Dönem : 22 Yasama Yılı : 2
T.B.M.M. (S. Sayısı : 315)
Türkiye Cumhuriyeti ile
Yunanistan Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte
Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/721)
Not : Tasarı, Başkanlıkça Plan ve Bütçe ve Dışişleri
komisyonlarına havale edilmiştir.
|
|
T.C. |
|
|
|
Başbakanlık |
22.12.2003 |
|
|
Kanunlar ve Kararlar |
|
|
|
Genel Müdürlüğü |
|
|
|
Sayı : B.02.0.KKG.0.10/101-798/5683 |
|
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Dışişleri Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı
Bakanlar Kurulunca 22.12.2003 tarihinde kararlaştırılan “Türkiye Cumhuriyeti
ile Yunanistan Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte
Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan
GENEL GEREKÇE
Türkiye Cumhuriyeti ile
Yunanistan Cumhuriyeti arasında sermaye, teknoloji ve hizmet hareketlerinin
geliştirilmesi, her iki Devletin de refahına katkıda bulunacaktır. Bu hususlara
ilişkin hareketlerin geliştirilmesinde çifte vergilendirme nedeniyle ortaya
çıkan sorunların çözümü önem arzetmektedir. Bu amaçla, Türkiye Cumhuriyeti ile
Yunanistan Cumhuriyeti arasında 2 Aralık 2003 tarihinde Ankara’da “Gelir
Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması”
imzalanmıştır.
Anlaşma ile kişilerin
aynı gelir üzerinden iki Devlette birden vergilendirilmesinin (çifte
vergilendirme) önlenmesi amaçlanmaktadır. Bu amacı sağlamak üzere, vergileme
hakkı, gelir unsurları itibariyle ikamet edilen veya kaynak Devletlerden birine
bırakılmakta veya bu mümkün olmazsa iki Devlet arasında paylaştırılmaktadır.
Böylece, Âkit Devletlerden birinde yatırım yapan, teknoloji veya hizmet sunan
diğer Devlet mukimlerinin, o Devletin mükelleflerine göre daha ağır
vergilendirilmesine engel olunmakta ve teşebbüslerin risk almadan önce ileride
karşılarına çıkacak her türlü vergi ile ilgili mükellefiyeti hesaplayabilmeleri
sağlanmaktadır. Çifte vergilendirmenin Âkit Devletlerde önlenmesi ile Yunanlı
yatırımcılar için Türkiye’nin, Türk yatırımcılar için ise Yunanistan’ın daha
cazip hale geleceği tabiîdir.
Anlaşmanın kapsamına
aldığı vergiler açısından çifte vergilendirmenin nasıl önleneceği ve muhtelif
gelir unsurlarının vergilendirilmesine ilişkin ilkeler ve düzenlemeler,
ilişikte yer alan Anlaşmanın madde gerekçelerinde ayrıntılarıyla açıklanmıştır.
ANLAŞMA MADDELERİNİN GEREKÇELERİ
"Türkiye Cumhuriyeti ile Yunanistan
Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi
Önleme Anlaşması" 28 maddeden meydana gelmiştir. Anlaşma maddelerinin
gerekçeleri aşağıda belirtilmiştir.
Madde 1. - Kapsanan kişiler
1inci madde hükmü gereğince bu Anlaşma,
Âkit Devletlerden birinin veya her ikisinin mukimi olan kişilere
uygulanacaktır.
Diğer bir ifade ile bu Anlaşma, milliyet
farkı gözetilmeksizin Âkit Devletler (Türkiye ve Yunanistan)’dan birinde veya
her ikisinde mukim olan kişileri kapsamına almaktadır.
Madde 2.- Kavranan vergiler
Bu madde, Anlaşmanın kavradığı vergilerin
belirlenmesinde ve tarifinde açıklığı temin etme amacını gütmektedir.
Maddenin 1 inci fıkrası, Anlaşmanın, ne
şekilde alındığına bakılmaksızın bir Âkit Devlet veya politik alt bölümleri ya
da mahallî idarelerinde gelir üzerinden alınan vergilere uygulanacağını
belirtmektedir.
2 nci fıkra, gelir üzerinden alınan
vergilerin kapsamını belirlemektedir.
3 üncü fıkrada, Anlaşmanın Âkit
Devletlerdeki mevcut vergilerden hangilerine uygulanacağı belirtilmektedir.
Anlaşma kapsamına giren vergilerin; Yunanistan'da gerçek kişilerden alınan
gelir vergisi ve tüzel kişilerden alınan gelir vergisi, Türkiye'de ise gelir ve
kurumlar vergileri ile gelir ve kurumlar vergisi üzerinden alınan fon payından
ibaret olduğu belirtilmiştir.
4 üncü fıkra, Anlaşmanın imza tarihinden
sonra mevcut vergilere ilave olarak veya onların yerine uygulanan ve mevcut
vergilerle aynı nitelikte olan veya onlara önemli ölçüde benzeyen vergilerin de
Anlaşma kapsamına gireceğini hükme bağlamakta, ayrıca, Âkit Devletlerin yetkili
makamlarının, ilgili vergi mevzuatlarında yaptıkları önemli değişiklikleri
birbirlerine bildirmelerini öngörmektedir.
Madde 3.- Genel tanımlar
Bu maddede, Anlaşmada kullanılan
terimlerin yorumu için gerekli genel tanımlar yer almaktadır.
Sözkonusu maddede sırasıyla,
"Türkiye", "Yunanistan Cumhuriyeti", "Vergi",
"Kişi", "Şirket", "Kayıtlı merkez",
"Vatandaş", "Bir Âkit Devletin teşebbüsü", "Diğer Âkit
Devletin teşebbüsü", "Bir Âkit Devlet", "Diğer Âkit
Devlet", "Yetkili Makam" ve "Uluslararası Trafik"
terimlerinin tanımı yer almaktadır.
