Dönem: 22 Yasama Yılı: 3
T.B.M.M. (S. Sayısı: 963)
Çocukları Koruma Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu
(1/991)
Not: Tasarı; Başkanlıkça Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal
İşler ile Adalet komisyonlarına havale edilmiştir.
T.C.
Başbakanlık 10.3.2005
Kanunlar ve Kararlar
Genel Müdürlüğü
Sayı:
B.02.0.KKG.0.10/101-1066/1082
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Adalet Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı
Bakanlar Kurulunca 28.2.2005 tarihinde kararlaştırılan “Çocukları Koruma Kanunu
Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan
GENEL GEREKÇE
Uluslararası belgelerde, suça sürüklenen
çocukların yetişkinler gibi yargılanmaları ve cezalandırılmalarının, onları suç
ve benzeri risklerden koruyamadığı gibi, daha fazla riske açık hâle getirdiği
gerçeğinden hareketle, çocuklara özgü kanun, usul ve makamların oluşturulması
gerektiği bildirilmektedir. Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi
ile, çocuklara özgü kanun, usul ve makamlar oluşturma gerekliliği tüm taraf
devletler için bir yükümlülük hâline gelmiştir.
Almanya, İngiltere, Avusturya, Danimarka,
Galler ve İrlanda gibi pek çok ülkede bu yükümlülüğün bir gereği olarak
çocuklara özgü kanunlar kabul edilmiştir. İsviçre gibi bazı ülkeler ise genel
yasalar içerisinde çocuklara özgü düzenlemeler yapmayı tercih etmektedirler.
Bilindiği üzere, Türkiye’de çocuklara özgü
ilk kanun, 7.11.1979 tarihli ve 2253 sayılı Çocuk Mahkemelerinin Kuruluşu,
Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun olup, 21.11.1979 tarihli ve 16816
sayılı Resmî Gazetede yayımlanmış, 1 Haziran 1982 tarihinde yürürlüğe girmiş ve
bugüne kadar altı kez değişikliğe uğramıştır.
Ceza hukukumuzu oluşturan temel
müesseselerde önemli değişiklikler yapan 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk
Ceza Kanunu, 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile
13.12.2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı
Hakkında Kanun 1.4.2005 tarihinde yürürlüğe girecek olup, bu kanunlar ve
çocuklarla ilgili olarak tarafı bulunduğumuz uluslararası sözleşme ve
bildirgeler karşısında, 2253 sayılı Kanunun yeniden gözden geçirilmesi
zorunluluğu ortaya çıkmıştır.
Kanunda, çocukların suç sayılan eylemlerinin
bir kısmının çocukların içinde bulundukları koşullardan kaynaklandığı, bir
kısmının ise ergenliğe özgü davranışlar olduğu öngörüsünden hareketle, risk
faktörünün araştırılması ve ortadan kaldırılması için etkili önlemlere
başvurulmasını sağlayıcı mekanizmaların oluşturulması hedeflenmektedir.
Bu nedenle Kanunun amacı; özel korunma
ihtiyacı olan veya suça sürüklenen
çocukların korunmasını, haklarının ve esenliklerinin güvence altına alınmasını,
toplumun adalet ve güvenlik ihtiyacının karşılanmasını hedefleyen çocuk adalet
sisteminin esas ve usullerini düzenlemek olarak belirlenmiştir.
Kanunda, çocukla ilgili tüm işlemler için
çocuğun yararına öncelik verilmesi ilkesi benimsenmiştir. Çocukların suç ve
benzeri tüm sosyal risklerden korunmaları onların öncelikli yararı gereğidir.
Bu nedenle Kanun, koruyucu ve destekleyici tedbirlere büyük önem verilerek hazırlanmıştır.
Çocuk adalet sisteminde çocuğun fiili
kadar içinde bulunduğu koşullar da önem taşımaktadır. Çocuğu kişisel
özellikleri ve içinde bulunduğu koşullar incelenmeksizin, onun yararına en
uygun kararın verilmesi mümkün değildir. Bu nedenle, Kanunda sosyal araştırma
raporu ve kimler tarafından ne suretle hazırlanacağına ilişkin hükümlere yer
verilmiştir.
Çocuk hakkında verilen kararın sonuçları
daima izlenmeli ve bu karar ile amaca ulaşılamadığının fark edilmesi hâlinde,
uygun başkaca tedbirlerin denenmesi yoluna başvurulabilmelidir. Bu nedenle
çocuk hakkında karar veren mahkemenin,
çocuk hakkında verilen kararları izleme ve gerektiğinde değiştirme veya
sonlandırma yetkisine sahip olması gerekir.
Çocukların suç gibi önemli bir tehlikeden
korunabilmeleri onların gelişimlerine yönelik her tür tehlikeye karşı duyarlı
bir adalet mekanizması ile sağlanabilir. Bu nedenle, Kanunda çocuk mahkemeleri,
sadece çocuğun işlemiş bulunduğu suç ile değil, aynı zamanda çocuğun karşı karşıya kaldığı her tür ihmal ve
istismar süreci ile ilgili olarak görevlendirilmiştir.
Bu Kanun yukarıda belirtilen gerekçelerle
hazırlanmıştır.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1.-
Maddede, Kanunun amacı, özel korunma ihtiyacı olan çocukları, içinde
bulundukları tehlikeden koruyan, onların temel haklarını temin eden, fiziki ve
manevi varlıklarının korunmasını, sağlıklı gelişimini gerçekleştirmek üzere
ekonomik, sosyal, kültürel ve hukukî şartları sağlayan, bu çocukları etkili ve
işlevsel bir kişilikle topluma kazandıran korunmanın, esas ve usulleri ile suça
sürüklenen çocukların yararını gözeten, onların kişisel özelliklerini dikkate
alan, toplumsal sorumluluk bilinçlerinin gelişmesine yardımcı olan, cezaya son
çare olarak başvuran, cezada suçla orantılılığı gözeten, adil yargılama
ilkesini hayata geçiren, çocuk adalet sisteminin usullerine ilişkin hükümler
olarak açıklanmıştır.
Madde 2.-
Maddede, özel korunma ihtiyacında olan çocuklar hakkında alınan
tedbirler ile suça sürüklenen çocuklar hakkında verilen güvenlik
tedbirlerinin esas ve usulleri ile
uygulanmasına ilişkin hükümler düzenlenmiş, söz konusu düzenleme ile çocuk
mahkemelerinin, ceza yargılaması yapan bir mahkeme olması yanında, tehlike
altında bulunan çocuklar hakkında koruyucu tedbir kararı veren mahkeme
niteliğine sahip olması esası da benimsenmiştir.
Ayrıca, çocuk mahkemelerinin kuruluş,
görev ve yetkilerine ilişkin esaslar da kapsama dahil edilmiştir.
Madde 3.- Maddede, Kanunun değişik
yerlerinde geçen terimler tanımlanmak suretiyle, gereksiz tekrarların önüne
geçilmek istenilmiştir.
Madde 4.- Madde ile, çocuğun yaşama,
gelişme, korunma ve katılım haklarının güvence altına alınması, çocuğun yarar
ve esenliğinin gözetilmesi, çocuk ve ailesinin herhangi bir nedenle ayrımcılığa
tâbi tutulmaması, çocuk ve ailesi bilgilendirilmek suretiyle karar sürecine
katılımlarının sağlanması, çocuğun, ailesinin, ilgililerin, kamu kurumlarının
ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliği içinde çalışmaları, insan haklarına
dayalı, adil, etkili ve süratli bir usul izlenmesi, soruşturma ve kovuşturma
sürecinde çocuğun durumuna uygun özel ihtimam gösterilmesi, kararların
alınmasında ve uygulanmasında, çocuğun yaşına ve gelişimine uygun eğitimini ve
öğrenimini, kişiliğini ve toplumsal sorumluluğunu geliştirmesinin
desteklenmesi, çocuklar hakkında hapis cezasına en son çare olarak
başvurulması, tedbir kararı verilirken kurumda bakım ve kurumda tutmanın son çare olarak görülmesi,
kararların verilmesinde ve uygulanmasında toplumsal sorumluluğun
paylaşılmasının sağlanması, çocukların bakılıp gözetildiği, tedbir kararlarının
uygulandığı kurumlarda yetişkinlerden ayrı tutulmaları, çocuklar hakkında
yürütülen işlemlerde, yargılama ve kararların yerine getirilmesinde kimliğinin
başkaları tarafından belirlenememesine yönelik önlemlerin alınması yolundaki
ilkeler öngörülerek, medenî haklardan yararlandırılmaları ile çocuğa özgü
iyileştirici adalet sisteminin imkânlarından yararlandırılması benimsenmiştir.
Madde 5.- Madde ile, çocuklar hakkında
alınacak koruyucu ve destekleyici tedbirler ayrıntılı ve karışıklığa yer
vermeyecek biçimde düzenlenmiş, çocukların içinde bulundukları özel durumlar
dikkate alınarak, her çocuğun kişisel özelliklerine uygun tedbirin alınması
hedeflenmiştir.
Maddede düzenlenen tedbirler, öncelikli
olarak, tehlike altındaki çocuğun doğal ortamı olan ailesinin yanında kalması
temel esas olarak benimsenmiş, bu nedenle, ailesinin mali, sosyal, kültürel
yönden desteklenmesine yönelik hükümlere
de yer verilmiştir. Toplumsal kaynakların harekete geçirilmesi suretiyle, kamu
kurumları ile sivil toplum kuruluşlarının amaca yönelik yardımlarından
yararlanılması esası benimsenmiştir.
Ancak, alınan her türlü tedbire rağmen,
çocuğun içinde bulunduğu ortamda
iyileşme olmayacağının anlaşılması hâlinde, diğer benzeri doğal ortamlarda
tutulması, buna rağmen sonuç alınamaması hâlinde de en son çare olarak kurum
hizmetlerinden yararlandırılması temel amaç olarak kabul edilmiştir.
Madde 6.- Maddede, herhangi bir yolla bir
çocuğun özel korunma ihtiyacı içinde olduğu bilgisine ulaşan, adlî ve idarî
merciler ile kolluk görevlileri, sağlık ve eğitim kuruluşları ile sivil toplum
kuruluşlarına çocuklarla ilgili genel koruma görevi bulunan Sosyal Hizmetler ve
Çocuk Esirgeme Kurumuna söz konusu tehlikelilik hâlinin bildirilmesi
yükümlülüğü getirilmiştir.
Ayrıca, özel korunma ihtiyacı olan çocuğun
kendisine ve onun bakımından sorumlu bulunan kimselere, Sosyal Hizmetler ve
Çocuk Esirgeme Kurumunun destekleyici ve koruyucu hizmetlerini talep etmek
hakkı tanınmıştır.
Öte yandan, bildirime muhatap olan Sosyal
Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna çocuklarla ilgili tedbirlerin bir an önce
hayata geçirilmesi için, çocuğun içinde bulunduğu riskli ortamla ilgili araştırmayı
gecikmeksizin yapma yükümlülüğü getirilmiştir.
Madde 7.- Madde ile destekleyici ve
koruyucu tedbir kararının re’sen ya da ilgililerin talepleri üzerine
alınabileceği öngörülmüş, mahkemece bir tedbire hükmedilmesi yanında duruma
uygun birden fazla tedbire hükmedilmesine imkân tanınmış, ayrıca karar
verilmezden önce verilen karar ile amaca ulaşılmasını temin etmek üzere
mahkemece, çocuğun kişisel özellikleri ve sosyal çevresi hakkında bilgi veren
sosyal incelemenin yaptırılması konusunda mahkeme yetkili kılınmıştır.
Ayrıca, verilen tedbir kararının, amaca
ulaşmadığının ya da ulaşmayacağının anlaşılması hâlinde, çocuğun yararına uygun
başkaca bir tedbir kararı alınması, başka bir ifade ile alınan tedbir
kararının, gözden geçirilip gerektiğinde değiştirilmesi, gerektiğinde de
verilen tedbir kararının kaldırılması öngörülmüştür.
Ancak, tedbir kararının onsekiz yaşın
doldurulması ile kendiliğinden sona ereceği hükme bağlanmış, çocuk tarafından
rıza gösterildiği takdirde ise, eğitim ve öğreniminin devamı maksadıyla, tedbir
kararının devamına karar verilmesine imkân tanınmıştır.
Öte yandan, madde ile Kanunun kapsamındaki
destekleyici ve koruyucu tedbirler yanında 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı
Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca, velayet, vesayet, kayyım, nafaka ve
kişisel ilişki kurulma gibi hususlarda da karar vermeye çocuk mahkemesi ve
çocuk ağır ceza mahkemesi yetkili kılınmıştır. Belirtmek gerekir ki, maddenin
son fıkrasında belirtilen hususlarda karar vermek genel olarak aile mahkemeleri
ile sulh hukuk mahkemelerine aittir. Ancak, özel korunma ihtiyacı içinde
bulunan çocuklar ile suça sürüklenen çocuklar bakımından, çocuk mahkemeleri ile
çocuk ağır ceza mahkemeleri tarafından maddenin son fıkrasında belirtilen
hususlarda karar verilmesi ihtiyacı ortaya çıktığında, çocuk hakkında bu
mahkemeler tarafından bu konuda da karar verilecektir.
Madde 8.- Maddede, özel korunma ihtiyacı
olan çocuklar hakkında koruyucu ve destekleyici tedbirler kararlarının, çocuğun
yüksek yararı gözetilerek ailesinin veya birlikte yaşadığı kimselerin bulunduğu
yerdeki çocuk hâkimince alınması öngörülmüştür.
Çocuk hakkında verilen koruyucu ve
destekleyici kararlarla istenilen sonuca ulaşılıp ulaşılmadığının tespiti
açısından en geç üçer aylık sürelerle inceleme yaptırılması amaçlanmıştır.
Ayrıca, mahkemece verilen tedbir
kararlarının yeniden değerlendirilmesi sonucunda, ulaşılan kanaate göre çocuğun
üstün yararı gözetilerek kararların kaldırılması, süresinin uzatılması veya
değiştirilmesine imkân tanınmıştır.
Madde 9.- Maddede, çocuğun derhal bir
korunma tedbirinden yararlandırılmasını gerekli kılan hâl söz konusu ise Sosyal
Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna çocukla ilgili korunma işlemlerinin hemen
başlatması, bu arada, çocuğun Kuruma geldiği tarihten itibaren en geç iki gün
içinde çocuk hâkiminden acil bir korunma kararını talep etme görevi
yüklenilmiştir ve acil korunma kararının en fazla otuz günlük süre ile sınırlı
olarak verilmesi öngörülmüştür. Bu süreçte Kuruma, çocuğun kişisel
özelliklerinin ve diğer bilgileri temin etmek üzere sosyal inceleme yapması
zorunluluğu getirilmiştir.
Sosyal inceleme sonucunda, çocuk hakkında
elde edilen bilgiler çerçevesinde, tedbir kararına ihtiyaç bulunmadığı
kanaâtine varılması hâlinde Kuruma, konuya ilişkin görüşlerinin ve başkaca
hizmetlere ilişkin bilgilerin çocuk hâkimine bildirilmesi yükümlülüğü
öngörülmüştür.
Maddede ayrıca, çocuk hâkimine; Sosyal
Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunun düzenlendiği raporla bağlı olmaksızın,
çocuğun ailesine teslim edilip edilmeyeceğine ya da başkaca bir tedbire
hükmetme yetkisi tanınmıştır.
Ancak, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme
Kurumu tarafından yapılan inceleme sonucunda, çocuğun destekleyici ve koruyucu
hizmetlerinden yararlandırılması gerektiği sonucuna varılması hâlinde, Kuruma,
tedbir kararı alınması talebiyle çocuk hâkimine başvurma zorunluluğu
getirilmiştir.
Madde 10.- Madde ile, hakkında tedbir
kararı verilen çocuğun, kurum hizmetlerinden yararlandırılması konusunda
gerekli tedbirleri almak üzere Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu
yetkili kılınmış iken, imkânların elverdiği ölçüde çocukların yararını gözeten
gerekli protokolün yapılması suretiyle, diğer resmî kurumlar ile özel
kuruluşların hizmetlerinden yararlandırılmasına da imkân tanınmıştır.
Madde 11.- Madde, suça sürüklenen çocuklar
hakkında, bu Kanunun 5 inci maddesinde öngörülen destekleyici ve koruyucu
tedbirlerin, çocuklara özgü güvenlik tedbiri olarak uygulanması öngörülmüştür.
Madde 12.- Maddede, suça sürüklenen
çocuğun, aynı zamanda akıl hastası olması hâlinde, 5237 sayılı Türk Ceza
Kanununun 31 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları kapsamına girenler
hakkında, çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Madde 13.- Madde ile, özel korunma
ihtiyacı olan çocuklar ile suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklar
hakkında, tedbirle ulaşılmak istenilen amacın bir an önce gerçekleşmesine
sebebiyet verecek olması nedeniyle, çocuklar hakkında duruşma yapılmaksızın
dosya üzerinden karar verilmesi konusunda mahkemeler ve çocuk hâkimi yetkili kılınmıştır. Ancak, çocuk hakkında
kovuşturma evresine geçilmiş olması durumunda çocuk hâkiminin maddede
belirtilen yetkiyi kullanması ortadan kalkacaktır.
Maddede ayrıca, çocuğun sorumluluk
bilincini kazanması ve etkin kişiliğini göstermesi bakımından kendisinin
görüşlerini ifade etmesi imkânı verilmiştir. Diğer yandan ihtiyaç bulunması
hâlinde çocukla muhatap olan ilgililerin dinlenmesi ve çocuğun kişisel
özellikleri ile sosyal çevresi hakkında bilgi içeren sosyal incelemenin
yaptırılması esası benimsenmiştir.
