YENİ BİTKİ ÇEŞİTLERİNE AİT ISLAHÇI HAKLARININ
KORUNMASINA İLİŞKİN KANUN
Kanun No. 5042 |
|
Kabul Tarihi : 8.1.2004 |
BİRİNCİ KISIM
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam ve
Tanımlar
Amaç
ve kapsam
MADDE 1. - Bu Kanunun amacı, bitki çeşitlerinin
geliştirilmesini özendirmek, yeni çeşitlerin ve ıslahçı haklarının korunmasını
sağlamaktır.
Bu Kanun tüm bitki türlerini
kapsar.
Tanımlar
MADDE 2. - Bu Kanunda geçen ;
a) Bakanlık : Tarım ve Köyişleri
Bakanlığını,
b) Mahkeme : Fikrî ve sınaî
haklar konusundaki ihtisas mahkemelerini,
c) Islahçı : Yeni bir bitki
çeşidini ıslah eden veya bulan ve geliştiren kişiyi,
d) Hak sahibi : Islahçı veya
onun hukukî haleflerini,
e) Çeşit : Islahçı hakkının
verilmesi için gerekli şartların karşılanıp karşılanmadığına bakılmaksızın, bir
veya birden fazla genotipin ortaya çıkardığı bazı özelliklerin kendisini
göstermesiyle tanımlanan ve aynı tür içindeki diğer genotiplerden en az bir
tipik özelliği ile ayrılan ve
değişmeksizin çoğaltmaya uygunluğu bakımından bir birim olarak kabul edilen en
küçük taksonomik kısım içerisinde yer
alan bitki grubunu,
f) Tohumluk : Bitkilerin
çoğaltımı için kullanılan vegetatif ve generatif bitki kısımlarını,
g) Çoğaltım veya çoğaltma : Asıl
veya ebeveyn bitkilerle aynı özellikleri taşıyan bir sonraki nesil bitkilerin
elde edilmesini,
h) Üretim veya üretme : Ürün
veya çoğaltım materyali elde etmek amacıyla bitki yetiştirilmesini,
ı) Çoğaltım materyali :
Bitkilerin çoğaltımı için kullanılan bütün bir bitki veya kısımlarını,
i) Tescil : Bu Kanun
kapsamındaki çeşitlerin ıslahçı hakları kütüğüne yazılmasını,
j) Bülten : Bitki Çeşitleri
Bültenini,
k) Kütük : Islahçı hakkı
başvurusu ve hakkın tescili ile ilgili hususların kayıtlı olduğu sicilleri,
l) Katalog: İlgili mevzuat çerçevesinde ticareti yapılan
çeşitlerin yayımlandığı listeyi,
m) UPOV Sözleşmesi : Yeni Bitki
Çeşitlerini Koruma Uluslararası Birliği Sözleşmesini,
İfade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
Koruma Şartları ve
Korumadan
Yararlanacak Kişiler
Genel şartlar
MADDE 3. - Yeni, farklı, yeknesak ve durulmuş olduğu
tespit edilen bitki çeşitleri, bu Kanunda belirtilen diğer şartların yerine
getirilmesi kaydıyla, ıslahçı hakkı verilerek korunur.
Korumadan yararlanacak kişiler
MADDE 4. - Bu Kanun ile sağlanan korumadan, Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşları veya Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde ikametgâhı
olan veya iş merkezi bulunan gerçek veya tüzel kişiler veya UPOV Sözleşmesi
hükümleri dahilinde başvuru hakkına sahip kişiler yararlanır.
Birinci fıkra şartlarını
taşımamasına rağmen, Türkiye Cumhuriyeti uyruğundaki kişilere kanunen veya
fiilen koruma tanıyan devletlerin uyruğundaki gerçek veya tüzel kişiler de
karşılıklılık ilkesi uyarınca bu Kanunun
sağladığı korumadan yararlanır.
Yenilik ve yeniliği etkilemeyen durumlar
MADDE 5. - Bir çeşidin çoğaltım veya hasat edilmiş
materyali; ıslahçı hakkı için başvurunun yapıldığı tarihten geriye doğru yurt
içinde bir yıl, yurt dışında dört yıl, ağaç ve asmalarda altı yıl öncesine
kadar kullanım amacıyla hak sahibi tarafından veya onun rızasıyla satılmamış
veya umuma sunulmamış ise çeşit yeni kabul edilir.
Aşağıda belirtilen haller
çeşidin yeni sayılmasını etkilemez:
a) Hak sahibi aleyhine, hakkın kötüye
kullanımı sayılacak satış veya açıklamalar.
b) Islahçı hakkının devrine
ilişkin sözleşme kapsamında olan satış veya açıklamalar.
c) Çoğaltım materyalinin
mülkiyet hakkının hak sahibinde olması ve bu materyalin bir başka çeşit
üretiminde kullanılmaması kaydıyla hak sahibi adına bu materyalin çoğaltım
sözleşmesi kapsamında kalan faaliyetler.
d) Çeşidin niteliklerini
belirlemek amacıyla bir sözleşme çerçevesinde yapılan tarla veya laboratuvar
denemeleri ya da küçük çaplı ürün
işleme denemeleriyle ilgili faaliyetler.
e) Biyolojik güvenlik amacıyla
yapılacak yasal işlemler veya ticareti
yapılacak çeşitlerin resmi kataloğa kaydedilmesi gibi yükümlülüklerden doğan
faaliyetler.
f) Çeşidin elde edilişi
sırasında ortaya çıkan artık ürünün veya yan ürün niteliğindeki hasat edilmiş
materyalin ya da (c), (d) ve (e) bentleri çerçevesindeki faaliyetleri sonucu
ortaya çıkan materyalin tüketim amacıyla ve çeşit tanımlanmaksızın satışı veya
kamuya sunulması ile ilgili faaliyetler.
Farklılık
MADDE 6. - Başvuru veya rüçhan hakkı tarihinde, herkesçe
bilinen çeşitlerden açıkça ayırt edilebilen çeşit, farklı sayılır.
Bir çeşide herhangi bir ülkede
başvuru sonucunda ıslahçı hakkı verilmesi veya çeşidin katalogda yer alması
halinde, çeşidin başvuru tarihinden itibaren herkesçe bilindiği kabul edilir.
Herkesçe bilinme, çeşidin
kullanılmaya başlanması veya meslekî bir kuruluşun çeşitler kataloğunda yer
alması veya bir referans koleksiyonuna dahil edilmesi gibi durumlara bakılarak
da tespit edilebilir.
Yeknesaklık
MADDE 7. - Kullanılan çoğaltım metoduna bağlı olan
muhtemel değişiklikler dışında, ilgili özellikler bakımından bir örneklik
gösteren çeşit, yeknesak kabul edilir.
Durulmuşluk
MADDE 8. - Birbirini izleyen çoğaltımlar sırasında veya
belirli çoğaltım dönemleri sonunda ilgili özellikleri değişmeksizin aynı kalan
çeşit, durulmuş kabul edilir.
İsimlendirme ve ismin kullanılması
MADDE 9. - Korunan bir çeşidin ismi onun umumî ismi
haline gelir.
İsim, çeşidin tanınmasını
sağlamak kaydıyla anlamlı veya anlamsız bir kelime veya kelime grubundan,
kelime ve rakamlardan veya harf ve rakamlardan oluşabilir. Çeşit için önerilen
ismin içinde, çeşit ile ilgili ürünler bakımından marka alınmasını markalar
mevzuatı açısından engelleyecek unsurlar bulunamaz.
Çeşit için, Türkiye’de veya UPOV Sözleşmesine taraf bir ülkede bir isim tescil edilmiş ve kullanılmakta ise ıslahçı hakkı başvuruları bu isimle yapılır. 42 nci madde hükümlerine aykırı olmamak kaydıyla, çeşidin diğer ülkelerde kullanılan isimleri de Başvuru Siciline ve Islahçı Hakları Siciline kaydedilir.
Bir çeşidin Türkiye’de veya UPOV
Sözleşmesine taraf bir ülkede kullanılmakta olan isminin aynısı veya
karışıklığa yol açacak kadar benzeri, aynı veya yakın türdeki bir diğer çeşit
için kullanılamaz. Bu hüküm UPOV Sözleşmesine taraf ülkede tescil edilmiş
isimler için de uygulanır.
Korunan bir çeşidin çoğaltım
materyalini satan veya başka şekilde pazarlayan herkes çeşidin bu ismini
kullanmak zorundadır. Bu hüküm 14 üncü
maddenin beşinci fıkrasının (b) bendindeki çeşitlere de uygulanır.
İsmi kullanım zorunluluğu,
ıslahçı hakkı sona erse bile devam eder.
Çeşidin kullanımıyla ilgili
olarak üçüncü kişilerin önceki hakları saklıdır. Üçüncü kişilerin önceki
hakları nedeniyle, bir çeşide ait ismin kullanılması bu ismi kullanmak zorunda
olan kişiye yasaklanmışsa Bakanlık ıslahçıdan çeşit için yeni bir isim ister.
Satışa sunulan veya diğer
şekillerde piyasaya sürülen bir çeşidin isminin marka, ticaret unvanı veya
benzer diğer işaretler ile birlikte kullanımı ancak çeşit isminin kolayca
tanınabilir şekilde yazılması halinde mümkündür.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Koruma Süresi
Koruma süresi
MADDE 10. - Koruma
süresi ıslahçı hakkının tescilinden itibaren yirmibeş yıldır. Bu süre
ağaçlar, asmalar ve patates için otuz yıldır.
Koruma süresinin sona ermesi,
takvim yılı sonu itibarıyla hesaplanır.
İKİNCİ KISIM
Hak Sahipliği, Hakkın Kapsamı ve
Sınırlandırma
BİRİNCİ BÖLÜM
Hak Sahipliği ve Hak
Sahibinin Yetkileri
Hak sahipliği
MADDE 11. - Bir çeşidin ıslahçı hakkı, ıslahçıya ve onun
hukukî haleflerine aittir.
Islahçının birden çok olması halinde, taraflar arasında aksine bir anlaşma yoksa, ıslahçılar, müşterek mülkiyet hükümleri çerçevesinde hak sahibidir.
Her hak sahibi diğerlerinden
bağımsız olarak aşağıdaki işlemleri kendi adına yapabilir:
a) Kendine düşen pay üzerinde
serbestçe tasarrufta bulunabilir.
b) Diğer hak sahiplerine yazılı
bildirimde bulunduktan sonra hak konusu çeşidi kullanabilir.
c) Hak konusu çeşidin korunması
için gerekli önlemleri alabilir.
d) Diğer pay sahipleriyle
birlikte, Bakanlığa yapılan başvuru veya tescilden doğan hakların herhangi bir
şekilde tecavüze uğraması halinde, üçüncü kişilere karşı hukuk ve ceza davası
açabilir.
