Dönem : 21           Yasama Yılı : 4

 

              T.B.M.M.    (S. Sayısı : 858)

 

23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin 25.4.2002 Tarihli ve 4754 Sayılı Kanun ve Anayasanın 89 uncu Maddesi Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet

Komisyonları Raporları (1/975)

 

 

 

T.C.

 

 

Cumhurbaşkanlığı

27.4.2002

 

Sayı : B.01.0.KKB.01/18/A-3-2002-281

 

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

İLGİ : 26.4.2002 günlü, A.01.0.GNS.0.10.00.02-14963/35127 sayılı yazınız.

Türkiye Büyük Millet Meclisince 25.4.2002 gününde kabul edilen 4754 sayılı, “23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun” incelenmiştir :

Yasanın 1 inci maddesiyle 21.12.2000 günlü, 4616 sayılı “23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun”un, Anayasa Mahkemesinin 27.10.2001 günlü, 24566 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 18.7.2001 günlü, E : 2001/4, K:2001/332 sayılı kararıyla bir bölümü iptal edilen 1 inci maddesinin (2), (4) ve (9) numaralı bentleri yeniden düzenlenmiştir.

4616 sayılı Yasanın 1 inci maddesinin 2 nci bendinin birinci paragrafında yer alan “.. şahsî hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkûm edilenler ile aldıkları ceza herhangi bir nedenle şahsî hürriyeti bağlayıcı cezaya dönüştürülenlerin toplam hükümlülük süresinden on yıl indirilir.” kuralı, Anayasa Mahkemesinin söz konusu iptal kararı gözönünde tutularak, Yasanın 1 inci maddesiyle yeniden düzenlenen 4616 sayılı Yasanın 1 inci maddesinin 2 nci bendi ile “müebbet ağır hapis cezasına hükümlü olanların veya şahsî hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkûm edilenlerin ya da aldıkları ceza herhangi bir nedenle şahsî hürriyeti bağlayıcı cezaya dönüştürülenlerin tâbi oldukları infaz hükümlerine göre çekmeleri gereken toplam cezalarından on yıl indirilir”; buna koşut olarak bendin ikinci paragrafı da “Birinci paragraf hükümlerine göre çekmeleri gereken toplam cezalarından on yıllık indirim yapıldıktan sonra ceza süresi dolmuş olanlar, iyi halli olup olmadıklarına bakılmaksızın ve istemleri olmaksızın derhal; toplam cezaları on yıldan fazla olanlar kalan cezalarını çektikten sonra şartla salıverilirler.” biçiminde değiştirilmiştir.

Hukuksal metinlerin niteliklerinin belirlenmesinde, taşıdıkları ada değil içeriklerine bakılması ve değerlendirmenin buna göre yapılması gereklidir. Nitekim, Anayasa Mahkemesinin sözü edilen iptal kararında 4616 sayılı Yasanın adı değil içeriği üzerinde durulmuş ve “ 2 nci bent  ile Yasa kapsamına giren cezalarda indirim yapılmakta 10 yıldan az cezaya mahkûm kimi hükümlülerin diğer koşullarında varlığı halinde hiç cezaevine girmeksizin cezalarının infazına olanak tanınmakta ise de, bu olanak genel affın tanımında belirtildiği gibi ceza mahkûmiyetini bütün neticeleri ile kaldırmamaktadır. Düzenlemenin hükümlülere getirdiği yarar cezaevinde kalma süresini belirli koşullarla kısaltması veya hiç cezaevine girmeden cezanın infazını sağlamasıdır.

Şartla salıverilmenin en önemli unsurları, cezanın belirli bir süresinin cezaevinde çekilmiş olması ve hükümlünün bu süre içerisinde iyi hâl göstermesidir. Oysa, 2 nci bent ile 10 yıla kadar hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkûm olan hükümlülerin iyi halli olup olmadıklarına bakılmaksızın salıverilmelerinin sağlanması bu düzenlemenin şartlı salıverilme olmayıp kendine özgü bir müessese olduğunu göstermektedir.

