Dönem : 22 Yasama Yılı : 2
T.B.M.M. (S. Sayısı : 301)
Bankalar
Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Tasarısı
ve Adalet Komisyonu Raporu (1/693)
Not : Tasarı, Başkanlıkça Plan ve Bütçe ve Adalet
Komisyonlarına havale edilmiştir.
|
|
T.C. |
|
|
|
Başbakanlık |
22.10.2003 |
|
|
Kanunlar ve Kararlar |
|
|
|
Genel Müdürlüğü |
|
|
|
Sayı :
B.02.0.KKG.0.10/101-749/4700 |
|
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Adalet Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı
Bakanlar Kurulunca 20.10.2003 tarihinde kararlaştırılan “Bankalar Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı” ile gerekçesi
ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan
GENEL GEREKÇE
1980'li yılların
başlarında, dünyada mal, hizmet ve sermayenin serbest dolaşımını ifade eden
küreselleşme-modern ekonomi teorisi ve politik ekonomi uygulamaları sonucu,
devletin serbest piyasa ekonomisine müdahalelerini asgariye indirmek ve
devletin ekonomik hayattaki aktif rolünü serbest piyasa oyuncuları üzerinde
sadece etkin ve şeffaf denetim, gözetim ve müdahale ile sınırlamak için, devlet
tüzel kişiliği adına, bu görevin yeni kurulacak "Bağımsız kurum ve
kurullar" tarafından yerine getirilmesi düşünülmüş ve bu kurum ve kurullar
yasalarda düzenlenerek faaliyete geçirilmiştir.
Dünyada, küreselleşmeyi
gerçekleştirmeyi amaçlayan uluslararası kuruluşların başında gelen OECD,
GATT-WTO, WB ve IMF gibi kuruluşların analiz, direktif ve yürürlüğe girmesini
öncülük ettikleri 15 Nisan 1994 tarihinde 111 ülkenin Bakanları tarafından
Uruguay toplantılarında parafe edilen, nihaî metni Marrakesche'de imzalanan
WTO'nun kuruluşunu ve GATT Sözleşmesinin yenilenmesine dair l Ocak 1995
tarihinde yürürlüğe giren GATT 1994 ile yine aynı tarihli Uluslararası Genel
Hizmet Anlaşmasına dair GATS 1994 gibi Uluslararası anlaşmalarda sözü geçen
bağımsız kurum ve kurulların, devlet tüzel kişiliği şemsiyesi altında devlet
adına etkin gözetim, denetim ve düzenleme görevlerini yapacakları için, idarî
ve malî özerkliğe sahip olmalarının gerekmediği, sadece her türlü etkiden uzak
karar alabilmeleri bakımından, "kurul üyelerinin" görev süreleri
boyunca hâkimlik teminat ve bağımsızlığından yararlanmaları acısından
"Hâkim", unvanı ile görev yapmalarının gerekli olduğu öngörülmüştür.
Özellikle GATS 1994
"Uluslararası Genel Hizmet Sözleşmeleri" hakkındaki çerçeve
anlaşmanın l Ocak 1995 tarihinde yürürlüğe girmesinden sonra, AB Bankacılık
Komisyonu ile AB üyesi Avrupa ülkeleri, malî piyasalarda hizmet veren baş aktör
niteliğinde olan bankacılık sektörünün faaliyetlerini bir yandan bankalara para
yatıran tasarruf mevduatı sahiplerini korumak, diğer yandan birer itibar kurumu
olan bankaların istikrarlı ve güvenli şekilde malî piyasalardaki varlıklarını
devam ettirmelerini teminat altına almak için, yeni düzenlemelere tâbi tutmaya
başlamışlardır.
Bu cümleden olarak, AB
Bankalar Komisyonu 28 Haziran 1973 tarihinden l Kasım 2002 tarihine kadar EURO
kuralları hariç bankacılık faaliyetleri ile ilgili olarak 27 adet yönergenin
yürürlüğe konulmasını sağlamış, bu çalışmalara paralel olarak ve yönerge
hükümleriyle uyum sağlamak için (15) üye ülkenin bankacılık mevzuatında,
bankaların özsermayesinin oluşumu, bankaların konsolide gözetim ve denetimi,
tasarruf mevduatlarının korunması, büyük krediler ile banka iştiraklerinin ve
organ kredilerinin tâbi olacağı esaslara ve sınırlamalara dair yeni
düzenlemeler yapılmıştır. AB üyesi olmayan İsviçre'deki, AB ülkelerinin
bankacılık sektöründeki bu düzenlemelere paralel olarak ve bunlarla uyum
sağlamak için 8 Kasım 1934 tarihli Bankalar ve Tasarruf Mevduatı Sandıkları Kanununda, 18 Mart 1994
tarihli, l Şubat 1995 tarihinde yürürlüğe giren Kanunla çok kapsamlı değişiklikler
yapılmıştır. AB ülkeleri ile İsviçre'de bankalar mevzuatında yapılan bu köklü
değişiklikler yanında, haksız mal edinme, malî piyasa aracıları tarafından
yapılan yolsuzluklarla mücadele için rüşvet ve yolsuzluk hukukunda, kara para
aklama mevzuatlarında ve ceza kanunları ile icra ve iflâs kanunlarında çok
ayrıntılı düzenlemeler yapılmış, tespit olunan yolsuzluklarla edinilen her
türlü mal, para, hak ve alacakların tümünün önce mahkemelerce konulan hukukî
tedbirler yoluyla elkonulmasına ve daha sonra yapılacak yargılama sonucunda, bunların
devlet hazinesine intikalinin hüküm altına alınmasına imkân veren yasal
düzenlemeler yapılmış ve yürürlüğe konulmuştur.
Avrupa ülkelerindeki
yolsuzluklarla mücadele kapsamında yürürlüğe konulan bu düzenlemelere paralel
olarak ve bunlara uyum sağlamak için ülkemizde yolsuzluklarla mücadele ve mal
bildirimine ilişkin 3628 sayılı Kanun, kara paranın önlenmesine ilişkin 4208
sayılı Kanun yürürlüğe konulmuş ve Ceza Kanununun rüşvet, irtikap ve zimmet
suçları ile ilgili yeni düzenlemeler yapılmış, ayrıca çıkar amaçlı suç
örgütleri aracılığı ile suç işleyen faillerin cezalandırılması için 30.7.1999
tarihli ve 4422 sayılı Kanun yürürlüğe konulmuştur. Bu yasal düzenlemelerin
dayanağını, hukuk devletinin yetkili organlarının; devlet malına el uzatanları,
devletten haksız kazanç sağlayanları cezalandıracak yani ekonomik ve malî terör
ve yolsuzluğu önleyecek yasaları yapmak ve uygulamak yükümlülükleri
oluşturmaktadır. Kısaca hukuk devletinin, toplumun her alanındaki rüşvet ve
yolsuzluklarla da mücadele etmek zorunda olduğu, aksine durumun hukuk devletine
olan güvenin kaybına yol açacağı düşüncesi esas ve temel teşkil etmiştir.
AB adayı olan ülkemizde
de, bankalarla ilgili olarak AB yönergelerine, IMF direktiflerine uyum sağlamak
için, ilk defa 25.4.1985 tarih ve 3182 sayılı Bankalar Kanununda, 18.6.1999
tarih ve 4389 sayılı Kanunla çok önemli değişiklikler yapılmış, daha sonra bu
Kanunda ülkemizde Kasım 2001 ve Şubat 2002 banka krizleri nedeniyle ortaya
çıkan ve kamuoyunda banka hortumlamaları ile bankaların içinin boşaltılması
olarak adlandırılan banka kaynaklarının usulsüz kullanılması eylemlerinden
doğan kamu zararlarının tazmini ve tahsili için, bu Kanunda; 17.12.1999 tarihli
ve 4491, 12.5.2001 tarihli ve 4672, 30.1.2002 tarihli ve 4743 sayılı ve en son
31.7.2003 tarihli ve 4969 sayılı kanunlarla önemli değişiklikler yapılmıştır.
Diğer yandan ülkemizde
tasarruf mevduatlarına tanınmış olan sınırsız mevduat garantisi nedeniyle,
belli başlı özel sektör gruplarından bazıları tarafından sırf kendi grup
şirketlerine para aktarmak ve sınırsız ve teminatsız kredi vermek için, özel
bankalar kurulmuş, bu bankaların hâkim ortakları ile yöneticileri, yaptıkları
gerçeğe uymayan reklamlarla mevduat sahiplerinin ilgi odağı haline gelmiş ve
kapı arkalarında yapılan yüksek faizlendirme anlaşmaları ile halkın
paralarının, mevduat olarak toplanması sağlanmış, bu paraların tümü banka
kaynakları olarak kendilerine, eş ve çocuklarına ve yakın akrabalarına, kendi
off-shore bankalarına, çoğunluğu sadece kâğıt üzerinde varlığı bulunan tabela
şirketi veya posta kutusu adresli grup şirketlerine, kredi, her türlü
taşınır ve taşınmaz mal edinmeleri için
aktarılmış, böylece bankaların kaynaklarının bankanın emin şekilde çalışmasını
tehlikeye düşürecek biçimde kullanıldığı tespit olunmuş, bu tespit üzerine, bu
bankalar hakkında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından, bu
bankaların Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devri veya bankacılık faaliyetini
yapma ve mevduat kabul etme izinlerinin kaldırılması ve iflâs yoluyla
tasfiyelerine karar verilmiştir.
Ülkemizde bankacılık
faaliyetlerini yürüten bankaların kabul ettikleri mevduat tutarları üzerinden
alınan primlerin toplanmasından oluşan, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun
kaynaklarının, Fona devredilen veya iflâs yoluyla tasfiyesine karar verilen
bankalardan alacaklı olan mevduat sahiplerinin, bu alacaklarını karşılamaktan
çok uzak olduğunun belirlenmesi üzerine, Fon kendisine yönetim ve denetimi
devredilen bankaların, bu alacak ve borçlarını kanuni halef olarak üstlenmiş,
ancak Fon kaynaklarının mevduat sahiplerinin alacak taleplerini karşılamakta
çok yetersiz olduğu anlaşılınca, Fon, nakit para temin etmesi için Devlet
Hazinesinden borçlanma senetleri verilerek, Merkez Bankası kaynaklarından
borçlanması sağlanmış, bu senetler teminat gösterilmek suretiyle Fonun
Hazineden ve piyasadan borç para alması yolu açılarak özellikle Fon Devlet
Hazinesine çok yüksek tutarlarda borçlanmıştır. Bu miktar yaklaşık
yirmibeşmilyar Amerikan Dolarına ulaşmıştır.
Fonun batık banka
alacaklarını tahsilde hukukî açıdan yetersiz kalması karşısında; özellikle
Fonun batık bankanın hâkim ortakları, yönetici ve diğer yakınları ve bunların
geçersiz muvazaalı işlemleri ile üçüncü kişilerin mülkiyetine ve kullanımına
geçirilen tüm mal ile hak ve alacaklarının daha emin, hızlı ve istikrarlı
takibini sağlamak amacıyla, Fonun bu alacaklarının tamamının Devlet Hazinesine
kanunla intikalinin sağlanması gerektiği, bu yönde yasal düzenleme yapılmasının
kaçınılmaz bir zaruret haline geldiği anlaşılmıştır.
Bütün bu sebeplerle, kanunen Hazineye intikal eden,
Fona devredilen batık banka alacaklarının dava, takibi ve tahsili için, sorumlu
banka sahip ve ortakları, yöneticileri ve yakınları, bunlarla muvazaalı ve
işbirliği içinde faaliyette bulunduğu açıkça belli olan üçüncü şahıslar
hakkında, kendilerine haksız ve hukukî dayanaktan yoksun olarak aktarılan banka
alacaklarıyla ilgili olarak Fon tarafından açılmış ve açılacak davalar ile
yapılacak cezaî ve hukukî takiplerde Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve
Muhakemat Genel Müdürlüğünü temsilen hazine avukatlarının görevlendirilmesi, bu
Tasarı hükümleriyle gerçekleştirilmek istenmiş ve Tasarıda bu yönde hüküm ve
gerekli düzenlemeler getirilmiştir.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde l. - Maddeyle,
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 286 ncı maddesine fıkra eklenerek, mahkemeye
sunulan bilirkişi raporunun maddî olgu ve fiilî gerçeklerle bağdaşmadığı
yönünde kuvvetli emare ve şüphelerin bulunduğu kanaatine ulaşıldığı takdirde,
bu bilirkişiler hakkında diğer kanunlardaki hukukî ve cezaî sorumluluklar saklı
kalmak şartıyla, 19.4.1990 tarihli ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması,
Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu hükümleri uyarınca işlem yapılmak
üzere dava dosyasının tasdikli bir örneğinin yetkili Cumhuriyet savcılığına
gönderilmesi öngörülmek suretiyle, kamuoyunda da yüksek sesle dile getirilen ve
rahatsızlık duyulan bilirkişi yolsuzluğu ve kirlenmesinin önüne geçilmesi
amaçlanmış, çözümü teknik ve ayrıntılı bilimsel inceleme ve bilgiyi gerektiren
konuların çözümünde yargılamaya yardımcı olan bilirkişi faaliyetlerinin maddî
olgu ve fiilî gerçeklere uygun olarak tarafsız ve objektif olarak yürütülmesi
teminat altına alınmıştır.
Madde 2. - Maddeyle, Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanununun 76 ncı maddesine fıkra eklenerek, mahkemeye
sunulan bilirkişi raporunun maddî olgu ve fiilî gerçeklerle bağdaşmadığı
yönünde kuvvetli emare ve şüphelerin bulunduğu kanaatine ulaşıldığı takdirde,
bu bilirkişiler hakkında diğer kanunlardaki hukukî ve cezaî sorumluluklar saklı
kalmak şartıyla, 19.4.1990 tarihli ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması,
Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu hükümleri uyarınca işlem yapılmak
üzere dava dosyasının tasdikli bir örneğinin yetkili Cumhuriyet savcılığına
gönderilmesi öngörülmek suretiyle, kamuoyunda da yüksek sesle dile getirilen ve
rahatsızlık duyulan bilirkişi yolsuzluğu ve kirlenmesinin önüne geçilmesi
amaçlanmış, çözümü teknik ve ayrıntılı bilimsel inceleme ve bilgiyi gerektiren
konuların çözümünde yargılamaya yardımcı olan bilirkişi faaliyetlerinin maddî
olgu ve fiilî gerçeklere uygun olarak tarafsız ve objektif olarak yürütülmesi
teminat altına alınmıştır.
Madde 3. - Maddeyle, 4353
sayılı Maliye Vekâleti Baş Hukuk Müşavirliğinin ve Muhakemat Umum Müdürlüğünün
Vazifelerine, Devlet Dâvalarının Takibi Usullerine ve Merkez ve Vilâyetler
Kadrolarında Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair Kanunun Baş Hukuk Müşavirliği
ve Muhakemat Genel Müdürlüğünün vazifelerinin sayıldığı 2 nci maddesine (G)
bendi eklenmiş, bu bent ile 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve
Yolsuzlukla Mücadele Kanununun 17 nci maddesinin birinci fıkrasındaki suçlarla
ilgili ceza davalarını ve bu Kanunun Bankalar Kanununda değişiklik getiren
hükümlerine göre Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu alacağı sayılan alacakların
kanunen Hazineye intikal ettirilmesi nedeniyle, bu alacaklarla ilgili dava,
takip, müdafaa ve tahsil etmek görevleri Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat
Genel Müdürlüğüne verilmiştir.
Madde 4. - Maddeyle,
gerek bu Kanunla verilen banka alacaklarının takibi ve savunulması ve gerekse
Devletin taraf olduğu bazı davaların hukukî, teknik kapsam açısından belli bir
birikim ve uygulama tecrübesini gerektirdiğinden bu tür davalara ilişkin olarak
ilgili bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararıyla, 4.1.2002 tarihli
ve 4734 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin (b) bendi hükmüne göre şartname
düzenlenmeksizin ve teminat aranmaksızın pazarlık usulüyle serbest avukatlardan
hizmet satın alınabilmesi imkânı getirilmek amacıyla bu durumu öngören ve bu
Kanunla değişen 4353 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinin birinci fıkrasına atıfta
bulunulmuştur.
Madde 5. - Maddeyle, 4353
sayılı Kanuna 26/a maddesi eklenerek 4389 sayılı Kanunun 15 inci maddesinden
sonra gelmek üzere Kanuna eklenen 15/a maddesi gereğince kanunen Hazineye
intikal ettirilen Fon alacaklarına ilişkin olarak Bankalar Kanunu hükümlerine
göre Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna tanınan dava, takip ve tahsile ilişkin
yetkileri kullanmaya ve tedbirleri talep etmeye Maliye Bakanlığı Baş Hukuk
Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğünün de yetkili olduğu öngörülmüştür.
Madde 6. - Maddenin
birinci ve ikinci fıkrasındaki düzenlemeyle, Maliye Bakanlığı Baş Hukuk
Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğünün çok önemli ve istisnai sebeplerle
ihtiyaç duyulan haller ile Devletin taraf olduğu milletlerarası yargı organları
ve milletlerarası tahkim yargılamasındaki davalarda Devleti ve genel bütçeye
dahil daireleri temsil ve savunmak üzere Türk ve yabancı uyruklu avukatlar veya
avukatlık ortaklıklarının sözleşmeli avukat olarak görevlendirilmesi, bu görevlendirmede
4734 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin (b) bendi hükmüne göre şartname
düzenlenmeksizin ve teminat alınmaksızın pazarlık usulüyle sözleşmeli serbest
avukat olarak görevlendirilmesi imkânı getirilmiştir.
Maddenin son fıkrasında
ise, Bankalar Kanunu hükümleri uyarınca Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu
tarafından takip edilen davalardan Hazineye intikal eden alacaklarla ilgili
olanlarında Fonun kadrolu ve sözleşmeli avukatlarının da görevlendirilebileceği
esası kabul edilerek onların bu konudaki bilgi ve tecrübelerinden
yararlanılması imkânı sağlanmıştır.
Madde 7. - Bankalar
Kanununun 14 üncü ve 15 inci maddelerinin hükümleri ve diğer hükümleri ile
temettü hariç ortaklık hakları ile yönetimleri ve denetimleri veya hisseleri
kısmen veya tamamen Fona intikal eden bankalar, tasfiyeleri Fon eliyle
yürütülen müflis bankalar ve iflâs idareleri , genel olarak her türlü vergi,
resim, harç ve diğer malî mükellefiyetlerden muaf ve istisna edilmişse de, bu
kurum ve kuruluşlara ait motorlu taşıtlar yönünden de 197 sayılı Motorlu
Taşıtlar Vergisi Kanunu kapsamına giren vergilerden istisna tutulmaları
amaçlanmıştır.
Madde 8. - Bankalar
Kanununun 14 üncü ve 15 inci maddelerinin hükümleri ve diğer hükümleri ile
temettü hariç ortaklık hakları ile yönetimleri ve denetimleri veya hisseleri
kısmen veya tamamen Fona intikal eden bankalar, tasfiyeleri Fon eliyle
yürütülen müflis bankalar ve iflâs idareleri, genel olarak her türlü vergi,
resim, harç ve diğer malî mükellefiyetlerden muaf ve istisna edilmişse de, bu
kurum ve kuruluşlara ait binalar yönünden de 1319 sayılı Emlak Vergisi
Kanunu kapsamına giren vergilerden
istisna ve muaf tutulmaları amaçlanmıştır.
Madde 9. - Bankalar
Kanununun 14 üncü ve 15 inci maddelerinin hükümleri ve diğer hükümleri ile
temettü hariç ortaklık hakları ile yönetimleri ve denetimleri veya hisseleri
kısmen veya tamamen Fona intikal eden bankalar, tasfiyeleri Fon eliyle
yürütülen müflis bankalar ve iflâs idareleri, genel olarak her türlü vergi,
resim, harç ve diğer malî mükellefiyetlerden muaf ve istisna edilmişse de, bu
kurum ve kuruluşlara ait araziler ve arsalar yönünden de 1319 sayılı Emlak
Vergisi Kanunu kapsamına giren vergilerden istisna ve muaf tutulmaları
amaçlanmıştır.
Madde 10. - Maddeyle,
Danıştay Onuncu Dairesinin görevleri ihtisaslaşma gözetilerek yeniden
belirlenmiştir. Bağımsız idarî otoritelerle ilgili, Bankalar Kanunu dahil diğer
özel kanunların uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar nedeniyle açılan davaların
niteliği, niceliği ve ülke ekonomisi bakımından önemi göz önüne alındığında
kısa sürede sonuçlandırılması gereği, münhasıran bu davaları çözümlemekle
görevli bir ihtisas dairesinin belirlenmesi ihtiyacını ortaya çıkarmış ve bu
tür uyuşmazlıkların Onuncu Dairede karara bağlanması yoluna gidilmiştir.
Madde 11. - Maddeyle,
Bankalar Kanunu hükümlerine göre temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve
denetimleri veya hisseleri kısmen veya tamamen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna
intikal eden bankalara, tasfiyeleri Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu eliyle
yürütülen müflis bankalara ve iflâs idarelerine ait mal ve hakların (müzayede
mahallerinde yapılan satışlar dahil) teslimi ve kiralanmasından Fonun malî
yapısını zayıflatmamak gayesiyle katma değer vergisi alınmaması esası
getirilmiştir.
Madde 12. - Maddeyle,
3628 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin birinci fıkrasında sayılan ve doğrudan
doğruya soruşturmayı gerektiren suçlara, Bankalar Kanununda yazılı suçlar da
dahil edilmiş ve bu suçların sanıkları hakkında 4483 sayılı Memurlar ve Diğer
Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanmayacağı
konusu açıkça belirtilmiştir.
Madde 13. - Maddeyle,
3628 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere
eklenen ikinci fıkra hükmü ile, haksız mal edinmeyle ilgili olarak yapılan
ihbar veya verilen takipsizlik kararı ve düzenlenen iddianamenin Cumhuriyet
başsavcılığınca Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel
Müdürlüğü ile varsa ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına bildirilmesi gerektiği,
bu işlemlerde hazine avukatının yazılı başvurması hâlinde Maliye Bakanlığının
başvuru tarihi ile birlikte müdahil sıfatını kazanacağı hükme bağlanmıştır.
Madde 14. - Maddeyle,
3628 sayılı Kanunun 20 nci maddesi değiştirilmekte, özel kanunlarında aksine
hüküm bulunsa bile ilgili gerçek veya tüzel kişiler veya kamu kurum ve
kuruluşlarına, anılan 3628 sayılı Kanuna göre takip, soruşturma ve kovuşturmaya
yetkili kişi, Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel
Müdürlüğü veya temsilcisi ve diğer mercilerce istenen bilgileri gecikmeksizin eksiksiz
vermek zorunluluğu getirilmekte, aksine davranan kişiler hakkında bir yıldan üç
yıla kadar hapis cezası öngörülmekte ve cezanın etkinliğini ve caydırıcılığını
sağlamak açısından bu cezanın, para cezasına veya tedbirlerden birine
çevrilemeyeceği ve ertelenemeyeceği hükme bağlanmaktadır.
Madde 15. - Maddeyle, son
zamanlarda kamuoyu tarafından da takip edilen ve kınanan ve hatta infiale yol
açan bankanın içinin boşaltılması (hortumlanması) olarak nitelendirilen
fiillerin karapara suçu kapsamına alınması öngörülmüştür. Bu çerçevede,
karapara suçlarının sayıldığı 4208 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin (a) bendine
(5) numaralı alt bentten sonra gelmek üzere (6) numaralı alt bent eklenerek
Bankalar Kanununun 22 nci maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkralarında belirtilen
suçlar 4208 sayılı Kanun kapsamına alınmıştır.
Ayrıca bu suçlar
kapsamına Sermaye Piyasası Kanununun 47 nci maddesinin (A) bendinin (1) ilâ (7)
numaralı alt bentlerindeki sermaye piyasası araçlarını etkileyebilecek, henüz
kamuya açıklanmamış bilgileri kendisine veya üçüncü kişilere menfaat sağlamak
amacıyla kullanarak sermaye piyasasında işlem yapanlar arasındaki fırsat
eşitliğini bozacak şekilde mameleki yarar sağlamak veya bir zararı bertaraf
etmek amacıyla işlenen fiiller ile yapay olarak sermaye piyasası araçlarının
arz ve talebini etkilemek aktif bir piyasanın varlığı izlenimini uyandırmak,
fiyatları aynı seviyede tutmak, artırmak veya azaltmak amacıyla alım satım
yapanların fiilleri ve sermaye piyasasının araçlarının değerini etkileyebilecek
yalan, yanlış, yanıltıcı mesnetsiz bilgi verme, haber yayma, yorum yapma veya
açıklamakla yükümlü olduğu bilgileri açıklamama fiilleri gibi aynı maddenin alt
bentlerinde sayılan diğer fiilleri işlemek suretiyle elde ettiği menfaatlerin
kara para hükmü sayılması hüküm altına alınmıştır.
Söz konusu maddeye
eklenen (8) numaralı alt bent ile, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen
veya Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından tasfiyeye tâbi tutulan iflâs ve
konkordatoda iflâs bürosu, iflâs idaresi veya bir alacaklının veya alacaklılar
toplanmasındaki mümessilinin reyini yahut konkordatoya muvafakatini kazanmak
için hususî bir yarar temin veya vaat etme sonucu iflâs ve konkordato
görevlileri ile alacaklılarının yukarıda belirtilen fiilleri sonucu elde ettikleri
menfaatler kara para kapsamına alınmıştır.
Madde 16. - Maddeyle,
karapara suçlarına ilişkin kovuşturmalar suçun niteliği, organize oluşu ve
uluslararası boyutu nedeniyle uzun zaman alabildiğinden, maddedeki zaman aşımı
"on" yıldan "onbeş" yıla çıkarmıştır.
Madde 17. - Maddeyle,
Bankalar Kanununun 9 uncu maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine
eklenen paragrafla, banka yönetici ve görevlileri ile ilgili mal bildiriminde
haksız mal edinme düzenlenmiş ve ispata ilişkin hükme yer verilmiştir.
Madde 18. - Maddeyle,
4389 sayılı Bankalar Kanununun 14 üncü maddesinin (5) numaralı fıkrasının (c)
bendinin birinci cümlesinden sonra gelmek üzere "borçlu tarafından
ödenmesi gereken tahsil harcı dahil her türlü vergi, resim, harç ve masraflar
Fon alacağından mahsup edilemez." cümlesi eklenmek suretiyle, her ne kadar
14 üncü maddede Fon her türlü vergi, resim ve harçtan muaf tutulmuş ise de,
uygulamada genel olarak Fon alacaklarının tahsili sırasında icra müdürlükleri
tarafından, borçluların ödemesi gereken tahsil harçları Fon alacağından mahsup
edilmekte ve bu icra işlemi her seferinde icra tetkik merciine şikâyet yoluyla
iadesi sağlanması mümkün olmakta, bu durum mahkemelerin gereksiz işgal edilmesi
ve gereksiz zaman kaybına ve masrafa yol açmaktadır. Uygulamadaki tereddütleri
gidermek için açık düzenleme getirilmiştir. Yine Bankalar Kanununun 14 üncü
maddesinin (5) numaralı fıkrasının (c) bendinin dördüncü cümlesinde yer alan
"her türlü ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz" ibaresi "her türlü
ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve tehir-i icra" şeklinde değiştirilmiş ve
bu suretle Fon tarafından talep edilen tehir-i icrada da teminat alınmaması
sağlanmıştır.
