DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN
Kanun No. 5236 |
|
Kabul Tarihi : 26.9.2004 |
MADDE 1.- 18.6.1927 tarihli ve 1086 Sayılı Hukuk Usulü
Muhakemeleri Kanununun 25 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
MADDE 25.- Yetkili mahkemenin bir davaya bakmasına fiilî veya hukukî bir engel çıktığı veya iki mahkemenin yargısal sınırları kapsamının belirlenmesinde tereddüt edildiği takdirde, yetkili mahkemenin tayininde, ilk derece mahkemeleri için bölge adliye mahkemelerine, bölge adliye mahkemeleri için Yargıtaya başvurulur.
İki mahkemenin aynı dava
hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna
başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya
Yargıtayca belirlenir.
Bölge adliye mahkemesince veya
Yargıtayca verilen merci tayini kararları ile kanun yolu incelemesi sonucunda
kesinleşen göreve veya yetkiye ilişkin kararlar, davaya ondan sonra bakacak
mahkemeyi bağlar.
MADDE 2.- Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 30 uncu
maddesinin ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Aksi takdirde memnuiyet sebebinin doğduğu tarihten itibaren yapılan tüm işlemler, kararı veren ilk derece mahkemesi ise bölge adliye mahkemesince, bölge adliye mahkemesi ise Yargıtayca iptal olunabilir.
MADDE 3.- Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 33 üncü
maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin başkan ve üyelerinin reddi istemi, reddedilen başkan ve üye katılmaksızın görevli olduğu dairece incelenerek karara bağlanır.
MADDE 4.- Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 35 inci
maddesinin son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
İlk derece mahkemesinin bu
kararlarına karşı istinaf yoluna, bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin başkan ve üyeleri
hakkındaki kararlarına karşı da temyiz yoluna ancak hükümle birlikte
başvurulabilir.
MADDE 5.- Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 36 ncı
maddesinin son fıkrasının son cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Merci kararının uygun bulunmayarak
kaldırılması veya bozulması hâlinde tahsil olunmuş para cezası ilgilinin isteği
üzerine geri verilir.
MADDE 6.- Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 36/A
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
MADDE 36/A.- Esas hüküm bakımından istinaf yolu kapalı bulunan dava ve işlerde hâkimin reddi istemi ile ilgili merci kararları kesindir.
Esas hüküm bakımından istinaf
yolu açık bulunan dava ve işlerde ise ret istemi hakkındaki merci
kararlarına karşı tefhim veya
tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir; bu
hâlde 426/G maddesi hükmü uygulanmaz. Bölge adliye mahkemesinin bu husustaki
kararlarına uymak zorunludur.
Ret isteminin reddine ilişkin
merci kararının bölge adliye mahkemesince uygun bulunmayarak kaldırılması veya
ret isteminin kabulüne dair merci kararının bölge adliye mahkemesince uygun
bulunması hâlinde, ret sebebinin doğduğu tarihten itibaren reddedilen hâkimce yapılmış olan ve ret
isteminde bulunan tarafça itiraz edilen esasa etkili işlemler, davaya daha
sonra bakacak hâkim tarafından iptal olunur.
MADDE 7.- Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa 36/A
maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 36/B maddesi eklenmiştir.
MADDE 36/B.- Esas hüküm
bakımından temyiz yolu kapalı bulunan dava ve işlerde, bölge adliye mahkemesi
başkan ve üyelerinin reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararları kesindir.
Esas hüküm bakımından temyiz yolu
açık bulunan dava ve işlerde ise, ret istemi hakkındaki karar, tefhim veya
tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde temyiz edilebilir. Bu hâlde 426/G
maddesi hükmü uygulanmaz. Yargıtayın bu husustaki kararına uymak zorunludur.
Bölge adliye mahkemesi hâkiminin
reddine ilişkin istemin reddi konusundaki kararın temyizi üzerine Yargıtayca
bozulması veya ret isteminin kabulüne ilişkin kararın Yargıtayca onanması
hâlinde, ret sebebinin doğduğu tarihten itibaren reddedilen hâkimce yapılmış
olan ve ret isteminde bulunan tarafça itiraz edilen esasa ilişkin işlemler,
davaya daha sonra bakacak olan bölge adliye mahkemesi tarafından iptal olunur.
