Dönem : 22 Yasama Yılı : 2
T.B.M.M. (S. Sayısı : 456)
Basın Kanunu Tasarısı ile Avrupa Birliği Uyum ve Adalet
Komisyonları Raporları (1/781)
Not : Tasarı Başkanlıkça, Anayasa ile Avrupa Birliği Uyum ve
Adalet komisyonlarına havale edilmiştir.
|
T.C. |
|
|
|
|
Başbakanlık |
|
|
|
Kanunlar ve Kararlar |
|
|
|
Genel Müdürlüğü |
24.3.2004 |
|
|
Sayı :
B.02.0.KKG.0.10/101-370/1402 |
|
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 3.3.2004 tarihinde
kararlaştırılan “Basın Kanunu Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan
GENEL GEREKÇE
Günümüzde teknoloji
alanında yaşanan gelişmeler haberleşmeyi, bilgiye ulaşmayı, düşünce açıklamayı
ve yayma olanaklarını alışılmış sınırların ve kalıpların ötesine taşımıştır.
Artık evrensel bir
nitelik kazanmış olan iletişim alanı, düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü ile
onun temel araçlarından biri olan basın özgürlüğü kavramlarını yeniden ele
almayı, bütün uygar ülkelerin benimsediği ilke ve kuralların içselleştirilip
yürürlüğe konulmasını, gerekli ve zorunlu kılmaktadır.
Evrensel demokrasi
anlayışının ortaya çıkardığı bir önemli kavram da bilgi edinme hakkı, doğru
bilgiye ulaşma ya da başka bir deyişle gerçeği öğrenme hakkıdır. Bu yeni bakış
açısı karşısında düşünceyi açıklama özgürlüğü ve basın özgürlüğü, onu
kullananlar açısından bir özgürlük olduğu kadar, gerçekleri öğrenmek
özgürlüğüne sahip birey ve kitleler açısından da temel bir hak niteliğindedir.
Çoğulcu, özgürlükçü,
hoşgörülü, demokratik toplumlarda, düşünceyi açıklama özgürlüğü, sadece genel
kabul gören ve zararsız yahut önemsiz addedilen düşünceler yönünden değil, aynı
zamanda halkın bir kısmı tarafından benimsenmeyen kural dışı, hatta endişe
verici düşünceler için de geçerli olmalıdır.
Demokratik rejimlerde,
kamuoyunun oluşması ve bilinçli bir şekilde işlemesi, düşüncelerin ve
haberlerin en yaygın ve hızlı bir şekilde dolaşımını gerekli kılmaktadır.
Öte yandan yaratıcı,
artistik ve bilimsel düşüncelere özgürce sahip olunamaması ve bunların özgürce
açıklanamaması, her toplumda var olan yaratıcı zekanın ve onun insanlığın gelişimine
olan katkısının aşağılanması anlamına gelecektir. Bilimin değişik alanlarında
bilgi sahibi olmaya yönelik eğitim ihtiyacının karşılanması da düşünce
özgürlüğünün bir gereğidir.
Düşüncelerin toplumda
dolaşımı, kanın vücuttaki dolaşımına benzer bir işlev yerine getirmekte ve
sosyal hayata gerekli oksijeni sağlamaktadır. Bu dolaşımın, en geniş, en hızlı
ve en nüfuz edici şekilde gerçekleşmesini sağlarken, başkalarının düşünce
özgürlüğüne, iyi niyetine, şerefine, itibarına veya toplumun temel değerlerine
ve inançlarına zarar verebilen durumların giderilmesi de zorunludur.
Burada benimsenmesi
gereken ölçüt, resmi makamların düşüncelerin dolaşımına olabilecek
müdahalelerini mümkün olduğu kadar bertaraf etmek ve bu müdahalelere, ancak
özgürlüğün kötüye kullanılmasını engelleyecek kadar müsaade etmek olmalıdır.
Toplumun dayandığı
değerleri ve inançları korumak üzere müeyyide altına alınan sınırlamalar, bu
değerlere ve inançlara yönelik tartışmaları ve eleştirilere ilişkin
olmamalıdır.
Düşünceyi açıklama özgürlüğünün,
toplum için olumlu ve yararlı bir işlevinin olması, insan haklarına ve
kişilerin onuruna saygılı bir hak kullanımını ve kitle iletişim araçlarının
çoğulculuğunu gerekli kılmaktadır.
Günümüz toplumlarının
kalabalıklığı ve karmaşıklığı karşısında bireysel düşünce açıklama özgürlüğü
önemini yitirirken, kitle iletişim araçları büyük bir güç ve etkinlik
kazanmıştır. Bunların dar çıkar gruplarının tekeline terk edilmesi halinde,
kaynağını halk oyundan almayan yeni iktidar odaklarının oluşması ve bu gücün,
toplumsal eşitsizlik ve dengesizlikleri gidermek yerine, derinleştirmek için
kullanılması mümkün olabilmektedir. Böyle bir kullanımın, toplumsal
gerginlikleri artırdığı, kültürel çarpıklıklara, şiddet eğilimine, toplumdan
soyutlanma, yabancılaşma ve inandırıcılığı kaybettirme gibi sorunlara yol
açtığı da ortadadır.
Bu nedenle kitle iletişim
araçlarının sahipliği ve mali kaynakları açısından, düşünce açıklama
özgürlüğüne getirilen sınırlamalar da günümüzde savunulmaktadır. Toplum,
kamuoyunun oluşmasına katkıda bulunan sözlerin veya yazıların arkasındaki
kişileri ve menfaatleri bilmelidir. Sosyo-ekonomik nitelik taşıyan medya
kuruluşlarında, editoryal bağımsızlığın sağlanması da bu sınırlamaları
gerektirmektedir.
Yalnızca bir haber ve
mesaj değişimini değil; aynı zamanda bireysel ve toplu olarak düşünce, olgu ve
veri iletim ve değişim eylemlerinin tümünü içine alan bir etkinliğe sahip
iletişim alanının, en önemli araçlarından birisi de basındır. Basının bu
önemini gözeten Anayasa koyucular, basın özgürlüğünü ayrı bir özgürlük türü
olarak düzenleme yoluna gitmişler; Anayasanın 28 inci maddesine "Basın
hürdür, sansür edilemez." hükmünü koyarak, bu özgürlüğe daha sağlam ve
somut bir dayanak sağlamışlardır.
Bu düzenleme, düşüncenin
basın aracıyla açıklanması halinde ortaya çıkabilecek ilişkiler, işlemler ve
olanaklar yönünden siyasi iktidarlardan kaynaklanabilecek sınırlamaları önlemek
ve bireyin basın özgürlüğünden somut olarak yararlanmasını sağlamak üzere
yapılmıştır. Devleti de bu aracın özelliklerinden doğabilecek teknik, ekonomik,
mali veya yasal engellerin veya sınırların kaldırılması konusunda yükümlü
kılmıştır.
5680 sayılı Basın Kanunu,
çok partili hayata geçişin doğurduğu ihtiyaçları karşılamak, basında
demokratikleşmeyi sağlamak ve özgür bir basın düzeni oluşturmak amacıyla
hazırlanmış ve belli bir süre de bu hedefe hizmet edebilmiştir. Ancak anılan
Kanun, daha sonra bu amaçlarla bağdaşmayan ve basın yoluyla düşünce açıklama
özgürlüğünü sınırlayan değişikliklere uğramış, bu değişiklikler Kanunun sistematiğini
de bozmuştur.
Belirtilen nedenlerle,
günümüzün düşünce ve basın özgürlüğü kavramına ve Türkiye'nin taraf olduğu
uluslararası sözleşmelere uygun yeni bir basın kanunu hazırlamak gereği
duyulmuş, Tasarı bu amaçla hazırlanmıştır.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde l. - Maddede
Kanunun amacı ve kapsamına dahil faaliyetler belirtilmektedir. Kanun sadece
basılmış eserlerin basımı ve yayımı ile ilgili faaliyetleri ve sorunları
düzenlemektedir.
Madde 2. - Madde ile
ortaya çıkabilecek tereddütleri bertaraf etmek amacıyla Kanunda geçen bazı
kavramların, Kanunun uygulanması açısından tanımları yapılmıştır.
Öncelikle basılmış
eserden ne anlaşılması gerektiği açıklanmaktadır. Aslında basılmış eser
tanımına uymayan haber ajansı yayınları da bu Kanunun uygulanması açısından
basılmış eser sayılmıştır. Basılmış eserlerin süreli ve süresiz yayınları
kapsadığı kuşkusuzdur. Bir eserin basılmış eser sayılabilmesi ve bu Kanun
hükümlerine tabi olabilmesi için maddede belirtilen vasıtalarla basılmış veya
çoğaltılmış olması yeterli değildir, ayrıca bu basma ve çoğaltmanın yayımlamak
amacıyla gerçekleştirilmiş olması da gerekir. Bu itibarla özel olarak saklamak
veya bulundurmak amacıyla bastırılan eserler bu Kanuna tabi değildir.
Bu maddede ayrıca
"yayım" faaliyeti tanımlanmış; bu tanım yapılırken, mevcut
düzenlemede olduğu gibi sayma usulüne gidilmemiş, bu usulün sakıncalarını
gidermek amacıyla yayım için basılmış eserin herhangi bir şekilde kamuya
sunulmuş olması yeterli görülmüştür. Ancak bunun iradi olması gerekmektedir.
Hükme bağlanan süreli
yayın tanımına günlük, haftalık veya başka bir süre ile yayımlanan gazeteler;
haftalık, aylık veya daha fazla süreli dergiler ve yıllıklar gibi belli
aralıklarla yayımlanan basılmış eserler ile resmi veya özel haber ajanslarının
yayımladıkları bültenler dahildir.
Süreli yayınlar, yayım
alanının genişliğine göre, yaygın süreli yayın, bölgesel süreli yayın ve yerel
süreli yayın olmak üzere üç gruba ayrılmış ve bunların tanımı yapılmıştır.
Yayım aralıkları göz önüne alınarak haftada bir veya daha uzun aralıklarla
yayımlanan yaygın ve bölgesel süreli yayınlar, Kanunun uygulanması açısından
yerel süreli yayın olarak kabul edilmiş; haber ajansı yayınları da tereddütleri
gidermek amacıyla yaygın süreli yayın olarak tanımlanmıştır.
Belli aralıklarla
yayımlanmayan kitap, armağan ve bu gibi basılmış eserler ise süresiz yayın
sayılmış ve bu tür yayınlarla ilgili hükümlere tabi kılınmıştır.
Bu maddede, süreli veya
süresiz yayının içeriğini oluşturan yazıyı veya haberi yazan veya resmi veya
karikatürü yapan, yazıyı çeviren eser sahibi, bu eseri basılmış eser durumuna
getirip yayımlayan gerçek ve tüzel kişiler de yayımcı olarak tanımlanmaktadır.
Bu Kanunla düzenlenen
sorumlulukları gözetilerek basımcı tanımında, 5681 sayılı Matbaalar Kanunundaki
"tâbi" tanımından farklı bir düzenleme yapılmış, beyanname vermiş
olma şartı aranmamış, Kanunun uygulanması açısından, bir eseri basım araçları
ile basan veya diğer araçlarla çoğaltan gerçek veya tüzel kişiler basımcı
olarak kabul edilmiştir.
Yayın sahibi veya
yayımcının tüzel kişi ya da kamu kurum ve kuruluşu olması halinde bu kişiliği
temsil edecek kişi de tanımlanmıştır.
Madde 3. - Maddede
basının özgür olduğu hükme bağlanmıştır. Anayasanın 28 inci maddesinde yer alan
"Basın hürdür, sansür edilemez." hükmü karşısında böyle bir düzenleme
gereksiz görülebilir. Ancak, bu Kanunun söz konusu amaca yönelik bir anlayışla
düzenlendiğini vurgulamak için böyle bir hükme yer verilmiştir. Birinci fıkrada
ayrıca basın özgürlüğünün içeriğine açıklık getirilmiştir.
Maddenin ikinci
fıkrasında basın özgürlüğünün hangi nedenlerle ve ne ölçüde
sınırlandırılabileceği, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10/2 maddesi ve
Anayasamızın 26, 27 ve 28 inci maddeleri dikkate alınarak belirlenmiştir.
Madde 4. - Maddede
basılmış eserlerin içermesi zorunlu olan bilgiler, eserin süreli yayın olup
olmamasına göre belirlenmiştir. Buna göre her basılmış eserde eserin basıldığı
yer ve tarih, basımcının, varsa yayımcının ad ve adresleri yazılacaktır.
Yazılacak olan, şüphesiz basımcının ve yayımcının ticari veya kurumsal adı ve
adresidir.
İlan, tarife, sirküler,
davetiye, kartvizit gibi basılmış eserler yönünden bu zorunluluk kabul
edilmemiştir.
Haber ajansı yayınları
dışındaki süreli yayınlarda, yukarıda belirtilen bilgilerden başka yayının
yönetim yeri, yayın sahibinin, varsa kanuni temsilcisinin veya temsile yetkili
kişinin ve sorumlu müdürün, varsa yardımcısının adları da gösterilecektir.
Bütün bunlar, bu kişilerin Kanunun 5 inci ve 6 ncı maddelerinde öngörülen
niteliklere sahip olup olmadıklarını tespit edebilmek ve bu tür yayınlarla
işlenen suçlardan sorumlu olanları belirleyebilmek yönünden önemlidir.
Haber ajansı yayınları
hariç, süreli yayınlarda ayrıca yayının yaygın, bölgesel veya yerel olduğu da
gösterilecektir. Bu husus özellikle Kanunda düzenlenen suçlara uygulanacak
cezaların belirlenmesi yönünden önem taşımaktadır.
Madde 5. - Sorumlu müdür,
süreli yayını yöneten ve eser sahibinin belli olmaması veya yargılanamaması
gibi hallerde bu tür yayınlarla işlenen suçlardan sorumlu olan kişidir. 5680
sayılı Kanunda yer alan "yazı işlerini fiilen idare eden" kişi olma
şartı, süreli bir yayının sorumlu müdürlüğünü üstlenmiş kişinin, yazı işlerini
fiilen idare etmediğini ileri sürerek sorumluluktan kurtulmasını bertaraf etmek
için madde metnine dahil edilmemiştir.
Belirtmek gerekir ki,
gazete ve dergilerde sorumlu müdürlerden başka "genel yayın
yönetmeni", "yayın koordinatörü" gibi adlar alan ve yayınla
ilgilenen kişiler sorumlu müdür olmadıklarından, bunların adlarının yazılması
şart değildir. Buna karşılık değişik bölümleri içeren bir süreli yayında, her
bir bölümün uzman kişilerce denetlenmesini sağlamak amacıyla değişik bölümler
için ayrı sorumlu müdürlerin bulunması kabul edilmiştir. Ancak bu gibi
durumlarda her bir sorumlu müdürün adı, adresi ve sorumlu olduğu bölüm
belirtilecektir.
