Dönem : 21           Yasama Yılı : 4

 

              T.B.M.M.    (S. Sayısı : 825)

 

213 Sayılı Vergi Usul Kanunu, 1319 Sayılı Emlak Vergisi Kanunu ve 492 Sayılı Harçlar Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ile Antalya Milletvekili Salih Çelen ve İki Arkadaşının, Bingöl Milletvekili Necati
Yöndar’ın, İstanbul Milletvekili Masum Türker ve Otuz
Arkadaşının, İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın’ın, Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt’un Aynı Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/956, 2/878, 2/880, 2/882, 2/883, 2/884)

 

                         T.C.

            Başbakanlık                20.2.2002

Kanunlar ve Kararlar

    Genel Müdürlüğü

Sayı : B.02.0.KKG.0.10/101-430/990

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Maliye Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 20.2.2002 tarihinde kararlaştırılan “213 Sayılı Vergi Usul Kanunu, 1319 Sayılı Emlak Vergisi Kanunu ve 492 Sayılı Harçlar Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.

Gereğini arz ederim.

                                   Bülent Ecevit

                                       Başbakan

GENEL GEREKÇE

Dünyanın bütün ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de Osmanlı İmparatorluğu döneminden beri emlak üzerinden, emlak vergisi veya başka adlarla vergi alınmaktadır.

Emlak üzerinden alınmakta olan bu verginin en önemli sorunu değerleme, başka bir ifadeyle emlakın vergiye tâbi tutulacak kıymetinin belirlenmesi olmuştur.

Emlak vergisinde beyan sisteminin uygulandığı 1972 yılından bu yana mükellefler genellikle gayrimenkullerin değerlerini rayicine nazaran düşük gösterme eğilimi içine girmişlerdir. Bu durum, vergi hasılatını azaltmış ve vergide adalet ilkesini zayıflatmıştır.

Beyan sisteminde görülen aksaklıklar dikkate alınarak emlak vergisinde bina, arsa ve araziler için asgari beyan sistemine geçilmiş ve mükelleflerin bina, arsa ve arazileri için beyan edecekleri değerin idarece tespit edilen miktardan az olmaması sağlanmıştır. Ancak, bugüne kadar yapılan uygulama göstermiştir ki genelde mükelleflerin beyan ettikleri rayiç değerleri, ilan edilen asgari metrekare değerler ile asgari bina inşaat birim metrekare maliyet bedelleri esas alınarak asgari beyan değeri civarında kalmıştır.

Dolayısıyla, çok sınırlı sayıdaki mükellef grubu sahip olduğu taşınmazların gerçek değerleri üzerinden vergi öderken, mükelleflerin büyük bir bölümünün asgari beyan değeri üzerinden vergi ödemeleri adaletsizliklere yol açmıştır.

Ayrıca, büyük bir kısmını emekli, ücretli, dar ve orta gelir grubuna mensup kişilerin oluşturduğu emlak vergisi mükelleflerinden dört yılda bir beyanname alınması bu mükellefler için külfet oluşturmaktadır.

Emlak vergisi uygulaması sonucunda görülen bu olumsuzlukları ortadan kaldırmak ve vergilemede kolaylığın ve basitliğin sağlanması amacıyla dört yılda bir alınmakta olan beyan esasının kaldırılması ve sadece vergi değerini tadil eden nedenlerin bulunması halinde mükelleflerden bildirim alınmasını sağlamaya yönelik değişikler yapılmaktadır.

Ayrıca, vergilendirmede basitliği sağlamak amacıyla “rayiç bedel” yerine takdir komisyonlarınca takdir edilecek arsa ve araziye ilişkin olarak tespit edilen birim değerleri ile bina metrekare normal inşaat maliyet bedelleri esas alınmak suretiyle bulunacak “vergi değeri”nin emlak vergisi tarhına esas alınmasını sağlayacak düzenlemeler yapılmış bulunmaktadır.

Öte yandan, 2002 yılı genel beyan dönemi için takdir komisyonlarınca tespit edilen arsa birim metrekare değerleri, 1998 yılı birim metrekare değerleri ile mukayese edildiğinde, haksız ve adaletsiz durumların bulunduğu ileri sürülmektedir. Tasarıyla bu haksızlıkların giderilmesine de imkân sağlanmaktadır.

MADDE GEREKÇELERİ

Madde 1. - A) Emlak vergisinde genel beyan esasının kaldırılması öngörülmüş bulunduğundan, maddede genel beyana ilişkin olarak yer alan hükümler madde metninden çıkarılmaktadır. Diğer taraftan, emlak vergisinin tarh ve tahakkukuna esas olacak arsa ve arazi birim metrekare değerlerinin dört yılda bir yapılması esası getirilmektedir.

Ayrıca, herhangi bir sebep yüzünden bir şehir, kasaba veya köyün tamamında devamlı olmak üzere bina ve arazinin değerinde yüzde 25’i aşan oranda artma veya eksilme olması halinde de tarh ve tahakkukun yapılacağı sürenin başlangıcından en az altı ay önce arsa ve arazi birim değer takdirlerinin yapılması gerekmektedir. Gerektiği takdirde bu sürenin Bakanlar Kurulunca değiştirilebilmesi öngörülmektedir.

B) Düzenleme ile vergi değerini düzenleyen Vergi Usul Kanununun 268 inci maddesinin yeniden düzenlenmesi öngörülmektedir.

Bilindiği gibi, Emlak Vergisi Kanununun mevcut 29 uncu maddesine göre vergi değeri, gayrimenkulün rayiç bedeli olarak belirlenmiş ve rayiç bedel ise gayrimenkulün normal alım satım bedeli olarak tanımlanmıştır.

Vergi değerine ilişkin Vergi Usul Kanununun 268 inci maddesinde de vergi değeri tanımı, Emlak Vergisi Kanunun da yer alan tanıma paralel olarak bina ve arazinin rayiç bedeli olarak yapılmıştır.

Buna göre mükellefler Emlak Vergisi Kanununun 10 ve 20 nci maddelerine göre hesaplanan asgari beyan değerinden az olmamak üzere beyannamelerinde, beyan ettikleri bina, arsa ve arazilere ilişkin değer, vergi değeri olarak kabul edilmekteydi.

Emlak Vergisi Kanununun 29 uncu maddesi ile “vergi değeri”, bina ve arazi için ayrı ayrı yeniden tanımlanmış bulunduğundan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 268 inci maddesinde yer alan vergi değeri ifadesi de, yapılan bu tanıma paralel hale getirilmiştir.

C) Tasarı ile emlak vergisinde beyan esası kaldırılmakta ve sadece Emlak Vergisi Kanununun 33 üncü maddesinde (8 numaralı fıkra hariç) yazılı vergi değerini tadil eden nedenlerin bulunması halinde, mükelleflere bildirim verme mükellefiyeti getirilmektedir.

Yapılan bu düzenlemeye paralel olarak emlak vergisi bildiriminin süresinde verilmesini sağlamak amacıyla, emlak vergisi bildiriminin verilmemesi hususu birinci derece usulsüzlük kapsamında değerlendirilmekte ve mükelleflerce bildirimin verilmemesi halinde, birinci derece usulsüzlük cezasının kesilmesi sağlanmaktadır.

Madde 2. - A) Emlak vergisinde genel beyan esasının kaldırılması öngörüldüğünden, mükellefiyetin başladığı tarihi belirleyen Emlak Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin birinci fıkrası yeniden düzenlenmektedir.

Yapılan düzenleme ile, Emlak Vergisi Kanununun vergi değerini tadil eden nedenlere ilişkin 33 üncü maddesinin (1) ilâ (7) numaralı fıkralarında yazılı sebeplerin doğması halinde, bu değişikliklerin vukubulduğu tarihi, muafiyetten faydalanmakta iken muafiyetin sona erdiği durumlarda ise muafiyetin sona erdiği tarihi takip eden bütçe yılı başından itibaren bina vergisi mükellefiyeti başlamış olacaktır. Dört yılda bir olmak üzere takdir yapılan hallerde mükellefiyet, takdir işleminin yapıldığı tarihi takip eden bütçe yılının başından itibaren başlayacaktır.

B)Düzenleme ile, bina vergisinin tarh ve tahakkukuna ilişkin Emlak Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin yeniden düzenlenmesi öngörülmektedir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 49 uncu maddesine göre, takdir komisyonlarınca 4 yılda bir olmak üzere, asgari ölçüde arsa ve arazilerin birim değerlerinin takdir edilmesi gerekmektedir. Bu suretle takdir edilecek arsa ve araziye ilişkin birim değerleri ile Maliye ve Bayındırlık ve İskân bakanlıklarınca müştereken tespit edilen bina metrekare inşaat maliyet bedelleri esas alınarak belediyelerce hesaplanan bina vergi değeri üzerinden vergi tarh olunacaktır.

Buna göre, ilgili belediye tarafından yapılacak bina vergisi tarhiyatı:

1. Dört yılda bir defa olmak üzere yapılacak takdirlerde, arsa ve arazi takdirlerinin yapıldığı yılı takip eden bütçe yılının Ocak ve Şubat ayları içinde yapılacaktır.

2. Emlak Vergisi Kanunun 33 üncü maddesinin (1) ilâ (7) numaralı fıkralarında yazılı vergi değerini tadil eden sebeplerle bildirim verilmesi gereken hallerde, vergi değerini tadil eden nedenlerin meydana geldiği bütçe yılını takip eden yılın Ocak ayı içinde, vergi değerini tadil eden sebep yılın son üç ayı içinde vukubulmuş ve yıl sonundan önce bildirim verilmiş ise yine tarhiyat Ocak ayı içinde yapılacaktır. Ancak, vergi değerini tadil eden sebep yılın son üç ayı içinde vukubulmuş ve bildirim, vergi değerini tadil eden sebebin meydana geldiği yılı takip eden yılda verilmiş ise bildirimin verildiği tarihte vergi tarh olunacaktır. Bildirimin posta ile gönderildiği durumlarda vergi, bildirimin belediyeye geldiği tarihi takip eden yedi gün içinde tarh edilecektir.

3. Herhangi bir nedenle bir şehir, kasaba veya köyün tamamında devamlı olmak üzere bina ve arazilerin değerlerinde yüzde 25’i aşan bir oranda artma veya eksilme olması halinde tarhiyat, takdir işlemlerinin yapıldığı yılı takip eden yılın Ocak ve Şubat aylarında yapılacaktır.

Bu suretle tarh olunun vergiler mükellefe ayrıca tebliğ edilmeyecek ve tarh olunan günde tahakkuk etmiş sayılacaktır. Ayrıca, tahakkuk eden bina vergisine ilişkin tahakkuk fişinin bir örneği mükellefin bilinen adresine gönderilecektir.

Diğer taraftan, bu tarh ve tahakkuku takip eden yıllarda, bina vergi değeri her yıl yeniden değerleme oranının yarısı nispetinde artırılacak ve artırılmış değerler üzerinden bina vergisi hesaplanacaktır.

C) Emlak vergisinde genel beyan esasının kaldırılması öngörüldüğünden, mükellefiyetin başladığı tarihi belirleyen Emlak Vergisi Kanununun 19 uncu maddesinin birinci fıkrası yeniden düzenlenmektedir.

Yapılan düzenleme ile Emlak Vergisi Kanununun vergi değerini tadil eden nedenlere ilişkin 33 üncü maddesinin (1) ilâ (7) numaralı fıkralarında yazılı sebeplerin doğması halinde, bu değişikliklerin vukubulduğu tarihi, muafiyetten faydalanmakta iken muafiyetin sona erdiği durumlarda ise muafiyetin sona erdiği tarihi takip eden takvim yılı başından itibaren arazi vergisi mükellefiyeti başlamış olacaktır. Dört yılda bir olmak üzere takdir yapılan hallerde mükellefiyet, takdir işleminin yapıldığı tarihi takip eden bütçe yılının başından itibaren başlayacaktır.

D) Düzenleme ile, bina vergisinin tarh ve tahakkukuna ilişkin Emlak Vergisi Kanununun 21 inci maddesinin yeniden düzenlenmesi öngörülmektedir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 49 uncu maddesine göre, takdir komisyonlarınca 4 yılda bir olmak üzere, asgari ölçüde arsa ve arazilerin birim değerlerinin takdir edilmesi gerekmektedir. Bu suretle asgari ölçüde takdir edilecek arsa ve araziye ilişkin birim değerleri esas alınarak belediyelerce hesaplanan arsa veya arazi vergi değeri üzerinden vergi tarh olunacaktır.

Buna göre, ilgili belediye tarafından yapılacak arsa veya arazi vergisi tarhiyatı:

1. Dört yılda bir defa olmak üzere yapılacak takdirlerde, arsa ve arazi takdirlerinin yapıldığı yılı takip eden bütçe yılının Ocak ve Şubat ayları içinde yapılacaktır.

2. Emlak Vergisi Kanununun 33 üncü maddesinin (1) ila (7) numaralı fıkralarında yazılı vergi değerini tadil eden sebeplerle bildirim verilmesi gereken hallerde, vergi değerini tadil eden nedenlerin meydana geldiği bütçe yılını takip eden yılın Ocak ayı içinde, vergi değerini tadil eden sebep yılın son üç ayı içinde vuku bulmuş ve yıl sonundan önce bildirim verilmiş ise yine tarhiyat Ocak ayı içinde yapılacaktır. Ancak, vergi değerini tadil eden sebep yılın son üç ayı içinde vuku bulmuş ve bildirim, vergi değerini tadil eden sebebin meydana geldiği yılı takip eden yılda verilmiş ise bildirimin verildiği tarihte vergi tarh olunacaktır. Bildirimin posta ile gönderildiği durumlarda vergi, bildirimin belediyeye geldiği tarihi takip eden yedi gün içinde tarh edilecektir.

3. Herhangi bir sebep yüzünden bir şehir, kasaba veya köyün tamamında devamlı olmak üzere arazilerin değerlerinde yüzde 25’i aşan bir oranda artma veya eksilme olması halinde tarhiyat, takdir işlemlerinin yapıldığı yılı takip eden yılın Ocak ve Şubat aylarında yapılacaktır.

Bu suretle tarh olunan vergiler mükellefe ayrıca tebliğ edilmeyecek ve tarh olunan günde tahakkuk etmiş sayılacaktır. Ayrıca, tahakkuk eden arsa veya arazi vergisine ilişkin tahakkuk fişinin bir örneği mükellefin bilinen adresine gönderilecektir.

