Dönem : 22 Yasama Yılı : 2
T.B.M.M. (S. Sayısı : 304)
Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Bankalar Kanununun 14 üncü Maddesinin (3)
Numaralı Fıkrası Hükümlerine İstinaden
Bankacılık İşlemleri Yapma ve Mevduat Ka-bul
Etme İzni Kaldırılan Türkiye İmar Bankası Türk Anonim
Şirketi Hakkında Tesis Edilecek Bazı İşlemler Hakkında Kanun Tasarısı ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/700)
Not : Tasarı Başkanlıkça;
Adalet ile Plan ve Bütçe komisyonlarına havale edilmiştir.
|
|
T.C. |
|
|
|
Başbakanlık |
17.11.2003 |
|
|
Kanunlar ve Kararlar |
|
|
|
Genel Müdürlüğü |
|
|
|
Sayı :
B.02.0.KKG.0.10/101-761/5146 |
|
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 6.11.2003 tarihinde
kararlaştırılan “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Bankalar Kanununun 14
üncü Maddesinin (3) Numaralı Fıkrası Hükümlerine İstinaden Bankacılık İşlemleri
Yapma ve Mevduat Kabul Etme İzni Kaldırılan Türkiye İmar Bankası Türk Anonim
Şirketi Hakkında Tesis Edilecek Bazı İşlemler Hakkında Kanun Tasarısı” ile
gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan
GENEL GEREKÇE
Devlet iç borçlanma senetleri birincil
piyasada Hazine Müsteşarlığınca ihraç edilmekte olup, söz konusu senetler
ikincil piyasalarda alım satım işlemlerine konu olabilmektedir. Yatırımcılar,
birincil piyasadan aldıkları Devlet iç borçlanma senetlerini vadesine kadar
ellerinde tutabilecekleri gibi ikincil piyasalarda, piyasaların likiditesi ile
orantılı olarak, istedikleri zaman ellerinden çıkartabilmektedirler.
Devlet iç borçlanma senetlerinin
bedelleri, vade tarihinde senedin aslını ibraz eden yatırımcıya Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankası ve Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası aracılığı ile
ödenmektedir. Senedin aslı yerine, ikincil piyasa işlemi sonucu düzenlenen
belge veya makbuza sahip olan yatırımcılar ise, alacaklarını senedi almış
oldukları banka veya aracı kurumdan tahsil etmektedir. İkincil piyasalarda
makbuz karşığında satın alınmış olan Devlet iç borçlanma senetlerinin makbuz
sahiplerine geri ödenmesinde Hazine Müsteşarlığının doğrudan bir borç alacak
ilişkisi bulunmamaktadır.
Bankalar Kanununun 14 üncü maddesinin (3)
numaralı fıkrası uyarınca Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun 3.7.2003
tarihli ve 1085 sayılı Kararı ile bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul
etme izni kaldırılan Türkiye İmar Bankası T.A.Ş. ile ilgili olarak yapılan
incelemelerde, banka bünyesinde bulunmamasına rağmen Bankaca ikincil piyasada,
yatırımcılara Devlet iç borçlanma senedi adı altında makbuz düzenlenerek
karşılıksız satış yapıldığı tespit edilmiştir.
Türkiye İmar Bankası T.A.Ş.’ce düzenlenen
ve satışı yapılan makbuzların karşılığı Devlet iç borçlanma senedi bulunmaması
sebebiyle, bu makbuzlara sahip olan yatırımcılara mevcut mevzuat hükümleri
çerçevesinde herhangi bir ödeme yapılması mümkün değildir. Söz konusu Banka
bünyesinde karşılığı bulunmayan Devlet iç borçlanma senetlerini bankaca
düzenlenen makbuz karşılığında satın almış olan yatırımcıların
mağduriyetlerinin giderilebilmesi, ancak yeni bir yasal düzenleme ile mümkün
olacaktır.
Bu Kanun çerçevesinde, Türkiye İmar
Bankası T.A.Ş. bünyesinde karşılığı bulunmayan Devlet iç borçlanma senetlerini
Bankaca düzenlenen makbuz karşılığında satın almış olan yatırımcıların
mağduriyetlerinin giderilebilmesini teminen, bu tutarların 3.7.2003 tarihinde
Resmî Gazetede ilan edilen Devlet iç borçlanma senetlerinin günlük değerleri
esas alınarak hesaplanacak tutar üzerinden, 31.7.2003 tarihli ve 4969 sayılı
Kanunun geçici 2 nci maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca mevduat
ödenmesinde izlenecek usul ve esaslara göre ödeme yapılması imkânı getirilmektedir.
Bu amaçla, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna Hazine Müsteşarlığınca özel tertip
Devlet iç borçlanma senedi ihraç edilmesi öngörülmektedir. Diğer taraftan,
kolluk kuvvetleri ile savcılığın aramaları esnasında Türkiye İmar Bankası
T.A.Ş.’nin bilgi işlem sistemi dahilinde ele geçirilen karşılıksız Devlet iç
borç senedi alanları gösterir listelerde yer almayanlar ile Bankanın bankacılık
işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırıldığı tarihten sonra
alındığı tespit edilen karşılıksız Devlet iç borç senetlerine ilişkin olarak
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunca herhangi bir ödeme yapılmayacağı hükme
bağlanmaktadır.
Yapılacak ödemelerden kaynaklanan
alacaklar hakkında 4969 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinin (2) numaralı
fıkrası hükümlerinin uygulanması öngörülmektedir. Ayrıca, sahte belge
düzenlenerek haksız kazanç sağlanmasının önlenmesi amacıyla gerekli düzenleme
yapılmaktadır.
Alacaklıların ödemeler sırasında
düzenlenecek belgelere ilişkin vergilerden doğabilecek mağduriyetlerinin
giderilmesi amacıyla vergi muafiyeti düzenlenmiştir. Ancak, bu düzenleme,
31.12.1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi
kapsamındaki gelir vergisi tevkifatı için bir istisna teşkil etmemektedir.
4389 sayılı Bankalar Kanunu ve 4969 sayılı
Kanun uyarınca Türkiye İmar Bankası T.A.Ş. mudilerine yapılan ödemeler ve/veya
bu Kanun uyarınca yapılan ödemelerin, yapılan ve yapılacak incelemeler
sonucunda mudi veya hak sahibinin beyanının aksine bir durumun tespit edilmesi
ve/veya ilgiliye fazladan veya haksız bir ödeme yapıldığının tespiti halinde,
ödenen meblağın Fon tarafından 6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca
ilgilisinden tahsil edilmesi öngörülmektedir.
Fon tarafından mudi veya hak sahibi adına
bir bankada hesap açılmış olması halinde, açılan ve bloke edilen hesap, mudi
veya hak sahibinin Fon adına doğmuş veya doğabilecek borcunun teminatı olarak
başka bir işleme gerek olmaksızın, vade sonuna kadar Fon adına rehnedilmiş
sayılacaktır. Ayrıca, Fona ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarına herhangi bir
sebeple borçlu olanların, 4969 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinin (1)
numaralı fıkrası ve bu Kanun kapsamındaki alacaklarının, öncelikle borçlarına
mahsup edileceği öngörülmektedir.
Mudilere ve hak sahiplerine vadeli ödeme
yapılmasına karar verilmesi halinde, mudiler ve hak sahipleri adına açılacak
hesapların rehin, haciz, temlik ve benzeri hukukî ilişkilere konu edilseler
dahi vadelerinden önce hesap sahipleri veya hak iddia eden üçüncü kişiler
tarafından ödenmesinin talep edilemeyeceği düzenlenmektedir.
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
gerçekleştirilen fiiller nedeniyle, Fon tarafından ödeme yapılmasına veya
yapılacak olmasına sebebiyet veren kişiler ile bunların eş ve çocuklarına ait
mal, hak ve alacaklar hakkında uygulanacak hükümler belirlenmektedir.
