Dönem : 22 Yasama Yılı : 1
T.B.M.M. (S. Sayısı : 4)
Gelir Vergisi Kanunu, Vergi Usul Kanunu, 4306 Sayılı Kanun
ve 4481 Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ve Plan ve
Bütçe Komisyonu Raporu (1/284)
T.C.
Başbakanlık 11.12.2002
Kanunlar ve Kararlar
Genel Müdürlüğü
Sayı :
B.02.0.KKG.0.10/101-552/5958
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Maliye Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı
Bakanlar Kurulunca 27.11.2002 tarihinde kararlaştırılan “Gelir Vergisi Kanunu,
Vergi Usul Kanunu, 4306 Sayılı Kanun ve 4481 Sayılı Kanunda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Abdullah
Gül
Başbakan
GENEL GEREKÇE
22.7.1998 tarihli ve 4369
sayılı Kanun ile Gelir Vergisi Kanununda yapılan değişiklikle gelirin tanımı
değiştirilmiş ve bu değişikliğe paralel olarak ana gelir unsurları dışında
vergiye tâbi olacak gelirin ayrı ayrı belirtilmesi uygulamasından vazgeçilerek,
diğer gelir unsurları ile ilişkilendirilemeyen her türlü gelirin, aksine bir
hüküm olmadığı sürece diğer kazanç ve irat olarak vergilendirileceği yönünde
düzenleme yapılmıştı.
Gelir vergisine tâbi
gelirin tanımı ile ilgili olarak yapılan değişiklikler, 11.8.1999 tarihli ve
4444 sayılı Kanunla ekonomik gerekçelerle ertelenmiş ve bugüne kadar uygulama
imkânı bulmamıştır.
Vergi politikası ülkenin
ekonomik politikasının önemli bir parçasıdır. Vergiler bir amaç değil araçtır
ve bu aracın ülkenin ekonomi politikasıyla uyumlu, ekonomik hayatı olumsuz
yönde etkilemeyen bir şekilde kullanılması gerekir.
1998 yılında
yasalaşmasına rağmen bugüne kadar ekonomik gerekçelerle uygulama imkânı
bulunmayan ve uygulanması da uygun görülmeyen, gelirin tanımı ile ilgili
düzenlemeler; ekonomiye olan olumsuz etkileri, kamuoyunda düzenlemeye olan
güvensizlik ve düzenlemeden beklenen olumlu sonuçların alınmasında bu
düzenlemenin beklenen etkiyi sağlayamayacağı konusunda varılan genel anlayış
nedenleriyle değiştirilmekte ve daha sağlıklı bir vergi sistemi
oluşturulmaktadır.
Vergi uygulamalarında
beklenen sonuçlara ulaşılmasının, sadece vergi kanunlarında değişiklik
yapılarak mümkün olmadığı yapılan uygulamalar sonucunda açıkça ortaya
çıkmıştır. Bu Tasarı, vergi uygulamalarında beklenen sonuçlara ulaşılmasının
ancak vergi idaresinin etkinliğinin artırılması ve vergilendirme ilkelerine
uygun düzenlemelerin yapılması ile mümkün olduğu gerçeğinden hareketle
hazırlanmıştır.
Tasarı, yürürlük ve
yürütme maddeleri dahil onüç maddeden oluşmaktadır. Gelir Vergisi Kanununda
değişiklik yapan iki maddede vergiye tâbi gelirin tanımı ve kapsamı
belirlenmekte, beş maddede ise vergiye tâbi gelir unsurlarından olan diğer
kazanç ve iratlarla ilgili düzenlemeler yapılmaktadır. Tasarının diğer
maddeleri ile de Vergi Usul Kanununda,
4306 ve 4481 sayılı kanunlarda değişiklikler yapılmaktadır.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1. - Madde ile, üzerinden gelir
vergisi hesaplanacak gelir, bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde
ettiği kazanç ve iratların safi tutarı olarak yeniden tanımlanmaktadır.
Madde 2. - Madde ile, gelire giren kazanç
unsurları yedi ayrı grup halinde sayılmaktadır.
Maddede yapılan değişiklik ile “kaynağı ne
olursa olsun diğer kazanç ve iratlar” olarak belirtilmiş gelir unsuru, gelirin
yeni tanımına paralel şekilde “diğer kazanç ve iratlar” olarak yeniden
düzenlenmiştir.
Madde 3. - Madde ile, diğer kazanç ve
iratlar olarak vergiye tâbi tutulacak kazançlar iki grup halinde, değer artış
kazançları ve arızi kazançlar olarak sınıflandırılmaktadır.
Madde 4. - Madde ile, diğer kazanç ve
iratlar kapsamında vergiye tâbi olacak değer artış kazançları,
• İvazsız olarak iktisap edilenler hariç,
menkul kıymetlerin iktisap tarihinden başlayarak üç ay içinde veya iktisaptan
evvel elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar,
• 70 inci maddenin birinci fıkrasının 5
numaralı bendinde yazılı hakların (ihtira beratları hariç) elden
çıkarılmasından doğan kazançlar,
• Telif haklarının ve ihtira beratlarının
müellifleri, mucitleri ve bunların kanunî mirasçıları dışında kalan kimseler tarafından
elden çıkarılmasından doğan kazançlar,
• Ortaklık haklarının veya hisselerinin
elden çıkarılmasından doğan kazançlar,
• Faaliyeti durdurulan bir işletmenin
kısmen veya tamamen elden çıkarılmasından doğan kazançlar,
• İktisap şekli ne olursa olsun (ivazsız
olarak iktisap edilenler hariç) 70 inci maddenin birinci fıkrasının 1, 2, 4 ve
7 numaralı bentlerinde yazılı mal ve hakların, iktisap tarihinden başlayarak
dört yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar,
Olarak tanımlanmaktadır.
Madde 5. - Madde ile, vergilendirilmeyecek
değer artışı kazançları belirlenmektedir. Bu düzenlemeyle, işletmelerin veraset
suretiyle el değiştirmesi veya şahıs şirketlerin nevi değiştirmeleri
dolayısıyla ortaya çıkan değer artışı kazançlarının vergilendirilmemesi
amaçlanmıştır.
Madde 6. - Değer artış kazançlarında
vergiye tâbi tutulacak kazanç tutarının tespitine yönelik düzenlemeler bu
maddede yer almaktadır.
Diğer kazanç ve iratlar olarak
vergilendirilecek gelirlerin kapsamının yeniden belirlenmesine paralel olarak,
değer artış kazancı olarak vergiye tâbi tutulacak gelir tutarının tespiti de bu
paralelde yeniden düzenlenmektedir.
Esas olarak değer artışında vergiye tâbi
tutulacak safi kazanç, mal veya hakkın elden çıkarılması karşılığında alınan
değerden, elden çıkarılan mal ve hakların maliyet bedelleri ile elden çıkarma
dolayısıyla yapılan giderlerin indirilmesi suretiyle hesaplanacaktır.
Enflasyondan kaynaklanan değer
artışlarının vergilendirilmemesi amacıyla da mal ve hakların elden
çıkarılmasında maliyet bedelinin, elden çıkarılan mal ve hakların, elden
çıkarıldığı ay hariç olmak üzere Devlet İstatistik Enstitüsünce belirlenen
toptan eşya fiyat endeksindeki artış oranında artırılarak tespit edilmesine de
imkân tanınmaktadır.
Madde 7. - Madde ile, diğer kazanç ve
iratlar kapsamında vergiye tâbi olacak arızi kazançlar;
• Arızi olarak ticarî muamelelerin
icrasından veya bu nitelikteki muamelelere tavassuttan elde edilen kazançlar,
• Ticarî veya ziraî bir işletmenin
faaliyeti ile serbest meslek faaliyetinin durdurulması veya terk edilmesi,
henüz başlamamış olan böyle bir faaliyete hiç girişilmemesi, ihale, artırma ve
eksiltmelere iştirak edilmemesi karşılığında elde edilen hâsılat,
• Gayrimenkullerin tahliyesi veya
kiracılık hakkının devri karşılığında alınan tazminatlar ile peştemallıklar,
• Arızi olarak yapılan serbest meslek
faaliyetleri dolayısıyla tahsil edilen hâsılat,
• Gerçek usulde vergiye tâbi mükelleflerin
terk ettikleri işleri ile ilgili olarak sonradan elde ettikleri kazançlar,
• Dar mükellefiyete tâbi olanların 45 inci
maddede yazılı işleri arızi olarak yapmalarından elde ettikleri kazançlar,
Olarak tanımlanmaktadır.
Madde 8. - Madde ile, mükelleflerin,
yapılan incelemeler sırasında, her türlü harcama ve tasarruflarını vergisi
ödenmiş veya vergiye tâbi olmayan kazançlardan sağladıklarını
kanıtlayamamalarını re’sen takdir nedeni olarak kabul eden düzenleme
kaldırılmaktadır.
Madde 9. - Madde ile, 4306 sayılı Kanunun
Geçici 1 inci maddesinde yapılan değişiklikle, maddede yer alan şans oyunlarına
benzer nitelikteki şans oyunları da kapsama alınmıştır.
Madde 10. - Madde ile, özel işlem ve
iletişim vergilerinin süresi 31.12.2005 tarihine kadar uzatılmakta, özel işlem
vergisi tutarlarının artırılması konusunda Bakanlar Kuruluna verilen yetkinin sınırı
artırılmaktadır.
