Dönem : 22
Yasama Yılı : 2
T.B.M.M. (S. Sayısı : 424)
Spor Müsabakalarında Şiddet ve Düzensizliğin Önlenme-sine Dair 2.3.2004 Tarihli ve 5100 Sayılı Kanun ile Anaya-sanın 89 uncu ve 104 üncü Maddeleri Gereğince Cumhur-başkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme
Tezkeresi ve Adalet Komisyonu Raporu (1/777)
Not : Kanun, Başkanlıkça
Anayasa ve Adalet Komisyonlarına havale edilmiştir.
T.C.
Cumhurbaşkanlığı 15.3.2004
Sayı : B.01.0.KKB.01-18/A-1-2004-308
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
İLGİ: 03.03.2004 günlü,
A.01.0.GNS.0.10.00.02-3615/13229 sayılı yazınız.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Kurulu'nca 02.03.2004 gününde kabul edilen 5100 sayılı "Spor
Müsabakalarında Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun"
incelenmiştir:
İncelenen Yasa'nın,
- 23. maddesinin ikinci
fıkrasının ikinci tümcesinde, 17. maddenin ikinci fıkrasına aykırı davranan ve
ceza gören kişi kulübün ya da bir taraftar derneğinin mensubu ise, suçun yinelenmesi
durumunda mensubu bulunduğu kulüp ya da derneğe üç milyar lira,
- 24. maddesinin ikinci
fıkrasının ikinci tümcesinde, karşılaşmanın yapıldığı spor alanında zarara
neden olan taraftarın mensubu bulunduğu kulübe, zarar tutarı kadar,
- 25. maddesinde de,
karşılaşma yapılan spor alanlarında gerçekleşen şiddet olayları nedeniyle
ilgili kulübe, belirlenen yöntemle bulunacak tutarda,
idari para cezası
verileceği belirtilmiştir.
1- 20. yüzyılın ikinci
yarısından başlayarak süren bilim ve teknolojideki hızlı gelişmeler ülkelerin
gönencini artırmış, sosyal yaşamda spora daha çok önem verilmesi sonucunu
doğurmuştur. Ne var ki, spor dünyasında yaşanan gelişmeler çeşitli sorunları da
birlikte getirmiştir.
Sporcuların ve diğer
ilgililerin haklarının korunması ve spor alanlarında görülen düzensizlik ve
şiddet olayları, basit güvenlik sorunlarının ötesinde, kamusal düzen bağlamında
ele alınması gereken konulardır.
Spor alanlarında hakem,
sporcu ve diğer ilgililere karşı eylemli ve sözlü saldırıların önlenmesi ve bu
kişilerin can güvenliğinin sağlanması yalnız ulusal bazda değil, uluslararası
alanda da sporun temel sorunu olarak algılanmaya başlanmıştır.
Bu nedenle, uluslararası
düzlemde sorunların çözümü için, "Sportif Karşılaşmalarda ve Özellikle
Futbol Maçlarında Seyircilerin Şiddet Gösterilerine ve Taşkınlıklarına Dair
Avrupa Sözleşmesi" 25.09.1986 gününde Strasburg'da imzalanmış, ülkemizde
de 3608 sayılı Yasa ile Sözleşme'nin onaylanması uygun bulunmuştur.
Özellikle futbolda ve
taraftar kitlelerince izlenen diğer spor dallarında, yöneticilerin ve medyanın
olumsuz tutumundan kaynaklanan, sporcuların ve diğer ilgililerin kişilik
haklarının ihlali, kimi zaman da ortadan kaldırılması sonucunu doğuran
saldırılar, ulusal bazda da, bu tür eylemlerin engellenmesine yönelik kamusal
önlemlerin ve cezai yaptırımların yaşama geçirilmesini gerektirmiştir.
Ancak, Anayasa'nın 2.
maddesindeki "hukuk devleti" ilkesi ve 11. maddesinde yer verilen
yasaların Anayasa'ya aykırı olamayacağı kuralı karşısında, yapılan düzenlemenin
anayasal kurallara uygun olması zorunludur.
2- Anayasa'nın "Suç
ve cezalara ilişkin esaslar" başlıklı 38. maddesinin yedinci fıkrasında,
ceza sorumluluğunun kişisel olduğu belirtilmiştir.
Böylece, ceza hukukunun
temel kurallarından olan "cezaların kişiselliği" ilkesine,
"idari ceza-adli ceza" ya da "para cezası-hürriyeti bağlayıcı
ceza" ayrımı yapılmadan Anayasa'da yer verilmiştir.
Bu ilkeyle suçu kim
işlemişse cezanın yalnız ona hükmedilip uygulanması, başkalarının
cezalandırılmaması amaçlanmıştır.
Başka bir anlatımla,
cezaların kişiselliği ilkesi, herkesin, ancak kendi eyleminden sorumlu
tutulmasını, suç işlemedikçe ya da işlenmesine katılmadıkça kimseye ceza
sorumluluğu yükletilmemesini gerektirmektedir.
Suçlunun
cezalandırılmasının yakınlarını da maddi ve manevi yönden etkilemesi
kaçınılmazdır. Özellikle para cezalarının suçlu kadar aile bireylerini de
etkileyeceği yadsınamaz. Ancak, bu, cezanın çoğu kez önleme olanağı bulunmayan
dolaylı sonucudur.
Oysa, incelenen Yasa'nın
23 ve 24. maddelerinin ikinci fıkralarının ikinci tümceleri ile 25. maddesinde,
suçu işleyen kişilerin mensubu oldukları kulüp ya da derneklere, nesnel
sorumluluk gereğince idari para cezası verilmesi öngörülmüştür.
1982 Anayasası'nın 38.
maddesinde olduğu gibi, "cezaların kişiselliği" ilkesine yer verilen
1961 Anayasası'nın 33. maddesinin gerekçesinde,
"İnsanları,
başkalarının fiilinden dolayı cezalandırmaya cür'et edebilen totoliter
rejimlerin insanlığa getirdiği acı tecrübelerden sonradır ki, kimsenin yalnız
kendi fiili veya ihmalinden sorumlu olabileceği esasının anayasalarda yer
alması lüzumu bilhassa hissedilmektedir. Esasen bu kaidenin Anayasa'ya
konulması sayesinde, basın davalarında yazı ve karikatürün müellifinden
başkasının (gazete sahip ve yazı işleri müdürlerinin) rastgele
cezalandırılmasını derpiş eden kanun hükümleri bertaraf edilmiş
olacaktır.",
1982 Anayasası'nın 38.
maddesinin gerekçesinde de,
"....ceza
sorumluluğunun şahsi olduğu; yani failden gayri kişilerin bir suç sebebiyle
cezalandırılamayacağı hükmünü getirmektedir. Bu ilke dahi, ceza hukukuna
yerleşmiş ve 'kusura dayanan ceza sorumluluğu' ilkesine dahil, terki mümkün
olmayan bir temel kuraldır.",
denilerek, ceza hukuku
yönünden nesnel sorumluluğun kabul edilmediği belirtilmiş ve ceza sorumluluğunun
kişiselliği ilkesinin, herkesin kendi eyleminden sorumlu olması anlamına
geldiği vurgulanmıştır.
