Dönem: 22 Yasama Yılı: 3
T.B.M.M. (S. Sayısı: 796)
Türkiye Cumhuriyeti ile Fas Krallığı Arasında Gelir
Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına
Engel Olma Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ile Dışişleri
Komisyonları Raporları (1/842)
Not: Tasarı, Başkanlıkça Plan ve Bütçe ile Dışişleri
komisyonlarına havale edilmiştir.
|
|
|
|
|
|
T.C. |
|
|
|
Başbakanlık |
25.6.2004 |
|
|
Kanunlar ve Kararlar |
|
|
|
Genel Müdürlüğü |
|
|
|
Sayı : B.02.0.KKG.0.10/101-894/3051 |
|
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Dışişleri Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı
Bakanlar Kurulunca 2.6.2004 tarihinde kararlaştırılan “Türkiye Cumhuriyeti ile
Fas Krallığı Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi
Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ” ile
gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan
GEREKÇE
Türkiye Cumhuriyeti ile
Fas Krallığı arasında sermaye, teknoloji ve hizmet hareketlerinin
geliştirilmesi, her iki Devletin de refahına katkıda bulunacaktır. Bu unsurlara
ilişkin hareketlerin geliştirilmesinde çifte vergilendirme nedeniyle ortaya
çıkan sorunların çözümü önem arz etmektedir. Bu amaçla, Türkiye Cumhuriyeti ile
Fas Krallığı arasında 7 Nisan 2004 tarihinde Ankara’da “Gelir üzerinden Alınan
Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma
Anlaşması” imzalanmıştır.
Anlaşma ile gerçek ve
tüzel kişilerin aynı gelir üzerinden iki Devlette birden vergilendirilmesinin
(çifte vergilendirme) önlenmesi amaçlanmaktadır. Bu amacı sağlamak üzere,
vergileme hakkı, gelir unsurları itibariyle ikamet edilen veya kaynak
Devletlerden birine bırakılmakta veya bu mümkün olmazsa iki Devlet arasında
paylaştırılmaktadır. Böylece, Âkit Devletlerden birinde yatırım yapan,
teknoloji veya hizmet sunan diğer Devlet mukimlerinin, o Devletin
mükelleflerine göre daha ağır vergilendirilmesine engel olunmakta ve
teşebbüslerin risk almadan önce ileride karşılarına çıkacak her türlü vergi ile
ilgili mükellefiyeti hesaplayabilmeleri sağlanmaktadır. Çifte vergilendirmenin
Âkit Devletlerde önlenmesi ile Faslı yatırımcılar için Türkiye’nin, Türk
yatırımcılar için ise Fas’ın daha cazip hale geleceği tabiîdir.
Anlaşmanın kapsamına
aldığı vergiler açısından çifte vergilendirmenin ve vergi kaçakçılığının nasıl
önleneceği ve muhtelif gelir unsurlarının vergilendirilmesine ilişkin ilkeler
ve düzenlemeler, ilişikte yer alan Anlaşmanın madde gerekçelerinde
ayrıntılarıyla açıklanmıştır.
ANLAŞMA MADDELERİNİN
GEREKÇELERİ
“Türkiye Cumhuriyeti ile
Fas Krallığı Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi
Önleme ve Gelir Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması” 28 maddeden meydana
gelmiştir. Anlaşma maddelerinin gerekçeleri aşağıda belirtilmiştir.
Madde 1. - Kişilere
İlişkin Kapsam
1 inci madde hükmü
gereğince bu Anlaşma Âkit Devletlerden birinin veya her ikisinin mukimi olan
kişilere uygulanacaktır.
Diğer bir ifade ile bu
Anlaşma, milliyet farkı gözetilmeksizin Âkit Devletler (Türkiye ve Fas) den
birinde veya her ikisinde mukim olan kişileri kapsamına almaktadır.
Madde 2. - Kavranan
Vergiler
Bu madde, Anlaşmanın
kavradığı vergilerin belirlenmesinde ve tarifinde açıklığı temin etme amacını
gütmektedir.
Maddenin 1 inci fıkrası,
Anlaşmanın, ne şekilde alındığına bakılmaksızın bir Âkit Devlette, politik alt
bölümlerinde veya mahallî idarelerinde gelir üzerinden alınan vergilere
uygulanacağını belirtmektedir.
2 nci fıkra, gelir
üzerinden alınan vergilerin kapsamını belirlemektedir.
3 üncü fıkrada,
Anlaşmanın Âkit Devletlerdeki mevcut vergilerden hangilerine uygulanacağı
belirtilmektedir. Anlaşma kapsamına giren vergilerin; Türkiye’de gelir ve
kurumlar vergileri ile gelir ve kurumlar vergisi üzerinden alınan fon payı;
Fas’ta ise genel gelir vergisi ve kurumlar vergisinden ibaret olduğu
belirtilmiştir.
4 üncü fıkra, Anlaşmanın
imza tarihinden sonra mevcut vergilere ilâve olarak veya onların yerine alınan
ve mevcut vergilerle aynı nitelikte olan veya onlara önemli ölçüde benzeyen
vergilerin de Anlaşma kapsamına gireceğini hükme bağlamakta, ayrıca, Âkit
Devletlerin yetkili makamlarının, ilgili vergi mevzuatlarında yaptıkları önemli
değişiklikleri birbirlerine bildirmelerini öngörmektedir.
Madde 3. - Genel Tanımlar
Bu maddede, Anlaşmada
kullanılan terimlerin yorumu için gerekli genel tanımlar yer almaktadır.
Söz konusu maddede
sırasıyla, “Türkiye”, “Fas”, “Bir Âkit Devlet” ve “Diğer Âkit Devlet”, “Vergi”,
“Kişi” “Şirket”, “Bir Âkit Devletin Teşebbüsü” ve “Diğer Âkit Devletin
Teşebbüsü” “Vatandaş”, “Uluslararası Trafik” ve “Yetkili Makam” terimlerinin
tanımı yer almaktadır.
Maddenin 2 nci
fıkrasında, Anlaşmada tanımlanmamış terimlerin, Âkit Devletlerin iç mevzuatlarında
öngörülen anlamları taşıdığı belirtilmiş ve Anlaşmada boşluk kalmaması
sağlanmıştır.
Madde 4. - Mukim
Âkit Devletlerin
vergileme yetkisi, Anlaşmanın birçok maddesinde doğrudan doğruya, “mukim”
kavramına göre çözümlenmektedir. Bu çerçevede, gerçek ve tüzel kişilerin hangi
Devletin mukimi addedileceği hususu büyük bir önem arz etmektedir.
Maddenin 1 inci
fıkrasında, gerçek ve tüzel kişiler arasında ayrım yapılmaksızın, Âkit
Devletlerin iç mevzuatı gereğince ev, ikametgâh, kanunî merkez yönetim yeri
veya benzer yapıda diğer herhangi bir kriter nedeniyle vergi mükellefiyeti
altına giren kişi “mukim” addedilmektedir. Gelir Vergisi Kanunumuz Türkiye’de
yerleşmiş gerçek kişileri, Kurumlar Vergisi Kanunumuz ise kanunî veya iş
merkezi Türkiye’de bulunan kurumları tam mükellef addettiğinden, 1 inci fıkra
hükmüyle vergi hukukumuza tam bir paralellik sağlanmaktadır.
2 nci fıkrada, gerçek
kişilerin 1 inci fıkrada belirtilen kriterler nedeniyle her iki Devletin de
mukimi addedilmesi halinde, bu kişilerin hangi kıstaslar kullanılmak suretiyle
yalnızca bir Devletin mukimi addedileceği hususu çözümlenmektedir.
3 üncü fıkrada ise,
gerçek kişi dışında kalan kişilerin her iki Âkit Devletin de mukimi olması
halinde, mukimliğin tayininde bu kişilerin etkin yönetim yerinin esas alınacağı
hükme bağlanmıştır.
Madde 5. - İşyeri
İşyerinin tanımına
ilişkin bu madde son derece önemlidir. Bilindiği üzere, Gelir ve Kurumlar
Vergisi Kanunlarımız, dar mükellefler açısından ticarî kazancın Türkiye’de elde
edilmiş sayılması için, kazanç sahiplerinin, Türkiye’de işyerinin bulunmasını
veya daimi temsilci bulundurmasını ve kazancın bu yerlerde veya bu temsilciler
vasıtasıyla yapılan işlerden doğmasını şart koşmaktadır. Aynı şekilde,
Anlaşmanın 7 nci maddesinde de yalnızca işyerine atfedilebilen ticarî kazancın
kaynak devlette vergilenebileceği prensibi getirilmiştir.
7 fıkra halinde
düzenlenen bu maddede, hangi durumlarda bir işyerinin oluşup oluşmayacağı
hususu bütün ayrıntılarıyla açıklanmaktadır.
1 inci fıkrada, “işyeri”
teriminin genel bir tanımı yapılmaktadır.
2 nci fıkrada, kapsama
özellikle dahil edilen işyerlerine örnekler verilmektedir ki bunlar; yönetim
yeri, şube, büro, fabrika, atölye, maden ocağı, petrol veya doğal gaz kuyusu,
taşocağı veya doğal kaynakların çıkarıldığı diğer herhangi bir yer ve 10 ayı
aşan bir süre devam eden bir inşaat şantiyesi, yapım veya kurma projesidir.
3 üncü fıkrada, işyeri
kapsamı dışında kalan hususlar belirtilmiştir.
4 üncü fıkrada, daimi
temsilcilik düzenlenmiştir. Bu fıkraya göre, bir kişi teşebbüs adına mukavele
akdetme yetkisine sahip olur ve bu yetkisini düzenli olarak kullanırsa, bu
faaliyetler 4 üncü fıkrada belirtilen ve işe ilişkin sabit bir yerden yapılması
durumunda bu yeri işyeri haline getirmeyen nitelikteki faaliyetlerle sınırlı
olmadıkça, bu teşebbüs, bu kişinin teşebbüs adına gerçekleştirdiği her türlü
faaliyet dolayısıyla bir işyerine sahip kabul edilecektir.
Anlaşmada işyeri ve daimi
temsilci ayrı ayrı maddelerde düzenlenmeyip, her ikisi de “işyeri” maddesinde
düzenlendiğinden, bu fıkra hükmüyle, Gelir Vergisi Kanununun dar mükelleflerin
ticarî kazançlarının Türkiye’de vergilendirilmesine imkân tanıyan daimi
temsilciliğe ilişkin hükümleri Anlaşmaya yansıtılmış olmaktadır.
5 inci fıkrada, bir Âkit
Devletin sigortacılık teşebbüsü, reasürans hariç diğer Devletin toprakları
içerisinde prim topladığı veya 6 ncı fıkranın uygulanacağı bağımsız statüde bir
acente dışındaki bir kişi vasıtasıyla diğer Devlette mevcut riski sigortaladığı
takdirde, diğer Âkit Devlette bir işyerine sahip kabul edileceği
belirtilmektedir.
6 ncı fıkrada, bir
teşebbüsün bir Âkit Devlette, işlerini yalnızca kendi işlerine olağan şekilde
devam eden bir simsar, genel komisyon acentesi veya bağımsız statüde diğer
herhangi bir acente vasıtasıyla yürütmesi halinde bu Devlette bir işyerine
sahip kabul olunamayacağı belirtilmektedir. Ancak, söz konusu acentenin
faaliyetlerinin tamamı veya tamamına yakını bu teşebbüs adına hasredildiğinde
ve bu acente ile bu teşebbüs arasındaki ticarî ve malî ilişkilerdeki koşullar,
bağımsız teşebbüsler arasında olması gerekenden farklı olduğunda söz konusu
acentenin bağımsız statüde bir acente olarak kabul edilmeyeceği
öngörülmektedir.
7 nci fıkrada ise, iki
ayrı Âkit Devlette mukim olan şirketlerin birbirlerini kontrol etmesinin,
bunlardan herhangi birinin diğeri için bir işyeri oluşturmayacağı hükme
bağlanmıştır.
Madde 6. - Gayrimenkul
Varlıklardan Elde Edilen Gelir
Bu madde yalnızca
gayrimenkul sermaye iratlarını değil, aynı zamanda gayrimenkullerden
kaynaklanacak her türlü gelir unsurunu kapsamaktadır.
Maddenin 1 inci fıkrası
ile gayrimenkul varlıklardan elde edilen gelirin (tarım veya ormancılıktan elde
edilen gelir dahil) vergileme hakkı, gayrimenkulün bulunduğu Âkit Devlete
bırakılmaktadır.
2 nci fıkra, “gayrimenkul
varlık” teriminin tanımına ilişkindir.
