Dönem : 21           Yasama Yılı : 3

 

              T.B.M.M.    (S. Sayısı : 630)

 

Ankara Milletvekili Şevket Bülent Yahnici’nin, 5680 Sayılı Basın Kanununa İki Ek Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi  ve İçtüzüğün 37 nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Önergesi (2/589)

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

9.10.2000 tarihinde Başkanlığa sunmuş bulunduğum 2/589 esas numaralı 5680 sayılı Basın Kanununa iki ek madde eklenmesine dair Kanun Teklifim 12.10.2000 tarihinden itibaren Anayasa Komisyonunda beklemektedir.

İçtüzük 37 nci maddeye göre Teklifimin doğrudan gündeme alınması hususunda gereğini saygılarımla arz ederim.

                                          5.1.2001

                        Şevket Bülent Yahnici

                                            Ankara

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

15.7.1950 tarihli ve 5680 sayılı Basın Kanununa 2 ek madde eklenmesine dair Kanun Teklifi ve gerekçesi ekte sunulmuştur.

Gereğini saygılarımla arz ederim.

                        Şevket Bülent Yahnici

                                            Ankara

GEREKÇE

Gazetecilik mesleği ve basın sektörü çalışanları uzun zamandır büyük problemlerle karşı karşıyadır ve yıllar içinde biriken bu sıkıntı ve dertler her geçen gün giderek artmaktadır.

Problemlerin mümkün olan en alt düzeye indirilmesi ve “halkın haber alma özgürlüğü” olarak tanımlanan gazeteciliğin, bu amaca uygun olarak yürütülmesi için, anayasa ve ilgili yasalarda ihtiyaç duyulan değişiklik ve düzenlemelerin yapılması zorunluluğu vardır. Böylece, hem gazetecilerin haber kaynaklarına ulaşması, bilgi edinmesi ve halka ulaştırması kolaylaştırılmış, hem de basın çalışanlarının statüleri, günün değişen şartları ve ihtiyaçları çerçevesinde yeniden düzenlenmiş olacaktır.

Ancak, Anayasa ve ilgili yasalarda yapılması öngörülen değişiklik ve düzenlemeler basın sektörünün problemlerinin çözümü açısından yeterli değildir. Çünkü basın çalışanlarının önündeki çok önemli bir diğer engel, sektördeki yönetim zihniyetinden doğan yanlışlıklardır. Bu zihniyet, bir taraftan elinde bulundurduğu kitle iletişim araçlarını belli çıkarlar doğrultusunda, siyasî otorite üzerinde tehdit unsuru olacak şekilde kullanmaya meyil göstererek gazetecilik mesleğinin saygınlığını yitirmesine yol açmakta; bir taraftan da basın çalışanlarının sendikal hak ve örgütlenme özgürlüklerini kısıtlayarak “tarafsız ve doğru yayıncılık ilkesini” engellemektedir.

İşte bütün bu şartlar altında, yeni dünya düzeninde dördüncü kuvvet olarak tanımlanan ve toplumsal gelişime yön veren önemli unsurlardan biri olan medya yozlaşma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır.

Basın çalışanlarının problemlerine biraz daha yakından bakıldığında az önce çizilen genel tablonun iş hayatına yansımaları rahatlıkla görülebilir.

Günümüzde, gazete, radyo ve televizyon işyerlerinde; stajyer gazeteci adı altında kadrosuz çalıştırma, bordro ücreti ile gerçek ücretin farklılaştırılması, muhabir, kameraman ve foto muhabirlerinin 212 sayılı Basın İş Yasası yerine 1475 sayılı İş Yasası kapsamında çalıştırılması, sendika üyesi olmak isteyenlerin işten çıkartılması ya da sendikadan istifaya zorlanması yaygın biçimde başvurulan uygulamalar olarak göze çarpmaktadır.

Yayın kuruluşlarının ana unsurunu oluşturan haberleri, çok zor şartlar altında izleyerek özveriyle çalışan muhabir, foto muhabiri ve kameramanlara yönelik ücret politikası da gözden geçirilmesi gereken önemli bir konudur. Çünkü sektördeki az sayıda yöneticiye dolar üzerinden ast-ronomik rakamlar ödenirken, haber yükünün ağırlığını taşıyan alt kadrolara, zor çalışma şartlarını telafi edebilecek bir ücret ödemesi yapılmamaktadır.

Bunun yanısıra, gazetecilerin istihdam imkânları daraltılmış, bir medya grubundan ayrılan kişinin diğer grup tarafından çalıştırılması gizli centilmenlik anlaşmalarıyla önlenmiştir.

Gazetecilik işkolunda yaygın olan bir başka uygulama ise taşeronlaşmadır. Aynı yayın organında çalışanlar çok sayıda şirket adı altında istihdam edilerek, yasalardaki boşluklar suiistimal edilmektedir.

Birçok yayın organında, gazetecilerle iki tip sözleşme imzalanmaktadır. Bunlardan bir tanesi 212 sayılı Yasa kapsamında düzenlenen zorunlu hizmet sözleşmesi; diğeri ise farklı bir şirket adı altında gazeteciye imzalattırılan “serbest gazeteci” yani telif sözleşmesidir.

