Dönem : 22 Yasama Yılı : 1
T.B.M.M. (S. Sayısı : 43)
Türk Ceza Kanunu ile Hapishane ve Tevkifhanelerin İdaresi
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/304)
|
T.C. |
|
|
Başbakanlık |
11.12.2002 |
|
Kanunlar ve Kararlar |
|
|
Genel Müdürlüğü |
|
|
Sayı :
B.02.0.KKG/196-279/5965 |
|
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Önceki yasama döneminde hazırlanıp Başkanlığınıza sunulan ve
İçtüzüğün 77 nci maddesi uyarınca hükümsüz sayılan ilişik listede adları
belirtilen kanun tasarılarının yenilenmesi Bakanlar Kurulunca uygun
görülmüştür.
Gereğini arz ederim.
Abdullah
Gül
Başbakan
LİSTE
Esas No. Hükümsüz Sayılan Kanun
Tasarılarının Adı :
1/380 Kara
Avcılığı Kanunu Tasarısı
1/385 Topyekûn
Savunma Sivil Hizmetleri Kanunu Tasarısı
1/404 Millî
Güvenlik Kurulu ve Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Kanununa İki Ek ve
Bir Geçici Madde Eklenmesi ile Devlet Memurları Kanununun 36 ncı Maddesinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
1/408 Türk
Vatandaşları Hakkında Yabancı Ülke Mahkemelerinden ve Yabancılar Hakkında Türk
Mahkemelerinden Verilen Ceza Mahkûmiyetlerinin İnfazına Dair Kanunda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı
1/410 Hâkimler
ve Savcılar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
1/444 Cezaların
İnfazı Hakkında Kanunda ve Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
1/450 Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılması ve Bu Kanuna
Bazı Maddeler Eklenmesi Hakkında Kanun Tasarısı
1/646 Hâkim
ve Savcı Adayları Eğitim Merkezi Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun İki
Maddesinin Yeniden Düzenlenmesine Dair Kanun Tasarısı
1/689 Sosyal
Güvenlik Kurumu Teşkilâtının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı
1/690 Sosyal
Sigortalar Kurumu Kanunu Tasarısı
1/691 Esnaf
ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun
ve Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununun Bazı
Maddelerinin Değiştirilmesi, Yürürlükten Kaldırılması ve Bu Kanunlara Geçici
Maddeler Eklenmesi Hakkında Kanun Tasarısı
1/692 Türkiye
İş Kurumu Kanunu Tasarısı
1/743 Türkiye
Adalet Akademisi Kanunu Tasarısı
Esas No. Hükümsüz Sayılan Kanun
Tasarılarının Adı :
1/773 Uluslararası
Ticarî İşlemlerde Yabancı Kamu Görevlilerine Rüşvet Verilmesinin Önlenmesi İçin
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
1/796 Türk
Ceza Kanunu, Cezaların İnfazı Hakkında Kanun ve Karayolları Trafik Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
1/805 Avrupa
Çevre Ajansına ve Avrupa Bilgi ve Gözlem Ağına Türkiye Cumhuriyetinin Katılımı
ile İlgili Olarak Avrupa Topluluğu ve Türkiye Cumhuriyeti Arasında Yapılan
Anlaşmanın Kabul Edilmesi ile İlgili Müzakerelerin Nihaî Senedinin ve Türkiye
Cumhuriyeti ile Avrupa Topluluğu Arasında Türkiye Cumhuriyetinin Avrupa Çevre
Ajansı ve Avrupa Bilgi ve Gözlem Ağına Katılımı Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
1/840 Türkiye’nin
MATRAProgramına Katılımına İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
1/919 Türkiye-EFTA
Ortak Komitesinin 2000 Yılına Ait 4 Sayılı Kararının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
1/928 Türk Ceza Kanunu ile Hapishane ve
Tevkifhanelerin İdaresi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı
1/941 Millî
Güvenlik Kurulu ve Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
1/943 Sendikalar
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
1/944 190
Sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki
Cetvellerin Adalet Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı ve Danıştay
Başkanlığına Ait Bölümlerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
1/948 Yabancıların
Çalışma İzinleri Hakkında Kanun Tasarısı
1/968 Sınıraşan
Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
1/976 Adlî
Tıp Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı
1/980 Aile
Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun Tasarısı
1/987 Atatürk
Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Kanunu ile Devlet Memurları Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı
1/998 Türkiye
Cumhuriyeti ile Hırvatistan Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
1/1003 Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Avrupa Birliği Komisyonu Arasında Merkezî Finans ve
İhale Biriminin Kurulması ile Ulusal Fonun Kurulmasına İlişkin Mutabakat Zabıtlarının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı
1/1016 Sınıraşan
Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesine Ek Kara, Deniz ve Hava
Yoluyla Göçmen Kaçakçılığına Karşı Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı
1/1021 Sınıraşan
Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesine Ek İnsan Ticaretinin,
Özellikle Kadın ve Çocuk Ticaretinin Önlenmesine, Durdurulmasına ve
Cezalandırılmasına İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı
1/1024 Gelibolu
Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı
|
T.C. |
|
|
Başbakanlık |
6.11.2001 |
|
Kanunlar ve Kararlar |
|
|
Genel Müdürlüğü |
|
|
Sayı :
B.02.0.KKG.0.10/101-365/5222 |
|
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Adalet Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı
Bakanlar Kurulunca 26.9.2001 tarihinde kararlaştırılan “Türk Ceza Kanunu ile
Hapishane ve Tevkifhanelerin İdaresi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Bülent
Ecevit
Başbakan
GENEL
GEREKÇE
Cezaların infazı, ceza
yargılamasının tamamlayıcı bir unsurudur. Bağımsız mahkemelerce verilen
mahkûmiyet veya tutuklama kararlarının yerine getirilmesi amacıyla yapılan işlemler
infaz hizmetlerini oluşturur.İnfaz sisteminin temel amacı, işledikleri suçla
toplumsal yaşama uyumsuzluk göstermiş ve yargı organlarınca suçluluğu tespit
edilmiş olan hükümlüleri uygun bir iyileştirme ve eğitim süreci içinde
toplumsal yaşama hazırlamak ve toplumla bütünleşip bir daha suç işlemelerinin
önüne geçmek ve uyumlu bir kişi haline gelmelerini sağlamaktır. Bu nedenle,
kesinleşmiş bir mahkeme hükmü ile mahkûm olan bir kişinin bazı hakları
kısıtlanmış olmakla birlikte; insan olmanın gereği sahip olduğu bütün haklar
elinden alınmış değildir. Hükümlü ve tutukluların hakları, uluslararası
bildirge ve sözleşmelerde yer almıştır. Bunlar içinde en önemlisi, 19.1.1973
tarihinde kabul edilen “Suçluların Islahı İçin Asgarî Standart Kurallar”a uygun
olarak kendi hukukî düzenleme ve uygulamalarını yönlendirme konusunda Avrupa
Konseyi Bakanlar komitesinin taraf ülke hükümetlerine yönelik (5) sayılı
tavsiye kararıdır. Bu kuralların dayanağını Birleşmiş Milletler Ekonomik ve
Sosyal Konseyince kabul edilen 31.7.1957 tarihli “Mahpusların Islahı İçin
Asgarî Standart Kurallar” oluşturmaktadır.Ayrıca Avrupa Konseyi Bakanlar
Komitesince hükümlülerin haklarına ilişkin olarak birçok karar ve tavsiye
kararı kabul edilmiştir.Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 2-18 inci maddeleri,
hükümlüler bakımından da uygulanabilir düzenlemeler içermektedir.
