Dönem: 22
Yasama Yılı: 3
T.B.M.M. (S.
Sayısı: 791)
24.6.2004 Tarihli ve 5197 Sayılı İl Özel İdaresi Kanunu ve
Anayasanın 89 uncu ve 104 üncü Maddeleri Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha
Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi ile Plan ve Bütçe KomisyonuRaporu
(1/856)
Not: Kanun, Başkanlıkça
Anayasa ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına havale edilmiştir.
T.C.
Cumhurbaşkanlığı 10.7.2004
Sayı: B.01.0.KKB.01-18/A-5-2004-798
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
İLGİ: 25.06.2004 günlü,
A.01.0.GNS.0.10.00.02-4880/16868 sayılı yazınız.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel
Kurulu'nca 24.06.2004 gününde kabul edilen 5197 sayılı "İl Özel İdaresi
Kanunu" incelenmiştir:
1- İncelenen Yasa'nın 3, 6, 7, 10, 11, 13,
15, 18, 25, 35, 45, 47, 52 ve geçici 1. maddelerinde;
- İl özel yönetimi tanımlanırken, "il
halkı" yanında "il"in yerel ortak gereksinmelerinin de bu
yönetimlerce karşılanacağına yer verilerek, il özel yönetimleri farklı bir
boyuta taşınmakta,
- Yine bu tanımda, il özel yönetimlerine
ilk kez idari ve mali özerklik tanınmakta; bunlarla ilgili olarak diğer
maddelerde il özel yönetimleri, merkezi yönetimin onayına bağlı olmadan,
- Gerçek ve tüzel kişilere izin ve ruhsat
vermek,
- Yasak koymak ve uygulamak,
- Taşınır ve taşınmaz malları almak,
satmak, kiralamak, kiraya vermek, takas etmek, bunlar üzerinde sınırlı ayni hak
tesis etmek,
- İç ve dış borç almak,
- Özelleştirme yapmak,
- Yurt içi ve dışındaki yerel yönetimler
ve birlikleri ile işbirliği yapmak,
- Sermaye şirketleri kurmak,
gibi görev ve yetkilerle donatılmakta,
- İl özel yönetiminin görev ve yetkileri,
belirgin ve sınırlı biçimde tek tek sayılmak yerine hizmet alanları
belirtilmekte; yasalarla açıkça başka kurum ve kuruluşlara verilmeyen yerel
nitelikteki her türlü görev ve hizmetin il özel yönetimlerince yerine
getirileceği genel ve soyut biçimde öngörülmekte; bu arada, il özel yönetiminin
hangi hizmet alanlarında il genelinde, hangi hizmet alanlarında belediye sınırları
dışında yetkili olacağı vurgulanmakta,
- Valiliğin organlar içindeki yeri son
sıraya düşürülüp, valilerin il genel meclisi başkanlığı görevine son
verilmekte; il genel meclisi tek karar organı olarak düzenlenip, başkanını
kendi üyeleri arasından seçmesi, meclis gündemini başkanın belirlemesi, yılda
iki kez yerine her ay toplanması öngörülmekte; meclis kararlarının kesinleşmesi
için valinin "onay"ına sunulma zorunluluğu kaldırılmakta; valinin
hazırladığı yıllık etkinlik raporunun yetersiz görülmesi durumunda yetersizlik
kararının "gereği yapılmak üzere" İçişleri Bakanlığı'na gönderileceği
belirtilerek, özerklikten öte bağımsız niteliğe kolayca dönüşebilecek yerel bir
meclis oluşturulmakta,
- İl özel yönetimi örgütlenmesinde genel
sekreterlik oluşturulup, il özel yönetimi hizmetlerinin genel sekreterce
yürütüleceği, genel sekreterin valiye karşı sorumlu olacağı, il encümenine
valinin bulunmaması durumunda genel sekreterin başkanlık yapacağı vurgulanarak
vali yardımcılarının yerel organlardaki yetkisi kaldırılmakta; dolayısıyla,
vali ve kaymakamlara bu organlardaki görevleri nedeniyle yapılan ödemeler
sürdürülüp vali yardımcılarının ödeneği kesilmekte, böylece mesleki mali statü
yönünden hiyerarşik yapı bozulmakta,
- Bütçenin ve kesinhesabın kabulünde ve
kesinleşmesinde il genel meclisi kararı yeterli görülmekte,
- İl özel yönetimleri "genel
yetkili" organlara dönüştürülmektedir.
İl özel yönetimlerinin yapılanması ve
işleyişine yönelik köklü değişiklikler getiren incelenen Yasa'nın anılan
düzenlemelerinin hukukun genel ilkelerine, anayasal kurallara ve kamu yararına
uygun düşüp düşmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bunun için, Türkiye Cumhuriyeti Devleti
Yönetimi'nin yapılanmasında esas olan anayasal ilkeleri ortaya koymak; ulus
devletin düşünsel temellerine ve tekil devlet modelinde örgütlenmeye egemen
olan "merkeziyetçilik" ve "yerinden yönetim" ilkeleriyle
bunları tamamlayan "idarenin bütünlüğü" ve "idari vesayet"
kavramları üzerinde durmak gerekli görülmüştür.
2- Anayasa'nın başlangıç bölümünde, bu
Anayasa'nın Yüce Türk Devleti'nin bölünmez bütünlüğünü belirlediği, hiçbir
etkinliğin Türk ulusal çıkarları, Türk varlığı, Devlet'i ve ülkesiyle
bölünmezliği esası karşısında koruma göremeyeceği belirtilmiş; 2. maddesinde,
Türkiye Cumhuriyeti'nin başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan bir
Devlet olduğu vurgulanmış; 5. maddesinde de, Türk Ulusu'nun bağımsızlığını ve
bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini korumak Devlet'in temel amaç ve görevleri
arasında sayılmıştır.
Bu kurallar, Anayasa'da "tekil
devlet" modelinin kabul edildiğini göstermektedir. Tekil devlet modeli,
merkeziyetçi yapıyı ve ancak onun denetim ve gözetiminde merkez dışı
örgütlenmeyi olanaklı kılmaktadır.
Anayasa'da, hem yasama, yürütme ve yargı
erki merkeze bağlanarak siyasal, hem de yönetim düzeneğinde merkez esas
alınarak yönetsel yönden merkeziyetçilik benimsenmiştir.
Anayasa'nın 123. maddesinde, yönetimin,
- Kuruluş ve görevleriyle bir
"bütün" olduğu,
- Merkezden yönetim ve yerinden yönetim
esaslarına dayandığı,
kuralına yer verilmiştir.
Merkezi yönetim Anayasa'nın 126., yerel
yönetimler ise 127. maddelerinde düzenlenmiştir.
126. maddeye göre,
- Türkiye, merkezi yönetim kuruluşu
yönünden coğrafya durumuna, ekonomik koşullara ve kamu hizmetlerinin
gereklerine göre illere, iller de diğer kademeli bölümlere ayrılmakta,
- İllerin yönetimi "yetki
genişliği" esasına dayanmaktadır.
127. maddeye göre de,
- Yerel yönetimler; il, belediye ya da köy
halkının yerel ortak gereksinimlerini karşılamak üzere, kuruluş ilkeleri
yasayla belirlenen, yasada gösterilen karar organları seçmenlerce seçilerek
oluşturulan kamu tüzelkişileridir.
- Yerel yönetimlerin kuruluş ve görevleri
ile yetkileri "yerinden yönetim" ilkesine uygun olarak yasayla
düzenlenecektir.
- Merkezi yönetim, yerel yönetimler
üzerinde,
- Yerel hizmetlerin yönetimin bütünlüğü
ilkesine uygun biçimde yürütülmesi,
- Kamu görevlerinde birliğin sağlanması,
- Toplum yararının korunması,
- Yerel gereksinimlerin gereği gibi
karşılanması,
amacıyla, yasada belirtilen esas ve
usuller çerçevesinde "idari vesayet" yetkisine sahiptir.
Görüldüğü gibi, Anayasa'da, tekil devlet
modelinin yönetsel örgütlenmedeki temel ilkeleri, "merkezden
yönetim", "yerinden yönetim" ve bunları tamamlayan
"idarenin bütünlüğü" olarak belirlenmiştir.
ayrıca, yönetsel örgütlenme,
- Merkez-taşra ilişkisi yönünden
"yetki genişliği",
- Merkezi yönetim-yerel yönetim ilişkisi
yönünden "idari vesayet",
ilkelerine dayanmaktadır.
Merkezi yönetim ve yerel yönetimler,
Devlet iktidarının örgütlenmesinde hizmeti ve coğrafyayı esas alarak iki temel
parçayı oluşturmaktadır. Bu iki parçalı yapının yönetsel örgütlenmede farklı
sonuçlara yol açmaması için, Anayasa'da "idarenin bütünlüğü" ilkesine
yer verilmiş ve yerinden yönetim, devletin ülkesi ve ulusuyla bölünmezliği ve
yönetimin tümlüğü ilkeleriyle sınırlandırılmıştır.
"İdarenin bütünlüğü" ilkesi,
tekil devlet modelinde yönetim alanında öngörülen temel ilkedir. Bu ilke,
yönetsel işlev gören ayrı hukuksal statülere bağlı değişik kuruluşların
"bir bütün" oluşturduğunu anlatmaktadır.
Tekil devlet modelinde, tek bir egemenlik
vardır ve devlet tek yetkilidir. Devletin örgütsel yapısı parçalı bir görünüm
sergilese ve devlet yetkisini kullanan birçok kamu tüzelkişisi olsa da,
bunların arasındaki birlikteliği "idarenin bütünlüğü" ilkesi
sağlamaktadır.
Parçalı yapıda olan yönetimde,
"bütünlüğü" sağlamaya yönelik iki hukuksal araç,
"hiyerarşi" ve "idari vesayet"tir. Hiyerarşi, başka bir
deyişle "yetki genişliği" ilkesi, tek bir tüzelkişilik içinde yer
alan çeşitli örgüt ve birimler, idari vesayet ise, merkezi yönetim ile yerinden
yönetim kuruluşları arasındaki "bütünleşmeyi" sağlamaktadır.
"İdarenin bütünlüğü" ilkesi,
merkezin denetimi ve gözetimi ile yaşama geçirilmektedir. Genel yönetimin taşra
örgütlenmesi üzerindeki denetimi "hiyerarşik denetim"; yerinden
yönetimler üzerindeki denetimi ise "vesayet denetimi"dir.
Yerinden yönetimin en önemli sakıncası,
Devlet'in birliğini ve kamu hizmetlerinin tutarlılığını bozabilmesidir. Bu
sakıncayı önlemek için Devlet'e ve onu temsil eden merkezi yönetime, yerinden
yönetim kuruluşlarının eylem ve işlemlerini denetlemek ve gerektiğinde
bozabilmek yetkisi tanınmıştır. Bu yetki, "idari vesayet" kavramı ile
Anayasa'da yerini almıştır.
"İdari vesayet"i, kamu düzenini
ve ülke bütünlüğünü sağlamak için, kamu yararı amacıyla, yasaların verdiği
yetkiye dayanarak, merkezi yönetim örgütünün, yerel yönetim ile kamu hizmeti
yönetimi tüzelkişilerinin organları, işlemleri ve parasal kaynakları üzerindeki
denetimi olarak tanımlamak olanaklıdır. Bu yönüyle idari vesayet yetkisi,
yerinden yönetim kuruluşlarına tanınan özerkliğin ayrıklığını oluşturmaktadır.
Anayasa'nın 127. maddesine göre idari
vesayet, hukuksallık denetimi yanında yerindelik denetimini de içermektedir.
İdari vesayet yetkisi, il özel
yönetimlerinin tüm eylem, işlem ve etkinliklerinin merkezi yönetimin
denetiminde olmasını; bu bağlamda, yasada belirtilen il genel meclisi
kararlarının valinin onayına bağlı tutulmasını gerektirmektedir. İncelenen
Yasa'daki düzenleme bu gereğe uygun düşmemektedir.
İncelenen Yasa'yla il özel yönetimindeki
yetkileri zayıflatılan vali, Devlet'in ve Hükümet'in ildeki temsilcisi olmasına
karşın gücünü ve etkisini yitirmektedir.
Ayrıca, pek çok maddesi Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kurulu'nca kabul edilen Kamu Yönetiminin Temel İlkeleri ve
Yeniden Yapılandırılması Hakkında Yasa Tasarısı'nda, merkezi yönetimin il
örgütlerinin çoğunun kaldırılması, kimilerinin de yerel yönetimlere
devredilmesi öngörülerek valinin il genel yönetimindeki yetkileri de
azaltılmaktadır.
Bu düzenlemeler, amaçlanmasa da,
Anayasa'da öngörülmeyen bir yönetim sistemine geçilmesine neden olabilecek
niteliktedir.
İncelenen Yasa'nın yukarıda yer verilen
maddelerinin,
- Tekil devlet modelinden "yerel"
ağırlıklı devlet modeline geçişe olanak sağlayan,
- Güçlü merkezi yönetim yerine güçlü yerel
yönetimlere yer veren,
- İl özel yönetimlerini, il genel
yönetimini de kapsayacak biçimde genel yetkili duruma getiren,
içerikleriyle, Anayasa'nın "tekil
devlet modeli"ne, "idarenin bütünlüğü", "yetki
genişliği", "idari vesayet" ilkelerine ve kamu yararına uygun
düşmediği görülmektedir.
3- Yukarıdaki değerlendirmeler dışında
kimi konular üzerinde ayrıca durulması gerekli görülmüştür:
a) İncelenen Yasa'nın 3. maddesinin (a)
bendinde, il özel idaresi tanımlanırken, "İlin ve il sınırları içindeki
halkın mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere
kurulan..." anlatımı kullanılarak, "il halkı" yanında
"il" ayrıca belirtilmiştir.
Bu ayrımla, il özel idaresi, il genel
yönetimini de içerecek biçimde illerin genel yetkili yönetim birimi gibi
tanımlanmış olmaktadır.
Anayasa'nın 126 ve 127. maddelerine göre,
illerde, merkezi yönetimin uzantısı olan ve "yetki genişliği" esasına
göre oluşturulan il genel yönetimi ile, bir yerel yönetim örgütlenmesi olan ve
"idari vesayet" ilkesine göre oluşturulan il özel yönetimi
bulunmaktadır.
İl halkının ortak yerel gereksinmelerinin
karşılanması il özel idaresinin, il halkının ortak yerel gereksinmeleri dışında
kalanlar ile "il"in tüm hizmetlerinin karşılanması da il genel
yönetiminin görev alanına girmektedir.
Anayasa'nın yerel yönetimleri düzenleyen
127. maddesinde, yerel yönetimlerin, "il...halkının mahalli müşterek
ihtiyaçlarını karşılamak üzere..." kurulacakları açık biçimde
belirtilmiştir.
Bu nedenle, incelenen Yasa'nın 3.
maddesinin (a) bendindeki tanım Anayasa'nın 126 ve 127. maddeleriyle
bağdaşmamaktadır.
b) İncelenen Yasa'nın 6. maddesinin
birinci fıkrasında,
"İl özel idaresi; kanunlarla başka
bir kamu kurum ve kuruluşuna verilmeyen mahalli müşterek nitelikteki her türlü
görev ve hizmeti yapar, gerekli kararları alır, uygular ve denetler."
denilmektedir.
Anayasa'nın 126. maddesinde, merkezi
yönetimin örgütlenmesine ilişkin ölçütler "coğrafya durumu, ekonomik
koşullar ve kamu hizmetlerinin gerekleri" olarak sayılmıştır. Maddede,
merkezi yönetimin görevlerini belirginleştiren ya da sınırlayan bir düzenleme
yapılmamıştır.
Buna karşın, Anayasa'nın 127. maddesinde,
yerel yönetimlerin örgütlenmesi hem "coğrafya" hem de
"konu" yönünden sınırlandırılmıştır. Maddeye göre, yerel yönetimler,
ancak yöresel olarak örgütlenebilmekte ve yalnızca yerel ortak gereksinimlerin
karşılanması yönünden görevlendirilebilmektedir.
Anayasa'ya göre merkezi yönetim, Devlet
iktidarını ve tüm kamu hizmetlerini ülke genelinde örgütlerken, yerel
yönetimler, sınırlı bir coğrafyada ortak yerel gereksinimlerin karşılanması
gibi sınırlı bir konuda örgütlenebilmektedir.
