Dönem : 21          Yasama Yılı : 3

 

         T.B.M.M. (S. Sayısı : 695)

 

Vakıflar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Balıkesir Milletvekili İlyas Yılmazyıldız’ın, Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün’ün, Balıkesir Milletvekili Mustafa Güven Karahan’ın, Aydın Milletvekili Ali Rıza Gönül’ün, Denizli Milletvekili Mehmet Gözlükaya’nın Aynı Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/823, 2/6, 2/126, 2/144, 2/466, 2/537)

 

              T.C.

Başbakanlık 21.2.2001

Kanunlar ve Kararlar

     Genel Müdürlüğü

Sayı : B.02.0.KKG.0.10/101-239/989

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 11.1.2001 tarihinde kararlaştırılan “Vakıflar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.

Gereğini arz ederim.

                          Bülent Ecevit

              Başbakan

GENEL GEREKÇE

5.6.1935 tarihli ve 2762 sayılı Vakıflar Kanununun 27 nci maddesine göre; sahih, gayri sahih, tahsisat kabilinden vakıflar da dahil olmak üzere icareteynli veya mukataalı vakıf taşınmaz mallar, illerde defterdarlık, ilçelerde mal müdürlüğü bünyesinde kurulu Hazine taşınmaz malının satış ihalesine yetkili olan komisyon tarafından takdir edilen rayiç bedelinin yüzde ellisi oranında hesaplanan taviz bedeli karşılığında mutasarrıflarına geçirilmektedir. Taviz bedelinin tahsilini müteakip icareteynli veya mukataalı vakıf taşınmaz malın serbest tasarrufa terk işlemi yapılmakta ve vakıf ilişkisi kesilmektedir.

2762 sayılı Vakıflar Kanununun mukataalı ve icareteynli vakıf malları düzenleyen Dördüncü Babının Birinci Faslı “Tasfiye” başlığını taşımaktadır. Bu da Kanunun esasen bir tasfiye kanunu olarak çıkartıldığını göstermektedir. Vakıflar Kanununun hazırlık sürecinde gözetilen hususlar, taviz bedeli miktarının tespitinde esinlenilen Türk Medeni Kanununun 755 inci maddesi ve kazanılmış haklar ilkesi, taviz bedelinin hesaplanmasına ilişkin oranların yasalarla belirli aralıklarla değiştirilmesine hukuken engel teşkil etmektedir. Taviz bedelinin yasa değişiklikleriyle artırılmasının zaman içinde eşitsizliklere neden olduğu da açıktır. Taviz bedelini ilk yıllarda ödeyenler sembolik bedellerle taşınmazların mülkiyetini elde ederken, değişikliklerden sonra ödeyenler ise daha fazlasını ödemek zorunda kalmaktadır.

Ancak, özellikle gelir dağılımının dengesizlikler gösterdiği kırsal kesimde yer alan vakıf taşınmazlarının rayiç değerinin yüzde ellisinin ödenmesi büyük bir sıkıntı yaratmakta, icareteynli ve mukataalı vakıf taşınmazlarının Kanunun çıkarılış gayesi yönünde tasfiye sürecini ve bundan elde edilecek gelirin Hazineye girmesini geciktirmektedir.

Belirtilen nedenlerle, tavize tâbi vakıf taşınmazlardan alınacak taviz bedelinin, taşınmazın rayiç bedelinin yüzde yirmisi oranına indirilmesi amacıyla bu Tasarı hazırlanmıştır.

MADDE GEREKÇELERİ

Madde 1. - Madde ile, vakfın türüne göre ayırım yapılmaksızın vakıf taşınmaz malların mülkiyetlerinin mutasarrıflarına geçirilmesinde, halen rayiç bedelin yüzde ellisi olarak uygulanan taviz bedelinin yüzde yirmiye düşürülerek hesaplanması öngörülmektedir.

Madde 2. - Yürürlük maddesidir.

Madde 3. - Yürütme maddesidir.

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

VakıflarKanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılması Hakkında 20 nci Dönemde Verdiğimiz 2/1111 Esas Numaralı Kanun Teklifimizi, İçtüzüğün 77 nci Maddesi uyarınca yeniliyorum.

Gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

                                                           İlyas Yılmazyıldız

                 Balıkesir

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

5.6.1935 tarih ve 2762 sayılı Vakıflar Kanununun 27 nci maddesinde değişiklik yapılması hakkında Kanun Teklifimiz gerekçesi ile birlikte ilişikte sunulmuştur.

Gereğini saygılarımızla arz ederiz.  10.3.1998

 

İlyas Yılmazyıldız

Mustafa Güven Karahan

A. Baki Ataç

 

Balıkesir

Balıkesir

Balıkesir

 

Kahraman Emmioğlu

İbrahim Cevher Cevheri

Ahmet Bilgiç

 

Gaziantep

Adana

Balıkesir

 

İsmail Özgün

Yusuf Bacanlı

Turhan Tayan

 

Balıkesir

Yozgat

Bursa

 

İ. Önder Kırlı

Hüsnü Sıvalıoğlu

Cemil Erhan

 

Balıkesir

Balıkesir

Ağrı

 

Mehmet Gözlükaya

Yusuf Bahadır

Naci Terzi

 

Denizli

Trabzon

Erzincan

 

OsmanBerberoğlu

Nihan İlgün

Mustafa Çiloğlu

 

Antalya

Tekirdağ

Burdur

 

İsmail Kalkandelen

Bayar Ökten

Bahattin Şeker

 

Kocaeli

Şırnak

Bilecik

 

Nahit Menteşe

İrfettin Akar

Nurhan Tekinel

 

Aydın

Muğla

Kastamonu

GEREKÇE

Vatandaşlarımızın yıllardır koruması altında bulunan ve her türlü vergi, resim, harç gibi giderleri karşılanan arsa, arazi, konut gibi bazı gayrimenkullerin, Osmanlı arşivlerinin taranması neticesinde Vakıf malı olduğu görülmektedir.