Madde 14.- Madde ile, Kanun kapsamında
verilen tedbir kararlarına itiraz edilmesine imkân tanınmış ve bu konuda 5271
sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun itiraza ilişkin hükümlerinin tatbik olunacağı
öngörülmüştür.
Madde 15.- Maddede, suça sürüklenen
çocuklar hakkında yapılacak olan soruşturmanın Cumhuriyet başsavcılıklarında
kurulan çocuk bürosunda görevli Cumhuriyet savcıları tarafından bizzat yapılacağı belirtilmiş, bu düzenleme
ile çocuğun ifadesinin de Cumhuriyet savcısı tarafından alınması amaçlanmıştır.
Cumhuriyet başsavcılığında yapılan
soruşturma işlemleri ve ifade alma sırasında çocuğun yanında sosyal çalışma
görevlisi bulundurulabileceği belirtilmiş, böylelikle çocuğun bu işlemlerden
daha az etkilenmesi amaçlanmıştır.
Cumhuriyet savcısının, soruşturma
sırasında gerekli görüldüğünde çocuk hakkında koruyucu ve destekleyici
tedbirlerin uygulanmasını çocuk hâkiminden isteyebileceği düzenlenmiştir.
Madde 16.- Maddede, gözaltına alınan
çocuğun, kolluğun çocuk biriminde tutulacağı, çocuk birimi bulunmayan yerlerde
mümkün olduğunca gözaltına alınan yetişkinlerden ayrı bir yerde tutulacağı
belirtilmiştir.
Madde 17.- Maddede, çocukların
yetişkinlerle birlikte suç işlemesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturmanın ayrı
ayrı yürütüleceği belirtilmiştir.
Maddenin ikinci fıkrasında da, davaların
birlikte yürütülmesinin zorunlu görülmesi durumuyla ilgili hükümlere yer
verilmiştir.
Madde 18.- Maddede, çocuklara zincir,
kelepçe ve benzeri aletler takılamayacağı, ancak, zorunlu hâllerde çocuğun kaçmasını, kendisinin veya başkalarının
hayat veya beden bütünlükleri bakımından doğabilecek tehlikeleri önlemek için,
kolluk görevlileri tarafından gerekli
önlem alınabileceği belirtilmiştir.
Madde 19.- Maddede, yetişkinler için Ceza
Muhakemesi Kanununda düzenlenmeyen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kurumu çocuklar için düzenlenmiştir. Buna
göre; fiil için Kanunda öngörülen cezanın üst sınırı üç aydan fazla ve iki yıla
kadar (iki yıl dahil) hapis cezasını veya fiil adlî para cezasını gerektirir
ise, Cumhuriyet savcısının delilleri topladıktan sonra şüpheli çocuk hakkında
açacağı kamu davasını maddede belirtilen şartların birlikte gerçekleşmesi
hâlinde, beş yıl süreyle erteleyebileceği, bu kararın uygulanmasının çocuk
hâkiminin onamasına bağlı olduğu belirtilmiştir.
Belirtmek gerekir ki, birinci fıkrada
belirtilen sınırlar içinde kalmak koşuluyla hapis cezası ile adlî para
cezasının birlikte öngörüldüğü suçlar bakımından da bu müessese uygulanacaktır.
Çocuk, erteleme süresi içinde, işlediği
kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkûm olmadığı takdirde, hakkında
kovuşturmaya yer olmadığına karar verileceği, işlediği kasıtlı bir suçtan
dolayı hapis cezasına mahkumiyet hâlinde ise, çocuk hakkında ertelenen kamu
davasının açılacağı ve erteleme süresince dava zamanaşımının işlemeyeceği
düzenlenmiştir.
Fiili işlediği sırada on beş yaşını doldurmamış çocuk bakımından birinci
fıkrada belirtilen hapis cezasının üst sınırının üç yıl (üç yıl dahil) olarak
uygulanacağı belirtilmiştir.
Madde 20.- Maddede, çocuklar hakkında
uygulanacak adlî kontrol tedbirleri düzenlenmiştir. Buna göre, 5271 sayılı Ceza
Muhakemesi Kanununun 109 uncu maddesinin birinci fıkrasındaki süre koşuluyla
bağlı olmaksızın bu maddede yazılanlarla
birlikte, belirlenen çevre sınırları dışına çıkmamak, belirlenen bazı yerlere
gidememek veya bazı yerlere gidebilmek ve belirlenen kişi ve kuruluşlarla
ilişki kurmamak tedbirlerinden bir ya da birkaçına adlî kontrol tedbiri olarak karar verilebilecek, bu
tedbirlerden sonuç alınamaması hâlinde, sonuç alınamayacağının anlaşılması veya
tedbirlere uyulmaması hâlinde tutuklama kararı verilebilecektir.
Madde 21.- Maddede, on beş yaşını
doldurmamış çocuklar hakkında tutuklama kararı verilemeyeceği hükme
bağlanmıştır.
Madde 22.- Maddede, duruşmada hazır
bulunabilecekler belirtilmiştir. Buna göre, çocuk, velisi, vasisi, mahkemece
görevlendirilmiş sosyal çalışma görevlisi, çocuğun bakımını üstlenen aile ve
çocuk kurumda kalıyor ise kurumun temsilcisi duruşmada hazır bulunabilecektir.
Ayrıca, hâkim veya mahkeme, duruşmada çocuğun yanında sosyal çalışma görevlisi
bulundurabilecektir.
Çocuk, yararı gerektirdiği takdirde
duruşma salonundan çıkarılabileceği gibi sorgusu yapılan çocuğun duruşmada
hazır bulundurulmasına da gerek görülmeyebilecektir.
Madde 23.- Maddede, yetişkinler için Ceza
Muhakemesi Kanununda düzenlenmeyen, hükmün açıklanmasının geri bırakılması
kurumu çocuklar için düzenlenmiştir. Buna göre, çocuğa yüklenen suçtan dolayı
yapılan yargılama sonunda belirlenen ceza en çok üç yıla kadar ( üç yıl dahil )
hapis veya adlî para cezası ise, maddede belirtilen şartlar mevcut olduğu
takdirde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecektir. Bu
hâlde, çocuğun beş yıl süreyle denetimle serbestlik tedbirine tâbi tutulacağı,
bu süre içinde zamanaşımının
işlemeyeceği, denetimli serbestlik süresi içinde işlediği hapis cezasını
gerektiren kasıtlı bir suç nedeniyle mahkûm olmadığı ve yükümlülüklere uygun
davrandığı takdirde, davanın düşmesine karar verileceği, aksi takdirde
mahkemenin, geri bıraktığı hükmü açıklayacağı belirtilmiştir.
Belirtmek gerekir ki, birinci fıkrada
belirtilen sınırlar içinde kalmak koşuluyla hapis cezası ile adlî para
cezasının birlikte öngörüldüğü suçlar bakımından da bu müessese uygulanacaktır.
Madde 24.- Maddede, Türk Ceza Kanununda ve
Ceza Muhakemesi Kanununda yer alan uzlaşma hükümlerinin uygulama alanı çocuklar
bakımından daha da genişletilmiştir. Buna göre, çocuklarla ilgili olarak
uzlaşma, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan veya kasten işlenen
ve alt sınırı iki yılı aşmayan hapis veya adlî para cezasını gerektiren ya da
taksirle işlenen suçlarda uygulanabilecektir. Ayrıca, suç tarihinde onbeş
yaşını doldurmayan çocuklar bakımından, birinci fıkrada öngörülen süre
koşulunun, dört yıl olarak uygulanacağı belirtilmiştir.
Madde 25.- Maddede, çocuk mahkemeleri ile
çocuk ağır ceza mahkemelerinin kuruluşuna ilişkin hükümlere yer verilmiştir.
Madde 26.- Maddede, mahkemelerin görevleri
ayrı ayrı olarak belirtilmektedir. Maddenin üçüncü fıkrasında, çocuk
mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemelerinin ve gerektiğinde çocuk hâkiminin,
bu Kanunda yazılı koruyucu ve destekleyici tedbirleri almakla görevli olduğu ve
diğer kanunlarda yer alan koruyucu ve destekleyici tedbirlerle ilgili olarak da
karar vermeye görevli olduğu ifade edilmiştir.
Bilindiği üzere, çocuklar hakkında
koruyucu ve destekleyici tedbirlerin alınmasında aile mahkemeleri kurulan
yerler bakımından bu mahkemeler, kurulu bulunmayan yerler bakımından ise asliye
hukuk mahkemeleri görevlidir. Maddede yer alan son fıkra ile, belirtilen
hususlarda, çocuklar hakkında karar verme görevi, bu Kanun ile düzenlenen
mahkemelere verilmektedir. Bununla birlikte, aile mahkemelerinin, kendilerine
intikal eden esas dava ile birlikte, çocuklar hakkında da koruyucu ve
destekleyici kararların alınmasında görevleri devam edecektir. Maddenin son
fıkrasıyla öngörülen amaç; özel korunma ihtiyacı içinde bulunan çocuklar ile
suça sürüklenen çocuklar hakkında bu Kanunla kurulan mahkemelerin ve çocuk
hâkiminin karar vermesidir. Bununla birlikte, aile mahkemelerinin görev
alanında kalan, örneğin boşanma davası gibi davalarda, aile mahkemesi
tarafından görülen boşanma davasında, çocukla ilgili tedbir kararı
verilebilecektir. Ancak, bu tür esas davaya bağlı bulunmayan ve çocuklarla
ilgili koruyucu ve destekleyici karar alınmasını gerektiren hususlarda aile
mahkemesi değil bu Kanunla kurulan mahkemeler ve çocuk hâkimi karar
verebilecektir.
Ayrıca, bu Kanunda öngörülen mahkemelerin
kurulmadığı yerler bakımından da aile mahkemelerinin görevleri devam edecektir.
Öte yandan, 4.12.2004 tarihli ve 5271
sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile belirli suçlar bakımından görevlendirilen
ağır ceza mahkemeleri, çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemelerinin
görevi kapsamına giren çocukların yargılamasında görevli olmayıp, bu suçları
işleyen çocukların yargılaması da çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza
mahkemeleri tarafından yerine getirilecektir.
Madde 27.- Maddede, mahkemelerin yargı
çevresi düzenlenmiştir.
Madde 28.- Maddede, mahkemelerde görev
yapacak hâkimlerin atanmaları ve atamada tercih edilen nitelikler
düzenlenmiştir.
Madde 29.- Maddede, Cumhuriyet
başsavcılıklarında bir çocuk bürosu kurulacağı hükme bağlanmıştır.
Madde 30.- Maddede, çocuk bürosunun
görevleri sayılmıştır.
Madde 31.- Maddede, çocuklarla ilgili
kolluk görevinin kolluğun çocuk birimleri tarafından yerine getirileceği hükme
bağlanmış, ayrıca, bu görevin yerine getirilmesinde uyulacak esas ve usuller
belirlenmiştir.
Madde 32.- Maddede, mahkemelerde görevlendirilecek
hâkimler ve Cumhuriyet savcıları ile sosyal çalışma görevlileri ve denetim görevlilerinin eğitimine ilişkin
hükümlere yer verilmiştir.
Madde 33.- Maddede, pedagoji, psikoloji,
sosyal hizmet ve çocuk gelişimi ve eğitimi alanlarında çalışan meslek
mensuplarının Adalet Bakanlığı tarafından, mahkemelere, en az lisans öğrenimi
görmüş olanlar arasından yeterli sayıda sosyal çalışma görevlisi atanacağı,
atamada; çocuk ve aile sorunları ile çocuk hukuku ve çocuk suçluluğunun
önlenmesi alanlarında lisansüstü eğitim yapmış olanların tercih edileceği, bu
görevlilerin bulunmaması, görevin bunlar tarafından yapılmasında fiili veya
hukukî bir engel bulunması ya da başka bir uzmanlık dalına ihtiyaç duyulması
gibi durumlarda, diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlar ile serbest
meslek icra eden birinci fıkrada öngörülen nitelikleri haiz kimselerin de
sosyal çalışma görevlisi olarak görevlendirilebileceği belirtilmiştir.
Madde 34.- Maddede, sosyal çalışma
görevlilerinin görevleri belirtilmiştir.
Madde 35.- Maddede, sosyal inceleme
raporu, raporun kapsamı ve raporun hazırlanmasına ilişkin hükümlere yer
verilmiştir.
Madde 36.- Maddede, hakkında koruyucu ve
destekleyici tedbir kararı verilen, kamu davasının açılmasının ertelenmesi
kararı onanan ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen çocuğun
denetim altına alınmasına karar
verilebileceği ifade edilmektedir.
Bilindiği gibi, denetim altına alma ile
ilgili olarak gerek Türk Ceza Kanununda ve gerekse Ceza ve Güvenlik
Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda hükümler bulunmaktadır. Çocuklarla ilgili
olarak, maddede yer alan hususlarda hâkim veya mahkeme tarafından çocuklar
hakkında denetim uygulanmasına karar verilebilecektir.
Madde 37.- Bu Kanun kapsamında bulunan çocuklar hakkında uygulanacak denetim
görevi, Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanunu
hükümleri doğrultusunda yerine getirilecektir. Bu nedenle maddede, denetim
altına alınan çocukla ilgili olarak denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube
müdürlüğü tarafından bir denetim görevlisi görevlendirileceği ve görevlendirme
sırasında çocuğun kişisel özellik ve ihtiyaçlarının dikkate alınacağı ve çocuğa
kolay ulaşabilecek olanların tercih edileceği hükme bağlanmıştır.
Buna göre, çocuk hakkında mahkeme veya
hâkim tarafından denetim altına alınmasına karar verilecek, ancak, denetim
görevlisinin kim olacağı ve görevlendirilmesi belirtilen Kanunla kurulan
müdürlük tarafından yerine getirilecektir.
Madde
38.- Maddede çocuklar hakkında
görevlendirilen denetim görevlilerinin görevleri düzenlenmektedir. Ancak
belirtmek gerekir ki, Denetimli
Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanununda, denetim
görevlileri bakımından öngörülen görevlerin yanında, çocuklar hakkında ayrıca
bu maddede belirtilen görevler uygulanacaktır. Ancak bu görevler ile belirtilen
Kanunda yer alan görevler arasında çatışma veya başka nedenle tercih yapılması
gerektiği durumlarda, bu maddede belirtilen görevler ve hükümler öncelikle
uygulanacaktır.
Madde 39.- Maddede, çocuğa uygulanacak
denetimin yöntemi, denetim
görevlisince, sosyal incelemeyi yapan uzman veya mahkeme nezdindeki sosyal
çalışma görevlisi ile birlikte, görevlendirmeyi takip eden on gün içinde
hazırlanacak bir planla belirleneceği ve denetim planının hazırlanmasında dikkate
alınacak hususlar belirtilmektedir.
Denetim planı, mahkeme veya çocuk hâkimi
tarafından onaylandıktan sonra derhal uygulanacaktır. Maddede ayrıca, denetim
görevlisinin, kararın uygulama biçimi, çocuk üzerindeki etkileri ile çocuğun
ana ve babası, vasisi, bakım ve gözetiminden sorumlu kimselerin veya kurumların
çocuğa karşı sorumluluklarını gereğince yerine getirip getirmedikleri, kararın
değiştirilmesini gerektirir bir durum olup olmadığı ve istenen diğer hususlarda
her ay, ayrıca talep hâlinde mahkemeye her zaman için rapor vereceği
belirtilmektedir.
Madde 40.- Maddede denetimin sona ermesine
ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Buna göre, kararda öngörülen sürenin
dolmasıyla denetim sona erer. Tedbirden beklenen yararın elde edilmesi hâlinde
denetim, sürenin dolmasından önce de
kaldırılabilir. Denetim, çocuğun başka bir suçtan dolayı tutuklanması veya cezasının yerine getirilmesine başlanmakla
da sona erecektir.
Madde 41.- Maddede, sosyal inceleme raporu
ile denetim planı ve raporunun kimler tarafından alınabileceği ve bu hakkın
sınırlarına ilişkin hükümlere yer verilmiştir.
Madde 42.- Maddede, bu Kanunda hüküm
bulunmayan hallerde 18.6.1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri
Kanunu, 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 22.11.2001
tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümlerinin uygulanacağı, ayrıca,
denetim konusunda, Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde, Denetimli Serbestlik ve
Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanunu hükümlerinin uygulanacağı ifade
edilmiştir.
Madde 43.- Maddede, çocuk hakkında verilen
koruyucu ve destekleyici tedbir kararlarının giderlerinin Devletçe ödeneceği,
bunun mahkemece verilecek bir karar ile tespit edileceği ve 4721 sayılı Türk
Medenî Kanunu hükümlerine göre çocuğa bakmakla yükümlü olan kimsenin malî
durumunun müsait olması hâlinde, Devletçe ödenen meblağın tahsili için
ilgililere rücû edileceği belirtilmiştir.
Madde 44.- Maddede, Kanun kapsamına giren görevlerle bağlantılı olarak kamu
görevlileri hakkında 2.12.1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu
Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanmayacağı hükme
bağlanmıştır.
Madde 45.- Maddede, Kanunun 5 inci
maddesinde yer alan koruyucu ve destekleyici tedbirlerin hangi bakanlık, kurum
veya kuruluş tarafından yerine getirileceği hükme bağlanmıştır.
Madde 46.- Maddede, Kanun gereğince kurulacak mahkemelerin kuruluş ve
çalışmaları için gerekli sınıflardan yeteri kadar kadro temin edileceği hükme
bağlanmıştır.
