VERGİ BARIŞI KANUNU
Kanun No. 4811 |
|
Kabul Tarihi : 25.2.2003 |
Kapsam
MADDE 1. - 1. Bu Kanun hükümleri;
a) 4.1.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergi, resim, harçlar, fon payı ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları, 16.8.1997 tarihli ve 4306 sayılı Kanuna göre alınan eğitime katkı payı ve buna bağlı gecikme zammı, 8.9.1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa göre alınan ecrimisiller ve buna bağlı gecikme zamları ve Devlete ait olup Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerince tahsil edilen ve 21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamına giren ve bu Kanunun ilgili bölümlerinde geçen bazı alacaklar,
b) Vergiler açısından, 31.8.2002
tarihinden önceki dönemler, beyana dayanan vergilerde bu tarihe kadar verilmesi
gereken beyannameler ve 2002 yılına ilişkin olarak 31.8.2002 tarihinden önce
tahakkuk eden vergiler,
c) Kayıtlarda yer aldığı halde
işletmede mevcut olmayan ya da işletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer
almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşların beyanı,
d) Devlete ait olup gümrük
idareleri tarafından alınan ve bu Kanunun ilgili bölümlerinde geçen bazı gümrük
vergileri, para cezaları ve gecikme zamları,
Hakkında uygulanır.
2. Bu Kanunda geçen vergi
tabiri; Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergi, resim, harçlar ve fon payı ile
eğitime katkı payını ifade eder.
BİRİNCİ BÖLÜM
Tahsilatın
Hızlandırılmasına İlişkin Hükümler
Kesinleşmiş kamu alacakları
MADDE 2. - 1. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih
itibarıyla (bu tarih dahil);
a) Vadesi geldiği halde
ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan vergilerin tamamı ile
bu vergilere ilişkin gecikme zammı, gecikme faizinin yerine, bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihe kadar Devlet İstatistik Enstitüsünün her ay için
belirlediği toptan eşya fiyat endeksinin aylık oranı esas alınarak hesaplanacak
tutarın; dokuz eşit taksitte Şubat, Nisan, Haziran, Ağustos, Ekim, Aralık 2003
ayları ile Şubat, Nisan, Haziran 2004 ayları sonuna kadar tamamen ödenmesi,
dava açılmaması veya açılmış davalardan vazgeçilmesi şartıyla vergilere
uygulanan gecikme zammı, gecikme faizi ve vergi cezaları ile vergi cezalarına
uygulanan gecikme zamlarının tamamının,
b) Asılları kısmen ya da tamamen
ödenmiş olan vergilere ilişkin gecikme zammı ve gecikme faizi yerine, bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar Devlet İstatistik Enstitüsünün her ay
için belirlediği toptan eşya fiyat endeksinin aylık oranı esas alınarak
hesaplanacak tutarın; ödenmemiş vergi asılları ile birlikte, dokuz eşit
taksitte Şubat, Nisan, Haziran, Ağustos, Ekim, Aralık 2003 ayları ile Şubat,
Nisan, Haziran 2004 ayları sonuna kadar tamamen ödenmesi, dava açılmaması veya
açılmış davalardan vazgeçilmesi şartıyla gecikme zammı, gecikme faizi ve vergi
cezaları ile vergi cezalarına uygulanan gecikme zamlarının tamamının,
c) Bir vergi aslına bağlı
olmaksızın kesilmiş olup Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ödenmemiş
olan vergi cezalarının % 20'sinin; üç eşit taksitte Şubat, Nisan, Haziran 2003
ayları sonuna kadar ödenmesi, dava açılmaması veya açılmış davalardan
vazgeçilmesi şartıyla kalan % 80'inin,
d) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarih itibarıyla ödenmemiş borcun sadece vergi aslına bağlı kesilen cezalardan
ve bunlara ilişkin gecikme zamlarından ibaret olması halinde bu cezaların ve
bunlara ilişkin gecikme zamlarının tamamının,
e) İştirak, teşvik ve yardım
fiilleri nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezalarında, cezaya muhatap olanların,
cezanın % 20’sini, (a) bendinde öngörülen süre ve şekilde ödemeleri, dava
açmamaları veya açılmış davalardan vazgeçmeleri şartıyla, cezanın kalan %
80’inin ve bunlara uygulanan gecikme zamlarının tamamının,
Tahsilinden vazgeçilir.
2. (1) numaralı fıkra kapsamına
giren alacakların, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesi uyarınca tecil
edilip de tecil şartlarına uygun olarak ödenmekte olanlarından, kalan taksit
tutarları için mükellefler, talep etmeleri halinde bu Kanun hükümlerinden
yararlanabilirler. Bu takdirde tecil şartlarına uygun olarak ödenen taksit
tutarları için tecil hükümleri geçerli sayılır. Bu şekilde ödenen taksit
tutarlarına tecil tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen süre için sadece tecil
faizi uygulanır. Kalan taksit tutarları vadesinde ödenmemiş alacak kabul edilir
ve bu alacaklar hakkında (1) numaralı fıkra hükümleri uygulanır.
3. Bu madde kapsamına giren kamu
alacakları ile ilgili olarak, tatbik edilen hacizler, yapılan ödemeler
nispetinde kaldırılır ve buna isabet eden teminatlar iade edilir.
4. Bu Kanunun kapsadığı
dönemlere ilişkin olarak 2002 yılında tahakkuk eden ve bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihe kadar ödenmemiş olan geçici vergilere ilişkin gecikme zamları
yerine bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar Devlet İstatistik Enstitüsünün
her ay için belirlediği toptan eşya fiyat endeksinin aylık oranı esas alınarak
belirlenen tutar ödenmek suretiyle bu madde hükmünden yararlanılması mümkündür.
Bu takdirde vergi aslının ödenmesi şartı aranmaz.
5. Marmara Bölgesi ve civarında
17.8.1999 ve 12.11.1999 tarihlerinde meydana gelen depremler nedeniyle ödeme
süresi uzatılan ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar ödeme süresi
belirlenmemiş olan yıllık gelir ve kurumlar vergileri ile kurumların 31.12.1960
tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (6) numaralı bendinin (b) alt bendi uyarınca yapacakları gelir
vergisi tevkifatı hariç olmak üzere diğer vergilerin vade tarihi Şubat 2003
ayının son günü kabul edilir ve bu vergiler de (1) numaralı fıkranın (a) bendi
hükmü ile belirlenen sürelerde dokuz eşit taksitte ödenir. Ödeme süresi
belirlenmemiş olan yıllık gelir ve kurumlar vergileri ile kurumların Gelir
Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin
(b) alt bendi uyarınca yapacakları gelir vergisi tevkifatının ödeme süresinin
belirlenmesini müteakip bu vergilerde (1) numaralı fıkrada belirlenen taksit
sürelerinde, bazı taksitlerin süresinin geçmiş olması halinde kalan taksit süresinde
ödenir.