Vatandaşlarımızın yıllardır öz malı gibi koruyup, kullandığı gayrimenkullerin, Vakıflar Genel Müdürlüğünün yıllar sonra bu arazilere sahip çıkması ile vatandaşlarımızın devlete olan güven duygusunu zaafa uğrattığı da görülmektedir.

Bugüne kadar vatandaşlarımızın koruması altında, kullanımında bulunan ve daha sonra vakıf malı olarak tespit edilen gayrimenkullerin, kullanım hakkı ve özel mülkiyet hususlarında bugüne kadar herhangi bir açıklık getirilmemiştir.

Vakıf mallarının kullanıcılara % 50 rayiç bedelle devrine ilişkin 1995 yılında sorunun çözümüne yönelik yapılan düzenlemede de herhangi bir ilerleme sağlanamadığı, vatandaşların ihtiyaçlarına cevap vermediği görülmektedir.

Kadastro çalışmalarında Vakıflar GenelMüdürlüğünün kendi arazilerine sahip çıkmadığı, ancak yıllar sonra Osmanlı arşivlerini tercüme yapanların işaretleri doğrultusunda, özel mülkiyet hakkı tapu kayıtlarında tescil edilmesine rağmen ikinci kez tapu kayıtlarına ipotek konulması ise ayrı bir tartışma ve yargı konusudur.

Yıllardır kullanım hakkı elinde bulunan vatandaşlarımızın gayrimenkullerine Vakıflar Genel Müdürlüğünün tapuya şerh koyarak ipotek altına alması, bölgede arsa spekülatörlerinin doğmasına da yol açmaktadır.

Bununla birlikte bu tür gayrimenkulleri bilmeyerek satın alan vatandaşlarımız da bu uygulamadan  son derece zarar görmektedir.

Özellikle Balıkesir ve ilçelerinde vakıf arazilerinin yoğunluğu dikkat çekmektedir. Balıkesir Merkez,Susurluk, Kepsut, Sındırgı, Dursunbey, Bandırma, Edremit, Erdek, Manyas, Gönen, Balya, Gömeç, Burhaniye, Ayvalık, Bigadiç, Havran, İvrindi, Marmara ve Savaştepe ilçelerindeki arazilerin büyük çoğunluğunu vakıf arazileri teşkil etmektedir. Susurluk ve Erdek Tatlısu yerleşim alanını teşkil eden arazilerin hemen hemen tamamının vakıf arazisi olarak tapu kayıtlarında tescil edildiği görülmektedir.

Vakıflar Genel Müdürlüğünün tapu kayıtlarına düştüğü şerhler neticesinde vatandaşlarımızın arazilerini satma, kiraya verme gibi özel kullanım ve tasarruf haklarının ellerinden alındığı da bir gerçektir.

Bu nedenle, son zamanlarda Vakıflar Genel Müdürlüğünün başlatmış olduğu tavize tâbi yerlerin satış uygulamasından vatandaşlarımız son derece mağdur olmaktadır. Yıllardır kendi kullanımları altında bulunan tarla, arsa vb. gayrimenkullerin tekrar kendilerine % 50 rayiç bedelle satılmak istenmesi, zaten ekonomik zorluklar içerisinde bulunan vatandaşlarımızın sıkıntısını daha da artırmaktadır.

Bu nedenle vatandaşlarımızın içinde bulunduğu ekonomik zorlukların çözümüne yardımcı olacağı inancıyla tavize tâbi yerlerin satış oranının Ê% 50’den % 10’a düşürülmesi yararlı olacaktır.

BALIKESİR MİLLETVEKİLİ  İLYAS YILMAZYILDIZ’IN TEKLİFİ (2/6)

VAKIFLAR KANUNUNUN BİR MADDESİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ

MADDE 1. – 5.6.1935 tarihli ve 2762 sayılı Vakıflar Kanununun değişik 27 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Madde  27. – Vakfın türüne göre ayırım yapılmaksızın (sahih, gayrisahih, tahsisat kabilinden vb.) mevcut mukataalı toprakların veya icareteynli gayrimenkullerin mülkiyetleri bu gayrimenkul hakkında, illerde defterdarlık, ilçelerde mal müdürlüğü kıymet takdir komisyonunca takdir edilecek rayiç bedelinin yüzde on oranında hesap edilecek taviz karşılığında mutasarrıfına geçirilir. Taviz bedeli ödenmeden ortaklığın giderilmesi veya cebri icra yoluyla satışı yapılacak gayrimenkullerin taviz bedellerinin hesaplanmasında satış bedeli esas alınır.

MADDE 2. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3. – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

2762 sayılı Vakıflar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve gerekçesi ilişikte sunulmuştur.

Gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

                                                      İsmail Özgün

                 Balıkesir

GEREKÇE

Madde 1. – Kanunun bu maddesinde yapılan yeni düzenleme ile 2762 sayılı Vakıflar Kanununun 27 nci maddesi değiştirilerek, ödenecek taviz bedeli oranının makul bir düzeye indirilmesi öngörülmüştür.

Madde 2. – Yürürlük maddesidir.

Madde 3. – Yürütme maddesidir.