3 üncü fıkrada,
gayrimenkul varlığın doğrudan kullanımı, kiralanması veya başka bir suretle
kullanımından elde edilen gelire 1 inci fıkra hükmünün uygulanacağı
belirtilmektedir.
4 üncü fıkrada ise, 1 ve
3 üncü fıkra hükümlerinin, bir teşebbüsün gayrimenkul varlıklardan elde ettiği
gelir ile serbest meslek faaliyetlerinin icrasında kullanılan gayrimenkullerden
elde edilen gelire de uygulanacağı öngörülmektedir.
5 inci fıkrada da, bir
şirketin hisselerine veya diğer şirket haklarına sahip olma, sahibine bu hisse
veya şirket hakları dolayısıyla şirketin mülkiyetinde bulunan gayrimenkul
varlıklar üzerinde tasarrufta bulunma hakkını sağlıyorsa, bu hakkın
kullanımından, kiralanmasından veya diğer herhangi bir şekilde kullanımından
elde edilen gelirin gayrimenkul varlığın bulunduğu Âkit Devlette
vergilendirileceği hükme bağlanmıştır.
Madde 7. - Ticarî
Kazançlar
Maddenin 1 inci fıkrası,
ticarî kazancın vergilendirilmesindeki genel prensibi açıklamaktadır. Buna göre
ticarî kazanç, teşebbüsün mukim olduğu Devlette vergilendirilecektir. Ancak,
faaliyetin diğer Âkit Devlette bir işyeri sahibi vasıtasıyla yürütülmesi
halinde, kazancın sadece bu işyerine atfedilebilen kısmı diğer Âkit Devlette
vergilendirilebilecektir.
2 nci fıkra, işyeri
kazançlarının hesaplanmasındaki esaslara ilişkindir. Buna göre, işyeri bağımsız
bir teşebbüs gibi ele alınacak ve benzer teşebbüslerin benzer koşullarda elde
etmesi gereken kazanç, söz konusu işyerine atfedilecektir. Böylece,
işyeri-merkez ilişkilerinde emsaline göre yüksek veya düşük fiyatlandırmaya
gidildiğinde olaya müdahale edilip gerçekçi fiyatların fatura edilmesiyle yeni
bir vergi matrahı belirlenecek ve vergileme bu matrah üzerinden yapılacaktır.
3 üncü fıkra, işyeri
kazancının belirlenmesi sırasında hangi tür giderlerin indirilebileceğine
ilişkindir.
4 üncü fıkra, teşebbüs
adına sadece mal ve ticarî eşya alımında bulunan işyerine, bu faaliyet
dolayısıyla kazanç atfedilemeyeceğine ilişkindir.
5 inci fıkra ise, ticarî
kazancın, Anlaşmanın diğer maddelerinde belirtilen gelir unsurlarını da
kapsamına alması halinde ilgili madde hükümlerini saklı tutmaktadır.
Madde 8. - Deniz ve Hava
Taşımacılığı
1 inci fıkrada, bir Âkit
Devlet teşebbüsünün uluslararası trafik kapsamına giren türden gemi veya uçak
işletmeciliğinden elde ettiği gelirlerin yalnızca teşebbüsün etkin yönetim
merkezinin bulunduğu Devlette vergilendirilebileceği öngörülmektedir.
2 nci fıkrada,
uluslararası trafikte gemi veya uçak işletmeciliğinden elde edilen kazançların
yanısıra, arizî olarak konteynerlerin kullanımından veya kiralanmasından elde
edilecek kazançların da bu maddede kapsanacağı öngörülmektedir.
3 üncü fıkrada ise, 1
inci fıkrada benimsenen prensibin, ortaklık, ortak teşebbüs veya uluslararası
işletilen bir acenteye iştirak dolayısıyla elde edilen kazançlar için de
geçerli olduğu hükme bağlanmıştır.
Madde 9. - Bağımlı
Teşebbüsler
Kurumlar Vergisi
Kanunumuzun 15, 16 ve 17 nci maddelerinde düzenlenen örtülü kazanç ve örtülü
sermaye ile ilgili olan bu maddede, bağımlı teşebbüslerin, bağımsız
teşebbüslere oranla farklı ticarî ilişkilere ve farklı fiyatlandırmalara
yönelmeleri halinde Âkit Devletlerin ne tür tedbirler alabileceği hükme
bağlanmaktadır.
1 inci fıkra, bağımlı
teşebbüslerin gerekli itinayı göstermeyip, bağımsız teşebbüsler arasında
geçerli olan fiyatlardan sapmaları halinde, vergi kaybına uğrayan Âkit Devlete
ek vergi alma hakkını vermektedir. Bu ek vergileme sonunda diğer Devletin,
kendi mükellefi olan bağımlı teşebbüs için yapacağı matrah ve vergi indirimleri
ise 2 nci fıkrada düzenlenmiştir.
Madde 10. - Temettüler
1 inci fıkra,
temettülerin vergilendirilmesindeki genel ilke ile ilgili olup, temettü
gelirinin esas itibariyle temettü gelirini elde edenin mukim olduğu Âkit
Devlette vergilendirileceğini öngörmektedir.
2 nci fıkra,
temettülerin, temettüyü ödeyen şirketin mukim olduğu, yani temettülerin doğduğu
Devlette de vergilendirilebileceğini öngörmektedir. Ancak, diğer Âkit Devlet
mukimine ödenen temettü üzerinden kaynak Devlette alınacak vergi temettü ödeyen
şirketin sermayesine en az % 25 oranında iştirak eden şirketler için % 7, diğer
bütün durumlarda % 10’unu aşamayacaktır.
3 üncü fıkrada,
bünyesinden temettü ayrılan kazanç bakımından şirket vergilenmesine etki
edemeyeceği belirtilmektedir.
4 üncü fıkrada, “temettü”
teriminin tanımı yapılmaktadır.
5 inci fıkrada ise,
temettü lehdarının, temettüyü ödeyen şirketin mukim olduğu Âkit Devlette bir
işyeri vasıtasıyla ticarî faaliyette veya bu diğer Devlette yer alan sabit bir
yer vasıtasıyla serbest meslek faaliyetinde bulunması ve söz konusu temettü
elde ediş olayı ile bu işyeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunması
halinde, 1 inci ve 2 nci fıkra hükümlerinin uygulanmayacağı öngörülmektedir. Bu
durumda, ticarî kazanca ilişkin 7 nci madde veya serbest meslek kazancına
ilişkin 14 üncü madde hükümleri uygulanacaktır.
6 ncı fıkrada, bu
maddenin 7 nci fıkra hükümleri saklı kalmak üzere, bir Âkit Devletin,
kendisinden kazanç veya gelir elde eden ve diğer Âkit Devletin mukimi olan bir
şirketin dağıttığı temettüler üzerinden veya dağıtmadığı kazançlardan herhangi
bir vergi alamayacağını öngörmektedir. Böylece, kaynak Devletin vergileme
yetkisi kurum kazancına uygulanmakta, ancak, bu kurumdan kâr payı elde eden
kişilere doğru bir genişlemeye müsaade edilmemektedir. Fıkrada ayrıca,
temettünün, kazanç veya gelirin elde edildiği Devletin mukimlerine ödenmesi ve
bu kazanç veya gelirin elde edildiği Devletteki işyeri ile ödenen temettüler
arasında önemli bir bağ bulunması hallerinin kaynak Devlette vergilendirmeme prensibine
istisna teşkil ettiği belirtilmektedir.
7 nci fıkrada, işyeri
kazancının 7 nci madde (Ticarî Kazançlar) çerçevesinde vergilendirildikten
sonra, kalan kazanç üzerinden bu işyerinin bulunduğu Âkit Devlette ve bu
Devletin mevzuatına uygun olarak da vergilendirilebileceği, ancak bu şekilde
alınacak verginin oranının % 7’yi geçmeyeceği öngörülmektedir. Bu fıkra, Gelir
Vergisi Kanunumuzun 94 üncü maddesinin 6/b numaralı bendiyle paralellik arz
etmektedir.
Madde 11. - Faiz
1 inci fıkra, faizlerin
vergilendirilmesindeki genel ilkeyi belirlemektedir. Buna göre, faizi
vergilendirme hakkı lehdarın mukim olduğu Âkit Devlete ait olmaktadır.
2 nci fıkrada, faizlerin
doğduğu Âkit Devlete, faizin gayrisafî tutarı üzerinden azamî % 10 vergi alma
hakkı tanınacağı öngörülmektedir.
3 üncü fıkra, Türkiye
Hükümeti ile Fas Hükümetine veya Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ile Fas
Merkez Bankasına ödenen faizlerin karşılıklı olarak vergiden istisna
edileceğine ilişkindir.
4 üncü fıkrada, “faiz”
teriminin kapsamı belirlenmiştir.
5 inci fıkra, diğer
Devlette bir işyeri vasıtasıyla ticarî faaliyette veya sabit bir yer
vasıtasıyla serbest meslek faaliyetinde bulunulması ve faizin ödendiği alacak
ile bu işyeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunması halinde, söz
konusu faizin bu maddenin 1 inci ve 2 nci fıkra hükümleri çerçevesinde değil,
ticarî kazanca ilişkin 7 nci madde veya serbest meslek faaliyetlerine ilişkin
14 üncü madde hükümleri çerçevesinde vergilendirileceği öngörülmektedir.
6 ncı fıkra, faiz gelirlerinin
hangi durumda bir Âkit Devlette elde edilmiş sayılacağını hükme bağlamaktadır.
Buna göre, bir Âkit Devletin kendisi, politik alt bölümü, mahallî idaresi veya
o Devletin mukimi tarafından ödenen faizin, mukim olunan Âkit Devlette elde
edildiği kabul edilecektir. Ancak, faiz ödeyen kişinin bir Âkit Devlette faiz
ödemeye neden olan borç-alacak ilişkisiyle bağlantılı bir işyerine veya sabit
yere sahip olması durumunda faizin bu işyerinin veya sabit yerin bulunduğu
Devlette elde edildiği kabul olunacaktır.
7 nci fıkra, faiz
miktarının belirlenmesinde muvazaa durumunu açıklığa kavuşturmaktadır. Fıkra
hükmüne göre muvazaa yapabilecek kişiler, aralarında özel ilişki bulunan faiz
ödeyen kişi ile faiz lehdarı veya her ikisiyle bir başka kişi olarak
belirtilmektedir. Muvazaa durumu ise, özel ilişkinin olmadığı hallerde, kişiler
arasında kararlaştırılan faiz miktarını aşan bir faizin ödenmesi olarak ortaya
konmuştur. Bu durumda fazla kısım, bu maddede tanımlanan ve indirimli vergiye
tâbi olan bir faiz olarak nitelendirilmeyip, Anlaşmanın diğer hükümleri de
dikkate alınarak Âkit Devletlerin iç mevzuatına göre vergilendirilecektir.
Madde 12. - Gayrimaddî
Hak Bedelleri
1 inci fıkra,
vergilemedeki genel ilkeyi belirlemekte ve vergileme hakkını ödeme yapılan
kişinin mukim olduğu Devlete tanımaktadır.
2 nci fıkra hükmü,
gayrimaddi hak bedellerinin elde edildiği Devlete de % 10’u aşmayacak şekilde
vergi alma hakkı tanımaktadır.
3 üncü fıkra, gayrimaddî
hak bedellerinin tanımı ile ilgilidir.
4 üncü fıkrada, bir işyeri vasıtasıyla
elde edilen gayrimaddî hak bedellerinin indirimli vergi oranına göre değil,
ticari kazanca ilişkin 7 nci madde veya serbest meslek faaliyetlerine ilişkin
14 üncü madde hükümlerine göre vergilendirileceği öngörülmektedir.
5 inci ve 6 ncı fıkralarda ise, faizde
olduğu gibi gayrimaddî hak bedellerinin nerede elde edilmiş sayılacağı ve
muvazaalı durumlarda nasıl vergilendirileceğine ilişkin özel hükümler yer
almaktadır.
Madde 13. - Sermaye Değer Artış Kazançları
1 inci fıkrada, 6 ncı maddede tanımlanan
gayrimenkul varlıkların elden çıkarılmasından doğan kazançların, bu varlıkların
bulunduğu Âkit Devlette vergilendirileceği öngörülmektedir.
2 nci fıkrada, bir işyerinin aktifine
dahil olan veya serbest meslek faaliyetinin icrasında kullanılan sabit yere ait
menkul varlıkların ve bu işyeri veya sabit yerin elden çıkarılmasından doğan
kazançların, bu işyerinin veya sabit yerin bulunduğu Âkit Devlette
vergilendirileceği hükme bağlanmıştır.