Sorumlu müdürün sahip
olması gereken nitelikler yönünden 5680 sayılı Kanunun 5 inci maddesinden
kısmen farklı bir düzenlemeye gidilmiştir. Avrupa Birliği düzenlemeleri ile
uyum sağlamak amacı ile sorumlu müdürün Türk vatandaşı olması şartı
aranmamaktadır. Öte yandan yaş sınırı onsekize indirilmiştir. Nitekim reşit ve
cezaî ehliyeti tam olan bir kişinin sorumlu müdür olamamasını haklı gösterecek
bir neden mevcut değildir.
Sorumlu müdürün Türkiye
Büyük Millet Meclisi üyesi olması halinde, milletvekili dokunulmazlığı
gözetilerek, sorumluluğu üstlenen bir sorumlu müdür yardımcısı tayin edilmesi
öngörülmektedir.
Madde 6. - Maddede gerçek
ve tüzel kişilerin süreli yayın sahibi olabilecekleri belirtilmiş; ancak süreli
yayının mülkiyetinin miras yoluyla kazanılması veya süreli yayın sahibi
olabilmek için aranacak şartlardan bazılarının sonradan kaybedilmesi gibi
durumlarda ortaya çıkabilecek sorunları önlemek amacıyla, 5680 sayılı Kanundan
farklı olarak, süreli yayın sahibi olabilme, başka bir şarta bağlanmamıştır.
İkinci fıkrada süreli
yayın sahibinin küçük olması halinde kanuni temsilcinin, tüzel kişi olması
halinde de bunu temsile yetkili kişinin sahip olması gereken şartlar
belirtilmektedir.
Madde 7. - Maddede, 5680
sayılı Kanunun 8 inci maddesinde olduğu gibi, süreli yayın çıkarabilmek için,
sadece içeriği ve ekleri yine maddede belirtilen bir beyannamenin verilmesi
yeterli kabul edilmiş, dolayısıyla önceden izne gerek bulunmadığı hükme
bağlanmıştır. Beyannamenin, daha önce olduğu gibi mahallin en büyük mülki
amirine değil, yönetim yeri Cumhuriyet başsavcılığına verilmesi kabul
edilmiştir.
İstenildiğinde süreli
yayın sahibinin ve sorumlu müdürün kim olduğunun belirlenebilmesi açısından,
beyannamelerle ilgili olarak başsavcılıkça tutulan kayıtların aleniyeti hükme
bağlanmıştır.
İkinci fıkrada
beyannamenin içereceği hususlar ve beyannameyi kimlerin imzalayacağı, üçüncü
fıkrada ise beyannameye eklenecek belgeler gösterilmiştir.
Son fıkrada, beyannamenin
verilip verilmediği konusunda ortaya çıkabilecek sorunları önlemek amacıyla
başsavcılığın alındı belgesi vermesi hükme bağlanmıştır.
Madde 8. - Maddede
beyanname verilmesi üzerine Cumhuriyet başsavcılığınca yapılacak incelemeler
düzenlenmiştir. Beyanname ve eklerinin gerekli bilgileri veya gerçek bilgileri
içermemesi veya yayın sahibinin veya varsa temsilcisinin, sorumlu müdürün veya
varsa yardımcısının Kanunun aradığı şartlara sahip olmamaları hallerinde, 5680
sayılı Kanunun 9 uncu madde hükmünün aksine yayın sahibini beyanname vermeden
süreli yayın çıkarmış olma durumuna düşürmemek için beyannamenin verilmemiş
sayılması yoluna gidilmemiş; bu eksikliklerin bir hafta içinde giderilmesinin
yayın sahibinden isteneceği hükme bağlanmıştır. Bu isteğin süresinde yerine
getirilmemesi halinde, yayımın durdurulması asliye ceza mahkemesinden
istenecektir. Gerekli incelemelerin yapılabilmesine imkân tanımak maksadıyla bu
konuda bir karar vermesi için mahkemeye tanınan süre bir hafta olarak
belirlenmiştir. Beyannamedeki unsurlarda değişiklik olması halinde uygulanacak
hususlar da düzenlenmiştir.
Maddede ayrıca sorumlu
müdürün veya yardımcısının görevden ayrılması halinde yenisi tayin edilinceye
kadar sorumluluğun, 5680 sayılı Kanunun 10 uncu maddesindeki hükmün aksine,
yazı işlerini fiilen idare eden kişiye değil, yayın sahibine veya varsa
temsilcisine ait olacağı hükme bağlanmış; böylece bu gibi durumlarda sorumlu
müdürün bir an önce atanmasının sağlanması istenmiştir.
Madde 9. - Maddede,
Kanunun 7 nci maddesine göre verilen beyannamenin geçersiz sayılacağı ve süreli
yayın sahibine sağladığı hakkın sona ereceği haller gösterilmektedir. Ayrıca
556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümleri de
saklı tutulmuştur.
Madde 10. - Maddede
basımcının bastığı süreli ve süresiz yayınların imzalı iki nüshasını,
Cumhuriyet başsavcılığına teslim edeceği hükme bağlanmıştır. Bu yükümlülük
basılmış eserin içerik ve biçim yönünden değişik olan sonraki basım ve tıpkı
basımı için de kabul edilmiştir.
Madde 11. - Maddede
basılmış eserler yoluyla işlenen suçun oluştuğu zaman belirtilmektedir. Burada,
5680 sayılı Kanundan farklı olarak "basın suçu" ibaresi yerine
"basılmış eserler yoluyla işlenen suç" ibaresi kullanılmıştır.
Nitekim basın suçu genel bir ibare olup basın yoluyla işlenebilen suçlar ile
"basın zabıtası suçları" da denilen suçlar, basının idari düzeni
açısından basın alanında çalışanlara getirilen yükümlülüklerin ihlalinden
kaynaklanan, örneğin gerçeğe aykırı beyanname verme ve cevap ve düzeltmenin
yayımlanmaması veya usulüne uygun yayımlanmaması suçları gibi suçları da
içermektedir. Basın zabıtası suçları yayım anında değil, kanunda öngörülen
yükümlülüklere aykırı davranıldığı zaman işlenmektedir. Maddedeki
"basılmış eserler yoluyla işlenen suç" ibaresiyle hem sadece basılmış
eserlerle işlenebilen suçlar, hem de herhangi bir araçla işlenebildiği halde
basılmış eserler aracılığı ile de işlenebilen suçlar ifade edilmektedir.
Maddede ayrıca süreli ve
süreli olmayan yayınlar yoluyla işlenen suçlardan sorumlu olacak kişiler
belirlenirken, 5680 sayılı Kanundan farklı şekilde, başkasının fiilinden
sorumluluk ve objektif sorumluluk hallerine yer vermemek veya bu tür sorumluluk
hallerini en aza indirmek amacıyla, esas itibarıyla eser sahibi sorumlu
tutulmuş; ancak eser sahibinin belli olmaması veya yayım sırasında ceza
ehliyetine sahip bulunmaması ya da yurt dışında bulunması nedeniyle Türk mahkemelerinde
yargılanamaması veya eser sahibinin diğer bir suçtan dolayı kesin hükümle
mahkum olduğu cezaya etki etmemesi nedeniyle eser sahibinin cezalandırılmasının
etkisiz kalması hallerinde süreli yayınlarda sorumlu müdür veya yardımcısı,
süresiz yayınlarda yayımcı ve yayımcının bilinmemesi veya basım sırasında yurt
dışında bulunması ve Türk mahkemelerinde yargılanamaması hallerinde de basımcı
sorumlu tutulmuştur. Basılmış eserler yoluyla işlenen suçlarda satanın ve
dağıtanın sorumluluğuna gidilmemiştir.
Sorumlu müdürün veya
yardımcısının yayımlanmasına açıkça karşı çıkmasına rağmen, yayımlanan eserden
kaynaklanan sorumluluk, yayımlatana ait olacaktır.
Süreli ve süresiz
yayınlar yoluyla işlenen suçlarla ilgili yukarıdaki hükümler bu tür yayınlarla
ilgili hükümlere uyulmaksızın yapılan yayınlar hakkında da uygulanacaktır.
Madde 12. - Maddede 5680
sayılı Kanunun 15 inci maddesinde yer alan haber kaynağını açıklamama hakkı,
haber kaynaklarının gizliliğinin basın özgürlüğü yönünden taşıdığı önem göz
önüne alınarak uygulamada doğabilecek tereddütleri gidermek amacıyla sadece
eser sahibiyle sınırlı olarak değil, yayın sahibini, sorumlu müdürü ve
yardımcısını da kapsayacak şekilde ve ayrı bir madde halinde düzenlenmiştir.
Ayrıca bu kişilere haber kaynağıyla ilgili olarak tanıklıktan çekilme hakkı
tanınmıştır.
Madde 13. - Basılmış
eserler yoluyla işlenen fiillerden doğan maddî ve manevî zararlardan sorumlu
olacak kişileri belirleyen bu maddede, eser sahibi ile birlikte süreli yayının
sahibi ve varsa temsilcisi, süresiz yayının yayımcısı, yayımcının belli
olmaması halinde ise basımcı müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuştur.
Madde 14. - Kişilerin
şeref ve haysiyetinin korunması ve toplumun doğru bilgilendirilmesinin
sağlanması yönünden çok büyük önem taşıyan düzeltme ve cevap hakkına işlerlik
ve etkinlik kazandırmak amacıyla bu hak yeniden düzenlenmiştir.
Madde 15. - Maddede
basılmış eserde gösterilmesi gereken bilgilerin gösterilmemesi veya gerçeğe
aykırı gösterilmesi suç sayılmakta ve bu suçtan dolayı süreli yayınlarda
sorumlu müdür veya yardımcısı, süresiz yayınlarda ise yayımcı
cezalandırılmaktadır. Basımcının cezaî sorumluluğu 5680 sayılı Kanundan farklı
olarak ancak kendi adını veya adresini göstermemiş veya yanlış göstermiş olması
halinde söz konusudur.
Madde 16. - Madde ile
Kanunun 8 inci maddesine göre mahkeme kararı ile durdurulan yayına, usulüne
uygun beyanname vermeden veya değişiklikleri bildirmeden devam edilmesi hali
cezalandırılmaktadır. Beyanname ve değişiklikleri gösteren belgenin yayın
sahibi ve sorumlu müdür veya yardımcısı tarafından imzalanması gerektiğinden bu
suçlardan sadece söz konusu kişiler sorumlu tutulmuştur.
Madde 17. - Madde ile 10
uncu maddedeki teslim yükümlülüğüne uymayan basımcının cezalandırılması
öngörülmektedir.
Madde 18. - Maddede
düzeltme ve cevap yazısının yayımlanması konusunda hâkim kararlarına uymama
fiili cezalandırılmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için düzeltme ve cevabın
yayımlanmasına hâkim karar vermiş ve bu karar kesinleşmiş olmalıdır.
Kesinleşmiş hâkim kararına uymama, yayımlanmasına karar verilen cevap ve
düzeltme yazısını hiç yayımlamama şeklinde olabileceği gibi 14 üncü maddede
belirtilen süreler geçtikten sonra veya aynı maddenin birinci fıkrası hükmüne
aykırı olarak yayımlama şeklinde de olabilir.
Düzeltme ve cevap
yazısının yayımlanmaması durumunda sorumlu müdürün cezaî sorumluluğu kabul
edilerek hakkında ağır para cezası öngörülmüştür. Sorumlu müdür hakkında
hükmolunacak ağır para cezasının ödenmesinden, sorumlu müdür ile birlikte yayın
sahibi de müteselsilen sorumlu tutulmuştur. Yayın sahibinin sorumluluğu cezaî
bir sorumluluk olmayıp, hukuki bir sorumluluktur.
Ayrıca düzeltme ve cevap
yazısının hiç yayımlanmamasının veya 14 üncü maddenin birinci fıkrasında
belirtilen şartlara uygun şekilde yayımlanmamasının özellikle kişi hakları
yönünden taşıdığı önem nazara alınarak, bu gibi durumlara mahkemenin söz konusu
yazının, masrafları yayın sahibi tarafından karşılanmak üzere en yüksek tirajlı
iki gazetede, ilan şeklinde yayımlanmasına karar vereceği hükme bağlanmıştır.
Madde 19. - Maddenin
birinci fıkrasında cezai uyuşmazlıklarla ilgili hazırlık soruşturmalarının
gereği gibi yapılabilmesini sağlamak amacıyla bu soruşturmaların takipsizlik
kararı verilmesi veya kamu davası açılması suretiyle sona ermesine kadar
Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkemenin soruşturma ile ilgili işlemlerinin
veya yine soruşturma ile ilgili diğer belgelerin içeriğinin yayımlanması suç
sayılmıştır.
Yayımlama yasağı,
Cumhuriyet savcısı, hâkim ve mahkemenin soruşturma ile ilgili işlemlerinin ve
yine soruşturma ile ilgili diğer belgelerin içeriği ile ilgilidir. Dolayısıyla
işlemin yapıldığına veya belgenin bulunduğuna ilişkin yayımlar haber
niteliğinde olduğundan bu suçu oluşturmayacaktır.
İkinci fıkrada, mütalaa
yayımlama, 5680 sayılı Kanunun aksine, sadece ceza davaları yönünden değil, her
türlü dava yönünden suç haline getirilmiştir. Aynı şekilde sadece hâkim veya
mahkeme işlemleri değil, Cumhuriyet savcısının görülmekte olan dava ile ilgili
işlemleri de bu yasağa dahil edilmiştir. Burada yasak olan mütalaa yayımıdır.
Bunun leh veya aleyhte olması önemli değildir. Mütalaa niteliğinde olmayan,
yani söz konusu işlemleri olumlu veya olumsuz, doğru veya yanlış olarak
nitelendirmeyen, sadece işlemin yapıldığını ifade eden haberler bu yasağa dahil
değildir. Dava kesin bir kararla sonuçlandıktan sonra her türlü mütalaa
yayımlanabilir.
Madde 20. - Maddede
cinsel saldırı, cinayet ve intihar olaylarına ilişkin haberlerin veriliş biçimi
sınırlandırılmıştır. Dolayısıyla okuyucuyu bu tür fiillere teşvik edecek veya
özendirecek nitelikte olmamak şartıyla bu olaylarla ilgili haberlerin verilmesi
ve resimlerin yayımlanması bu suçu oluşturmayacaktır.
