T.B.M.M. (S. Sayısı : 386)
Türkiye Cumhuriyeti ile Kırgız Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe ve Dışişleri Komisyonları Raporları (1/634)
T.C.
Başbakanlık
Kanunlar ve Kararlar 18.2.2000
Genel Müdürlüğü
Sayı : B.02.0.KKG.0.10/101-1565/944
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Dışişleri Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı BakanlarKurulunca 29.12.1999 tarihinde kararlaştırılan “Türkiye Cumhuriyeti ile Kırgız Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Bülent Ecevit
Başbakan
GEREKÇE
Kırgızistan, ekonomik ve ticarî ilişkilerimizin geliştirilmesi arzulanan bir Devlettir. Kuşkusuz, Türkiye Cumhuriyeti ile Kırgız Cumhuriyeti arasında sermaye, teknoloji ve hizmet hareketlerinin geliştirilmesi, her iki Devletin de refahına katkıda bulunacaktır.Söz konusu faktör hareketlerinin geliştirilmesinde çifte vergilendirme nedeniyle ortaya çıkan sorunların çözümü önem arz etmektedir. Bu amaçla, Türkiye Cumhuriyeti ile Kırgız Cumhuriyeti arasında 1 Temmuz 1999 tarihinde Ankara’da “Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması’ imzalanmıştır.
Anlaşma ile kişilerin aynı gelir üzerinden iki Devlette birden vergilendirilmesinin (çifte vergilendirme) önlenmesi amaçlanmaktadır. Bu amacı sağlamak üzere, vergileme hakkı gelir unsurları itibariyle ikamet edilen veya kaynak Devletlerden birine bırakılmakta veya bu mümkün olmazsa iki Devlet arasında paylaştırılmaktadır. Böylece, Âkit Devletlerden birinde yatırım yapan, teknoloji veya hizmet sunan diğer Devlet mukimlerinin, o Devletin mükelleflerine göre daha ağır vergilendirilmesine engel olunmakta ve teşebbüslerin risk almadan önce ileride karşılarına çıkacak her türlü vergi ile ilgili mükellefiyeti hesaplayabilmeleri sağlanmaktadır. Çifte vergilendirmenin Âkit Devletlerde önlenmesi ile Kırgız yatırımcılar için Türkiye’nin, Türk yatırımcılar için ise Kırgızistan’ın daha cazip hale geleceği tabiidir.
Anlaşmanın kapsamına aldığı vergiler açısından çifte vergilendirmenin ve vergi kaçakçılığının nasıl önleneceği ve muhtelif gelir unsurlarının vergilendirilmesine ilişkin ilkeler ve düzenlemeler, ilişikte yer alan Anlaşmanın madde gerekçelerinde ayrıntılarıyla açıklanmıştır.
ANLAŞMA MADDELERİNİN GEREKÇELERİ
Türkiye Cumhuriyeti ile Kırgız Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması, 28 maddeden meydana gelmiştir. Anlaşma maddelerinin gerekçeleri aşağıda belirtilmiştir.
Madde 1. – Kişilere ilişkin kapsam
Bu madde hükmü gereğince, bu Anlaşma, Âkit Devletlerden birinin veya her ikisinin mukimi olan kişilere uygulanacaktır.
Diğer bir ifade ile bu Anlaşma, milliyet farkı gözetilmeksizin, Âkit Devletler (Türkiye ve Kırgızistan)’den birinde veya her ikisinde mukim olan kişileri kapsamına almaktadır.
Madde 2. – Kavranan vergiler
Bu madde, Anlaşma kapsamına giren vergilerin belirlenmesinde ve tarifinde açıklığı temin etme amacını gütmektedir.
Maddenin 1 inci fıkrası, Anlaşmanın, ne şekilde alındığına bakılmaksızın, bir Âkit Devlette veya mahallî idarelerinde gelir üzerinden alınan vergilere uygulanacağını belirtmektedir.
2 nci fıkra, gelir üzerinden alınan vergilerin kapsamını belirlemektedir.
3 üncü fıkrada, Anlaşmanın Âkit Devletlerdeki mevcut vergilerden hangilerine uygulanacağı belirtilmektedir. Anlaşma kapsamına giren vergilerin; Türkiye’de gelir ve kurumlar vergileri ile gelir ve kurumlar vergisi üzerinden alınan fon payı; Kırgızistan’da, tüzelkişilerden alınan kazanç vergisi, gerçek kişilerden alınan gelir vergisi ve gelir üzerinden alınan vergiden ibaret olduğu belirtilmiştir.
4 üncü fıkrada, Anlaşmanın imza tarihinden sonra mevcut vergilerin veya onlara ilave olarak alınacak olan ve mevcut vergilerle aynı nitelikte olan veya onlara önemli ölçüde benzeyen vergilerin de Anlaşma kapsamına gireceği hükme bağlanmakta, ayrıca, Âkit Devletlerin yetkili makamlarının, ilgili vergi mevzuatlarında yaptıkları önemli değişiklikleri birbirlerine bildirmelerini öngörmektedir.
Madde 3. – Genel tanımlar
Bu maddede, Anlaşmada kullanılan terimlerin yorumu için gerekli genel tanımlar yer almaktadır.
1 inci fıkrada sırasıyla, “Türkiye”, “Kırgızistan”, “Bir Âkit Devlet”, “Diğer Âkit Devlet”, “Vergi”, “Kişi”, “Şirket”, “Kayıtlı Merkez”, “Vatandaş”, “Bir Âkit Devletin Teşebbüsü”, “Diğer Âkit Devletin Teşebbüsü”, “Yetkili Makam” ve “Uluslararası Trafik” terimlerinin tanımı yer almaktadır.
Maddenin 2 nci fıkrasında, Anlaşmada tanımlanmamış terimlerin, Âkit Devletlerin iç mevzuatlarında öngörülen anlamları taşıdığı belirtilmiş ve Anlaşmada boşluk kalmaması sağlanmıştır.
Madde 4. – Mukim
Âkit Devletlerin vergileme yetkisi, Anlaşmanın birçok maddesinde doğrudan doğruya “mukim” kavramına göre çözümlenmektedir. Bu çerçevede, gerçek ve tüzelkişilerin hangi Devletin mükimi addedileceği hususu büyük bir önem arzetmektedir.
Maddenin 1 inci fıkrasında, gerçek ve tüzelkişiler arasında ayrım yapılmaksızın, Anlaşmanın amaçları bakımından; ev, ikametgâh, kanunî ana merkez, yönetim yeri veya benzer yapıda diğer herhangi bir kriter nedeniyle vergi mükellefiyeti altına giren kişi “mukim” addedilmektedir. Gelir Vergisi Kanunumuz Türkiye’de yerleşmiş gerçek kişileri, Kurumlar Vergisi Kanunumuz ise kanunî veya iş merkezi Türkiye’de bulunan kurumları tam mükellef addettiğinden, 1 inci fıkra hükmüyle vergi hukukumuza tam bir paralellik sağlanmaktadır.
2 nci fıkrada, gerçek kişilerin 1 inci fıkrada belirtilen kriterler nedeniyle her iki Devletin de mukimi addedilmesi halinde, bu kişilerin hangi kıstaslar kullanılmak suretiyle yalnızca bir Devletin mukimi addedileceği hususu çözümlenmektedir.
3 üncü fıkrada ise, gerçek kişi dışındaki
bir kişinin her iki Âkit Devletin de mukimi olması
halinde, bu kişinin, kayıtlı merkezinin
bulunduğu Devletin mukimi kabul edileceği hükme bağlanmıştır.
Madde 5. – İşyeri
İşyerinin tanımına ilişkin bu madde, ticarî kazancın vergilendirileceği Âkit Devletin belirlenmesi açısından büyük bir önem taşımaktadır. Bilindiği üzere, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarımız, dar mükellefler açısından ticarî kazancın Türkiye’de elde edilmiş sayılması için, kazanç sahiplerinin Türkiye’de işyerinin bulunması veya daimî temsilci bulundurması ve kazancın bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyla yapılan işlerden doğmasını şart koşmaktadır. Aynı şekilde, Anlaşmanın 7 nci maddesinde de, yalnızca işyerine atfedilebilen ticarî kazancın kaynak Devlette vergilenebileceği prensibi getirilmiştir.
7 fıkra halinde düzenlenen bu maddede, hangi durumlarda bir işyerinin oluşup oluşmayacağı hususu bütün ayrıntılarıyla açıklanmaktadır.
1 inci fıkrada, “işyeri” teriminin genel bir tanımı yapılmaktadır.
2 nci fıkrada, kapsama özellikle dahil edilen işyerlerine örnekler verilmektedir ki bunlar; yönetim yeri, şube, büro, fabrika, atölye, maden ocağı, petrol veya doğal gaz kuyusu, taş ocağı veya doğal kaynakların çıkarıldığı diğer yerlerdir.
3 üncü fıkrada, 15 ayı aşan bir süre devam eden bir inşaat şantiyesi, yapım, kurma veya montaj projesi veya bu faaliyetlerle ilgili gözetim hizmetleri ile danışmanlık hizmetleri de dahil olmak üzere bir mukim tarafından bu amaçla işe alınan ücretli veya diğer personel vasıtasıyla ülke içinde aynı veya bağlı proje için 12 ayı aşan bir süreyle ifade edilen hizmetlerin de bir işyeri oluşturacağı belirtilmiştir.
4 üncü fıkrada, işyeri kapsamı dışında kalan hususlar belirtilmiştir.
5 inci fıkrada daimî temsilcilik düzenlenmiştir. Bu fıkraya göre, bir kişi teşebbüs adına mukavele akdetme yetkisine sahip olur ve bu yetkisini düzenli olarak kullanırsa, bu faaliyetler 4 üncü fıkrada belirtilen ve işe ilişkin sabit bir yerden yapılması durumunda bu yeri işyeri haline getirmeyen nitelikteki faaliyetlerle sınırlı olmamak kaydıyla işyerinin varlığı kabul edilecektir.
Anlaşmada işyeri ve daimî temsilci ayrı ayrı maddelerde düzenlenmeyip, her ikisi de “işyeri” maddesinde düzenlendiğinden, bu fıkra hükmüyle, Gelir Vergisi Kanununun dar mükelleflerin ticarî kazançlarının Türkiye’de vergilendirilmesine imkân tanıyan daimî temsilciliğe ilişkin hükümleri Anlaşmaya yansıtılmış olmaktadır.
6 ncı fıkra, bir Âkit Devlet teşebbüsünün diğer Âkit Devlette işlerini yalnızca kendi işlerine olağan şekilde devam eden bir simsar, bir genel komisyon acentesi veya bağımsız statüye sahip bir acente vasıtasıyla yürütmesi halinde işyerinin var sayılmayacağını öngörmektedir.
7 nci fıkrada ise, iki ayrı Âkit Devlette mukim olan şirketlerin birbirlerini kontrol etmesinin, bunlardan herhangi birinin diğeri için bir işyeri oluşturmayacağı hükme bağlanmıştır.
Madde 6. – Gayrimenkul varlıklardan elde edilen gelir
Bu madde yalnızca gayrimenkul sermaye iratlarını değil, aynı zamanda gayrimenkullerden kaynaklanacak her türlü gelir unsurunu da (tarım ve ormancılıktan elde edilen gelir dahil) kapsama dahil etmektedir.
Maddenin 1 inci fıkrası ile gayrimenkul varlıklardan elde edilen gelirin vergileme hakkı, gayrimenkulün bulunduğu Âkit Devlete bırakılmaktadır.
2 nci fıkra, “gayrimenkul varlık’ teriminin tanımına ilişkindir.
3 üncü fıkrada, gayrimenkul varlığın doğrudan kullanımı, kiralanması veya başka bir suretle kullanımından elde edilen gelire 1 inci fıkra hükmünün uygulanacağı belirtilmektedir.