Diğer taraftan, 4969 sayılı Kanunun geçici
2 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasında yapılan değişiklikle, yapılacak
ödemeler için Bakanlar Kuruluna verilen düzenleme yetkisine açıklık
getirilmektedir. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun bankacılık
işlemleri yapma ve mevduat kabul etme iznini kaldırdığı tarihten geriye doğru
bir ay içinde, kıyı bankalarındaki hesapları gerçek bir nakit hareketi
sağlamaksızın Fon tarafından sağlanan mevduat güvencesi kapsamına almak amacına
matuf olarak, bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan
bankaların yurtiçi kayıtlarına, muhabir bankaca karşılığı nakden veya
bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan banka
dışındaki bir başka banka aracılığıyla ödenmeksizin aktarıldığı tespit edilen
hesaplar ile muvazaalı olduğu Fon tarafından tespit edilen hesaplar için Fon
tarafından herhangi bir ödeme yapılmayacağı hükme bağlanmaktadır.
Ayrıca; 4833 sayılı 2003 Malî Yılı Bütçe
Kanununun 26 ncı maddesinin (h) bendinde düzenlenen ikrazen özel tertip Devlet
iç borçlanma senedi ihraç limiti, 4969 sayılı Kanunun 11 inci maddesi ile
yeniden belirlenmiş, ancak, söz konusu tutar da Türkiye İmar Bankası T.A.Ş.
nezdinde bulunan tasarruf mevduatının Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunca
ödenebilmesi amacıyla Fona ihraç edilmesi öngörülen özel tertip Devlet iç
borçlanma senedi tutarları için yeterli olmayacağından söz konusu ödemelerin
yapılmasını teminen ikrazen özel tertip Devlet iç borçlanma senedi ihracına
ilişkin limit artırılmaktadır.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1. - 4969 sayılı Kanunun geçici 2
nci maddesinin (1) numaralı fıkrasında yapılan değişiklikle, yapılacak ödemeler
için Bakanlar Kuruluna verilen düzenleme yetkisine açıklık getirilmektedir.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurulunun bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme iznini kaldırdığı
tarihten geriye doğru bir ay içinde, kıyı bankalarındaki hesapları gerçek bir
nakit hareketi sağlamaksızın Fon tarafından sağlanan mevduat güvencesi
kapsamına almak amacına matuf olarak, bankacılık işlemleri yapma ve mevduat
kabul etme izni kaldırılan bankaların yurt içi kayıtlarına, muhabir bankaca
karşılığı nakden veya bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni
kaldırılan banka dışındaki bir başka banka aracılığıyla ödenmeksizin
aktarıldığı tespit edilen hesaplar ile muvazaalı olduğu Fon tarafından tespit
edilen hesaplar için Fon tarafından herhangi bir ödeme yapılmayacağı hükme
bağlanmaktadır.
Madde 2. - Madde ile, 29.3.2003 tarihli ve
4833 sayılı 2003 Malî Yılı Bütçe Kanununun 26 ncı maddesinin (h) bendinde
düzenlenen ikrazen özel tertip Devlet iç borçlanma senedi ihraç limiti sekiz
katrilyon beşyüz trilyon TL.’ye yükseltilmektedir.
Geçici Madde 1. - Bankalar Kanununun 14
üncü maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurulunca bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan
Türkiye İmar Bankası T.A.Ş. ile ilgili olarak yapılan incelemelerde, söz konusu
Banka bünyesinde karşılığı bulunmayan Devlet iç borçlanma senetlerini, Bankaca
düzenlenen makbuz karşılığında satın almış olan yatırımcıların bulunduğu tespit
edilmiştir.
Maddenin (a) fıkrasında, söz konusu
yatırımcıların mağduriyetlerinin giderilebilmesi için bu tutarların, Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankasınca 3.7.2003 tarihinde Resmî Gazetede ilan edilen
Devlet iç borçlanma senetlerinin günlük değerleri esas alınarak hesaplanacak
tutar üzerinden, 31.7.2003 tarihli ve 4969 sayılı Kanunun geçici 2 nci
maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca mevduat ödenmesinde izlenecek usul ve
esaslara göre ödenmesi imkânı getirilmekte ve bu amaçla Hazine Müsteşarlığınca,
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna özel tertip Devlet iç borçlanma senedi ihraç
edilmesi öngörülmektedir.
Ancak, kolluk kuvvetleri ile savcılığın
aramaları esnasında Türkiye İmar Bankası T.A.Ş.’nin bilgi işlem sistemi
dahilinde ele geçirilen karşılıksız Devlet iç borç senedi alanları gösterir
listelerde yer almayanlar ile Bankanın bankacılık işlemleri yapma ve mevduat
kabul etme izninin kaldırıldığı tarihten sonra alındığı tespit edilen
karşılıksız Devlet iç borç senetlerine ilişkin olarak Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonunca herhangi bir ödeme yapılmayacağı hükme bağlanmaktadır.
Maddenin (b) fıkrasında, ödemelerin
yapılmasından kaynaklanan alacakların 4969 sayılı Kanunun geçici 2 nci
maddesinin (2) numaralı fıkrası hükümleri uyarınca tahsili ve ödemelerde sahte
belge düzenlenmesi yoluyla haksız kazanç sağlanmasının önlenmesi hususları
düzenlenmiştir.
Maddenin (c) fıkrasında, ilgililer
hakkında Türk Ceza Kanunu ve diğer kanunlardan doğan cezaî ve hukukî
sorumlulukların saklı tutulduğu hükme bağlanmıştır.
Maddenin (d) fıkrasında, söz konusu
alacaklıların, ödemeler sırasında düzenlenecek belgelere ilişkin vergilerden
doğabilecek mağduriyetlerinin giderilmesi bakımından vergi muafiyeti
düzenlenmiştir. Bu düzenleme, 31.12.1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi
Kanununun 94 üncü maddesi kapsamındaki gelir vergisi tevkifatı için bir istisna
teşkil etmemektedir.
Maddenin (e) fıkrasında mudilere ve hak
sahiplerine, yapılacak incelemeler sonucunda fazla veya haksız ödeme
yapıldığının tespit edilmesi halinde, ödemelerin tahsili; vadeli ödeme
durumunda açılacak hesaplar üzerindeki, rehin, haciz, temlik ve benzeri hukukî
işlemler düzenlenmiştir. Ayrıca, Fona ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarına
herhangi bir sebeple borçlu olanların, 4969 sayılı Kanunun geçici 2 nci
maddesinin (1) numaralı fıkrası ve maddenin (a) fıkrası kapsamındaki
alacaklarının, öncelikle borçlarına mahsup edileceği öngörülmektedir.
Maddenin (f) fıkrasında Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten önce gerçekleştirilen fiiller nedeniyle, Fon tarafından ödeme
yapılmasına veya yapılacak olmasına sebebiyet veren kişiler ile bunların eş ve
çocuklarına ait mal, hak ve alacaklar hakkında uygulanacak hükümler belirlenmektedir.
Madde 3. - Yürürlük maddesidir.
Madde 4. - Yürütme maddesidir.