Madde 21. - Maddenin (a)
bendinde, 5680 sayılı Kanunun 33 üncü maddesinin aksine, evlenmeleri kanunen
yasak olan kimseler arasındaki ilişkilere ilişkin haberler değil, bu kişilerin
kimliklerinin açıklanması yasaklanmaktadır.
Maddenin (b) bendinde
Türk Ceza Kanununun 414, 415, 416, 421, 423, 429, 430, 435 ve 436 ncı
maddelerinde öngörülen suçların yaşı ne olursa olsun mağdurlarının, (c)
bendinde de genel olarak onsekiz yaşından küçüklerin işlediği veya bunlara
karşı işlenen suçlarla ilgili olarak haberler değil, bu kişilerin tanıtılması,
kimliklerinin açıklanması yasaklanmaktadır. Bu hükümle, umumi adap, belli
suçların mağdurları ve küçükler korunmaktadır.
Madde 22. - Madde ile
basılmış eserlerin yayımını, dağıtımını veya satışını önlemek amacıyla
koparılması, tahrip edilmesi veya bozulması suç haline getirilmiştir. Bu suçtan
söz edilebilmesi için failin maddede sayılan fiilleri basılmış eserin yayımını,
dağıtımını ve satışını önlemek amacıyla gerçekleştirmesi aranmaktadır. Aksi
halde Türk Ceza Kanununun nası ızrarla ilgili hükümlerinin uygulanması söz
konusu olacaktır. Öte yandan söz konusu amaçlarla olsa bile basılmış eserlerin
koparılması, tahrip edilmesi veya bozulması daha ağır bir suçu oluşturuyorsa
buna göre ceza verilecektir.
İkinci fıkrada, süreli
veya süresiz yayınların basılmasının, yayımlanmasının, dağıtımının veya
satışının şiddet veya tehditle engellenmesi cezalandırılmaktadır. Birinci
fıkradaki suç gibi bu fıkradaki suç da, özel kastın arandığı, yani belli
amaçlarla işlenebilen bir suçtur.
Üçüncü fıkrada maddenin
birinci ve ikinci fıkralarında öngörülen fiillerin umumi mahallerde veya
matbaanın veya umuma satış yapan veya dağıtım yapan yerlerde birden ziyade kişi
tarafından işlenmesi halinde verilecek cezanın artırılacağı hükme
bağlanmaktadır.
Madde 23. - Madde ile
süreli yayınların dağıtımını yapan kişilerin, dağıtım konusunda keyfi
davranmaları ve bazı süreli yayınları dağıtmaktan kaçınmaları önlenmektedir.
Ayrıca dağıtmama sonucunu doğurabilecek yüksek ücret taleplerini önlemek
amacıyla talep edilebilecek ücretin yukarı sınırını belirleme konusunda bir
ölçüt getirilmiştir.
İkinci fıkrada basın
özgürlüğünün gerçekleşmesinde yayınların halka ulaşmasının önemi gözetilerek,
süreli yayınları perakende olarak satışa sunan gerçek veya tüzel kişilerin,
aynı anda diledikleri kadar dağıtım şirketiyle anlaşıp diledikleri yayınları
satabilecekleri vurgulanmıştır. Satıcıya tanınan satış özgürlüğünü sınırlamaya
yönelik sözleşmelerin hukuken korunmayacağı hükme bağlanmıştır.
Madde 24. - Maddede bir
süreli yayında yayımlanmış eserin yeniden yayımlanmasında uyulması gereken
şartlar düzenlenmiştir. Bu konu düzenlenirken Bern Konvansiyonunun 10 uncu ve
10 bis maddeleri ile 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun ilgili
hükümleri esas alınmış; yeniden yayım için izin zorunluluğu sadece eserin
yeniden yayım hakkının saklı tutulmuş olması haliyle sınırlandırılmıştır.
Madde 25. - Maddenin
birinci fıkrasında basılmış eserlere, delil olmak üzere el konulması
düzenlenmiştir. Buna göre Cumhuriyet savcısı, gecikmesinde sakınca bulunan
hallerde de kolluk, basılmış eserin üç adedine el koyabilecektir.
İkinci fıkrada, basılmış
eserlerin tamamına el konulabileceği haller düzenlenmiştir. Soruşturma veya
kovuşturmanın başlatılmış olması şartıyla basılmış eserlerin tümüne sadece
hakim kararıyla el konulabilecektir. Bunun istisnası kabul edilmemiştir.
Hangi dilde olursa olsun
Türkiye dışında basılmış süreli veya süresiz yayınların Türkiye'de dağıtılması
ve satışa sunulmasının kural olarak serbest olduğu kabul edilmiş, ancak
maddenin üçüncü fıkrasında ikinci fıkrada belirtilen suçları içerdiklerine dair
kuvvetli delil bulunan hallerde bu yayınların dağıtılması ve satışa
sunulmasının Cumhuriyet başsavcılığının talebi üzerine sulh ceza hâkiminin
kararı ile yasaklanabileceği öngörülmüştür. Gecikmesinde sakınca bulunan
hallerde Cumhuriyet başsavcılığının kararı yeterli sayılmakla birlikte, bu
kararın en geç yirmidört saat içinde hâkimin onayına sunulması ve en geç
kırksekiz saat içinde de hâkim tarafından onaylanması gerekmektedir. Aksi halde
başsavcılığın kararı hükümsüz kalacaktır. Bu düzenleme ile söz konusu
yayınların Türkiye'de dağıtılması ve satışa sunulmasının yasaklanması bir
yandan belli suçları içermesi şartına diğer yandan da hâkim güvencesine bağlanmıştır.
Dördüncü fıkrada, üçüncü
fıkra gereğince dağıtımı ve satışa sunulması yasaklanmış yayınları, bu yasağı
bilerek dağıtan veya satışa sunan kimselerin sorumluluğu düzenlenmiştir. Bu
hallerde söz konusu yayımları bilerek dağıtanlar veya satışa sunanlar, eser
sahibinin, Türkiye'de bulunup bulunmamasına ve Türk mahkemelerinde
cezalandırılabilir olup olmamasına bakılmaksızın, bunlarla işlenen suçlardan
eser sahibi gibi sorumlu tutulmaktadırlar.
Madde 26. - Madde ile,
basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen diğer suçlardan
dolayı bu alanda faaliyet gösterenleri uzun süre ceza tehdidi ile karşı karşıya
bırakmamak ve böylece basın özgürlüğünü güvence altına almak amacıyla söz
konusu suçlar nedeniyle açılacak davalar üç aylık ve altı aylık sürelere
bağlanmıştır. Bu süreler hak düşürücü süre olarak düzenlenmiş ve böylece Türk
Ceza Kanununun dava zaman aşımı ile ilgili hükümlerinin bu süreler yönünden
uygulanması önlenmiştir.
Dava süreleri, basılmış
eserlerin Cumhuriyet başsavcılığına teslim edildiği tarihte başlamaktadır.
Cumhuriyet başsavcılığına teslim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde
ise suçu oluşturan fiilin Cumhuriyet başsavcılığı tarafından öğrenildiği tarih,
sürenin başlangıç tarihi olarak kabul edilmiştir. Ancak bu halde Türk Ceza
Kanununun 102 nci maddesinde öngörülen süreler aşılamayacaktır.
Madde 27. - Maddede,
basılmış eserler yoluyla işlenen suçlar ile Kanunda öngörülen diğer suçlarda
sadece görev veya madde yönünden yetki konusunda bir değişiklik yapılmış ve
böylece sulh ceza mahkemesinin görev alanına giren işlerin asliye ceza
mahkemesinde görülmesi kabul edilmiştir. Ayrıca bir yargı çevresinde ağır ceza
veya asliye ceza mahkemelerinin birden çok dairesi bulunması halinde, bu
davalara bakacak yetkili mahkemenin iki numaralı daire olduğu hükme bağlanmıştır.
Ayrıca, basılmış eserler
yoluyla işlenen ve bu Kanunda öngörülen diğer suçlarla ilgili davaların bir an
önce bitirilmesini ve basının üzerinden yargılanma baskısının kaldırılmasını
temin etmek amacıyla bu davalar acele işlerden sayılmıştır.
Madde 28. - Madde ile, bu
Kanunda yazılı suçlardan dolayı hükmedilen para cezalarının hürriyeti bağlayıcı
cezaya çevrilemeyeceği hükme bağlanmıştır. Ancak Kanunun 18 ve 22 nci
maddelerinde öngörülen suçlar için verilen para cezaları bunun dışında
tutulmuştur.
Madde 29. - Madde ile,
süreli yayınlar yönünden tebligat işlerine kolaylık getirilmek istenmiş ve
süreli yayının yönetim yeri, yayın sahibinin, varsa temsilcinin, görevi devam
ettiği sürece sorumlu müdürün ve varsa yardımcısının ikametgahı sayılmıştır.
Madde 30. - Madde ile
5680 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmıştır.
Geçici Madde l. - Madde
ile, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yayımlanmakta olan süreli
yayınların sahibi, sorumlu müdürü veya yardımcısına, yayınlarının türünü
yönetim yerinin bulunduğu yer Cumhuriyet başsavcılığına bildirme yükümlülüğü
getirilmiş, bu yükümlülüğe aykırı davrananlara para cezası verilmesi
öngörülmüştür.
Geçici Madde 2. - Madde
ile, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce kamu kurum ve kuruluşlarınca
yayımlanmakta olan süreli yayınların altı ay içerisinde bu Kanunda öngörülen
hükümlere uygun hale getirilmesi öngörülmüştür.
Madde 31. - Yürürlük
maddesidir.
Madde 32 - Yürütme
maddesidir.
Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu Raporu
|
|
Türkiye Büyük Millet
Meclisi |
|
|
|
Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu |
|
|
|
Esas No. : 1/781 |
14.4.2004 |
|
|
Karar No. : 9 |
|
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Bakanlar Kurulunca 24.3.2004 tarihinde
Başkanlığınıza sunulan, “Basın Kanunu Tasarısı”, Bakanlığınızca 2.4.2004
tarihinde, esas Komisyon olarak Adalet Komisyonuna, tali komisyon olarak da
Anayasa Komisyonu ile Komisyonumuza havale edilmiş olan “Basın Kanunu Tasarısı”
Komisyonumuzun 14.4.2004 tarihli yirmi birinci toplantısında, Devlet Bakanı
Beşir Atalay ile Avrupa Birliği Genel Sekreterliği ve ilgili Bakanlık
temsilcilerinin de katılımıyla Tasarıyı inceleyip görüşmüştür.
Tasarı ile günümüz düşünce ve basın
özgürlüğü kavramına ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere
uygun, gelişen ihtiyaçlara cevap verebilecek, basında hür iradeyi egemen
kılacak yeni düzenlemeler getirilmiştir.
Komisyonumuzda Tasarının tümü üzerinde
yapılan görüşmeler sırasında, şu görüşler ileri sürülmüştür.
1. Tasarının Lehindeki Görüşler
- 15.7.1950 tarihli 5680 sayılı ve halen
yürürlükte bulunan Basın Kanunu, çok partili hayata geçişten sonra çıkarılmış
ve günün şartlarına göre oldukça demokratik ve yenilikçi olmasına rağmen
günümüze değin on yedi kez müdahaleye uğrayarak kanunun bütünlüğü ve
sistematiği bozulmuştur.
- Daha önce Komisyonumuzda da görüşülerek
yasalaşan Bilgi Edinme Hakkının anlam kazanabilmesi, ancak Basının önündeki
engelleri kaldırarak ve özgürleştirilerek mümkün olabilecektir. Zira vatandaşın
bilgi edinme hürriyeti basının işlevselleştirilmesi ile mümkün olabilecektir.
- Basın özgürlüğü kavramına bir netlik ve
açıklık getirilirken, kavram yeni bir çerçeveye oturtulmaktadır. Avrupa Konseyi
tarafından da tavsiye edilen, Avrupa İnsan Haklarının 10 uncu maddesi aynen
tasarıya taşınmıştır.
- Basına, biçimsel eksiklikler nedeniyle
verilen cezalar olabildiğince makul bir düzeye çekilmeye çalışılmıştır. Sadece,
“düzeltme ve cevap” yazısının yayınlanmamasından dolayı uygulanan cezaların,
yüksek düzeyde uygulanması öngörülmüştür.
- Kişilerin şeref ve haysiyetinin
korunması ve halkın doğru bilgilendirilmesinin sağlanması yönünde büyük önem
taşıyan “düzeltme ve cevap hakkı”, daha çabuk ve uygulanabilir hale getirilerek
bu hak yeniden düzenlenmiştir.
- “Düzeltme ve cevabın yayımlanmaması” ve
“Basılmış eserleri tahrip, bozma, engelleme” gibi suçlar dışında, tasarıda
öngörülen diğer suçlar için; hükmedilen para cezalarının, “hürriyeti bağlayıcı
cezaya” çevrilemeyeceği hükme bağlanmıştır.
- Haber kaynaklarının gizliliğinin, basın
özgürlüğü yönünden taşıdığı önem göz önüne alınarak sadece eser sahibiyle
sınırlı olarak değil, yayın sahibini, sorumlu müdürü ve yardımcısını da
kapsayacak şekilde “haber kaynağını açıklamama hakkı” ayrı bir madde halinde
düzenlenmiştir.
2. Tasarının Aleyhindeki Görüşler
- Tasarı, basında tekelleşme sorununa
kalıcı bir çözüm getirme konusunda yetersiz kalmaktadır. Sadece Rekabet
Yasasında mevcut hükümlerle değil, bu yeni tasarıda getirilecek yeni
düzenlemelerle de sorunun giderilmesine çalışılmalıdır.
- Tasarı, siyasi görüşleri ve benzeri
sebeplerle görevlerinden ayrılmak zorunda bırakılan basın mensuplarının
haklarını korumaktan uzaktır.
- Tasarı, “kültürel çoğulculuk” ilkesi
gereği; Türkçe dışında ülkemizde geçerli olan tüm ana dillerde,
“basım-yayın-yayım” hakkını gerçekleştirme imkânını düzenlememektedir.
- Basın “etik kurallarına”, etkinlik ve
yaptırım kazandıracak düzenlemeler tasarıda yer almamaktadır.
- Tasarı, yeterince derinliği olmayan bir
tasarıdır.
Komisyonumuzda Tasarının tümü üzerinde
yapılan görüşmelerden sonra, Tasarı ile gerekçesi benimsenmiş ve maddelerinin
görüşülmesine geçilmesi kararlaştırılmıştır.
Tasarının bütün maddeleri Komisyonumuzca
aynen kabul edilmiştir. Bu nedenle ayrı bir metin düzenlenmesine gerek
görülmemiştir.
