Dönem
: 21 Yasama Yılı : 4
T.B.M.M. (S. Sayısı : 792)
Malî Sektöre
Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun
Tasarısı ve
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/938)
|
T.C. |
|
|
Başbakanlık |
21.12.2001 |
|
Kanunlar ve Kararlar |
|
|
Genel Müdürlüğü |
|
|
Sayı : B.02.0.KKG.0.10/101-396/5895 |
|
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Başkanlığınıza
arzı Bakanlar Kurulunca 11.12.2001 tarihinde kararlaştırılan “Malî Sektöre Olan
Borçların Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Bülent Ecevit
Başbakan
GENEL GEREKÇE
2001 yılında yaşanan ekonomik kriz, üretici kesimi
ciddî sıkıntılara sokmuş, imalattan sanayiye, tarımdan inşaata, ekonominin
yaratıcı ve bütünleyici unsuru olan tüm sektörler darboğaza girmiş, üretim ve
istihdamda daralmalar başlamış, sonuçta ivedi ve o ölçüde de ciddî önlem ve
kararların alınması zorunlu hale gelmiştir.
Ekonomik kriz şartları kredi kullanan reel sektör
firmalarını olduğu kadar tüm sektörleri ve bu arada bankacılık sektörünü de
derinden etkilemiş, krizden etkilenen kredi borçlularının taahhütlerini yerine
getirememesi ve senet protestolarının rekor rakamlara ulaşması neticesinde
sorunlu kredilerin hacminde önemli bir artış meydana gelmiştir. Nitekim,
Haziran 2000 itibariyle sektördeki tüm bankaların tasfiye olunacak kredi
alacakları tutarı 2 katrilyon Türk lirası iken, Haziran 2001 itibariyle 5.7
katrilyon Türk lirasına ulaşmıştır. Diğer taraftan tasarrufların daha kısa
vadelerde yoğunlaşması, banka bilançolarında aktif ve pasif arasında vade
uyumsuzluklarına neden olmuştur.
Bu ekonomik kriz ortamında, gerek bankacılık sektörünün
gerekse reel sektörün ortak sorunlarını çözümleyebilmeleri, ancak ekonomiye
ciddî ölçüde katma değer yaratan fakat finansal darboğaz yaşayan üretici
firmaların katma değer yaratmaya devam ederek malî kesime olan geri ödeme
yükümlülüklerini yerine getirebilmelerine ve bu ise finansal yeniden
yapılandırma programlarını içeren bir uzlaşı platformunun oluşturularak kriz
nedeniyle büyük ölçüde kaybolmuş olan işletme sermayelerinin bankalarca
kredilendirilmesine bağlıdır.
Söz konusu yeniden yapılandırma programının
başarılması, reel sektörün kriz nedeniyle kaybettiği işletme sermayesinin temin
edilmesi ve bunun sonucu olarak da üretim ve istihdamın gelişerek devam etmesi,
kamu bankalarının bankacılık sektöründeki ağırlığı dikkate alındığında, bu
programda özel bankalarla birlikte kamu bankaları da yer almadığı takdirde,
mümkün görülmemektedir.
Tasarı ile, ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik durum
nedeniyle finansal sıkıntılar yaşayan üretici firmaların, makul bir süreç
içerisinde ve makul koşullarla, gerek katma değer yaratmaya devam etmeleri
gerekse öngörülen süreç içerisinde malî kesime olan geri ödeme yükümlülüklerini
yerine getirebilmeleri gayesiyle malî sektöre olan borçların yeniden
yapılandırılması amaçlanmıştır.
Diğer taraftan, Tasarıda 15.11.2000 tarihli ve 4603
sayılı Kanunla yeniden yapılandırma sürecine giren bankalarda istihdam edilen
personel hakkında uygulamada gereksinim duyulan bazı düzenlemelere de yer verilmiştir.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1. – Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik
konjonktüre bağlı olarak, gerek üretim gerekse hizmetler sektöründe faaliyet
gösteren firmalar yaşadıkları darboğaz nedeniyle çeşitli kesimlere olan
yükümlülüklerini yerine getirememekte, buna bağlı olarak da ya küçülme yoluna
gitmekte ya da ekonomik faaliyetlerini bütünüyle durdurmak zorunda kalmaktadır.
Bu durum ise, ekonomik daralma sürecini hızlandırarak büyüme ve istihdam
üzerinde son derece olumsuz bir etki yaratmaktadır.
Tasarı ile finansal darboğaz içinde bulunan, ancak malî
sisteme olan borçlarının yeniden yapılandırılması yoluyla yaşaması olanak
dahilinde olan firmalara, faaliyetlerini verimli bir şekilde sürdürebilecekleri
bir ortamın sağlanması, bu şekilde ilgili firmaların ticarî faaliyetlerinin
genişlemesi ve ciddî ölçekte katma değer yaratan firmaların ekonomiye yeniden
kazandırılması, kapasite kullanımı ve istihdamın artırılması amaçlanmaktadır.
Madde 2. – Madde ile, 4389 sayılı Bankalar Kanununa
tâbi bankalar ve özel finans kurumları ile diğer malî kurumlar, Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonu ve Tasfiye Halinde Emlak Bankası Anonim Şirketinin mevcut
alacaklarının, Türkiye Bankalar Birliği tarafından hazırlanacak bir Finansal
Yeniden Yapılandırma Programı Çerçeve Anlaşması kapsamında ve Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından onaylandığı tarihten itibaren 3 yıl
içinde finansal yeniden yapılandırma sözleşmesine bağlanmak şartıyla
yenilenmesine, yeniden finanse edilerek yapılandırılmasına ve yeni bir itfa planına
bağlanmasına olanak sağlanmaktadır.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun onayı ile
işlerlik kazanacak olan Finansal Yeniden Yapılandırma Programı Çerçeve
Anlaşması ile belirlenen esaslar dahilinde, malî kurumlara sorunlu hale gelmek
üzere veya yeniden yapılandırılmadıkları takdirde sorunlu hale gelmesi muhtemel
kredi borçları olan, gerekli destek verildiği takdirde katma değer yaratmaya
devam edeceği düşünülen ve öngörülen süre içinde borçlarını geri ödeme
kabiliyeti kazanacağına kanaat getirilen firmalara finansal yeniden
yapılandırma programı uygulanacaktır. Programdan yararlanacak firmalara ilişkin
kriterler Finansal Yeniden Yapılandırma Programı Çerçeve Anlaşması ile tespit
edilecektir. Bu kriterler tespit edilirken, söz konusu firmaların başta aktif
büyüklükleri olmak üzere, toplam yıllık ciroları, istihdam ettikleri personel
sayısı ve toplam yıllık ihracat tutarları gibi unsurlar dikkate alınacaktır.
Bankalar ve diğer malî kurumlar, Çerçeve Anlaşması ile belirlenen asgarî
unsurlar dahilinde borçluların durumunu değerlendirerek, her bir borçlu için
ayrı ayrı imzalanacak finansal yeniden yapılandırma sözleşmeleri tanzim
edecektir. Borçluların içinde bulunduğu finansman ihtiyacına bağlı olarak,
bankaların ve diğer malî kurumların alacakları; vade ve ana para, faiz ödeme
dönemlerine ilişkin şartlar aynı olmak üzere yenilenebileceği gibi, yeni bir
itfa planına da bağlanabilecek veya bankaların kendi kaynaklarından ilave
finansman sağlanabilecektir. Küçük ve orta boy işletmelerin özellikleri dikkate
alınarak Finansal Yeniden Yapılandırma Programı Çerçeve Anlaşmasında bunlara
ilişkin kriterler de ayrıca tespit edilecektir.
Ayrıca, madde ile, Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası
Anonim Şirketi, Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi, hisseleri kısmen ya da
tamamen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna ait bankalar ve ilave kaynak
sağlamamak kaydıyla Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ile Tasfiye Halinde Emlak
Bankası Anonim Şirketine Finansal Yeniden Yapılandırma Programı Çerçeve
Anlaşmasına katılma hususunda yetki verilmiştir.
Diğer yandan, Finansal Yeniden Yapılandırma Programı
Çerçeve Anlaşmasına taraf olan Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonuna kamu alacakları ile ilgili yasal düzenlemeler
kapsamında tanınan önceliklerin ve tahsilat sürecinde getirilen ayrıcalıkların
Çerçeve Anlaşması ile gerçekleştirilmek istenilen finansal yapılandırma
programlarının uygulanmasında yaratacağı zorlukların önlenmesini teminen, Fon
tarafından, Finansal Yeniden Yapılandırma Programı Çerçeve Anlaşmasına göre
yenilenen, yeniden finanse edilerek yapılandırılan ya da yeni bir itfa planına
bağlanan krediler ve diğer alacaklardan, 4389 sayılı Bankalar Kanununun 15 inci
maddesinin (3) numaralı fıkrasına göre 6183 sayılı Âmme Alacaklarının Tahsil
Usulü Hakkında Kanun hükümlerine tâbi olanların, 6183 sayılı Kanunun 48 inci
maddesine göre tecil süresi ve teminat şartlarına bağlı olmaksızın
taksitlendirilmesi ve tecil edilebilmesi mümkün kılınmıştır.
Madde 3. – Madde ile, Finansal Yeniden Yapılandırma
Programı Çerçeve Anlaşması hükümleri kapsamında yapılacak finansal yeniden
yapılandırma sözleşmeleri ve bu sözleşmeler kapsamında yapılacak işlemlerle
ilgili bazı vergi istisnaları tanınmaktadır. Buna göre, Tasarı hükümleri
çerçevesinde yeniden yapılandırma olmadığı takdirde zaten doğmayacak olan vergi
yükümlülüklerinden kamunun fiilî bir kaybı olamayacağı ve ilgililere ilave
külfet getirilmemesi noktalarından hareketle sözleşme kapsamındaki işlemlere
ilişkin olarak, 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu, 492 sayılı Harçlar Kanunu ve
6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu, 1318 sayılı Finansman Kanunu ile kaynak
kullanımı destekleme fonuna yapılacak vergi ve kesintilerle ilgili istisnalar
getirilmektedir.
Madde 4. – 4603 sayılı Kanun ile kamu bankalarının
çağdaş bankacılığın ve uluslararası rekabetin gereklerine göre çalışmaları ve
özelleştirmeye hazırlanmaları sağlanacak şekilde yeniden yapılandırılmaları
amaçlanmış ve özel bankalarla rekabet içinde çalışan bu bankalar, kamu bankası
olmaları nedeniyle tâbi oldukları mevzuat açısından diğer bankalara göre bazı
kısıtlamalar altında faaliyet göstermek zorunda olduklarından, bu kısıtlamalar
kaldırılarak sektördeki diğer bankalar gibi özel hukuk hükümlerine ve 4389
sayılı Bankalar Kanunu hükümlerine tâbi kılınmışlardır.
Bu çerçevede, bankalara atanan yönetim ve denetim
kurulu üyelerinin temel görevi bankaların aktiflerini seyyal kılmak, pasif
kalitesini yükseltmek ve bankaların reorganizasyonunu sağlayarak bu bankaları
süratle özelleştirmeye hazırlamak olarak belirlenmiştir. Aktiflerin seyyal
kılınması ise müşteri kitlesi itibariyle reel sektörden oluşan portföyün
geliştirilerek sürdürülmesini gerektirmektedir.
Reel sektör firmalarının işletme sermayelerindeki
erimenin durdurularak kaybedilen işletme sermayelerinin yeniden sağlanması ve
olumsuzlukların diğer sektörlere sirayetinin önlenmesi amacıyla ekonomik krizin
başlangıç tarihi olan 21.2.2001 tarihinden önce açılmış olan kredilerle
(tasfiye olunacak alacaklar dahil) ancak kriz sonrası geri dönüş imkânı sınırlı
hale gelen kredilerle ilgili olarak; kriz ortamında bankalardan beklenen
bankacılık iş ve işlemlerinin normal koşullardaki bankacılık teamüllerine ve
yönetmeliklerine uygun olamayacağı nazara alındığında ve bu işlemlerden
bazılarının ileride banka bilançolarında bırakabileceği olumsuzluklar ve bunun
doğuracağı sorumlulukları kısıtlamak için; T. C. Ziraat Bankası A. Ş. ve T.
Halk Bankası A.Ş.’nin yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile Tasfiye Halinde
Emlak Bankası A.Ş.’nin yönetim, denetim ve tasfiye kurulu üyelerinin, kanunda
belirtilen konularla ilgili olarak alacakları kararlar ve yapacakları işlemler
ile ilgili tüm hukukî ve cezaî sorumlulukları münhasıran kasıtlı ve/veya ağır
kusurlu fiilleriyle sınırlı tutularak, bu fiilleriyle ilgili hukukî ve cezaî
sorumluluklarının aynı platformdaki özel sektör bankalarındaki eş görevli
kişilerin tâbi olduğu hukuk kurallarına göre belirlenmesi gerekli
görülmektedir.
Bunun yanı sıra, yapılan düzenleme ile, ekonomideki olumsuz gelişmeler
nedeniyle ödeme gücünde, nakit akımında, bilânço ve özvarlık yapısında
olumsuzluklarla karşı karşıya kalan reel sektör firmalarının faaliyetlerinin
iyileştirilerek üretim ve istihdamın sürdürülmesine imkân sağlamak; tarım
sektöründe ortaya çıkan olumsuz gelişmelerin gelecek yıllara sirayetini
engellemek; bu sektörlere anılan bankalarca açılmış olan kredilerin tahsil
imkânını iyileştirmek; bu olumsuz gelişmelerin diğer sıhhatli firmalara
sıçramasını önlemek amacıyla kamu bankalarının bu kredilerin borçlularıyla ayrı
ayrı veya sektördeki diğer bankalarla birlikte yapılacak protokollerle finansal
yeniden yapılandırma programını içeren uzlaşı platformunda aktif ve yapıcı bir
rol üstlenerek yer almaları için, bu bankaların söz konusu sektörlere açtıkları
ve kullandırdıkları kredileri yeniden yapılandırmak yani kredilerin vadelerini
uzatmak, kredileri yenilemek, gerektiğinde mevcut kredi limitlerini artırarak
ilave yeni kredi vermek, kredileri kısmen veya tamamen iştirak haline
dönüştürmek, kredileri gerektiğinde teminatları ile birlikte tahsil amacıyla
diğer kuruluşlara aynî, nakdî ya da tahsil şartlarına bağlı bir bedel karşılığı
devir ve temlik etmek, ana para ve/veya faiz bonifikasyonu yapmak, kredileri
tahsil amacıyla borçlu ya da üçüncü kişilere ait aynî değerler karşılığında
kısmen ya da tamamen tasfiye etmek, diğer bankalarla birlikte hareket ederek
protokoller yapmak gibi bu kredilerle ilgili her türlü bankacılık
uygulamalarını yapmak amacıyla alacakları kararlar ve yapacakları işlemler ile
ilgili olarak bankaların yönetim, denetim ve tasfiye kurulu üyelerinin 4603
sayılı Kanunun 1 inci maddesine uygun olarak çalışabilmeleri hedeflenmiştir.
Madde 5. – Bankalar, özel finans kurumları ve diğer malî kurumların,
sorunlu alacakları ile diğer varlıklarının satın alınması suretiyle, bu
kurumların aktiflerine seyyaliyet kazandırmak ve sermaye yapılarını
güçlendirmek amacıyla, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde de örnekleri
bulunan aktif yönetim şirketi modelinin ülkemize de kazandırılması
amaçlanmaktadır. Ayrıca, bu tür şirketlerin teşvik edilmesini teminen, bunlara
belirli bir süreyle sınırlı olmak üzere, bazı vergi, resim ve harç
muafiyetlerinden yararlanma olanağı getirilmiş ve Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonunun da bu şirketlere hissedar olmak suretiyle katılması mümkün kılınmıştır.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun belirleyeceği usul ve
esaslar çerçevesinde bankalar arasında alım-satım işlemlerine konu edilen değer
ve bunlara ilişkin teminatların devir ve temliklerinde de maddenin birinci
fıkrasında yer alan muafiyetlerin 31.12.2004 tarihine kadar uygulanması
öngörülmektedir.
Madde 6. – 1-a) 4389 sayılı Bankalar Kanununda yer alan kurul üyeleri
ile kurum personelinin uyacakları meslekî ilkeleri tespit etme yetkisi,
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruluna verilmiştir. Kurul üyelerinin
görevlerinden ayrılmalarından sonra iki yıl süresince anılan Kanun kapsamına
giren kuruluşlarda görev alamamaları kuralına, bu kişilerin meslekî bilgi ve
tecrübesi gözetilerek münhasıran Fona intikal eden bankalarda görev
alabilmeleri hususunda istisna getirilmektedir.Ayrıca, Bankacılık Düzenleme ve
Denetleme Kurumunun faaliyetleri hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve
Bütçe Komisyonunu bilgilendirmesi öngörülmektedir.
b) Temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimleri veya
hisseleri Fona intikal eden bankalara, tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen
bankaların iflas idarelerine ve Fona, açacakları dava ve icra takiplerinde
tanınan vergi, resim ve harç istisnalarının kapsamı genişletilmiştir.
c) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna, hisseleri kendisine intikal etmiş
bankalar hakkında bu hisselerin üçüncü kişilere satışının gerçekleşememesi veya
satışının imkân dahilinde olmadığının belirlenmesi durumunda, 4389 sayılı
Bankalar Kanununun 14 üncü maddesinin (6) numaralı fıkrasının (a) ve (b)
bentlerindeki yetkileri kullanabilmesinin yanı sıra, söz konusu bankanın varlık
ve yükümlülükleri ile ilgili her türlü tasarrufta bulunabilme imkânı
tanınmıştır.
d) 4389 sayılı Bankalar Kanununun 14 üncü maddesinin (7) numaralı
fıkrasında yer alan, eski yönetici ve denetçiler hakkındaki kanunî halefiyet
hakkının kapsamı açıklığa kavuşturulmaktadır. Bankaların birleşme, devir ve
tasfiyelerine gidilmesi halinde, sorumluluğu tespit edilen eski ortak, yönetici
ve denetçiler hakkında, banka genel kurullarınca ibra edilmiş olsalar dahi, Fon
adına tazminat talebiyle dava açılabileceği hususu hüküm altına alınarak, bu
konudaki tereddütlerin giderilmesi amaçlanmaktadır.
e) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun, 4389 sayılı Bankalar Kanununun 15
inci maddesinin (3) numaralı fıkrasında var olan yetkisinin kapsamı, devraldığı
ve dava veya iflas takibine konu etmekle görevli ve yetkili olduğu her türlü
alacak dahil edilmek suretiyle genişletilmektedir. Ayrıca, Fona, uygulanmış
veya uygulanması düşünülen muhafaza tedbirlerinin bir süre askıya alınmasıyla
birlikte borçluların iktisadî faaliyetlerin devamının temin edilmesi ve bu
suretle alacakların tahsil kabiliyetinin artacağına kanaat getirilmesi halinde
anlaşma yapma yetkisi tanınmaktadır.
f) Yürütülecek işlemlerde kolaylık sağlanmasını teminen Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonuna, Kurum başkan yardımcısı statüsünde ve kurum başkan
yardımcılarında aranan şartları taşıyan üç Fon başkan yardımcısı atanabileceği
hüküm altına alınmıştır.
g) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun, hisseleri kısmen veya tamamen
kendisine intikal eden bankaların alacaklarını devralması halinde tanınan
ayrıcalıklardan, bu bankaların borçlarını ve taahhütlerini yüklenmesi durumunda
da yararlanmasına imkân tanınmıştır.Ayrıca, Fonun devraldığı alacakla ilgili
olarak müdahil olabileceği ceza davaları arasına takibi şikâyete bağlı
suçlardan doğan davalar da dahil edilmiştir.
h) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna intikal eden bankaların
iştiraklerine atanan ve bu bankaları temsilen görev yapan yönetim ve denetim
kurulu üyeleri 4389 sayılı Bankalar Kanununun 24 üncü maddesinin (6) numaralı
fıkrası kapsamına dahil edilmiş, ayrıca bu kişilerin atanmalarından önceki
döneme ait tahakkuk eden kamu borçlarından sorumlu tutulamayacakları esası
benimsenmiştir.
