Dönem: 22 Yasama Yılı: 3
T.B.M.M. (S.
Sayısı: 803)
Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli
Hakkında Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporu (1/536)
T.C.
Başbakanlık 7.3.2003
Kanunlar ve Kararlar
Genel Müdürlüğü
Sayı: B.02.0.KKG.0.10/101-509/1019
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Adalet Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı
Bakanlar Kurulunca 3.12.2002 tarihinde kararlaştırılan “Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Tasarısı” ile gerekçesi
ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Abdullah
Gül
Başbakan
GENEL GEREKÇE
Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu Tasarısında
birçok yeni ve çağdaş hükümler
getirilmiştir. Bu kapsamda; bilirkişi, telekomünikasyon yoluyla yapılan
haberleşmeye girme, adlî kontrol, haksız yakalama ve tutuklama tazminatı, kamu
davasının açılması, iddianamenin değiştirilmesi, geri alınması, gaiplerin ve
tüzel kişilerin yargılanması, uzlaşma, fuhuş için aracılık suçlarına ilişkin
hükümler, kaçaklar hakkında alınabilecek tedbirler, Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi kararı nedeniyle hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi, itiraz ve istinaf yoluna ilişkin
düzenlemelere yer verilmiştir.
3.10.2001 tarihli ve 4709 sayılı Kanunla
Anayasanın 19 uncu maddesinde yapılan değişiklikle, haksız yakalama ve
tutuklama tazminatı ödenmesinin "tazminat hukukunun genel
prensipleri"ne göre istenebileceği hükme bağlandığından, 7.5.1964 tarihli
466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya
Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılarak
Anayasa değişikliğinin gerektirdiği hükümler Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu
Tasarısına yansıtılmıştır.
Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu
Tasarısının, yeni hüküm ve değişikliklerin kanunlaşıp yürürlüğe girmelerine
kadar ve bunların uygulamasında doğabilecek boşluk veya tereddütlere yer
bırakılmaması amacıyla "Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun Yürürlük ve
Uygulama Şekli Hakkında Kanun Tasarısı" düzenlenmiştir.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1.- Maddeyle Kanunun amacı
açıklanmıştır. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun yürürlüğe konulması için
gerekli esas, usul ve diğer yasal düzenlemelerle uyumu sağlayacak hükümlerin,
uygulamada boşluk ve aksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi Kanunun
amacını oluşturmaktadır.
Madde 2.- Kanunun kapsamında; yürürlükten
kaldırılan 4.4.1929 tarihli ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa
yapılan yollamalar, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun yürürlüğe girmesiyle
yürürlükten kalkacak hükümler, diğer kanunlarda yapılan değişiklikler, bu
Kanunun yürürlüğe girmesinden önce işlenmiş suçlar hakkında ne şekilde uygulama
yapılacağına ve kesinleşmiş cezaların yerine getirilmesine ilişkin bazı usul
hükümleri yer almaktadır.
Madde 3.- Yürürlükten kaldırılan Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanunu; kitap ve fasıllara, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu
ise; kitap, kısım ve bölümlere ayrılmış olup diğer yasal düzenlemelerde
yollamalar, yürürlükten kaldırılan Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun doğrudan
maddelerine veya kitap veya fasıllarına yapılmıştır.
Madde iki tür yollamayı da gözeterek iki
fıkra hâlinde düzenlenmiştir. Her iki halde de yollamanın o hükümlerin
karşılığını oluşturan Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun maddelerine yapılmış
sayılacağı kuralı belirtilmektedir.
Madde 4.- Maddeyle, Ceza Muhakemeleri
Usulü Kanununun yürürlüğe girmesiyle birlikte, kesin hükme bağlanmış olanlar
hariç, görülmekte olan bütün soruşturma ve kovuşturmalarda uygulanacağı,
bununla birlikte Kanunun yürürlüğünden önce soruşturma ve kovuşturma
evrelerinde yapılan işlem ve kararların varlıklarını sürdüreceği belirtilmekte,
Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun düzenlediği tutuklama, adlî kontrol hükümleri
gibi şüpheli veya sanık bakımından lehe sonuçlar doğurdukları ölçüde bu kurum
ve hükümlerin Cumhuriyet savcıları, hâkim ve mahkemelerce gerektiğinde
uygulanması konusundaki yetkileri bulunduğu vurgulanmaktadır.
Madde 5.- Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu
ile, gıyabî tutuklama kararı yalnızca kaçak veya saklanan şüpheli veya sanık
yurt dışında bulunuyorsa verilebileceğinden, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun
yürürlüğe girmesinden sonra meydana gelebilecek farklı uygulamaları ortadan
kaldırmak için maddeyle, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu yürürlükte
iken verilmiş gıyabî tutuklama kararlarının, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun
yürürlüğe girmesinden sonra yakalama kararı niteliğine dönüşeceği
belirtilmektedir.
Madde 6.- Ceza yargılaması hukukunda
gıyabî tutuklama kararlarının verilebileceği durumlar açısından birliği
sağlamak amacıyla Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun gıyabî tutuklamaya ilişkin
hükümlerinin 25.10.1963 tarihli ve 353 sayılı Askerî Mahkemeler Kuruluşu ve
Yargılama Usulü Kanununun tutuklamaya ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla
askerî mahkemelerce de uygulanacağı hükme bağlanmaktadır.
Madde 7.- Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanununun Birinci Kitap Dördüncü Kısım Altıncı Bölümünde yer alan haksız
yakalama ve tutuklama tazminatına ilişkin hükümlerinin, Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten sonraki işlemler hakkında uygulanacağı; bu
tarihten önceki işlemler hakkında ise Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 387 nci
maddesiyle yürürlükten kaldırılan 7.5.1964 tarihli ve 466 sayılı Kanun Dışı
Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanun
hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlanmaktadır.
Madde 8.- Maddede, tüzel kişilerin
yargılanmalarına ilişkin usul hükümlerinin uygulanmasına dair uyum hükmü
düzenlenmektedir.
Madde 9.- Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu
ile 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunundan farklı olarak, adî itirazlar
bakımından da süre öngörüldüğünden, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun yürürlüğe
girmesinden önce doğmuş hakların korunması amacıyla maddeyle, 1412 sayılı Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanunu gereğince süre konulmamış adi itiraza tâbi kararlara
karşı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren
yedi gün içinde itiraz yoluna başvurulabileceği belirtilmektedir.
Madde 10.- Maddeyle, mevzuatta yer alan ve
cezaî nitelik taşıyan acele itirazlar hakkında Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanununun yeniden düzenlenen itiraza ilişkin hükümlerinin uygulanacağı
belirtilmektedir.
