Dönem : 22           Yasama Yılı : 2

 

              T.B.M.M.    (S. Sayısı : 350)

 

Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Örgütü ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Güvence Fonu Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/742)

 

                                   

Not : Tasarı, Başkanlıkça Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Dışişleri komisyonlarına havale edilmiştir.

                         T.C.

            Başbakanlık                  9.1.2004

Kanunlar ve Kararlar

    Genel Müdürlüğü

Sayı : B.02.0.KKG.0.10/101-810/170

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Dışişleri Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 5.1.2004 tarihinde kararlaştırılan “Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Örgütü ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Güvence Fonu Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.

Gereğini arz ederim.

                        Recep Tayyip Erdoğan

                                       Başbakan

GEREKÇE

Dünyada fosil yakıt olarak adlandırdığımız kömür, doğalgaz ve petrol rezervlerinin gün geçtikçe azaldığı bilinmektedir. Bunlardan doğal gazın 60-65 yıl, petrolün 40-45 yıl içinde tükenmesi beklenmektedir. Kömürün ise bugünkü kullanımla birkaç yüzyıllık rezervi bulunmaktadır. Zaten birkaç yüzyıllık rezervi de dünyanın diğer fosil yakıtlar bitince enerji ihtiyacını sadece kömürden sağlayacağı düşünülmemelidir. Bu durumda, şu an çocukluklarını yaşayan ve yeni doğan neslin ömürleri içinde fosil yakıtların tükenişine tanık olacakları doğaldır. Ancak bunların hepsinden önemli olanı fosil yakıtların yaşamı tehdit edici çevresel etkilere sahip olması, bu tür yakıtların tükenmesinden de önce insanlığın yakıt türünü değiştireceği sonucuna bizi ister istemez götürmektedir. Tüm bu gerçekler karşısında insanlığın yeni bir enerji kaynağına ihtiyaç duyduğu açıkça ortaya çıkmaktadır.

Konvansiyonel enerji türlerinin yerine geçecek yeni enerji türünün hem kolayca elde edilebilmesi, hem çevre dostu olması hem de (belki de en önemlisi) depolanabilir olması en önemli kriter olarak tespit edilmiştir. Tüm bu özellikleri üzerinde toplayan yegane enerji kaynağı ve enerji taşıyıcısı “hidrojendir”. Bu özelliği ile hidrojen geleceğin enerji türü olarak dünyaca kabul edilmiş durumdadır. “Hidrojen medeniyeti” kavramı gelecek için sıkça ifade edilmektedir. Hidrojen; gaz halinde, tıpkı doğal gaz gibi doğrudan yakıt olarak ya da yakıt pilleriyle enerjinin depolanması ve istenildiğinde kullanıma sunulması (elektrik üretimi) özelliğine sahiptir.

Hidrojenin Özellikleri

Hidrojen kaynakları evrende son derece bol ve yaygındır. En büyük hidrojen kaynağı sudur. Hidrojen ayrıca doğalgaz, kömür gibi fosil yakıtlardan da üretilebilmektedir. Zararsız bir gaz olup, enerjiye dönüşmesinde ısı ve suyun dışında başka bir yan ürün oluşturmaz. Hidrojenden enerji elde edilmesi esnasında çevreyi kirletici ve sera etkisini artırıcı hiçbir gaz ve zararlı kimyasal madde üretimi söz konusu değildir.

Hidrojenin Elde Edilmesi ve Dünyadaki Gelişmeler

Hidrojenin büyük miktarlarda eldesi suyun elektrolizi ile de gerçekleştirilmektedir. Elektroliz için rüzgar, güneş ve su enerjisi gibi yenilenebilir enerjilerden istifade edilmesi temiz enerji kavramını pekiştiren bir yaklaşım olarak görülmektedir. Yurdumuz yenilenebilir enerji kaynakları bakımından çok zengindir. Mevcut hidroelektrik santrallerinin atıl çalışmaları halinde ve şebekeye pik saatler dışında verilen ve kullanılmayan enerjinin hidrojen elde edilerek depolanması ile gerektiğinde enerji sağlanması mümkün olmaktadır.

Hidrojen gaz halinde yakılarak; ısınma, taşıt yakıtı ve mutfak kullanımında tıpkı doğal gaz gibi tüketilebilecektir. Yakıt pili formunda ise; örneğin diz üstü bilgisayar ve cep telefonlarında şarj, otomobillerde benzin alma sorunu büyük ölçüde çözülebilecektir. Kartuşlu bilgisayarların 2004, hidrojen yakıtlı araçların 2005’te piyasaya sürülmesi beklenmektedir.

