Dönem : 22 Yasama Yılı : 2
T.B.M.M. (S. Sayısı : 645)
Bazı Kanunlarda ve 178 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ve
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/840)
T.C.
Başbakanlık
Kanunlar ve Kararlar
Genel Müdürlüğü 23.6.2004
Sayı : B.02.0.KKG.0.10/101-897/3018
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Maliye Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı
Bakanlar Kurulunca 15.6.2004 tarihinde kararlaştırılan “Bazı Kanunlarda ve 178
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı”
ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan
GENEL GEREKÇE
Ülkemiz vergilendirmede
bir yapılanma süreci içerisinde bulunmaktadır. Bu süreç bir strateji
çerçevesinde yürütülmektedir. Bu stratejinin üç aşaması bulunmaktadır.
Birincisi kısa vadede ekonominin önünü tıkayan vergi düzenlemelerinin ortadan
kaldırılması olup, bu aşama malî milat uygulaması kaldırılarak tamamlanmış
bulunmaktadır.
Stratejisinin ikinci
aşaması ekonomide güven ortamını sağlayacak vergisel düzenlemelerin
yapılmasıdır. Bu aşama da vergi barışı sağlanarak gerçekleştirilmiştir.
Stratejisinin üçüncü ve
son aşaması; vergi sistemindeki yapısal sorunların giderilmesi, vergi
idaresinin çağdaş ve etkin bir yapıya kavuşturulması, mükellef ihtiyaçlarının
karşılanması, sürdürülebilir bir büyüme ve istihdam artışı için yatırım
ortamının iyileştirilmesi, ekonomik ve teknolojik gelişmelerin yarattığı
imkânların vergilendirmede kullanılmasını sağlayacak düzenlemeleri
içermektedir.
Sürecin üçüncü aşaması
kapsamında;
- Enflasyon muhasebesi
uygulaması başlatılmış,
- Gelişmişlik düzeyi
göreceli olarak düşük illerimiz için yatırım ve istihdam teşviki getirilmiş,
- Eğitim, sağlık, kültür
ve spor alanlarındaki gelişmeyi teşvik amacıyla yapılan vergisel düzenlemelerle
önemli kolaylıklar sağlanmış,
- Başta yatırım indirimi
ve ihracat ve döviz kazandırıcı faaliyetlerle ilgili teşvikler, basit, etkin ve
otomatik işler hale getirilmiş,
- Teknolojik
gelişmişliğin teşvik edilmesi çerçevesinde teknoparklardaki yazılım ve ar-ge
faaliyetleri için yeni teşvikler getirilmiş,
- Kurum kazançları
üzerindeki vergi yükü önemli ölçüde düşürülmüş,
- Otomotiv sektörüne,
deniz ve hava ulaşımını teşvik edici düzenlemeler yapılmıştır.
Bu tasarı ve bu tasarıyla
eş zamanlı olarak hazırlanmış olan vergi idaresinin yeniden yapılandırılmasına
yönelik düzenlemeleri içeren tasarı ile vergi reform sürecinin üçüncü
aşamasında önemli bir mesafe alınmış olacaktır.
Tasarı yürütme ve
yürürlük maddeleri hariç 58 maddeden oluşmaktadır. Tasarıda yer alan
düzenlemelere ilişkin açıklamalar ana hatlarıyla aşağıda yer almaktadır.
Yurtdışı kazançlar
üzerindeki ekonomik çifte vergilendirme, bu kazançların Türkiye'ye
aktarılmasının önünde önemli bir engel oluşturmaktadır. Bu kazançların
Türkiye'ye aktarılarak ülkemiz ekonomisine kazandırılması için söz konusu kazançlarla
ilgili istisna düzenlemesi yapılmaktadır. Öte yandan, diğer ülke
yatınmcılarının başka ülkelerdeki yatırımlarını Türkiye üzerinden yürütmesini
ve ülkemiz yatırımcılarının uluslararası yatırımlarını doğrudan Türkiye üzerinden
yapmalarını sağlamaya yönelik düzenleme yapılmaktadır. Böylece, sadece vergisel
nedenlerle ülke kaynaklarının başka ülkeler aracılığı ile uluslararası yatırıma
yönelmesine yol açan unsurlar ortadan kaldırılarak bu şekilde ortaya çıkacak
ekonomik kayıpların giderilmesi, aynı zamanda diğer ülke yatırımcılarının
Türkiye'yi yatırım üssü olarak seçmeleri sonucu ortaya çıkacak ekonomik
katkıların ülke ekonomisine kazandırılması amaçlanmaktadır.
Teknoloji alanında
yeterli gelişmenin sağlanamıyor olması, ülkemiz ekonomisi için öncelikle önemli
bir kaynak aktarımı sonucunu doğurmakta sağlıklı ekonomik büyümeye imkân
vermemektedir. Araştırma ve geliştirme harcamalarının düşük düzeyde kalması
teknoloji geliştirme alanındaki yetersizliğimizin en önemli nedenidir. Bu
türden harcamaların özel sektör tarafından yapılmasını teşvik etmek için öteden
beri faizsiz vergi ertelemesi formunda uygulanan teşvik, enflasyon ve buna
paralel olarak faiz oranlarının düşmesi nedeniyle önemini kaybetmiştir. Bu
nedenle bu teşvik unsuru yeniden düzenlenerek yapılan harcama tutarına bağlı
olarak daha etkin bir sistem getirilmiştir.
Vergi reform sürecinin
önceki aşamalarında eğitim alanında ciddi vergi teşvikleri sağlanmıştır.
Ülkemizin geleceği olan çocuklarımızın eğitimi her şeyden öncelikli olup bu
tasarı ile de bu alandaki teşviklere devam edilmektedir. Bu kapsamda özel
sektörün eğitim alanında yaptıkları yatırımlardan elde ettikleri gelirler beş
yıl süre ile vergiden istisna edilmektedir.
Uygulamada mükelleflere
yönelik önemli kolaylıklar getiren diğer bazı düzenlemeler kapsamında;
- Herkes tarafından
bilinen zor durum hallerinde sağlanan kolaylıklardan yararlanılabilmesi için
başvuru zorunluluğu kaldırılmakta, sistemin otomatik olarak devreye girmesi
sağlanmaktadır.
- Mücbir sebep
dönemlerinde birden fazla vergilendirme dönemi için tek bir beyanname verilmesi
imkânı getirilmekte, bu beyanname üzerinden tahakkuk eden verginin ödenmesinde
kolaylık sağlanmaktadır. Böylece bir takvim yılının 12 ayına ait 24 adet
muhtasar ve KDV beyannamesi yerine iki beyanname verilmesi yeterli olacaktır.
Tasarı ile ayrıca;
- Katma Değer Vergisi
Kanununda yapılan değişikliklerle; deniz ve hava limanlarının inşası,
yenilenmesi ve genişletilmesi ile ilgili olarak vergi istisnası getirilmiş,
deniz ve hava taşıma araçları için liman ve hava meydanlarında yapılan
hizmetler tam istisna kapsamına alınmış, kıymetli maden arama faaliyetlerine
yönelik istisna öngörülmüştür.
- Özel Tüketim Vergisi
Kanununda yapılan değişikliklerle; malûl ve engellilere yönelik olarak uygulanan
vergi istisnasının kapsamı genişletilmiş, çok amaçlı olarak kullanılan araçlar
ile ilgili mevcut vergileme rejiminin yarattığı adaletsizlik ve rekabet
eşitsizliği giderilmiştir.
- İhracatçıların
kapatılamayan ihracat taahhütleri nedeniyle karşı karşıya kaldıkları kaynak
kullanımı destekleme fonu ve banka ve sigorta muameleleri vergisiyle ilgili
sorunları giderilmektedir.
- Toplumsal uzlaşmaya
dayalı bir vergi sistemi oluşturulmasında önemli fonksiyonlar üstlenmesi
beklenen Vergi Konseyi yasal bir statüye kavuşturulmuştur.
- Enflasyon muhasebesi ve
kayıt dışı ekonomiyle mücadeleye ilişkin düzenlemeler ile diğer bazı
düzenlemelerin uygulanması sürecinde ortaya çıkan ihtiyaçlara cevap verecek
yeni düzenlemeler yapılmaktadır.
- Hazine arsa ve
arazilerinin ekonomiye kazandırılması çerçevesinde tarım arazilerinin köylümüze
satışı kolaylaştırılmakta, tarım reformu kapsamında kalan tarım arazilerinin
satılabilmesi imkânı getirilmekte, konut amaçlı arsa ve arazi satışlarındaki
yasal engeller ortadan kaldırılarak vatandaşlarımızın ucuz konut arsası
edinebilmesi sağlanmakta, belediyeler de planlı arsa üretme imkânına
kavuşmaktadır.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1. - Maddede
yapılan değişiklik ile mücbir sebep sayılan haller nedeniyle il, ilçe, bölge,
mahalde bulunan veya afete maruz kalan
mükellefler için mücbir sebep hali ilan etmeye ve mücbir sebep hali kapsamına giren dönemlere
ilişkin beyannameleri bir veya birden fazla beyannamede toplu olarak verdirmeye
ve bu beyannamelere ilişkin yeni beyanname verme süreleri belirlemeye veya
mücbir sebep halinin devam ettiği süre içerisinde beyanname verme süreleri
geçmiş bulunan geçici vergi beyannamelerinin yıl sonunda verilerek ilgili hesap
dönemi beyannamelerinden mahsup edilme işlemine gerek kalmayacağından geçici
vergi beyannamelerini hiç verdirmemeye ve bu yetkileri vergi türleri ve
işyerleri itibarıyla kullanmaya ilişkin olarak Maliye Bakanlığına yetki
verilmektedir.
Böylece, mücbir sebep sayılan hallerin
meydana geldiği il, ilçe, bölge,
mahalde bulunan veya afete maruz kalan vergi mükellefleri için mücbir sebep
hali ilan edilecek ve birden fazla dönemlere ait mevcut mevzuata göre her dönem
için ayrı ayrı alınması gereken beyannamelerin tek bir beyannamede topluca
alınmasına imkân sağlanarak tarh, tahakkuk ve tahsil işlemleri kolaylaşmış
olacak veya mahsup dönemi geçmiş olan geçici vergi beyannameleri hiç
alınmayabilecektir.
Bu yetkiler, vergi türleri ve mücbir sebep
hali ilan edilen yerlerde bulunan işyerleri itibarıyla kullanılabilecektir.
Yetkinin işyerleri itibarıyla kullanılmasında, mükellefiyet kaydının bulunduğu
il veya ilçe kastedilmediğinden yeni
düzenleme hükümleri mücbir sebep
halinin meydana geldiği yerde bulunan işyerleri ile ilgili vergi ödevleri için
geçerli olacak, ancak mükelleflerin
mücbir sebep hali ilan edilen yerler dışındaki işyerleri için bu hükmün uygulanması söz konusu olmayacaktır.
Madde 2. - Vergi Usul
Kanununun 13 üncü maddesinde mücbir sebep halleri sayılmış olup, sayılan
sebeplere benzer durumlar da mücbir sebep hali olarak kabul edilmiştir. Vergi
ödevlerinin yerine getirilmesi sırasında ortaya çıkmakla beraber mücbir sebep
hali kapsamı dışında olan ve vergi
ödevlerinin zamanında yerine getirilmesine engel olacak zor durum halleri nedeniyle süre vermeye
ilişkin düzenleme ise Vergi Usul Kanununun 17 nci maddesinde yer almaktadır.
Maddede zor durumun
tanımı yapılmadığı gibi zor durum halleri de tek tek sayılmamıştır. Zor durum
halinin olup olmadığı idarenin takdir ve yetkisine bırakılmıştır.
Mevcut madde idareye ferdi olarak zor durum hali ile
karşılaşan mükellef veya vergi sorumlularının süre bitmeden önce yazılı olarak
başvuruda bulunmaları halinde kanuni sürenin bir katını geçmemek üzere süre vermeye ilişkin yetki tanımaktadır.
Vergi ödevlerinin yerine
getirilmesi sırasında meydana gelen ve mücbir sebep hali kapsamında
değerlendirilemeyen ancak, mükellef veya vergi sorumlularının vergi ile ilgili
ödevlerini zamanında yerine getirmesine engel olacak mahiyette zor durum hali
kapsamında değerlendirilen genel nitelikteki olaylarda, zor durumda kalan
mükellef veya vergi sorumlularınca süre talepleri için ayrı ayrı dilekçe
verilmesi ve vergi idaresince her bir süre talebinin incelenip sonuçlandırılması
zaman ve iş gücü kaybına neden olmakta, ayrıca zor durum hali ile karşılaşan
mükellef veya vergi sorumlularını müşkül durumda bırakmaktaydı. Bu düzenlemeyle
söz konusu sorunların ortadan kaldırılması amaçlanmıştır.
Bu düzenlemeyle maddenin
birinci fıkrasında yapılan değişiklikle kanunî sürenin bir aydan az olması
halinde bir ayı geçmemek üzere süre verilmesine imkân tanınmakta, üçüncü
fıkrasındaki değişiklik de genel nitelikteki olayların zor durum kapsamında
değerlendirilmesi halinde, Maliye Bakanlığına bu olaydan etkilenen belli
bölgede, sektörde ya da iş kolunda bulunan mükellef ve vergi sorumluları ile belli mükellef gruplarına yazılı talepte
bulunma şartı aranmaksızın süre verme yetkisi verilmiş bulunmaktadır.
Madde 3. - Maddeye
eklenen fıkralar ile mükellef veya Maliye Bakanlığınca elektronik ortamda
beyanname gönderme yetkisi verilmiş gerçek veya tüzel kişiler tarafından
beyannamelerin elektronik ortamda düzenlenerek gönderilmesi halinde, elektronik
ortamda tahakkuk fişinin düzenleneceği, düzenlenen tahakkuk fişinin beyannameyi
gönderene iletileceği, bu iletiyle tahakkuk fişinin mükellefe tebliğ edilmiş
sayılacağı hususları hüküm altına alınmış bulunmakta, maddenin uygulanmasına
ilişkin usul ve esasların belirlenmesi hususunda Maliye Bakanlığı yetkili
kılınmakta ve madde başlığı da buna göre yeniden düzenlenmektedir.
Madde 4. - Maddede
yapılan değişiklikle doğal afetler nedeniyle mücbir sebep hali ilan edilen
bölge, il, ilçe ve mahallerde mükellefiyet kaydı bulunanların mücbir sebep hali
kapsamına giren dönemlere ilişkin beyannamelerini bir veya birden fazla
beyannamede toplu olarak vermeleri halinde, bu beyannamelere istinaden tahakkuk
ettirilen vergilerin ödenmesi hususunda mükelleflere kolaylık sağlanmış
olacaktır.
Madde 5. - Maddede
yapılan değişiklikle, yatırım indirimi ve döviz kazandırıcı faaliyetler için
uygulanan damga ve harç istisnası gibi şarta bağlı olarak uygulanan
istisnalardan yararlanılması durumunda, bu istisna hükümlerinin ihlâl edilmesi
sonucu tahsil edilmeyen vergi, resim ve harçlara ilişkin zamanaşımı süresi
açıklığa kavuşturularak, uygulamada bu hususta meydana gelebilecek
tereddütlerin giderilmesi amaçlanmıştır. Bu düzenleme, yatırım indirimi uygulamasında
değişikliğe yol açmamaktadır.
Madde 6. - Sürekli
yükümlülüğe tâbi olan gerçek ve tüzel
kişilere, işe başlama bildirimi üzerine nüfus ve kimlik bilgilerine
dayanılarak, vergi dairelerince vergi kimlik numaraları verilmekte ve bu suretle
mükellefiyet kayıtları tesis edilmektedir. Ancak, ilk mükellefiyet tesisinde kişilerin
gerçekte hiçbir ticari ve mesleki faaliyeti olmadığı halde, sadece sahte belge
düzenlemek amacıyla kayıt yaptırdıklarını bilmek ve tespit etmek mümkün olamadığından,
müracaatları üzerine kayıtları yapılmaktadır. Bu kişilerin sahte belge
düzenlediği hususu, daha sonraki tarihlerde vergi inceleme elemanlarının
yaptıkları araştırmalar ve incelemeler sonucunda ortaya çıkarılabilmekte olup,
bu durumun tespiti halinde ilgililer hakkında vergi inceleme raporu ile
birlikte kaçakçılık suçu raporu da düzenlenerek savcılıklara suç duyurusunda
bulunulmaktadır.
Maddenin mevcut halinde
yer alan düzenlemeye göre, faaliyetlerine son verdiği ve başka bir faaliyeti olmadığı halde işi bırakma keyfiyetini
vergi dairesine bildirmeyen mükelleflerin, yapılacak araştırmalar sonucunda bu
durumlarının vergi dairesince tespiti
halinde, kayıtları re'sen silinebilmektedir. Bununla birlikte, sahte belge ticareti yapan kişiler beyannamelerini
posta yoluyla vergi dairesine gönderdiklerinden ve bu yönüyle vergi dairesi
kayıtlarında faal göründüklerinden sicil kayıtlarının terkini açısından
herhangi bir işlem yapılamamaktadır. Bu kişilerin beyannamelerinde
gösterdikleri adresler ya hayali adresler olmakta veya başka kişilere ait
bulunmaktadır. Sürekli adres değiştiren ve seyyar olan bu kişilere yapılan
araştırmalarda da ulaşılamamaktadır. Sahte belge düzenleme faaliyeti sadece
vergi idaresini aldatmakla ve kamu düzenini bozmakla kalmamakta aynı zamanda
iyi niyetli mükelleflerin de mağduriyetine neden olmaktadır.
Maddenin ikinci
fıkrasında önerilen değişiklikle, gayri faal mükelleflerin yanısıra, gerçekte
herhangi bir ticari, zirai, mesleki faaliyeti olmadığı halde sadece sahte belge
ticareti yapmak üzere mükellefiyet tesis ettiren kişilerin de kayıtlarının
silinmesine imkân sağlanmaktadır. Kayıtları silinmesi öngörülen bu iki grup
mükelleften, gayrî faal olduğu halde keyfiyeti vergi dairesine bildirmeyenlerin
kayıtları, başka bir adreste faaliyet göstermediklerinin tespitine bağlı
olarak, herhangi bir inceleme raporu aranılmaksızın silinebilecekken, sahte
belge ticareti yaptıkları tespit edilenlerin kayıtlarının silinebilmesi için
mutlaka vergi inceleme elemanınca düzenlenmiş bir raporun varlığı ve inceleme
elemanının bu kişilerin kayıtlarının silinmesi gerektiğine ilişkin önerisi
aranacaktır.
Maddenin yeniden
düzenlenen ve üçüncü fıkra olarak eklenen hükmünde, kayıtları silinen
mükelleflerin kayıtlarının silindiği tarihten önceki yükümlülüklerinin ortadan
kalkmayacağı ve bu tarihten sonra faaliyette bulunduklarının tespiti halinde de
bu dönemlere ilişkin vergilendirmeye
engel teşkil etmeyeceği belirtilmek suretiyle, bu kişilerin vergiye tâbi
işlemlerinin tespiti halinde geriye yönelik vergilendirme yapılmasının da
mümkün olduğu hususuna açıklık getirilmektedir. Diğer taraftan, mükellefiyet
kayıtlarının bu şekilde silinmesinin sahte belge düzenleme fiilini işleyenler
hakkında cezai takibat yapılmasına da engel teşkil etmeyeceği hususu, herhangi
bir tereddüde yer vermemek amacıyla, madde metninde açık olarak belirtilmiştir.
Maddenin dördüncü
fıkrasında yapılan düzenlemeyle, gayrî faal olmaları veya münhasıran sahte
belge düzenlemeleri nedeniyle kayıtları idarece silinen mükelleflerin kimlik
bilgileri ile bastırmış oldukları belgelere ve kullandıkları ödeme kaydedici
cihazlara ilişkin bilgilerin Maliye Bakanlığınca internet veya benzeri
araçlarla kamuoyuna duyurulması ve bu suretle üçüncü şahısların hukukunun
korunması ve belge güvenliğinin sağlanması hedeflenmiştir.
Maddenin beşinci
fıkrasında uygulamaya ilişkin usullerin Maliye Bakanlığınca belirleneceği
hususu hükme bağlanmaktadır.
Madde 7. - Madde ile
Vergi Usul Kanununun 215 inci maddesi başlığı ile birlikte değiştirilmektedir.
Madde yeni hali ile iki fıkradan oluşmaktadır. (1) numaralı fıkrada defter ve
kayıtların Türkçe tutulmasının zorunlu olduğu, ancak Türkçe kayıtlar bulunmak
kaydıyla başka dilden kayıt da olabileceği ve bu kayıtların vergi matrahını
değiştirmeyecek şekilde tasdik ettirilecek diğer defterlere de yapılabileceği
öngörülmektedir.
(2) numaralı fıkranın (a)
bendi ile kayıt ve belgelerde Türk para biriminin kullanılmasının zorunlu
olduğu; yurt dışındaki müşteriler adına düzenlenen ihracat belgeleri haricinde,
yabancı para ile düzenlenen belgelerde aynı gündeki Türk parası karşılığının da
yer alacağı hüküm altına alınmaktadır. Böylece, yabancı para ile düzenlenen
belgelerde uygulamanın nasıl olacağına açıklık kazandırılmaktadır.
(2) numaralı fıkranın (b)
bendi ile maddede belirtilen kriterleri sağlayan işletmelerin kayıtlarını Türk
para birimi dışında başka bir para birimiyle tutmalarına imkân sağlanmakta ve
uygulama esasları gösterilmektedir. Bu düzenleme, yabancı sermayenin ülkemize
gelmesinin önünde yer alan bir engelin daha kaldırılması amacıyla
yapılmaktadır.
Madde 8. - 213 sayılı
Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin (4) numaralı bendinde yapılan değişiklik ve
maddenin sonuna eklenen fıkra ile Maliye Bakanlığına, vergi beyannameleri ve
bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları konulmak
suretiyle İnternet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim
araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek
veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin verme veya
zorunluluk getirme hususlarında yetki verilmekte; söz konusu izin veya
zorunluluk çerçevesinde gönderilen beyanname ve bildirimlerin, bu konuda
mükellef veya vergi sorumlusu ile gönderme işini yapacak kişiler arasında özel
sözleşme düzenlenmesi şartıyla mükellef veya vergi sorumlusu tarafından
verilmiş sayılacağı hüküm altına alınmaktadır.
Madde 9. - 213 sayılı
Kanunun mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasının (2) numaralı bendinin (g)
alt bendinde yer alan "düzeltme tarihindeki" ibaresi, "borcun
alındığı tarihteki" olarak değiştirilmekte ve böylece yabancı para üzerinden
borçlanmalarda reel olmayan finansman maliyetinin; TEFE artış oranının, borcun
alındığı tarihteki Türk Lirası karşılığına uygulanması suretiyle hesaplanması
sağlanmaktadır.
Maddenin (A) fıkrasının
(5) numaralı bendinin beşinci paragrafının ikinci cümlesinde yapılan değişiklik
ile mükelleflere, öz sermaye kalemlerine ait enflasyon fark hesaplarında yer
alan tutarları düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup
edebilmelerine imkân sağlanmış olunmaktadır.
Maddenin (A) fıkrasına eklenen (9) numaralı bent hükmüyle de
münhasıran sürekli olarak işlenmiş altın, gümüş alım-satımı ve imali ile
iştigal eden mükelleflerin, Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin
(A) fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan enflasyon düzeltmesi
yapılabilmesi için gerekli olan şartların gerçekleşip gerçekleşmediğine
bakılmaksızın, enflasyon düzeltmesi yapmaları imkânı sağlanmaktadır. Esas
faaliyeti altın veya gümüş alım satımı ve imali olan mükelleflerin bu
faaliyetleri sırasında platin veya kıymetli taş gibi esasen bu faaliyetlerinin
bir cüzünü teşkil eden alım satım ve imal işleri de yapmaları bu hükmün uygulanmasına
engel teşkil etmeyecektir.
Madde 10. - Bu madde ile
213 sayılı Vergi Usul Kanununun "Bilgi vermekten çekinenler ile 256, 257
ve mükerrer 257 nci madde hükmüne uymayanlar için ceza" başlıklı mükerrer
355 inci maddesinin sonuna yeni bir fıkra eklenmektedir.
Sözü edilen fıkra hükmüne
göre, tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta
idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etme zorunluluğuna uymayan
mükelleflerden her birine, her bir işlem için bu maddeye göre uygulanan cezalardan
az olmamak üzere işleme konu tutarın %5'i nispetinde özel usulsüzlük cezası
kesilmesi öngörülmüştür.
Ancak; maddede yer alan
ve özel usulsüzlük cezası kesilmesine rağmen mecburiyetlerini yerine getirmeyen
mükelleflere yeniden süre verilerek bu mecburiyetlerini yerine getirmelerinin
tebliğ olunacağı, verilen sürede bu mecburiyetin yerine getirilmemesi halinde
özel usulsüzlük cezalarının bir kat artırılarak uygulanacağına ilişkin hükmün,
yeni eklenen fıkra uyarınca adlarına ceza kesilen mükellefler hakkında
uygulanmayacağı da hüküm altına alınmış bulunmaktadır.
Madde 11. - 213 sayılı
Vergi Usul Kanunun geçici 25 inci maddesine göre maddi duran varlıklar, malî
duran varlıklar ve özel tükenmeye tâbi varlıklar ile stokların maliyet veya
alış bedelleri içinde yer alan ve tevsik edilebilen reel olmayan finansman
maliyeti, ilgili varlığın maliyet veya alış bedelinden düşülmektedir. Ancak
mükelleflerin reel olmayan finansman maliyetini tevsik edememeleri halinde, son
beş hesap dönemi içinde aktife giren kıymetlerin maliyet bedeline dahil olan
finansman giderlerinin reel olmayan kısımları; toplam finansman maliyetlerine,
ilgili döneme ait TEFE artış oranının dönem ortalama ticarî kredi faiz oranına
bölünmesi sonucunda belirlenen oranlar uygulanmak suretiyle bulunan tutarın,
maliyet veya alış bedelinden düşülmesi suretiyle bulunmaktadır.
Söz konusu maddenin (c)
bendinin 3 numaralı alt bendinde yapılan değişiklik ile reel olmayan finansman
maliyetinin tevsik edilebilir olması halinde de yukarıda belirtilen yöntemin kullanılabileceği
öngörülmekte; amortisman süresi bitmemiş olan kıymetlere ilişkin maliyet veya alış bedelinden düşülen reel olmayan
finansman maliyetinin de 2004 ve sonraki yıllarda, beş yılda ve eşit taksitte
dönem kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınacağı da belirtilmektedir.
Diğer taraftan, madde ile
geçici 25 inci maddenin (h) bendinin sonuna yeni bir hüküm eklenmektedir.
Eklenen hüküm ile Sermaye Piyasası Kurulu ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurumunun yüksek enflasyon dönemlerinde malî tabloların düzeltilmesine ilişkin
düzenlemelerine göre düzeltme yapanların Vergi Usul Kanuna göre
ayırabilecekleri tutardan fazla amortisman veya karşılık ayıramayacakları
belirtilmektedir. Böylece, diğer kurumlar mevzuatına göre düzeltme yapan
mükelleflerin farklı amortisman veya karşılık ayırmasının önüne geçilmiş
olunacaktır.
Ayrıca, maddeye eklenen
(l) bendi ile geçici 25 inci madde uyarınca düzeltilen kalemlerin elden
çıkarılması halinde bunlara ilişkin enflasyon düzeltme farklarının maliyet olarak
kabul edileceği, ancak amortismana tâbi olmayan kıymetlerin düzeltilmiş
değerinin altında bir bedelle satılması halinde, düzeltilmiş değerle düzeltme
öncesi değer arasındaki farka isabet eden zararın gelir veya kurumlar vergisi
matrahının tespitinde dikkate alınmayacağı öngörülmektedir.
Aynı maddenin (g)
bendinin ikinci cümlesinde yapılan değişiklikle mükelleflere, öz sermaye
kalemlerine ait enflasyon fark hesaplarında yer alan tutarları, düzeltme sonucu
oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup edebilmelerine imkân sağlanmış
olunmaktadır.
Madde ile Vergi Usul
Kanununa eklenen geçici 27 nci madde ile de 213 sayılı Kanunun mükerrer 354
üncü maddesinin bu Kanunun 50 nci maddesiyle yürürlükten kaldırılması nedeniyle
uygulamada oluşabilecek tereddütleri ve karışıklıkları önlemek amacıyla bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce belge düzenine uyulmadığına ilişkin
olarak yapılan tespitlere dayanılarak uygulanması gereken ancak henüz
uygulanmamış olan işyeri kapatma cezalarının uygulanmayacağı, para cezasına çevrilmiş
olup ödeme süresi geçmemiş olanların tahsil edilmeyeceği, tahsil edilmiş
olanların da iade edilmeyeceği, kapatma kararına karşı idari yargı organlarında
açılıp henüz sonuçlanmamış olan davaların konusu kalmadığından, davaların
ortadan kaldırılmasına karar verileceği hüküm altına alınmaktadır.
Madde 12. - 6183 sayılı
Kanunun 62 nci maddesi hükmü uyarınca, kamu alacaklarının takip ve tahsili
amacıyla, amme borçlusunun mal varlığının tespit edilebilmesi için yurt çapında
mal varlığı araştırması yapılması gerekmektedir. Borçlunun aciz halinin tespiti
dahi bu araştırma sonucuna bağlanmıştır.
Mal varlığı araştırması
bankaların şubeleri, belediyeler, tapu sicil müdürlükleri ve ilgili diğer
kurumlar ile yazışarak yapılmaktadır. Bankaların genel müdürlükleri nezdinde
haciz uygulaması yapılamaması, her ilde şubelerle ayrı ayrı ve doğrudan
yazışmayı gerektirmektedir. Bir çok kurum ve kuruluş bilgisayar ve otomasyon
sistemlerine henüz geçmediği için manyetik ortamda bilgi alışverişi mümkün
olmamaktadır. Bu nedenle mal varlığı araştırması yapılırken ilgili kurum ve
kuruluşlar ile tek tek yazışma yapılması gerekmektedir. Vergi dairelerinin
gönderdiği mal varlığı araştırması/haciz yazılarının yanıtlanması, gerek
gönderen gerekse işlemi yapacak olan kurum açısından zaman ve işgücü kaybına
neden olmaktadır. Bunun yanı sıra her bir yazışmanın tamamlanması için gerekli
olan kırtasiye ve posta masrafları toplamı bugün itibarıyla yalnızca Ankara ili
için yaklaşık iki milyar lira civarında tutmaktadır. Bu araştırmanın ülke düzeyinde
yapılması nedeniyle toplam masrafın yaklaşık olarak 40 milyar lirayı bulacağı
tahmin edilmektedir. Mal varlığı araştırması/haciz yazılarına konu olan amme
alacağı çoğu zaman bu rakamın altında olduğu için, amme alacağının tahsili için
yapılacak giderler alacaktan fazla olmaktadır.
Maddeye eklenen fıkra
ile, mal varlığı araştırması; araştırmanın şekli, alanı, kapsamı, alacağın türü
ve tutarı itibarıyla sınırlandırılmak suretiyle yapılabilecek, bu sayede
araştırmaya ilişkin yazışmaların sayısının azalmasıyla zaman ve işgücü
kayıpları azaltılarak verimlik arttırılacak, buna paralel olarak amme
alacaklarının tahsili daha da hız kazanacaktır. E-devlet projesinin
sonuçlarının ortaya çıkmaya başlamasıyla birlikte, halen yazışma yapılmak
durumunda kalınan kurum ve kuruluşların otomasyon sistemleri kullanılmaya
başlanacak, Maliye Bakanlığına tanınan bu yetki ile birlikte, bilfiil yazışmaya
gerek kalmadan yapılacak araştırmalar bilgisayar ortamında
sonuçlandırılabilecektir.
Diğer taraftan, Maliye
Bakanlığına verilen yetki çerçevesinde amme alacağının türü ve alacaklı amme
idareleri itibarıyla farklı düzenleme yapılabilecektir.
Ayrıca Maliye Bakanlığı
bu yetkisini kullandığı takdirde amme alacağının takibi için yapılacak mal
varlığı araştırması borçlunun sadece iş ve ikametgâh adreslerinin bulunduğu
iller ile sınırlı olabilecektir.
Buna paralel olarak da
6183 sayılı Kanunda düzenlenen aciz halinin tespitinde de bu sınırlama
çerçevesinde yapılan mal varlığı araştırması dikkate alınacaktır.
6183 sayılı Kanunun
tahsil zamanaşımı ve tahsil zamanaşımını kesen sebeplere ilişkin hükümleri bütün olarak ele alındığında,
getirilen düzenleme ile verilen yetkiye istinaden, mal varlığı araştırmasının
sınırlandırılmasına bağlı olarak bir kısım alacaklar zamanaşımına
uğrayabilecektir. Ancak getirilen düzenleme ile hedeflenen amaçlar dikkate
alındığında, bu alacakların takibi için yapılacak masrafların azaltılması ile
alacağın zamanaşımına uğramasından
doğabilecek kayıplar dengelenmiş olacaktır.
Madde 13. - Ödeme kaydedici
cihaz alma ve kullanma mecburiyeti, perakende ticaretle uğraşan veya hizmet ifa
eden birinci ve ikinci sınıf tacirlere kanunla getirilen bir yükümlülüktür.
Yapılan değişiklikle mükelleflerin söz konusu kanuni yükümlülüklerini yerine
getirirken karşılaşacakları malî külfeti hafifletmeye yönelik bir tedbir
olarak, kullanılmak üzere alınan ödeme kaydedici cihazlar için %100'e kadar
amortisman oranı seçebilme imkânı tanınmaktadır.
Madde 14. - Tasarının bu
maddesi ile öncelikle Katma Değer Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin başlığı yapılan yeni düzenlemeye uygun olarak
"Araçlar, Kıymetli Maden ve Petrol Aramaları ile Ulusal Güvenlik
Harcamaları ve Yatırımlarda İstisna" şeklinde değiştirilmektir. Maddenin
5035 sayılı Kanunla mülga (b) bendi deniz ve hava taşıma araçları için liman ve
hava meydanlarında yapılan hizmetlerin uluslararası rekabete etkisi dikkate alınarak tekrar madde kapsamına
dahil edilmektedir. Maddenin (c) bendi
ise altın, gümüş ve platin ile ilgili arama, işletme, zenginleştirme ve rafinaj
faaliyetlerine yönelik teslim ve hizmetleri de kapsayacak hale getirilerek,
ülke ekonomisi bakımından büyük önem taşıyan bu faaliyetlerin vergiden
arındırılması sağlanmaktadır.
Ülkemizin coğrafî
özellikleri nedeniyle büyük imkânlar vadeden deniz ve hava taşımacılığından
beklenen gelişmenin sağlanabilmesi için limanlar ile hava meydanlarının sayı
olarak artması ve kalite itibariyle uluslararası standartlara yaklaşması önem
taşımaktadır. Bu husus göz önüne alınarak, maddeye eklenen (e) bendi ile yeni
liman ve hava meydanları yapılmasını ve mevcutların standartlarının
artırılmasını teşvik amacıyla liman ve hava meydanlarının inşası, yenilenmesi ve genişletilmesi işlerini
kendisi yapan veya yaptıran mükelleflere bu işlere ilişkin olarak yapılan mal
teslimleri ve inşaat taahhüt işleri katma değer vergisi yönünden tam istisna
kapsamına alınmıştır.
Ayrıca maddeye ilave
edilen (f) bendi ile de iç ve dış güvenlik kuruluşlarına millî
savunma ve iç güvenlik ihtiyacı için yapılacak silah, makine, cihaz , sistem ve
benzeri alımların teslim ve hizmetler ile bu işlemleri yapacak olanlara işlemle
ilgili olarak ifa edilecek teslim ve hizmetler istisna kapsamına
alınmıştır. Maddede sayılan
malların yurt dışından temin edilmesi,
Katma Değer Vergisi ve Gümrük Kanunu hükümlerine göre istisna kapsamına
girmekte, bu malların yurt içinden temininde ise katma değer vergisi
uygulanması gerekmektedir. Bu durum, sözü edilen alımlarla ilgili ihalelere
katılmak isteyen yerli sanayi kuruluşlarımız aleyhine bir rekabet eşitsizliğine
yol açmaktadır. İleri teknoloji gerektiren, istihdam, katma değer ve döviz
kazandırıcı özellikleri itibariyle büyük imkânlar vadeden savunma sanayiinin
ülkemizde gelişimini olumsuz yönde etkileyen bu rekabet eşitsizliğinin
giderilebilmesi için, sözü edilen malların yurt içi teslimleri de ithalata
paralel olarak istisna kapsamına alınmıştır. Uluslararası ihalelere konu olan
iç ve dış güvenlik amacına yönelik mal ve hizmetlerin yurt içi ve yurt dışı
alımlarda katma değer vergisi farkını ortadan kaldıran böyle bir düzenlemeye
ihtiyaç duyulmuştur.
Diğer taraftan maddeye
ilave edilen fıkra hükmü ile de Maliye Bakanlığına maddede düzenlenmiş bulunan
istisnaların kapsamına girecek mal ve hizmetler ile bunların asgari tutarlarını
ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları tespit etme konusunda
yetki verilmektedir.
Madde 15. - Bu madde ile
Katma Değer Vergisi Kanununun 17 nci maddesinin (2) ve (4) numaralı fıkralarına
bazı bentler eklenmekte, söz konusu fıkralardaki mevcut bentlerden bazıları ise
değiştirilmektedir.
17 nci maddenin 2 nci
fıkrasında aşağıdaki değişiklikler
yapılmıştır.
- fıkranın (b) bendinde
yapılan değişiklik ile üniversiteler ve yüksekokullar ile 625 sayılı Kanun
Hükümlerine göre ilgili Bakanlıktan faaliyette bulunma izni alan özel
okullarda, öğrenci kapasitesinin % 10’unu geçmemek üzere bedelsiz olarak
verilen eğitim ve öğretim hizmetleri istisna kapsamına alınmıştır.
625 sayılı Kanunun ek 4
üncü maddesinde, özel okullara öğrenci kapasitelerinin % 2’sinden az olmamak
üzere ücretsiz öğrenci okutmak zorunluluğu getirilmekte, Millî Eğitim
Bakanlığına bu oranı % 10’a kadar artırma konusunda yetki verilmektedir.
Bakanlık % 2 oranında bir artırma yapmamıştır. 17 nci maddenin sözü edilen 2/b bendinde " Kanunların gösterdiği gerek üzerine bedelsiz olarak
üzerine yapılan mal teslimi ve hizmet ifaları" istisna kapsamında
alındığından % 2 sınırı dahilinde öğrencilere bedelsiz olarak verilen eğitim ve
öğretim hizmetleri istisna kapsamına girmektedir. Ancak öğretim kurumlarının
kendi istekleriyle bu sınırın üzerinde verdikleri bedelsiz hizmetlerde istisna
uygulanamamaktadır. Bedelsiz mahiyetteki eğitim ve öğretim hizmetlerinin bir
kısmında vergi uygulanıp bir kısmında uygulanmaması bir çelişki yarattığından,
625 sayılı Kanunun Millî Eğitim Bakanlığına tanıdığı azami sınır göz önüne alınarak,
öğretim kurumlarında öğrenci
kapasitesinin % 10’una kadar verilen bedelsiz eğitim ve öğretim
hizmetleri başka bir şart aranılmaksızın istisna kapsamına alınmıştır.
17 nci maddenin 2
numaralı fıkrasına eklenen (d) bendi ile kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşlarının, Kanunlarla kendilerine verilen görev gereği ve kuruluş
amaçlarına uygun ruhsat, izin, onay ve benzeri hizmetleri ile bu hizmetlerle
ilgili olarak kullanılacak basılı kağıtların bu kuruluşlar tarafından teslimi
(motorlu taşıtlar tescil plaka teslimleri hariç), istisna kapsamına
alınmaktadır.
Diğer taraftan maddenin 4
üncü fıkrasındaki değişiklik ve eklerin mahiyeti kısaca şöyledir:
- Millî Piyango İdaresi Genel Müdürlüğünce
tertiplenen veya oynatılan piyango, sayısal loto, hemen kazan gibi oyunlar bu
tasarı ile 6802 sayılı Kanun kapsamında şans oyunları vergisine tâbi tutulması öngörüldüğünden, bu
işlemlerin mükerrer vergilenmesini önlemek amacıyla (f) bendinde yapılan değişiklikle katma değer vergisinden istisna edilmektedir.
- 5035 sayılı Kanunla
hurda veya atık metalleri teslimi katma değer vergisinden istisna edilmiş olup
yapılan yeni düzenleme ile kapsama lastik ve kauçuk da dahil edilmiştir. Ayrıca
uygulamada ortaya çıkan tereddütlerin giderilmesi amacıyla hurda metallerin
külçe olarak veya külçe haline getirildikten sonra teslimlerinde de istisnanın
geçerli olduğuna açıklık getirmek üzere (g) bendine parantez içi hüküm
eklenmektedir. Diğer taraftan kıymetli taşlar (elmas, pırlanta, yakut, zümrüt,
topaz, safir, zebercet, inci, kübik virconia) istisna kapsamına dahil
edilirken dore külçe altın istisna
kapsamı dışına çıkartılmaktadır.
- Bu tasarı ile deniz ve
hava taşıma araçları için liman ve hava meydanlarında yapılan hizmetlerin Katma
Değer Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin (b) bendine aktarılması nedeniyle bu
fıkranın (ı) bendi yalnızca serbest bölgelerde sunulan hizmetleri kapsayacak
şekilde yeniden düzenlenmektedir.
- Ülkemize giriş ve çıkış
bölgelerinde kurulan ve vergisiz mal satılan işyerlerinin kiralanmasının katma
değer vergisine tâbi tutulması buralarda satılan mallara dolaylı bir vergi yükü
getirmektedir. Diğer ülkelerdeki benzer satış üniteleriyle rekabet açısından
olumsuz sonuçlar doğurması nedeniyle free-shop olarak da bilinen bu işyerleri
ile bunlara ait depo ve ardiye gibi bağımsız birimlerin kiralanması işlemleri
fıkraya eklenen (o) bendi ile istisna kapsamına alınmıştır. Ayrıca yapılan bu
düzenleme gümrük antrepoları ve geçici depolama yerleri ile gümrük
hizmetlerinin verildiği gümrüklü sahalarda ithalat ve ihracat malları için
verilen depolama, ardiye, terminal hizmetleri de katma değer vergisinden
istisna edilmektedir.
Maddeye ilave edilen (p) bendi ile ise
Kanunun 1 inci maddesinde düzenlenmiş bulunan Hazinece yapılacak taşınmaz
teslimlerini katma değer vergisinin konusu dışında bırakan istisna karakterli hüküm kanun tekniği
dikkate alınarak bu maddeye taşınmıştır. Diğer taraftan Arsa Ofisi Genel
Müdürlüğünce yapılan taşınmaz mal teslimleri de yapılan bu düzenleme ile kısmi
istisna kapsamına alınmıştır.
Madde 16. - Katma Değer
Vergisi Kanununun 18 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasında, vergiden müstesna
işlemleri yapanlara, aynı maddenin (2) numaralı fıkrasında belirtilenler hariç
olmak üzere, işlem bazında istisnadan vazgeçme imkânı getirilmiştir. İstisnadan
vazgeçmenin, Kanunun istisnaları düzenleyen maddelerinin tamamında, bir
fıkrasında ya da bir bendinde sayılan işlemlerin tümünü kapsaması şart
değildir. Maddenin (2) numaralı fıkrasında sayılanlar hariç olmak üzere,
istisna kapsamına giren işlemlerin bir ya da bir kaçı bakımından istisnadan
vazgeçilmesi mümkündür. Ancak maddenin mevcut hali bu konuda tereddüt yaratır
mahiyette olduğundan, konuya açıklık getirilmesi amacıyla bu değişikliğe
ihtiyaç duyulmuştur.
Maddenin (2) numaralı
fıkrasında yapılan değişiklik ile de Kamu menfaatine yararlı dernekler ve
Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıfların kuruluş amaçlarına uygun
olarak işletmek veya yönetmek suretiyle ifa ettikleri teslim ve hizmetler için
kendilerine tanınmış olan istisnadan vazgeçme hakkı tanınmaktadır. Yapılan bu
düzenleme bu kurum ve kuruluşlara katma değer vergisi mükellefi olma imkânı
tanınmakta ve bu mahiyetteki özel sektör işletmeleri ile rekabet şansı
tanınmaktadır.
Madde 17. - Katma Değer
Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinin
(c) bendi hükmü uyarınca malları deprem ve sel felaketi sebebiyle zarar
gören mükellefler bu zayi olan mallar için satın aldıkları esnada ödemiş
oldukları katma değer vergisini indirim konusu yapabilmektedir. Maddede yapılan
değişiklik ile Maliye Bakanlığı tarafından mücbir sebep ilan edilen yerlerdeki
yangınlar nedeniyle malları zayi olan mükelleflerde zayi olan malları için
ödemiş oldukları katma değer vergilerini indirim konusu yapabileceklerdir.
Madde 18. - Bu madde ile
katma değer vergisi sisteminin işleyişi dikkate alınarak ithalat sırasında
vergisi ödenmeyen veya eksik ödenen
vergilerin tahsili konusunda yapılacak işlemler düzenlenmektedir.
Madde 19. - Geçici 19
uncu madde ile mevcut geçici maddede yer alan ve sadece Asya Kalkınma Bankasına
2003 yılı için tanınmış olan istisnanın kapsamı genişletilmiş, maddenin
yürürlükte kalma süresi uzatılmıştır.
Uluslararası anlaşmalar,
taraf olan ülkeler arasında konferans, sempozyum gibi toplantıların yapılmasını
gerektirmekte, periyodik özellikler de gösterebilen bu toplantılar, üye ülkeler
arasında belirli bir düzene göre de yapılabilmektedir.
Yabancı ülkelerin hemen
tamamında bu gibi organizasyonlarla ilgili harcamalarda katma değer vergisi ve
benzeri vergiler uygulanmamaktadır. Ülkemiz vergi mevzuatında ise bu konuda
özel istisna hükümleri tam bir açıklıkla yer almadığından bu tür toplantılarla
ilgili mal ve hizmet alışlarında katma değer vergisi uygulanması gerekmektedir.
Bu konuda, geçici 19 uncu maddede yapılan değişiklikle, 31.12.2005 tarihine
kadar uygulanmak üzere bir istisna düzenlemesi yapılmaktadır.
Geçici 21 inci maddeyle
Karayolları Genel Müdürlüğünce yapılacak taşınmaz mal teslimleri ile Orman
Genel Müdürlüğü Döner Sermaye sabit kıymetlerinde kayıtlı tapulu taşınmaz
malların teslimleri 31.12.2004 tarihine
kadar katma değer vergisinden istisna edilmiştir. Böylelikle bu kuruluşların
satışlarının kolaylaştırılması amaçlanmaktadır.
Geçici 22 nci madde Katma
Değer Vergisi Kanununun 17 nci maddesinin 2 numaralı fıkrasına bu kanun ile
eklenen (d) bendi uyarınca istisna edilen işlemlerle ilgili olarak bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan tarhiyatlardan vazgeçileceği ve
tahakkuk eden tutarların terkin edileceği hükmü getirilmiştir. Yapılan bu
düzenleme ile Katma Değer Vergisi Kanununun 17 nci maddesinin 2 numaralı
fıkrasına eklenen (d) bendinin
yürürlüğünden önce tesis edilmiş olan tarhiyatlardan vazgeçilecek, tahakkuk
eden tutarlar terkin edilecektir. Tahakkuk ettirilerek tahsil edilenlerde ise
herhangi bir düzeltme işleminin yapılmayacağı tâbiidir.