Madde 11.- Adlî Yargı İlk Derece
Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri
Hakkında Kanun Tasarısıyla bölge adliye mahkemelerinin kurulması, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ile de istinaf
kanun yolu öngörülmektedir. Maddede, bölge adliye mahkemelerinin, Adlî Yargı
İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve
Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazetede ilân
edilecek göreve başlama tarihinde Yargıtayda incelenmekte bulunan ve henüz
karara bağlanmamış olan dava dosyalarının bölge adliye mahkemelerine
gönderileceği; Yargıtay ceza daireleri ve Ceza Genel Kurulu tarafından karara
bağlanmış dava dosyaları bakımından Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun istinaf
yoluna ilişkin hükümlerinin uygulanmayacağı ve bu dava dosyaları hakkında
mahkemelerin direnme veya yeniden hüküm kurmak suretiyle verdikleri kararlar
hakkında 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu uyarınca yalnızca temyiz
yoluna başvurulabileceği hükme bağlanmaktadır.
Madde 12.- Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanununun istinaf yoluna ilişkin hükümlerinin yürürlüğe girmesinden önce temyiz
edilen ve Yargıtay tarafından karara bağlanmadan istinaf yoluna ilişkin
hükümlerin yürürlüğe girmesi nedeniyle, dosya bölge adliye mahkemesine
gönderildiğinde, bölge adliye mahkemelerinin Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun
303 üncü maddesinde öngörülen ve istinaf yoluna başvuruyu sınırlayan hükümlere
bakmaksızın incelemeyi yapacağı belirtilmektedir.
Madde 13.- Maddede, bölge adliye
mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri
Usulü Kanununun temyize ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı
hükme bağlanmaktadır. Bu maddede ifade edilen bölge adliye mahkemelerinin
göreve başlama tarihi, 11 inci maddede belirtildiği üzere, Adlî Yargı İlk
Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri
Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazetede ilân edilecek
tarihtir.
Madde 14.- Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu
ile 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda yer alan kişisel dava kurumu
kaldırıldığından, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun yürürlüğe girmesinden önce
açılan kişisel davaların kamu davasına dönüşeceği ve kişisel davacının katılan
sıfatını alacağı hüküm altına alınmıştır.
Madde 15.- Maddede, Ceza Muhakemeleri
Usulü Kanununda çıkarılması veya değişiklikler yapılması öngörülen tüzük ve
yönetmeliklerin, Kanunun yürürlük tarihinden itibaren ne kadar sürede
çıkarılacağı ve yürürlükteki tüzük ve yönetmeliklerde gerekli değişikliklerin
yapılacağı, bu düzenlemeler yapılıncaya kadar yürürlükteki tüzük ve
yönetmeliklerin Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa aykırı olmayan hükümlerinin
uygulanmasına devam olunacağı öngörülmektedir.
Madde 16.- 23.1.2003 tarihli ve 4793
sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun çerçeve 3 üncü
maddesiyle 1412 sayılı Kanunun 327 nci maddesine eklenen 6 ncı bentte, Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi kararı nedeniyle hükümlü lehine yargılamanın
yenilenmesi kabul edilmiş olup, söz konusu Kanun 4.2.2003 tarihli Resmî
Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 4793 sayılı Kanunun geçici 1 inci
maddesinde de, 1412 sayılı Kanunun 327 nci maddesine eklenen 6 ncı bendin
kapsamında kalan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile başvurular hükme
bağlanmıştır. Söz konusu hükmün devamının sağlanması bakımından Tasarının bu
maddesinde, 23.1.2003 tarihli ve 4793 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesi
hükmü tekrarlanmaktadır.
Madde 17.- Uzlaşma kurumuna ilişkin usul
hükümleri Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 265 ilâ 267 nci maddelerinde
düzenlenmiş olduğundan, maddeyle, uzlaşmanın maddî ceza hukukuna ilişkin hükmü
Türk Ceza Kanununa 118/a maddesi olarak eklenmektedir.
Maddede, ceza adalet sisteminde reform
sayılabilecek bir kurum olarak "uzlaşma" kurumu tanımlanmıştır.
Çağımızda suç mağdurlarına karşı ceza
adalet sisteminde, mağdurların yararları yönünde yeni bir duyarlılığın ortaya
çıktığı görülmektedir. Ülkemizde bugüne kadar mağdurlara karşı gösterilen özel
dikkat sadece bazı adam öldürme, terör ve örgütlü suçlar bakımından söz konusu
oluyordu. Bazı özel kanunlarda (örneğin 2330 sayılı Nakdî Tazminat ve Aylık
Bağlanması Hakkında Kanunda olduğu gibi) suç mağdurlarına veya ailelerine Devletin tazminat ödemesi
öngörülmektedir.
Bununla birlikte çağdaş ceza kanunlarında
diğer birkısım suçlar bakımından koruma ilkeleri meydana çıkmaya başlamıştır.
XXI. Yüzyıl adalet sistemi mağdurun tatmin edilmesini de ön plâna çıkarmış
bulunmaktadır. Bugün anlaşılmıştır ki, suça karşı salt ceza yaptırımları yeterli
değildir. Zararın giderilmesi ve onarım, hiç şüphesiz, adaletin temel amacını
oluşturmaktadır. Ancak bu, tek görünüm değildir.
Uzlaşmanın hedefi suçun işlenmesinden
sonra fail ve mağdur arasında meydana gelen çekişmeyi, bir arabulucunun
girişimini sağlayarak çözmek ve adaleti sağlamaktır. Failin neden olduğu
zararın giderilmesi, fail ile mağdur arasındaki barış, uzlaşmanın asıl unsurunu
oluşturur. Fail ile mağdur arasında uzlaşma dışında da, tazminatın sağlanması
olanaklıdır. Ancak uzlaşma kurumunda zararın giderilmesi ve onarım yanında
ayrıca bir moral unsuru da vardır. Bu nedenle fail ile mağdur arasındaki
uzlaşma suçun faili bakımından cezanın "özel önleme" fonksiyonuna
yardım ettiği gibi mağdurun ve genel olarak kamunun da yararlarının korunmasını
sağlar. Fail, uzlaşma ile, işlediği suçun sorumluluğunu kabul edip üstlenerek
ve sonuçlarını da gidererek toplumla yeniden bütünleşme olanağını elde etmiş
olur. Böylece failin cezaî sorumluluğu tespit ve zararın giderilmesi için
gereken yapılmış bulunacağından, mağdur bakımından da adalet yerine getirilmiş
olur. Fail ile mağdur arasındaki uzlaşma, bundan başka, kamuda da, fiille ihlâl
edilmiş olan hukuk kurallarının geçerliliğini vurgulamış ve dolayısıyla kamusal
barışın yeniden kurulmasına hizmet etmiş olur.