Türk Ceza Yasasının 98 inci maddesine göre, cezayı ortadan kaldıran veya azaltan ya da değiştiren bir düzenleme olarak adlandırılan özel affın, toplu ve şartlı olarak getirilmesinin de olanaklı bulunduğu dikkate alındığında, 2 nci bentte yer alan kuralın, müebbet ve 10 yıldan fazla süreli hükümlülükler bakımından cezadan indirim öngören, tâbi oldukları infaz hükümlerine göre çekmeleri gereken toplam cezalarından veya toplam hükümlülük sürelerinden on yıllık indirim yapıldıktan sonra ceza süresi veya hükümlülük süresi dolmuş olanlar bakımından ise, belirli bir süreyle suç işlememe bozucu (infisahi) koşuluna bağlanmış, toplu özel af niteliğindedir.

Her ne kadar, 4616 sayılı Yasanın 8 inci bendi ile Yasanın yayımı tarihinden sonra cezaevinin disiplinini bozucu hareketlerinden dolayı disiplin cezası almış olanların tüzük hükümlerine göre disiplin cezaları kaldırılmadığı sürece 1 inci madde hükümlerinden yararlanamayacaklarının öngörüldüğü ve bu hükümlülerin cezalarının bir kısmını cezaevinde geçirmiş oldukları ileri sürülebilirse de, uygulanma koşulu olarak kabul edilmesi gereken bu durum, 2 nci bentle getirilen düzenlemenin özel af niteliğinde olduğu yolundaki düşünceyi değiştirmemektedir” denilerek, getirilen düzenlemenin özel af niteliğinde olduğu duraksamaya yer bırakmayacak bir biçimde vurgulanmıştır.

Anayasanın 153 üncü maddesinin son fıkrasında, “Anayasa Mahkemesi kararları... yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar” kuralına yer verilmiştir. Anayasa Mahkemesinin 4616 sayılı Yasanın anılan düzenlemesi için yaptığı “özel af” nitelemesinin Yasanın 1 inci maddesiyle yeniden düzenlenen 4616 sayılı Yasanın 1 inci maddesinin 2 nci bendi için de geçerli olduğunda kuşkuya yer yoktur. Bu nedenle Yasanın Anayasanın 87 nci maddesi yönünden değerlendirilmesi zorunlu bulunmuştur.

3.10.2001 günlü, 4709 sayılı Yasanın 28 inci maddesiyle Anayasanın 87 nci maddesinde yapılan değişiklikle, Türkiye Büyük Millet Meclisinin genel ve özel af ilânına karar verebilmesi “üye tam sayısının beşte üç çoğunluğunun kararı”na bağlı kılınmış; Anayasanın 96 ncı maddesiyle de toplantı ve karar yeter sayısı için Anayasada öngörülen ayrık durumlar saklı tutulmuştur. 87 nci maddenin nitelikli çoğunluk arayan bu “özel” düzenlemesi karşısında, Türkiye Büyük Millet Meclisinin genel ve özel af ilânıyla ilgili kararlarında 96 ncı maddenin uygulanamayacağı ve bu maddede öngörülen karar yeter sayısının (toplantıya katılanların salt çoğunluğunun) yeterli olamayacağı açıktır.

Belirtilen hukuksal duruma karşın, inceleme konusu 4754 sayılı Yasanın 1 inci maddesiyle yeniden düzenlenen 4616 sayılı Yasanın 1 inci maddesinin toplu özel af niteliğinde düzenleme içeren 2 nci bendinin, Türkiye Büyük Millet Meclisince Anayasanın 87 nci maddesinde öngörülen “üye tam sayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile” kabul edilmediği anlaşılmaktadır. Nitekim tutanaklarda da, maddenin üye tam sayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile kabul edildiğine ilişkin herhangi bir kayıt yer almamaktadır. Oysa, Anayasada, genel kuraldan ayrılarak toplantı ve karar yeter sayısı için özel düzenlemeler öngörülen durumlarda, herhangi bir itiraz olmasa bile, sonradan ortaya çıkabilecek duraksama veya tartışmalara yer bırakmamak için toplantı ve karar yeter sayılarının tutanaklara geçirilmesi gerekir.

