Dönem : 21           Yasama Yılı : 3

 

              T.B.M.M.    (S. Sayısı : 564)

 

23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun Tasarısı ve Anayasa ve Adalet Komisyonları

Raporları (1/780)

 

 

T.C.

 

 

Başbakanlık

5.12.2000

 

Kanunlar ve Kararlar

 

 

Genel Müdürlüğü

 

 

Sayı : B.02.0.KKG.0.10/101-219/6042

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Adalet Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 30.11.2000 tarihinde kararlaştırılan “23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.

Gereğini arz ederim.

 

 

Bülent Ecevit

 

 

Başbakan

GENEL GEREKÇE

1. Toplumda meydana gelen sosyal ve ekonomik değişimlerin, suçların çeşitliliğinin ve miktarının artmasında etken olduğu görülmektedir. Bu suçları işleyenlerin topluma yeniden kazandırılmaları ve toplumla bütünleşmeleri bakımından, 23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenen suçların infaza esas olan cezalarının toplamından on yıl indirim yapılmaktadır.

Tasarıda, ölüm cezalarının yerine getirilmemesi, onun yerine ilgili kanunlarda öngörülen infaz hükümlerinin uygulanması; müebbet ağır hapis cezasına mahkûm olanların ilgili kanunlarına göre çekmeleri gereken cezalarından, diğer şahsî hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren suçları işleyenler ile cezaları şahsî hürriyeti bağlayıcı cezaya dönüştürülenlerin hükümlülük süresinden on yıl indirim yapılması, kişinin muhtelif suçları söz konusu olduğunda tüm suçlarının cezalarının toplamı üzerinden yapılacak indirimin on yılı geçmemesi ilkeleri benimsenmiştir.

Ayrıca, 23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenmiş ve ilgili kanun maddesinde öngörülen şahsî hürriyeti bağlayıcı cezanın üst sınırı on yılı geçmeyen suçlardan dolayı kamu davasının açılmasının ve açılmış davaların kesin hükme bağlanmasının ertelenmesi, ertelenen davalardan dolayı varsa tutukluların salıverilmesine karar verilmesi ve bu suçlarla ilgili dava ve delillerin öngörülen sürelerin sonuna kadar muhafaza edilmesi, erteleme konusu suç kabahat ise bir yıl, cürüm ise beş yıl içinde bu kabahat veya cürüm ile aynı cins veya daha ağır şahsî hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir suç işlenmeksizin geçirilmesi halinde, ertelemeden yararlanan hakkında kamu davasının açılmaması ve açılmış olan davanın ortadan kaldırılması öngörülmüştür.

Buna karşılık bazı suçlar, kamu düzeni ve kamu güvenliğiyle yakın ilgileri nedeniyle kapsam dışı bırakılmıştır.

Tasarının 1 inci maddesi, bu gerekçelerle hazırlanmıştır.

2. 23 Nisan 1999 tarihine kadar sorumlu müdür sıfatı ile veya basın yoluyla yahut sözlü veya görüntülü yayın araçlarıyla işlenen suçlardan dolayı verilen cezaların infazının veya bu suçlar nedeniyle açılması gerekli davaların açılmasının yahut açılmış olan davaların kesin hükme bağlanmasının ertelenmesi düşüncesiyle yürürlüğe konulan 28.8.1999 tarihli ve 4454 sayılı Basın ve Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasındaki “...basın yoluyla yahut sözlü veya görüntülü yayın araçlarıyla işlenmiş olup...” bölümünün Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmiştir.

Anayasa Mahkemesinin 12 Ekim 2000 tarih ve 24198 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 19.9.2000 tarihli ve E. 1999/39, K. 2000/23 sayılı Kararında iptal gerekçesi olarak, düşünceyi açıklama özgürlüğü bağlamında basın yoluyla yahut sözlü veya görüntülü yayın araçlarıyla işlenen suçlar yönünden erteleme adı altında bir olanak getirildiği, ancak aynı tür suçların daha az cezayı gerektiren basın yoluyla yahut sözlü veya görüntülü yayın araçlarıyla işlenmemiş olanların kapsam dışı bırakıldığı, aynı tür suçu işleyenler için farklı uygulama öngören bu düzenlemenin haklı bir nedeninin bulunmadığı, adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu sürdürmekle yükümlü olan hukuk devletinde, yalnız suç ve cezaların saptanmasında adil ölçülerin gözetilmesiyle yetinilemeyeceği, bunların kaldırılması, değiştirilmesi ya da kimi olanaklar tanınması söz konusu olduğunda da aynı ölçülerin esas alınmasının zorunlu olduğu belirtilerek, dava konusu düzenlemeyle aynı tür suçun daha ağırını erteleme kapsamına alıp, hafif olanını bu olanaktan yararlandırmamanın adil olduğunun ileri sürülemeyeceği belirtilmiştir.

Tasarının 2 nci maddesi, 4454 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda yeniden düzenlenmesi ve düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin kullanımı yoluyla işlenmiş suçların madde kapsamına alınması amacıyla hazırlanmıştır.