4 üncü fıkrada ise, 1 ve 3 üncü fıkra hükümlerinin, bir teşebbüsün gayrimenkul varlıklardan elde ettiği gelir ile serbest meslek faaliyetlerinin icrasında kullanılan gayrimenkullerden elde edilen gelire de uygulanacağı öngörülmektedir.
Madde 7. – Ticarî kazançlar
Maddenin 1 inci fıkrası, ticarî kazancın vergilendirilmesindeki genel prensibi açıklamaktadır. Buna göre ticarî kazanç, teşebbüsün mukim olduğu Devlette vergilendirilecektir. Ancak, faaliyet diğer Devlette bir işyeri vasıtasıyla yürütülüyorsa, sadece işyerine atfedilebilen kazançlar diğerDevlette vergilendirilebilecektir.
2 nci fıkra, işyeri kazançlarının hesaplanmasındaki esaslara ilişkindir. Buna göre, işyeri bağımsız bir teşebbüs gibi ele alınacak ve benzer teşebbüslerin benzer koşullarda elde etmesi gereken kazanç, söz konusu işyerine atfedilecektir. Böylece, işyeri-merkez ilişkilerinde emsaline göre yüksek veya düşük fiyatlandırmaya gidildiğinde olaya müdahale edilip, gerçekçi fiyatların fatura edilmesiyle yeni bir vergi matrahı belirlenecek ve vergileme bu matrah üzerinden yapılacaktır.
3 üncü fıkra, işyeri kazancının belirlenmesi sırasında hangi tür giderlerin indirilebileceğine ilişkindir.
4 üncü fıkra, teşebbüs adına sadece mal ve ticarî eşya alımında bulunan işyerine, bu faaliyeti dolayısıyla kazanç atfedilemeyeceğine ilişkindir.
5 inci fıkra, ticarî kazancın, Anlaşmanın diğer maddelerinde belirtilen gelir unsurlarını da kapsamına alması halinde ilgili madde hükümlerini saklı tutmaktadır.
Madde 8. – Uluslararası taşımacılık
1 inci fıkra, bir Âkit Devlet teşebbüsünün, uluslararası trafikte, uçak veya kara nakil vasıtası işletmeciliğinden sağladığı kazançların, yalnızca teşebbüsün mukim olduğu Âkit Devlette vergilendirilebileceğini öngörmektedir. Diğer bir ifade ile bu tür kazançlar kaynak Devlette vergiden istisna edilmektedir.
2 nci fıkrada, uçakların tam donanımlı veya çıplak olarak kiralanmasından elde edilen kazançlar ile uluslararası trafikte kullanılan konteynerlerin kullanımından ve kiralanmasından elde edilen kazançların arizi olması halinde, bu maddede kapsanacağı hükme bağlanmıştır.
3 üncü fıkrada, ilk fıkrada benimsenen prensibin, bir ortaklığa, bir bağlı işletmeye veya uluslararası işletilen bir acenteye iştirak dolayısıyla elde edilen kazançlar için de geçerli olacağı hükme bağlanmaktadır.
Madde 9. – Bağımlı teşebbüsler
Kurumlar Vergisi Kanunumuzun 15, 16 ve 17 nci maddelerinde düzenlenen örtülü kazanç ve örtülü sermaye ile ilgili olan bu maddede, bağımlı teşebbüslerin, bağımsız teşebbüslere oranla farklı ticarî ilişkilere ve farklı fiyatlandırmalara yönelmeleri halinde Âkit Devletlerin ne tür tedbirler alabileceği hükme bağlanmaktadır.
1 inci fıkra, bağımlı teşebbüslerin gerekli itinayı göstermeyip, bağımsız teşebbüsler arasında geçerli olan fiyatlardan sapmaları halinde, vergi kaybına uğrayan Âkit Devlete ek vergi alma hakkını vermektedir. Bu ek vergileme sonunda diğer Devletin, kendi mükellefi olan bağımlı teşebbüs için yapacağı matrah ve vergi indirimleri ise 2 nci fıkrada düzenlenmiştir.
Madde 10. – Temettüler
1 inci fıkra, temettülerin vergilendirilmesindeki genel ilke ile ilgili olup, temettü gelirinin esas itibariyle temettü gelirini elde edenin mukim olduğu Âkit Devlette vergilendirileceğini öngörmektedir.
2 nci fıkra, temettülerin, temettüyü ödeyen şirketin mukim olduğu, yani temettülerin doğduğu Devlette de vergilendirilebileceğini öngörmektedir. Kaynak Devlette, diğer Devlet mukimlerine ödenen temettü üzerinden yapılabilecek vergi tevkifatı, gayrisafi temettü tutarının % 10’unu aşamayacaktır.
3 üncü fıkrada “temettü” teriminin tanımı yapılmaktadır.
4 üncü fıkrada, işyeri kazancının 7 nci madde (Ticarî kazançlar) çerçevesinde vergilendirildikten sonra, kalan kazanç üzerinden bu maddenin 2 nci fıkrasına göre de vergilendirilebileceği öngörülmektedir. Bu fıkra, Gelir Vergisi Kanunumuzun 94 üncü maddesinin 6/b numaralı bendiyle paralellik arz etmektedir.
5 inci fıkra, temettü lehdarının, temettüyü
ödeyen şirketin mukim olduğu Âkit Devlette bir işyeri vasıtasıyla ticarî
faaliyette bulunması veya diğerDevlette bir sabit yeri kullanarak serbest
meslek faaliyeti icra etmesi ve söz konusu temettü elde ediş olayı ile
bu işyeri arasında etkin bir bağ bulunması halinde, söz konusu temettülerin
bu madde çerçevesinde vergilendirilmeyeceğini öngörmektedir. Bu gibi hallerde,
ticarî kazanca ilişkin 7 nci veya serbest meslek faaliyetlerine ilişkin
14 üncü madde hükümleri uygulanacaktır.
Madde 11. – Faiz
1 inci fıkra, faizlerin vergilendirilmesindeki genel ilkeyi belirlemektedir. Buna göre faizi vergilendirme hakkı, lehdarın mukim olduğu Âkit Devlete ait olmaktadır.
2 inci fıkrada, faizin gerçek lehdarının diğer Âkit Devletin bir mukimi olması halinde, faizlerin doğduğu Devlete, gayrisafi faiz tutarı üzerinden azamî % 10 vergi alma hakkı tanınacağı öngörülmektedir.
3 üncü fıkrada, Türkiye Hükümeti ile Türkiye Merkez Bankasına ödenen faizler ile Kırgızistan Hükümetine, Kırgızistan Ulusal Bankasına ödenen faizlerin karşılıklı olarak vergiden muaf tutulacağı belirtilmektedir.
4 üncü fıkrada “faiz” teriminin kapsamı belirlenmiştir.
5 inci fıkra, diğer Devlette bir işyeri vasıtasıyla ticarî faaliyette veya serbest meslek faaliyetinde bulunması ve faizin ödendiği alacak ile bu işyeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunması halinde, söz konusu faizin bu madde çerçevesinde değil, ticarî kazanca ilişkin 7 nci madde veya serbest meslek faaliyetine ilişkin 14 üncü madde hükümlerine göre vergilendirilmesini öngörmektedir.
6 ncı fıkra, faiz gelirlerinin hangi durumda bir Âkit Devlette elde edilmiş sayılacağını hükme bağlamaktadır. Buna göre, faiz ödeyenin Devlet, mahallî idare, mukim veya bu Devlette bulunan bir işyeri veya sabit yer olması halinde, söz konusu faizin bu Âkit Devlette elde edildiği kabul edilecektir.
7 nci fıkra, faiz miktarının belirlenmesinde muvazaa durumunu açıklığa kavuşturmaktadır. Fıkra hükmüne göre muvazaa yapabilecek kişiler, aralarında özel ilişki bulunan faiz ödeyecisi ile faiz lehdarı veya her ikisiyle bir başka kişi olarak belirtilmektedir. Muvazaa durumu ise, özel ilişkinin olmadığı hallerde, kişiler arasında kararlaştırılan faiz miktarını aşan bir faizin ödenmesi olarak ortaya konmuştur. Bu durumda fazla ödenen kısım, bu maddede tanımlanan ve indirimli vergiye tâbi olan bir faiz olarak nitelendirilmeyip, Anlaşmanın diğer hükümleri de dikkate alınarak Âkit Devletlerin iç mevzuatına göre vergilendirilecektir.
Madde 12. – Gayrimaddî hak bedelleri
1 inci fıkra, vergilemedeki genel ilkeyi belirlemekte ve vergileme hakkını ödeme yapılan kişinin mukim olduğu Devlete tanımaktadır.
2 nci fıkra hükmü, gayrimaddî hak bedellerinin elde edildiği Devlete de % 10’u aşmayacak şekilde vergi alma hakkı tanımaktadır.
3 üncü fıkra, “gayrimaddî hak bedelleri”nin tanımına ilişkindir.
4 üncü fıkrada, bir işyeri veya sabit yer vasıtasıyla elde edilen gayrimaddî hak bedellerinin indirimli vergi oranına göre değil, ticarî kazanca ilişkin 7 nci madde ve serbest meslek faaliyetine ilişkin 14 üncü madde hükümlerine göre vergilendirileceği öngörülmektedir.
5 inci ve 6 ncı fıkralarda, faizde olduğu gibi gayrimaddî hak bedellerinin nerede elde edilmiş sayılacağı ve muvazaalı durumlarda nasıl vergilendirileceğine ilişkin özel hükümler yer almaktadır.
Madde 13. – Sermaye değer artış kazançları
1 inci fıkrada, 6 ncı maddede tanımlanan gayrimenkul varlıkların elden çıkarılmasından doğan kazançların, bu varlıkların bulunduğu Âkit Devlette vergilendirileceği öngörülmektedir.
2 nci fıkrada, bir işyerinin aktifine dahil olan veya serbest meslek faaliyetinin icrasında kullanılan sabit yere ait menkul varlıkların elden çıkarılmasından doğan kazançların, bu işyerinin veya sabit yerin bulunduğu Âkit Devlette vergilendirileceği hükme bağlanmıştır.
3 üncü fıkrada, bir Âkit Devlet teşebbüsünce uluslararası trafikte işletilen uçak veya kara nakil vasıtaları ile bunların işletilmesine tahsis edilen menkul varlıkların elden çıkarılmasından doğan kazançların, yalnızca uçak veya kara nakil vasıtalarını işleten teşebbüsün mukim olduğu Âkit Devlette vergilendirileceği öngörülmektedir.
4 üncü fıkrada, bu maddenin diğer fıkralarında belirtilenlerin dışında kalan varlıkların elden çıkarılmasından doğan kazançların, bu varlıkları elden çıkaranların mukim olduğu Âkit Devlette; söz konusu varlıkların iktisap tarihinden itibaren bir yıl içinde elden çıkarılmasından doğan değer artış kazançlarının ise gelirin elde edildiği kaynak Devlette vergilendirilebileceği öngörülmektedir.
Madde 14. – Serbest meslek faaliyetleri
Maddenin 1 inci fıkrasında, gerçek kişilerin elde edeceği serbest meslek kazançlarının, kazancı elde edenin mukim olduğu Âkit Devlette vergilendirileceği hükme bağlanmıştır. Ancak, bu kişinin diğer Âkit Devlette bulunan sabit bir yeri kullanarak serbest meslek faaliyeti icra etmesi durumunda, sabit yerden elde edilen kazançların kaynak Devlette de vergilendirileceği hükme bağlanmıştır.
2 nci fıkrada, “serbest meslek faaliyetleri” teriminin tanımı yapılmaktadır.