MADDE 8.- Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 37 nci
maddesine aşağıdaki cümle eklenmiştir.
Bu konuda verilecek kararlar kesindir.
MADDE 9.- Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 48 inci
maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Aynı mahkemede görülmekte olan
davalar yönünden verilen birleştirme ve ayırma hususundaki ilk derece mahkemesi
kararları hakkında istinaf yoluna; bölge adliye mahkemesi kararları hakkında
ise temyiz yoluna; ancak hükümle birlikte gidilebilir. Şu kadar ki, bu husus
tek başına; bölge adliye mahkemesinde hükmün kaldırılarak esastan incelenmesi,
Yargıtay da bozma sebebi teşkil etmez.
MADDE 10.- Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 149 uncu
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
MADDE 149.- Duruşma herkese
açıktır.
Genel ahlâkın veya kamu
güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hâllerde, duruşmanın bir kısmının
veya tamamının kapalı yapılmasına mahkemece karar verilebilir.
Duruşmanın kapalı yapılması
konusundaki gerekçeli karar açık duruşmada açıklanır.
Kapalı yapılan duruşmalar
hakkında Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümleri uygulanır.
MADDE 11.- Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 170 inci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
MADDE 170.- İlk derece mahkemeleri veya bölge adliye mahkemelerine yapılacak eski hâle getirme istemleri, hadiseler hakkındaki usule, Yargıtayda ileri sürülecek eski hâle getirme istemleri, temyiz usulüne göre yapılır ve incelenir.
MADDE 12.- Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 176 ncı
maddesinin üçüncü ve son fıkraları
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Adlî ara verme süresi içinde, yukarıdaki fıkralarda gösterilenler
dışında kalan dava ve işlerle ilgili olarak verilen dava, karşılık dava,
istinaf ve temyiz dilekçeleri, bunlara karşı verilen cevap dilekçelerinin ve dosyası işlemden kaldırılan davaları
yenileme dilekçelerinin alınması, ilâm
verilmesi, her türlü tebligat, dosyanın başka bir mahkemeye, bölge adliye
mahkemesine veya Yargıtaya gönderilmesi işlemleri de yapılır.
Bu madde hükümleri bölge adliye
mahkemesi ve Yargıtay incelemelerinde de uygulanır.
MADDE 13.- Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 193 üncü
maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Her iki hâlde kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren on gün içinde yeniden dilekçe verilmesi veya yeniden çağrı kâğıdı tebliğ ettirilmesi gerekir.
MADDE 14.- Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388 inci
maddesinin (4) numaralı bendinde geçen "kanun yolları" ibaresi
"kanun yolu ve süresi" olarak değiştirilmiştir.
MADDE 15.- Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun Üçüncü Bap
başlığı "Kanun Yolları", Birinci Fasıl başlığı "İstinaf"
olarak değiştirilmiş ve Kanuna aşağıdaki 426/A ilâ 426/U maddeleri eklenmiştir.
İstinaf yoluna başvurulabilen
kararlar
MADDE 426/A.- İlk derece mahkemelerinden verilen nihaî kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.
Miktar veya değeri birmilyar lirayı geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.
Alacağın bir kısmının dava
edilmiş olması durumunda birmilyar liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına
göre belirlenir.
Alacağın tamamının dava edilmiş
olması durumunda, kararda asıl isteminin kabul edilmeyen bölümü birmilyar
lirayı geçmeyen taraf, istinaf yoluna
başvuramaz.
İlk derece mahkemelerinin diğer kanunlarda temyiz edilebileceği veya
haklarında Yargıtaya başvurulabileceği belirtilmiş olup da bölge adliye
mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işlere ilişkin nihaî kararlarına
karşı bölge adliye mahkemelerine başvurulabilir.
İstinaf dilekçesi
MADDE 426/B.- İstinaf yoluna başvurma, dilekçeyle yapılır ve dilekçeye karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenir.
İstinaf dilekçesinde aşağıdaki
hususlar bulunur:
1. Başvuran ile karşı tarafın
davadaki sıfatları, adı, soyadı ve adresleri.
2. Varsa yasal temsilci ve
vekillerinin adı, soyadı ve adresleri.
3. Kararın hangi mahkemeden
verilmiş olduğu ve tarihi ile sayısı.
