Dönem: 22 Yasama Yılı: 3
T.B.M.M. (S.
Sayısı: 911)
Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Kanunu Tasarısı ve Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm ile İçişleri Komisyonları Raporları (1/984)
Not: Tasarı; Başkanlıkça
Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor; Çevre; Plan ve Bütçe; Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm ile İçişleri komisyonlarına havale edilmiştir.
T.C.
Başbakanlık 1.3.2005
Kanunlar ve Kararlar
Genel Müdürlüğü
Sayı: B.02.0.KKG.0.10/101-1054/896
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 21.2.2005 tarihinde
kararlaştırılan “Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Kanunu Tasarısı” ile gerekçesi
ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan
GENEL GEREKÇE
Hızla gelişen kentleşme süreci ülkemizin
önemli sorunlarının başında gelmektedir. Bu süreç özellikle kentlerimizin
merkez bölgelerindeki eski kent dokularının ve korunması gerekli kültürel
mirasın olumsuz etkilenmesine neden olmuştur. Kültürel mirasın yoğun olarak
bulunduğu alanlar, gerek eskimeleri ve bakımsız kalmaları, gerekse yoğun olarak
denetimsiz bir şekilde iskan edilmeleri ve kullanılmaları nedeniyle toplumun
can ve mal güvenliğini tehdit eder duruma gelmiştir. Bu bölgelerde güvenliğin
sağlanması özellikle gelişen şehirlerimizde büyük problem teşkil etmektedir.
Bu düşünceden hareketle, kentin eskiyen
dokularını ve yerleşim alanlarını, kültürel miras değerini korumak,
koruma/kullanma dengesini sağlayarak sosyal donatı alanlarını büyütmek ve
sağlıklaştırmak, otopark sorununu çözüme kavuşturmak, günümüz konforu ve
kullanım şartlarını içeren konut, ticaret, kültür, turizm ve sosyal donatı
alanları oluşturmak, tarihi ve kültürel dokuyu geleceğe taşımak amacıyla
restore ederek kullanmak, böylelikle kentlerin merkez alanlarının sağlıklı bir
şekilde iskan edilerek şehrin güvenliğini tehdit eden denetimsiz bölgeler
olmaktan çıkarıp yenileştirmek ve günümüz gereklerine uygun olarak
kullanılabilir hale getirmek amacıyla bu alanları “kentsel dönüşüm ve gelişim
alanı” ilan etmek ve bu alanlarda uygulama yapmaya imkan vermek gerekliliği
ortaya çıkmıştır. Yenilenen alanın yaşanabilir bir bütünlük temin etmesi için
kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilan edilecek bölgenin belediye sınırları
içerisinde bulunması ve en az 10.000 metrekare olması gerekmektedir.
Bu bölgelerin yenileştirilmesi ve etkin
bir şekilde kullanımı gerek kent, gerek yaşayanların ekonomik düzeyinin ve
yaşam standartlarının yükselmesini sağlayacaktır.
Kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilan
edilen yerler için hazırlanan plan ve projelerin hızla uygulanabilmesi, kurum
ve kuruluşlar arasında yetki ve mülkiyet çatışmasını önleyebilmek için bu
alanların bu Kanun çerçevesinde yapılan çalışmalara ve hazırlanan plan ve
projelere tabi olmasını ve diğer planların durdurulmasını gerektirmektedir.
Ayrıca, belediyelerin bu uygulamaları hızlı ve etkin bir şekilde
yürütebilmeleri için normal kamulaştırma sürecinin dışında daha etkin yetkilere
sahip olmaları gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen sorunların en belirgin
şekilde hissedildiği yerlerden birisi de İstanbul’dur. Uzun yıllar boyu
İstanbul, Süleymaniye ve Zeyrek gibi bölgelerin tüm çalışmalara karşı
korunamaması ve yenileşme çalışmalarına başlanamaması giderek İstanbul’un,
UNESCO tarafından tehlike altındaki kültür mirası düzeyinde değerlendirilmesi
tehdidine yol açmıştır. Bu durum mevcut yasal düzenlemelerin var olan
problemleri çözmekte yetersiz kaldığını göstermektedir. Bu nedenle mevcut yasal
düzenlemeler içerisinde tarif edilen alanlarda yenileştirme çalışmalarının
hızlı ve etkili sonuca ulaştırılmasının zaman alacağı ve çalışmaların
tamamlanamayacağı düşünceleriyle, bu konudaki yetki ve sorumlulukların uygulama
yapan belediyede toplanmasının etkili sonuç alınabilmesi için gerekli olduğu
sonucuna varılmıştır. Bundan dolayı mevzuatın izin verdiği sınırlar içerisinde
yetkinin söz konusu alanlardaki yapılaşmalar için kullanımı amaçlanmıştır. Bu
yetkilerin, tek elden kullanılması yenileşme çalışmalarının kesintiye
uğramaması, kaynak kaybına neden olmaması ve çalışmaların yarıda kalmaması için
gereklidir.
Bu yetkinin sınırsız bir şekilde
kullanımına neden olmamak ve denetim altında tutmak amacıyla kentsel dönüşüm ve
gelişim alanı ilan edilecek bölgelerin sınırlarının Bakanlar Kurulunca kabul ve
ilan edilmesi şartı getirilmiştir.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1.- Ulaşım, oluşum ve gelişim
açısından kentin işlevsel ve yaşamsal standartlarını oluşturan bazı şehir
merkezleri, tarihsel süreç içerisinde, sosyal ve kültürel doku açısından zarar
görmüş, özelliklerini kaybetmiş, çöküntü alanları haline gelmiş, şehrin ve
şehirlinin can ve mal güvenliğini olumsuz etkileyip tehdit eder bir duruma
gelmiştir. Bu tür alanların kentin gelişimine uygun olarak geçmişten gelen özellikleri
ve mevcut kültürel miras değerleri de göz önüne alınarak, restore ve yeniden
inşa edilmesi, konut alanları, ticaret alanları, turizm ve kültür alanları,
sosyal donatı gibi alanların oluşturulması sağlanarak bu alanların kente,
kentliye ve ekonomiye kazandırılması gerekmektedir. Aynı zamanda yıkıntı ve
çöküntü alanı haline gelmiş olan bu tür bölgeler deprem riski açısından da çok
büyük bir tehlike arzetmektedir. Tarihsel süreç içerisinde yapısal, işlevsel,
kullanım ve kültürel özelliklerini kaybetmiş bu alanların çağdaş kent ve çağdaş
yaşamsal özelliklerine kavuşturulması açısından acil olarak yenilenmesi
gerekmektedir. Kanunu amacı yukarıda belirtilen hususları içerecek şekilde
ifade edilmiştir.
Madde 2.- Madde ile, kentsel dönüşüm ve
gelişim alanlarını belirleme yetkisinin, yerel bir konu hakkında karar alma söz
konusu olduğu için, belediyelere verilmesi ancak, alanların Bakanlar Kurulunca
da onaylanması öngörülmektedir.
Ayrıca, uygulamaların yetki çatışmasına
meydan vermeyecek şekilde yürütülebilmesi için bu alanlarda tek bir planının
uygulanması gerekmektedir.
Madde 3.- Madde ile, kentsel dönüşüm alanı
olarak belirlenen bölgelerde belediye tarafından hazırlanan veya hazırlatılan
dönüşüm ve gelişim projelerinin belediyeler, kamu kurum ve kuruluşları, gerçek
kişiler ve özel hukuk tüzel kişileri aracılığı ile yapılarak veya yaptırılarak
uygulanması ve denetim yetkisinin belediyelerde olması öngörülmektedir.
Kentsel dönüşüm ve gelişim alanlarındaki
yeni yapılanmalar ile korunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarına ilişkin
uygulamalar hakkında karar vermek ve hazırlanan projeleri onaylamak, plan ve
projelerin başlangıç safhasından uygulamanın bitimine kadar yetkili olmak,
uygulama aşamalarını periyodik olarak denetim altında tutmak ve gerektiğinde
alternatif çözüm önerileri geliştirmek üzere mevcut koruma kurullarının iş
yoğunluklarının fazlalığı da dikkate alınarak yalnızca bu bölgeler için
gerektiği kadar koruma kurulunun oluşturulması yoluna gidilmiştir.
Madde 4.- Madde ile, uygulama alanlarındaki
taşınmazlar üzerinde tasarrufta bulunma hakkının geçici veya sürekli olarak
kısıtlanması ve projelerin etkili ve süratli bir şekilde uygulanması için
belediyelere olağan kamulaştırma sürecinin dışında bir süreç olan iskan
projelerinin gerçekleştirilmesi amaçlı kamulaştırma yetkisinin verilmesi
öngörülmektedir. Keyfi uygulamaların önüne geçmek için geçici ve sürekli
kısıtlamaların uygulamanın amacı ile sınırlı olması gerekmektedir. Ancak, amaç
için yeterli olduğu takdirde kamulaştırma yerine taşınmaz üzerinde başka
tasarruf yöntemlerinin uygulanabilmesine imkân sağlanmaktadır.
Ayrıca, kentsel dönüşüm ve gelişim alanı
içerisinde kalan Hazineye ait taşınmazların, ilgili belediyeye bedelsiz olarak
devredilmesi, uygulama bütünlüğünün bozulmaması açısından gerekli
görülmektedir.
Madde 5.- Madde ile, projelerin
uygulanması esnasında veya sonucunda iktisap edilen taşınmazlar ile hak ve
imtiyazların tasarruf ve değerlendirilmesinde belediyelerin Türk Medenî Kanunu
ve diğer ilgili mevzuata uygun hareket etmeleri öngörülmektedir.
Madde 6.- Bu Kanun kapsamında yer alan
bölgelerde, münhasıran bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı, özel ve genel
kanunların bu Kanuna aykırı hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilmiştir.
Madde 7.- Madde ile, kamu kurum ve
kuruluşlarının ellerinde bulunan tarihi eser niteliğindeki binaların tahsis
amaçlarına uygun olarak dernekler, vakıflar, diğer kamu kurum ve kuruluşları,
üniversiteler ve gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerine en fazla 49
yıllığına tahsis edilmesi öngörülmektedir.
Madde 8.- Kanunun uygulanmasını göstermek
amacıyla hazırlanacak yönetmeliklerin Kanunun yayımı tarihinden itibaren üç ay
içinde İçişleri Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca yürürlüğe
konulması öngörülmektedir.
Madde 9.- Yürürlük maddesidir.
Madde 10.- Yürütme maddesidir.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi
Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve 18.4.2005
Turizm Komisyonu
Esas No.: 1/984
Karar No.: 69
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Başbakanlıkça 1.3.2005 tarihinde TBMM Başkanlığına sunulan,
Başkanlığınızca esas komisyon olarak İçişleri, tali komisyon olarak da Millî
Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor; Çevre; Plan ve Bütçe komisyonlarına havale
edilen 1/984 esas numaralı "Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Kanunu
Tasarısı"nın Komisyon Başkanlığımızın 31.3.2005 tarihli ve 92 sayılı
yazısı ile görev alanlarımızdan olan bayındırlık-imar ve turizm konularını
içermesi nedeniyle, İçtüzüğün 34 üncü maddesi doğrultusunda Komisyonumuzda da
görüşülmesinde yarar görüldüğü TBMM Başkanlığına iletilmiş, aynı tarihte söz
konusu Tasarı tali olarak Komisyonumuza gönderilmiştir.
Tasarı, Komisyonumuzun
12.4.2005 tarihli 31 inci Birleşiminde Hükümeti temsilen Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Bayındırlık ve İskân; Kültür ve Turizm;
Maliye; İçişleri; Millî Savunma; Adalet; Çevre ve Orman bakanlıkları ile sivil
toplum kuruluşu temsilcilerinin katılımları ile incelenip görüşülmüştür.