MADDE GEREKÇELERİ

Madde 1. – 23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenmiş olan suçlar nedeniyle; verilen ölüm cezalarının yerine getirilmemesi, bu durumda olanlar hakkında tâbi oldukları kanunlardaki infaz hükümlerinin aynen uygulanması, müebbet ağır hapis cezasına hükümlü olanların ilgili kanunlarına göre çekmeleri gereken cezalarından, diğer şahsî hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren suçları işleyenler ile cezaları şahsî hürriyeti bağlayıcı cezaya dönüştürülenlerin hükümlülük süresinden on yıl indirim yapılması, ancak muhtelif suçlar söz konusu olduğunda tüm suçların cezalarının toplamı üzerinden yapılacak indirimin on yılı geçmemesi ilkeleri getirilmektedir.

Ayrıca, 23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenmiş ve ilgili kanun maddesinde ölüm, müebbet ağır hapis ve üst sınırı on yılı aşan şahsî hürriyeti bağlayıcı ceza öngörülen suçlardan dolayı girişilmiş ta-kibat ve açılmış davaların sonuçlandırılarak kesin hükme bağlanması; buna karşılık ilgili kanun maddesinde öngörülen şahsî hürriyeti bağlayıcı cezanın üst sınırı on yılı geçmeyen suçlardan dolayı yapılan takibat ve kesin hükme bağlanmamış davaların ertelenmesi ve Türk Ceza Kanununun 95 inci maddesine paralel olarak, erteleme konusu suç kabahat ise bir yıl, cürüm ise beş yıl içinde bu kabahat veya cürüm ile aynı cins veya daha ağır şahsî hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir suç işlenmediğinde kamu davasının açılmaması, açılmış olan davanın ortadan kaldırılması öngörülmektedir.

Öte yandan, kamu düzeni ve kamu güvenliğiyle yakından ilgili bulunan bazı suçlar ile daha önce şartla salıverme hükümlerinden yararlandığı halde yeniden suç işleyerek hüküm giyenlerin ve daha önce aftan yararlananların madde kapsamı dışında tutulması; cezaevinde disiplin cezası alanlar ile haklarında yakalama, tutuklama veya muhkûmiyet kararı bulunup da firar halinde olanların ise bazı şartları yerine getirmeleri durumunda bu madde ile getirilen olanaklardan yararlandırılmaları düzenlenmektedir.

Madde 2. – 4454 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının bir bölümünün Anayasa Mahkemesince iptali üzerine, iptal gerekçeleri dikkate alınarak, sorumlu müdür sıfatı ile işlenmiş suçlar dahil olmak üzere, basın yoluyla veya sözlü veya görüntülü yayın araçlarıyla yahut miting, kongre, konferans, seminer, sempozyum, açık oturum ve panel gibi her türlü toplantılarda yapılan konuşmalarla işlenen ve ilgili kanun maddesinde öngörülen şahsî hürriyeti bağlayıcı cezanın üst sınırı oniki yılı geçmeyen suçlardan dolayı oniki yıl veya daha az şahsî hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkûm edilmiş bulunanların cezalarının infazının erteleneceği belirtilmiştir.

Madde 3. – Yürürlük maddesidir.

Madde 4. – Yürütme maddesidir.

Anayasa Komisyonu Raporu

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi

 

 

Anayasa Komisyonu

7.12.2000

 

Esas No. : 1/780

 

 

Karar No. : 3

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Başkanlığınızca, 5.12.2000 tarihinde Esas Komisyon olarak Adalet, Tali Komisyon olarak Anayasa Komisyonuna havale edilen “23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıvermeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun Tasarısı (1/780)” DSP, MHP, ANAP ve FPGruplarının Genel Kurulda kabul edilen 6.12.2000 tarihli toplantısında Adalet Bakanı Sayın Hikmet Sami Türk, İçişleri ve Adalet Bakanlıkları yetkililerinin katılımıyla görüşülmüştür.

Tasarı ile; müebbet ağır hapis cezasına mahkûm olanlarla, diğer şahsî hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren suçları işleyenler ve cezaları şahsî hürriyeti bağlayıcı cezaya dönüştürülenlerin hükümlülük süresinden on yıl indirim yapılması, kişinin birden fazla suçunun söz konusu olması durumunda tüm suçlarının cezalarının toplamı üzerinden yapılacak indirimin on yılı geçmemesi, şartla salıvermenin esasları öngörülmekte; 28.8.1999 tarihli ve 4454 sayılı Basın ve Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanunun 1 inci maddesinin Anayasa Mahkemesince bir bölümü iptal edilen birinci fıkrası yeniden düzenlenmektedir. Bu düzenleme ile düşünceye açıklama ve yayma hürriyetinin kullanımı yoluyla işlenmiş suçların madde kapsamına alınmasının amaçlandığı belirtilmektedir.

Adalet Bakanı Sayın Hikmet Sami Türk, Tasarıyı sunuş konuşmasında şu hususları vurgulamıştır :

– 1999 yılında çıkarılan Bazı Suç ve Cezaların Affına İlişkin Kanun, Cumhurbaşkanınca bir daha görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderilmiştir. Bu Kanun tekrar görüşülürken ortaya çıkan görüş ayrılığı ise bu ana kadar giderilememiştir. Basın ve Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara ilişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanunun 1 inci maddesinin bir bölümü Anayasa Mahkemesince iptal edilmiştir. Bunların sonucunda ceza indirimi, şartıyla salıverme ve ertelemeyi içeren Tasarıdaki model ortaya çıkmıştır. Özellikle 4454 Sayılı Kanunun Anayasa Mahkemesince iptal edilen bölümü yeniden düzenlenmiştir. Model kısaca şartla salıvermeye dayanmaktadır. Şartlı salıvermede sonradan suç işlenmesi durumunda kararın geri alınması söz konusudur. Kanunla yapılmasında da durum aynıdır. Bundan önce çıkarılan Bazı Suç ve Cezaların Affına İlişkin Kanundaki tarih yani 23 Nisan 1999 bu Tasarıda da esas alınmıştır.