4. Kararın başvurana tebliğ
edildiği tarih.
5. Kararın özeti.
6. Başvuru sebepleri ve
gerekçesi.
7. İstem sonucu.
8. Başvuranın veya varsa yasal
temsilci yahut vekilinin imzası.
İstinaf dilekçesi, başvuranın
kimliği ve imzasıyla, başvurulan kararı yeteri kadar belli edecek kayıtları
taşıması durumunda diğer hususlar bulunmasa bile reddolunmayıp, 426/O maddesi çerçevesinde gerekli inceleme
yapılır.
İstinaf dilekçesinin verilmesi
MADDE 426/C.- İstinaf dilekçesi, kararı veren mahkemeye veya başka bir yer mahkemesine verilebilir. İstinaf dilekçesi hangi mahkemeye verilmişse, o mahkemece bölge adliye mahkemesi başvuru defterine kaydolunur ve başvurana ücretsiz bir alındı belgesi verilir.
Kararı veren mahkemeden başka
bir mahkemeye verilmiş olan istinaf dilekçesi, bu mahkemece yukarıdaki fıkraya
göre işlem yapıldıktan sonra kararı veren mahkemeye örnekleriyle birlikte
gönderilir. Bu durum derhâl mahkemesine bildirilir.
İstinaf yoluna başvurma tarihi konusunda 178 inci madde
hükmü uygulanır.
Dosya, kararı veren mahkemece,
istinaf dilekçesinde gösterilen daire ile bağlı kalınmaksızın, yetkili bölge
adliye mahkemesine gönderilir.
Harç ve giderlerin yatırılması
MADDE 426/D.- İstinaf dilekçesi verilirken, tebliğ giderleri de dahil olmak üzere gerekli harç ve giderler ödenir. Bunların eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek yedi günlük kesin süre içinde tamamlanması, aksi hâlde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması hâlinde, 426/F maddesinin ikinci fıkrası hükmü kıyas yoluyla uygulanır.
Başvuru süresi
MADDE 426/E.- İstinaf yoluna başvuru süresi onbeş gün, 8.1.1943 tarihli ve 4353 sayılı Kanuna tabi kamu kurumları hakkında otuz gündür. Bu süre, ilâmın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlar. İstinaf yoluna başvuru süresine ilişkin özel kanun hükümleri saklıdır.
İstinaf dilekçesinin reddi
MADDE 426/F.- İstinaf dilekçesi,
yasal süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa,
kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar verir ve 426/D
maddesine göre yatırılan giderden karşılanmak suretiyle ret kararını
kendiliğinden ilgiliye tebliğ eder.
Bu ret kararına karşı tebliği
tarihinden itibaren yedi gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. İstinaf
yoluna başvurulduğu ve gerekli giderler de yatırıldığı takdirde dosya, kararı
veren mahkemece yetkili bölge adliye mahkemesine gönderilir. Bölge adliye
mahkemesi ilgili dairesi istinaf dilekçesinin reddine ilişkin kararı yerinde
görmezse, ilk istinaf dilekçesine göre gerekli incelemeyi yapar.
İstinaf dilekçesine cevap
MADDE 426/G.- İstinaf dilekçesi, kararı veren mahkemece karşı tarafa tebliğ olunur.
Karşı taraf, tebliğden itibaren onbeş gün içinde cevap dilekçesini kararı veren mahkemeye veya bu mahkemeye gönderilmek üzere başka bir yer mahkemesine verebilir.
Kararı veren mahkeme, dilekçeler
verildikten veya bunun için belli süreler geçtikten sonra, dosyayı dizi
listesine bağlı olarak yetkili bölge adliye mahkemesine gönderir.
Katılma yolu ile başvurma
MADDE 426/H.- İstinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, vereceği cevap dilekçesi ile istinaf yoluna başvurabilir. İstinaf yoluna asıl başvuran taraf, buna karşı onbeş gün içinde cevap verebilir.
İstinaf yoluna başvuran, bu
isteminden feragat eder veya istemi bölge adliye mahkemesi tarafından esasa
girilmeden reddedilirse, katılma yolu ile başvuranın istemi de reddedilir.