Madde 20. - Malûl ve
engelli vatandaşların ÖTV ödemeksizin araç edinebilme hakları genişletilerek,
sakatlık derecesi % 90 veya fazla olan malul ve engellilerin maddede
belirlenmiş araçları, tadilat yaptırılıp yaptırılmadığına bakılmaksızın ÖTV'siz
edinebilme imkânı sağlanmıştır. Ayrıca malul ve engellilerin sakatlık
derecesine bakılmaksızın, sakatlığına uygun hareket ettirici özel tertibat
yapılan araçları bizzat kullanma amacıyla ilk iktisabında uygulanan ÖTV
istisnası da, kapsamdaki araçlar; otomobil, kapalı kasa kamyonet ve
motosikletler ile sınırlandırılarak muhafaza edilmektedir.
Madde 21. - 4760 sayılı
Kanunun 12 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (b) bendinde yapılan
değişiklikle, Kanuna ekli (III) sayılı listedeki mallar için maktu vergi
ve/veya asgari maktu vergi tutarı belirlenmesinde kriter olarak kullanılan
"özellikler" kavramı, madde bendine "fiyat grupları"
kavramı eklenerek daha açık hale getirilmektedir.
Kanunun 12 nci maddesinin
(2) numaralı fıkrasının (a) bendinin
mevcut halinde, Bakanlar Kurulunun ( I ) sayılı listedeki mallar için uygulanan
maktu vergi tutarlarını her bir mal itibariyle; mal cinsleri, özellikleri,
kullanım yerleri veya ithalatın şekline göre farklı tutarda belirleme yetkisi
vardır. Anılan maddenin (4) numaralı fıkrasında yapılan değişiklikle, Bakanlar
Kurulunun farklı ÖTV tutarları belirlemesi halinde, Maliye Bakanlığına vergi
farklılaştırılmasını, verginin mükellefe ya da vergiye tâbi işleme taraf olanlara iadesi yöntemiyle uygulama, teminat isteme
ve de uygulamaya yönelik usul ve esasları belirleme konularında yetki
verilmektedir.
Madde 22. - Bu maddede
yapılan düzenleme ile 87.04 tarife pozisyonundaki "azami yüklü kütlesi
4500 kilogramı geçmeyip, istiap haddi 1000 kilogramın altında olan ve sürücü
sırasından başka oturma yeri veya sürücü sırası dışında yanda pencereleri olan
araçlar" içerisinde yer almayan araçların daha sonra bu gruptaki araçlara
dönüştürülmesi halinde, ilk iktisapta ortaya çıkabilecek vergi kayıplarının
engellenmesi amaçlanmaktadır.
Madde 23. - Mevcut yasal
düzenlemede 2710.19.25.00.00 G.T.İ.P.
numarasında "Diğerleri" başlığı altında yer alan mallardan, yalnızca
"Gazyağı" özel tüketim vergisinin konusuna girmekteydi. Ancak bu
G.T.İ.P. numarasında yer alan malların tamamı "Gazyağı" özelliği
gösterdiği için G.T.İ.P. numarasında yer alan malların tümü ÖTV'nin konusuna
alınmaktadır. Yapılan bu düzenlemenin imalat sektörüne ek yük getirmemesi için,
anılan mallar yine G.T.İ.P. numarası ile birlikte (A) cetvelinden çıkarılarak
(B) cetveline konulmaktadır.
Madde 24. - Kamyonet
olarak 87.04 pozisyonunda yer alan,
ancak sürücü sırasından başka insan taşımak üzere koltukları veya sürücü
sırasının haricinde yanda pencereleri olan araçların, binek otomobili gibi
kullanılmasına rağmen kamyon ve kamyonet gibi araçlarla aynı oranda
vergilendirilmesi sonucu oluşan rekabet eşitsizliğinin giderilmesi ve vergi
adaletinin sağlanması amacıyla, bunların
vergi oranları yeniden belirlenmiştir. Söz konusu araçların eşya
taşımaya mahsus araçlardan ayrıştırılmasında; Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nca
onaylanan uygunluk ve tip onay belgelerindeki teknik açıdan izin verilen azami
yüklü kütlesi, istiap haddi ile sürücü sırasının dışında oturma yeri veya
sürücü sırasının dışında yanlarında pencere bulunması kriterleri esas
alınmıştır.
Madde 25. - Beşinci Beş
Yıllık Kalkınma Planından başlamak üzere, özel okulların teşvik edilmesi Devlet
politikası olarak belirlenmiştir. Ancak gelinen noktada bu politikanın tam olarak
hayata geçirilemediğini ve eğitimin birinci öncelik olmaya devam ettiğini
göstermektedir. Özel okulların teşvik edilerek sayılarının arttırılması
suretiyle Devletin üzerindeki malî yükün azaltılmasına bugün her zamankinden
daha fazla ihtiyaç vardır.
Bu politika çerçevesinde
düzenlenen bu madde ile okul öncesi eğitim, ilköğretim, özel eğitim ve orta
öğretim özel okullarının işletilmesinden elde edilen kazançların 5 vergileme
dönemi gelir vergisinden istisna edilmesi öngörülmektedir.
Bu maddede geçen;
"Okul Öncesi Eğitim
Okulu", 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanununun 19, 20 ve 21 inci
maddelerine göre kurulan ve mecburi ilköğretim çağına gelmemiş çocukların
eğitimini sağlayan okulları,
"İlköğretim
Okulu", 1739 sayılı Kanunun 22-25 inci maddelerinde belirtilen ve 6-14
yaşlarındaki çocukların eğitim ve öğretimini sağlayan okulları,
"Orta Öğretim
Okulları", 1739 sayılı Kanunun 26-30 uncu maddelerinde belirtilen
ilköğretime dayalı, en az üç yıllık öğrenim veren genel, mesleki ve teknik
öğretim okullarını,
"Özel Eğitim
Okulları" ise engelliler için açılan okul öncesi, ilköğretim ve
ortaöğretim okullarını,
ifade etmektedir.
Yukarıda belirtilenlerin
dışında kalan; öğrencileri istedikleri derslere yetiştirmek, bilgi düzeylerini
yükseltmek amacıyla faaliyet gösteren dershaneler ile kişilerin sosyal,
kültürel ve mesleki alanlarda bilgi, beceri, yetenek ve deneyimlerini
geliştirmek veya serbest zamanlarını değerlendirmek üzere faaliyet gösteren
özel öğretim kurumları (üniversiteye veya Anadolu liselerine hazırlık kursları,
bilgisayar kursları, şoför okulları, dans, bale ve mankenlik okulları gibi) ile
öğrenci etüt eğitim merkezlerinin işletilmesinden elde edilen kazançların bu
maddede yer alan istisnalardan yararlanması söz konusu olmayacaktır.
İstisna, okulların
faaliyete geçtiği vergilendirme döneminden başlamak üzere 5 vergilendirme
döneminde uygulanacaktır. Örneğin, Eylül 2004 tarihinde faaliyete geçen bir
ilköğretim okulu için, mükellefin bu tesisin işletilmesinden 2004-2008
vergilendirme dönemlerinde elde ettiği kazançlarına istisna uygulanması
gerekir.
Öte yandan, eğitim
tesislerinde yer alan kantin, büfe, kafeterya, kitap satış yeri gibi tesislerin
gerek bizzat işletilmesinden gerekse kiraya verilmesinden elde edilen
kazançlara istisna uygulanmayacaktır. Ancak, taşıma, yemek ve yatma bedelinin
okul ücretine dahil olduğu durumlarda bu faaliyetler de eğitim faaliyetleri
içinde kabul edilerek istisna uygulamasına konu olabilecektir. Ancak, bu
faaliyetlerin okul işletmecisi tarafından sağlanmaması halinde, bu faaliyetlerden
elde edilen kazançlar için istisna uygulanmayacaktır.
Madde 26. - Araştırma ve
geliştirmeye yönelik faaliyetleri teşvik etmek amacıyla vergi sistemimizde yer
alan vergi ertelemesine yönelik düzenleme önce üçer aylık kazançlar üzerinden
geçici vergi alınması uygulamasına geçilmesi ve özellikle enflasyon oranının
önemli ölçüde aşağıya çekilmesi ile teşvik edici niteliğini önemli ölçüde
kaybetmiştir.
Ülkemizin kalkınmasında
ve uluslararası rekabet gücümüzün artırılmasında araştırma ve geliştirmeye
yönelik harcamaların gayri safi millî hasıla içindeki payının artırılması büyük
önem taşımaktadır. Bu nedenle araştırma ve geliştirme harcaması yapan özel
sektör kurumlarının bu alandaki çabalarının desteklenmesi için etkisi azalmış
olan vergi ertelemesi teşviki kaldırılarak yerine araştırma ve geliştirmeye
yönelik harcamaların % 40'ının beyan edilen gelirden indirilmesine olanak
sağlayan bir düzenleme yapılmaktadır.
Araştırma ve geliştirme harcamaları
niteliklerine göre, muhasebe uygulamaları çerçevesinde, doğrudan veya
amortisman yoluyla gider olarak kaydedilmek suretiyle kurum kazancının
tespitinde dikkate alınmaktadır. Yine kurumların araştırma ve geliştirme
departmanlarında kullandıkları amortismana tâbi iktisadî kıymetler, diğer
şartları da taşımaları kaydıyla, yatırım indirimi uygulamasından
yararlanmaktadır. Getirilen Ar-Ge indirimi uygulaması ile, ilgili dönemde gider
kaydedilen Ar-Ge harcamalarına ilave olarak bunların % 40'ının ilgili dönemde
beyan edilen gelirden indirilmesine imkân sağlanmaktadır.
Kapsama sadece işletme
içi araştırma ve geliştirme faaliyetlerine yönelik harcamalar girmektedir. Bu
yönüyle Ar-Ge faaliyetlerine yönelik
olarak 4691 sayılı Teknoloji Bölgeleri Kanununda yer alan teşvik edici düzenlemenin
bir tamamlayıcısı niteliğindedir.
Ar-Ge indirimi kapsamında
değerlendirilecek harcamaların yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik olup
olmadığı, alınan yetki kapsamında, gerek görülmesi halinde ilgili kuruluşlara
incelettirilerek ekspertiz raporuna bağlanacaktır.
Ar-Ge indirimi geçici vergi dönemlerinde de
uygulanacaktır. Yıl bazında ilgili kuruluşlarca yapılacak değerlendirmeler
sonucunda, Ar-Ge indirimi kapsamında değerlendirilmeyen harcamaların geçici
vergi dönemlerinde Ar-Ge indirimine baz alınmış olması halinde gerekli
düzeltmelerin ilgili hükümler çerçevesinde yapılması gerekecektir.
Madde 27 . - Madde ile
Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesine dört yeni bent eklenmektedir.
Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesine
eklenen (8) numaralı bent ile, eğitim faaliyetleri için önemli bir vergi
teşviki getirilmekte, özel okullarının işletilmesinden elde edilen kazançlar,
Millî Eğitim Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle, Maliye Bakanlığının
belirleyeceği usul ve esaslar çerçevesinde 5 vergilendirme dönemi kurumlar
vergisinden müstesna tutulmaktadır.
Kurumlar Vergisi Kanunun
8 inci maddesine eklenen 9, 10 ve 11 inci bent hükümleriyle kurumların yurt
dışından elde ettikleri iştirak kazançları ile şube kazançları belirli
şartların yerine getirilmesi halinde kurumlar vergisinden istisna edilmektedir.
Söz konusu bent
hükümlerinin esas amacı, kurumların yurt dışındaki iştiraklerden elde ettikleri
kâr payları ve şube kazançları ile ilgili olarak ortaya çıkan aşırı ekonomik
çifte vergilendirmeyi ortadan kaldırmak ve aynı zamanda yurt dışı yatırımlarını
Türkiye'de kuracağı kurumlar aracılığı ile yönlendirme amacında olan yabancı
yatırımcıların gerek Türkiye'de gerekse yatırımın kaynaklandığı esas ülkede
aşırı ekonomik çifte vergilendirmeye maruz kalmasını önlemektir.
Türkiye'de mevcut
kurumlar arasındaki iştirak kazançlarının kurumlar vergisinden ve vergi
kesintisinden müstesna tutulmak suretiyle ekonomik çifte vergilendirme
önleniyorken, yurt dışındaki kurumlardan elde edilen iştirak kazançları için bu
imkân bulunmamaktadır. Bu madde ile aynı imkân yurt dışı kâr payları için de
getirilmekte, yurt dışı şube kazançları için de paralel düzenleme
yapılmaktadır.
Madde ile Kurumlar
vergisi Kanununun 8 inci maddesine eklenen 9 uncu bent hükmü uyarınca
istisnadan yararlanabilmek için;
- İştirak edilen yabancı kurumun kanuni ve iş merkezinin Türkiye'de
bulunmaması,
- İştirak edilen yabancı kurumun anonim veya limited şirket
mahiyetindeki bir şirket olması,
- İştirak edilen kurumun esas faaliyet konusunun finansal kiralama
veya her nevi menkul kıymet alım satımı olmaması,
- İştirak edilen yabancı
kurumun sermayesine, kazancın elde
edildiği tarihte devamlı surette en az iki yıl süre ile % 25 ve daha fazla
oranda iştirak edilmesi,
- İştirak edilen yabancı kurum tarafından dağıtıma tâbi tutulan
iştirak kazancının kanuni veya iş merkezinin bulunduğu ülke vergi kanunları
uyarınca en az % 20 oranında kurumlar vergisi benzeri vergi yükü taşıyor olması,
- İştirak edilen yabancı
kurumun esas faaliyet konusunun finansman temini ve sigortacılık olması
durumunda kurumlar vergisi benzeri vergi yükünün Türkiye'deki kurumlar vergisi
oranına eşit veya daha fazla olması
- İştirak edilen yabancı
kurum tarafından dağıtıma tâbi tutulan iştirak kazancının en az % 75’inin
ticarî, ziraî ve serbest meslek kazancı niteliğinde olması
- Elde edilen iştirak
kazançlarının elde edildiği vergilendirme dönemi ile ilgili kurumlar vergisi
beyannamesinin verilme tarihine kadar Türkiye'ye transfer edilmesi
gerekmektedir.
Maddede belirtilen
istisnadan yararlanabilmek için iştirak edilen kurumun kanuni ve iş merkezinin
her ikisinin de Türkiye'de olmaması yani Türkiye'de tam mükellef olmaması
gerekmektedir. Madde uyarınca sağlanan istisnayı, kazancın elde edildiği ülke
vergi sisteminin Türk vergi sisteminin yarattığı vergilendirme kapasitesi ile
aynı düzeyde bir vergilendirme imkânı sağlayıp sağlamadığı hususunu göz önünde
bulundurarak, her bir bent için ayrı ayrı uygulanabilecek şekilde elde edildiği
ülkeler bakımından sınırlandırmaya Bakanlar Kurulu yetkili kılınmıştır.
Dolayısıyla istisnanın uygulanabilmesi için iştirak edilen kurumun kanunî veya
iş merkezinin aynı zamanda Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen herhangi bir
ülkede de bulunmaması gerekmektedir. Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenecek
olan bu ülkeler tam anlamıyla bir vergi sistemine sahip olmayan veya aşırı ve
zararlı özel vergilendirme rejimleri ile yatırımları çekmeye çalışan ülkeler
olacaktır.
İstisnadan
yaralanabilmenin ikinci şartı, iştirak edilen yurt dışındaki kurumun anonim
veya limited şirket mahiyetinde olmasıdır. Kurumlar vergisi kanunu çerçevesinde
kurum olarak nitelendirilmekle beraber anonim veya limited şirket mahiyetinde
olmayan kurumlardan, mesela yatırım fonlarından, elde edilecek iştirak
kazançlarının bu istisnadan yararlanabilmesi mümkün olmayacaktır.
İstisnadan
yararlanabilmek için gerekli olan üçüncü şart, iştirak edilen yurt dışındaki
kurumun esas faaliyet konusunun finansal kiralama veya her nevi menkul kıymet
yatırımı olmaması gereğidir. Yurt dışında kurulmuş bulunan ve esas faaliyet
konusu finansal kiralama olan kurumlara iştirak edilmesi durumunda diğer bütün
şartlar yerine getirilmiş olsa bile bu iştirakten elde edilen iştirak
kazançları için istisnanın uygulanması mümkün değildir. Aynı şekilde iştirak
edilen kurumun esas faaliyet konusunun her nevi menkul kıymet yatırım
araçlarına yatırım yapmak olması durumunda da bu iştiraklerden elde edilen
iştirak kazançlarına istisnanın uygulanması mümkün bulunmamaktadır.
İstisnadan
yararlanabilmek için gerekli olan dördüncü şart iştirakin oranı ve elde
bulundurma süresiyle ilgilidir. Madde hükmü uyarınca yurt dışındaki kurumda ki
iştirakin en az % 25 oranında olması ve bu iştirakin iştirak kazancının elde
edildiği tarih itibariyle en az iki yıl süre ile ve kesintisiz olarak elde
tutulmuş olması gerekmektedir. Dolayısıyla en az % 25 oranındaki iştirak
şartının bütün iki yıl boyunca devam ettirilmiş olması bir zorunluluktur.
İstisna için yerine
getirilmesi gereken beşinci şart ise iştirak edilen yabancı kurumda dağıtıma
tâbi tutulan kazancın ilgili ülkede hangi oranda kurumlar vergisine benzer bir
vergi yükü taşıdığı ile ilgilidir.
Madde hükmü uyarınca bu
iştiraklerin kanuni veya iş merkezinin bulunduğu ülke vergi kanunları uyarınca
en az % 20 oranında kurumlar vergisi benzeri
bir vergi yükü taşıyor olması gerekmektedir. Esas faaliyet konusu finansman
temini ve sigortacılık olan banka ve sigorta şirketlerinde en az Türkiye'de
uygulanan kurumlar vergisi oranında kurumlar vergisi benzeri bir vergi yükü
taşıyıp taşımadığına bakılacaktır.
Maddeye eklenen diğer bir
fıkra hükmü ile maddenin 9, 10 ve 11 inci bentlerdeki diğer koşulların yerine
getirilmesi şartıyla bu bentlerde yer alan istisnaların, kurumlar vergisi
benzeri vergi yükünün; en az % 15 olması durumunda, iştirak kazancı veya iş
yeri veya daimi temsilci aracılığı ile elde edilen kurum kazancının 1/2’sine,
en az % 10 olması durumunda, iştirak kazancı veya iş yeri veya daimi temsilci
aracılığı ile elde edilen kurum kazancının 1/3 üne uygulanacağı belirtilmiştir.
Maddede ayrıca vergi
yükünün nasıl belirleneceği açıklığa kavuşturulmuştur. Buna göre, kanuni veya
iş merkezinin bulunduğu ülkede ilgili dönemde tahakkuk eden toplam kurumlar
vergisi benzeri verginin, bu dönemde elde edilen toplam dağıtılabilir kurum
kazancı ile tahakkuk eden kurumlar vergisi toplamına oranlanması suretiyle
tespit edilecektir. Vergi yükü hesaplanırken kurumlar vergisi düştükten sonra
kalan toplam dağıtılabilir kurum kazancının tespit edilmesi gerekmektedir.
İşletmede bulunan ancak karşılık olarak veya yedek akçe olarak ayrılan kazanç
tutarları da dağıtılabilir kârın bir unsuru olarak kabul edilecektir. Buna
karşılık bulunduğu ülke mevzuatı uyarınca vergiye tâbi kazancın tespitinde
gider olarak kabul edilmeyen ancak fiilen yapılmış olan gerçek mahiyetteki
giderler nedeniyle dağıtılabilir kazançta azalmaya yol açan unsurlar
dağıtılabilir kurum kazancının tespitinde dikkate alınabilecektir. Örneğin
kurum ticari kazancının 90, vergiye tâbi kazancın tespitinde gider olarak kabul
edilmeyen gerçek gider tutarının 10, dolayısıyla vergiye tâbi kazancın 100
olduğunu ve bu kazancın yarısının vergiden istisna edildiğini varsayalım. Aynı
zamanda bu ülkede vergi oranının % 20 olması durumunda hesaplanacak kurumlar
vergisi benzeri vergi 10 olacak bu verginin dağıtılabilir kazanç olan 80 ile
hesaplanan kurumlar vergisi olan 10 un toplamı olan 90 a oranlanması sonucu
bulunacak vergi yükü % 12,5 olacak dolayısıyla bu kazanç üzerinden elde
edilecek iştirak kazancının tamamının istisnadan yararlanması mümkün olmayacak,
sadece elde edilen iştirak kazancının 1/3 ü kurumlar vergisinden istisna
edilebilecektir. Buna karşılık diğer ülkede herhangi bir istisnadan
yararlanılmadığı varsayılır ise bu durumda kurumlar vergisi 20 olacak, kurumlar
vergisi düştükten sonra kalan ve dağıtılabilir kazanç olan 70 ile hesaplanan
kurumlar vergisi olan 20 nin toplamı olan 90 a oranlanması sonucu ortaya
çıkacak olan vergi yükü % 22,2 olacağından bu kazanç üzerinden elde edilecek
iştirak kazançlarının tamamının istisnadan yararlanması mümkün olacaktır.
Öte yandan esas faaliyet
konusu finansman temini ve sigortacılık olanlarda tam istisnadan
yararlanabilmek için, aynı şekilde hesaplanacak kurumlar vergisi benzeri vergi
yükünün Türkiye'de uygulanmakta olan Kurumlar vergisi oranına eşit olması gerekmektedir.
Ancak bu vergi yükünün en az % 15 olması durumunda iştirak kazancının yarısı,
vergi yükünün en az % 10 olması durumunda
ise iştirak kazancının 1/3 ü kurumlar vergisinden istisna edilecektir.
Diğer bir şart ise
dağıtıma tâbi tutulan kazancın içeriği ile ilgilidir. Buna göre içinden iştirak
kazancı elde edilen yabancı kurum kazancının en az % 75’inin aktif
faaliyetlerden elde edilen ticari, zirai veya serbest meslek kazancı niteliğinde
olması gerekmektedir. Eğer iştirak edilen yabancı kurumun dağıtıma tâbi tuttuğu
kurum kazancının % 75’ten fazlası bu türden aktif gelirlerden oluşuyor ise elde
edilen iştirak kazancının tamamı istisna edilecektir. Örneğin toplam kurum
kazancı 100 olan yurt dışı iştirakin kazanç kompozisyonunun aşağıdaki gibi
olduğunu varsayalım.
Ticarî kazanç 50
Kâr payı 20
Faiz 10
Menkul Kıymet Alım Satım Kazancı 20
Bu durumda ticarî kazanç
niteliğindeki kazancın toplam kazanca oranı % 50 ile sınırlı olduğundan, bu
dönemde elde edilen bütün kurum kazancı unsurları üzerinden elde edilecek
iştirak kazancına istisnanın uygulanması mümkün olamayacaktır.
İstisnanın uygulanması
ile ilgili son şart söz konusu iştirak kazancının Türkiye'deki kurum tarafından
elde edildiği vergilendirme dönemi ile ilgili kurumlar vergisi beyannamesinin
veriliş tarihine kadar Türkiye'ye transfer edilmiş olması gereğidir. Elde
edilen iştirak kazançlarının elde edildiği dönemde kurum kazancına dahil
edilmesi bir zorunluluk olmakla beraber bu kazancın kurumlar vergisi beyanname
verme tarihinin sonuna kadar Türkiye'ye fiilen transfer edilmediği durumda bu
istisnadan yararlanmak mümkün olamayacaktır. Söz konusu tarihten sonra
yapılacak transferler de artık istisna imkânı sağlamayacaktır.
Madde ile Kurumlar
Vergisi Kanununun 8 inci maddesine eklenen 10 uncu bent hükmü uyarınca
istisnadan yararlanabilmek için de;
- Kurumun işyeri veya
daimi temsilcisinin Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen ülkelerde
bulunmaması,
- İşyeri veya daimi
temsilcinin esas faaliyet konusunun finanssal kiralama ve her nevi menkul
kıymet yatırımı olmaması,
- Diğer bir ülkedeki işyeri veya daimi temsilcisi aracılığı ile elde
edilen kazancın bu ülke vergi kanunları
uyarınca en az % 20 oranında kurumlar vergisi benzeri vergi yükü taşıyor
olması,
- Diğer bir ülkedeki
işyeri veya daimi temsilcinin esas faaliyet konusunun finansman temini ve
sigortacılık olması durumunda kurumlar vergisi benzeri vergi yükünün
Türkiye'deki kurumlar vergisi oranına eşit olması,
- Diğer bir ülkedeki
işyeri veya daimi temsilcisi aracılığı ile elde edilen kazancın en az % 75’inin ticarî, ziraî ve serbest meslek kazancı niteliğinde
olması,
- Diğer bir ülkedeki işyeri veya daimi temsilcisi aracılığı ile elde
edilen kazancın elde edildiği vergilendirme dönemi ile ilgili yıllık kurumlar
vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihi takip eden üçüncü ayın sonuna
kadar Türkiye'ye transfer edilmesi,
Gerekmektedir.
Yurt dışı şube
kazançlarının istisna edilebilmesi için getirilen bu koşullar yurt dışı iştirak
kazançlarının istisna edilmesi ile paralellik taşımakta olup iştirak kazançları
ile ilgili olarak yukarıda 9 uncu bende yönelik yapılan açıklamalar şube
kazançları için de aynen geçerli olacaktır.
Madde ile Kurumlar
Vergisi Kanununun 8 inci maddesine eklenen 11 inci bent hükmü uyarınca
istisnadan yararlanabilmek için de;
- 9 uncu bentte
belirtilen koşulların aynen yerine getirilmesi,
- İştirak kazancı elde eden kurumun, Türkiye'de tam
mükellef bir anonim şirket olması,
- Bu kurumun yurt dışı
iştiraklerinin bu kurumun toplam aktifi içerisindeki payının en az % 75 olması,
- Bu kurumun yıllık kazancının en az % 75’inin yurt dışı iştirak
kazançlarından oluşması,
Gerekmektedir.
Tüm bu şartların
gerçekleşmesi durumunda sadece yurt dışından elde edilen iştirak kazançları
kurumlar vergisinden istisna edilecek, istisna edilen bu kazançlar üzerinden
anonim veya limited şirket mahiyetindeki şirketlere dağıtılan kâr payları
üzerinden Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6)
numaralı bendinin (b/ii) numaralı alt bendi uyarınca % 5'ten fazla bir oranda
vergi kesintisi yapılamayacaktır. Bu durumda bu kurumdan kâr payı elde edenin
tam mükellef kurum veya yabancı bir kurumun Türkiye'deki iş yeri veya daimi
temsilcisi olması durumunda Gelir
Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin
(b/i) numaralı alt bendi uyarınca zaten herhangi bir vergi kesintisi
yapılmayacak, buna karşılık bu kurumdan kâr payının doğrudan anonim veya
limited şirket mahiyetindeki yabancı bir kurum tarafından elde edilmesi durumunda
yapılacak vergi kesintisi oranı % 5’i geçemeyecektir.
Madde 28. - Araştırma ve
geliştirmeye yönelik faaliyetleri teşvik etmek amacıyla Gelir Vergisi Kanununda
yapılan değişikliğe paralel düzenleme Kurumlar Vergisi Kanununda da
yapılmaktadır. Gelir Vergisi Kanununa ilişkin değişiklik gerekçesinde yer alan
hususlar bu madde açısından da geçerlidir.
Bendin değiştirilmeden
önceki halinde yer alan Ar-Ge vergi ertelemesi dışındaki düzenlemelere, tasarı
ile Kurumlar Vergisi Kanununa eklenen mükerrer 14 üncü maddede aynen ver
verilmiştir.
Madde 29. - Kurumlar
Vergisi Kanununun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının 6 ve 7 numaralı
bentlerinde yer alan bağış ve yardımlara ilişkin indirimler ile zarar mahsubuna
ilişkin hükümler mükerrer 14 üncü madde olarak yeniden düzenlenmektedir.
Yapılan düzenleme Kanun
sistematiği açısından bir düzeltmeyi ifade etmektedir. Düzenleme bağış ve
yardımların beyanname üzerinden gösterilmesini gerektirmesi dışında bir yenilik
getirmemektedir. Düzenleme ile Gelir Vergisi Kanununda geçerli olan sistematik
Kurumlar Vergisi Kanununa taşınmaktadır.
Daha önce de belirtildiği
üzere, yeni maddede Ar-Ge ertelemesi uygulamasına yönelik düzenleme dışında
kalan Kurumlar Vergisi Kanununun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının 6 ve 7
numaralı bentlerinde yer alan hükümlere aynen yer verilmiştir.
Devir halinde zarar
mahsubuna ilişkin mevcut düzenlemede yer alan zarar dışındaki aktif toplamı
ibaresine, yeni düzenlemede aktif toplamı olarak yer verilmiştir. Bu uygulamada
değişiklik gerektiren bir düzeltme olmayıp, muhasebe sistemi içerisinde
zararların özsermaye kalemleri arasında negatif bir unsur olarak gösteriliyor
olması dolayısıyla ifadenin muhasebe uygulamalarına daha paralel hale
getirilmesini amaçlamaktadır.
Madde 30. - Yapılan
düzenleme ile, mükelleflerin, hukukî statülerini, faaliyet gösterdikleri
alanları ve tasfiyeye giriş tarihindeki aktif büyüklüklerini dikkate almak
suretiyle tasfiye işlemlerine yönelik inceleme yaptırmama konusunda Maliye
Bakanlığına yetki verilmektedir.
Madde 31. - Madde ile
Kurumlar Vergisi Kanununun 24 üncü maddesi çerçevesinde hesaplanan kurumlar
vergisinin ödeme zamanı yeniden belirlenmektedir. Düzenlemeye göre 24 üncü
madde uyarınca kesilen vergi, beyannamenin verileceği ayın yirmi altıncı günü
akşamına kadar ödenecektir.
Madde 32. - Madde ile
Kurumlar Vergisi Kanununa bir geçici madde eklenmektedir.
Geçici madde ile
Kurumların bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 31.12.2004 tarihine
kadar; kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan kurumlardan elde ettikleri
iştirak kazançları ile yurt dışında bulunan işyeri veya daimi temsilcisi
aracılığı ile elde ettikleri kurum kazançları 30.6.2005 tarihine kadar
Türkiye'ye transfer edilmiş olmak kaydıyla kurumlar vergisinden müstesna
tutulmaktadır.
Sınırlı bir süre için
sağlanan istisnadan yaralanabilmek için,
- Kanunî ve iş merkezi
Türkiye'de bulunmayan kurumlardan elde edilen iştirak kazançları ile
- Yurt dışında bulunan iş
yeri veya kanuni temsilcisi aracılığı ile elde edilen kurum kazançlarının
- Kanunun yayım tarihinden itibaren 31.12.2004 tarihine kadar
elde edilmiş olması ve
- Bu kazançların
30.6.2005 tarihine kadar Türkiye'ye transfer edilmiş olması
Gerekmektedir.
Bu istisnanın uygulanması ile ilgili olarak
göz önünde bulundurulması gereken en önemli husus iştirak kazancı veya şube
kazancının elde ediliş tarihidir. Sadece bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten
sonra 31.12.2004 tarihine kadar elde edilen iştirak kazançları ile şube
kazançları istisnadan yararlanabilecektir. Kanunun yayım tarihinden önce elde edildiği halde Türkiye'de kurum
kazancına dahil edilip beyan edilmeyen veya 31.12.2004 tarihinden sonra elde
edilen iştirak kazançları ile şube kazançlarının bu istisnadan yararlanması
mümkün değildir.
Madde 33. - 4458 sayılı
Gümrük Kanunu gereğince gümrük idarelerine verilen ve mahiyeti itibari ile
manifestolara benzeyen özet beyan formları 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu'na
ekli (1) sayılı tabloda ayrı bir bent halinde düzenlenmiştir. Böylece, özet
beyan formları ile bu belge yerine geçmek üzere verilen belgelerin (1) sayılı
tablonun hangi bölümüne göre vergileneceği hususunda uygulamada oluşan
tereddütlerin giderilmesi amaçlanmıştır.
Madde ile Damga Vergisi
Kanununa ekli (1) sayılı tablonun "IV. Makbuzlar ve diğer kağıtlar"
başlıklı bölümünün (1) numaralı fıkrasının (h) bendi, mevcut düzenlemenin
ortaya çıkardığı tereddütleri giderecek şekilde yeniden düzenlenmiştir.
Böylece, kişilere doğrudan yapılan ödemeler, kişilerin banka hesabına havale
yapılması şeklinde yapılan ödemeler ile kişilerin bir başka kamu idaresine olan
borcuna mahsuben yapılan ödemelerin bu bent kapsamında damga vergisine tâbi olduğu
açıklığa kavuşturulmuştur.
Bankalar ve özel finans
kurumlarının yanı sıra tüketici finansman şirketleri ile kişiler arasında düzenlenecek kredi kartı üyelik
sözleşmelerinin de damga vergisinden istisna edilmesi amaçlanmıştır. Ancak,
muhtelif kurumlar tarafından, kendi sattıkları ürünlerin pazarlanması amacıyla
düzenlenen ve yalnızca bu kurumlar nezdinde geçerliliği olan kredi kartlarına ilişkin
üyelik sözleşmeleri bu fıkra kapsamı dışında tutulmuştur.
Tüketici finansman
şirketlerince 4077 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi çerçevesinde kullandırılan
tüketici kredilerine ilişkin olarak düzenlenen sözleşmelerin tüketiciye verilen
nüshasının yanı sıra diğer nüshaları da istisna kapsamına alınarak sözleşmeyi
imzalayan taraflar arasındaki eşitsizliğinin giderilmesi amaçlanmıştır.
Maliye Bakanlığının veya
Sayıştay'ın vizesine tâbi ihale kararlarının vize edilmemesi durumunda ihale
kararının hükmünden yararlanılmamış sayılacağı hükme bağlanmaktadır
Madde 34. - 2.1.2004
tarihli 25334 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 1.1.2004 tarihinde
yürürlüğe giren 5035 sayılı Kanunun 36 ncı maddesi ile 492 sayılı Harçlar
Kanuna ekli (4) sayılı tarifenin "II-Kadastro ve Tapulama işlemleri"
başlıklı bölümüne eklenen hükümle kadastro yenilenmesi işlemleri harç kapsamı
dışına çıkarıldığından, 1.1.2004 tarihinden önce bu işlem nedeniyle hesaplanan
ancak bu tarihe kadar tahsil olunamayan harçların 6 eşit taksitte tahsil olunmak
suretiyle tasfiyesine imkân sağlanmaktadır.
Madde 35. - Yapılan
düzenleme ile özel iletişim vergisinin kapsamı genişletilmekte,
Telekomünikasyon Kurumuyla görev veya imtiyaz sözleşmesi imzalamak veya bu
Kurumdan ruhsat veya genel izin almak suretiyle telekomünikasyon alt yapısı kurup
işleten veya telekomünikasyon hizmeti sunan işletmecilerin bütün
telekomünikasyon hizmetleri özel iletişim vergisi kapsamına alınmaktadır.
Bu madde ile her nevi
mobil telekomünikasyon işletmeciliği kapsamındaki hizmetler ile radyo ve
televizyon yayınlarının uydu platformu ve kablo ortamından iletilmesine ilişkin
hizmetler için yeni bir yükümlülük veya değişiklik getirilmemekte, bunun
dışındaki telekomünikasyon hizmetlerinin % 15 oranında vergilendirilmesi
öngörülmektedir.
Madde 36. - Bu madde ile
Millî Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından tertiplenen şans oyunlarının
vergilendirilmesi, Avrupa Birliği ve diğer ülkelerdeki uygulamalara göre
yeniden düzenlenmiştir. Millî Piyango İdaresi Genel Müdürlüğünün şans oyunları
lisans hakkını özel kuruluşa devretmesi hali göz önünde bulundurularak; 6802
sayılı Gider Vergileri Kanununun 40 ıncı maddesinin (b) bendinde yer alan Millî
Piyango İdaresi Genel Müdürlüğünün düzenlediği şans oyunlarının
vergilendirilmesine ilişkin hüküm değiştirilmiştir. Maddenin diğer hükümlerinde
ise herhangi bir değişiklik yapılmayarak, yapılan bu değişikliğe uygun
düzenlemeye yer verilmiştir.
Yapılan düzenleme ile
Millî Piyango İdaresi Genel Müdürlüğünün vergilendirilmesinde, vergiyi doğuran
olayın kapsamı genişletilmiştir. Buna göre, Millî Piyango İdaresi Genel
Müdürlüğünün her ne nam altında olursa olsun tahsil ettiği tüm paralardan;
ödenen her türlü ikramiye, işletici firma payı, bayi komisyonu, idare payı ve
Savunma Sanayii Destekleme Fonu payı düşüldükten sonra kalan tutar, şans
oyunları vergisine tâbi tutulmaktadır.
Madde 37. - 31.12.2003
tarihine kadar tevkifat suretiyle ödenmiş olan ancak mahsup veya iadesine imkân
verilmeyen fon paylarının, 2003 yılına ilişkin olarak verilen yıllık beyanname
üzerinden hesaplanan verginin % 10'unu aşan kısmının 2004 yılına ilişkin
kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınmasına yönelik düzenleme
yapılmaktadır. Bu işlem özel hesap dönemleri bulunan kurumlarda, bu dönemler
dikkate alınarak yerine getirilecektir.
Birden fazla takvim
yılına sirayet eden inşaat ve onarma işlerinde kazancın belirlenmesinde işin
bitim tarihi esas alındığı için, 2003 yılından sonra biterek kazancı tespit
edilecek işlerle ilgili olarak tevkif suretiyle ödenen fon paylarının
hesaplanan verginin % 10'unu aşan kısmının hangi dönemde gider olarak dikkate
alınacağına yönelik özel bir düzenlemeye yer verilmiştir. Bu durumda iş ile
ilgili kazancın beyan edildiği vergilendirme dönemine ilişkin olarak verilen
beyanname üzerinden hesaplanan verginin %10'unu aşan kısmı beyannamenin
verildiği yılın kazancının tespitinde dikkate alınacaktır.
Madde 38. - Bankalar
tarafından ihracatçılara verilen ihracat kredileri ile ilgili taahhüt kapatılma
süreleri; ülkemizde ve dünyada yaşanan ekonomik koşullar nedeniyle 1997
yılından itibaren Bakanlar Kurulu kararlarıyla uzatılmıştır. Yapılan bu süre
uzatımları; ihracatı desteklemek amacı çerçevesinde, özellikle 1996 ve 1997
yıllarına ilişkin olarak açılmış bulunan ihracat taahhüt kredileri ile ilgili
olarak, bankalar tarafından ödenmesi gereken banka ve sigorta muameleleri
vergisi ile kaynak kullanımını destekleme fonu tutarlarının ödenememesine ve bu
tutarlara ilişkin gecikme faizi, gecikme zammı ve cezai faiz tutarlarının
sürekli artmasına sebebiyet vermiştir.
Yapılan düzenleme ile,
düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla süresi geçtiği halde ihracat
taahhütleri kapatılmamış olan kredilere ilişkin banka ve sigorta muameleleri
vergisi ile kaynak kullanımını destekleme fonu kesintisinin ödenmemiş olan
asıllarının Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından, bankaların
Bankalar Kanunu uyarınca "Zarar Niteliğindeki Krediler ve Diğer
Alacaklar" (Beşinci grup) kategorisinde bir alacağı olarak kabul edilmesi
halinde, ilgili bankanın başvurusu üzerine ve bu vergi ve fon kesintisi
asıllarının bu Kanunun yayımını izleyen üçüncü ay sonuna kadar ödenmesi
şartıyla bu vergi ve fon kesintisine ilişkin birikmiş gecikme zammı, gecikme
faizi ve cezai faizleri ile vergi cezalarının terkin edileceği; bu madde
kapsamına giren alacakların maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce ödenmiş
olması halinde ödenmeyen kısım için de bu hükümden yararlanılacağı, ödenen
kısımların red ve iade edilmeyeceği ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul
ve esaslar ile başvuru süresinin Maliye Bakanlığınca belirleneceği
öngörülmektedir.
Bu madde ile, taahhüt
kapatma süreleri içinde bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte taahhütleri
kapatılmamış ihracat kredilerine ait ödenmemiş olan banka ve sigorta
muameleleri vergisi ve kaynak kullanımını destekleme fonu kesintisi asıllarının
tamamının tahsili amaçlanmaktadır. Yapılan düzenleme ile; 1997 yılından
itibaren yapılan süre uzatımları sonucunda maddenin yürürlüğe girdiği tarihe
kadar kapatılmamış olan ihracat taahhüt kredilerine ilişkin olarak bankalar tarafından
ödenemeyen banka ve sigorta muameleleri vergisi ile kaynak kullanımını
destekleme fonu kesintisinin asıllarının tamamının ödenmesi halinde, bu vergi
ve fon kesintisinin süre uzatımı nedeni ile sürekli artarak büyüyen ve ödenmesi
güç hale gelmiş olan gecikme faizi, gecikme zammı ve cezai faizi ile vergi
cezası tutarlarının terkini sağlanmaktadır.
Bu madde kapsamındaki
alacakların, bu madde yürürlüğe girmeden önce kısmen ödenmiş olması halinde,
madde hükmü kalan tutarlar dikkate alınarak uygulanacaktır. Bu madde yürürlüğe
girmeden önce, yapılan düzenleme kapsamında olup, daha önce ödenmiş olan
alacaklar ise iade edilmeyecektir. Yapılan düzenlemeyle bu maddenin
uygulanmasına ilişkin; başvuru süresi
ile usul ve esasların Maliye Bakanlığınca belirleneceği hüküm altına
alınmaktadır.
Madde 39. - Vergi ve
diğer malî yükümlülüklerle ilgili olarak araştırma ve çalışmalarını, toplumun
çeşitli kesimleri ve gelir politikalarını belirleyen kurumlarla paylaşmak,
uluslararası gelişmelerin ışığında ekonomiyle uyumlu, adil, etkin ve toplumsal
uzlaşmaya dayalı çağdaş bir vergi sisteminin oluşturulmasına katkıda bulunmak
ve vergi bilincinin gelişmesine yardımcı olmak amacıyla Vergi Konseyi
oluşturulmaktadır.
Madde 40. - Tasarının 25
ve 27 nci maddelerinde yapılan düzenlemelerle, okulların işletilmesinden elde
edilen gelirler için gelir ve kurumlar vergisi istisnası getirilmiştir. Bu
düzenleme sonucunda, 625 sayılı Özel Eğitim Kurumları Kanununun 3 üncü
maddesinin ikinci fıkrasında yer alan daha dar kapsamlı vergi teşviki gereksiz
olduğundan, ilgili maddede düzenleme yapılarak vergi teşvikini düzenleyen
ifadeler metinden çıkartılmıştır.
Madde 41. - Bu maddede
yapılan düzenleme ile Özelleştirme sonucunda yetki alacak gerçek ve tüzel
kişilerce açılacak muayene istasyonlarında tescile bağlı araçların
muayenelerini yaptırmak ve bu muayene istasyonlarının çalışma usul ve
esaslarını tespit etmek ve denetlemek ve bu esaslara aykırı hareket edenler
hakkında belirlenecek suç ve cezalar hakkında gerekli düzenlemeleri yapmak için
Ulaştırma Bakanlığına yetki verilmiştir.
Madde 42. - Bu maddede
yapılan düzenleme ile muayenesi yapılmayan araçların trafikten men edilerek
trafik zabıtasınca verilecek en kısa süre içerisinde en yakın muayene
istasyonuna gönderilerek araçların muayenelerinin yapılması amaçlanmaktadır.
Ayrıca araçların
muayenelerinin süresinde yapılmasını sağlamak ve yasalarla getirilmiş trafik
kurallarına uyulmasını sağlayacak ceza ve yaptırımların uygulanmasının
sağlanması amaçlanmaktadır.
Madde 43. - Bu maddede
yapılan düzenleme ile Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun 23.9.2003 tarih ve 2003/64
sayılı Kararı ile özelleştirme programına alınan Araç Muayene
İstasyonları/Hizmetinin özel sektör eliyle verilmesi; Avrupa Birliği Uyum
sürecinde Avrupa Birliği tarafından belirlenmiş standartlara uygun olarak araç
muayenelerinin yapılması belirlenen
muayene ücretleri ile bu ücretlerden devletin ve ihaleyi alacak gerçek ve tüzel
kişilerin alacağı paylar belirlenmiştir.
Maddede ayrıca devlete
ödenecek hazine paylarının kimler tarafından hangi sürelerde nerelere
ödeneceği, süresinde ödenmeyen veya eksik ödenenlere 6183 sayılı Kanun
hükümlerinin uygulanacağı hazine paylarını hiç bildirmeyen veya eksik bildirenlere
ise hazine payının üç katı idari para cezası kesileceği ve eksik bildirilen
yada hiç bildirilmeyen hazine payının ödenmesi gereken kanuni süresinden
itibaren 6183 sayılı kanunun 51. maddesine göre uygulanacak gecikme zammı ile
birlikte tahsili düzenlenmiştir.
Madde 44. - Karayolları
Trafik Kanununun 115 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan mevcut
düzenlemeye göre, ilk 10 gün içinde ödenen cezalar bir kat, ikinci 10 gün
içinde ödenen cezalar iki kat, üçüncü 10 içinde ödenen cezalar ise üç kat
olarak tahsil edilmektedir. Maddenin önerilen şeklinde cezanın ödenmesi için
bir aylık ödeme süresi verilmekte ve bu suretle cezaya muhatap olan kişinin
seyahatte olması, tatilde bulunması, ücretini veya maaşını henüz almamış olması
gibi nedenlerle gecikmesi sonucu cezanın 3 kata çıkması ödeme güçlüğü
yarattığından yapılan düzenlemeyle bu sakıncanın giderilmesi amaçlanmaktadır.
Diğer taraftan bir aylık ödeme süresi içinde ödenmeyen cezaların üç kata
çıkması öngörülmek suretiyle de cezaların bir aylık süre içinde ödenmesi
hedeflenmektedir.
Madde 45. - Özelleştirme
Yüksek Kurulu'nun 23.9.2003 tarih ve 2003/64 sayılı Kararı ile özelleştirme
programına alınan Araç Muayene İstasyonları/Hizmetinin özel sektör eliyle
verilmesi halinde ülke genelinde muayene hizmetlerinin ihaleyi kazanan gerçek
ve tüzel kişiler tarafından hizmete geçirilmesi belli bir zaman
gerektireceğinden bu süre içerisinde muayene hizmetlerinin aksamaması için
Karayolları Genel Müdürlüğünce araç muayenelerinin yapılmasının yanı sıra bu
muayene istasyonlarında yapılacak muayenelerin ücretleri ile yetki verilen
gerçek ve tüzel kişilerce yapılacak muayenelerin ücretleri arasındaki ücret
farklılığının giderilmesi için karayolları muayene istasyonlarınca yapılacak
muayene ücretlerine genel KDV oranında artış öngörülmüştür.
Madde 46. - Posta Kanununa
eklenmesi öngörülen hükümle Maliye Bakanlığınca para cezalarının PTT İdaresi
vasıtasıyla tahsiline izin verilmesi durumunda, anılan İdare ve bu idarenin
memurlarına makbuz karşılığı ödeme yapılabileceği ve bu memurlara makbuz
karşılığı yapılan ödemelerin yetkili ve mesul memura yapılmış ödeme sayılacağı
hükme bağlanmaktadır.
Maddenin ikinci
fıkrasında yapılması öngörülen düzenlemeyle, PTT İdaresince yapılacak
tahsilatın Maliye Bakanlığı tarafından belirlenecek sürelerde Bakanlık Merkez
Saymanlığına yatırılması ve bu tahsilat karşılığında PTT İdaresine Maliye
Bakanlığının belirleyeceği oranda gider karşılığı ödenmesi amaçlanmaktadır. Bu
düzenlemeye paralel olarak, söz konusu cezalara ait tutanakların tebliği için
Posta İdaresince Posta Kanununun 20 nci maddesi uyarınca posta bedeli talep
edilmemesi hususu hükme bağlanmaktadır.