Tasarı ile ulaşım, oluşum
ve gelişim açısından kentin işlev ve yaşam standartlarını oluşturan bazı şehir
merkezlerinin eskiyen dokularının ve yerleşim alanlarının, kültürel miras
değerlerinin korunması, koruma-kullanma dengesinin sağlanarak sosyal donatı
alanlarının büyütülmesi ve sağlıklı hale getirilmesi, otopark sorununun çözüme
kavuşturulması, günümüz konforu ve kullanım şartlarını içeren konut, ticaret,
kültür, turizm ve sosyal donatı alanları oluşturulması, tarihi ve kültürel
dokunun geleceğe taşınması amacıyla restore edilerek kullanılması, böylelikle
kentlerin merkez alanlarının uygun bir şekilde iskân edilerek şehrin
güvenliğini tehdit eden denetimsiz bölgeler olmaktan çıkarılıp yenileştirilmesi
ve günümüz gereklerine uygun olarak kullanılabilir hale getirilmesi maksadıyla
bu alanların "kentsel dönüşüm ve gelişim alanı" olarak ilan edilmesi
ve bu alanlarda uygulama yapmaya imkân verilmesi amaçlanmaktadır.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmelerinde Sayın Bakan Mehmet Ali
Şahin tarafından yapılan açıklamalar şu şekilde özetlenebilir:
Şehirlerin içerisinde kalan yıpranmış, bazıları yıkılmaya
yüz tutmuş, güvenlik ve çeşitli bakımlardan sorun oluşturan yapılar
bulunmaktadır. Örneğin İstanbul'da Suriçi, Eminönü, Fatih, Tarlabaşı, Zeyrek'te
asırlık binalar bulunmaktadır. Buralardaki binalar zaman içinde sorunlu
mahalleleri oluşturmuştur. Buraların farklı bir bakış açısı ile kullanıma
sunulması bu Tasarı ile öngörülmüştür. Bu düzenleme sonucunda söz konusu
bölgeler restore edilmek, yeniden inşaa, konut alanları, turizm, kültür, sosyal
donatı alanları oluşturmak suretiyle kent ve kentliye yeniden
kazandırılabilecektir.
Mevcut yasal düzenlemeler
var olan sorunları çözmeye yetmemektedir. Bunlarla ilgili yeni düzenlemelere
ihtiyaç duyulmaktadır.
Geçmişte Kapalı Çarşı ve Rumeli Hisarı ile ilgili olarak benzer
şekilde özel kanunlar kabul edilmiştir.
Bu Tasarı ile birtakım özel kıstaslar getirilmektedir. Kentsel
dönüşüme uğrayacak alanların belediye sınırları içinde olması, yeni plan ve
projelerin yapılabilmesi, mevcut kamulaştırma yetkileri dışında yeni yetkilerin
tanınması, istismarların önlenmesi amacıyla söz konusu alanların Bakanlar
Kurulu Kararı ile belirlenmesi bu kıstaslardandır.
Sayın Bakanın bu açıklamaları sonrasında Komisyon üyeleri Tasarının
tümü üzerindeki görüşlerini sunmuşlardır.
Tasarının aleyhinde
belirtilen görüşler;
İmar Kanunu Tasarısı bütünsel bir yaklaşımla hazırlanmışken bu
Tasarının içinden bir parça çekilerek getirilmesi yanlış bir davranış olmuştur.
Oysa İmar Kanunu ile ilgili çalışmada kentsel dönüşüm alanlarının nasıl belirleneceği
açıklanmıştır. Bu çalışma rant
sağlamaya yol açabilir.
Tasarının lehinde
belirtilen görüşler;
Tasarı ile gerçekten çözümsüzlük içinde bulunan alanlara çözüm
getirilmesi amaçlanmaktadır. Sit alanları içerisinde bulunan alanlarda
kangrenleşmiş hale gelen sorunların, örneğin Beyoğlu gibi tarihi binaların çok
yoğun olarak bulunduğu alanların sorunlarının çözümlenebilmesi, buralarda
depremle ilgili tedbirlerin alınabilmesi, fırsatçılığa izin verilmeden kolaylık
sağlayıcı uygulamaların yürürlüğe konulmasının önü bu Tasarı ile açılmaktadır.
Yerel atıl kaynakların aktif hale getirilmesi söz konusudur.
Şeklinde özetlenebilir.
Tasarının maddelerinin
görüşmelerine geçilmeden önce şehirlerin, kültür varlıklarının yoğun olarak
bulunduğu bölgelerinin korunmasının ve kullanılmasının amaçlanması nedeniyle,
Tasarının adının buna uygun olarak değiştirilmesini öngören önergenin kabulü
doğrultusunda düzenlenmesi kabul edilmiştir. Bu önergenin kabulü sonrasında
Tasarıda geçen "kentsel dönüşüm ve gelişim alanı" ibarelerinin
"yenileme alanı" şeklinde değiştirilmesi amacıyla Komisyon
Başkanlığına redaksiyon yetkisi verilmiştir. Bu çerçevedeki düzenlemeler
Başkanlıkça yapılmıştır.
Tasarının 1 inci maddesi;
Tasarının adının
değiştirilmesine paralel olarak bu madde içeriğinin yeniden düzenlenmesini
öngören önergenin kabulü doğrultusunda değiştirilerek kabul edilmiştir.
Tasarının 2 nci maddesi;
Planı olmayan yerlerde genel planların hazırlanmasındaki zaman
kaybına fırsat vermemek amacıyla verilen önergenin kabulü doğrultusunda, son
fıkrasının sonuna bir cümle eklenmek suretiyle değiştirilerek kabul edilmiştir.
Tasarının 3 üncü maddesi;
İkinci fıkrasının,
uygulama esnasında her türlü kontrol, denetim ve takip işlemlerinin
belediyelerce yapılması dışında yaptırılabilmesinin de önünün açılması,
Dördüncü fıkrasında,
Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanununun 51 inci maddesine uygunluğun
sağlanması amacıyla verilen önergenin kabulü doğrultusunda değiştirilerek,
Kabul edilmiştir.
Tasarının 4 üncü maddesi;
İkinci fıkrasında, acil
olan kamulaştırmalarda gereğine uygun olarak, seri bir şekilde işlemlerin
yürümesi amacını öngören önergenin kabulü doğrultusunda,
Dördüncü fıkrası, satış
ve gelir getirici bir duruma dönüştürülen alanların gelirinin %25'inin Hazineye
devrini öngören önergenin kabulü doğrultusunda değiştirilerek,
Kabul edilmiştir.
Tasarının 5 ve 6 ncı maddeleri Komisyonumuzca aynen kabul
edilmiştir. 5 inci madde verilen redaksiyon yetkisi çerçevesinde Başkanlıkça
düzenlenmiştir.
Tasarının 7 nci maddesi;
Bu madde ile öngörülen tahsis amaçlarının genişletilmesi ve maddenin
daha anlaşılabilir olması gerekçesiyle verilen önergenin kabulü doğrultusunda
değiştirilerek kabul edilmiştir.
Tasarının 8, 9 ve 10 uncu
maddeleri Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
Komisyon Başkanlığına verilen redaksiyon yetkisi dahilinde
Tasarının yeni metni oluşturulmuştur.
Raporumuz, havalesi gereği esas komisyon olan İçişleri
Komisyonuna tevdi edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile arz olunur.
|
|
Başkan |
Başkanvekili |
Sözcü |
|
|
Mustafa
Demir |
Mustafa
Ilıcalı |
Asım
Aykan |
|
|
Samsun |
Erzurum |
Trabzon |
|
|
Kâtip |
Üye |
Üye |
|
|
Mehmet
Sarı |
Naci
Aslan |
Fikret
Badazlı |
|
|
Gaziantep |
Ağrı |
Antalya |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Kemal
Demirel |
Osman
Aslan |
Zülfü
Demirbağ |
|
|
Bursa |
Diyarbakır |
Elazığ |
|
|
(Muhalefet şerhi ektedir) |
|
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Ali İbiş |
Nusret
Bayraktar |
Erdal
Karademir |
|
|
İstanbul |
İstanbul |
İzmir |
|
|
|
|
(Muhalefet şerhim ektedir) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Mehmet
Yıldırım |
Niyazi
Özcan |
Abdülkadir
Kart |
|
|
Kastamonu |
Kayseri |
Rize |
|
|
(Muhalefet şerhi ektedir) |
|
|
|
|
|
Üye |
|
|
|
|
Recep
Yıldırım |
|
|
|
|
Sakarya |
|
MUHALEFET
ŞERHİ
Kentsel Dönüşüm ve
Gelişim Kanunu tasarısının tümü hakkında muhalefet şerhimizdir.
8. Beş Yıllık Kalkınma
Planının "Yerleşme ve Şehirleşme", "Konut" ve
"İnşaat" başlığı altında yer alan ilke ve politikalar bölümünde;
- Fiziki planlamayı bir
bütün içinde kavrayan mevzuatın geliştirilmesi,
- Kentsel alanlarda
bilimsel esaslara dayalı planlara göre, arsa sunumu ve düzenli yapılaşmayı
sağlayacak yöntemlerin geliştirilmesi,
- Yapı ve çevre
kalitesinin artırılarak, tarihi, doğal, sosyal ve kültürel değerlerin
korunacağı, sağlıklı, güvenli, kaliteli ve ekonomik yaşam çevrelerinin
oluşturulması gibi kararların uygulanması ülke planlarında yer almıştır.
Ayrıca, tasarının 1 inci
maddesinin gerekçesinde "yıkıntı ve çöküntü alanı haline gelmiş olan bu
tür bölgeler deprem riski açısından da çok büyük bir tehlike arz
etmektedir." yer almasına rağmen, tasarıda yüksek risk taşıyan bölgeler
için, afet ve depreme karşı önlem alınmasına ilişkin gerçek ve kalıcı çözüm önerileri
göz ardı edilmektedir. Zira, Kentsel çöküntü alanı olarak tanımlanan bu tür
yıpranmış, kentin tarihi ve kültürel dokuları bulunan yapılar tarihi değere
sahip 50-100 yıllık ve hatta daha da yaşlı yapılar olması nedeni ile çok açık
olarak afetlerden etkilenebilir nitelikte bulunmaktadır.
Yine, Kalkınma
Planlarında yer alan bilimsel esaslara dayalı planlama ve yapılaşmaya ilişkin
hükümler, tasarının ne gerekçesinde nede tasarının maddelerinde yer almıştır.
24.12.2004 tarihinde
Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5272 sayılı Belediye yasasının
Kentsel dönüşüm ve gelişim alanına ilişkin 73 üncü maddesinde "Bir yerin
kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak ilan edilebilmesi için; o yerin
belediye veya mücavir alan sınırları içerisinde bulunması ve en az ellibin
metrekare olması şarttır." hükmü Tasarının 2 nci maddesinde yer alan
"Kentsel dönüşüm ve gelişim alanlarının, ... on bin metrekareden az
olmaması..." hükmü ile çelişmektedir. Kaldı ki, Kentin 3 bin, 7 bin diğer
bir deyimle 10 bin metrekarenin altında bulunan tarihi ve kültürel dokuları bu
tasarının sözde güvencesi altına alınmamışlardır. Bu uygulamanın her türlü
tarihi ve kültürel yapının korunması gibi bir anlayışa sahip olmadığı
görüldüğüne göre, bu tasarının, kişiye özel ve önceden belirlenmiş belli
alanlara yönelik hazırlandığı görüşünü güçlendirmektedir.
Tasarının 2 nci
maddesinin son fıkrası" bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
mevzuata uygun olarak yapılmış ve onaylanmış herhangi bir ölçek ve türdeki imar
planı kapsamında kalsalar dahi, bu kanuna göre yapılacak plan hükümlerine tabi
olurlar." hükmünü getirmektedir. "...mevzuata uygun yapılmış imar
planı kapsamında kalsalar dahi" ifadesinin, gereğinde mevzuata aykırı
kaçak yapılar için de uygulanabileceği, yasadışı yapıların dönüşüm sınırı içine
alınması yoluyla yasallaştırılması sürecini gündeme taşımaktadır. Böylece çözüm
olarak üretilen yaklaşım, plansızlık ve planlara aykırı yapıların yasalaşması,
tescilli yapıların kamu yararı dışında tahsisi tehlikesini de beraberinde
getirmektedir.
Tasarının 3 üncü
maddesinin son fıkrası "... kurulca onaylanan projeler, başka bir onaya
gerek olmaksızın uygulanır." hükmü bir çok bakımdan sakıncalıdır Kurullar
mimar, şehir plancı, arkeolog, sanat tarihçisi ve hukukçu üyeden oluşmaktadır.
