Dönem
: 22 Yasama Yılı : 1
T.B.M.M. (S. Sayısı : 58)
Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporu (1/433)
T.C.
Başbakanlık 20.1.2003
Kanunlar ve Kararlar
Genel Müdürlüğü
Sayı : B.02.0.KKG.0.10/101-418/389
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Adalet Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı
Bakanlar Kurulunca 10.1.2003 tarihinde kararlaştırılan “Çekle Ödemelerin
Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Abdullah
Gül
Başbakan
GENEL GEREKÇE
19.3.1985 tarihli ve 3167
sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında
Kanun, 3.4.1985 tarihli ve 18714 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe
girmiş olup, zaman içinde bu Kanunun uygulanmasında bazı sorunlarla
karşılaşılmıştır.
3167 sayılı Kanunla
ilgili olarak açılan ceza davası sayısı, 1986 yılında 10 644 iken; bu sayı 1990
yılında 134 622’ye, 1999 yılında 320 320’ye, 2000 yılında 262 611’e ulaşmıştır.
2001 yılında ise bu sayı 307 381 olmuştur. 3167 sayılı Kanundan dolayı açılan
davaların, toplam ceza davaları içindeki oranı ise, 1999 yılında yüzde 18.4;
2000 yılında yüzde 15; 2001 yılında da yüzde 13.5’tir.
3167 sayılı Kanunda,
keşide edilen çekin karşılığının bulunmaması hâli, objektif sorumluluk olarak
düzenlenmiş ve bu suça hürriyeti bağlayıcı ceza öngörülmüştür.
Özel ceza kanunlarının
ceza hükümlerinin uygulanmasında, ülkedeki diğer ceza kurallarının tümünün
dikkate alınması gerekir. Çağdaş ceza hukukunda, ekonomik ilişkilerin gelişmesi
ve çeşitlenmesi sonucu bu ilişkilerden doğan ve netice itibarıyla cezaî
müeyyideyi gerektiren eylemlere hürriyeti bağlayıcı cezanın başvurulacak en son
çare olarak öngörülmesi, “ekonomik suça ekonomik ceza” ilkesinin doğmasına yol
açmıştır. Bu gelişme nedeniyle karşılıksız çek keşide etmek suçunu ilk defa
işleyenlere hürriyeti bağlayıcı ceza yerine çek bedeli tutarı kadar ağır para
cezası verilmesi, ancak çeke olan güvenin zaafa uğratılmaması ve cezada
etkinliğin artırılması bakımından, bu suçtan mükerrirler hakkında hapis cezası
verilmesi uygun görülmüştür.
Bunların yanında, bugün
uygulamada bir nevi kredi aracı niteliğinde kullanılmakta olan çekin, aslına
uygun olarak ödeme aracı hâline getirilmesi de zorunlu bulunmaktadır. Ayrıca
bankaların, çek defteri verirken gerekli araştırma ve değerlendirmeyi yapması
zorunluluğunun yanında, maddî anlamda sorumluluklarının artırılması suretiyle
çek hesabının açılması ve çek defterinin verilmesinde daha çok özen
göstermeleri de, bir ihtiyaç hâline gelmiş bulunmaktadır.
Tasarı, yukarıda
belirtilen gerekçelerle ve 3167 sayılı Kanunun uygulanmasında karşılaşılan
aksaklıkları gidermek amacıyla hazırlanmıştır.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1. - 3167 sayılı
Kanunun yürürlükteki 2 nci maddesinde, bankaların, çek hesabı açarken, çek
karnesi verirken ve 3167 sayılı Kanunla kendilerine verilen görev ve
sorumlulukları yerine getirirken bu işlemlerin gerektirdiği basiret ve itinayı
göstermek zorunda oldukları hükmü yer almaktadır. Bu maddede yapılan
değişiklikle, bankaların, çek hesabı açarken ve 3167 sayılı Kanunla kendilerine
verilen görev ve yükümlülükleri yerine getirirken, çek hesabı açtıranın
yasaklılık ve engel durumu bulunup bulunmadığını Türkiye Cumhuriyet Merkez
Bankasınca 9 uncu maddeye göre bankalara yapılan duyurular çerçevesinde her
birinin kendi nezdinde oluşturduğu kayıtlardan araştırmaları, ayrıca çek hesabı
açtıranların ekonomik ve sosyal durumu gibi hususların belirlenmesinde de
gerekli basiret ve özeni göstermeleri gerektiği hükme bağlanmaktadır.
Tasarıyla, karşılıksız çek keşide edilmesi hâlinde söz konusu olan idarî
yasaklılık kaldırılmakta ve sadece mahkeme kararıyla yasaklılığa yer
verilmektedir. Bu nedenle karşılıksız çek keşide edilmesi ve bunun Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirilmesi hâlinde, mahkeme kararının
kesinleşmesine kadar, karşılıksız çek keşide eden kişi bakımından henüz
yasaklılık söz konusu olmayacaktır. Ancak bu durumdaki kişinin çek hesabı
açtırmasının önlenmesi bakımından engel durumu bulunup bulunmadığının
araştırılması öngörülmüştür. Bu hükümle, bugün oldukça yaygın bir duruma gelmiş
olan çek ile ilgili davaların başlangıçta bankalar tarafından yapılacak iyi bir
araştırma, dikkat ve özen sonunda önlenmesi, çeke güven ortamının
yaygınlaştırılması ve kamu güveninin sağlanması amaçlanmaktadır.
Madde 2. - Maddenin
birinci fıkrasında, 3167 sayılı Kanunun yürürlükteki 3 üncü maddesinin üçüncü
fıkrasında olduğu gibi çek defterlerinin bankalarca bastırılacağı hükme
bağlanmaktadır. 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanununun 20 nci
maddesinin (6) numaralı fıkrasının (e) bendinde, özel finans kurumlarının, 3167
sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında
Kanun ile diğer mevzuatın çeke ve teminat mektuplarına ilişkin hükümlerinin
uygulanması bakımından banka addolunacağı hükmü yer aldığından, maddede, özel
finans kurumlarının da çek defteri bastırabileceklerine ilişkin bir hükme
ayrıca yer verilmesine gerek görülmemiştir.
3167 sayılı Kanunun
yürürlükteki 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında, bankaların, çek karnelerinin
her yaprağına, çekle işleyen hesabın bulunduğu şubelerinin adını ve keşidecinin
hesap numarasını yazmak zorunda oldukları hükmü yer almaktadır. 6762 sayılı
Türk Ticaret Kanununun 692 nci maddesinde çekin aslî unsurları, 693 üncü
maddesinde ise istisnaî durumlar gösterilmektedir. 3167 sayılı Kanunun
yürürlükteki 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen unsurların mevcut
olmaması hâlinde, çek niteliğinin devam edip etmediği uygulamada tereddütlere
neden olmaktadır. Yapılan değişiklikle, bu tereddütleri gidermek bakımından,
çek hesabının bulunduğu şubenin adının, hesap numarasının ve hesap sahibinin
vergi kimlik numarasının çek defterinin her yaprağına yazılması hükme
bağlanmakta, ancak, hesap sahibinin vergi kimlik numarası hariç olmak üzere
bunların yazılmamış veya bankalarca baskı esaslarına uyulmamış olmasının çekin
geçerliliğini etkilemeyeceği öngörülmektedir.
Öte yandan, 3167 sayılı
Kanunla ilgili olarak açılan davaların bir kısmında, keşidecinin kimliği
dışında bir bilgi bulunmaması, yargılamada sanık durumda olan bu kişilerin
bulunup savunmalarının alınmasında güçlüğe neden olduğundan yargılama
uzamaktadır. Bunun önlenmesi bakımından, çek hesabı açtıranların açık kimlik ve
adreslerini saptamak için fotoğraflı nüfus cüzdanı örnekleri ile yerleşim yeri
belgelerini, tacir olanların ayrıca ticaret sicili kayıtlarını almak, bunların
açık kimliklerini, adreslerini, vergi kimlik numaralarını ve çek hesabının
kapatılma hâllerini Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirmek ve bunlara
ilişkin belgeleri hesapların kapatılmalarını izleyen beşinci yılın sonuna kadar
saklamak, bankalar bakımından bir zorunluluk hâline getirilmektedir. Böylece,
mahkemelerin yargılama bakımından gerekli delillere ulaşmaları
kolaylaştırılmaktadır.
Madde 3. - 3167 sayılı
Kanunun yürürlükteki 4 üncü maddesi hükmüne göre, çek hesabında kısmî karşılık
bulunması hâlinde, bu miktarın ödenmesi ve 5 inci maddeye göre de çekin hamile
geri verilmesi gerekmektedir. Bu durum, bankalara karşı dolandırıcılık
olaylarına yol açmaktadır. Çek hesabında büyük bir meblâğ bulunsa da, bunun çok
az üstünde düzenlenmiş bir çek ibraz edildiğinde kısmî karşılık söz konusu
olmakta, yüksek meblâğ ödenip, çek aslı hamile geri verilmektedir. Banka sadece
çekin fotokopisini saklayabilmektedir. Daha sonra, keşidecinin, çekin kendisi
tarafından düzenlenmediğini, imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürmesi
hâlinde çek fotokopisi üzerinde inceleme yapılamamaktadır. Hamili bulup çek
aslını temin etmek, çoğu olayda güçlüğe sebebiyet vermekte; dolandırıcılık
kastının mecut olduğu hâllerde hamili bulmak ve çek aslını temin etmek de
mümkün olmamaktadır. Böylece keşideci ve hamilin anlaşması hâlinde banka
dolandırılabilmektedir.
Bu nedenle, bankalara,
kısmî karşılığı bulunan çekleri, çek aslının bankada bırakılması şartıyla
ödemek zorunluğu getirilmektedir.
Öte yandan çek aslının
bankada bırakılıp hamile fotokopisinin verilmesi hâlinde, icra daireleri takibe
konulacak evrakın aslını istedikleri için, fotokopi ile çekin karşılıksız kalan
kısmı için icra takibi yapılamamaktadır.
Belirtilen sakıncaların
önlenmesi için, kısmî ödeme hâlinde çek aslının bankada saklanması, hamilin
kendisine çekin fotokopisi üzerine kısmî ödeme nedeni ve ibraz tarihi yazılmak
ve tasdik edilmek suretiyle ücretsiz olarak verilen fotokopi ile mahkemeye veya
Cumhuriyet savcılığına veya müracaat borçlularına başvurması veya icra
takibinde bulunulabilmesi, makeme veya icra dairesi istediğinde çek aslının
banka tarafından bu mercilere gönderilmesi öngörülmektedir.
Madde 4. - 3167 sayılı
Kanunun yürürlükteki 5 inci maddesinde, çekin üzerinde yazılı miktarın kısmen
veya tamamen ödenmeyeceğinin tespiti hâlinde, ibraz tarihi ile kısmen veya
tamamen ödenmeme nedeninin çekin üzerinde yazılması suretiyle hamile geri
verileceği hükme bağlanmaktadır. Bu maddede yapılan değişiklikle, çekin
ibrazına karşın ödeme yapılamaması veya çek hamili tarafından kısmî ödemenin
kabul edilmemesi hâlinde yapılacak işlem düzenlenmektedir.