6. Bu Kanun kapsamında ödenecek
olan motorlu taşıtlar vergisi ve bu vergiye gecikme zammı yerine bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihe kadar Devlet İstatistik Enstitüsünün her ay için
belirlediği toptan eşya fiyat endeksinin aylık oranı esas alınarak hesaplanacak
tutarın ait olduğu taşıt için, (1) numaralı fıkrada belirtilen ödeme süresi
sonuna kadar 18.2.1963 tarihli ve 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun
13 üncü maddesinin (d) fıkrası hükmü uygulanmaz.
MADDE 3. – 1. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih
itibarıyla Vergi Mahkemeleri nezdinde dava açılmış ya da dava açma süresi henüz
geçmemiş olan ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış tarhiyatlarda, vergilerin %
50’si ile bu tutara gecikme zammı ve gecikme faizi yerine bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihe kadar Devlet İstatistik Enstitüsünün her ay için belirlediği
toptan eşya fiyat endeksinin aylık oranı esas alınarak hesaplanacak tutarın;
dokuz eşit taksitte Şubat, Nisan, Haziran, Ağustos, Ekim, Aralık 2003 ayları
ile Şubat, Nisan, Haziran 2004 ayları sonuna kadar tamamen ödenmesi, dava
açılmaması veya açılmış davalardan vazgeçilmesi şartıyla vergilerin % 50’sinin,
gecikme zammı, gecikme faizi ile vergi cezaları ve bunlara uygulanan gecikme
zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçilir.
2. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarih itibarıyla bölge idare mahkemeleri nezdinde itiraza veya Danıştay
nezdinde temyize ilişkin olarak dava açılmış ya da dava açma süresi henüz
geçmemiş olan ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış tarhiyatlarda, bu maddeye
göre ödenecek alacak asıllarının tespitinde, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih
itibarıyla tarhiyatın bulunduğu en son safhadaki tutar esas alınır. Bu Kanunun
yayımlandığı tarihten önce verilmiş en son kararın;
a) Terkin kararı olması halinde,
mükelleflerin bu madde hükmünden yararlanabilmeleri için ilk tarhiyata esas
alınan verginin % 20’si ile bu tutara gecikme zammı ve gecikme faizi yerine bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar Devlet İstatistik Enstitüsünün her ay
için belirlediği toptan eşya fiyat endeksinin aylık oranı esas alınarak
hesaplanacak tutarın, (1) numaralı fıkrada belirtilen süre ve şekilde ödenmesi
şartıyla, verginin kalan % 80’inin, gecikme zammı, gecikme faizi ile vergi
cezaları ve bunlara uygulanan gecikme zamlarının tamamının,
b) Tasdik veya tadilen tasdik
kararı olması halinde, tasdik edilen verginin tamamı ile bu tutara gecikme
zammı ve gecikme faizi yerine bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar Devlet
İstatistik Enstitüsünün her ay için belirlediği toptan eşya fiyat endeksinin
aylık oranı esas alınarak hesaplanacak tutarın, (1) numaralı fıkrada belirtilen
süre ve şekilde ödenmesi şartıyla gecikme zammı, gecikme faizi ile vergi
cezaları ve vergi cezalarına uygulanan gecikme zamlarının tamamının,
Tahsilinden vazgeçilir.
Ancak, verilen en son kararın
bozma kararı olması halinde (a) bendi hükmü, kısmen onama kısmen bozma kararı
olması halinde ise onanan kısım için (b) bendi, bozulan kısım için ise (a)
bendi hükmü uygulanır.
3. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarih itibarıyla sadece vergi
cezalarına karşı dava açılmış olması halinde; vergi aslına bağlı cezaların,
verginin bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce ödenmiş olması veya 2 nci
maddede öngörülen şekilde ödenmesi şartıyla, vergi aslına bağlı olmaksızın
kesilen cezaların ise herhangi bir şart aranmaksızın tahsilinden vazgeçilir.
4. İştirak, teşvik ve yardım
fiilleri nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezalarında, cezaya muhatap olanların,
cezanın % 20’sini, (1) numaralı fıkrada öngörülen süre ve şekilde ödemeleri,
dava açmamaları veya açılmış davalardan vazgeçmeleri şartıyla, cezanın kalan %
80’inin ve bunlara uygulanan gecikme zamlarının tamamının tahsilinden
vazgeçilir. Bu hüküm, (1) veya (2) numaralı fıkranın (a) bendinde belirtilen
safhada olan vergi ziyaı cezalarında, ilk tarhiyata esas olan ceza tutarına
göre uygulanır.
5. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarih itibarıyla; uzlaşma hükümlerinden yararlanılmak üzere başvuruda
bulunulmuş, uzlaşma günü verilmemiş veya uzlaşma günü gelmemiş ya da uzlaşma
sağlanamamış, ancak dava açma süresi geçmemiş alacaklar da bu madde hükmünden
yararlanır.
6. Bu madde hükmü, ihtirazi
kayıtla verilen beyannamelere karşı açılan davalar hakkında da uygulanır.
7. Bu madde ile 2 nci madde
hükmünden yararlanmak üzere başvuruda bulunan mükellefler, yararlandıkları
vergi türlerinden, taksit ödeme süresince tahakkuk edenleri zor durum
olmaksızın vadesinde ödemedikleri takdirde belirtilen madde hükümlerinden
yararlanamazlar.
Gecikme zammı uygulaması
MADDE 4. – Bu Kanundan yararlanılarak ödenen alacaklara
Kanunun yürürlük tarihinden sonraki aylar için gecikme zammı uygulanmaz.
İKİNCİ BÖLÜM
İnceleme ve Tarhiyat
Safhasında
Bulunan İşlemler
İnceleme ve tarhiyat safhasında bulunan vergiler
MADDE 5. - 1. Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin
olarak Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce başlanıldığı halde, bu tarihe
kadar tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile takdir, tarh ve tahakkuk
işlemlerine bu Kanunun matrah artırımına ilişkin hükümleri saklı kalmak
kaydıyla devam edilir.
2. Bu işlemlerin
tamamlanmasından sonra tarh edilen vergilerin % 50'si ile bu tutara gecikme
faizi yerine bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar Devlet İstatistik
Enstitüsünün her ay için belirlediği toptan eşya fiyat endeksinin aylık oranı
esas alınarak hesaplanacak tutarın, ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren
otuz gün içerisinde yazılı başvuruda bulunularak, ihbarnamenin tebliğini
izleyen aydan başlamak üzere oniki ayda ve altı eşit taksitte ödenmesi şartıyla,
vergi aslının %50’sinin, bu vergilere uygulanan gecikme faizinin ve vergi
cezalarının tamamının tahsilinden, vergi aslına bağlı olmayan cezaların
kesilmesinden vazgeçilir.