Oysa, yasada tanımlanan uygulamalar, imar uygulamaları, zemin etütleri, statik,
fen, sağlık vb. yönleri de içermekte olup ilgili birimlerin denetiminden
geçirilmesi gerekmektedir.
"... kurulca
onaylanan projeler, başka bir onaya gerek olmaksızın uygulanır." hükmü
yine, kentlerin üst ölçekli planları uyarınca hazırlanan koruma amaçlı imar
planlarını bir yana bırakmaktadır. Ayrıca, bu madde ile Sit alanlarının
korunmasına yönelik 5226 sayılı yasa ile değişik 2863 sayılı yasanın 17 nci
maddesinde tanımlanan "Koruma Amaçlı İmar Planı" ortadan
kaldırılmaktadır. Madde hükmünde sadece projelerden söz edilmektedir. Planlama
ve kent bütünlüğü açısından bu durum sakıncalıdır.
Maddenin son fıkrasında
konu edilen, "... 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
Kanununun 51 inci maddesine göre gerektiği kadar Kültür ve Tabiat Varlıklarını
Koruma Bölge Kurulu oluşturulabilir." denilmektedir. Kentsel dönüşüm
alanlarının ilanı ve bu alana özel koruma kurulunun oluşturulması yoluyla,
koruma planlarına aykırı olabilecek ve koruma kurullarınca yerinde görülmeyen
dönüşümlerin gerçekleştirileceği yönünde endişeye neden olmaktadır.
2863 sayılı yasada Koruma
Bölge Kurulları bulunmasına karşın, bunların da adeta "yok"
sayılarak, "yeni ve özel koruma kurulları"nın öngörülmesi yeni
yürürlüğe giren 5226 sayılı yasa ile değişik 2863 sayılı Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kanununda bu gibi bölgeler için, ilgili meslek odaları ve
üniversitelerin de "katılacak"ları "yönetim alanı" ve
"Yönetim Planları" öngörülmelerine rağmen, tasarıda bu gibi bir
yaklaşıma yer verilmemesi anlaşılır değildir.
Tasarıda, planlamanın
üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkelerinin yerine idarenin takdir yetkisinin
getirildiği görülmektedir.
Tasarının 4 üncü
maddesinin 4 üncü fıkrasının "Kentsel dönüşüm ve gelişim alanı içerisinde
kalan Hazineye ait taşınmazlar başka bir işleme gerek kalmaksızın projeyi
yürüten belediyeye bedelsiz devredilir." hükmü ile Kentsel Dönüşüm ve
Gelişim alanlarında bulunan hazine arazilerinin başka bir işleme gerek kalmaksızın
projeyi yürüten belediyeye bedelsiz devri öngörülmektedir. Bu hüküm 5226 sayılı
yasa ile değişik 2863 sayılı yasanın 13 ve 14 üncü maddelerine aykırıdır ve
kültür ve tabiat varlıklarının korunması açısından sakıncalıdır.
2863 sayılı yasanın
"devir yasağı"na ilişkin 13 üncü maddesi "Hazineye ve diğer kamu
kurum ve kuruluşlarına ait olup, usulüne göre tescil ve ilan olunan, her çeşit
korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı ile bunlara ait korunma
sınırları dahilindeki taşınmazlar, Kültür ve Turizm Bakanlığının izni olmadan,
gerçek ve tüzel kişilere satılamaz, hibe edilemez." hükmünü getirmekte,
"kullanma"ya ilişkin 14 üncü maddesi ise, "korunması gerekli
taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının intifa haklarının, belirli sürelerle
kamu hizmetlerinde kullanılmak üzere, Devlet dairelerine, kamu kurum ve
kuruluşlarına, kamu menfaatine yararlı milli derneklere bırakılması veya gerçek
ve tüzel kişilere kiraya verilmesi, Kültür ve Turizm Bakanlığının iznine
bağlıdır."
Tasarının 6 ncı maddesi
"Bu kanun kapsamında yer alan bölgelerde, özel ve genel kanunların bu
Kanuna aykırı hükümleri uygulanmaz" denilmek suretiyle tasarının taşıdığı
sakıncalar ve diğer özel yasalarla olan çelişkileri örtbas edilmek
istenmektedir. Çünkü, yine 59 uncu Hükümet tarafından TBMM'ne taşınarak
14.7.2004 tarihinde yasalaşan ve 27.7.2004 tarih ve 25535 sayılı Resmî Gazetede
yayımlanan 5226 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları Yasasının (KTVY) 17 nci
maddesi de "Bir alanın koruma bölge kurulunca sit olarak ilanı, bu alanda
her ölçekteki plan uygulamasını durdurur." hükmünü içermektedir. Özel bir
yasa olan 5226/2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları Yasası bu maddenin yanı
sıra, tasarının 2 nci maddesinin son fıkrasındaki" bu kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten önce mevzuata uygun olarak yapılmış ve onaylanmış herhangi bir
ölçek ve türdeki imar planı kapsamında kalsalar dahi, bu kanuna göre yapılacak
plan hükümlerine tabi olurlar." hükmü ile de çelişmektedir.
Kaldıki, henüz 4 ay gibi
bir geçmişi bulunan ve 24.12.2004 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanarak
yürürlüğe giren 5272 sayılı Belediye Yasasının Kentsel dönüşüm ve gelişim
alanının 73 üncü maddesi
"Büyükşehir belediyeleri, büyükşehir belediyeleri sınırları içindeki ilçe
ve ilk kademe belediyeleri ve il belediyeleri ile nüfusu 50.000'in üzerindeki
belediyeler; kentin gelişimine uygun olarak eskiyen kent kısımlarını yeniden
inşa ve restore etmek; konut alanları, sanayi ve ticaret alanları, teknoloji
parkları ve sosyal donatılar oluşturmak, deprem riskine karşı tedbirler almak veya
kentin tarihi ve kültürel dokusunu korumak amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim
projeleri uygulayabilir." hükmü ile zaten bu tür alanlar
projelendirilebilmektedir.
Yine, Bayındırlık ve
İskân Bakanlığı tarafından hazırlanan ve ilgili kamu ve kurumları, üniversiteler
ve ilgili meslek örgütlerinin mutabakatı alınarak hazırlanmış olan
"İMAR" yasa taslağının "Dönüşüm alanları" başlığı altındaki
30 uncu maddesinde de konu yasal düzenleme altına alınmış ve geniş bir şekilde
yer almıştır. Söz konu taslağın 30 uncu maddesi;" İlgili idareler bu Kanun
amaç ve genel esaslarını gerçekleştirmek üzere, afet tehlike ve risk alanları,
sosyal ve teknik altyapı ihtiyaçları açısından yetersiz ve niteliksiz alanları,
yaşam kalitesi düşük alanları, çöküntü bölgeleri ile kentin gelişmesini
sağlamak üzere ulaşım, merkezi iş alanları, konut ve hizmet kullanım alanlarını
ve koruma alanlarını kentsel dönüşüm alanları olarak belirler.
Özel kanunlar ve
uluslararası sözleşmeler kapsamında yapı yasağı ve kısıtlaması getirilen koruma
alanları ile afet tehlikesi taşıyan alanlarda tasfiye işlemine yönelik dönüşüm
projelerinin öncelikle hazırlanması zorunludur. Bakanlık gerekli gördüğü
hallerde 7269 sayılı Kanun kapsamında kalan afete maruz veya muhtemel afet
alanlarında tasfiye işlemine yönelik dönüşüm projeleri yapar, yaptırır,
onaylar." hükmünü getirmiştir.
Tasarı, yüklediği görev
ve sorumluk gereği, ana komisyon olarak, Bayındırlık ve İmar Komisyonunda
görüşülmesi gereken bir konudur ancak, Tasarının ana komisyon olarak İçişleri
Komisyonunda görüşülmesi düşündürücüdür. Kaldıki, bu tasarı yaklaşık bir yıl
önce Bayındırlık ve İskân Bakanlığınca hazırlanmış ve Bayındırlık ve İskân
Bakanlığının internet sayfalarında da yayımlanmıştı. Ancak, ilgili kamu
kurumları, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerle
görüşüldükten ve bu kurum ve kuruluşların da görüşleri ve katkıları alındıktan
sonra ortak görüş ve mutabakatla bu Kentsel dönüşüm ve gelişim yasa taslağı,
İmar ve Şehirleşme Yasa taslağının içerisine alınmış ve uzlaşmayla hazırlanan
yasa taslağı TBMM'ne gönderilmesi beklenmekte idi. Daha sonra ismi"İmar
yasa tasarısı taslağı" olarak değiştirilen taslak bugün yine Bayındırlık
ve İskân Bakanlığının internet sayfalarında da yayımlanmaktadır.
Tasarının gerekçesinde
"mevcut yasal düzenlemeler içerisinde tarif edilen alanlarda yenileştirme
çalışmalarının hızlı ve etkili sonuca ulaştırılmasının zaman alacağı ve
çalışmaların tamamlanamayacağı düşünceleri ile..." bu tasarının
hazırlandığı iddia edilmektedir. Oysa, 5226 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları
Yasası bu iktidar tarafından getirilmiş ve 14.7.2004 tarihinde
yasalaştırılmıştır. Bayındırlık ve İskân Bakanlığınca uzlaşma içerisinde
hazırlanan "İmar yasa tasarısı taslağı" bir yılı fazla bir süredir
Bayındırlık ve İskân Bakanlığı tarafından bekletilmektedir. Ayrıca, tasarı
hiçbir kurum, ilgili meslek odaları, üniversitelerin görüş ve önerileri
alınmadan, bilimsel değerlendirmelerden ve ölçütlerden uzak bir şekilde
hazırlanarak yangından mal kaçırırcasına TBMM'den geçirilmek istenmektedir.
Tasarının hem
gerekçesinde ve hem tasarının maddelerinde eski kent dokuları ve kültür ve
tabiat varlıkları konu edilmesine rağmen "sit" sözcüğünün yer almamış
olması anlaşılır değildir. Tasarıda, Kentsel dönüşüm alan sınırlarının
belirlenmesinde "sit sınırlarına" gönderme yapılmayarak 5226 sayılı
yasa ile değişik Koruma yasası görmezden gelinmektedir. Oysa, kültür ve tabiat
varlıklarına ilişkin uygulamalar, 5226/2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları
yasası kapsamında planlanmaktadır.
Yukarıda açıklamaya
çalıştığımız, gerek tasarının gerekçeleri ve tasarının maddeleri ve ilişkili
yasalar ile yapılan değerlendirmeler incelendiğinde, getirilen tasarının farklı
niyetlere açık olduğu görülmektedir.
Bu anlamda, tasarı geri
çekilmelidir. Zira, katılımlı süreçler içinde geliştirilmiş yasa ve uygulama
araçlarını hayata geçirmek yerine dar kapsamlı, özel nitelikli yasa enflasyonu
ve yetki karmaşası üreterek, planlama ve koruma yaklaşımı terkedilerek, kentler
sağlıklı biçime dönüştürülemez.
|
|
Kemal
Demirel |
Mehmet
Yıldırım |
Erdal
Karademir |
|
|
Bursa |
Kastamonu |
İzmir |
BAYINDIRLIK,
İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONUNUN
KABUL ETTİĞİ METİN
ESKİYEN KENT DOKULARININ YENİLENMESİ, KORUNMASI VE
KULLANILMASI HAKKINDA KANUN TASARISI
MADDE 1.- Bu Kanunun
amacı, büyükşehir belediyeleri, büyükşehir belediyeleri sınırları içindeki ilçe
ve ilk kademe belediyeleri, il ve ilçe belediyelerince, şehrin eskiyen ve
özelliğini kaybetmeye yüz tutmuş sit alanı olarak belirlenen kent bölgelerinin,
kentin gelişimine uygun olarak yeniden inşa ve restore edilmesi, konut
alanları, ticaret alanları, turizm ve kültür alanları ve sosyal donatı alanları
oluşturulması, deprem risklerine karşı tedbirler alınması veya kentin tarihi ve
kültürel dokusunun korunarak yenilenmesidir.
Bu Kanun, yukarıda
belirtilen amaçlar doğrultusunda oluşturulacak olan yenileme alanlarının
tespitini, teknik alt yapı ve yapısal standartlarının belirlenmesini,
projelerinin oluşturulmasını, uygulama, örgütlenme, yönetim, denetim, katılım
ve kullanımına ilişkin usul ve esasları kapsar.
