |
|
|
|
İstanbul |
ALT KOMİSYON
RAPORU
ADALET KOMİSYONU BAŞKANLIĞINA
Komisyonumuzun 6.4.2000 tarihli 29 uncu Birleşiminde
görüşülerek, geneli üzerindeki görüşmeleri tamamlanan ve gerekçesi uygun
görülerek maddelerine geçilmesi kabul edilen ancak, maddelerinin ayrıntılı bir
biçimde incelenip değerlendirilmesi amacıyla, Türk Medenî Kanunu Tasarıları ve
teklifi ile birlikte aynı alt komisyona havale edilen, Türk Medenî Kanununun
Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Tasarısı, Alt Komisyonumuzun
23.5.2000 tarihli toplantısında Adalet Bakanlığı temsilcileri ile Türk Medenî
Kanunu Tasarısı Komisyonuna başkanlık eden Prof. Dr. Turgut Akıntürk ile Prof.
Dr. Ahmet Kılıçoğlu’nun katılmalarıyla incelenip görüşülmüştür.
- Tasarının “Mal Rejimleri” başlıklı 10 uncu maddesinin
birinci fıkrası ile Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önce mal
rejimi sözleşmesi yapmamış olan eşlerin, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten
başlayarak 6 ay içinde başka bir mal rejimi seçmedikleri takdirde, evlenme
tarihinden geçerli olmak üzere, yasal mal rejimini seçmiş sayılacakları hükme
bağlanmaktadır.
Bu hüküm Komisyonumuzda, tartışmalara neden olmuş,
yapılan görüşmeler sonunda, bu madde üzerinde mutabakat sağlanamamış ve
maddenin değerlendirilerek, karara bağlanmasının üst komisyona bırakılmasına
oybirliği ile karar verilmiştir.
- Tasarının 20 nci maddesinde redaksiyon yapılmış,
diğer maddeleri Bakanlar Kurulundan gelen şekli ile aynen kabul edilmiştir.
Raporumuz, Komisyon Başkanlığına saygı ile sunulur.
|
Alt
Komisyon Başkanı |
Üye |
Üye |
|
Ali Arabacı |
Edip Özbaş |
Cemal Özbilen |
|
Bursa |
Kahramanmaraş |
Kırklareli |
|
Üye |
Üye |
|
|
Dengir Fırat |
Sevgi Esen |
|
|
Adıyaman |
Kayseri |
|
ALT KOMİSYONUN KABUL ETTİĞİ METİN
TÜRK MEDENÎ
KANUNUNUN YÜRÜRLÜĞÜ VE UYGULAMA
ŞEKLİ
HAKKINDA KANUN TASARISI
TASARININ ALT KOMİSYONDA DEĞİŞİKLİĞE UĞRAYAN MADDESİ
ALTINCI BÖLÜM
Diğer Hükümler
A) Hak
düşürücü süreler ve zamanaşımı süreleri
MADDE 20. - TürkMedenî Kanununun yürürlüğe girmesinden
önce işlemeye başlamış bulunan hak düşürücü süreler ile zamanaşımı süreleri,
Türk Kanunu Medenîsi hükümlerine tâbi olmaya devam ederler. Ancak söz konusu
sürelerin geri kalan kısmı, Türk Medenî Kanununun belirlediği süreden uzun ise,
yürürlüğe girmesinden başlayarak, süreler, bu Kanunda belirlenen sürenin
geçmesiyle dolmuş olur.
HÜKÜMETİN TEKLİF
ETTİĞİ METİN
TÜRK MEDENÎ
KANUNUNUN
YÜRÜRLÜĞÜ VE
UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN TASARISI
BİRİNCİ BÖLÜM
Genel Hükümler
A) Geçmişe
etkili olmama kuralı
MADDE 1. - Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği
tarihten önceki olayların hukukî sonuçlarına, bu olaylar hangi kanun yürürlükte
iken gerçekleşmişse kural olarak o kanun hükümleri uygulanır.
Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önce
yapılmış olan işlemlerin hukuken bağlayıcı olup olmadıkları ve sonuçları, bu
tarihten sonra dahi, yapıldıkları sırada yürürlükte bulunan kanunlara göre
belirlenir.
Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten sonra
gerçekleşen olaylara, kanunda öngörülmüş ayrık durumlar saklı kalmak kaydıyla,
Türk Medenî Kanunu hükümleri uygulanır.