Karşılıksız kalan çekin
hamile geri verilmesi hâlinde, çek üzerinde ekleme ve değişmeler
yapılabilmektedir. Bunun sonucu çekin ibraz tarihindeki durumu anlaşmazlık
konusu olmakta ve mahkemeler delillerin değerlendirilmesinde güçlükle
karşılaşmaktadır.
Ayrıca, uygulamada
tereddütlere yer verilmemesi için, çekin ibrazında hiç ödeme yapılmaması
hâlinde çekin hamile geri verileceği maddede belirtilmekte, uygulamada ortaya
çıkan sakıncanın önlenmesi için de hamile geri verilen çekin ön ve arka yüzü
fotokopisinin banka tarafından saklanması öngörülmektedir.
Kanunî sorumluluğu
nedeniyle 10 uncu maddede yazılı miktarı hamile ödeyen bankanın, çeki hamile geri
verme yükümlülüğü bulunmamaktadır.
Maddede belirtilen
yükümlülüğe karşın, çekin ön ve arka yüzünün fotokopisini saklamayan bankanın
para cezasıyla cezalandırılacağı da Tasarıyla değiştirilen 15 inci maddede
hükme bağlanmaktadır.
Madde 5. - 6762 sayılı
Türk Ticaret Kanununun 710 uncu maddesinde, çekin bir takas odasına ibrazının
ödeme için ibraz yerine geçeceği hükme bağlanmıştır. Bu husus dikkate alınarak,
fizikî ibraz olmaksızın çek takası uygulamasında çek bilgilerinin elektronik
ortamda muhatap bankaya gönderilmesinin, takas odasına ibraz şeklinde
değerlendirilmesine olanak sağlanması, böylece fizikî ibraz olmaksızın çek
takası uygulamasındaki yasal boşluğun doldurulması amacıyla, maddeyle, 3167
sayılı Kanunun 6 ncı maddesine bir fıkra eklenmektedir.
Madde 6. - Maddeyle, 3167
sayılı Kanunun 7 nci maddesinde yapılan değişiklikle, çekin kısmen veya tamamen
karşılığının bulunmaması hâlinde muhatap banka tarafından, kendisine ait bütün
çek defterlerinin, bunların alındığı bankalara geri verilmesinin, 8 inci
maddede öngörülen sürenin bitiminden itibaren on gün içinde hesap sahibine
iadeli taahhütlü mektupla bildirileceği hükme bağlanmaktadır.
3167 sayılı Kanunun
yürürlükteki hükümlerine göre, çekin karşılıksız çıkması hâlinde ilgili
bankanın keşideciye ihtar mektubu göndermesi gerekmektedir. Yine bu hükümlere
göre, keşideci de yüzde on tazminat ve gecikme faizini ödeyerek düzeltme
hakkını kullanabilme olanağına sahip bulunmaktadır. Keşidecinin düzeltme hakkı
olsun veya olmasın, karşılıksız çek keşide etmek suçu nedeniyle yargılama
yapılabilmesi kendisine ihtar mektubu gönderilmesine bağlı bulunmaktadır.
Uygulamada ihtar mektuplarının tebliği sorun olmakta, tebligatın yetkili ya da
ehil kişiye yapılıp yapılmadığı, usulüne uygun olup olmadığı gibi konular davaların
uzamasına sebebiyet vermektedir. Oysa, çek keşide eden kişinin çekin ibraz
süresini bilmesi ve hesabında buna göre yeterli karşılık bulundurması
gerekmektedir. Bu nedenle yapılan değişiklikle, yapılacak ihtarda sadece çek
defterlerinin, bunların alındığı bankalara iadesinin isteneceği
öngörülmektedir.
Madde 7. - 3167 sayılı
Kanunun 8 inci maddesinde yapılan değişiklikle düzeltme hakkının kullanılması
ihtara bağlı olmaktan çıkarılmaktadır. Yapılan düzenlemeye göre, çekte yazılı
keşide gününe göre hesaplanacak ibraz süresinin bitim tarihinden itibaren en
geç on gün içinde çekin karşılıksız kalan kısmını, yüzde on tazminatı ve çekin
ibraz tarihinden ödeme gününe kadar geçen süre için Tasarıyla 3167 sayılı
Kanuna eklenen 16a maddesine göre hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte
ödemek suretiyle düzeltme hakkını kulanan, çek keşide etme hakkını yeniden
kazanacaktır.
Ayrıca yürürlükteki
maddede yer alan düzeltme hakkının karşılıksız çekin ibraz tarihini izleyen bir
yıl içinde ancak iki kez kullanılabilceğine ilişkin hüküm madde metninden
çıkarılmaktadır.
Madde 8. - 3167 sayılı Kanunun 9 uncu
maddesinde yapılan değişiklikle, yeterli karşılığı olmadığı için çekin
ödenmemesi veya düzeltme hakkının kullanılamaz hale geldiği tarihten sonra
ödeme yapılması durumunda muhatap banka tarafından Türkiye Cumhuriyet Merkez
Bankasına ve buradan da diğer bankalara yapılacak bildirimler, 3167 sayılı
Kanunun 7 ve 8 inci maddelerinde yapılan değişiklikler doğrultusunda yeniden
düzenlenmektedir.
Madde 9. - 3167 sayılı Kanunun 10 uncu
maddesinde yer alan, bankaların, karşılığı bulunmayan veya yetersiz kalan
çeklerde kanunî ödeme sorumlulukları günün şartlarına uygun olarak
yüzellimilyon liraya yükseltilmektedir.
Yürürlükteki maddede “kredi” olarak ifade
edilen sorumluluk temeli, çek defteri verilmesi sırasında bir nakit ödemesi söz
konusu olmadığından hukukî niteliğine uygun bir şekilde “gayrî nakdî kredi”
olarak düzenlenmektedir.
Maddenin ikinci fıkrasında yapılan
değişiklikle de bankaların sorumlu olduğu miktarın belirlenmesinde esas alınan
endekslerin Başbakanlık Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığınca yayımlanmasına
son verildiğinden, Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığı tarafından yayımlanan
“Toptan Eşya Fiyatları Yıllık Endeksi”ndeki değişmelerin dikkate alınması öngörülmektedir.
Bu değişmeler Türkiye Cumhuriyet Merkez
Bankası tarafından göz önünde tutularak, bankaların sorumluluk miktarı her yıl
Ocak ayında belirlenecek ve bir tebliğle Resmî Gazetede yayımlanacaktır.
Maddeyle Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bu miktarın belirlenmesinde takdir
yetkisi tanınmaktadır. Bu çerçevede sorumluluk miktarı, günün ekonomik
koşullarına göre belirlenecektir.
Madde 10. - Tasarıyla, 3167 sayılı Kanunun
7, 8 ve 9 uncu maddelerinde yapılan değişiklik nedeniyle, 11 inci madde bu değişikliklere
uygun hale getirilmekte; ayrıca yeterli karşılığı olmayan çek keşide edenler ve
daha sonra bu çekleri ödeyenler hakkında gerekli bilgilerin, Türkiye Cumhuriyet
Merkez Bankasınca belirlenecek esas ve usuller çerçevesinde, muhatap
bankalardan toplanıp, diğer bankalara duyurularak, bankaların, müşterilerinin
risk durumları hakkında aydınlatılması, buna göre ticarî ilişkilerini
düzenleyebilmelerine olanak tanınması amacıyla hüküm yeniden düzenlenmektedir.
Getirilen hükme göre, karşılıksız çıkan çeklerin,
muhatap bankaya hamil adına yatırılması dışında herhangi bir şekilde çek
hamiline ödenmesi durumunda da, hesap sahipleri bu durumu hesabın bulunduğu
şubeye belgeleriyle birlikte bildirebilecek ve bankalardan Türkiye Cumhuriyet
Merkez Bankasına gönderilecek bu bilgiler de diğer bankalara duyurulacaktır.
Öte yandan, çek hesabı açtırmaktan
yasaklamaya ilişkin mahkeme kararlarının, ilgisi nedeniyle Türkiye Cumhuriyet
Merkez Bankası tarafından sadece bankalara duyurulması esasına bu maddeyle
işlerlik kazandırılmaktadır.
Madde 11. - Maddenin birinci fıkrasında
3167 sayılı Kanunun yürürlükteki 13 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan
para cezası, günün ekonomik koşullarına uygun hale getirilmektedir. Bu
düzenleme yapılırken, 3167 sayılı Kanunun yürürlükteki 13 üncü maddesinin
birinci fıkrasındaki suçun niteliğinde herhangi bir değişiklik yapılmamakta,
sadece “çek karnesi” ibaresi Tasarının diğer maddeleriyle paralelliğin ve terim
birliğinin sağlanması bakımından “çek defteri” şeklinde değiştirilmektedir.
Maddenin ikinci fıkrasında ise, mahkemenin
yasaklama kararına aykırı olarak hesap açtıranlar ile bu hesapları açan
bankalar için cezaî yaptırım öngörülmektedir. Fıkrada bankalar için tüzel kişi
olmaları nedeniyle para cezası, hesap açtıranlar yönünden ise hürriyeti
bağlayıcı ceza verilmesi uygun görülmüştür.
Öte yandan, 3167 sayılı Kanunun
yürürlükteki 16 ncı maddesi ile karşılıksız çek keşide edenler hakkında,
hürriyeti bağlayıcı cezanın yanı sıra, bankalarda çek hesabı açmasının ve çek
keşide etmesinin yasaklanmasına karar verilmektedir. Bu yasağa rağmen çek
keşide edilmesi halinde, fail hakkında 3167 sayılı Kanunun yürürlükteki 13 üncü
maddesinin ikinci fıkrası halen uygulanmaktadır. Ancak, bu madde uyarınca
açılan davaların, dava konusu çeklerin yasaklama kararından önce düzenlendiği
yolundaki savunma karşısında beraatla sonuçlandığı, mahkemelerin gereksiz yere
meşgul edildiği ve amaçlanan sonuçların alınamadığı dikkate alınarak, 3167
sayılı Kanunun yürürlükteki 13 üncü maddesinin ikinci fıkrası kaldırılmaktadır.
Madde 12. - 3167 sayılı Kanunun
yürürlükteki 14 üncü maddesinde atıf yapılan 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 323
üncü maddesinde yer alan fiil ile bu maddeyle yasaklanan fiil arasında büyük
farklılıklar bulunmaktadır. Ayrıca 323 üncü madde uyarınca ceza verilebilmesi
için maddede öngörülen tüm unsurların aranıp aranmaması ve mahkemelerden
verilen hükümleri denetleyecek birimlerin belirlenmesi konularında uygulamada
tereddütlere neden olmaktadır. Bu nedenle, 323 üncü maddeye yollama yapılmasından
vazgeçilerek yasağa aykırılığın cezası bu Kanunda belirlenmektedir. Yeni
düzenlemede hapis cezası aynı miktarda tutulmakta, para cezası günün ekonomik
koşullarına uygun hale getirilmektedir.