3 üncü fıkrada, uluslararası trafikte
işletilen gemi veya uçaklar ile bunların işletilmesine tahsis edilen menkul
varlıkların satışından elde edilen kazançların, yalnızca bu vasıtaları işleten
teşebbüsün etkin yönetim merkezinin bulunduğu Âkit Devlette vergilendirileceği
öngörülmektedir.
4 üncü fıkrada, varlıkları bir Âkit
Devlette bulunan gayrimenkullerden oluşan bir şirketin menkul kıymetler
borsasına kote edilen hisseleri dışında kalan şirket hisselerinin elden
çıkarılmasından doğan kazançların, bu varlıkları elden çıkaranın mukim olduğu
Âkit Devlette vergilendirileceği öngörülmektedir.
5 inci fıkrada ise, bu maddenin diğer
fıkralarında sayılanların dışında kalan varlıkların satışından doğan
kazançların, bu varlıkları elden çıkaranın mukim olduğu Âkit Devlette
vergilendirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Madde 14. - Serbest Meslek Faaliyetleri
Maddenin 1 inci fıkrasında, serbest meslek
kazançlarının, kazancı elde edenin mukim olduğu Âkit Devlette
vergilendirileceği hükme bağlanmıştır. Bununla beraber bu kişinin, diğer Âkit
Devlette bulunan sabit bir yeri kullanarak serbest meslek faaliyeti icra etmesi
durumunda, sabit yerden elde edilen kazançların, kaynak Devlette de
vergilendirileceği hükmüne yer verilmiştir.
2 nci fıkrada, “serbest meslek
faaliyetleri” teriminin tanımı yapılmaktadır.
Madde 15. - Bağımlı
Faaliyetler
1 inci fıkrada, bağımlı
faaliyetlerin vergilendirilmesine ilişkin genel kural belirtilmektedir. Buna
göre, hizmetin diğer Devlette ifa edilmemesi şartıyla, bir Âkit Devlet
mukimince elde edilen maaş, ücret ve diğer benzeri gelirler mukim olunan Devlette vergilendirilecektir. Hizmetin
diğer Devlette ifa edilmesi halinde, belli şartlarla kaynak Devlete de
vergileme yetkisi tanınabilecektir. Ancak söz konusu kural, bu Anlaşmanın 16,
18, 19 ve 20 nci maddelerinde öngörülen hükümleri herhangi bir şekilde etkilemeyecektir.
Diğer bir ifadeyle, yönetim kurulu üyeleri, emekliler, kamu görevlileri,
öğretmenler ve öğrenciler 15 inci maddeye göre değil, kendileriyle ilgili
maddelere göre vergilendirileceklerdir.
2 nci fıkrada, ücretin
sadece mukim Devlette vergilendirilmesi için hangi şartların bir arada aranması
gerektiği belirtilmektedir. Kaynak Devletin vergileme yapabilmesi için,
öngörülen bu şartlardan birinin ihlali yeterlidir. Bir başka ifadeyle, diğer
Devlette hizmet ifa eden bir Âkit Devlet mukiminin bu Devlette ilgili mali yıl
içinde başlayan veya biten herhangi bir on iki aylık dönemde bir veya bir kaç
seferde toplam 183 günden fazla kalması veya ücret ödemesinin bu diğer Devletin
mukimi olan bir işveren tarafından veya onun adına yapılması ya da söz konusu
ödemenin, işverenin bu diğer Devlette sahip olduğu bir işyerinden veya sabit
yerden yapılması durumunda, elde edilen ücretler kaynak Devlette
vergilendirilecektir.
3 üncü fıkrada ise, bu
maddenin bundan önceki hükümlerine bakılmaksızın, bir Âkit Devlet teşebbüsü
tarafından uluslararası trafikte işletilen bir gemi veya uçakta ifa edilen bir
hizmet dolayısıyla elde edilen gelirin, teşebbüsün mukim olduğu Âkit Devlette
vergilendirileceği öngörülmektedir.
Madde 16. - Müdürlere Yapılan Ödemeler
Maddede, bir Âkit Devlet mukiminin diğer
Âkit Devlette mukim bir şirketin yönetim kurulu üyesi olması dolayısıyla elde
ettiği ücret ve diğer benzeri ödemelerin, bu diğer Âkit Devlette
vergilendirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Madde 17. - Sanatçı ve Sporcular
1 inci fıkra, bir Âkit Devlet mukimi olan
sanatçı ve sporcuların iştigal konuları ile ilgili şahsi faaliyetlerinden
dolayı diğer Âkit Devlette elde ettikleri gelirlerin, bu faaliyetleri icra
ettikleri diğer Âkit Devlette vergilendirileceğini hükme bağlamaktadır. Bu
çerçevede, serbest meslek faaliyetleri ile bağımlı faaliyetleri (ücretler)
düzenleyen 14 ve 15 inci madde hükümleri sanatçı ve sporcular açısından geçerli
olmayıp, vergileme yalnızca 17 nci madde kapsamında yapılacaktır.
2 nci fıkra organizatörlerle ilgili olup,
sanatçı ve sporcuların iştigal konularıyla ilgili faaliyetlerden doğan gelirin,
sanatçı veya sporcuların kendilerine değil de, bir başka gerçek veya tüzel
kişiye yönelmesi halinde, vergilemenin, faaliyetin icra edildiği Âkit Devlette
yapılacağını öngörmektedir. Ancak böyle bir durumda, ticari kazançların,
serbest meslek kazançlarının ve ücretlerin vergilendirilmesini düzenleyen bu
Anlaşmanın 7, 14 ve 15 inci madde hükümleri dikkate alınmayıp, vergileme
yalnızca 17 nci madde kapsamında yapılacaktır.
3 üncü fıkra, bir Âkit Devlette icra
edilen ve diğer Âkit Devletin kamusal fonlarından önemli ölçüde desteklenen
sanatsal ve sportif faaliyetlerden elde edilen gelirin, faaliyetin icra
edildiği Devlette vergilendirilmeyeceği öngörülmektedir.
Madde 18. - Emekli Maaşları
1 inci fıkra, geçmiş hizmetler
karşılığında ödenen emekli maaşları ve benzeri ödemelerin bunları elde edenin
mukim olduğu Devlette vergilendirileceği hükmünü öngörmektedir.
2 nci fıkrada ise, uğranılan şahsi
zararları tazmin etmek üzere, bir Âkit Devlet veya politik alt bölümlerinden
biri tarafından ödenen emekli maaşları, düzenli ödemeler ve diğer devamlı veya
arızi ödemelerin de mukim olunan Devlette vergilendirileceği belirtilmektedir.
Madde 19. - Kamu Görevi
1 inci fıkrada, bir Âkit Devlete, politik
alt bölümüne veya mahalli idaresine verilen hizmetler karşılığında bu Devlet,
politik alt bölüm veya mahalli idare tarafından yapılan ve emekli maaşı dışında
kalan ödemelerin, yalnızca ödemeyi yapan Devlette vergilendirileceği öngörülmektedir.
Ancak, hizmet diğer Devlette ifa edildiğinde ve gelir elde eden bu Devletin bir
mukimi olduğunda, bu kişinin, aynı zamanda bu Devletin vatandaşı olması veya
yalnızca hizmet sunmak için bu Devletin mukimi durumuna geçmemiş olması
şartıyla, elde edilen gelirler bu diğer Devlette vergilendirilebilecektir.
2 nci fıkrada, bir Âkit Devlete, politik
alt bölümüne veya mahalli idaresine verilen hizmetler karşılığında, bu Devlet,
politik alt bölüm veya idare tarafından oluşturulan fonlardan ödenen emekli maaşlarının
bu Devlette vergilendirilebileceği; bununla beraber gerçek kişinin bu Devletin
bir mukimi ve vatandaşı olması halinde, söz konusu emekli maaşının yalnızca
diğer Âkit Devlette vergilendirileceği öngörülmektedir.
3 üncü fıkrada ise, kamu iktisadi
kuruluşlarında çalışanlar açısından bu madde hükmünün değil, 15, 16 ve 18 inci
madde hükümlerinin geçerli olacağı öngörülmektedir.
Madde 20. - Öğretmen ve Öğrenciler
1 inci fıkrada, öğrenci veya stajyerin
öğrenim veya mesleki eğitimde bulundukları Devlette yararlanacakları vergi
istisnasının sınırları hükme bağlanmaktadır. Buna göre, öğrenci ve stajyerler
yalnızca geçim, öğrenim veya mesleki eğitim masraflarını karşılayan ve
bulundukları Devletin dışındaki kaynaklardan sağlanan paralar dolayısıyla öğrenim
gördükleri Âkit Devlette vergiye tabi tutulmayacakları hükme bağlanmıştır.
2 nci fıkrada, öğrenci ve stajyerler için
öngörülen hükme benzer bir hüküm öğretmen ve öğretim üyeleri için de
öngörülmektedir. Buna göre, öğretmen ve öğretim üyelerinin iki yılı aşmayan bir
süre içinde, diğer Devlette yapmış oldukları öğretim veya araştırma
karşılığında bulundukları Devletin dışındaki kaynaklardan elde ettikleri
gelirlerin bu diğer Devlette vergiden istisna edileceği hükme bağlanmıştır.
Madde 21. - Diğer Gelirler
1 inci fıkrada, nerede doğarsa doğsun, bir
Âkit Devlet mukimi tarafından elde edilen ve bu Anlaşmanın bundan önceki
maddelerinde kavranmayan gelir unsurlarının, geliri elde eden kişinin mukim
olduğu Devlette vergilendirileceği hükme bağlanmıştır.
2 nci fıkrada, gelir lehdarının diğer
Devlette bir işyerine veya sabit yere sahip olması ve elde edilen gelirle bu
işyeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunması durumunda, elde edilen
gelirin bu maddeye göre değil, ticari kazançlara ilişkin 7 nci madde veya
serbest meslek faaliyetlerine ilişkin 14 üncü madde hükümlerine göre
vergilendirileceği hükme bağlanmaktadır.
Madde 22. - Çifte Vergilendirmenin
Önlenmesi
Madde çifte vergilendirmenin önlenmesi ile
ilgilidir.
1 inci fıkrada, Türkiye açısından çifte
vergilendirmenin nasıl önleneceği açıklanmıştır. Fıkranın (a) bendinde; bir
Türkiye mukiminin (b) bendinde belirtilenlerin dışında Anlaşma hükümleri
çerçevesinde Fas’ta vergilendirilebilen bir gelir elde etmesi halinde,
Türkiye’nin bu geliri vergiden istisna edeceği ancak, Türkiye’nin bu kişinin
geriye kalan gelirine ilişkin vergiyi hesaplarken söz konusu gelir için sanki
vergiden istisna değilmiş gibi bir vergi oranını uygulayabileceği
belirtilmiştir.
Fıkranın (b) bendinde ise; bir Türkiye
mukiminin bu Anlaşmanın 10, 11 ve 12 nci maddesi hükümlerine göre Fas’ta
vergilendirilebilen bir gelir elde etmesi halinde, Türkiye’nin söz konusu
kişinin gelirine isabet eden vergiden Fas’ta ödenmiş olan vergiye eşit bir
miktarını mahsup edeceği ifade edilmiş olup; söz konusu mahsubun Fas’ta
vergilendirilebilen gelir için mahsuptan önce hesaplanmış vergi miktarını
aşmayacağı hükme bağlanmıştır.
2 nci fıkrada ise; Fas açısından çifte
vergilendirmenin nasıl önleneceği açıklanmıştır. Fıkraya göre, bu Anlaşma
hükümleri çerçevesinde Türkiye’de gelir üzerinden ödenen vergiler, Fas’ta gelir
üzerinden ödenecek vergiden mahsup edileceği, söz konusu mahsubun mahsuptan
önce Fas’ta hesaplanmış ve Türkiye’de vergilendirilen gelire tekabül eden vergi
miktarını aşmayacağı hükme bağlanmıştır.
3 üncü fıkrada ise, bir Âkit Devlette, bu
Anlaşmanın hükümlerine göre vergiye tabi olmayan gelirin, bu Âkit Devlette
alınacak verginin oranının hesaplanmasında dikkate alınacağı belirtilmektedir.
Madde 23. - Ayrım Yapılmaması
Maddenin 1 inci fıkrasında, bir Âkit
Devletin vatandaşlarının, diğer Âkit Devlette, o Devletin aynı koşullara sahip
vatandaşlarına kıyasla daha değişik veya daha ağır bir vergilemeye ve buna
bağlı mükellefiyetlere tabi tutulmayacağı öngörülmektedir.