3. İştirak, teşvik ve yardım fiilleri nedeniyle kesilecek vergi
ziyaı cezalarında, cezaya muhatap olanların, cezanın % 20'sini (2) numaralı
fıkrada öngörülen süre ve şekilde ödemeleri halinde cezanın kalan % 80'inin
tahsilinden vazgeçilir.
4. Mükelleflerin bu madde
hükümlerinden yararlanabilmeleri için (2) numaralı fıkrada belirtilen süre ve
şekilde ödeme yapmaları ve dava açmamaları şarttır.
5. Bu Kanunun kapsadığı
dönemlere ilişkin olarak, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce tamamlandığı
halde, bu tarihte ya da bu tarihten sonra vergi dairesi kayıtlarına intikal
eden takdir komisyonu kararları ve vergi inceleme raporları üzerine gerekli
tarh ve tebliğ işlemleri yapılır. Yapılan tarhiyat üzerine dava açılmaması, (2)
ile (3) numaralı fıkralarda öngörülen şekilde belirlenen tutarın, (2) numaralı
fıkrada belirtilen süre içerisinde ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden
yararlanılır.
6. Kanunun yürürlüğe girdiği
tarih itibarıyla Vergi Usul Kanununun tarhiyat öncesi uzlaşma hükümlerine göre
uzlaşma talebinde bulunulmuş, ancak uzlaşma günü gelmemiş ya da uzlaşma
sağlanamamış olmakla birlikte vergi ve ceza ihbarnameleri mükellefe tebliğ
edilmemiş alacaklar için de bu madde hükmü uygulanır.
7. Bu Kanunun 3 üncü maddesi ile
bu madde hükmünden yararlananlar, ayrıca Vergi Usul Kanununun uzlaşma, tarhiyat
öncesi uzlaşma ve vergi cezalarında indirim hükümlerinden yararlanamazlar.
8. Bu madde hükmüne göre
incelemeye başlama; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce mükellef
nezdinde işe başlama tutanağının düzenlenmesi, mükellefe davet veya defter ve
belgelerin istenmesi yazısının tebliğ edilmiş olması, matrah tesisine yönelik
tutanak düzenlenmesi ya da defter ve belgelerin incelenmek üzere vergi
incelemesine yetkili olanlara ibraz edilmiş olması hallerini kapsar.
Pişmanlıkla ya da kendiliğinden yapılan beyanlar
MADDE 6. - 1. Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin
olarak Şubat 2003 ayı sonuna kadar;
a) Vergi Usul Kanununun 371 inci
maddesine göre beyan edilen matrahlar üzerinden tarh ve tahakkuk ettirilen
vergilerin tamamı ile hesaplanacak pişmanlık zammının ve kesilen usulsüzlük
cezasının ayrı ayrı % 10'unun; altı eşit taksitte Şubat, Nisan, Haziran,
Ağustos, Ekim, Aralık 2003 ayları sonuna kadar tamamen ödenmesi şartıyla
pişmanlık zammı ve usulsüzlük cezasının kalan % 90'ının,
b) Vergi Usul Kanununun 30 uncu
maddesinin dördüncü fıkrasına göre kendiliğinden verilen beyannameler üzerinden
tarh ve tahakkuk ettirilen vergilerin tamamı ile hesaplanacak gecikme faizinin
ve kesilecek vergi cezalarının ayrı ayrı % 20'sinin; (a) bendinde belirtilen
süre ve şekilde ödenmesi ve dava açılmaması şartıyla, gecikme faizi ile vergi
cezalarının % 80'inin,
Tahsilinden vazgeçilir.
Ancak, bu Kanunun kapsadığı
dönemlere ilişkin olarak Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce pişmanlık
talebi ile verilip, ödeme yönünden şartların ihlal edildiği beyannameler ile
kendiliğinden verilen beyannameler için kesilen ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarih itibarıyla tebliğ edilmemiş ya da dava açma süresi geçmemiş olan vergi
ziyaı cezaları, bu fıkranın (b) bendi kapsamında sayılır. Bu durumda,
vergilerin tamamı ile gecikme zammı, gecikme faizi ve vergi ziyaı cezalarının %
20'sinin (a) bendinde belirtilen süre ve şekilde ödenmesi, ceza ihbarnamesinin
ilk taksit ödeme süresinden sonra tebliğ edilmesi halinde, bu cezanın,
ihbarnamenin tebliğini izleyen aydan başlamak üzere altı ayda altı eşit
taksitte ödenmesi ve dava açılmaması şartıyla gecikme zammı, gecikme faizi ve
vergi ziyaı cezalarının kalan % 80'inin tahsilinden vazgeçilir.
2. Gelir Vergisi Kanununun 64
üncü maddesinde sayılan diğer ücret mükelleflerinin; Şubat 2003 ayı sonuna
kadar vergi dairelerine başvurarak 2003 takvim yılına ilişkin gelir vergilerini
tarh ettirmeleri ve karnelerine işletmeleri kaydıyla önceki dönemlere ilişkin
olarak herhangi bir vergi ve ceza aranmaz. Bu mükelleflerden daha önce
mükellefiyet kaydını yaptırmamış olanların işe başlama tarihi olarak bu Kanuna
göre yaptıkları müracaat tarihi esas alınır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Matrah Artırımı
Gelir ve kurumlar vergisinde matrah artırımı
MADDE 7. - 1. Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri
vermiş oldukları yıllık beyannamelerinde vergiye esas alınan matrahlarını, bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren Şubat 2003 ayı sonuna kadar, 1998
takvim yılı için % 30, 1999 takvim yılı için % 25, 2000 takvim yılı için % 20,
2001 takvim yılı için % 15 nispetlerinden az olmamak üzere artırdıkları
takdirde, kendileri hakkında artırımda bulunulan yıllar için yıllık gelir ve
kurumlar vergisi incelemesi ve bu yıllara ilişkin olarak bu vergi türleri için
daha sonra başka bir tarhiyat yapılmaz.
