BANKALAR KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA
İLİŞKİN KANUN
Kanun No. 4672 |
|
Kabul Tarihi : 12.5.2001 |
MADDE 1.- 18.6.1999
tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanununun 2 nci maddesinde yer alan
"Ödenmiş sermaye" tanımından "üç aylık hesap özetlerindeki",
"Yedek akçeler" tanımından da
"ve üç aylık hesap özetlerinde görülen" ibareleri çıkarılmış,
“Özkaynak” tanımı aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye bu tanımdan sonra
gelmek üzere aşağıdaki "Konsolide özkaynak" tanımı eklenmiştir.
Özkaynak; Esas, unsur ve oranları, uluslararası standartlar da dikkate alınmak suretiyle Kurulca belirlenmek üzere, anasermaye ve katkı sermaye toplamı ile bu toplamdan sermayeden indirilecek değerlerin düşülmesi sonucu bulunacak tutarı,
Konsolide özkaynak; Konsolide esasa göre uygulanacak kredi sınırları ile
standart oranların hesaplanmasında dikkate alınmak üzere, Kurulca belirlenen
kaynaklar toplamını,
MADDE 2.- 4389 sayılı
Kanunun 6 ncı maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendinin sonuna aşağıdaki
paragraf eklenmiştir.
Kamu kurum ve kuruluşlarının personeli iken Kurumda görev alanlar
istekleri halinde geldikleri kurumlarda durumlarına uygun bir göreve atanırlar.
Bu takdirde, Kurumda geçirdikleri
süreler tâbi oldukları kanun hükümlerine göre hizmetlerinde değerlendirilir. Bu
hükümler, akademik unvanların kazanılması için gerekli şartlar saklı kalmak
üzere üniversitelerden gelen personel hakkında da uygulanır.
MADDE 3.- 4389 sayılı
Kanunun 7 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (b) bendinin (bd) alt bendine
"beş yıldan fazla hapis" ibaresinden sonra gelmek üzere
"cezasıyla cezalandırılmamış olması veya bu Kanunun 22 nci maddesi
hükümlerine muhalefet" ibaresi eklenmiştir.
MADDE 4.- 4389 sayılı
Kanunun 8 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (b) bendi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş, fıkraya (b) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki (c) bendi
eklenmiş, (c) bendi mülga (d) bendinin yerine (d) bendi olarak teselsül
ettirilmiş ve fıkranın sonuna aşağıdaki (e) bendi eklenmiştir.
b) Sermayenin doğrudan veya dolaylı olarak yüzde on ve daha fazlasına
veya bu oranın altında olsa dahi yönetim veya denetim kurullarına üye belirleme
imtiyazı veren hisse senetlerine sahip olan ortakların kurucularda aranan
nitelikleri taşıması şarttır.
c) Kurucularda aranan nitelikleri kaybeden ortaklar ile Kurulun iznini
almadan pay edinen ortaklar temettü dışındaki ortaklık haklarından
yararlanamaz. Bu halde diğer ortaklık hakları Fon tarafından kullanılır. Bu
hüküm, münhasıran, hakkında
14 üncü maddenin (1)
ve (2) numaralı fıkrası hükümleri uygulanan bir bankada pay sahibi
olmaları nedeniyle kurucularda aranan nitelikleri kaybeden ortaklar hakkında
uygulanmaz.
e) Bankaların yönetim ve denetiminin doğrudan ya da dolaylı olarak başka
bir sermaye grubuna geçmesine yol açan hisse devir ve edinim izinlerinde, banka
ödenmiş sermayesinin, izin tarihinden itibaren bir yıl içinde 7 nci maddenin
(2) numaralı fıkrasının (d) bendinde belirtilen tutara yükseltilmesi şarttır.
MADDE 5.- 4389 sayılı
Kanunun 9 uncu maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinin ilk cümlesi ile
(5) numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Bankaların yönetim kurulu üyeleri ile yurtdışında kurulu bankaların Türkiye'deki şubelerinin müdürler kurulu başkan ve üyeleri, seçilmeleri veya atanmalarından sonra yerel ticaret mahkemesi huzurunda yemin etmekle yükümlüdürler.
5. a) Bu Kanun hükümlerine aykırı hareketlerinden dolayı hapis veya bir
defadan fazla ağır para cezası
ile cezalandırılan kimseler,
durumları bu Kanunun
7 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasının, (be) alt bendi hükmü hariç
olmak üzere (b) bendine uymayanlar hiç bir bankada yönetim kurulu başkanı,
üyesi, denetçi, genel müdür, genel müdür yardımcısı veya birinci derecede imza
yetkisini haiz görevli olarak çalıştırılamazlar. Bankalar bu gibi
kimselerin imza yetkilerini
derhal kaldırmak zorundadırlar. Bu bent hükmü, haklarında
14 üncü maddenin (1) ve (2) numaralı fıkrası hükümleri uygulanan bir bankada
pay sahibi olmaları nedeniyle durumları 7 nci maddenin (2) numaralı fıkrasının
(b) bendine uymayan kişiler hakkında uygulanmaz.
b) Yapılan denetlemeler sonucunda, bu Kanun veya ilgili diğer mevzuat
hükümlerini ihlal ettikleri ve bankanın emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye
düşürdükleri tespit edilen banka mensuplarının, haklarında kanunî kovuşturma
istenmesini müteakip Kurulun talebi üzerine geçici olarak imza yetkilerinin
kaldırılması zorunludur. Bu kimseler Kurulun izni olmadıkça imza yetkisini haiz
personel olarak hiç bir bankada çalıştırılamazlar.