Madde 11. - Madde ile, 4481 sayılı Kanunun
15 inci maddesi değiştirilerek, madde kapsamındaki kurumların kapsamına
yenileri eklenmektedir.
Madde 12. - Yürürlük maddesidir.
Madde 13. - Yürütme maddesidir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Plan ve Bütçe
Komisyonu 18.12.2002
Esas No. :1/284
Karar No. :2
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Maliye Bakanlığınca hazırlanarak Bakanlar
Kurulunca 11.12.2002 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
sunulan ve Başkanlıkça 13.12.2002 tarihinde Komisyonumuza havale edilen “Gelir
Vergisi Kanunu, Vergi Usul Kanunu, 4306 Sayılı Kanun ve 4481 Sayılı Kanunda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı”, Komisyonumuzun 17.12.2002
tarihinde yapmış olduğu 2 nci birleşimde Hükümeti temsilen Maliye Bakanı Kemal
Unakıtan ile Maliye Bakanlığı ve Devlet Planlama Teşkilâtı Müsteşarlığı ve
Türkiye Serbest Muhasebeci Malî Müşavirler ve Yeminli Malî Müşavirler Odaları
Birliği (TÜRMOB) temsilcilerinin de katılımlarıyla incelenip, görüşülmüştür.
Bilindiği gibi; çağdaş anlamda Gelir
Vergisi, Türk Vergi Sistemine 5421 sayılı Kanunla 1950 takvim yılı başında
girmiştir. Uygulamalar sonucunda ortaya çıkan aksaklıkları gidermek için 193
sayılı Gelir Vergisi Kanunu hazırlanmış ve 1961 yılında yürürlüğe
girmiştir.Ancak, değişen ekonomik koşullar nedeniyle vergi gelirlerini artırmak
ve verginin toplumun tüm kesimlerine adaletli dağılımını sağlamak amaçlarını
taşıyan 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununda da, 1981 yılından itibaren önemli
değişiklikler yapılmıştır. Daha sonra, 22.07.1998 tarihli ve 4369 sayılı Kanun
ile Gelir Vergisi Kanununda yapılan değişikliklerle, gelirin tanımı
değiştirilmiş ve bu değişiklik doğrultusunda, ana gelir unsurları dışında
vergiye tâbi olacak gelirin ayrı ayrı belirtilmesi uygulamasından vazgeçilerek,
diğer gelir unsurları ile ilişkilendirilemeyen her türlü gelirin, aksine bir
hüküm olmadığı sürece, diğer kazanç ve irat olarak vergilendirileceği yönünde
düzenleme yapılmıştı. Bu değişiklikler, 11.08.1999 tarihli ve 4444 sayılı
Kanunla, ekonomik gerekçeler nedeniyle ertelenmiş ve bugüne kadar uygulama
imkânı bulunamamıştır.
Tasarı ve gerekçesi incelendiğinde;
– Gelirin, bir gerçek kişinin bir takvim
yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safî tutarı olarak tanımlanmasının,
– Gelirin yeniden tanımlanması nedeniyle,
ilk altı unsur içine girmeyen kazanç ve iratların “değer artışı kazançları” ve
“arızi kazançlar” olarak belirtilen çerçevede diğer kazanç ve iratlar
kapsamında vergilendirilmesinin,
– Mükelleflerin, yapılan incelemeler
sırasında her türlü harcama ve tasarruflarının vergisinin ödenmiş olduğu veya
vergiye tâbi olmayan kazançlardan sağladıklarını kanıtlayamamaları halinde,
re’sen vergi tarhı kabul eden düzenlemenin yürürlükten kaldırılmasının,
– Özel İletişim Vergisi ile Özel İşlem
Vergisinin süresinin 31.12.2005 tarihine kadar uzatılmasının ve Bakanlar
Kurulunun Özel İşlem Vergisini 10 kat olan artırma yetkisinin 20 katına
çıkarılmasının;
– Yeni ihdas edilen şans oyunlarından da eğitime
katkı payı alınmasının,
– Üst kurulların gelirlerinden bütçeye pay
ayrılmasına ilişkin düzenleme kapsamına, yeni üst kurulların da dahil
edilmesinin,
– Borsaya destek sağlanması amacıyla, 1
yıl ve daha fazla süre elde tutulan menkul kıymetlerden sağlanan kazançlara
uygulanan vergi muafiyetinde, sürenin üç aya indirilmesinin ve üç aydan fazla
süreyle elde tutulan hisse senedi satış gelirlerinin vergiden muaf
kılınmasının,
– Gayrimenkul ve bu nitelikteki hakların
vergilendirmeye esas maliyeti hesaplanırken, alındığı ve satıldığı ay hariç
olmak üzere Devlet İstatistik Enstitüsünce belirlenen toptan eşya fiyat endeksi
artış oranının dikkate alınmasının,
Öngörüldüğü anlaşılmaktadır.
Komisyonumuzda Tasarının geneli üzerinde
yapılan görüşmelerde;
– Tasarının, 4369 sayılı Kanunla
getirilmiş olan ve kayıt dışı ekonomiyi kayda almayı amaçlayan düzenlemeleri
kaldırdığı, bu nedenle kayıt dışılığı teşvik edici bir düzenleme niteliği
taşıdığı,
– Kamuoyunda “Nereden buldun yasası”
olarak bilinen ve 1994 yılında vergi sistemine dahil edilen re’sen vergi
tarhının vergi sistemindeki en önemli otokontrol mekanizması olduğu, zaten
vergi kimlik numarası ile re’sen vergi tarhının altyapısının hazırlanmış
olduğu, dolayısıyla uygulanamadığı gerekçesiyle bu düzenlemenin kaldırılmasının
gerekçesi olmadığı, ayrıca bu düzenlemenin malî krizin sebeplerinden birisi
olarak gösterilemeyeceği,
– Tasarının bir toplumsal uzlaşı ürünü
olmadığı, kamuoyunda yeterince tartışılmadığı, Vergi Kanunlarının başarısında
toplumsal uzlaşmanın büyük önem taşıdığı,
– Ülkemizde vergi adaletinin
sağlanabilmesi için verginin tabana yayılması gerektiği “Nereden buldun”
uygulamasının da verginin tabana yayılmasını sağlayıcı bir işlev göreceği,
“Nereden buldun” ve “Malî Milat” düzenlemelerinin kaldırılması ile zaten
sınırlı olan vergi tabanının daha da daralacağı, dolayısıyla harcamalar
üzerinden alınan dolaylı vergilerin sistem içindeki payının artmasıyla vergide
adalet ilkesinin zedeleneceği,
– Tasarının genel olarak olumlu
karşılandığı, ancak “Malî Milat” uygulamasının tamamen kaldırılması yerine bir
yıl ertelenmesinin yerinde olacağı, menkul kıymetlerden doğan kazançlar
vergilendirilirken zararların da mahsup edilmesi gerektiği, Tasarıda buna
ilişkin bir düzenlemeye de yer verilmesinin uygun olacağı,
– 4369 sayılı Kanun ile getirilen
düzenlemelerin kamuoyunda tedirginliğe yol açtığı, geçmişe yönelik vergi
takibatı yapılmayacağı hususunda mükelleflere yeterince güven verilmediği oysa
servet unsurları için belirli bir tarih belirlenerek o tarihten öncesi için
vergi takibi yapılmamasının mükellefleri rahatlatıcı bir uygulama olacağı,
– 4369 sayılı Kanunun yaşanan ekonomik
krizlerin daha da ağırlaşmasına yol açtığı, ülkemize sermaye girişi olabilmesi
ve tasarrufların yatırıma dönüşebilmesi için OECD veya ABstandartlarına yakın
düzenlemelerin getirilmesi gerektiği,
– Tasarı ile getirilen düzenlemelerin bazı
eksiklikleri bulunmakla birlikte ekonomik canlanmaya katkıda bulunacak
düzenlemeler olduğu,
– Mevcut ekonomik koşullarda beyan yöntemi
ile vergi toplanmasının vergi kaybına yol açacağı, vergi kaybını önleyecek
düzenlemelerin mutlaka yapılması gerektiği, bu çerçevede tasarıda beyan
mecburiyetini kaldıran bir düzenlemeye de yer verilmesinin zorunlu olduğu,
– Kayıt dışı ekonominin kayıt altına
alınması ve verginin tabana yayılması için ne gibi önlemler düşünüldüğü,
Şeklindeki görüş, eleştiri ve soruları
takiben Hükümet adına yapılan tamamlayıcı açıklamalarda,
– Vergi sisteminin ekonomik sistemden
bağımsız olarak düşünülemeyeceği, Tasarı ile yeni düzenlemeler getirilmediği,
1998 yılında kanunlaşan, ancak ekonomik gerekçelerle yürürlülüğü ertelenen
düzenlemelerin kaldırıldığı, Hükümetin vergi sisteminde istikrara önem verdiği,
vergi sisteminde sık sık yapılan değişiklikler yerine, az sayıda gerekli düzenleme
yaparak bunların kararlılıkla uygulaması için çaba sağlanacağı,
– Hükümetin vergi sistemine ilişkin olarak
üç aşamalı bir politika izleyeceği, bu çerçevede, ilk aşamada ekonomik
gerçeklere uygun olmayan düzenlemelerin kaldırılacağı, Tasarının bu amaçla
hazırlandığı, ikinci aşamada vergi barışını sağlamaya yönelik düzenlemelerin
yapılacağı, üçüncü aşamada da vergi idaresinin etkinliğine ve vergi sistemine
ilişkin diğer yapısal düzenlemelerin yer alacağı,
– Tasarı ile gelir tanımının
değiştirildiği, menkul ve gayrimenkullerin satışından doğan kazançların
vergilendirilmesinde elde tutma süresinin menkullerde 3 aya, gayrimenkullerde 4
yıla düşürüldüğü, 1994 yılında getirilmekle beraber bugüne kadar etkin bir
şekilde uygulanamayan “Nereden buldun” düzenlemesinin kaldırıldığı, özel
iletişim ve özel işlem vergisinin süresinin 2005 yılı sonuna kadar uzatıldığı,
yeni şans oyunlarının da vergi kapsamına alındığı, Üst Kurulların gelir
fazlalarının bütçeye aktarılmasının yeniden düzenlendiği;
– Tasarının, reel ve malî sektörün
sıkıntıları da göz önüne alınarak hazırlandığı, bu bakımdan toplumsal bir
uzlaşmanın ürünü olduğu, ekonomik büyüme sağlanmadan vergi gelirlerinin
artırılamayacağı,
ifade edilmiştir.
