Dönem : 21           Yasama Yılı : 3

 

              T.B.M.M.    (S. Sayısı : 665)

 

Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu ve 41 Arkadaşının, Fransa’nın Cezayir’de Yaptığı Soykırım Hakkında Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, Fransa’nın Gerçekleştirdiği Mezalimler ve Soykırımların Tanınması Hakkında Kanun Teklifi; Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural, Erzurum Milletvekili İsmail Köse ile Hatay Milletvekili Mehmet Şandır’ın, Türkiye Cumhuriyeti Aleyhine Çalışma Yapan Ülkelere Uygulanacak Yaptırımlara Dair Kanun Teklifi ve Eskişehir Milletvekili Mail Büyükerman’ın, Fransa’nın Cezayir’de Yaptığı Soykırım Hakkında Kanun Teklifi ve Dışişleri ve İçişleri Komisyonları

 Raporları (2/669, 2/671, 2/672, 2/673)

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Fransa’nın Cezayir’de yaptığı soykırım hakkındaki kanun teklifimiz ve gerekçesi ekte sunulmuştur.

Gereğini arz ederiz.

 

 

Mahmut Göksu

 

 

 

Adıyaman

 

 

Latif Öztek

Şeref Malkoç

Azmi Ateş

 

Elazığ

Trabzon

İstanbul

 

Eyüp Fatsa

Dengir Fırat

S. Metin Kalkan

 

Ordu

Adıyaman

Hatay

 

Lütfi Yalman

İrfan Gündüz

Remzi Çetin

 

Konya

İstanbul

Konya

 

Fahrettin Kukaracı

Ahmet Cemil Tunç

Akif Gülle

 

Erzurum

Elazığ

Amasya

 

Fethullah Erbaş

Hüseyin Kansu

Musa Demirci

 

Van

İstanbul

Sivas

 

Yaşar Canbay

Musa Uzunkaya

Ali Sezal

 

Malatya

Samsun

Kahramanmaraş

 

Yakup Budak

Rıza Ulucak

Avni Doğan

 

Adana

Ankara

Kahramanmaraş

 

Osman Yumakoğulları

Nurettin Aktaş

Şükrü Ünal

 

İstanbul

Gaziantep

Osmaniye

 

Yahya Akman

Ramazan Toprak

Mehmet Bekaroğlu

 

Şanlıurfa

Aksaray

Rize

 

Tevhit Karakaya

Mehmet Batuk

Oğuzhan Asiltürk

 

Erzincan

Kocaeli

Malatya

 

Lütfi Doğan

Mustafa Niyazi Yanmaz

Ahmet Sünnetçioğlu

 

Gümüşhane

Şanlıurfa

Bursa

 

Suat Pamukçu

Osman Aslan

İsmail Özgün

 

Bayburt

Diyarbakır

Balıkesir

 

Kemal Albayrak

Lütfü Esengün

Nazlı Ilıcak

 

Kırıkkale

Erzurum

İstanbul

 

Mehmet Elkatmış

 

Aslan Polat

 

Nevşehir

 

Erzurum

GEREKÇE

Fransa Ulusal Meclisi 18 Ocak 2001 günü 51 Milletvekilinin katılımı ile Ülkemiz aleyhine Ermeni soykırım yasa tasarısını oybirliği ile kabul ederek yasalaştırmış oldu.

Daha önceleri ABD, Arjantin, Kanada, Yunanistan, Lübnan, Belçika, Avrupa Parlamentosu, Kıbrıs Rum Kesimi Yönetimi ve Fransa Temsilciler Meclisi Senato ve Parlamentolarından değişik kararlar çıkmıştı. Ama hiç biri kanun değildi. Ancak Fransa kabuk tutmuş tarihi yaraları adeta kaşıyarak kanatma yoluna gitmiş ve tasarıyı kanunlaştırmıştır.

Fransa’nın, yalanla dolu, tarihi ters yüz eden iddialarının aksine Türk Milleti tarihin her döneminde din, dil ve etnik kökenine bakmaksızın mazlum ve mağdur milletlerin yanında olmuş ve daima himayesine alarak dünyanın diğer milletlerine ders vermiştir. İşte birkaç örnek:

1486 İspanya’da zulme uğrayan yüz binlerce Yahudiyi himayesine alarak Osmanlı topraklarına yerleştirmiştir.

1849’da ayaklanan 5 bin Macar ve Polonyalı Osmanlıya sığındı. Sultan Abdulmecit, Rusya ve Avusturya’nın savaş tehdidine rağmen “Tahtımı veririm, başımı veririm, fakat devletime sığınanları asla vermem” sözleriyle mültecileri iade etmedi.

1917’de Bolşevik Devrimi sonrası ülkelerinden kaçan Beyaz Rusların ilk durağı İstanbul oldu. Türk Milleti tarihten gelen bu alicenaplığını Cumhuriyet Döneminde de sürdürmüştür. Mesela; 1982 Sovyetler Birliği’nin Afganistan’ı işgali, 1990 yılında Körfez Savaşı, 1991 Bulgaristan’ın baskısı ve yine Balkanlarda Sırp zulmü nedeniyle Türkiye’ye sığınan Bosna-Hersek ve Kosovalı kardeşlerimiz...

Bu gün bu insanların bir çoğu Türkiye’ye sığınmakla kalmamış, Türk Vatandaşı da olarak yerleşip kalmışlardır.

Siyasî amaç uğruna gerçekleri çarpıtarak tarihi yeniden yazmaya kalkan Fransız Politikacılar öncelikle Anadolu’da ve Cezayir’de işledikleri insanlık suçlarının ve katliamların hesabını vermek durumundadırlar.

Ermeni terör örgütü ASALA Türkleri öldürürken susan Fransa’nın böylece gerçek yüzü bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Fransa’nın güneydoğuda kendi himayesinde bir Ermenistan Devleti kurmak amacıyla bölgedeki Ermeni çetelerini ve Fransa’nın üniformalı Ermeni güçlerini kullanarak savunmasız binlerce insanımızı acımasızca katletmesi Fransa tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Fransa bu lekelerden belki de daha koyusunu Suriye, Kuzey Afrika ve özellikle de Cezayir’de yaptığı işkence, katliam ve sömürü ile siciline işlemiştir.

