Dönem: 22 Yasama Yılı: 3
T.B.M.M. (S. Sayısı: 854)
Türkiye Cumhuriyeti ile Lübnan Cumhuriyeti Arasında Gelir
Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/972)
Not: Tasarı, Başkanlıkça Plan ve Bütçe ile Dışişleri
komiyonlarına havale edilmiştir.
T.C.
Başbakanlık
Kanunlar ve Kararlar
Genel Müdürlüğü 15.2.2005
Sayı :
B.02.0.KKG/101-1060/693
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Dışişleri Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı
Bakanlar Kurulunca 14.2.2005 tarihinde kararlaştırılan “Türkiye Cumhuriyeti ile
Lübnan Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte
Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte
gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan
GEREKÇE
Türkiye ile Lübnan
arasında sermaye, teknoloji ve hizmet hareketlerinin geliştirilmesi, her iki
Devletin de refahına katkıda bulunacaktır. Bu hususlara ilişkin hareketlerin
geliştirilmesinde çifte vergilendirme nedeniyle ortaya çıkan sorunların çözümü
önem arz etmektedir. Bu amaçla, Türkiye Cumhuriyeti ile Lübnan Cumhuriyeti
arasında 12 Mayıs 2004 tarihinde Ankara’da “Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde
Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması”
imzalanmıştır.
Anlaşma ile gerçek ve
tüzel kişilerin aynı gelir üzerinden iki Devlette birden vergilendirilmesinin
(çifte vergilendirme) önlenmesi amaçlanmaktadır. Bu amacı sağlamak üzere,
vergileme hakkı, gelir unsurları itibariyle ikamet edilen veya kaynak
Devletlerden birine bırakılmakta veya bu mümkün olmazsa iki Devlet arasında
paylaştırılmaktadır. Böylece, Âkit Devletlerden birinde yatırım yapan,
teknoloji veya hizmet sunan diğer Devlet mukimlerinin, o Devletin
mükelleflerine göre daha ağır vergilendirilmesine engel olunmakta ve teşebbüslerin
risk almadan önce ileride karşılarına çıkacak her türlü vergi ile ilgili
mükellefiyeti hesaplayabilmeleri sağlanmaktadır. Çifte vergilendirmenin Âkit
Devletlerde önlenmesi ile Lübnanlı yatırımcılar için Türkiye’nin, Türk
yatırımcılar için ise Lübnan’ın daha cazip hale geleceği tabiidir.
Anlaşmanın kapsamına
aldığı vergiler açısından çifte vergilendirmenin ve vergi kaçakçılığının nasıl
önleneceği ve muhtelif gelir unsurlarının vergilendirilmesine ilişkin ilkeler
ve düzenlemeler, ilişikte yer alan Anlaşmanın madde gerekçelerinde
ayrıntılarıyla açıklanmıştır.
ANLAŞMA MADDELERİNİN
GEREKÇELERİ
"Türkiye Cumhuriyeti
ile Lübnan Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte
Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması" 30
maddeden meydana gelmiştir. Anlaşma maddelerinin gerekçeleri aşağıda
belirtilmiştir.
Madde 1- Kapsanan Kişiler
1 inci madde hükmü
gereğince bu Anlaşma, Âkit Devletlerden birinin veya her ikisinin mukimi olan
kişilere uygulanacaktır.
Diğer bir ifade ile bu
Anlaşma, milliyet farkı gözetilmeksizin Âkit Devletler (Türkiye ve Lübnan)'den
birinde veya her ikisinde mukim olan kişileri kapsamına almaktadır.
Madde 2- Kapsanan
Vergiler
Bu madde, Anlaşmanın
kavradığı vergilerin belirlenmesinde ve tarifinde açıklığı temin etme amacını
gütmektedir.
Maddenin 1 inci fıkrası,
Anlaşmanın, ne şekilde alındığına bakılmaksızın bir Âkit Devlette, politik alt
bölümlerinde veya mahalli idarelerinde gelir üzerinden alınan vergilere
uygulanacağını belirtmektedir.
2 nci fıkra, gelir
üzerinden alınan vergilerin kapsamını belirlemektedir.
3 üncü fıkrada,
Anlaşmanın Âkit Devletlerdeki mevcut vergilerden hangilerine uygulanacağı
belirtilmektedir. Anlaşma kapsamına giren vergilerin; Türkiye'de gelir ve
kurumlar vergileri ile gelir ve kurumlar vergisi üzerinden alınan fon payı;
Lübnan'da ise sınai, ticari ve ticari olmayan mesleki kazançlar; maaşlar,
ücretler, emekli maaşları, menkul varlıklardan elde edilen gelirler ve inşa
edilen emlak üzerinden alınan vergilerden ibaret olduğu belirtilmiştir.