Maddenin son fıkrasında,
6183 sayılı Kanunun 41 inci maddesinde geçen "postane ve posta çek merkezi
müdürleri" ibaresinin para cezalarının aktarılmasında kimi ifade edeceği
hususuna açıklık getirilmektedir.
Madde 47. - Hazineye ait
taşınmazların doğrudan satışını düzenleyen 4706 sayılı Kanunun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasına eklenen (i) bendi ile düzenlenecek protokolle,
Hazineye ait taşınmazların, belediyelere doğrudan satışı imkânı
getirilmektedir. Daha önce belediyelere bu tür taşınmaz satışları 2942 sayılı
Kamulaştırma Kanununun 30 uncu maddesine göre yapılmakta idi. Ancak, bu
uygulama, belediyelerin zorunlu görevleri arasında konut yapma veya yaptırma
amacı olmaması nedeniyle tereddütlere neden olmuştur. Bu nedenle belediyelerin
şehircilik ilkelerine uygun planlar yaparak konut amacına ayrılmış Hazine
taşınmazlarını kadastral veya imar parselleri halinde toplu olarak alarak,
vatandaşları imarlı ve alt yapılı arsa veya konut sahibi yapmaları
amaçlanmaktadır.
Ayrıca, satış amacı
dışında kullanımın önlenmesi bakımından, tapu kütüğüne bu yönde şerh konulması
öngörülmektedir. Belediyelere konut amaçlı satışlarda, satışın kadastral parsel
üzerinden yapılması halinde, imar uygulaması yapılması durumunda, kamu
hizmetlerine ayrılacak imar parsellerinin kamuya geri dönüşünü sağlamak üzere,
bu imar parsellerinin müstakil parsel olarak hisselendirilmeksizin Hazine adına
resen tescil edilmesi öngörülmektedir.
Madde 48. - Hazineye ait
taşınmazların taksitli satışlarında alıcısı adına mülkiyet devrinin yapılmadığı
durumlarda, alıcı, taksitle ödemenin belirli aşamasında taşınmazı almaktan
vazgeçmesi durumunda, ihale sonucunda yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere
uygulanan geçici teminatın irat kaydedilmesi uygulamasına tâbi tutulmamaktadır.
Bu durum bir yandan haksızlığa neden olurken, bir yandan da kötüye kullanıma
neden olmaktadır. Taksitlerini hiç ödemeyen alıcı, vazgeçtiğini söyleyerek
yatırmış olduğu paranın iadesini istemektedir. Bu durumun giderilmesi amacıyla
düzenleme yapılmaktadır.
Madde 49. - Mevcut
mevzuat, Hazineye ve kamu kurum ve kuruluşlarına ait taşınmazların
değerlendirilmesinde, satış, kiraya verme, sınırlı aynı hak tesisi gibi
yöntemlerin kullanılmasını öngörmektedir.
Ancak bugün gelinen
noktada, söz konusu yöntemler bu taşınmazların değerlendirilmesinde yetersiz
kalmaktadır. Bu yöntemlerin yanında ilave değerlendirme yöntemlerinin
kullanılması, imar sorunlarının kısa sürede ve değerlendirmeye imkân verecek
şekilde çözümlenmesi, taşınmazların değerlendirilmesi açısından önem
taşımaktadır.
Yapılan düzenleme ile
Hazineye ve kamu kurum ve kuruluşlarına ait taşınmazların, kısa sürede, en iyi
ve en uygun şartlarla
değerlendirilebilmesi amacıyla, sermayesinin % 49'u Emekli Sandığı Genel
Müdürlüğüne, % 49'u Türkiye Kızılay Derneğine, % 07'si Atatürk Orman Çiftliği
Müdürlüğüne, % 03'ü Türk Hava Yolları Genel Müdürlüğüne ve % 1'i de Dr. M.Raif
GÜR'ün varislerine ait olan Emek İnşaat ve İşletme Anonim Şirketine, söz konusu
taşınmazları, inşaat yapmak, varsa üzerindeki muhdesat ile birlikte satmak,
sattırmak, üzerinde sınırlı ayni hak tesis edilmek, projeye dayalı kat
karşılığı inşaat yapılmak, gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığında
hasılat paylaşımı esasına göre inşaat sözleşmesi yapmak suretiyle
değerlendirmek, bu değerlendirme işlemleri ile ilgili olmak üzere şirket veya
gayrimenkul yatırım ortaklığı kurmak, kurulmuş veya kurulacak şirket veya
gayrimenkul yatırım ortaklıklarına ortak olmak konularında yetki verilmesi
ve Bayındırlık ve İskan Bakanlığına bu
taşınmazlarla ilgili olarak imar mevzuatındaki mevcut düzenleme ve
kısıtlamalara bağlı kalınmaksızın, her türlü planı yapma yetkisi verilmesi
öngörülmektedir.
Madde 50. - 5084 sayılı
Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun ile kalkınmada öncelikli yöreler ile Devlet İstatistik Enstitüsü
Başkanlığınca 2001 yılı için belirlenen fert başına gayrisafi yurtiçi hâsıla
tutarı 1500 ABD Doları veya daha az olan illerdeki Hazineye, katma bütçeli
kuruluşlara, belediyelere veya il özel idarelerine ait arazi ve arsaların en az
10 kişilik istihdam sağlayan yatırımcılara bedelsiz olarak devrine imkân
tanınmıştır.
Ancak söz konusu yerlerde
bulunan ve 10 kişilik istihdam sağlayamayan kapasitedeki yatırımlar bu
düzenlemeden yararlanamamaktadır.
Yapılan düzenleme ile
bedelsiz olarak devredilebilecek nitelikte olmasına rağmen 10 kişilik istihdam
sağlayamadığı için bedelsiz olarak devredilemeyen, imar planlarında küçük
sanayi sitesi alanına ayrılmış Hazineye ait arazi ve arsaların imar planı
içinde oldukları dikkate alınmadan küçük sanayi sitesi kooperatiflerine
"arazi" için tespit edilmiş harca esas değer üzerinden satılarak
küçük yatırımcıların teşvik edilmesi amaçlanmaktadır.
Madde 51. - Maddenin
uygulanması yatırımların teşviki amacıyla, yatırımcıya bedelsiz arsa veya arazi
verilmesi olduğundan, üzerinde henüz faaliyete geçmemiş yatırım bulunan arazi
veya arsaların da bedelsiz devredilebilmesi imkânı getirilmektedir. Bu şekilde
bir yandan daha kısa sürede istihdam yaratılması, diğer yandan da aynı yerdeki
yatırımlar arasında haksız rekabet oluşmaması sağlanacaktır. Ayrıca, Hazineye
ait kullanılmayan bina ve müştemilatının bedelinin, devir tarihindeki vergi
değeri üzerinden, yatırımın gerçekleştirilmesini engellemeyecek şekilde, devir
tarihini izleyen ikinci yılın sonundan başlayarak iki yıl içinde altışar aylık
dönemler itibarıyla taksitlerle ödenmesi öngörülmektedir.
Madde 52. - Halen 5084
sayılı Kanunun 3, 4 ve 6 ncı maddelerinde yer alan gelir vergisi stopajı
teşviki, sigorta primi teşviki ve enerji desteğinin uygulama süresi yapılacak
yatırımların gerçekleşme süresine bağlı olmaksızın 31.12.2008 tarihi itibarıyla
sona ermektedir. Bu durumun belirli bir yatırım dönemi gerektiren projeler
açısından olumsuz etkisi olacağı dikkate alınarak bu tür projelerde teşvik ve
desteklerin yatırımın tamamlanmasından itibaren beş yıl süreyle yararlanmasına
yönelik düzenleme yapılmaktadır. Yatırımların bir an önce gerçekleşmesini temin
etmek amacıyla bu uygulamadan yararlanabilmek için yatırımın 5084 sayılı
Kanunun yayımını izleyen 2 yıl içerisinde tamamlanması gerekmektedir.
Madde 53. - Bu madde ile;
7.3.1954 tarihli ve 6326 sayılı Petrol Kanununun 116/3 maddesi, Türk Parası
Kıymetini Koruma Hakkında "Petrol Arama ve Petrolle İlgili Faaliyetleri
Düzenleme Fonu" Kurulmasına İlişkin 20 sayılı Kararda Değişiklik
Yapılmasına Dair 4482 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı, 1995, 1996 ve 1997 yılları
Bütçe Kanunlarının sırasıyla, 56., 52. ve 48. maddeleri uyarınca yapılan kur
farkı ödemelerinden dolayı kişiler hakkında çıkarılan tazmin miktarının, 1995,
1996 ve 1997 yılları için kişi borçları hesabına alınarak terkini
düzenlenmiştir.
Madde 54. - 4958 sayılı
Kanunla yürürlükten kaldırılan 4792 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinin (G)
bendinde yer alan ancak 4958 sayılı Kanuna konulmayan hükmün yeniden
düzenlenmesi amaçlanmıştır.
Madde 55. - Yapılan
düzenlemeyle, yabancı hukuk uygulamaları ve benzeri nedenlerle Hazine
Avukatlarınca takibine imkân bulunamayan, Devletin taraf olduğu Milletlerarası
yargı organlarında görülen davalar ile Milletlerarası tahkim davalarında,
Devleti ve Genel Bütçe içindeki daireleri temsil ve savunmak üzere Türk ve yabancı uyruklu avukatlar veya
avukatlık ortaklıklarından, 4734 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin (h) bendi
hükmüne göre hizmet satın alınabilmesi imkânı getirilmiş ve 2004 Malî Yılında
Analitik Bütçe Sınıflandırmasına geçildiğinden, bu hizmetin, genel bütçeye
dahil dairelerin ilama bağlı borçları ile mahkeme harç ve masraflarının kendi
bütçelerinden ödeneceğine dair Maliye Bakanlığı Bütçe ve Malî Kontrol Genel
Müdürlüğünün 22.3.2004 tarihli ve B.07.0.BMK.0.06.012.390/005003 sayılı genel
yazısı çerçevesinde yapılan yeni uygulamaya paralel şekilde ilgili İdareler
tarafından satın alınması öngörülmüştür.
Madde 56. - 1949 yılında
Kamu Personelinin sosyal güvenliğini sağlamak üzere 5434 sayılı Kanunla kurulan
T.C. Emekli Sandığı, kurulduğu yıldan itibaren iştirakçileri adına yatırılan
kesenek ve karşılıkların oluşturduğu fonları, Türk turizminin yatırım
gereksinimine sunmuş; bu amaçla ülkemizin büyük şehirlerinde otel, sahil
yörelerinde tatil köyü inşa ettirerek işletmeye almış, fonların bir kısmını ise
işhanı, otogar, çarşı gibi akar işletmesi ile menkul ve gayrimenkullere yatırarak
gelir elde etme yolunu tercih etmiştir.
Sosyal Güvenlik Kuruluşlarının yeniden yapılandırılması
çalışmaları çerçevesinde; Sandığın asli görevi dışında kalan ve doğrudan
hizmetleriyle ilgisi olmayan Taksim Otelcilik A.Ş., PETKİM Petro Kimya A.Ş.,
Türkiye Petrollleri A.O. gibi iştiraklerdeki Sandık iştirak hisseleri ve
gayrimenkullerin (Oteller, İşhanları, Çarşılar, Otogarlar, Tatil Köyleri v.b.)
bu günün değişen ve gelişen şartları karşısında durumu tekrar incelendiğinde,
anılan kıymetlerin satış yoluyla değerlendirilebilmesinin, bu suretle, Sandığın
sadece Sosyal Güvenlik alanında faaliyet göstermesinin gerekli olduğu ortaya
çıkmaktadır.
Ancak 5434 sayılı Kanunun 20 nci maddesi gereğince yeni bir yasal
düzenleme yapılmadan bunların satılmasına imkân bulunmamaktadır.
Yapılan bu düzenleme ile satış işlemini gerçekleştirecek değer
tespit ve ihale komisyonlarının oluşumu ile ihale usulleri belirlenmiştir.
Ayrıca belirtilen varlıkların satımı konusunda yönetim
kurulu yetkilendirilmiş ancak yönetim kurulu tarafından belirlenecek olan,
özellik arzeden bazı gayrimenkul ve iştirak paylarının satış işleminin bu
konuda ihtisas kuruluşu olan Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından
yapılması düzenlenmiştir.
Her iki haldede özelleştirme uygulamalarını düzenleyen ve Anayasal
denetimden geçmiş olan 4046 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı
belirtilmiştir.
5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununun 20 nci maddesine eklenen
hükümler ile, Emekli Sandığının doğrudan hizmeti ile ilgili olmayan
gayrimenkulleri ile diğer kuruluşlardaki iştirak paylarının satılmasına ilişkin
prosedür düzenlenmiştir.
Bu prosedür uyarınca yukarıda belirtilen varlıklardan hangilerinin
satılacağı Yönetim Kurulu tarafından belirlenecektir. Belirtilen varlıkların değer tespitini yapmak üzere kurulan değer
tespit komisyonunun kimlerden oluşacağı ve uygulayacağı değer tespit metodları
belirlenmiştir.
Ayrıca ihale komisyonunun kimlerden oluşacağı belirlenerek,
Komisyonun 4046 sayılı Kanunda belirtilen ihale usullerinden hangilerini
uygulayacağı açıkça düzenlenmiştir.
Diğer yandan Yönetim Kurulunca belirlenecek özellik arzeden bazı
iştirak payları ve gayrimenkullerin Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından
satışının yapılacağı konusunda düzenleme yapılmıştır. Bu varlıkların
özelleştirme programına alınması ve satışının Özelleştirme İdaresi Başkanlığı
tarafından 4046 sayılı Kanun çerçevesinde yapılması ve satıştan elde edilecek
gelirlerin, özelleştirme giderleri düşüldükten sonra Emekli Sandığına
aktarılacağına ilişkin hususlar belirlenmiştir.
Madde 57. - Bankalar
Kanununda Değişiklik Yapan 4672 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin (e) bendinde
yer alan hüküm uyarınca özel finans kurumları, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu,
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu,
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanun ve 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin
Korunması Hakkında Kanun ile diğer mevzuatın çeke ve teminat mektuplarına
ilişkin hükümleri ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi
hükümlerinin uygulanması bakımından banka addolunmuştu.
Ancak günümüz
koşullarında özel finans kurumları ile bankalar arasındaki farklılıklar bir
hayli azalmış durumdadır. Maddenin (1) numaralı fıkrasının (a) bendinde
düzenlemeyle vergi kanunları uygulaması yönünden banka-özel finans kurumu
ayrımından kaynaklanan sorunları gidermek amacıyla, vergi kanunları
uygulamasında özel finans kurumlarının banka olarak addolunması
öngörülmektedir.
Maddenin (1) numaralı
fıkrasının (b) bendinde yapılan düzenlemeyle, azalan bakiyeler usulünde
uygulanacak amortisman oranının üst sınırı belirlenmektedir.
Maddenin (2) numaralı
fıkrası ile 3065 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin 3 numaralı fıkrasının (d)
bendinde yer alan "Hazinece yapılan taşınmaz mal satışları hariç müzayede
mahallerinde" ibaresi Hazinece yapılacak taşınmaz satışları ile ilgili
istisnanın Katma Değer Vergisi Kanununun 17 nci maddesine taşınmış olması sebebiyle bu bentte yer alan hüküm
"Müzayede mahallerinde" olarak değiştirilmiştir.
Maddenin (3) numaralı
fıkrasının (a) bendinde ilgili Kanuna yapılan atıf düzeltilmekte, (b) bendinde
yapılan düzenlemeyle ise, Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesinin ikinci
fıkrasında değişiklik yapılarak, yıllara sari inşaat ve onarma işlerinden elde
edilen kazançlarda beyan zamanı, gelir vergisi beyan zamanı ile uyumlu hale
getirilmektedir.
Maddenin (4) numaralı
fıkrası ile Damga Vergisi Kanununda yapılan değişiklikle;
- Madde ile damga
vergisine tâbi kağıtlar terimi, manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde
oluşturulan belgeleri de kapsayacak şekilde yeniden tanımlanmıştır.
- İstihkaktan kesinti
suretiyle hesaplanan verginin ödeme süresi muhtasar beyanname ile beyan edilen
vergilerin ödeme süresine paralel hale getirilmektedir.
- Kanuna ekli (1) sayılı
tablosunun "IV. Makbuzlar ve diğer kâğıtlar" başlıklı bölümünün (2)
numaralı fıkrasının (b) bendinin (5) numaralı alt bendinde yer alan
"Diğerleri" ibaresi "Diğer vergi beyannameleri", olarak
değiştirilerek, bentte sayılanların dışındaki beyannamelerden sadece vergi
beyannamelerinin vergiye tâbi olması sağlanmaktadır.
- Ayrıca yapılan
düzenleme ile Bakanlar Kuruluna, elektronik ortamda verilen belgeler için de,
damga vergisi oranını her bir kâğıt için ibraz yeri itibarıyla ayrı ayrı sıfıra
kadar indirme hususunda yetki verilmiştir.
- Kanuna ekli (1) sayılı
tablosunun "IV. Makbuzlar ve diğer kağıtlar" başlıklı bölümünün (2)
numaralı fıkrasında yapılan değişiklikle de birden fazla beyanname alınan
hallerde, bunlardan sadece bir nüshasının vergiye tâbi tutulması şeklinde olan
mevcut uygulamaya açıklık getirilmektedir.
Maddenin (5) numaralı
fıkrası ile Harçlar Kanununda yapılan değişikliklerle;
- Sadece gazete
muhabirleri için var olan ikamet tezkeresi harcı muafiyeti, bütün basın ve
yayın muhabirlerini kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmiştir.
- Avcılık belgelerine ait
yıllık olarak tahsil olunan harçlar yeniden belirlenmiştir. Böylece, kaçak
avcılığın artacağı yönündeki endişe ve tereddütlerin önüne geçmek, avcılık
faaliyetinin bilinçli ve kontrollü bir şekilde icra edilmesi ortamının
oluşmasına katkıda bulunmak amaçlanmış olup, avcılık belgelerinden alınan harç
tutarları makul bir seviyeye çekilmektedir.
Maddenin (6) numaralı
fıkrası ile, Vergi Barışı Kanununun 18 inci maddesinde değişiklik yapılmakta,
vergi barışı kapsamında yeniden yapılandırılan borçların taksitlerinin
zamanında yapılmaması durumunda, borcun ödenmeyen kısmının % 10 fazlası ile
ödeneceğine ilişkin hükümde yer alan oran, vergi barışı uygulamasının gelinen
noktadaki başarısı ve faiz oranlarında yaşanan kalıcı düşüş nedeniyle % 5
olarak yeniden belirlenmektedir.
Maddenin (7) numaralı
fıkrasıyla 18.2.1963 tarihli ve 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun
13 üncü maddesinin (d) fıkrasında yer alan "Taşıtlarla ilgili fenni
muayene komisyonları," ibaresi "Taşıtlarla ilgili fenni muayene komisyonları,
fenni muayene yapma yetkisi verilen gerçek ve tüzel kişiler" olarak
değiştirilmektedir.
Maddenin 8 inci
fıkrasının (a) bendiyle yapılan değişiklikle Karayolları Genel Müdürlüğünün
görev ve yetkileri arasında yer alan 2918 sayılı Kanunun 35. maddesine aykırı
hareket edenler hakkında suç ve ceza tutanağı düzenleme yetkisi kaldırılarak bu
yetki Ulaştırma Bakanlığına verilmiştir. Karayolları Trafik Kanununun 114 üncü
maddesinin beşinci fıkrasındaki mevcut düzenlemeye göre, yetkili memurlarca
düzenlenen trafik para cezası tutanakları doğrudan doğruya mal sandıklarına
teslim edilmektedir.
Maddenin (8) numaralı
fıkrasının (b) bendiyle yapılması önerilen değişiklikle trafik para cezası
tahsilatlarının Maliye Bakanlığınca PTT vasıtasıyla yaptırılması halinde bu
tutanakların mal sandığı yerine doğrudan PTT İdaresine teslimini temin etmek
amacıyla söz konusu ibare değişikliği yapılmaktadır.
Fıkranın (c) bendiyle,
araç tescil plakalarına göre yazılan trafik ceza tutanaklarının tebligat
işlemlerinin posta yoluyla yapılmasına ve bu şekilde tebliğ edilemeyenlerin
vergi dairesinin ilan tahtasına asılmak suretiyle tebliğine ilişkin özel bir
tebligat usulü getirilmektedir.
Maddenin 9 uncu
fıkrasıyla 4706 sayılı Kanunda yapılan ibare değişikliklerine ilişkin
açıklamalar aşağıda yer almaktadır.
a) 4706 sayılı Kanunun 4
üncü maddesinin son fıkrasında yer alan "plan kararlarına uyulmak
kaydıyla" ibaresi uygulamaya ilişkin bir uymayı ifade etmekle birlikte,
fıkranın sonunda yer alan bu yerlerin amacı dışında kullanılamayacağına dair
tapu kütüğüne şerh konulacağına ilişkin ifade karşısında mükerrerlik
oluşturmakta ve karışıklıklara yol açmaktadır. Plan kararlarına uyma, amaca
uygun kullanma ile aynı sonucu doğurduğundan, karışıklıkların ortadan kaldırılması
amaçlanmaktadır. Ayrıca, değiştirilmesi öngörülen ikinci ibare ile sınai amaçlı
yatırımları teşvik ederek istihdam yaratılması amaçlanmışken, uygulamada, sınai
yatırım dışında diğer yatırımların bulunmaması, yatırım tutarı ile istihdam
sayısının yüksek olması nedeniyle müracaat olmamıştır. Kanun hükmü ile
amaçlanan yatırım ve istihdam hedeflerine ulaşabilmek ve diğer yatırımların da
önünü açmak bakımından böyle bir değişiklik öngörülmektedir.
b) Maddenin uygulamasında
tek bir parsel üzerinde çok sayıda yapı bulunmakta, madde metnindeki
"alan" ifadesi birden fazla taşınmaz olması gerekeceği gibi yanlış
yorumlara yol açabilmektedir. Bu karışıklığı ortadan kaldırmak amacıyla böyle
bir düzenlemeye gidilmektedir.
c) Maddenin mevcut hali,
imar planı yapılmış parsellere ilişkin olarak da yeniden plan yapılması
gerektiği gibi yanlış anlaşılmalara neden olabilmektedir. Bu yanlış
anlaşılmaları ortadan kaldırmak ve parsel bazında değerlendirme yapabilmek
amacıyla böyle bir düzenlemeye gidilmektedir.
d) 2886 sayılı Devlet
İhale Kanununun 9 uncu maddesinde tahmin edilen bedelin nasıl tespit edileceği
belirtilmiştir. 4706 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin altıncı fıkrasında,
ekspertiz şirketlerine değer tespit ettirileceğine ilişkin hüküm bulunmasına
rağmen, bu bedelin doğrudan rayiç bedel olarak ve 2886 sayılı Kanun hükümleri
dışında tahmin edilen bedel olarak dikkate alınacağına ilişkin açıklık
bulunmamaktadır. Emlak vergisine esas bedelin yüksek tespit edildiği taşınmazlarda
bu bedelin, rayiç bedelin de üzerinde olması durumları ile karşılaşılmakta,
ihale mevzuatına göre tahmin edilen bedelin emlak vergisine esas bedelin
altında olamayacağına ilişkin hüküm karşısında bu taşınmazlar değerlendirilememekte
ve gereksiz ilan masrafları ve mesai kaybı ile karşılaşılmaktadır. Bu
olumsuzluğun ortadan kaldırılması bakımından, olayı tamamen genelleştirmeden,
yalnızca ekspertiz şirketleri ile Maliye Bakanlığı merkez denetim elemanlarına
yaptırılan rayiç bedel tespitlerinde; bir istisna hükmü olarak, emlak vergisine
esas bedele bağlı kalınmaksızın, bu rayiç bedellerin tahmin edilen bedel olarak
dikkate alınması ve böylece emlak vergisine esas bedeli yüksek tespit edilmiş
Hazineye ait taşınmazların değerlendirilmesine yönelik olumsuzluklar ile
gereksiz masrafların ortadan kaldırılması amacıyla böyle bir düzenlemeye
gidilmektedir.
e) 4706 sayılı Kanunun
7/B maddesi, konut yapı kooperatiflerine, kooperatif birliklerine veya bu
birliklerin oluşturduğu üst birliklere, Hazineye ait taşınmazların, bunlar
arasında yapılacak ihale ile rayiç bedel üzerinden satışını düzenlemektedir.
Buradaki amaç, Hazineye ait imarlı, imarsız veya imar planında başka amaca
ayrılmış taşınmazların konut amaçlı olarak satılabilmesine imkân tanımak
olmasına rağmen, "imar planlarına uygun olarak konut yapılmak üzere
ibaresi" imar planı yapılmamış veya imarda başka amaca ayrılmış
taşınmazların bu madde kapsamında değerlendirilmesi konusunda tereddütlere
neden olmaktadır. İmar planlarında konut amacına ayrılmış veya ayrılacak
taşınmazlarda zaten plana uygun olarak konut yapılması gerektiği açıktır.
Burada imar planlarına uygun olmayan bir yapılaşmanın olması düşünülmemektedir
ve bu esasen mümkün de değildir. Bu nedenle (9) numaralı fıkra ile, madde
metninde yer alması gerekli olmayan ibarenin metinden çıkarılması tereddütlerin
ortadan kalkmasını sağlayacaktır.
Maddenin (10) numaralı
fıkrasının (a) bendi ile, 16.2.1995 tarihli ve 4070 sayılı Hazineye Ait Tarım
Arazilerinin Satışı Hakkında Kanunun 10 uncu maddesinde 3.7.2003 tarihli ve
4916 sayılı Kanunla yapılan değişiklik paralelinde, bu maddenin değişiklikten
önceki hükümlerine atıfta bulunan 8 inci maddesinde yer alan ibare madde
metninden çıkarılmaktadır.
22.11.1984 tarihli ve
3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlemesine Dair Tarım Reformu Kanununun
7 nci maddesinin ikinci fıkrası 3.7.2003 tarihli ve 4916 sayılı Kanunun 18 inci
maddesi ile değiştirilerek, Kanun kapsamında kalan arazinin uygulayıcı
kuruluşça uygun görülmesi durumunda satılmak, sınırlı ayni hak tesis edilmek ve
kiralanmak veya kendilerine özel kanunlarla verilen görev ve yetki içinde
kullanmaları şartı ile kamu kuruluşlarına tahsis edilmek üzere, Hazinenin
tasarrufuna bırakılabileceği hükmü getirilmiştir. Bu yetkinin kullanılmasında
tereddütlerin giderilmesi bakımından tarım arazilerinin satışında da bu
kapsamda açıklık getirmek bakımından (10) numaralı fıkranın (b) bendi ile böyle
bir düzenlemeye gidilmektedir.
1164 sayılı Kanunun
mevcut ek 4 üncü maddesi hükmü, Hazineye ait arsa ve arazilerin bedelsiz
devrinin iki Bakanın müşterek teklifi ve Başbakanın onayı ile
gerçekleştirilmesini öngörmektedir. Oysa buradaki amaç, Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü
ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının önemli projeleri gerçekleştirmek üzere
belirleyeceği arsa üretim alanlarının Başbakan onayı ile tespit edilmesi ve bu
alanlar içinde bulunan Hazineye ait taşınmazların Maliye Bakanlığınca ilgili
idarelere devredilmesidir. Bu durum aynı zamanda, belirlenen arsa üretim
alanları içinde kalan tescilsiz alanların Hazine adına tescil edilmesinde
karşılaşılan bürokratik formalitelerin kısaltılmasını ve kolaylaştırılmasını da
sağlayacaktır. Ayrıca, bu şekilde devredilen bazı taşınmazlara, değişik
şekillerde değerlendirilmesine yönelik olarak ihtiyaç duyulmaktadır. Böyle
durumlarda, kamu hizmetine ayrılan yerlerde olduğu gibi devredilen
taşınmazların bedelsiz olarak Hazineye iade edilmesi gerekmektedir. Belirtilen
gerekçelerle maddede yer alan ibarelerin değiştirilmesi öngörülmektedir.
29.1.2004 tarihli ve 5084
sayılı Kanunun 5 inci maddesi, bu Kanunun 2 nci maddesinin (b) bendi
kapsamındaki illerde en az on kişilik istihdam öngören yatırımcılara Hazineye
ait arazi veya arsaların bedelsiz devrini öngörmektedir. Organize sanayi
bölgelerinde bulunan parsellerin de bu kapsamda değerlendirilmesi, uygulamada
bu alanların her türlü alt yapı, plan ve parselasyon çalışmalarını yürüten
organize sanayi bölgelerinin arsa tahsislerinde yatırımcılar yönünden farklı
muhataplar olması açısından yetki karmaşasına neden olmakta ve teşvik amacının
tam olarak gerçekleştirilememesine yol açmaktadır. Bütün bu sakıncaların
ortadan kaldırılarak yatırımcıların tek bir muhatapla karşılaşmalarını ve
bürokratik formalitelerin azaltılmasını teminen (12) numaralı fıkra ile böyle
bir düzenlemeye gidilmektedir.
Maddenin 5083 sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Para Birimi
Hakkında Kanunun 2 nci maddesinde ibare değişikliği yapan fıkrası ile,
Yeni Kuruşa tamamlama işlemlerinin birim fiyatlarda değil, işlem sonuçlarında
ve ödeme aşamasında gerçekleştirilmesi ve ödeme kayıtlarının virgülden sonra en
çok iki hane ile yapılması amaçlanmaktadır. Bu değişiklikle, Türk Lirası
değerlerin Yeni Türk Lirasına dönüşüm işlemlerinin ve Yeni Türk Lirası
cinsinden yapılan işlemlerin sonuçlarında ve ödeme aşamalarında bir Yeni
Kuruşun altındaki tutarları ödemeye olanak verecek madeni para bulunmaması
nedeniyle, yarım Yeni Kuruş ve üzerindeki değerlerin bir üst Yeni Kuruşa
tamamlanması, yarım Yeni Kuruşun altındaki değerlerin dikkate alınmaması
yönünde düzenleme getirilmektedir. Bu düzenleme doğrultusunda, sayısal işlem
yapan elektronik cihazların ve bilgisayar yazılımlarının yenilenmesi gibi bazı
teknik güçlüklerin de önüne geçilmiş olunacaktır.
Mal ve hizmetlerin
fiyatları bir Yeni Kuruşun altında olabileceği gibi, bir Yeni Kuruşun altındaki
değer küsuratlı olarak da belirlenebilecektir. Vergiler, yabancı para alım
satımı ve benzeri belli sabit sayılarla çarpım yapılarak elde edilen sonuç
üzerinde tahakkuk, tahsil ve ödeme işlemlerinde, işlem sonuçları da bir Yeni
Kuruşun altında veya değer küsuratı bir Yeni Kuruşun altında olabilecek şekilde
sonuç verebilecektir.
Maddenin 14 numaralı
fıkrasıyla 29.7.1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununda yapılan
değişiklikle Kanunun 4 ve 14 üncü maddelerinde yer alan muafiyet
uygulamalarında geçerli olan kiraya verilmeme şartının Özelleştirme uygulamaları
çerçevesinde yapılan işletme hakkı devirlerini kapsamaması yönünde düzenleme
yapılmaktadır.
Madde 58. - Maddenin (1)
numaralı fıkrasında yapılan düzenleme ile;
- Vergi Usul Kanununun
mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasının (4) numaralı bendinde yer alan,
borsada işlem gören hisse senetlerinin borsa rayiciyle düzeltilmesine ilişkin
hüküm,
- Vergi Usul Kanunun
işyeri kapatma cezasına ilişkin mükerrer 354 üncü maddesi ve işyerleri için
kapatma cezası verilen mükelleflere kesilen özel usulsüzlük cezasına ilişkin
353 üncü maddesinin (5) numaralı bendi,
yürürlükten kaldırılmaktadır.
Maddenin (2) numaralı fıkrasında yapılan
düzenleme ile 3065 sayılı Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan
hüküm yürürlükten kaldırılarak kısmi istisna kapsamına giren mal ve hizmetlerin
ihracı durumunda yüklenilen katma değer vergisinin ihracatçılara iadesi imkânı
getirilmiştir.
Maddenin (3) numaralı
fıkrası ile 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun "IV. Makbuzlar ve
diğer kağıtlar" bölümünün (2) numaralı fıkrasının sonuna 5035 sayılı
Kanunla eklenen hüküm kaldırılmaktadır.
Maddenin (4) numaralı
fıkrası ile 492 sayılı Kanuna bağlı (9) sayılı tarifenin Trafik Harçları
bölümünde yer alan "V.-Teknik Muayene Harçları" bölümü 1.1.2005
tarihinden geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılmaktadır.
Geçici Madde 1. - Madde
ile, tasarının 26 ve 28 inci maddelerinde yapılan düzenlemeye paralel
düzenlemeler yapılmakta, 1.1.2004 tarihinden önce faaliyete geçen okulların 625
sayılı Kanunda yer alan hükümden, bu tarihten sonra faaliyete başlayan
okulların ise Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarında yapılan düzenlemede yer
alan hükümden yararlanmaları öngörülmektedir. Bu durumda, Gelir Vergisi
Kanununun 20 nci maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin birinci
fıkrasının (8) numaralı bent hükümleri, 1.1.2004 tarihinden önce faaliyete
başlayan okulların işletilmesinden elde edilen kazançlar için
uygulanamayacaktır.
Geçici Madde 2. - Bu
Kanunun 37 nci maddesiyle 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun özel iletişim
vergisi ile ilgili 39 uncu maddesinde yapılan düzenlemeye uygun olarak;
24.12.2003 tarihli ve 5027 sayılı 2004 Malî Yılı Bütçe Kanununun 36 ncı maddesi
gereğince, Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin aylık gayrisafi hâsılatı üzerinden
alınmakta olan %15'lik payın hesabında, 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun
39 uncu maddesi uyarınca özel iletişim vergisine tâbi tutulan hizmetlerden elde
edilen gelirlerin dikkate alınmayacağı hüküm altına alınmaktadır.
Geçici Madde 3. -
Karayolları Trafik Kanununun 115 inci maddesinin birinci fıkrasında yapılması
öngörülen değişikliğe paralel olarak, değişikliğin yürürlük tarihi olan
1.9.2004 tarihinden önce tebliğ edilen ceza tutanakları için eski hükümlerin
uygulanacağı hususuna açıklık getirilmektedir.
Geçici Madde 4. - Hurda
haline gelen ve çalışma imkânı
bulunmayan eski model taşıtların hurdaya çıkartılabilmesi; ilgili trafik tescil
kuruluşunda adlarına hurdaya ayrılacak taşıt kayıt ve tescilli olan mükelleflerin,
bu taşıtlar ile ilgili olarak ödenmemiş motorlu taşıtlar vergisi bulunmamasına
bağlıdır. Ancak özellikle hurda durumda
bulunan kamyon ve kamyonet sahibi mükellefler, bu taşıtlarını çalıştıramadıkları
için motorlu taşıtlar vergisini ödeyememekte, kullanamadıkları taşıtlarını
hurdaya ayırmak istediklerinde ise motorlu taşıtlar vergisi borçları bulunduğu
için, söz konusu taşıtlarını hurdaya ayıramamaktadırlar. Çünkü bu taşıtların
hurdaya ayrılarak ilgili trafik sicillerinde kayıt ve tescillerinin
silinebilmesi için, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 39 uncu maddesi hükümleri
gereğince hurdaya çıkarma işleminin yapıldığı tarihe kadar geçen süre için,
ödenmemiş motorlu taşıtlar vergisinin bulunmaması gerekmektedir.
Bu madde ile hurda haline
gelen ve çalışma imkânı bulunmayan eski model motorlu kara taşıtlarının hurdaya
çıkartılması halinde, hurdaya çıkarılma tarihine kadar geçen süre içinde tahakkuk etmiş ve ödenmemiş olan motorlu
taşıtlar vergisi ile gecikme zammı, gecikme faizi ve vergi cezalarının terkin
edilmesi imkânı sağlanarak, eski ve kullanılmaz durumda bulunan taşıtların
trafikten çekilmesi teşvik edilmektedir. Bu düzenleme çerçevesinde sahipleri
tarafından hurdaya çıkartılmak istendiği halde motorlu taşıtlar vergisi borcu
nedeni ile hurdaya çıkartılamayan ve çevreyi kirleten eski ve kullanılmaz
durumda bulunan taşıtların trafikten çekilmesi teşvik edilerek çevrenin
korunması ve taşıt parkının yenilenmesi temin edilmekte, böylece sosyal ve
ekonomik amacın birlikte gerçekleştirilmesi sağlanmaktadır. Geçici madde olarak düzenlenen bu uygulama,
taşıtlarını maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde ilgili
trafik tescil kuruluşları tarafından Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 39 uncu
maddesi hükümlerine göre kayıt ve tescilleri silinmek ve hurdaya çıkartılmak
şartı ile söz konusu taşıtları bedelsiz olarak il özel idarelerine teslim eden
gerçek ve tüzel kişileri kapsamaktadır. Bu çerçevede motorlu kara taşıtlarını
hurdaya ayıran gerçek ve tüzel kişilerin tahakkuk etmiş ve ödenmemiş olan
motorlu taşıtlar vergisi ile bu vergiye ilişkin gecikme zammı, gecikme faizi ve
vergi cezaları terkin edilmektedir. Bu düzenlemeye ilişkin usul ve esasların
Maliye ve İçişleri Bakanlıkları tarafından belirleneceği hüküm altına
alınmaktadır. Bu madde yürürlüğe girmeden önce tahsil edilmiş olan motorlu
taşıtlar vergisinin, bu kapsamda taşıtını hurdaya ayıran mükelleflere iade
edilmeyeceği tâbiidir. Ayrıca, hurdaya ayrılma süresi olan üç aylık süre içinde
ödenmiş olan motorlu taşıtlar vergisi de iade edilmeyecektir. Yapılan düzenleme
ile bir taraftan eski ve kullanılamaz durumda olan taşıtların trafikten
çekilmesi sağlanmakta, diğer taraftan bu taşıtların il özel idarelerine teslimi
ile hurda taşıtların ekonomiye geri dönüşümü temin edilmektedir. Bu madde
hükmünden yararlananların 4760 sayılı
Özel Tüketim Vergisi Kanununun geçici 3 üncü maddesi hükmünden
yararlanamayacakları ve il özel idarelerinin bu kapsamda kendilerine teslim
edilen taşıtların satışından elde ettikleri kazançları ile bu faaliyetlerle
ilgili olarak yapılan işlemlerin ve düzenlenen kağıtların her türlü vergi,
resim ve harçtan müstesna tutulması öngörülmektedir.
Geçici Madde 5. - İzmir'de gerçekleştirilecek
olan 23 üncü Üniversitelerarası Olimpiyat Oyunlarının düzenlenmesi işini
üstlenen Organizasyon Komitesinin, bu organizasyon kapsamındaki faaliyetlerden
elde ettiği kazançlar kurumlar vergisinden, bu faaliyetlerle ilgili olarak
yapılan işlemler ve düzenlenen kağıtlar her türlü -katma değer vergisi hariç-
vergi, resim ve harçtan müstesna tutulmaktadır.
Geçici Madde 6. - 4811
sayılı Vergi Barışı Kanununun 18 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasında yer
alan ve taksitlerin geç ödenmesi halinde her ay için ayrı ayrı uygulanan geç
ödeme zammı oranının 1.1.2004 tarihinden geçerli olmak üzere aylık %10'dan
aylık %5'e indirilmesi öngörüldüğünden, 1.1.2004 tarihi ile bu Kanunun
yayımlandığı tarih arasındaki ödemelerin red ve iade edileceğinin belirlenmesi
amacıyla bu geçici madde düzenlenmiştir.
Geçici Madde 7. - Bu
maddenin birinci fıkrasıyla mükelleflerin bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe
kadar yaptıkları araştırma geliştirme harcamaları hakkında, 193 sayılı Gelir
Vergisi Kanununun bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 89 uncu maddesinin (2) numaralı
bendinin altıncı ve yedinci alt bentleri ile 5422 sayılı Kurumlar Vergisi
Kanununun bu Kanunla değiştirilmeden önceki 14 üncü maddesinin (6) numaralı
bendi hükümleri uygulanması sağlanmaktadır. Bu tarihten sonra yapılacak
harcamalar yeni düzenlemeler çerçevesinde Ar-Ge indiriminden yararlanacaktır.
Maddenin 2 numaralı
fıkrasında ise, 2004 yılına ilişkin olarak bu Kanunun yayımından önce verilen
geçici vergi beyannamelerinde bu Kanunla yapılan değişiklikler nedeniyle
herhangi bir düzeltme yapılmayacağı hükme bağlanmaktadır.
Geçici Madde 8. -
Bilindiği gibi, 22.1.2004 tarihli ve 5072 sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu
Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun uyarınca kamu kurum ve
kuruluşlarınca yürütülen veya yürütülmesi gereken bazı hizmetleri yerine getirmek
veya bu hizmetleri desteklemek üzere kurulmuş olan vakıfların bu hizmetlerine
son verilmeleri öngörülmüştür. Bu tür hizmetleri sürdüren vakıfların elde
ettiği gelirlerin önemli bir bölümü bu kanun ile ortadan kaldırılmış olmaktadır.
Vakıflar bir mal veya hakkın geliri ile
birlikte, başlı başına bir varlığa sahip olmak üzere, bir amacın
gerçekleştirilmesi için tahsis edilmesi sonucu oluşan mal topluluklarıdır. Kamu
kurum ve kuruluşlarınca yürütülen veya yürütülmesi gereken bazı hizmetleri
yerine getirmek veya bu hizmetleri desteklemek üzere kurulmuş olan vakıflarda
amaç, kamu hizmetlerini daha etkin ve verimli hale getirilmesi olup, bu
vakıfların faaliyetleri sonucunda kâr elde
etme amacı da güdülmemektedir.
Madde ile bu tür vakıfların mal varlığından
tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının
sürüncemede kalmasını önlemek ve esasen mal topluluğu olarak kurulan bu
vakıfların kamu görevlisi olan
yöneticilerinin sorumluluğunu da ortadan kaldırmak amacıyla bu düzenleme
yapılmaktadır.
Madde 59. - Yürürlük
maddesidir.
Madde 60. - Yürütme
maddesidir.
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
Türkiye Büyük Millet
Meclisi
Plan ve Bütçe
Komisyonu
Esas No. : 1/840 9.7.2004
Karar No. : 97
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Maliye Bakanlığınca hazırlanarak Bakanlar
Kurulunca 23.6.2004 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulan
ve Başkanlıkça 29.6.2004 tarihinde esas komisyon olarak Komisyonumuza havale
edilen (1/840) esas numaralı "Bazı Kanunlarda ve 178 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı", Komisyonumuzun
1.7.2004 ve 6.7.2004 tarihlerinde yapmış olduğu 64 ve 65 inci birleşimlerinde
Hükümeti temsilen Maliye Bakanı Kemal
UNAKITAN ile Maliye Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilâtı Müsteşarlığı
temsilcilerinin katılımlarıyla incelenip görüşülmüştür.
Ülkemizin vergi sisteminin stratejik bir
yaklaşımla üç aşamalı bir yapılanma süreci içinde belirli hedeflere
yönlendirildiği gözlenmektedir. Birinci aşamada, malî milat olarak adlandırılan
uygulama gibi ekonominin işleyiş mekanizmaları içinde tıkanıklıklara yol açan
vergi düzenlemelerinin ortadan kaldırılmasıyla kısa vadeli sorunlar giderilmeye
çalışılmıştır. İkinci aşamada, vergi barışı gibi, ekonomide kalıcı güven
ortamının sağlanmasına ve beklentilerin olumlu yönde gelişmesine yönelik vergi
düzenlemeleri hayata geçirilmiştir. Üçüncü aşamada ise vergi sisteminin,
sürdürülebilir ekonomik büyümeyi ve istihdam artışını desteklemesine dönük,
özellikle yatırım ortamının iyileştirilmesi ve teknolojik gelişme konularında
yönlendirici roller üstlenmesi amaçlanmıştır. Bu çerçevede, sistemin yapısal ve
işlevsel sorunlarının giderilmesi, vergi idaresinin etkin bir yapıya
kavuşturulması, mükelleflerin işleyişten doğan ihtiyaçlarının karşılanması,
öncelikli öneme sahip olmuştur. Bu
doğrultuda, enflasyon muhasebesi uygulamasının başlatılması; teknoparklardaki
yazılım ve araştırma ve geliştirme faaliyetleri için sağlanan teşvikler; yatırım
indirimi ve döviz kazandırıcı faaliyetlere yönelik basit, etkin ve otomatik
işleyen teşvik mekanizması; kurum kazançları üzerindeki vergi yükünün aşağıya
çekilmesi; eğitim, sağlık, kültür ve spor alanlarında sağlanan teşvikler;
otomotiv sektörünü, deniz ve hava ulaşımını teşvik edici düzenlemeler;
gelişmişlik düzeyi görece düşük illerimiz için getirilen yatırım ve istihdam
teşvikleri başlıca değişiklik ve yenilikler olarak sayılabilir.
Bu Tasarı ile, sözkonusu üçüncü aşamanın
tamamlanmasına yönelik önemli bir adımın daha gerçekleşmesi amaçlanmaktadır.