Cezalandırma, devlete
özgü bir hak ve yetkidir. Devletin bu egemenliğinin sınırları da anayasalarda
belirlenmiştir. İnsan onuruyla bağdaşmayan cezaların verilemeyeceği, kimsenin
işlendiği zaman yürürlükte bulunan yasanın suç saymadığı bir eylemden dolayı
cezalandırılamayacağı, "ceza sorumluluğunun kişiselliği" gibi ilkeler
söz konusu sınırların örnekleridir.
Yasa koyucunun, ceza
alanında yasama yetkisini kullanırken, Anayasa'nın temel kurallarına ve ceza
hukukunun ana ilkelerine bağlı kalmak koşuluyla, toplumda belli eylemlerin suç
sayılıp sayılmaması, suç sayılırsa hangi tür ve ölçüdeki ceza yaptırımıyla
karşılanmaları gerektiği, hangi durum ve davranışların ağırlaştırıcı ya da
hafifletici öge olarak kabul edileceği konularında takdir yetkisinin bulunduğu
tartışmasızdır.
Bu durumda, incelenen
Yasa'nın 23 ve 24. maddelerinin ikinci fıkralarının ikinci tümceleri ile 25.
maddesinde, taraftarın eyleminden dolayı, mensubu bulunduğu kulüp ya da
dernekler için idari para cezası öngörülmesi, Anayasa'nın 38. maddesindeki
"cezaların kişiselliği" ilkesine aykırı düşmektedir.
Yayımlanması yukarıda
açıklanan gerekçelerle uygun görülmeyen 5100 sayılı "Spor Müsabakalarında
Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun", 23, 24 ve 25.
maddelerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce bir kez daha görüşülmesi için,
Anayasa'nın değişik 89 ve 104. maddeleri uyarınca ilişikte geri gönderilmiştir.
Ahmet Necdet Sezer
Cumhurbaşkanı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Adalet Komisyonu 20.4.2004
Esas No. : 1/777
Karar No. : 50
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Komisyonumuzun 19.2.2004 tarihli ve 47 karar no'lu raporu ile sonuçlandırdığı
"2.3.2004 tarihli ve 5100 sayılı Spor Müsabakalarında Şiddet ve
Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun", Türkiye Büyük Millet Meclisinin
2.3.2004 tarihli 61 inci birleşiminde görüşülmüş ve kabul edilmiştir.
Kanun, Anayasanın 89 uncu maddesi gereğince yayımlanması
için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının 3.3.2004 tarihli ve
A.01.0.GNS.0.10.00.02-3615/13229 sayılı tezkeresi ile Sayın Cumhurbaşkanlığına
gönderilmiştir.
Sayın Cumhurbaşkanımız,
Anayasa'nın değişik 89 ve 104 üncü maddeleri uyarınca Kanunun 23, 24 ve 25 inci
maddelerini bir kez daha görüşülmek üzere geri göndermiş ve gerekçeli geri
gönderme tezkeresi de Genel Kurulumuzun 31.3.2004 tarihli 67 nci birleşiminde
okunmuştur.
Sayın Cumhurbaşkanımız geri gönderme gerekçesinde;
Kanunun 23 üncü maddesinin ikinci fıkrasının ikinci tümcesinde, 17
nci maddenin ikinci fıkrasına aykırı davranan ve ceza gören kişi, kulübün ya da
bir taraftar derneğinin mensubu ise, suçun yinelenmesi durumunda mensubu
bulunduğu kulüp ya da derneğe üçmilyar lira,
24 üncü maddesinin ikinci fıkrasının ikinci tümcesinde,
karşılaşmanın yapıldığı spor alanında zarara neden olan taraftarın mensubu
bulunduğu kulübe, zarar tutarı kadar,
25 inci maddesinde de, karşılaşma yapılan spor alanlarında
gerçekleşen şiddet olayları nedeniyle ilgili kulübe, belirlenen yöntemle
bulunacak tutarda,
İdari para cezası
verileceğinin düzenlendiği, Anayasa'nın "Suç ve cezalara ilişkin
esaslar" başlıklı 38 inci maddesinin yedinci fıkrasında ceza
sorumluluğunun kişisel olduğunun belirtildiği, cezaların kişiselliği ilkesine
"idari ceza-adli ceza" ya da "para cezası-hürriyeti bağlayıcı
ceza" ayırımı yapılmadan yer
verildiği, cezaların kişiselliği ilkesinin herkesin ancak kendi eyleminden
sorumlu tutulmasını, suç işlemedikçe ya da işlenmesine katkıda bulunmadıkça
kimseye ceza sorumluluğu yükletilemeyeceği, 5100 sayılı Kanunun 23 ve 24 üncü
maddelerinin ikinci fıkralarının ikinci tümceleri ile 25 inci maddesinde
taraftarın eyleminden dolayı mensubu bulunduğu kulüp ya da dernekler için idari
para cezasının öngörülmesinin Anayasa'nın 38 inci maddesindeki "cezaların
kişiselliği" ilkesine aykırı düştüğünü belirterek, bu gerekçelerle
yayımlanması uygun bulunmayan 2.3.2004 tarihli ve 5100 sayılı Spor
Müsabakalarında Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunun 23, 24 ve 25
inci maddelerini Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir kez daha görüşülmesi için
Anayasa'nın değişik 89 ve 104 üncü maddeleri uyarınca geri göndermiştir.
Komisyonumuz, Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Mehmet Ali Şahin ile Adalet Bakanlığı ve
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü temsilcilerinin de katıldığı 15.4.2004 tarihli
42 nci toplantısında, "2.3.2004 tarihli ve 5100 sayılı Spor
Müsabakalarında Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun"un 23, 24
ve 25 inci maddelerinin, Anayasa'nın 89 uncu maddesinin değişik ikinci fıkrası
uyarınca, geri gönderme gerekçelerini de dikkate alarak, bir kez daha
görüşülmesine karar vermiştir.
Sporun temel amacı insanın beden ve ruh sağlığını geliştirmek,
iradesini güçlü kılmak ve toplumda kardeşlik ve dayanışma duygusunu yaygın hale
getirmektir.
Anayasa'nın 59 uncu maddesinin birinci fıkrasında "Devlet,
her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri
alır, sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder." hükmü yer almaktadır.
Sportif faaliyet ve organizasyonlarda düzenin sağlanması aynı zamanda
kitlelerin spora teşvik edilmesi sonucunu doğuracak ve kamusal otoriteye
verilen Anayasal görev de yerine getirilmiş olacaktır.
Özellikle Batı Avrupa ülkelerinde ortaya çıkan holiganizm ve
ırkçılıkla mücadelede, spor alanlarında düzenin sağlanması; hakem, sporcu ve
diğer ilgililere karşı eylemli ve sözlü saldırılar, bu kişilerin can güvenliği
konuları salt ulusal bazda değil, uluslararası alanda da sporun temel sorunu
olarak algılanmaya başlanmıştır.
Bu amaçla "Sportif Karşılaşmalarda ve Özellikle Futbol
Maçlarında Seyircilerin Şiddet Gösterilerine ve Taşkınlıklarına Dair Avrupa
Sözleşmesi" Ülkemizce de imzalanmış ve 18.1.1990 tarihli ve 3608 sayılı
Kanun ile Sözleşmenin onaylanması uygun bulunmuştur.