MADDE 6.- 4389 sayılı
Kanunun 11 inci maddesinin (1) ve (3) numaralı fıkraları aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş, mülga (4) numaralı fıkrası ile (6) numaralı fıkrasının mülga (g)
bendi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiş ve (12) numaralı fıkrasının son
cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
1. Bir bankanın vereceği nakdi krediler ile teminat mektupları, kefaletler, aval, ciro ve kabuller gibi gayrinakdî krediler, satın alacağı tahvil ve benzeri sermaye piyasası araçları, tevdiatta bulunmak suretiyle ya da herhangi bir şekil ve surette vereceği ödünçler, varlıkların vadeli satışından doğan alacaklar, vadesi geçmiş nakdi krediler, gayrinakdî kredilerin nakde tahvil olan bedelleri, vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri ile benzeri diğer sözleşmeler ve ortaklık payları izlendikleri hesaba bakılmaksızın bu Kanun uygulamasında kredi sayılır.
3. Bu Kanun uygulamasında dolaylı pay sahipliği, dolaylı kredi ve
dolaylı iştirak tanımları ile kredi sınırlarının hesabında gayrinakdî
kredilerin dikkate alınma oranları, ortaklık payları ile vadeli işlem ve
opsiyon sözleşmeleri ile benzeri diğer sözleşmelerin kredi sınırlarının
hesabında dikkate alınma oran, esas ve usulleri Kurulca belirlenir.
4. Bu maddedeki sınırlar, Kurulca belirlenecek usul ve esaslar
çerçevesinde konsolide esasa göre de hesaplanır ve uygulanır.
g) Özkaynak hesabında indirilecek değer olarak dikkate alınan işlemler.
Bankaların,
bu fıkra uyarınca ayırdıkları özel karşılıkların tamamı, ayrıldıkları yılda
kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul edilir.
MADDE 7.- 4389 sayılı
Kanunun 12 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasına aşağıdaki bent (a) bendi
olarak eklenmiş ve mevcut (a), (b), (c) ve (d) bentleri (b), (c), (d) ve (e)
bentleri olarak teselsül ettirilmiştir.
a) 11 inci madde hükümleri saklı kalmak kaydıyla, bankalar, ana faaliyet konuları para ve sermaye piyasaları ile sigortacılık olan ve bu konulardaki özel kanunlara göre izin ve ruhsat ile faaliyet gösteren malî kurumlar dışındaki bir ortaklığa, kendi özkaynaklarının en fazla yüzde onbeşi oranında iştirak edebilirler. Bu iştiraklerin toplam tutarı banka özkaynaklarının yüzde altmışını aşamaz. İştirak olunan ortaklığın sermayesinin yüzde onundan az olan iştirak tutarları ve bedelsiz edinilen iştirak payları ile iştirak paylarının herhangi bir fon çıkışı gerektirmeyen değer artışları bu sınırların hesabında dikkate alınmaz.
MADDE 8.- 4389
sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin; (5) numaralı fıkrasının
(c) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, bu bentten sonra gelmek üzere
aşağıdaki (d) bendi eklenmiş, (6)
numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan "vadeleri uzatılmak kaydıyla
borçlarını garanti etmeye" ibaresi, "banka kayıtlarına göre gerçek
bir muameleye dayandığı tespit edilen doğmuş veya doğacak borçlarını garanti
etmeye" şeklinde değiştirilmiş ve (7) numaralı fıkrasına ikinci bendinden
sonra gelmek üzere aşağıdaki bent
eklenmiştir.
c) Bu Kanun hükümlerine göre temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim
ve denetimleri veya hisseleri Fona intikal eden bankaların, tasfiyeleri Fon
eliyle yürütülen bankaların iflas idarelerinin ve Fonun, alacaklarını dava veya
takip yoluyla tahsil etme cihetine
gitmeleri halinde, 492 sayılı Harçlar Kanununun 2 nci, 23 üncü, 29 uncu maddeleri ve 2548 sayılı
Cezaevleri ile Mahkeme Binaları İnşası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve
Mahkûmlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanunun 1 inci maddesi
hükümleri uygulanmaz. Bu bankalar ile tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen
bankaların iflas idarelerinin ve Fonun, mahkeme ilâmını alması ve tebliğe
çıkartması işlemlerinde karşı tarafa yükletilmiş olan harcın ödenmiş olması ve
her türlü ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinde teminat şartı aranmaz.
Bu alacaklara ilişkin davalarda 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun
seri muhakeme usulü hükümleri uygulanır.
d) Bankalar ile Fon ve
bankaların iflas idareleri tarafından açılacak
hukuk davalarına asliye ticaret mahkemesi tarafından bakılır. O
yerde, birden fazla asliye ticaret
mahkemesi bulunması halinde, bu davalar ( 1)
numaralı asliye ticaret
mahkemesinde görülür.
Bankalar ile Fon ve bankaların iflas idareleri tarafından muamele
merkezi veya ikâmetgahı İstanbul İli sınırları içinde olan kişiler aleyhine
açılacak hukuk davaları ile borçlular hakkında açılacak iflas davalarına
İstanbul ( 1) numaralı Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından bakılır. İflas
davası açılması halinde, bu mahkeme,
hakkında iflası istenen borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer
asliye ticaret mahkemesine borçlu aleyhine iflas davası açıldığını bildirir.
Hisseleri kısmen veya tamamen
Fona ait olan bir bankanın hisselerinin üçüncü kişilere devir veya
intikali halinde banka tarafından, bankanın eski ortakları, yöneticileri ve
denetçileri hakkında açılmış olan dava ve takiplere Fon tarafından kanunî halef
sıfatıyla kaldığı yerden devam olunur. Bu dava ve takipler sonucunda
hükmolunacak tutarlar Fona ait olur.
MADDE 9.- 4389 sayılı
Kanunun 15 inci maddesinin (2) numaralı fıkrasının son paragrafında yer alan
"uzun vadeli" ibaresi çıkarılmış, fıkranın sonuna "Hazine
Müsteşarlığınca Fona ikrazen ihraç edilmiş bulunan Devlet iç borçlanma
senetlerinden doğan borçlar
Bakanlar Kurulu kararı
ile tasfiye edilebilir."
cümlesi eklenmiş, maddenin (3) ve (4) numaralı
fıkraları aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve maddeye
aşağıdaki (7), (8) ve (9) numaralı fıkralar eklenmiştir.
