Dönem : 22           Yasama Yılı : 2

 

              T.B.M.M.    (S. Sayısı : 465)

 

Suçtan Kaynaklanan Gelirlerin Aklanması, Araştırılması, Ele Geçirilmesi ve El Konulmasına İlişkin Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı

ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/779)

 

                                 

Not : Tasarı Başkanlıkça, Adalet ve Dışişleri Komisyonlarına havale edilmiştir.

 

 

T.C.

 

 

Başbakanlık

16.3.2004

 

Kanunlar ve Kararlar

 

 

Genel Müdürlüğü

 

 

Sayı : B.02.0.KKG.0.10/101-848/1261

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Dışişleri Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 8.3.2004 tarihinde kararlaştırılan “Suçtan Kaynaklanan Gelirlerin Aklanması, Araştırılması, Ele Geçirilmesi ve El Konulmasına İlişkin Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.

Gereğini arz ederim.

                        Recep Tayyip Erdoğan

                                       Başbakan

 

GEREKÇE

Yasadışı yollardan elde edilen kazançların aklanmasının önlenmesi, bu suçların işlenmesindeki temel nedeni ortadan kaldıracağından, gelişmiş ülkelerin birçoğu ve bu arada 13.11.1996 Tarih 4208 sayılı Yasa ile Ülkemiz, karaparanın aklanmasını kanunlarına göre suç saymışlardır. Ancak örgütlü suçların uluslararası boyutu dikkate alındığında, ülkelerin iç mevzuatlarında düzenlemeler yapmalarının yeterli olmayacağı açıktır. İşte bu nedenle uluslararası düzeyde birlikte mücadelenin gerekliliğine inanan ülkelerin biraraya gelmesiyle bazı uluslararası belgeler oluşturulmuştur.

Karaparanın aklanmasının önlenmesine ilişkin uluslararası girişimler, yöneldikleri alan açısından iki farklı özellik göstermektedir. Bunların bir kısmı malî sistemi dikkate alarak, karaparanın malî sistem aracılığıyla aklanmasına karşı önlemler getirmiş olmasına rağmen, diğer kısım uluslararası girişimler, daha çok cezai yaptırımlar öngörmek ve uluslararası cezai işbirliğini güçlendirmek suretiyle, karaparanın aklanmasının önlenmesi amacına yönelmiştir.

İkinci grup belgelerin başında gelen ve ülkemiz tarafından da onaylanan 20 Aralık 1988 Viyana Sözleşmesi sadece uyuşturucu kaçakçılığından elde edilen kazançların aklanmasını suç olarak kabul etmekte ve 5 inci maddesinde uluslararası adli yardımlaşma çerçevesinde elkoyma ve müsadere kararlarının yerine getirilmesine ilişkin hükümler içermektedir.

1980’den itibaren Avrupa Konseyi, faaliyetini sınır ötesi suçlulukla mücadelenin en önemli unsurları olarak gördüğü, karaparanın araştırılmasına ve suçluların gelirlerinin zapt ve müsaderesine yoğunlaştırdı. Bu bağlamda, Pompidou Grubunun girişimleriyle, Viyana Sözleşmesinin hazırlanması esnasında, Viyana Sözleşmesinin bazı sorunlara değinmediği veya çözümünü taraflararasındaki ikili veya çoklu anlaşmalara bıraktığı gözönüne alınarak daha sıkı yükümlülüklerin yerinde olacağı, karaparanın kaynağını sadece uyuşturucu ticareti ile sınırlandırmanın önemli miktarda kazanç sağlayan diğer ağır suçları gözardı etmek olacağı, ayrıca uluslararası işbirliği için öncelikle ulusal sistemlerin kazançları izleme, arama ve müsadereye ilişkin hükümlerle takviye edilmesi gerektiği gözönüne alınarak hazırlanan Strasbourg Sözleşmesi Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin 18-20 Haziran 1990 tarihlerinde yapılan toplantısında kabul edilerek imzaya açılmıştır. Sözleşme 8 Kasım 1990 tarihinde Strazbourg’da imzalanmıştır.

Sözleşmenin gerekçesinde belirtildiği üzere;

Giderek artan ölçüde uluslararası bir problem olan ağır suça karşı mücadele uluslararası düzeyde modern ve etkin yöntemleri gerektirmekte ve bu yöntemlerden birisini de, suçluların suçtan kaynaklanan gelirden mahrum edilmeleri ve bunun için iyi işleyen bir uluslararası bir işbirliği sisteminin kurulması oluşturmaktadır.

Sözleşme, uyuşturucu madde kaçakçılığının malî alanda ortaya çıkardığı sorunlarla ilgili olarak Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi bünyesinde 1986 tarihinden itibaren başlatılan çalışmaların en son şeklini oluşturmaktadır. Ancak çalışma alanı sadece uyuşturucu maddelerden elde edilen kazançlarla sınırlı tutulmayarak genişletilmiştir. Çalışmalarda, cezai konularla ilgili Avrupa Konseyi Sözleşmelerinin yanısıra, Viyana Sözleşmesi de dikkate alınmış ve Viyana Sözleşmesinin terminolojisi ve sistematik yaklaşımı genel olarak benimsenmiştir.

Ancak, Avrupa Konseyi Sözleşmesinde, karaparanın aklanmasının önlenmesi konusunda Viyana Sözleşmesine göre daha katı kurallar ve daha gelişmiş çözümler getirilmiştir. Karaparanın aklanmasının önlenmesi konusunda daha etkin çözümlerin getirilmesinin nedeni olarak, Avrupa Konseyi Sözleşmesinin, Viyana Sözleşmesine göre daha küçük uluslararası topluluğa yönelmesi ve bu topluluğu oluşturan ülkelerin benzer niteliklere sahip olmaları gösterilebilir.

Avrupa Konseyi Sözleşmesinin, Viyana Sözleşmesi ile getirilen önlemlerden daha fazlasını amaçlaması, kapsamının daha geniş tutulmuş olmasından da açıkça anlaşılmaktadır. Avrupa Konseyi Sözleşmesinin amaçlarından biri Viyana Sözleşmesindeki gibi sadece uyuşturucu madde suçları konusunda değil, her türlü suç oluşturan eylemlerden, cürümlerden ve özellikle uyuşturucu madde, silah kaçakçılığı, terör, çocuk ve genç kız kaçırma gibi diğer kazanç getiren suçlardan elde edilen kazançların müsadere ve zaptı, araştırılması ve takibi ile ilgili olarak uluslararası işbirliğinin sağlanmasıdır. Dolayısıyla, çoğunlukla uyuşturucu madde ile ilgili olarak yapılan karapara aklanması tanımı, suç oluşturan eylemlerin çeşitliliği doğrultusunda, Avrupa Konseyi Sözleşmesinde genişletilmiştir.

Sözleşmede ayrıca, ulusal düzeyde alınması öngörülen müsadere tedbirleri konusunda da düzenleme getirilmiş ve suçlardan elde edilen kazançların müsaderesine imkân veren hukukî düzenlemelerin ulusal düzeyde yapılması zorunlu kılınmıştır. Ayrıca sözleşmeye taraf olan ülkelerin banka ve malî kurumların karaparanın aklanmasının önlenmesi konusunda yapılan araştırmalarda, işlemlere ilişkin kayıtları vermeleri için gerekli düzenlemeleri yapmaları ve hatta bu konuda bankaların sır saklama yükümlülüğüne istisna getirmeleri öngörülmüştür.

Yapılacak hukukî düzenlemelerin mümkün olduğunca geniş kapsamlı tutulmasının, suçların ve karaparanın aklanmasının önlenmesinde daha etkili olacağı düşüncesinden hareket edilerek, ulusal düzeyin yanısıra uluslararası düzeyde de işbirliği yapılmasının gerektiği üzerinde durulmuştur.

Suç oluşturan eylemlerden elde edilen kazancın, karapara niteliği bilinerek aklanması, başka bir deyişle, karaparanın bilerek aklanması ise başlı başına suç oluşturan bir eylem olarak sayılmıştır.