2. Maddenin eski haline göre, Devlet Personel Başkanlığına bildirilen
personelin başka kurum ve kuruluşlara nakli 4046 sayılı Kanunun 22 nci
maddesinde belirtilen esaslar (süreler hariç) dahilinde gerçekleştirilmektedir.
Kanundaki “süreler hariç” ibaresi, uygulamada herhangi bir süre sınırlandırması
yokmuş gibi algılanmakta ve işlemlerin uzun bir süreye yayılması söz konusu
olmaktadır. 4603 ve 4684 sayılı Kanunlarla Kamu Bankalarının Ortak Yönetim
Kuruluna verilen yeniden yapılandırma görevinin başarıya ulaşması için,
bankaların belirlediği söz konusu personelin başka kurum ve kuruluşlara
naklinin kısa sürede sonuçlandırılması yönetimin kontrolünün, banka
disiplininin ve iş düzeninin sağlanması açısından olağanüstü önem
arzetmektedir. Yeniden yapılandırma çalışmalarının aksamaması açısından Devlet
Personel Başkanlığına bildirilen personelin bir an önce bankadan ayrılmaları da
gereklidir. Bu nedenle Devlet Personel Başkanlığına bildirilen personelin 30
gün içinde söz konusu personelin atamalarının yapılması için ilgili kamu kurum
ve kuruluşlarına bildirimin sağlanması öngörülmüştür. Bu maddeyle getirilen en
önemli değişiklik ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının bildirim tarihinden
başlayarak en geç beş iş günü içinde personel atamalarını yapmaları ve
personelin bankalarla ilişkisinin kesilmesidir.
Bu maddede hüküm bulunmayan hallerde, bu maddenin amacına aykırı
olmayacak şekilde, 4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesi hükümlerinin uygulanması
esası getirilmiştir.
3. 20.6.2001 tarihli ve 4684 sayılı Kanunla 4603 sayılı Kanuna eklenen
geçici 3 üncü madde uyarınca, Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketinin söz
konusu maddede belirlenen mal varlığı kalemleri dışı tüm aktifleri Türkiye
Cumhuriyeti Ziraat Bankası Anonim Şirketi tarafından devralınmış ve anılan
Banka tasfiye sürecine girmiştir. Ancak Tasfiye Halinde Emlak Bankası Anonim
Şirketinde kalması öngörülen bankalara olan yükümlülüklerden doğan
taahhütlerden inşaat faaliyetleri ile ilgili olanların halen tasfiye süreci
devam eden Bankada kalması tasfiye hukuku gereklerine uymadığından maddede bu
gerekliliğin yerine getirilmesi bakımından düzenlemeye gidilmiştir.
Ayrıca, 4603 sayılı Kanunun geçici 3 üncü maddesinin mevcut ikinci
fıkrası, Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketinin Türkiye Cumhuriyeti Ziraat
Bankası Anonim Şirketine devrinden doğan yükümlülüklerin, Türkiye Cumhuriyeti
Ziraat Bankası Anonim Şirketine sermaye olarak ödeme yapılmak suretiyle
karşılanması amacıyla düzenlenmişti. Bu fıkrada yapılan değişiklikle,
devredilen gayri nakdî kredilerin nakte dönüşmesi halinde sermaye yerine borç
karşılığı ödeme yapabilme imkânı sağlanmıştır.Ayrıca Türkiye Emlak Bankası
Anonim Şirketinin 4684 sayılı Kanun çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti Ziraat
Bankası Anonim Şirketince devralınması üzerine Türkiye Cumhuriyeti Ziraat
Bankası Anonim Şirketi nezdinde doğan menfî farkın Hazinece karşılanmış olması
nedeniyle Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketi Hazineye borçlu olduğundan,
maddeye bu yönde açıklık getirilmiş olup söz konusu alacak Hazinece yerine
getirilmesine rağmen halen Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası Anonim Şirketi
nezdinde gözüktüğünden söz konusu alacağın muhasebe ilkelerine uygun olarak
giderilmesine olanak tanınması, ancak söz konusu alacağın, tasfiye süreci devam
ederken Tasfiye Kurulu tarafından Bankanın iflasının istenmesine neden olmaması
için sadece bu bakımdan dikkate alınmamasını temin için maddede bu yönde hüküm
getirilmiştir.
Bilindiği üzere 4684 sayılı Kanunla Türkiye Emlak Bankası Anonim
Şirketinin anılan Kanun ile getirilen sınırlamalar dahilinde mal varlığının
devredilmesi üzerine bankacılık lisansı iptal edilmiş ve Banka tasfiye sürecine
girmiştir. Ancak 4684 sayılı Kanunla tasfiye özel bir prosedüre bağlanmış olup
Tasfiye Kurulunun, İcra İflas Kanununda düzenlenen İflas Dairesi, alacaklılar
toplantısı ve İflas İdaresi görev ve yetkilerine de sahip olarak anılan Bankayı
tasfiye etmesi öngörülmüştür. Banka tasfiyesi açısından ilgili mevzuattan ayrı
özel düzenlemeleri içeren 4389 sayılı Bankalar Kanununda, Tasarruf Mevduatı
Sigorta Fonu ile temettü hariç ortaklık hakları anılan Fona intikal eden
bankalar ve tasfiyeleri söz konusu Fon eliyle yürütülen bankalar hakkında
getirilen ayrık hükümlerin, bu hükümlerin getirilmesindeki temel amacın aynı
olması bakımından, Tasfiye Halinde Emlak Bankası Anonim Şirketi hakkında da
uygulanması için 4603 sayılı Kanunda düzenlemeye gidilmiştir.
4. Kamu bankalarının yeniden yapılandırma ve özelleştirmeye hazırlık
çalışmalarının başarıya ulaşması kapsamında personelin emekliliğe teşviki
amacıyla daha önce ek maddî faydalar sağlanmış ise de, ülke ekonomisindeki
belirsizlikler nedeniyle bir kısım personel tereddüt ederek söz konusu imkândan
faydalanmamıştır. Hizmetin gerektirdiği ideal kadroya ulaşma amacı da dikkate
alınarak, emekli olmak isteyen personele son kez olmak üzere ek maddî fayda
sağlanmak suretiyle emeklilikten yararlanma hakkı tanınmıştır.
Ayrıca madde ile, özelleştirmeye hazırlık ve yeniden yapılandırma
sürecinde; özel hukuka tâbi sözleşme ile istihdamına devam edilmesi uygun
görülen banka personelinin, sözleşmeli statüye geçişinin teşvik edilmesi, söz
konusu personelin T. C. Emekli Sandığı ile de irtibatlarının devam edeceği
gözetilerek, sözleşmelerinin banka disiplin yönetmelikleri hükümleri uyarınca
bankalarca feshi imkânı saklı kalmak üzere, 1475 sayılı İş Kanununun 17 nci
maddesi dışında kalan sebeplerle bankalar tarafından feshedilmesi halinde
mağduriyetlerinin önlenmesi, bankanın kârlılık ve verimliliği, iştiraklerinin
de kârlılık ve verimliliğini gerektirdiğinden, iştiraklerde istihdam edilecek
nitelikli banka personelinin iştiraklerde çalışmalarının sağlanması sırasında
hak kaybına uğramamalarını temin etmeye yönelik düzenlemeler getirilmiştir.
Bunun yanında, kamu bankalarının 4603 sayılı Kanunun amaçlarına uygun
olarak, Tasarıda belirlenen süreler içerisinde yeniden yapılandırılarak
özelleştirmeye hazırlanmalarının başarıya ulaşması ve diğer özel bankalarla
rekabet gücüne sahip olabilmeleri açısından aynı statüde personel istihdamı
amaçlanmıştır.
5. 4603 sayılı Kanunun geçici 5 inci maddesi, Tasarının 4 üncü maddesi
ile yeniden düzenlendiğinden uygulanma olanağı kalmayan söz konusu 5 inci madde
yürürlükten kaldırılmıştır.
Geçici Madde 1. – Maddeyle, bu Tasarının kanunlaşarak yayımlandığı
tarihte Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunda bir kamu kurumundan atanmak
suretiyle görev yapmakta olanlardan, konularıyla ilgili en az dört yıllık
yüksek öğrenim veren fakülte ve yüksek okulları bitirerek mesleğe özel yarışma
sınavıyla giren ve geldikleri kurumlarda en az üç yıl süreyle meslek içi
eğitimden sonra özel bir yeterlilik sınavı sonunda ve ortak kararla uzmanlık
kadrolarına atanan ve meslek personeli olan bankacılık uzmanı şartlarını haiz
personelin, uygulamada ve doktrinde “eşitler arası eşitlik” olarak kabul edilen
ve Anayasada yer alan eşitlik ilkesi gereği, bankacılık uzmanı olarak
atanabilmesi imkânı getirilmiştir.
Madde 7. – Kanunun 4 üncü maddesinin yürürlüğü kapsamına giren
kredilerin tarihine endekslenmek suretiyle 21.2.2001 tarihine alınmıştır.
Ayrıca Kanunun 6 ncı maddesinin 3 üncü fıkrasının yürürlüğü, bu fıkranın yer
aldığı 4684 sayılı Kanunun yürürlük tarihi olan 3.7.2001 tarihine alınmak
suretiyle 4684 sayılı Kanun ile getirilen esaslar arasında bütünlüğün korunması
amaçlanmıştır.
Madde 8. – Yürütme maddesidir.
Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi |
|
|
Plan ve Bütçe Komisyonu |
28.12.2001 |
|
Esas No. : 1/938 |
|
|
Karar No. : 81 |
|
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Bakanlar Kurulunca 21.12.2001 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına sunulan ve Başkanlıkça aynı tarihte Komisyonumuza
havale olunan "Mali Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması ve
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı",
Komisyonumuzun 27.12.2001 tarihinde yaptığı 22 nci birleşimde, Hükümeti
temsilen Devlet Bakanı Kemal Derviş ile Maliye Bakanlığı, Devlet Planlama
Teşkilatı Müsteşarlığı, Hazine Müsteşarlığı, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı,
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanlığı ile Devlet Personel
Başkanlığı temsilcilerinin de katılımlarıyla incelenip, görüşülmüştür.
Bilindiği gibi, Kasım 2000 ve Şubat 2001 aylarında
özellikle mali piyasalarda yaşanan dalgalanmalar neticesinde, sabit kur
rejiminden vazgeçilerek dalgalı döviz kuru rejimi uygulanmasına geçilmiş ve bu
sistemde çalışacak yeni bir ekonomik program hazırlanması zorunlu hale
gelmiştir. Bu nedenle 14 Nisan 2000 tarihli "Türkiye'nin Güçlü Ekonomiye
Geçiş Programı" hazırlanarak uygulanmasına başlanmıştır. Bu program
kapsamında Türk ekonomisinin süratle istikrara kavuşturularak yeniden
sürdürülebilir büyüme ortamına geçilmesini hedefleyen politika ve tedbirlerin
alınması mal ve hizmetlerin üretim miktarları ile fiyatlarının piyasa kuralları
kapsamında belirlenmesi, büyümenin hızlandırılması, üretim faktörlerinin
artırılması ve rekabete açık bir üretim sürecinin oluşturulması temel amaçlar
olarak belirlenmiştir.
2001 yılındaki ekonomik kriz ortamında kredi kullanan
reel sektör firmalarını olduğu kadar
tüm sektörleri ve bu arada bankacılık sektörünü de derinden etkilemiş, krizden
etkilenen kredi borçlularının taahhütlerini yerine getirememesi ve senet
protestolarının rekor rakamlara ulaşması neticesinde, sorunlu kredilerin
hacminde önemli artışlar meydana gelmiştir. Ayrıca, nakit dönüşümündeki
sıkıntıyla birlikte, tasarrufların daha kısa vadelerde yoğunlaşması, banka bilançolarında
aktif ve pasif değerler arasında vade uyumsuzluklarının ortaya çıkmasına neden
olmuştur. Yaşanan ekonomik kriz ortamında, gerek bankacılık sektörünün gerekse,
reel sektörün ortak sorunlarını çözümleyebilmeleri, ekonomiye ciddi ölçüde
katma değer yaratan ancak, finansal darboğaz yaşayan üretici firmaların katma
değer yaratmaya devam ederek mali sektöre olan geri ödeme yükümlülüklerini
yerine getirebilmelerine bağlıdır. Bu nedenle ilgili taraflar arasında finansal
yeniden yapılandırma programlarını içeren bir uzlaşma platformunun oluşturularak, reel sektörün kriz nedeniyle büyük
ölçüde kaybolmuş olan işletme
sermayesinin bankalarca kredilendirilmesi
bir ekonomik zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır. Diğer yandan, kamu
bankalarının bankacılık sektöründeki ağırlıkları da dikkate alındığında, sözkonusu yeniden yapılandırma programının daha etkin
ve sonuç doğurabilir olabilmesi amacıyla
özel bankalarla birlikte kamu bankalarının da program kapsamında
değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik konjonktüre bağlı
olarak, reel sektör olarak tanımlanan
üretim ve hizmet sektöründe faaliyet gösteren firmalar, yaşadıkları mali
darboğaz nedeniyle çeşitli kesimlere olan yükümlülüklerini yerine getiremez
duruma gelmişlerdir. Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı kapsamında öngörülen temel politika
ve tedbirlerin olumlu sonuçlarının önümüzdeki yıllarda alınacak olması da
dikkate alınarak, reel sektöre yönelik ivedi ve etkin önlem ve kararların
alınması zorunlu hale gelmiştir.
Ayrıca, 18.6.1999 tarihli 4389 Sayılı Bankalar Kanunu
ile 15.11.2000 tarihli ve 4603 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası,
Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi ve Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketi
Hakkında Kanunda, Güçlü Ekonomiye Geçiş Programında başta kamu bankaları olmak
üzere mali sektöre yönelik olarak öngörülen yapısal reformlar kapsamında bazı
değişiklikler yapılması gereği hâsıl olmuştur.