3. Fon her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır. 14 üncü maddenin (6)
numaralı fıkrasının (b) bendi ile verilen yetkiler saklı kalmak kaydıyla, Fon
kaynakları ile her türlü alacaklarının ve hisseleri kısmen veya tamamen Fona
intikal eden bankaların; yönetim ve denetimini doğrudan ya da dolaylı olarak
tek başına veya birlikte elinde bulunduran ortaklarından, bu ortakların yönetim
ve denetimini doğrudan ya da dolaylı olarak tek başına veya başkalarıyla
birlikte elinde bulundurdukları şirketlerden ve iştiraklerinden, yönetim ve
denetim kurulu üyeleri, genel müdür ve yardımcıları, kredi komitesi başkan ve
üyeleri ile imzaları bankayı ilzam eden memurları ve bunların eş ve
çocuklarından olan alacakları ile hisseleri Fona intikal eden diğer
bankaların bunlardan olan
alacaklarından Fon tarafından
devralınanlar ile (7) numaralı
fıkranın (b) bendinde belirtilen kişilere ait olup Fon tarafından devralınan
alacakların takip ve tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanun hükümleri uygulanır. Fon, devraldığı alacağın takibine, alacağın
devralındığı gün itibariyle banka defter, kayıt ve belgelerine göre anapara, her türlü faiz, komisyon ve
sair giderlerin toplamından oluşan birikmiş alacak tutarı üzerinden başlar. Bu
alacaklar, Fon tarafından devralındığı
tarihten itibaren amme alacağı niteliğini kazanır ve birikmiş alacak
tutarına, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci
maddesinde belirtilen oranda gecikme zammı uygulanır. Ancak Fon, her türlü
alacakları ve devraldığı alacaklarla ilgili olarak borçlu aleyhine 2004 sayılı
İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre başlatılmış bulunan takipler ile alacağın
tahsiline yönelik davalara kaldığı yerden devam edebileceği gibi, takibi devam
ettirmekten ve/veya davanın takibinden sarfınazar ederek devraldığı alacağın kaldığı yerden 6183
sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip ve
tahsiline de karar verebilir. Yukarıda
sözü edilen sarfınazar, haktan feragati
tazammun etmez. Fon,
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca
takibine karar verdiği alacaklarına ilişkin her türlü teminatın paraya
çevrilmesinde de anılan Kanun
hükümlerini uygulayabilir. Fon, 6183
sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uygulamasında anılan
Kanunun Maliye Bakanlığı, tahsil dairesi ve diğer makam, merci ve komisyonlara
verdiği yetkileri kullanır. Bu yetkilerin
kullanılmasına ilişkin esas ve usuller Fon Yönetmeliğinde gösterilir.
Fona borçlu olanların iflası halinde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 221
inci maddesindeki iflas bürosu Fon temsilcisinin katılımıyla teşekkül eder. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun
223 üncü maddesindeki iflas idaresinin, Fonun talep etmesi halinde üyelerinden
biri veya ikisi, Fonun göstereceği iki kat aday arasından icra tetkik mercii
tarafından seçilir. Fon, bir üye seçtirmişse icra tetkik mercii diğer bir üyeyi
alacak tutarı itibariyle çoğunlukta olanların göstereceği iki aday arasından,
bir üyeyi de alacaklı sayısı itibariyle çoğunlukta olanların göstereceği
adaylar arasından seçer. Fon iki üye seçtirmişse, diğer bir üye icra tetkik
mercii tarafından alacaklı sayısı itibariyle çoğunlukta olanların göstereceği
iki aday arasından seçilir. Fon, devraldığı alacakla ilgili olarak iskonto da
dahil olmak üzere her türlü tasarrufta bulunmaya, sulh olmaya, alacağına
mahsuben menkul ve gayrimenkul mallar ile her türlü hak ve alacakları hiçbir
sınırlamaya tabi olmaksızın devralmaya yetkilidir. 5682 sayılı Pasaport
Kanununun 22 nci maddesi hükümleri, Fonun talebi üzerine Fona borçlu olanlar
ile tüzel kişi borçluların kanunî temsilcileri hakkında da uygulanır. Fon, 1050
sayılı Muhasebei Umumiye Kanunu, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ve 832 sayılı
Sayıştay Kanunu ile bunların ek ve değişikliklerine tâbi değildir.
4. Fon, Kurulca hazırlanacak Fon Yönetmeliği dahilinde Kurum tarafından
idare ve temsil olunur. Fonun karar organı, Kurul Başkanı, İkinci Başkan ve
Kurulun kendi üyeleri arasından seçeceği üç üye ile Kurulca belirlenecek Fon
Başkan Yardımcısı ve Kurum Başkan Yardımcısından oluşan Fon Yönetim Kuruludur.
Fon mevcudunun kullanılış usul ve esasları ile bu Kanunla Fona verilen
yetkilerin kullanılmasına ilişkin usul ve esaslar Fon Yönetmeliğinde gösterilir.