4208 sayılı Yasa yapılırken, karaparanın kaynağının sadece uyuşturucu ticaretiyle sınırlandırılmasının, önemli miktarda kazanç sağlayan diğer ağır suçları gözardı etmek olacağı ve uyuşturucudan elde edilen kazançların çoğunlukla diğer suçlardan elde edilen kazançlarla bir arada bulunduğundan hareketle, kanun taslağında yer alan öncül suç kavramı geniş tutularak 141 sayılı Sözleşmeye Taraf olmamızın da yolu açılmıştır. Bu husus 4208 sayılı Yasanın gerekçesinde de belirtilmiştir.

Sözleşmeye Taraf olmamız özellikle yurt dışı bağlantılı karapara aklama ve örgütlü suçlara karşı kanun uygulama makamlarımızın mücadele olanak ve yeteneklerini artıracak ve ülkemizin uluslararası alandaki itibarını yükseltecektir.


Dışişleri Komisyonu Raporu

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi

 

 

Dışişleri Komisyonu

27.5.2004

 

Esas No. : 1/779

 

 

Karar No : 223

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Suçtan Kaynaklanan Gelirlerin Aklanması, Araştırılması, Ele Geçirilmesi ve El Konulmasına İlişkin Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı, Komisyonumuzun  27 Mayıs 2004 tarihli 38 inci toplantısında Dışişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı temsilcilerinin katılmalarıyla görüşülmüştür.

Yasadışı yollardan elde edilen kazançların aklanmasının önlenmesi bu suçların işlenmesindeki temel nedeni ortadan kaldıracağından, gelişmiş ülkelerin çoğu ve Ülkemiz, karaparanın aklanmasını kanunlarına göre suç saymışlardır. Ancak örgütlü suçların uluslararası boyutu da bulunduğundan, bazı uluslararası belgeler oluşturulması cihetine gidilmiştir.

Bu uluslararası girişimlerin bazıları, karaparanın malî sistem aracılığıyla aklanmasına karşı önlemler getirmekte, bazıları ise uluslararası cezaî işbirliğini güçlendirerek, karaparanın aklanmasının önlenmesini sağlamaya çalışmaktadır. Avrupa Konseyi bünyesinde yer alan söz konusu Sözleşme, bu suçlara karşı mücadelede uluslararası düzeyde modern ve etkin yöntemler geliştirmektedir ve bunların en önemlisi suçluların, suçtan kaynaklanan gelirden mahrum edilmeleridir.

Sadece uyuşturucu madde suçları konusunda değil, her türlü kazanç getiren suçlardan elde edilen kazançların müsadere ve zaptı, araştırılması ve takibi ile ilgili olarak uluslararası işbirliğinin sağlanmasını amaçlayan Sözleşme Komisyonumuzca benimsenmiş ve Tasarı aynen kabul edilmiştir.

Raporumuz, Genel Kurulun onayına sunulmak üzere Başkanlığa saygı ile arz olunur.

 

 

Başkan

Sözcü

Kâtip

 

Mehmet Dülger

Eyyüp Sanay

A. Müfit Yetkin

 

Antalya

Ankara

Şanlıurfa

 

Üye

Üye

Üye

 

Mehmet Özyol

Nur Doğan Topaloğlu

Mehmet Güner

 

Adıyaman

Ankara

Bolu

 

Üye

Üye

Üye

 

Mehmet Eraslan

Halil Akyüz

Şükrü Mustafa Elekdağ

 

Hatay

İstanbul

İstanbul

 

Üye

Üye

Üye

 

Onur Öymen

Nihat Eri

Osman Seyfi

 

İstanbul

Mardin

Nevşehir

 

 

Üye

 

 

 

Öner Ergenç

 

 

 

Siirt

 

HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METİN

 

SUÇTAN KAYNAKLANAN GELİRLERİN AKLANMASI, ARAŞTIRILMASI, ELE GEÇİRİLMESİ VE EL KONULMASINA İLİŞKİN SÖZLEŞMENİN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA

DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1. - Avrupa Konseyi bünyesinde hazırlanarak 8 Kasım 1990 tarihinde imzaya açılan Türkiye Cumhuriyeti adına 27 Eylül 2001 tarihinde imzalanan “Suçtan Kaynaklanan Gelirlerin Aklanması, Araştırılması, Ele Geçirilmesi ve El Konulmasına İlişkin Sözleşme” nin beyanlar ve çekinceler ile birlikte onaylanması uygun bulunmuştur.

MADDE 2. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3. - Bu Kanun hükümlerini BakanlarKurulu yürütür.
DIŞİŞLERİ KOMİSYONUNUN

KABUL ETTİĞİ METİN

SUÇTAN KAYNAKLANAN GELİRLERİN AKLANMASI, ARAŞTIRILMASI, ELE GEÇİRİLMESİ VE EL KONULMASINA İLİŞKİN SÖZLEŞMENİN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA

DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1. - Tasarının 1 inci maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.

 

 

 

 

 

 

MADDE 2. - Tasarının 2 nci maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.

MADDE 3. - Tasarının 3 üncü maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.

 

Recep Tayyip Erdoğan

 

 

 

Başbakan

 

 

 

Dışişleri Bak. ve Başb. Yrd.

Devlet Bak. ve Başb. Yrd.

Devlet Bak. ve Başb. Yrd.

 

A. Gül

A. Şener

M. A. Şahin

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

B. Atalay

A. Babacan

M. Aydın

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Adalet Bakanı

 

G. Akşit

K. Tüzmen

C. Çiçek

 

Millî Savunma Bakanı

İçişleri Bakanı

Maliye Bakanı

 

M. V. Gönül

A. Aksu

K. Unakıtan

 

Millî EğitimBakanı V.

Bayındırlık ve İskân Bakanı

Sağlık Bakanı

 

B. Atalay

Z. Ergezen

R. Akdağ

 

Ulaştırma Bakanı

Tarım ve Köyişleri Bakanı

Çalışma ve Sos. Güv. Bakanı

 

B. Yıldırım

S. Güçlü

M. Başesgioğlu

 

Sanayi ve Ticaret Bakanı

En. ve Tab. Kay. Bakanı

Kültür ve Turizm Bakanı

 

A. Coşkun

M. H. Güler

E. Mumcu

 

 

Çevre ve Orman Bakanı

 

 

 

O. Pepe

 

 

SUÇTAN KAYNAKLANAN GELİRLERİN AKLANMASI,

ARAŞTIRILMASI, ELE GEÇİRİLMESİ VE EL KONULMASINA

İLİŞKİN SÖZLEŞME

 

 

Strazburg, 8.XI.1990

 

Başlangıç

Aşağıda imzası bulunan Avrupa Konseyi Üyesi Devletler ve Diğer Devletler,

Avrupa Konseyi’nin amacının üyeleri arasında daha sıkı bir birliği sağlamak olduğunu düşünerek;

Toplumun korunması amacına yönelik ortak bir ceza politikası izlenmesi ihtiyacını dikkate alarak;

Giderek artan ölçüde uluslararası bir sorun haline gelen ağır suça karşı mücadelenin uluslararası düzeyde modern ve etkin yöntemleri gerektirdiğinin bilincinde olarak;

Bu yöntemlerden birisinin, suçluların suçtan elde edilen gelirlerden mahrum edilmeleri olduğu inancıyla;

Bu amaca erişilmesi için iyi işleyen uluslararası bir işbirliği sisteminin de kurulması gerektiğini düşünerek;

Aşağıdaki gibi anlaşmışlardır.

Bölüm I - Terimlerin kullanılışı

Madde 1.- Terimlerin kullanılışı İşbu Sözleşmenin amaçları bakımından:

a. “Gelir”, suçtan doğan herhangi bir ekonomik yarar anlamındadır. Suçtan doğan gelir, bu maddenin (b) bendinde tanımlandığı üzere, herhangi bir mal varlığından ibaret olabilir;

b. “Mal”, maddî veya gayrimaddî, menkul veya gayrimenkul her çeşit mal ile bunlar üzerinde mülkiyet veya mal üzerindeki bir hakkı gösteren hukukî belge veya senetleri içerir;

c. “Araçlar”, bir veya birden ziyade suçu işlemek için kısmen veya tümüyle herhangi bir şekilde kullanılan veya kullanılması amaçlanan herhangi bir mal anlamındadır;

d. “Zoralım”, bir veya birkaç suçla ilgili olarak yapılan kovuşturmayı takiben, mülkiyetten kesin olarak mahrumiyete dair bir mahkeme tarafından verilen bir ceza veya tedbir anlamındadır;

e. “Esas Suç”, işlenmesi sonucunda bu Sözleşmenin 6 ncı maddesinde tanımlanan, bir suçun konusu olabilecek gelirlerin meydana geldiği herhangi bir suç anlamındadır.