Anayasa'nın 90 ıncı maddesi uyarınca usulüne göre yürürlüğe
konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında
Anayasa'ya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesi'ne başvurulamaz. Kanun hükmünde
olan Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü maddesinin 4 nolu bendinde; taraf ülkenin,
şiddet patlamaları ve seyirci taşkınlıklarından çekinildiği zaman spor
teşkilatı ve kulüplerinin hatta stad sahiplerinin ve resmi makamların iç
mevzuatın tanımladığı yetkiler çerçevesinde, stadların içinde ve çevresinde
gerekli önlemleri almalarını sağlamak için gerekirse kurallara uymayanlara
karşı yaptırımları ve diğer gerekli önlemleri içeren düzenlemeleri
hazırlayacağı belirlenmiştir. Madde hükmünde de açıklandığı üzere şiddetin
önlenmesi için spor teşkilatının, kulüplerin ve stad sahiplerinin gerekli
önlemleri alma yükümlülüğü bulunmakta olup, bu yükümlülüklere uymadıkları
takdirde devletin yaptırım uygulama hakkı bulunmaktadır.
Spor mevzuatı temel hukuk ilkelerine uygun olarak bütün ülkelerin iç
hukukuna etki edecek biçimde uluslararası niteliktedir. Ülkemizde profesyonel
futbol müsabakaları 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonunun Kuruluş ve
Görevleri Hakkında Kanun ile düzenlenmiştir. Kanununun 1 inci maddesi uyarınca
futbol faaliyetleri milli ve milletlerarası kurallara göre yürütülüp,
teşkilatlandırılır ve geliştirilir. 2 nci maddesinin (b) bendi uyarınca da
milli ve milletlerarası kuralların ve her türlü talimatın uygulanmasını
sağlamak Türkiye Futbol Federasyonunun görevidir.
3813 sayılı Kanunda da belirtildiği üzere futbol konusundaki
faaliyetler milli ve milletlerarası kurallara göre yürütüleceğinden ve
Ülkemizce imzalanmış olan Avrupa Sözleşmesi hükümleri de Kanun hükmünde
olduğundan dolayı sporda uluslararası mevzuatın uygulanma zorunluluğu
bulunmaktadır. Bu kapsamda UEFA tarafından çıkartılmış olan "Bağlayıcı
Emniyet ve Güvenlik Talimatı" Ülkemizce uygulanması zorunlu olan bir
Talimattır.
Söz konusu Talimatın 4.4 maddesi; "Seyirci kulüplerinin (fan
kulüp) kurulmasına ve ilgili kulüp ve federasyonlar ile yakın işbirliği içinde
bulunmalarına destek olunmalı ve maçlarda seyircileri bilgilendirmek ve
düzenlemek ve yurt dışına giden seyircilere seyahatlerinde yardımcı olmak için
üyeleri arasında servis görevlileri atanmalıdır. Ek olarak federasyonlar ve
kulüpler, anti-sosyal davranış veya holigan tutum gösteren herkesi üyelikten
çıkarmak dahil olmak üzere üyelerine iyi davranış standartlarında ısrar
etmelerini seyirci kulüplerinden isteyebilir.",
4.7 nci maddesi; "Güvenlik ve emniyet ile ilgili olarak
federasyon ve kulüpler, maçın içerde ve dışarda olmasına bakmaksızın maç
düzenleyicileri ve ilgili toplum makamları ile tam işbirliği içine
girmelidir...
Ek olarak, seyirciler stadyuma yasaklanmış cisim ve maddelerin
getirilmemesinin, mantıklı ve sportif bir şekilde davranmanın, bu davranış
kodunun ihlal edilme etkisinin müsabakalardan diskalifiye olmak dahil olmak
üzere destekledikleri takım ve futbolcuları için doğuracağı sonuçların önemi
konusunda bilgilendirilmelidir.",
Hükümlerini içermektedir. Madde hükümlerinde de belirtildiği
üzere kulüplerin, taraftar derneklerinin taraftarlarını bilgilendirme, eğitme
ve şiddete yönelmelerini engelleme konusunda yükümlülükleri bulunmaktadır.
Hatta bu faaliyetlerine rağmen davranışlarında ısrar eden üyelerini üyelikten
atma hakkına da sahiptirler.
5100 sayılı Kanunda da; kulüpler ile taraftar derneklerine,
taraftarlarını eğitme ve şiddete yönelmelerini engelleyici önlemleri alma
yükümlülüğü verilmiştir. Bu yükümlülüklerini yerine getirmeyerek şiddet
olaylarının meydana gelmesine sebep olan kulüp ile derneklere de olayların
tekerrür etmesi halinde ceza verilmektedir.
Gelişmiş ülkelerde düzenlenen sportif faaliyetlerde meydana
gelen şiddet olaylarının önlenmesi için yapılan araştırmalar sonucunda, fiili
işleyen kişi tek başına hareket etse de bu kişinin ruhen ve fikren sempati
duyduğu bir spor kulübünün söz konusu olduğu ve bu taraftarlık duygusu ile
fiili işlediği anlaşılmıştır.
Ayrıca sporda suç işleyen kişinin bu suçu işlemesinde; spor
kulüplerinin, taraftar derneklerinin veya taraftar temsilcilerinin, medyanın,
kulüp başkanları ile diğer yöneticilerinin ve sporcuların teşvik veya tahrik
konusunda önemli rol aldıkları tespit edilmiştir. Bu açıdan bakıldığında söz
konusu kuruluş, kişi ve teşekküllerde azmettirici konumunda olmalarının yanı
sıra suça feri olarak da iştirak etmektedirler.
Kaldı ki bu tür suça teşvik veya tahrik edici faaliyetlerde
bulunmasalar dahi, Anayasal bir görev olan sporun gelişmesine katkıda bulunmak
için sportif faaliyetlerde bulundukları ve dolayısıyla kamu hizmeti ifa
ettiklerinden dolayı görevlerini yerine getirirken kusursuz sorumluluk ilkesine
tabi olmaktadırlar. Gerekli özen ve dikkat gösterilse dahi sorumluluk devam
etmekte ve ilgili spor kulübü veya taraftar dernekleri gerek taraftarlarının
gerekse ilgili diğer şahısların fiillerinden sorumlu olmaktadırlar. Yukarıda da
ayrıntılı olarak açıklandığı üzere sporda uluslararası mevzuatın uygulanması
zorunluluğu kapsamında UEFA Disiplin Talimatnamesinin 6 ncı maddesi de kusursuz
sorumluluk ilkesini düzenlemektedir. Buna göre; üye federasyonlar ve kulüpler,
oyuncularının, yetkililerinin, üyelerinin, taraftarlarının, federasyonun veya
takımın oyunu sırasında bir fonksiyonu olan diğer kişilerin davranışlarından
sorumludurlar. Organizasyonu yapan federasyon veya takım, oyun öncesinde ve
sonrasında stadyum bölgesindeki düzen ve güvenlikten sorumludur. Federasyon
veya takım her türlü olaydan sorumlu tutulur ve disiplin tedbirleri ile
cezalandırılabilir. Federasyon veya takım talimatlara uymak zorundadır.
İç hukukumuzda da kusursuz sorumluluk ilkesi,
3813 sayılı Kanunun 30 uncu maddesine dayanılarak çıkarılan ve 1.11.1992
tarihli ve 21392 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Futbol
Disiplin Talimatında yer almaktadır. Talimatın, 22 nci maddesinin ikinci
fıkrası; "Tüm müsabaka görevlilerinin raporlarının incelenmesi neticesi,
kuruluşların seyircilerince Futbol Müsabaka Talimatının 29 uncu maddesinde
öngörülen eylemlerin gerçekleştiğinin sabit olması halinde ilgili kuruluşa,
birinci anonsun yaptırılmış olması halinde ihtar, ikinci anonsun yaptırılmış
olması halinde birmilyar lira para cezası ve bir maç saha kapatma cezası,
ihlalin ikinci anonsa rağmen devam etmesi veya tekrarı halinde ikimilyar beşyüz
milyon lira para cezası ve bir maç saha seyircisiz oynatma cezası
verilir."