2. Gelir vergisi mükelleflerinin;
artırımda bulunmak istedikleri yıl ile ilgili olarak vermiş oldukları gelir
vergisi beyannamelerinde zarar beyan edilmiş ya da hiç beyanname verilmemiş
olması halinde, vergilendirmeye esas alınacak matrah ile (1) numaralı fıkraya
göre artırdıkları matrahlar; 1998 takvim yılı için 2.500.000.000 liradan, 1999
takvim yılı için 3.000.000.000 liradan, 2000 takvim yılı için 3.750.000.000
liradan, 2001 takvim yılı için 5.000.000.000 liradan az olamaz. Ancak beyana
tabi geliri sadece gayrimenkul sermaye iradından oluşan gelir vergisi
mükellefleri için vergilendirmeye esas alınacak matrah, ilgili yıllar için
belirlenmiş tutarın 1/5'i olarak dikkate alınır. Bu fıkranın uygulamasında
ilgili yıllar itibarıyla gayrimenkul sermaye iratları için belirlenen istisna
tutarları dikkate alınmaz.
3. Basit usulde vergilendirilen
gelir vergisi mükelleflerinden 1999, 2000 ve 2001 takvim yıllarına ilişkin
yıllık gelir vergisi beyannamesini bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
vermiş olanlar hakkında bu yıllara ilişkin olarak yıllık gelir vergisi
incelemesi ve tarhiyat yapılmaz. Bu mükelleflerin belirtilen yıllarla ilgili
olarak hiç beyanname vermemiş olmaları halinde, bu hükümden yararlanabilmeleri
için vergilendirmeye esas olmak üzere asgari; 1999 takvim yılı için 600.000.000
lira, 2000 takvim yılı için 900.000.000 lira, 2001 takvim yılı için
1.200.000.000 lira matrah beyan etmeleri zorunludur.
4. Kurumlar vergisi
mükelleflerinin; artırımda bulundukları yıla ilişkin olarak daha önce vermiş
oldukları beyannamelerinde zarar beyan etmiş olmaları veya beyanname vermemiş
olmaları halinde, vergilendirmeye esas alınacak matrahlar ile (1) numaralı
fıkraya göre artırdıkları matrahlar 1998 takvim yılı için 7.500.000.000
liradan, 1999 takvim yılı için 9.000.000.000 liradan, 2000 takvim yılı için
11.250.000.000 liradan, 2001 takvim yılı için 15.000.000.000 liradan az olamaz.
5. Bu madde hükmüne göre
artırılan matrahlar, % 30 oranında vergilendirilir. Bu matrahlar üzerinden
ayrıca herhangi bir vergi, fon payı ve eğitime katkı payı alınmaz. Ancak, gelir
ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, artırımda bulunmak istedikleri yıla ait
yıllık beyannamelerini kanuni
sürelerinde vermiş, bu
beyannameler üzerinden tahakkuk
eden vergilerini süresinde
ödemiş ve bu vergi türleri için bu
Kanunun 2 ve 3 üncü maddesi
hükümlerinden yararlanmamış olmaları şartıyla, bu madde hükmüne göre
artırılan matrahları % 25 oranında vergilendirilir. İstisna, indirim ve
mahsuplar nedeniyle bu beyannameler üzerinden ödenmesi gereken verginin bulunmaması
halinde de bu hüküm uygulanır.
6. Kurumlar vergisi
mükelleflerinin verdikleri yıllık beyannamede kurum kazancından indirilen ve
Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı
bendine göre gelir vergisi tevkifatına tabi tutulmuş olan kazanç ve iratlarının
da bulunması halinde, (1) numaralı fıkrada belirtilen vergi incelemesine ve
tarhiyata muhatap olmamaları için bu kazanç ve iratlar üzerinden tevkif edilen
vergilerin, ait olduğu yıla ilişkin olarak (1) numaralı fıkrada belirtilen
nispetlerde artırılarak ödenmesi şarttır.
7. Gelir Vergisi Kanununun 94
üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinde yer alan vergi
tevkifatına tabi kazanç ve iratların muhtasar beyanname ile beyan edilmemiş
olması halinde, kurumlar vergisi mükelleflerinin bu yıllara ilişkin olarak
vergi incelemesine ve tarhiyata muhatap olmamaları için; bu kazanç ve iratlara
ait tevkifat matrahlarını, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih ile Şubat 2003
ayı sonuna kadar, (4) numaralı fıkrada belirtilen asgari matrahın % 50'sinden
az olmamak şartıyla beyan etmeleri ve beyan edilen bu matrahlar için 1998 yılı
ile ilgili olarak %19, 1999 yılı ile ilgili olarak % 18, 2000 yılı ile ilgili
olarak % 17 ve 2001 yılı ile ilgili olarak % 16 nispetinde vergilendirilmeleri
şarttır.
8. (6) ve (7) numaralı
fıkralarda yer alan hükümlerden yararlanarak artırımda veya beyanda bulunan
mükelleflerin, bu yıllara ilişkin olarak vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap
olmamaları için, ilgili yıllarda vergiye esas alınan kurumlar vergisi
matrahlarını da (4) numaralı fıkrada belirtilen tutarlardan az olmamak üzere
(1) numaralı fıkrada belirtilen nispetlerde artırmaları şarttır.
9. (7) numaralı fıkra hükmünden
yararlanarak beyanname veren mükellefler hakkında bu fiilleri için Vergi Usul
Kanununun usulsüzlük cezalarına ilişkin hükümleri uygulanmaz.
10. Gelir ve kurumlar vergisi
mükelleflerinin bu madde hükmünden yararlanarak beyan ettikleri matrahları
artırmaları halinde, daha önce tevkif yoluyla ödemiş oldukları vergiler,
artırılan matrahlar üzerinden hesaplanan vergilerden mahsup edilmez.
11. Gelir ve kurumlar vergisi
mükelleflerinin matrah artırımında bulundukları yıllara ait zararların % 50'si,
2002 ve izleyen yıllar kârlarından mahsup edilmez.
12. İstisna ve indirimler nedeniyle
gelecek yıllarda matrahtan indirim konusu yapılabilecek tutarlar ile geçmiş yıl
zararları bu madde hükmüne göre artırılan matrahlardan indirilemez.
13. Matrah artırımında bulunan
mükelleflerin yıllık gelir ve kurumlar vergisine mahsuben daha önce tevkif
yoluyla ödemiş oldukları vergilerin, mahsup ya da nakden iadesi ile ilgili
taleplerine ilişkin inceleme ve tarhiyat hakkı saklıdır.
Katma değer vergisinde artırım
MADDE 8.- 1. Katma değer vergisi mükelleflerinin; her
bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri (ihtirazi kayıtla
verilenler dahil) beyannamelerindeki hesaplanan katma değer vergisinin yıllık
toplamı üzerinden 1998 yılı için % 3, 1999 yılı için % 2.5, 2000 yılı için % 2
ve 2001 yılı için % 1.5 oranında hesaplanacak katma değer vergisini, Şubat 2003
ayı sonuna kadar idareye başvurarak artırımda bulunmayı kabul etmeleri halinde,
bu mükellefler nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi kabul ettikleri yıllara ait
vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak katma değer vergisi incelemesi ve
tarhiyat yapılmaz. 25.10.1984 tarihli ve 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi
Kanununun 11 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendi ve Geçici 17 nci
maddelerine göre tecil – terkin uygulamasından faydalanan mükelleflerde
artırıma esas tutarın belirlenmesinde, tecil edilen vergiler hesaplanan
vergiden düşülür.