Maddenin 2 nci fıkrasında, Anlaşmada
tanımlanmamış terimlerin, o tarihte bu Devletin mevzuatında sahip olduğu anlamı
taşıyacağı ve bu Devletin yürürlükteki vergi mevzuatında yer alan bir anlamın
diğer mevzuatında bu terime verilen anlama göre üstünlük taşıdığı belirtilmiş
ve Anlaşmada boşluk kalmaması sağlanmıştır.
Madde 4. - Mukim
Âkit Devletlerin vergileme yetkisi,
Anlaşmanın birçok maddesinde doğrudan doğruya "mukim" kavramına göre
çözümlenmektedir. Bu çerçevede, gerçek ve tüzel kişilerin hangi Devletin mukimi
addedileceği hususu büyük bir önem arzetmektedir.
Maddenin 1 inci fıkrasında, gerçek ve
tüzel kişiler arasında ayrım yapılmaksızın, Anlaşmanın amaçları bakımından; bu
Devlet, politik alt bölümü veya mahallî idaresi de dahil olmak üzere ev,
ikametgâh, kanunî ana merkez, yönetim yeri veya benzer yapıda diğer herhangi
bir kriter nedeniyle vergi mükellefiyeti altına giren kişi "mukim"
addedilmektedir. Gelir Vergisi Kanunumuz Türkiye'de yerleşmiş gerçek kişileri,
Kurumlar Vergisi Kanunumuz ise kanunî veya iş merkezi Türkiye'de bulunan
kurumları tam mükellef addettiğinden, 1 inci fıkra hükmüyle vergi hukukumuza
tam bir paralellik sağlanmaktadır.
2 nci fıkrada, gerçek kişilerin 1 inci
fıkrada belirtilen kriterler nedeniyle her iki Devletin de mukimi addedilmesi
halinde, bu kişilerin hangi kıstaslar kullanılmak suretiyle yalnızca bir
Devletin mukimi addedileceği hususu çözümlenmektedir.
3 üncü fıkrada ise, gerçek kişi dışında
kalan kişilerin her iki Devletin de mukimi olması halinde bu kişinin kayıtlı
merkezinin bulunduğu Âkit Devletin mukimi kabul edileceği hükme bağlanmıştır.
Madde 5. - İşyeri
İşyerinin tanımına ilişkin bu madde son
derece önemlidir. Bilindiği üzere, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarımız, dar
mükellefler açısından ticarî kazancın Türkiye'de elde edilmiş sayılması için,
kazanç sahiplerinin Türkiye'de işyerinin bulunmasını veya daimi temsilci
bulundurmasını ve kazancın bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyla yapılan
işlerden doğmasını şart koşmaktadır. Aynı şekilde, Anlaşmanın 7 nci maddesinde
de yalnızca işyerine atfedilebilen ticarî kazancın kaynak devlette
vergilenebileceği prensibi getirilmiştir.
9 fıkra halinde düzenlenen bu maddede,
hangi durumlarda bir işyerinin oluşup oluşmayacağı hususu bütün ayrıntılarıyla
açıklanmaktadır.
1 inci fıkrada, "işyeri"
teriminin genel bir tanımı yapılmaktadır.
2 nci fıkrada, kapsama özellikle dahil
edilen işyerlerine örnekler verilmektedir ki bunlar; yönetim yeri, şube, büro,
fabrika, atölye, maden ocağı, petrol veya doğal gaz kuyusu, taşocağı veya doğal
kaynakların çıkarıldığı diğer herhangi bir yerdir.
3 üncü fıkrada, bir inşaat şantiyesi, yapım,
montaj, kurma projesi veya bunlarla ilgili kontrol faaliyetlerinin yalnızca on
ayı aşan bir süre devam etmesi halinde; bir teşebbüsün çalıştırdığı elemanları veya personeli aracılığıyla ülke
içinde gerçekleştirdiği danışmanlık hizmetleri de dahil hizmet tedariklerinin
ise herhangi bir 12 aylık dönemde toplam altı ayı aşması halinde bir işyeri
oluşturacağı belirtilmiştir.
4 üncü fıkrada, işyeri kapsamı dışında
kalan hususlar belirtilmiştir.
5 inci fıkrada, daimi temsilcilik
düzenlenmiştir. Bu fıkraya göre, bir kişi teşebbüs adına mukavele akdetme
yetkisine sahip olur ve bu yetkisini düzenli olarak kullanırsa, bu faaliyetler
4 üncü fıkrada belirtilen ve işe ilişkin sabit bir yerden yapılması durumunda
bu yeri işyeri haline getirmeyen nitelikteki faaliyetlerden olmadıkça, ya da
kişinin böyle bir yetkisi olmamakla birlikte teşebbüs adına düzenli olarak sevk
ettiği mallardan veya ticarî eşyadan ilk bahsedilen Devlette mutaden mal veya
ticarî eşya stoku bulundurması durumunda, bu teşebbüsün bu Devlette sözkonusu
kişinin faaliyetleri dolayısıyla bir işyerine sahip kabul edileceği hükme
bağlanmıştır.
Anlaşmada işyeri ve daimi temsilci ayrı
ayrı maddelerde düzenlenmeyip, her ikisi de "işyeri" maddesinde
düzenlendiğinden, bu fıkra hükmüyle, Gelir Vergisi Kanunu'nun dar mükelleflerin
ticarî kazançlarının Türkiye'de vergilendirilmesine imkân tanıyan daimi
temsilciliğe ilişkin hükümleri Anlaşmaya yansıtılmış olmaktadır.
6 ncı fıkra, bir Âkit Devlet teşebbüsünün
diğer Âkit Devlette, işlerini yalnızca kendi işlerine olağan şekilde devam eden
bir simsar, genel komisyon acentesi veya bağımsız statüye sahip bir acente
vasıtasıyla yürütmesi halinde işyerinin var olmayacağını öngörmektedir.