Madde 47.- Maddede, Kanunun uygulanmasına
ilişkin yönetmeliklerin Adalet Bakanlığınca altı ay içinde çıkarılacağı hükme
bağlanmıştır.
Madde 48.- Maddenin birinci fıkrası ile,
7.11.1979 tarihli ve 2253 sayılı Çocuk Mahkemelerinin Kuruluşu, Görev ve
Yargılama Usulleri Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmaktadır.
Maddenin ikinci fıkrasında, yürürlükten
kaldırılan 2253 sayılı Kanuna yapılan yollamalar bakımından ortaya çıkabilecek
sorunların giderilmesi bakımından düzenleme yapılmıştır.
Geçici Madde 1.- Maddenin;
Birinci fıkrasında, Kanun hükümlerine göre
kurulup faaliyete geçen çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemelerinin
göreve başladıkları tarihten sonraki dava ve işler bakımından görevli olacağı,
İkinci fıkrasında, çocuk mahkemesi ile
çocuk ağır ceza mahkemesi kurulmayan yerlerde, bu mahkemeler kurulup göreve
başlayıncaya kadar, çocuklar tarafından işlenen suçlara ait soruşturma ve
kovuşturmanın, Cumhuriyet savcılığı ve görevli mahkemece Kanun hükümlerine göre
yapılacağı,
Üçüncü fıkrasında, çocuk mahkemesi
bulunmayan yerlerde, mahkeme kurulup göreve başlayıncaya kadar özel korunma
ihtiyacı olan çocuklar hakkında tedbir kararlarının görevli hukuk mahkemeleri tarafından yerine getirileceği,
Dördüncü fıkrasında, Adalet Bakanlığının
koordinatörlüğünde ilgili bakanlıklar ve bağlı kuruluşların Kanunun yürürlüğü
tarihinden itibaren altı ay içinde koruyucu ve destekleyici tedbirleri yerine getirmek üzere gerekli tedbirleri
alacağı,
hüküm altına alınmıştır.
Madde 49.- Yürürlük maddesidir.
Madde 50.- Yürütme maddesidir.
Adalet Komisyonu Raporu
Türkiye Büyük Millet
Meclisi
Adalet Komisyonu 27.6.2005
Esas No.: 1/991
Karar No.: 92
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Başkanlığınızca 10.3.2005 tarihinde esas
komisyon olarak Komisyonumuza havale edilmiş olan, "Çocukları Koruma
Kanunu Tasarısı (1/991)", Komisyonumuzun 15.3.2005 tarihli 14 üncü
birleşiminde geneli üzerindeki görüşmeleri tamamlanarak maddelere geçilmesi
kabul edilmiş ancak, maddelerin ayrıntılı bir biçimde incelenerek düzenlenmesi
amacıyla beş kişilik alt komisyona havale edilmiştir.
Alt Komisyon, Adalet ve İçişleri
bakanlıkları, Yargıtay Başkanlığı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Sosyal
Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü, Türkiye Barolar Birliği,
Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
temsilcilerinin de katılmalarıyla 5.4.2005, 6.4.2005 ve 12.4.2005 tarihli
toplantılarında etraflı bir şekilde inceleyip görüştüğü Tasarı hakkında
hazırlamış olduğu raporunu Komisyon Başkanlığına sunmuştur.
Komisyonumuzca, 21.6.2005 tarihli 30 ve
23.6.2005 tarihli 31 inci birleşimlerinde görüşmelerine başladığımız Tasarının,
uygulamada ortaya çıkması muhtemel aksaklıkları gidermek için gerekli
düzenlemelerin yapılması amacıyla üç kişiden oluşan bir alt komisyona yeniden
gönderilmiştir.
Alt Komisyon; 24.6.2005 tarihli
toplantısında ilgili bakanlık ve kuruluşların temsilcilerinin katılımlarıyla
hazırladığı Alt Komisyon Rapor ve Metnini Komisyon Başkanlığına sunmuştur.
Komisyonumuzun, 27.6.2005 tarihli 32 nci
birleşiminde, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Devlet Bakanlığı, Sağlık
Bakanlığı, Yargıtay Başkanlığı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Sosyal
Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü ve Türkiye Barolar Birliği
temsilcilerinin katılımlarıyla alt komisyonca hazırlanan metin esas alınmak
suretiyle incelenip görüşülmüş, maddeler üzerindeki kabul ve değişiklikler
sırasıyla aşağıda açıklanmıştır.
Tasarının başlığı "Çocuk Koruma
Kanunu Tasarısı" olarak değiştirilmiştir.
Tasarının 1 ve 2 nci maddeleri aynen kabul
edilmiştir.
Tasarının 3 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (d) bendinde, bu Kanunun 10 uncu maddesiyle uyum sağlanması amacıyla
değişiklik yapılmış, (e) bendinde, sosyal çalışma görevlisinin tanımı yeniden
yapılmıştır.
Tasarının 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının
(i) bendinde "Çocuklar hakkında" ibaresinden sonra "özgürlüğü
kısıtlayıcı tedbirler ile" ibareleri eklenmiştir.
Tasarının 5 inci maddesinin birinci
fıkrasının (d) bendinde; "tıbbi" kelimesi uygulamada tereddütlere yer
vermemesi amacıyla "geçici ve sürekli" şeklinde değiştirilmiştir.
Tasarının 6 ve 7 nci maddeleri aynen kabul
edilmiştir.
Tasarının 8 inci maddesinin birinci
fıkrasındaki "ailesinin" ibaresi "kendisinin, ana, baba,
vasisi" şeklinde değiştirilmiş ve redaksiyon yapılmak suretiyle kabul
edilmiştir.
Tasarının 9 uncu maddesinin birinci
fıkrasındaki "iki" ibaresi "beş" olarak değiştirilmiştir.
Tasarının 10 uncu maddesinde, Sosyal
Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından, kendisine intikal eden bütün
olaylarda çocuğun bakım ve barınma kararının yerine getirilmesini sağlamak
amacıyla "acil bakımı gerektiren durumlar ile diğer bakımı gerektiren
durumda" ibareleri metinden çıkarılmıştır.
Tasarının 11 ve 12 nci maddeleri aynen
kabul edilmiştir.
Tasarının 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının
sonuna, hâkimin zaruret görmesi halinde duruşma yapabilmesini sağlamak amacıyla
bir cümle eklenmiş, uygulamada ortaya çıkması muhtemel sorunların önüne
geçilmesi amacıyla ikinci fıkrasında değişiklik yapılmak suretiyle kabul
edilmiştir.
Tasarının 14 üncü maddesine, tedbir
kararlarına karşı itirazın en yakın çocuk mahkemesine yapılacağı hususu
eklenmiştir.
Tasarının 15 inci maddesi aynen kabul
edilmiştir.
Tasarının 16 ncı maddesinin ikinci
fıkrasındaki "imkânlar ölçüsünde" ibaresi gereksiz görülerek metinden
çıkarılmıştır.
Tasarının 17 nci maddesine, iştirak
halinde işlenen suçlarda, çocuklar hakkında gerekli tedbirler uygulanmakla
beraber, mahkemenin lüzum gördüğü takdirde çocuk hakkındaki yargılamayı genel
mahkemedeki davanın sonucuna kadar bekletebileceğine dair ikinci fıkra
eklenmiş, ikinci fıkra redaksiyon yapılarak üçüncü fıkra olarak teselsül
ettirilmiştir.
Tasarının 18 inci maddesi aynen kabul
edilmiştir.
Tasarının 19 uncu maddesinin birinci
fıkrasında redaksiyon yapılmış, ayrıca fıkranın sonuna, bu fıkranın (d)
bendindeki koşul çocuğun ailesinin veya kendisinin ekonomik durumunun elverişli
olmaması halinde aranmayabileceğine dair istisna getirilerek madde kabul
edilmiştir.
Tasarının 20 nci maddesinin birinci
fıkrasındaki "5271 sayılı" ibaresi kanun yapım tekniğine uygun olarak
metinden çıkarılmış, adli kontrol müessesesi bakımından Ceza Muhakemesi Kanunu
ile uygunluğun sağlanması amacıyla değişiklik yapılmak suretiyle kabul
edilmiştir.
Tasarının 21 inci maddesi onbeş yaşından
küçük çocuklar bakımından, işledikleri fiil bakımından Kanunda öngörülen suçun
üst sınırının beş yıldan fazla olması durumunda tutuklama kararı verilebileceği
esasını benimseyen hükmün eklenmesi suretiyle kabul edilmiştir.
Tasarının 22 nci maddesi aynen kabul
edilmiştir.
Tasarının 23 üncü maddesinin ikinci
fıkrasının (d) bendinin sonuna, 19 uncu maddede yapılan değişikliğe paralel
değişiklik yapılmış, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi
halinde, çocuk hakkında beş yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirinin ne
şekilde yapılacağı hususuna açıklık getirmek üzere maddenin üçüncü fıkranın son
cümlesi değiştirilmiştir.
Tasarının 24 üncü maddesinin ikinci
fıkrasında, birinci fıkrada öngörülen hapis cezasının alt sınırı fazla
bulunarak "dört" yıldan "üç" yıla indirilmiştir.
Tasarının 25 inci maddesinin başlığı
redaksiyona tabi tutulmuş, ayrıca uygulamada ortaya çıkması muhtemel sorunların
önüne geçilmesi amacıyla birinci fıkraya bir cümle eklenmek suretiyle kabul
edilmiştir.
Tasarının 26 ve 27 nci maddelerinin
başlıklarında redaksiyon yapılmıştır.
Tasarının 28 ve 29 uncu maddeleri aynen
kabul edilmiştir.
Tasarının 30 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (c) bendindeki "çeken kimselere" ibaresi
"çekenlere" şeklinde değiştirilerek kabul edilmiştir.
Tasarının 31 inci maddesinin ikinci
fıkrasının son cümlesi daha anlaşılır bir şekilde değiştirilerek kabul
edilmiştir.
Tasarının 32 nci maddesi aynen kabul
edilmiştir.
Tasarının 33 üncü maddesine, 2253 sayılı
Çocuk Mahkemelerinin Kuruluşu, Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 30
uncu maddesinde de yer alan,
mahkemelere atanan sosyal çalışmacı görevlilerine ve bu Kanun
kapsamındaki tedbirleri uygulayan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunda
görevli sosyal çalışma görevlilerine almakta oldukları aylıklarının brüt
tutarının yüzde ellisi oranında ödenek verilmesine ilişkin hüküm ikinci fıkra
olarak eklenmiş, diğer fıkralar buna göre teselsül ettirilmiştir.
Tasarının 34 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendi "Suça sürüklenen çocuğun ifadesinin alınması veya
sorgusu sırasında yanında bulunmak," şeklinde değiştirilmiştir.
Tasarının 35 inci maddesinin birinci
fıkrasının sonuna, çocuklar hakkında mahkemeler, çocuk hâkimleri veya
Cumhuriyet savcılarınca gerektiğinde yaptırılan, oniki yaşını doldurmuş onbeş
yaşını doldurmamış bulunan çocuğun, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını
algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin
mahkeme tarafından takdirinde göz önünde bulundurulacağına dair bir cümle
eklenmiştir. Türk Ceza Kanununun 31 inci maddesinde, fiili işlediği sırada
oniki yaşını doldurmuş ve fakat onbeş yaşını doldurmamış bulunan çocuğun
işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin ve bu fiille
ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığını takdir
etme yetkisi münhasıran mahkemeye aittir. Mahkeme bu değerlendirmeyi yaparken,
uzmanlar tarafından bilirkişi sıfatıyla hazırlanan sosyal inceleme raporundaki
tespit ve değerlendirmeleri göz önünde bulundurur. Ancak, özellikle belirtmek
gerekir ki, sosyal inceleme raporu içeriğinde, çocuğun işlediği fille ilgili
olarak algılama ve irade yeteneğinin olup olmadığı konusunda bir
değerlendirmede bulunmayacaktır. Aksi takdirde, mahkemeye ait olan bu yetki,
sosyal çalışma görevlisi tarafından kullanılmış olacaktır.
Tasarının 36 ncı maddesi aynen kabul
edilmiştir.
Tasarının 37 nci maddesinin birinci
fıkrasına, korunma ihtiyacı olan çocuklar veya suç tarihinde oniki yaşını
doldurmamış suça sürüklenen çocuklar ile çocuğun aileye teslimi yönünde karar
verilmesi halinde, denetim görevi Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu
tarafından yerine getirileceğini hüküm altına alan bir cümle eklenmek suretiyle
kabul edilmiştir. Belirtilen bu durumlarda yine mahkemece denetim altına alma
kararı verilecektir. Bununla birlikte denetim görevi, Denetimli Serbestlik ve
Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanun Tasarısı ile kurulmakta olan
denetimli serbestlik ve yardım merkezleri şube müdürlüğü tarafından değil,
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından, çocuk hukukunun genel
ilkelerine uygun olarak gözetim esasına göre yerine getirilecektir. Tasarının
42 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan atıf gereğince Sosyal Hizmetler ve
Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından görevlendirilen denetim görevlisi tarafından
denetim görevinin yerine getirilmesinde bu Kanunda hüküm bulunmayan durumlarda,
Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanun hükümleri
uygulanacaktır.
Tasarının 38 inci maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendindeki "güçlendirmek" ibaresi "sağlamak"
şeklinde değiştirilmiştir.
Tasarının 39 ve 40 ıncı maddeleri aynen
kabul edilmiştir.
Tasarının 41 inci maddesinin birinci
fıkrasında çocuğun avukatı veya yasal temsilcisinin sosyal inceleme raporu ile
denetim planın ve raporunun birer örneğini Cumhuriyet savcısından da
alabilmesini sağlamak üzere "Cumhuriyet savcısı" da fıkra kapsamına
alınmıştır.
Tasarının sehven Altıncı Kısım olarak
düzenlenen kısmı, Komisyonumuzca Dördüncü Kısım olarak düzeltilmiştir.
Tasarının 42 nci maddesinin birinci
fıkrasına, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde uygulanacak Kanunlar arasına
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu da eklenmiş, kanun tekniğine
uygun olarak fıkra yeniden düzenlenmiştir.
Tasarının 43 üncü maddesinin ikinci
fıkrasındaki "4721 sayılı" ibaresi kanun yapım tekniğine uygun olarak
fıkra metninden çıkarılmıştır.
Tasarının 44 üncü maddesi aynen kabul
edilmiştir.
Tasarının 45 inci maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendinde sayılan görevlerin yerine getirilmesinde Milli Eğitim
Bakanlığının da görevli olduğu belirtilmiştir. Bakım ve barınma tedbirlerinin
yerine getirilmesi sırasında ihtiyaç duyulan kolluk hizmetlerinin yerine
getirilmesi, çocukların rehabilitasyonu, eğitimi ve diğer bakanlıkların görev
alanına giren diğer hususlarla ilgili olarak Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme
Kurumu tarafından yapılan her türlü yardım ve destek talepleri Milli Eğitim
Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, ilgili diğer bakanlıklar ile
kamu kurum ve kuruluşları tarafından geciktirilmeksizin yerine getirileceği
hükmü ikinci fıkra olarak eklenmiş ve böylelikle ortaya çıkabilecek sorunların
giderilmesi amaçlanmış ve fıkralar buna göre teselsül ettirilmiştir.
Tasarının 46 ncı maddesi aynen kabul
edilmiştir.
Tasarının 47 nci maddesinde, Tasarı ile
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna görevler verilmekte olup, bu
görevlerin yerine getirilmesini belirleyecek yönetmeliklerin hazırlanmasında bu
Kurumun da katkısının sağlanması amacıyla değişiklik yapılarak kabul edilmiştir.
Tasarının 48 inci maddesinin ikinci
fıkrasında, yürürlükten kaldırılan 2253 sayılı Kanuna yapılan yollamaların, bu
Kanunun ilgili hükümlerine yapılmış sayılacağı hususuna açıklık getirmek üzere
değişiklik yapılmıştır.
Tasarının geçici 1 inci maddesinin birinci
fıkrası, "2253 sayılı Kanun gereğince kurulan çocuk mahkemelerinde derdest
bulunan ve bu Kanun ile kurulan çocuk mahkemesinin görevine giren dava ve
işler, bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde çocuk mahkemesine devredilir."
şeklinde değiştirilerek, çocuklar hakkındaki davaların hızlandırılması
amaçlanmıştır. Onsekiz yaşını doldurmuş olanların davalarının çocuk mahkemeleri
ile çocuk ağır ceza mahkemelerine devredilemeyeceği hükmü eklenerek, davaların
uzamaması amacıyla maddeye ikinci fıkra eklenmiş ve diğer fıkralar buna göre
teselsül ettirilmiş, ayrıca görevsizlik kararının verilmesinin önüne geçmek ve
maddeye açıklık kazandırmak amacıyla teselsül ettirilen dördüncü fıkraya ibare
eklenmek suretiyle kabul edilmiştir.
Tasarının yürürlük başlıklı 49 uncu
maddesinde, Kanunun yürürlüğe girmesi ile ortaya çıkabilecek sorunları gidermek
amacıyla değişiklik yapılmak suretiyle kabul edilmiştir.
Tasarının yürütme başlıklı 50 nci maddesi
aynen kabul edilmiştir.
Tasarı çeşitli maddelerinde yer alan
"özel korunma" ibarelerindeki uygulamada ortaya çıkması muhtemel
sorunların önüne geçmek amacıyla "özel" ibareleri çıkarılmıştır.
Bu Tasarının amaçlarından biri de, suça
sürüklenen çocukların korunması, haklarının güvence altına alınması, toplumda
adalet ve güvenlik ihtiyacının sağlanması, ayrıca çocukların suç gibi önemli
bir tehlikeden korunmasıdır.