2 nci fıkrada, bir Âkit Devlet mukimi olan
vatansız kişilerin diğer Devlette, o Devletin aynı koşullara sahip
vatandaşlarına kıyasla, daha değişik veya daha ağır bir vergilemeye ve buna
bağlı mükellefiyetlere tabi tutulmayacakları hükme bağlanmaktadır.
3 üncü fıkrada, teşebbüslerin diğer
Devlette sahip oldukları işyerlerinin, bu diğer Devletin aynı faaliyetleri
yürüten teşebbüslerine kıyasla, daha ağır bir vergilemeye tabi
tutulmayacakları, ancak Âkit Devletlerin kendi mukimlerine uyguladıkları şahsi
indirimler ile vergi ve matrah indirimlerini, diğer Devletin mukimlerine de
uygulamak zorunda olmadıkları belirtilmektedir.
4 üncü fıkrada, Anlaşmanın 9 uncu
maddesinin 1 inci fıkrası, 11 inci maddenin 7 nci fıkrası veya 12 nci
maddesinin 6 ncı fıkrası hükümlerinin uygulanacağı haller hariç olmak üzere,
bir Âkit Devlet teşebbüsünün vergi matrahı belirlenirken diğer Âkit Devlet
teşebbüsüne ödenen faiz, royalty ve diğer ödemelerin, ilk bahsedilen Devletin
teşebbüsüne ödenmiş gibi gider olarak indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
5 inci fıkrada, ayrım yapmama prensibinin,
bir Âkit Devletin bir veya bir kaç mukimi tarafından doğrudan veya dolaylı
olarak, kısmen ya da tamamen sermayesine sahip olunan veya kontrol edilen diğer
Âkit Devlet teşebbüsleri için de geçerli olduğu belirtilmektedir.
6 ncı fıkrada ise, bu maddede “vergileme”
teriminin, Anlaşmanın konusuna giren vergileri ifade ettiği belirtilmektedir.
Madde 24. - Karşılıklı Anlaşma Usulü
Maddenin ilk iki fıkrası, bir kişinin,
taraf Devletlerden herhangi birinin veya her ikisinin işlemlerinin, kendisi
açısından bu Anlaşma hükümlerine uygun olmayan sonuçlar yarattığı veya
yaratacağı kanaatine varması halinde sorunun nasıl çözümleneceğini hükme
bağlamaktadır.
1 inci fıkraya göre, bu kişi durumunu Âkit
Devletlerin iç mevzuatlarında öngörülen müracaat usulleriyle bağlı kalmaksızın,
mukim olduğu Âkit Devletin yetkili makamına arz edebilecektir. Ancak bu kişi,
durumunun 23 üncü maddenin 1 inci fıkrasına uygun olması halinde, Anlaşma
hükümlerine aykırı bir vergileme ile sonuçlanan fiilin ilk bildiriminden sonra
üç yıl içerisinde vatandaşı olduğu Âkit Devletin yetkili makamına da
başvurabilecektir.
2 nci fıkraya göre, kendisine başvuruda
bulunulan yetkili makam sorunu kendi çözemezse, diğer Devletin yetkili
makamıyla karşılıklı anlaşmaya varmak için gayret gösterecektir.
Maddenin 3 üncü fıkrasında, yetkili
makamların bu Anlaşmanın yorumundan veya uygulanmasından kaynaklanan sorunların
çözümü için karşılıklı anlaşma usulünü kullanabilecekleri, 4 üncü fıkrada ise
karşılıklı anlaşmanın ne şekilde yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Madde 25. - Bilgi Değişimi
Bu Anlaşmanın uygulanabilmesi için, iki
Âkit Devletin vergi idareleri arasında gerekli hallerde yakın işbirliğine
ihtiyaç duyulmaktadır. Maddede, Âkit Devletlerin hangi hallerde bilgi değişiminde
bulunacakları, elde edilen bilgilerin kimlere verilebileceği ve bilgi
değişiminin sınırları ele alınmıştır.
Madde 26. - Diplomat Hüviyetindeki
Memurlar ve Konsolosluk Memurları
Bu maddede, diplomat hüviyetindeki
memurlar ve konsolosluk memurlarının Devletler hukukunun genel kurallarına veya
özel anlaşma hükümlerine göre yararlandıkları vergi ayrıcalıklarının bu Anlaşma
hükümlerinden etkilenmeyeceği belirtilmektedir.
Madde 27. - Yürürlüğe Girme
Bu maddede, Anlaşmanın ne zaman yürürlüğe
gireceği ve vergiler açısından ne zaman hüküm ifade edeceği belirtilmiştir.
Buna göre, Anlaşma Âkit Devletlerden her birinin, Anlaşmanın yürürlüğe girmesi
için gerekli anayasal işlemlerin tamamlandığını birbirlerine bildirmelerini
müteakip, bu bildirimlerden sonuncusunun alındığı tarihte yürürlüğe girecek ve
yürürlüğe girdiği tarihi izleyen yılın Ocak ayının birinci gününden itibaren
hüküm ifade edecektir.
Madde 28. - Yürürlükten Kalkma
Madde, Anlaşmanın feshedilinceye kadar
yürürlükte kalacağını belirtmekte, fesih usulünü açıklamakta ve fesih halinin
her iki Âkit Devlette hangi vergilendirme dönemleri için hüküm ifade edeceğini
belirlemektedir.
Dışişleri Komisyonu Raporu
|
Türkiye Büyük Millet
Meclisi |
|
|
|
|
Dışişleri Komisyonu |
11.2.2005 |
|
|
Esas No : 1/842 |
|
|
|
Karar No: 36 |
|
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Türkiye Cumhuriyeti ile Fas Krallığı
Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve
Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı, Komisyonumuzun 3 Şubat 2005 tarihli 10 uncu toplantısında
Dışişleri Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı temsilcilerinin katılmalarıyla
görüşülmüştür.
İki ülke arasında gerçek ve tüzel
kişilerin aynı gelir üzerinden iki Devlette birden vergilendirilmesini amaçlamakta
olup; bu amacı sağlamak üzere, vergileme hakkı, gelir unsurları itibariyle
ikamet edilen veya kaynak Devletlerden birine bırakılmakta veya bu mümkün
olmazsa iki Devlet arasında paylaştırılmaktadır. Böylece, Âkit Devletlerden
birinde yatırım yapan, teknoloji veya hizmet sunan diğer Devlet mukimlerinin, o
Devletin mükelleflerine göre daha ağır vergilendirilmesine engel olunmakta ve
teşebbüslerin risk almadan önce ileride karşılarına çıkacak her türlü vergi ile
ilgili mükellefiyeti hesaplayabilmeleri sağlanmaktadır.
Çifte vergilendirmenin önlenmesi ile her
iki ülke yatırımcıları için cazip hale getirileceği düşünülen Tasarı,
Komisyonumuzca uygun görülerek aynen kabul edilmiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun onayına sunulmak
üzere Başkanlığa saygı ile arz olunur.
|
|
Başkan |
Başkanvekili |
Sözcü |
|
|
|
Mehmet Dülger |
Eyyüp Sanay |
Mustafa Dündar |
|
|
|
Antalya |
Ankara |
Bursa |
|
|
|
Kâtip |
Üye |
Üye |
|
|
|
Metin Yılmaz |
Ramazan Toprak |
Aziz Akgül |
|
|
|
Bolu |
Aksaray |
Diyarbakır |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
|
Abdülbaki Türkoğlu |
Muzaffer Gülyurt |
Şükrü Mustafa Elekdağ |
|
|
|
Elazığ |
Erzurum |
İstanbul |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
|
Hüseyin Kansu |
Onur Öymen |
Fikret Ünlü |
|
|
|
İstanbul |
İstanbul |
Karaman |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
|
Selami Yiğit |
Ufuk Özkan |
Nihat Eri |
|
|
|
Kars |
Manisa |
Mardin |
|
HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ
METİN
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE
FAS KRALLIĞI ARASINDA GELİR ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLERDE ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ
ÖNLEME VE VERGİ KAÇAKÇILIĞINA ENGEL OLMA ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
TASARISI
MADDE 1.- 7 Nisan 2004
tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti ile Fas Krallığı Arasında
Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi
Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması”nın onaylanması uygun bulunmuştur.
MADDE 2.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür.
DIŞİŞLERİ KOMİSYONUNUN
KABUL ETTİĞİ
METİN
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE
FAS KRALLIĞI ARASINDA GELİR ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLERDE ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ
ÖNLEME VE VERGİ KAÇAKÇILIĞINA ENGEL OLMA ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA
DAİR KANUN
TASARISI
MADDE 1.- Tasarının 1
inci maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
MADDE 2.- Tasarının 2 nci
maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
MADDE 3.- Tasarının 3
üncü maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
|
|
Recep Tayyip Erdoğan |
|
|
|
|
Başbakan |
|
|
|
|
Dışişleri Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet Bak. ve Başb. Yrd. |
|
|
A. Gül |
A. Şener |
M. A. Şahin |
|
|
Devlet Bakanı V. |
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı V. |
|
|
H. Çelik |
A. Babacan |
K. Tüzmen |
|
|
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
Adalet Bakanı V. |
|
|
G. Akşit |
K. Tüzmen |
A. Aksu |
|
|
Millî Savunma Bakanı |
İçişleri Bakanı |
Maliye Bakanı |
|
|
M. V. Gönül |
A. Aksu |
K. Unakıtan |
|
|
Millî Eğitim Bakanı |
Bayındırlık ve İskân Bakanı |
Sağlık Bakanı |
|
|
H. Çelik |
Z. Ergezen |
R. Akdağ |
|
|
Ulaştırma Bakanı |
Tarım ve Köyişleri Bakanı |
Çalışma ve Sos. Güv. Bakanı |
|
|
B. Yıldırım |
S. Güçlü |
M. Başesgioğlu |
|
|
Sanayi ve Ticaret Bakanı |
En. ve Tab. Kay. Bakanı V. |
Kültür ve Turizm Bakanı |
|
|
A. Coşkun |
B. Yıldırım |
E. Mumcu |
|
|
|
Çevre ve Orman Bakanı V. |
|
|
|
|
S. Güçlü |
|
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE
FAS
KRALLIĞI ARASINDA GELİR ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLERDE
ÇİFTE
VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME VE
VERGİ
KAÇAKÇILIĞINA ENGEL OLMA ANLAŞMASI
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Fas
Krallığı Hükümeti, gelir üzerinden alınan vergilerde çifte vergilendirmeyi
önleyen ve vergi kaçakçılığına engel olan bir Anlaşma yapmak isteğiyle,
Aşağıdaki Anlaşmaya varmışlardır:
Madde 1
KİŞİLERE
İLİŞKİN KAPSAM
Bu Anlaşma, Âkit Devletlerden birinin veya
her ikisinin mukimi olan kişilere uygulanacaktır.
Madde 2
KAVRANAN
VERGİLER
1. Bu Anlaşma, ne şekilde alındığına
bakılmaksızın, bir Âkit Devlet veya politik alt bölümleri veya mahallî
idareleri adına gelir üzerinden alınan vergilere uygulanacaktır.
2. Menkul veya gayrimenkul varlıkların
elden çıkarılmasından doğan kazançlar ile teşebbüsler tarafından ödenen ücret
veya maaşların toplam tutarı üzerinden alınan vergiler dahil olmak üzere,
toplam gelir veya gelir unsurları üzerinden alınan tüm vergiler, gelirden
alınan vergiler olarak kabul edilecektir.
3. Bu Anlaşmanın uygulanacağı şu anda
geçerli olan vergiler özellikle:
a) Türkiye bakımından:
i) gelir vergisi;
ii) kurumlar vergisi;
iii) gelir vergisi ve kurumlar vergisi
üzerinden alınan fon payı;
(Bundan böyle “Türk vergisi” olarak
bahsedilecektir);
b) Fas Krallığı bakımından:
i) genel gelir vergisi;
ii) kurumlar vergisi;
(Bundan böyle “Fas vergisi” olarak
bahsedilecektir).
4. Anlaşma aynı zamanda, Anlaşmanın imza
tarihinden sonra mevcut vergilere ilave olarak veya onların yerine alınan ve
mevcut vergilerle aynı nitelikte olan veya onlara önemli ölçüde benzeyen
vergilere de uygulanacaktır. Âkit Devletlerin yetkili makamları, ilgili vergi
mevzuatlarında yapılan önemli değişiklikleri birbirlerine bildireceklerdir.