Tasarı ile;
- Kurumların yurt dışındaki iştiraklerden
elde ettikleri kâr payları ve şube kazançları ile ilgili olarak ortaya çıkan
ekonomik çifte vergilendirmenin ortadan kaldırılması ve aynı zamanda yurt dışı
yatırımlarını Türkiye'de kuracağı kurumlar aracılığı ile yönlendirme amacında
olan yabancı yatırımcıların gerek Türkiye'de gerekse yatırımların kaynaklandığı
esas ülkede ekonomik çifte vergilendirmeye maruz kalmasının önlenmesi,
- Araştırma ve geliştirme faaliyetlerine
ilişkin harcamalara, vergi ertelemesi şeklinde uygulanmakta olan vergisel
teşvikin, indirim konusu yapılmış bulunan Ar-Ge harcamalarının % 40' ının
yıllık beyanname üzerinden tekrar indirilmesi suretiyle geliştirilmesi,
- Mücbir sebep hali ilan edilen tarihler
arasına rastlayan vergilendirme dönemlerine ilişkin beyannamelerin toplu olarak
alınmasına, bu beyannameler için yeni beyanname verme süreleri belirlenmesine
veya beyanname verme zorunluluğunun kaldırılmasına imkan tanınması, zor durumda
bulunan mükelleflerin vergi ödevlerinin yerine getirilmesinde kolaylık
sağlanması,
- Beyannamelerin elektronik ortamda
gönderilebilmesi,
- Yatırım indirimi için var olan
zamanaşımı uygulamasının diğer şarta bağlı istisnaları da kapsayacak şekilde
genel olarak yeniden düzenlenmesi çerçevesinde şarta bağlı istisnalarda
zamanaşımı süresinin şartların ihlal edildiği tarihi takip eden yıldan
başladığına açıklık getirilmesi,
- Sahte veya yanıltıcı belge düzenlemek
amacıyla mükellefiyet tesis ettirenlere ilişkin düzenlemenin değiştirilmesi,
- Mükellefler tarafından tutulan defter ve
kayıtlardaki dil ve para cinsi konusundaki esasların yeniden belirlenmesi,
- Enflasyon düzeltmesinde, öz sermaye
kalemlerine ait enflasyon farklarının vergilendirilmesine açıklık getirilmesi,
- Tahsilat ve ödemelerin banka ve benzeri
finans kurumları aracılığıyla yapılmaması durumunda ceza kesilebilmesine imkan
tanınması,
- Amme alacağının tahsilini sağlamak
amacıyla küçük tutarlı alacaklar için yurt çapında mal varlığı araştırması
yapılabilmesi kararının Maliye Bakanlığınca kararlaştırılabilmesi,
- Ödeme kaydedici cihazlar için % 100'e
kadar amortisman oranı seçebilme imkanı tanınması,
- Vergiden müstesna işlemi yapanların
istisnadan vazgeçme haklarına açıklık getirilmesi,
- Katma değer vergisi sistemi çerçevesinde
ithalat vergisi ödenmeyen veya eksik
ödenen vergilerin tahsili konusunda yapılacak işlemlerin düzenlenmesi,
- Özürlü kişiler lehine Özel Tüketim
Vergisi istinası için aranan bazı şartların kaldırılması,
- Okul öncesi eğitim, ilköğretim, özel
eğitim ve orta eğitim özel okullarının işletilmesinden elde edilen kazançların
istisnasının yeniden düzenlenmesi,
- Özel iletişim vergisinin kapsamının
genişletilmesi suretiyle Telekomünikasyon Kurumuyla görev veya imtiyaz
sözleşmesi imzalamak veya bu Kurumdan ruhsat veya genel izin almak suretiyle
telekomünikasyon altyapısı kurup işleten ve/veya telekomünikasyon hizmeti sunan
işletmecilerin bütün telekomünikasyon hizmetlerinin verginin kapsamına
alınması,
- Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü
tarafından tertiplenen şans oyunlarının vergilendirilmesinin, Avrupa Birliği ve
diğer ülkelerdeki uygulamalar ile şans oyunları lisans hakkının özel kuruluşa
devredilmesi halinin göz önünde bulundurulması suretiyle yeniden düzenlenmesi,
- 31.12.2003 tarihine kadar tevkifat
suretiyle ödenmiş olan ancak mahsup veya iadesine imkan verilmeyen fon
paylarının, 2003 yılına ilişkin olarak verilen yıllık beyanname üzerinden
hesaplanan verginin % 10'unu aşan kısmının 2004 yılına ilişkin kazancın
tespitinde gider olarak dikkate alınmasına yönelik düzenleme yapılması,
- Araç muayene hizmetinin özel sektör
eliyle verilmesi, muayene ücretleri ve bu ücretlerden devletin ve ihaleyi
alacak gerçek ve tüzel kişilerin alacağı payların belirlenmesi,
- Trafik cezalarının ödenmesi için uygulamada
kısa süre nedeniyle ortaya çıkan mağduriyetin, mükellefin lehine bir ay süre
verilerek giderilmeye çalışılması,
- Maliye Bakanlığınca para cezalarının PTT
İdaresi vasıtasıyla tahsiline izin verilmesi,
- Belediyelerin şehircilik ilkelerine
uygun planlar yaparak konut amacına ayrılmış Hazine taşınmazlarını kadastral
veya imar parselleri halinde toplu olarak alarak, vatandaşları imarlı ve alt
yapılı arsa veya konut sahibi yapmalarının amaçlanması,
- Hazine avukatlarınca takibine imkan
bulunamayan, Devletin taraf olduğu milletlerarası tahkim davalarında, Devleti
ve genel bütçe içindeki daireleri temsil ve savunmak üzere hizmet satın
alınabilmesine imkan tanınması,
- T.C. Emekli Sandığının asli görevi
dışında kalan ve doğrudan hizmetleriyle ilgisi olmayan iştiraklerindeki Sandık
iştirak hisseleri ve gayrimenkullerinin satış işlemine yönelik düzenleme
yapılması,
- Özel finans kurumlarının faaliyetlerini
gerçekleştirmeleri sırasında karşılaştıkları belirli sorunların giderilmesi,
- Damga vergisi ödeme zamanı, muhtasar
beyanname ile tahakkuk ettirilen stopajın ödeme tarihi ile uyumlu hale
getirilmesi, birden fazla verilen beyannamelerde damga vergisinin bire
indirilmesi, vergi beyannameleri dışındaki beyannamelerin damga vergisi dışında
bırakılması,
- Uygulamada mükelleflere yönelik önemli
kolaylıklar getiren diğer bazı düzenlemeler,
Öngörülmektedir.
Komisyonumuzda Tasarının üzerine yapılan
müzakerelerde;
- Tasarının özellikle teknolojinin
gelişimine yönelik araştırma ve geliştirme faaliyetlerine ilişkin
düzenlemelerinin son derece önemli olduğu,
- Verginin ekonomik güce göre alınmasını
öngören Anayasa hükmüne karşı vergi hasılatının yüzde 70'inin üstünde bir
bölümünün dolaylı vergilerden oluşmasının vergi sistemimizin gayri adil
özelliğini gösterdiği, bu durumun ekonomi ve maliye politikasındaki sosyal
yaklaşımına da ters düştüğü,
- Asgarî ücretten yüzde 15 dolayında vergi
alınırken, faiz gelirlerinden vergi alınmamasının gelir dağılımını büyük ölçüde
bozduğu, üretim dışı alanlarda faaliyet gösterenlerin çok yüksek gelirler elde
ettiği, ancak çok düşük vergilendirildiği,
- Vergi düzenlemelerinin ekonomik
faaliyetleri geliştirmesi ve üretimi artırmasının selektif yönde kullanılması
ile mümkün olacağı, dolayısıyla, istisna ve muafiyet düzenlemelerinin belirli
bir hedef ve program çerçevesinde yapılması gerektiği,
- 5018 sayılı Kanunun bir gereği olarak
özellikle vergi ile tasarıların ekinde, öngörülen düzenlemelerin vergi
harcamaları ve gelirlerini içeren malî portrelerinin bulunması gerektiği,
- Kayıtdışı ekonomi ile mücadele konusunda
gerekli ve yeterli hiçbir önlem alınmadığı, vergi güvenlik müesseselerinin
sistem içinde bulunmadığı,
- Tasarı içinde pek çok af niteliğinde
düzenleme bulunduğu, vergisini düzenli ödeyen mükellefler açısından bir
haksızlığa yol açıldığı,
- Vergi mükelleflerine yönelik matrahların
artırımı yönünde tehditler yapıldığı, bu durumun hukuk devleti ilkesi
çerçevesinde sakıncalı sonuçlara yol açabileceği,
Şeklindeki görüş, eleştiri ve temennileri
takiben Hükümet adına yapılan tamamlayıcı açıklamalarda ise;
- Uygulanmakta olan vergi politikalarının
belirli hedefler doğrultusunda stratejik bir yaklaşım çerçevesinde yürütüldüğü,
ilk iki aşamaya ilişkin kanunî düzenlemeleri takiben Tasarı ile üçüncü aşamanın
önemli bir kısmının geçileceği,
- Vergi barışı ile ekonomik kriz sonrası
bunalan piyasalara vergi ödevlerinin yerine getirilmesine ilişkin bir kolaylık
getirildiği, Devletin de kısa sürede önemli gelir elde ettiği, dolayısıyla uygulamanın bütün tarafların
çıkarına hizmet ettiği,
- Günümüzde dolaylı-dolaysız vergi
ayrımının keskin niteliğini kaybettiği, çağdaş vergileme teknikleri açısından
lüks ve zorunlu mallar arasında kendi içinde oran farklılaştırması oluşturmanın
sistemi olumlu bir noktaya taşıyacağı, ancak özellikle beyan esasına dayalı
vergilerde kayıt dışı ekonominin vergilendirilebilmesine yönelik adımların
kritik öneme sahip olduğu,
- Kayıtdışı ekonominin kayıt içine
alınmasına yönelik kapsamlı çalışmaların devam ettiği, bir örnek olarak
karşılaştırmalı incelemeler sonucu 80.000 yeni gayrimenkul sermaye iradı
mükellefinin vergi kapsamına alındığı,
-Yapılan incelemelerde beyannamelerle,
olması gereken matrah arasında önemli farklar bulunduğunun tespit edildiği, bu
konuda denetimlerin artmasının tehdit olarak değerlendirmenin mümkün olmadığı,
- Malî milada ilişkin yapılmış olan
düzenlemenin ülkemizin ekonomik gerçekleriyle uyumlu olmadığı, krizden çıkmış
piyasalarda güvenin tesisinin Devletin bir görevi olarak sayılması gerektiği,
- Repo, döviz tevdiat hesapları ve mevduat
hesaplarına işletilen faiz gelirlerinin vergilendirildiği, sadece hazine
bonoları için vergi istisna rakamının yüksek tutulduğu, bu durumun reel faiz
oranlarının yükselmemesi için gerekli olduğu,
İfade edilmiştir.
Komisyonumuzda Tasarının geneli üzerine
yapılan müzakereleri müteakip, gerekçesi benimsenerek maddelerine geçilmesine
karar verilmiştir.
Tasarının;
- Çerçeve 1 inci maddesi aynen,
- Çerçeve 2 nci maddesi; madde
çerçevesinin redaksiyona tâbi tutulması suretiyle,
- Çerçeve 3, 4 ve 5 inci maddeleri; aynen,
- Çerçeve 6 ncı maddesi; madde çerçevesinin redaksiyona tâbi
tutulması, değiştirilen 213 sayılı Kanunun 160 ıncı maddesinin üçüncü
fıkrasının sonuna işi bıraktığı anlaşılan mükellefin durumunun ilgili meslek
kuruluşu birliğine ve kamu kurum ve kuruluşuna da bildirilmesini öngören bir
cümlenin eklenmesi suretiyle,
- 7 nci maddesi; aynen,
- 8 inci maddesi; madde çerçevesinde ve
metninde kanun tekniğinin gerektirdiği redaksiyonun yapılması suretiyle,
- 9 uncu maddesi; madde çerçevesinin
redaksiyona tâbi tutulması suretiyle,
- 10 uncu maddesi; madde metninde "yukarıdaki fıkra"
şeklinde geçen ibarenin "üçüncü fıkra" olarak değiştirilmesi suretiyle,
- Aracılı ihracatta yanıltıcı belge
düzenleme veya kullanma konusunda, 213 sayılı Kanunun değişik 359 uncu
maddesinin sonuna bir fıkranın eklenmesini teminen metne yeni bir maddenin
çerçeve 11 inci madde olarak eklenmesi suretiyle,
- Çerçeve 11 inci maddesi; madde
çerçevesinin redaksiyona tâbi tutulması, maddeye bağlı geçici 27 nci maddenin
metinden çıkarılması suretiyle 12 nci madde olarak,
- Çerçeve 12 nci maddesi; madde
çerçevesinin redaksiyona tâbi tutulması suretiyle 13 üncü madde olarak,
- Çerçeve 13 ve 14 üncü maddeleri;
14 ve 15 inci maddeler olarak aynen,
- Çerçeve 15 inci maddesi; madde
çerçevesinin redaksiyona tâbi tutulması suretiyle 16 ncı madde olarak,
- Çerçeve 16 ncı maddesi; 17 nci madde
olarak aynen,
- Çerçeve 17 nci maddesi; metninde yapılan
redaksiyonla 18 inci madde olarak,
- Çerçeve 18 inci maddesi; madde
çerçevesinde yer alan "hüküm" ibaresinin kanun tekniğine uygunluğu
açısından "cümle" olarak redaksiyona tâbi tutulması suretiyle 19 uncu
madde olarak,
- Çerçeve 19 uncu maddesi; maddeye bağlı
olarak 3065 sayılı Kanuna eklenmek istenen geçici 22 nci maddenin içerdiği
düzenlemenin özelliği dikkate alınarak
bu Kanunun geçici 11 inci maddesi
olarak kabul edilmesi, yine 3065 sayılı
Kanuna eklenmek istenen geçici 21 inci maddenin kanun tekniğine uygunluğun
sağlanması amacıyla ayrı bir çerçeve maddeye bağlanması gerektiğinden 21 inci
madde olarak yeni bir çerçeve maddenin Tasarıya eklenmesi ve bu değişiklikler doğrultusunda madde
metninin redaksiyona tâbi tutulması suretiyle 20 nci madde olarak,
- Çerçeve 20 nci maddesi; 22 nci madde olarak aynen,
-Çerçeve 21 inci maddesi; Özel Tüketim
Vergisi Kanununa ekli (III) sayılı listedeki malların vergilendirilmesinde
Bakanlar kurulunun sahip olduğu yetkinin daha net ifade edilmesi amacıyla
değiştirilmesi suretiyle 23 üncü madde olarak,
- Çerçeve 22 nci maddesi; 24 üncü madde
olarak aynen,
- Çerçeve 23 üncü maddesi; 4760 sayılı
Kanuna ekli (I) sayılı listedeki yeri değiştirilen malla ilgili bilgilerin ekte
düzenlenecek bir cetvelde gösterilmesi amacıyla madde çerçevesinin
değiştirilmesi suretiyle 25 inci madde olarak,
- Çerçeve 24 üncü maddesi; bir önceki
maddeye paralel olarak madde çerçevesinin değiştirilmesi ve azami yüklü kütlesi 4500 kilogramı geçmeyip
taşıma kapasitesi 100 kilogramın altında olan ve araçlardan sürücü sırasından
başka oturma yeri veya sürücü sırası dışında yanda pencereleri olan araçlardan
motor silindir hacmi 2000 cm3’ü geçmeyenlerden vergi oranının % 20'ye, motor
silindir hacmi 2000 ile 3000 cm3 arasında olanlarda % 30'a yükseltilerek
değiştirilmesi suretiyle çerçeve 26 ncı madde olarak,
- 4760 sayılı Kanuna ekli (III) sayılı
listeyi değiştiren yeni bir maddenin çerçeve 27 nci madde olarak Tasarıya
eklenmesi suretiyle,
- Çerçeve 25 inci maddesi; madde ile
üzerinde değişiklik yapılan Kanunun tarihinin ve adının yazılması ve madde
çerçevesinin redaksiyona tâbi tutulması suretiyle, 28 inci madde olarak,
- Çerçeve 26 ncı maddesi; kapsamın
genişletilmesi doğrultusunda 1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve
Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununun 3 üncü maddesinde belirtilen çocuk yuvası,
yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve rehabilitasyon merkezleri için yapılan
bağışların da kapsama alınmasını teminen değiştirilmesi suretiyle 29 uncu madde
olarak,
- Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti
tanınan vakıflara ve kamuya yararlı derneklere yapılan ödemelerden gelir
vergisi stopajı yapılmaması amacıyla 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinde
değişiklik yapan yeni bir maddenin metne çerçeve 30 uncu madde olarak eklenmesi,
- Çerçeve 27 nci maddesi; madde
çerçevesinde yapılan redaksiyonla 31 inci madde olarak,
- Çerçeve 28 inci maddesi; madde
çerçevesinde yapılan redaksiyonla 32 nci madde olarak,
- Çerçeve 29 uncu maddesi; madde
çerçevesinde redaksiyon yapılması ve madde ile
Kurumlar Vergisi Kanununa eklenen mükerrer 14 üncü maddenin (1) numaralı
fıkrasının (c) bendinde kapsamın çocuk yuvası, yetiştirme yurda, huzurevi, bakım
ve rehabilitasyon merkezlerini de kapsayacak şekilde değiştirilmesi suretiyle
33 üncü madde olarak,
- Çerçeve 30, 31 ve 32 nci maddeleri; 34,
35 ve 36 ncı maddeler olarak aynen,
- Çerçeve 33 üncü maddesi; Damga Vergisi
Kanuna ekli (2) sayılı tablonun "Ticarî ve medenî işlerle ilgili kağıtlar" bölümünün (16)
numaralı fıkrasında, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 10 uncu
maddesi çerçevesinde tüketici finansman şirketlerince kullandırılacak tüketici
kredilerinin temini ve geri ödenmesi amacıyla düzenlenecek kağıtlar ve bu
kağıtlar üzerine konulacak şerhlerin de istisna kapsamına alınarak bankalarla
anılan kuruluşlar arasındaki kredilere ilişkin eşitsizliğin giderilmesi
amacıyla değişiklik yapılması;
aynı bölümün (30) numaralı fıkrasında,
5442 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 2 nci maddesinde düzenlenmiş olan
Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan yatırım fonları, belli işlemlerinde
sermaye şirketi sayıldığından, bu fonların kuruluşlarına, sermaye artırımlarına
ve süre uzatımlarına ilişkin olarak düzenlenen kağıtların da istisna kapsamına
alınması yönünde değişiklik yapılması
suretiyle 37 nci madde olarak,
- Çerçeve 34 üncü maddesi; 38 inci madde
olarak aynen,
- Marka ve patent işlemlerinde yapılan
değişikliklere paralel olarak 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (8) sayılı tarifede gerekli değişikliklerin
yapılmasını teminen metne yeni bir maddenin
39 uncu madde olarak eklenmesi,
- Çerçeve 35 ve 36 ncı maddeler; 40 ve 41
inci maddeler olarak aynen,
- Çerçeve 37 nci maddesi; 42 nci madde
olarak aynen,
- Çerçeve 38 inci maddesi; maddenin
içerdiği düzenlemenin geçici niteliği göz önüne alınarak bu Kanunun geçici 9
uncu maddesi olarak düzenlenmesi ve
süresi geçtiği halde ihracat taahhütleri kapatılmamış krediler dikkate alınarak
metinde değişiklik yapılması suretiyle,
- Çerçeve 39 uncu maddesi; Vergi
Konseyinin kuruluş amacının farklı ifade edilmesi için değiştirilmesi ve madde
çerçevesine 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin tarihinin yazılması
suretiyle 43 üncü madde olarak,
- Çerçeve 40 ıncı maddesi; madde ile
değişiklik yapılan Kanunun adındaki yazım yanlışlığının düzeltilmesi suretiyle
44 üncü madde olarak,
- Çerçeve 41 inci maddesi; madde
çerçevesinde yapılan redaksiyonla 45 inci madde olarak,
- Çerçeve 42 nci maddesi; 46 ncı madde
olarak aynen,
- Çerçeve 43 üncü maddesi; madde ile
değiştirilen Karayolları Trafik Kanununun 35 inci maddesinin ikinci fıkrasında,
para cezalarının da yeniden değerleme
oranında artırılmasının sağlanması, üçüncü fıkrasında, fenni muayene
istasyonlarının özelleştirilmesinin daha cazip hale getirilmesi amacıyla
ödenecek Hazine paylarında azaltmaya gidilmesi ve son fıkrasında özel fenni
muayene istasyonu işletmecisine kesilen para cezalarının 6183 sayılı Kanuna
göre tahsiline açıklık getirilmesi doğrultusunda yapılan değişikliklerle 47 nci
madde olarak,
- Çerçeve
44 üncü maddesi; trafik para cezalarının ödenmesini teşvik etmek
amacıyla yapılan değişiklikle 48 inci madde olarak,
- Çerçeve 45 inci maddesi; 49 uncu madde
olarak aynen,
- Çerçeve 46 ncı maddesi; madde
çerçevesinde ve birinci fıkrasında yapılan redaksiyonla 50 nci madde
olarak,
- Tasarı ile Karayolları Trafik Kanununa
göre kesilen trafik cezalarının ödeme süreleri ile tebligat usulü değiştirildiğinden, bu paralelde Karayolu Taşıma
Kanununun 29 uncu maddesinin
birinci fıkrasında değişiklik
yapılması amacıyla yeni bir maddenin çerçeve 51 inci madde olarak, Tasarıya
eklenmesi suretiyle,
- Karayolları Genel Müdürlüğü işletiminde
olan ücretli geçiş uygulanan otoyol ve köprülerden kaçak geçişi caydırmak
amacıyla Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun
mülga 21 inci maddesini yeniden
düzenleyen yeni bir maddenin çerçeve 52 nci madde olarak Tasarıya
eklenmesi suretiyle,
- Çerçeve 47 nci maddesi; madde ile 4706
sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen (i) bendinde,
konut amaçlı olarak belediyelere geçecek arazilerdeki konut amacının toplu
konut olarak değiştirilmesi, ikinci fıkrasının, üzerinde eğitim veya sağlık amaçlı sınırlı aynî hak tesis edilmiş
taşınmazlarda, hak sahibinin vakıf üniversitesi veya vergi muafiyeti tanınmış
vakıf olması halinde satış bedelinde kolaylık sağlanması amacıyla değiştirilmesi,
bu doğrultuda madde çerçevesinin de değiştirilmesi suretiyle 53 üncü madde
olarak,
- Çerçeve 48 inci maddesi; 54 üncü madde
olarak aynen,
- Çerçeve 49 uncu maddesi; özel hukuka
tâbi bir şirkete ayrıcalıklı yetkiler vermenin uygun olmayacağı ve madde
kapsamındaki bazı hususların Toplu
Konut İdaresinin görev alanına girdiği gerekçesiyle, Tasarıdan çıkarılması
suretiyle,
- Çerçeve 50 nci maddesi; 55 inci madde
olarak aynen,
- Çerçeve 51 inci maddesi; 56 ncı madde
olarak aynen,
- Çerçeve 52 nci maddesi; yatırımların
tamamlanma süresinin netleştirilmesi amacıyla değişiklik yapılması suretiyle 57
nci madde olarak,
- Çerçeve 53 üncü maddesi; maddenin
içerdiği düzenlemenin geçici niteliği gözönüne alınarak geçici 10 uncu madde
olarak Tasarıda yer almasının sağlanması suretiyle,
- Çerçeve 54 üncü maddesi; maddede yer
alan düzenlemenin 24.6.2004 tarihli ve 5198 sayılı Kanunun 20 nci maddesi ile
kanunlaştığından, Tasarı metninden
çıkarılması suretiyle,
- Çerçeve 55 inci maddesi; madde
çerçevesinde redaksiyon yapılması
suretiyle 58 inci madde olarak,
- Çerçeve 56 ncı maddesi; madde
çerçevesinde redaksiyon yapılması, madde ile 5434 sayılı Kanunun 20 nci
maddesine eklenen fıkralardan
ikincisinde yer alan, satılacak Emekli Sandığı gayrimenkullerinin değer
tespitinin gerektiğinde uzman kuruluşlara yaptırılabileceğine ilişkin
hükmün, uzman kuruluşlardan
yararlanılabileceği şeklinde değiştirilmesi, eklenen fıkralar arasına, Sandık
mülkiyetinde bulunan tescilli taşınmaz kültür varlıklarının Kültür ve Turizm Bakanlığına
tahsis edilmek üzere Hazineye devredilmesini öngören bir fıkranın eklenmesi
suretiyle 59 uncu madde olarak,
- Yugoslavya Federal Halk Cumhuriyeti ile
Türkiye Cumhuriyeti arasında yapılan 1954 tarihli anlaşma ile vatandaşlarımıza
ait olup bu ülke tarafından millileştirilmiş mal varlığına ilişkin olarak
ödenecek tazminat konusunda, hak sahipliği iddiası bulunan kişilere, belge
sunumunda bir yıllık bir süre verme
amacıyla, konuyla ilgili 1135 sayılı Kanuna geçici bir madde ekleyen yeni bir
maddenin çerçeve 60 ıncı madde olarak Tasarıya eklenmesi suretiyle,
Çerçeve 57 nci maddesi; ibare değişikliği
yapılan kanunlar arasında,
(2) numaralı fıkrada yer alan 3065 sayılı
Kanunun 11 inci maddesinde yer alan bir ibarenin imalatçı ihracatçılar aleyhine
oluşan kur farkından kaynaklanan mağduriyete karşı değiştirilmesi, bu
doğrultuda fıkranın iki bent halinde düzenlenmesi,
(3) numaralı fıkrada yer alan 193 sayılı
Kanunun 19 uncu maddesinin (4) numaralı fıkrasında yer alan "gayri maddi
haklar" ibaresinin, kullanım ömrü belirli bir süreyi aşan özel maliyet
bedellerinin yatırım indiriminden yararlanabileceğine açıklık kazandırmak
amacıyla değiştirilmesi,
(20) numaralı fıkrada yer alan 4070 sayılı
Kanunun 11 inci maddesinde ibare değişikliği yapan (g) bendinin metinden
çıkarılması,
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme
Kurumuna yapılan aynî bağışların da vergi indirimi kapsamına alınabilmesi
için yeni bir fıkranın (15) numaralı
fıkra olarak eklenerek 2828 sayılı Kanunun 20 nci maddesinin (b) fıkrasında
ibare değişikliği yapılması,
Suretiyle 61 inci madde olarak,
- Çerçeve 58 inci maddesi; 4070 ve 1135
sayılı Kanunlarda yapılan değişikliklerin zorunlu kılması nedeniyle,
yürürlükten kaldırılan hükümlere ilave yapılması suretiyle 62 nci madde olarak,
- Geçici 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7 ve 8 inci
maddeleri aynen,
- Dernek, şirket, kulüp gibi adlar altında
spor alanında faaliyette bulunan mükelleflerin vergi borçlarına ilişkin sınırlı
bir ödeme kolaylığı öngören yeni bir
maddenin geçici 12 nci madde olarak Tasarıya eklenmesi suretiyle,
- Mazbut vakıfların gelirlerinin
vergilendirme konusu yapılmasını engelleyen 5035 sayılı Kanunun yürürlük tarihi
olan 2.1.2004 tarihinden önce, bu vakıfların elde ettikleri gelirlerin gelir
vergisi tevkifatına tâbi tutulmamasını öngören yeni bir maddenin geçici 13 üncü
madde olarak Tasarıya eklenmesi
suretiyle,
- Çerçeve 59 uncu maddesi, farklı yürürlük
tarihleri öngörülen hükümlerin yapılan değişikliklere paralel olarak
düzeltilmesi suretiyle 63 üncü madde olarak,
- 60 ıncı maddesi; 64 üncü madde olarak
aynen,
Kabul edilmiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun onayına sunulmak
üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile arz olunur.
|
|
Başkan |
Başkanvekili |
Sözcü |
|
|
|
Sait Açba |
M. Altan
Karapaşaoğlu |
Sabahattin
Yıldız |
|
|
|
Afyon |
Bursa |
Muş |
|
|
|
Kâtip |
Üye |
Üye |
|
|
|
Mehmet
Sekmen |
Mahmut
Göksu |
Mehmet
Melik Özmen |
|
|
|
İstanbul |
Adıyaman |
Ağrı |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
|
Ruhi
Açıkgöz |
Mehmet
Zekai Özcan |
Yakup
Kepenek |
|
|
|
Aksaray |
Ankara |
Ankara |
|
|
|
|
|
(Karşı oy yazım ektedir) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
|
Osman
Kaptan |
Mehmet
Mesut Özakcan |
Ali Osman
Sali |
|
|
|
Antalya |
Aydın |
Balıkesir |
|
|
|
(Karşı oy yazımız ektedir) |
(Karşı oy yazım ektedir) |
|
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
|
Ömer
Abuşoğlu |
Nurettin
Canikli |
Mustafa
Zeydan |
|
|
|
Gaziantep |
Giresun |
Hakkâri |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
|
M. Emin
Murat Bilgiç |
Ali Kemal
Kumkumoğlu |
Kemal Kılıçdaroğlu |
|
|
|
İstanbul |
İstanbul |
İstanbul |
|
|
|
|
(Karşı oy yazım ektedir) |
(Ayrışık oy ekte) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
|
M.
Mustafa Açıkalın |
Bülent
Baratalı |
Mehmet
Ceylan |
|
|
|
İstanbul |
İzmir |
Karabük |
|
|
|
|
(Karşı oy yazısı ektedir) |
|
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
|
Y.
Selahattin Beyribey |
Taner
Yıldız |
Mustafa
Ünaldı |
|
|
|
Kars |
Kayseri |
Konya |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
|
Ali Er |
Gürol
Ergin |
Kazım
Türkmen |
|
|
|
Mersin |
Muğla |
Ordu |
|
|
|
|
(Karşı oy yazım ektedir) |
(Karşı oy ekte) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
|
Abdülkadir
Kart |
Erol
Aslan Cebeci |
Musa
Uzunkaya |
|
|
|
Rize |
Sakarya |
Samsun |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
|
Enis
Tütüncü |
Faruk
Nafiz Özak |
Mehmet
Akif Hamzaçebi |
|
|
|
Tekirdağ |
Trabzon |
Trabzon |
|
|
|
(Ayrışık oy yazısı ekte) |
|
(Ayrışık oy yazısı ektedir) |
|
|
|
|
Üye |
|
|
|
|
|
Osman
Coşkunoğlu |
|
|
|
|
|
Uşak |
|
|
|
|
|
(Ayrışık oy yazısı ektedir) |
|
|
AYRIŞIK OY
Tasarı bir bütünlüğe sahip değildir. Bazı
vergi yasaları dışında vergi dışındaki alanları ilgilendiren çok çeşitli
yasalarda düzenlemeler yapmaktadır.
Tasarının katılmadığımız düzenlemelerine
ilişkin görüşlerimiz aşağıdadır.
1. Tasarı çeşitli maddelerine
serpiştirilen birçok düzenlemesiyle bir kısmı çok önemli olan konularda af
düzenlemeleri yapmaktadır. 4811 sayılı Vergi Barışı Kanununun yürürlüğe
girmesinden sonra bir daha af düzenlemesi yapmayacağını, hatta bu konuda
Anayasa değişikliğine bile gideceğini söyleyen hükümet bu sözlerini çok çabuk
unutup ilk fırsatta çeşitli konularda af düzenlemesi yapmakta sakınca
görmemiştir.
2. Tasarının 7 nci maddesiyle Vergi Usul
Kanunu (VUK)'nun 215. maddesi değiştirilerek ödenmiş sermayesi en az 100 milyon
ABD doları ya da muadili yabancı para karşılığı Türk Lirası ve sermayesinin en
az yüzde 40'ı ikametgâhı, kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan kişilere
ait olan işletmelere kayıtlarını Türk para birimi dışında başka bir para
birimiyle tutmalarına Bakanlar Kurulunca izin verilebileceği hükmü
getirilmektedir. Bu mükellefler ayrıca enflasyon düzeltmesi yapamayacaklardır.
Bilindiği gibi VUK'nun 1.1.2004 tarihinde
yürürlüğe giren "enflasyon düzeltmesi" hükümleri işletmelere muhasebe
kayıtlarını enflasyon etkilerinden arındırarak tutma olanağı getirmiştir. "Enflasyon
düzeltmesi" enflasyonun belli bir orana ulaşması halinde
uygulanabilecektir. Enflasyonun düşük olduğu dönemlerde "enflasyon
düzeltmesi" uygulanmayacaktır. Tasarının düzenlemesi ise belli
mükelleflere yabancı para cinsinden kayıt tutma olanağını getirmek suretiyle
adeta devamlı olarak bir "enflasyon düzeltmesi" olanağını
sağlamaktadır. Madde bu şekliyle eşitlik ilkesi açısından Anayasaya aykırı
olması yanında ekonomide haksız rekabete de yol açacaktır. Bunun yanında madde
muvazaalı hisse devirleri yoluyla vergi matrahının kolaylıkla azaltılabilmesine
olanak verecek şekilde yazılmıştır. Ayrıca Bakanlar Kurulu'na verilen bu
olanaktan yararlanacakları işletme bazında belirleme yetkisi Anayasanın 73.
maddesine aykırıdır.
3. Tasarının 9. maddesinde yer alan (9)
nolu bentle sadece belirli bir mükellef grubuna enflasyon düzeltmesi yapılması
olanağının getirilmesi bu işletmeler altın ve gümüş alım, satım ve imali ile
uğraşan işletmeler de olsa adil değildir. Anılan işletmelerin enflasyondan
kaynaklanan sorunları tabi ki çözülmelidir. Ancak bir önceki paragrafta sözü
edilen düzenlemeyle birlikte düşünüldüğünde Tasarının bu konuda bütünsel,
tutarlı bir yaklaşımı olmadığı ortaya çıkmaktadır.
4. Hatırlanacağı gibi 27 Şubat 2003
tarihinde Vergi Barışı Kanunu kabul edilmişti. Kanunun görüşmeleri TBMM'nde
yapılırken 2001 krizini yaşamış bir ekonomide zaten zor durumda olan
işletmelerin rahatlatılması, krizin etkilerinin gelecek dönemlere taşınmaması
açısından vergi borçlarının yeniden taksitlendirilmesi, bu kapsamda ceza ve
faizlerin bir kısmının silinmesi yönündeki düzenlemelere CHP grubu olarak
destek vermiştik. Ancak destek vermediğimiz önemli bir madde vardı. Kanunun 14
üncü maddesi milyarlarca dolarlık hayali ihracatın yapıldığı bir ekonomide
bilerek sahte belge kullananları da affediyordu. Kanunu hazırlayıp TBMM'ne
getiren Maliye Bakanı Kanunun bu maddesiyle bir şirketin aralarında kendisinin
de olduğu yönetim kurulu üyeleri hakkında, bizzat başında bulunduğu Maliye
Bakanlığı'nın denetim elemanlarının raporları uyarınca açılmış ve ceza
mahkemelerinde sürmekte olan bir davayı ortadan kaldırmaktaydı. Bu madde CHP
grubunun bütün uyarılarına ve karşı çıkmasına rağmen kabul edildi ve yürürlüğe
girdi.
Ne var ki bu olayın bir yönüydü. Maliye
Bakanı'nın yönetim kurulu üyesi olduğu şirketin sahte fatura kullanmak dışında
sahte fatura düzenlemek suretiyle yapmış olduğu ihracat da vardı ve bunlar af
kapsamı dışında kalmıştı. Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra konunun bu
bölümünün af kapsamı dışında kaldığı anlaşıldı. Ancak bu defa biraz daha farklı
bir yöntem izlendi. Af maddesi hükümet tasarısıyla TBMM'ne gönderilmeyip,
komisyon görüşmeleri sırasında bir önergeyle Tasarıya eklendi.
Tasarıya komisyon görüşmeleri sırasında
AKP milletvekilleri tarafından verilen ve CHP grubunun muhalefetine rağmen
iktidar grubu milletvekillerinin kabul oylarıyla eklenen 11. madde ile bir
yandan hayali ihracatın önündeki engeller kaldırılırken, öte yandan Maliye
Bakanı Kemal Unakıtan'ın da sanığı olduğu bir ceza davasının ortadan
kaldırılması sağlanmaktadır. Maliye Bakanı'nın yönetim kurulu üyesi olduğu
şirketin sahte fatura düzenleyerek yapmış olduğu yüz milyonlarca dolarlık
hayali ihracat sonucu almış olduğu KDV iadeleri nedeniyle yönetim kurulu
üyeleri hakkında halen ceza mahkemelerinde sürmekte olan bir dava vardır.
Komisyon görüşmeleri sırasında iktidar
partisinin bazı milletvekillerinin vermiş olduğu bir önergeyle Vergi Usul
Kanununun 359. maddesine eklenen hüküm, açıkça Maliye Bakanının yönetim kurulu
üyesi olduğu şirket ve benzerlerini tanımlamaktadır. Çünkü maddeye göre
ihracatın önemli bir bölümünü gerçekleştiren dış ticaret sermaye şirketleri ile
sektörel dış ticaret şirketlerinin sahte belge düzenlemek suretiyle yapmış
oldukları ihracat (hayali İhracat) nedeniyle anılan şirketlerin yöneticileri
hakkında ceza davası açılabilecek veya mahkemelerde mevcut ceza davaları devam
edecektir. Bu konuda yeni olan bir şey yoktur. Yeni olan dış ticaret şirketleri
veya sektörel dış ticaret şirketleri dışındaki şirketlerin (Örneğin Maliye
Bakanı'nın yönetim kurulu üyesi olduğu şirket) sahte belge düzenlemek suretiyle
yapmış oldukları İhracat nedeniyle almış oldukları haksız KDV iadesinden bu
şirketlerin yönetim kurulu üyelerinin sorumlu olmayacakları hususudur. Madde
görünüşte kanun hükmünün yürürlük tarihinden sonraki olaylara uygulanacağı
şeklinde ise de Ceza Hukukundaki prensibe göre bir fiil bir yasayla suç
olmaktan çıkarılıyor ise yeni yasal durum eski fiillere de uygulanır. Yani
Maliye Bakanı'nın ceza davası bu düzenlemenin yasalaşması halinde ortadan
kaldırılmış olacaktır.
Komisyonunun CHP'li milletvekillerinin
önergeye ilişkin uyarıları ve muhalefeti kabul görmediği gibi, önergenin kabulü
sonrasında yeniden görüşülmesi için vermiş oldukları önerge de kabul
edilmemiştir.
Tasarının bu maddesi kesinlikle yanlış
olduğu gibi Anayasaya da aykırıdır.
5. Tasarının 15 ve 16. maddeleriyle Katma
Değer Vergisi (KDV) Kanununun 13 ve 17. maddelerinde çeşitli değişiklikler ve
ilaveler yapılmak suretiyle mevcut istisnaların kapsamı genişletilmektedir.
KDV'nde Avrupa Birliği normları ile ekonomik ve toplumsal ihtiyaçlar dışında
istisnaların kapsamının genişletilmesi doğru değildir. Sistemin bütünlüğü
bozulduğu gibi, verginin yönetimi zorlaşır ve bazen de istenilen sonuçlara
ulaşılamayabilir. Tasarıdaki istisnalar bu açıdan geniş tutulmuş olup bazıları
biraz önce belirttiğimiz sorunları yaratacak niteliktedir.
6. Tasarının 28 ve 31. maddeleriyle Gelir
Vergisi Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanununda yapılan değişikliklerle eğitim ve
öğretim işletmeleri için yaygın bir şekilde kazanç istisnası getirilmektedir.
Vergi teşvikinin uygulanacağı işletmelerde okul türleri arasında bir ayırım
yapılmadığı gibi kapasite veya başka bazı şartların aranmaması istisnanın
istenilen amaca ulaşmasını engelleyecektir. Ayrıca istisna hükmünün çok geniş
bir alanı kapsaması karşısında mevcut işletmelerin istisnadan yararlanamayacak
olmaları çeşitli olumsuzluklar yaratacaktır.
7. Tasarının 40. maddesi Gider Vergileri
Kanununun 39. maddesinde değişiklik yapmak suretiyle GSM işletmecileri
tarafından verilenler dışındaki telekomünikasyon hizmetlerini de Özel İletişim
Vergisi (ÖİV) kapsamına almaktadır. Bu düzenleme Tasarının Geçici 2. maddesiyle
yapılan düzenlemeyle birlikte dikkate alındığında Telekom hasılatından halen
Hazine'ye ödenmekte olan yüzde 15 oranındaki payın ÖİV'ne dönüştürülmek
istendiği anlaşılmaktadır. Her şeyden önce bu düzenlemenin konuşma ücretlerine
ek bir vergi olarak yansımaması gerekir.
Ayrıca ÖİV'nin isminde yer alan
"Özel" kelimesi Telekom'un verdikleri de dahil olmak üzere tüm
telekomünikasyon hizmetlerini verginin kapsamına aldığından artık anlamını
yitirmektedir. Yani isimle verginin kapsamı uyumlu değildir.
8. Tasarının 45 - 49. maddeleriyle 2918
sayılı Karayolları Trafik Kanununda yapılması öngörülen değişiklikler araç
muayene hizmetlerinin Karayolları Genel Müdürlüğünden alınarak özel sektöre
gördürülmesini öngörmektedir. Özellikle komisyona verilen bilgilerden bunun
kamu hizmetinin gördürülmesinden çok özelleştirme mantığı içerisinde gelir
sağlama amacına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Konuya salt özelleştirme
mantığı içerisinde yaklaşmak yanlıştır.
Ayrıca Tasarı düzenlemeleri araç muayene
istasyonlarının sorumluluğu konusunda eksiktir.
9. Tasarıya komisyon görüşmeleri sırasında
eklenen 53. madde ile üzerinde eğitim veya sağlık amaçlı sınırlı ayni hak tesis
edilmiş Hazine taşınmazlarının vakıf üniversiteleri veya Bakanlar Kurulunca
vergi muafiyeti tanınmış olan vakıflara 492 sayılı Harçlar Kanununa göre
belirlenen harca esas değerin yarısı üzerinden satılabilmesi yönündeki
düzenlemeyi doğru bulmuyoruz. Bunun anılan üniversiteleri veya vakıfları teşvik
konusuyla bir ilgisi bulunmamaktadır. Söz konusu Hazine taşınmazları zaten 49
yıla kadar sürelerle sembolik denebilecek bedeller üzerinden anılan kurumlara
irtifak hakkı tesisi yoluyla kiralanmıştır. Bu önemli bir teşviktir. Tasarıyla
ilave olarak sağlanmak istenen bu olanağın bir ölçüsü bulunmamaktadır. En
azından Tasarı ile bazı yatırım ve öğrenim şartları konulabilirdi.
10. Tasarının 59. maddesi TC. Emekli Sandığı'na
ait taşınmazların satışına ilişkin hükümleri kapsamaktadır. Bilindiği gibi
sandığın taşınmazlarından çok değerli olanları otel işletmecilerine uzun süreli
olarak kiraya verilmiştir. Uzun süreli kiralamalara konu olan taşınmazların
satılması halinde satış bedelinin rayiç bedele ulaşması mümkün değildir. Ayrıca
bu taşınmazlardan satışından elde edilecek gelirlerin büyüklüğü Emekli
Sandığı'nın finansman açığı ile karşılaştırıldığında derde deva olmayacağı
görülecektir.
Bütün bunların ötesinde hükümetin bugüne
kadarki uygulamasında başarılı bir performans gösteremeyen Özelleştirme
İdaresi'nin Sandığın taşınmazlarının satışında yetkili olabilmesi de doğru
değildir.
11. Komisyon görüşmeleri sırasında
Tasarının yürürlükten kaldırılan hükümleri düzenleyen 62. maddesine yapılan bir
ilaveyle 4070 sayılı Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanunun
11. maddesinin (k) bendi yürürlükten kaldırılmıştır. Anılan (k) bendi 3083
sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlemesine Dair Tarım Reformu Kanununa göre
uygulama alanı ilan edilen yerler 4070 sayılı Kanunda düzenlenen doğrudan
satışın kapsamı dışında bırakılmıştır. 3083 sayılı Kanun toprak reformunun
uygulandığı Şanlıurfa İlini ilgilendirmektedir. 4070 sayılı Kanun uygulamasında
Şanlıurfa İlinde 3083 sayılı Kanuna göre uygulama alanı ilan edilmiş yerlerin
bir kısmında uygulayıcı kuruluşun Kanunun amacı doğrultusunda hiçbir zaman
uygulamaya gitmeyecek olması nedeniyle sorunlar yaşanıyor olabilir. Bunun
çözümü esasen Tasarıda yer almıştır. Ancak komisyon görüşmeleri sırasında 4070
sayılı Kanunun 11. maddesinin (c) bendinin yürürlükten kaldırılmasına paralel
olarak Hükümet Tasarısının 57. maddesinin 10/b bendinde yer alan "4070
sayılı Kanunun 11. maddesinin (k) bendinde yer alan "uygulama alanı ilan
edilen yerlerde", ibaresi "uygulama alanı ilan edilen yerlerde,
uygulayıcı kuruluşça uygun görülmeyen taşınmazlarda olarak
değiştirilmiştir" ibaresi de komisyonda Tasarıdan çıkarılmıştır.
Bu düzenleme 3083 sayılı Kanun
uygulamasında önemli problemler yaratacaktır.
12. Tasarının Geçici 9. maddesiyle yapılan
düzenleme süresi geçtiği halde ihracat taahhütleri kapatılmamış olan kredilere
ilişkin ödenmemiş bazı vergi yükümlülüklerinin Kanunun yayımını izleyen ayın
sonuna kadar ödenmesi halinde ceza, gecikme zammı ve faizlerinin terkin
edileceğine ilişkin bir af düzenlemesidir.
Kapatılmayan ihracat taahhütleri
ekonominin bir sorunudur ve bu haliyle sahte belge düzenlenmesi konusunda ciddi
bir potansiyel oluşturmaktadır. Ancak affa gidilirken mevcut sistemin aynı
sorunları, kapatılamayan ihracat taahhütlerini yeniden yaratmaması için gerekli
önlemler alınmamaktadır.
|
|
M. Akif
Hamzaçebi |
Kemal
Kılıçdaroğlu |
Osman
Kaptan |
|
|
Trabzon |
İstanbul |
Antalya |
|
|
Kâzım
Türkmen |
Yakup
Kepenek |
M. Mesut
Özakcan |
|
|
Ordu |
Ankara |
Aydın |
|
|
Bülent
Baratalı |
Gürol
Ergin |
Osman
Coşkunoğlu |
|
|
İzmir |
Muğla |
Uşak |
|
|
Enis
Tütüncü |
|
A. Kemal
Kumkumoğlu |
|
|
Tekirdağ |
|
İstanbul |
HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ
METİN
BAZI KANUNLARDA VE 178
SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEDE
DEĞİŞİKLİK YAPILMASI
HAKKINDA KANUN TASARISI
MADDE 1. - 4.1.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul
Kanununun 15 inci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Maliye Bakanlığı, mücbir sebep sayılan haller
nedeniyle; bölge, il, ilçe, mahal veya afete maruz kalanlar itibarıyla mücbir
sebep hali ilan etmeye ve bu sürede vergi ödevlerinden yerine getirilemeyecek
olanları tespit etmeye yetkilidir. Bu yetki vergi türleri ve işyerleri
itibarıyla; beyannamelerin toplulaştırılması, yeni beyanname verme süreleri
belirlenmesi ve beyanname verme zorunluluğunun kaldırılması şeklinde de
kullanılabilir."
MADDE 2. - 213 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin birinci ve
üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Zor durumda bulunmaları hasebiyle vergi muamelelerine
müteallik ödevleri süresi içinde yerine getiremeyecek olanlara, kanuni sürenin
bir katını, kanuni sürenin bir aydan az olması halinde bir ayı geçmemek üzere,
Maliye Bakanlığınca münasip bir mühlet verilebilir."
"Maliye Bakanlığı mühlet verme yetkisini tamamen veya
kısmen mahalline devredebileceği gibi bölgeler, iller, ilçeler veya sektörler
ile iş kolları ya da mükellef grupları itibarıyla yazılı başvuru şartı
aramaksızın da kullanabilir."
MADDE 3. - 213 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin başlığı
"Vergi beyannamesinin postayla veya elektronik ortamda gönderilmesi"
şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"Beyannamenin elektronik ortamda gönderilmesi halinde
tahakkuk fişi elektronik ortamda düzenlenir ve mükellef veya elektronik ortamda
beyanname gönderme yetkisi verilmiş gerçek veya tüzel kişiye elektronik ortamda iletilir. Bu ileti,
tahakkuk fişinin mükellefe tebliği
yerine geçer.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye
Bakanlığı tarafından tespit olunur."
MADDE 4. - 213 sayılı Kanunun 111 inci maddesinin altıncı
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Maliye Bakanlığı; mücbir sebep hali ilan edilen
yerlerdeki mükelleflerin, bu Kanun kapsamında olup, ödeme süresi afet
tarihinden sonraya rastlayan her türlü vergi, ceza ve gecikme faizleri ile bu
Kanunun 15 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca verecekleri beyannamelere
istinaden tahakkuk ettirilen vergilerin ödeme sürelerini, vadelerinin bitim
tarihinden itibaren azami bir yıl süreyle uzatmaya yetkilidir. Bu yetki; bölge,
il, ilçe, mahal ve afetten zarar görenler ile afetten zarar görme derecesi veya
vergi türleri itibarıyla farklı süreler tespit etmek suretiyle de
kullanılabilir."
MADDE 5. - 213 sayılı Kanunun 114 üncü maddesinin üçüncü
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Şarta bağlı istisna veya muafiyet uygulamaları sonucu
kısmen veya tamamen alınmayan vergilere ilişkin zamanaşımı süresi, istisna veya
muafiyet şartlarının ihlal edildiği tarihi takip eden takvim yılı başından
itibaren başlar."
MADDE 6. - 213 sayılı Kanunun 160 ıncı maddesinin ikinci
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddenin sonuna aşağıdaki fıkralar
eklenmiştir.
"İşi bırakma bildiriminde bulunmayan bir mükellefin işi
bıraktığının tespit edilmesi veya yapılan araştırma ve yoklamalar sonucunda
bilinen adreslerinde bulunamaması ve başka bir adreste faaliyetine devam
ettiğine dair bilgi edinilememesi halinde veya başkaca bir ticari, zirai ve
mesleki faaliyeti olmadığı halde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla
mükellefiyet tesis ettirdiğinin vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen
rapor ile tespit edilmesi ve mükellefiyet kaydının devamına gerek
görülmediğinin raporda belirtilmesi halinde, mükellef (matrahlı veya matrahsız
beyanname verenler dahil) işi bırakmış addolunur ve mükellefiyet kaydı vergi
dairesince terkin edilir."