Başvurma hakkından feragat
MADDE 426/İ.- Taraflar, ilâmın
kendilerine tebliğinden önce, istinaf yoluna başvurma hakkından feragat edemez.
Başvuru yapıldıktan sonra
feragat edilirse, dosya bölge adliye mahkemesine gönderilmez ve kararı veren
mahkemece başvurunun reddine karar verilir. Dosya bölge adliye mahkemesine
gönderilmiş ve henüz karara bağlanmamış ise başvuru feragat nedeniyle
reddolunur.
Başvurunun icraya etkisi
MADDE 426/J.- İstinaf yoluna
başvurma, kararın icrasını durdurmaz. 9.6.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve
İflâs Kanununun icranın geri bırakılmasıyla ilgili 36 ncı maddesi hükmü
saklıdır. Nafaka kararlarında icranın geri bırakılmasına karar verilemez.
Kişiler ve aile hukukuna,
taşınmaz mala ve bununla ilgili aynî haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe
yerine getirilemez.
Kötüniyetle istinaf yoluna
başvurma
MADDE 426/K.- İstinaf başvurusunun kötüniyetle yapıldığı anlaşılırsa bölge adliye mahkemesince 422 nci madde hükümleri uygulanır.
Ön inceleme
MADDE 426/L.- Bölge adliye
mahkemesi hukuk dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda;
incelemenin başka bir dairece yapılması gerektiği, kararın kesin olduğu,
başvurunun süresi içinde yapılmadığı, başvuru şartlarının yerine getirilmediği,
başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmediği tespit edilen
dosyalar hakkında öncelikle gerekli karar verilir. Eksiklik bulunmadığı
anlaşılan dosya incelemeye alınır.
Duruşma yapılmadan verilecek
kararlar
MADDE 426/M.- Ön inceleme
sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa;
I. Aşağıdaki durumlarda bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir;
1. Davaya bakması yasak olan
hâkimin karar vermiş olması.
2. İleri sürülen haklı ret
istemine rağmen reddedilen hâkimin davaya bakmış olması.
3. Mahkemenin görevli ve yetkili
olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması veya
mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması
veyahut mahkemenin bölge adliye mahkemesinin yargı çevresi dışında kalması.
4. Taraf ve dava ehliyeti ya da
davayı takip yetkisi bulunmayan veya vekil ve temsilci olmayan kimseler önünde
davaya bakılmış ve karar verilmiş olması.
5. Mahkemece usule aykırı olarak
davanın veya karşılık davanın açılmamış sayılmasına, davaların
birleştirilmesine veya ayrılmasına, merci tayinine karar verilmiş olması.
6. Mahkemece, tarafların davanın
esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya
gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması.
II. Aşağıdaki durumlarda davanın
esasıyla ilgili olarak;
1. İncelenen mahkeme kararının
usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun
esastan reddine,
2. Yargılamada eksiklik
bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden
yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde
hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında,
3. Yargılamada bulunan eksiklikler
duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından
sonra yeniden esas hakkında,
Duruşma yapılmadan karar
verilir.
İnceleme
MADDE 426/N.- Bölge adliye
mahkemesi hukuk dairesince inceleme, davanın özelliğine göre heyetçe veya
görevlendirilecek bir üye tarafından yapılır.
İnceleme sırasında gereken
hâllerde başka bir bölge adliye mahkemesi veya ilk derece mahkemesi istinabe
edilebilir.
İncelemenin kapsamı
MADDE 426/O.- İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu re'sen gözetir.
Duruşma yapılmasına karar
verilmesi
MADDE 426/P.- 426/M maddesinde
belirtilen hâller dışında inceleme duruşmalı olarak yapılır. Bu durumda duruşma
günü taraflara tebliğ edilir.
Yapılamayacak işlemler.
MADDE 426/R.- Bölge adliye
mahkemesi hukuk dairelerinde karşılık dava açılamaz, davaya katılma isteminde
bulunulamaz, davanın ıslahı ve 45 inci maddenin birinci fıkrası hükmü saklı
kalmak üzere davaların birleştirilmesi istenemez, bölge adliye mahkemesince
re'sen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri
sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz.
Bölge adliye mahkemeleri için
yetki sözleşmesi yapılamaz.