Tasarı ile, yukarıda bahsedilen amacı
gerçekleştirmek için Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna görev
verilmiştir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, halihazırda 2828 sayılı
Kanunla verilmiş olan görevleri de yerine getirmektedir. Bu Kurum, mevcut
görevlerini yerine getirmekte elindeki personelin azlığından dolayı
zorlanmaktadır. Tasarı ile Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna verilen
ilave görevleri, Kurumun doğal olarak yerine getirmesi çok zordur.
Tasarının hedefine ulaşabilmesi, suça
sürüklenen çocukların korunması ve haklarının güvence altına alınabilmesi,
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunda yeteri kadar nitelikli personel
istihdamı ile mümkündür. Tasarının amacına tam anlamı ile hizmet edebilmesi
için Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünün ilave
kadrolarla takviye edilmesi ve Kurumun buna göre yeniden yapılandırılması
gerekir.
Bunu teminen, Komisyonumuza yeni kadro
ihdası için önerge verilmiş ise de İçtüzüğün 20, 35 ve 87 nci maddeleri
gereğince bu hususta işlem yapılamamıştır.
Raporumuz, Genel Kurulun onayına sunulmak
üzere Başkanlığa saygı ile arz olunur.
|
|
Başkan |
Başkanvekili |
Sözcü |
|
|
Köksal
Toptan |
Recep
Özel |
Ramazan
Can |
|
|
Zonguldak |
Isparta |
Kırıkkale |
|
|
Kâtip |
Üye |
Üye |
|
|
Hasan
Kara |
Fehmi
Hüsrev Kutlu |
Halil
Ünlütepe |
|
|
Kilis |
Adıyaman |
Afyonkarahisar |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Halil Özyolcu |
Haluk
İpek |
Feridun
Fikret Baloğlu |
|
|
Ağrı |
Ankara |
Antalya |
|
|
(Toplantıya katılmadı) |
|
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Yüksel Çorbacıoğlu |
Orhan Yıldız |
Mehmet
Küçükaşık |
|
|
Artvin |
Artvin |
Bursa |
|
|
(Toplantıya katılmadı) |
(Toplantıya katılmadı) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Feridun Ayvazoğlu |
Muzaffer
Külcü |
Mustafa
Nuri Akbulut |
|
|
Çorum |
Çorum |
Erzurum |
|
|
(Toplantıya katılmadı) |
|
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Mahmut
Durdu |
Mehmet
Yılmazcan |
Hakkı
Köylü |
|
|
Gaziantep |
Kahramanmaraş |
Kastamonu |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Muharrem
Kılıç |
Orhan Eraslan |
Enver
Yılmaz |
|
|
Malatya |
Niğde |
Ordu |
|
|
|
(Toplantıya katılmadı) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Mehmet
Nuri Saygun |
Ahmet Çağlayan |
Bekir
Bozdağ |
|
|
Tekirdağ |
Uşak |
Yozgat |
|
|
|
(İmzada bulunamadı) |
|
HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ
METİN
ÇOCUKLARI KORUMA KANUNU
TASARISI
BİRİNCİ KISIM
Amaç, Kapsam, Temel
İlkeler, Koruyucu ve Destekleyici Tedbirler
BİRİNCİ
BÖLÜM
Amaç,
Kapsam, Tanımlar ve Temel İlkeler
Amaç
MADDE 1.- (1) Bu Kanunun amacı, özel korunma ihtiyacı olan
veya suça sürüklenen çocukların korunmasına, haklarının ve esenliklerinin
güvence altına alınmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.
Kapsam
MADDE 2.- (1) Bu Kanun, özel korunma ihtiyacı olan çocuklar
hakkında alınacak tedbirler ile suça sürüklenen çocuklar hakkında uygulanacak
güvenlik tedbirlerinin usul ve esaslarına, çocuk mahkemelerinin kuruluş, görev
ve yetkilerine ilişkin hükümleri kapsar.
Tanımlar
MADDE 3.- (1) Bu Kanunun uygulanmasında;
a) Çocuk: Daha erken yaşta ergin olsa bile, onsekiz yaşını
doldurmamış kişiyi; bu kapsamda,
1. Özel korunma ihtiyacı olan çocuk: Bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve
duygusal gelişimi ile kişisel güvenliği tehlikede olan, ihmal veya istismar
edilen ya da suç mağduru çocuğu,
2. Suça sürüklenen çocuk: Kanunlarda suç olarak tanımlanan
bir fiili işlediği iddiası ile hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan ya
da işlediği fiilden dolayı hakkında güvenlik tedbirine karar verilen çocuğu,
b) Mahkeme : Çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza
mahkemelerini,
c) Çocuk hâkimi: Hakkında kovuşturma başlatılmış olanlar
hariç; suça sürüklenen çocuklarla, özel korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında
uygulanacak tedbir kararlarını veren çocuk mahkemesi hâkimini;
d) Kurum: Bu Kanun kapsamındaki çocuğun bakılıp gözetildiği,
hakkında verilen tedbir kararlarının yerine getirildiği kurumları,
e) Sosyal çalışma görevlisi: Pedagoji, psikoloji, sosyal
hizmet ve çocuk gelişimi ve eğitimi alanlarıyla ihtiyaç duyulan diğer
alanlardaki meslek mensuplarını,
ifade eder.
Temel ilkeler
MADDE 4.- (1) Bu Kanunun uygulanmasında, çocuğun haklarının
korunması amacıyla;
a) Çocuğun yaşama, gelişme, korunma ve katılım haklarının
güvence altına alınması,
b) Çocuğun yarar ve esenliğinin gözetilmesi,
c) Çocuk ve ailesinin herhangi bir nedenle ayrımcılığa tâbi
tutulmaması,
d) Çocuk ve ailesi bilgilendirilmek suretiyle, karar
sürecine katılımlarının sağlanması,
e) Çocuğun, ailesinin, ilgililerin, kamu kurumlarının ve
sivil toplum kuruluşlarının işbirliği içinde çalışmaları,
f) İnsan haklarına dayalı, adil, etkili ve süratli bir usul
izlenmesi,
g) Soruşturma ve kovuşturma sürecinde çocuğun durumuna uygun
özel ihtimam gösterilmesi,
h) Kararların alınmasında ve uygulanmasında, çocuğun yaşına
ve gelişimine uygun eğitimini ve öğrenimini, kişiliğini ve toplumsal
sorumluluğunu geliştirmesinin desteklenmesi,
i) Çocuklar hakkında hapis cezasına en son çare olarak
başvurulması,
j) Tedbir kararı verilirken kurumda bakım ve kurumda
tutmanın son çare olarak görülmesi, kararların verilmesinde ve uygulanmasında
toplumsal sorumluluğun paylaşılmasının sağlanması,
k) Çocukların bakılıp gözetildiği, tedbir kararlarının
uygulandığı kurumlarda yetişkinlerden ayrı tutulmaları,
l) Çocuklar hakkında yürütülen işlemlerde, yargılama ve
kararların yerine getirilmesinde kimliğinin başkaları tarafından
belirlenememesine yönelik önlemler alınması,
ilkeleri gözetilir.
İKİNCİ
BÖLÜM
Koruyucu
ve Destekleyici Tedbirler
Koruyucu ve destekleyici
tedbirler
MADDE 5.- (1) Koruyucu ve destekleyici tedbirler, çocuğun
öncelikle kendi aile ortamında korunmasını sağlamaya yönelik, danışmanlık,
eğitim, bakım, sağlık ve barınma konularında alınacak tedbirlerdir. Bunlardan;
a) Danışmanlık tedbiri, çocuğun bakımından sorumlu olan
kimselere çocuk yetiştirme konusunda; çocuklara da eğitim ve gelişimleri ile
ilgili sorunlarının çözümünde yol göstermeye,
b) Eğitim tedbiri, çocuğun bir eğitim kurumuna gündüzlü veya
yatılı olarak devamına; iş ve meslek edinmesi amacıyla bir meslek veya sanat
edinme kursuna gitmesine veya meslek sahibi bir ustanın yanına yahut kamuya ya
da özel sektöre ait işyerlerine
yerleştirilmesine,
c) Bakım tedbiri, çocuğun bakımından sorumlu olan kimsenin
herhangi bir nedenle görevini yerine getirememesi hâlinde, çocuğun resmî veya
özel bakım yurduna ya da koruyucu aile hizmetlerinden yararlandırılması veya bu
kurumlara yerleştirilmesine,
d) Sağlık tedbiri, çocuğun fiziksel ve ruhsal sağlığının
korunması ve tedavisi için gerekli tıbbi bakım ve rehabilitasyonuna, bağımlılık
yapan maddeleri kullananların tedavilerinin yapılmasına,
e) Barınma tedbiri, barınma yeri olmayan çocuklu kimselere
veya hayatı tehlikede olan hamile kadınlara uygun barınma yeri sağlamaya,
yönelik tedbirdir.
(2) Hakkında, birinci fıkranın (e) bendinde tanımlanan
barınma tedbiri uygulanan kimselerin, talepleri hâlinde kimlikleri ve adresleri
gizli tutulur.
(3) Tehlike altında bulunmadığının tespiti ya da tehlike
altında bulunmakla birlikte, veli veya
vasisinin ya da bakım ve gözetiminden sorumlu kimsenin desteklenmesi
suretiyle, tehlikenin bertaraf edileceğinin anlaşılması hâlinde; çocuk, bu
kişilere teslim edilir. Bu fıkranın uygulanmasında, çocuk hakkında birinci
fıkrada belirtilen tedbirlerden birisine de karar verilebilir.
Kuruma başvuru
MADDE 6.- (1) Adlî ve idarî merciler, kolluk görevlileri,
sağlık ve eğitim kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, özel korunma ihtiyacı
olan çocuğu Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bildirmekle yükümlüdür.
Çocuk ile çocuğun bakımından sorumlu kimseler çocuğun korunma altına alınması
amacıyla Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna başvurabilir.
(2) Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu kendisine
bildirilen olaylarla ilgili olarak gerekli araştırmayı derhal yapar.
Koruyucu ve destekleyici
tedbir kararı alınması
MADDE 7.- (1) Çocuklar hakkında koruyucu ve destekleyici
tedbir kararı; çocuğun anası, babası, vasisi, bakım ve gözetiminden sorumlu
kimse, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu ve Cumhuriyet savcısının
istemi üzerine veya re’sen çocuk hâkimi tarafından alınabilir.
(2) Tedbir kararı verilmeden önce, çocuk hakkında sosyal
inceleme yaptırılabilir.
(3) Tedbirin türü kararda gösterilir. Bir veya birden fazla
tedbire karar verilebilir.
(4) Hâkim, hakkında koruyucu ve destekleyici tedbire karar
verdiği çocuğun denetim altına alınmasına da karar verebilir.
(5) Hâkim, çocuğun gelişimini göz önünde bulundurarak
koruyucu ve destekleyici tedbirin kaldırılmasına veya değiştirilmesine karar
verebilir. Bu karar acele hâllerde, çocuğun bulunduğu yer hâkimi tarafından da
verilebilir. Ancak bu durumda karar, önceki kararı alan hâkim veya mahkemeye
bildirilir.
(6) Tedbirin uygulanması, onsekiz yaşın doldurulmasıyla
kendiliğinden sona erer. Ancak hâkim, eğitim ve öğrenimine devam edebilmesi
için ve rızası alınmak suretiyle tedbirin uygulanmasına belli bir süre daha
devam edilmesine karar verebilir.
(7) Mahkeme, özel korunma ihtiyacı olan çocuk hakkında,
koruyucu ve destekleyici tedbir kararının yanında, 22.11.2001 tarihli ve 4721
sayılı Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre, velayet, vesayet, kayyım, nafaka ve
kişisel ilişki kurulması hususlarında da karar vermeye yetkilidir.
Tedbirlerde yetki
MADDE 8.- (1) Özel koruma ihtiyacı olan çocuklar hakkında
koruyucu ve destekleyici tedbirler, çocuğun menfaatleri bakımından ailesinin
veya birlikte yaşadığı kimselerin bulunduğu yerdeki çocuk hâkimince alınır.
(2) Tedbir kararlarının uygulanması, kararı veren hâkim veya
mahkemece en geç üçer aylık sürelerle incelettirilir.
(3) Hâkim veya mahkeme; denetim memurları, çocuğun velisi,
vasisi, bakım ve gözetimini üstlenen kimselerin, tedbir kararını yerine getiren
kişi ve kuruluşun temsilcisi ile Cumhuriyet savcısının talebi üzerine veya
re’sen çocuğa uygulanan tedbirin sonuçlarını inceleyerek kaldırabilir, süresini
uzatabilir veya değiştirebilir.
Acil korunma kararı
alınması
MADDE 9.- (1) Derhal korunma altına alınmasını gerektiren
bir durumun varlığı hâlinde çocuk, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından
bakım ve gözetim altına alındıktan sonra acil korunma kararının alınması için
Kurum tarafından çocuğun Kuruma geldiği tarihten itibaren en geç iki gün içinde
çocuk hâkimine müracaat edilir. Hâkim tarafından, üç gün içinde talep hakkında
karar verilir. Hâkim, çocuğun bulunduğu yerin gizli tutulmasına ve gerektiğinde
kişisel ilişkinin tesisine karar verebilir.
(2) Acil korunma kararı en fazla otuz günlük süre ile
sınırlı olmak üzere verilebilir. Bu süre içinde Kurumca çocuk hakkında sosyal
inceleme yapılır. Kurum, yaptığı inceleme sonucunda, tedbir kararı alınmasının
gerekmediği sonucuna varırsa bu yöndeki görüşünü ve sağlayacağı hizmetleri
hâkime bildirir. Çocuğun, ailesine teslim edilip edilmeyeceğine veya uygun
görülen başkaca bir tedbire hâkim tarafından karar verilir.
(3) Kurum, çocuk hakkında tedbir kararı alınması gerektiği
sonucuna varırsa, hâkimden koruyucu ve destekleyici tedbir kararı verilmesini
talep eder.
Bakım ve barınma
kararlarının yerine getirilmesi
MADDE 10.- (1) Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu
tarafından, kendisine intikal eden olaylarda acil bakımı gerektiren durumlar
ile diğer bakımı gerektiren durumda gerekli önlemler derhal alınarak çocuk,
resmî veya özel kuruluşlara yerleştirilir.
Çocuklara özgü güvenlik
tedbiri
MADDE 11.- (1) Bu Kanunda düzenlenen koruyucu ve destekleyici tedbirler, suça
sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklar bakımından, çocuklara özgü
güvenlik tedbiri olarak anlaşılır.
Akıl hastalığı
MADDE 12.- (1) Suça sürüklenen çocuğun aynı zamanda akıl
hastası olması hâlinde, 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 31
inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları kapsamına giren çocuklar hakkında,
çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanır.
Tedbir kararlarında usul
MADDE 13.- (1) Bu Kanunun 7 nci maddesinin yedinci
fıkrasında öngörülen durumlar hariç olmak üzere, suça sürüklenen ve ceza
sorumluluğu olmayan çocuklarla özel korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında
duruşma yapılmaksızın tedbir kararı verilir.
(2) Tedbir kararının verilmesinden önce, çocuğun görüşü
alınır, ilgililer dinlenebilir, çocuk hakkında sosyal inceleme raporu
düzenlenmesi istenebilir.
Kanun yolu
MADDE 14.- (1) Bu Kanun hükümlerine göre, çocuk hâkimi
tarafından alınan tedbir kararlarına karşı, 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununun itiraza ilişkin hükümleri uygulanır.
İKİNCİ KISIM
Soruşturma ve Kovuşturma
BİRİNCİ BÖLÜM
Soruşturma
Soruşturma
MADDE 15.- (1) Suça sürüklenen çocuk hakkındaki soruşturma
çocuk bürosunda görevli Cumhuriyet savcısı tarafından bizzat yapılır.
(2) Çocuğun ifadesinin alınması veya çocuk hakkındaki diğer
işlemler sırasında, çocuğun yanında
sosyal çalışma görevlisi bulundurulabilir.
(3) Cumhuriyet savcısı soruşturma sırasında gerekli
görüldüğünde çocuk hakkında koruyucu ve destekleyici tedbirlerin uygulanmasını
çocuk hâkiminden isteyebilir.
Çocuğun gözaltında
tutulması
MADDE 16.- (1) Gözaltına alınan çocuklar, kolluğun çocuk
biriminde tutulur.
(2) Kolluğun çocuk biriminin bulunmadığı yerlerde çocuklar,
imkânlar ölçüsünde gözaltına alınan yetişkinlerden ayrı bir yerde tutulur.
İştirak halinde işlenen
suçlar
MADDE 17.- (1) Çocukların yetişkinlerle birlikte suç
işlemesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturma ayrı yürütülür.
(2) Davaların birlikte yürütülmesinin zorunlu görülmesi
halinde, genel mahkemelerde, yargılamanın her safhasında, mahkemelerin uygun
bulması şartıyla, birleştirme kararı verilebilir. Bu takdirde birleştirilen
davalar genel mahkemelerde görülür.
Çocuğun nakli
MADDE 18.- (1) Çocuklara zincir, kelepçe ve benzeri aletler
takılamaz. Ancak; zorunlu hâllerde çocuğun kaçmasını, kendisinin veya
başkalarının hayat veya beden bütünlükleri bakımından doğabilecek tehlikeleri
önlemek için kolluk tarafından gerekli önlem alınabilir.