Tasarı ile;
• Bankalar, özel finans kurumları, diğer kurumlar ile
Sigorta Fonu (TMSF) ve Tasfiye Halinde Emlak Bankası Anonim Şirketinin
alacaklarının, Türkiye Bankalar Birliği tarafından hazırlanacak Finansal
Yeniden Yapılandırma Programı Anlaşmaları kapsamında 3 yıllık süre içinde
finansal yeniden yapılandırma sözleşmelerine bağlanmak şartıyla yeniden
yapılandırılabilmesi ve yeni itfa planlarına bağlanabilmesi,
• TMSF'nun,
yeniden yapılandırılan veya yeni itfa planlarına bağlanan krediler ve diğer
alacaklardan 6183 sayılı Kanuna tabi olanları taksitlendirmeye ve tecil etmeye yetkili kılınması,
• Finansal
Yeniden Yapılandırma Programı Anlaşması hükümleri çerçevesinde düzenlenecek
finansal yeniden yapılandırma sözleşmeleri ile bu sözleşmeler kapsamında
yapılacak işlemlerin bazı vergilerden istisna edilmesi,
• T.C Ziraat
Bankası A.Ş., T.Halk Bankası A.Ş.,
Tasfiye Halinde Emlak Bankası A.Ş.'(Kamu Bankaları) nin yönetim ve denetim
kurulu üyeleri ile tasfiye kurulu üyelerinin 21.2.2001 tarihinden önce
açılmış kredileri yeniden yapılandırmaya yetkili kılınması,
• Sözkonusu kamu
bankalarının, yönetim ve denetim kurulu
üyeleri ile Tasfiye Kurulu
üyelerinin;
-Kanunlarda belirtilen konularla ilgili olarak alacakları kararlar ve yapacakları
işlemler ile ilgili tüm hukuki ve cezai sorumlulukları münhasıran kasıtlı
ve/veya ağır kusurlu fiileriyle sınırlı tutularak, sözkonusu kişilerin görev yaptıkları ilgili bankalara karşı sorumluluklarının
özel hukuk hükümlerine tabi kılınması, bu kişilerin görevlerini ifası nedeniyle üçüncü kişilerce açılacak sorumluluk
davalarının görev yaptıkları bankalar aleyhine açılabileceğinin hükme
bağlanması,
-Aleyhine sorumluluk davası açılabilmesi ve/veya
rücu edilebilmesi, ilgililerin kasıtlı
fiileri nedeniyle aleyhine açılmış bir ceza davasında, verilecek mahkûmiyet
hükmünün kesinleşmiş olması yanında, bu karar doğrultusunda ilgili bankaların
genel kurullarının karar almış olması şartına bağlanması,
• Hisseleri
kısmen yada tamamen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna (TMSF) ait olan
Bankaların, Fon tarafından atanmış yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile
TMSF'nun yönetim kurulu üyelerinin de Kamu Bankalarının yönetim ve denetim kurulu
üyelerinin belirlenmiş olan hukuki sorumluluk hükümlerine tabi kılınması,
• Bankalar, özel
finans kurumları ve diğer mali kurumların aktiflerine seyyaliyet kazandırmak ve
sermaye yapılarını güçlendirmek amacıyla varlık yönetim şirketlerinin
kurulabilmesine ve teşvik edilmesine yönelik esas ve usullerin belirlenmesi,
Gibi düzenlemelerin yapılmasının öngörüldüğü
anlaşılmaktadır. Ayrıca;
• 4389 Sayılı
Bankalar Kanununda;
-Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun üyeleri
ile Kurum personelinin uyacağı mesleki ilkeleri tespit etme yetkisinin Bakanlar
Kurulu yerine, BDDK'na verilmesi, Kurul üyelerinin görevlerinden
ayrılmalarından sonra iki yıl süreyle 4389 Sayılı Kanun kapsamına giren
kuruluşlarda görev alamamaları kuralına,
fona intikal eden bankalarda görev alabilmeleri hususunda istisna getirilmesi,
-Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun
faaliyetleri hakkında yılda iki kez TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunun
bilgilendirilmesi,
-TMSF'na intikal eden bankalara, tasfiyeleri TMSF
eliyle yürütülen bankaların iflas idarelerine ve TMSF'na açacakları dava ve
icra takiplerinde tanınan vergi, resim ve harç istisnalarının kapsamının
genişletilmesi,
-TMSF'na; hisseleri Fona intikal etmiş bankaların bu
hisselerinin üçüncü kişilere satışının gerçekleşememesi veya satışının imkan
dahilinde olmadığının belirlenmesi halinde, 4389 Sayılı Kanunla Fona verilen
yetkileri kullanabilmelerine açıklık getirilmesi ve Fona, sözkonusu bankaların
varlık ve yükümlülükleri ile ilgili her türlü
tasarrufta bulunabilme imkânının sağlanması,
-TMSF'nuna intikal etmiş bankaların birleşme, devir ve
tasfiyelerine gidilmesi hallerinde, bu işlemlerin tamamlanmasını takip eden iki
yıl içinde, sorumluluğu tespit edilen eski ortak, yönetici ve denetçiler
hakkında, ilgili banka genel kurullarınca ibra edilmiş olsalar dahi, TMSF
tarafından tazminat talebiyle dava açılabilmesi hususuna açıklık getirilmesi,
-TMSF'nun 4389 Sayılı Kanunun 15 inci maddesinin (3) numaralı fıkrasındaki yetkisinin
kapsamının, devraldığı ve dava veya iflas takibine konu etmekle görevli ve
yetkili olduğu alacaklar dahil edilmek
suretiyle genişletilmesi, TMSF'na sözkonusu alacakların tahsil kabiliyetinin
artırılması amacıyla ilgili taraflarla anlaşma yapma yetkisinin verilmesi,
-TMSF'na, Kurum başkan yardımcısı statüsünde ve Kurum
başkan yardımcılarında aranan şartları taşıyan üç Fon başkan yardımcısı
atanabilmesine imkân sağlanması,
-TMSF'nuna intikal eden bankaların alacaklarının Fon
tarafından devralınması halinde, Fona
tanınan takip, tahsil ve hukuki işlemlerde sağlanan ayrıcalıkların, sözkonusu
bankaların borçlarının ve taahhütlerinin de yüklenilmesi durumlarını kapsayacak
şekilde genişletilmesi, Fonun devraldığı alacaklarla ilgili olarak müdahil
olacağı ceza davaları arasına takibi şikâyete bağlı suçlardan doğan davaların
da dahil edilmesi,
-TMSF'na intikal eden bankaların iştiraklerine atanan
ve bu bankaları temsilen görev yapan yönetim ve denetim kurulu üyelerinin de,
Fon veya BDDK tarafından atanan yönetim
ve denetim kurulu üyelerinin aleyhine görevlerinin ifası nedeniyle açılacak
davaların Fon aleyhine açılmış sayılması hükmünden yararlanabilmeleri ve bu
kişilerin atanmalarından önceki döneme ait olarak tahakkuk eden kamu
borçlarından sorumlu tutulamayacakları konularına açıklık getirilmesi,
• 4603 sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Ziraat Bankası, Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi ve Türkiye
Emlak Bankası Anonim Şirketi Hakkında
Kanunda;
-Kamu bankalarının yeniden yapılandırılma ve
özelleştirmeye hazırlanması sürecinde; sözkonusu kamu bankalarınca belirlenen personelin başka kurum ve
kuruluşlara naklinin kısa sürede sonuçlandırılmasına yönelik olarak uygulamadan
kaynaklanan sorunların giderilmesi, hizmetin gerektirdiği ideal kadroya
ulaşılması amacı da dikkate alınarak emekli olmak isteyen personele son kez olmak üzere emekli
ikramiyelerinin %20'si oranında ek mali
imkân yaratılması, bu bankalarda; uygun görülen banka personelinin sözleşmeli
statüye geçişinin sağlanması ile
31.12.2002 tarihinden sonra sadece özel
hukuk hükümlerine tabi personel istihdam edilmesi amacına yönelik esas ve
usullerin tespit edilmesi,
-Söz konusu bankalarda sözleşmeli statüde istihdam
edilen ve özel hukuk hükümlerine tabi
personelin, Emekli Sandığı ile de irtibatlarının devam edeceği dikkate
alınarak, bankaların disiplin yönetmelikleri saklı kalmak koşuluyla, 1475
Sayılı İş Kanunun 17 nci maddesi dışında kalan sebeplerle sözleşmelerinin
feshedilmesi halinde, mağduriyetlerinin giderilmesi amacıyla 4603 Sayılı Kanunun geçici 3 üncü maddesinin
(3) numaralı fıkrası uyarınca işlem tesis edilmek üzere, Devlet Personel
Başkanlığına bildirilmesi,
-Tasfiye Halinde Emlak Bankası Anonim şirketinin, her
türlü inşaat faaliyetlerinden doğan taahhütlerinin tasfiye halindeki sözkonusu
bankada kalmasının tasfiye hukuku gereklerine uymaması dikkate alınarak, inşaat
faaliyetlerinden doğan taahhütlerin hariç
tutulması, Emlak Bankasından, Ziraat Bankasına devredilen gayrinakdi
kredilerin nakde dönüşmesi halinde, sermaye yerine borç karşılığı ödeme
yapabilme imkânı sağlanması,
-Tasfiye Halinde Türkiye Emlak Bankası Anonim
Şirketinin de, Fona intikal eden
bankalara uygulanan özel tasfiye
hükümlerine tabi kılınması,
• Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurumunda, bir kamu kurumundan atanmak suretiyle görev yapmakta olanlardan,
konularıyla ilgili en az dört yıllık yüksek öğrenim veren fakülte ve
yüksekokulları bitirerek mesleğe özel yarışma sınavıyla giren ve geldikleri
kurumlarda en az üç yıl süreyle meslek içi eğitimden sonra özel bir yeterlilik sınavı sonunda uzmanlık kadrolarına
atananların, bankacılık uzmanı olarak
atanabilmeleri imkânının getirilmesi,
Doğrultusunda düzenlemeler yapılmıştır.
Tasarının genel üzerinde yapılan müzakerelerde;
-Tasarı ile öngörülen düzenlemelerin 2001 yılında
özellikle finans kesiminde yaşanan ekonomik
krizin, reel sektör üzerindeki olumsuz etkilerinin giderilmesine yönelik
tedbirleri kapsamasının olumlu bir yaklaşım olarak değerlendirildiği,
-2001 yılındaki ekonomik krizin büyük ölçüde bankacılık
sektörünü etkilediği, mali yönden darboğaza giren bir çok bankanın TMSF
kapsamına alındığı, bu nedenle bankacılık sektörünün nakit akımının
hızlandırılması amacıyla aktiflerine seyyaliyet kazandırılmasına yönelik
düzenlemelerin olumlu karşılandığı,
-Ekonomik kriz ortamında, döviz kurundaki hızlı değişme
neticesinde firmaların aktifleri ile pasifleri arasında bir açık pozisyonun
ortaya çıktığı, bu durumun, firmaların yanında, nakit akım sıkıntısından dolayı
bankacılık sisteminin de olumsuz olarak etkilenmesine yol açtığı, bu nedenle
bankaların nakit sıkıntısının ivedilikle giderilmesi amacıyla kamusal bir
kaynağın oluşturulması gerektiği,
-Tasarıda, Finansal Yeniden Yapılandırma Anlaşmalarının
içeriği hakkında ana prensiplerin yer almadığı,
-Varlık yönetim şirketlerinin denetim ve işleyişine
ilişkin standartların belirlenmesi gerektiği, ayrıca bu şirketlerde kamunun egemen olmasına yol açabilecek ifadelerin
metinden çıkarılmasında fayda mülahaza edildiği,
-Tasarıda, 4389 ve 4306 Sayılı Kanunlarda yapılan
düzenlemelere gerek olmadığı, zira mevzuatımızda sözkonusu düzenlemelerde yer alan hükümlerin mevcut
olduğu,
-Özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren özel
sektör bankalarının yönetim ve denetim kurulu üyelerinin yetki ve
sorumlulukları dikkate alındığında, kamu bankaları yönetim ve denetim
kurulu üyelerinin yetki ve
sorumlulukları hususlarında tasarıda öngörülen istisnai hükümlerin serbest
rekabet ilkeleri ile bağdaşmayacağı,
-Kamu bankaları ile fon bünyesindeki bankaların yönetim
ve denetim kurulu üyeleri hakkında, görevlerinin ifasından dolayı kesinleşmiş
bir yargı kararı olsa dahi, bu kararın işlerlik kazanabilmesi için ilgili banka
yönetim kurullarının da yargı kararı yönünde karar almış olması şartının
getirilmesinin hukukun temel ilkeleri ile bağdaşmadığı,
-Sözkonusu tasarı ile
2001 yılında yaşanan ekonomik krizin üretici kesim üzerinde yarattığı olumsuz etkilerin
tartışılarak, değerlendirilmesine imkân
sağlandığı,
-Bu düzenlemelerin
kamuya getireceği finansal
yükümlülüklerin esas ve usullerinin ayrıntılı bir şekilde Tasarıda
yer alması gerektiği, bu mali yükümlülüğün ekonomi üzerinde yaratacağı
etkilerin dikkatlice değerlendirilerek gerekli teknik düzenlemelerin yapılabilmesi amacıyla konunun bir alt
komisyonda değerlendirilmesinin yararlı olacağı,
-Mali sektörde kredileri yeniden yapılandırmanın üretici firmalar açısından ek bir mali
kaynak anlamına geldiği, bankacılık
sektörü açısından ise mali bir külfet olacağı, bu nedenle finans kesimine
yönelik kamusal desteklere de tasarıda yer verilmesi gerektiği,
-Kamu bankalarının yönetim ve denetim kurulu üyelerine çok geniş yetkiler verilirken hukuki sorumluluk
boyutuna gereken önemin verilmediği,
-Kamu görevlilerinin hukuki sorumluluklarına ilişkin
esas ve usullerin kanunlar ve Anayasa çerçevesinde belirlendiği, bu nedenle kamu görevlilerinin bir kısmının farklı bir hukuki sorumluluğa tabi
kılınmasının genel anlamda Anayasanın eşitlik ilkesi ile kamu
görevlilerinin statüsü ve
sorumluluklarını düzenleyen hükümlerine aykırı olacağı,
-Tasarı ile reel sektöre yönelik olarak öngörülen
tedbirlerin alınmasında geç kalındığı
bu nedenle istenilen ölçüde sonuç doğurmasının beklenmemesi gerektiği,
Şeklindeki görüş ve değerlendirmeleri müteakip Hükümet
adına yapılan tamamlayıcı açıklamalarda
ise;
-Ülke ekonomisinin yeniden yapılandırılması sürecinde,
yeniden yapılandırmanın süratle tamamlanarak özelleştirme sürecine
girilebilmesi, kamu bankalarının aktiflerine seyyaliyet kazandırılması ve genel
anlamda operasyonel alanda sözkonusu
bankaların yeniden yapılandırılmasının kolaylaştırılması amacıyla, kamu
bankaları ile TMSF'nundaki bankaların yönetim, denetim ve tasfiye kurulu
üyelerine; alacakları kararlar ve yapacakları işlemlerle ilgili tüm hukuki
ve cezai sorumluluklarının
münhasıran kasıtlı ve/veya ağır kusurlu fiilleri ile sınırlı tutulmasına yönelik düzenlemelerin,
yaşanan ekonomik kriz ortamında reel
ekonomik şartların bir dinamiği olarak değerlendirilmesi gerektiği,
-Piyasa ekonomisinin genel olarak en önemli unsurunu
finans sektörünün teşkil ettiği, bu sektörün önemli bir kesimini teşkil eden
bankacılık sisteminin sağlıklı işleyen bir modele sahip olması gerektiği,
-2001 yılında yaşanan kriz neticesinde başta kamu
bankaları olmak üzere bankacılık sektörünün zaafiyete uğradığı, Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı kapsamında
ulusal bankacılık sisteminin sağlıklı bir
yapıya kavuşturulmasına yönelik yapısal reformların uygulanmasına
başlandığı,
-Serbest piyasa ekonomisinin esasları doğrultusunda,
bankacılık sektörünün mali yapısının güçlendirilmesi amacıyla öngörülen yapısal
reformların esasında tasarruf sahiplerinin tasarruflarının korunmasına yönelik
olduğu,
-Ekonominin olağanüstü döneminde, kamu bankaları
yöneticilerinin, özellikle KOBİ'lere yönelik olarak açılmış kredilerin yeniden
yapılandırılması ve bu sektöre yönelik ek kredi açabilmeleri için, daha
etkin kararlar alıp uygulamalarına yönelik
düzenlemelerin yapılması gereğinin ortaya çıktığı,
-Bankacılık kuralları çerçevesinde, ekonomik krizin
reel sektör üzerindeki olumsuz etkilerinin ivedilikle çözümlenmesi amacıyla
sözkonusu düzenlemelerin öngörüldüğü, düzenlemelerin krizin ortaya çıktığı ilk
aylarda alınmasının reel sektörün bir an önce
üretim ve istihdama yönelmesine önemli oranda katkı sağlayabileceği,
ancak o günkü ekonomik konjonktürde reel sektöre yönelik sözkonusu tedbirlerin alınmasına imkan
sağlayacak kaynağın mevcut olmadığı,
-Önümüzdeki yıllarda 2001 yılında yaşanan kriz benzeri
ekonomik olumsuzlukların yaşanmaması amacıyla finans sektöründe ve üretimde
istikrarın sağlanması açısından sözkonusu önlemlerin büyük önem arz ettiği,
-İstanbul yaklaşımı olarak adlandırılan, reel sektöre
yönelik, açılmış kredilerin yeniden yapılandırılması programının,
bankaların gönüllü katılımı esasına
dayandığı, bu programın işleyişinin kolaylaştırılması amacıyla bir takım hukuki
ve idari tedbirlerle ulusal sermayenin güçlendirilmesi için bazı koruma ve kamu
kaynak aktarımına yönelik önlemlerin öngörüldüğü,
-Reel sektöre yönelik olarak öngörülen düzenlemelerin
Komisyonumuzda ayrıntılı bir şekilde değerlendirilerek belirlenmesinin daha
etkili sonuç alınmasına katkı sağlayacağı,
İfade edilmiştir.
Geneli üzerinde yapılan müzakereleri müteakip, tasarı
ve gerekçesi Komisyonumuzca da benimsenerek maddelerinin görüşülmesine
geçilmiştir.