Bölüm II - Ulusal düzeyde alınacak önlemler

Madde 2.- Zoralım önlemleri

1.- Taraf olan her devlet, suç vasıtaları ile gelirlerini veya bu gelirlere eşdeğer malların zoralımını gerçekleştirmek için gerekli olan yasal ve diğer tedbirleri alacaktır.

2.- Taraflar, imza sırasında veya onay, kabul, tasvip ya da katılma belgelerini tevdi ederken, Avrupa Konseyi Genel Sekreterine hitaben yapacakları bir beyan ile, bu maddenin 1 inci fıkrasının sadece bu beyanda belirtilen suçlara veya bu suç türlerine uygulanacağını ilan edebilirler.

Madde 3.- Araştırma önlemleri ve geçici önlemler

Taraflar, 2 nci maddenin 1 inci fıkrasına göre zoralıma tâbi olan bir malın tespitini ve takibini yapabilmek ve bu tür malın elden çıkarılmasına veya nakline yol açan herhangi bir muameleyi önleyebilmek için gerekli olabilecek yasal ve diğer önlemleri alacaktır.

Madde 4.- Özel araştırma yetkileri ve teknikleri

1.- Taraflar, 2 ve 3 üncü maddelerde belirtilen işlemleri yapmaları için mahkemelerinin ve diğer yetkili makamlarının, banka ve malî veya ticarî kayıtların gösterilmesini veya bunlara el konulmasını emretme yetkisi ile teçhiz olunmaları için gerekli olabilecek yasal ve diğer tedbirleri alacaklardır. Taraflar, banka hesaplarının gizliliği gerekçesiyle işbu madde hükümlerine riayet etmekten kaçınamayacaktır.

2.- Taraflar, gelirin tespiti ve takibini ve bununla ilgili delillerin toplanmasını kolaylaştıran özel soruşturma yöntemlerini kullanmak için gerekli olabilecek yasal ve diğer önlemleri almayı inceleyecektir. Bu gibi teknikler, banka havalelerinin izlenmesi, haberleşmenin takibi ve haberleşmeye el konulması, bilgisayar sistemlerine girilmesi ve özel belgelerin gösterilmesi emirlerini ihtiva edebilir.

Madde 5.- Hukukî başvuru yolları

Taraflar, 2 ve 3 üncü maddeler gereğince alınan tedbirlerden etkilenen ilgili kimselerin haklarını korumak için gerekli olabilecek etkin hukukî yolları öngören yasal ve diğer tedbirleri alacaktır.

Madde 6.- Para aklama suçları

1.- Taraflar, kasıtlı olarak işlenen aşağıdaki fiillerin kendi iç mevzuatlarına göre suç sayılması için gerekli olabilecek yasal ve diğer tedbirleri alacaktır :

a. Suçtan kaynaklanan gelir olduğunu bilerek, bunun kanunsuz olan kaynağını gizlemek veya tebdil etmek veya esas suçun işlenmesine karışan herhangi bir şahsın, eyleminin hukukî sonuçlarından kaçmasına yardım etmek maksadıyla bir malın değiştirilmesi veya nakledilmesi;

b. Herhangi bir malın, bunun suçtan kaynaklanan gelir olduğunu bilerek, gerçek niteliğini, kaynağını, yerini, durumunu, hareketini, bu malla ilgili hakları ya da mülkiyetini gizlemek veya tebdil etmek; ve her Taraf Devletin anayasal ilkelerine ve hukuk düzenlerinin temel esaslarına bağlı olmak kaydıyla:

c. Teslim aldığı tarihte, suçtan hâsıl olduğunu bilerek, bir malın iktisabı, zilyetliği veya kullanılması;

d. Bu maddeye göre ihdas edilen suçların işlenmesine, işlenmesi için oluşturulan teşekküle veya anlaşmaya iştirak etmek, işlenmesine teşebbüs etmek, işlenmesine yardım etmek, kolaylaştırmak, yol göstermek.

2.- İşbu maddenin 1 inci fıkrasının yerine getirilmesi veya uygulanması amacıyla :

a. esas suçun, Taraf Devletin ceza yargısı kapsamında olup olmadığı dikkate alınmayacaktır.

b. bu fıkrada sayılan (1. fıkra) suçların, esas suçu işleyen kişiler bakımından geçerli olması zorunlu değildir.

c. Bu maddenin 1 inci fıkrasında belirtilen bir suçun unsuru olarak gerekli olan bilgi (vukufiyet), kasıt veya amaç gibi hususlar, nesnel, maddî koşullardan çıkarılabilir. (istidlâl edilebilir.)

3.- Taraflar sanığın:

a. Malın suçtan kaynaklandığını varsayması gerektiği;

b. Kazanç sağlamak amacıyla hareket ettiği;

c. Suç teşkil eden faaliyetlerin sürdürülmesini kolaylaştırmak amacıyla hareket ettiği,

durumlardan birinde ya da hepsinde, bu maddenin 1 inci fıkrasında belirtilen eylemlerden bazılarını veya tamamını kendi iç hukukuna göre suç saymak için gerekli gördüğü önlemleri alabilecektir.

4.- Taraflar, imza sırasında veya onay, kabul, tasvip ya da katılma belgelerini tevdi ederken, Avrupa Konseyi Genel Sekreterine hitaben yapacakları bir beyan ile bu maddenin 1 inci fıkrasının, sadece bu beyanda belirtilen esas suçlara veya suç türlerine uygulanacağını ilan edebilirler.

Bölüm III. - Uluslararası İşbirliği

Kısım 1

Uluslararası İşbirliğinin İlkeleri

Madde 7.- Uluslararası işbirliği için genel ilkeler ve önlemler:

1.- Taraflar, suçtan kaynaklanan gelirlerin ve araçların zoralımını amaçlayan soruşturmalar ve kovuşturmalar için birbirleriyle mümkün olan en geniş ölçüde işbirliği yapacaklardır.

2.- Taraflar, bu bölümdeki koşullar altında;

a. Suç gelir veya araçlarını oluşturan belli malların zoralımının yanısıra, suç gelirinin değerine karşılık gelen bir para tutarının ödenmesi suretiyle zoralımı;

b. Yukarıda (a) bendinde zikredilen her bir zoralım şekline ilişkin araştırma yardımı ve geçici önlemler

ile ilgili talepleri karşılamak için gerekli yasal ve diğer önlemleri alacaktır.

Kısım 2. - Araştırma yardımı

Madde 8.- Yardım yükümlülüğü

Taraflar, araçların, gelirin ve zoralıma tâbi diğer malların tespiti ve izlenmesine talep üzerine yekdiğerine mümkün olan en geniş yardımı sağlayacaktır. Bu yardım, yukarıda zikredilen malların mevcudiyeti, yeri veya nakli, niteliği, hukukî statüsü veya değeri ile ilgili delili sağlayan ve güvenceye alan her türlü önlemi ihtiva edecektir.

Madde 9.- Yardımın yerine getirilmesi

8 inci maddede öngörülen yardım, talep edilen Tarafın iç hukukuna uygun olarak, bu hukuka aykırı olmadığı ölçüde, talepte belirtilen usullere uygun olarak yerine getirilecektir.

Madde 10.- Kendiliğinden bilgi verme

Herhangi bir Taraf; kendi soruşturma veya kovuşturmalarına halel gelmeksizin, herhangi bir talebin vukuundan önce, diğer Taraf Devletin bir soruşturma veya kovuşturmayı başlatmasına veya yürütmesine yardımcı olabileceğine veya bu bölüm gereğince talepte bulunmasına yol açabileceğine kani olduğu suç gelirleri ve araçları hakkındaki bir bilgiyi diğer Tarafa verebilir.