Bankalar Kanununun 14
üncü maddesinin (5) numaralı fıkrasının (d) bendinin ikinci paragrafında yer
alan hüküm ile tüm bankaların, Fonun ve müflis bankaların iflâs idarelerinin
açacağı hukuk ve iflâs davalarına bakmaya İstanbul (1) numaralı Asliye Ticaret
Mahkemesi görevlendirilmiş bulunmaktadır. Bilindiği üzere İstanbul İli
sınırları içinde görev yapan mahkemeler arasında açılmış bulunan ticarî
davaların büyük çoğunluğu İstanbul Ticaret Mahkemelerinde görülmektedir. Bu
davaların da hemen hemen tamamına yakınını, bankaların taraf olduğu davalar
teşkil etmektedir. Hâlen 10 ayrı asliye ticaret mahkemesi tarafından bakılan
davaların tek bir mahkemede toplanması İstanbul (1) numaralı Asliye Ticaret
Mahkemesinin iş yükünün olağanüstü artmasına neden olmuştur. Bu nedenle (2)
numaralı Asliye Ticaret Mahkemesinin de bu davalara bakması imkânı
getirilmektedir.
Ayrıca, temettü hariç
ortaklık hakları ile yönetim ve denetimleri veya hisseleri kısmen veya tamamen
Fona intikâl eden bankaların, tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen müflis
bankaların iflâs idarelerinin ve Fonun, yukarıda belirtilen işlemler nedeniyle
kendi aralarındaki ve/veya diğer gerçek ve tüzel kişilerle aralarındaki
işlemler nedeniyle düzenlenen sözleşmeler, belgeler ve sair kâğıtlar ile
bunların değiştirilmesi, yenilenmesi, uzatılması, devredilmesi ya da yeni bir
itfa plânına bağlanması, alacakların teminatlandırılması, teminatların devir
alınması, tarafların sulh ve/veya ibra olması ve/veya her ne nam altında olursa
olsun herhangi bir işleme tâbi tutulması nedeniyle düzenlenen kâğıtlar ve/veya
belgeler her türlü vergi, resim ve harçlar ile özel kanunları ile hükmolunan
malî yükümlülüklerden müstesna olduğu ve bu hükmün üçüncü kişiler yönünden,
Fonun ve/veya Fona intikâl eden bir bankanın ve/veya tasfiyeleri Fon eliyle
yürütülen müflis bankaların iflâs idarelerinin alacaklarının tahsili ile ilgili
işlemlere taraf olmaları hâlinde uygulanacağı hükme bağlanarak Fonun malî
yapısının zayıflatılmaması ve işlemlerine kolaylık getirilmesi amaçlanmıştır.
Madde 19. - Maddeyle, Fon
alacaklarının tahsili bakımından yarar görülen hâllerde, Fonun yönetim ve
denetimini devralacağı şirketler ile bu şirketlerin ortaklarının temettü hariç
ortaklık haklarının Fon tarafından devir alınması, yönetim ve denetim kurulu
üyeliklerine atanacak uzman eleman teminindeki güçlük nedeniyle, Fonun hareket
kabiliyetinin artırılmasını teminen şirket anasözleşmesinde belirlenen yönetim
ve denetim kurulu üye sayısı ile bağlı kalınmaksızın üye sayısını artırmak veya
eksiltmek suretiyle Fonun atama yapma konusunda yetkili kılınması, ayrıca daha
önce uygulamada doğan tereddütlerin giderilmesi, ikinci paragraf ile de Fon
tarafından atanan yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile bu yöneticiler
tarafından atanan genel müdür ve genel müdür yardımcısı gibi şirket
çalışanlarının şirketin Fona olan borçlarını ve/veya amme borçlarını ve/veya
Sosyal Sigortalar Kurumu borçlarını veyahut ve sair borçlarının ödemiş olmaktan
dolayı şahsî sorumluluklarına gidilmemesi, bu şirketlerin çoğunluğunun
sermayelerini kaybetmiş olması nedeniyle anılan yöneticilerin Türk Ticaret
Kanununun 324, İcra ve İflâs Kanununun 179, 277 ve 345/a maddeleri karşısında
sorumlu tutulmamaları, bu fıkra hükümlerinin Fon yararına uygulanması ve
yönetici temininde kolaylık sağlanması amaçlanmıştır.
Maddenin (7) numaralı
fıkrasının (b) bendine eklenen paragraflarla Fona intikal eden banka
kaynaklarını kullanan hâkim ortaklardan Fon alacaklarının tahsilinde geçmiş
dönemde yapılan muvazaalı işlemlerin ispatında mevzuat karşısında yetersiz
kalınması ve objektif delil tespitinin her zaman mümkün olması nedeniyle bu
muvazaalı işlemler Fona karşı geçersiz sayılmak ve aksinin ispatı karşı tarafa
yükletilmek suretiyle Fon alacağının tahsilinin hızlandırılması amaçlanmıştır.
Maddenin (9) numaralı
fıkrasının (c) bendinde yapılan değişikliklerle Fon tarafından devralınan
alacaklarla ilgili olarak devir sürecinin uzunluğu, icra dosyasının çokluğu,
kapanan bankalardan evrak temin edilmesi için geçen süre, mevcut durumun ve
yapılacak işlemlerin tespiti dikkate alındığında Bankalar Kanununun 15 inci
maddesini (9) numaralı fıkrasının (c) bendinde yer alan her türlü (zamanaşımı
ve hak düşürücü) sürenin Fona devirden (temlikten) itibaren 9 ay süre ile
duracağına dair hüküm, uygulamada beklenen faydayı sağlayamadığından bu
sürelerin Fon bakımından kesileceği ve işlemeyeceği hükmü getirilmektedir.
Genel olarak personel başına
düşen iş yoğunluğu nedeni ile ileride telafisi olanaksız hak kayıplarının
meydana gelmemesi için öncelikle hacizlerin ve takiplerin düşmemesini temin
etmek için değişiklikler yapılmıştır.
Maddenin (9) numaralı
fıkrasına eklenen (e) bendi ile, borçlular tarafından yapılan gereksiz
itirazlar ve şikâyetler ile takibin durmasının önlenmesi, alacağın tahsilinin
gecikmesi ve ihalenin yapılması ile birlikte dosya alacağına faiz işlemesinin
yasal olarak durması ve bundan yararlanmak isteyen borçlu ve diğer ilgililerin
gereksiz yere ihalenin feshi davası açmalarının önlenmesi ve böylece tahsilatın
hızlandırılması amaçlanmaktadır.
Maddeye (10) numaralı
fıkra eklenerek Fon alacaklarının tahsilini teminen açılan davalarda, Fon
alacaklarının genellikle teminatlı ve likit olmaması nedeniyle yargılamayı
gerektirmesi başlangıçta veya davanın devamı sırasında alınan tedbir kararları,
tedbir konulan malların devir ve temlikini önlerken dava konusu alacağın
teminatını oluşturmamaktadır. Ancak tedbir kararı ile korunan borçlu malları
üzerine yasal ya da muvazaalı işlemler ile üçüncü kişilerce konulan haciz ya da
rehinler, Fon lehine olan tedbirin hacze dönüştürülmesi sırasında öne geçmekte
ve Fon alacağı teminatsız kalmaktadır. Bu nedenle anılan (10) numaralı fıkra
maddeye eklenmiştir.
Madde 20. - Maddenin
birinci fıkrasında, yönetim ve denetimi Fona geçen ve bankacılık yapma izin ve
yetkileri Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu tarafından kaldırılarak
tasfiyeye tâbi tutulan bankaların yönetim ve denetimini doğrudan veya dolaylı
olarak elinde bulunduran ortaklarının kendi lehine kullandıkları her türlü
banka kaynakları ve her ne ad altında olursa olsun kendilerine ait yurt içi ve
yurt dışı şirket, finans kuruluşu, off-shore bankalara aktardıkları banka
kaynakları ile eşleri, çocukları ve evlâtlıkları ve bunların diğer kan ve kayın
hısımları adına açılmış krediler ile bunlara aktarılan her türlü kaynak
aktarımları veya bankaların hâkim ortaklarının kendilerine veya şirketleri ile iştiraklerine rayiç bedelin
altında ve muvazaalı yapılmış tüm devir ve temlikler, üçüncü kişilere yapılmış
her türlü taşınır ve taşınmaz rehni ve ipotek gibi sınırlı ayni haklar ve
bunlardan elde edilen nemalar, iştiraklerine ve bağlı şirketlerine aynı
bankanın el değiştiren ortaklarının birbirlerine verdiği krediler, bankaya
yüksek bedelle satılmış tüm mal, hisse ve hizmetler ve bunlardan elde edilen
nemalar, uzun süreli kiralama veya finansal kiralama yolu ile kendisine
aktarılan kaynak ve hizmetler, bankanın yönetim ve denetim döneminde yeterli
ticarî faaliyeti olmaksızın kaynak aktarımı amacıyla kurulmuş şirketlere
verilen krediler ile bunlara aktarılan kira ve hizmet bedellerindeki nemalar,
yurt dışı banka ve finans kuruluşları ile yapılan inançlı işlemler (fiduciary)
yolu ile aktarılan her türlü kaynaklar, bankalarının off-shore bankalarındaki
yargı kararları nedeniyle ödedikleri mevduatları, bankanın yönetim kurulu ve
kredi komitesi başkan ve üyeleri ile genel müdür, genel müdür yardımcıları,
imzaları bankayı ilzam eden memurları, müdürlerinin kendileri, eşleri ve
çocukları, evlâtlıkları ile bunların diğer kan ve kayın hısımlarına aktarılan
her türlü kaynakların tümü Hazine alacağı kabul edilmiş ve bu alacaklar başkaca
bir işleme gerek olmaksızın kanunen Hazineye intikal etmiş sayılacağı uygulamada
karşılaşılan olaylardan hareketle ve uygulamada tereddütlere mahal vermemek
için saymaca usulü tercih edilerek belirtilmiştir. Burada kanunî temlik söz
konusudur.
İkinci fıkrada ise,
Bankanın yönetim kurulu ve kredi komitesi başkan ve üyeleri ile genel müdür,
genel müdür yardımcıları, imzaları bankayı ilzam eden memurları ve şube
müdürleri ile yönetim ve denetimini doğrudan veya dolaylı olarak tek başına
veya birlikte elinde bulunduran ortaklarının kendileri, eşleri, çocukları ve
evlâtlıkları ve bunların diğer kan ve kayın hısımları ile yapılan veya
yapılacak olan yeniden yapılandırma anlaşmaları çerçevesinde Fon alacaklarının
da Hazine alacaklarından olduğu ve bu Hazine alacaklarına doğduğu tarih
itibarıyla Toptan Eşya Fiyat Endeksi (TEFE) oranlarında aylık gecikme faizi
uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Maddenin üçüncü
fıkrasında, bu alacakların Maliye Bakanlığı tarafından 8.1.1943 tarihli ve 4353
sayılı Maliye Vekâleti Baş Hukuk Müşavirliğinin ve Muhakemat Umum Müdürlüğünün
Vazifelerine, Devlet Dâvalarının Takibi Usullerine ve Merkez ve Vilâyetler
Kadrolarında Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair Kanun ve 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri ile Bankalar Kanununun özel
hükümleri uyarınca takip ve tahsil olunacağı hüküm altına alınmış ve Hazineye
intikal eden malların yönetimi hakkında kayyum atanması konusunda Maliye
Bakanlığına yetki verilmiştir.
Kanunen Hazineye intikal
eden Fon alacaklarına ilişkin olarak, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce Fon
tarafından açılmış davalar ile başlatılmış takiplerde Maliye Bakanlığının,
hazine avukatının yazılı başvuruda bulunması halinde başvuru tarihinde müdahil
sıfatını kazanacağı, bu dava ve takipler ile irtibatlı ve birleştirilme kararı
verilmiş davaların, Fon avukatları ile hazine avukatları tarafından birlikte
yürütüleceği, Hazine alacağı sayılmayan Fon alacaklarına ilişkin olarak açılmış
davalar ve yürütülen takiplerin Fon avukatları tarafından takip olunmasına
devam olunacağı dördüncü fıkrada düzenlenmiştir.
Maddede bir ilâ dördüncü
fıkrasında belirtilen hükümlerin borsadan hisse alan küçük pay sahibi ortakları
ile Türk Ticaret Kanunu ve özel kanunları hükümleri gereğince yüzde birin
altında zorunlu hisse alarak yönetimde ve denetimde görev alanlar hakkında
uygulanmayacağı belirtilerek küçük yatırımcı ile yasal zaruretle hareket
edenler korunmuştur.
Maddenin son fıkrasıyla
bu maddede belirtilen açılmış ve açılacak her türlü davalara adlî tatilde de
bakılması, bu davalarda bilirkişilerin resmî kurum ve kuruluşlarda görev yapanlar
arasından seçilmesi, duruşmalarda otuz günden fazla ara verilmemesi hüküm
altına alınarak bu davaların bir an önce bitirilmesi amaçlanmıştır.
Madde 21. - Türk hukuk
sisteminde şubelerin müstakil tüzel kişilikleri bulunmadığından, merkezden ayrı
olarak iflâsının talep edilmesi ve/veya tasfiyeye tâbi tutulması hukuken sorun
yaratmaktadır. Merkezden ayrı olarak toplu tasfiye yoluna gidilememesi ise,
alacaklı Türk vatandaşlarının alacaklarını tahsil için yurt dışındaki merkeze
başvurmak zorunda kalmalarını ve dolayısıyla mağdur olmalarına neden
olabilmektedir. Bu sebeple, maddeyle getirilen düzenleme ile, alacaklı Türk
vatandaşlarının haklarını korumak ve bu yönde gerekli tedbirleri almak
bakımından, yurt dışında kurulu bankaların Türkiye'de merkez ve şubelerinin,
yabancı bankanın unvanı altında iflâs ya da başka bir şekilde tasfiyeye tâbi
tutulmasına olanak sağlanması amaçlanmıştır.
Madde 22. - Maddede
yapılan değişiklikle Fon tarafından açılan şahsi iflâs davalarında, İcra ve
İflâs Kanununda doğrudan iflâsın çok sınırlı ve özel olarak düzenlendiği,
Bankalar Kanununun 17 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasında şahsi iflâsa
ilişkin hükümler içerisinde doğrudan iflâsa ilişkin bir hüküm bulunmadığından
şahsi iflâs konusunda uygulamada karşılaşılan zorlukların madde metnine
"doğrudan" kelimesi eklenmek suretiyle giderilmesi amaçlanmıştır.
Madde 23. - Bankalar
Kanununa 17/a maddesi eklenmek suretiyle, Fon ve Fona devredilen bankalar
tarafından Türk Ticaret Kanununun 341 inci maddesi uyarınca açılan davalarda
davanın kanıtlanması için gerekli kanunî defterler ile bu defterlerdeki
kayıtların dayanağı olan belgelerin davalıların eli mahsulü olması, bu defter
ve kayıtların usulüne uygun tutulmamış olması veya kayıt dışı işlemlerin
bulunması veyahut bazı kanıtların karartılmış olması gibi nedenlerle ve
mevzuata göre ispat yükünün davacıda olmasından dolayı iddianın davacıların
kusuru nedeniyle ispat edilememesi ve bunun sonuçlarından davalıların
yararlanıyor olması, oysa hiç kimsenin kendi kusurundan lehine sonuç çıkaramayacağına
ilişkin temel hukuk prensibi yanında, banka tüzel kişiliğine verilen zararın
boyutlarının fahiş derecede çok yüksek ve astronomik tutarlarda oluşu, ekonomik
ve malî açıdan zayıf durumda olan ve geçim sıkıntısı içerisinde bulunan mevduat
sahiplerinin" korunması açısından bu mevduat alacaklarının Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonu ve Hazine tarafından devralınması ile ekonomik ve malî
piyasalarda birer güven kurumu olan bankalara karşı bu güvenin korunmasında
üstün kamu çıkarlarının bulunması nedenleriyle, banka yöneticileri ile diğer
ilgili personeline karşı açılmış ve açılacak alacak ve tazminat davalarında,
ispat yükünün davalılara yüklenmesi hak ve adalet duygularına uygun düşecektir.
Türk Medenî Kanununun 6
ncı maddesindeki düzenlemede "Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça"
şartı ile taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını
ispatlamakla yükümlü olduğu, öngörülmüştür. Bu genel hüküm dahi, kanun
koyucunun davalarda ispat yükünün paylaştırılmasında, hal ve şartlara göre, bu yükün
davalıya da tahmil edilebileceğini, açıkça düzenlemektedir. Öte yandan, Borçlar
Kanununun 96 ncı maddesinin ikinci fıkrası hükmüne göre, sözleşmeden doğan
hukukî sorumluluk davalarında, borçlunun kusurlu olduğu esas kabul edilmiş ve
borçluya kusurunun bulunmadığına ilişkin kurtuluş beyyinesi getirmek suretiyle
tazminat ödemekten kurtulabileceği öngörülmüştür. Ayrıca Borçlar Kanununun 99
uncu maddesinin ikinci fıkrasına göre, Devletten alınan izin ile yürütülen
bankacılık faaliyetlerinde ve banka hissedarlığında, davalı borçluların hafif
kusurdan dahi hukukî sorumluluklarının mevcut olduğu kabul edildiğinden, banka
yöneticileri, denetçileri ve nitelikli ortakları hakkında açılan hukukî
sorumluluk davalarında, ispat yükünün ters çevrilmesi, hak ve adalet duygularının
ve üstün kamu çıkarlarının korunması açısından hukuken yerinde olacaktır.
Madde 24. - Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurulu kararlarına karşı açılan idarî davalar ilk derece
mahkemesi olarak Danıştayda görülmektedir. Madde ile, söz konusu davaların
kamuya etkileri göz önünde bulundurularak kısa sürede sonuçlandırılmasını
teminen, acele işlerden sayılması öngörülmektedir.
İdarî Yargılama Usulü
Kanununun 27 nci maddesinde, yürütmenin durdurulması kararlarının teminat
karşılığında verileceği, ancak, durumun gereklerine göre teminat
aranmayabileceği hükme bağlanmıştır. Teminat niteliği gereği aleyhine yürütmeyi
durdurma kararı verilen tarafın muhtemel zararlarını karşılamak amacıyla
öngörülmüş bir müessesedir. Bankalar Kanununun 14 üncü maddesi uyarınca
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu tarafından alınan kararlar sonucunda
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, Bankalar Kanununun kendisine verdiği yetkiye
istinaden sigorta kapsamında bulunan mevduat tutarını aşmamak ve hisselerinin
tamamına sahip olmak kaydıyla bankanın sermayesine tekabül eden zararını
devralmakta veya sigortaya tâbi mevduatı ödeyerek bankanın iflasını
istemektedir. Bu tür davalarda, teminat alınmadan yürütmenin durdurulması
kararı verilmesi halinde, hisse senetlerinin mülkiyeti Fona intikal eden
bankaya aktarılan kamu kaynaklarının geri alınması aşamasında zorluklarla
karşılaşılmakta, yürütmenin durdurulması kararı verilmesinden sonra Fon
tarafından bankaya kaynak aktarılması da söz konusu olamayacağından, zaten malî
bünyesi bozulmuş bulunan bankanın esas karar lehte olsa bile yeniden
yapılandırılması daha da güçleşmektedir. Bu nedenle söz konusu davalarda
yürütmeyi, durdurma kararı verilebilmesi için, ilgili bankanın yayımlanmış son
bilançosunda gösterilen ödenmiş sermaye miktarının yüzde otuzundan az olmamak
üzere teminat yatırılması öngörülmektedir.
Yapılan diğer bir
düzenleme ile de, söz konusu davalarda, yürütmenin durdurulması talebinin kabul
veya reddi kararına yapılan itirazların karara bağlanmasından önce duruşma
yapılabilmesine imkân sağlanmaktadır.
Madde 25. - Banka
çalışanlarının çok cüzi tutardaki suiistimalleri bile cezaî hükmü
gerektirirken, kamu kaynaklarının doğrudan ve/veya dolaylı olarak kullanmak
suretiyle ülkeyi katrilyonlarca liralık zarara uğratan banka eski hâkim
ortakları hakkında cezaî hükümler bulunmaması, kamu vicdanını sızlatıcı
mahiyette olup aynı zamanda eşitliğe de aykırıdır. Önerilen bu hükümle, Fon
alacaklarının tahsili bakımından çok büyük yarar ve kolaylıklar sağlanacağı
gibi kamu vicdanı da rahatlatılmış olacaktır.
Bankalar Kanununun 22 nci
maddesinin (3) numaralı fıkrasından sonra gelmek üzere (4) numaralı fıkra
eklenmek suretiyle, hukuken veya fiilen bir bankanın yönetim ve denetimini
doğrudan veya dolaylı olarak tek başına veya birlikte elinde bulunduran
ortakların, banka kaynaklarını bankanın emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye
düşürecek şekilde doğrudan veya dolaylı olarak kendileri veya başkalarının
menfaatlerine kullandıkları veya bankayı her ne surette olursa olsun zarara
uğrattıkları takdirde fiilleri ayrıca başka bir suç oluştursa bile failler
hakkında on yıldan yirmi yıla kadar ağır hapis ve yirmimilyar liradan
seksenmilyar liraya kadar ağır para cezasına hükmolunacağı, ayrıca meydana
gelen zararın müteselsilen ödenmesine mahkemece karar verileceği hüküm altına
alınmıştır.
Öte yandan zararın
kovuşturma yapılmadan önce tamamıyla ödenmesi halinde cezanın üçte ikisi, ödeme
hükümden önce gerçekleştirilmiş ise üçte bir oranında indirileceği düzenlenmiş,
zararın miktarına göre, 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 522 nci maddesi
hükümlerinin uygulanması sağlanmıştır.
Madde 26. - Maddede
bankacılık suçlarının organize oluşu, kapsamlı, titiz ve süratli araştırma ve
soruşturmayı gerektirmesi ve bu suçlarla etkili mücadele edebilmeyi sağlamak
açısından düzenlemeler getirilmektedir.
Bankalar Kanununun bu
Kanunda belirtilen suçlardan dolayı kovuşturma usulünü ve para cezalarının
tahsilini düzenleyen 24 üncü maddesinin (1) ilâ (4) numaralı fıkraları
değiştirilmek suretiyle, bu suçlardan dolayı yürütülecek soruşturmalarda
suçların boyutu, organize oluşu ve soruşturmanın sağlıklı ve çabuk
yürütülmesini sağlamak amacıyla hükümler getirilmiş olup, Kurumun müdahilliği
düzenlenmiş, ayrıca bu suçların soruşturma ve kovuşturmalarında, 30.7.1999
tarihli ve 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanununun 2 ilâ
10 uncu maddelerinin de uygulanacağı hükmü getirilmiştir.
Bu tür suçlara bakan
mahkemelerde ihtisaslaşmayı sağlamak amacıyla ilgili bankanın bulunduğu ilin
adıyla anılan "l numaralı Ağır Ceza Mahkemelerinde" suçlara ilişkin
davaların görülmesi öngörülmüş ve gerekli görülen yerlerde Adalet Bakanlığının
teklifi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca bu tür suçlara bakmak
üzere o yerlerdeki diğer ağır ceza mahkemelerinin de görevlendirilebileceği
veya yeni ağır ceza mahkemelerinin kurulabileceği düzenlemesine yer
verilmiştir.
Öte yandan bu tür
suçlarla mücadeleyi etkin kılmak amacıyla hazırlık soruşturmasına ilişkin
hükümler getirilmiştir.
Ayrıca anılan maddenin
(6) numaralı fıkrasında yapılan değişikliklerle, Bankalar Kanununun 24 üncü
maddesinin (6) numaralı fıkrasında Bakan, Fon veya Kurum tarafından atanan
yönetim kurulu ve denetleme kurulu üyeleri aleyhine görevlerinin ifası
sebebiyle açılan ve açılacak davaların Fon aleyhine açılmış sayılacağı hükmü
yer almakta bu hükmün açık olmaması üzerine bu yöneticilere dava açılmaya devam
edilmiş olması nedeniyle uygulamada oluşan tereddütleri gidermek ve Fonun
atadığı yöneticilere karşı güven tesis edilmesi amacıyla açılacak davaların
doğrudan Fon aleyhine açılması hükmü getirilmiştir.
Madde 27. - Bankalar
Kanununa eklenen ek l inci maddede; Bankalar Kanununun 14 üncü maddesi uyarınca
bankacılık işlemi yapmak ve mevduat kabul etme izni kaldırılan bankalarda
bulunan ve doğruluğu hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde kanıtlanan tasarruf
mevduatı niteliğini haiz hesapların Hazine Müsteşarlığı ve Fonun müşterek
önerisi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek esas ve usullere göre
Fon tarafından ödeneceği hüküm altına alınmış, böylece sahte ve gerçeğe aykırı
şekilde oluşturulan belgelere dayalı olarak haksız olarak Fondan para
alınmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır.
Bir diğer düzenleme
olarak, 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu ile 4389 sayılı
Bankalar Kanunu uyarınca banka tarafından yetkili mercilere beyan edilen
sigortaya tâbi tasarruf mevduatı tutarı ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu
tarafından tespit edilen tasarruf mevduatı tutarı arasında bir fark bulunması
halinde, bu fark nispetinde kimlere ve hangi tür mal ve hak alacaklara tedbir
konulacağı belirtilmiş, bu tedbirin kapsamı talep edilecek mercii
düzenlenmiştir. Ayrıca burada belirtilen hükümlerin hazine avukatı tarafından
da talep edilebilmesi ve hangi tür taleplerin istenebileceği düzenlenmiş; tüm
bu mal, hak ve alacaklara ilişkin olarak açılacak veya açılmış davalarda bu
kişiler Türk Medenî Kanununun 3 üncü maddesindeki iyiniyet karinesi ile 985
inci maddesindeki mülkiyet karinesinden ve tüm resmî sicillere iyiniyetli güven
ilkesinden yararlanamayacakları, iyiniyetle edinmiş olduklarını ispatladıkları
takdirde, yaptıkları ödemelerin muvazaalı olmayan rayiç değer olduğunu
belgelendirmek şartıyla ödediklerinin aslî sorumluların mal varlığı ve diğer
değerlerinden bu kişilere geri verilmesine mahkemece karar verileceği düzenlenmiş
olup, bu hükümler boşanmış ve dul eşler bakımından bankanın Tasarruf Mevduatı
Sigorta Fonuna devrinden önceki iki yıl içindeki edinimlerine uygulanacağı
belirtilmiştir.
Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten önce gerçekleştirilen fiiller nedeniyle, bu madde hükümlerine
göre Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından ödeme yapılmasına veya yapılacak
olmasına sebebiyet veren kişiler ile bunların eş ve çocuklarına ait her türlü
mal, hak ve alacaklar hakkında da bu madde hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştür.
Ayrıca, bankacılık
işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan bir banka nezdinde
tasarruf mevduatı hesabı bulunmamasına rağmen sahte olarak düzenlediği belgeler
veya sahte olduğunu bildiği belgeleri ibraz ederek veya ettirerek, kendisine
veya bir başkasına ödeme yapılmasını talep eden kişilere, fiilleri daha ağır
cezayı gerektirmediği takdirde, dört seneden sekiz seneye kadar ağır hapis
cezası verileceği, kendilerine veya gösterdikleri yahut hak sahibi kıldıkları
kişilere ödeme yapıldıktan sonra bu fiilleri işledikleri ortaya çıkan kişilere,
bu cezanın yanı sıra ödenen tutarın on katı kadar ağır para cezası verilmesi
öngörülmüş ve bu kişiler hakkında yukarıda belirtilen hükümlerin uygulanması
hüküm altına alınmıştır.
Bankalar Kanununa eklenen
ek 2 nci maddede; batık bankalarla ilgili hâkim ortaklar ve yöneticilerin ve
bunların yakınlarının muvazaalı sözleşmelerine ilişkin geçersizlik öngörülmekte
ve iyiniyetli sözleşmenin taraflarının bu durumu ispatlamaları ve ayrıca
sözleşme bedelini ödediklerini belgelemeleri aranmaktadır.
Bankalar Kanununa eklenen
ek 3 üncü maddeyle, Bankalar Kanunundan kaynaklanan banka, Fon ve Hazine
alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi yirmi yıla
çıkarılmakta, Hazine alacakları bakımından bu sürenin başlangıcının Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonu tarafından ödeme yapılmasına veya yapılacak olmasına
sebebiyet veren kişilerin fiillerinin gerçekleştiği tarihten itibaren
başlayacağı hüküm altına alınmaktadır.
Bankalar Kanununa eklenen
ek 4 üncü madde gereğince, Hazine alacağı sayılan alacakların dava ve takibine
ilişkin olarak Maliye Bakanlığınca; bu alacaklarla ilgili inceleme, araştırma,
tespit, hukukî takip ve tahsile ilişkin işlerde görevlendirilecek denetim
elemanları ile hukuk müşavirleri, muhakemat müdürleri, müşavir hazine
avukatları ve hazine avukatlarından ve gerekirse genel ve katma bütçeli
daireler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarından da eleman temin edilmek
suretiyle oluşan özel takip ve tahsil çalışma grupları oluşturulabileceği öngörülerek,
bu dava, takip ve tahsillerde ihtisaslaşma ve etkin çalışmanın sağlanması
amaçlanmıştır.
Bankalar Kanununa eklenen
ek 5 inci maddeyle, kamu bankalarında (tasfiye edilen Emlak Bankası A.O. dahil)
ve sermayesinin yarıdan fazlası kamu kurum ve kuruluşlarına ait olan ya da
hisselerinin çoğunluğu üzerinde bu kurum ve kuruluşların idare ve temsil
yetkisi bulunan ve özel kanunla kurulmuş bankalardan bankacılık teamüllerine
göre teminatlı ve/veya yetersiz teminatlı kredi kullanıp da vadesi geçtiği
halde henüz ödenmemiş, süresi uzatılmamış veya yeniden yapılandırılmamış
kredileri kullananlar için Fon alacaklarına ilişkin tedbir, takip ve tahsil
hükümlerinin bankalarınca uygulanacağı öngörülmek suretiyle, bu alacakların
takibinde de Fona tanınan olanaklardan yararlanılması sağlanmıştır.
Madde 28. - Maddeyle, bu
Kanunun 19, 20 ve 23 üncü maddeleri ile 27 nci maddesiyle 4389 sayılı Kanuna
eklenen ek l, ek 2 ve ek 5 inci maddelerinde yapılan düzenlemelerle ilgili
olarak 31.7.2003 tarihli ve 4969 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinin (4)
numaralı fıkrası hükmünün uygulanacağı öngörülerek, Kanunun yürürlüğünden önce
gerçekleştirilen fiiller nedeniyle de söz konusu maddelerdeki düzenlemelerin
uygulanması amaçlanmıştır.
Geçici Madde l. - Bu
Kanunun yayımı tarihinden üç ay sonra bu Kanunun 20 nci maddesiyle Bankalar
Kanununa eklenen 15/a maddesinde ve 27 nci maddesiyle Bankalar Kanununa eklenen
ek l ve ek 2 nci maddelerde belirtilen geçersiz sözleşmeler kapsamındaki tüm
taşınır ve taşınmazlara, her türlü hak ve alacaklara ilişkin kullanma ve
yararlanmaya devam edildiğinin tespiti hâlinde, bu malların anılan maddelerde
sayılan kişilerin kendi malları sayılacağı, geçersiz sayılan sözleşme hükümleri
gereğince üçüncü kişilerin elinde bulunan, bu maddede belirtilen her türlü mal,
hak ve alacakların, lisans, marka ve ruhsat haklarının, Fon veya Hazineye
devrine mahkemece ayrıca karar verileceği hükme bağlanarak, söz konusu mal, hak
ve alacaklar ve lisans, marka ve ruhsat haklarına dair muvazaalı işlerin önüne
geçilmesi amaçlanmış ve maddede öngörülen üç aylık geçiş süresi içerisinde
iyiniyetli kişilerin hak zayiine uğramamaları amaçlanmıştır.
Geçici Madde 2. - Bu
Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte Fonun taraf olduğu yeniden yapılandırma
anlaşmalarında, Fonun yerine Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığının taraf
sıfatını kazanacağı, bu yeniden yapılandırma anlaşmaları ile ilgili Fona ait
yetkilerin, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun ilişkili olduğu Devlet
Bakanı, Hazineden sorumlu Devlet Bakanı ve Maliye Bakanının müştereken
belirleyeceği beş kişiden oluşan geçici komisyon tarafından kullanılacağı
öngörülmek suretiyle kamuoyunda da batık banka patronlarının ekonomik ve sosyal
yönden kayıpları olmayacak şekilde yaşamlarını devam ettirmelerine ilişkin
yakınmalar dikkate alınarak, söz konusu yeniden yapılandırma anlaşmalarından
tahsil imkân ve kolaylığı getirmeyen hatta bir hakkın kötüye kullanılmasını
teşkil eden yeniden yapılandırma anlaşmalarının varlığı halinde bunların gözden
geçirilmesi olanağı getirilmektedir.
Geçici Madde 3. - Bu
Kanunun 26 ncı maddesiyle 4389 sayılı Bankalar Kanununun 24 üncü maddesinde
yapılan değişiklikler, halen soruşturma, kovuşturma veya infazı devam edenler
hakkında da uygulanacağı hükmüne yer verilmiştir.
Geçici Madde 4. - Bu
Kanunun 15, 20 ve 25 inci maddelerinde sayılan ceza ve hukuk davalarını
kovuşturan, soruşturan ve yürüten Cumhuriyet savcıları ile bu davalara bakan
hâkimlerin, görevleri süresince disiplin nedenleri hariç meşru mazeretleri ve
istemleri olmadıkça üç yıl süre ile başka bir yere veya göreve atanamayacakları
ve görev süresi dolanların tekrar bu göreve atanabilecekleri öngörülmek
suretiyle ihtisaslaşma amaçlanmıştır.
Madde 29. - Yürürlük
maddesidir.
Madde 30. - Yürütme
maddesidir.
Adalet Komisyonu Raporu
|
|
Türkiye Büyük Millet
Meclisi |
|
|
|
Adalet Komisyonu |
5.12.2003 |
|
|
Esas No. : 1/693, 2/181 |
|
|
|
Karar No. : 41 |
|
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Başkanlığınız tarafından 30.10.2003
tarihinde tali komisyon olarak Plan ve Bütçe Komisyonuna, esas komisyon olarak da
Komisyonumuza havale edilmiş olan "Bankalar Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ile Trabzon Milletvekili Asım
Aykan'ın; Bankalar Kanununa Bir Fıkra Eklenmesine Dair Kanun Teklifi"
birleştirilerek ve Tasarı esas alınarak Komisyonumuzun 13.11.2003 tarihli 31,
20.11.2003 tarihli 32 ve 4.12.2003 tarihli 33 üncü toplantılarında, Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Mehmet Ali Şahin, Adalet Bakanı Sayın Cemil
Çiçek ve Devlet Bakanı Sayın Ali Babacan'ın ve Başbakanlık, Adalet ve Maliye
Bakanlıkları, Devlet Denetleme Kurulu Başkanlığı, T.C. Merkez Bankası
Başkanlığı, Kamu Bankaları Yönetim Kurulu Başkanlığı, Türkiye Bankalar Birliği
Başkanlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanlığı ile Ankara
Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden bir öğretim üyesinin ve teklif
sahibinin de katılmalarıyla incelenip görüşülmüş, Tasarı üzerindeki kabul, ek
ve değişiklikler sırasıyla aşağıda açıklanmıştır.
Tasarının 1, 2 ve 3 üncü maddeleri aynen
kabul edilmiştir.
Tasarıya, Hazine alacaklarına ilişkin
davaları takiple görevlendirilen hazine avukatlarının motivasyonlarının
artırılması, malî durumlarının iyileştirilmesi ve inisiyatif kullanmalarının
artırılması amacıyla 8/1/1943 tarihli 4353 sayılı Kanunun İkinci Bölümünün başlığını
"Tayin, terfi, mezuniyet ve özlük" şeklinde değiştiren ve 27/6/1951
tarihli 5797 sayılı Kanunun 2 nci maddesi ile mülga 13 üncü maddesini yeniden
düzenleyen çerçeve 4 üncü madde ilave edilmiştir.
4353 sayılı Kanunun 20 nci maddesine göre,
Hazine avukatlarının sadece yurt düzeyindeki davaları temsil, takip ve
savunmasına ilişkin yetkileri bulunduğundan, bu yetkinin yurt dışındaki tahkim
davalarının takip ve savunmasında da kullanılmasını sağlamak amacıyla Tasarıya,
çerçeve 5 inci madde ilave edilmiştir.
İdarî davalarda temsil yetkisi ilgili
idarenin hukuk müşavirleri ve daire amirlerine ait olup, sadece Hazineyi
ilgilendiren parasal konularda Hazine avukatının temsil yetkisi bulunmaktadır.
Bu nedenle ilgili idarelere idarî davalarda ihtisas gerekmesi nedeniyle ihtiyaç
duyulan ve savunma sıkıntısına düşebileceği hallerde, serbest avukatlar veya
avukatlık ortaklıklarından hizmet satın alınabilmesi imkânı getirmek amacıyla
Tasarının 4 üncü maddesi yeniden düzenlenmiş ve 6 ncı madde olarak kabul edilmiştir.
Tasarının 5 inci maddesi, Fon Kurulu
kurulduğundan Maliye Bakanlığına ilişkin düzenlemeye gerek kalmaması nedeniyle
Tasarı metninden çıkarılmıştır.
Adlî yargı, ceza ve icra işlerinde genel
bütçeye dahil dairelerle özel kanunlarda temsil yetkisi tanınan hallerde temsil
yetkisi Hazine avukatlarına ait bulunmaktadır. Yurt içindeki davalarda ihtisas
gerektiren ve ihtiyaç duyulan hallerde serbest avukatlardan veya avukatlık
ortaklıklarından, yurt dışında ise milletlerarası yargı organlarında Devletin taraf
olduğu davalar ile milletlerarası tahkim yoluyla çözümlenmesi öngörülen
uyuşmazlıklarla ilgili davalarda, Türk ve yabancı uyruklu avukatlardan ya da
avukatlık ortaklıklarından doğrudan hizmet satın alma imkânı sağlamak amacıyla,
Tasarının 6 ncı maddesinde değişiklik yapılmış, yetkiler Fon Kuruluna
devredildiğinden maddenin üçüncü fıkrası metinden çıkarılmış ve 7 nci madde
olarak kabul edilmiştir.
Tasarıya Harcırah Kanununda yapılan
değişiklik sonucu Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşaviri ve Muhakemat Genel
Müdürü, hukuk müşaviri, muhakemat müdürleri, müşavir Hazine avukatları ve
Hazine avukatlarının merkezden ve muhakemat müdürlüklerinden teşkilatı temsil
ve teftiş görevlerine ilişkin görevli oldukları günler için diğer denetim
görevlileri ile eşitlik sağlanması amacıyla harcırah ödenmesini öngören, ayrıca
sigorta denetleme uzman ve yardımcıları ile muhasebe denetleme, vergi
denetmeni, millî emlak denetmeni ve bunların yardımcılarını da Harcırah
Kanununun 33 üncü maddesine dahil eden 8 inci madde ilave edilmiştir.
Tasarının 7 nci maddesi 9 uncu madde
olarak aynen kabul edilmiştir.
Tasarıya, Kamu avukatlarının görev, şevk
ve motivasyonunu artırmak amacıyla vekalet ücretlerinin limitlerini yükselten
10 uncu madde ilave edilmiştir.
Tasarının 8 inci maddesi 11, 9 uncu
maddesi 12, 10 uncu maddesi 13, 11 inci maddesi 14 üncü madde olarak aynen
kabul edilmiştir.
Tasarıya, ilgili kanunlarında değişiklik
yapılıncaya kadar en az dört yıl süreli yükseköğretim veren fakülte ve
yüksekokulları bitirmiş, Türkiye düzeyinde görevli ve yetkili olan
ve kadrolarının bulunduğu
kurumlar dışında diğer kamu kurumlarında da çeşitli kanunlar uyarınca Başbakan
veya bakan veya müsteşar adına teftiş,
denetim veya inceleme (vergi incelemesi
dahil) yetkisine sahip denetim elemanlarından kazanılmış hak aylıkları birinci
derecede bulunanlara birinci sınıfa ayrılmış sayılan Sayıştay meslek
mensuplarına uygulanmakta olan ek gösterge uygulanmasını sağlayarak, malî
durumlarının iyileştirilmesi ve inisiyatif kullanmalarının arttırılması amacıyla
27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye geçici 8 inci madde
eklenmesini öngören 15 inci madde ilave edilmiştir. Bu ilaveye paralel olarak
Tasarının adı, "Bankalar Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde
Kararnamede Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı" olarak
değiştirilmiştir.
Tasarının 12 nci maddesi 16, 13 üncü
maddesi 17 nci madde olarak aynen kabul edilmiştir.
Tasarının 14 üncü maddesinde yapılan
değişiklikle yetkili mercilerin, bu Kanunda yer alan yetkili merciler olduğu
hususuna açıklık getirilmiş ve uygulamada sıkıntılara ve gecikmelere yol
açmamak için "makul sürede" ibaresi eklenerek 18 inci madde olarak
kabul edilmiştir.
Tasarının 15 inci maddesinin (6) numaralı
bendinde yer alan "(3) ve" ibaresinin Bankalar Kanununun 22 nci
maddesinin (3) numaralı fıkrasındaki suçlar bankanın para veya sair
varlıklarına ilişkin olup; bu suçların karapara kapsamına alınması halinde
elkoyma ve müsadere durumunda bankanın zararı ortada kalacağından bu suçların
karapara kapsamına alınmasının uygun olmayacağı düşünülerek metinden çıkarılmış
ve 19 uncu madde olarak kabul edilmiştir.
Tasarının 16 ncı maddesi 20 nci madde
olarak aynen kabul edilmiştir.
Tasarıya, Kurul Başkanının da yaptığı
görev gereği ve temininde güçlük çekilen meslekler grubundan olması nedeniyle
aylık ücretini iyileştirmek amacıyla, 4389 sayılı Kanununun 6 ncı maddesinin
(2) numaralı fıkrasının (a) bendinde yer alan "Kurul" ibaresinden
sonra gelmek üzere "Başkanı ve" ibaresi eklenmek suretiyle Kurul
Başkanını da maddeye dahil eden 21 inci madde ilave edilmiştir.
Tasarının 17 nci maddesi 22, 18 inci
maddesi 23 üncü madde olarak aynen kabul edilmiştir.
Tasarının 19 uncu maddesinde, Fonun daha
etkin bir şekilde yönetilmesi ve Hazine avukatlarının Fon bünyesinde
görevlendirilmesi suretiyle Fon alacaklarının tahsilatının hızlandırılmasını,
öte yandan bu çalışmaları hakkında kamu oyunun dönem dönem bilgilendirilmesini
sağlamak, Fon alacaklarının tahsili bakımından yarar görülen hâllerde, Fonun
yönetim ve denetimini devralacağı şirketler ile bu şirketlerin ortaklarının
temettü hariç ortaklık haklarının Fon tarafından devir alınması, yönetim ve
denetim kurulu üyeliklerine atanacak uzman eleman teminindeki güçlük nedeniyle,
Fonun hareket kabiliyetinin artırılmasını teminen şirket anasözleşmesinde belirlenen yönetim ve denetim
kurulu üye sayısı ile bağlı kalınmaksızın üye sayısını artırmak veya eksiltmek
suretiyle Fonun atama yapma konusunda yetkili kılınması ile Fon hukukunun
korunmasını sağlamak amacıyla değişiklik yapılmış, ayrıca, toptan eşya fiyat
endeksi (TEFE) oranında aylık gecikme faizi reel anlamda kayba neden
olacağından madde metninden çıkarılmıştır.
Fon alacaklarının tahsilini teminen açılan
davalarda, Fon alacaklarının genellikle teminatlı ve likit olmaması nedeniyle
yargılamayı gerektirmesi başlangıçta veya davanın devamı sırasında alınan
tedbir kararları, tedbir konulan malların devir ve temlikini önlerken dava
konusu alacağın teminatını oluşturmamaktadır. Ancak tedbir kararı ile korunan
borçlu malları üzerine yasal ya da muvazaalı işlemler ile üçüncü kişilerce
konulan haciz ya da rehinler, Fon lehine olan tedbirin hacze dönüştürülmesi
sırasında öne geçmekte ve Fon alacağı teminatsız kalmaktadır. Bu nedenle
maddeye (10) numaralı fıkra eklenmiştir. Bu arada bankanın Fona devrinden önce
diğer bankalar lehine tesis edilmiş ve muvazaalı bulunmadığı ilgili tarafından
ispat edilmiş sınırlı aynî haklara istisna getirilerek bankacılık sistemi
korunmaya çalışılmıştır.
Öte yandan, şirketlerin hisselerinin veya
aktiflerinin satışında Fonun devraldığı hisse oranında satış öngörülerek diğer
hissedarların durumu korunmak suretiyle şirketin faaliyetinin durdurulması
amaçlanmıştır.
Tahsilatın hızlandırılmasını ve bu
takipteki görevlilerin seri davranmalarını sağlamak amacıyla sürelerin
işlememesine dair dokuz aylık süre, üç aya indirilmiş ve 24 üncü madde olarak
kabul edilmiştir.
Tasarının 20 nci maddesinde yapılan
değişikliklerle; yönetim ve denetimi Fona geçen ve/veya bankacılık yapma ve
mevduat kabul etme izin ve yetkileri ilgili bakan,Bakanlar Kurulu veya Kurul
tarafından kaldırılarak tasfiyeye tâbi tutulan veya tasfiye işlemi başlatılan
bankaların yönetim ve denetimini doğrudan veya dolaylı olarak elinde bankacılık
yapma izin ve yetkileri Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu tarafından
kaldırılarak tasfiyeye tâbi tutulan bankaların yönetim ve denetimini doğrudan
veya dolaylı olarak elinde bulunduran ortaklarının kendi lehine kullandıkları
her türlü banka kaynakları ve her ne ad altında olursa olsun kendilerine ait
yurt içi ve yurt dışı şirket, finans kuruluşu, off-shore bankalara aktardıkları banka kaynakları ile eşleri,
çocukları ve evlâtlıkları ve bunların diğer kan ve kayın hısımları adına açılmış krediler ile bunlara
aktarılan her türlü kaynak aktarımları veya bankaların hâkim ortaklarının
kendilerine veya şirketleri ile iştiraklerine rayiç bedelin altında ve
muvazaalı yapılmış tüm devir ve
temlikler ve bunlardan elde edilen nemalar, bankaya ve grup şirketlerine
yüksek bedelle satılmış tüm mal, hisse ve hizmetler ve bunlardan elde edilen
nemalar,uzun süreli kiralama veya finansal kiralama yolu ile kendisine
aktarılan kaynak ve hizmetler, bankanın yönetim ve denetim döneminde yeterli
ticarî faaliyeti olmaksızın kaynak aktarımı amacıyla kurulmuş şirketlere
verilen krediler ile bunlara aktarılan kira ve hizmet bedellerindeki nemalar,
yurt dışı banka ve finans kuruluşları ile yapılan inançlı işlemler (fiduciary)
yolu ile aktarılan her türlü kaynaklar, bankalarının off-shore bankalarındaki
yargı kararları nedeniyle ödedikleri mevduatları ve off-shore bankaların bankaya izinli veya izinsiz
aktardığı off-shore mevduatlar,
bankanın yönetim kurulu ve kredi komitesi başkan ve üyeleri ile genel
müdür, genel müdür yardımcıları, imzaları bankayı ilzam eden memurları,
müdürlerinin kendileri, eşleri ve çocukları, evlâtlıkları ile bunların diğer
kan ve
kayın hısımlarına karşılıksız ve değerinin üzerinde
aktarılan her türlü kaynakların tümü Hazine alacağı ve
off-shore bankaların bankaya izinli
veya izinsiz aktardığı off-shore mevduatlar,
bankanın yönetim kurulu ve kredi komitesi başkan ve üyeleri ile genel
müdür, genel müdür yardımcıları, imzaları bankayı ilzam eden
memurları,müdürlerinin kendileri, eşleri ve çocukları, evlâtlıkları ile
bunların diğer kan ve kayın hısımlarına karşılıksız ve değerinin üzerinde
aktarılan her türlü kaynakların tümü Hazine alacağı kabul edilmiş ve bu
alacaklar başkaca bir işleme gerek olmaksızın kanunen Hazineye intikal etmiş
sayılacağı uygulamada karşılaşılan olaylardan hareketle ve uygulamada
tereddütlere mahal vermemek için saymaca usulü tercih edilerek belirtilmiştir.
Burada Fon borçlarına karşılık Hazineye intikal etmiş sayılır denilerek kanunî temlik söz konusu edilmiştir.
Bankanın yönetim kurulu ve kredi komitesi
başkan ve üyeleri ile genel müdür, genel müdür yardımcıları, imzaları bankayı
ilzam eden memurları, müdürlerinin kendileri, eşleri ve çocukları, evlâtlıkları
ile bunların diğer kan ve kayın hısımlarına karşılıksız ve değerinin üzerinde
aktarılan her türlü kaynakların tümü Hazine alacağı, ikinci fıkrada ise,
Bankanın yönetim kurulu ve kredi komitesi başkan ve üyeleri ile genel müdür,
genel müdür yardımcıları, imzaları bankayı ilzam eden memurları ve şube
müdürleri ile yönetim ve denetimini doğrudan veya dolaylı olarak tek başına
veya birlikte elinde bulunduran ortaklarının kendileri, eşleri, çocukları ve
evlâtlıkları ve bunların diğer kan ve kayın
hısımları ile yapılan veya yapılacak olan yeniden yapılandırma
anlaşmaları çerçevesinde Fonun alacakları da Hazine alacaklarından olduğu ve bu
Hazine alacaklarına doğduğu tarih itibarıyla Toptan Eşya Fiyat Endeksi (TEFE)
oranlarında aylık gecikme faizi uygulanacağı hükme bağlanmış ise de bu düzenleme reel anlamda Fonun alacağını
eksilteceğinden madde metninden çıkartılmıştır.
Öte yandan, Fon alacakları ve Hazine
alacağı sayılan alacaklar Maliye Bakanlığı tarafından takip edilmeyeceğinden
buna göre düzenlemeler yapılarak bu hususlar madde metninden çıkartılmış ve 25
inci madde olarak kabul edilmiştir.
Tasarının 21 inci maddesi, maddede yer
alan yurtdışında kurulu bankanın Türkiye'de şubelerinin bankacılık yapma ve
mevduat kabul etme yetkilerinin kaldırılması üzerine yurtdışında kurulu
bankanın unvanı altında merkez şubenin doğrudan iflâsının istenmesi şeklindeki
düzenlemenin uluslararası anlaşmalar boyutunda ve uygulamada sorun
yaratacağından tasarı metninden çıkarılmıştır.
Tasarının 22 nci maddesi 26 ncı madde
olarak aynen kabul edilmiştir.
Tasarının 23 üncü maddesinde yapılan
düzenleme ile uygulamada tereddütleri gidermek amacıyla Hazine alacağının
sayıldığı 15/a maddesi göndermesi de madde metnine dahil edilmiş ve madde
metninde yer alan "Bu hüküm 15/a maddesi uyarınca Hazineye intikâl etmiş
alacaklarla ilgili Hazine tarafından açılmış veya açılacak veya yürütülen dava
ve takiplerde de aynen geçerlidir." cümlesi Fon alacaklarının takip ve
tahsilinin Maliye Bakanlığı tarafından yürütülmesine ilişkin düzenleme
Tasarıdan çıkarıldığı için metinden çıkarılmış
ve 27 nci madde olarak kabul edilmiştir.
Tasarının 24 üncü maddesinde yapılan
değişikliklerle, Kurul kararlarına
karşı açılacak idari davalarda teminat istenmesi dava açma hakkını
engelleyebileceğinden madde metninden çıkarılmış, Fon Kurulu kararları da
maddeye dahil edilerek, 28 inci madde olarak kabul edilmiştir.
Tasarının 25 inci maddesinde, Fona geçen
bankalarla ilgili olarak tereddütleri gidermek için bu bankaların belirlenmesi
anlamında daha açık bir düzenleme getirilmesi amacıyla değişiklik yapılmış ve
29 uncu madde olarak kabul edilmiştir.
Trabzon Milletvekili Asım Aykan'ın;
Bankalar Kanununun 22 nci maddesine bir fıkra eklenmesine dair Kanun Teklifi
incelenip görüşülmüş ve teklifin ceza hukukunun genel prensiplerine aykırı
olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Tasarının 26 ncı maddesinde yapılan değişikliklerle,
bankacılık suçlarında suçu işleyen kişinin yönetim kurulu veya banka hâkim
ortağı gibi sıfatları dolayısıyla bu suçları işlemelerinde kolaylık ve
doğuracağı sonuçlar dikkate alınarak kovuşturma ve soruşturma usulünde
düzenlemeler yapılmış ve Fon Kuruluna ilişkin Hazine avukatlarıyla ilgili
düzenlemelere yer verilmiş ve 30 uncu madde olarak kabul edilmiştir.
Tasarının, Tasarıya ek maddeler
eklenmesini öngören çerçeve 27 nci maddesinin numarası 31 olarak
değiştirilmiştir.
