Dönem : 22 Yasama Yılı : 1
T.B.M.M. (S. Sayısı : 199)
Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu Tasarısı ile İçişleri ve
Adalet Komisyonları Raporları (1/591)
Not : Tasarı Başkanlıkça; İçişleri, Plan ve Bütçe ile
Adalet komisyonlarına havale edilmiştir.
T.C. |
|
|
|
Başbakanlık |
|
|
Kanunlar ve Kararlar |
|
|
Genel Müdürlüğü |
1.5.2003 |
|
Sayı : B.02.0.KKG.0.10/101-611/1929 |
|
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 28.4.2003
tarihinde kararlaştırılan “Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu Tasarısı” ile gerekçesi
ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan
GENEL GEREKÇE
1918 sayılı
Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun 7.1.1932 tarihinde yürürlüğe
konulmuştur. Yürürlüğe giriş tarihi, Türkiye’de ithal ikameci dış ticaret
politikasının uygulandığı ve dünyanın da büyük buhranın içinde olduğu döneme
rastladığı için Kanun büyük ölçüde bu dönemin öznel koşullarını yansıtmaktadır.
1918 sayılı Kanun
gelişen ihtiyaçlarla birlikte çeşitli tarihlerde değişikliğe uğramış; bu
değişiklikler Kanunun bütünlüğünü büyük ölçüde bozmuştur.
1918 sayılı Kanunun
değiştirilmesini zorunlu kılan temel nedenler aşağıdaki şekilde özetlenebilir.
Zaman içerisinde suç
tanımlarında önemli değişiklikler olmuştur. Şöyle ki, 1932 yılında önem arz
eden aşırı korumacılık, tekelcilik 2000’li yıllarda yerini serbest piyasa
ekonomisi kurallarına terk etmiştir. Süreç içerisinde bazı mallardaki (ispirto,
ispirtolu içkiler, kibrit, tuz gibi) tekel kaldırılmış, dolayısıyla tekel
suçları esas alınarak hazırlanan 1918 sayılı Kanun bu yönüyle uygulanamaz hale
gelmiştir. Özü itibariyle gümrük kaçakçılığı olmamakla beraber Devletçe önem
atfedilen bazı fiiller de kaçakçılık suçu olarak Kanuna konulmuştur. Bunlara
Devletçe ihraç şartıyla müşterisine satılan ürünler ile emniyet bölgelerine
eşya giriş çıkışı örnek olarak gösterilebilir.
1918 sayılı Kanunda,
cezada adalet prensibi gereğince sağlanamamıştır. Bu nedenle de zaman
içerisinde farklı uygulamalar, çifte standart yaptırımlar, fiil ile yaptırım
arasında dengesizlik ve uyumsuzlar meydana gelmiştir. 1918 sayılı Kanunda bazı
suç tanımları beraberinde yaptırımını da öngörürken, bazıları sadece
tanımlamaya yer vermiş, yaptırımı ayrı bir maddede belirtilmiştir. Örneğin ek 2
nci maddenin (III) numaralı fıkrasında hem suç, hem cezası tanımlanmışken, 1
inci maddede sadece suç tanımları yapılmıştır. Bu durumda toplu kaçakçılık
hükmünü düzenleyen 27 nci maddeye hangi hallerde gidileceği açık ve net bir
biçimde belirlenmediğinden uygulanan cezanın miktarı ve cinsinde farklılıklar
oluşmuş, Kanunun boşlukları yargı kararları ile doldurulmaya başlanmıştır.
1918 sayılı Kanunda
toplu ve teşekkül halinde işlenen kaçakçılık suçları bir ağırlaştırıcı neden
olarak görülmemiş, bireysel işlenen suçtan farklı nitelikte bir suç gibi
görülerek farklı nitelikte bir yaptırım getirilmiştir. Örneğin aynı nitelikteki
bir suç bireysel işlendiğinde para cezası şeklinde yaptırıma bağlanırken, bu
suçun toplu işlenmesi hürriyeti bağlayıcı cezayı beraberinde getirmiştir. Daha
da somutlaştırırsak bir şahsın yurda gelirken beraberinde 100 adet saat getirmesi
ve beyan etmeden yakalanması halinde para cezası uygulanırken aynı şahsın bu
suçu saatleri böldüğü bir kişi ile hareket etmesi hali sekiz seneden on iki
seneye kadar hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektirmektedir. Günümüzün ticarî
ilişkileri gümrük suçunun çok büyük oranda birlikte işlenmesini zorunlu kıldığı
için (Bir gümrük beyannamesinde ilgili kişiler alıcılar yanında gümrük müşaviri
ve bir gümrük görevlisi olabilmekte, bu durum da fiilin toplu kaçakçılık
addedilmesine yol açmaktadır.) suç fiilleri de genellikle toplu kaçakçılık
şeklinde ortaya çıkmaktadır.
Ayrıca, Bakanlar
Kurulu kararı ile getirilen limitlerle cezanın niteliğinde değişiklik
yaratılmasına neden olunmuştur. 1918 sayılı Kanunun 27 nci maddesinin dördüncü
fıkrası uyarınca Bakanlar Kurulu kararı ile halen 31 milyar olarak uygulanmakta
olan limitin altında kalan mallar hakkında işlenen suçlarda para cezası
verilmekte iken bu limitin üzerinde belirlenen eşya hakkında işlenen suçlarda
hürriyeti bağlayıcı ceza uygulanmaktadır. Bu durum uygulamada farklı uygulama
ve kararların çıkmasına neden olmakta, bir kişi hakkında uygulanacak ceza,
kanunla belirlenmesi gerekirken Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenmektedir.
Diğer taraftan eşya kıymetinin limitin altında veya üstünde tespit edilmesi bir
kişinin hürriyetini bağlayıcı cezaya çarptırılması veya çarptırılmaması
sonucunu doğurmaktadır. Bunun sonucunda da bilirkişi raporlarının sanık lehine
olması için bir baskı nedeni oluşturmaktadır. Örneğin tanesi bir milyar olan
150 kol saatinin değerini bilirkişi, iki yüz milyon lira olarak belirlerse
toplam eşya kıymeti 31 milyarın altında oluşacağından, sanık hakkında
uygulanacak ceza hürriyeti bağlayıcı ceza yerine para cezası olacaktır.
1918 sayılı Kanunun
ek 2 nci maddesi (III) numaralı fıkrasında belirlenen ve yaptırım bakımından
hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren suçlar esas itibariyle ithali veya ihracı
şarta, izne, kısıntıya, standart kontrolüne veya çeşitli kuruluşların vereceği
uygunluk belgelerine dayanmakta, bunların teşebbüs hali de suç kapsamı
içerisinde bulunmaktadır. Bu durumda bazı ihraç mallarının beyan aşamasında
ihracatın sonuçlarına bakılmaksızın hürriyeti bağlayıcı ceza ile
cezalandırılması söz konusu olabilmektedir. Bu da ihracatta beyanın ağır bir
yaptırımla cezalandırılması sonucunu doğurmaktadır. Keza ithalatta da aynı
durum söz konusudur.
1918 sayılı Kanunda
görülen bu aksaklıkları gidermek ve günümüz koşullarına uygun, çağdaş,
ticaretin önünü açan, kaçakçılıkla etkin mücadele sağlayan, evrensel hukuk
normlarına uyumlu, idare ve yargıda hızlı sonuç elde etmeye yönelik yeni bir
Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu Tasarısı hazırlanmasına ihtiyaç duyulmuştur.
Tasarı ile ön ödeme
müessesesi getirilmiştir. Buna göre, Tasarının 4 üncü maddesinin (a) bendinin
(1) numaralı alt bendi ile (b) bendi, 5 inci ve 6 ncı maddelerinde belirtilen
cezaların uygulanmasını gerektiren durumlar dışındaki kaçakçılık suçlarını
işleyenler, ilgili maddelerde belirtilen para cezalarını, Cumhuriyet
savcılığınca yapılacak tebligat tarihinden itibaren on gün içinde merciine
ödedikleri takdirde kamu davası açılmayacaktır.
1918 sayılı Kanunda
öngörülen para cezaları tazmini nitelikte olduğundan ertelenmesi ve diğer para
cezaları ile birleştirilmesi mümkün değildir. Taksitlendirme de Kanunda
öngörülmediğinden bu durum Devlet alacağının tahsilini güçleştirmekte ve
sürüncemede bırakmaktadır. Tasarıda para cezalarının tahsilinde taksitlendirme
ve tahsilatın hızlandırılmasına ilişkin hükümler getirilmiştir.
Hukukun genel bir
prensibi olan kanun önünde eşitlik prensibinden hareketle, gümrük memurlarını
diğer memurlara göre farklı konumda kılan ve ağırlaştırıcı yaptırımlar öngören
1918 sayılı Kanunun 36 ncı maddesine benzer bir düzenlemeye Tasarıda yer
verilmemiş ve kaçakçılığı önlemek ve izlemekle görevli memurlar diğer
memurlarla aynı konuma getirilmiştir. Bu şekilde kaçakçılığı önlemek ve
izlemekle görevli personelin sürekli suç tehdidi altında çalışmalarının da önüne
geçilmiştir.
Memurların
görevlerini ihmal, suiistimal suçlarını içeren hükümler 4483 sayılı Kanun
kapsamında Türk Ceza Kanunununda düzenlendiğinden ve bu fiiller ilgili mevzuat
çerçevesinde değerlendirileceğinden ayrıca bu Tasarıda yer verilmemiştir.
1918 sayılı Kanunun
her durum için hiçbir şekilde iadesi söz konusu olmayan peşin ikramiye
öngördüğünden, zaman zaman ikramiye alınabilmesi için detaylı inceleme ve
soruşturmalar yapılmadan olaylar mahkemelere intikal ettirilmiştir. Tasarı ile
peşin ikramiye silâh ve uyuşturucu yakalamalarında öngörülmüş, diğer durumlar
için ikramiye ödenmesi yargılamanın sonucuna bağlanmıştır. Burada, üzerinde
düşünülen husus peşin ikramiye almak için eşya değerinin yüksek gösterilmesi,
mahkemelerin bilirkişi incelemelerinde eşya kıymetlerinin sürekli düşürülmesi
şeklinde karar mekanizmalarının menfi etkilenmiş olmasıdır.
Tasarı, yukarıda
belirtilen hususları kapsayacak bir anlayışla hazırlanmış bulunmaktadır.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1. - Madde ile Kanunun amacı
belirtilmiştir.
Madde 2. - Kanunda ifade edilen bazı
kavramların tanımlanmasına gereksinim duyulmuş, bu kapsamda suç, teşebbüs,
teşekkül, gümrük mevzuatı, gümrük işlemi, gümrük bölgesi, gümrük kapısı, gümrük
yolu, eşya, gümrük vergileri, FOBkıymet, CIF kıymet, gümrüklenmiş değer ve
memur kavramlarının tartışmalara yol açılmaması bakımından tanımlamaları
yapılmıştır.
Bu şekilde, 1918 sayılı Kanun
uygulamasında kambiyo mevzuatını da içerecek şekilde yorumlara yol açan gümrük
işlemi deyimi net bir şekilde ifade edilmiş ve gümrük işleminin gümrük
idarelerince gümrük mevzuatı ve ilgili mevzuat hükümleri gereğince yapılan
işlemler olduğu belirtilmiştir. Daha önceki Kanun gereği kapsamda sayılan
kambiyo suçlarının; bu Kanunun ilgili hükümlerini ilgilendirmesi veya ihlal
etmesi halinde bu Kanunun kapsamına girmesi, bu Kanun hükümlerini ihlal
etmediği sürece yalnızca 1567 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması
amaçlanmıştır.
Diğer taraftan, 1918 sayılı Kanunda
gümrük vergileri deyimi tanımlanmadığı için katma değer vergisinin bu kapsamda
mütalaa edilmemesi gerektiğine yönelik yorumlar yapılmıştır. Getirilen tanım
ile katma değer vergisi de dahil olmak üzere gümrük vergisi ve ithalat ve
ihracat işlemleri sırasında uygulanan tüm eş etkili vergiler ve malî yüklerin
tanım içinde mütalaa edilmesi gereği ortaya konmuştur.
Madde 3. - Bu maddede kaçakçılık
fiilleri bir araya toplanmış ve tanımları yapılmıştır. Bu tanımlara dokuz bent
halinde yer verilmiştir.
Maddenin (a) bendi dört alt bent
içinde mütalaa edilmiş (1) numaralı alt bendinde belirlenen gümrük kapılarından
geçirmeksizin Türkiye’ye eşya ithal veya buna teşebbüs etmek fiili, (2) numaralı
alt bendinde gümrük rejimlerinden birine uygun olarak gümrük işlemine tâbi
tutulmaksızın Türkiye’ye eşya ithal veya ithale teşebbüs etmek, (3) numaralı
alt bendinde transit rejimindeki eşyayı rejime aykırı olarak yurt içinde
bırakmak veya buna teşebbüs etmek halleri suç fiili olarak sayılmıştır. Ayrıca,
(4) numaralı alt bentte; (1), (2) ve (3) numaralı alt bentlerde belirtilen
eşyayı bilerek taşımak, satmak, satın almak, saklamak, satışa arz etmek veya
alınıp satılmasına aracılık etmek de kaçakçılık suçu olarak öngörülmüştür. (1)
ve (2) numaralı alt bentlerdeki ayrımın amacı, bunların müeyyidesinin
farklılaştırılmasına yönelik olup (1) numaralı alt bentte sayılan suç için
hürriyeti bağlayıcı ceza getirilmiştir.
Bu maddenin (b) bendinde kanunlara
veya uluslararası andlaşma ve sözleşmelere göre ithal veya ihracı yasak olan
eşyanın ithal, ihraç veya bunlara teşebbüs edilmesi hali ile ithali yasak
eşyanın bulundurulması, satılması, satın alınması, saklanması, satışa arz
edilmesi ya da alınıp satılmasına aracılık edilmesi ya da bilerek taşınması da
kaçakçılık suçu olarak kabul edilmiştir. Bu bent ile ithali, ihracı veya
bunlara teşebbüsü suç olarak öngörülen yasak eşya kanunla veya taraf olduğumuz
uluslararası sözleşmelerle belirlenmiş olan yasak eşyadır.
Maddenin (c) bendinde, eksik vergi
ödeme veya hiç ödememeye ilişkin fiiller, kaçakçılık suçu olarak tespit
edilmiştir. Bu fiiller Gümrük Kanununda da idarî yönden müeyyide altına
alındığından ve idarî yöndeki uygulamalarda kasıt unsuru aranılmadığından; bu bentte
tanımlanan fiilin kaçakçılık kastı ile yapılması hali, suçun maddî unsuru
olarak belirlenmiştir. Bu kapsamda suçun önemli unsuru, gümrük idaresine
gerçeğe aykırı belge ibrazıdır.Gümrüğe ibraz edilen gerçeğe aykırı belgenin hiç
vergi ödememek veya eksik ödemek gibi bir amaca yönelik olması ve gümrük
işlemlerinde bu durumun idare tarafından tespit edilmesi gerekecektir. Belge
deyimi, fatura, yük senedi, ATR Belgesi, banka dekontu gibi ticarî hayatta
kullanılan belgeleri içermektedir.
Maddenin (d) bendinde, ithali lisansa,
şarta, izne, kısıntıya, belli kuruluşların vereceği belgeye veya
standardizasyon kontrolüne tâbi olan eşya arasında suçun maddî unsurunun
oluşması yönünden bir ayrım getirilmiş ve iki alt bent halinde düzenleme
yapılmıştır. Her iki alt bentte tanımlanan suçların oluşması halinde
uygulanacak müeyyide yönünden ayrıma gidilmemiştir. Suç tanımlamasında böyle
bir ayrıma gidilmesinin nedeni, standardizasyon kontrolüne tâbi eşyada teşebbüs
halinin kaçakçılık suçu olarak sayılmamasıdır. Bunun nedeni gümrüğün gözetim ve
denetim altında bulunan eşyanın standart kontrolünün beyandan sonra yapılması
ve uygunluğu standart idaresinin belirlemesi nedeniyle eşyanın ithalinin men
edilebilmesidir.
Bu bendin düzenlenmesi sadece ithalata
yöneliktir. 1918 sayılı Kanundan farklı olarak yeni bir suç tanımı yapılmıştır.
Bu suçun oluşması için başta gelen şart ithalatın, Kanunun verdiği yetkiye
dayanılarak yürürlüğe konmuş kararlara veya lisans veya izindeki kayıtlara
aykırı olması ya da lisans veya izin alınmadığı halde alınmış gibi belge
düzenlenmesi, belge ibrazı ile gümrük idaresinin yanıltılması suretiyle işlemin
yaptırılması veya yaptırılmak istenmesidir.
4458 sayılı Gümrük Kanununun 58 ve 59
uncu maddelerinde eşyanın bir gümrük rejimine tâbi tutulmasında uygulanacak
beyana ilişkin esaslar düzenlenmiştir. Aynı Kanunun 63 üncü maddesinin birinci
fıkrasında; “...beyannameler tescilden sonra düzeltilmez.” hükmü yer almıştır.
Anılan maddede beyan sahibinin talebi üzerine tescilden sonra eşyanın cins nevi
ve niteliği ile marka ve numaraları dışındaki alanların düzeltilmesine gümrük
idarelerince izin verilir, denilmiştir. Buna göre gerçeğe aykırı beyanname
verilmesinin gümrüğü yanıltma amacıyla yapıldığının anlaşılması hali suçun
maddî unsurunu oluşturmaktadır.Gümrüğün yanıltılmasından amaçlanan sadece
beyanname ve eki belgelerin yetkili memur tarafından incelenmesi sonucunda
anlaşılamaması halidir. Diğer bir ifade ile beyanname ve belgeler ile eşya
üzerinde her türlü inceleme, muayene ve araştırma sonucu gerçeğe aykırılık ve
yanıltma unsuru tespit edildiğinde suçun işlendiği kabul edilecektir. Bu
nedenle gümrük mevzuatı açısından beyanname veya eki belgeleri incelendiğinde
eşyanın lisansa, şarta, izne, kısıntıya veya belli kuruluşların vereceği
uygunluk veya yeterlilik belgesine tâbi olduğu tespit edildiğinde, bu
yanlışlığın anlaşılması ile artık gümrük idaresinin yapabileceği birtakım
işlemler olduğundan yanıltmadan söz edilemeyeceği cihetle ilgili belgenin
ibrazı ile madde kapsamı suçun oluşmadığının kabul edilmesi gerekecektir.
Diğer taraftan, bu fiilin teşebbüs
halinde kalması durumunda ithalat işlemlerinde gerçeğe aykırı belge
kullanılmaması veya izin, şart, kısıntı, uygunluk hükümlerinin sonradan ancak
eşya gümrük denetiminde iken yerine getirilememesi durumunda fiilin (d)
bendinin (1) numaralı alt bendi kapsamında mütalaa edilmemesi gerekecektir.
Çünkü bu alt bentte belirtilen teşebbüs halinin yaptırıma bağlanmasının amacı,
kayıt ve koşula tâbi olmayan eşya ithalatının önüne geçilmesi ve kişilerin
böyle bir davranıştan caydırılmasıdır.
İç ve dış emniyetin sağlanması,
halkın, hayvanların, bitkilerin ve ürünlerin korunması, tarih ve sanat
eserlerinin memleketten çıkarılmasının önlenmesi amacıyla veya malî ve iktisadî
zorunluluklar halinde ve ülkenin hayatî çıkarlarını koruyabilmek için alınması
gereken tedbirler konusunda mevzuatımızla Bakanlar Kuruluna yetki verildiğinden
ve bu önlemlerin başka türlü düzenlenmesinin de olanaksız olması karşısında
alınan önlemlere aykırı davranışın suç oluşturacağı kabul edilmiş, ancak
hürriyeti bağlayıcı ceza yerine ağır bir parasal yaptırım getirilmiştir.Ayrıca
suça konu eşyanın müsaderesi öngörülmüştür.
Maddenin (e) bendinde başta Gümrük
Kanunu olmak üzere diğer özel kanunları gereğince tam ve kısmî muafiyet tanınan
eşyanın ithal amacı dışında kullanılması, satılması veya bilerek satın alınması
halleri suç olarak kabul edilmiştir.
Maddenin (f) bendinde herhangi bir
işlem veya amaç için Türkiye’ye geçici olarak ithal olunan eşyanın zorlayıcı
neden olmaksızın süresi içinde Türkiye’den çıkarılmaması veya çıkarılmış gibi
gösterilmesi şeklindeki davranışlar suç fiili olarak tanımlanmıştır.Ayrıca bu
eşyanın satılması veya bilerek satın alınması da bu bent kapsamında
değerlendirilmiştir.
Maddenin (g) bendinde gümrük kontrolü
altında işleme rejimine göre ithal olunan eşyanın zorlayıcı neden olmaksızın
süresi içinde serbest dolaşıma sokulmaması suç fiili olarak kabul edilmiştir.