Plan ve
Bütçe Komisyonu Raporu
|
|
Türkiye Büyük Millet
Meclisi |
|
|
|
Plan ve Bütçe Komisyonu |
10.12.2003 |
|
|
Esas No. : 1/700 |
|
|
|
Karar No. : 63 |
|
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Bakanlar Kurulunca 17.11.2003 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulan ve Başkanlıkça 19.11.2003
tarihinde tali komisyon olarak Adalet Komisyonuna, esas komisyon olarak da
Komisyonumuza havale edilen "Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Bankalar Kanununun 14 üncü Maddesinin (3) Numaralı Fıkrası Hükümlerine
İstinaden Bankacılık İşlemleri Yapma ve Mevduat Kabul Etme İzni Kaldırılan
Türkiye İmar Bankası Türk Anonim Şirketi Hakkında Tesis Edilecek Bazı İşlemler
Hakkında Kanun Tasarısı", Komisyonumuzun 8.12.2003 tarihinde, Hükümeti
temsilen Devlet Bakanı Ali BABACAN ile Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı,
Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurulu ve Sermaye Piyasası Kurulu temsilcilerinin de katılımlarıyla yapmış
olduğu, 20 nci birleşiminde incelenip, görüşülmüştür.
Bilindiği gibi, Devlet iç borçlanma
senetleri birincil piyasada Hazine Müsteşarlığı tarafından ihraç edilmektedir.
İhraç edilen bu senetler ikincil piyasalarda da alım satım işlemlerine konu
olabilmektedir. Devlet iç borçlanma senetlerinin bedelleri, senedin aslını
ibraz eden yatırımcıya T.C. Merkez Bankası ve T.C. Ziraat Bankası aracılığıyla
ödenmektedir. Senedin aslı yerine, ikincil piyasa işlemi sonucu belge veya
makbuza sahip olan yatırımcıların alacakları, senedi almış oldukları banka veya
aracı kurumdan tahsil edilmekte ve bu senetlerin geri ödenmesinde Hazine
Müsteşarlığının doğrudan bir borç ilişkisi bulunmamaktadır.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu
tarafından bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan
Türkiye İmar Bankası Türk A.Ş. hakkında yapılan incelemelerde, banka bünyesinde
karşılığında Devlet iç borçlanma senedi bulunmamasına rağmen, Bankaca ikincil
piyasada yatırımcılara Devlet iç borçlanma senedi satışı adı altında makbuz
düzenlenerek karşılıksız satış yapıldığı tespit edilmiştir. Ancak, Bankaca
düzenlenen bu makbuzların karşılığı Devlet iç borçlanma senedi bulunmaması
sebebiyle yatırımcılara mevcut mevzuat hükümleri çerçevesinde bir ödeme
yapılamamaktadır. Karşılığı olmayan bu makbuzları alan yatırımcıların
mağduriyetlerinin giderilmesi bir yasal düzenleme ihtiyacı doğurmaktadır.
Hazırlanmış olan bu kanun tasarısıyla mudilerin mağduriyetlerinin giderilmesine
yönelik düzenlemeler öngörülmektedir.
- Tasarı ve gerekçesi incelendiğinde;
- Banka mudilerine yapılacak ödemeler için
Bankalar Kanunuyla, Bakanlar Kuruluna verilen düzenleme yetkisine açıklık
getirilmesinin,
- Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurulunun bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme iznini kaldırıldığı
tarihten geriye doğru bir ay içinde, kıyı bankalarındaki hesapları gerçek bir
nakit hareketi sağlanmaksızın, Fon tarafından sağlanan mevduat güvencesi
kapsamına alınmak amacıyla, izni kaldırılan bankaların yurt içi kayıtlarına
muhabir banka veya başka bir banka aracılığıyla karşılığı olmadan aktarıldığı
tespit edilen hesaplar ile muvazalı olduğu Fon tarafından tespit edilen
hesaplar için Fon tarafından herhangi bir ödeme yapılmayacağının hükme
bağlanmasının,
- 2003 Malî Yılı Bütçe Kanununda yapılan
değişiklikle, Hazine Müsteşarlığınca ikrazen özel Devlet iç borçlanma senedi
ihraç limitinin sekiz katrilyon beşyüz trilyon liraya yükseltilmesi, Hazine
Müsteşarlığınca Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna özel tertip Devlet iç borçlanma
senedi ihraç edilmesinin,
- Hak sahiplerine yapılacak ödemeler
sırasında düzenlenecek belgeler nedeniyle vergilerden doğabilecek
mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla vergi muafiyeti düzenlenmesinin,
- Fona ve diğer kamu kurum ve
kuruluşlarına herhangi bir sebeple borçlu olanların, 4969 sayılı Kanunun geçici
2 nci maddesinin (1) numaralı fıkrası ve bu Tasarı kapsamındaki alacaklarının,
öncelikle borçlarına mahsup edileceğinin,
- Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce
gerçekleştirilen fiiller nedeniyle, Fon tarafından ödeme yapılmasına veya
yapılacak olmasına neden olan kişiler ile bunların eş ve çocuklarına ait mal,
hak ve alacaklar hakkında, Türkiye İmar Bankası Türk Anonim Şirketi'nden Devlet
iç borçlanma senedi almamasına rağmen, sahte olarak düzenlediği veya sahte
olduğunu bildiği belgeleri ibraz ederek veya ettirerek kendisine veya bir
başkasına ödeme yapılmasını talep eden kişiler hakkında uygulanacak olan
hükümlerin uygulanmasının,
Öngörüldüğü anlaşılmaktadır.
Komisyonumuzda Tasarının geneli üzerinde
yapılan görüşmelerde;
- İmar Bankasının batan bankalar
zincirinin yirminci bankası olduğu, Bankanın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna
devredilmesinin ardından Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu tarafından
mevduatlarının hepsinin ödeneceğinin açıklanmış olduğu, ancak, mağduriyetin
diğer örneklerden daha uzun sürmüş olduğu ve 6 aydır herhangi bir ödeme
yapılmadığı,
- İmar Bankası olayının, diğer el konulan
bankalardan sonuçları itibarıyla farklı yansımaları olan bir olay olduğu,
- 12 Hazirandan sonra Bankada olağandışı
mevduat hareketinin olduğunun açıklandığı, bu tarihlerde Bankacılık Düzenleme
ve Denetleme Kurulu üyelerinden iki tanesinin görev sürelerinin dolması
nedeniyle toplantı yeter sayısı bulunamadığı, bu nedenle Bankaya el
konulmasında, atamalardaki gecikme sebebiyle geç kalınmış olduğu ve ancak 3
Temmuz'da el konulabilmiş olduğu,
- Yetkisi bulunmadığı halde Bankanın
açıkça en yüksek faizle Devlet Tahvili ve Hazine Bonosu satışları yapmış
olduğu, bu konunun hayret verici ve dikkate değer olduğu, denetim kurumlarının
burada sorumluluklarının sözkonusu olduğu,
- Devlet iç borçlanma senetlerinin
mevduata dönüştürülmesinin büyük oranda faiz geliri kaybına neden olacağı,
paraların vadeli değil defaten ödenmesi gerektiği,
- TÜFE artış oranı üzerinden mevduata faiz