Madde 3
GENEL
TANIMLAR
1. Bu Anlaşmanın amaçları bakımından,
metin aksini öngörmedikçe:
a) “Türkiye” terimi, Türkiye
Cumhuriyetinin egemenlik alanını, karasularını, aynı zamanda uluslararası
hukuka uygun olarak doğal kaynakların araştırılması, işletilmesi ve korunması
amaçlarıyla yargı yetkisi veya egemenlik haklarına sahip olduğu deniz
alanlarını ifade eder;
b) “Fas” terimi, Fas Krallığının
karasuları dışında bulunan deniz alanlarını kapsayan ve uluslararası kanunlara
uygun olarak Fas Krallığı mevzuatı uyarınca, Fas Krallığının deniz yatağı, toprak
altı ve doğal kaynaklara ilişkin olarak egemenlik haklarını kullanabileceği bir
bölge olarak tespit edilen veya ilerde tespit edilebilecek olan Fas Krallığı
topraklarını ifade eder;
c) “Bir Âkit Devlet” ve “diğer Âkit
Devlet” terimleri, metnin gereğine göre Türkiye veya Fas anlamına gelir;
d) “Vergi terimi”, metnin gereğine göre
Türk vergisi veya Fas vergisi anlamına gelir;
e) “Kişi” terimi, bir gerçek kişiyi, bir
şirketi ve kişilerin oluşturduğu diğer herhangi bir kuruluşu kapsamına alır;
f) “Şirket” terimi, herhangi bir kurum
veya vergileme yönünden kurum olarak muamele gören herhangi bir kuruluş
anlamına gelir;
g) “Bir Âkit Devletin teşebbüsü” ve “diğer
Âkit Devletin teşebbüsü” terimleri sırasıyla, bir Âkit Devlet mukimi tarafından
işletilen bir teşebbüs ve diğer Âkit Devlet mukimi tarafından işletilen bir
teşebbüs anlamına gelir;
h) “Vatandaş” terimi:
i) Bir Âkit Devletin vatandaşlığına sahip
herhangi bir gerçek kişiyi;
ii) Bir Âkit Devlette yürürlükte olan
mevzuata göre statü kazanan herhangi bir hükmî şahsı, ortaklığı veya derneği
ifade eder.
i) “Uluslararası trafik” terimi, yalnızca
diğer Âkit Devletin sınırları içinde gerçekleştirilen gemi veya uçak
işletmeciliği hariç, etkin yönetim merkezi bir Âkit Devlette bulunan bir
teşebbüs tarafından gemi veya uçak işletilerek yapılan taşımacılığı ifade eder.
j) “Yetkili makam” terimi:
i) Türkiye’de, Maliye Bakanını veya
yetkili temsilcisini; ve
ii) Fas’ta, Maliye Bakanını veya yetkili
temsilcisini
ifade eder.
2. Bu Anlaşmanın bir Âkit Devlet tarafından
uygulanmasına ilişkin olarak, Anlaşmada tanımlanmamış herhangi bir terim, metin
aksini öngörmedikçe, Anlaşmanın uygulanacağı vergilerin yer aldığı Âkit
Devletin mevzuatında öngörülen anlamı taşıyacaktır.
Madde 4
MUKİM
1. Bu Anlaşmanın amaçları bakımından “bir
Âkit Devletin mukimi” terimi, o Devletin veya herhangi bir politik alt
bölümünün veya mahallî idaresinin mevzuatı gereğince ev, ikâmetgâh, kanunî
merkez, yönetim yeri veya benzer yapıda diğer herhangi bir kriter nedeniyle
vergi mükellefiyeti altına giren kişi anlamına gelir. Ancak bu terim, yalnızca
o Devletteki kaynaklardan elde edilen gelir nedeniyle o Devlette vergiye tâbi
tutulan herhangi bir kişiyi kapsamaz.
2. 1 inci fıkra hükümleri dolayısıyla bir
gerçek kişi, her iki Âkit Devlette de mukim olduğunda, bu kişinin durumu
aşağıdaki şekilde belirlenecektir:
a) Bu kişi, daimî olarak kalabileceği bir
meskenin bulunduğu Devletin mukimi kabul edilecektir. Eğer bu kişinin her iki
Devlette de daimî olarak kalabileceği bir meskeni varsa, bu kişi, kişisel ve
ekonomik ilişkilerinin daha yakın olduğu (hayatî menfaatlerin merkezi olan)
Devletin bir mukimi kabul edilecektir;
b) Eğer kişinin hayatî menfaatlerinin
merkezinin yer aldığı Devlet saptanamazsa veya her iki Devlette de daimî olarak
kalabileceği bir meskeni yoksa, bu kişi kalmayı adet edindiği evin bulunduğu
Devletin bir mukimi kabul edilecektir;
c) Eğer kişinin her iki Devlette de
kalmayı adet edindiği bir ev varsa veya her iki Devlette de böyle bir ev söz
konusu değilse, bu kişi vatandaşı olduğu Devletin mukimi kabul edilecektir;
d) Eğer kişi her iki Devletin de
vatandaşıysa veya her iki Devletin de vatandaşı değilse, Âkit Devletlerin
yetkili makamları sorunu karşılıklı anlaşmayla çözeceklerdir.
3. 1 inci fıkra hükümleri dolayısıyla gerçek
kişi dışındaki bir kişi her iki Âkit Devletin de mukimi olduğunda, bu kişi
yalnızca etkin yönetim yerinin bulunduğu Devletin mukimi olarak kabul
edilecektir.
Madde 5
İŞYERİ
1. Bu Anlaşmanın amaçları bakımından
“işyeri” terimi, bir teşebbüsün işlerinin tamamen veya kısmen yürütüldüğü işe
ilişkin sabit bir yer anlamına gelir.
2. “İşyeri” terimi özellikle şunları
kapsamına alır:
a) Yönetim yeri;
b) Şube;
c) Büro;
d) Fabrika;
e) Atelye;
f) Maden ocağı, petrol veya doğal gaz
kuyusu, taş ocağı veya doğal kaynakların çıkarıldığı diğer herhangi bir yer, ve
g) 10 ayı aşan bir süre devam eden bir
inşaat şantiyesi, yapım veya kurma projesi.
3. Bu maddenin daha önceki hükümleri ile
bağlı kalınmaksızın, “işyeri” teriminin aşağıdaki hususları kapsamadığı kabul
edilecektir:
a) Teşebbüse ait imkânların, teşebbüsün
mallarının veya ticarî eşyasının yalnızca depolanması, teşhiri veya teslimi
amacıyla kullanılması;
b) Teşebbüse ait mal veya ticarî eşya
stoklarının, yalnızca depolama, teşhir veya teslim amacıyla elde tutulması;
c) Teşebbüse ait mal veya ticarî eşya
stoklarının, yalnızca bir başka teşebbüse işlettirilmesi amacıyla elde
tutulması;
d) İşe ilişkin sabit bir yerin, yalnızca
teşebbüse mal veya ticarî eşya satın alma veya bilgi toplama amacıyla elde
tutulması;
e) İşe ilişkin sabit bir yerin, teşebbüs
için yalnızca hazırlayıcı veya yardımcı karakter taşıyan diğer herhangi bir
işin yürütülmesi amacıyla elde tutulması;
f) İşe ilişkin sabit bir yerin, yalnızca
(a) ila (e) bentlerinde bahsedilen faaliyetlerin bir veya birkaçını bir arada
icra etmek için elde tutulması ancak, bu faaliyetlerin bir arada icra edilmesi
sonucunda kendini gösteren toplu faaliyetin hazırlayıcı veya yardımcı
karakterde olması şarttır.
4. 1 inci ve 2 nci fıkra hükümleriyle bağlı
kalınmaksızın, bir kişi -6 ncı fıkranın uygulanacağı bağımsız nitelikteki bir
acente dışında- bir Âkit Devlette bir teşebbüs adına hareket eder ve bu
teşebbüs adına mukavele akdetme yetkisine sahip olup bu yetkisini mutaden
kullanırsa, söz konusu kişinin faaliyetleri, bu maddenin 3 üncü fıkrasında
belirtilen ve işe ilişkin sabit bir yerden yapılması durumunda bu yeri işyeri
haline getirmeyen nitelikteki faaliyetlerle sınırlı olmadıkça, bu teşebbüs, bu
kişinin teşebbüs için gerçekleştirdiği her türlü faaliyet dolayısıyla bu
Devlette bir işyerine sahip kabul edilecektir.
5. Bu maddenin önceki hükümleriyle bağlı
kalınmaksızın, bir Âkit Devletin sigortacılık teşebbüsü, reasürans hariç diğer
Devletin toprakları içerisinde prim topladığı veya 6 ncı fıkranın uygulanacağı
bağımsız statüde bir acente dışındaki bir kişi vasıtasıyla diğer devlette
mevcut riski sigortaladığı takdirde, diğer Âkit Devlette bir işyerine sahip
kabul edilecektir.
6. Bir Âkit Devlet teşebbüsü, diğer Âkit
Devlette işlerini yalnızca kendi işlerine olağan şekilde devam eden bir simsar,
bir genel komisyon acentesi veya bağımsız statüde diğer herhangi bir acente
vasıtasıyla yürüttüğü için bu diğer Devlette bir işyerine sahip kabul
olunmayacaktır. Bununla birlikte, söz konusu acentenin faaliyetlerinin tamamı
veya tamamına yakını bu teşebbüs adına hasredildiğinde bu acente ile bu
teşebbüs arasındaki ticarî ve malî ilişkilerdeki koşullar, bağımsız teşebbüsler
arasında olması gerekenden farklı olduğunda söz konusu acente, bu fıkrada
belirtilen anlamda bağımsız statüde bir acente olarak kabul edilmeyecektir.
7. Bir Âkit Devletin mukimi olan bir
şirket, diğer Âkit Devletin mukimi olan veya bu diğer Devlette ticarî
faaliyette bulunan (bir işyeri vasıtasıyla veya diğer bir şekilde) bir şirketi
kontrol eder ya da onun tarafından kontrol edilirse, bu şirketlerden herhangi
biri diğeri için bir işyeri oluşturmayacaktır.
Madde 6
GAYRİMENKUL
VARLIKLARDAN ELDE EDİLEN GELİR
1. Bir Âkit Devlet mukiminin diğer Âkit
Devlette bulanan gayrimenkul varlıklardan elde ettiği gelir (tarım veya
ormancılıktan elde edilen gelir dahil), bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. “Gayrimenkul varlık” terimi, söz konusu
varlığın bulunduğu Âkit Devletin mevzuatına göre tanımlanacaktır. Terim her
halükârda, gayrimenkul varlığa müteferri varlıkları, tarım (balık üretimi ve
yetiştiriciliği dahil) ve ormancılıkta kullanılan araçları ve hayvanları, özel
hukuk hükümlerinin uygulanacağı gayrimenkul mülkiyetine ilişkin hakları,
gayrimenkul intifa haklarını ve maden ocaklarının, kaynakların ve diğer doğal
kaynakların işletilmesi veya işletme hakkı karşılığında doğan sabit ya da
değişken ödemeler üzerindeki hakları kapsayacak; gemiler, vapurlar ve uçaklar
gayrimenkul varlık olarak kabul edilmeyecektir.
3. 1 inci fıkra hükümleri, gayrimenkul
varlığın doğrudan kullanımından, kiralanmasından veya diğer herhangi bir
şekilde kullanımından elde edilen gelire uygulanacaktır.
4. 1 inci ve 3 üncü fıkra hükümleri aynı
zamanda, bir teşebbüse ait gayrimenkul varlıklardan elde edilen gelire ve
serbest meslek faaliyetlerinin icrasında kullanılan gayrimenkul varlıklardan
elde edilen gelire de uygulanacaktır.
5. Bir şirketin hisselerine veya diğer
şirket haklarına sahip olma, sahibine bu hisse veya şirket hakları dolayısıyla
şirketin mülkiyetinde bulunan gayrimenkul varlıklar üzerinde tasarrufta bulunma
hakkını sağlıyorsa, söz konusu tasarrufta bulunma hakkının kullanımından,
kiralanmasından veya diğer herhangi bir şekilde kullanımından elde edilen
gelir, gayrimenkul varlığın bulunduğu Âkit Devlette vergilendirilebilir.
Madde 7
TİCARÎ
KAZANÇLAR
1. Bir Âkit Devlet teşebbüsüne ait kazanç,
söz konusu teşebbüs diğer ÂkitDevlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticarî
faaliyette bulunmadıkça, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir. Eğer teşebbüs
yukarıda bahsedilen şekilde ticarî faaliyette bulunursa, teşebbüsün kazançları
yalnızca bu işyerine atfedilebilen miktarla sınırlı olmak üzere bu diğer
Devlette vergilendirilebilir.