Madde 13. - Tasarıyla, 3167 sayılı Kanunun
7, 8, 9 ve 13 üncü maddelerinde değişiklik yapılmış olması nedeniyle, bankalara
uygulanacak cezalara ilişkin 15 inci madde yeniden düzenlenmektedir. Bu
yapılırken, maddede öngörülen para cezaları günün ekonomik koşullarına uygun
hale getirilmekte ve yargılamada bankayı şube müdürlerinin temsil edeceği hükme
bağlanmaktadır.
Madde 14. - 3167 sayılı Kanunun
yürürlükteki 16 ncı maddesinde, keşide edilen çekin karşılıksız çıkması hali
objektif sorumluluk olarak düzenlenmiş ve bu suç için hapis cezası
öngörülmüştür. Çağdaş ceza hukukunda, ekonomik ilişkilerin gelişmesi ve
çeşitlenmesi sonucu bu ilişkilerden doğan ve netice itibarıyla cezaî müeyyideyi
gerektiren eylemlere hürriyeti bağlayıcı cezanın başvurulacak en son çare
olarak öngörülmesi, “ekonomik suça ekonomik ceza” ilkesinin doğmasına yol
açmıştır. Bu nedenle, maddede yeniden yapılan düzenlemeyle, keşide edilen çekin
karşılığının bulunmaması halinde, bu suçu ilk defa işleyenler için çek bedeli
tutarı kadar olmak üzere nispî para cezası verilmesi, ancak çeke olan güvenin zaafa
uğratılmaması ve cezada etkinliğin artırılması bakımından, bu suçtan
mükerrirler hakkında hapis cezası verilmesi hükme bağlanmaktadır. Bu düzenleme
yapılırken fiilin sahtecilik veya dolandırıcılık gibi suçlarla ilgili boyutu
saklı tutulmuştur. Bu suçu ilk defa işleyenlere verilecek para cezası
seksenmilyar liradan fazla olamayacaktır ve bu miktar Türk Ceza Kanununun ek 2
nci maddesi uyarınca her yıl artırılacaktır.
Yapılan değişiklikle ayrıca, çek keşide
eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcilerinin cezalandırılmaları da hükme
bağlanmaktadır.
Türk Ceza Kanununun iştirak hükümleri
gereğince, koşulların varlığı halinde çek keşide etmek yetkisi veren çek hesabı
sahipleri ile çekin keşide edilmesi talimatını verenler de
cezalandırılacaklardır. Örneğin, bir ticaret şirketindeki müdürlerin bu yerde
çalışan personele talimat vermek suretiyle karşılıksız çek keşide ettirmeleri
halinde bu kişilerin de cezalandırılmaları gerekecektir.
Ayrıca, yine bu madde hükmü uyarınca çift
imza ile çek keşide etme yetkisinin verildiği hallerde, yetki verilenlerden
sadece birisinin imzası ile çekin keşide edilmesi halinde bu kişi de yetkili
temsilci sayılacaktır.
Maddeyle getirilen diğer bir yenilik ise
özel hukuk tüzelkişilerine de ceza sorumluluğu getirilmesidir. Buna göre, bu
suçun organ veya temsilcisi tarafından yararına işlenmesi durumunda,
karşılıksız çeki keşide eden gerçek kişi hakkında verilen para cezası özel
hukuk tüzelkişisi hakkında da ayrıca hükmolunacaktır.
Öte yandan, çek keşide etme yasağına
aykırılık nedeniyle açılan davalarda, sanıkların dava konusu çeki yasaklama
tarihinden önce keşide ettiklerini savunmaları nedeniyle davalar beraatla
sonuçlandığından; 16 ncı maddenin düzenlenmesinde “çek keşide etmesinin
yasaklanması” maddeye alınmamış, sadece “çek hesabı açtırmalarının
yasaklanması” ile yetinilmiştir.
Tasarıyla 3167 sayılı Kanuna eklenen 16b
maddesinde ifade edilen nedenlerle, karşılıksız çek keşide edilmesi suçundan
açılacak kamu davalarında, şikâyetçinin şikâyet anından itibaren müdahil
sıfatını kazanması ve müdahilin bizzat veya vekili aracılığıyla davayı takip
etmesi hükmü getirildiğinden, yürürlükteki maddenin gereksiz hale gelen ikinci
fıkrası hükmü madde metninden çıkarılmaktadır.
Ayrıca uygulamadaki tereddütleri gidermek,
uygulama kolaylığı sağlamak, yargılamada gecikmeleri önlemek amacıyla ve
öngörülen yaptırımın ilke olarak nispî para cezası olması nedeniyle, maddede
karşılıksız çıkan her çek yaprağının ayrı bir suç oluşturacağı hükmüne yer
verilmektedir.
Madde 15. - 3167 sayılı Kanunda özel bir
hüküm bulunmadığı için karşılıksız kalan çekte 3095 sayılı Kanunî Faiz ve
Temerrüt Faizine İlişkin Kanun uyarınca, gecikme faizi olarak yasal faiz
uygulanmaktadır. Ancak, Türk Ticaret Kanununun 3 üncü maddesine göre çek
keşidesi ticarî bir iş olduğu için gecikme faizinin de Kanunî Faiz ve Temerrüt
Faizine İlişkin Kanuna göre ticarî işlerde temerrüt faizi oranı üzerinden
hesaplanması gerekmektedir. Bu doğrultuda 3167 sayılı Kanuna eklenen 16a
maddesinde çekte uygulanacak gecikme faizinin niteliği belirtilmektedir.
Madde 16. - 3167 sayılı Kanun uyarınca
açılan kamu davalarında keşideci ile anlaşan hamilin davayı takip etmemesi, bu
nedenle delillerin toplanmasında ortaya çıkan güçlük, bundan daha fazla olmak
üzere açık kimlik ve adresleri tespit edilemeyen veya yargılamadan kaçan
sanıkların savunmalarının alınamaması, davaların aşırı miktarda artmasına,
mahkemelerde birikme, tıkanma ve yakınmalara neden olmaktadır.
Bu oluşum Devlet açısından da zararlara
neden olmaktadır. Davanın son aşamasına kadar bekleyen keşideci, hüküm
kesinleşmeden kısa bir süre önce ödemede bulunarak davanın düşmesini
sağlamakta; bunun sonucunda tüm yargılama giderleri Devletin üzerinde
kalmaktadır.
Bu sakıncaların önlenmesi için karşılıksız
çek keşide edilmesi suçu nedeniyle yapılacak soruşturma ve kovuşturmalarda
şikâyetçinin, şikâyet anından itibaren müdahil sıfatını kazanacağı hükme
bağlanmaktadır. Maddeyle, müdahilin veya vekilinin haklı mazereti olmaksızın
üst üste iki duruşmaya gelmemesi durumunda, şikâyetten vazgeçmiş sayılarak
davanın düşürüleceği ve bu halde şikâyetçinin yargılama giderlerinden sorumlu
olacağı hükme bağlanmaktadır. Maddede, bu suçlar bakımından yetkili ve görevli
mahkeme de gösterilmektedir.
Şikâyet hakkının başlangıç tarihi
konusunda ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermek amacıyla, şikâyet hakkının
başlama tarihi maddede açıkça gösterilmektedir. Bu düzenlemeye göre, karşılığı
bulunmayan veya kısmen karşılığı olan çekin ibrazında ihtiyatî tedbir kararı
veya ödeme yasağı nedeniyle işlem yapılmaması halinde bu sürenin ihtiyatî
tedbir kararının veya yasağın kalktığı tarihten başlayacağı hükme
bağlanmaktadır.
Madde 17. - Dava açılmasını engelleyen,
davayı düşüren ve cezayı ortadan kaldıran nedenler hükme bağlanmaktadır. Çek
hamillerini korumak amacıyla, ödemenin gecikmesi halinde tazminatın belirli
oranlarda artması öngörülmektedir. Böylece, keşidecinin ödemeyi geciktirme
yoluyla haksız kazanç ve yarar beklemesi yerine, bir an önce ödemede bulunma
yolunda çaba göstermesi amaçlanmaktadır.
Geçici Madde 1. - Maddenin birinci
fıkrasında, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce keşide edilip de karşılıksız
çıkan çekler hakkında açılmış olan davalarda şikâyetçinin davayı takip etmemesi
halinde yapılacak işlem gösterilmektedir.
Tasarıyla 3167 sayılı Kanunun 16 ncı maddesinde
yapılan değişiklikle karşılıksız çek keşide etmek suçu için çek bedeli kadar
ağır para cezası, bu suçtan mükerrirler hakkında hapis cezası verilmesi hükme
bağlanmaktadır. Yapılan bu değişiklik nedeniyle meydana gelen geçiş döneminde
uygulanması bakımından, maddenin ikinci fıkrasında, bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten önce işlenen karşılıksız çek keşide etmek suçundan mükerrirler
hakkında hapis cezasının uygulanmaması öngörülmektedir.
Maddenin üçüncü fıkrasında, bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten önce 3167 sayılı Kanunun 16 ncı maddesi kapsamına
giren suç nedeniyle hüküm giymiş veya tutuklanmış olanlar hakkında Türk Ceza
Kanununun 2 nci maddesi doğrultusunda yapılacak işlemler hükme bağlanmaktadır.
Geçici Madde 2. - Bu Kanunla 3167 sayılı
Kanuna eklenen 16c maddesinde, karşılıksız çeklerden dolayı ödenmesi gereken
tazminat oranları yeniden düzenlenerek artırılmış olduğundan, bu madde ile
düzeltme hakkını kullanma olanağını kaybetmiş olanlara geçici bir süre için
fırsat verilmektedir. Getirilen bu düzenlemeden faydalananlar hakkındaki
yasaklama kararları da ortadan kalkacaktır.
Geçici Madde 3. - Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten önce 3167 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin ikinci fıkrası
hükmüne aykırı fiilden dolayı yapılmakta olan hazırlık soruşturması ve
görülmekte olan kamu davaları hakkında yapılacak uygulamaya ilişkin düzenleme
yer almaktadır. Maddede belirtilen yasaklılıklar, bu Kanunun yürürlüğe
girmesiyle bankalar tarafından kendiliğinden kaldırılacaktır.
Geçici Madde 4. - Sonradan ödenen
karşılıksız çeklere ilişkin bilgilerin bankalara duyurulmasını sağlamak üzere
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca yapılacak teknik hazırlıklar zaman
alabileceğinden, bu konuda geçici hüküm getirilmektedir.
Geçici Madde 5. - Tasarıyla 3167 sayılı Kanunda
yapılan değişiklikler nedeniyle, bankaların yeni çek defteri basmaları ve eski
çek defterlerini imha etmeleri, ayrıca her çek yaprağından sorumlulukları
konusunda ortaya çıkabilecek kuşkuları giderebilmek amacıyla Türkiye Cumhuriyet
Merkez Bankasınca konunun bir tebliğle düzenlenmesi ve bankaların 3167 sayılı
Kanunun 10 uncu maddesine göre sorumluluklarının belirli bir süre devam etmesi
öngörülmektedir.