Madde 15. – Bağımlı faaliyetler
1 inci fıkrada, bağımlı faaliyetlerin vergilendirilmesine ilişkin genel kural belirtilmektedir. Buna göre, hizmetin diğer Devlette ifa edilmemesi şartıyla, bir Âkit Devlet mukimince elde edilen ücretler mukim olunan devlette vergilendirilecektir. Hizmetin diğer Devlette ifa edilmesi halinde, belli şartlarla kaynak Devlete de vergileme yetkisi tanınabilecektir. Ancak, söz konusu kural, bu Anlaşmanın 16, 18, 19 ve 20 nci maddelerinde öngörülen hükümleri herhangi bir şekilde etkilemeyecektir. Diğer bir ifadeyle, yönetim kurulu üyeleri, emekliler, kamu görevlileri, öğretmen ve öğrenciler 15 inci maddeye göre değil, kendileriyle ilgili maddelere göre vergilendirileceklerdir.
2 nci fıkrada, ücretin sadece mukim Devlette vergilendirilmesi için hangi şartların bir arada aranması gerektiği belirtilmektedir. Kaynak Devletin vergileme yapabilmesi içni, öngörülen bu şartlardan birinin ihlali yeterlidir.Bir başka ifadeyle, diğer Devlette hizmet ifa eden bir Âkit Devlet mukiminin bu Devlette ilgili takvim yılı içinde başlayan veya biten herhangi bir oniki aylık dönemde bir veya bir kaç seferde toplam 183 günden fazla kalması veya ücret ödemesinin bu diğer Devletin mukimi olan bir işveren tarafından veya onun adına yapılması ya da söz konusu ödemenin, işverenin bu diğer Devlette sahip olduğu işyerinden veya sabit yerden yapılması durumunda, elde edilen ücretler kaynak Devlette vergilendirilecektir.
3 üncü fıkrada, bir Âkit Devlet teşebbüsü tarafından uluslararası trafikte işletilen uçak veya kara nakil vasıtasında icra edilen çalışma karşılığında elde edilen ücret, maaş ve diğer gelirlerin teşebbüsün mukim olduğu Devlette vergilendirileceği öngörülmektedir.
Madde 16. – Müdürlere yapılan ödemeler
Söz konusu maddede, bir Âkit Devlet mukiminin diğer Âkit Devlette mukim bir şirketin yönetim kurulu üyesi olması dolayısıyla elde ettiği ücret ve diğer benzeri ödemelerin bu diğer Devlette vergilendirileceği öngörülmektedir.
Madde 17. – Sanatçı ve sporcular
1 inci fıkra, bir Âkit Devlet mukimi olan sanatçı ve sporcuların iştigal konuları ile ilgili şahsî faaliyetlerinden dolayı diğer Âkit Devlette elde ettikleri gelirlerin, bu faaliyetleri icra ettikleri diğer Âkit Devlette vergilendirileceğini hükme bağlamaktadır. Bu çerçevede, serbest meslek faaliyetleri ile bağımlı faaliyetleri (ücretler) düzenleyen 14 ve 15 inci madde hükümleri sanatçı ve sporcular açısından geçerli olmayıp, vergileme yalnızca 17 nci madde kapsamında yapılacaktır.
2 nci fıkra organizatörlerle ilgili olup, sanatçı ve sporcuların iştigal konularıyla ilgili faaliyetlerden doğan gelirin, sanatçı veya sporcuların kendilerine değil de bir başka gerçek veya tüzelkişiye yönelmesi halinde, vergilemenin, faaliyetin icra edildiği Âkit Devlette yapılacağını öngörmektedir. Ancak böyle bir durumda, ticarî kazançların, serbest meslek kazançlarının ve bağımlı faaliyetlerin (ücretlerin) vergilendirilmesini düzenleyen bu Anlaşmanın 7, 14 ve 15 inci madde hükümleri dikkate alınmayıp, vergileme yalnızca 17 nci madde kapsamında yapılacaktır.
3 üncü fıkrada, bir Âkit Devlette icra edilen ve diğer Âkit Devletin veya mahallî idaresinin kamusal fonlarından tamamen veya önemli ölçüde desteklenen santasal ve sportif faaliyetlerden elde edilen gelire 1 inci ve 2 nci fıkra hükümlerinin uygulanmayacağını öngörmektedir.
Madde 18. – Emekli maaşları
1 inci fıkrada, bir Âkit Devlet mukimine
geçmiş çalışmalarının karşılığında ödenen emekli
maaşları ve benzeri ödemeler ile düzenli
ödemelerin bunları elde edenin mukim olduğu Devlette vergilendirileceği
hükmü öngörülmektedir.
2 nci fıkrada, “düzenli ödeme” teriminin tanımı yapılmaktadır.
Madde 19. – Kamu görevi
1 inci fıkrada, kamu hizmeti karşılığında yapılan ödemelerin ve bağlanan emekli maaşlarının yalnızca ödemeyi yapan Devlette vergilendirileceği hükme bağlanmıştır.
2 nci fıkrada ise, kamu iktisadî kuruluşlarında çalışanlar açısından bu madde hükmünün değil, 15, 16, 17 ve 18 inci madde hükümlerinin geçerli olacağı öngörülmektedir.
Madde 20. – Öğretmenler ve öğrenciler
1 inci fıkrada, öğrencilerin ve stajyerlerin veya meslekî eğitimde bulundukları Devlette yararlanacakları vergi istisnasının sınırları hükme bağlanmaktadır. Buna göre, öğrenci ve stajyerler yalnızca geçim, öğrenim veya meslekî eğitim masraflarını karşılayan ve bulundukları Devletin dışındaki kaynaklardan sağlanan paralar dolayısıyla öğrenim gördükleri veya staj yaptıkları Âkit Devlette vergiye tâbi tutulmayacaklardır.
2 nci fıkrada, öğretmen veya öğretim üyelerinin iki yılı aşmayan bir süre içinde diğerDevlette yapmış oldukları öğretim veya araştırma karşılığında bu diğer Devletin dışındaki kaynaklardan elde ettikleri gelirlerin, bu Devlette vergiden istisna edileceği hükme bağlanmıştır.
Madde 21. – Diğer gelirler
1 inci fıkrada, nerede doğarsa doğsun, bir Âkit Devlet mukimi tarafından elde edilen ve Anlaşmanın bundan önceki maddelerinde kavranmayan gelir unsurlarının, geliri elde eden kişinin mukim olduğu Devlette vergilendirileceği hükme bağlanmıştır.
2 nci fıkrada ise, 6 ncı maddenin 2 nci fıkrasında bahsedilen gayrimenkul varlıklardan elde edilen gelirler hariç olmak üzere, diğer Devlette bulunan bir işyeri vasıtasıyla ticarî faaliyette veya sabit yer vasıtasıyla serbest meslek faaliyetinde bulunan bir Âkit Devlet mukiminin, bu işyeri veya sabit yer ile etkin bir şekilde bağlantılı bir hak veya varlıktan elde ettiği gelire bu maddenin 1 inci fıkra hükümlerinin uygulanmayacağı, söz konusu gelirin 7 nci veya 14 üncü madde hükümlerine göre vergilendirileceği hükme bağlanmıştır.
Madde 22. – Çifte vergilendirmenin önlenmesi
Madde, çifte vergilendirmenin önlenmesine ilişkindir.
1 inci fıkrada, Türkiye’de mukim olan, bir başka ifade ile Türkiye’de tam mükellef statüsünde olan gerçek kişilerin ve kurumların çifte vergilendirilmelerinin nasıl önleneceği düzenlenmiştir.
1 inci fıkranın (a) bendinde; bir Türkiye mukimi (b) bendinde kavranan gelirlerin dışında ve bu Anlaşma hükümleri uyarınca Kırgızistan’da vergilendirilebilen bir gelir elde etmesi halinde Türkiye’nin, bu geliri vergiden muaf tutacağı, ancak Türkiye’nin bu kişinin geri kalan gelirine ilişkin vergiyi hesaplarken söz konusu gelire vergiden istisna edilmemiş gibi bir vergi oranını uygulayabileceği belirtilmiştir.
Fıkranın (b) bendinde; bir Türkiye mukimi, bu Anlaşmanın 10, 11, 12 nci maddeleri hükümleri uyarınca Kırgızistan’da vergilendirilebilen bir gelir elde ettiğinde, Türkiye, bu kişinin gelirine isabet eden vergiden, Kırgızistan’da gelir üzerinden ödenen verginin mahsubuna müsaade edecektir. Ancak söz konusu mahsup, Kırgızistan’da vergilendirilebilen gelir için, mahsuptan önce hesaplanan vergi miktarını aşmayacaktır.
2 nci fıkrada, Kırgızistan mukimleri
için çifte vergilendirmenin nasıl önleneceği düzenlen-
miştir.
Fıkranın (a) bendinde; bir Kırgızistan mukiminin bu Anlaşma hükümleri uyarınca Türkiye’de bir gelir elde etmesi durumunda,Türkiye’de ödenen gelir üzerindeki vergiye eşit bir miktarı doğrudan doğruya veya indirim yoluyla bu mukimin geliri üzerinden ödeyeceği vergiden mahsup edileceği ve söz konusu mahsubun Türkiye’de vergilendirilebilen gelire isabet eden gelir üzerinden alınan vergi miktarını aşmayacağı belirtilmiştir.
Fıkranın (b) bendinde ise, bu Anlaşma hükümleri uyarınca bir Kırgızistan mukiminin, Türkiye’de vergilendirilebilen bir gelir elde etmesi halinde Kırgızistan bu geliri Kırgızistan’da vergilendirilebilen diğer gelirler üzerindeki vergi oranının belirlenmesi amacıyla vergi matrahına dahil edebileceğine ilişkindir.
Madde 23. – Ayrım yapılmaması
Maddenin 1 inci fıkrasında, bir Âkit Devlet vatandaşının, diğer Âkit Devlette, o Devletin aynı koşullara sahip vatandaşlarına kıyasla daha değişik veya daha ağır bir vergilemeye ve buna bağlı mükellefiyetlere tâbi tutulmayacakları öngörülmüştür.
2 nci fıkrada, teşebbüslerin diğerDevlette sahip oldukları işyerlerinin bu diğerDevletin aynı faaliyetleri yürüten teşebbüslerine kıyasla daha ağır bir vergilemeye tâbi tutulmayacakları öngörülmektedir.
3 üncü fıkrada, Anlaşmanın 9 uncu maddesi, 11 inci maddesinin 7 nci fıkrası veya 12 nci maddesinin 6 ncı fıkrası hükümlerinin uygulanacağı haller hariç olmak üzere, bir Âkit Devlet teşebbüsünün vergiye tâbi kazancı belirlenirken, bu teşebbüsün diğer Âkit Devletin bir mukimine uyguladığı faiz, gayrimaddî hak bedeli ödemesi ile diğer ödemelerin, ödemeler sanki ilk bahsedilen Devletin bir mukimine uygulanmış gibi aynı şekilde indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
4 üncü fıkrada, ayrım yapmama prensibinin, bir Âkit Devletin bir veya birkaç mukimi tarafından doğrudan veya dolaylı olarak, kısmen ya da tamamen sermayesine sahip olunan veya kontrol edilen diğer Âkit Devlet teşebbüsleri için de geçerli olduğu belirtilmektedir.
5 inci fıkrada, Âkit Devletlerin kendi mukimlerine uyguladıkları şahsî indirimler ile vergi ve matrah indirimlerini, diğer Âkit Devletin mukimlerine de uygulamak zorunda olmadıkları belirtilmiştir.
Madde 24. – Karşılıklı anlaşma usulü
Maddenin ilk iki fıkrası, bir Âkit Devlet mukiminin, taraf Devletlerden herhangi birinin veya her ikisinin işlemlerinin, kendisi açısından bu Anlaşma hükümlerine uygun olamayan sonuçlar yarattığı veya yaratacağı kanaatine varması halinde sorunun nasıl çözümleneceğini hükme bağlamaktadır.
1 inci fıkraya göre, bu kişi durumunu Âkit Devletlerin iç mevzuatlarında öngörülen müracaat usulleriyle bağlı kalmaksızın, mukimi olduğu Âkit Devletin yetkili makamı arz edebilecektir. Ancak, bu kişinin durumu 23 üncü maddenin 1 inci fıkrasına uygun olması halinde, o zaman vatandaşı olduğu Âkit Devletin yetkili makamına başvurabilecek ve söz konusu müracaatın Âkit Devletlerin iç mevzuatlarında öngörülen süreler içinde yapılabileceği belirtilmektedir.