Anayasanın 17 nci
maddesinde “Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme
hakkına sahiptir” hükmüne, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 2 nci maddesinde
“Her ferdin yaşama hakkı kanunun himayesi altındadır” hükmüne yer verilmek
suretiyle “yaşam hakkı”nın korunması bir yükümlülük olarak düzenlenmiştir.
Yaşam hakkı ile doğrudan
ilgisi bulunan açlık grevleri ve ölüm oruçlarıyla ilgili olarak bazı
ülkelerdeki hukukî düzenlemeler ile uluslararası düzenlemeler dikkati
çekmektedir.
Ceza infaz kurumları ve
tutukevlerinde meydana gelen açlık grevi eylemlerinde; Amerika Birleşik
Devletleri, Almanya, Avusturya, Belçika, Fransa, İspanya, İsviçre ve Portekiz
gibi ülkelerin mevzuatlarına göre açlık grevinde bulunanlara doktor kararıyla
tıbbî müdahale yapılarak, zorla beslenme ve tedavi yöntemi uygulanmaktadır. Bu
ülkelerden birçoğu, müdahale için hayatî bir tehlikenin oluşmaya başladığının
doktor raporuyla belgelenmesini ararken, Fransa ve Avusturya gibi ülkeler açlık
grevine sadece yedi gün izin vermekte, yedi günden sonra müdahale
etmektedir.AlmanCeza İnfaz Kanununun 101 inci maddesine göre mahpusun hayatî
tehlike içinde olması veya sağlığının ciddî şekilde bozulması hallerinde zorla
beslenme ve tıbbî tedavi uygulanmaktadır. Fransız Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanununun 290 ıncı maddesi gereğince, mahpusun uzun süre açlık grevine gitmesi
ve ölüm tehlikesi altında bulunması durumunda zorla beslenme ve tıbbî tedavi
uygulanmaktadır. Avusturya Ceza İnfaz Kanununun 69 uncu maddesine göre, açlık
grevine başlayan hükümlü ve tutukluların iki gün sıvı içecekleri, yedi gün katı
yiyecekleri reddetmeleri durumunda kendilerine zorla tedavi ve beslenme
uygulanmaktadır.
Avrupa Konseyi Bakanlar
Komitesinin R.98(7) sayılı “Cezaevinde Tıbbî Bakımın Ahlâkî ve Kurumsal Yönleri
Hakkında Tavsiye Kararı”nın 60-63 üncü maddeleri ile Dünya Tabipler Birliğinin
Malta ve Tokyo Bildirgelerinde hayatî tehlike ve bilinç bozukluğu durumunda ne
gibi işlemler yapılabileceğine ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.
Avrupa Konseyi Bakanlar
Komitesinin (87) 3 sayılı Tavsiye Kararında yer alan, “Yasa ve kurallara uygun
bir emre karşı aktif ve pasif fizikî mukavemet dışında, görevliler tutuklu ve
hükümlülere karşı kuvvet kullanmayacaklardır” hükmünden de yetkili otoritelerin
hayat kurtarmak amacıyla kuvvet kullanabilecekleri anlamı çıkmaktadır. Avrupa
Konseyi Bakanlar Komitesinin (98) 7 sayılı Tavsiye Kararının 63 üncü
maddesinde, “Açlık grevinde bulunan kişinin durumunda gözle görülebilir bir
kötüleşme meydana gelmesi halinde doktor, durumu yetkili makama rapor edecek ve
bu konudaki ulusal düzenlemeye göre hareket edecektir” hükmü yer almaktadır.
Avrupa İnsan Hakları
Komisyonu ise, kararlarında, zaruret halinde hayat kurtarmak amacıyla
yetkililerin zor kullanabileceklerini kabul etmiştir. Zorla tedavi ve beslenme
uygulaması konusunda Komisyon, Avusturya aleyhindeki 24.9.1992 tarihli
“Herczegfalvy” kararında (15 European Human Rights Reports 437) “Hapsedilme
koşullarında bulunan herkesin ölümden veya ciddî yaralanmalardan korunması
gerekmektedir. Buna açlık grevinde bulunan kişilerin zorla beslenmesi ve tedavi
edilmesi de dahildir. Mahkûmun buna izni olmaması gerekçe gösterilerek yapılan
işlemin insanlık dışı ve küçültücü muamele olduğu düşünülemez. Bu itibarla
Komisyon zorla beslenmenin uygulama şekli bakımından küçük düşürücü olarak
değerlendirilse bile, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 2 nci maddesinde yer
alan Devletin kendi hapishanesinde tuttuğu kişilerin yaşamını güvence altına
alması zorunluluğu karşısında söz konusu işlemin, Sözleşmenin 3 üncü maddesinde
düzenlenen işkence ve kötü muamele olarak değerlendirilemeyeceği” sonucuna
varmıştır. Yine Komisyon, Almanya aleyhine açılan bir davada 1985 yılında
verdiği kararda (7 European Human Rights Reports 153) aynı gerekçeyle “mahkûmun
kendisine uygulanan zorla beslenme işleminin Sözleşmenin 3 üncü maddesine
aykırı olmadığı” sonucuna varmıştır.