Bu eşyanın satılması veya satın alınmasının suç fiili olarak görülmemesinin
nedeni, bu rejimin gümrüğün denetimi altında yürümesidir.
Maddenin (h) bendinde antrepo veya
geçici depolama yerlerindeki eşyanın izinsiz olarak buralardan çıkarılması veya
değiştirilmesi hali, suç olarak tanımlanmıştır. 4458 sayılı Kanunda ant-repo
rejimi kapsamlı olarak düzenlendiğinden ve buralara eşyanın giriş ve çıkışı
gümrüğün denetiminde belgeye dayalı olarak yapıldığından yazılı izin olmaksızın
eşya çıkarılması suç fiili olarak tanımlanmış ve eşyanın gümrüklenmiş değerinin
dört katından az olmamak üzere ağır para cezası öngörülmüştür. Bu fiilin ayrı
bentte düzenlenmesinin amacı, bu yerlerin gümrük denetimi altında olmasından
dolayı bu davranışın maddenin (a) bendinde değerlendirilmesinin önüne
geçilmesidir.Gümrüğün izni olmaksızın antrepo veya geçici depolama yerlerinden
çıkarılan eşyanın belirli şart ve koşullara bağlı olması durumunda bu bent
hükmü uygulanmayıp bu durum (d) bendi kapsamında değerlendirilecektir.
Maddenin (ı) bendinde çıkış
kaçakçılığı üç alt bent halinde düzenlenmiştir.
(1) numaralı alt bendinde, (2)
numaralı alt bendinde tanımlanan suçun oluşmasını önlemeye yönelik olarak çıkış
eşyasında yapılan beyan ve eki belgelere göre eşyanın miktarında veya cinsinde
farklılık tespit etmek suç olarak kabul edilmiştir. İhracatta beyanın eksik
veya yanlış yapılmaması amaçlanıp miktarın veya cinsin farklı olmaması
açısından yükümlüyü yanlış işlemlerden caydırma amacıyla beyan aşamasında
yaptırım getirmeye yönelik bir düzenleme yapılmıştır. Burada korunması gereken
diğer bir menfaat, uluslararası ilişkilerde Devlet güvenilirliğinin
korunmasıdır.
(2) numaralı alt bendinde gerçeğe
aykırı belge ile ihracat vergilerinden kaçınmak veya Devletçe uygulanan teşvik
ve sübvansiyonlardan veya parasal iadelerden yararlanmak şeklinde haksız
menfaat temin etmek fiili suçun maddî unsuru olarak kabul edilmiştir. Burada
teşebbüs suç olarak değerlendirilmemiştir.bu alt bentte belirtilen menfaatlerin
temin edilmesi suç sayılmıştır. Diğer bir ifade ile menfaat temin edilmediği
veya gerçeğe aykırı belge ibraz edilmeyip menfaat temin edilmediği sürece
fiilin bu alt bent kapsamında değil, üçüncü alt bendi kapsamında
değerlendirilmesi gerekecektir. Bu alt bentte suçun maddî unsuru gerçeğe aykırı
belge ile işlem yapmak ve menfaat temin etmektir.
(3) numaralı alt bendinde ihracı kayıt
ve şarta tâbi olan eşyanın bu kayıt ve şartlara uymadan ihraç edilmesi suç
fiili kabul edilmiş olup teşebbüs bu kapsama alınmamıştır. Bentte belirtilen
ihraç etmek ifadesinden anlaşılması gereken eşyanın gümrük işlemlerinin
tamamlanarak taşıta yüklenmesinden sonra yurt dışı edilmesidir.
Madde 4. - Bu madde ile, 3 üncü
maddede tanımlanan suç fiillerinin yaptırımları belirtilmiştir. Hürriyeti
bağlayıcı ceza sadece 3 üncü maddenin (a) bendinin (1) numaralı alt bendi ile
(b) bendinde öngörülmüştür. Diğer taraftan eşya zoralımı 3 üncü maddenin (a),
(b), (c), (d) bentlerinde tanımlanan fiillerin işlenmesi durumunda buralardaki
eşya için hüküm altına alınmıştır.
İmalatçı ihracatçılar veya tedarikçi
ihracatçılar ihracatlarını bizzat yapabildikleri gibi başka bir ihracatçı
üzerinden de gerçekleştirebildikleri için imalatçı veya tedarikçilerin aracılık
sözleşmesine dayanarak başka bir ihracatçı üzerinden gerçekleştirdikleri bu tür
ihracatlarda sorumlulukları açıkça belirtilmiştir. Buradaki asıl amaç ihracatın
belge düzeni içinde sağlıklı ve doğru bir şekilde gerçekleştirilmesini
sağlamaktır.
Ayrıca, kaçakçılığa konu eşyanın suç
tarihindeki değerine bağlı olarak cezayı artırma ve indirme halleri
belirtilmiştir. Maddede belirtilen pek fahiş, hafif ve pek hafif halleri,
Yargıtay tarafından her yıl başında paranın alış gücü, değeri ve ekonomik
durumlar göz önüne alınarak belirlenen limitlerdir. Failin bu Kanundaki
suçlardan dolayı mükerrir olması halinde indirimden yararlanamayacağı da
düzenlenmiştir.
Ekonomik etkili rejimlerle ihracat
rejimi için müsadere öngörülmemiştir. Ayrıca, eşyanın zoralımının yapılamaması
halinde ilgili maddelerindeki para cezasına ilaveten eşyanın gümrüklenmiş
değeri kadar daha para cezası verileceği hüküm altına alınmıştır. Bu hükmün
uygulanmasında, ihracı yasak olan eşyanın yakalanamaması halinde gümrüklenmiş
değer yerine FOB değerinin anlaşılması gerekir.
Serbest bölgeler Türkiye gümrük
bölgesinin parçaları olmakla beraber bu Kanunun ceza uygulaması bakımından
Türkiye gümrük bölgesi dışında olduğu kabul edildiğinden bu yerler için ayrı
bir suç tanımı yapılmamış, farklı bir yaptırım belirtilmemiş olup fiilin
niteliğine göre 3 üncü maddenin ilgili bendindeki eyleme uyan ceza
uygulanacaktır.
Daha sonra yapılacak düzenlemelerle
serbest bölge gibi çalışacak yerlerin bu kapsamda değerlendirilmesini sağlamak
bakımından özel mevzuatı gereği serbest bölgeler niteliğinde bulunan yerlerin
de bu Kanunun ceza uygulaması bakımından yurt dışı sayıldığı belirtilmiştir.
Madde 5. - Bu maddenin birinci
fıkrasında kaçakçılık suçu işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak fiili, suç
işlenmesinden bağımsız olarak hürriyeti bağlayıcı ceza ile yaptırıma
bağlanmıştır. Burada amaç, bireylerin kazanç uğruna kaçakçılık yapmak amacıyla
bir araya gelmelerini önlemektir. Teşekkül, 2 nci maddede tanımlandığı üzere
kaçakçılıkla iştigal etmek amacıyla iki veya daha fazla kimsenin önceden
anlaşarak birleşmeleridir. İştigal ifadesi, iki veya daha fazla kimsenin
kaçakçılık yapmak amacıyla iradelerini birleştirmesini ve devamlılığı ifade
etmektedir.
Maddenin ikinci fıkrasında, teşekkül
oluşturulduktan sonra kaçakçılık suçunun bu teşekkül tarafından işlenmesi
halinde uygulanacak yaptırım düzenlenmiş olup bu durum bir ağırlaştırıcı neden
olarak kabul edilmiş ve teşekkül mensuplarına ilgili maddelerdeki cezanın iki
kat artırılarak uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Burada üzerinde durulması
gereken husus; kaçakçılık suçuna uygulanan yaptırım ile birlikte birinci
fıkrada belirtilen hürriyeti bağlayıcı cezanın da ayrıca uygulanacağıdır.
Maddenin üçüncü fıkrasında kaçakçılık
suçunun teşekkül oluşturmaksızın, olayların akışı sırasında bir araya gelen
kişilerce toplu olarak işlenmesi durumuna ayrı bir yaptırım getirilmemiş, bu
durum bir ağırlaştırıcı neden kabul edilerek işlenen kaçakçılık suçuna
uygulanacak yaptırımın bir kat artırılarak uygulanacağı hüküm altına
alınmıştır. İki veya daha fazla kişinin maddi ve manevi dayanışma içerisinde
faillerin bir araya gelmesi yeterlidir.
Suçun teşekkül halinde veya toplu
işlenmesi durumunda 4 üncü maddede zoralımı öngörülen suça konu eşyanın
zoralımına da karar verilecektir.
Madde 6. - Bu madde ile hüküm altına
alınan husus, işlenen suçun Devletin siyasî, malî, iktisadî veya askerî
güvenliğini bozacak veya insan ve çevre sağlığını tehdit edecek nitelikte
olması halinin bir ağırlaştırıcı neden kabul edilmesidir. Toplum ve çevre
sağlığını tehdit edecek maddenin, özellikle zararlı atık ve artık madde olması
gerekmektedir. (Örneğin insan ve çevre sağlığı için zararlı olan aspet yüklü
bir geminin yükünü başka bir kimyasal madde adı altında ülkeye getirmesi veya
çevre için zararlı olan rezude fueloilin, fueloil adı altında serbest dolaşıma
sokulması) Bu itibarla bir ürünün, üretim aşamasında ve ithalinde insan ve
çevre sağlığı için bir takım kriterler konulmuş olması bu ürünün zararlı atık
veya artık madde olacağı anlamına gelmeyecektir. Nitekim 4703 sayılı çerçeve
kanun hükümleri kapsamında belirtilen koşullar, ürünlerin üretim ve dağıtım
kriterleri ile ilgili olduğundan ve ihlallere karşı müeyyidesi de kendi içinde
getirildiğinden bu madde kapsamında düşünülmesi olanaksızdır. Hükümde
belirtilen suretle işlenen suçlara önemi dolayısıyla ilgili maddesindeki
cezanın yanında on yıldan az olmamak üzere ağır hapis cezası ve eşyanın
zoralımı öngörülmüştür.
Ülkemizde kullanılması yasaklanmış
zirai mücadele ilaçları ile hayvanlara uygulanması yasaklanan veteriner
ilaçları gibi bazı maddelerin kullanımının söz konusu olduğu hallerde, bu
durumun genel olarak ve büyük çapta toplum, çevre ve hayvan sağlığını tehdit
eder mahiyet arz etmesi halinde 4 üncü maddenin (b) bendi değil bu madde hükmü
uygulanacaktır.
Madde 7. - Bu madde ile ceza ehliyeti
olmayan, küçük, akıl hastası, sağır ve dilsizleri kaçakçılık suçlarında
kullananlar hakkında söz konusu fiillere ilişkin cezaların bir kat artırılarak
uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Bu durum bir ağırlaştırıcı neden olarak
sayılmıştır. Kaçakçılıkta kullanmak deyimi her türlü hareketi kapsamaktadır.
Ancak kullanılan kişi hakkında şartlarına uygun olarak Türk Ceza Kanununun 53
üncü maddesinin ikinci fıkrası, 54 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve 58 inci
maddelerinin uygulanacağı tabidir.
Madde 8. - Madde ile, meslek, sanat ve
görevlerinin verdiği kolaylıktan yararlanmak suretiyle bu Kanunda yazılı
filleri işleyenler hakkında uygulanacak ceza belirtilmiş ve bu durum bir
ağırlaştırıcı sebep olarak ortaya konulmuştur. Herhangi bir nakil vasıtasında
çalışanlar, idarî bir işletmenin müdür veya sahipleri, ulaştırma araçlarında
çalışan kaptanlar, gemi adamları, pilotlar gibi şahıslar bu madde kapsamına
girmektedir. Keza hal, otel, kahvehane, meyhane, ticaret ve alışveriş yapılan
ve sair umumi yerler bu kapsamda mütalaa edilmiştir. Önemli olan bu maddede
gösterilen şahıslarla ticarethane sahip ve müdürlerinin meslek, sanat ve
vazifelerinin verdiği kolaylıktan yararlanarak kaçakçılık suçunu işlemiş
olmalarıdır. Kolaylıktan istifade suretiyle suçun işlenip işlenmediği hususu
olayın özelliğine göre değerlendirilmelidir.
Bu maddenin ikinci fıkrasında
kaçakçılık suçlarının bu Kanunda tanımlanan memurlar tarafından işlenmesi
halinde uygulanacak yaptırım belirtilmiş, memuriyet statüsü içinde bulunmak bir
cezayı artırım nedeni olarak kabul edilmiştir.
Madde 9. - Maddede mensuplarının bu
Kanunun 3 üncü maddesinde sayılan filleri işlemelerinden haberdar olduğu halde
müsamaha eden taşıma şirket ve kuruluşlarının sorumluları hakkında asıl suçluya
verilmesi gereken para cezası miktarında ağır para cezası uygulanacağı
öngörülmüştür.
Burada belirtilen husus, müessese veya
şirketin nakliye işi ile uğraşanlardan olması, kaçakçılık yapan kişinin bu
şirket veya müessesenin kendi mensubu olması, ayrıca bu şirket veya müessesenin
kaçakçılık suçuna müsamaha etmesi halidir.
İkinci fıkrada ise geçici depolama
yerleri veya genel antrepo işletmecilerinin sorumluluğu belirtilmiş ve bu
yerlerdeki eşyanın gümrüğün izni olmadan kısmen veya tamamen çıkarılması
halinde işleticiler hakkında asıl suçluya verilmesi gereken para cezası
miktarında ağır para cezası öngörülmüştür. Geçici depolama veya genel antrepo
işleticilerinin kaçakçılığa göz yummamaları ve gerekli önlemleri almaları
suretiyle bu yerlerden yapılacak mal hareketinin kontrolü amaçlanmıştır.
Madde 10. - Madde ile, Kanunda yazılan
kaçakçılık suçlarından birine katılmış olan bir kimsenin kaçakçılığı önleme,
izleme ve soruşturmakla görevli memurlarca haber alınmadan önce faillerini,
eşyanın konulduğu yeri, satılmış olduğu yer ve kişiyi memurlara haber vermesi
hali bir suçu ortadan kaldıran neden olarak sayılmış, bu suretle kaçakçılık
olaylarının ortaya çıkarılması yönünden bir kolaylık getirilmiştir. Ayrıca bu
kişinin suçun ortaya çıkmasını sağlaması nedeniyle ikramiyeye de hak kazanacağı
hüküm altına alınmıştır.
Kaçakçılık olayı haber alındıktan
sonra fiilin bütünü ile ortaya çıkmasına hizmet ve yardım eden kişiye
uygulanacak cezada bir indirim öngörülmüş ve asıl faile verilecek cezanın
yarısının uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Burada amaçlanan kaçakçılık
fiilini işleyenlerden birinin sonradan pişmanlık duyup ihbarda bulunması ve
eşyanın bulunduğu yeri veya suç delillerini bildirmesi halinde kanunî koruma
altına alınması ve kendisine yasa ile güvence verilmesidir.
Her iki halde de ihbarın gerçek olması
esastır.
Hükmün ikinci fıkrasında suç konusu
fiili planlayanlar, düzenleyenler veya yönetenler ile memurların ikramiye
hükmünden yararlanamayacağı belirtilmiştir.
Madde 11. - Maddede kaçakçılığa yardım
halinden söz edilmektedir. Bu yardımın bir menfaat karşılığı olup olmaması
değil, suçu işleyenlerin hal ve sıfatlarının bilinmesi suretiyle yapılması
önemlidir. Kaçakçıyı saklama, kaçak bir malı yükleme, boşaltma, kısa mesafade
taşıma gibi hizmetler yardım kapsamında sayılabilir. Yardım edenin kaçakçılığın
maddi unsurunu oluşturan hareketlere katılmaksızın yardımda bulunması
gereklidir. Bu yardımı yapan kişinin memur olması halinde asıl fail gibi
cezalandırılacağı öngörülmüştür.
Madde 12. - Son yıllarda gümrük
idarelerinde işlem görmüş gibi sahte gümrük belgeleri düzenlemek suretiyle
haksız menfaat temininde artış olduğu görülmektedir. Gümrüğe verilen beyanname
ve eki belgelerinde gerçek dışı beyanla haksız menfaat temini bu Kanunla ilgili
suç sayılmıştır. Aynı haksız menfaatin gümrükte hiç işlem görmemiş sahte
beyanname ve belgelerle temin edilmesi bu maddede belirtilen hüküm ile suç
kapsamına alınmıştır. Bu suretle işlenen suç, sadece Türk Ceza Kanunu
hükümlerine göre cezalandırılmakta böylece aynı amaçla farklı yöntemler
kullanılarak suç işlenmesi ve farklı yaptırıma bağlanması gibi bir sonuç ortaya
çıkmaktadır. Madde ile Türk Ceza Kanununda tanımlanan suçlara ilişkin cezaların
ağırlaştırılarak uygulanacağı belirtilerek cezalandırmadaki farklılığın
giderilmesi amaçlanmış; ayrıca söz konusu suçun elektronik ortam ve vasıtalar
kullanmak suretiyle işlenmesi durumu da bu kapsamda değerlendirilerek, Türk
Ceza Kanununun ilgili maddelerinde belirtilen cezaların bir kat artırılarak
uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Maddenin ikinci fıkrasında gümrük
idarelerinin mühür ve damgalarını değiştirerek veya çalarak veya sahtesini
yaparak veya çalınmışlarını tedarik ederek kullananlar hakkında birinci
fıkradaki açıklamalar doğrultusunda Türk Ceza Kanununda belirtilen cezaların
bir kat artırılarak uygulanması öngörülmüştür.
Bu suçlarla birlikte kaçakçılık
suçunun da işlenmesi halinde kaçakçılık fiiline ilişkin cezanın yanında Türk
Ceza Kanununda gösterilen cezaların da ayrıca uygulanması gerekecektir.
Üzerinde durulması gereken husus bu durumdaki gümrük damga veya mühürlerinin
kullanılıp kullanılmadığıdır. Kullanılmamış ise kaçakçılık fiili oluşmadığından
fiile Türk Ceza Kanununda öngörülen ceza uygulanacaktır.
Madde 13. - Yolcu tanımı mevzuatımızda
yapılmıştır. Türkiye’ye giriş ve çıkış yapan yolcularla ilgili olarak
düzenlenen birinci fıkrada, yolcuların beyanlarına aykırı olarak üzerlerinde ve
eşyası arasında çıkan veya yolcuların başkalarına ait eşyayı kendi eşyası gibi
göstermeleri halinde uygulanacak yaptırım belirtilmiştir. Burada eşyanın yolcu
beraberinde veya yolcu ile birlikte gümrük kapısına gelmiş olması, eşyanın
yasak olmaması gerekmektedir. Yolcuların beraberinde gelen eşyadan, gümrük
mevzuatına göre zati ve hediyelik eşya kapsamında olanlar bu fıkra içinde
değerlendirilmemiştir.
Maddenin ikinci fıkrasında yolcuların
gümrükten kaçırma amacına yönelik yukarıdaki fıkra dışında kalan mahiyet ve
miktarda olan eşyasına ilişkin düzenleme yapılmış ve gümrükten kaçırmaya
yönelik eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar para cezası
öngörülmüştür. Bu düzenleme ile kastedilen, yolcuların vergili eşya ithal etme
hakları dışında kalan ve ticarî mahiyet ve miktarda olan eşyasıdır.
Üçüncü fıkrada ise ikinci fıkra
kapsamındaki eşyanın herhangi bir kayıt ve şarta tabi olduğunun anlaşılması
halinde bu eşya için Kanunun 4 üncü maddesinin (d) bendinin uygulanacağı
belirtilmiştir. Buradaki maç kayıt ve koşula bağlı eşyanın yolcu beraberinde
ticarî amaçla getirilmesinin önlenmesidir.
Bu maddenin son fıkrasında yolcuların
yasak eşyasının bulunması durumunda hükmolunacak ceza belirtilmiştir.
Madde 14. - Bu maddede belgelerinin
gösterdiği rota dışında Türkiye karasularında rastlanan yabancı ülkelerden
gelen ve gayri safi tonilatosu iki yüzden aşağı olan gemiler hakkında düzenleme
yapılmıştır. Burada geminin yabancı memleketlerden gelmesi ile geçerli bir
neden olmaksızın evrakının gösterdiği mahal dışında bulunması şartı vardır.
Geminin Türk veya yabancı olması önemli değildir. Bu türden gemilerle gelen
eşyanın zoralımına hükmolunması öngörülmüştür. Diğer taraftan yükünün
bulunmaması ve başka bir limana çıkarıldığının veya avarya olduğunun
kanıtlanamaması durumunda tonilato başına uygulanacak ceza belirtilmiştir.
Maddenin ikinci fıkrasında geçerli
neden olmaksızın gümrük idaresi bulunmayan yerlere yanaşan veya Türkiye Gümrük
Bölgesinde diğer deniz taşıtlarıyla temas eden deniz taşıtlarının yasak
eşyasına el konularak tasfiyeye tabî tutulacağı belirtilmiş olup bu yasak eşya,
taşıma belgelerinde kayıtlı değilse fail hakkında 4 üncü maddenin (b) bendi
hükümlerine göre işlem yapılacaktır.