Belirtilen duruma göre, Yasanın 1 inci maddesiyle yeniden düzenlenen 4616 sayılı Yasanın 1 inci maddesinin 2 nci bendi Anayasanın 87 nci maddesinde öngörülen karar yeter sayısı olmaksızın kabul edilmiş olduğundan Yasada bu yönden Anayasaya uyarlık bulunmamıştır.

Bu nedenle, Yasanın 1 inci maddesiyle yeniden düzenlenen 4616 sayılı Yasanın 1 inci maddesinin, Anayasada öngörülen yeterli oy sayısı ile kabul edilmeyen 2 nci bendinin Türkiye Büyük Millet Meclisince bir kez daha görüşülmesi için 4754 sayılı Yasa yayımlanmayarak, Anayasanın 89/2 nci ve 104/a maddeleri gereğince ekte geri gönderilmiştir.

Bilgilerinize sunarım.

                        Ahmet Necdet Sezer

                               Cumhurbaşkanı

Anayasa Komisyonu Raporu

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi

1.5.2002

 

Anayasa Komisyonu

 

 

Esas No. : 1/975

 

 

Karar No. : 19

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Başkanlığınızca 29.4.2002 tarihinde Tali Komisyon olarak Anayasa, Esas Komisyon olarak Adalet Komisyonuna gönderilen, 25.4.2002 tarihli ve 4754 sayılı “23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun ve Anayasanın 89 uncu Maddesi Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi (1/975)” Komisyonumuzun 1 Mayıs 2002 tarihli toplantısında görüşülmüştür.

Toplantıya Adalet Bakanı Sayın Prof. Dr. Hikmet Sami Türk ile Bakanlık yetkilileri de katılmışlardır.

Toplantımızda öncelikle Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi okunmuş ve Kanun bu çerçevede görüşülmüştür.

Kanunun geneli üzerindeki görüşmelerde;

- 4616 sayılı Kanunun toplumda beliren düşüncelerle, sosyal bir ihtiyaçtan kaynaklanarak çıkarıldığı, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı üzerine eşitlik ve genellik ilkelerinin gerçekleştirilmesi amacıyla da 4754 sayılı Yasanın çıkarıldığı,

- Anayasa değişikliğinin 4616 sayılı Kanundan sonra gerçekleştiği,

- Havalenin Anayasa Komisyonuna Tali Komisyon olarak yapıldığı, Komisyonda kendi görev alanıyla ilgili teknik olarak, Anayasaya aykırılık yönünden incelenmesi gerektiği,

- Türkiye Büyük Millet Meclisinin, Anayasanın 138 inci Maddesi gereğince yargı kararlarını değiştiremeyeceği, uygulanmasını erteleyemeceği dolayısıyla bu alanda kuracağı tasarrufun genel anlamda af olacağı; başka format altında kural çıkarmasının mümkün olmayacağı,

- Kanunla getirilen düzenlemenin kendine özgü olmakla birlikte af niteliğinin ağır bastığı,

- Anayasa Mahkemesinin 4616 sayılı Kanunu iptal kararında yorum farklılığına yer vermeyecek kadar açık bir şekilde toplu özel af olarak değerlendirildiği ve bu kararının Anayasa gereği Türkiye Büyük Millet Meclisini bağladığı,

- Anayasanın 87 inci Maddesinde yapılan değişiklikten sonra özel af niteliğinde hüküm içeren 4616 sayılı Kanunun 1 inci Maddesinin 2 nci bendinde öngörülen değişikliğin Türkiye Büyük Millet Meclisinin üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile kabul edilmesi gereği,

- Özel af olarak kabulü halinde 87 inci maddede aranan çoğunlukla kabul edilmeyen Kanunun, aslında Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda reddedildiği ve bir yıl süreyle gündeme gelemeyeceği,

İfade edilmiştir.

Adalet Bakanı Sayın Prof. Dr. Hikmet Sami Türk üyelerimizce dile getirilen görüş ve eleştiriler karşısında şu görüşleri ifade etmiştir.