İlk derece mahkemesinde usulüne
uygun olarak gösterildiği hâlde incelenmeden reddedilen veya mücbir bir sebeple
gösterilmesine olanak bulunmayan deliller bölge adliye mahkemesince
incelenebilir.
Duruşmaya gelinmemesi ve
giderlerin ödenmemesi
MADDE 426/S.- Duruşmalı olarak incelenen işlerde taraflara çıkartılan çağrı kâğıtlarında, duruşmada hazır bulunmadıkları takdirde tahkikatın yokluklarında yapılarak karar verileceği hususu ile başvuran tarafa çıkartılacak çağrı kâğıdında, ayrıca, yapılacak tahkikatla ilgili olarak bölge adliye mahkemesince belirlenen gideri duruşma gününe kadar avans olarak yatırması gerektiği açıkça belirtilir.
Başvuran, kabul edilebilir bir
mazerete dayanarak duruşmaya gelemediğini bildirdiği takdirde, yeni bir duruşma
günü tayin edilerek taraflara bildirilir.
Başvuran mazeretsiz olarak
duruşmalara katılmadığı veya tahkikatla ilgili giderler süresi içinde
yatırılmadığı takdirde, dosyanın mevcut durumuna göre karar verilir. Şu kadar
ki, öngörülen tahkikat yapılmaksızın karar verilmesine olanak bulunmayan
hâllerde başvuru reddedilir.
Karar
MADDE 426/T.- Karar aşağıdaki
hususları içerir:
1. Kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesi ile başkan, üyeler ve tutanak kâtibinin ad ve soyadları, sicil numaraları.
2. Tarafların ve davaya ilk
derece mahkemesinde katılanların kimlikleri ile varsa yasal temsilci ve
vekillerinin adı, soyadı ve adresleri.
3. Tarafların iddia ve
savunmalarının özeti.
4. İlk derece mahkemesi
kararının özeti.
5. İleri sürülen istinaf
sebepleri.
6. Taraflar arasında uyuşmazlık
konusu olan veya olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışması, ret
ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen olaylarla bunlardan çıkarılan sonuç ve
hukukî sebep.
7. Hüküm sonucu ile varsa kanun
yolu ve süresi.
8. Kararın verildiği tarih,
başkan ve üyeler ile tutanak kâtibinin imzaları.
Hüküm sonucu kısmında, gerekçeye
ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istem sonuçlarından her biri hakkında
verilen hükümle taraflara yüklenen borç veya tanınan hakların, tereddüde yer
vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gereklidir.
Uygulanacak diğer hükümler
MADDE 426/U.- Bu Fasılda aksine hüküm bulunmayan hâllerde ilk derece mahkemesinde uygulanan yargılama usulü bölge adliye mahkemesinde de uygulanır.
MADDE 16.- Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa, bu Kanunla
eklenen 426/U maddesinden sonra gelmek üzere
"İkinci Fasıl Temyiz" başlığı
eklenmiş, "İkinci Fasıl" ve "Üçüncü Fasıl"
başlıkları "Üçüncü Fasıl" ve "Dördüncü Fasıl" şeklinde
değiştirilmiş, Kanunun 427 ilâ 439 uncu maddeleri aşağıdaki şekilde yeniden
düzenlenmiştir.
Temyiz edilebilen kararlar
MADDE 427.- Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinden verilen temyizi kabil nihaî kararlar ile hakem kararlarına karşı tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir; bu süre, 8.1.1943 tarihli ve 4353 sayılı Kanuna tâbi kamu kurumları hakkında otuz gündür.
Davada haklı çıkmış olan taraf
da hukukî yararı bulunmak şartıyla temyiz yoluna başvurabilir.
Temyiz edilemeyen kararlar
MADDE 428.- Bölge adliye mahkemelerinin aşağıdaki kararları hakkında temyiz yoluna gidilemez:
1. Miktar veya değeri beşmilyar
lirayı geçmeyen davalara ilişkin kararlar,
2. 8 inci maddede gösterilen
davalar ile (Kat Mülkiyeti Kanunundan doğup gayrimenkulün aynına ilişkin olan
davalar hariç) özel kanunlarda sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği
belirtilen davalarla ilgili kararlar.
3. Yargı çevresi içinde bulunan
ilk derece mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek için
verilen kararlar ile merci tayinine ilişkin kararlar.