tahakkuk ettirilmesinin doğru olmayacağı, çünkü TÜFE'nin faiz oranlarının
altında seyrettiği ve gelir kaybının sözkonusu olacağı,
- İmarzedelere ödenecek paranın, daha önce
el konulmuş olan ÇEAŞ ve KEPEZ'den elde edilen gelirlerle karşılanmasının daha
doğru olacağı, çünkü bu şirketlerin de aynı sermaye gurubuna ait olduğu,
böylece bu külfetin vatandaşın sırtına yüklenmesinin önlenmiş olacağı,
- Adalet Komisyonunda görüşülen ve
hortumculuğun önlenmesi diye bilinen Tasarıda üçüncü dereceye kadar olan
yakınların da malvarlığıyla sorumluluğuna ilişkin bir düzenleme öngörüldüğü,
ancak bu kişilerin malvarlığına ilişkin kapsamlı çalışmaların yapılması
gerektiği,
- Denetim organlarında çalışmış olan
yetkililerin, sektörde çalışmasını engellemeye yönelik hükümlerin yetersiz
olduğu, buna ilişkin hükümlerin yeniden düzenlenmesi ve önemli yaptırımlarla
kuvvetlendirilmesi gerektiği,
- Yolsuzlukların yapılmasına imkân
sağlayan ortamları yaratanların da suçlu ve sorumlu olduğu, çok sayıda bankanın
etkin bir şekilde incelenmemiş ve denetlenmemiş veya denetim raporlarının
dikkate alınmamış olduğunun anlaşıldığı, yolsuzluk olaylarında sorumluluğu olan
kamu görevlilerinin de hesap vermesi ve buna ilişkin tedbirlerin alınması
gerektiği,
- Sektörün bağımsız bir yapıya
kavuşturulması amacıyla Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun kurulduğu,
buna rağmen bankalara ilişkin yolsuzlukların yaşandığı, ancak, bu olayların
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun bağımsızlığına gölge düşürmemesi
gerektiği,
- Bankalardaki yolsuzlukların neden olduğu
52 milyar dolar zarardan söz edildiği, İmar Bankasından kaynaklanan zararın ise
8,8 katrilyon lira civarında olduğu ve bu rakamın 2003 bütçesinin yatırım
rakamlarından daha fazla olduğu göz önünde bulundurulunca ödemedeki güçlüğün
ortaya çıktığı, dolayısıyla bu paraların sorumlulardan tahsil edilmesinin daha
doğru olacağı,
- Dünyada eşine az rastlanır bir yolsuzluk
örneğiyle karşı karşıya bulunulduğu, Hazinenin karşılamak durumunda olduğu 8,8
katrilyon lira civarındaki yükün tüm topluma yansıyacağı, açılan kredilerden ne
kadarının geriye döneceğinin ve Banka sahiplerinin malvarlığından ne kadarının
karşılanabileceğinin belli olmadığı ancak, bu geri dönüşlere bağlı olarak
rakamların düşebileceği,
- Türkiye'de sürekli malî piyasalara ve
bankacılık alanına ilişkin düzenlemeler yapıldığı ve buna gerçekten ihtiyaç
bulunduğu, gerekli çalışmalar yapılarak kapsamlı, gerçekçi ve sistemdeki
tıkanıklıkları giderecek, gerekiyorsa Anayasa değişikliği düzeyinde
düzenlemeler yapılması gerektiği,
- Rakamların büyüklüğü nedeniyle ödemeye
ilişkin vadenin söz konusu olduğu, ortalama mevduat faizinin değil, TÜFE artış
oranında bir getirinin öngörülmesinin bu rakamın büyüklüğünden kaynaklandığı ve
bu yönüyle öngörülen bu ödeme planı ve şeklinin genel sistemden ayrıldığı,
- Bankaya el konulduğu tarihten geriye
doğru bir ay öncesine kadar olan süre içinde, kıyı bankalarından, sigorta
kapsamına almak amacıyla mevduata dönüştürülen kısmın ödenmemesinin
öngörülmesinin fiktif işlemleri önlemeye yönelik normal bir tedbir olduğu,
ancak gerçek mevduatla fiktif işlemlerin ayrımının yapılması gerektiği,
- Kayıtlarda 750 trilyon lira civarında
mevduat toplandığının görüldüğü, ancak 8,8 katrilyon lira civarında mevduat
toplandığının anlaşıldığı, çeşitli şekillerde denetim yapan pek çok kurum
olmasına rağmen, işlem hacmi düşük olan bir ekonomide bu kadar büyük paraların
farkettirilmeden aktarılmasının dikkate değer olduğu,
- Türkiye'de bankacılık sistemini kamu
bankalarının yanlış ve siyasal çıkarlar uğruna yönetilmesi, özel bankacılığın
ise, faiz bankacılığı şeklinde işlemesi, sayılarının çok fazla olması ve
kaynaklarını yatırımlara yöneltmesi yerine Devlete yüksek faizle borç vermek
suretiyle rant elde ederek mevcudiyetlerini sürdürmesi, ayrıca niteliği
bankacılık yapmaya uygun olmayan kesimlere banka açma izni verilmesi gibi
zafiyetlerinin bulunduğu,
- Bankacılık sektörünün bir ülkenin
sermaye birikiminin kilit sektörü olduğu, bankacılık sistemi iyi işlemeyen bir
ekonominin iyiye gittiğinden söz edilemeyeceği, sistemin sorunlarının devam
etmekte olduğu ve bir an önce yapının yeniden ele alınarak düzeltilmesi
gerektiği,
Şeklindeki görüş ve eleştirileri takiben,
Hükümet adına yapılan tamamlayıcı açıklamalarda ise,
- Haziran ayının ikinci yarısında İmar
Bankasından yoğun mevduat çekilmesi ile başlayan süreçte bankanın sıkıntıya
girdiği ve Banka yönetiminin topluca istifa ettiği, bunun üzerine Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun Bankaya yeni bir yönetim atadığı, 3 Temmuz
2003 tarihinde de bankacılık işlemleri ve mevduat toplama izninin kaldırıldığı
ve yönetimin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredildiği,
- 8,8 katrilyon lirayı aşkın bir mevduat
söz konusu iken resmî kayıtlarda sadece 750 trilyon liranın bulunduğu,
mevduatların büyük bir bölümünün hiçbir resmî kayda girmediği ve nerelere
aktarıldığının henüz tespit edilemediği, benzeri görülmemiş bu olayın
hortumculuktan çok daha öte olduğu ve konunun yargıya intikal etmiş bulunduğu,
- Sorumlulara yönelik yasal işlemlerin
başlatılmış ve devam etmekte olduğu, suç duyurusunun yapılmış ve mallara
ilişkin ihtiyati tedbir kararının alınmış olduğu, ayrıca vergi kaçakçılığı
nedeniyle başlatılan takip ve davaların da söz konusu olduğu,
- Tasarruf sahiplerinin mağduriyetlerinin
giderilmesinin hem yasal bir zorunluluk hem de malî piyasalara olan güven
açısından önem taşıdığı,
- Tasarıyla mevduatların ödenme
koşullarının belirlendiği, Devlet iç borçlanma senedi sahiplerine yapılacak
ödemelerin hukuki alt yapısının oluşturulduğu ve yalan beyanda bulunanlara
ilişkin yaptırımların mevcut bulunduğu, ödemelerin, kişilerin sahip olduğu
hesapların birleştirilmesiyle oluşturulacak toplam mevduat üzerinden
yapılacağı,
- İlk 10 milyar liralık kısmın kişiler
adına T.C Ziraat Bankasında açılacak vadesiz mevduat hesabına aktarılacağı, 10
milyarın üzerindeki ilk 5 milyarlık kısmın 3 aylık bloke bir vadeli mevduat