B) Geçmişe
etkili olma
I. Kamu düzeni ve genel ahlâk
MADDE 2. - Türk Medenî Kanununun kamu düzeni ve genel
ahlâkı sağlamaya yönelik kuralları, haklarında ayrık bir hüküm bulunmayan bütün
olaylara uygulanır. Bu bakımdan, eski hukukun Türk Medenî Kanununa göre kamu
düzeni ve genel ahlâka aykırı olan kuralları, bu Kanun yürürlüğe girdikten
sonra hiçbir suretle uygulanmaz.
II. İçeriği kanunla belirlenen ilişkiler
MADDE 3. - İçerikleri tarafların istek ve iradeleri
gözetilmeksizin doğrudan doğruya kanunla belirlenmiş işlem ve ilişkilere,
bunlar Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girmesinden önce kurulmuş olsalar bile,
bu Kanun hükümleri uygulanır.
III. Kazanılmamış haklar
MADDE 4. - Eski hukuk yürürlükte iken gerçekleşmiş olup
da Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği sırada henüz herhangi bir hak
doğurmamış olaylara, bu Kanun Hükümleri uygulanır.
İKİNCİ BÖLÜM
Kişiler Hukuku
A) Fiil
ehliyeti
MADDE 5. - Fiil ehliyeti, Türk Medenî Kanunundaki
hükümlere tâbidir. Ancak, Türk Medenî Kanunu yürürlüğe girdiği tarihte eski
hukuka göre fiil ehliyetine sahip olup da, bu Kanuna göre sahip olamayanların
ehliyetleri devam eder.
B) Gaiplik
kararı
MADDE 6. - TürkKanunu Medenîsi yürürlükte iken verilmiş
olan gaiplik kararları, Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten sonra,
bu Kanuna göre verilen kararların yarattığı sonuçları aynen doğurur. Ancak Türk
Kanunu Medenîsine göre evliliğin feshinden doğmuş bulunan sonuçlar olduğu gibi
kalır.
C) Dernekler
MADDE 7. - Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girmesinden
önceki kurallar uyarınca tüzel kişilik kazanan derneklerin tüzel kişiliği devam
eder.
Dernekler hakkında öncelikle Türk Medenî Kanunu
hükümleri uygulanır. Ancak, kamu hukuku nitelikli özel hükümler saklıdır.
D) Vakıflar
MADDE 8. - Türk Kanunu Medenîsinin yürürlüğe
girmesinden önce kurulmuş bulunan vakıflar hakkında yürürlükte olan özel
hükümler saklı kalmaya devam eder.
Türk Kanunu Medenîsi hükümlerine göre kurulmuş olan
vakıflara, öncelikle Türk Medenî Kanunu hükümleri uygulanır. Ancak, kamu hukuku
nitelikli özel hükümler saklıdır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Aile Hukuku
A) Evlenme,
boşanma ve evliliğin genel hükümleri
MADDE 9. - Evliliğin kurulması ve sona ermesi, Türk
Medenî Kanunu hükümlerine tâbidir.
Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girmesinden önce eski
hukuka göre kurulmuş olan evlilikler, Türk Medenî Kanununa göre de
geçerliliğini korur; eski hukuka göre sona ermiş olan evlilikler, bu Kanuna
göre de sona ermiş sayılır.
Eski hukuka göre geçerli olmayan evlenmenin iptali,
Türk Medenî Kanunu hükümlerine tâbidir.
Türk Medenî Kanununun evliliğin genel hükümlerine
ilişkin düzenlemeleri, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce kurulmuş olan
evlilikler hakkında da geçerlidir.
B) Mal
rejimleri
MADDE 10. - Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği
tarihten önce mal rejimi sözleşmesi yapmamış olan eşler, Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten başlayarak altı ay içinde başka bir mal rejimi seçmedikleri
takdirde, evlenme tarihinden geçerli olmak üzere, yasal mal rejimini seçmiş
sayılırlar.
Kanunun yürürlüğe girmesinden önce mal birliği rejimini
seçmiş olan eşler, altı ay içinde başka bir mal rejimini seçmedikleri takdirde
kendiliğinden yasal mal rejimine tâbi olurlar.