Alanların belirlenmesi
MADDE 2.- Yenileme
alanları, o bölgenin belediye veya mücavir alan sınırları içerisinde bulunması
ve on bin metrekareden az olmaması kaydıyla belediye meclis üye tam sayısının
salt çoğunluğunun kararı ile belirlenir.
Belirlenen bu alanlar
Bakanlar Kuruluna sunulur. Bakanlar Kurulunca kabul edilen alanlardaki uygulama
bir plan ve program dahilinde ve bir yapı adasından az olmamak kaydıyla etap
etap planlanabilir.
Etap plan ve programları,
meclis üye tam sayısının salt çoğunluğunun kararı ve belediye başkanının onayı
ile uygulamaya konulur.
Belirlenen alan sınırları
içindeki tüm taşınmazlar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce mevzuata
uygun olarak yapılmış ve onaylanmış herhangi bir ölçek ve türdeki imar planı
kapsamında kalsalar dahi, bu Kanuna göre yapılacak plan hükümlerine tabi
olurlar. Koruma amaçlı planı olmayan alanlarda dönüşüm uygulama projesinin
ilgili kurulca onaylanması sonrası kamulaştırma ve uygulama yapılabilir. Onaylı
dönüşüm projesi, hazırlanacak plan için esas teşkil eder.
Uygulama
MADDE 3.- Yenileme
alanları olarak belirlenen bölgelerde belediye tarafından hazırlanan veya
hazırlatılan dönüşüm ve gelişim projeleri ilgili belediyeler, kamu kurum ve
kuruluşları, gerçek kişiler ve özel hukuk tüzel kişileri aracılığı ile
yapılarak veya yaptırılarak uygulanır.
Uygulama esnasında her
türlü kontrol, denetim ve takip işlemleri, ilgili belediyece yapılır veya
yaptırılarak sonuçlandırılır.
Yenileme alanlarındaki
uygulamalar her türlü vergi, resim, harç ve ücretlerden müstesnadır.
Yenileme alanlarındaki
yeni yapılanmalar ile korunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarına ilişkin
uygulamalar hakkında karar vermek ve hazırlanan projeleri onaylamak üzere söz
konusu alanlar için bu uygulamalarla ilgili olarak 2863 sayılı Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kanununun 51 inci maddesine göre gerektiği kadar Kültür ve
Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu oluşturulabilir. Bu kurulca onaylanan
projeler, başka bir onaya gerek olmaksızın uygulanır.
Taşınmaz tasarruflarının kısıtlanması ve kamulaştırma
MADDE 4.- Belediye,
yenileme alanı ilan edilen yerlerdeki taşınmazlar üzerinde, uygulamanın
amacıyla sınırlı olarak o yerin özelliklerine göre her türlü yapılaşma,
kullanım ve işletme konularında geçici
veya sürekli kısıtlamalar uygulayabilir.
Yenileme alanlarında
bulunan yapıların boşaltılması, yıkımı ve kamulaştırılmasında anlaşma yolu
esastır. Anlaşma sağlanamayan hallerde gerçek kişilerin ve özel hukuk tüzel
kişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmazlar ilgili belediye tarafından
kamulaştırılabilir. Bu Kanun uyarınca yapılacak kamulaştırmalar 2942 sayılı
Kamulaştırma Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki iskan projelerinin
gerçekleştirilmesi amaçlı kamulaştırma sayılır. Yapılacak kamulaştırma işlemi
aynı Kanunun 27 nci maddesi kapsamında gerçekleştirilir. Tapuda mülkiyet hanesi
açık olan taşınmazlar ile varisi belli olmayan, kayyım tayin edilmiş,
ihtilaflı, davalı ve üzerinde her türlü mülkiyet ve mülkiyetin gayri ayni hak
tesis edilmiş olan taşınmazlar için de aynı madde hükümlerine göre kamulaştırma
işlemleri yürütülür. Kamulaştırma işlemlerinin yürütülmesinde belediyeler
veraset ilamı çıkarmaya veya tapuda kayıtlı son malike göre işlem yapmaya
yetkilidir.
Taşınmaz mülkiyetinin
kamulaştırılması yerine amaç için yeterli olduğu takdirde satın alma, kat
karşılığı ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ilgili maddeleri içeriğinde
intifa hakkı veya üst hakkı kurulması yolu ile de uygulama yapılabilir.
Yenileme alanı içerisinde
kalan Hazineye ait taşınmazlar başka bir işleme gerek kalmaksızın projeyi
yürüten belediyeye bedelsiz devredilir. Satış ve gelir getirici bir işe
dönüştürüldüğünde gelirin yüzde yirmibeşi Hazineye verilir. Devre ait işlemler
belediyenin talebi üzerine ilgili tapu sicil müdürlüğünce resen yapılır. Bu
işlemler her türlü vergi, resim ve harçtan müstesnadır.
Millî Savunma Bakanlığına
tahsisli arsa, arazi, yapı ve tesisler, 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve
Güvenlik Bölgeleri Kanunu kapsamında bulunan yerler ile sivil ve askeri hava
alanları ve mania planları kapsamında kalan yerlerde bu Kanun hükümlerinin
nasıl uygulanacağı Milli Savunma Bakanlığı, ilgili bakanlık ve belediyece
müştereken belirlenir.
Değerlendirme
MADDE 5.- Yenileme
alanlarında uygulama esnasında veya uygulama sonucu belediye adına iktisap
edilen taşınmazların, hak ve imtiyazların tasarruf ve değerlendirmeleri Türk
Medeni Kanunu ve ilgili diğer mevzuat çerçevesinde yapılır.
İstisnalar
MADDE 6.- Tasarının 6 ncı
maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
Tahsis
MADDE 7.- Kamu kurum ve
kuruluşlarının ellerinde bulunan tarihi eser niteliğini haiz bina ve
müştemilatı, tarihi özelliklerine uygun olarak restore ettirilmek ve/veya
tarihi özellikleri korunmak ve mülkiyeti ilgili kamu kurum ve kuruluşunda
kalmak suretiyle;
a) Eğitim, sağlık, kültür
ve sosyal amaçlı olmak üzere kamu yararına çalışan dernekler, vakıflar ve diğer
kamu kurum ve kuruluşları ile üniversitelere,
b) Ticari faaliyetlerde
kullanılmak üzere gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerine,
Türk Medeni Kanunu
hükümlerine göre en fazla 49 yıllığına sınırlı ayni hak olarak tahsis
edilebilir.
Tahsislerle ilgili esas
ve usuller ile tahsis bedeli ve kullanma süresi, ilgili belediye ile kamu kurum
ve kuruluşları tarafından belirlenir.
Yönetmelikler
MADDE 8.- Tasarının 8
inci maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
Yürürlük
MADDE 9.- Tasarının 9
uncu maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
Yürütme
MADDE 10.- Tasarının 10
uncu maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
İçişleri Komisyonu Raporu
Türkiye Büyük Millet
Meclisi
İçişleri Komisyonu 17.5.2005
Esas No.: 1/984
Karar No.: 15
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Bakanlar Kurulunca
hazırlanarak 1.3.2005 tarihinde Başkanlığınıza sunulan, "Kentsel Dönüşüm
ve Gelişim Kanun Tasarısı", 8.3.2005 tarihinde esas komisyon olarak
Komisyonumuza, tali komisyon olarak da Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor;
Çevre ile Plan ve Bütçe Komisyonuna sunulmuş ve Komisyonumuz, 20.4.2004 tarihinde,
Tasarıyı gündemine alarak görüşmeye başlamıştır. Komisyonumuz, Tasarının bir
alt komisyonda değerlendirilerek olgunlaştırılmasını ve bu amaçla Bursa
Milletvekili Şevket Orhan, Hatay Milletvekili Fuat Geçen, İzmir Milletvekili
Hakkı Ülkü, İstanbul Milletvekili Recep Koral, Kastamonu Milletvekili Sinan
Özkan ve Sivas Milletvekili Nurettin Sözen'den oluşan bir alt komisyon
kurulmasını kararlaştırmıştır. Kurulan Alt Komisyon aynı tarihte yaptığı
toplantıda başkanlığa İstanbul Milletvekili Recep Koral'ı seçerek çalışmalarına
başlamıştır. Alt Komisyon toplantılarına İçişleri, Adalet, Maliye, Millî
Eğitim, Bayındırlık ve İskân, Kültür ve Turizm, Çevre ve Orman bakanlıkları ile
Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana Büyükşehir
belediyeleri, Türk Belediyeler Birliği, Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Boğaziçi
Üniversitesi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Türkiye Mimar ve
Mühendis Odaları Birliği, Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası, Tarihi
Kentler Birliği temsilcileri davet edilmiş ve toplantıya katılanların hem
yazılı hem de sözlü bilgilerinden yararlanılmıştır. Alt Komisyon ayrıca yazılı
olarak kurum, kuruluş ve kişilerden bilgi ve belge talebinde bulunmuştur. Alt
Komisyon, İçtüzüğün 34 üncü maddesi uyarınca Komisyonumuza görüşünü sunan
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunun hazırladığı metni
çalışmalarına esas almış ve yaptığı değişiklikleri bu metin üzerinde
gerçekleştirmiştir. Alt Komisyon 3.5.2005 tarihinde çalışmalarını tamamlayarak
raporunu Komisyonumuza sunmuştur. Komisyonumuz 12.5.2005 tarihli, yukarıda
belirtilen kurum ve kuruluşları da davet ettiği 14 üncü toplantısında, Alt
Komisyon metnini esas alarak Tasarıyı inceleyip görüşmüştür.
Tasarının gerekçesi incelendiğinde, temel iki amacının
olduğu görülmektedir. Bu amaçlardan birincisi, kültürel mirasın yoğun olarak
bulunduğu alanların, gerek eskimeleri ve bakımsız kalmaları, gerekse yoğun
olarak denetimsiz bir şekilde iskân edilmeleri ve kullanılmaları nedeniyle
toplumun can ve mal güvenliğini tehdit eder duruma gelmiş olmalarından
kaynaklanan sorunları çözmektir. İkincisi, kentlerin bu bölümlerinde sosyal
donatı alanlarını büyütmek ve sağlıklı kılmak, otopark sorununu çözüme
kavuşturmak, günümüz konforu ve kullanım şartlarını içeren konut, ticaret,
kültür, turizm ve sosyal donatı alanları oluşturma, kentlerin merkez
alanlarının sağlıklı bir şekilde iskân edilerek şehrin güvenliğini tehdit eden
denetimsiz bölgeler olmaktan çıkarıp yenileştirmek ve günümüz gereklerine uygun
olarak kullanılabilir hale getirmektir.
Alt Komisyondaki görüşmeler sırasında ana
hatlarıyla ileri sürülen görüşler ve yapılan değişiklikler ile Komisyonumuzda
ileri sürülen görüşler ve yapılan değişiklikler şöyle özetlenebilir:
1. Amaç
Tasarının amacı, 1 inci
maddede somutlaştırılmıştır. Maddeye göre Kanunun amacı, eskiyen ve özelliğini
kaybetmiş kent bölgelerinin, kentin gelişimine uygun olarak yeniden inşa ve
restore edilmesi, konut alanları, ticaret alanları, turizm ve kültür alanları
ve sosyal donatı alanları oluşturulması, deprem risklerine karşı tedbirler
alınması veya kentin tarihi ve kültürel dokusunun korunarak yenilenmesidir.
Komisyonumuza görüş bildirmiş bulunan Bayındırlık Komisyonu raporu
incelendiğinde görülmektedir ki, Komisyon, eskiyen ve özelliğini kaybetmiş kent
bölgelerinin değil sadece kültürel varlıklarının yoğun olarak korunmasını
önermektedir.
Alt Komisyonda yapılan görüşmeler sırasında,
maddenin aleyhinde ileri sürülen görüşlerde, "kentsel dönüşüm"
konusunun son derece kapsamlı düşünülmesinin zorunlu olduğu, Tasarıdaki
düzenlemelerin kentleri dönüştürmeye yeterli olmayacağı; bu konudaki
düzenlemelerin imar mevzuatı ya da tarihi ve kültürel varlıkları koruma
mevzuatı içinde yapılması gerektiği ifade edilmiştir. Açıklamalarda, uzun
süreden beridir hazırlanmakta olan İmar Kanunu Taslağı içinde kentsel dönüşümle
ilgili ayrıntılı ve üzerinde uzlaşılmış düzenlemeler bulunduğu ve bu nedenle,
mevcut Tasarının kanunlaştırılmasındansa, belirtilen taslağın bir an önce
tamamlanarak görüşülmeye başlanmasının daha yararlı olacağı ifade edilmiştir.