Tasarının;
• 1 inci maddesi;
Finansal Yeniden Yapılandırma Programı Çerçeve Anlaşmasında yer alan
"program" ibaresinin, kanun tekniği açısından, kamu hukuk mevzuatında
kullanılan "program" kapsamında değerlendirilerek, sözkonusu
düzenlemenin eki olarak Resmi Gazete'de yayınlanması gerektiği şeklinde bir
sonucu doğurmaması için, sözkonusu ibarenin 1 inci madde ile birlikte, 2
nci ve
3 üncü maddelerin
metinlerinden de çıkarılması suretiyle,
• 2 nci maddesi;
madde başlığının 1 inci maddede yapılan değişiklik doğrultusunda yeniden
düzenlenmesi ve birinci fıkrasına, Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve
Anlaşmalarının onaylanma ve kabulüne ilişkin genel şartların Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle tesbit
edilmesine yönelik bir ifadenin eklenmesi, ikinci fıkrasına alacaklılar ile
borçlular arasında ayrı ayrı imzalanacak finansal yeniden yapılandırma sözleşmelerinin
asgari unsurlarının birinci fıkradaki yönetmelik doğrultusunda saptanmasını
sağlayan bir ifadenin eklenmesi suretiyle,
• 3 üncü maddesi;
5 inci fıkrasında yer alan "programın" ibaresi yerine
"işlemlerin " ibaresinin konulması suretiyle,
• 4 üncü
maddesinin; Kamu bankalarının yönetim, denetim
ve tasfiye kurulu üyelerinin görevlerinin ifası sırasında alacakları
kararlar ve yapacakları işlemler ile
ilgili tüm hukuki ve cezai sorumluluklarını münhasıran kasıtlı
ve/veya ağır kusurlu fiilleri ile
sınırlı tutulmasının doğru bir yaklaşım olmayacağı şeklinde ortaya çıkan
genel kanı doğrultusunda metinden
çıkarılması, bu maddeye atıfta bulunan 3 üncü maddenin son fıkrasının da bu nedenle madde metninden
çıkarılması ve müteakip maddelerin numaralarının teselsül ettirilmesi
suretiyle,
• 5 inci maddesi;
1 inci fıkrasının sonunda yer alan ve TMSF'nun varlık yönetim şirketlerine
hissedar olabilmesine imkan veren cümlenin, ekonomide kamunun ağırlığının
artmasına yol açabileceği ve kamunun varlık yönetim şirketi kurmasına gerek
olması durumunda bunun ayrı bir düzenleme
ile yapılmasının daha doğru bir yaklaşım olacağı şeklindeki genel kanı
neticesinde metinden çıkarılması, madde ile getirilen düzenlemeler istisna ve
teşvikleri kapsadığından, madde hükümlerinin istisna ve teşvikleri düzenleyen 3
üncü maddenin sonuna eklenmesi ve müteakip maddelerin numaralarının teselsül
ettirilmesi suretiyle,
• Şirketlerin
yeniden yapılanmaları kapsamında şirket bölünmelerinin kolaylaştırılması
amacıyla, 20.6.2001 tarihli ve 4684 Sayılı Kanunla öngörülen uygulamaların da
kolaylaştırılması açısından, Türk
Ticaret Kanununun hisse senetlerinin şirketin tescilinden itibaren iki
yıl geçmeden başkalarına devrini hükümsüz kılan 404 üncü maddesinin, 5422
Sayılı Kanunun 38 inci maddesine göre yapılacak bölünmelerde uygulanmayacağını hükme bağlayan bir
düzenlemenin, 5422 sayılı Kurumlar
Vergisi Kanuna geçici bir madde olarak eklenmesini öngören bir metnin Tasarıya 4 üncü madde olarak
eklenmesi ve müteakip maddelerin
numaralarının teselsül ettirilmesi suretiyle,
• 6 ncı maddesi;
1 numaralı fıkrasının;
-(b) bendi; TMSF'na bankacılık sisteminin krize
girmeden sağlıklı işleyebilmesi amacıyla, gerektiğinde standart sermaye
yeterlilik rasyosusu %8'in altında, ancak bankanın Fon bünyesine alınmasına yol
açacak %0'ın üstündeki bankaların sermayelerinin yeterli düzeye çekilebilmesi
amacıyla, banka ortaklarına hisselerinin gerçek değeri üzerinden bir ödeme yapılarak, Fonun bankaya hissedar
olabilmesine imkân veren hükmün, 4389 Sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin (5) numaralı
fıkrasının (a) bendine, (ab) alt bendinden sonra gelmek üzere (ac) alt bendi olarak eklenmesini
öngören bir düzenlemenin metne eklenmesi, bu düzenleme nedeniyle bent
çerçevesinin yeniden düzenlenmesi, 4389 Sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin (5)
numaralı fıkrasının ( c ) bendine ilişkin düzenlemeye, 4389 Sayılı
Kanunda TMSF'na tanınan diğer muafiyetler de
dikkate alınarak, 2548 Sayılı Cezaevleri ile Mahkeme Binaları İnşaası
Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkûmlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri
Hakkında Kanunun 1 inci maddesi hükmünden
de istisna tutulmasına yönelik bir ifadenin eklenmesi,
-(d) bendi; 4389 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin(7)
numaralı fıkrası ile ilgili düzenlemeye; TMSF'nu tarafından Fona intikal eden
bankaların yönetim ve denetim kurulu eski üyeleri hakkında davaların doğrudan
açılmasından kaynaklanacak sakıncaları gidermek amacıyla, mahkemenin öncelikle
varsa ibranın iptaline karar vererek tazmin talebinin esasına girmesini
sağlamaya yönelik ifadelerin eklenmesi,
-(e) bendi; 4389 Sayılı Kanunun 15 inci maddesinin (3)
numaralı fıkrasına ilişkin düzenlemeye; TMSF'na, hem 4389 Sayılı Kanun hem de
6183 Sayılı Kanun kapsamında, Fonun
alacaklarının tahsilini kolaylaştırmak amacıyla, Fonun alacaklarının tahsili
anlaşmalarının kapsamının genişletilmesine yönelik olarak Fon'a, Kurulca
belirlenecek esas ve usuller dahilinde diğer yetkililerle birlikte dava açıp
açmama konusunda da yetki verilmesini öngören bir ibarenin eklenmesi,
-(h) bendinden sonra gelmek üzere; 4389 Sayılı Kanunun
geçici 2 nci maddesi ile bankalara tanınan geçiş sürelerinin, kredi limitleri bakımından muhafaza edilerek, banka
bilançolarında şeffaflığın sağlanmasını
teminen sorunlu kredilere ayrılacak karşılıklara ilişkin geçiş süreci
kısaltılarak, 4389 Sayılı Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten geçerli olmak üzere, üç yıl olarak belirlenmesi
doğrultusunda, anılan Kanunun geçici 2 nci maddesinin (f) bendinin
değiştirilmesini öngören düzenlemenin metne (i) bendi olarak eklenmesi, bu
bentten sonra gelmek üzere; Komisyonumuzda,
Finansal Yeniden Yapılandırma Sisteminde öngörülen düzenlemelerin, reel
sektör açısından sonuç doğurabilmesi için sisteme taraf olacak bankaların
karşılaşacakları maddi külfetin bir kısmının, kamu tarafından karşılanması
yönünde ortaya çıkan genel kanı doğrultusunda, bankalara, TMSF'nu tarafından
kaynak aktarılmasına yönelik hususların esas ve usullerini belirleyen hükümlerin 4389 Sayılı Kanuna geçici 4 üncü madde olarak eklenmesini öngören
düzenlemenin metne (j) bendi olarak
ilave edilmesi,
Ve 4389 sayılı Kanunda değişiklik ve düzenleme öngören
sözkonusu 1 inci fıkranın, Kanunların hazırlanmasında uygulanan esas ve usuller
doğrultusunda "18.6.1999 Tarihli ve 4389 Sayılı Bankalar Kanununda Yapılan
Düzenlemeler" matlabı altında 5 inci madde olarak yeniden düzenlenmesi
ve bu değişiklikler doğrultusunda
sözkonusu fıkrada yer alan bentlerin
fıkralar halinde harflendirilmesi suretiyle,
• 6 ncı
maddesinin;
-2 nci fıkrası; 4603 Sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesinin (3) numaralı fıkrası ile ilgili düzenlemede,
Devlet Personel Başkanlığına, kendisine bildirilen personel listelerini tespit edeceği kamu kurum ve kuruluşlarına dağıtması için
öngörülen 30 günlük sürenin, işlemin sağlıklı bir şekilde yürütülmesinde engel
teşkil edebileceği düşünülerek "45" gün olarak değiştirilmesi ve
sözkonusu kurum ve kuruluşlara dağıtılan personelin atamaları yapıldıktan sonra
ilgili kurumlarca Devlet Personel Başkanlığı
ve ilgili bankalarla birlikte Maliye Bakanlığına da bildirilmesinin
sağlanması doğrultusunda değişikliklerin yapılması, suretiyle,
-3 üncü fıkrası; 4603 Sayılı Kanunun geçici 3 üncü maddesinin
birinci fıkrasına eklenen "(her türlü inşaat faaliyetlerinden doğan
taahhütler hariç olmak üzere)" ibaresinin, Emlak Bankasının inşaat taahhütleri konusunda uygulamada bir
belirsizlik ortamının doğmaması için, 4603 Sayılı Kanundaki mevcut hükümler
doğrultusunda Ziraat Bankasınca yerine getirilmesine devam olunması amacıyla
metinden çıkarılması suretiyle,
-4 üncü fıkrası aynen,
-5 inci fıkrası; 4603 Sayılı Kanunun geçici 5 inci
maddesinin yürürlükten kaldırılmasını öngören düzenlemenin; anılan maddeyi yeniden
düzenleyen Tasarının 4 üncü maddesinin metinden çıkarılmasından dolayı, 4603
Sayılı Kanunun geçici 5 inci maddesinin yürürlüğüne devam olunması
gerektiğinden metinden çıkarılması, suretiyle,
Ve 6 ncı maddesinin 2, 3,4 ve 5 inci fıkraları ile 4603
Sayılı Kanunda yapılan düzenlemelerin, kanunların hazırlanmasında uygulanan
esas ve usuller doğrultusunda "15.11.2000 Tarihli ve 4603 Sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Ziraat Bankası, Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi ve Türkiye
Emlak Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanunda Yapılan Düzenlemeler" matlabı altında 6 ncı madde olarak metne eklenmesi ve müteakip maddelerin
numaralarının teselsül ettirilmesi
suretiyle,
• 6 ncı maddeden
sonra gelmek üzere; özel kanunlarla kamu tüzel kişiliğini haiz olarak kurulmuş
olan kurul ve üst kurulların, 6245 Sayılı Harcırah Kanunu, 1050 Sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunu ile
832 Sayılı Sayıştay Kanununun vize ve tescile ilişkin hükümlerine tabi olmaksızın, yıllık hesaplarının Sayıştay'ca denetlenmesi ve bu
kurulların faaliyetleri hakkındaki
yıllık raporların her yılın Mayıs ayı sonuna kadar Bakanlar Kuruluna sunulması,
ayrıca faaliyetlerine ilişkin olarak yılda bir defa Türkiye Büyük Millet
Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonunu bilgilendirmelerini öngören bir düzenlemenin yeni 7 nci madde olarak metne eklenmesi,
bu yeni düzenleme ile paralel hükümler içeren 6 ncı maddenin 1 inci fıkrasının (a) bendinde yer alan 4389 Sayılı
Kanunun 3 üncü maddesine (12) numaralı fıkra eklenmesini öngören düzenlemenin
metinden çıkarılması ve müteakip madde numaralarının teselsül ettirilmesi suretiyle,
• Geçici 1 nci maddesi; mesleğe özel bir yarışma
sınavıyla girenlerden ortak kararla atanmış olanların BDDK'da bankacılık uzmanı
olarak atanmalarının eşitlik ilkesine
aykırı olacağına ilişkin
değerlendirilmeler sonucu metinden çıkarılması,
• Yürürlüğe
ilişkin 7 nci maddesi; metinde yapılan değişiklikler nedeniyle yeniden
düzenlenmesi ve madde numarasının 8 olarak değiştirilmesi suretiyle,
• Yürütmeye
ilişkin 8 inci maddesi, 9 uncu madde
olarak aynen,
Kabul edilmiştir.
Ayrıca, metnin tamamı, anlama açıklık ve akıcılık
kazandırılması amacıyla redaksiyona tabi tutulmuş ve metinde yapılan
değişiklikler sonucu bazı maddelerin çerçeveleri yeniden düzenlenmiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun onayına sunulmak üzere Yüksek
Başkanlığa saygı ile arz olunur.
|
Başkan |
Başkanvekili |
Sözcü |
|
Metin
Şahin |
Hayrettin
Özdemir |
Ahmet
Kabil |
|
Antalya |
Ankara |
Rize |
|
Kâtip |
Üye |
Üye |
|
Cafer
Tufan Yazıcıoğlu |
Gaffar
Yakın |
Sait
Açba |
|
Bartın |
Afyon |
Afyon |
|
|
|
(Muhalefet şerhim eklidir.) |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
M.
Zeki Sezer |
Cengiz
Aydoğan |
M.
Güven Karahan |
|
Ankara |
Antalya |
Balıkesir |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Hüseyin
Arabacı |
Hayati
Korkmaz |
Oğuz
Tezmen |
|
Bilecik |
Bursa |
Bursa |
|
|
|
(Muhalefet şerhim eklidir.) |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
M.
Altan Karapaşaoğlu |
Hakkı
Duran |
Aslan
Polat |
|
Bursa |
Çankırı |
Erzurum |
|
(Muhalefet şerhim eklidir.) |
|
(Muhalefet şerhim ektedir.) |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Mehmet
Sadri Yıldırım |
S.
Metin Kalkan |
Aydın
Ayaydın |
|
Eskişehir |
Hatay |
İstanbul |
|
(Muhalefet şerhim eklidir.) |
(Muhalefet şerhim eklidir.) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Masum
Türker |
Nesrin
Nas |
Celal
Adan |
|
İstanbul |
İstanbul |
İstanbul |
|
|
|
(Muhalefet şerhim eklidir) |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Hasan
Çalış |
Arslan
Aydar |
Mehmet
Serdaroğlu |
|
Karaman |
Kars |
Kastamonu |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Necdet
Tekin |
Metin
Ergun |
Ş.
Ramis Savaş |
|
Kırklareli |
Muğla |
Sakarya |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Cevat
Ayhan |
Kemal
Kabataş |
Yaşar
Topçu |
|
Sakarya |
Samsun |
Sinop |
|
(Muhalefet şerhim eklidir.) |
(Muhalefet şerhimiz eklidir.) |
(Bu haline muhalifim) |
|
Üye |
Üye |
|
|
Lütfi
Ceylan |
Bekir
Gündoğan |
|
|
Tokat |
Tunceli |
|
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANLIĞINA
Malî Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması
Hakkında Kanun Tasarısına Aşağıda Sıraladığımız Nedenlerden Dolayı Muhalif
Olduğumuzu Bilgilerinize Arz Ederiz
1. Getirilen düzenlemenin bankacılık sektöründeki
sorunların çözülmesi için BDDK, Hazine Müsteşarlığı, Kamu Bankaları Ortak
Yönetim Kurulu ve Maliye Bakanlığı arasında ciddi, sistematik ve uyum içinde
hazırlanmadığı, mevcut sistem içerisindeki yapıyı daha da karmaşık hale
getireceği komisyondaki tartışmalarda su yüzüne çıkmış bulunmaktadır.
2. Denetimsizlikten dolayı bankacılık sektöründeki
krizler beraberinde üretim sektöründe de çok önemli ve ağır hasarlara sebep
olmuştur. Bankacılık sektörü ile üretim sektörü arasındaki kredilerden doğan
borçların ödenemez hale gelmiş olması da dolaylı olarak bankacılık sektörünü
olumsuz etkilemiştir. Ekonomik aktivitede çok önemli çöküntüye neden olan
krizlerin yarattığı hasarı Hükümet gidermekte geç kalarak krizin derinleşmesine
de sebep olmuştur. Gerek krediler sorununun çözümlenmesi ve gerekse üretimin
önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini ve özellikle üretim sektörünün
önündeki engellerin kaldırılarak ekonomi çarkının döner hale getirilmesi
gerektiğini öteden beri ısrarla vurgulamaktayız. Bu yasa tasarısının amaç
maddesindeki hususlara katıldığımızı belirtiriz. Ancak bu programın işlerliği
açısından kredileri veren sektörle, kredileri kullanan sektör arasındaki
uzlaşmayı temin edecek olan fon ihtiyacının nasıl ve hangi kriterlere göre
karşılanacağı açıklık kazanmamıştır.
3. Tasarı içerisinde KOBİ’lerin, Tarım Sektörünün,
Esnaf ve Sanatkârların finans sektörüne olan borçlarının da kapsam içinde
olduğunu ve öncelikle sorunlarının çözülmesini belirtmek gerekir. Aksi taktirde
bu tasarı belli sayıda büyük borçların problemlerini halletmek gibi bir işlevle
karşı karşıya kalabilir.
4. TMSF’ye alınan 19 bankanın hazineye yükü 20 milyar $
seviyelerindedir. Bu tasarıda fona alınan bankaların hazineye getirmiş olduğu
yükleri azaltacak düzenlemeler içermemektedir.
5. Bu tasarıda önemli ölçüde özkaynak kayıplarına
uğrayan özel sektör bankalarına ciddi bir fon desteği bulunabilmesi amacıyla
TMSF’nin de varlık yönetim şirketi kuruluşuna iştirak ettirilme gayretlerinin
olduğu gözlenmektedir. Bu taktirde mevduat sahiplerinin mevduatlarının
garantisi yani, vatandaşa ait olan paranın bir bölümü Varlık Yönetim Şirketine
yatırılmak sureti ile yeni bir istismar kapısı aralanabilecektir.
6. Özel sektör bankalarına TMSF’nin ortak olması ve
Hazinece özel tertip Devlet tahvili verilmesi sureti ile uluslararası
standartlara uygun bir malî yapı oluşturulmak istenmektedir. Aktarılacak kaynak
tutarının yaklaşık 10 katrilyon TL seviyesinde olabileceği ifade edilmektedir.
Bu boyuttaki kamu kaynağının; yokedilebileceği imkân dahilindedir, bunu
önleyecek düzenlemeler tasarıda yer almamıştır.
7. Bu yasa tasarısı içerisinde şeffaflığı temin edecek
düzenlemelere yer verilmemiştir.
8. Kamu bankaları personelinden önemli bir bölümünün 45
gün içinde Devlet Personel Başkanlığına aktarılması ve personelin iş
güvencesinden yoksun sözleşmeli personel statüsüne geçişe zorlanması bir
taraftan huzursuzluğa sebep olurken, diğer taraftan insan haklarına aykırı bir
görüntü sergilemektedir. İhtiyaç fazlası olan bu personel, uygun kamu
kuruluşlarına bir program dahilinde ve gönüllülük esasına göre
yerleştirilmelidir.
Sait Açba Mehmet
Altan Karapaşaoğlu
Afyon Bursa
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANLIĞINA
Malî Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması ve
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısına Aşağıda Özetlediğimiz
Hususlar Nedeniyle Muhalifiz.
1. Hükümet, yanlış program ve uygulamaların yarattığı
ekonomik krizlerin bankacılık sektöründe yol açtığı derin hasarı düzeltmek
amacıyla, bankalar yasasını üç kez, kamu bankaları yasasını da iki kez
değiştirmiştir. Yeni tasarı ile bankalar yasası dördüncü, kamu bankaları yasa
tasarısı da üçünkü kez değiştirilmek istenmektedir. Getirilen düzenlemeler
sistematik bir yapı içermemekte, palyatif, günlük uygulamalarda karşılaşılan
sorunları çözmeyi amaçlamaktadır. Bankacılık sektöründeki sorunların çözümünde
taraf olan BDDK, Hazine Müsteşarlığı, Kamu Bankaları Ortak Yönetim Kurulu ve
Maliye Bakanlığı arasında tasarının hazırlanması konusunda koordinasyonsuzluk,
birbiri ile çelişen düzenlemeler, iç tutarsızlık yaratılmaktadır. Mevcut
sistemdeki yapıyı daha da bozmakta olan bu palyatif düzenlemeler, yaşanan
sorunları daha da karmaşık hale getirmektedir.
2. Üst üste yaşanmakta olan ekonomik krizler bankacılık
sektörü ile birlikte üretim sektöründe de çok ağır hasarlar yaratmış, üretim
sektörünün bankacılık kesimine olan kredi borçları ödenemez hale gelmiş, bu
durum üretimde ve ekonomik aktivitede çok büyük düşüşlere neden olmuştur.
Hükümet, krizlerin yarattığı hasarı görmekte, değerlendirmekte geç kalmıştır.
Üretim sektörünün bankacılık sektörü ile yaşamakta olduğu sorunlu krediler
sorununun daha fazla büyümeden çözümlenmesi ve üretimin önündeki engellerin
kaldırılması gereğine bizde inanıyoruz. Tasarı bu konuda sadece amacı doğru
ortaya koymakta, malî sektöre olan borçların yeniden yapılandırılması konusunda
düzenleme yapma hedefini ve bu çerçevede uygulanacak programı ortaya
koymaktadır.
Ancak programın işlerliği için gerekli fon ihtiyacının nasıl
karşılanacağı konusu ve bankalar kanununda yer alan kısıtlamalar karşısında
programa nasıl işlerlik kazandırılabileceği konusunda açık bir yapı ortaya
koymamaktadır. Bu nedenle getirilen düzenlemeler malî sektöre olan borçların
yeniden yapılandırılması ihtiyacına cevap vermemektedir.
3. Özellikle KOBİ’lerin sorunlu kredilerine çözüm getirmesi beklenen
“Varlık Yönetim Şirketi” kurulmasına ilişkin düzenleme de tasarıdan
çıkarılmıştır. Mevcut yapısı ile bu tasarı sayıları dört milyonu bulan ve
krediler konusunda ciddî sorunlar yaşayan KOBİ’ler için hiçbir çözüm
getirmemektedir. Bu açıdan eksiktir, iyi düzenlenmemiştir.
4. Yanlış politika, teşhis ve kararlarla TMSF’ne alınan 19 Bankanın
Hazineye yükü 20 milyar dolar seviyesine yükselmiştir. Tasarı Fona alınan
bankaların Hazineye getirdiği yükleri kısıtlayacak hükümlere yer vermiyor. Yaygın
devletleştirme uygulamasının yükü her geçen gün daha da artıyor. Keza, ekonomik
kriz özel sektör bankalarında ciddî zararlara, açıklara, öz kaynak kayıplarına
yol açmıştır. Özel sektör bankalarının faaliyetlerini güçlükle sürdürmekte olan
bankaların ciddî fon desteğine ihtiyacı vardır. Bu desteğin çok büyük bir
bölümü kamu kaynaklarından karşılanacaktır. Özel sektör bankalarına TMSF’nun
ortak olması ve Hazinece özel tertip devlet tahvili verilmesi suretiyle
uluslararası normlara uygun bir malî yapı yaratılmak istenmektedir. Kamu
kaynağı olarak özel bankalara aktarılacak tutarın on milyar dolar seviyesinde
olabileceği ifade edilmektedir. İhtiyaç duyulacak gerçek kaynağın bu tutarın da
üstüne çıkması kuvvetle muhtemeldir. Bu büyüklükte kamu kaynağının ek
zararlarla yok edilmesini, hiç edilmesini garanti edecek düzenlemeler tasarıda
yer almıyor. Kamu kaynaklı sermaye enjeksiyonu için bankalar nezdinde yapılacak
incelemeler ve bu konuda kamuoyuna yansıyacak bilgiler bankacılık sektöründe
daha ciddî ve yeni krizler yaratılması riski taşımaktadır. Getirilen düzenleme
bu açılardan eksiktir, iç tutarlılıktan yoksundur.