Maddenin kabul ettiği sisteme göre,
uzlaşma aşağıdaki esaslar dahilinde gerçekleştirilmektedir.
a) Uzlaşma sadece soruşturulması ve
kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar için geçerlidir. Böylece sadece küçük
ihtilâfları içeren suçlar bakımından (hakaret, sövme, tehdit, basit nitelikli
eylem gibi) bu yola gidilebilecektir. Bu ayırım ile, hukukumuzda yargı
organlarının daha ağır suçlara tahsis edebileceği zaman alanı genişletilmekte
ve küçük suçlarda tamamen yenileştirilmiş bir yaptırım sistemi
geliştirilmektedir. Tasarı, ceza adaletinde onarıcı bir sistemi böylece organik
olarak gerçekleştirmektedir.
b) Failin suçu ve sorumluluğunu
kabullenmesi gerekir. Fail fiilini inkâr etmemelidir. Fail, kendisine isnat
olunan suçları işlemediğini öne sürecek olursa o zaman ceza yargılama kuralları
uygulanarak durumun aydınlatılması gerekir ve uzlaşma kurumu işletilmez.
c) Fail suçtan doğan zararın tümünü veya
büyük bir kısmını ödemeli ve gidermelidir. Zararın giderilmesi failden dikkati
çekecek surette büyük miktarda edimlerin yerine getirilmesini veya kişisel
birtakım özverilerde bulunmasını gerektirdiği durumlarda failin bütünüyle veya
geniş bir kısmı itibarıyla mağdurun zararlarını tazmin etmeye çalışması aranır.
d) Fail ve mağdur veya varsa yasal
temsilci özgür iradeleri ile uzlaşmalıdır. Uzlaşma yoluna gidecek olan fail ve
mağdur, bu yolu, gönüllü olarak kabul etmelidir. Fiil, doğru olarak ve her iki
tarafça kabul edilebilecek şekilde saptanmalı ve bir çözüm yolu bulunmalıdır.
e) Fail veya mağdurun uzlaştıkları
Cumhuriyet savcısı veya hâkim tarafından saptanmalıdır. Suçtan doğan zararın
onarımı veya zararın giderilmesine ilişkin taraf iradeleri ceza yargılama
hukuku kurallarına göre saptanacaktır.
f) Soruşturma evresinde Cumhuriyet
savcısı, fail ile mağdur arasındaki uzlaşmayı saptadığında kamu davası
açmayacaktır. Bu tespit kovuşturma evresinde hâkim tarafından yapıldığında
davanın ortadan kaldırılmasına karar verilecektir. Bunun anlamı şudur ki,
failin, suçun zararlı sonuçlarını gidermek üzere yapacağı hareketler, ceza
kovuşturmasının başlamaması veya son verilmesi ile sonuçlanacaktır.
Uzlaşma kurumunun usul hükümleri, yukarıda
da açıklandığı üzere Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 265 ilâ 267 nci
maddelerinde ayrıntılı olarak düzenlenmektedir.
Madde 18.- Maddeyle Türk Ceza Kanununun
önödemeye ilişkin 119 uncu maddesi değiştirilmektedir.
Türk Ceza Kanununa geçen yıllarda giren ve
niteliği itibarıyla maddî ceza hukukunu ve aynı zamanda usul hukukunu
ilgilendiren önödeme kurumu, büyük yük altında bulunan mahkemelerimiz yönünden
çok yararlı etkiler yapmıştır. Batı ülkelerinde de, değişik şekil ve koşullarla
uygulanan bu kurum yanında ve bazen bunun yerini almak üzere
"uzlaşma" da yer almış bulunmaktadır. Tasarıyla Türk Ceza Kanununa
eklenen 118/a maddesi ile uzlaşma da kabul edilmiş bulunduğundan, çok yerinde
olarak, önödemenin sınırı bir miktar daralmış ve yerini kısmen uzlaşma
almıştır.
Maddenin birinci fıkrasında önödeme
yapılabilecek hâller gösterilmekte ve bu hâllerde koşulları yerine getiren
kimse hakkında kamu davasının açılamayacağı belirtilmektedir. İkinci fıkraya
göre ise, özel kanun hükümleri nedeni ile iş doğrudan doğruya mahkemeye intikal
ettiği veya Cumhuriyet savcısı tarafından dava açıldığı hâllerde fail gerekli
koşulları yerine getirdiğinde kamu davasının ortadan kaldırılması kararı
verilecektir. Bu hususlara ilişkin olarak gerçekleştirilecek işlemlerin usul ve
koşulları yerine getirildiğinde kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar
verilecektir. Bu hususlara ilişkin olarak gerçekleştirilecek işlemlerin usul ve
koşulları Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 264 üncü maddesinde yer almaktadır.
Bu maddede maddî ceza hukukunu daha ziyade ilgilendiren hükümlere yer
verilmiştir.
Maddenin dördüncü fıkrasında, suçu içeren
kanun maddesinde seçimlik ceza öngörüldüğünde ödenecek miktarın para cezasına
göre saptanacağı belirtilmiştir. Kanun maddesinde ayrıca bir meslek veya sanat
veya ticaretin icrasının durdurulması cezasının bulunması önödemenin
yapılmasını engellemeyeceği de düzenlenmiştir.
Önödeme dolayısıyla verilecek kararlar ise
kişisel hakları, müsadereyi, suç nedeniyle mülkiyetin Devlete geçmesini veya
malın geri alınmasını engellemeyecektir.
Maddenin yedinci fıkrasında ise nispî para
cezalarında önödeme yapılamayacağı açıklanmıştır.
Madde 19.- Yürürlük maddesidir.
Madde 20.- Yürütme maddesidir.
Adalet
Komisyonu Raporu
Türkiye Büyük Millet
Meclisi
Adalet Komisyonu
Esas No. : 1/536 18.2.2005
Karar No. : 67
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Başkanlığınızca 7.3.2003 tarihinde esas
komisyon olarak Komisyonumuza havale edilmiş olan "Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Tasarısı",
Komisyonumuzun 27.10.2004 tarihli 2 nci birleşiminde Adalet Bakanı Sayın Cemil
Çiçek, Adalet ve İçişleri bakanlıkları, Yargıtay Başkanlığı ve Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanlığı temsilcilerinin de katılmalarıyla
incelenip görüşülmüş, geneli üzerindeki görüşmeleri tamamlanarak maddelerine
geçilmesi kabul edilmiş ancak, maddelerin ayrıntılı bir biçimde incelenerek
düzenlenmesi için Tasarı, beş kişilik bir alt komisyona havale edilmiştir.