Madde 18. - Yürürlük maddesidir.
Madde 19. - Yürütme maddesidir.
Adalet Komisyonu Raporu
Türkiye Büyük Millet
Meclisi
Adalet
Komisyonu 20.2.2003
Esas No. : 1/433
Karar No. : 16
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Komisyonumuzun 30.1.2003
tarihli 9 uncu birleşiminde Adalet Bakanı Sayın Cemil Çiçek ile Adalet
Bakanlığı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanlığı, Türkiye Bankalar
Birliği, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanlığı, Türkiye Barolar
Birliği Başkanlığı temsilcilerinin ve Yargıtay 10. Ceza Dairesi Başkanının da
katılmalarıyla görüşülen ve geneli üzerindeki görüşmeleri tamamlanarak
maddelerine geçilmesi kabul edilen ancak, maddelerin ayrıntılı bir biçimde
incelenerek düzenlenmesi amacıyla üç kişilik bir alt komisyona havale edilen
“Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı”, alt komisyonca etraflı bir şekilde
incelenerek yapılan çalışmalar sonucunda Komisyonumuza sunulan rapor ve metin
dikkate alınarak Komisyonumuzun 20.2.2003 tarihli 11 inci birleşiminde Adalet
Bakanı Sayın Cemil Çiçek ile Bakanlık temsilcilerinin katılmalarıyla incelenip
görüşülmüş, maddeler üzerinde yapılan kabul, ilave ve değişiklikler sırasıyla
aşağıda açıklanmıştır.
Tasarının 1 inci maddesi
aynen kabul edilmiştir.
Tasarının çerçeve 2 nci
maddesiyle değiştirilen 3167 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin son fıkrasının
sonuna karşılıksız çıkan çeklerde çek hamillerinin alacaklarına bir an önce
ulaşabilmelerini sağlamak amacıyla çekin karşılığının tamamen veya kısmen
bulunmaması halinde hamilin talebi üzerine keşidecinin bankaca bilinen
adreslerinin kendisine verileceğine ilişkin bir cümle ilave edilmiştir.
Tasarının çerçeve 3 üncü
maddesiyle değiştirilen 3167 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin ikinci
fıkrasındaki “karşılık istenmek” ibaresi daha açık bir şekilde ifade etmek
amacıyla “karşılığı sorulmak” şeklinde değiştirilmiştir.
Tasarının 4 üncü maddesi
aynen kabul edilmiştir.
Mevcut Kanunun 6 ncı
maddesi uyarınca bankalararası takas odalarında, bankaların karşılıklı olarak
birbirlerine ibraz ettikleri çekler için muhatap banka tarafından provizyon
alınması sırasında kısmen karşılığı olduğunun tespit edilmesi halinde bile, bu
hususun önce çeki takasa getiren bankaya bildirilmesi ve daha sonra hamilin
haberdar edilmesinin uzun süre alacak olması, özellikle elektronik ortamda
işlem yapılan bankalararası takas odalarında sistemin işleyişinin mutabakat
esasına dayanması nedenleriyle, muhatap bankaya doğrudan ibraz edilen çeklerde
olduğu gibi, herhangi bir ödeme yapılması mümkün olmamaktadır. Ancak, çek
hamilleri takasta karşılıksız kalması nedeniyle tahsil edemedikleri çekleri
için daha sonra muhatap bankaya başvurmak suretiyle 10 uncu maddede belirtilen
sorumluluk miktarı dahil çekin kısmî karşılığını tahsil etme olanağına
sahiptir. Bu husus dikkate alınarak ileride hukukî bir ihtilaf doğmaması
açısından ve mevcut uygulama esas alınarak Tasarının çerçeve 5 inci maddesiyle
3167 sayılı Kanunun 6 ncı maddesine eklenen fıkradan sonra; ibrazında kısmen
karşılığı bulunduğu belirlenen çek tutarının, muhatap bankaca hamile ödenebilmesi
amacıyla hesapta bulunan kısmî karşılık tutarının hamil lehine onbeş gün
süreyle bloke edileceğine ilişkin yeni bir fıkra eklenmiş ve çerçeve maddede bu
doğrultuda değişiklik yapılmıştır.
Tasarının 6 ve 7 nci
maddeleri aynen kabul edilmiştir.
Tasarının çerçeve 8 inci
maddesiyle değiştirilen 3167 sayılı Kanunun 9 uncu maddesindeki “düzeltme
hakkının kullanılamaz hale geldiği tarihten” ibaresi Merkez Bankası ile diğer
bankaların karşılıksız çıkan çeklerden bir an önce haberdar edilmeleri ve
sistemin daha iyi çalışması amacıyla “ibraz tarihinden” olarak
değiştirilmiştir.
Tasarının çerçeve 9 uncu
maddesiyle değiştirilen 3167 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci
fıkrasının başında yer alan “üzerinde yazılı keşide gününe göre” ibaresi
gereksiz bulunarak metinden çıkarılmış, bankaların sorumlu olduğu
“yüzellimilyon” lira az bulunarak “üçyüzmilyon” liraya çıkarılmış ve bu
miktarın her çek yaprağı için olduğu hususuna açıklık getirilmiştir.
Tasarının 10 uncu maddesi
aynen kabul edilmiştir.
Tasarının çerçeve 11 inci
maddesiyle değiştirilen 3167 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin ikinci
fıkrasında yer alan “üçyüzellimilyon liradan üçmilyar liraya kadar” olan para
cezası az bulunarak “birmilyar liradan beşmilyar liraya kadar” şeklinde
değiştirilmiştir.
Tasarının 12 ve 13 üncü
maddeleri aynen kabul edilmiştir.
Tasarının çerçeve 14 üncü
maddesiyle değiştirilen 3167 sayılı Kanunun 16 ncı maddesinin birinci
fkırasının başında yer alan “Keşide gününe göre ibraz süresi içinde” ibaresi
açıklık getirmek üzere “Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz
süresi içinde” şeklinde değiştirilmiş, ikinci fıkranın sonuna yetkili
temsilcisi tarafından yararına çek keşide edilen hesap sahibi gerçek kişi
hakkında da bu fıkra hükümlerinin uygulanacağına ilişkin bir cümle ilave
edilmiştir.
Tasarının 15 inci maddesi
aynen kabul edilmiştir.
Tasarının çerçeve 16 ncı
maddesiyle 3167 sayılı Kanuna eklenen 16b maddesinin birinci fkırasının son
cümlesinde müşteki ve mağdurların davalarını daha kolay ve çabuk takip
etmelerini sağlamak amacıyla değişiklik yapılmış, dört ve beşinci fıkraları
metinden çıkarılmış, bu iki fıkra yerine yargılamada sürat sağlamak amacıyla bu
suçlardan dolayı yapılan yargılamada Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 225 inci
maddesinin uygulanabileceğine ilişkin bir fıkra düzenlenmiştir.
Tasarının 17, Geçici 1,
Geçici 2, Geçici 3, Geçici 4 ve Geçici 5 inci maddeleri ile yürürlüğe ilişkin
18 ve yürütmeye ilişkin 19 uncu maddeleri aynen kabul edilmiştir.
Çağdaş ceza hukukunda
ekonomik ilişkilerin gelişmesi ve çeşitlenmesi sonucu bu ilişkilerden doğan ve
netice itibarıyla cezaî müeyyideyi gerektiren eylemlere hürriyeti bağlayıcı
cezanın başvurulacak en son çare olarak öngörülmesi nedeniyle doğan, ekonomik
suça ekonomik ceza ilkesi uyarınca karşılıksız çek keşide etmek suçunu ilk defa
işleyenlere hürriyeti bağlayıcı ceza yerine çek bedeli tutarı kadar ağır para
cezası verilmesi, ancak çeke olan güvenin zaafa uğratılmaması ve cezada
etkinliğin arttırılması bakımından, bu suçtan mükerrirler hakkında hapis cezası
verilmesi, bankaların çek defteri verirken gerekli araştırma ve değerlendirmeyi
yapması zorunluluğunun yanında, maddî anlamda sorumluluklarının artırılması
suretiyle çek hesabının açılması ve çek defterinin verilmesinde daha çok özen
göstermeleri ayrıca, 3167 sayılı Kanunla ilgili olarak açılan ceza davası
sayısı nedeniyle gerek yerel mahkemelerin gerek Yargıtayın iş yoğunluğu ve
kamuoyunun beklentileri dikkate alınarak hazırlanan Tasarının, biran önce
kanunlaşmasını uygun gören Komisyonumuz, İçtüzüğün 52 nci maddesi gereğince
Genel Kurulda öncelikle görüşülmesinin önerilmesine karar vermiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun
onayına sunulmak üzere saygı ile arz olunur.
|
|
Başkan |
Başkanvekili |
Sözcü |
|
|
Köksal Toptan |
Halil Özyolcu |
Ramazan
Can |
|
|
Zonguldak |
Ağrı |
Kırıkkale |
|
|
(Toplantıya katılmadı) |
(Toplantıya katılmadı) |
|
|
|
Kâtip |
Üye |
Üye |
|
|
Hasan
Kara |
Mehmet
Ziya Yergök |
Feridun
Fikret Baloğlu |
|
|
Kilis |
Adana |
Antalya |
|
|
|
(14. md. ile karşı oyum var. |
|
|
|
|
Karşı oy ektedir) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Orhan
Yıldız |
Semiha
Öyüş |
Feridun
Ayvazoğlu |
|
|
Artvin |
Aydın |
Çorum |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Muzaffer Külcü |
Mahmut
Durdu |
Esat
Canan |
|
|
Çorum |
Gaziantep |
Hakkâri |
|
|
(Toplantıya katılmadı) |
|
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Sadullah Ergin |
Recep
Özel |
Ahmet
Güryüz Ketenci |
|
|
Hatay |
Isparta |
İstanbul |
|
|
(Toplantıya katılmadı) |
|
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Mehmet
Yılmazcan |
Hakkı
Köylü |
Harun
Tüfekçi |
|
|
Kahramanmaraş |
Kastamonu |
Konya |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Muharrem
Kılıç |
Orhan
Eraslan |
Ömer
Kulaksız |
|
|
Malatya |
Niğde |
Sivas |
|
|
|
(9. ve 14. maddeye muhalifim |
|
|
|
|
gerekçesi eklidir) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Mehmet
Nuri Saygun |
Zeyid Aslan |
Bekir
Bozdağ |
|
|
Tekirdağ |
Tokat |
Yozgat |
|
|
(14. md. kısmen muhalifim. |
(Toplantıya katılmadı) |
|
|
|
Karşı oyum ve muhalefet |
|
|
|
|
açıklamam ektedir) |
|
|
KARŞI OY YAZISI
Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek
Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
Tasarısının 3167 sayılı yasanın 10 uncu maddesini değiştiren çerçeve 9 uncu
maddesine ve 3167 sayılı yasanın 16 ncı maddesini değiştiren çerçeve 14 üncü
maddesine aşağıdaki gerekçelerle muhalefet şerhimi sunuyorum.