Üçüncü kişilere karşı hukuk veya
ceza davası açılması halinde, diğer hak sahiplerinin davaya katılabilmeleri
için durum, davayı açan tarafından, davanın açıldığı tarihten itibaren bir ay
içinde kendilerine bildirilir.
Payın üçüncü kişilere
devredilmesi halinde, diğer pay sahiplerinin önalım hakkı vardır. Payın devri,
yazılı olarak yapılır ve sicile kaydedilir. Bakanlık önalım hakkının
kullanılabilmesi için durumu iki ay içinde diğer paydaşlara bildirir. Önalım
hakkı, bildirimin tebellüğünden itibaren bir ay içinde kullanılır.
Çeşidin kullanılması hakkının
üçüncü kişilere devrinin, hak sahiplerinin tamamının rızasıyla mümkün olmaması
halinde, devredilip devredilemeyeceği hususunu mahkeme takdir eder.
Hizmet ilişkisinde hak sahipliği
MADDE 12. - Aralarındaki özel sözleşmeden veya işin
mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça, çalışanların işlerini görürken ıslah
ettikleri veya buldukları ve geliştirdikleri çeşitlerin sahibi, bunların
işverenidir.
Sözleşmesi gerektirmediği halde,
işyerindeki bilgi ve araçlardan faydalanmak suretiyle çeşit geliştiren
çalışanların ıslah ettikleri veya buldukları ve geliştirdikleri çeşidin sahibi
işverendir.
Çalışanların, ıslah ettikleri
veya buldukları ve geliştirdikleri çeşitleri için çeşidin ekonomik değeri de
göz önüne alınarak işverenin ve çalışanın birlikte tespit edeceği bir bedele
hakları vardır. Taraflar, bedel konusunda anlaşamadıkları takdirde söz konusu
bedel mahkemece tespit edilir. Taraflar, bedeli hizmet sözleşmesine önceden
belirleyip koyabilirler.
Kamu kurum ve kuruluşlarında
çalışan görevlilerden hangilerinin ıslahçı hakkından ne ölçüde ve nasıl
yararlanacağı, ilgili bakanlıkların görüşleri alınarak Bakanlık tarafından
çıkarılacak yönetmelikte belirlenir.
Hizmet sözleşmesi dışında kalan sözleşmelerde hak sahipliği
MADDE 13. - Sözleşmede aksine bir hüküm yoksa, hizmet
sözleşmesi dışında kalan iş sözleşmeleri çerçevesinde ıslah edilen veya bulunan
ve geliştirilen çeşidin sahibi işverendir.
Hak sahibinin yetkileri
MADDE 14. - Islahçı hakkı, korunan çeşit ile ilgili
olarak, hak sahibine aşağıdaki inhisarî yetkileri verir:
a) Üretmek veya çoğaltmak.
b) Çoğaltım amacıyla hazırlamak.
c) Satışa arz etmek.
d) Satmak veya diğer şekillerde piyasaya
sürmek.
e) İhraç veya ithal etmek.
f) Depolamak.
Koruma altındaki bir çeşide ait
çoğaltım materyalinin izinsiz kullanımı sonucunda sağlanan hasat edilmiş
materyal ile ilgili olarak; birinci fıkrada belirtilen tüm faaliyetler için hak
sahibinin izni gereklidir. Ancak hak sahibi, geçmişte makul bir fırsata sahip
olduğu halde söz konusu çoğaltım materyali üzerindeki bu hakkını kullanmamışsa
izin gerekmez.
Koruma altındaki bir çeşide ait
çoğaltım materyalinin izinsiz kullanımı sonucunda sağlanan hasat edilmiş
materyalden doğrudan elde edilen mamul maddelere de ikinci fıkra hükümleri
uygulanır.
Hak sahibi, yukarıdaki
fıkralarda belirtilen hükümlerdeki yetkilerini şarta bağlayabilir ve bu
yetkilerine sınırlandırma getirebilir.
Yukarıdaki fıkralarda belirtilen
hükümler aşağıdaki çeşitlere de uygulanır:
a) Koruma altındaki bir çeşidin
kendisinin esas itibarıyla türetilmiş bir çeşit olmaması kaydıyla, bu çeşitten
esas itibarıyla türetilen çeşitlere.
b) Korunan bir çeşitten farklı
olmayan çeşitlere.
c) Üretilmeleri için her
defasında koruma altındaki bir çeşidin kullanımını gerektiren çeşitlere.
Aşağıdaki haller beşinci fıkranın (a) bendinde sözü
edilen diğer bir çeşitten esas itibarıyla türetilmiş çeşitleri kapsar:
a) Çeşidin, hâkim özellikler
itibarıyla bir başlangıç çeşidinden türetilmiş olması veya yine hâkim
özellikler itibarıyla başlangıç çeşidinden türetilen diğer bir çeşitten
türetilmiş olması gerekir. Her iki durumda da esas itibarıyla türetilmiş çeşit,
başlangıç çeşidini oluşturan genotip veya genotipler tarafından meydana
getirilen aslî özellikleri göstermelidir.
b) Türetilmiş çeşit, başlangıç
çeşidinden açıkça ayırt edilebilir olmalı ve türetme yönteminin yol açtığı
farklılıklar dışında başlangıç çeşidini oluşturan genotip veya genotipler
tarafından meydana getirilen aslî özellikleri göstermelidir.
Esas itibarıyla türetme; tabiî
veya sunî mutant seleksiyonu, somaklonal varyant seleksiyonu, başlangıç çeşidi
içinden farklı bireylerin seleksiyonu, geriye melezleme veya genetik
mühendisliği yoluyla transformasyona uğratılmış bitkilerden elde etme gibi
yöntemlerle olabilir.
Başvuru ve tescil tarihi arasında kalan süre içinde yetkiler
MADDE 15. - Islahçı hakkı için yapılan başvuru tarihi ile
hakkın verildiği tarih arasındaki süre içinde, 14 üncü maddede belirtilen ve
hak sahibinin iznini gerektiren faaliyetlerde bulunan kişi veya kişiler, hak
sahibine muhik bir bedel ödemek zorundadır.
İKİNCİ BÖLÜM
Yetkinin
Sınırlandırıldığı Haller
Genel sınırlandırma halleri
MADDE 16. - Aşağıdaki haller hak sahibinin yetkileri
dışındadır:
a) Şahsî amaçla sınırlı kalan ve
ticarî amaç taşımayan faaliyetler.
b) Deneme amacıyla yapılan
faaliyetler.
c) 14 üncü maddenin beşinci
fıkrasındaki haller dışında başka çeşitlerin elde edilmesi amacıyla yapılan
faaliyetler.
Çiftçi istisnası
MADDE 17. - Hak sahibinin, 14 üncü maddenin birinci
fıkrasında belirtilen yetkilerine aykırı olmamak kaydıyla, tarımsal üretimin
korunması ve kollanması amacıyla, çiftçilerin kendi arazilerinde yaptıkları
üretim sonucunda elde ettikleri üründen, yine kendi işlediği arazilerinde
yapacakları yeni üretimler için, hibrit ve sentetik çeşitler hariç olmak üzere,
korunan bir çeşidin çoğaltım materyalini kullanabilmeye yetkileri vardır.
Birinci fıkra hükümleri aşağıdaki türlere uygulanır:
a) Tahıllar;
1- Buğday (Triticum spp.).
2- Arpa (Hordeum vulgare L.).
3- Çeltik (Oryza sativa L.).
4- Yulaf (Avena sativa L.).
5- Çavdar (Secale cercale L.).
6- Tritikale (Triticosecale).
b) Yemeklik baklagiller;
1- Kuru fasulye (Phaseolus
vulgaris L.).
2- Nohut (Cicer arietinum L.).
3- Mercimek (Lens culinaris
Medik.).
4- Bezelye (Pisum sativum L.).
5- Bakla (Vicia faba L.).
c) Yem bitkileri;
1- Yonca (Medicago sativa L.).
2- Korunga (Onobrychis sativa
L.).
3- Fiğ (Vicia sativa L.).
4- Üçgül (Trifolium spp.).
d) Endüstri bitkileri;
1- Pamuk (Gossypium spp.).
2- Tütün (Nicotiana tabacum L.).
3- Patates (Solanum tuberosum
L.).
4- Kolza (Brassica napus L.).
5- Yer fıstığı (Arachis hypogaea
L.).
6- Soya (Glycine Max L.).
Birinci fıkra, hak sahibinin ve
çiftçilerin haklarını koruyacak şekilde, aşağıdaki kriterler göz önüne alınarak
uygulanır:
a) Çiftçinin işlediği arazisi
için herhangi bir miktar kısıtlaması
olmadan ihtiyaç duyduğu çoğaltım materyalini kullanmaya hakları vardır.
Çiftçinin işlediği arazisi; çiftçinin kendi adına, kendi sorumluluğu altında
bitki yetiştirdiği, mülkiyetindeki veya kiraladığı veya ortakçılık yoluyla işlediği
arazidir.
b) Çiftçi istisnasından küçük
çiftçiler yararlanır. Küçük çiftçiler; ikinci fıkrada belirtilen türlerden en
fazla 92 ton tahıl üretmek için kullanılması gerekli araziden daha küçük
araziye sahip çiftçiler veya diğer türler için karşılaştırılabilir kriterleri
sağlayan çiftçilerdir. Karşılaştırılabilir kriterler yönetmelikle belirlenir.
Bu çiftçiler, hak sahibine herhangi bir bedel ödemezler.
c) Korunan çeşidi kullanan ve
istisna dışında kalan çiftçiler hak sahibine belirli bir bedel öderler. Bu bedel,
hak sahibi ile çiftçi arasında yapılacak anlaşmayla belirlenir.
d) İstisnadan yararlanan
çiftçiler veya ürünü işleyenler, hak sahibinin talep ettiği her türlü bilgi ve
belgeyi vermek zorundadır. Hak sahibi, gerektiğinde bu konuda Bakanlıktan
yardım isteyebilir. Bakanlık, ücreti karşılığında konuyla ilgili bilgi ve
belgeleri hak sahibine verebilir. Bakanlık, talep edilen bilgi ve belgeleri
vermeyi reddederse, ret kararını gerekçeleriyle birlikte hak sahibine yazılı
olarak bildirir.
Çiftçi istisnası ile ilgili
uygulamaların usul ve esasları yönetmelikle düzenlenir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Zorunlu Lisans ve
Islahçı Hakkının
Tüketilmesi
Zorunlu lisans
MADDE 18. - Islahçı hakkının tescilinden itibaren üçüncü
yılın sonunda, kamu yararının gerektirmesi halinde, ıslahçı hakkı zorunlu
lisansa konu yapılabilir.
Millî savunma veya halk sağlığı
açısından, korunan çeşidin kullanılmaya başlanması, kullanımının artırılması
veya yaygınlaştırılması büyük önem taşıyorsa, kamu yararının bulunduğu kabul
edilir.