5. Kamu bankaları personelinden çok büyük bir kesimin 45 gün içinde
Devlet Personel Başkanlığına aktarılması ve personelin iş güvencesi taşımayan
sözleşmeli statüye geçişe zorlanması çalışanlar arasında çok ciddî huzursuzluğa
neden olmaktadır. Kanunla yaratılan bu tehdit, zorlama ve yıldırma gayrî
insanidir, genel insan gücü yönetimi ve genel yönetim ilkelerine aykırıdır.
İhtiyaç fazlası personelin, kamuda uygun kuruluşlara bir program dahilinde ve
gönüllülük esasına göre aktarılması daha doğru, rasyonel ve insanî bir uygulama
olacaktır. Devlete yakışanda budur. Tasarıda bu temel ilkeler yer almamaktadır.
|
Kemal Kabataş |
Oğuz Tezmen |
|
Samsun |
Bursa |
|
M. Sadri Yıldırım |
Celal Adan |
|
Eskişehir |
İstanbul |
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANLIĞINA
1/938 Esas Sayılı Malî Sektöre Olan Borçların Yeniden
Yapılandırılması Hakkında Kanun Tasarısına Muhalefet şerhimiz.
2000 yılı Kasım ve 2001 yılı Şubat aylarında meydana
gelen iktisadî kriz neticesinde faiz ve döviz kuru dalgalanmaları neticesi
işyerleri, borçlarını ve işletmeleri
yönetemez hale gelmişlerdir. Devalüasyon ve faizlerin erittiği işletme
sermayesi yetersizliği işyerlerinin kapanmasına ve milyonlarca insanın işsiz
kalmasına sebep olmuştur. Bu krizden çıkış için üretim çarklarının döndürülmesi
şart olduğundan iş hayatının sıkıntılarını yakından takip eden meslek odası
TOBB ısrarla bir destek bekledi. Basında “Londra veya İstanbul yaklaşımı” denen
bir çözüm modeli üzerinde çalışıldığı haberleri çıktı. Acil ihtiyaç,
işletmelerin işletme sermayesi açığının kapatılmasıdır.
Getirilen tasarı ile bankalarla borçlu işletmelerin
aralarında ödenemeyen borçların miktar, faiz ve ödeme planı üzerinde
anlaşmalarına imkân veren “finansal yeniden yapılandırma çerçeve anlaşması”
düzeni getiriliyor. Bu çerçevede yapılacak anlaşmalara vergi, resim ve harç
istisnası getiriyor. “Varlık Yönetim Şirketi” olarak kurulacak şirketlere
vergi, resim ve harç muafiyeti getiriyor. Ayrıca 4389 sayılı Bankalar Kanununda
çeşitli değişiklikler yapıyor.
Komisyon müzakereleri sırasında önerge ile getirilen
değişiklik mevcut ticarî bankalara sermaye desteği verilmesi hükmünü
getirmektedir. Sermayesi yetersiz olan bankalara Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu
tarafından ortak olarak veya kredi verilerek sermaye desteği verilecektir. Bu
desteğin miktarı zikredilmese de 10 katrilyon mertebesinde olması ifade
edilmektedir. Fona intikal eden bankaların maliyetinin 20 milyar dolar olduğu
resmen ifade edilmektedir. Böylece kriz neticesi bankalara hazineden verilecek
desteğin 40 katrilyon lira mertebesinde olduğu görülmektedir.
Görülüyorki tasarı iş hayatı ve işletmelerin
sıkıntılarını giderecek ciddi bir uygulama getirmemektedir. Krizin sebebi
bankalar, cezasını çeken ise iş hayatı, esnaf, köylü, işçi, emekli ve memur
olarak bütün Türkiye’dir. Alınması gereken ilk ve acil tedbir ise duran
üretimin harekete geçirilmesidir. Ancak bugüne kadar bütün imkânları kullanıp
bankaları besleyen hükümet iş hayatını ve milleti ölüme terk etmiştir.
Bu bakımdan tasarı umutla bekleyenleri hüsrana
uğratmıştır. Hükümet krizin sebebidir ve neticelerini de yönetememektedir.
Göründüğü kadarı ile bir çözüm getirmesi de mümkün değildir.
|
|
|
28.12.2001 |
|
Metin Kalkan |
Aslan Polat |
Cevat Ayhan |
|
Hatay |
Erzurum |
Sakarya |
HÜKÜMETİN TEKLİF
ETTİĞİ METİN
MALÎ SEKTÖRE OLAN BORÇLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI VE
BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TASARISI
Amaç
MADDE 1. -
Bu Kanunun amacı, Türkiye’de faaliyette bulunan bankalar, özel finans kurumları
ve kendi özel mevzuatları uyarınca alınan izinler dahilinde faaliyette bulunan
diğer malî kurumlar tarafından, bankalar ve diğer malî kurumlar ile kredi
ilişkisi içinde bulunup, finansal darboğaz yaşayan borçluların; bir finansal
yeniden yapılandırma programı çerçevesinde belirlenecek süre ve koşullarla, bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış kredilerle ilgili olarak
vadeleri uzatmak, krediyi yenilemek, ilave yeni kredi vermek, anapara ve/veya
faiz indirmek, faizden vazgeçmek, kredileri kısmen veya tamamen iştirake
çevirmek, kredileri ayni, nakdi ya da tahsil şartına bağlı bir bedel karşılığı
devir ve temlik etmek, kredileri borçlu ya da üçüncü kişilere ait ayni değerler
karşılığında kısmen veya tamamen tasfiye etmek, diğer bankalarla birlikte
hareket ederek protokoller yapmak gibi alınacak tedbirlerle malî kesime olan
geri ödeme yükümlülüklerini yerine getirebilmelerine ve katma değer yaratmaya
devam etmelerine imkân verilmesinin sağlanmasıdır.
Finansal Yeniden Yapılandırma Programı Çerçeve Anlaşması
MADDE 2. -
Bankalar ve özel finans kurumları ile diğer malî kurumlar, Tasarruf Mevduatı
Sigorta Fonu ve Tasfiye Halinde Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketinin
alacakları, Türkiye Bankalar Birliği tarafından hazırlanacak alacaklı kurumların
yetkili temsilcilerince imzalanacak Finansal Yeniden Yapılandırma Programı
Çerçeve Anlaşmaları kapsamında ve bu Anlaşmaların Bankacılık Düzenleme ve
Denetleme Kurumu tarafından onaylandığı tarihten itibaren 3 yıllık bir süre
içinde finansal yeniden yapılandırma sözleşmelerine bağlanmak şartıyla
gerektiğinde ilave finansman da sağlanmak suretiyle yeniden yapılandırılabilir
veya yeni itfa planlarına bağlanabilir.
Gerektiğinde
ilave finansman da sağlanmak suretiyle yeniden yapılandırılacak veya yeni bir
itfa planına bağlanacak alacakların kapsamı, borçluların nitelikleri, asgarî
tutar ve şartları ve alacaklılar ile borçlular arasında ayrı ayrı imzalanacak
finansal yeniden yapılandırma sözleşmelerinin asgari unsurları Finansal Yeniden
Yapılandırma Programı Çerçeve Anlaşmaları ile belirlenir. Finansal Yeniden
Yapılandırma Programı Çerçeve Anlaşmalarını imzalamayanlar tarafından yapılacak
sözleşme ve işlemler için bu Kanunun ilgili madde hükümleri uygulanmaz.
Alacaklı ve
borçlu taraflar arasında imzalanacak finansal yeniden yapılandırma
sözleşmelerine bankalar, özel finans kurumları ve diğer malî kurumlar dışında
kalan alacaklılar da taraf sıfatıyla katılabilir.
Türkiye
Cumhuriyeti Ziraat Bankası Anonim Şirketi, Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi,
hisseleri kısmen ya da tamamen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna ait bankalar,
Finansal Yeniden Yapılandırma Programı Çerçeve Anlaşmalarına ve bu Anlaşmalar
kapsamında borçları gerektiğinde ilave finansman da sağlanmak suretiyle yeniden
yapılandırılan veya yeni bir itfa planına bağlanan borçlularla yapılacak
finansal yeniden yapılandırma sözleşmelerine taraf olmaya yetkilidir.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ve Tasfiye Halinde Emlak Bankası Anonim
Şirketi, Finansal Yeniden Yapılandırma Programı Çerçeve Anlaşmalarına ve bu
Anlaşmalar kapsamında borçlularla yapılacak finansal yeniden yapılandırma
sözleşmelerine ilave finansman sağlamamak kaydıyla taraf olabilirler.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, Finansal Yeniden Yapılandırma Programı
Çerçeve Anlaşmalarına göre gerektiğinde ilave finansman da sağlanmak suretiyle
yeniden yapılandırılan veya yeni bir itfa planına bağlanan krediler ve diğer
alacaklardan, Bankalar Kanununun 15 inci maddesinin (3) numaralı fıkrasına göre
6183 sayılı Âmme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine tâbi
olanları, 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin tecil süresi ve teminat
şartlarına bağlı olmaksızın, Finansal Yeniden Yapılandırma Programı Çerçeve
Anlaşmasına göre taksitlendirmeye ve tecil etmeye yetkilidir.
Vergi istisnaları ve teşvik belgeleri
MADDE 3. – Finansal Yeniden Yapılandırma Programı Çerçeve Anlaşması
hükümleri kapsamında düzenlenecek finansal yeniden yapılandırma sözleşmeleri ve
bu sözleşmeler kapsamında yapılacak işlemlerle ilgili olarak aşağıdaki hükümler
uygulanır.
a) Çerçeve anlaşması, düzenlenen sözleşmeler ve bu çerçeve anlaşması ve
düzenlenen sözleşmelerde belirlenen esaslar uyarınca yapılacak işlemler ve
düzenlenecek kâğıtlar 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa göre ödenecek damga
vergisi ve 492 sayılı Harçlar Kanununa göre ödenecek harçlardan,
b) Çerçeve anlaşması ve düzenlenen sözleşmeler uyarınca alacaklı
kuruluşlar tarafından her ne nam altında olursa olsun tahsil edilecek tutarlar
6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu gereği ödenecek banka ve sigorta muameleleri
vergisinden,
c) Çerçeve anlaşması ve düzenlenen sözleşmeler kapsamında alacaklı
kuruluşların iktisap edecekleri motorlu taşıtlar 1318 sayılı Finansman Kanununa
göre ödenecek taşıt alım vergisinden,
d) Çerçeve anlaşması ve düzenlenen sözleşmeler kapsamında kullandırılan
ve kullandırılacak krediler kaynak kullanımı destekleme fonundan,
ve diğer benzeri vergi, resim,
harç, fon yükümlülüklerinden (4306 sayılı Kanun uyarınca ödenmesi gereken
Eğitime Katkı Payı hariç) istisna edilmiştir.
İstisna (Taşıt Alım Vergisi hariç), alacaklı kuruluşların çerçeve
anlaşması ve düzenlenen sözleşmeler uyarınca edindikleri varlıkları elden
çıkardıkları hallerde de uygulanır.
İstisna uygulaması, sözleşme hükümlerinin borçlu firmalar tarafından
yerine getirilememesi veya getirilmemesi hallerinde alacağın hukukî yollardan
tahsili aşamalarında ödenmesi gereken vergi, resim ve harçlar açısından da
geçerlidir.
Sözleşme hükümleri uyarınca tahsilinden vazgeçilen alacak tutarları
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre alacaklı için değersiz alacak, borçlu için
ise vazgeçilen alacak olarak dikkate alınır.
Sözleşme ile uygulamaya konulan programın gerçekleşmemesi halinde dahi,
uygulanmış olan vergi, resim ve harç istisnaları geri alınmaz.
Finansal yeniden yapılandırma sözleşmelerine göre borçları yeniden
yapılandırılan ve yeni bir itfa planına bağlanan borçlular tarafından alınmış
olan teşvik belgelerinin süreleri ile ihracat taahhüt süreleri, sözleşmeler ile
belirlenen süreler kadar uzatılmış sayılır.
Bu madde hükümleri, bu Kanunun 4 üncü maddesinde belirtilen kredilerle
ilgili işlemler hakkında da uygulanır.
Diğer hükümler
MADDE 4. – Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası Anonim Şirketi, Türkiye
Halk Bankası Anonim Şirketi, Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketi ve Tasfiye
Halinde Emlak Bankası Anonim Şirketinin Yönetim ve Denetim Kurulu üyeleri ile
Tasfiye Kurulu üyeleri, bu Kanun ve 15.11.2000 tarihli ve 4603 sayılı Kanun
kapsamında işlemler yapmaya, 21.2.2001 tarihinden önce açılmış kredileri yeniden yapılandırmaya yetkilidirler.
Bu bankaların, yönetim, denetim ve tasfiye kurulu üyelerinin görev
yaptıkları bankalara karşı sorumlulukları özel hukuk hükümlerine tâbidir.
Ancak, birinci fıkradaki işlemlerle sınırlı olarak bu kimselerin cezaî
sorumlulukları kasıtlı fiillerine, hukukî sorumlulukları ise ağır kusurlu
olmalarına bağlıdır. Üçüncü kişiler tarafından, yönetim kurulu, denetim kurulu
ve tasfiye kurulu üyelerinin görevlerinin ifası nedeniyle açılacak sorumluluk
davaları, ancak bu kimselerin görev yaptıkları bankalar aleyhine açılabilir.
Bu bankaların yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyelerinin
aleyhine sorumluluk davası açılabilmesi ve/veya rücu edilebilmesi, ilgililerin
kasıtlı fiilleri nedeniyle aleyhine açılmış bir ceza davasında verilecek
mahkûmiyet hükmünün kesinleşmiş olması ve bunu takiben ayrıca aynı doğrultuda,
genel kurul kararı alınmış olması şartına bağlıdır. Bu kimselerin, sorumluluk
veya rücu davası açılmasına ilişkin genel kurul kararı aleyhine, 6762 sayılı
Türk Ticaret Kanununun 381 inci maddesi uyarınca iptal davası açmak hakları
mevcuttur. Bankalarca açılacak sorumluluk veya rücu davasının görülebilmesi
için, açılan iptal davasında verilecek hükmün kesinleşmesi gerekir.
Bu Kanun çerçevesinde gerçekleştirilecek işlemlerden dolayı bu madde
hükümleri; hisseleri kısmen ya da tamamen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna ait olan bankaların fon tarafından atanan
Yönetim ve Denetim Kurulu üyeleri için ve Fonun hukukî statüsü çerçevesinde
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Yönetim Kurulu üyeleri için aynen uygulanır.
Varlık Yönetim Şirketi
MADDE 5. - Bankalar, özel finans kurumları ve diğer malî kurumların
alacakları ile diğer varlıklarının satın alınması ve yeniden yapılandırılarak
satılması amacıyla, kuruluş ve faaliyet esasları Bankacılık Düzenleme ve
Denetleme Kurulu tarafından belirlenecek varlık yönetim şirketlerinin
yaptıkları işlemler ve bu işlemlerle ilgili olarak düzenlenen kâğıtlar, kuruluş
işlemleri de dahil olmak üzere kuruldukları takvim yılı ve bunu izleyen beş yıl
süresince 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa göre ödenecek damga vergisinden,
492 sayılı Harçlar Kanununa göre ödenecek harçlardan, her ne nam altında olursa
olsun tahsil edilecek tutarlar 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu gereği
ödenecek banka ve sigorta muameleleri vergisinden, 1318 sayılı Finansman
Kanununa göre ödenecek taşıt alım vergisinden, kaynak kullanımı destekleme
fonuna yapılacak kesintilerden ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında
Kanunun 29 uncu maddesi hükmünden istisnadır. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu bu
şirketlere hissedar olmak suretiyle katılabilir.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu tarafından belirlenecek esas ve
usuller çerçevesinde bankalar arasında alım ve satım işlemine konu edilen
alacaklar ve bu alacakların teminatını oluşturan değerlerin devir ve temliki
için yapılacak işlemler ve bu işlemlerle ilgili olarak düzenlenen kâğıtlar
için, birinci fıkrada belirtilen vergi, resim, harç ve fon istisnaları
31.12.2004 tarihine kadar aynen uygulanır.
Değiştirilen ve kaldırılan hükümler
MADDE 6. - 1. - 4389 sayılı Bankalar Kanununun
a) 3 üncü maddesinin (5) numaralı fıkrasının (b) bendinin ikinci cümlesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, ayrıca maddeye aşağıdaki (12) numaralı fıkra
eklenmiştir.
“Kurul üyeleri, görevlerinden ayrılmalarını izleyen iki yıl içinde,
yönetim ve denetimleri veya hisseleri Fona intikal eden bankalar hariç olmak
üzere, bu Kanun kapsamına giren kuruluşlarda görev alamazlar. Kurul üyeleri ile
kurum personelinin uyacakları meslekî ilkeler Kurulca belirlenir.”
“12. Kurum, faaliyetlerine ilişkin olarak, yılda iki kez olmak üzere,
Türkiye Büyük MilletMeclisi Plan ve Bütçe Komisyonunu bilgilendirir.”
b) 14 üncü maddesinin (5) numaralı fıkrasının (c) bendinin ilk cümlesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve bu cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki
cümleler eklenmiştir.
“Bu Kanun hükümlerine göre temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve
denetimleri Fona intikal eden bankaların, tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen
bankaların iflas idarelerinin ve hisseleri kısmen veya tamamen Fona intikal
eden bankaların Fon tarafından
borçlarının ve/veya taahhütlerinin üstlenilmesi ve/veya alacaklarının
devralınması halinde, Fonun, üstlendiği borçlar ve/veya taahhütler ile
devraldığı alacaklarla ilgili devir ve temlik sözleşmeleri, her türlü teminatın
tesisi ve kaldırılması, sözleşmelerin bozulması, dava ve icra takipleri ile bu
borçlar ve/veya alacaklar ve/veya taahhütlerle ilgili diğer her türlü işlemler
ve bu işlemlerle ilgili düzenlenen kâğıtlar, eğitime katkı payı hariç olmak
üzere her türlü vergi, resim, harç ve fonlardan istisnadır. Bu işlemlerden
kaynaklanan döner sermaye ücreti ödenmez ve diğer kesintiler yapılmaz. Ayrıca,
alacağa karşılık menkul veya gayrimenkul bir malın rızaen veya icraen Fon
tarafından veya yönetim ve denetimleri veya hisseleri Fona intikal eden
bankalar tarafından satın alınması halinde bu işlemlerle ilgili olarak
tarafların ödemekle yükümlü olduğu vergi, resim, harç (eğitime katkı payı
hariç) ve döner sermaye ücreti gibi malî yükümlülükler aranmaz.”
c) 14 üncü maddesinin (6) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan
“yapacağı anlaşmalar çerçevesinde kamusal sermayeli olanlar da dahil olmak
üzere diğer bankalar aracılığıyla Fon nam ve hesabına bunları nakde tahvil
ettirmeye” ifadesi “yapacağı anlaşmalar çerçevesinde kamusal sermayeli olanlar
da dahil olmak üzere diğer bankalar veya üçüncü kişiler aracılığıyla fon nam ve
hesabına bunları nakde tahvil ettirmeye” şeklinde değiştirilmiş ve aynı
maddenin (6) numaralı fıkrasının (b) bendinden sonra “ve gerekli göreceği”
ifadesinden önce gelmek üzere aşağıdaki (c) bendi ve aynı fıkranın sonuna
aşağıdaki paragraf eklenmiştir.