Kısım 3. - Geçici önlemler

Madde 11.- Geçici önlemler alma yükümlülüğü

1.- Bir cezaî kovuşturma veya bir zoralım işlemi başlatan diğer bir Tarafın talebi ile bir Taraf Devlet, daha sonra bir zoralım talebine konu oluşturabilecek veya böyle bir talebi karşılayabilecek herhangi bir malla ilgili olarak, bu mal üzerinde herhangi bir işlemi, devir veya elden çıkarılmasını engellemek amacıyla bloke etmek ve el koymak gibi gerekli geçici önlemleri alacaktır.

2.- Bu Sözleşmenin 13 üncü maddesine uygun olarak bir zoralım talebi almış bulunan Taraf Devlet, talep edilmiş ise, talebe konu olan veya olabilecek olan herhangi bir mal hususunda talebi karşılayacak şekilde, bu maddenin 1 inci fıkrasında belirtilen önlemleri alacaktır.

Madde 12.- Geçici önlemlerin uygulanması

1.- Bu Sözleşmenin 11 inci maddesinde belirtilen geçici önlemler, talep edilen Taraf Devletin iç hukukuna uygun olarak, iç hukukun izin verdiği şekilde ve iç hukukla çatışmadığı ölçüde, talepte belirtilen usullere uygun olarak uygulanacaktır.

2. Bu maddeye uygun olarak alınmış herhangi bir geçici önlemin kaldırılmasından önce, talep edilen Taraf, mümkün olan her durumda, talebeden Tarafa önlemin devam etmesi lehindeki sebeplerini bildirme imkânını verecektir.

Kısım 4.- Zoralım

Madde 13.- Zoralım yükümlülüğü

1.- Bir diğer Taraf Devletten, ülkesinde bulunan suçtan doğan gelirlerin veya araçların zoralımı talebini alan Taraf Devlet :

a. bu gibi gelirler veya araçlarla ilgili olarak talebeden Tarafın bir mahkemesi tarafından verilen zoralım emrini yerine getirecek; veya

b. bu talebi, bir zoralım emrinin alınması için kendi yetkili makamlarına sunacak ve bu şekilde karar alınması halinde onu infaz edecektir.

2.- Bu maddenin 1(b) bendinin uygulanması amacıyla herhangi bir Taraf Devlet, gerekli olduğu zaman, kendi iç hukuku uyarınca zoralım işlemlerini başlatma yetkisini haiz olacaktır.

3.- Bu maddenin 1 inci fıkrası hükümleri, zoralımın uygulanabileceği mal talep edilen Tarafta bulunuyor ise, suçtan doğan gelirin değerine eşit miktarda paranın ödenmesi şeklindeki zoralıma da keza uygulanacaktır. Bu hallerde, 1 inci fıkraya uygun zoralım infaz edilirken, talep edilen Taraf, ödeme gerçekleşmemiş ise, zoralım için uygun herhangi bir mal üzerinde talebi uygulayacaktır.

4. Zoralım talebinin belli bir malı ilgilendirmesi halinde Taraflar; talep edilen Tarafın, malın değerine tekabül eden miktarda paranın ödenmesi şeklinde zoralım işlemini icra etmesi hususunda anlaşabilirler.

Madde 14.- Zoralımın yerine getirilmesi

1.- Zoralımın 13 üncü madde gereğince alınması ve yerine getirilmesi usulleri talep edilen Taraf kanununa tâbi olacaktır.

2.- Talep edilen Taraf; talep eden Tarafın mahkûmiyet veya adlî kararında beyan edilen veya mahkûmiyet veya adlî kararın zımnen istinat ettiği, subut bulduğu kabul edilen hususlarla bağlı olacaktır.

3.- Taraf Devletler, imza sırasında veya onay, kabul, tasvip ya da katılma belgelerini tevdi ederken Avrupa Konseyi Genel Sekreterine hitap eden bir beyan ile bu maddenin 2 nci fıkrasının sadece kendi anayasal prensiplerine ve hukuk sisteminin temel esaslarına bağlı olarak uygulanacağını ilan edebilir.

4.- Zoralımın bir miktar paranın ödenmesini gerektirmesi halinde, talep edilen Tarafın yetkili makamı, bu miktarı, zoralımının yerine getirilmesi kararının alındığı tarihteki döviz kuru üzerinden, o ülkenin (talep edilen Taraf) parasına çevirecektir.

5. Bu Sözleşmenin 13 üncü maddesinin 1 (a) bendinin uygulanması halinde, zoralım emrinin yeniden incelenmesine dair yapılacak başvuru konusunda karar verme yetkisine sadece talebeden Taraf sahip olacaktır.

Madde 15.- Zoralımı yapılan mal

Talep edilen Taraf tarafından zoralımı yapılan mal, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, bu Tarafın (Talep edilen Taraf) kendi iç hukukuna göre kullanılacaktır.

Madde 16.- Yerine getirme hakkı ve azami zoralım miktarı

1.- Bu Sözleşmenin 13 üncü maddesine göre yapılmış bir zoralım talebi, talep eden Tarafın zoralım emrini bizzat kendisinin yerine getirme hakkını etkilemez.

2.- Bu Sözleşmenin hiç bir hükmü, zoralım değeri yekûnunun, zoralım emrinde belirtilen para  miktarını aşmasına imkân verecek şekilde yorumlanmayacaktır. Bir Taraf böyle bir şeyin olabileceğini tespit ederse, Taraflar böyle bir sonuca yol açmamak için istişarelerde bulunacaklardır.

Madde 17.- Temerrüt halinde hapis

Sözleşmenin 13 üncü maddesi gereğince yapılan bir talebin sonucu olarak, Talep eden Taraf talebinde o şekilde belirtmiş ise, Talep edilen Taraf, temerrüt halinde hapis veya hürriyeti kasıtlayan başka herhangi bir önlem uygulamayacaktır.

Kısım 5. -  İşbirliğinin Reddi veya Ertelenmesi

Madde 18.- Red sebepleri

1.- Bu bölümdeki işbirliği aşağıdaki hallerde reddolunabilir:

a. İstenilen husus talep edilen Tarafın hukuk sisteminin temel prensiplerine aykırı ise; veya

b. İstemin yerine getirilmesinin, talep edilen Tarafın egemenliğine, güvenliğine, kamu düzenine veya diğer temel menfaatlerine zarar vermesi muhtemel ise; veya

c. Talep edilen Tarafın görüşüne göre, talebin ilgili olduğu davanın önemi, istenilen doğrultuda bir harekette bulunmayı haklı kılmıyorsa; veya

d. Talebin ilgili olduğu suç, siyasî veya malî suç niteliğinde ise; veya

e. İstenilen hususta işlem yapılmasının, Talep edilen Tarafça “ne bis in idem” ilkesine aykırı olacağı düşünülmekteyse; veya

f. Talebin ilgili olduğu suç, Talep edilen Taraf ülkesinde işlendiği takdirde, bu Tarafın Kanununa göre suç teşkil etmiyorsa. Bununla birlikte, bu red sebebi 2 nci Kısımdaki işbirliği sözkonusu olduğunda, ancak istenilen yardım zorlayıcı bir işleme taalluk ettiği takdirde geçerli olacaktır.

2.- Bu bölümün, istenilen yardım zorlayıcı bir işleme taalluk ettiği ölçüde 2 nci Kısmı, ve 3 üncü Kısmı gereğince yapılacak işbirliği, eğer istenilen tedbirler benzer bir dahili olay vuku bulduğunda, talep edilen Tarafın iç hukukuna göre soruşturma veya kovuşturma amacıyla alınamıyor ise, keza reddedilebilecektir.

3.- Talep edilen Devlet Kanununun gerekli kılması halinde, bu Bölümün, istenilen yardım zorlayıcı bir işleme taalluk ettiği takdirde 2 nci Kısmı ve 3 üncü Kısmı gereğince yapılacak işbirliği, eğer istenilen tedbirler veya benzer tesirleri olan başka tedbirler, Talep eden Devletin kanununa göre müsaade edilmemişse veya Talep eden Taraf yetkili makamları bakımından, talep, suçlarla ilgili olarak hareket eden ne bir Hâkim ve ne de Cumhuriyet Savcıları dahil olmak üzere, başka bir adlî makam tarafından müsaade edilmemişse keza reddolunabilecektir.