Teknik olarak da bu düzenlemeleri ayrı bir kod kanunda yapmaktansa, bunu, İmar
Kanunu ya da Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu içinde ayrı bir bölüm
içinde yapmanın daha doğru olacağı belirtilmiştir.
Cevaben yapılan açıklamalarda, bazı kentlerde tarihi ve
kültürel dokunun tamamen yok olmakta olduğu ve buraların sit alanı ilan edilmiş
olmasından dolayı yerel yönetimler tarafından hiçbir önlem alınamadığı
belirtilmiştir. Özellikle İstanbul'da bu tür yerlerin suçluların barındığı yerler
haline gelmesi; buralardaki yapıların bakımsızlıktan yıkılmakta, yakılmakta ve
yağmalanmakta olması, buradaki yapıların mülk sahipleri tarafından
kullanılamamasına yol açmış ve dolayısıyla mülkiyet hakkı kullanılamaz hale
gelmiştir. Bu nedenle buraların çok acil biçimde düzenlemeye tabi tutulması,
hem tarihi ve kültürel dokunun kaybolmasını engellemek, hem de mülk
sahiplerinin haklarını korumak açısından büyük önem taşımaktadır.
Alt Komisyon bu görüşler çerçevesinde, Bayındırlık Komisyonu
tarafından önerilen düzenlemenin ara bir çözüm yöntemi olabileceğini
düşünmüştür. Çünkü bu düzenlemeyle "eskiyen ve özelliğini kaybetmiş kent
bölgeleri", "eskiyen ve özelliğini kaybetmeye yüz tutmuş sit alanı
olarak belirlenen kent bölgeleri" biçiminde daraltılmıştır. Alt Komisyon
bu alanlara ait koruma alanlarının da kapsama alınmasının bu alanlarda bütünsel
bir düzenleme yapmaya olanak tanıyacağı düşüncesiyle bu alanlara ait koruma
alanlarını da kapsama almıştır. Alt Komisyon Tasarının sadece sit alanı olarak
ilan edilmiş yerlerde uygulanabileceği konusunda herhangi bir tereddüde yer
bırakmamak bakımından maddeye "bu bölgelerde" ibaresini eklemeyi
uygun görmüştür.
Alt Komisyon ayrıca bu
bölgelerde sadece deprem riskine karşı değil diğer tabiî afetlere karşı da
önlem alınması gerektiği düşüncesiyle "deprem" ibaresini "tabiî
afetler" biçiminde değiştirmiştir. Çünkü söz konusu bölgelerdeki tarihi
yapıların bir çoğu ahşaptır ve depremden çok daha fazla yangın tehdidiyle karşı
karşıya bulunmaktadırlar. Dolayısıyla buralarda sadece depreme karşı değil
heyelan, yangın, sel vb. tabiî afetlere karşı önlem alınması gereklidir. Bu
gereklilik doğrultusunda değişiklik yapılmıştır.
Alt Komisyon Tasarının amacındaki bu daraltmayı benimsedikten ve
maddede bütünselliği sağlamaya yönelik bu ayarlamalardan sonra, Tasarının
başlığının ve diğer maddelerinin de buna uygun olarak değiştirilmesini gerekli
görüşmüştür. Alt Komisyon Bayındırlık Komisyonunda yapılan değişikliği esas
alarak başlığı yeniden düzenlemiştir. Bayındırlık Komisyonu Tasarının
başlığındaki "kentsel dönüşüm" kavramını çıkarmıştır. Alt
Komisyonumuz sivil toplum örgütlerinden de gelen talepler doğrultusunda
Bayındırlık Komisyonu tarafından kabul edilen "Eskiyen" sözcüğünü
"Yıpranan" biçiminde değiştirmiştir. Söz konusu alanlardaki yapılar,
tarihi olmalarından dolayı zaten bir tarihselliği ifade etmek anlamında
"eskidirler". Burada yapılacak olan eski olan bu binaların
yıpranmalarının giderilmesi, yıpranmalarına karşı önlem alınmasıdır. Diğer
taraftan "eski" sözcüğü bir köhneliği ifade etmekte olup Tasarıda
koruma altına alınan yerler tam tersine prestij alanlarıdır. Dolayısıyla
"Yıpranan" sözcüğü Tasarıdaki düzenlemelere daha uygun düşmektedir.
Alt Komisyon ayrıca başlıktaki "yenilenmesi, korunması ve kullanılması"
ibaresini "yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılması"
biçiminde değiştirmiş, tarihi dokunun yenilenerek korunacağına ve yaşatılarak
kullanılacağına yönelik vurguyu artırmıştır.
Alt Komisyon bu değişiklikler doğrultusunda "kentsel dönüşüm ve
gelişim" kavramının "yenileme alanı" biçiminde değiştirilmesini
öngören Bayındırlık Komisyonu önerisini benimsemiştir.
Komisyonumuz Alt Komisyonun yapmış olduğu bu değişiklikleri
benimsemiştir. Ancak kapsamda yapmış olduğu değişiklikler doğrultusunda başlığı
yeniden düzenlemiştir. Bu değişiklik aşağıdaki "Kapsam" başlığı
altında açıklanacaktır.
2. Kapsam
Tasarıda,
1. Büyükşehir
belediyeleri,
2. Büyükşehir belediyeleri sınırları içindeki ilçe ve ilk kademe
belediyeleri,
3. İl belediyeleri,
Sınırları içindeki kent bölgelerinin
kapsam içinde olduğu belirtilmektedir.
Bayındırlık
Komisyonundaki görüşmeler sırasında,
4. İlçe belediyeleri,
Sınırları içindeki kent
bölgeleri de kapsam içine alınmıştır.
Alt Komisyon 5272 sayılı
Kanunun kentsel dönüşümle ilgili maddesini inceleyerek, bu maddeden hareketle,
maddeye, nüfusu 50.000'i geçen belediyelerin de eklenmesini uygun görmüştür.
5272 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin birinci fıkrası hükmü şöyledir:
"Kentsel dönüşüm ve
gelişim alanı
Madde 73. - Büyükşehir
belediyeleri, büyükşehir belediyeleri sınırları içindeki ilçe ve ilk kademe
belediyeleri ve il belediyeleri ile nüfusu 50.000'in üzerindeki belediyeler;
kentin gelişimine uygun olarak eskiyen kent kısımlarını yeniden inşa ve restore
etmek; konut alanları, sanayi ve ticaret alanları, teknoloji parkları ve sosyal
donatılar oluşturmak, deprem riskine karşı tedbirler almak veya kentin tarihî
ve kültürel dokusunu korumak amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri
uygulayabilir."
Tasarının değiştirilerek
kabul edilen yeni halinde amaç, "sit alanı olarak belirlenen kent
bölgelerinin yenilenmesi" biçiminde daraltılmıştır. Dolayısıyla Belediye
Kanununun 73 üncü maddesi ile Tasarı arasında paralellik kurulması zorunluluk
arz etmektedir ve bu zorunluluğun gereği yerine getirilmiş,
5. Nüfusu 50.000'i aşan belediyeler,
de kapsama alınmıştır.
Alt Komisyonda yapılan
görüşmeler sırasında konunun tarihi ve kültürel değerler olması nedeniyle,
kapsamın iki açıdan genişletilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
1. Alt Komisyon üyelerinden
bazıları tarafından, korunması ve yenilenmesi gereken tarihi ve kültürel
değerlerimizin sadece kent bölgelerinde değil, kırsal kesimde de bulunduğu ve
bu nedenle Tasarı uygulamasının bütün ülkeyi kapsayacak biçimde genişletilmesi
gerektiği ifade edilmiştir. Bu üyelerimiz, kentsel bölgelerde, kırsal bölgelere
göreli olarak koruma ve yenileme çalışmaları yapılabildiği, ancak kırsal
bölgelerde bu alanların tümüyle yok olmaya yüz tuttuğu ve bu nedenle buraların
da Tasarı kapsamına alınması gerektiğini ifade etmişlerdir. Cevaben yapılan
açıklamalarda, il özel idarelerinin bu tür alanlarda düzenleme yapacak
yapılanma içinde olmadıkları ve kaynaklarının bulunmadığı; bu kaynaklar
sağlanmadan bu idarelere bu tür bir görev yüklemenin doğru olmayacağı ifade
edilmiştir. Kent bölgelerindeki alanlarda acil düzenleme yapılması zorunluluğu,
kentlerin dinamik bir yapıya sahip olmalarından kaynaklanmaktadır. Kentlere
göre daha statik bir yapıya sahip olan kırsal kesimde düzenleme yapmak zorunlu
olmakla birlikte kentlerdeki ölçüde acil değildir. Bunlar mevcut 2863 sayılı
Kanun hükümlerine göre yenilenebilmektedir. Ayrıca Tasarı kapsamındaki alanlar
bir tür pilot bölge olarak düşünülmelidir. Tasarının uygulanmasından sonra kent
bölgelerinde kazanılacak deneyimlerle kırsal kesimde düzenleme yapılması,
buralarda, kentlerde karşılaşılmış olan uygulama sorunlarının yaşanmamasını
sağlayacaktır. Bu nedenle bekleme tahammülü olmayan söz konusu kent
bölgelerinde düzenlemenin bir an önce yürürlüğe girmesi gereklidir.
2. Tasarının 2 nci
maddesinde yenileme alanlarının onbin metrekareden az olmaması zorunluluğu
getirilmiştir.
5272 sayılı Belediye
Kanununun kentsel dönüşümü düzenleyen 73 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında şu
hüküm bulunmaktadır:
"Bir yerin kentsel
dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak ilân edilebilmesi için; o yerin belediye
veya mücavir alan sınırları içerisinde bulunması ve en az ellibin metrekare
olması şarttır."
5272 sayılı Kanundaki bu hükmün amacı kentin bütünsel olarak
planlanmasını sağlamaktır. Tasarı ilk halinde bir ölçüde kentsel dönüşümü
hedeflediğinden, 5272 sayılı Kanundaki düzenlemeye paralel biçimde onbin
metrekare alt sınırı getirilmiştir. Ancak Tasarının hedefi artık değişmiş
olduğundan bu tür bir alt sınıra gerek kalmamıştır. Alt Komisyon üyeleri tarafından
yapılan açıklamalarda, kentlerde çok küçük alanlara kurulu çok önemli tarihi ve
kültürel merkezlerin bulunduğu ve buraların Tasarı kapsamına alınmasının
zorunlu olduğu belirtilmiştir. Ayrıca Tasarının bu yeni haliyle, onbin
metrekareyi aşan sit alanlarında geçerli olması söz konusu olacaktır ki,
uygulama alanı aşırı daralacaktır. Kent bölgelerindeki sit alanlarının büyük
bir çoğunluğunun onbin metrekareden az olması dolayısıyla Alt Komisyon, önemli
olanın, bu alanların tamamının yenilenmesi olduğunu düşünerek alan
sınırlamasını kaldırmıştır. Onbin metrekare sınırlaması yerine "en az bir
yapı adası" sınırlaması getirilmiştir.