 

BALIKESİR MİLLETVEKİLİ İSMAİL ÖZGÜN’ÜN TEKLİFİ (2/126)

VAKIFLAR KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ

MADDE 1. – 5.6.1995 tarihli ve 2762 sayılı Vakıflar Kanununun 27 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde  27. – Vakfın türüne göre ayırım yapılmaksızın (sahih, gayrisahih, tahsisat kabilinden vb.) mevcut mukataalı toprakların veya icareteynli gayrimenkullerin mülkiyetleri bu gayrimenkul hakkında, illerde defterdarlık, ilçelerde mal müdürlüğü kıymet takdir komisyonunca takdir edilecek rayiç bedelinin yüzde 10 oranında hesap edilecek taviz karşılığında mutasarrıfına geçirilir. Taviz bedeli ödenmeden ortaklığın giderilmesi veya cebri icra yoluyla satışı yapılacak gayrimenkullerin taviz bedellerinin hesaplanmasında satış bedeli esas alınır.”

MADDE 2. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3. – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

2762 sayılı Vakıflar Kanununun bir maddesinin değiştirilmesine dair kanun teklifim ve gerekçesi ilişikte sunulmuştur.

Gereğini saygılarımla arz ederim.

                                              Mustafa Güven Karahan

                 Balıkesir

GENEL GEREKÇE

Vakıf taviz bedellerinin 2762 sayılı Vakıflar Kanununun 4.4.1995 tarihli 4103 sayılı Kanunla değiştirilen 27 nci maddesi ile % 50 oranına yükseltilmesi, ülkemizde yerleşim birimlerinde sorunlara neden olmuştur. Özellikle kırsal kesimde yer alan köy, belde, ilçe ve bazı illerde yaşayan yurttaşlarımızın tasarrufunda bulunan topraklarda Vakıf taviz bedellerinin % 50 oranına çıkarılması ve vakıf taviz bedellerinin bu insanlarımızdan istenmesi, aile geçimini bu toprakları işleyerek sağlayan insanlarımızı ekonomik sıkıntıya sokmuştur. Aynı şekilde bu yerleşim yerlerinde yaşayan yurttaşlarımızın daha küçük alanlarda tasarrufunda bulunan topraklar üzerindeki binaları konut ya da işyeri olarak kullandıkları da bilinen gerçeklerdendir. Vakıf taviz bedellerinin % 50 oranına yükseltilmesi bu konumdaki yurttaşlarımızı zora sokmuştur.

Kadastronun bile % 76’lar düzeyinde tamamlanabildiği ülkemizde, ellerinde atalarından kalan ve Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarında bazı komşu ülkeler ile yapılan mübadele antlaşmaları sonrasında göç edenlere verilen tapulara sahip olan insanlarımız, herhangi bir nedenle tapulu toprak ya da binalarını satma durumunda, vakıf taviz bedeli ödemesiyle karşı karşıya kaldıklarında hem şaşırmakta hem de parasal yönden zarara uğramaktadırlar. Bunun nedeni Vakıf arazilerinin bulunduğu yörelerde yaşayan insanlarımızın bilgilendirilmemesidir. Özellikle son yıllarda çeşitli vakıfların temsilcileri ellerindeki vakıf tapularını ilçelerde ve illerde tapu sicil defterlerine kaydetmekle yetinmektedirler. Vakıf arazi tapularını tapu sicil defterine yazanlar ilgili kişileri bilgilendirmek zahmetine katlanmamaktadırlar. Aynı şekilde tapu ve kadastro ilgilileri de hak sahiplerine bu bilgileri vermemektedirler. Bu konuda yurttaşlarımız bilgilendirilmedikleri için sorunlar yaşamaktadırlar. Yoksa hiçbir yurttaşımızın vakıflara karşı olduğu ya da vakıf arazilerinde gözü yoktur. Ancak ellerinde devlet güvencesi olan tapuları olanlara bilgi verilmesi mutlaka gereklidir.

Ülkemizde fert başına düşen ulusal gelir, ulaşmayı hedef bildiğimiz gelişmiş ülkelerin çok altında olduğu gibi, özellikle bazı bölgelerimizde ulusal gelir daha da düşük düzeylerdedir. Ayrıca son 15 yıldır ülkemizdeki gelir dağılımı dengesizlikleri büyük boyutlara ulaşmıştır. Gelir dağılımının daha  büyük  dengesizlikler  içerdiği  kırsal  kesimde  yer alan  Vakıf  arazilerinin rayiç değerinin % 50’sini ödeyebilmek küçük çiftçi ve yoksulluk sınırı içinde yaşam süren insanlarımız için gerçekten yük olmaktadır. Bu durumda olan yurttaşlarımız hem elde edecekleri gelirin yarısından olmakta hem de küçük çiftçinin topraksızlaşması durumu ortaya çıkmaktadır.

Bu uygulama ayrıca Anayasamızın Toprak Mülkiyetini düzenleyen 44 üncü maddesinin birinci cümlesindeki “Devlet, toprağın verimli olarak işletilmesini korumak ve geliştirmek, erozyonla kaybedilmesini önlemek ve topraksız olan veya yeterli toprağı bulunmayan, çiftçilikle uğraşan köylüye toprak sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri alır.”

Tarım, hayvancılık ve bu üretim dallarında çalışanların korunması hususunu düzenleyen 45 inci maddesindeki “Devlet, tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek, tarımsal üretim planlaması ilkelerine uygun olarak bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak maksadıyla tarım ve hayvancılıkla uğraşan işletme, araç ve gereçlerin ve diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırır.” şeklindeki hükümlerine de ters düşmektedir.

Açıklamaya çalıştığımız gerekçelerle, Vakıf taviz bedellerinin % 10 oranına indirilmesi gerekmektedir.