Buna göre, yönetsel örgütlenmede, merkezi
yönetim konu yönünden genel, yerel yönetimler ise özel görevlidir. Başka bir
anlatımla, yasalarda merkezi yönetimin görevleri soyut ve genel, yerel
yönetimlerin görevleri somut ve belirgin biçimde düzenlenmelidir.
İl özel yönetiminin görev ve yetkileri
incelenen Yasa'nın 6. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenmiş; bu görevlerden
kimilerinin hangi coğrafi sınırlar içinde yerine getirileceği de ikinci
fıkrasında kurala bağlanmıştır.
Maddenin birinci fıkrasıyla, il özel
yönetimi, "yasalarla başka bir kamu kurum ve kuruluşuna verilmeyen",
"mahalli müşterek nitelikteki" her türlü görev ve hizmeti yapmak,
gerekli kararları almak, uygulamak ve denetlemekle görevlendirilmiş, başka bir
anlatımla kamu hizmetlerinin yürütülmesi yönünden "genel görevli"
kılınmıştır.
Maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinde
sayılan hizmetlerin il sınırları içinde; (b) bendinde sayılan konuların ise
belediye sınırları dışında il özel yönetimince yürütüleceği kurala bağlanarak,
kimi görevler yönünden yetkinin sınırları, konu yönünden değil, yalnızca yer
yönünden çizilmektedir.
Yapılan düzenlemede, her ne kadar
"yasalarla başka bir kamu kurum ve kuruluşuna verilmeyen" ve
"mahalli müşterek nitelikteki" görevlerden söz edilerek konu yönünden
sınır getirilmiş izlenimi yaratılmaya çalışılmış ise de, bu ölçütler soyut
olup, il özel yönetimlerini "genel görevli" konumdan çıkarmaya
yetmemektedir.
Çünkü, merkezi yönetim örgütlenmesinde yer
alan kamu kurum ve kuruluşlarının görevi kapsamında sayılmayan ya da genel
görevli bir kamu kurum ya da kuruluşunun görev alanında yer almakta iken,
yapılacak bir yasal düzenleme ile o kurum ya da kuruluşun görev kapsamından
çıkarılan her türlü kamusal hizmet, bu madde nedeniyle, başkaca bir yasal
düzenlemeye gerek kalmaksızın il özel idarelerinin görev alanına girecektir.
Ayrıca, çoğu maddesi Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Kurulu'nda kabul edilen, ancak, kimi maddeleri üzerindeki
görüşmeler tamamlanmadığı için henüz yasalaşmayan "Kamu Yönetiminin Temel
İlkeleri ve Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanun Tasarısı"nda yer
verilen ilgili kurallara kısaca değinilmesi, konunun açıklığa kavuşturulması
yönünden gerekli görülmüştür.
Yasa Tasarısı'nın 7. maddesinde, merkezi
yönetimce yürütülecek görevler sayılarak sınırlandırılmış; 8. maddesinde ise,
yerel ortak gereksinimlere ilişkin tüm görev, yetki ve sorumlulukların yerel
yönetimlerce yerine getirileceğinin belirtilmesi yeterli görülmüştür.
Madde gerekçelerinde de, merkezi
yönetimler ile yerel yönetimlerin görev, yetki ve sorumluluklarının, getirilen
yeni kamu yönetimi anlayışına uygun olarak ele alındığı; merkezi yönetimin
görev ve yetkilerinin sayılarak sınırlandırıldığı, bunlar dışında kalanların
yerel yönetimlerce yürütülmesinin öngörüldüğü belirtilmiştir.
Bu Yasa Tasarısı'nın 7 ve 8. maddeleri ile
incelenen Yasa'nın 6. maddesinin birlikte değerlendirilmesinden, yerel
yönetimlerin, bu bağlamda il özel idarelerinin, kamu hizmetlerinin görülmesinde
genel görevli örgüt durumuna getirildiği görülmektedir.
Öte yandan, yürürlükteki İl Özel İdaresi
Yasası'nın 78. maddesine 3360 sayılı Yasa'yla eklenen 13. bendin ikinci
tümcesindeki "İl özel idarelerinin görevli olduğu mahalli ve müşterek
ihtiyaçların kapsamı ve sınırı Bakanlar Kurulu'nca tespit olunur."
kuralının iptaline ilişkin, Anayasa Mahkemesi'nin 22.6.1988 günlü, E.1987/18,
K.1988/23 sayılı kararında,
"Yerel yönetimlere ilişkin temel
kavramlar üzerinde yapılan bu açıklamalar da göstermektedir ki, yerel
yönetimlerin kuruluş esasları, karar organlarının oluşumu, görev ve
yetkilerinin belirlenmesi, merkezî yönetimle bağ ve ilgileri, bunlar üzerinde
uygulanacak idarî vesayet yetkisi, yasal bir düzenlemeyi gerektirmekte,
‘yasallık’ vazgeçilmez bir koşul olmaktadır. Anayasa'nın 123. ve 127. maddeleri
bu koşulu açık-seçik vurgulamaktadır. O halde:
1- İl Özel İdaresi Kanunu (İUVKM.)'nun 78.
maddesine, 3360 sayılı Yasanın 2. maddesiyle eklenen 13. bendin ikinci
tümcesiyle ‘İl Özel İdarelerinin görevli olduğu mahallî ve müşterek
ihtiyaçların kapsamı ve sınırı...'nın saptanması yetkisinin Bakanlar Kurulu'na
verilmesi, yasallık ilkesi ile çatışmaktadır. Burada Bakanlar Kurulu kararı,
yasa yerini almaktadır.
Bakanlar Kurulu'na bu yetkinin yasayla
verilmiş olması da, Anayasa açısından yasal düzenleme koşulunun yerine
getirildiği biçiminde yorumlanamaz. Anayasa Mahkemesi'nin konuya ilişkin
kararlarında ortaya koyduğu ölçütlere göre, yasa koyucu, genel kuralları
koyarak yönetime, takdir yetkisine göre düzenleyebileceği bir alan bırakırken,
Anayasa'nın öngördüğü yönetimin yargısal denetiminin etkinliğini engellemeyecek
nesnel kurallara bağlamalıdır."
denilerek, yasallık ilkesi gereği, il özel
yönetimlerinin görevlerinin yasada sayılması gerektiği kabul edilmiştir.
Yasama organının, herşeyden önce bir
hizmetin yerel mi, yoksa ülke düzeyinde mi olduğunu belirlemesi; yerel düzeyde
görülen hizmetlerin yasada sayılması gerekmektedir.
Tersi durumda, yurttaşlara standart bir
kamu hizmeti sunma olanaksızlaşacak, hizmetler yönünden bölgesel ve yerel
dengesizlikler artacaktır.
İncelenen Yasa'nın 6. maddesinde il özel
yönetimlerinin görevlerinin sınırlı ve belirgin değil, genel ve soyut kavramlar
kullanılarak düzenlendiği görülmektedir. Bu genel ve soyut kavramların
içeriğinin belirginleştirilmesinde il özel yönetimlerinin yetkili organlarının
etkili olması kaçınılmazdır. Bu durumda, Anayasa Mahkemesi'nin yukarıda
açıklanan kararıyla Bakanlar Kurulu yönünden Anayasa'ya uygun görülmeyen bir
yetkinin il özel yönetimlerine tanındığı sonucuna varılmaktadır ki, bunun
olanaksızlığı açıktır.
Bu nedenle de, incelenen Yasa'nın 6.
maddesi Anayasa'nın 126 ve 127. maddesindeki ilkelerle bağdaşmamaktadır.
c) İncelenen Yasa'nın 6. maddesinin ikinci
fıkrasının (a) bendinde, il özel yönetimlerinin il sınırları içinde yapmakla
görevli ve yetkili oldukları konular arasında "eğitim" hizmetleri de sayılmıştır.
Bentteki, "Eğitim(e)...ilişkin
hizmetleri il sınırları içinde... yapmakla görevli ve yetkilidir"
anlatımından,
- İlköğretim ya da ortaöğretim ayrımı
yapılmadan,
- Yapım ve yönetim sınırlaması
getirilmeden,
eğitime ilişkin tüm hizmetlerin il özel
yönetimlerinin görevi içine alındığı görülmektedir.
Yürürlükteki İl Özel İdaresi Yasası'nın
78. maddesinin 9. bendinde, ilkokulların tesis ve yapımı ile bunların yönetim
ve gözetim görevi il özel yönetimlerine verilmiş iken, incelenen Yasa'da "Eğitim(e)
ilişkin hizmetler" düzenlemesinin getirilmesi, yukarıdaki anlayışı geçerli
kılmaktadır.
aa- Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş
felsefesi, coğrafi ve siyasal yönden tekil devlet yapısını, tam bağımsızlık
ilkesini, yönetsel yönden lâik, demokratik, sosyal, hukuk devletini, ekonomik,
sosyal, kültürel ve sanatsal yönden de çağdaş bir Türkiye'yi hedeflemektedir.
Atatürk devriminin amacı, aydınlanma
çağını yakalamak ve Türk toplumunu çağdaşlaştırmaktır. Bu amaç, Anayasa'nın
başlangıcında "çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak", 174. maddesinde de,
"çağdaş uygarlık düzeyini aşmak" biçiminde anlatımını bulmuştur.
Çağdaş yönetim anlayışında, devletin temel
görevlerine çekilmesi gerektiği savunulurken, bu görevler adalet, savunma,
eğitim ve sağlık olarak sayılmakta, ülke olanaklarının bu alanlara
özgülenmesiyle başarının yakalanacağı vurgulanmaktadır.
Özellikle eğitim konusunda başarılı
olamayan ülkelerin geleceklerini tehlikeye atacakları kuşkusuzdur. Çünkü
eğitim, diğer tüm başarıların temelini, altyapısını ve kaynağını
oluşturmaktadır.
Çocuklarımızın, ülkemizin gerçekleri ve
gereksinimleri yönünde, gelişen ve değişen dünya gereklerine uygun çağdaş bir
eğitim ortamı içinde yetiştirilmesi çağı yakalamanın zorunlu koşuludur.
Anayasa'nın çağdaş bir eğitim ve öğrenim
öngörülen 42. maddesinde,
- Kimsenin eğitim ve öğretim hakkından
yoksun bırakılamayacağı,
- Eğitim ve öğretimin, Atatürk ilke ve
devrimleri doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devlet'in
gözetim ve denetimi altında yapılacağı,
- Eğitim ve öğretim özgürlüğünün
Anayasa'ya sadakat borcunu ortadan kaldırmayacağı,
- İlköğretimin kız ve erkek tüm yurttaşlar
için zorunlu ve Devlet okullarında parasız olacağı,
belirtilmiştir.
Anayasa'da eğitim ve öğretim, birey
yönünden hak olarak tanınırken, Devlet'in de başta gelen ödevlerinden
sayılmıştır.
Devlet'in bu ödevleri yerine getirmesinin
yolu, kuşkusuz, Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda, aklın egemenliğine
dayanan, çağdaş eğitim ve öğretim kurumları oluşturması, varolanları
geliştirmesidir.
Eğitim ve öğretim hizmetlerine, Devlet'çe
önemli ağırlık verilmesi, çağın ve Anayasa'nın gereğidir. Bu gerek, eğitim ve
öğretim hizmetlerinin merkezi yönetimin görevleri arasında kalmasını zorunlu
kılmaktadır.
Çağdaşlaşma yolunda böylesine büyük önemi
bulunan eğitim hizmetlerinin il özel yönetimlerine bırakılması, toplumsal yarar
yönünden uygun düşmemektedir.
bb- Anayasa koyucu, Atatürk devrimlerinin
temel felsefesinin önemini, devrim yasalarını 174. maddesi ile korumaya alarak
vurgulamıştır.
Anayasa'nın 174. maddesinde, Türk
toplumunu çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkarma ve Türkiye Cumhuriyeti'nin
lâik niteliğini koruma amacı güden devrim yasaları tek tek sayılarak anayasal
güvenceye alınmıştır.
Bu yasalar, maddede de belirtildiği gibi
lâiklik ilkesiyle doğrudan ilgili bulunmakta, Cumhuriyetimizin lâik niteliğini
somutlaştırmakta ve ona içerik kazandırmaktadır. Bu nedenle, Anayasa'nın 174.
maddesi, başlangıcı ile 2. ve 24. maddelerinden ayrı düşünülemez ve onları
tamamlayıcı niteliktedir.
Ülkemizde lâik öğretime geçiş, Anayasa'nın
174. maddesiyle korumaya alınan 3 Mart 1924 günlü, 430 sayılı Öğretim Birliği
Yasası ile gerçekleştirilmiştir. Bu Yasa'yla, Şeriye ve Evkaf Bakanlığı ile
vakıflarca yönetilen medreseler ve dini eğitim veren okullar kapatılmış,
Türkiye'deki tüm okullar, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlanmıştır.
Öğretim birliği ilkesinin amacı, eğitimi
tek elden uygulanan bir Devlet politikası durumuna getirerek, akla ve bilime
dayalı programlarla çağdaş uygarlık hedefine yönelmiş yurttaşlar yaratmaktır.
Başka bir anlatımla, Türk milli eğitiminin
genel amacı, Türk Ulusu'nun tüm bireylerini, Atatürk ilke ve devrimlerine ve
Anayasa'da anlatımını bulan Atatürk Milliyetçiliği'ne bağlı, Anayasa'nın
başlangıcında belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir
hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen
ve bunları yaşamında uygulayan yurttaşlar olarak yetiştirmektir.
Yasakoyucu, kişiler yönünden hak, devlet
yönünden ödev olan eğitim ve öğrenim hakkını düzenlerken, toplumun gereksinim
duyduğu insan gücünün yetiştirilmesi, böylece, toplumsal, ekonomik ve kültürel
kalkınmanın sağlanması gibi hususları gözetmek zorundadır. Bunun merkezi
planlama, programlama ve uygulamayı gerektireceği açıktır.
Eğitimde, planlama ve program kadar, belki
ondan da fazla önemli olan uygulamadır. Uygulamada illere göre yaşanacak
sapmalar, lâik eğitim ve ulusal birlik yönünden aykırılıklara neden olacaktır.
Eğitim hizmetlerinin, yurt düzeyinde ve
ulusal düzeyde, ülkedeki tüm yurttaşlara fırsat ve olanak eşitliği sunacak
biçimde merkezi yönetimin genel sorumluluğu altında yürütülmesi gerekmektedir.
Bunun tersine, eğitim hizmetlerinin il
özel yönetimlerine bırakılması, eğitimin lâikleşmesini ve tek elden
yürütülmesini amaçlayan öğretim birliği ilkesiyle, ulusal birlik amacıyla,
demokratik, lâik, eşitlikçi, adil, işlevsel ve bilimsel temellere dayalı eğitim
anlayışıyla, Anayasa'nın Atatürk ilke ve devrimlerini temel alan ruhuyla
bağdaşmamaktadır.
cc- Ayrıca, birçok maddesi Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kurulu'nca kabul edilen Kamu Yönetiminin Temel İlkeleri ve
Yeniden Yapılandırılması Hakkında Yasa Tasarısı'nın 7. maddesinin (d) bendinde,
"milli eğitimle ilgili görev ve hizmetler" merkezi yönetimce
yürütülecek görev ve hizmetler arasında sayılmıştır.
İncelenen Yasa'da eğitimle ilgili tüm
hizmetlerin il özel yönetimlerine bırakılması iki düzenleme arasında uyumsuzluk
yaratmaktadır.
d) İncelenen Yasa'nın 10. maddesinin (k)
bendinde, "halk denetçisini seçmek" il genel meclisinin görev ve
yetkileri arasında sayılmıştır.
Yürürlükteki kurallarda "halk
denetçiliği" kurumu bulunmamaktadır. Bu kuruma henüz yasalaşmayan Kamu
Yönetiminin Temel İlkeleri ve Yeniden Yapılandırılması Hakkında Yasa Tasarı'sında
yer verildiği bilinmektedir.
Yürürlüğe girmemiş bir düzenlemeye
dayanılarak il genel meclisine görev ve yetki verilmesi, yasa yapma tekniğine
uygun düşmemekte, hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmamaktadır.
Ayrıca, belirtmek gerekir ki, halk denetçiliği
kurumu Anayasa'da düzenlenmemiştir.