Korunan çeşidin
kullanılmamasının veya nitelik ve miktar bakımından yetersiz kullanılmasının
ekonomik ve teknolojik gelişme açısından
ciddi zararlara sebep olacağı hallerde de kamu yararının bulunduğu kabul
edilir.
Zorunlu lisansa, Bakanlığın
teklifi üzerine Bakanlar Kurulu karar verir. Korunan çeşidin kullanımının millî
savunma veya halk sağlığı bakımından önemli olması halinde ise zorunlu lisans
teklifi, Bakanlık ile Millî Savunma Bakanlığı veya Sağlık Bakanlığı tarafından
birlikte yapılır.
Millî savunma nedeni ile verilen
zorunlu lisans kararı, çeşidin bir veya birkaç işletme tarafından kullanılması
ile sınırlandırılabilir.
Korunan çeşidin ihraç edilmesi
durumu, zorunlu lisans gerekçesi olarak kabul edilmez.
Zorunlu lisansla ilgili
uygulamaların usul ve esasları yönetmelikle düzenlenir.
Zorunlu lisansla ilgili arabuluculuğun talep edilmesi
MADDE 19. - Zorunlu lisans verilmesi için talepte
bulunmak isteyen kişi, önce aynı çeşit için sözleşmeye dayalı lisans verilmesi
amacıyla Bakanlıktan arabuluculuk etmesini isteyebilir.
Bakanlığın arabuluculuğunu talep
etmek için, yönetmelikte belirtilen ücret ödenir.
Arabuluculuk talebinde aşağıdaki
hususlar yer alır:
a) Talepte bulunan hakkında
bilgi.
b) Arabuluculuk talebine konu
olan çeşit ve hak sahibi hakkında bilgi.
c) Zorunlu lisans verilmesini
haklı kılan şartlar.
d) Talep edilen lisansın kapsamı
ve talebin sebepleri.
e) Talepte bulunanın hak konusu
çeşidi etkin şekilde kullanıp kullanamayacağı ve hak sahibi tarafından lisans
verilmesi için istenilen makul teminatın verilip verilemeyeceği konusunda karar
vermeye yetecek bilgiler.
Bakanlığın arabuluculuğu
MADDE 20. - Bakanlık, arabuluculuk talebi konusundaki
kararını talep tarihinden itibaren bir ay içinde verir.
Bakanlık, kendisine yapılan
arabuluculuk talebi ile bu talebe ekli belgelerin incelenmesinden ve yaptığı
araştırmadan sonra, zorunlu lisansın verilmesini gerektiren bir durum
bulunduğu, talepte bulunan kişinin ödeme gücü bulunduğu ve hak konusu çeşidin
kullanımı için gerekli imkânlara sahip olduğu kanısına varırsa, arabuluculuk
talebini kabul eder.
Bakanlık, arabuluculuk talebi
konusundaki kararını, talep sahibine ve ayrıca arabuluculuk talebinin bir
sureti ile birlikte hak sahibine bildirir.
Arabuluculuk işleminin yapılması
MADDE 21. - Bakanlık, arabuluculuk talebini kabul ederse,
arabulucu olarak bulunacağı sözleşmeye dayalı lisans görüşmelerine, ilgili
tarafların katılması için gecikmeksizin çağrıda bulunur. Görüşmeler en çok iki
ay sürer.
Arabuluculuk talebinin kabul
edildiğinin taraflara bildirilmesini izleyen iki aylık süreye rağmen,
sözleşmeye dayalı bir lisansın verilmesi mümkün olmamışsa, Bakanlık
arabuluculuk ve araştırma faaliyetinin sona erdiğini açıklar ve bunu ilgililere
bildirir.
Bakanlık, lisans sözleşmesinin
gerçekten yapılabileceği kanısına varırsa, tarafların birlikte yapacağı en çok
bir aylık ek süre talebini, iki aylık süre geçmesine rağmen kabul edebilir.
Bakanlığın kararını vermesinden
önce, sadece tarafların, arabuluculuk işlemleri ile ilgili belgelere bakma ve
suretleri isteme hakları vardır. Taraflar ve Bakanlık, belgelerin içeriğinin
gizliliğine uymakla yükümlüdür.
Arabuluculuk faaliyetinin sonuçları
MADDE 22. - Bakanlığın arabulucu olduğu görüşmeler
sonucunda, tarafların hak konusu çeşidin kullanımı ile ilgili lisans konusunda anlaşmaya varmaları
halinde, lisans alanın çeşidi kullanmaya başlaması için kendisine süre tanınır.
Çeşidin kullanılmaya başlanması
için tanınan süre bir yılı aşamaz ve arabuluculuk faaliyetinin sonuçlanması
için aşağıdaki şartlar aranır:
a) Taraflarca kararlaştırılan
lisansın inhisarî lisans olması ve zorunlu lisansa konu olmasını engellememesi.
b) Hak konusu çeşidin kullanılması
için, arabuluculuk talebinde bulunanın gerekli imkânlara sahip olduğunu ve
çeşidin niteliği itibarıyla kullanıma başlamak için süreye ihtiyacı olduğunu
kanıtlayan belgelerin temin edilmesi.
c) Talepte bulunanın, öngörülen
süre içinde hak konusu çeşidi kullanıma başlayamaması halinde doğabilecek
sorumluluk için yönetmelikte belirtilen teminatın verilmesi.
d) Yönetmelikte belirtilen
arabuluculuk ücretinin ödenmesi.
Bakanlık, tarafların sundukları
belgelere dayanarak, ikinci fıkrada öngörülen şartların yerine getirilmiş
olduğuna ve tarafların çeşidin kullanımı konusunda hemen harekete geçeceklerine
ilişkin kesin bir kanıya varırsa, arabuluculuk işlemlerini tamamlar ve
arabuluculuk sonucu verilen lisansı Kütüğe kaydeder.
Talepte bulunan, çeşidin
kullanımına başlanılmasıyla ilgili hazırlıklar ve mevcut durum hakkında
Bakanlığa bilgi vermekle yükümlüdür. Bakanlık gerekli gördüğü takdirde,
denetime yetkilidir.
Bakanlığın arabuluculuğu
sonucunda lisans alan, hak konusu çeşidin kullanımı için tanınan süre içinde,
söz konusu çeşit için zorunlu lisans verilmesi işlemlerinin durdurulmasını
mahkemeden talep edebilir.
Zorunlu lisans verilmesi
işlemlerinin durdurulması hakkındaki kararın, esaslı bir yanılmaya veya
tarafların öngörülen süre içinde çeşide yönelik ciddi ve sürekli faaliyette
bulunamayacakları düşüncesine dayandığının ispatı halinde, mahkeme durdurma
kararını kaldırabilir.
Bakanlığın arabuluculuk
faaliyeti sonucu lisans alan, öngörülen süre içinde çeşidi kullanmaya
başlamazsa, Bakanlık, lisans alanın lisans verene bir bedel ödemesi gerektiğine
karar verebilir. Bedel, çeşidin kullanılmadığı süreye eşdeğer süreli bir lisans
sözleşmesinde lisans alanın hak sahibine ödemesi gereken lisans bedeline göre
hesaplanır.
Zorunlu lisansın talep edilmesi
MADDE 23. - 21 inci maddede öngörülen sürenin bitmesinden
veya Bakanlığın arabuluculuk yapmasına ilişkin talebi reddeden kararından
itibaren üç aylık süre geçmişse veya Bakanlık tarafından yapılan arabuluculuk
faaliyeti süresi içinde, taraflar lisans sözleşmesi yapılması konusunda
anlaşmaya varamamışlarsa, mahkemeden zorunlu lisans verilmesi talep edilebilir.
Zorunlu lisans talep eden, daha
önce yapılan arabuluculuk işlemlerine ve bu amaçla sunulan belgelere dayanarak
zorunlu lisansın verilmesi ile ilgili şartların gerçekleştiğini ileri
sürebilir.
Talep sahibi ayrıca çeşidi etkin
bir biçimde kullanmayı sağlayacak imkânları ve lisans verilmesi halinde
gösterebileceği teminatı belirtir.
Zorunlu lisans talebine
aşağıdaki belgeler eklenir:
a) Daha önce yapılmış bir
arabuluculuk faaliyetine ilişkin belgeler bulunmadığı takdirde, zorunlu lisans
talebini inandırıcı bir şekilde destekleyen belgeler.
b) Zorunlu lisans işlemleri için
gerekli olan masrafı karşılamak üzere yönetmelikte belirtilen teminatın
verileceği ile ilgili belgeler.
c) Yönetmelikte belirtilen
ücretin ödendiğini gösterir belge.
Zorunlu lisans işleminin başlaması
MADDE 24. - 23 üncü maddede belirtilen şartların
gerçekleşmesi halinde, mahkeme zorunlu lisans talebiyle ilgili işlemlere
başlar. Talebin ve ekli belgelerin birer sureti hak sahibine gönderilir. Hak
sahibi, belgelerin alındığı tarihten itibaren en geç bir ay içinde, bunlara
karşı itirazda bulunabilir.
Bakanlığın arabuluculuk talebini
reddetmiş olması sebebiyle zorunlu lisans talebinde bulunulması halinde, hak
sahibine tanınacak itiraz süresi, iki aydan az olamaz.
Hak sahibi tarafından yapılan
itirazda, daha önce Bakanlığın yaptığı arabuluculuk işlemlerine ait belgeler
göz önüne alınır ve bu işlemlerle ilgili olarak ileri sürülen fakat söz konusu
belgelerde yer almayan deliller de sunulur. Delillerin birer sureti mahkeme
tarafından hak sahibine gönderilir.
MADDE 25. - Mahkeme, hak sahibi tarafından yapılan itirazı
zorunlu lisans talep edene tebliğ eder. Tebliğ tarihinden itibaren bir ay
içinde, talebin reddine veya zorunlu lisansın verilmesine karar verilir. Hak
sahibi zorunlu lisans talebine itiraz etmemişse, mahkeme gecikmeksizin zorunlu
lisansa karar verir.
Zorunlu lisans kararında,
lisansın kapsamı, bedeli, iki yıldan az dört yıldan fazla olmamak üzere süresi,
lisans alan tarafından gösterilen teminat, lisansın kullanıma başlama zamanı
ile çeşidin etkin kullanımına ilişkin hususlar yer alır.
Kararın temyizi halinde,
uygulamanın durdurulması için hak sahibi tarafından sunulan deliller mahkemece
yeterli görülürse, çeşidin kullanımı, lisansa ilişkin kararın kesinleşmesine
kadar ertelenir. Temyiz talebi kesinleşmiş kararın uygulanmasını geciktirmez.