4. Çekişmesiz yargı işlerinde
verilen kararlar.
5. İrs ve soybağına ilişkin
sonuçlar doğuran davalar hariç olmak üzere, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine
ilişkin davalarla ilgili kararlar.
6. Yargı çevresi içindeki ilk
derece mahkemeleri hâkimlerinin davayı görmeye hukukî veya fiilî engellerinin
çıkması hâlinde, davanın o yargı çevresi içindeki başka bir mahkemeye nakline
ilişkin kararlar.
(1) numaralı bentteki kararlarda
alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, beşmilyar liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre
belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl
istemin kabul edilmeyen bölümü beşmilyar lirayı geçmeyen tarafın temyiz hakkı
yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da
düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir.
Kanun yararına temyiz
MADDE 429.- İlk derece mahkemelerinin ve bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin kesin olarak verdikleri kararlarla, istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlara karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.
Temyiz istemi Yargıtayca yerinde
görüldüğü takdirde, karar kanun yararına bozulur. Bu bozma, kararın hukukî
sonuçlarını ortadan kaldırmaz.
Bozma kararının bir örneği
Adalet Bakanlığına gönderilir ve Bakanlıkça Resmî Gazetede yayımlanır.
Temyiz dilekçesi
MADDE 430.- Temyiz, dilekçeyle yapılır ve dilekçeye karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenir.
Temyiz dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur:
1. Temyiz eden ile karşı tarafın
davadaki sıfatları, adı, soyadı ve adresleri.
2. Bunların varsa yasal temsilci
ve vekillerinin adı, soyadı ve adresleri.
3. Temyiz edilen kararın hangi
bölge adliye mahkemesi hukuk dairesinden verilmiş olduğu, tarihi ve sayısı.
4. Yargıtayın bozma kararı
üzerine, bozmaya uygun olarak ilk derece mahkemesince verilen yeni kararın veya
direnme kararına karşı temyizde direnme
kararının, hangi mahkemeye ait olduğu, tarihi ve sayısı.
5. İlâmın temyiz edene tebliğ
edildiği tarih.
6. Kararın özeti.
7. Temyiz sebepleri ve
gerekçesi.
8. Duruşma istenmesi hâlinde bu
istek.
9. Temyiz edenin veya varsa
yasal temsilci yahut vekilinin imzası.
Temyiz dilekçesi, temyiz edenin
kimliği ve imzasıyla temyiz olunan kararı yeteri kadar belli edecek kayıtları
taşıması hâlinde, diğer şartlar bulunmasa bile reddolunmayıp temyiz incelemesi
yapılır.
Temyiz dilekçesinin verilmesi
MADDE 431.- Temyiz dilekçesi, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya Yargıtayın bozması üzerine hüküm veren ilk derece mahkemesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilir.
Temyiz dilekçesi kararı veren
mahkemeden başka bir mahkemeye verilmişse temyiz defterine kaydolunur ve durum
derhâl kararı temyiz edilen mahkemeye bildirilir.
Temyiz edene ücretsiz bir alındı
belgesi verilir.
Kıyas yoluyla uygulanacak
hükümler
MADDE 432.- Bu Kanunun istinaf yolu ile ilgili 426/C ilâ 426/İ ve 426/L maddeleri hükümleri, temyiz yolu konusunda da kıyas yoluyla uygulanır.
Temyizin icraya etkisi
MADDE 433.- Temyiz, kararın icrasını durdurmaz. İcra ve İflâs Kanununun icranın geri bırakılmasıyla ilgili 36 ncı maddesi hükmü saklıdır. Nafaka kararlarında icranın geri bırakılmasına karar verilemez.
Kişiler ve aile hukukuna,
taşınmaz mala ve bununla ilgili aynî haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe
yerine getirilemez.
Kararın kesinleştiği ilâmın
altına veya arkasına yazılıp, tarih ve mahkeme mührü konmak ve mahkeme başkanı
veya hâkimi tarafından imzalanmak suretiyle belirtilir.
Kötüniyetle temyiz
MADDE 434.- Temyiz isteminin kötüniyetle yapıldığı anlaşılırsa Yargıtayca 422 nci madde hükümleri uygulanır.