7 inci fıkrada, maddenin önceki hükümleri
ile 14 üncü madde hükümlerinden bağımsız olarak, diğer Devlette yürütülen,
doğal kaynakların ön araştırması, keşfi, çıkartılması veya işletilmesiyle
ilgili faaliyetlerin herhangi bir 12 aylık dönemde toplam 30 günü aşması
halinde diğer Âkit Devlette bir işyeri ya da sabit yer vasıtasıyla ticarî
faaliyette bulunulduğunun kabul edileceği hükme bağlanmış, söz konusu
faaliyetlerin birbirine bağlı iki teşebbüs tarafından yürütülmesi halinde 30
günlük sürenin nasıl hesaplanacağı ve "birbirine bağlı teşebbüsler"
ile neyin kastedildiği açıklanmıştır.
8 inci fıkrada, bir Âkit Devletin
sigortacılık teşebbüsünün bir acente vasıtasıyla diğer Devlette sigorta primi
tahsil etmesi ya da risk sigortası yapması durumunda diğer Devlette bir
işyerine sahip kabul edileceği hükme bağlanmıştır.
9 uncu fıkrada ise, iki ayrı Âkit Devlette
mukim olan şirketlerin birbirlerini kontrol etmesinin, bunlardan herhangi
birinin diğeri için bir işyeri oluşturmayacağı hükme bağlanmıştır.
Madde 6. - Gayrimenkul varlıklardan elde
edilen gelir
Bu madde yalnızca gayrimenkul sermaye
iratlarını değil, aynı zamanda gayrimenkullerden kaynaklanacak her türlü gelir
unsurunu kapsamaktadır.
Maddenin 1 inci fıkrası ile gayrimenkul
varlıklardan elde edilen gelir (tarım veya ormancılıktan elde edilen gelir
dahil) gayrimenkulun bulunduğu Âkit Devlette vergilendirilebilmektedir.
2 nci fıkra, "gayrimenkul
varlık" teriminin tanımına ilişkindir.
3 üncü fıkrada, gayrimenkul varlığın
doğrudan kullanımı, kiralanması veya başka bir suretle kullanımından elde
edilen gelire 1 inci fıkra hükmünün uygulanacağı belirtilmektedir.
4 üncü fıkrada ise, 1 ve 3 üncü fıkra
hükümlerinin, bir teşebbüsün gayrimenkul varlıklardan elde ettiği gelir ile
serbest meslek faaliyetlerinin icrasında kullanılan gayrimenkullerden elde
edilen gelire de uygulanacağı öngörülmektedir.
Madde 7. - Ticarî Kazançlar
Maddenin 1 inci fıkrası, ticarî kazancın
vergilendirilmesindeki genel prensibi açıklamaktadır. Buna göre ticarî kazanç,
teşebbüsün mukim olduğu Devlette vergilendirilecek, ancak faaliyetin diğer Âkit
Devlette bir işyeri vasıtasıyla yürütülmesi halinde, kazancın sadece bu
işyerine atfedilebilen kısmı diğer Âkit Devlette vergilendirilebilecektir.
2 nci fıkra, işyeri kazançlarının
hesaplanmasındaki esaslara ilişkindir. Buna göre, işyeri bağımsız bir teşebbüs
gibi ele alınacak ve benzer teşebbüslerin benzer koşullarda elde etmesi gereken
kazanç, sözkonusu işyerine atfedilecektir. Böylece, işyeri-merkez ilişkilerinde
emsaline göre yüksek veya düşük fiyatlandırmaya gidildiğinde olaya müdahale
edilip, gerçekçi fiyatların fatura edilmesiyle yeni bir vergi matrahı
belirlenecek ve vergileme bu matrah üzerinden yapılacaktır.
3 üncü fıkra, işyeri kazancının
belirlenmesi sırasında hangi tür giderlerin indirilebileceğine ilişkindir.
4 üncü fıkra, teşebbüs adına sadece mal
veya ticarî eşya alımında bulunan işyerine, bu faaliyeti dolayısıyla kazanç
atfedilemeyeceğine ilişkindir.
5 inci fıkra, işyerine atfedilecek
kazancın her yıl aynı yöntemle belirleneceğini öngörmektedir.
6 ncı fıkra ise, ticarî kazancın,
Anlaşmanın diğer maddelerinde belirtilen gelir unsurlarını da kapsamına alması
halinde ilgili madde hükümlerini saklı tutmaktadır.
Madde 8. - Deniz, hava ve kara
taşımacılığı
1 inci fıkrada, uluslararası trafikte gemi
işletmeciliğinden elde edilecek kazançların
yalnızca gemilerin kayıtlı
olduğu Devlette vergilendirilebileceği öngörülmektedir.
2 nci fıkra, bir Âkit Devlet teşebbüsünün
uluslararası trafik kapsamına giren türden uçak veya kara nakil vasıtası
işletmeciliğinden sağladığı kazançların, yalnızca teşebbüsün mukim olduğu Âkit
Devlette vergilendirilebileceğini öngörmektedir. Diğer bir ifade ile bu tür
kazançlar kaynak Devlette vergiden istisna edilmektedir.
3 üncü fıkrada ise, 1 ve 2 nci fıkrada
benimsenen prensibin, ortaklık, ortak teşebbüs veya uluslararası faaliyet
gösteren bir acenteye iştirak dolayısıyla elde edilen kazançlar için de geçerli
olduğu hükme bağlanmıştır.
Madde 9. - Bağımlı teşebbüsler
Kurumlar Vergisi Kanunumuzun 15, 16 ve 17
nci maddelerinde düzenlenen örtülü kazanç ve örtülü sermaye ile ilgili olan bu
maddede, bağımlı teşebbüslerin, bağımsız teşebbüslere oranla farklı ticarî
ilişkilere ve farklı fiyatlandırmalara yönelmeleri halinde Âkit Devletlerin ne
tür tedbirler alabileceği hükme bağlanmaktadır.
1 inci fıkra, bağımlı teşebbüslerin
gerekli itinayı göstermeyip, bağımsız teşebbüsler arasında geçerli olan
fiyatlardan sapmaları halinde, vergi kaybına uğrayan Âkit Devlete ek vergi alma
hakkını vermektedir. Bu ek vergileme sonunda diğer Devletin, kendi mükellefi
olan bağımlı teşebbüs için yapacağı matrah ve vergi indirimleri ise 2 nci
fıkrada düzenlenmiştir.