Kamu davasının
açılmasının ertelenmesi
MADDE 19.- (1) Fiil için kanunda öngörülen cezanın üst
sınırı üç aydan fazla ve iki yıla kadar (iki yıl dahil) hapis cezasını veya
fiil adlî para cezasını gerektirir ise, Cumhuriyet savcısı tarafından deliller
toplandıktan sonra, şüpheli hakkında açılacak kamu davası;
a) Çocuğun daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış
bulunması,
b) Yapılan soruşturmanın, kamu davası açılmasının
ertelenmesi hâlinde şüphelinin suç işlemekten çekineceği kanaatini vermesi,
c) Kamu davası açılmasının ertelenmesinin, şüpheli ve toplum
açısından kamu davası açılmasından daha yararlı olması,
d) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı
zararın, aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen
giderilmesi,
koşullarının birlikte gerçekleşmesi hâlinde, beş yıl süreyle
ertelenebilir.
(2) Kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararın
uygulanması, çocuk hâkiminin onamasına bağlıdır. Bu husustaki karar beş gün
içinde verilir.
(3) Erteleme süresi içinde işlediği kasıtlı bir suçtan
dolayı hapis cezasına mahkûm olmadığı
takdirde, kovuşturmaya yer olmadığına karar verilir. Erteleme süresi
içinde işlediği kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde kamu
davası açılır. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez.
(4) Kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin
kararlar, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir
soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya
mahkeme tarafından istenmesi hâlinde, bu maddede belirtilen amaç için
kullanılabilir.
(5) Fiili işlediği sırada onbeş yaşını doldurmamış çocuk
bakımından, birinci fıkrada öngörülen hapis cezasının üst sınırı üç yıl (üç yıl
dahil) olarak uygulanır.
Adlî kontrol
MADDE 20.- (1) Suça sürüklenen çocuklar hakkında soruşturma
veya kovuşturma evrelerinde adlî kontrol tedbiri olarak 5271 sayılı Ceza
Muhakemesi Kanununun 109 uncu maddesinin birinci fıkrasındaki süre koşuluyla
bağlı olmaksızın bu maddede sayılanlar ile aşağıdaki tedbirlerden bir ya da
birkaçına karar verilebilir;
a) Belirlenen çevre sınırları dışına çıkmamak,
b) Belirlenen bazı yerlere gidememek veya ancak bazı yerlere
gidebilmek,
c) Belirlenen kişi ve kuruluşlarla ilişki kurmamak.
(2) Ancak bu tedbirlerden sonuç alınamaması, sonuç
alınamayacağının anlaşılması veya tedbirlere uyulmaması durumunda tutuklama
kararı verilebilir.
Tutuklama yasağı
MADDE 21.- (1) Onbeş yaşını doldurmamış çocuklar hakkında
tutuklama kararı verilemez.
İKİNCİ
BÖLÜM
Kovuşturma
Duruşma
MADDE 22.- (1) Çocuk, velisi, vasisi, mahkemece
görevlendirilmiş sosyal çalışma görevlisi, çocuğun bakımını üstlenen aile ve
kurumda bakılıyorsa kurumun temsilcisi duruşmada hazır bulunabilir.
(2) Mahkeme veya hâkim, çocuğun sorgusu veya çocuk
hakkındaki diğer işlemler sırasında,
çocuğun yanında sosyal çalışma görevlisi bulundurabilir.
(3) Duruşmalarda hazır bulunan çocuk, yararı gerektirdiği
takdirde duruşma salonundan çıkarılabileceği gibi sorgusu yapılmış çocuğun
duruşmada hazır bulundurulmasına da gerek görülmeyebilir.
Hükmün açıklanmasının
geri bırakılması
MADDE 23.- (1) Çocuğa yüklenen suçtan dolayı yapılan
yargılama sonunda belirlenen ceza, en çok üç yıla kadar (üç yıl dahil) hapis
veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına
karar verilebilir.
(2) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının
verilebilmesi için gerekli koşullar şunlardır:
a) Çocuğun daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış
bulunması,
b) Çocuğun yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaat gelmiş
olması,
c) Çocuk hakkında, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum
ve davranışları itibarıyla bir cezaya hükmedilmesine gerek görülmemesi,
d) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı
zararın, aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle, tamamen
giderilmesi. Suçun işlenmesiyle kamunun uğradığı zarar miktarının
belirlenememesi hâlinde, mahkemece takdir edilecek bir miktarda paranın bir
defada Maliye veznesine yatırılması.
(3) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının
verilmesi hâlinde, çocuk, beş yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tâbi
tutulur. Bu süre içinde dava zamanaşımı durur.
(4) İkinci fıkranın (d) bendinde belirtilen koşulun yerine
getirilememesi hâlinde; denetimli serbestlik süresince sanığa aşağıdaki
yükümlülüklerden biri yüklenerek, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı
verilebilir:
a) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı
zararın, aylık taksitler hâlinde ödenerek tamamen giderilmesi,
b) Suçun işlenmesiyle kamunun uğradığı zarar miktarının
belirlenememesi hâlinde, mahkemece takdir edilecek miktarda paranın aylık
taksitler hâlinde Maliye veznesine yatırılması.
(5) Denetimli serbestlik süresi içinde işlediği kasıtlı bir
suçtan dolayı hapis cezasına mahkûm olmadığı ve yükümlülüklere uygun
davranıldığı takdirde, davanın düşmesine karar verilir.
(6) Çocuğun denetimli serbestlik süresi içinde işlediği
hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç nedeniyle mahkûm olması veya
yükümlülüklerine aykırı davranması hâlinde, mahkeme geri bıraktığı hükmü
açıklar. Ancak mahkeme, yükümlülüklerin yerine getirilme durumunu göz önünde
bulundurarak, çocuk hakkında belirlenen cezada yarı oranına kadar indirim
yapabilir.
(7) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz
edilebilir.
(8) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, bunlara
mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya
kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme
tarafından istenmesi hâlinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir.
Uzlaşma
MADDE 24.- (1) Suça sürüklenen çocuklarla ilgili olarak
uzlaşma, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan veya kasten işlenen ve alt sınırı iki yılı
aşmayan hapis veya adlî para cezasını gerektiren ya da taksirle işlenen
suçlarda uygulanır.
(2) Suç tarihinde onbeş yaşını doldurmayan çocuklar
bakımından, birinci fıkrada öngörülen hapis cezasının alt sınırı dört yıl
olarak uygulanır.
ÜÇÜNCÜ KISIM
Mahkemeler ve Cumhuriyet
Savcılığı
BİRİNCİ
BÖLÜM
Mahkemelerin
Kuruluş, Görev ve Yetkisi
Mahkemelerinin kuruluşu
MADDE 25.- (1) Çocuk mahkemesi, tek hâkimden oluşur. Bu mahkemeler her il merkezinde kurulur.
Ayrıca, bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak
belirlenen ilçelerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü
alınarak kurulabilir. İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde çocuk
mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir. Bu daireler
numaralandırılır. Çocuk mahkemelerinde yapılan duruşmalarda Cumhuriyet savcısı
bulunmaz.
(2) Çocuk ağır ceza mahkemelerinde bir başkan ile yeteri
kadar üye bulunur ve mahkeme bir başkan ve iki üye ile toplanır. Bu mahkemeler
bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen
yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak kurulur.
İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde çocuk ağır ceza mahkemelerinin birden
fazla dairesi oluşturulabilir. Bu daireler numaralandırılır.
Mahkemelerinin görevi
MADDE 26.- (1) Çocuk mahkemesi, asliye ceza mahkemesi ile
sulh ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlar bakımından, suça sürüklenen
çocuklar hakkında açılacak davalara bakar.
(2) Çocuk ağır ceza mahkemesi, çocuklar tarafından işlenen
ve ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlarla ilgili davalara bakar.
(3) Mahkemeler ve çocuk hâkimi, bu Kanunda ve diğer
kanunlarda yer alan tedbirleri almakla
görevlidir.
(4) Çocuklar hakkında açılan kamu davaları, Kanunun 17 nci
maddesi hükümleri saklı kalmak kaydıyla bu Kanunla kurulan mahkemelerde
görülür.
Mahkemelerinin yargı
çevresi
MADDE 27.- (1) Çocuk mahkemelerinin yargı çevresi, kurulduğu
il ve ilçenin mülkî sınırlarıyla belirlenir.
(2) Çocuk ağır ceza mahkemelerinin yargı çevresi,
bulundukları il merkezi ve ilçeler ile bunlara adlî yönden bağlanan ilçelerin
idarî sınırlarıdır.
(3) Coğrafi durum ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak çocuk
mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemelerinin
yargı çevresinin belirlenmesine veya değiştirilmesine Adalet
Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca karar
verilir.
Hâkimlerin atanmaları
MADDE 28.- (1) Mahkemelere, atanacakları bölgeye veya bir
alt bölgeye hak kazanmış, adlî yargıda görevli, tercihen çocuk hukuku alanında
uzmanlaşmış, çocuk psikolojisi ve sosyal hizmet alanlarında eğitim almış olan
hâkimler ve Cumhuriyet savcıları arasından Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulunca atama yapılır.
(2) Atamalarda istekli olanlarla daha önce bu görevlerde
bulunmuş olanlara öncelik tanınır.
(3) Herhangi bir nedenle görevine gele-meyen hâkimin yerine
bu hâkim görevine başlayıncaya veya Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca
yetkilendirme yapılıncaya kadar, o yerdeki hâkimlerden hangisinin bakacağı,
birinci fıkrada aranan nitelikler de gözetilerek adlî yargı adalet komisyonu başkanınca
belirlenir.
İKİNCİ
BÖLÜM
Cumhuriyet
Savcılığı ve Kolluk
Cumhuriyet savcılığı
çocuk bürosu
MADDE 29.- (1) Cumhuriyet başsavcılıklarında bir çocuk
bürosu kurulur. Cumhuriyet başsavcısınca 28 inci maddenin birinci fıkrasında
öngörülen nitelikleri haiz olanlar
arasından yeterli sayıda Cumhuriyet savcısı, bu büroda görevlendirilir.
Çocuk bürosunun görevleri
MADDE 30.- (1) Çocuk bürosunun görevleri;
a) Suça sürüklenen çocuklar hakkındaki soruşturma
işlemlerini yürütmek,
b) Çocuklar hakkında tedbir alınması gereken durumlarda,
gecikmeksizin tedbir alınmasını sağlamak,
c) Özel korunma ihtiyacı olan, suç mağduru veya suça
sürüklenen çocuklardan yardıma, eğitime, işe, barınmaya ihtiyacı olan veya uyum
güçlüğü çeken kimselere ihtiyaç duydukları destek hizmetlerini sağlamak üzere,
ilgili kamu kurum ve kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği
içinde çalışmak, bu gibi durumları çocukları korumakla görevli kurum ve
kuruluşlara bildirmek,
d) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda verilen görevleri yerine
getirmektir.
(2) Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, bu görevler çocuk
bürosunda görevli olmayan Cumhuriyet savcıları tarafından da yerine
getirilebilir.
Kolluğun çocuk birimi
MADDE 31.- (1) Çocuklarla ilgili kolluk görevi, öncelikle
kolluğun çocuk birimleri tarafından yerine getirilir.
(2) Kolluğun çocuk birimi, özel korunma ihtiyacı olan veya
suça sürüklenen çocuklar hakkında işleme başlandığında durumu, çocuğun veli
veya vasisine veya çocuğun bakımını
üstlenen kimseye, baroya ve Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna, çocuk
resmî bir kurumda kalıyorsa ayrıca kurum temsilcisine bildirir. Ancak, çocuğu suça azmettiren veya istismar eden
yakınlarına bilgi verilmez.
(3) Çocuk, kollukta bulunduğu sırada, yanında yakınlarından
birinin bulunmasına imkân sağlanır.
(4) Kolluğun çocuk birimlerindeki personeline, kendi
kurumları tarafından çocuk hukuku, çocuk suçluluğunun önlenmesi, çocuk gelişimi
ve psikolojisi, sosyal hizmet gibi konularda eğitim verilir.
(5) Çocuğun özel korunma ihtiyacı içinde bulunduğunun
bildirimi ya da tespiti veya hakkında
acil korunma kararı almak için beklemenin, çocuğun yararına aykırı olacağını
gösteren nedenlerin varlığı hâlinde kolluğun çocuk birimi, durumun gerektirdiği
önlemleri almak suretiyle çocuğun güvenliğini
sağlar ve mümkün olan en kısa sürede
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna teslim eder.
Görevlilerin eğitimleri
MADDE 32.- (1) Mahkemelerde görevlendirilecek hâkimler ve
Cumhuriyet savcıları ile sosyal çalışma görevlilerine ve denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube
müdürlüğünde görevli denetim görevlilerine, adaylık dönemlerinde Adalet
Bakanlığınca belirlenen esaslara uygun, çocuk hukuku, sosyal hizmet, çocuk
gelişimi ve psikolojisi gibi konularda eğitim verilir.
(2) Mahkemelere atananların, görevleri süresince,
alanlarında uzmanlaşmalarını sağlama ve kendilerini geliştirmelerine yönelik
hizmet içi eğitim almaları sağlanır.
(3) Hizmet öncesi ve hizmet içi eğitimin usul ve esasları
yönetmelikle belirlenir.
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM
Sosyal İnceleme
Sosyal çalışma
görevlileri
MADDE 33.- (1) Adalet Bakanlığınca mahkemelere, en az lisans
öğrenimi görmüş olanlar arasından yeterli sayıda sosyal çalışma görevlisi
atanır. Atamada; çocuk ve aile sorunları ile çocuk hukuku ve çocuk suçluluğunun
önlenmesi alanlarında lisansüstü eğitim yapmış olanlar tercih edilir.
(2) Bu görevlilerin bulunmaması, görevin bunlar tarafından
yapılmasında fiili veya hukukî bir engel bulunması ya da başka bir uzmanlık
dalına ihtiyaç duyulması gibi durumlarda, diğer kamu kurum ve kuruluşlarında
çalışanlar ile serbest meslek icra eden birinci fıkrada öngörülen nitelikleri
haiz kimseler de sosyal çalışma görevlisi olarak görevlendirilebilirler.
(3) Hakkında sosyal inceleme yapılacak çocuğun, incelemeye
tâbi tutulacak çevresi mahkemenin yetki alanı dışında ise, davayı gören
mahkemenin talimatına bağlı olarak çocuğun bulunduğu yerdeki mahkemece inceleme
yaptırılır. Büyükşehir belediye sınırları içinde kalan yerlerde bu inceleme,
davayı gören mahkemeye bağlı olarak çalışan sosyal çalışma görevlilerince
yapılabilir.
Sosyal çalışma
görevlilerinin görevleri
MADDE 34 .- (1) Sosyal çalışma görevlilerinin görevi;
a) Görevlendirildikleri çocuk hakkında derhâl sosyal
inceleme yapmak ve hazırladıkları raporları kendilerini görevlendiren mercie
sunmak,
b) Suça sürüklenen çocuğun ifadesine başvurulduğu durumlarda
yanında bulunarak, uzman bilgisine ihtiyaç duyulan konularda Cumhuriyet
savcısına, mahkemeye veya çocuk hâkimine bilgi vermek,
c) Bu Kanun kapsamında mahkemeler ve çocuk hâkimleri
tarafından verilen diğer görevleri yerine getirmektir.
(2) İlgililer, sosyal çalışma görevlilerinin çalışmaları
sırasında, kendilerine yardımcı olmak ve çocuk hakkında istenen bilgileri
vermek zorundadır.
(3) Sosyal çalışma görevlilerinin, görevleri sırasında
yaptıkları ve hâkim tarafından takdir edilen masrafları Cumhuriyet
başsavcılığının suçüstü ödeneğinden ödenir.
Sosyal inceleme raporu
MADDE 35.- (1) Bu Kanun kapsamındaki çocuklar hakkında
mahkemeler, çocuk hâkimleri veya Cumhuriyet savcılarınca gerektiğinde çocuğun
bireysel özelliklerini ve sosyal çevresini gösteren inceleme yaptırılır.
(2) Derhal tedbir alınmasını gerektiren durumlarda sosyal
inceleme daha sonra da yaptırılabilir.
(3) Mahkeme veya çocuk hâkimi tarafından çocuk hakkında
sosyal inceleme yaptırılmaması halinde, gerekçesi kararda gösterilir.
DÖRDÜNCÜ
BÖLÜM
Denetim
Denetim altına alma
kararı
MADDE 36.- (1) Hakkında koruyucu ve destekleyici tedbir
kararı verilen, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı onanan, hükmün
açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen çocuğun denetim altına
alınmasına karar verilebilir.
Denetim görevlisinin
görevlendirilmesi
MADDE 37.- (1) Denetim altına alınan çocukla ilgili olarak
denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube müdürlüğü tarafından bir denetim
görevlisi görevlendirilir.
(2) Görevlendirme sırasında çocuğun kişisel özellik ve
ihtiyaçları dikkate alınır ve çocuğa kolay ulaşabilecek olanlar tercih edilir.