Tasarının çerçeve 9 uncu maddesi
bankaların sorumluluğunu düzenlemektedir. Bu maddenin düzenlenmesinde göz önüne
alınması gereken husus çekin niteliği, işlevi, çekten beklenen yarar ve çekte
var olan keşideci, lehtar ve muhatabın menfaatlerinin ve sorumluluklarının uzlaştırılması
hususudur.
Bilindiği gibi çek bir ödeme vasıtası
olması yanında bir anlamıyla yasayla koruma altına alınmış bu yönüyle de diğer
kambiyo senetlerine göre de güçlendirilmiş bir ekonomik enstrümandır. Bir
anlamda ekonomiye konulmuş bir paradır. Çekin ekonomiden ya da ticari hayattan
çekilip alınması halinde ekonominin daha da küçüleceği tabiidir.
Diğer kambiyo senetlerine göre cezai
müeyyideye bağlanması nedeniyle güçlendirilmiş, dolayısıyla tedavülü daha hızlı
hale gelen çekin ekonomide tutulmasında yarar vardır.
Bu nedenle çekin taraflarından biri olan
muhatap bankanın sorumluluğunu yüksek tutmak bu faydayı temin etmekten uzaktır.
Çekin karşılıksız çıkması halinde en büyük kusur sahibi kuşkusuz ki çeki keşide
edendir. Bankaların sorumluluğunu her çek yaprağı başına 300 milyon TL’ye
yükseltilmiş olmakla karşılıksız çek keşidecisinin kötü niyetini bankaya
yüklemiş olmaktayız. Yani sorumluluk adil olarak dağıtılmamaktadır. Uygulamada
bu düzenleme sıkıntı yaratacaktır.
Şöyle ki bu düzenleme sonucunda iki durum
ortaya çıkabilecektir. Birincisi ya, sorumluluğu çok ağır bulan bankalar
mudilerine çek vermeyeceklerdir. Ki o zaman çekten beklenen yararın doğması
olanaksız hale gelecektir. Ekonomiye koymuş olduğumuz böyle bir enstrümandan
yoksun hale geleceksiniz, veyahut da karşılıksız çıkan on binlerce çekten
sorumlu buldukları miktarı ödeyen bankalar sarsıntı geçireceklerdir. Türk
Bankacılık sisteminin bunu taşıma olanağı yoktur.
Anlatılan gerekçelerle bankaların sorumlu
olduğu miktar olarak 300 milyonu yüksek buluyorum. Hükümet tasarısındaki gibi
sorumluluğun 150 milyon TL. olması gerekir. Eğer bankaların daha dikkatli çek
hesabı açması amaçlanıyorsa her çek yaprağı başına da 150 milyon TL.’nin
yeterli olacağı kanısındayım.
Kanun tasarının çerçeve 14 üncü maddesi
ile 3167 sayılı yasanın 16 ncı maddesinde yapılan değişiklikte 1. fıkranın son
cümlesinin “Bu suçtan mükerrirlere 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilir.”
Kısmının “bu suç 1. defa işlendiğinde yukarıdaki para cezası verilir, 1 defadan
fazla karşılıksız çek keşidesi halinde 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası
verilir” şeklinde düzenlenmesinin daha doğru olduğu kanısındayım.
Zira, bu suçtan mükerrirlere demekle 3167
sayılı yasadan hapis cezası fiilen çıkarılmış olmaktadır. Çünkü tekerrürün var
sayılabilmesi için T.C.K. 81 inci maddesine göre bu suçtan bir kişinin hüküm
giymesi cezanın infaz edilmesi ve adli sicile geçmesi ve 5 yıl içinde bu suçu
tekrar işlemesi gerekmektedir. Bu durum uygulamada fiilen olanaksızdır. Şöyle
ki aynı anda onlarca karşılıksız çeki keşide eden kişi daha önceden böyle bir
suçtan mahkûmiyeti bulunmadığı için mükerrir sayılamayacaktır. Zaten yasa
tasarısının çerçeve 8 inci maddesi karşılıksız çek keşide edenin bir daha çek
keşide etme hakkını elinden almış olmakla 5 yıl içeresinde yeniden çek keşide
edemeyeceğinden fiilen hapis cezası kaldırılmış olmaktadır. Oysa ülkemizin
içinde bulunduğu koşullar nedeniyle 3167 sayılı yasadaki hapis cezasının
korunmasına ihtiyaç vardır. Çünkü hukukun amacı güçsüzü ve mağduru korumaktır.
Burada mağdur olan karşılıksız çek hamilidir. Karşılıksız çek keşidecisi
değildir. Ekonomik dalgalanmalar nedeniyle çek keşidecisinin bir defaya mahsus
çekini ödemekte acze düşeceğini var saysak bile, eğer keşideci iyi niyetli ise
daha fazla karşılıksız çek keşide etmeme durumundadır. Çeki karşılıksız
çıktıktan sonra dahi veya karşılıksız çıkacağını bile bile yeni çekler keşide
etmesi halinde keşidecinin iyi niyetli olduğundan bahsedebilme olanağı yoktur.
Uygulamada bu düzenleme on binlerce
üreticinin eline verilmiş karşılıksız çekler sonucu ürünlerinin
dolandırılmasına seyirci kalma sonucunu doğuracaktır. Bu nokta da hukuku
korunması gereken yasa nedeniyle çeke güvenerek elindeki malını ürününü veren
çek hamilidir. Yoksa ödemeyeceğini bile bile çeki bir sebepsiz zenginleşme
vasıtası sayan ve birden çok karşılıksız çek keşide eden keşideci değildir.
Bu nedenle tasarının çerçeve 9 uncu ve 14
üncü maddelerine muhalif olduğumu arz ederim.
Orhan Eraslan
Niğde Milletvekili
KARŞI OY YAZISI
“Çekle ÖdemelerinDüzenlenmesi
ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin
Kanun Tasarısı”nda çek keşide edenlere bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası
verileceğini düzenleyen 14 üncü maddesine aşağıda belirteceğimiz gerekçelerle
karşıyız. Şöyleki:
Tasarının 14 üncü
maddesiyle 3167 sayılı Kanunun 16 maddesi değiştirilmiştir. Buna göre “Üzerinde
yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca
ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa
ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri,
kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere çek bedeli tutarı kadar
ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksen
milyar liradan fazla olamaz. Bu miktar 1.3.1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza
Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere,
bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir” denmektedir. Bu düzenlemenin
doğru olmadığı görüşündeyiz. Zira;
Güveni kötüye kullanma ve
dolandırıcılık gibi ayrıca ceza kanunlarında cezalandırılan bir suça neden
olmadıkça sırf hukukî ilişkilerden doğan çek borçlarını ödeyemeyenlere hapis
cezası verilmesi uygulaması, başta Avrupa Birliği Mevzuatı olmak üzere dünya
mevzuatında bulunmamaktadır. Çek bedelleri de dahil olmak üzere para ve mal
borçlarının ödenmemesi nedeniyle, hapis cezası verilemeyeceği Türkiye’nin de
taraf olduğu birçok milletlerarası anlaşmalarda yer almaktadır. Örneğin
Türkiye’nin de imzaladığı 1948 tarihli “İnsan Hak ve Ödevlerine İlişkin
Amerikan Bildirisinin” XXV. Maddesinin 2 nci bendi: “Salt medenî nitelikli
yükümlülüklerin yerine getirilmemesinden dolayı kimse özgürlüğünden yoksun
bırakılamaz” şeklindedir. Keza 1967 tarihli “Medenî ve Siyasî Haklara İlişkinMilletlerarası
Antlaşmanın” 11 inci maddesi de “Hiç kimse sadece akdi bir borcu yerine
getirmediği için hapsedilemez” şeklindedir. Yine “İnsan Haklarının ve Temel
Özgürlüklerinin Korunmasına ilişkin Sözleşme ile Bu Sözleşmeye Ek Birinci
Protokolde Tanınmış Bulunan Haklardan ve Özgürlüklerden Başka Haklar ve
Özgürlükler Tanıyan 16.9.1963 tarihli Dört No’lu Protokolün” 1 inci maddesi de:
“Hiç kimse yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirmemiş
olmasından dolayı özgürlüğünden yoksun bırakılamaz” şeklindedir. Milletlerarası
bu antlaşmalarla AB yasalarına uyum maksadıyla 3.10.2001 tarihinde Anayasanın
38 inci maddesine eklenen hükümde “Hiç kimse yalnızca sözleşmeden doğan bir
yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz” şeklindedir.
Her ne kadar Anayasa Mahkemesinin çekte hapis cezasını onayladığı basında
açıklanmış ise de gerekçeli karar henüz Resmî Gazetede yayımlanmamıştır.
Tüm Avrupa Ülkelerinde
borç için hapis yaptırımı yıllar önce kaldırılmış olmasına rağmen imzacısı bulunduğumuz
ve tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmelere ve Anayasamızın emredici hükmüne
rağmen ticarî hayatın ve iş hayatının zarar göreceği gerekçesiyle çekte hapis
cezası verilmesini kabul edilebilir bulmuyoruz. Bütün dünyada, gelişmiş
ülkelerde de, gelişmekte olan ülkelerde de hatta az gelişmiş ülkelerin hiç
birinde de çekte hapis cezası bulunmazken Türkiye’de ticarî hayatın hapis
tehdidiyle ayakta kalacağını ve istikrara kavuşacağını savunmanın doğru ve
haklı bir mantığı olamaz.
Diğer taraftan aynı
maddenin son paragrafında “kısmen veya tamamen karşılıksız çıkan her çek
yaprağı ayrı bir suç oluşturur” denilmektedir. Buna da katılmıyoruz Şöyle ki:
Ticarî hayatta çek,
vadeli bir ödeme vasıtası haline gelmiştir.Yıllardır uygulama bu yoldadır. Bir
ticarî ilişki içinde keşideci birkaç çek yaprağını aynî borç için ve
vadelendirerek keşide etmektedir. Madde metninde de belirtildiği gibi her çek
yaprağı için ayrı bir suçun oluştuğu kabul edilir ise bir tek ticarî işlem
sonucu keşideci birden çok suç işlemiş olacak ve birden çok tecziye
edilecektir.Bu durum ise hukuk ve ceza mantığı ve uygulamaları ile
çelişmektedir.
3167 sayılı Yasanın
düzenlenmesinden önceki uygulamaya bakıldığında, aynî ticarî ilişki için aynı
anda düzenlenen muhtelif çek yapraklarının karşılıksız çıkması halinde keşideci
bir tek kez suçlu bulunmakta idi. Bu uygulamanın günümüz ekonomik koşullarında
ve de özellikle çekin uygulaması dikkate alındığında halen geçerliliğini
korumakta olduğunu görmekteyiz.