23 üncü maddesinin birinci fıkrası; "Türkiye Futbol Federasyonu
Yasa ve Talimatlarına kasten aykırı harekette bulunan kişi ya da kuruluşlar, bu
hususta ayrı ceza hükmü bulunmadığı takdirde iki aydan iki yıla kadar
yarışmalardan men veya o kadar süre ile hak mahrumiyeti cezası ile
cezalandırılır. Ayrıca ilgili kuruluşa en üst hadden para cezası verilir."
33 üncü maddesinin dört, beş ve altıncı fıkraları; "Futbol
müsabakalarının yapıldığı saha ve tesislerde, disiplini veya düzeni veya güveni
bozucu veya tehlikeye düşürücü biçimde olması bile müsabaka öncesi veya
devamında veya sonrasında seyircilerin sahaya veya görevlilere veya tribünden
birbirlerine yanıcı veya patlayıcı veya yaralayıcı maddeleri atmaları halinde
seyircilerin bu fiillerinden ötürü taraftarı oldukları kulüp/kulüpler sorumlu
tutulur ve fillerinin ve olayların vahametine göre kulüp/kulüpler ikimilyar
beşyüzmilyon liraya kadar para cezası ile cezalandırılır.
Seyircilerin çirkin, taşkın ve edebe aykırı söz ve hareketleri
sebebi ile, Futbol Müsabaka Talimatının 30 uncu maddesi gereğince müsabakanın
hakem tarafından tatil edilmesi halinde, seyircilerin bu fiillerinden ötürü
taraftarı oldukları kulüp/kulüplere müsabakalardan men cezası verilir.
Müsabaka öncesi ve/veya devamında her ne şekilde olursa olsun
yabancı cisimlerin yoğun surette ve sahaya atılması nedeni ile müsabakanın
başlamasına ve/veya devamına engel olunması halinde bu fiil nedeni ile olaya
sebebiyet veren seyircilerin taraftarı oldukları kulübe/kulüplere
müsabakalardan men cezası verilir."
Hükümlerini içermektedir.
Madde hükümlerinde de belirtildiği üzere seyircilerin ve
taraftarların eylemlerinden dolayı kulüp ve dernekler sorumlu olmakta ve cezalandırılmaktadırlar.
Açıklanan hususlar doğrultusunda 5100 sayılı Kanunun 23, 24
ve 25 inci maddelerinde; suça karşı verilen cezada, suçu işleyenle birlikte
kulüp ve derneklerin de cezalandırılmaları yani kollektif ceza verilmesi esası
zorunlu olarak benimsenmiştir. Türk hukuk sistemimizde kollektif ceza verilmesi
esası bir çok kanun ile kabul edilmiştir. Bu şekilde geçerli bir sistem olan
kollektif ceza esası, cezaların şahsiliği ilkesine aykırı görülemez.
Türk Ceza Kanununun 203 üncü maddesi "Denetim görevini ihmal
ederek 202 nci maddenin birinci fıkrasında yazılı zimmetin oluşmasını veya
artmasını mümkün kılmış olan kimseye üç aydan iki yıla kadar hapis ve beşyüzbin
liradan ikimilyon liraya kadar ağır para cezası verilir.
Fail meydana gelen zararın ödenmesinden asıl fail ile birlikte
sorumlu tutulur.",
4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 9 uncu maddesi,
"Mensuplarının, 3 üncü maddede sayılan suçları işlemelerinden haberdar
olduğu halde buna müsamaha eden taşıma kuruluş ve şirketlerinin sorumluları
hakkında, asıl suçluya hükmolunması gereken para cezasının yarısı kadar ağır
para cezası verilir.
3 üncü maddenin (h) bendindeki suçların işlenmesi halinde, geçici
depolama yerleri veya genel antrepo işleticileri hakkında, asıl suçluya
hükmolunması gereken para cezasının yarısı kadar ağır para cezası
verilir.",
Dernekler Kanununun 77 nci maddesinin üçüncü fıkrası,
"Bu Kanunun 7 nci maddesine aykırı harekette bulunan dernek kurucuları ve
yöneticileri ile 37 nci maddenin birinci fıkrasının (1) veya (3) numaralı
bentlerine veya son fıkrasına veya 38 veya 39 uncu maddelerine aykırı
faaliyette bulunan dernek yöneticileri altı aydan bir yıla kadar hapis cezası
ile cezalandırılır. 38 veya 39 uncu maddelere aykırılık nedeniyle cezalandırma
halinde derneğin kapatılmasına da karar verilir.",
Basın Kanununun 16 ncı maddesinin birinci fıkrası,
"Basın yoluyla işlenen suçlardan dolayı ceza sorumluluğu; mevkutelerle
işlenen suçlarda sorumluluk, suçu meydana getiren yazıyı veya haberi yazan veya
resmi veya karikatürü yapan kimseyle beraber bu mevkutenin ilgili sorumlu
müdürüne; 19 uncu maddeye aykırı hareket edilmesi halinde ise sözü edilen
kişilerle birlikte mevkutenin sahibi olan gerçek kişiye ve mevkute sahibi olan
anonim şirketlerde yönetim kurulu başkanı ile diğer şirket ve tüzel kişilere
ait mevkutelerde tüzel kişiliğin en üst yöneticisine aittir.",
Hükümlerini içermektedir. Söz konusu kanunlarda yer alan
hükümlerde de açıkça görüleceği üzere asıl fail ile birlikte gerekli dikkat ve
ihtimamı göstermeyerek suçun işlenmesine sebep olan veya müsamahada bulunan
kişi ve kuruluşlara da ceza verilmektedir. Aynı şekilde 5100 sayılı Kanunun 23,
24 ve 25 inci maddelerinde, üzerlerine düşen görevleri yerine getirmeyerek
şiddetin oluşmasına sebebiyet veren kulüp ve derneklerin cezalandırılmaları
yoluna gidilmiştir. Bu maddelerde Anayasa'nın 38 inci maddesindeki cezaların
şahsiliği ilkesine aykırı bir durum bulunmamaktadır.
Açıklanan bu görüşler doğrultusunda Komisyonumuz, "2.3.2004
tarihli ve 5100 sayılı Spor Müsabakalarında Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine
Dair Kanun"un 23, 24 ve 25 inci maddelerinin aynen kabul edilmesine oy
çokluğu ile karar vermiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun
onayına sunulmak üzere saygı ile arz olunur.
|
KARŞI OY YAZIMIZ
2.3.2004 tarihli ve 5100
sayılı Kanun, 23, 24 ve 25. maddelerinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde
yeniden görüşülmesi istemiyle Cumhurbaşkanımızca geri gönderilmiştir.
Sayın Cumhurbaşkanının
geri gönderme gerekçelerine katılıyoruz. Gerekçede de belirtildiği gibi
şahısların eylemlerinden dolayı, kulüp ve derneklerin cezalandırılması
“cezaların şahsiliği” ilkesiyle bağdaşır bir durum değildir.