7. a) Fon, alacağının tahsili bakımından yarar görmesi halinde,
hisseleri kısmen veya tamamen kendisine intikal eden bir bankanın yönetim ve denetimine sahip olduğu
iştiraklerinin, bu bankanın yönetim ve denetimini doğrudan veya dolaylı olarak
tek başına veya birlikte elinde bulunduran tüzel kişi ortaklarının, gerçek ve tüzel kişi ortaklarının yönetim ve
denetimini doğrudan ya da dolaylı olarak tek başına veya birlikte elinde
bulundurdukları şirketlerin, temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve
denetimini devralmaya veya yönetim, müdürler ve denetim kurulu üyelerinin
tamamını veya bir kısmını, hisselerinin imtiyazlı olup olmadığına
bakılmaksızın, görevden alarak veya üye sayısını artırarak bu kurullara üye
atamaya yetkilidir. Bu hüküm, bankanın yönetim ve denetimini doğrudan ya da
dolaylı olarak, tek başına veya birlikte elinde bulunduran ortakların, banka
kaynaklarını bankanın emin şekilde çalışmasını tehlikeye düşürecek biçimde
doğrudan veya dolaylı olarak kendi lehlerine kullandıkları veya bankayı bu
suretle zarara uğrattıklarının tespiti
halinde uygulanır.
b) Hisseleri kısmen veya tamamen Fona
intikal eden bir bankanın yönetim ve denetimini doğrudan veya dolaylı
olarak tek başına veya birlikte elinde bulunduran ortaklarının veya
yöneticilerinin, yönetim kurulu, kredi komiteleri, şubeler, diğer yetkili ve görevliler aracılığıyla veya sair
suretlerle banka kaynaklarını ve varlıklarını doğrudan veya üçüncü kişilere
rehnetmek, teminat göstermek, ekonomik
gücü olmayan kişilere kredi vermek, karşılığında kredi temin etmek amacıyla
kredi kullandırmak, yurt içi veya yurt dışı banka ve malî kuruluşlar nezdinde
depo veya sair adlarla hesap açtırmak veya bu hesapları teminat göstermek ve sair
şekillerde kullanmak suretiyle veya başkaca dolanlı işlemlerle
edindikleri veya bu suretle üçüncü kişilere edindirdikleri para, mal, her türlü hak ve alacakların
temininde kullanılan banka kaynakları ve varlıkları nedeniyle doğan alacak Fon
alacağı sayılır. Bu alacaklar hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil
Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır. Fon, bu para, mal, her türlü hak ve alacaklara ihtiyati haciz
koymaya, muhafaza altına almaya ve bunlardan değeri Fon tarafından
belirlenemeyenleri 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 72 nci maddesine göre
kurulan takdir komisyonlarının Fon tarafından belirlenecek kurum ve
kuruluşlarca hazırlanacak raporları da dikkate alarak tespit edeceği değeri
üzerinden, alacağına ve/veya bu bankaların Fon tarafından devralınan
zararlarına mahsuben devralmaya yetkilidir. Bu alacaklara zararın ve/veya
alacağın doğmasına sebebiyet veren haksız işlemin yapıldığı tarihten itibaren
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesinde
belirtilen oranda gecikme zammı uygulanır.
(a) ve (b) bentlerindeki yetki, banka hisselerinin kısmen veya tamamen
üçüncü kişilere satış, devir veya intikalinden sonra da kullanılabilir.
Fon tarafından bu fıkra hükümlerine istinaden tesis edilen işlemlere
karşı idari yargı mercilerinde açılan
davalarda mahkemelerce yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için
teminat aranmaz.
Fon tarafından bu madde hükümlerine
istinaden yapılacak işlemlerde 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri
uygulanmaz. Bu işlemler her türlü vergi, resim ve harçtan istisna tutulur. Bu
fıkra ile Fona tanınan yetkiler Fon tarafından başkaca bir işleme gerek
olmaksızın Fonun karar alması ile tekemmül eder. Yapılan işlemlerden tescile
tabi olanlar Fonun talebi üzerine tescil ve gerektiğinde ilân olunur.
8. Kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişiler, bu madde
kapsamına giren işlemlerle sınırlı olmak üzere, Devletin güvenliği ve temel dış
yararlarına karşı ağır sonuçlar doğuracak haller ile meslek sırrı, aile
hayatının gizliliği ve savunma hakkına ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla,
özel kanunlardaki yasaklayıcı ve sınırlayıcı hükümler dikkate alınmaksızın
gizli dahi olsa Fon tarafından
istenecek her türlü bilgiyi uygun süre ve ortamda, sürekli veya münferit
olarak vermeye, istenecek defter ve belgeleri ibraz etmeye mecburdurlar.
9. a) Hisseleri kısmen veya tamamen Fona intikal eden bir bankanın
alacaklarının Fon tarafından devralınması halinde, bu alacaklarla ilgili
olarak, 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması
Hakkında Kanun ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunundan doğanlar dahil, açılmış
veya açılacak her türlü ceza davalarında, alacağın devralındığı tarihten
itibaren, suçtan zarar gören olarak,
Fon müdahil sıfatını kazanır. Bu davalara bağlı şahsî haklar dahi Fona
ait olur.
b) Hisseleri kısmen veya tamamen Fona intikal eden bir bankanın alacaklarının Fon tarafından devralınması
halinde, bu alacaklarla ilgili olarak, Fonun taraf olduğu icra takipleri ile
icra takiplerinden kaynaklanan her türlü hukuk davalarının kısmen veya tamamen
Fon aleyhine neticelenmesi halinde,
2004 sayılı İcra ve İflas Kanununda yazılı tazminat ve cezalar Fon hakkında uygulanmaz.
c) Hisseleri kısmen veya tamamen Fona intikal eden bir bankanın
alacaklarının Fon tarafından devralınması halinde, bu alacaklarla ilgili olarak
açılmış veya açılacak dava ve icra takiplerinde kanunlarda yazılı zamanaşımı ve
hak düşürücü süreler dahil her türlü süre alacağın temlik edildiği tarihten
itibaren Fon bakımından dokuz ay süre ile durur.
d) Bu Kanunun uygulanmasına veya alacağın tahsiline ilişkin olarak Fonun
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre yapılan ihalelere
iştiraklerinde teminat şartı aranmaz.
MADDE 10.- 4389 sayılı
Kanunun 18 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının dördüncü cümlesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
Bankaların
bu Kanun hükümlerine göre birleşme ve devirlerinde 6762 sayılı Türk Ticaret
Kanunu ile devir veya birleşmeye konu bankaların toplam aktiflerinin sektör
içindeki paylarının yüzde yirmiyi geçmemesi kaydıyla 4054 sayılı Rekabetin
Korunması Hakkında Kanunun 7, 10 ve 11 inci maddeleri hükümleri uygulanmaz.