"Mükellefiyet kaydının terkin edilmesi, mükellefin işi
bırakmasından önceki döneme ilişkin yükümlülüklerini ortadan kaldırmayacağı
gibi bu tarihten sonra faaliyette bulunduğunun tespiti halinde bu dönemlere
ilişkin vergilendirmeye ve sahte belge düzenleme fiilini işleyenler hakkında
kovuşturma yapılmasına ve ceza uygulanmasına da engel teşkil etmez.
Bu madde kapsamında mükellefiyet kayıtları terkin
edilenlerin kimlik bilgileri ile bunların bastırmış veya tasdik ettirmiş oldukları
belgeler ve kullanmış oldukları ödeme kaydedici cihazlara ilişkin bilgiler
Maliye Bakanlığınca belirlenecek araçlarla duyurulur.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usulleri belirlemeye
Maliye Bakanlığı yetkilidir."
MADDE 7. - 213 sayılı Kanunun 215 inci maddesi başlığıyla
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Türkçe tutma ve Türk Parası kullanma zorunluluğu
Madde 215. - 1. Bu Kanuna göre tutulacak defter ve
kayıtların Türkçe tutulması zorunludur. Ancak, Türkçe kayıtlar bulunmak
kaydıyla defterlerde başka dilden kayıt da yapılabilir. Bu kayıtlar vergi
matrahını değiştirmeyecek şekilde tasdik ettirilecek diğer defterlere de
yapılabilir.
2. a) Kayıt ve belgelerde Türk para birimi kullanılır.
Belgeler, Türk parası karşılığı gösterilmek şartıyla, yabancı para birimine
göre de düzenlenebilir. Şu kadar ki yurt dışındaki müşteriler adına düzenlenen
belgelerde Türk parası karşılığı gösterilme şartı aranmaz.
b) İlgili dönem defter tasdik tarihi itibarıyla ödenmiş
sermayesi (yurt dışında kurulan şirketlerin Türkiye'ye ayrılan ödenmiş
sermayesi) en az 100 milyon ABD Doları ya da muadili yabancı para karşılığı
Türk Lirası ve sermayesinin en az % 40' ı ikametgahı, kanuni ve iş merkezi
Türkiye'de bulunmayan kişilere ait olan işletmelere, kayıtlarını Türk para
birimi dışında başka bir para birimiyle tutmalarına Bakanlar Kurulunca izin
verilebilir. Bakanlar Kurulu, bu had ve nispeti sektörler itibarıyla ayrı ayrı
yarısına kadar indirmeye veya iki katına kadar artırmaya yetkilidir. Bu
şartların ihlal edildiği hesap dönemini izleyen hesap döneminden itibaren Türk
para birimine göre kayıt tutma zorunluluğu başlar.
ba) Türk para birimiyle yapılan işlemler, işlemin
gerçekleştiği günün Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuruyla ilgili
para birimine çevrilir. İktisadi kıymetlerin değerleri ile vergi matrahı kayıt
yapılan para birimine göre tespit edilir, beyannamenin verilmesi gereken ayın
ilk gününün kuruyla Türk parasına çevrilerek beyan edilir. Vergi ödeme, mahsup
ve iade işlemlerinde de Türk lirası tutarlar kullanılır.
bb) Bu mükellefler, diğer para birimleriyle kayıt tuttukları
sürece mükerrer 298 inci maddenin (A) fıkrası uyarınca enflasyon düzeltmesi
yapamazlar. Türk para birimiyle kayıt yapmaya başlamaları halinde ise üç yıl
süreyle anılan madde hükmünden yararlanamazlar."
MADDE 8. - 213 sayılı Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin
birinci fıkrasının (4) numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, maddenin
sonuna aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"4. Bu Kanunun 149 uncu maddesine göre devamlı bilgi
vermek zorunda olanlardan istenilen bilgiler ile vergi beyannameleri ve
bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları konulmak
suretiyle İnternet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim
araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek
veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya
zorunluluk getirmeye, beyanname, bildirim ve bilgilerin aktarımında uyulacak
format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu
zorunluluğu beyanname, bildirim veya bilgi çeşitleri, mükellef grupları ve
faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya,"
"Yukarıdaki (4) numaralı bent uyarınca Maliye
Bakanlığının beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel
kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususunda izin vermesi veya zorunluluk
getirmesi halinde, (mükellef veya vergi sorumlusu ile gönderme işini yapacak
kişiler arasında özel sözleşme düzenlenmek kaydıyla) elektronik ortamda
gönderilen beyanname ve bildirimler, mükellef veya vergi sorumlusu tarafından
verilmiş addolunur."
MADDE 9. - 213 sayılı Kanunun mükerrer 298 inci maddesinin
(A) fıkrasının (2) numaralı bendinin (g) alt bendinde yer alan "düzeltme
tarihindeki" ibaresi "borcun alındığı tarihteki" olarak, (5)
numaralı bendinin beşinci paragrafının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve fıkraya aşağıdaki (9) numaralı bent eklenmiştir.
"Ancak öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farkları
düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilebilir veya kurumlar
vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebilir; bu işlemler kâr dağıtımı
sayılmaz."
"9. Münhasıran sürekli olarak işlenmiş; altın, gümüş
alım-satımı ve imali ile iştigal eden mükellefler bu fıkranın (1) numaralı
bendinde yer alan şartlara bakılmaksızın enflasyon düzeltmesi yaparlar."
MADDE 10. - 213 sayılı Kanunun mükerrer 355 inci maddesinin
sonuna aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans
kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etme
zorunluluğuna uymayan mükelleflerden her birine, her bir işlem için bu maddeye
göre uygulanan cezalardan az olmamak üzere işleme konu tutarın % 5'i nispetinde
özel usulsüzlük cezası kesilir. Bu şekilde ceza kesilen mükellefler hakkında
yukarıdaki fıkra hükmü uygulanmaz."
MADDE 11. - 213 sayılı Kanunun geçici 25 inci maddesinin (c)
bendine aşağıdaki (3) numaralı alt bent, (h) bendine aşağıdaki hüküm ve
maddenin sonuna aşağıdaki (l) bendi eklenmiş, (g) bendinin ikinci paragrafının
ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı Kanuna aşağıdaki geçici
madde eklenmiştir.
"3) Reel olmayan finansman maliyetinin tevsik
edilebilir olması halinde de (1) numaralı alt bentte belirtilen yöntem
kullanılabilir. Amortisman süresi bitmemiş olan kıymetlere ilişkin maliyet veya
alış bedelinden düşülen reel olmayan finansman maliyetinden amortisman
ayrılmamış tutar, 2004 ve sonraki dönemlerde, beş yılda ve eşit taksitte dönem
kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınır."
"Ancak bu şekilde düzeltme yapanlar, bu Kanuna göre
ayrılabilecek tutardan fazla amortisman veya karşılık ayıramaz."
"l) Bu madde uyarınca düzeltilen kalemlerin elden
çıkarılması halinde, bunlara ilişkin enflasyon düzeltme farkları maliyet bedeli
addolunur. Şu kadar ki, amortismana tabi olmayan kıymetlerin düzeltilmiş
değerinin altında bir bedelle satılması halinde, düzeltilmiş değerle düzeltme
öncesi değer arasındaki farka isabet eden zarar, gelir veya kurumlar vergisi
matrahının tespitinde dikkate alınmaz."
"Ancak öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farkları
düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilebilir veya kurumlar
vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebilir; bu işlemler kâr dağıtımı
sayılmaz."
"GEÇİCİ MADDE 27. - Bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihten önce belge düzenine uyulmadığına ilişkin olarak yapılan tespitlere
dayanılarak uygulanması gereken ancak henüz uygulanmamış olan işyeri kapatma
cezaları uygulanmaz ve para cezasına çevrilmiş olup ödeme süresi geçmemiş
olanlar tahsil edilmez, tahsil edilmiş olanlar iade edilmez. Ayrıca, kapatma
kararına karşı idarî yargı organlarında açılıp henüz sonuçlanmamış olan
davaların, konusu kalmadığından, davaların ortadan kaldırılmasına karar
verilir."
MADDE 12. - 21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 62
nci maddesine birinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Maliye Bakanlığı amme alacaklarının takibinde
haczolunacak malların tespiti amacıyla yapılacak mal varlığı araştırmasının
şekli, alanı ve kapsamı ile araştırma yapılacak amme alacaklarının türü ve
tutarını belirlemeye yetkilidir. Bu yetki alacaklı amme idaresi itibarıyla da
kullanılabilir."
MADDE 13. - 6.12.1984 tarihli ve 3100 sayılı Katma Değer
Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti
Hakkında Kanunun 7 nci maddesinin (1) numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"1. Mükellefler kullanmak üzere satın aldıkları ödeme
kaydedici cihazlar için % 100'e kadar amortisman oranı seçebilirler."
MADDE 14. - 25.10.1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer
Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin başlığı "Araçlar, Kıymetli Maden ve
Petrol Aramaları ile Ulusal Güvenlik Harcamaları ve Yatırımlarda İstisna"
şeklinde değiştirilmiş, mevcut fıkranın mülga (b) bendi aşağıdaki şekilde
yeniden düzenlenmiş, (c) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve fıkraya
aşağıdaki (e) ve (f) bentleri ile maddenin sonuna aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"b) Deniz ve hava taşıma araçları için liman ve hava
meydanlarında yapılan hizmetler,"
"c) Altın, gümüş ve platin ile ilgili arama, işletme,
zenginleştirme ve rafinaj faaliyetleri ile 6326 sayılı Petrol Kanunu
hükümlerine göre yapılan petrol arama faaliyetlerine ilişkin olmak üzere, bu
faaliyetleri yürütenlere yapılan teslim ve hizmetler,"
"e) Limanlar ve hava meydanlarının inşası, yenilenmesi
ve genişletilmesi işlerini fiilen kendisi yapan veya yaptıran mükelleflere bu
işlere ilişkin olarak yapılan mal teslimleri ve inşaat taahhüt işleri,
f) Millî Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı,
Sahil Güvenlik Komutanlığı, Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Millî İstihbarat
Teşkilatı Müsteşarlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Gümrük Muhafaza Genel
Müdürlüğüne Millî savunma ve iç güvenlik ihtiyaçları için uçak, helikopter,
gemi, denizaltı, tank, panzer, zırhlı personel taşıyıcı, roket, füze ve benzeri
araçlar, silah, mühimmat, silah malzeme, teçhizat ve sistemleri ile bunların
araştırma-geliştirme, yazılım, üretim, montaj, yedek parça, bakım-onarım ve
modernizasyonuna ilişkin olarak yapılan teslim ve hizmetler ve bu teslim ve
hizmetleri gerçekleştirenlere bu kapsamda yapılacak olan, miktarı ve
nitelikleri yukarıda sayılan kuruluşlarca onaylanan teslim ve hizmetler.
Maliye Bakanlığı, istisna kapsamına girecek mal ve hizmetler
ile bunların asgarî tutarlarını ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve
esasları belirlemeye yetkilidir."
MADDE 15. - 3065 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin (2)
numaralı fıkrasının (b) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, aynı fıkraya
aşağıdaki (d) bendi eklenmiş, (4) numaralı fıkrasının (f), (g) ve (ı) bentleri
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve ayrıca fıkranın sonuna aşağıdaki (o) ve (p) bentleri eklenmiştir.
"b) Üniversite ve yüksekokullar ile 8.6.1965 tarih ve
625 sayılı Kanun hükümlerine tabi özel okullar tarafından ilgili dönemdeki
kapasitelerinin % 10'unu geçmemek üzere verilen bedelsiz eğitim ve öğretim
hizmetleri, kanunların gösterdiği gerek üzerine bedelsiz olarak yapılan mal
teslimi ve hizmet ifaları, birinci fıkrada sayılan kurum ve kuruluşlara
bedelsiz olarak yapılan her türlü mal teslimi ve hizmet ifaları ile fakirlere
yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulanan dernek ve vakıflara
Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda
maddelerinin teslimi,"
"d) Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının,
Kanunlarla kendilerine verilen görev gereği ve kuruluş amaçlarına uygun ruhsat,
izin, onay ve benzeri hizmetleri ile bu hizmetlerle ilgili olarak kullanılacak
basılı kağıtların bu kuruluşlar tarafından teslimi (motorlu taşıtlar tescil
plaka teslimleri hariç),"
"f) Darphane ve Damga Matbaası tarafından yapılan
teslim ve hizmetler ile Millî Piyango İdaresi Genel Müdürlüğünce düzenlenen
piyango, sayısal loto, hemen kazan ve benzeri oyunların tertiplenmesi veya
oynanması,"
"g) Külçe altın, külçe gümüş, kıymetli taşlar (elmas,
pırlanta, yakut, zümrüt, topaz, safir, zebercet, inci, kübik virconia) döviz,
para, damga pulu, değerli kağıtlar, hisse senedi, tahvil ile metal, plastik, lastik, kauçuk, kağıt, cam hurda ve
atıkları (hurda metalden elde edilen külçeler dahil) teslimi,"
"ı) Serbest bölgelerde verilen hizmetler,"
"o) Gümrük antrepoları ve geçici depolama yerleri ile
gümrük hizmetlerinin verildiği gümrüklü sahalarda; ithalat ve ihracat
işlemlerine konu mallar için verilen ardiye, depolama ve terminal hizmetleri
ile vergisiz satış yapılan işyerlerinin ve bu işyerlerine ait depo ve ardiye
gibi bağımsız birimlerin kiralanması,"
"p) Hazine ve Arsa Ofisi Genel Müdürlüğünce yapılan
taşınmaz mal teslimleri ile Hazinece yapılan irtifak hakkı tesisi işlemi."
MADDE 16. - 3065 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin (1) ve
(2) numaralı fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"1. Vergiden istisna edilmiş işlemleri yapanlar, ilgili
vergi dairesine yazılı başvuruda bulunarak, belirtecekleri işlem türleri için
vergiye tabi tutulmalarını talep edebilirler. Bu talebin dilekçede belirtilen
ve dilekçe tarihinden sonra ifa edilen işlemlerin tamamını kapsaması şarttır.
Şu kadar ki, mükellefiyetin devam
etmekte olan işlemlere şümulü yoktur."
"2. Kamu menfaatine yararlı dernekler ve Bakanlar
Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıfların kuruluş amaçlarına uygun olarak
işletmek veya yönetmek suretiyle ifa ettikleri teslim ve hizmetlere ilişkin
istisnalar hariç olmak üzere, 17 nci maddenin birinci ve ikinci fıkralarıyla
üçüncü fıkranın (a) ve 4 üncü fıkranın (e) bentlerinde yazılı istisnalar
hakkında yukarıdaki birinci fıkra hükmü uygulanmaz."
MADDE 17. - 3065 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin (c) bendi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"c) Deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığının yangın
sebebiyle mücbir sebep ilan ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç
olmak üzere, zayi olan mallara ait katma değer vergisi,"
MADDE 18. - 3065 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin birinci
fıkrasına aşağıdaki hüküm eklenmiştir.
"Ancak, indirim hakkı tanınan işlemlere konu eşyanın
serbest dolaşıma girdiği tarihin içinde bulunduğu veya sonraki vergilendirme
dönemlerine ilişkin olarak vergi dairesine verilen beyannamelere göre ödenen
katma değer vergisi (sorumlu sıfatıyla ödenenler hariç), ithalde hiç ödenmemesi
veya eksik ödenmesi nedeniyle tahsili gereken katma değer vergisinden
düşülür."
MADDE 19. - 3065 sayılı Kanunun geçici 19 uncu maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve Kanuna aşağıdaki geçici maddeler
eklenmiştir.
"Geçici Madde 19. - Türkiye'nin taraf olduğu
uluslararası anlaşmalar çerçevesinde Türkiye'de gerçekleştirilecek toplantıları
düzenleyenlere bu amaçla yapılacak teslim ve hizmetler ile bu toplantılara
katılan yabancı heyetlerin konaklamaları ve bunlara görevlerinin ifası
kapsamında yapılacak teslim ve
hizmetler 31.12.2005 tarihine kadar katma değer vergisinden müstesnadır.
Bu istisnanın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar ile
istisna uygulanacak mal ve hizmetleri ve istisnanın uygulanacağı asgarî tutarı
tespit etmeye Maliye Bakanlığı yetkilidir."
"GEÇİCİ MADDE 21. - Karayolları Genel Müdürlüğünce
yapılacak taşınmaz mal teslimleri ile Orman Genel Müdürlüğü Döner Sermaye sabit
kıymetlerinde kayıtlı tapulu taşınmaz malların teslimleri 31.12.2004 tarihine
kadar katma değer vergisinden müstesnadır."
"GEÇİCİ MADDE 22. - Katma Değer Vergisi Kanununun 17
nci maddesinin (2) numaralı fıkrasına bu Kanunla eklenen (d) bendiyle istisna
edilen işlemlerle ilgili olarak bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce
yapılan tarhiyatlardan vazgeçilir, tahakkuk eden tutarlar terkin edilir."
MADDE 20. - 6.6.2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim
Vergisi Kanununun 7 nci maddesinin (2) numaralı bendi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"2. (II) sayılı listede yer alan kayıt ve tescile tabi mallardan;
a) 87.03 (motor silindir hacmi 1.600 cm³'ü aşanlar hariç),
87.04 (motor silindir hacmi 2.800 cm³'ü aşanlar hariç) ve 87.11 G.T.İ.P. numaralarında yer alanların,
sakatlık derecesi % 90 veya daha fazla olan malul ve engelliler tarafından,
b) 87.03 (motor silindir hacmi 1.600 cm³'ü aşanlar hariç),
87.04 (motor silindir hacmi 2.800 cm³'ü aşanlar hariç) ve 87.11 G.T.İ.P.
numaralarında yer alanların, bizzat kullanma amacıyla sakatlığına uygun hareket
ettirici özel tertibat yaptıran malul ve engelliler tarafından,
Beş yılda bir defaya mahsus olmak üzere ilk iktisabı,"
MADDE 21. - 4760 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin (2)
numaralı fıkrasının (b) bendi ile (4) numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"b) (III) sayılı listedeki mallar için belirlenen
oranları; yarısına kadar indirmeye, tütün mamulleri için yarısına, diğer mallar
için dört katına kadar artırmaya, bu oranlara isabet eden vergi tutarlarını
dikkate alarak mal cinsleri, özellikleri, fiyat grupları, alkol dereceleri
itibarıyla maktu vergi tutarları belirlemeye, maktu vergi tutarları ile vergi
oranlarını aynı mal için birlikte veya ayrı ayrı uygulatmaya, mal cinsleri,
özellikleri, fiyat grupları itibarıyla en çok satılan mamule isabet eden özel
tüketim vergisi tutarının beş katına kadar asgarî vergi tutarları belirlemeye,
cinsi veya özelliği ya da fiyat grubu aynı olan mallar için nispi ve/veya maktu
tutarda hesaplanacak vergi toplamının asgarî vergi tutarından az olmaması
şartını koymaya,"
"4. (I) sayılı listedeki mallar için uygulanan maktu
vergi tutarlarının, bu maddenin 2 nci fıkrasının (a) bendi uyarınca Bakanlar
Kurulu tarafından farklı tespit edilmesi halinde; Maliye Bakanlığı vergi farklılaştırmasını, verginin mükellefe
veya vergiye tabi işlemlere taraf olanlara iadesi yöntemi ile uygulamaya,
teminat istemeye, bu teminatın türü, tutarı ve çözümüne ilişkin usul ve esaslar
ile verginin iadesine ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir."
MADDE 22. - 4760 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin (2)
numaralı fıkrasının (b) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"b) (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile
tabi olanların, ilk iktisap tarihinden itibaren beş yıl içinde 87.03 tarife
pozisyonunda yer alan veya 87.04 tarife pozisyonundaki azami yüklü kütlesi 4500
kilogramı geçmeyip, taşıma kapasitesi 1000 kilogramın altında olan ve sürücü
sırasından başka oturma yeri veya sürücü sırası dışında yanda pencereleri olan
mallara dönüştürülmesi halinde, daha önce ödenen vergi mahsup edilmek suretiyle
bu malların ilk iktisabındaki matrah esas alınarak değişiklik uyarınca adına
kayıt ve tescil işlemi yapılandan, değişikliğin kayıt ve tescili tarihinde
dönüştürülen mallar için geçerli olan oran üzerinden, bu tarihte özel tüketim
vergisi alınır."
MADDE 23. - 4760 sayılı Kanuna ekli (I) sayılı listenin (A)
cetvelinde yer alan 2710.19.25.00.00 G.T.İ.P. numaralı mal, G.T.İ.P. numarası
ile (A) cetvelinden çıkarılıp, parantez içi hükmü kaldırılarak aşağıda yer alan
şekliyle aynı listenin (B) cetveline eklenmiştir.
"G.T.İ.P. NO Mal İsmi Vergi
Tutarı(TL) Birimi
2710.19.25.00.00 Diğerleri 516.000 Litre"
MADDE 24. - 4760 sayılı Kanuna ekli (II) sayılı listenin
87.04 G.T.İ.P. numarasında yer alan mallar ve vergi oranları aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
G.T.İ.P.NO Mal İsmi Vergi
Oranı (%)
87.04 Eşya taşımaya mahsus
motorlu taşıtlar
(Yalnız kayıt ve tescile tabi olanlar )
Azami yüklü kütlesi 4500 kilogramı geçmeyip, taşıma
kapasitesi
1000 kilogramın altında olan ve sürücü sırasından
başka oturma yeri
veya sürücü sırası dışında yanda pencereleri
olanlar
- silindir hacmi 2000 cm³'ü geçmeyenler 6
- silindir hacmi 2000 cm³'ü geçen fakat 3000 cm³'ü
geçmeyenler 8
- silindir hacmi 3000 cm³'ü geçen fakat 4000 cm³'ü
geçmeyenler 52
- silindir hacmi 4000 cm³'ü geçenler 75
Diğerleri 4
MADDE 25. - 193 sayılı Kanunun yürürlükten kaldırılmış olan
20 nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
"Eğitim ve öğretim işletmelerinde kazanç istisnası
Madde 20. - Okul öncesi eğitim, ilköğretim, özel eğitim ve
orta öğretim özel okullarının işletilmesinden elde edilen kazançlar, ilgili
Bakanlığın görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığının belirleyeceği usul ve
esaslar çerçevesinde beş vergilendirme dönemi gelir vergisinden müstesnadır.
İstisna, okulların faaliyete geçtiği vergilendirme döneminden itibaren
başlar."
MADDE 26. - 193 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin (2) numaralı bendinin altıncı ve yedinci alt
bentleri yürürlükten kaldırılmış ve fıkraya
aşağıdaki (6) numaralı bent eklenmiştir.
"6. Mükelleflerin, işletmeleri bünyesinde
gerçekleştirdikleri münhasıran yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik
araştırma ve geliştirme harcamaları tutarının % 40'ı oranında hesaplanacak
"Ar-Ge indirimi".
Araştırma ve geliştirme faaliyetleri ile doğrudan ilişkili
olmayan giderlerden ve tamamen araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde
kullanılmayan amortismana tabi iktisadi kıymetler için hesaplanan amortisman
tutarlarından verilen paylar üzerinden Ar-Ge indirimi hesaplanmaz. Ar-Ge
indiriminden yararlanılacak harcamaların kapsamını ve uygulamadan
yararlanılabilmesi için gerekli belgeler ile usulleri belirlemeye Maliye
Bakanlığı yetkilidir."
MADDE 27. - 3.6.1949 tarihli ve 5422 sayılı Kurumlar Vergisi
Kanununun 8 inci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki (8), (9), (10) ve (11)
numaralı bentler ile ikinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar
eklenmiştir.
"8. Okul öncesi eğitim, ilköğretim, özel eğitim ve orta
öğretim özel okullarının işletilmesinden elde edilen kazançlar, ilgili
Bakanlığın görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığının belirleyeceği usul ve
esaslar çerçevesinde beş vergilendirme dönemi kurumlar vergisinden müstesnadır.
İstisna, okulların faaliyete geçtiği vergilendirme döneminden itibaren başlar.
9. Kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan anonim veya
limited şirket mahiyetindeki bir şirketin (esas faaliyet konusu finansal
kiralama veya her nevi menkul kıymet yatırımı olanlar hariç) sermayesine,
kazancın elde edildiği tarihe kadar devamlı olarak en az iki yıl süreyle % 25
veya daha fazla oranda iştirak eden kurumların, bu iştiraklerin kanuni veya iş
merkezinin bulunduğu ülke vergi kanunları uyarınca en az % 20 oranında (esas
faaliyet konusu finansman temini veya sigortacılık olanlarda en az, Türkiye'de
uygulanan kurumlar vergisi oranında)
kurumlar vergisi benzeri vergi yükü taşıyan ve en az % 75'i ticari, zirai veya
serbest meslek kazancı niteliğinde olan kazançları üzerinden elde ettikleri ve
elde edildiği vergilendirme dönemine ilişkin yıllık kurumlar vergisi
beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye'ye transfer ettikleri
iştirak kazançları.
10. Kurumların yurt
dışında bulunan iş yerleri veya daimi temsilcileri (esas faaliyet konusu
finansal kiralama veya her nevi menkul kıymet yatırımı olanlar hariç) aracılığı
ile elde ettikleri ve iş yeri veya daimi temsilcinin bulunduğu ülke vergi
kanunları uyarınca en az % 20 oranında (esas faaliyet konusu finansman temini
veya sigortacılık olanlarda en az Türkiye'de uygulanan kurumlar vergisi
oranında) kurumlar vergisi benzeri bir vergi yükü taşıyan ve en az % 75'i ticari,
zirai veya serbest meslek kazancı niteliğinde olan ve elde edildiği
vergilendirme dönemine ilişkin yıllık kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi
gereken tarihi takip eden üçüncü ayın sonuna kadar Türkiye'ye transfer
ettikleri kazançları."
11. Kazancın elde edildiği tarihte devamlı surette en az iki
yıl süreyle aktif toplamının % 75 veya daha fazlası kanuni ve iş merkezi
Türkiye'de bulunmayan anonim veya limited şirket mahiyetindeki şirketlerin
(esas faaliyet konusu finansal kiralama veya her nevi menkul kıymet yatırımı
olanlar hariç) her birinin sermayesine en az % 25 oranında iştirakten oluşan
tam mükellef anonim şirketlerin, kurum kazancının % 75 veya daha fazlasını
oluşturması koşuluyla bu iştiraklerin kanuni veya iş merkezinin bulunduğu ülke
vergi kanunları uyarınca en az % 20 oranında (esas faaliyet konusu finansman
temini veya sigortacılık olanlarda en az Türkiye'de uygulanan kurumlar vergisi
oranında) kurumlar vergisi benzeri bir vergi yükü taşıyan ve en az % 75'i
ticari, zirai veya serbest meslek kazancı niteliğinde olan kazançları üzerinden
elde ettikleri ve elde edildiği vergilendirme dönemine ilişkin yıllık kurumlar
vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye'ye transfer
ettikleri iştirak kazançları,
Bu bent uyarınca istisna edilen kazançlar üzerinden, anonim
veya limited şirket mahiyetindeki şirketlere dağıtılan kâr paylarından Gelir
Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin
(b/ii) numaralı alt bendi uyarınca % 5'ten fazla bir oranda vergi kesintisi
yapılmaz. Bakanlar Kurulu bu oranı sıfıra kadar indirmeye veya kanuni orana
kadar artırmaya yetkilidir.
''9, 10 ve 11 inci bentlerdeki diğer koşulların yerine
getirilmesi şartıyla bu bentlerde yer alan istisnalar, kurumlar vergisi benzeri
vergi yükünün; en az % 15 olması durumunda, iştirak kazancı veya iş yeri veya
daimi temsilci aracılığı ile elde edilen kurum kazancının1/2'sine, en az % 10
olması durumunda, iştirak kazancı veya iş yeri veya daimi temsilci aracılığı
ile elde edilen kurum kazancının 1/3'üne uygulanır.''
"(9), (10) ve
(11) numaralı bentler uyarınca vergi yükü, kanuni veya iş merkezinin bulunduğu
ülkede ilgili dönemde tahakkuk eden toplam kurumlar vergisi benzeri verginin,
bu dönemde elde edilen toplam dağıtılabilir kurum kazancı ile tahakkuk eden
kurumlar vergisi toplamına oranlanması suretiyle tespit edilir. Bu bentlerde
yer alan % 20 vergi yükü oranını, % 25'e kadar artırmaya veya kanuni oranına
kadar indirmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir."
"(9), (10) ve (11)
numaralı bentler uyarınca sağlanan istisnayı, kazancın elde edildiği
ülke vergi sisteminin Türk vergi sisteminin yarattığı vergilendirme kapasitesi
ile aynı düzeyde bir vergilendirme imkânı sağlayıp sağlamadığı hususunu göz
önünde bulundurarak, her bir bent için ayrı ayrı uygulanabilecek şekilde elde
edildiği ülkeler bakımından sınırlandırmaya Bakanlar Kurulu, bu bentler ile
ilgili uygulamaya ilişkin usul ve esaslarını belirlemeye Maliye Bakanlığı
yetkilidir."
MADDE 28. - 5422 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (6) numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş (7) numaralı
bendi yürürlükten kaldırılmıştır.
"6. Mükelleflerin, işletmeleri bünyesinde
gerçekleştirdikleri münhasıran yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik
araştırma ve geliştirme harcamaları tutarının % 40'ı oranında hesaplanacak
"Ar-Ge indirimi".
Araştırma ve geliştirme faaliyetleri ile doğrudan ilişkili
olmayan giderlerden ve tamamen araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde
kullanılmayan amortismana tabi iktisadi kıymetler için hesaplanan amortisman
tutarlarından verilen paylar üzerinden Ar-Ge indirimi hesaplanmaz. Ar-Ge
indiriminden yararlanılacak harcamaların kapsamını ve uygulamadan
yararlanılabilmesi için gerekli belgeler ile usulleri belirlemeye Maliye
Bakanlığı yetkilidir."
MADDE 29. - 5422 sayılı Kanuna 14 üncü maddeden sonra gelmek
üzere aşağıdaki mükerrer 14 üncü madde eklenmiştir.
"Zarar mahsubu ve diğer indirimler
MÜKERRER MADDE 14. - 1. Kurumlar vergisi matrahının
tespitinde, kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek üzere,
kurum kazancından aşağıdaki indirimler yapılır.
a) Her yıla ilişkin tutarlar ayrı ayrı gösterilmek ve beş
yıldan fazla nakledilmemek koşuluyla geçmiş yılların malî bilançolarına göre
meydana gelen zararlar (aynı sektörde faaliyet göstermesi, son beş yıla ilişkin
kurumlar vergisi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş olması koşullarıyla
37 ve 39 uncu maddeler çerçevesinde devir alınan kurumların, devir tarihi
itibarıyla aktif toplamını geçmeyen zararları ile 38 inci maddede belirtilen
bölünme işlemi sonucu münfesih olan kurumun aktif toplamını geçmeyen zararları
dahil).
Tam mükellefiyette yurt dışı faaliyetlerden doğan zararlar,
faaliyette bulunulan ülkenin vergi kanunlarına göre beyan edilen vergi
matrahlarının (zarar dahil) her yıl o ülke mevzuatına göre denetim yetkisi
verilen kuruluşlarca rapora bağlanması ve bu raporun aslı ile tercüme edilmiş
bir örneğinin Türkiye'deki ilgili vergi dairesine ibrazı halinde indirim konusu
yapılır. Denetim kuruluşlarınca hazırlanacak raporun ekinde yer alan vergi
beyanlarının, bilanço ve kâr-zarar cetvellerinin o ülkedeki yetkili malî
makamlarca onaylanması zorunludur. Faaliyette bulunulan ülkede denetim kuruluşu
olmaması halinde, her yıla ait vergi beyannamesinin, o ülke yetkili
makamlarından alınan birer örneğinin mahallindeki Türk elçilik ve
konsoloslukları, yoksa orada Türk menfaatlerini koruyan ülkenin aynı mahiyetteki
temsilcilerine onaylatılarak, aslının ve tercüme edilmiş bir örneğinin ilgili
vergi dairesine ibrazı yeterlidir.
Türkiye'de indirim konusu yapılan yurt dışı zararın, ilgili
ülkede de mahsup edilmesi veya gider yazılması halinde, Türkiye'deki
beyannameye dahil edilecek yurt dışı kazanç, mahsup veya gider yazılmadan
önceki tutardır.
Türkiye'de kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarla
ilgili yurt dışı zararlar, yurt içindeki kazançlardan indirilmez.
b) Genel bütçeye dahil dairelere, katma bütçeli idarelere,
il özel idarelerine, belediyelere ve köylere, Bakanlar Kurulu'nca vergi
muafiyeti tanınan vakıflara, kamu menfaatlerine yararlı sayılan derneklere ve
bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde bulunan kurum ve kuruluşlara
makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımların toplamının o yıla ait kurum
kazancının % 5'ine kadar olan kısmı.
c) (b) bendinde
sayılan kamu idare ve müesseselerine bağışlanan okul, sağlık tesisi ve yüz
yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak) kapasitesinden az olmamak
üzere öğrenci yurdu inşası dolayısıyla yapılan harcamalar veya bu tesislerin
inşası için bu kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut
tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdî ve
aynî bağış ve yardımların tamamı.
d) Vakıflar Genel Müdürlüğünün idaresinde ve denetiminde
bulunan mazbut vakıflar ile belediyeler dahil diğer kamu kurum ve kuruluşları
adına kayıtlı olan, Kültür ve
Tabiat Varlıklarını Koruma
Kurulu nezdinde eski eser
tescilli abide eserlerin; bakımı, onarımı, restore edilmesi
ve yaşatılması amacıyla abide eserin kayıtlı olduğu kurum ve kuruluşlara
yapılan bağış ve yardımların tamamı.
e) 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanun ile 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş
ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamında yapılan sponsorluk harcamalarının;
amatör spor dalları için tamamı, profesyonel spor dalları için % 50'si.
2. Bağış ve yardımın nakden yapılmaması halinde bağışlanan
veya yardımın konusunu teşkil eden mal veya hakkın maliyet bedeli veya mukayyet
değeri, bu değer mevcut değilse Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre takdir
komisyonlarınca tespit edilecek değeri esas alınır.
3. Bu maddenin uygulamasıyla ilgili usul ve esasları
belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir."
MADDE 30. - 5422 sayılı Kanunun 35 inci maddesinin sonuna
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Maliye Bakanlığı, mükelleflerin, hukuki statülerini,
faaliyet gösterdikleri alanları ve tasfiyeye giriş tarihindeki aktif
büyüklüklerini dikkate almak suretiyle tasfiye işlemlerine yönelik inceleme
yaptırmamaya yetkilidir."
MADDE 31. - 5422 sayılı Kanunun 41 inci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 41. - Kurumlar vergisi, 22 nci maddede yazılı
hallerde beyanname verme süresi içerisinde, 24 üncü maddede yazılı hallerde ise
beyannamenin verileceği ayın yirmi altıncı günü akşamına kadar ödenir."
MADDE 32. - 5422 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 33. - Kurumların bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren 31.12.2004 tarihine kadar; kanuni ve iş merkezi
Türkiye'de bulunmayan kurumlardan elde ettikleri iştirak kazançları ile yurt
dışında bulunan iş yeri veya daimi temsilcisi aracılığı ile elde ettikleri
kurum kazançları 30.6.2005 tarihine kadar Türkiye'ye transfer edilmiş olmak
kaydıyla kurumlar vergisinden müstesnadır."
MADDE 33. - 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun
"II- Kararlar ve mazbatalar" başlıklı bölümünün (2) numaralı
fıkrasının sonuna aşağıdaki hüküm eklenmiş, "III-Ticari işlemlerde
kullanılan kâğıtlar" başlıklı bölümünün (2) numaralı fıkrasına aşağıdaki
(ı) bendi eklenmiş, "IV. Makbuzlar
ve diğer kâğıtlar" başlıklı bölümünün (1) numaralı fıkrasının (h) bendi
ile (2) sayılı tablonun "IV-Ticari
ve medeni işlerle ilgili kâğıtlar" başlıklı bölümünün (26) ve (30) numaralı
fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"(Maliye Bakanlığının veya Sayıştay'ın vizesine tabi
ihale kararlarının vize edilmemesi durumunda ihale kararının hükmünden
yararlanılmamış sayılır.)"
"ı) Gümrük idarelerine verilen özet beyan formları (2.800.000
TL.)"
"h) Kişiler tarafından resmî dairelere verilen belli
parayı içeren makbuz ve ibra senetleri ile resmî daireler nam ve hesabına
kişiler adına açılmış veya açılacak hesaplara nakledilmeyi veya emir ve
havalelerine tediyeyi temin eden kâğıtlar (Binde 7,5)"
"26) Kredi kartı üyelik sözleşmeleri."
"30) 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun
10 uncu maddesi çerçevesinde tüketici kredisine ilişkin olarak düzenlenen sözleşmeler."
MADDE 34. - 2.7.1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa
aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 6. - 1.1.2004 tarihinden önce yapılan
kadastro işlemlerinin yenilenmesi nedeniyle hesaplanan ancak, süresinde tahsil
edilemeyen harçlar ile harç aslına bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar
Devlet İstatistik Enstitüsünce her ay için belirlenen toptan eşya fiyat
endeksinin aylık oranları uygulanarak bulunacak tutarın bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihi izleyen ikinci aydan başlamak üzere 6 ayda ve 6 eşit taksitte
ödenmesi, dava açılmaması, açılan davalardan vazgeçilmesi şartıyla, bunların
fer'ileri ile cezalarının tahsilinden vazgeçilir. Madde kapsamına giren
alacakların maddenin yürürlük tarihinden önce ödenmiş olması halinde ödenmeyen
kısım için bu hükümden yararlanılır ve ödenen kısımlar red ve iade edilmez.
Madde hükmüne göre ödenen alacaklara maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra
gecikme zammı tatbik edilmez.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin başvuru süresi ile usul ve
esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir."
MADDE 35. - 13.7.1956 tarihli ve 6802 sayılı Gider Vergileri
Kanununun 39 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 39. - 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu
uyarınca Telekomünikasyon Kurumuyla görev veya imtiyaz sözleşmesi imzalamak
veya bu Kurumdan ruhsat veya genel izin almak suretiyle telekomünikasyon alt
yapısı kurup işleten veya telekomünikasyon hizmeti sunan işletmecilerin;
a) Her nevi mobil telekomünikasyon işletmeciliği
kapsamındaki (ön ödemeli kart satışları dahil) tesis, devir, nakil ve
haberleşme hizmetleri % 25,
b) Radyo ve televizyon yayınlarının uydu platformu ve kablo
ortamından iletilmesine ilişkin hizmetleri % 15,
c) (a) ve (b) bentleri kapsamına girmeyen diğer
telekomünikasyon hizmetleri % 15,
oranında özel iletişim vergisine tabidir.
Bakanlar Kurulu, %
25 oranını % 10'a, % 15
oranlarını ise ayrı ayrı veya birlikte % 5'e kadar indirmeye ve bu
oranları kanuni oranlarına kadar artırmaya yetkilidir.
Mobil telefon aboneliğinin ilk tesisinde (operatör
değişiklikleri hariç) yirmi milyon lira ayrıca özel iletişim vergisi alınır. Bu
tutar, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu
hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle
uygulanır. Hesaplanan tutarın yüzde beşini aşmayan kesirler dikkate alınmaz.
Bakanlar Kurulu, bu şekilde tespit edilen tutarı % 50'sine kadar artırmaya veya
yarısına kadar indirmeye yetkilidir.
Verginin mükellefi; birinci fıkrada sayılan telekomünikasyon
hizmetlerini sunan işletmecilerdir. Verginin matrahı, katma değer vergisi
matrahını oluşturan unsurlardan teşekkül eder. Bir aya ait özel iletişim
vergisi, izleyen ayın onbeşinci günü akşamına kadar beyan edilerek aynı süre
içinde ödenir. Bu verginin beyan ve ödenmesine ilişkin olarak 47 ve 48 inci
madde hükümleri uygulanmaz.
Bu maddede hüküm bulunmayan hallerde, 3065 sayılı Katma Değer
Vergisi Kanunu hükümleri uygulanır. Telekomünikasyon işletmecilerinin; imtiyaz
veya görev sözleşmeleri, ruhsatlar veya genel izinler uyarınca Hazineye
ödeyecekleri payın hesaplanmasında özel iletişim vergisi dikkate alınmaz. Özel
iletişim vergisi, düzenlenecek faturalarda ayrıca gösterilir.
Bu vergi, katma değer vergisi matrahına dahil edilmez, gelir
ve kurumlar vergisi uygulamasında gider kaydedilmez ve hiçbir vergiden mahsup
edilmez. Tahsil edilen vergiden, 2.2.1981 tarihli ve 2380 sayılı Kanun ile
27.6.1984 tarihli ve 3030 sayılı Kanuna göre mahalli idarelere pay verilmez.
Bu vergiye ilişkin usul ve esaslar ile verilmesi gereken
beyannamelerin şekil, muhteva ve eklerini belirlemeye Maliye Bakanlığı
yetkilidir."
MADDE 36. - 13.7.1956 tarihli ve 6802 sayılı Gider Vergileri
Kanununun 40 ıncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 40. - Aşağıda sayılan müşterek bahis ve şans
oyunları, belirtilen tutar veya oranda şans oyunları vergisine tâbidir.
a) Spor-Toto, Skor-Toto, Süper-Toto, Spor-Loto, Gol 7 ve
benzeri oyunlarda her bir kolon için 20.000 lira.
b) Millî Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından şans
oyunlarıyla ilgili olarak her ne ad altında olursa olsun tahsil edilen
paralardan; İdare tarafından ödenen her türlü ikramiye, işletici payı, bayi
komisyonu, İdare payı ve Savunma Sanayii Destekleme Fonu payı düşüldükten sonra
kalan tutarın % 100'ü.
c) At yarışlarında oynanan her bir bilet için 80.000 liradan az olmamak üzere bilet
bedelinin % 10'u.
d) Her türlü diğer müşterek bahislerde katılma bedelinin %
10'u.
Bakanlar Kurulu maktu tutarları on katına kadar artırmaya,
sıfıra kadar indirmeye, nispi hadleri kanuni oranın % 10' una kadar azaltmaya
ve kanuni oranına kadar artırmaya yetkilidir.
Verginin mükellefi (a), (c) ve (d) bentlerinde belirtilen
oyunlar için bunları tertipleyen kişi ve kuruluşlar, (b) bendinde belirtilen
oyunlarda Millî Piyango İdaresi Genel Müdürlüğüdür.
(a), (c) ve (d) bentlerinde belirtilen oyunlarda şans
oyunları vergisi, kolon ve bilet bedeliyle birlikte ödenir. Bu müşterek bahis
ve talih oyunlarını tertipleyenler tarafından bir ay içinde tahsil edilen şans
oyunları vergisi, izleyen ayın yirminci günü akşamına kadar beyan edilerek aynı
süre içinde ödenir.
(b) bendinde belirtilen oyunlarda vergilendirme dönemi
takvim yılının birer aylık dönemleridir. Bu vergiye ilişkin beyanname,
vergilendirme dönemini izleyen ayın yirminci günü akşamına kadar Millî Piyango
İdaresi Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu vergi dairesine verilir ve hesaplanan
vergi aynı sürede ödenir.
Bu verginin beyan ve ödenmesine ilişkin olarak 47 ve 48 inci
madde hükümleri uygulanmaz.
Şans oyunları vergisi, gelir ve kurumlar vergisi
uygulamasında gider olarak kabul edilmez ve hiçbir vergiden mahsup edilmez.
Tahsil edilen vergi üzerinden 2.2.1981 tarihli ve 2380 sayılı Kanun ile
27.6.1984 tarihli ve 3030 sayılı Kanuna göre mahalli idarelere pay verilmez.
Bu vergiye ilişkin usul ve esaslar ile verilmesi gereken
beyannamelerin şekil, muhteva ve eklerini belirlemeye Maliye Bakanlığı
yetkilidir."
MADDE 37. - 9.4.2003 tarihli ve 4842 sayılı Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 4. - Bu Kanunun geçici birinci maddesi
uyarınca mahsup ve iadeye konu olmayan fon paylarının 2003 yılı vergilendirme
dönemlerine ilişkin 1.1.2004 tarihinden sonra verilen ve 31.12.2004 tarihinden
önce sona eren özel hesap dönemlerine ilişkin olarak verilecek yıllık gelir
veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan gelir ve kurumlar
vergisi tutarlarının % 10'unu aşan kısmı beyannamenin verildiği döneme ilişkin
kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınır.
Ancak, birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve
onarma işlerinden, kâr veya zararı yukarıda belirtilen vergilendirme
dönemlerinden sonra tespit edilerek beyan edileceklerle ilgili fon paylarının,
bu işlere ilişkin kâr veya zararın beyan edildiği yıllık beyanname
üzerinden hesaplanan gelir veya
kurumlar vergisinin % 10'unu aşan kısmı, beyannamenin verildiği dönemin
kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınır."
MADDE 38. - Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla
süresi geçtiği halde ihracat taahhütleri kapatılmamış olan kredilere ilişkin,
banka ve sigorta muameleleri vergisinin ve kaynak kullanımını destekleme fonu
kesintisinin ödenmemiş olan asıllarının Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurumu tarafından, bankaların Bankalar Kanunu uyarınca "Zarar
Niteliğindeki Krediler ve Diğer Alacaklar" (beşinci grup) kategorisinde
bir alacağı olarak kabul edilmesi halinde, ilgili bankanın başvurusu üzerine ve
bu vergi ve fon kesintisi asıllarının Kanunun yayımını izleyen üçüncü ay sonuna
kadar ödenmesi şartıyla bu vergi ve fon kesintisine ilişkin vergi cezaları ile
birikmiş gecikme zammı, gecikme faizi ve cezai faizler terkin edilir. Madde
kapsamına giren alacakların maddenin yürürlük tarihinden önce ödenmiş olması
halinde ödenmeyen kısım için bu hükümden yararlanılır ve ödenen kısımlar red ve
iade edilmez.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin başvuru süresi ile usul ve
esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir.
MADDE 39. - 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye 33 üncü maddesinden sonra gelmek
üzere aşağıdaki 33/A maddesi eklenmiştir.
"Vergi Konseyi
MADDE 33/A - Vergi ve diğer malî yükümlülüklerle ilgili
olarak araştırma ve çalışmalarını, toplumun çeşitli kesimleri ve gelir
politikalarını belirleyen kurumlarla paylaşmak, uluslararası gelişmelerin
ışığında ekonomiyle uyumlu, adil, etkin ve toplumsal uzlaşmaya dayalı çağdaş
bir vergi sisteminin oluşturulmasına katkıda bulunmak ve vergi bilincinin
gelişmesine yardımcı olmak amacıyla Vergi Konseyi kurulur. Vergi Konseyi bir
danışma organıdır.
Vergi Konseyinin oluşumu, üyelerin seçimi ve
görevlendirilmesi, görev süreleri ile çalışma usul ve esasları yönetmelikle
düzenlenir.
Vergi Konseyinin başkan ve üyelerinden; uhdesinde kamu
görevi bulunanlara (2000), bulunmayanlara (3000) gösterge rakamının memur aylık
katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda ve ayda dört toplantıyı geçmemek
üzere, her toplantı günü için damga vergisi hariç herhangi bir vergiye tabi
tutulmaksızın Bakanlık bütçesinden huzur hakkı ödenir."
MADDE 40. - 8.6.1965 tarihli ve 625 sayılı Özel Eğitim
Kurumları Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Eğitimle ilgili olarak bu Kanuna göre yapılacak
yatırımlar, kalkınma plan ve programlarında uygun görülen teşvik araçlarından yararlandırılır. Kurum
açma izni için gerekli diğer şartlar yönetmelik ile belirlenir."