2 nci fıkraya göre, kendisine başvuruda bulunulan yetkili makam sorunu kendisi çözemezse, diğer Devletin yetkili makamıyla karşılıklı anlaşmaya varmak için gayret gösterecektir.
Maddenin 3 üncü fıkrasında, yetkili makamların bu Anlaşmanın yorumundan veya uygulanmasından kaynaklanan sorunların çözümü için karşılıklı anlaşma usulünü kullanabilecekleri, 4 üncü fıkrada ise karşılıklı anlaşmanın ne şekilde yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Madde 25. – Bilgi değişimi
Bu Anlaşmanın tam anlamıyla uygulanabilmesi için iki Âkit Devletin vergi idareleri arasında gerekli hallerde yakın işbirliğine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu maddede, Âkit Devletlerin hangi hallerde bilgi değişiminde bulunacakları, elde edilen bilgilerin kimlere verilebileceği ve bilgi değişiminin sınırları ele alınmıştır.
Madde 26. – Diplomat hüviyetindeki memurlar ve konsolosluk memurları
Bu maddede, diplomat hüviyetindeki memurların ve konsolosluk memurlarının, Devletler hukukunun genel kurallarına ve özel anlaşma hükümlerine göre yararlandıkları vergi ayrıcalıklarının bu Anlaşma hükümlerinden etkilenmeyeceği belirtilmektedir.
Madde 27. – Yürürlüğe girme
Bu maddede, Anlaşmanın ne zaman yürürlüğe gireceği ve vergiler açısından ne zaman hüküm ifade edeceği belirtilmiştir. Buna göre Anlaşma, Âkit Devletlerin her birinin, anlaşma yürürlüğe girmesi için kendi iç mevzuatlarında öngörülen işlemlerin tamamlandığını birbirlerine bildirmelerini müteakip, bu bildirimlerden sonuncusunun alındığı gün yürürlüğe girecektir.Bu Anlaşma, kaynakta tevkif edilen vergiler yönünden bu Anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihi izleyen Ocak ayının ilk günü veya daha sonra ödenen veya mahsup edilen miktarlar için, diğer vergiler yönünden ise bu Anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihi izleyen Ocak ayının ilk günü veya daha sonra başlayan vergilendirme yılları için hüküm ifade edecektir.
Madde 28. – Yürürlükten kalkma
Maddede, Anlaşmanın feshedilinceye kadar yürürlükte kalacağı belirtilmekte, fesih usulünü açıklamakta ve fesih halinin hangi vergilendirme dönemleri için hüküm ifade edeceğini belirtmektedir.
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Plan ve Bütçe Komisyonu 1.3.2000
Esas No. : 1/634
Karar No. : 95
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Dışişleri Bakanlığınca hazırlanarak, Bakanlar Kurulunca 18.2.2000 tarihinde Türkiye Büyük MilletMeclisi Başkanlığına sunulan ve Başkanlıkça 22.2.2000 tarihinde talî komisyon olarak Komisyonumuza, esas komisyon olarak da Dışişleri Komisyonuna havale edilen “Türkiye Cumhuriyeti ile Kırgız Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı” Komisyonumuzun 29.2.2000 tarihinde yaptığı 42 nci Birleşiminde, Hükümeti temsilen Devlet Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen ile Dışişleri ve Maliye Bakanlıkları ile Devlet Planlama Teşkilâtı, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlıkları temsilcilerinin de katılmalarıyla incelenip, görüşülmüştür.
Bilindiği gibi, çağdaş dünyanın en önemli özelliklerinden biri, ülkeler arasındaki mal, sermaye ve emek akışının giderek yoğunlaşması nedeniyle ortaya çıkan ekonomiler arası etkileşimdir. Yabancı sermayeli şirketlerin kuruluşu, holdinglerin bünyelerindeki şirketleri dünyanın dört bir tarafına yayması, şirketlerin yabancı ülkelerde şube oluşturmaları, alacaklısı ve borçlusu farklı ülkelerde bulunan kredi ilişkilerinin yoğunlaşması gibi hususlar sermayenin sınır ötesi hareketlerinden kaynaklanmaktadır. Kişi ve kuruluşların birden fazla devlette gelir elde etmeleri dolayısıyla, gelirlerden kaynaklanan verginin hangi devlette vergilendirileceğinin önemli bir sorun olarak ortaya çıkması da bu tablonun doğal sonucudur.
Kırgız Cumhuriyeti, ekonomik ve ticarî ilişkilerimizin geliştirilmesi arzulanan bir devlettir. Türkiye Cumhuriyeti ile Kırgız Cumhuriyeti arasında sermaye, teknoloji ve hizmet hareketlerinin geliştirilmesi, her iki devletin de refahına katkıda bulunacaktır. Söz konusu faktör hareketlerinin geliştirilmesinde, çifte vergilendirme nedeniyle ortaya çıkan sorunların çözümü bu nedenle önem arz etmektedir. Bu amaçla, Türkiye Cumhuriyeti ile Kırgız Cumhuriyeti arasında 1 Temmuz 1999 Ankara’da “Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması” imzalanmıştır.
Anlaşma ile; vergileme hakkının gelir unsurları itibariyle ikamet veya kaynak devletlerden birine bırakılması, bu mümkün olmazsa iki devlet arasında paylaştırılması suretiyle kişilerin aynı gelir veya servet üzerinden iki devlette birden vergilendirilmesinin önlenmesi amaçlanmaktadır. Bu suretle, karşılıklı olarak her iki ülke, Âkit Devlet yatırımcıları için daha güvenli ve cazip hale gelecek, dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti ile Kırgız Cumhuriyeti arasında sermaye, teknoloji ve hizmet hareketleri gelişecek, bu durum her iki ülkenin de refahına katkıda bulunacaktır.
Tasarının geneli üzerindeki görüşmeleri müteakip, Tasarı ve gerekçesi Komisyonumuzca benimsenerek maddelerinin görüşülmesine geçilmiştir.
Tasarının; söz konusu Anlaşmanın onaylanmasının uygun bulunmasına dair 1 inci maddesi ile yürürlük ve yürütmeye ilişkin 2 ve 3 üncü maddeleri aynen kabul edilmiştir.
Raporumuz, Dışişleri Komisyonuna havale
edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile arz
olunur.
| Başkan V. | Sözcü | |
| Mehmet Hanifi Tiryaki | Nihat Gökbulut | |
| Gaziantep | Kırıkkale | |
| Kâtip | Üye | |
| Cafer Tufan Yazıcıoğlu | Sait Açba | |
| Bartın | Afyon | |
| (İmzada bulunamadı) | ||
| Üye | Üye | |
| Abdülkadir Akcan | Gaffar Yakın | |
| Afyon | Afyon | |
| Üye | Üye | |
| Hikmet Uluğbay | Ali Uzunırmak | |
| Ankara | Aydın | |
| (İmzada bulunamadı) | ||
| Üye | Üye | |
| Zeki Ergezen | M. Altan Karapaşaoğlu | |
| Bitlis | Bursa | |
| Üye | Üye | |
| Süleyman Coşkuner | Hakkı Duran | |
| Burdur | Çankırı | |
| Üye | Üye | |
| Mücahit Himoğlu | Mehmet Dönen | |
| Erzurum | Hatay | |
| (İmzada bulunamadı) | ||
| Üye | Üye | |
| Ramazan Gül | Aydın Ayaydın | |
| Isparta | İstanbul | |
| (İmzada bulunamadı) | ||
| Üye | Üye | |
| Ali Coşkun | Masum Türker | |
| İstanbul | İstanbul | |
| Üye | Üye | |
| Hasan Metin | İlhami Yılmaz | |
| İzmir | Karabük | |
| Üye | Üye | |
| Necdet Tekin | Ali Gebeş | |
| Kırklareli | Konya | |
| Üye | Üye | |
| Süleyman Çelebi | Veysi Şahin | |
| Mardin | Mardin | |
| Üye | Üye | |
| Cevat Ayhan | Ş. Ramis Savaş | |
| Sakarya | Sakarya | |
| (İmzada bulunamadı) | ||
| Üye | Üye | |
| Tarık Cengiz | Lütfi Ceylan | |
| Samsun | Tokat | |
| Üye | Üye | |
| Hasan Özgöbek | Bekir Gündoğan | |
| Uşak | Tunceli |
Dışişleri Komisyonu Raporu
Türkiye Büyük MilletMeclisi
Dışişleri Komisyonu 22.3.2000
Esas No. : 1/634
Karar No. : 141
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Türkiye Cumhuriyeti ile Kırgız Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı Komisyonumuzun 9 Mart 2000 tarihli 26 ncı Birleşiminde Dışişleri Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı temsilcilerinin katılmalarıyla görüşülmüştür.
İki ülke arasında sermaye, teknoloji ve hizmet hareketlerinin geliştirilmesi amacına yönelik olarak imzalanan anlaşma Komisyonumuzca uygun görülmüş ve Tasarı kabul edilmiştir.
Raporumuz Genel Kurulun onayına sunulmak
üzere Başkanlığa saygı ile arz olunur.
| Başkan | Sözcü | |
| Kâmran İnan | Mehmet Kaya | |
| Van | Kahramanmaraş | |
| Üye | Üye | |
| Müjdat Kayayerli | Nesrin Ünal | |
| Afyon | Antalya | |
| Üye | Üye | |
| Teoman Özalp | Hasan Erçelebi | |
| Bursa | Denizli | |
| Üye | Üye | |
| Mahmut Erdir | Mustafa Yaman | |
| Eskişehir | Giresun | |
| Üye | Üye | |
| Ayfer Yılmaz | Azmi Ateş | |
| İçel | İstanbul | |
| Üye | Üye | |
| Hüseyin Kansu | Necdet Saruhan | |
| İstanbul | İstanbul | |
| Üye | Üye | |
| Osman Yumakoğulları | Rahmi Sezgin | |
| İstanbul | İzmir | |
| Üye | Üye | |
| Basri Coşkun | Bülent Arınç | |
| Malatya | Manisa | |
| Üye | Üye | |
| M. Necati Çetinkaya | M. Cengiz Güleç | |
| Manisa | Sivas |
HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METİN
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE KIRGIZ CUMHURİYETİ
ARASINDA GELİR ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLERDE ÇİF-
TE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME VE VERGİ
KAÇAKÇILIĞINA ENGEL OL-
MA ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ
UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR
KANUN TASARISI
MADDE 1. – 1 Temmuz 1999 tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti ile Kırgız Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması”nın onaylanması uygun bulunmuştur.