– Tasarıya göre, verilen ölüm cezaları yerine getirilemeyecektir. Müebbet ağır hapis cezasına hükümlü olanlarla şahsi hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkûm edilenlerin toplam hükümlülük süresinden o yıl indirim söz konusudur. Bu 1991’de çıkarılan Terörle Mücadele Kanununun geçici maddelerinden ayrılan noktadır. On yıllık indirimden sonra çekilecek cezası kalmayanlar şartla salıverilecek, kalanlar cezasını çektikten sonra salıverilecektir. Tasarıda devam eden davalarda uygulanacak esasları ve henüz takibata geçilmemiş veya dava açılmamış durumlarda yargılamanın yapılacağı ve sonuca göre işlemin gerçekleşeceği belirtilmiştir. On yılı geçmeyen suçlarda yargılamanın yapılması uygun görülmemiş, bu bakımdan erteleme modeli getirilmiştir. Mahkemelerin gereksiz yere bu davalarla uğraşmaması davalı ve davacıların bu davaları izlemekten kurtarılması amaçlanmıştır.

– Tasarıda çeşitli suçlarda istisnalar söz konusudur. İstisnalar kamu düzeni ve kamu güvenliği nedeniyle öngörülmüştür.

Sayın Bakan sorular üzerine yaptığı açıklamada; istisnalar belirlenirken Anayasanın 14 ve 169 uncu maddesinin kapsamının göz önünde tutulduğuna; dikkat çekmiştir. Terörle Mücadele Kanununun özellikle 8 inci maddesinin Tasarının 2 nci maddesi ve 4454 Sayılı Kanunda erteleme kapsamında olması nedeniyle istisnalar içinde olmadığını; Komisyonun takdiri ile bu bölüme alınabileceğini ifade etmiştir. Anayasa Mahkemesinin af, şartlı salıverme ve erteleme ile ilgili kararlarında; Anayasanın eşitlik ilkesinin ihlal edilmesi için infaz yönünden eşit ve aynı durumda olanların şartlı salıverme bakımından farklı uygulamaya tâbi tutulmasının gerektiğini bunun dışında eşitlik ilkesinin mutlak olmadığını belirtmiştir. Eşitlik ancak eşit durumda olanlar için söz konusudur. Anayasa Mahkemesinin afla şartlı salıverme modelini karşılaştırdığı hallerde şartlı salıvermede Anayasaya aykırılığı görmediğinin altı çizilmiştir. Bu modelde; şartlı salıverilenler ve ertelemeden yararlananlar arasında suç işleme oranının affa göre daha az olduğu tespit edilmiştir. Af Kanunlarında affın telaffuz edildiği tarih önemlidir. Sonraki bir tarihin esas alınması suçu teşvik edecektir.

Bu Tasarı hazırlanırken kişiler değil suçlar esas alınmıştır. Ceza indirimi içtima durumunda infaza esas en üst sınırdan yapılacaktır.

Tasarının geneli üzerinde yapılan görüşmelerde şu görüşler dile getirilmiştir:

– Anayasanın 87 nci maddesinde genel ve özel af çıkarma yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisine verilen bir yetkidir. Bunun içinde şartla salıverme de vardır. Bu Tasarı bu yetkiye dayanılarak hazırlanmıştır. Toplum pek çok sebeple gerilmiş; suça teşvik edilme oranı hızla artmıştır. Bu nedenle böylesi bir atıfet yerinde ve zamanında olacaktır.

– Komisyonumuz Tali Komisyon olduğu için konuyu özellikle Anayasa aykırılık yönünden incelemelidir.

– Başlık muhtevayı karşılamamaktadır. Bu çerçevede yeniden gözden geçirilmelidir.

– Tasarının kapsadığı dönem amaca uygun değildir. 23 Nisan 1999’dan bu yana uzun bir zaman geçmiştir. Bu nedenle 29 Ekim 2000 tarihi esas alınabilir.

– Tasarı bütünüyle Anayasanın 2 ve 10 uncu maddelerine aykırılık taşımaktadır. Eşitlik ilkesi tasarıda göz ardı edilmiştir.

– Böyle bir Kanuna toplumsal olarak ihtiyaç duyulmamakta, siyasal gerekçelerle getirilmektedir. Doğru olan genel af çıkarmaktır. Erteleme ya da şartla salıverme çözüm değildir.

– Tasarıda farklı süreler esas alınmıştır. 1 inci maddede 10 yıl, 2 nci maddede ise 12 yıl esastır. Bu konuda yeknesak bir düzenleme getirilmelidir. Cezası infaz edilenlerle edilmeyenler arasında da eşitlik gözetilmelidir.

– Bu Kanun şartla salıverme olarak gelmiştir. Bu müesseseleri yargı organları uygulayacaktır. Kanunla ancak infaz hükümleri düzenlenebilir, ya da genel veya özel af çıkarılabilir. Af, sosyal şartların belli olgunluğa geldiğinde yasama organının kullanabileceği istisnai bir yetkidir. Devletimizin yapısı hukuk devletidir. Hukuk devleti müeyyidelere ve bunların uygulanacağına duyulan inanca dayanır. Sıkça kullanılan af yetkisi bu inancı zedeler.