Madde 10. - Temettüler
1 inci fıkra, temettülerin
vergilendirilmesindeki genel ilke ile ilgili olup, temettü gelirinin esas
itibariyle temettü gelirini elde edenin mukim olduğu Âkit Devlette vergilendirilmesini
öngörmektedir.
2 nci fıkra, temettülerin, temettüyü
ödeyen şirketin mukim olduğu, yani temettülerin doğduğu Devlette de
vergilendirilebileceğini öngörmektedir. Kaynak Devlette, diğer Devlet
mukimlerine ödenen temettü üzerinden yapılabilecek vergi tevkifatı, gayrisafi
temettü tutarının % 15'ini aşamayacaktır. Fıkrada ayrıca, Âkit Devletlerin
yetkili makamlarının bu sınırlamanın uygulama yöntemini karşılıklı anlaşma
yoluyla belirleyebilecekleri belirtilmiş ve fıkranın, içinden temettü ödemesi
yapılan kazançlar yönünden şirketin vergilendirilmesini etkilemeyeceği hükme
bağlanmıştır.
3 üncü fıkrada, "temettü"
teriminin tanımı yapılmaktadır.
4 üncü fıkrada, işyeri kazancının 7 nci
madde (Ticarî Kazançlar) çerçevesinde vergilendirildikten sonra, kalan kazanç
üzerinden bu maddenin 2 nci fıkrasına göre de vergilendirilebileceği
öngörülmektedir. Bu fıkra, Gelir Vergisi Kanunumuzun 94 üncü maddesinin 6/b
numaralı bendiyle paralellik arzetmektedir.
5 inci fıkra, temettü lehdarının, temettüyü
ödeyen şirketin mukim olduğu Âkit Devlette bir işyeri vasıtasıyla ticarî
faaliyette bulunması veya sabit bir yer vasıtasıyla serbest meslek faaliyetinde
bulunması ve sözkonusu temettü elde ediş olayı ile bu işyeri veya sabit yer
arasında etkin bir bağ bulunması halinde, sözkonusu temettülerin bu madde
çerçevesinde vergilendirilmeyeceğini öngörmektedir. Bu durumda, ticarî kazanca
ilişkin 7 nci veya serbest meslek faaliyetine ilişkin 14 üncü madde hükümleri
uygulanacaktır.
Madde 11. - Faiz
1 inci fıkra, faizlerin
vergilendirilmesindeki genel ilkeyi belirlemektedir. Buna göre, faizi
vergilendirme hakkı lehdarın mukim olduğu Âkit Devlete ait olmaktadır.
2 nci fıkrada, faizin gerçek lehdarının
diğer Âkit Devletin bir mukimi olması halinde, faizlerin doğduğu Devlete
gayrisafi faiz tutarı üzerinden azami % 10 vergi alma hakkı tanınacağı
öngörülmektedir.
3 üncü fıkra, Türkiye Cumhuriyeti ile
Yunanistan Cumhuriyetine veya Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ile Yunanistan
Merkez Bankası'na ödenen faizlerin karşılıklı olarak vergiden muaf tutulmasına
ilişkindir.
4 üncü fıkrada, "faiz" teriminin
kapsamı belirlenmiştir.
5 inci fıkra, diğer Devlette bir işyeri
vasıtasıyla ticarî faaliyette veya sabit bir yer vasıtasıyla serbest meslek
faaliyetinde bulunulması ve faizin ödendiği alacak ile bu işyeri veya sabit yer
arasında etkin bir bağ bulunması halinde, sözkonusu faizin bu madde
çerçevesinde değil, ticarî kazanca ilişkin 7 nci madde veya serbest meslek
faaliyetine ilişkin 14 üncü madde
hükümleri çerçevesinde vergilendirilmesini öngörmektedir.
6 ncı fıkra, faiz gelirlerinin hangi
durumda bir Âkit Devlette elde edilmiş sayılacağını hükme bağlamaktadır. Buna
göre, faizin, ödeyenin mukim olduğu Âkit Devlette elde edildiği kabul
olunacaktır.
7 nci fıkra, faiz miktarının
belirlenmesinde muvazaa durumunu açıklığa kavuşturmaktadır. Fıkra hükmüne göre
muvazaa yapabilecek kişiler, aralarında özel ilişki bulunan faiz ödeyici ile
faiz lehdarı veya her ikisiyle bir başka kişi olarak belirtilmektedir. Muvazaa
durumu ise, özel ilişkinin olmadığı hallerde, kişiler arasında kararlaştırılan
faiz miktarını aşan bir faizin ödenmesi olarak ortaya konmuştur. Bu durumda
fazla kısım, bu maddede tanımlanan ve indirimli vergiye tâbi olan bir faiz
olarak nitelendirilmeyip, Anlaşmanın diğer hükümleri de dikkate alınarak Âkit
Devletlerin iç mevzuatına göre vergilendirilecektir.
Madde 12. - Gayrimaddî hak bedelleri
1 inci fıkra, vergilemedeki genel ilkeyi
belirlemekte ve vergileme hakkını ödeme yapılan kişinin mukim olduğu Devlete
tanımaktadır.
2 nci fıkra hükmü, gayrimaddi hak
bedellerinin elde edildiği Devlete de vergi alma hakkı vermektedir. Buna göre
kaynak Devlette yapılacak vergileme gayrimaddi hak bedellerinin gayrisafi
tutarının % 10 unu aşmayacaktır.
3 üncü fıkra, gayrimaddi hak bedellerinin
tanımı ile ilgilidir.
4 üncü fıkrada, bir işyeri veya sabit yer
vasıtasıyla elde edilen gayrimaddi hak bedellerinin indirimli vergi oranına
göre değil, ticarî kazanca ilişkin 7 nci madde ve serbest meslek faaliyetine
ilişkin 14 üncü madde hükümlerine göre vergilendirileceği öngörülmektedir.