Bu nedenle bu maddelerin
yeniden düzenlenmesi gerektiği gerekçesiyle karşı oy kullanmış bulunmaktayız.
|
Muharrem
Kılıç Ziya
Yergök Yüksel
Çorbacıoğlu |
|
Malatya Adana Artvin |
|
Esat
Canan F.
Fikret Baloğlu |
|
Hakkâri Antalya |
ANAYASANIN
89 UNCU VE 104 ÜNCÜ MADDELERİ GEREĞİNCE CUMHURBAŞKANINCA BİR DAHA GÖRÜŞÜLMEK
ÜZERE GERİ GÖNDERİLEN KANUN
KANUN
Kanun
No.: 5100 Kabul
Tarihi : 2.3.2004
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1. - Bu Kanunun amacı; spor
müsabakalarının yapıldığı alanlar ile bunların eklenti ve çevresinde müsabaka
öncesinde, müsabaka esnasında veya sonrasında şiddetli rekabet ve bunun
doğurduğu fanatizm sonucu patlayıcı, parlayıcı, yanıcı, yakıcı, kesici veya
delici maddelerin kullanılmasının, şiddet ve düzensizliğin, kişilik haklarına,
ailevî veya manevî değerlere yönelik hakaret, sövme ve aşağılayıcı slogan ve
davranışların yer aldığı sporun ruhuna, ilke ve kurallarına uymayan kötü
tezahüratın önlenmesi suretiyle huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığı ve
kamu düzeninin sağlanmasına yönelik olarak alınacak önlemler ve uygulanacak
yaptırımlarla ilgili usul ve esasları düzenlemektir.
Kapsam
MADDE 2. - Bu Kanun; spor müsabaka-larının
yapılacağı alanlarda uygulanacak güvenlik önlemlerini, yasak fiil ve
davranışları, bunlara uygulanacak yaptırımları, spor kulüplerinin,
taraftarların, taraftar derneklerinin, taraftar temsilcilerinin, spor
federasyonlarının, yayın kuruluşları ile diğer ilgili kişi ve kurumların spor
müsabakalarında şiddet ve düzensizliğin önlenmesine ilişkin hususlardaki görev
ve sorumluluklarını kapsar.
Tanımlar
MADDE 3. - Bu Kanunda geçen;
Genel Müdürlük : Gençlik ve Spor Genel
Müdürlüğünü,
Spor alanları : Spor müsabakalarının
gerçekleştirilmesine elverişli müsabaka alanları ile seyircilere ait seyir
alanları, sporculara ait soyunma odası ve diğer spor yapmaya elverişli alanlar
ile bunların eklenti ve çevresini,
Federasyonlar : Gençlik ve Spor Genel
Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren federasyonlar ile Türkiye Futbol
Federasyonunu,
Spor kulüpleri : Belirli kurallara göre
kurulan, üyelerinin her birinin yetki ve sorumlulukları belli olan, amatör veya
profesyonel spor dallarında topluma hizmet veren; her yaş grubunun spor
yapabileceği tesis, araç ve gereçlere sahip olan, yüksek performanslı
sporcuların yetiştirilmesini hedefleyen kuruluşları,
Taraftar dernekleri : Her ne ad altında
olursa olsun, bir spor kulübünü desteklemek amacıyla kurulan dernekleri,
Taraftar temsilcileri: Spor kulüplerinin
kendi taraftarları arasından belirledikleri ve spor kulübünün bulunduğu yerdeki
en büyük mülkî idare amiri tarafından görevlendirilen kişileri,
İl spor güvenlik kurulu: Her ilde vali
veya vali yardımcısının başkanlığında belediye başkanlığı, il jandarma
komutanlığı, il emniyet müdürlüğü, gençlik ve spor il müdürlüğü, ilgili
federasyon, il sağlık müdürlüğü temsilcileri ve gerekli görülecek spor
kulüplerinin yetkilileri ile basın kuruluşlarının ve ilgili kamu kuruluşlarının
temsilcilerinden oluşturulan kurulu,
İlçe spor güvenlik kurulu: Her ilçede
kaymakam başkanlığında il spor güvenlik kurulunda yer alan kurum ve
kuruluşların ilçedeki temsilcilerinden oluşturulan kurulu,
İfade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
Esas Hükümler
Spor
alanlarının düzenlenmesi
MADDE 4. - Spor alanlarında, sağlık ve
güvenlikle ilgili her türlü düzenlemeyi yapmak görevi ev sahibi kulübe aittir.
Spor alanlarına, seyri engellemeyecek
nitelikte, federasyonun bağlı olduğu uluslararası federasyonun talimatlarına
uygun olarak, seyirci ile müsabakanın yapıldığı yer arasına tel, duvar, bariyer
ve benzeri fizikî engeller konulabilir.
Fizikî engeller, ilgili güvenlik biriminin
olumlu görüşü ve il spor güvenlik kurulu kararı ile kaldırılabilir.
Spor alanlarında; çocuklar ve engellilerin
müsabakaları izleyebilmeleri için durumlarına uygun yerler tahsis edilir.
Spor alanlarında seyircilerin oturma
yerleri numaralandırılır. Koltuk sayısı kadar bilet bastırılır ve satışa
sunulur. Spor alanlarına kapasitenin üzerinde ve biletsiz seyirci alınamaz.
Spor alanlarında; güvenliğin sağlanması ve
bu Kanuna aykırı davrananların tespiti amacıyla, spor alanlarının durumuna
uygun olarak gerekli teknik donanımlar kurulur. Kurulacak güvenlik
sistemlerinin giderleri, 1. Futbol Ligi ile tesis olarak fizikî yapısı uygun
olan 2. ve 3. futbol liglerinde mücadele eden ev sahibi kulüpler tarafından
karşılanır. Diğer tüm branşlardaki teknik donanımlar ise, spor tesisinin
mülkiyetine veya kullanımına sahip bulunan kulüp, kurum ve kuruluşlar
tarafından kurulur.
Spor tesislerinde hangi güvenlik sistemi
veya teknik donanımın uygulanacağı yönetmelikle belirlenir.
Saha güvenliği
MADDE 5. - Spor
kulüpleri, güvenliği sağlamaya yetecek sayıdaki güvenlik elemanlarını müsabaka
öncesinden müsabakanın tamamlanıp seyircinin ve sporcuların tahliyesine kadar
geçecek dönem içerisinde, müsabakanın yapılacağı yerde bulundurmak ve spor
alanının iç güvenliğini sağlamakla yükümlüdürler.
Spor kulüpleri, bu
Kanunda yer alan yükümlülüklerini yerine getirmek amacıyla müsabaka ve saha
güvenliğinin sağlanmasına yetecek sayı ve nitelikte yasalar çerçevesinde özel
güvenlik hizmeti satın almaya yetkilidir.
Spor alanlarında görev
yapacak özel güvenlik teşkilâtı personeli, 22.7.1981 tarihli ve 2495 sayılı
Bazı Kurum ve Kuruluşların Korunması ve Güvenliklerinin Sağlanması Hakkında
Kanunda belirtilen görev ve yetkileri haizdir. Bu Kanundan doğan görevlerinin
ifası sırasında, özel güvenlik görevlilerinin ateşli silâh taşımaları yasaktır.
Müsabaka güvenliği
MADDE 6.- Spor
müsabakalarında alınacak güvenlik önlemlerinin yürütülmesi ve denetlenmesi
konularında yetkili olmak üzere o yerin en büyük mülkî amirince belirlenecek
rütbeli emniyet görevlisi, müsabaka güvenlik amiri olarak görevlendirilir.