Çağdaş penolojide,
hükümlülerin ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde düzeni bozmalarına olanak
vermeyecek şekilde muhafaza edilmeleri, muhafaza ödevinin kurum içinde ve
dışında güvenliği sağlayacak bir düzenin gerçekleştirilmesi suretiyle yerine
getirilmesi ve muhafaza, düzen ve güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını
sağlayacak yaptırımların öngörülmesi suretiyle hükümlülerin cezalarının yerine
getirilmesi ilkeleri kabul edilmiştir. Bu ilkeye rağmen ceza infaz kurumları ve
tutukevlerine bazı yasak veya suç teşkil eden maddelerin sokulabildiği
görülmektedir.
Tasarıyla, 1.3.1926 tarihli
ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununa yeni maddeler eklenmek suretiyle ceza infaz
kurumları ve tutukevlerine kanuna aykırı olarak bazı eşya, araç, gereç veya
malzemelerin sokulması, kurumlarda bulundurulması veya kullanılması suç
sayılmak suretiyle cezaî yaptırıma bağlanmıştır.
Ayrıca hükümlü ve
tutukluların haberleşmelerini, ziyaretçileriyle görüşmelerini, iyileştirme ve
eğitim programları çerçevesinde eğitim ve spor, meslek kazandırma ve işyurdu
çalışmaları ile diğer sosyal ve kültürel faaliyetlere katılmalarını, kurum
tabibince muaye ve tedavi edilmelerini, müdafi ve avukat tayin etmelerini,
bunlarla görüşmelerini, mahkemelere veya Cumhuriyet savcılıklarına gitmelerini,
kurum görevlileri ile görüşmelerini, salıverilenlerin kurum dışına çıkmalarını
her ne suretle olursa olsun engelleyenler ile hükümlü ve tutukluları bu
fiillere teşvik edenler veya bu yolda talimat verenlerin, mevzuatın hükümlü ve
tutuklulara tanıdığı sair her türlü görüşme ve temas olanaklarını
engelleyenlerin -fiilleri başka bir suç olurtursa bile- cezalandırılacakları;
hükümlü ve tutukluların açlık grevi veya ölüm orucuna teşvik veya ikna edilmesi
ya da bu yolda kendilerine talimat verilmesinin de beslenmenin engellenmesi
kapsamında değerlendirileceği belirtilmiş; bu arada beslenmenin engellenmesi
nedeniyle ölüm veya yaralanma meydana gelmesi, ağırlaştırıcı neden olarak
düzenlenmiştir.
Ceza infaz kurumları ve
tutukevlerinde meydana gelen isyan, direniş ve benzeri olaylar sırasında kuruma
ait bina, araç, gereç veya tesislere zarar verenlerle ilgili olarak yeni cezaî
hükümlere yer verilmiştir.
Öte yandan, 14.6.1930
tarihli ve 1721 sayılı Hapishane ve Tevkifhanelerin İdaresi Hakkında Kanunda
düzenlemeler yapılmak suretiyle, uluslararası norm ve bildirgelere paralel
olarak, hükümlü ve tutukluların iaşelerinde, Adalet ve Sağlık Bakanlıklarınca
1721 sayılı Kanunun 2 nci maddesine uygun olarak, belirlenecek esaslara göre
besin ve içme suyu verileceği hükme bağlanmıştır.
Tasarıyla açlık grevi ve
ölüm orucunda bulunanlar ile kendilerine verilen yiyecek ve içecekleri sürekli
olarak reddeden veya sağlık sorunu olan hükümlü ve tutukluların bedensel ve
ruhsal sağlıklarının korunması için yapılacak işlemlere ilişkin esas ve
usuller, belirtilmek suretiyle, Anayasanın 17 nci maddesinde ifadesini bulan “yaşama,
maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkı”nın korunması
amaçlanmıştır.
Bunun yanında, -iç ve dış
güvenlik personeli dahil olmak üzere- ceza infaz kurumları ve tutukevlerine
girenlerin hangi esas ve usullerle aranacaklarına ilişkin hükümlere yer
verilmiş ve bu aramalarda insan onuruna saygının esas alınacağı belirtilmiştir.
MADDE
GEREKÇELERİ
Madde 1. – 1.3.1926
tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 30 uncu maddesinin ikinci fıkrasında
geçen ikinci “bir” kelimesi günün ekonomik koşulları dikkate alınarak “bin”
olarak değiştirilmiştir.
Madde 2. – Türk Ceza
Kanununa 307 nci maddeden sonra gelmek üzere 307/a ve 307/b maddeleri
eklenmiştir.
307/a maddesinde, ceza
infaz kurumları ve tutukevlerine kanuna aykırı olarak ateşli silah, patlayıcı
madde, kesici, delici, yaralayıcı, bereleyici alet, yakıcı, aşındırıcı, boğucu,
kör edici gaz, her türlü zehir ve ecza, uyuşturucu ve sarhoş edici madde, cep
telefonu, telsiz ve sair elektronik haberleşme aracı sokanlar, bunları ceza
infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunduranlar veya kullananlar hakkında
verilecek cezalar ile bu sayılanların dışında kalıp da, kanuna uygun olarak
yasaklanmış bulunan her türlü eşya, araç gereç veya malzemeyi ceza infaz
kurumları ve tutukevlerine sokanlar, bunları ceza infaz kurumları ve
tutukevlerinde bulunduranlar veya kullananlar hakkında uygulanacak cezalar
gösterilmiştir.