2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununa
bağlı olarak yayımlanan Yat Turizmi Yönetmeliği hükümleri uyarınca yatçılık
uygulamalarında herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesi bakımından yatçılık
faaliyetlerinde bu Kanunun 14 ve 18 inci maddeleri hükümlerinin ancak yatçılık
dışı faaliyetlerin tespiti halinde uygulanmasının gerektiği anlaşılmalıdır.
Üçüncü fıkrada Türkiye Gümrük
Bölgesindeki deniz taşıtlarının yükleme ve taşıma belgelerinde yazılı
bulunmayan ve aranılarak çıkarılan eşyasına ilişkin yaptırım düzenlenmiştir.
Madde 15. - Bu maddede taşıma
belgelerinde belirtilerek gümrüğe getirilen yasak eşya hakkında uygulanacak
işlem düzenlenmiş ve bu eşyanın teminat alınmak suretiyle geldiği yere veya
diğer bir yabancı yere iade ve sevk olunacağı belirtilmiştir.
İkinci fıkrada ise taşıma belgelerinde
yer almayan yasak eşyanın durumu düzenlenmiştir. Toplum, çevre ve hayvan
sağlığı yönünden tehlikeli ve zararlı eşya ile atık ve artık maddelerin
ülkemize zarar vermemesi bakımından zoralımına karar verilmeyip geldiği yere
sevk olunacağı hüküm altına alınmıştır. Örneğin 1800 bekerel radyasyon içeren
bir radyoaktif artık veya atığının gümrükte zapt edilerek bulundurulması toplum
ve çevre sağlığı açısından büyük bir tehlikedir. Bu nedenle bu tür eşyanın
geldiği yere iadesi öngörülmüştür.
Madde 16. - Bu maddenin kapsamı günün
koşullarına uygun olarak belirlenmiş ve kaçakçılığı önleme, izleme ve
soruşturmakla görevli olanların kimler olduğu sayılmıştır. Tekel suçları bu
Kanun kapsamında mütalaa edilmediği için maddede Tekel memurlarına yer
verilmemiştir.
Kaçakçılık soruşturmalarında; sadece,
operasyonu gerektiren bir kaçakçılık ihbarının alınması halinde mahallin en
büyük mülkî amirine bilgi verileceği belirtilmiştir.
Maddenin son fıkrasında kaçakçılıkla
ilgili olayların ilgili birim veya görevlilere bildirilmesi ve bildirenlerin
güvenliğinin sağlanması açısından ihbarcıların kimliklerinin izinleri olmadıkça
veya ihbarın niteliği suç oluşturmadıkça açıklanamayacağı belirtilmiştir.
Madde 17. - Bu maddede aramaların ne
şekilde yapılacağına ilişkin usul ve esaslar Anayasa hükümleri çerçevesinde
düzenlenmiş, bazı özel durumlar ayrıca belirtilmiştir.
Uluslararası sözleşmelerde giriş veya
çıkış yapmak üzere gümrük idarelerine gelen yolcuların üst ve eşya aramasının
istisnai hallerde gümrük kontrolü amacıyla örnekleme ve seçicilik esasına göre
gümrük görevlilerince yapılabileceği belirtildiğinden; kaçakçılık veya diğer
suçların işlendiği konusunda makûl sebeplerin bulunması halinde ve istisnai
olarak kişilerin üzeri ve eşyasının görevlilerce gümrük salon ve gümrük
kapılarında aranabileceği öngörülmüştür.
Ayrıca, hâkim ve Cumhuriyet savcıları
ile bunların emirlerini yerine getirmekle görevli kolluk güçlerinin Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanunundaki yetkileri saklı tutulmuştur.
Maddenin son fıkrasında yapılan
düzenleme ile, gümrük bölgesinde, Devletin genel güvenliğini ilgilendiren silah,
mühimmat ve uyuşturucu madde kaçakçılığı ile ilgili ve organizasyonu yurt içi
ve yurt dışında bulunma ihtimali olan diğer kaçakçılık olaylarının ihbar ve
vukuunda, olay bölgesinden sorumlu güvenlik güçlerine haber verileceği
öngörülmüştür.
Madde 18. - Bu maddede Türkiye Gümrük
Bölgesine Gümrük Kanunu uyarınca belirlenen kapı ve yolların dışında giriş
çıkış yapılmasının yasak olduğu belirtilmiş, bu yasağa uymayan kişi ve
taşıtların durdurulması ve aranması ile hangi hallerde görevli memurların silah
kullanılabileceği hüküm altına alınmıştır. Maddede silah kullanma yetkisi,
keyfi silah kullanmanın önüne geçilmesi amacıyla sınırlandırılmış ve silah
kullanmalarından dolayı haklarında soruşturma açılan memurlara bağlı
bulundukları kurum tarafından avukat sağlanması zorunluluğu getirilmiştir.
Madde 19. - Bu maddede zoralımı
öngörülen kaçak eşyaya el konulması, gümrük idaresine tutanakla teslimine
ilişkin hususlar düzenlenmiştir. Eşyanın gümrük idaresinin koruyamayacağı
miktarda olması veya saklanmasının özel tertibatı gerektirmesi durumunda en
büyük mülkî amirin belirleyeceği yere konulacağı hüküm altına alınmıştır. Bu
şekilde eşyanın zarar görmeden muhafazası ve ekonomiye sağlıklı bir şekilde
kazandırılması sağlanmaya çalışılmıştır.
Madde 20. - Bu maddede kaçak eşya
taşımasında bilerek kullanılan taşıma araçlarına hangi hallerde el konulacağı
düzenlenmiştir. 1918 sayılı Kanundan farklı olarak maddeye açıklık getirilerek
taşıma aracına el konulması sonucunu doğuracak durumlara sınırlama
getirilmiştir. Bu maddenin (c) bendinde amaçlanan, bir ürünün yasalarda
belirtilen üretim ve ambalajlanmasında aranılan şartların yerine getirilmemiş
olması değil taşıma aracındaki yasak eşyanın Türkiye’ye girmesi veya
Türkiye’den çıkması yasak veya toplum ve çevre sağlığı açısından zararlı atık
ve artık maddelerden olmasıdır.
Madde 21. - Bu maddede kaçakçılık
suçlarının izlenmesine ilişkin tutanakların olayı tam olarak ifade etmesi ve
yargılama sürecinde tereddütlere yer bırakmaması açısından hangi bilgileri
içereceği net bir şekilde belirtilmiş ve bu tutanakların aksi sabit oluncaya
kadar geçerli belgelerden olduğu belirtilmiştir.
Madde 22. - Bu maddede kaçak zannıyla
el konulan eşya ve taşıma aracının hangi hallerde ve ne şekilde iade edileceği
düzenlenmiştir. Giriş veya çıkış kaçağı eşyanın teslim edilebilmesi için yasak
eşya kapsamında bulunmaması gerekeceği, özel olarak kaçak eşya taşınmasında
kullanılmak üzere gizli düzenekle donatılmış araçların ise bu düzenekleri
sökülmeksizin teslim edilemeyeceği belirtilmiştir. Bu maddede 1918 sayılı Kanun
uygulamasında zaman zaman karşılaşılan sorunları çözmek bakımından kaçak eşya
naklinde kullanıldığı için el konulan taşıt araçları için verilecek teminatın
hesaplanması ile ilgili düzenlemeler yapılmıştır.
Madde 23. - Bu maddede teslim alınan
her türlü eşya ve taşıma aracının zoralım kararından sonra 4458 sayılı Gümrük
Kanunu uyarınca tasfiyeye tabi tutulacağı belirtilmiş, ancak yargılamanın uzun
sürebileceği veya çabuk bozulma veya telef olma tehlikesine maruz bulunan veya
saklanması külfetli ve masraflı olan eşyanın ekonomiye kazandırılmasında
sıkıntı yaşanabileceğinden zoralım kararı beklenmeksizin tasfiye hükümlerinin
uygulanabilmesi için gümrük idarelerine yetki verilmesi amaçlanmıştır.
1918 sayılı Kanun uygulamasında
eşyanın sahibine teslimine ilişkin kararların ithal izni gibi görülmesinden
dolayı çeşitli sorunların ortaya çıkması nedeniyle maddenin son fıkrasında yer
verilen düzenleme ile mahkemece eşyanın sahibine teslimine ilişkin kararların
ve gümrük komisyonlarınca verilen iade kararlarının yerine getirilmesinde
gümrük ve dış ticaret mevzuatının uygulanmasının sağlanması amaçlanmıştır.
Eşyanın mahrecine iadesinin mümkün
olmaması nedeniyle tasfiye idaresi tarafından yurt içine yapılacak satışlarda
kambiyo ve dış ticaret mevzuatını kısıtlayıcı hükümlerinin uygulanmayacağı
belirtilmiştir.
Madde 24. - Maddede
cürüm işleyenler hakkında içtima kuralı uygulanmaksızın her bir suça ilişkin
cezanın ayrı ayrı uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Kaçakçılık
münasebetiyle Türk Ceza Kanununda yer alan bir başka suçun işlenmesi halinde
içtima kuralının uygulanmaması amaçlanmıştır. Bu madde ile davaların
birleştirilmesi mümkün olmamakla beraber her bir suç için ayrı ceza uygulanması
öngörülmüştür.
Madde 25. - Maddede
faile yüklenen kaçakçılık suçunun asgarî haddinin iki yıl veya daha fazla
süreli hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektirmesi ve kaçak eşya ile yakalanan
failin kimliğini ispat edememesi veya hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren
kaçakçılık suçlarından dolayı mükerrir bulunması hallerinde yargılamanın
tutuklu olarak yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
İkinci fıkra Türkiye’de ikametgâhı
bulunmayanlarla ilgilidir. Bu durumda olan kişilerin mahkum oldukları hürriyeti
bağlayıcı cezaları çekmiş olsalar dahi hükmedilen para cezasının tamamını
ödememeleri veya para cezası tutarında teminat göstermemeleri halinde tahliye
edilmeyecekleri belirtilmiştir.
Madde 26. - Maddede
kanun kapsamına giren suçlardan şüpheli veya sanıkların yurt dışına
çıkmalarının geçici olarak yasaklanmasının koşulları düzenlenmiştir.
Madde 27. -
Kaçakçılık davalarının özelliği, özel ihtisası gerektirmesi ve davaların çabuk
sonuçlandırılması amacıyla ve ayrıca ihtisaslaşmayı sağlamak üzere bazı
mahkemelerin bu davalara bakması öngörülmekte; yine adlî mercilerin gereksiz
yere iş yükü ile işgalini önlemek açısından kanun kapsamında belirtilen
maddelerdeki davranışların bazıları hakkında işlem yapma yetkisi gümrük
komisyonlarına bırakılmıştır. Komisyonların daha objektif karar verebilmesini
sağlamak bakımından buralara ticaret ve sanayi odaları temsilcileri de dahil
edilmiştir. Maddede ayrıca bu Kanuna göre verilen mahkeme kararlarının temyiz
edilmesi halinde temyiz incelemesinin diğer işlere göre öncelikle sonuçlandırılacağı
öngörülmüştür.
Madde 28. - Bu madde
ile getirilen hükümde gümrük komisyonlarının kimlerden oluşacağı belirtilerek,
yetki ve görevleri Kanunun ilgili maddelerindeki hallerle sınırlı tutulmuş;
Gümrük Müsteşarlığına bu komisyonların kuruluş ve çalışma usul ve esaslarının
belirlenmesi konusunda düzenleme yapma yetkisi verilmiştir. Ayrıca gümrük
komisyonlarının vereceği kararlara karşı bir itiraz yolu düzenlenerek bu
komisyonların vereceği kararlara karşı idare mahkemelerine itiraz edilebileceği
belirtilmiştir.
Madde 29. - Bu madde
para cezalarının tahsiline yöneliktir. Bu Kanunda öngörülen para cezaları
tazmini nitelikte olduğundan ilgili gümrük idarelerine tahsil yetkisi
verilmektedir. Uygulamada para cezalarının infazında karşılaşılan güçlükler göz
önünde bulundurularak, tahsilatın hızlandırılması bakımından kesinleşen
kararlarda hüküm altına alınan para cezalarının bir tebliğname ile isteneceği,
tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde para cezası ödenmediği veya bu süre
içinde taksitlendirme talebinde bulunulmadığı veya taksitlerden birinin
ödenmemesi durumunda 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkındaki Kanun hükümleri
uyarınca işlem yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Maddede ayrıca, birlikte kaçakçılık
yapanlardan veya kaçakçılığa yardım edenlerden alınacak para cezalarının
tahsilinde müteselsil sorumluluk esası getirilmiştir. Burada üzerinde durulması
gereken husus, kaçakçılığa konu olan eşyanın tüm faillere ait olmasıdır.
Madde 30. - Bu
maddede hazırlık soruşturması sırasında veya son soruşturmada gümrük idaresinin
haberdar edilmesi ve müdahalenin yapılış şekli düzenlenmiş; gümrük idaresinin
soruşturmadan veya yargılamadan haberdar olmadığının anlaşılması halinde dahi
gümrük idaresinin durumdan haberdar edileceği hüküm altına alınmıştır. Diğer
taraftan gümrük idaresinin müdahil olmaması halinde de koşulların mevcudiyeti
durumunda müsadere ve para cezası verilmesi zorunluluğu getirilmiştir. Burada
gümrük idaresine kaçakçılık davalarına müdahale yönünden bir ayrıcalık tanınmış
ve idare haklarının korunması amaçlanmıştır. Diğer bir deyişle genel hükümlere
göre açılan davalarda kamu davası açılmadan önce müdahale mümkün değilken
burada Cumhuriyet savcısına yazılacak bir müzekkere ile müdahale olanağı
yaratılmıştır.
Madde 31. -
Kaçakçılık davalarının 3005 sayılı Kanuna tâbi olarak yürütüleceği, başka davalarla
birleştirilemeyeceği birinci fıkrada hüküm altına alınmış; ikinci fıkrada ise
bazı özel durumlara yönelik müsadere halleri belirtilmiştir.
Madde 32. -
Kaçakçılık suçları için ayrı bir zamanaşımı hükmü öngörülmemiş, Türk Ceza
Kanununda belirtilen sürelerin dikkate alınacağı vurgulanmıştır.
Diğer taraftan ölüm, af, ön ödeme veya
zamanaşımı gibi nedenlerle ceza soruşturma veya kovuşturmasının devamına olanak
kalmayan hallerde suç konusu eşyaya ilişkin zoralım kararının ne şekilde
isteneceği belirtilmiştir.
Madde 33. -
Kaçakçılık suçlarını uyduran veya iftirada bulunan veya yalan şahadette
bulunanlar hakkında Türk Ceza Kanunu hükümlerinin artırılarak uygulanacağı
hüküm altına alınmış, ayrıca bu fiilleri işleyen kimsenin tertip ve tasniinde
kullandığı kaçak maddelerden dolayı kaçakçılık cezası ile cezalandırılacağı,
keza haksız isnatta bulunanlar hakkında genel hükümlere göre tazminat davası
açma hakkının saklı olduğu belirtilmiştir.
Madde 34. - Bu
maddede memurların doğrudan doğruya kaçakçılık yapmaları, görevlerini kötüye
kullanmaları veya rüşvet almak suretiyle kaçakçılığa sebebiyet vermeleri ayrıca
suç tasniinden dolayı mahkûm edilmeleri hallerinde bir daha kamu hizmeti
yaptırılmamaları öngörülmüş ve kısıtlayıcı diğer kanun hükümlerine ek olarak
her türlü kaçakçılık suçundan dolayı hapis cezasına mahkûm olanların affa
uğramış olsalar bile kamu hizmetinde çalıştırılmayacakları belirtilmiştir.
Madde 35. - Bu madde
ile özel bir ön ödeme müessesesi getirilmiştir. Düzenlemeye göre bu Kanunda
hürriyeti bağlayıcı ceza öngörülen suçlar dışında kalan fiilleri işleyenler
hakkında ilgili maddelerde belirtilen para cezalarının asgari haddinin
soruşturma giderleri ile birlikte Cumhuriyet Savcılığınca yapılacak tebligat
tarihinden itibaren otuz gün içinde merciine ödenmesi halinde kamu davasının
açılmayacağı, bu şekilde kamu davası açılmamasının zoralıma ilişkin hükümleri
etkilemeyeceği hüküm altına alınmış ve kaçakçılığın 16 ncı maddede sayılan
kişilerce yapılması halinde bu madde hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilmek
suretiyle ön ödemenin yasal sınırları ortaya konulmuştur.
Madde 36. - Bu madde
ile getirilen düzenlemede kaçak veya kaçak şüphesi ile eşya yakalanması halinde
muhbir ve el koyanlara ödenecek ikramiyenin esas ve usulleri ayrıntılı bir
şekilde belirlenmiş; silâh ve uyuşturucu maddeler dışındaki kaçak eşya için
peşin ikramiye ödenmesi öngörülmemiş, ikramiye ödenmesi yargılama sonucuna
bağlanmıştır.
Madde 37. -
Kaçakçılık olaylarına ilişkin delillerin sağlıklı bir şekilde toplanıp müdahale
müzekkerelerine bağlanabilmesi ve davaların daha kısa sürede çözümlenmesine
yardımcı olunması amacıyla Gümrük Müsteşarlığı bünyesinde laboratuvarlar
kurulması öngörülmüştür.
Madde 38. - Madde
ile, askerî şahıslar tarafından askere mahsus silâh ve mühimmat üzerinde
işlenecek kaçakçılık suçlarında Askerî Muhakeme Usulü Kanunu ve Askerî Ceza
Kanununun hükümlerinin saklı olduğu öngörülmüştür.
Madde 39. - Madde
ile, yürürlükten kaldırılan kanunlar belirtilmiştir.
Geçici Madde 1. -
Madde ile, diğer kanunlarda 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair
Kanuna yapılan atıfların bu Kanuna yapılmış sayılacağı öngörülmüştür.
Geçici Madde 2. -
Madde ile, ikramiyeye ilişkin 36 ncı maddenin uygulaması ile ilgili geçici
düzenleme yapılmıştır.
Geçici Madde 3. -
Madde ile 4616 sayılı Kanun uyarınca erteleme kararı verilen kaçakçılık
davalarının konusu olup, el konulmuş bulunan eşyanın tasfiyesi hususunda
düzenleme yapılmıştır.
Madde 40. - Yürürlük
maddesidir.
Madde 41. - Yürütme
maddesidir.
İçişleri
Komisyonu Raporu
Türkiye Büyük
Millet Meclisi |
|
|
|
İçişleri Komisyonu |
|
|
Esas No. : 1/591 |
22.5.2003 |
|
Karar No. : 35 |
|
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Bakanlar Kurulunca hazırlarak,
1.5.2003 tarihinde Başkanlığınıza sunulan, “Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu
Tasarısı”, Başkanlığınızca, 12.5.2003 tarihinde esas Komisyon olarak Adalet
Komisyonuna; tali komisyon olarak da Plan ve Bütçe Komisyonu ile Komisyonumuza
havale edilmiştir. Komisyonumuz, 21.5.2003 tarihli 12 nci toplantısında,
İçişleri, Adalet ve Maliye bakanlıkları ile Gümrük Müsteşarlığı temsilcilerinin
de katılımıyla Tasarıyı inceleyip görüşmüştür.
Tasarı ile 1932 yılında yürürlüğe
girmiş bulunan 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun yürürlükten
kaldırılmakta, bunun yerine,
- Günümüz koşullarına uygun,
- Ticaretin önünü açan,
- Kaçakçılığı etkin biçimde
engelleyen,
- Evrensel hukuk kurallarına uygun,
- Avrupa Birliği mevzuatına geçişi
kolaylaştıran,
- Yargı organları ile idarede hızlı
sonuç almayı sağlayan,
Yeni bir kod kanunu çıkarılmaktadır.