Müsabaka güvenlik amiri, müsabakanın güvenliği ile ilgili tüm kişi ve
kuruluşlarla gerekli koordinasyonu sağlamakla yetkili ve görevlidir.
Müsabakaların yapılacağı spor alanına,
güvenlik güçlerince gerçekleştirilecek kontrolden sonra seyirci alınır. Spor
alanlarının çevresinde, stadyum veya spor salonu girişleri ile turnike
girişlerinde, müsabakayla ilgili olarak hâkim kararı veya gecikmesinde sakınca
olan hallerde mülkî amirin yazılı izni
ile genel güvenlik güçlerince veya genel güvenlik güçlerinin denetiminde, özel
güvenlik güçlerince üst araması yapılır ve bu Kanunun amacına aykırı madde ve
cisimlere el konulur.
Spor alanlarının dış
güvenliği genel kolluk güçlerince, saha içi ve tribün güvenliği ise 5 inci
maddeye göre oluşturulacak özel güvenlik birimlerince ve saha yetkililerince
sağlanır. Kapı aramaları özel güvenlik güçleri tarafından yapılır. Müsabaka
güvenlik amirinin talebiyle emniyet güçleri, gerekli hallerde olayın meydana
geldiği alanlara müdahale edebilir.
Emniyet teşkilâtı
tarafından; fanatizmin önlenmesi, faillerin tespiti, eylemlerin
delillendirilmesi, verilen cezaların takibi ve bu Kanuna aykırı eylem ve
davranışların engellenmesi amacıyla bilgi bankası oluşturulur ve toplanan
bilgiler üç ayda bir ilgili federasyonlara bildirilir.
Spor kulüpleri, taraftar
dernekleri ve federasyonlar ile diğer ilgililer emniyet güçlerince istenecek
tüm bilgi ve belgeleri vermekle yükümlüdür.
Ev sahibi spor kulüplerinin sorumlulukları
MADDE 7. - Ev sahibi spor
kulüplerince müsabakanın yapılacağı yerde, konuk takım seyircilerine bağımsız
bir bölüm ayrılır ve taraftarlar arasında temas olmaması için ilgili spor
federasyonları ve uluslararası spor federasyonlarının yönetmelik ve talimatları
paralelinde gerekli önlemler alınır.
Federasyonların görev ve sorumlulukları
MADDE 8. - Federasyonlar, müsabakanın
yapıldığı yerdeki temsilcileri vasıtasıyla, sporcu ve taraftarların güvenliği için
gerekli önlemlerin aldırılması, denetlenmesi, bağlı olduğu uluslararası
federasyonların talimatlarının uygulamaya konulması ve gerekli ek önlemler
aldırılması konusunda il veya ilçe spor güvenlik kurulu ile koordinasyonun
sağlanmasından yetkili ve sorumludur.
Kulüplerin bulundurmakla görevli oldukları
özel güvenlik güçlerinin sayısı, gözlem kameraları ve benzeri teknik
donanımların yerleştirilmesi il veya ilçe spor güvenlik kurulu tarafından,
misafir takımın soyunma odaları ile seyirci yerlerinin belirlenmesi, bilet
satışı, güvenlik ise ilgili federasyonların talimatıyla belirlenir. Kontrol ve
denetim konusunda Federasyon yetkilidir.
Taraftar dernekleri
MADDE 9. - Her ne ad
altında olursa olsun, bir spor kulübünü desteklemek amacıyla kurulan taraftar
dernekleri, bu Kanunun amacına aykırı faaliyette bulunamaz.
Taraftar dernekleri,
taraftarların spor ahlâkı ve ilkelerine uygun biçimde sportif faaliyetleri
izlemelerini sağlamaya yönelik eğitici faaliyetleri düzenlerler.
Taraftar
temsilcileri
MADDE 10. - Spor kulüpleri, taraftarları
arasından yeterli sayıda taraftar temsilcisi belirleyerek, bu kişilerin açık
kimliklerini, adres ve adlî sicil bilgilerini spor kulübünün bulunduğu yerdeki
il veya ilçe emniyet müdürlüklerine bildirir.
Belirlenen kişiler, haklarında yürütülecek
soruşturma sonucunda, bu görevi yerine getirmeye engelleri bulunmamaları
halinde, en büyük mülkî idare amiri tarafından taraftar temsilcisi olarak
seçilir ve ilgili yerin il veya ilçe emniyet müdürlüklerine bildirilir.
Taraftar temsilcileri, müsabaka öncesinden müsabaka-nın sonuçlanmasına kadar
sorumlu bulundukları seyir alanında her türlü silâh, kesici veya delici alet,
sis bombası, ses bombası veya maytap gibi patlayıcı, parlayıcı, yanıcı veya
yakıcı maddeler ile taş, metal gibi fırlatılabilecek veya yaralayıcı nitelikte
sert cisim veya tehlike arz edebilecek diğer maddeler ile alkollü içecekler ve
çevreyi kirletecek nitelikte konfeti ve benzeri cisimlerin kullanılmasının,
ferdi veya toplu olarak, rakip takım ile taraftarlarını söz veya hareketlerle
aşağılayıcı veya tahrik edici nitelikte hakaret ve sövme, kötü söz veya
sloganla çirkin tezahüratta bulunulmasının engellenmesine yönelik önlemlerin
uygulanmasında güvenlik güçlerine yardımcı olur.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Spor Müsabakalarında Şiddet
ve Düzensizliğe İlişkin Fiiller
Spor
müsabakalarında satılması, kullanılması ve taşınması yasak olan madde ve
cisimler
MADDE 11. - Spor alanlarında; her türlü
silâh, kesici veya delici alet, sis bombası, ses bombası veya maytap gibi
patlayıcı, parlayıcı, yanıcı, yakıcı maddeler ile taş, metal gibi
fırlatılabilecek veya yaralayıcı nitelikte sert cisim veya tehlike arz
edebilecek veya müsabaka düzenini bozabilecek diğer maddeler ile alkollü
içecekler ve çevreyi kirletecek nitelikte konfeti ve benzeri cisimler
bulundurulamaz ve satılamaz.
Yukarıdaki fıkrada yer alan madde ve
cisimlerin, spor müsabakalarının yapıldığı alanlara ve bu alanlardaki kapalı
mekânlara sokulması, saklanması ve bu alanlar içerisinde taşınması veya
kullanılması yasaktır.
Çirkin ve
kötü tezahürat
MADDE 12. - Müsabakanın yapılacağı yerde
veya yakın çevresindeki yollarda, meydanlarda, caddelerde veya benzeri
yerlerde, toplu taşıma araçlarında, umuma açık diğer mekanlarda ferdî veya
toplu olarak, rakip takım ile taraftarlarını, kulüp başkan ve yöneticilerini,
antrenörünü ve sporcularını, hakemleri ve federasyon yöneticilerini, müsabakada
görev yapan diğer kişileri, söz veya hareketlerle aşağılayıcı, tahrik ve taciz
edici kötü söz niteliğinde slogan atılması ve çirkin tezahüratta bulunulması
yasaktır.
Seyir
güvenliğini ihlâl
MADDE 13. - Açık alanlarda yapılan spor
müsabakalarında; müsabaka alanının çevresinde bulunan ve insan hayatı açısından
tehlike oluşturabilecek yerlerde müsabakaların seyredilmemesi için spor
güvenlik kurulları gerekli önlemler alınmasını sağlar. Ê
Usulsüz
bilet satışı
MADDE 14. - Spor müsabakalarının yapıldığı
alanlar çevresinde bilet satışı için ayrılmış yerler ile ilgili federasyon veya
kulüp tarafından uygun görülen yerler ve görevliler dışında bilet satışı yapılamaz.