307/b maddesi ile, ceza
infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutukluların
haberleşmelerini, ziyaretçileriyle görüşmelerini, iyileştirme ve eğitim
programları çerçevesinde eğitim ve spor, meslek kazandırma ve işyurdu
çalışmaları ile diğer sosyal ve kültürel faaliyetlere katılmalarını, kurum
tabibince muayene ve tedavi edilmelerini, müdafi veya avukat tayin etmelerini,
bunlarla görüşmelerini, mahkemelere veya Cumhuriyet savcılıklarına gitmelerini,
kurum görevlileriyle görüşmelerini veya salıverilenlerin kurum dışına
çıkmalarını her ne suretle olursa olsun engelleyenler, hükümlü ve tutukluları
bu fiillere teşvik edenler, bu yolda talimat verenler ile mevzuatın hükümlü ve
tutuklulara tanıdığı sair her türlü görüşme ve temas olanaklarını engelleyenler
hakkında verilecek hürriyeti bağlayıcı cezalar düzenlenmiştir. Hükümlü ve
tutukluların açlık grevine veya ölüm orucuna teşvik veya ikna edilmesi ya da bu
yolda kendilerine talimat verilmesinin de, beslenmenin engellenmesi sayılacağı
ifade edilerek, hükümlü ve tutukluların beslenmelerini engelleyenler hakkında
uygulanacak hürriyeti bağlayıcı cezalar belirtilmiştir.
Ayrıca, beslenmenin
engellenmesi nedeniyle ölüm veya Türk Ceza Kanununun 456 ncı maddesinin bir,
iki ve üçüncü fıkralarında sayılan bedensel zararların meydana gelmesi
durumunda verilecek cezalar gösterilmiştir.
Madde 3. – Türk Ceza
Kanununun 516 ncı maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi değiştirilerek,
zarar verme eyleminin, ceza infaz kurumları ve tutukevlerine ait bina, araç,
gereç, veya tesislerine karşı işlenmesi hali, fiile bağlı bir ağırlaştırıcı
neden olarak kabul edilmiştir.
Madde 4. – 14.6.1930
tarihli ve 1721 sayılı Hapishane ve Tevkifhanelerin İdaresi Hakkında Kanunun 2
nci maddesine uygun olarak, Adalet ve Sağlık Bakanlıklarınca belirlenecek
esaslara göre, hükümlü ve tutukluların yaşları, çalıştıkları işin özellikleri,
dinî ve kültürel gerekleri göz önünde tutulmak suretiyle, sağlıklı ve güçlü
kalmalarını sağlamak için kendilerine nitelik ve nicelik bakımından besleyici,
sağlık koşullarına uygun, yeterli kaloride ve makul çeşitlilikte besin verilip,
içme suyunun sağlanacağı, kendilerine verilen günlük besin ve ihtiyaç maddeleri
dışındaki gereksinimlerinin ceza infaz kurumları ve tutukevleri kantinlerinden
sağlanacağı, kantin bulunmayan kurumlarda, idarenin izin ve kontrolünde
dışarıdan sağlanabileceği, hasta hükümlü ve tutuklulara ise kurum tabibinin
belirleyeceği besinlerin verileceği öngörülmüştür.
Madde 5. – Açlık grevi ve
ölüm orucunda bulunanlar ile sağlık sorunu olan hükümlü ve tutuklular hakkında
hangi hallerde zora başvurulabileceği ve bunların kendilerine verilen yiyecek
ve içeçekleri sürekli olarak reddetmeleri halinde alınacak tedbirler ve
yapılacak çalışmalar belirtilmektedir. Bu tedbir ve çalışmalarla, başta
Anayasanın 17 nci maddesi olmak üzere, uluslararası sözleşme ve bildirgelere,
Avrupa İnsan Hakları Komisyonu kararlarına ve karşılaştırmalı hukuka uygun
olarak “yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkı”nın
korunması amaçlanmıştır.
Madde 6. – Sıfat ve
görevi ne olursa olsun, ceza infaz kurumları ve tutukevlerine giren herkesin,
duyarlı kapıdan geçmek zorunda olduğu ayrıca iç ve dış güvenlik personeli dahil
olmak üzere ceza infaz kurumları ve tutukevlerine girenlerin üstlerinin metal
dedektörle aranacağı, beraberlerindeki eşyaların ise x-ray cihazından veya
benzeri güvenlik sistemlerinden geçirileceği, bu cihazların bulunmadığı yerlerde
arama ve kontrolün elle yapılacağı öngörülmüştür. Müdafi veya avukatlarca
sadece savunmaya ilişkin olduğu yazılı olarak beyan edilen belge ve dosyaların
bu kuralın istisnasını oluşturduğu belirtilmiştir.Ancak şüphe halinde ilgili
hâkimin, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararı ile
bu belge ve dosyaların da aranabileceği ifade edilmiştir.
Konusu suç teşkil
etmeyen, ancak kurumlara sokulması yasak olan eşya, araç, gereç veya
malzemelerin çıkışta sahibine verilmek üzere idare tarafından muhafaza altına
alınacağı hükme bağlanmıştır.
Ayrıca hükümlü ve
tutukluların ziyaret veya iyileştirme ve eğitim programları dışında herhangi
bir sebeple odalarından çıkış veya dönüşlerinde ayrı yerlerde ve farklı
memurlarca üst veya eşya aramasına tâbi tutulacağı açıklanmış; maddede
öngörülen aramalarda insan onuruna saygının esas alınacağı vurgulanmıştır.
Madde 7. – Yürürlükle
ilgilidir.
Madde 8. – Yürütme ile
ilgilidir.
Adalet Komisyonu Raporu
|
Türkiye Büyük Millet
Meclisi |
|
|
Adalet Komisyonu |
31.1.2003 |
|
Esas No. : 1/304 |
|
|
Karar No. :14 |
|
TÜRKİYE
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Komisyonumuzun 13.1.2003
tarihli 5 inci birleşiminde görüşülen ve geneli üzerindeki görüşmeleri
tamamlanarak maddelerine geçilmesi kabul edilen ancak, maddelerin ayrıntılı
biçimde incelenerek düzenlenmesi için beş kişilik bir alt komisyona havale
edilen “Türk Ceza Kanunu ile Hapishane ve Tevkifhanelerin İdaresi Hakkında
Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”, Adalet Bakanlığı, Türkiye
Barolar Birliği ve Ankara Barosu Başkanlığı temsilcilerinin de katılmalarıyla
Komisyonumuzun 30.1.2003 tarihli 9 uncu birleşiminde alt komisyonca etraflı bir
şekilde incelenerek yapılan çalışmalar sonucunda Komisyonumuza sunulan rapor ve
metin dikkate alınarak incelenip görüşülmüş ve maddeler üzerindeki kabul, ilave
ve değişiklikler sırasıyla aşağıda açıklanmıştır.
Tasarının 1 inci maddesi
aynen kabul edilmiştir.