Anayasa'ya göre, idari işlem ve eylemlerin
hukuka uygunluk denetimi idari yargı yerlerince yapılmaktadır. Bu sistemin
önüne, Kamu Yönetimi Temel İlkeleri ve Yeniden Yapılandırılması Hakkında Yasa
Tasarısı'nın incelenmesinden anlaşıldığı üzere, yine hukuka uygunluk denetimi
yapan bir birimin eklenmesi anayasal sorun yaratacak niteliktedir. Çünkü,
kararlar arasındaki çelişkinin yoğunlaşması yargıya karşı güven bunalımına
neden olacaktır.
Yayımlanması yukarıda açıklanan
gerekçelerle uygun görülmeyen 5197 sayılı "İl Özel İdaresi Kanunu",
3, 6, 7, 10, 11, 13, 15, 18, 25, 35, 45, 47, 52 ve geçici 1. maddelerinin
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce bir kez daha görüşülmesi için, Anayasa'nın
değişik 89 ve 104. maddeleri uyarınca ilişikte geri gönderilmiştir.
Ahmet Necdet SEZER
Cumhurbaşkanı
Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu
Türkiye Büyük Millet
Meclisi
Plan ve Bütçe
Komisyonu
Esas No.: 1/856 10.2.2005
Karar No.: 17
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce 24.6.2004
tarihinde kabul edilen ve yayımlanmak üzere 25.6.2004 tarihinde
Cumhurbaşkanlığı Makamına sunulan 5197 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu, Sayın
Cumhurbaşkanınca Anayasanın 89 ve 104 üncü maddeleri gereğince yayımlanması
kısmen uygun bulunmayarak 3, 6, 7, 10, 11, 13, 15, 18, 25, 35, 45, 47, 52 ve
geçici 1 inci maddeleri, bir daha görüşülmek üzere 12.7.2004 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına geri gönderilmiş ve Başkanlıkça, 15.7.2004
tarihinde gerekçeli geri gönderme tezkeresi ile birlikte tali komisyon olarak
Anayasa Komisyonuna, esas komisyon olarak Komisyonumuza havale edilmiştir.
Komisyonumuzun 8.2.2005 tarihinde yaptığı
29 uncu birleşiminde anılan Kanun ile geri gönderme tezkeresi, Hükümeti
temsilen İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU ile İçişleri Bakanlığı, Maliye
Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ve Devlet Planlama Teşkilâtı Müsteşarlığı
temsilcilerinin de katılımlarıyla incelenip görüşülmüştür.
Sayın Cumhurbaşkanı geri gönderme
tezkeresinde;
- İl özel yönetimi tanımlanırken, "il
halkı" yanında "il"in yerel ortak gereksinmelerinin de bu
yönetimlerce karşılanacağına yer verilmesinin, il özel yönetimlerini farklı bir
boyuta taşımakta olduğu,
- İl özel yönetimlerine ilk kez idari ve
mali özerklik tanındığı; bu doğrultuda Kanunda il özel yönetimlerinin, merkezi
yönetimin onayına bağlı olmadan; gerçek ve tüzel kişilere izin ve ruhsat
vermek, yasak koymak ve uygulamak, taşınır ve taşınmaz malları almak, satmak,
kiralamak, kiraya vermek, takas etmek, bunlar üzerinde sınırlı ayni hak tesis
etmek, iç ve dış borç almak, özelleştirme yapmak, yurt içi ve dışındaki yerel
yönetimler ve birlikleri ile işbirliği yapmak, sermaye şirketleri kurmak gibi
görev ve yetkilerle donatıldığı,
- İl özel yönetiminin örgütlenmesinde
genel sekreterlik oluşturulup, vali yardımcılarının yerel organlardaki
yetkisinin kaldırıldığı, dolayısıyla vali ve kaymakamlara bu organlardaki
görevleri nedeniyle yapılan ödemelerin sürdürülüp vali yardımcılarının ödeneğinin
kesildiği, böylece mesleki mali statü yönünden hiyerarşik yapının bozulduğu,
- İl özel yönetimlerinin "genel
yetkili" organlara dönüştürüldüğü,
- Anayasamızın "tekil devlet"
modelini kabul ettiği, tekil devlet modelinin ise merkeziyetçi yapıyı ve ancak
onun denetim ve gözetiminde merkez dışı örgütlenmeyi olanaklı kıldığı,
- Anayasada yasama, yürütme ve yargı
erkinin merkeze bağlanarak siyasal, hem de yönetim düzeneğinde merkez esas
alınarak yönetsel yönden merkeziyetçiliğin benimsenmiş olduğu,
- Anayasanın 127 nci maddesinde yerel
yönetimlerin kuruluş ve görevleri ile yetkilerinin "yerinden yönetim"
ilkesine uygun olarak yasayla düzenleneceğinin belirtildiği; merkezi yönetimin,
yerel yönetimler üzerinde, yerel hizmetlerin yönetimin bütünlüğü ilkesine uygun
biçimde yürütülmesi, kamu görevlerinde birliğin sağlanması, toplum yararının
korunması, yerel gereksinimlerin gereği gibi karşılanması amacıyla, yasada
belirtilen esas ve usuller çerçevesinde "idari vesayet" yetkisine
sahip olduğu,
- Tekil devlet modelinin yönetsel
örgütlenmedeki temel ilkelerinin, "merkezden yönetim", "yerinden
yönetim" ve bunları tamamlayan "idarenin bütünlüğü" olarak
belirlendiği,
- Ayrıca, yönetsel örgütlenmenin,
merkez-taşra ilişkisi yönünden "yetki genişliği", merkezi yönetim-yerel
yönetim ilişkisi yönünden ise "idari vesayet" ilkelerine dayandığı,
- Devletin örgütsel yapısının parçalı bir
görünüm sergilemesine ve devlet yetkisini kullanan birçok kamu tüzel kişisinin
varlığına rağmen, bunlar arasındaki birlikteliğin "idarenin
bütünlüğü" ilkesiyle sağlandığı; parçalı yapıda olan yönetimde,
"bütünlüğü" sağlamaya yönelik iki hukuksal aracın,
"hiyerarşi" ve "idari vesayet" olduğu; hiyerarşinin, başka
bir deyişle "yetki genişliği" ilkesinin, tek bir tüzelkişilik içinde
yer alan çeşitli örgüt ve birimler, idari vesayetin ise, merkezi yönetim ile
yerinden yönetim kuruluşları arasındaki "bütünleşmeyi" sağladığı,
- Valiliğin organlar içindeki yerinin son
sıraya düşürülerek, valilerin il genel meclisi başkanlığı görevine son verilmekte
olduğu, meclis kararlarının kesinleşmesi için valinin "onay"ına
sunulma zorunluluğunun kaldırıldığı, idari vesayet yetkisinin, il özel
yönetimlerinin tüm eylem, işlem ve etkinliklerinin merkezi yönetimin
denetiminde olmasını, bu bağlamda il genel meclisi kararlarının da valinin
onayına bağlı tutulmasını gerektirdiği; Kanundaki düzenlemelerin bu gereğe
uygun düşmediği, bu gibi düzenlemelerin valinin konumunu zayıflatarak
amaçlanmasa da, Anayasada öngörülmeyen bir yönetim sistemine geçilmesine neden
olabilecek nitelikte olduğu,
- Tekil devlet modelinden
"yerel" ağırlıklı devlet modeline geçişe olanak sağlayan, güçlü
merkezi yönetim yerine güçlü yerel yönetimlere yer veren, il özel
yönetimlerini, il genel yönetimini de kapsayacak biçimde genel yetkili duruma
getiren içerikleriyle Kanunun Anayasanın "tekil devlet modeli"ne,
"idarenin bütünlüğü", "yetki genişliği", "idari
vesayet" ilkelerine ve kamu yararına uygun düşmediğinin görüldüğü,
- Kanunun 3 üncü maddesinin (a) bendinde,
il özel idaresi tanımlanırken, "İlin ve il sınırları içindeki halkın
mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere
kurulan..."ibaresinde "il halkı" yanında "il"in ayrıca
belirtildiği; bu şekilde il özel idaresinin, il genel yönetimini de içerecek
biçimde illerin genel yetkili yönetim birimi gibi tanımlanmış olduğu;
Anayasanın 126 ve 127 nci maddelerine göre illerde, merkezi yönetimin uzantısı
olan ve "yetki genişliği" esasına göre oluşturulan il genel yönetimi
ile, bir yerel yönetim örgütlenmesi olan ve "idari vesayet" ilkesine
göre oluşturulan il özel yönetiminin bulunduğu; Anayasanın yerel yönetimleri
düzenleyen 127 nci maddesinde, yerel yönetimlerin, "il...halkının mahalli
müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere..." kurulacaklarının açık biçimde
belirtilmiş olduğu, bu nedenle, Kanunun 3 üncü maddesinin (a) bendindeki
tanımın Anayasanın 126 ve 127 nci maddeleriyle bağdaşmadığı,
- Kanunun 6 ncı maddesinin birinci
fıkrasında; "il özel idaresi; kanunlarla başka bir kamu kurum ve
kuruluşuna verilmeyen mahalli müşterek nitelikteki her türlü görev ve hizmeti
yapar, gerekli kararları alır, uygular ve denetler." denildiği, Anayasanın
126 ncı maddesinde, merkezi yönetimin örgütlenmesine ilişkin ölçütlerin
"coğrafya durumu, ekonomik koşullar ve kamu hizmetlerinin gerekleri"
olarak sayıldığı, maddede, merkezi yönetimin görevlerini belirginleştiren ya da
sınırlayan bir düzenleme yapılmamış olduğu; buna karşın Anayasanın 127 nci
maddesinde, yerel yönetimlerin örgütlenmesi hem "coğrafya" hem de
"konu" yönünden sınırlandırılarak yerel yönetimlerin, ancak yöresel
olarak örgütlenebildiği ve yalnızca yerel ortak gereksinimlerin karşılanması
yönünden görevlendirilebileceği,
- Maddenin birinci fıkrasıyla, il özel
yönetiminin, "yasalarla başka bir kamu kurum ve kuruluşuna
verilmeyen", "mahalli müşterek nitelikteki" her türlü görev ve
hizmeti yapmak, gerekli kararları almak, uygulamak ve denetlemekle
görevlendirilmiş olduğu, böylece kamu hizmetlerinin yürütülmesi yönünden
"genel görevli" kılındığı,
- Maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinde
sayılan hizmetlerin il sınırları içinde; (b) bendinde sayılan konuların ise
belediye sınırları dışında il özel yönetimince yürütüleceğinin kurala
bağlanarak, kimi görevler yönünden yetkinin sınırlarının, konu yönünden değil,
yalnızca yer yönünden çizildiği; yapılan düzenlemede, her ne kadar
"yasalarla başka bir kamu kurum ve kuruluşuna verilmeyen" ve
"mahalli müşterek nitelikteki" görevlerden söz edilerek konu yönünden
sınır getirilmiş izlenimi yaratılmaya çalışılmış ise de, bu ölçütlerin soyut
olup, il özel yönetimlerini "genel görevli" konumdan çıkarmaya
yetmediği,
- Yürürlükteki İl Özel İdaresi Kanununun
78 inci maddesine 3360 sayılı Kanunla eklenen (13) numaralı bendin ikinci
cümlesi olan "İl özel idarelerinin görevli olduğu mahalli ve müşterek ihtiyaçların
kapsamı ve sınırı Bakanlar Kurulunca tespit olunur." hükmünün iptaline
ilişkin, Anayasa Mahkemesinin 22.6.1988 günlü, E.1987/18, K.1988/23 sayılı
kararında; yerel yönetimlerin kuruluş esaslarının, karar organlarının
oluşumunun, görev ve yetkilerinin belirlenmesinin, merkezi yönetimle bağ ve
ilgilerinin, bunlar üzerinde uygulanacak idari vesayet yetkisinin yasal bir
düzenlemeyi gerektirdiğinin belirtildiği; Anayasanın 123 ve 127 nci
maddelerinin de bu koşulu açıkça vurguladığı; Anayasa Mahkemesinin bu kararı
nedeniyle il özel yönetimlerinin görevlerinin yasada sayılması gerektiği, bu
nedenlerle incelenen Kanunun 6 ncı maddesinin Anayasanın 126 ve 127 nci
maddelerindeki ilkelerle bağdaşmadığı,
- Aynı maddenin ikinci fıkrasının (a)
bendinde, il özel yönetimlerinin il sınırları içinde yapmakla görevli ve
yetkili oldukları konular arasında "eğitim" hizmetlerinin de
sayıldığı, bentteki, "Eğitim(e)...ilişkin hizmetleri il sınırları
içinde... yapmakla görevli ve yetkilidir" anlatımından, ilköğretim ya da ortaöğretim
ayrımı yapılmadan, yapım ve yönetim sınırlaması getirilmeden, eğitime ilişkin
tüm hizmetlerin il özel yönetimlerinin görevi içine alındığının görüldüğü,
- Eğitim ve öğretim hizmetlerine, Devletçe
önemli ağırlık verilmesinin, çağın ve Anayasanın gereği olduğu, bu gereğin,
eğitim ve öğretim hizmetlerinin merkezi yönetimin görevleri arasında kalmasını
zorunlu kıldığı,
- Ülkemizde lâik öğretime geçişin,
Anayasanın 174 üncü maddesiyle korumaya alınan 3 Mart 1924 tarihli ve 430
sayılı Öğretim Birliği Kanunu ile gerçekleştirilmiş olduğu, bu Kanunla, Şeriye
ve Evkaf Bakanlığı ile vakıflarca yönetilen medreseler ve dini eğitim veren
okulların kapatıldığı, Türkiye'deki tüm okulların Milli Eğitim Bakanlığı'na
bağlandığı, öğretim birliği ilkesinin amacının, eğitimi tek elden uygulanan bir
Devlet politikası durumuna getirerek, akla ve bilime dayalı programlarla çağdaş
uygarlık hedefine yönelmiş yurttaşlar yaratmak olduğu,
- Eğitim hizmetlerinin, yurt düzeyinde ve
ulusal düzeyde, ülkedeki tüm yurttaşlara fırsat ve olanak eşitliği sunacak
biçimde merkezi yönetimin genel sorumluluğu altında yürütülmesi gerektiği,
bunun tersine, eğitim hizmetlerinin il özel yönetimlerine bırakılmasının,
eğitimin laikleşmesini ve tek elden yürütülmesini amaçlayan öğretim birliği
ilkesiyle, ulusal birlik amacıyla, demokratik, laik, eşitlikçi, adil, işlevsel
ve bilimsel temellere dayalı eğitim anlayışıyla, Anayasanın Atatürk ilke ve
devrimlerini temel alan ruhuyla bağdaşmadığı, çağdaşlaşma yolunda böylesine
büyük önemi bulunan eğitim hizmetlerinin il özel yönetimlerine bırakılmasının,
toplumsal yarar yönünden uygun düşmediği,
- Kanunun 10 uncu maddesinin (k) bendinde,
halk denetçisini seçmenin il genel meclisinin görev ve yetkileri arasında
sayıldığı, yürürlükteki kurallarda "halk denetçiliği" kurumu
bulunmadığı, bu kuruma (o tarihte henüz kanunlaşmamış bulunan) Kamu Yönetiminin
Temel İlkeleri ve Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanun Tasarısında yer
verildiği, yürürlüğe girmemiş bir düzenlemeye dayanılarak il genel meclisine
görev ve yetki verilmesinin, yasa yapma tekniğine uygun düşmediği ve hukuk
devleti ilkesiyle bağdaşmadığı, ayrıca, halk denetçiliği kurumunun Anayasada
düzenlenmemiş olduğu,
Şeklindeki değerlendirmeler sonucunda
yayımlanmasını kısmen uygun bulmadığı, 5197 sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 3,
6, 7, 10, 11, 13, 15, 18, 25, 35, 45, 47, 52 ve geçici 1 inci maddelerini,
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce bir kez daha görüşülmesi için, Anayasanın 89
ve 104 üncü maddeleri gereğince Türkiye Büyük Millet Meclisine iade etmiştir.