Yakıtların güvenlik sıralaması yapıldığında hidrojen, benzin ve metandan daha güvenlidir. Ürettiği kirleticiler açısından en temiz enerjidir. Hidrojen enerji sistemi efektif maliyet açısından en düşük değere sahiptir. Hidrojenin boru hatları ile iletiminin maliyeti elektrik dağıtım hatlarının maliyetinin sadece % 25’i kadardır.

21. yüzyılın yakıtı olarak değerlendirilen hidrojen için en uygun sistem hidrojenli yakıt pili teknolojisidir. Bu konuda Avrupa Birliği ilk beş yıl için 5 milyar Euro, ABD hidrojenli otomobiller için 1,7 milyar ABD Doları, Japonya ise 2020 yılına kadar 4 milyar ABD doları harcamayı planlamışlardır. İzlanda, 2030 yılına kadar tamamen hidrojen kullanmayı planlamıştır. ABD ve AB arasında hidrojen ekonomisi hususunda işbirliği yapılması amacıyla ortak çalışmalar başlatılmıştır.

Çağımızın hidrojen enerjisi çağı olarak nitelendirildiği bu dönemde, konvansiyonel benzerlerinin çok ötesinde bir verime sahip hidrojen yakıtı ile çalışan motorlu araçlar, elektronik cihazlar ve telekomünikasyon aletleri giderek ticarî kullanıma sunulmaktadır. Teknolojik açıdan önde olma kaygısını taşıyan ülkeler, araştırma merkezleri ve sınai şirketler hidrojen teknolojisine daha fazla eğilmekte ve bu alanda çok yüklü yatırımlara girişmektedirler. Bu girişimcilerin en önemli ihtiyaçları hidrojen alanında bilgi alışverişi, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında know-how transferi ve ar-ge faaliyetleridir.

Amerikan senatosu konutlarda uygulanan hidrojen yakıt sistemleri için KW başına 1.000 ABD Dolar konut vergisinden düşmek kaydı ile hidrojen kullanımını teşvik etmektedir. Hidrojen enerjisinin geleceği çok parlak olup, zaman petrolün aleyhine hidrojenin lehine işlemektedir. Bunu gören dünyanın en büyük petrol üreticisi Suudi Arabistan hükümeti en büyük hidrojen üretim tesisini kurmaktadır.

Merkezin Kurulması ile İlgili Tarihçe

Hidrojen enerjisi araştırmalarına yönelik uluslararası bir merkezin Türkiye’de kurulması için Hükümet nezdinde ilk somut adım 1992 yılında atılmış, 1996 yılında Birleşmiş Milletler Sınaî Kalkınma Örgütü, BMSKÖ (UNIDO) Genel Kurulu bu merkezin Türkiye’de kurulmasını oybirliği ile kabul etmiştir. Aradan geçen yıllarda ise tüm Hükümetlerin üzerinde mutabık kalmalarına rağmen bu merkez, çeşitli engel ve zorluklar nedeniyle bir türlü gerçekleştirilememiş ve son yıllarda merkezin kendi ülkelerinde kurulmasını isteyen ve 1996 yılında alınan BMSKÖ kararını geçersiz kılmak isteyen birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülke bu alanda çok yoğun bir lobi faaliyeti yürütmüştür.

2001 yılı Ocak ayında Prof. Dr. Nejat Veziroğlu tarafından Millî Güvenlik Kuruluna UHETEM Projesi hakkında bir brifing verilmiş olup, MGK toplantısında üyeler tarafından da söz konusu Proje devlet politikası olarak benimsenmiştir.

Hidrojen enerjisi araştırmalarına cevap vereceği düşünülen, “Uluslararası Hidrojen Enerjisi Teknolojileri Merkezinin (UHETEM) ülkemizde kurulmasına ilişkin Anlaşma, 21.10.2003 tarihinde Hükümetimiz adına Bakanlığımız ile BMSKÖ arasında Avusturya’da imzalanmıştır. Söz konusu anlaşma “Güvence Fonu Anlaşması” ve ekindeki Proje Dokümanından oluşmaktadır. Anlaşmanın birinci bölümü, Hükümetimizin bu Merkezin kurulması için BMSKÖ’ne sağlayacağı nakdî ve aynî katkıları belirlemektedir. Anlaşma hükümlerine göre Hükümetimizin BMSKÖ’ne taahhüt ettiği nakdî ve aynî katkıların toplamı 5 yıllık bir sürede 40 milyon ABD Dolarıdır.