MADDE GEREKÇELERİ

Madde 1. – Maddede öngörülen değişiklik ile yerleşim yerlerinde elinde şahsına ait tapusu bulunan ve özellikle geçimini tasarrufunda bulundurduğu gayrimenkullerle sağlayan ancak sonradan Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından tapuya vakıf malı olarak şerh edilmiş gayrimenkullerin hak sahiplerine daha fazla zarar vermemek için vakıf taviz bedellerinin % 10 oranına indirilmesinin gerekli olduğu belirtilmektedir.

Maddede öngörülen değişiklik ile küçük yerleşim birimlerinde özellikle geçimini tasarrufunda bulundurduğu, elinde mevcut şahsına ait tapusu bulunan ve sonradan Vakıflar Genel Müdürlüğünce tapuya vakıf malı olarak şerh edilmiş gayrimenkuller aracılığıyla sağlanan hak sahiplerinin toprak kayıplarının önlenmesi amacı güdülmektedir.

Madde 2. – Madde, bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren yürürlüğe gireceğini belirtmektedir.

Madde 3. – Madde, bu Kanunu Bakanlar Kurulunun yürüteceğini hükme bağlamıştır.

 

BALIKESİR MİLLETVEKİLİ MUSTAFA GÜVEN KARAHAN’IN TEKLİFİ (2/144)

2762 SAYILI VAKIFLAR KANUNUNUN 4.4.1995 TARİHLİ VE 4103 SAYILI KANUNLA DEĞİŞİK 27 NCİ MADDESİNİN DEĞİŞTİRİLMESİNE DAİR KANUN TEKLİFİ

MADDE 1. – 2762 sayılı Vakıflar Kanununun 4.4.1985 tarihli ve 4103 sayılı Kanunla değişik 27 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde  27. – Vakfın türüne göre ayırım yapılmaksızın (sahih, gayrisahih, tahsisat kabilinden vb.) mevcut mukataalı toprakların veya icareteynli gayrimenkullerin mülkiyetleri bu gayrimenkul hakkında, illerde defterdarlık, ilçelerde mal müdürlüğü kıymet takdir komisyonunca takdir edilecek rayiç bedelinin %  10 oranında hesap edilecek taviz karşılığında mutasarrıfına geçirilir. Taviz bedeli ödenmeden ortaklığın giderilmesi veya cebri icra yoluyla satışı yapılacak gayrimenkullerin taviz bedellerinin hesaplanmasında satış bedeli esas alınır.”

MADDE 2. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3. – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Vakıflar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifim ve gerekçesi ilişikte sunulmuştur.

Gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

                                    Ali Rıza Gönül

                  Aydın

 

GEREKÇE

5.6.1935 tarihli ve 2762 sayılı Vakıflar Kanununun yürürlüğe girdiği tarihte sahih, gayrisahih tahsisat kabilinden olan vakıfların yangın, zelzele gibi doğal afetler sonucu yok olmaya başlaması ve o sırada Vakıflar İdaresinde yeterli tahsisat bulunmaması sebebiyle, bu vakıfların ihya edilmesi ve gelir sağlanması amacıyla Kanunun 27 nci maddesinde; Mevcut mukataalı toprakların veya icareteynli gayri menkullerin mülkiyetleri, icare veya mukataalarının yirmi misli bir taviz karşılığında mutasarrıfına geçirilir. Taviz ister toptan, ister taksit ile ödensin ilk ödeme yılı için tahakkuk ettirilen icare veya mukataa üzerinden hesap olunur, hükmü getirilmiştir. Aradan geçen zaman içinde değeri trilyonlarca liraya yaklaşan bu mülklerden yılda yaklaşık elli milyar liralık gelir elde edildiği, düşük düzeyde gelir sağlanmasının mevzuattaki noksanlıklardan kaynaklandığı görülmüş ve 22.9.1983 tarih ve 2888 sayılı Kanunla; 1952 yılında değişiklik yapılmış, “Bu maddede öngörülen ve ilgililerince Vakıflar İdaresine ödenmeyen taviz bedelleri bu gayrimenkul için 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu gereğince verilen en son beyanname ile beyan edilen vergi değerinin yüzde yirmisi oranında hesap edilerek ilgili Vakıflar İdaresince alınır. Beyannamedeki değerin gayrimenkulun rayiç bedelinin altında olduğu Vakıflar İdaresince anlaşıldığı takdirde, Vakıflar İdaresi ilgili vergi dairesinden bu gayri menkule ait rayiç bedelinin tespitini ister. Taviz bedeli ödenmeden ortaklığın giderilmesine veya cebri icra yoluyla satışı yapılacak olan gayri menkullerin taviz bedellerinin hesaplanmasında, satış bedeli ile vergi değerinden fazla olanı esas alınır” şeklinde ek fıkra getirilmiştir. 22.9.1983 tarihinde yapılan değişikliklerden sonra bu tür vakıfların taviz bedelleri bazı esaslara dikkat edilerek rayiç bedel esas alınmak suretiyle uygulama yapılırken tahsisat kabilinden vakıflar yönünden ihtilaflar çıkmış tereddütlere neden olmuştur. Bir kanun tasarısı hazırlanarak bu tasarının Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmesi sırasında, vakfın türüne göre ayrım yapılmaksızın mevcut mukataalı toprakların veya icareteynli gayrimenkullerin taviz bedellerinin, illerde defterdarlık, ilçelerde malmüdürlüğü (kıymet takdir komisyonunca) takdir edilecek rayiç bedelinin yüzde elli oranında hesap edilecek taviz karşılığında mutasarrıfına geçirilmesini kabul etmiştir. Buna karşılık kanun tasarısının Genel Kurulda müzakeseri sırasında verilen bir önergenin kabulü ile bu tür vakıf taşınmazlarının mülkiyetlerinin “bu gayri menkullerin vergi değerinin yüzde elli oranında hesap edilecek taviz karşılığında mutasarrıfına geçirilir” hükmünü kabul etmiştir. 4073 sayılı Kanun Cumhurbaşkanınca geri yollanmış, 4103 sayılı Kanun olarak (geri yollama gerekçesi dikkate alınarak) “vakfın türüne göre ayrım yapılmaksızın mevcut mukataalı toprakların veya icareteynli gayri menkullerin mülkiyetleri bu gayrimenkul hakkında, illerde defterdarlık, ilçelerde malmüdürlüğü kıymet takdir komisyonunca takdir edilecek rayiç bedelinin % 50 oranında hesap edilecek taviz karşılığında mutasarrıfına geçirilmesi” öngörülmüştür. Ancak, gayri menkulleri üzerinde 100-200 yıllık vakıf şerhine rastlayarak gayri menkullerini üzerlerine almak isteyen mal sahipleri rayiç bedelin % 50’si gibi bir rakamla karşılaşınca kendi mallarını üzerlerine alamamanın mağduriyetini yaşamışlardır.