5 inci ve 6 ncı fıkralarda, faizde olduğu
gibi gayrimaddi hak bedellerinin nerede elde edilmiş sayılacağı ve muvazaalı
durumlarda nasıl vergilendirileceğine ilişkin özel hükümler yer almaktadır.
Madde 13. - Sermaye değer artış kazançları
1 inci fıkrada, 6 ncı maddede tanımlanan
gayrimenkul varlıkların elden çıkarılmasından
doğan kazançların, bu
varlıkların bulunduğu Âkit
Devlette vergilendirileceği öngörülmektedir.
2 nci fıkrada, bir işyerinin aktifine dahil
olan veya serbest meslek faaliyetinin icrasında kullanılan sabit yere ait
menkul varlıkların, bu işyeri veya sabit yerin elden çıkarılmasından doğan
kazançlarla birlikte, işyerinin veya sabit yerin bulunduğu Âkit Devlette
vergilendirileceği hükme bağlanmıştır.
3 üncü fıkrada, bir Âkit Devlet
teşebbüsünce uluslararası trafikte işletilen gemi uçak veya kara nakil
vasıtaları ile bunların işletilmesine tahsis edilen menkul varlıkların
satışından elde edilen kazançların, yalnızca gemi, uçak veya kara nakil
vasıtalarının işletilmesinden elde edilen kazançların 8 inci madde hükümlerine
göre vergilendirildiği Âkit Devlette vergilendirileceği öngörülmektedir.
4 üncü fıkrada, bu maddenin diğer
fıkralarında sayılanların dışında kalan varlıkların satışından doğan
kazançların bu varlıkları elden çıkaranların mukim olduğu Âkit Devlette
vergilendirileceği, ancak diğer Âkit Devlette elde edilen ve iktisap ile elden
çıkarma arasındaki süre bir yılı aşmayan sermaye değer artış kazançlarının bu
diğer Devlette vergilendirilebileceği öngörülmektedir.
5 inci fıkrada, 12 nci maddenin 3 üncü
fıkrasında belirtilen gayrimaddi hak bedellerinin satışı dolayısıyla yapılan
ödemelere, bu ödemelerin gerçekten söz konusu varlığın satışı karşılığında
yapıldığı ispat edilmedikçe 12 nci madde hükümlerinin, ispat edilmesi durumunda ise 13 üncü
madde hükümlerinin uygulanacağı öngörülmektedir.
Madde 14. - Serbest meslek faaliyetleri
Maddenin 1 inci fıkrasında, bir Âkit
Devlet mukiminin serbest meslek faaliyetleri veya bağımsız nitelikteki diğer
faaliyetlerden elde ettiği gelirlerin mukim olunan Devlette vergilendirileceği,
ancak bu kişinin diğer Devlette bulunan sabit bir yeri kullanarak icra ettiği
serbest meslek faaliyetlerinden veya bu diğer Devlette ilgili mali yıl içinde
başlayan veya biten herhangi bir oniki aylık dönemde bir veya birkaç seferde
toplam 183 günü aşan faaliyet icrasından elde ettiği gelirlerin, söz konusu
sabit yere atfedilen miktarla ya da bu Devlette bulunulan süre içinde icra
edilen faaliyetle sınırlı olmak üzere bu diğer Devlette vergilendirilebileceği
hükmüne yer verilmiştir.
2 nci fıkrada, "serbest meslek
faaliyetleri" teriminin tanımı yapılmaktadır.
Madde 15. - Bağımlı faaliyetler
1 inci fıkrada, bağımlı faaliyetlerin
vergilendirilmesine ilişkin genel kural belirtilmektedir. Buna göre, hizmetin
diğer Devlette ifa edilmemesi şartıyla, bir Âkit Devlet mukimince elde edilen
ücretler mukim olunan Devlette vergilendirilecektir. Hizmetin diğer Devlette
ifa edilmesi halinde, belli şartlarla kaynak Devlete de vergileme yetkisi
tanınabilecektir. Ancak sözkonusu kural, bu Anlaşmanın 16, 18, 19 ve 20 nci
maddelerinde öngörülen hükümleri herhangi bir şekilde etkilemeyecektir. Diğer
bir ifadeyle, yönetim kurulu üyeleri, emekliler, kamu görevlileri, öğretmen ve
öğrenciler 15 inci maddeye göre değil, kendileriyle ilgili maddelere göre
vergilendirileceklerdir.
2 nci fıkrada, ücretin sadece mukim
Devlette vergilendirilmesi için hangi şartların bir arada aranması gerektiği
belirtilmektedir. Kaynak Devletin vergileme yapabilmesi için, öngörülen bu
şartlardan birinin ihlali yeterlidir. Bir başka ifadeyle, diğer Devlette hizmet
ifa eden bir Âkit Devlet-mukiminin bu Devlette ilgili mali yıl içinde başlayan
veya biten herhangi bir oniki aylık dönemde bir veya bir kaç seferde toplam 183
günden fazla kalması veya ücret ödemesinin bu diğer Devletin mukimi olan bir
işveren tarafından veya onun adına yapılması ya da sözkonusu ödemenin,
işverenin bu diğer Devlette sahip olduğu bir işyerinden veya sabit yerden
yapılması durumunda, elde edilen ücretler kaynak Devlette vergilendirilecektir.
3 üncü fıkrada, bir Âkit Devlet
teşebbüsünce uluslararası trafikte işletilen gemi, uçak veya kara nakil
vasıtalarında ifa edilen bir hizmet dolayısıyla elde edilen kazançların, söz
konusu kazançların 8 inci madde hükümleri uyarınca vergilendirildiği Âkit
Devlette vergilendirileceği öngörülmektedir.