Tasarının görüşmelerine, alt komisyonca
hazırlanan rapor ve metni esas alınarak Komisyonumuzun, 9.2.2005 tarihli 12 nci
toplantısında başlanmıştır.
Tasarının başlığı "5271 sayılı Ceza
Muhakemesi Kanunu"na uyum sağlamak üzere "Ceza Muhakemesi Kanununun
Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Tasarısı" olarak
değiştirilmiştir.
Tasarının 1, 2, 3 ve 4 üncü maddeleri
redaksiyon yapılarak kabul edilmiştir.
Tasarının 5 inci maddesinde, Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanunu yürürlükte iken verilmiş gıyabi tutuklama
kararlarının yakalama emrine dönüşmesi ve Ceza Muhakemesi Kanunundaki gıyabi
tutuklama ile ilgili hükümlerin sadece yabancı ülkede bulunan kaçaklar hakkında
uygulanabilmesine ilişkin düzenleme yapılarak kabul edilmiştir.
Tasarının 6 ncı maddesi, 25.10.1963
tarihli ve 353 sayılı Askerî Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanununda
esasen Ceza Muhakemesi Kanununa atıf yapılmış olması nedeniyle burada ayrıca
düzenlenmesine gerek olmadığından metinden çıkarılmıştır.
Tasarının 7 nci maddesi, Ceza Muhakemesi
Kanunundaki ilgili maddeler ve yürürlük tarihi belirtilmek suretiyle başlığı
ile birlikte değiştirilerek 6 ncı madde olarak düzenlenmiştir.
Tasarının 8 inci maddesi, Ceza Muhakemesi
Kanununda tüzel kişilerle ilgili özel yargılama usulü öngörülmediğinden
metinden çıkarılmıştır.
Tasarının 9 ve 10 uncu maddeleri
birleştirilerek ve redaksiyon yapılarak 7 nci madde olarak kabul edilmiştir.
Tasarının, 11 inci maddesinin görüşmeleri
sırasında, 11 ve devamı maddelerinin maddeler üzerinde verilen önergelerle
birlikte bir kez daha değerlendirilmesi uygun görülerek aynı alt komisyona iade
edilmiştir. Tasarı, 11 inci maddesinden itibaren alt komisyonca hazırlanan
metin ve rapor esas alınarak Komisyonumuzun 17.2.2005 tarihli 13 üncü
birleşiminde, ilgili bakanlık ve kurum temsilcilerinin de katılmalarıyla
incelenip görüşülmüştür.
Tasarının 11 inci maddesinde yapılan
değişikliklerle; bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce
kanun yoluna başvurulmuş kararların Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun temyize
ilişkin hükümleri uygulanmak suretiyle sonuçlandırılması, yeni ceza
mevzuatımızda lehe kanun hükümlerinin uygulanması yönünde hükmü veren mahkemece
değerlendirme yapılması gerektiği açıkça anlaşılan dava dosyalarının Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenecek tebliğnamelerin tebliğ edilmeksizin
dairesince incelenmesi imkânı getirilmiş ve ayrıca yine kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten önce kesinleşen hükümler hakkında başvuru süresi dolmamış
olması kaydıyla karar düzeltme yoluna gidilebileceği belirtilerek başlığı da
değiştirilmek suretiyle üç fıkra halinde düzenlenmiş ve 8 inci madde olarak
kabul edilmiştir.
Yeni düzenlenen 8 inci madde hükmü
karşısında, Tasarının 12 ve 13 üncü maddelerine ihtiyaç kalmadığından metinden
çıkarılmıştır.
Tasarının 14 üncü maddesi, uzlaşmaya
ilişkin hükümleri de içerecek şekilde düzenlenerek 9 uncu madde olarak kabul edilmiştir.
Tasarıya "Ceza Kararnamesi"
başlığı altında, Ceza Muhakemesi Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önce
verilip henüz kesinleşmemiş ceza kararnamesi ile sonuçlandırılan dava dosyaları
hakkındaki işlemlerin ne şekilde yapılacağına dair usulü düzenleyen yeni 10
uncu madde ilave edilmiştir.
Tasarıya, "Yargılamaya katılamayacak
hâkim" başlığı altında, Ceza Muhakemesi Kanununun 23 üncü maddesinin
ikinci fıkrasının ne şekilde uygulanacağını düzenleyen yeni 11 inci madde ilave
edilmiştir.
Tasarıya, "Tutuklulukta geçecek
süre" başlığı altında; Ceza Muhakemesi Kanununun 250 nci maddesinin
birinci fıkrasının (c) bendinde yazılı suçların niteliği ve kovuşturması devam
eden davalardaki tutukluluk durumları göz önünde bulundurularak aynı Kanunun
102 nci maddesi hükmünün bu suçlar yönünden 1 Nisan 2008 tarihinde yürürlüğe
girmesini öngören yeni 12 nci madde ilave edilmiştir.
Tasarıya, "Müdafi, vekil ve
uzlaştırıcı ücreti" başlığı altında; müdafi, vekil ve uzlaştırıcıya
ödenecek ücrete ilişkin esasları düzenleyen yeni 13 üncü madde ilave
edilmiştir.
Tasarının "Tüzük ve yönetmeliklerin
çıkartılması" başlıklı 15 inci maddesi, Tasarıda tüzük, öngörülmediğinden
başlığındaki "Tüzük" ibaresi çıkartılarak "Yönetmeliklerin
çıkarılması" başlığı altında redaksiyon yapılmış ve 14 üncü madde olarak
kabul edilmiştir.
Tasarının 16 ncı maddesinde düzenlenen
husus, Ceza Muhakemesi Kanununun yargılamanın yenilenmesi ile ilgili 311 inci
maddesinde düzenlenmiş olduğundan metinden çıkarılmıştır.
Tasarının 17 nci maddesi, 5237 sayılı Türk
Ceza Kanunu ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda düzenlenmiş olduğundan
metinden çıkarılmıştır.
Tasarının 18 inci maddesi, 5237 sayılı
Türk Ceza Kanununun 75 inci maddesinde düzenlenmiş olduğundan madde metninden
çıkarılmıştır.