“c) Hisselerinin üçüncü kişilere devredilmesine imkân bulunmaması
halinde, (a) ve (b) bentlerindeki yetkileri yanında, bu fıkradaki
sınırlamalarla bağlı olmaksızın, varlık ve yükümlülüklerini devralmaya ve/veya
varlık ve yükümlülükleri ile ilgili her türlü işlemi yapmaya”
“Fon, bu fıkra hükümlerine göre hisseleri kendisine intikal eden
bankaların, ekonomik değeri olan iştirakleriyle ilgili olarak 6762 sayılı Türk
Ticaret Kanunu hükümleri uygulanmaksızın yapılacak sermaye artırımları da dahil
olmak üzere, yeniden yapılandırma amacıyla Kurulca belirlenecek esas ve usuller
çerçevesinde kaynak sağlamak da dahil gerekli her türlü tedbiri almaya
yetkilidir.”
d) 14 üncü maddesinin (7) numaralı fıkrasının üçüncü paragrafının sonuna
aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Bu bankaların başka bir bankaya devredilmesi ya da başka bir bankayla
birleşmesi, hisselerinin üçüncü kişilere devredilmesi ya da tasfiyelerine karar
verilmesi hallerinde, bu işlemlerin tamamlanmasını takip eden iki yıl içinde,
bankanın sorumlulukları tespit edilen yönetim kurulu eski üyeleri ile eski
denetçileri aleyhine, ibra edilmiş olsalar dahi, işlemleri nedeniyle verdikleri
zararın Fon adına tazmini istemiyle, Fon tarafından dava açılabilir.”
e) 15 inci maddesinin (3) numaralı fıkrasında yer alan “Fon, devraldığı
alacakla ilgili olarak iskonto da dahil olmak üzere her türlü tasarrufta
bulunmaya, sulh olmaya, alacağına mahsuben menkul ve gayrimenkul mallar ile her
türlü hak ve alacakları hiçbir sınırlamaya tâbi olmaksızın devralmaya
yetkilidir.” cümlesi, aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Fon, devraldığı ve dava veya iflas takibine konu etmekle görevli ve
yetkili olduğu alacakları da dahil olmak üzere bu Kanunda yazılı her türlü
alacakları ile ilgili olarak iskonto da dahil olmak üzere her türlü tasarrufta
bulunmaya, sulh olmaya, alacağına mahsuben menkul ve gayrimenkul mallar ile her
türlü hak ve alacakları hiçbir sınırlamaya tâbi olmaksızın devralmaya ve
alacağın yeniden itfa planına bağlanması da dahil olmak üzere borçlularla
anlaşma yapmaya ve borçlularla yaptığı anlaşmalar kapsamında 14 ve 17 nci
maddeler uyarınca Kurulca belirlenecek esas ve usuller dahilinde muhafaza
tedbiri uygulayıp uygulamamaya veya açılmış bulunan hukuk davalarının yapılan
anlaşma süresince durdurulmasını mahkemeden istemeye yetkilidir.”
f) 15 inci maddesinin (4) numaralı fıkrasının başına “a)” ibaresi ve
aynı fıkraya aşağıdaki (b) bendi eklenmiştir.
“b) Fon işlemlerini yürütmede Başkana yardımcı olmak üzere Kurul
kararıyla Kurum başkan yardımcısı statüsünde ve Kurum başkan yardımcılarında
aranan şartları taşıyan üç Fon başkan yardımcısı atanabilir.”
g) 15 inci maddesinin (9) numaralı fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“a) Fon tarafından, hisseleri kısmen veya tamamen kendisine intikal eden
bir bankanın borçlarının, taahhütlerinin yüklenilmesi veya alacaklarının
devralınması halinde, bu borç, taahhüt ve alacaklarla ilgili olarak, 3167
sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında
Kanun ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunundan doğanlar ve takibi şikâyete bağlı
suçlar dahil olmak üzere açılmış veya
açılacak her türlü ceza davalarında, alacağın devralındığı veya borcun,
taahhütün yüklenildiği tarihten itibaren, suçtan zarar gören olarak, Fon
müdahil sıfatını kazanır. Bu davalara bağlı şahsî haklar dahi Fona ait olur.
b) Fon tarafından, hisseleri kısmen veya tamamen kendisine intikal eden
bir bankanın borçlarının, taahhütlerinin yüklenilmesi veya alacaklarının
devralınması halinde, bu borç, taahhüt ve alacaklarla ilgili olarak, Fonun
taraf olduğu icra takipleri ile icra takiplerinden kaynaklanan her türlü hukuk
davalarının kısmen veya tamamen Fon aleyhine neticelenmesi halinde, 2004 sayılı
İcra ve İflas Kanununda yazılı tazminat ve cezalar Fon hakkında uygulanmaz.
c) Fon tarafından, hisseleri kısmen veya tamamen kendisine intikal eden
bir bankanın borçlarının, taahhütlerinin yüklenilmesi veya alacaklarının
devralınması halinde, bu borç, taahhüt ve alacaklarla ilgili olarak açılmış
veya açılacak dava ve icra takiplerinde kanunlarda yazılı zamanaşımı ve hak
düşürücü süreler dahil her türlü süre alacağın devralındığı veya borcun,
taahhütün yüklenildiği tarihten itibaren Fon bakımından dokuz ay süre ile
durur.”
h) 24 üncü maddesinin (6) numaralı fıkrasına son paragraf olarak
aşağıdaki hüküm eklenmiştir.
“Fon tarafından 15 inci maddenin (7) numaralı fıkrasının (a) bendine
istinaden atanan yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile yönetim ve denetimi veya
hisseleri Fona intikal eden bankaların iştiraklerinde bu bankaları temsilen
görev yapan yönetim ve denetim kurulu üyeleri aleyhine görevlerinin ifası
sebebiyle açılan ve açılacak her türlü tazminat ve alacak davaları Fon aleyhine
açılmış sayılır. Bu kişilerin görevlerini kötüye kullandıklarına hükmolunması
halinde kendilerine rücu edilir. Bu şekilde atanan yöneticilere bu iştiraklerin
kamu borçları nedeniyle şahsî sorumluluk yüklenemez.”
2. 15.11.2000 tarihli ve 4603 sayılı Kanunun geçici 1
inci maddesinin (3) numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“3. Bankalarda 31.12.2002 tarihinden sonra özel hukuk
hükümlerine tâbi olmayan personel çalıştırılamaz. Yeniden yapılandırma
sürecinde bankaların yönetim kurullarınca gerek özel hukuk hükümlerine göre
çalıştırılmak üzere kendisine sözleşme teklif edilen ancak özel hukuk
hükümlerine göre çalışmayı kabul etmeyen gerekse özel hukuk hükümlerine göre
çalışması uygun görülmeyip sözleşme imzalamayan personel, bankaların yönetim kurullarınca
Devlet Personel Başkanlığına bildirilir.
Devlet Personel Başkanlığı kendisine bildirilen
personel listelerini en geç 30 gün içerisinde (özelleştirme kapsam ve/veya
programındaki kuruluşlar hariç) tespit edeceği kamu kurum ve kuruluşlarındaki
boş kadro ve pozisyonlara atanmalarını sağlamak üzere ilgili kurum veya
kuruluşa gönderir. İlgili kurum ve kuruluş bildirimin ulaştığı tarihten
başlayarak en geç 5 iş günü içinde bu personelin atanmalarını yaparak atamalara
ilişkin bilgileri Devlet Personel Başkanlığı ile ilgili bankalara bildirir.
Atama tarihi itibarıyla personelin bankalarla ilişiği kesilmiş sayılır.
Personelin atandığı kurumda fiilen göreve başlayacağı tarihe kadar geçen sürede
her türlü malî ve sosyal hakları bankalarca karışlanmaya devam olunur. Bu
fıkrada hüküm bulunmayan hallerde 24.11.1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanunun 22
nci maddesi hükümleri uygulanır.
Ataması yapılan personel hakkında bankalar tarafından
yapılacak tebliğ işlemini takiben 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 62 ve
63 üncü maddelerinin uygulanmasından atamayı yapan kamu kurum veya kuruluşu
sorumludur.
Ancak bu şekilde nakledilen personelden anılan madde
uyarınca eski kadrolarına ait hakları şahıslarına bağlı olarak saklı tutulanlar
için bankacılık tazminatı da şahıslarına bağlı bir hak teşkil etmez.
4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesi kapsamında
Özelleştirme Fonu tarafından yapılması öngörülen ödemeler ilgili bankalar
tarafından yapılır.
1.1.2002 - 31.12.2002 tarihleri arasında uygulanmak
üzere bu madde uyarınca, bankalardan genel bütçeli daireler ile katma bütçeli
idarelere ve bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlara, genel ve katma
bütçelerin transfer tertiplerinden yardım alan kuruluşlar ile sosyal güvenlik
kuruluşlarına nakli yapılan personelin aylık ve diğer özlük hakları karşılığı
tutar, ilgili bankalarca Maliye Bakanlığı Merkez Saymanlık hesabına yatırılır.
Yatırılan bu tutar bir taraftan bütçenin (B) işaretli cetveline özel gelir,
diğer taraftan Maliye Bakanlığı bütçesinde açılacak bir tertibe özel ödenek kaydedilir.
Özel ödenek kaydedilen tutarları kurum ve kuruluşların bütçelerinin ilgili
tertiplerine aktarmaya Maliye Bakanı yetkilidir. Nakli yapılan personelin aylık
ve diğer özlük hakları karşılığı tutar, aylık dönemler itibarıyla ilgili
bankalar ve Maliye Bakanlığınca müştereken tespit edilir ve bu miktar en geç
tespitin yapıldığı ay sonuna kadar bankalarca yukarıda belirtilen hesaba
yatırılır.”
3. 4603 sayılı Kanunun geçici 3 üncü maddesinin birinci
fıkrasında yer alan “bankalara olan yükümlülüklerinden doğan taahhütleri”
ibaresinden sonra gelmek üzere “(her türlü inşaat faaliyetlerinden doğan
taahhütler hariç olmak üzere)” ibaresi eklenmiş, ikinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiş, bu fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra ve aynı
maddenin sonuna aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası Anonim Şirketi veya
Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi tarafından devir alınacak taahhütler ile
aktifler arasındaki menfi fark, devir alan bankaya Hazine Müsteşarlığınca nakit
ve/veya özel tertip devlet iç borçlanma senedi şeklinde sermaye olarak avans
mahiyetinde ödenir. Ancak Hazinece avans mahiyetinde yapılan ödemeler Bankalar
Yeminli Murakıplarınca yapılacak incelemeler sonucu onaylanacak devir
bilançoları esas alınarak kesinleştirilir. Söz konusu inceleme sonucunda tespit
edilen Hazine aleyhine doğmuş fark ve devir tarihi itibarıyla nazım hesaplarda
yer alan taahhütler nakde dönüştükleri takdirde nakde dönüştükleri tarih
itibarıyla Hazinece nakit ve/veya özel tertip Devlet iç borçlanma senedi olarak
ödenir. Hazine lehine bir farkın tespit edilmesi halinde ise söz konusu fark
ilgili yıl Bütçe Kanununda belirtilen esaslar dahilinde devir alan banka
tarafından Hazineye ödenir.
Bu madde hükmü uyarınca yapılan Türkiye Emlak Bankası
Anonim Şirketinin devir işlemleri nedeniyle doğan menfi farka ilişkin hesaplar
muhasebe kayıtları bakımından Tasfiye Halinde Emlak Bankası Anonim Şirketinin
Hazineye borçlu olmasını sağlayacak şekilde izlenir. Bu madde uyarınca yapılan
devir sonucu oluşan menfi fark nedeniyle doğan Hazine alacağı 6762 sayılı Türk
Ticaret Kanununun 446 ncı maddesinin ikinci fıkrasının uygulanmasında dikkate
alınmaz. Bu devirden dolayı T.C. Ziraat Bankası bilançosunda görünen alacaklar
özelleştirme süreci başlayana kadar karşılık ayırılarak giderilir.”
“4389 sayılı Bankalar Kanununun 14 üncü maddesinin (5)
numaralı fıkrasının (c) bendi hükümleri bankanın taraf olduğu davalar yönünden
(tesis edilen teminatlar iade olunur); 16 ncı maddesinin (2) numaralı fıkrası
hükümleri banka aleyhine yapılacak takipler yönünden ve 16 ncı maddenin (9)
numaralı fıkrası hükümleri Bankanın alacak ve borçları yönünden Tasfiye Halinde
Emlak Bankası Anonim Şirketi hakkında da uygulanır.”
4. 4603 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 6. – Bu Kanunun geçici 2 nci maddesinin
birinci fıkrasında belirtilen süreler içinde emeklilik hakkını kullanmayanlara
son kez bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren iki ay içinde emekli olmaları
halinde emekli ikramiyeleri % 20 fazlasıyla ödenir.
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci
maddesine göre kurulmuş Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketi Mensupları Emekli
ve Yardım Sandığı Vakfına tâbi personel için de bu madde hükümleri uygulanır.
Bu madde kapsamında emekli olan personel emekli olduğu
tarihten itibaren 3 yıl içinde anılan bankalarda yeniden istihdam edilemez.
25.11.2000 tarihinde bu bankalarda çalışan personelden
özel hukuk hükümlerine geçirilenlerin hizmet sözleşmelerinin 31.12.2003
tarihine kadar, bankaların disiplin yönetmelikleri hükümleri saklı kalmak
kaydıyla 1475 sayılı İş Kanununun 17 nci maddesi dışında kalan sebeplerle
bankalar tarafından feshedilmesi halinde söz konusu personel hakkında bu
Kanunun geçici 1 inci maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca işlem tesis
edilmek üzere Devlet Personel Başkanlığına bildirilir. Bu kapsamda olan
personele sözleşmenin feshi nedeniyle ihbar ve kıdem tazminatı ödenmez.
Bankaların kurduğu, kuracağı ve iştirak ettiği veya edeceği şirketlere bu
bankalardan geçen ve T.C. Emekli Sandığı ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar
Kanununun geçici 20 nci maddesi uyarınca kurulan Türkiye Emlak Bankası Anonim
Şirketi Emekli ve Yardım Sandığı Vakfı ile irtibatları devam eden personelden
isteyenlerin anılan sosyal güvenlik kurumları ile irtibatları devam eder. Bu
fıkra hükümleri bu personel hakkında da uygulanır.”
5. 4603 sayılı Kanunun geçici 5 inci maddesi
yürürlükten kaldırılmıştır.
GEÇİCİ MADDE 1. – Bu Kanunun yayımı tarihinde
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunda bir kamu kurumundan atanmak
suretiyle görev yapmakta olanlardan, konularıyla ilgili en az dört yıl süreyle
yüksek öğrenim veren fakülte ve yüksek okulları bitirerek mesleğe özel yarışma
sınavıyla giren ve geldikleri kurumlarda en az üç yıl süreyle meslek içi
eğitimden sonra özel bir yeterlilik sınavı sonunda ve ortak kararla uzmanlık
kadrolarına atanmış ve bankacılık uzmanlarında aranan şartları taşıyanlar,
başkaca bir işleme gerek kalmaksızın bankacılık uzmanı olarak atanırlar.
Yürürlük
MADDE 7. – Bu Kanunun;
a) 4 üncü maddesi 21.2.2001 tarihinden geçerli olmak
üzere yayımı tarihinde,
b) 6 ncı maddesinin (3) numaralı fıkrası 3.7.2001
tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,
c) Diğer hükümleri yayımı tarihinde,
Yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 8. – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür.
|
Bülent Ecevit |
|
|
|
|
Başbakan |
|
|
|
|
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
|
|
D. Bahçeli |
H. H. Özkan |
M. Yılmaz |
|
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
|
|
K. Derviş |
Prof. Dr. T. Toskay |
M. Keçeciler |
|
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı V. |
|
|
Prof. Dr. Ş. S. Gürel |
F. Bal |
R. K. Yücelen |
|
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı V. |
|
|
M. Yılmaz |
Prof. Dr. R. Mirzaoğlu |
E. S. Gaydalı |
|
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
|
|
H. Gemici |
Prof. Dr. Ş. Üşenmez |
E. S. Gaydalı |
|
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
|
|
F. Ünlü |
Prof. Dr. A. Çay |
R. Önal |
|
|
Adalet
Bakanı |
Millî
Savunma Bakanı |
İçişleri
Bakanı |
|
|
Prof. Dr. H. S. Türk |
S. Çakmakoğlu |
R. K. Yücelen |
|
|
Dışişleri
Bakanı |
Maliye
Bakanı |
Millî
Eğitim Bakanı |
|
|
İ. Cem |
S. Oral |
M. Bostancıoğlu |
|
|
Bayındırlık
ve İskân Bakanı |
Sağlık
Bakanı V. |
Ulaştırma
Bakanı |
|
|
Prof. Dr. A. Akcan |
Prof. Dr. H. Y. Gökalp |
O. Vural |
|
|
Tarım ve
Köyişleri Bakanı |
Çalışma ve
Sos. Güv. Bakanı |
Sanayi ve
Ticaret Bakanı |
|
|
Prof. Dr. H. Y. Gökalp |
Y. Okuyan |
A. K. Tanrıkulu |
|
|
En. ve
Tab. Kay. Bakanı |
Kültür
Bakanı |
Turizm
Bakanı |
|
|
Z. Çakan |
M. İ. Talay |
M. Taşar |
|
|
Orman
Bakanı |
|
Çevre
Bakanı |
|
|
Prof. Dr. N. Çağan |
|
F. Aytekin |
|
|
|
|
|
|
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONUNUN KABUL ETTİĞİ METİN
MALÎ SEKTÖRE OLAN BORÇLARIN YENİDEN
YAPILANDIRILMASI VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN
TASARISI
Amaç
MADDE 1.- Bu
Kanunun amacı, Türkiye’de faaliyette bulunan bankalar, özel finans kurumları ve
kendi özel mevzuatları uyarınca alınan izinler dahilinde faaliyette bulunan
diğer malî kurumlar tarafından, bankalar ve diğer malî kurumlar ile kredi
ilişkisi içinde bulunup, finansal darboğaz yaşayan borçluların; finansal
yeniden yapılandırma çerçevesinde belirlenecek süre ve koşullarla, bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış kredilerle ilgili olarak vadeleri uzatmak,
krediyi yenilemek, ilave yeni kredi vermek, anapara ve/veya faiz indirmek,
faizden vazgeçmek, kredileri kısmen veya tamamen iştirake çevirmek, kredileri
ayni, nakdi ya da tahsil şartına bağlı bir bedel karşılığı devir ve temlik etmek,
kredileri borçlu ya da üçüncü kişilere ait ayni değerler karşılığında kısmen
veya tamamen tasfiye etmek, diğer bankalarla birlikte hareket ederek
protokoller yapmak gibi alınacak tedbirlerle malî kesime olan geri ödeme
yükümlülüklerini yerine getirebilmelerine ve katma değer yaratmaya devam
etmelerine imkan verilmesinin sağlanmasıdır.
Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşmaları
MADDE 2.-
Bankalar ve özel finans kurumları ile diğer malî kurumlar, Tasarruf Mevduatı
Sigorta Fonu ve Tasfiye Halinde Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketinin
alacakları, Türkiye Bankalar Birliği tarafından hazırlanacak alacaklı kurumların
yetkili temsilcilerince imzalanacak ve onaylama ve kabule ilişkin genel
şartları Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu tarafından çıkarılacak
yönetmelikte gösterilecek olan Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve
Anlaşmaları kapsamında ve bu Anlaşmaların Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurulu tarafından onaylandığı tarihten itibaren 3 yıllık bir süre içinde
finansal yeniden yapılandırma sözleşmelerine bağlanmak şartıyla gerektiğinde
ilave finansman da sağlanmak suretiyle yeniden yapılandırılabilir veya
yeni itfa planlarına bağlanabilir.
Gerektiğinde
ilave finansman da sağlanmak suretiyle yeniden yapılandırılacak veya yeni bir
itfa planına bağlanacak alacakların kapsamı, borçluların nitelikleri, asgari
tutar ve şartları ve alacaklılar ile
borçlular arasında ayrı ayrı imzalanacak finansal yeniden yapılandırma
sözleşmelerinin asgari unsurları birinci fıkradaki usulle saptanan Finansal
Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşmaları ile belirlenir. Finansal Yeniden
Yapılandırma Çerçeve Anlaşmalarını imzalamayanlar tarafından yapılacak sözleşme
ve işlemler için bu Kanunun ilgili madde hükümleri uygulanmaz.
Alacaklı ve
borçlu taraflar arasında imzalanacak finansal yeniden yapılandırma
sözleşmelerine bankalar, özel finans kurumları ve diğer malî kurumlar dışında
kalan alacaklılar da taraf sıfatıyla katılabilir.
Türkiye
Cumhuriyeti Ziraat Bankası Anonim Şirketi, Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi,
hisseleri kısmen ya da tamamen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna ait bankalar,
Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşmalarına ve bu Anlaşmalar kapsamında
borçları gerektiğinde ilave finansman da sağlanmak suretiyle yeniden
yapılandırılan veya yeni bir itfa planına bağlanan borçlularla yapılacak
finansal yeniden yapılandırma sözleşmelerine taraf olmaya yetkilidir.
Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonu ve Tasfiye Halinde Emlak Bankası Anonim Şirketi, Finansal
Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşmalarına ve bu Anlaşmalar kapsamında
borçlularla yapılacak finansal yeniden yapılandırma sözleşmelerine ilave
finansman sağlamamak kaydıyla taraf olabilirler.
Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonu, Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşmalarına göre
gerektiğinde ilave finansman da sağlanmak suretiyle yeniden yapılandırılan veya
yeni bir itfa planına bağlanan krediler ve diğer alacaklardan, Bankalar
Kanununun 15 inci maddesinin (3) numaralı fıkrasına göre 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine tâbi olanları, 6183
sayılı Kanunun 48 inci maddesinin tecil süresi ve teminat şartlarına bağlı
olmaksızın, Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşmalarına göre
taksitlendirmeye ve tecil etmeye yetkilidir.
Vergi istisnaları ve teşvik belgeleri
MADDE 3.- Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve
Anlaşmaları hükümleri kapsamında düzenlenecek finansal yeniden yapılandırma
sözleşmeleri ve bu sözleşmeler kapsamında yapılacak işlemlerle ilgili olarak
aşağıdaki hükümler uygulanır.
a) Çerçeve
anlaşması, düzenlenen sözleşmeler ve bu çerçeve anlaşması ve düzenlenen
sözleşmelerde belirlenen esaslar uyarınca yapılacak işlemler ve
düzenlenecek kağıtlar 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa göre ödenecek
damga vergisi ve 492 sayılı Harçlar Kanununa göre ödenecek harçlardan,
b) Çerçeve
anlaşması ve düzenlenen sözleşmeler uyarınca alacaklı kuruluşlar tarafından her
ne nam altında olursa olsun tahsil edilecek tutarlar 6802 sayılı Gider
Vergileri Kanunu gereği ödenecek banka ve sigorta muameleleri vergisinden,
c) Çerçeve anlaşması ve düzenlenen
sözleşmeler kapsamında alacaklı kuruluşların iktisap edecekleri motorlu
taşıtlar 1318 sayılı Finansman Kanununa
göre ödenecek taşıt alım vergisinden,
d) Çerçeve
anlaşması ve düzenlenen sözleşmeler kapsamında kullandırılan ve kullandırılacak
krediler kaynak kullanımı destekleme fonundan,
ve diğer
benzeri vergi, resim, harç, fon yükümlülüklerinden (4306 sayılı Kanun uyarınca
ödenmesi gereken Eğitime Katkı Payı hariç) istisna edilmiştir.
İstisna
(Taşıt Alım Vergisi hariç), alacaklı kuruluşların çerçeve anlaşması ve düzenlenen sözleşmeler uyarınca edindikleri
varlıkları elden çıkardıkları hallerde de uygulanır.
İstisna
uygulaması, sözleşme hükümlerinin borçlu firmalar tarafından yerine getirilememesi
veya getirilmemesi hallerinde alacağın hukuki yollardan tahsili aşamalarında
ödenmesi gereken vergi, resim ve harçlar açısından da geçerlidir.
Sözleşme
hükümleri uyarınca tahsilinden vazgeçilen alacak tutarları Vergi Usul Kanunu
hükümlerine göre alacaklı için değersiz alacak, borçlu için ise vazgeçilen
alacak olarak dikkate alınır.
Sözleşme ile
uygulamaya konulan işlemlerin gerçekleşmemesi halinde dahi, uygulanmış olan
vergi, resim ve harç istisnaları geri
alınmaz.
Finansal
yeniden yapılandırma sözleşmelerine göre borçları yeniden yapılandırılan ve
yeni bir itfa planına bağlanan borçlular tarafından alınmış olan teşvik
belgelerinin süreleri ile ihracat taahhüt süreleri, sözleşmeler ile belirlenen
süreler kadar uzatılmış sayılır.
Bankalar,
özel finans kurumları ve diğer malî kurumların alacakları ile diğer
varlıklarının satın alınması ve yeniden yapılandırılarak satılması amacıyla,
kuruluş ve faaliyet esasları Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu
tarafından belirlenecek varlık yönetim şirketlerinin yaptıkları işlemler ve bu
işlemlerle ilgili olarak düzenlenen kağıtlar, kuruluş işlemleri de dahil olmak
üzere kuruldukları takvim yılı ve bunu izleyen beş yıl süresince 488 sayılı
Damga Vergisi Kanununa göre ödenecek damga vergisinden, 492 sayılı Harçlar
Kanununa göre ödenecek harçlardan, her ne nam altında olursa olsun tahsil
edilecek tutarlar 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu gereği ödenecek banka ve
sigorta muameleleri vergisinden, 1318 sayılı Finansman Kanununa göre ödenecek
taşıt alım vergisinden, kaynak kullanımı destekleme fonuna yapılacak
kesintilerden ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 29 uncu
maddesi hükmünden istisnadır.
Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurulu tarafından belirlenecek esas ve usuller
çerçevesinde bankalar arasında alım ve satım işlemine konu edilen alacaklar ve
bu alacakların teminatını oluşturan değerlerin devir ve temliki için yapılacak işlemler ve bu işlemlerle
ilgili olarak düzenlenen kağıtlar için, yedinci fıkrada belirtilen vergi,
resim, harç ve fon istisnaları 31/12/2004 tarihine kadar aynen uygulanır.
3.6.1949 tarihli ve 5422 sayılı Kurumlar Vergisi
Kanununda Yapılan Düzenleme
MADDE 4.- 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununa
aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ
MADDE 30.- Bu Kanunun 38 inci maddesine göre yapılacak bölünmelerde Türk
Ticaret Kanununun 404 üncü maddesi
uygulanmaz."
18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanununda
Yapılan Düzenlemeler
MADDE
5.- A)
4389 sayılı Bankalar Kanununun 3 üncü maddesinin (5) numaralı fıkrasının
(b) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Kurul
üyeleri, görevlerinden ayrılmalarını izleyen iki yıl içinde, yönetim ve
denetimleri veya hisseleri Fona intikal eden bankalar hariç olmak üzere, bu
Kanun kapsamına giren kuruluşlarda görev alamazlar. Kurul üyeleri ile Kurum
personelinin uyacakları mesleki ilkeler Kurulca belirlenir."
B) 4389
sayılı Bankalar Kanununun 14 üncü maddesinin (5) numaralı fıkrasının (a)
bendine (ab) alt bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki (ac) alt bendi eklenmiş,
ayrıca, aynı maddenin (5) numaralı fıkrasının (c) bendinin ilk cümlesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiş ve bu cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümleler
eklenmiştir.
"ac)
Devralınan zararlar sonucunda hisselerinin tamamına sahip olunamaması halinde,
zararın ödenmiş sermaye tutarından düşülmesi suretiyle hesaplanacak sermaye
esas alınmak üzere bulunacak hisse bedelinin Kurulca belirlenecek süre içinde
banka hissedarlarına ödenmesi karşılığında hisselerini devralmaya,"
"Bu
Kanun hükümlerine göre temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve
denetimleri Fona intikal eden bankaların, tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen
bankaların iflas idarelerinin ve hisseleri kısmen veya tamamen Fona intikal
eden bankaların Fon tarafından borçlarının ve/veya taahhütlerinin üstlenilmesi
ve/veya alacaklarının devralınması halinde Fonun, üstlendiği borçlar ve/veya
taahhütler ile devraldığı alacaklarla ilgili devir ve temlik sözleşmeleri, her
türlü teminatın tesisi ve kaldırılması, sözleşmelerin bozulması, dava ve icra
takipleri ile bu borçlar ve/veya alacaklar ve/veya taahhütlerle ilgili diğer
her türlü işlemler ve bu işlemlerle ilgili
düzenlenen kağıtlar, eğitime katkı payı hariç olmak üzere her türlü
vergi, resim, harç, fonlar ve 2548 sayılı Cezaevleri ile Mahkeme Binaları
İnşası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkumlara Ödettirilecek Yiyecek
Bedelleri Hakkında Kanunun 1 inci maddesi hükmünden istisnadır. Bu işlemlerden
kaynaklanan döner sermaye ücreti ödenmez ve diğer kesintiler yapılmaz. Ayrıca,
alacağa karşılık menkul veya gayrimenkul bir malın rızaen veya icraen Fon
tarafından veya yönetim ve denetimleri veya hisseleri Fona intikal eden
bankalar tarafından satın alınması halinde bu işlemlerle ilgili olarak
tarafların ödemekle yükümlü olduğu vergi, resim, harç (eğitime katkı payı
hariç) ve döner sermaye ücreti gibi malî yükümlülükler aranmaz."
C ) 4389
sayılı Bankalar Kanununun 14 üncü maddesinin (6) numaralı fıkrasının (b)
bendinde yer alan "yapacağı anlaşmalar çerçevesinde kamusal sermayeli
olanlar da dahil olmak üzere diğer bankalar aracılığıyla Fon nam ve hesabına
bunları nakde tahvil ettirmeye" ifadesi "yapacağı anlaşmalar
çerçevesinde kamusal sermayeli olanlar da dahil olmak üzere diğer bankalar veya
üçüncü kişiler aracılığıyla Fon nam ve hesabına bunları nakde tahvil
ettirmeye" şeklinde değiştirilmiş ve aynı maddenin (6) numaralı fıkrasının
(b) bendinden sonra "ve gerekli göreceği" ifadesinden önce gelmek
üzere aşağıdaki (c) bendi ve aynı fıkranın sonuna aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"c)
Hisselerinin üçüncü kişilere devredilmesine imkan bulunmaması halinde, (a) ve
(b) bentlerindeki yetkileri yanında, bu fıkradaki sınırlamalarla bağlı
olmaksızın, varlık ve yükümlülüklerini devralmaya ve/veya varlık ve yükümlülükleri
ile ilgili her türlü işlemi yapmaya,"
"Fon,
bu fıkra hükümlerine göre hisseleri kendisine intikal eden bankaların, ekonomik
değeri olan iştirakleriyle ilgili olarak 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu
hükümleri uygulanmaksızın yapılacak sermaye artırımları da dahil olmak üzere,
yeniden yapılandırma amacıyla Kurulca belirlenecek esas ve usuller çerçevesinde
kaynak sağlamak da dahil gerekli her türlü tedbiri almaya yetkilidir."
D) 4389
sayılı Bankalar Kanununun 14 üncü maddesinin (7) numaralı fıkrasının üçüncü
paragrafının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.
"Bu
bankaların başka bir bankaya devredilmesi ya da başka bir bankayla birleşmesi,
hisselerinin üçüncü kişilere devredilmesi ya da tasfiyelerine karar verilmesi
hallerinde, bu işlemlerin tamamlanmasını takip eden iki yıl içinde, bankanın
sorumlulukları tespit edilen yönetim kurulu eski üyeleri ile eski denetçileri
aleyhine, varsa ibralarının iptali ve işlemleri nedeniyle verdikleri zararın
Fon adına tazmini istemiyle, Fon tarafından 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu
hükümlerine istinaden dava açılabilir."
E) 4389
sayılı Bankalar Kanununun 15 inci maddesinin (3) numaralı fıkrasında yer alan
"Fon, devraldığı alacakla ilgili olarak iskonto da dahil olmak üzere her
türlü tasarrufta bulunmaya, sulh olmaya, alacağına mahsuben menkul ve gayrimenkul
mallar ile her türlü hak ve alacakları hiçbir sınırlamaya tâbi olmaksızın
devralmaya yetkilidir." cümlesi, aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Fon,
devraldığı ve dava veya iflas takibine konu etmekle görevli ve yetkili olduğu
alacakları da dahil olmak üzere bu Kanunda yazılı her türlü alacakları ile
ilgili olarak iskonto da dahil olmak üzere her türlü tasarrufta bulunmaya, sulh
olmaya, alacağına mahsuben menkul ve gayrımenkul mallar ile her türlü hak ve
alacakları hiçbir sınırlamaya tâbi olmaksızın devralmaya ve alacağın yeniden
itfa planına bağlanması da dahil olmak üzere borçlularla anlaşma yapmaya ve
borçlularla yaptığı anlaşmalar kapsamında 14 ve 17 nci maddeler uyarınca Kurulca belirlenecek esas
ve usuller dahilinde muhafaza tedbiri uygulayıp, uygulamamaya, dava açıp
açmamaya veya açılmış bulunan hukuk davalarının yapılan anlaşma süresince
durdurulmasını mahkemeden istemeye yetkilidir.
F) 4389
sayılı Bankalar Kanununun 15 inci maddesinin (4) numaralı fıkrasına, birinci
bendinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki bend eklenmiştir.
"b) Fon
işlemlerini yürütmede Başkana yardımcı olmak üzere Kurul kararıyla Kurum başkan
yardımcısı statüsünde ve Kurum başkan yardımcılarında aranan şartları taşıyan
üç Fon başkan yardımcısı atanabilir."
G) 4389
sayılı Bankalar Kanununun 15 inci maddesinin (9) numaralı fıkrasının (a), (b)
ve (c) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"a) Fon
tarafından, hisseleri kısmen veya tamamen kendisine intikal eden bir bankanın
borçlarının, taahhütlerinin yüklenilmesi veya alacaklarının devralınması
halinde, bu borç, taahhüt ve alacaklarla ilgili olarak, 3167 sayılı Çekle Ödemelerin
Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun ve 2004 sayılı İcra
ve İflas Kanunundan doğanlar ve takibi şikayete bağlı suçlar dahil olmak üzere
açılmış veya açılacak her türlü ceza davalarında, alacağın devralındığı veya
borcun, taahhütün yüklenildiği tarihten itibaren, suçtan zarar gören
olarak, Fon müdahil sıfatını kazanır.
Bu davalara bağlı şahsî haklar dahi Fona ait olur.
b) Fon
tarafından, hisseleri kısmen veya tamamen kendisine intikal eden bir bankanın
borçlarının, taahhütlerinin yüklenilmesi veya alacaklarının devralınması
halinde, bu borç, taahhüt ve alacaklarla ilgili olarak, Fonun taraf olduğu icra
takipleri ile icra takiplerinden kaynaklanan her türlü hukuk davalarının kısmen
veya tamamen Fon aleyhine neticelenmesi halinde, 2004 sayılı İcra ve İflas
Kanununda yazılı tazminat ve cezalar Fon hakkında uygulanmaz.
c) Fon
tarafından, hisseleri kısmen veya tamamen kendisine intikal eden bir bankanın
borçlarının, taahhütlerinin yüklenilmesi veya alacaklarının devralınması
halinde, bu borç, taahhüt ve alacaklarla ilgili olarak açılmış veya açılacak
dava ve icra takiplerinde kanunlarda yazılı zamanaşımı ve hak düşürücü süreler
dahil her türlü süre alacağın devralındığı veya borcun, taahhüdün yüklenildiği
tarihten itibaren Fon bakımından dokuz ay süre ile durur."
H) 4389
sayılı Bankalar Kanununun 24 üncü maddesinin (6) numaralı fıkrasına aşağıdaki bend eklenmiştir.
"Fon
tarafından 15 inci maddenin (7) numaralı fıkrasının (a) bendine istinaden
atanan yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile yönetim ve denetimi veya hisseleri
Fona intikal eden bankaların iştiraklerinde bu bankaları temsilen görev yapan
yönetim ve denetim kurulu üyeleri aleyhine görevlerinin ifası sebebiyle açılan
ve açılacak her türlü tazminat ve alacak davaları Fon aleyhine açılmış sayılır.
Bu kişilerin görevlerini kötüye kullandıklarına hükmolunması halinde
kendilerine rücu edilir. Bu şekilde atanan yöneticilere bu iştiraklerin kamu borçları
nedeniyle şahsi sorumluluk yüklenemez."