Zorunlu lisans işlemlerinin durdurulması
MADDE 26. - Zorunlu lisans verilmesi talebinin
yapılmasından sonra mahkeme, lisans verilmesi ile ilgili kararın alınması
bakımından gereken işlemlere başlar. Mahkeme, her iki tarafın müştereken ve
gerekçeli talebi üzerine bir defaya mahsus olmak üzere, zorunlu lisans
işlemlerini en çok üç aylık bir süre için durdurabilir. Bu sürenin dolması
üzerine mahkeme, durumu taraflara bildirir ve işlemlere tekrar devam eder.
MADDE 27. - Zorunlu lisans inhisarî değildir. Ancak,
veriliş amacındaki gerekleri karşılamak kaydıyla, zorunlu lisans inhisarî
nitelikte de verilebilir.
Zorunlu lisans verilmesi halinde
hak sahibine muhik bir bedel ödenir. Lisans bedeli, özellikle çeşidin ekonomik
önemi göz önüne alınarak belirlenir.
Hak sahibi, zorunlu lisans alan
kişiye zorunlu lisans süresince çoğaltım materyalini vermekle yükümlüdür.
Zorunlu lisans sebebiyle, hak
sahibi ve lisans alan arasında doğan güven ilişkisi, hak sahibi tarafından
ihlâl edilirse, lisans alan, ihlâlin hak konusu çeşidin değerlendirilmesindeki
etkisine göre, hak sahibinin isteyebileceği lisans bedelinden indirim
yapılmasını talep edebilir.
Lisans alan veya hak sahibi,
sonradan ortaya çıkan ve değişikliği haklı kılan olaylara dayanarak mahkemeden
zorunlu lisans bedelinde veya şartlarında değişiklik yapılmasını talep
edebilir. Özellikle hak sahibi, zorunlu lisans verilmesinden sonra, zorunlu
lisansa göre daha uygun şartlarda sözleşmeye dayalı lisans yapması halinde
böyle bir talepte bulunabilir.
Zorunlu lisans süresinin dolması
halinde, lisans süresinin uzatılması mahkemeden talep edilebilir. Mahkeme,
zorunlu lisans verilmesini gerektiren şartların devam etmekte olduğunu tespit
ederse, lisans süresini 25 inci maddenin ikinci fıkrası çerçevesinde
uzatabilir.
Lisans alan, zorunlu lisanstan
doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde ihlâl
etmekte veya sürekli olarak yerine getirmemekte ise hak sahibi, tazminat
hakları saklı kalmak kaydıyla, zorunlu lisansın iptali için mahkemeye
başvurabilir.
Zorunlu lisansın devri
MADDE 28. - Zorunlu lisans başkasına devredilebilir.
Zorunlu lisans devrinin geçerli olabilmesi için, işletme ile birlikte
devredilmesi veya lisansın değerlendirilmekte olduğu işletme kısmının
devredilmesi gerekir. Zorunlu lisans devri, Bakanlık tarafından Kütüğe
kaydedilir.
Zorunlu lisans alan alt lisans veremez. Bu amaçla yapılan işlem geçersizdir.
Esas itibarıyla türetilmiş çeşitlerde zorunlu lisans
MADDE 29. - Esas itibarıyla türetilmiş çeşitlerde de
yukarıda belirtilen hükümler çerçevesinde, kamu yararı nedeniyle zorunlu lisans
verilebilir. Esas itibarıyla türetilmiş çeşitlerde zorunlu lisans
verilmesi halinde, arabuluculuk
faaliyeti veya dava, başlangıç çeşidinin hak sahibine de bildirilir. Esas
itibarıyla türetilmiş çeşit ile ilgili olarak verilecek zorunlu lisans
kararında, başlangıç çeşidinin hak sahibine muhik bir bedel ödenmesi hususu da
yer alır.
Sözleşmeye dayalı lisans hükümlerinin uygulanabilirliği
MADDE 30. - 50 nci ve 51 inci maddelerde belirtilen
sözleşmeye dayalı lisans ile ilgili hükümler, mahiyetine aykırı olmamak
kaydıyla zorunlu lisansa da uygulanır.
Islahçı hakkının tüketilmesi
MADDE 31. - Korunan bir çeşide ait veya 14 üncü maddenin
beşinci fıkrası hükümlerine giren bir çeşide ait materyal veya bu materyalden
elde edilen materyal, yurt içinde ıslahçı tarafından veya onun rızasıyla
satılmış veya diğer bir şekilde pazarlanmış ise ıslahçı hakkı tüketilir. Bu
nitelikteki materyal veya ürünlerin konu olacağı sonraki tasarruflara karşı
ıslahçı hakkı ileri sürülemez.
Ancak, sonraki tasarruf, hak
konusu çeşidin çoğaltılmasına imkân veren faaliyetlerden oluşmakta ise veya
çeşidin ait olduğu cins ve türü koruma kapsamına almamış bir ülkeye, çeşidin
çoğaltılmasına imkân verecek materyalin ihraç edilmesi faaliyetlerini
içeriyorsa, her iki halde de ıslahçı hakkı ileri sürülebilir. Ancak, ihraç
edilen materyalin nihaî tüketim amacıyla kullanılması halinde, ıslahçı hakkı
tüketilmiş sayılır.
Birinci fıkrada sözü edilen
çeşide ait materyal kavramı; her türlü çoğaltım materyalini, bütün bitkiyi veya
bitki kısımlarını kapsayan hasat edilmiş materyali ve hasat edilmiş materyalden
doğrudan elde edilen her türlü ürünü kapsar.
ÜÇÜNCÜ KISIM
Başvuru, Tescil, İlân, İtiraz ve Ücretler
BİRİNCİ BÖLÜM
Başvuru Şartları ve
Başvuruya İtiraz
Başvuru mercii
MADDE 32. - Bu Kanunun verdiği koruma hakkından
yararlanmak için çeşit sahibi, yazılı olarak Bakanlığa başvurur.
Başvuru şartları
MADDE 33. - Islahçı hakkı tescilini talep edenin başvuru
dilekçesi, aşağıdaki bilgi ve belgeleri ihtiva eder:
a) Başvuru sahibinin veya varsa
vekilinin adı ve adresi.
b) Başvuruyu yapan ıslahçının
kendisi değilse, ıslahçının adı ve adresi ile hakkın ıslahçıdan ne şekilde
alındığını gösterir bilgi ve belge.
c) Çeşidin botanik
sınıflandırmadaki Türkçe ve Latince ismi.
d) Çeşit için önerilen isim veya
ıslahçının kullandığı geçici bir isim.
e) Daha önceki bir başvurudan
dolayı rüçhan hakkı talep ediliyorsa, ilk başvurunun yapıldığı tarih ve makam.
f) Çeşidin teknik özellikleri.
g) Çeşitle ilgili daha önce
ticarî bir işlem yapılmışsa, buna ait bilgi ve belgeler.
h) Başvuru ücretinin ödendiğine
dair belge.
ı) Çeşidin coğrafi orijini.
Başvuruya ilişkin usul ve
esaslar yönetmelikle düzenlenir.
MADDE 34. - Başvuru sahibi veya selefi, UPOV Sözleşmesine
taraf bir ülkede, bir çeşidin korunması için daha önce başvuruda bulunmuş ve bu
başvurunun üzerinden oniki ay geçmemişse, ıslahçı hakkı almak için Türkiye'de
başvuru yapma konusunda rüçhan hakkından yararlanır. Böyle bir durumda UPOV
Sözleşmesine taraf ülkedeki ilk başvuru tarihi Türkiye'de yapılan başvuru
tarihi olarak kabul edilir.
Islahçı, rüçhan hakkından
yararlanmak için daha sonraki başvurusunda, ilk başvurunun öncelik hakkını
kullanmak istediğini Bakanlığa yazılı olarak bildirir. Süresinde kullanılmayan
rüçhan hakkı düşer.
Bakanlık, başvuru sahibinden,
başvuru tarihinden itibaren üç ay içinde, ilk başvurusunu yaptığı makama
verdiği belgelerin onaylı suretleri ve tercümeleri ile her iki başvuruya konu
olan çeşidin aynı olduğunu gösteren numune veya delilleri isteyebilir.
Bakanlık, başvuru sahibinin talebi
üzerine, teknik inceleme yapılabilmesi amacıyla gerekli olan bilgi, belge ve
materyal temini için rüçhan hakkı süresinin dolmasından itibaren en çok iki yıl
süre verebilir. İlk başvurunun reddedilmesi veya geri çekilmesi halinde ise
Bakanlık, uzattığı süreden vazgeçerek, teknik incelemenin yapılmasını
sağlayacak bilgi, belge ve materyal temini için başvuru sahibine ret veya geri
çekme tarihinden itibaren en çok oniki aya kadar bir süre verebilir.
Başvurunun incelenmesi
MADDE 35. - Bakanlık, yapılan başvuruyu şeklen ve esastan
olmak üzere iki açıdan inceler.
a) Başvurunun şeklen
incelenmesinde aşağıdaki hususlar araştırılır:
1- Başvurunun 32 nci maddeye
göre yapılıp yapılmadığı.
2- Başvurunun 33 üncü madde
şartlarına uygun olup olmadığı.
3- Rüçhan hakkı talebi varsa, 34
üncü madde hükümlerine uygun olup olmadığı.
4- 46 ncı madde hükümleri
gereğince belirlenecek ücretin öngörülen sürede ödenip ödenmediği.
Başvuru eksik veya yanlış
yapılmışsa, Bakanlık, talebin eline geçtiği tarihten itibaren otuz gün içinde,
başvuru sahibinden bu durumu düzeltmesini ister. Başvuru sahibi verilen süre
içinde eksik veya yanlışlığı düzeltmediği takdirde, başvuru yapılmamış sayılır.
b) Başvurunun esastan
incelenmesinde aşağıdaki hususlar araştırılır:
1- Çeşidin, 5 inci madde
hükümlerine göre, yeni sayılıp sayılmayacağı.
2- Başvuru sahibinin başvuruya
yetkili olup olmadığı.
3- Çeşit için önerilen ismin 9
uncu madde ve 42 nci maddenin (a) bendi
hükümlerine uygun olup olmadığı.
Bakanlık, inceleme sonucunda
ıslahçı hakkı verilmesine bir engel bulunduğunu tespit ederse başvuruyu
reddeder. Ret kararının alındığı
tarihten itibaren otuz gün içinde durum gerekçeleriyle birlikte başvuru
sahibine yazılı olarak bildirilir.
Eksiksiz ve doğru yapılan her
başvuru, Kütüğe kaydedilir ve bir başvuru numarası verilir. 33 üncü maddede
belirtilen belgelerin Bakanlıkça alındığı tarih, başvuru tarihi olarak kabul
edilir.