1830 yılında Fransa Cezayir’i işgal etti ve tam 150 yıl Cezayir’i sömürdü ve zalimliğini bütün şiddetiyle göstererek yüz binlerce Cezayirliyi katletti. Cezayirliler ise 1950’li yıllarda özgürlük mücadelesini başlattı. Cezayirli Müslümanlar işgalci Fransızları 2 milyon şehit vererek Cezayir’den kovdular ve bağımsızlıklarını kazandılar. Ne var ki kültür emperyalizmini ve sömürü düzenini yerli işbirlikçileriyle sürdüren Fransa 1990 yılının başında demokratik yollarla iktidara gelen bir partiyi iktidardan yine cunta yönetimiyle uzaklaştırarak bitmeyen emperyalist arzularını yüz binlerce Cezayirlinin kanları üzerinde devam ettirmeye çalışmıştır.

Artık Fransa’nın, son iki asırdır dünyayı kana bulayarak eski kolonilerinde ve işgal ettiği topraklarda işledikleri insanlık suçlarıyla yüzleşme zamanıdır.

İşte bu teklif; Kardeş Cezayir halkının işgalci ve sömürgeci Fransızlara karşı verdikleri bağımsızlık mücadelesinin her döneminde şehitlerinin hatırasını tazelemek;

Fransa’nın Cezayir’de yapmış olduğu katliam ve insanlık suçlarını tescil etmek;

Yine Fransa’yı uluslararası barış ve nezakete sığmayan davranışlarıyla baş başa bırakmak;

Bundan böyle de bu tür nezaketsizliklere çanak tutacaklara da “Türk Milleti olarak bizim alnımız ak”tır hatırlatmasını yapmak üzere hazırlanmıştır.

 

ADIYAMAN MİLLETVEKİLİ MAHMUT GÖKSU VE 41 ARKADAŞININ TEKLİFİ

 

FRANSA’NIN CEZAYİR’DE YAPTIĞI SOYKIRIM HAKKINDA KANUN TEKLİFİ

 

MADDE 1. – Türkiye, Fransa’nın Cezayir’de yaptığı soykırım katliamını açıkça kabul eder.

MADDE 2. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3. – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Fransa’nın Gerçekleştirdiği Mezalimler ve Soykırımların Tanınması Hakkında Kanun Teklifim ilişikte sunulmuştur.

Gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

              Bülent Akarcalı

           İstanbul

GEREKÇE

Kendi geçmişini sorgulamaktan aciz Fransa’ya, onun Hükümet, Parlamento ve Senatosuna yardımcı olmak amacıyla bu Kanun Teklifi hazırlanmıştır.

İSTANBUL MİLLETVEKİLİ BÜLENT AKARCALI’NIN TEKLİFİ

FRANSA’NIN GERÇEKLEŞTİRDİĞİ MEZALİMLER VE SOYKIRIMLARIN

TANINMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ

MADDE 1. – Türkiye BüyükMillet Meclisi Fransa’nın 1954-1962 yılları arasında Cezayir’de gerçekleştirdiği soykırımı, Vietnam’daki mezalimi, Ruanda’daki soykırıma katkısını tanır ve kınar.

MADDE 2. – Bu Kanunun yürütülmesinde Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, 1 inci maddede belirtilen tarihi gerçeklerin dünya kamuoyunda tartışılması için gerekli tedbirleri alır.

MADDE 3. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 4. – Bu Kanunu Bakanlar Kurulu yürütür.

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Türkiye Cumhuriyeti Aleyhine Çalışma Yapan Ülkelere Uygulanacak Yaptırımlara Dair Kanun Teklifimiz gerekçeleriyle birlikte ekte sunulmuştur.

Gereğini saygılarımızla arz ederiz.

                                                                        23.1.2001

Oktay Vural İbrahim Köse        Mehmet Şandır

                İzmir                  Erzurum                      Hatay

      MHPGrup Başkanvekili              MHPGrup Başkanvekili  MHP Grup Başkanvekili

 

GEREKÇE

Türkiye Cumhuriyeti, jeostratejik önemi ve tarihi mirası itibarıyla birçok husumet ve düşmanlığın hedefi durumundadır.

Bazı devletler, bazen terör örgütlerini destekleyerek, bazen de kendi parlamento ve hükümetlerinde Türkiye Cumhuriyetini yıpratmak ve çıkarlarını zedelemek amacıyla çeşitli kararlar almaktadırlar.

Bu gerçekler ışığında Türkiye’ye karşı dostane olmayan davranışlara, Türk karşıtı lobilerle ve fobilerle mücadele edilmesi ve Türk tezlerinin uluslararası alanda kabul ettirilmesi için Türk Hükümetlerinin çeşitli yaptırımlar uygulayabilmesi ve bu yaptırımların kanunî bir dayanağı olması gerekmektedir.

Bu Kanunla Türk Hükümetlerine; hem bu mücadelede kanunî bir yetki verilmekte, hem de bu mücadelenin ve tezlerimizin yurt içi ve yurt dışında duyurulması, kamuoyunu bilinçlendirmesi hususunda bir görev verilmektedir.

 

MADDE GEREKÇELERİ

Madde 1. – Kanunun amacı belirtilmektedir.

Madde 2. – Bu Kanunun kapsamı olarak tüm kamu kurum ve kuruluşları belirtilmektedir.

Madde 3. – Türkiye aleyhine yapılan eylemlere karşı uygulanacak yaptırımlar konusunda Bakanlar Kurulu yetkilendirilmektedir.

Madde 4. – Aleyhte propagandalara karşı üniversite ve devlet arşivleri belgelerinin sistematik bir şekilde kullanılması yönünde Bakanlar Kurulu görevlendirilmiştir.

Madde 5. – Bakanlar Kuruluna, Türkiye aleyhine yapılan eylemler ve karşılığında uygulanan girişimler hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni bilgilendirme yükümlülüğü getirilmiştir.

