TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
KANUN
İDARESİ HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK
YAPILMASINA DAİR KANUN
Kanun No. 4806 |
|
Kabul Tarihi : 5.2.2003 |
MADDE 1. – 1.3.1926
tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 30 uncu maddesinin ikinci fıkrasında
geçen ikinci “bir” kelimesi “bin” olarak değiştirilmiştir.
MADDE 2. – Türk Ceza Kanununa 307 nci maddeden sonra
gelmek üzere aşağıdaki 307/a ve 307/b maddeleri eklenmiştir.
MADDE
307/a. – Ceza infaz kurumları ve tutukevlerine kanuna aykırı olarak, ateşli
silah, mermi, patlayıcı madde, kesici, delici, yaralayıcı, bereleyici alet,
yakıcı, aşındırıcı, boğucu, bayıltıcı, kör edici gaz ve ecza, her türlü zehir
ve uyuşturucu madde, cep telefonu, telsiz ve sair elektronik haberleşme aracı
sokanlar, bunları ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunduranlar veya
kullananlar, fiilleri başka bir suç oluştursa bile ayrıca iki yıldan beş yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar. Ancak, bu durumda 10.7.1953 tarihli ve
6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun ek 1
inci maddesindeki fiillerden dolayı ceza verilmez.
Birinci
fıkrada sayılanların dışında kalıp da Kanuna uygun olarak yasaklanmış bulunan
her türlü eşya, araç, gereç veya malzemeyi ceza infaz kurumları ve
tutukevlerine sokanlar, bunları ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde
bulunduranlar veya kullananlar, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılırlar.
MADDE 307/b. – Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutukluların haberleşmelerini, ziyaretçileriyle görüşmelerini, iyileştirme ve eğitim programları çerçevesinde eğitim ve spor, meslek kazandırma ve işyurdu çalışmaları ile diğer sosyal ve kültürel faaliyetlere katılmalarını, kurum tabibince muayene ve tedavi edilmelerini, müdafi veya avukat tayin etmelerini, bunlarla görüşmelerini, mahkemelere veya Cumhuriyet Başsavcılıklarına gitmelerini, kurum görevlileri ile görüşmelerini, salıverilenlerin kurum dışına çıkmalarını her ne suretle olursa olsun engelleyenler, hükümlü ve tutukluları bu fiillere teşvik edenler, bu yolda talimat verenler, mevzuatın hükümlü ve tutuklulara tanıdığı sair her türlü görüşme ve temas olanaklarını engelleyenler, fiilleri başka bir suç oluştursa bile, ayrıca bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılırlar.
Hükümlü
ve tutukluların beslenmesini engelleyenler hakkında iki yıldan dört yıla kadar
hapis cezası verilir. Hükümlü ve tutukluların açlık grevine veya ölüm orucuna
teşvik veya ikna edilmeleri ya da bu yolda kendilerine talimat verilmesi de
beslenmenin engellenmesi sayılır.
Beslenmenin
engellenmesi nedeniyle ölüm meydana geldiğinde faile on yıldan yirmi yıla kadar
hapis cezası verilir. 456 ncı maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında
sayılan bedensel zararların meydana gelmesi hâlinde ise, faile aynı madde
hükümleri gereğince ceza verilir.
MADDE 3. – Türk Ceza
Kanununun 516 ncı maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
Ancak eylem,
ceza infaz kurumları ve tutukevlerine ait bina, araç, gereç veya tesislerine
karşı işlenirse veya 7 nci bentteki halde hapis cezası üç yıldan az
olamaz.
MADDE 4. – 14.6.1930
tarihli ve 1721 sayılı Hapishane ve Tevkifhanelerin İdaresi Hakkında Kanunun
10.9.1993 tarihli ve 524 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yürürlükten
kaldırılan 3 üncü maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
Madde
3. – Bu Kanunun 2 nci maddesine uygun olarak, Adalet ve Sağlık bakanlıklarınca
birlikte belirlenecek esaslara göre, hükümlü ve tutukluların yaşları,
çalıştıkları işin özellikleri, dinî ve kültürel gerekleri de göz önünde
tutulmak suretiyle, sağlıklı ve güçlü kalmaları için kendilerine nitelik ve
nicelik bakımından besleyici, sağlık koşullarına uygun, yeterli kaloride ve
makul çeşitlilikte besin verilir; içme suyu sağlanır.
Hükümlü
ve tutuklular, kendilerine verilen günlük besin maddeleri dışındaki
ihtiyaçlarını ceza infaz kurumu ve tutukevi kantininden sağlayabilirler.
Kantini bulunmayan kurumlarda bu maddeler, idarenin izin ve kontrolü altında
dışardan sağlanabilir.
Hasta
hükümlü ve tutuklulara kurum tabibinin belirleyeceği besin verilir.