Raporumuz, Adalet Komisyonuna sunulmak
üzere arz olunur.
|
Başkan |
Başkanvekili |
Üye |
|
|
|
Yaşar Yakış |
Onur Öymen |
Vahit Kirişci |
|
|
Düzce |
İstanbul |
Adana |
|
|
|
(İmzada bulunmadı) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Abdulbaki Türkoğlu |
Muzaffer Gülyurt |
Muharrem Karslı |
|
|
Elazığ |
Erzurum |
İstanbul |
|
|
(İmzada bulunmadı) |
(İmzada bulunmadı) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Hanefi Mahçiçek |
Afif Demirkıran |
Kemal Derviş |
|
|
Kahramanmaraş |
Batman |
İstanbul |
|
|
|
|
(İmzada bulunmadı) |
|
|
Üye |
|
|
|
|
Algan Hacaloğlu |
|
|
|
|
İstanbul |
|
|
|
|
(Karşı oyum eklidir) |
|
|
BASIN
KANUNU TASARISINA İLİŞKİN KARŞI OY YAZISI
Aşağıdaki gerekçelerle
Basın Kanunu Tasarısına karşıyım:
1- Basında temel sorun
olan tekelleşme olgusuna, Rekabet yasası çerçevesi dışında, bu Tasarıda da,
konu “medya boyutunda” ele alınarak çözüm getirilmelidir.
2-
“Medya-Siyaset-Ticaret” ilişkilerinde demokrasimizi de derinden yozlaşmayı
giderecek düzenlemelerin medya ile ilişkin önlemlerine, RTÜK yasası ve ilgili
tüm diğer yasalar da dikkate alınarak, bu Tasarıda yer verilmelidir.
3- “Bölgesel veya yerel
süreli yayın”, muhtemel cezaların “yaygın süreli yayına” göre daha düşük
tutulmasına ek olarak başka doğrudan enstrümanlarla desteklenmelidir.
4- Tasarının genel
anlamda özgürlükçü yapısı ile uyumlu olarak, “kültürel çoğulculuk” ilkesi
çerçevesinde Türkçe dışındaki ülkemizde geçerli olan tüm ana dillerde
“basın-yayın-yayım” hakkının, kurallar içinde gerçekleştirilebileceği hükmü
yasada yer almalıdır.
5- Basın etik kurallarına
etkinlik ve yaptırım kazandıracak düzenlemeler bu yasada da yer almalıdır.
Saygılarımla; 14.4.2004
Algan Hacaloğlu
İstanbul
|
Türkiye Büyük Millet
Meclisi |
|
|
|
|
Adalet Komisyonu |
18.5.2004 |
|
|
Esas No.: 1/781 |
|
|
|
Karar No.: 53 |
|
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Başkanlığınızca 2.4.2004 tarihinde tali
komisyon olarak Anayasa ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonlarına, esas komisyon
olarak da Komisyonumuza havale edilmiş olan ve Komisyonumuzun 29.4.2004 tarihli
44 üncü toplantısında görüşülen ve geneli üzerindeki görüşmeleri tamamlanarak
maddelerine geçilmesi kabul edilen, ancak maddelerin ayrıntılı biçimde
incelenerek düzenlenmesi için üç kişilik bir alt komisyona havale edilen "Basın Kanunu Tasarısı
(1/781)", Komisyonumuzun, 13.5.2004 tarihli 45 inci toplantısında, Devlet
Bakanı Sayın Beşir Atalay'ın, Adalet
Bakanlığı, Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, Basın
Konseyi Başkanlığı, Gazeteciler Federasyonu Başkanlığı, Gazeteciler Cemiyeti
Başkanlığı, Türkiye Gazeteciler Sendikası ve Parlamento Muhabirleri Derneği
temsilcilerinin de katılmalarıyla, alt komisyonun yaptığı çalışmalar sonucunda
Komisyonumuza sunulan metin esas alınarak incelenip görüşülmüş, maddeler
üzerindeki kabul, ilave ve değişiklikler sırasıyla aşağıda açıklanmıştır.
Tasarının 1 inci maddesi aynen kabul
edilmiştir.
Tasarının 2 nci maddesinin birinci
fıkrasının (c) bendindeki "ajanslarını" ibaresi "ajansları
yayınlarını" şeklinde değiştirilmiş, (d) bendindeki "basılan"
ibaresinin başına açıklık getirmek amacıyla "aynı isimle" ibaresi
eklenmiştir.
Tasarının 3 üncü maddesinin birinci
fıkrasının ikinci cümlesindeki "eleştirme" ibaresinden sonra
"yorumlama" ibaresi eklenmiştir.
Tasarının 4 üncü maddesinin ikinci
fıkrasındaki "varsa yardımcısının" ibaresi ile Tasarı metninin diğer maddelerinde geçen tüm "varsa
yardımcısının" ve "veya yardımcısının" ibareleri sorumlu müdür
yardımcılığı kabul edilmediğinden metinden çıkarılmıştır.
Tasarının 5 inci maddesinin ikinci
fıkrasının (b) bendinin başına "T.C. vatandaşı olmayanlar için
karşılıklılık koşulu aranmak kaydıyla," ibaresi eklenmiş,
"ikametgâh" ibaresi "yerleşim yeri" olarak değiştirilmiş,
eklenen (e) bendi ile sorumlu müdür olabilmek için "Yüz kızartıcı
suçlardan mahkûm olmamak," şartı da madde kapsamına ilave edilmiş, Türkiye
Büyük Millet Meclisi üyelerine bir ayrıcalık tanınması uygun görülmeyerek son
fıkra metinden çıkarılmıştır.
Tasarının 6 ncı maddesi aynen kabul
edilmiştir.
Tasarının 7 nci maddesinin ikinci
fıkrasındaki "ve varsa yardımcısının" ibaresi metinden çıkarılmıştır.
Tasarının 8 inci maddesinin birinci
fıkrasındaki "bilgileri" kelimesi gereksiz görülerek, "veya
yardımcısının" ibareleri metinden çıkarılmış, ikinci fıkradaki
"Beyannamede yer alan unsurlarda" ibaresi "Beyanname içeriğinde", "mercie" ibaresi
"makama" şeklinde değiştirilmiş, son fıkradaki "veya
yardımcısının" ibaresi metinden çıkarılmıştır.
Tasarının 9 uncu maddesinin birinci
fıkrasındaki beş yıllık süre, 6/11/2003 tarihli ve 5000 sayılı Türk Patent
Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile üç yıl olarak
düzenlendiğinden, kanunlar arasında uyum sağlanması amacıyla üç yıla
indirilmiştir. Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 31
inci maddesinde "Neşredilmeyen mevkutedeki marka korunma süresi" ile
ilgili olarak, "Bu Kanunun yürürlük tarihinde 5680 sayılı yasa gereği
mevkute neşredenler, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkındaki Kanun
Hükmündeki Kararname hükümleri gereği mevkute neşretmekten
alıkonulamazlar" hükmü yer aldığından, kanunlar arasında uyumsuzluk ve
çelişki ortaya çıkmaması açısından, bu hükmün aynen Basın Kanununda da yer
alması uygun görülerek ikinci fıkraya bu doğrultuda bir cümle ilave edilmiştir.
Tasarının 10 uncu maddesi aynen kabul
edilmiştir.
Tasarının 11 inci maddesinin üçüncü
fıkrasındaki "veya yardımcısı" ibareleri metinden çıkarılmıştır.
Tasarının 12 nci maddesinde yer alan
"müdür yardımcısı" ibaresi metinden çıkarılmış, eser sahibi
ibaresinden sonra açıklık getirmek üzere "bilgi ve belge dahil her
türlü" ibaresi eklenmiştir.
Mevcut yasanın 17 nci maddesinde yer alan
şirketler ve devirlerle ilgili kural, yaşanan sorunların yarattığı bir
ihtiyaçtan doğmuştur. Uygulamadaki devirler veya birleşmeler nedeniyle kişilik
haklarının korumasız kalması nedeniyle Tasarının 13 üncü maddesine, birinci
fıkra hükmünün süreli ve süreli olmayan yayınlarda yayın sahibi, marka veya
lisans sahibi, kiralayan, işleten veya herhangi bir sıfatla yayımlayan, yayımcı
gibi hareket eden gerçek veya tüzelkişiler hakkında da uygulanacağına, tüzel
kişi şirketse, anonim şirketlerde yönetim kurulu başkanı, diğer şirketlerde en
üst yöneticinin, şirket ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu
olacağına dair ikinci fıkra, zararı doğuran fiilin işlenmesinden sonra yayının
her ne surette olursa olsun devredilmesi, başka bir yayınla birleştirilmesi
veya sahibi olan gerçek veya tüzelkişinin herhangi bir surette değişmesi
halinde, yayını devir alan, birleşen ve her ne surette olursa olsun yayın
sahibi gibi hareket eden gerçek ve tüzelkişiler ve anonim şirketlerde yönetim
kurulu başkanı, diğer şirketlerde üst yöneticinin, bu fiil nedeniyle
hükmedilecek tazminattan birinci ve ikinci fıkrada sayılanlarla birlikte
müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağına ilişkin üçüncü fıkra ilave
edilmiştir.
Tasarının 14 üncü maddesinin birinci
fıkrasındaki "varsa yardımcısı" ibaresi metinden çıkarılmış,
maddedeki "mercii" ibareleri "Yetkili makam" olarak
değiştirilmiştir.
Tasarının 15, 16 ve 17 nci maddelerinde
redaksiyon yapılmış ve metinlerde yer alan "varsa yardımcısı" ve
"veya yardımcısı" ibareleri metinden çıkarılmıştır.
Tasarının 18 inci maddesinin birinci ve
ikinci fıkralarındaki "veya yardımcısı" ibareleri metinden
çıkarılmış, son fıkradaki "en yüksek tirajlı" ibaresi "tirajı
yüz binin üzerinde olan" şeklinde değiştirilmiştir.
Tasarının 19 uncu maddesinin ikinci
fıkrasındaki "Cumhuriyet savcısı," ibaresi metinden çıkarılmıştır.
Tasarının 20 nci maddesi aynen kabul
edilmiştir.
Tasarının 21 inci maddesinin birinci
fıkrasının (a) ve (b) bentleriyle ilk
kez atıf yapılan kanunların tarihleri de ilave edilmiştir.
Tasarının 22 nci maddesinin başlığı
"Basılmış eserleri engelleme, tahrip ve bozma" şeklinde
değiştirilmiş, birinci fıkradaki "koparan," kelimesi gereksiz
görülerek metinden çıkarılmıştır.
Tasarının 23 üncü maddesinin birinci
fıkrasındaki "yarısı oranında" ibaresi önerilen ceza az bulunarak
"on misli" olarak değiştirilmiştir.
Tasarının 24 üncü maddesi aynen kabul
edilmiştir.
Tasarının 25 inci maddesinin ikinci
fıkrasında ilk kez atıfta bulunulan kanunların tarihleri de ilave edilmiştir.
Tasarının 26 ncı maddesinin ikinci
fıkrasındaki Türk Ceza Kanununun 102 nci maddesine yapılan atıf "dava
zamanaşımına ilişkin maddesinde" şeklinde değiştirilmiş, üçüncü
fıkrasındaki "veya yardımcısı" ibareleri ile son fıkranın son cümlesi
metinden çıkarılmıştır.
Tasarının 27 ve 28 inci maddeleri aynen
kabul edilmiştir.
Tasarının 29 uncu maddesindeki "ve
yardımcısının" ibaresi metinden çıkarılmış, "kanuni ikametgâhı"
ibaresi "yerleşim yeri" olarak değiştirilmiştir.
Tasarının 30 uncu maddesinin kenar başlığı
"Yürürlükten kaldırılan hükümler" şeklinde değiştirilmiştir.
Tasarının Geçici 1 inci maddesindeki
"veya yardımcısı" ibareleri metinden çıkarılmış, geçici 2 nci maddesi
aynen kabul edilmiştir.
Tasarının yürürlüğe ilişkin 31 ve
yürütmeye ilişkin 32 nci maddeleri aynen kabul edilmiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun onayına sunulmak
üzere saygı ile arz olunur.
|
Başkan |
Başkanvekili |
Sözcü |
|
|
|
|
|
|
|
|
Köksal Toptan |
Halil Özyolcu |
Ramazan Can |
|
|
|
|
|
|
|
Zonguldak |
Ağrı |
Kırıkkale |
|
|
|
|
|
|
|
Kâtip |
Üye |
Üye |
|
|
|
|
|
|
|
Hasan Kara |
Mehmet Ziya Yergök |
Feridun Fikret Baloğlu |
|
|
|
|
|
|
|
Kilis |
Adana |
Antalya |
|
|
|
|
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
|
|
|
|
|
Orhan Yıldız |
Yüksel Çorbacıoğlu |
Semiha Öyüş |
|
|
|
|
|
|
|
Artvin |
Artvin |
Aydın |
|
|
|
|
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
|
|
|
|
|
Feridun Ayvazoğlu |
Muzaffer Külcü |
Mahmut Durdu |
|
|
|
|
|
|
|
Çorum |
Çorum |
Gaziantep |
|
|
|
|
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
|
|
|
|
|
Esat Canan |
Recep Özel |
Mehmet Yılmazcan |
|
|
|
|
|
|
|
Hakkâri |
Isparta |
Kahramanmaraş |
|
|
|
|
|
|
|
(Toplantıya katılmadı) |
|
(Toplantıya katılmadı) |
|
|
|
|
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
|
|
|
|
|
Hakkı Köylü |
Harun Tüfekçi |
Kerim Özkul |
|
|
Kastamonu |
Konya |
Konya |
|
|
|
|
(Toplantıya katılmadı) |
|
|
|
|
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
|
|
|
|
|
Muharrem Kılıç |
İsmail Bilen |
Orhan Eraslan |
|
|
|
|
|
|
|
Malatya |
Manisa |
Niğde |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
(Ayrışık oy yazım eklidir) |
|
|
|
|
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
|
|
|
|
|
Ömer Kulaksız |
Mehmet Nuri Saygun |
Bekir Bozdağ |
|
|
|
|
|
|
|
Sivas |
Tekirdağ |
Yozgat |
|
|
|
|
|
|
|
(Toplantıya katılmadı) |
|
|
|
|
|
|
|
AYRIŞIK OY YAZISI
Komisyonda görüşülen Basın Kanunu
Tasarısını, 5680 sayılı Basın Kanununa göre daha özgürlükçü ve ileri nitelikte
görmekle beraber bu tasarının da aşağıda değineceğimiz eksikliklerinin olduğunu
belirtmekte yarar vardır.
Yeni bir kanun hazırlanırken, elde var
olan olanakların tümü kullanılarak olabildiğince eksiklerinden arındırılması
gerekmektedir. Oysa tasarıda 5680 sayılı Yasadan bir adım ileride olmak yeterli
görülmüş; çeşitli sebeplerle eksikliklerin giderilmesi doğrultusunda yaptığımız
uyarılar dikkate alınmamıştır.