Madde 16. - Müdürlere yapılan ödemeler
Maddede, bir Âkit Devlet mukiminin diğer
Âkit Devlette mukim bir şirketin yönetim kurulu üyesi olması dolayısıyla elde
ettiği ücret ve diğer benzeri ödemelerin, bu diğer Devlette
vergilendirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Madde 17. - Sanatçı ve sporcular
1 inci fıkra, bir Âkit Devlet mukimi olan
sanatçı ve sporcuların iştigal konuları ile ilgili şahsi faaliyetlerinden dolayı
diğer Âkit Devlette elde ettikleri gelirlerin, bu faaliyetleri icra ettikleri
diğer Âkit Devlette vergilendirileceğini hükme bağlamaktadır. Bu çerçevede,
serbest meslek faaliyetleri ile bağımlı faaliyetleri (ücretler) düzenleyen 14
ve 15 inci madde hükümleri sanatçı ve sporcular açısından geçerli olmayıp,
vergileme yalnızca 17 nci madde kapsamında yapılacaktır.
2 nci fıkra organizatörlerle ilgili olup,
sanatçı ve sporcuların iştigal konularıyla ilgili faaliyetlerden doğan gelirin,
sanatçı veya sporcuların kendilerine değil de, bir başka gerçek veya tüzel
kişiye yönelmesi halinde, vergilemenin, faaliyetin icra edildiği Âkit Devlette
yapılacağını öngörmektedir. Ancak böyle bir durumda, ticari kazançların, serbest
meslek kazançlarının ve
ücretlerin vergilendirilmesini
düzenleyen bu Anlaşmanın 7, 14 ve 15 inci madde hükümleri dikkate alınmayıp,
vergileme yalnızca 17 nci madde kapsamında yapılacaktır.
3 üncü fıkrada, Âkit Devletler arasında
yapılan kültür anlaşması çerçevesinde bir Âkit Devlette icra edilen ve tamamen
veya önemli ölçüde diğer Âkit Devletin, politik alt bölümünün ya da mahallî
idaresinin kamusal fonlarından desteklenen sanatsal veya sportif faaliyetlerden
elde edilen gelire 1 ve 2 nci fıkra hükümlerinin uygulanmayacağı, vergilemenin
sanatçı veya sporcunun mukim olduğu Âkit Devlette yapılacağı öngörülmektedir.
Madde 18. - Emekli maaşları
1 inci fıkrada, bir Âkit Devlet mukimine
geçmiş çalışmalarının karşılığında ödenen emekli maaşları ve benzeri ödemeler
ile düzenli ödemelerin bunları elde edenin mukim olduğu Devlette
vergilendirileceği hükmü öngörülmektedir.
2 nci fıkrada, "düzenli ödeme"
teriminin tanımı yapılmaktadır.
Madde 19. - Kamu hizmeti
1 inci fıkrada, bir Âkit Devlet, politik
alt bölümü veya mahallî idaresi tarafından yapılan ve emekli maaşı dışında
kalan ödemelerin, yalnızca ödemeyi yapan Devlette vergilendirileceği
öngörülmektedir. Ancak, hizmet diğer Devlette ifa edildiğinde ve gelir elde
eden bu Devletin bir mukimi olduğunda, bu kişinin aynı zamanda bu Devletin vatandaşı
olması veya yalnızca hizmet sunmak için bu Devletin mukimi durumuna geçmemiş
olması şartıyla, elde edilen gelirler bu diğer Devlette
vergilendirilebilecektir.
2 nci fıkrada, bir Âkit Devletin kendisi,
politik alt bölümü veya mahallî idaresi tarafından oluşturulan
fonlardan ödenen emekli
maaşlarının bu Devlette vergilendirilebileceği, bununla
birlikte gerçek kişinin bu Devletin bir mukimi ve vatandaşı olması halinde, söz
konusu emekli maaşının yalnızca diğer Âkit Devlette vergilendirilebileceği
hükme bağlanmaktadır.
3 üncü fıkrada ise, kamu iktisadi
kuruluşlarında çalışanlar açısından bu madde hükümlerinin değil, 15, 16, 17 ve
18 inci madde hükümlerinin geçerli olacağı öngörülmektedir.
Madde 20. - Öğretmenler ve öğrenciler
1 inci fıkra, öğrenci ve stajyerlerin
öğrenim veya mesleki eğitimde bulundukları Devlette yararlanacakları vergi
istisnasının sınırlarını belirlemektedir. Buna göre, öğrenci ve stajyerler,
yalnızca geçim, öğrenim veya mesleki eğitim masraflarının karşılanması amacıyla
bulundukları Devletin dışındaki
kaynaklardan yapılan ödemeler dolayısıyla, bu ödemelerin mukim oldukları
Devlette vergiye tâbi tutulması durumunda, öğrenim gördükleri veya staj
yaptıkları Âkit Devlette vergiye tâbi tutulmayacaklardır.
2 nci fıkrada, öğrenci ve stajyerler için
öngörülen hükme benzer bir hüküm öğretmenler için de öngörülmektedir. Buna
göre, öğretmenlerin iki yılı aşmayan bir süre içinde, diğer Devlette yapmış
oldukları öğretim veya araştırma karşılığında elde ettikleri gelirlerin bu Devlette
vergiden istisna edileceği hükme bağlanmıştır.
3 üncü fıkrada, öğrenci ve stajyerlerin
öğrenimleri ya da formasyonlarıyla ilgili uygulama deneyimi kazanmak üzere
diğer Âkit Devlette 183 günü aşmayan hizmet ifaları karşılığında elde ettikleri
ödemelerin bu diğer Devlette vergiden istisna edileceği öngörülmektedir.
Madde 21. - Diğer gelirler
1 inci fıkrada, bir Âkit Devlette doğan ve Anlaşmanın daha önceki maddelerinde
açıkça belirtilmeyen gelir unsurlarının, gelirin doğduğu Devlette vergilendirileceği
hükme bağlanmıştır.
2 nci fıkrada, bir Âkit Devlet mukimi olan
sözkonusu gelir lehdarının, diğer Devlette bulunan bir işyeri vasıtasıyla
ticari faaliyette bulunması veya bu diğer Devlette bulunan sabit bir yerden
serbest meslek faaliyeti icra etmesi ve sözkonusu işyeri ya da sabit yer ile
geliri doğuran hak veya varlık arasında önemli bir bağ bulunması halinde 7 nci
veya 14 üncü maddeye göre vergilendirileceği hükme bağlanmıştır. Ancak, 6 ncı
maddenin 2 nci fıkrasında tanımlanan gayrimenkul varlıklardan elde edilen
gelirler fıkra kapsamına dahil edilmemiştir.