Komisyonumuzda, 5197 sayılı Kanunun yalnızca geri gönderme tezkeresine konu olan
maddeleri üzerinde görüşme yapılması
benimsenerek yapılan görüşmelerde,
- Anayasada idarenin kuruluş ve
görevlerinin merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayandırıldığı,
idarenin bütünlüğü ilkesinin vurgulandığı, merkezi yönetim açısından konu ve
yer yönünden bir kısıtlama getirilmemişken yerinden yönetim türlerinden biri
olan yerel yönetimlerin konu ve coğrafya yönünden kısıtlanmış olduğu, Cumhurbaşkanının
geri gönderme gerekçesinde de belirttiği üzere bu Kanunla Anayasayla öngörülen
durumun dışında bir düzenleme yapılmış olduğu ve bu düzenlemelerin de bu
haliyle Anayasaya aykırı olduğu,
- 3 üncü maddede yer alan "İlin"
ibaresinin özel idareyi il sınırları içinde genel görevli hale getirici ve
merkezi idarenin yetkilerini kısıtlayıcı nitelikte olduğu,
- İl özel idaresinin hizmet kapsamının
Anayasal sistemi zedelememek kaydıyla genişletilebileceği, bu konunun üzerinde
çalışma yapılması suretiyle Anayasaya uygun bir metin ortaya konabileceği,
- Eğitim hizmetlerinin yerine
getirilmesinden kastedilen şeyin ilkokul binalarının yapım, onarım ve bakımı
olduğu, ancak maddenin yazımından eğitim hizmetlerinin bütünüyle il özel
idarelerince yürütüleceği sonucunun çıktığı,
- Halk denetçiliği konusundaki
düzenlemenin Kamu Yönetiminin Temel İlkeleri ve Yeniden Yapılandırılması
Hakkında Kanunda düzenlenmiş olduğu, ancak bu Kanunun Cumhurbaşkanınca bir daha
görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gönderilmiş olduğu, yürürlüğe
girmemiş bir kanun dayanak alınarak böyle bir kurumun oluşturulmasının isabetli
olmayacağı,
- Yerel yönetim reformunun
demokratikleşmenin olmazsa olmaz koşulu olduğunun uzun yıllardan bu yana
savunulduğu, ancak yapılan düzenlemelerin üniter devlet yapısıyla uyumlu
olmayan ve bu yapıyı bozucu nitelikte olduğu, düzenlemelerde bu hassasiyetin
gözetilmesi gerektiği,
- Merkeziyetçi bir anlayış ve yönetim
tarzından yıllardır şikayetçi olunduğu, yerel nitelikteki pek çok hizmetin
yerine getirilmesi için merkezin onayının alınmasının doğru bir anlayış
olmadığı, yerel yönetimlere hizmetlerin sunumu noktasında güvenilmesi
gerektiği, yerel nitelikteki ihtiyaçların mahallinde tespit edilmesi ve
çözülmesinin daha yerinde olduğu,
Şeklindeki görüş ve değerlendirmeleri
müteakip, Hükümet adına yapılan açıklamalarda;
- Kamu yönetimi reformu kapsamında dört
kanun tasarısının Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulduğu, bunlardan üçünün
yerel yönetimlere ilişkin olduğu, bunların eş zamanlı, en azından birbirine
yakın tarihlerde kanunlaşmasının amaçlandığı, ancak çeşitli nedenlerle bunun
gerçekleşmediği, bu nedenle de bazı sorunlarla karşılaşıldığı,
- Reform çabasının temelinde daha etkin
yönetim ve daha fazla demokrasi anlayışının bulunduğu, bu bağlamda yerel
yönetimlerin güçlendirilmesi suretiyle güçlü yerel demokrasinin öne
çıkarıldığı, yapılan düzenlemelerin de bu amacı gerçekleştirmeye yönelik
olduğu,
- Yerel ihtiyaçların yerel yönetimlerce
daha iyi tespit edilip yerine getirilebileceği, merkezin yerel nitelikteki
hizmetlerin tümünün yürütülmesinde yetkili olmasının uygun olmadığı, bu
nitelikteki hizmetlere ilişkin kararların yerel yönetimlerce verilmesinin daha
yerinde olduğu,
İfade edilmiştir.
5197 sayılı Kanunun iadeye konu maddeleri
üzerinde yapılan görüşmeler sonucunda Kanunun 3, 6 ve 10 uncu maddelerinde
değişiklikler yapılmıştır. Kanunun;
- 3 üncü maddesi; (a) bendinde yer alan
"il ve il sınırları içindeki halkın" ibaresinin; il özel idaresinin,
il halkından ayrı olarak yönetim ihtiyaçları anlamında da yapacağı işler
bulunduğu, ilin mahalli müşterek ihtiyaçlarının karşılanması için yapılması
kaçınılmaz olan bu işlerin de mahalli müşterek nitelik taşıdığı, ancak madde
metnindeki "ilin" ibaresinin çıkarılmasının bir eksiklik doğurmayacağı
gibi maddenin yanlış yorumlanmasını da önleyeceği, bu nedenle metnin Anayasanın
127 nci maddesindeki ifadeye paralel olarak değiştirilmesinin uygun olacağı
gerekçesiyle "İl halkının" şeklinde değiştirilmesi suretiyle,
- 6 ncı maddesi; il özel idareleri için
bütün il düzeyinde yürütülecek görevler ve belediye sınırları dışındaki
alanlarda yerine getirilecek görevler olmak üzere ikili bir görev yapısı
öngörülmekte olduğu, 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunuyla il özel
idarelerine eğitim altyapısını tamamlama gibi eğitime ilişkin mahalli müşterek
kapsamda yerine getirilecek görevler de verildiği, düzenlemenin 13 Mart 1329
tarihli İl Özel İdaresi Kanununda 1987 yılında 3360 sayılı Kanunla yapılan
değişiklikle getirilen düzenlemeden farklı olmadığı halde, iade gerekçesinde de
görüldüğü gibi maddedeki mevcut düzenlemenin il özel idarelerine milli eğitim
hizmetlerini yürütme görev ve yetkisini verecek şekilde yorumlanabildiğinden,
tereddütlere yol açılmaması ve yanlış anlaşılmalara mahal verilmeyecek şekilde yeniden
düzenlenmesi suretiyle,
- 10 uncu maddesi; halk denetçisinin
seçimi ve görevlerinin 5227 sayılı Kamu Yönetiminin Temel İlkeleri ve Yeniden
Yapılandırılması Hakkında Kanunla düzenlenmiş olduğu, anılan Kanunun bir kez
daha görüşülmek üzere Sayın Cumhurbaşkanı tarafından Türkiye Büyük Millet
Meclisi'ne iade edilmiş olduğu, kanuni
dayanağı bulunmayan, mevzuatımızda yer almayan halk denetçisi ile ilgili (k)
bendinin madde metninden çıkarılması ve diğer bentlerin teselsül ettirilmesi
suretiyle,
- 15 inci maddesi; birinci fıkranın
sonunda yer alan "giremez" ibaresinin "girmez" şeklinde
redaksiyona tabi tutulması suretiyle,
- 7, 11, 13, 18, 25, 35, 45, 47, 52 ve
geçici 1 inci maddeleri ise aynen,
Kabul edilmiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun onayına sunulmak
üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile arz olunur.
|
|
Başkanvekili |
Bu Raporun Sözcüsü |
Kâtip |
|
|
M. Altan Karapaşaoğlu |
Muzaffer Baştopçu |
Mehmet Sekmen |
|
|
Bursa |
Kocaeli |
İstanbul |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Halil Aydoğan |
Mehmet Melik Özmen |
Mehmet Zekai Özcan |
|
|
Afyonkarahisar |
Ağrı |
Ankara |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Osman Kaptan |
A. Kemal Deveciler |
Ali Osman Sali |
|
|
Antalya |
Balıkesir |
Balıkesir |
|
|
(İmzada bulunamadı) |
(İmzada bulunamadı) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Ahmet İnal |
Alaattin Büyükkaya |
Birgen Keleş |
|
|
Batman |
İstanbul |
İstanbul |
|
|
|
|
(İmzada bulunamadı) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Kemal Kılıçdaroğlu |
M. Mustafa Açıkalın |
Mustafa Elitaş |
|
|
İstanbul |
İstanbul |
Kayseri |
|
|
(Ayrışık oy yazısı ektedir) |
|
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Taner Yıldız |
Hasan Fehmi Kinay |
Muharrem Doğan |
|
|
Kayseri |
Kütahya |
Mardin |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Mustafa Özyürek |
Gürol Ergin |
O. Seyfi Terzibaşıoğlu |
|
|
Mersin |
Muğla |
Muğla |
|
|
(İmzada bulunamadı) |
(İmzada bulunamadı) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Osman Seyfi |
Cemal Uysal |
Kazım Türkmen |
|
|
Nevşehir |
Ordu |
Ordu |
|
|
|
|
(İmzada bulunamadı) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
İmdat Sütlüoğlu |
Musa Uzunkaya |
M. Ergun Dağcıoğlu |
|
|
Rize |
Samsun |
Tokat |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Enis Tütüncü |
Faruk Nafiz Özak |
M. Akif Hamzaçebi |
|
|
Tekirdağ |
Trabzon |
Trabzon |
|
|
(İmzada bulunamadı) |
|
(Ayrışık oy yazısı ektedir) |
AYRIŞIK
OY
Sayın Cumhurbaşkanı
tarafından 14 maddesinin Anayasaya uygun bulunmaması nedeniyle bir kez daha
görüşülmek üzere TBMM’ne gönderilen 5197 sayılı İl Özel İdaresi Kanununun Plan
ve Bütçe Komisyonu görüşmelerinde Kanunun Anayasaya aykırılık taşıyan
hükümlerinin düzeltilmesi yönünde bir çalışma yapılması yerine sadece 3
maddesinde değişiklik yapılması öngörülmüştür. Anayasada kamu yönetiminin
merkezî yönetim ve yerel yönetimlerden oluştuğu belirtildikten sonra kamu
yönetiminin idarenin bütünlüğü ilkesine göre çalışacağı ve bunun için merkezî
yönetimin elinde idarî vesayet ve hiyerarşik denetim gibi araçların olduğu
vurgulanmıştır. Yine Anayasaya göre kamu hizmetlerinin görülmesinde merkezî
yönetim genel görevli kuruluştur. Anayasanın konuya ilişkin temel prensipleri
özetle bu şekildedir.
5197 sayılı Kanun birçok
maddesiyle Anayasanın bu temel prensiplerine aykırıdır. Komisyon çalışmalarında
söz konusu temel eksiklikleri hükümetin ve AKP’li milletvekillerinin tutumu
nedeniyle gidermek mümkün olmamıştır.
Kanunun Sayın
Cumhurbaşkanı tarafından eleştiri konusu yapılmayıp da Tasarının Komisyon
görüşmeleri sırasında belirttiğimiz Ayrışık Oy gerekçeleri de geçerliliğini
korumaktadır.
Belirtilen nedenlerle
Kanuna katılmıyoruz.
M. Akif Hamzaçebi Kemal Kılıçdaroğlu
Trabzon İstanbul
ANAYASANIN
89 UNCU VE 104 ÜNCÜ MADDELERİ GEREĞİNCE
CUMHURBAŞKANINCA BİR DAHA GÖRÜŞÜLMEK ÜZERE GERİ GÖNDERİLEN KANUN
İL ÖZEL
İDARESİ KANUNU
Kanun No.: 5197 Kabul Tarihi:
24.6.2004
BİRİNCİ KISIM
Genel Hükümler
BİRİNCİ
BÖLÜM
Amaç,
Kapsam ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1. - Bu Kanunun amacı; il özel idaresinin kuruluşunu,
organlarını, yönetimini, görev, yetki ve sorumlulukları ile çalışma usul ve
esaslarını düzenlemektir.
Kapsam
MADDE 2. - Bu Kanun il özel idaresini kapsar.
Tanımlar
MADDE 3. - Bu Kanunun uygulanmasında;
a) İl özel idaresi: İlin ve il sınırları içindeki halkın
mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar
organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idarî ve malî özerkliğe
sahip kamu tüzel kişisini,
b) İl özel idaresinin organları: İl genel meclisini, il
encümenini ve valiyi,
İfade eder.
İKİNCİ
BÖLÜM
İl
Özel İdaresinin Kuruluşu ve Sınırları
Kuruluş
MADDE 4. - İl özel idaresi, ilin kurulmasına dair kanunla
kurulur ve ilin kaldırılmasıyla tüzel kişiliği sona erer.
İl özel idaresinin görev
alanı
MADDE 5. - İl özel idaresinin görev alanı il sınırlarını
kapsar.
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM
İl
Özel İdaresinin Görev, Yetki ve
Sorumlulukları
İl özel idaresinin görev
ve sorumlulukları
MADDE 6. - İl özel idaresi; kanunlarla başka bir kamu kurum
ve kuruluşuna verilmeyen mahallî müşterek nitelikteki her türlü görev ve
hizmeti yapar, gerekli kararları alır, uygular ve denetler.
İl özel idaresi bu hizmetlerden;
a) Eğitim, sağlık, tarım, sanayi ve ticaret; ilin çevre
düzeni planı, bayındırlık ve iskân, toprağın korunması, erozyonun önlenmesi,
sosyal hizmet ve yardımlar, yoksullara mikro kredi verilmesi, çocuk yuvaları ve
yetiştirme yurtlarına ilişkin hizmetleri il sınırları içinde,
b) İmar, yol, su, kanalizasyon, katı atık, çevre, acil
yardım ve kurtarma, kültür, turizm, gençlik ve spor; orman köylerinin
desteklenmesi, ağaçlandırma, park ve bahçe tesisine ilişkin hizmetleri belediye
sınırları dışında,
Yapmakla görevli ve yetkilidir.
İl çevre düzeni planı; valinin koordinasyonunda,
büyükşehirlerde büyükşehir beledi-yeleri, diğer illerde il belediyesi ve il
özel idaresi ile birlikte yapılır. İl çevre düzeni planı belediye meclisi ile
il genel meclisi tarafından onaylanır.
Hizmetlerin yerine getirilmesinde öncelik sırası, il özel
idaresinin malî durumu, hizmetin ivediliği ve verildiği yerin gelişmişlik
düzeyi dikkate alınarak belirlenir.
İl özel idaresi hizmetleri, vatandaşlara en yakın yerlerde
ve en uygun yöntemlerle sunulur. Hizmet sunumunda özürlü, yaşlı, düşkün ve dar
gelirlilerin durumuna uygun yöntemler uygulanır.
Hizmetlerin diğer mahallî idareler ve kamu kuruluşları
arasında bütünlük ve uyum içinde yürütülmesine yönelik koordinasyon o ilin
valisi tarafından sağlanır.
İl özel idaresinin
yetkileri ve imtiyazları
MADDE 7. - İl özel idaresinin yetkileri ve imtiyazları
şunlardır:
a) Kanunlarla verilen görev ve hizmetleri yerine
getirebilmek için her türlü faaliyette bulunmak, gerçek ve tüzel kişilerin
faaliyetleri için kanunlarda belirtilen izin ve ruhsatları vermek ve
denetlemek.
b) Kanunların il özel idaresine verdiği yetki çerçevesinde
yönetmelik çıkarmak, emir vermek, yasak koymak ve uygulamak, kanunlarda
belirtilen cezaları vermek.
c) Hizmetlerin yürütülmesi amacıyla, taşınır ve taşınmaz
malları almak, satmak, kiralamak veya kiraya vermek, takas etmek, bunlar
üzerinde sınırlı aynî hak tesis etmek.
d) Borç almak ve bağış kabul etmek.
e) Vergi, resim ve harçlar dışında kalan ve miktarı
yirmibeşmilyar Türk Lirasına kadar olan dava konusu uyuşmazlıkların anlaşmayla tasfiyesine
karar vermek.
f) Özel kanunları gereğince il özel idaresine ait vergi,
resim ve harçların tarh, tahakkuk ve tahsilini yapmak.
g) Belediye sınırları dışındaki gayri sıhhî müesseseler ile
umuma açık istirahat ve eğlence yerlerine ruhsat vermek ve denetlemek.
İl özel idaresi, hizmetleri ile ilgili olarak, halkın görüş
ve düşüncelerini belirlemek amacıyla kamuoyu yoklaması ve araştırması
yapabilir.
İl özel idaresinin mallarına karşı suç işleyenler Devlet
malına karşı suç işlemiş sayılır.
İl özel idaresinin proje karşılığı borçlanma yoluyla elde
edilen gelirleri, vergi, resim ve harçları, şartlı bağışlar ve kamu
hizmetlerinde fiilen kullanılan malları haczedilemez.