Komisyonumuzda Tasarının tümü üzerinde
yapılan görüşmeler sırasında;
- 1932 yılında yürürlüğe giren 1918
sayılı Kanunun günümüzde eskimiş olduğu ve gereksinimleri karşılayamadığı,
- 1932 yılından bu yana 32 kez
değişikliğe uğradığı,
- En son 2001 yılında Anayasa
Mahkemesi kararı doğrultusunda değiştirildiği,
- Bu nedenle tümüyle değiştirilmesinin
çok acil hale geldiği,
- Bu değişiklikler sırasında madde
sayısının 78’den 41’e indirildiği,
- Düzenlemelerin herkesin
anlayabileceği şekilde yapılarak basitleştirildiği,
- Hukuka ve ticarî yaşamın gereklerine
uygun düzenlemeler yapıldığı,
- Uygulamada ortaya çıkan sorunların
yönetsel düzenleyici işlemlerle giderilmekte olduğu ve bu durumun başta yargı
olmak üzere devlet organlarının yakınmalarına yol açtığı,
- Bu nedenle cezaların kanuniliği
ilkesinin Tasarıya yansıtılmış olduğu,
- Sadece cezaların artırılmasının
suçlarda caydırıcılığı sağlamadığı,
- 1918 sayılı Kanunda cezaların
orantılığı ilkesinin aşılmış olduğu,
- Sonuçta yargıçların bu adaletsiz
durumu ya vicdanlarının sesini dinleyerek esnetmeye çalıştıkları,
- Ya da kimi yargıçların yasadışı
uygulamalar içine girmek durumunda kaldıkları,
- Bu nedenle, Tasarıya, cezaların
orantılılığı ilkesinin kurulmaya çalışıldığı,
- Yapılan iyileştirmelerin, sektördeki
bazı temsilciler tarafından bu haliyle sorunları tam olarak gidermekten uzak
bulunduğu,
- 1991’den bu yana Gümrük Birliği
üyesi olmamız nedeniyle, Gümrük Teşkilatının Avrupa Birliği (AB) ile ortak bir
dil kullanmakta olduğu,
- AB’ye uyum ulusal programımızdaki
taahhütlerimiz doğrultusunda Gümrük Teşkilatının değişmekte olduğu,
- Bu ulusal programda sunulan hedefler
içinde Gümrük Teşkilatını ilgilendiren 31 kısa vadeli hedef bulunduğu,
- Bu Tasarının da bu hedeflerin bir
parçası olduğu,
- Tasarıda ekonomik suça ekonomik ceza
anlayışının hâkim kılındığı,
- Tasarıda bi taraftan, AB normları
doğrultusunda dış ticaretin canlandırıldığı,
- Diğer taraftan yasadışı ticaretin ya
da diğer adıyla kaçakçılığın etkin biçimde önlenmeye çalışıldığı,
- Bu nedenle bir taraftan cezaların
caydırıcı olması sağlanmaya çalışılırken, diğer taraftan ticaretin
geliştirilmesine yönelik düzenlemeler yapıldığı,
- İçinde bulunduğumuz dönemde,
Irak’tan Batı’ya ülkemiz üzerinden tarihi eser kaçakçılığında büyük bir patlama
yaşandığı,
- Afganistan-Avrupa uyuşturucu madde
güzergahında bulunan ülkemizin uyuşturucu akışını önlemek bakımından
sorumluluklarının bulunduğu,
- Çeşitli hastalıkların ülkemize
girişinden de Gümrük İdaresinin sorumlu olduğu,
- Bu nedenle gümrük sahasında, Sağlık,
Tarım, İçişleri, Sanayi bakanlıkları gibi bakanlıklar, istihbarat teşkilatları
vs. teşkilatlarının bulunduğu ve bunun da zaman zaman işleyişi aksattığı,
- Tasarıyla bütün bu sorunların
yukarıda belirtilen ticaret geliştirmek ve kaçakçılığı önlemek ilkesi çerçevesi
gözetilerek aşılmaya çalışıldığı,
- Yargıdaki davaların çok kısa sürede
çözülmesini sağlayacak mekanizmaların geliştirildiği,
Belirtilmiştir.
Tasarının tümü üzerinde yapılan bu
görüşmelerden sonra, Tasarı ile gerekçesi benimsenmiş, ancak İçtüzüğümüzün 23
üncü maddesi uyarınca, Tasarının maddelerine geçilmeden, uygunluk görüşünün
esas komisyona bildirilmesiyle yetinilmesi kararlaştırılmıştır. Ayrıca,
Komisyon üyeleri tarafından maddeler üzerinde verilen önergelerin de,
değerlendirilmek üzere, raporla birlikte esas komisyona gönderilmesi
kararlaştırılmıştır.
Raporumuz, Adalet Komisyonuna sunulmak
üzere arz olunur.
Başkan |
Başkanvekili |
Sözcü |
|
|
Tevfik Ziyaeddin Akbulut |
Ali Sezal |
Ümmet Kandoğan |
|
Tekirdağ |
Kahramanmaraş |
Denizli |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Ali Küçükaydın |
Şevket Gürsoy |
Reyhan Balandı |
|
Adana |
Adıyaman |
Afyon |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Şevket Orhan |
Ali Yüksel Kavuştu |
Sıdıka Aydoğan |
|
Bursa |
Çorum |
İstanbul |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Nusret Bayraktar |
Hakkı Ünlü |
Sinan Özkan |
|
İstanbul |
İzmir |
Kastamonu |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Mehmet Sefa Sirmen |
Ali Oksal |
Selami Uzun |
|
Kocaeli |
Mersin |
Sivas |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Abdullah Veli Seyda |
Şevket Arz |
Mehmet Kartal |
|
Şırnak |
Trabzon |
Van |
|
|
Üye |
|
|
|
Şükrü Önder |
|
|
|
Yalova |
|
Adalet
Komisyonu Raporu
|
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Başkanlığınızca 12.5.2003 tarihinde
tali komisyon olarak İçişleri, Plan ve Bütçe komisyonlarına, esas komisyon
olarak da Komisyonumuza havale edilen, "Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu
Tasarısı", Komisyonumuzun 5.6.2003 tarihli 21 inci toplantısında
görüşülmüş, geneli üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasından sonra maddelerine
geçilmesi kabul edilmiş ancak, maddelerin ayrıntılı bir biçimde incelenerek
gerekli değişiklik ve düzenlemelerin yapılması amacıyla beş kişilik bir alt
komisyona havale edilmiştir.
Tasarı, alt komisyonun ilgili
bakanlık, kurum ve kuruluş temsilcilerinin de katılmalarıyla yaptığı
toplantılar sonunda hazırlayarak Komisyonumuza sunduğu rapor ve metin dikkate
alınarak Komisyonumuzun 26.6.2003 tarihli 23 üncü toplantısında Devlet Bakanı
Sayın Kürşad Tüzmen ile Adalet ve İçişleri bakanlıkları, Gümrük Müsteşarlığı,
Yargıtay Başkanlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Türkiye Dış Ticaret
Derneği, Uluslararası Nakliyeciler Derneği, Gümrük Müşavirleri Derneği ve Ro-Ro
Gemi İşletmecileri ve Kombine Taşımacılar Derneği temsilcilerinin de
katılmalarıyla incelenip görüşülmüş, değişikliğe uğrayan maddeler ve
gerekçeleri sırasıyla aşağıda açıklanmıştır.
Tasarının ekonomik suça ekonomik ceza
prensibiyle hazırlandığı görülüyorsa da, öngörülen para cezaları ödenebilirlik
sınırının çok üzerindedir. 29 uncu madde uyarınca bu para cezalarının
ödenememesi halinde 647 sayılı Kanun uyarınca hapis cezasına çevrilecektir. Para
cezaları bu şekli ile adil, makul, ölçülü ve ödenebilir olma gibi niteliklerden
uzaktır. Bu da ekonomik suça ekonomik ceza uygulamasına ters düşmektedir.
Ayrıca, cezaların sadece alt sınırı belirtilmiş olup üst sınırı açık bırakılmak
suretiyle çok geniş bir takdir hakkı tanınmıştır. Bu görüşler doğrultusunda
Tasarının 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt
bendinde yapılan değişiklikle hapis cezası eşyanın değerinin fahiş olması
şartına bağlanmış "ağır hapis" ibaresi "hapis" şeklinde
değiştirilmiş, (d) bendi 3 üncü maddenin (d) bendinin (1) numaralı alt
bendindeki fiilleri işleyenler ile (2) numaralı alt bendinde belirlenen
fiilleri işleyenler hakkında ayrı ceza hükmedilmesini sağlamak amacıyla yeniden
düzenlenmiş, maddenin ikinci fıkrasındaki "da" eki yanlış anlamalara
meydan vermemek amacıyla metinden çıkarılmış ve fıkraya yapılan ilave ile
nezaret görevini yerine getirmeyen ihracatçılara asıl faile hükmolunacak
cezanın yüzde onu oranında ağır para cezası uygulanacağına ilişkin bir cümle
ilave edilmiş ve maddede yer alan para cezaları alt ve üst sınır konulmak
suretiyle belirlenmiştir.
Tasarının 5 inci maddesinin ikinci
fıkrası ile iki kat artırılarak uygulanması öngörülen cezaların bir kat, son
fıkrada bir kat artırılarak uygulanması öngörülen cezaların yarısı kadar
artırılarak uygulanması uygun görülerek fıkralarda bu doğrultuda değişiklik
yapılmıştır.
Tasarının 6 ncı maddesindeki on yıldan
aşağı olmamak üzere şeklinde düzenlenen ağır hapis cezası "on yıldan az
yirmi yıldan fazla olmamak üzere" şeklinde değiştirilmiştir.
Tasarının 8 inci maddesinin birinci
fıkrasında yer alan "suç sayılan fiilleri" ibaresinden sonra bu
fiilleri kendi namına işlemeleri halinde ceza uygulanacağı hususuna açıklık
getirmek amacıyla "kendi namına" ibaresi eklenmiştir.
Tasarının 9 uncu maddesinin birinci
fıkrasında müsamaha suçunu işleyen kuruluş ve şirketlerin sorumluları ile
ikinci fıkrasında 3 üncü maddenin (h) bendindeki suçları işleyen geçici
depolama yerleri veya genel antrepo işleticileri hakkında, asıl suçluya
hükmolunması gereken para cezasının yarısı kadar ağır para cezasının
uygulanacağı yönünde değişiklik yapılmıştır.
Tasarının 17 nci maddesinin üçüncü
fıkrasının başında yer alan "Özel konut ve eklentilerinde" ibaresi
çıkarılmış, fıkranın sonuna özel konut ve eklentilerinde hâkim kararı olmadıkça
arama yapılamayacağına dair bir cümle ilave edilmiş, fıkrada yer alan mülki
amirin ibarelerinden sonra Cumhuriyet savcısını da görevlendirmek amacıyla
"veya Cumhuriyet savcısının" ibareleri eklenmiş, altıncı fıkradaki
"görevlilerce" ibaresi açıklık getirmek amacıyla "gümrük
görevlilerince" şeklinde değiştirilmiş, sekizinci fıkradaki
"Kaçak" kelimesinin sonuna açıklık getirmek amacıyla "eşya"
kelimesi eklenmiş ve "Türk Ceza Kanununun 194 üncü maddesi uygulanır"
ibaresi Türk Ceza Kanununun tümünün değiştirileceği göz önüne alınarak
"Türk Ceza Kanunu hükümleri uygulanır." şeklinde değiştirilmiştir.
Tasarının 18 inci maddesinin beşinci
fıkrasında yer alan "iç sularda" ibaresi fıkranın kapsamını genişletmek
amacıyla metinden çıkarılmıştır.
Tasarının 19 uncu maddesinin ikinci
fıkrası ile eşyanın saklanması ile ilgili olarak mahallin en büyük mülki
amirine yetki verilmekte olduğundan, el konulan eşyanın saklanması konusunda
belirlenecek usul ve esaslar konusunda İçişleri Bakanlığına da görev vermek ve
Tasfiye İşleri Döner Sermaye İşletmeleri Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu
Bakanlığa açıklık getirilmek amacıyla fıkrada değişiklik yapılmıştır.
Tasarının 20 nci maddesinin son
fıkrası el konulan araçlar için, yargılama yapılmadan "Zoralımı
gereken" ifadesinin kullanılması
doğru olmadığı için fıkrada bu doğrultuda değişiklik yapılmış, fıkranın ikinci
cümlesindeki deniz taşıtları ile ilgili düzenleme 22 nci maddeye taşınmıştır.
Tasarının 21 inci maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendinde yer alan "mülki amirin" ibaresinden sonra
Cumhuriyet savcısının da yetkili kılınması amacıyla "veya Cumhuriyet
savcısının" ibaresi eklenmiştir.
Tasarının 22 nci maddesinin birinci
fıkrasındaki "ve/veya" ibaresi "veya" şeklinde
değiştirilmiş, teminatla iade konusunda sadece gümrük idarelerine yetki
verildiği gibi bir anlamaya yer verilmemesi amacıyla bu konuda mahkemelerin de
yetkili olduğu belirtilmiş, (b) bendi kasko sigorta değeri yüksek olup sahibi
tarafından bu teminatın yatırılamaması sebebiyle taşıt araçlarının uzun süre
bağlı kalarak yıpranmasının önlenmesini ve iadede kolaylık sağlanmasını temin
etmek amacıyla yeniden düzenlenmiş, 20 nci maddenin son fıkrasının ikinci
cümlesinde deniz taşıt araçları için yapılan düzenleme bu maddeye ikinci fıkra
olmak üzere eklenmiş, teminatla iade edilecek eşya veya taşıma aracının gümrük
idarelerinden istenmesi durumunda bunların suç delili olarak saklanıp,
saklanmaması konusunda yargı organından karar alınması gerekeceğini belirtmek
amacıyla maddeye üçüncü fıkra eklenmiş, ikinci fıkra redaksiyon yapılarak
dördüncü fıkra olarak kabul edilmiş ve teminatla teslim edilen eşya ve taşıma
araçlarının teslim edilmemesi halinde alınan teminatın Hazineye irat
kaydedileceğine ilişkin son fıkra ilave edilmiştir.
Tasarının 23 üncü maddesinin ikinci
fıkrasındaki "Ancak" ve "derhal" kelimeleri ile dördüncü
fıkrasındaki "veya 22 nci maddeye göre tesliminde" ibaresi gereksiz
görülerek, son cümlesi ise eşyanın mahrece iadesinin mümkün olmaması nedeniyle
yurt içine yapılacak satışlarda kambiyo ve dış ticaret mevzuatının kısıtlayıcı
hükümlerinin uygulanmasını sağlamak amacıyla metinden çıkarılmıştır.
Tasarının 25 inci maddesi Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanununun 104 üncü maddesindeki genel düzenleme karşısında
gereksiz görülerek metinden çıkarılmış ve madde numaraları buna göre teselsül
ettirilmiştir.
Tasarının 26 ncı maddesi 25, 27 nci
maddesi 26 ncı madde olarak aynen kabul edilmiştir.
Tasarının 28 inci maddesinin birinci
fıkrasında yapılan değişiklikle yolcularla ilgili gümrük komisyonlarının gümrük
müdürü veya yetkilendireceği yardımcısının başkanlığında mahallin ticaret ve
sanayi odası ile mülki amirin görevlendireceği birer temsilciden olmak üzere üç kişiden oluşacağı belirtilmiş, ikinci
fıkrada yer alan "idare mahkemelerine" ibaresi itirazın sulh ceza
mahkemelerine yapılmasının daha doğru olacağı düşünülerek "sulh ceza mahkemelerine" şeklinde değiştirilmiş
ve 27 nci madde olarak kabul edilmiştir.
Tasarının 29 uncu maddesinin ikinci
fıkrasındaki "hapse çevrilip infaz edilmek" ibaresi "hapse
çevrilmek ve infaz edilmek" şeklinde değiştirilmiş ve 28 inci madde olarak
kabul edilmiştir.
Tasarının 30 uncu maddesinin birinci
fıkrasındaki "şahsi hak davacısı ve müdahaleci" ibaresi kanun
tekniğine uygun olarak "şahsi davacı veya müdahil", son fıkradaki
"kaçakçı" kelimesi "sanık" şeklinde değiştirilmiş ve 29
uncu madde olarak kabul edilmiştir.
Tasarının 31 inci maddesi 30 uncu
madde olarak kabul edilmiştir.
Tasarının 32 nci maddesinin son
fıkrasındaki "ön ödeme" ibaresi yerine ön ödeme başlıklı 35 inci
maddede yapılan değişiklik ve madde numaralarının kayması dikkate alınarak
"34 üncü maddeye göre ödeme" şeklinde düzeltilmiş, fıkradaki "ise"
kelimesi gereksiz görülerek metinden çıkarılmış ve 31 inci madde olarak kabul
edilmiştir.
Tasarının 33 üncü maddesinin "Suç
tasnii ve iftira" başlığı "Suç uydurma ve iftira" şeklinde
değiştirilmiş, bu değişikliğe paralel olarak birinci fıkradaki
"tasnii" kelimesi "uyduranlar", ikinci fıkradaki "tasniide"
kelimesi "uydurmada" şeklinde değiştirilmiş ve 32 nci madde olarak
kabul edilmiştir.
Tasarının 34 üncü maddesinin birinci
fıkrasında yer alan "tasniinden" ibaresi "uydurmadan"
şeklinde değiştirilerek 33 üncü madde olarak kabul edilmiştir.
Tasarının 35 inci maddesinin "Ön
ödeme" olan başlığı nispi para cezalarında ön ödeme müessesesinin olmaması
gerekçesiyle "Kamu davasının açılmaması hali" şeklinde değiştirilmiş,
birinci fıkranın sonunda yer alan "Bu durumda para cezası beşte bir
noksanı ile tahsil edilir." cümlesi metinden çıkarılmış, ikinci fıkrada
birinci fıkrada yapılan değişikliğe paralel değişiklikler yapılmış, son iki
fıkra metinden çıkarılarak kaçakçılık suçunun 16 ncı maddede sayılan kişiler tarafından
veya bunların katılımı ile işlenmesi halinde bu madde hükümlerinin
uygulanmayacağına ve maddenin uygulanmasına kolaylık getirmek amacıyla para
cezasına esas alınacak değerin gümrük idaresince belirlenen değer olacağına
ilişkin iki yeni fıkra ilave edilmiş ve 34 üncü madde olarak kabul edilmiştir.
Tasarının 36 ncı maddesi 35, 37 nci
maddesi 36, 38 inci maddesi 37 ve 39 uncu maddesi 38 inci madde olarak aynen
kabul edilmiştir.
Tasarının Geçici 1 inci maddesinde yer
alan 1918 sayılı Kanunun adı kanun tekniğine uygun olarak metinden
çıkarılmıştır.
Tasarının Geçici 2 nci maddesinde 36
ncı maddeye yapılan atıf madde numaralarının kayması nedeniyle 35 olarak
düzeltilmiştir.
Tasarının Geçici 3 üncü maddesine
kanun tekniğine uygun olarak 4616 sayılı Kanunun tarihi de ilave edilmiş ve
"karalarına" kelimesi "kararlarına" şeklinde
düzeltilmiştir.
Tasarıya, haklarında 1920 sayılı Kanun hükümlerine göre soruşturma ve
yargılaması devam edenler hakkında, bu Kanunun yürürlükten kaldırılması
nedeniyle, 657 sayılı Kanun uyarınca işlem yapılacağına ilişkin Geçici 4 üncü
madde ilave edilmiştir.
Tasarının yürürlüğe ilişkin 40 ıncı
maddesinde 36 ncı maddeye yapılan atıf madde numaralarının kayması nedeniyle 35
olarak düzeltilmiş ve 39 uncu madde olarak kabul edilmiştir.
Tasarının yürütmeye ilişkin 41 inci
maddesi 40 ıncı madde olarak aynen kabul edilmiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun onayına
sunulmak üzere saygı ile arz olunur.
Başkan |
Başkanvekili |
Sözcü |
|
|
Köksal Toptan |
Halil Özyolcu |
Ramazan Can |
|
Zonguldak |
Ağrı |
Kırıkkale |
|
|
(Toplantıya katılmadı) |
|
|
Kâtip |
Üye |
Üye |
|
Hasan Kara |
Mehmet Ziya Yergök |
Feridun Fikret
Baloğlu |
|
Kilis |
Adana |
Antalya |
|
(Toplantıya katılmadı) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Orhan Yıldız |
Semiha Öyüş |
Feridun Ayvazoğlu |
|
Artvin |
Aydın |
Çorum |
|
(Toplantıya katılmadı) |
(İmzada bulunamadı) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Muzaffer Külcü |
Mahmut Durdu |
Esat Canan |
|
Çorum |
Gaziantep |
Hakkâri |
|
(Toplantıya katılmadı) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Recep Özel |
Ahmet Güryüz Ketenci |
Mehmet Yılmazcan |
|
Isparta |
İstanbul |
Kahramanmaraş |
|
|
(Toplantıya katılmadı) |
(Toplantıya katılmadı) |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Hakkı Köylü |
Harun Tüfekçi |
Kerim Özkul |
|
Kastamonu |
Konya |
Konya |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Muharrem Kılıç |
İsmail Bilen |
Orhan Eraslan |
|
Malatya |
Manisa |
Niğde |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Ömer Kulaksız |
Mehmet Nuri Saygun |
Bekir Bozdağ |
|
Sivas |
Tekirdağ |
Yozgat |
|
(Toplantıya katılmadı) |
(Toplantıya katılmadı) |
|
|
|
|
|
HÜKÜMETİN
TEKLİF ETTİĞİ METİN
KAÇAKÇILIKLA MÜCADELE
KANUNU TASARISI
BİRİNCİ
BÖLÜM
Amaç ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1. - Bu Kanunun amacı, kaçakçılık suçları ile
cezalarını ve kaçakçılığı önleme, izleme, soruşturma, yargılama usul ve
esaslarını belirlemektir.