Madde 6. – Bakanlar Kuruluna, Türkiye aleyhine yapılan eylemler ve karşılığında uygulanan girişimler hakkında kamuoyunu ve yurt dışını bilgilendirme yükümlülüğü getirilmiştir.

Madde 7. – Yürürlük maddesidir.

Madde 8. – Yürütme maddesidir.

MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ GRUP BAŞKANVEKİLLERİ

İZMİR MİLLETVEKİLİ OKTAY VURAL, ERZURUM MİLLETVEKİLİ

İSMAİL KÖSE İLE HATAY MİLLETVEKİLİ MEHMET ŞANDIR’IN TEKLİFİ

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ALEYHİNE ÇALIŞMA YAPAN ÜLKELERE

UYGULANACAK YAPTIRIMLARA DAİR KANUN TEKLİFİ

Amaç

MADDE 1. – Bu Kanunla; çeşitli konularda Türkiye Cumhuriyetinin millî menfaatlerine aykırı olarak kendi parlamentolarında ve hükümetlerinde kararlar alan ve çalışma yapan ülkelere karşı, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetlerinin önlem alması, yaptırım uygulaması ve kamuoyunu bilgilendirmesi konusunda yetkilendirilmesi ve görevlendirilmesi amaçlanmaktadır.

Kapsam

MADDE 2. – Bu Kanun tüm genel ve katma bütçeli kuruluşlar ve mahallî idareler ile sermayesinin % 50’sinden fazlası devlete ait olan kuruluşları kapsar.

Yetki ve görev

MADDE 3. – Türkiye aleyhine yukarıda sayılan çalışmaları yapan ülkelere karşı, milletlerarası husumetleri körüklememek ve Türkiye Cumhuriyetinin millî menfaatlerini zedelememek şartıyla ekonomik, kültürel ve siyasî yaptırım kararı almaya ve uygulamaya Bakanlar Kurulu karar verir.

Bakanlar Kurulu bu ülke;

– firma ve vatandaşlarının kamu ihalelerine katılmalarını,

– firma ve vatandaşlarından mal ve hizmet alımlarını,

– menşeli mal ve hizmet alımını,

– firma ve vatandaşlarının kamu sözleşme görüşmelerine katılmalarını,

Sınırlandırabilir ve bu ülke ile olan her türlü kültürel ve siyasî ilişkilerin boyutunu yeniden değerlendirebilir. Bunlara ilişkin kapsam, usul ve esaslar Bakanlar Kurulu tarafından tespit edilir.

Bu yaptırım kararları tüm kamu kurum ve kuruluşlarını bağlar.

MADDE 4. – Bakanlar Kurulu, yalan iftiralara dayalı propagandalara karşı üniversitelerimizde bulunan araştırma enstitülerinin yaptığı çalışmalar ile Devlet arşiv belgelerinin tüm dünya kamuoyuna sistematik bir şekilde sunulmasına yönelik çalışmalar yapar ve yaptırır.

MADDE 5. – Bakanlar Kurulu, Türkiye Cumhuriyeti aleyhine yapılan çalışmaları ve alınan kararları, bunların muhtemel etki ve sonuçlarını, bu çalışmalara karşı yapılan çalışmalar, alınan önlemler ve bu önlemlerin sonuçları hakkında en az altı ayda bir hazırlanacak bir raporla Türkiye Büyük Millet Meclisini bilgilendirecektir.

MADDE 6. – Bakanlar Kurulu, Türkiye Cumhuriyeti aleyhine yapılan çalışmalar ve alınan kararlar konusunda;

– Basın yoluyla kamuoyunu,

– Millî Eğitim Bakanlığı kanalıyla temel ve orta eğitimde öğrencileri,

– YÖK kanalıyla üniversite öğrencilerini,

– Dışişleri Bakanlığı kanalıyla da diğer ülke ve uluslararası kuruluşları,

Bilgilendirecektir. Bunun süresi, kapsamına dair usul ve esaslar Bakanlar Kurulu tarafından tespit edilir.

Yürürlük

MADDE 7. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 8. – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Fransa’nın Cezayir’de Yaptığı Soykırım Hakkında Kanun Teklifim ve gerekçesi ilişikte sunulmuştur.

Gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

                           Mail Büyükerman

                                         Eskişehir

GEREKÇE

Fransa Cumhurbaşkanı Bay Chirac’ın Cezayir’deki Fransa’nın yaptığı katliamın araştırılmasını (tarihi tarihçilere bırakalım) diyerek ret etmesi tevili ikrarından başka, Cezayir’de yapılan katliam dünya basınına uzun zaman yansımasıyla, hafızalarda taze durmaktadır. General Paul Aussaresses, Le Monde’a verdikleri demeçte, 1954-1962 yılları arasında Fransız istihbarat servislerinin 24 bin kişiye sistemli işkence yaptıklarını ve bunlardan kayıp ilan edilen 3 bin 24 kişiyi de yargısız infaz yoluyla öldürdüklerini açıklamışlardı.

82 yaşındaki General Aussaresses, şahsen 24 kişiyi öldürerek infaz ettiğini itiraf ediyordu. 92 yaşındaki komutanı Massu ise, kendi elleriyle olmasa bile, infazları onaylayarak işkence ve cinayetlerdeki sorumluluğunu kabulleniyordu.

Fransa’nın yine Cezayir gibi, kendi yurtlarından çok çok uzakta, Anadolu’da, Adana, K. Maraş, Gaziantep’te 1919-20-21 yıllarında yaptıkları mezalim, soykırımdır ki, Sütçü İmam olayının tepkisinin çıkmasına bu şehirlere yaptıkları savunmalardan dolayı (Kahraman ve Gazi) adlarının verilmesine neden olmuştur.

Türkler Ermenilerle yüzyıllardır kardeş gibi geçinmişlerdir. Bugünkü Patriğin (Mutafyan) adlı Osmanlıca bir kelime olup bir esnaf kolu olan (Mutafiyeden) alınmıştır.