Diğer taraftan, bu tarh ve tahakkuk işlemini takip eden yıllarda, arsa veya arazi vergi değeri, her yıl yeniden değerleme oranının yarısı nispetinde artırılacak ve artırılmış değerler üzerinden arsa veya arazi vergisi oranları dikkate alınarak vergi hesaplanacaktır.

E) Düzenleme ile genel beyan esasının kaldırılmasına paralel olarak, “Beyanname verme süresi”ne ilişkin maddenin yeniden düzenlenmesi öngörülmektedir.

Genel ilke olarak emlak vergisi mükellefleri beyanname vermeyeceklerdir. Ancak, Emlak Vergisi Kanununun 33 üncü maddesinde (8 numaralı bendi hariç) yazılı vergi değerini tadil eden nedenlerin bulunması halinde, bu değişiklikler nedeniyle mükellefler beyanname yerine bildirim vereceklerdir. Geçici ve daimî muafiyetten yararlanmış olsalar dahi mükelleflerin bu bildirimi vermeleri zorunlu bulunmaktadır.

Yeni inşa edilen binalara ilişkin bildirim, inşaatın sona erdiği veya inşaatın sona ermesinden önce kullanılmaya başlanmış ise, her kısmın kullanılmaya başlandığı yıl içerisinde verilecektir. Emlak Vergisi Kanununun 33 üncü maddesinin (1) ila (7) numaralı fıkralarında yazılı vergi değerini tadil eden nedenlerin bulunması halinde de bildirim, vergi değerine ilişkin değişikliklerin meydana geldiği yıl içerisinde verilecektir. Ancak, yukarıda belirtilen değişiklikler yılın son üç ayında meydana gelmiş ise bildirimin, inşaatın bittiği tarih veya değişikliğin meydana geldiği tarihten itibaren üç ay içinde verilmesi gerekmektedir.

Dört yılda bir defa olmak üzere takdir işleminin yapıldığı dönemlerde ve herhangi bir sebep yüzünden bir şehir, kasaba veya köyün tamamında devamlı olmak üzere, bina ve arazilerin değerinde yüzde 25’i aşan oranda artma veya eksilme olması halinde, bildirim verilmesi söz konusu değildir.

Diğer taraftan, emlak vergisinde beyan esasının kaldırılması nedeniyle iştirak halinde ve müşterek mülkiyette beyanname verilmesi esasını düzenleyen madde, beyan esasının kaldırılmasına paralel olarak bu madde kapsamına alınmış ve gerekli düzenlemeler bu maddede yapılmıştır.

Ayrıca düzenleme ile emlak vergisi mükelleflerince Emlak Vergisi Kanununun 33 üncü maddesinin (1) ila (7) numaralı fıkralarında yazılı vergi değerini tadil eden nedenlerin bulunması halinde belediyelere verilecek bildirimlerin şekil ve kapsamını belirleme konusunda Maliye Bakanlığına yetki verilmektedir.

F) Düzenleme ile bina ve arazi vergisinin hesaplanmasına esas olan “vergi değeri”nin yeniden tanımlanması öngörülmektedir.

Buna göre, arsa ve arazilerde vergi değeri; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun asgari ölçüde birim değer tespitine ilişkin hükümlerine göre, takdir komisyonlarınca arsalar için her mahalle ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazide her köyün cadde ve sokak veya değer bakımından farklı bölgeler itibariyle, arazide ise her il veya ilçe için arazinin cinsi (kıraç, taban, sulak) itibariyle takdir olunan birim değerinin, arsa ve arazi büyüklüğü ile çarpılması ile bulunacaktır.

Binalarda ise vergi değeri, binaya ait yukarıda belirtilen esaslara göre bulunan arsa veya arsa payı değeri ile Maliye ve Bayındırlık ve İskân Bakanlıklarınca müştereken tespit ve ilan edilecek bina metrekare normal inşaat maliyet bedelleri ve 31 inci madde uyarınca hazırlanmış bulunan tüzük hükümlerinden de yararlanılarak hesaplanan miktar olacaktır. Buna göre, bina vergi değerinin hesabında, bina metrekare normal inşaat maliyet bedeli ile dıştan dışa yüzölçümü çarpılarak binanın inşaat maliyeti bulunacaktır. Bu bedele, bina asansörlü ve kaloriferli ise asansör ve kalorifer farkı ilave edilecek, aşınma payı ise indirilecektir. Kalan miktara binaya isabet eden arsa veya arsa payı eklenmek suretiyle binanın vergi değeri hesaplanacaktır.

Diğer taraftan, yukarıda belirtildiği şekilde tespit olunan bina, arsa ve arazi değeri mükellefiyetin başlangıç yılını takip eden yıllarda, her yıl, Vergi Usul Kanunu hükmü uyarınca tespit edilen yeniden değerleme oranının yarısı nispetinde artırılarak tarhiyata esas alınacaktır.

Emlak Vergisi Kanununun 33 üncü maddesinde (8 numaralı fıkra hariç) yazılı vergi değerlerini tadil eden sebeplerin doğması nedeniyle verilecek bildirimler üzerine mükellefiyetin başlangıç yılında yapılacak tarh işlemlerinde ise takdir komisyonlarınca takdir edilen arsa ve arazi birim değeri, takdir işleminin yapıldığı yılı takip eden ikinci yıldan başlamak suretiyle her yıl, bir önceki yıl birim değeri, aynı yıl için tespit edilen yeniden değerleme oranının yarısı nispetinde artırılarak dikkate alınacaktır.

Bakanlar Kurulu gerektiği durumlarda, gerek vergi değerinin endekslenmesinde gerekse takdir edilmiş olan arsa ve arazi metrekare birim değerinin endekslenmesinde, artış oranını sıfıra kadar indirebilecek veya yeniden değerleme oranına kadar artırabilecektir.Ayrıca, Bakanlar Kurulu bu yetkisini, 2464 sayılı Belediye Gelirler Kanununun 95 inci maddesine göre belirlenen belediye grupları itibariyle farklı oranlar tespit etmek suretiyle de kullanabilecektir.

G) Düzenleme ile, beyan esasının kaldırılarak, sadece vergi değerini tadil eden nedenlerin bulunması halinde bildirim verilmesi esasının getirilmesine paralel olarak, Emlak Vergisi Kanununun 32 nci maddesinin yeniden düzenlenmesi öngörülmektedir.

Buna göre, emlak vergisi bildirimi vermesi gerektiği halde, mükellefin bildirim vermemesi halinde, gayrimenkule ilişkin bilgiler dikkate alınarak tarhiyat idarece yapılacaktır. İdarece yapılacak tarhiyatta her yıla ilişkin vergi değeri, Emlak Vergisi Kanununun 29 uncu maddesi dikkate alınarak hesaplanacaktır.

H) Düzenleme ile Emlak Vergisi Kanununa bir ek madde eklenmesi öngörülmektedir.

Tasarı ile emlak vergisindeki beyan sisteminin kaldırılması öngörüldüğünden, bu Kanunun yayımından itibaren belediyelerce tarh ve tahakkuk ettirilecek emlak vergisi tarhına esas olacak vergi değeri, mükelleflerce daha önce en son verilmiş bulunan beyannamelerdeki  mevcut bilgilerden yararlanılarak hesaplanacaktır. Bu nedenle mükelleflerce daha önce verilmiş bulunan emlak vergisi beyannameleri ile bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren verilecek emlak vergisi bildirimlerinin muhafaza edilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, köylerde bulunan ve emlak vergisinden muaf tutulan bina ve arazilere ilişkin olarak 1998 yılı genel beyan döneminde muhtarlar tarafından doldurulup belediyelere teslim edilen köy kıymet beyanı defterleri de belediyelerce muhafaza edilecektir. Köy kıymet beyanı defterlerinde kayıtlı bina ve arazilerin vergi değerlerinin veraset ve intikal vergisi veya harç uygulaması gibi nedenlere bağlı olarak tespiti gereken hallerde belediyeler, Emlak Vergisi Kanununun 29 uncu maddesine göre vergi değerini tespit edecek ve ilgililere bilgi verecektir.

I) 2002 yılı genel beyan dönemi için takdir komisyonlarınca tespit edilen arsa birim metrekare değerleri, 1998 yılı birim metrekare değerleri ile mukayese edildiğinde, bazı haksız ve adaletsiz durumların bulunduğu ileri sürülmektedir.

Bu durumları çözmeyi amaçlayan düzenlemeler, Emlak Vergisi Kanununa eklenen geçici 20 nci maddede yapılmıştır.

1. Yapılan düzenleme ile öncelikle emlak vergisi mükelleflerinin 2001 yılı bina, arsa ve arazi vergisi tarhına esas olan vergi matrahlarının 2001 yılına ait yeniden değerleme oranı olan % 53.2 oranında artırılması ve verginin, artırılmış matrahlar üzerinden Emlak Vergisi Kanununun 8 ve 18 inci maddelerinde yazılı vergi oranlarına göre hesaplanan tutarın yarısı olarak tahakkuk ettirilmesi öngörülmektedir. Bu suretle tahakkuk ettirilecek emlar vergisini mükellefler, 2002 yılının birinci taksiti olarak, aynı yılın Mart, Nisan ve Mayıs aylarında ödeyeceklerdir.

Satın alma ve/veya inşa yoluyla 2001 yılında bina, arsa ve arazi iktisap edenlerin emlak vergisi mükellefiyeti, 2002 yılında başladığından bu mükelleflerin 2001 yılı emlak vergisi matrahları bulunmamaktadır.

Bu nedenle, mükellefiyeti 2002 yılında başlayan mükellefler de bu yıla ait emlak vergisinin birinci taksiti olarak, 1998 yılı genel beyan dönemine ilişkin asgarî ölçüde takdir olunan arsa ve arazi birim metrekare değerleri ile 2001 yılına ait bina metrekare normal inşaat maliyet bedeli dikkate alınarak bulunacak asgarî beyan değerinin, 2001 yılına ait yeniden değerleme oranında artırılmış tutarları üzerinden vergi oranlarına göre hesaplanacak tutarın yarısını 2002 yılının Mart, Nisan ve Mayıs aylarında ödeyeceklerdir.

2. 2002 yılı genel beyan dönemi için takdir komisyonlarınca 2001 yılında tespit edilen arsa ve arazi birim metrekare değerleri, takdir komisyonlarınca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 30 gün içinde yeniden gözden geçirilerek karara bağlanacaktır.

Arsa ve arazilere ilişkin takdir kararları, Vergi Usul Kanununun mükerrer 49 uncu maddesine göre ilgili daire, kurum ve kuruluşlara tebliğ edilecek ve kendilerine karar tebliğ edilen daire, kurum ve kuruluşlar, kararların kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde vergi mahkemesi nezdinde dava açabileceklerdir.Açılan davalarla ilgili olarak, mükerrer 49 uncu maddede de yazılı hukukî süreç burada da işletilecektir.Dolayısıyla, takdir komisyonlarınca takdir edilen değerlerin gerçeğe uygun olmaması halinde, ilgili kurum ve kuruluşlar yargı mercileri nezdinde dava açabilecekler ve bu suretle kesinleşen yargı kararlarına göre belirlenen birim metrekare değerleri dikkate alınarak “vergi değeri” hesaplanacaktır.

3.2002 yılına ait emlak vergisi, mükelleflerin daha önce belediyelere vermiş oldukları emlak vergisi beyannamelerinde yer alan bilgiler ile bu maddenin (b) fıkrasına göre takdir komisyonlarınca takdir edilerek kesinleşen arsa ve arazi birim metrekare değerleri ve bu yıla ait bina metrekare normal inşaat maliyet bedelleri dikkate alınarak, Emlak Vergisi Kanununun 29 uncu maddesine göre bulunacak vergi değeri üzerinden, yine aynı Kanunun 8 ve 18 inci maddelerinde yer alan vergi oranlarına göre hesaplanacaktır. Bu suretle hesaplanan emlak vergisinden, maddenin (a) fıkrasına göre tahakkuk ettirilen emlak vergisi mahsup edilecek ve kalan kısım 2002 yılının ikinci taksiti olarak Kasım ayı içinde ödenecektir. Kasım ayı içinde hesaplanan vergi, 2002 yılının birinci taksiti olarak tahakkuk ettirilerek ödenen vergiden az ise aradaki fark vergi, mükellefin varsa diğer vergi borçlarına mahsup edilecektir. Mükellefin vergi borcu yoksa iade edilecektir. Birinci taksitle ilgili olarak tahakkuk eden vergi ödenmemişse, ödenmesi gereken vergiye göre fazla tahakkuk ettirilen verginin, tahakkuktan terkin edilmesi gerekecektir.

Bu madde hükmüne göre hesaplanan verginin, mükelleflere tebliği söz konusu değildir. Ancak, mükelleflerin bilgilendirilmesi amacıyla ödenmesi gereken vergi, mükelleflere yazı ile bildirilecektir.

Madde 3. – 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununda yapılan değişikliklere paralel olarak 492 sayılı Harçlar Kanununun 63 üncü maddesi yeniden düzenlenmektedir.

Madde 4. – A) Emlak Vergisi Kanununda yapılan değişikliklere uyum sağlamak için 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 74 üncü maddesinin (b) ve (c) fıkralarında ibare değişikliği yapılmaktadır.

B) Beyan sisteminin kaldırılmasına paralel olarak Emlak Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde “beyana” ilişkin olarak ibare değişikliği yapılmaktadır.

C) 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununda yapılan değişikliklere paralel olarak 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (4) sayılı tarifenin I-Tapu işlemleri başlıklı bölümünün (13.a) bendinin üçüncü paragrafı ile (20.a) bendinde ve aynı tarifenin II-Kadastro ve Tapulama işlemleri başlıklı bölümünün sonunda yer alan hükümde ibare değişiklikleri yapılmaktadır.