Madde 22. - Çifte vergilendirmenin
önlenmesi
Madde çifte vergilendirmenin önlenmesi ile
ilgilidir.
1 inci fıkrada, bir Âkit Devlet mukiminin
bu Anlaşma hükümlerine uygun olarak diğer Devlette vergilendirilebilen bir
gelir elde etmesi durumunda, ilk bahsedilen Devletin sözkonusu kişinin gelirine
isabet eden vergiden diğer Devlette ödenmiş olan vergiye eşit bir tutarı mahsup
edeceği ifade edilmiş olup, sözkonusu mahsubun diğer Devlette vergilendirilebilen
gelir için mahsuptan önce hesaplanmış gelir üzerinden alınan vergi miktarını
aşmayacağı hükme bağlanmıştır.
2 nci fıkrada, faizin bir Âkit Devlette
ekonomik kalkınmayı teşvik etmek amacıyla 11 inci maddede belirtilen orandan
daha düşük bir oranda vergilendirilmesi durumunda, mukim olunan Devletin, diğer
Âkit Devlette bu gelir üzerinden ödenen verginin % 12’ sine eşit bir tutarda
mahsubuna müsaade edeceği, ancak bu mahsubun, özel teşvik kanunlarının olmaması
durumunda 11 inci maddedeki maksimum vergi oranını aşmayacağı hükme
bağlanmıştır. Fıkrada ayrıca, söz konusu mahsubun Anlaşmanın yürürlükte olacağı
ilk beş yıl için geçerli olduğu belirtilmiş ve hangi tür işlemlerden doğan
faize uygulanacağı açıklanmıştır.
Madde 23. - Ayrım yapılmaması
Maddenin 1 inci fıkrasında, bir Âkit
Devlet vatandaşının, diğer Âkit Devlette, o Devletin aynı koşullara sahip
vatandaşına kıyasla daha değişik veya daha ağır bir vergilemeye ve buna bağlı
mükellefiyetlere tâbi tutulmayacağı öngörülmektedir. Aynı hüküm, Âkit Devletlerden
birinin veya her ikisinin mukimi olmayan kişilere de uygulanacaktır.
2 nci fıkrada, teşebbüslerin diğer
Devlette sahip oldukları işyerlerinin, bu diğer Devletin aynı faaliyetleri
yürüten teşebbüslerine kıyasla daha ağır bir vergilemeye tâbi tutulmayacağı
öngörülmektedir.
3 üncü fıkrada, ayrım yapmama prensibinin,
bir Âkit Devletin bir veya birkaç mukimi tarafından doğrudan veya dolaylı olarak,
kısmen ya da tamamen sermayesine sahip olunan veya kontrol edilen diğer
Âkit Devlet teşebbüsleri için de geçerli olduğu belirtilmektedir.
4 üncü fıkrada, Âkit Devletlerin kendi
mukimlerine uyguladıkları şahsi indirimler ile vergi ve matrah indirimlerini,
diğer Devletin mukimlerine de uygulamak zorunda olmadıkları belirtilmiştir.
5 inci fıkrada, bir Âkit Devlet
teşebbüsünün diğer Âkit Devletin bir mukimine yapmış olduğu faiz, gayrimaddi
hak bedelleri ve diğer benzeri ödemelerin sanki ilk bahsedilen Devletin bir
mukimine yapılmış gibi indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Madde 24. - Karşılıklı anlaşma usulü
Maddenin ilk iki fıkrası, bir kişinin,
taraf Devletlerden herhangi birinin veya her ikisinin işlemlerinin, kendisi
açısından bu Anlaşma hükümlerine uygun olmayan sonuçlar yarattığı veya
yaratacağı kanaatine varması halinde sorunun nasıl çözümleneceğini hükme
bağlamaktadır.
1 inci fıkraya göre, bu kişi durumunu Âkit
Devletlerin iç mevzuatlarında öngörülen müracaat usulleriyle bağlı kalmaksızın,
mukim olduğu Âkit Devletin yetkili makamına arzedebilecektir. Ancak bu kişi,
durumunun 23 üncü maddenin 1 inci fıkrasına uygun olması halinde, vatandaşı
olduğu Âkit Devletin yetkili makamına da başvurabilecektir. Ancak bu
başvurunun, Anlaşmaya aykırı vergilemenin bildirimini takip eden üç yıl içinde
yapılması gerekmektedir.
2 nci fıkraya göre, kendisine başvuruda
bulunulan yetkili makam sorunu kendi çözemezse, diğer Devletin yetkili
makamıyla karşılıklı anlaşmaya varmak için gayret gösterecektir. Varılan
Anlaşma, Âkit Devletlerin iç mevzuatlarında belirtilen süre içerisinde
uygulanacaktır.
Maddenin 3 üncü fıkrasında, yetkili
makamların bu Anlaşmanın yorumundan veya uygulanmasından kaynaklanan sorunların
çözümü için karşılıklı anlaşma usulünü kullanabilecekleri, 4 üncü fıkrada ise
karşılıklı anlaşmanın ne şekilde yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Madde 25. - Bilgi değişimi
Bu Anlaşmanın uygulanabilmesi için, iki
Âkit Devletin vergi idareleri arasında gerekli hallerde yakın işbirliğine
ihtiyaç duyulmaktadır. Maddede, Âkit Devletlerin hangi hallerde bilgi
değişiminde bulunacakları, elde edilen bilgilerin kimlere verilebileceği ve
bilgi değişiminin sınırları ele alınmıştır.
Madde 26. - Diplomat hüviyetindeki
memurlar ve konsolosluk memurları
Bu maddede, diplomat hüviyetindeki
memurlar ve konsolosluk memurlarının Devletler hukukunun genel kurallarına veya
özel anlaşma hükümlerine göre yararlandıkları vergi ayrıcalıklarının bu Anlaşma
hükümlerinden etkilenmeyeceği belirtilmektedir.