hesabında tutulacağı geri kalan kısmın ise artı 10 milyar lira için 12 aylık,
artı 15 milyar lira için 18 aylık, artı 30 milyar lira için 24 aylık, artı 30
milyar lira için 30 aylık, kalan kısmın ise 36 aylık vadeler itibariyle
ödenmesini öngören bir sistemle ödeneceği,
- Yükün asgariye indirilmesi açısından
rakamların ve vadenin Merkez Bankası ve Hazine işbirliğiyle hesap edilmiş
olduğu, vadeli mevduata yıllık TÜFE artışı oranında faiz tahakkuk
ettirilmesinin planlandığı, faiz oranlarının nihai belirleyicisinin Bakanlar
Kurulu olduğu,
- Sigortanın felsefesinin, beklenmedik bir
olay neticesinde ortaya çıkan zararı tazmine ve zarara uğrayan şeyin yerine
konmasına yönelik olduğu, TÜFE artış oranının satın alma gücünü korumaya
yönelik olarak öngörülmüş olduğu, bunun üzerinde bir oranın kazanç kapsamına
gireceği ve bunun sigortanın kapsamı içerisinde düşünülemeyeceği,
- Konunun incelenmesine devam edildiği,
2003 yılı banka defterlerinin boş olduğu, eski yönetimin belgeleri teslim
etmediği ve hâlâ belgelere ulaşmakta zorluklarla karşılaşıldığı, kartuşların
karartılmış olduğu, Bankanın aktif yapısına ilişkin bilgi olmadığı, kayıtlar
olmadığı için incelemelerin sağlıklı yapılamadığı, bu yolsuzluğun yıllardır
devam eden bir süreç içerisinde gerçekleştirildiğinin düşünüldüğü ve sağlıklı
bir neticeye ulaşmak için zamana ihtiyaç bulunduğu,
- Şubelerdeki bazı bilgilerle merkezdeki
yedekleme kartuşları arasında karşılaştırma yapılarak elde edilen bilgilerin
desteklenmeye çalışıldığı, teyit edilen bilgilerin toplanmasıyla hak
sahiplerine ve mevduata ilişkin rakamlara ulaşılmış olduğu,
- Ödemelerde Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonu ve Hazinenin nakit imkânlarının kullanılacağı, ayrıca Merkez Bankasından
avans alınması suretiyle nakit ihtiyacının karşılanacağı, tüm ülkeyi
ilgilendiren bir konuda makro dengelerin gözetilmesinin zorunlu olduğu ve bu
nedenle defaten ödeme yoluna gidilmediği, ağırlıklı ortalama ödeme süresinin de
13,8 ay olduğu bu konularda da uluslararası kuruluşlarla fikir birliğinin
sağlanmış olduğu,
- ÇEAŞ ve KEPEZ'in bu bankacılık
skandalından ayrı bir olay olduğu ve iki olayın irtibatlandırılarak siyasi bir
sonuca bağlanmasının doğru olmayacağı,
- Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurulu'nun bağımsız bir kuruluş olduğu ve aldığı kararlarda siyasi bir etkinin
söz konusu olmadığı, bu tür kurumların emin ellerde ve bağımsız bir şekilde
çalışmasının şart olduğu, alt yapılarının daha iyi hale getirilerek
çalışmalarının desteklenmesi gerektiği,
- Bankaları denetleyen kurumlardaki eski
denetçi ve yöneticilerin bankaların yönetimine gelmesini engelleyen
yaptırımların yetersiz olduğu ve bu konudaki yasal düzenleme çalışmalarının
sürdürüldüğü,
- Yüzde yüz mevduat garantisinin son
derece yanlış olduğu, bankalar arasında haksız rekabete yol açtığı, Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun almış olduğu kararla Temmuz 2004'te bu
uygulamanın sona erdirileceği, ilk etapta garantinin kişi başına 50 milyarla sınırlandırıldığı, bu rakamın da
düşürülmesi gerektiği ancak teknik problemler nedeniyle ilk etapta bu sınırın
uygulanacağı ve sınırın tedricen aşağı çekileceği,
- Kıyı bankalarından, sigorta kapsamına
alınmasını sağlamaya yönelik olarak son bir ayda 706 trilyon liranın mevduata
aktarılmış olduğu ve bu tutarın ödenmeyeceği,
- Mevduatta hesap kesim tarihinden 3
Temmuza kadar olan süre için, en büyük beş bankanın ortalama faiz oranı
üzerinde faiz yürütüleceği, 3 Temmuz ile Kanunun yürürlüğe gireceği tarih arasında
herhangi bir faiz uygulamasının söz konusu olmayacağı ve yürürlülük tarihinden
sonra TÜFE artış oranında bir faizin uygulanacağı,
- Kayıt dışı ekonominin yaygın olduğu bir
ülkede nakit hareketlerinin tam olarak izlenebilmesinin mümkün olmadığı,
İfade edilmiştir.
Tasarı ve gerekçesi Komisyonumuzca da
benimsenerek maddelerin görüşülmesine geçilmiştir.
Tasarının;
- Çerçeve 1 inci maddesi; ikinci
fıkrasında ödeme yapılmayacak mevduatlara ilişkin hükümlerin yer alması
nedeniyle birinci fıkrasındaki "ve doğruluğu hiçbir şüpheye yer
verilmeyecek şekilde kanıtlanan" ibaresinin madde metninden çıkarılması ve
madde hükmünün sigortaya limit getirildikten sonra da uygulanabilmesi amacıyla
"tasarruf mevduatı sigortası kapsamındaki" ibaresinin madde metnine
eklenmesi, ödeme yapılmayacak hesaplara ilişkin tekrarın önlenmesi amacıyla
ikinci fıkradaki "gerçek bir nakit hareketi sağlamaksızın" ibaresinin
madde metninden çıkarılması ve maddenin anlatıma açıklık kazandırılmak amacıyla
redaksiyona tâbi tutulması suretiyle,
- Çerçeve 2 nci maddesi; "TL"
ibaresinin "liraya" şeklinde redaksiyona tâbi tutulması suretiyle,
- Geçici 1 inci maddesi; (a) fıkrasında
yer alan, banka bünyesinde karşılığı bulunmamasına rağmen ikincil piyasada
Devlet iç borçlanma senedi satışı adı altında toplanan tutarların tanımının
daha anlaşılır hale getirilmesi amacıyla "banka bünyesinde karşılığı
bulunmamasına rağmen" ibaresinin "banka bünyesinde karşılığında
Devlet iç borçlanma senedi bulunmamasına rağmen" şeklinde değiştirilmesi,
"hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde kanıtlanması" ibaresinin
muğlaklığın giderilmesi amacıyla "belgelenen" olarak değiştirilmesi,
fıkranın ikinci bendinde yer alan "kolluk kuvvetleri ile savcılığın"
ibaresinin, kolluk kuvvetleri ve savcılık dışındaki yasal olarak yetkili diğer
kurum ve kuruluşları da kapsamasını sağlamak amacıyla "yasal olarak
yetkili olan diğer kurum ve kuruluşların" şeklinde değiştirilmesi ve (e)
fıkrasının sonuna, herhangi bir karışıklığa sebebiyet verilmemesi için zaten
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu adına rehinli olan hesaba açıklık getirilmesine
yönelik bir fıkranın eklenmesi suretiyle,
- Yürürlük ve yürütmeye ilişkin 3 ve 4
üncü maddeleri ise aynen,
Kabul edilmiştir.
Ayrıca, Tasarının başlığı kanunların
hazırlanmasına ilişkin esaslar doğrultusunda yeniden düzenlenmiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun onayına sunulmak
üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile arz olunur.