33 yıllık Osmanlı Padişahı Abdulhamit Hanı deviren Hareket Ordusunun, komitacı askerlerin saraya, 27 Nisan 1909 günü padişaha hal tebliğine gönderdiği heyetin başında Aram Efendi Ermenidir. Manüel Karasu Yahudi, Esat Toptani Arnavut, Arif Hikmet Bey Gürcüdür.

Görülüyor ki, Ermeniler Osmanlının içişlerine, tarihine alınmışlardır. Osmanlı Devleti Ermenilere Tebaaî Sadıka, yanı sadık tebaa derdi. Ermenilerle Türklerin bu birlikteliğini Emperyalistler kendi çıkarları için Ermenileri kullanarak bozmuşlar, iki taraftan da kan dökülmesine yol açmışlardır.

Ben Şebinkarahisar’da Ermeni zulmünden zarar görüp canını kurtarmak için, ata yurdunu, tarlasını, bağını, evini her şeyini bırakıp Suşehri’ne göç eden pek çok aileden birinden gelmekteyim. Bu sadece bir olay.

Bu nedenle Fransa’nın Türkiye’de ve Cezayir’de yaptığı katliamın kınanarak, işledikleri soykırımın Türkiye Büyük Millet Meclisinde karar altına alınması, yasalaştırılması gerekmektedir.

Yüce Meclise saygıyla sunulur.

 

ESKİŞEHİR MİLLETVEKİLİ MAİL BÜYÜKERMAN’IN TEKLİFİ

 

FRANSA’NIN CEZAYİR’DE YAPTIĞI SOYKIRIM HAKKINDA KANUN TEKLİFİ

 

MADDE 1. – Türkiye, Fransa’nın Cezayir’de yaptığı soykırım katliamını açıkça kabul eder.

MADDE 2. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3. – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

 

Dışişleri Komisyonu Raporu

Türkiye Büyük Millet Meclisi

           Dışişleri Komisyonu                20.2.2001

Esas No. : 2/669, 2/671, 2/672, 2/673

Karar No. : 18

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığınca esas komisyon olarak İçişleri Komisyonuna, tali komisyon olarak Anayasa Komisyonu ile Komisyonumuza havale edilmiş bulunan Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu ve 41 Arkadaşının; Fransa’nın Cezayir’de Yaptığı Soykırım Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın; Fransa’nın Gerçekleştirdiği Mezalimler ve Soykırımların Tanınması Hakkında Kanun Teklifi, MHP Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural, Erzurum Milletvekili İsmail Köse ile Hatay Milletvekili Mehmet Şandır’ın; Türkiye Cumhuriyeti Aleyhine Çalışma Yapan Ülkelere Uygulanacak Yaptırımlara Dair Kanun Teklifi ve Eskişehir Milletvekili Mail Büyükerman’ın; Fransa’nın Cezayir’de Yaptığı Soykırım Hakkında Kanun Teklifi Komisyonumuzun 15 Şubat 2001 tarihli 11 inci ve 20 Şubat 2001 tarihli 12 nci Birleşimlerinde Dışişleri Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı temsilcilerinin ve teklif sahiplerinin katılmalarıyla görüşülmüştür.

Son zamanlarda, başta Fransa olmak üzere bazı ülkelerin Ermeni iddialarını destekler mahiyette siyasî kararlar almaları ve bu kararlarla tarihî gerçekleri saptırmaya çalışmaları üzerine verilen teklifler, Komisyonumuzca incelenmiş; Komisyon Üyeleri ve teklif sahiplerinin tasvipleri doğrultusunda yeni bir ortak metin hazırlanmasının uygun olacağına karar verilmiştir.

Türk Milletini asılsız ithamlarla mahkûm etmeye çalışanların yakın tarihleri insanlığa karşı işlenmiş suçlarla doludur. Cezayir’de bir milyondan fazla insanın katledilmesi, Ermenistan’ın Yukarı Karabağ ve Azerbaycan’daki işgal, tehcire zorlama ve cinayetleri, Bosna-Hersek’te ikiyüzbinden fazla insanın katledilmesi ve buna seyirci kalınması yakın tarihin acı gerçekleridir. 52 Türk Diplomatını katletmiş ASALA Ermeni Terör Teşkilâtının başta Fransa olmak üzere pek çok ülkede himaye gördüğü bilinmektedir.

Tarihî hakikatlere ışık tutmak ve haksızlığa tepki göstermek amacıyla hazırlanan teklif metni ve gerekçesi teklif sahiplerince de benimsenmiş ve Komisyonumuzca ittifakla kabul edilmiştir.

Raporumuz İçişleri Komisyonuna sunulmak üzere Başkanlığa saygı ile arz olunur.

DIŞİŞLERİ KOMİSYONUNUN KABUL ETTİĞİ METNİN GEREKÇESİ

Son zamanlarda, başta Fransa olmak üzere, bazı memleketlerde Ermeni iddialarını destekleyen siyasî kararlar alınmaktadır. Bu kararlarla tarih değiştirilmek, yeniden yazılmak istenmektedir. Bu talihsiz yola başvuranlar, aslında kendi tarihî sorumluluklarını gizlemeye çalışmaktadır. Fransa, Çarlık Rusyası ve İngiltere I inci Dünya Savaşı sırası ve sonrasında Ermenileri, kendi Birlikleri içinde ve üniformaları ile, özellikle Doğu ve Güney-Doğu Anadolu’da, Türklere karşı kullanmış, karşılıklı kayıplara, bizzat Ermenilerin güvenliği bakımından tehcire yol açmıştır. Bahis konusu memleketler bu tarihî sorumluluktan kaçamaz.