Tasarının çerçeve 2 nci
maddesiyle Türk Ceza Kanununa eklenmesi öngörülen 307/a maddesinin birinci
fıkrasına yapılan ilave ile ceza infaz kurumları ve tutukevlerine, kanuna
aykırı şekilde sokulan ateşli silah, patlayıcı madde, kesici, delici,
yaralayıcı ve bereleyici alet gibi maddeler arasına “mermi” ile “bayıltıcı” gaz
da ilave edilmiş, “kör edici gaz” ibaresinden sonra “ve ecza” ibaresi eklenmiş,
“ve sarhoş edici”, ibaresi metinden çıkarılmak suretiyle fıkrada redaksiyon
yapılmıştır.
Aynı çerçeve madde ile
Türk Ceza Kanununa eklenmesi öngörülen 307/b maddesinin birinci fıkrasındaki
“savcılıklarına” kelimesi unvanların başsavcılık olması nedeniyle
“başsavcılıklarına” şeklinde değiştirilmiştir.
Tasarının 3 üncü maddesi
aynen kabul edilmiştir.
Tasarının çerçeve 4 üncü
maddesi ile yeniden düzenlenen Hapishane ve Tevkifhanelerin İdaresi Hakkında
Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “kurumları ve tutukevleri
kantinlerinden” ibaresi ifade düzgünlüğünü sağlamak için “kurumu ve tutukevi
kantininden” şeklinde değiştirilmiştir.
Tasarının çerçeve 5 inci
maddesiyle yeniden düzenlenen Hapishane ve Tevkifhanelerin İdaresi Hakkında
Kanunun 4 üncü maddesi gereğince kendilerine verilen yiyecek ve içecekleri
reddeden hükümlü ve tutukluların Anayasanın 17 nci maddesinde düzenlenen yaşama
hakkının güvence altına alınması ve bu konuda uygulamada çıkabilecek tereddütlerin
giderilmesi amacıyla maddenin ikinci fıkrasının birinci cümlesinin sonundaki
“uygulanabilir.” kelimesi “uygulanır.” şeklinde değiştirilmiş, aynı fıkranın
ikinci cümlesi madde metninden çıkarılmış, dördüncü fıkrasının birinci
cümlesinin sonundaki “uygulanabilir.” kelimesi “uygulanır.”, aynı fıkranın
ikinci cümlesinin sonundaki “başvurulabilir.” kelimesi“başvurulur.” şeklinde
değiştirilmiştir.
Tasarının çerçeve 6 ncı
maddesiyle yeniden düzenlenmesi öngörülen Hapishane ve Tevkifhanelerin İdaresi
Hakkında Kanununun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinin sonuna
şüphe halinde elle arama yapılabileceğine ilişkin bir cümle eklenmiş, fıkranın
sonuna hâkim ve Cumhuriyet savcılarının, avukatların, milletvekillerinin ve
mülkî amirlerin üzerlerinin hiçbir şekilde elle aranmayacağı ancak, duyarlı
kapı cihazının ikazının sürmesi halinde bu kişilerin elle aranmayı kabul
ettikleri takdirde kuruma girebileceklerine ilişkin iki cümle ilave edilmiştir.
Tasarının yürürlüğe
ilişkin 7 ve yürütmeye ilişkin 8 inci maddeleri aynen kabul edilmiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun
onayına sunulmak üzere saygı ile arz olunur.
|
|
|
|
|
Başkan |
Başkanvekili |
Sözcü |
|
Köksal Toptan |
Halil Özyolcu |
Ramazan Can |
|
Zonguldak |
Ağrı |
Kırıkkale |
|
Kâtip |
Üye |
Üye |
|
Hasan Kara |
Mehmet Ziya Yergök |
Feridun Fikret Baloğlu |
|
Kilis |
Adana |
Antalya |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Orhan Yıldız |
Semiha Öyüş |
Feridun Ayvazoğlu |
|
Artvin |
Aydın |
Çorum |
|
(Toplantıya katılmadı) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Muzaffer Külcü |
Mahmut Durdu |
Esat Canan |
|
Çorum |
Gaziantep |
Hakkari |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Sadullah Ergin |
Recep Özel |
Ahmet Güryüz Ketenci |
|
Hatay |
Isparta |
İstanbul |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Mehmet Yılmazcan |
Hakkı Köylü |
Harun Tüfekçi |
|
Kahramanmaraş |
Kastamonu |
Konya |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Muharrem Kılıç |
Orhan Eraslan |
Ömer Kulaksız |
|
Malatya |
Niğde |
Sivas |
|
|
|
(Toplantıya katılmadı) |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Mehmet Nuri Saygun |
Zeyid Aslan |
Bekir Bozdağ |
|
Tekirdağ |
Tokat |
Yozgat |
HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ
METİN
TÜRK CEZA KANUNU İLE HAPİSHA-NE VE TEVKİFHANELERİN İDARESİ
HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1. – 1.3.1926
tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 30 uncu maddesinin ikinci fıkrasında
geçen ikinci “bir” kelimesi “bin” olarak değiştirilmiştir.
MADDE 2. – Türk Ceza
Kanununa 307 nci maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki 307/a ve 307/b maddeleri
eklenmiştir.
“MADDE 307/a. – Ceza
infaz kurumları ve tutukevlerine kanuna aykırı olarak, ateşli silâh, patlayıcı
madde, kesici, delici, yaralayıcı, bereleyici alet, yakıcı, aşındırıcı, boğucu,
kör edici gaz, her türlü zehir ve ecza, uyuşturucu ve sarhoş edici madde, cep
telefonu, telsiz ve sair elektronik haberleşme aracı sokanlar, bunları ceza
infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunduranlar veya kullananlar, fiilleri
başka bir suç oluştursa bile ayrıca iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılırlar.
Birinci fıkrada
sayılanların dışında kalıp da kanuna uygun olarak yasaklanmış bulunan her türlü
eşya, araç, gereç veya malzemeyi ceza infaz kurumları ve tutukevlerine
sokanlar, bunları ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunduranlar veya
kullananlar, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar.