Madde 5. – a) Emlak Vergisinde beyanname verme esası kaldırıldığından, 352 nci maddenin ikinci derecede usulsüzlük cezalarına ilişkin 1 numaralı bendinin parantez içinde yer alan “emlak vergisinde beyannamenin bu Kanunun 27 nci maddesinde yazılı ek süre içinde verilmiş olması” hükmü yürürlükten kaldırılmaktadır.

b) Emlak vergisinde beyan esasının kaldırılmasına paralel olarak, Emlak Vergisi Kanununun bazı hükümlerinin yeni düzenlenen maddelerin kapsamına alınarak düzenlenmesi nedeniyle, Emlak Vergisi Kanununun 10, 20, 24, 25, 26, 27, 28 ve 36 ncı maddeleri yürürlükten kaldırılmaktadır.

Madde 6. – Yürürlük maddesidir.

Madde 7. – Yürütme maddesidir.

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Emlak Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifimiz, gerekçesiyle birlikte ilişikte sunulmuştur.

Gereğini saygılarımızla arz ederiz.

 

Salih Çelen

Faris Özdemir

Mehmet Baysarı

 

Antalya

Batman

Antalya

GEREKÇE

Uygulanmakta olan ekonomik politikalar nedeniyle toplumun geniş kesimleri büyük sıkıntılarla karşı karşıya bulunmaktadır. Böyle bir ortamda, emlak vergilerinde yapılması öngörülen artışlar da insanlarımızı içerisinden çıkılması çok zor malî zorluklara sürüklemiştir. Öncelikle Devletin kendi giderlerinin azaltılması ve verginin tabana yaygınlaştırılması politikalarında başarılı olmayan yönetim anlayışının, temel gelir unsuru olarak gördüğü belli vergi kalemlerinde oran artışlarına gitmek suretiyle vergi yükünü daha da ağırlaştırması, vergi gelirlerinde artış bir yana Devletin mevcut vergi gelirlerinde bir azalma ile karşılaşması gibi bir durumu ortaya çıkaracaktır. Bu olumsuzlukların önüne geçebilmek ve vergi adaletini sağlayabilmek açısından, kayıt dışı ekonominin vergilendirilmesi ve Devletin gelirlerinin artırılması ile, Güçlü Ekonomiye Geçiş Programında amaçlanan makro hedeflere ulaşabilmek mümkündür. Bu nedenlerle, emlak vergisi oranlarında Bakanlar Kuruluna normal vergi oranlarının birkaç katı artırılmasına dair yetki vermek, Verginin Kanuniliği ilkesine de aykırıdır. Ayrıca, büyükşehirlerde yaşayan vatandaşlarımızın büyükşehirde yaşamanın getirdiği sıkıntılara katlanmaları ve bu yönde bir iyileştirmeye gidilmezken, büyükşehirde yaşıyor olmak nedeniyle, bir anlamda ekonomik olarak cezalandırılmaları verginin genelliği ilkesine de aykırıdır. Bu gerekçelerle, verginin kanunda öngörülen normal oranlarına dönüştürülmesi ve Bakanlar Kuruluna vergi oranlarını değiştirme yetkisinin Kanundan çıkarılması gerekmektedir.

 

ANTALYA MİLLETVEKİLİ SALİH ÇELEN VE İKİ ARKADAŞININ TEKLİFİ

EMLAK VERGİSİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA

KANUN TEKLİFİ

MADDE 1. – 29.7.1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Bina vergisinin oranı meskenlerde binde bir, diğer binalarda ise binde ikidir.”

MADDE 2. – 1319 sayılı Kanunun 18 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 18. – Arazi vergisinin oranı binde bir, arsalarda ise binde üçtür.”

MADDE 3. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 4. – Bu Kanun hükümlerini BakanlarKurulu yürütür.

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

29.7.1970 tarih ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi ve Bu Kanuna Bir Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifim gerekçesi ile birlikte ekte sunulmuştur.

Gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

                                 Necati Yöndar

                                              Bingöl

GEREKÇE

Bilindiği üzere Emlak Vergisi Kanununun 29 uncu maddesinde 4444 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle emlak vergisine esas olacak vergi değerinin endeksleme yoluyla her yıl artırılması sağlanmıştır. Böylece vergi değerinin enflasyon karşısında aşınması engellenerek yeni beyanname ile güncelleme ihtiyacı azalmıştır.

Teklif edilen bu değişiklikle, Bakanlar Kuruluna ihtiyaç duyulması halinde (vergi değerinde bariz şekilde aşınma ortaya çıkması gibi) genel beyan dönemini kısaltma konusunda Bakanlar Kuruluna verilen yetki, bu ihtiyacın duyulmaması halinde genel beyan dönemini uzatma konusunda da verilmektedir. Vergi değerinde bariz bir aşınma ortaya çıkmadıkça genel beyan gibi hem idare hem de mükellefler için külfetli bir yolun kullanılmaması konusunda Bakanlar Kurulu yetkili kılınmaktadır. Bu verginin mükellefini oluşturan kitle, diğer vergi mükelleflerinden farklıdır. Yaklaşık 18 milyon kişiden oluşan bu mükellef kitlesinin büyük bir kısmını emekli, ücretli ve diğer dar ve orta gelir grubuna mensup kişiler oluşturmaktadır.

 

BİNGÖL MİLLETVEKİLİ NECATİ YÖNDAR’IN TEKLİFİ

29.7.1970 TARİH VE 1319 SAYILI EMLAK VERGİSİ KANUNUNUN BAZI

MADDELERİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ VE BU KANUNA BİR GEÇİCİ MADDE

EKLENMESİNE DAİR KANUN TEKLİFİ

MADDE 1. – 29.7.1970 tarih ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun  23 üncü Maddesinin 1 inci fıkrasının (a) bendinin parantez içi hükmü aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Bakanlar Kurulu bu süreyi iki katına kadar artırmaya veya 1 yıla (yarısına) kadar indirmeye yetkilidir.”

MADDE 2. – 29.7.1970 tarih ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun  29 uncu  maddesinin 3 üncü fıkrası ile 4 üncü fıkrasının ilk cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Genel beyan dönemi veya vergi değerini tadil eden sebeplerin mevcudiyeti halinde mükellefiyetin başlangıç yılını takip eden yıllarda emlak vergisi matrahı, her yıl bir önceki yıl matrahının Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca aynı yıl için tespit edilen yeniden değerleme oranı nispetinde artırılmak suretiyle bulunur.

Bakanlar Kurulu, üçüncü fıkrada belirlenen artış oranını yarısına kadar indirmeye yetkilidir.”

MADDE 3. – 29.7.1970 tarih ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununa aşağıdaki Geçici Madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 19. – Bu Kanunun 23 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının (a) bendinin parantez içi hükmü ile Bakanlar Kuruluna verilen yetki kullanılıncaya kadar 1998 genel beyan döneminde verilen emlak vergisi beyannamelerindeki vergi değerleri, bu Kanunun 29 uncu maddesinin 3 üncü fıkrası uyarınca artırılarak vergi tarhına esas değerin tespitine devam olunur.”

MADDE 4. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 5. – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun Teklifimiz ve gerekçesi ilişikte sunulmuştur.

Gereği için saygılarımızla sunarız.

 

Masum Türker

Mustafa Vural

Hasan Erçelebi

 

 

İstanbul

Antalya

Denizli

 

 

Hüseyin Mert

Cahit Savaş Yazıcı

Akif Serin

 

 

İstanbul

İstanbul

İçel

 

 

Hasan Suna

M. Güven Karahan

Ergün Bayrak

 

 

Yalova

Balıkesir

Artvin

 

 

Nural Karagöz

Ertuğrul Kumcuoğlu

Necdet Tekin

 

 

Kırklareli

Aydın

Kırklareli

 

 

Hakan Tartan

Hasan Metin

Faruk Demir

 

 

İzmir

İzmir

Ardahan

 

 

Yücel Erdener

Bahri Sipahi

Melda Bayer

 

 

İstanbul

İstanbul

Ankara

 

 

Eyüp Doğanlar

Osman Kılıç

Gaffar Yakın

 

 

Niğde

İstanbul

Afyon

 

 

Mehmet Kocabatmaz

Orhan Ocak

Ali Tekin

 

 

Denizli

Bursa

Adana

 

 

Zeki Eker

Mahmut Erdir

Sabahat Vardar

 

 

Muş

Eskişehir

Bilecik

 

 

Ayşe Gürocak

İhsan Çabuk

İ. Yavuz Bildik

 

 

Ankara

Ordu

Adana

 

 

 

Mustafa Karslıoğlu

 

 

 

 

Bolu

 

 

 

GEREKÇE

Emlak Vergisi Kanunu, Türkiye sınırları içinde bulunan binalar ile arazilerin ve arsaların vergilendirilmesini, Bina Vergisi ve Arazi Vergisi şeklinde düzenlemektedir. Bu düzenlemeye göre bir binanın maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa binaya malik gibi tasarruf edenler veya bir binaya müşterek mülkiyet halinde malik olanlar hisseleri oranında Bina Vergisi mükellefi olarak; bir arazinin maliki, varsa intifa hakkı sahibi her ikisi de yoksa araziye malik gibi tasarruf edenler veya bir araziye müşterek mülkiyet halinde malik olanlar, hisseleri oranında Arazi Vergisi mükellefi olarak; Bina ve Arazi Vergilerini öderler.

Türkiye sınırları içinde, bina ve araziye malik olarak mükellef olan kişilerin sayısı 18 milyonu aşkın bir mükellef kitlesini oluşturmaktadır. Bu kitlenin vergi ilişkileri Emlak Vergisi Kanununda düzenlenmekte ve bunlara  Emlak Vergisi mükellefi denilmektedir.

Emlak vergileri mükelleflerin yazılı beyanı üzerine tarh ve tahakkuk ettirilir. Ancak beyan edilecek bu vergilerin asgarî değerleri 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ile 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu hükümlerine göre belirlenmekte ve bu değerler genel emlak beyan dönemlerinde ölçü olarak alınmaktadır.

2002 yılı, emlak vergileri için genel beyan dönemidir. Bu amaçla asgarî beyanda kullanılacak emlak değerleri takdir edilerek hazırlanmış ve yayınlanmıştır. Bu değerlerin hazırlanmasında Emlak Vergisinin 20 nci maddesine göre önce 213 sayılı Vergi Usul Kanununun asgarî ölçüde birim değer tespitine ilişkin hükümlerine göre takdir komisyonlarınca her mahalle ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazide her köy için cadde, sokak veya değer bakımından farklı bölgeler, arazide her il veya ilçe için sulak itibariyle takdir edilir. Bu takdir edilen değerlere mükelleflerin itiraz hakları bulunmamakta, ancak muhtarlıklar ve ilgili meslek kuruluşları itiraz edebilmektedir.

Belediyelerin etkin olduğu takdir komisyonlarında hazırlanan arsa ve arsa payı değeri, ödenmesi gereken asgarî Arazi Vergisi değerlerini oluşturur. Asgarî Bina Vergisi değerleri ise Emlak Vergisinin 10 uncu maddesine göre Maliye ve Bayındırlık Bakanlıklarınca müştereken tespit ve ilân edilecek bina metrekare normal inşaat maliyet bedelleriyle yukarıda belirtilen şekilde bulunan arsa ve arsa payı değeri esas alınarak hazırlanır ve yayınlanır.

2002 genel beyan yılında hem binalar için hem arazi ve arsalar için hazırlanan asgarî beyan değerleri hakkaniyete ve günümüz ekonomi koşullarına göre uygun olmamış ve ölçü kaçmıştır. Bu nedenle vatandaşlar mart ayında başlayacak genel beyan döneminde uygulanacak bu değerlere itiraz etmekte ancak bu değerlerin değiştirilmesi için bireysel itiraz hakları olmadığı ve itiraz eden bazı muhtarlıkların itirazlarına ilişkin süreç beyan zamanında tamamlanamayacak durumdadır.

Hükümet yetkilileri, kamuoyu ve ilgili kesimler hatta bu vergileri tahsil etme ve tasarruf etme konumunda olan bazı belediyelerin başkanları ölçünün kaçtığı kanaatine vardıklarını açıklamakta ve çözüm bulunmasını istemektedirler.

Bu konuda süreç tamamlandığı için geriye dönülerek asgarî beyan değerlerini hesaplamak mümkün görülmemektedir.

Ancak Emlak Vergisinin bazı maddelerinde yapılacak değişikliklerle tanınacak hak ve ödevlerle bu sorunun aşılması mümkündür. Bu amaçla, Emlak Vergisinin 23 maddesinde yapılacak değişiklikle önce Bakanlar Kuruluna genel beyan dönemini uzatma yetkisi tanınıyor. Emlak Vergisinin 23 üncü maddesi Emlak Beyannamesinin verilme sürelerini düzenlemekte ve 1 inci fıkrasının (a) bendinde “Bina, arsa ve araziler için 4 yılda bir defa (Bu süre Bakanlar Kurulu Kararı ile 1 yıla kadar indirilebilir) olmak üzere verilecek beyannameler, Maliye Bakanlığınca mükelleflerin genel beyana davet edildikleri tarihi takip eden bütçe yılının Mart, Nisan ve Mayıs aylarında” denilerek, vergi değerinde bariz şekilde aşınma ortaya çıkması gibi gereksinme duyulan hallerde genel beyan dönemini kısaltma konusunda Bakanlar Kuruluna yetki verilmiştir. Bu teklifle, bu yetkinin bu kez vergi değerinde bariz bir ölçü artışı görüldüğü benzer hallerde genel beyan dönemini uzatma konusunda Bakanlar Kuruluna yetki verilmektedir. Böylece bina, arsa ve arazilerin emlak değerlerinde bariz bir aşınma ortaya çıkmadıkça genel beyan gibi hem belediyeler hem de vergi mükellefi vatandaşları beyan külfetinde bulunmamaları ve bürokratik işlemleri azaltmak konusunda Bakanlar Kurulu yetkili kılınmaktadır. Bu da günümüzde genel beyan dönemi nedeniyle ölçü aşılarak hazırlanmış olan asgarî vergi değerlerinin kullanılmamasını sağlayacaktır.

Diğer taraftan emlak vergilerinde bir önceki yıla göre artış olanağının da kullanılabilmesi için Emlak Vergisinin 29 uncu maddesinde değişiklik yapılması gerekir. 29 uncu maddede yapılacak değişiklikle emlak vergisine esas olacak vergi değerlerinin enflasyon karşısında aşınmaları, endeksleme yoluyla sağlanacak artırımlarla engellenerek yeni beyanname verilmeden güncelleşme gereksinimi azaltılacaktır.