4.- Bu bölümün 4 üncü Kısmı gereğince yapılacak işbirliği keza aşağıdaki hallerde reddolunabilecektir:

a. talebin ilgili olduğu suç tipi konusunda talep edilen Taraf Kanununda zoralım öngörülmemiş ise; veya

b. 13 üncü maddenin 3 üncü fıkrasından doğan yükümlülüğe zarar vermeksizin; suç ve

 i. Suçtan doğan gelir olarak vasıflandırılabilecek bir ekonomik avantaj; veya

ii. Suç vasıtaları olarak vasıflandırılabilecek mal,

arasındaki ilişki ile ilgili olarak, Talep edilen Tarafın zoralımın sınırlarını belirleyen iç hukuk ilkelerine aykırı olacak ise; veya

c. Talep edilen Taraf kanunu gereğince zoralım kararı zamanaşımı nedeniyle artık verilemiyor veya uygulanamıyor ise; veya

d.- Talep, kendisine istinaden zoralım kararı alınan ya da alınması istenen, daha önce verilmiş bir hükümle veya hukukî nitelikteki bir kararla veya böyle bir karar içinde yer alan bir veya birkaç suçun işlendiğine dair beyanla ilgili değilse; veya

e.- Zoralım işleminin talebeden Tarafta uygulanabilir olmaması veya hâlâ olağan itiraz yollarına tâbi bulunması sözkonusu ise; veya

f.- Bir şahıs aleyhinde çıkarılan zoralım emrinin, bu şahsın gıyabında verilen bir kararla ilgili olması ve talep edilen Tarafın görüşüne göre, talebeden Taraf tarafından böyle bir karara yol açacak şekilde yapılan kovuşturmaların suç isnad edilen herhangi bir şahsa tanınmakta olan asgarî savunma haklarını kaale almamış olması,

5.- Bu maddenin 4 (f) bendi bakımından verilmiş olan bir karar aşağıdaki hallerde gıyaben verilmiş sayılmayacaktır :

a. İlgili kişinin itirazını müteakip tefhim veya teyid edilmişse; veya

b. İlgili kişinin temyiz etmesi üzerine, karar bunu müteakip verilmişse,

6.- Bu maddenin 4 (f) bendine göre asgarî savunma haklarının tanınıp tanınmadığı incelenirken; talep edilen Taraf ilgili şahsın adaletten kasıtlı olarak kaçtığı vakıasını veya bu şahsın gıyapta verilen karara karşı bir hukukî itirazda bulunma imkânı olduğu halde bu yola başvurmamasını dikkate alacaktır. Aynı husus, ilgili şahsa duruşmada bulunması için usulüne uygun davet yapılmış olmasına rağmen, bu şahsın hazır bulunmaması ya da erteleme istememesi halinde de uygulanacaktır.

7.- Bir Taraf Devlet, banka mahremiyetini bu bölüm gereğince yapılacak herhangi bir işbirliğini reddetmek için bir sebep olarak öne sürmeyecektir. Kendi iç hukukunun öngörmesi halinde bir Taraf Devlet, banka mahremiyetinin kaldırılmasını içeren bir işbirliği talebinin, bir Hâkim ya da savcılar dahil suçlarla ilgilenen başka bir adlî makam tarafından verilmiş bir izne dayanması şartını arayabilir.

8. Bu maddenin 1 (a) bendindeki red sebebine halel gelmeksizin;

a. Talebeden Taraf yetkili makamları tarafından soruşturma altında tutulan veya bir zoralım emrine muhatap kılınan şahsın bir hükmî şahıs olması durumunda, talep edilen Taraf bunu, bu bölüm dairesinde yapılacak işbirliğine bir engel olarak saymayacaktır.

b. Aleyhinde suçtan hâsıl olan gelirin zoralımı kararı alınan gerçek kişinin daha sonra ölmesi veya aleyhinde suçtan hâsıl olan gelirin zoralımı kararı alınan bir hükmî şahsın sonradan feshedilmesi durumunda bu husus 13 üncü maddenin 1 (a) bendine uygun olarak yardım yapılmasına bir engel olarak kabul edilmeyecektir.

Madde 19.- Erteleme

Talep edilen Taraf, bir talebin kendi makamları tarafından yapılan soruşturma ve kovuşturmalara zarar vermesi sözkonusu ise, bu talep üzerine yapacağı işlemi erteleyebilir.

Madde 20.- Bir talebin kısmen veya şartlı kabul edilmesi

Bu bölüm gereğince işbirliğini reddetmeden veya ertelemeden önce talep edilen Taraf, münasip olması halinde, talebeden Tarafla istişare yaptıktan sonra, talebin kısmen veya gerekli gördüğü şartlarla kabul edilmesi hususunu inceleyecektir.

Kısım 6.- Tebligat ve üçüncü tarafların haklarının korunması

Madde 21.- Belgelerin tebliği

1.- Taraflar, geçici önlemler ve zoralımdan etkilenen şahıslara hukukî belgelerin tebliğ edilmesinde birbirlerine en geniş karşılıklı yardım imkânını sağlayacaktır.

2.- Bu maddenin hiçbir hükmü, gönderilen Tarafça imza sırasında veya onay, kabul, tasvip ya da katılma belgesini tevdi ederken Avrupa Konseyi Genel Sekreterine hitaben aksine bir beyan yapılmadıkça,

a. Hukukî belgelerin posta kanalıyla yurt dışında bulunan şahıslara doğrudan gönderilmesi imkânını;

b. Belgelerin menşei olan Tarafın adlî görevlilerinin, görevlilerinin veya diğer yetkili makamlarının, adlî belgeleri bu Tarafın konsolosluk makamları aracılığı ile veya gönderilen Tarafın adlî görevlileri, görevlileri veya başka yetkili makamları aracılığı ile tebliğ etme imkânını;

engellemeyecektir.

3. Gönderen Tarafta çıkarılan geçici önlemler veya zoralım emirlerinden etkilenen yurt dışındaki şahıslara adlî belgeler tebliğ edilirken, bu Taraf kendi kanununa göre hangi hukukî yolların mevcut olduğunu bu şahıslara belirtecektir.

Madde 22.- Yabancı kararların tanınması

1.- Talep edilen Taraf, 3 ve 4 üncü Kısımlar gereğince vaki işbirliği taleplerini incelerken, talebeden Tarafta alınan ve üçüncü kişiler tarafından öne sürülen hakları ilgilendiren her türlü adlî kararı tanıyacaktır.

2.- Tanıma aşağıdaki hallerde reddolunabilecektir:

a. Üçüncü taraflara haklarını ispat için yeterli fırsat tanınmamış ise, veya

b. alınan karar, talep edilen Tarafta aynı konuda esasen alınmış bir kararla çelişkili ise; veya

c. alınan karar talep edilen Tarafın kamu düzeni ile bağdaşmıyor ise; veya

d. alınan karar, talep edilen Taraf kanununun öngördüğü münhasır yargı hükümlerine aykırı ise.

Kısım 7.- Usuli ve diğer genel kurallar

Madde 23.- Merkezî makam

1.- Sözleşen Taraflar, bu bölüm gereğince yapılacak talepleri göndermek ve cevaplandırmak, bu gibi talepleri yerine getirmek veya yerine getirecek makamlara iletmekten sorumlu olacak bir ya da gerekli ise birden fazla merkezî makam belirleyecektir.

2.- Her Taraf Devlet, imza sırasında veya onay, kabul, tasvip ya da katılma belgesini tevdi ederken, Avrupa Konseyi Genel Sekreterine bu maddenin 1 inci fıkrasına uygun şekilde tayin edilen makamların isimlerini ve adreslerini bildirecektir.

Madde 24.- Doğrudan haberleşme

1.- Merkezî makamlar birbirleriyle doğrudan haberleşeceklerdir.

2.- Acele hallerde, bu bölüm gereğince vaki talepler veya bildirimler, Cumhuriyet Savcıları dahil olmak üzere talep eden Taraf adlî makamları tarafından, talep edilen tarafın adlî makamlarına doğrudan gönderilebilecektir. Bu durumda, bir nüsha da aynı zamanda talep eden Taraf merkezî makamı vasıtasıyla talep edilen Tarafın merkezî makamına gönderilecektir.

3.- Bu maddenin 1 inci ve 2 nci fıkraları gereğince vaki herhangi bir talep veya bildirim Uluslararası Adlî Polis Örgütü (Interpol) vasıtasıyla yapılabilecektir.