4 üncü fıkra, Anlaşmanın
imza tarihinden sonra 3 üncü fıkrada belirtilen mevcut vergilere ilave olarak
veya onların yerine alınan ve mevcut vergilerle aynı nitelikte olan veya onlara
önemli ölçüde benzeyen vergilerin de Anlaşma kapsamına gireceğini hükme
bağlamakta, ayrıca Âkit Devletlerin yetkili makamlarının, kendi vergi
mevzuatlarında yaptıkları önemli değişiklikleri birbirlerine bildirmelerini
öngörmektedir.
Madde 3- Genel Tanımlar
Bu maddede, Anlaşmada
kullanılan terimlerin yorumu için gerekli genel tanımlar yer almaktadır.
Söz konusu maddede
sırasıyla, "Türkiye", "Lübnan", "Bir Âkit Devlet"
ve "Diğer Âkit Devlet", "Vergi", "Kişi",
"Şirket", "Kayıtlı merkez", "Bir Âkit Devletin
teşebbüsü", "Diğer Âkit Devletin teşebbüsü",
"Vatandaş", "Yetkili Makam" ve "Uluslararası
Trafik" terimlerinin tanımı yer almaktadır.
Maddenin 2 nci
fıkrasında, Anlaşmada tanımlanmamış terimlerin, o tarihte bu Devletin
mevzuatında sahip olduğu anlamı taşıyacağı ve bu Devletin yürürlükteki vergi
mevzuatında yer alan bir anlamın diğer mevzuatında bu terime verilen anlama
göre üstünlük taşıdığı belirtilmiş ve Anlaşma'da boşluk kalmaması sağlanmıştır.
Madde 4- Mukim
Âkit Devletlerin
vergileme yetkisi, Anlaşmanın birçok maddesinde doğrudan doğruya
"mukim" kavramına göre çözümlenmektedir. Bu çerçevede, gerçek ve
tüzel kişilerin hangi Devletin mukimi addedileceği hususu büyük bir önem arz
etmektedir.
Maddenin 1 inci
fıkrasında, gerçek ve tüzel kişiler arasında ayrım yapılmaksızın, Anlaşmanın
amaçları bakımından; bu Devlet, politik alt bölümü veya mahalli idaresi de
dahil olmak üzere ev, ikametgah, kayıtlı merkez, etkin yönetim yeri veya benzer
yapıda diğer herhangi bir kriter nedeniyle vergi mükellefiyeti altına giren
kişi "mukim" addedilmektedir. Gelir Vergisi Kanunumuz Türkiye'de
yerleşmiş gerçek kişileri, Kurumlar Vergisi Kanunumuz ise kanuni veya iş
merkezi Türkiye'de bulunan kurumları tam mükellef addettiğinden, 1 inci fıkra
hükmüyle vergi hukukumuza tam bir paralellik sağlanmaktadır.
2 nci fıkrada, gerçek
kişilerin 1 inci fıkrada belirtilen kriterler nedeniyle her iki Devletin de
mukimi addedilmesi halinde, bu kişilerin hangi kıstaslar kullanılmak suretiyle
yalnızca bir Devletin mukimi addedileceği hususu çözümlenmektedir.
3 üncü fıkrada ise,
gerçek kişi dışında kalan kişilerin her iki Devletin de mukimi olması halinde
bu kişinin etkin yönetim yerinin bulunduğu Âkit Devletin mukimi kabul
edileceği, etkin yönetim yerinin belirlenememesi durumunda ise, bu kişinin
hangi Âkit Devletin mukimi olduğunu Âkit Devletin yetkili makamlarının
karşılıklı anlaşma yolu ile belirleyecekleri hükme bağlanmıştır.
Madde 5- İşyeri
İşyerinin tanımına
ilişkin bu madde son derece önemlidir. Bilindiği üzere, Gelir ve Kurumlar
Vergisi Kanunlarımız, dar mükellefler açısından ticari kazancın Türkiye'de elde
edilmiş sayılması için, kazanç sahiplerinin Türkiye'de işyerinin bulunmasını
veya daimi temsilci bulundurmasını ve kazancın bu yerlerde veya bu temsilciler
vasıtasıyla yapılan işlerden doğmasını şart koşmaktadır. Aynı şekilde, Anlaşmanın
7 nci maddesinde de yalnızca işyerine atfedilebilen ticari kazancın kaynak
devlette vergilenebileceği prensibi getirilmiştir.
7 fıkra halinde
düzenlenen bu maddede, hangi durumlarda bir işyerinin oluşup oluşmayacağı
hususu bütün ayrıntılarıyla açıklanmaktadır.