İl özel idaresine tanınan
muafiyetler
MADDE 8. - İl özel idaresinin kamu hizmetine ayrılan veya
kamunun yararlanmasına açık, gelir getirmeyen taşınmaz malları ile bunların
inşa ve kullanımları her türlü vergi, resim, harç, katkı ve katılma paylarından
muaftır.
İKİNCİ KISIM
İl Özel İdaresinin
Organları
BİRİNCİ
BÖLÜM
İl
Genel Meclisi
İl genel meclisi
MADDE 9. - İl genel meclisi, il özel idaresinin karar
organıdır ve ilgili kanunda gösterilen esas ve usullere göre ildeki seçmenler
tarafından seçilmiş üyelerden oluşur.
İl genel meclisinin görev
ve yetkileri
MADDE 10. - İl genel meclisinin görev ve yetkileri
şunlardır:
a) Stratejik plan ile yatırım ve çalışma programlarını, il
özel idaresi faaliyetlerini ve personelinin performans ölçütlerini görüşmek ve
karara bağlamak.
b) Bütçe ve kesin hesabı kabul etmek, bütçede kurumsal kodlama
yapılan birimler ile fonksiyonel sınıflandırmanın birinci düzeyleri arasında
aktarma yapmak.
c) İl çevre düzeni planı ile belediye sınırları dışındaki
alanların imar planlarını görüşmek ve karara bağlamak.
d) Borçlanmaya karar vermek.
e) Bütçe içi işletmeler ile Türk Ticaret Kanununa tâbi
ortaklıklar kurulmasına veya bu ortaklıklardan ayrılmaya, sermaye artışına ve
gayrimenkul yatırım ortaklığı kurulmasına karar vermek.
f) Taşınmaz mal alımına, satımına, trampa edilmesine,
tahsisine, tahsis şeklinin değiştirilmesine veya tahsisli bir taşınmazın akar
haline getirilmesine izin; üç yıldan fazla kiralanmasına ve süresi yirmibeş
yılı geçmemek kaydıyla bunlar üzerinde sınırlı aynî hak tesisine karar vermek.
g) Şartlı bağışları kabul etmek.
h) Vergi, resim ve harç dışında kalan miktarı beşmilyardan
yirmibeşmilyar Türk Lirasına kadar ihtilaf konusu olan özel idare alacaklarının
anlaşma ile tasfiyesine karar vermek.
i) İl özel idaresi adına imtiyaz verilmesine ve il özel
idaresi yatırımlarının yap-işlet veya yap-işlet-devret modeli ile yapılmasına,
il özel idaresine ait şirket, işletme ve iştiraklerin özelleştirilmesine karar
vermek.
j) Encümen üyeleri ile ihtisas komisyonları üyelerini
seçmek.
k) Halk denetçisini seçmek.
l) İl özel idaresi tarafından çıkarılacak yönetmelikleri
kabul etmek.
m) Norm kadro çerçevesinde il özel idaresinin ve bağlı
kuruluşlarının kadrolarının ihdas, iptal ve değiştirilmesine karar vermek.
n) Yurt içindeki ve yurt dışındaki mahallî idareler ve
mahallî idare birlikleriyle karşılıklı işbirliği yapılmasına karar vermek.
o) Diğer mahallî idarelerle birlik kurulmasına, kurulmuş
birliklere katılmaya veya ayrılmaya karar vermek.
p) İl özel idaresine kanunlarla verilen görev ve hizmetler
dışında kalan ve ilgililerin isteğine bağlı hizmetler için uygulanacak ücret
tarifesini belirlemek.
Meclis başkanlık divanı
MADDE 11. - İl genel meclisi, seçim sonuçlarının ilânını
izleyen beşinci gün kendiliğinden toplanır. Bu toplantıda meclise en yaşlı üye
başkanlık eder. Meclis, bu toplantıda, üyeleri arasından ve gizli oyla meclis
başkanını, meclis birinci ve ikinci başkan vekillerini, ikisi yedek olmak üzere
dört kâtip üyeyi ilk iki yıl için görev yapmak üzere seçer. İlk iki yıldan
sonra seçilecek başkanlık divanı, yapılacak ilk mahallî idareler seçimlerine
kadar görev yapar.
Meclis başkanlık divanı seçimi üç gün içinde tamamlanır.
Meclis başkanlığı ve başkanlık divanında boşalma olması
durumunda, kalan süreyi tamamlamak üzere, yenisi seçilir.
İl genel meclisine meclis başkanı, bulunmaması durumunda
meclis birinci başkan vekili, onun da bulunmaması durumunda ikinci başkan
vekili başkanlık eder.
Meclis başkanı, meclis çalışmalarında düzeni sağlamakla
yükümlüdür.
İl genel meclisinin çalışmalarına ilişkin esas ve usuller
İçişleri Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Meclis toplantısı
MADDE 12. - İl genel meclisi, il genel meclisince
belirlenecek bir aylık tatil hariç her ayın ilk haftası meclis tarafından
önceden belirlenen günde mutat toplantı yerinde toplanır. Kasım ayı toplantısı
dönem başı toplantısıdır.
Bütçe görüşmesine rastlayan toplantı süresi en çok yirmi
gün, diğer toplantıların süresi en çok beş gündür.
Mutat toplantı yeri dışında toplanılmasının zorunlu olduğu
durumda üyelere ve valiye önceden bilgi vermek kaydıyla meclis başkanının
belirlediği yerde toplantı yapılır. Ayrıca, toplantının yeri ve zamanı mutat
usullerle halka duyurulur.
İl genel meclisinin toplantıları açıktır. Meclis başkanı
veya üyelerden herhangi birinin gerekçeli önerisi üzerine, toplantıya
katılanların salt çoğunluğuyla kapalı oturum yapılmasına karar verilebilir.
Salt çoğunluk belli bir sayının yarısından az
olmayan çoğunluğu ifade eder.
İl genel meclisi görüşmeleri görevlilerce tutanağa
geçirilir, tutanak başkan ve kâtip üyeler tarafından imzalanır. Toplantılar,
meclisin kararıyla sesli veya görüntülü cihazlarla da kaydedilebilir.
Özel idare teşkilatı ve ildeki kamu kurum ve kuruluşlarının
birim amirleri gündemdeki konularla ilgili olarak meclis toplantılarına davet
edilebilir ve bilgi alınabilir.
Gündem
MADDE 13. - Gündem, meclis başkanı tarafından belirlenir ve
üyelere en az üç gün önceden bildirilir. Valinin önerdiği hususlar gündeme
alınır. Gündem, çeşitli yollarla da halka duyurulur.
İl genel meclisi üyeleri de il özel idaresine ait işlerle
ilgili konuların gündeme alınmasını önerebilir. Öneri, toplantıya katılanların
salt çoğunluğuyla kabul edildiği takdirde gündeme alınır.
Toplantı ve karar yeter
sayısı
MADDE 14. - İl genel meclisi, üye tam sayısının salt
çoğunluğuyla toplanır ve katılanların salt çoğunluğuyla karar verir. Ancak,
karar yeter sayısı, üye tam sayısının dörtte birinden az olamaz. Oylamada
eşitlik çıkması durumunda meclis başkanının bulunduğu taraf çoğunluk sayılır.
Gizli oylamalarda eşitlik çıkması durumunda oylama tekrarlanır, eşitliğin
bozulmaması durumunda meclis başkanı tarafından kur'a çekilir.
Meclisin toplanmasında, üye tam sayısının salt çoğunluğu
sağlanamadığı takdirde, başkan, gün ve saatini tespit ederek en geç üç gün
içinde toplanmak üzere meclisi tatil eder. Gelecek toplantı, üye tam sayısının
dörtte birinden az olmayan üye sayısı ile yapılır.
Görüşmeler sırasında başkan veya üyelerden birinin isteği
üzerine yapılacak yoklamada karar yeter sayısının bulunmadığı anlaşılırsa,
ikinci fıkradaki hükümler uygulanır.
Üyeler oylarını bizzat kullanır. Gizli oy kullanmaya fizikî
bakımdan engelli üyeler, tayin edecekleri kişi eliyle oy kullanabilir.
Oylama; gizli, işaretle veya ad okunarak yapılır. Oy verme
kabul, ret veya çekimser şeklinde olur.
Kararlar, meclis başkanı ve kâtip üyeler tarafından
imzalanır ve bir sonraki toplantıda üyelere dağıtılır.
Meclis kararlarının
kesinleşmesi
MADDE 15. - İl genel meclisi tarafından alınan kararların
tam metni, en geç beş gün içinde valiye gönderilir. Vali, hukuka aykırı gördüğü
kararları, yedi gün içinde gerekçesini de belirterek yeniden görüşülmek üzere
il genel meclisine iade edebilir. Valiye gönderilmeyen meclis kararları
yürürlüğe giremez.
Yeniden görüşülmesi istenilmeyen kararlar ile yeniden
görüşülmesi istenip de il genel meclisi üye tam sayısının salt çoğunluğuyla
ısrar edilen kararlar kesinleşir.
Vali, meclisin ısrarı ile
kesinleşen kararlar aleyhine on gün içinde idarî yargıya başvurabilir.
Kesinleşen il genel meclisi karar özetleri toplantıyı
izleyen en geç yedi gün içinde çeşitli yollarla halka duyurulur.
İhtisas komisyonları
MADDE 16. - İl genel meclisi, her dönem başı toplantısında,
üyeleri arasından seçilecek en az üç, en çok beş kişiden oluşan ihtisas
komisyonları kurabilir. Plan ve Bütçe ile İmar ve Bayındırlık komisyonları en
çok yedi kişiden meydana gelir.
İhtisas komisyonları, her siyasî parti grubunun ve bağımsız
üyelerin il genel meclisindeki üye sayısının meclis üye tam sayısına
oranlanması suretiyle oluşturulur. Eğitim, kültür ve sosyal hizmetler
komisyonu, imar ve bayındırlık komisyonu, çevre ve sağlık komisyonu ile plan ve
bütçe komisyonu kurulması zorunludur.
İmar ve bayındırlık komisyonu dışındaki komisyonların
çalışma süreleri meclisin toplantı süresiyle sınırlıdır. Meclis toplantısını
müteakip imar ve bayındırlık komisyonu
en fazla on iş günü, diğer komisyonlar ise beş iş günü toplanarak kendisine
havale edilen işleri sonuçlandırır. Rapor bu sürenin sonunda meclise
sunulmadığı takdirde, konu meclis başkanı tarafından doğrudan gündeme alınır.
Kaymakamlar ve ildeki kamu kuruluşlarının amirleri ve ildeki
kamu kurumu niteli-ğindeki meslek kuruluşları, üniversite ve sendikalar ile
gündemdeki konularla ilgili köy ve mahalle muhtarları ile sivil toplum
örgütlerinin temsilcileri, oy hakkı olmaksızın kendi görev ve faaliyet
alanlarına giren konuların görüşüldüğü ihtisas komisyonu toplantılarına
katıla-bilir ve görüş bildirebilir.
İhtisas komisyonlarının görev alanına giren işler bu
komisyonlarda görüşüldükten sonra il genel meclisinde karara bağlanır.
Komisyon çalışmalarında uzman kişilerden yararlanılabilir.
Komisyon raporları alenîdir, çeşitli yollarla halka
duyurulur ve isteyenlere il genel meclisi tarafından belirlenecek bedel
karşılığında verilir.
Denetim komisyonu
MADDE 17. - İl genel meclisi, her yılın ocak ayında
yapılacak toplantısında il özel idaresinin bir önceki yıl gelir ve giderleri
ile hesap ve işlemlerinin denetimi için kendi üyeleri arasından gizli oyla ve
üye sayısı üçten az, beşten çok olmamak üzere bir denetim komisyonu oluşturur.
Komisyon, her siyasî parti grubunun ve bağımsız üyelerin il genel meclisindeki
üye sayısının meclis üye tam sayısına oranlanması suretiyle oluşur.
Komisyon, vali tarafından il özel idare binası içinde
belirlenen yerde çalışır ve çalışmalarında uzman kişi ve kuruluşlardan
yararlanabileceği gibi valinin onayıyla kamu kuruluşları personelinden de
yararlanabilir. Komisyon tarafından istenen bilgi ve belgelerin iade edilmek
üzere verilmesi zorunludur.
Komisyon, çalışmasını şubat ayı sonuna kadar tamamlar ve
buna ilişkin raporunu, izleyen ayın onbeşine kadar meclis başkanlığına sunar.
Konusu suç teşkil eden hususlarla ilgili olarak meclis
başkanlığı tarafından yetkili mercilere suç duyurusunda bulunulur.
Meclisin bilgi edinme ve
denetim yolları
MADDE 18. - İl genel meclisi soru, genel görüşme ve faaliyet
raporunu değerlendirme yollarıyla bilgi edinme ve denetim yetkisini kullanır.
Meclis üyeleri, meclis başkanlığına önerge vererek il özel
idaresi işleriyle ilgili konularda sözlü veya yazılı soru sorabilir. Soru, vali
veya görevlendireceği kişi tarafından sözlü veya yazılı olarak cevaplandırılır.
İl genel meclisi üyelerinin en az üçte biri, meclis
başkanlığına istekte bulunarak il özel idaresinin işleriyle ilgili bir konuda
mecliste genel görüşme açılmasını isteyebilir. Bu istek, meclis tarafından
kabul edildiği takdirde gündeme alınır.
Vali, mart ayı toplantısında bir önceki yıla ait faaliyet
raporunu meclise sunar.
Faaliyet raporundaki açıklamalar, meclis üye tam sayısının
dörtte üç çoğunluğuyla yeterli görülmezse, yetersizlik kararıyla görüşmeleri
kapsayan tutanak, meclis başkanı tarafından gereği yapılmak üzere İçişleri
Bakanlığına gönderilir.
Başkan ve meclis
üyelerinin görüşmelere katılamayacağı durumlar
MADDE 19. - İl genel meclisi başkanı ve üyeleri, münhasıran
kendileriyle veya ikinci derece dahil kan, kayın hısımları ve evlatlıkları ile
ilgili işlerin görüşüldüğü meclis toplantılarına katılamazlar.
Meclis üyelerinin
yükümlülükleri
MADDE 20. - İl genel meclisi üyeleri, görevleri süresince ve
görevlerinin sona ermesinden itibaren iki yıl süreyle il özel idaresi ve bağlı
kuruluşlarına karşı doğrudan doğruya veya dolaylı olarak taahhüde giremez,
komisyonculuk ve temsilcilik yapamaz.
Meclis üyeliğinin sona
ermesi
MADDE 21. - İl genel meclisi üyeliği, ölüm ve istifa
durumunda kendiliğinden sona erer.
Özürsüz veya izinsiz olarak arka arkaya üç birleşim günü
veya bir yıl içinde yapılan toplantıların yarısına katılmayan üyenin üyeliğinin
düşmesine, savunması alındıktan sonra üye tam sayısının salt çoğunluğuyla karar
verilir.
İl genel meclisi üyeliğine seçilme yeterliliğinin
kaybedilmesi durumunda, valinin bildirmesi üzerine Danıştay tarafından üyeliğin
düşmesine karar verilir.
Meclisin feshi
MADDE 22. - İl genel meclisi;
a) Kendisine kanunla verilen görevleri süresi içinde yapmayı
ihmal eder ve bu durum il özel idaresine ait işleri aksatırsa,
b) İl özel idaresine verilen görevlerle ilgisi olmayan
siyasî konularda karar alırsa,
İçişleri Bakanlığının bildirisi üzerine Danıştayın kararı ile
feshedilir.
İçişleri Bakanlığı gerekli gördüğü takdirde meclisin feshine
dair bildiri ile birlikte karar verilinceye kadar meclis toplantılarının
ertelenmesini de ister. Danıştay, toplantıların ertelenmesi hususunu en geç bir
ay içinde karara bağlar.
Bu şekilde feshedilen meclisin yerine seçilen meclis, kalan
süreyi tamamlar.
Boşalan meclisin
görevinin yerine getirilmesi
MADDE 23. - İl genel meclisinin;
a) Danıştay tarafından feshi veya meclis toplantılarının
ertelenmesi,
b) Yedek üyelerin getirilmesinden sonra da meclis üye tam
sayısının yarısından aşağı düşmesi,
c) Geçici olarak görevden uzaklaştırılması,
d) Meclis üye tamsayısının yarıdan fazlasının tutuklanması,
Durumlarında, meclis çalışabilir duruma gelinceye veya yeni
meclis seçimi yapılıncaya kadar il genel meclisi görevi, encümenin memur
üyeleri tarafından yürütülür.