MADDE 2. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3. – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
DIŞİŞLERİ KOMİSYONUNUN KABUL
ETTİĞİ METİN
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE KIRGIZ CUMHURİYETİ
ARASINDA GELİR ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLERDE ÇİF-
TE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME VE VERGİ
KAÇAKÇILIĞINA ENGEL OL-
MA ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ
UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR
KANUN TASARISI
MADDE 1. – Tasarının 1 inci maddesi
Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
MADDE 2. – Tasarının 2 nci maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
MADDE 3. – Tasarının 3 üncü maddesi
Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
| Bülent Ecevit | ||||
| Başbakan | ||||
| Enerji ve Tabiî Kay. Bakanı | ||||
| Dev. Bak. ve Başb. Yrd. | Devlet Bak. ve Başb. Yrd. | ve Başbakan Yardımcısı | ||
| D. Bahçeli | H. H. Özkan | M. C. Ersümer | ||
| Devlet Bakanı | DevletBakanı | DevletBakanı | ||
| R. Önal | Prof. Dr. T. Toskay | M. Keçeciler | ||
| Devlet Bakanı | DevletBakanı | Devlet Bakanı | ||
| Prof. Dr. Ş. S. Gürel | S. Somuncuoğlu | Y. Yalova | ||
| DevletBakanı | Devlet Bakanı | Devlet Bakanı | ||
| M. Yılmaz | Prof. Dr. R. Mirzaoğlu | R. K. Yücelen | ||
| DevletBakanı V. | Devlet Bakanı | Devlet Bakanı | ||
| H. H. Özkan | Prof. Dr. Ş. Üşenmez | E. S. Gaydalı | ||
| DevletBakanı | Devlet Bakanı | Devlet Bakanı | ||
| F. Ünlü | Prof. Dr. A. Çay | M. A. İrtemçelik | ||
| Adalet Bakanı | Millî Savunma Bakanı | İçişleri Bakanı | ||
| Prof. Dr. H. S. Türk | S. Çakmakoğlu | S. Tantan | ||
| Dışişleri Bakanı | Maliye Bakanı | Millî Eğitim Bakanı | ||
| İ. Cem | S. Oral | M. Bostancıoğlu | ||
| Bayındırlık ve İskân Bakanı | Sağlık Bakanı V. | Ulaştırma Bakanı | ||
| K. Aydın | Prof. Dr. H. Y. Gökalp | Prof. Dr. E. Öksüz | ||
| Tarım ve Köyişleri Bakanı | Çalışma ve Sos. Güv. Bakanı | Sanayi ve Ticaret Bakanı | ||
| Prof. Dr. H. Y. Gökalp | Y. Okuyan | A. K. Tanrıkulu | ||
| Kültür Bakanı | Turizm Bakanı | Orman Bakanı | ||
| M. İ. Talay | E. Mumcu | Prof. Dr. N. Çağan | ||
| Çevre Bakanı | ||||
| F. Aytekin |
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE KIRGIZ CUMHURİYETİ
ARASINDA GELİR ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLERDE
ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME VE VERGİ
KAÇAKÇILIĞINA
ENGEL OLMA ANLAŞMASI
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
VE
KIRGIZ CUMHURİYETİ
Gelir üzerinden alınan vergilerde çifte vergilendirmeyi önleyen ve vergi kaçakçılığına engel olan bir Anlaşma yapmak isteğiyle
Aşağıdaki anlaşmaya varmışlardır :
Madde 1
Kişilere İlişkin Kapsam
Bu Anlaşma, Âkit Devletlerden birinin veya her ikisinin mukimi olan kişilere uygulanacaktır.
Madde 2
Kavranan Vergiler
1. Bu Anlaşma, ne şekilde alındığına bakılmaksızın, bir Âkit Devlet ya da mahallî idareler adına gelir üzerinden alınan vergilere uygulanacaktır.
2. Menkul veya gayrimenkul varlıkların devrinden doğan kazançlara uygulanan vergiler ve ücretin veya maaşın toplam tutarı üzerinden teşebbüsler tarafından ödenen vergiler de dahil olmak üzere, toplam gelir veya gelirin unsurları üzerinden alınan tüm vergiler, gelirden alınan vergiler olarak kabul edilecektir.
3. Anlaşmanın uygulanacağı şu anda geçerli olan vergiler özellikle :
a) Türkiye’de :
i) gelir vergisi;
ii) kurumlar vergisi;
iii) gelir vergisi ve kurumlar vergisi üzerinden alınan fon payı;
(Bundan böyle “Türk vergisi” olarak bahsedilecektir).
b) Kırgızistan’da :
i) tüzel kişilerden alınan kazanç vergisi;
ii) gerçek kişilerden alınan gelir vergisi;
iii) gelir üzerinden alınan vergi;
(Bundan böyle “Kırgız vergisi” olarak bahsedilecektir).
4. Anlaşma aynı zamanda, Anlaşmanın imza tarihinden sonra mevcut vergilerin yerine onlara ilave olarak alınacak olan ve mevcut vergilerle aynı nitelikte olan veya onlara önemli ölçüde benzeyen vergilere de uygulanacaktır. Âkit Devletlerin yetkili makamları, ilgili vergi mevzuatlarında yapılan önemli değişiklikleri birbirine bildireceklerdir.
Madde 3
Genel Tanımlar
1. Bu Anlaşmanın amaçları yönünden, metin aksini öngörmedikçe :
a) i) “Türkiye” terimi, Türkiye’nin sahip olduğu egemenlik alanını, karasularını, aynı zamanda uluslararası hukuka uygun olarak doğal kaynakların aranması, işletilmesi ve korunması amaçlarıyla yargı yetkisi veya egemenlik haklarına sahip olduğu deniz alanlarını ifade eder;
ii) “Kırgızistan” terimi, Kırgız Cumhuriyetini ifade eder. Coğrafî anlamda kullanıldığında, Kırgızistan terimi, Kırgız Cumhuriyeti’nin uluslararası hukuka uygun olarak üzerinde yargı yetkisi ve egemenlik haklarına sahip olduğu alanları ifade eder.
b) “Bir Âkit Devlet” ve “diğer Âkit Devlet” terimleri, metnin gereğine göre, Türkiye veya Kırgızistan anlamına gelir;
c) “Vergi” terimi, bu Anlaşmanın 2 nci maddesinde kavranan vergiler anlamına gelir;
d) “Kişi” terimi, bir gerçek kişiyi, bir şirketi ve kişilerin oluşturduğu diğer herhangi bir kuruluşu kapsamına alır;
e) “Şirket” terimi, herhangi bir kurum veya vergileme yönünden kurum olarak muamele gören herhangi bir kuruluş anlamına gelir ve Kırgızistan yönünden bir anonim şirketi, limited şirketi, ortaklığı, iş ortaklığını veya diğer herhangi bir tüzel kişiliği veya Kırgızistan mevzuatına göre kurulup, kazançlar üzerinden vergiye tâbi tutulan diğer kuruluşları kapsar;
f) “Kayıtlı merkez” terimi, Âkit Devletlerin ilgili Kanunlarına göre tescil edilen merkezi ifade eder;
g) “Vatandaş” terimi :
i) bir Âkit Devletin vatandaşlığına sahip herhangi bir gerçek kişiyi;
ii) bir Âkit Devlette yürürlükte olan mevzuata göre statü kazanan herhangi bir hükmî şahsı, ortaklığı veya derneği
ifade eder;
h) “Bir Âkit Devletin teşebbüsü” ve “diğer Âkit Devletin teşebbüsü” terimleri sırasıyla, bir Âkit Devletin bir mukimi tarafından işletilen bir teşebbüs ve diğer Âkit Devletin bir mukimi tarafından işletilen bir teşebbüs anlamına gelir;
i) “Yetkili makam” terimi :
i) Türkiye’de, Maliye Bakanını veya onun yetkili temsilcisini ve
ii) Kırgızistan’da, Maliye Bakanlığını veya onun yetkili temsilcisini
ifade eder;
j) “Uluslararası trafik” terimi, bir Türk veya Kırgız teşebbüsü tarafından, yalnızca Türkiye veya Kırgızistan sınırları içinde gerçekleştirilen uçak veya kara nakil vasıtası işletmeciliği hariç, uçak veya kara nakil vasıtası işletilerek yapılan taşımacılığı ifade eder.
2. Bir Âkit Devletin bu Anlaşmayı herhangi bir zamanda uygulaması bakımından, metin aksini öngörmedikçe, Anlaşmada tanımlanmamış herhangi bir terim, Anlaşmanın uygulanacağı vergilerin amaçları yönünden, o dönemde, bu Devletin mevzuatındaki anlamı taşıyacak; bu Devletin uygulanan vergi mevzuatındaki herhangi bir anlam, bu Devletin diğer mevzuatında bu terime karşılık gelen anlama göre öncelik taşıyacaktır.
Madde 4
Mukim
1. Bu Anlaşmanın amaçları bakımından, “bir Âkit Devletin mukimi” terimi, o Devlet ve mahallî idaresini de içermekte olup, o Devletin mevzuatı gereğince ev, ikametgâh, kanunî ana merkez, yönetim yeri veya benzer yapıda diğer herhangi bir kriter nedeniyle vergi mükellefi olan kişi anlamına gelir. Ancak bu terim, yalnızca o Devletteki kaynaklardan elde edilen gelir nedeniyle vergiye tâbi tutulan herhangi bir kişiyi kapsamaz.
2. 1 inci fıkra hükümleri dolayısıyla bir gerçek kişi her iki Âkit Devlette de mukim olduğunda, bu kişinin durumu aşağıdaki şekilde belirlenecektir :
a) Bu kişi, yalnızca daimi olarak kalabileceği bir meskenin bulunduğu Devletin mukimi kabul edilecektir. Eğer bu kişinin her iki Devlette de daimi olarak kalabileceği bir meskeni varsa, bu kişi, kişisel ve ekonomik ilişkilerinin daha yakın olduğu Devletin mukimi kabul edilecektir (hayati menfaatlerin merkezi);
b) Eğer kişinin hayatî menfaatlerinin merkezinin yer aldığı Devlet saptanamazsa veya her iki Devlette de daimi olarak kalabileceği bir meskeni yoksa, bu kişi, yalnızca kalmayı âdet edindiği evin bulunduğu Devletin mukimi kabul edilecektir;
c) Eğer kişinin her iki Devlette de kalmayı âdet edindiği bir ev varsa veya her iki Devlette de böyle bir ev sözkonusu değilse, bu kişi, yalnızca vatandaşı bulunduğu Devletin bir mukimi kabul edilecektir;
d) Eğer kişi her iki Devletin de vatandaşıysa veya her iki Devletin de vatandaşı değilse, Âkit Devletlerin yetkili makamları sorunu karşılıklı anlaşmayla çözeceklerdir.
3. 1 inci fıkra hükümleri dolayısıyla gerçek kişi dışındaki bir kişi her iki Âkit Devletin de mukimi olduğunda, bu kişi, yalnızca kayıtlı merkezinin bulunduğu Devletin bir mukimi olarak kabul edilecektir.
Madde 5
İşyeri
1. Bu Anlaşmanın amaçları bakımından “işyeri” terimi, bir teşebbüsün işinin tamamen veya kısmen yürütüldüğü işe ilişkin sabit bir yer anlamına gelir.
2. “İşyeri” terimi özellikle şunları kapsamına alır :
a)Yönetim yeri;
b)Şube;
c) Büro;
d) Fabrika;
e) Atölye, ve
f) Maden ocağı, petrol veya doğal gaz kuyusu, taş ocağı veya doğal kaynakların çıkarıldığı diğer herhangi bir yer.
3. “İşyeri” terimi aynı zamanda;
i) 15 ay’ı aşan bir süre devam eden bir inşaat şantiyesi, yapım, kurma veya montaj projesi veya bu faaliyetlerle ilgili gözetim hizmetlerini;
ii) Danışmanlık hizmetleri de dahil olmak üzere bir mukim tarafından bu amaçla işe alınan ücretli veya diğer personel vasıtasıyla ülke içinde 12 ay’ı aşan bir süreyle (aynı veya bağlı proje için) ifade edilen hizmetleri
kapsar.
4. Bu maddenin daha önceki hükümleri ile bağlı kalınmaksızın, “İşyeri” teriminin aşağıdaki hususları kapsamadığı kabul edilecektir :
a) Teşebbüs olanaklarının, yalnızca teşebbüse ait malların veya ticarî eşyanın depolanması, teşhiri veya teslimi amacıyla kullanılması;
b) Teşebbüse ait mal veya ticarî eşya stoklarının yalnızca depolama, teşhir veya teslim amacıyla elde tutulması;
c) Teşebbüse ait mal veya ticarî eşya stoklarının yalnızca bir başka teşebbüse işlettirilmesi amacıyla elde tutulması;
d) İşe ilişkin sabit bir yerin yalnızca teşebbüse mal veya ticarî eşya satın alma veya bilgi toplama amacıyla elde tutulması;
e) İşe ilişkin sabit bir yerin teşebbüs için yalnızca hazırlayıcı veya yardımcı karakter taşıyan diğer herhangi bir işin yapılması amacıyla elde tutulması;
f) İşe ilişkin sabit bir yerin, yalnızca
(a) ila (e) bentlerinde bahsedilen faaliyetlerin bir veya birkaçını bir
arada icra etmek için elde tutulması; ancak bu faaliyetlerin bir arada
icra edilmesi sonucunda kendini gösteren toplu faaliyetin hazırlayıcı veya
yardımcı karakterde olması gerekmek-
tedir.