Türk Milletini siyasî kararlarla mahkûm etmeye çalışanların, yakın tarihleri insanlığa karşı işlenmiş suç olayları ile doludur. Cezayir’de bir milyonu aşkın insan katledilmiştir. Ermenistan’ın Yukarı Karabağ ve Azerbaycan’daki işgal, tehcire zorlama ve cinayetleri, acı bir tablo olarak ortada bulunmaktadır. ASALA Ermeni Terörist Teşkilâtı 6’sı Fransa’da olmak üzere, 52 Türk Diplomatını katletmiş, failler çok yerde himaye görmüştür. Marsilya eski Belediye Başkanı ve Fransa eski İçişleri Bakanı Gaston Defferre, ASALA Terör Teşkilâtı ile, Fransa’da Türk menfaatlerine karşı hareket serbestisi tanıyan anlaşma yapmıştır. 1992-95 yılları arasında, Avrupa’nın göbeğinde, Bosna-Hersek’te, 20 nci Yüzyıl ikinci yarısının en büyük soykırımı işlenmiş, 200 000’i aşkın insan dinlerinden dolayı katledilmiştir. Bugün Türkiye’yi suçlamaya kalkanlar bu katliama seyirci kalmakla manevî mesuliyeti kabullenmişlerdir.

Tarihin daha derinliklerine inerek sun’î ihtilaf kaynakları aramaktansa ileri bakarak barış ve işbirliğini geliştirmek, önem verdiğimiz bir amaçtır. Tarih, tarihçilere, arşivlere bırakılmalıdır. Komşumuz Ermenistan’ın dış dünyadaki azınlıklarını harekete geçirerek düşmanlıklar alevlendirmesinde ve Azerbaycan’da yaptığı gibi toprak genişlemesi hareketlerinde bir faydası yoktur. Diğer memleketlerin de komşumuz Ermenistan ile ilişkilerimizin bozulmasına katkıda bulunmaya hakları yoktur. Bu Kanun Teklifi, tarihî hakikatlere ışık tutmak, haksızlığa tepki göstermek amacıyla ve iyi niyetle hazırlanmıştır.

 

Başkan

Sözcü

Üye

 

Kâmran İnan

Mehmet Kaya

Hikmet Uluğbay

 

Van

Kahramanmaraş

Ankara

 

Üye

Üye

Üye

 

Agâh Oktay Güner

Ayfer Yılmaz

Zafer Güler

 

Balıkesir

İçel

İstanbul

 

Üye

Üye

Üye

 

İrfan Gündüz

Hüseyin Kansu

Osman Yumakoğulları

 

İstanbul

İstanbul

İstanbul

 

Üye

Üye

Üye

 

Hüseyin Arı

Cevdet Akçalı

Basri Coşkun

 

Konya

Kütahya

Malatya

 

Üye

Üye

Üye

 

M. Necati Çetinkaya

Birol Büyüköztürk

Ahmet Zamantılı

 

Manisa

Osmaniye

Tekirdağ

 

Üye

Üye

 

 

Hasan Özgöbek

Mehmet Yaşar Ünal

 

 

Uşak

Uşak

 

İçişleri Komisyonu Raporu

Türkiye Büyük MilletMeclisi

             İçişleri Komisyonu                27.4.2001

Esas No. : 2/669, 2/671, 2/672, 2/673

Karar No. : 20

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Komisyonumuza 2.2.2001 tarihinde sunulan "Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu ve 41 Arkadaşının Fransa'nın Cezayir'de Yaptığı Soykırım Hakkında Kanun Teklifi", "İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı'nın Fransa'nın Gerçekleştirdiği Mezalimler ve Soykırımların Tanınması Hakkında Kanun Teklifi", MHP Grup Başkanvekilleri "İzmir Milletvekili Oktay Vural, Erzurum Milletvekili İsmail Köse ve Hatay Milletvekili Mehmet Şandır'ın Türkiye Cumhuriyeti Aleyhine Çalışma Yapan Ülkelere Uygulanacak Yaptırımlara Dair Kanun Teklifi" ve "Eskişehir Milletvekili Mail Büyükerman'ın Fransa'nın Cezayir'de Yaptığı Soykırım Hakkında Kanun Teklifi" Komisyonumuzun, 15.3.2001 tarihli toplantısında görüşülmeye başlanmış ve konunun ayrıntılı olarak incelenmesi amacıyla bir alt komisyon oluşturulmasına karar verilmiştir. Adana Milletvekili Musa Öztürk, Adıyaman Milletvekili Hasari Güler, Antalya Milletvekili Kemal Çelik, Kahramanmaraş Milletvekili Ali Sezal ve Manisa Milletvekili M. Cihan Yazar'dan oluşan Alt Komisyon, başkanlığına Adıyaman Milletvekili Hasari Güler'i seçerek çalışmalarına başlamıştır. Alt Komisyon Fransa'nın Cezayir'de yaptığı soykırım iddialarını araştırmak; Fransız Ulusal Meclisinin Ermeni Soykırımı kararına bir yanıt vermek ve Ülkemiz aleyhine alınan kararlara karşı uygulanacak yaptırımları belirlemek amacıyla İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü, Atatürk Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, Türk Tarih Kurumu Başkanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ile MİT Müsteşarlığı temsilcilerini Komisyona davet ederek dinlemiştir. Çalışmalarını tamamlayan Alt Komisyon hazırladığı raporu Komisyonumuza sunmuş ve Komisyonumuz 26.4.2001 tarihli 12 nci toplantısında Dışişleri Komisyonu Raporu, Alt Komisyon Raporu ve Kanun Tekliflerini inceleyerek görüşmüştür.

Komisyonumuzda tekliflerin tümü üzerinde yapılan görüşmeler sırasında;

– Tekliflerde Cezayir ile ilgili hükümlerin bulunması doğru olmayacaktır.

– Cezayir, Fransa ile halen ekonomik ilişkiler içindedir ve Cezayir halkı Fransa ile ilişkilerinin zedelenmesi olasılığına sıcak bakmayabilecektir.

– Cezayir bugün bağımsız bir cumhuriyettir ve kendisi ile ilgili karar alma imkânına sahiptir.

– Dolayısıyla Türkiye'nin Cezayir'le ilgili böyle bir karar almasına gerek bulunmamaktadır.

– Fransa'nın Cezayir'de yaptığı katliam soykırım olarak adlandırılacak olursa, bu adlandırma diğer birçok ülkede yapılan katliamların da soykırım olarak anılmasına yol açacak ve soykırım kavramının genişlemesine yol açacaktır.