Meclis üyelerinin huzur
hakları ve diğer sosyal hakları
MADDE 24. - Meclis toplantılarına katıldıkları her gün için;
il genel meclisi başkanına 2600 gösterge, diğer meclis üyelerine 2200 gösterge
rakamının, memur aylıklarına uygulanan
katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda huzur hakkı ödenir.
İl genel meclisi üyeleri hastalıkları süresince izinli
sayılır. Ayrıca mazeretleri durumunda, bir yıl içindeki toplantı süresinin
yarısını aşmamak şartıyla istekleri üzerine meclis tarafından izin verilebilir.
İKİNCİ
BÖLÜM
İl
Encümeni
İl encümeni
MADDE 25. - İl encümeni valinin başkanlığında, il genel
meclisinin her yıl kendi üyeleri arasından bir yıl için gizli oyla seçeceği beş
üye ile biri malî hizmetler birim amiri olmak üzere valinin her yıl birim
amirleri arasından seçeceği beş üyeden oluşur.
Valinin katılamadığı encümen toplantısına genel sekreter
başkanlık eder.
Encümen toplantılarına gündemdeki konularla ilgili olarak,
ilgili birim amirleri vali tarafından oy hakkı olmaksızın görüşleri alınmak
üzere çağrılabilir.
Encümenin görev ve
yetkileri
MADDE 26. - Encümenin görev ve yetkileri şunlardır:
a) Stratejik plan ve yıllık çalışma programı ile bütçe ve
kesin hesabı inceleyip il genel meclisine görüş bildirmek.
b) Yıllık çalışma programına alınan işlerle ilgili
kamulaştırma kararlarını almak ve uygulamak.
c) Öngörülmeyen giderler ödeneğinin harcama yerlerini
belirlemek.
d) Bütçede fonksiyonel sınıflandırmanın ikinci düzeyleri
arasında aktarma yapmak.
e) Kanunlarda öngörülen cezaları vermek.
f) Vergi, resim ve harçlar dışında kalan ve miktarı
beşmilyar Türk Lirasına kadar olan ihtilafların sulhen halline karar vermek.
g) Taşınmaz mal
satımına, trampa edilmesine ve
tahsisine ilişkin kararları uygulamak, süresi üç yılı geçmemek üzere
kiralanmasına karar vermek.
h) Belediye sınırları dışındaki umuma açık yerlerin açılış
ve kapanış saatlerini belirlemek.
i) Vali tarafından havale edilen konularda görüş bildirmek.
j) Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.
Encümen toplantısı
MADDE 27. - Encümen,
haftada en az bir defa olmak üzere önceden belirlenen gün ve saatte toplanır.
Başkan acil durumlarda encümeni toplantıya çağırabilir.
Encümen üye tam sayısının salt çoğunluğuyla toplanır ve
katılanların salt çoğunluğuyla karar verir. Oyların eşitliği durumunda başkanın
bulunduğu taraf çoğunluk sayılır. Çekimser oy kullanılamaz.
Encümen gündemi vali tarafından hazırlanır. Encümen üyeleri
gündem maddesi teklif edebilir.
Encümen, gündemindeki konuları en geç bir hafta içinde
görüşüp karara bağlar.
Alınan kararlar başkan ve toplantıya katılan üyeler
tarafından imzalanır. Karara muhalif kalanlar gerekçelerini de açıklar.
Vali kanun, tüzük, yönetmelik ve il genel meclisi
kararlarına aykırı gördüğü encümen kararının bir sonraki toplantıda tekrar
görüşülmesini isteyebilir. Encümen, kararında ısrar ederse karar kesinleşir. Bu
takdirde, vali, kesinleşen encümen kararının uygulanmasını durdurur ve idari yargı mercilerine yürütmeyi durdurma
talebi ile birlikte on gün içinde başvurur. İtiraz Danıştayca en geç altmış gün
içinde karara bağlanır.
Encümen başkan ve üyeleri, münhasıran kendileri, ikinci
derece dahil kan ve kayın hısımları ve evlatlıkları ile ilgili işlerin görüşüldüğü
encümen toplantılarına katılamazlar.
Encümen üyelerine
verilecek ödenek
MADDE 28. - Encümen başkanına 14000, üyelerine 12000
gösterge rakamının Devlet memurları için belirlenen aylık katsayı ile çarpımı
sonucu bulunacak miktarda aylık brüt ödenek verilir. Encümenin memur üyelerine
encümen üyeleri için belirlenen gösterge rakamının yarısı ödenir.
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM
Vali
Vali
MADDE 29. - Vali, il özel idaresinin başı ve tüzel
kişiliğinin temsilcisidir.
Valinin görev ve
yetkileri
MADDE 30. - Valinin görev ve yetkileri şunlardır:
a) İl özel idaresi teşkilâtının en üst amiri olarak il özel
idaresi teşkilâtını sevk ve idare etmek, il özel idaresinin hak ve
menfaatlerini korumak.
b) İl özel idaresini stratejik plana uygun olarak yönetmek,
il özel idaresinin kurumsal stratejilerini oluşturmak, bu stratejilere uygun
olarak bütçeyi, il özel idaresi faaliyetlerinin ve personelinin performans
ölçütlerini hazırlamak ve uygulamak, izlemek ve değerlendirmek, bunlarla ilgili
raporları meclise sunmak.
c) İl özel idaresini Devlet dairelerinde ve törenlerde,
davacı veya davalı olarak da yargı yerlerinde
temsil etmek veya vekil tayin etmek.
d) İl encümenine başkanlık etmek.
e) İl özel idaresinin taşınır ve taşınmaz mallarını idare
etmek.
f) İl özel idaresinin gelir ve alacaklarını takip ve tahsil
etmek.
g) Yetkili organların kararını almak şartıyla sözleşme
yapmak.
h) İl genel meclisi ve encümen kararlarını uygulamak.
i) Bütçeyi uygulamak, bütçede meclis ve encümenin yetkisi
dışında kalan aktarmaları yapmak.
j) İl özel idaresi personelini atamak.
k) İl özel idaresi, bağlı kuruluşlarını ve işletmelerini
denetlemek.
l) Şartsız bağışları kabul etmek.
m) İl halkının huzur, esenlik, sağlık ve mutluluğu için
gereken önlemleri almak.
n) Bütçede yoksul ve muhtaçlar için ayrılan ödeneği
kullanmak.
o) Kanunlarla il özel idaresine verilen ve il genel meclisi
veya il encümeni kararını gerektirmeyen görevleri yapmak ve yetkileri
kullanmak.
Stratejik plan ve
performans planı
MADDE 31. - Vali, mahallî idareler genel seçimlerinden
itibaren altı ay içinde; kalkınma plan ve programları ile varsa bölge planına
uygun olarak stratejik plan ve ilgili olduğu yıl başından önce de yıllık
performans planı hazırlayıp il genel meclisine sunar.
Stratejik plan, varsa üniversiteler ve meslek odaları ile
konuyla ilgili sivil toplum örgütlerinin görüşleri alınarak hazırlanır ve il
genel meclisinde kabul edildikten sonra yürürlüğe girer.
Stratejik plan ve performans planı bütçenin hazırlanmasına
esas teşkil eder ve il genel meclisinde bütçeden önce görüşülerek kabul edilir.
Yetki devri
MADDE 32. - Vali, görev ve yetkilerinden bir kısmını uygun
gördüğü takdirde, yöneticilik sıfatı bulunan il özel idaresi görevlileri ile
ilçelerde kaymakamlara devredebilir.
İhtilaf halinde temsil
yetkisinin devri
MADDE 33. - Vali ile birinci ve ikinci derecedeki kan ve
kayın hısımlarının il özel idaresi ile ihtilâflı olduğu durumlarda, dava
açılması ve bu davada il özel idaresinin temsili, meclis başkanı, bulunmadığı
takdirde başkan vekili veya bunların yetkilendireceği kişiler tarafından yerine
getirilir.
DÖRDÜNCÜ
BÖLÜM
Organlara
İlişkin Ortak Hükümler
Görevden uzaklaştırma
MADDE 34. - Görevleriyle ilgili bir suç nedeniyle haklarında
soruşturma veya kovuşturma açılan il özel idaresi organları veya bu organların
üyeleri, geçici bir önlem olarak kesin hükme kadar görevden uzaklaştırılabilir.
Görevden uzaklaştırma önlemi iki ayda bir gözden geçirilir.
Devamında kamu yararı bakımından yarar görülmeyen görevden uzaklaştırma önlemi
kaldırılır.
Soruşturma veya kovuşturma sebebiyle görevden uzaklaştırılan
il özel idaresi organları veya bu organların üyeleri hakkında; 4483 sayılı
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanuna göre
soruşturma izni verilmemesi, takipsizlik, kamu davasının düşmesi veya beraat
kararı verilmesi, davanın genel af ile ortadan kaldırılması veya görevden
düşürülmeyi gerektirmeyen bir suçla mahkûm olunması durumunda görevden
uzaklaştırma önlemi kaldırılır.
ÜÇÜNCÜ KISIM
İl Özel İdaresi Teşkilâtı
İl özel idaresi teşkilâtı
MADDE 35. - İl özel idaresi teşkilatı; genel sekreterlik,
malî işler, sağlık, tarım, imar, insan kaynakları, hukuk işleri birimlerinden oluşur. İlin nüfusu,
fiziki ve coğrafi yapısı, ekonomik,
sosyal, kültürel özellikleri ile gelişme potansiyeli dikkate alınarak norm
kadro sistemine ve ihtiyaca göre oluşturulacak diğer birimlerin kurulması,
kaldırılması veya birleştirilmesi il genel meclisinin kararıyla olur. Bu
birimler büyükşehir belediyesi olan illerde daire başkanlığı ve müdürlük, diğer
illerde müdürlük şeklinde kurulur.
Genel sekreter, il özel idaresi hizmetlerini vali adına ve
onun emirleri yönünde, mevzuat hükümlerine, il genel meclisi ve il encümeni
kararlarına, il özel idaresinin amaç ve politi-kalarına, stratejik plan ve
yıllık çalışma programına göre düzenler ve yürütür. Bu amaçla il özel idaresi
kuruluşlarına gereken emirleri verir ve bunların uygulanmasını gözetir ve
sağlar.
Genel sekreter yukarıda belirtilen hizmetlerin
yürütülmesinden valiye karşı sorumludur.
Toplam nüfusu 3.000.000'a kadar olan illerde, ihtiyaca göre
en fazla iki, nüfusu bunun üzerinde olan illerde en fazla dört genel sekreter
yardımcılığı kadrosu ihdas edilebilir.
İlçelerde, özel idare işlerini yürütmek amacıyla kaymakama
bağlı ilçe özel idare teşkilâtı oluşturulabilir.
Norm kadro ve personel
istihdamı
MADDE 36. - Norm kadro ilke ve standartları İçişleri
Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığı tarafından müştereken belirlenir. Bu
ilke ve standartlar çerçevesinde norm kadro çalışmasını il özel idaresi yapar
veya yaptırır.
İl özel idaresi personeli, vali tarafından atanır ve ilk
toplantıda il genel meclisinin bilgisine sunulur.
İl özel idareleri, norm kadro unvan ve sayıları dahilinde
olmak kaydıyla, çevre, sağlık, veterinerlik, teknik, hukuk, sosyal ve ekonomi,
kültür ve sanat, bilişim ve iletişim, planlama, araştırma ve geliştirme, eğitim
ve danışmanlık alanlarında; tabip, uzman tabip, veteriner, avukat, mühendis,
çözümleyici ve programcı, mimar, ebe, hemşire, teknisyen ve tekniker gibi
ihtiyaç duydukları uzman ve teknik personeli, sözleşme ile çalıştırabilir. Bu
şekilde sözleşmeli olarak çalıştırılacakların, yürütecekleri hizmete ilişkin
nitelikleri taşımaları şarttır. Sözleşmeli personel eliyle yürütülen hizmetlere
ilişkin boş kadrolara ayrıca atama yapılamaz.
Üçüncü fıkra hükmü uyarınca
istihdam edileceklerin ücret miktarları, yılları Bütçe Kanununda
belirlenecek ücret tavanını aşmamak üzere Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen
sınırlar içerisinde il genel meclisi tarafından belirlenir. Bu şekilde çalıştırılacaklara
her ne ad altında olursa olsun sözleşme ücreti dışında herhangi bir ödeme
yapılamaz ve ücret mahiyetinde aynî ya da nakdî menfaat temin edilemez. Söz
konusu personel hakkında bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda vize hariç 14.7.1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (B) fıkrasına göre istihdam edilenler
hakkındaki hükümler uygulanır.
Genel Sekreterlik kadrosuna atananlar, büyükşehir belediyesi
bulunan illerde genel idare hizmetleri sınıfına dahil bakanlık genel müdürü,
diğer illerde ise genel idare hizmetleri sınıfına dahil müstakil daire başkanı
için ilgili mevzuatında öngörülen tüm haklardan aynen yararlanırlar; bunlar
valinin teklifi ve İçişleri Bakanlığının onayı ile atanır.
Kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilmekte olan
memurlar, valinin talebi, kendilerinin isteği ve kurumlarının muvafakatiyle il
özel idarelerinin birim müdürü ve üstü yönetici kadrolarında
görevlendirilebilirler. Bu şekilde görevlendirmelerde 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununun 68 inci maddesinin (B) bendinde öngörülen şartlar dikkate
alınır. İl özel idarelerinde bu şekilde istihdam edilen kamu kurum ve
kuruluşları personeli kurumlarından izinli sayılırlar. Bu personelin
görevlendirildikleri süre zarfındaki, görevlendirildikleri kadroya ait her
türlü malî hakları ile kurumları tarafından karşılanması gereken sosyal
güvenlik ve benzeri diğer hakları il özel idaresi tarafından ödenir. İzinli
oldukları müddet, terfi ve emekliliklerinde hesaba katılır ve terfi haklarını
kazananlar başkaca bir işleme lüzum kalmaksızın terfi ettirilirler. Bu şekilde
görevlendirilenler, görevlendirme süresinin sona ermesinden itibaren onbeş gün
içerisinde yazılı olarak eski kurumlarına başvurmaları halinde en geç bir ay
içerisinde kadrolarına, kadroları
kaldırılmış veya kadrolarına zorunlu sebeplerle atama yapılmış ise durumlarına
uygun bir kadroya atanırlar.
Genel sekreter olarak atanan mülkî idare amirlerinin bu
görevde geçen süreleri meslekî kıdemlerinde geçmiş sayılır. Bu şekilde
atananlar genel sekreterlik görevinin sona ermesinden itibaren bir ay
içerisinde İçişleri Bakanlığı tarafından meslekî kıdemlerine uygun görevlere
atanırlar.
Sözleşmeli ve işçi statüsünde çalışanlar hariç olmak üzere
il özel idaresi memurlarına, başarı durumlarına göre toplam memur sayısının
%10’unu ve Devlet memurlarına uygulanan aylık katsayısının 20000 gösterge
rakamı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarı geçmemek üzere, çalıştıkları
sürelerle (hastalık ve yıllık izinleri dahil) orantılı olarak, encümen kararı
ile yılda en fazla iki kez ikramiye ödenebilir. Büyükşehir belediyelerinin
olduğu yerlerde bu rakam 30000 olarak uygulanır.
DÖRDÜNCÜ KISIM
İl Özel İdarelerinin
Denetimi
Denetimin amacı
MADDE 37. - İl özel idarelerinin denetimi; faaliyet ve
işlemlerinde hataların önlenmesine yardımcı olmak, çalışanların ve il özel
idaresi teşkilâtının gelişmesine, yönetim ve kontrol sistemlerinin geçerli,
güvenilir ve tutarlı duruma gelmesine rehberlik etmek amacıyla; hizmetlerin
süreç ve sonuçlarını mevzuata, önceden belirlenmiş amaç ve hedeflere,
performans ölçütlerine ve kalite standartlarına göre tarafsız olarak analiz
etmek, karşılaştırmak ve ölçmek; kanıtlara dayalı olarak değerlendirmek, elde
edilen sonuçları rapor hâline getirerek ilgililere duyurmaktır.
Denetimin kapsamı ve
türleri
MADDE 38. - İl özel idarelerinde iç ve dış denetim yapılır.
Denetim, iş ve işlemlerin hukuka uygunluk, malî ve performans denetimini
kapsar.