Tasarının Ek 1 inci maddesinde Fon Kurulu
kurulduğundan bu düzenlemeye paralel olarak değişiklikler yapılmıştır.
Tasarının Ek 2 nci maddesinde yapılan
değişiklikle maddede yer alan "Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve
Muhakemat Genel Müdürlüğü" ibaresi Fon Kurulu düzenlemesine paralel olarak
madde metninden çıkarılmıştır.
Tasarının Ek 3 üncü maddesinde yapılan
değişiklikle zamanaşımına tâbi alacaklar bakımından maddeye açıklık getirilmiş, ayrıca bu alacakların takibi Maliye
Bakanlığından alındığından buna paralel düzenleme yapılmıştır. Fon alacağı
yönünden Tasarıyla getirilen Hazine alacağı sayılma noktasında diğer Hazine
alacaklarının da uygulamada bu zamanaşımına tâbi olup olmayacağı konusunda
doğabilecek tereddütler giderilmiştir.
Tasarının Ek 4 üncü maddesinde Hazine
alacağının takip ve tahsilinde Maliye Bakanlığına ilişkin düzenleme Tasarıdan
çıkarıldığından, çalışma gruplarına ilişkin düzenleme yapılmış, maddede
belirtilen görevde bulunanlara motivasyon ve teşvik amacıyla malî düzenlemeler
getirilmiştir.
Tasarının Ek 5 inci maddesinde yapılan
değişiklikle, "(tasfiye edilen Emlak Bankası A.O. dahil)" ibaresi
"(tasfiye halindeki Emlak Bankası A.Ş. dahil)" olarak değiştirilmiş,
maddede belirtilen kredilerin bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki
krediler olduğu hususuna açıklık getirilmiştir.
Tasarıya, yasanın amacına ulaşırken
kapsamına almayı düşünmediği üçüncü kişilerin amacı aşar bir şekilde
etkilenmesini önlenmek amacıyla ek 6 ncı madde ilave edilmiştir.
Tasarıya, Bankalar Kanununun 14 üncü
maddesinin (3) numaralı fıkrasında belirtilen şartların oluşması nedeniyle,
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu tarafından Fona devredilmesine karar
verilmiş olan bankalarla ilgili olmak, bizzat Fon tarafından banka
kaynaklarının hâkim ortaklar ve/veya yöneticileri tarafından hiçbir şekilde
kullanılmamış olduğunun tespit edilmesi üzerine, yöneticileri ibra edilerek
hâkim ortaklarla birlikte haklarında ceza ve hukuk davası açılmamış bulunan
bankalarla ilgili olarak Hazine alacağı davası açılamayacağını hüküm altına
almak amacıyla ek 7 nci madde ilave edilmiştir.
Tasarıya, 4353 sayılı Kanunun 20 nci
maddesinde Hazine Avukatlarına yurt
dışındaki Devlet davaları ile tahkim davalarının takip ve savunulması hususunda
verilen yetkinin yanında, çok önemli ve istisnai sebeplerle Türk ve Yabancı
uyruklu avukatlardan da 04.01.2002
tarihli ve 4734 sayılı Kanunun 30.07.2003 tarihli ve 4964 sayılı Kanunun 15 inci maddesi ile
değişik 22 nci maddesinin (h) bendi
gereğince doğrudan, ancak 4353 sayılı Kanunun 22 ve 36 ncı maddesinde öngörülen
koşullarda hizmet satın alınması imkânı sağlamak amacıyla 32 nci madde ilave
edilmiştir.
Tasarının 28 inci maddesinde, Tasarıya
eklenen maddeler doğrultusunda madde içindeki atıflara ilişkin düzeltme
yapılmış ve 33 üncü madde olarak kabul edilmiştir.
Tasarıya, Fon Kurulu oluşturulduğundan,
Bankalar Kanununda Fon Kuruluna verilen görevler açısından gerekli
düzenlemeleri yapmak amacıyla 34 üncü madde ilave edilmiştir.
Tasarının Geçici 1 inci maddesindeki
atıflar, Tasarıda yapılan düzenlemeler dikkate alınarak değiştirilmiştir.
Tasarının Geçici 2 nci ve Geçici 3 üncü
maddeleri, Fon Kurulu oluşturulduğundan ve yeniden yapılandırmalara ilişkin
değerlendirme ve gözden geçirmeler, 24 üncü maddede düzenlendiğinden Maliye
Bakanlığına ilişkin düzenlemelere gerek kalmaması nedeniyle Tasarı metninden
çıkarılmıştır.
Tasarının Geçici 4 üncü maddesindeki
atıflar, Tasarıda yapılan değişikliklere paralel olarak değiştirilmiş ve Geçici
2 nci madde olarak kabul edilmiştir.
Tasarıyla getirilen ve Fona tanınan
yetkilerle ilgili maddelerin hâlen Fona intikâl etmiş bankalara uygulanmasını
sağlanmak ve böylece hâlen sektörde devam eden bankalar açısından güvenin
devamını temin etmek amacıyla, Tasarıya Geçici 3 üncü madde ilave edilmiştir.
Tasarıyla oluşturulan Fon Kurulunun göreve
başlaması ve öngörülen Yönetmelikle ilgili geçiş hükmü düzenlemek, ayrıca ilk
defa atanan fon kurulu üyelerinden başkan dışında, ikinci yılın sonunda kura
sonucunda belirlenecek iki üye ve dördüncü yılın sonunda, kalan üyelerden kura sonucunda
belirlenecek iki üyenin yerine, Tasarıda belirtilen hükümlere uygun olarak yeni
üye ataması yapılması hususunu düzenlemek amacıyla Tasarıya, Geçici 4 üncü
madde ilave edilmiştir.
Tasarıya, bu Kanunun yayımı tarihinde
kadrosu Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunda olan ve Tasarruf Mevduatı
Sigorta Fonunda görevli bulunanların Başkan tarafından görevlendirilebileceğine
ilişkin Geçici 5 inci madde ilave edilmiştir.
Fon Kurulunun, göreve başladıktan itibaren
dört aylık süre içinde daha önce 15 inci maddenin (3) numaralı fıkrası uyarınca
yeniden itfa planına bağlanan ve 30/1/2002 tarih ve 4743 sayılı Malî Sektöre
Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun uyarınca finansal yeniden yapılandırma çerçeve anlaşmaları
kapsamına giren tüm alacaklarla ilgili anlaşmalar ile protokolleri tahsil
kabiliyeti ile diğer şartlar açısından hiçbir sınırlamaya tâbi olmaksızın
yeniden gözden geçirmesine dair hüküm getirilmesi amacıyla Tasarıya, Geçici 6 ncı madde ilave edilmiştir.
Tasarının 29 uncu maddesi 35 ve 30 uncu
maddesi 36 ncı madde olarak aynen kabul edilmiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun onayına sunulmak
üzere saygı ile arz olunur.
|
|
Başkan |
Başkanvekili |
Sözcü |
|
|
Köksal Toptan |
Halil Özyolcu |
Ramazan Can |
|
|
Zonguldak |
Ağrı |
Kırıkkale |
|
|
|
(İmzada bulunamadı.) |
|
|
|
Kâtip |
Üye |
Üye |
|
|
Hasan Kara |
Mehmet Ziya Yergök |
Feridun Fikret Baloğlu |
|
|
Kilis |
Adana |
Antalya |
|
|
|
(İmzada bulunamadı.) |
(Ayrışık oy gerekçemi sunuyorum.) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Orhan Yıldız |
Yüksel Çorbacıoğlu |
Semiha Öyüş |
|
|
Artvin |
Artvin |
Aydın |
|
|
|
(Karşı oy gerekçemi sunacağım.) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Feridun Ayvazoğlu |
Muzaffer Külcü |
Mahmut Durdu |
|
|
Çorum |
Çorum |
Gaziantep |
|
|
(Tasarıya evet, ama ayrışık |
|
|
|
|
oy kullanıyoruz.) |
|
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Esat Canan |
Recep Özel |
Mehmet Yılmazcan |
|
|
Hakkâri |
Isparta |
Kahramanmaraş |
|
|
(İmzada bulunamadı.) |
|
(İmzada bulunamadı.) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Hakkı Köylü |
Harun Tüfekçi |
Kerim Özkul |
|
|
Kastamonu |
Konya |
Konya |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Muharrem Kılıç |
İsmail Bilen |
Orhan Eraslan |
|
|
Malatya |
Manisa |
Niğde |
|
|
(Tasarıya evet, ancak yapılan |
|
(Tahsilata evet, hukuksuzluğa hayır. |
|
|
hukuk dışı düzenlemelere karşıyım.) |
|
Ayrışık oy gerekçem eklidir.) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Ömer Kulaksız |
Mehmet Nuri Saygun |
Bekir Bozdağ |
|
|
Sivas |
Tekirdağ |
Yozgat |
|
|
|
(Ayrışık oy gerekçem eklidir.) |
|
AYRIŞIK OY YAZISI
Bankalar Kanunu ile Bazı
Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına İlişkin
Kanun Tasarısının amacı açısından doğru ve yararlı buluyoruz.
Batan ve hortumlanan
bankalarda kamunun parasının, hazinenin parasının tahsili için her türlü yasal
önlemin alınmasına taraftarız. Bu açıdan yasayı amaç yönünden uygun buluyoruz.
Ancak yolsuzlukla
mücadelenin hukuk içinde yapılabileceğini biliyoruz. Ülkemiz hukuk mu,
yolsuzlukla mücadele mi ayırdına getirilmemelidir. Yolsuzlukla mücadele hukuk
çerçevesi içinde yapılmalıdır.
Hortumlanan paraların
tahsiline evet diyoruz. Ancak Anayasa ve hukukun evrensel kurallarının ihlaline
taraftar değiliz.
Hortumlanan paraların
geri alınması doğrultusunda irademizi ortaya koyarak bu noktada önemli zaafları
olduğunu bildiğimiz yasa tasarısına bu kayıtlarla evet oyu kullanıyoruz.
Ayrışık oy gerekçemiz arz
olunur.
|
|
Orhan Eraslan |
Feridun Baloğlu |
Muharrem Kılıç |
|
|
Niğde |
Antalya |
Malatya |
|
|
Yüksel Çorbacıoğlu |
M. Nuri Saygun |
Feridun Ayvazoğlu |
|
|
Artvin |
Tekirdağ |
Çorum |
TÜRKİYE
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
18.6.1999 tarihli
Bankalar Kanununun 22 nci maddesine bir fıkra eklenmesine dair kanun teklifim,
ilişikte sunulmaktadır.
Gereğini saygılarımla arz
ederim.
|
|
|
|
Asım Aykan |
|
|
|
|
Trabzon |
GENEL GEREKÇE
Cezalandırmanın ıslah
amacı olduğu kadar suçtan doğan zararları tazmin amacı ve etkisi de olmalıdır.
4389 sayılı Bankalar Kanununa muhalefetten mahkûm olanlar, tutukluluk
sürelerinin de meşruten tahliye durumunda hesaba katılmasıyla, aldıkları
cezanın oldukça az sayılabilecek bir kısmını çekerek tahliye olmaktadırlar. Hiç
şüphesiz, hürriyetin kısıtlanmasının mahkûm üzerinde büyük bir tesiri vardır.
Âdeta ferdiyetin ortadan kalkması söz konusudur. Bu olumsuzluktan kurtulmak
için, hükmedilen borç veya para cezası ödenmedikçe, şartlı tahliyeden
yararlanamayacağı hakikatiyle karşı karşıya kalan hükümlü ve kendisinin hukuk
dışı olarak elde ettiği kazançtan yararlandırdığı kişiler, suç ile elde
ettikleri borcun ödenmesi yoluna gidebilecekler; böylece, suçtan dolayı zarar
görenlerin haklarının iadesi ve dolayısı ile korunması sağlanmış olacaktır.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1. - 4389 sayılı
Bankalar Kanununa muhalefetten mahkûm olanlar, tutukluluk sürelerinin de
meşruten tahliye durumunda hesaba katılmasıyla, aldıkları cezanın oldukça az
sayılabilecek bir kısmını çekerek tahliye olmakta, işledikleri suçtan zarar
görenlerin zararları, hükmedilen borç veya para cezasının ödenmemesi durumunda
tazmin edilmemektedir. Şartlı tahliyeden yararlanabilmek için hükümlü ve kendisinin
hukuk dışı olarak elde ettiği kazançtan yararlandırdığı kişiler, suç ile elde
ettikleri borcun ödenmesi yoluna gidebileceklerdir. Böylece, suçtan dolayı
zarar görenlerin haklarının iadesi ve dolayısı ile korunması sağlanmış
olacaktır.
Madde 2, 3. - Kanunun
yürürlük ve yürütme maddeleridir.
TRABZON
MİLLETVEKİLİ ASIM AYKAN’IN TEKLİFİ
BANKALAR KANUNUNA BİR FIKRA EKLENMESİNE DAİR KANUN TEKLİFİ
MADDE 1. - 18.6.1999
tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanununun 22 nci maddesine aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
“11. Bu Kanuna
muhalefetten dolayı hükümlü olanlar; hukuken kabul edilebilir imkânsızlık veya
engel bulunmadığı takdirde, mahkûmiyete esas alınan fiil sayesinde elde edilen
haksız menfaati kanunî faiziyle ilgilisine geri vermedikçe ve hükmedilen borcu veya
para cezasını kanunî faizi ve zamları ile birlikte tamamen ödemedikçe şartlı
tahliyeden yararlandırılamazlar.”
MADDE 2. - Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3. - Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METİN
BANKALAR KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA
İLİŞKİN
KANUN
TASARISI
MADDE 1.- 18.6.1927 tarihli ve 1086 sayılı
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 286 ncı maddesine aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
"Mahkemeye sunulan bilirkişi
raporunun maddî olgu ve fiilî gerçeklerle bağdaşmadığı yönünde kuvvetli emare
ve şüphelerin bulunduğu kanaatine ulaşıldığı takdirde, bu bilirkişiler hakkında
diğer kanunlardaki hukukî ve cezaî sorumluluklar saklı kalmak şartıyla
19.4.1990 tarihli ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve
Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu hükümleri uyarınca işlem yapılmak üzere dava
dosyasının tasdikli bir örneği yetkili Cumhuriyet savcılığına gönderilir."
MADDE 2.- 4.4.1929 tarihli ve 1412 sayılı
Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 76 ncı maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Mahkemeye sunulan bilirkişi
raporunun maddî olgu ve fiilî gerçeklerle bağdaşmadığı yönünde kuvvetli emare
ve şüphelerin bulunduğu kanaatine ulaşıldığı takdirde, bu bilirkişiler hakkında
diğer kanunlardaki hukukî ve cezaî sorumluluklar saklı kalmak şartıyla
19.4.1990 tarihli ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve
Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu hükümleri uyarınca işlem yapılmak üzere dava
dosyasının tasdikli bir örneği yetkili Cumhuriyet savcılığına gönderilir."
MADDE 3.- 8.1.1943 tarihli ve 4353 sayılı
Maliye Vekâleti Baş Hukuk Müşavirliğinin ve Muhakemat Umum Müdürlüğünün
Vazifelerine, Devlet Davalarının Takibi Usullerine ve Merkez ve Vilâyetler
Kadrolarında Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair Kanunun 2 nci maddesine
aşağıdaki (G) bendi eklenmiştir.
"G) 19.4.1990 tarihli ve 3628 sayılı
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 17
nci maddesinin birinci fıkrasındaki suçlardan genel bütçeli daireleri ilgilendirenlerin
ceza davalarını ve özel kanun hükümlerine göre Hazine alacağı sayılan alacakları dava, takip, müdafaa ve tahsil
etmek;"
MADDE 4.- 4353 sayılı Kanunun 22 nci
maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"İdarî davalarda temsil için 36 ncı
maddenin birinci fıkrası uyarınca serbest avukatlardan hizmet satın
alınabilir."
MADDE 5.- 4353 sayılı Kanuna 26 ncı
maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 26/a maddesi eklenmiştir.
"Tedbirler
MADDE 26/a- 31.7.2003 tarihli ve 4969
sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanunun geçici 2 nci maddesinde ve 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar
Kanununda, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna tanınan dava, takip ve tahsile
ilişkin yetkileri kullanmaya, tedbirleri talep etmeye Maliye Bakanlığı Baş
Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü de yetkilidir."
MADDE 6.- 4353 sayılı Kanunun 36 ncı
maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Avukatlık hizmetinin satın alınması
Madde 36.- Çok önemli ve istisnaî
sebeplerle ihtiyaç duyulan hâllerde; Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu
kararıyla, 4.1.2002 tarihli ve 4734 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin (b) bendi
hükmüne göre şartname düzenlenmeksizin ve teminat aranmaksızın pazarlık
usulüyle serbest avukatlardan hizmet satın alınabilir.
Milletlerarası yargı organlarında Devletin
taraf olduğu davalar ile, milletlerarası tahkim yoluyla çözümlenmesi öngörülen
uyuşmazlıklarla ilgili davalarda; Devleti ve genel bütçeye dahil daireleri
temsil etmek ve savunmak üzere Türk ve yabancı uyruklu avukatlardan ya da
avukatlık ortaklıklarından, 4.1.2002 tarihli ve 4734 sayılı Kanunun 21 inci
maddesinin (b) bendi hükmüne göre şartname düzenlenmeksizin ve teminat
aranmaksızın pazarlık usulüyle hizmet satın alınabilir.
4389 sayılı Bankalar Kanununun Hazine
alacaklarının takibine ilişkin hükümleri uyarınca yapılacak takiplerde ve açılacak davalarda, Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonunun kadrolu avukatları ile muvafakatleri alınmak suretiyle
sözleşmeli avukatları da, özlük hakları veya sözleşmeden doğan hakları Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonu tarafından karşılanmak üzere görevlendirilebilir."
MADDE 7.- 18.2.1963 tarihli ve 197 sayılı
Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun
4 üncü maddesine (c) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki (d) bendi eklenmiştir.
"d) 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı
Bankalar Kanunu hükümlerine göre temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve
denetimleri veya hisseleri kısmen veya tamamen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna
intikal eden bankalara, tasfiyeleri Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu eliyle
yürütülen müflis bankaların iflâs idarelerine ait taşıtlar."
MADDE 8.- 29.7.1970 tarihli ve 1319 sayılı
Emlak Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci cümlesinde yer alan
"(a), (b) ve (s)" ibaresi "(a), (b), (s) ve (y)" şeklinde
değiştirilmiş ve (v) fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki (y) fıkrası
eklenmiştir.
"y) 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı
Bankalar Kanunu hükümlerine göre temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve
denetimleri veya hisseleri kısmen veya tamamen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna
intikal eden bankalara, tasfiyeleri Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu eliyle
yürütülen müflis bankaların iflâs idarelerine ait binalar;"
MADDE 9.- 1319 sayılı Kanunun 14 üncü
maddesinin birinci cümlesinde yer alan "(a), (b) ve (f)" ibaresi
"(a), (b), (f) ve (ı)" şeklinde değiştirilmiş (h) fıkrasından sonra
gelmek üzere aşağıdaki (ı) fıkrası eklenmiştir.
"ı) 4389 sayılı Bankalar Kanunu
hükümlerine göre temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimleri veya
hisseleri kısmen veya tamamen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna intikal eden
bankalara, tasfiyeleri Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu eliyle yürütülen müflis
bankaların iflâs idarelerine ait arazi ve arsalar;"
MADDE 10.- 6.1.1982 tarihli ve 2575 sayılı
Danıştay Kanununun 34 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 34.- Onuncu Daire:
a) Türk parasının kıymetini koruma
mevzuatından,
b) Sermaye Piyasası Kanunundan,
c) Rekabetin Korunması Hakkında Kanundan,
d) Bankalar Kanunundan,
e) Elektrik Piyasası Kanunu ile Doğal Gaz
Piyasası Kanunundan,
f) Özelleştirme Uygulamalarının
Düzenlenmesine Dair Kanundan,
g) Bazı Yatırım ve Hizmetlerin
Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanundan,
h) Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi
Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının Düzenlenmesi
Hakkında Kanundan,
ı) Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol
İşletmelerine Dair Kanundan,
j) Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın
Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair
Kanundan,
k) Kamu İhale Kanunundan,
l) Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve
Yayınları Hakkında Kanundan,
m) Şeker Kanunundan,
n) Telsiz Kanunundan,
doğan dava ve işler ile idare mahkemeleri
arasında görev ve yetkiye ilişkin uyuşmazlıklarda ve bağlı davalarda merci
tayinine ve vergi davalarına bakan dava daireleri hariç diğer dava dairelerinin
görevi dışında kalan uyuşmazlıklara ilişkin dava ve işleri çözümler."
MADDE 11.- 25.10.1984 tarihli ve 3065
sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun
17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının
(m) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"m) 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı
Bankalar Kanunu hükümlerine göre temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve
denetimleri veya hisseleri kısmen veya tamamen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna
intikal eden bankalara, tasfiyeleri Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu eliyle
yürütülen müflis bankaların iflâs
idarelerine ait mal ve hakların (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil)
teslimi ve kiralanması."
MADDE 12.- 19.4.1990 tarihli ve 3628
sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele
Kanununun 17 nci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Bu Kanunda ve 18.6.1999 tarihli ve
4389 sayılı Bankalar Kanununda yazılı suçlarla, irtikâp, rüşvet, basit ve
nitelikli zimmet, görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, resmî
ihale ve alım ve satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarının açıklanması veya
açıklanmasına sebebiyet verme suçlarından veya bu suçlara iştirak etmekten
sanık olanlar hakkında 2.12.1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu
Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaz."
MADDE 13.- 3628 sayılı Kanunun 18 inci
maddesine birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Yukarıdaki fıkraya göre yapılan
ihbar veya takipsizlik kararı ve iddianame
Cumhuriyet başsavcılığınca, Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve
Muhakemat Genel Müdürlüğü ile varsa diğer ilgili kamu kurum veya kuruluşlarına
bildirilir. Hazine avukatının yazılı başvuruda bulunması hâlinde, Maliye
Bakanlığı, başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazanır."
MADDE 14.- 3628 sayılı Kanunun 20 nci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 20.- Özel kanunlarında aksine
bir hüküm bulunsa bile ilgili gerçek veya tüzel kişiler veya kamu kurum ve
kuruluşları; bu Kanuna göre takip, soruşturma ve kovuşturmaya yetkili kişi,
Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü veya
temsilcisi ve diğer mercilerce istenen bilgileri gecikmeksizin eksiksiz vermek
zorundadır. Aksine davranan kişiler hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis
cezası verilir. Bu ceza, para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilemez ve
ertelenemez."
MADDE 15.- 13.11.1996 tarihli ve 4208
sayılı Karaparanın Aklanmasının Önlenmesine, 2313 Sayılı Uyuşturucu Maddelerin
Murakabesi Hakkında Kanunda, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununda ve 178
Sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2 nci maddesinin (a) bendine
(5) numaralı alt bentten sonra gelmek üzere aşağıdaki (6), (7) ve (8) numaralı
alt bentler eklenmiş, mevcut (6) numaralı alt bent buna göre teselsül
ettirilmiştir.
"6. 4389 sayılı Bankalar Kanununun 22
nci maddesinin (3) ve (4) numaralı
fıkrasındaki,
7. 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun
47 nci maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (1) ilâ (7) numaralı alt
bentlerindeki,
8. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna
devredilen veya Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından tasfiyeye tâbi
tutulan bankalara dair iflâs ve konkordatoya ilişkin olarak 2004 sayılı İcra ve
İflâs Kanununun 333 üncü maddesindeki,"
MADDE 16.- 4208 sayılı Kanunun 8 inci
maddesinin birinci cümlesinde geçen "on" ibaresi "onbeş"
olarak değiştirilmiştir.
MADDE 17.- 18.6.1999 tarihli ve 4389
sayılı Bankalar Kanununun 9 uncu maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b)
bendine aşağıdaki paragraf eklenmiştir.
"Mal bildiriminde bulunması
gerekenlerin, bildirimde belirtmedikleri veya gerçeğe aykırı olarak
bildirdikleri her türlü taşınır ve taşınmaz mal, hak ve alacak, gelir ve
harcamalar da haksız mal edinme hükümlerine tâbidir. Haksız mal edinmediğini
ispat edene bu hüküm uygulanmaz."
MADDE 18.- 4389 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin (5) numaralı
fıkrasının (c) bendinin birinci cümlesinden sonra gelmek üzere "Borçlu
tarafından ödenmesi gereken tahsil harcı dahil her türlü vergi, resim, harç ve
masraflar Fon alacağından mahsup edilemez." cümlesi eklenmiş, dördüncü
cümlesinde yer alan "her türlü ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz"
ibaresi "her türlü ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve tehir-i icra"
şeklinde değiştirilmiş, aynı bende aşağıdaki paragraf eklenmiş ve (d) bendinin
birinci ve ikinci paragraflarında yer alan "(1)" ibaresi "(1) ve
(2)" şeklinde değiştirilmiştir.
"Bu Kanun hükümlerine göre temettü
hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimleri veya hisseleri kısmen veya
tamamen Fona intikâl eden bankaların, tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen müflis
bankaların iflâs idarelerinin ve Fonun, yukarıda belirtilen işlemler nedeniyle
kendi aralarındaki ve/veya diğer gerçek ve tüzel kişilerle aralarındaki
işlemler nedeniyle düzenlenen sözleşmeler, belgeler ve sair kâğıtlar ile
bunların değiştirilmesi, yenilenmesi, uzatılması, devredilmesi ya da yeni bir
itfa plânına bağlanması, alacakların teminatlandırılması, teminatların devir
alınması, tarafların sulh ve/veya ibra olması ve/veya her ne nam altında olursa
olsun herhangi bir işleme tâbi tutulması nedeniyle düzenlenen kâğıtlar ve/veya
belgeler her türlü vergi, resim ve harçlar ile özel kanunları ile hükmolunan
malî yükümlülüklerden müstesnadır. Bu hüküm üçüncü kişiler yönünden, Fonun
ve/veya Fona intikâl eden bir bankanın ve/veya tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen
müflis bankaların iflâs idarelerinin alacaklarının tahsili ile ilgili işlemlere
taraf olmaları hâlinde uygulanır."