Kanun adı ile içeriği birbirine uygun, şartlı salıverilme ve cezaların ertelenmesine dair hükümler içermektedir. Ayrıca cezanın çekilmesi gereken sürenin esas alınması olayı infaz hukukuna götürmektedir. Şartla salıverilme infaz hukuku müessesesidir.

Konu özel af olarak değerlendirildiğinde memnu hakların iadesi olmak üzere uygulamada çeşitli sorun ve çelişkiler doğuracaktır.

Sadece bir bendin kabulünde nitelikli çoğunluğun aranması diğer bent ya da maddelerin basit çoğunlukla kabul edilmesi ayrıca çelişkili bir uygulamadır.

Komisyonumuzda;Tali Komisyon olarak metin oluşturulmaması tümünün Cumhurbaşkanına bir daha görüşülmek üzere geri gönderme Tezkeresinde belirtilen hususlar çerçevesinde ve Anayasaya uygunluk yönünden incelenmesi ve tespit ettiği görüşleri Esas Komisyon olan Adalet Komisyonuna bildirmesi önerilmiş ve oy çokluğu ile kabul edilmiştir.

Bu çerçevede; Kanun ve geri gönderme tezkeresinde yer alan hususların incelenmesi neticesinde yasanın 1 inci maddesiyle, yeniden düzenlenen 4616 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin 2 nci bendinin toplu özel af niteliğinde olduğu ve bu nedenle Anayasanın 87 nci Maddesinde öngörülen  karar yeter sayısı ile kabul edilmesinin zorunlu olduğu söylenmiş ancak (onikiye on) oy çokluğu  kabul edilmemiştir.

Bu görüşmelerden sonra Kanunun Anayasaya uygun olduğuna, düzenlemenin şartlı salıverilme; dava ve cezaların ertelenmesi müessesesi olduğu ve bu nedenle Anayasanın 87 nci Maddesindeki nitelikli çoğunluğun aranmasına gerek olmadığına (onikiye on) oy çokluğu ile karar verilmiştir.

Raporumuz havalesi gereği Esas Komisyon olan Adalet Komisyonuna gönderilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile sunulur.

 

 

Başkan

Başkanvekili

Sözcü

 

Turhan Tayan

Necdet Saruhan

Mehmet Nacar

 

Bursa

İstanbul

Kilis

 

(Muhalifim, muhalefet şerhi eklidir.)

 

 

 

Üye

Üye

Üye

 

Ahmet İyimaya

H. Tayfun İçli

Salih Çelen

 

Amasya

Ankara

Antalya

 

(Muhalifim. Şerh ektedir.)

 

(Muhalifim, şerh eklidir.)

 

Üye

Üye

Üye

 

Şaban Kardeş

İsmail Alptekin

Ayvaz Gökdemir

 

Bayburt

Bolu

Erzurum

 

 

(Muhalifim)

(Muhalefet şerhim eklidir.)

 

Üye

Üye

Üye

 

Edip Özgenç

Cahit Tekelioğlu

Cavit Kavak

 

İçel

İçel

İstanbul

 

 

 

(Muhalifim)

 

Üye

Üye

Üye

 

Osman Kılıç

Mustafa Verkaya

Işın Çelebi

 

İstanbul

İstanbul

İzmir

 

 

 

(Muhalifim, muhalefet şerhi eklidir.)

 

Üye

Üye

Üye

 

Rahmi Sezgin

Mustafa Kamalak

Çetin Bilgir

 

İzmir

Kahramanmaraş

Kars

 

 

(Muhalifim, muhalefet şerhi eklidir.)

 

 

Üye

Üye

Üye

 

Bülent Arınç

İsmail Çevik

Mehmet Kundakçı

 

Manisa

Nevşehir

Osmaniye

 

(Muhalifim)

 

 

 

 

Üye

 

 

 

Ali Naci Tuncer

 

 

 

Trabzon

 

 

 

(Muhalefet şerhi eklidir.)

 

 

KARŞI OY GÖRÜŞÜ

Ceza Hukukunda cezadan beklenen caydırıcılık ölçüsü infaz ve iyi haldir. Bu iki şart varsa şartla salıverilme uygulanabilir.