Tasarıya, "Zamanaşımı" başlığı
altında, birden fazla mahkumiyeti olan kişilerin bu mahkumiyetlerinden birine
ilişkin cezanın infaz edildiği süre içinde diğer cezalarının, ceza zamanaşımına
uğramayacağına ilişkin yeni 15 inci madde ilave edilmiştir.
Tasarıya, kolluk birimleri tarafından
gerek önleme, gerek adlî kolluk görevi kapsamında tutulan bilgilerin doğru ve
sağlıklı tutulmasını sağlamak ve bu suretle suçlulukla mücadeleyi
etkinleştirmek amacıyla "Kolluğa bildirim" başlığı altında, yeni 16
ncı madde ilave edilmiştir.
Tasarıya, parada sahtecilik suçundan
dolayı el konulan sahte paralar ve bunlara ilişkin bilgilerin, Cumhuriyet
başsavcılıkları ve mahkemeler tarafından paraların asıllarını tedavüle çıkaran
kurumca oluşturulacak sistemde incelenmek ve değerlendirilmek üzere ilgili
birime gönderilmesi usulünü düzenleyen yeni 17 nci madde ilave edilmiştir.
Tasarıya, yürürlükten kalkacak olan
kanunların belirtildiği yeni 18 inci madde ilave edilmiştir.
Tasarının Yürürlüğe ilişkin 19 uncu
maddesi, bu Kanunun zamanaşımı başlıklı 15 inci maddesinin ikinci fıkrasının
yayımı tarihinde, diğer hükümlerinin 1 Nisan 2005 tarihinde yürürlüğe gireceği
hususuna açıklık getirilmek suretiyle; yürütmeye ilişkin 20 nci maddesi ise
aynen kabul edilmiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun onayına sunulmak
üzere saygı ile arz olunur.
|
Başkan |
Başkanvekili |
Sözcü |
|
|
|
Köksal Toptan |
Recep Özel |
Ramazan Can |
|
|
Zonguldak |
Isparta |
Kırıkkale |
|
|
Kâtip |
Üye |
Üye |
|
|
Hasan Kara |
Fehmi Hüsrev Kutlu |
Halil Ünlütepe |
|
|
Kilis |
Adıyaman |
Afyonkarahisar |
|
|
|
(İmzada bulunamadı) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Halil Özyolcu |
Haluk İpek |
Feridun Fikret Baloğlu |
|
|
Ağrı |
Ankara |
Antalya |
|
|
|
|
(İmzada bulunamadı) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Yüksel Çorbacıoğlu |
Orhan Yıldız |
Mehmet Küçükaşık |
|
|
Artvin |
Artvin |
Bursa |
|
|
|
|
(İmzada bulunamadı) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Feridun Ayvazoğlu |
Muzaffer Külcü |
Mahmut Durdu |
|
|
Çorum |
Çorum |
Gaziantep |
|
|
(İmzada bulunamadı) |
|
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Nimet Çubukçu |
Mehmet Yılmazcan |
Hakkı Köylü |
|
|
İstanbul |
Kahramanmaraş |
Kastamonu |
|
|
|
(İmzada bulunamadı) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Muharrem Kılıç |
Orhan Eraslan |
Enver Yılmaz |
|
|
Malatya |
Niğde |
Ordu |
|
|
(İmzada bulunamadı) |
(İmzada bulunamadı) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Mehmet Nuri Saygun |
Ahmet Çağlayan |
Bekir Bozdağ |
|
|
Tekirdağ |
Uşak |
Yozgat |
|
|
(İmzada bulunamadı) |
|
|
HÜKÜMETİN
TEKLİF ETTİĞİ METİN
CEZA MUHAKEMELERİ USULÜ
KANU-NUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN TASARISI
BİRİNCİ
BÖLÜM
Genel
Hükümler
Amaç
MADDE 1.- Bu Kanunun amacı, Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanununun yürürlüğe konulmasına ilişkin esas ve usuller ile mevzuata uyumunu
sağlayacak hükümleri belirlemektir.
Kapsam
MADDE 2.- Bu Kanun, diğer kanunlarda, yürürlükten kaldırılan
4.4.1929 tarihli ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa yapılan
yollamaları, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun yürürlüğe girmesiyle yürürlükten
kaldırılan hükümleri ve bu Kanunun uygulanması için diğer kanunlarda yapılan
değişiklikleri belirtir ve yürürlüğe girmesinden önce işlenmiş suçlar hakkında
ne şekilde uygulama yapı-lacağına ve kesinleşmiş cezaların nasıl infaz
edileceğine ilişkin bazı usul hükümlerini kapsar.
İKİNCİ
BÖLÜM
Uyum
Hükümleri
Yollamalar
MADDE 3.- Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan Ceza Muhakemeleri
Usulü Kanununa yapılan yollamalar, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun bu
hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır.
Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanununun kitap, bab ve fasıllarına yapılmış yollamalar, o kitap, bab ve fasıl
içinde yer almış hükümlerin karşılığını oluşturan Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanu-nunun maddelerine yapılmış sayılır.
Mahkemelerin görevleri
MADDE 4.- Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren, aşağıdaki maddelerin hükümleri saklı kalmak üzere, kesin
hükme bağlanmış olanlar hariç, görülmekte olan bütün soruşturma ve
kovuşturmalarda uygulanır.
Ancak, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanu-nunun yürürlüğe
girmesinden önce soruşturma ve kovuşturma evrelerinde yapılmış işlem ve
kararlar varlıklarını sürdürürler.
Bununla birlikte Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun
düzenlediği kurum ve hükümler, şüpheli ve sanık lehine sonuçlar doğurdukları
ölçüde Cumhuriyet savcıları, hâkim ve mahkemelerce uygulanır.
Gıyabî tutuklama kararları
MADDE 5.- 1412 sayılı Ceza Muhake-meleri Usulü Kanunu
yürürlükte iken verilmiş gıyabî tutuklama kararları, Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanununun yürürlüğe girmesiyle 120 nci maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmü ayrık
olmak üzere, yakalama kararı niteliğine dönüşür.
Askerî mahkemelerde
uygulama
MADDE 6.- Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun gıyabî
tutuklamaya ilişkin hükümleri, 25.10.1963 tarihli ve 353 sayılı Askerî
Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanununun tutuklamaya ilişkin hükümleri
saklı kalmak kaydıyla askerî mahkemelerce de uygulanır.
Haksız yakalama ve
tutuklama tazminatı
MADDE 7.- Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun Birinci Kitap
Dördüncü Kısım Altıncı Bölümünde yer
alan haksız yakalama ve tutuklama tazminatına ilişkin hükümleri, Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten sonraki işlemler
hakkında uygulanır.