Geneli üzerindeki görüşmeleri müteakip,
tasarı ve gerekçesi Komisyonumuzca da benimsenerek maddelerin görüşülmesine
geçilmiştir.
– Tasarının, çerçeve 1, 2 ve 3 üncü
maddeleri; aynen,
– Çerçeve 4 üncü maddesi; mülga mükerrer
80 inci maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin ülkemizde menkul
kıymet borsalarının gelişimini ve halka açılmanın teşvik edilmesini sağlamak
üzere sadece Türkiye’de kurulu menkul kıymet borsaları ile sınırlandırılmasını
teminen yeniden düzenlenmesi suretiyle,
– Çerçeve 5, 6 ve 7 nci maddeleri; aynen,
– 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun
Geçici 46, 55 ve 59 uncu maddelerinde değişiklik öngören ve 2003 yılında elde
edilen bazı faiz ve benzeri gelirlerin beyanname kapsamı dışına çıkarılmasına
ve 2003 yılı sonuna kadar ihraç edilecek Devlet tahvilleri ve Hazine
bonolarından elde edilen faiz gelirleri ile bunların elden çıkarılmasından
doğan kazançların vergiden istisna edilmesine ilişkin düzenlemenin yeni 8 inci
madde olarak eklenmesi suretiyle,
– 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa Geçici
61 inci madde olarak eklenmesi öngörülen ve tasarının diğer maddeleri ile
yapılan düzenlemeler neticesinde ortaya çıkabilecek gelir kaybının telafi
edilebilmesi amacıyla ekonomik koşullar da gözetilmek suretiyle 2002 yılına
münhasır olmak üzere gelir vergisine tâbi ticarî kazanç sahiplerinden basit usulde
vergilendirilen mükellefler ile yurt dışına çıkışlar hariç tutulmak kaydıyla,
içinde bulunduğumuz yıl hariç uzun yıllardır uygulanan hayat standardı esasının
getirilmesine yönelik bir düzenlemenin yeni 9 uncu madde olarak metne eklenmesi
suretiyle,
– Çerçeve 8 inci maddesi 10 uncu madde
olarak aynen,
– Kurumlar Vergisi Kanununun geçici 28
inci maddesinde değişiklik öngören ve kurumların 2003 yılında elden
çıkarttıkları gayrimenkul ve iştirak hissesi satışından doğan kazançların belli
şartlar dahilinde kurumlar vergisinden istisna edilmesine ilişkin bir
düzenlemenin yeni 11 inci madde olarak metne eklenmesi suretiyle,
– Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 7,
9, 16 ve 19 uncu maddelerinde değişiklik öngören ve at yarışları üzerine
düzenlenen müşterek bahislerden kazanılan paranın beyan esası yerine, ödeme
sırasında vergilendirmesine ilişkin düzenlemenin yeni 12 nci madde olarak
eklenmesi suretiyle,
– Çerçeve 9 uncu Maddesi ile
değiştirilmesi öngörülen 4306 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin (A) fıkrasının
diğer şans oyunlarıyla aynı nitelikte olan at yarışlarından da eğitime katkı
payı alınmasını ve 2002 yılında maktu olarak uygulanmakta olan eğitime katkı
payının kanunî tutar olarak belirlenmesini teminen yeniden düzenlenmesi ve
madde numarasının 13 olarak teselsül ettirilmesi suretiyle,
– Çerçeve 10 uncu Maddesi; madde metninin
çeşitli konulardaki beyannamelerin, uçak biletlerinin Özel İşlem Vergisi
kapsamı dışında tutulmasını, Özel İşlem Vergisinin sadece şans oyunları, av
ruhsat tezkereleri ile cep telefonlarından alınmasını teminen yeniden
düzenlenmesi, metinde geçen “31.12.2005” ibaresinin “31.12.2003” olarak
değiştirilmesi ve madde numarasının 14 olarak teselsül ettirilmesi suretiyle,
– Çerçeve 11 inci Maddesi; her yıl gelir
fazlaları genel bütçeye aktarılması öngörülen kurul ve üst kurullara ilişkin
olarak gelirin bütçeye aktarılması uygulamasının bir yıl ile sınırlı
tutulmasını ve bu kuruluşların periyodik olarak kasalarında biriken nakit
fazlalarının bu kuruluşların görüşü alınmak suretiyle maddede belirtilen
esaslar çerçevesinde bütçeye aktarılabilmesini teminen yeniden düzenlenmesi ve
madde numarasının 15 olarak teselsül ettirilmesi suretiyle,
– Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun 28
inci Maddesinde yer alan 31.12.2002 tarihinin 31.12.2003 olarak değiştirilmesi
suretiyle mevcut uygulamanın bir yıl süre ile uzatılmasını öngören düzenlemenin
yeni 16 ncı Madde olarak metne eklenmesi suretiyle kabul edilmiştir.
– Yürürlüğe ilişkin 12 nci Maddesi;
metinde yapılan değişiklikler ve eklenen maddeler nedeniyle yeniden
düzenlenmesi ve numarasının 17 olarak değiştirilmesi suretiyle,
– Yürütmeye ilişkin 13 üncü Maddesi 18
inci Madde olarak aynen,
Kabul edilmiştir.
Ayrıca Tasarının başlığı, içeriğinde
yapılan değişikliklere paralel olarak yeniden düzenlenmiştir.
Raporumuz Genel Kurulun onayına sunulmak
üzere Yüksek Başkanlığınıza saygı ile arz olunur.
|
|
Başkan |
Başkanvekili |
Sözcü |
|
|
Sait Açba |
M. Altan Karapaşaoğlu |
Ekrem Erdem |
|
|
Afyon |
Bursa |
İstanbul |
|
|
Kâtip |
Üye |
Üye |
|
|
Mehmet Sekmen |
Mahmut Göksu |
Mehmet Melik Özmen |
|
|
İstanbul |
Adıyaman |
Ağrı |
|
|
|
|
(Muhalefet şerhim eklidir.) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Ruhi Açıkgöz |
Bülent Gedikli |
Mehmet Zekai Özcan |
|
|
Aksaray |
Ankara |
Ankara |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Osman Kaptan |
Mehmet Mesut Özakcan |
Ali Osman Sali |
|
|
Antalya |
Aydın |
Balıkesir |
|
|
(Karşı oy yazımız eklidir.) |
(Karşı oy yazımız eklidir.) |
(Muhalefet şerhim eklidir.) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Ali Kemal Deveciler |
Aziz Akgül |
Ömer Abuşoğlu |
|
|
Balıkesir |
Diyarbakır |
Gaziantep |
|
|
(Karşı oy yazımız eklidir.) |
|
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Nurettin Canikli |
M. Emin Murat Bilgiç |
Nazım Ekren |
|
|
Giresun |
Isparta |
İstanbul |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Alaattin Büyükkaya |
Birgen Keleş |
Ali Kemal Kumkumoğlu |
|
|
İstanbul |
İstanbul |
İstanbul |
|
|
|
(Karşı oy yazımız eklidir.) |
(Karşı oy yazımız eklidir.) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Ali Topuz |
Kıvılcım Kemal Anadol |
Hakkı Akalın |
|
|
İstanbul |
İzmir |
İzmir |
|
|
(Karşı oy yazımız eklidir.) |
(Karşı oy yazımız eklidir.) |
(Karşı oy yazımız eklidir.) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Mehmet Ceylan |
Y. Selahattin Beyribey |
Taner Yıldız |
|
|
Karabük |
Kars |
Kayseri |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Ali Er |
Sabahattin Yıldız |
Kazım Türkmen |
|
|
Mersin |
Muş |
Ordu |
|
|
|
|
(Karşı oy yazımız eklidir.) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Abdülkadir Kart |
Erol Aslan Cebeci |
Musa Uzunkaya |
|
|
Rize |
Sakarya |
Samsun |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Enis Tütüncü |
Faruk Nafiz Özak |
Mehmet Akif Hamzaçebi |
|
|
Tekirdağ |
Trabzon |
Trabzon |
|
|
(Karşı oy yazımız eklidir.) |
|
(Karşı oy yazımız eklidir.) |
|
|
Üye |
Üye |
|
|
|
Osman Coşkunoğlu |
Mustafa Zeydan |
|
|
|
Uşak |
Hakkâri |
|
|
|
(Karşı oy yazımız eklidir.) |
|
|
|
|
|
|
|
KARŞI OY YAZISI
Türk Vergi Sisteminin
bugünkü yapısına baktığımızda vergi yükünün uluslararası ortalamalar düzeyinde,
hatta bazı ülkelerin üzerinde olduğu; vergi gelirleri içerisinde
dolaylı-dolaysız vergi ayrımında dolaylı vergilerin payının % 70’lere
yaklaştığı görülmektedir. Yani vergi tabanı oldukça dardır.