Bu nedenle de maddenin
son bendinin kaldırılmasının doğru olacağını iddia etmekteyiz.Bu madde yerine
yukarıda bahsettiğimiz sistemi benimseyen bir ifadenin yer alması en uygun
olanı olacaktır. Ancak böyle bir uygulamanın metne dahil edilmesinin
istenmemesi halinde ise sadece son bendin metinden çıkartılması dahi yeterli
olabilecektir.
Yukarıda belirtilen
gerekçeler ile Çek Hamillerinin Korunması Hakkındaki Kanunda
DeğişiklikYapılmasına İlişkin Kanun Tasarısının 14 üncü maddesine karşıyız.
Gereğini bilgilerinize
arz ederiz. 20.2.2003
|
|
M. Ziya
Yergök |
M. Nuri
Saygun |
|
|
Adana |
Tekirdağ |
|
|
|
|
HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ
METİN
ÇEKLE ÖDEMELERİN DÜZENLENMESİ VE ÇEK HAMİLLERİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TASARISI
MADDE 1. - 19.3.1985 tarihli ve 3167 sayılı Çekle Ödemelerin
Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunun 2 nci maddesi
başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Sorumluluk :
Madde 2. - Bankalar, çek hesabı açmak maksadıyla bu Kanunla
kendilerine verilen görev ve yükümlülükleri yerine getirirken, çek hesabı
açtırmak isteyenin yasaklılık ve engel durumu bulunup bulunmadığını Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankasınca 9 uncu maddeye göre bankalara yapılan duyurular
çerçevesinde her birinin kendi nezdinde oluşturduğu kayıtlardan araştırırlar;
ayrıca bu kişinin ekonomik ve sosyal durumu gibi hususların belirlenmesinde
gerekli basiret ve özeni gösterirler.”
MADDE 2. - 3167 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi başlığı ile
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Çek defterleri :
Madde 3. - Çek defterleri bankalarca bastırılır.
Çek defterlerinin baskı şeklini belirleyen esaslar, Türkiye
Bankalar Birliğinin görüşü alınarak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca Resmî
Gazetede yayımlanacak bir tebliğle düzenlenir. Çek defterlerinin her yaprağına,
çek hesabının bulunduğu şubenin adı, hesap numarası ve hesap sahibinin vergi
kimlik numarası yazılır; ancak, hesap sahibinin vergi kimlik numarası hariç
olmak üzere bunların yazılmamış olması veya bankalarca baskı şekline ilişkin
esaslara aykırı davranılması çekin geçerliğini etkilemez.
29.6.1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 692
nci maddesinde belirtilen unsurları taşımayan senetler bu Kanun kapsamında
kabul edilmez; ancak aynı Kanunun 693 üncü maddesi hükmü saklıdır.
Bankalar, çek hesabı açtıranların açık kimlik ve adreslerini
saptamak için fotoğraflı nüfus cüzdanı örnekleri ile yerleşim yeri belgelerini,
tacir olanların ayrıca ticaret sicili
kayıtlarını almak, bunların açık kimliklerini, adreslerini, vergi kimlik
numaralarını ve çek hesabının kapatılma hallerini onbeş gün içinde Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirmek ve bunlara ilişkin belgeleri hesapların
kapatılmalarını izleyen beşinci yılın sonuna kadar saklamak zorundadırlar.”
MADDE 3. - 3167 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 4. - Çek hesabı açılan bankaya muhatap banka denir.
Koşullarına uygun ve karşılığı var olan çek, muhatap
bankanın herhangi bir şubesine ibraz edildiğinde hamilin vergi kimlik numarası
saptandıktan sonra ödenir. Ancak, çek hesabı açılmış olan şube dışında herhangi
bir şubeye ibraz edilen çek, o şubece karşılık istenmek suretiyle ödenir.
Çekin karşılığının tamamen veya kısmen bulunmaması halinde
bankanın ödeme yükümlülüğü, 10 uncu maddede belirlenen sorumluluk miktarı saklı
kalmak üzere, çek hesabında bulunan miktarla sınırlıdır. 10 uncu maddede
belirlenen miktar dahil olmak üzere kısmî ödeme halinde, çekin ön ve arka
yüzünün onaylı fotokopisi ücretsiz olarak hamile verilir. Çek hamili, bu
fotokopiyle müracaat borçlularına veya kambiyo senetleri hakkındaki takip
usullerine başvurabileceği gibi; Cumhuriyet Savcılığına şikâyette bulunurken
dilekçesine bu fotokopiyi ekleyebilir ve bunu icra daireleri ile mahkemelerde
ispat aracı olarak kullanabilir. Mahkeme veya icra dairesinin istemi halinde
çekin aslı bu mercilere gönderilir.”
MADDE 4. - 3167 sayılı Kanunun 5 inci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 5. - Çekin ibrazında karşılığının tamamen ödenmemesi
veya çek hamili tarafından kısmî ödemenin kabul edilmemesi halinde, ibraz
tarihi ile ödememe nedeni çekin üzerine yazılır ve çek, üzerine imzası alınarak
hamiline geri verilir; çekin ön ve arka yüzünün fotokopisi banka tarafından
saklanır.”
MADDE 5. - 3167 sayılı Kanunun 6 ncı maddesine aşağıdaki
fıkra eklenmiştir.
“Yönetmelikte belirtilen esaslar çerçevesinde çeklerin
fizikî olarak ibraz edilmeksizin sadece çek bilgileri üzerinden bankalararası
takas odaları aracılığı ile elektronik ortamda muhatap bankaya gönderilerek
işlem görmesi, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 710 uncu maddesine göre takas
odasına ibraz hükmündedir.”
MADDE 6. - 3167 sayılı Kanunun 7 nci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 7. - Yeterli karşılığı bulunmadığı için çeki kısmen
veya tamamen ödemeyen muhatap banka, hesap sahibine, kendisine ait bütün çek
defterlerini aldığı bankalara geri vermesini, 8 inci maddede öngörülen sürenin
bitiminden itibaren on gün içinde iadeli taahhütlü mektupla bildirir.”
MADDE 7. - 3167 sayılı Kanunun 8 inci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 8. - Çekte yazılı keşide gününe göre hesaplanacak
ibraz süresinin bitim tarihinden itibaren en geç on gün içinde çekin
karşılıksız kalan kısmını yüzde on tazminatı ve ibraz tarihinden ödeme gününe
kadar geçen süre için 16a maddesine göre hesaplanacak gecikme faizi ile
birlikte ödemek suretiyle düzeltme hakkını kullanan, çek keşide etmek hakkını
yeniden kazanır.”
MADDE 8. - 3167 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 9. - Muhatap banka, yeterli karşılığı olmadığı için
çekin ödenmediğini ve hesap sahibi hakkında gereken bilgileri, düzeltme
hakkının kullanılamaz hale geldiği tarihten itibaren on gün içinde Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirir. Bu bildirimden sonra çek tutarı ile 16c
maddesinde öngörülen tazminat ve gecikme faizinin muhatap bankaya ödenmesi de,
ödeme tarihinden itibaren on gün içinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına
bildirilir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası da bu bildirimleri en geç onbeş
gün içinde bankalara duyurur.”
MADDE 9. - 3167 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi başlığı ile
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Bankanın sorumlu olduğu miktar :
Madde 10. - Muhatap banka, üzerinde yazılı keşide gününe
göre süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması halinde
yüzellimilyon liraya kadar kısmen karşılığının bulunması halinde ise bu miktarı
yüzellimilyon liraya tamamlayacak biçimde ödeme yapmakla yükümlüdür. Bu husus,
hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında
yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdî kredi sözleşmesi hükmündedir.
Yukarıda belirtilen sorumluluk miktarı, Devlet İstatistik
Enstitüsü Başkanlığınca yayımlanan toptan eşya fiyatları yıllık endeksindeki
değişmeler göz önünde tutularak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından
her yıl Ocak ayında belirlenir ve Resmî Gazetede yayımlanır.”
MADDE 10. - 3167 sayılı Kanunun 11 inci maddesi başlığı ile
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca ilân edilecek hususlar
:
Madde 11. - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, 16 ncı madde
gereğince çek hesabı açtırmaktan yasaklamaya ve 16c maddesinin dördüncü fıkrası
gereğince yasaklama kararının ortadan kaldırılmasına dair mahkeme kararlarının
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirilmesine ilişkin esas ve usulleri
Adalet Bakanlığının; bankalara duyurulmasına ilişkin esas ve usulleri Türkiye
Bankalar Birliğinin görüşünü alarak Resmî Gazetede yayımlanacak bir tebliğle
düzenler.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, yeterli karşılığı
olmadığı için ödenmeyen ve daha sonra ödenen karşılıksız çekler ile hesap
sahibi hakkındaki bilgilerin bankalardan toplanma ve bankalara duyurulma esas
ve usullerini Türkiye Bankalar Birliğinin görüşünü alarak belirler ve Resmî
Gazetede yayımlar. Bankalar belirlenen esas ve usuller çerçevesinde bu
bilgileri Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına gönderirler.
MADDE 11. - 3167 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 13. - 7 nci madde gereğince banka tarafından yapılan
ihtarı aldığı veya almış sayıldığı tarihten itibaren on gün içinde geçerli bir
sebebe dayanmaksızın çek defterlerini geri vermeyenlere, ilgili bankanın ihbarı
üzerine üçyüzellimilyon liradan üçmilyar liraya kadar ağır para cezası verilir.
İlgili banka bu ihbarı yapmakla yükümlüdür.
16 ncı madde gereğince hükmolunan yasaklama süresi içinde
çek hesabı açtıranlara bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir. Hakkında
yasaklama kararı verilmiş kişilere yasaklama süresi içinde çek hesabı açan
bankalara üçyüzellimilyon liradan üçmilyar liraya kadar ağır para cezası
verilir.”
MADDE 12. - 3167 sayılı Kanunun 14 üncü maddesi başlığı ile
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Yetkili olmadığı halde çek defteri basanlar ve bastıranlar
:
Madde 14. - Çek defteri basmaya veya bastırmaya kanunen
yetkili kılınanlar dışında çek defteri basanlara ve bastıranlara iki yıldan beş
yıla kadar hapis ve üçyüzellimilyon liradan üçmilyar liraya kadar ağır para
cezası verilir.
MADDE 13. - 3167 sayılı Kanunun 15 inci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 15. - 3, 4, 5, 7, 9 ve 11 inci maddeler ile 13 üncü
maddenin birinci fıkrasında yazılı yükümlülükleri yerine getirmeyen bankalar
hakkında üçyüzellimilyon liradan üçmilyar liraya kadar ağır para cezasına
hükmolunur. Yargılamada bankayı şube müdürü temsil eder.”
MADDE 14. - 3167 sayılı Kanunun 16 ncı maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 16. - Keşide gününe göre ibraz süresi içinde 4 üncü
madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle
kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili
temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek
bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılarlar. Ancak verilecek para
cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 1.3.1926 tarihli ve 765
sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan
mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
Bu suçun, organ veya temsilcisi tarafından yararına
işlenmesi halinde özel hukuk tüzelkişisi hakkında da birinci fıkra uyarınca
para cezasına hükmolunur.