5. 1 inci ve 2 nci fıkra hükümleriyle bağlı kalınmaksızın, bir kişi -6 ncı fıkranın uygulanacağı bağımsız nitelikteki bir acente dışında- bir Âkit Devlette bir teşebbüs adına hareket eder ve bu teşebbüsün adına mukavele akdetme yetkisine sahip olur ve bu yetkisini mutaden kullanırsa, sözkonusu kişinin faaliyetleri 4 üncü fıkrada belirtilen ve işe ilişkin sabit bir yerden yapılması durumunda bu yeri işyeri haline getirmeyen nitelikteki faaliyetlerle sınırlı olmamak kaydıyla işyerinin varlığı kabul edilecektir.
6. Bir Âkit Devlet teşebbüsü, diğer Devlette işlerini yalnızca, bir simsar, bir genel komisyon acentesi veya bağımsız statüde diğer herhangi bir acente vasıtasıyla yürüttüğü için bu diğer Âkit Devlette bir işyerine sahip kabul olunmayacaktır; şu kadar ki, bu kişilerin kendi işlerine olağan şekilde devam etmeleri şarttır.
7. Bir Âkit Devletin mukimi olan bir şirket, diğer Âkit Devletin mukimi olan veya bu diğer Devlette ticarî faaliyette bulunan bir şirketi (bir işyeri vasıtasıyla veya diğer bir şekilde) kontrol eder ya da onun tarafından kontrol edilirse, bu şirketlerden herhangi biri diğeri için bir işyeri oluşturmayacaktır.
Madde 6
Gayrimenkul Varlıklardan Elde Edilen Gelir
1. Bir Âkit Devlet mukiminin diğer Âkit Devlette bulunan gayrimenkul varlıklardan elde ettiği gelir (tarım veya ormancılıktan elde edilen gelir dahil), bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. “Gayrimenkul varlık” terimi, sözkonusu varlığın bulunduğu Âkit Devletin mevzuatına göre tanımlanacaktır. Terim her halükârda, gayrimenkul varlığa müteferri varlıkları, tarım ve ormancılıkta kullanılan araçları ve hayvanları, özel hukuk hükümlerinin uygulanacağı gayrimenkul mülkiyetine ilişkin hakları, gayrimenkul intifa haklarını ve maden ocaklarının, kaynakların ve diğer doğal kaynakların işletilmesi veya işletme hakkı karşılığında doğan sabit ya da değişken ödemeler üzerindeki hakları kapsayacak; uçaklar ve kara nakil vasıtaları gayrimenkul varlık sayılmayacaktır.
3. 1 inci fıkra hükümleri, gayrimenkul varlığın doğrudan kullanımından, kiralanmasından veya diğer herhangi bir şekilde kullanımından elde edilen gelire uygulanacaktır.
4. 1 inci ve 3 üncü fıkra hükümleri aynı zamanda, bir teşebbüsün gayrimenkul varlıklardan elde ettiği gelir ile serbest meslek faaliyetlerinin icrasında kullanılan gayrimenkul varlıklardan elde edilen gelire de uygulanacaktır.
Madde 7
Ticarî Kazançlar
1. Bir Âkit Devlet teşebbüsüne ait kazanç, sözkonusu teşebbüs diğer Âkit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticarî faaliyette bulunmadıkça, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir. Eğer teşebbüs yukarıda bahsedilen şekilde ticarî faaliyette bulunursa, teşebbüsün kazançları bu diğer Devlette, yalnızca, bu işyerine atfedilebilen miktarla sınırlı olmak üzere vergilendirilebilir.
2. 3 üncü fıkra hükümleri saklı kalmak üzere, bir Âkit Devlet teşebbüsü diğer Âkit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticarî faaliyette bulunduğunda, bu işyerine her iki Âkit Devlette de, eğer bu iş yeri, aynı veya benzer koşullar altında, aynı veya benzer faaliyetlerde bulunan, tamamen ayrı ve bağımsız bir teşebbüs olsaydı ve işyerini oluşturduğu teşebbüsten tamamen bağımsız nitelik kazansaydı, ne kazanç elde edecek ise, aynı miktarda bir kazanç atfedilecektir.
3. Bir işyerinin kazancı belirlenirken, işyerinin bulunduğu Devlette veya başka herhangi bir yerde yapılan, yönetim ve genel idare giderlerini de kapsamına alan, işyerinin amaçlarına uygun düşen giderlerin indirilmesine müsaade edilecektir.
4. İşyerine, bu işyeri tarafından teşebbüs adına yalnızca mal veya ticarî eşya satın alınması dolayısıyla hiç bir kazanç atfedilmeyecektir.
5. Kazanç, bu Anlaşmanın diğer maddelerinde ayrı olarak düzenlenen gelir unsurlarını da kapsamına aldığında, o maddelerin hükümleri bu madde hükümlerinden etkilenmeyecektir.
Madde 8
Uluslararası Taşımacılık
1. Bir Âkit Devlet teşebbüsünün, uluslararası trafikte uçak veya kara nakil vasıtası işletmeciliğinden elde ettiği kazanç, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir.
2. Bu maddenin amaçları bakımından, bir Âkit Devlet teşebbüsünce uluslararası trafikte uçak işletmeciliğinden elde edilen kazançlar :
a) uçakların tam donanımlı veya çıplak olarak kiralanmasından elde edilen kazançları;
b) uluslararası trafikte kullanılan konteynerlerin (çekici ve konteyner taşımacılığı ile ilgili ekipmanlar dahil) kullanımı veya kiralanmasından elde edilen kazançları da;
bu kazançların 1 inci fıkra hükümlerindeki kazançların yanısıra arızi olarak yapılıyorsa kapsayacaktır.
3. Bu maddenin 1 inci fıkra hükümleri aynı zamanda, bir ortaklığa, bağlı işletmeye veya uluslararası işletilen bir acenteye iştirak dolayısıyla elde edilen kazançlara da uygulanacaktır.
Madde 9
Bağımlı Teşebbüsler
1. a) Bir Âkit Devlet teşebbüsü doğrudan veya dolaylı olarak diğer Âkit Devlet teşebbüsünün yönetim, kontrol veya sermayesine katıldığında, veya
b) Aynı kişiler, doğrudan veya dolaylı olarak bir Âkit Devlet teşebbüsünün ve diğer Âkit Devlet teşebbüsünün yönetim, kontrol veya sermayesine katıldığında
ve her iki halde de, iki teşebbüs arasındaki ticarî ve malî ilişkilerde oluşan veya empoze edilen koşullar, bağımsız teşebbüsler arasında oluşması gereken koşullardan farklılaştığında, bu teşebbüslerden birisinde olması gereken, fakat bu koşullar dolayısıyla kendini göstermeyen kazanç, o teşebbüsün kazancına eklenir ve buna göre vergilendirilebilir.
2. Bir Âkit Devletin kendi teşebbüsünün kazancına dahil edip vergilendirdiği kazanç, diğer Âkit Devlette vergilendirilen diğer Devletin teşebbüsünün kazancını içermesi ve aynı zamanda, ilk bahsedilen Devletin kavradığı kazanç, iki teşebbüs arasında olması gereken koşullar gözönünde tutularak, sonradan ilk bahsedilen Devletçe yapılan hesaplamalar sonucunda belirlenen kazanç olması durumunda diğer Devlet bu belirlemenin yerinde olduğu kanaatine varırsa, sözkonusu kazanç üzerinden aldığı verginin miktarında gerekli düzeltmeleri yapacaktır. Bu düzeltme yapılırken, bu Anlaşmanın diğer hükümleri gözönünde tutulacak ve gerektiğinde Âkit Devletlerin yetkili makamları birbirlerine danışacaklardır.
Madde 10
Temettüler
1. Bir Âkit Devletin mukimi olan bir şirket tarafından diğer Âkit Devletin bir mukimine ödenen temettüler, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. Bununla beraber sözkonusu temettüler, aynı zamanda temettü ödemesini yapan şirketin mukim olduğu Âkit Devlette ve bu Devletin mevzuatına göre de vergilendirilebilir; ancak, temettünün gerçek lehdarı diğer Âkit Devletin bir mukimi ise, bu şekilde alınacak vergi gayrisafi temettü tutarının yüzde 10’unu aşmayacaktır.
3. Bu maddede kullanılan “temettü” terimi, hisse senetlerinden kurucu hisse senetlerinden veya alacak niteliğinde olmayıp kazanca katılmayı sağlayan diğer haklardan elde edilen gelirleri, bunun yanısıra dağıtımı yapan şirketin mukim olduğu Devletin mevzuatına göre, vergileme yönünden hisse senetlerinden elde edilen gelirle aynı muameleyi gören diğer şirket haklarından elde edilen gelirler ile yatırım fonu ve yatırım ortaklığından elde edilen gelirleri kapsar.
4. Diğer Âkit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticarî faaliyette bulunan bir Âkit Devlet şirketinin kazancı, bu işyerinin bulunduğu Âkit Devlette 7 nci maddeye göre vergilendirildikten sonra, kalan kısım üzerinden, bu maddenin 2 nci fıkrasına uygun olarak vergilendirilebilir.
5. Bir Âkit Devlet mukimi olan temettünün gerçek lehdarı, temettüyü ödeyen şirketin mukim olduğu diğer Âkit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticarî faaliyette bulunursa veya bu diğer Devlette bir sabit yeri kullanarak serbest meslek faaliyeti icra ederse ve sözkonusu temettü elde ediş olayı ile bu işyeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunmaktaysa, 1 inci ve 2 nci fıkra hükümleri uygulanmayacaktır. Bu durumda, olayına göre, 7 nci veya 14 üncü madde hükümleri uygulanacaktır.
Madde 11
Faiz
1. Bir Âkit Devlette doğan ve diğer Âkit Devletin bir mukimine ödenen faiz, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. Bununla beraber bu faiz, elde edildiği Âkit Devlette ve o Devletin mevzuatına göre de vergilendirilebilir; ancak, faizin gerçek lehdarı diğer Âkit Devletin bir mukimi ise, bu şekilde alınacak vergi, faizin gayrisafi tutarının yüzde 10’unu aşmayacaktır.
3. 2 nci fıkra hükümlerine bakılmaksızın :
a) Kırgızistan’da doğan ve Türkiye Hükümetine veya Türkiye Merkez Bankasına ödenen faizler Kırgız vergisinden muaf tutulacaktır.
b) Türkiye’de doğan ve Kırgızistan
Hükümetine veya Kırgızistan Ulusal Bankasına ödenen
faizler Türk vergisinden muaf tutulacaktır.
4. Bu maddede kullanılan “faiz” terimi, ipotek garantisine bağlı olsun olmasın veya borçlunun kazancına katılma hakkını tanısın tanımasın, her nevi alacaktan doğan gelirleri ve özellikle, kamu menkul kıymetleri ile tahvil veya bonolardan elde edilen gelirleri kapsar.
5. Bir Âkit Devlet mukimi olan faizin gerçek lehdarı, faizin elde edildiği diğer Âkit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticarî faaliyette bulunursa veya bu diğer Devlette yer alan bir sabit yerden serbest meslek faaliyeti icra ederse söz konusu faizin ödendiği alacak ile bu işyeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunmaktaysa, 1 inci ve 2 nci fıkra hükümleri uygulanmayacaktır. Bu durumda, olayına göre, 7 nci veya 14 üncü madde hükümleri uygulanacaktır.