Anayasa Mahkemesi kararında şartla salıvermede infaz ve iyi hal şartı vardır. Oysa 2 nci bent ile 10 yıla kadar hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkûm olan hükümlülerin iyi halli olup olmamalarına bakılmaksızın salıverilmesinin sağlanması bu düzenlemenin şartlı salıverme olmadığını gösterir.

Anayasanın 87 nci maddesindeki değişikliğin gündeme gelmesinin nedeni bu tasarrufun toplumda yarattığı hoşnutsuzluğu karşılamak üzere hükümetlerin, meclislerin bu enstrümanı daha dikkatli ve sıkça kullanmamasını temin içindir. 87 nci maddede yapılan Anayasa değişikliğinin gayesi budur. Bu yasa ceza hukukunu zorlayarak, yapay, kamuoyunda güvensizlik yaratan, özel nitelikli bir aftır. Bu görüşle Komisyon kararına muhalifim.

                                 Turhan Tayan

                                               Bursa

                                          Anayasa Komisyonu Başkanı

KARŞI OY GÖRÜŞÜ

Aşağıdaki gerekçelerle çoğunluk görüşüne katılamıyoruz:

1. Görüşülmekte olan Tasarı, Anayasa Hukuku ve Maddî Ceza Hukuku kriterleri bakımından tüm unsurlarını taşıyan bir aftır. Bu husustaki ayrıntılı gerekçeler/dayanaklar, komisyon zabıtlarına intikal etmiştir.

2. Tasarının Genel Kuruldaki müzakerelerinde yapılan uyarılara rağmen tasarı, af işlemi görmemiştir. Hukuk ilmî ve Anayasa Mahkemesi “bozucu şarta bağlı özel af” nitelemesinde bulunmuş, Cumhurbaşkanı aynı görüşle, özel karar nisabını taşımayan Kanunu bir daha görüşülmek üzere Yüce Meclise iade etmiştir:

a) Özel nisap (karar yeter sayısı : 330 oy) oluşmadığından ortada yasa yoktur.Meclise izafesi mümkün bir irade bulunmamaktadır. Cumhurbaşkanına ait ısdar görevinin tabiatı, böyle bir sonucu zorunlu kılmaktadır. Bu yönüyle Genel Kurulca reddedilen bir Yasa ile karşı karşıyayız. Bu Tasarı, bir yıllık süre geçmedikçe bir daha görüşülemez. (Any. 87, İçtüzük Mad. 76)

b) Anayasa Mahkemesinin Yüce Meclise tanıdığı sürede Yasa yürürlüğe girmediğinden Yüksek Mahkeme kararı hüküm ve sonuçlarını doğurmuştur. Kazanılmış haklar oluşmuştur. Bundan sonra bir Yasa çıkarmanın pratik bir anlamı kalmamıştır.

c) Sözgelimi çıkarılacak bir yasanın, karar yeter sayısı (şekil) nedeniyle Anayasa Mahkemesince iptali, mimarlarını altında bırakacak bir hukuk skandalı olacaktır.

Bu Tasarı ya da Kanun girişimi, hukuku ve Anayasayı saymayan gücün yaşatabileceği maceraların dört başı mamur kötü örneğidir.

 

 

1.5.2002

 

Ayvaz Gökdemir

Ahmet İyimaya

 

Erzurum

Amasya

 

A. Naci Tuncer

Salih Çelen

 

Trabzon

Antalya

KARŞI OY GÖRÜŞÜ

1. Anayasa Mahkemesinin Gerekçeli kararı ve Sayın Cumhurbaşkanının veto gerekçelerinde belirtildiği gibi, “Şartlı Salıverme, Dava ve Ceza Ertelemesi” toplu özel af niteliğindedir.

2. Bu nedenle Türkiye Büyük Millet Meclisi, Anayasanın 87 nci maddesine göre hareket etmesi ve 3/5 çoğunluk aranması gerekir.

3. Öte yandan İçtüzüğün 26 ncı maddesine göre Komisyon üyesi 10 milletvekilinin seçim ve siyasî partiler kanunu, gündeme alınmasını talep eden önergesi ele alınmazken, komisyonun başka konuları gündeme alması içtüzüğe uygun değildir.