– Dolayısıyla soykırım kavramını yerinde ve dikkatli kullanmak gerekmektedir ve bu konuda verilecek hükmü tarihe bırakmak en doğru yol olacaktır.

– Sonuç olarak Fransa'nın Cezayir'de yaptığı katliamı, kanun tekliflerinin dışında tutmak en doğru ve sağduyulu yol olacaktır.

– Alt Komisyon Raporunda belirtilen hususlara ve özellikle de raporun sonunda yer alan "Sorunun sağduyulu biçimde çözümü için uzun vadeli düşünmek Türkiye aleyhine yapılacak bütün faaliyetlere karşı bilimsel araştırmalar yapacak Bilimsel Araştırma Kurumu kurulmalıdır." biçimindeki ifadeye katılmamak mümkün değildir.

– Türkiye raporda belirtildiği biçimde Bilimsel Araştırma Kurumu kurmalı ve uzun vadeli çalışmalar yapmalıdır.

– Komisyonumuz Tekliflerin tümü üzerinde yapılan bu görüşmelerden sonra Dışişleri Komisyonunun hazırladığı metin ve kanun tekliflerinin Alt Komisyon Raporu ve Komisyonumuzda ileri sürülen düşünceler doğrultusunda değiştirilmesi ve yeni bir metin hazırlanması kararı almıştır.

Raporumuz saygıyla arz olunur.

 

Başkan

Başkanvekili

Sözcü

 

Mehmet Pak

Musa Öztürk

Hasan Fehmi Konyalı

 

İstanbul

Adana

Ordu

 

Kâtip

Üye

Üye

 

Hasan Hüseyin Balak

Hasari Güler

Halil İbrahim Özsoy

 

Tokat

Adıyaman

Afyon

 

Üye

Üye

Üye

 

Eyyüp Sanay

Tamer Kanber

Cezmi Polat

 

Ankara

Balıkesir

Erzurum

 

Üye

Üye

Üye

 

Hasan Akgün

Mustafa Zorlu

Yalçın Kaya

 

Giresun

Isparta

İçel

 

Üye

Üye

Üye

 

Abdulkadir Aksu

Ali Oğuz

Kemal Vatan

 

İstanbul

İstanbul

İzmir

 

(İmzada bulunamadı)

 

 

 

Üye

Üye

 

 

Ali Sezal

M. Cihan Yazar

 

 

Kahramanmaraş

Manisa

 

 

İçişleri Komisyonu

Fransa’nın Cezayir’de Yaptığı Soykırımlar Alt Komisyon Raporu

 

Esas No. : 2/669, 2/671, 2/672, 2/673

  Karar No. : 1

 

İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANLIĞINA

İçişleri Komisyonuna 2.2.2001 tarihinde sunulan “Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu ve 41 Arkadaşının Fransa’nın Cezayir’de Yaptığı Soykırım Hakkında Kanun Teklifi”, “İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın Fransa’nın Gerçekleştirdiği Mezalimler ve Soykırımların Tanınması Hakkında Kanun Teklifi”, “İzmir Milletvekili Oktay Vural, Erzurum Milletvekili İsmail Köse ve Hatay Milletvekili Mehmet Şandır’ın Türkiye Cumhuriyeti Aleyhine Çalışma Yapan Ülkelere Uygulanacak Yaptırımlara Dair Kanun Teklifi” ve “Eskişehir Milletvekili Mail Büyükerman’ın Fransa’nın Cezayir’de Yaptığı Soykırım Hakkında Kanun Teklifi” Komisyonumuzun, 15.3.2001 tarihli toplantısında görüşülmeye başlanmış ve konunun ayrıntılı olarak incelenmesi amacıyla bir alt  komisyon oluşturulmasına karar verilmiştir. Adana Milletvekili Musa Öztürk, Adıyaman Milletvekili Hasari Güler, Antalya Milletvekili Kemal Çelik, Kahramanmaraş Milletvekili Ali Sezal ve Manisa Milletvekili M. Cihan Yazar’dan oluşan Alt Komisyonumuz başkanlığına Adıyaman Milletvekili Hasari Güler’i seçerek çalışmalarına başlamıştır. Alt Komisyonumuz Fransa’nın Cezayir’de yaptığı soykırım iddialarını araştırmak; Fransız Ulusal Meclisinin Ermeni Soykırımı kararına bir yanıt vermek ve ülkemiz aleyhine alınan kararlara karşı uygulanacak yaptırımları belirlemek amacıyla ilgili kurum temsilcileri ve üniversitelerimizde konuyla ilgili bilim adamlarının katılacağı bir toplantı yapmayı kararlaştırmış ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü, Atatürk Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, Türk Tarih Kurumu Başkanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ile MİT Müsteşarlığı temsilcilerini toplantıya davet ederek dinlemiştir.

Alt Komisyon toplantısında ortaya konulan düşünceler şöyle özetlenebilir :

• Fransız Parlamentosu tarafından alınmış olan bu karar tarihî gerçekleri yansıtmayan siyasî bir karardır.

• Ermeni sorunu Türkiye’de 25 yıldan beridir ciddi bir sorun niteliğini almıştır.

• Bu sorun Türk diplomatlarına yapılan saldırılar sonucunda farkedilmiştir.

• PKK terörünün ortaya çıkmasıyla birlikte Ermeni terörü sona ermiş, PKK terörünün sona erdirilmesiyle bu sorun yeniden ortaya çıkarılmıştır.

• Dolayısıyla sorun herhangi bir gerçekle ilgili olmayıp, Türkiye üzerinde oynanan uzun vadeli planların bir parçasıdır.

• Osmanlı Devletinin zayıfladığı dönemde, topraklarının paylaşılması amacıyla batılı sömürgeci güçler tarafından yaratılan “Ermeni Sorunu”, günümüz Türkiye’sinin dış siyasal ilişkilerinde bir baskı unsuru haline getirilmeye çalışılmaktadır.

• Sorunun palyatif tedbirlerle çözülmesi olanaksızdır.

• Bu tür iddialara karşı yaptığımız şey savunmaya geçmek ve böyle bir iddianın gerçekleri yansıtmadığını söylemek olmuştur.