Sayıları 18 milyonu aşan emlak vergisi mükellefleri kitlesinin büyük bir kısmını emekli, ücretli, sabit gelirli, dar veya orta gelirli vatandaşlar oluşturduğu dikkate alınarak vergi değerleri ölçüsünün günümüz ekonomi gerçeklerini çok aştığı dikkate alınarak gerekli düzeltmenin yapılması ve bürokratik işlemlerin azaltılmasında kamu yararının yüksek olduğu apaçık ortadadır.

Sermaye artırımlarını tamamlayamadığı için gayrı faal hale gelen veya Ticaret ve Sanayi Odalarına aidatlarını ödemedikleri ve adresleri bilinmeyen mükelleflerin oda kayıtları silindiği dikkate alarak mükellefiyet terkinine izin verilmesi halinde idare önemli bir idarî külfetten kurtulacak ayrıca bu tür işletmelerin vergi mükellefiyetlerine dayalı kayıt dışı faaliyetler engellenecektir.

MADDE GEREKÇELERİ

Madde 1. – Bakanlar Kuruluna genel beyan döneminin süresini vergilerin aşınmasını önlemek veya bariz bir şekilde vergi değerlerinin ölçüsüz aşılması durumunda belirleme olanağı tanınmaktadır.

Madde 2. – Emlak vergilerinin yeniden değerleme oranına nispet edilerek endekslenmesi düzenlenmekte ve bu endeksin günün ekonomik koşullarına göre ayarlanması konusunda BakanlarKurulu yetkili kılınmaktadır.

Madde 3. – Bakanlar Kurulu genel beyan dönemi ile ilgili yetkisini kullanıncaya kadar 2002 yılında genel beyan yapılmasını gerektirmeyecek şekilde düzenleme yapılmıştır.

Madde 4. – Uygulamada işi bırakma koşullarının yasal sınırlamaları nedeniyle çözülemeyen mükellefiyet terkini yetkisi vergi idaresine tanınmaktadır.

Madde 5. – Bu Kanun teklifinin yasalaşması halinde 2002 dönemi kapsam içine alınarak kamuoyunda tartışılan emlak vergilerinin yüksekliği sorununa çözüm getirilmektedir.

Madde 6. – Yürütme maddesidir.

İSTANBUL MİLLETVEKİLİ MASUM TÜRKER VE OTUZ ARKADAŞININ TEKLİFİ

EMLAK VERGİSİ KANUNU İLE VERGİ USUL KANUNUNUN BAZI

MADDELERİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ

MADDE 1. – 29.7.1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinin (a) fıkrasının parantez içindeki hükmü aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :

“(Bakanlar Kurulu bu süreyi iki katına kadar artırmaya veya 1 yıla kadar indirmeye yetkilidir.)”

MADDE 2. – Emlak Vergisi Kanununun 29 uncu maddesinin üçüncü fıkrası ile dördüncü fıkrasının ilk cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir :

“Genel beyan dönemi veya vergi değerini tadil eden sebeplerin mevcudiyeti halinde mükellefiyetin başlangıç yılını takip eden yıllarda emlak vergisi matrahı, her yıl bir önceki matrahının Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca aynı yıl içinde tespit edilen yeniden değerleme oranının yarısı nispetinde artırılmak suretiyle bulunur.”

“Bakanlar Kurulu, üçüncü fıkrada belirlenen artış oranını yarısına kadar indirmeye yetkilidir.”

MADDE 3. – Emlak Vergisi Kanununa aşağıdaki Geçici Madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 19. – Bu Kanunun 23 üncü maddesinin (a) fıkrasında BakanlarKuruluna verilen yetki kullanılıncaya kadar 1998 genel beyan döneminde verilen emlak vergisi beyannamelerindeki vergi değerleri, bu Kanunun 29 uncu maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca artırılarak vergi tarhına esas değerin tespitine devam olunur.”

MADDE 4. – 4.1.1961 tarihli 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 161 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Türk Ticaret Kanununa göre sermayelerini asgarî sermayeye yükseltmedikleri için münfesih sayılan veya Ticaret ve Sanayi Odalarına 4 yıldan fazla bir süre aidatlarını ödemedikleri için üyelik ve sicil kayıtları silinen Kurumlar ve Gelir Vergisi mükelleflerinin bu gerekçelerle başvurmaları veya vergi idaresinin tespitinden sonra söz konusu şirketin ve kişilerin işi bıraktığı kabul edilerek gerekli mükellefiyet terkinleri yapılır.”

MADDE 5. – Bu Kanun, 1.1.2002 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 6. – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

1319 Sayılı Emlak Vergisi Kanununa İki Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifini  tensiplerinize arz ederim.

Saygılarımla.

                                 Aydın Ayaydın

                                           İstanbul

GEREKÇE

2002 Yılı Emlak Vergisi 9 uncu genel beyan dönemi için Takdir Komisyonları tarafından tespit edilen ve kimi semtlerde 1998 yılı genel beyan dönemi değerlerine göre 70 kata varan artışlar meydana getiren arsa ve arazi asgarî birim fiyatları ile Maliye Bakanlığı ile Bayındırlık ve İskân Bakanlığı tarafından tespit edilen ve yine 1998 genel beyan dönemindeki değerlere göre, yaklaşık 10 kat artırılan bina metrekare normal inşaat maliyet bedelleri ve 4736 Sayılı Yasanın 4 üncü ile Emlak Vergisi Kanununun 8 ve 18 inci maddelerinde yapılan değişiklik sonucu 3030 Sayılı Yasanın uygulandığı Büyükşehir Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde bulunan gayrimenkullerin Emlak Vergisi oranlarının yüzde 100 artırımlı uygulanması yönündeki düzenlemelerin, ülke ekonomisinin gerçekleriyle örtüşmeyen düzeyde, Emlak Vergisi artışları meydana getirmesinin toplumda yarattığı huzursuzluğu gidermek için Emlak Vergisi Kanununa geçici maddeler eklenmektedir.

Emlak Vergisi Kanununa eklenen geçici maddeler ile 2002 yılında 9 uncu kez yapılması gereken Emlak Vergisi Genel Beyanları ve yüzde 100 artırımlı Emlak Vergisi oranları uygulaması Bakanlar Kurulunun uygun göreceği yıla kadar ertelenmektedir.

Bu düzenleme ile toplumda oluşan huzursuzluğun giderilmesi ve ekonomik kriz ortadan kalkana kadar mükelleflere ağır Emlak Vergisi yükü getirilmemesi amaçlanmaktadır. Ayrıca; Belediyelerin Emlak Vergisi kaybını önlemek için 2002 yılı emlak vergilerinin, 2001 yılı emlak vergi değerlerinin yüzde 50 oranında artırılması suretiyle alınması öngörülmektedir.

 

İSTANBUL MİLLETVEKİLİ AYDIN AYAYDIN’IN TEKLİFİ

1319 SAYILI EMLAK VERGİSİ KANUNUNA İKİ GEÇİCİ

MADDE EKLENMESİ HAKKINDA KANUN TEKLİFİ

MADDE 1. – 1319 Sayılı Emlak Vergisi Kanununun Geçici 19 uncu maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 20. – Bu Kanunun 23 üncü maddesine göre, bina, arsa ve araziler için, 2002 yılında 9 uncu kez verilmesi gereken Emlak Vergisi beyannameleri, Bakanlar Kurulunun tespit ve ilan edeceği yılda verilecektir. Bu beyannamelerin verileceği yıla kadar Emlak Vergisi, 29 uncu maddede tespit edilen vergi değerleri üzerinden hesaplanacaktır. Ancak, 2002 yılı Emlak Vergileri 2001 yılı vergi değerlerinin yüzde 50 artırılması suretiyle bulunacak değerler üzerinden hesaplanır.”

MADDE 2. – 1319 Sayılı Emlak Vergisi Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 21. – 4736 Sayılı Kanunun 4 üncü Maddesinin (A) ve (B) fıkraları BakanlarKurulunun tespit ettiği tarihte yürürlüğe girer”

MADDE 3. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 4. – Bu Kanunu Bakanlar Kurulu yürütür.

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

1319 Sayılı Emlak Vergisi Kanununa İki Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifini tensiplerinize arz ederim.

Saygılarımla.

                             Cemal Enginyurt

                                                Ordu

GEREKÇE

2002 Yılı Emlak Vergisi 9 uncu genel beyan dönemi için Takdir Komisyonlarınca tespit edilen ve bazı semtlerde 1998 yılı genel beyanına göre 50-60 kata varan artışlar meydana getiren arsa ve arazi asgarî birim fiyatları ile Maliye Bakanlığı ile Bayındırlık ve İskân Bakanlığı tarafından tespit edilen ve yine 1998 genel beyan dönemindeki miktarlara göre, neredeyse 10 kat artırılan bina metrekare inşaat maliyet bedelleri ve 4736 Sayılı Yasanın 4 üncü ile Emlak Vergisi Kanununun 8 ve 18 inci maddelerinde yapılan değişiklik sonucu 3030 Sayılı Yasanın uygulandığı Büyükşehir Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde bulunan gayrimenkullerin Emlak Vergisi oranlarının yüzde 100 artırımlı uygulanması yönündeki düzenlemelerin, ülke ekonomisinin gerçekleriyle örtüşmeyen düzeyde, Emlak Vergisi artışları meydana getirmesinin toplumda yarattığı huzursuzluğu gidermek için Emlak Vergisi Kanununa geçici maddeler eklenmektedir.

Emlak Vergisi Kanununa eklenen geçici maddeler ile 2002 yılında 9 uncu kez yapılması gereken Emlak Vergisi Genel Beyanları ve yüzde 100 artırımlı Emlak Vergisi oranları uygulaması Bakanlar Kurulunca uygun görülecek yıla kadar ertelenmektedir.

Bu değişiklikle toplumda oluşan huzursuzluğun giderilmesi ve ekonomik kriz bitene kadar mükelleflerin Emlak Vergisi yükünün artırılmaması amaçlanmaktadır. Ayrıca; Belediyelerin Emlak Vergisi kaybını önlemek için 2002 yılı emlak vergilerinin, 2001 yılı emlak vergilerinin yüzde 50 oranında artırılması suretiyle alınması öngörülmektedir.

 

ORDU MİLLETVEKİLİ CEMAL ENGİNYURT’UN TEKLİFİ

1319 SAYILI EMLAK VERGİSİ KANUNUNA İKİ GEÇİCİ

MADDE EKLENMESİ HAKKINDA KANUN TEKLİFİ

MADDE 1. – 1319 Sayılı Emlak Vergisi Kanununun Geçici 19 uncu maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 20. – Bu Kanunun 23 üncü maddesine göre, bina, arsa ve araziler için, 2002 yılında 9 uncu kez verilmesi gereken Emlak Vergisi beyannameleri, Bakanlar Kurulunca tespit ve ilan edilecek yılda verilecektir. Bu beyannamelerin verileceği yıla kadar Emlak Vergisi, bu Kanunun 29 uncu maddede tespit edilen vergi değerleri üzerinden hesaplanacaktır. Ancak, 2002 yılı Emlak Vergileri 2001 yılı vergi değerinin yüzde 40 artırılması suretiyle tespit edilir.”

MADDE 2. – 1319 Sayılı Emlak Vergisi Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 21. – 4736 Sayılı Kanunun 4 üncü Maddesinin (A) ve (B) fıkraları BakanlarKurulunca tespit edilecek tarihte yürürlüğe girer”

MADDE 3. – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 4. – Bu Kanunu Bakanlar Kurulu yürütür.

 

 

 

Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu

                                                                                                                                                                                        

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Plan ve Bütçe Komisyonu                27.2.2002

Esas No : 1/956,2/878,2/880,

2/882,2/883,2/884

Karar No : 87                                                               

                       

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

             Maliye Bakanlığınca hazırlanarak, Bakanlar Kurulunca 20.2.2002 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulan; Başkanlıkça 26.2.2002 tarihinde esas komisyon olarak Komisyonumuza  havale edilen "213 Sayılı Vergi Usul Kanunu, 1319 Sayılı Emlak Vergisi Kanunu ve 492 Sayılı Harçlar Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı" ile 2/878, 2/880, 2/882, 2/883 ve 2/884 esas numaralı kanun teklifleri İçtüzüğün 35 inci maddesi uyarınca birbirleriyle ilgili görüldüklerinden birleştirilerek tasarı esas alınmış ve yine içtüzüğün 36 ncı maddesi uyarınca  Grup önerisinin Genel Kurulun 27.2.2002 tarihinde yaptığı 67 nci birleşiminde kabul edilmesi ile 48 saatlik süre kaydına uyulmaksızın Komisyonumuzun 27.2.2002 tarihinde yaptığı 31 inci birleşiminde  Hükümeti temsilen Maliye Bakanı Sümer Oral ile Maliye Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı temsilcilerinin ve bazı teklif sahiplerinin katılımıyla incelenip, görüşülmüştür.

Bilindiği gibi; emlak üzerinden emlak vergisi veya başka adlarla uzun  yıllardan beri   alınmakta olan verginin en önemli sorunu "değerleme" yani emlağın vergiye tabi tutulacak kıymetinin belirlenmesi olmuştur. Emlak Vergisinde 1972 yılından bu yana beyan sistemi uygulamasında, mükelleflerin gayrimenkullerin  değerlerini rayice göre düşük gösterme  eğilimi, vergi hasılatının azalmasına ve vergide adalet ilkesinin zayıflamasına neden olmuş, bu nedenle; bina, arsa ve araziler için asgari beyan sistemine geçilmiştir. Ancak  asgari beyan sisteminde de mükelleflerin beyan ettikleri rayiç değerleri, ilan edilen asgari metrekare değerler ile asgari bina inşaat birim metrekare maliyet bedelleri  esas alınarak bulunan asgari beyan değeri civarında kalmıştır. Ayrıca dört yılda bir beyanname alınması mükellefler için külfet haline gelmiştir.