Uyarılarımızda belirttiğimiz gibi,
tasarıyı 5680 sayılı Kanundan daha ileride ve daha özgürlükçü bulduğumuz için
destekliyoruz. Bu anlamda oyumuzun rengi kabul doğrultusundadır. Ancak
aşağıdaki eksiklikleri göstermek ve en kısa zamanda düzelmesini sağlamak
amacıyla da ayrışık oy gerekçemizi sunuyoruz.
Tasarıda gördüğümüz önemli eksiklikler
şunlardır:
a) Tasarı; basın çalışanlarının durumunun
iyileştirilmesi doğrultusunda hiçbir hüküm içermemektedir. Her ne kadar basın
çalışanlarının durumu başka yasayla düzenlemiş olsa da bu yasada onların
durumunu iyileştirecek bir kısım düzenleme başlıklarının yer alması, daha doğru
olurdu.
b) Tasarı, basında taşeronlaşmayı
engellememektedir. Kimi gazeteler haberciliğin en temel unsuru muhabir olmasına
rağmen hiç muhabir çalıştırmadan, grup gazetelerine gelen ve başka gazetelerin
muhabirlerinin haberlerini kendi yayın politikalarına uygun hale getirerek,
yani biçim değiştirerek kullanmaktadırlar. Bu durum önemli hukukî sorunlar ve
haksızlıklar yaratmaktadır. Tasarı bu konuyla ilgili düzenlemeler
taşımamaktadır.
c) Basın özgürlüğünün önündeki iki temel
engelden birisi kamu otoritesidir. Diğeri ise tekelleşme olgusudur. Basın
özgürlüğü kavramının düşünce ve ifade özgürlüğünün bir türevi olduğunu ve
bundan kaynaklandığını dikkate aldığımızda tekelleşme olgusunun günümüzde kamu
otoritesinden daha çok basın özgürlüğünü engeller nitelikte olduğunu
görmekteyiz. Tasarıda tekelleşme olgusunu sınırlandıran ve disipline eden
hükümlerin bulunmaması önemli bir eksiklik olarak gözükmektedir.
d) Tasarıda, basın etik kurallarına
etkinlik ve işlerlik kazandıracak hükümler bulunmamaktadır. Bugün pek çok
gazetede basın etik kuralları yerine şirket kuralları geçerlidir. Basın etik
kurallarının etkin kılınabilmesi için gerekli düzenlemeler ve bu doğrultudaki
yaptırımlar tasarıda yer almamıştır.
e) Demokrasimize ve çoğulculuğa önemli
boyutlar ekleyen ve ulusal meselelerde çoğu kez yaygın basından da daha duyarlı
davranan, yerel basın tasarıyla yeterli ölçüde desteklenmemiştir. Bu noktada
tasarı önemli eksiklikler içermektedir. Yerel basını hem güç odaklarının hem de
kamu otoritesinin ezmesine engel olacak hükümler yoktur.
f) Genel olarak tasarı özgürlükçü olmasına
rağmen, buna paralel olarak kültürel çoğulculuk hükümlerinin yasa tasarısında
yer almaması eksiklik teşkil etmektedir.
g) Medya-siyaset-ticaret ilişkisi
düzenlenmemiştir. Esas itibariyle ülkemizde demokrasimizin ve yönetimin
yozlaşmasının önemli sebeplerinden biri de budur. Tasarının bu konuda hükümler
içermemesi önemli bir eksikliktir.
h) Ceza hükmünü taşıyan 19 uncu ve 20 nci
maddelerde düzenlenen hususlar, Türk Ceza Kanunu Tasarısında da yer almasına
rağmen, bu nokta dikkate alınmamıştır. Bir fiile iki ayrı ceza düzenlenmesi
burada da yapılmıştır. Esas itibariyle ceza hükmü taşıyan maddelerin ceza
kanununda yer alması daha doğru bir yaklaşımdır. Ceza hükümlü maddelerin bölük
pörçük değişik kanunlara serpiştirilmesi hem temel ceza kanunuyla çelişkinin
ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Hem de mevzuatın uygulanmasında ve ceza
teorisinin gelişmesinde de zorluğa neden olmaktadır. Bu açıdan 19 uncu ve 20
nci maddelerin tasarıda yer almaması daha doğru olurdu.
i) Tasarının 28 inci maddesinde yer alan
para cezalarını, hürriyeti bağlayıcı cezaya çevirme yasağına ilişkin madde ise
tamamen ceza kanununun ve ceza hukukunun genel hükümlerine aykırı bir
düzenlemedir. Uygulamada çok önemli sorunların ortaya çıkmasına neden
olabilecektir. Hukuka saygılı kişilerin cezalandırılması, hukuka uygun
müesseselerin cezalandırılması, ancak hukuka saygısız ve korsan kişi ve
kuruluşların cezalandırılmaması sonucunu doğurabileceği gibi kanuna karşı hileyi
de teşvik edici niteliktedir.
Genel hatlarına ve bütününe katıldığımız
yasa tasarını eksikliklerini ve hatalarını göstermek amacıyla yazmış olduğumuz
ayrışık oy yazısını arz ederim.
Orhan Eraslan
Niğde
HÜKÜMETİN
TEKLİF ETTİĞİ METİN
BASIN KANUNU TASARISI
Amaç ve kapsam
MADDE 1. - Bu Kanunun amacı, basın özgürlüğünü ve bu
özgürlüğün kullanımını düzenlemektir.
Bu Kanun basılmış eserlerin basımı ve yayımını kapsar.
Tanımlar
MADDE 2. - Bu Kanunun uygulanmasında;
a) Basılmış eser: Yayımlanmak üzere her türlü basım araçları
ile basılan veya diğer araçlarla çoğaltılan yazı, resim ve benzeri eserler ile
haber ajansı yayınlarını,
b) Yayım: Basılmış eserin herhangi bir şekilde kamuya
sunulmasını,
c) Süreli yayın: Belli aralıklarla yayımlanan gazete, dergi
gibi basılmış eserler ile haber ajanslarını,
d) Yaygın süreli yayın: Tek bir basın-yayın kuruluşu
tarafından basılan ve her coğrafi bölgede en az bir ilde olmak üzere, ülkenin
en az yüzde yetmişinde yayımlanan süreli yayın ile haber ajanslarının
yayınlarını,
e) Bölgesel süreli yayın: Tek bir basın-yayın kuruluşu
tarafından basılan ve en az üç komşu ilde veya en az bir coğrafi bölgede
yayımlanan süreli yayını,
f) Yerel süreli yayın: Tek bir yerleşim biriminde yayımlanan
süreli yayınlar ile haftada bir veya daha uzun aralıklarla yayımlanan yaygın ve
bölgesel yayınları,
g) Yayın türü: Süreli yayınların yaygın, bölgesel ve yerel
yayın türlerinden hangisinin kapsamında olduğunu,
h) Süresiz yayın: Belli aralıklarla yayımlanmayan kitap,
armağan gibi basılmış eserleri,
ı) Eser sahibi: Süreli veya süresiz yayının içeriğini
oluşturan yazıyı veya haberi yazanı, çevireni veya resmi ya da karikatürü
yapanı,
j) Yayımcı: Bir eseri basılmış eser durumuna getirip
yayımlayan gerçek veya tüzel kişiyi,
k) Basımcı: Bir eseri basım araçları ile basan veya diğer
araçlarla çoğaltan gerçek veya tüzel kişiyi,
l) Tüzel kişi temsilcisi: Yayın sahibi veya yayımcının tüzel
kişi olması halinde bu tüzel kişiliğin yetkili organı tarafından, yöneticiler
arasından belirlenen gerçek kişiyi veya kamu kurum ve kuruluşlarınca belirlenen
gerçek kişiyi,
ifade eder.
Basın özgürlüğü
MADDE 3. - Basın özgürdür. Bu özgürlük, bilgi edinme-yayma,
eleştirme ve eser yaratma haklarını içerir.
Basın özgürlüğünün kullanılması ancak demokratik bir
toplumun gereklerine uygun olarak; başkalarının şöhret ve haklarının, toplum
sağlığının ve ahlakının, milli güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği ve toprak
bütünlüğünün korunması, Devlet sırlarının açıklanmasının veya suç işlenmesinin
önlenmesi, yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması amacıyla
sınırlanabilir.
Zorunlu bilgiler
MADDE 4. - Her basılmış eserde, basıldığı yer ve tarih,
basımcının ve varsa yayımcının adları, varsa ticari unvanları ve işyeri
adresleri gösterilir. İlan, tarife, sirküler ve benzerleri hakkında bu hüküm
uygulanmaz.
Haber ajansı yayınları hariç her türlü süreli yayında,
ayrıca yönetim yeri, sahibinin, varsa temsilcisinin, sorumlu müdürün ve varsa
yardımcısının adları ve yayının türü gösterilir.
Sorumlu müdür
MADDE 5. - Her süreli yayının bir sorumlu müdürü bulunur.
Sorumlu müdür, birden fazla ise her birinin sorumlu olduğu bölüm belirtilir.
Sorumlu müdür olabilmek için;
a) Onsekiz yaşını bitirmiş olmak,
b) Türkiye’de ikametgah sahibi olmak ve devamlı oturmak,
c) En az ortaöğretim veya dengi bir eğitim kurumundan mezun
olmak,
d) Kısıtlı veya kamu hizmetlerinden yasaklı olmamak,
gerekir.
Sorumlu müdürün Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi olması
halinde sorumlu müdürlüğü üstlenmek üzere müdür yardımcısı tayin edilir.
Sorumlu müdür için bu Kanunda yer alan hükümler, sorumluluğu üstlenen yardımcı
için de geçerlidir.
Süreli yayın sahibi
MADDE 6. - Gerçek ve tüzel kişiler ile kamu kurum ve
kuruluşları süreli yayın sahibi olabilirler.
Süreli yayın sahibinin onsekiz yaşından küçük veya kısıtlı
olması halinde kanuni temsilcisi, tüzel kişi olması halinde ise tüzel kişi
temsilcisi hakkında da 5 inci maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartlar
aranır.
Beyanname verilmesi
MADDE 7. - Süreli yayınların çıkarılması için, kaydedilmek
üzere yönetim yerinin bulunduğu yer Cumhuriyet başsavcılığına bir beyanname
verilmesi yeterlidir. Cumhuriyet başsavcılığı tarafından düzenlenen kayıtlar
alenidir.
Kayıt için verilen ve yayın sahibi, sahibin küçük veya tüzel
kişi olması halinde temsilcisi ile sorumlu müdür tarafından imzalanan
beyannamede yayının adı ve mahiyeti, hangi aralıklarla yayımlanacağı, yönetim
yeri, sahibinin, varsa temsilcisinin, sorumlu müdürün ve varsa yardımcısının ad
ve adresleri ile yayının türü gösterilir.
Beyannameye, 5 inci ve 6 ncı maddelerde yazılı şartların
varlığını gösteren belgeler ile yayın sahibi tüzel kişi ise tüzüğünün veya ana
sözleşmesinin veya vakıf senedinin bir sureti eklenir.
Cumhuriyet başsavcılığı tarafından beyanname ve eklerinin
teslim edildiğini gösteren bir alındı belgesi verilir.
Beyannamenin incelenmesi
MADDE 8. - Beyannamenin ve eklerinin gerekli bilgileri veya
gerçek bilgileri içermemesi veya yayın sahibinin veya temsilcisinin veya
sorumlu müdürün veya yardımcısının 5 inci ve 6 ncı maddelerde yazılı şartlara
sahip olmaması halinde, Cumhuriyet başsavcılığı beyannamenin verilmesinden
itibaren bir hafta içinde eksikliğin giderilmesini veya gerçeğe aykırı
bilgilerin düzeltilmesini yayın sahibinden ister. Bu istemin tebliği tarihinden
itibaren bir hafta içerisinde yerine getirilmemesi halinde, Cumhuriyet
başsavcılığı yayımın durdurulmasını asliye ceza mahkemesinden talep eder.
Mahkeme en geç bir hafta içinde karar verir. Bu karara karşı acele itiraz
yoluna başvurulabilir.
Beyannamede yer alan unsurlarda meydana gelen her
değişiklik, bir hafta içinde, gerekli belgelerle birlikte yeni bir beyanname
ile aynı mercie bildirilir.
Birinci fıkra hükmü, değişikliğe ilişkin beyannameler
hakkında da uygulanır.
Sorumlu müdürün veya yardımcısının bu görevden ayrılması
halinde, yenisi tayin edilinceye kadar sorumluluk yayın sahibine veya
temsilcisine aittir.
Süreli yayın sahibinin
hakkını kaybetmesi
MADDE 9. - Süreli yayın sahibinin beyanname verdiği tarihten
itibaren bir sene içinde süreli yayın yayımlanmaz veya yayımlandıktan sonra
yayıma beş yıl müddetle ara verilirse beyanname hükümsüz kalır ve sağladığı hak
ortadan kalkar.
556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname hükümleri saklıdır.
Teslim yükümlülüğü
MADDE 10. - Basımcı, bastığı her türlü yayının imzalı iki
nüshasını, dağıtım veya yayımın yapıldığı gün, mahallin Cumhuriyet
başsavcılığına teslim etmekle yükümlüdür.
Bu yükümlülük, basılmış eserin, içerik ve biçim yönünden
herhangi bir değişikliği içeren daha sonraki basımları ile tıpkı basımları için
de geçerlidir.
Basımcıya bu yükümlülüğünü yerine getirdiğine dair bir
alındı belgesi verilir.
Cezai sorumluluk
MADDE 11. - Basılmış eserler yoluyla işlenen suç yayım
anında oluşur.
Süreli yayınlar ve süresiz yayınlar yoluyla işlenen
suçlardan eser sahibi sorumludur.
Süreli yayınlarda eser sahibinin belli olmaması veya yayım
sırasında ceza ehliyetine sahip bulunmaması ya da yurt dışında bulunması
nedeniyle Türkiye’de yargılanamaması veya verilecek cezanın eser sahibinin
diğer bir suçtan dolayı kesin hükümle mahkum olduğu cezaya etki etmemesi
hallerinde, sorumlu müdür veya yardımcısı sorumlu olur. Ancak bu eserin sorumlu
müdür veya yardımcısının karşı çıkmasına rağmen yayımlanması halinde, bundan
doğan sorumluluk yayımlatana aittir.