İ ) 4389
sayılı Bankalar Kanununun Geçici 2 nci maddesinin (f) bendi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"f)
Bankalar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açtıkları kredilerini dört
yıl, bunlara ilişkin karşılık yükümlülüklerini üç yıl içinde bu Kanun
hükümlerine uygun hale getirmek zorundadır."
J) 4389
sayılı Bankalar Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ
MADDE 4.- 1. Kurul, bankacılık
sisteminde güven ve istikrarı korumak ve ekonomik krizin bankaların sermayeleri
üzerindeki olumsuz etkilerini bertaraf etmek amacıyla, bu Kanunun diğer
maddelerinde yer alan hükümler saklı kalmak üzere; Türkiye'de kurulu mevduat
kabulüne yetkili özel sermayeli bankaların, krediler ve diğer alacaklar için
ayrılması gereken karşılıklardan, kur değişimlerinden veya diğer
faaliyetlerinden kaynaklanan zararlarının belirlenerek malî durumlarını
yansıtan malî tablolarının hazırlanmasını sağlamak üzere, her bir bankanın
sözleşmeli bağımsız denetim kuruluşunu, bankada denetim yapmakla görevlendirir.
Bağımsız
denetim kuruluşları tarafından yapılacak özel denetimin kapsamı ve bu denetimde
uygulanacak esas ve usuller Kurul tarafından belirlenerek duyurulur.
2. Bağımsız
denetim kuruluşu tarafından düzenlenen malî tablolarla ilgili rapor, Kurumca
belirlenecek ikinci bir bağımsız denetim kuruluşu tarafından denetim ilke ve
esaslarına uygunluk yönünden incelenir.
3. Bağımsız
denetim kuruluşlarınca düzenlenen rapor ve malî tablolar, Kurum tarafından
yapılan gözetim ve denetim sonucunda her bir banka için yapılmış olan
tespitlerle karşılaştırılarak, bankanın malî durumunu tam olarak yansıtıp
yansıtmadığı ve esas ve usullere uygunluğu açısından ilgili bankanın görüşleri
de alınarak Kurumca değerlendirilir.
4.
Bankaların yukarıdaki usule göre denetimden geçen ve Kurum tarafından yapılan
değerlendirmede yeterli bulunan malî tabloları ile bağımsız denetim kuruluşunun
malî tablolara ilişkin raporu, bu tespitler neticesinde ortaya çıkan, Kanunun 13
üncü maddesi uyarınca düzenlenen sermaye yeterliliği standart oranı, bu oranın yüzde sekizin altında olması
halinde yüzde sekize ulaşabilmek için gerekli sermaye tutarı, sermayenin
artırılması veya sermaye benzeri kaynak temin edilmesi ve alınması gerekli
görülen tedbirler Kurum tarafından bankaların yönetim kurullarına bildirilir.
5. (4)
numaralı fıkraya istinaden Kurumca yapılan bildirimi izleyen onbeş gün içinde
bankalar, yedek akçelerle karşılanamayan zararların giderilmesi için, ödenmiş
sermayelerinin bu zarar kadar azaltılması ve sermaye yeterliliği standart
oranının yüzde sekize ulaşması için gerekli sermaye artışının tamamen ödenerek
sağlanmasını teminen, genel kurullarını yurt çapında yayın yapan en az bir
gazetede ilan ederek duyurmak suretiyle olağanüstü toplantıya çağırırlar. Genel
kurul kararının, imtiyazlı pay sahipleri genel kurulunca onaylanma şartı
aranmaz.
Genel
kurulun toplanması için oy haklarının yarısına sahip olan pay sahiplerinin
katılımı yeterlidir. Kararlar katılanların oy çokluğuyla alınır.
6. (5) numaralı
fıkraya göre banka genel kurulunca karara bağlanan ana sözleşme değişiklikleri
ile rüçhan haklarının kullanımına ilişkin hususlar genel kurulu izleyen üç gün
içinde bankanın başvurusu üzerine Ticaret Sicil Memurluklarınca ilan olunur.
Sermaye artırımına katılmak isteyen ortaklar bu ilanı izleyen on beş gün içinde
rüçhan haklarını kullanırlar.
7. Sermaye
artırımının gerçekleşmemesi halinde Kurul, 14 üncü madde hükümleri saklı kalmak
kaydıyla, bankaların yeniden yapılandırılması programı dahilinde sermayelerinin
artırılmasını teminen, bu maddede
belirtilen esaslar dahilinde kaynak tahsis etmek suretiyle, her bir
banka için bir defaya mahsus olmak üzere, gerekli görülecek her türlü tedbiri
almaya yetkilidir.
Yeniden
yapılandırma programına katılmak isteyen bankaların, 30 Eylül 2001 tarihindeki bilanço büyüklükleri
itibariyle sektördeki payının asgari yüzde bir olması, (5) numaralı fıkrada
belirtilen işlemleri tesis etmeleri ve bu işlemlerden itibaren altı ayı
geçmemek üzere Kurumca belirlenecek süre içinde Kuruma başvurmaları şarttır.
8. Kurul,
(7) numaralı fıkraya göre başvuruda bulunan bankalara, yapacağı
değerlendirmeler çerçevesinde Fon tarafından;
a) Sermaye
yeterliliği standart oranı yüzde beşten az ancak sıfırdan büyük bankalarda, bu
oranın yüzde beşe ulaşması için gerekli sermaye artırımına, ortaklarca ödenen
tutarı aşmamak kaydıyla katılınmasını,
b) Sermaye
yeterliliği standart oranları yüzde beş ve daha yüksek olan bankalarda, sermaye
yeterliliği standart oranlarının yüzde dokuza ulaşmasına yetecek kadar, hisse
senedine dönüştürülebilir tahvil karşılığı ve yedi yıl vadeli olmak üzere
sermaye benzeri kredi sağlanmasını,
c) Sermaye
artışında kullanılmak üzere, yönetim ve denetimini doğrudan veya dolaylı olarak
elinde bulunduran ortaklara ait varlıkların teminat olarak alınması
karşılığında bu ortaklara, bankanın sermaye yeterliliği standart oranının yüzde
beşe ulaşmasına yetecek tutarı aşmamak üzere kredi verilmesini,
Temine
ilişkin işlemleri ayrı ayrı veya birlikte yapmaya yetkilidir.
Ortaklar
tarafından 2001 yılı içinde nakden ödenen ve sermaye yeterliliği standart
oranının pozitif kısmına isabet eden bölümü (a) bendi hükümlerinin
uygulanmasında dikkate alınır.
(6) numaralı
fıkraya göre rüçhan hakkı kullanılmak veya sermaye artırımına katılınmak
suretiyle yapılan ve sermaye artırımına ulaşmayan ödemeler sermayeye dönüşür.
9. Bilanço
büyüklüğü itibariyle sektördeki payları yüzde birin altında olan mevduat
kabulüne yetkili özel sermayeli bankalar da, diğer bankalarla devir veya
birleşme suretiyle sektördeki paylarını en az yüzde bire çıkarmaları ve (7)
numaralı fıkra hükümleri çerçevesinde Kuruma başvurmaları halinde bu maddede
yer alan tedbirlerden yararlanabilir.
10. Bu madde
hükümlerine göre Fon tarafından bankaya sermaye veya sermaye benzeri kredi
olarak verilen tutarlar 15 inci maddenin (2) numaralı fıkrası hükümleri
çerçevesinde Hazine Müsteşarlığınca Fona ikrazen verilmek üzere ihraç olunacak
Devlet İç Borçlanma Senetleriyle karşılanır.
11. Bu
maddeye göre alınacak tedbirlerin uygulanmasını teminen banka genel
kurullarınca alınan kararlara karşı açılacak davalara ve ihtiyati tedbir
taleplerine banka merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi
tarafından bakılır. O yerde, birden fazla asliye ticaret mahkemesi bulunması
halinde yetkili mahkeme (1) numaralı asliye ticaret mahkemesidir.
Açılacak
davalarda, mahkemelerce teminat aranmaksızın ihtiyati tedbir kararı verilemez.
Teminat tutarı kamu yararı gözetilerek ve duruşma yapılarak ilgili mahkeme
tarafından belirlenir.
12. Bu madde
uyarınca yapılacak genel kurul toplantısına, sermaye azaltım ve artırımına, sermayenin tesciline, sermaye
artırımına konu hisselerin devir sürelerine, hisse senedine dönüştürülebilir
tahvil ihracına ve bu tahvillerin hisse senedine dönüştürülmesine ilişkin
işlemlerin esas ve usulleri Kurulca belirlenir. Belirtilen konularda Türk
Ticaret Kanunu ve Sermaye Piyasası Kanunu hükümleri uygulanmaz. Kurul, bu
Kanun, Türk Ticaret Kanunu, Sermaye Piyasası Kanunu ve bu kanunlara ilişkin
mevzuatla belirlenen, bankaların malî tablolarının yayımı ve yıllık olağan
genel kurul toplantılarının yapılması ile ilgili süreleri değiştirmeye
yetkilidir.
13. Bu madde
uyarınca kanuni ve ihtiyari yedek akçeler ile sermayenin azaltılmasına konu
edilen zararlar, 3.6.1949 tarih ve 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 14
üncü maddesinin 7 nci fıkrasında belirlenen esaslar çerçevesinde bankaların
kazancının tespitinde gider olarak matrahtan indirilir.
14. Kurul,
bu maddenin uygulanmasına ve bu maddedeki tedbirlerin uygulanması sonucunda Fon
tarafından edinilen banka hisselerinin satış ve devrine, sermaye benzeri
kredilerin sermayeye dönüştürülmesine ilişkin usul ve esasları belirlemeye, bu
kapsamda düzenleme yapmaya yetkilidir."
15.11.2000 tarihli ve 4603 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Ziraat Bankası, Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi ve Türkiye Emlak Bankası
Anonim Şirketi Hakkında Kanunda Yapılan
Düzenlemeler
MADDE 6.- A)
4603 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesinin (3) numaralı fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"3.
Bankalarda 31/12/2002 tarihinden sonra özel hukuk hükümlerine tâbi olmayan
personel çalıştırılamaz. Yeniden yapılandırma sürecinde bankaların yönetim
kurullarınca gerek özel hukuk hükümlerine göre çalıştırılmak üzere kendisine
sözleşme teklif edilen ancak özel hukuk hükümlerine göre çalışmayı kabul
etmeyen gerekse özel hukuk hükümlerine göre çalışması uygun görülmeyip sözleşme
imzalanmayan personel, bankaların yönetim kurullarınca Devlet Personel
Başkanlığına bildirilir.
Devlet
Personel Başkanlığı kendisine bildirilen personel listelerini en geç 45 gün
içerisinde (özelleştirme kapsam ve/veya programındaki kuruluşlar hariç) tespit
edeceği kamu kurum ve kuruluşlarındaki boş kadro ve pozisyonlara atanmalarını
sağlamak üzere ilgili kurum veya kuruluşa gönderir. İlgili kurum ve kuruluş
bildirimin ulaştığı tarihten başlayarak en geç 5 iş günü içinde bu personelin
atanmalarını yaparak atamalara ilişkin bilgileri Maliye Bakanlığı ve Devlet Personel
Başkanlığı ile ilgili bankalara bildirir. Atama tarihi itibarıyla personelin
bankalarla ilişiği kesilmiş sayılır. Personelin atandığı kurumda fiilen göreve
başlayacağı tarihe kadar geçen sürede her türlü malî ve sosyal hakları bankalarca
karşılanmaya devam olunur. Bu fıkrada hüküm bulunmayan hallerde 24/11/1994
tarihli ve 4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesi hükümleri uygulanır.
Ataması
yapılan personel hakkında bankalar tarafından yapılacak tebliğ işlemini takiben
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 62 ve 63 üncü maddelerinin
uygulanmasından atamayı yapan kamu kurum veya kuruluşu sorumludur.
Ancak bu
şekilde nakledilen personelden anılan madde uyarınca eski kadrolarına ait
hakları şahıslarına bağlı olarak saklı tutulanlar için bankacılık tazminatı da
şahıslarına bağlı bir hak teşkil etmez.
4046 sayılı
Kanunun 22 nci maddesi kapsamında Özelleştirme Fonu tarafından yapılması
öngörülen ödemeler ilgili bankalar tarafından yapılır.
1.1.2002-
31.12.2002 tarihleri arasında uygulanmak üzere bu madde uyarınca, bankalardan
genel bütçeli daireler ile katma bütçeli idarelere ve bunlara bağlı döner
sermayeli kuruluşlara, genel ve katma bütçelerin transfer tertiplerinden yardım
alan kuruluşlar ile sosyal güvenlik kuruluşlarına nakli yapılan personelin
aylık ve diğer özlük hakları karşılığı tutar, ilgili bankalarca Maliye
Bakanlığı Merkez Saymanlık hesabına yatırılır. Yatırılan bu tutar bir taraftan
bütçenin (B) işaretli cetveline özel gelir, diğer taraftan Maliye Bakanlığı
bütçesinde açılacak bir tertibe özel ödenek kaydedilir. Özel ödenek kaydedilen
tutarları kurum ve kuruluşların bütçelerinin ilgili tertiplerine aktarmaya
Maliye Bakanı yetkilidir. Nakli yapılan personelin aylık ve diğer özlük hakları
karşılığı tutar, aylık dönemler itibarıyla ilgili bankalar ve Maliye
Bakanlığınca müştereken tespit edilir ve bu miktar en geç tespitin yapıldığı ay
sonuna kadar bankalarca yukarıda belirtilen hesaba yatırılır."
B) 4603
sayılı Kanunun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş, bu fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra ve aynı maddenin
sonuna aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Türkiye
Cumhuriyeti Ziraat Bankası Anonim Şirketi veya Türkiye Halk Bankası Anonim
Şirketi tarafından devir alınacak taahhütler ile aktifler arasındaki menfi
fark, devir alan bankaya Hazine Müsteşarlığınca nakit ve/veya özel tertip devlet
iç borçlanma senedi şeklinde sermaye olarak avans mahiyetinde ödenir. Ancak
Hazinece avans mahiyetinde yapılan ödemeler Bankalar Yeminli Murakıplarınca
yapılacak incelemeler sonucu onaylanacak devir bilançoları esas alınarak
kesinleştirilir. Söz konusu inceleme
sonucunda tespit edilen Hazine aleyhine doğmuş fark ve devir tarihi
itibarıyla nazım hesaplarda yer alan
taahhütler nakde dönüştükleri takdirde nakde dönüştükleri tarih itibarıyla
Hazinece nakit ve/veya özel tertip Devlet iç borçlanma senedi olarak ödenir.
Hazine lehine bir farkın tespit edilmesi halinde ise söz konusu fark ilgili yıl
bütçe kanununda belirtilen esaslar dahilinde devir alan banka tarafından
Hazineye ödenir.
Bu madde
hükmü uyarınca yapılan Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketinin devir işlemleri nedeniyle doğan menfi farka
ilişkin hesaplar muhasebe kayıtları bakımından Tasfiye Halinde Emlak Bankası
Anonim Şirketinin Hazineye borçlu olmasını sağlayacak şekilde izlenir. Bu madde
uyarınca yapılan devir sonucu oluşan menfi fark nedeniyle doğan Hazine alacağı
6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 446
ncı maddesinin ikinci fıkrasının uygulanmasında dikkate alınmaz. Bu devirden
dolayı T.C. Ziraat Bankası bilançosunda görünen alacaklar özelleştirme süreci
başlayana kadar karşılık ayırılarak giderilir."
"4389
sayılı Bankalar Kanununun 14 üncü maddesinin (5) numaralı fıkrasının (c) bendi
hükümleri bankanın taraf olduğu davalar yönünden (tesis edilen teminatlar iade
olunur); 16 ncı maddesinin (2) numaralı
fıkrası hükümleri banka aleyhine yapılacak takipler yönünden ve 16 ncı maddenin
(9) numaralı fıkrası hükümleri Bankanın alacak ve borçları yönünden Tasfiye
Halinde Emlak Bankası Anonim Şirketi hakkında da uygulanır."
C ) 4603
sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ
MADDE 6.- Bu Kanunun geçici 2 nci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen
süreler içinde emeklilik hakkını kullanmayanlara son kez bu maddenin yürürlük
tarihinden itibaren iki ay içinde emekli olmaları halinde emekli ikramiyeleri
%20 fazlasıyla ödenir.
506 sayılı
Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesine göre kurulmuş Türkiye Emlak
Bankası Anonim Şirketi Mensupları Emekli ve Yardım Sandığı Vakfına tâbi
personel için de bu madde hükümleri uygulanır.
Bu madde
kapsamında emekli olan personel emekli olduğu tarihten itibaren 3 yıl içinde
anılan bankalarda yeniden istihdam edilemez.
25.11.2000
tarihinde bu bankalarda çalışan personelden özel hukuk hükümlerine
geçirilenlerin hizmet sözleşmelerinin 31/12/2003 tarihine kadar, bankaların
disiplin yönetmelikleri hükümleri saklı kalmak kaydıyla 1475 sayılı İş
Kanununun 17 nci maddesi dışında kalan sebeplerle bankalar tarafından
feshedilmesi halinde söz konusu personel hakkında bu Kanunun geçici 1 inci
maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca işlem tesis edilmek üzere Devlet
Personel Başkanlığına bildirilir. Bu kapsamda olan personele sözleşmenin feshi
nedeniyle ihbar ve kıdem tazminatı ödenmez. Bankaların kurduğu, kuracağı ve
iştirak ettiği veya edeceği şirketlere bu bankalardan geçen ve T.C. Emekli
Sandığı ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesi
uyarınca kurulan Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketi Emekli ve Yardım Sandığı
Vakfı ile irtibatları devam eden personelden isteyenlerin anılan sosyal
güvenlik kurumları ile irtibatları devam eder. Bu fıkra hükümleri bu personel
hakkında da uygulanır."
Denetim
MADDE 7.- Özel kanunlarla kamu tüzel kişiliğini
haiz olarak kurulmuş olan kurul ve üst kurulların yıllık hesaplarının denetimi
Sayıştay tarafından yapılır.
Bu madde
kapsamındaki kamu kurum ve kuruluşlarının faaliyetleri hakkındaki yıllık rapor
her yılın Mayıs ayı sonuna kadar Bakanlar Kuruluna sunulur. Bu kurul ve üst
kurullar faaliyetlerine ilişkin olarak yılda bir defa Türkiye Büyük Millet Meclisi
Plan ve Bütçe Komisyonunu bilgilendirirler.
Bu madde
kapsamındaki kurul ve üst kurullar,
6245 sayılı Harcırah Kanunu, 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunu ve 832
sayılı Sayıştay Kanununun vize ve tesciline ilişkin hükümlerine tâbi değildir.
Diğer
kanunların bu maddeye aykırı hükümleri uygulanmaz.
Yürürlük
MADDE 8.- Bu Kanunun;
a) 6 ncı
maddesinin ( B ) fıkrası 3/7/2001 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı
tarihinde,
b) Diğer
maddeleri yayımı tarihinde,
Yürürlüğe
girer.
Yürütme
MADDE 9.- Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.