Komisyonumuzdaki en önemli değişiklik bu konuda
gerçekleştirilmiştir. Komisyon üyelerimizden bazıları kırsal kesimdeki sit alanlarının
da büyük bir hızla yok olmakta olduğunu ve buralarda da çok acil biçimde önlem
almak gerektiğini ifade etmişlerdir. Bu bağlamda il özel idarelerinin de
yetkili kılınması ülkedeki tüm tarihi ve kültürel değerlerin korunmasıyla
sonuçlanacaktır. İl özel idareleri yeterli kaynağa sahiptirler ve yapılanmaları
bu tür bir etkinlik için elverişlidir. Kent bölgelerindeki tarihi ve kültürel
değerlerin mevcut olanaklarla korunması, kırsal alanlardaki tarihi ve kültürel
değerlerin korunmasına göre daha kolaydır. Kırsal bölgelerdeki tarihi ve
kültürel değerlerimiz çok daha korunmasızdır ve bu nedenle büyük bir hızla yok
olmaktadır. Komisyonumuzda bu amaçla il özel idarelerinin de yetkili
kılınmasını öngören önerge kabul edilmiş ve ülkenin her yerindeki ilan edilmiş
ve ilan edilecek olan sit alanlarında Tasarının uygulanmasına olanak
tanınmıştır. Komisyonumuz Tasarının başlığını ve diğer maddelerini bu
değişikliğe uygun olarak yeniden yazmıştır. Bu amaçla Tasarıya sayılan
belediyelerin yanında il özel idaresi eklenmiş, belediye meclislerinin yetkili
kılındığı konularda il genel meclisi, belediye başkanının yetkili kılındığı
konularda vali yetkili kılınmıştır. Buradaki temel ilke sayılan belediyelerin
yetki alanlarında belediye organlarının, bu yetki alanları dışında il özel
idaresi organlarının yetkili kılınmış olmasıdır.
Tasarının kapsamındaki bu değişiklik, Tasarıda bir başka
değişikliğin yapılmasını zorunlu kılmıştır. İl özel idarelerinin yetkili
kılındığı alanlarda, kadastro çalışmaları yapılmamış olmasından dolayı "en
az bir yapı adası" ölçütünün kullanılması olanaklı değildir. Bu nedenle
Alt Komisyonun Tasarıya eklediği "en az bir yapı adası" ölçütü
çıkarılmıştır. Bunun doğal sonucu
olarak sit alanı olarak ilan edilmiş olan her alanın Tasarı kapsamında olmasıdır
ki bu sonuç Tasarının, ayrım gözetmeksizin bütün tarihi ve kültürel değerlerin
korunması amacıyla son derece tutarlıdır.
3. İstisnalar
Alt Komisyona çeşitli kurum ve kuruluşlardan
yapılan taleplerde Tasarı kapsamındaki yenileme alanlarında çeşitli kanunların
uygulamasının devam etmesi gerektiği ifade edilmiştir:
a) Uluslararası
Anlaşmalar
Alt Komisyonda yapılan
bir açıklamada, Tasarının düzenlediği alanlarda, ülkemizin taraf olduğu
uluslararası anlaşmaların bulunduğu; bu alanlarda bu anlaşma hükümlerinin
geçerli olacağı ve kanunla bu anlaşma hükümlerinin yürürlükten
kaldırılamayacağı belirtilmiştir. Bu anlaşmaların, 4881 sayılı Kanunla
onaylanan Avrupa Peyzaj Sözleşmesi, 2658 sayılı Kanunla onaylanan Dünya
Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme, 3958 sayılı Kanunla
onaylanan Özellikle Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip
Sulak Alanlar Hakkında Sözleşme ve Avrupa Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını
Koruma Sözleşmesi olduğu bildirilmiştir. Alt Komisyon bu talebi yerinde görmüş
ancak bu anlaşmaları sayma yerine, şu anda akla gelmeyen ve ileride
yapılabilecek olan diğer anlaşmaları da dikkate alarak, "uluslararası
hukuktan doğan yükümlülükler saklı kalmak kaydıyla" ibaresinin, Alt
Komisyon tarafından kabul edilen metnin 7 nci maddesine eklenmesini uygun
görmüştür.
b) Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kanunu
Alt Komisyonda en çok tartışılan konulardan biri
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu uygulamasıdır. Alt
Komisyonda, Tasarının düzenlemekte olduğu yenileme alanlarında 2863 sayılı
Kanun hükümlerinin uygulanmakta olduğu, 2863 sayılı Kanun hükümlerinin yetersiz
olması halinde, bu Kanun hükümlerinin yetersizliklerinin giderilmeye
çalışılmasının daha doğru olacağı belirtilmiştir. 2863 sayılı Kanun içinde yeni
bir bölümde düzenleme yapılabileceği gibi, mevcut hükümlerin aksayan yönleri de
düzeltilebilir. İşlemediği iddia edilen koruma kurullarının işler bir yapıya
kavuşturulması olanaklıdır. Bu düşüncelerin devamında da aynı alanda iki kurul
oluşturmanın sakıncalı sonuçlar doğurduğu ileri sürülmüştür.
Cevaben yapılan açıklamalarda, Tasarının öngördüğü
düzenlemeyle 2863 sayılı Kanun uygulamasının çelişmediği ve hatta birbirini
desteklediği, tamamladığı ifade edilmiştir. Tasarı uygulaması, koruma kurullarınca
sit alanı olarak ilan edilmiş ya da edilecek olan alanlarda geçerli olacaktır.
Tasarıdaki kurulların sit alanı ilan etmesi ya da Tasarıyla sit alanı
belirlenmesi söz konusu olmayacaktır. Dolayısıyla Tasarının uygulama alanı 2863
sayılı Kanunun uygulamasıyla belirlenmiş olan alanda söz konusu olacaktır. Öte
yandan Tasarıyla oluşturulacak kurullar için de 2863 sayılı Kanun
uygulamasından farklı bir yöntem öngörülmemiş, tam tersine bu kurulların, 2863
sayılı Kanunda belirtilen yöntemle oluşturulacağı öngörülmüştür. Dolayısıyla
burada söz konusu olan 2863 sayılı Kanun hükümleri doğrultusunda sit alanı
olarak belirlenmiş kent bölgelerinde, yine 2863 sayılı Kanun hükümleri
çerçevesinde oluşturulmuş kurullar aracılığıyla düzenleme yapmaktır. Mevcut
durumdaki sorun mevcut kurulların iş yoğunluklarının aşırı yüksekliği nedeniyle
ağır çalışır olmasıdır. Bu kadar yüksek bir iş yoğunluğunda ağır işleyen bu
mekanizma, sorunların her geçen gün katlanarak büyümesine neden olmakta, bu
durum tarihi ve kültürel dokuların kaybolmasına yol açmakta ve buralar suçlu
sığınağı haline gelmektedir. Bu sorunların çözümü için hızlı işleyen bir
mekanizma tasarlanmış ve bu tamamen 2863 sayılı Kanun çerçevesinde yapılan özel
bir düzenlemeyle gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla 2863 sayılı Kanun
uygulamasının kaldırılması gibi bir durum söz konusu olmadığından, bu Kanunun
ayrık tutulmasına gerek görülmemiştir.
c) Diğer Kanunlar
Alt Komisyonda yapılan açıklamalarda 6831 sayılı
Orman Kanunu, 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu, 383 sayılı Özel Çevre Koruma
Kurumu Başkanlığı Kurulmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname hükümlerinin
uygulanmakta olduğu alanlarda uygulamanın devam etmesi gerektiği ve bu
kanunların istisna kanunlar arasında sayılması gerektiği belirtilmiştir. Ancak
bu kanunların uygulamasına bakıldığında bunların "doğal sit"
alanlarına ilişkin olduğu ve Tasarıda "kentsel sit"lerin düzenlendiği
görülmektedir. Dolayısıyla bu konularda kanunlar arasında bir çatışma olması
güçtür. Bu nedenle bu kanunların istisnalar arasına alınmasına gerek
görülmemiştir.
Alt Komisyon yöntem olarak çeşitli kanunları istisna kapsamına
almaktansa, Kanunun uygulamasından ortaya çıkabilecek sakıncaları kendi içinde
gidermeye çalışmıştır. Bunlardan bir tanesi okullarla ilgilidir. "Yenileme
alanı içerisinde kalan Hazineye ait taşınmazlar başka bir işleme gerek
kalmaksızın projeyi yürüten belediyeye bedelsiz devredilir." biçimindeki
hüküm Hazinenin mülkiyetinde bulunan orta öğretim kurumlarına ait taşınmazların
belediyeye devri söz konusu olacak, diğer taraftan tarihi özelliği bulunan
binalar üzerinde sınırlı ayni hak tesis ettirilebilecektir. Alt Komisyonumuz bu
binalarda eğitim hizmetlerine devam edilmesini sağlamak bakımından Tasarının 4
üncü maddesine, "Bu alanlarda Milli Eğitim Bakanlığına ait okul binalarının
eğitim hizmetleri için kullanımına devam olunur." hükmünü eklemiştir.
Böylece milli eğitim ile ilgili mevzuatı istisna tutmaya gerek kalmadan
okullarla ilgili ortaya çıkabilecek sorunu çözmüştür.
Alt Komisyon bu alanlarda, "mülkiyeti veya idaresi Vakıflar
Genel Müdürlüğüne ait bulunan taşınmazlar ile tapu kayıtlarında vakıf şerhi
bulunan taşınmazlar" la ilgili olarak vakıflar mevzuatını istisna etmek
yerine, bu taşınmazlar için 4 üncü maddenin son fıkrasındaki yöntemi
öngörmüştür. Söz konusu son fıkra hükmüne göre, Milli Savunma Bakanlığına
tahsisli arsa, arazi, yapı ve tesisler; sivil ve askeri hava alanları ve mania
planları kapsamında kalan yerler ile 2565 sayılı Kanun kapsamındaki yerler, bu
Kanunun uygulaması bakımından özel bir karar sürecine dahildir. Bu yerler söz
konusu olduğunda, Tasarıdaki hükümlerin nasıl uygulanacağı Milli Savunma
Bakanlığı, ilgili bakanlık ve belediyece müştereken belirlenecektir. Alt
Komisyonumuz “mülkiyeti veya idaresi Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait bulunan
taşınmazlar ile tapu kayıtlarında vakıf şerhi bulunan taşınmazlar” söz konusu
olduğunda, "Vakıflar Genel Müdürlüğü"nün karar sürecine dahil
edilmesini kararlaştırmıştır. Bu fıkra, belirtilen amaçla yeniden
düzenlenmiştir.
Komisyonumuz Alt Komisyondaki bu düşünce ve değişiklikleri genel
olarak benimsemiştir. Ancak okullar konusunda getirilen istisnanın, diğer
istisnalar gibi, dördüncü maddenin son fıkrası hükmü kapsamına alınması
gerektiğini düşünmüştür. Çünkü kimi zaman okul binalarının eğitim amacından
başka bir amaçla kullanımı çok daha akılcı olabilir. Okulların Hazineye ait
diğer taşınmazlar gibi belediyeye devri doğru olmayacağı gibi, bu devrin
olanaksız olması da doğru değildir. Dolayısıyla iki yöntem arasında bir çözüm
üretmek gerekir ki bu çözüm, hem devrin otomatik olmaması ve hem de devrin
olanaksız olmamasını içermelidir. Bu arayış Komisyonu 4 üncü maddenin son
fıkrasına götürmektedir. Çünkü bu fıkranın uygulanması halinde Milli Eğitim
Bakanlığı ile belediye ya da il özel idaresi bir araya gelerek okulun durumu
ile ilgili görüşme yapabilecekler ve kamu yararı doğrultusunda bir çözüm
üzerinde uzlaşabileceklerdir. Komisyonumuzda bu amaçla Milli Eğitim Bakanlığına
ait okulların son fıkra hükmü kapsamına alınmasını öngören önerge kabul edilmiş
ve Alt Komisyon metninin 4 üncü maddesi önergede öngörülen değişiklikle
birlikte kabul edilmiştir.
4. Diğer konular
Alt Komisyon yukarıda belirtilen ana konuların dışında, maddelerde
ortaya çıkabilecek muhtemel sorunlara
yönelik çeşitli çözümler üretmiştir. Bu çerçevede mülkiyet hakkının kullanımını
engelleyen sınırlamalar kaldırılmaya çalışılmıştır. Örneğin 4 üncü maddenin
birinci fıkrasında, yenileme alanlarındaki taşınmazlara yönelik
"sürekli" kısıtlamalar kaldırılmış, sadece "geçici"
kısıtlama yapılmasına olanak tanınmıştır.