Başvurunun Bültende ilânı
MADDE 36. - Bakanlık; başvurunun Kütüğe kaydedilmesinden
itibaren otuz gün içinde, 33 üncü maddenin (a), (b), (c), (d) ve (e)
bentlerinde istenilen bilgileri Bültende yayımlar.
MADDE 37. - Başvuruya yapılacak itirazlar, başvurunun
Bültende ilân edildiği tarihten itibaren üç ay içerisinde Bakanlık nezdinde
yapılır.
İtirazlar; çeşidin yeni, farklı,
yeknesak ve durulmuş olmadığı veya başvuru sahibinin hak sahibi olmadığı veya
çeşit için önerilen ismin 9 uncu maddeye ve 42 nci maddenin (a) bendine uygun
olmadığı gerekçelerine dayanılarak, bu gerekçelere ait delil ve belgelerin ekli
olduğu bir dilekçeyle yapılır.
Başvuruya itirazın incelenmesi
MADDE 38. - Bakanlık, ıslahçı hakkı başvurusuna yapılan
itirazı başvuru sahibine bildirir ve itiraz karşısında başvuru sahibi olmaya
devam edip etmeyeceğini veya başvurusunda değişiklik yapıp yapmayacağını üç ay
içinde bildirmesini ister. Başvuru sahibinin haklı nedenlere dayalı talebi
üzerine, itirazla ilgili verilen süre en çok iki ay uzatılabilir.
Verilen sürenin sonunda, başvuru
sahibinden cevap alınamazsa, başvuru geri çekilmiş sayılır. Başvuru sahibi
başvurusuna aynen devam edeceğini veya değişiklik yapacağını bildirirse,
Bakanlık, durumu itiraz edene bildirerek itirazını sürdürüp sürdürmeyeceğini
otuz gün içerisinde bildirmesini ister.
İtiraz eden itirazından
vazgeçmiyorsa, itiraz:
a) Çeşidin yeni olmadığı,
başvuru sahibinin hak sahibi olmadığı veya çeşit için önerilen ismin 9 uncu
maddeye ve 42 nci maddenin (a) bendi hükümlerine aykırı olduğu iddiasına
dayanıyorsa, bu takdirde Bakanlık incelemeyi hemen başlatır.
b) Çeşidin farklı, yeknesak ve
durulmuş olmadığı iddiasına dayanıyorsa, bu takdirde inceleme çeşidin teknik
incelemesi sırasında yapılır.
İtirazın gerekçesine uygun
şekilde inceleme yapabilmek için, Bakanlık teknik inceleme yöntemini kendisi
belirler.
İtiraz eden kişiden, itirazını
destekleyecek şekilde daha fazla bilgi, belge veya teknik inceleme yapılacak
çoğaltım materyalini vermesi istenebilir. Bu durumda 39 uncu maddenin dördüncü
ve beşinci fıkraları hükümleri uygulanır.
Üçüncü fıkranın (a) bendi çerçevesinde yapılan itiraz üzerine, Bakanlık
tarafından verilen kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde dava
açılabilir.
Gerçek hak sahipliğine dayalı
itirazın kabulüne ilişkin kararın ilgiliye tebliğinden itibaren bir ay içinde,
aynı çeşit hakkında başvuruda bulunan gerçek hak sahibi, reddedilen başvuru
tarihinin kendi başvuru tarihi olarak kabul edilmesini talep etmesi halinde,
Bakanlık tarafından bu talep kabul edilir.
İKİNCİ BÖLÜM
Teknik İnceleme,
Tescil, İlân ve Tescile İtiraz
Çeşidin teknik bakımdan incelenmesi
MADDE 39. - Çeşidin teknik incelemeye alınmasının uygun
görülmesinden sonra, çeşit aşağıdaki
hususların tespiti için teknik incelemeye tâbi tutulur:
a) Çeşidin, belirtilen botanik
sınıfa ait olduğunun teyit edilmesi.
b) Çeşidin farklı, yeknesak ve
durulmuş olduğunun tespit edilmesi.
c) Çeşidin (a) ve (b)
bentlerindeki şartlara uyması halinde, çeşit özellik belgesinin hazırlanması.
İncelemenin uygulama şartları,
Bakanlıkça belirlenir ve inceleme Bakanlığın gözetimi altında yapılır. Teknik
inceleme için gerekli olan yetiştirme testleri veya diğer testler, UPOV Sözleşmesine taraf ülkelerden birisinde
o ülkenin yetkili kuruluşu tarafından yapılmış ise test sonuçlarının
Bakanlığa verilmesi kaydıyla, teknik inceleme bu testlerin sonuçlarına
dayandırılabilir. Ancak bu testler, Türkiye ile aynı tarımsal iklim şartlarına
sahip ülkelerde yapılmış olmalıdır.
İncelemenin bu test sonuçlarına
dayandırılamaması durumunda:
a) Bakanlık, teknik incelemeyi ana hizmet birimlerine
veya bağlı ve ilgili kuruluşlarına veya başka kuruluşlara yaptırabilir. Teknik
incelemenin başka kuruluşlara yaptırılması halinde, 46 ncı madde hükümlerine
göre belirlenecek ücret ödenir.
b) Bakanlık, teknik incelemeyi
başvuru sahibine de yaptırabilir. Başvuru sahibi, Bakanlığın talebi üzerine,
kendisi tarafından yapılacak veya yaptırılacak yetiştirme veya diğer testlerin
sonuçlarını Bakanlığa verir. Teknik inceleme bu testlerin sonuçlarına dayandırılabilir.
Birinci fıkranın (c) bendinde
yer alan çeşit özellik belgesine, tarımsal ve botanik bilgilerdeki değişmelere
bağlı olarak yeni kısımlar eklenebilir veya değiştirilebilir. Ancak koruma
konusu bu durumdan etkilenmez.
Bakanlık, teknik inceleme
amacıyla her türlü bilgi, belge ve materyali başvuru sahibinden ister. Başvuru
sahibi haklı bir nedene dayanmaksızın, Bakanlığın belirleyeceği süre içinde
talep edilen bilgi, belge ve materyali vermediği takdirde, başvuru reddedilir.
Çeşidin teknik bakımdan
incelenmesi ile ilgili uygulamaların usul ve esasları yönetmelikle düzenlenir.
İnceleme raporu
MADDE 40. - Teknik incelemeyi Bakanlık adına yapan kuruluş,
çeşide ait özelliklerin belirlenmesinin yeterli olduğu kanısına varırsa, 6 ncı, 7 nci ve 8 inci maddelerdeki
hususların tespitini içeren bir inceleme raporu ile çeşide ait özellik
belgesini Bakanlığa gönderir.
Bakanlık, inceleme raporunu
kesin bir karar vermek için yeterli bulmazsa, başvuru sahibine bilgi verir ve
tamamlayıcı incelemeleri Bakanlık kendisi yapar veya yaptırır. Ret veya kabul
kararı alınıncaya kadar yapılan tamamlayıcı incelemeler, 39 uncu maddenin
birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde belirtilen incelemelerin bir
devamı olarak kabul edilir.
Kendisine teknik inceleme
yaptırılan kuruluşlar, inceleme sonuçlarını, ancak Bakanlığın izniyle
kullanabilir.
MADDE 41. - Başvuru dilekçesinde çeşit için geçici bir
isim bildirilmesi halinde, Bakanlık, tescil aşamasından hemen önce başvuru
sahibinden 9 uncu madde ve 42 nci maddenin (a) bendi hükümlerine uygun kesin
bir ismin bildirilmesini ister. Başvuru sahibi, otuz gün içinde, çeşit için
kesin bir isim bildirir.
Bakanlık, ismi uygun bulduğu
takdirde, bu ismi UPOV Sözleşmesine taraf ülkelere bildirir ve Bültende
yayımlar.
İsmin, Bültende yayımlanmasından
itibaren üç ay içinde, 9 uncu madde ve 42 nci maddenin (a) bendi hükümleri
çerçevesinde itiraz edilebilir. UPOV Sözleşmesine taraf ülkelerin ilgili
kuruluşları, isimle ilgili görüşlerini bildirebilir. İtiraz ve görüşler,
başvuru sahibine bildirilerek cevap vermesi için otuz günlük süre tanınır.
Başvuru sahibi tarafından yeni
bir ismin önerilmesi halinde, ikinci ve üçüncü fıkralardaki işlemler tekrar
edilir. Her iki durumda da cevap verilmemesi halinde, başvuru reddedilir.
İtirazın kabulü veya reddine ilişkin olarak Bakanlık tarafından alınan
gerekçeli karar taraflara bildirilir. Kararın tebliğinden itibaren otuz gün
içinde dava açılabilir.
Başvurunun ret nedenleri
MADDE 42. - Bakanlık, aşağıdakilerden birinin varlığı
halinde başvuruyu re'sen reddeder:
a) Çeşit için önerilen isim:
1- 9 uncu madde hükümlerine
uymuyorsa (9 uncu maddenin yedinci fıkrası hariç).
2- Farklı bir isim niteliği
taşımıyor veya dil bilimi açısından çeşidin tanınmasında yetersiz kalıyorsa.
3- Kamu düzeni ve genel ahlâka
aykırıysa.
4- Sadece bitki çeşitleri ve
tohumculuk sektöründe söz konusu olan tür, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi
orijin veya üretim tarihini belirten işaretlerden ibaretse.
5- Çeşidin özellikleri, değeri
ve coğrafî orijini açısından veya çeşit ile ıslahçı ya da çeşit ile başvuru
sahibi arasındaki irtibat bakımından yanıltıcı veya karışıklığa neden olacak
nitelikteyse.
6- Çeşidin üretimden kalkmış
olması veya yaygın olarak tanınmaması durumlarının dışında,Türkiye'de veya UPOV
Sözleşmesine taraf bir ülkede, aynı türe veya yakın akraba türlere ait tescil
edilmiş bir çeşit isminin aynısı veya karışıklığa neden olacak kadar
benzeriyse.
b) 35 inci madde hükümlerine
uyulmaması halinde.
c) 39 uncu maddenin beşinci
fıkrası hükümlerine uyulmaması halinde.
d) 40 ıncı madde gereğince
hazırlanan inceleme raporuna göre, çeşidin 6 ncı, 7 nci ve 8 inci madde
şartlarına uymaması halinde.
e) 41 inci maddenin birinci
fıkrasının ihlâl i halinde.
Tescil
MADDE 43. - Bakanlık, inceleme sonucunda, korumadan
yararlanacak kişilerin 4 üncü maddeye uygunluğunu ve başvuru sahibinin Kanunda
belirlenen gerekli işlemleri yerine getirdiğini tespit ederse, ıslahçı hakkını
Kütüğe kaydederek hak sahibine Islahçı
Hakkı Belgesi verir.
Tescilin ilânı
MADDE 44. - Korunan çeşitle ilgili ıslahçı hakkının
tescili, tescil tarihinden itibaren otuz gün içinde Bültende ilân edilir.