MADDE 307/b. – Ceza infaz
kurumları ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutukluların haberleşmelerini,
ziyaretçileriyle görüşmelerini, iyileştirme ve eğitim programları çerçevesinde
eğitim ve spor, meslek kazandırma ve işyurdu çalışmaları ile diğer sosyal ve
kültürel faaliyetlere katılmalarını, kurum tabibince muayene ve tedavi
edilmelerini, müdafi veya avukat tayin etmelerini, bunlarla görüşmelerini,
mahkemelere veya Cumhuriyet savcılıklarına gitmelerini, kurum görevlileri ile
görüşmelerini, salıverilenlerin kurum dışına çıkmalarını her ne suretle olursa
olsun engelleyenler, hükümlü ve tutukluları bu fiillere teşvik edenler, bu
yolda talimat verenler, mevzuatın hükümlü ve tutuklulara tanıdığı sair her
türlü görüşme ve temas olanaklarını engelleyenler, fiilleri başka bir suç
oluştursa bile, ayrıca bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla
cezalandırılırlar.
Hükümlü ve tutukluların
beslenmesini engelleyenler hakkında iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası
verilir. Hükümlü ve tutukluların açlık grevine veya ölüm orucuna teşvik veya
ikna edilmeleri ya da bu yolda kendilerine talimat verilmesi de beslenmenin
engellenmesi sayılır.
Beslenmenin engellenmesi
nedeniyle ölüm meydana geldiğinde faile on yıldan yirmi yıla kadar hapis cezası
verilir. 456 ncı maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında sayılan
bedensel zararların meydana gelmesi hâlinde ise, faile aynı madde hükümleri
gereğince ceza verilir.”
MADDE 3. – Türk Ceza
Kanununun 516 ncı maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Ancak eylem, ceza infaz
kurumları ve tutukevlerine ait bina, araç, gereç veya tesislerine karşı
işlenirse veya 7 nci bentteki halde hapis cezası üç yıldan az olamaz.”
MADDE 4. – 14.6.1930
tarihli ve 1721 sayılı Hapishane ve Tevkifhanelerin İdaresi Hakkında Kanunun
10.9.1993 tarihli ve 524 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yürürlükten
kaldırılan 3 üncü maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“Madde 3. – Bu Kanunun 2
nci maddesine uygun olarak, Adalet ve Sağlık Bakanlıklarınca birlikte
belirlenecek esaslara göre, hükümlü ve tutukluların yaşları, çalıştıkları işin
özellikleri, dinî ve kültürel gerekleri de göz önünde tutulmak suretiyle,
sağlıklı ve güçlü kalmaları için kendilerine nitelik ve nicelik bakımından
besleyici, sağlık koşullarına uygun, yeterli kaloride ve makul çeşitlilikte
besin verilir; içme suyu sağlanır.
Hükümlü ve tutuklular,
kendilerine verilen günlük besin maddeleri dışındaki ihtiyaçlarını ceza infaz
kurumları ve tutukevleri kantinlerinden sağlayabilirler. Kantini bulunmayan
kurumlarda bu maddeler, idarenin izin ve kontrolü altında dışardan
sağlanabilir.
Hasta hükümlü ve
tutuklulara kurum tabibinin belirleyeceği besin verilir.”
MADDE 5. – Hapishane ve
Tevkifhanelerin İdaresi Hakkında Kanunun 10.9.1993 tarihli ve 524 sayılı Kanun
Hükmünde Kararname ile yürürlükten kaldırılan 4 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
yeniden düzenlenmiştir.
“Madde 4. – Hükümlü ve
tutuklular, hangi nedenle olursa olsun, kendilerine verilen yiyecek ve
içecekleri sürekli olarak reddettikleri takdirde; bu hareketlerinin kötü
sonuçları ile bırakacağı bedensel ve ruhsal hasarlar konusunda ceza infaz
kurumu veya tutukevi tabibince bilgilendirilirler. Psiko-sosyal hizmet birimince
de bu hareketlerinden vazgeçmeleri yolunda çalışmalar yapılır ve sonuç
alınamaması halinde, beslenmelerine kurum tabibince belirlenen rejime göre
uygun ortamda başlanır.
Beslenmeyi reddederek
açlık grevi veya ölüm orucunda bulunan hükümlü ve tutuklulardan, birinci fıkra
gereğince alınan tedbirlere ve yapılan çalışmalara rağmen hayatî tehlikeye
girdiği veya bilincinin bozulduğu tabipçe belirlenenler hakkında, isteklerine
bakılmaksızın kurumda, olanak bulunmadığı takdirde derhâl hastahaneye kaldırılmak
suretiyle muayene ve teşhise yönelik tıbbî araştırma, tedavi ve beslenme gibi
tedbirler, sağlık ve hayatları için tehlike oluşturmamak şartıyla
uygulanabilir. Ancak kurum idaresi, hükümlü ve tutukluların serbest iradesine
dayanmayan tedbirleri uygulamak zorunda değildir.
Yukarıda belirtilen
haller dışında, bir sağlık sorunu olup da muayene ve tedaviyi reddeden hükümlü
ve tutukluların sağlık veya hayatlarının ciddî tehlike içinde olması veya ceza
infaz kurumu ve tutukevinde bulunanların sağlık veya hayatları için tehlike
oluşturan bir durumun varlığı halinde de ikinci fıkra hükümleri uygulanır.
Bu maddede öngörülen
tedbirler, kurum tabibinin tavsiye ve yönetimi altında uygulanabilir. Ancak
kurum tabibinin zamanında müdahale edememesi veya gecikmesi hükümlü ve tutuklu
için hayatî tehlike doğurabilecek ise, bu tedbirlere ikinci fıkrada belirtilen
şartlar aranmaksızın başvurulabilir.
Bu madde uyarınca hükümlü
ve tutukluların sağlıklarının korunması ve tedavilerine yönelik zorlayıcı
tedbirler, onur kırıcı nitelikte olmamak şartıyla uygulanır.”
MADDE 6. – Hapishane ve
Tevkifhanelerin İdaresi Hakkında Kanunun 10.9.1993 tarihli ve 524 sayılı Kanun
Hükmünde Kararname ile yürürlükten kaldırılan 6 ncı maddesi aşağıdaki şekilde
yeniden düzenlenmiştir.