Süresiz yayınlarda eser sahibinin belli olmaması veya yayım
sırasında ceza ehliyetine sahip bulunmaması ya da yurt dışında olması nedeniyle
Türkiye’de yargılanamaması veya verilecek cezanın eser sahibinin diğer bir
suçtan dolayı kesin hükümle mahkum olduğu cezaya etki etmemesi hallerinde
yayımcı; yayımcının belli olmaması veya basım sırasında ceza ehliyetine sahip
bulunmaması ya da yurt dışında olması nedeniyle Türkiye’de yargılanamaması
hallerinde ise basımcı sorumlu olur.
Yukarıdaki hükümler, süreli yayınlar ve süresiz yayınlar
için bu Kanunda aranan şartlara uyulmaksızın yapılan yayınlar hakkında da
uygulanır.
Haber kaynağı
MADDE 12. - Süreli yayın sahibi, sorumlu müdür, müdür
yardımcısı ve eser sahibi, haber kaynaklarını açıklamaya ve bu konuda tanıklık
yapmaya zorlanamaz.
Hukuki sorumluluk
MADDE 13. - Basılmış eserler yoluyla işlenen fiillerden
doğan maddi ve manevi zararlardan dolayı süreli yayınlarda, eser sahibi ile
yayın sahibi ve varsa temsilcisi, süresiz yayınlarda ise eser sahibi ile
yayımcı, yayımcının belli olmaması halinde ise basımcı müştereken ve
müteselsilen sorumludur.
Düzeltme ve cevap
MADDE 14. - Süreli yayınlarda kişilerin şeref ve haysiyetini
ihlal edici veya kişilerle ilgili gerçeğe aykırı yayım yapılması halinde,
bundan zarar gören kişinin yayım tarihinden itibaren iki ay içinde göndereceği
suç unsuru içermeyen, üçüncü kişilerin hukuken korunan menfaatlerine aykırı
olmayan düzeltme ve cevap yazısını; sorumlu müdür, varsa yardımcısı hiçbir
düzeltme ve ekleme yapmaksızın, günlük süreli yayınlarda yazıyı aldığı tarihten
itibaren en geç üç gün içinde, diğer süreli yayınlarda yazıyı aldığı tarihten
itibaren üç günden sonraki ilk nüshada, ilgili yayının yer aldığı sayfa ve
sütunlarda, aynı puntolarla ve aynı şekilde yayımlamak zorundadır.
Düzeltme ve cevapta, buna neden olan eser belirtilir.
Düzeltme ve cevap, ilgili yazıdan uzun olamaz. Düzeltme ve cevaba neden olan
eserin yirmi satırdan az yazı veya resim veya karikatür olması hallerinde
düzeltme ve cevap otuz satırı geçemez.
Süreli yayının birden fazla yerde basılması halinde,
düzeltme ve cevap yazısı, düzeltme ve cevap hakkının kullanılmasına sebebiyet
veren eserin yayımlandığı bütün baskılarda yayımlanır.
Düzeltme ve cevabın birinci fıkrada belirlenen süreler
içinde yayımlanmaması halinde yayım için tanınan sürenin bitiminden itibaren,
birinci fıkra hükümlerine aykırı şekilde yayımlanması halinde ise yayım
tarihinden itibaren on beş gün içinde cevap ve düzeltme talep eden kişi,
bulunduğu yer sulh ceza hâkiminden yayımın yapılmasına veya bu Kanun
hükümlerine uygun olarak yapılmasına karar verilmesini isteyebilir. Sulh ceza
hâkimi bu istemi üç gün içerisinde, duruşma yapmaksızın, karara bağlar.
Sulh ceza hâkiminin kararına karşı acele itiraz yoluna
gidilebilir. İtiraz mercii üç gün içinde itirazı inceleyerek karar verir.
İtiraz merciinin kararı kesindir.
Düzeltme ve cevabın yayımlanmasına hâkim tarafından karar
verilmesi halinde, birinci fıkradaki süreler, sulh ceza hâkiminin kararına
itiraz edilmemişse kararın kesinleştiği tarihten, itiraz edilmişse merci
kararının tebliği tarihinden itibaren başlar.
Düzeltme ve cevap hakkına sahip olan kişinin ölmesi halinde
bu hak, mirasçılardan biri tarafından kullanılabilir. Bu durumda, birinci
fıkradaki iki aylık düzeltme ve cevap hakkı süresine bir ay ilave edilir.
Zorunlu bilgileri
göstermeme
MADDE 15. - 4 üncü maddede basılmış eserlerde gösterilmesi
öngörülen hususların gösterilmemesi veya gerçeğe aykırı olarak gösterilmesi
halinde, süreli yayınlarda sorumlu müdür, varsa yardımcısı, süresiz yayınlarda
yayımcı ve adını ve adresini göstermeyen veya yanlış gösteren basımcı beş yüz
milyon liradan yirmi milyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır. Bu
ceza, bölgesel süreli yayınlarda iki milyar liradan, yaygın süreli yayınlarda
beş milyar liradan az olamaz.
Durdurulan yayının
yayımına devam etme
MADDE 16. - Bu Kanunun 8 inci maddesine göre mahkeme
kararıyla durdurulan yayına, usulüne uygun beyanname vermeden veya
değişiklikleri bildirmeden devam edilmesi halinde yayın sahibi ve sorumlu müdür
veya yardımcısı bir milyar liradan on beş milyar liraya kadar ağır para
cezasıyla cezalandırılır. Bu ceza, bölgesel süreli yayınlarda beş milyar
liradan, yaygın süreli yayınlarda on milyar liradan az olamaz.
Teslim yükümlülüğüne
uymama
MADDE 17. - 10 uncu maddede öngörülen teslim yükümlülüğünü
yerine getirmeyen basımcı, üç yüz milyon liradan bir milyar liraya kadar ağır
para cezasıyla cezalandırılır.
Düzeltme ve cevabın
yayımlanmaması
MADDE 18. - Düzeltme ve cevabın yayımlanmasına ilişkin
kesinleşmiş hâkim kararlarına uymayan sorumlu müdür veya yardımcısı, on milyar
liradan yüzelli milyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır. Ağır
para cezası, bölgesel süreli yayınlarda yirmi milyar liradan, yaygın süreli
yayınlarda elli milyar liradan az olamaz.
Sorumlu müdür veya yardımcısı hakkında verilen ağır para
cezasının ödenmesinden yayın sahibi, sorumlu müdür veya yardımcısı ile birlikte
müteselsilen sorumlu olur.
Düzeltme ve cevap yazısının yayımlanmaması veya 14 üncü
maddenin birinci fıkrasında belirtilen şartlara uyulmaksızın yayımlanması
hallerinde hâkim ayrıca, masraflar yayın sahibi tarafından karşılanmak üzere,
bu yazının en yüksek tirajlı iki gazetede ilan şeklinde yayımlanmasına da karar
verir.
Yargıyı etkileme
MADDE 19. - Hazırlık soruşturmasının başlamasından
takipsizlik kararı verilmesine veya kamu davasının açılmasına kadar geçen süre
içerisinde, Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme işlemlerinin ve soruşturma
ile ilgili diğer belgelerin içeriğini yayımlayan kimse, iki milyar liradan elli
milyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır. Bu ceza, bölgesel
süreli yayınlarda on milyar liradan, yaygın süreli yayınlarda yirmi milyar
liradan az olamaz.
Görülmekte olan bir dava kesin kararla sonuçlanıncaya kadar,
bu dava ile ilgili Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme işlemleri hakkında
mütalaa yayımlayan kişiler hakkında da birinci fıkrada yer alan cezalar
uygulanır.
Cinsel saldırı, cinayet
ve intihara özendirme
MADDE 20. - Cinsel saldırı, cinayet ve intihar olayları
hakkında, haber vermenin sınırlarını aşan ve okuyucuyu bu tür fiillere
özendirebilecek nitelikte olan yazı ve resim yayımlayanlar bir milyar liradan
yirmi milyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır. Bu ceza bölgesel
süreli yayınlarda iki milyar liradan, yaygın süreli yayınlarda on milyar
liradan az olamaz.
Kimliğin açıklanmaması
MADDE 21. - Süreli yayınlarda;
a) 4721 sayılı Türk Medeni Kanununa göre evlenmeleri
yasaklanmış olan kimseler arasındaki cinsel ilişkiyle ilgili haberlerde bu
kişilerin,
b) 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 414, 415, 416, 421, 423,
429, 430, 435 ve 436 ncı maddelerinde yazılı cürümlere ilişkin haberlerde
mağdurların,
c) Onsekiz yaşından küçük olan suç faili veya mağdurlarının,
kimliklerini açıklayacak ya da tanınmalarına yol açacak
şekilde yayın yapanlar bir milyar liradan yirmi milyar liraya kadar ağır para
cezasıyla cezalandırılır. Bu ceza bölgesel süreli yayınlarda iki milyar liradan,
yaygın süreli yayınlarda on milyar liradan az olamaz.
Basılmış eserleri tahrip,
bozma, engelleme
MADDE 22. - Kanuna uygun olarak basılmış eserleri, bunların
yayımını veya dağıtımını veya satışını önlemek amacıyla koparan, tahrip eden
veya bozan kimse, fiili daha ağır bir suç teşkil etmediği takdirde, bir yıla
kadar hapis ve bir milyar liradan beş milyar liraya kadar ağır para cezasıyla
cezalandırılır.
Kanunun aradığı şartlara uyulmasına rağmen süreli ve süresiz
yayınların basılmasını, yayımını, dağıtımını veya satışını şiddet veya tehditle
engelleyen kimse, fiili daha ağır bir suç teşkil etmediği takdirde, iki yıla
kadar hapis ve iki milyar liradan on milyar liraya kadar ağır para cezası ile
cezalandırılır.
Yukarıdaki fıkralarda öngörülen fiiller, umumi mahalde veya
matbaanın veya umuma satış yapan veya dağıtım yapan yerlerde birden fazla kişi
tarafından işlendiği takdirde verilecek ceza yarıya kadar artırılır.
Süreli yayınların
dağıtımı
MADDE 23. - Süreli yayınların dağıtımını yapan kişiler,
kendilerinden dağıtımı istenen yayınları, dağıtımını yaptıkları diğer yayınlar
için aldıkları, satış fiyatı, tiraj ve sayfa sayısına göre belirlenen dağıtım
ücretini aşmayacak bir bedel karşılığında, dağıtmakla yükümlüdürler. Bu
yükümlülüğe aykırı davrananlar, dağıtımından kaçındıkları yayının toplam
bedelinin yarısı oranında ağır para cezası ile cezalandırılırlar.
Süreli yayınları perakende olarak satışa sunan gerçek veya
tüzel kişiler, aynı anda diledikleri kadar dağıtım şirketiyle anlaşıp
diledikleri yayınları satabilirler. Hiç kimse, bu kişilere, rakip yayınları
satmama yükümlülüğü getiremez ve bu yayınları satmama koşuluna bağlı olan veya
bu sonucu doğuracak edimlerde bulunamaz.
Yeniden yayım
MADDE 24. - Bir süreli yayında yayımlanmış haber, yazı ve
resimleri kaynak göstermeksizin yeniden yayımlayanlar beş milyar liradan on
milyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar.
Bu eserleri, yeniden yayım hakkı saklı tutulmuş olmasına
rağmen, süreli yayın sahibinin izni olmadan yeniden yayımlayanlar yirmi milyar
liradan kırk milyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar.
El koyma, dağıtım ve
satış yasağı
MADDE 25. - Soruşturma için sübut vasıtası olarak her türlü
basılmış eserin en fazla üç adedine Cumhuriyet savcısı, gecikmesinde sakınca
bulunan hallerde de kolluk el koyabilir.
Soruşturma veya kovuşturmanın başlatılmış olması şartıyla
5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunda, Anayasanın 174
üncü maddesinde yer alan inkılap kanunlarında, 765 sayılı Türk Ceza Kanununun
146 ncı maddesinin ikinci fıkrasında, 153 üncü maddesinin birinci ve dördüncü
fıkralarında, 155 inci maddesinde, 311 inci maddesinin birinci ve ikinci
fıkralarında, 312 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkralarında, 312/a
maddesinde ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7 nci maddesinin ikinci ve
beşinci fıkralarında öngörülen suçlarla ilgili olarak basılmış eserlerin
tamamına hâkim kararıyla el konulabilir.
Hangi dilde olursa olsun Türkiye dışında basılan süreli veya
süresiz yayın ve gazetelerin ikinci fıkrada belirtilen suçları içerdiklerine
dair kuvvetli delil bulunması halinde, bunların Türkiye’de dağıtılması veya
satışa sunulması, Cumhuriyet başsavcılığının talebi üzerine sulh ceza hâkiminin
kararı ile yasaklanabilir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet
başsavcılığının kararı yeterlidir. Bu karar en geç yirmidört saat içinde
hâkimin onayına sunulur. Kırksekiz saat içinde hâkim tarafından onaylanmaması
halinde Cumhuriyet başsavcılığının kararı hükümsüz kalır.
Yukarıdaki fıkra uyarınca yasaklanmış yayın veya gazeteleri
bilerek dağıtanlar veya satışa sunanlar bu yayınlar yoluyla işlenen suçlardan
eser sahibi gibi sorumludurlar.
Dava süreleri
MADDE 26. - Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda
öngörülen diğer suçlarla ilgili ceza davalarının günlük süreli yayınlar
yönünden üç ay, diğer basılmış eserler yönünden altı ay içinde açılması
zorunludur.
Bu süreler basılmış eserlerin Cumhuriyet başsavcılığına
teslim edildiği tarihten başlar. Basılmış eserlerin Cumhuriyet başsavcılığına
teslim edilmemesi halinde yukarıdaki sürelerin başlama tarihi, suçu oluşturan
fiilin Cumhuriyet başsavcılığı tarafından öğrenildiği tarihtir. Ancak bu
süreler, Türk Ceza Kanununun 102 nci maddesinde öngörülen süreleri aşamaz.
Sorumlu müdürün veya yardımcısının karşı çıkmasına rağmen
yayımlatıldığı iddia edilen eserden dolayı yayımlatan aleyhine açılacak dava
yönünden süre, sorumlu müdür veya yardımcısı hakkında verilecek beraat
kararının kesinleşmesinden itibaren başlar.
Sorumlu müdürün yayımlanan eserin sahibini bildirmesi
durumunda, eser sahibi aleyhine açılacak davada süre, bildirim tarihinden
itibaren başlar.
Kovuşturulması şikayete bağlı suçlarda dava açma süreleri,
suç için kanunun öngördüğü dava zaman aşımı süresini aşmamak şartıyla, suçun
işlendiğinin öğrenildiği tarihten başlar.
Kamu davasının açılması izin veya karar alınmasına bağlı
olan suçlarda, izin veya karar için gerekli başvurunun yapılmasıyla dava açma
süresi durur. Durma süresi iki ayı geçemez. Bu sınırlama milletvekilleri ile
ilgili başvurulara uygulanmaz.