Kanunun yürürlüğe girmesinden önce açılmış olan boşanma
veya iptal davaları sonuçlanıncaya kadar eşler arasında tâbi oldukları mal
rejimi devam eder. Dava boşanma ya da iptal kararıyla sonuçlanırsa, eşler
arasındaki malların tasfiyesi bağlı oldukları mal rejimine göre yapılır.
Davanın redle sonuçlanması halinde, eşler kararın kesinleşmesini izleyen altı
ay içinde başka bir mal rejimini seçmedikleri takdirde, evlenme tarihinden
geçerli olmak üzere yasal mal rejimini seçmiş sayılırlar.
Mal birliği rejiminin, yasal mal rejimine dönüştüğü
hallerde, Türk Kanunu Medenîsinin bu rejimin sona ermesine ilişkin hükümleri
uygulanır.
C) Üçüncü
kişilerin korunması
MADDE 11. - Eşler arasında mal rejimleriyle ilgili
değişiklikler sebebiyle, üçüncü kişilerin haklarını korumaya yönelik sorumluluk
hükümleri, Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girmesinden sonraki değişiklikler
hakkında da uygulanır.
D) Soybağı
MADDE 12. - Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girmesinden
önce, sahih olmayan nesepli çocuklar, yürürlük tarihinden başlayarak bu Kanunun
soybağına ilişkin hükümlerine tâbi olurlar.
Bu çocuklar, vesayet altında bulunuyorlarsa velâyetin
kaldırılmasını gerektiren sebepler bulunmadıkça en geç bir yıl içinde velâyet
hükümlerine tâbi olurlar. Kanunun yürürlüğe girmesinden önce velâyetin
verilmesi veya kaldırılması konusunda verilmiş olan kararlar geçerliliğini
korur.
E) Babalık
davası
MADDE 13. - Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girmesinden
önce açılmış olan babalık davaları, bu Kanun hükümlerine göre karara bağlanır.
Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girmesinden önce olumlu
karara bağlanmış olan malî sonuçlu babalık davalarında çocuğun soybağı,
yürürlük tarihinden başlayarak bu Kanun hükümlerine göre kurulmuş olur.
F) Evlat
edinme
MADDE 14. - Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girmesinden
önce kurulmuş olan evlat edinme sözleşmeleri, bütün hükümleri ile birlikte
geçerliliğini korur.
G) Velâyet
MADDE 15. - Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girmesinden
önce velâyet konusunda verilmiş olan kararlar, Kanunun yürürlüğe girmesinden
sonra da geçerliliğini korur.
H) Vesayet
MADDE 16. - Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girmesinden
önce atanmış olan vasiler, görev süresi bakımından da bu Kanun hükümlerine
tabidirler.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Miras Hukuku
A) Mirasçılık
ve mirasın geçişi
MADDE 17. - Mirasçılık ve mirasın geçişi,
mirasbırakanın ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Eşya Hukuku
A) Aynî
haklar
MADDE 18. - Eski hukuka göre kurulmuş olup da, Türk
Kanunu Medenîsinin yürürlükte bulunduğu zamanda varlıklarını korumuş olan aynî
hakları, Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten sonra da varlıklarını
sürdürürler. Bu haklardan Türk Medenî Kanunu uyarınca kurulması mümkün
olmayanlar, tapu kütüğünün beyanlar sütununa yazılır.
B) Eşya
hukuku hükümlerinin uygulanması
MADDE 19. - Türk Medenî Kanununun eşya hukukuna ilişkin
hükümleri, uygun düştüğü ölçüde zabıt defterlerinin tutulduğu yerlerde de
uygulanır.
ALTINCI BÖLÜM
Diğer Hükümler
A) Hak
düşürücü süreler ve zama-naşımı süreleri
MADDE 20. - Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girmesinden
önce işlemeye başlamış bulunan hak düşürücü süreler ile zamanaşımı süreleri,
Türk Kanunu Medenîsi hükümlerine tâbi kalır. Ancak söz konusu sürelerin geri
kalan kısmı, Türk Medenî Kanununun belirlediği süreden uzun ise, yürürlüğe
girmesinden başlayarak, süreler bu Kanunda belirlenen sürenin geçmesiyle dolmuş
olur.
C) Yollamalar
MADDE 21. - Bu Kanunun ve Türk Medenî Kanununun
yürürlüğe girmesiyle yürürlükten kaldırılmış veya değiştirilmiş bulunan
Kanunların maddelerine, diğer mevzuat tarafından yapılan yollamalar, o
maddeleri karşılayan yeni hükümlere yapılmış sayılır.