6. Bir Devletin kendisi, mahallî idaresi veya bu Devletin bir mukimi tarafından ödenen faizin, o Âkit Devlette elde edildiği kabul olunacaktır. Bununla beraber faiz ödeyen kişi, bir Âkit Devletin mukimi olsun veya olmasın, bir Âkit Devlette faiz ödemeye neden olan borç-alacak ilişkisiyle bağlantılı bir işyerine veya sabit yere sahip olduğunda ve faiz bu işyerinden veya sabit yerden kaynaklandığında, söz konusu faizin işyerinin veya sabit yerin bulunduğu Âkit Devlette elde edildiği kabul olunacaktır.
7. Alacak karşılığında ödenen faizin miktarı, ödeyici ile gerçek lehdar arasında veya her ikisi ile bir başka kişi arasında var olan özel ilişki nedeniyle, böyle bir ilişkinin olmadığı durumlarda ödeyici ve lehdar arasında kararlaştırılacak miktarı aştığında, bu madde hükümleri yalnızca en son bahsedilen miktara uygulanacaktır. Bu durumda ilave ödeme, bu Anlaşmanın diğer hükümleri de dikkate alınarak her bir Âkit Devletin mevzuatına göre vergilendirilecektir.
Madde 12
Gayrimaddî Hak Bedelleri
1. Bir Âkit Devlette doğan ve diğer Âkit Devletin bir mukimine ödenen gayrimaddî hak bedelleri, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. Bununla beraber, söz konusu gayrimaddî hak bedelleri elde edildikleri Âkit Devlette ve o Devletin mevzuatına göre de vergilendirilebilir; ancak, gayrimaddî hak bedelinin gerçek lehdarı diğer Âkit Devletin bir mukimi ise, bu şekilde alınacak vergi, gayrimaddî hak bedelinin gayrisafi tutarının yüzde 10’unu aşmayacaktır.
3. Bu maddede kullanılan “gayrimaddî hak bedelleri” terimi, sinema filmleri ile radyo ve televizyon yayınlarında kullanılan bantlar dahil olmak üzere edebî, sanatsal veya bilimsel her nevi telif hakkının, her nevi patentin, alameti farikanın, desen veya modelin, planın, gizli formül veya üretim yönteminin; sınaî, ticarî, bilimsel teçhizatın kullanımı veya kullanım hakkı karşılığında veya sınaî, ticarî veya bilimsel tecrübeye dayalı bilgi birikimi için yapılan her türlü ödemeleri kapsar.
4. Bir Âkit Devlet mukimi olan gayrimaddî
hak bedelinin gerçek lehdarı, söz konusu bedelin elde edildiği diğer Âkit
Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticarî faaliyette bulunursa veya
diğer Devlette bulunan bir sabit yerden serbest meslek faaliyeti icra ederse
ve söz konusu bedelin ödendiği hak veya varlık ile bu işyeri veya sabit
yer arasında etkin bir bağ bulunmaktaysa, 1 inci ve
2 nci fıkra hükümleri uygulanmayacaktır.
Bu durumda, olayına göre, 7 nci veya 14 üncü madde hükümleri uygulanacaktır.
5. Bir Devletin kendisi, mahallî idaresi veya bu Devletin bir mukimi tarafından ödenen gayrimaddî hak bedelinin, o Âkit Devlette elde edildiği kabul olunacaktır. Bununla beraber, gayrimaddî hak bedelini ödeyen kişi bir Âkit Devletin mukimi olsun veya olmasın, bir Âkit Devlette gayrimaddî hak bedelini ödemeye neden olan hak veya varlık ile bağlantılı bir işyerine veya sabit yere sahip olduğunda ve gayrimaddî hak bedeli bu işyerinden veya sabit yerden kaynaklandığında, söz konusu gayrimaddî hak bedelinin, işyerinin veya sabit yerin bulunduğu Devlette elde edildiği kabul olunacaktır.
6. Kullanım, hak veya bilgi karşılığında ödenen gayrimaddî hak bedelinin miktarı, ödeyici ile gerçek lehdar arasında veya her ikisi ile bir başka kişi arasında var olan özel ilişki nedeniyle, böyle bir ilişkinin olmadığı durumlarda ödeyici ile gerçek lehdar arasında kararlaştırılacak miktarı aştığında, bu madde hükümleri yalnızca en son bahsedilen miktara uygulanacaktır. Bu durumda ilave ödeme, bu Anlaşmanın diğer hükümleri de dikkate alınarak, her bir Âkit Devletin mevzuatı uyarınca vergilendirilecektir.
Madde 13
Sermaye Değer Artış Kazançları
1. Bir Âkit Devlet mukimince, diğer Âkit Devlette yer alan ve 6 ncı maddede belirtilen gayrimenkul varlıkların elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. Bir Âkit Devlet teşebbüsünün diğer Âkit Devlette sahip olduğu bir işyerinin ticarî varlığına dahil menkul varlıkların veya bir Âkit Devlet mukiminin diğer Âkit Devlette serbest meslek faaliyeti icra etmek üzere kullandığı sabit bir yere ait menkul varlıkların elden çıkarılmasından doğan kazançlar, bu işyerinin (yalnız veya tüm teşebbüsle birlikte) veya sabit yerin elden çıkarılmasından doğan kazanç da dahil olmak üzere, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
3. Bir Âkit Devlet mukimince, uluslararası trafikte işletilen uçak veya kara nakil vasıtalarının veya söz konusu uçak veya kara nakil vasıtalarının işletilmesiyle ilgili menkul varlıkların elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir.
4. 1, 2 ve 3 üncü fıkralarda belirtilenlerin dışında kalan varlıkların elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar, yalnızca elden çıkaranın mukim olduğu Âkit Devlette vergilendirilecektir. Bununla beraber, diğer Âkit Devletten elde edilen ve bundan önceki cümlede bahsedilen sermaye değer artış kazançları, iktisap ve elden çıkarma arasındaki süre bir yılı aşmadığı takdirde, diğer Âkit Devlette vergilendirilebilecektir.
Madde 14
Serbest Meslek Faaliyetleri
1. Bir Âkit Devlet mukiminin, serbest meslek faaliyetleri veya bağımsız nitelikteki diğer faaliyetleri dolayısıyla elde ettiği gelir, bu kişi diğer Âkit Devlette faaliyetlerini icra etmek amacıyla sürekli kullanabileceği sabit bir yere sahip olmadığı sürece, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir. Kişinin, böyle bir sabit yere sahip olması durumunda gelir, yalnızca söz konusu sabit yere atfedilebilen miktarla sınırlı olmak üzere, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. “Serbest meslek faaliyetleri” terimi, özellikle bağımsız olarak yürütülen bilimsel, edebî, sanatsal, eğitici veya öğretici faaliyetleri, bunun yanısıra doktorların, avukatların, mühendislerin, mimarların, dişçilerin ve muhasebecilerin bağımsız faaliyetlerini kapsamına alır.
Madde 15
Bağımlı Faaliyetler
1. 16, 18, 19 ve 20 nci maddelerin hükümleri saklı kalmak üzere, bir Âkit Devlet mukiminin bir hizmet dolayısıyla elde ettiği ücret, maaş ve diğer benzeri gelirler, bu hizmet diğer Âkit Devlette ifa edilmedikçe, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir. Hizmet diğer Devlette ifa edilirse, buradan elde edilen söz konusu gelir bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. 1 inci fıkra hükümlerine bakılmaksızın, bir Âkit Devlet mukiminin diğer Âkit Devlette ifa ettiği bir hizmet dolayısıyla elde ettiği gelir, eğer :
a) Gelir elde eden kişi, diğer Devlette ilgili takvim yılı içinde başlayan veya sona eren herhangi bir oniki aylık dönemde bir veya bir kaç seferde toplam 183 günü aşmamak üzere kalırsa, ve
b) Ödeme, diğer Devletin mukimi olmayan bir işveren tarafından veya böyle bir işveren adına yapılırsa, ve
c) Ödeme, işverenin diğer Devlette sahip olduğu bir işyerinden veya sabit yerden yapılmazsa
yalnızca ilk bahsedilen Devlette vergilendirilecektir.
3. Bu maddenin önceki fıkra hükümleri ile bağlı kalınmaksızın, bir Âkit Devlet teşebbüsü tarafından uluslararası trafikte işletilen bir uçak veya kara nakil vasıtasında icra edilen çalışma karşılığında elde edilen ücret, maaş ve diğer gelirler bu Devlette vergilendirilebilir.
Madde 16
Müdürlere Yapılan Ödemeler
Bir Âkit Devlet mukiminin, diğer Âkit Devlet mukimi olan bir şirketin yönetim kurulu üyesi olması dolayısıyla elde ettiği ücret ve diğer benzeri ödemeler, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
Madde 17
Sanatçı ve Sporcular
1. 14 ve 15 inci maddelerin hükümlerine bakılmaksızın, bir Âkit Devlet mukimi olan tiyatro, sinema, radyo veya televizyon sanatçısı gibi bir sanatçının, bir müzisyenin veya bir sporcunun diğer Âkit Devlette icra ettiği şahsî faaliyetleri dolayısıyla elde ettiği gelir, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. Bir sanatçının ya da sporcunun icra ettiği şahsî faaliyetlerden doğan gelir, sanatçının veya sporcunun kendisine değil de bir başkasına yönelirse, bu gelir 7, 14 ve 15 inci maddelerin hükümleriyle bağlı kalınmaksızın, sanatçı ya da sporcunun faaliyetlerinin icra edildiği Âkit Devlette vergilendirilebilir.
3. Bir sanatçı veya sporcunun bir Âkit Devlette icra ettiği faaliyetlerden elde ettiği gelir, bu Devlete yapılan ziyaretin diğer Âkit Devletin veya mahallî idaresinin kamusal fonlarından tamamen veya önemli ölçüde desteklenmesi halinde, bu Devlette vergiden istisna edilecektir.
Madde 18
Emekli Maaşları
1. 19 uncu maddenin 1 inci fıkrası hükümleri saklı kalmak üzere, bir Âkit Devlet mukimine geçmiş çalışmalarının karşılığında ödenen emekli maaşları ve diğer benzeri menfaatler, yalnızca bu Devlette vergilendirilebilecektir. Bu hüküm aynı zamanda, bir Âkit Devlet mukimine ömür boyu sağlanan düzenli ödemelere de uygulanacaktır.
2. “Düzenli ödeme” terimi, belli bir bedel ödeme yükümlülüğüne karşılık, ömür boyu veya belli bir süre veya belirlenebilir bir süre, belli zamanlarda düzenli olarak para veya para ile ölçülebilir bir menfaat şeklinde ödenecek toplam bir meblağı ifade eder.
Madde 19
Kamu Görevi
1. Bir ÂkitDevletin kendisine veya bir mahallî idaresine bir kamu görevi dolayısıyla bir gerçek kişi tarafından verilen hizmetler karşılığında, bu Devlet veya idare tarafından emekli maaşları da dahil yapılan ücret, maaş ve diğer benzeri ödemeler, yalnızca bu Devlette vergilendirilebilecektir.
2. Bir ÂkitDevletin kendisi veya bir mahallî idaresi tarafından yürütülen ticarî faaliyetlerle bağlantılı hizmetler karşılığında yapılan ücret, maaş ve diğer benzeri ödemeler ile emekli maaşlarına, 15, 16, 17 ve 18 inci madde hükümleri uygulanacaktır.
Madde 20
Öğretmenler ve Öğrenciler
1. Bir ÂkitDevletin vatandaşı olup, diğer ÂkitDevlette yalnızca öğrenim veya meslekî eğitim amacıyla bulunan bir öğrenci veya stajyere geçim, öğrenim veya meslekî eğitim masraflarını karşılamak için, diğer Devletin dışındaki kaynaklardan yapılan ödemeler, bu diğer Devlette vergilendirilmeyecektir.