2. 3 üncü fıkra hükümleri saklı kalmak
üzere, bir Âkit Devlet teşebbüsü diğer Âkit Devlette yer alan bir işyeri
vasıtasıyla ticarî faaliyette bulunduğunda, her iki Âkit Devlette de bu
işyerine atfedilecek kazanç, bu işyeri aynı veya benzer koşullar altında, aynı
veya benzer faaliyetlerde bulunan tamamen ayrı ve bağımsız bir teşebbüs olsaydı
ve işyerini oluşturduğu teşebbüsten tamamen bağımsız bir nitelik kazansaydı ne
kazanç elde edecek ise aynı miktarda bir kazanç olacaktır.
3. Bir işyerinin kazancı belirlenirken,
işyerinin bulunduğu Devlette veya başka herhangi bir yerde yapılan, yönetim ve
genel idare giderleri de dahil olmak üzere, işyerinin amaçlarına uygun olan
giderlerin indirilmesine müsaade edilecektir.
4. İşyerine, bu işyeri tarafından teşebbüs
adına yalnızca mal veya ticarî eşya alınması dolayısıyla hiçbir kazanç
atfedilmeyecektir.
5. Kazançlar, bu Anlaşmanın diğer
maddelerinde ayrı olarak düzenlenen gelir unsurlarını da kapsamına aldığında, o
maddelerin hükümleri bu madde hükümlerinden etkilenmeyecektir.
Madde 8
DENİZ VE
HAVA TAŞIMACILIĞI
1. Bir ÂkitDevlet teşebbüsünün
uluslararası trafikte gemi veya uçak işletmeciliğinden elde ettiği kazançlar,
yalnızca teşebbüsün etkin yönetim merkezinin bulunduğu Âkit Devlette
vergilendirilebilecektir.
Bir gemicilik teşebbüsünün etkin yönetim
merkezi, geminin bordası ise bu teşebbüsün, geminin kayıtlı olduğu limanın
bulunduğu Âkit Devlette olduğu, eğer geminin kayıtlı olduğu böyle bir limanı
yoksa gemiyi işletenin mukim olduğu Âkit Devlette bulunduğu kabul edilecektir.
2. Bu maddenin amaçları bakımından, bir
Âkit Devlet teşebbüsünce uluslararası trafikte gemi veya uçak işletmeciliğinden
elde edilen kazançlar, 1 inci fıkra hükümlerinin uygulanacağı kazançların
yanısıra arızî olarak elde ediliyor ise konteynerlerin kullanımı veya
kiralanmasından elde edilen kazançları da kapsayacaktır.
3. Bu maddenin 1 inci fıkra hükümleri aynı
zamanda, bir ortaklığa, bir ortak teşebbüse veya uluslararası işletilen bir
acenteye iştirak dolayısıyla elde edilen kazançlara da uygulanacaktır.
Madde 9
BAĞIMLI
TEŞEBBÜSLER
1. a) Bir Âkit Devlet teşebbüsü, doğrudan
veya dolaylı olarak diğer Âkit Devlet teşebbüsünün yönetim, kontrol veya
sermayesine katıldığında; veya
b) Aynı kişiler doğrudan veya dolaylı
olarak bir Âkit Devlet teşebbüsünün ve diğer Âkit Devlet teşebbüsünün yönetim,
kontrol veya sermayesine katıldığında ve
her iki halde de, iki teşebbüs arasındaki
ticarî veya malî ilişkilerde oluşan veya empoze edilen koşullar, bağımsız
teşebbüsler arasında oluşması gereken koşullardan farklılaştığında, bu
teşebbüslerden birinde olması gereken, fakat bu koşullar dolayısıyla kendini
göstermeyen kazanç, o teşebbüsün kazancına eklenir ve buna göre vergilendirilebilir.
2. Bir Âkit Devletin kendi teşebbüsünün
kazancına dahil edip vergilendirdiği kazanç, diğer Âkit Devlette
vergilendirilen diğerDevlet teşebbüsünün kazancını içermesi ve bu şekilde
kavranan kazancın, iki teşebbüs arasında olması gereken koşullar gözönünde
tutularak, sonradan yapılan hesaplamalar sonucunda belirlenen kazanç olması
durumunda, bu diğer Devlet, söz konusu kazanç üzerinden aldığı verginin
miktarında gerekli düzeltmeleri yapacaktır. Bu düzeltme yapılırken, bu
Anlaşmanın diğer hükümleri gözönünde tutulacak ve gerektiğinde Âkit Devletlerin
yetkili makamları birbirlerine danışacaklardır.
Madde 10
TEMETTÜLER
1. Bir Âkit Devletin mukimi olan bir
şirket tarafından diğer ÂkitDevletin bir mukimine ödenen temettüler, bu diğer
Devlette vergilendirilebilir.
2. Bununla beraber söz konusu temettüler,
temettüyü ödeyen şirketin mukim olduğu ÂkitDevlette ve bu Devletin mevzuatına
göre de vergilendirilebilir; ancak, temettü elde eden, temettünün gerçek
lehdarı ise bu şekilde alınacak vergi aşağıdaki oranları aşmayacaktır:
a) Temettünün gerçek lehdarı, temettü
ödeyen şirketin sermayesinin doğrudan en az yüzde 25 ini elinde tutan bir
şirket ise (ortaklıklar hariç) gayrisafi temettü tutarının yüzde 7 sini;
b) Tüm diğer durumlarda gayrisafi temettü
tutarının yüzde 10 unu.
3. Bu fıkra, bünyesinden temettü ayrılan
kazanç bakımından şirket vergilenmesine etki etmeyecektir.
4. Bu maddede kullanılan “temettü” terimi,
hisse senetlerinden, intifa senetlerinden veya intifa haklarından, kurucu hisse
senetlerinden veya alacak niteliğinde olmayıp kazanca katılmayı sağlayan diğer
haklardan elde edilen gelirler ile dağıtımı yapan şirketin mukim olduğu
Devletin mevzuatına göre, vergileme yönünden hisse senetlerinden elde edilen
gelirle aynı muameleyi gören diğer şirket haklarından elde edilen gelirleri
ifade eder.
“Temettü” terimi, Fas bakımından,
madencilik hisselerinden ve kâra katılım sözleşmelerinden elde edilen
gelirleri; Türkiye bakımından, yatırım fonu ve yatırım ortaklığından elde
edilen gelirleri de kapsar.
5. Bir Âkit Devlet mukimi olan temettünün
gerçek lehdarı, temettüyü ödeyen şirketin mukim olduğu diğer ÂkitDevlette yer
alan bir işyeri vasıtasıyla ticarî faaliyette bulunursa veya bu diğer Devlette
yer alan sabit bir yer vasıtasıyla serbest meslek faaliyeti icra ederse ve söz
konusu temettü elde ediş olayı ile bu işyeri veya sabit yer arasında etkin bir
bağ bulunmaktaysa, 1 inci ve 2 nci fıkra hükümleri uygulanmayacaktır. Bu
durumda, olayına göre 7 nci veya 14 üncü madde hükümleri uygulanacaktır.
6. 7 nci fıkra saklı kalmak üzere, bir
Âkit Devlet mukimi olan bir şirket, diğer Âkit Devletten kazanç veya gelir elde
ettiğinde, bu diğer Devlet, şirket tarafından ödenen temettüler üzerinden
herhangi bir vergi alamaz. Bunun istisnasını, söz konusu temettülerin bu diğer
Devletin bir mukimine ödenmesi veya ödenen temettüler ile bu diğer Devlette
bulunan bir işyeri veya sabit yer arasında önemli bir bağ bulunması oluşturur.
Aynı şekilde bu diğer Devlet, bu şirketin dağıtılmayan kazançları üzerinden de
dağıtılmayan kazanç vergisi alamaz. Dağıtılan temettülerin veya dağıtılmamış
kazancın tamamen veya kısmen bu diğer Devlette elde edilen gelir veya kazançtan
oluşması, durumu değiştirmez.
7. Diğer ÂkitDevlette yer alan bir işyeri
vasıtasıyla ticarî faaliyette bulunan bir Âkit Devlet mukimi olan şirketin
kazancı, 7 nci maddeye göre vergilendirildikten sonra, kalan kısım üzerinden bu
işyerinin bulunduğu ÂkitDevlette ve bu Devletin mevzuatına uygun olarak
vergilendirilebilir. Ancak, bu şekilde alınacak verginin oranı yüzde 7 yi
geçmeyecektir.
Madde 11
FAİZ
1. Bir Âkit Devlette doğan ve diğer
ÂkitDevletin bir mukimine ödenen faiz, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. Bununla beraber bu faiz, elde edildiği
Âkit Devlette ve o Devletin mevzuatına göre de vergilendirilebilir; ancak faiz
elde eden, faizin gerçek lehdarı ise bu şekilde alınacak vergi, faizin
gayrisafi tutarının yüzde 10 unu aşmayacaktır.
3. 2 nci fıkra hükümlerine bakılmaksızın;
a) Fas’ta doğan ve Türkiye Hükümetine veya
Türkiye CumhuriyetMerkez Bankasına ödenen faiz, Fas’ta vergiden istisna
edilecektir.
b) Türkiye’de doğan ve Fas Hükümetine veya
Fas Merkez Bankasına (Bank Al Maghrib) ödenen faiz, Türkiye’de vergiden istisna
edilecektir.
4. Bu maddede kullanılan “faiz” terimi,
ipotek garantisine bağlı olsun olmasın ve borçlunun kazancına katılma hakkını
tanısın tanımasın, her nevi alacaktan doğan gelirleri ve özellikle hazine
borçlanma senetlerinden, tahvillerden veya bonolardan elde edilen gelirler ile
söz konusu senetlere, tahvillere veya bonolara ilişkin prim ve ikramiyeleri
ifade eder.
5. Bir Âkit Devlet mukimi olan faizin
gerçek lehdarı, faizin elde edildiği diğer ÂkitDevlette yer alan bir işyeri
vasıtasıyla ticarî faaliyette bulunursa veya bu diğer Devlette yer alan sabit
bir yer vasıtasıyla serbest meslek faaliyetinde bulunursa ve söz konusu faizin
ödendiği alacak ile bu işyeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunmaktaysa,
1 inci ve 2 nci fıkra hükümleri uygulanmayacaktır. Bu durumda, olayına göre 7
nci veya 14 üncü madde hükümleri uygulanacaktır.
6. Bir Devletin kendisi, bir politik alt
bölümü, bir mahallî idaresi veya bu Devletin bir mukimi tarafından ödenen
faizin, o Âkit Devlette elde edildiği kabul olunacaktır. Bununla beraber, faiz
ödeyen kişi, bir Âkit Devletin mukimi olsun veya olmasın, bir Âkit Devlette
faiz ödemeye neden olan borç-alacak ilişkisiyle bağlantılı bir işyerine veya
sabit yere sahip olduğunda ve faiz bu işyeri veya sabit yerden
kaynaklandığında, söz konusu faizin işyerinin veya sabit yerin bulunduğu
Devlette elde edildiği kabul olunacaktır.
7. Alacak karşılığında ödenen faizin
miktarı, ödeyici ile gerçek lehdar arasında veya her ikisi ile bir başka kişi
arasında var olan özel ilişki nedeniyle, böyle bir ilişkinin olmadığı
durumlarda ödeyici ve lehdar arasında kararlaştırılacak miktarı aştığında, bu
madde hükümleri yalnızca en son bahsedilen miktara uygulanacaktır. Bu durumda
ilave ödeme, bu Anlaşmanın diğer hükümleri de dikkate alınarak, her bir Âkit
Devletin mevzuatına göre vergilendirilecektir.
Madde 12
GAYRİMADDİ
HAK BEDELLERİ
1. Bir Âkit Devlette doğan ve diğer Âkit
Devletin bir mukimine ödenen gayrimaddi hak bedelleri, bu diğer Devlette
vergilendirilebilir.
2. Bununla beraber, söz konusu gayrimaddi
hak bedelleri elde edildikleri ÂkitDevlette ve o Devletin mevzuatına göre de
vergilendirilebilir; ancak gayrimaddi hak bedeli elde eden, gayrimaddi hak
bedelinin gerçek lehdarı ise, bu şekilde alınacak vergi, gayrimaddi hak
bedelinin gayrisafi tutarının yüzde 10’unu aşmayacaktır.