Denetim görevlisinin görevleri
MADDE 38.- (1) Denetim görevlisinin görevleri şunlardır:
a) Kararla ulaşılmak istenen amacın gerçekleşmesi için,
çocuğun eğitim, aile, kurum, iş ve sosyal çevreye uyumunu güçlendirmek üzere
onu desteklemek, yardımcı olmak, gerektiğinde önerilerde bulunmak,
b) Çocuğa eğitim, iş, destek alabileceği kurumlar, hakları
ve haklarını kullanma konularında
rehberlik etmek,
c) İhtiyaç duyacağı
hizmetlerden yararlanmasında çocuğa yardımcı olmak,
d) Kaldığı yerleri ve ilişki kurduğu kişileri ziyaret ederek
çocuğun içinde yaşadığı şartları, ailesi ve çevresiyle ilişkilerini, eğitim ve
iş durumunu, boş zamanlarını değerlendirme faaliyetlerini yerinde incelemek,
e) Alınan kararın uygulanmasını, bu uygulamanın sonuçlarını
ve çocuk üzerindeki etkilerini izlemek, tâbi tutulduğu yükümlülüklerin yerine
getirilmesini denetlemek,
f) Çocuğun gelişimi hakkında, üçer aylık sürelerle
Cumhuriyet savcısı veya mahkemeye rapor vermek.
(2) Denetim görevlisi, görevini yerine getirirken
gerektiğinde çocuğun ana ve babası, vasisi, bakım ve gözetiminden sorumlu kimse
ve öğretmenleriyle işbirliği yapar.
(3) Çocuğun ana ve babası, vasisi, bakım ve gözetiminden
sorumlu kimse çocuğun devam ettiği okul, işyeri veya çocukla ilgili bilgiye
sahip kurumların yetkilileri, denetim görevlisine yardımcı olmak, görevi
gereğince istediği bilgileri vermek zorundadırlar.
(4) Çocuğun yakınları denetim görevlisinin yetkilerine
müdahale edemezler.
Denetim planı ve raporu
MADDE 39.- (1) Çocuğa uygulanacak denetimin yöntemi, denetim görevlisince, sosyal incelemeyi
yapan uzman veya mahkeme nezdindeki sosyal çalışma görevlisi ile birlikte,
görevlendirmeyi takip eden on gün içinde hazırlanacak bir planla belirlenir.
(2) Denetim planı hazırlanırken;
a) Çocuk hakkında alınan tedbirin amacı, niteliği ve süresi,
b) Çocuğun ihtiyaçları,
c) Çocuğun içinde bulunduğu tehlike hâlinin ciddiyeti,
d) Çocuğun ana ve babası, vasisi, bakım ve gözetiminden
sorumlu kimse tarafından çocuğa verilen
desteğin derecesi,
e) Suça sürüklenmesi sebebiyle tedbir alınmış ise suç teşkil
eden fiilin mahiyeti,
f) Çocuğun görüşü,
dikkate alınır.
(3) Denetim planı, mahkeme veya çocuk hâkimince
onaylandıktan sonra derhal uygulanır. Denetim görevlisi, kararın uygulama
biçimi, çocuk üzerindeki etkileri ile çocuğun ana ve babası, vasisi, bakım ve
gözetiminden sorumlu kimselerin veya kurumların çocuğa karşı sorumluluklarını
gereğince yerine getirip getirmedikleri, kararın değiştirilmesini gerektirir
bir durum olup olmadığı ve istenen diğer hususlarda her ay, ayrıca talep
hâlinde mahkeme veya çocuk hâkimine rapor verir.
Denetimin sona ermesi
MADDE 40.- (1) Denetim, kararda öngörülen sürenin dolmasıyla
sona erer. Tedbirden beklenen yararın elde edilmesi hâlinde denetim, sürenin dolmasından önce de kaldırılabilir.
(2) Denetim, çocuğun başka bir suçtan dolayı tutuklanması
veya cezasının yerine getirilmesine
başlanmakla sona erer.
Sosyal inceleme ve
denetim raporları hakkında bilgi edinme
MADDE 41.- (1) Sosyal inceleme raporu ile denetim planı ve
raporunun birer örneğini çocuğun avukatı ve yasal temsilcisi mahkemeden veya
çocuk hâkiminden alabilir. Çocuğa raporun içeriği hakkında bilgi verilir.
(2) Ancak, çocuk ve avukatı hariç olmak üzere birinci
fıkrada gösterilen kişilerin sosyal inceleme raporu ile denetim planı ve raporu
hakkında bilgi sahibi olmasının çocuğun yararına aykırı olduğuna kanaat
getirilirse, bunların incelenmesi kısmen veya tamamen yasaklanabilir.
ALTINCI KISIM
Çeşitli Hükümler
Uygulanacak hükümler
MADDE 42.- (1) Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde
18.6.1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, 4.12.2004
tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 22.11.2001 tarihli ve 4721
sayılı Türk Medenî Kanunu hükümleri uygulanır.
(2) Denetim konusunda bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde,
Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanunu hükümleri
uygulanır.
Çocuğun giderleri
MADDE 43.- (1) Çocuk hakkında verilen koruyucu ve
destekleyici tedbir kararlarının giderleri Devletçe ödenir. Ödenecek miktar mahkemece
verilecek bir karar ile tespit edilir.
(2) 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre çocuğa
bakmakla yükümlü olan kimsenin malî durumunun müsait olması hâlinde, Devletçe
ödenen meblağın tahsili için ilgililere rücû edilir.
Kamu görevlisi
MADDE 44.- (1) Bu Kanun kapsamına giren görevlerle
bağlantılı olarak kamu görevlileri hakkında 2.12.1999 tarihli ve 4483 sayılı
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri
uygulanmaz.
Kurumlar
MADDE 45.- (1) Bu Kanunun 5 inci maddesinde yer alan
koruyucu ve destekleyici tedbirlerden;
a) (a) ve (e) bentlerinde yazılı danışmanlık ve barınma
tedbirleri Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu ve yerel yönetimler,
b) (b) bendinde yazılı eğitim tedbiri Milli Eğitim Bakanlığı
ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı,
c) (c) bendinde yazılı bakım tedbiri Sosyal Hizmetler ve
Çocuk Esirgeme Kurumu,
d) (d) bendinde yazılı sağlık tedbiri Sağlık Bakanlığı,
tarafından yerine getirilir.
(2) Bu tedbirlerin yerine getirilmesinde kurumların
koordinasyonu Adalet Bakanlığınca sağlanır.
Kadrolar
MADDE 46.- (1) Bu Kanun gereğince kurulacak mahkemelerin
kuruluş ve çalışmaları için gerekli sınıflardan yeteri kadar kadro temin
edilir.
Yönetmelik
MADDE 47.- (1) Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin usul ve
esaslar, altı ay içinde Adalet Bakanlığınca çıkarılacak yönetmeliklerle
düzenlenir.
Yürürlükten kaldırılan hükümler
MADDE 48.- (1) 7.11.1979 tarihli ve 2253 sayılı Çocuk
Mahkemelerinin Kuruluşu, Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun yürürlükten
kaldırılmıştır.
(2) Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 7.11.1979 tarihli ve
2253 sayılı Çocuk Mahkemelerinin Kuruluşu, Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında
Kanuna yapılan yollamalar, bu Kanuna yapılmış sayılır.
GEÇİCİ MADDE 1.- (1) Bu Kanun hükümlerine göre kurulup
faaliyete geçen çocuk mahkemeleri ile
çocuk ağır ceza mahkemeleri, göreve başladıkları tarihten sonraki dava ve işler
bakımından görevlidir.
(2) Çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemeleri
bulunmayan yerlerde, bu mahkemeler kurulup göreve başlayıncaya kadar çocuklar
tarafından işlenen suçlara ait soruşturma ve kovuşturmalar Cumhuriyet
başsavcılığı ve görevli mahkemelerce bu Kanun hükümlerine göre yapılır.
(3) Çocuk mahkemesi bulunmayan yerlerde, bu mahkeme kurulup
göreve başlayıncaya kadar özel korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında tedbir
kararları görevli hukuk mahkemelerince alınır.
(4) Adalet Bakanlığının koordinatörlüğünde ilgili
bakanlıklar ve bağlı kuruluşlar bu Kanunun yürürlüğü tarihinden itibaren altı
ay içinde koruyucu ve destekleyici tedbirleri
yerine getirmek üzere gerekli tedbirleri alır. Ayrıca, ilgili
bakanlıklar ve bağlı kuruluşlar bu amaçla sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliğine gidebilirler.
Yürürlük
MADDE 49.- (1) Bu Kanun 1.4.2005 tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 50.- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
|
|
Recep Tayyip Erdoğan |
|
|
|
|
Başbakan |
|
|
|
|
Dışişleri
Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
|
|
A.Gül |
A. Şener |
M. A. Şahin |
|
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
|
|
B. Atalay |
A. Babacan |
M. Aydın |
|
|
Devlet
Bakanı V. |
Devlet
Bakanı |
Adalet
Bakanı |
|
|
A. Aksu |
K. Tüzmen |
C. Çiçek |
|
|
Millî
Savunma Bakanı |
İçişleri
Bakanı |
Maliye
Bakanı |
|
|
M. V. Gönül |
A. Aksu |
K. Unakıtan |
|
|
Millî
Eğitim Bakanı |
Bayındırlık
ve İskân Bakanı |
Sağlık
Bakanı |
|
|
H. Çelik |
Z. Ergezen |
R. Akdağ |
|
|
Ulaştırma
Bakanı |
Tarım
ve Köyişleri Bakanı |
Çalışma
ve Sos. Güv. Bakanı |
|
|
B. Yıldırım |
S. Güçlü |
M. Başesgioğlu |
|
|
Sanayi
ve Ticaret Bakanı |
En.
ve Tab. Kay. Bakanı |
Kültür
ve Turizm Bakanı |
|
|
A. Coşkun |
M. H. Güler |
A. Koç |
|
|
|
Çevre
ve Orman Bakanı |
|
|
|
|
O. Pepe |
|
ADALET
KOMİSYONUNUN
KABUL
ETTİĞİ METİN
ÇOCUK KORUMA KANUNU
TASARISI
BİRİNCİ KISIM
Amaç, Kapsam, Temel
İlkeler, Koruyucu ve Destekleyici Tedbirler
BİRİNCİ
BÖLÜM
Amaç,
Kapsam, Tanımlar ve Temel İlkeler
Amaç
MADDE 1.- (1) Bu Kanunun amacı, korunma ihtiyacı olan veya
suça sürüklenen çocukların korunmasına, haklarının ve esenliklerinin güvence
altına alınmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.
Kapsam
MADDE 2.- (1) Bu Kanun, korunma ihtiyacı olan çocuklar
hakkında alınacak tedbirler ile suça sürüklenen çocuklar hakkında uygulanacak
güvenlik tedbirlerinin usul ve esaslarına, çocuk mahkemelerinin kuruluş, görev
ve yetkilerine ilişkin hükümleri kapsar.
Tanımlar
MADDE 3.- (1) Bu Kanunun uygulanmasında;
a) Çocuk: Daha erken yaşta ergin olsa bile, onsekiz yaşını
doldurmamış kişiyi; bu kapsamda,
1. Korunma ihtiyacı olan çocuk: Bedensel, zihinsel, ahlaki,
sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel güvenliği tehlikede olan, ihmal veya
istismar edilen ya da suç mağduru çocuğu,
2. Suça sürüklenen çocuk: Kanunlarda suç olarak tanımlanan
bir fiili işlediği iddiası ile hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan ya
da işlediği fiilden dolayı hakkında güvenlik tedbirine karar verilen çocuğu,
b) Mahkeme: Çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza
mahkemelerini,
c) Çocuk hâkimi: Hakkında kovuşturma başlatılmış olanlar
hariç; suça sürüklenen çocuklarla, korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında
uygulanacak tedbir kararlarını veren çocuk mahkemesi hâkimini;
d) Kurum: Bu Kanun kapsamındaki çocuğun bakılıp gözetildiği,
hakkında verilen tedbir kararlarının yerine getirildiği resmi veya özel
kurumları,
e) Sosyal çalışma görevlisi: Psikolojik danışmanlık ve
rehberlik, psikoloji, sosyal hizmet alanlarında eğitim veren kurumlardan mezun
meslek mensuplarını,
İfade eder.
Temel ilkeler
MADDE 4.- (1) Bu Kanunun uygulanmasında, çocuğun haklarının
korunması amacıyla;
a) Çocuğun yaşama, gelişme, korunma ve katılım haklarının
güvence altına alınması,
b) Çocuğun yarar ve esenliğinin gözetilmesi,
c) Çocuk ve ailesinin herhangi bir nedenle ayrımcılığa tâbi
tutulmaması,
d) Çocuk ve ailesi bilgilendirilmek suretiyle, karar
sürecine katılımlarının sağlanması,
e) Çocuğun, ailesinin, ilgililerin, kamu kurumlarının ve
sivil toplum kuruluşlarının işbirliği içinde çalışmaları,
f) İnsan haklarına dayalı, adil, etkili ve süratli bir usul
izlenmesi,
g) Soruşturma ve kovuşturma sürecinde çocuğun durumuna uygun
özel ihtimam gösterilmesi,
h) Kararların alınmasında ve uygulanmasında, çocuğun yaşına
ve gelişimine uygun eğitimini ve öğrenimini, kişiliğini ve toplumsal
sorumluluğunu geliştirmesinin desteklenmesi,
i) Çocuklar hakkında özgürlüğü kısıtlayıcı tedbirler ile
hapis cezasına en son çare olarak başvurulması,
j) Tedbir kararı verilirken kurumda bakım ve kurumda
tutmanın son çare olarak görülmesi, kararların verilmesinde ve uygulanmasında
toplumsal sorumluluğun paylaşılmasının sağlanması,
k) Çocukların bakılıp gözetildiği, tedbir kararlarının
uygulandığı kurumlarda yetişkinlerden ayrı tutulmaları,
l) Çocuklar hakkında yürütülen işlemlerde, yargılama ve
kararların yerine getirilmesinde kimliğinin başkaları tarafından
belirlenememesine yönelik önlemler alınması,
İlkeleri gözetilir.
İKİNCİ
BÖLÜM
Koruyucu
ve Destekleyici Tedbirler
Koruyucu ve destekleyici
tedbirler
MADDE 5.- (1) Koruyucu ve destekleyici tedbirler, çocuğun
öncelikle kendi aile ortamında korunmasını sağlamaya yönelik, danışmanlık,
eğitim, bakım, sağlık ve barınma konularında alınacak tedbirlerdir. Bunlardan;
a) Danışmanlık tedbiri, çocuğun bakımından sorumlu olan
kimselere çocuk yetiştirme konusunda; çocuklara da eğitim ve gelişimleri ile
ilgili sorunlarının çözümünde yol göstermeye,
b) Eğitim tedbiri, çocuğun bir eğitim kurumuna gündüzlü veya
yatılı olarak devamına; iş ve meslek edinmesi amacıyla bir meslek veya sanat
edinme kursuna gitmesine veya meslek sahibi bir ustanın yanına yahut kamuya ya
da özel sektöre ait işyerlerine yerleştirilmesine,
c) Bakım tedbiri, çocuğun bakımından sorumlu olan kimsenin
herhangi bir nedenle görevini yerine getirememesi hâlinde, çocuğun resmî veya
özel bakım yurdu ya da koruyucu aile hizmetlerinden yararlandırılması veya bu
kurumlara yerleştirilmesine,
d) Sağlık tedbiri, çocuğun fiziksel ve ruhsal sağlığının
korunması ve tedavisi için gerekli geçici veya sürekli tıbbi bakım ve
rehabilitasyonuna, bağımlılık yapan maddeleri kullananların tedavilerinin
yapılmasına,
e) Barınma tedbiri, barınma yeri olmayan çocuklu kimselere veya
hayatı tehlikede olan hamile kadınlara uygun barınma yeri sağlamaya,
Yönelik tedbirdir.
(2) Hakkında, birinci fıkranın (e) bendinde tanımlanan
barınma tedbiri uygulanan kimselerin, talepleri hâlinde kimlikleri ve adresleri
gizli tutulur.
(3) Tehlike altında bulunmadığının tespiti ya da tehlike
altında bulunmakla birlikte, veli veya vasisinin ya da bakım ve gözetiminden
sorumlu kimsenin desteklenmesi suretiyle, tehlikenin bertaraf edileceğinin
anlaşılması hâlinde; çocuk, bu kişilere teslim edilir. Bu fıkranın
uygulanmasında, çocuk hakkında birinci fıkrada belirtilen tedbirlerden birisine
de karar verilebilir.
Kuruma başvuru
MADDE 6.- (1) Adlî ve idarî merciler, kolluk görevlileri,
sağlık ve eğitim kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, korunma ihtiyacı olan
çocuğu Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bildirmekle yükümlüdür.
Çocuk ile çocuğun bakımından sorumlu kimseler çocuğun korunma altına alınması
amacıyla Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna başvurabilir.
(2) Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu kendisine
bildirilen olaylarla ilgili olarak gerekli araştırmayı derhal yapar.
Koruyucu ve destekleyici
tedbir kararı alınması
MADDE 7.- (1) Çocuklar hakkında koruyucu ve destekleyici
tedbir kararı; çocuğun anası, babası, vasisi, bakım ve gözetiminden sorumlu
kimse, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu ve Cumhuriyet savcısının
istemi üzerine veya re'sen çocuk hâkimi tarafından alınabilir.
(2) Tedbir kararı verilmeden önce, çocuk hakkında sosyal
inceleme yaptırılabilir.
(3) Tedbirin türü kararda gösterilir. Bir veya birden fazla
tedbire karar verilebilir.
(4) Hâkim, hakkında koruyucu ve destekleyici tedbire karar
verdiği çocuğun denetim altına alınmasına da karar verebilir.
(5) Hâkim, çocuğun gelişimini göz önünde bulundurarak
koruyucu ve destekleyici tedbirin kaldırılmasına veya değiştirilmesine karar
verebilir. Bu karar acele hâllerde, çocuğun bulunduğu yer hâkimi tarafından da
verilebilir. Ancak bu durumda karar, önceki kararı alan hâkim veya mahkemeye
bildirilir.