MADDE 41. - 13.10.1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları
Trafik Kanununun 8 inci maddesinin "c" bendinin sonuna aşağıdaki
cümle eklenmiştir.
"Tescile bağlı araçların muayenelerini yaptırmak,
muayene istasyonlarını denetlemek, 35 inci madde hükümlerine aykırı hareket
edenler hakkında suç ve ceza tutanağı düzenlemek."
MADDE 42. - 2918 sayılı Kanunun 34 üncü maddesinin sonuna
aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"Bu araçlar trafikten men edilir ve en yakın muayene
istasyonuna gönderilirler."
"Muayene istasyonu açma yetkisi verilen gerçek ve tüzel
kişiler, muayeneleri süresi içinde yaptırılmayan veya geç yaptırılan araçlara
ilişkin bilgileri, şekli ve içeriği Maliye Bakanlığınca belirlenecek bir
tutanak ile en yakın trafik kuruluşuna bildirir. Trafik kuruluşuna iletilen
tutanaklar hakkında bu Kanun hükümlerine göre işlem yapılır."
MADDE 43. - 2918 sayılı Kanunun 35 inci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 35. - Araçların muayeneleri, yetki verilen
gerçek veya tüzel kişilere ait muayene istasyonlarında yapılır. Yetki verilen
gerçek veya tüzel kişiler, bu yetkilerini alt işleticilere aynı standartları
sağlamak koşulu ile devredebilirler. Bu devir,
yetki verilen gerçek ve tüzel kişilerin sorumluluklarını ortadan
kaldırmaz. Bu istasyonların yönetmelikler doğrultusunda aranan nitelik ve
şartlara uygunluğunun saptanması sonucunda işletme belgesi Ulaştırma Bakanlığı
tarafından verilir.
Muayene istasyonlarınca; otobüs, kamyon, çekici ve tanker
için 100 milyon lira, otomobil, minibüs, kamyonet, özel amaçlı taşıt, arazi
taşıtı, römork ve yarı römork için 75 milyon lira, traktör (römorklu-römorksuz)
motosiklet, motorlu bisiklet için 40 milyon lira muayene ücreti (katma değer
vergisi hariç) alınır. Bu maddede sayılanların dışındaki araçların hangi gruba
gireceği Ulaştırma Bakanlığınca
belirlenir. Bu ücretler, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere,
her yıl sonunda o yıl için Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca tespit ve ilan
olunan yeniden değerleme oranında arttırılarak belirlenir. Bu suretle
hesaplanan ücret tutarlarında 1.000.000
liranın altındaki tutarlar dikkate alınmaz. Muayene süresi geçirilen her ay
için muayene ücreti, yetki verilen gerçek veya tüzelkişi yada alt işleticiler
tarafından, % 5 fazlası ile tahsil edilir. Ay kesirleri tam ay olarak hesap
edilir. Bakanlar Kurulu muayene ücretlerini her 5 yılda bir % 20'ye kadar
arttırmaya veya eksiltmeye yetkilidir.
Yetki verilen gerçek veya tüzel kişilerce bir ay içinde
muayene ücreti olarak doğrudan elde edilen hasılat ile yetki devrettikleri alt
işleticilerce muayene ücreti olarak
elde edilen hasılat tutarı toplamının (katma değer vergisi hariç) ilk 3
yıl % 40'ı, sonraki 7 yıl % 50'si, daha sonraki 10 yıl % 60'ı ile % 5 oranında
fazla tahsil edilen tutarın tamamı Hazine payı olarak, izleyen ayın 7 nci günü
akşamına kadar, yetki verilen gerçek veya tüzel kişi tarafından, yıllık gelir
veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olduğu
vergi dairesine şekli ve içeriği
Maliye Bakanlığınca belirlenen bir bildirim ile birlikte ödenir.
Bu madde gereğince ödenmesi gereken Hazine payını süresinde
ödemeyen ya da eksik ödeyen yetki verilen gerçek veya tüzel kişilerden, söz
konusu tutarlar 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun
hükümlerine göre ilgili vergi dairesince tahsil edilir. Muayene edilen araç
sayısı ve muayene ücretinin eksik bildirilmesi veya hiç bildirilmemesi
nedeniyle süresinde ödenmeyen Hazine payı, ödenmesi gerektiği tarihten itibaren
aynı Kanunun 51 inci maddesine göre uygulanacak gecikme zammı ile birlikte
tahsil edilir. Ayrıca, eksik bildirilen veya hiç bildirilmeyen muayene ücretine
ilişkin Hazine payının üç katı tutarında idarî para cezası uygulanır. Söz
konusu ceza tutarı ilgilisine yapılacak
tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. İdari para cezasına dava
açılması tahsilatı durdurmaz.
Askeri araçlarla, raylı sistemle çalışan veya iş makinesi
türünden araçların muayeneleri yönetmelikte belirlenen esaslara göre tescilini
yapan kuruluşlarca yapılır.
Muayene istasyonlarında bulunacak makine, araç, gereç ile
personelin nitelikleri, işletme, çalışma ve denetleme usulleri ve işletme
belgesi ile diğer şartlar ve esaslar Ulaştırma Bakanlığınca çıkarılacak
yönetmelikte gösterilir.
Ulaştırma Bakanlığı tarafından işletme belgesi ile yetki
verildiği halde, yönetmelikte belirtilen işletme şartlarına uymayan ve
muayeneleri gerektiği şekilde yapmayan gerçek ve tüzel kişilere ilk seferinde
bu istasyon için 3 milyar TL para cezası ile 15 gün eksikliklerini düzeltme
müddeti verilir. İkinci tekrarında aynı istasyon için 5 milyar TL para cezası
ile 15 gün eksikliklerini düzeltme müddeti verilir. Bir yıl içerisinde üçüncü
tekrarında 10 milyar TL para cezası verilir ve bu istasyonun işletme belgesi
iptal edilir. Bu para cezaları ilgilisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 15
gün içinde ödenir ve para cezasına dava açılması tahsilatı durdurmaz."
MADDE 44. - 2918 sayılı Kanunun 115 inci maddesinin birinci
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Tahsilat derhal yapılmadığı takdirde para cezalarının,
tutanağın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerekir. Bir ay
içinde ödenmeyen cezalar üç katına çıkar."
MADDE 45. - 2918 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 18. - Araç muayenesi ile ilgili olarak
Karayolları Genel Müdürlüğünce verilen hizmet, yetkilendirilen gerçek veya
tüzel kişilerce faaliyete geçirilinceye kadar devam eder. Karayolları Genel
Müdürlüğü tarafından yapılan muayeneler için 35 inci maddede belirtilen muayene
ücreti ile bu ücretin genel katma değer
vergisi oranı kadar fazlasından oluşan tutar, Teknik Muayene Harcı olarak vergi
dairelerince tahsil edilir. Bu harç hakkında 492 sayılı Harçlar Kanunu hükümleri
uygulanır."
MADDE 46. - 2.3.1950
tarihli ve 5584 sayılı Posta Kanununa aşağıdaki mükerrer madde eklenmiştir.
"PTT İdaresince yapılan tahsilat
Mükerrer Madde
66. - 21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanunun 41 inci maddesine göre Maliye Bakanlığınca PTT İdaresi vasıtasıyla
tahsiline izin verilen para cezalarından anılan Bakanlıkça belirlenecek
olanlar, PTT İdaresince sayman mutemedi yetkisi aranılmaksızın
görevlendirilecek memurlar tarafından düzenlenecek makbuz karşılığında da
tahsil edilebilir. Tahsilatta, şekli ve muhtevası Maliye Bakanlığınca
belirlenen ve PTT idaresince bastırılan makbuzlar kullanılır. Bu makbuz
karşılığında yapılan ödeme, selahiyetli ve mesul memura yapılan ödeme sayılır.
PTT İdaresince yapılan tahsilat, ödemenin yapıldığı tarihten
itibaren 10 günü geçmemek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek sürelerde
Maliye Bakanlığı Merkez Saymanlığı hesabına yatırılır. PTT İdaresince tahsil
edilen tutarın Maliye Bakanlığınca belirlenecek orana isabet eden kısmı,
tebligat giderleri ile İdarece yapılan diğer giderlere karşılık olmak üzere
Merkez Saymanlığınca ödeneği beklenmeksizin anılan İdareye derhal ödenir. Bu
hükmün uygulanmasında bu Kanunun 20 nci maddesi hükmü dikkate alınmaz.
PTT İdaresince tahsil edilen paralar süresinde
Saymanlığa intikal ettirilmediği
takdirde, 6183 sayılı Kanunun 41 inci maddesi hükümleri uygulanır. Bu durumda
anılan maddede geçen "postane veya posta çek merkezi müdürleri"
ibaresi "PTT İdaresinin tahsilatı aktarmakla görevlendirdiği Müdür ve/veya
Başkanı" ifade eder."
MADDE 47. - 29.6.2001 tarihli ve 4706 sayılı Hazineye Ait
Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki (i)
bendi eklenmiş ve ikinci fıkrasında yer alan "(e) ve (f) bentlerine"
ibaresi " (e), (f) ve (i) bentlerine" şeklinde değiştirilmiş,
fıkranın sonuna " (i) bendine göre satılan taşınmazlarla ilgili olarak
yapılacak imar uygulaması sonucunda kamu hizmet alanlarına ayrılan yerler,
bedelsiz ve müstakil parsel olarak Hazine adına resen tescil edilir."
cümlesi eklenmiştir.
"i) Konut amaçlı olarak kullanılmak üzere, düzenlenecek
protokolle belediyelere,"
MADDE 48. - 4706 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin ikinci
fıkrasının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.
"Alıcısı adına mülkiyet devri yapılmayan taşınmazlara
ilişkin taksitli satışlarda, alıcı tarafından yükümlülüklerin yerine
getirilmemesi durumunda, tahsil edilen tutarlardan ihale sırasında alınan
geçici teminata isabet eden tutar Hazineye irat kaydedilerek kalanı alıcıya
aynen iade edilir."
MADDE 49. - 4706 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
"Ek Madde
1. - Emek İnşaat ve İşletme Anonim Şirketi; Hazineye ait taşınmazlar için
Maliye Bakanının, diğer taşınmazlar için ise ilgili Bakanın teklifi ve
Başbakanın onayı ile uygun bulunan Hazineye ve kamu kurum ve kuruluşlarına ait
taşınmazları, inşaat yapmak, varsa üzerindeki muhdesat ile birlikte satmak,
sattırmak, üzerinde sınırlı ayni hak tesis edilmek, projeye dayalı kat
karşılığı inşaat yapılmak, gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığında
hasılat paylaşımı esasına göre inşaat sözleşmesi yapmak suretiyle
değerlendirmeye, bu değerlendirme işlemleri ile ilgili olmak üzere şirket veya
gayrimenkul yatırım ortaklığı kurmaya, kurulmuş veya kurulacak şirket veya
gayrimenkul yatırım ortaklıklarına ortak olmaya yetkilidir.
Değerlendirmeye konu edilen taşınmazların
değerlendirilmesinden elde edilen bedelinin % 5'ini geçmemek üzere hizmet
karşılığı olarak Emek İnşaat ve İşletme Anonim Şirketi'ne yapılacak ödemeye
esas oranı belirlemeye, Hazine taşınmazları için Maliye Bakanı, diğer
taşınmazlar için ise taşınmazların maliki olan ilgili kamu kurum ve kuruluşları
yetkilidir. Hizmet karşılığı, taşınmazların değerlendirilmesinden elde edilen
bedelden ödenir. Hazineye ait taşınmazların bu kapsamda değerlendirilmesinde,
bu Kanunun 5 inci maddesinin beşinci fıkrası uygulanmaz. Ancak, taşınmazların
değerlendirilmesinden elde edilen gelirlerin tahsil edilen kısımlarından ilgili
belediyeye % 2, varsa büyükşehir belediyesine ise % 1 oranında pay verilir.
Bu taşınmazlarla ilgili olarak imar mevzuatındaki
kısıtlamalar ile plân ve parselasyon işlemlerindeki askı, ilân ve itirazlara
dair sürelere ilişkin hükümlere tâbi olmaksızın, her ölçekteki imar plânını
yapmaya, yaptırmaya, değiştirmeye ve resen onaylamaya ve her türlü ruhsatı
vermeye Bayındırlık ve İskân Bakanlığı yetkilidir. Plân hazırlama ve onaylama
işlemleri Bayındırlık ve İskân Bakanlığının uygun görülen birimince, ruhsat ve
plân uygulama işlemleri ise aynı Bakanlığın il teşkilatınca yerine getirilir.
Kesinleşen plânlar ilgili belediyelere tebliğ edilir. Bu plânların uygulanması
zorunludur.
Bu maddenin birinci ve ikinci fıkralarının uygulanmasına
ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazineye ait taşınmazlar için Maliye
Bakanlığı, diğer taşınmazlar için ilgili kamu kurum ve kuruluşları, üçüncü
fıkrasının uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye ise Bayındırlık
ve İskân Bakanlığı yetkilidir."
MADDE 50. - 4706 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE
6. - Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce 29.1.2004 tarihli ve
5084 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin (b) bendi kapsamındaki illerde; onaylı
imar planlarında küçük sanayi sitesi olarak ayrılmış alanlarda bulunan Hazineye
ait taşınmazlar, bu amaçla kurulmuş kooperatiflere, araziler için belirlenmiş
492 sayılı Harçlar Kanununun 63 üncü maddesinde yer alan harca esas değer
üzerinden doğrudan satılabilir. Bu yerlerin amacı dışında kullanılamayacağına dair
tapu kütüğüne şerh konulur."
MADDE 51. - 29.1.2004 tarihli ve 5084 sayılı Yatırımların ve
İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 5
inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Bu Kanunun 2 nci maddesinin (b) bendi kapsamındaki
illerde en az on kişilik istihdam öngören yatırımlara girişen gerçek veya tüzel
kişilere; Hazineye, katma bütçeli kuruluşlara, belediyelere veya il özel
idarelerine ait arazi veya arsaların mülkiyeti bedelsiz olarak devredilebilir.
Üzerinde henüz faaliyete geçmemiş yatırım bulunan arazi veya arsalar da bu
kapsamda değerlendirilir. Ancak organize sanayi veya endüstri bölgelerinde yer
alabilecek yatırımlar için bu bölgelerde tahsis edilecek boş parsel bulunmaması
şartı aranır. Devre konu taşınmaz üzerindeki kamuya ait bina ve müştemilatın
devir tarihindeki bedeli, devir tarihini izleyen ikinci yılın sonundan
başlayarak iki yıl içinde altışar aylık dönemler itibarıyla eşit taksitler
halinde tahsil edilir. Bu bedel, 29.7.1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlak Vergisi
Kanununun 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca binalar için
arsa payı hariç hesaplanan vergi değeridir."
MADDE 52. - 5084 sayılı Kanunun 7 nci maddesine aşağıdaki
(h) bendi eklenmiştir.
"h) Bu Kanunun yayımını izleyen iki yıl içerisinde
tamamlanan yeni yatırımlarda, 3, 4 ve 6 ncı maddelerde yer alan destek ve
teşvikler, bu maddelerde yer alan sürelere bakılmaksızın yatırımın tamamlandığı
tarihi izleyen beş yıl süresince uygulanır."
MADDE 53. - 7.3.1954 tarihli ve 6326 sayılı Petrol Kanununun
116 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince yapılan transferler nedeniyle,
1995, 1996 ve 1997 Malî Yılları Bütçe Kanunlarında yer alan "6326 Sayılı
Petrol Kanunu Gereğince Ödenecek Kur Farkları" ve "Petrol Arama ve
Petrolle ilgili Faaliyetleri Düzenleme Fonuna Ait Hizmetler" harcama
kalemlerinden 1995, 1996 ve 1997 yıllarında yapılan kur farkı ödemeleri
ilgililer adına kişi borçları hesabına alınarak terkin edilmiş sayılır.
MADDE 54. - 29.7.2003 tarihli ve 4958 sayılı Sosyal
Sigortalar Kurumu Kanununun 19 uncu maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a)
fıkrasına (9) numaralı alt bentten sonra gelmek üzere aşağıdaki alt bent
eklenmiş ve (10) numaralı alt bendin numarası (11) olarak değiştirilmiştir.
"10) 22.5.2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun
diğer maddelerine göre tahsil olunan para cezaları,"
MADDE 55. - 8.1.1943 tarihli ve Maliye Vekaleti Baş Hukuk
Müşavirliğinin ve Muhakemat Umum Müdürlüğünün Vazifelerine, Devlet Davalarının
Takibi Usullerine ve Merkez ve Vilayetler Kadrolarında Bazı Değişiklikler
Yapılmasına Dair 4353 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"Milletlerarası yargı organlarında Devletin taraf
olduğu davalar ile milletlerarası tahkim yoluyla çözümlenmesi öngörülen ve
Hazine avukatlarınca takibine imkân bulunamayan uyuşmazlıklarla ilgili
davalarda da; Devleti ve genel bütçeli daireleri temsil etmek ve savunmak
üzere, Türk ve yabancı uyruklu avukatlardan ya da avukatlık ortaklıklarından
ilgili idarelerce 4734 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin (h) bendi hükmüne göre
hizmet satın alınabilir."
MADDE 56. - 8.6.1949 tarihli ve 5434 sayılı T.C. Emekli
Sandığı Kanununun 20'nci maddesine üçüncü fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki
fıkralar eklenmiştir.
"T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünün mülkiyetinde
bulunan ve doğrudan hizmetleriyle ilgili olmayan gayrimenkulleri ile iştirak
payları, aşağıdaki usul ve esaslara göre satılabilir. Sandığa ait
gayrimenkuller ile iştirak paylarından hangilerinin satılacağına Sandık Yönetim
Kurulunca karar verilir.
Değer tespiti, değer tespit komisyonu tarafından
uluslararası kabul görmüş olan yöntemlerden bir veya bir kaçının kullanılması
suretiyle yapılır. Değer tespiti gerekli görüldüğünde uzman kuruluşlara
yaptırılabilir.
Değer Tespit Komisyonu; Sandık Yönetim Kurulunun belirleyeceği
bir genel müdür yardımcısı başkanlığında, inşaat ve emlak dairesi başkanı, bu
dairede görevli bir şube müdürü, idarî işler dairesi başkanı, muhasebe ve malî
işler dairesi başkanı olmak üzere beş üyeden oluşur. Komisyonda aynı sayıda yedek üye görevlendirilir. Komisyon üye
tam sayısı ile toplanır, salt çoğunlukla karar verir.
İhale Komisyonu; Sandık yönetim kurulu kararı ile Sandık
Genel Müdürü veya genel müdür yardımcısının başkanlığında, inşaat ve emlak
dairesi başkanı, idarî işler dairesi başkanı, muhasebe ve malî işler dairesi
başkanı ile I. hukuk müşaviri olmak üzere beş üyeden oluşur. Komisyonda aynı
sayıda yedek üye görevlendirilir. Komisyon üye tam sayısı ile toplanır, salt
çoğunlukla karar verir. Sandığa ait gayrimenkullerin satışına ilişkin ihaleler,
24.11.1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanunun 18 inci maddesinde yer alan kapalı
teklif, pazarlık veya açık artırma usullerinden biri uygulanmak suretiyle
yapılır. Bu usullerden hangisinin uygulanacağına gayrimenkullerin nitelikleri
ve özellikleri dikkate alınarak Sandık Yönetim Kurulunca karar verilir. Sandığa
ait iştirak paylarının satışında 4046 sayılı Kanunun 18 inci maddesinde yer
alan pazarlık usulü uygulanır. İhale sonuçları Sandık Yönetim Kurulunca
onaylanmak suretiyle kesinleşir.
Ancak, Sandığa ait olup Sandık Yönetim Kurulunca
belirlenecek gayrimenkul ve iştirak paylarının satışı, Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı tarafından gerçekleştirilmek üzere Özelleştirme İdaresi Başkanlığına
bildirilebilir. Bu durumda ilgili gayrimenkul veya iştirak payı özelleştirme
programına alınmak üzere Özelleştirme Yüksek Kuruluna sunulur. Özelleştirme
Yüksek Kurulunun kararı üzerine satış işlemleri 4046 sayılı Kanun hükümleri
çerçevesinde gerçekleştirilir. Satış gelirleri Özelleştirme İdaresi Başkanlığı
tarafından yapılan giderler düşüldükten sonra Sandığa aktarılır. Satılmak üzere
özelleştirme programına alınan Sandığa ait gayrimenkul ve iştirak paylarının
mülkiyeti ve statüsü aynen devam eder."
MADDE 57. - 1) 213 sayılı Kanunun;
a) 204 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan
"Banka, banker ve sigorta şirketleri" ibaresi "Banka (vergi
kanunları uygulamasında özel belirleme yapılmadığı sürece, özel finans
kurumları banka olarak addolunur), banker ve sigorta şirketleri",
b) Mükerrer 315 inci maddesinin ikinci fıkrasının (2)
numaralı bendinde yer alan "amortisman oranı normal amortisman oranının
iki katıdır." ibaresi "amortisman oranı % 50'yi geçmemek üzere normal
amortisman oranının iki katıdır.",
2) 3065 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin 3 numaralı
fıkrasının (d) bendinde yer alan "Hazinece yapılan taşınmaz mal satışları
hariç müzayede mahallerinde" ibaresi "Müzayede mahallerinde",
3) 193 sayılı Kanunun;
a) 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (12) numaralı
bendinde yer alan "2089 sayılı Çırak, Kalfa ve Ustalık Kanununa tabi
çırakların" ibaresi " 3308
sayılı Çıraklık ve Mesleki Eğitim Kanununa tabi çırakların",
b) 42 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Mart
ayı sonuna kadar" ibaresi "Mart ayının onbeşinci günü akşamına kadar",
4) 488 sayılı Kanunun;
a) 1 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan
"belgeleri ifade eder." ibaresi "belgeler ile elektronik imza
kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan
belgeleri ifade eder.",
b) 23 üncü maddesinde yer alan "aynı süre içinde
yatırılır." ibaresi "26 ncı günü akşamına kadar yatırılır.",
c) Mükerrer 30 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan
"Bakanlar Kurulu, Sermaye Piyasası Kanununun" ibaresi "Bakanlar Kurulu, elektronik ortamda
gönderilenler ile Sermaye Piyasası Kanununun", "damga vergisi
nispetini "0" sıfıra kadar indirmeye," ibaresi "damga
vergisi nispetini ibraz yerleri itibarıyla "0" sıfıra kadar
indirmeye,",
d) Ekli (1) sayılı tablosunun "IV. Makbuzlar ve diğer
kâğıtlar" başlıklı bölümünün (2) numaralı fıkrasında yer alan "2.
Beyannameler:" ibaresi "2. Beyannameler (Bu beyannamelerin sadece bir
nüshası vergiye tabidir.):",
e) Ekli (1) sayılı tablosunun "IV. Makbuzlar ve diğer
kâğıtlar" başlıklı bölümünün (2) numaralı fıkrasının (b) bendinin (5)
numaralı alt bendinde yer alan "Diğerleri" ibaresi "Diğer vergi
beyannameleri",
5) 492 sayılı Kanunun;
a) 88 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer
alan "gazete muhabirliği yapanlar" ibaresi "basın ve yayın
kuruluşları için muhabirlik yapanlar",
b) Ekli (8) sayılı tarifesinin "VI- Meslek erbabına
verilecek tezkere, vesika ve ruhsatnamelerden alınacak harçlar" başlıklı
bölümünün (15) numaralı fıkrasının; (a) bendinde yer alan "110.000.000
TL." ibaresi "55.000.000 TL.", (b) bendinde yer alan
"120.000.000 TL." ibaresi "60.000.000 TL.",
6) 25.2.2003 tarihli 4811 sayılı Vergi Barışı Kanununun 18
inci maddesinin (1) numaralı fıkrasında yer alan "her ay için ayrı ayrı %
10 fazlası ile" ibaresi "her ay için ayrı ayrı % 5 fazlası ile",
7) 18.2.1963 tarihli ve 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi
Kanununun 13 üncü maddesinin (d) fıkrasında yer alan "Taşıtlarla ilgili
fenni muayene komisyonları," ibaresi "Taşıtlarla ilgili fenni muayene
komisyonları, fenni muayene yapma yetkisi verilen gerçek ve tüzel
kişiler",
8) 2918 sayılı Kanunun;
a) 7 nci maddesinin (j) bendinde yer alan "Tescile
bağlı araçların muayenelerini yapmak veya yaptırmak ve bu Kanunun
13,14,16,17,18,35,47/a ve 65. maddeleri" ibaresi "Bu Kanunun
13,14,16,17,18,47/a ve 65 inci maddeleri",
b) 114 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan
"ilgili mal sandığına" ibaresi "Maliye Bakanlığınca belirlenecek
birime veya kuruma",
c) 116 ncı maddesinin ikinci fıkrasında yer alan
"ödemesi için tebligat yapılır ve" ibaresi "ödemesi için posta yoluyla tebligat yapılır, bu şekilde
tebliğ edilemeyen tutanaklar ilgili tahsil dairesinin ilan asmaya mahsus
yerinde liste halinde ilan edilir, ilan tarihini takip eden otuzuncu gün tebligat yapılmış sayılır ve",
9) 4706 sayılı Kanunun;
a) 4 üncü maddesinin son fıkrasında yer alan "Hazineye
ait taşınmazlar, plan kararlarına uyulmak kaydıyla;" ibaresi
"Hazineye ait taşınmazlar;", "üzerinde en az yirmibeşmilyon ABD
Doları karşılığı Türk Lirası tutarında ve en az yüz kişi istihdam sağlayacak
sınai yatırım yapacaklara," ibaresi
"üzerinde en az onmilyon ABD Doları karşılığı Türk Lirası tutarında
ve en az elli kişi istihdam sağlayacak yatırım yapacaklara,",
b) 5 inci maddesinin altıncı fıkrasında yer alan
"Belediye ve mücavir alan sınırları içinde olup Bakanlıkça tespit edilen
alanlarda bulunan," ibaresi "Belediye ve mücavir alan sınırları
içinde olup, Bakanlıkça tespit edilen",
c) 5 inci maddesinin yedinci fıkrasında yer alan "Bu
taşınmazların öncelikle imar planları ve imar uygulaması yapılır." ibaresi
"Bu taşınmazlardan gerekli olanlar için öncelikle imar planları veya imar
uygulaması yapılır.",
d) 7 nci maddesinin 6 ncı fıkrasında yer alan
"28.7.1981 tarihli ve 2499 sayılı Kanuna tabi ekspertiz şirketlerine değer
tespit ettirilebilir." ibaresi "28.7.1981 tarihli ve 2499 sayılı
Kanuna tabi ekspertiz şirketlerine, rayiç bedel tespit ettirilebilir; bu
durumda, ekspertiz şirketleri ile Maliye Bakanlığı merkez denetim elemanlarınca
tespit edilen rayiç bedel, tahmin edilen bedel olarak dikkate alınır.",
e) 7/B maddesinde yer alan "imar planlarına uygun
olarak konut yapılmak amacıyla" ibaresi "konut yapılmak
amacıyla",
10) 16.2.1995 tarihli ve 4070 sayılı Hazineye Ait Tarım
Arazilerinin Satışı Hakkında Kanunun;
a) 8 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "kalan
borcunu bu Kanunun 10 uncu maddesine göre ödeyeceğini taahhüt eder"
ibaresi "kalan borcunu ödeyeceğini taahhüt eder",
b) 11 inci maddesinin (k) bendinde yer alan "uygulama
alanı ilan edilen yerlerde," ibaresi "uygulama alanı ilan edilen yerlerde,
uygulayıcı kuruluşça uygun görülmeyen taşınmazlarda,"
11) 29.4.1969 tarihli ve 1164 sayılı Kanuna 31.7.2003
tarihli ve 4966 sayılı Kanunun 2 nci maddesi ile eklenen ek 4 üncü maddede yer
alan "Arsa Ofisi Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakan ve Maliye Bakanının
müşterek teklifi ve Başbakanın onayıyla belirlenen Hazineye ait arsa ve
arazilerin mülkiyeti" ibaresi "Arsa Ofisi Genel Müdürlüğünün bağlı
olduğu Bakan ve Maliye Bakanının müşterek teklifi ve Başbakanın onayı ile
belirlenen arsa üretim alanlarında bulunan Hazineye ait arsa ve araziler ile
Hazine adına tescil edilecek arsa ve arazilerin mülkiyeti", "yerler
aynı şartlarla Hazineye iade edilir." ibaresi "yerler ile Maliye
Bakanlığınca değişik ihtiyaçlarla talep edilen taşınmazlar bedelsiz olarak
Hazineye iade edilir.",
12) 12.4.2000 tarihli ve 4562 sayılı Organize Sanayi
Bölgeleri Kanununun 4 üncü maddesinin 7 nci fıkrasında yer alan "492 sayılı Harçlar Kanununun 63 üncü
maddesinde yer alan harca esas değerleri" ibaresi "29.1.2004 tarihli
ve 5084 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin (b) bendi kapsamındaki illerde bedelsiz
devredilebilir, diğer illerde ise 492 sayılı Harçlar Kanununun 63 üncü
maddesinde yer alan harca esas değerleri,",
13) 28.1.2004 tarihli ve 5083 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Devletinin Para Birimi Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin; madde başlığında yer
alan "değişim oranı" ibaresi "değişim oranı ve Yeni Kuruşa
tamamlama"; ikinci fıkrasında yer
alan "Yeni Türk Lirası cinsinden
yapılan işlemlerde yarım Yeni Kuruşun üzerindeki değerler" ibaresi
"Türk Lirası değerlerin Yeni Türk Lirasına dönüşüm işlemlerinin ve
Yeni Türk Lirası cinsinden yapılan işlemlerin sonuçlarında ve ödeme aşamalarında
yarım Yeni Kuruş ve üzerindeki değerler"; "yarım Yeni Kuruş ve
altındaki değerler dikkate alınmaz." ibaresi "yarım Yeni Kuruşun
altındaki değerler dikkate alınmaz.",
14) 29.7.1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun
4 ve 14 üncü maddelerinin birinci fıkralarında yer alan "kiraya verilmemek
şartıyla" ibareleri "kiraya verilmemek (24.11.1994 tarihli ve 4046
sayılı Kanun kapsamında yapılan işletme hakkı devirleri hariç) şartıyla",
Şeklinde değiştirilmiştir.
Yürürlükten kaldırılan
hükümler
MADDE 58. - 1) 213 sayılı Kanunun;
a) Mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasının (4) numaralı
bendinin son paragrafı,
b) 353 üncü maddesinin (5) numaralı bendi,
c) Mükerrer 354 üncü maddesi,
2) 3065 sayılı Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrası,
3) 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun "IV.
Makbuzlar ve diğer kâğıtlar" bölümünün (2) numaralı fıkrasının sonuna 5035
sayılı Kanunla eklenen hüküm,
4) 492 sayılı Kanuna bağlı (9) sayılı tarifenin Trafik
Harçları bölümünde yer alan "V-Teknik Muayene Harçları" bölümü,
Yürürlükten kaldırılmıştır.
GEÇİCİ MADDE 1. - 1.1.2004 tarihinden önce faaliyete geçen
özel kreşler, anaokulları ve meslek teknik okulları ile kalkınmada öncelikli
yörelerde açılan özel okullarla ilgili olarak, 8.6.1965 tarihli ve 625 sayılı
Özel Eğitim Kurumları Kanununun 3 üncü maddesinin bu Kanunla değiştirilmeden
önceki hükmü uygulanır. Bu işletmelerden elde edilen kazançlar hakkında Gelir
Vergisi Kanununun 20 nci maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci
maddesinin birinci fıkrasının (8) numaralı bent hükümleri uygulanmaz.
GEÇİCİ MADDE 2. - 24.12.2003 tarihli ve 5027 sayılı 2004
Malî Yılı Bütçe Kanununun 36 ncı maddesi gereğince, Türk Telekomünikasyon
A.Ş.'nin aylık gayrisafi hasılatı üzerinden alınmakta olan % 15'lik payın
hesabında, 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 39 uncu maddesi uyarınca özel
iletişim vergisine tabi tutulan hizmetlerden elde edilen gelirler dikkate
alınmaz.
GEÇİCİ MADDE 3. - 1.1.2005 tarihinden önce tebliğ edilen
trafik ceza tutanaklarına 2918 sayılı Kanunun bu Kanunla değişmeden önceki 115
inci maddesi hükmü uygulanır.
GEÇİCİ MADDE 4. - İlgili trafik sicilinde adlarına kayıt ve
tescilli bulunan motorlu kara taşıtlarını; bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren üç ay içinde ilgili trafik tescil kuruluşları tarafından
Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 39 uncu maddesi hükümleri gereğince kayıt ve
tescilleri silinmek ve hurdaya çıkarılmak şartıyla il özel idarelerine bedelsiz
olarak teslim eden gerçek ve tüzel kişilerin,
tahakkuk etmiş ve ödenmemiş olan motorlu taşıtlar vergisi ile gecikme
zammı, gecikme faizi ve vergi cezaları terkin edilir. Bu madde hükmünden
yararlananlar, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun geçici 3 üncü maddesi
hükmünden yararlanamazlar. İl özel idarelerinin, bu kapsamda teslim edilen
taşıtların satışından elde ettikleri kazançları ile bu faaliyetlerle ilgili
olarak yapılan işlemler ve düzenlenen kağıtlar her türlü vergi, resim ve
harçtan müstesnadır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye ve
İçişleri Bakanlığınca belirlenir.
GEÇİCİ MADDE 5. - İzmir'de gerçekleştirilecek olan 23 üncü
Üniversitelerarası Olimpiyat Oyunlarının düzenlenmesi işini üstlenen
Organizasyon Komitesinin, bu organizasyon kapsamındaki faaliyetlerden elde
ettiği kazançlar kurumlar vergisinden, bu faaliyetlerle ilgili olarak yapılan
işlemler ve düzenlenen kâğıtlar, katma değer vergisi hariç her türlü vergi,
resim ve harçtan müstesnadır.
GEÇİCİ MADDE 6. - 4811 sayılı Vergi Barışı Kanununun 18 inci
maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca, 1.1.2004 tarihinden bu Kanunun
yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için aylık % 10 uygulanarak tahsil edilen zamlar, aylık % 5 olarak düzeltilir
ve fazla tahsil edilen tutarlar 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanunun 23 üncü maddesine göre red ve iade edilir.
GEÇİCİ MADDE 7. - 1. Mükelleflerin bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihe kadar yaptıkları araştırma geliştirme harcamaları hakkında, 193
sayılı Gelir Vergisi Kanununun bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 89 uncu
maddesinin (2) numaralı bendinin altıncı ve yedinci alt bentleri ile 5422
sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun bu Kanunla değiştirilmeden önceki 14 üncü
maddesinin (6) numaralı bendi hükümleri uygulanır.
2. 2004 yılına ilişkin olarak bu Kanunun yayımından önce
verilen geçici vergi beyannamelerinde bu Kanunla yapılan değişiklikler
nedeniyle herhangi bir düzeltme yapılmaz.
GEÇİCİ MADDE 8. - Kamu hizmetlerini veya personelini
desteklemek üzere kurulmuş olup, 22.01.2004 tarihli ve 5072 sayılı Dernek ve
Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun uyarınca, bu
faaliyetlerine son vermesi gereken dernek ve vakıfların, Maliye Bakanlığına
bağlı vergi dairelerince 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanun kapsamında takip ve tahsil işlemleri yürütülen borçlarından; bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemlere ait olanlar ile vade tarihi bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce bulunanlardan, dernek veya vakfın mal
varlığından tahsil edilemeyen veya edilemeyeceği anlaşılan kısmı terkin edilir.
Bu hüküm, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki
dönemlere ilişkin olarak söz konusu dernek ve vakıflar adına tarh ve tahakkuk
ettirilecek olan amme alacakları ile ödeme süresi bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarih itibarıyla geçmemiş olan amme alacakları için de uygulanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye
Bakanlığınca belirlenir.
MADDE 59. - Bu Kanunun;
1. 17 nci maddesi 1.12.2003 tarihinden geçerli olmak üzere
yayımı tarihinde,
2. 11 inci maddesiyle Vergi Usul Kanununun geçici 25 inci
maddesinde yapılan değişiklikler 31.12.2003 tarihinden geçerli olmak üzere
yayımı tarihinde,
3. 9, 18, 25 ve 40 ıncı maddeleri, 57 nci maddesinin (1)
numaralı fıkrasının (b) bendi, (5) numaralı fıkrasının (b) bendi ile (6) ve (14)
numaralı fıkraları, 58 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi ile
(2) numaralı fıkrası, 14 üncü maddesiyle Katma Değer Vergisi Kanununun 13 üncü
maddesinin (b) ve (c) bentlerinde yapılan değişiklikler, 15 inci maddesiyle
aynı Kanunun 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının (ı) bendinde yapılan
değişiklik ve aynı fıkraya eklenen (o) bendi hükmü, 27 nci maddesiyle Kurumlar
Vergisi Kanununun 8 inci maddesine eklenen (8) numaralı bent 1.1.2004
tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,
4. 19 uncu maddesiyle Katma Değer Vergisi Kanununun geçici
19 uncu maddesinde yapılan değişiklik 1.6.2004 tarihinden geçerli olmak üzere
yayımı tarihinde,
5. 10, 22, 23 ve 24 üncü maddeleri yayımını izleyen üçüncü
günde,
6. 16, 35, geçici 2 ve geçici 4 üncü maddeleri ile 57 nci
maddesinin (2) numaralı fıkrası, 14 üncü maddesiyle Katma Değer Vergisi
Kanununun 13 üncü maddesine eklenen (e) ve (f) bentleri ve 15 inci maddesiyle
aynı Kanunun 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının (g) bendinde yapılan
değişiklik ve aynı fıkraya eklenen (p) bendi yayımını izleyen aybaşında,
7. 41, 42, 43, 44 ve 45 inci maddeleri, 57 nci maddesinin
(8) numaralı fıkrasının (a) bendi ve
(13) numaralı fıkrası, 58 inci maddesinin (4) numaralı fıkrası, 27 nci
maddesiyle Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin birinci fıkrasına
eklenen (9), (10) ve (11) numaralı bent hükümleri ile aynı maddeye eklenen
fıkralar 1.1.2005 tarihinde,
8. 15 inci maddesiyle Katma Değer Vergisi Kanununun 17 nci
maddesinin (4) numaralı fıkrasının (f) bendinde yapılan değişiklik ve 36 ncı
maddesi Millî Piyango İdaresi Genel Müdürlüğünün şans oyunlarına ilişkin
işletme hakkını devrettiği işletici firmanın sözleşme ile belirlenen şans
oyunlarını fiilen oynatmaya başladığı tarihte,
9. Diğer hükümleri yayımı tarihinde,
Yürürlüğe girer.
MADDE 60. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan
Dışişleri
Bak. ve Başb. Yrd. Devlet Bak. ve Başb.
Yrd. Devlet Bak. ve Başb. Yrd.
A. Gül A.
Şener M. A. Şahin
Devlet
Bakanı Devlet Bakanı Devlet Bakanı
B. Atalay A.
Babacan M. Aydın
Devlet
Bakanı Devlet Bakanı Adalet Bakanı
G. Akşit K.
Tüzmen C. Çiçek
Millî
Savunma Bakanı İçişleri Bakanı V. Maliye Bakanı
M. V. Gönül M.
V. Gönül K. Unakıtan
Millî
Eğitim Bakanı Bayındırlık ve İskân Bakanı Sağlık Bakanı
H. Çelik Z.
Ergezen R. Akdağ
Ulaştırma
Bakanı Tarım ve Köyişleri Bakanı V. Çalışma ve Sos. Güv. Bakanı
B. Yıldırım B.
Atalay M. Başesgioğlu
Sanayi ve
Ticaret Bakanı En. ve Tab. Kay. Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı
A. Coşkun M.
H. Güler E. Mumcu
Çevre ve Orman Bakanı
O. Pepe
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONUNUN KABUL ETTİĞİ METİN
BAZI
KANUNLARDA VE 178 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEDE
DEĞİŞİKLİK YAPILMASI
HAKKINDA KANUN TASARISI
MADDE 1. - 4.1.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul
Kanununun 15 inci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Maliye Bakanlığı, mücbir sebep sayılan haller
nedeniyle; bölge, il, ilçe, mahal veya afete maruz kalanlar itibarıyla mücbir
sebep hali ilan etmeye ve bu sürede vergi ödevlerinden yerine getirilemeyecek
olanları tespit etmeye yetkilidir. Bu yetki vergi türleri ve işyerleri
itibarıyla; beyannamelerin toplulaştırılması, yeni beyanname verme süreleri
belirlenmesi ve beyanname verme zorunluluğunun kaldırılması şeklinde de
kullanılabilir."
MADDE 2. - 213 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin birinci ve
üçüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Zor durumda bulunmaları hasebiyle vergi muamelelerine
müteallik ödevleri süresi içinde yerine getiremeyecek olanlara, kanuni sürenin
bir katını, kanuni sürenin bir aydan az olması halinde bir ayı geçmemek üzere,
Maliye Bakanlığınca münasip bir mühlet verilebilir."
"Maliye Bakanlığı mühlet verme yetkisini tamamen veya
kısmen mahalline devredebileceği gibi bölgeler, iller, ilçeler veya sektörler
ile iş kolları ya da mükellef grupları itibarıyla yazılı başvuru şartı
aramaksızın da kullanabilir."
MADDE 3. - 213 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin başlığı
"Vergi beyannamesinin postayla veya elektronik ortamda gönderilmesi"
şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"Beyannamenin elektronik ortamda gönderilmesi halinde
tahakkuk fişi elektronik ortamda düzenlenir ve mükellef veya elektronik ortamda
beyanname gönderme yetkisi verilmiş gerçek veya tüzel kişiye elektronik ortamda iletilir. Bu ileti,
tahakkuk fişinin mükellefe tebliği
yerine geçer.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye
Bakanlığı tarafından tespit olunur."
MADDE 4. - 213 sayılı Kanunun 111 inci maddesinin altıncı
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Maliye Bakanlığı; mücbir sebep hali ilan edilen
yerlerdeki mükelleflerin, bu Kanun kapsamında olup, ödeme süresi afet
tarihinden sonraya rastlayan her türlü vergi, ceza ve gecikme faizleri ile bu
Kanunun 15 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca verecekleri beyannamelere
istinaden tahakkuk ettirilen vergilerin ödeme sürelerini, vadelerinin bitim
tarihinden itibaren azami bir yıl süreyle uzatmaya yetkilidir. Bu yetki; bölge,
il, ilçe, mahal ve afetten zarar görenler ile afetten zarar görme derecesi veya
vergi türleri itibarıyla farklı süreler tespit etmek suretiyle de
kullanılabilir."
MADDE 5. - 213 sayılı Kanunun 114 üncü maddesinin üçüncü
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Şarta bağlı istisna veya muafiyet uygulamaları sonucu
kısmen veya tamamen alınmayan vergilere ilişkin zamanaşımı süresi, istisna veya
muafiyet şartlarının ihlal edildiği tarihi takip eden takvim yılı başından
itibaren başlar."
MADDE 6. - 213 sayılı Kanunun 160 ıncı maddesinin üçüncü
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddenin sonuna aşağıdaki fıkralar
eklenmiştir.
"İşi bırakma bildiriminde bulunmayan bir mükellefin işi
bıraktığının tespit edilmesi veya yapılan araştırma ve yoklamalar sonucunda
bilinen adreslerinde bulunamaması ve başka bir adreste faaliyetine devam
ettiğine dair bilgi edinilememesi veya başkaca bir ticari, zirai ve mesleki
faaliyeti olmadığı halde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla
mükellefiyet tesis ettirdiğinin vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen
rapor ile tespit edilmesi ve mükellefiyet kaydının devamına gerek
görülmediğinin raporda belirtilmesi halinde, mükellef (matrahlı veya matrahsız
beyanname verenler dahil) işi bırakmış addolunur ve mükellefiyet kaydı vergi
dairesince terkin edilir. Bu durum, ilgili kamu kurum ve kuruluşu ile kamu
kurumu niteliğindeki meslek üst kuruluşuna da bildirilir."
"Mükellefiyet kaydının terkin edilmesi, mükellefin işi
bırakmasından önceki döneme ilişkin yükümlülüklerini ortadan kaldırmayacağı
gibi bu tarihten sonra faaliyette bulunduğunun tespiti halinde bu dönemlere
ilişkin vergilendirmeye ve sahte belge düzenleme fiilini işleyenler hakkında
kovuşturma yapılmasına ve ceza uygulanmasına da engel teşkil etmez.
Bu madde kapsamında mükellefiyet kayıtları terkin
edilenlerin kimlik bilgileri ile bunların bastırmış veya tasdik ettirmiş
oldukları belgeler ve kullanmış oldukları ödeme kaydedici cihazlara ilişkin
bilgiler Maliye Bakanlığınca belirlenecek araçlarla duyurulur.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usulleri belirlemeye
Maliye Bakanlığı yetkilidir."
MADDE 7. - 213 sayılı Kanunun 215 inci maddesi başlığıyla
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Türkçe tutma ve Türk Parası kullanma zorunluluğu
Madde 215. - 1. Bu Kanuna göre tutulacak defter ve
kayıtların Türkçe tutulması zorunludur. Ancak, Türkçe kayıtlar bulunmak
kaydıyla defterlerde başka dilden kayıt da yapılabilir. Bu kayıtlar vergi
matrahını değiştirmeyecek şekilde tasdik ettirilecek diğer defterlere de
yapılabilir.
2. a) Kayıt ve belgelerde Türk para birimi kullanılır.
Belgeler, Türk parası karşılığı gösterilmek şartıyla, yabancı para birimine
göre de düzenlenebilir. Şu kadar ki yurt dışındaki müşteriler adına düzenlenen
belgelerde Türk parası karşılığı gösterilme şartı aranmaz.
b) İlgili dönem defter tasdik tarihi itibarıyla ödenmiş
sermayesi (yurt dışında kurulan şirketlerin Türkiye'ye ayrılan ödenmiş
sermayesi) en az 100 milyon ABD Doları ya da muadili yabancı para karşılığı
Türk Lirası ve sermayesinin en az % 40'ı ikametgâhı, kanuni ve iş merkezi
Türkiye'de bulunmayan kişilere ait olan işletmelere, kayıtlarını Türk para
birimi dışında başka bir para birimiyle tutmalarına Bakanlar Kurulunca izin
verilebilir. Bakanlar Kurulu, bu had ve nispeti sektörler itibarıyla ayrı ayrı
yarısına kadar indirmeye veya iki katına kadar artırmaya yetkilidir. Bu
şartların ihlal edildiği hesap dönemini izleyen hesap döneminden itibaren Türk
para birimine göre kayıt tutma zorunluluğu başlar.
ba) Türk para birimiyle yapılan işlemler, işlemin
gerçekleştiği günün Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuruyla ilgili
para birimine çevrilir. İktisadi kıymetlerin değerleri ile vergi matrahı kayıt
yapılan para birimine göre tespit edilir, beyannamenin verilmesi gereken ayın
ilk gününün kuruyla Türk parasına çevrilerek beyan edilir. Vergi ödeme, mahsup
ve iade işlemlerinde de Türk lirası tutarlar kullanılır.
bb) Bu mükellefler, diğer para birimleriyle kayıt tuttukları
sürece mükerrer 298 inci maddenin (A) fıkrası uyarınca enflasyon düzeltmesi
yapamazlar. Türk para birimiyle kayıt yapmaya başlamaları halinde ise üç yıl
süreyle anılan madde hükmünden yararlanamazlar."