2. Vergilendirme dönemi aylık
olan katma değer vergisi mükelleflerince, artırımda bulunulmak istenilen yıl
içinde;
a) Verilmesi gereken katma değer
vergisi beyannamelerinden, en az üç döneme ait olanlarının verilmiş olması
halinde, bu yıla ait dönemlerden verilmiş olan beyannamelerdeki hesaplanan
katma değer vergisi tutarlarının ortalaması bir yıla iblağ edilerek, artırıma
esas olmak üzere yıllık hesaplanan katma değer vergisi tutarı bulunur ve bu
tutar üzerinden (1) numaralı fıkrada belirtilen oranlarda katma değer vergisi
olarak ödenir.
b) Hiç beyanname verilmemiş ya
da bir veya iki döneme ilişkin beyanname verilmiş olması halinde, ilgili yıl için gelir veya kurumlar
vergisi matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla artırılan matrah
üzerinden % 15 oranında hesaplanacak katma değer vergisini ödemek suretiyle bu
maddeden yararlanılır.
c) İlgili takvim yılı içindeki
işlemlerin tamamının, Katma Değer Vergisi Kanununun 32 nci maddesinde
sayılmayan istisnalar kapsamındaki teslim ve hizmetlerden ya da tecil – terkin
uygulaması kapsamındaki teslimlerden oluşması nedeniyle hesaplanan vergi
bulunmaması halinde, ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah
artırımında bulunulmuş olması şartıyla artırılan matrah üzerinden %15 oranında
katma değer vergisi ödenmek suretiyle bu maddeden yararlanılır. Şu kadar ki,
ilgili takvim yılı içinde yukarıdaki işlemlerin yanı sıra vergiye tabi
işlemlerin de mevcudiyeti nedeniyle hesaplanan vergisi çıkan mükelleflerin bu
madde hükmüne göre ödemeleri gereken katma değer vergisi tutarı, yukarıda
belirtildiği şekilde hesaplanacak %15 oranındaki katma değer vergisi tutarından
aşağı olamaz. Bu kapsama giren mükellefler, gelir veya kurumlar vergisi için matrah
artırımında bulunmamaları halinde bu madde hükmünden yararlanamaz.
3. Vergilendirme dönemi üç aylık
olan katma değer vergisi mükelleflerinin, yıllık asgari artırım tutarı; hiç
beyanname vermemiş olmaları halinde (2) numaralı fıkranın (b) bendinde belirtilen
esaslar çerçevesinde, beyanname vermiş olmaları halinde ise aynı fıkranın (a)
bendinde belirtilen esaslar çerçevesinde belirlenir.
4. Katma değer vergisi
mükelleflerinin artırımda bulunmak istedikleri yıl içinde işe başlamaları ya da
işi bırakmaları halinde faaliyette bulunulan vergilendirme dönemleri için bu
maddede belirtilen esaslar çerçevesinde artırımda bulunulur.
5. Mükelleflerin artırımda
bulunmak istedikleri yıl içinde bulunan vergilendirme dönemlerine ilişkin
olarak, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılıp kesinleşen
tarhiyatlar ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate alınır.
6. Basit usulde vergilendirilen
gelir vergisi mükellefleri hakkında (1) numaralı fıkrada belirtilen yıllardaki
vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak katma değer vergisi incelemesi ve
tarhiyat yapılmaz.
7. Artırımda bulunulan yıllarla
ilgili olarak kendileri hakkında sonraki dönemlere devreden indirilebilir katma
değer vergileri ve ihraç kaydıyla teslimlerden veya iade hakkı doğuran
işlemlerden doğan tecil-terkin ve nakden ya da mahsuben iade işlemleriyle
sınırlı olmak üzere, inceleme ve tarhiyat hakkı saklıdır.
8. Bu madde hükmüne göre ödenen
katma değer vergisi, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider
veya maliyet unsuru olarak nazara alınmaz, ödenmesi gereken katma değer
vergilerinden indirilmez veya herhangi bir şekilde mahsup ve iade edilmez.
Gelir (stopaj) vergisinde artırım
MADDE 9. - 1. Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (1) numaralı bendi uyarınca hizmet erbabına ödenen
ücretlerden vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanların; her bir vergilendirme
dönemine ilişkin olarak verdikleri (ihtirazi kayıtla verilenler dahil) muhtasar
beyannamelerinde yer alan ücret ödemelerine ilişkin gayrisafi tutarların yıllık
toplamı üzerinden 1998 yılı için % 5, 1999 yılı için % 4, 2000 yılı için % 3 ve
2001 yılı için % 2 oranında hesaplanacak gelir vergisini, Şubat 2003 ayı sonuna
kadar idareye başvurarak artırımda bulunmayı kabul etmeleri halinde, bu
mükellefler nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi kabul ettikleri yıllara ait
vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak ücret yönünden gelir (stopaj) vergisi
incelemesi ve tarhiyat yapılmaz.
2. Gelir (stopaj) vergisi
artırımı isteminde bulunulan yıl içinde yer alan vergilendirme dönemlerine
ilişkin olarak;
a) Verilmesi gereken muhtasar
beyannamelerinden, en az bir dönemde beyanname verilmiş olması halinde, bu
beyannamede yer alan ücret ödemelerine ilişkin gayrisafi tutar 1 yıla iblağ
edilerek, artırıma esas olmak üzere yıllık ücretler üzerinden hesaplanan gelir
(stopaj) vergisi matrahı bulunur ve bu tutar üzerinden (1) numaralı fıkrada
belirtilen oranda gelir vergisi ödenir.
b) Hiç beyanname verilmemiş olması halinde; her bir vergilendirme
dönemi için hesaplanacak asgari gelir (stopaj) vergisine esas olmak üzere en az
;
ba) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten önce ilgili yılda verilmiş olan en son dört aylık sigorta prim
bordrolarında bildirilen işçi sayısı kadar işçi,
bb) İlgili yılda sigorta prim
bordrosunun hiç verilmemiş olması halinde, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe
kadar, izleyen vergilendirme dönemlerinde verilen ilk sigorta prim
bordrosundaki işçi sayısı kadar işçi,
bc) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihe kadar sigorta prim bordrosunun hiç verilmemiş olması halinde en az iki
işçi,
Çalıştırıldığı kabul edilmek ve
ilgili yılın son vergilendirme döneminde onaltı yaşından büyük işçiler için
geçerli olan asgari ücret tutarı esas alınarak hesaplanan gelir (stopaj)
vergisi matrahı üzerinden (1) numaralı fıkrada belirtilen oranda gelir
vergisini ödemek suretiyle bu maddeden yararlanılır.