Tanımlar
MADDE 2. - Bu Kanunda yer alan;
a) Suç: 3 üncü maddede tanımlanan kaçakçılık suçları ile
bu Kanunda ceza öngörülen diğer fiilleri,
b) Teşebbüs: Kaçakçılık suçu işlemek amacıyla icra
vasıtalarının hazırlanması, ancak failin kendi isteği dışında alınan
engelleyici önlemler nedeniyle fiilin meydana gelmemesini,
c) Teşekkül: Kaçakçılık ile iştigal etmek amacıyla iki
veya daha fazla kimsenin önceden anlaşarak birleşmelerini,
d) Gümrük mevzuatı: Gümrük idarelerince gümrük işlemleri
ile ilgili olarak uygulanan kanun, tüzük, yönetmelik ve diğer idari
düzenlemeleri,
e) Gümrük işlemi: Gümrük idarelerince, gümrük mevzuatı
ve ilgili diğer mevzuat gereğince yapılan işlemleri,
f) Gümrük bölgesi: Türkiye Cumhuriyeti toprakları ile
karasuları, iç suları ve hava sahasını,
g) Gümrük kapısı: Gümrük bölgesine giriş, çıkış ile
gümrük işlemlerinin yapıldığı, 4458 sayılı Gümrük Kanunu uyarınca ilan edilen
yerleri,
h) Gümrük yolu: Gümrük bölgesinin giriş noktalarındaki
gümrük kapıları ile bu bölgenin içinde yer alan gümrük kapıları arasında
izlenmesi zorunlu olan yolları,
ı) Eşya: Her türlü
madde, ürün ve değeri,
j) Gümrük vergileri: Gümrük idaresi veya başka
idarelerce, eşyanın ithali veya
ihracına bağlı olarak uygulanan vergiler ile diğer mali yükümlülükleri,
k) FOB kıymet: Eşya için fiilen ödenen veya ödenecek
veya ödenebilecek bedeli,
l) CIF kıymet: FOB kıymet üzerine Türkiye'deki giriş
liman veya yerine kadar yapılan nakliye ve sigorta giderlerinin ilavesi ile
oluşan kıymeti,
m) Gümrüklenmiş değer: İthal eşyası için eşyanın CIF
kıymeti ile gümrük vergileri toplamını, ihraç eşyası için FOB kıymeti ile
gümrük vergileri toplamını,
n) Memur: Türk Ceza Kanununun 279 uncu maddesi ile
Askeri Ceza Kanununun 13 üncü maddesinde sayılan kişileri,
İfade eder.
İKİNCİ
BÖLÜM
Suç
Teşkil Eden Fiiller
Kaçakçılık fiilleri
MADDE 3. - Aşağıda yazılı fiilleri işlemek
kaçakçılıktır:
a) 1. Herhangi
bir eşyayı belirlenen gümrük kapılarından geçirmeksizin Türkiye'ye ithal veya
buna teşebbüs etmek.
2. Herhangi bir eşyayı gümrük işlemine tabi tutmaksızın
Türkiye'ye ithal veya buna teşebbüs etmek.
3. Transit rejimi çerçevesinde taşınan serbest dolaşımda
bulunmayan eşyayı, rejim hükümlerine aykırı olarak gümrük bölgesinde bırakmak
veya buna teşebbüs etmek.
4. Yukarıdaki alt bentlerde belirtilen eşyayı bilerek;
taşımak, satmak, satın almak, saklamak, satışa arz etmek ya da alınıp
satılmasına aracılık etmek.
b) Kanunlara veya Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası
andlaşma veya sözleşmelere göre ithali veya ihracı yasak olan herhangi bir
eşyayı ithal veya ihraç etmek veya bunlara teşebbüs etmek, ithali yasak eşyayı bulundurmak, satmak, satın almak,
saklamak, satışa arz etmek, alınıp satılmasına aracılık etmek veya bilerek
taşımak.
c) Gerçeğe aykırı belge ile gümrük idaresini yanıltarak,
vergilerini hiç ödememek veya eksik ödemek, vergileri ödenmeksizin ödenmiş veya
işlemleri yaptırılmış gibi göstermek, vergiye tabi olduğu halde muafiyete
tabiymiş gibi göstermek suretiyle eşya ithal veya ithale teşebbüs etmek.
d) 1. İthali; lisansa, şarta, izne, kısıntıya veya belli
kuruluşların vereceği uygunluk veya yeterlilik belgesine tabi olan eşyayı
gerçeğe aykırı her türlü beyanname ve belge ile gümrük idaresini yanıltarak
işlemini yaptırmak suretiyle ithal etmek veya bunlara teşebbüs etmek.
2. İthali, insan sağlığı ve güvenliği, hayvan ve bitki
varlığı ve sağlığı, çevrenin korunması, tüketicinin doğru bilgilendirilmesi ve
ticari kalite yönlerinden standardizasyon kontrolüne tabi olan eşyayı,
standarda uygun olmadığı halde gerçeğe aykırı her türlü beyanname ve belge ile
gümrük idaresini yanıltarak standarda uygun ya da standart dışı göstermek
suretiyle ithal etmek.
e) Özel kanunları gereğince belirli işler için vergiden
tamamen veya kısmen muaf olarak ithal olunan eşyayı ithal amacı dışında
kullanmak veya satmak veya bilerek satın almak.
f) Herhangi bir işlem veya amaç için belli şartlarla
Türkiye'ye geçici olarak ithal olunan eşyayı her türlü beyanname veya belge
düzenlemek suretiyle gümrük bölgesinden çıkarmadığı halde çıkarmış gibi
göstermek, belirtilen şekilde geçici olarak ithal olunan eşyayı satmak veya
bilerek satın almak.
g) Gümrük kontrolü altında işleme rejimi çerçevesinde
ithal edilen veya bunun kullanılması sonucu elde olunan eşyayı gerçeğe aykırı
her türlü beyanname veya belge düzenlemek suretiyle serbest dolaşıma sokmak
veya buna teşebbüs etmek.
h) Antrepo veya geçici depolama yerlerindeki eşyayı
gümrük idaresinin izni olmadan kısmen veya tamamen çıkarmak veya değiştirmek.
ı) 1. İhraç
eşyasının yapılan beyan ve eki belgelere göre miktarı veya cinsinde yüzde ondan
fazla farklılık çıkması.
2. İhraç eşyası için gerçeğe aykırı belge ibrazı
suretiyle ihracat vergilerini ödememek veya eksik ödemek veya Devletçe
uygulanan teşvik veya sübvansiyonlardan veya parasal iadelerden yararlanmak
şeklinde haksız menfaat temin etmek.
3. İhracı lisansa, şarta, izne, kısıntıya veya belli
kuruluşların vereceği uygunluk veya yeterlilik belgesine tabi olan eşyayı,
belirlenen kayıt ve koşullara uymaksızın veya gerçeğe aykırı her türlü beyanname
ve belge ibrazı ile gümrüğü yanıltarak işlemini yaptırmak suretiyle ihraç
etmek.
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM
Ceza
Hükümleri
Genel ceza hükümleri
MADDE 4. - Bu Kanunun;
a) 3 üncü maddesinin (a) bendinin;
1- (1) numaralı alt bendinde belirtilen fiilleri
işleyenler hakkında bir yıldan üç yıla
kadar ağır hapis cezasına ve eşyanın gümrüklenmiş değerinin altı katından az
olmamak üzere ağır para cezasına hükmolunur.
2- (2), (3) ve (4) numaralı alt bentlerinde belirtilen
fiilleri işleyenler hakkında eşyanın gümrüklenmiş değerinin altı katından az
olmamak üzere ağır para cezasına hükmolunur.
b) 3 üncü maddesinin (b) bendindeki fiillerin işlenmesi
halinde giriş eşyasında CIF kıymetinin, çıkış eşyasında FOB kıymetinin on
katından az olmamak üzere ağır para cezasına ve fail hakkında iki seneden altı
seneye kadar ağır hapis cezasına hükmolunur.
c) 3 üncü maddesinin (c) bendindeki fiillerin işlenmesi
halinde hiç alınmamış ya da eksik alınmış vergilerin yirmi katından az olmamak
üzere ağır para cezasına hükmolunur.
d) 3 üncü maddesinin (d) bendinde belirtilen fiilleri
işleyenler eşyanın gümrüklenmiş değerinin altı katından az olmamak üzere ağır
para cezası ile cezalandırılır.
e) 3 üncü maddesinin (e) bendindeki fiillerin işlenmesi
halinde hiç alınmamış veya eksik alınmış vergilerin yasal faizi ile birlikte
ondört katından az olmamak üzere ağır para cezasına hükmolunur.
f) 3 üncü maddesinin (f) bendindeki fiillerin işlenmesi
halinde eşyanın gümrüklenmiş değerinin altı katından az olmamak üzere ağır para
cezasına hükmolunur.
g) 3 üncü maddesinin (g) bendindeki fiillerin işlenmesi
halinde eşyanın gümrüklenmiş değerinin dört katından az olmamak üzere ağır para
cezasına hükmolunur.
h) 3 üncü maddesinin (h) bendinde belirtilen fiillerin
işlenmesi halinde gümrüklenmiş değerinin dört katından az olmamak üzere ağır
para cezasına hükmolunur. Antrepo veya geçici depolama yerlerinden gümrüğün
izni olmaksızın çıkarılan eşyanın ithali lisansa, şarta veya izne, kısıntıya,
standardizasyon kontrolüne veyahut belli kuruluşların vereceği uygunluk ve
yeterlilik belgesine tabi olması halinde bu maddenin (d) bendi hükümleri
uygulanır.
ı) 3 üncü maddesinin (ı) bendinin;
1- (1) numaralı alt bendinde belirtilen fiillerin
işlenmesi halinde miktarı veya cinsi farklı çıkan eşyanın beyan edilen FOB
kıymetinin üçte ikisi oranında para cezası verilir.
2- (2) numaralı alt bendinde belirtilen fiilleri
işleyenler hakkında, eşyanın beyan edilen FOB kıymetinin on katından az olmamak
üzere ağır para cezasına hükmolunur.
3- (3) numaralı alt bendinde belirtilen fiilleri
işleyenler hakkında, beyan edilen FOB kıymetinin üçte ikisinden az olmamak
üzere ağır para cezasına hükmolunur.
3 üncü maddenin (ı) bendinde sayılan suçların aracılı
ihracat suretiyle işlenmesi halinde, bu fiillere ilişkin müeyyideler imalatçı
ve/veya tedarikçi ihracatçılar hakkında da uygulanır.
Bu Kanunda öngörülen suçların işlendiği tarihte, suça
konu eşyanın girişte gümrüklenmiş değeri, çıkışta FOB değeri pek fahişse fiile
ilişkin olan ceza yarısına kadar artırılır, hafif ise yarısına, pek hafif ise
üçte birine kadar indirilir. Eğer fail bu Kanunda yazılı suçlardan mükerrir ise
cezası indirilmez.
3 üncü maddenin (a), (b), (c) ve (d) bentlerinde sayılan
suçlara konu eşyanın ayrıca zoralımına da hükmolunur. Bu Kanunda zoralımı
öngörülen eşyanın zoralımının yapılamaması halinde ayrıca eşyanın gümrüklenmiş
değeri kadar daha para cezasına hükmedilir.
Bu Kanunun ceza hükümlerinin uygulanmasında serbest
bölgeler ve özel mevzuatı gereği bu nitelikte kabul edilen yerler yurt dışı
sayılır.
Teşekkül halinde ve
toplu kaçakçılık
MADDE 5. - Bu Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek
amacıyla teşekkül oluşturanlar veya teşekkülü yönetenler hakkında iki yıldan
altı yıla kadar ağır hapis cezasına hükmolunur.
Bu Kanunun suç saydığı fiillerin teşekkül halinde
işlenmesi durumunda birinci fıkrada belirtilen cezaya ilaveten ilgili
maddelerdeki cezalar iki kat artırılarak uygulanır.
Bu Kanunun suç saydığı fiillerin iki veya daha fazla
kişi tarafından teşekkül oluşturmaksızın toplu olarak işlenmesi durumunda
ilgili maddelerdeki cezalar bir kat artırılarak uygulanır.
Devlet ve kamu
güvenliği aleyhine kaçakçılık
MADDE 6. - Bu Kanunun suç saydığı fiillerin Devletin
siyasi, mali, iktisadi veya askeri güvenliğini bozacak veya çevre ya da toplum
sağlığını tehdit edecek nitelikte olması halinde fail hakkında ilgili
maddelerde yazılı para cezalarına ilaveten on yıldan aşağı olmamak üzere ağır
hapis cezasına hükmolunur.
Ceza ehliyeti
olmayanları kullanma
MADDE 7. - Ceza ehliyeti olmayanları kaçakçılık
suçlarında kullananlar hakkında, söz konusu fiillere ilişkin cezalar bir kat
artırılmak suretiyle uygulanır.
Mesleğin verdiği
kolaylıktan yararlanma
MADDE 8. - Meslek, sanat ve görevlerinin verdiği
kolaylıktan yararlanmak suretiyle bu Kanunda suç sayılan fiilleri işleyenler
hakkında ilgili maddelerde belirtilen ağır para cezaları ile üst sınırı
geçmemek üzere hürriyeti bağlayıcı cezaya yarısı miktarında artırılarak
hükmolunur.
Kaçakçılık suçlarının, memurlar tarafından işlenmesi
durumunda ilgili maddelerde yazılı olan cezalar yarısı oranında artırılarak
hükmolunur.
Kaçakçılığa müsamaha
MADDE 9. - Mensuplarının, 3 üncü maddede sayılan suçları
işlemelerinden haberdar olduğu halde buna müsamaha eden taşıma kuruluş ve
şirketlerinin sorumluları hakkında, asıl suçluya hükmolunması gereken para
cezası miktarında ağır para cezası verilir.
3 üncü maddenin (h) bendindeki suçların işlenmesi
halinde, geçici depolama yerleri veya genel antrepo işleticileri hakkında, asıl
suçluya hükmolunması gereken para cezası miktarında ağır para cezası verilir.
Pişmanlık
MADDE 10. - Bu Kanunda yazılı kaçakçılık suçlarından
herhangi birine katılmış kişi, haber alınmadan evvel suçu, faillerini ve
eşyanın saklanmış veya satılmış olduğu
yerleri kaçakçılığı önleme, izleme ve soruşturmakla yükümlü memurlara
haber verirse fiiline karşılık gelen cezadan kurtulur ve muhbir ikramiyesini
hak eder. Haber alındıktan sonra fiilin bütünüyle ortaya çıkmasına hizmet ve
yardım eden suç ortaklarının cezası yarıya indirilir.
Suç konusu fiili planlayanlar, düzenleyenler veya
yönetenler, birinci fıkrada belirtilen ikramiyeye ilişkin hükümden
yararlanamaz.
Kaçakçılığa yardım
MADDE 11. - Bir menfaat karşılığı olsun veya olmasın
kaçakçılık suçu işleyenlerin hal ve sıfatlarını bilerek yardım edenler hakkında
asıl suçlulara verilecek cezanın yarısına hükmolunur. Bu fiillere yardım eden
memur ise asıl fail gibi cezalandırılır.
Sahte belge düzenleme
MADDE 12. - Gümrük idarelerinde işlem görmediği halde
işlem görmüş gibi herhangi bir belge veya beyanname düzenleyenler veya bu
suçları bilişim yoluyla işleyenler hakkında Türk Ceza Kanununun evrakta
sahtekarlık ve bilişim alanındaki suçlarla ilgili hükümlerinde belirtilen
cezalar bir kat artırılarak uygulanır.
Gümrük idarelerinin mühür ve damgalarını değiştirerek
veya çalarak veya sahte veya çalınmışlarını tedarik ederek kullananlar hakkında
Türk Ceza Kanununda belirtilen cezalar bir kat artırılarak uygulanır.
Yolcular tarafından
işlenen suçlar
MADDE 13. - Yolcuların, gümrük mevzuatına göre zatî ve
hediyelik eşya kapsamı dışında olup beyanlarına aykırı olarak üzerlerinde veya
eşyası arasında çıkan ya da başkasına ait olduğu halde kendi zatî eşyasıymış
gibi gösterdikleri eşyanın vergisine ek olarak bir kat para cezası uygulanır ve
eşya sahibine teslim edilir.
Yolcuların yanlarında veya kaplarında bulunan ve
yukarıdaki fıkra dışında kalan mahiyet ve miktarda olan eşya ile gümrükten
kaçırılmak amacına yönelik olarak saklanmış veya gizlenmiş halde bulunan eşyaya
ilişkin vergiler tahsil olunmakla birlikte eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki
katı kadar da para cezası alınarak eşya, sahibine teslim edilir.
Yolcuların beraberinde getirilen ticari mahiyet ve
miktarda olan eşya için ithali lisansa, şarta veya izne, kısıntıya,
standardizasyon kontrolüne veyahut belli kuruluşların vereceği uygunluk ve
yeterlilik belgesine tabi olan eşya hakkında 4 üncü maddenin (d) bendi
hükümleri uygulanır.
Türkiye'ye giren veya Türkiye'den çıkan yolcuların
üzerlerinde veya eşyaları arasında yasak eşya bulunması halinde 4 üncü maddenin
(b) bendinde belirtilen cezalar uygulanır.
Deniz taşıtları
MADDE 14. - Yabancı ülkelerden geldiği halde geçerli
neden olmaksızın belgelerinin gösterdiği rota dışında Türkiye karasularında
rastlanan gayri safi iki yüz tonilato hacminden aşağı taşıtların yüküne el
konulur. Yükü bulunmadığı halde, yükü olmadığını veya başka bir limana
çıkarıldığını veya avarya olduğunu kanıtlayamayan gemi kaptan veya acentesine
tonilato başına elli milyon lira para cezası uygulanır.
Gümrük bölgesinde gümrük idaresi bulunmayan yerlere
geçerli neden olmaksızın izinsiz yanaşan veya diğer taşıtlarla temas eden deniz
taşıtları içinde bulunan yükleme veya taşıma belgelerinde kayıtlı yasak eşyaya
el konularak tasfiyeye tabi tutulur.
Gümrük bölgesindeki deniz taşıtlarının yükleme veya
taşıma belgelerinde yazılı olmayan ve bulunduğu yerden aranarak çıkarılan
eşyaya el konularak tasfiyeye tabi tutulur ve eşyanın gümrüklenmiş değerin iki
katı para cezası uygulanır.
Yasak eşyanın iadesi
MADDE 15. - Yabancı ülkelerden gelen yasak eşya, yükleme
veya taşıma belgelerinde belirtilerek gümrüğe getirilirse sağlam teminat
altında geldiği yere veya diğer bir yabancı yere iade ve sevk olunur.
Yükleme veya taşıma belgelerinde yer almayan yasak eşya,
varış liman veya istasyonuna gelmesinden hemen sonra kaptan veya acentesi veya
demiryolu idaresi tarafından gümrüğe bildirilip ve hatta teslim edilmiş olsa
bile zoralımına karar verilmekle birlikte taşıyanlar hakkında 4 üncü maddenin
(b) bendi uygulanır. Toplum ve çevre sağlığı yönünden tehlikeli ve zararlı eşya
ile atık maddelerin zoralımına karar verilmeyip, geldiği yere sevk olunur ve
verilecek cezaya eşyanın gümrüklenmiş değeri kadar ağır para cezası ilave
edilir.
Eşyanın değersiz, artık veya atık madde olması durumunda
dökme halinde gelen eşya için ton başına bir milyar liradan; ambalajlı gelmesi
halinde kap başına elli milyon liradan az olmamak üzere ağır para cezasına
hükmolunur.
DÖRDÜNCÜ
BÖLÜM
Usul
Hükümleri
Kaçakçılığı önleme,
izleme ve soruşturmakla görevli olanlar
MADDE 16. - Mülki amirler, gümrük ve gümrük muhafaza
amir ve memurları, Emniyet, Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı
personel bu Kanunun suç saydığı fiilleri önleme, izleme ve soruşturmakla
yükümlüdür ve kaçakçılık olayını öğrendikleri veya haber aldıkları veya
rastladıkları andan itibaren bu Kanunun kendilerine yüklediği görevleri hemen
yerine getirmeye mecburdur.
Kaçakçılığı önleme, izleme ve soruşturmakla görevli
olanlar operasyon gerektiren kaçakçılık olaylarından haberdar olduklarında
kanuni görevlerini yapmaya başlar ve aynı zamanda mahallin en büyük mülki
amirine bilgi verirler.
Kaçakçılığı önleme, izleme ve soruşturmakla görevli
olanların bu Kanun kapsamına giren suçlarla ilgili bilgi ve belge talepleri,
kamu veya özel, gerçek veya tüzel kişilerce, savunma hakkına ilişkin hükümler
saklı kalmak kaydıyla eksiksiz
karşılanmak zorundadır.
Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde, Ceza Muhakemeleri
Usulü Kanununda yer alan hükümler uygulanır.
Kaçakçılık olaylarını ihbar edenlerin kimlikleri,
izinleri olmadıkça veya ihbarın niteliği haklarında suç oluşturmadıkça
açıklanamaz.