Özellikle çiftçi malları açısından bu husus çiftçiyi zor durumlara düşürmektedir. Bu nedenle % 50 oranının % 10’a çekilmesi uygun olacaktır.

AYDIN MİLLETVEKİLİ ALİ RIZA GÖNÜL’ÜN TEKLİFİ (2/466)

VAKIFLAR KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ

MADDE 1. – 5.6.1935 tarihli ve 2762 sayılı Vakıflar Kanununun 4103 sayılı Kanunla değişik 27 nci maddesinde geçen “yüzde elli” ibaresi “yüzde on” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 2. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3. – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

20 nci Dönemde vermiş olduğumuz 2/677 numaralı “2762 Sayılı Vakıflar Kanununun 4103 Sayılı Değişik 27 nci Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi”mizi yenilemek istiyorum.

Gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

                                                Mehmet Gözlükaya

                                                                      Denizli

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

2762 Sayılı Vakıflar Kanununun 4103 Sayılı Değişik 27 nci Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifimiz gerekçesi ile birlikte ekte sunulmuştur.

Gereğini arz ederiz.

Saygılarımızla.

 

Ali Rıza Gönül

Mehmet Gözlükaya

 

 

Aydın

Denizli

 

 

DYP Grup Başkanvekili

DYPGrup Başkanvekili

 

 

Salih Kapusuz

Ramazan Yenidede

 

 

Kayseri

Denizli

 

 

RP Grup Başkanvekili

 

 

GENEL GEREKÇE

5.6.1935 tarihli ve 2762 sayılı Vakıflar Kanununun 27 nci maddesini değiştiren ve 18.4.1995 tarihinde yürürlüğe giren 4103 sayılı Kanuna göre; sahih, gayri sahih, tahsisat kabilinden vakıflar da dahil olmak üzere icareteynli veya mukataalı vakıf taşınmaz mallar illerde Defterdarlık, ilçelerde Mal müdürlüğü bünyesinde kurulu “hazine taşınmaz malının satış ihalesine yetkili olan komisyon tarafından takdir edilen rayiç bedelinin yüzde elli oranında hesaplanan taviz bedeli karşılığında mutassarrıflarına geçirilmektedir. Taviz bedelinin idaremizce tahsilini müteakip, icareteynli veya mukataalı vakıf taşınmaz malın serbest tasarrufa terk işlemi yapılmakta ve vakıf ilişkisi kesilmektedir.

Söz konusu Kanunun yürürlüğe girdiği 18.4.1995 tarihinden bugüne kadar idarece yapılan uygulamalarda önemli bir sorunla karşılaşılmamakla beraber, mükellefler tarafından, taviz bedellerinin taşınmaz mal değerinin yüzde elli gibi yüksek oranında bulunulması ve ödeme güçlüğü içerisinde olunması sebebiyle genel müdürlüğe ve bölge müdürlüklerine çeşitli itiraz ve şikayetler yapılmaktadır. Taviz bedellerinin taşınmaz mal değerinin yüzde elli gibi yüksek bir oranda olması ve çeşitli karışıklıkları önlemek bakımından bu oran yüzde elliden yüzde yirmi oranına indirilmektedir.

Ayrıca, İstanbul Adalar ve Bakırköy ilçelerinde yer alan ve Padişahlar tarafından tesis edilen vakıflara ait icareteynli veya mukataalı taşınmaz malların, tahsisat kabilinden, gayri sahih aşar ve öşürlü vakıflar olduğu bunların taviz bedeline tâbi bulunmadığı gerekçesiyle taviz bedelinin ödenmemesi veya ödenen taviz bedellerinin iadesi gibi idare aleyhine açılmış davalar bulunmaktadır.

Açılan bu tür davaların tamamının idare aleyhine sonuçlanması sebebiyle 413 sayılı Kanunla vakfın türüne göre ayrım yapılmaksızın (sahih, gayrisahih, tahsisat kabilinden vb.) icareteynli ve mukataalı vakıf taşınmaz malların taviz bedeline tâbi olacağı hükmü getirilmiştir.