Bu tarihten önceki işlemler hakkında ise Ceza Muhakemeleri
Usulü Kanununun 387 nci maddesiyle yürürlükten kaldırılan 7.5.1964 tarihli ve
466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi
Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
Tüzel kişiler
MADDE 8.- Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun tüzel kişilerin
yargılanmalarına ilişkin hükümleri, Türk Ceza Kanununun tüzel kişilerin
sorumluluğunu belirleyen hükümlerinin yürürlüğe girmesinden sonra uygulanır.
Konuya ilişkin özel kanunlardaki hükümler saklıdır.
İtiraz
MADDE 9.- 1412 sayılı Ceza Muhakeme-leri Usulü Kanunu
gereğince süre konulmamış adî itiraza tâbi kararlara karşı Ceza Muhakemeleri
Usulü Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi gün içinde itiraz
yoluna başvurulabilir.
Acele itiraz
MADDE 10.- Mevzuatta yer alan ve cezaî nitelik taşıyan acele
itirazlar hakkında Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun acele itiraza ilişkin
hükümleri uygulanır.
Kanun yolu
MADDE 11.- Bölge adliye mahkemelerinin, Adlî Yargı İlk
Derece Mahkeme-leri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri
Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazetede ilân edilecek
göreve başlama tarihinde;
1. Yargıtayda incelenmekte bulunan ve henüz karara
bağlanmamış olan davalar bölge adliye mahkemelerine gönderilir.
2. Yargıtay ceza daireleri ve Ceza Genel Kurulu tarafından
karara bağlanmış dava dosyaları bakımından Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun
istinaf yoluna ilişkin hükümleri uygulanmaz. Bu dava dosyaları hakkında
mahkemelerin direnme veya yeniden hüküm kurmak suretiyle verdikleri kararlar
hakkında 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu uyarınca yalnız temyiz
yoluna başvurulabilir.
Bölge adliye
mahkemelerinin incelemesi
MADDE 12.- Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun istinaf yoluna
ilişkin hükümleri yürürlüğe girmeden önce Yargıtaya başvurulan hâllerde olay
Yargıtayca karara bağlanmadan bölge
adliye mahkemelerinin göreve başlaması nedeniyle dosya bölge adliye mahkemesine
gönderildiğinde Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 303 üncü maddesindeki
sınırlara uygun olup olmadığına bakılmaksızın bölge adliye mahkemesince
incelenir.
Temyize ilişkin
hükümlerin uygulanması
MADDE 13.- Bölge adliye mahkemele-rinin göreve başlama
tarihine kadar, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun temyize ilişkin
hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
Kişisel dava
MADDE 14.- Özel kanunlarda öngörülen kişisel davalar kamu
davasına dönüşür.
Hâlen kişisel dava usulüne göre yürütülen davalar da kamu
davası olarak sürdürülür.
Kişisel davacılar katılan sıfatını alırlar.
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM
Çeşitli
Hükümler
Tüzük ve yönetmeliklerin
çıkartılması
MADDE 15.- Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda öngörülen tüzük
ve yönetmelikler, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde
çıkarılır ya da yürürlükteki tüzük ve yönetmeliklerde gerekli değişiklikler
yapılır. Bu düzenlemeler yapılıncaya kadar, yürürlükteki tüzük ve
yönetmeliklerin Ceza Muhake-meleri Usulü Kanununa aykırı olmayan hükümlerinin
uygulanmasına devam olunur.
Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi ka-rarları nedeniyle yargılamanın yenilenmesi
MADDE 16.- Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 346 ncı
maddesinin (6) numaralı bendi, 4.2.2003 tarihinde Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesinin kesinleşmiş kararları ile 4.2.2003 tarihinden sonra Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesine yapılan başvurular üzerine verilecek kararlar hakkında
uygulanır. 4.2.2003 tarihinde kesinleşmiş olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
kararlarına ilişkin yargılamanın yenilenmesi istemleri, 4.2.2003 tarihinden
itibaren bir yıl içinde yapılır.
MADDE 17.- 1.3.1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununa
118 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 118/a maddesi eklenmiştir.
"Madde
118/a- Mağduru gerçek veya özel tüzel kişi olan ve soruşturulması ve
kovuşturulması şikâyete bağlı bulunan suçlarda, failin suçu kabullenmesi ve
doğmuş olan zararın tümünü veya büyük bir kısmını ödemesi veya gidermesi
koşuluyla mağdur veya varsa yasal temsilci ile fail özgür iradeleri ile
uzlaştıklarında ve bu husus Cumhuriyet savcısı veya hâkim tarafından
saptandığında kamu davası açılmaz veya davanın ortadan kaldırılmasına karar
verilir."
MADDE 18.- Türk Ceza Kanununun 119 uncu maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 119.- 118/a maddesi gereğince uzlaşma
kapsamındaki suçlar ayrık olmak üzere, yalnız para cezasını gerektiren veya
kanun maddesinde öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezanın yukarı sınırı üç ayı
aşmayan suçların faili,
1. Para cezası maktu ise bu miktarı, değilse aşağı sınırını,
2. Hürriyeti bağlayıcı cezanın aşağı sını-rının her gün için
13.7.1965 tarihli ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde belirtilen aşağı sınırı
üzerinden bulunacak miktarını,
3. Hürriyeti bağlayıcı ceza ile birlikte para cezası da
öngörülmüş ise, hürriyeti bağlayıcı ceza için yukarıdaki şekilde belirlenecek
miktar ile para cezasının aşağı sınırını soruşturma giderleri ile birlikte,
Cumhuriyet savcılığınca yapılacak tebliğ üzerine on gün içinde ödediği takdirde
hakkında kamu davası açılmaz.
Özel kanun hükümleri gereğince işin doğrudan doğruya
mahkemeye intikal etmesi hâlinde de fail, hâkim tarafından yapılacak bildirim
üzerine bu madde hükümlerine göre saptanacak miktardaki parayı yargılama
giderleriyle birlikte ödediğinde davanın ortadan kaldırılmasına karar verilir.
Cumhuriyet savcılığınca madde kapsamına giren suç nedeniyle
önödeme işlemi yapılmadan dava açılması veya dava konusu eylemin niteliğinin
değişmesi suretiyle madde kapsamına giren bir suça dönüşmesi hâlinde de
yukarıdaki fıkra uygulanır.
Suçla ilgili kanun maddesinde yukarı sınırı üç ayı aşmayan
hürriyeti bağlayıcı ceza veya para cezasından yalnız birinin uygulanabileceği
hâllerde ödenmesi gereken miktar, yukarıdaki fıkralara göre para cezası esas
alınarak belirlenir.