MADDE 8. - 213 sayılı Kanunun mükerrer 257 nci
maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve maddenin sonuna aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"4. Bu Kanunun 149 uncu maddesine göre devamlı bilgi
vermek zorunda olanlardan istenilen bilgiler ile vergi beyannameleri ve
bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları konulmak
suretiyle İnternet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim
araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek
veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya
zorunluluk getirmeye, beyanname, bildirim ve bilgilerin aktarımında uyulacak
format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu
zorunluluğu beyanname, bildirim veya bilgi çeşitleri, mükellef grupları ve
faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya,"
"Birinci fıkranın (4) numaralı bendi uyarınca Maliye
Bakanlığının beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel
kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususunda izin vermesi veya zorunluluk
getirmesi halinde, (mükellef veya vergi sorumlusu ile gönderme işini yapacak
kişiler arasında özel sözleşme düzenlenmek kaydıyla) elektronik ortamda
gönderilen beyanname ve bildirimler, mükellef veya vergi sorumlusu tarafından
verilmiş addolunur."
MADDE 9. - 213 sayılı Kanunun mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasının (2) numaralı bendinin
(g) alt bendinde yer alan "düzeltme tarihindeki" ibaresi "borcun
alındığı tarihteki" olarak, (5) numaralı bendinin beşinci fıkrasının
ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve fıkraya aşağıdaki (9)
numaralı bent eklenmiştir.
"Ancak öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farkları
düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilebilir veya kurumlar
vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebilir; bu işlemler kâr dağıtımı
sayılmaz."
"9. Münhasıran sürekli olarak işlenmiş; altın, gümüş
alım-satımı ve imali ile iştigal eden mükellefler bu fıkranın (1) numaralı
bendinde yer alan şartlara bakılmaksızın enflasyon düzeltmesi yaparlar."
MADDE 10. - 213 sayılı Kanunun mükerrer 355 inci maddesinin
sonuna aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans
kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etme
zorunluluğuna uymayan mükelleflerden her birine, her bir işlem için bu maddeye
göre uygulanan cezalardan az olmamak üzere işleme konu tutarın % 5'i nispetinde
özel usulsüzlük cezası kesilir. Bu şekilde ceza kesilen mükellefler hakkında
üçüncü fıkra hükmü uygulanmaz. "
MADDE 11. - 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin sonuna
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge
düzenleme veya bu belgeleri kullanma fiillerinin aracılı ihracat suretiyle
işlenmesi halinde (dış ticaret sermaye şirketleri ile sektörel dış ticaret
şirketleri hariç) bu fiillere ilişkin cezalar (360 ıncı maddede yazılı cezalar
dahil) imalatçı veya tedarikçi ihracatçılar hakkında hükmolunur."
MADDE 12. - 213 sayılı Kanunun geçici 25 inci maddesinin (c)
bendine aşağıdaki (3) numaralı alt bent eklenmiş, (g) bendinin ikinci
fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, (h) bendine
aşağıdaki cümle ve maddenin sonuna aşağıdaki (l) bendi eklenmiştir.
"3) Reel olmayan finansman maliyetinin tevsik
edilebilir olması halinde de (1) numaralı alt bentte belirtilen yöntem
kullanılabilir. Amortisman süresi bitmemiş olan kıymetlere ilişkin maliyet veya
alış bedelinden düşülen reel olmayan finansman maliyetinden amortisman
ayrılmamış tutar, 2004 ve sonraki dönemlerde, beş yılda ve eşit taksitte dönem
kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınır."
"Ancak öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farkları
düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilebilir veya kurumlar
vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebilir; bu işlemler kâr dağıtımı
sayılmaz."
"Ancak bu şekilde düzeltme yapanlar, bu Kanuna göre
ayrılabilecek tutardan fazla amortisman veya karşılık ayıramaz."
"l) Bu madde uyarınca düzeltilen kalemlerin elden
çıkarılması halinde, bunlara ilişkin enflasyon düzeltme farkları maliyet bedeli
addolunur. Şu kadar ki, amortismana tabi olmayan kıymetlerin düzeltilmiş
değerinin altında bir bedelle satılması halinde, düzeltilmiş değerle düzeltme
öncesi değer arasındaki farka isabet eden zarar, gelir veya kurumlar vergisi
matrahının tespitinde dikkate alınmaz."
MADDE 13. - 21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 62
nci maddesine birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
"Maliye Bakanlığı amme alacaklarının takibinde
haczolunacak malların tespiti amacıyla yapılacak mal varlığı araştırmasının
şekli, alanı ve kapsamı ile araştırma yapılacak amme alacaklarının türü ve
tutarını belirlemeye yetkilidir. Bu yetki alacaklı amme idaresi itibarıyla da
kullanılabilir."
MADDE 14. - 6.12.1984 tarihli ve 3100 sayılı Katma Değer
Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti
Hakkında Kanunun 7 nci maddesinin (1) numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"1. Mükellefler kullanmak üzere satın aldıkları ödeme
kaydedici cihazlar için %100'e kadar amortisman oranı seçebilirler."
MADDE 15. - 25.10.1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer
Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin başlığı "Araçlar, kıymetli maden ve
petrol aramaları ile ulusal güvenlik harcamaları ve yatırımlarda istisna"
şeklinde değiştirilmiş, mülga (b) bendi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiş,
(c) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki (e) ve (f)
bentleri ile maddenin sonuna aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"b) Deniz ve hava taşıma araçları için liman ve hava
meydanlarında yapılan hizmetler,"
"c) Altın, gümüş ve platin ile ilgili arama, işletme,
zenginleştirme ve rafinaj faaliyetleri ile 6326 sayılı Petrol Kanunu
hükümlerine göre yapılan petrol arama faaliyetlerine ilişkin olmak üzere, bu
faaliyetleri yürütenlere yapılan teslim ve hizmetler,"
"e) Limanlar ve hava meydanlarının inşası, yenilenmesi
ve genişletilmesi işlerini fiilen kendisi yapan veya yaptıran mükelleflere bu
işlere ilişkin olarak yapılan mal teslimleri ve inşaat taahhüt işleri,
f) Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı,
Sahil Güvenlik Komutanlığı, Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Milli İstihbarat
Teşkilatı Müsteşarlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Gümrük Muhafaza Genel
Müdürlüğüne milli savunma ve iç güvenlik ihtiyaçları için uçak, helikopter,
gemi, denizaltı, tank, panzer, zırhlı personel taşıyıcı, roket, füze ve benzeri
araçlar, silah, mühimmat, silah malzeme, teçhizat ve sistemleri ile bunların
araştırma-geliştirme, yazılım, üretim, montaj, yedek parça, bakım-onarım ve
modernizasyonuna ilişkin olarak yapılan teslim ve hizmetler ve bu teslim ve
hizmetleri gerçekleştirenlere bu kapsamda yapılacak olan, miktarı ve
nitelikleri yukarıda sayılan kuruluşlarca onaylanan teslim ve hizmetler.
Maliye Bakanlığı, istisna kapsamına girecek mal ve hizmetler
ile bunların asgari tutarlarını ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve
esasları belirlemeye yetkilidir."
MADDE 16. - 3065 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin (2)
numaralı fıkrasının (b) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve fıkraya
aşağıdaki (d) bendi eklenmiş, (4) numaralı fıkrasının (f), (g) ve (ı) bentleri
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve fıkraya aşağıdaki (o) ve (p) bentleri eklenmiştir.
"b) Üniversite ve yüksekokullar ile 8.6.1965 tarih ve
625 sayılı Kanun hükümlerine tabi özel okullar tarafından ilgili dönemdeki
kapasitelerinin %10'unu geçmemek üzere verilen bedelsiz eğitim ve öğretim
hizmetleri, kanunların gösterdiği gerek üzerine bedelsiz olarak yapılan mal
teslimi ve hizmet ifaları, birinci fıkrada sayılan kurum ve kuruluşlara
bedelsiz olarak yapılan her türlü mal teslimi ve hizmet ifaları ile fakirlere
yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara
Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda
maddelerinin teslimi,"
"d) Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının,
Kanunlarla kendilerine verilen görev gereği ve kuruluş amaçlarına uygun ruhsat,
izin, onay ve benzeri hizmetleri ile bu hizmetlerle ilgili olarak kullanılacak
basılı kâğıtların bu kuruluşlar tarafından teslimi (motorlu taşıtlar tescil
plaka teslimleri hariç),"
"f) Darphane ve Damga Matbaası tarafından yapılan
teslim ve hizmetler ile Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğünce düzenlenen
piyango, sayısal loto, hemen kazan ve benzeri oyunların tertiplenmesi veya
oynanması,"
"g) Külçe altın, külçe gümüş, kıymetli taşlar (elmas,
pırlanta, yakut, zümrüt, topaz, safir, zebercet, inci, kübik virconia) döviz,
para, damga pulu, değerli kâğıtlar, hisse senedi, tahvil ile metal, plastik, lastik, kauçuk, kâğıt, cam hurda ve
atıkları (hurda metalden elde edilen külçeler dahil) teslimi,"
"ı) Serbest bölgelerde verilen hizmetler,"
"o) Gümrük antrepoları ve geçici depolama yerleri ile
gümrük hizmetlerinin verildiği gümrüklü sahalarda; ithalat ve ihracat
işlemlerine konu mallar için verilen ardiye, depolama ve terminal hizmetleri
ile vergisiz satış yapılan işyerlerinin ve bu işyerlerine ait depo ve ardiye
gibi bağımsız birimlerin kiralanması,"
"p) Hazine ve Arsa Ofisi Genel Müdürlüğünce yapılan
taşınmaz mal teslimleri ile Hazinece yapılan irtifak hakkı tesisi işlemi."
MADDE 17. - 3065 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin (1) ve
(2) numaralı fıkraları aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"1. Vergiden istisna edilmiş işlemleri yapanlar, ilgili
vergi dairesine yazılı başvuruda bulunarak, belirtecekleri işlem türleri için
vergiye tabi tutulmalarını talep edebilirler. Bu talebin dilekçede belirtilen
ve dilekçe tarihinden sonra ifa edilen işlemlerin tamamını kapsaması şarttır.
Şu kadar ki, mükellefiyetin devam
etmekte olan işlemlere şümulü yoktur."
"2. Kamu menfaatine yararlı dernekler ve Bakanlar
Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıfların kuruluş amaçlarına uygun olarak
işletmek veya yönetmek suretiyle ifa ettikleri teslim ve hizmetlere ilişkin
istisnalar hariç olmak üzere, 17 nci maddenin (1) ve (2) numaralı fıkralarıyla
(3) numaralı fıkranın (a) ve (4) numaralı fıkranın (e) bentlerinde yazılı
istisnalar hakkında yukarıdaki (1) numaralı fıkra hükmü uygulanmaz."
MADDE 18. - 3065 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin (c) bendi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"c) Deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığının yangın
sebebiyle mücbir sebep ilan ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç
olmak üzere, zayi olan mallara ait katma değer vergisi,"
MADDE 19. - 3065 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin birinci
fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
"Ancak, indirim hakkı tanınan işlemlere konu eşyanın
serbest dolaşıma girdiği tarihin içinde bulunduğu veya sonraki vergilendirme
dönemlerine ilişkin olarak vergi dairesine verilen beyannamelere göre
ödenen katma değer vergisi (sorumlu
sıfatıyla ödenenler hariç), ithalde hiç ödenmemesi veya eksik ödenmesi
nedeniyle tahsili gereken katma değer vergisinden düşülür."
MADDE 20. - 3065 sayılı Kanunun geçici 19 uncu maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Geçici Madde 19. - Türkiye'nin taraf olduğu
uluslararası anlaşmalar çerçevesinde Türkiye'de gerçekleştirilecek toplantıları
düzenleyenlere bu amaçla yapılacak teslim ve hizmetler ile bu toplantılara
katılan yabancı heyetlerin konaklamaları ve bunlara görevlerinin ifası
kapsamında yapılacak teslim ve
hizmetler 31.12.2005 tarihine kadar katma değer vergisinden müstesnadır."
Bu istisnanın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar ile
istisna uygulanacak mal ve hizmetleri ve istisnanın uygulanacağı asgari tutarı
tespit etmeye Maliye Bakanlığı yetkilidir."
MADDE 21. - 3065 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 21. - Karayolları Genel Müdürlüğünce
yapılacak taşınmaz mal teslimleri ile Orman Genel Müdürlüğü Döner Sermaye sabit
kıymetlerinde kayıtlı tapulu taşınmaz malların teslimleri 31.12.2004 tarihine
kadar katma değer vergisinden müstesnadır."
MADDE 22. - 6.6.2002
tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 7 nci maddesinin (2)
numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"2. (II) sayılı listede yer alan kayıt ve tescile tabi mallardan;
a) 87.03 (motor silindir hacmi 1.600 cm³'ü aşanlar hariç),
87.04 (motor silindir hacmi 2.800 cm³'ü aşanlar hariç) ve 87.11 G.T.İ.P. numaralarında yer alanların,
sakatlık derecesi % 90 veya daha fazla olan malul ve engelliler tarafından,
b) 87.03 (motor silindir hacmi 1.600 cm³'ü aşanlar hariç),
87.04 (motor silindir hacmi 2.800 cm³'ü aşanlar hariç) ve 87.11 G.T.İ.P.
numaralarında yer alanların, bizzat kullanma amacıyla sakatlığına uygun hareket
ettirici özel tertibat yaptıran malul ve engelliler tarafından,
beş yılda bir defaya mahsus olmak üzere ilk iktisabı,"
MADDE 23. - 4760 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin (2)
numaralı fıkrasının (b) bendi ile (4) numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"b) (III) sayılı listedeki mallar için belirlenen
oranları her bir mal itibariyle yarısına kadar indirmeye, (A) cetvelindeki
mallar için dört katına (B) cetvelindeki mallar için yarısına kadar artırmaya,
maktu vergiyi her bir mal itibariyle sıfıra kadar indirmeye, (A) cetvelindeki
mallar için iki katına (B) cetvelindeki mallar için bir katına kadar artırmaya,
bu sınırlar içinde malların cinsleri, özellikleri, fiyat grupları, alkol
dereceleri ve içerdiği alkol miktarına göre farklı vergi oranı ve maktu vergi
tutarı belirlemeye, listedeki her bir mal itibariyle nispi ve maktu
verginin yalnızca birisini uygulatmaya,
yalnızca nispi vergi uygulanması halinde hesaplanan özel tüketim vergisinin maktu
vergi tutarından az olmaması şartını koymaya,"
"4. (I) sayılı listedeki mallar için uygulanan maktu
vergi tutarlarının, bu maddenin (2) numaralı fıkrasının (a) bendi uyarınca
Bakanlar Kurulu tarafından farklı tespit edilmesi halinde; Maliye
Bakanlığı vergi farklılaştırmasını, verginin
mükellefe veya vergiye tabi işlemlere taraf olanlara iadesi yöntemi ile
uygulamaya, teminat istemeye, bu teminatın türü, tutarı ve çözümüne ilişkin
usul ve esaslar ile verginin iadesine ilişkin usul ve esasları belirlemeye
yetkilidir."
MADDE 24. - 4760 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin (2)
numaralı fıkrasının (b) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"b) (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile
tabi olanların, ilk iktisap tarihinden itibaren beş yıl içinde 87.03 tarife
pozisyonunda yer alan veya 87.04 tarife pozisyonundaki azami yüklü kütlesi 4500
kilogramı geçmeyip, taşıma kapasitesi 1000 kilogramın altında olan ve sürücü
sırasından başka oturma yeri veya sürücü sırası dışında yanda pencereleri olan
mallara dönüştürülmesi halinde, daha önce ödenen vergi mahsup edilmek suretiyle
bu malların ilk iktisabındaki matrah esas alınarak değişiklik uyarınca adına
kayıt ve tescil işlemi yapılandan, değişikliğin kayıt ve tescili tarihinde
dönüştürülen mallar için geçerli olan oran üzerinden, bu tarihte özel tüketim
vergisi alınır."
MADDE 25. - 4760 sayılı Kanuna ekli (I) sayılı listenin (A)
cetvelinde yer alan 2710.19.25.00.00 G.T.İ.P. numaralı mal G.T.İ.P. numarası
ile (A) cetvelinden çıkarılmış ve parantez içindeki ibaresi kaldırılarak ekli
(1) sayılı cetvelde gösterilen şekilde 4760 sayılı Kanuna ekli (I) sayılı
listenin (B) cetveline eklenmiştir.
MADDE 26. - 4760 sayılı Kanuna ekli (II) sayılı listenin
87.04 G.T.İ.P. numarasında yer alan mal ve vergi oranı ekli (2) sayılı cetvelde
gösterilen şekilde değiştirilmiştir.
MADDE 27. - 4760 sayılı Kanuna ekli (III) sayılı liste ekli
(3) sayılı cetvelde gösterilen şekilde değiştirilmiştir.
MADDE 28. - 31.12.1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi
Kanununun mülga 20 nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde yeniden
düzenlenmiştir.
"Eğitim ve öğretim işletmelerinde kazanç istisnası
Madde 20. - Okul öncesi eğitim, ilköğretim, özel eğitim ve
orta öğretim özel okullarının işletilmesinden elde edilen kazançlar, ilgili
Bakanlığın görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığının belirleyeceği usul ve
esaslar çerçevesinde beş vergilendirme dönemi gelir vergisinden müstesnadır.
İstisna, okulların faaliyete geçtiği vergilendirme döneminden itibaren
başlar."
MADDE 29. - 193 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin (2) numaralı bendinin ikinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiş, altıncı ve yedinci fıkraları yürürlükten kaldırılmış ve
maddeye aşağıdaki (6) numaralı bent
eklenmiştir.
"Yukarıda
sayılan kamu kurum ve kuruluşlarına bağışlanan okul, sağlık tesisi, yüz yatak
(kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak) kapasitesinden az olmamak üzere
öğrenci yurdu ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi ve bakım ve rehabilitasyon
merkezi inşası dolayısıyla yapılan harcamalar veya bu tesislerin inşası için bu
kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut tesislerin
faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdi ve ayni bağış
ve yardımların tamamı yıllık beyanname ile bildirilecek gelirden
indirilir."
"6. Mükelleflerin, işletmeleri bünyesinde
gerçekleştirdikleri münhasıran yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik
araştırma ve geliştirme harcamaları tutarının % 40'ı oranında hesaplanacak
"Ar-Ge indirimi".
Araştırma ve geliştirme faaliyetleri ile doğrudan ilişkili
olmayan giderlerden ve tamamen araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde
kullanılmayan amortismana tabi iktisadi kıymetler için hesaplanan amortisman
tutarlarından verilen paylar üzerinden Ar-Ge indirimi hesaplanmaz. Ar-Ge
indiriminden yararlanılacak harcamaların kapsamını ve uygulamadan
yararlanılabilmesi için gerekli belgeler ile usulleri belirlemeye Maliye
Bakanlığı yetkilidir."
MADDE 30. - 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (7), (8), (9) ve (14) numaralı bentlerinde parantez içinde yer alan
ibare aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"(Kanunla kurulan dernek ve vakıflar, Bakanlar
Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar, kamu menfaatine yararlı dernekler
ile dernek ve vakıf olmamakla birlikte; odalar, borsalar, meslek örgütleri ve
bunların üst kuruluşları, siyasi partiler, emekli ve yardım sandıkları gibi
vergi uygulamalarında dernek ve vakıf olarak kabul edilenler hariç, dernek ve
vakıflar ile tam mükellef kurumlara ödenenler dahil)"
MADDE 31. - 3.6.1949 tarihli ve 5422 sayılı Kurumlar Vergisi
Kanununun 8 inci maddesine aşağıdaki (8), (9), (10) ve (11) numaralı bentler
ile aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"8. Okul öncesi eğitim, ilköğretim, özel eğitim ve orta
öğretim özel okullarının işletilmesinden elde edilen kazançlar, ilgili
Bakanlığın görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığının belirleyeceği usul ve
esaslar çerçevesinde beş vergilendirme dönemi kurumlar vergisinden müstesnadır.
İstisna, okulların faaliyete geçtiği vergilendirme döneminden itibaren başlar.
9. Kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan anonim veya
limited şirket mahiyetindeki bir şirketin (esas faaliyet konusu finansal
kiralama veya her nevi menkul kıymet yatırımı olanlar hariç) sermayesine,
kazancın elde edildiği tarihe kadar devamlı olarak en az iki yıl süreyle % 25
veya daha fazla oranda iştirak eden kurumların, bu iştiraklerin kanuni veya iş
merkezinin bulunduğu ülke vergi kanunları uyarınca en az % 20 oranında (esas
faaliyet konusu finansman temini veya sigortacılık olanlarda en az, Türkiye'de
uygulanan kurumlar vergisi oranında)
kurumlar vergisi benzeri vergi yükü taşıyan ve en az % 75'i ticari, zirai veya
serbest meslek kazancı niteliğinde olan kazançları üzerinden elde ettikleri ve
elde edildiği vergilendirme dönemine ilişkin yıllık kurumlar vergisi
beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye'ye transfer ettikleri
iştirak kazançları.
10. Kurumların yurt
dışında bulunan iş yerleri veya daimi temsilcileri (esas faaliyet konusu
finansal kiralama veya her nevi menkul kıymet yatırımı olanlar hariç) aracılığı
ile elde ettikleri ve iş yeri veya daimi temsilcinin bulunduğu ülke vergi
kanunları uyarınca en az %20 oranında (esas faaliyet konusu finansman temini
veya sigortacılık olanlarda en az Türkiye'de uygulanan kurumlar vergisi
oranında) kurumlar vergisi benzeri bir vergi yükü taşıyan ve en az % 75'i ticari,
zirai veya serbest meslek kazancı niteliğinde olan ve elde edildiği
vergilendirme dönemine ilişkin yıllık kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi
gereken tarihi takip eden üçüncü ayın sonuna kadar Türkiye'ye transfer ettikleri
kazançları."
11. Kazancın elde edildiği tarihte devamlı surette en az iki
yıl süreyle aktif toplamının % 75 veya daha fazlası kanuni ve iş merkezi
Türkiye'de bulunmayan anonim veya limited şirket mahiyetindeki şirketlerin
(esas faaliyet konusu finansal kiralama veya her nevi menkul kıymet yatırımı
olanlar hariç) her birinin sermayesine en az % 25 oranında iştirakten oluşan
tam mükellef anonim şirketlerin, kurum kazancının % 75 veya daha fazlasını
oluşturması koşuluyla bu iştiraklerin kanuni veya iş merkezinin bulunduğu ülke
vergi kanunları uyarınca en az % 20 oranında (esas faaliyet konusu finansman
temini veya sigortacılık olanlarda en az Türkiye'de uygulanan kurumlar vergisi
oranında) kurumlar vergisi benzeri bir vergi yükü taşıyan ve en az % 75'i
ticari, zirai veya serbest meslek kazancı niteliğinde olan kazançları üzerinden
elde ettikleri ve elde edildiği vergilendirme dönemine ilişkin yıllık kurumlar
vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye'ye transfer
ettikleri iştirak kazançları,
Bu bent uyarınca istisna edilen kazançlar üzerinden, anonim
veya limited şirket mahiyetindeki şirketlere dağıtılan kâr paylarından Gelir
Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin
(b/ii) numaralı alt bendi uyarınca % 5'ten fazla bir oranda vergi kesintisi
yapılmaz. Bakanlar Kurulu bu oranı sıfıra kadar indirmeye veya kanuni orana
kadar artırmaya yetkilidir.
''9, 10 ve 11 inci bentlerdeki diğer koşulların yerine
getirilmesi şartıyla bu bentlerde yer alan istisnalar, kurumlar vergisi benzeri
vergi yükünün; en az % 15 olması durumunda, iştirak kazancı veya iş yeri veya
daimi temsilci aracılığı ile elde edilen kurum kazancının1/2'sine, en az % 10
olması durumunda, iştirak kazancı veya iş yeri veya daimi temsilci aracılığı
ile elde edilen kurum kazancının 1/3'üne uygulanır.''
"(9), (10) ve
(11) numaralı bentler uyarınca vergi yükü, kanuni veya iş merkezinin bulunduğu
ülkede ilgili dönemde tahakkuk eden toplam kurumlar vergisi benzeri verginin,
bu dönemde elde edilen toplam dağıtılabilir kurum kazancı ile tahakkuk eden
kurumlar vergisi toplamına oranlanması suretiyle tespit edilir. Bu bentlerde
yer alan % 20 vergi yükü oranını, % 25'e kadar artırmaya veya kanuni oranına
kadar indirmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir."
"(9), (10) ve
(11) numaralı bentler uyarınca sağlanan
istisnayı, kazancın elde edildiği ülke vergi sisteminin Türk vergi sisteminin
yarattığı vergilendirme kapasitesi ile aynı düzeyde bir vergilendirme imkânı
sağlayıp sağlamadığı hususunu göz önünde bulundurarak, her bir bent için ayrı
ayrı uygulanabilecek şekilde elde edildiği ülkeler bakımından sınırlandırmaya
Bakanlar Kurulu, bu bentler ile ilgili uygulamaya ilişkin usul ve esaslarını
belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir."
MADDE 32. - 5422 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (6) numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve (7) numaralı
bendi yürürlükten kaldırılmıştır.
"6. Mükelleflerin, işletmeleri bünyesinde
gerçekleştirdikleri münhasıran yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik araştırma
ve geliştirme harcamaları tutarının % 40'ı oranında hesaplanacak "Ar-Ge
indirimi".
Araştırma ve geliştirme faaliyetleri ile doğrudan ilişkili
olmayan giderlerden ve tamamen araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde
kullanılmayan amortismana tabi iktisadi kıymetler için hesaplanan amortisman
tutarlarından verilen paylar üzerinden Ar-Ge indirimi hesaplanmaz. Ar-Ge
indiriminden yararlanılacak harcamaların kapsamını ve uygulamadan
yararlanılabilmesi için gerekli belgeler ile usulleri belirlemeye Maliye Bakanlığı
yetkilidir."
MADDE 33. - 5422 sayılı Kanuna 14 üncü maddesinden sonra
gelmek üzere aşağıdaki mükerrer 14 üncü madde eklenmiştir.
"Zarar mahsubu ve diğer indirimler
MÜKERRER MADDE 14. - 1. Kurumlar vergisi matrahının
tespitinde, kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek üzere,
kurum kazancından aşağıdaki indirimler yapılır.
a) Her yıla ilişkin tutarlar ayrı ayrı gösterilmek ve beş
yıldan fazla nakledilmemek koşuluyla geçmiş yılların mali bilançolarına göre
meydana gelen zararlar (aynı sektörde faaliyet göstermesi, son beş yıla ilişkin
kurumlar vergisi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş olması koşullarıyla
37 ve 39 uncu maddeler çerçevesinde devir alınan kurumların, devir tarihi
itibarıyla aktif toplamını geçmeyen zararları ile 38 inci maddede belirtilen
bölünme işlemi sonucu münfesih olan kurumun aktif toplamını geçmeyen zararları
dahil).
Tam mükellefiyette yurt dışı faaliyetlerden doğan zararlar,
faaliyette bulunulan ülkenin vergi kanunlarına göre beyan edilen vergi matrahlarının
(zarar dahil) her yıl o ülke mevzuatına göre denetim yetkisi verilen
kuruluşlarca rapora bağlanması ve bu raporun aslı ile tercüme edilmiş bir
örneğinin Türkiye'deki ilgili vergi dairesine ibrazı halinde indirim konusu
yapılır. Denetim kuruluşlarınca hazırlanacak raporun ekinde yer alan vergi
beyanlarının, bilanço ve kâr-zarar cetvellerinin o ülkedeki yetkili mali
makamlarca onaylanması zorunludur. Faaliyette bulunulan ülkede denetim kuruluşu
olmaması halinde, her yıla ait vergi beyannamesinin, o ülke yetkili
makamlarından alınan birer örneğinin mahallindeki Türk elçilik ve
konsoloslukları, yoksa orada Türk menfaatlerini koruyan ülkenin aynı
mahiyetteki temsilcilerine onaylatılarak, aslının ve tercüme edilmiş bir
örneğinin ilgili vergi dairesine ibrazı yeterlidir.
Türkiye'de indirim konusu yapılan yurt dışı zararın, ilgili
ülkede de mahsup edilmesi veya gider yazılması halinde, Türkiye'deki
beyannameye dahil edilecek yurt dışı kazanç, mahsup veya gider yazılmadan
önceki tutardır.
Türkiye'de kurumlar
vergisinden istisna edilen kazançlarla ilgili yurt dışı zararlar, yurt içindeki
kazançlardan indirilmez.
b) Genel bütçeye dahil dairelere, katma bütçeli idarelere,
il özel idarelerine, belediyelere ve köylere, Bakanlar Kurulu'nca vergi
muafiyeti tanınan vakıflara, kamu menfaatlerine yararlı sayılan derneklere ve
bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde bulunan kurum ve kuruluşlara
makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımların toplamının o yıla ait kurum
kazancının % 5'ine kadar olan kısmı.
c) (b) bendinde
sayılan kamu kurum ve kuruluşlarına bağışlanan okul, sağlık tesisi, yüz yatak
(kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak) kapasitesinden az olmamak üzere
öğrenci yurdu ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi ve bakım ve
rehabilitasyon merkezi inşası dolayısıyla yapılan harcamalar veya bu tesislerin
inşası için bu kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut
tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdî ve
aynî bağış ve yardımların tamamı.
d) Vakıflar Genel Müdürlüğünün idaresinde ve denetiminde
bulunan mazbut vakıflar ile belediyeler dahil diğer kamu kurum ve kuruluşları
adına kayıtlı olan, Kültür ve
Tabiat Varlıklarını Koruma
Kurulu nezdinde eski eser
tescilli abide eserlerin; bakımı, onarımı, restore edilmesi
ve yaşatılması amacıyla abide eserin kayıtlı olduğu kurum ve kuruluşlara
yapılan bağış ve yardımların tamamı.
e) 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanun ile 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş
ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamında yapılan sponsorluk harcamalarının;
amatör spor dalları için tamamı, profesyonel spor dalları için % 50'si.
2. Bağış ve yardımın nakden yapılmaması halinde bağışlanan
veya yardımın konusunu teşkil eden mal veya hakkın maliyet bedeli veya mukayyet
değeri, bu değer mevcut değilse Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre takdir
komisyonlarınca tespit edilecek değeri esas alınır.
3. Bu maddenin uygulamasıyla ilgili usul ve esasları
belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir."
MADDE 34. - 5422 sayılı Kanunun 35 inci maddesinin sonuna
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Maliye Bakanlığı, mükelleflerin, hukuki statülerini,
faaliyet gösterdikleri alanları ve tasfiyeye giriş tarihindeki aktif
büyüklüklerini dikkate almak suretiyle tasfiye işlemlerine yönelik inceleme
yaptırmamaya yetkilidir."
MADDE 35. - 5422 sayılı Kanunun 41 inci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 41. - Kurumlar vergisi, 22 nci maddede yazılı
hallerde beyanname verme süresi içerisinde, 24 üncü maddede yazılı hallerde ise
beyannamenin verileceği ayın yirmi altıncı günü akşamına kadar ödenir."
MADDE 36. - 5422 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 33. - Kurumların bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren 31.12.2004 tarihine kadar; kanuni ve iş merkezi
Türkiye'de bulunmayan kurumlardan elde ettikleri iştirak kazançları ile yurt
dışında bulunan iş yeri veya daimi temsilcisi aracılığı ile elde ettikleri
kurum kazançları 30.6.2005 tarihine kadar Türkiye'ye transfer edilmiş olmak
kaydıyla kurumlar vergisinden müstesnadır."
MADDE 37. - 1.7.1964 tarihli ve 488 sayılı Damga Vergisi
Kanununa ekli (1) sayılı tablonun "II- Kararlar ve mazbatalar:"
başlıklı bölümünün (2) numaralı fıkrasının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiş,
"III-Ticari işlemlerde kullanılan kağıtlar:" başlıklı bölümünün (2)
numaralı fıkrasına aşağıdaki (ı) bendi
eklenmiş, "IV. Makbuzlar ve diğer kağıtlar:" başlıklı
bölümünün (1) numaralı fıkrasının (h) bendi ile (2) sayılı tablonun "IV-Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar:"
başlıklı bölümünün (16), (26) ve (30) numaralı fıkraları aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"(Maliye Bakanlığı'nın veya Sayıştay'ın vizesine tabi
ihale kararlarının vize edilmemesi durumunda ihale kararının hükmünden
yararlanılmamış sayılır.)"
"ı) Gümrük idarelerine verilen özet beyan formları
(2.800.000 TL.)"
"h) Kişiler tarafından resmi dairelere verilen belli
parayı içeren makbuz ve ibra senetleri ile resmi daireler nam ve hesabına
kişiler adına açılmış veya açılacak hesaplara nakledilmeyi veya emir ve
havalelerine tediyeyi temin eden kağıtlar (Binde 7,5)"
"16) Anonim, eshamlı komandit ve limited şirketler ile
yatırım fonlarının kuruluşlarına, sermaye artırımlarına ve süre uzatımlarına
ilişkin olarak düzenlenen kağıtlar."
"26) Kredi kartı üyelik sözleşmeleri."
"30) 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun
10 uncu maddesi çerçevesinde tüketici finansman şirketlerince kullandırılacak
tüketici kredilerinin temini ve geri ödenmesi amacıyla düzenlenecek kağıtlar
ile bu kağıtlar üzerine konulacak şerhler (kredilerin kullanımları
hariç)."
MADDE 38. - 2.7.1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa
aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 6.
- 1.1.2004 tarihinden önce yapılan kadastro işlemlerinin yenilenmesi
nedeniyle hesaplanan ancak, süresinde tahsil edilemeyen harçlar ile harç aslına
bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar Devlet İstatistik Enstitüsünce her
ay için belirlenen toptan eşya fiyat endeksinin aylık oranları uygulanarak
bulunacak tutarın bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi izleyen ikinci aydan
başlamak üzere 6 ayda ve 6 eşit taksitte ödenmesi, dava açılmaması, açılan
davalardan vazgeçilmesi şartıyla, bunların fer'ileri ile cezalarının
tahsilinden vazgeçilir. Madde kapsamına giren alacakların maddenin yürürlük
tarihinden önce ödenmiş olması halinde ödenmeyen kısım için bu hükümden
yararlanılır ve ödenen kısımlar red ve iade edilmez. Madde hükmüne göre ödenen
alacaklara maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra gecikme zammı tatbik edilmez.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin başvuru süresi ile usul ve
esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir."
MADDE 39. - 492 sayılı Kanuna bağlı (8) sayılı tarifenin (I) numaralı
"İmalat ruhsatları:" başlıklı fıkrasının (2) numaralı "İhtira
beratları:" başlıklı alt bendi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş, "Markalar:" başlıklı (3) numaralı alt bendi (4)
numaralı alt bent olarak başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiş,
fıkraya "Endüstriyel tasarımlar:" başlıklı aşağıdaki alt bent (3) numaralı alt bent olarak,
"Coğrafi işaretler" başlıklı aşağıdaki alt bent (5) numaralı alt bent
olarak, "Marka ve patent vekillerinden:" başlıklı aşağıdaki alt bent
(6) numaralı alt bent olarak eklenmiştir.
"2.Patent ve faydalı
modeller :
a) Başvuru harcı
(7.300.000 TL.)
b) Patent/faydalı model
başvurularında rüçhan hakkı talepleri
(Her bir rüçhan başvurusu
ayrı harca tabidir.) (7.300.000 TL.)
c) Patent ve faydalı
model belge düzenleme harcı (35.400.000 TL.)
d) Ek patent belgesi
düzenleme harcı (35.400.000 TL.)
e) Enstitüce onaylı
patent ve faydalı model belgesi suret harcı (35.400.000 TL.)
f) Sınai mülkiyet koruma
harcı (İkinci yıldan sonra geçerlilik
süresince her yıl tahsil
edilir.) (35.400.000 TL.)
g) Patent/faydalı model
başvuruları ve patent/faydalı model
belgeleri üzerinde
tasarruf işlemleri;
- Devir
(35.400.000 TL.)
- Veraset
(35.400.000 TL.)
- Lisans
(40.400.000 TL.)
- Rehin
(35.400.000 TL.)
- Mevki fiil
(35.400.000 TL.)
h) Rüçhan belgesi düzenleme
harcı
(40.400.000 TL.)
3. Endüstriyel
tasarımlar:
a) Tekli tasarım başvuru
harcı
(11.200.000 TL.)
b) Çoklu tasarım (5'e
kadar) başvuru harcı (29.200.000 TL.)
c) 6 ve fazlası her bir
tasarım için başvuru harcı (6.300.000 TL.)
d) Tasarım tescil harcı
(11.800.000 TL.)
e) Yenileme harcı (her
bir yenilemede) (69.300.000 TL.)
f) Süre uzatımı ile
yenileme
(6'şar aylık her bir süre uzatımı ile
yenileme) (104.100.000 TL.)
g) Devir şerhi tescil
(34.900.000 TL.)
h) Lisans işlemi kayıt
harcı
(69.300.000 TL.)
ı) Veraset ve intikal
işlemi harcı (20.200.000 TL.)
i) Birleşme kayıt harcı
(51.900.000 TL.)
j) Rüçhan hakkı kayıt
harcı (40.400.000 TL.)
k) Enstitüce onaylı
tasarım tescil belgesi ve sicil sureti verilmesi (11.800.000 TL.)
l) Menşei memleket
belgelerinden (40.400.000 TL.)
m) Endüstriyel tasarım
erken inceleme harcı (250.000.000 TL.)
4. Markalar:
a) Marka başvuru harcı
(ilk üç sınıf için) (29.200.000 TL.)
b) Marka başvuru harcı
(ilk üç sınıftan sonraki her sınıf için
ek olarak)
(29.200.000 TL.)
c) Marka yenileme harcı
(75.400.000 TL.)
d) Koruma süresi sona
eren marka yenileme harcı (100.500.000
TL.)
e) Marka tescil belgesi
düzenleme harcı (61.200.000 TL.)
f) Marka devir işlemi
kayıt harcı (56.100.000 TL.)
g) Lisans kayıt ve
yenileme harcı (100.500.000 TL.)
h) Veraset ve intikal
işlemi kayıt harcı (37.000.000 TL.)
I) Rehine işlemi kayıt
harcı
(58.000.000 TL.)
i) Rüçhan hakkı kayıt
harcı (40.400.000 TL.)
j) Enstitüce onaylı marka
sureti ve sicil sureti düzenleme harcı (29.200.000 TL.)
k) Öncelikli başvuru
harcı (468.000.000 TL.)
ı) Uluslar arası başvuru
harcı (29.200.000 TL.)
5. Coğrafi işaretler:
a) Başvuru harcı
(7.300.000 TL.)
b) Coğrafi işaret tescil
belgesi ve sicil kayıt harcı (7.300.000 TL.)
c) Enstitüce onaylı
coğrafi işaret tescil belgesi ve sicil sureti
düzenleme harcı
(7.300.000 TL.)
6. Marka ve patent
vekillerinden:
a) Sicil kayıt harcı (100.500.000 TL.)
b) Sicil yenileme harcı (100.500.000 TL.)
c) Marka ve patent
vekilliği belge harcı (100.500.000 TL.)
MADDE 40. - 13.7.1956 tarihli ve 6802 sayılı Gider Vergileri
Kanununun 39 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 39. - 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu
uyarınca Telekomünikasyon Kurumuyla görev veya imtiyaz sözleşmesi imzalamak
veya bu Kurumdan ruhsat veya genel izin almak suretiyle telekomünikasyon alt
yapısı kurup işleten veya telekomünikasyon hizmeti sunan işletmecilerin;
a) Her nevi mobil telekomünikasyon işletmeciliği kapsamındaki
(ön ödemeli kart satışları dahil) tesis, devir, nakil ve haberleşme hizmetleri
% 25,
b) Radyo ve televizyon yayınlarının uydu platformu ve kablo
ortamından iletilmesine ilişkin hizmetleri % 15,
c) (a) ve (b) bentleri kapsamına girmeyen diğer
telekomünikasyon hizmetleri % 15,
Oranında özel iletişim vergisine tabidir.
Bakanlar Kurulu, % 25 oranını % 10'a, % 15 oranlarını ise ayrı ayrı veya birlikte % 5'e
kadar indirmeye ve bu oranları kanuni oranlarına kadar artırmaya yetkilidir.
Mobil telefon aboneliğinin ilk tesisinde (operatör
değişiklikleri hariç) yirmi milyon lira ayrıca özel iletişim vergisi alınır. Bu
tutar, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu
hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle
uygulanır. Hesaplanan tutarın yüzde beşini aşmayan kesirler dikkate alınmaz.
Bakanlar Kurulu, bu şekilde tespit edilen tutarı % 50'sine kadar artırmaya veya
yarısına kadar indirmeye yetkilidir.
Verginin mükellefi; birinci fıkrada sayılan telekomünikasyon
hizmetlerini sunan işletmecilerdir. Verginin matrahı, katma değer vergisi
matrahını oluşturan unsurlardan teşekkül eder. Bir aya ait özel iletişim
vergisi, izleyen ayın onbeşinci günü akşamına kadar beyan edilerek aynı süre
içinde ödenir. Bu verginin beyan ve ödenmesine ilişkin olarak 47 ve 48 inci
madde hükümleri uygulanmaz.
Bu maddede hüküm bulunmayan hallerde, 3065 sayılı Katma
Değer Vergisi Kanunu hükümleri uygulanır. Telekomünikasyon işletmecilerinin;
imtiyaz veya görev sözleşmeleri, ruhsatlar veya genel izinler uyarınca Hazineye
ödeyecekleri payın hesaplanmasında özel iletişim vergisi dikkate alınmaz. Özel
iletişim vergisi, düzenlenecek faturalarda ayrıca gösterilir.
Bu vergi, katma değer vergisi matrahına dahil edilmez, gelir
ve kurumlar vergisi uygulamasında gider kaydedilmez ve hiçbir vergiden mahsup
edilmez. Tahsil edilen vergiden, 2.2.1981 tarihli ve 2380 sayılı Kanun ile
27.6.1984 tarihli ve 3030 sayılı Kanuna göre mahalli idarelere pay verilmez.
Bu vergiye ilişkin usul ve esaslar ile verilmesi gereken
beyannamelerin şekil, muhteva ve eklerini belirlemeye Maliye Bakanlığı
yetkilidir."
MADDE 41. - 6802 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 40. - Aşağıda sayılan müşterek bahis ve şans
oyunları, belirtilen tutar veya oranda şans oyunları vergisine tâbidir.
a) Spor-Toto, Skor-Toto, Süper-Toto, Spor-Loto, Gol 7 ve
benzeri oyunlarda her bir kolon için 20.000 lira.
b) Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından şans
oyunlarıyla ilgili olarak her ne ad altında olursa olsun tahsil edilen
paralardan; İdare tarafından ödenen her türlü ikramiye, işletici payı, bayi
komisyonu, İdare payı ve Savunma Sanayii Destekleme Fonu payı düşüldükten sonra
kalan tutarın % 100'ü.
c) At yarışlarında oynanan her bir bilet için 80.000 liradan
az olmamak üzere bilet bedelinin % 10'u.
d) Her türlü diğer müşterek bahislerde katılma bedelinin %
10'u.
Bakanlar Kurulu maktu tutarları on katına kadar artırmaya,
sıfıra kadar indirmeye, nispi hadleri kanuni oranın % 10' una kadar azaltmaya
ve kanuni oranına kadar artırmaya yetkilidir.
Verginin mükellefi (a), (c) ve (d) bentlerinde belirtilen
oyunlar için bunları tertipleyen kişi ve kuruluşlar, (b) bendinde belirtilen
oyunlarda Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğüdür.
(a), (c) ve (d) bentlerinde belirtilen oyunlarda şans
oyunları vergisi, kolon ve bilet bedeliyle birlikte ödenir. Bu müşterek bahis
ve talih oyunlarını tertipleyenler tarafından bir ay içinde tahsil edilen şans
oyunları vergisi, izleyen ayın yirminci günü akşamına kadar beyan edilerek aynı
süre içinde ödenir.
(b) bendinde belirtilen oyunlarda vergilendirme dönemi
takvim yılının birer aylık dönemleridir. Bu vergiye ilişkin beyanname,
vergilendirme dönemini izleyen ayın yirminci günü akşamına kadar Milli Piyango
İdaresi Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu vergi dairesine verilir ve hesaplanan
vergi aynı sürede ödenir.
Bu verginin beyan ve ödenmesine ilişkin olarak 47 ve 48 inci
madde hükümleri uygulanmaz.
Şans oyunları vergisi, gelir ve kurumlar vergisi uygulamasında
gider olarak kabul edilmez ve hiçbir vergiden mahsup edilmez. Tahsil edilen
vergi üzerinden 2.2.1981 tarihli ve 2380 sayılı Kanun ile 27.6.1984 tarihli ve
3030 sayılı Kanuna göre mahalli idarelere pay verilmez.
Bu vergiye ilişkin usul ve esaslar ile verilmesi gereken
beyannamelerin şekil, muhteva ve eklerini belirlemeye Maliye Bakanlığı
yetkilidir."
MADDE 42. - 9.4.2003 tarihli ve 4842 sayılı Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 4. - Bu Kanunun geçici birinci maddesi
uyarınca mahsup ve iadeye konu olmayan fon paylarının 2003 yılı vergilendirme
dönemlerine ilişkin 1.1.2004 tarihinden sonra verilen ve 31.12.2004 tarihinden
önce sona eren özel hesap dönemlerine ilişkin olarak verilecek yıllık gelir
veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan gelir ve kurumlar
vergisi tutarlarının % 10'unu aşan kısmı beyannamenin verildiği döneme ilişkin
kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınır.
Ancak, birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve
onarma işlerinden, kâr veya zararı yukarıda belirtilen vergilendirme
dönemlerinden sonra tespit edilerek beyan edileceklerle ilgili fon paylarının,
bu işlere ilişkin kâr veya zararın beyan edildiği yıllık beyanname
üzerinden hesaplanan gelir veya
kurumlar vergisinin % 10'unu aşan kısmı, beyannamenin verildiği dönemin
kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınır."
MADDE 43. - 13.12.1983 tarihli ve 178 sayılı Maliye
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye 33 üncü
maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 33/A maddesi eklenmiştir.
"Vergi Konseyi
MADDE 33/A)
Bakanlığa vergi politikalarının oluşturulması ve uygulanması ile ilgili olarak
görüş bildirmek ve bu konularda araştırma ve çalışmalar yapmak üzere Vergi
Konseyi kurulur. Vergi Konseyi bir danışma organıdır.
Vergi Konseyinin oluşumu, üyelerin seçimi, görevlendirilmesi
ve görev süreleri ile çalışma usul ve esasları yönetmelikle düzenlenir.
Vergi Konseyinin başkan ve üyelerinden; uhdesinde kamu
görevi bulunanlara (2000), bulunmayanlara (3000) gösterge rakamının memur aylık
katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda ve ayda dört toplantıyı geçmemek
üzere, her toplantı günü için damga vergisi hariç herhangi bir vergiye tabi
tutulmaksızın Bakanlık bütçesinden huzur hakkı ödenir."
MADDE 44. - 8.6.1965 tarihli ve 625 sayılı Özel Öğretim
Kurumları Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Eğitimle ilgili olarak bu Kanuna göre yapılacak yatırımlar,
kalkınma plan ve programlarında uygun görülen
teşvik araçlarından yararlandırılır. Kurum açma izni için gerekli diğer
şartlar yönetmelik ile belirlenir."
MADDE 45. - 13.10.1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları
Trafik Kanununun 8 inci maddesinin "c" bendinin sonuna aşağıdaki
ibare eklenmiştir.
"tescile bağlı araçların muayenelerini yaptırmak,
muayene istasyonlarını denetlemek, 35 inci madde hükümlerine aykırı hareket
edenler hakkında suç ve ceza tutanağı düzenlemek."
MADDE 46. - 2918 sayılı Kanunun 34 üncü maddesinin sonuna
aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"Bu araçlar trafikten men edilir ve en yakın muayene
istasyonuna gönderilirler."