Temyiz incelemesi ve duruşma
MADDE 435.- Yargıtay, tarafların ileri sürdükleri temyiz sebepleriyle bağlı olmayıp, kanunun açık hükmüne aykırı gördüğü diğer hususları da inceleyebilir.
Yargıtay temyiz incelemesini
dosya üzerinde yapar. Ancak, tüzel kişiliğin feshine veya genel kurul
kararlarının iptaline, evlenmenin butlanına veya iptaline, boşanma veya
ayrılığa, velâyete, soybağına ve kısıtlamaya ilişkin davalarla miktar veya
değeri onmilyar lirayı aşan alacak ve ayın davalarında taraflardan biri temyiz
veya cevap dilekçesinde duruşma yapılmasını istemiş ise, Yargıtayca bir gün
belli edilerek taraflara usulen çağrı kağıdı gönderilir. Tebliğ tarihi ile
duruşma günü arasında en az onbeş gün bulunması gerekir; taraflar gelmişlerse
bu süreye bakılmaz. Tebligat gideri verilmemişse duruşma istemi dikkate
alınmaz. Duruşma giderinin eksik ödenmiş olduğu anlaşılırsa, dairenin başkanı
tarafından verilecek yedi günlük kesin süre içinde tamamlanması, aksi hâlde
duruşma isteminden vazgeçilmiş sayılacağı, duruşma isteyene yazılı olarak
bildirilir. Verilen süre içinde giderler tamamlanmadığı takdirde, Yargıtay
incelemesini dosya üzerinde yapar.
Onmilyar liralık duruşma
sınırının belirlenmesinde 428 inci maddenin ikinci fıkrası kıyas yoluyla uygulanır.
Yargıtay, ikinci fıkra hükmü ile
bağlı olmaksızın, bilgi almak üzere re'sen de duruşma yapılmasına karar
verebilir.
Duruşma günü belli edilen
hâllerde Yargıtay, tarafları veya gelen tarafı dinledikten sonra, taraflardan
hiçbiri gelmemiş ise dosya üzerinde inceleme yaparak kararını verir.
Duruşma günü kararı verilemeyen işlerin en geç yirmi gün içinde karara bağlanması zorunludur.
Kanunda ivedi olduğu bildirilen
dava ve işlere ait temyiz incelemesi öncelikle yapılır.
Onama kararları
MADDE 436.- Yargıtay, onama kararında, onadığı kararın hukuk kurallarına uygunluk gerekçesini göstermek zorundadır.
Temyiz olunan kararın, kanunun
olaya uygulanmasında hata edilmiş olmasından dolayı bozulması gerektiği ve
kanuna uymayan husus hakkında yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı
takdirde Yargıtay, kararı değiştirerek ve düzelterek onayabilir.
Tarafların kimliklerine ait
yanlışlıklarla, yazı, hesap veya diğer açık ifade yanlışlıkları hakkında da bu
hüküm uygulanır.
Karar, usule ve kanuna uygun
olup da gösterilen gerekçe doğru bulunmazsa, gerekçe değiştirilerek ve
düzeltilerek onanır.
Bozma sebepleri
MADDE 437.- Yargıtay, aşağıda belirtilen sebeplerden dolayı gerekçe göstererek temyiz olunan kararı kısmen veya tamamen bozar:
1. Hukukun veya taraflar
arasındaki sözleşmenin yanlış uygulanmış olması.
2. Dava şartlarına aykırılık
bulunması.
3. Taraflardan birinin davasını
ispat için dayandığı delillerin kanunî bir sebep olmaksızın kabul edilmemesi.
4. Karara etki eden yargılama
hatası veya eksiklikleri bulunması.
Yargıtay kararlarının tebliği
MADDE 438.- Yargıtayın bozma kararları ile onama kararları mahkeme yazı işleri müdürü tarafından derhâl taraflara tebliğ edilir.
Tebliğ giderleri, temyiz dilekçesiyle birlikte, temyiz isteminde bulunandan peşin olarak alınır. Bu giderlerin ödenmemesi hâlinde 426/D maddesi hükmü uygulanır.