Dolaylı vergilerin
payının bu kadar yüksek olduğu bir ekonomide vergi sistemi gelir dağılımı
üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor anlamına gelir. Dolaylı vergilerin payının
azaltılıp, dolaysız vergilerin payının yükseltilmesi dolaysız vergilerdeki
tabanın genişletilmesine bağlıdır. Bu bağlamda Türk Vergi Sisteminin birinci önceliği
vergi tabanının genişletilerek vergi oranlarının düşürülmesidir. Vergi
tabanının genişletilmesi sistemdeki istisna ve muafiyetlerin gözden geçirilmesi
yanında kayıt dışı ekonominin kayda alınması ile yakından ilgilidir.
Yasa tasarısını bu açıdan
değerlendirdiğimizde kayıt dışının kayda alınması yönünde bir amacı taşımadığı
görülmektedir. Tasarı bu şekliyle kayıt dışını teşvik eder mahiyettedir.
Vergi sisteminde 1998’de
yapılan değişikliklerle yer almış olan gelir tanımındaki düzenleme yanında malî
milat uygulamalarının da kaldırıldığını görüyoruz. Gelir, 4369 sayılı Yasada
olduğu şekilde tanımlanabileceği gibi 4369 sayılı Yasa öncesinde olduğu gibi
veya bu tasarıda yer alan şekliyle de tanımlanabilir. Gelir tanımındaki
değişikliği, sistemin tek başına güvencesi olarak görmemek gerekir.
Ancak; tasarıda bunun da
ilerisine gidilerek Vergi Usul Kanununa 1994 yılında girmiş olan 30/7 nci
maddedeki düzenleme de kaldırılmaktadır.
Böylece vergi sisteminde
emsal kira bedeli esasını hariç tutarsak otokontrol mekanizması kalmamış
olmaktadır.
Otokontrol
mekanizmalarının olmadığı bir sistemde de verginin tabana yayılması için
kullanılabilecek etkin ve seri denetim yöntemi de kalmamış olur. Tasarı, Vergi
Usul Kanununda 1994 yılında yapılmış olan düzenlemeyi de kaldırmak suretiyle
verginin tabana yayılmasında kullanılabilecek etkin bir vergi denetim yöntemini
de kaldırmış olmaktadır Tasarıya bu şekliyle katılma olanağı bulamıyoruz.
Tasarının katılmadığımız
diğer düzenlemeleri şunlardır:
1. - 1999 yılı sonunda sisteme
girmiş olup uygulaması 2002 yılı sonunda sona erecek olan Özel İletişim ve Özel
İşlem Vergilerinin uygulama süresi 2005 yılı sonuna kadar uzatılması
öngörülmüştür. Komisyonda yapılan görüşmeler sırasında Özel İşlem Vergisinin
kapsamı daraltılmış ve iki verginin uygulama süresinin 2003 yılı sonuna kadar
olması kabul edilmiştir.
1999 yılındaki deprem
felaketlerinden sonra getirilmiş olan bu vergilerin olağanüstü dönemin
üzerinden önemli bir zaman geçmiş olması nedeniyle vergi sisteminde muhafaza
edilmesini doğru bulmuyoruz. Bu vergilerin tamamen kaldırılması yönündeki
önergemizin reddedilmiş olması da tasarıya katılmamıza engeldir.
AKP’nin işlem
vergilerinin kaldırılması ve haberleşme üzerindeki vergi yükünün azaltılması
yönünde seçim öncesi vaadlerine ters düşen bu uygulamayı siyasî ahlâk açısından
doğru bulmuyoruz.
2. - 31.12.2002 tarihine
kadar ihraç edilecek Devlet Tahvili ve Hazine Bonosundan elde edilecek faiz
gelirlerine ilişkin olarak Gelir Vergisi istisnasının bir yıl daha uzatılmasını
vergide adalet kavramına uygun bulmuyoruz.
Toplamda 2002 yılı için
yıllık olarak 607 milyar liraya ulaşan bu istisna, vergide adalet kavramına
ters düşmektedir.
Ekonominin bugünkü
durumunda mevcut göstergelere göre bu düzenlemenin süresinin uzatılmasını
Hazinenin borçlanmasını kolaylaştırıcı bir düzenleme olarak da görmüyoruz.
3. - Komisyon görüşmeleri
sırasında tasarıya eklenen Hayat Standardı Esası müessesesini de vergi adaleti
ile bağdaştıramıyoruz.
Bir yandan “nereden
buldun” kaldırılarak kayıt dışı kazançlardan Devlet Tahvili ve Hazine Bonosu
faiz gelirlerinde de 607 milyar liraya ulaşan bir istisna getirilerek bu
alandan vergi alınmasından vazgeçilirken hayat standardı esası ile önemli bir
bölümünü küçük esnafımızın oluşturduğu, sayıları 1,5 milyon civarında olan bir
mükellef kitlesini, zarar etse dahi asgari bir vergi ödeme yükümlülüğü ile
karşı karşıya bırakmayı vergi adaletine uygun bulmuyoruz. Tasarı bu şekliyle
“nereden buldun” ile DevletTahvili ve Hazine Bonosu faiz gelirlerinden
alınmasından vazgeçilen vergilerin esnaftan alınması gibi bir anlayışı
yansıtmaktadır.
Böylesine önemli bir düzenlemenin Hükümet
Tasarısında yer almaksızın Komisyon görüşmeleri sırasında tasarıya dahil
edilmesini saydamlıkla da bağdaştıramıyoruz.
|
|
Osman Kaptan |
M. Mesut Özakcan |
Ali Kemal Deveciler |
|
|
Antalya |
Aydın |
Balıkesir |
|
|
Birgen Keleş |
Ali Kemal Kumkumoğlu |
Ali Topuz |
|
|
İstanbul |
İstanbul |
İstanbul |
|
|
K. Kemal Anadol |
Hakkı Akalın |
Kazım Türkmen |
|
|
İzmir |
İzmir |
Ordu |
|
|
Enis Tütüncü |
M. Akif Hamzaçebi |
Osman Coşkunoğlu |
|
|
Tekirdağ |
Trabzon |
Uşak |
HAYAT STANDARDI
HAKKINDAKİ MUHALEFET GÖRÜŞÜMDÜR
A) Kanunlar açısından
1. Anayasada belirtilen
ödeme gücü ilkesi ile çelişir.
Anayasamızda verginin
ödeme gücüne göre alınacağı belirtildiği halde, hayat standardı buna aykırıdır.
Zarar eden veya belirtilen tutarın altında kalan mükelleflerden de alınır.
2. Verginin yasallığına
aykırıdır.
Vergi kanunla konur.
Ancak şu anki yasa 1.1.2002 tarihi ile kanunun çıkış tarihi arasındaki dönemi
de kapsamaktadır.
B) Vergi sistematiği
açısından
1. Götürü bir sistemdir.
Oysa Türk vergi sistemi
gerçek usule dayanır ve gerçek bir geliri vergilendirir.
2. Belge sisteminden
sapmadır.
Vergilendirmenin her
aşaması belgelendirmeye dayanır. Vergi Usul Kanunundaki en ağır cezalar sahte
ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgeler için konmuşken, hayat standardı
bunların ikrarıdır.
Dolayısıyla bu sistem
aslında Devletin vergilendirmeyi başaramadığının ikrarıdır.
3. Kayıt dışılığı teşvik
eder;
İster kazan ister kazanma
aynı parayı ödemek, mükellefleri kayıt dışılığa iter ve özellikle Katma Değer
Vergisi konusunda vergi kaybına yol açar.
4. Meslekler arasında
farklılık yoktur.
Altın ticareti ile
uğraşanlar dışında meslekler arasında farklılık yoktur. Örneğin bir avukat, bir
doktor, bir bakkal, bir manav, bir kuaför aynı vergiyi öder.
5. İller arasında
dengesizlik vardır.
Aslında Kanunda büyük
şehirler, diğer şehirler ve kalkınmada öncelikli yöreler açısından bir
farklılık var ama bu iller kendi arasında dengesiz. Örneğin İstanbul’daki
avukat ile Kayseri’deki avukat aynı vergiyi öder.
6. Mükellef nevileri
arasında farklılık var.
Aynı faaliyeti yapan
sermaye şirketi ile şahıs işletmeleri aynı kazancı elde etseler bile farklı
vergi öder.
C) Sosyal açıdan;
1. Küçük esnafa yönelik
bir uygulamadır.
Avukat, doktor, yeminli
malî müşavir gibi serbest meslek erbabı hayat standardı limitlerinin üzerinde
kazandığı için bu vergi türü direkt küçük esnafa yöneliktir.