4. Son iki yıldır Af’la Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemi doldurulurken, 67 milyon T.C. vatandaşının istediği Seçim ve Siyasî Partiler Kanununun ele alınmaması çok ciddî bir çelişkidir.

5. Ayrıca, AB tam üyeliği yolundaki yasaların çıkarılması gerekirken, TBMM gündemi, toplumun karşı olduğu konularla işgal edilmektedir.

Saygılarımla.

                                       Işın Çelebi

                                               İzmir

MUHALEFET ŞERHİ

Sayın Cumhurbaşkanının gerekli “330” oyla kabul edilmediğinden dolayı Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından beşte üç oy çokluğu ile kabul edilmediği için, Anayasanın 89 uncu maddesinin ikinci fıkrasına dayanarak bir daha görüşülmek üzere Meclis Başkanlığına iade ettiği 25.4.2002 tarihli ve 4754 sayılı Kanunun “özel af kanunu” niteliğinde olduğunu düşündüğüm için çoğunluk görüşüne muhalifim.

Kaldı ki :

1. Sayın Cumhurbaşkanı

2. Yüksek Yargıtay ve

3. Anayasa Mahkemesi de

Aynı görüştedir.

                        Prof. Dr. Mustafa Kamalak

                              Kahramanmaraş

Adalet Komisyonu Raporu

                       

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi

 

 

Adalet Komisyonu

2.5.2002

 

Esas No. :1/975

 

 

Karar No. :30

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Komisyonumuzun, 24.4.2002 tarihli ve 29 karar numaralı raporu ile sonuçlandırdığı “23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun”, Türkiye BüyükMillet Meclisinin 25.4.2002 tarihli 92 nci birleşiminde görüşülmüş ve kabul edilmiştir.

Kanun, Anayasamızın 89 uncu maddesi gereğince yayımlanması için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının 26.4.2002 tarihli ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-14963/35127 sayılı tezkeresi ile Sayın Cumhurbaşkanlığına gönderilmiştir.

Sayın Cumhurbaşkanımız, Anayasanın değişik 89/2 ve 104 üncü maddeleri gereğince Kanunun 1 inci maddesinin, Anayasada öngörülen yeterli oy sayısı ile kabul edilmeyen (2) numaralı bendini bir kez daha görüşülmek üzere geri göndermiş ve gerekçeli geri gönderme tezkeresi de Genel Kurulumuzun 30.4.2002 tarihli 93 üncü birleşiminde okunmuştur.

Komisyonumuz, 25.4.2002 tarihli ve 4754 sayılı “23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanunda DeğişiklikYapılmasına İlişkin Kanun”un 1 inci maddesini, Anayasanın 89 uncu maddesinin değişik ikinci fıkrası uyarınca, 1.5.2002 tarihli 50 nci toplantısında Adalet Bakanı Sayın Prof. Dr. Hikmet Sami Türk ile Bakanlık temsilcilerinin katılmalarıyla, geri gönderme gerekçelerini ve Anayasa Komisyonunun, Kanunun Anayasaya uygun olduğuna, düzenlemenin şartlı salıverilme, dava ve cezaların ertelenmesi müessesesi olduğuna ve bu nedenle Anayasanın 87 nci maddesindeki nitelikli çoğunluğun aranmasına gerek olmadığına ilişkin raporunu da dikkate alarak bir kez daha inceleyip görüşmüş ve maddenin aynen kabul edilmesine oy çokluğu ile karar vermiştir.

Anayasa Mahkemesinin “23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun”un 1 inci maddesinin (2), (4) ve (9) numaralı bentlerini iptal eden 18.7.2001 tarihli ve E.2001/4, K.2001/332 sayılı kararı 27.4.2002 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu nedenle meydana gelen hukuki boşluğun doldurulması ve uygulamada yaşanan sıkıntıların giderilmesi amacıyla Komisyonumuz, İçtüzüğün 52 nci maddesi gereğince Kanunun, Genel Kurulda öncelikle görüşülmesinin önerilmesine karar vermiştir.

Raporumuz, Genel Kurulun onayına sunulmak üzere saygı ile arz olunur.