MADDE 11.- 4389 sayılı
Kanunun 20 nci maddesinin (5) ve (6)
numaralı fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
5. Kurul kararlarına karşı açılacak idari davalar ilk derece mahkemesi
olarak Danıştay’da görülür.
6. a) Bu Kanunun 10 uncu maddesinin (2) ve (3) numaralı fıkraları, 14 üncü maddesinin (5), (6) ve (7) numaralı fıkraları, 15, 16, 17 ve 19 uncu maddeleri ile 20 nci maddesinin (2) numaralı fıkrası hükümleri dışındaki diğer maddeleri, mevduat toplama yetkisi bulunmayan ancak, özel cari hesaplar ve kâr ve zarara katılma hakkı veren hesaplar yoluyla fon toplayan, ekonomik faaliyetleri ekipman veya emtia temini veya kiralanması veya ortak yatırımlar yoluyla finanse eden özel finans kurumları bakımından da uygulanır. Bu Kanunun 12 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasındaki yasak ve sınırlamalar, özel finans kurumlarının üçüncü kişilere finansman sağlamaya yönelik faaliyetleri bakımından uygulanmaz. Kurum bu Kanun hükümleri çerçevesinde bu kurumlara ilişkin kâr ve zarara katılma hakkı veren hesapların özelliklerini de dikkate alarak her türlü düzenleme yapmaya yetkilidir. Ancak, Kurum bu Kanunun 14 üncü maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkralarında belirtilen durumları tespit ettiği takdirde, özel finans kurumunun faaliyet izni Kurulun en az beş üyesinin aynı yöndeki oyuyla alınmış kararıyla kaldırılır.
Özel finans kurumları açısından emtia veya gayrimenkullerin finansal
kiralanması ya da kâr ve zarara katılma ve benzeri yöntemlerle yapılan her
türlü finansman faaliyetleri de bu Kanuna göre kredi olarak addolunur.
Bu Kanunun 21, 22 ve 23 üncü maddelerinde yer alan ceza hükümleri, özel
finans kurumları ve görevlileri ile 22 nci maddenin (3), (6), (7), (8) ve (9)
numaralı fıkralarında yazılı suçları özel finans kurumlarına karşı işleyen
kişiler için de uygulanır. 22 nci maddenin (1) numaralı fıkrası, bu Kanuna göre
alınması gereken izinleri almaksızın özel finans kurumlarına münhasır işlemler
ile uğraşan veya özel cari hesaplar ve kâr ve zarara katılma hakkı veren
hesaplar yoluyla fon toplayan veya ticaret unvanları, her türlü belgeleri, ilan
ve reklamları veya kamuoyuna yaptıkları açıklamalarda özel finans kurumu adını
kullanan, özel cari hesaplar ve kâr ve zarara katılma hakkı veren hesaplar
yoluyla fon topladıkları, özel finans kurumlarına münhasır işlemler ile
uğraştıkları izlenimini yaratacak söz ve deyimleri kullanan gerçek kişiler ile
tüzel kişilerin görevlilerini de kapsar. 22 nci maddenin (2) numaralı
fıkrasının ilk cümlesi, özel cari hesap sahiplerinin tasarruflarını ve açılan
hesaba göre kâr ve zarara katılma hesap sahiplerine ödenmesi icap eden
tutarları geri almalarını kasıtlı olarak engelleyen özel finans kurumlarının
görevli veya ilgili mensupları hakkında da uygulanır.
b) Kanun ve ilgili diğer mevzuat çerçevesinde özel finans kurumlarının
faaliyetlerine uygun şekilde çalışmalarını ve mesleğin gelişmesini temin etmek,
malî kurum olmanın gerektirdiği vakar, disiplin ve birlik içinde ekonominin
ihtiyaçlarına uygun olarak çalışmalarını sağlamak, özel finans kurumları arasındaki
haksız rekabeti önlemek amacıyla gerekli her türlü tedbiri almak ve uygulamak,
ilan ve reklamlarında özel finans kurumlarının uyacakları esas ve şartları tür,
şekil, nitelik ve miktarları itibariyle Kurumun uygun görüşünü alarak tespit
etmek ve bu Kanun ile kendisine verilen diğer işleri yapmak üzere tüzel
kişiliği haiz ve kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olan Özel Finans
Kurumları Birliği kurulmuştur. Özel finans kurumları, faaliyet izni aldıkları
tarihten itibaren bir ay içinde Birliğe üye olmak zorundadır.
Birlik, özel finans kurumları ile ilgili mevzuatı ve aldığı karar ve
önlemlerin uygulanmasını takip eder ve Kurumca alınması istenen tedbirleri
alır.
Birliğin organları, çalışma esasları ve faaliyetlerinin kapsamı Kurulun,
Birliğin görüşünü alarak yapacağı öneri üzerine Bakanlar Kurulu kararıyla
yürürlüğe konulacak Birlik Statüsünde gösterilir. Özel finans kurumları, Birlik
Statüsüne ve Birlik tarafından alınacak karar ve tedbirlere uymak zorundadır.
Birliğin giderleri, Birlik Statüsü gereğince tespit olunan oy sayısına göre
özel finans kurumlarına dağıtılır. Özel finans kurumları, kendilerine düşen
masraf paylarını statüde belirtilen süre içinde yatırmak zorundadırlar. Masraf
iştirak payları belirlenen süre içinde ödenmediği takdirde Birlik tarafından
icra yoluyla tahsil olunur. Masraf iştirak paylarının ödenmesine dair kararlar
2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 68 inci maddesinde yazılı resmî belge
niteliğindedir.