D) Tüzük ve
yönetmelikler
MADDE 22. - Türk Medenî Kanununda öngörülen tüzük ve
yönetmelikler, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde
çıkarılır ya da yürürlükteki tüzük ve yönetmeliklerde gerekli değişiklikler
yapılır. Bu düzenlemeler yapılıncaya kadar, yürürlükteki tüzük ve
yönetmeliklerin Türk Medenî Kanununa aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına
devam olunur.
E)
Yürürlükten kaldırılan kanun
MADDE 23. - 29.5.1926 tarihli ve 864 sayılı Kanunu
Medenînin Sureti Mer’iyet ve Şekli Tatbiki Hakkında Kanun yürürlükten
kaldırılmıştır.
Yürürlük
MADDE 24. - Bu Kanun Türk Medenî Kanunu ile aynı
tarihte yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 25. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür.
ADALET KOMİSYONUNUN
KABUL ETTİĞİ METİN
TÜRK MEDENÎ
KANUNUNUN
YÜRÜRLÜĞÜ VE
UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN TASARISI
BİRİNCİ BÖLÜM
Genel Hükümler
A) Geçmişe
etkili olmama kuralı
MADDE 1. - Tasarının 1 inci maddesi Komisyonumuzca
aynen kabul edilmiştir.
B) Geçmişe
etkili olma
I. Kamu düzeni ve genel ahlâk
MADDE 2. - Tasarının 2 nci maddesi Komisyonumuzca aynen
kabul edilmiştir.
II. İçeriği kanunla belirlenen ilişkiler
MADDE 3. - Tasarının 3 üncü maddesi Komisyonumuzca
aynen kabul edilmiştir.
III. Kazanılmamış haklar
MADDE 4. - Tasarının 4 üncü maddesi Komisyonumuzca
aynen kabul edilmiştir.
İKİNCİ BÖLÜM
Kişiler Hukuku
A) Fiil
ehliyeti
MADDE 5. - Tasarının 5 inci maddesi Komisyonumuzca
aynen kabul edilmiştir.
B) Gaiplik
kararı
MADDE 6. - Tasarının 6 ncı maddesi Komisyonumuzca aynen
kabul edilmiştir.
C) Dernekler
MADDE 7. - Tasarının 7 nci maddesi Komisyonumuzca aynen
kabul edilmiştir.
D) Vakıflar
MADDE 8. - Tasarının 8 inci maddesi Komisyonumuzca
aynen kabul edilmiştir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Aile Hukuku
A) Evlenme,
boşanma ve evliliğin genel hükümleri
MADDE 9. - Tasarının 9 uncu maddesi Komisyonumuzca
aynen kabul edilmiştir.
B. Mal
rejimleri
MADDE 10. - Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği
tarihten önce evlenmiş olan eşler arasında bu tarihe kadar tâbi oldukları mal
rejimi devam eder. Eşler Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak bir yıl
içinde başka bir mal rejimi seçmedikleri takdirde, bu tarihten geçerli olmak
üzere yasal mal rejimini seçmiş sayılırlar.
Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girmesinden önce açılmış
olan boşanma veya iptal davaları sonuçlanıncaya kadar eşler arasında tâbi
oldukları mal rejimi devam eder. Dava boşanma veya iptal kararıyla
sonuçlanırsa, bu mal rejiminin sona ermesine ilişkin hükümler uygulanır.
Davanın redle sonuçlanması hâlinde eşler, kararın kesinleşmesini izleyen bir
yıl içinde başka bir mal rejimi seçmedikleri takdirde, Kanunun yürürlük
tarihinden geçerli olmak üzere yasal mal rejimini seçmiş sayılırlar.
Yukarıdaki hükümler uyarınca mal birliği veya mal
ortaklığı rejiminin yasal mal rejimine dönüşmesi hâlinde, Türk Kanunu
Medenîsinin ilgili mal rejiminin sona ermesine ilişkin hükümleri uygulanır.
C) Üçüncü
kişilerin korunması
MADDE 11. - Tasarının 11 inci maddesi Komisyonumuzca
aynen kabul edilmiştir.
D) Soybağı
MADDE 12. - Tasarının 12 nci maddesi Komisyonumuzca
aynen kabul edilmiştir.