Spor müsabakalarında her ne surette olursa
olsun, toplu veya organize biçimde rayiç bedelin altında veya üstünde, müsabaka
biletinin temini, dağıtımı, bilette yazılı bedelin üstünde satılması ve
kapasitenin üstünde seyirci alınması veya bu yerlere biletsiz seyirci kabul
edilmesi yasaktır.
Yasak beyan
ve demeçler
MADDE 15. - Spor kulübü başkan ve
yöneticileri, idarî veya teknik personeli veya sporcuları ile spor kulüplerinin
taraftarlarınca kurulan derneklerin başkan ve yönetim kurulu üyeleri ve
taraftar temsilcileri, yazılı veya görsel medyaya; kendi taraftarlarını
kışkırtıcı, hakemleri, rakiplerini veya taraftarlarını tahrik edici veya
aşağılayıcı şekilde beyan veya demeç veremezler.
Yayın
yasağı
MADDE 16. - Spor müsabakalarını canlı
olarak yayınlayan yayın kuruluşu ile diğer yazılı ve görsel yayın kuruluşları,
bu Kanunun amacına aykırı nitelikteki afiş, pankart, söz, fiil ve davranışları
yayınlayamaz. Canlı yayın halinde vuku bulan yasak söz, fiil ve davranışlar,
haber amaçlı da olsa birden fazla yayınlanamaz.
Basın ve yayın organları;
söz, yazı veya davranışlarla spor kulüplerini, taraftarlarını, spor adamlarını
şiddete, kulüpler arası husumete veya suça teşvik edici eylem ve davranışlarda
bulunamaz, eleştiri amacı dışında aşağılayıcı yorum veya haber yayınlayamaz.
Yasak
fiiller
MADDE 17. - Müsabaka için seyircilerin
alınmaya başlanmasından, müsabaka sonrası seyircinin tamamen tahliyesine kadar
geçecek sürede ulusal veya uluslararası federasyonların öngördüğü görevli
kişiler dışında kalan kişilerin ve seyircilerin her ne şekilde olursa olsun
müsabaka alanına girmesi yasaktır.
Spor ahlâkına aykırı, tahrik edici,
aşağılayıcı, dil, din, mezhep, ırk, cinsiyet, etnik ve siyasî ayrımcılığa
yönelik söz sarf edilmesi veya bu mahiyette afiş veya pankartların müsabaka
alanına veya yakın çevresine asılması yasaktır.
Yukarıda yazılı yasaklara aykırı davranan
yabancı uyruklu kişiler sınır dışı edilir ve mensubu oldukları ülkenin
diplomatik temsilciliklerine bilgi verilir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Ceza Hükümleri
Spor
müsabakalarında kullanılması ve taşınması yasak olan maddeleri kullanma ve
taşıma
MADDE 18. - Spor müsabakalarının yapıldığı
kapalı veya açık alanlara 11 inci maddede sayılan maddeleri sokan kişilere;
dört ay süreyle spor müsabakalarını seyirden men ve yediyüzellimilyon lira,
fiilin tekrarı halinde sekiz ay süreyle spor müsabakalarını seyirden men ve
ikimilyarbeşyüzmilyon lira idarî para cezası verilir. Bu maddeleri kullanan
kişilere; altı ay süre ile müsabakaları seyirden men ve birmilyar lira, fiilin
tekrarı halinde bir yıl süre ile müsabakaları seyirden men ve üçmilyar lira
idarî para cezası verilir.
Alınacak kararla bu kişilerin, spor
alanlarına seyirci ya da başka bir sıfatla girmeleri yasaklanır. Bu kişiler,
kararın kendilerine yazılı olarak tebliğ edilmesini müteakip spor
müsabakalarına giremez.
Yasaklı olmalarına rağmen müsabakaya
girmeleri halinde, faillere bir aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
Konusu suç teşkil eden eylemlerin failleri
hakkında ilgili kanunların hükümleri saklıdır.
Tedbirler
MADDE 19. - Üçüncü Bölümde belirtilen
yasaklara uymayanlar hakkında; söz konusu fiil, müsabaka alanının seyirciye
ayrılmış yerlerinde gerçekleştirilmiş ise bu kişi veya kişiler şartlar müsait
olduğu takdirde yetkililer veya güvenlik görevlilerince müsabaka alanı dışına
çıkarılır ve haklarında yasal işlemler başlatılır.
Bu kişi veya kişilerin müsabaka alanı
dışına çıkarılmasına, şartlar uygun bulunmadığı takdirde durum her türlü
kamera, fotoğraf makinesi gibi teknik araçlarla, tanıkla veya diğer belgelerle
tespit edilerek ilgililer hakkında yasal işlem yapılır.
Açıkça anlaşılabilecek şekilde alkollü
veya keyif verici madde kullanan kişiler müsabaka alanına alınmaz.
Usulsüz bilet satma
MADDE 20. - Diğer kanunlardaki hükümler
saklı kalmak kaydıyla 14 üncü maddede öngörülen yasaklara uymayanlar ile sahte,
kullanılmış, tahrif edilmiş veya benzer şekilde hazırlanmış olan müsabaka
biletlerini satan, satılmasına aracılık eden, bu biletleri basan veya satışa
hazırlayan kimselere altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ve her bir bilet
için ikiyüzellimilyon lira ağır para cezası verilir. Suçun tekerrür etmesi
durumunda bir yıldan üç yıla kadar hapis ve her bir bilet için birmilyar lira
ağır para cezası verilir.
Seyir alanlarına kapasitesinden fazla veya
bilette yazılı olan fiyatın üstünde bilet satışı yapılması halinde kulübe o
müsabakaya ait toplam seyirci hâsılatının (bu müsabakaya isabet eden kombine
bilet satışı dahil) % 25’i oranında idarî para cezası verilir. Kapasitenin
üstünde seyirci alınması sebebiyle oluşan izdiham nedeniyle herhangi bir ölüm
veya toplu yaralanma vuku bulması halinde bu idarî para cezası % 50 oranında
uygulanır.
Yasak beyan
ve demeç verme
MADDE 21. - Diğer kanunlardaki hükümler
saklı kalmak kaydıyla ve ilgililerin bağlı olduğu federasyonun tâbi olduğu
mevzuata göre verilecek disiplin cezaları dışında; 15 inci maddeye aykırı
biçimde beyanat veren teknik personel ve sporculara beşmilyar liradan
ellimilyar liraya kadar idarî para cezası, diğerleri için ise ilk seferde üç
aydan altı aya kadar spor müsabakalarını seyirden men ve beşmilyar liradan
otuzmilyar liraya kadar idarî para cezası, tekrarı halinde altı aydan bir yıla
kadar spor müsabakalarını seyirden men cezası ile birlikte onmilyar liradan
ellimilyar liraya kadar idari para cezası verilir.
Bu Kanun hükümlerine aykırı faaliyette
bulunduğu tespit edilen dernekler hakkında 6.10.1983 tarihli ve 2908 sayılı
Dernekler Kanunu hükümlerine göre yasal işlem yapılır.