İç ve dış denetim 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol
Kanunu hükümlerine göre yapılır .
Ayrıca, il özel idaresinin malî işlemler dışında kalan diğer
idarî işlemleri, idarenin bütünlüğüne ve kalkınma planı ve stratejilerine
uygunluğu açısından İçişleri Bakanlığı, vali veya görevlendireceği elemanlar
tarafından da denetlenir.
İl özel idarelerine bağlı kuruluş ve işletmeleri yukarıdaki
esaslara göre denetlenir.
Denetime ilişkin sonuçlar kamuoyuna açıklanır ve meclisin
bilgisine sunulur.
Faaliyet raporu
MADDE 39. - Vali, Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 41
inci maddesinin dördüncü fıkrasında belirtilen biçimde; stratejik plan ve
performans hedeflerine göre yürütülen faaliyetleri, belirlenmiş performans
ölçütlerine göre hedef ve gerçekleşme durumu ile meydana gelen sapmaların
nedenlerini açıklayan faaliyet raporunu hazırlar.
Faaliyet raporu mart ayı toplantısında vali veya genel
sekreter tarafından meclise sunulur. Raporun bir örneği İçişleri Bakanlığına
gönderilir ve kamuoyuna da açıklanır.
Hizmetlerde aksama
MADDE 40. - İl özel idaresi hizmetlerinin ciddî bir biçimde
aksatıldığının ve bu durumun halkın sağlık, huzur ve esenliğini hayatî derecede
olumsuz etkilediğinin ilgili bakanlığın talebi üzerine yetkili sulh hukuk
hâkimi tarafından belirlenmesi durumunda,
İçişleri Bakanlığı;
a) Hizmetlerde meydana gelen aksamanın giderilmesini, hizmetin
özelliğine göre makul bir süre vererek il özel idaresinden ister.
b) Aksama giderilemezse, söz konusu hizmetin yerine
getirilmesini o ilin valisinden ister. Bu durumda, vali, aksaklığı öncelikle il
özel idaresinin araç, gereç, personel ve diğer kaynaklarıyla giderir. Mümkün
olmadığı takdirde diğer kamu kurum ve kuruluşlarının imkânlarını da
kullanabilir. Bu nedenle ortaya çıkacak maliyet vali tarafından İller Bankasına
bildirilir ve İller Bankasınca o il özel idaresinin müteakip ay genel bütçe
vergi gelirleri tahsilâtı toplamı üzerinden il özel idaresine ayrılan paydan
valilik emrine gönderilir.
Denetimle ilgili diğer
hükümler
MADDE 41. - Denetimin yapılması ve faaliyet raporunun
hazırlanması hususunda bu Kanunda hüküm bulunmayan durumlarda 5018 sayılı Kamu
Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile diğer kanunların ilgili hükümleri
uygulanır.
BEŞİNCİ KISIM
Malî Hükümler ve Cezalar
BİRİNCİ
BÖLÜM
İl
Özel İdaresinin Gelirleri ve Giderleri
İl özel idaresinin
gelirleri
MADDE 42. - İl özel idaresinin gelirleri şunlardır:
a) Kanunlarla gösterilen il özel idaresi vergi, resim, harç
ve katılma payları.
b) Genel bütçe vergi gelirlerinden ayrılan paylar.
c) Genel ve özel bütçeli idarelerden yapılacak ödemeler.
d) Taşınır ve taşınmaz malların kira, satış ve başka suretle
değerlendirilmesinden elde edilecek gelirler.
e) İl genel meclisi tarafından belirlenecek tarifelere göre
tahsil edilecek hizmet karşılığı ücretler.
f) Faiz ve ceza gelirleri.
g) Bağışlar.
h) Her türlü girişim, iştirak ve faaliyetler karşılığı
sağlanacak gelirler.
i) Diğer gelirler.
İl özel idaresinin
giderleri
MADDE 43. - İl özel idaresinin giderleri şunlardır:
a) İl özel idaresi binaları, tesisleri ile araç ve
malzemelerinin temini, yapımı, bakımı ve onarımı için yapılan giderler.
b) İl özel idaresinin personeline ve seçilmiş organlarının
üyelerine ödenen maaş, ücret, ödenek, huzur hakkı, yolluklar, hizmete ilişkin
eğitim harcamaları ile diğer giderler.
c) Her türlü alt yapı, yapım, onarım ve bakım giderleri.
d) Vergi, resim, harç, katılma payı, hizmet karşılığı
alınacak ücretler ve diğer gelirlerin takip ve tahsili için yapılacak giderler.
e) İl genel meclisince belirlenecek ilkeler çerçevesinde
köylere veya köylerin aralarında kurdukları birliklere yapılacak yardımlar.
f) İl özel idaresinin kuruluşuna katıldığı şirket, kuruluş
ve birliklerle ilgili ortaklık payı, üyelik aidatı giderleri.
g) Faiz, borçlanmaya ilişkin diğer ödemeler ve sigorta
giderleri.
h) Yoksul, muhtaç ve kimsesizler ile özürlülere yapılacak
sosyal hizmet ve yardımlar.
i) Dava takip ve icra giderleri.
j) Temsil, tören, ağırlama ve tanıtım giderleri.
k) Avukatlık, danışmanlık ve denetim hizmetleri karşılığı
yapılacak ödemeler.
l) Yurt içi ve yurt dışı kamu ve özel kesim ile sivil toplum
örgütleriyle birlikte yapılan ortak hizmetler ve diğer proje giderleri.
m) Sosyo-kültürel ve bilimsel etkinlikler için yapılan
giderler.
n) Özel idare hizmetleriyle ilgili olarak yapılan kamuoyu
yoklaması ve araştırması giderleri.
o) Doğal afet giderleri.
p) Kanunla verilen görevler ve hizmetlerin yürütülmesi için
yapılan diğer giderler.
İKİNCİ
BÖLÜM
İl
Özel İdaresi Bütçesi
İl özel idaresi bütçesi
MADDE 44. - İlin stratejik planına uygun olarak hazırlanan
bütçe, il özel idaresinin malî yıl ve izleyen iki yıl içindeki gelir ve gider
tahminlerini gösterir, gelirlerin toplanmasına ve harcamaların yapılmasına izin
verir.
Bütçeye ayrıntılı harcama programları ile finansman
programları eklenir.
Bütçe yılı Devlet malî yılı ile aynıdır.
Bütçe dışı harcama yapılamaz.
Vali ve harcama yetkisi verilen diğer görevliler, bütçe
ödeneklerinin verimli, tutumlu ve yerinde harcanmasından sorumludur.
Bütçenin hazırlanması ve
kabulü
MADDE 45. - Vali tarafından hazırlanan bütçe tasarısı eylül
ayı başında il encümenine sunulur. Encümen, bütçeyi inceleyerek görüşüyle
birlikte kasım ayının birinci gününden önce il genel meclisine sunar.
İl genel meclisi bütçe tasarısını yıl başından önce aynen
veya değiştirerek kabul eder. Ancak, meclis bütçe denkliğini bozacak biçimde
gider artırıcı ve gelir azaltıcı değişiklikler yapamaz.
Harcama yetkilisi
MADDE 46. - İl özel idaresi bütçesiyle ödenek tahsis edilen
her bir harcama biriminin en üst yöneticisi harcama yetkilisidir.
İlçelerde bu yetki kaymakam tarafından kullanılır.
İlçelere gönderilecek ödeneklerin, il özel idaresi malî
kontrol yetkilisi tarafından vize edilmesi yeterlidir. Bu ödeneklerin
harcanması sırasında ayrıca harcama öncesi kontrol işlemi yapılmaz.
Kesin hesap
MADDE 47. - Her yıl bütçesinin kesin hesabı, vali tarafından
hesap döneminin bitiminden sonra gelen mart ayı içinde encümene sunulur. Kesin
hesap il genel meclisinin mayıs ayı toplantısında görüşülerek karara bağlanır.
Kesin hesabın görüşülmesi ve kesinleşmesinde, bütçeye
ilişkin hükümler uygulanır.
Bütçe
MADDE 48. - İl özel idaresi bütçesi ile muhasebe işlemlerine
ilişkin esas ve usuller Maliye Bakanlığının görüşü alınarak İçişleri Bakanlığı
tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Geçmiş yıl bütçesinin
devamı
MADDE 49. - Herhangi bir nedenle yeni yıl bütçesi kesinleşmemiş
ise yeni bütçenin kesinleşmesine kadar geçen yıl bütçesi uygulanır.
Bütçenin kabulüne kadar yapılan işlemler yeni yıl bütçesine
göre yapılmış sayılır.
Gelecek yıllara yaygın
hizmet yüklenmeleri
MADDE 50. - İl özel idarelerinde il genel meclisinin, il
özel idaresine bağlı kuruluşlarda yetkili organın kararı ile park, bahçe ve
havuz bakımı; araç kiralama, kontrollük, temizlik ve yemek hizmetleri; araç,
bilgisayar, faks, fotokopi ve diğer teknolojik ürünlerin bakım ve onarım işleri
süresi ilk mahallî idareler genel seçimlerini izleyen üçüncü ayın sonunu
geçmemek üzere ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürülebilir.
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM
Borçlanma
ve İktisadî Girişimler
Borçlanma
MADDE 51. - İl özel idaresi, görev ve hizmetlerinin
gerektirdiği giderleri karşılamak amacıyla aşağıda belirtilen usul ve esaslara
göre borçlanma yapabilir ve tahvil ihraç edebilir:
a) Dış borçlanma, 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç
Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde ve sadece il özel idaresinin yatırım
programında yer alan projelerin finansmanı amacıyla yapılabilir.
b) İller Bankasından yatırım kredisi ve nakit kredi kullanan
il özel idaresi, ödeme planını bu bankaya sunmak zorundadır. İller Bankası
hazırlanan geri ödeme planını yeterli görmediği il özel idaresinin kredi
isteklerini reddeder.
c) Tahvil ihracı, yatırım programında yer alan projelerin
finansmanı için ve ilgili mevzuat hükümleri uyarınca yapılır.
d) İl özel idaresi ve bağlı kuruluşları ile bunların
sermayesinin %50’sinden fazlasına sahip oldukları şirketlerin faiz dahil iç ve
dış borç stok tutarı, en son kesinleşmiş bütçe gelirleri toplamının 213 sayılı
Vergi Usul Kanununda belirlenen yeniden değerleme oranıyla artırılan miktarını
aşamaz. Bu miktar büyükşehir belediyesi bulunan illerin özel idareleri için bir
buçuk kat olarak uygulanır.
e) İl özel idaresi ve bağlı kuruluşları ile bunların
sermayesinin %50’sinden fazlasına sahip oldukları şirketlerin, en son
kesinleşen bütçe gelirlerinin, 213 sayılı Vergi Usul Kanununda belirlenen
yeniden değerleme oranıyla artırılan miktarının yılı içinde toplam %10’unu
geçmeyen iç borçlanmayı il genel meclisinin kararı; %10’u geçen miktarlar için
meclis üye tam sayısının salt çoğunluğunun kararı ve İçişleri Bakanlığının
onayı ile yapabilir.
f) İl özel idarelerinin ileri teknoloji ve büyük tutarda
maddi kaynak gerektiren alt yapı yatırımlarında Devlet Planlama Teşkilatı
Müsteşarlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca kabul edilen projeleri için
yapılacak borçlanmalar (d) bendindeki miktarın hesaplanmasında dikkate alınmaz.
Dış kaynak gerektiren pro-jelerde Hazine Müsteşarlığının görüşü alınır.
Yukarıda belirtilen usul ve esaslara aykırı olarak borçlanan
il özel idaresi sorumluları hakkında, fiilleri daha ağır bir cezayı
gerektirmeyen durumlarda Türk Ceza Kanununun 240 ıncı maddesi hükümleri
uygulanır.
İl özel idaresi, varlık ve yükümlülüklerinin ayrıntılı bir
şekilde yer aldığı malî tablolarını üçer aylık dönemler halinde İçişleri ve
Maliye bakanlıkları ile Devlet Planlama Teşkilatı ve Hazine müsteşarlıklarına
gönderir.
Şirket kurulması
MADDE 52. - İl özel idaresi kendisine verilen görev ve
hizmet alanlarında, ilgili mevzuatta belirtilen usullere göre sermaye
şirketleri kurabilir.
İşletme tesisi
MADDE 53. - İl özel idaresi, özel gelir ve gideri bulunan
hizmetlerini İçişleri Bakanlığının izniyle bütçe içi işletme kurarak yapabilir.
Bu işletmeler il özel idaresinin tâbi olduğu usule göre
denetlenir.
Borç ve alacakların takas
ve mahsubu
MADDE 54. - 4749 sayılı Kanun kapsamındaki Hazine alacakları
hariç olmak üzere, il özel idaresinin, genel bütçeli kuruluşlardan, sosyal
güvenlik kuruluşlarından, mahalli idarelerden ve diğer kamu kurum ve
kuruluşlarından olan özel hukuk ve kamu hukukuna tâbi alacak ve borçları takas
ve mahsup edilir. Bu kurum ve kuruluşların bütçelerine yeterli ve gerekli
ödenek konulur.
Bu madde gereğince takas ve mahsup işlemlerine ilişkin esas
ve usuller, İçişleri Bakanlığının olumlu görüşü alınarak, Maliye Bakanlığı
tarafından çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.
DÖRDÜNCÜ
BÖLÜM
Cezalar
Cezalar
MADDE 55. - İl özel idaresinin görev ve yetki alanına giren
konularda, kanunların verdiği yetkiye dayanarak il genel meclisi tarafından
alınan ve usulüne uygun olarak ilân edilen kararlara aykırı davrananlara;
mevzuatta başka bir ceza öngörülmediği durumlarda, üçyüzmilyon Türk Lirasına
kadar para cezası verilir. Suçun herhangi bir işyeri adına işlenmesi durumunda
para cezası iki kat uygulanır.
Birinci fıkrada belirtilen suçların yeme, içme, eğlenme,
dinlenme, yatma, bakım ve temizlenme gibi ihtiyaçlarla ilgili ticaret, sanat ve
meslekleri yapanlar tarafından işlenmesi durumunda ayrıca üç günden yedi güne
kadar işyerinin kapatılması cezası verilir.
İl özel idaresinin görev ve sorumluluk alanlarında bulunan
tesislere herhangi bir zarar verilmesi durumunda, il özel idaresince eski
duruma getirilerek yapılan masraflar %30 fazlasıyla zarar verenden tahsil
edilir.
Ceza verme yetkisi
MADDE 56. - 55 inci maddede öngörülen cezalar il encümeni
tarafından verilir. Ancak vali veya kaymakam, suçun işlendiğini tespit
ettirdiğinde yüzmilyon Türk Lirasına kadar para cezası ve üç güne kadar
işyerinin kapatılması cezası verebilir.
Tutanak düzenlenmesi
MADDE 57. - Cezayı gerektiren işlem ve eylemleri yapanlar hakkında il özel
idaresinin yetkili personeli tarafından tespit tutanağı düzenlenir. Tutanakta
yasağa aykırı olarak yapılan işlem ve eylemin yeri, zamanı, niteliği ve aykırı
olduğu mevzuat hükmü gösterilir. Tutanak, işlem ve eylemin yapıldığı yerde
düzenlenir ve taraflarca imzalanarak bir örneği ilgiliye, diğer örneği on gün
içinde il özel idaresine verilir. İlgilinin tutanağı imzalamaktan veya almaktan
kaçınması hâlinde, durum tutanağa yazılır ve bu halde tutanak ilgili muhtarlığa
verilmek suretiyle kendisine tebliğ edilmiş sayılır.
Tutanağa itiraz ve karara
bağlama
MADDE 58. - Haklarında tespit tutanağı düzenlenenler tebliğ
tarihinden itibaren onbeş gün içinde il özel idaresine itiraz edebilir. İtiraz,
ilçelerde kaymakamlıklar kanalıyla yapılabilir. Kaymakamlıklara yapılan
itirazlar yedi gün içinde il özel idaresine gönderilir.
İtiraz edilen veya edilmeyen tespit tutanakları onbeş gün
içinde il encümeni tarafından karara bağlanır.
Kararların tebliği ve
itiraz
MADDE 59. - Bu Kanuna göre verilen ceza kararları 11.2.1959
tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilir.
İdarî yargı mercilerine yapılacak müracaat, para cezalarının
yürütülmesini durdurmaz.