MADDE 45. - Tescilin Bültende ilânından itibaren otuz gün
içinde, üçüncü kişiler, tescil işlemine karşı 32 nci, 33 üncü, 34 üncü, 36 ncı,
39 uncu, 40 ıncı, 41 inci ve 44 üncü maddelerde belirtilen işlemlerde
eksiklikler yapıldığı gerekçesi ile Bakanlık nezdinde itirazda bulunabilir.
Bakanlık tarafından yapılan
inceleme sırasında, ıslahçı hakkının verilmesi ile ilgili bir işlemin yerine
getirilmediği veya önemli bir eksiklik yapıldığı tespit edildiği takdirde,
Bakanlık, tescil ile ilgili işlemin geçersizliğine ve eksikliğin yapıldığı
safhaya kadar geriye dönülmesine ve işlemlerin yeniden yapılmasına karar verir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Ücretler
Ücretler
MADDE 46. - Bakanlık, işlem ücreti ve yıllık ücret olmak
üzere iki tür ücret tahakkuk ettirir.
a) İşlem ücreti aşağıda sayılan
işlemler karşılığında alınır:
1- Başvuru ücreti.
2- Teknik inceleme ücreti.
3- İsim inceleme ücreti.
4- İtiraz ücreti.
5- Tescil ücreti.
6- Zorunlu lisansla ilgili
arabuluculuk ücreti.
7- Suretlerden alınan ücretler.
8- Yayın ücretleri.
9- Diğer ücretler.
b) Yıllık ücret, ıslahçı
hakkının koruma süresince, her yıl Ocak ayı içinde peşin olarak ödenir.
Ücretler ile ilgili uygulamaların
usul ve esasları yönetmelikle düzenlenir.
DÖRDÜNCÜ KISIM
Tescil
Sonrası Hak Sahibinin Yükümlülüğü, Bakanlıkça Yapılan Denetim ve Islahçı
Hakkının Re'sen İptali
MADDE 47. - Hak sahibi, hakkın yürürlükte olduğu sürece,
korunan çeşidin veya yerine göre kalıtsal kısımlarının genetik yapılarının
devamından sorumludur.
Bakanlık, koruma süresince,
çeşidin veya yerine göre kalıtsal kısımlarının genetik yapılarının devam edip
etmediğini araştırır. Hak sahibi, korunan çeşidin genetik yapısının devam edip
etmediğinin Bakanlık veya Bakanlığın belirlediği bir kuruluş tarafından
araştırılması için bilgi, belge ve materyal sağlamakla yükümlüdür.
Çeşidin genetik yapısının devamı
hususunda şüpheye düşülürse ve bu şüphe ikinci fıkrada belirtilen bilgi, belge
ve materyal ile giderilemezse, Bakanlık, çeşidin genetik yapısının devam edip
etmediğinin araştırılmasını ister. Bu araştırma, hak sahibi tarafından sağlanan
materyal ile çeşit özellik belgesindeki bilgilerin ve numunelerin yetiştirme
testleri ve diğer testler yapılarak karşılaştırılmalarını ihtiva eder.
Yapılan araştırmalar, çeşidin
genetik yapısını devam ettirmede hak sahibinin başarısız olduğunu ortaya
çıkarırsa, ıslahçı hakkı, 48 inci maddeye göre Bakanlıkça iptal edilmeden önce
hak sahibinin görüşü alınır.
Hak sahibi, belirlenen süre
içinde, korunan çeşidin veya yerine göre kalıtsal kısımlarının yeterli miktarda
numunesini, çeşidin numunesi olmak veya mevcut numuneyi yenilemek veya çeşidin
korunması için diğer çeşitlerle karşılaştırmalı bir inceleme yapabilmek
amacıyla Bakanlığa veya Bakanlığın belirleyeceği yetkili kuruluşa verir.
Bakanlığın gerekli görmesi halinde hak sahibi, çeşide ait numuneyi Bakanlık adına muhafaza eder.
Bakanlık tarafından yapılan denetim ve ıslahçı hakkının re'sen iptali
MADDE 48. - Hak sahibinin 47 nci maddenin birinci fıkrası
gereğince yerine getirmek zorunda olduğu yükümlülükleri yerine getirmediği veya
çeşidin yeknesaklık ve durulmuşluk özelliklerini kaybettiği tespit edildiği takdirde,
ıslahçı hakkı, Bakanlık tarafından re'sen iptal edilir.
Aşağıdaki hallerde de ıslahçı
hakkı Bakanlık tarafından re'sen iptal edilir:
a) 47 nci maddenin ikinci
fıkrası gereğince istenen bilgi, belge
ve materyalin, Bakanlıkça belirlenen süre içinde hak sahibi tarafından
temin edilmediği durumda.
b) Çeşit isminin mahkeme
tarafından iptal edilmesi halinde, Bakanlıkça belirlenen süre içinde, hak
sahibi tarafından çeşit için yeni bir isim bildirilmemesi durumunda.
Islahçı hakkının iptali, Kütüğe
kaydedilme tarihinden itibaren yürürlüğe girer.
İptal kararı, Kütüğe
kaydedildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Bültende yayımlanır.
BEŞİNCİ KISIM
Başvuru
ve Tescilden Doğan Hakkın Devri, İntikali, Rehin Hakkı Tesisi,
Haczi
ve Lisans Sözleşmesi
BİRİNCİ BÖLÜM
Devir, İntikal,
Rehin ve Haciz
Devir, intikal, rehin ve haciz
MADDE 49. - Bir çeşit ile ilgili olarak, bu Kanun
uyarınca yapılan başvuru veya tescilden doğan hak, bir başkasına devredilebilir
veya miras yoluyla intikal edebilir. Bu haklar üzerinde, ölüme bağlı
tasarrufların yapılması mümkündür.
Başvuru veya tescilden doğan
hakkın devri veya miras yoluyla intikali, 46 ncı maddeye göre belirlenecek
ücretin ödenmesi kaydıyla sicile kaydedilir ve yayımlanır.
Başvuru veya tescilden doğan
hak, kanunî veya akdî rehin hakkına ve hacze konu edilebilir. Bu durumda
taraflardan birinin talebi üzerine ilgili haklar, sicile kaydedilir ve Bültende
yayımlanır. Rehin hakkı ve haciz bakımından, 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı
Türk Medeni Kanunu ile 9.6.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun
ilgili hükümleri uygulanır.
Başvuru veya tescilden doğan hak
üzerindeki sağlar arası işlemler, yazılı şekle tâbidir.
İKİNCİ BÖLÜM
Sözleşmeye Dayalı
Lisans
Sözleşmeye dayalı lisans
MADDE 50. - Başvuru veya tescilden doğan hak, ülke
sınırları içerisinde geçerli olacak şekilde, lisans sözleşmesine konu
edilebilir. Lisans, inhisarî lisans veya inhisarî olmayan lisans şeklinde
verilebilir.
Lisans
sözleşmesinde aksi kararlaştırılmamışsa, lisans inhisarî değildir. Lisans
veren, korunan çeşidi kendi kullanabileceği gibi üçüncü kişilere aynı çeşide
ilişkin başka lisanslar da verebilir.
İnhisarî lisans söz konusu
olduğu zaman, lisans veren başkasına lisans veremez ve hakkını saklı
tutmadıkça, kendisi de hak konusu çeşidi kullanamaz.
Birinci fıkrada öngörülen
sözleşmedeki şartların lisans alan tarafından ihlâl edilmesi halinde, başvuru veya tescilden doğan haklar, hak sahibi
tarafından lisans alana karşı, dava yoluyla ileri sürülebilir.
Aksi sözleşmede
kararlaştırılmamışsa, sözleşmeye dayalı lisans sahipleri lisanstan doğan
haklarını üçüncü kişilere devredemez veya alt lisans veremez.
Sözleşmeye dayalı lisans hakkını
alan kişi, aksi sözleşmede kararlaştırılmamışsa, çeşidin koruma süresince
ulusal sınırların bütünü içinde, hak konusu çeşidin kullanılmasına ilişkin her
türlü tasarrufta bulunabilir.
Lisans sözleşmesi yazılı olarak
yapılır. Lisans sözleşmesi taraflardan birinin yazılı talebi üzerine Bakanlıkça
ilgili sicile kaydedilir ve Bültende yayımlanır.
İnhisarî lisans alanlar, lisans
sözleşmesinde aksi kararlaştırılmamışsa, üçüncü kişiler tarafından haklarına
tecavüz edilmesi durumunda, hak sahibinin bu Kanun uyarınca açabileceği
davaları kendi adına açabilir.
İnhisarî olmayan lisans
alanların dava açma hakları yoktur. İnhisarî olmayan lisans alanlar, hakka
tecavüzün olduğu durumlarda noter kanalıyla yapacağı bir bildirimle, hak sahibinden
dava açmasını isteyebilir. Hak sahibinin bu talebi kabul etmemesi veya
bildirimin alındığı tarihten itibaren üç ay içinde davayı açmaması halinde,
lisans alan, bildirimin bir suretini de ekleyerek, kendi adına dava açabilir ve
dava açtığını hak sahibine bildirir. Lisans alan, ciddi bir zarar tehlikesi
varsa, üç aylık sürenin geçmesini beklemeden, mahkemeden ihtiyati tedbir kararı
alınmasını isteyebilir.
MADDE 51. - Başvuru veya tescilden doğan hakkını bir
bedel karşılığında veya bedelsiz devreden
veya lisans veren kişi,
yetkisinin olmadığının anlaşılması
veya başvurunun reddedilmesi
veya iptal edilmesi veya hükümsüzlük kararı verilmesi hallerinde, devir alan
veya lisans alanın zararlarını tazmin etmekle yükümlüdür.
Tazminatı talep süresi, ret,
iptal veya hükümsüzlük kararının verilmesinden veya yetkisizliğin
öğrenilmesinden itibaren işlemeye başlar.
Devreden veya lisans verenin
kötü niyetle hareketleri halinde, bunlar, fiillerinden her zaman sorumludur.
Devreden veya lisans veren, üzerinde tasarruf edilen ıslahçı hakkı başvurusu
veya hak konusu olan çeşidin verilen bu hak ile korunabilirliği konusundaki
rapor ve kararları veya bu konuda bildiklerini karşı tarafa bildirmemiş ve
bunlara ilişkin belgelere sözleşmede yer vermemişse kötü niyetin varlığı kabul
edilir.