(6) Tedbirin uygulanması, onsekiz yaşın doldurulmasıyla
kendiliğinden sona erer. Ancak hâkim, eğitim ve öğrenimine devam edebilmesi
için ve rızası alınmak suretiyle tedbirin uygulanmasına belli bir süre daha
devam edilmesine karar verebilir.
(7) Mahkeme, korunma ihtiyacı olan çocuk hakkında, koruyucu
ve destekleyici tedbir kararının yanında, 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı
Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre, velayet, vesayet, kayyım, nafaka ve
kişisel ilişki kurulması hususlarında da karar vermeye yetkilidir.
Tedbirlerde yetki
MADDE 8.- (1) Korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında
koruyucu ve destekleyici tedbirler, çocuğun menfaatleri bakımından kendisinin,
ana, baba, vasisi veya birlikte yaşadığı kimselerin bulunduğu yerdeki çocuk
hâkimince alınır.
(2) Tedbir kararlarının uygulanması, kararı veren hâkim veya
mahkemece en geç üçer aylık sürelerle incelettirilir.
(3) Hâkim veya mahkeme; denetim memurları, çocuğun velisi,
vasisi, bakım ve gözetimini üstlenen kimselerin, tedbir kararını yerine getiren
kişi ve kuruluşun temsilcisi ile Cumhuriyet savcısının talebi üzerine veya
re'sen çocuğa uygulanan tedbirin sonuçlarını inceleyerek kaldırabilir, süresini
uzatabilir veya değiştirebilir.
Acil korunma kararı
alınması
MADDE 9.- (1) Derhal korunma altına alınmasını gerektiren
bir durumun varlığı hâlinde çocuk, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu
tarafından bakım ve gözetim altına alındıktan sonra acil korunma kararının
alınması için Kurum tarafından çocuğun Kuruma geldiği tarihten itibaren en geç
beş gün içinde çocuk hâkimine müracaat edilir. Hâkim tarafından, üç gün içinde
talep hakkında karar verilir. Hâkim, çocuğun bulunduğu yerin gizli tutulmasına
ve gerektiğinde kişisel ilişkinin tesisine karar verebilir.
(2) Acil korunma kararı en fazla otuz günlük süre ile
sınırlı olmak üzere verilebilir. Bu süre içinde Kurumca çocuk hakkında sosyal
inceleme yapılır. Kurum, yaptığı inceleme sonucunda, tedbir kararı alınmasının
gerekmediği sonucuna varırsa bu yöndeki görüşünü ve sağlayacağı hizmetleri
hâkime bildirir. Çocuğun, ailesine teslim edilip edilmeyeceğine veya uygun
görülen başkaca bir tedbire hâkim tarafından karar verilir.
(3) Kurum, çocuk hakkında tedbir kararı alınması gerektiği
sonucuna varırsa, hâkimden koruyucu ve destekleyici tedbir kararı verilmesini
talep eder.
Bakım ve barınma
kararlarının yerine getirilmesi
MADDE 10.- (1) Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu
tarafından, kendisine intikal eden olaylarda gerekli önlemler derhal alınarak
çocuk, resmî veya özel kuruluşlara yerleştirilir.
Çocuklara özgü güvenlik
tedbiri
MADDE 11.- (1) Bu Kanunda düzenlenen koruyucu ve
destekleyici tedbirler, suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklar
bakımından, çocuklara özgü güvenlik tedbiri olarak anlaşılır.
Akıl hastalığı
MADDE 12.- (1) Suça sürüklenen çocuğun aynı zamanda akıl
hastası olması hâlinde, 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 31
inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları kapsamına giren çocuklar hakkında,
çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanır.
Tedbir kararlarında usul
MADDE 13.- (1) Bu Kanunun 7 nci maddesinin yedinci
fıkrasında öngörülen durumlar hariç olmak üzere, suça sürüklenen ve ceza
sorumluluğu olmayan çocuklarla korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında duruşma
yapılmaksızın tedbir kararı verilir. Ancak, hâkim zaruret gördüğü hallerde
duruşma yapabilir.
(2) Tedbir kararının verilmesinden önce, yeterli idrak
gücüne sahip olan çocuğun görüşü alınır, ilgililer dinlenebilir, çocuk hakkında
sosyal inceleme raporu düzenlenmesi istenebilir.
Kanun yolu
MADDE 14.- (1) Bu Kanun hükümlerine göre, çocuk hâkimi
tarafından alınan tedbir kararlarına karşı itiraz yolu açıktır. İtiraz,
4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun itiraza ilişkin
hükümlerine göre en yakın çocuk mahkemesine yapılır.
İKİNCİ KISIM
Soruşturma ve Kovuşturma
BİRİNCİ
BÖLÜM
Soruşturma
Soruşturma
MADDE 15.- (1) Suça sürüklenen çocuk hakkındaki soruşturma
çocuk bürosunda görevli Cumhuriyet savcısı tarafından bizzat yapılır.
(2) Çocuğun ifadesinin alınması veya çocuk hakkındaki diğer
işlemler sırasında, çocuğun yanında sosyal çalışma görevlisi bulundurulabilir.
(3) Cumhuriyet savcısı soruşturma sırasında gerekli
görüldüğünde çocuk hakkında koruyucu ve destekleyici tedbirlerin uygulanmasını
çocuk hâkiminden isteyebilir.
Çocuğun gözaltında
tutulması
MADDE 16.- (1) Gözaltına alınan çocuklar, kolluğun çocuk
biriminde tutulur.
(2) Kolluğun çocuk biriminin bulunmadığı yerlerde çocuklar,
gözaltına alınan yetişkinlerden ayrı bir yerde tutulur.
İştirak halinde işlenen
suçlar
MADDE 17.- (1) Çocukların yetişkinlerle birlikte suç
işlemesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturma ayrı yürütülür.
(2) Bu halde de çocuklar hakkında gerekli tedbirler
uygulanmakla beraber, mahkeme lüzum gördüğü takdirde çocuk hakkındaki
yargılamayı genel mahkemedeki davanın sonucuna kadar bekletebilir.
(3) Davaların birlikte yürütülmesinin zorunlu görülmesi
halinde, genel mahkemelerde, yargılamanın her aşamasında, mahkemelerin uygun
bulması şartıyla, birleştirme kararı verilebilir. Bu takdirde birleştirilen
davalar genel mahkemelerde görülür.
Çocuğun nakli
MADDE 18.- (1) Çocuklara zincir, kelepçe ve benzeri aletler
takılamaz. Ancak; zorunlu hâllerde çocuğun kaçmasını, kendisinin veya
başkalarının hayat veya beden bütünlükleri bakımından doğabilecek tehlikeleri
önlemek için kolluk tarafından gerekli önlem alınabilir.
Kamu davasının
açılmasının ertelenmesi
MADDE 19.- (1) Fiil için kanunda öngörülen cezanın üst
sınırı üç aydan fazla ve iki yıla kadar (iki yıl dahil) hapis cezasını veya
adlî para cezasını gerektirir ise, Cumhuriyet savcısı tarafından deliller
toplandıktan sonra, şüpheli hakkında açılacak kamu davası;
a) Çocuğun daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış
bulunması,
b) Yapılan soruşturmanın, kamu davası açılmasının
ertelenmesi hâlinde şüphelinin suç işlemekten çekineceği kanaatini vermesi,
c) Kamu davası açılmasının ertelenmesinin, şüpheli ve toplum
açısından kamu davası açılmasından daha yararlı olması,
d) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı
zararın, aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen
giderilmesi,
Koşullarının birlikte gerçekleşmesi hâlinde, beş yıl süreyle
ertelenebilir. Bu fıkranın (d) bendindeki koşul çocuğun ailesinin veya
kendisinin ekonomik durumunun elverişli olmaması halinde aranmayabilir.
(2) Kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararın
uygulanması, çocuk hâkiminin onamasına bağlıdır. Bu husustaki karar beş gün
içinde verilir.
(3) Erteleme süresi içinde işlediği kasıtlı bir suçtan
dolayı hapis cezasına mahkûm olmadığı takdirde, kovuşturmaya yer olmadığına
karar verilir. Erteleme süresi içinde işlediği kasıtlı bir suçtan dolayı hapis
cezasına mahkûmiyet hâlinde kamu davası açılır. Erteleme süresince zamanaşımı
işlemez.
(4) Kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin
kararlar, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir
soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya
mahkeme tarafından istenmesi hâlinde, bu maddede belirtilen amaç için
kullanılabilir.
(5) Fiili işlediği sırada onbeş yaşını doldurmamış çocuk
bakımından, birinci fıkrada öngörülen hapis cezasının üst sınırı üç yıl (üç yıl
dahil) olarak uygulanır.
Adlî kontrol
MADDE 20.- (1) Suça sürüklenen çocuklar hakkında soruşturma
veya kovuşturma evrelerinde adlî kontrol tedbiri olarak Ceza Muhakemesi
Kanununun 109 uncu maddesinde sayılanlar ile aşağıdaki tedbirlerden bir ya da
birkaçına karar verilebilir;
a) Belirlenen çevre sınırları dışına çıkmamak,
b) Belirlenen bazı yerlere gidememek veya ancak bazı yerlere
gidebilmek,
c) Belirlenen kişi ve kuruluşlarla ilişki kurmamak.
(2) Ancak bu tedbirlerden sonuç alınamaması, sonuç
alınamayacağının anlaşılması veya tedbirlere uyulmaması durumunda tutuklama
kararı verilebilir.
Tutuklama yasağı
MADDE 21.- (1) Onbeş yaşını doldurmamış çocuklar hakkında
üst sınırı beş yılı aşmayan hapis cezasını gerektiren fiillerinden dolayı
tutuklama kararı verilemez.
İKİNCİ
BÖLÜM
Kovuşturma
Duruşma
MADDE 22.- (1) Çocuk, velisi, vasisi, mahkemece
görevlendirilmiş sosyal çalışma görevlisi, çocuğun bakımını üstlenen aile ve
kurumda bakılıyorsa kurumun temsilcisi duruşmada hazır bulunabilir.
(2) Mahkeme veya hâkim, çocuğun sorgusu veya çocuk
hakkındaki diğer işlemler sırasında, çocuğun yanında sosyal çalışma görevlisi
bulundurabilir.
(3) Duruşmalarda hazır bulunan çocuk, yararı gerektirdiği
takdirde duruşma salonundan çıkarılabileceği gibi sorgusu yapılmış çocuğun
duruşmada hazır bulundurulmasına da gerek görülmeyebilir.
Hükmün açıklanmasının
geri bırakılması
MADDE 23.- (1) Çocuğa yüklenen suçtan dolayı yapılan
yargılama sonunda belirlenen ceza, en çok üç yıla kadar (üç yıl dahil) hapis
veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına
karar verilebilir.
(2) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının
verilebilmesi için gerekli koşullar şunlardır:
a) Çocuğun daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış
bulunması,
b) Çocuğun yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaat gelmiş
olması,
c) Çocuk hakkında, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum
ve davranışları itibarıyla bir cezaya hükmedilmesine gerek görülmemesi,
d) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı
zararın, aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle, tamamen
giderilmesi. Suçun işlenmesiyle kamunun uğradığı zarar miktarının
belirlenememesi hâlinde, mahkemece takdir edilecek bir miktarda paranın bir
defada Maliye veznesine yatırılması. Ancak bu koşul, çocuğun ailesinin veya
kendisinin ekonomik durumunun elverişli olmaması halinde aranmayabilir.
(3) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının
verilmesi hâlinde, çocuk, beş yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tâbi
tutulur. Bu süre içinde çocuğun bir eğitim kurumuna devam etmesine, belli
yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü
kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine karar
verilebilir. Denetim süresi içinde dava zamanaşımı durur.
(4) İkinci fıkranın (d) bendinde belirtilen koşulun yerine
getirilememesi hâlinde; denetimli serbestlik süresince sanığa aşağıdaki
yükümlülüklerden biri yüklenerek, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı
verilebilir:
a) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı
zararın, aylık taksitler hâlinde ödenerek tamamen giderilmesi,
b) Suçun işlenmesiyle kamunun uğradığı zarar miktarının
belirlenememesi hâlinde, mahkemece takdir edilecek miktarda paranın aylık
taksitler hâlinde Maliye veznesine yatırılması.
(5) Denetimli serbestlik süresi içinde işlediği kasıtlı bir
suçtan dolayı hapis cezasına mahkum olmadığı ve yükümlülüklere uygun
davranıldığı takdirde, davanın düşmesine karar verilir.
(6) Çocuğun denetimli serbestlik süresi içinde işlediği
hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç nedeniyle mahkûm olması veya
yükümlülüklerine aykırı davranması hâlinde, mahkeme geri bıraktığı hükmü
açıklar. Ancak mahkeme, yükümlülüklerin yerine getirilme durumunu göz önünde
bulundurarak, çocuk hakkında belirlenen cezada yarı oranına kadar indirim
yapabilir.
(7) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz
edilebilir.
(8) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, bunlara
mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya
kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme
tarafından istenmesi hâlinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir.
Uzlaşma
MADDE 24.- (1) Suça sürüklenen çocuklarla ilgili olarak
uzlaşma, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan veya kasten
işlenen ve alt sınırı iki yılı aşmayan hapis veya adlî para cezasını gerektiren
ya da taksirle işlenen suçlarda uygulanır.
(2) Suç tarihinde onbeş yaşını doldurmayan çocuklar
bakımından, birinci fıkrada öngörülen hapis cezasının alt sınırı üç yıl olarak
uygulanır.
ÜÇÜNCÜ KISIM
Mahkemeler ve Cumhuriyet
Savcılığı
BİRİNCİ
BÖLÜM
Mahkemelerin
Kuruluş, Görev ve Yetkisi
Mahkemelerin kuruluşu
MADDE 25.- (1) Çocuk mahkemesi, tek hâkimden oluşur. Bu
mahkemeler her il merkezinde kurulur. Ayrıca, bölgelerin coğrafi durumları ve
iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen ilçelerde Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak kurulabilir. İş durumunun gerekli
kıldığı yerlerde çocuk mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir. Bu
daireler numaralandırılır. Çocuk mahkemelerinde yapılan duruşmalarda Cumhuriyet
savcısı bulunmaz. Mahkemelerin bulunduğu yerlerdeki Cumhuriyet savcıları, çocuk
mahkemeleri kararlarına karşı kanun yoluna başvurabilirler.
(2) Çocuk ağır ceza mahkemelerinde bir başkan ile yeteri
kadar üye bulunur ve mahkeme bir başkan ve iki üye ile toplanır. Bu mahkemeler
bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen
yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak kurulur.
İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde çocuk ağır ceza mahkemelerinin birden
fazla dairesi oluşturulabilir. Bu daireler numaralandırılır.
Mahkemelerin görevi
MADDE 26.- (1) Çocuk mahkemesi, asliye ceza mahkemesi ile
sulh ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlar bakımından, suça sürüklenen
çocuklar hakkında açılacak davalara bakar.
(2) Çocuk ağır ceza mahkemesi, çocuklar tarafından işlenen
ve ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlarla ilgili davalara bakar.
(3) Mahkemeler ve çocuk hâkimi, bu Kanunda ve diğer
kanunlarda yer alan tedbirleri almakla görevlidir.
(4) Çocuklar hakkında açılan kamu davaları, Kanunun 17 nci
maddesi hükümleri saklı kalmak kaydıyla bu Kanunla kurulan mahkemelerde
görülür.
Mahkemelerin yargı
çevresi
MADDE 27.- (1) Çocuk mahkemelerinin yargı çevresi, kurulduğu
il ve ilçenin mülkî sınırlarıyla belirlenir.
(2) Çocuk ağır ceza mahkemelerinin yargı çevresi,
bulundukları il merkezi ve ilçeler ile bunlara adlî yönden bağlanan ilçelerin
idarî sınırlarıdır.
(3) Coğrafi durum ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak çocuk
mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemelerinin yargı çevresinin belirlenmesine
veya değiştirilmesine Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulunca karar verilir.
Hâkimlerin atanmaları
MADDE 28.- (1) Mahkemelere, atanacakları bölgeye veya bir
alt bölgeye hak kazanmış, adlî yargıda görevli, tercihen çocuk hukuku alanında
uzmanlaşmış, çocuk psikolojisi ve sosyal hizmet alanlarında eğitim almış olan
hâkimler ve Cumhuriyet savcıları arasından Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulunca atama yapılır.
(2) Atamalarda istekli olanlarla daha önce bu görevlerde
bulunmuş olanlara öncelik tanınır.
(3) Herhangi bir nedenle görevine gelemeyen hâkimin yerine
bu hâkim görevine başlayıncaya veya Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca
yetkilendirme yapılıncaya kadar, o yerdeki hâkimlerden hangisinin bakacağı,
birinci fıkrada aranan nitelikler de gözetilerek adlî yargı adalet komisyonu
başkanınca belirlenir.
İKİNCİ
BÖLÜM
Cumhuriyet
Savcılığı ve Kolluk
Cumhuriyet savcılığı
çocuk bürosu
MADDE 29.- (1) Cumhuriyet başsavcılıklarında bir çocuk
bürosu kurulur. Cumhuriyet başsavcısınca 28 inci maddenin birinci fıkrasında
öngörülen nitelikleri haiz olanlar arasından yeterli sayıda Cumhuriyet savcısı,
bu büroda görevlendirilir.