2. 2003 Mart ayı - sosyal
bir göç.
2003 Mart ayında bu
vergiden kaçmak isteyen çok sayıda küçük esnaf dükkanını kapatıp adresini
kaybettirmeye çalışacaktır. (Yaklaşık 3 sene önce aynı şey yaşandı)
3. Mükellefleri sahte
işlere yöneltecektir.
Hayat standardında
emeklilere indirim olması; çok sayıda insanı, faaliyetlerini emekliler üzerine
yapmaya itecektir.
Yeni başlayanlara ilk yıl
vergi olmaması da 2003 yılı için yine aynı işletmeyi başkalarının üstüne
devretmeye itecektir.
4. Ekonomik krizin ve
durgunluğun hâkim olduğu ülkemizde, dar gelirli küçük esnafın hayat standardı
yoluyla ve bir baş vergisi gibi götürü şekilde vergileme yapmak, kendine
gelmeye çalışan bu gruba büyük bir darbe indirerek, işsizliği daha da
artıracaktır.
Ali
Osman Sali
Balıkesir
MUHALEFET ŞERHİ
Dün görüşmesi yapılan
Vergi Tasarısı ile
ilgili hayat standardı maddesinde Anayasanın
65 inci maddesi ve 73 üncü maddesine verginin sosyal adaleti geliştirici
olmasından hareketle bu maddeye muhalefet şerhim vardır. 18.12.2002
Mehmet
Melik Özmen
Ağrı
HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METİN
GELİR VERGİSİ KANUNU, VERGİ USUL KANUNU, 4306 SAYILI KANUN
VE 4481 SAYILI
KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN
TASARISI
MADDE 1. – 31.12.1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi
Kanununun 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 1. – Gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine
tâbidir. Gelir bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve
iratların safi tutarıdır.”
MADDE 2. – 193 sayılı Kanunun 2 nci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 2. – Gelire giren kazanç ve iratlar şunlardır :
1. Ticarî kazançlar,
2. Ziraî kazançlar,
3. Ücretler,
4. Serbest meslek kazançları,
5. Gayrimenkul sermaye iratları,
6. Menkul sermaye iratları,
7. Diğer kazanç ve iratlar.
Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, yukarıda yazılı kazanç ve
iratlar gelirin tespitinde gerçek ve safi miktarları ile nazara alınır.”
MADDE 3. – 193 sayılı Kanunun 80 inci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 80. – Aşağıda yazılı olup geçen bölümlerin dışında
kalan kazanç ve iratlar bu bölümdeki hükümlere göre vergiye tâbi gelire
dahildir :
1. Değer artışı kazançları,
2. Arızî kazançlar.”
MADDE 4. – 193 sayılı Kanunun mülga mükerrer 80 inci maddesi
aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“Mükerrer Madde 80. – Aşağıda yazılı mal ve hakların elden
çıkarılmasından doğan kazançlar değer artışı kazançlarıdır :
1. İvazsız olarak iktisap edilenler hariç, menkul
kıymetlerin iktisap tarihinden başlayarak üç ay içinde veya iktisaptan evvel
elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar.
2. 70 inci maddenin birinci
fıkrasının 5 numaralı bendinde yazılı hakların (ihtira beratları hariç)
elden çıkarılmasından doğan kazançlar.
3. Telif haklarının ve ihtira beratlarının müellifleri,
mucitleri ve bunların kanunî mirasçıları dışında kalan kimseler tarafından
elden çıkarılmasından doğan kazançlar.
4. Ortaklık haklarının veya hisselerinin elden
çıkarılmasından doğan kazançlar.
5. Faaliyeti durdurulan bir işletmenin kısmen veya tamamen
elden çıkarılmasından doğan kazançlar.
6. İktisap şekli ne olursa olsun (ivazsız olarak iktisap
edilenler hariç) 70 inci maddenin birinci fıkrasının 1, 2, 4 ve 7 numaralı
bentlerinde yazılı mal (gerçek usulde vergiye tâbi çiftçilerin ziraî istihsalde
kullandıkları gayrimenkuller dahil) ve hakların, iktisap tarihinden başlayarak
dört yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar (Kooperatiflerin
ortaklarına bu sıfatları dolayısıyla tahsis ettikleri gayrimenkulleri tahsis
tarihinde ortak tarafından satın alınmış sayılır).
Bu maddede geçen “elden çıkarma” deyimi, yukarıda yazılı mal
ve hakların satılması, bir ivaz karşılığında devir ve temliki, trampa edilmesi,
takası, kamulaştırılması, devletleştirilmesi, ticaret şirketlerine sermaye
olarak konulmasını ifade eder.
Bir takvim yılında elde edilen değer artışı kazancının 10
milyar liralık kısmı gelir vergisinden müstesnadır.
Faaliyetine devam eden ticarî bir işletmenin kısmen veya
tamamen satılmasından veya ticarî işletmeye dahil amortismana tâbi iktisadî
kıymetlerle birinci fıkrada yazılı hakların elden çıkarılmasından doğan
kazançlar ticarî kazanç sayılır ve bunlara ticarî kazanç hakkındaki hükümler
uygulanır.”
MADDE 5. – 193 sayılı Kanunun 81 inci maddesi başlığıyla
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Vergilendirilmeyecek değer artışı kazançları
Madde 81. – Aşağıdaki yazılı hallerde değer artışı kazancı
hesaplanmaz ve vergilendirilmez :
1. Ferdi bir işletmenin sahibinin ölümü halinde, kanunî
mirasçılar tarafından işletmenin faaliyetine devam olunması ve mirasçılar
tarafından işletmeye dahil iktisadî kıymetlerin kayıtlı değerleriyle (bilanço
esasına göre defter tutuluyorsa bilançonun aktif ve pasifiyle bütün halinde)
aynen devir alınması.
2. Kazancı bilanço esasına göre tespit edilen ferdi bir
işletmenin bilançosunun bir sermaye şirketine aktif ve pasifiyle bütün halinde
devrolunması, devir alan şirketin bilançosuna aynen geçirilmesi ve devredilen
ferdi işletmenin sahip veya sahiplerinin şirketten, devir bilançosuna göre
hesaplanan öz sermayesi tutarında ortaklık payı alması (Bu ortaklık payını
temsil eden hisse senetlerinin nama yazılı olması şarttır.)
3. Kolektif ve adi komandit şirketlerin bu maddenin 2
numaralı bendinde yazılı şartlar dahilinde nev’i değiştirerek sermaye şirketi
haline dönüşmesi (Kolektif ve adi komandit şirketlerin şekil değiştirerek
anonim şirket haline dönüşmesi halinde şekil değiştiren ko-lektif ve adi
komandit şirketlerin ortaklarının anonim şirketteki ortaklık paylarını gösteren
hisse senetlerinin nama yazılı olması şarttır.)”
MADDE 6. – 193 sayılı Kanunun mülga mükerrer 81 inci maddesi
aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“Mükerrer Madde 81. – Değer artışında safi kazanç, elden
çıkarma karşılığında alınan para ve ayınlarla sağlanan ve para ile temsil
edilebilen her türlü menfaatlerin tutarından, elden çıkarılan mal ve hakların
maliyet bedelleri ile elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcının uhdesinde
kalan giderlerin ve ödenen vergi ve harçların indirilmesi suretiyle bulunur.
Hâsılatın ayın ve menfaat olarak sağlanan kısmının tutarı Vergi Usul Kanununun
değerleme ile ilgili hükümlerine göre tayin ve tespit olunur.
Maliyet bedelinin mükelleflerce tespit edilememesi halide
maliyet bedeli yerine; Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre, takdir
komisyonlarınca tespit edilecek bedel, kazancı bilanço veya işletme hesabı
esasına göre tespit edilen işletmelerde ise son bilançoda veya envanter
kayıtlarında gösterilen değer esas alınır.
İşletmeye dahil amortismana tâbi iktisadî kıymetlerin elden
çıkarılması halinde, iktisadî kıymetlerin maliyet bedeli yerine amortismanlar
düşüldükten sonra kalan net değeri esas alınır.
Menkul kıymetlerin elden çıkarılmasında, iktisap bedelinin
tevsik edilememesi halinde Vergi Usul Kanununun 266 ncı maddesinde yazılı
itibari değer iktisap bedeli olarak kabul edilir.
Dar mükelleflerin (kurumlar dahil), yabancı sermaye mevzuatına
göre ilgili mercilerden izin almak suretiyle, Türkiye’ye bizzat getirdikleri
nakdî veya aynî sermaye karşılığında iktisap ettikleri menkul kıymetler ile
iştirak hisselerini elden çıkarmalarından doğan değer artışı kazançlarının
hesabında, kur farkından doğan kazançlar dikkate alınmaz. Şu kadar ki, bu
mükelleflerin Türkiye’de elde ettikleri kazançların, münhasıran bu menkul
kıymet veya iştirak hisseleri dolayısıyla elde edilen menkul sermaye
iratlarından ve bu kıymet veya hisselerin elden çıkarılmasından doğan değer
artışı kazançlarından ibaret olması şarttır. Bu mükelleflerin, Türkiye’de
menkul kıymet alım satımıyla devamlı olarak uğraşmaları halinde, kur farkından
doğan kazançlar da ticarî kazancın hesabında dikkate alınır.