                       

 

Başkan

Başkanvekili

Sözcü

 

Emin Karaa

İ. Sühan Özkan

Salih Erbeyin

 

Kütahya

İstanbul

Denizli

 

Kâtip

Üye

Üye

 

Yekta Açıkgöz

Müjdat Kayayerli

Ramazan Toprak

 

Samsun

Afyon

Aksaray

 

 

 

(Muhalifim)

 

Üye

Üye

Üye

 

Kenan Sönmez

Mustafa Kemal Aykurt

Mehmet Gözlükaya

 

Bursa

Denizli

Denizli

 

(İmzada bulunamadı)

 

(Muhalefet şerhim eklidir.)

 

Üye

Üye

Üye

 

Fahrettin Kukaracı

Ali Günay

Erol Al

 

Erzurum

Hatay

İstanbul

 

Üye

Üye

Üye

 

Mehmet Gül

Mehmet Pak

Hayri Diri

 

İstanbul

İstanbul

İzmir

 

 

 

(Toplantıya katılmadı)

 

Üye

Üye

Üye

 

Işılay Saygın

Edip Özbaş

Sevgi Esen

 

İzmir

Kahramanmaraş

Kayseri

 

(Toplantıya katılmadı)

(Yasaya muhalifim,

(Toplantıya katılmadı)

 

 

şerhim ektedir)

 

 

Üye

Üye

Üye

 

Cemal Özbilen

Erdoğan Sezgin

Yahya Akman

 

Kırklareli

Samsun

Şanlıurfa

 

(Toplantıya katılmadı)

(Toplantıya katılmadı)

(Muhalifim)

 

Üye

Üye

Üye

 

Orhan Bıçakçıoğlu

Mehmet Çiçek

Fethullah Erbaş

 

Trabzon

Yozgat

Van

 

 

(Muhalifim)

(Toplantıya katılmadı

)

 

MUHALEFET ŞERHİ

Sayın Cumhurbaşkanının, 23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıvermeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun ve Anayasamızın 89 uncu Maddesi gereğince Cumhurbaşkanınca bir daha görüşülmek üzere geri gönderme gerekçelerine katıldığımdan,

1. Söz konusu Kanunun adı Şartla Salıverme Yasası olsa da sonuçları itibariyle özel bir af olduğu,

2. Bunun için de, gerekli 3/5 çoğunluk aranması gerekeceği, bu sebeple karar yeter sayısı olan 330 oyla çıkmadığı için ortada bir yasa da bulunmadığı ortadadır.

3. Anayasa Mahkemesinin yüce Meclise tanıdığı sürede yasa yürürlüğe girmemiştir.

Binlerce mahkûmun dışarıya salınmasına sebep olan bu yasanın, karar nisabına uyulmadan çıkarılması sebebiyle ileride dava konusu yapılıp yasanın iptali cihetine gidilebilir. Bu sebeple yukarıda sunduğum kanaatlerle yasaya muhalifim.

                                     Edip Özbaş

                              Kahramanmaraş

MUHALEFET ŞERHİ

853 Sıra Sayılı 4616 Sayılı Yasaya muhalifim.

Komisyonumuzca görüşülen bu Yasa Özel Af niteliğindedir. Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesi ve Sayın Cumhurbaşkanının iade gerekçesinde bu açıkça belirtilmiştir. Hâl böyle olunca Anayasanın 87 nci maddesine göre 330 nitelikli çoğunluk gerekir. Yasanın Meclisce kabulünde bu şekil unsuru yerine getirilmemiştir.

Bize göre kanun yok sayılmalıdır. Yok sayılan yasanın, 6 aylık süre de geçtiğinden, yeniden görüşülmesi mümkün değildir.

Yasaya bu açıdan muhalifim.