Tasarı ile;

- Dört yılda bir alınmakta olan beyan esasının kaldırılması, sadece vergi değerini tadil eden nedenlerin bulunması halinde mükelleflerden bildirim alınması,

- Emlak vergisi tarhına, rayiç bedel yerine takdir komisyonları tarafından takdir edilecek ve araziye ilişkin olarak tespit edilen birim değerleri ile bina metrekare normal inşaat maliyet bedelleri esas alınmak suretiyle bulunacak vergi değerinin esas alınması,

- 2002 yılı genel beyan dönemi için takdir komisyonlarınca tespit edilen arsa birim metrekare değerinin 1998  yılı birim metrekare değeri ile mukayese edilmesinin neden olabileceği haksız ve adaletsiz durumların giderilmesi,

Amaçlanmaktadır.

Komisyonumuzda Tasarının geneli  üzerinde yapılan görüşmelerde;

- Tasarının önemli ilkeler içeren düzenlemeleri kapsadığı,

- Daha  önce çeşitli nedenlerle beyanname vermemiş mükellefleri de sisteme kazandıracak düzenlemeye ihtiyaç olduğu, ayrıca böyle bir düzenlemenin vergi gelirlerine de  katkı sağlayacağı,

-  Takdir komisyonlarının oluşumunda meslek odaları gibi profesyonel desteklerin sağlanmasında yarar görüldüğü,

- Takdir komisyonlarının, takdirlerini değerlendirecek, kararlarını  denetleyecek bir değerlendirme komisyonu oluşturulmasına ihtiyaç olduğu,

- Takdir komisyonlarının tespitleri hakkında  Danıştay'a dava açabileceklerin kapsamının genişletilmesi  gerektiği,

İfade edilmiştir.

Hükümet adına yapılan açıklamalarda ise;

- 2002 yılı, dokuzuncu genel beyan dönemine ilişkin olarak, takdir komisyonlarınca 2001  yılında tespit edilen arsa birim metrekare  değerleri 1998 yılı değerleri ile mukayese edildiğinde, kamuoyunda vatandaşların mağduriyetine neden olunduğu kanaatinin oluştuğu, bu durumun önlenmesinin Hükümet için zorunluluk arzettiği,

- Emlak vergisi uygulamaları sonucunda; genelde mükelleflerin beyan ettikleri bedellerin asgari beyan değeri civarında kaldığı, sınırlı sayıda mükellef grubunun gerçek değerleri beyan ettiği,

- Mükelleflerden her dört yılda bir beyanname alınmasının, bu kişiler için külfet oluşturduğu,

- 2002 yılından geçerli olmak üzere, takdir komisyonlarınca belirlenen arsa ve arazi birim metrekare değerlerinin takdir komisyonlarınca yeniden incelenmesi için komisyonlara 30 günlük süre verildiği,

- Yeniden gözden geçirme ve belirlemeden sonra ilgili daire, kurum ve kuruluşlara 30 günlük itiraz süresi tanındığı,

- Mükelleflerin 2001  yılı emlak vergisi matrahlarının yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle bulunacak tutarlar üzerinden hesaplanacak tutarın  yarısının, 2002  yılı birinci taksiti olarak tahsil edileceği,

- 2002 yılı emlak vergisi ikinci taksitinin ise, yeniden gözden geçirilmek suretiyle kesinleşen arsa birim metrekare değerleri dikkate alınarak belediyelerce tahakkuk  ettirilecek emlak vergisinden birinci taksitin mahsup edilmesi suretiyle ödenmesinin sağlanacağı,

- Dört yılda bir alınmakta olan  beyanname yerine takdir komisyonlarınca takdir edilecek arsa ve arazi birim metrekare  değerleri ile bina metrekare normal inşaat maliyet bedelleri esas alınmak suretiyle bulunacak "Vergi Değeri" üzerinden belediyelerce tarhiyat yapılması esasının getirildiği,

- Gayrimenkullerin alım-satımı sırasında alınan tapu harçlarının, emlak vergisi değerine bağlandığı,

İfade edilmiştir.

Komisyonumuzda Tasarının geneli üzerinde yapılan görüşmeleri takiben  Tasarı ve gerekçesi benimsenerek maddelerin görüşülmesine geçilmiştir.

Tasarının;

- 1 inci maddesi; (A) fıkrası ile değiştirilen 213  sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 49 uncu maddesinin (b)  fıkrasına; takdir komisyonlarının tespitlerini bir kez daha değerlendirmek için Merkez Komisyonu oluşumuna ilişkin düzenlemenin metne ilave edilmesi ve  (C) fıkrasının  metinden çıkarılması suretiyle,

- 2 nci maddesinin (H) fıkrasının, 3 üncü madde olarak, aynen;  (I) fıkrasının ise, 4 üncü madde olarak ve ayrıca;  1319 sayılı Kanuna eklenen geçici 20 nci maddenin (b) fıkrasının birinci bendinde belirlenen kararlar hakkında, büyükşehir belediyesi bulunan illerde 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 49 uncu maddesinin (b) bendi hükmünün uygulanmayacağına dair bir düzenleme ile  bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce 2002 yılı genel beyan dönemi için beyanname verenlerin vergi tahakkuklarına ilişkin işlemleri düzenleyen bir metnin  ilave  edilmesi ve daha önce çeşitli  nedenlerle beyanname vermemiş olanların sisteme kazandırılması amacıyla 1319 sayılı Kanuna yeni geçici 21 inci maddenin eklenmesi suretiyle,

-  3,  4  ve 5 inci maddeleri  5, 6  ve 7 nci maddeler olarak aynen,

- İller Bankasının Belediyeler Fonuna olan borcunun, öncelikle Belediyeler Fonu  ile Ankara, Mersin ve İzmit Büyükşehir Belediyelerinden olan alacağından mahsup edilmesi ve kalan kısmının da Bankanın ödeme gününe göre taksitlendirilmesi suretiyle tasfiyesini öngören bir düzenlemenin  metne geçici 1 inci madde olarak ilave edilmesi suretiyle,

- Yürürlüğe ilişkin 6 ncı maddesi,  madde; numaralarının değişmesi nedeniyle atıfların da buna paralel düzeltilmesi suretiyle ve 8 inci madde olarak, yürütmeye ilişkin   7 nci maddesi  ise 9 uncu madde olarak aynen kabul edilmiştir.

Ayrıca, metnin tümü  ve başlığı; kanunların hazırlanmasında uyulacak esas ve usuller çerçevesinde redaksiyona tabi tutulmuştur.

Raporumuz Genel Kurulun onayına sunulmak üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile arz olunur.

 

Başkan

Başkanvekili

Sözcü

 

Metin Şahin

Hayrettin Özdemir

Ahmet Kabil

 

Antalya

Ankara

Rize

 

Kâtip

Üye

Üye

 

Cafer Tufan Yazıcıoğlu

Gaffar Yakın

Sait Açba

 

Bartın

Afyon

Afyon

 

Üye

Üye

Üye

 

M. Zeki Sezer

Cengiz Aydoğan

M. Güven Karahan

 

Ankara

Antalya

Balıkesir

 

Üye

Üye

Üye

 

Hüseyin Arabacı

Zeki Ergezen

Hayati Korkmaz

 

Bilecik

Bitlis

Bursa

 

 

(İmzada bulunamadı)

 

 

Üye

Üye

Üye

 

Oğuz Tezmen

M. Altan Karapaşaoğlu

Hakkı Duran

 

Bursa

Bursa

Çankırı

 

Üye

Üye

Üye

 

Aslan Polat

Mehmet Sadri Yıldırım

S. Metin Kalkan

 

Erzurum

Eskişehir

Hatay

 

(Muhalefet şerhim ektedir)

 

(İtiraz şerhi ektedir)

 

Üye

Üye

Üye

 

Mehmet Dönen

Aydın Ayaydın

Masum Türker

 

Hatay

İstanbul

İstanbul

 

Üye

Üye

Üye

 

Celal Adan

Hasan Çalış

Mehmet Serdaroğlu

 

İstanbul

Karaman

Kastamonu

 

Üye

Üye

Üye

 

Kemal Köse

Metin Ergun

Ş. Ramis Savaş

 

Kocaeli

Muğla

Sakarya

 

Üye

Üye

Üye

 

Cevat Ayhan

Kemal Kabataş

Yaşar Topçu

 

Sakarya

Samsun

Sinop

 

(Muhalefet şerhi ektedir)

 

 

 

Üye

Üye

 

 

Lütfi Ceylan

Bekir Gündoğan

 

 

Tokat

Tunceli

 

 

MUHALEFET ŞERHİ

1/956 Sayılı 213 Sayılı VUK, 1319 Sayılı Emlak Vergisi Kanunu ve 492 Sayılı Harçlar Kanununda değişiklik yapılmasına ait kanun tasarısına ait muhalefet şerhi;

Tasarı Emlak Vergisi Kanununa göre genel beyan dönemi için yapılan asgarî emlak değerlerinin genel kabul görmemesi üzerine hazırlanmıştır. Tasarı ile genel beyan kaldırılmakta, bunun yerine dört yılda bir takdir komisyonlarının vergi değeri takdirini ve her yıl bu değerin vergi usul kanununa göre arttırılması hükmünü getirmektedir. Tasarının muhatabı 18 milyon Emlak Vergisi mükellefidir. Emlak vergisi tahsilatı da 195 trilyon lira mertebesindedir.

1. Tasarı kanun tekniği bakımından uygun düzenlenmemişdir. Maddelerin içine A, B, C, D,... gibi bölüm başlıkları altında maddeler koyulmuştur. Birden çok madde düzenlenmiştir.

1 inci Maddede 213 Sayılı VUK’nun mükerrer 49 maddesi ve 268 inci maddeleri düzenlenmiştir.

2 nci Maddede 1319 Sayılı Emlak Vergisi Kanununun 9, 11, 19, 21, 23, 29, 32 maddeleri düzenlenmiştir. Bir madde içinde 7 madde düzenlenmiştir.

4 üncü Maddede, 213 Sayılı VUK’nun 74 üncü maddesi, 1319 Sayılı Emlak Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesi, 492 Sayılı Harçlar Kanununun ekli listeleri düzenlenmiştir.

5 inci Maddede 213 Sayılı VUK ve 1319 Sayılı Emlak Vergisi Kanununa ait maddeler düzenlenmiştir.

Meclis Genel Kurulunda müzakere süresini kısaltmak için kanun tekniğine aykırı düzenleme kabul edilemez.

2. Vergi değeri hesabında gayri menkulün fizikî özellikleri mühimdir. Mükelleflere beyan düzeltme imkânı verilmelidir. Mevcut beyanların esas alınması hata ve haksızlıklara sebep olur.

3. Tapu harçlarının hesabında vergi değerinin esas alınması emlak sahiplerini mağdur eder. Harçların alım-satım değeri üzerinden hesaplanması gerekir. Piyasa faaliyetleri esas alınmalıdır.

4. Son haftalarda Büyükşehir Belediye Bölgelerinde emlak vergileri yüzde yüz arttırılmış ve alt belediyelerin payı yarıya indirilmiştir. Vergiyi toplayan alt belediyeler mağdur edilmiştir. Bu tasarıda bu husus düzeltilmelidir. (Kamunun ürettiği mal ve hizmetlerden indirim düzenlemesi)

        28.2.2002

Aslan Polat Metin Kalkan            Cevat Ayhan

          Erzurum                      Hatay                   Sakarya

HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METİN

 

213 SAYILI VERGİ USUL KANUNU, 1319 SAYILI EMLÂK VERGİSİ KANUNU VE 492 SAYILI HARÇLAR KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİNKANUN TASARISI

MADDE 1. – A) 4.1.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 49 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Mükerrer Madde 49. - a) Maliye ve Bayındırlık ve İskân bakanlıkları 1319 sayılı Emlâk Vergisi Kanununun 29 uncu maddesi hükmü ile aynı Kanunun 31 inci maddesi uyarınca hazırlanan tüzük hükümlerine göre bina metrekare normal inşaat maliyet bedellerini, uygulanacağı yıldan dört ay önce müştereken tespit ve Resmî Gazete ile ilân eder.

Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği bu bedellere karşı Resmî Gazete ile ilanını izleyen 15 gün içinde Danıştay’da dava açabilir.

b) Takdir komisyonlarının arsalara ve araziye ait asgarî ölçüde birim değer tespitine ilişkin dört yılda bir yapacakları takdirler, tarh ve tahakkuk işleminin (Emlâk Vergisi Kanununun 33 üncü maddesinin (8) numaralı fıkrasına göre yapılacak takdirler dahil) yapılacağı sürenin başlangıcından en az altı ay önce karara bağlanarak, arsalara ait olanlar takdirin ilgili bulunduğu il ve ilçe merkezlerindeki ticaret odalarına, ziraat odalarına ve ilgili mahalle ve köy muhtarlıkları ile belediyelere, araziye ait olanlar il merkezlerindeki ticaret ve ziraat odalarına ve belediyelere imza karşılığında verilir.

Takdir komisyonlarının bu kararlarına karşı kendilerine karar tebliğ edilen daire, kurum, teşekküller ve ilgili mahalle ve köy muhtarlıkları 15 gün içinde ilgili vergi mahkemesi nezdinde dava açabilirler. Vergi mahkemelerince verilecek kararlar aleyhine 15 gün içinde Danıştay’a başvurulabilir.

Kesinleşen asgarî ölçüde arsa ve arazi birim değerleri, ilgili belediyelerde ve muhtarlıklarda uygun bir yere asılmak suretiyle tarh ve tahakkukun yapıldığı yılın başından Mayıs ayı sonuna kadar ilân edilir.

Bakanlar Kurulu bu fıkrada yer alan dört yıllık süreyi 8 yıla kadar artırmaya veya 2 yıla kadar indirmeye yetkilidir.

c) Yukarıdaki fıkralara göre, Danıştay ve vergi mahkemelerinde dava açılması halinde, davalının 15 gün içinde vereceği tek savunma ile dosya tekemmül etmiş sayılır. Danıştay ve vergi mahkemelerince bu davalar, dosyanın tekemmül ettiği tarihten itibaren en geç bir ay içinde karara bağlanır.

d) (a) ve (b) fıkralarındaki bina metrekare normal inşaat maliyet bedelleri ile arsalara ve araziye ait asgarî ölçüde birim değer tespitlerine ilişkin süreleri gerektiği ölçüde kısaltmaya Maliye Bakanlığı yetkilidir.”

B) 213 sayılı Kanunun 268 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 268. – Vergi değeri, bina ve arazinin Emlâk Vergisi Kanununun 29 uncu maddesine göre tespit edilen değeridir.”