Kur farkından doğan kazançların hesabında, menkul kıymet
veya iştirak hisselerinin iktisabına tahsis edilen yabancı sermayenin bu kıymet
veya hisselerin iktisap tarihindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz
alış kuruna göre hesaplanan Türk Lirası karşılığı ile bu kıymet veya hisselerin
elden çıkarılması tarihindeki aynı miktar yabancı sermayenin Türkiye Cumhuriyet
Merkez Bankası döviz alış kuruna göre hesaplanan Türk Lirası karşılığı
arasındaki fark esas alınır.
Mal ve hakların elden çıkarılmasında iktisap bedeli, elden
çıkarılan mal ve hakların, elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere Devlet
İstatistik Enstitüsünce belirlenen toptan eşya fiyat endeksindeki artış
oranında artırılarak tespit edilir.”
MADDE 7. – 193 sayılı Kanunun 82 nci maddesi başlığıyla
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Arızi kazançlar
Madde 82. – Vergiye tâbi arızi kazançlar şunlardır :
1. Arızi olarak ticarî muamelelerin icrasından veya bu
nitelikteki muamelelere tavassuttan elde edilen kazançlar.
2. Ticarî veya ziraî bir işletmenin faaliyeti ile serbest
meslek faaliyetinin durdurulması veya terk edilmesi, henüz başlamamış olan
böyle bir faaliyete hiç girişilmemesi, ihale, artırma ve eksiltmelere iştirak
edilmemesi karşılığında elde edilen hâsılat.
3. Gayrimenkullerin tahliyesi veya kiracılık hakkının devri
karşılığında alınan tazminatlar ile peştemallıklar (kiracıya ait tesisat ve
malların tahliye ve devri sırasında kiralayan veya yeni kiracıya devrinde doğan
kazançlar dahil).
4. Arızi olarak yapılan serbest meslek faaliyetleri
dolayısıyla tahsil edilen hâsılat.
5. Gerçek usulde vergiye tâbi mükelleflerin terk ettikleri
işleri ile ilgili olarak sonradan elde ettikleri kazançlar (zarar yazılan
değersiz alacaklarla, karşılık ayrılan şüpheli alacakların tahsili dahil).
6. Dar mükellefiyete tâbi olanların 45 inci maddede yazılı
işleri arızi olarak yapmalarından elde ettikleri kazançlar.
Bir takvim yılında 1, 2, 3 ve 4 numaralı bentlerde yazılı
olan kazançlar (henüz başlamamış olan ticarî, ziraî veya meslekî bir faaliyete
hiç girişilmemesi ile ihale, artırma ve eksiltmelere iştirak edilmemesi
karşılığında elde edilen kazançlar hariç) toplamının 10 milyar liralık kısmı
gelir vergisinden müstesnadır.
Bu maddede geçen “hâsılat” deyimi alınan para ve ayınlarla
diğer suretlerle elde edilen ve para ile temsil edilebilen menfaatleri ifade
eder.
Arızi kazançların safi miktarı aşağıdaki şekilde tespit
olunur.
1. Bu maddenin birinci fıkrasının 1 numa-ralı bendinde
yazılı işlerde satış bedelinden maliyet bedeli ve satış dolayısıyla yapılan
giderler indirilir.
2. Bu maddenin birinci fıkrasının 2, 3, 4 ve 5 numaralı
bentlerinde yazılı işlerde elde edilen hâsılattan tevsik edilmek kaydıyla
yapılan giderler indirilir.
3. Bu maddenin birinci fıkrasının 6 numa-ralı bendinde
yazılı işlerde, 45 inci madde hükümleri uygulanır.”
MADDE 8. – 4.1.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul
Kanununun 30 uncu maddesinin ikinci fıkrasının (7) numaralı bendi yürürlükten
kaldırılmıştır.
MADDE 9. – 16.8.1997 tarihli ve 4306 sayılı İlköğretim ve
Eğitim Kanunu, Millî Eğitim Temel Kanunu, Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanunu,
Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun ile 24.3.1988
Tarihli ve 3418 Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılması ve Bazı Kâğıt ve İşlemlerde
Eğitime Katkı Payı Alınması Hakkında Kanunun Geçici 1 inci maddesinin (A)
fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan “Spor-Toto, Spor-Loto ve Sayısal Loto
oyunlarında her bir kolon için” ibaresi “Süper Toto, Skor Toto, Gol Yedi,
Sayısal Loto, Şans Topu, On Numara ve benzeri oyunların her bir kolonu içiin” şeklinde
değiştirilmiştir
MADDE 10. – 26.11.1999 tarihli ve 4481 sayılı 17.8.1999 ve
12.11.1999 Tarihlerinde Marmara Bölgesi ve Civarında Meydana Gelen Depremin Yol
Açtığı Ekonomik Kayıpları Gidermek Amacıyla Bazı Mükellefiyetler İhdası ve Bazı
Vergi Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 4605 sayılı Kanunla
değişik 8 ve 9 uncu maddelerinde yer alan “31.12.2002” tarihi “31.12.2005”, 9
uncu maddesinde yer alan “on katına” ibaresi “yirmi katına” olarak
değiştirilmiştir.
MADDE 11. – 4481 sayılı Kanunun 4605 sayılı Kanunla değişik
15 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 15. – Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Rekabet Kurumu,
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, Sermaye Piyasası Kurulu, Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Telekomünikasyon Kurumu, Tütün, Tütün Mamulleri
ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu,
Şeker Kurumu ile Kamu İhale Kurumunun 31.12.2002 tarihine kadar birikmiş
gelirleri (faiz, repo, pay, alım-satım farkı ve sair adlarla elde edilen her
türlü gelir dahil) ile 1.1.2003 tarihinden itibaren her ay itibarıyla oluşacak
brüt gelirleri üzerinden Maliye Bakanının teklifi ve Başbakanın onayı ile kurum
ve kuruluşlara göre belirlenecek oranlara göre hesaplanacak kısmı bütçenin (B)
işaretli cetveline gelir kaydedilmek üzere Maliye Bakanı tarafından
belirlenecek süre içinde Maliye Bakanlığı Merkez Saymanlık Müdürlüğünün Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankası nezdindeki hesabına yatırılır.
Yukarıda belirtilen kurum ve kuruluşlar 31.12.2002 tarihine
kadar birikmiş gelir tutarları ile kasa ve banka mevcutlarını 15.1.2003
tarihine kadar; her ayın gelir ve giderleriyle kasa ve banka mevcutlarını
gösterir malî bilgileri ise izleyen ayın yedinci günü sonuna kadar Maliye
Bakanlığına bildirir. Bu maddede belirtilen tutarların süresi içinde ödenmemesi
halinde, ödenmeyen tutarlar 6183 sayılı Âmme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanun hükümlerine göre gecikme zammı da uygulanmak suretiyle takip ve
tahsil edilir.”
MADDE 12. – Bu Kanunun;
a) 10 uncu maddesi yayımı,
b) Diğer maddeleri 1.1.2003 tarihinde,
yürürlüğe girer.
MADDE 13. – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
|
|
Abdullah Gül |
|
|
|
|
|
Başbakan |
|
|
|
|
|
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet
Bak.ve Başb. Yrd. |
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
|
|
|
A. Şener |
M. A. Şahin |
E. Yalçınbayır |
|
|
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
|
|
|
M. Aydın |
B. Atalay |
A. Babacan |
|
|
|
Devlet
Bakanı |
Adalet
Bakanı |
Millî
Savunma Bakanı V. |
|
|
|
K. Tüzmen |
C. Çiçek |
A. Aksu |
|
|
|
İçişleri
Bakanı |
Dışişleri
Bakanı V. |
Maliye
Bakanı |
|
|
|
A. Aksu |
A. Coşkun |
K. Unakıtan |
|
|
|
Millî
Eğitim Bakanı |
Bayındırlık
ve İskân Bakanı |
Sağlık
Bakanı |
|
|
|
E. Mumcu |
Z. Ergezen |
R. Akdağ |
|
|
|
Ulaştırma
Bakanı |
Tarım ve
Köyişleri Bakanı |
Çalışma
ve Sos. Güv. Bak. |
|
|
|
B. Yıldırım |
S. Güçlü |
M. Başesgioğlu |
|
|
|
Sanayi
ve Ticaret Bakanı |
En. ve
Tab. Kay. Bakanı |
Kültür
Bakanı |
|
|
|
A. Coşkun |
M. H. Güler |
H. Çelik |
|
|
|
Turizm
Bakanı |
Orman
Bakanı |
Çevre
Bakanı |
|
|
|
G. Akşit |
O. Pepe |
İ. Sütlüoğlu |
|
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONUNUN KABUL ETTİĞİ METİN
GELİR VERGİSİ KANUNU, VERGİ USUL KANUNU, KURUMLAR VERGİSİ KANUNU, VERASET VE İNTİKAL VERGİSİ KANUNU, 4306 SAYILI KANUN, 4481 SAYILI KANUN VE 4562 SAYILI KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TASARISI
MADDE 1. - Tasarının 1 inci maddesi aynen kabul edilmiştir.
MADDE 2. - Tasarının 2 nci maddesi aynen kabul edilmiştir.
MADDE 3. - Tasarının 3 üncü maddesi aynen kabul edilmiştir.
MADDE 4. - 193 sayılı Kanunun mülga mükerrer 80 inci maddesi
aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“Mükerrer Madde 80. - Aşağıda yazılı mal ve hakların elden
çıkarılmasından doğan kazançlar değer artışı kazançlarıdır.