|
|
Başkan |
Başkanvekili |
Sözcü |
|
|
Sait Açba |
M. Altan Karapaşaoğlu |
Sabahattin Yıldız |
|
|
Afyon |
Bursa |
Muş |
|
|
Kâtip |
Üye |
Üye |
|
|
Mehmet Sekmen |
Mahmut Göksu |
Mehmet
Melik Özmen |
|
|
İstanbul |
Adıyaman |
Ağrı |
|
|
|
|
(İmzada
bulunamadı) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Ruhi Açıkgöz |
Mehmet Zekai Özcan |
Yakup Kepenek |
|
|
Aksaray |
Ankara |
Ankara |
|
|
|
|
(Karşı
oy yazımız eklidir) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Osman Kaptan |
Mehmet Mesut Özakcan |
Ali Osman Sali |
|
|
Antalya |
Aydın |
Balıkesir |
|
|
(Karşı
oy yazısı ektedir) |
(Muhalefet
şerhi ektedir) |
(Muhalefet
şerhim eklidir) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Ali Kemal Deveciler |
Aziz Akgül |
Ömer Abuşoğlu |
|
|
Balıkesir |
Diyarbakır |
Gaziantep |
|
|
(Muhalefet
şerhim ektedir) |
|
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Nurettin
Canikli |
Mustafa Zeydan |
M. Emin Murat Bilgiç |
|
|
Giresun |
Hakkâri |
Isparta |
|
|
(İmzada
bulunamadı) |
|
(Ek
görüşlerimle kabul şerhim vardır) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Alaattin Büyükkaya |
Birgen Keleş |
Ali
Kemal Kumkumoğlu |
|
|
İstanbul |
İstanbul |
İstanbul |
|
|
|
(Karşı
oy yazım ektedir) |
(İmzada
bulunamadı) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Kemal Kılıçdaroğlu |
M. Mustafa Açıkalın |
Hakkı Akalın |
|
|
İstanbul |
İstanbul |
İzmir |
|
|
(Muhalefet
şerhim ektedir) |
|
(Karşı
oy yazısı ektedir) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Mehmet Ceylan |
Y. Selahattin Beyribey |
Taner Yıldız |
|
|
Karabük |
Kars |
Kayseri |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Mustafa
Ünaldı |
Ali Er |
Gürol Ergin |
|
|
Konya |
Mersin |
Muğla |
|
|
(İmzada
bulunamadı) |
|
(Karşı
oy yazısı ektedir) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Kazım Türkmen |
Abdülkadir Kart |
Erol Aslan Cebeci |
|
|
Ordu |
Rize |
Sakarya |
|
|
(Karşı
oy yazım ektedir) |
|
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Musa Uzunkaya |
Enis Tütüncü |
Faruk Nafiz Özak |
|
|
Samsun |
Tekirdağ |
Trabzon |
|
|
(Muhalefet
şerhim ektedir) |
(Karşı
oy yazısı ektedir) |
|
|
|
Üye |
|
Üye |
|
|
Mehmet Akif Hamzaçebi |
|
Osman Coşkunoğlu |
|
|
Trabzon |
|
Uşak |
|
|
(Karşı
oy yazısı ektedir) |
|
(Karşı
oy yazısı ektedir) |
AYRIŞIK OY YAZISI
Tasarıda kıyı bankalarında yer alan
hesapların bankanın yurtiçi şubelerine aktarılması nedeniyle anılan bankanın
bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırıldığı tarihten
geriye doğru bir aylık bir süre getirilmesi suretiyle bir aylık süre içinde
aktarılan hesaplar tasarruf mevduatı sigorta fonu kapsamı dışında
bırakılmıştır.
Şüphesiz bankaya hâkim sermaye
sahiplerinin muvazaalı işlemlerini kapsam dışı bırakmak amacıyla böyle bir
madde düzenlenebilir. Ancak bu düzenlemenin iyi niyetli mevduat sahiplerini
mağdur etmemesi gerekir. Düzenleme bu şekliyle eksik olup iyi niyetli hesap
sahiplerini dikkate almamıştır. Ayrıca böyle bir düzenleme hükümetin Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurulunun boşalan üyeliklerine zamanında atama
yapılmamasından kaynaklanan boşluğu gidermeye yönelik bir düzenleme olduğu
izlenimini vermektedir. Bunun yanında adı geçen bankanın yetkili olmadığı halde
Devlet İç Borçlanma Senedi satması hali tasarıda irdelenmemiştir. Bu konuların
siyasî sorumluluğu ortada kalmıştır.
|
|
M. Akif Hamzaçebi |
Birgen Keleş |
Hakkı Akalın |
|
|
Trabzon |
İstanbul |
İzmir |
|
|
Yakup Kepenek |
Gürol Ergin |
Enis Tütüncü |
|
|
Ankara |
Muğla |
Tekirdağ |
|
|
Osman Coşkunoğlu |
M. Mesut Özakcan |
Kemal Kılıçdaroğlu |
|
|
Uşak |
Aydın |
İstanbul |
|
|
Kazım Türkmen |
Ali Kemal Deveciler |
Osman Kaptan |
|
|
Ordu |
Balıkesir |
Antalya |
MUHALEFET ŞERHİ
1. - İmar Bankası mevduat sahiplerinin
alacaklarının ödenmesi ile ilgili olarak: BDDK’nın yanısıra diğer 1 inci derece
sorumlular olan SPK, İMKB ve Merkez Bankası kaynakları da, kendi sorumluluklarının
gereği olarak, kullanılmalıdır.
2. - Anapara nominal olarak ve yıllara
sari biçimde ödenmeli, faiz hiç veya çok düşük düzeyde ödenmelidir. (1983’lerde
Banker krizinde olduğu üzere)
Emin Bilgiç
Isparta
MUHALEFET ŞERHİ
Türkiye İmar Bankası
T.A.Ş.’ce, Banka bünyesinde karşılığında Devlet iç borçlanma senedi
bulunmamasına rağmen ikincil piyasada Devlet iç borçlanma senedi satışı adı
altında toplanan tutarlardan makbuz karşılığı satıldığı belgelenen Devlet iç
borç senedi karşılığı tutarların ödenmesi yolundaki düzenlemeye;
1. - Bu senetler için
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kapsamında Devletin herhangi bir taahhüdünün
olmaması,
2. - Nitelikli bir
dolandırıcılık nedeniyle mağdur olan vatandaşların mağduriyetinin
giderilmesinin, başkaca kurumlar tarafından dolandırılan vatandaşlarımız için
de talep hakkı doğuracağı; onların da mağduriyetlerinin giderilmesi gerekeceği,
Nedenleriyle karşıyız. Bu
düzenleme hukuka aykırıdır.
Ayrıca, birçok
bilinmeyeni içeren gelişmeler nedeniyle, “tasarruf” kapsamında
değerlendirilemeyecek mevduat için kesin ödeme planı yapılması ve ödemelerin
gerçekleştirilmesinin de doğru ve isabetli olmadığı kanaatindeyiz.
|
|
Ali Osman Sali |
Musa Uzunkaya |
|
|
Balıkesir |
Samsun |
HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METİN
BAZI
KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BANKALAR KANUNU-NUN 14 ÜNCÜ MADDESİNİN (3)
NUMA-RALI FIKRASI HÜKÜMLERİNE İSTİNA-DEN BANKACILIK İŞLEMLERİ YAPMA VE MEVDUAT
KABUL ETME İZNİ KALDIRILAN TÜRKİYE İMAR BANKASI TÜRK ANONİM ŞİRKETİ HAKKINDA
TESİS EDİLECEK BAZI İŞLEMLER
HAKKINDA KANUN TASARISI
MADDE 1. - 31.7.2003 tarihli ve 4969 sayılı Kanunun geçici 2
nci maddesinin
(1) numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“1. - 4389 sayılı Bankalar Kanununun
14 üncü maddesinin (3) numaralı fıkrası veya (5) numaralı fıkrasının (a)
bendinin (aa) alt bendi uyarınca bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul
etme izni kaldırılan bankalarda bulunan ve doğruluğu hiçbir şüpheye yer
vermeyecek şekilde kanıtlanan tasarruf mevduatı niteliğini haiz hesaplar
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından ödenir. Ödemelerde esas alınacak faiz
oranları, mevduat tutarlarına bağlı olarak defaten veya taksitler halinde
ödeme, ödemelerle ilgili olarak mudiler ve hak sahiplerinden alınacak
taahhütnamelerde yer alacak hususlar ile ödemelere ilişkin diğer hususlar,
Hazine Müsteşarlığı ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun müşterek önerisi üzerine
Bakanlar Kurulu tarafından belirlenir.