Birliğin organ seçimleri bu Kanunda öngörülen esaslar çerçevesinde gizli
oyla ve yargı gözetimi altında gerçekleştirilir. Seçim yapılacak genel kurul
toplantısından en az onbeş gün önce seçimlere katılacak üye kuruluşları ve temsilcilerini belirleyen liste,
toplantının gündemini, yerini, gününü, saatini ve çoğunluk olmadığı takdirde
yapılacak ikinci toplantıya ilişkin hususları belirten bir yazı ile birlikte üç
nüsha olarak Yüksek Seçim Kurulunca belirlenecek seçim kurulu başkanı hâkime
tevdi edilir. Hâkim gerekli incelemeyi yaparak listeyi ve diğer hususları
onaylar, bir sandık kurulu başkanı ve iki sandık kurulu üyesi ile bunlar için
birer yedek üye atar. Oy verme işlemi gizli oy, açık sayım ilkelerine göre
yapılır. Seçim süresinin sonunda seçim sonuçları tutanakla tespit edilip seçim
sandık kurulu başkanı ve üyeleri tarafından imzalanır. Tutanağın
düzenlenmesinden itibaren iki gün içinde seçimlere yapılacak her türlü
itirazlar hâkim tarafından aynı gün incelenir ve kesin olarak karara bağlanır.
Birliğin aldığı genel ya da özel nitelikteki karar ve tedbirlere zamanında ve tam olarak uymayan üyeler
hakkında Birlik Yönetim Kurulunca bir milyar liraya kadar para cezası
uygulanabilir. Birlik, cezaları ilgiliye tebliğ eder ve tahsil olunan cezalar
Güvence Fonuna gelir kaydedilir. Bu fıkrada yer alan maktu para cezası, her
yılın Ocak ayından geçerli olmak üzere 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer
298 inci maddesi uyarınca tespit edilecek yeniden değerleme oranı kadar
artırılmak suretiyle bulunacak tutar üzerinden uygulanır.
Birlik, özel cari hesaplar ve kâr ve zarara katılma hesabı sahibi gerçek
kişilerin özel finans kurumlarındaki tasarruflarını güvence altına almak
amacıyla, "Güvence Fonu" kurmakla
görevli ve yetkilidir.
c) Özel finans kurumlarında gerçek kişiler adına açılan özel cari
hesaplarda ve kâr ve zarara katılma hesaplarında toplanan tasarrufların güvence
altına alınması amacıyla Birlik bünyesinde oluşturulan Güvence Fonu, Birlik
tarafından hazırlanarak yürürlüğe konulacak Güvence Fonu Yönetmeliği dahilinde,
Birlik tarafından idare olunur. Güvence Fonu mevcudunun kullanılış şekil ve
esasları ile özel finans kurumları nezdindeki, güvenceye tabi olacak özel cari
hesaplar ve kâr ve zarara katılma hesaplarına ait tasarrufların kapsamı,
tutarı, güvence priminin tarifesi ile tahsil zamanı, şekli ve diğer hususlar
Güvence Fonu Yönetmeliğinde gösterilir. Özel finans kurumları, nezdlerindeki
özel cari hesaplar ve kâr ve zarara katılma hesaplarına ait tutarları bu kapsam
ve şartlar dahilinde sigorta ettirmek zorundadır. Kurum, Güvence Fonu üzerinde
her türlü denetimi yapmaya yetkilidir.
Güvence Fonunun kaynakları; güvence primlerinden, 10 uncu maddeye göre
zamanaşımına uğrayan, özel finans kurumları nezdindeki hesap, emanet ve
alacaklardan, kuruluş izni verilen özel finans kurumlarının kurucularının, 7
nci maddenin (2) numaralı fıkrasının
(d) bendinde belirtilen
asgari sermayenin yüzde
onu tutarında Güvence Fonuna
yatıracakları
sisteme giriş payından, 8 inci maddesinin (2) numaralı fıkrası hükümleri
çerçevesinde, devralan bakımından verilen hisse devir izinlerinde, özel finans
kurumunun sermayesini temsil eden hisseleri devralan ortaklar tarafından,
devralınan hisselerin nominal bedelinin veya borsa değeri daha yüksek olduğu
takdirde borsa değerinin yüzde biri oranında Güvence Fonuna yatırılacak
tutarlardan, bu Kanun hükümlerine aykırılık dolayısıyla özel finans
kurumlarının görevli ve ilgili mensupları ile özel finans kurumlarına karşı
işlenen suçlardan dolayı üçüncü kişilere hükmolunacak adli para cezaları ile
özel finans kurumlarına uygulanacak idari para cezalarının yüzde ellisinden ve
Güvence Fonu mevcudunun gelirleri ile sair gelirlerden oluşur.
Bir özel finans kurumunun sermayesinin yüzde on ve daha fazlasına sahip
ortakları ile yönetim kurulu başkan ve üyelerinin, genel müdür ve
yardımcılarının, kredi açmaya yetkili memurlarının, denetçilerinin ve bunların
ana, baba, eş ve çocuklarının o özel finans kurumundaki özel cari hesaplar ve
kâr ve zarara katılma hesaplarında bulunan tasarrufları güvenceye tâbi
değildir.
Özel finans kurumlarınca Güvence Fonuna ödenen primler kurumlar vergisi
matrahının tespitinde gider kabul edilir.
d) Bu Kanunun 14 üncü maddesinin
(3) numaralı fıkrasına göre faaliyet izni kaldırılan özel finans kurumunun
yönetim ve denetimi, Birlik tarafından atanan ve beş kişiden oluşan Tasfiye
Kuruluna intikal eder. Faaliyet izninin kaldırılmasına ilişkin Kurul kararının
Resmî Gazetede yayımlandığı tarihten itibaren özel finans kurumu hakkındaki
ihtiyati tedbir dahil her türlü icra ve iflas takibatı durur. Faaliyet izninin
kaldırıldığı tarihten itibaren özel finans kurumunun alacaklıları, alacaklarını
temlik edemez veya bu sonucu doğuracak işlemleri yapamazlar. Tasfiye Kurulu
özel finans kurumunu genel hükümlere göre tasfiye eder. Özel finans
kurumlarının tasfiye işlemlerinde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümleri
uygulanmaz.