"Muayene istasyonu açma yetkisi verilen gerçek ve tüzel
kişiler, muayeneleri süresi içinde yaptırılmayan veya geç yaptırılan araçlara
ilişkin bilgileri, şekli ve içeriği Maliye Bakanlığınca belirlenecek bir
tutanak ile en yakın trafik kuruluşuna bildirir. Trafik kuruluşuna iletilen
tutanaklar hakkında bu Kanun hükümlerine göre işlem yapılır."
MADDE 47. - 2918 sayılı Kanunun 35 inci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 35. - Araçların muayeneleri, yetki verilen
gerçek veya tüzel kişilere ait muayene istasyonlarında yapılır. Yetki verilen
gerçek veya tüzel kişiler, bu yetkilerini alt işleticilere aynı standartları
sağlamak koşulu ile devredebilirler. Bu devir,
yetki verilen gerçek ve tüzel kişilerin sorumluluklarını ortadan
kaldırmaz. Bu istasyonların yönetmelikler doğrultusunda aranan nitelik ve
şartlara uygunluğunun saptanması sonucunda işletme belgesi Ulaştırma Bakanlığı
tarafından verilir.
Muayene istasyonlarınca; otobüs, kamyon, çekici ve tanker
için 100 milyon lira, otomobil, minibüs, kamyonet, özel amaçlı taşıt, arazi
taşıtı, römork ve yarı römork için 75 milyon lira, traktör (römorklu-römorksuz)
motosiklet, motorlu bisiklet için 40 milyon lira muayene ücreti (katma değer
vergisi hariç) alınır. Bu maddede sayılanların dışındaki araçların hangi gruba
gireceği Ulaştırma Bakanlığınca
belirlenir. Bu ücretler ile bu maddede yer alan para cezaları, her takvim
yılı başından geçerli olmak üzere, her yıl sonunda o yıl için Vergi Usul Kanunu
hükümleri uyarınca tespit ve ilan olunan yeniden değerleme oranında artırılarak
belirlenir. Bu suretle hesaplanan ücret
tutarlarında 1.000.000 liranın altındaki tutarlar dikkate alınmaz. Muayene
süresi geçirilen her ay için muayene ücreti, yetki verilen gerçek veya
tüzelkişi ya da alt işleticiler tarafından, % 5 fazlası ile tahsil edilir. Ay
kesirleri tam ay olarak hesap edilir. Bakanlar Kurulu, uygulanmakta olan muayene
ücretlerini her 5 yılda bir % 20'ye kadar arttırmaya veya eksiltmeye
yetkilidir.
Yetki verilen gerçek veya tüzel kişilerce bir ay içinde
muayene ücreti olarak doğrudan elde edilen hasılat ile yetki devrettikleri alt
işleticilerce muayene ücreti olarak
elde edilen hasılat tutarı toplamının
(katma değer vergisi hariç) ilk
3 yıl % 30'u, sonraki 7 yıl % 40'ı, daha sonraki 10 yıl % 50'si ile % 5
oranında fazla tahsil edilen tutarın tamamı Hazine payı olarak, izleyen ayın 7
nci günü akşamına kadar, yetki verilen gerçek veya tüzel kişi tarafından,
yıllık gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olduğu vergi dairesine şekli ve içeriği Maliye Bakanlığınca belirlenen bir bildirim ile
birlikte ödenir.
Bu madde gereğince ödenmesi gereken Hazine payını süresinde
ödemeyen ya da eksik ödeyen yetki verilen gerçek veya tüzel kişilerden, söz
konusu tutarlar 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun
hükümlerine göre ilgili vergi dairesince tahsil edilir. Muayene edilen araç
sayısı ve muayene ücretinin eksik bildirilmesi veya hiç bildirilmemesi
nedeniyle süresinde ödenmeyen Hazine payı, ödenmesi gerektiği tarihten itibaren
aynı Kanunun 51 inci maddesine göre uygulanacak gecikme zammı ile birlikte
tahsil edilir. Ayrıca, eksik bildirilen veya hiç bildirilmeyen muayene ücretine
ilişkin Hazine payının üç katı tutarında idari para cezası uygulanır. Söz
konusu ceza tutarı ilgilisine yapılacak
tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. Para cezasına dava açılması
tahsilatı durdurmaz.
Askeri araçlarla, raylı sistemle çalışan veya iş makinesi
türünden araçların muayeneleri yönetmelikte belirlenen esaslara göre tescilini
yapan kuruluşlarca yapılır.
Muayene istasyonlarında bulunacak makine, araç, gereç ile
personelin nitelikleri, işletme, çalışma ve denetleme usulleri ve işletme
belgesi ile diğer şartlar ve esaslar Ulaştırma Bakanlığınca çıkarılacak
yönetmelikte gösterilir.
Ulaştırma Bakanlığı tarafından işletme belgesi ile yetki
verildiği halde, yönetmelikte belirtilen işletme şartlarına uymayan ve muayeneleri
gerektiği şekilde yapmayan gerçek ve tüzel kişilere ilk seferinde bu istasyon
için 3 milyar lira para cezası ile 15 gün eksikliklerini düzeltme müddeti
verilir. İkinci tekrarında aynı istasyon için 5 milyar lira para cezası ile 15
gün eksikliklerini düzeltme müddeti verilir. Bir yıl içerisinde üçüncü
tekrarında 10 milyar lira para cezası verilir ve bu istasyonun işletme belgesi
iptal edilir. Bu para cezaları ilgilisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 15
gün içinde işletmecinin gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olduğu vergi
dairesine ödenir, süresinde ödenmeyen tutarlar 6183 sayılı Amme Alacaklarının
Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilir. Para cezasına dava
açılması tahsilatı durdurmaz."
MADDE 48. - 2918 sayılı Kanunun 115 inci maddesinin birinci
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Ödeme derhal yapılmadığı takdirde para cezalarının,
tutanağın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerekir. Bir ay
içinde ödenmeyen cezalar için her ay % 5 faiz uygulanır. Aylık faizin
hesaplanmasında ay kesirleri tam ay olarak dikkate alınır. Bu suretle bulunacak
tutar cezanın iki katını geçemez."
MADDE 49. - 2918 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 18. - Araç muayenesi ile ilgili olarak
Karayolları Genel Müdürlüğünce verilen hizmet, yetkilendirilen gerçek veya
tüzel kişilerce faaliyete geçirilinceye kadar devam eder. Karayolları Genel
Müdürlüğü tarafından yapılan muayeneler için 35 inci maddede belirtilen muayene
ücreti ile bu ücretin genel katma değer
vergisi oranı kadar fazlasından oluşan tutar, Teknik Muayene Harcı olarak vergi
dairelerince tahsil edilir. Bu harç hakkında 492 sayılı Harçlar Kanunu hükümleri
uygulanır."
MADDE 50. - 2.3.1950
tarihli ve 5584 sayılı Posta Kanununa 66 ncı maddesinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki mükerrer 66 ncı madde eklenmiştir.
"PTT İdaresince yapılan tahsilat
MÜKERRER MADDE 66. - 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil
Usulü Hakkında Kanunun 41 inci maddesine göre Maliye Bakanlığınca PTT İdaresi
vasıtasıyla tahsiline izin verilen para cezalarından anılan Bakanlıkça
belirlenecek olanlar, PTT İdaresince sayman mutemedi yetkisi aranılmaksızın
görevlendirilecek memurlar tarafından düzenlenecek makbuz karşılığında da
tahsil edilebilir. Tahsilatta, şekli ve muhtevası Maliye Bakanlığınca
belirlenen ve PTT idaresince bastırılan makbuzlar kullanılır. Bu makbuz
karşılığında yapılan ödeme, selahiyetli ve mesul memura yapılan ödeme sayılır.
PTT İdaresince yapılan tahsilat, ödemenin yapıldığı tarihten
itibaren 10 günü geçmemek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek sürelerde
Maliye Bakanlığı Merkez Saymanlığı hesabına yatırılır. PTT İdaresince tahsil
edilen tutarın Maliye Bakanlığınca belirlenecek orana isabet eden kısmı,
tebligat giderleri ile İdarece yapılan diğer giderlere karşılık olmak üzere
Merkez Saymanlığınca ödeneği beklenmeksizin anılan İdareye derhal ödenir. Bu
maddenin uygulanmasında bu Kanunun 20 nci maddesi hükmü dikkate alınmaz.
PTT İdaresince tahsil edilen paralar süresinde
Saymanlığa intikal ettirilmediği
takdirde, 6183 sayılı Kanunun 41 inci maddesi hükümleri uygulanır. Bu durumda
anılan maddede geçen "postane veya posta çek merkezi müdürleri"
ibaresi "PTT İdaresinin tahsilatı aktarmakla görevlendirdiği Müdür ve/veya
Başkanı" ifade eder."
MADDE 51. - 10.7.2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolları
Taşıma Kanununun 29 uncu maddesinin
birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Ödeme derhal yapılmadığı takdirde para cezalarının,
tutanağın tebliğ tarihinden itibaren
bir ay içinde ödenmesi gerekir. Bir ay içinde ödenmeyen cezalar için her
ay % 5 faiz uygulanır. Aylık faizin hesaplanmasında ay kesirleri tam ay sayılır. Bu suretle bulunacak tutar cezanın iki katını geçemez. İlgilisine
tebliğ edilmeyen tutanakların tebliğinde 2918 sayılı Karayolları Trafik
Kanununun 116 ncı maddesi hükümleri uygulanır."
MADDE 52. - 11.2.1950 tarihli ve 5539 sayılı Karayolları
Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun mülga 21 inci maddesi
aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
"Madde 21. - Karayolları Genel Müdürlüğü işletiminde
olan erişme kontrollü karayolları için belirlenen geçiş ücretlerini ödemeden
geçiş yaptığı tespit edilen araç sahipleri adına Karayolları Genel
Müdürlüğünce geçiş ücretinin 10 katı idari para cezası kesilir.
Geçiş ücreti ve kesilen idari para cezası, ilgilisine posta
yoluyla tebliğ edilerek tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içinde ödenmesi için
süre verilir. Süresinde ödenmeyen tutarlar 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre
tahsil edilir. İlgilisine tebliğ edilemeyen alacaklar Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerinde ilan
asmaya mahsus yerde 30 gün süreyle ilan
edilir, ilan süresinin son günü tebligat yapılmış sayılır. Bu madde hükmüne
göre tahsil edilen tutarlar bütçe geliri olarak kaydedilir.
Bu madde uyarınca ödenmesi gereken ücret ve para cezaları
ödenmeden araçların fenni muayeneleri ile satış ve devirleri yapılamaz.
Bu madde kapsamındaki alacakların PTT İdaresince tahsiline
Maliye Bakanlığınca izin verildiği takdirde bu alacaklar hakkında da 5584
sayılı Posta Kanununun mükerrer 66 ncı maddesi hükümleri uygulanır.
Bu maddenin ikinci fıkrasına göre yapılan tebligat üzerine
tebliği izleyen günden başlamak üzere 7 gün içinde idare mahkemesi nezdinde
cezayı kesen idare aleyhine dava açılabilir. Dava açılması söz konusu
alacakların tahsil işlemlerini durdurmaz."
MADDE 53. - 29.6.2001 tarihli ve 4706 sayılı Hazineye Ait
Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki (i)
bendi eklenmiş ve ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"i) Toplu konut amaçlı olarak kullanılmak üzere,
düzenlenecek protokolle belediyelere,"
"Üzerinde münhasıran eğitim veya sağlık amaçlı sınırlı
ayni hak tesis edilmiş taşınmazlarda (b) bendine göre yapılan satışlarda, hak
sahibinin vakıf üniversitesi veya Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan
vakıf olması halinde satış bedeli, 492 sayılı Harçlar Kanununun 63 üncü
maddesinde yer alan harca esas değerin yarısıdır. (d) bendindeki taşınmazları
satın alacakların veya bunların kanuni ve akdi haleflerinin, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, taşınmazın bulunduğu
köy nüfusuna kayıtlı olmaları veya 31.12.2000 tarihinden beri o köyde ikamet
etmeleri şarttır. Bu fıkra hükümlerine göre satılan yerler ile (e), (f)
ve (i) bentlerine göre satılan yerlerin satış amacı dışında
kullanılmayacağı hususunda tapu kütüğünün beyanlar hanesine şerh konulur. (i) bendine göre satılan
taşınmazlarla ilgili olarak yapılacak
imar uygulaması sonucunda kamu
hizmet alanlarına ayrılan yerler,
bedelsiz ve müstakil parsel olarak Hazine adına resen tescil edilir."
MADDE 54. - 4706 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin ikinci
fıkrasının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.
"Alıcısı adına mülkiyet devri yapılmayan taşınmazlara
ilişkin taksitli satışlarda, alıcı tarafından yükümlülüklerin yerine
getirilmemesi durumunda, tahsil edilen tutarlardan ihale sırasında alınan
geçici teminata isabet eden tutar Hazineye irat kaydedilerek kalanı alıcıya
aynen iade edilir."
MADDE 55. - 4706 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 6. - Bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihten önce 29.1.2004 tarihli ve 5084 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin (b)
bendi kapsamındaki illerde; onaylı imar planlarında küçük sanayi sitesi olarak
ayrılmış alanlarda bulunan Hazineye ait taşınmazlar, bu amaçla kurulmuş
kooperatiflere, araziler için belirlenmiş 492 sayılı Harçlar Kanununun 63 üncü
maddesinde yer alan harca esas değer üzerinden doğrudan satılabilir. Bu
yerlerin amacı dışında kullanılamayacağına dair tapu kütüğüne şerh
konulur."
MADDE 56. - 29.1.2004 tarihli ve 5084 sayılı Yatırımların ve
İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 5
inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Bu Kanunun 2 nci maddesinin (b) bendi kapsamındaki
illerde en az on kişilik istihdam öngören yatırımlara girişen gerçek veya tüzel
kişilere; Hazineye, katma bütçeli kuruluşlara, belediyelere veya il özel
idarelerine ait arazi veya arsaların mülkiyeti bedelsiz olarak devredilebilir.
Üzerinde henüz faaliyete geçmemiş yatırım bulunan arazi veya arsalar da bu
kapsamda değerlendirilir. Ancak organize sanayi veya endüstri bölgelerinde yer
alabilecek yatırımlar için bu bölgelerde tahsis edilecek boş parsel bulunmaması
şartı aranır. Devre konu taşınmaz üzerindeki kamuya ait bina ve müştemilatın
devir tarihindeki bedeli, devir tarihini izleyen ikinci yılın sonundan
başlayarak iki yıl içinde altışar aylık dönemler itibarıyla eşit taksitler
halinde tahsil edilir. Bu bedel, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 29 uncu
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca binalar için arsa payı hariç
hesaplanan vergi değeridir."
MADDE 57. - 5084 sayılı Kanunun 7 nci maddesine aşağıdaki
(h) bendi eklenmiştir.
"h) Bu Kanunun yayımını izleyen tarihten itibaren azami
iki yıl içerisinde tamamlanan yeni yatırımlarda, 3, 4 ve 6 ncı maddelerde yer
alan destek ve teşvikler, bu maddelerde yer alan sürelere bakılmaksızın
yatırımın tamamlandığı tarihi izleyen beş yıl süresince uygulanır."
MADDE 58. - 8.1.1943 tarihli ve 4353 sayılı Maliye Vekaleti
Baş Hukuk Müşavirliğinin ve Muhakemat Umum Müdürlüğünün Vazifelerine, Devlet
Davalarının Takibi Usullerine ve Merkez ve Vilayetler Kadrolarında Bazı
Değişiklikler Yapılmasına Dair Kanunun 36 ncı maddesinin ikinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Milletlerarası yargı organlarında Devletin taraf olduğu
davalar ile milletlerarası tahkim yoluyla çözümlenmesi öngörülen ve Hazine
avukatlarınca takibine imkan bulunamayan uyuşmazlıklarla ilgili davalarda da;
Devleti ve genel bütçeli daireleri temsil etmek ve savunmak üzere, Türk ve
yabancı uyruklu avukatlardan ya da avukatlık ortaklıklarından ilgili idarelerce
4734 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin (h) bendi hükmüne göre hizmet satın
alınabilir."
MADDE 59. - 8.6.1949 tarihli ve 5434 sayılı T.C. Emekli
Sandığı Kanununun 20 nci maddesine üçüncü fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki
fıkralar eklenmiştir.
"T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünün mülkiyetinde
bulunan ve doğrudan hizmetleriyle ilgili olmayan gayrimenkulleri ile iştirak
payları, aşağıdaki usul ve esaslara göre satılabilir. Sandığa ait
gayrimenkuller ile iştirak paylarından hangilerinin satılacağına Sandık Yönetim
Kurulunca karar verilir.
Değer tespiti, değer tespit komisyonu tarafından
uluslararası kabul görmüş olan yöntemlerden bir veya bir kaçının kullanılması
suretiyle yapılır. Değer tespitinde uzman kuruluşlardan yararlanılabilir.
Değer Tespit Komisyonu; Sandık Yönetim Kurulunun
belirleyeceği bir genel müdür yardımcısı başkanlığında, inşaat ve emlak dairesi
başkanı, bu dairede görevli bir şube müdürü, idari işler dairesi başkanı,
muhasebe ve mali işler dairesi başkanı olmak üzere beş üyeden oluşur. Komisyonda aynı sayıda yedek üye
görevlendirilir. Komisyon üye tam sayısı ile toplanır, salt çoğunlukla karar
verir.
İhale Komisyonu; Sandık yönetim kurulu kararı ile Sandık
Genel Müdürü veya genel müdür yardımcısının başkanlığında, inşaat ve emlak
dairesi başkanı, idari işler dairesi başkanı, muhasebe ve mali işler dairesi
başkanı ile I. hukuk müşaviri olmak üzere beş üyeden oluşur. Komisyonda aynı
sayıda yedek üye görevlendirilir. Komisyon üye tam sayısı ile toplanır, salt
çoğunlukla karar verir. Sandığa ait gayrimenkullerin satışına ilişkin ihaleler,
24.11.1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanunun 18 inci maddesinde yer alan kapalı
teklif, pazarlık veya açık artırma usullerinden biri uygulanmak suretiyle
yapılır. Bu usullerden hangisinin uygulanacağına gayrimenkullerin nitelikleri
ve özellikleri dikkate alınarak Sandık Yönetim Kurulunca karar verilir. Sandığa
ait iştirak paylarının satışında 4046 sayılı Kanunun 18 inci maddesinde yer
alan pazarlık usulü uygulanır. İhale sonuçları Sandık Yönetim Kurulunca
onaylanmak suretiyle kesinleşir.
Ancak, Sandığa ait olup Sandık Yönetim Kurulunca
belirlenecek gayrimenkul ve iştirak paylarının satışı, Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı tarafından gerçekleştirilmek üzere Özelleştirme İdaresi Başkanlığına
bildirilebilir. Bu durumda ilgili gayrimenkul veya iştirak payı özelleştirme
programına alınmak üzere Özelleştirme Yüksek Kuruluna sunulur. Özelleştirme
Yüksek Kurulunun kararı üzerine satış işlemleri 4046 sayılı Kanun hükümleri
çerçevesinde gerçekleştirilir. Satış gelirleri Özelleştirme İdaresi Başkanlığı
tarafından yapılan giderler düşüldükten sonra Sandığa aktarılır. Satılmak üzere
özelleştirme programına alınan Sandığa ait gayrimenkul ve iştirak paylarının
mülkiyeti ve statüsü aynen devam eder.
Sandık mülkiyetinde bulunan, Kültür ve Turizm Bakanlığınca
tahsisi talep edilen ve Sandık Yönetim
Kurulunca uygun görülen tescilli taşınmaz kültür varlıkları, Kültür ve Turizm Bakanlığına tahsis edilmek
üzere, rayiç bedeli üzerinden Hazineye devredilir. Tapuda Hazine
adına tescil edilen bu taşınmazların bedeli
Kültür ve Turizm Bakanlığınca Sandığa ödenir. Bu amaçla Kültür ve Turizm
Bakanlığı bütçesine yeterli ödenek
konulur."
MADDE 60. - 17 Mart 1969 tarihli ve 1135 sayılı Türk Vatandaşlarına Ait Olup Yugoslav
Federatif Halk Cumhuriyetince Millileştirilmiş Bulunan Mal, Hak ve Menfaatlerin
Tasfiyesi Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 4. - Takdir ve Tevzi Komisyonunca, hak
sahibi olduklarını iddia eden şahıslara bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten
itibaren mallarını araştırmaya yönelik bir yıl süre verilir. Verilen süre
içerisinde millileştirme belgelerini komisyona ibraz edemeyenler tazminattan
faydalandırılmaz."
MADDE 61. - 1) 213
sayılı Kanunun;
a) 204 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan
"Banka, banker ve sigorta şirketleri" ibaresi "Banka (vergi
kanunları uygulamasında özel belirleme yapılmadığı sürece, özel finans
kurumları banka olarak addolunur), banker ve sigorta şirketleri",
b) Mükerrer 315 inci maddesinin ikinci fıkrasının (2)
numaralı bendinde yer alan "amortisman oranı normal amortisman oranının
iki katıdır." ibaresi "amortisman oranı % 50'yi geçmemek üzere normal
amortisman oranının iki katıdır.",
2) 3065 sayılı Kanunun;
a) 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı
bendinin (d) alt bendinde yer alan "Hazinece yapılan taşınmaz mal
satışları hariç müzayede mahallerinde" ibaresi "Müzayede
mahallerinde",
b) 11 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendinin
beşinci fıkrasında yer alan "ihraç edilen mala ilişkin imalatçı satış
bedeline göre hesaplanan miktardan" ibaresi "ihraç edilen mala
ilişkin imalatçı satış bedeline göre hesaplanan vergiden imalatçı aleyhine
matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin verginin düşülmesinden sonra kalan
tutardan",
3) 193 sayılı Kanunun;
a) 19 uncu maddesinin (4) numaralı fıkrasının üçüncü
bendinde yer alan "Gayri maddi haklar" ibaresi "Gayri maddi
haklar ile ekonomik ömrü 8 yıldan daha kısa olan özel maliyet bedelleri",
b) 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (12) numaralı
bendinde yer alan "2089 sayılı Çırak, Kalfa ve Ustalık Kanununa tabi
çırakların" ibaresi " 3308
sayılı Çıraklık ve Mesleki Eğitim Kanununa tabi çırakların",
c) 42 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Mart
ayı sonuna kadar" ibaresi "Mart ayının onbeşinci günü akşamına
kadar",
4) 488 sayılı Kanunun;
a) 1 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan
"belgeleri ifade eder." ibaresi "belgeler ile elektronik imza
kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan
belgeleri ifade eder.",
b) 23 üncü maddesinde yer alan "aynı süre içinde
yatırılır." ibaresi "26 ncı günü akşamına kadar yatırılır.",
c) Mükerrer 30 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan
"Bakanlar Kurulu, Sermaye Piyasası Kanununun" ibaresi "Bakanlar Kurulu, elektronik ortamda
gönderilenler ile Sermaye Piyasası Kanununun", "damga vergisi
nispetini "0" sıfıra kadar indirmeye," ibaresi "damga
vergisi nispetini ibraz yerleri itibarıyla "0" sıfıra kadar
indirmeye,",
d) Ekli (1) sayılı tablosunun "IV. Makbuzlar ve diğer
kağıtlar" başlıklı bölümünün (2) numaralı fıkrasında yer alan "2.
Beyannameler:" ibaresi "2. Beyannameler (Bu beyannamelerin sadece bir
nüshası vergiye tabidir.):",
e) Ekli (1) sayılı tablosunun "IV. Makbuzlar ve diğer
kağıtlar" başlıklı bölümünün (2) numaralı fıkrasının (b) bendinin (5)
numaralı alt bendinde yer alan "Diğerleri" ibaresi "Diğer vergi
beyannameleri",
5) 492 sayılı Kanunun;
a) 88 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer
alan "gazete muhabirliği yapanlar" ibaresi "basın ve yayın
kuruluşları için muhabirlik yapanlar",
b) Ekli (8) sayılı tarifesinin "VI- Meslek erbabına
verilecek tezkere, vesika ve ruhsatnamelerden alınacak harçlar" başlıklı
bölümünün (15) numaralı fıkrasının; (a) bendinde yer alan "110.000.000
TL." ibaresi "55.000.000 TL.", (b) bendinde yer alan
"120.000.000 TL." ibaresi "60.000.000 TL.",
6) 25.2.2003 tarihli 4811 sayılı Vergi Barışı Kanununun 18
inci maddesinin (1) numaralı fıkrasında yer alan "her ay için ayrı ayrı %
10 fazlası ile" ibaresi "her ay için ayrı ayrı % 5 fazlası ile",
7) 18.2.1963 tarihli ve 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi
Kanununun 13 üncü maddesinin (d) fıkrasında yer alan "Taşıtlarla ilgili
fenni muayene komisyonları," ibaresi "Taşıtlarla ilgili fenni muayene
komisyonları, fenni muayene yapma yetkisi verilen gerçek ve tüzel
kişiler",
8) 2918 sayılı Kanunun;
a) 7 nci maddesinin (j) bendinde yer alan "Tescile
bağlı araçların muayenelerini yapmak veya yaptırmak ve bu Kanunun
13,14,16,17,18,35,47/a ve 65 inci maddeleri" ibaresi "Bu Kanunun
13,14,16,17,18,47/a ve 65 inci maddeleri",
b) 114 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan
"ilgili mal sandığına" ibaresi "Maliye Bakanlığınca belirlenecek
birime veya kuruma",
c) 116 ncı maddesinin ikinci fıkrasında yer alan
"ödemesi için tebligat yapılır ve " ibaresi "ödemesi için posta yoluyla tebligat yapılır, bu şekilde
tebliğ edilemeyen tutanaklar ilgili tahsil dairesinin ilan asmaya mahsus
yerinde liste halinde ilan edilir, ilan tarihini takip eden otuzuncu gün tebligat yapılmış sayılır ve ",
9) 4706 sayılı Kanunun;
a) 4 üncü maddesinin son fıkrasında yer alan "Hazineye
ait taşınmazlar, plan kararlarına uyulmak kaydıyla;" ibaresi
"Hazineye ait taşınmazlar;", "üzerinde en az yirmibeşmilyon ABD
Doları karşılığı Türk Lirası tutarında ve en az yüz kişi istihdam sağlayacak
sınai yatırım yapacaklara," ibaresi
"üzerinde en az onmilyon ABD Doları karşılığı Türk Lirası tutarında
ve en az elli kişi istihdam sağlayacak yatırım yapacaklara,",
b) 5 inci maddesinin altıncı fıkrasında yer alan
"Belediye ve mücavir alan sınırları içinde olup Bakanlıkça tespit edilen
alanlarda bulunan," ibaresi "Belediye ve mücavir alan sınırları
içinde olup, Bakanlıkça tespit edilen",
c) 5 inci maddesinin yedinci fıkrasında yer alan "Bu
taşınmazların öncelikle imar planları ve imar uygulaması yapılır." ibaresi
"Bu taşınmazlardan gerekli olanlar için öncelikle imar planları veya imar
uygulaması yapılır.",
d) 7 nci maddesinin altıncı fıkrasında yer alan
"28.7.1981 tarihli ve 2499 sayılı Kanuna tabi ekspertiz şirketlerine değer
tespit ettirilebilir." cümlesi "28.7.1981 tarihli ve 2499 sayılı
Kanuna tabi ekspertiz şirketlerine, rayiç bedel tespit ettirilebilir; bu
durumda, ekspertiz şirketleri ile Maliye Bakanlığı merkez denetim elemanlarınca
tespit edilen rayiç bedel, tahmin edilen bedel olarak dikkate alınır.",
e) 7/B maddesinde yer alan "imar planlarına uygun
olarak konut yapılmak amacıyla" ibaresi "konut yapılmak
amacıyla",
10) 16.2.1995 tarihli ve 4070 sayılı Hazineye Ait Tarım
Arazilerinin Satışı Hakkında Kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer
alan "kalan borcunu bu Kanunun 10 uncu maddesine göre ödeyeceğini taahhüt
eder" ibaresi "kalan borcunu ödeyeceğini taahhüt eder",
11) 29.4.1969 tarihli ve 1164 sayılı Arsa Ofisi Kanununun ek
4 üncü maddesinde yer alan "Arsa Ofisi Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu
Bakan ve Maliye Bakanının müşterek teklifi ve Başbakanın onayıyla belirlenen
Hazineye ait arsa ve arazilerin mülkiyeti" ibaresi "Arsa Ofisi Genel
Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakan ve Maliye Bakanının müşterek teklifi ve
Başbakanın onayı ile belirlenen arsa üretim alanlarında bulunan Hazineye ait
arsa ve araziler ile Hazine adına tescil edilecek arsa ve arazilerin
mülkiyeti", "yerler aynı şartlarla Hazineye iade edilir."
ibaresi "yerler ile Maliye Bakanlığınca değişik ihtiyaçlarla talep edilen
taşınmazlar bedelsiz olarak Hazineye iade edilir.",
12) 12.4.2000 tarihli ve 4562 sayılı Organize Sanayi
Bölgeleri Kanununun 4 üncü maddesinin yedinci fıkrasında yer alan "492 sayılı Harçlar Kanununun 63 üncü
maddesinde yer alan harca esas değerleri" ibaresi "29.1.2004 tarihli
ve 5084 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin (b) bendi kapsamındaki illerde bedelsiz
devredilebilir, diğer illerde ise 492 sayılı Harçlar Kanununun 63 üncü maddesinde
yer alan harca esas değerleri,",
13) 28.1.2004 tarihli ve 5083 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Devletinin Para Birimi Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin başlığında yer alan
"değişim oranı" ibaresi "değişim oranı ve Yeni Kuruşa
tamamlama", ikinci fıkrasında yer alan "Yeni Türk Lirası cinsinden
yapılan işlemlerde yarım Yeni Kuruşun üzerindeki değerler" ibaresi
"Türk Lirası değerlerin Yeni Türk Lirasına dönüşüm işlemlerinin ve Yeni
Türk Lirası cinsinden yapılan işlemlerin sonuçlarında ve ödeme aşamalarında yarım
Yeni Kuruş ve üzerindeki değerler", "yarım Yeni Kuruş ve altındaki
değerler dikkate alınmaz." ibaresi "yarım Yeni Kuruşun altındaki
değerler dikkate alınmaz.",
14) 29.7.1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun
4 ve 14 üncü maddelerinin birinci fıkralarında yer alan "kiraya verilmemek
şartıyla" ibareleri "kiraya verilmemek (24.11.1994 tarihli ve 4046
sayılı Kanun kapsamında yapılan işletme hakkı devirleri hariç) şartıyla",
15) 24.5.1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve
Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununun 20 nci maddesinin (b) fıkrasında yer alan
"nakdi bağışlar ibaresi "nakdi ve ayni bağışlar",
Şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 62. - 1) 213 sayılı Kanunun;
a) Mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasının (4) numaralı
bendinin son fıkrası,
b) 353 üncü maddesinin (5) numaralı bendi,
c) Mükerrer 354 üncü maddesi,
2) 3065 sayılı Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrası,
3) 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun "IV.
Makbuzlar ve diğer kağıtlar" bölümünün (2) numaralı fıkrasının sonuna 5035
sayılı Kanunla eklenen hüküm,
4) 492 sayılı Kanuna bağlı (9) sayılı tarifenin Trafik
Harçları bölümünde yer alan "V-Teknik Muayene Harçları" bölümü,
5) 4070 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin (k) bendi,
6) 1135 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası,
Yürürlükten kaldırılmıştır.
GEÇİCİ MADDE 1. - 1.1.2004 tarihinden önce faaliyete geçen
özel kreşler, anaokulları ve meslek teknik okulları ile kalkınmada öncelikli
yörelerde açılan özel okullarla ilgili olarak, 8.6.1965 tarihli ve 625 sayılı
Özel Eğitim Kurumları Kanununun 3 üncü maddesinin bu Kanunla değiştirilmeden
önceki hükmü uygulanır. Bu işletmelerden elde edilen kazançlar hakkında Gelir
Vergisi Kanununun 20 nci maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci
maddesinin birinci fıkrasının (8) numaralı bent hükümleri uygulanmaz.
GEÇİCİ MADDE 2. - 24.12.2003 tarihli ve 5027 sayılı 2004
Mali Yılı Bütçe Kanununun 36 ncı maddesi gereğince, Türk Telekomünikasyon
A.Ş.'nin aylık gayrisafi hasılatı üzerinden alınmakta olan % 15'lik payın
hesabında, 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 39 uncu maddesi uyarınca özel
iletişim vergisine tabi tutulan hizmetlerden elde edilen gelirler dikkate
alınmaz.
GEÇİCİ MADDE 3. - 1.1.2005 tarihinden önce tebliğ edilen
trafik ceza tutanaklarına 2918 sayılı Kanunun bu Kanunla değişmeden önceki 115
inci maddesi hükmü uygulanır.
GEÇİCİ MADDE 4. - İlgili trafik sicilinde adlarına kayıt ve
tescilli bulunan motorlu kara taşıtlarını; bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren üç ay içinde ilgili trafik tescil kuruluşları tarafından
Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 39 uncu maddesi hükümleri gereğince kayıt ve
tescilleri silinmek ve hurdaya çıkarılmak şartıyla il özel idarelerine bedelsiz
olarak teslim eden gerçek ve tüzel kişilerin,
tahakkuk etmiş ve ödenmemiş olan motorlu taşıtlar vergisi ile gecikme
zammı, gecikme faizi ve vergi cezaları terkin edilir. Bu madde hükmünden
yararlananlar, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun geçici 3 üncü maddesi
hükmünden yararlanamazlar. İl özel idarelerinin, bu kapsamda teslim edilen
taşıtların satışından elde ettikleri kazançları ile bu faaliyetlerle ilgili
olarak yapılan işlemler ve düzenlenen kağıtlar her türlü vergi, resim ve
harçtan müstesnadır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye ve
İçişleri Bakanlığınca belirlenir.
GEÇİCİ MADDE 5. - İzmir'de gerçekleştirilecek olan 23 üncü
Üniversitelerarası Olimpiyat Oyunlarının düzenlenmesi işini üstlenen
Organizasyon Komitesinin, bu organizasyon kapsamındaki faaliyetlerden elde
ettiği kazançlar kurumlar vergisinden, bu faaliyetlerle ilgili olarak yapılan
işlemler ve düzenlenen kağıtlar, katma değer vergisi hariç her türlü vergi,
resim ve harçtan müstesnadır.
GEÇİCİ MADDE 6. - 4811 sayılı Vergi Barışı Kanununun 18 inci
maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca, 1.1.2004 tarihinden bu Kanunun
yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için aylık % 10 uygulanarak tahsil edilen
zamlar, aylık % 5 olarak düzeltilir ve fazla tahsil edilen tutarlar 6183 sayılı
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 23 üncü maddesine göre red ve
iade edilir.
GEÇİCİ MADDE 7. - 1. Mükelleflerin bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihe kadar yaptıkları araştırma geliştirme harcamaları hakkında, 193
sayılı Gelir Vergisi Kanununun bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 89 uncu
maddesinin (2) numaralı bendinin altıncı ve yedinci alt bentleri ile 5422
sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun bu Kanunla değiştirilmeden önceki 14 üncü
maddesinin (6) numaralı bendi hükümleri uygulanır.
2. 2004 yılına ilişkin olarak bu Kanunun yayımından önce
verilen geçici vergi beyannamelerinde bu Kanunla yapılan değişiklikler
nedeniyle herhangi bir düzeltme yapılmaz.
GEÇİCİ MADDE 8. - Kamu hizmetlerini veya personelini
desteklemek üzere kurulmuş olup, 22.1.2004 tarihli ve 5072 sayılı Dernek ve
Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun uyarınca, bu
faaliyetlerine son vermesi gereken dernek ve vakıfların, Maliye Bakanlığına
bağlı vergi dairelerince 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanun kapsamında takip ve tahsil işlemleri yürütülen borçlarından; bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemlere ait olanlar ile vade tarihi bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce bulunanlardan, dernek veya vakfın mal
varlığından tahsil edilemeyen veya edilemeyeceği anlaşılan kısmı terkin edilir.
Bu hüküm, bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemlere ilişkin olarak söz konusu
dernek ve vakıflar adına tarh ve tahakkuk ettirilecek olan amme alacakları ile
ödeme süresi bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla geçmemiş olan amme
alacakları için de uygulanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye
Bakanlığınca belirlenir.
GEÇİCİ MADDE 9. - Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih
itibarıyla süresi geçtiği halde ihracat taahhütleri kapatılmamış olan
kredilerin, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından ilgili bankanın
Bankalar Kanunu uyarınca beşinci grup "Zarar Niteliğindeki Krediler ve
Diğer Alacaklar" kategorisinde sınıflandırılmış bir alacağı olarak kabul
edilmesi halinde, söz konusu bankanın başvurusu üzerine ve bu kredilere ilişkin
banka ve sigorta muameleleri vergisi ve kaynak kullanımını destekleme fonu
kesintisi asıllarının bu Kanunun yayımını izleyen üçüncü ayın sonuna kadar
ödenmesi şartıyla, bu vergi ve fon kesintisine ilişkin ödenmemiş vergi cezaları
ile ödenmeyip birikmiş gecikme zammı, gecikme faizi ve cezai faizler terkin
edilir.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin başvuru süresi ile usul ve
esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir.
GEÇİCİ MADDE 10. - 7.3.1954 tarihli ve 6326 sayılı Petrol Kanununun
116 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince yapılan transferler nedeniyle,
1995, 1996 ve 1997 Mali Yılları Bütçe Kanunlarında yer alan "6326 Sayılı
Petrol Kanunu Gereğince Ödenecek Kur Farkları" ve "Petrol Arama ve
Petrolle ilgili Faaliyetleri Düzenleme Fonuna Ait Hizmetler" harcama
kalemlerinden 1995, 1996 ve 1997 yıllarında yapılan kur farkı ödemeleri
ilgililer adına kişi borçları hesabına alınarak terkin edilmiş sayılır.
GEÇİCİ MADDE 11. - 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun
17 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasına bu Kanunla eklenen (d) bendiyle
istisna edilen işlemlerle ilgili olarak bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten
önce yapılan tarhiyatlardan vazgeçilir, tahakkuk eden tutarlar terkin edilir.
GEÇİCİ MADDE 12. - 31.12.2004 tarihine kadar (bu tarih
dahil) yapılacak müracaatlara uygulanmak üzere; Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü
teşkilatınca tescil edilmiş olan ve Türkiye'de sportif alanda faaliyette
bulunan spor kulüplerinin; Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerine ödenmesi
gereken ve 4.1.1961 tarihli ve 213
sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergi, resim, harçlar, fon payı ve
bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları ile 16.8.1997 tarihli
ve 4306 sayılı Kanuna göre alınan eğitime katkı payı ve buna bağlı gecikme
zamlarından 30.6.2004 tarihi itibarıyla (bu tarih dahil) vadesi geldiği halde bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarih itibarıyla ödenmemiş olanlar teminat hariç 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesinde aranılan şartlar
çerçevesinde müracaat tarihinden itibaren 5 yılı aşmamak üzere ve uygulanmakta
olan tecil faizi oranının 1/6'sı
dikkate alınmak suretiyle tecil edilebilir.
Bu madde kapsamındaki alacakların bu maddenin yürürlük
tarihinden önce 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanunun 48 inci maddesi uyarınca
tecil edilip de tecil şartlarına
uygun olarak ödenmekte olanlarından, kalan taksit tutarları için mükellefler,
talep etmeleri halinde bu madde hükümlerinden yararlanabilirler. Bu takdirde tecil şartlarına uygun olarak ödenen taksit tutarları için tecil
hükümleri geçerli sayılır. Kalan taksit
tutarlarına verilecek sürenin hesabında ilk tecil tarihi dikkate alınır.
GEÇİCİ MADDE 13. - Mazbut vakıflara ait taşınmazların
kiralanması dolayısıyla 2.1.2004 tarihinden önce bu vakıflarca elde edilmiş
kira gelirleri üzerinden gelir vergisi tevkifatı tahakkuk ettirilmez, tahakkuk
ettirilmiş olanlar terkin edilir, tahsil edilmiş olunan vergiler ise iade
edilmez.
MADDE 63. - Bu Kanunun;
1) 18 inci maddesi 1.12.2003 tarihinden geçerli olmak üzere
yayımı tarihinde,
2) 9, 12, 19, 28 ve 44 üncü maddeleri, 61 inci maddesinin
(1) numaralı fıkrasının (b) bendi, (5) numaralı fıkrasının (b) bendi ile (6) ve
(14) numaralı fıkraları, 62 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi,
15 inci maddesiyle Katma Değer Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin (c)
bendinde yapılan değişiklik, 16 ncı maddesiyle aynı Kanunun 17 nci maddesinin
(4) numaralı fıkrasına eklenen (o) bendi hükmü, 31 inci maddesiyle Kurumlar
Vergisi Kanununun 8 inci maddesine eklenen (8) numaralı bent 1.1.2004
tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,
3) 20 nci maddesi 1.6.2004 tarihinden geçerli olmak üzere
yayımı tarihinde,
4) 10, 24, 25 ve 26 ncı maddeleri yayımını izleyen üçüncü
günde,
5) 17, 40, geçici 2 ve geçici 4 üncü maddeleri ile 61 inci
maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a) bendi, 62 nci maddesinin (2) numaralı
fıkrası, 15 inci maddesiyle Katma Değer Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin
(b) bendinde yapılan değişiklik ile aynı maddeye eklenen (e) ve (f) bentleri ve
16 ncı maddesiyle aynı Kanunun 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının (g) ve
(ı) bentlerinde yapılan değişiklikler ve aynı fıkraya eklenen (p) bendi
yayımını izleyen aybaşında,
6) 23 ve 27 nci maddeleri yayımını izleyen otuzuncu günden
geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,
7) 30, 45, 46, 47, 48 ve 49 uncu maddeleri, 61 inci
maddesinin (8) numaralı fıkrasının (a) bendi ve (13) numaralı fıkrası, 62 nci
maddesinin (4) numaralı fıkrası, 31 inci maddesiyle Kurumlar Vergisi Kanununun
8 inci maddesinin birinci fıkrasına eklenen (9), (10) ve (11) numaralı bent
hükümleri ile aynı maddeye eklenen fıkralar 1/1/2005 tarihinde,
8) 16 ncı maddesiyle Katma Değer Vergisi Kanununun 17 nci
maddesinin (4) numaralı fıkrasının (f) bendinde yapılan değişiklik ve 41 inci
maddesi, Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğünün şans oyunlarına ilişkin
işletme hakkını devrettiği işletici firmanın sözleşme ile belirlenen şans
oyunlarını fiilen oynatmaya başladığı tarihte,
9) Diğer hükümleri yayımı tarihinde,
Yürürlüğe girer.
MADDE 64. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONUNUN KABUL ETTİĞİ METNE EKLİ CETVELLER
(1)
SAYILI CETVEL
"G.T.İ.P. NO Mal İsmi Vergi Tutarı (TL) Birimi
2710.19.25.00.00 Diğerleri 516.000 Litre"
(2)
SAYILI CETVEL
G.T.İ.P. NO Mal
İsmi Vergi
Oranı ( %)
87.04 Eşya
taşımaya mahsus motorlu taşıtlar
(Yalnız kayıt ve tescile tabi olanlar )
Azami yüklü kütlesi 4500 kilogramı geçmeyip,
taşıma kapasitesi 1000 kilogramın altında olan ve
sürücü sırasından başka oturma yeri veya sürücü
sırası dışında yanda pencereleri olanlar
- silindir hacmi 2000 cm³'ü geçmeyenler 20
- silindir hacmi 2000 cm³'ü geçen fakat 3000 cm³'ü
geçmeyenler 30
- silindir hacmi 3000 cm³'ü geçen fakat 4000 cm³'ü
geçmeyenler 52
- silindir hacmi 4000 cm³'ü geçenler 75
Diğerleri 4
(3)
SAYILI CETVEL
III
SAYILI LİSTE
A CETVELİ
G.T.İ.P. NO Mal
İsmi Vergi Oranı Maktu Vergi Tutarı
(%) (TL/Litre)
2202.10.00.00.13 Kolalı
gazozlar 25 -
2203.00 Biralar 63.3 795.000
22.04 Taze
üzüm şarabı (Kuvvetlendirilmiş
şaraplar
dahil); üzüm şırası
(20.09
pozisyonunda yer alanlar hariç)
(Köpüklü
şaraplar ve diğer üzüm şıraları hariç) 163.3 1.500.000
2204.10 Köpüklü
şaraplar 275.6 6.000.000
22.05 Vermut
ve diğer taze üzüm şarapları
(Bitkiler
veya kokulu maddelerle
lezzetlendirilmiş)
(2205.10.10.00.00,
2205.10.90.00.12 hariç) 275.6 12.800.000
2205.10.10.00.00 Alkol
derecesi hacim itibariyle % 18 veya daha az olanlar 275.6 9.900.000
2206.00 Fermente
edilmiş diğer içkiler (Elma şarabı, armut şarabı,
bal şarabı gibi), tarifenin başka yerinde
belirtilmeyen veya
yer
almayan fermente edilmiş içkilerin karışımları ve fermente
edilmiş
içkilerle alkolsüz içkilerin karışımları 275.6 1.500.000
2205.10.90.00.12 Alkol
derecesi hacim itibariyle % 22'den fazla olanlar 275.6 25.000.000
2207.20 Alkol
derecesi ne olursa olsun tağyir edilmiş etil alkol ve
diğer
alkollü içkiler (Alkol derecesi ne olursa olsun tağyir
edilmiş
etil alkol hariç) 275.6 25.000.000
22.08 Alkol
derecesi hacim itibariyle % 80'den az olan tağyir
edilmemiş
etil alkol; alkollü içkiler, likörler ve diğer alkollü
içecekler
(2208.90.91;
2208.90.99 Alkol derecesi hacim itibariyle % 80' den
az olan tağyir edilmemiş etil alkol hariç)
(2208.20,
2208.50, 2208.60, 2208.70 ve 2208.90 hariç) 275.6 25.000.000
2208.20 Üzüm
şarabı veya üzüm cibresinin damıtılması yolu ile elde
edilen
alkollü içkiler 275.6 18.560.000
2208.50 Cin
ve ardıç rakısı (Geneva) 275.6 13.300.000
2208.60 Votka
(2208.60.91.00.00, 2208.60.99.00.00 hariç) 275.6 13.300.000
2208.60.91.00.00 Muhtevası
2 litreyi geçmeyen kaplarda olanlar
(Alkol
derecesi hacim itibariyle % 45.4'den fazla olanlar) 275.6 25.000.000
2208.60.99.00.00 Muhtevası
2 litreyi geçen kaplarda olanlar
(Alkol
derecesi hacim itibariyle % 45.4'den fazla olanlar) 275.6 25.000.000
2208.70 Likörler 275.6 13.920.000
2208.90 Diğerleri
(2208.90.48.00.11, 2208.90.71.00.11 hariç) 275.6 25.000.000
2208.90.48.00.11 Rakı 275.6 12.771.428
2208.90.71.00.11 Rakı 275.6 12.771.428
B
CETVELİ
G.T.İ.P. NO Mal İsmi Vergi
Oranı Maktu Vergi Tutarı Ölçü
(%) (TL) Birimi
2402.10.00.00.00 Tütün içeren
purolar, uçları açık purolar ve
sigarillolar 55.3 110.000 1 Gram
2402.20 Tütün içeren
sigaralar 55.3 110.000 1 Adet
2402.90.00.00.00 Diğerleri (Tütün
yerine geçen maddelerden
yapılmış purolar, uçları açık purolar,
sigarillolar
ve sigaralar) 55.3 110.000 1 Gram
2403.10 İçilen tütün
(Herhangi bir oranda tütün yerine
geçen maddeleri içersin içermesin) 55.3 110.000 1 Gram
2403.99.10.00.00 Enfiye ve
çiğnemeye mahsus tütün 55.3 110.000 1 Gram