MADDE 19.- 4389 sayılı Kanunun 15 inci
maddesinin (3) numaralı fıkrasının dördüncü cümlesinde yer alan "6183
sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesinde
belirtilen oranda gecikme zammı uygulanır" ibaresi "doğduğu tarih itibarıyla Toptan Eşya
Fiyat Endeksi (TEFE) oranında aylık gecikme faizi uygulanır ve bu alacakların
vadesi, Fon tarafından devir alındığı gündür." şeklinde değiştirilmiş, dokuzuncu
cümlesinden sonra gelmek üzere "Borçlu veya borçlunun malları başka
mahallerde bulunduğu takdirde, Fon, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanun hükümlerini, kendi tahsilat dairesi aracılığı ile
uygulayabileceği gibi, gerekli hâllerde talebi üzerine, uygulama o mahaldeki
Maliye Bakanlığı Tahsil Dairesi tarafından yapılır." cümlesi, ondördüncü
cümlesine "Fon, devraldığı ve dava veya iflâs takibine konu etmekle
görevli ve yetkili olduğu alacakları" ifadesinden sonra gelmek üzere
" ve 6183 sayılı Kanuna göre takip ettiği ve/veya edeceği alacakları"
ibaresi ve bu fıkraya son cümle olarak "Fon aslen veya devir suretiyle
sahip olduğu her türlü alacağının teminatı teşkil etmek üzere Türk parası
ve/veya taşınmaz rehni ve/veya taşınır rehni dahil olmak üzere her türlü aynî
ve şahsî teminatı almaya ehil ve yetkilidir." cümlesi eklenmiş, (7)
numaralı fıkrasının (a) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve (b) bendine
aşağıdaki paragraflar eklenmiş, (9) numaralı fıkrasının (c) bendinde yer alan
"Fon bakımından dokuz ay süreyle durur." ibaresi "Fon bakımından
kesilir ve bu süreler işlemez." şeklinde değiştirilmiş ve aynı fıkraya
aşağıdaki (e) bendi ve maddeye aşağıdaki fıkra (10) numaralı fıkra olarak
eklenmiştir.
"a) Fon alacağının tahsili bakımından
yarar görmesi hâlinde ve Fona borçlu olup olmadıklarına bakılmaksızın;
hisseleri kısmen veya tamamen kendisine intikâl eden bir bankanın yönetim ve
denetimine sahip olduğu iştiraklerinin, bu bankanın yönetim ve denetimini
doğrudan veya dolaylı olarak tek başına veya birlikte elinde bulunduran tüzel
kişi ortaklarının, gerçek ve tüzel kişi ortaklarının yönetim ve denetimini
doğrudan ya da dolaylı olarak tek başına veya birlikte elinde bulundurdukları
şirketlerin ortaklarının, bu şirketlerde sahip oldukları hisselerinin tamamına
ve/veya bir kısmına ilişkin temettü hariç ortaklık hakları ile bu şirketlerin
yönetim ve denetimini devralmaya ve şirket ana sözleşmesinde belirlenen
yönetim, müdürler ve denetim kurulu üyelerinin sayılarıyla bağlı kalmaksızın
görevden almak ve/veya üye sayısını artırmak ve/veya eksiltmek suretiyle bu
kurullara üye atamaya yetkilidir.
Bu hüküm, bankanın yönetim ve denetimini
doğrudan ya da dolaylı olarak, tek başına veya birlikte elinde bulunduran
ortakların, banka kaynaklarını bankanın emin şekilde çalışmasını tehlikeye
düşürecek biçimde doğrudan veya dolaylı olarak kendi lehlerine kullandıkları
veya bankayı bu suretle zarara uğrattıklarının tespiti hâlinde uygulanır.
Fonun yönetim ve denetimine sahip olduğu
şirketlerin ve/veya bu fıkra uyarınca yönetimini ve denetimini devir aldığı
şirketlerin, Fon tarafından atanan yönetim, müdürler ve denetim kurulu üyeleri
ile Fonun atadığı bu yöneticiler tarafından şirket temsil ve ilzam ile yetkili
kılınan genel müdür, genel müdür yardımcısı ve müdür gibi şirket çalışanları,
bu şirketlere Fon tarafından yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile müdürlerin
atanmasından sonra, şirket hisselerinin ve/veya aktiflerinin satışı ve bu
satışlardan elde edilen tutarları Fon alacaklarına mahsup etmeye veya
şirketlerin kamu borçları ve/veya Sosyal Sigortalar Kurumuna borçları ile sair
borçlarının ödemede kullanmaya ve bu işlemler ile ilgili kararlar almaya 6762
sayılı Türk Ticaret Kanununun 324 üncü maddesi ile bağlı kalmaksızın
yetkilidirler. Şirketlerin sermayesini kaybetmesinden ve/veya borca batık
olmasından dolayı mahkemeye bildirimde bulunma yükümlülükleri yoktur.
Bildirimde bulunmamaktan dolayı bu şahıslar hakkında İcra ve İflâs Kanununun
179, 277 ve devamı maddeleri ile 345/a maddeleri hükümleri uygulanmaz ve Türk
Ticaret Kanununun 341 inci maddesi uyarınca şahsî sorumluluk davası açılamaz.
Yönetim ve denetimi Fon tarafından devir alınmamış şirketlere Fon tarafından
atanan yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile müdürler ortaklar genel kurulunca
görevden alınamayacağı gibi ibra edilmeyerek haklarında kendilerinin görev
yaptıkları dönem veya dönemler dışında şahsî sorumluluk davası da
açılamaz."
"Bu bendin birinci cümlesindeki
gerçek ve tüzel kişilerden herhangi birisinin temettü hariç ortaklık hakları
ile yönetim veya denetimi ve/veya hisseleri Fona intikal eden bir bankanın
kaynağını kullanmış olmasından dolayı Fona borçlu olması kaydıyla Fona intikal
eden bir bankadan ilk kredinin ve/veya banka kaynağının kullanmasından sonra,
bu bendin birinci cümlesinde belirtilen gerçek ve tüzel kişilerin, edindikleri
ve/veya bu suretle üçüncü kişilere edindirdikleri para, her türlü mal, hak ve
alacaklarının banka kaynağı kullanılmak suretiyle edinildiği ve/veya
edindirildiği kabul edilir ve bu gerçek kişiler ile tüzel kişiler tarafından
edinilen para, her türlü mal, hak ve alacaklar hakkında bu fıkra hükümlerini
uygulamaya Fon yetkilidir. Bu suretle edinildiği ve/veya edindirildiği kabul
edilen para, her türlü mal, hak ve alacaklar üzerinde ilk kredinin ve/veya
banka kaynağının kullanıldığı tarihten sonra üçüncü kişilere yapılan satış,
devir ve temlik, sınırlı aynî hak tesisi gibi işlemler ile üçüncü kişiler
lehine tesis edilen aynî ve şahsî tüm haklar Fona karşı hüküm ifade etmez. Bu
hukukî işlemlere taraf olan tüm şahısların küllî ve cüzî halefleri dahil,
yukarıda belirtilen işlemlerin gerçekleşmesinden sonra edindikleri ve/veya
edindirdikleri para, her türlü mal, hak ve alacaklar hakkında da bu fıkra
hükümleri uygulanır. Yukarıda belirtilen işlemlere taraf olan üçüncü kişiler
bankanın Fona devrinden sonraki işlemler nedeniyle, bu fıkranın birinci
paragrafında sayılan kişiler ise bankanın Fona devrinden önceki ve/veya sonraki
işlemler nedeniyle iyiniyet iddiasında bulunamazlar. Bankanın Fona devrinden
önce satış, kira, devir ve temlik gibi işlemler ile aynî ve şahsî hak tesisine
ilişkin işlemlere taraf olan üçüncü kişiler iyiniyetli olduklarını kanıtlamak
zorundadırlar.
Bu fıkranın (a) bendinin birinci
cümlesinde ve bu bendin birinci cümlesinde sayılan gerçek ve tüzel kişilerin
yönetim ve/veya denetimindeki şirketlerde ve/veya işletmelerinde iş akdine
bağlı ve/veya bağlı olmaksızın geçici ve/veya sürekli olarak istihdam edilen
şahısların kurucusu, ortağı, yöneticisi veya denetçisi olduğu şirketlerin; bir
iş akdine bağlı olmaksızın, yukarıda sayılan şahısların vekaleten ve/veya
ticari mümessil ve/veya ticarî vekil sıfatıyla ve/veya vekaletsiz iş görme
hükümleri gibi herhangi bir hukukî ilişkiye dayanarak geçici ve/veya sürekli
olarak temsil eden şahıslar ile temsil ettikleri gerçek ve/veya tüzel
kişilerin; bu bentte belirtilen şahıslar dışındaki ve/veya bunlar tarafından
kurulan şirketlere bankacılık mevzuatına ve/veya teamüllerine uyulmadan ve/veya
teminatsız ve/veya yetersiz teminat ile kredi kullandırılan ve/veya genellikle
faaliyet yeri olarak aynı adresi kullanan ve/veya yapılan sözleşmelere cayma
hakkı ve/veya borcun nakli gibi hükümler koymak suretiyle kullandıkları
kredileri ve/veya banka kaynaklarını bankanın yönetim ve denetimini doğrudan
ve/veya dolaylı olarak tek başına ve/veya birlikte elinde bulunduran gerçek ve tüzel
kişilere ve/veya bunların ve/veya bankanın iştiraklerine ve/veya doğrudan
veyahut dolaylı bağı bulunan şahıs ve şirketlere yukarıdaki bentlerde sayılan
gerçek veya tüzel kişilere aktarılmasını sağlayan gerçek veya tüzel kişilerin
kullanmış oldukları krediler ve/veya banka kaynakları bankanın yönetim ve
denetimini doğrudan ve/veya dolaylı olarak, tek başına veya birlikte elinde
bulunduran ortaklar tarafından kullanılmış banka kaynağı sayılır ve bu şahıslar
ile edindikleri ve/veya üçüncü kişilerce edindirdikleri para, her türlü mal,
alacak ve haklar hakkında bu fıkra hükümleri uygulanır."
"e) Fon tarafından başlatılan ve/veya
Fona intikâl eden bankalardan devir alınan takiplerde borçlular tarafından
yapılan tüm itirazlar satış dışında takip işlemlerini durdurmaz.
Fonun alacaklı olduğu dosyalarda
yaptırılan kıymet takdirleri ile satış ilânlarının borçlular dışındaki
ilgililere ilânen tebliği ile iktifa olunur.
Fonun alacaklı olduğu dosyalarda borçlu
dışında ihalenin feshi davası açan davacıların ihale bedeli ve dava sonuna
kadar işleyecek faiz ve masrafları da kapsayacak şekilde dosyaya teminat
yatırılması şarttır. Aksi hâlde dava açılmamış sayılır.
Açılan ihalenin feshi davasının davacı
aleyhine sonuçlanması hâlinde dosyaya yatırılan teminat sıra cetvelinde pay
düşen alacaklılara garameten ve derhal ödenir.
Fonun alacaklısı olduğu icra dosyalarında
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna ödenmesi gereken satış bedelleri sıra
cetvelinin kesinleşmesi beklenmeksizin teminatsız olarak ödenir."
"10. Fon alacaklarının tahsilini
teminen, Fon tarafından bu Kanun hükümleri çerçevesinde açılan davalarda
verilen tedbir kararları uyarınca üzerine tedbir konulan para, her türlü mal,
hak ve alacaklar, bu davalara konu alacakların yasal teminatını oluşturur ve
karar kesinleşinceye kadar devam eder. Mahkemece karara bağlanan alacaklar
tedbir konulan para, mal ve her türlü hak ve alacakların bedelinden imtiyazlı
alacak olarak öncelikle tahsil olunur."
MADDE 20.- 4389 sayılı Kanuna 15 inci
maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 15/a maddesi eklenmiştir.
" Hazine alacağı
MADDE 15/a- Fon alacaklarından; yönetim ve
denetimi Fona geçen ve bankacılık yapma izin ve yetkileri Kurul tarafından
kaldırılarak tasfiyeye tâbi tutulan bankaların yönetim ve denetimini doğrudan
veya dolaylı olarak elinde bulunduran ortaklarının kendi lehine kullandıkları
her türlü banka kaynakları ve her ne ad altında olursa olsun kendilerine ait
yurt içi ve yurt dışı şirket, finans kuruluşu, off-shore bankalara aktardıkları banka kaynakları ile eşleri, çocukları
ve evlâtlıkları ve bunların diğer kan ve kayın
hısımları adına açılmış krediler ile bunlara aktarılan her türlü kaynak
aktarımları veya bankaların hâkim ortaklarının kendilerine veya şirketleri ile
iştiraklerine rayiç bedelin altında ve
muvazaalı yapılmış tüm devir ve
temlikler, üçüncü kişilere yapılmış her türlü taşınır ve taşınmaz rehni
ve ipotek gibi sınırlı ayni haklar ve bunlardan elde edilen nemalar,
iştiraklerine ve bağlı şirketlerine aynı bankanın el değiştiren ortaklarının
birbirlerine verdiği krediler ile aynı şekildeki bankaların karşılıklı
birbirlerine verdikleri krediler, bankaya yüksek bedelle satılmış tüm mal,
hisse ve hizmetler ve bunlardan elde edilen nemalar, uzun süreli kiralama veya
finansal kiralama yolu ile kendisine aktarılan kaynak ve hizmetler bankanın
yönetim ve denetim döneminde
yeterli ticarî faaliyeti
olmaksızın kaynak aktarımı amacıyla kurulmuş şirketlere verilen krediler ile
bunlara aktarılan kira ve hizmet bedellerindeki nemalar, yurt dışı banka ve
finans kuruluşları ile yapılan inançlı işlemler yolu ile aktarılan her türlü
kaynaklar, bankalarının off-shore bankalarındaki yargı kararları nedeniyle ödedikleri mevduatları, bankanın
yönetim kurulu ve kredi komitesi başkan ve üyeleri ile genel müdür, genel müdür
yardımcıları, imzaları bankayı ilzam eden memurları,müdürlerinin kendileri,
eşleri ve çocukları, evlâtlıkları ile bunların diğer kan ve kayın hısımlarına
aktarılan her türlü kaynakların tümü Hazine alacağıdır. Bu alacaklar başkaca
bir işleme gerek olmaksızın kanunen Hazineye intikal etmiş sayılır.
Yukarıdaki fıkra hükümleri borsadan hisse
alan küçük pay sahibi ortakları ile Türk Ticaret Kanunu ve özel kanunları
hükümleri gereğince yüzde birin altında zorunlu hisse alarak yönetimde ve
denetimde görev alanlardan iyiniyetli olanlar hakkında uygulanmaz.
Bankanın yönetim kurulu ve kredi komitesi
başkan ve üyeleri ile genel müdür, genel müdür yardımcıları, imzaları bankayı
ilzam eden memurları ve şube müdürleri ile yönetim ve denetimini doğrudan veya
dolaylı olarak tek başına veya birlikte elinde bulunduran ortaklarının
kendileri, eşleri, çocukları ve evlâtlıkları ve bunların diğer kan ve kayın
hısımları ile yapılan veya yapılacak olan yeniden yapılandırma anlaşmaları
çerçevesinde Fonun alacakları da Hazine alacaklarındandır. Bu Hazine
alacaklarına doğduğu tarih itibarıyla Toptan Eşya Fiyat Endeksi (TEFE)
oranlarında aylık gecikme faizi uygulanır.
Bu alacaklar Maliye Bakanlığı tarafından
4353 sayılı Maliye Vekâleti Baş Hukuk Müşavirliğinin ve Muhakemat Umum Müdürlüğünün
Vazifelerine, Devlet Dâvalarının Takibi Usullerine ve Merkez ve Vilâyetler
Kadrolarında Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair Kanun ve 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri ile bu Kanunun özel
hükümleri uyarınca takip ve tahsil
olunur. Hazineye intikal eden malların yönetimi için kayyum atanmasına Maliye
Bakanlığı yetkilidir.
Kanunen Hazineye intikal eden Fon
alacaklarına ilişkin olarak, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce Fon tarafından
açılmış davalar ile başlatılmış takiplerde, Maliye Bakanlığı, hazine avukatının
yazılı başvuruda bulunması halinde başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazanır. Bu dava ve takipler ile irtibatlı ve
birleştirilme kararı verilmiş davalar, Fon avukatları ile hazine avukatları
tarafından birlikte yürütülür. Hazine alacağı sayılmayan Fon alacaklarına
ilişkin olarak açılmış davalar ve yürütülen takiplerin Fon avukatları
tarafından takip olunmasına devam olunur.
Yukarıdaki fıkralar hükümleri gereğince
açılmış ve açılacak her türlü davalara adlî tatilde de bakılır, bu davalarda
bilirkişiler resmî kurum ve kuruluşlarda görev yapanlar arasından seçilir,
duruşmalarda otuz günden fazla ara verilmez."
MADDE 21.- 4389 sayılı Kanunun 16 ncı
maddesinin (7) numaralı fıkrasına aşağıdaki paragraf eklenmiştir.
"Yurt dışında kurulu bankanın
Türkiye'de şubelerinin bankacılık yapma ve mevduat kabul etme yetkilerinin
kaldırıldığı tarih itibarıyla hazırlanacak bilançolarına göre Fon; yurt dışında
kurulu bankanın unvanı altında merkez şubenin doğrudan iflâsını istemeye, iflâs
yoluyla tasfiye etmeye, iflâs kararı verilmemesi ve/veya mevcutlarının, borç ve
taahhütlerinden fazla olduğunun anlaşılması hâlinde bu Kanunun 18 inci
maddesinin (2) numaralı fıkrasına göre tasfiye etmeye ve/veya bu Kanun
hükümlerine göre devir ve/veya birleştirmeye yetkilidir. Tüm şubelerin iflâs
yoluyla tasfiyesi, Fonun uygun göreceği, merkez şubenin veya şubelerden birinin
yerleşim yerinin bulunduğu yerde Fon tarafından gerçekleştirilir."
MADDE 22.- 4389 sayılı Kanunun 17 nci
maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesindeki "üzerine"
ibaresinden sonra gelmek üzere "doğrudan" ibaresi eklenmiştir.
MADDE 23.- 4389 sayılı Kanuna 17 nci
maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 17/a maddesi eklenmiştir.
"İspat külfeti
MADDE 17/a- Fon tarafından 14, 15 ve 17
nci maddeler hükümleri uyarınca açılmış ve açılacak davalar ile Fona intikâl
eden bankalar tarafından eski yöneticiler ve denetçiler aleyhine aslen açılan
ve/veya külli halef sıfatı ile takip edilen ve/veya Fon tarafından kanunî halef
ve/veya devir alanı ve temellük eden sıfatı ile takip edilen şahsi sorumluluk
davalarında ispat külfeti davalılara aittir. Bu hüküm 15/a maddesi uyarınca
Hazineye intikâl etmiş alacaklarla ilgili Hazine tarafından açılmış veya
açılacak veya yürütülen dava ve takiplerde de aynen geçerlidir."
MADDE 24.- 4389 sayılı Kanunun 20 nci
maddesinin (5) numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"5. a) Kurul kararlarına karşı
açılacak idarî davalar ilk derece mahkemesi olarak Danıştayda görülür ve acele
işlerden sayılır.
b) 14 üncü maddenin (3) ve (4) numaralı
fıkraları uyarınca Kurul tarafından alınan kararlar aleyhine açılacak idarî
davalarda, yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için, ilgili bankanın
yayımlanmış son bilançosunda gösterilen ödenmiş sermaye miktarının yüzde
otuzundan az olmamak üzere belirlenecek teminat yatırılır. Bu idarî davalarda,
yürütmenin durdurulması talebinin kabul veya reddi kararına yapılan itirazların
karara bağlanmasından önce, tarafların istemi üzerine duruşma yapılmasına karar
verilebilir."
MADDE 25.- 4389 sayılı Kanunun 22 nci
maddesinin (3) numaralı fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki (4) numaralı
fıkra eklenmiş ve diğer fıkralar buna göre teselsül ettirilmiştir.
"4. 14 üncü maddenin (3), (4) ve (5)
numaralı fıkraları hükümleri uyarınca temettü hariç ortaklık hakları ile
yönetim ve denetimi ve/veya hisseleri kısmen veya tamamen Fona intikal eden bir
bankanın; hukuken veya fiilen yönetim ve denetimini elinde bulunduran yönetici
olsun veya olmasın gerçek kişi ortakların 15/a maddesinde sayılan fiiller
sonucu bankanın kaynaklarını, bankanın emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye
düşürecek şekilde doğrudan veya dolaylı olarak kendilerinin veya başkalarının
menfaatlerine kullandırmakla bankayı her ne suretle olursa olsun zarara
uğratarak kendilerinin veya başkalarının malvarlığının artışına neden olmaları
zimmet olarak kabul edilir. Bu fiilleri işleyenler hakkında on yıldan yirmi
yıla kadar ağır hapis ve yirmi milyar liradan seksen milyar liraya kadar ağır
para cezasına hükmolunur. Ayrıca, meydana gelen zararın Hazine alacağı olarak
müteselsilen ödenmesine karar verilir.
Zararın kovuşturma yapılmadan önce
tamamıyla ödenmesi hâlinde cezanın üçte ikisi; ödeme hükümden önce
gerçekleştirilmişse cezanın üçte biri
indirilir.
Zararın miktarına göre, 765 sayılı Türk
Ceza Kanununun 522 nci maddesi hükümleri uygulanır."
MADDE 26.- 4389 sayılı Kanunun 24 üncü
maddesinin (1) ilâ (4) numaralı fıkraları, (6) numaralı fıkrasının birinci
paragrafının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde, aynı fıkranın üçüncü
paragrafının birinci cümlesinin sonunda yer alan "açılmış sayılır."
ibaresi "açılır." şeklinde ve bu paragrafın son cümlesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"1. 22 nci maddede belirtilen
suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturmalar Cumhuriyet savcılarınca re'sen
yapılır. Kurumun veya hazine avukatının başvuruda bulunması hâlinde, bunlar
başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazanırlar.
2. 22 nci madde kapsamında veya bu
suçlarla bağlantılı olup da ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlara
ait davalar, ilgili bankanın bulunduğu ilin adıyla anılan (1) numaralı ağır
ceza mahkemelerinde görülür. Gerekli görülen yerlerde Adalet Bakanlığının
teklifi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca bu tür suçlara bakmak
üzere o yerlerdeki diğer ağır ceza mahkemeleri de görevlendirilebilir veya yeni
ağır ceza mahkemesi de kurulabilir.
3. 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanunu hükümleri saklı olmak üzere, 22 nci madde kapsamına giren veya bu
suçlarla bağlantılı suçların soruşturmasında aşağıdaki hükümler tatbik olunur.
a) 22 nci madde kapsamına giren suçlarla
ilgili hazırlık soruşturması, iş bölümü ilişkilerine göre, Cumhuriyet
savcılarınca bizzat yürütülür. Bu suçlar, görev sırasında veya görevden dolayı
işlenmiş olsalar bile, Cumhuriyet savcılarınca doğrudan soruşturma yapılır.
b) Bu suçların soruşturma ve
kovuşturmalarında, 30.7.1999 tarihli ve 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç
Örgütleriyle Mücadele Kanununun 2 ilâ 10 uncu maddeleri de uygulanır.
c) Bu suçlarla ilgili soruşturma ve
kovuşturmalarda kolluk; soruşturma ve kovuşturma sebebiyle şüpheli, sanık,
tanık, bilirkişi ve suçtan zarar görenleri, Cumhuriyet savcısının veya mahkeme
naibinin veya istinabe olunan hâkimin emriyle belirtilen gün, saat ve yerde
hazır bulundurmaya mecburdur. Bu emir, çağrılanlar hakkında kolluğa ihzar
müzekkeresinde olduğu gibi zor kullanma yetkisi verir.
d) Cumhuriyet savcıları, bu suçların
soruşturmasında gerekli olması hâlinde, geçici olarak yargı çevresi içerisinde
veya dışındaki, genel bütçeli dairelere ve katma bütçeli idarelere, bütün kamu
kurum ve kuruluşlarına, belediyelere, resmî ve özel bankalara ait bina, araç,
gereç ve personelden yararlanmak için istemde bulunabilirler. Bu istemler,
ilgili kurum ve makamlarca geciktirilmeksizin yerine getirilir. Özürsüz olarak
bu istemleri yerine getirmeyen sorumlu kişiler, üç aydan altı aya kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
e) Soruşturmanın gerekli kıldığı hâllerde,
suç mahallî veya delillerin bulunduğu yerlere gidilerek soruşturma yapılır.
f) Soruşturmanın sonuçlanmasına kadar, bu
suç faillerinin, her türlü mal, alacak para ve sair eşyalarına Cumhuriyet
savcısının yazılı emri ile elkonulur. Bu suçlara iştirak edenler ile suç
faillerinin bu suçlar nedeniyle elde ettiği her türlü haksız kazanımın transferi
sonucu elde edilen kan ve kayın hısımlar ile üçüncü şahıslar nezdindeki mal,
alacak veya sair her türlü şeylere de Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile
elkonulur.
Elkoyma kararı yirmidört saat içinde
yetkili ve görevli sulh hâkiminin onayına sunulur. Hâkim kırksekiz saat içinde kararını açıklar. Aksi hâlde
elkoyma hükümsüz kalır.
4. 22 nci maddede yazılı suçlardan dolayı
mahkûm olanlar, Fona veya Hazineye olan borçları ve tazminatları ödemediği veya
mal varlıklarından tahsil olunamadığı sürece, bunlar hakkında 647 sayılı
Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 4 ve 6 ncı madde hükümleri ile şartla tahliye
hükümleri uygulanmaz. Bu hüküm, borsadan hisse alan küçük yatırımcı pay sahibi
ortaklar hakkında uygulanmaz."
"Mülga 3182 sayılı Bankalar Kanununun
64 ve 65 inci maddeleri ile bu Kanunun 14 üncü maddesi uyarınca işlem yapılan
bankalarla ilgili olarak, Bakan, Fon veya Kurum tarafından atanan yönetim
kurulu ve denetleme kurulu üyeleri aleyhine görevlerinin ifası sebebiyle
açılmış bulunan davalar Fon aleyhine açılmış sayılır ve bu davalarda husumet
Fona yöneltilir, açılacak davalar ise doğrudan Fon aleyhine açılır."
"Bu şekilde atanan yöneticilere,
atandıkları şirketlerin doğmuş veya doğacak kamu borçları ile Sosyal Sigortalar
Kurumu borçlarının ödenememiş olması nedeniyle şahsî sorumluluk
yüklenemez."
MADDE 27.- 4389 sayılı Kanuna aşağıdaki
maddeler eklenmiştir.
"EK MADDE 1.- 14 üncü maddenin (3)
numaralı veya (5) numaralı fıkrasının (a) bendinin (aa) alt bendi uyarınca
bankacılık işlemi yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan bankalarda
bulunan ve doğruluğu hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde kanıtlanan tasarruf
mevduatı niteliğini haiz hesaplar, Hazine Müsteşarlığı ve Fonun müşterek
önerisi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek esas ve usullere göre
Fon tarafından ödenir.