Merkezin Kurulma Gerekçesi

UHETEM, alanında dünyanın ilk uluslararası araştırma merkezidir. Türkiye, bu merkezin İstanbul’a alınmasıyla çok stratejik bir tercih yapmıştır. Bu merkezin BMSKÖ şemsiyesinde kurulmasıyla, Türkiye’nin BMSKÖ üyesi 171 ülkeyle ortak teknoloji projeleri geliştirmesi mümkün olacaktır. Merkezin kurulma amacı gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında kısa ve uzun dönemli eğitim vermek, bilimsel toplantılar düzenlemek, danışmanlık hizmeti vermek ve benzer kurumlarla işbirliği yapmak olacaktır. İstanbul’da 2004 yılından itibaren faaliyete geçecek UHETEM’nin yüklendiği ana misyon, geleceğin enerji kaynağına şimdiden yatırım yaparak, fosil yakıtların azalmasıyla ortaya çıkacak enerji ihtiyacını sorunsuz bir biçimde gidermek; fosil yakıtların ortaya çıkardığı çevre sorununu, yeni enerji yatırımları yapmakta olan ülkelerin azaltmasına öncülük etmek olarak tanımlanabilir.

UHETEM’nin Türkiye’ye Getireceği Avantajlar

• Hidrojen enerjisi teknolojileri araştırmaları ve know-how’ı geleceğe dönük stratejik bir tercihtir. Bu tercih Türkiye’yi önder bir konuma yükseltecektir.

• Birleşmiş Milletler kapsamındaki bir merkezin Türkiye’de kurulması, Türkiye’nin uluslararası kuruluşlar içerisindeki itibarını artıracaktır. Türkiye cazibe merkezi olacaktır.

• Bu merkez hidrojen enerjisi ile ilgili bilgi akışında önemli bir köprü vazifesi görecek, dolayısıyla bilim adamı ve uzmanlar Türkiye’ye gelecektir.

• Araştırma ve geliştirme işbirliği projeleri kapsamında dış fonların ve özel sektör imkânlarının bu merkeze yönlendirilmesiyle ve teşvik projeleri için ülkelere fon sağlayıcı özelliği ile Merkez finansman açısından da cazibeli hale gelecektir.

• Merkezin ileri aşamalarda diğer enerji konularına da yoğunlaşarak Uluslararası Atom Enerjisi Kurumundan daha etkin bir konuma yükseleceği düşünülmektedir.

• Hidrojen enerjisi alanında geliştirilecek projelerin Türkiye’de uygulanmasıyla enerji bağımlılığı aşamalı olarak azaltılacaktır. Bu durum diğer ülkeler için örnek teşkil edecektir.

Bu tür bir araştırma merkezine ev sahipliği yapmak Türkiye’ye prestij sağlayacak ve bilim ve teknoloji alanındaki uluslararası işbirliğinde Türkiye’ye dünya çapında yüksek bir profil kazandıracaktır. Yeni gelişmekte olan bir teknoloji alanında uluslararası bir merkeze sahip olunması, dünyanın dikkatini Türkiye’deki bilimsel ve teknolojik ilerlemelere çekecektir. Hidrojen enerjisi alanında faaliyet gösterecek olan Merkez, Türkiye’nin çevreye ve özellikle temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarını geliştirme ve iklim değiştirme konularına verdiği önemi gösterecektir. Merkezin varlığı Türkiye’deki bilim ve teknoloji konularında çalışan araştırmacılara, hidrojen enerjisi ve ilgili konularda dünyadaki uzmanlar ile tanışma ortamı sağlayacaktır. Merkezin çalışmaları küçük ölçekli ileri teknoloji firmalarının gelişmelerini teşvik edecektir. BMSKÖ tarafından İtalya, Avusturya, Çin, Hindistan ve Brezilya’da kurulmuş bulunan benzer merkezler bu ülkelerdeki çalışmalarını başarıyla sürdürmektedirler.

UHETEM’nin Çalışma Alanları

• Hidrojen enerjisi politikası oluşturulması, büyük miktarlarda hidrojen üretimi ve hidrojen enerji teknolojilerinin uygulanmasının ve çevresel çalışmaların ekonomik analizi;

• Diğer yenilenebilir enerji sistemleriyle hidrojen üretim tekniklerinin entegre edilmesi;

• Hidrojen depolama teknikleri ve klima sistemleri;

• Boru ile hidrojen nakli, sıvı hidrojen teknolojileri;

• Hidrojenle çalışan taşıtlar, yakıt pili uygulamaları (otobüsler, otomobiller, vb);

• Hidrojen alt yapısı geliştirilmesi, kimyada enerji üretiminde, gaz, petrol endüstrisinde ve metalürjide hidrojen uygulamaları sayılabilir.