Tasarıya yapılan eleştirilerden biri, sivil toplum
örgütlerinin sürece katılımının sağlanmamış olmasıdır. Cevaben yapılan
açıklamalarda yenileme alanlarının belirlenmesine belediye meclisleri
tarafından karar verildiği ve belediye meclislerinde katılıma yönelik ciddi
hükümler bulunduğu, bu nedenle katılım olmadığına ilişkin eleştirilerin haklı
olmadığı ifade edilmiştir. Alt Komisyon buna rağmen, "Yenileme alanlarının
teknik altyapı ve yapısal standartların oluşturulması bu alanların yönetimi ile
örgütlenme ve uygulama alanlarında bulunan hak sahiplerinin veya bölge halkının
katılımına dair usul ve esaslar yönetmelikte belirlenir." biçimindeki bir
hükmü ikinci maddenin sonuna ekleyerek, katılım konusunda da ilave bir
düzenleme yapmıştır.
Tasarı üzerinde yapılan eleştirilerden biri de
denetimle ilgilidir. 2863 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinde 5226 sayılı Kanunla
yapılan değişiklikle 10 uncu maddeye şu hükümler eklenmiştir:
"Büyükşehir
belediyeleri, valilikler, Bakanlıkça izin verilen belediyeler bünyesinde kültür
varlıkları ile ilgili işlemleri ve uygulamaları yürütmek üzere sanat tarihi,
mimarlık, şehir plânlama, mühendislik, arkeoloji gibi meslek alanlarından
uzmanların görev alacağı koruma, uygulama ve denetim büroları kurulur. Ayrıca,
il özel idareleri bünyesinde, kültür varlıklarının korunmasına yönelik rölöve,
restitüsyon, restorasyon projelerini hazırlayacak ve uygulayacak proje büroları
ve sertifikalı yapı ustalarını yetiştirecek eğitim birimleri kurulur./ Bu
bürolar koruma bölge kurulları tarafından uygun görülen koruma amaçlı imar
plânı, proje ve malzeme değişiklikleri ile inşaat denetimi de dahil olmak üzere
uygulamayı denetlemekle yükümlüdürler. " Yapılan eleştirilerde, 2863
sayılı Kanun uygulamasında, denetimde yukarıdaki bürolardan yararlanılmışken,
Tasarıda bu bürolara yer verilmemesi eksiklik olarak değerlendirilmiştir. Alt
Komisyon bu eleştirileri dikkate alarak 2 nci maddeye "Bu işlemler,
projenin özelliğine göre konuyla ilgili kişi, uzman kurum ve ekiplere
yaptırılır." biçiminde bir cümle eklemiştir. Böylece söz konusu büroların
denetim sürecine katılmasına açıklık getirilmiştir.
Komisyonumuz bu
değişiklikleri aynen kabul etmiştir.
Alt Komisyon ayrıca Tasarıyı kanun yapım tekniği bakımından gözden
geçirmiş ve bu çerçevede 5 inci maddeyi Tasarı metninden çıkarmış, kavramsal
düzeltmeler yapmıştır. Komisyonumuz yaptığı değişiklikler doğrultusunda
maddeleri yeniden yazmıştır.
Raporumuz, Genel Kurula sunulmak üzere arz olunur.
|
Başkan |
Başkanvekili |
Kâtip |
|
|
Tevfik
Ziyaeddin Akbulut |
Ali Sezal |
Sinan
Özkan |
|
|
Tekirdağ |
Kahramanmaraş |
Kastamonu |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Ali
Küçükaydın |
Şevket
Gürsoy |
Nur Doğan
Topaloğlu |
|
|
Adana |
Adıyaman |
Ankara |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Şevket
Orhan |
Ali
Yüksel Kavuştu |
Fuat
Geçen |
|
|
Bursa |
Çorum |
Hatay |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Sıdıka
Sarıbekir |
Hakkı
Ülkü |
Seracettin
Karayağız |
|
|
İstanbul |
İzmir |
Muş |
|
|
(Muhalifim) |
(Muhalifim) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Nurettin
Sözen |
Mehmet
Kartal |
Mehmet
Çiçek |
|
|
Sivas |
Van |
Yozgat |
|
|
(Muhalifim) |
|
|
|
|
|
Üye |
|
|
|
|
Nadir
Saraç |
|
|
|
|
Zonguldak |
|
|
HÜKÜMETİN
TEKLİF ETTİĞİ METİN
Amaç ve kapsam
MADDE 1.- Bu Kanunun amacı, büyükşehir belediyeleri,
büyükşehir belediyeleri sınırları içindeki ilçe ve ilk kademe belediyeleri ve
il belediyelerince, eskiyen ve özelliğini kaybetmiş kent bölgelerinin, kentin
gelişimine uygun olarak yeniden inşa ve restore edilmesi, konut alanları,
ticaret alanları, turizm ve kültür alanları ve sosyal donatı alanları
oluşturulması, deprem risklerine karşı tedbirler alınması veya kentin tarihi ve
kültürel dokusunun korunarak yenilenmesidir.
Bu Kanun, yukarıda belirtilen amaçlar doğrultusunda
oluşturulacak olan kentsel dönüşüm ve gelişim alanlarının tespitini, teknik alt
yapı ve yapısal standartlarının belirlenmesini, projelerinin oluşturulmasını,
uygulama, örgütlenme, yönetim, denetim, katılım ve kullanımına ilişkin usul ve
esasları kapsar.
Alanların belirlenmesi
MADDE 2.- Kentsel dönüşüm ve gelişim alanları, o bölgenin
belediye veya mücavir alan sınırları içerisinde bulunması ve on bin metrekareden
az olmaması kaydıyla belediye meclis üye tam sayısının salt çoğunluğunun kararı
ile belirlenir.
Belirlenen bu alanlar Bakanlar Kuruluna sunulur. Bakanlar
Kurulunca kabul edilen alanlardaki uygulama bir plan ve program dahilinde ve
bir yapı adasından az olmamak kaydıyla etap etap planlanabilir.
Etap plan ve programları, meclis üye tam sayısının salt
çoğunluğunun kararı ve belediye başkanının onayı ile uygulamaya konulur.
Belirlenen alan sınırları içindeki tüm taşınmazlar, bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce mevzuata uygun olarak yapılmış ve
onaylanmış herhangi bir ölçek ve türdeki imar planı kapsamında kalsalar dahi,
bu Kanuna göre yapılacak plan hükümlerine tabi olurlar.
Uygulama
MADDE 3.- Kentsel dönüşüm ve gelişim alanları olarak
belirlenen bölgelerde belediye tarafından hazırlanan veya hazırlatılan dönüşüm
ve gelişim projeleri ilgili belediyeler, kamu kurum ve kuruluşları, gerçek
kişiler ve özel hukuk tüzel kişileri aracılığı ile yapılarak veya yaptırılarak
uygulanır.
Uygulama esnasında her türlü kontrol, denetim ve takip
işlemleri, belediyenin ilgili birimlerince yapılarak sonuçlandırılır.
Kentsel dönüşüm ve gelişim alanlarındaki uygulamalar her
türlü vergi, resim, harç ve ücretlerden müstesnadır.
Kentsel dönüşüm ve gelişim alanlarındaki yeni yapılanmalar
ile korunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarına ilişkin uygulamalar
hakkında karar vermek ve hazırlanan projeleri onaylamak üzere söz konusu
alanlar için yalnızca bu uygulamalarla ilgili olarak 2863 sayılı Kültür ve
Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 51 inci maddesine göre gerektiği kadar
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu oluşturulabilir. Bu kurulca
onaylanan projeler, başka bir onaya gerek olmaksızın uygulanır.
Taşınmaz tasarruflarının
kısıtlanması ve kamulaştırma
MADDE 4.- Belediye, kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilan
edilen yerlerdeki taşınmazlar üzerinde, uygulamanın amacıyla sınırlı olarak o
yerin özelliklerine göre her türlü yapılaşma, kullanım ve işletme konularında
geçici veya sürekli kısıtlamalar uygulayabilir.
Kentsel dönüşüm ve gelişim alanlarında bulunan yapıların
boşaltılması, yıkımı ve kamulaştırılmasında anlaşma yolu esastır. Anlaşma
sağlanamayan hallerde gerçek kişilerin ve özel hukuk tüzel kişilerinin
mülkiyetinde bulunan taşınmazlar ilgili belediye tarafından kamulaştırılabilir.
Bu Kanun uyarınca yapılacak kamulaştırmalar 4.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı
Kamulaştırma Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki iskan projelerinin
gerçekleştirilmesi amaçlı kamulaştırma sayılır. Tapuda mülkiyet hanesi açık
olan taşınmazlar ile varisi belli olmayan, kayyım tayin edilmiş, ihtilaflı,
davalı ve üzerinde her türlü mülkiyet ve mülkiyetin gayri ayni hak tesis
edilmiş olan taşınmazlar için de aynı madde hükümlerine göre kamulaştırma
işlemleri yürütülür. Kamulaştırma işlemlerinin yürütülmesinde belediyeler
veraset ilamı çıkarmaya veya tapuda kayıtlı son malike göre işlem yapmaya
yetkilidir.
Taşınmaz mülkiyetinin kamulaştırılması yerine amaç için
yeterli olduğu takdirde satın alma, kat karşılığı ve 4721 sayılı Türk Medeni
Kanununun ilgili maddeleri içeriğinde intifa hakkı veya üst hakkı kurulması
yolu ile de uygulama yapılabilir.
Kentsel dönüşüm ve gelişim alanı içerisinde kalan Hazineye
ait taşınmazlar başka bir işleme gerek kalmaksızın projeyi yürüten belediyeye
bedelsiz devredilir. Devre ait işlemler belediyenin talebi üzerine ilgili tapu
sicil müdürlüğünce resen yapılır. Bu işlemler her türlü vergi, resim ve harçtan
müstesnadır.
Millî Savunma Bakanlığına tahsisli arsa, arazi yapı ve
tesisler, 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu
kapsamında bulunan yerler ile sivil ve askeri hava alanları ve mania planları
kapsamında kalan yerlerde bu Kanun hükümlerinin nasıl uygulanacağı Milli
Savunma Bakanlığı, ilgili bakanlık ve belediyece müştereken belirlenir.
Değerlendirme
MADDE 5.- Kentsel dönüşüm ve gelişim alanlarında uygulama
esnasında veya uygulama sonucu belediye adına iktisap edilen taşınmazların, hak
ve imtiyazların tasarruf ve değerlendirmeleri Türk Medeni Kanunu ve ilgili
diğer mevzuat çerçevesinde yapılır.
İstisnalar
MADDE 6.- Bu Kanun kapsamında yer alan bölgelerde, özel ve
genel kanunların bu Kanuna aykırı hükümleri uygulanmaz.
Tahsis
MADDE 7.- Kamu kurum ve kuruluşlarının ellerinde bulunan
tarihi eser niteliğini haiz bina ve müştemilatı, tarihi özelliklerine uygun
olarak restore ettirilmek ve/veya tarihi özellikleri korunmak ve mülkiyeti
ilgili kamu kurum ve kuruluşunda kalmak suretiyle;
a) Eğitim ve kültür amaçlı olmak üzere kamu yararına çalışan
dernekler, vakıflar ve diğer kamu kurum ve kuruluşları ile üniversitelere,
b) Ticari faaliyetlerde kullanılmak üzere gerçek kişiler ile
özel hukuk tüzel kişilerine,
en fazla 49 yıllığına tahsis edilebilir.
Tahsislerle ilgili esas ve usuller ile tahsis bedeli ve
kullanma süresi, ilgili kamu kurum ve kuruluşları tarafından belirlenir.
Yönetmelikler
MADDE 8.- Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmelikler
İçişleri Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca Kanunun yayımı
tarihinden itibaren üç ay içinde yürürlüğe konulur.
Yürürlük
MADDE 9.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 10.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONUNUN KABUL ETTİĞİ METİN
YIPRANAN TARİHİ VE
KÜLTÜREL TAŞINMAZ VARLIKLARIN YENİLENEREK KORUNMASI VE YAŞATILARAK KULLANILMASI
HAKKINDA KANUN TASARISI
Amaç ve kapsam
MADDE 1.- Bu Kanunun amacı, büyükşehir belediyeleri, büyükşehir belediyeleri sınırları içindeki ilçe ve ilk kademe belediyeleri, il, ilçe belediyeleri ve nüfusu 50.000'in üzerindeki belediyelerce ve bu belediyelerin yetki alanı dışında il özel idarelerince, yıpranan ve özelliğini kaybetmeye yüz tutmuş; Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurullarınca sit alanı olarak tescil ve ilan edilen bölgeler ile bu bölgelere ait koruma alanlarının, bölgenin gelişimine uygun olarak yeniden inşa ve restore edilerek, bu bölgelerde konut, ticaret, kültür, turizm ve sosyal donatı alanları oluşturulması, tabiî afet risklerine karşı tedbirler alınması, tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılmasıdır.