Çocuk bürosunun görevleri
MADDE 30.- (1) Çocuk bürosunun görevleri;
a) Suça sürüklenen çocuklar hakkındaki soruşturma
işlemlerini yürütmek,
b) Çocuklar hakkında tedbir alınması gereken durumlarda,
gecikmeksizin tedbir alınmasını sağlamak,
c) Korunma ihtiyacı olan, suç mağduru veya suça sürüklenen
çocuklardan yardıma, eğitime, işe, barınmaya ihtiyacı olan veya uyum güçlüğü
çekenlere ihtiyaç duydukları destek hizmetlerini sağlamak üzere, ilgili kamu
kurum ve kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içinde çalışmak,
bu gibi durumları çocukları korumakla görevli kurum ve kuruluşlara bildirmek,
d) Bu Kanunla ve diğer kanunlarla verilen görevleri yerine
getirmektir.
(2) Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, bu görevler çocuk
bürosunda görevli olmayan Cumhuriyet savcıları tarafından da yerine getirilebilir.
Kolluğun çocuk birimi
MADDE 31.- (1) Çocuklarla ilgili kolluk görevi, öncelikle
kolluğun çocuk birimleri tarafından yerine getirilir.
(2) Kolluğun çocuk birimi, korunma ihtiyacı olan veya suça
sürüklenen çocuklar hakkında işleme başlandığında durumu, çocuğun veli veya
vasisine veya çocuğun bakımını üstlenen kimseye, baroya ve Sosyal Hizmetler ve
Çocuk Esirgeme Kurumuna, çocuk resmî bir kurumda kalıyorsa ayrıca kurum
temsilcisine bildirir. Ancak, çocuğu suça azmettirdiğinden veya istismar
ettiğinden şüphelenilen yakınlarına bilgi verilmez.
(3) Çocuk, kollukta bulunduğu sırada, yanında yakınlarından
birinin bulunmasına imkân sağlanır.
(4) Kolluğun çocuk birimlerindeki personeline, kendi
kurumları tarafından çocuk hukuku, çocuk suçluluğunun önlenmesi, çocuk gelişimi
ve psikolojisi, sosyal hizmet gibi konularda eğitim verilir.
(5) Çocuğun korunma ihtiyacı içinde bulunduğunun bildirimi
ya da tespiti veya hakkında acil korunma kararı almak için beklemenin, çocuğun
yararına aykırı olacağını gösteren nedenlerin varlığı hâlinde kolluğun çocuk
birimi, durumun gerektirdiği önlemleri almak suretiyle çocuğun güvenliğini
sağlar ve mümkün olan en kısa sürede Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme
Kurumuna teslim eder.
Görevlilerin eğitimleri
MADDE 32.- (1) Mahkemelerde görevlendirilecek hâkimler ve
Cumhuriyet savcıları ile sosyal çalışma görevlilerine ve denetimli serbestlik
ve yardım merkezi şube müdürlüğünde görevli denetim görevlilerine, adaylık
dönemlerinde Adalet Bakanlığınca belirlenen esaslara uygun, çocuk hukuku,
sosyal hizmet, çocuk gelişimi ve psikolojisi gibi konularda eğitim verilir.
(2) Mahkemelere
atananların, görevleri süresince, alanlarında uzmanlaşmalarını sağlama ve
kendilerini geliştirmelerine yönelik hizmet içi eğitim almaları sağlanır.
(3) Hizmet öncesi ve hizmet içi eğitimin usul ve esasları
yönetmelikle belirlenir.
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM
Sosyal
İnceleme
Sosyal çalışma
görevlileri
MADDE 33.- (1) Adalet Bakanlığınca mahkemelere, en az lisans
öğrenimi görmüş olanlar arasından yeterli sayıda sosyal çalışma görevlisi
atanır. Atamada; çocuk ve aile sorunları ile çocuk hukuku ve çocuk suçluluğunun
önlenmesi alanlarında lisansüstü eğitim yapmış olanlar tercih edilir.
(2) Mahkemelere atanan ve bu Kanun kapsamındaki tedbirleri
uygulayan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunda görevli sosyal çalışma
görevlilerine almakta oldukları aylıklarının brüt tutarının yüzde ellisi
oranında ödenek verilir.
(3) Bu görevlilerin bulunmaması, görevin bunlar tarafından
yapılmasında fiili veya hukukî bir engel bulunması ya da başka bir uzmanlık
dalına ihtiyaç duyulması gibi durumlarda, diğer kamu kurum ve kuruluşlarında
çalışanlar ile serbest meslek icra eden birinci fıkrada öngörülen nitelikleri
haiz kimseler de sosyal çalışma görevlisi olarak görevlendirilebilirler.
(4) Hakkında sosyal inceleme yapılacak çocuğun, incelemeye
tâbi tutulacak çevresi mahkemenin yetki alanı dışında ise, davayı gören
mahkemenin talimatına bağlı olarak çocuğun bulunduğu yerdeki mahkemece inceleme
yaptırılır. Büyükşehir belediye sınırları içinde kalan yerlerde bu inceleme,
davayı gören mahkemeye bağlı olarak çalışan sosyal çalışma görevlilerince
yapılabilir.
Sosyal çalışma
görevlilerinin görevleri
MADDE 34 .- (1) Sosyal çalışma görevlilerinin görevi;
a) Görevlendirildikleri çocuk hakkında derhâl sosyal
inceleme yapmak, hazırladıkları raporları kendilerini görevlendiren mercie
sunmak,
b) Suça sürüklenen çocuğun ifadesinin alınması veya sorgusu
sırasında yanında bulunmak,
c) Bu Kanun kapsamında mahkemeler ve çocuk hâkimleri tarafından
verilen diğer görevleri yerine getirmektir.
(2) İlgililer, sosyal çalışma görevlilerinin çalışmaları
sırasında, kendilerine yardımcı olmak ve çocuk hakkında istenen bilgileri
vermek zorundadır.
(3) Sosyal çalışma görevlilerinin, görevleri sırasında
yaptıkları ve hâkim tarafından takdir edilen masrafları Cumhuriyet
başsavcılığının suçüstü ödeneğinden ödenir.
Sosyal inceleme
MADDE 35.- (1) Bu Kanun kapsamındaki çocuklar hakkında
mahkemeler, çocuk hâkimleri veya Cumhuriyet savcılarınca gerektiğinde çocuğun
bireysel özelliklerini ve sosyal çevresini gösteren inceleme yaptırılır. Sosyal
inceleme raporu, çocuğun, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama
ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin mahkeme
tarafından takdirinde gözönünde bulundurulur.
(2) Derhal tedbir
alınmasını gerektiren durumlarda sosyal inceleme daha sonra da yaptırılabilir.
(3) Mahkeme veya çocuk hâkimi tarafından çocuk hakkında
sosyal inceleme yaptırılmaması halinde, gerekçesi kararda gösterilir.
DÖRDÜNCÜ
BÖLÜM
Denetim
Denetim altına alma
kararı
MADDE 36.- (1) Hakkında koruyucu ve destekleyici tedbir
kararı verilen, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı onanan, hükmün
açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen çocuğun denetim altına
alınmasına karar verilebilir.
Denetim görevlisinin
görevlendirilmesi
MADDE 37.- (1) Denetim altına alınan çocukla ilgili olarak
denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube müdürlüğü tarafından bir denetim
görevlisi görevlendirilir. Ancak, korunma ihtiyacı olan çocuklar veya suç
tarihinde oniki yaşını bitirmemiş suça sürüklenen çocuklar ile çocuğun aileye
teslimi yönünde karar verilmesi halinde, bu çocuklar hakkında denetim görevi
gözetim esaslarına göre Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından
yerine getirilir.
(2) Görevlendirme sırasında çocuğun kişisel özellik ve
ihtiyaçları dikkate alınır ve çocuğa kolay ulaşabilecek olanlar tercih edilir.
Denetim görevlisinin
görevleri
MADDE 38.- (1) Denetim görevlisinin görevleri şunlardır:
a) Kararla ulaşılmak istenen amacın gerçekleşmesi için,
çocuğun eğitim, aile, kurum, iş ve sosyal çevreye uyumunu sağlamak üzere onu
desteklemek, yardımcı olmak, gerektiğinde önerilerde bulunmak,
b) Çocuğa eğitim, iş, destek alabileceği kurumlar, hakları ve
haklarını kullanma konularında rehberlik etmek,
c) İhtiyaç duyacağı hizmetlerden yararlanmasında çocuğa
yardımcı olmak,
d) Kaldığı yerleri ve ilişki kurduğu kişileri ziyaret ederek
çocuğun içinde yaşadığı şartları, ailesi ve çevresiyle ilişkilerini, eğitim ve
iş durumunu, boş zamanlarını değerlendirme faaliyetlerini yerinde incelemek,
e) Alınan kararın uygulanmasını, bu uygulamanın sonuçlarını
ve çocuk üzerindeki etkilerini izlemek, tâbi tutulduğu yükümlülüklerin yerine
getirilmesini denetlemek,
f) Çocuğun gelişimi hakkında, üçer aylık sürelerle
Cumhuriyet savcısı veya mahkemeye rapor vermek.
(2) Denetim görevlisi, görevini yerine getirirken
gerektiğinde çocuğun ana ve babası, vasisi, bakım ve gözetiminden sorumlu kimse
ve öğretmenleriyle işbirliği yapar.
(3) Çocuğun ana ve babası, vasisi, bakım ve gözetiminden
sorumlu kimse çocuğun devam ettiği okul, işyeri veya çocukla ilgili bilgiye
sahip kurumların yetkilileri, denetim görevlisine yardımcı olmak, görevi
gereğince istediği bilgileri vermek zorundadırlar.
(4) Çocuğun yakınları denetim görevlisinin yetkilerine
müdahale edemezler.
Denetim planı ve raporu
MADDE 39.- (1) Çocuğa uygulanacak denetimin yöntemi, denetim
görevlisince, sosyal incelemeyi yapan uzman veya mahkeme nezdindeki sosyal
çalışma görevlisi ile birlikte, görevlendirmeyi takip eden on gün içinde
hazırlanacak bir planla belirlenir.
(2) Denetim planı hazırlanırken;
a) Çocuk hakkında alınan tedbirin amacı, niteliği ve süresi,
b) Çocuğun ihtiyaçları,
c) Çocuğun içinde bulunduğu tehlike hâlinin ciddiyeti,
d) Çocuğun ana ve babası, vasisi, bakım ve gözetiminden
sorumlu kimse tarafından çocuğa verilen desteğin derecesi,
e) Suça sürüklenmesi sebebiyle tedbir alınmış ise suç teşkil
eden fiilin mahiyeti,
f) Çocuğun görüşü,
Dikkate alınır.
(3) Denetim planı, mahkeme veya çocuk hâkimince
onaylandıktan sonra derhal uygulanır. Denetim görevlisi, kararın uygulama
biçimi, çocuk üzerindeki etkileri ile çocuğun ana ve babası, vasisi, bakım ve
gözetiminden sorumlu kimselerin veya kurumların çocuğa karşı sorumluluklarını
gereğince yerine getirip getirmedikleri, kararın değiştirilmesini gerektirir
bir durum olup olmadığı ve istenen diğer hususlarda her ay, ayrıca talep
hâlinde mahkeme veya çocuk hâkimine rapor verir.
Denetimin sona ermesi
MADDE 40.- (1) Denetim, kararda öngörülen sürenin dolmasıyla
sona erer. Tedbirden beklenen yararın elde edilmesi hâlinde denetim, sürenin
dolmasından önce de kaldırılabilir.
(2) Denetim, çocuğun başka bir suçtan dolayı tutuklanması
veya cezasının yerine getirilmesine başlanmakla sona erer.
Sosyal inceleme ve
denetim raporları hakkında bilgi edinme
MADDE 41.- (1) Sosyal inceleme raporu ile denetim planı ve
raporunun birer örneğini çocuğun avukatı veya yasal temsilcisi Cumhuriyet
savcısından, mahkemeden veya çocuk hâkiminden alabilir. Çocuğa raporun içeriği
hakkında bilgi verilir.
(2) Ancak, çocuk ve avukatı hariç olmak üzere birinci
fıkrada gösterilen kişilerin sosyal inceleme raporu ile denetim planı ve raporu
hakkında bilgi sahibi olmasının çocuğun yararına aykırı olduğuna kanaat
getirilirse, bunların incelenmesi kısmen veya tamamen yasaklanabilir.
DÖRDÜNCÜ KISIM
Çeşitli Hükümler
Uygulanacak hükümler
MADDE 42.- (1) Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde Ceza
Muhakemesi Kanunu, Türk Medenî Kanunu, 18.6.1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk
Usulü Muhakemeleri Kanunu ile 24.5.1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler
ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu hükümleri uygulanır.
(2) Denetim konusunda bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde,
Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanunu hükümleri
uygulanır.
Çocuğun giderleri
MADDE 43.- (1) Çocuk hakkında verilen koruyucu ve
destekleyici tedbir kararlarının giderleri Devletçe ödenir. Ödenecek miktar
mahkemece verilecek bir karar ile tespit edilir.
(2) Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre çocuğa bakmakla
yükümlü olan kimsenin malî durumunun müsait olması hâlinde, Devletçe ödenen
meblağın tahsili için ilgililere rücû edilir.
Kamu görevlisi
MADDE 44.- (1) Bu Kanun kapsamına giren görevlerle bağlantılı
olarak kamu görevlileri hakkında 2.12.1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve
Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaz.
Kurumlar
MADDE 45.- (1) Bu Kanunun 5 inci maddesinde yer alan
koruyucu ve destekleyici tedbirlerden;
a) (a) ve (e) bentlerinde yazılı danışmanlık ve barınma
tedbirleri Milli Eğitim Bakanlığı, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu ve
yerel yönetimler,
b) (b) bendinde yazılı eğitim tedbiri Milli Eğitim Bakanlığı
ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı,
c) (c) bendinde yazılı bakım tedbiri Sosyal Hizmetler ve
Çocuk Esirgeme Kurumu,
d) (d) bendinde yazılı sağlık tedbiri Sağlık Bakanlığı,
Tarafından yerine getirilir.
(2) Bakım ve barınma tedbirlerinin yerine getirilmesi
sırasında ihtiyaç duyulan kolluk hizmetlerinin yerine getirilmesi, çocukların
rehabilitasyonu, eğitimi ve diğer bakanlıkların görev alanına giren diğer
hususlarla ilgili olarak Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından
yapılan her türlü yardım ve destek talepleri Milli Eğitim Bakanlığı, İçişleri
Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, ilgili diğer bakanlıklar ile kamu kurum ve
kuruluşları tarafından geciktirilmeksizin yerine getirilir.
(3) Bu tedbirlerin yerine getirilmesinde kurumların
koordinasyonu Adalet Bakanlığınca sağlanır.
Kadrolar
MADDE 46.- (1) Bu Kanun gereğince kurulacak mahkemelerin
kuruluş ve çalışmaları için gerekli sınıflardan yeteri kadar kadro temin
edilir.
Yönetmelik
MADDE 47.- (1) Bu Kanunun 5 ve 10 uncu maddelerinin
uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Adalet Bakanlığı ile Sosyal Hizmetler ve
Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından müştereken, diğer maddelerin uygulanmasına
ilişkin usul ve esaslar ise Adalet Bakanlığı tarafından altı ay içinde
çıkarılacak yönetmeliklerle düzenlenir.
Yürürlükten kaldırılan hükümler
MADDE 48.- (1) 7.11.1979 tarihli ve 2253 sayılı Çocuk
Mahkemelerinin Kuruluşu, Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun yürürlükten
kaldırılmıştır.
(2) Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 7.11.1979 tarihli ve
2253 sayılı Çocuk Mahkemelerinin Kuruluşu, Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında
Kanuna yapılan yollamalar, bu Kanunun ilgili hükümlerine yapılmış sayılır.
GEÇİCİ MADDE 1.- (1) 2253 sayılı Kanun gereğince kurulan
çocuk mahkemelerinde derdest bulunan ve bu Kanun ile kurulan çocuk mahkemesinin
görevine giren dava ve işler, bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde çocuk
mahkemesine devredilir.
(2) Genel ceza mahkemelerinde görülmekte olan ve bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihte onsekiz yaşını doldurmuş olan sanıklar hakkındaki
dava ve işler çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemelerine devredilmez.
(3) Çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemeleri
bulunmayan yerlerde, bu mahkemeler kurulup göreve başlayıncaya kadar çocuklar
tarafından işlenen suçlara ait soruşturma ve kovuşturmalar Cumhuriyet
başsavcılığı ve görevli mahkemelerce bu Kanun hükümlerine göre yapılır.
(4) Çocuk mahkemesi bulunmayan yerlerde, bu mahkeme kurulup
göreve başlayıncaya kadar korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında tedbir
kararları görevli aile veya asliye hukuk mahkemelerince alınır.
(5) Adalet Bakanlığının koordinatörlüğünde ilgili
bakanlıklar ve bağlı kuruluşlar bu Kanunun yürürlüğü tarihinden itibaren altı
ay içinde koruyucu ve destekleyici tedbirleri yerine getirmek üzere gerekli
tedbirleri alır. Ayrıca, ilgili bakanlıklar ve bağlı kuruluşlar bu amaçla sivil
toplum kuruluşlarıyla işbirliğine gidebilirler.
Yürürlük
MADDE 49.- (1) Bu Kanunun;
a) Suça sürüklenen ve hakkında bakım tedbiri uygulanan
çocuklar hakkında Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından yerine
getirilecek hizmetlere ilişkin hükümler ile 5 inci maddesinin birinci
fıkrasının (e) bendi yayımı tarihinden itibaren altı ay sonra,
b) 37 nci maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi ile 5
inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi yayımı tarihinden itibaren bir yıl
sonra,
c) Diğer hükümleri yayımı tarihinde,
Yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 50.- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.