3. Bu maddede kullanılan “gayrimaddi hak
bedelleri” terimi:
a) edebi, sanatsal veya bilimsel her nevi
telif hakkının, sinema filmleri veya filmler veya radyo, televizyon, uydu,
fiber optik ve kablolu yayınlarda kullanılan bantlar veya umumi yayınlarda
kullanılan benzeri teknolojiye ilişkin telif haklarının, her nevi patentin,
alameti farikanın, desen veya modelin, planın, gizli formül veya üretim
yönteminin kullanımı veya kullanım hakkı karşılığında elde edilen ödemeleri;
ayrıca, söz konusu varlık veya hakkın kullanımı amacıyla münferiden yapılan
teknik yardım ödemelerini de, teknik yardımın bu varlık veya hakka ilişkin
ödemenin yapıldığı Âkit Devlette ifa edilmiş olması halinde kapsar, veya
b) sınaî, ticarî, ziraî veya bilimsel
teçhizatın kullanımı veya kullanım hakkı karşılığında yapılan, veya
c) sınaî, ticarî, ziraî veya bilimsel
tecrübeye dayalı bilgi birikimi karşılığında elde edilen,
her türlü ödemeyi kapsar.
4. Bir Âkit Devlet mukimi olan gayrimaddi
hak bedelinin gerçek lehdarı, söz konusu bedelin elde edildiği diğer
ÂkitDevlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticarî faaliyette bulunursa veya
bu diğer Âkit Devlette yer alan sabit bir yer vasıtasıyla serbest meslek
faaliyetinde bulunursa ve söz konusu bedelin ödendiği hak veya varlık ile bu
işyeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunmaktaysa, 1 inci ve 2 nci
fıkra hükümleri uygulanmayacaktır. Bu durumda, olayına göre 7 nci veya 14 üncü
madde hükümleri uygulanacaktır.
5. Bir Devletin kendisi, bir politik alt
bölümü, bir mahallî idaresi veya bu Devletin bir mukimi tarafından ödenen
gayrimaddi hak bedelinin, o Âkit Devlette elde edildiği kabul olunacaktır.
Bununla beraber, gayrimaddi hak bedelini ödeyen kişi, bir Âkit Devletin mukimi
olsun veya olmasın, bir Âkit Devlette gayrimaddi hak bedelini ödemeye neden
olan hak veya varlık ile bağlantılı bir işyerine veya sabit yere sahip
olduğunda ve gayrimaddi hak bedeli bu işyeri veya sabit yerden kaynaklandığında,
söz konusu gayrimaddi hak bedelinin, işyerinin veya sabit yerin bulunduğu
Devlette elde edildiği kabul olunacaktır.
6. Kullanım, hak veya bilgi karşılığında
ödenen gayrimaddi hak bedelinin miktarı, ödeyici ile gerçek lehdar arasında
veya her ikisi ile bir başka kişi
arasında var olan özel ilişki nedeniyle, böyle bir ilişkinin olmadığı
durumlarda ödeyici ile gerçek lehdar arasında kararlaştırılacak miktarı
aştığında, bu madde hükümleri yalnızca en son bahsedilen miktara
uygulanacaktır. Bu durumda ilave ödeme, bu Anlaşmanın diğer hükümleri de
dikkate alınarak, her bir Âkit Devletin mevzuatına göre vergilendirilecektir.
Madde 13
SERMAYE
DEĞER ARTIŞ KAZANÇLARI
1. Bir Âkit Devlet mukimince, diğer
ÂkitDevlette yer alan ve 6 ncı maddede belirtilen gayrimenkul varlıkların elden
çıkarılmasından sağlanan kazançlar, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. Bir Âkit Devlet teşebbüsünün diğer Âkit
Devlette sahip olduğu bir işyerinin ticarî varlığına dahil menkul varlığın veya
bir Âkit Devlet mukiminin diğer Âkit Devlette serbest meslek faaliyeti icra
etmek üzere kullandığı sabit bir yere ait menkul varlığın elden çıkarılmasından
doğan kazanç, bu işyerinin (yalnız veya tüm teşebbüsle birlikte) veya sabit
yerin elden çıkarılmasından doğan kazanç da dahil olmak üzere, bu diğer
Devlette vergilendirilebilir.
3. Uluslararası trafikte işletilen gemi
veya uçakların veya söz konusu gemi veya uçakların işletilmesiyle ilgili menkul
varlıkların elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar, yalnızca teşebbüsün etkin
yönetim merkezinin bulunduğu Âkit Devlette vergilendirilecektir.
4. Varlıkları esas itibariyle bir Âkit
Devlette bulunan gayrimenkullerden oluşan bir şirketin menkul kıymetler
borsasına kote edilen hisseleri dışında kalan şirket hisselerinin elden çıkarılmasından
doğan kazançlar bu Âkit Devlette vergilendirilebilir.
5. 1, 2, 3 ve 4 üncü fıkralarda
belirtilenlerin dışında kalan varlıkların elden çıkarılmasından doğan
kazançlar, yalnızca elden çıkaranın mukim olduğu ÂkitDevlette
vergilendirilecektir.
Madde 14
SERBEST
MESLEK FAALİYETLERİ
1. Bir Âkit Devlet mukiminin, serbest
meslek faaliyetleri veya bağımsız nitelikteki diğer faaliyetleri dolayısıyla
elde ettiği gelir, bu kişi diğer Âkit Devlette faaliyetlerini icra etmek
amacıyla sürekli kullanabileceği sabit bir yere sahip olmadığı sürece, yalnızca
bu Devlette vergilendirilecektir. Kişinin böyle bir sabit yere sahip olması
durumunda gelir, yalnızca söz konusu sabit yere atfedilebilen miktarla sınırlı
olmak üzere, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. “Serbest meslek faaliyetleri” terimi,
özellikle bağımsız olarak yürütülen bilimsel, edebi, sanatsal, eğitici veya
öğretici faaliyetleri, bunun yanı sıra doktorların, avukatların, mühendislerin,
mimarların, dişçilerin ve muhasebecilerin bağımsız faaliyetlerini kapsamına
alır.
Madde 15
BAĞIMLI
FAALİYETLER
1. 16, 18, 19 ve 20 nci maddelerin
hükümleri saklı kalmak üzere, bir Âkit Devlet mukiminin bir hizmet dolayısıyla
elde ettiği maaş, ücret ve diğer benzeri gelirler, bu hizmet diğer Âkit
Devlette ifa edilmedikçe, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir. Hizmet
diğer Devlette ifa edilirse, buradan elde edilen söz konusu gelir, bu diğer
Devlette vergilendirilebilir.
2. 1 inci fıkra hükümlerine bakılmaksızın,
bir Âkit Devlet mukiminin diğer Âkit Devlette ifa ettiği bir hizmet dolayısıyla
elde ettiği gelir, eğer.
a) Gelir elde eden kişi, diğer Devlette
ilgili malî yıl içinde başlayan veya biten herhangi bir on iki aylık dönemde
bir veya bir kaç seferde toplam 183 günü aşmamak üzere kalırsa, ve
b) ödeme, diğer Devletin mukimi olmayan
bir işveren tarafından veya böyle bir işveren adına yapılırsa, ve
c) ödeme, işverenin diğer Devlette sahip
olduğu bir işyerinden veya sabit yerden yapılmazsa,
yalnızca ilk bahsedilen Devlette
vergilendirilecektir.
3. Bu maddenin önceki hükümlerine
bakılmaksızın, bir Âkit Devlet teşebbüsü tarafından uluslararası trafikte
işletilen bir gemi veya uçakta ifa edilen bir hizmet dolayısıyla elde edilen
gelir, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir.
Madde 16
MÜDÜRLERE
YAPILAN ÖDEMELER
Bir Âkit Devlet mukiminin, diğer Âkit
Devlet mukimi olan bir şirketin yönetim kurulu üyesi olması dolayısıyla elde
ettiği ücret ve diğer benzeri ödemeler, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
Madde 17
SANATÇI VE
SPORCULAR
1. 14 ve 15 inci maddelerin hükümlerine
bakılmaksızın, bir Âkit Devlet mukimi olan tiyatro, sinema, radyo veya
televizyon sanatçısı gibi bir sanatçının, bir müzisyenin veya bir sporcunun
diğer Âkit Devlette icra ettiği şahsi faaliyetleri dolayısıyla elde ettiği gelir,
bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. Bir sanatçının veya sporcunun icra
ettiği şahsi faaliyetlerden doğan gelir, sanatçının veya sporcunun kendisine
değil de bir başkasına yönelirse, bu gelir 7, 14 ve 15 inci maddelerin
hükümleriyle bağlı kalınmaksızın, sanatçı veya sporcunun faaliyetlerinin icra
edildiği Âkit Devlette vergilendirilebilir.
3. Bu maddenin 1 ve 2 nci fıkra
hükümlerine bakılmaksızın, bir sanatçı veya sporcunun bir Âkit Devlette icra
ettiği faaliyetlerden elde ettiği gelir, bu Devlete yapılan ziyaretin tamamen
veya önemli ölçüde diğer Âkit Devletin, bir politik alt bölümünün veya bir
mahallî idaresinin kamusal fonlarından desteklenmesi halinde, bu Devlette
vergiden istisna edilecektir.
Madde 18
EMEKLİ
MAAŞLARI
1. 19 uncu maddenin 2 nci fıkra hükümleri
saklı kalmak üzere, bir Âkit Devlet mukimine geçmiş çalışmalarının karşılığında
ödenen emekli maaşları ve diğer benzeri ödemeler yalnızca bu Devlette
vergilendirilebilecektir. Bu hüküm aynı zamanda, bir Âkit Devlet mukimine ömür
boyu sağlanan düzenli ödemelere de uygulanacaktır.
2. Uğranılan şahsî zararları tazmin etmek
amacıyla, bir Âkit Devlet veya politik alt bölümlerinden biri tarafından ödenen
emekli maaşları ve sağlanan ömür boyu gelirler ile yapılan diğer periyodik
(düzenli) veya arizî ödemeler, yalnızca bu Devlette vergilendirilebilir.
Madde 19
KAMU GÖREVİ
1. a) Bir Âkit Devlete, bir politik alt
bölümüne veya bir mahallî idaresine bir gerçek kişi tarafından verilen
hizmetler karşılığında bu Devlet, alt bölüm veya idare tarafından yapılan,
emekli maaşı dışında kalan maaş, ücret ve benzeri ödemeler, yalnızca bu
Devlette vergilendirilecektir.
b) Bununla birlikte, bu hizmet diğer
ÂkitDevlette ifa edildiğinde ve gerçek kişi bu ÂkitDevletin bir mukimi
olduğunda, söz konusu maaş, ücret ve diğer benzeri ödemeler yalnızca bu diğer
Âkit Devlette vergilendirilecektir.
Ancak bu kişinin:
i) bu diğer Devletin bir vatandaşı olması;
veya
ii) yalnızca bu hizmeti ifa etmek için bu
devletin bir mukimi durumuna geçmemiş olması zorunludur.
2. a) Bir Âkit Devlete,
bir politik alt bölümüne veya bir mahalli idaresine bir gerçek kişi tarafından
verilen hizmetler karşılığında bu Devlet, alt bölüm veya idare tarafından veya
bunlarca oluşturulan fonlardan ödenen emekli maaşı, yalnızca bu Devlette
vergilendirilecektir.
b) Bununla birlikte, söz
konusu gerçek kişinin bu diğer Âkit Devletin bir mukimi ve vatandaşı olması
halinde, söz konusu emekli maaşı yalnızca bu diğer Âkit Devlette
vergilendirilecektir.
3. Bir Âkit Devlet, bir
politik alt bölümü veya bir mahalli idaresi tarafından yürütülen ticari
faaliyetlerle bağlantılı olarak verilen hizmetlerden dolayı yapılan maaş, ücret
ve diğer benzeri ödemelere ve emekli maaşlarına 15, 16 ve 18 inci maddelerin
hükümleri uygulanacaktır.
Madde 20
ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİLER
1. Bir Âkit Devletin
vatandaşı olan ve diğer Âkit Devlette yalnızca öğrenim veya mesleki eğitim
amacıyla bulunan bir öğrenci veya stajyere geçim, öğrenim veya mesleki
eğitimini karşılamak üzere diğer Devletin dışındaki kaynaklardan yapılan ödemeler,
bu diğer Devlette vergilendirilmeyecektir.
2. Aynı şekilde, bir Âkit
Devletin vatandaşı olan ve diğer Âkit Devlette iki yılı aşmayan bir süre veya
süreler için, esas olarak öğretim veya bilimsel araştırma yapmak amacıyla
bulunan bir öğretmen veya öğretim üyesinin, öğretim veya araştırma
karşılığındaki kişisel hizmetleri dolayısıyla bu diğer Devlet dışındaki
kaynaklardan elde ettiği gelirler, bu diğer Devlette vergiden istisna
edilecektir.
Madde 21
DİĞER GELİRLER
1. Bir Âkit Devlet
mukiminin, nerede doğarsa doğsun, bu Anlaşmanın daha önceki maddelerinde
belirtilmeyen gelir unsurları yalnızca bu Devlette vergilendirilebilecektir.