Mahkeme, ayrıca işlenen suçun niteliğine göre bir yıl ile
beş yıl arasında belirleyeceği bir süre için hesap sahiplerinin ve yetkili
temsilcilerinin çek hesabı açtırmalarının yasaklanmasına karar verir.
Yasaklanma kararı bütün bankalara duyurulmak üzere Türkiye Cumhuriyet Merkez
Bankasına bildirilir.
Kısmen veya tamamen karşılıksız çıkan her çek yaprağı ayrı
bir suç oluşturur.”
MADDE 15. - 3167 sayılı Kanuna 16 ncı maddesinden sonra
gelmek üzere aşağıdaki 16a maddesi eklenmiştir.
“Karşılıksız çekte gecikme faizi :
MADDE 16a - Çekin karşılıksız kalan miktarı için gecikme
faizi, ibraz tarihinden itibaren, 4.12.1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanunî Faiz
ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanuna göre ticarî işlerde temerrüt faizi oranı
üzerinden hesaplanır.”
MADDE 16. - 3167 sayılı Kanuna 16a maddesinden sonra gelmek
üzere aşağıdaki 16b maddesi eklenmiştir.
“Soruşturma ve kovuşturma usulü, görevli ve yetkili mahkeme
:
MADDE 16b - 16 ncı maddede öngörülen suçlardan dolayı
soruşturma ve kovuşturma yapılması, hamilin, çeki elinde bulundurmaları koşulu
ile ödemede bulunan cirantanın veya kanunî veya akdî teminatı nedeniyle tam
ödemede bulunan bankanın şikâyetine bağlıdır. Bu suçlara çekin ibraz edildiği
yer asliye ceza mahkemesinde bakılır.
Çekin karşılığının bulunmaması nedeniyle şikâyet hakkı, 8
inci maddede belirtilen miktarın yatırılması için öngörülen sürenin dolduğu
tarihte; ihtiyatî tedbir kararı veya ödeme yasağı nedeniyle süresi içinde
ibrazında çek hakkında işlem yapılmaması halinde ise, ihtiyatî tedbir kararının
veya ödeme yasağının kalktığı tarihte doğar.
Hükmün kesinleşmesinden sonra şikâyetten vazgeçildiğinde de,
hükmün bütün cezaî sonuçları ile ortadan kalkar.
Bu Kanuna göre şikâyette bulunan kişiler, anından itibaren
müdahil sıfatını kazanırlar.
Müdahil veya vekili üst üste iki duruşmaya gelmezse,
şikâyetten vazgeçmiş sayılır. Müdahil veya vekilin haklı mazereti hâlinde bu
hüküm uygulanmaz.
Şikâyetten vazgeçme nedeniyle davanın düşmesi hâlinde,
müdahil, ödeme nedeniyle davanın düşmesi veya cezanın ortadan kaldırılması
halinde sanık veya hükümlü, yargılama giderlerinden sorumlu olur.”
MADDE 17. - 3167 sayılı Kanuna 16b maddesinden sonra gelmek
üzere aşağıdaki 16c maddesi eklenmiştir.
“Davanın açılmasına engel olan, davayı düşüren ve cezayı
ortadan kaldıran nedenler :
MADDE 16c - Aşağıda belirtilen koşulların yerine getirilmesi
halinde ceza davası açılmaz :
a) 8 inci maddeye göre düzeltme hakkının kullanılması,
b) 8 inci maddede belirtilen süre geçtikten sonra ve henüz
dava açılmadan önce çek tutarı veya karşılıksız kalan kısmı ile çek tutarına
veya karşılıksız kalan kısmına ait yüzde oniki tazminatın ve çekin ibrazından
ödeme tarihine kadar geçen süre içinde 16a maddesine göre hesaplanacak gecikme
faizinin ödenmesi.
Dava açıldıktan sonra hüküm verilinceye kadar geçen süre
içinde, çek tutarı veya karşılıksız kalan kısmı ile çek tutarına veya
karşılıksız kalan kısmına ait yüzde onbeş tazminatın ve çekin ibrazından ödeme
tarihine kadar geçen süre içinde 16a maddesine göre hesaplanacak gecikme
faizinin ödenmesi halinde ceza davası düşer.
Hüküm verildikten sonra hüküm kesinleşinceye kadar geçen
süre içinde, çek tutarı veya karşılıksız kalan kısmı ile çek tutarına veya
karşılıksız kalan kısmına ait yüzde onsekiz tazminatın ve çekin ibrazından
ödeme tarihine kadar geçen süre içinde 16a maddesine göre hesaplanacak gecikme
faizinin ödenmesi halinde ceza davası düşer.
Hüküm kesinleştikten sonra çek tutarı veya karşılıksız kalan
kısmı ile çek tutarına veya karşılıksız kalan kısmına ait yüzde yirmi
tazminatın ve çekin ibrazından ödeme tarihine kadar geçen süre içinde 16a
maddesine göre hesaplanacak gecikme faizinin ödenmesi halinde bütün cezaî sonuçları ile birlikte hüküm
ortadan kalkar.
Yukarıdaki fıkralarda belirtilen ödemeler hamile veya hamile
ödenmek üzere muhatap bankaya yapılabilir.”
GEÇİCİ MADDE 1. - Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
karşılıksız çekler hakkında açılmış bulunan davalarda, bu tarihten sonra
yapılacak ilk duruşmada hazır bulunmayan şikâyetçiye, ilk duruşmada hazır
bulunması veya bir vekil ile kendini temsil ettirmesi, duruşmaya gelmediği veya
vekil de göndermediği taktirde şikâyetten vazgeçmiş sayılacağı hususunda davetiye
çıkarılır. Bu davetiye, şikâyetçinin, mahkemeye bildirdiği; mahkemede
dinlenmemişse şikâyet dilekçesinde belirttiği adresine gönderilir. Davetiye
tebliğine veya tebliğ edilmiş sayılmasına rağmen üst üste iki duruşmaya
gelmeyen veya vekil de göndermeyen şikâyetçinin şikâyetinden vazgeçmiş
sayılmasına karar verilir. Şîkâyetçinin veya vekilinin haklı mazereti hâlinde
bu hüküm uygulanmaz.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce işlenen
karşılıksız çek keşide etme suçu hakkında, 3167 sayılı Kanunun bu Kanunla
değiştirilen 16 ncı maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi uygulanmaz.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 3167 sayılı
Kanunun 16 ncı maddesinin kapsamına giren suç nedeniyle;
a) Hükümlü ve tutuklu bulunanların bu hallerinin derhal sona
erdirilmesine ve tahliyelerine,
b) Bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren üç ay içinde
bunların dosyalarının ele alınarak hükümlüler hakkındaki hapis cezalarının çek
bedeli tutarı kadar ağır para cezasına dönüştürülmesine, tutuklular hakkında
talep edilmiş olan hapis cezaları yerine çek bedeli tutarı kadar ağır para
cezasına hükmedilmesine,
Mahkemesince karar verilir.
GEÇİCİ MADDE 2. - Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
karşılıksız çek keşide etmiş bir kimsenin, bu tarihten sonraki üç ay içinde çek
tutarını veya karşılıksız kalan kısmını yüzde on tazminatı ve 16a maddesine
göre hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte muhatap bankaya veya herhangi bir
şubesine ödemesi veya 3167 sayılı Kanunun 8 inci maddesine göre düzeltme hakkını kullanmak suretiyle
hamilin zararını karşılamış olması halinde şikayetten vazgeçme koşulu
aranmaksızın,
a) Hazırlık soruşturmasında kovuşturmaya yer olmadığına,
b) Açılmış davaların düşürülmesine,
c) Kesinleşmiş mahkûmiyet hükümlerinin bütün cezaî sonuçları
ile birlikte ortadan kaldırılmasına,
Karar verilir.
GEÇİCİ MADDE 3. - Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
3167 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükmüne aykırı fiilden
dolayı yapılmakta olan hazırlık soruşturmasında kovuşturmaya yer olmadığına;
görülmekte olan kamu davalarının ortadan kaldırılmasına karar verilir.
Bu suçtan dolayı verilen mahkûmiyet hükümleri bütün kanunî
sonuçları ile birlikte ortadan kalkar.
GEÇİCİ MADDE 4. - Bu Kanunun 10 uncu maddesi ile
değiştirilen 3167 sayılı Kanunun 11 inci maddesinde yer alan esas ve usuller
belirleninceye kadar muhatap bankalarca yeterli karşılığı olmadığı için
ödenmeyen çekler ile sonraki ödemelere ilişkin bilgiler, Türkiye Cumhuriyet
Merkez Bankasına bildirilir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca da bu
bilgilerin bankalara duyurulmasına devam olunur.
GEÇİCİ MADDE 5. - Bankalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez
Bankasınca bu Kanunun yayımını izleyen bir ay içinde Resmî Gazetede
yayımlanacak bir tebliğle belirlenecek esaslara uygun olarak yeni çek defterleri
bastırırlar.
Bankalar, bu tebliğin yayımını izleyen üçüncü ayın sonuna
kadar müşterilerine yeni çek defterlerini verir ve ellerindeki eski çek
defterlerini imha ederler.
Bankaların, ikinci fıkrada yazılı sürenin sonuna kadar
müşterilerine verdikleri çek defterlerinden ötürü 3167 sayılı Kanunun 10 uncu
maddesi uyarınca sorumlulukları her çek yaprağı için altmış milyon liradır.
MADDE 18. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 19. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
|
|
Abdullah Gül |
|
|
|
|
|
Başbakan |
|
|
|
|
|
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet
Bak.ve Başb. Yrd. |
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
|
|
|
A. Şener |
M. A. Şahin |
E. Yalçınbayır |
|
|
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
|
|
|
M. Aydın |
B. Atalay |
A. Babacan |
|
|
|
Devlet
Bakanı V. |
Adalet
Bakanı |
Millî
Savunma Bakanı |
|
|
|
M. Aydın |
C. Çiçek |
V. Gönül |
|
|
|
İçişleri
Bakanı V. |
Dışişleri
Bakanı V. |
Maliye
Bakanı |
|
|
|
C. Çiçek |
V. Gönül |
K. Unakıtan |
|
|
|
Millî
Eğitim Bakanı |
Bayındırlık
ve İskân Bakanı |
Sağlık
Bakanı |
|
|
|
E. Mumcu |
Z. Ergezen |
R. Akdağ |
|
|
|
Ulaştırma
Bakanı |
Tarım
ve Köyişleri Bakanı |
Çalışma
ve Sos. Güv. Bak. |
|
|
|
B. Yıldırım |
S. Güçlü |
M. Başesgioğlu |
|
|
|
Sanayi
ve Ticaret Bakanı |
En.
ve Tab. Kay. Bakanı V. |
Kültür
Bakanı V. |
|
|
|
A. Coşkun |
B. Yıldırım |
E. Mumcu |
|
|
|
Turizm
Bakanı V. |
Orman
Bakanı |
Çevre
Bakanı |
|
|
|
İ. Sütlüoğlu |
O. Pepe |
İ. Sütlüoğlu |
|
ADALET KOMİSYONUNUN
KABUL ETTİĞİ METİN
ÇEKLE ÖDEMELERİN DÜZENLENMESİ VE ÇEK HAMİLLERİNİN KORUNMASI HAKKINDA
KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TASARISI
MADDE 1. – Tasarının 1 inci maddesi Komisyonumuzca aynen
kabul edilmiştir.