ALTINCI KISIM
Hükümsüzlük Halleri ve Hakkın Sona Ermesi
BİRİNCİ BÖLÜM
Hükümsüzlük
Hükümsüzlük halleri
MADDE 52. - Aşağıdaki hallerden birinin varlığı durumunda
mahkeme tarafından ıslahçı hakkının hükümsüz sayılmasına karar verilir:
a) Başvuru veya rüçhan hakkı
tarihi itibarıyla, çeşidin 5 inci ve 6 ncı maddelerde belirtilen şartlara
uymadığının anlaşılması.
b) 7 nci ve 8 inci maddede
öngörülen şartların gerçekleşmediğinin anlaşılması.
c) Islahçı hakkı tescilinin 11
inci, 12 nci ve 13 üncü maddelerde belirtilenler dışında yetkisiz bir kişi
adına yapıldığının anlaşılması.
Hükümsüzlük talebi
MADDE 53. - Hukukî menfaati olan herkes, koruma hakkı
devam ettiği sürece, mahkeme nezdinde ıslahçı hakkına dair hükümsüzlük
talebinde bulunabilir. 52 nci maddenin (c) bendine göre ise hükümsüzlük talebi,
ancak gerçek hak sahibi tarafından ileri sürülebilir.
Hükümsüzlüğün etkisi
MADDE 54. - Islahçı hakkının hükümsüzlüğüne karar
verilmesi halinde, kararın sonuçları geçmişe etkilidir ve bu Kanun ile sağlanan
koruma, hükümsüzlük kapsamında doğmamış sayılır.
Kesinleşmiş bir hükümsüzlük
kararı Kütüğe kaydedilir ve herkese karşı hüküm ifade eder.
Hak sahibinin kötü niyetli
olarak hareket etmesinden kaynaklanan, zararın giderilmesine ilişkin tazminat
talep hakkı saklı kalmak üzere, hükümsüzlüğün geriye dönük etkisi, aşağıdaki
durumları etkilemez:
a) Hakkın hükümsüz sayılmasından
önce, söz konusu hakka tecavüz sebebiyle verilen hukuken kesinleşmiş ve
uygulanmış kararlar.
b) Hakkın hükümsüzlüğüne karar
verilmeden önce yapılmış ve uygulanmış lisans sözleşmeleri.
Ancak, haklı sebepler ve
hakkaniyet ilkesi göz önünde bulundurularak, lisans sözleşmesi uyarınca ödenmiş
olan bedelin kısmen veya tamamen iade edilip edilmeyeceğine mahkemece karar
verilir.
İKİNCİ BÖLÜM
Hakkın Kendiliğinden
Sona Ermesi
Hakkın kendiliğinden sona ermesi
MADDE 55. - Aşağıdaki hallerden birinin gerçekleşmesiyle
ıslahçı hakkı kendiliğinden sona erer:
a) Koruma süresinin sona ermesi.
b) Hak sahibinin hakkından
vazgeçmesi.
c) Yıllık ücretlerin belirlenen
sürelerde ödenmemesi.
Hakkın sona ermesi halinde hak
konusu çeşit, sona erme nedeninin gerçekleştiği tarihten itibaren umumun malı
sayılır. Bu husus, Bültende yayımlanır.
Hak sahibi, ıslahçı hakkından
vazgeçebilir. Vazgeçmenin yazılı olarak Bakanlığa bildirilmesi gerekir.
Vazgeçme, Kütüğe kaydedilme tarihi itibarıyla hüküm doğurur.
Kütüğe kaydedilmiş diğer hak
sahipleri ve lisans sahiplerinin izni olmadıkça, hak sahibi hakkından
vazgeçemez.
Hak üzerinde, bir üçüncü kişi
tarafından hak sahipliği iddia edilmekte ise onun rızası olmadan haktan
vazgeçilemez.
Yıllık ücretin süresi içinde
ödenmemesi halinde, ıslahçı hakkı, bu ücretin son ödeme tarihi itibarıyla sona
erer.
Yıllık ücretin ödenmemesi
nedeniyle hak sona ermişse, hak sahibinin ödemenin mücbir sebepten dolayı
yapılamadığını ispat etmesi halinde, hak yeniden geçerlilik kazanır.
Mücbir sebeple ilgili talebin,
hakkın sona erdiğine ilişkin ilânın Bültende yayımlanmasından itibaren altı ay
içinde yapılması gerekir. Bu talep Bültende ilân edilir. İlgililer otuz gün
içinde konu hakkındaki görüşlerini bildirebilirler.
Hakkın yeniden geçerlilik
kazanması, Bakanlığın kararı ile olur ve Bültende yayımlanır. Hakkın yeniden
geçerlilik kazanması, hakkın sona ermesi sonucunda bu konuyla ilgili bir kısım
haklar kazanmış olan üçüncü kişilerin kazanılmış haklarını etkilemez.
Hakkın yeniden geçerlilik
kazanması halinde, hak sahibi, ödemediği ücretleri ödemekle yükümlüdür.
YEDİNCİ KISIM
Hakka Tecavüz Halleri, Davalar ve
Görevli Mahkeme
BİRİNCİ BÖLÜM
Hakka Tecavüz
Halleri
Hakka tecavüz sayılan haller
MADDE 56. - Aşağıdaki haller ıslahçı hakkına tecavüz
sayılır:
a) 14 üncü maddede sayılan yetkileri hak sahibinin rızası olmadan kullanmak.
b) Korunan çeşide ait çoğaltım
materyalinin, hak sahibinin inhisarî yetkilerini ihlâl etmek suretiyle üretildiğini bildiği veya
bilmesi gerektiği halde, söz konusu materyali çoğaltım amacıyla hazırlamak,
çoğaltmak, satışa sunmak, satmak veya diğer şekillerde piyasaya sürmek, ihraç
etmek, ithal etmek veya bu amaçlarla depolamak.
c) Sözleşmeye dayalı lisans veya
zorunlu lisans ile verilmiş yetkileri izinsiz genişletmek veya bu yetkileri
üçüncü kişilere devretmek.
d) 9 uncu maddenin dördüncü ve beşinci fıkralarını ihlâl etmek.
e) Hakkı gasbetmek.
f) Yukarıdaki bentlerde sayılan
fiillere iştirâk veya yardım etmek veya teşvik etmek veya hangi şekil ve şartta
olursa olsun bu fiillerin yapılmasını kolaylaştırmak.
g) Kendisinde bulunan ve haksız
olarak üretilen veya piyasaya sürülen materyalin nereden alındığını veya nasıl
sağlandığını bildirmekten kaçınmak.
İKİNCİ BÖLÜM
Hukuk Davaları
Hak sahibinin talepleri ve hukuk davalarında yetkili mahkeme
MADDE 57. - Islahçı hakkının tecavüze uğraması halinde,
hak sahibi mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir:
a)
Islahçı
hakkından doğan hakka tecavüz fiillerinin durdurulması.
b) Tecavüzün giderilmesi, maddi
ve manevi tazminat.
c) Hakka tecavüz neticesinde
üretilen materyal ile bunların üretiminde doğrudan doğruya kullanılan araçlara el konulması.
d) (c) bendi hükmü çerçevesinde
el konulan materyal ve araçlar üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması;
bu durumda el konulan materyalin değeri, (b) bendi hükümlerine göre
belirlenecek tazminat miktarından düşülür. Bu değer, kabul edilen tazminat
miktarını aştığı zaman, hak sahibi, aşan kısmı karşı tarafa öder.
e) Hakka tecavüzün devamını
önleyici tedbirlerin alınması; (c) bendi hükümleri çerçevesinde el konulan
materyal ve araçların şekillerinin değiştirilmesi veya hakka tecavüzün
önlenmesi için imhası.
f) Hakka tecavüz eden kişi
aleyhine verilen mahkeme kararının, masrafları tecavüz eden tarafından
karşılanmak üzere, ilgililere tebliğ edilmesi ve kamuya ilân yoluyla
duyurulması.
Hak sahibi tarafından açılacak
hukuk davalarında yetkili mahkeme, davacının ikametgâhının olduğu veya suçun
işlendiği veya tecavüz fiilinin etkilerinin görüldüğü yerdeki mahkemedir.
Davacının Türkiye'de ikamet
etmemesi halinde, yetkili mahkeme Ankara'daki mahkemelerdir.
Üçüncü kişiler tarafından
başvuru sahibi veya hak sahibi aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme,
davalının ikametgâhının bulunduğu yerdeki mahkemedir. Başvuru veya hak
sahibinin Türkiye'de ikamet etmemesi halinde bu maddenin üçüncü fıkrası
hükümleri uygulanır.
Birden fazla mahkemenin yetkili
olduğu durumda, yetkili mahkeme, ilk davanın açıldığı mahkemedir.
Bakanlığın davacı veya davalı
olduğu durumda, yetkili mahkeme, Ankara'daki mahkemelerdir.
Tazminat
MADDE 58. - Hak sahibinin izni olmaksızın, korunan çeşidi
üreten, satan, dağıtan veya başka şekilde piyasaya süren veya bu amaçlar için
ihraç ve ithal eden veya ticarî amaçla elinde bulunduran veya kullanan kişi,
hukuka aykırılığı gidermek ve sebep olduğu zararı tazmin etmekle yükümlüdür.
Korunan çeşidi herhangi bir şekilde kullanmakta olan kişi; hak sahibinin hakkın varlığından ve tecavüzden kendisini haberdar etmesi ve tecavüzü durdurmasını talep etmesi halinde veya kullanmanın kusurlu bir davranış teşkil etmesi halinde, sebep olduğu zararı tazmin etmekle yükümlüdür.
Yoksun kalınan kazanç
MADDE 59. - Hak sahibinin uğradığı zarar, sadece fiili
kaybın değerini değil, buna ilave olarak ıslahçı hakkına tecavüz neticesinde
yoksun kalınan kazancı da kapsar.
Yoksun kalınan kazanç, zarara
uğrayan hak sahibinin seçeceği, aşağıdaki değerlendirme usullerinden birine
göre hesap edilir:
a) Islahçı hakkına tecavüz eden
kişinin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin çeşidi kullanması ile elde
edebileceği muhtemel gelire göre.
b) Hakka tecavüz eden kişinin,
hak konusu çeşidi kullanmakla elde ettiği kazanca göre.
c) Hakka tecavüz edenin, korunan
çeşidi bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde
ödemesi gereken lisans bedeline göre.
Hak konusu çeşidin ekonomik
önemi, hakka tecavüz edildiği anda geçerlilik süresi, tecavüzün yapıldığı
esnada korunan çeşitle ilgili lisansların sayısı veya çeşidi gibi etkenler,
yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında göz önüne alınır.
Mahkeme, hak sahibinin bu
Kanunda öngörülen çeşidi kullanma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğunu
tespit ederse, yoksun kalınan kazanç, ikinci fıkranın (c) bendi hükümleri
çerçevesinde belirlenir.
MADDE 60. - Başvuru sahibi veya hak sahibi, çeşidi
kullananların hakkaniyete uygun bedeli ödemesini temin etmek amacıyla şahsî mahiyette
bedel davası açabilir.