Bununla birlikte, hidrojenin depolanması, taşınması ve güvenli bir biçimde taşıtlarda yakıt olarak kullanılmasında yurdumuzda bol miktarda kullanılan “bor” madeni en elverişli ortamı oluşturmaktadır. Bu nedenle de Bakanlığımızca ihdas edilen “Ulusal Bor ve Ürünleri Araştırma Enstitüsü” UHETEM’le çok yakın bir işbirliği kuracaktır. Ayrıca, Karadeniz’in derinliklerinde bol miktarda hidrojen bileşiklerinin (hidrojen sülfit) olduğu ortaya çıkarılmıştır. Bu maddeden hidrojen elde edilmesi için yapılacak çalışmalarda UHETEM önemli rol oynayacaktır.

UHETEM’nin Çalışma Programı ve İlk Faaliyetler

UHETEM 2004 yılı başında Merkez direktörü ve kilit personelin atanmasıyla İstanbul’da faaliyete başlayacaktır. Merkezin ilk faaliyetleri;

• Diğer personelin istihdamı, daimî binanın teminine kadar geçici ofisin temini,

• UHETEM’nin tanıtımı için faaliyetler, fon ve kurumsal veri bankasının oluşturulması,

• İşbirliği yapılabilecek ülkelerle, benzer ulusal merkezlerle ve özel sektörle görüşmeler,

• İlk araştırma ve pilot projelerin belirlenmesi ve fon sağlayacak ülke/şirketlere ucuz hidrojen enerjisi temini, tanıtım projeleri konusunda araştırma önerileri hazırlanması,

• UHETEM’nin tanıtılacağı konferanslara hazırlıkları kapsayacaktır.

BMSKÖ, ulusal ve özel çıkar gözetmeden ve sadece ilgili ülkelere yardımcı olmak amacıyla, sınaî kalkınma hedeflerine ulaşılması için tarafsız ve objektif yardım sağlayan bir kuruluş olarak kabul edilmiştir. Küresel bir forumu olarak BMSKÖ, endüstriyel konularla ilgili bilgi üretip yaymakta ve karşılaşacakları sorunların üstesinden gelmeleri için çeşitli aktörler arasında ortaklıklar kurulması, diyalog geliştirilmesi ve işbirliğinin teşviki için bir platform sağlamaktadır.

Merkezin, Güvence Fonunun ve faaliyetlerinin BMSKÖ tarafından, BMSKÖ’nün uygulanabilir düzenlemelerine, kurallarına ve idarî talimatlarına uygun biçimde yönetileceği; personel idaresinin mal ve hizmet alımlarının ve akdedilen sözleşmelerin de anılan düzenlemeler, kurallar ve idarî talimatlara tâbi olması ve Merkezin Türkiye’de BMSKÖ kurallarına bağlı olarak kurumsal ve personel faaliyetlerini yürütmesi öngörülmektedir.


Dışişleri Komisyonu Raporu

Türkiye Büyük Millet Meclisi

           Dışişleri Komisyonu                19.1.2004

Esas No. : 1/742

Karar No. : 163

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Örgütü ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Güvence Fonu Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı, Komisyonumuzun 15 Ocak 2004 tarihli 29 uncu toplantısında Dışişleri Bakanlığı, Enerji ve Tabiî Kaynaklar ile Maliye Bakanlığı temsilcilerinin katılmalarıyla görüşülmüştür.

Dünyada fosil yakıt olarak adlandırılan kömür, doğalgaz ve petrol rezervlerinin azaldığı ve bu yakıtların çevre kirliliğine sebep olduğu bilinmektedir.

Konvansiyonel enerji türlerinin yerine geçecek yeni enerji türünün, kolay elde edilebilir olması, çevre dostu olması ve en önemlisi kolay depolanabilir olması en önemli kriterdir. Bu özellikleri taşıyan tek enerji kaynağı ve enerji taşıyıcısı "hidrojen"dir. Bu özellikleri ile hidrojen geleceğin enerji türü olarak dünyaca kabul edilmiş bulunmaktadır. Hidrojen gaz halinde doğrudan yakıt olarak ya da yakıt pilleriyle, enerjinin depolanması ve istenildiğinde kullanıma sunulması (elektrik üretimi) özelliğine sahiptir.

Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Örgütü Genel Kurulu, hidrojen enerjisi araştırmalarına yönelik uluslararası merkezin Türkiye'de kurulmasını 1996 yılında kabul etmiştir.

Temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarını geliştirme amacını taşıyan Anlaşma, Komisyonumuzca benimsenmiş, Anlaşmanın XII nci maddesi, bu Anlaşmanın imzalanmasını müteakip yürürlüğe gireceği hükmünü taşıdığından Tasarının 1 inci maddesinin "Viyana'da 21 Ekim 2003 tarihinde imzalanan ‘Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Örgütü ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Güvence Fonu Anlaşması’nın onaylanması, söz konusu Anlaşmanın imza tarihinden itibaren yürürlüğe girmesi suretiyle uygun bulunmuştur" şeklinde değiştirilerek kabul edilmiştir.

Raporumuz, Genel Kurulun onayına sunulmak üzere Başkanlığa saygı ile arz olunur.

 

Başkan

Başkanvekili

Sözcü

 

 

Mehmet Dülger

Hüseyin Kansu

Eyyüp Sanay

 

 

Antalya

İstanbul

Ankara

 

 

Üye

Üye

Üye

 

 

Mehmet Özyol

Nur Doğan Topaloğlu

Mustafa Dündar

 

 

Adıyaman

Ankara

Bursa

 

 

Üye

Üye

Üye

 

 

M. İhsan Arslan

Abdülbaki Türkoğlu

Mehmet Eraslan

 

 

Diyarbakır

Elazığ

Hatay

 

 

Üye

Üye

Üye

 

 

Mehmet B. Denizolgun

Onur Öymen

Fikret Ünlü

 

 

İstanbul

İstanbul

Karaman

 

 

Üye

Üye

Üye

 

 

Ufuk Özkan

Hasan Ören

Osman Seyfi

 

 

Manisa

Manisa

Nevşehir

 

 

Üye

Üye

 

 

 

Süleyman Gündüz

Öner Ergenç

 

 

 

Sakarya

Siirt

 

 

HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METİN

 

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SINAİ KALKINMA ÖRGÜTÜ VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA GÜVENCE FONU ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1. - 21 Ekim 2003 tarihinde Viyana’da imzalanan “Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Örgütü ve Türkiye Cumhuriyeti Arasında Güvence Fonu Anlaşması”nın onaylanması uygun bulunmuştur.

 

 

MADDE 2. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.


DIŞİŞLERİ KOMİSYONUNUN

KABUL ETTİĞİ METİN

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SINAİ KALKINMA ÖRGÜTÜ VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA GÜVENCE FONU ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1. - Viyana’da 21 Ekim 2003 tarihinde imzalanan “Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Örgütü ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Güvence Fonu Anlaşması”nın onaylanması, söz konusu anlaşma’nın imza tarihinden itibaren yürürlüğe girmesi suretiyle uygun bulunmuştur.

MADDE 2. - Tasarının 2 nci maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.

MADDE 3. - Tasarının 3 üncü maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.

 

Recep Tayyip Erdoğan

 

 

 

Başbakan

 

 

 

Dışişleri Bak. ve Başb. Yrd.

Devlet Bak. ve Başb. Yrd.

Devlet Bak. ve Başb. Yrd.

 

A. Gül

A. Şener

M. A. Şahin

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

B. Atalay

A. Babacan

M. Aydın

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Adalet Bakanı

 

G. Akşit

K. Tüzmen

C. Çiçek

 

Millî Savunma Bakanı

İçişleri Bakanı

Maliye Bakanı

 

M. V. Gönül

A. Aksu

K. Unakıtan

 

Millî Eğitim Bakanı V.

Bayındırlık ve İskân Bakanı

Sağlık Bakanı

 

B. Atalay

Z. Ergezen

R. Akdağ

 

Ulaştırma Bakanı

Tarım ve Köyişleri Bakanı

Çalışma ve Sos. Güv. Bakanı

 

B. Yıldırım

S. Güçlü

M. Başesgioğlu

 

Sanayi ve Ticaret Bakanı

En. ve Tab. Kay. Bakanı

Kültür ve Turizm Bakanı

 

A. Coşkun

M. H. Güler

E. Mumcu

 

 

Çevre ve Orman Bakanı

 

 

 

O. Pepe