Cezaların uygulanması
MADDE 60. - Para cezaları, tebliğ tarihinden itibaren otuz
gün içinde il özel idaresi hesabına yatırılmadığı takdirde, 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.
İşyeri kapatma cezası, ceza süresince işyerinin mühürlenmesi
suretiyle uygulanır.
Toplatma ve yok etme
MADDE 61. - 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu hükümleri
saklı kalmak üzere, il özel idaresi tarafından satışı ve kullanılması
yasaklanmış bulunan maddeler toplattırılır. Yapılan inceleme ve tahlil
sonucunda, sağlığa zararlı olanlar imha edilir. Diğerleri sahibine teslim edilir.
Otuz gün içinde sahipleri tarafından teslim alınmayan mallar, il özel idaresi
tarafından uygun biçimde değerlendirilir.
ALTINCI KISIM
Çeşitli ve Son Hükümler
BİRİNCİ
BÖLÜM
Çeşitli
Hükümler
Yurt dışı ilişkileri
MADDE 62. - İl özel idaresi, il genel meclisinin kararına
bağlı olarak görev alanıyla ilgili konularda faaliyet gösteren uluslararası
teşekkül ve organizasyonlara, kurucu üye veya üye olabilir.
İl özel idaresi, bu teşekkül ve organizasyonlarla ortak
faaliyet ve hizmet projeleri gerçekleştirebilir.
Birinci ve ikinci fıkra gereğince yapılacak faaliyetlerin,
dış politikaya ve uluslararası anlaşmalara uygun olarak yürütülmesi ve önceden
İçişleri Bakanlığının izninin alınması zorunludur.
Kaymakamların görev ve ek
ödeneği
MADDE 63. - Kaymakamlar, valinin verdiği il özel idaresinin
görevlerini yapmakla yükümlü ve bu görevlerin yapılmasından valiye karşı
sorumludur. Kaymakamlara yaptıkları görevler karşılığında 12000 gösterge
rakamının Devlet memurlarına uygulanan aylık katsayısıyla çarpımı sonucu bulunacak
miktarda aylık ödenek verilir.
Bu madde ile 28 inci maddede belirtilen ödeneklerin
ödenmesinde, 4505 sayılı Sosyal Güvenlikle İlgili Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması ve Temsil Tazminatı Ödenmesi Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin (c)
fıkrası ile 631 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Malî ve Sosyal
Haklarında Düzenlemeler ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 16 ncı maddesi
hükümleri uygulanmaz.
Diğer kuruluşlarla ilişkiler
MADDE 64. - İl özel idaresi, il genel meclisinin kararı
üzerine yapacağı anlaşmaya uygun olarak görev ve sorumluluk alanlarına giren
konularda;
a) Diğer kamu kurum ve kuruluşlarına ait yapım, bakım,
onarım ve taşıma işlerini bedelli veya bedelsiz üstlenebilir veya bu kuruluşlar
ile ortak hizmet projeleri gerçekleştirebilir ve bu amaçla gerekli kaynak
aktarımında bulunabilir. Bu takdirde iş, işin yapımını üstlenen kuruluşun tâbi
olduğu mevzuat hükümlerine göre sonuçlandırılır.
b) Merkezî idareye ait asli görev ve hizmetlerin yerine
getirilmesi amacıyla gerekli bina ve tesisler ile arsa ve aynî ihtiyaçları
karşılayabilir, geçici olarak araç ve personel görevlendirebilir.
c) Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, dernekler,
vakıflar ve 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkarlar Kanunu kapsamına giren meslek
odaları ile ortak hizmet projeleri gerçekleştirebilir.
d) Kendilerine ait taşınmaz malları, asli görev ve
hizmetlerinde kullanılmak ve süresi yirmibeş yılı geçmemek üzere diğer kamu
kurum ve kuruluşlarına tahsis edebilir. Bu taşınmazların, tahsis amacı dışında
kullanılması durumunda, tahsis işlemi iptal edilir. Tahsis süresi sonunda, aynı
esaslara göre yeniden tahsis mümkündür. Bu taşınmazlar aynı kuruluşlara kiraya
da verilebilir.
(b) ve (d) bentleri uyarınca kamu kurum ve kuruluşlarına il
özel idarelerince karşılanan veya tahsis edilen taşınmazlar, kamu konutu ve sosyal tesis olarak
kullanılamaz.
İl özel idaresi
hizmetlerine gönüllü katılım
MADDE 65. - İl özel idaresi sağlık, eğitim, spor, çevre,
trafik ve kültür hizmetleriyle yaşlılara, kadın ve çocuklara, özürlülere,
yoksul ve düşkünlere yönelik hizmetlerin yapılmasında ilde dayanışma ve
katılımı sağlamak, hizmetlerde etkinlik, tasarruf ve verimliliği artırmak
amacıyla gönüllü kişilerin katılımına yönelik programlar uygular.
Gönüllülerin nitelikleri ve çalıştırılmalarına ilişkin usul
ve esaslar İçişleri Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Yazışma
MADDE 66. - İl özel idaresi kamu kurum ve kuruluşlarıyla
doğrudan yazışabilir.
Avukatlık ücretinin
dağıtımı
MADDE 67. - İl özel idaresi lehine sonuçlanan dava ve icra
takipleri nedeniyle hükme bağlanarak karşı taraftan tahsil olunan vekâlet
ücretlerinin, kadroya bağlı olarak çalışan avukatlara ve hukuk servisinde
fiilen görev yapan memurlara dağıtımı hakkında 2.2.1929 tarihli ve 1389 sayılı
Devlet Davalarını İntaç Eden Avukat ve Saireye Verilecek Ücreti Vekâlet
Hakkında Kanun hükümleri kıyas yolu ile uygulanır.
Yeniden değerleme
oranının uygulanması
MADDE 68. - Bu Kanunda belirtilen ücret, huzur hakkı ve
ikramiye ödemeleri hariç diğer parasal miktarlar, her yıl 213 sayılı Vergi Usul
Kanununa göre belirlenecek yeniden değerleme oranına göre artırılır.
Acil durum planlaması
MADDE 69. - İl özel idaresi, yangın, sanayi kazaları, deprem
ve diğer doğal afetlerden korunmak veya bunların zararlarını azaltmak amacıyla
ilin özelliklerini de dikkate alarak gerekli afet ve acil durum planlarını
yapar, ekip ve donanımı hazırlar.
Acil durum planlarının hazırlanmasında varsa il ölçeğindeki
diğer acil durum planlarıyla da koordinasyon sağlanır ve ilgili bakanlık, kamu
kuruluşları, meslek teşekkülleriyle üniversitelerin ve diğer mahallî idarelerin
görüşleri alınır.
Planlar doğrultusunda halkın eğitimi için gerekli önlemler
alınarak ikinci fıkrada sayılan idareler, kurumlar ve örgütlerle ortak
programlar yapılabilir.
İl özel idaresi, il dışında yangın ve doğal afetler meydana
gelmesi durumunda, bu bölgelere gerekli yardım ve destek sağlayabilir.
Uygulanmayacak hükümler
MADDE 70. - Bu Kanunla, il özel idaresinin sorumlu ve
yetkili kılındığı görev ve hizmetlerle ilgili olarak, 24.4.1930 tarihli ve 1593
sayılı Umumî Hıfzıssıhha Kanunu, 4.7.1934 tarihli ve 2559 sayılı Polis Vazife
ve Selâhiyet Kanunu, 10.6.1949 tarihli ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu,
2.7.1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanunu, 14.7.1965 tarihli ve 657 sayılı
Devlet Memurları Kanunu, 3.5.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu, 14.6.1989
tarihli ve 3572 sayılı İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin
Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanun, 27.5.2004 tarihli ve 5179 sayılı Gıdaların
Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin
Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun ile 10.7.2003 tarihli ve 4925 sayılı
Karayolu Taşıma Kanununda bu Kanun hükümlerine aykırılık bulunması durumunda bu
Kanun hükümleri uygulanır.
Yürürlükten kaldırılan
hükümler
MADDE 71. - 13 Mart 1329 tarihli İl Özel İdaresi Kanunu ile
bu Kanunun ek ve değişiklikleri yürürlükten kaldırılmıştır.
GEÇİCİ MADDE 1. - Bu
Kanunun 11 inci maddesi gereğince yapılacak meclis başkanlık divanı seçimi bu
Kanunun yayımı tarihinden itibaren en geç bir ay içinde yapılır.
Bu Kanunun 25 inci maddesi hükmüne uygun il encümeni
oluşuncaya kadar mevcut encümen görevine devam eder.
GEÇİCİ MADDE 2. - Memur kadrolarının, il özel idareleri ve
bağlı kuruluşları ile mahallî idare birliklerinde norm kadro uygulamasına
geçilinceye kadarki ihdas ve iptalleri ile boş kadro değişiklikleri, Maliye
Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığının görüşü ve İçişleri Bakanlığının
teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile yapılır. Sürekli işçi kadroları ile
geçici iş pozisyonları, bu dönem içerisinde İçişleri Bakanlığının vizesine
tâbidir.
GEÇİCİ MADDE 3. - Bu Kanunun 31 inci maddesinde öngörülen
stratejik planların hazırlanmasına dair altı aylık süre Kanunun yürürlüğünü
müteakip hazırlanması gereken ilk stratejik planlar için bir yıl olarak
uygulanır.
Yürürlük
MADDE 72. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 73. - Bu Kanun
hükümlerini Ba-kanlar Kurulu yürütür.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONUNUN KABUL ETTİĞİ METİN
İL ÖZEL
İDARESİ KANUNU
Tanımlar
MADDE 3. - Bu Kanunun uygulanmasında;
a) İl özel idaresi: İl halkının mahallî
müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı
seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idarî ve malî özerkliğe sahip kamu
tüzel kişisini,
b) İl özel idaresinin organları: İl genel
meclisini, il encümenini ve valiyi,
İfade eder.
İl özel
idaresinin görev ve sorumlulukları
MADDE 6. - İl özel idaresi mahallî
müşterek nitelikte olmak şartıyla;
a) Sağlık, tarım, sanayi ve ticaret; ilin
çevre düzeni plânı, bayındırlık ve iskân, toprağın korunması, erozyonun
önlenmesi, sosyal hizmet ve yardımlar, yoksullara mikro kredi verilmesi, çocuk
yuvaları ve yetiştirme yurtları; ilk ve orta öğretim kurumlarının arsa temini,
binalarının yapım, bakım ve onarımı ile diğer ihtiyaçlarının karşılanmasına
ilişkin hizmetleri il sınırları içinde,
b) İmar, yol, su, kanalizasyon, katı atık,
çevre, acil yardım ve kurtarma, kültür, turizm, gençlik ve spor; orman
köylerinin desteklenmesi, ağaçlandırma, park ve bahçe tesisine ilişkin
hizmetleri belediye sınırları dışında,
Yapmakla görevli ve yetkilidir.
İl çevre düzeni plânı; valinin
koordinasyonunda, büyükşehirlerde büyükşehir beledi-yeleri, diğer illerde il
belediyesi ve il özel idaresi ile birlikte yapılır. İl çevre düzeni plânı
belediye meclisi ile il genel meclisi tarafından onaylanır.
Hizmetlerin yerine getirilmesinde öncelik
sırası, il özel idaresinin malî durumu, hizmetin ivediliği ve verildiği yerin
gelişmişlik düzeyi dikkate alınarak belirlenir.
İl özel idaresi hizmetleri, vatandaşlara
en yakın yerlerde ve en uygun yöntemlerle sunulur. Hizmet sunumunda özürlü,
yaşlı, düşkün ve dar gelirlilerin durumuna uygun yöntemler uygulanır.
Hizmetlerin diğer mahallî idareler ve kamu
kuruluşları arasında bütünlük ve uyum içinde yürütülmesine yönelik koordinasyon
o ilin valisi tarafından sağlanır.
MADDE 7. - Kanunun 7 nci maddesi aynen
kabul edilmiştir.
İl genel
meclisinin görev ve yetkileri
MADDE 10. - İl genel meclisinin görev ve
yetkileri şunlardır:
a) Stratejik plân ile yatırım ve çalışma
programlarını, il özel idaresi faaliyetlerini ve personelinin performans
ölçütlerini görüşmek ve karara bağlamak.
b) Bütçe ve kesinhesabı kabul etmek,
bütçede kurumsal kodlama yapılan birimler ile fonksiyonel sınıflandırmanın
birinci düzeyleri arasında aktarma yapmak.
c) İl çevre düzeni plânı ile belediye
sınırları dışındaki alanların imar plânlarını görüşmek ve karara bağlamak.
d) Borçlanmaya karar vermek.
e) Bütçe içi işletmeler ile Türk Ticaret
Kanununa tâbi ortaklıklar kurulmasına veya bu ortaklıklardan ayrılmaya, sermaye
artışına ve gayrimenkul yatırım ortaklığı kurulmasına karar vermek.
f) Taşınmaz mal alımına, satımına, trampa
edilmesine, tahsisine, tahsis şeklinin değiştirilmesine veya tahsisli bir
taşınmazın akar haline getirilmesine izin; üç yıldan fazla kiralanmasına ve
süresi yirmibeş yılı geçmemek kaydıyla bunlar üzerinde sınırlı aynî hak tesisine
karar vermek.
g) Şartlı bağışları kabul etmek.
h) Vergi, resim ve harç dışında kalan
miktarı beşmilyardan yirmibeşmilyar Türk Lirasına kadar ihtilaf konusu olan
özel idare alacaklarının anlaşma ile tasfiyesine karar vermek.
i) İl özel idaresi adına imtiyaz
verilmesine ve il özel idaresi yatırımlarının yap-işlet veya yap-işlet-devret
modeli ile yapılmasına, il özel idaresine ait şirket, işletme ve iştiraklerin
özelleştirilmesine karar vermek.
j) Encümen üyeleri ile ihtisas
komisyonları üyelerini seçmek.
k) İl özel idaresi tarafından çıkarılacak
yönetmelikleri kabul etmek.
l) Norm kadro çerçevesinde il özel
idaresinin ve bağlı kuruluşlarının kadrolarının ihdas, iptal ve
değiştirilmesine karar vermek.
m) Yurt içindeki ve yurt dışındaki mahallî
idareler ve mahallî idare birlikleriyle karşılıklı işbirliği yapılmasına karar
vermek.
n) Diğer mahallî idarelerle birlik
kurulmasına, kurulmuş birliklere katılmaya veya ayrılmaya karar vermek.
o) İl özel idaresine kanunlarla verilen
görev ve hizmetler dışında kalan ve ilgililerin isteğine bağlı hizmetler için
uygulanacak ücret tarifesini belirlemek.
MADDE 11. - Kanunun 11 inci maddesi aynen
kabul edilmiştir.
MADDE 13. - Kanunun 13 üncü maddesi aynen kabul edilmiştir.
Meclis
kararlarının kesinleşmesi
MADDE 15. - İl genel meclisi tarafından
alınan kararların tam metni, en geç beş gün içinde valiye gönderilir. Vali,
hukuka aykırı gördüğü kararları, yedi gün içinde gerekçesini de belirterek
yeniden görüşülmek üzere il genel meclisine iade edebilir. Valiye gönderilmeyen
meclis kararları yürürlüğe girmez.
Yeniden görüşülmesi istenilmeyen kararlar
ile yeniden görüşülmesi istenip de il genel meclisi üye tam sayısının salt
çoğunluğuyla ısrar edilen kararlar kesinleşir.
Vali, meclisin ısrarı ile kesinleşen kararlar aleyhine on gün içinde
idarî yargıya başvurabilir.
Kesinleşen il genel meclisi karar özetleri
toplantıyı izleyen en geç yedi gün içinde çeşitli yollarla halka duyurulur.
MADDE 18. - Kanunun 18 inci maddesi aynen kabul edilmiştir.
MADDE 25. - Kanunun 25 inci maddesi aynen kabul edilmiştir.
MADDE 35. - Kanunun 35 inci maddesi aynen kabul edilmiştir.
MADDE 45. - Kanunun 45 inci maddesi aynen kabul edilmiştir.
MADDE 47. - Kanunun 47 nci maddesi aynen kabul edilmiştir.
MADDE 52. - Kanunun 52 nci maddesi aynen kabul edilmiştir.
GEÇİCİ MADDE 1. - Kanunun geçici
1 inci maddesi aynen kabul
edilmiştir.