                        Mehmet Gözlükaya

                                            Denizli

ANAYASANIN 89 UNCU MADDESİ GERE-ĞİNCE CUMHURBAŞKANINCA BİR DAHA  GÖRÜŞÜLMEK ÜZERE GERİ  GÖNDERİLEN

KANUN

23 NİSAN 1999 TARİHİNE KADAR İŞLENEN SUÇLARDAN DOLAYI ŞARTLA SALIVERİLMEYE, DAVA VE CEZA-LARIN ERTELENMESİNE DAİR KA-NUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA

 İLİŞKİN KANUN

 

Kanun No. 4754        Kabul Tarihi : 25.4.2002

MADDE 1. – 21.12.2000 tarihli ve 4616 sayılı 23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanunun Anayasa Mahkemesince bir bölümü iptal edilen 1 inci maddesinin (2), (4) ve (9) numaralı bentleri aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

2. Müebbet ağır hapis cezasına hükümlü olanların veya şahsî hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkûm edilenlerin ya da aldıkları ceza herhangi bir nedenle şahsî hürriyeti bağlayıcı cezaya dönüştürülenlerin tâbi oldukları infaz hükümlerine göre çekmeleri gereken toplam cezalarından on yıl indirilir. İndirim, verilen her bir ceza için ayrı ayrı değil, toplam ceza üzerinden bir defaya mahsus yapılır. Ancak bir kişinin muhtelif suçlarından dolayı cezaları ayrı ayrı tarihlerde verilmiş olsa bile, bu cezaların toplamı üzerinden yapılacak indirim on yılı geçemez.

Birinci paragraf hükümlerine göre çekmeleri gereken toplam cezalarından on yıllık indirim yapıldıktan sonra ceza süresi dolmuş olanlar, iyi halli olup olmadıklarına bakılmaksızın ve istemleri olmaksızın derhal; toplam cezaları on yıldan fazla olanlar kalan cezalarını çektikten sonra şartla salıverilirler.

4. 23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenmiş ve ilgili kanun maddesinde öngörülen şahsî hürriyeti bağlayıcı cezanın üst sınırı on yılı geçmeyen suçlardan dolayı haklarında henüz takibata geçilmemiş veya hazırlık soruşturmasına girişilmiş olmakla beraber dava açılmamış veya son soruşturma aşamasına geçilmiş olmakla beraber henüz hüküm verilmemiş veya verilen hüküm kesinleşmemiş ise davanın açılması veya kesin hükme bağlanması ertelenir; varsa tutukluluk halinin kaldırılmasına karar verilir. Bu suçlarla ilgili dosya ve deliller, her bir suçun dava zamanaşımı süresinin sonuna kadar muhafaza edilir.

Erteleme konusu suçun dava zamanaşımı süresi içinde bu suç ile aynı cins veya daha ağır şahsî hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir suç işlendiğinde, erteleme konusu suçtan dolayı da dava açılır veya daha önce açılmış bulunan davaya devam edilerek hüküm verilir. Bu süre, erteleme konusu suç ile aynı cins veya daha ağır şahsî hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir suç işlenmeksizin geçirildiğinde, ertelemeden yararlanan hakkında kamu davası açılmaz; açılmış olan davanın ortadan kaldırılmasına karar verilir.

Bu bentle ilgili olarak bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde dosyanın bulunduğu yargı merciine başvurmak suretiyle soruşturmaya veya davaya devam edilmesini istediklerini bildirenler hakkında soruşturma veya davaya devam olunur. Mahkûmiyet halinde verilen ceza, dava zamanaşımı süresince ertelenir. Bu süre içinde erteleme konusu suç ile aynı cins veya daha ağır şahsî hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir suç işlendiğinde ertelenen ceza da infaz edilir. Aynı süre, erteleme konusu suç ile aynı cins veya daha ağır şahsî hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir suç işlenmeksizin geçirildiğinde, mahkûmiyet vaki olmamış sayılır.

9. Haklarında yakalama, tutuklama ve mahkûmiyet kararı bulunup da firar halinde olanlar bu Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde resmî mercilere başvurup teslim olmadıkları takdirde bu madde hükmünden yararlanamazlar.

GEÇİCİ MADDE 1. – 21.12.2000 tarihli ve 4616 sayılı Kanunun 1 inci maddesinden yararlananlar ikinci defa bu Kanundan yararlanamazlar. Türk Ceza Kanununun 2 nci maddesi hükmü saklıdır.

MADDE 2. – Bu Kanun 27.4.2002 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3. – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.