2. Aynı şekilde, bir ÂkitDevletin vatandaşı olup, diğer ÂkitDevlette yalnızca öğretim veya bilimsel araştırma yapmak amacıyla bulunan bir öğretmen veya öğretim üyesinin iki yılı aşmayan bir süre veya süreler için öğretim veya araştırma karşılığında kişisel hizmetlerden bu diğer Devletin dışındaki kaynaklardan elde ettiği gelirler, bu diğer Devlette vergiden istisna edilecektir.
Madde 21
Diğer Gelirler
1. Bir ÂkitDevlet mukiminin, nerede doğarsa doğsun, bu Anlaşmanın daha önceki maddelerinde belirtilmeyen gelir unsurları, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir.
2. 6 ncı maddenin 2 nci fıkrasında tanımlanan gayrimenkul varlıklardan elde edilen gelir hariç olmak üzere, bir ÂkitDevlet mukimi olan ve diğer Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticarî faaliyette veya sabit yer vasıtasıyla serbest meslek faaliyetinde bulunan bir lehdarın, söz konusu işyeri ya da sabit yer ile etkin bir şekilde bağlantılı bir hak veya varlıktan bir gelir elde etmesi halinde, bu gelire 1 inci fıkra hükümleri uygulanmayacaktır. Bu durumda, olayına göre 7 nci veya 14 üncü madde hükümleri uygulanacaktır.
Madde 22
Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Yöntemi
1. Türkiye mukimleri için çifte vergilendirme aşağıdaki şekilde önlenecektir :
a)Bir Türkiye mukimi, b)bendinde kavranan gelir hariç olmak üzere, bu Anlaşmanın hükümlerine göre Kırgızistan’da vergilendirilebilir bir gelir elde ettiğinde Türkiye, bu geliri vergiden muaf tutacaktır. Ancak, bu kişinin geriye kalan gelirine ilişkin verginin hesaplanmasında, söz konusu gelire, istisna bulunmaması halinde uygulanacak olan vergi oranını uygulayabilir.
b) Bir Türkiye mukimi, bu Anlaşmanın 10, 11 ve 12 nci maddelerinin hükümlerine göre, Kırgızistan’da vergilendirilebilir bir gelir elde ettiğinde, Türkiye bu kişinin söz konusu gelirleri üzerindeki vergiden Kırgızistan’da ödenen vergiye eşit bir meblağın mahsubuna izin verecektir.
Bununla beraber, söz konusu mahsup Kırgızistan’da vergilendirilebilir gelir için mahsuptan önce Türkiye’de hesaplanan vergi miktarını aşmayacaktır.
2. Kırgızistan mukimleri için çifte vergilendirme aşağıdaki şekilde önlenecektir.
a) Bir Kırgızistan mukimi, bu Anlaşma hükümleri uyarınca Türkiye’de vergilendirilebilen bir gelir elde ettiğinde, Kırgızistan, Türkiye’de ödenen gelir üzerindeki vergiye eşit bir miktarı doğrudan doğruya veya indirim yoluyla bu mukimin geliri üzerinden ödeyeceği vergiden mahsup edecektir. Bununla beraber, söz konusu mahsup, Türkiye’de vergilendirilebilen gelire isabet eden gelir üzerinden alınan vergi miktarını (mahsuptan önce hesaplanan) aşmayacaktır.
b) Bir Kırgızistan mukimi, bu Anlaşma hükümleri uyarınca Türkiye’de vergilendirilebilecek bir gelir elde ettiğinde, Kırgızistan, bu geliri Kırgızistan’da vergilendirebilen diğer gelirler üzerindeki vergi oranının belirlenmesi amacıyla vergi matrahına dahil edebilir.
Madde 23
Ayrım Yapılmaması
1. Bir Âkit Devletin vatandaşları, diğer Âkit Devlette, bu diğer Devletin vatandaşlarının aynı koşullarda karşı karşıya kaldıkları veya kalabilecekleri vergilemeden ve buna bağlı mükellefiyetlerden, özellikle mukimlik yönünden, değişik veya daha ağır vergilemeye ve buna bağlı mükellefiyetlere tâbi tutulmayacaklardır.
2. 10 uncu maddenin 4 üncü fıkrası hükümleri saklı kalmak üzere, bir Âkit Devlet teşebbüsünün diğer Âkit Devlette sahip olduğu bir işyeri, bu diğer Devletin aynı faaliyetleri yürüten teşebbüslerine göre daha az lehe bir vergileme ile karşı karşıya kalmayacaktır.
3. 9 uncu madde, 11 inci maddenin 7 nci fıkrası veya 12 nci maddenin 6 ncı fıkrası hükümlerinin uygulanacağı haller hariç olmak üzere, bir Âkit Devlet teşebbüsünce diğer Âkit Devletin bir mukimine faiz, gayrîmaddî hak bedeli ödemesi veya diğer ödemelerde bulunulması halinde; bu teşebbüsün vergiye tâbi kazancı saptanırken, sanki bu ödemeler aynı koşullardaki ilk bahsedilen Devletin bir mukimine yapılmış gibi indirilebilecektir.
4. Bir Âkit Devletin, diğer Âkit Devletin bir veya birkaç mukimi tarafından, doğrudan veya dolaylı olarak, kısmen veya tamamen sermayesine sahip olunan veya kontrol edilen teşebbüsleri ilk bahsedilen Devlette, bu Devletin benzeri teşebbüslerinin tâbi oldukları veya olabilecekleri vergilemeden veya buna bağlı mükellefiyetlerden değişik veya daha ağır vergilemeye ve buna bağlı mükellefiyetlere tâbi tutulmayacaklardır.
5. Bu hükümler, bir Âkit Devletin kendi mukimlerine şahsî veya ailevî durumları dolayısıyla uyguladığı şahsî indirimleri, vergi ve matrah indirimlerini diğer Âkit Devletin mukimlerine de uygulama zorunda olduğu yönünde anlaşılmayacaktır.
Madde 24
Karşılıklı Anlaşma Usulü
1. Bir Âkit Devlet mukimi, Âkit Devletlerden birinin veya her ikisinin işlemlerinin kendisi için bu Anlaşmanın hükümlerine uygun düşmeyen bir vergileme yarattığı veya yaratacağı kanaatine vardığında, bu Devletlerin iç mevzuatlarında öngörülen müracaat usulleriyle bağlı kalmaksızın, sorunu mukimi olduğu Âkit Devletin yetkili makamına veya durumu 23 üncü maddenin 1 inci fıkrasına uygun düşerse, vatandaşı olduğu Âkit Devletin yetkili makamına arz edebilir. Söz konusu müracaatın, Âkit Devletlerin iç mevzuatlarında belirtilen süre içinde yapılması gerekmektedir.
2. Söz konusu yetkili makam, itirazı haklı bulmakla beraber kendisi tatminkâr bir çözüme ulaşamadığı takdirde, bu Anlaşmaya ters düşen bir vergilemeyi önlemek amacıyla, diğer Âkit Devletin yetkili makamıyla karşılıklı anlaşmaya gayret sarfedecektir.
3. Âkit Devletlerin yetkili makamları, Anlaşmanın yorumundan veya uygulamasından kaynaklanan her türlü güçlüğü veya tereddütü karşılıklı anlaşmayla çözmek için gayret göstereceklerdir. Yetkili makamlar aynı zamanda, bu Anlaşmada ele alınmayan durumlardan kaynaklanan çifte vergilendirmenin ortadan kaldırılması için de birbirlerine danışabilirler.
4. Âkit Devletlerin yetkili makamları, bundan önceki fıkralarda belirtilen hususlarda anlaşmaya varabilmek için birbirleriyle doğrudan doğruya ya da kendilerinden veya temsilcilerinden oluşan bir komisyon vasıtasıyla haberleşebilirler.
Madde 25
Bilgi Değişimi
1. Âkit Devletlerin yetkili makamları, bu Anlaşma hükümlerinin yürütülmesi için gerekli olan bilgileri ve Anlaşma ile uyumsuzluk göstermediği sürece, Anlaşma kapsamına giren vergiler ile ilgili iç mevzuat hükümlerinin yürütülmesi için gerekli olan bilgileri değişime tâbi tutacaklardır. Bilgi değişimi 1 inci maddeyle sınırlı değildir. Bir Âkit Devlet tarafından alınan her türlü bilgi, o Devletin kendi iç mevzuatı çerçevesinde elde ettiği bilgiler gibi gizli tutulacak ve yalnızca bu Anlaşmada belirtilen vergilerin tahakkuk veya tahsilleri veya cebrî icra ya da cezasıyla ve bu hususlardaki şikâyet ve itirazlara bakmakla görevli kişi veya makamlara (adlî makamlar ve idarî kuruluşlar dahil) verilebilecektir. Bu kişi veya makamlar söz konusu bilgiler yalnızca bu amaçlar doğrultusunda kullanacaklardır. Bu kişi veya makamlar söz konusu bilgileri mahkeme duruşmalarında veya adlî kararlar alınırken açıklayabilirler.
2. 1 inci fıkra hükümleri, hiçbir surette bir Âkit Devleti:
a) Kendisinin veya diğer Âkit Devletin mevzuatına veya idarî uygulamalarına uymayacak idarî önlemler alma;
b) Kendisinin veya diğer Âkit Devletin mevzuatı veya normal idarî işlemleri çerçevesinde elde edilemeyen bilgileri sunma;
c) Herhangi bir ticarî, sınaî, meslekî sırrı veya ticarî işlemi aleni hale getiren bilgileri veya aleniyeti kamu düzenine aykırı düşen bilgileri verme
yükümlülüğü altına sokacak şekilde yorumlanamaz.
Madde 26
Diplomat Hüviyetindeki Memurlar
ve Konsolosluk Memurları
Bu Anlaşma hükümleri, diplomat hüviyetindeki memurlar veya konsolosluk memurlarının uluslararası hukukun genel kuralları veya özel anlaşma hükümleri uyarınca yararlandıkları malî ayrıcalıkları etkilemeyecektir.
Madde 27
Yürürlüğe Girme
1. Her bir Âkit Devlet, bu Anlaşmanın yürürlüğe girmesi için kendi iç mevzuatında öngörülen işlemlerin tamamlandığını diğer Âkit Devlete bildirecektir. Bu Anlaşma, bu bildirimlerden sonuncusunun alındığı tarihte yürürlüğe girecektir.
2. Bu Anlaşmanın hükümleri:
a) Kaynakta tevkif edilen vergiler yönünden, bu Anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihi izleyen Ocak ayının ilk günü veya daha sonra ödenen veya mahsup edilen miktarlar için; ve
b) Diğer vergiler yönünden, bu Anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihi izleyen Ocak ayının ilk günü veya daha sonra başlayan vergilendirme yılları için
hüküm ifade edecektir.
Madde 28
Yürürlükten Kalkma
Bu Anlaşma, bir Âkit Devlet tarafından feshedilinceye kadar yürürlükte kalacaktır. Âkit Devletlerden biri, Anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıllık bir sürenin bitiminden sonra başlayan herhangi bir takvim yılının sonundan en az altı ay önce diplomatik yollardan yazılı fesih ihbarnamesi vermek suretiyle Anlaşmayı feshedebilir. Bu durumda Anlaşma :
a) Kaynakta tevkif edilen vergiler yönünden, fesih ihbarnamesinin verildiği takvim yılının bitiminden sonra ödenen veya mahsup edilen miktarlar için; ve
b) Diğer vergiler yönünden, fesih ihbarnamesinin verildiği takvim yılının bitiminden sonra başlayan vergilendirme yılları için
hüküm ifade etmeyecektir.
Bu Hususları Teyiden, aşağıda imzaları bulunan tam yetkili temsilcileri bu Anlaşmayı imzaladılar.
Türk, Kırgız, Rus ve İngiliz dillerinde her dört metin aynı derecede geçerli olmak üzere 1 Temmuz 1999 tarihinde Ankara’da düzenlenmiştir. Metinler arasında farklılık olduğunda, İngilizce metin geçerli olacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti Adına Kırgız Cumhuriyeti
Adına
SIRA SAYISI 386’NIN SONU