Görevli mahkemeler ve
yargılama usulü
MADDE 27. - Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda
öngörülen diğer suçlardan dolayı açılan davalardan, ağır ceza işlerinden
olanlar ağır ceza mahkemelerinde, diğerleri asliye ceza mahkemelerinde görülür.
Bir yerde ağır ceza veya asliye ceza mahkemesinin birden
fazla dairesi bulunması halinde bu davalar iki numaralı mahkemede görülür.
Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen
diğer suçlara ilişkin davalar acele işlerden sayılır.
Hürriyeti bağlayıcı
cezaya çevirme yasağı
MADDE 28. - 18 inci ve 22 nci maddelerdeki suçlar dışında bu
Kanunda öngörülen suçlar için hükmedilen para cezaları, hürriyeti bağlayıcı
cezaya çevrilemez.
Tebligat
MADDE 29. - Süreli yayının yönetim yeri, tebligat işlemleri
yönünden, yayın sahibinin ve temsilcisinin, görevi devam ettiği sürece sorumlu
müdürün ve yardımcısının kanuni ikametgahı sayılır.
Kaldırılan hükümler
MADDE 30. - 15.7.1950 tarihli ve 5680 sayılı Basın Kanunu
yürürlükten kaldırılmıştır.
GEÇİCİ MADDE 1. - Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
yayımlanmakta olan süreli yayınların sahibi, sorumlu müdürü veya yardımcısı,
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuz gün içinde yayınlarının türünü
yönetim yerinin bulunduğu yer Cumhuriyet başsavcılığına bildirmek zorundadır.
Bu süre içerisinde bildirim yükümlülüğüne uyulmaması halinde yayın sahibi,
sorumlu müdür veya yardımcısı, beşyüz milyon liradan yirmi milyar liraya kadar
ağır para cezasıyla cezalandırılır. Bu ceza bölgesel süreli yayınlarda iki
milyar liradan, yaygın süreli yayınlarda beş milyar liradan az olamaz.
GEÇİCİ MADDE 2. - Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
kamu kurum ve kuruluşlarınca yayımlanmakta olan süreli yayınların temsilcisi ve
sorumlu müdürleri, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay
içerisinde süreli yayının basım ve yayımını bu Kanunda öngörülen hükümlere
uygun hale getirirler.
Yürürlük
MADDE 31.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 32. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
|
|
Recep Tayyip Erdoğan |
|
|
|
|
Başbakan
|
|
|
|
|
Dışişleri
Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
|
|
A. Gül |
A. Şener |
M. A. Şahin |
|
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
|
|
B. Atalay |
A. Babacan |
M. Aydın |
|
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Adalet
Bakanı |
|
|
G. Akşit |
K. Tüzmen |
C. Çiçek |
|
|
Millî
Savunma Bakanı |
İçişleri
Bakanı |
Maliye
Bakanı |
|
|
M. V. Gönül |
A. Aksu |
K. Unakıtan |
|
|
Millî
EğitimBakanı |
Bayındırlık
ve İskân Bakanı |
Sağlık
Bakanı |
|
|
H. Çelik |
Z. Ergezen |
R. Akdağ |
|
|
Ulaştırma
Bakanı |
Tarım ve
Köyişleri Bakanı |
Çalışma
ve Sos. Güv. Bakanı |
|
|
B. Yıldırım |
S. Güçlü |
M. Başesgioğlu |
|
|
Sanayi
ve Ticaret Bakanı |
En. ve
Tab. Kay. Bakanı |
Kültür
ve Turizm Bakanı |
|
|
A. Coşkun |
M. H. Güler |
E. Mumcu |
|
|
|
Çevre ve
Orman Bakanı |
|
|
|
|
O. Pepe |
|
ADALET KOMİSYONUNUN
KABUL
ETTİĞİ METİN
BASIN KANUNU TASARISI
Amaç ve kapsam
MADDE 1. - Tasarının 1 inci maddesi Komisyonumuzca aynen
kabul edilmiştir.
Tanımlar
MADDE 2. - Bu Kanunun uygulanmasında;
a) Basılmış eser: Yayımlanmak üzere her türlü basım araçları
ile basılan veya diğer araçlarla çoğaltılan yazı, resim ve benzeri eserler ile
haber ajansı yayınlarını,
b) Yayım: Basılmış eserin herhangi bir şekilde kamuya
sunulmasını,
c) Süreli yayın: Belli aralıklarla yayımlanan gazete, dergi
gibi basılmış eserler ile haber ajansları yayınlarını,
d) Yaygın süreli yayın: Tek bir basın-yayın kuruluşu
tarafından aynı isimle basılan ve her coğrafi bölgede en az bir ilde olmak
üzere, ülkenin en az yüzde yetmişinde yayımlanan süreli yayın ile haber
ajanslarının yayınlarını,
e) Bölgesel süreli yayın: Tek bir basın-yayın kuruluşu
tarafından basılan ve en az üç komşu ilde veya en az bir coğrafi bölgede
yayımlanan süreli yayını,
f) Yerel süreli yayın: Tek bir yerleşim biriminde yayımlanan
süreli yayınlar ile haftada bir veya daha uzun aralıklarla yayımlanan yaygın ve
bölgesel yayınları,
g) Yayın türü: Süreli yayınların yaygın, bölgesel ve yerel
yayın türlerinden hangisinin kapsamında olduğunu,
h) Süresiz yayın: Belli aralıklarla yayımlanmayan kitap,
armağan gibi basılmış eserleri,
ı) Eser sahibi: Süreli veya süresiz yayının içeriğini
oluşturan yazıyı veya haberi yazanı, çevireni veya resmi ya da karikatürü
yapanı,
j) Yayımcı: Bir eseri basılmış eser durumuna getirip
yayımlayan gerçek veya tüzel kişiyi,
k) Basımcı: Bir eseri basım araçları ile basan veya diğer
araçlarla çoğaltan gerçek veya tüzel kişiyi,
l) Tüzel kişi temsilcisi: Yayın sahibi veya yayımcının tüzel
kişi olması halinde bu tüzel kişiliğin yetkili organı tarafından, yöneticiler
arasından belirlenen gerçek kişiyi veya kamu kurum ve kuruluşlarınca belirlenen
gerçek kişiyi,
ifade eder.
Basın özgürlüğü
MADDE 3. - Basın özgürdür. Bu özgürlük, bilgi edinme, yayma,
eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını içerir.
Basın özgürlüğünün kullanılması ancak demokratik bir
toplumun gereklerine uygun olarak; başkalarının şöhret ve haklarının, toplum
sağlığının ve ahlakının, milli güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği ve toprak
bütünlüğünün korunması, Devlet sırlarının açıklanmasının veya suç işlenmesinin
önlenmesi, yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması amacıyla
sınırlanabilir.
Zorunlu bilgiler
MADDE 4. - Her basılmış eserde, basıldığı yer ve tarih,
basımcının ve varsa yayımcının adları, varsa ticari unvanları ve işyeri
adresleri gösterilir. İlan, tarife, sirküler ve benzerleri hakkında bu hüküm
uygulanmaz.
Haber ajansı yayınları hariç her türlü süreli yayında,
ayrıca yönetim yeri, sahibinin, varsa temsilcisinin, sorumlu müdürün adları ve
yayının türü gösterilir.
Sorumlu müdür
MADDE 5. - Her süreli yayının bir sorumlu müdürü bulunur.
Sorumlu müdür, birden fazla ise her birinin sorumlu olduğu bölüm belirtilir.
Sorumlu müdür olabilmek için;
a) Onsekiz yaşını bitirmiş olmak,
b) T.C. Vatandaşı olmayanlar için karşılıklılık koşulu
aranmak kaydıyla Türkiye'de yerleşim yeri sahibi olmak ve devamlı oturmak,
c) En az ortaöğretim veya dengi bir eğitim kurumundan mezun
olmak,
d) Kısıtlı veya kamu hizmetlerinden yasaklı olmamak,
e) Yüz kızartıcı suçlardan mahkûm olmamak,
gerekir.
Süreli yayın sahibi
MADDE 6. - Tasarının 6 ncı maddesi Komisyonumuzca aynen
kabul edilmiştir.
Beyanname verilmesi
MADDE 7. - Süreli yayınların çıkarılması için, kaydedilmek
üzere yönetim yerinin bulunduğu yer Cumhuriyet başsavcılığına bir beyanname
verilmesi yeterlidir. Cumhuriyet başsavcılığı tarafından düzenlenen kayıtlar
alenidir.
Kayıt için verilen ve yayın sahibi, sahibin küçük veya tüzel
kişi olması halinde temsilcisi ile sorumlu müdür tarafından imzalanan
beyannamede yayının adı ve mahiyeti, hangi aralıklarla yayımlanacağı, yönetim
yeri, sahibinin, varsa temsilcisinin, sorumlu müdürün ad ve adresleri ile
yayının türü gösterilir.
Beyannameye, 5 inci ve 6 ncı maddelerde yazılı şartların
varlığını gösteren belgeler ile yayın sahibi tüzel kişi ise tüzüğünün veya ana
sözleşmesinin veya vakıf senedinin bir sureti eklenir.
Cumhuriyet başsavcılığı tarafından beyanname ve eklerinin
teslim edildiğini gösteren bir alındı belgesi verilir.
Beyannamenin incelenmesi
MADDE 8. - Beyannamenin ve eklerinin gerekli veya gerçek
bilgileri içermemesi veya yayın sahibinin veya temsilcisinin veya sorumlu
müdürün 5 inci ve 6 ncı maddelerde yazılı şartlara sahip olmaması halinde,
Cumhuriyet başsavcılığı beyannamenin verilmesinden itibaren bir hafta içinde
eksikliğin giderilmesini veya gerçeğe aykırı bilgilerin düzeltilmesini yayın
sahibinden ister. Bu istemin tebliği tarihinden itibaren bir hafta içerisinde
yerine getirilmemesi halinde, Cumhuriyet başsavcılığı yayımın durdurulmasını
asliye ceza mahkemesinden talep eder. Mahkeme en geç bir hafta içinde karar
verir. Bu karara karşı acele itiraz yoluna başvurulabilir.
Beyanname içeriğinde meydana gelen her değişiklik, bir hafta
içinde, gerekli belgelerle birlikte yeni bir beyanname ile aynı makama
bildirilir.
Birinci fıkra hükmü, değişikliğe ilişkin beyannameler
hakkında da uygulanır.
Sorumlu müdürün bu görevden ayrılması halinde, yenisi tayin
edilinceye kadar sorumluluk yayın sahibine veya temsilcisine aittir.
Süreli yayın sahibinin
hakkını kaybetmesi
MADDE 9. - Süreli yayın sahibinin beyanname verdiği tarihten
itibaren bir sene içinde süreli yayın yayımlanmaz veya yayımlandıktan sonra
yayıma üç yıl müddetle ara verilirse beyanname hükümsüz kalır ve sağladığı hak
ortadan kalkar.
556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname hükümleri saklıdır. Ancak, bu Kanunun yürürlük tarihinde 5680 sayılı
Basın Kanunu gereği mevkute neşredenler, 556 sayılı Markaların Korunması
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümleri gereği mevkute neşretmekten
alıkonulamazlar.
Teslim yükümlülüğü
MADDE 10. - Tasarının 10 uncu maddesi Komisyonumuzca aynen
kabul edilmiştir.
Cezai sorumluluk
MADDE 11. - Basılmış eserler yoluyla işlenen suç yayım
anında oluşur.
Süreli yayınlar ve süresiz yayınlar yoluyla işlenen
suçlardan eser sahibi sorumludur.
Süreli yayınlarda eser sahibinin belli olmaması veya yayım
sırasında ceza ehliyetine sahip bulunmaması ya da yurt dışında bulunması
nedeniyle Türkiye'de yargılanamaması veya verilecek cezanın eser sahibinin
diğer bir suçtan dolayı kesin hükümle mahkûm olduğu cezaya etki etmemesi
hallerinde, sorumlu müdür sorumlu olur. Ancak bu eserin sorumlu müdürün karşı
çıkmasına rağmen yayımlanması halinde, bundan doğan sorumluluk yayımlatana
aittir.
Süresiz yayınlarda eser sahibinin belli olmaması veya yayım
sırasında ceza ehliyetine sahip bulunmaması ya da yurt dışında olması nedeniyle
Türkiye'de yargılanamaması veya verilecek cezanın eser sahibinin diğer bir
suçtan dolayı kesin hükümle mahkûm olduğu cezaya etki etmemesi hallerinde
yayımcı; yayımcının belli olmaması veya basım sırasında ceza ehliyetine sahip
bulunmaması ya da yurt dışında olması nedeniyle Türkiye'de yargılanamaması
hallerinde ise basımcı sorumlu olur.
Yukarıdaki hükümler, süreli yayınlar ve süresiz yayınlar
için bu Kanunda aranan şartlara uyulmaksızın yapılan yayınlar hakkında da
uygulanır.
Haber kaynağı
MADDE 12. - Süreli yayın sahibi, sorumlu müdür ve eser
sahibi, bilgi ve belge dahil her türlü haber kaynaklarını açıklamaya ve bu
konuda tanıklık yapmaya zorlanamaz.
Hukuki sorumluluk
MADDE 13. - Basılmış eserler yoluyla işlenen fiillerden
doğan maddi ve manevi zararlardan dolayı süreli yayınlarda, eser sahibi ile
yayın sahibi ve varsa temsilcisi, süresiz yayınlarda ise eser sahibi ile
yayımcı, yayımcının belli olmaması halinde ise basımcı müştereken ve
müteselsilen sorumludur.
Bu hüküm, süreli veya süreli olmayan yayınlarda yayın
sahibi, marka veya lisans sahibi, kiralayan, işleten veya herhangi bir sıfatla
yayımlayan, yayımcı gibi hareket eden gerçek veya tüzelkişiler hakkında da
uygulanır. Tüzel kişi şirketse, anonim şirketlerde yönetim kurulu başkanı,
diğer şirketlerde en üst yönetici, şirket ile birlikte müştereken ve
müteselsilen sorumludur.
Zararı doğuran fiilin işlenmesinden sonra yayının her ne
surette olursa olsun devredilmesi, başka bir yayınla birleştirilmesi veya
sahibi olan gerçek veya tüzelkişinin herhangi bir surette değişmesi halinde,
yayını devir alan, birleşen ve her ne surette olursa olsun yayın sahibi gibi
hareket eden gerçek ve tüzelkişiler ve anonim şirketlerde yönetim kurulu
başkanı, diğer şirketlerde üst yönetici, bu fiil nedeniyle hükmedilecek
tazminattan birinci ve ikinci fıkrada sayılanlarla birlikte müştereken ve
müteselsilen sorumludur.