Bozmaya uyma veya direnme
MADDE 439.- Yargıtay ilgili dairesinin tamamen veya kısmen bozma kararı, başvurunun bölge adliye mahkemesi tarafından esastan reddi kararına ilişkin ise, bölge adliye mahkemesi kararı kaldırılarak dosya, kararı veren ilk derece mahkemesine veya uygun görülecek diğer bir ilk derece mahkemesine, kararın bir örneği de bölge adliye mahkemesine gönderilir.
Bölge adliye mahkemesinin
düzelterek yeniden veya yeniden esas hakkında verdiği karar Yargıtayca tamamen
veya kısmen bozulduğu takdirde dosya, kararı veren bölge adliye mahkemesi veya
uygun görülen diğer bir bölge adliye mahkemesine gönderilir.
Bölge adliye mahkemesi, 426/D
maddesi uyarınca peşin alınmış olan gideri kullanmak suretiyle, kendiliğinden
tarafları duruşmaya çağırıp dinledikten sonra Yargıtayın bozma kararına uyulup
uyulmayacağına karar verir.
Yargıtayın bozma kararı üzerine
ilk derece mahkemesince bozmaya uygun olarak karar verildiği takdirde, bu
karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir.
İlk derece mahkemesi veya bölge
adliye mahkemesi kararında direnirse, bu kararın temyiz edilmesi durumunda
inceleme, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılır.
Hukuk Genel Kurulunun verdiği
karara uymak zorunludur.
MADDE 17.- Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 452 nci
maddesinin ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Bu karara karşı kanun yolları açıktır.
MADDE 18.- Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 575 inci
maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
İlk derece mahkemelerinde görev
yapan hâkimler hakkında tazminat davaları bölge adliye mahkemesi hukuk dairesi,
bölge adliye mahkemesi hâkimleri hakkında ise Yargıtayın ilgili hukuk dairesi
tarafından incelenerek karara bağlanır.
MADDE 19.- Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa
aşağıdaki madde eklenmiştir.
EK MADDE 4.- Görev, kesin hüküm, istinaf, temyiz, Yargıtayda duruşma, senetle ispata ve sulh mahkemelerindeki taksim davalarında muhakeme usulünün belirlenmesine ilişkin maddelerdeki parasal sınırlar; her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların, o yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilân edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların onmilyon lirayı aşmayan kısımları dikkate alınmaz. Bu uygulama nedeniyle mahkemelerce görevsizlik kararı verilemez.
Yukarıdaki fıkra uyarınca her
takvim yılı başından geçerli olmak üzere uygulanan parasal sınırların artışı,
artışın yürürlüğe girdiği tarihten önce ilk derece mahkemelerince nihaî olarak
karara bağlanmış davalar ile bölge adliye mahkemesi kararı üzerine yeniden
bakılan davalarda ve Yargıtayın bozma kararı üzerine kararı bozulan mahkemece
yeniden bakılan davalarda uygulanmaz.
MADDE 20.- Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 45 inci
maddesinin son fıkrası, 440 ilâ 444 üncü maddeleri ile 449 uncu maddesinde yer
alan "443 üncü madde mucibince" ibaresi yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 21.- Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa aşağıdaki
geçici maddeler eklenmiştir.
GEÇİCİ MADDE 1.- Bölge Adliye
Mahkemelerinin, Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye
Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci
maddesi uyarınca Resmî Gazetede ilân edilecek göreve başlama tarihinde;
1. Yargıtayda incelenmekte
bulunan ve henüz karara bağlanmamış olan davalar bölge adliye mahkemelerine
gönderilir.
2. Yargıtay hukuk daireleri ve
Hukuk Genel Kurulu tarafından karara bağlanmış dava dosyaları bakımından bu
Kanunun istinaf yoluna ilişkin hükümleri uygulanmaz. Bu dava dosyaları hakkında
mahkemelerin direnme veya yeniden hüküm kurmak suretiyle verdikleri kararlar
hakkında, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun bu Kanunla yapılan değişiklikten
önceki temyize ilişkin hükümleri uyarınca yalnız temyiz yoluna başvurulabilir.
GEÇİCİ MADDE 2.- Bölge adliye
mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, Hukuk Usulü Muhakemeleri
Kanununun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
MADDE 22.- Bu Kanun 1 Nisan 2005 tarihinde yürürlüğe
girer.
MADDE 23.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.