C) 213 sayılı Kanunun 352 nci maddesinin ikinci fıkrasının (1) numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“1. Vergi ve harç beyannameleri ile emlâk vergisi bildirimlerinin süresinde verilmemiş olması;”

MADDE 2. – A) 29.7.1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlâk Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Bina vergisi mükellefiyeti;

a) 33 üncü maddenin (1) ila (7) numaralı fıkralarında yazılı vergi değerini tadil eden sebeplerin doğması halinde bu değişikliklerin vuku bulduğu, aynı maddenin (8) numaralı fıkrasında yazılı halde ise bu duruma bağlı olarak takdir işleminin yapıldığı tarihi,

b)Dört yılda bir yapılan takdir işlemlerinde takdir işleminin yapıldığı tarihi,

c) Muafiyetin sükut ettiği tarihi,

takip eden bütçe yılından itibaren başlar.”

B)1319 sayılı Kanunun 11 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 11. – Bina vergisi, ilgili belediye tarafından;

a)Dört yılda bir defa olmak üzere takdir işlemlerinin yapıldığı yılı takip eden bütçe yılının Ocak ve Şubat aylarında,

b) 33 üncü maddenin (1) ila (7) numaralı fıkralarında yazılı vergi değerini tadil eden sebeplerle bildirim verilmesi icabeden hallerde, vergi değerini tadil eden sebeplerin meydana geldiği bütçe yılını takip eden yılın Ocak ayı içinde, vergi değerini tadil eden sebep yılın son üç ayı içinde vuku bulmuş ve bildirim, vergi değerini tadil eden sebebin meydana geldiği bütçe yılını takip eden yılda verilmiş ise bildirimin verildiği tarihte,

c) 33 üncü maddenin (8) numaralı fıkrasında yazılı hallerde, takdir işlemlerinin yapıldığı bütçe yılını takip eden yılın Ocak ve Şubat aylarında,

29 uncu maddeye göre hesaplanan vergi değeri esas alınarak yıllık olarak tarh olunur. Bildirim posta ile gönderilmiş ise vergi, bildirim verme süresinin son gününü takip eden yedi gün içinde tarh olunur. Bu suretle tarh olunun vergiler, tarh edilen tarihte tahakkuk etmiş sayılır ve mükellefe bir yazı ile bildirilir.

Yapılan tarh ve tahakkuku takip eden yıllarda, 29 uncu maddeye göre tespit edilen vergi değeri üzerinden hesaplanan bina vergisi, her bütçe yılının başından itibaren o yıl için tahakkuk etmiş sayılır.

Bir il veya ilçe hududu içerisinde birden fazla belediye olması halinde, belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan binaya ait bina vergisini tarha yetkili olacak belediye, ilgili valiler tarafından belirlenir.”

C) 1319 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Arazi vergisi mükellefiyeti;

a) 33 üncü maddenin (1) ila (7) numaralı fıkralarında yazılı vergi değerini tadil eden sebeplerin doğması halinde bu değişikliklerin vuku bulduğu tarihi, aynı maddenin (8) numaralı fıkrasında yazılı halde ise bu duruma bağlı olarak takdir işleminin yapıldığı tarihi,

b) Dört yılda bir yapılan takdir işlemlerinde takdir işleminin yapıldığı tarihi,

c) Muafiyetin sukût ettiği tarihi,

takip eden bütçe yılından itibaren başlar.”

D) 1319 sayılı Kanunun 21 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 21. - Arazi vergisi, ilgili belediye tarafından;

a) Dört yılda bir defa olmak üzere takdir işlemlerinin yapıldığı yılı takip eden yılın Ocak ve Şubat aylarında,

b) 33 üncü maddenin (1) ila (7) numaralı fıkralarında yazılı vergi değerini tadil eden sebeplerle bildirim verilmesi icabeden hallerde, vergi değerini tadil eden sebeplerin meydana geldiği bütçe yılını takip eden yılın Ocak ayı içinde, vergi değerini tadil eden sebep bütçe yılının son üç ayı içinde vukubulmuş ve bildirim, vergi değerini tadil eden sebebin meydana geldiği bütçe yılını takip eden yılda verilmiş ise bildirimin verildiği tarihte,

c) 33 üncü maddenin (8) numaralı fıkrasında yazılı hallerde, takdir işlemlerinin yapıldığı bütçe yılını takip eden yılın Ocak ve Şubat aylarında,

29 uncu maddeye göre hesaplanan vergi değeri esas alınarak yıllık olarak tarh olunur. Bildirim posta ile gönderilmiş ise vergi, bildirim verme süresinin son gününü takip eden yedi gün içinde tarh olunur. Bu suretle tarh olunan vergiler, tarh edilen tarihte tahakkuk etmiş sayılır ve mükellefe bir yazı ile bildirilir.

Yapılan tarh ve tahakkuku takip eden yıllarda, 29 uncu maddeye göre tespit edilen vergi değeri üzerinden hesaplanan arazi vergisi,  her bütçe yılının başından itibaren o yıl için tahakkuk etmiş sayılır.

Bir il veya ilçe sınırları içerisinde birden fazla belediye olması halinde, belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan araziye ait arazi vergisini tarha yetkili olacak belediye, ilgili valiler tarafından belirlenir.”

E) 1319 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Bildirim verme  ve süresi :

Madde 23. – Bu Kanunun 33 üncü maddesinde (8 numaralı fıkra hariç) yazılı vergi değerini tadil eden nedenlerin bulunması halinde (geçici ve daimî muafiyetten faydalanılması hali dahil) emlak vergisi bildirimi verilmesi zorunludur.Devlete ait arazi için bildirim verilmez.

Bildirimler;

a) Yeni inşa edilen binalar için, inşaatın sona erdiği veya inşaatın sona ermesinden evvel kısmen kullanılmaya başlanmış ise her kısmın kullanılmasına başlandığı bütçe yılı içerisinde,

b) Bu Kanunun 33 üncü maddesinde (8 numaralı fıkra hariç) yazılı vergi değerini tadil eden sebeplerin doğması halinde, değişikliğin vuku bulduğu bütçe yılı içerisinde

emlakın bulunduğu yerdeki ilgili belediyeye verilir.

Yukarıdaki fıkralarda yazılı haller bütçe yılının son üç ayı içinde vuku bulduğu takdirde bildirim, olayın vuku bulduğu tarihten itibaren üç ay içinde verilir. İştirak halinde mülkiyette mükellefler müşterek imzalı bir bildirim verebilecekleri gibi, münferiden de bildirim verebilirler. Müşterek mülkiyet halinde ise bildirim münferiden verilir.

İştirak halinde mülkiyette, münferiden bildirim verildiği takdirde, gayrimenkule ait vergi değeri üzerinden hissedarların adedine göre ayrı ayrı tarh ve tahakkuk yapılır.

Bildirimlerin şekli ve kapsamı Maliye Bakanlığınca belirlenir.”

F) 1319 sayılı Kanunun 29 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 29. – Vergi değeri;

a) Arsa ve araziler için, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun asgarî ölçüde birim değer tespitine ilişkin hükümlerine göre takdir komisyonlarınca arsalar için her mahalle ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazide her köy için cadde, sokak veya değer bakımından farklı bölgeler (turistik bölgelerdeki cadde, sokak veya değer bakımından farklı olanlar ilgili valilerce tespit edilecek pafta, ada veya parseller), arazide her il veya ilçe için arazinin cinsi (kıraç, taban, sulak) itibariyle takdir olunan birim değerlere göre,

b) Binalar için, Maliye ve Bayındırlık ve İskân bakanlıklarınca müştereken tespit ve ilan edilecek bina metrekare normal inşaat maliyetleri ile (a) bendinde belirtilen esaslara göre bulunacak arsa veya arsa payı değeri esas alınarak 31 inci madde uyarınca hazırlanmış bulunan tüzük hükümlerinden yararlanılmak suretiyle,

hesaplanan bedeldir.

Vergi değeri, mükellefiyetin başlangıç yılını takip eden yıldan itibaren her yıl, bir önceki yıl vergi değerinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca aynı yıl için tespit edilen yeniden değerleme oranının yarısı nispetinde artırılması suretiyle bulunur.

33 üncü maddeye (8 numaralı fıkra hariç) göre mükellefiyet tesisi gereken hallerde vergi değerinin hesaplanmasında, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 49 uncu maddesinin (b) fıkrasına göre belirlenen arsa ve arazi birim değerleri, takdir işleminin yapıldığı yılı takip eden ikinci yıldan başlamak suretiyle her yıl, bir önceki yıl birim değerinin, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca aynı yıl için tespit edilen yeniden değerleme oranının yarısı nispetinde artırılması suretiyle dikkate alınır.

Vergi değerinin hesabında on milyon liraya kadar olan kesirler dikkate alınmaz.

Bakanlar Kurulu, bu maddede belirtilen artış oranını sıfıra kadar indirmeye veya yeniden değerleme oranına kadar artırmaya yetkilidir. Bakanlar Kurulu bu yetkisini, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 95 inci maddesi uyarınca belirlenen belediye grupları itibarıyla farklı oranlar tespit etmek suretiyle de kullanabilir.”

G) 1319 sayılı Kanunun 32 nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Bildirim verilmemesi halinde yapılacak işlemler:

Madde 32. – Bildirimin süresinde verilmemesi halinde, vergi idarece tarh edilir. İdarece tarhiyatta her yıla ilişkin vergi değeri, 29 uncu madde hükmü dikkate alınarak hesaplanır.”

H) 1319 sayılı Kanuna aşağıdaki madde eklenmiştir.

“EK MADDE 2. – a) Emlak vergisi mükellefleri tarafından en son verilmiş bulunan emlak vergisi beyannameleri belediyelerce muhafaza edilir ve bu Kanuna göre ilgili belediyelerce yapılacak tarhiyat sırasında, bina veya araziye ilişkin olarak bu beyannamelerde yer alan bilgiler dikkate alınır.

b) Köylerde bulunan bina ve araziye ilişkin olarak 1998 yılı genel beyan döneminde muhtarlar tarafından doldurulup belediyelere teslim edilen köy kıymet beyanı defterleri ilgili belediyelerce muhafaza edilir. Köy kıymet beyanı defterlerinde kayıtlı bina ve arazilerin vergi değerlerinin tespiti gereken hallerde belediyeler, 29 uncu maddeye göre gerekli tespiti yapar ve ilgililere bildirir.

I) 1319 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 20. – a) Emlak vergisi mükellefleri, 2001 yılı bina, arsa ve arazi vergisi tarhına esas olan vergi matrahlarının aynı yıla ait yeniden değerleme oranında artırılması sonucu bulunacak tutarlar üzerinden, 8 ve 18 inci maddelerde yazılı vergi oranlarına göre hesaplanan tutarın yarısı kadar tahakkuk ettirilecek emlak vergisini, 2002 yılına ait bina, arsa ve arazi vergisinin birinci taksidi olarak, aynı yılın Mart, Nisan ve Mayıs ayları içinde öderler.

2001 yılında ortaya çıkan ve vergi değerini tadil eden nedenlerle mükellefiyeti 2002 yılında başlayan mükellefler ise 1998 yılı genel beyan dönemine ilişkin olarak asgari ölçüde takdir olunan arsa ve arazi birim metrekare değerleri ile 2001 yılına ait bina metrekare normal inşaat maliyet bedeli dikkate alınarak bulunan asgari beyan değerinin 2001 yılına ait yeniden değerleme oranında artırılmış tutarları üzerinden, 8 ve 18 inci maddelerde yazılı vergi oranlarına göre hesaplanan tutarın yarısı kadar tahakkuk ettirilecek emlak vergisini, 2002 yılına ait emlak vergisinin birinci taksiti olarak aynı yılın Mart, Nisan ve Mayıs ayları içinde öderler.

b) 2002 yılında yapılacak genel beyana esas olmak üzere 2001 yılında yapılmış olan arsa ve arazilere ait asgari ölçüde birim değer tespitlerine ilişkin takdir kararları, takdir komisyonlarınca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 30 gün içinde incelenerek, arsa ve arazilerin takdir işleminin yapıldığı tarihteki asgari ölçüde birim değerleri yeniden takdir edilmek suretiyle karara bağlanır.

Takdir kararlarından; arsalara ait olanlar, takdirin ilgili bulunduğu il ve ilçe merkezlerindeki ticaret odalarına, ziraat odalarına ve ilgili mahalle ve köy muhtarlıkları ile belediyelere, araziye ait olanlar ise il merkezlerindeki ticaret ve ziraat odaları ile belediyelere imza karşılığında verilir. Kendilerine karar tebliğ edilmiş bulunan daire, kurum, teşekkül ve ilgili mahalle ve köy muhtarlıkları 30 gün içinde ilgili vergi mahkemesi nezdinde dava açabilirler. Vergi mahkemeleri nezdinde açılan davalar hakkında 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 49 uncu maddesinin (b) ve (c) fıkraları uygulanır.

c) 2002 yılına ait emlak vergisi, mükellefler tarafından belediyelere en son verilmiş bulunan emlak vergisi beyannamelerinde yer alan bilgiler ile 2002 yılı genel beyan dönemi için (b)fıkrasına göre takdir komisyonlarınca tespit edilerek kesinleşen arsa ve arazi birim metrekare değerleri ve bu yıla ait bina metrekare normal inşaat maliyet bedelleri dikkate alınarak 29 uncu maddeye göre bulunan vergi değeri üzerinden, ilgili belediyelerce 2002 yılının Kasım ayı içinde hesaplanan vergiden, (a) fıkrasına göre birinci taksit olarak tahakkuk ettirilen vergi mahsup edilerek, kalan kısım 2002 yılının Kasım ayı içinde tarh edilir ve ikinci taksit olarak ödenir. 2002 yılı için hesaplanan emlak vergisi, birinci taksit olarak tahakkuk ettirilen vergiden az ise aradaki fark, verginin ödenmiş olması halinde mükellefin diğer vergi borçlarına mahsup edilir, vergi borcunun bulunmaması halinde ise mükellefe red ve iade olunur. Vergi ödenmemişse tahakkuktan terkin edilir.

Bu madde hükmüne göre tarh olunan vergiler mükellefe tebliğ olunmaz ve tahakkuk eden vergiler mükellefe bir yazı ile bildirilir.

Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.”

 

MADDE 3. – 2.7.1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 63 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Madde 63. – Bu Kanunda sözü edilen “kayıtlı değer” veya “emlak vergisi değeri” deyimi; 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 29 uncu maddesine göre belirlenen vergi değerini ifade eder.

Tapu ve kadastro harcı, vergi değeri ile mükellef tarafından beyan edilmiş olan değerlerden yüksek olanı üzerinden hesaplanır.

Mükelleflerin vergi değerinden daha düşük beyanda bulunmaları halinde, harcın hesabında vergi değeri esas alınır. Aradaki farka isabet eden harç, 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre hesaplanan vergi ziyaı cezası % 25 oranında uygulanmak suretiyle ikmalen tarh edilir.

Harcın hesabında on milyon liraya kadar olan matrah kesirleri dikkate alınmaz.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları tespite Maliye Bakanlığı yetkilidir.”

MADDE 4. – A) 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 74 üncü maddesinin (b) ve (c) fıkralarında yer alan “20 nci maddesinin ikinci fıkrası” ibareleri “29 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi” şeklinde,

B) 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde yer alan “beyan dışı” ibaresinin “bildirim dışı”, “beyan edilmediğinin” ibaresi “bildiriminde bulunulmadığının” şeklinde,

C) 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (4) sayılı tarifenin:

I- Tapu işlemleri başlıklı bölümünün;

a) (13.a) bendinin üçüncü paragrafında yer alan “Emlak Vergisi Beyannamesinin” ibaresi “Emlak Vergisi Bildiriminin” şeklinde,

b) (20.a) bendinde yer alan “gayrimenkulün devir ve iktisap bedelinden” ibaresi “gayrimenkulün beyan edilen devir ve iktisap bedelinden” şeklinde,

II- Kadastro ve tapulama işlemleri başlıklı bölümünün sonunda yer alan “emlak vergisi beyannamesi verilmesini gerektirenlerin 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 27 nci maddesinde yazılı ek süre” ibaresi “emlak vergisi bildirimi verilmesini gerektirenlerin 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununda yazılı bildirim verme süresi” şeklinde,

Değiştirilmiştir.

MADDE 5. – a) 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 352 nci maddesinin üçüncü fıkrasının (1) numaralı bendinin sonunda yer alan parantez içi hükmü,

b) 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 10, 20, 24, 25, 26, 27, 28 ve 36 ncı maddeleri,

Yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 6. – Bu Kanunun;

a) 2 nci maddesinin (A), (C) ve (F) fıkraları ile 3 üncü maddesi ve 4 üncü maddesinin (C) fıkrasının (I) numaralı bendinin (b) alt bendi 1.1.2002 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,

b) Diğer hükümleri yayımı tarihinde,

Yürürlüğe girer.

MADDE 7. – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

 

 

 

 

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONUNUN KABUL ETTİĞİ METİN

VERGİ USUL KANUNU, EMLAK VERGİSİ KANUNU VE HARÇLAR KANU-NUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TASARISI

 

MADDE  1. – A) 4/1/1961 tarihli ve  213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 49 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Mükerrer Madde 49. - a) Maliye ve Bayındırlık ve İskan bakanlıkları 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 29 uncu maddesi hükmü ile aynı Kanunun 31 inci maddesi uyarınca hazırlanan tüzük hükümlerine göre bina metrekare normal inşaat maliyet bedellerini, uygulanacağı yıldan dört ay önce müştereken tespit ve Resmi Gazete ile ilan eder.

Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği bu bedellere karşı Resmi Gazete ile ilanını izleyen 15 gün içinde Danıştay'da dava açabilir.

b) Takdir komisyonlarının arsalara ve araziye ait asgari ölçüde birim değer tespitine ilişkin dört yılda bir yapacakları takdirler, tarh ve tahakkuk işleminin  (Emlak Vergisi Kanununun 33 üncü maddesinin (8) numaralı fıkrasına göre yapılacak takdirler dahil) yapılacağı sürenin başlangıcından en az altı ay önce karara bağlanarak, arsalara ait olanlar takdirin ilgili bulunduğu il ve ilçe merkezlerindeki ticaret odalarına, ziraat odalarına ve ilgili mahalle ve köy muhtarlıkları ile belediyelere, araziye ait olanlar il merkezlerindeki ticaret ve ziraat odalarına ve belediyelere imza karşılığında verilir.

Büyükşehir  Belediyesi bulunan illerde takdir komisyonu kararları, vali veya vekalet vereceği memurun başkanlığında, defterdar veya vekalet vereceği memur, vali tarafından görevlendirilecek tapu sicil müdürü ile ticaret  odası, serbest muhasebeci  mali müşavirler odası ve esnaf ve sanatkarlar odaları birliğince    görevlendirilecek birer üyeden oluşan merkez komisyonuna imza karşılığında verilir. Merkez Komisyonu kendilerine tebliğ edilen kararları 15 gün içinde inceler ve inceleme sonucu belirlenen değerleri ilgili takdir komisyonuna geri gönderir. Merkez Komisyonunca farklı değer belirlenmesi halinde bu değerler ilgili takdir komisyonlarınca yeniden takdir yapılmak suretiyle dikkate alınır.

Takdir komisyonlarının bu kararlarına karşı kendilerine karar tebliğ edilen daire, kurum, teşekküller ve ilgili mahalle ve köy muhtarlıkları 15 gün içinde ilgili vergi mahkemesi nezdinde dava açabilirler. Vergi mahkemelerince verilecek kararlar aleyhine 15 gün içinde Danıştaya başvurulabilir.

Kesinleşen asgari ölçüde arsa ve arazi birim değerleri, ilgili belediyelerde ve muhtarlıklarda uygun bir yere asılmak suretiyle tarh ve tahakkukun yapıldığı yılın başından Mayıs ayı sonuna kadar ilan edilir.

Bakanlar Kurulu bu fıkrada yer alan dört yıllık süreyi 8 yıla kadar artırmaya veya 2 yıla kadar indirmeye yetkilidir.

c) Yukarıdaki fıkralara göre, Danıştay ve vergi mahkemelerinde dava açılması halinde, davalının 15 gün içinde vereceği tek savunma ile dosya tekemmül etmiş sayılır. Danıştay ve vergi mahkemelerince bu davalar, dosyanın tekemmül ettiği tarihten itibaren en geç bir ay içinde karara bağlanır.

d) (a) ve (b) fıkralarındaki bina metrekare normal inşaat maliyet bedelleri ile arsalara ve araziye ait asgari ölçüde birim değer tespitlerine ilişkin süreleri gerektiği ölçüde kısaltmaya Maliye Bakanlığı yetkilidir."

B) 213 sayılı Kanunun 268 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 268. – Vergi değeri, bina ve arazinin Emlak Vergisi Kanununun 29 uncu maddesine göre tespit edilen değeridir."

MADDE  2. – A) 29/7/1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Bina vergisi mükellefiyeti;

a) 33 üncü maddenin (1) ila (7) numaralı fıkralarında yazılı vergi değerini tadil eden sebeplerin doğması halinde bu değişikliklerin vuku bulduğu, aynı maddenin (8) numaralı fıkrasında yazılı halde ise bu duruma bağlı olarak takdir işleminin yapıldığı tarihi,

b) Dört yılda bir yapılan takdir işlemlerinde takdir işleminin  yapıldığı tarihi,

c) Muafiyetin sukut ettiği tarihi,

takip eden bütçe yılından itibaren başlar. "

B) 1319 sayılı Kanunun 11 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 11. – Bina vergisi, ilgili belediye tarafından;

a)  Dört yılda bir defa olmak üzere takdir işlemlerinin yapıldığı yılı takip eden bütçe yılının  Ocak ve Şubat aylarında,

b) 33 üncü maddenin (1) ila (7) numaralı fıkralarında yazılı vergi değerini tadil eden sebeplerle bildirim verilmesi icabeden hallerde, vergi değerini tadil eden  sebeplerin meydana geldiği bütçe yılını takip eden yılın Ocak ayı içinde, vergi değerini tadil eden sebep yılın son üç ayı içinde vuku bulmuş ve bildirim, vergi değerini tadil eden sebebin meydana geldiği bütçe yılını takip eden yılda verilmiş ise bildirimin verildiği tarihte,

c) 33 üncü maddenin (8)  numaralı fıkrasında yazılı hallerde, takdir işlemlerinin yapıldığı bütçe yılını takip eden yılın Ocak ve Şubat aylarında,

29 uncu maddeye göre hesaplanan vergi değeri esas alınarak yıllık olarak tarh olunur. Bildirim posta ile gönderilmiş ise vergi, bildirim verme süresinin son gününü takip eden yedi gün içinde tarh olunur. Bu suretle tarh olunan vergiler, tarh edilen tarihte tahakkuk etmiş sayılır ve mükellefe bir yazı ile bildirilir.

Yapılan tarh ve tahakkuku takip eden yıllarda, 29 uncu maddeye göre tespit edilen vergi değeri üzerinden hesaplanan bina vergisi, her bütçe yılının başından itibaren o yıl için tahakkuk etmiş sayılır.

Bir il veya ilçe hududu içerisinde birden fazla belediye olması halinde, belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan binaya ait bina vergisini tarha yetkili olacak belediye, ilgili valiler tarafından belirlenir."

C) 1319 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Arazi vergisi mükellefiyeti;

a) 33 üncü maddenin (1) ila (7) numaralı fıkralarında yazılı vergi değerini tadil eden sebeplerin doğması halinde bu değişikliklerin vuku bulduğu tarihi, aynı maddenin (8) numaralı fıkrasında yazılı halde ise bu duruma bağlı olarak takdir işleminin yapıldığı tarihi,

b) Dört yılda bir yapılan takdir işlemlerinde takdir işleminin yapıldığı tarihi,

c) Muafiyetin sukut ettiği tarihi,

Takip eden bütçe yılından itibaren başlar."

D) 1319 sayılı Kanunun 21 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 21. – Arazi vergisi, ilgili belediye tarafından;

a)  Dört yılda bir defa olmak üzere takdir işlemlerinin yapıldığı yılı takip eden yılın Ocak ve Şubat aylarında,

b) 33 üncü maddenin (1) ila (7) numaralı fıkralarında yazılı vergi değerini tadil eden sebeplerle bildirim verilmesi icabeden hallerde, vergi değerini tadil eden  sebeplerin meydana geldiği bütçe yılını takip eden yılın Ocak ayı içinde, vergi değerini tadil eden sebep bütçe yılının son üç ayı içinde vukubulmuş ve bildirim, vergi değerini tadil eden sebebin meydana geldiği bütçe yılını takip eden yılda verilmiş ise bildirimin verildiği tarihte,

c) 33 üncü maddenin (8) numaralı fıkrasında yazılı hallerde, takdir işlemlerinin yapıldığı bütçe yılını takip eden yılın Ocak ve Şubat aylarında,

29 uncu maddeye göre hesaplanan vergi değeri esas alınarak yıllık olarak tarh olunur. Bildirim posta ile gönderilmiş ise vergi, bildirim verme süresinin son gününü takip eden yedi gün içinde tarh olunur.  Bu suretle tarh olunan vergiler, tarh edilen tarihte tahakkuk etmiş sayılır ve mükellefe bir yazı ile bildirilir.

Yapılan tarh ve tahakkuku takip eden yıllarda, 29 uncu maddeye göre tespit edilen vergi değeri üzerinden hesaplanan arazi vergisi, her bütçe  yılının başından itibaren o yıl için tahakkuk etmiş sayılır.

Bir il veya ilçe sınırları içerisinde birden fazla belediye olması halinde, belediye ve mücavir alan sınırları dışında bulunan araziye ait arazi vergisini tarha yetkili olacak belediye, ilgili valiler tarafından belirlenir."

E) 1319 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Bildirim verme ve süresi:

Madde 23. – Bu Kanunun 33 üncü maddesinde (8 numaralı fıkra hariç) yazılı vergi değerini tadil eden nedenlerin bulunması halinde (geçici ve daimi muafiyetten faydalanılması hali dahil) emlak vergisi bildirimi verilmesi zorunludur. Devlete ait arazi için bildirim verilmez.

Bildirimler;

a) Yeni inşa edilen binalar için, inşaatın sona erdiği veya inşaatın sona ermesinden evvel kısmen kullanılmaya başlanmış ise her kısmın kullanılmasına başlandığı bütçe yılı içerisinde,

b) Bu Kanunun 33 üncü maddesinde (8 numaralı fıkra hariç) yazılı vergi değerini tadil eden sebeplerin doğması halinde, değişikliğin vukubulduğu bütçe yılı  içerisinde

emlakın bulunduğu yerdeki ilgili belediyeye verilir.

Yukarıdaki fıkralarda yazılı haller bütçe yılının son üç ayı içinde vuku bulduğu takdirde bildirim, olayın vuku bulduğu tarihten itibaren üç ay içinde verilir. İştirak halinde mülkiyette mükellefler müşterek imzalı bir bildirim verebilecekleri gibi, münferiden de bildirim verebilirler. Müşterek mülkiyet halinde ise bildirim münferiden verilir.

İştirak halinde mülkiyette, münferiden bildirim verildiği takdirde, gayrimenkule ait vergi  değeri üzerinden hissedarların adedine göre ayrı ayrı tarh ve tahakkuk yapılır.

Bildirimlerin şekli ve kapsamı Maliye Bakanlığınca belirlenir.

F) 1319 sayılı Kanunun 29 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 29. – Vergi değeri;

a) Arsa ve araziler için, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun asgari ölçüde birim değer tespitine ilişkin hükümlerine göre takdir komisyonlarınca arsalar için her mahalle ve arsa sayılacak parsellenmemiş arazide her köy için cadde, sokak veya değer bakımından farklı bölgeler (turistik bölgelerdeki cadde, sokak veya değer bakımından farklı olanlar ilgili valilerce tespit edilecek pafta, ada veya parseller), arazide her  il veya ilçe için  arazinin cinsi (kıraç, taban, sulak) itibarıyla takdir olunan birim değerlere göre,

b) Binalar için, Maliye ve Bayındırlık ve İskan bakanlıklarınca müştereken tespit ve ilan edilecek bina metrekare  normal inşaat  maliyetleri ile (a) bendinde belirtilen esaslara göre bulunacak arsa veya arsa payı değeri esas alınarak 31 inci madde uyarınca hazırlanmış bulunan tüzük hükümlerinden  yararlanılmak suretiyle,

Hesaplanan bedeldir.