• Bu yaklaşım bir kompleks varmış gibi bir görünüm ortaya çıkarmaktadır.

• Oysa ne bu tür bir savunma yapmamıza ne de bir komplekse girmemize gerek bulunmaktadır.

• Bu nedenle soruna yaklaşım biçimimizin değiştirilmesi; daha sağduyulu bir bakış açısıyla konunun bütün ayrıntılarıyla şeffaf biçimde ortaya konması sağlanmalıdır.

• Aksi takdirde haklı olduğumuz bir konuda haksızmış gibi gösterilmemiz çok kolay olacaktır ve nitekim öyle olmaktadır.

• Haklılığımızı anlatabilmek için yapılması gereken şey kurumsallaşmadır.

• Ermeni lobileri güçlü bir biçimde kurumsallaşmış bulunmaktadır.

• Bu lobilerin çabasıyla binlerce eser yayınlanmış yüzlerce web sayfası açılmıştır.

• Lobiler istikrarlı ve bilinçli bir şekilde faaliyetlerini bütün dünyada sürdürmekte ve bu sayede haksız oldukları halde, dünya kamuoyunu yanlarına çekmeyi başarmaktadırlar.

• Bizde ise bu tür bir kurumsallaşma olmadığından, yürütülen faaliyetler birbirinden bağımsız kalmakta; olayın şiddetine göre azalıp artmakta ya da tümüyle kesilmekte ve haklılığımızın anlatılması mümkün olmamaktadır.

• Örneği Fransız Parlamentosunca alınacak kararla ilgili olarak, kararın alınmasından çok kısa bir süre önce bir heyet Fransa’ya gitmiş ancak son derece doğal olarak hiç bir etkinlikte bulunamadan geriye dönmüştür.

• Dolayısıyla bu alanda kurumsallaşma; ilgili kurum ve kuruluşlar arasında etkili ve sürekli bir işbirliği ve iletişim kurulması şarttır.

• Bu konudaki devlet arşivlerinin bütün herkese açık olması ve yararlanma imkânlarının kolaylaştırılması gerekmektedir.

• Arşivler iddia edildiği gibi yabancılara değil, daha çok kendi vatandaşlarımıza kapalıdır.

• Bu konuda hiçbir ayrım yapmadan arşivleri herkese açmak ve gerçeği hiçbir komplekse kapılmadan bütün ayrıntılarıyla ortaya koymak kesinlikle ülkemizin yararına olacaktır.

• Osmanlı Devleti bünyesinde bir çok etnik unsuru barındırmıştır.

• Ermeniler de bu etnik gruplardan biridir ve Osmanlı devletinin çok değişik bölgelerinde varlıklarını sürdürmüşlerdir.

• Osmanlı Devletinin Ermenileri soykırıma tâbi tutmasının hiçbir gerekçesi olamaz.

• Birinci Dünya Savaşı koşullarında devlete başkaldıran Ermeniler, Doğu Anadolu Bölgesinin güvenliğinin sağlanması amacıyla tehcir ettirilmiştir.

• Bu tehcir sırasında karşılıklı olarak kötü olayların meydana geldiği ve bu tehcir sırasında kötü hava koşullarının da etkisiyle çok sayıda Ermeni’nin hayatını kaybettiği iddiası doğrudur.

• Böyle bir sonuç istenmeyen ve Ermenilerin haklı tepkisini çeken bir sonuçtur.

• Ancak Ermeniler de tehcir sırasında önlerine gelen Türklere kötü muamelede bulunmuşlar ve çok sayıda kişinin yaşamını kaybetmesine yol açmışlardır.

• Bütün bunların savaş koşulları içinde meydana geldiği hatırlanmalı ve savaş koşullarında hangi ülkenin ülke bütünlüğünü sağlamak bakımından tedbir almayacağı sorusu sorulmalıdır.

• Soruna bu açıdan bakıldığında Osmanlı Devletinin yaptığının istenmeyen bir savaş koşulu sonucu olduğu görülecektir.

• Tehcir kelimesi Arapça olup hicret kökünden gelmektedir; göç ettirme anlamına gelmektedir.

• Bu kelimede bir temerküz kampına yerleştirilme anlamı yoktur ve böyle bir olay da olmamıştır.

• Bu nedenledir ki göç ettirme kelimesinin karşılığı olarak İngiliz ve Fransızların kullandığı “Deportion” kelimesi ilgili Ermeni iddialarında kasten yanlış olarak kullanılmaktadır. Bu kelime cezaen bir yerde mahfuz tutularak ikamete mecbur edilmek manasına gelmektedir.

• Osmanlı Devletinin soykırım yapmayı istemiş olması halinde sadece Doğu Anadolu Bölgesinde değil diğer bölgelerimizde yaşayan Ermenileri de öldürmesi gerekirdi.

• Oysa diğer bölgelerde hiçbir sorunla karşılaşmadan yaşamlarını sürdüren çok sayıda Ermeni bulunmaktadır.

• İmparatorluk Türkiye’sinde Ermeni ırkına mensup, Katolik ve Protestan Ermeni cemaatinden hiç kimse tehcire tâbi tutulmamıştır.

• İstanbul, Bursa, İzmir ve Edirne gibi ayaklanma bölgesinin dışında kalan vilayetlerdeki Ermenilerin hiç biri tehcir kanununa tâbi tutulmamıştır.

• Osmanlı Hükümetinin uyguladığı yasa esasında “Tehcir Kanunu” da değildir. Kanun “Sevk ve İskân Kanunu”dur ve isyan eden grupların başka vilayetlere iskân edilmesi amacıyla çıkarılmıştır.

• Soykırım kavramı, bir ırkı, dini, millî ve etnik grubun resmî devlet politikalarıyla sistemli olarak fizikî manada yok edilmesi anlamına gelmektedir.

• Dolayısıyla kavramı kullanırken dikkatli kullanmak gerekmektedir.

• Ermeni meselesine “soykırım” demek, kavramı bu şekilde dikkatsiz kullanmanın sonucudur.