4.- Bu maddenin 2 nci fıkrasına uygun olarak bir talep yapılması ve merkezi makamın bu talebi incelemede yetkili olmaması halinde, bu makam talebi yetkili millî makama havale edecek ve bu şekilde hareket ettiğini talebeden Tarafa doğrudan bildirecektir.

5.- Bu bölümün 2 nci Kısmı gereğince yapılan cebri işlemi gerektirmeyen talepler ya da yazışmalar, talep eden Tarafın yetkili makamları tarafından talep edilen Tarafın yetkili makamlarına doğrudan intikal ettirilebilecektir.

Madde 25.- Talep şekli ve diller

1.- Bu bölüm gereğince yapılacak tüm talepler yazılı olacaktır. Telefaks gibi modern haberleşme yolları kullanılabilecektir.

2.- Bu maddenin 3 üncü fıkrası hükmüne bağlı olmak kaydıyla, taleplerin veya bunlarla ilgili belgelerin tercümesi istenilmeyecektir.

3.- İmza sırasında veya onay, kabul, tasvip ya da katılma belgesini tevdi ederken, herhangi bir Taraf Devlet, Avrupa Konseyi Genel Sekreterine yapacağı bir beyanla, kendisine yapılan taleplerin ve bu talepleri destekleyen ilgili belgelerin kendi lisanına veya Avrupa Konseyinin resmî dillerinden birine veya beyanında belirteceği bir dile yapılmış tercümelerini gerekli kılmak hakkını muhafaza edebilir. Bu Taraf, bu vesileyle belirleyeceği başka herhangi bir dilde yapılan tercümeleri kabul etmeğe hazır olduğunu da beyan edebilir. Diğer Taraflar karşılıklılık kuralını uygulayabilirler.

Madde 26.- Onaylama

Bu bölümün uygulanması bağlamında gönderilen belgeler, tüm onaylama formalitelerinden muaf kılınacaktır.

Madde 27.- Talebin içeriği

1.- Bu bölüm gereğince işbirliği talebinde bulunulurken aşağıdaki hususlar belirtilecektir:

a. Talebi yapan makam ve soruşturma veya kovuşturmayı yürüten makam;

b. Talebin amacı ve sebebi,

c. Tebligat için talepte bulunma hali hariç olmak üzere, soruşturma veya kovuşturmalarla ilgili bilgiler (gün, yer ve suçun meydana geldiği hal ve şartlar) dahil meseleler,

d. işbirliğinin zorlayıcı eylemi gerektirdiği ölçüde;

i. Kanun hükümlerinin metni veya, bu mümkün olmazsa, uygulanacak kanun hakkında bir açıklama; ve

ii. Alınması istenen önlem veya benzer etkileri olan başka herhangi bir önlemin talep eden taraf ülkesinde de kendi mevzuatı çerçevesinde gerçekleştirilebileceğinin belirtilmesi;

e. Gerekli görülmesi halinde ve mümkün olduğu ölçüde,

i. İlgili kişi veya kişiler hakkında isim, doğum yeri ve tarihi, milliyetleri ve bulunulan mahal, hükmî şahıs ise idare merkezi, dahil ayrıntılar, ve

ii. İşbirliği istenilen malın bulunduğu mahal, ilgili şahıs veya şahıslarla irtibatı, suçla olan ilgisi yanında, diğer şahısların bu mal üzerindeki menfaatleri hakkında mevcut bilgi; ve

f. Talep eden Tarafın takip edilmesini arzu ettiği herhangi bir özel usuli işlem.

2.- Bir miktar paranın ödenmesiyle yerine getirilebilecek bir zoralım emrine konu mala el konması için 3 üncü Kısım gereğince yapılan bir geçici önlem talebi, aynı zamanda bu mal üzerinden geri alınacak azamî miktarı belirtecektir.

3.- Bu maddenin 1 inci fıkrasında zikredilen hususlara ek olarak 4 üncü Kısım gereğince yapılacak talep aşağıdaki unsurları ihtiva edecektir.

a. 13 üncü maddenin 1 (a) bendi ile ilgili talepte,

i. Talep edenTarafta mahkemenin verdiği zoralım emrinin onaylanmış aslı ve zoralım emrinde zikredilmemişse, bu emrin verilmesine esas olan sebeplerin beyanı;

ii. Zoralım emrinin yerine getirilir olduğuna ve herhangi bir olağan itiraz yoluna tâbi olmadığına dair talebeden Taraf yetkili makamının onayı;

iii. Uygulanması istenilen emrin kapsamı hakkında bilgi, ve

iv. Herhangi bir geçici önlemin alınmasının gerektiğine dair bilgi.

b. 13 üncü maddenin 1 (b) bendi ile ilgili talepte; talep edilen Tarafa kendi iç hukuku gereğince bir karar alınmasına imkân verecek şekilde talep eden Tarafça talebe esas olan olayların açıklanması,

c. Üçüncü tarafların hakları sözkonusu ise, bunların haklarını talep etmek imkânı bulunmuş olduklarını kanıtlayan belgeler.

Madde 28.- Hatalı talepler

1.- Bir talebin bu bölüm hükümlerine uygun olmaması halinde veya sağlanan bilgi, talep edilen Tarafın talebi incelemesine yeterli değilse, bu Taraf, talep eden Taraftan istemini ıslah etmesini veya ek bilgi ile ikmal etmesini isteyebilir.

2.- Talep edilen Taraf bu gibi değişikliklerin veya bilginin verilmesi için bir zaman sınırı tespit edebilir.

3.- Bu bölümün 4 üncü Kısmı gereğince yapılmış bir taleple ilgili olarak istenilen değişikliklerin veya ek bilginin alınmasını beklerken, talep edilen Taraf bu bölümün 2 veya 3 üncü Kısmından atıf yapılan önlemlerden herhangi birini alabilir.

Madde 29.- Taleplerin çokluğu

1.- Talep edilen Tarafın aynı kişi veya mal ile ilgili olarak bu bölümün 3 veya 4 üncü Kısımları gereğince birden fazla talep alması halinde, taleplerin çokluğu bu Tarafın geçici önlemlerin alınmasına taalluk eden talepleri işleme koymasına engel olmaz.

2. Bu bölümün 4 üncü Kısmı gereğince yapılan taleplerin çokluğu halinde, talep edilen Taraf talep eden Taraflarla istişare etmeyi düşünecektir.

Madde 30.- Sebep gösterme yükümlülüğü

Talep edilen Taraf, bu bölüm gereğince herhangi bir işbirliğini reddetme, erteleme veya şarta bağlı tutma hakkında alacağı herhangi bir kararın sebeplerini gösterecektir.

Madde 31.- Bilgi verme

1.- Talep edilen Taraf talep eden Tarafa aşağıdaki hususları derhal bildirecektir:

a. Bu bölüm gereğince yapılan talep hakkında başlatılan işlem;

b. Talebe istinaden uygulanan işlemin nihaî sonucu;

c. Bu bölüm gereğince herhangi bir işbirliğinin tamamen veya kısmen reddine, ertelenmesine veya şarta bağlanmasına dair alınan karar;

d. Talep edilen işlemin uygulanmasını imkânsız kılan veya muhtemelen önemli ölçüde gecikmesine yol açan şartlar; ve

e. Bu bölümün 2 veya 3 üncü Kısımlarına uygun geçici önlemlerin alınmış olması halinde, kendi iç hukukunda bu geçici önlemlerin otomatik olarak kaldırılmasına yol açan hükümler.

2.- Talep eden Taraf talep edilen Tarafa aşağıdaki hususları derhal bildirecektir;

a. Zoralım emrinin tamamen veya kısmen uygulanmasını sona erdiren herhangi bir yeniden inceleme, karar veya başka herhangi bir gelişme; ve

b. Bu bölüm gereğince yapılacak herhangi bir tasarrufu artık haklı kılmayacak fiilî veya hukukî bir gelişme.

3.- Bir Taraf Devlet, aynı zoralım emrine istinaden birden ziyade Taraftan zoralım isteminde bulunması halinde, bu talebin yerine getirilmesinden etkilenen tüm Taraflara keyfiyeti bildirecektir.