Bir özel finans kurumunun yönetim kurulu ve kredi komitesi başkan ve
üyeleri ile genel müdür, genel müdür yardımcıları ve imzaları özel finans
kurumunu ilzam eden memurlarının kanuna aykırı karar ve işlemleriyle özel
finans kurumu hakkında bu Kanunun 14 üncü maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkra
hükümlerinin uygulanmasına neden olduklarının tespiti halinde, özel finans
kurumuna verdikleri zararlarla sınırlı olarak bunların şahsî sorumlulukları
yoluna gidilerek, Tasfiye Kurulunun talebi üzerine şahsen iflaslarına mahkemece
karar verilebilir. Bu karar ve işlemler özel finans kurumunun yönetim ve
denetimini doğrudan veya dolaylı olarak tek başına veya birlikte elinde
bulunduran ortaklara menfaat temini amacıyla yapıldığı takdirde, menfaat temin
eden ortaklar hakkında da temin ettikleri menfaat üzerinden aynı hüküm
uygulanır. Bu halde, bu Kanunun 14 üncü maddesinin (5) numaralı
fıkrasının (b) bendindeki mal beyannamesine ve muhafaza tedbirlerine ilişkin
hükümler kıyasen uygulanır. Mahkemece iflasına karar verilenler hakkındaki
takibi, Tasfiye Kurulu yürütür. Bu paragraf hükmüne göre iflası istenenler
hakkında mahkemece 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 257 nci ve izleyen
maddeleri hükümleri uygulanır.
Bir özel finans kurumunun faaliyet izninin kaldırılması halinde Birlik,
özel finans kurumundaki özel cari hesaplar ve kâr ve zarara katılma
hesaplarındaki tutarların güvenceye tâbi kısmını bu maddenin birinci fıkrasında
tanımlandığı şekilde oluşturulan Tasfiye Kurulunun onayıyla doğrudan veya
Tasfiye Kurulunca ilan edilecek bir özel finans kurumu aracılığıyla Güvence
Fonu mevcudundan öder ve Güvence Fonu hesabına tasfiye işlemlerine öncelikli
alacaklı sıfatı ile iştirak eder. Bu şekilde meydana gelen alacak nedeniyle
Güvence Fonu hesabına yapılacak ödemeler için tasfiye sonucu beklenmez.
Güvence Fonu mevcudunun ihtiyacı karşılayamaması durumunda, özel finans
kurumlarından, ileride doğacak prim yükümlülüklerine mahsuben bir önceki yılda
ödedikleri güvence primi toplamına
kadar, bunun yetersiz kalması halinde ise her bir özel finans kurumunun sahip
olduğu özel cari hesaplar ve kâr ve zarara katılma hesapları toplamına karşılık
gelen oranda ve kalan tutarı karşılayacak kadar avans alınabilir. Bu avans,
özel finans kurumlarının kâr ve zarara katılma hesaplarında topladıkları
fonlara özel cari hesap ve kâr ve zarara katılma hesapları toplamları en yüksek
beş özel finans kurumunca bir önceki dönemde verilen ortalama kâr payı oranı
dikkate alınarak Birlikçe belirlenecek oran üzerinden hesaplanacak tutar ile
birlikte, doğacak prim borçlarına mahsup edilir.
e) Özel finans kurumları, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu, 6762 sayılı
Türk Ticaret Kanunu, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, 2004 sayılı
İcra ve İflas Kanunu, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanun ve 3167 sayılı Çekle Ödemelerin
Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun ile diğer mevzuatın
çeke ve teminat mektuplarına ilişkin hükümleri ile 213 sayılı Vergi Usul
Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümlerinin uygulanması bakımından banka
addolunur.
MADDE 12.-
4389 sayılı Kanunun
21 inci maddesinin
(1) numaralı fıkrasının (a) bendinde yer alan "8
inci maddesinin (2) numaralı fıkrasındaki izin alınmaksızın yapılan pay
devirlerinin pay defterine kaydedilmesi" ibaresi "8 inci maddesinin
(2) numaralı fıkrası hükümlerine aykırılık" şeklinde değiştirilmiş ve (1)
numaralı fıkrasında yer alan " idari para cezası uygulanır." ibaresi,
" idari para cezası uygulanabilir."
şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 13.- 4389
sayılı Kanunun 24 üncü maddesinin (6)
numaralı fıkrasının sonuna aşağıdaki paragraf ve maddeye aşağıdaki (7) numaralı fıkra eklenmiştir.
Bu fıkra hükmü Kurul, Kurum, Fon Yönetim Kurulu ve Fonun bu Kanunda yazılı görevlere ilişkin karar, eylem ve işlemleri nedeniyle, kişilerin, uğradıkları zararlardan dolayı Kurul ve Fon Yönetim Kurulu üyeleri ile Kurum ve Fon personeli aleyhine açtıkları ve açacakları davalar hakkında da uygulanır.
7. a) Bu Kanun uygulaması ile ilgili olarak, bu Kanunda ve diğer
kanunlarda belirtilen cezalara ilişkin
suçlardan dolayı açılan ceza davalarında,
gerekli görülen hallerde yaptırılacak bilirkişi incelemelerinde,
bilirkişi raporunu, dosyanın kendisine
verildiği tarihten başlayarak üç ay içinde mahkemeye verir. Bu süre hâkim tarafından iki aya kadar
uzatılabilir. Bu süre içerisinde de
rapor mahkemeye verilmediği
takdirde görev, ücret
ödenmeksizin bilirkişiden alınır ve yeni bilirkişi atanır. Bilirkişilik görevi
bu şekilde kendisinden alınan kişiler, bir yıl süreyle bu Kanun kapsamında
hiçbir davada bilirkişi olarak atanamazlar. Bu kişiler, raporların süresinde verilmemesinin sebep
olduğu masrafları ödemeye ve ayrıca beşyüzmilyon liradan birmilyarbeşyüzmilyon
liraya kadar hafif para cezasına mahkûm edilirler. Dosyanın bilirkişiye tevdii
tarihinde dava zamanaşımı süresi durur. Bilirkişinin raporunu mahkemeye verdiği tarihten itibaren bu süre kaldığı
yerden işlemeye devam eder.
b) Kurum, Fon ve temettü hariç
ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi veya hisseleri Fona ait olan bankalar
ile tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen bankaların iflas idareleri tarafından
açılan hukuk davalarında gerekli
görülen hallerde, yaptırılacak bilirkişi
incelemelerinde, bilirkişi raporunu
dosyanın kendisine verildiği tarihten başlayarak üç ay içinde mahkemeye verir.