1998 yılında Vergi Kanununda yapılan değişikliklerle belli bir disiplin altına alınmak istenen “telif hakları” uygulaması da suiistimal edilen bir başka konudur. “Telif”, örneğin bir üniversitede kadrolu olan bilim adamının, bir yazar veya aydının, medya organı için yaptığı özel bir çalışma karşılığında ödenecek bedel olması gerekirken; medya kuruluşlarında her gün yazı yazan, haber üreten, fotoğraf çeken, karikatür çizen dolayısıyla her gün sekiz saatlik mesaisini işyerinde geçirenler ve normal olarak “ücretli” tanımlamasına girenler dahi “telifli” olarak gösterilmektedir.

Diğer yandan, işverenler, bireysel hizmet sözleşmelerine koydukları hükümlerle, gazeteciyi birden fazla yayın organında çalıştırabilme hakkını elde etmektedirler. Yani, tek bir hizmet sözleşmesiyle ve kâğıt üzerinde sigorta prim tavanından gösterilen tek bir ücret karşılığında; gazeteci, aynı işverene ait olan 150 bin liralık gazetede de, 100 bin liralık gazetede de, 75 bin liralık gazetede de, yine aynı işverene ait televizyonda veya radyoda da çalıştırılmaktadır.

Özetle, gazetecilik mesleğinin içinde bulunduğu problemlerin kökten çözümü için; hem gazetecilik mesleğine saygınlık kazandırılması hem gazeteciliğin tarafsız ve özgürce yapılabilmesi, hem de basın çalışanlarının en temel haklarını rahatlıkla kullanabilmesi bakımından, birçok alanda yasal düzenlemeler yapılması gerekli olmuştur.

Sıralanan bu sektörel problemlerin çözümü için geniş kapsamlı bir çalışma yapılmasının gerekliliği ortadadır. Hal böyleyken, geniş kapsamlı çalışma tamamlanana kadar, acil ve öncelikli bir yasal düzenlemenin faydalı olacağı düşünülebilir. Hazırlanan Kanun Teklifi ile taşeronlaşmanın önüne geçilmesi, meslekte istihdam olanaklarının genişletilmesi ve çalışma yaşamının güvence altına alınması bir ölçüde sağlanabilir, problemli sektöre kısa vadede belirli bir rahatlama getirilebilir.

Söz konusu Kanun Teklifi, gazete, radyo ve televizyonlarda, 212 sayılı Yasa ile Değişik 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanuna tâbi olarak çalıştırılması zorunlu asgarî gazeteci sayısının yasayla belirlenmesini öngörmektedir. Bunun için 5680 sayılı Basın Kanununa 2 madde eklenmesi gerekmektedir.

Söz konusu yasa çıkar ise, gazetelerde tirajlarına göre; radyo ve televizyonlarda ise ulusal, bölgesel ve yerel olmalarına göre belirlenecek sayıda “asgarî ve zorunlu kadroların” çalıştırılması yasal güvence altına alınacaktır.

Belirtilen sebeplerle Kanun Teklifimin kabulünü saygılarımla arz ve teklif ediyorum.

ANKARA MİLLETVEKİLİ ŞEVKET BÜLENT YAHNİCİ’NİN TEKLİFİ

5680 SAYILI BASIN KANUNUNA İKİ EK MADDE EKLENMESİNE DAİR

KANUN TEKLİFİ

MADDE 1. – 15.7.1950 tarihli ve 5680 sayılı Basın Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

EK MADDE 7. – Gazete, radyo ve televizyon kuruluşlarının haber birimlerinde aşağıda belirtilen sayılarda asgarî ve zorunlu kadro oluşturulması zorunludur.

A) Ülke çapında yayın yapan gazetelerden;

a) Günlük ortalama satışı   10 000’e kadar olanlar : 10

b) Günlük ortalama satışı   20 000’e kadar olanlar : 15

c) Günlük ortalama satışı   50 000’e kadar olanlar : 30

d) Günlük ortalama satışı 100 000’e kadar olanlar : 75

e) Günlük ortalama satışı 250 000’e kadar olanlar : 125

f) Günlük ortalama satışı 500 000’e kadar olanlar : 150

g) Günlük ortalama satışı 500 000’den fazla olanlar : 200

B) Bölge çapında yayın yapan gazetelerden;

a) Günlük ortalama satışı 5 000’e kadar olanlar : 5

b) Günlük ortalama satışı 10 000’e kadar olanlar : 10

c) Günlük ortalama satışı 10 000’den fazla olanlar : 12

C) Ticarî yayın yapan gazeteler : 7

D) Yerel televizyonlar : 15

E) Bölgesel televizyonlar : 25

F) Ulusal televizyonlar : 75

G) Özel radyolar : 10

Asgarî ve zorunlu kadro oluşturmak zorundadırlar.

MADDE 2. – Basın Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

EK MADDE 8. – Bu Kanunun Ek 7 nci maddesinde yazılı gazete, radyo ve televizyon kuruluşlarının haber birimlerinde asgarî ve zorunlu kadrolarının uygulanmasında altı aylık günlük satış ortalaması dikkate alınır ve konuya ilişkin tespit işlemleri Basın İlan Kurumu tarafından yapılır.

Gazete, radyo ve televizyon kuruluşlarının haber birimlerinde asgarî ve zorunlu kadroları oluşturmayan işveren veya işveren vekili hakkında her istihdam edilmeyen kadro için bir aylık asgarî ücretten aşağı olmamak üzere ağır para cezası hükmolunur. Tekrarı halinde cezanın iki katı uygulanır.

MADDE 3. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 4. – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

 

 

 

 

 

SIRA SAYISI 630 UN  SONU