– Yargı organlarının kendi içinde uyguladıkları müesseselere yasama organı müdahale etmemelidir. Şartlar gerçekleşmediği takdirde kullanılacak böyle bir yetki ve yapılacak düzenleme Anayasanın temel prensiplerine aykırılık teşkil edecektir. Eşitlerin eşitliği ilkesine de aykırılık söz konusudur. Örneğin 333 üncü madde kapsam içindeyken daha hafifi olan 240 ıncı madde kapsam dışı kalmıştır. İstisna hükümleriyle kapsam düzenlenirken pek çok halde eşitlik ilkesi dikkate alınmamıştır. İstisnaları belirlemede kriter söz konusu değildir. Düzenleme bu yönüyle keyfîdir. Geliş şekli itibariyle bir infaz yasasıdır. Hâkimin yerine geçerek yasama organının infaz yapması doğru olmayan bir durumdur.

– İstisnalardan bir kısmı yerinde değildir.Bu nedenle kapsama alınmalıdır. 162, 298, 301, 303 üncü maddeler gibi.

Tümü üzerindeki görüşmelerden sonra Tasarının Tali Komisyon olarak görüşülmesi nedeniyle sadece Anayasaya aykırılık yönünden incelenmesini içeren önerge Komisyonumuzca oy çokluğu ile kabul edilmiştir.

Bu çerçevede maddelere geçilmemesi, Tasarının tümünün Anayasaya uygun olup olmadığının tespit edilerek Adalet Komisyonuna bu yönde görüş bildirilmesi ve Tasarının başlığının “Davaların Açılmasının, KesinHükme Bağlanmasının ve Cezaların İnfazının Ertelenmesine Dair Kanun Tasarısı” olarak değiştirilmesinin Adalet Komisyonuna önerilmesi oy çokluğu ile kabul edilmiş ve yapılan oylama sonucunda Tasarının Anayasaya aykırı olmadığına oy çokluğu ile karar verilmiştir.

Raporumuz havalesi gereği Esas Komisyon olan Adalet Komisyonuna gönderilmek üzere YüksekBaşkanlığa saygı ile sunulur.

 

Başkan

Başkanvekili

Kâtip

 

Turhan Tayan

N. Kemal Atahan

E. Cenap Gülpınar

 

Bursa

Hatay

Şanlıurfa

 

Üye

Üye

Üye

 

Ahmet İyimaya

Cemil Çiçek

H. Tayfun İçli

 

Amasya

Ankara

Ankara

 

(Muhalifim. Şerhimi vereceğim)

(1 inci Maddeye Muhalifim)

 

 

Üye

Üye

Üye

 

Salih Çelen

Şaban Kardeş

İsmail Alptekin

 

Antalya

Bayburt

Bolu

 

(Tümüne muhalifim.

 

(1. maddeye muhalifim)

 

Muhalefet şerhi vereceğim)

 

 

 

Üye

Üye

Üye

 

Ayvaz Gökdemir

Edip Özgenç

Cahit Tekelioğlu

 

Erzurum

İçel

İçel

 

(Muhalifim)

 

 

 

Üye

Üye

Üye

 

Cavit Kavak

Osman Kılıç

Necdet Saruhan

 

İstanbul

İstanbul

İstanbul

 

Üye

Üye

Üye

 

Mustafa Verkaya

Nevzat Yalçıntaş

Işın Çelebi

 

İstanbul

İstanbul

İzmir

 

 

(Bazı maddelere karşı oyum var)

 

 

Üye

Üye

Üye

 

Rahmi Sezgin

Mustafa Kamalak

İsmail Çevik

 

İzmir

Kahramanmaraş

Nevşehir

 

 

(1. maddeye muhalifim)

 

 

Üye

Üye

Üye

 

Mehmet Kundakçı

Şeref Malkoç

Ali Naci Tuncer

 

Osmaniye

Trabzon

Trabzon

 

 

(1. maddeye muhalifim)

(Muhalifim)

KARŞI OY GÖRÜŞÜ

Tasarıya karşı olan görüşlerimiz, Anayasa Komisyonu tutanaklarına intikal etmiştir. Sözü geçen tutanak bölümleri, yollama yoluyla “karşı görüşümüzün” bir parçasıdır. Aşağıdaki düşünce-ler, tasarıya karşı anlatımların kısa ifadesidir :

1. Meclisin en temel yetkisi olan af tasarrufunun toplumsal şartları gerçekleşmemiştir. Savaş, kalkışma gibi olağanüstü durumların, rejim değişikliği, çağa damga vuran önemli olay, köklü ve yaygın değişimin yaşanmadığı dönemlerde af, bu yetkinin tipik kötüye kullanılmasını oluşturur. Cezaların infaz edileceği yönündeki önleyici temel değeri çökertir. 2000 affı, 1974 af zihniyetinin tipik tekrarıdır.

2. Gün, büyük sayılar yasasının somutun özelliğini kapsamayan yasama kusurlarını giderecek, suç ve cezaları toplumsal değer ölçülerine ve evrimin mukayeseli aklına göre yeniden tarif edecek; insan hakları, özgürlükler, siyasette-felsefede tarafsız ve fakat öz işlevine çekilmiş güçlü devlet vatanını gerçekleştirecek hukuk ve ceza reformunun yapılması gerektiği gündür. Parlamento, bir asırda ancak bir kez kullanabileceği af yetkisinin mahmurluğuna değil, çağdaş yapılanma standartları hedefine koşması gereken millî organımızdır.