MADDE 2. – 3167 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi başlığı ile
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Çek defterleri :
Madde 3. – Çek defterleri bankalarca bastırılır.
Çek defterlerinin baskı şeklini belirleyen esaslar, Türkiye
Bankalar Birliğinin görüşü alınarak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca Resmî
Gazetede yayımlanacak bir tebliğle düzenlenir. Çek defterlerinin her yaprağına,
çek hesabının bulunduğu şubenin adı, hesap numarası ve hesap sahibinin vergi kimlik
numarası yazılır; ancak, hesap sahibinin vergi kimlik numarası hariç olmak
üzere bunların yazılmamış olması veya bankalarca baskı şekline ilişkin esaslara
aykırı davranılması çekin geçerliğini etkilemez.
29.6.1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 692
nci maddesinde belirtilen unsurları taşımayan senetler bu Kanun kapsamında
kabul edilmez; ancak aynı Kanunun 693 üncü maddesi hükmü saklıdır.
Bankalar, çek hesabı açtıranların açık kimlik ve adreslerini
saptamak için fotoğraflı nüfus cüzdanı örnekleri ile yerleşim yeri belgelerini
tacir olanların ayrıca ticaret sicili kayıtlarını almak, bunların açık
kimliklerini, adreslerini, vergi kimlik numaralarını ve çek hesabının kapatılma
hallerini onbeş gün içinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirmek ve
bunlara ilişkin belgeleri hesapların kapatılmalarını izleyen beşinci yılın
sonuna kadar saklamak zorundadırlar. Çekin karşılığının tamamen veya kısmen
bulunmaması halinde hamilin talebi üzerine keşidecinin bankaca bilinen
adresleri kendisine verilir.”
MADDE3. – 3167 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 4. – Çek hesabı açılan bankaya muhatap banka denir.
Koşullarına uygun ve karşılığı var olan çek, muhatap
bankanın herhangi bir şubesine ibraz edildiğinde hamilin vergi kimlik numarası
saptandıktan sonra ödenir. Ancak, çek hesabı açılmış olan şube dışında herhangi
bir şubeye ibraz edilen çek, o şubece karşılığı sorulmak suretiyle ödenir.
Çekin karşılığının tamamen veya kısmen bulunmaması halinde
bankanın ödeme yükümlülüğü, 10 uncu maddede belirlenen sorumluluk miktarı saklı
kalmak üzere, çek hesabında bulunan miktarla sınırlıdır. 10 uncu maddede
belirlenen miktar dahil olmak üzere kısmî ödeme halinde, çekin ön ve arka
yüzünün onaylı fotokopisi ücretsiz olarak hamile verilir. Çek hamili, bu
fotokopiyle müracaat borçlularına veya kambiyo senetleri hakkındaki takip
usullerine başvurabileceği gibi; Cumhuriyet savcılığına şikâyette bulunurken
dilekçesine bu fotokopiyi ekleyebilir ve bunu icra daireleri ile mahkemelerde
ispat aracı olarak kullanabilir. Mahkeme veya icra dairesinin istemi halinde
çekin aslı bu mercilere gönderilir.”
MADDE 4. – Tasarının 4 üncü maddesi Komisyonumuzca aynen
kabul edilmiştir.
MADDE5. – 3167 sayılı Kanunun 6 ncı maddesine aşağıdaki
fıkralar eklenmiştir.
“Yönetmelikte belirtilen esaslar çerçevesinde çeklerin
fizikî olarak ibraz edilmeksizin sadece çek bilgileri üzerinden bankalararası
takas odaları aracılığı ile elektronik ortamda muhatap bankaya gönderilerek
işlem görmesi, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 710 uncu maddesine göre takas
odasına ibraz hükmündedir.
Takas odaları aracılığıyla ibraz edilmiş çekler için, 10
uncu maddede belirlenen sorumluluk miktarı dahil kısmî ödeme yapılmaz. Ancak,
takas odaları aracılığıyla ibraz edilen çekin, hesapta yeterli karşılığının
olmadığının belirlenmesi halinde muhatap banka tarafından, hesapta bulunan
kısmî karşılık tutarı, çeki ibraz eden hamil lehine onbeş gün süreyle bloke
edilir.”
MADDE6. – Tasarının 6 ncı maddesi Komisyonumuzca aynen kabul
edilmiştir.
MADDE7. – Tasarının 7 nci maddesi Komisyonumuzca aynen kabul
edilmiştir.
MADDE8. – 3167 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 9. – Muhatap banka, yeterli karşılığı olmadığı için
çekin ödenmediğini ve hesap sahibi hakkında gereken bilgileri, ibraz tarihinden
itibaren on gün içinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirir. Bu
bildirimden sonra çek tutarı ile 16c maddesinde öngörülen tazminat ve gecikme
faizinin muhatap bankaya ödenmesi de, ödeme tarihinden itibaren on gün içinde
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirilir. Türkiye Cumhuriyet Merkez
Bankası da bu bildirimleri en geç onbeş gün içinde bankalara duyurur.”
MADDE9. – 3167 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi başlığı ile
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Bankanın sorumlu olduğu miktar :
Madde 10. – Muhatap banka, süresinde ibraz edilen çekin
karşılığının bulunmaması halinde her çek yaprağı için üçyüzmilyon liraya kadar
ve kısmen karşılığının bulunması halinde ise bu miktarı her çek yaprağı için
üçyüzmilyon liraya tamamlayacak biçimde ödeme yapmakla yükümlüdür. Bu husus,
hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında
yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdî kredi sözleşmesi hükmündedir.
Yukarıda belirtilen sorumluluk miktarı, Devlet İstatistik
Enstitüsü Başkanlığınca yayımlanan toptan eşya fiyatları yıllık endeksindeki
değişmeler göz önünde tutularak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından
her yıl Ocak ayında belirlenir ve Resmî Gazetede yayımlanır.”
MADDE10. – Tasarının 10 uncu maddesi Komisyonumuzca aynen
kabul edilmiştir.
MADDE11. – 3167 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 13. – 7 nci madde gereğince banka tarafından yapılan
ihtarı aldığı veya almış sayıldığı tarihten itibaren on gün içinde geçerli bir
sebebe dayanmaksızın çek defterlerini geri vermeyenlere, ilgili bankanın ihbarı
üzerine üçyüzellimilyon liradan üçmilyar liraya kadar ağır para cezası verilir.
İlgili banka bu ihbarı yapmakla yükümlüdür.
16 ncı madde gereğince hükmolunan yasaklama süresi içinde
çek hesabı açtıranlara bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir. Hakkında
yasaklama kararı verilmiş kişilere yasaklama süresi içinde çek hesabı açan
bankalara birmilyar liradan beşmilyar liraya kadar ağır para cezası verilir.”
MADDE12. – Tasarının 12 nci maddesi Komisyonumuzca aynen
kabul edilmiştir.
MADDE13. – Tasarının 13 üncü maddesi Komisyonumuzca aynen
kabul edilmiştir.
MADDE14. – 3167 sayılı Kanunun 16 ncı maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 16. – Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya
ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı
bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri
veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak
üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar.Ancak
verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 1.3.1926
tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl
artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası
verilir.
Bu suçun, organ veya temsilcisi tarafından tüzelkişi
yararına işlenmesi halinde özel hukuk tüzelkişisi hakkında da birinci fıkra
uyarınca para cezasına hükmolunur.Ayrıca yetkili temsilci tarafından yararına
çek keşide edilen hesap sahibi gerçek kişi hakkında da bu fıkra hükmü
uygulanır.
Mahkeme, ayrıca işlenen suçun niteliğine göre bir yıl ile
beş yıl arasında belirleyeceği bir süre için hesap sahiplerinin ve yetkili
temsilcilerinin çek hesabı açtırmalarının yasaklanmasına karar verir.
Yasaklanma kararı bütün bankalara duyurulmak üzere Türkiye Cumhuriyet Merkez
Bankasına bildirilir.
Kısmen veya tamamen karşılıksız çıkan her çek yaprağı ayrı
bir suç oluşturur.”
MADDE15. – Tasarının 15 inci maddesi Komisyonumuzca aynen
kabul edilmiştir.
MADDE 16. – 3167 sayılı Kanuna 16a maddesinden sonra gelmek
üzere aşağıdaki 16b maddesi eklenmiştir.
“Soruşturma ve kovuşturma usulü, görevli ve yetkili mahkeme
:
MADDE 16b – 16 ncı maddede öngörülen suçlardan dolayı
soruşturma ve kovuşturma yapılması, hamilin, çeki elinde bulundurmaları koşulu
ile ödemede bulunan cirantanın veya kanunî veya akdî teminatı nedeniyle tam
ödemede bulunan bankanın şikâyetine bağlıdır. Bu suçlara çekin ibraz edildiği
ya da keşide edildiği veya şikâyetçinin yerleşim yerinin bulunduğu yer asliye
ceza mahkemesinde bakılır.
Çekin karşılığının bulunmaması nedeniyle şikâyet hakkı, 8
inci maddede belirtilen miktarın yatırılması için öngörülen sürenin dolduğu
tarihte, ihtiyatî tedbir kararı veya ödeme yasağı nedeniyle süresi içinde
ibrazında çek hakkında işlem yapılmaması halinde ise, ihtiyatî tedbir kararının
veya ödeme yasağının kalktığı tarihte doğar.
Hükmün kesinleşmesinden sonra şikâyetten vazgeçildiğinde de,
hüküm bütün cezaî sonuçları ile ortadan kalkar.
Bu suçlardan dolayı yapılan yargılamalarda 4.4.1929 tarihli
ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 225 inci maddesi
uygulanabilir.
Şikâyetten vazgeçme nedeniyle davanın düşmesi halinde,
müdahil, ödeme nedeniyle davanın düşmesi veya cezanın ortadan kaldırılması
halinde sanık veya hükümlü, yargılama giderlerinden sorumlu olur.”
MADDE 17. – Tasarının 17 nci maddesi Komisyonumuzca aynen
kabul edilmiştir.
GEÇİCİ MADDE 1. – Tasarının geçici 1 inci maddesi
Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
GEÇİCİ MADDE 2. – Tasarının geçici 2 nci maddesi
Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
GEÇİCİ MADDE 3. – Tasarının geçici 3 üncü maddesi
Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
GEÇİCİ MADDE 4. – Tasarının geçici 4 üncü maddesi
Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
GEÇİCİ MADDE 5. – Tasarının geçici 5 inci maddesi
Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
MADDE18. – Tasarının 18 inci maddesi Komisyonumuzca aynen
kabul edilmiştir.
MADDE19. – Tasarının 19 uncu maddesi Komisyonumuzca aynen
kabul edilmiştir.