Aramalar
MADDE 17. - 16 ncı maddede sayılanlar bu Kanuna göre
aramalara da yetkilidir.
Kaçak eşya, her türlü silah, mühimmat, patlayıcı ve
uyuşturucu maddelerin bulunduğu şüphe edilen her türlü kap, ambalaj veya
taşımaya yarayan diğer araçlarda arama yapılır.
Özel konut ve eklentilerinde, ticarethane, işyeri,
eğlence ve benzeri yerler ile eklentilerinde arama yapılması ve buralardaki
eşyaya el konulması bu Kanunda öngörülen suçların işlenmesinin önlenmesi
amacıyla usulüne göre verilmiş hâkim
kararı; bu sebebe bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde ise o yerin en büyük mülki amirinin yazılı emri
ile yapılır. Mülki amirin verdiği yazılı emir yirmi dört saat içinde görevli
hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını en geç kırk sekiz saat içinde açıklar,
aksi halde el koyma kendiliğinden kalkar.
Arama sırasında kaçakçılık suçunun işlendiğini gösteren
veya suçun kanıtlanmasına yarayacak olan belgeler bulunursa, sahibinin veya
mümeyyiz akrabalarının, bunlar da bulunmadığı takdirde mahalde bulunan iki
kişinin huzurunda mühürlenir ve aramayı yapan kimselerce alınarak tutanakla
birlikte soruşturmayı yapanlara verilir.
Bu belgelerden suçun işlendiğini gösterenlerle suçun
kanıtlanmasına yarayanlar ayrılarak soruşturma belgeleriyle birlikte Cumhuriyet
Başsavcılığına gönderilir. Diğerleri imza karşılığında hemen iade edilir. El
koyma işlemine karşı ilgililerce Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa göre itiraz
olunabilir.
Gümrük salonları ve gümrük kapılarında kaçak eşya
sakladığından kuşkulanılan kişiler gümrük kontrolü amacıyla görevlilerce
aranabilir.
Hâkim veya Cumhuriyet savcıları ile bunların emirlerini
yerine getirmekle görevli kolluk güçleri hakkında Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanunundaki yetkiler saklıdır.
Kaçak arama işlerinde Kanuna aykırı hareket edenler
hakkında Türk Ceza Kanununun 194 üncü maddesi uygulanır.
Gümrük bölgesinde, Devletin genel güvenliğini
ilgilendiren silah, mühimmat, uyuşturucu madde kaçakçılığı ile ilgili
organizasyonu yurt içinde ve yurt dışında bulunma ihtimali olan diğer
kaçakçılık olaylarının ihbar ve vukuunda; gümrük ve gümrük muhafaza
teşkilatlarınca kaçakçılığın men ve takibi ile olay bölgesinden sorumlu
güvenlik kuvvetine haber verilir, müşterek operasyon yapılarak diğer güvenlik
kuruluşlarına da neticeden bilgi verilir.
Silah kullanma
yetkisi
MADDE 18. - Gümrük bölgesine 4458 sayılı Gümrük Kanunu
gereğince belirlenen kapı ve yollardan başka yerlerden girmek, çıkmak veya
geçmek yasaktır.
Bu yerlerde rastlanacak kişi ve her nevi taşıma araçları
yetkili memurlar tarafından durdurulur ve kişilerin eşya, yük ve üzerleri ile
varsa taşıma araçları aranır.
"Dur" uyarısına uymayan kişiler için önce
havaya ateş edilmek suretiyle uyarı yinelenir. Bu uyarıya da uyulmaz ise
görevli memurlar durmaya zorlayacak şekilde silah kullanmaya yetkilidir. Ancak,
silahla karşılığa yeltenilmesi veya meşru müdafaa durumuna düşülmesi hallerinde
yetkili memurlar doğrudan hedefe ateş edebilir. Memurların silah
kullanmalarından dolayı haklarında soruşturma ve kovuşturma açılması halinde,
bağlı bulunduğu kurum tarafından avukat sağlanır ve avukatlık ücreti
kurumlarınca karşılanır.
Demiryolu araçlarına ilişkin işlemler istasyonlardaki
beklemeleri sırasında uygulanır.
Kaçakçılığı önleme, izleme ve soruşturmakla yükümlü
olanlar, gümrük bölgesindeki iç sularda her nevi deniz araçlarına yanaşıp yük
ve belgelerini incelemeye yetkilidir. Görevlilerin yanaşmasına izin vermeyerek
kaçan veya kaçmaya teşebbüs eden her nevi deniz araçlarına uluslararası deniz
işaretlerine göre telsiz, flama, mors ve benzeri işaretlerle durması ihtar
olunur. Bu ihtara uymayan deniz araçlarına uyarı mahiyetinde ateş edilir. Buna
da uymayıp kaçmaya devam ettiği takdirde durmaya zorlayacak şekilde üzerine
ateş edilir.
BEŞİNCİ
BÖLÜM
Eşyaya
El Konulması ve Teslimine İlişkin Usul ve Esaslar
Eşyaya el konulması
MADDE 19. - Bu Kanunda zoralımı öngörülen kaçak eşyaya
derhal el konulur ve en yakın gümrük idaresine veya gümrük idaresince izin
verilen yerlere miktarını ve cins, marka, tip, model, seri numarası gibi
eşyanın ayırıcı özelliklerini gösterir bir tutanakla teslim edilir.
Eşyanın miktar bakımından fazla olması veya saklanması
özel tesis ve tertibatı gerektirmesi hallerinde eşya özelliklerine göre
doğrudan ilgili idarelere, bunun mümkün olmaması halinde Gümrük Müsteşarlığı
ile Tasfiye İşleri Döner Sermaye İşletmeleri Genel Müdürlüğünce belirlenecek
usul ve esaslara göre mahallin en büyük mülki amirinin uygun göreceği bir yere konulur.
Kaçak eşya naklinde
kullanılan taşıt
MADDE 20. - Bu Kanunda zoralımı öngörülen kaçak eşya
taşımasında bilerek kullanılan veya kullanılmaya teşebbüs edilen her türlü
taşıma aracının;
a) Kaçak eşyanın, suçun işlenmesini kolaylaştıracak veya
fiilin ortaya çıkmasını engelleyecek şekilde özel olarak hazırlanmış gizli
tertibat içerisinde saklanmış veya taşınmış olması,
b) Kaçak eşyanın, taşıma aracı yüküne göre miktar veya
hacim bakımından tamamını veya ağırlıklı bölümünü oluşturması veya eşyanın o taşıma
aracıyla taşınmayı gerekli kılacak
olması,
c) Taşıma aracındaki kaçak eşyanın, Türkiye'ye girmesi
veya Türkiye'den çıkması yasak veya toplum veya çevre sağlığı açısından zararlı
maddelerden olması,
Hallerinden herhangi birinin gerçekleşmesi durumunda
zoralımına hükmolunur.
Zoralımı gereken taşıma araçlarına soruşturma sırasında
el konularak, en yakın gümrük idaresine teslim edilir. Zoralımı gereken deniz
taşıtları, gümrüklenmiş değeri kadar teminatla sahibine; sahibince teslim
alınmadığı takdirde derhal tasfiye
edilmek üzere en yakın liman başkanlığına
teslim edilir.
Tutanaklar
MADDE 21. - Kaçakçılık suçlarının izlenmesine ilişkin
tutanakların;
a) Tarih, yer, düzenleyenlerin unvan ve isimleri, hâkim
kararının tarih ve sayısı ile mülki amirin yazılı emri ile yapılması durumunda
emrin tarih ve sayısını,
b) Olay ve kanıtlarını, suç konusu eşya ve taşıma
araçlarının ayrıntılı olarak türü, kapsamı, miktar ve nitelikleri ile nerede ve
ne suretle el konulduklarını,
c) Zanlının kimlik, iş ve ikamet yeri ile ifadesini,
Kapsaması ve düzenleyen memur ile zanlının ve varsa
hariçten hazır bulunan iki kişi tarafından imza edilmesi gereklidir.
Bu koşulları bütünü ile taşıyan ve 16 ncı maddede yazılı
memurlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir.
Teminatla iade
MADDE 22. - Kaçak zannı ile tutulan ve ithal veya ihracı
kanun veya Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası andlaşma ve sözleşmelerle
yasaklanmamış olan eşyanın ve/veya bunların taşınmasında kullanılan araçların sahip
veya taşıyıcıları, eşya veya araca el konulmasından itibaren 23 üncü maddenin
ikinci fıkrasında belirtilen süreler içinde gümrük idaresince belirlenecek:
a) Giriş kaçağı eşya ile her türlü kaçak eşyanın
taşımasında kullanılan yabancı aracın gümrüklenmiş değerine,
b) Her türlü kaçak eşyanın taşınmasında kullanılan
serbest dolaşımdaki kara taşıt araçlarının kasko sigortasına esas alınacak
değerine, diğer taşıt araçlarının değerine,
c) Çıkış kaçağı eşyanın FOB değerine,
Eşit tutarda teminat göstermesinden sonra, eşya ve
aracın teslimini gümrük idarelerinden isteyebilirler.
Özel olarak kaçak eşya taşımasında kullanılmak üzere
gizli tertibatla donatılmış araçların masrafı ilgilisine ait olmak üzere özel
tertibatları sökülmeksizin teslimine
karar verilmez.
Tasfiye
MADDE 23. - Bu Kanuna göre teslim alınan eşya veya
taşıma aracı, bunlara ilişkin zoralım kararı kesinleştikten sonra Gümrük Kanunu
hükümlerine göre tasfiye idaresince tasfiyeye tabi tutulur.
Ancak, eşya veya taşıma araçlarının sahip ve
taşıyıcıları hakkında kamu davası açılan ve açıldığı tarihten itibaren bir yıl
içinde ceza yargılaması kesin hükme bağlanmamış olanlar ile çabuk bozulma veya
telef olma tehlikesine maruz bulunan veya saklanması masraflı veya külfetli
olan eşya veya taşıma araçları, el konulmalarından sonra Gümrük Kanunu
hükümlerine göre derhal tasfiyeye tabi tutulur. Bunlardan satılarak tasfiye
edilenlerin satış bedeli emanet hesabına alınır. Yargılamanın, tasfiye edilen
eşya veya taşıma araçlarının sahip veya taşıyıcısının lehine sonuçlanması
halinde satış bedeli, satış tarihinden kararın kesinleştiği tarihe kadar geçen
süre için yasal temerrüt faizi oranında hesaplanan faiz de ilave edilerek hak
sahibine ödenir.
Eşyanın, yargılama sonucunda iadesine veya gümrük
komisyonlarınca sahibine teslimine karar verilmesi halinde, bu kararların
uygulanmasında yürürlükte olan gümrük ve dış ticaret mevzuatı uyarınca işlem
yapılır.
Zoralımı kesinleşmemiş eşya veya taşıma araçlarının
yukarıdaki fıkralar hükümlerine göre tasfiyesinde veya 22 nci maddeye göre
tesliminde, eşya veya taşıma araçlarına ilişkin kamu davası açılmış olması
halinde ilgili mahkemece, açılmamış olması halinde ise Cumhuriyet savcılığınca
suç delili olarak saklanmasına gerek bulunmadığına dair karar verilmesi
istenir. Çabuk bozulma ve telef olma tehlikesine maruz bulunan eşyada üç gün, saklanması masraflı ve
külfetli olan eşyada ise on beş gün içinde karar verilerek idareye tebliğ
edilmemesi halinde numune alınmasının mümkün olduğu durumlarda numune alınarak,
mümkün olmaması halinde idarece tespiti yapılarak tasfiyeye tabi tutulur.
Eşyanın mahrece iadesinin mümkün olmaması nedeniyle yurt içine yapılacak
satışlarda kambiyo ve dış ticaret mevzuatının kısıtlayıcı hükümleri uygulanmaz.
ALTINCI
BÖLÜM
Yargılamaya
İlişkin Hükümler
İçtima
MADDE 24. - Bu Kanunun suç saydığı fiiller nedeniyle
Türk Ceza Kanunu veya ceza öngören diğer kanunlarda yazılı cürümleri işleyenler
hakkında içtima kuralı uygulanmaksızın her cürmün cezası ayrı ayrı hükmolunur.
Tutuklu yargılama
MADDE 25. - Sanığa isnat olunan kaçakçılık suçunun
asgari haddi iki yıl veya daha fazla hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektirdiği ve
suç konusu eşya ile yakalanan sanığın hüviyetini ispat edemediği veya hürriyeti
bağlayıcı cezayı gerektiren kaçakçılık
suçlarından dolayı mükerrir bulunduğu takdirde hakkındaki hazırlık soruşturması
ve yargılama tutuklu olarak yapılabilir.
Türkiye'de belirli ikametgahı bulunmayanlar mahkûm
oldukları hürriyeti bağlayıcı cezayı çekmiş olsalar dahi hükmedilen para
cezasının tamamını ödemedikçe veya para cezasına mukabil teminat göstermedikçe
para cezasının miktarına göre tahvil olunacak hapis cezası müddetince tahliye
edilemezler.
Yurt dışına çıkış
yasağı
MADDE 26. - Bu Kanun kapsamına giren suçlarda, şüpheli
veya sanıkların yurt dışına çıkmalarının geçici olarak yasaklanmasına hazırlık
soruşturması sırasında hâkim, yargılama safhasında ise mahkemece karar
verilebilir. Ancak, gecikmesinde sakınca varsa o yer Cumhuriyet savcısı da
şüphelilerin yurt dışına çıkmalarının geçici olarak yasaklanmasına karar
verebilir. Bu karar derhal ve nihayet yirmi dört saat içinde hâkimin onayına
sunulur. Hâkim, kararını yirmi dört saat içinde açıklar. Aksi halde savcılık
kararı kendiliğinden yürürlükten kalkar.
Yetkili merciler ve
temyiz
MADDE 27. - Bu Kanunun 3 üncü maddesinin (ı) bendinin
(1) numaralı alt bendi, 13 üncü
maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ile 14 üncü maddesinde yazılı fiillere
gümrük komisyonlarınca, ağır hapis
cezası gerektiren suçlara ağır ceza mahkemesince ve bunlar dışında kalan
suçlara da asliye ceza mahkemesince bakılır.
Bu Kanunun kapsamına giren suçların yargılamasının
yapılacağı yerdeki mahkemelerin birden çok dairelere ayrılmış olması halinde bu
davalara, o mahkemenin bir numaralı olanında bakılır.
Bu davaların özelliği de dikkate alınarak iş sayısının o
mahkemenin bakabileceği azamî miktarı aşması halinde bu miktarı aşan davalara
aynı derecedeki sıra sayısı takip eden mahkemede bakılır.
Bu Kanuna göre verilen mahkeme kararlarının Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümleri uyarınca temyiz edilmesi halinde, temyiz
incelemesi diğer işlere göre öncelikle ve ivedilikle yapılır.
Gümrük komisyonları
MADDE 28. - Gümrük komisyonları, ilgili gümrük başmüdürü
veya yetkilendireceği yardımcısının başkanlığında, bir gümrük müdürü, bir
gümrük görevlisi ile mahallin ticaret ve sanayi odasınca görevlendirilen iki
temsilci olmak üzere beş kişiden; yolcularla ilgili gümrük komisyonları ise
gümrük müdürü veya yetkilendireceği yardımcısının başkanlığında toplam üç
gümrük görevlisinden oluşur ve oy çokluğu ile karar verilir.
Gümrük komisyonlarınca verilen kararlara tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde
idare mahkemelerine itiraz olunabilir.
Gümrük komisyonlarının kuruluş ve çalışma usul ve
esasları Gümrük Müsteşarlığınca belirlenir.
Para cezalarının
tahsili ve müteselsil sorumluluk
MADDE 29. - Bu Kanunda belirtilen suçlardan dolayı
hükmolunan para cezalarına ait ilam ilgili Cumhuriyet savcılığı tarafından
resen ilgili gümrük idarelerine verilir. Bu ilamlarla gümrük komisyonlarınca
verilip kesinleşen kararlara ilişkin para cezaları, düzenlenecek bir tebliğname
ile ilgilisine tebliğ edilir. Tebliğ edilen para cezaları tebliğ tarihinden
itibaren otuz gün içerisinde ödenir.
Tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde para cezaları
ödenmediği veya bu süre içinde azami haddi bir yılı ve taksit sayısı altıyı
geçmemek kaydıyla taksitlendirme yapılmadığı veya taksitlendirme yapılıp da
taksitlerden biri ödenmediği takdirde, ilamda yazılı para cezaları 647 sayılı
Cezaların İnfazı Hakkında Kanuna göre
hapse çevrilip infaz edilmek üzere Cumhuriyet savcılığına geri gönderilir.
Para cezasında; mahkûmun cezasını çektiği her gün için
hürriyeti bağlayıcı cezaya çevrilen miktar indirildikten sonra geri kalan para
ödenirse yerine geçen hürriyeti bağlayıcı ceza infaz edilmez.
Cumhuriyet savcılığınca tahsil olunacak para cezaları
ilgili idarelere verilir.
Birlikte kaçakçılık yapanlardan veya kaçakçılığa yardım
edenlerden alınacak para cezasının tahsilinde, bunlardan her biri müteselsilen
sorumludur.
Davaya müdahale
MADDE 30. - Kaçakçılığı önleme, izleme ve soruşturmakla
görevli olanlar, bu Kanun kapsamına giren suçlara ilişkin tutanaklar ve
soruşturma belgelerini bir müzekkere ile doğrudan yetkili ve görevli Cumhuriyet
savcılığına gönderirler. Gümrük idareleri dışındaki idareler suçlara ilişkin
tutanaklar ve soruşturma belgelerinin bir örneğini ilgili gümrük idaresine
gönderirler. Gümrük idareleri bu
müzekkerelerin verilmesi ile şahsi hak davacısı ve müdahaleci sıfatını alırlar
ve Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun bunlara verdiği hakları kullanabilirler.
Bu Kanun kapsamına giren suçlarla ilgili kesinleşmiş
mahkeme kararları İçişleri Bakanlığına bilgi amacıyla gönderilir.
Soruşturmadan bilgisi olmadığı anlaşılan ilgili gümrük
idarelerine, hazırlık soruşturması sırasında Cumhuriyet savcılıklarınca,
yargılama sırasında mahkemelerce bilgi verilir.
Kaçakçılık davalarına ilgili idarelerin müdahale etmemiş
olması mahkemelerce kaçak eşyanın zoralımına ve kaçakçı hakkında para cezası
hükmedilmesine mani olmayıp bu cezalar asli ceza ile birlikte re'sen karar
altına alınır.
Soruşturma ve
kovuşturma
MADDE 31. - Bu Kanun hükümlerine aykırı hareket edenler
hakkında yapılacak soruşturma ve kovuşturma, 3005 sayılı Meşhud Suçların
Muhakeme Usulü Kanununun 1 inci maddesinin (a) bendindeki yer ve 4 üncü
maddesindeki zaman kayıtlarına bakılmaksızın anılan Kanun hükümlerine göre
yerine getirilir.
Sanıkların duruşma sırasında diğer bir suçu olduğu
anlaşılsa bile davaları birleştirilmez.
Zoralıma tabi olan kaçak eşya veya taşıma aracına el
konulup da;
a) Sanığın kim olduğu belirlenememişse,
b) Duruşmanın geçici olarak durdurulmasına karar
verilmiş ve bu durum altı ay devam etmiş ise,
Eşyanın zoralımına karar verilir ve keyfiyet beş gün
içinde duyurulur.
İlan tarihinden itibaren on beş gün içinde ilgililerce
yetkili mahkemeye itiraz edilmezse zoralım kararı kesinleşir.
Zamanaşımı
MADDE 32. - Bu Kanunda yazılı suçlar hakkında Türk Ceza
Kanununun zamanaşımı hükümleri uygulanır.
Bu Kanunun sadece el koymayı emrettiği ve başkaca bir
ceza belirlemediği hallerde gümrük vergisine tabi eşyaya ancak olayın işlendiği
sırada el konulabilir.
Zoralım hakkı düşen veya takibi zamanaşımına uğrayan
eşyanın bedel ve vergileri aranmaz.
Ölüm, af, ön
ödeme veya zamanaşımı sebebiyle sanık hakkındaki ceza soruşturma veya
kovuşturmasının devamına olanak kalmayan hallerde, Cumhuriyet Savcısı veya
ilgili idare dava konusu eşyanın zoralımını görevli mahkemeden talep eder. Görevli
mahkemece, suç konusu olduğu belirlenen
eşyanın zoralımına, suç konusu olmayan eşyanın iadesine ise Ceza Muhakemeleri
Usulü Kanununun 392 ve sonraki maddelerinde öngörülen usul dairesinde karar
verilir.
Suç tasnii ve iftira
MADDE 33. - Kaçakçılık suçlarını tasnii veya başkalarına
iftira veya kaçakçılık davalarında yalancı şahitlik yapanlar Türk Ceza
Kanununun ilgili maddelerinde belirtilen cezalar üçte bir artırılarak
cezalandırılır.