3. Düşünce ve basın suçu, “somut ve yaygın/mevcut tehlike” evrensel ölçütü içinde yeniden tanımlanmalı, bu ölçütün kapsam alanında bulunmayan suç halleri, pozitif hukukumuzdan ayıklanmalıdır. Tabiî olarak suçlu olmayanların, yasalarla suçlu kılınmaları; bir hukuk/demokrasi ayıbıdır. Düşünceyi ve ifadesini insandan ceza kerpeteniyle sökmeye çalışanlar; zihniyetler, düzenler -yerleri ne olursa olsun- insanın yanı olamazlar.

4. Af yetkisi mutlaka kullanılacak ise, -makul istisnalar ayıracında- devlete karşı suçlar için kullanılmalıdır. Affı kullanan devletin kendine karşı ika edilen eylemlerde cimri; insana karşı suçlarda cömert davranması, bir devlet uygarlığının tezahürü olamaz.

5. Anayasaya aykırılık yönünden, aşağıdaki argumanlar da gözardı edilemez :

a) Af, yürürlükteki (pozitif) ceza hukukuna göre belirlenen veya belirlenecek olan mahkûmiyet sonuçlarına yasama organının; kaldırma, indirme veya dönüştürme içerikli müdahalesidir. Bir tasfiye kuralı olan af, cezayı belirleyecek genel kurullara ilişemez. Aksi takdirde affın zaman bakımından kapsamı dışında kalan dönem ile af dönemi arasındaki suçlular ve ölçme kuralları yönünden farklılık yaratılmış olur. Bu ise, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine aykırıdır. (Any. Mad. 2, 10, An. Mah. 13.3.1979 t, 67/14-E/K. AMKD. S : 17. Shf. 100-124 özellikle Shf. 112, Dr. Öden, A. Merih. Türk Anayasa Hukukunda Eşitlik İlkesi (Yayımlanmamış doktora tezi) Shf. 257 ve civ. Ayrıca sözü geçen eserdeki dipnot 132’de yapılan atıflar) Komisyonun benimsediği metin; tecil, şartla salıverme gibi temel ceza hukuku (yasası) kurallarını bu yasaya özgü olarak genel yapılarından farklı biçimde ele almıştır. Hiçbir yasanın hukuku ve eşitliği çiğneyerek imtiyaz yaratma gücü olamaz. Böyle bir düzenleme, af tarihinden sonrası için de etkili olacak sürekli bir normun konması (mevcudun ilgası) yoluyla ancak sağlanabilir.

Tasarının adı ne olursa olsun, yasama organının yargı kararlarına müdahalesi, bir “AF” tır. Ad veya terim değişikliğiyle af nitelemesi yok edilemez. “Şartla salıverme” adı bu şekilde anlaşılmalıdır. Affın kötü imajından ve toplumsal tepkiden kaçınmanın yolu, kılıf değiştirmek değil, doğru özde buluşmaktır. Halkın sesine kulak vermektir. (Any. Md. 2)

b) Bürokratik devletten anayasamızın 2 nci maddesinde yazılı demokratik devlete geçişin araçlarından biri de, memur suçu kavramıyla izahı imkânsız bir sosyolojik gerçeğin kabulü ve yasalaştırmada bu kabulün gözardı edilmemesidir. Devletin bürokrasi aygıtı, görüntüleri her insaflı insanı ürkütücü bir suçlar yumağı ile bağlantı ve iştirak içindedir. Nerede ise bu bağ, organik bütünlüğe doğru gitmektedir. Devletin işlevini felce uğratan ve gözler önüne seren bu bozulmadan, yargı işletilmeden kurtulunamaz. Bürokrasi, bağırsaklarının taşıdığı kiri görüntülüyecek yegâne mercek, bağımsız yargıdır. Böyle bir af, zaman itibarıyla da demokratik hukuk devleti (Any. Mad. 2) ilkesini ihlaldir. Yasama, sosyolojik ve güncel gerçeğin anayasaya yüklediği bu anlama gözünü kapayamaz.

c) Affı red hakkının tanınmaması, bir kusurdur. Bu anlayış, temiz siyaset, saydam yönetim, insan hakları ve hukukun üstünlüğü değerleri içinde savunulamaz. “Affın mecburiliği” klasik görüşü, aşılmaz ve yeni değerlere göre terkedilemez bir prensip değildir. Yasama, asli bir yetki olarak (Any. Mad. 7) ancak anayasa ile bağlıdır. (Any. Mad. 11/1,2)

d) Tasarı, gerek kapsam-dışı ve gerekse indirim kategorileri bakımından herhangi bir hukuki kriteri benimsemiş değildir. Bu keyfi düzenleme, genellik ve eşitlik prensiplerini çiğneyerek imtiyaz yaratma girişimidir. (Any.87, 2, 10) Tasarının yasalaşmasını izleyen günlerde, sözü geçen istisnaların Anayasa Mahkemesince iptali ve bu kapsamdaki tutuklular ile hükümlülerin salıverilmelerinin sorumluluğu, girişime omuz verenlerin olacaktır. Çünkü bu konuda Yüksek Mahkeme içtihadı açıktır ve yasamayı bağlayıcıdır. (Any. Mad. 153, An, Mah.24.6.1976 t, 7/35-E 31.3.1992 t, 18/20-EK; 19.9.2000 t, 39/23-E/K. TCK.230 hükmünün af kapsamına alınması, siyasi yolsuzluğu korumaktır.)

e) Düşünce özgürlüğüyle ilgili suç ve cezaların (düşünceyi suç ve ceza ile bütünleştiren bu ta-lihsiz kavramı kullanma ayıbını hiçbir zaman özümsemeyerek) af imkansızlığı karşısında (Any.87, 14) bu yöndeki suçların ceza yasalarından ayıklanması ve özürlü anayasanın değiştirilmesi gereği açıktır ve bu gerek savsaklanamaz.