1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez
Bankası Kanunu ile bu Kanun uyarınca banka tarafından yetkili mercilere beyan
edilen sigortaya tâbi tasarruf mevduatı tutarı ile Fon tarafından tespit edilen
tasarruf mevduatı tutarı arasında bir fark bulunması halinde, bu fark
nispetinde bankanın yönetim kurulu ve kredi komitesi başkan ve üyeleri ile
genel müdür, genel müdür yardımcıları, imzaları bankayı ilzam eden memurları ve
şube müdürleri ile yönetim ve denetimini doğrudan veya dolaylı olarak tek
başına veya birlikte elinde bulunduran ortaklarının, kendilerine, eşlerine ve
çocuklarına ait bankalar ve banka dışı malî kurumlar ile diğer gerçek ve tüzel
kişiler nezdindeki, kiralık kasa mevcutları da dahil olmak üzere, hak ve alacakları,
döviz tevdiat hesapları ve limitli ve limitsiz kredi kartı ve ATM kartları
hesapları dahil tüm banka hesaplarının dondurulmasına, kara, hava ve deniz
taşıtları dahil her türlü taşınır ve taşınmaz mal, kıymetli evrak ve yurt içi
veya yurt dışı Hazine bonosu, Devlet tahvili, hisse senedi, yatırım fonları
katılım belgeleri gibi diğer menkul değerlerle, bağımsız ticarî işletme,
fabrika ve tesisler, bu tesislerin işletilmesine yönelik marka ve lisans
hakları, kamu imtiyaz sözleşmelerinden doğan televizyon kanalı, elektrik
santralı gibi bir tesisin kurulması ve işletilmesi yetkilerini veren lisans,
ruhsat ve işletme hakları ile bu tesisleri lisans hakkı ile veya lisans hakkı
bulunmadan işleten ve kuran şirketlere ait hisse senetleri, hak ve alacakların
üzerindeki tasarruf yetkisinin tamamen veya kısmen kaldırılmasına, belirtilen
tüm mal, kıymetli evrak, nakit ve diğer değerlerin zaptına ve/veya resmî
sicillerdeki kayıtları üzerinde ihtiyati tedbir konulmasına, bunların bir tevdi
mahalline yatırılmasına ve hak ve alacakların üzerine diğer tedbirlerin
konulmasına, bunlardan elde edinilmiş her türlü taşınır ve taşınmaz mal, hak ve
alacaklar ile kıymetli evrak, nakit, bir tesisi işletme ve kurma hakkı veren
marka ve lisans hakları, bu tesisleri lisans hakkı ile veya lisans hakkı
bulunmadan işleten, kuran ve hak sahibi niteliğini haiz şirketlere ait hisse senetleri hakkında
belirtilen tedbirlerin alınmasına, Fonun veya kanunen Hazineye intikal eden
alacaklara ilişkin olarak Maliye Bakanlığını temsilen hazine avukatının talebi
üzerine ilgili bankanın merkezinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimi,
yargılama sırasında ise mahkeme tarafından karar verilir. Ayrıca, yukarıda
belirtilen farkın 14 ve 15 inci maddelerde yer alan hükümler dahilinde takip ve
tahsiline Fon veya kanunen Hazineye intikal eden alacaklara ilişkin olarak
Maliye Bakanlığı tarafından karar verilebilir. Bu hükümler, yukarıda sayılan
kişiler adına hareket eden veya onlar hesabına kendi adına para, mal veya hak
edinen kişiler hakkında da uygulanır.
Tedbire ilişkin talepler, hâkim veya
mahkeme tarafından evrak üzerinde yapılacak inceleme sonucunda derhal ve
nihayet yirmidört saat içinde sonuçlandırılır. Gecikmesinde sakınca görülen
hallerde Cumhuriyet başsavcılıkları da hak ve alacakların dondurulmasına karar
verebilir. Cumhuriyet başsavcılıkları
bu kararı en geç yirmidört saat içinde sulh ceza hâkimine bildirir. Hâkim en
geç yirmidört saat içinde bu kararı onaylayıp onaylamamaya karar verir. Hâkim tarafından onaylanmayan
kararlar hükümsüz kalır.
Sulh ceza hâkimince verilen tedbirler,
Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü, Kurum veya
Fonun, bankanın bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin
kaldırıldığı tarihten itibaren bir yıl içerisinde suç duyurusunda bulunmaması
halinde sona erer. Bu süre içerisinde suç duyurusunda bulunulması halinde
tedbirler, takipsizlik kararının veya açılacak dava sonucunda verilecek hükmün
kesinleşmesine kadar devam eder. Mahkeme, bu Kanun hükümlerine göre Fon
tarafından ödenen ve/veya ödenecek miktarın, sorumlular tarafından doğrudan
Hazineye ödenmesine karar verir. Bu halde, tedbirler hükmolunan meblağın
tahsiline kadar devam eder ve hükmolunan meblağ sorumluların bu fıkra uyarınca
tedbirlere konu edilen para, mal, hak ve alacakları ile diğer mal varlığından
tahsil olunur.
Yukarıdaki fıkralarda yer alan hükümlerin
konusu olup, sorumluların boşanmış veya dul eşlerinin, diğer kan hısımları ile
kayın hısımları ve üçüncü kişilerin mülkiyeti ve tasarrufuna geçirilmiş bulunan
tüm mal, sınırlı aynî veya şahsî hak ve alacaklar hakkında da Fona veya kanunen
Hazineye intikal eden alacaklar açısından Maliye Bakanlığını temsilen hazine
avukatı tüm banka hesaplarının dondurulması, tasarruf yetkisinin kaldırılması,
zapt, ihtiyati tedbir kararlarının alınmasını ve diğer kanunî sınırlamaların
getirilmesini sulh ceza mahkemesinden veya yargılama sırasında görevli
mahkemeden talep edebilir. Tüm bu mal, hak ve alacaklara ilişkin olarak
açılacak veya açılmış davalarda bu kişiler Türk Medenî Kanununun 3 üncü
maddesindeki iyiniyet karinesi ile 985 inci maddesindeki mülkiyet karinesinden
ve tüm resmî sicillere iyiniyetli güven ilkesinden yararlanamaz. İyiniyetle
edinmiş olduklarını ispatladıkları takdirde, yaptıkları ödemelerin muvazaalı
olmayan rayiç değer olduğunu belgelendirmek şartıyla ödediklerinin aslî
sorumluların mal varlığı ve diğer değerlerinden bu kişilere geri verilmesine
mahkemece karar verilir. Bu hükümler boşanmış ve dul eşler bakımından bankanın
Fona devrinden önceki iki yıl içindeki edinimlerine uygulanır.
Bankacılık işlemleri yapma ve mevduat
kabul etme izni kaldırılan bir banka nezdinde tasarruf mevduatı hesabı
bulunmamasına rağmen sahte olarak düzenlediği belgeler veya sahte olduğunu
bildiği belgeleri ibraz ederek veya ettirerek, kendisine veya bir başkasına
ödeme yapılmasını talep eden kişilere, fiilleri daha ağır cezayı gerektirmediği
takdirde, dört seneden sekiz seneye kadar ağır hapis cezası verilir.
Kendilerine veya gösterdikleri yahut hak sahibi kıldıkları kişilere ödeme
yapıldıktan sonra bu fiilleri işledikleri ortaya çıkan kişilere, bu cezanın
yanı sıra ödenen tutarın on katı kadar ağır para cezası verilir. Bu kişiler
hakkında yukarıda belirtilen hükümler uygulanır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
gerçekleştirilen fiiller nedeniyle, bu madde hükümlerine göre Fon tarafından
ödeme yapılmasına veya yapılacak olmasına sebebiyet veren kişiler ile bunların
eş ve çocuklarına ait her türlü mal, hak ve alacaklar hakkında da bu madde
hükümleri uygulanır.
EK MADDE 2.- Fona devredilen bankaların
hâkim ortakları, bankanın yönetim kurulu üyeleri, genel müdür, genel müdür
yardımcıları ve bunların eş ve çocukları ile evlâtlıklarının, bunların diğer
kan ve kayın hısımlarının ve imzaya yetkili banka mensuplarının kendi
aralarında veya üçüncü kişilerle yaptıkları taşınır ve taşınmaz rehni, ipotek,
üst hakkı, intifa hakkı ve oturma hakkı gibi her türlü sınırlı aynî hak
tesisine ilişkin sözleşmeler ile kara, hava ve deniz taşıtları gibi taşınır ve
yalı, villa, ada, site, tüm eklentileri ile çiftlik gibi taşınmaz adi ve
hasılat kira sözleşmeleri, taşınır veya taşınmaz mal finansal kiralama, uydu ve
kablolu yayın kanalı kullanma hakkı, televizyon kanalı ile gazetelerin yayım
hakkı, marka ve lisansı devir ve kullanma hakkı veren sözleşmeleri, idare ve
hizmet vekâleti ile Avrupa Birliği standartları üzerinde prim ödemek suretiyle
yapılan hayat, bireysel emeklilik, ihtiyarlık ve sağlık sigorta sözleşmeleri ve
limitli veya limitsiz kredi kartı ile ATM kartı sözleşmeleri ile münferit veya
karşılıklı verilen banka teminat mektupları, kabul kredileri ve avaller
geçersiz sayılır. Bu sözleşmelerden elde edilen tüm maddî menfaatlerin Fon veya
kanunen Hazineye intikal eden alacaklar bakımından Maliye Bakanlığı Baş Hukuk
Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü tarafından açılmış veya açılacak
davalarda mahkemece doğrudan Hazineye aynî veya değer olarak verilmesi veya
ödenmesine karar verilir. Bu sözleşmelerin geçersizliğinden dolayı karşı
tarafça açılacak tazminat davalarında sözleşmede muvazaa bulunmadığını ve sözleşmeyle
ödenen bedelin muvazaalı olmayan rayiç bedel olduğunu ispat yükü davacıya
aittir.
Borçlunun, bir borçludan beklenecek
derecede hayatını idame ettirebilmesi için gerekli konut kiralaması yukarıdaki
fıkra kapsamı dışındadır.
EK MADDE 3.- Bu Kanundan kaynaklanan
banka, Fon ve Hazine alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi
yirmi yıldır. Hazine alacakları bakımından bu sürenin başlangıcı Fon
tarafından ödeme yapılmasına veya
yapılacak olmasına sebebiyet veren kişilerin fiillerinin gerçekleştiği tarihten itibaren başlar.
EK MADDE 4.- 15/a maddesine göre Hazine
alacağı sayılan alacakların dava ve takibine ilişkin olarak Maliye
Bakanlığınca; bu alacaklarla ilgili
inceleme, araştırma, tespit, hukukî takip ve tahsile ilişkin işlerde
görevlendirilecek denetim elemanları ile hukuk müşavirleri, muhakemat
müdürleri, müşavir hazine avukatları ve
hazine avukatlarından ve gerekirse genel ve katma bütçeli daireler ile diğer
kamu kurum ve kuruluşlarından da eleman temin edilmek suretiyle oluşan özel
takip ve tahsil çalışma grupları oluşturulabilir.
EK MADDE 5.- Kamu bankalarında (tasfiye
edilen Emlak Bankası A.O. dahil) ve sermayesinin yarıdan fazlası kamu kurum ve
kuruluşlarına ait olan ya da hisselerinin çoğunluğu üzerinde bu kurum ve kuruluşların
idare ve temsil yetkisi bulunan ve özel kanunla kurulmuş bankalarda bankacılık
teamüllerine göre teminatlı ve/veya yetersiz teminatlı kredi kullanıp da vadesi
geçtiği halde henüz ödenmemiş, süresi uzatılmamış veya yeniden
yapılandırılmamış kredileri kullananlar ile münferit veya karşılıklı verilen
banka teminat mektupları, kabul kredileri ve avaller, taşınır ve taşınmaz
rehni, ipotek, üst hakkı, intifa hakkı ve oturma hakkı gibi her türlü sınırlı
aynî hak tesisine ilişkin sözleşmeden doğan haklar için Fon ve Hazine
alacaklarına ilişkin tedbir, takip ve tahsil hükümleri bankalarınca
uygulanır."
MADDE 28.- Bu Kanunun 19, 20 ve 23 üncü
maddeleri ile 27 nci maddesiyle 4389 sayılı Kanuna eklenen ek 1, ek 2 ve ek 5
inci maddelerinde yapılan düzenlemelerle ilgili olarak 31.7.2003 tarihli ve
4969 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinin (4) numaralı fıkrası hükmü de
uygulanır.
GEÇİCİ MADDE 1.- Bu Kanunun yayımı
tarihinden üç ay sonra bu Kanunun 20 nci
maddesiyle Bankalar Kanununa eklenen 15/a ve 27 nci maddesiyle aynı Kanuna eklenen ek 1 ve ek 2
nci maddelerinde belirtilen geçersiz sözleşmeler kapsamındaki tüm taşınır ve
taşınmazlara, her türlü hak ve alacaklara ilişkin kullanma ve yararlanmaya
devam edildiğinin tespiti hâlinde, bu mallar anılan maddelerde sayılan
kişilerin kendi malları sayılır. Geçersiz sayılan sözleşme hükümleri gereğince
üçüncü kişilerin elinde bulunan, bu maddede belirtilen her türlü mal, hak ve
alacakların, lisans, marka ve ruhsat haklarının, Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonuna veya Hazineye devrine mahkemece ayrıca karar verilir.
GEÇİCİ MADDE 2.- Bu Kanunun yürürlüğe
girmesiyle birlikte Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun taraf olduğu yeniden
yapılandırma anlaşmalarında, Fon yerine Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı
taraf sıfatını kazanır. Bu yeniden yapılandırma anlaşmaları ile ilgili Fona ait yetkiler, Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurumunun ilişkili olduğu Devlet Bakanı, Hazineden
sorumlu Devlet Bakanı ve Maliye Bakanının müştereken belirleyeceği beş kişiden oluşan geçici komisyon
tarafından kullanılır.
GEÇİCİ MADDE 3.- Bu Kanunun 26 ncı
maddesiyle 4389 sayılı Bankalar Kanununun 24 üncü maddesinde yapılan
değişiklikler, halen soruşturma, kovuşturma veya infazı devam edenler hakkında
da uygulanır.
GEÇİCİ MADDE 4.- Bu Kanunun 15, 20 ve 25
inci maddelerinde sayılan ceza ve hukuk davalarını kovuşturan, soruşturan ve
yürüten Cumhuriyet savcıları ile hâkimler bu işleri ivedilikle yürütürler ve
görevleri süresince disiplin nedenleri hariç meşru mazeretleri ve istemleri
olmadıkça üç yıl süre ile başka bir yere veya göreve atanamazlar. Görev süresi
dolanlar tekrar atanabilirler.
MADDE 29.- Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
MADDE 30.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
|
|
Recep Tayyip Erdoğan |
|
|
|
|
|
|
|
|
Başbakan |
|
|
|
|
|
|
|
|
Dışişleri
Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
|
|
|
|
|
|
A. Gül |
A. Şener |
M. A. Şahin |
|
|
|
|
|
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı V. |
Devlet
Bakanı |
|
|
|
|
|
|
B. Atalay |
O. Pepe |
M. Aydın |
|
|
|
|
|
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Adalet
Bakanı |
|
|
|
|
|
|
G. Akşit |
K. Tüzmen |
C. Çiçek |
|
|
|
|
|
|
Millî
Savunma Bakanı |
İçişleri
Bakanı |
Maliye
Bakanı |
|
|
|
|
|
|
M. V. Gönül |
A. Aksu |
K. Unakıtan |
|
|
|
|
|
|
Millî
Eğitim Bakanı |
Bayındırlık
ve İskân Bakanı |
Sağlık
Bakanı |
|
|
|
|
|
|
H. Çelik |
Z. Ergezen |
R. Akdağ |
|
|
|
|
|
|
Ulaştırma
Bakanı |
Tarım ve
Köyişleri Bakanı |
Çalışma
ve Sos. Güv. Bakanı |
|
|
|
|
|
|
B. Yıldırım |
S. Güçlü |
M. Başesgioğlu |
|
|
|
|
|
|
Sanayi
ve Ticaret Bakanı |
En. ve
Tab. Kay. Bakanı |
Kültür
ve Turizm Bakanı V. |
|
|
|
|
|
|
A. Coşkun |
M. H. Güler |
K. Unakıtan |
|
|
|
Çevre ve
Orman Bakanı |
|
|
|
O. Pepe |
|
|
|
|
|
ADALET
KOMİSYONUNUN KABUL ETTİĞİ METİN
BANKALAR
KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA VE BİR KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEDE DEĞİŞİKLİK
YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TASARISI
MADDE 1.- 18.6.1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü
Muhakemeleri Kanununun 286 ncı maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Mahkemeye sunulan bilirkişi raporunun maddî olgu ve
fiilî gerçeklerle bağdaşmadığı yönünde kuvvetli emare ve şüphelerin bulunduğu
kanaatine ulaşıldığı takdirde, bu bilirkişiler hakkında diğer kanunlardaki
hukukî ve cezaî sorumluluklar saklı kalmak şartıyla 19.4.1990 tarihli ve 3628
sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu
hükümleri uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının tasdikli bir örneği
yetkili Cumhuriyet savcılığına gönderilir."
MADDE 2.- 4.4.1929 tarihli ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri
Usulü Kanununun 76 ncı maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Mahkemeye sunulan bilirkişi raporunun maddî olgu ve
fiilî gerçeklerle bağdaşmadığı yönünde kuvvetli emare ve şüphelerin bulunduğu
kanaatine ulaşıldığı takdirde, bu bilirkişiler hakkında diğer kanunlardaki
hukukî ve cezaî sorumluluklar saklı kalmak şartıyla 19.4.1990 tarihli ve 3628
sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu
hükümleri uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının tasdikli bir örneği
yetkili Cumhuriyet savcılığına gönderilir."
MADDE 3.- 8.1.1943 tarihli ve 4353 sayılı Maliye Vekâleti
Baş Hukuk Müşavirliğinin ve Muhakemat Umum Müdürlüğünün Vazifelerine, Devlet
Dâvalarının Takibi Usullerine ve Merkez ve Vilâyetler Kadrolarında Bazı
Değişiklikler Yapılmasına Dair Kanunun 2 nci maddesine aşağıdaki (G) bendi
eklenmiştir.
"G) 19.4.1990 tarihli ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde
Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 17 nci maddesinin
birinci fıkrasındaki suçlardan genel bütçeli daireleri ilgilendirenlerin ceza
davalarını ve özel kanun hükümlerine göre Hazine alacağı sayılan alacakları dava, takip, müdafaa ve tahsil
etmek;"
MADDE 4.- 4353 sayılı Kanunun İkinci Bölümünün başlığı "Tayin,
terfi, mezuniyet ve özlük" şeklinde değiştirilmiş ve 27.6.1951 tarihli ve
5797 sayılı Maliye Vekaleti Baş Hukuk Müşavirliğinin ve Muhakemat Umum
Müdürlüğünün Vazifelerine Devlet Davalarının Takibi Usullerine Dair Kanunun 2
nci maddesi ile mülga 13 üncü maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
"Devlet davalarını takip tazminatı
Madde 13- Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve
Muhakemat Genel Müdürlüğü merkez ve taşra teşkilâtında görev yapan personelden;
Baş Hukuk Müşaviri ve Muhakemat Genel Müdürüne, Hukuk
Müşavirlerine, Muhakemat müdürlerine, muhakemat müdür yardımcılarına, Müşavir
Hazine avukatlarına ve Hazine avukatlarına "7500" gösterge rakamının
memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda
"Devlet davalarını takip tazminatı" ödenir.
Bu tazminat damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve
kesintiye tâbi tutulmaz ve bu tazminata hak kazanmada ve ödemelerde aylıklara
ilişkin hükümler uygulanır."
MADDE 5.- 4353 sayılı Kanunun 20 nci maddesine aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
"Milletlerarası mahkemeler ile yurt dışındaki davalarda
temsil yetkisi genel müdürün önerisi ve Bakanın onayı ile kullanılır."
MADDE 6.- 4353 sayılı Kanunun 22 nci maddesine aşağıdaki
fıkra eklenmiştir.
"İhtisas gerektiren ve ihtiyaç duyulan hallerde; ilgili
Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu Kararıyla 4734 sayılı Kamu İhale
Kanununun 22 nci maddesinin (h) bendi hükmüne göre serbest avukatlardan veya
avukatlık ortaklıklarından hizmet satın
alınabilir."
MADDE 7.- 4353 sayılı Kanunun 36 ncı maddesi başlığı ile
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Avukatlık hizmeti satın alınması
Madde 36- İhtisas gerektiren ve ihtiyaç duyulan hâllerde;
Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararıyla, 4734 sayılı Kanunun 22
nci maddesinin (h) bendi hükmüne göre serbest avukatlardan veya avukatlık
ortaklıklarından hizmet satın alınabilir.
Milletlerarası yargı organlarında Devletin taraf olduğu
davalar ile, milletlerarası tahkim yoluyla çözümlenmesi öngörülen
uyuşmazlıklarla ilgili davalarda da; Devleti ve genel bütçe içerisindeki
daireleri temsil etmek ve savunmak üzere Türk ve yabancı uyruklu avukatlardan
ya da avukatlık ortaklıklarından da 4734 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin (h)
bendi hükmüne göre hizmet satın alınabilir."
MADDE 8.- 10.2.1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah
Kanununun 33 üncü maddesinin (b) fıkrasında yer alan "Defterdarlık Kontrol
Memurlarından" ibaresi "Muhasebe Denetmeni, Vergi Denetmeni, Milli
Emlak Denetmeni ve Bunların Yardımcıları" olarak değiştirilmiş, "Sosyal
Sigortalar Kurumu Müfettiş ve Müfettiş Yardımcıları" ibaresinden sonra
gelmek üzere "Sigorta Denetleme Uzman ve Yardımcıları ile Aktüerleri"
ve "Tapu ve Kadastro Denetmenleri ve Denetmen Yardımcıları"
ibaresinden sonra gelmek üzere "4353 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin (F)
bendi ile 3 üncü maddesinin (D) bendi uyarınca görevlendirilecek
kişilerden;" ibaresi eklenmiştir.
MADDE 9.- 18.2.1963 tarihli ve 197 sayılı Motorlu Taşıtlar
Vergisi Kanununun 4 üncü maddesine (c)
bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki (d) bendi eklenmiştir.
"d) 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanunu
hükümlerine göre temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimleri veya
hisseleri kısmen veya tamamen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna intikal eden
bankalara, tasfiyeleri Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu eliyle yürütülen müflis
bankaların iflâs idarelerine ait taşıtlar."
MADDE 10.- 14.7.1965
tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 146 ncı maddesinin
üçüncü fıkrasında yer alan "6000" rakamı "15000" olarak
değiştirilmiştir.
MADDE 11.- 29.7.1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlak Vergisi
Kanununun 4 üncü maddesinin birinci cümlesinde yer alan "(a), (b) ve
(s)" ibaresi "(a), (b), (s) ve (y)" şeklinde değiştirilmiş ve
(v) fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki (y) fıkrası eklenmiştir.
"y) 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanunu
hükümlerine göre temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimleri veya
hisseleri kısmen veya tamamen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna intikal eden
bankalara, tasfiyeleri Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu eliyle yürütülen müflis
bankaların iflâs idarelerine ait binalar;"
MADDE 12.- 1319 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin birinci
cümlesinde yer alan "(a), (b) ve (f)" ibaresi "(a), (b), (f) ve
(ı)" şeklinde değiştirilmiş (h) fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki
(ı) fıkrası eklenmiştir.
"ı) 4389 sayılı Bankalar Kanunu hükümlerine göre
temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimleri veya hisseleri kısmen
veya tamamen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna intikal eden bankalara, tasfiyeleri
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu eliyle yürütülen müflis bankaların iflâs
idarelerine ait arazi ve arsalar;"
MADDE 13.- 6.1.1982 tarihli ve 2575 sayılı Danıştay
Kanununun 34 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 34- Onuncu Daire:
a) Türk parasının kıymetini koruma mevzuatından,
b) Sermaye Piyasası Kanunundan,
c) Rekabetin Korunması Hakkında Kanundan,
d) Bankalar Kanunundan,
e) Elektrik Piyasası Kanunu ile Doğal Gaz Piyasası
Kanunundan,
f) Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine Dair
Kanundan,
g) Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli
Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanundan,
h) Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim
Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının Düzenlenmesi Hakkında
Kanundan,
ı) Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmelerine Dair
Kanundan,
j) Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve
Uygulanmasına Dair
Kanundan,
k) Kamu İhale Kanunundan,
l) Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında
Kanundan,
m) Şeker Kanunundan,
n) Telsiz Kanunundan,
doğan dava ve işler ile idare mahkemeleri arasında görev ve
yetkiye ilişkin uyuşmazlıklarda ve bağlı davalarda merci tayinine ve vergi
davalarına bakan dava daireleri hariç diğer dava dairelerinin görevi dışında
kalan uyuşmazlıklara ilişkin dava ve işleri çözümler."
MADDE 14.- 25.10.1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer
Vergisi Kanununun 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının (m) bendi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"m) 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanunu
hükümlerine göre temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimleri veya
hisseleri kısmen veya tamamen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna intikal eden
bankalara, tasfiyeleri Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu eliyle yürütülen müflis
bankaların iflâs idarelerine ait mal ve
hakların (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) teslimi ve
kiralanması."
MADDE 15.- 27.6.1989 tarihli ve 375 sayılı, 657 Sayılı
Devlet Memurları Kanunu, 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu,
2802 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu, 2914 Sayılı Yükseköğretim Kanunu, 5434
Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu ile Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılması, Devlet Memurları ve Diğer Kamu
Görevlilerine Memuriyet Taban Aylığı ve Kıdem Aylığı ile Ek Tazminat Ödenmesi
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye aşağıdaki geçici 8 inci madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 8- İlgili Kanunlarında değişiklik
yapılıncaya kadar en az dört yıl süreli yükseköğretim veren fakülte ve yüksek okulları
bitirmiş, Türkiye düzeyinde görevli ve yetkili olan ve kadrolarının bulunduğu
kurumların merkez ve taşra teşkilatı ile bağlı ilgili ve ilişkili kuruluşları
dışındaki kamu kurum ve kuruluşlarında çeşitli kanun ve kanun hükmünde
kararnameler uyarınca Başbakan, bakan, müsteşar ve Bankacılık Düzenleme ve
Denetleme Kurumu adına teftiş, denetim, bankalar yeminli murakıplığı veya
inceleme (banka ve vergi incelemesi dahil) yetkisine sahip denetim
elemanlarından birinci dereceden kazanılmış hak aylığı alanlara bu derecedeki
geçirdikleri süreler dikkate alınarak emsalleri olan birinci sınıfa ayrılmış
Sayıştay meslek mensuplarına uygulanmakta olan ek göstergeler uygulanır."
MADDE 16.- 19.4.1990 tarihli ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde
Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun 17 nci maddesinin
birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Bu Kanunda ve 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı
Bankalar Kanununda yazılı suçlarla, irtikâp, rüşvet, basit ve nitelikli zimmet,
görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, resmî ihale ve alım ve
satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına
sebebiyet verme suçlarından veya bu suçlara iştirak etmekten sanık olanlar
hakkında 2.12.1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin
Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaz."
MADDE 17.- 3628 sayılı Kanunun 18 inci maddesine birinci
fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Yukarıdaki fıkraya göre yapılan ihbar veya takipsizlik
kararı ve iddianame Cumhuriyet
başsavcılığınca, Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel
Müdürlüğü ile varsa diğer ilgili kamu kurum veya kuruluşlarına bildirilir.
Hazine avukatının yazılı başvuruda bulunması hâlinde, Maliye Bakanlığı, başvuru
tarihinde müdahil sıfatını kazanır."