Çiftçi istisnası kapsamı
dışındaki çiftçiler tarafından ödenecek bedel ile ilgili olarak açılan bedel
davasını, ıslahçı hakları ile ilgili meslekî kuruluşlar da açabilir.
15 inci maddede belirtilen
bedelin tespitinde ıslahçı hakkının tescil edildiği varsayılarak yapılacak bir
lisans sözleşmesinde ödenecek lisans bedelinin aşılmaması gözetilir.
Dava, bedelin ödenmesini
gerektiren fiilin öğrenilmesinden itibaren bir yıl içinde açılır.
Hakka tecavüzün olmadığı hakkında dava ve şartları
MADDE 61. - Menfaati olan herkes, hak sahibine karşı dava
açarak, faaliyetlerinin ıslahçı hakkına tecavüz teşkil etmediğine karar
verilmesini talep edebilir.
Dava açılmadan önce, korunan
çeşit ile ilgili yapılan veya yapılacak faaliyetlerin ıslahçı hakkına tecavüz
teşkil edip etmediği hakkında, hak sahibinin görüşlerini bildirmesi noter
aracılığı ile talep edilebilir. Bu talebin hak sahibine tebliğinden itibaren
bir ay içinde hak sahibinin cevap vermemesi veya verilen cevabın menfaat sahibi
tarafından kabul edilmemesi halinde, menfaat sahibi birinci fıkraya göre dava
açabilir.
Birinci fıkrada belirtilen dava,
ıslahçı hakkına tecavüzden dolayı kendisine dava açılmış bir kişi tarafından
açılamaz.
Dava, korunan çeşit üzerinde hak
sahibi olan ve Kütüğe kaydedilmiş bulunan bütün hak sahiplerine tebliğ edilir.
Bu maddede belirtilen dava,
hakkın hükümsüzlüğü davasıyla birlikte de açılabilir.
Tespit davası
MADDE 62. - Islahçı hakkına tecavüz davası açmaya yetkili
olan kişi, bu haklara tecavüz sayılabilecek olayların tespitini mahkemeden
isteyebilir.
İhtiyati tedbir talebi ve niteliği
MADDE 63. - Bu Kanun uyarınca dava açan veya dava açacak
olan kişiler, dava konusu çeşidin, kendi haklarına tecavüz teşkil edecek
şekilde, Türkiye'de kullanılmakta olduğunu veya kullanılması için ciddi ve
etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, mahkemeden ihtiyatî tedbir
kararı verilmesini talep edebilirler.
İhtiyatî tedbir talebi, dava açılmadan
önce veya dava ile birlikte veya dava açıldıktan sonra yapılabilir. İhtiyatî
tedbir talebi, davadan ayrı olarak incelenir.
İhtiyatî tedbir, verilecek
hükmün etkinliğini tamamen sağlayacak nitelikte olmalı ve aşağıda belirtilen
tedbirleri kapsamalıdır:
a) Islahçı hakkına tecavüz
teşkil eden fiillerin durdurulmasını.
b) Islahçı hakkına tecavüz
edilerek üretilen veya ithal edilen hak konusu çeşitle ilgili materyallere,
Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya serbest bölgeler de
dahil olmak üzere bulundukları her yerde
el konulması ve bunların
zarar görmeyecek şekilde saklanmasını.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun uygulanması
MADDE 64. - Tespit davaları, ihtiyatî tedbirler ve ilgili
diğer hususlarda, 18.6.1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri
Kanunu hükümleri uygulanır.
Zamanaşımı
MADDE 65. - Bu Kanundan doğan özel hukuka ilişkin
taleplerde, 22.4.1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanununun zamanaşımına
ilişkin hükümleri uygulanır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Cezalar ve Usul Hükümleri
İhlâl sayılan haller ve yaptırımlar
MADDE 66. - İhlâl sayılan haller ve bu hallerde verilecek
cezalar aşağıda gösterilmiştir:
a) 56 ncı maddenin (a), (b), (e) ve (f) bentlerindeki fiilleri kasten işleyenler onüç aydan iki yıla kadar hapis veya beşmilyar liradan onmilyar liraya kadar ağır para cezası veya her ikisi ile birlikte cezalandırılır ve ticaret ile uğraşanların iş yerlerinin bir yıldan az olmamak üzere kapatılmasına ve aynı süre ticaretten men edilmelerine karar verilir.
b) 56 ncı maddenin (c), (d) ve
(g) bentlerini kasten ihlâl edenler beşmilyar liradan onmilyar liraya kadar
ağır para cezası ile cezalandırılır.
c) Gerçeğe aykırı biçimde,
kendisini başvuru sahibi veya hak sahibi olarak tanıtanlar beş milyar liradan
onmilyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.
d) Bu maddenin (a), (b) ve (c)
bentlerinde sayılan fiiller, bir işletmenin çalışanları tarafından,
hizmetlerini yerine getirmeleri esnasında, doğrudan kendilerince veya emir
üzerine işlenmişse, çalışanlar ve suçun işlenmesine mani olmayan işletme
sahibi, temsilcisi veya idareci veya hangi sıfatla olursa olsun işletmeyi
fiilen yöneten kişi de aynı şekilde cezalandırılır. Bir tüzel kişinin işleri
yürütülürken, 56 ncı maddede belirtilen fiillerden herhangi biri işlenirse, tüzel
kişi de masraflar ve para cezasından müteselsilen sorumlu olur.
Usul ve zamanaşımı
MADDE 67. - 66 ncı maddede sayılan suçlardan dolayı
takibat, hak sahibinin şikâyetine tabidir. 66 ncı maddenin (c) bendinde
belirtilen fiilin işlenmesi halinde, hak sahibinin yanı sıra; Bakanlık, ıslahçı
hakları ile ilgili birlikler, tüketici dernekleri ve 8.3.1950 tarihli ve 5590
sayılı "Ticaret ve Sanayi Odaları", "Ticaret Odaları",
"Sanayi Odaları", "Deniz Ticaret Odaları", "Ticaret
Borsaları" ve "Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve
Ticaret Borsaları Birliği" Kanunu ile 17.7.1964 tarihli ve 507 sayılı
Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Kanununa tâbi kuruluşlar da şikâyet hakkına sahiptir.
Şikâyetin, fiil ve failden
haberdar olma tarihinden itibaren bir yıl içinde yapılması gerekir. Şikâyetler
acele işlerden sayılır. Bu suçlar hakkında, 8.6.1936 tarihli ve 3005 sayılı
Meşhud Suçların Muhakeme Usulü Kanunundaki yargılama usulü uygulanır.
66 ncı madde hükümlerinin
uygulanmasında, 4.4.1929 tarihli ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanununun 344 üncü maddesinin birinci fıkrasının (8) numaralı bendi uygulanmaz.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
İhtisas Mahkemeleri
Görevli mahkeme
MADDE 68.- Bu Kanunda öngörülen davalarda görevli
mahkeme, ihtisas mahkemeleridir. Asliye hukuk ve asliye ceza mahkemelerinden
hangilerinin ihtisas mahkemesi olarak görevlendirileceğini ve bu mahkemelerin
yargı çevresini, Adalet Bakanlığının teklifi
üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu belirler.
MADDE 69. - Dava sonucunda haklı çıkan tarafın, haklı bir
sebebinin veya menfaatinin bulunması halinde, masrafları karşı tarafa ait olmak
üzere, kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya
özet olarak ilân edilmesini talep etme hakkı vardır.
İlanın şekli ve kapsamı kararda
tespit edilir. İlân hakkı, kararın kesinleşmesinden sonra üç ay içinde
kullanılmazsa düşer.
SEKİZİNCİ KISIM
Çeşitli ve Son Hükümler
Islahçı Hakkı Kütüğü
MADDE 70. - Bakanlık, Başvuru Sicili ve Islahçı Hakkı
Sicilini içeren Islahçı Hakkı Kütüğünü oluşturur.
İlgili olan herkes, başvuruya ve
ıslahçı hakkının tesciline ilişkin belgeler ile diğer belgeleri Kütükten
inceleyebilir.
Üretilmesi veya çoğaltılması,
diğer çeşitlerin sürekli kullanımını gerektiren çeşitlerin sahibi, çeşide ait
belge ve testlerin, Kütüğün inceleme kapsamı dışında tutulmasını isteyebilir.
Başvuru Sicili ve Islahçı Hakkı
Siciline ilişkin hususlar yönetmelikle düzenlenir.
Bitki Çeşitleri Bülteni
MADDE 71. - Bakanlık tarafından yayımlanacak Bültende
aşağıdaki hususlar yer alır:
a) Islahçı hakkı başvuruları.
b) Çeşit için önerilen isim veya
varsa geçici isim.
c) Başvurudan vazgeçme.
d) Başvurunun reddi.
e) Islahçı hakkının tescili ve
tescil edilen isim.
f) Hak sahibi veya vekili ile
ilgili değişiklikler.
g) Hakkın sona ermesi.
h) Lisanslar.
i) Resmî duyurular.
j) Diğer hususlar.
Bakanlık; korunan çeşitle ilgili
olarak çeşidin sahibi, koruma süresi, tescil tarihi ve ismini içeren bilgiler
ile yayımlanmasını gerekli gördüğü başka bilgilerin yer aldığı yıllık bir rapor
yayımlar.
Yönetmelikler
MADDE 72. - Bu Kanunun uygulanması ile ilgili usul ve
esasları düzenleyen yönetmelikler Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren
altı ay içinde Bakanlıkça çıkarılır.
MADDE 73. - 21.8.1963 tarihli ve 308 sayılı Tohumlukların
Tescil, Kontrol ve Sertifikasyonu Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin (a) bendi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
a) Tescil: ıslah edilmiş çeşitlerin morfolojik, biyolojik ve tarımsal niteliklerinin tarla denemeleri ve laboratuvar analizleriyle belirtilmesi, mevcutlardan farklı ve yeni çeşit olduğu tespit edilerek sertifikasyon amacıyla bir kütüğe kaydedilmesi.
MADDE 74. - 308 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin (ş), (t)
ve (u) bentleri ile 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
GEÇİCİ MADDE 1. - 26.2.1994 tarihi itibarıyla yeni, farklı,
yeknesak ve durulmuş olduğu tespit edilen bir çeşit için 308 sayılı Kanunun 6
ncı maddesinin üçüncü fıkrasından yararlanan çeşitlerin sahipleri, bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde Bakanlığa başvurmaları ve bu
Kanundaki diğer şartları yerine
getirmeleri kaydıyla, bu Kanun kapsamındaki korumadan yararlanır.
GEÇİCİ MADDE 2. - Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren bir
yıl içinde yapılacak başvurularda yenilik incelemesi yapılırken 5 inci maddede
yurt içi açısından sözü edilen bir yıllık süre bir defaya mahsus olmak üzere
beş yıl olarak uygulanır.
Yürürlük
MADDE 75. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 76. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.