“Madde 6. – Sıfat ve
görevi ne olursa olsun, ceza infaz kurumları ve tutukevlerine giren herkes,
duyarlı kapıdan geçmek zorundadır. Ayrıca, iç ve dış güvenlik personeli dahil
olmak üzere ceza infaz kurumları ve tutukevlerine girenlerin üstleri metal
dedektörle aranır; eşyaları x-ray cihazından veya benzeri güvenlik
sistemlerinden geçirilir. Bu cihazların bulunmadığı yerlerde arama ve kontrol
elle yapılır.
Ceza infaz kurumları ve
tutukevlerine giren müdafi veya avukatlarca, savunmaya ilişkin olduğu yazılı
olarak beyan edilen belge ve dosyalar aramaya tâbi tutulmaz. Ancak, şüphe
halinde hâkimin, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısının
kararı ile arama yapılır.
Konusu suç teşkil
etmemekle birlikte ceza infaz kurumları ve tutukevlerine sokulması yasak olan
eşya, araç, gereç veya malzemeler çıkışta sahibine verilmek üzere idare
tarafından muhafaza altına alınır.
Hükümlü ve tutuklular,
ziyaret veya iyileştirme ve eğitim programları dışında herhangi bir sebeple
odalarından çıkış veya dönüşlerinde ayrı yerlerde ve farklı memurlarca üst ve
eşya aramasına tâbi tutulurlar.
Aramalarda insan onuruna
saygı esastır.”
MADDE 7. – Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 8. – Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
|
|
|
|
|
Bülent Ecevit |
|
|
|
Başbakan |
|
|
|
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
|
D. Bahçeli |
H. H. Özkan |
M. Yılmaz |
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
|
K. Derviş |
Prof. Dr. T. Toskay |
M. Keçeciler |
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
|
Prof. Dr. Ş. S. Gürel |
F. Bal |
N. Arseven |
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
|
M. Yılmaz |
Prof. Dr. R. Mirzaoğlu |
Dr. Y. Karakoyunlu |
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
|
H. Gemici |
Prof. Dr. Ş. Üşenmez |
E. S. Gaydalı |
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı V. |
Devlet
Bakanı |
|
F. Ünlü |
Prof. Dr. Ş. Üşenmez |
R. Önal |
|
Adalet
Bakanı |
Millî
Savunma Bakanı V. |
İçişleri
Bakanı |
|
Prof. Dr. H. S. Türk |
Prof. Dr. R. Mirzaoğlu |
R. K. Yücelen |
|
Dışişleri
Bakanı V. |
Maliye
Bakanı |
Millî
Eğitim Bakanı |
|
H. H. Özkan |
S. Oral |
M. Bostancıoğlu |
|
Bayındırlık
ve İskân Bakanı |
Sağlık
Bakanı |
Ulaştırma
Bakanı |
|
Prof. Dr. A. Akcan |
Doç. Dr. O. Durmuş |
O. Vural |
|
Tarım ve
Köyişleri Bakanı |
Çalışma
ve Sos. Güv. Bakanı |
Sanayi
ve Ticaret Bakanı |
|
Prof. Dr. H. Y. Gökalp |
Y. Okuyan |
A. K. Tanrıkulu |
|
En. ve Tab.
Kay. Bakanı |
Kültür
Bakanı |
Turizm
Bakanı V. |
|
Z. Çakan |
M. İ. Talay |
M. Keçeciler |
|
Orman
Bakanı |
Çevre
Bakanı V. |
|
|
Prof. Dr. N. Çağan |
M. İ. TalayADALET |
|
KOMİSYONUNUN
KABUL ETTİĞİ METİN
TÜRK CEZA KANUNU İLE
HAPİSHA-NE VE TEVKİFHANELERİN İDARESİ HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA
DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1. – Tasarının 1
inci maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
MADDE 2. – Türk Ceza
Kanununa 307 nci maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki 307/a ve 307/b maddeleri
eklenmiştir.
“MADDE 307/a. – Ceza
infaz kurumları ve tutukevlerine kanuna aykırı olarak, ateşli silah, mermi,
patlayıcı madde, kesici, delici, yaralayıcı, bereleyici alet, yakıcı,
aşındırıcı, boğucu, bayıltıcı, kör edici gaz ve ecza, her türlü zehir ve
uyuşturucu madde, cep telefonu, telsiz ve sair elektronik haberleşme aracı
sokanlar, bunları ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunduranlar veya
kullananlar, fiilleri başka bir suç oluştursa bile ayrıca iki yıldan beş yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar. Ancak, bu durumda 10.7.1953 tarihli
ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun
ek 1 inci maddesindeki fiillerden dolayı ceza verilmez.
Birinci fıkrada
sayılanların dışında kalıp da kanuna uygun olarak yasaklanmış bulunan her türlü
eşya, araç, gereç veya malzemeyi ceza infaz kurumları ve tutukevlerine
sokanlar, bunları ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunduranlar veya
kullananlar, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar.
MADDE 307/b. – Ceza infaz
kurumları ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutukluların haberleşmelerini,
ziyaretçileriyle görüşmelerini, iyileştirme ve eğitim programları çerçevesinde
eğitim ve spor, meslek kazandırma ve işyurdu çalışmaları ile diğer sosyal ve
kültürel faaliyetlere katılmalarını, kurum tabibince muayene ve tedavi
edilmelerini, müdafi veya avukat tayin etmelerini, bunlarla görüşmelerini,
mahkemelere veya Cumhuriyet Başsavcılıklarına gitmelerini, kurum görevlileri
ile görüşmelerini, salıverilenlerin kurum dışına çıkmalarını her ne suretle
olursa olsun engelleyenler, hükümlü ve tutukluları bu fiillere teşvik edenler,
bu yolda talimat verenler, mevzuatın hükümlü ve tutuklulara tanıdığı sair her
türlü görüşme ve temas olanaklarını engelleyenler, fiilleri başka bir suç
oluştursa bile, ayrıca bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla
cezalandırılırlar.
Hükümlü ve tutukluların
beslenmesini engelleyenler hakkında iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası
verilir. Hükümlü ve tutukluların açlık grevine veya ölüm orucuna teşvik veya
ikna edilmeleri ya da bu yolda kendilerine talimat verilmesi de beslenmenin
engellenmesi sayılır.