Vergi değeri, mükellefiyetin başlangıç yılını takip eden yıldan itibaren her yıl, bir önceki yıl vergi değerinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca aynı yıl için tespit edilen yeniden değerleme oranının yarısı nispetinde artırılması suretiyle bulunur.

33 üncü maddeye (8 numaralı fıkra hariç) göre mükellefiyet tesisi gereken hallerde vergi değerinin hesaplanmasında, 213 sayılı Vergi Usul  Kanununun mükerrer 49 uncu maddesinin (b) fıkrasına göre belirlenen arsa ve arazi birim değerleri, takdir işleminin yapıldığı yılı takip eden ikinci yıldan başlamak suretiyle her yıl, bir önceki yıl birim değerinin, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca aynı yıl için tespit edilen yeniden değerleme oranının yarısı nispetinde artırılması suretiyle dikkate alınır.

Vergi değerinin hesabında on milyon liraya kadar olan kesirler dikkate alınmaz.

Bakanlar Kurulu, bu maddede belirtilen artış oranını sıfıra kadar indirmeye veya yeniden değerleme oranına kadar artırmaya yetkilidir. Bakanlar Kurulu bu yetkisini, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 95 inci maddesi uyarınca belirlenen belediye grupları itibarıyla farklı oranlar tespit etmek suretiyle de kullanabilir."

G) 1319 sayılı Kanunun 32 nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Bildirim verilmemesi halinde yapılacak işlemler:

Madde 32. – Bildirimin süresinde verilmemesi halinde, vergi idarece tarh edilir. İdarece tarhiyatta her yıla ilişkin vergi değeri, 29 uncu madde hükmü dikkate alınarak hesaplanır."

MADDE 3.- 1319 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

"EK MADDE 2. – a) Emlak vergisi mükellefleri tarafından en son verilmiş bulunan emlak vergisi beyannameleri  belediyelerce muhafaza edilir ve bu Kanuna göre ilgili belediyelerce yapılacak tarhiyat sırasında, bina veya araziye ilişkin olarak bu beyannamelerde yer alan bilgiler dikkate alınır.

b) Köylerde bulunan bina ve araziye ilişkin olarak 1998 yılı genel beyan döneminde muhtarlar tarafından doldurulup belediyelere teslim edilen köy kıymet beyanı defterleri ilgili belediyelerce muhafaza edilir. Köy kıymet beyanı defterlerinde kayıtlı bina ve arazilerin vergi değerlerinin tespiti gereken hallerde belediyeler,  29 uncu maddeye göre gerekli tespiti yapar ve ilgililere bildirir.

MADDE 4. – 1319 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici maddeler eklenmiştir.

"GEÇİCİ MADDE 20. –  a) Emlak vergisi mükellefleri, 2001 yılı bina, arsa ve arazi vergisi tarhına esas olan vergi matrahlarının aynı yıla ait yeniden değerleme oranında artırılması sonucu bulunacak tutarlar üzerinden, 8 ve 18 inci maddelerde yazılı vergi oranlarına göre hesaplanan tutarın yarısı kadar tahakkuk ettirilecek emlak vergisini, 2002 yılına ait bina, arsa ve arazi vergisinin birinci taksiti olarak, aynı yılın Mart, Nisan ve Mayıs ayları içinde öderler.

2001 yılında ortaya çıkan ve vergi değerini tadil eden nedenlerle mükellefiyeti 2002 yılında başlayan mükellefler ise 1998 yılı genel beyan dönemine ilişkin olarak asgari ölçüde takdir olunan arsa ve arazi birim metrekare değerleri ile 2001 yılına ait bina metrekare normal inşaat maliyet bedeli dikkate alınarak bulunan asgari beyan değerinin 2001 yılına ait yeniden değerleme oranında artırılmış tutarları üzerinden, 8 ve 18 inci maddelerde yazılı vergi oranlarına göre hesaplanan tutarın yarısı kadar tahakkuk ettirilecek emlak vergisini, 2002 yılına ait emlak vergisinin birinci taksiti olarak aynı yılın Mart, Nisan ve Mayıs ayları içinde öderler.

b) 2002 yılında yapılacak genel beyana esas olmak üzere 2001 yılında yapılmış olan arsa ve arazilere ait asgari ölçüde birim değer tespitlerine ilişkin takdir kararları, takdir komisyonlarınca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 30 gün içinde incelenerek, arsa ve arazilerin takdir işleminin yapıldığı tarihteki asgari ölçüde birim değerleri yeniden takdir edilmek suretiyle  karara bağlanır. Bu kararlar hakkında,  Büyükşehir Belediyesi bulunan illerde 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 49 uncu maddesinin (b) fıkrasının  ikinci bendi hükmü uygulanır.

Takdir kararlarından; arsalara ait olanlar, takdirin ilgili bulunduğu il ve ilçe merkezlerindeki ticaret odalarına, ziraat odalarına ve ilgili mahalle ve köy muhtarlıkları ile belediyelere, araziye ait olanlar ise il merkezlerindeki ticaret ve ziraat odaları ile belediyelere imza karşılığında verilir. Kendilerine karar tebliğ edilmiş bulunan daire, kurum, teşekkül ve ilgili mahalle ve köy muhtarlıkları 30 gün içinde ilgili vergi mahkemesi nezdinde dava açabilirler. Vergi mahkemeleri nezdinde açılan davalar hakkında 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 49 uncu maddesinin (b)  ve (c) fıkraları uygulanır.

c) 2002 yılına ait emlak vergisi, mükellefler tarafından belediyelere en son verilmiş bulunan emlak vergisi beyannamelerinde yer alan bilgiler ile 2002 yılı genel beyan dönemi için (b) fıkrasına göre takdir komisyonlarınca tespit edilerek kesinleşen arsa ve arazi birim metrekare değerleri ve bu yıla ait bina metrekare normal inşaat maliyet bedelleri dikkate alınarak 29 uncu maddeye göre bulunan vergi değeri üzerinden, ilgili belediyelerce 2002 yılının Kasım ayı içinde hesaplanan vergiden, (a) fıkrasına göre birinci taksit olarak tahakkuk ettirilen vergi mahsup edilerek, kalan kısım 2002 yılının Kasım ayı içinde tarh edilir ve ikinci taksit olarak ödenir. 2002 yılı için hesaplanan emlak vergisi, birinci taksit olarak tahakkuk ettirilen vergiden az ise aradaki fark, verginin ödenmiş olması halinde mükellefin diğer vergi borçlarına mahsup edilir, vergi borcunun bulunmaması halinde ise mükellefe red ve iade olunur. Vergi   ödenmemişse tahakkuktan terkin edilir.

Bu madde hükmüne göre tarh olunan vergiler mükellefe tebliğ olunmaz ve tahakkuk eden vergiler mükellefe bir yazı ile bildirilir.

Bu maddenin yürürlük tarihinden önce 2002 yılı genel beyan dönemi ile ilgili olarak emlak vergisi beyannamesi vermek suretiyle adlarına vergi tahakkuk ettirilen mükelleflerin vergileri, bu madde hükmüne göre tahakkuk ettirilecek vergiler dikkate alınarak düzeltilir.

Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir. "

GEÇİCİ MADDE 21. – 1.1.2002 tarihinden önceki dönemlerde meydana gelen vergiyi  doğuran olaylar nedeniyle bu tarihe kadar mükellefiyetini tesis ettirmemiş bulunan bina ve arazi vergisi mükelleflerinin bildirimde bulunmak suretiyle  mükellefiyetlerini  tesis ettirmeleri ve  1986-2001  yıllarına ilişkin olarak idarece tarh ve tahakkuk ettirilecek vergilerini her yıl için ayrı ayrı % 50 fazlasıyla 2002 yılı Mayıs ayı sonuna kadar ödemeleri halinde, 1986 yılından önceki vergilendirme dönemlerine ait  emlak vergileri aranmaz, 1986-2001 yıllarına ilişkin olarak yapılan tarhiyatlar hakkında vergi cezası kesilmez ve gecikme faizi uygulanmaz. Bu maddede  belirtilen süre içinde bildirim vermeyen ve ödemelerini tam yapmayan mükellefler bu madde hükmünden yararlanamazlar.

MADDE  5. – 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 63 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

" Madde 63. – Bu Kanunda sözü edilen "kayıtlı değer" veya " emlak vergisi değeri" deyimi; 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 29 uncu maddesine göre  belirlenen vergi değerini   ifade eder.

Tapu ve kadastro harcı, vergi değeri ile mükellef tarafından beyan edilmiş olan değerlerden yüksek olanı üzerinden hesaplanır.

Mükelleflerin vergi değerinden daha düşük beyanda bulunmaları halinde, harcın hesabında vergi değeri esas alınır. Aradaki farka isabet eden harç, 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre hesaplanan vergi ziyaı cezası % 25 oranında uygulanmak suretiyle ikmalen tarh edilir.

Harcın hesabında on milyon liraya kadar olan matrah kesirleri dikkate alınmaz.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları tespite Maliye  Bakanlığı yetkilidir."

MADDE  6. – A) 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 74 üncü maddesinin (b) ve (c) fıkralarında yer alan "20 nci maddesinin ikinci fıkrası" ibareleri "29 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi" şeklinde,

B) 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde yer alan "beyan dışı" ibaresinin "bildirim dışı", "beyan edilmediğinin" ibaresi "bildiriminde bulunulmadığının" şeklinde,

 C) 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (4) sayılı tarifenin:

 I - Tapu işlemleri başlıklı bölümünün;

a) (13.a) bendinin üçüncü paragrafında yer alan "Emlak Vergisi Beyannamesinin" ibaresi  "Emlak  Vergisi Bildiriminin"  şeklinde,

b) (20.a) bendinde yer alan ''gayrimenkulün devir ve iktisap bedelinden"    ibaresi

''gayrimenkulün beyan edilen devir ve iktisap bedelinden'' şeklinde,

II - Kadastro ve tapulama işlemleri başlıklı bölümünün sonunda yer alan

"emlak vergisi beyannamesi verilmesini gerektirenlerin 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanu-nunun 27 nci maddesinde yazılı ek süre'' ibaresi ''emlak vergisi bildirimi verilmesini gerektirenlerin 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununda yazılı bildirim verme süresi'' şeklinde,

Değiştirilmiştir.

MADDE 7. – a) 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 352 nci maddesinin üçüncü  fıkrasının (1) numaralı bendinin  sonunda yer alan parantez içi hükmü,

b) 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 10, 20, 24, 25, 26, 27, 28 ve 36 ncı maddeleri,

Yürürlükten kaldırılmıştır.

GEÇİCİ MADDE 1. – 2001 Mali Yılı Bütçe Kanunu ile Belediyeler Fonu adına ayrılan ve emanet hesaplarına alınan bütçe ödeneği, İller Bankasının 2001 yılı Ocak  ila Haziran aylarına ait olmak üzere 6 aylık dönem içinde tahakkuk eden mülga Belediyeler Fonu borcuna mahsup edilir.

Ankara, Mersin ve İzmit Büyükşehir Belediyelerinin İller Bankasına olan borçları, 27/06/1984 tarihli ve 3030 sayılı Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun  gereğince bu belediyeler adına her ay tahakkuk eden paylardan, Hazineden sorumlu Devlet Bakanı, Maliye Bakanı  ve Bayındırlık ve İskân Bakanınca müştereken belirlenecek esaslar dahilinde kesilerek İller Bankasının mülga Belediyeler Fonuna olan borcuna mahsuben Hazine hesaplarına intikal ettirilir.

Bu mahsup işlemlerinden sonra kalan borç İller Bankası'nca bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden aydan başlamak üzere 12 ayda eşit taksitler halinde Hazine hesaplarına aktarılır.

İller Bankasının bu borcuna faiz uygulanmaz.

MADDE  8. – Bu Kanunun;

a) 1 inci  maddesinin (B) fıkrası,  2 nci maddesinin (A), (C) ve (F)  fıkraları ile 5 inci maddesi ve 6 ncı maddesinin (C) fıkrasının (I) numaralı bendinin (b) alt bendi 1/1/2002 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,

b)  Diğer hükümleri yayımı tarihinde,

Yürürlüğe girer.

MADDE  9. – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

 

 

 

Bülent Ecevit

 

 

 

Başbakan

 

 

 

Devlet Bak. ve Başb. Yrd.

Devlet Bak. ve Başb. Yrd.

Devlet Bak. ve Başb. Yrd.

 

D. Bahçeli

H. H. Özkan

M. Yılmaz

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

 

 

 

 

K. Derviş

Prof. Dr. T. Toskay

M. Keçeciler

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

Prof. Dr. Ş. S. Gürel

F. Bal

N. Arseven

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

M. Yılmaz

Prof. Dr. R. Mirzaoğlu

Dr. Y. Karakoyunlu

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

H. Gemici

Prof. Dr. Ş. Üşenmez

E. S. Gaydalı

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

F. Ünlü

Dr. R. Doğru

R. Önal

 

Adalet Bakanı

Millî Savunma Bakanı

İçişleri Bakanı

 

Prof. Dr. H. S. Türk

S. Çakmakoğlu

R. K. Yücelen

 

Dışişleri Bakanı

Maliye Bakanı

Millî Eğitim Bakanı

 

İ. Cem

S. Oral

M. Bostancıoğlu

 

Bayındırlık ve İskân Bakanı

Sağlık Bakanı V.

Ulaştırma Bakanı V.

 

Prof. Dr. A. Akcan

F. Bal

Prof. Dr. A. Akcan

 

Tarım ve Köyişleri Bakanı

Çalışma ve Sos. Güv. Bakanı

Sanayi ve Ticaret Bakanı

 

Prof. Dr. H. Y. Gökalp

Y. Okuyan

A. K. Tanrıkulu

 

En. ve Tab. Kay. Bakanı

Kültür Bakanı

Turizm Bakanı V.

 

Z. Çakan

M. İ. Talay

M. Keçeciler

 

Orman Bakanı

 

Çevre Bakanı

 

Prof. Dr. N. Çağan

 

F. Aytekin

 

 

 

 

SIRA SAYISI 825’İN SONU