Bu süre hakim tarafından iki aya kadar uzatılabilir. Bu süre içerisinde de rapor mahkemeye verilmediği takdirde görev,
ücret ödenmeksizin bilirkişiden alınır ve yeni bilirkişi atanır. Bilirkişilik
görevi bu şekilde kendisinden alınan kişiler, bir yıl süreyle bu Kanun
kapsamında hiçbir davada bilirkişi olarak atanamazlar. Bu kişiler, raporların süresinde verilmemesinin sebep
olduğu masrafları ödemeye ve ayrıca beşyüzmilyon liradan birmilyarbeşyüzmilyon
liraya kadar hafif para cezasına mahkûm edilirler.
MADDE 14.- 4389 sayılı
Kanunun geçici 1 inci maddesinin (d) bendinde yer alan "ilk iki yıl"
ibaresi "ilk dört yıl" olarak değiştirilmiştir.
MADDE 15.- 4389 sayılı
Kanunun geçici 2 nci maddesinin (h) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, (j)
bendinde yer alan "teminat" ibaresinden sonra gelmek üzere "ve
iflas idarelerinin mahkeme ilâmını alması ve tebliğe çıkartması işlemlerinde
karşı tarafa yükletilmiş olan harcın ödenmiş olması" ibaresi eklenmiş ve
(c) bendi yürürlükten kaldırılmıştır.
h) Bankalar ve özel finans kurumları iştirak tutarlarını 31.12.2009
tarihine kadar, Kurulca belirlenecek
dönem ve oranlar dahilinde bu Kanun hükümlerine uygun hale getirmek
zorundadırlar.
GEÇİCİ MADDE 1.- Bu
Kanunla, 4389 sayılı
Kanunun 14 üncü
maddesinin (5) numaralı fıkrasına eklenen (d) bendi hükmü hariç olmak
üzere, 4389 sayılı Bankalar Kanununun bu Kanunun 8 ve 9 uncu maddeleriyle
eklenen ve değiştirilen hükümleri, bu değişikliklerin yürürlüğe girdiği
tarihten önce temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimleri veya
hisseleri kısmen veya tamamen Fona intikal eden bankalar, bunların yönetim ve
denetimine sahip oldukları iştirakler, bankanın yönetim ve denetimini doğrudan
ya da dolaylı olarak tek başına veya birlikte elinde bulunduran ortakları
ve ortakların yönetim ve denetimini
doğrudan ya da dolaylı olarak tek başına veya başkalarıyla birlikte elinde
bulundurdukları şirketler, yönetim ve
denetim kurulu üyeleri, genel müdür ve yardımcıları, kredi komitesi başkan ve
üyeleri ile imzaları bankayı ilzam eden memurları ve bunların eş ve
çocuklarından olan alacakları ile hisseleri Fona intikal eden diğer bankaların
bunlardan olan alacakları, bu Kanunun 9
uncu maddesi ile 4389 sayılı Kanunun 15 inci maddesine eklenen (7) numaralı
fıkranın (b) bendinde
belirtilen kişilere ait
olup Fon tarafından
devralınan alacakları ile söz
konusu bankaların kaynaklarını doğrudan veya dolaylı olarak kullanmak suretiyle
sahip olunan para, mal, her türlü hak ve alacaklar hakkında da uygulanır. Şu
kadar ki, 4389 sayılı Bankalar Kanununun 15 inci maddesinin (7) numaralı
fıkrasının (a) bendi hükmü bankanın yönetim ve denetimini doğrudan ya da
dolaylı olarak, tek başına veya birlikte elinde bulunduran ortakların banka
kaynaklarını bankanın emin şekilde çalışmasını tehlikeye düşürecek biçimde
doğrudan veya dolaylı olarak kendi lehlerine kullandıklarının veya bankayı bu
suretle zarara uğrattıklarının tespiti
halinde uygulanır.
GEÇİCİ MADDE 2.- a) Bu
Kanunun yayımı tarihinden önce faaliyet izni kaldırılan özel finans kurumları
hakkında bu Kanunla özel finans kurumlarının tasfiyesine ilişkin olarak
getirilen hükümler uygulanmaz.
b) 4389 sayılı Bankalar Kanununa tabi olarak faaliyette bulunan özel finans kurumları, Özel Finans Kurumları Birliğinin faaliyete geçtiği tarihi izleyen otuz gün içinde Birliğe üye olmak zorundadır.
GEÇİCİ MADDE 3.-
Başkan dışındaki Kurul üyelerinin görevleri, bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihte sona erer. Yeni üyeler, yürürlük tarihinden itibaren onbeş gün içinde
Bakanlar Kurulunca atanır ve bu süre içinde, mevcut üyelerin görevleri devam
eder. Bu suretle atanan üyelerden, ikinci yılın sonunda kur’a sonucunda
belirlenecek iki üye ve dördüncü yılın sonunda kalan üyelerden, kur’a sonucu
belirlenecek iki üyenin yerine, bu Kanunda belirtilen hükümlere uygun olarak
yeni üye ataması yapılır.
MADDE 16.- Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 17.- Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.