“Ana rejimler, özgürlükler sorununu, ara rejimlerin bunları tahrip hızının en az yarısı kadar bir sür’atle çözmek zorundadır.” Aksi takdirde, ana dönemlerin de, siyasetlerin de “İçi doldurulamaz.” Biçimsellik ve seremoni, rejimin yegâne karakterine dönüşür. Anayasal demokrasi, hiçbir zaman bu değildir.

Mevcut anayasal açıklık karşısında, toplumsal talep tabanından da yoksun bir girişimi -ne pahasına olursa olsun- sürdürme ısrarını izah edecek bir gerekçeyi bulmakta zorluk çektiğimizi; doğru yolun, tasarıyı geri çekme yoluyla karartmakta olduğunu düşünüyoruz.

Saygılarımızla.

 

Ahmet İyimaya

Ali Naci Tuncer

 

Amasya

Trabzon

Adalet Komisyonu Raporu

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi

 

 

AdaletKomisyonu

7.12.2000

 

Esas No. : 1/780

 

 

Karar No. : 3

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun Tasarısı, Adalet Bakanı Sayın Prof. Dr.  Hikmet Sami Türk'ün ve Adalet Bakanlığı temsilcilerinin de katılmalarıyla Komisyonumuzun 7.12.2000 tarihli 5 inci birleşiminde yapılan 3 oturumda ayrıntılı olarak incelenip görüşülmüş, geneli üzerinde yapılan görüşmelerin tamamlanmasının ardından, tali komisyon olan Anayasa Komisyonunun, Tasarının Anayasaya aykırı olmadığına oyçokluğu ile karar verdiği raporunda, Tasarı başlığının "Davaların Açılmasının, Kesin Hükme Bağlanmasının ve Cezaların İnfazının Ertelenmesine Dair Kanun Tasarısı" olarak değiştirilmesine ilişkin önerisi oylanmış, Tasarının geçici hükümler içermesi dikkate alınarak ve bu nedenle de tarih belirtmesi uygun görülerek öneri reddedilmiştir.

Gerekçesi uygun görülerek maddelerine geçilmesi kabul edilen Tasarı, Bakanlar Kurulundan gelen şekli ile aynen kabul edilmiştir.

Raporumuz, Genel Kurulun onayına sunulmak üzere saygı ile arz olunur.

 

Başkan

Başkanvekili

Sözcü

 

Emin Karaa

İ. Sühan Özkan

Salih Erbeyin

 

Kütahya

İstanbul

Denizli

 

Kâtip

Üye

Üye

 

Yekta Açıkgöz

Müjdat Kayayerli

Ramazan Toprak

 

Samsun

Afyon

Aksaray

 

Üye

Üye

Üye

 

Mehmet Gözlükaya

Fahrettin Kukaracı

Ali Günay

 

Denizli

Erzurum

Hatay

 

(Muhalif olarak imzalıyorum,

(1 inci Maddeye muhalifim)

 

 

muhalefet şerhim eklidir)

 

 

 

Üye

Üye

Üye

 

Erol Al

İsmail Aydınlı

Mustafa Düz

 

İstanbul

İstanbul

İstanbul

 

Üye

Üye

Üye

 

Mehmet Gül

A. Nazlı Ilıcak

Mehmet Pak

 

İstanbul

İstanbul

İstanbul

 

Üye

Üye

Üye

 

Mehmet Ali Şahin

Işılay Saygın

Edip Özbaş

 

İstanbul

İzmir

Kahramanmaraş

 

(Muhalif olarak imzalıyorum)

(İmzada bulunamadı)

(İmzada bulunamadı)

 

Üye

Üye

Üye

 

Sevgi Esen

Cemal Özbilen

Erdoğan Sezgin

 

Kayseri

Kırklareli

Samsun

 

(Muhalifim,

 

(Muhalifim,

 

muhalefet şerhim eklidir)

 

muhalefet şerhim eklidir)

 

Üye

Üye

Üye

 

Yaşar Topçu

Mehmet Fevzi Şıhanlıoğlu

Orhan Bıçakçıoğlu

 

Sinop

Şanlıurfa

Trabzon

 

(Toplantıya katılmadı)

(Toplantıya katılmadı)

 

 

 

Üye

 

 

 

Fethullah Erbaş

 

 

 

Van

 

 

MUHALEFET ŞERHİ

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Adalet Komisyonu Başkanlığına

                                      ANKARA

Görüşülmekte olan (1/780) sıra sayılı tasarıya muhalif olduğumuzu beyan etmiş bulunmaktayız.

Anayasa Komisyonunda yapılan görüşmeler sonucunda tasarıya muhalif olan Anayasa Komisyonu üyesi (Ahmet İyimaya ve arkadaşlarının) muhalefet şerhlerine aynen katıldığımızı beyan ederiz.