Yayın yasağı
MADDE 22. - 16 ncı maddeye aykırı davranan
görsel yayın kuruluşları hakkında 13.4.1994 tarihli ve 3984 sayılı Radyo ve
Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun; basın mensupları hakkında
da 15.7.1950 tarihli ve 5680 sayılı Basın Kanunu hükümleri saklıdır.
16 ncı maddede yazılı eylemlerde bulunan
gerçek kişilere her yayın için onmilyar lira, tüzel kişilere ise; ellimilyar
lira para cezası verilir.
Yasaklara uymama
MADDE 23. - 17 nci maddenin birinci
fıkrasına aykırı davranan kişilere beşyüzmilyon lira, eylemin tekrarı halinde
ise birmilyar lira idarî para cezası verilir.
17 nci maddenin ikinci fıkrasına aykırı
davranan kişilere birmilyar lira, tekrarı halinde ikimilyar lira idarî para
cezası verilir. Fail, kulübün veya bir taraftar derneğinin mensubu ise suçun
tekrarı halinde mensubu bulunduğu kulüp veya dernek hakkında da üçmilyar lira
idarî para cezası verilir.
Spor
alanlarının zarara uğraması
MADDE 24. - İşledikleri fiillerle
müsaba-kanın yapıldığı spor alanının zarara uğramasına sebebiyet veren
kişilere, altı ay spor müsabakalarını seyirden men cezası ile birmilyar lira,
tekrarı halinde bir yıl süreyle spor müsabakalarını seyirden men ve ikimilyar
lira idarî para cezası verilir. Fiilin ikiden fazla işlenmesi durumunda altı
aydan bir yıla kadar hapis cezası ve beşmilyar liradan onmilyar liraya kadar
ağır para cezası verilir.
Spor kulüpleri,
müsabakanın yapıldığı spor alanının zarara uğramaması için her türlü önlemi
almakla yükümlü olup meydana gelecek gerçek zararlar, zarara sebebiyet veren
taraftarların mensubu bulundukları kulüpten tazmin edilir. Ayrıca zarar kadar
idarî para cezası da verilir.
Şiddet olaylarının vuku
bulması
MADDE 25. - Kulüplerin müsabaka yaptıkları
spor alanlarında şiddet olaylarının vuku bulması nedeniyle bağlı bulundukları
federasyon tarafından kulübe verilen cezadan ayrı olarak, ilgili kulübe, o
kulübün bir önceki sezon elde ettiği toplam seyirci hâsılatının % 2’si oranında
idarî para cezası verilir. Yeni kurulan kulüplere verilecek idarî para cezası
bir sonraki sezon tahsil edilir.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Çeşitli Hükümler
İstisna
MADDE 26. - Bu Kanunda belirlenen
fiillerden dolayı futbol branşında spor kulüplerine verilmesi öngörülen
cezalarla ilgili olarak; 17.6.1992 tarihli ve 3813 sayılı Türkiye Futbol
Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 25 inci maddesi hükmü
uygulanır.
Tecil
MADDE 27. - Bu Kanundaki hürriyeti
bağlayıcı cezalar tecil edilemez ve paraya çevrilemez. Ancak, mahkemelerce
13.7.1965 tarihli ve 647 sayılı
Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinde öngörülen tedbirlerin uygulanmasına
karar verilebilir.
Cezaların uygulanması
MADDE 28. - Bu Kanuna aykırı eylemlerde
bulunanlar hakkında spor güvenlik kurulunun re’sen veya kendisine gelen şikâyet
ve ihbarlar üzerine yapacağı inceleme sonucunda mahallin en büyük mülkî idare amiri
tarafından ilgili hakkında bu Kanundaki idarî para cezaları veya tedbirlerin
uygulanmasına karar verilir.
Bu Kanunda yazılı olan idarî para
cezalarına dair kararlar ilgililere 11.2.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat
Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilir. Bu cezalara karşı tebliğ tarihinden
itibaren yedi gün içinde idare mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz cezanın
yerine getirilmesini durdurmaz. İtiraz üzerine verilen karar kesindir. İtiraz
zaruret görülmeyen hallerde evrak üzerinde inceleme yapılarak en kısa sürede
sonuçlandırılır. İdarî para cezaları 21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunur.
Bu Kanunun uygulanmasından doğan para
cezaları Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bünyesinde açılacak bir hesaba özel
ödenek kaydedilir. Toplanan bu paralar Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü
tarafından çıkarılacak yönetmelik esaslarına göre % 50’si Engelliler Spor
Federasyonu ile engelliler kulüp ve faaliyetlerine, % 50’si ise fair play
kurallarına uygun hareket eden amatör spor kulüpleri ile okul sporlarının
geliştirilmesine ayrılır.
Bu Kanunda belirtilen yasaklara uymayan
kişilerin kimlik bilgileri, müsabakanın veya eylemin yapıldığı mahallin emniyet
birimlerince fotoğraflı olarak kaydedilir ve bu kayıtlardaki kişiler takibe
alınır.
Yargılama
usulü
MADDE 29. - Bu Kanun kapsamında konusu suç
teşkil eden eylemlerin takibi ve yargılaması 8.6.1936 tarihli ve 3005 sayılı
Meşhud Suçların Muhakeme Usulü Kanunu hükümlerine göre yapılır.
Bu Kanunda yer alan para cezalarının
artırılmasında 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesi hükümleri
uygulanır.
Yönetmelik
MADDE 30. - Bu Kanun kapsamında yer alan;
spor dalının bağlı bulunduğu federasyon, spor kulüpleri, taraftar dernekleri ve
müsabaka güvenlik amirlerinin görev, yetki ve sorumlulukları ile saha içi ve
dışında alınacak güvenlik önlemleri, biletlerin basılması ve satışa sunulması,
müsabaka alanlarının düzenlenmesi, spor alanlarına giriş ve çıkışlar ile
uygulanacak güvenlik sistemleri, sağlık, emniyet ve itfaiye teşkilâtının
alacağı önlemler ve bu Kanunun kapsamına giren diğer konular hakkındaki usul ve
esaslar, ilgili kuruluş ve bakanlıkların görüşleri alınarak Gençlik ve Spor
Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakanın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca
yürürlüğe konulacak yönetmelikle düzenlenir.
Değiştirilen hükümler
MADDE 31. - 17.6.1992 tarihli ve 3813
sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 25 inci
maddesinin üçüncü fıkrasındaki “beşyüzmilyon” ibaresi “beşyüzmilyar” olarak
değiştirilmiştir.
GEÇİCİ MADDE 1. - Bu Kanunun yürürlüğe
girmesinden itibaren bir yıl içerisinde, spor kulüpleri 5 inci ve 10 uncu
maddelerde yazılı yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadırlar.
GEÇİCİ MADDE 2. - Yeni bir düzenleme yapılıncaya
kadar, Türkiye 1. Futbol Ligiyle tesis olarak fiziki yapısı uygun olan 2. ve 3.
futbol liglerinde mücadele eden kulüpler dışındaki tüm profesyonel ve amatör
spor kulüplerinin müsabakalarıyla ilgili güvenlik önlemleri, federasyon veya
ilgili kulüp, kamu kurum ve kuruluşlarınca alınır.
Yürürlük
MADDE 32. - Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 33. - Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
ADALET KOMİSYONUNUN
KABUL ETTİĞİ METİN
MADDE
23.- Kanunun 23 üncü maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
MADDE 24.- Kanunun 24 üncü maddesi Komisyonumuzca aynen kabul
edilmiştir.
MADDE 25.- Kanunun 25
inci maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.