MADDE 18.- 3628 sayılı Kanunun 20 nci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 20- Özel kanunlarında aksine bir hüküm bulunsa
bile ilgili gerçek veya tüzel kişiler veya kamu kurum ve kuruluşları; bu Kanuna
göre takip, soruşturma ve kovuşturmaya yetkili kişi, Maliye Bakanlığı Baş Hukuk
Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü veya temsilcisi ve bu Kanundaki diğer
mercilerce istenen bilgileri gecikmeksizin makul sürede eksiksiz vermek
zorundadır. Aksine davranan kişiler hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis
cezası verilir. Bu ceza, para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilemez ve
ertelenemez."
MADDE 19.- 13.11.1996 tarihli ve 4208 sayılı Karaparanın
Aklanmasının Önlenmesine, 2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında
Kanunda, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda ve 178 sayılı Maliye
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2 nci maddesinin (a) bendine (5) numaralı
alt bentten sonra gelmek üzere aşağıdaki (6), (7) ve (8) numaralı alt bentler
eklenmiş, mevcut (6) numaralı alt bent buna göre teselsül ettirilmiştir.
"6. 4389 sayılı Bankalar Kanununun 22 nci maddesinin
(4) numaralı fıkrasındaki,
7. 2499 sayılı
Sermaye Piyasası Kanununun 47 nci maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin
(1) ilâ (7) numaralı alt bentlerindeki,
8. Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen veya Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu
tarafından tasfiyeye tâbi tutulan bankalara dair iflâs ve konkordatoya ilişkin
olarak 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununun 333 üncü maddesindeki,"
MADDE 20.- 4208 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci
cümlesinde geçen "on" ibaresi "onbeş" olarak
değiştirilmiştir.
MADDE 21.- 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanununun
6 ncı maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a) bendinde "Kurul"
ibaresinden sonra gelmek üzere "Başkanı ve" ibaresi eklenmiştir.
MADDE 22.- 4389 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin (1)
numaralı fıkrasının (b) bendine
aşağıdaki paragraf eklenmiştir.
"Mal bildiriminde bulunması gerekenlerin, bildirimde
belirtmedikleri veya gerçeğe aykırı olarak bildirdikleri her türlü taşınır ve
taşınmaz mal, hak ve alacak, gelir ve harcamalar da haksız mal edinme
hükümlerine tâbidir. Haksız mal edinmediğini ispat edene bu hüküm
uygulanmaz."
MADDE 23.- 4389 sayılı
Kanunun 14 üncü maddesinin (5) numaralı fıkrasının (c) bendinin birinci
cümlesinden sonra gelmek üzere "Borçlu tarafından ödenmesi gereken tahsil
harcı dahil her türlü vergi, resim, harç ve masraflar Fon alacağından mahsup
edilemez." cümlesi eklenmiş, dördüncü cümlesinde yer alan "her türlü
ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz" ibaresi "her türlü ihtiyati
tedbir, ihtiyati haciz ve tehir-i icra" şeklinde değiştirilmiş, aynı bende
aşağıdaki paragraf eklenmiş ve (d) bendinin birinci ve ikinci paragraflarında
yer alan "(1)" ibaresi "(1) ve (2)" şeklinde
değiştirilmiştir.
"Bu Kanun hükümlerine göre temettü hariç ortaklık
hakları ile yönetim ve denetimleri veya hisseleri kısmen veya tamamen Fona
intikâl eden bankaların, tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen müflis bankaların
iflâs idarelerinin ve Fonun, yukarıda belirtilen işlemler nedeniyle kendi
aralarındaki ve/veya diğer gerçek ve tüzel kişilerle aralarındaki işlemler
nedeniyle düzenlenen sözleşmeler, belgeler ve sair kâğıtlar ile bunların
değiştirilmesi, yenilenmesi, uzatılması, devredilmesi ya da yeni bir itfa
plânına bağlanması, alacakların teminatlandırılması, teminatların devir
alınması, tarafların sulh ve/veya ibra olması ve/veya her ne nam altında olursa
olsun herhangi bir işleme tâbi tutulması nedeniyle düzenlenen kâğıtlar ve/veya
belgeler her türlü vergi, resim ve harçlar ile özel kanunları ile hükmolunan
malî yükümlülüklerden müstesnadır. Bu hüküm üçüncü kişiler yönünden, Fonun
ve/veya Fona intikâl eden bir bankanın ve/veya tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen
müflis bankaların iflâs idarelerinin alacaklarının tahsili ile ilgili işlemlere
taraf olmaları hâlinde uygulanır."
MADDE 24.- 4389 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin (3)
numaralı fıkrasının dokuzuncu cümlesinden sonra gelmek üzere "Borçlu veya
borçlunun malları başka mahallerde bulunduğu takdirde, Fon, 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerini, kendi tahsilat dairesi
aracılığı ile uygulayabileceği gibi, tahsil dairesi bulunmadığı hâllerde talebi
üzerine, uygulama o mahaldeki Maliye Bakanlığı Tahsil Dairesi tarafından
yapılır." cümlesi, ondördüncü cümlesine "Fon, devraldığı ve dava veya
iflâs takibine konu etmekle görevli ve yetkili olduğu alacakları"
ifadesinden sonra gelmek üzere " ve 6183 sayılı Kanuna göre takip ettiği
ve/veya edeceği alacakları" ibaresi ve bu fıkraya son cümle olarak
"Fon aslen veya devir suretiyle sahip olduğu her türlü alacağının
teminatını teşkil etmek üzere Türk parası ve/veya taşınmaz rehni ve/veya taşınır
rehni dahil olmak üzere her türlü aynî ve şahsî teminat almaya ehil ve
yetkilidir." cümlesi eklenmiş, (4) numaralı fıkrası ile (7) numaralı
fıkrasının (a) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve (b) bendine aşağıdaki
paragraflar eklenmiş, (9) numaralı fıkrasının (c) bendinde yer alan "Fon
bakımından dokuz ay süreyle durur." ibaresi metinden çıkarılmış ve aynı
fıkraya aşağıdaki (e) bendi ve maddeye aşağıdaki fıkra (10) numaralı fıkra olarak eklenmiştir.
"4. Fonun karar organı Fon Kuruludur. Fon, Fon Kurulu
tarafından idare ve temsil olunur. Fon Kurulu; ikisi Hazine Müsteşarlığından
sorumlu Bakan, ikisi Maliye Bakanı, biri Adalet Bakanı, biri Kurumun ilişkili
olduğu Bakan ve biri Kurum Başkanı tarafından önerilen ve biri başkan, biri
ikinci başkan olmak üzere Bakanlar Kurulunca atanan yedi kişiden oluşur. Adalet
Bakanlığınca önerilen adayda Bakanlık merkez teşkilatında görevli hâkimlerden
Yargıtay üyeliğine seçilme niteliğini haiz olma şartı, diğer adaylarda 3 üncü
maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen nitelikler aranır. Fonun merkezi
Ankara'dır. Fon ihtiyaç duyulması halinde Fon Kurulu kararıyla gerekli görülen
yerlerde teşkilât kurabilir ve Fon Kurulu tarafından onaylanan norm kadro
çerçevesinde personel istihdam eder.
Kurulun çalışma esas ve usulleri ile Başkan ve üyelerinin
malî ve özlük hakları ile diğer hak, yükümlülük ve sorumluluklarına ilişkin
hükümler Fon Kurulu ve bu Kurulun Başkan ve üyeleri hakkında da uygulanır. 6
ncı maddenin (2), (4), (5) ve (6) numaralı fıkraları, Fon, Fon Kurulu üyeleri
ve Fon personeli hakkında da uygulanır.
Fon işlemlerini yürütmede Başkana yardımcı olmak üzere Fon
Kurulu kararıyla Kurum başkan yardımcısı statüsünde ve Kurum başkan
yardımcılarında aranan şartları taşıyan üç Fon başkan yardımcısı atanabilir.
Fon mevcudunun kullanılış usul ve esasları ile Kanunla Fona verilen yetkilerin
kullanılmasına ilişkin usul ve esaslar Kurulca hazırlanacak Fon Yönetmeliğinde gösterilir ve Fon
giderleri Fon kaynaklarından karşılanır.
Fon, dava, alacak, takip, tahsil, yeniden yapılandırma ve
diğer faaliyetleri ile ilgili olarak üçer aylık dönemler itibarıyla
yayımlayacağı raporlarla kamu oyunu bilgilendirir. Fon Türkiye Büyük Millet
Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonunu özel gündemle yapılacak toplantı ile yılda
iki defadan az olmamak üzere bilgilendirir.
Fonun görev alanı ile ilgili konularda genel bütçeye dahil
daireler ile katma bütçeli idarelerde ve kamu bankalarında çalışanlar
kurumlarının, hâkimler ve savcılar ise kendilerinin muvafakatı ile Fonda
görevlendirilebilir. Bu şekilde görevlendirilecek personel sayısı Fonun toplam
personel sayısının % 20'sini aşamaz ve bunlara görevlerinin devamı süresince
(15000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucunda
bulunacak tutarı geçmemek üzere Fon Kurulunca belirlenecek miktarda aylık ek
ücret ödemesi yapılır. Bu görevlendirmelerde 30 günden kısa süreler için kıst
hesaplama yapılır. Bu ödemeler, Damga Vergisi hariç hiçbir vergi ve kesintiye
tâbi tutulmaksızın Fon kaynaklarından karşılanır ve bütçe kanunları ile
getirilen kısıtlamalara tâbi tutulmaz. Bu şekilde görevlendirilenler de (8)
numaralı fıkrada öngörülen bilgileri istemeye ve bu kapsamda görevlendirilen
Hazine avukatları ayrıca Fona tanınan dava, takip ve tahsile ilişkin yetkileri
kullanmaya, tedbirleri talep etmeye yetkilidir.
Fon Kurulunun talebi üzerine Kurum personeli Başkan
tarafından Fonda görevlendirilebilir. Kurum ve Fon arasındaki bilgi, bilişim
sistemleri ve benzerî alt yapı paylaşımları ile personelin bir diğerinde geçici
görevlendirilme hususları Kurum ve Fon arasında yapılacak protokol ile
belirlenir."
"a) Fon alacağının tahsili bakımından yarar görmesi
hâlinde ve Fona borçlu olup olmadıklarına bakılmaksızın; hisseleri kısmen veya
tamamen kendisine intikâl eden bir bankanın yönetim ve denetimine sahip olduğu
iştiraklerinin, bu bankanın yönetim ve denetimini doğrudan veya dolaylı olarak
tek başına veya birlikte elinde bulunduran tüzel kişi ortaklarının, gerçek ve
tüzel kişi ortaklarının yönetim ve denetimini doğrudan ya da dolaylı olarak tek
başına veya birlikte elinde bulundurdukları şirketlerin ortaklarının, bu
şirketlerde sahip oldukları hisselerinin tamamına ve/veya bir kısmına ilişkin
temettü hariç ortaklık hakları ile bu şirketlerin yönetim ve denetimini
devralmaya ve şirket ana sözleşmesinde belirlenen yönetim, müdürler ve denetim
kurulu üyelerinin sayılarıyla bağlı kalmaksızın ve imtiyazlı hisselere
dayanılarak atanıp atanmadıklarına bakılmaksızın görevden almak ve/veya üye
sayısını artırmak ve/veya eksiltmek suretiyle bu kurullara üye atamaya
yetkilidir."
"Bu hüküm, bankanın yönetim ve denetimini doğrudan ya
da dolaylı olarak, tek başına veya birlikte elinde bulunduran ortakların, banka
kaynaklarını bankanın emin şekilde çalışmasını tehlikeye düşürecek biçimde
doğrudan veya dolaylı olarak kendi lehlerine kullandıkları veya bankayı bu
suretle zarara uğrattıklarının tespiti hâlinde uygulanır.
Fonun yönetim ve denetimine sahip olduğu şirketlerin ve/veya
bu fıkra uyarınca yönetimini ve denetimini devir aldığı şirketlerin, Fon
tarafından atanan yönetim, müdürler ve denetim kurulu üyeleri ile Fonun atadığı
bu yöneticiler tarafından şirket temsil ve ilzam ile yetkili kılınan genel
müdür, genel müdür yardımcısı ve müdür gibi şirket çalışanları, bu şirketlere
Fon tarafından yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile müdürlerin atanmasından
sonra, bu bentte sayılan gerçek veya tüzel kişilere ait şirket hisselerin
ve/veya bu hisselerle orantılı aktiflerinin satışı ve bu satışlardan elde
edilen tutarları Fon alacaklarına mahsup etmeye veya şirketlerin kamu borçları
ve/veya Sosyal Sigortalar Kurumuna borçları ile sair borçlarının ödemede
kullanmaya ve bu işlemler ile ilgili kararlar almaya 6762 sayılı Türk Ticaret
Kanununun 324 üncü maddesi ile bağlı
kalmaksızın yetkilidirler. Şirketlerin
sermayesini kaybetmesinden ve/veya borca batık olmasından dolayı
mahkemeye bildirimde bulunma yükümlülükleri yoktur. Bildirimde bulunmamaktan
dolayı bu şahıslar hakkında İcra ve İflâs Kanununun 179, 277 ve devamı
maddeleri ile 345/a maddeleri hükümleri uygulanmaz ve Türk Ticaret Kanununun
341 inci maddesi uyarınca şahsî sorumluluk davası açılamaz. Yönetim ve denetimi
Fon tarafından devir alınmamış şirketlere Fon tarafından atanan yönetim ve
denetim kurulu üyeleri ile müdürler ortaklar genel kurulunca görevden
alınamayacağı gibi ibra edilmeyerek haklarında kendilerinin görev yaptıkları
dönem veya dönemler dışında şahsî sorumluluk davası da açılamaz."
"Fon alacaklarından; yönetim ve denetimi Fona geçen
ve/veya bankacılık yapma ve mevduat kabul etme izin ve yetkileri ilgili bakan,
Bakanlar Kurulu veya Kurul tarafından kaldırılarak tasfiyeye tâbi tutulan veya
tasfiye işlemi başlatılan bankaların kaynağını kullanmış olmasından dolayı Fona
borçlu olması kaydıyla Fona intikal eden bir bankadan ilk kredinin ve/veya
banka kaynağının kullanmasından sonra, bu bendin birinci cümlesinde belirtilen
gerçek ve tüzel kişilerin, edindikleri ve/veya bu suretle üçüncü kişilere
edindirdikleri para, her türlü mal, hak ve alacaklarının banka kaynağı
kullanılmak suretiyle edinildiği ve/veya edindirildiği kabul edilir ve bu
gerçek kişiler ile tüzel kişiler tarafından edinilen para, her türlü mal, hak
ve alacaklar hakkında bu fıkra hükümlerini uygulamaya Fon yetkilidir. Bu
suretle edinildiği ve/veya edindirildiği kabul edilen para, her türlü mal, hak
ve alacaklar üzerinde ilk kredinin ve/veya banka kaynağının kullanıldığı
tarihten sonra üçüncü kişilere yapılan satış, devir ve temlik, sınırlı aynî hak
tesisi gibi işlemler ile üçüncü kişiler lehine tesis edilen aynî ve şahsî tüm
haklar Fona karşı hüküm ifade etmez. Bu hukukî işlemlere taraf olan tüm
şahısların küllî ve cüzî halefleri dahil, yukarıda belirtilen işlemlerin
gerçekleşmesinden sonra edindikleri ve/veya edindirdikleri para, her türlü mal,
hak ve alacaklar hakkında da bu fıkra hükümleri uygulanır. Yukarıda belirtilen
işlemlere taraf olan üçüncü kişiler bankanın Fona devrinden sonraki işlemler
nedeniyle, bu fıkranın birinci paragrafında sayılan kişiler ise bankanın
Fona devrinden önceki ve/veya
sonraki işlemler nedeniyle iyiniyet iddiasında bulunamazlar. Bankanın Fona
devrinden önce satış, kira, devir ve temlik gibi işlemler ile aynî ve şahsî hak
tesisine ilişkin işlemlere taraf olan üçüncü kişiler iyiniyetli olduklarını
kanıtlamak zorundadırlar.
Bu fıkranın (a) bendinin birinci cümlesinde ve bu bendin
birinci cümlesinde sayılan gerçek ve tüzel kişilerin yönetim ve/veya
denetimindeki şirketlerde ve/veya işletmelerinde iş akdine bağlı ve/veya bağlı
olmaksızın geçici ve/veya sürekli olarak istihdam edilen şahısların kurucusu,
ortağı, yöneticisi veya denetçisi olduğu şirketlerin; bir iş akdine bağlı olmaksızın, yukarıda
sayılan şahısların vekaleten ve/veya
ticari mümessil ve/veya ticarî vekil sıfatıyla ve/veya vekaletsiz iş görme hükümleri
gibi herhangi bir hukukî ilişkiye dayanarak geçici ve/veya sürekli olarak temsil
eden şahıslar ile temsil ettikleri gerçek ve/veya tüzel kişilerin; bu bentte
belirtilen şahıslar dışındaki ve/veya bunlar tarafından kurulan şirketlere
bankacılık mevzuatına ve/veya teamüllerine uyulmadan ve/veya teminatsız ve/veya
yetersiz teminat ile kredi kullandırılan ve/veya genellikle faaliyet yeri
olarak aynı adresi kullanan ve/veya yapılan sözleşmelere cayma hakkı ve/veya
borcun nakli gibi hükümler koymak suretiyle kullandıkları kredileri ve/veya
banka kaynaklarını bankanın yönetim ve denetimini doğrudan ve/veya dolaylı
olarak tek başına ve/veya birlikte elinde bulunduran gerçek ve tüzel kişilere
ve/veya bunların ve/veya bankanın iştiraklerine ve/veya doğrudan veyahut
dolaylı bağı bulunan şahıs ve şirketlere yukarıdaki bentlerde sayılan gerçek
veya tüzel kişilere aktarılmasını sağlayan gerçek veya tüzel kişilerin
kullanmış oldukları krediler ve/veya banka kaynakları bankanın yönetim ve
denetimini doğrudan ve/veya dolaylı olarak, tek başına veya birlikte elinde
bulunduran ortaklar tarafından kullanılmış banka kaynağı sayılır ve bu şahıslar
ile edindikleri ve/veya üçüncü kişilerce edindirdikleri para, her türlü mal,
alacak ve haklar hakkında bu fıkra hükümleri uygulanır."
"e) Fon tarafından başlatılan ve/veya Fona intikâl eden
bankalardan devir alınan takiplerde borçlular tarafından yapılan tüm itirazlar
satış dışında takip işlemlerini durdurmaz.
Açılan ihalenin feshi davasının davacı aleyhine sonuçlanması
hâlinde dosyaya yatırılan teminat sıra cetvelinde pay düşen alacaklılara
garameten ve derhal ödenir.
Fonun alacaklısı olduğu icra dosyalarında Tasarruf Mevduatı
Sigorta Fonuna ödenmesi gereken satış bedelleri sıra cetvelinin kesinleşmesi
beklenmeksizin teminatsız olarak ödenir."
"10. Fon alacaklarının tahsilini teminen, Fon
tarafından bu Kanun hükümleri çerçevesinde açılan davalarda verilen tedbir
kararları uyarınca üzerine tedbir konulan para, her türlü mal, hak ve
alacaklar, bu davalara konu alacakların yasal teminatını oluşturur ve karar
kesinleşinceye kadar devam eder. Mahkemece karara bağlanan alacaklar tedbir
konulan para, mal ve her türlü hak ve alacakların bedelinden bankanın Fona
devrinden önce diğer bankaların ve üçüncü kişilerin lehine tesis edilmiş ve
muvazaalı bulunmadığı ilgili tarafından ispat edilmiş sınırlı aynî haklar ile
işçi alacakları ve nafaka alacakları dışındakiler imtiyazlı alacak olarak
öncelikle tahsil olunur."
MADDE 25.- 4389 sayılı Kanunun 15 inci maddesinden sonra
gelmek üzere 15/a maddesi eklenmiştir.
"Hazine alacağı
MADDE 15/a- Fon alacaklarından; yönetim ve denetimi Fona
intikâl eden ve/veya bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izin ve
yetkileri ilgili bakan, Bakanlar Kurulu veya Kurul tarafından kaldırılarak
tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen veya Fon tarafından tasfiye işlemleri
başlatılan bankaların yönetim ve denetimini doğrudan veya dolaylı olarak elinde
bulunduran ortaklarının kendi lehine kullandıkları her türlü banka kaynakları
ve her ne ad altında olursa olsun kendilerine ait yurt içi ve yurt dışı şirket,
finans kuruluşu, off-shore bankalara aktardıkları banka kaynakları ile eşleri, çocukları ve
evlâtlıkları ve bunların diğer kan ve kayın
hısımları adına açılmış krediler ile bunlara aktarılan her türlü kaynak
aktarımları veya bankaların hâkim ortaklarının kendilerine veya şirketleri ile
iştiraklerine rayiç bedelin altında ve
muvazaalı yapılmış tüm devir ve
temlikler, üçüncü kişilere yapılmış her türlü taşınır ve taşınmaz rehni
ve ipotek gibi sınırlı ayni haklar ve bunlardan elde edilen nemalar,
iştiraklerine ve bağlı şirketlerine aynî bankanın el değiştiren ortaklarının
birbirlerine verdiği krediler ile aynı şekildeki bankaların karşılıklı
birbirlerine verdikleri krediler, bankaya ve grup şirketlerine yüksek bedelle
satılmış tüm mal, hisse ve hizmetlerden veya bunlardan ve benzerlerinden elde
edilen nemalar, uzun süreli kiralama veya finansal kiralama yolu ile kendisine
aktarılan kaynak ve hizmetler bankanın yönetim ve denetim döneminde yeterli
ticarî faaliyeti olmaksızın kaynak aktarımı amacıyla kurulmuş şirketlere
verilen krediler ile bunlara aktarılan kira ve hizmet bedellerindeki nemalar,
yurt dışı banka ve finans kuruluşları ile yapılan inançlı işlemler yolu ile
aktarılan her türlü kaynaklar, bankalarının off-shore bankalarındaki yargı kararları nedeniyle ödedikleri
mevduatları ve off-shore bankaların
bankaya izinli veya izinsiz aktardığı off-shore mevduatlar, bankanın yönetim kurulu ve kredi komitesi
başkan ve üyeleri ile genel müdür, genel müdür yardımcıları, imzaları bankayı
ilzam eden memurları, müdürlerinin kendileri, eşleri ve çocukları, evlâtlıkları
ile bunların diğer kan ve kayın hısımlarına aktarılan her türlü kaynakların
tümü başkaca bir işleme gerek olmaksızın Hazine alacağı haline gelmiş sayılır.
Fon Kurulunun talebi üzerine görevlendirilen Hazine avukatlarınca da takip edilebilir.
Yukarıdaki fıkra hükümleri borsadan hisse alan küçük pay
sahibi ortakları ile Türk Ticaret Kanunu ve özel kanunları hükümleri gereğince
yüzde birin altında zorunlu hisse alarak yönetimde ve denetimde görev alanlardan iyiniyetli olanlar hakkında
uygulanmaz.
Bankanın yönetim kurulu ve kredi komitesi başkan ve üyeleri
ile genel müdür, genel müdür yardımcıları, imzaları bankayı ilzam eden
memurları ve şube müdürleri ile yönetim ve denetimini doğrudan veya dolaylı
olarak tek başına veya birlikte elinde bulunduran ortaklarının kendileri,
eşleri, çocukları ve evlâtlıkları ve bunların diğer kan ve kayın hısımları ile
yapılan veya yapılacak olan yeniden yapılandırma anlaşmaları çerçevesinde Fonun
alacakları da Hazine alacaklarındandır.
Yukarıdaki fıkralar hükümleri gereğince açılmış ve açılacak
her türlü davalara adlî tatilde de bakılır, bu davalarda bilirkişiler resmî kurum ve kuruluşlarda görev yapanlar
arasından seçilir, duruşmalarda otuz günden fazla ara verilmez."
MADDE 26.- 4389 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin (1)
numaralı fıkrasının birinci cümlesindeki "üzerine" ibaresinden sonra
gelmek üzere "doğrudan" ibaresi eklenmiştir.
MADDE 27.- 4389 sayılı Kanuna 17 nci maddesinden sonra
gelmek üzere aşağıdaki 17/a maddesi eklenmiştir.
"İspat külfeti
MADDE 17/a- Fon tarafından 14, 15, 15/a ve 17 nci maddeler
hükümleri uyarınca açılmış ve açılacak davalar ile temettü hariç ortaklık
hakları ve/veya yönetim ve denetimi Fona intikâl eden ve/veya bankacılık
işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izin ve yetkileri ilgili bakan, Bakanlar
Kurulu veya Kurul tarafından kaldırılarak tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen veya
Fon tarafından tasfiye işlemleri başlatılan bankalar tarafından eski
yöneticiler ve denetçiler aleyhine aslen açılan ve/veya külli halef sıfatı ile
takip edilen ve/veya Fon tarafından kanunî halef ve/veya devir alanı ve
temellük eden sıfatı ile takip edilen şahsi sorumluluk davalarında ispat
külfeti davalılara aittir."
MADDE 28.- 4389 sayılı Kanunun 20 nci maddesinin (5)
numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"5.a) Kurul kararları ile miktarı beşyüzmilyar Türk
Lirasını aşan Fon Kurulu kararlarına karşı açılacak idarî davalar ilk derece
mahkemesi olarak Danıştayda görülür ve acele işlerden sayılır.
b) Kurul kararları ile miktarı beşyüzmilyar Türk Lirasını
aşan Fon Kurulu kararları aleyhine açılacak idarî davalarda yürütmenin
durdurulması talebinin kabul veya reddi kararına yapılan itirazların karara
bağlanmasından önce, tarafların istemi üzerine duruşma yapılmasına karar verilebilir."
MADDE 29.- 4389 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin (3)
numaralı fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki (4) numaralı fıkra eklenmiş
ve diğer fıkralar buna göre teselsül ettirilmiştir.
"4. Fon alacaklarından; temettü hariç ortaklık hakları
ile yönetim ve denetimi Fona intikâl eden ve/veya bankacılık işlemleri yapma ve
mevduat kabul etme izin ve yetkileri Kurul tarafından kaldırılarak tasfiyeleri
Fon eliyle yürütülen veya Fon tarafından tasfiye işlemleri başlatılan bir
bankanın; hukuken veya fiilen yönetim ve denetimini elinde bulunduran yönetici
olsun veya olmasın gerçek kişi ortakların 15/a maddesinde sayılan fiiller
sonucu bankanın kaynaklarını, bankanın emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye
düşürecek şekilde doğrudan veya dolaylı olarak kendilerinin veya başkalarının
menfaatlerine kullandırmakla bankayı her ne suretle olursa olsun zarara
uğratarak kendilerinin veya başkalarının malvarlığının artışına neden olmaları
zimmet olarak kabul edilir. Bu fiilleri işleyenler hakkında on yıldan yirmi
yıla kadar ağır hapis ve yirmimilyar liradan seksenmilyar liraya kadar ağır
para cezasına hükmolunur. Ayrıca, meydana gelen zararın Hazine alacağı olarak
müteselsilen ödenmesine karar verilir."