1. İvazsız olarak iktisap edilenler ile 3 ay süreyle elde
tutulan ve Türkiye’de kurulu menkul kıymet borsalarında işlem gören hisse
senetleri hariç, menkul kıymetlerin elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar.
2. 70 inci maddenin birinci fıkrasının 5 numaralı bendinde
yazılı hakların (ihtira beratları hariç) elden çıkarılmasından doğan kazançlar.
3. Telif haklarının ve ihtira beratlarının müellifleri,
mucitleri ve bunların kanunî mirasçıları dışında kalan kimseler tarafından
elden çıkarılmasından doğan kazançlar.
4. Ortaklık haklarının veya hisselerinin elden
çıkarılmasından doğan kazançlar.
5. Faaliyeti durdurulan bir işletmenin kısmen veya tamamen
elden çıkarılmasından doğan kazançlar.
6. İktisap şekli ne olursa olsun (ivazsız olarak iktisap
edilenler hariç) 70 inci maddenin birinci fıkrasının 1, 2, 4 ve 7 numaralı
bentlerinde yazılı mal (gerçek usulde vergiye tâbi çiftçilerin ziraî istihsalde
kullandıkları gayrimenkuller dahil) ve hakların, iktisap tarihinden başlayarak
dört yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar (Kooperatiflerin
ortaklarına bu sıfatları dolayısıyla tahsis ettikleri gayrimenkulleri tahsis
tarihinde ortak tarafından satın alınmış sayılır.)
Bu maddede geçen “elden çıkarma” deyimi, yukarıda yazılı mal
ve hakların satılması, bir ivaz karşılığında devir ve temliki, trampa edilmesi,
takası, kamulaştırılması, devletleştirilmesi, ticaret şirketlerine sermaye
olarak konulmasını ifade eder.
Bir takvim yılında elde edilen değer artışı kazancının 10
milyar liralık kısmı gelir vergisinden müstesnadır.
Faaliyetine devam eden ticarî bir işletmenin kısmen veya
tamamen satılmasından veya ticarî işletmeye dahil amortismana tâbi iktisadî
kıymetlerle birinci fıkrada yazılı hakların elden çıkarılmasından doğan
kazançlar ticarî kazanç sayılır ve bunlara ticarî kazanç hakkındaki hükümler
uygulanır.”
MADDE 5. - Tasarının 5 inci maddesi aynen kabul edilmiştir.
MADDE 6. - Tasarının 6 ncı maddesi aynen kabul edilmiştir.
MADDE 7. - Tasarının 7 nci maddesi aynen kabul edilmiştir.
MADDE 8. - 31.12.1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi
Kanununun;
1. - Geçici 46 ncı maddesinin 1 numaralı fıkrasında yer alan
“beş yıldan fazla” ve “beş yıllık süre” ibareleri sırasıyla “dört yıldan fazla”
ve “dört yıllık süre”, 2 numaralı fıkrasında yer alan “2003 yılı” ibaresi “2002
yılı”,
2. - Geçici 55 inci maddesinde yer alan “1.1.1999 -
31.12.2002 tarihleri arasında” ibaresi “1.1.1999 - 31.12.2003 tarihleri
arasında”,
3. - Geçici 59 uncu maddesinde yer alan “31.12.2004 tarihine
kadar,” “26.7.2001 - 31.12.2002 tarihleri arasında” ve “80 inci” ibareleri
sırasıyla “31.12.2005 tarihine kadar,” “26.7.2001 - 31.12.2003 tarihleri
arasında” ve “mükerrer 80 inci”,
Şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 9. - 31.12.1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi
Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 61. - 1) 2002 yılı gelirlerinin
vergilendirilmesinde, gelir vergisine tâbi ticarî kazanç sahipleri (basit
usulde vergilendirilenler hariç) ile serbest meslek erbabı, bu maddede
belirtilen hayat standardı esasına tâbidir.
2. - a) Hayat standardı temel gösterge tutarı,
- Birinci sınıf tacirler için 8 500 000 000,
- İkinci sınıf tacirler için 4 750 000 000,
- Serbest meslek erbabı için 7 800 000 000,
liradır.
b) Ticarî kazanç sahipleri ile serbest meslek erbabının
zarar beyanı da dahil olmak üzere, bu faaliyetleri ile ilgili olarak beyan
edecekleri kazançları, temel gösterge tutarlarına hayat standardı
göstergelerine göre belirlenen ilavelerin yapılması suretiyle bulunacak
tutardan düşük olduğu takdirde, bu maddeye göre belirlenen tutar, vergi tarhına
esas gelirin hesaplanmasında ilgili kazanç tutarı olarak dikkate alınır.
c) Bir mükellefin aynı yılda ticarî ve meslekî faaliyette
bulunması halinde, temel gösterge tutarı her bir kazanç için ayrı ayrı
uygulanır.
Aynı veya ayrı neviden birden fazla işyerinde ticarî
faaliyette bulunan mükellefin temel gösterge tutarına, birden sonraki her bir
işyeri için temel gösterge tutarının % 50’si oranında ilave yapılır.
Ticarî faaliyette bulunan adi ortaklıklar ile kolektif
şirketlerde ortakların, komandit şirketlerde komandite ortakların bu ortaklık
veya şirkete ilişkin temel gösterge tutarı; ortakların birisi için temel
gösterge tutarı, diğer ortakların her biri için temel gösterge tutarının %
50’si dikkate alınmak suretiyle tespit edilen toplam tutarın ortaklık ve şirket
mukavelelerinde yazılı hisse oranlarında, hisse oranları belli edilmemiş ise
her ortağa eşit olarak ortak sayısına bölünmek suretiyle uygulanır.
Bu maddenin uygulanmasında, adi ortaklıklara, kolektif, adi
ve eshamlı komandit şirketlere ait işyerlerinin her biri, ortaklar bakımından
ayrı ayrı işyeri hükmündedir.
Bu maddenin uygulanmasında, komanditer ortaklar dikkate
alınmaz.
d) Bu fıkranın (a) ve (c) bentlerinde yer alan temel
gösterge tutarları, 3030 sayılı Kanun uyarınca büyükşehir belediyesi olan
illerin, büyükşehir belediye sınırları içinde faaliyette bulunan mükellefler
için % 25 oranında artırılarak, kalkınmada öncelikli yörelerde faaliyette
bulunan mükelleflerde ise, % 50 oranında indirilerek dikkate alınır.
e) Bu fıkranın (a), (c) ve (d) bentlerinde yer alan temel
gösterge tutarları; faaliyetin ifa edildiği yöreler itibariyle altın imalatı
ve/veya altın ticareti ile uğraşanlar için % 50 oranında artırılarak uygulanır.
f) 2001 ve 2002 yıllarında ilk defa işe başlayan mükellefler
için hayat standardı esası uygulanmaz. Bu bent hükmünün uygulanmasında aynı
işin mükellefin eş ve çocukları ile bakmakla yükümlü olduğu kişiler tarafından
yapılması hali ilk defa işe başlama sayılmaz.
g) İşi bırakan mükellefler için faaliyette bulunulan süreler
gözönünde tutulur.
h) Hayat standardı gösterge tutarları aşağıdaki gibidir.
Hayat
Standardı Göstergeleri İlave Edilecek
Tutar (TL.)
1.
Mükellefin kendisine, eşine, çocuklarına ve bakmakla
yükümlü
olduğu diğer kişilere ait özel binek otomo-
billerinin
her biri için (işletmelerinde kayıtlı olanlar
dahil);
a)
Silindir hacmi 1600 (dahil) cc’ye kadar olanlarda 1 100 000 000
b)
Silindir hacmi 1601 (dahil) cc’den 2000 (dahil) cc’ye
kadar
olanlarda 1 700 000 000
c)
Silindir hacmi 2001 (dahil) cc’den fazla olanlarda 2 800 000 000
2.
Mülkiyeti mükellefin kendisi, eşi, çocukları ve bak-
makla
yükümlü olduğu diğer kişilere ait ve bunlar ta-
rafından
bizzat kullanılan birden fazla binalardan (Ba-
ğımsız
bölümler, katlar, sayfiye ve dinlenme evleri da-
hil)
her biri için; Yıllık emsal kira
bedelinin
% 25’i
3.
Mükellefin kendisine, eşine, çocuklarına ve bakmakla
yükümlü
olduğu diğer kişilere ait (işletmeye kayıtlı
olanlar
dahil) her bir;
a)
Hava taşıtı, yat, kotra, sürat teknesi için 11
100 000 000
b)
On beygir gücü üstünde motorlu diğer özel tekneler için 2 200 000 000
4.
Özel hizmetlerde devamlı ve ücret karşılığı çalıştırılan;
a)
Şoför, mürebbiye, aşçı, hizmetçi, bahçıvan ve benzerleri-
nin
her biri için 2 200 000 000
b)
Kaptan, pilot ve benzerlerinin her biri için 11
100 000 000
5.
Mükellefin kendisine, eşine, çocuklarına ve bakmakla yü-
kümlü
olduğu diğer kişilere ait her bir yarış atı için (taylar
dahil) 2 800 000 000
Mükellefin eşinin veya
çocuklarının hayat standardı esasına tâbi faaliyetinin bulunması durumunda,
hayat standardı göstergeleri sadece bunların kazançlarının tespitinde dikkate
alınır.