Bu madde gereğince kamu davasının açılmaması veya ortadan
kaldırılması, kişisel hakkın istenmesine, malın geri alınmasına, müsadereye ve
suç nedeniyle mülkiyetin Devlete geçmesine ilişkin hükümleri etkilemez.
Kanun maddesinde ayrıca bir meslek veya sanat veya ticaretin
icrasının durdurulması cezasının bulunması, bu madde hükmünün uygulanmasına
engel olmaz.
Nispî para cezasını gerektiren suçlar hakkında bu madde
hükmü uygulanmaz."
Yürürlük
MADDE 19.- Bu Kanun Ceza Muhake-meleri Usulü Kanunu ile
birlikte yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 20.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
ADALET
KOMİSYONUNUN
KABUL
ETTİĞİ METİN
CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN
YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN TASARISI
BİRİNCİ
BÖLÜM
Genel
Hükümler
Amaç
MADDE 1.- (1) Bu Kanunun amacı, 4.12.2004 tarihli ve 5271
sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun yürürlüğe konulmasına ve uygulanmasına ilişkin
esas ve usulleri belirlemektir.
Kapsam
MADDE 2.- (1) Bu Kanun, diğer kanunlarda, yürürlükten
kaldırılan 4.4.1929 tarihli ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa
yapılan yollamaları, Ceza Muhakemesi Kanununun yürürlüğe girmesiyle yürürlükten
kaldırılan hükümleri ve bu Kanunun uygulanması için diğer kanunlarda yapılan
değişiklikleri belirtir ve yürürlüğe girmesinden önce işlenmiş suçlar hakkında
ne şekilde uygulama yapılacağına ve kesinleşmiş cezaların nasıl infaz
edileceğine ilişkin bazı usul hükümlerini kapsar.
İKİNCİ
BÖLÜM
Uyum
Hükümleri
Yollamalar
MADDE 3.- (1) Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanununa yapılan yollamalar, Ceza Muhakemesi Kanununun bu
hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır.
(2) Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan Ceza Muhakemeleri
Usulü Kanununun kitap, bab ve fasıllarına yapılmış yollamalar, o kitap, bab ve
fasıl içinde yer almış hükümlerin karşılığını oluşturan Ceza Muhakemesi
Kanununun maddelerine yapılmış sayılır.
Mahkemelerin görevleri
MADDE 4.- (1) Ceza Muhakemesi Kanunu, yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren, aşağıdaki maddelerin hükümleri saklı kalmak üzere, kesin
hükme bağlanmış olanlar hariç, görülmekte olan bütün soruşturma ve
kovuşturmalarda uygulanır.
(2) Ancak, Ceza Muhakemesi Kanununun yürürlüğe girmesinden
önce soruşturma ve kovuşturma evrelerinde yapılmış işlem ve kararlar hukuki
geçerliliklerini sürdürürler.
Gıyabî tutuklama
kararları
MADDE 5.- (1) Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu yürürlükte iken
verilmiş gıyabî tutuklama kararları, Ceza Muhakemesi Kanununun yürürlüğe
girmesiyle, 248 inci maddesinin yabancı ülkede bulunan kaçaklarla ilgili
beşinci fıkrası hükmü ayrık olmak üzere, yakalama emri niteliğine dönüşür.
(2) Ceza Muhakemesi Kanununun 248 inci maddesinin beşinci
fıkrası hükmü, sadece yabancı ülkede bulunan kaçaklar hakkında uygulanır.
Koruma tedbirleri
nedeniyle tazminat
MADDE 6.- (1) Ceza Muhakemesi Kanununun 141 ilâ 144 üncü
maddeleri hükümleri, 1 Nisan 2005 tarihinden itibaren yapılan işlemler hakkında
uygulanır.
(2) Bu tarihten önceki işlemler hakkında ise, 7.5.1964
tarihli ve 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat
Verilmesi Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
İtiraz
MADDE 7.- (1) Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu gereğince süre
konulmamış adî itiraza tâbi kararlara karşı Ceza Muhakemesi Kanununun yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren yedi gün içinde itiraz yoluna başvurulabilir.
(2) Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ve diğer kanunlarda yer
alan acele itirazlar hakkında Ceza Muhakemesi Kanununun itiraza ilişkin
hükümleri uygulanır.
Temyiz ve karar düzeltme
MADDE 8.- (1) Bölge adliye mahkemelerinin, 26.9.2004 tarihli
ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye
Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci
maddesi uyarınca Resmî Gazetede ilân edilecek göreve başlama tarihinden önce
aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar
Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 322 nci maddesinin dördüncü, beşinci ve
altıncı fıkraları hariç olmak üzere, 305 ilâ 326 ncı maddeleri uygulanır.
(2) Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce ilk derece
mahkemelerince karar verilmiş olup, temyiz edilmekle Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığına gönderilmiş bulunan dava dosyalarından, lehe kanun hükümlerinin
uygulanması yönünde mahkemesince değerlendirme yapılması gerektiği açıkça
anlaşılanlar hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen
tebliğnameler, ilgililere tebliğ olunmaksızın dairesince incelenir.
(3) Ceza Muhakemesi Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten
önce Yargıtay'ca incelenip kesinleşen hükümler hakkında, başvuru süresi
dolmamış olması kaydıyla karar düzeltme yoluna gidilebilir.
Şahsî dava
MADDE 9.- (1) Özel kanunlarda öngörülen şahsî davalar kamu
davasına dönüşür.
(2) Hâlen şahsî dava usulüne göre yürütülen davalar da kamu
davası olarak sürdürülür.
(3) Şahsî davacılar, katılan sıfatını alırlar.
(4) Bu davalar hakkında, 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı
Türk Ceza Kanunu ile Ceza Muhakemesi Kanununun uzlaşmaya ilişkin hükümleri
uygulanır.
Ceza kararnamesi
MADDE 10.- (1) Ceza Muhakemesi Kanununun yürürlüğe girdiği
tarihten önce verilip henüz kesinleşmemiş ceza kararnamesi ile sonuçlandırılan
dava dosyaları, mahkemesince re'sen ele alınarak duruşmalı yargılama yapılır.
Yargılamaya katılamayacak
hâkim
MADDE 11.- (1) Ceza Muhakemesi Kanununun 23 üncü maddesinin
ikinci fıkrası, Kanunun 163 üncü maddesi hükmü dışındaki hallerde uygulanmaz.