3. Gelir (stopaj) vergisi
artırımında bulunmak isteyenlerin, yıl içinde işe başlamaları ya da işi
bırakmaları halinde faaliyette bulunulan vergilendirme dönemleri için bu
maddede belirtilen esaslar çerçevesinde artırımda bulunulur.
4. Gelir (stopaj) vergisi
artırımında bulunulan yıl içinde yer alan vergilendirme dönemlerine ilişkin
olarak, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılıp kesinleşen
tarhiyatlar ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate alınır.
5. Bu madde hükmüne göre ödenen
gelir vergisi, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider veya
maliyet unsuru olarak nazara alınmaz.
MADDE 10. - 1. Bu Kanunun 7, 8 ve 9 uncu maddelerine
göre;
a) Hesaplanan gelir, kurumlar ve
katma değer vergilerinin; Şubat, Nisan, Haziran, Ağustos, Ekim, Aralık 2003
ayları ile Şubat, Nisan, Haziran 2004 ayları sonuna kadar dokuz eşit taksitte
ödenmesi şarttır. Bu vergilerin Kanunda belirtilen şekilde ödenmemesi halinde,
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesine
göre gecikme zammıyla birlikte takip ve tahsiline devam olunur.
b) Hesaplanarak ödenen vergiler,
gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul
edilmez, indirim, mahsup ve iade konusu yapılmaz.
c) Artırılan matrahlar nedeniyle
geçici vergi hesaplanmaz ve tahsil olunmaz.
d) Matrah artırımında
bulunulması, Vergi Usul Kanununun defter ve belgelerin muhafaza ve ibrazına
ilişkin hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmez.
2. Defter ve belgeleri üzerinde
daha önce vergi incelemesi yapılmış olan mükellefler, diledikleri takdirde
vergi incelemesi yapılan yıllar için de artırımda bulunabilirler.
3. İdarenin artırımda bulunulmayan
yıllar veya dönemler için vergi incelemesi yapma hakkı saklıdır.
4. Bu Kanuna göre matrah
artırımında bulunulması, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce başlanılmış
olan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerine engel teşkil etmez. Ancak, matrah
artırımında bulunan mükellefler hakkında başlanılan vergi incelemeleri ve
takdir işlemlerinin, bu Kanunun 7 nci maddesinin (13) numaralı, 8 inci
maddesinin (7) numaralı fıkra hükümleri saklı kalmak kaydıyla bu Kanunun
yürürlüğe girdiği ayı izleyen ayın başından itibaren 1 ay içerisinde
sonuçlandırılamaması halinde bu işlemlere devam edilmez. Bu süre içerisinde
sonuçlandırılan vergi incelemeleri ile ilgili tarhiyat öncesi uzlaşma talepleri
dikkate alınmaz. İnceleme veya takdir sonucu tarhiyata konu matrah farkı tespit
edilmesi halinde, inceleme raporları ile takdir komisyonu kararlarının vergi
dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihten önce matrah artırımında bulunulmuş
olması şartıyla, inceleme ve takdir sonucu bulunan matrah farkı, bu Kanunun 7
ve 8 inci madde hükümleri ile birlikte değerlendirilir. İnceleme ve takdir
işlemlerinin sonuçlandırılmasından maksat, inceleme raporları ve takdir
komisyonları kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettirilmesidir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Stok Beyanları
İşletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan mallar ile düşük
bedelle yer alan makine, teçhizat ve demirbaşlar
MADDE 11. - 1. Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri
(adi, kollektif ve adi komandit şirketler dahil); işletmelerinde mevcut olduğu
halde kayıtlarında yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşları ile
kayıtlarında düşük değerle yer alan makine, teçhizat ve demirbaşlarını
kendilerince veya bağlı oldukları meslek kuruluşunca tespit edilecek rayiç
bedel ile bu Kanunun yürürlüğe girdiği ayı izleyen üçüncü ayın son iş gününe
kadar bir envanter listesi ile vergi dairelerine bildirmek suretiyle
defterlerine kaydedebilirler. Bu suretle beyan edilen kıymetlerin satılması
halinde satış bedeli bunların deftere kaydedilen bedelinden düşük olamaz. Bildirime
dahil edilen varlıklar için amortisman ayrılmaz.
2. Bilanço esasına göre defter
tutan mükellefler, bu madde hükümleri uyarınca aktiflerine kaydettikleri emtia
için ayrı; makine, teçhizat ve demirbaşlar için ayrı olmak üzere özel karşılık
hesabı açarlar. Emtia için ayrılan karşılık, ortaklara dağıtılması veya
işletmenin tasfiye edilmesi halinde sermayenin unsuru sayılır ve
vergilendirilmez. Makine, teçhizat ve demirbaşlar envantere kaydedilir ve
ayrılan karşılık birikmiş amortisman addolunur. İşletme hesabı esasına göre
defter tutan mükellefler ise söz konusu emtiayı defterlerinin gider kısmına
satın alınan mal olarak kaydederler.
3. Bu madde uyarınca beyan
edilen makine, teçhizat ve demirbaşlar ile genel orana tabi emtianın bedeli
üzerinden %10 oranı, diğer emtianın bedeli üzerinden bu emtianın tabi olduğu
oranların yarısı esas alınarak katma değer vergisi hesaplanır ve ayrı bir
beyanname ile sorumlu sıfatıyla beyan edilerek, beyanname verme süresi içinde
ödenir. Bu vergi, kayıtlarda düşük değerle yer alan makine, teçhizat ve
demirbaşların değerleme farkı üzerinden hesaplanır. Makine, teçhizat ve
demirbaşlar üzerinden ödenen bu vergi hesaplanan katma değer vergisinden
indirilemez. Emtia üzerinden ödenen vergi genel esaslara göre indirilir. Bu
emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar için 25.10.1984 tarihli ve 3065 sayılı
Katma Değer Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin (2) numaralı fıkrası hükmü
uygulanmaz.
Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede mevcut olmayan mallar
MADDE 12. - Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri (adi,
kollektif ve adi komandit şirketler dahil), kayıtlarında yer aldığı halde
işletmelerinde mevcut olmayan mallarını, bu Kanunun yürürlüğe girdiği ayı
izleyen üçüncü ayın son iş gününe kadar, aynı nev'iden mallara ilişkin cari yıl
kayıtlarına göre tespit edilen gayrisafi kâr oranını dikkate alarak fatura
düzenlemek ve her türlü vergisel yükümlülüklerini yerine getirmek suretiyle
kayıt ve beyanlarına intikal ettirebilirler. Gayrisafi kâr oranının cari yıl
kayıtlarına göre tespit edilemediği hallerde mükellefin bağlı olduğu meslek
odalarının belirleyeceği oranlar esas alınır. Bu madde hükmünün uygulanmasına
ilişkin olarak geçmişe yönelik vergi cezası ve gecikme faizi uygulanmaz. Yılı
içerisinde ödenmesi gereken vergilerin, ödeme sürelerinde değişiklik yapmaya
Maliye Bakanlığı yetkilidir.
Kıymetli maden ve ziynet eşyası ile ilgili değerleme farkı beyanı
MADDE 13. - 1. Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri (adi, kollektif ve adi
komandit şirketler dahil); esas faaliyetleri ile ilgili olarak 31.12.2002
tarihi itibarıyla işletmelerinde mevcut olup, kayıtlarında yer alan kıymetli
maden (altın, platin ve gümüş) ve kıymetli taşlar (elmas, pırlanta, yakut,
zümrüt, topaz, safir, zebercet ve inci) ile bunlardan yapılmış ziynet eşyasını aynı tarih itibarıyla borsa rayici, borsa
rayici olmayanlarda emsal bedeli ile değerlemek suretiyle hesaplayacakları
değerleme farklarını cins, vasıf ve miktarlarını belirten bir beyanname ile bu
Kanunun yürürlüğe girdiği ayı izleyen üçüncü ayın son iş gününe kadar bağlı oldukları
vergi dairelerine bildirmek kaydıyla, ilgili malların maliyet bedellerine
ilave suretiyle defterlerine intikal
ettirebilirler.
2. (1) numaralı fıkra hükmüne göre beyan edilecek değerleme farkları
%2,5 oranında vergiye tabi tutulur. Bu suretle tahakkuk ettirilen vergi,
beyanname verme süresi içinde ödenir. Ödenen
bu vergiler, gelir ve kurumlar vergisinden mahsup edilemez, gelir ve
kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul edilmez.
Bilanço esasına göre defter
tutan mükellefler, bu Kanun hükümleri uyarınca değerledikleri emtiaya ilişkin
değerleme farkları karşılığında pasifte özel bir karşılık hesabı açarlar. Bu
hesapta izlenen karşılık, ortaklara dağıtılması veya işletmenin tasfiye
edilmesi halinde sermayenin unsuru
sayılır ve vergilendirilmez. İşletme
hesabı esasına göre defter tutan mükellefler ise söz konusu değerleme
farklarını defterlerinin gider kısmına satın alınan mal olarak kaydederler.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Çeşitli Hükümler
Uygulanmayacak hükümler
MADDE 14. - 1. Vergi Usul Kanununun 359 uncu maddesinde
sayılan fiilleri 31.8.2002 tarihinden önce işleyenler hakkında Cumhuriyet
savcılıklarına suç duyurusunda bulunulmaz, soruşturma aşamasında olanlar için
takibat yapılmaz, açılmış bulunan kamu davaları ortadan kaldırılır ve kesinleşmiş
mahkûmiyet kararları infaz edilmez.
2. Anılan Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasının (1) numaralı
bendindeki "Defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter
sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak
koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte
olarak düzenleyenler", (2) numaralı bendindeki "belgeleri sahte
olarak basanlar" hakkında (1) numaralı fıkra hükümleri uygulanmaz ve bahsi
geçenler bu Kanunun 7, 8 ve 9 uncu madde hükümlerinden yararlanamaz.
3. İşlenen kaçakçılık
suçlarından dolayı vergi ziyaına sebebiyet verildiği hallerde, (1) numaralı
fıkra hükümlerinden yararlanılabilmesi için; salınan vergi ve kesilen cezalar
ile gecikme faizi ve zamlarının, bu Kanunun yürürlüğünden önce ya da bu Kanun
hükümlerinden yararlanılmak suretiyle öngörülen süre ve tutarda tamamen ödenmiş
olması ve bunlara karşı idari yargı yerlerinde dava açılmaması veya açılan
davalardan vazgeçilmesi şarttır.
Ecrimisil ve bazı alacaklara ilişkin hükümler
MADDE 15. - 1. 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 75 inci
maddesi ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre
tahsili öngörülen ecrimisillerden, vadesi 31.8.2002 tarihinden önce olduğu
halde bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ödenmemiş bulunanların
tamamı ile bu tutara gecikme zammı yerine bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe
kadar Devlet İstatistik Enstitüsünün her ay için belirlediği toptan eşya fiyat
endeksinin aylık oranı esas alınarak hesaplanacak tutarın, altı eşit taksitte
Şubat, Nisan, Haziran, Ağustos, Ekim, Aralık 2003 ayları sonuna kadar ödenmesi,
dava açılmaması veya açılmış davalardan vazgeçilmesi şartıyla ecrimisillere
uygulanan gecikme zamlarının tahsilinden vazgeçilir.
2. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarih itibarıyla ödenmesi gerektiği halde ödenmemiş bulunan ve 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamına giren, Maliye Bakanlığına
bağlı vergi dairelerince tahsil edilen ve tutarı 200.000.000 lirayı aşmayan
trafik para cezaları ile tutarı 100.000.000 lirayı aşmayan diğer para
cezalarının tahsilinden vazgeçilir.
3. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarih itibarıyla tahsil edilebilir hale geldiği halde ödenmemiş bulunan
30.6.1934 tarihli ve 2548 sayılı Ceza Evleriyle Mahkeme Binaları İnşası
Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkûmlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri
Hakkında Kanuna göre doğan yiyecek bedellerinin ve bunlara ilişkin gecikme
zamlarının tahsilinden vazgeçilir.
4. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarih itibarıyla 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun
41 inci maddesine istinaden vergi tahsilatı yetkisi verilen bankalar ile
postaneler adına uygulanan gecikme zamları ile
ilgili kuruluşların sorumluları adına hesaplanan % 10 nispetindeki
cezaların tahsilinden vazgeçilir.
Belli tutarın altındaki alacakların terkini
MADDE 16. – 31.8.2002 tarihinden önce vadesi geldiği
halde ödenmemiş bulunan, Devlete ait olup Maliye Bakanlığına bağlı vergi
dairelerince tahsil edilen ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanun kapsamına giren her bir alacağın türü, dönemi, asılları ayrı
ayrı dikkate alınmak suretiyle tutarı 10.000.000 lirayı aşmayan aslî
alacakların ve tutarına bakılmaksızın bu asıllara bağlı fer’i alacakların, aslı
ödenmiş fer’i alacaklardan tutarı 20.000.000 lirayı aşmayanların tahsilinden
vazgeçilir.