2. 6 ncı maddenin 2 nci
fıkrasında tanımlanan gayrimenkul varlıklardan elde edilen gelir hariç olmak
üzere, bir Âkit Devletin mukimi olan söz konusu gelirin lehdarı, diğer Âkit
Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette veya sabit bir
yerden serbest meslek faaliyetinde bulunursa ve bu işyeri veya sabit yer ile
geliri doğuran hak veya varlık arasında etkin bir bağ bulunmakta ise, bu gelire
1 inci fıkra hükümleri uygulanmayacaktır. Bu durumda, olayına göre, 7 nci veya
14 üncü madde hükümleri uygulanacaktır.
Madde 22
ÇİFTE VERGİLENDİRMENİN ÖNLENMESİ
1. Türkiye mukimleri için
çifte vergilendirme aşağıdaki şekilde önlenecektir:
a) Bir Türkiye mukimi b)
bendinde kavranan gelirler hariç olmak üzere, bu Anlaşma hükümlerine göre,
Fas’ta vergilendirilebilir bir gelir elde ettiğinde, Türkiye, bu geliri
vergiden istisna edecektir. Ancak, Türkiye, bu kişinin geriye kalan gelirine
ilişkin vergiyi hesaplarken istisna edilen gelir sanki vergiden istisna
değilmiş gibi bir vergi oranı uygulayabilir.
b) Bir Türkiye mukimi, bu
Anlaşmanın 10,11 ve 12 nci maddelerine göre Fas’ta vergilendirilebilir bir
gelir elde ettiğinde, Türkiye, bu kişinin gelirine isabet eden vergiden Fas’ta
ödenen vergiye eşit bir miktarın mahsubuna müsaade edecektir.
Bununla birlikte bu
mahsup, Fas’ta vergilendirilebilir gelire tekabül eden ve mahsuptan önce
hesaplanan vergi miktarını aşmayacaktır.
2. Fas mukimleri için
çifte vergilendirme aşağıdaki şekilde önlenecektir:
Bir Fas mukimi, bu
Anlaşma hükümlerine göre, Türkiye’de vergilendirilebilir bir gelir elde
ettiğinde, Fas bu mukimin gelirinden alınacak vergiden Türkiye’de gelir
üzerinden ödenen vergiye eşit bir miktarın mahsubuna müsaade edecektir. Bununla
birlikte bu mahsup, mahsuptan önce Fas’ta gelir üzerinden hesaplanan ve
Türkiye’de vergilendirilebilir gelire tekabül eden vergi miktarını
aşmayacaktır.
3. Bir Âkit Devlette, bu
Anlaşma hükümlerine göre vergiye tabi olmayan gelir, bu Âkit Devlette alınacak
verginin oranının hesaplanmasında dikkate alınacaktır.
Madde 23
AYRIM YAPILMAMASI
1. Bir Âkit Devletin
vatandaşları, diğer Âkit Devlette, bu diğer Devletin vatandaşlarının aynı
koşullarda karşı karşıya kaldıkları veya kalabilecekleri vergilemeden ve buna
bağlı mükellefiyetlerden, özellikle mukimlik yönünden, değişik veya daha ağır
bir vergilemeye veya buna bağlı mükellefiyetlere tabi tutulmayacaklardır. Bu
hüküm aynı zamanda, 1 inci madde hükümleri ile bağlı kalınmaksızın, Âkit
Devletlerden birinin veya her ikisinin mukimi olmayan kişilere de
uygulanacaktır.
2. Bir Âkit Devlet mukimi
olan vatansız kişiler, her iki Âkit Devlette de, ilgili Devlet vatandaşlarının
aynı koşullarda karşı karşıya kaldıkları veya kalabilecekleri vergilemeden ve
buna bağlı mükellefiyetlerden değişik veya daha ağır vergilemeye veya buna
bağlı mükellefiyetlere tabi tutulmayacaktır.
3. 10 uncu maddenin 7 nci
fıkrası hükümleri saklı kalmak üzere, bir Âkit Devlet teşebbüsünün diğer Âkit
Devlette sahip olduğu bir işyeri, diğer Devlette, bu diğer Devletin aynı
faaliyetleri yürüten teşebbüslerine göre daha az lehe bir vergileme ile karşı
karşıya kalmayacaktır. Bu hüküm, bir Âkit Devletin kendi mukimlerine şahsi veya
ailevi durumları dolayısıyla uyguladığı şahsi indirimleri, vergi ve matrah
indirimlerini diğer Âkit Devlet mukimlerine de uygulama zorunda olduğu yönünde
anlaşılmayacaktır.
4. 9 uncu maddenin 1 inci
fıkrası, 11 inci maddenin 7 nci fıkrası veya 12 nci maddenin 6 ncı fıkrası
hükümlerinin uygulanacağı haller hariç olmak üzere, bir Âkit Devlet
teşebbüsünce diğer Âkit Devletin bir mukimine ödenen faiz, gayrimaddi hak
bedeli ve diğer ödemeler, bu teşebbüsün vergilendirilebilir kazancının
belirlenmesinde, bu ödemeler aynı koşullarda ilk bahsedilen Devletin bir
mukimine yapılmış gibi indirilebilir.
5. Bir Âkit Devletin,
diğer Âkit Devletin bir veya birkaç mukimi tarafından, doğrudan veya dolaylı
olarak, kısmen veya tamamen sermayesine sahip olunan veya kontrol edilen teşebbüsleri,
ilk bahsedilen Devlette, bu Devletin benzeri teşebbüslerinin tabi oldukları
veya olabilecekleri vergilemeden ve buna bağlı mükellefiyetlerden değişik veya
daha ağır vergilemeye veya buna bağlı mükellefiyetlere tabi tutulmayacaklardır.
6. Bu maddedeki
“vergileme” terimi, bu Anlaşmanın konusuna giren vergileri ifade eder.
Madde 24
KARŞILIKLI ANLAŞMA USULÜ
1. Bir Âkit Devlet
mukimi, Âkit Devletlerden birinin veya her ikisinin işlemlerinin kendisi için
bu Anlaşma hükümlerine uygun düşmeyen bir vergileme yarattığı veya yaratacağı
kanaatine vardığında, bu Devletlerin iç mevzuatlarında öngörülen müracaat
usulleriyle bağlı kalmaksızın, durumu mukimi olduğu Âkit Devletin yetkili
makamına arz edebilir. Bu kişinin durumu 23 üncü maddenin 1 inci fıkrasına uygun
düşerse, o zaman vatandaşı olduğu Âkit Devletin yetkili makamına başvurabilir.
Söz konusu müracaat, Anlaşma hükümlerine aykırı bir vergileme ile sonuçlanan
fiilin ilk bildiriminden sonra üç yıl içerisinde yapılmalıdır.
2. Söz konusu yetkili
makam, itirazı haklı bulmakla beraber kendisi tatminkâr bir çözüme ulaşamadığı
takdirde, Anlaşmaya ters düşen bir vergilemeyi önlemek amacıyla, diğer Âkit
Devletin yetkili makamıyla karşılıklı anlaşmaya gayret sarfedecektir.
3. Âkit Devletlerin
yetkili makamları, Anlaşmanın yorumundan veya uygulanmasından kaynaklanan her
türlü güçlüğü veya tereddütü karşılıklı anlaşmayla çözmek için gayret
göstereceklerdir. Yetkili makamlar aynı zamanda, Anlaşmada ele alınmayan
durumlardan kaynaklanan çifte vergilendirmenin ortadan kaldırılması için de
birbirlerine danışabilirler.
4. Âkit Devletlerin
yetkili makamları, bundan önceki fıkralarda belirtilen hususlarda anlaşmaya
varabilmek için birbirleriyle doğrudan haberleşebilirler. Anlaşmaya varabilmek
için sözlü görüş alışverişi gerekli görüldüğünde, bu görüşme Âkit Devletlerin
yetkili makamlarının temsilcilerinden oluşan bir komisyon kanalıyla
yürütülebilir.
Madde 25
BİLGİ DEĞİŞİMİ
1. Âkit Devletlerin
yetkili makamları, bu Anlaşma hükümlerinin uygulanması için gerekli olan bilgileri
veya Anlaşma ile uyumsuzluk göstermediği sürece, Anlaşma kapsamına giren
vergiler ile ilgili iç mevzuat hükümlerinin yürütülmesi için gerekli olan
bilgileri değişime tâbi tutacaklardır. Bilgi değişimi, 1 inci maddeyle sınırlı
değildir. Bir Âkit Devlet tarafından alınan her türlü bilgi, o Devletin kendi
iç mevzuatı çerçevesinde elde ettiği bilgiler gibi gizli tutulacak ve yalnızca
bu Anlaşmada belirtilen vergilerin tahakkuk veya tahsilleri veya cebri icra ya
da cezasıyla ve bu hususlardaki şikâyet ve itirazlara bakmakla görevli kişi
veya makamlara (adlî makamlar ve idarî kuruluşlar dahil) verilebilecektir. Bu
kişi veya makamlar söz konusu bilgileri yalnızca bu amaçlar doğrultusunda
kullanacaklardır. Bu kişi veya makamlar söz konusu bilgileri mahkeme duruşmalarında
veya adlî kararlar alınırken açıklayabilirler.
2. 1 inci fıkra
hükümleri, hiçbir surette bir Âkit Devleti:
a) Kendisinin veya diğer
Âkit Devletin mevzuatına ve idarî uygulamalarına uymayacak idarî önlemler alma;
b) Kendisinin veya diğer
Âkit Devletin mevzuatı veya normal idarî işlemleri çeçevesinde elde edilemeyen
bilgileri sunma;
c) Herhangi bir ticarî,
sınaî, meslekî sırrı veya ticarî işlemi ifşa eden veya açıklanması kamu
düzenine aykırı düşen bilgileri verme
yükümlülüğü altına
sokacak şekilde yorumlanamaz.
Madde 26
DİPLOMAT HÜVİYETİNDEKİ MEMURLAR VE KONSOLOSLUK MEMURLARI
Bu Anlaşma hükümleri,
diplomat hüviyetindeki memurların veya konsolosluk memurlarının uluslararası
hukukun genel kuralları veya özel anlaşma hükümleri uyarınca yararlandıkları
malî ayrıcalıkları etkilemeyecektir.
Madde 27
YÜRÜRLÜĞE GİRME
1. Her bir Âkit Devlet,
bu Anlaşmanın yürürlüğe girmesi için kendi mevzuatında gerekli olan işlemlerin
tamamlandığını diğerine bildirecektir. Bu Anlaşma, bu bildirimlerin sonuncusunun
alındığı tarihte yürürlüğe girecektir.
2. Bu Anlaşma hükümleri:
a) Kaynakta tevkif edilen
vergiler yönünden, bu Anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihi izleyen Ocak ayının
birinci günü veya daha sonra ödenen veya mahsup edilen miktarlar için; ve
b) Diğer vergiler
yönünden, bu Anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihi izleyen Ocak ayının birinci
günü veya daha sonra başlayan vergilendirme yılları için hüküm ifade edecektir.
Madde 28
YÜRÜRLÜKTEN KALKMA
Bu Anlaşma, bir Âkit
Devlet tarafından feshedilinceye kadar yürürlükte kalacaktır. Âkit Devletlerden
her biri, Anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten sonraki beş yıllık bir sürenin
bitiminden sonra başlayan herhangi bir takvim yılının sona ermesinden en az
altı ay önce diplomatik kanaldan fesih ihbarnamesi vermek suretiyle Anlaşmayı
feshedebilir.
Bu durumda Anlaşma:
a) Kaynakta tevkif edilen
vergiler yönünden, fesih ihbarnamesinin verildiği takvim yılının bitiminden
sonra ödenen veya mahsup edilen miktarlar için, ve
b) Diğer vergiler
yönünden, fesih ihbarnamasenin verildiği takvim yılının bitiminden sonra
başlayan vergilendirme yılları için hüküm ifade etmeyecektir.
BU HUSUSLARI TEYİDEN, ilgili hükümetlerin aşağıda imzaları bulunan
tam yetkili temsilciler, bu Anlaşmayı imzaladılar.
Türkçe, Arapça ve
İngilizce dilindeki nüshalarda, her üç metin de aynı derecede geçerli olmak
üzere, 2004 yılının Nisan ayının 7 nci gününde Ankara’da düzenlenmiştir.
Metinler arasında farklılık olması halinde, İngilizce metin geçerli olacaktır.
|
|
Türkiye Cumhuriyeti |
Fas Krallığı |
|
|
Adına |
Adına |
|
|
Kemal UNAKITAN |
Mustapha MECHAHOURI |
|
|
Maliye Bakanı |
Dış Ticaret Bakanı |