Tutuklulukta geçecek süre
MADDE 12. - (1) Ceza
Muhakemesi Kanununun 102 nci maddesi, aynı Kanunun 250 nci maddesinin birinci
fıkrasının (c) bendinde yazılı suçlar bakımından, 1 Nisan 2008 tarihinde
yürürlüğe girer. Bu süre zarfında 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun
110 uncu maddesinin uygulanmasına devam olunur.
Müdafi, vekil ve
uzlaştırıcı ücreti
MADDE 13.- (1) Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince, soruşturma
ve kovuşturma makamlarının istemi üzerine Baro tarafından görevlendirilen
müdafi ve vekile, görevin ifasından
doğan masraflar hariç avukatlık ücret tarifesinden ayrık olarak bu tarifenin
hazırlanış usulüne göre tespit edilecek ücret ödenir. İleride yargılama
giderleri ile mahkûm olan sanıklardan müdafi ve vekile ödenen ücreti
ödeyebilecek durumda olanlara Türkiye Barolar Birliğinin rücu hakkı vardır.
(2) 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (1) ve (3) sayılı
tarifelere göre alınan yargı harçlarının %15'i ve idarî nitelikteki para
cezaları hariç olmak üzere adlî para cezalarının %15'i, bir önceki yıl kesin
hesabına göre tespit edilen toplam miktar esas alınarak, yılı içinde Maliye
Bakanlığınca Türkiye Barolar Birliği hesabına aktarılır. Birinci fıkraya göre
ödenecek ücretler bu hesaptan karşılanır.
(3) Türkiye Barolar Birliği tarafından barolar arasında
yapılacak dağıtımın usul ve esasları Barolar Birliğince çıkarılacak
yönetmelikte gösterilir.
(4) Ceza Muhakemesi Kanununun 253 üncü maddesinin sekizinci
fıkrası uyarınca uzlaştırma işlemi giderlerinden olup uzlaştırıcıya ödenecek ücret de, birinci fıkra uyarınca
tespit edilecek ücret tarifesinde ayrıca gösterilir.
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM
Çeşitli
Hükümler
Yönetmeliklerin
çıkarılması
MADDE 14.- (1) Ceza Muhakemesi Kanununda öngörülen
yönetmelikler, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde
çıkarılır ya da yürürlükteki yönetmeliklerde gerekli değişiklikler yapılır. Bu
düzenlemeler yapılıncaya kadar, yürürlükteki yönetmeliklerin Ceza Muhakemesi
Kanununa aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
Zamanaşımı
MADDE 15.- (1) Birden fazla mahkumiyeti olan kişi bu
mahkumiyetlerden birine ilişkin cezayı infaz kurumunda çektiği sürece, diğer
cezaları açısından ceza zamanaşımı işlemez.
(2) Cezanın infazının ertelenmesi veya durdurulması halinde,
bu cezaya ilişkin zamanaşımı işlemez.
Kolluğa bildirim
MADDE 16.- (1) Şüpheli ve sanıkla ilgili olarak verilen,
soruşturma ve kovuşturmayı sona erdiren kesinleşmiş kararlar, soruşturmada
görev alan kolluk birimlerine bildirilir. Kolluk birimleri bu bildirim üzerine
gerekli işlemleri derhal yapar.
Parada sahtecilikle
ilgili bilgilerin toplanması
MADDE 17.- (1) Parada sahtecilik suçundan dolayı elkonulan
sahte paralar ve bunlara ilişkin bilgiler, Cumhuriyet başsavcılıkları ve
mahkemeler tarafından paraların asıllarını tedavüle çıkaran kurumca
oluşturulacak sistemde incelenmek ve değerlendirilmek üzere paraların
asıllarını tedavüle çıkaran kurumun ilgili birimine gönderilir. Gönderilen
bilgilerin içeriği ve bildirimin sureti, paraların asıllarını tedavüle çıkaran
kurum ile İçişleri Bakanlığının görüşü alınarak, Adalet Bakanlığı tarafından
çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir.
Yürürlükten kaldırılan
kanunlar
MADDE 18.- (1) 1 Nisan 2005 tarihi itibarıyla;
a) 4.4.1929 tarihli ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanunu,
b) 8.6.1936 tarihli ve 3005 sayılı Meşhud Suçların Muhakeme
Usulü Kanunu,
c) 7.5.1964 tarihli ve 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya
Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanun,
d) 30.7.1999 tarihli ve 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç
Örgütleriyle Mücadele Kanunu,
Bütün ek ve değişiklikleriyle birlikte yürürlükten
kaldırılmıştır.
(2) Bu Kanunun 6, 8 ve 12 nci maddelerinde öngörülen
yürürlük ve uygulamaya ilişkin hükümler saklıdır.
Yürürlük
MADDE 19.- (1) Bu Kanunun;
a) "Zamanaşımı" başlıklı 15 inci maddesinin ikinci
fıkrası yayımı tarihinde,
b) Diğer hükümleri 1 Nisan 2005 tarihinde,
Yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 20.- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
|
|
Abdullah Gül |
|
|
|
|
|
Başbakan |
|
|
|
|
|
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet
Bak.ve Başb. Yrd. |
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
|
|
|
A. Şener |
M. A. Şahin |
E. Yalçınbayır |
|
|
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
|
|
|
M. Aydın |
B. Atalay |
A. Babacan |
|
|
|
Devlet
Bakanı V. |
Adalet
Bakanı |
Millî
Savunma Bakanı |
|
|
|
M. Aydın |
C. Çiçek |
V. Gönül |
|
|
|
İçişleri
Bakanı |
Dışişleri
Bakanı |
Maliye
Bakanı |
|
|
|
A. Aksu |
Y. Yakış |
K. Unakıtan |
|
|
|
Millî
Eğitim Bakanı |
Bayındırlık
ve İskân Bakanı |
Sağlık
Bakanı |
|
|
|
E. Mumcu |
Z. Ergezen |
R. Akdağ |
|
|
|
Ulaştırma
Bakanı V. |
Tarım ve
Köyişleri Bakanı |
Çalışma
ve Sos. Güv. Bakanı |
|
|
|
M. H. Güler |
S. Güçlü |
M. Başesgioğlu |
|
|
|
Sanayi
ve Ticaret Bakanı |
En. ve
Tab. Kay. Bakanı |
Kültür
Bakanı |
|
|
|
A. Coşkun |
M. H. Güler |
H. Çelik |
|
|
|
Turizm
Bakanı |
Orman
Bakanı |
Çevre
Bakanı |
|
|
|
G. Akşit |
O. Pepe |
İ. Sütlüoğlu |
|