• Osmanlı Türkiye’sinde Ermenilere veya imparatorluk teb’ası herhangi bir etnik birime karşı bu tarz bir uygulama kesinlikle söz konusu olmamıştır.

• “Katliam” ve “Soykırım” kavramları birbirinden çok farklı kavramlardır.

• “Katliam” kelimesinin karşılığı “Massacres”, “Soykırım” kelimesinin karşılığı “Genocide”dir.

• Ayrıca devlete karşı isyana kalkışan herhangi bir dinî, millî, ırkî ve etnik grubun siyasal bir harekete geçmiş olması, katliam sözcüğünü farklılaştırmaktadır. Çünkü devletlerin bu tip isyanları önlemeye yönelik faaliyetleri hükümranlık hakları kapsamındadır.

• Almanya’da Naziler, Yahudileri soykırıma tâbi tutarken, bilinçli bir biçimde Yahudileri toplamışlar ve kurdukları özel kamplarda fırınlara atarak yakmışlardır.

• Yahudi soykırımı ile bizde yaşanan olay karşılaştırıldığında aralarında hiçbir benzerliğin olmadığı görülecektir.

• Ancak soykırım çok ağır bir suçtur ve mürur-u zamana uğramaz.

• Almanlar bu kara lekeden dolayı dünyada yalnız kalmak istememekte ve kendilerine bir suç ortağı aramaktadırlar.

• Bu iddiaların Avrupa’da bu tür bir destek görmelerinin bir nedeni de Almanlara bir suç ortağı bulmak ve Almanları soykırım arenasında yalnız bırakmamaktır.

• Yahudiler bu nedenle Ermenilere çok kızgındırlar. Çünkü Yahudiler Almanların kendilerine yaptığı soykırımın hiçbir biçimde Osmanlının Ermenilere yaptığıyla benzeşmediğini bilmekte ve Almanlara suç ortağı bulunmasını doğru bulmamaktadırlar.

• Türkiye Cumhuriyeti, Lozan Antlaşması ile uluslararası meşruiyetini kazanmış bir ülke olarak geçmişte ortaya çıkan gelişmelerden hukuken sorumlu tutulamaz. Ancak Osmanlı diplomasisinde “Ermeni Patırtısı” olarak adlandırılan bu meselenin “soykırım” olarak tanımlanmak istenmesinin gerisinde yatan esas sebep, uluslararası hukukta zamanaşımına tâbi olmayan bir suç olan soykırım tanımlamasını kabul ettirerek, Türkiye Cumhuriyetini hukuken sorumlu hale getirmektir. Bu nokta dikkatten kaçmamalıdır.

• Sorunun sağduyulu biçimde çözümü için uzun vadeli düşünmek Türkiye aleyhine yapılacak bütün faaliyetlere karşı bilimsel araştırmalar yapacak Bilimsel Araştırma Kurumu kurulmalıdır.

 

 

 

Başkan

 

 

 

Hasari Güler

 

 

 

Adıyaman

 

 

Üye

 

Üye

 

Musa Öztürk

 

M. Cihan Yazar

 

Adana

 

Manisa


DIŞİŞLERİ KOMİSYONUNUN KABUL ETTİĞİ METİN

 

MİLLETLERARASI İDDİA, İTHAM VE SAPTIRMALARA KARŞI

KANUN TEKLİFİ

 

MADDE 1. – Türkiye, tarihin tespit ve kabul etmediği “Ermeni Soykırım” iddialarını reddeder; bunda ısrarlı olunmasını düşmanca davranış addeder.

MADDE 2. – Türkiye, Fransa ve diğer  dış güçlerin I. Dünya Savaşında, Ermenileri kendi saflarında kullanmalarını, isyana sevk ederek insan kaybına yol açmalarını kınar.

MADDE 3. – Türkiye, ASALA Terörüne verilen destek ve himayeyi şiddetle kınar.

MADDE 4. – Türkiye, Ermenistan’ın Yukarı Karabağ ve Azerbaycan topraklarını işgalini, insanların göçe zorlanmasını kınar, kuvvet kullanarak toprak genişlemesini reddeder.

MADDE 5. – Türkiye, Bosna-Hersek’te 200 000’den fazla insanın, dinlerinden dolayı, uğradıkları soykırıma seyirci kalınmasını kınar, Fransa ve diğer Avrupa güçlerinin manevî mesuliyeti bulunduğunu beyan eder.

MADDE 6. – Bütün insanlığı ilgilendiren tarih, siyasî kararlarla değiştirilemez, yazılamaz, saptırılamaz. Hüküm tarihindir.

MADDE 7. – Hükümet, yukarıdaki maddelerde belirtilen gerçeklerin Dünya kamuoyunda tartışılması için gerekli tedbirleri alır.

MADDE 8. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 9. – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

 


İÇİŞLERİ KOMİSYONUNUN KABUL ETTİĞİ METİN

 

MİLLETLERARASI İDDİA, İTHAM VE SAPTIRMALARA KARŞI

KANUN TEKLİFİ

 

MADDE 1. – Türkiye, tarihin tespit ve kabul etmediği “Ermeni Soykırımı” iddialarını reddeder; Fransa ve diğer dış güçlerin Birinci Dünya Savaşında, Ermenileri kendi saflarında kullanmak amacıyla isyana sevk etmelerini; bu nedenle meydana gelen can kayıplarını ve ASALA terörüne verilen destek ve himayeyi şiddetle kınar.

MADDE 2. – Türkiye, Ermenistan’ın Yukarı Karabağ ve Azerbaycan topraklarını işgalini, insanların göçe zorlanmasını; Bosna Hersek’te insanların dinlerinden dolayı soykırıma tâbi tutulmalarını, bu soykırıma seyirci kalınmasını kınar ve Fransa ve diğer Avrupa güçlerinin manevi mesuliyeti bulunduğunu kabul eder.

MADDE 3. – Hükümet, yukarıdaki maddelerde belirtilen gerçeklerin Dünya kamuoyunda tartışılması için ve başka devlet parlamentolarında Türkiye aleyhine alınacak kararlara karşı gerekli tedbirleri alır.

MADDE 4. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 5. – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.