Madde 27. - Yürürlüğe girme
Anlaşma, her iki Hükümetin kendi
Devletlerinde gerekli anayasal işlemlerin yerine getirildiğini birbirlerine bildirmelerini
müteakip, bu bildirimlerin sonuncusunun alındığı tarihte yürürlüğe girecektir.
Bu Anlaşma, kaynakta tevkif edilen vergiler yönünden, Anlaşmanın yürürlüğe
girdiği tarihi izleyen Ocak ayının birinci günü veya daha sonra ödenen veya
mahsup edilen tutarlar için, diğer vergiler yönünden ise Anlaşmanın yürürlüğe
girdiği tarihi izleyen Ocak ayının birinci günü veya daha sonra başlayan
vergilendirme yıllarına ilişkin vergiler için hüküm ifade edecektir.
Madde 28. - Yürürlükten kalkma
Madde, Anlaşmanın
feshedilinceye kadar yürürlükte kalacağını belirtmekte, fesih usulünü
açıklamakta ve fesih halinin her iki Âkit Devlette hangi vergilendirme
dönemleri için hüküm ifade edeceğini belirlemektedir.
Dışişleri Komisyonu Raporu
|
|
Türkiye Büyük Millet
Meclisi |
|
|
|
Dışişleri Komisyonu |
23.12.2003 |
|
|
Esas No. : 1/721 |
|
|
|
Karar No. : 149 |
|
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Türkiye Cumhuriyeti ile
Yunanistan Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte
Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı, Komisyonumuzun 23 Aralık 2003 tarihli 26 ncı toplantısında Dışişleri
Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı temsilcilerinin katılmalarıyla görüşülmüştür.
Kişilerin aynı gelir
üzerinden iki devlette birden vergilendirilmesinin önlenmesini amaçlayan
Anlaşmanın, iki ülke arasında sermaye, teknoloji ve hizmet hareketlerinin
geliştirilmesine katkıda bulunacağı ve iki ülkeyi yatırımcılar için karşılıklı
olarak cazip hale getireceği düşünülmüş ve Tasarı Komisyonumuzca aynen kabul
edilmiştir.
Komisyonumuzca, İçtüzüğün
52 nci maddesi uyarınca Tasarının öncelikle görüşülmesine karar verilmiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun
onayına sunulmak üzere Başkanlığa saygı ile arz olunur.
|
|
Başkan |
Sözcü |
Üye |
|
|
Mehmet Dülger |
Eyyüp Sanay |
A. Müfit Yetkin |
|
|
Antalya |
Ankara |
Şanlıurfa |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Mehmet Özyol |
Nur Doğan Topaloğlu |
Mehmet Güner |
|
|
Adıyaman |
Ankara |
Bolu |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Mustafa Dündar |
M. İhsan Arslan |
Abdülbaki Türkoğlu |
|
|
Bursa |
Diyarbakır |
Elazığ |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Mehmet Eraslan |
Mehmet B. Denizolgun |
Fikret Ünlü |
|
|
Hatay |
İstanbul |
Karaman |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Hasan Ören |
Nihat Eri |
Osman Seyfi |
|
|
Manisa |
Mardin |
Nevşehir |
|
|
|
Üye |
|
|
|
|
Süleyman Gündüz |
|
|
|
|
Sakarya |
|
HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ
METİN
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ İLE YUNANİSTAN CUMHURİYETİ ARASINDA GELİR ÜZERİNDEN ALINAN
VERGİLERDE ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
TASARISI
MADDE 1. - 2 Aralık 2003 tarihinde Ankara’da imzalanan
“Türkiye Cumhuriyeti ile Yunanistan Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan
Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması”nın onaylanması uygun
bulunmuştur.
MADDE 2. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
DIŞİŞLERİ
KOMİSYONUNUN
KABUL
ETTİĞİ METİN
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ İLE YUNANİSTAN CUMHURİYETİ ARASINDA GELİR ÜZERİNDEN ALINAN
VERGİLERDE ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
TASARISI
MADDE 1. - Tasarının 1 inci maddesi Komisyonumuzca aynen
kabul edilmiştir.
MADDE 2. - Tasarının 2 nci maddesi Komisyonumuzca aynen
kabul edilmiştir.
MADDE 3. - Tasarının 3 üncü maddesi Komisyonumuzca aynen
kabul edilmiştir.
|
|
Recep Tayyip Erdoğan |
|
|
|
|
|
|
|
|
Başbakan |
|
|
|
|
|
|
|
|
Dışişleri Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet Bak. ve Başb. Yrd. |
|
|
|
|
|
|
A. Gül |
A. Şener |
M. A. Şahin |
|
|
|
|
|
|
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
|
|
|
|
|
|
B. Atalay |
A. Babacan |
M. Aydın |
|
|
|
|
|
|
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
Adalet Bakanı |
|
|
|
|
|
|
G. Akşit |
K. Tüzmen |
C. Çiçek |
|
|
|
|
|
|
Millî Savunma Bakanı |
İçişleri Bakanı |
Maliye Bakanı |
|
|
|
|
|
|
M. V. Gönül |
A. Aksu |
K. Unakıtan |
|
|
|
|
|
|
Millî Eğitim Bakanı |
Bayındırlık ve İskân Bakanı |
Sağlık Bakanı |
|
|
|
|
|
|
H. Çelik |
Z. Ergezen |
R. Akdağ |
|
|
|
|
|
|
Ulaştırma Bakanı |
Tarım ve Köyişleri Bakanı |
Çalışma ve Sos. Güv. Bakanı |
|
|
|
|
|
|
B. Yıldırım |
S. Güçlü |
M. Başesgioğlu |
|
|
|
|
|
|
Sanayi ve Ticaret Bakanı |
En. ve Tab. Kay. Bakanı |
Kültür ve Turizm Bakanı |
|
|
|
|
|
|
A. Coşkun |
M. H. Güler |
E. Mumcu |
|
|
|
Çevre ve Orman Bakanı |
|
|
|
O. Pepe |
|
|
|
|
|