Ancak, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun
bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme iznini kaldırdığı tarihten
geriye doğru bir ay içinde, kıyı bankalarındaki hesapları gerçek bir nakit
hareketi sağlamaksızın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunca sağlanan mevduat
güvencesi kapsamına almak amacına matuf olarak, bankacılık işlemleri yapma ve
mevduat kabul etme izni kaldırılan bankaların yurt içi kayıtlarına, muhabir
bankaca karşılığı nakden veya bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme
izni kaldırılan banka dışındaki bir başka banka aracılığıyla ödenmeksizin
aktarıldığı tespit edilen hesaplar ile muvazaalı olduğu Tasarruf Mevduatı
Sigorta Fonu tarafından tespit edilen hesaplar için Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonunca herhangi bir ödeme yapılmaz."
MADDE 2. - 29.3.2003 tarihli ve 4833 sayılı 2003 Malî Yılı
Bütçe Kanununun 26 ncı maddesinin (h) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"h) Hazine Müsteşarlığınca sekiz katrilyon beşyüz
trilyon TL'ye kadar ikrazen özel tertip Devlet iç borçlanma senedi ihraç
edilebilir."
GEÇİCİ MADDE 1. - a) 4389 sayılı Bankalar Kanununun 14 üncü
maddesinin
(3) numaralı fıkrası uyarınca Bankacılık Düzen-leme ve Denetleme Kurulunun
3.7.2003 tarihli ve 1085 sayılı Kararı ile bankacılık işlemleri yapma ve
mevduat kabul etme izni kaldırılan Türkiye İmar Bankası T.A.Ş.'ce, Banka
bünyesinde karşılığı bulunmamasına rağmen ikincil piyasada Devlet iç borçlanma
senedi satışı adı altında toplanan tutarlardan, makbuz karşılığı satıldığı
hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde kanıtlanan Devlet iç borç senedi
karşılığı tutarlar; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca 3.7.2003 tarihinde
Resmî Gazetede ilan edilen Devlet iç borçlanma senetlerinin günlük değerleri
esas alınarak hesaplanacak tutar üzerinden, 31.7.2003 tarihli ve 4969 sayılı
Kanunun geçici 2 nci maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca mevduatların
ödenmesinde izlenecek usul ve esaslara göre Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu
aracılığıyla ödenir. Bu amaçla Hazine Müsteşarlığınca, Tasarruf Mevduatı
Sigorta Fonuna özel tertip Devlet iç borçlanma senedi ihraç edilir.
Ancak, kolluk kuvvetleri ile savcılığın aramaları esnasında
Türkiye İmar Bankası
T.A.Ş.’nin bilgi işlem sistemi dahilinde ele geçi-rilen karşılıksız Devlet iç
borç senedi alanları gösterir listelerde yer almayanlar ile Türkiye İmar
Bankası T.A.Ş.’nin bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin
kaldırıldığı tarihten sonra alındığı tespit edilen karşılıksız Devlet iç borç
senetlerine ilişkin olarak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunca herhangi bir ödeme
yapılmaz.
b) (a) fıkrası kapsamında yapılacak ödemeler hakkında, 4969
sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinin (2) numaralı fıkrası hükümleri
uygulanır.
Türkiye İmar Bankası T.A.Ş.’den Devlet iç borçlanma senedi
almamasına rağmen, sahte olarak düzenlediği veya sahte olduğunu bildiği
belgeleri ibraz ederek veya ettirerek, kendisine veya bir başkasına ödeme
yapılmasını talep eden kişiler hakkında 4969 sayılı Kanunun geçici 2 nci
maddesinin (3) numaralı fıkrası hükümleri uygulanır.
c) Türk Ceza Kanunu ve diğer kanunlardan doğan cezaî ve
hukukî sorumluluklar saklıdır.
d) Türkiye İmar Bankası T.A.Ş. nezdinde bulunan tasarruf
mevduatı ve Devlet iç borçlanma senedi satışı adı altında karşılıksız olarak
toplanan tutarlarla ilgili olarak hak sahiplerine yapılacak ödemelere ilişkin
düzenlenecek belgeler her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.
e) Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonu ve Türkiye İmar Bankası T.A.Ş.’ce, Türkiye İmar Bankası
T.A.Ş. hesaplarında yapılan ve yapılacak incelemeler sonucunda; 4389 sayılı
Bankalar Kanunu ve 4969 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Türkiye
İmar Bankası T.A.Ş. mudilerine yapılan ödemelerde ve/veya bu madde uyarınca hak
sahiplerine yapılan ödemelerde, mudi veya hak sahibinin beyanının aksine bir
durumun ve/veya ilgiliye fazladan veya haksız bir ödeme yapıldığının tespiti
halinde, ödenen meblağ, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından 6183 sayılı
Kanun hükümleri uyarınca ilgilisinden tahsil edilir. Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonu tarafından mudi veya hak sahibi adına bir bankada hesap açılmış olması
halinde, açılan ve bloke edilen hesap, mudi veya hak sahibinin Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonu adına doğmuş veya doğabilecek borcunun teminatı olarak
başka bir işleme gerek olmaksızın, vade sonuna kadar Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonu adına rehnedilmiş sayılır.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna herhangi bir sebeple borçlu
olanların 4969 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinin (1) numaralı fıkrası ve
bu maddenin (a) fıkrası kapsamındaki alacakları, öncelikle Tasarruf Mevduatı
Sigorta Fonuna olan borçlarına mahsup edilir. Bu hüküm, ödeme tarihinden önce
kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılacak yazılı bildirime istinaden diğer
amme alacakları için de uygulanır.
4969 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinin (1) numaralı
fıkrası ve bu maddenin (a) fıkrası çerçevesinde Bakanlar Kurulunca mudilere ve
hak sahiplerine vadeli ödeme yapılmasına karar verilmesi halinde, mudiler ve
hak sahipleri adına açılacak hesapların rehin, haciz, temlik ve benzeri hukukî
ilişkilere konu edilseler dahi vadelerinden önce hesap sahipleri veya hak iddia
eden üçüncü kişilere ödenmesi talep edilemez.
f) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
gerçekleştirilen fiiller nedeniyle, bu Kanun hükümlerine göre Tasarruf Mevduatı
Sigorta Fonu tarafından ödeme yapılmasına veya yapılacak olmasına sebebiyet
veren kişiler ile bunların eş ve çocuklarına ait mal, hak ve alacaklar hakkında
da (b) fıkrası hükümleri uygulanır.
MADDE 3. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 4. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONUNUN
KABUL
ETTİĞİ METİN
BAZI
KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BANKALAR KANUNU HÜKÜMLERİNE İSTİNADEN
BANKA-CILIK İŞLEMLERİ YAPMA VE MEVDUAT KABUL ETME İZNİ KALDIRILAN TÜRKİYE İMAR
BANKASI TÜRK ANO-NİM ŞİRKETİ HAKKINDA TESİS EDİ-LECEK BAZI İŞLEMLER HAKKINDA
KANUN TASARISI
MADDE 1. - 31.7.2003 tarihli ve 4969 sayılı Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun geçici 2 nci
maddesinin (1) numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"1) 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanununun
14 üncü maddesinin (3) numaralı fıkrası veya (5) numaralı fıkrasının (a)
bendinin (aa) alt bendi uyarınca bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul
etme izni kaldırılan bankalarda bulunan tasarruf mevduatı sigortası
kapsamındaki tasarruf mevduatı, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından
ödenir. Mevduat tutarlarına bağlı olarak defaten veya taksitler halinde ödeme,
taksitler halinde ödemede faiz uygulanması durumunda esas alınacak faiz
oranları, ödemelerle ilgili olarak mudiler ve hak sahiplerinden alınacak
taahhütnamelerde yer alacak hususlar ile ödemelere ilişkin diğer hususlar,
Hazine Müsteşarlığı ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun müşterek önerisi
üzerine Bakanlar Kurulu tarafından belirlenir.