 

DENİZLİ MİLLETVEKİLİ MEHMET GÖZLÜKAYA’NIN TEKLİFİ (2/537)

2762 SAYILI VAKIFLAR KANUNUNUN 4103 SAYILI KANUNLA DEĞİŞİK 27 NCİ MADDESİNİN DEĞİŞTİRİLMESİNE DAİR KANUN TEKLİFİ

MADDE 1. – 5.6.1935 tarihli 2762 Sayılı Vakıflar Kanununun 4103 Sayılı Kanunla değişik 27 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Madde 27. – Üzerinde taviz şerhi bulunan mevcut mukataalı veya icareteynli vakıf taşınmaz malların mülkiyetleri, taşınmazların bulunduğu illerde, Defterdarlık, ilçelerde Mal Müdürlüğü bünyesinde yer alan “hazine taşınmaz malının satış ihalesine yetkili olan komisyon tarafından takdim edilecek rayiç bedelinin yüzde yirmi oranında hesap edilecek taviz bedeli karşısında mutasarrıflarına geçirilir, taviz bedeli ödenmeden ortaklığın giderilmesi veya cebri icra yoluyla satışı yapılacak taşınmaz malların taviz bedellerinin hesaplanmasında satış bedeli esas alınır.

MADDE 2. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3. – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Plan ve Bütçe Komisyonu 25.5.2001

    Esas No. : 1/823, 2/6, 2/126,

  2/144, 2/466, 2/537

  Karar No. : 52

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Bakanlar Kurulunca, 21.2.2001 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulan, ve Başkanlıkça 2.3.2001 tarihinde Komisyonumuza sevk olunan (1/823) esas numaralı “Vakıflar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” ile çeşitli tarihlerde Komisyonumuza sevk olunan ve Tasarıyla aynı mahiyette düzenlemeler öngören (2/6), (2/126), (2/144), (2/466) ve (2/537) esas numaralı kanun teklifleri Komisyonumuzun 1.5.2001 tarihinde Hükümeti temsilen Devlet Bakanı Düştü Kâzım Yücelen ile Maliye Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilâtı Müsteşarlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü temsilcilerinin de katılımıyla yaptığı 43 üncü birleşimde, İçtüzüğün 35 inci maddesi gereğince birleştirilerek görüşülmesi ve görüşmelere 1/823 esas numaralı Tasarı üzerinde devam edilmesi suretiyle incelenip, görüşülmüştür.

Bilindiği gibi, ülkemizde 1926 tarihinden önce kurulmuş vakıflar, 5.6.1935 tarihli ve 2762 sayılı Vakıflar Kanunu çerçevesinde Vakıflar Genel Müdürlüğünce idare edilmektedir. Bu Kanunun 27 nci maddesi ile Vakıflara ait taşınmaz malları mutasarrıf (tasarruf eden) sıfatıyla kira ödeyerek (icareteyn ve mukataa) kullananların, ortaklığın giderilmesi amacıyla taviz bedeli ödeyerek, kullandıkları taşınmazların devrine ilişkin hususlar düzenlenmiştir. Daha sonra, 4.4.1995 tarihli ve 4103 sayılı Kanunla 27 nci maddede yapılan değişiklikle mukataalı ve icareteynli vakıf taşınmazlarının kıymet takdir komisyonlarınca takdir edilecek rayiç bedelinin % 20’si oranında hesap edilecek taviz bedelenin, hesap edilen rayiç bedelin % 50’si oranına yükseltilmesi hükme bağlanmıştır.

Ancak, taviz bedelinin yasa değişiklikleri ile artırılması zaman içinde eşitsizliklere neden olmaktadır. Özellikle gelir dağılımının dengesizlikler gösterdiği kırsal kesimde yer alan vakıf taşınmazlarının rayiç değerlerinin yüzde ellisinin ödenmesi zorunluluğu, vatandaşların maddî açıdan büyük sıkıntılara girmelerine yol açmaktadır. Bu nedenle söz konusu vakıf taşınmazlarını kullananların mağduriyetinin giderilmesi yanında, uzun yıllar süren davaların anlaşma yoluyla sonuçlandırılması amacıyla gerekli düzenlemlerin yapılması zarureti hasıl olmuştur.

Tasarı ve gerekçesi incelendiğinde; 2762 sayılı Vakıflar Kanununun 27 nci maddesindeki rayiç bedelin % 50 oranında hesap edilen taviz bedelinin; % 20 oranına indirilmesinin amaçlandığı anlaşılmaktadır.

Geneli üzerinde yapılan müzakerelerde;

– Vakıfların tarihimizin son bir yılında önemli sosyal ve ekonomik görevler üstlendiği,

– Vakıf taşınmaz mallarının mutasarrıflarına rayiç bedelinin % 50’si oranında taviz bedeli ödenerek devrine ilişkin düzenlemenin vatandaşla Devlet arasında önemli sorunlara yol açtığı,

– Yıllarca kullanım hakkına sahip vatandaşların gayri menkullerine Vakıflar Genel Müdürlüğünce tapuya taviz şerhi konması sonucu, kullanıcıların bu taşınmazları kullanım ve tasarruf hakkından mahrum edildiği,

– Öngörülen düzenlemelerin vakıf hukuku anlayışı çerçevesinde değerlendirildiğinde yapılmaması gereken hususlar ihtiva ettiği, bu nedenle konunun ayrıntılı bir şekilde değerlendirilerek hem vakıf mallarının korunması hem de vatandaşın mağduriyetinin giderilmesi amacıyla bir alt komisyon kurulmasının yararlı olacağı,

– Tasarının vatandaşla devlet arasındaki hukukî sorunların anlaşma yolu ile giderilmesi için mi, yoksa Vakıflar Genel Müdürlüğüne gelir sağlanması için mi hazırlandığına açıklık getirilmesi gerektiği,