                                        7.12.2000

 

Mehmet Gözlükaya

Sevgi Esen

Erdoğan Sezgin

 

Denizli

Kayseri

Samsun


HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METİN

 

23 NİSAN 1999 TARİHİNE KADAR İŞLENEN SUÇLARDAN DOLAYI ŞARTLA SALIVERİLMEYE, DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİNE DAİR KANUN

TASARISI

MADDE 1. – 23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenen suçlar nedeniyle;

1. Verilen ölüm cezaları yerine getirilmez. Bu durumda olanlar hakkında tâbi oldukları kanunlardaki infaz hükümleri aynen uygulanır.

2. Müebbet ağır hapis cezasına hükümlü olanların çekmeleri gereken toplam cezalarından; şahsî hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkûm edilenler ile aldıkları ceza herhangi bir nedenle şahsî hürriyeti bağlayıcı cezaya dönüştürülenlerin toplam hükümlülük süresinden on yıl indirilir. İndirim, verilen her bir ceza için ayrı ayrı değil, toplam ceza üzerinden bir defaya mahsus yapılır. Ancak bir kişinin muhtelif suçlarından dolayı cezaları ayrı ayrı tarihlerde verilmiş olsa bile, bu cezalarının toplamı üzerinden yapılacak indirim on yılı geçemez.

Tâbi oldukları infaz hükümlerine göre çekmeleri gereken toplam cezalarından veya toplam hükümlülük sürelerinden on yıllık indirim yapıldıktan sonra ceza süresi veya hükümlülük süresi dolmuş olanlar, iyi hâlli olup olmadıklarına bakılmaksızın ve istemleri olmaksızın derhal; toplam cezaları on yıldan  fazla olanlar ise tâbi oldukları infaz hükümlerine göre fazla olan cezalarını çektikten sonra şartla salıverilirler.

3. 23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenen suçlar nedeniyle tutuklu olan sanıklardan;

a) Hazırlık soruşturmasında, iddianameye esas olan suçun niteliğine,

b) Son soruşturmada, iddianamede yazılı suça veya değişen suç niteliğine

göre kanunda belirtilen cezanın asgâri haddi esas alınmak suretiyle, tâbi oldukları infaz hükümlerine göre on yıllık indirim göz önüne alınarak, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren otuz gün içinde, kamu davası açılmamışlar için savcılıklarca, kamu davası açılan tutuklu sanıklar için mahkemelerce, dosyaları Yargıtayda veya Askerî Yargıtayda bulunanlar ilgili dairesince veya başsavcılıklarınca bu Kanuna göre hesaplamalar yapılarak; tutukluluk halinin devamı veya kaldırılması hakkında karar verilir.

23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenmiş ve ilgili kanun maddesinde ölüm, müebbet ağır hapis ve üst sınırı on yılı aşan şahsî hürriyeti bağlayıcı ceza öngörülen suçlardan dolayı haklarında henüz takibata geçilmemiş veya hazırlık soruşturmasına girişilmiş olmakla beraber dava açılmamış olan sanıkların yargılamaları yapılır. Yapılan yargılama sonunda mahkûmiyetine karar verilenlere de hükmün kesinleşmesinden sonra bu maddedeki şartla salıverilme hükümleri uygulanır.

4. 23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenmiş ve ilgili kanun maddesinde öngörülen şahsî hürriyeti bağlayıcı cezanın üst sınırı on yılı geçmeyen suçlardan dolayı haklarında henüz takibata geçilmemiş veya hazırlık soruşturmasına girişilmiş olmakla beraber dava açılmamış veya son soruşturma aşamasına geçilmiş olmakla beraber henüz hüküm verilmemiş veya verilen hüküm kesinleşmemiş ise, davanın açılması veya kesin hükme bağlanması ertelenir; varsa tutukluluk halinin kaldırılmasına karar verilir. Bu suçlarla ilgili dosya ve deliller, bu bentte öngörülen sürelerin sonuna kadar muhafaza edilir.

Erteleme konusu suç kabahat ise bir yıl, cürüm ise beş yıl içinde bu kabahat veya cürüm ile aynı cins veya daha ağır şahsî hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir suç işlendiğinde, erteleme konusu suçtan dolayı da dava açılır veya daha önce açılmış bulunan davaya devam edilerek hüküm verilir. Öngörülen süreler, erteleme konusu kabahat veya cürüm ile aynı cins veya daha ağır şahsî hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir suç işlenmeksizin geçirildiğinde, ertelemeden yararlanan hakkında kamu davası açılmaz, açılmış olan davanın ortadan kaldırılmasına karar verilir.