E. Babalık
davası
MADDE 13. - Tasarının 13 üncü maddesi Komisyonumuzca
aynen kabul edilmiştir.
F. Evlât
edinme
MADDE 14. - Tasarının 14 üncü maddesi Komisyonumuzca
aynen kabul edilmiştir.
G. Velâyet
MADDE 15. - Tasarının 15 inci maddesi Komisyonumuzca
aynen kabul edilmiştir.
H. Vesayet
MADDE 16. - Tasarının 16 ncı maddesi Komisyonumuzca
aynen kabul edilmiştir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Miras Hukuku
A) Mirasçılık
ve mirasın geçişi
MADDE 17. - Tasarının 17 nci maddesi Komisyonumuzca
aynen kabul edilmiştir.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Eşya Hukuku
A) Aynî
haklar
MADDE 18. - Tasarının 18 inci maddesi Komisyonumuzca
aynen kabul edilmiştir.
B) Eşya
hukuku hükümlerinin uygulanması
MADDE 19.- Tasarının 19 uncu maddesi Komisyonumuzca
aynen kabul edilmiştir.
ALTINCI BÖLÜM
Diğer Hükümler
A) Hak
düşürücü süreler ve zama-naşımı süreleri
MADDE 20. - Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girmesinden
önce işlemeye başlamış bulunan hak düşürücü süreler ile zamanaşımı süreleri,
Türk Kanunu Medenîsi hükümlerine tâbi olmaya devam ederler. Ancak söz konusu
sürelerin geri kalan kısmı, Türk Medenî Kanununun belirlediği süreden uzun ise,
yürürlüğe girmesinden başlayarak, süreler, bu Kanunda belirlenen sürenin
geçmesiyle dolmuş olur.
B) Yollamalar
MADDE 21.- Tasarının 21 inci maddesi Komisyonumuzca
aynen kabul edilmiştir.
C. Tüzük ve
yönetmelikler
MADDE 22.- Tasarının 22 nci maddesi Komisyonumuzca
aynen kabul edilmiştir.
D)
Yürürlükten kaldırılan kanun
MADDE 23. - Tasarının 23 üncü maddesi Komisyonumuzca
aynen kabul edilmiştir.
Yürürlük
MADDE 24. - Tasarının 24 üncü maddesi Komisyonumuzca
aynen kabul edilmiştir.
Yürütme
MADDE 25. - Tasarının 25 inci maddesi Komisyonumuzca
aynen kabul edilmiştir.
|
Bülent
Ecevit |
|
|
|
Başbakan |
|
|
|
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
En. ve
Tab. Kay. Bak. ve Başb. Yrd. |
|
D. Bahçeli |
H. H. Özkan |
M. C. Ersümer |
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
|
R. Önal |
Prof. Dr. T. Toskay |
M. Keçeciler |
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
|
Prof. Dr. Ş. S. Gürel |
S. Somuncuoğlu |
Y. Yalova |
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
|
M. Yılmaz |
Prof. Dr. R. Mirzaoğlu |
R. K. Yücelen |
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
|
H. Gemici |
Prof. Dr. Ş. Üşenmez |
E. S. Gaydalı |
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
|
F. Ünlü |
Prof. Dr. A. Çay |
M. A. İrtemçelik |
|
Adalet
Bakanı |
Millî
Savunma Bakanı |
İçişleri
Bakanı |
|
Prof. Dr. H. S. Türk |
S. Çakmakoğlu |
S. Tantan |
|
Dışişleri
Bakanı |
Maliye
Bakanı |
Millî
Eğitim Bakanı |
|
İ. Cem |
S. Oral |
M. Bostancıoğlu |
|
Bayındırlık
ve İskân Bakanı |
Sağlık
Bakanı |
Ulaştırma
Bakanı V. |
|
K. Aydın |
Doç. Dr. O. Durmuş |
K. Aydın |
|
Tarım ve
Köyişleri Bakanı |
Çal. ve
Sos. Güv. Bakanı |
Sanayi ve
Ticaret Bakanı |
|
Prof. Dr. H. Y. Gökalp |
Y. Okuyan |
A. K. Tanrıkulu |
|
Kültür
Bakanı |
Turizm
Bakanı |
Orman
Bakanı |
|
M. İ. Talay |
E. Mumcu |
Prof. Dr. N. Çağan |
|
|
Çevre
Bakanı |
|
|
|
F. Aytekin |
|