Kamu kuruluşlarının taksitleri
MADDE 17. - 1. Özelleştirme kapsamına alınan kuruluşlar
dahil 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname
hükümlerine tabi iktisadi devlet teşekkülleri, kamu iktisadi kuruluşları,
bunların müesseseleri, bağlı ortaklıkları, iştirakleri ile büyükşehir
belediyeleri, belediyeler, il özel idareleri, bunlara ait tüzel kişiler veya
bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlar, bu
Kanun hükümlerine göre ödeyecekleri tutarları ilk taksit Haziran 2003 ayından
başlamak üzere otuzaltı ayda otuzaltı eşit taksitte öderler.
2. Büyükşehir belediyeleri,
belediyeler, il özel idareleri, bunlara ait tüzel kişilerin veya bunlara bağlı
müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşların bu Kanuna göre
ödeyecekleri taksit tutarları, 2.2.1981 tarihli ve 2380 sayılı, 27.6.1984
tarihli ve 3030 sayılı kanunlar uyarınca kendilerine verilen payların, anılan
kanunlar çerçevesinde Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine olan
borçlarına karşılık ayrılan kısımlarından, ilgisine göre Maliye Bakanlığı veya
İller Bankası tarafından kesilerek belirlenecek hesaplara nakden veya hesaben
ödenir. Yapılacak kesintinin taksit tutarını karşılamaması halinde eksik kalan
tutar, izleyen ilk taksit ayında mükellef tarafından faiz uygulanmaksızın
nakden ödenir.
Süresinde ödenmeyen taksitler
MADDE 18. - 1. Bu Kanuna göre ödenmesi gereken
taksitlerin ödenmemesi ya da eksik ödenmiş olması halinde, ödenmemiş olan
tutarların son taksit ödeme süresi sonuna kadar; ödenmeyen ya da eksik ödenen
kısmın son takside ait olması halinde ise bu tutarın son taksiti izleyen ayın
sonuna kadar ödenmeyen kısım ile birlikte her ay için ayrı ayrı % 10 fazlası ile
ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılır.
2. Bu Kanun kapsamına giren
alacakların (1) numaralı fıkrada belirtilen şekilde tamamen ödenmemiş olması
halinde mükellefler ödedikleri tutar kadar bu Kanun hükümlerinden
yararlanırlar.
ALTINCI BÖLÜM
Gümrük Vergi ve
Cezaları
Gümrük vergisi ve cezalara ilişkin hükümler
MADDE 19. - 1. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar
gerek mülga 19.7.1972 tarihli ve 1615 sayılı Gümrük Kanunu, gerekse 27.10.1999
tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanununa göre tahakkuku kesinleştiği halde
tamamen ya da kısmen ödenmemiş gümrük vergilerinin aslının tamamının ve bu asla
bağlı olarak 1615 sayılı Gümrük Kanununun 146 ve 149 uncu, 4458 sayılı Gümrük
Kanununun 234 ve 238 inci maddeleri uyarınca kesilen veya kesilecek para cezalarının
kanunî miktarları ile uygulanacak gecikme zammı veya faizlerin % 20’sinin bu
Kanunun yürürlük tarihinden itibaren iki ay içinde ödenmesi halinde kalan %
80’inin tahsilinden vazgeçilir. Bu hüküm, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte
vergi yükümlülüğü doğmuş bulunan; itiraz süresi geçmemiş olan veya bu tarihten
sonra tebliğ edilip de ihtilaf yaratılmayan ve tebliğ tarihinden itibaren iki
ay içinde ödenecek olan vergilere ilişkin para cezaları için de uygulanır.
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce bir gümrük rejimi beyanında bulunulmuş
olsa dahi bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra bir gümrük yükümlülüğünün
doğması halinde bu madde hükümleri uygulanmaz.
2. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihe kadar gerek mülga 1615 sayılı Gümrük Kanunu, gerekse 4458 sayılı Gümrük
Kanununa göre idarî itiraz mercileri veya yargı organları nezdinde ihtilaflı
hale gelmiş gümrük vergilerinin aslının tamamının ve bu asla bağlı olarak 1615
sayılı Gümrük Kanununun 146 ve 149 uncu, 4458 sayılı Gümrük Kanununun 234 ve 238
inci maddeleri uyarınca kesilen veya kesilecek para cezalarının kanunî
miktarları ile uygulanacak gecikme zammı veya faizlerin % 30’unun bu Kanunun
yürürlük tarihinden itibaren iki ay içinde ihtilaftan vazgeçilmek kaydıyla
ödenmesi halinde kalan % 70’inin tahsilinden vazgeçilir.
3. Bu Kanunun yürürlük tarihine
kadar 4458 sayılı Gümrük Kanunu hükümlerine aykırı olarak işlenmiş fiiller
nedeniyle aynı Kanunun 235, 236, 237 ve 241 inci maddeleri uyarınca alınması
gereken para cezalarının % 30’unun bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren iki
ay içerisinde ödenmesi halinde kalan % 70’inin tahsilinden vazgeçilir.
4. 1972 Konteynerlerle İlgili
Gümrük Sözleşmesi çerçevesinde 29.7.1998 tarihinden önce yurda geçici olarak
ithal edilen konteynerlerden 2.7.1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa
bağlı (8) sayılı tarife kapsamında yer alan ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarih itibarıyla ödenmemiş bulunan ithal talep harcı tahsilatından vazgeçilir.
YEDİNCİ BÖLÜM
Son Hükümler
MADDE 20. - 1. Bu Kanun kapsamında yapılan ödemeler red,
iade ve mahsup edilmez.
2. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten önce yapılan ödemeler ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanunun 48 inci maddesine göre tahsil edilen tecil faizlerinin bu
Kanun hükümlerine dayanılarak red ve iadesi yapılmaz. Ancak, bu Kanunun 3 üncü
maddesinin uygulamasına ilişkin olarak dava konusu olan tarhiyatlara karşılık
bu Kanunun yürürlük tarihinden önce ödeme yapılmış olması halinde, ödenen bu
tutarlar vergi mahkemesinde devam eden davalar için bu maddeden yararlanılmak
üzere yapılan başvurular ile vergi mahkemesince verilmiş terkin kararları
üzerine nakden ya da mahsuben iade edilebilir.
Yetki
MADDE 21. - Maliye Bakanlığı, bu Kanunun uygulanmasına
ilişkin usul ve esasları belirlemeye, bu Kanunda belirlenen başvuru ve ilk
taksit ödeme süresini bir aya kadar uzatmaya ve bu Kanundan yararlanmak isteyen
mükelleflere başvuru süresi tespit etmeye yetkilidir.
MADDE 22. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 23. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.