Şeklindeki görüş ve değerlendirmeleri müteakip Hükümet adına yapılan tamamlayıcı açıklamalarda ise;

– Medenî Kanunun yayım tarihinden önce kurulan Vakıflara ait akarların değerlendirilme usullerinden birinin de, mülkiyet hakkının elden çıkarılmadan sadece kullanım hakkının süresiz olarak kiraya (icareteyne) verilmesi olduğu,

– Başlangıçta harap ve yıkık olan taşınmazların bir defaya mahsus olarak rayiç bedeline yakın bir bedel karşılığı kiraya verilmesi uygulaması, daha sonra amacından saparak diğer vakıf gayrimenkullerinin de bu şekilde kiraya verilmesine yol açtığı,

– Cumhuriyetin ilanından sonra, 2762 sayılı Vakıflar Kanunu ile icareteyn ve mukataaya bağlanmış vakıf taşınmazlarının mutasarrıflarına taviz bedeli adı altında muayyen bir bedel alınmak suretiyle intikal ettirilerek tapu sicilindeki vakfiye şerhinin terkin edilmesi usul ve esaslarının düzenlendiği,

 

– Vakıf hukukuna göre taviz bedelinin, mukataalı ve icareteynli vakıf taşınmazlarının mutasarrıflarının mülkiyetine geçirilmesi için ödenmesi gerek bir bedeli olduğu,

– 1995 yılında 2762 sayılı Kanunun 27 nci maddesindeki rayiç bedelin % 20 oranındaki taviz bedelinin % 50’ye çıkaran değişikliğin, vatandaşla Devlet arasında hukukî sorunlara yol açtığı,

– Öngörülen düzenlemelerin vatandaşla Devlet arasındaki sorunları çözmeye yönelik olarak hazırlandığı

İfade edilmiştir.

Geneli üzerinde yapılan müzakerelerden sonra Tasarı ve gerekçesi Komisyonumuzca da benimsenerek maddeleri üzerindeki görüşmelere geçilmiş, ancak Tasarının vakıfların gayrimenkulleriyle ilgili önemli hususları düzenlediği, bu nedenle bir alt komisyon kurulması gerektiği şeklinde Komisyonda ortaya çıkan genel kanı neticesinde bir alt komisyon kurulmasına karar verilmiştir.

Alt Komisyon; 17.5.2001 tarihinde, ilgili bakanlık, kurum ve kuruluş temsilcilerinin de katılımlarıyla yaptığı toplantıda, vakıf taşınmazlarıyla ilgili hususlar tarihsel gelişimi çerçevesinde en geniş bir şekilde değerlendirilmiş, ilgili kuruluş temsilcilerinden gerekli bilgiler alınmış ve bu görüş ve değerlendirmeler doğrultusunda hazırladığı raporunu Komisyonumuza sunmuştur.

Bu defa, Komisyonumuz, 24.5.2001 tarihinde yaptığı 49 uncu birleşimde Hükümeti temsilen Devlet Bakanı Yüksel Yalova ile ilgili bakanlık, kurum ve kuruluş temsilcilerinin katılımlarıyla yaptığı toplantıda, Alt Komisyon raporunu dikkate alarak Tasarının maddeleri üzerindeki görüşmelere geçilmiştir.

Tasarının; 1 inci maddesi üzerinde yapılan görüşmelerde;

– % 50 olarak öngörülen taviz bedelinin % 20’ye indirilmesine hangi kriterlerin esas alındığı,

– Son yıllardaki ekonomik gelişmeler dikkate alındığında % 20’ye indirilmesi öngörülen taviz bedelinin % 10 olarak belirlenmesinin daha uygun olacağı,

– Ülke genelinde taviz bedeli ödenerek mutasarrıflarına devredilecek kaç adet vakıf taşınmazının bulunduğu, bu taşınmazların % 20 taviz bedeli ödenerek mutasarrıflarına devredilmesine Vakıflar Genel Müdürlüğünün ne kadar gelir beklediği,

Şeklindeki görüş ve değerlendirmelerden sonra Hükümet tarafından yapılan tamamlayıcı açıklamalarda ise;

– 1995 yılında taviz bedelinin % 20’den, % 50’ye yükseltilmesinin o günkü ekonomik şartlarda makul bir artış olarak değerlendirildiği, ancak son yıllarda yaşanan ekonomik gelişmeler doğrultusunda bu bedelin ekonomik kriterlere uygun olarak % 20 oranına indirilmesi zaruretinin hasıl olduğu,

– Taviz bedelinin, % 20 olarak tespitinde, Vakıflar Genel Müdürlüğünün bölge müdürlüklerinin araştırmaları, üniversite görüşleri, konunun muhatabı olan vatandaşlarımızın talepleri ile şimdiye kadar bu amaçla elde edilen hasılatın seyri gibi kriterlerin dikkate alındığı,

– 2001 yılına kadar ülke genelinde 292 019 adet tavize tâbi taşınmazın tespit edildiği,

– 2001 yılı içinde tavize tâbi taşınmazların taviz bedelleri karşılığı 5 trilyon Türk Lirası civarında bir tahsilatın gerçekleştiği, bu miktarın taviz bedellerinin % 20’ye indirilmesi ile 11 ile 15 trilyon Türk Lirasına yükselmesinin beklendiği,

İfade edilmiştir.

Bu görüş ve değerlendirmelerden sonra Tasarının 1 inci maddesi ile yürürlük ve yürütmeye ilişkin 2 ve 3 üncü maddeleri Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.

Raporumuz, Genel Kurulun onayına sunulmak üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile arz olunur.