Bu fiilleri işleyen kimse, tertip ve tasniide kullandığı
kaçak maddelerden dolayı ayrıca kaçakçılık cezasıyla da cezalandırılır.
Yukarıdaki fıkrada belirtilen durumlarda haksız isnatta
bulunanlar hakkında genel hükümlere göre tazminat davası açma hakkı saklıdır.
Kamu hizmetlerinden
yasaklılık
MADDE 34. - Doğrudan doğruya kaçakçılık yapmaktan veya
görevini kötüye kullanarak veya rüşvet alarak kaçakçılığa sebebiyet vermekten
veya suç tasniinden hüküm giyen memurlara bir daha kamu hizmeti yaptırılmaması
cezası da verilir.
Kısıtlayıcı diğer kanun hükümlerine ek olarak her türlü
kaçakçılık suçundan dolayı ağır hapis cezasıyla mahkûm olanlar, affa uğramış
olsalar bile kamu hizmetinde çalıştırılamazlar.
Ön ödeme
MADDE 35 . - Bu Kanunda hürriyeti bağlayıcı ceza
öngörülenler haricindeki suçları işleyenler, ilgili maddelerde belirtilen para
cezalarının asgari haddini, soruşturma giderleri ile birlikte Cumhuriyet
savcılığınca yapılacak tebligat tarihinden itibaren on gün içinde ödeyeceğini
yazılı olarak bildirdiği ve otuz gün içinde merciine ödediği takdirde hakkında
kamu davası açılmaz. Bu durumda para cezası beşte bir noksanı ile tahsil
edilir.
Cumhuriyet savcılığı tarafından yapılacak tebligat ile
ödenecek miktar, ödeme süresi, belirlenen tutarın belirtilen süre içinde
ödenmesi halinde kamu davasının açılmayacağı, ön ödemede bulunmaması halinde
kamu davasının açılacağı ve yukarıdaki fıkrada belirtilen indirimden
yararlanamayacağı hususları sanığa bildirilir.
Bu madde gereğince kamu davası açılmaması suça konu
eşyanın zoralımına ilişkin hükümleri etkilemez.
16 ncı maddede sayılan kişilerin kaçakçılık yapmaları
halinde bu madde hükümleri uygulanmaz.
YEDİNCİ
BÖLÜM
Çeşitli
ve Son Hükümler
İkramiyeler
MADDE 36. - Kaçak veya kaçak şüphesi ile eşya
yakalanması halinde muhbir ve el koyanlara aşağıdaki esas ve usullere göre
ikramiye ödenir.
a) Bu maddenin (b) ve (c) bentlerindeki durumlar
dışındaki ikramiye ödemelerinde, çıkış kaçağı eşyanın FOB, giriş kaçağı eşyanın
CIF kıymeti esas alınır. Sahipsiz yakalanan eşyanın değeri, mahallin en büyük
mülki amirinin görevlendireceği Maliye Bakanlığı, Gümrük Müsteşarlığı ve sanayi
ve ticaret odası temsilcilerinden oluşan üç kişilik heyet tarafından
belirlenir. Kaçak eşya sahipli yakalanmışsa kıymetinin yüzde ellisi, sahipsiz
yakalanmışsa yüzde yirmi beşi mahkûmiyete ilişkin hükmün kesinleşmesini takip
eden üç ay içinde Gümrük Müsteşarlığınca,
b) 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer
Aletler Hakkında Kanunun 12 nci maddesine aykırılık suçlarından yakalanan silah
ve mermiler ile Türk Ceza Kanununun 264 üncü maddesine muhalefet suçlarından
yakalanan maddelerin olay tarihine göre Milli Savunma Bakanlığınca her yıl
belirlenen değeri esas alınarak, sahipli yakalanması halinde değerinin yüzde
yirmi beşi kamu davasının açılmasını,
yüzde yetmiş beşi ise mahkûmiyete ilişkin hükmün veya zoralım kararının
kesinleşmesini takip eden üç ay içinde; sahipsiz yakalanmışsa yakalanan eşya
değerinin yüzde ellisi zoralım kararının kesinleşmesini takip eden üç ay
içinde,
c) Uyuşturucu madde yakalamalarında, her türlü
uyuşturucu maddenin birim miktarı için Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sabit
bir rakamın her yıl bütçe kanunlarında belirlenen ikramiye katsayısı ile
çarpımı sonucu bulunacak değerinin sahipli
yakalanmış ise yarısı kamu davasının açılmasını, diğer yarısı mahkûmiyete
ilişkin hükmün veya zoralım kararının kesinleşmesini takip eden üç ay içinde;
sahipsiz yakalanmış ise tamamı zoralım kararının kesinleşmesini takip eden üç
ay içinde,
Elkoyanların bağlı olduğu bakanlığın bütçesinin ilgili
tertibinden ödenir.
d) Dağıtılacak ikramiyenin yüzde ellisi muhbirlere, yüzde
ellisi el koyanlara verilir. İhbarsız yakalama olaylarında ikramiyenin tamamı
el koyanlara ödenir. Kaçakçılığı önleme, izleme ve soruşturmakla yükümlü
olanlara muhbir ikramiyesi ödenmez. El koyma ikramiyesine, ancak kaçak eşyanın
yakalanması eylemine bizzat ve fiilen katılan kaçakçılığı önleme, izleme ve
soruşturmakla görevli olanlar hak kazanır.
e) Bu maddeye göre ödenecek ikramiyeler vergi, resim ve
harca tabi değildir.
f) Bu madde gereğince el koyanlara verilecek ikramiyenin
yıllık tutarı, (2000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımının
otuz katını geçemez.
g) Bu maddenin (b) ve (c) bentlerinde sayılan durumlar
dışında kalan suçlara ilişkin para cezalarının tahsilini müteakip tahsil edilen
tutarın yüzde ellisi ile davalardan dolayı hükmolunan vekalet ücretlerinin
yüzde kırkı davaların izlenme ve savunması, suça konu eşyanın muhafazası,
depolanması, yükleme ve boşaltılması, soruşturma ve izleme sırasında yapılan
tahlil, ekspertiz işlerinde kullanılmak amacıyla Maliye Bakanlığının görüşü
alınarak Gümrük Müsteşarlığınca belirlenen esaslara göre harcanmak üzere emanet
hesabına alınır. Harcanmayan meblağ Hazineye gelir kaydedilir.
Müşterek operasyonlarda ve kontrollü teslimat
uygulamalarında ikramiye ödenmesi ve ikramiye ödemelerine esas birim fiyatların
tespitine ilişkin esas ve usuller ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer
hususlar, Maliye ve Milli Savunma Bakanlıklarının görüşü alınarak, İçişleri
Bakanlığı ve Gümrük Müsteşarlığının bağlı olduğu bakanlıkça altı ay içinde
çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Laboratuvar
MADDE 37. - Bu Kanunda yazılı suçların önlenme, izlenme
ve soruşturulması çerçevesinde, suçun maddi delillerini bilimsel yöntemlerle
değerlendirmek ve konuya ilişkin ekspertiz raporları düzenlemek amacıyla Gümrük
Müsteşarlığınca laboratuvarlar kurulabilir. Bu laboratuvarların çalışma usul ve
esasları Gümrük Müsteşarlığınca belirlenir.
Askere mahsus silah
ve mühimmat üzerinde işlenen kaçakçılık suçları
MADDE 38. - Askeri şahıslar tarafından askere mahsus
silah ve mühimmat üzerinde işlenecek kaçakçılık suçları hakkında Askeri
Muhakeme Usulü Kanunu ve Askeri Ceza Kanunu hükümleri saklıdır.
Yürürlükten
kaldırılan hükümler
MADDE 39. - 7/1/1932 tarihli ve 1918 sayılı Kaçakçılığın
Men ve Takibine Dair Kanun ile 5/6/1985 tarihli ve 3217 sayılı Kanunun geçici 1
inci maddesi; 20/1/1993 tarihli ve 3864 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine
Dair Kanuna Göre Kaçak ve Kaçak Zannı ile Tutulan Her Çeşit Eşya, Alet ve
Taşıma Vasıtalarının Tasfiyesi Hakkında Kanun; 7/1/1932 tarihli ve 1920 sayılı
Gümrük Memurlarından Vazifei Memuresini Suiistimal Edenlerle Vazife veya
Mesleklerinde Kendilerinden İstifade Edilmeyenler Hakkında Yapılacak Muameleye
Dair Kanun yürürlükten kaldırılmıştır.
GEÇİCİ MADDE 1. - Diğer kanunlarda 1918 sayılı
Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanuna yapılan atıflar bu Kanuna yapılmış
sayılır.
GEÇİCİ MADDE 2. - Bu Kanunun 36 ncı maddesi hükümlerinin
yürürlüğe gireceği tarihe kadar geçen sürede ikramiye ödemeleri ile ilgili
olarak devam eden işlemler bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki usul ve
esaslara göre sonuçlandırılır.
GEÇİCİ MADDE 3. - 4616 sayılı 23 Nisan 1999 Tarihine
Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların
Ertelenmesine Dair Kanun uyarınca verilen erteleme kararlarına konu kaçak eşya
hakkında da 23 üncü madde hükümleri uygulanır.
Yürürlük
MADDE 40. - Bu Kanunun 36 ncı maddesi yayımını takip
eden ilk mali yıl başında, diğer hükümleri yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 41. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür.
Recep Tayyip Erdoğan |
|
|
|
|
Başbakan |
|
|
|
Dışişleri
Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
|
A. Gül |
A. Şener |
M. A. Şahin |
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı V. |
Devlet
Bakanı |
|
B. Atalay |
B. Atalay |
M. Aydın |
|
Adalet
Bakanı |
Millî
Savunma Bakanı |
İçişleri
Bakanı |
|
C. Çiçek |
M. V. Gönül |
A. Aksu |
|
Maliye
Bakanı V. |
Millî
Eğitim Bakanı |
Bayındırlık
ve İskân Bakanı |
|
A. Şener |
H. Çelik |
Z. Ergezen |
|
Sağlık
Bakanı |
Ulaştırma
Bakanı |
Tarım
ve Köyişleri Bakanı |
|
R. Akdağ |
B. Yıldırım |
S. Güçlü |
|
Çalışma
ve Sos. Güv. Bakanı |
Sanayi
ve Ticaret Bakanı |
En.
ve Tab. Kay. Bakanı V. |
|
M. Başesgioğlu |
A. Coşkun |
B. Yıldırım |
|
Kültür
Bakanı |
Turizm
Bakanı |
Orman
Bakanı V. |
|
E. Mumcu |
G. Akşit |
S. Güçlü |
|
|
Çevre
Bakanı |
|
|
|
K. Tüzmen |
|
ADALET KOMİSYONUNUN
KABUL
ETTİĞİ METİN
KAÇAKÇILIKLA MÜCADELE
KANUNU TASARISI
BİRİNCİ
BÖLÜM
Amaç ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1.- Tasarının 1 inci maddesi Komisyonumuzca aynen
kabul edilmiştir.
Tanımlar
MADDE 2.- Tasarının 2 nci maddesi Komisyonumuzca aynen
kabul edilmiştir.
İKİNCİ
BÖLÜM
Suç
Teşkil Eden Fiiller
Kaçakçılık fiilleri
MADDE 3.- Tasarının 3 üncü maddesi Komisyonumuzca aynen
kabul edilmiştir.
Genel ceza hükümleri
MADDE 4.- Bu Kanunun;
a) 3 üncü maddesinin (a) bendinin;
1- (1) numaralı alt bendinde belirtilen fiili işleyenler
hakkında eşyanın gümrüklenmiş değerinin üç katından az altı katından fazla
olmamak üzere ağır para cezasına, eşyanın değeri fahişse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına ve eşyanın
gümrüklenmiş değerinin üç katından az, altı katından fazla olmamak üzere ağır
para cezasına hükmolunur.
2- (2), (3) ve
(4) numaralı alt bentlerinde belirtilen fiilleri işleyenler hakkında eşyanın
gümrüklenmiş değerinin üç katından az, altı katından fazla olmamak üzere ağır
para cezasına hükmolunur.
b) 3 üncü maddesinin (b) bendindeki fiillerin işlenmesi
halinde giriş eşyasında CIF kıymetinin, çıkış eşyasında FOB kıymetinin beş
katından az, on katından fazla olmamak üzere ağır para cezasına ve fail
hakkında iki seneden altı seneye kadar ağır hapis cezasına hükmolunur.
c) 3 üncü maddesinin (c) bendindeki fiillerin işlenmesi
halinde hiç alınmamış ya da eksik alınmış vergilerin on katından az, yirmi
katından fazla olmamak üzere ağır para cezasına hükmolunur.
d) 3 üncü maddesinin (d) bendinin (1) numaralı alt
bendindeki fiilleri işleyenler eşyanın gümrüklenmiş değerinin üç katından az,
altı katından fazla olmamak üzere ağır para cezasına, (2) numaralı alt bendinde
belirlenen fiilleri işleyenler eşyanın gümrüklenmiş değerinin on katından az,
yirmi katından fazla olmamak üzere ağır para cezası ile cezalandırılır.
e) 3 üncü maddesinin (e) bendindeki fiillerin işlenmesi
halinde hiç alınmamış veya eksik alınmış vergilerin yasal faizi ile birlikte
yedi katından az, on dört katından fazla olmamak üzere ağır para cezasına
hükmolunur.
f) 3 üncü maddesinin (f) bendindeki fiillerin işlenmesi
halinde eşyanın gümrüklenmiş değerinin üç katından az, altı katından fazla olmamak üzere ağır para cezasına hükmolunur.
g) 3 üncü maddesinin (g) bendindeki fiillerin işlenmesi
halinde eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katından az, dört katından fazla
olmamak üzere ağır para cezasına hükmolunur.
h) 3 üncü maddesinin (h) bendinde belirtilen fiillerin
işlenmesi halinde gümrüklenmiş değerinin iki katından az, dört katından fazla
olmamak üzere ağır para cezasına hükmolunur. Antrepo veya geçici depolama
yerlerinden gümrüğün izni olmaksızın çıkarılan eşyanın ithali lisansa, şarta
veya izne, kısıntıya, standardizasyon kontrolüne veyahut belli kuruluşların
vereceği uygunluk ve yeterlilik belgesine tabi olması halinde bu maddenin (d)
bendi hükümleri uygulanır.
ı) 3 üncü maddesinin (ı) bendinin;
1- (1) numaralı alt bendinde belirtilen fiillerin
işlenmesi halinde miktarı veya cinsi farklı çıkan eşyanın beyan edilen FOB
kıymetinin üçte biri oranında para cezası verilir.
2- (2) numaralı alt bendinde belirtilen fiilleri
işleyenler hakkında, eşyanın beyan edilen FOB kıymetinin beş katından az, on
katından fazla olmamak üzere ağır para cezasına hükmolunur.
3- (3) numaralı alt bendinde belirtilen fiilleri
işleyenler hakkında, beyan edilen FOB kıymetinin üçte birinden az, üçte
ikisinden fazla olmamak üzere ağır para cezasına hükmolunur.
3 üncü maddenin (ı) bendinde sayılan suçların aracılı
ihracat suretiyle işlenmesi halinde, bu fiillere ilişkin müeyyideler imalatçı
veya tedarikçi ihracatçılar hakkında uygulanır. Ayrıca bu konudaki nezaret
görevini yerine getirmeyen ihracatçılara asıl faile hükmolunacak cezanın yüzde
onu oranında ağır para cezası uygulanır.
Bu Kanunda öngörülen suçların işlendiği tarihte, suça
konu eşyanın girişte gümrüklenmiş değeri, çıkışta FOB değeri pek fahişse fiile
ilişkin olan ceza yarısına kadar artırılır, hafif ise yarısına, pek hafif ise
üçte birine kadar indirilir. Eğer fail bu Kanunda yazılı suçlardan mükerrir ise
cezası indirilmez.
3 üncü maddenin (a), (b), (c) ve (d) bentlerinde sayılan
suçlara konu eşyanın ayrıca zoralımına da hükmolunur. Bu Kanunda zoralımı
öngörülen eşyanın zoralımının yapılamaması halinde ayrıca eşyanın gümrüklenmiş
değeri kadar daha para cezasına hükmedilir.
Bu Kanunun ceza hükümlerinin uygulanmasında serbest
bölgeler ve özel mevzuatı gereği bu nitelikte kabul edilen yerler yurt dışı
sayılır.
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM
Ceza
Hükümleri
Teşekkül halinde ve
toplu kaçakçılık
MADDE 5.- Bu Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek
amacıyla teşekkül oluşturanlar veya teşekkülü yönetenler hakkında iki yıldan
altı yıla kadar ağır hapis cezasına hükmolunur.
Bu Kanunun suç saydığı fiillerin teşekkül halinde
işlenmesi durumunda birinci fıkrada belirtilen cezaya ilaveten ilgili
maddelerdeki cezalar bir kat artırılarak uygulanır.
Bu Kanunun suç saydığı fiillerin iki veya daha fazla
kişi tarafından teşekkül oluşturmaksızın toplu olarak işlenmesi durumunda
ilgili maddelerdeki cezalar yarısı kadar artırılarak uygulanır.
Devlet ve kamu
güvenliği aleyhine kaçakçılık
MADDE 6.- Bu Kanunun suç saydığı fiillerin Devletin
siyasi, mali, iktisadi veya askeri güvenliğini bozacak veya çevre ya da toplum
sağlığını tehdit edecek nitelikte olması halinde fail hakkında ilgili
maddelerde yazılı para cezalarına ilaveten on yıldan az yirmi yıldan fazla
olmamak üzere ağır hapis cezasına hükmolunur.
Ceza ehliyeti
olmayanları kullanma
MADDE 7.-
Tasarının 7 nci maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
Mesleğin verdiği
kolaylıktan yararlanma
MADDE 8.- Meslek, sanat ve görevlerinin verdiği
kolaylıktan yararlanmak suretiyle bu Kanunda suç sayılan fiilleri kendi namına
işleyenler hakkında ilgili maddelerde belirtilen ağır para cezaları ile üst
sınırı geçmemek üzere hürriyeti bağlayıcı cezaya yarısı miktarında artırılarak
hükmolunur.
Kaçakçılık suçlarının, memurlar tarafından işlenmesi
durumunda ilgili maddelerde yazılı olan cezalar yarısı oranında artırılarak
hükmolunur.
Kaçakçılığa müsamaha
MADDE 9.- Mensuplarının, 3 üncü maddede sayılan suçları
işlemelerinden haberdar olduğu halde buna müsamaha eden taşıma kuruluş ve
şirketlerinin sorumluları hakkında, asıl suçluya hükmolunması gereken para
cezasının yarısı kadar ağır para cezası verilir.
3 üncü maddenin (h) bendindeki suçların işlenmesi
halinde, geçici depolama yerleri veya genel antrepo işleticileri hakkında, asıl
suçluya hükmolunması gereken para cezasının yarısı kadar ağır para cezası
verilir.
Pişmanlık
MADDE 10.-
Tasarının 10 uncu maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
MADDE 11.- Tasarının 11 inci maddesi Komisyonumuzca
aynen kabul edilmiştir.
Sahte belge düzenleme
MADDE 12.- Tasarının 12 nci maddesi Komisyonumuzca aynen
kabul edilmiştir.
Yolcular tarafından
işlenen suçlar
MADDE 13.- Tasarının 13 üncü maddesi Komisyonumuzca
aynen kabul edilmiştir.
Deniz taşıtları
MADDE 14.- Tasarının 14 üncü maddesi Komisyonumuzca
aynen kabul edilmiştir.
Yasak eşyanın iadesi
MADDE 15.- Tasarının 15 inci maddesi Komisyonumuzca
aynen kabul edilmiştir.
DÖRDÜNCÜ
BÖLÜM
Usul
Hükümleri
Kaçakçılığı önleme,
izleme ve soruşturmakla görevli olanlar
MADDE 16.- Tasarının 16 ncı maddesi Komisyonumuzca aynen
kabul edilmiştir.
Aramalar
MADDE 17.- 16 ncı maddede sayılanlar bu Kanuna göre
aramalara da yetkilidir.
Kaçak eşya, her türlü silah, mühimmat, patlayıcı ve
uyuşturucu maddelerin bulunduğu şüphe edilen her türlü kap, ambalaj veya
taşımaya yarayan diğer araçlarda arama yapılır.
Ticarethane, işyeri, eğlence ve benzeri yerler ile
eklentilerinde arama yapılması ve buralardaki eşyaya el konulması bu Kanunda
öngörülen suçların işlenmesinin önlenmesi amacıyla usulüne göre verilmiş hâkim kararı; bu sebebe bağlı olarak
gecikmesinde sakınca bulunan hallerde ise
o yerin en büyük mülki amirinin veya Cumhuriyet savcısının yazılı emri
ile yapılır. Mülki amirin veya Cumhuriyet savcısının verdiği yazılı emir yirmi
dört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını en geç kırk
sekiz saat içinde açıklar, aksi halde el koyma kendiliğinden kalkar. Ancak,
özel konut ve eklentilerinde hâkim kararı olmadıkça arama yapılamaz.