MADDE 5. – Hapishane
ve Tevkifhanelerin İdaresi Hakkında Kanunun 10.9.1993 tarihli ve 524 sayılı
Kanun Hükmünde Kararname ile yürürlükten kaldırılan 4 üncü maddesi aşağıdaki
şekilde yeniden düzenlenmiştir.
Madde
4. – Hükümlü ve tutuklular, hangi nedenle olursa olsun, kendilerine verilen
yiyecek ve içecekleri sürekli olarak reddettikleri takdirde; bu hareketlerinin
kötü sonuçları ile bırakacağı bedensel ve ruhsal hasarlar konusunda ceza infaz
kurumu veya tutukevi tabibince bilgilendirilirler. Psiko-sosyal hizmet
birimince de bu hareketlerinden vazgeçmeleri yolunda çalışmalar yapılır ve
sonuç alınamaması halinde, beslenmelerine kurum tabibince belirlenen rejime
göre uygun ortamda başlanır.
Beslenmeyi
reddederek açlık grevi veya ölüm orucunda bulunan hükümlü ve tutuklulardan,
birinci fıkra gereğince alınan tedbirlere ve yapılan çalışmalara rağmen hayatî
tehlikeye girdiği veya bilincinin bozulduğu tabipçe belirlenenler hakkında,
isteklerine bakılmaksızın kurumda, olanak bulunmadığı takdirde derhal
hastahaneye kaldırılmak suretiyle muayene ve teşhise yönelik tıbbî araştırma,
tedavi ve beslenme gibi tedbirler, sağlık ve hayatları için tehlike
oluşturmamak şartıyla uygulanır.
Yukarıda
belirtilen haller dışında, bir sağlık sorunu olup da muayene ve tedaviyi
reddeden hükümlü ve tutukluların sağlık veya hayatlarının ciddî tehlike içinde
olması veya ceza infaz kurumu ve tutukevinde bulunanların sağlık veya hayatları
için tehlike oluşturan bir durumun varlığı halinde de ikinci fıkra hükümleri
uygulanır.
Bu
maddede öngörülen tedbirler, kurum tabibinin tavsiye ve yönetimi altında
uygulanır. Ancak kurum tabibinin zamanında müdahale edememesi veya gecikmesi
hükümlü ve tutuklu için hayatî tehlike doğurabilecek ise, bu tedbirlere ikinci
fıkrada belirtilen şartlar aranmaksızın başvurulur.
Bu
madde uyarınca hükümlü ve tutukluların sağlıklarının korunması ve tedavilerine
yönelik zorlayıcı tedbirler, onur kırıcı nitelikte olmamak şartıyla uygulanır.
MADDE 6. – Hapishane
ve Tevkifhanelerin İdaresi Hakkında Kanunun 10.9.1993 tarihli ve 524 sayılı Kanun
Hükmünde Kararname ile yürürlükten kaldırılan 6 ncı maddesi aşağıdaki şekilde
yeniden düzenlenmiştir.
Madde
6. – Kurum personeli ve dış güvenlik personeli dahil olmak üzere, sıfat ve
görevi ne olursa olsun, ceza infaz kurumları ve tutukevlerine girenler duyarlı
kapıdan geçmek zorundadır. Bu kişilerin üstleri metal dedektörle aranır;
eşyaları x-ray cihazından veya benzeri güvenlik sistemlerinden geçirilir,
ayrıca şüphe hâlinde elle aranır. Bu cihazların bulunmadığı yerlerde arama ve
kontrol elle yapılır. Ancak milletvekilleri, mülkî amirler, hâkim, Cumhuriyet
savcıları ve bu sınıftan sayılanlar, müdafi ve avukatlar, noterler, Ceza İnfaz
Kurumları ve Tutukevleri kontrolörleri izleme kurulu başkan ve üyeleri,
uluslararası sözleşmelerle yetkileri tanınmış kişi ve kuruluşların
temsilcileri, ceza infaz kurumu ve tutukevi koruma birlik komutanı ile kurum
müdürünün üstleri ağır cezayı gerektiren suçüstü hâlleri dışında elle aranamaz.
Duyarlı kapı cihazının ikazının sürmesi hâlinde bu kişiler elle aramayı kabul ettikleri
takdirde kuruma girebilirler.
Ceza
infaz kurumlarına ve tutukevlerine giren müdafi veya avukatlarca savunmaya
ilişkin olduğu yazılı olarak beyan edilen belge ve dosyalar incelemeye tâbi
tutulmaz.
Konusu
suç teşkil etmemekle birlikte ceza infaz kurumları ve tutukevlerine sokulması
yasak olan eşya, araç, gereç veya malzemeler çıkışta sahibine verilmek üzere
idare tarafından muhafaza altına alınır.
Hükümlü
ve tutuklular, odalarından çıkış veya dönüşlerinde ayrı yerlerde ve farklı
memurlarca üst ve eşya aramasına tâbi tutulurlar.
Aramalarda
insan onuruna saygı esastır.
MADDE 7. – Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 8. – Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.