Bu Kanun, yukarıda belirtilen amaçlar doğrultusunda
oluşturulacak olan yenileme alanlarının tespitine, teknik altyapı ve yapısal
standartlarının belirlenmesine, projelerinin oluşturulmasına, uygulama,
örgütlenme, yönetim, denetim, katılım ve kullanımına ilişkin usul ve esasları
kapsar.
Alanların belirlenmesi
MADDE 2.- Yenileme alanları, il özel idarelerinde il genel
meclisi, belediyelerde belediye meclisi üye tam sayısının salt çoğunluğunun
kararı ile belirlenir. İl özel idaresinde il genel meclisince, büyükşehirler
dışındaki belediyelerde belediye meclisince alınan kararlar Bakanlar Kuruluna
sunulur. Büyükşehirlerde ise ilçe ve ilk kademe belediye meclislerince alınan
bu kararlar, büyükşehir belediye meclisince onaylanması halinde Bakanlar
Kuruluna sunulur.
Bakanlar Kurulunca kabul edilen alanlardaki uygulama bir program
dahilinde kaydıyla etap etap projelendirilebilir.
Etap proje ve programları, meclis üye tam sayısının salt
çoğunluğunun kararı ve belediyelerde belediye başkanının, il özel idarelerinde
valinin onayı ile uygulamaya konulur.
Belirlenen alan sınırları içindeki tüm taşınmazlar,
belediyece ve il özel idaresince hazırlanacak yenileme projelerinin kültür ve
tabiat varlıklarını koruma kurulunca karara bağlanmasını müteakip bu Kanuna
göre yapılacak yenileme projesi hükümlerine tabi olurlar. Büyükşehir belediye
sınırları içinde büyükşehir belediyelerinin yapacaklarının dışında kalan
yenileme projeleri, ilçe ve ilk kademe belediyelerince hazırlanması ve
meclislerinde kabulünden sonra büyükşehir belediye başkanınca onaylanarak
yürürlüğe girer. Buna göre kamulaştırma ve uygulama yapılır.
Yenileme alanlarının teknik altyapı ve yapısal standartların
oluşturulması bu alanların yönetimi ile örgütlenme ve uygulama alanlarında
bulunan hak sahiplerinin veya bölge halkının katılımına dair usul ve esaslar
yönetmelikte belirlenir.
Uygulama
MADDE 3.- Yenileme alanları olarak belirlenen bölgelerde il
özel idaresi ve belediye tarafından hazırlanan veya hazırlatılan yenileme
projeleri ve uygulamaları ilgili il özel idareleri ve belediyeler eliyle
yapılır veya kamu kurum ve kuruluşları veya gerçek ve özel hukuk tüzel
kişilerine yaptırılarak uygulanır. Bu alanlarda Toplu Konut İdaresi ile ortak
uygulama yapılabileceği gibi, Toplu Konut idaresine de uygulama yaptırılabilir.
Büyükşehirlerde, büyükşehir belediyeleri tarafından başlatılmayan
uygulamalar ilçe ve ilk kademe belediyelerince tek başına veya müşterek olarak
yapılır veya yaptırılır.
Yenileme alanı içinde yapı parsellerindeki uygulamalarda
kendi parseli ve yapısı aynen korunarak yenilenecek yapılar projenin
bütünlüğünü bozmamak şartıyla belediyece kabul edilen projeye bağlı kalmak ve
il özel idaresi ve belediyenin belirleyeceği amaçta kullanılmak kaydıyla parsel
sahibince yapılabilir. Bu durumlarda uygulamanın projeyle eş zamanlı olarak
başlatılması ve tamamlanması esastır. Aksi takdirde il özel idaresi ve
belediyece bu Kanun hükümleri uygulanır.
Yenileme alanlarında yenileme projeleri-nin uygulanması
sırasında tabiî afet riski taşıdığı Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca
belirlenen bölgelerde gerekli tedbirleri almak üzere il özel idareleri ve
belediyeler yenileme projelerinde tasfiye de dahil olmak üzere gerekli
düzenlemeleri yapabilir, yasaklar koyabilir. Bu konudaki esas ve usuller
yönetmelikte belirlenir.
Uygulama esnasında her türlü kontrol, denetim ve takip
işlemleri, ilgili il özel idaresi ve belediyece yapılır veya yaptırılarak
sonuçlandırılır. Bu işlemler, projenin özelliğine göre konuyla ilgili uzman
kişi, kurum ve ekiplere yaptırılır.
Yenileme alanlarındaki uygulamalar her türlü vergi, resim,
harç ve ücretlerden muaftır.
Yenileme alanlarındaki yeni yapılanmalar ile korunması
gerekli kültür ve tabiat varlıklarına ilişkin uygulamalar hakkında karar vermek
ve hazırlanan projeleri onaylamak üzere söz konusu alanlar için bu
uygulamalarla ilgili olarak 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
Kanununun 51 inci maddesine göre, gerektiği kadar kültür ve tabiat varlıklarını
koruma bölge kurulu oluşturulur. Bu kurulca kararlaştırılan projeler, il özel
idaresi veya belediyece uygulanır.
Kültür ve tabiat varlıkları bölge kurulu tarafından sit
alanı olarak belirlenen yenileme alanlarında yapılacak uygulamalarda her türlü
mal ve hizmet alımları ile yapım işleri, ceza ve ihalelerden yasaklama işleri
hariç, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümlerinden muaftır.
Yenileme projeleri, uygulama alanı içerisinde bulunan
taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının rölöve, restitüsyon, restorasyon
projeleri ile onarılacak veya yeniden inşa edilecek yapıların imar mevzuatında
öngörülen projelerinden oluşur.
Taşınmaz tasarruflarının
kısıtlanması ve kamulaştırma
MADDE 4.- İl özel idaresi ve belediye, yenileme alanı ilan
edilen yerlerdeki taşınmazlar üzerinde, her türlü yapılaşma, kullanım ve
işletme konularında proje tamamlanıncaya kadar geçici kısıtlamalar
uygulayabilir.
Yenileme alanlarında bulunan yapıların boşaltılması, yıkımı
ve kamulaştırılmasında anlaşma yolu esastır. Anlaşma sağlanamayan hallerde
gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmazlar ilgili
il özel idaresi ve belediye tarafından kamulaştırılabilir. Bu Kanun uyarınca
yapılacak kamulaştırmalar 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 3 üncü maddesinin
ikinci fıkrasındaki iskan projelerinin gerçekleştirilmesi amaçlı kamulaştırma
sayılır. Tapuda mülkiyet hanesi açık olan taşınmazlar ile varisi belli olmayan,
kayyım tayin edilmiş, ihtilaflı, davalı ve üzerinde her türlü mülkiyet ve
mülkiyetin gayri ayni hak tesis edilmiş olan taşınmazlar için de aynı madde
hükümlerine göre kamulaştırma işlemleri yürütülür. Kamulaştırma işlemlerinin
yürütülmesinde il özel idareleri ve belediyeler veraset ilamı çıkarttırmaya,
kayyum tayin ettirmeye veya tapuda kayıtlı son malike göre işlem yapmaya
yetkilidir.
İl özel idareleri ve belediyeler taşınmaz mülkiyetinin
kamulaştırılması yerine, uygun gördükleri takdirde satın alma, kat karşılığı ve
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ilgili maddelerinde düzenlenen intifa hakkı
veya üst hakkı kurulması yolu ile sınırlı ayni hak tesis edebilirler.
Yenileme alanı içerisinde kalan Hazineye ait taşınmazlar
başka bir işleme gerek kalmaksızın projeyi yürüten il özel idaresine ve
belediyeye bedelsiz devredilir. Satış ve gelir getirici bir işe
dönüştürüldüğünde proje ve uygulama giderleri çıktıktan sonraki gelirin yüzde
yirmibeşi Hazineye verilir. Devre ait işlemler il özel idaresi ve belediyenin
talebi üzerine ilgili tapu sicil müdürlüğünce resen yapılır. Bu işlemler her
türlü vergi, resim ve harçtan muaftır. Yenileme alanı ilan edilen yerlerde,
yenileme projesi kapsamında kalan taşınmazlar, Hazinece satılamaz, kiraya
verilemez, tahsis edilemez.
Yenileme alanlarında uygulanacak proje-lerin kamulaştırma,
plan, proje ve yapım işlerinde kullanılmak üzere, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kanununun 12
nci maddesine göre oluşturulan Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunmasına Katkı
Payı hesabından belediyelere aktarma yapılır.
Millî Savunma Bakanlığına tahsisli arsa, arazi yapı ve
tesisler, 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu
kapsamında bulunan yerler, sivil ve askeri hava alanları ve mania planları kapsamında
kalan yerler, mülkiyeti Milli Eğitim Bakanlığına ait bulunan okullar, mülkiyeti
veya idaresi Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait bulunan taşınmazlar ile tapu
kayıtlarında vakıf şerhi bulunan taşınmazlarda bu Kanun hükümlerinin nasıl
uygulanacağı Milli Savunma Bakanlığı, ilgili bakanlık veya Vakıflar Genel
Müdürlüğü ve il özel idaresi veya belediyece müştereken belirlenir.
Sınırlı ayni hak tesisi
MADDE 5.- Kamu kurum ve kuruluşlarının ellerinde bulunan
tarihi eser niteliğini haiz bina ve müştemilatı, tarihi özelliklerine uygun
olarak restore ettirilmek ve/veya tarihi özellikleri korunmak ve mülkiyeti
ilgili kamu kurum ve kuruluşunda kalmak suretiyle; eğitim, sağlık, kültür ve
sosyal amaçlı olmak üzere kamu yararına çalışan dernekler, vakıflar ve diğer kamu
kurum ve kuruluşları ile üniversiteler ile ticari faaliyetlerde kullanılmak
üzere gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine sınırlı ayni hak olarak tesis
edilebilir.
Sınırlı ayni hak tesisi ile ilgili esas ve usuller ile
bedeli ve kullanma süresi, ilgili belediye veya ilgili kamu kurum ve
kuruluşları tarafından Türk Medeni Kanunu, İl Özel İdaresi Kanunu, Belediye
Kanunu ve ilgili diğer mevzuat çerçevesinde belirlenir.
Yönetmelik
MADDE 6.- Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmelik
İçişleri Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca Kanunun yayımı
tarihinden itibaren üç ay içinde yürürlüğe konulur.
Uygulanmayacak hükümler
MADDE 7.- Bu Kanun kapsamında yer alan yenileme alanlarında,
uluslar arası hukuktan doğan yükümlülükler saklı kalmak kaydıyla, diğer
kanunların bu Kanuna aykırı hükümleri uygulanmaz.
Yürürlük
MADDE 8.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 9.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
Recep Tayyip Erdoğan
|
|
Başbakan |
|
|
|
|
Dışişleri Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet Bak. ve Başb. Yrd. V. |
|
|
A. Gül |
A. Şener |
C. Çiçek |
|
|
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
|
|
B. Atalay |
A.
Babacan |
M. Aydın |
|
|
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
Adalet Bakanı |
|
|
G. Akşit |
K. Tüzmen |
C. Çiçek |
|
|
Millî Savunma Bakanı |
İçişleri Bakanı |
Maliye Bakanı |
|
|
M. V.
Gönül |
A. Aksu |
K.
Unakıtan |
|
|
Millî Eğitim Bakanı |
Bayındırlık ve İskân Bakanı |
Sağlık Bakanı |
|
|
H. Çelik |
Z.
Ergezen |
R. Akdağ |
|
|
Ulaştırma Bakanı |
Tarım ve Köyişleri Bakanı |
Çalışma ve Sos. Güv. Bakanı |
|
|
B. Yıldırım |
S. Güçlü |
M.
Başesgioğlu |
|
|
Sanayi ve Ticaret Bakanı |
En. ve Tab. Kay. Bakanı |
Kültür ve Turizm Bakanı V. |
|
|
A. Coşkun |
M. H.
Güler |
H. Çelik |
|
|
|
Çevre ve Orman Bakanı |
|
|
|
|
O. Pepe |
|