 

 

Başkan

Başkan V.

Sözcü

 

Metin Şahin

Hayrettin Özdemir

Nihat Gökbulut

 

Antalya

Ankara

Kırıkkale

 

Kâtip

Üye

Üye

 

Cafer Tufan Yazıcıoğlu

Gaffar Yakın

Sait Açba

 

Bartın

Afyon

Afyon

 

Üye

Üye

Üye

 

M. Zeki Sezer

Cengiz Aydoğan

M. Güven Karahan

 

Ankara

Antalya

Balıkesir

 

(İmzada bulunamadı)

 

 

 

Üye

Üye

Üye

 

Hüseyin Arabacı

Necati Yöndar

Zeki Ergezen

 

Bilecik

Bingöl

Bitlis

 

Üye

Üye

Üye

 

Hayati Korkmaz

Oğuz Tezmen

Hakkı Duran

 

Bursa

Bursa

Çankırı

 

Üye

Üye

Üye

 

Hüseyin Karagöz

Aslan Polat

Mehmet Sadri Yıldırım

 

Çankırı

Erzurum

Eskişehir

 

 

 

(İmzada bulunamadı)

 

Üye

Üye

Üye

 

S. Metin Kalkan

Mehmet Dönen

Ali Er

 

Hatay

Hatay

İçel

 

Üye

Üye

Üye

 

Masum Türker

Nesrin Nas

Hasan Çalış

 

İstanbul

İstanbul

Karaman

 

Üye

Üye

Üye

 

Arslan Aydar

Mehmet Serdaroğlu

Necdet Tekin

 

Kars

Kastamonu

Kırklareli

 

 

(İmzada bulunamadı)

 

 

Üye

Üye

Üye

 

Kemal Köse

Süleyman Çelebi

Metin Ergun

 

Kocaeli

Mardin

Muğla

 

Üye

Üye

Üye

 

Ahmet Kabil

Ş. Ramis Savaş

Cevat Ayhan

 

Rize

Sakarya

Sakarya

 

 

 

(İmzada bulunamadı)

 

Üye

Üye

Üye

 

Mehmet Çakar

Kemal Kabataş

Lütfi Ceylan

 

Samsun

Samsun

Tokat

 

Üye

 

Üye

 

Bekir Gündoğan

 

Ahmet Derin

 

Tunceli

 

Kütahya

 

 

 

(İmzada bulunamadı)

HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METİN

 

VAKIFLAR KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1. – 5.6.1935 tarihli ve 2762 sayılı Vakıflar Kanununun 27 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 27. – Vakfın türüne göre ayırım yapılmaksızın üzerinde taviz şerhi bulunan mevcut mukataalı veya icareteynli vakıf taşınmaz malların mülkiyetleri, taşınmazların bulunduğu illerde defterdarlık, ilçelerde mal müdürlüğü bünyesinde yer alan Hazine taşınmaz malının satış ihalesine yetkili olan komisyon tarafından takdir edilecek rayiç bedelinin yüzde yirmi oranında hesap edilecek taviz bedeli karşılığında mutasarrıflarına geçirilir. Taviz bedeli ödenmeden ortaklığın giderilmesi veya cebri icra yoluyla satışı yapılacak taşınmaz malların taviz bedellerinin hesaplanmasında satış bedeli esas alınır.”
MADDE 2. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3. – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

 

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONUNUN KABUL ETTİĞİ METİN

VAKIFLAR KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1. – Tasarının 1 inci maddesi aynen kabul edilmiştir.

MADDE 2. – Tasarının 2 nci maddesi aynen kabul edilmiştir.

MADDE 3. – Tasarının 3 üncü maddesi aynen kabul edilmiştir.

 

 

Bülent Ecevit

 

 

 

Başbakan

 

 

 

Devlet Bak. ve Başb. Yrd.

Devlet Bak. ve Başb. Yrd.

Devlet. Bak. ve Başb. Yrd. V.

 

D. Bahçeli

H. H. Özkan

M. C. Ersümer

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı V.

Devlet Bakanı

 

R. Önal

Prof. Dr. H. Y. Gökalp

M. Keçeciler

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

Prof. Dr. Ş. S. Gürel

F. Bal

Y. Yalova

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

M. Yılmaz

Prof. Dr. R. Mirzaoğlu

R. K. Yücelen

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

H. Gemici

Prof. Dr. Ş. Üşenmez

E. S. Gaydalı

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Adalet Bakanı

 

F. Ünlü

Prof. Dr. A. Çay

Prof. Dr. H. S. Türk

 

Millî Savunma Bakanı

İçişleri Bakanı

Dışişleri Bakanı

 

S. Çakmakoğlu

S. Tantan

İ. Cem

 

Maliye Bakanı

Millî Eğitim Bakanı

Bayındırlık ve İskân Bakanı

 

S. Oral

M. Bostancıoğlu

K. Aydın

 

Sağlık Bakanı

Ulaştırma Bakanı

Tarım ve Köyişleri Bakanı

 

Doç. Dr. O. Durmuş

Prof. Dr. E. Öksüz

Prof. Dr. H. Y. Gökalp

Çalışma ve Sos. Güv. Bakanı

Sanayi ve Ticaret Bakanı

En. ve Tab. Kay. Bak.

 

 

Y. Okuyan

A. K. Tanrıkulu

M. C. Ersümer

 

Kültür Bakanı

Turizm Bakanı V.

Orman Bakanı

 

M. İ. Talay

E. S. Gaydalı

Prof. Dr. N. Çağan

 

 

Çevre Bakanı

 

 

 

F. Aytekin