MADDE 30.- 4389 sayılı Kanunun 24 üncü maddesinin (1) ilâ
(4) numaralı fıkraları, (6) numaralı fıkrasının birinci paragrafının birinci
cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, aynı fıkranın üçüncü paragrafının
birinci cümlesinin sonunda yer alan "açılmış sayılır." ibaresi
"açılır." şeklinde ve bu paragrafın son cümlesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"1. 22 nci maddenin (4) numaralı fıkrasında belirtilen
suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturmalar Kurumun yazılı bildirimi üzerine
veya gecikilmesinde sakınca görülen hâllerde re'sen Cumhuriyet savcılarınca
yapılır. Kurumun veya Fonda görevlendirilen Hazine avukatının başvuruda
bulunması hâlinde, bunlar başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazanırlar.
2. 22 nci maddenin (3) ve (4) numaralı fıkrası kapsamında
veya bu suçlarla bağlantılı olup da ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren
suçlara ait davalar, ilgili bankanın bulunduğu ilin adıyla anılan (1) numaralı
ağır ceza mahkemelerinde görülür. Gerekli görülen yerlerde Adalet Bakanlığının
teklifi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca bu tür suçlara bakmak
üzere o yerlerdeki diğer ağır ceza mahkemeleri de görevlendirilebilir veya yeni
ağır ceza mahkemesi de kurulabilir.
3. 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümleri
saklı olmak üzere, 22 nci maddenin (3) ve (4) numaralı fıkrası kapsamına giren
veya bu suçlarla bağlantılı suçların soruşturmasında aşağıdaki hükümler tatbik
olunur.
a) 22 nci maddenin (3) ve (4) numaralı fıkrası kapsamına
giren suçlarla ilgili hazırlık soruşturması, iş bölümü ilişkilerine göre,
Cumhuriyet savcılarınca bizzat yürütülür. Bu suçlar, görev sırasında veya
görevden dolayı işlenmiş olsalar bile, Cumhuriyet savcılarınca doğrudan
soruşturma yapılır.
b) Bu suçların soruşturma ve kovuşturmalarında, 30.7.1999
tarihli ve 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanununun 2 ilâ
10 uncu maddeleri de uygulanır.
c) Bu suçlarla ilgili soruşturma ve kovuşturmalarda kolluk;
soruşturma ve kovuşturma sebebiyle şüpheli, sanık, tanık, bilirkişi ve suçtan
zarar görenleri, Cumhuriyet savcısının veya mahkeme naibinin veya istinabe
olunan hâkimin emriyle belirtilen gün, saat ve yerde hazır bulundurmaya
mecburdur. Bu emir, çağrılanlar hakkında kolluğa ihzar müzekkeresinde olduğu
gibi zor kullanma yetkisi verir.
d) Cumhuriyet savcıları, bu suçların soruşturmasında gerekli
olması hâlinde, geçici olarak yargı çevresi içerisinde veya dışındaki, genel
bütçeli dairelere ve katma bütçeli idarelere, bütün kamu kurum ve
kuruluşlarına, belediyelere, resmî ve özel bankalara ait bina, araç, gereç ve
personelden yararlanmak için istemde bulunabilirler. Bu istemler, ilgili kurum
ve makamlarca geciktirilmeksizin yerine getirilir. Özürsüz olarak bu istemleri
yerine getirmeyen sorumlu kişiler, üç aydan altı aya kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
e) Soruşturmanın gerekli kıldığı hâllerde, suç mahallî veya
delillerin bulunduğu yerlere gidilerek soruşturma yapılır.
f) Soruşturmanın sonuçlanmasına kadar, bu suç faillerinin,
her türlü mal, alacak para ve sair eşyalarına Cumhuriyet savcısının yazılı emri
ile elkonulur. Bu suçlara iştirak edenler ile suç faillerinin bu suçlar
nedeniyle elde ettiği her türlü haksız kazanımın transferi sonucu elde edilen
kan ve kayın hısımlar ile üçüncü şahıslar nezdindeki mal, alacak veya sair her
türlü şeylere de Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile elkonulur.
Elkoyma kararı yirmidört saat içinde yetkili ve görevli sulh
hâkiminin onayına sunulur. Hâkim kırksekiz saat içinde kararını açıklar. Aksi
hâlde elkoyma hükümsüz kalır.
4. 22 nci maddenin (4) numaralı fıkrasında yazılı suçlardan
dolayı mahkûm olanlar, Fona veya Hazineye olan borçları ve tazminatları
ödemediği veya mal varlıklarından tahsil olunamadığı sürece, bunlar hakkında
647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 4 ve 6 ncı madde hükümleri ile
şartla tahliye hükümleri uygulanmaz. Bu hüküm, borsadan hisse alan küçük yatırımcı
pay sahibi ortaklar hakkında uygulanmaz."
"Mülga 3182 sayılı Bankalar Kanununun 64 ve 65 inci
maddeleri ile bu Kanunun 14 üncü maddesi uyarınca işlem yapılan bankalarla
ilgili olarak, Bakan, Fon veya Kurum tarafından atanan yönetim kurulu ve
denetleme kurulu üyeleri aleyhine görevlerinin ifası sebebiyle açılmış bulunan
davalar Fon aleyhine açılmış sayılır ve bu davalarda husumet Fona yöneltilir,
açılacak davalar ise doğrudan Fon aleyhine açılır."
"Bu şekilde atanan yöneticilere, atandıkları şirketlerin
doğmuş veya doğacak kamu borçları ile Sosyal Sigortalar Kurumu borçlarının
ödenememiş olması nedeniyle şahsî sorumluluk yüklenemez."
MADDE 31.- 4389 sayılı Kanuna aşağıdaki maddeler
eklenmiştir.
"EK MADDE 1.- Bankacılık işlemleri yapma ve mevduat
kabul etme izin ve yetkileri Kurul tarafından kaldırılarak tasfiyeleri Fon
eliyle yürütülen veya Fon tarafından tasfiye işlemleri başlatılan bankalarda
bulunan ve doğruluğu hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde kanıtlanan tasarruf
mevduatı niteliğini haiz hesapların tasarruf mevduatı sigortası kapsamındaki
kısmı, Hazine Müsteşarlığı ve Fonun müşterek önerisi üzerine Bakanlar Kurulu
tarafından belirlenecek esas ve usullere göre Fon tarafından ödenir.
1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu ile bu
Kanun uyarınca banka tarafından yetkili mercilere beyan edilen sigortaya tâbi
tasarruf mevduatı tutarı ile Fon tarafından tespit edilen tasarruf mevduatı
tutarı arasında bir fark bulunması halinde, bu fark nispetinde bankanın yönetim
kurulu ve kredi komitesi başkan ve üyeleri ile genel müdür, genel müdür
yardımcıları, imzaları bankayı ilzam eden memurları ve şube müdürleri ile
yönetim ve denetimini doğrudan veya dolaylı olarak tek başına veya birlikte
elinde bulunduran ortaklarının, kendilerine, eşlerine ve çocuklarına ait
bankalar ve banka dışı malî kurumlar ile diğer gerçek ve tüzel kişiler
nezdindeki, kiralık kasa mevcutları da dahil olmak üzere, hak ve alacakları,
döviz tevdiat hesapları ve limitli ve limitsiz kredi kartı ve ATM kartları
hesapları dahil tüm banka hesaplarının dondurulmasına, kara, hava ve deniz
taşıtları dahil her türlü taşınır ve taşınmaz mal, kıymetli evrak ve yurt içi
veya yurt dışı Hazine bonosu, Devlet tahvili, hisse senedi, yatırım fonları
katılım belgeleri gibi diğer menkul değerlerle, bağımsız ticarî işletme,
fabrika ve tesisler, bu tesislerin işletilmesine yönelik marka ve lisans
hakları, kamu imtiyaz sözleşmelerinden doğan televizyon kanalı, elektrik
santralı gibi bir tesisin kurulması ve işletilmesi yetkilerini veren lisans, ruhsat
ve işletme hakları ile bu tesisleri lisans hakkı ile veya lisans hakkı
bulunmadan işleten ve kuran şirketlere ait hisse senetleri, hak ve alacakların
üzerindeki tasarruf yetkisinin tamamen veya kısmen kaldırılmasına, belirtilen
tüm mal, kıymetli evrak, nakit ve diğer değerlerin zaptına ve/veya resmî
sicillerdeki kayıtları üzerinde ihtiyati tedbir konulmasına, bunların bir tevdi
mahalline yatırılmasına ve hak ve alacakların üzerine diğer tedbirlerin
konulmasına, bunlardan elde edinilmiş her türlü taşınır ve taşınmaz mal, hak ve
alacaklar ile kıymetli evrak, nakit, bir tesisi işletme ve kurma hakkı veren
marka ve lisans hakları, bu
tesisleri lisans hakkı
ile veya lisans hakkı bulunmadan işleten, kuran ve hak sahibi niteliğini
haiz şirketlere ait hisse senetleri
hakkında belirtilen tedbirlerin alınmasına, Fon avukatının veya bu Kanuna göre
Hazine alacağı sayılan alacaklara ilişkin olarak Fon avukatının ve/veya Fonda
görevlendirilen hazine avukatının talebi üzerine ilgili bankanın merkezinin
bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimi, yargılama sırasında ise mahkeme tarafından
karar verilir. Ayrıca, yukarıda belirtilen farkın 14 ve 15 inci maddelerde yer
alan hükümler dahilinde takip ve tahsiline Fon tarafından karar verilebilir. Bu
hükümler, yukarıda sayılan kişiler adına hareket eden veya onlar hesabına kendi
adına para, mal veya hak edinen kişiler hakkında da uygulanır.
Tedbire ilişkin talepler, hâkim veya mahkeme tarafından
evrak üzerinde yapılacak inceleme sonucunda derhal ve nihayet yirmidört saat
içinde sonuçlandırılır. Gecikmesinde sakınca görülen hallerde Cumhuriyet
başsavcılıkları da hak ve alacakların dondurulmasına karar verebilir.
Cumhuriyet başsavcılıkları bu kararı en
geç yirmidört saat içinde sulh ceza hâkimine bildirir. Hâkim en geç yirmidört saat
içinde bu kararı onaylayıp onaylamamaya karar verir. Hâkim tarafından
onaylanmayan kararlar hükümsüz kalır.
Sulh ceza hâkimince verilen tedbirler, Kurum veya Fonun,
bankanın bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırıldığı
tarihten itibaren bir yıl içerisinde suç duyurusunda bulunmaması halinde sona
erer. Bu süre içerisinde suç duyurusunda bulunulması halinde tedbirler,
takipsizlik kararının veya açılacak dava sonucunda verilecek hükmün
kesinleşmesine kadar devam eder. Mahkeme, bu Kanun hükümlerine göre Fon
tarafından ödenen ve/veya ödenecek miktarın, sorumlular tarafından doğrudan
Hazineye ödenmesine karar verir. Bu halde, tedbirler hükmolunan meblağın
tahsiline kadar devam eder ve hükmolunan meblağ sorumluların bu fıkra uyarınca tedbirlere
konu edilen para, mal, hak ve alacakları ile diğer mal varlığından tahsil
olunur.
Yukarıdaki fıkralarda yer alan hükümlerin konusu olup,
sorumluların boşanmış veya dul eşlerinin, diğer kan hısımları ile kayın
hısımları ve üçüncü kişilerin mülkiyeti ve tasarrufuna geçirilmiş bulunan tüm
mal, sınırlı aynî veya şahsî hak ve alacaklar hakkında da Fon avukatı veya bu
Kanun uyarınca Hazine alacağı sayılan alacaklar açısından Fon avukatı ve/veya
Fonda görevlendirilen hazine avukatı tüm banka hesaplarının dondurulması,
tasarruf yetkisinin kaldırılması, zapt, ihtiyati tedbir kararlarının alınmasını
ve diğer kanunî sınırlamaların getirilmesini sulh ceza mahkemesinden veya
yargılama sırasında görevli mahkemeden talep edebilir. Tüm bu mal, hak ve
alacaklara ilişkin olarak açılacak veya açılmış davalarda bu kişiler Türk
Medenî Kanununun 3 üncü maddesindeki iyiniyet karinesi ile 985 inci
maddesindeki mülkiyet karinesinden ve tüm resmî sicillere iyiniyetli güven
ilkesinden yararlanamaz. İyiniyetle edinmiş olduklarını ispatladıkları
takdirde, yaptıkları ödemelerin muvazaalı olmayan rayiç değer olduğunu
belgelendirmek şartıyla ödediklerinin aslî sorumluların mal varlığı ve diğer
değerlerinden bu kişilere geri verilmesine mahkemece karar verilir. Bu hükümler
boşanmış ve dul eşler bakımından bankanın Fona devrinden önceki iki yıl
içindeki edinimlerine uygulanır.
Bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni
kaldırılan bir banka nezdinde tasarruf mevduatı hesabı bulunmamasına rağmen
sahte olarak düzenlediği belgeler veya sahte olduğunu bildiği belgeleri ibraz
ederek veya ettirerek, kendisine veya bir başkasına ödeme yapılmasını talep
eden kişilere, fiilleri daha ağır cezayı gerektirmediği takdirde, dört seneden
sekiz seneye kadar ağır hapis cezası verilir. Kendilerine veya gösterdikleri
yahut hak sahibi kıldıkları kişilere ödeme yapıldıktan sonra bu fiilleri
işledikleri ortaya çıkan kişilere, bu cezanın yanı sıra ödenen tutarın on katı
kadar ağır para cezası verilir. Bu kişiler hakkında yukarıda belirtilen hükümler
uygulanır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce gerçekleştirilen
fiiller nedeniyle, bu madde hükümlerine göre Fon tarafından ödeme yapılmasına
veya yapılacak olmasına sebebiyet veren kişiler ile bunların eş ve çocuklarına
ait her türlü mal, hak ve alacaklar hakkında da bu madde hükümleri uygulanır.
EK MADDE 2.- Temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve
denetimi Fona intikâl eden ve/veya bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul
etme izin ve yetkileri ilgili bakan, Bakanlar Kurulu veya Kurul tarafından
kaldırılarak tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen veya Fon tarafından tasfiye
işlemleri başlatılan bankaların hâkim ortakları, bankanın yönetim kurulu
üyeleri, genel müdür, genel müdür yardımcıları ve bunların eş ve çocukları ile
evlâtlıklarının, bunların diğer kan ve kayın hısımlarının ve imzaya yetkili
banka mensuplarının kendi aralarında veya üçüncü kişilerle yaptıkları taşınır
ve taşınmaz rehni, ipotek, üst hakkı, intifa hakkı ve oturma hakkı gibi her
türlü sınırlı aynî hak tesisine ilişkin sözleşmeler ile kara, hava ve deniz
taşıtları gibi taşınır ve yalı, villa, ada, site, tüm eklentileri ile çiftlik
gibi taşınmaz adi ve hasılat kira sözleşmeleri, taşınır veya taşınmaz mal
finansal kiralama, uydu ve kablolu yayın kanalı kullanma hakkı, televizyon
kanalı ile gazetelerin yayım hakkı, marka ve lisansı devir ve kullanma hakkı
veren sözleşmeleri, idare ve hizmet vekâleti ile Avrupa Birliği standartları
üzerinde prim ödemek suretiyle yapılan hayat, bireysel emeklilik, ihtiyarlık ve
sağlık sigorta sözleşmeleri ve limitli veya limitsiz kredi kartı ile ATM kartı
sözleşmeleri ile münferit veya karşılıklı verilen banka teminat mektupları,
kabul kredileri ve avaller geçersiz sayılır. Bu sözleşmelerden elde edilen tüm
maddî menfaatlerin Fona intikal eden alacaklar bakımından açılmış veya açılacak
davalarda mahkemece doğrudan Hazineye aynî veya değer olarak verilmesi veya
ödenmesine karar verilir. Bu sözleşmelerin geçersizliğinden dolayı karşı
tarafça açılacak tazminat davalarında sözleşmede muvazaa bulunmadığını ve
sözleşmeyle ödenen bedelin muvazaalı olmayan rayiç bedel olduğunu ispat yükü
davacıya aittir.
Borçlunun, bir borçludan beklenecek derecede hayatını idame
ettirebilmesi için gerekli konut kiralaması yukarıdaki fıkra kapsamı
dışındadır.
EK MADDE 3.- Bu Kanundan kaynaklanan Fon alacaklarına ve bu
Kanuna göre Hazine alacağı sayılan alacaklara ilişkin dava ve takiplerde
zamanaşımı süresi yirmi yıldır. Fon alacakları ve bu Kanuna göre Hazine alacağı
sayılan alacaklar bakımından bu sürenin başlangıcı Fon tarafından ödeme
yapılmasına veya yapılacak olmasına sebebiyet veren kişilerin fiillerinin
gerçekleştiği tarihten itibaren başlar.
EK MADDE 4.- 15/a
maddesine göre Hazine alacağı sayılan alacakların dava ve takibine ilişkin
olarak; bu alacaklarla ilgili inceleme,
araştırma, tespit, hukukî takip ve tahsile ilişkin işlerde görevlendirmek üzere
denetim elemanları ile müşavir hazine avukatları ve hazine avukatlarından ve
gerekirse, genel ve katma bütçeli daireler ile diğer kamu kurum ve
kuruluşlarından da personel temin edilmek suretiyle oluşan özel takip ve tahsil
çalışma grupları oluşturulabilir.
Yukarıda sayılan işlerde görevlendirilenlere bu görevlerinin
devamı süresince (15000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı
sonucunda bulunacak tutarda Fon bütçesinden aylık ek ücret ödenir. Anılan
görevlendirmelerde otuz günden kısa süreler için kıst hesaplama yapılır. Bu
ödemeler damga vergisi hariç hiçbir vergi ve kesintiye tâbi tutulmaz.
Yukarıdaki ödemelerde Bütçe Kanunları ile getirilen kısıtlamalar uygulanmaz. Bu
ödeme temsil ve görev tazminatından mahsup edilmez.
13.11.1996 tarihli ve 4208 sayılı Kanunun 3 üncü maddesine
göre görevlendirilenlere aynı Kanunun 14 üncü maddesi uyarınca yapılan
ödemeler, bu maddeye göre ödenecek ek ücretten mahsup edilir.
Bu madde gereğince yurt içi ve dışında yapılacak diğer
giderler Fon bütçesinden ödenir.
EK MADDE 5.- Kamu bankalarında (tasfiye halindeki Emlak
Bankası A.Ş. dahil) ve sermayesinin yarıdan fazlası kamu kurum ve kuruluşlarına
ait olan ya da hisselerinin çoğunluğu üzerinde bu kurum ve kuruluşların idare
ve temsil yetkisi bulunan ve özel kanunla kurulmuş bankalarda bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten önce bankacılık teamüllerine göre teminatlı ve/veya
yetersiz teminatlı kredi kullanıp da vadesi geçtiği halde henüz ödenmemiş,
süresi uzatılmamış veya yeniden yapılandırılmamış kredileri kullananlar ile
münferit veya karşılıklı verilen banka teminat mektupları, kabul kredileri ve
avaller, taşınır ve taşınmaz rehni, ipotek, üst hakkı, intifa hakkı ve oturma
hakkı gibi her türlü sınırlı aynî hak tesisine ilişkin sözleşmeden doğan haklar
için Fon ve Hazine alacaklarına ilişkin tedbir, takip ve tahsil hükümleri
bankalarınca uygulanır.
EK MADDE 6.- Temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve
denetimi Fona intikâl eden ve/veya bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul
etme izin ve yetkileri ilgili bakan, Bakanlar Kurulu veya Kurul tarafından
kaldırılarak tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen veya Fon tarafından tasfiye
işlemleri başlatılan bankalarda 15/a maddesinde sayılan kişiler dışındaki
üçüncü kişilerle yaptıkları sözleşmelere, bu sözleşmelerin karşılıklı edimleri
içermeleri, edimler arasında orantısızlık bulunmaması, üçüncü kişilerin
edimlerini yerine getirdiklerine dair düzenlenmiş usulüne uygun belgelerinin
bulunması ve bu işlemlerin her türlü muvazaadan âri olduğunun bu kişiler
tarafından ispatlanması hâlinde, Bankalar Kanununun 15, 15/a, 22, Ek-1 ve Ek-2
maddeleri uygulanmaz.
EK MADDE 7.- 14 üncü maddenin (3) numaralı fıkrasına göre
Fona devredilen Bankalardan hâkim ortakları tarafından banka kaynaklarını kendi
lehine kullanmadıkları için Fon tarafından Fona devirden önceki yönetimleri
ibra edilen (sonradan ibrası kaldırılanlar hariç) banka hâkim ortakları ile
yöneticileri için ceza ve hukuk davası
açılmamış olanlar için Hazine alacağı
davası açılmaz."
MADDE 32.- 4.1.2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale
Kanununun 30.7.2003 tarihli ve 4964 sayılı Kanunun 15 inci maddesi ile değişik
22 nci maddesinin (g) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki (h) bendi
eklenmiştir.
"h) 4353 sayılı Kanunun 22 nci ve 36 ncı maddeleri
uyarınca Türk veya yabancı uyruklu avukatlardan hizmet alımları."
MADDE 33.- Bu Kanunun 24, 25 ve 27 nci maddeleriyle, 4389
sayılı Kanuna, bu Kanunun 31 inci maddesiyle eklenen ek 1, ek 2, ek 5, Geçici 1
ve Geçici 3 üncü maddelerinde yapılan düzenlemelerle ilgili olarak 31.7.2003
tarihli ve 4969 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinin (4) numaralı fıkrası
hükmü de uygulanır.
MADDE 34.- 4389 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin son
fıkrasındaki; 14 üncü maddesinin (5) numaralı fıkrasının (a) bendinin (ac) alt
bendindeki, (6) numaralı fıkrasının (b) ve (c) bentlerindeki; 15 inci
maddesinin (3) numaralı fıkrasındaki "Kurulca" ibareleri "Fon
Kurulunca" şeklinde; 14 üncü maddesinin (1) numaralı fıkrasının son
paragrafındaki "Fondan" ibaresi "Kurumdan" şeklinde; 15
inci maddesinin (5) numaralı fıkrasının
(b) bendindeki "Kurumun" ibaresi "Fonun" şeklinde; 17 nci
maddesinin (1) numaralı fıkrasındaki "Kurul" ibaresi "Fon
Kurulu" şeklinde değiştirilmiştir.
GEÇİCİ MADDE 1.- Bu Kanunun yayımı tarihinden üç ay sonra bu
Kanunun 25 inci maddesiyle Bankalar
Kanununa eklenen 15/a ve 31 inci
maddesiyle aynı Kanuna eklenen ek 1 ve ek 2 nci maddelerinde belirtilen
geçersiz sözleşmeler kapsamındaki tüm taşınır ve taşınmazlara, her türlü hak ve
alacaklara ilişkin kullanma ve yararlanmaya devam edildiğinin tespiti hâlinde,
bu mallar anılan maddelerde sayılan kişilerin kendi malları sayılır. Geçersiz
sayılan sözleşme hükümleri gereğince üçüncü kişilerin elinde bulunan, bu
maddede belirtilen her türlü mal, hak ve alacakların, lisans, marka ve ruhsat
haklarının, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna veya Hazineye devrine mahkemece
ayrıca karar verilir.
GEÇİCİ MADDE 2.- Bu Kanunun 19, 25 ve 29 uncu maddelerinde
sayılan ceza ve hukuk davalarını kovuşturan, soruşturan ve yürüten Cumhuriyet
savcıları ile hâkimler bu işleri ivedilikle yürütürler ve görevleri süresince
disiplin nedenleri hariç meşru mazeretleri ve istemleri olmadıkça üç yıl süre
ile başka bir yere veya göreve atanamazlar. Görev süresi dolanlar tekrar
atanabilirler.
GEÇİCİ MADDE 3.- Bu Kanunla, 4208 sayılı Kanunun 2 nci
maddesinin (a) bendine (5) numaralı alt bentten sonra gelmek üzere eklenen (6)
numaralı alt bendi, 4389 sayılı Bankalar Kanununun 9 uncu maddesinin (1)
numaralı fıkrasının (b) bendine eklenen paragraf, 15 inci maddenin (7) numaralı
fıkrasının (b) bendine eklenen paragraflar, (9) numaralı fıkrasının (c)
bendinde yapılan değişiklik, 15 inci maddeye eklenen (10) numaralı fıkra,
Bankalar Kanununa eklenen 15/a maddesi, 17/a maddesi ve Ek madde 2, bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihe kadar temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve
denetimi Fona intikâl eden ve/veya bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul
etme izin ve yetkileri ilgili bakan, Bakanlar Kurulu veya Kurul tarafından
kaldırılarak tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen veya Fon tarafından tasfiye
işlemleri başlatılan bankalar hakkında uygulanır.
GEÇİCİ MADDE 4.- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten
itibaren bir ay içinde 5 inci maddede öngörülen Fon Kurulunun üyeleri atanır.
Bu atama yapılıp Fon Kurulunun üyeleri göreve başlayıncaya kadar 4389 sayılı
Bankalar Kanununun 15 inci maddesinin (4) numaralı fıkrası uyarınca oluşturulan
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Yönetim Kurulunun görevi devam eder. Aynı
maddede öngörülen Fon Yönetmeliği Fon Kurulu üyelerinin göreve başladığı
tarihten itibaren en geç bir ay içinde hazırlanır. Yönetmeliğin hazırlanması
Bankalar Kanunundaki hükümlere tâbidir. Bu Yönetmelik yayımlanıncaya kadar eski
Yönetmeliğin bu Kanuna aykırı olmayan
hükümleri uygulanmaya devam olunur.
İlk defa atanan Fon Kurulu üyelerinden başkan dışında,
ikinci yılın sonunda kura sonucunda belirlenen iki üye ve dördüncü yılın
sonunda, kalan üyelerden kura sonucunda belirlenecek iki üyenin yerine, 4389
sayılı Kanunda belirtilen hükümlere uygun olarak yeni üye ataması yapılır.
GEÇİCİ MADDE 5.- Bu Kanunun yayımı tarihinde kadrosu
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunda olan ve Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonunda görevli bulunanlar Başkan tarafından görevlendirilebilir.
GEÇİCİ MADDE 6.- Fon Kurulu, göreve başladıktan itibaren
dört aylık süre içinde daha önce 15 inci maddenin (3) numaralı fıkrası uyarınca
yeniden itfa plânına bağlanan ve 30.1.2002 tarih ve 4743 sayılı Malî Sektöre
Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun uyarınca finansal yeniden yapılandırma çerçeve anlaşmaları
kapsamına giren tüm alacaklarla ilgili anlaşmalar ile protokolleri tahsil
kabiliyeti ile diğer şartlar açısından hiçbir sınırlamaya tâbi olmaksızın
yeniden gözden geçirir.
MADDE 35.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 36.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.