1 inci fıkrada,
"işyeri" teriminin genel bir tanımı yapılmaktadır.
2 nci fıkrada, kapsama
özellikle dahil edilen işyerlerine örnekler verilmektedir ki bunlar; yönetim
yeri, şube, büro, fabrika, atölye, maden ocağı, petrol veya doğal gaz kuyusu, taş
ocağı veya doğal kaynakların çıkarıldığı diğer herhangi bir yerdir.
3 üncü fıkrada, on iki ay
ya da daha fazla süre devam eden bir inşaat şantiyesi, yapım, montaj veya kurma
projesi veya bunlarla bağlantılı gözetim faaliyetlerinin ve bir Âkit Devlet teşebbüsü
tarafından bu amaçla işe alınan hizmetli veya diğer personel kullanılarak diğer
Âkit Devlette ifa edilen ve herhangi bir on iki aylık dönemde aynı veya bağlı
bir proje için dokuz aylık süre veya süreleri geçen danışmanlık hizmetleri
dahil hizmet sağlanmasının da bir işyeri oluşturacağı belirtilmiştir.
4 üncü fıkrada, işyeri
kapsamı dışında kalan hususlar belirtilmiştir.
5 inci fıkrada, daimi
temsilcilik düzenlenmiştir. Bu fıkraya göre, bir kişi teşebbüs adına mukavele
akdetme yetkisine sahip olur ve bu yetkisini düzenli olarak kullanırsa, bu
faaliyetler 4 üncü fıkrada belirtilen ve işe ilişkin sabit bir yerden yapılması
durumunda bu yeri işyeri haline getirmeyen nitelikteki faaliyetlerle sınırlı
olmadıkça, bu teşebbüs, bu kişinin teşebbüs adına gerçekleştirdiği her türlü
faaliyet dolayısıyla bir işyerine sahip kabul edilecektir.
Anlaşmada işyeri ve daimi
temsilci ayrı ayrı maddelerde düzenlenmeyip, her ikisi de "işyeri"
maddesinde düzenlendiğinden, bu fıkra hükmüyle, Gelir Vergisi Kanunu'nun dar mükelleflerin
ticari kazançlarının Türkiye'de vergilendirilmesine imkan tanıyan daimi
temsilciliğe ilişkin hükümleri Anlaşmaya yansıtılmış olmaktadır.
6 ncı fıkrada, bir Âkit
Devlet teşebbüsünün diğer Âkit Devlette, işlerini yalnızca kendi işlerine
olağan şekilde devam eden bir simsar, bir genel komisyon acentesi veya bağımsız
statüye sahip bir acente vasıtasıyla yürütmesi halinde bu Devlette bir işyerine
sahip kabul olunmayacağı belirtilmektedir.
7 nci fıkrada ise, iki
ayrı Âkit Devlette mukim olan şirketlerin birbirlerini kontrol etmesinin,
bunlardan herhangi birinin diğeri için bir işyeri oluşturmayacağı hükme
bağlanmıştır.
Madde 6- Gayrimenkul
Varlıklardan Elde Edilen Gelir
Bu madde yalnızca
gayrimenkul sermaye iratlarını değil, aynı zamanda gayrimenkullerden
kaynaklanacak her türlü gelir unsurunu kapsamaktadır.
Maddenin 1 inci fıkrası
ile gayrimenkul varlıklardan elde edilen gelirin (tarım veya ormancılıktan elde
edilen gelir dahil) vergileme hakkı, gayrimenkulün bulunduğu Âkit Devlete
bırakılmaktadır.
2 nci fıkra,
"gayrimenkul varlık" teriminin tanımına ilişkindir.
3 üncü fıkrada,
gayrimenkul varlığın doğrudan kullanımı, kiralanması veya başka bir suretle
kullanımından elde edilen gelire 1 inci fıkra hükmünün uygulanacağı
belirtilmektedir.
4 üncü fıkrada ise, 1 ve
3 üncü fıkra hükümlerinin, bir teşebbüsün gayrimenkul varlıklardan elde ettiği
gelir ile serbest meslek faaliyetlerinin icrasında kullanılan gayrimenkullerden
elde edilen gelire de uygulanacağı öngörülmektedir.
Madde 7- Ticari Kazançlar
Maddenin 1 inci fıkrası,
ticari kazancın vergilendirilmesindeki genel prensibi açıklamaktadır. Buna göre
ticari kazanç, teşebbüsün mukim olduğu Devlette vergilendirilecek, ancak
faaliyetin diğer Âkit Devlette bir işyeri vasıtasıyla yürütülmesi halinde, kazancın
sadece bu işyerine atfedilebilen kısmı diğer Âkit Devlette
vergilendirilebilecektir.