Arama sırasında kaçakçılık suçunun işlendiğini gösteren
veya suçun kanıtlanmasına yarayacak olan belgeler bulunursa, sahibinin veya
mümeyyiz akrabalarının, bunlar da bulunmadığı takdirde mahalde bulunan iki
kişinin huzurunda mühürlenir ve aramayı yapan kimselerce alınarak tutanakla
birlikte soruşturmayı yapanlara verilir.
Bu belgelerden suçun işlendiğini gösterenlerle suçun
kanıtlanmasına yarayanlar ayrılarak soruşturma belgeleriyle birlikte Cumhuriyet
Başsavcılığına gönderilir. Diğerleri imza karşılığında hemen iade edilir. El
koyma işlemine karşı ilgililerce Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa göre itiraz
olunabilir.
Gümrük salonları ve gümrük kapılarında kaçak eşya
sakladığından kuşkulanılan kişiler gümrük kontrolü amacıyla gümrük
görevlilerince aranabilir.
Hâkim veya Cumhuriyet savcıları ile bunların emirlerini
yerine getirmekle görevli kolluk güçleri hakkında Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanunundaki yetkiler saklıdır.
Kaçak eşya arama işlerinde Kanuna aykırı hareket edenler
hakkında Türk Ceza Kanunu hükümleri uygulanır.
Gümrük bölgesinde, Devletin genel güvenliğini
ilgilendiren silah, mühimmat, uyuşturucu madde kaçakçılığı ile ilgili
organizasyonu yurt içinde ve yurt dışında bulunma ihtimali olan diğer
kaçakçılık olaylarının ihbar ve vukuunda; gümrük ve gümrük muhafaza
teşkilatlarınca kaçakçılığın men ve takibi ile olay bölgesinden sorumlu
güvenlik kuvvetine haber verilir, müşterek operasyon yapılarak diğer güvenlik
kuruluşlarına da neticeden bilgi verilir.
Silah kullanma
yetkisi
MADDE 18.- Gümrük bölgesine 4458 sayılı Gümrük Kanunu
gereğince belirlenen kapı ve yollardan başka yerlerden girmek, çıkmak veya
geçmek yasaktır.
Bu yerlerde rastlanacak kişi ve her nevi taşıma araçları
yetkili memurlar tarafından durdurulur ve kişilerin eşya, yük ve üzerleri ile
varsa taşıma araçları aranır.
"Dur" uyarısına uymayan kişiler için önce
havaya ateş edilmek suretiyle uyarı yinelenir. Bu uyarıya da uyulmaz ise
görevli memurlar durmaya zorlayacak şekilde silah kullanmaya yetkilidir. Ancak,
silahla karşılığa yeltenilmesi veya meşru müdafaa durumuna düşülmesi hallerinde
yetkili memurlar doğrudan hedefe ateş edebilir. Memurların silah
kullanmalarından dolayı haklarında soruşturma ve kovuşturma açılması halinde,
bağlı bulunduğu kurum tarafından avukat sağlanır ve avukatlık ücreti
kurumlarınca karşılanır.
Demiryolu araçlarına ilişkin işlemler istasyonlardaki
beklemeleri sırasında uygulanır.
Kaçakçılığı önleme, izleme ve soruşturmakla yükümlü
olanlar, gümrük bölgesindeki her nevi deniz araçlarına yanaşıp yük ve
belgelerini incelemeye yetkilidir. Görevlilerin yanaşmasına izin vermeyerek
kaçan veya kaçmaya teşebbüs eden her nevi deniz araçlarına uluslararası deniz
işaretlerine göre telsiz, flama, mors ve benzeri işaretlerle durması ihtar
olunur. Bu ihtara uymayan deniz araçlarına uyarı mahiyetinde ateş edilir. Buna
da uymayıp kaçmaya devam ettiği takdirde durmaya zorlayacak şekilde üzerine
ateş edilir.
BEŞİNCİ
BÖLÜM
Eşyaya
El Konulması ve Teslimine İlişkin Usul ve Esaslar
Eşyaya el konulması
MADDE 19.- Bu Kanunda zoralımı öngörülen kaçak eşyaya
derhal el konulur ve en yakın gümrük idaresine veya gümrük idaresince izin
verilen yerlere miktarını ve cins, marka, tip, model, seri numarası gibi
eşyanın ayırıcı özelliklerini gösterir bir tutanakla teslim edilir.
Eşyanın miktar bakımından fazla olması veya saklanması
özel tesis ve tertibatı gerektirmesi hallerinde eşya özelliklerine göre
doğrudan ilgili idarelere, bunun mümkün olmaması halinde İçişleri Bakanlığı,
Gümrük Müsteşarlığı ile Maliye Bakanlığı Tasfiye İşleri Döner Sermaye
İşletmeleri Genel Müdürlüğünce belirlenecek usul ve esaslara göre mahallin en
büyük mülki amirinin uygun göreceği bir yere konulur.
Kaçak eşya naklinde
kullanılan taşıt
MADDE 20.- Bu Kanunda zoralımı öngörülen kaçak eşya
taşımasında bilerek kullanılan veya kullanılmaya teşebbüs edilen her türlü
taşıma aracının;
a) Kaçak eşyanın, suçun işlenmesini kolaylaştıracak veya
fiilin ortaya çıkmasını engelleyecek şekilde özel olarak hazırlanmış gizli
tertibat içerisinde saklanmış veya taşınmış olması,
b) Kaçak eşyanın, taşıma aracı yüküne göre miktar veya
hacim bakımından tamamını veya ağırlıklı bölümünü oluşturması veya eşyanın o
taşıma aracıyla taşınmayı gerekli
kılacak olması,
c) Taşıma aracındaki kaçak eşyanın, Türkiye'ye girmesi
veya Türkiye'den çıkması yasak veya toplum veya çevre sağlığı açısından zararlı
maddelerden olması,
Hallerinden herhangi birinin gerçekleşmesi durumunda
zoralımına hükmolunur.
Elkonulan taşıma araçları soruşturma sırasında en yakın
gümrük idaresine teslim edilir.
Tutanaklar
MADDE 21.- Kaçakçılık suçlarının izlenmesine ilişkin
tutanakların;
a) Tarih, yer, düzenleyenlerin unvan ve isimleri, hâkim
kararının tarih ve sayısı ile mülki amirin veya Cumhuriyet savcısının yazılı
emri ile yapılması durumunda emrin tarih ve sayısını,
b) Olay ve kanıtlarını, suç konusu eşya ve taşıma
araçlarının ayrıntılı olarak türü, kapsamı, miktar ve nitelikleri ile nerede ve
ne suretle el konulduklarını,
c) Zanlının kimlik, iş ve ikamet yeri ile ifadesini,
Kapsaması ve düzenleyen memur ile zanlının ve varsa
hariçten hazır bulunan iki kişi tarafından imza edilmesi gereklidir.
Bu koşulları bütünü ile taşıyan ve 16 ncı maddede yazılı
memurlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir.
Teminatla iade
MADDE 22.- Kaçak zannı ile tutulan ve ithal veya ihracı
kanun veya Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası andlaşma ve sözleşmelerle
yasaklanmamış olan eşyanın veya bunların taşınmasında kullanılan araçların
sahip veya taşıyıcıları, eşya veya araca el konulmasından itibaren 23 üncü
maddenin ikinci fıkrasında belirtilen süreler içinde gümrük idaresi veya
mahkemelerce belirlenecek:
a) Giriş kaçağı eşya ile her türlü kaçak eşyanın
taşımasında kullanılan yabancı aracın gümrüklenmiş değerine,
b) Her türlü kaçak eşyanın taşınmasında kullanılan
serbest dolaşımdaki kara taşıt araçlarının trafik kaydına tedbir konulmak
suretiyle kasko değerinin yarısına, diğer taşıt araçlarının değerine,
c) Çıkış kaçağı eşyanın FOB değerine,
Eşit tutarda teminat göstermesinden sonra, eşya ve
aracın teslimini gümrük idarelerinden veya mahkemelerden isteyebilirler.
Elkonulan deniz taşıt araçları gümrüklenmiş değeri kadar
teminatla sahibine, sahibince teslim alınmadığı veya liman ücreti ve muhafaza
giderleri sahiplerince ya da donatanlarınca karşılanmadığı takdirde derhal
tasfiye edilmek üzere en yakın liman başkanlığına teslim edilir.
Teminatla iade istemi gümrük idaresine yapılmış ise
gümrük idaresince, eşya veya taşıma araçlarına ilişkin kamu davası açılmış
olması halinde ilgili mahkemeden, açılmamış olması halinde Cumhuriyet
savcılığından suç delili olarak saklanmasına gerek bulunmadığına dair karar
verilmesi istenir.
Özel olarak kaçak eşya taşımasında kullanılmak üzere
gizli tertibatla donatılmış araçların özel tertibatları masrafı ilgilisine ait
olmak üzere sökülmeden teslimine karar
verilmez.
Teminatla sahiplerine teslim edilen eşya veya taşıma
araçlarının müsaderesine karar verilmesi halinde, eşya veya taşınmaz araçların
iadesi istenir. İadesinin sağlanamaması durumunda alınan teminat hazineye irat
kaydedilir.
Tasfiye
MADDE 23.- Bu Kanuna göre teslim alınan eşya veya taşıma
aracı, bunlara ilişkin zoralım kararı kesinleştikten sonra Gümrük Kanunu
hükümlerine göre tasfiye idaresince tasfiyeye tabi tutulur.
Eşya veya taşıma araçlarının sahip ve taşıyıcıları
hakkında kamu davası açılan ve açıldığı tarihten itibaren bir yıl içinde ceza
yargılaması kesin hükme bağlanmamış olanlar ile çabuk bozulma veya telef olma
tehlikesine maruz bulunan veya saklanması masraflı veya külfetli olan eşya veya
taşıma araçları, el konulmalarından sonra Gümrük Kanunu hükümlerine göre
tasfiyeye tabi tutulur. Bunlardan satılarak tasfiye edilenlerin satış bedeli
emanet hesabına alınır. Yargılamanın, tasfiye edilen eşya veya taşıma
araçlarının sahip veya taşıyıcısının lehine sonuçlanması halinde satış bedeli,
satış tarihinden kararın kesinleştiği tarihe kadar geçen süre için yasal
temerrüt faizi oranında hesaplanan faiz de ilave edilerek hak sahibine ödenir.
Eşyanın, yargılama sonucunda iadesine veya gümrük
komisyonlarınca sahibine teslimine karar verilmesi halinde, bu kararların
uygulanmasında yürürlükte olan gümrük ve dış ticaret mevzuatı uyarınca işlem
yapılır.
Zoralımı kesinleşmemiş eşya veya taşıma araçlarının
yukarıdaki fıkralar hükümlerine göre tasfiyesinde, eşya veya taşıma araçlarına
ilişkin kamu davası açılmış olması halinde ilgili mahkemece, açılmamış olması
halinde ise Cumhuriyet savcılığınca suç delili olarak saklanmasına gerek
bulunmadığına dair karar verilmesi istenir. Çabuk bozulma ve telef olma
tehlikesine maruz bulunan eşyada üç
gün, saklanması masraflı ve külfetli olan eşyada ise on beş gün içinde karar verilerek
idareye tebliğ edilmemesi halinde numune alınmasının mümkün olduğu durumlarda
numune alınarak, mümkün olmaması halinde idarece tespiti yapılarak tasfiyeye
tabi tutulur.
ALTINCI
BÖLÜM
Yargılamaya
İlişkin Hükümler
İçtima
MADDE 24.- Tasarının 24 üncü maddesi Komisyonumuzca
aynen kabul edilmiştir.
Yurt dışına çıkış
yasağı
MADDE 25.- Tasarının 26 ncı maddesi 25 inci madde olarak
Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
Yetkili merciler ve
temyiz
MADDE 26.- Tasarının 27 nci maddesi 26 ncı madde olarak
Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
Gümrük komisyonları
MADDE 27.- Gümrük komisyonları, ilgili gümrük başmüdürü
veya yetkilendireceği yardımcısının başkanlığında, bir gümrük müdürü, bir
gümrük görevlisi ile mahallin ticaret ve sanayi odasınca görevlendirilen iki
temsilci olmak üzere beş kişiden; yolcularla ilgili gümrük komisyonları ise
gümrük müdürü veya yetkilendireceği yardımcısının başkanlığında mahallin
ticaret ve sanayi odası ile mülki amirin görevlendireceği birer temsilciden
olmak üzere üç kişiden; oluşur ve oy çokluğu ile karar verir.
Gümrük komisyonlarınca verilen kararlara tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde
sulh ceza mahkemelerine itiraz olunabilir.
Gümrük komisyonlarının kuruluş ve
çalışma usul ve esasları Gümrük Müsteşarlığınca belirlenir.
Para cezalarının
tahsili ve müteselsil sorumluluk
MADDE 28.- Bu Kanunda belirtilen suçlardan dolayı
hükmolunan para cezalarına ait ilam ilgili Cumhuriyet savcılığı tarafından
resen ilgili gümrük idarelerine verilir. Bu ilamlarla gümrük komisyonlarınca
verilip kesinleşen kararlara ilişkin para cezaları, düzenlenecek bir tebliğname
ile ilgilisine tebliğ edilir. Tebliğ edilen para cezaları tebliğ tarihinden
itibaren otuz gün içerisinde ödenir.
Tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde para cezaları
ödenmediği veya bu süre içinde azami haddi bir yılı ve taksit sayısı altıyı
geçmemek kaydıyla taksitlendirme yapılmadığı veya taksitlendirme yapılıp da
taksitlerden biri ödenmediği takdirde, ilamda yazılı para cezaları 647 sayılı
Cezaların İnfazı Hakkında Kanuna göre
hapse çevrilmek ve infaz edilmek üzere Cumhuriyet savcılığına geri
gönderilir.
Para cezasında; mahkûmun cezasını çektiği her gün için
hürriyeti bağlayıcı cezaya çevrilen miktar indirildikten sonra geri kalan para
ödenirse yerine geçen hürriyeti bağlayıcı ceza infaz edilmez.
Cumhuriyet savcılığınca tahsil olunacak para cezaları
ilgili idarelere verilir.
Birlikte kaçakçılık yapanlardan veya kaçakçılığa yardım
edenlerden alınacak para cezasının tahsilinde, bunlardan her biri müteselsilen
sorumludur.
Davaya müdahale
MADDE 29.- Kaçakçılığı önleme, izleme ve soruşturmakla
görevli olanlar, bu Kanun kapsamına giren suçlara ilişkin tutanaklar ve
soruşturma belgelerini bir müzekkere ile doğrudan yetkili ve görevli Cumhuriyet
savcılığına gönderirler. Gümrük idareleri dışındaki idareler suçlara ilişkin
tutanaklar ve soruşturma belgelerinin bir örneğini ilgili gümrük idaresine
gönderirler. Gümrük idareleri bu
müzekkerelerin verilmesi ile şahsi davacı veya müdahil sıfatını alırlar ve Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanununun bunlara verdiği hakları kullanabilirler.
Bu Kanun kapsamına giren suçlarla ilgili kesinleşmiş
mahkeme kararları İçişleri Bakanlığına bilgi amacıyla gönderilir.
Soruşturmadan bilgisi olmadığı anlaşılan ilgili gümrük
idarelerine, hazırlık soruşturması sırasında Cumhuriyet savcılıklarınca,
yargılama sırasında mahkemelerce bilgi verilir.
Kaçakçılık davalarına ilgili idarelerin müdahale etmemiş
olması mahkemelerce kaçak eşyanın zoralımına ve sanık hakkında para cezası
hükmedilmesine mani olmayıp bu cezalar asli ceza ile birlikte re'sen karar
altına alınır.
Soruşturma ve
kovuşturma
MADDE 30.- Tasarının 31 inci maddesi 30 uncu madde
olarak Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
Zamanaşımı
MADDE 31.- Bu Kanunda yazılı suçlar hakkında Türk Ceza
Kanununun zamanaşımı hükümleri uygulanır.
Bu Kanunun sadece el koymayı emrettiği ve başkaca bir
ceza belirlemediği hallerde gümrük vergisine tabi eşyaya ancak olayın işlendiği
sırada el konulabilir.
Zoralım hakkı düşen veya takibi zamanaşımına uğrayan
eşyanın bedel ve vergileri aranmaz.
Ölüm, af, 34
üncü maddeye göre ödeme veya zamanaşımı sebebiyle sanık hakkındaki ceza
soruşturma veya kovuşturmasının devamına olanak kalmayan hallerde, Cumhuriyet
Savcısı veya ilgili idare dava konusu eşyanın zoralımını görevli mahkemeden
talep eder. Görevli mahkemece, suç
konusu olduğu belirlenen eşyanın zoralımına, suç konusu olmayan eşyanın
iadesine Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 392 ve sonraki maddelerinde
öngörülen usul dairesinde karar verilir.
Suç uydurma ve iftira
MADDE 32.- Kaçakçılık suçlarını uyduranlar veya
başkalarına iftira veya kaçakçılık davalarında yalancı şahitlik yapanlar Türk
Ceza Kanununun ilgili maddelerinde belirtilen cezalar üçte bir artırılarak
cezalandırılır.
Bu fiilleri işleyen kimse, tertip ve uydurmada
kullandığı kaçak maddelerden dolayı ayrıca kaçakçılık cezasıyla da
cezalandırılır.
Yukarıdaki fıkrada belirtilen durumlarda haksız isnatta
bulunanlar hakkında genel hükümlere göre tazminat davası açma hakkı saklıdır.
Kamu hizmetlerinden
yasaklılık
MADDE 33.- Doğrudan doğruya kaçakçılık yapmaktan veya
görevini kötüye kullanarak veya rüşvet alarak kaçakçılığa sebebiyet vermekten
veya suç uydurmadan hüküm giyen memurlara bir daha kamu hizmeti yaptırılmaması
cezası da verilir.
Kısıtlayıcı diğer kanun hükümlerine ek olarak her türlü
kaçakçılık suçundan dolayı ağır hapis cezasıyla mahkum olanlar, affa uğramış
olsalar bile kamu hizmetinde çalıştırılamazlar.
Kamu davasının
açılmaması hali
MADDE 34.- Bu Kanunda hürriyeti bağlayıcı ceza
öngörülenler haricindeki suçları işleyenler, ilgili maddelerde belirtilen para
cezalarının asgari haddini, soruşturma giderleri ile birlikte Cumhuriyet
savcılığınca yapılacak tebligat tarihinden itibaren on gün içinde ödeyeceğini
yazılı olarak bildirdiği ve otuz gün içinde merciine ödediği takdirde hakkında
kamu davası açılmaz.
Cumhuriyet savcılığı tarafından yapılacak tebligat ile
ödenecek miktar, ödeme süresi, belirlenen tutarın belirtilen süre içinde
ödenmesi halinde kamu davasının açılmayacağı, ödemede bulunmaması halinde kamu
davasının açılacağı sanığa bildirilir.
Kaçakçılık suçunun 16 ncı maddede sayılan kişiler
tarafından veya bunların katılımı ile işlenmesi halinde bu madde hükümleri
uygulanmaz.
Bu maddenin uygulanmasında para cezasına esas alınacak
değer, gümrük idaresince belirlenen değerdir.
YEDİNCİ
BÖLÜM
Çeşitli
ve Son Hükümler
İkramiyeler
MADDE 35.- Tasarının 36 ncı maddesi 35 inci madde olarak
Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
Laboratuvar
MADDE 36.- Tasarının 37 nci maddesi 36 ncı madde olarak
Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
Askere mahsus silah
ve mühimmat üzerinde işlenen kaçakçılık suçları
MADDE 37.- Tasarının 38 inci maddesi 37 nci madde olarak
Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
Yürürlükten
kaldırılan hükümler
MADDE 38.- Tasarının 39 uncu maddesi 38 inci madde
olarak Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
GEÇİCİ MADDE 1.- Diğer kanunlarda 1918 sayılı Kanuna
yapılan atıflar bu Kanuna yapılmış sayılır.
GEÇİCİ MADDE 2.- Bu Kanunun 35 nci maddesi hükümlerinin
yürürlüğe gireceği tarihe kadar geçen sürede ikramiye ödemeleri ile ilgili
olarak devam eden işlemler bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki usul ve
esaslara göre sonuçlandırılır.
GEÇİCİ MADDE 3.- 21/12/2000 tarihli ve 4616 sayılı 23
Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava
ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun uyarınca verilen erteleme kararlarına
konu kaçak eşya hakkında da 23 üncü madde hükümleri uygulanır.
GEÇİCİ MADDE 4.- Haklarında 1920 sayılı Kanun
hükümlerine göre soruşturma ve yargılaması devam edenlerin durumuna ilişkin
olarak 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu uyarınca işlem
yapılır.
Yürürlük
MADDE 39.- Bu Kanunun 35 inci maddesi yayımını takip
eden ilk mali yıl başında, diğer hükümleri yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 40.- Tasarının 41 inci maddesi 40 ıncı madde
olarak Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.