5. Ancak;

a) Türk Ceza Kanununun 125 ilâ 157, 161, 162, 168, 171, 172, 188, 191, 192, 202, 205, 208, 209, 211 ilâ 214, 216 ilâ 219, 240, 243,264, 298, 301 ilâ 303, 305 inci maddelerinde, 312 nci maddenin ikinci fıkrasında, 313 üncü maddesinde, 314 üncü maddesinin birinci fıkrasında, 339 ilâ 349, 366, 367, 383, 394, 403 ilâ 408, 414 ilâ 418 ve 503 ilâ 506 ncı maddelerinde,

b) Askerî Ceza Kanununun 54 ilâ 62, 69, 76, 78, 79 ilâ 82, 85, 87 ilâ 102, 118, 121 ilâ 129, 131, 134, 135, 140, 148, 153, 159 ve 160 ıncı maddelerinde,

c) Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanunun 26 ila 30, 33 ve 36 ncı maddelerinde,

d) Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunda,

e) Ateşli Silâhlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 12 nci maddesinde,

f) Orman Kanununun 91 ila 94, 104 ila 114 üncü maddelerinde,

g) Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68 inci maddesinde,

h) Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununda,

ı) Karaparanın Aklanmasının Önlenmesine, 2313 Sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanunda, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununda ve 178 Sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 7 nci maddesinde,

i) Bankalar Kanununda,

j) Vergi, resim ve harçlara ilişkin kanunlarda

yer alan suçları işleyenler hakkında bu madde hükümleri uygulanmaz.

6. Daha önce şartla salıverilme hükümlerinden yararlandığı halde yeniden suç işleyerek hüküm giyenler ile daha önce çıkarılmış bir aftan yararlananlar, bu madde hükümlerinden yararlanamazlar.

7. Bu maddeden yararlanacaklar hakkında 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun Ek 2 nci maddesindeki indirim hükümleri uygulanmaz.

8. Bu Kanunun yayımı tarihinden sonra, cezaevinin disiplinini bozucu hareketlerinden dolayı disiplin cezası alanlar, Ceza İnfaz Kurumları ile Tevkifevlerinin Yönetimine Dair Tüzük hükümlerine göre disiplin cezaları kaldırılmadığı sürece, bu madde hükümlerinden yararlanamazlar.

9. Haklarında yakalama, tutuklama veya mahkûmiyet kararı bulunup da firar halinde olanlar bu Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren bir ay içinde resmî mercilere başvurup teslim olmadıkları takdirde bu madde hükümlerinden yararlanamazlar.

MADDE 2. – 28.8.1999 tarihli ve 4454 sayılı Basın ve Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara  İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanunun 1 inci maddesinin Anayasa Mahkemesince bir bölümü iptal edilen birinci fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

“23 Nisan 1999 tarihine kadar sorumlu müdür sıfatı ile işlenmiş suçlar dahil, basın yoluyla veya sözlü veya görüntülü yayın araçlarıyla yahut miting, kongre, konferans, seminer, sempozyum, açık oturum veya panel gibi her türlü toplantılarda yapılan konuşmalarla işlenmiş olup; ilgili kanun maddesinde öngörülen şahsî hürriyeti bağlayıcı cezanın üst sınırı oniki yılı geçmeyen suçlardan dolayı oniki yıl veya daha az şahsî hürriyeti bağlayıcı bir cezaya mahkûm edilmiş bulunan kimselerin cezalarının infazı ertelenmiştir.”

MADDE 3. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 4. – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
ADALET KOMİSYONUNUN KABUL

ETTİĞİ METİN

23 NİSAN 1999 TARİHİNE KADAR İŞLENEN SUÇLARDAN DOLAYI ŞARTLA SALIVERİLMEYE, DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİNE DAİR KANUN

TASARISI

MADDE 1. – Tasarının 1 inci Maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.

 

 

MADDE 2. – Tasarının 2 nci Maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.

 

 

MADDE 3. – Tasarının 3 üncü Maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.

MADDE 4. – Tasarının 4 üncü Maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.

 

Bülent Ecevit

 

 

 

 

Başbakan

 

 

 

 

Devlet Bak. ve Başb. Yrd.

Devlet Bak. ve Başb. Yrd.

Devlet Bak. ve Başb. Yrd.

 

 

D. Bahçeli

H. H. Özkan

M. Yılmaz

 

 

Devlet Bakanı V.

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

 

Prof. Dr. N. Çağan

Prof. Dr. T. Toskay

M. Keçeciler

 

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

 

Prof. Dr. Ş. S. Gürel

F. Bal

Y. Yalova

 

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

 

M. Yılmaz

Prof. Dr. R. Mirzaoğlu

R. K. Yücelen

 

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı V.

Devlet Bakanı

 

 

H. Gemici

Prof. Dr. R. Mirzaoğlu

E. S. Gaydalı

 

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Adalet Bakanı

 

 

F. Ünlü

Prof. Dr. A. Çay

Prof. Dr. H. S. Türk

 

 

Millî Savunma Bakanı

İçişleri Bakanı

Dışişleri Bakanı

 

 

S. Çakmakoğlu

S. Tantan

İ. Cem

 

 

Maliye Bakanı

Millî Eğitim Bakanı V.

Bayındırlık ve İskân Bakanı

 

 

S. Oral

F. Ünlü

K. Aydın

 

 

Sağlık Bakanı

Ulaştırma Bakanı

Tarım ve Köyişleri Bakanı

 

 

Doç. Dr. O. Durmuş

Prof. Dr. E. Öksüz

Prof. Dr. H. Y. Gökalp

 

 

Çalışma ve Sos. Güv. Bakanı

Sanayi ve Ticaret Bakanı

En. ve Tab. Kay. Bakanı

 

 

Y. Okuyan

A. K. Tanrıkulu

M. C. Ersümer

 

 

Kültür Bakanı

Turizm Bakanı

Orman Bakanı

 

 

M. İ. Talay

E. Mumcu

Prof. Dr. N. Çağan

 

 

 

Çevre Bakanı

 

 

 

 

F. Aytekin