Madde 32.- Kullanmanın kısıtlanması

1. Talep edilen Taraf, talebin yerine getirilmesini, elde edilen delil veya bilginin kendisinin önceden rızası olmaksızın, talep eden Tarafın makamlarınca talepte belli edilenlerden başka soruşturma veya kovuşturmalarda kullanılamayacağı veya nakledilemeyeceği şartına tâbi tutabilir.

2.- Her Taraf Devlet, imza sırasında veya onay, kabul, tasvip ya da katılma belgelerini tevdi ederken Avrupa Konseyi Genel Sekreterine hitaben yapacağı bir beyan ile bu bölüm gereğince sağlanan bilgi veya delilin önceden rızası olmadan talep eden Taraf makamları tarafından talepte belli edilenden başka soruşturma veya kovuşturmalarda kullanılamayacağını veya nakledilemeyeceğini ilan edebilir.

Madde 33.- Gizlilik

1.- Talep eden Taraf, talep edilen Tarafın, talebin yerine getirilmesi için gerekli olmadıkça, talebin kapsamını ve vakaları gizli tutmasını isteyebilir. Talep edilen Taraf gizlilik gereksinmesine uyamaması halinde, keyfiyeti derhal talep eden Tarafa bildirecektir.

2.- Talep eden Taraf, kendi iç hukukunun temel prensiplerine aykırı değilse ve o şekilde davranması istenmiş ise, talep edilen Tarafca sağlanan bilgi ve delili, talepte tanımlanan soruşturma ve kovuşturmalar için zorunlu olduğu ölçüde açıklanması hali hariç, gizli tutacaktır.

3.- Kendi iç hukuk hükümlerine bağlı olarak, 10 uncu madde gereğince kendiliğinden verilen bir bilgiyi alan bir Taraf Devlet, bu bilgiyi sağlayan Tarafca istenilen gizlilik gereksinmesine uyacaktır. Taraf Devlet, böyle bir gereksinmeye uyamaz ise, keyfiyeti derhal bilgiyi nakleden Tarafa bildirecektir.

Madde 34.- Masraflar

Talebin karşılanmasıyla ilgili olağan masraflar Talep edilen Tarafca karşılanacaktır. Talebin karşılanması için önemli veya olağanüstü nitelikte masraf gerekli ise, taraflar talebin yerine getirilmesiyle ilgili şartlar ve masrafların nasıl üstlenileceği hususunda mutabık kalmak için istişare edeceklerdir.

Madde 35.- Zararlar

1.- Bölüm gereğince yapılacak işbirliği neticesinde bir fiil veya ihmalden doğan zararlar için bir şahıs tazminat davası açmış ise ilgili Taraflar münasip şekilde talep edilen meblağın nasıl paylaşılacağı hususunda birbirleriyle istişare etmeyi düşüneceklerdir.

2. Zarar dolayısıyla bir davaya maruz kalan Taraf, bu davada menfaati olan diğer Tarafa bu davayı haber vermeye gayret gösterecektir.

Bölüm IV - Nihaî hükümler

Madde 36.- İmzalama ve yürürlüğe girme

1.- Bu Sözleşme, Avrupa Konseyi’ne üye Devletler ve hazırlanmasına iştirak etmiş olanKonsey’e üye olmayan Devletlerin imzasına açılacaktır. Bu Devletler Sözleşme ile bağlı oldukları hususundaki rızalarını aşağıdaki şekilde beyan edebileceklerdir.

a. Onay, kabul veya tasvibe tâbi olduğu kaydı konulmaksızın imzalama, veya

b. Onaylama, kabul veya tasvibe tâbi olarak imzalama ve akabinde onaylama, kabul veya tasvip.

2.- Onaylama, kabul veya tasvip belgeleri Avrupa Konseyi Genel Sekreteri tarafından muhafaza edilecektir.

3.- Bu Sözleşme, en az ikisi Avrupa Konseyi üyesi olan üç Devletin 1 inci fıkra hükmüne uygun şekilde sözleşme ile bağlı olduklarına dair muvafakatlarını beyan ettikleri tarihi takiben üç aylık bir sürenin dolmasından sonraki ayın birinci günü yürürlüğe girecektir.

4.- Sözleşme ile bağlanma iradesini daha sonra bildirecek her imzacı Devlet ile ilgili olarak Sözleşme, 1 inci fıkranın hükmüne uygun olarak Sözleşme ile bağlanma iradesinin ifade edildiği tarihten itibaren üç aylık sürenin bitimini takip eden ayın ilk günü yürürlüğe girecektir.

Madde 37.- Sözleşmeye katılma

1.- Sözleşmenin yürürlüğe girmesinden sonra, Avrupa Konseyi BakanlarKomitesi, Sözleşmeye taraf olan Devletlerle istişarede bulunduktan sonra, Bakanlar komitesine iştirake yetkili Taraf Devletler temsilcilerinin hepsinin olumlu oyunu içeren Avrupa Konseyi Statüsünün 20 nci (d) maddesinde öngörülen çoğunluk kararıyla, Avrupa Konseyine üye olmayan veya Sözleşmenin hazırlanmasına iştirak etmemiş herhangi bir devleti bu sözleşmeye katılmaya davet edebilir.

2.- Katılan herhangi bir devletle ilgili olarak Sözleşme, katılma belgesinin Avrupa Konseyi Genel Sekreterine tevdiinden sonra üç aylık sürenin dolmasını takip eden ayın birinci günü yürürlüğe girecektir.

Madde 38.- Ülkesel uygulama

1.- Herhangi bir Devlet imzalama sırasında veya onaylama, kabul tasvip veya katılma belgesini tevdi ederken bu Sözleşmenin ülkesinin belirli bölgelerinde tatbik edileceğini beyan edebilir.

2.- Herhangi bir Devlet daha sonraki bir tarihte Avrupa Konseyi Genel Sekreterine hitaben yapacağı bir beyan ile bu Sözleşmenin uygulanmasını ülkesinin bu beyanında belli edilen başka bir bölgesine teşmil edebilir. Bu bölge ile ilgili olarak Sözleşme; böyle bir beyanın Genel Sekreter tarafından alınmasından sonraki üç aylık sürenin dolmasını takip eden ayın birinci günü yürürlüğe girecektir.

3.- Ülkesel uygulama ile ilgili olarak, önceki iki fıkra gereğince yapılmış herhangi bir beyan, Avrupa Konseyi Genel Sekreterine hitaben yapılacak bir ihbar ile geri alınabilir. Geri alma, böyle bir ihbarın Avrupa Konseyi Genel Sekreteri tarafından alındığı tarihten itibaren üç ayın dolmasından sonra takip eden ayın birinci günü geçerli olacaktır.

Madde 39.- Diğer anlaşma ve sözleşmelerle ilişki

1.- Bu Sözleşme özel konuları ilgilendiren uluslararası çok taraflı sözleşmelerden doğan hakları ve yükümlülükleri etkilemeyecektir.

2.- Bu Sözleşmeye taraf olanlar, bu Sözleşmede ele alınan konular hakkında birbirleriyle bu Sözleşmenin hükümlerinin tamamlanması veya kuvvetlendirilmesi veya Sözleşmede yer alan prensiplerin uygulanmasının kolaylaştırılması maksadıyla ikili veya çok taraflı anlaşmalar yapabilirler.

3.- İki veya daha ziyade Taraf Devlet bu Sözleşmede ele alınan herhangi bir konuda esasen anlaşma veya sözleşme yapmış veya bu konuda bir başka şekilde ilişki tesis etmişlerse, uluslararası işbirliğini kolaylaştırıyor ise, bu Sözleşme yerine yapmış oldukları o anlaşma veya sözleşmeyi uygulamaya veya ilişkilerini buna uygun olarak düzenlemeye yetkili olacaklardır.

Madde 40.- Çekinceler

1.- Herhangi bir Devlet, imza esnasında veya onay, kabul, tasvip ya da katılma belgelerini tevdi ederken, 2 nci maddenin 2 nci fıkrası; 6 ncı maddenin 4 üncü fıkrası, 14 üncü maddenin 3 üncü fıkrası, 21 inci maddenin 2 nci fıkrası, 25 inci maddenin 3 üncü fıkrası ve 32 nci maddenin 2 nci fıkrasında öngörülen çekincelerden bir veya birden çoğunu kullanabilir. Başkaca çekince konulamaz.