Ancak, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun
bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme iznini kaldırdığı tarihten
geriye doğru bir ay içinde, kıyı bankalarındaki hesapları Tasarruf Mevduatı
Sigorta Fonunca sağlanan mevduat güvencesi kapsamına almak amacına matuf
olarak, bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan
bankaların yurt içi kayıtlarına, muhabir bankaca karşılığı nakden veya
bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan banka
dışındaki bir başka banka aracılığıyla ödenmeksizin aktarıldığı tespit edilen
hesaplar ile muvazaalı olduğu Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından tespit
edilen hesaplar için Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunca herhangi bir ödeme
yapılmaz."
MADDE 2. - 29.3.2003 tarihli ve 4833 sayılı 2003 Malî Yılı
Bütçe Kanununun 26 ncı maddesinin (h) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"h) Hazine Müsteşarlığınca sekiz katrilyon beşyüz
trilyon liraya kadar ikrazen özel tertip Devlet iç borçlanma senedi ihraç
edilebilir."
GEÇİCİ MADDE 1. - a) 4389 sayılı Bankalar Kanununun 14 üncü
maddesinin
(3) numaralı fıkrası uyarınca Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun
3.7.2003 tarihli ve 1085 sayılı Kararı ile bankacılık işlemleri yapma ve
mevduat kabul etme izni kaldırılan Türkiye İmar Bankası T.A.Ş.'ce, Banka
bünyesinde karşılığında Devlet iç borçlanma senedi bulunmamasına rağmen ikincil
piyasada Devlet iç borçlanma senedi satışı adı altında toplanan tutarlardan,
makbuz karşılığı satıldığı belgelenen Devlet iç borç senedi karşılığı tutarlar;
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca 3.7.2003 tarihinde Resmî Gazetede ilan
edilen Devlet iç borçlanma senetlerinin günlük değerleri esas alınarak
hesaplanacak tutar üzerinden, 4969 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun geçici 2 nci maddesinin (1)
numaralı fıkrası uyarınca mevduatların ödenmesinde izlenecek usul ve esaslara
göre Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu aracılığıyla ödenir. Bu amaçla Hazine
Müsteşarlığınca, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna özel tertip Devlet iç
borçlanma senedi ihraç edilir.
Ancak, yasal olarak yetkili kurum ve kuruluşların aramaları
esnasında Türkiye İmar Bankası T.A.Ş.'nin bilgi işlem sistemi dahilinde ele
geçirilen karşılıksız Devlet iç borç senedi alanları gösterir listelerde yer
almayanlar ile Türkiye İmar Bankası T.A.Ş.'nin bankacılık işlemleri yapma ve
mevduat kabul etme izninin kaldırıldığı tarihten sonra alındığı tespit edilen
karşılıksız Devlet iç borç senetlerine ilişkin olarak Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonunca herhangi bir ödeme yapılmaz.
b) (a) fıkrası kapsamında yapılacak ödemeler hakkında, 4969
sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinin (2) numaralı fıkrası hükümleri
uygulanır.
Türkiye İmar Bankası T.A.Ş.'den Devlet iç borçlanma senedi
almamasına rağmen, sahte olarak düzenlediği veya sahte olduğunu bildiği
belgeleri ibraz ederek veya ettirerek, kendisine veya bir başkasına ödeme
yapılmasını talep eden kişiler hakkında 4969 sayılı Kanunun geçici 2 nci
maddesinin (3) numaralı fıkrası hükümleri uygulanır.
c) Türk Ceza Kanunu ve diğer kanunlardan doğan cezaî ve
hukukî sorumluluklar saklıdır.
d) Türkiye İmar Bankası T.A.Ş. nezdinde bulunan tasarruf
mevduatı ve Devlet iç borçlanma senedi satışı adı altında karşılıksız olarak
toplanan tutarlarla ilgili olarak hak sahiplerine yapılacak ödemelere ilişkin
düzenlenecek belgeler her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.
e) Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonu ve Türkiye İmar Bankası T.A.Ş.'ce, Türkiye İmar Bankası
T.A.Ş. hesaplarında yapılan ve yapılacak incelemeler sonucunda; 4389 sayılı
Bankalar Kanunu ve 4969 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Türkiye
İmar Bankası T.A.Ş. mudilerine yapılan ödemelerde ve/veya bu madde uyarınca hak
sahiplerine yapılan ödemelerde, mudi veya hak sahibinin beyanının aksine bir
durumun ve/veya ilgiliye fazladan veya haksız bir ödeme yapıldığının tespiti
halinde, ödenen meblağ, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından 21.7.1953
tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri
uyarınca ilgilisinden tahsil edilir. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından
mudi veya hak sahibi adına bir bankada hesap açılmış olması halinde, açılan ve
bloke edilen hesap, mudi veya hak sahibinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu
adına doğmuş veya doğabilecek borcunun teminatı olarak başka bir işleme gerek olmaksızın,
vade sonuna kadar Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu adına rehnedilmiş sayılır.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna herhangi bir sebeple borçlu
olanların 4969 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinin (1) numaralı fıkrası ve
bu maddenin (a) fıkrası kapsamındaki alacakları, öncelikle Tasarruf Mevduatı
Sigorta Fonuna olan borçlarına mahsup edilir. Bu hüküm, ödeme tarihinden önce
kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılacak yazılı bildirime istinaden diğer
amme alacakları için de uygulanır.
4969 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinin (1) numaralı
fıkrası ve bu maddenin (a) fıkrası çerçevesinde Bakanlar Kurulunca mudilere ve
hak sahiplerine vadeli ödeme yapılmasına karar verilmesi halinde, mudiler ve
hak sahipleri adına açılacak hesapların rehin, haciz, temlik ve benzeri hukukî
ilişkilere konu edilseler dahi vadelerinden önce hesap sahipleri veya hak iddia
eden üçüncü kişilere ödenmesi talep edilemez.
4969 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinin (3) numaralı
fıkrası ile bu maddenin (b) fıkrasında belirtilen hallerin tespiti halinde
ilgili kişilere herhangi bir ödeme yapılmaz.
f) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
gerçekleştirilen fiiller nedeniyle, bu Kanun hükümlerine göre Tasarruf Mevduatı
Sigorta Fonu tarafından ödeme yapılmasına veya yapılacak olmasına sebebiyet
veren kişiler ile bunların eş ve çocuklarına ait mal, hak ve alacaklar hakkında
da (b) fıkrası hükümleri uygulanır.
MADDE 3. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 4. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
|
|
Recep Tayyip Erdoğan |
|
|
|
|
Başbakan |
|
|
|
|
Dışişleri
Bak.ve Başb. Yrd. |
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
|
|
A. Gül |
A. Şener |
M. A. Şahin |
|
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
|
|
B. Atalay |
A. Babacan |
M. Aydın |
|
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Adalet
Bakanı V. |
|
|
G. Akşit |
K. Tüzmen |
M. A. Şahin |
|
|
Millî
Savunma Bakanı |
İçişleri
Bakanı |
Maliye
Bakanı |
|
|
M. V. Gönül |
A. Aksu |
K. Unakıtan |
|
|
Millî
EğitimBakanı |
Bayındırlık
ve İskân Bakanı V. |
Sağlık
Bakanı |
|
|
H. Çelik |
A. Aksu |
R. Akdağ |
|
|
Ulaştırma
Bakanı |
Tarım ve
Köyişleri Bakanı |
Çalışma
ve Sos. Güv. Bakanı |
|
|
B. Yıldırım |
S. Güçlü |
M. Başesgioğlu |
|
|
Sanayi
ve Ticaret Bakanı |
En. ve
Tab. Kay. Bakanı |
Kültür
ve Turizm Bakanı V. |
|
|
A. Coşkun |
M. H. Güler |
H. Çelik |
|
|
|
Çevre ve
Orman Bakanı |
|
|
|
|
O. Pepe |
|