Beslenmenin engellenmesi
nedeniyle ölüm meydana geldiğinde faile on yıldan yirmi yıla kadar hapis cezası
verilir. 456 ncı maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında sayılan
bedensel zararların meydana gelmesi hâlinde ise, faile aynı madde hükümleri
gereğince ceza verilir.”
MADDE 3. – Tasarının 3
üncü maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
MADDE 4. – 14.6.1930
tarihli ve 1721 sayılı Hapishane ve Tevkifhanelerin İdaresi Hakkında Kanunun
10.9.1993 tarihli ve 524 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yürürlükten
kaldırılan 3 üncü maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“Madde 3. – Bu Kanunun 2
nci maddesine uygun olarak, Adalet ve Sağlık Bakanlıklarınca birlikte
belirlenecek esaslara göre, hükümlü ve tutukluların yaşları, çalıştıkları işin
özellikleri, dinî ve kültürel gerekleri de göz önünde tutulmak suretiyle,
sağlıklı ve güçlü kalmaları için kendilerine nitelik ve nicelik bakımından besleyici,
sağlık koşullarına uygun, yeterli kaloride ve makul çeşitlilikte besin verilir;
içme suyu sağlanır.
Hükümlü ve tutuklular,
kendilerine verilen günlük besin maddeleri dışındaki ihtiyaçlarını ceza infaz
kurumları ve tutukevleri kantininden sağlayabilirler. Kantini bulunmayan
kurumlarda bu maddeler, idarenin izin ve kontrolü altında dışardan
sağlanabilir.
Hasta hükümlü ve
tutuklulara kurum tabibinin belirleyeceği besin verilir.”
MADDE 5. – Hapishane ve
Tevkifhanelerin İdaresi Hakkında Kanunun 10.9.1993 tarihli ve 524 sayılı Kanun
Hükmünde Kararname ile yürürlükten kaldırılan 4 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
yeniden düzenlenmiştir.
“Madde 4. – Hükümlü ve
tutuklular, hangi nedenle olursa olsun, kendilerine verilen yiyecek ve
içecekleri sürekli olarak reddettikleri takdirde; bu hareketlerinin kötü
sonuçları ile bırakacağı bedensel ve ruhsal hasarlar konusunda ceza infaz
kurumu veya tutukevi tabibince bilgilendirilirler. Psiko-sosyal hizmet
birimince de bu hareketlerinden vazgeçmeleri yolunda çalışmalar yapılır ve
sonuç alınamaması halinde, beslenmelerine kurum tabibince belirlenen rejime
göre uygun ortamda başlanır.
Beslenmeyi reddederek
açlık grevi veya ölüm orucunda bulunan hükümlü ve tutuklulardan, birinci fıkra
gereğince alınan tedbirlere ve yapılan çalışmalara rağmen hayatî tehlikeye
girdiği veya bilincinin bozulduğu tabipçe belirlenenler hakkında, isteklerine
bakılmaksızın kurumda, olanak bulunmadığı takdirde derhâl hastahaneye
kaldırılmak suretiyle muayene ve teşhise yönelik tıbbî araştırma, tedavi ve
beslenme gibi tedbirler, sağlık ve hayatları için tehlike oluşturmamak şartıyla
uygulanır.
Yukarıda belirtilen
haller dışında, bir sağlık sorunu olup da muayene ve tedaviyi reddeden hükümlü
ve tutukluların sağlık veya hayatlarının ciddî tehlike içinde olması veya ceza
infaz kurumu ve tutukevinde bulunanların sağlık veya hayatları için tehlike
oluşturan bir durumun varlığı halinde de ikinci fıkra hükümleri uygulanır.
Bu maddede öngörülen
tedbirler, kurum tabibinin tavsiye ve yönetimi altında uygulanır. Ancak kurum
tabibinin zamanında müdahale edememesi veya gecikmesi hükümlü ve tutuklu için
hayatî tehlike doğurabilecek ise, bu tedbirlere ikinci fıkrada belirtilen
şartlar aranmaksızın başvurulur.
Bu madde uyarınca hükümlü
ve tutukluların sağlıklarının korunması ve tedavilerine yönelik zorlayıcı
tedbirler, onur kırıcı nitelikte olmamak şartıyla uygulanır.”
MADDE 6. – Hapishane ve
Tevkifhanelerin İdaresi Hakkında Kanunun 10.9.1993 tarihli ve 524 sayılı Kanun
Hükmünde Kararname ile yürürlükten kaldırılan 6 ncı maddesi aşağıdaki şekilde
yeniden düzenlenmiştir.
“Madde 6. – Sıfat ve
görevi ne olursa olsun, ceza infaz kurumları ve tutukevlerine giren herkes,
duyarlı kapıdan geçmek zorundadır. Ayrıca, iç ve dış güvenlik personeli dahil
olmak üzere ceza infaz kurumları ve tutukevlerine girenlerin üstleri metal
dedektörle aranır; eşyaları x-ray cihazından veya benzeri güvenlik
sistemlerinden geçirilir ve ayrıca şüphe halinde elle aranır. Bu cihazların
bulunmadığı yerlerde arama ve kontrol elle yapılır. Ancak, hâkim ve Cumhuriyet
savcılarının, avukatların, milletvekillerinin, mülki amirlerin hiçbir şekilde
üstü elle aranmaz. Duyarlı kapı cihazının ikazının sürmesi halinde bu kişiler
elle aranmayı kabul ettikleri takdirde kuruma girebilirler.
Ceza infaz kurumları ve
tutukevlerine giren müdafi veya avukatlarca, savunmaya ilişkin olduğu yazılı
olarak beyan edilen belge ve dosyalar aramaya tâbi tutulmaz.
Konusu suç teşkil
etmemekle birlikte ceza infaz kurumları ve tutukevlerine sokulması yasak olan
eşya, araç, gereç veya malzemeler çıkışta sahibine verilmek üzere idare
tarafından muhafaza altına alınır.
Hükümlü ve tutuklular,
ziyaret veya iyileştirme ve eğitim programları dışında herhangi bir sebeple
odalarından çıkış veya dönüşlerinde ayrı yerlerde ve farklı memurlarca üst veya
eşya aramasına tâbi tutulurlar.
Aramalarda insan oruruna
saygı esastır.”
MADDE 7. – Tasarının 7
nci maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
MADDE 8. – Tasarının 8
inci maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.