Düzeltme ve cevap
MADDE 14. - Süreli yayınlarda kişilerin şeref ve haysiyetini
ihlal edici veya kişilerle ilgili gerçeğe aykırı yayım yapılması halinde,
bundan zarar gören kişinin yayım tarihinden itibaren iki ay içinde göndereceği
suç unsuru içermeyen, üçüncü kişilerin hukuken korunan menfaatlerine aykırı
olmayan düzeltme ve cevap yazısını; sorumlu müdür hiçbir düzeltme ve ekleme
yapmaksızın, günlük süreli yayınlarda yazıyı aldığı tarihten itibaren en geç üç
gün içinde, diğer süreli yayınlarda yazıyı aldığı tarihten itibaren üç günden
sonraki ilk nüshada, ilgili yayının yer aldığı sayfa ve sütunlarda, aynı
puntolarla ve aynı şekilde yayımlamak zorundadır.
Düzeltme ve cevapta, buna neden olan eser belirtilir.
Düzeltme ve cevap, ilgili yazıdan uzun olamaz. Düzeltme ve cevaba neden olan
eserin yirmi satırdan az yazı veya resim veya karikatür olması hallerinde
düzeltme ve cevap otuz satırı geçemez.
Süreli yayının birden fazla yerde basılması halinde,
düzeltme ve cevap yazısı, düzeltme ve cevap hakkının kullanılmasına sebebiyet
veren eserin yayımlandığı bütün baskılarda yayımlanır.
Düzeltme ve cevabın birinci fıkrada belirlenen süreler
içinde yayımlanmaması halinde yayım için tanınan sürenin bitiminden itibaren, birinci
fıkra hükümlerine aykırı şekilde yayımlanması halinde ise yayım tarihinden
itibaren on beş gün içinde cevap ve düzeltme talep eden kişi, bulunduğu yer
sulh ceza hâkiminden yayımın yapılmasına veya bu Kanun hükümlerine uygun olarak
yapılmasına karar verilmesini isteyebilir. Sulh ceza hâkimi bu istemi üç gün
içerisinde, duruşma yapmaksızın, karara bağlar.
Sulh ceza hâkiminin kararına karşı acele itiraz yoluna
gidilebilir. Yetkili makam üç gün içinde itirazı inceleyerek karar verir.
Yetkili makamın kararı kesindir.
Düzeltme ve cevabın yayımlanmasına hâkim tarafından karar
verilmesi halinde, birinci fıkradaki süreler, sulh ceza hâkiminin kararına
itiraz edilmemişse kararın kesinleştiği tarihten, itiraz edilmişse yetkili
makamın kararının tebliği tarihinden itibaren başlar.
Düzeltme ve cevap hakkına sahip olan kişinin ölmesi halinde
bu hak, mirasçılardan biri tarafından kullanılabilir. Bu durumda, birinci
fıkradaki iki aylık düzeltme ve cevap hakkı süresine bir ay ilave edilir.
Zorunlu bilgileri göstermeme
MADDE 15. - 4 üncü maddeye göre basılmış eserlerde
gösterilmesi öngörülen hususların gösterilmemesi veya gerçeğe aykırı olarak
gösterilmesi halinde, süreli yayınlarda sorumlu müdür, süresiz yayınlarda
yayımcı ve adını ve adresini göstermeyen veya yanlış gösteren basımcı beş yüz
milyon liradan yirmi milyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır. Bu
ceza, bölgesel süreli yayınlarda iki milyar liradan, yaygın süreli yayınlarda
beş milyar liradan az olamaz.
Durdurulan yayının
yayımına devam etme
MADDE 16. - 8 inci maddeye göre mahkeme kararıyla durdurulan
yayına, usulüne uygun beyanname vermeden veya değişiklikleri bildirmeden devam
edilmesi halinde yayın sahibi ve sorumlu müdür bir milyar liradan on beş milyar
liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır. Bu ceza, bölgesel süreli
yayınlarda beş milyar liradan, yaygın süreli yayınlarda on milyar liradan az
olamaz.
Teslim yükümlülüğüne
uymama
MADDE 17. - 10 uncu maddeye göre teslim yükümlülüğünü yerine
getirmeyen basımcı, üç yüz milyon liradan bir milyar liraya kadar ağır para
cezasıyla cezalandırılır.
Düzeltme ve cevabın
yayımlanmaması
MADDE 18. - Düzeltme ve cevabın yayımlanmasına ilişkin
kesinleşmiş hâkim kararlarına uymayan sorumlu müdür, on milyar liradan yüzelli
milyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır. Ağır para cezası,
bölgesel süreli yayınlarda yirmi milyar liradan, yaygın süreli yayınlarda elli
milyar liradan az olamaz.
Sorumlu müdür hakkında verilen ağır para cezasının
ödenmesinden yayın sahibi, sorumlu müdür ile birlikte müteselsilen sorumlu
olur.
Düzeltme ve cevap yazısının yayımlanmaması veya 14 üncü
maddenin birinci fıkrasında belirtilen şartlara uyulmaksızın yayımlanması
hallerinde hâkim ayrıca, masraflar yayın sahibi tarafından karşılanmak üzere,
bu yazının tirajı yüzbinin üzerinde olan iki gazetede ilan şeklinde
yayımlanmasına da karar verir.
Yargıyı etkileme
MADDE 19. - Hazırlık soruşturmasının başlamasından
takipsizlik kararı verilmesine veya kamu davasının açılmasına kadar geçen süre
içerisinde, Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme işlemlerinin ve soruşturma
ile ilgili diğer belgelerin içeriğini yayımlayan kimse, iki milyar liradan elli
milyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır. Bu ceza, bölgesel
süreli yayınlarda on milyar liradan, yaygın süreli yayınlarda yirmi milyar
liradan az olamaz.
Görülmekte olan bir dava kesin kararla sonuçlanıncaya kadar,
bu dava ile ilgili hâkim veya mahkeme işlemleri hakkında mütalaa yayımlayan
kişiler hakkında da birinci fıkrada yer alan cezalar uygulanır.
Cinsel saldırı, cinayet
ve intihara özendirme
MADDE 20. - Tasarının 20 nci maddesi Komisyonumuzca aynen
kabul edilmiştir.
Kimliğin açıklanmaması
MADDE 21. - Süreli yayınlarda;
a) 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununa
göre evlenmeleri yasaklanmış olan kimseler arasındaki cinsel ilişkiyle ilgili
haberlerde bu kişilerin,
b) 1/3/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 414,
415, 416, 421, 423, 429, 430, 435 ve 436 ncı maddelerinde yazılı cürümlere
ilişkin haberlerde mağdurların,
c) Onsekiz yaşından küçük olan suç faili veya mağdurlarının,
kimliklerini açıklayacak ya da tanınmalarına yol açacak
şekilde yayın yapanlar bir milyar liradan yirmi milyar liraya kadar ağır para
cezasıyla cezalandırılır. Bu ceza bölgesel süreli yayınlarda iki milyar
liradan, yaygın süreli yayınlarda on milyar liradan az olamaz.
Basılmış eserleri
engelleme, tahrip ve bozma
MADDE 22. - Kanuna uygun olarak basılmış eserleri, bunların
yayımını veya dağıtımını veya satışını önlemek amacıyla tahrip eden veya bozan
kimse, fiili daha ağır bir suç teşkil etmediği takdirde, bir yıla kadar hapis
ve bir milyar liradan beş milyar liraya kadar ağır para cezasıyla
cezalandırılır.
Kanunun aradığı şartlara uyulmasına rağmen süreli ve süresiz
yayınların basılmasını, yayımını, dağıtımını veya satışını şiddet veya tehditle
engelleyen kimse, fiili daha ağır bir suç teşkil etmediği takdirde, iki yıla
kadar hapis ve iki milyar liradan on milyar liraya kadar ağır para cezası ile
cezalandırılır.
Yukarıdaki fıkralarda öngörülen fiiller, umumi mahalde veya
matbaanın veya umuma satış yapan veya dağıtım yapan yerlerde birden fazla kişi
tarafından işlendiği takdirde verilecek ceza yarıya kadar artırılır.
Süreli yayınların
dağıtımı
MADDE 23. - Süreli yayınların dağıtımını yapan kişiler,
kendilerinden dağıtımı istenen yayınları, dağıtımını yaptıkları diğer yayınlar
için aldıkları, satış fiyatı, tiraj ve sayfa sayısına göre belirlenen dağıtım
ücretini aşmayacak bir bedel karşılığında, dağıtmakla yükümlüdürler. Bu
yükümlülüğe aykırı davrananlar, dağıtımından kaçındıkları yayının toplam
bedelinin on misli ağır para cezası ile cezalandırılırlar.
Süreli yayınları perakende olarak satışa sunan gerçek veya
tüzel kişiler, aynı anda diledikleri kadar dağıtım şirketiyle anlaşıp
diledikleri yayınları satabilirler. Hiç kimse, bu kişilere, rakip yayınları
satmama yükümlülüğü getiremez ve bu yayınları satmama koşuluna bağlı olan veya
bu sonucu doğuracak edimlerde bulunamaz.
Yeniden yayım
MADDE 24. - Tasarının 24 üncü maddesi Komisyonumuzca aynen
kabul edilmiştir.
El koyma, dağıtım ve
satış yasağı
MADDE 25. - Soruşturma için sübut vasıtası olarak her türlü
basılmış eserin en fazla üç adedine Cumhuriyet savcısı, gecikmesinde sakınca
bulunan hallerde de kolluk el koyabilir.
Soruşturma veya kovuşturmanın başlatılmış olması şartıyla
25.7.1951 tarihli ve 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında
Kanunda, Anayasanın 174 üncü maddesinde yer alan inkılap kanunlarında, 765
sayılı Türk Ceza Kanununun 146 ncı maddesinin ikinci fıkrasında, 153 üncü
maddesinin birinci ve dördüncü fıkralarında, 155 inci maddesinde, 311 inci
maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, 312 nci maddesinin ikinci ve
dördüncü fıkralarında, 312/a maddesinde ve 12.4.1991 tarihli ve 3713 sayılı
Terörle Mücadele Kanununun 7 nci maddesinin ikinci ve beşinci fıkralarında
öngörülen suçlarla ilgili olarak basılmış eserlerin tamamına hâkim kararıyla el
konulabilir.
Hangi dilde olursa olsun Türkiye dışında basılan süreli veya
süresiz yayın ve gazetelerin ikinci fıkrada belirtilen suçları içerdiklerine
dair kuvvetli delil bulunması halinde, bunların Türkiye'de dağıtılması veya
satışa sunulması, Cumhuriyet başsavcılığının talebi üzerine sulh ceza hâkiminin
kararı ile yasaklanabilir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet
başsavcılığının kararı yeterlidir. Bu karar en geç yirmidört saat içinde
hâkimin onayına sunulur. Kırksekiz saat içinde hâkim tarafından onaylanmaması
halinde Cumhuriyet başsavcılığının kararı hükümsüz kalır.
Yukarıdaki fıkra uyarınca yasaklanmış yayın veya gazeteleri
bilerek dağıtanlar veya satışa sunanlar bu yayınlar yoluyla işlenen suçlardan
eser sahibi gibi sorumludurlar.
Dava süreleri
MADDE 26. - Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda
öngörülen diğer suçlarla ilgili ceza davalarının günlük süreli yayınlar
yönünden üç ay, diğer basılmış eserler yönünden altı ay içinde açılması
zorunludur.
Bu süreler basılmış eserlerin Cumhuriyet başsavcılığına
teslim edildiği tarihten başlar. Basılmış eserlerin Cumhuriyet başsavcılığına
teslim edilmemesi halinde yukarıdaki sürelerin başlama tarihi, suçu oluşturan
fiilin Cumhuriyet başsavcılığı tarafından öğrenildiği tarihtir. Ancak bu
süreler, Türk Ceza Kanununun dava zaman aşımına ilişkin maddesinde öngörülen
süreleri aşamaz.
Sorumlu müdürün karşı çıkmasına rağmen yayımlatıldığı iddia
edilen eserden dolayı yayımlatan aleyhine açılacak dava yönünden süre, sorumlu
müdür hakkında verilecek beraat kararının kesinleşmesinden itibaren başlar.
Sorumlu müdürün yayımlanan eserin sahibini bildirmesi
durumunda, eser sahibi aleyhine açılacak davada süre, bildirim tarihinden
itibaren başlar.
Kovuşturulması şikâyete bağlı suçlarda dava açma süreleri,
suç için kanunun öngördüğü dava zaman aşımı süresini aşmamak şartıyla, suçun
işlendiğinin öğrenildiği tarihten başlar.
Kamu davasının açılması izin veya karar alınmasına bağlı
olan suçlarda, izin veya karar için gerekli başvurunun yapılmasıyla dava açma
süresi durur. Durma süresi iki ayı geçemez.
Görevli mahkemeler ve
yargılama usulü
MADDE 27. - Tasarının 27 nci maddesi Komisyonumuzca aynen
kabul edilmiştir.
Hürriyeti bağlayıcı cezaya çevirme
yasağı
MADDE 28. - Tasarının 28 inci maddesi Komisyonumuzca aynen
kabul edilmiştir.
Tebligat
MADDE 29. - Süreli yayının yönetim yeri, tebligat işlemleri
yönünden, yayın sahibinin ve temsilcisinin, görevi devam ettiği sürece sorumlu
müdürün yerleşim yeri sayılır.
Yürürlükten kaldırılan
hükümler
MADDE 30. - 15.7.1950 tarihli ve 5680 sayılı Basın Kanunu
yürürlükten kaldırılmıştır.
GEÇİCİ MADDE 1. - Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
yayımlanmakta olan süreli yayınların sahibi, sorumlu müdürü, Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren otuz gün içinde yayınlarının türünü yönetim yerinin
bulunduğu yer Cumhuriyet başsavcılığına bildirmek zorundadır. Bu süre
içerisinde bildirim yükümlülüğüne uyulmaması halinde yayın sahibi, sorumlu
müdür, beşyüz milyon liradan yirmi milyar liraya kadar ağır para cezasıyla
cezalandırılır. Bu ceza bölgesel süreli yayınlarda iki milyar liradan, yaygın
süreli yayınlarda beş milyar liradan az olamaz.
GEÇİCİ MADDE 2.
- Tasarının Geçici 2 nci maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
Yürürlük
MADDE 31. - Tasarının 31 inci maddesi Komisyonumuzca aynen
kabul edilmiştir.
Yürütme
MADDE 32. - Tasarının 32 nci maddesi Komisyonumuzca aynen
kabul edilmiştir.