Hayat standardı gösterge
tutarları, kalkınmada öncelikli yörelerde % 50 oranında indirilerek dikkate
alınır.
i) Bu madde, birden fazla
takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işlerinde işin devam ettiği yıllar
ve bu yıllar için geçerli olan gösterge tutarları göz önüne alınarak topluca
uygulanır.
j) 11 ve daha yukarı
yaşta olan bir taşıtla münhasıran nakliyecilik faaliyetinde bulunan mükellefler
hakkında, faaliyetin ifa edildiği yöreler itibariyle hayat standardı temel
gösterge tutarı, % 50 oranında indirilerek dikkate alınır. Bir araçla
nakliyecilik yapan mükelleflerde aracın yaşına ve ortaklık olarak faaliyette
bulunup bulunmadığına bakılmaksızın hayat standardı temel gösterge tutarı bir
defa dikkate alınır.
3) Noter vekilleri,
geçici yetkili noter yardımcıları, ruhsatlı dava vekilleri, ebeler,
sünnetçiler, sağlık memurları, arzuhalciler ve mesleklerinin ifası yüksek
tahsili icap ettirmeyen benzeri serbest meslek erbabından Maliye Bakanlığınca
tayin edilecek olanlar hakkında hayat standardı esası uygulanmaz.
4) Mükellefler;
kendilerine, eşlerine ve çocuklarına ait ve üzerinden gelir vergisi ödenen
gelirleri (hamiline yazılı menkul kıymetlerden elde edilen gelirler hariç) ile
kendilerine ve eşlerine ait emekli, maluliyet, dul ve yetim aylığı bulunduğunu
belgelendirdikleri takdirde, bu gelirler, hayat standardı esasına göre kazancın
tespitinde izah nedeni gelir olarak kabul edilir. İzah nedeni gelirler
öncelikle mükelleflerin kendilerine ait beyanları için esas alınır. Arta kalan
bir tutarın olması halinde eşler ve çocuklar, sadece arta kalan tutarı kendi
beyanlarında izah nedeni gelir olarak dikkate alırlar.
5) 88 inci maddeye göre
yapılacak zarar mahsubu, 89 uncu maddeye göre yapılacak indirimler (sakatlık
indirimi hariç) ve yatırım indirimi istisnası dahil istisnaların uygulanması,
yalnızca bu madde gereğince tespit edilecek geliri aşan gelir kısmı için
mümkündür.
6) Bu maddeye göre
yapılacak tarhiyata itiraz, tahakkuk eden verginin tahsilini durdurmaz. Ancak,
Danıştay ve vergi mahkemelerince bu davalar öncelikle ele alınır ve dosyanın
tekemmül ettiği tarihten itibaren en geç bir ay içinde karara bağlanır.
7) Bu maddenin
uygulanmasına ilişkin usuller Maliye Bakanlığınca belirlenir.”
MADDE10. – Tasarının 8
inci maddesi 10 uncu madde olarak aynen kabul edilmiştir.
MADDE11. – 3.6.1949
tarihli ve 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun geçici 28 inci maddesinde yer
alan “1.1.1999 - 31.12.2002 tarihleri arasında...” ibaresi “1.1.1999 -
31.12.2003 tarihleri arasında...” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE12. – “08.06.1959
tarihli ve 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu”nun;
a) 7 nci maddesinin
birinci fıkrasında yer alan “... Spor-Toto Teşkilâtı...” ibaresi “... futbol
müsabakaları ve at yarışları üzerine müşterek bahis düzenleyenler...” şeklinde,
b) 9 uncu maddesinin
birinci fıkrasının 3 numaralı bendinde yer alan “... futbol müsabakalarına...”
ibaresi “... futbol müsabakalarına ve at yarışlarına...” şeklinde,
c) 16 ncı maddesinin son
fıkrasında yer alan “... futbol müsabakalarına...” ibaresi “... futbol
müsabakalarına ve at yarışlarına...” şeklinde, aynı fıkrada yer alan “... %
20...” ibaresi “... % 10...” şeklinde,
d) 19 uncu maddesinin
birinci fıkrasının parantez içinde yer alan “... Spor-Toto Teşkilâtınca futbol
müsabakalarına ait...” ibaresi “... futbol müsabakalarına ve at yarışlarına
ait...” şeklinde,
Değiştirilmiştir.
MADDE13. – 16.08.1997
tarihli ve 4306 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu, Millî Eğitim Temel Kanunu,
Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanunu, Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilât ve
Görevleri Hakkında Kanun ile 24.3.1988 Tarihli ve 3418 sayılı Kanunda
Değişiklik Yapılması ve Bazı Kâğıt ve İşlemlerden Eğitime Katkı Payı Alınması
Hakkında Kanunun Geçici 1 inci Maddesinin (A) fıkrasının 3 numaralı bendi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı fıkranın (1), (4), (5), (7) ve (9)
numaralı bentlerinde yer alan işlem ve kâğıtlar için 2002 yılında uygulanan
maktu tutarlar kanunî tutarlar olarak yeniden belirlenmiştir.
“3. a) Süper Toto, Skor-Toto, Gol 7 ve benzeri oyunlarda her
bir kolon için 10 000 lira,
b) Sayısal Loto, Şans Topu, On Numara ve benzeri oyunlarda
her bir kolon için 20 000 lira,
c) At yarışlarında oynanan her bir bilet bedelinin yüzde 5’i
oranında hesaplanacak tutar,
(Bu suretle hesaplanan tutar 40 000 liradan az olamaz)”
MADDE 14. - 26.11.1999 tarihli ve 4481 sayılı 17.8.1999 ve
12.11.1999 tarihlerinde Marmara Bölgesi ve Civarında Meydana Gelen Depremin Yol
Açtığı Ekonomik Kayıpları Gidermek Amacıyla Bazı Mükellefiyetler İhdası ve Bazı
Vergi Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 23.11.2000 tarihli ve
4605 sayılı Kanunla değişik 8 inci maddesinde yer alan “31.12.2002” tarihi
“31.12.2003” olarak değiştirilmiş, aynı Kanunla değişik 9 uncu maddesinin
birinci fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiş ve 29.6.2001 tarihli ve
4705 sayılı Kanun ile eklenen ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
“31.12.2003 tarihine kadar uygulanmak üzere 16.8.1997
tarihli ve 4306 sayılı Kanunun Geçici 1 inci Maddesinin (A) fıkrasının 3, 4 ve
7 numaralı bentlerinde yer alan işlem ve kâğıtlar için belirlenen eğitime katkı
payı tutarları kadar ayrıca özel işlem vergisi ödenir. 16.8.1997 tarihli ve
4306 sayılı Kanunun Geçici 1 inci maddesinin (A) fıkrasının (10), (11) ve (12)
numaralı bentlerinde yer alan hükümler özel işlem vergisi hakkında da
uygulanır.”
MADDE 15. - 26.11.1999 tarihli ve 4481 sayılı Kanunun 4605
sayılı Kanunla değişik 15 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 15. - Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Rekabet Kurumu,
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, Sermaye Piyasası Kurulu, Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Telekomünikasyon Kurumu, Tütün, Tütün Mamulleri
ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu,
Şeker Kurumu ile Kamu İhale Kurumunun elde ettikleri gelirlerinin (faiz, repo,
pay, alım-satım farkı ve sair adlarla elde edilen her türlü gelir dahil)
31.12.2002 tarihine kadar birikmiş tutarları ile bu tarihten 31.12.2003
tarihine kadar birikecek tutarları üzerinden Maliye Bakanının teklifi ve
Başbakanın onayı ile kurum ve kuruluşlar itibariyle belirlenecek oranlara göre
hesaplanacak kısmı bütçenin (B) işaretli cetveline gelir kaydedilmek üzere
Maliye Bakanı tarafından belirlenecek süre içinde Maliye Bakanlığı
MerkezSaymanlık Müdürlüğünün Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası nezdindeki
hesabına yatırılır. Söz konusu kuruluşların periyodik olarak kasalarında oluşan
nakit fazlaları bu kuruluşların görüşü alınmak suretiyle bu fıkrada belirlenen
esaslara göre kesilebilir.
Yukarıda belirtilen kurum ve kuruluşlar 31.12.2002 tarihine
kadar birikmiş gelir tutarları ile kasa ve banka mevcutlarını 15.1.2003
tarihine kadar; her ayın gelir ve giderleriyle kasa ve banka mevcutlarını
gösterir malî bilgileri ise izleyen ayın 7 nci günü sonuna kadar Maliye
Bakanlığına bildirir. Bu maddede belirtilen tutarların süresi içinde ödenmemesi
halinde, ödenmeyen tutarlar 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanun hükümlerine göre gecikme zammı
da uygulanmak suretiyle takip ve tahsil edilir.”
MADDE 16. - 12.4.2000 tarihli ve 4562 sayılı Organize Sanayi
Bölgeleri Kanununun 28 inci maddesinde yer alan “31.12.2002” tarihi
“31.12.2003” olarak değiştirilmiştir.
MADDE 17. - Bu Kanunun;
- 9 ve 16 ncı maddeleri yayımı,
- 12 nci maddesi 1.2.2003
- Diğer maddeleri 1.1.2003,
tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 18. - Tasarının 13 üncü maddesi 18 inci madde olarak
aynen kabul edilmiştir.