2.- Önceki fıkra gereğince çekince koymuş bulunan herhangi bir Devlet, Avrupa Konseyi Genel Sekreterine yapacağı bir ihbar ile bu çekincesini kısmen veya tamamen geri alabilir. Geri alma böyle bir ihbarın Genel Sekreter tarafından alındığı tarihte geçerli olacaktır.

3.- Bu Sözleşmenin bir hükmü ile ilgili çekince koyan sözleşen bir Taraf bu hükmün diğer bir Taraf Devletçe uygulanmasını talep edemeyecektir; bununla birlikte koyduğu çekince kısmi veya şartlı ise, bu hükmün kendisi tarafından kabul edildiği kadarıyla uygulanmasını öne sürebilir.

Madde 41.- Değişiklikler

1.- Herhangi birTaraf Devlet tarafından bu Sözleşmeye değişiklik yapılması teklif edilebilir ve bu öneri Avrupa Konseyi Genel Sekreteri tarafından Avrupa Konseyine üye devletlere ve 27 nci madde hükümlerine uygun olarak bu Sözleşmeye katılmış veya katılmaya davet olunmuş üye olmayan devletlere gönderilecektir.

2.- Bir Taraf Devletçe yapılan herhangi bir değişiklik teklifi önerilen değişiklik hakkında kendi görüşünü Bakanlar Komitesine sunacak olan Avrupa Suç Sorunları Komitesine gönderilecektir.

3.- BakanlarKomitesi önerilen değişikliği ve Suç Sorunları Avrupa Komitesinin görüşünü inceleyecek ve değişikliği kabul edebilecektir.

4.- Bu maddenin 3 üncü fıkrasına uygun olarak bakanlar Komitesi tarafından uygun bulunan herhangi bir değişiklik metni kabul edilmek üzere Taraf Devletlere iletilecektir.

5.- Bu maddenin 3 üncü fıkrasına uygun olarak kabul edilen herhangi bir değişiklik, Taraf Devletlerin tümünün değişiklikle ilgili kabullerini Avrupa Konseyi Genel Sekreterine bildirdikleri günü takip eden otuzuncu gün yürürlüğe girecektir.

Madde 42.- Uyuşmazlıkların çözümü

1.- Avrupa Konseyi Suç Sorunları Komitesi, bu Sözleşmenin yorumlanması ve uygulanması konularında bilgilendirilecektir.

2.- Taraflar, bu Sözleşmenin yorumlanması veya uygulanması bakımından aralarında uyuşmazlık doğması halinde, uyuşmazlığın Avrupa Suç sorunları Komitesine, kararları Tarafları bağlayıcı olacak olan bir Hakem Mahkemesine veya ilgili Taraflarca mutabık kalındığı üzere Uluslararası Adalet Divanına intikal ettirilmesi dahil olmak üzere, uyuşmazlığı müzakere yoluyla veya tercih edecekleri başka herhangi bir barışçı yolla çözüme kavuşturacaklardır.

Madde 43.- Fesih

1.- Taraf Devletler, Avrupa Konseyi Genel Sekreterine yapacakları bir ihbarla bu Sözleşmeyi her zaman feshedebilirler.

2.- Bu şekilde yapılan fesih, buna dair ihbarın Avrupa Konseyi Genel Sekreteri tarafından alındığı tarihten sonra üç aylık sürenin dolmasını takip eden ayın birinci günü geçerli olacaktır.

3.- Bununla birlikte, mevcut Sözleşme, böyle bir feshin yürürlüğe girdiği tarihten önce Sözleşme hükümlerine uygun olarak yapılan zoralım talebinin 14 üncü madde hükmünce yerine getirilmesi bakımından uygulanmaya devam olunacaktır.

Madde 44.- Bildirimler

Avrupa Konseyi Genel Sekreteri, Avrupa Konseyine üye Devletlere ve bu Sözleşmeye katılan herhangi bir Devlete aşağıdaki hususları bildirecektir;

a. Herhangi bir imzalama işlemini;

b. Herhangi bir onay, kabul, tasvip veya katılma belgesinin tevdi olunduğunu;

c. 36 ve 37 nci maddelere uygun olarak Sözleşmenin yürürlüğe girdiği herhangi bir tarihi;

d. 40 ıncı maddenin 1 inci fıkrasına göre konan herhangi bir çekinceyi,

e. Bu Sözleşmeyi ilgilendiren başka herhangi bir işlem bildiri veya beyanı

Usulü veçhile yetkilendirilmiş olan, imzaları aşağıda bulunan temsilciler işbu Sözleşmeyi imzalamışlardır.

Avrupa Konseyi arşivlerinde muhafaza edilmek üzere, her ikisi de eşit derecede geçerli olacak şekilde İngilizce ve Fransızca dillerinde tek nüsha halinde, 8 Kasım 1990 tarihinde Strazburg’da yapılmıştır. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Sözleşmenin onaylı örneklerini Konsey üyesi ülkelere, Konsey üyesi olmamakla beraber Sözleşmenin yapılmasına katılan ülkelere ve Sözleşmeye katılmaya davet edilen herhangi bir başka ülkeye iletecektir.
1. Çekinceler :

a) 2 nci Maddenin 2 nci fıkrası uyarınca, Türkiye Cumhuriyeti, Madde 2’nin 1 inci fıkrasının münhasıran ulusal mevzuatında tanımlanan suçlara uygulanacağını beyan eder.

b) 6 ncı Maddenin 4 üncü fıkrası uyarınca, Türkiye Cumhuriyeti, 6 ncı Maddenin 1 inci fıkrasının, münhasıran ulusal mevzuatında tanımlanan suçlara uygulanacağını beyan eder.

c) 14 üncü Maddenin 3 üncü fıkrası uyarınca, Türkiye Cumhuriyeti, 14 üncü Maddenin 2 nci fıkrasının, Türkiye Cumhuriyetinin anayasal ilkelerine ve temel hukuk kavramlarına uygunluğu ölçüsünde uygulanacağını beyan eder.

d) 21 inci Maddenin 2 nci fıkrası uyarınca, Türkiye Cumhuriyeti, geçici önlemler ve zoralımdan etkilenen şahıslara adli belgelerin tebliğ edilmesi hakkındaki 2 nci fıkranın a ve b paragraflarında belirtilen usullerin, Türk topraklarında bulunan bir şahsa uygulanmasına, bunun Türk mevzuatında veya adlî belgeyi ileten Taraf ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki cezai konularda adli yardımlaşmaya dair ilgili uluslararası anlaşmalarda öngörülmüş olması halinde izin verilebileceğini ve adli belgelerin sadece Merkezi Makam aracılığıyla tebliğ edilmesi gerektiğini beyan eder.

e) 25 inci Maddenin 3 üncü paragrafı uyarınca, Türkiye Cumhuriyeti, kendisine yapılacak taleplerin ve bu taleplere ilişkin belgelerin, Türkçe veya ingilizce çevirileriyle sunulması gerektiğini beyan eder.

f) 32 nci Maddenin 2 nci paragrafı uyarınca, Türkiye Cumhuriyeti, Sözleşmenin III. Bölümü uyarınca Türkmakamlarınca sağlanacak bilgi ve bulguların, ilgili Türk makamlarından önceden izin alınmaksızın, talepte bulunan Tarafın makamlarınca, talepte belirtilenden başka soruşturma ve kovuşturmalarda kullanılamayacağını beyan eder.

2. Beyanlar :

a) 23 üncü Maddenin 2 nci fıkrası uyarınca, Türkiye Cumhuriyeti, aynı maddenin 1 inci paragrafı uyarınca belirlenen Merkezi Makamın aşağıda kayıtlı olduğunu beyan eder:

AdaletBakanlığı Ek Bina,

Millî Müdafaa Caddesi No: 22/8

06659, Bakanlıklar/Ankara/TÜRKİYE

b) Türkiye Cumhuriyeti, uyuşturucu kaçakcılığı, örgütlü suçlar ve terörizm arasındaki sıkı ilişkiye dikkat çeker ve Sözleşme hükümlerinin, 1988 yılında düzenlenen 16 ncı Avrupa Adalet Bakanları Konferansında kabul edilen 3 No.lu Kararda belirtildiği üzere, terörist eylemlere de uygulanmasını beklediğini beyan eder.