2 nci fıkra, işyeri
kazançlarının hesaplanmasındaki esaslara ilişkindir. Buna göre, işyeri bağımsız
bir teşebbüs gibi ele alınacak ve benzer teşebbüslerin benzer koşullarda elde
etmesi gereken kazanç, söz konusu işyerine atfedilecektir. Böylece,
işyeri-merkez ilişkilerinde emsaline göre yüksek veya düşük fiyatlandırmaya
gidildiğinde olaya müdahale edilip, gerçekçi fiyatların fatura edilmesiyle yeni
bir vergi matrahı belirlenecek ve vergileme bu matrah üzerinden yapılacaktır.
3 üncü fıkra, işyeri
kazancının belirlenmesi sırasında hangi tür giderlerin indirilebileceğine
ilişkindir.
4 üncü fıkra, teşebbüs
adına sadece mal veya ticari eşya alımında bulunan işyerine, bu faaliyeti
dolayısıyla kazanç atfedilemeyeceğine ilişkindir.
5 inci fıkra ise, ticari
kazancın, Anlaşmanın diğer maddelerinde belirtilen gelir unsurlarını da
kapsamına alması halinde ilgili madde hükümlerini saklı tutmaktadır.
Madde 8- Gemi, Hava ve
Kara Taşımacılığı
1 inci fıkra, Bir Âkit
Devlet teşebbüsünün diğer Âkit Devlette uluslararası trafik kapsamına giren
türden gemi, vapur, uçak veya kara nakil vasıtası işletmeciliğinden sağladığı
kazançların yalnızca teşebbüsün mukim olduğu Âkit Devlette vergilendirileceği
öngörmektedir. Diğer bir ifade ile bu tür kazançlar kaynak Devlette vergiden
istisna edilmektedir.
2 nci fıkrada, gemi veya
uçakların uluslararası trafikte işletilmesinden doğan kazançların, bu
vasıtaların çıplak olarak kiralanıp uluslararası trafikte kullanılmasından elde
edilecek kazançları da kapsayacağı öngörülmektedir. Ancak, söz konusu
kiralamadan doğan kazançların 1 inci fıkrada belirtilen kazançlara arızi olması
şarttır.
3 üncü fıkrada ise, 1
inci fıkrada benimsenen prensibin, ortaklık, ortak teşebbüs veya uluslararası
faaliyet gösteren bir acenteye iştirak dolayısıyla elde edilen kazançlar için
de geçerli olduğu hükme bağlanmıştır.
Madde 9- Bağımlı
Teşebbüsler
Kurumlar Vergisi
Kanunumuzun 15, 16 ve 17 nci maddelerinde düzenlenen örtülü kazanç ve örtülü
sermaye ile ilgili olan bu maddede, bağımlı teşebbüslerin bağımsız teşebbüslere
oranla farklı ticari ilişkilere ve farklı fiyatlandırmalara yönelmeleri halinde
Âkit Devletlerin ne tür tedbirler alabileceği hükme bağlanmaktadır.
1 inci fıkra, bağımlı
teşebbüslerin gerekli itinayı göstermeyip, bağımsız teşebbüsler arasında
geçerli olan fiyatlardan sapmaları halinde, vergi kaybına uğrayan Âkit Devlete
ek vergi alma hakkını vermektedir. Bu ek vergileme sonunda diğer Devletin,
kendi mükellefi olan bağımlı teşebbüs için yapacağı matrah ve vergi indirimleri
ise 2 nci fıkrada düzenlenmiştir.
Madde 10- Temettüler
1 inci fıkra,
temettülerin vergilendirilmesindeki genel ilke ile ilgili olup, temettü
gelirinin esas itibariyle temettü gelirini elde edenin mukim olduğu Âkit
Devlette vergilendirileceğini öngörmektedir.
2 nci fıkra,
temettülerin, temettüyü ödeyen şirketin mukim olduğu, yani temettülerin doğduğu
Devlette de vergilendirilebileceğini öngörmektedir. Ancak, diğer Âkit Devlet
mukimine ödenen temettü üzerinden kaynak Devlette alınacak vergi temettü ödeyen
şirketin sermayesine en az % 15 oranında iştirak eden şirketler için % 10,
diğer bütün durumlarda % 15'ini aşamayacaktır.
Ayrıca fıkrada, Âkit
Devletlerin yetkili makamlarının bu sınırlandırmanın uygulama şeklini
karşılıklı anlaşma yolu ile belirleyecekleri ve bu fıkranın temettülerin
ödendiği kazançlar bakımından şirket vergilenmesine etki etmeyeceği de
belirtilmektedir.
3 üncü fıkrada,
"temettü" teriminin tanımı yapılmaktadır.
4 üncü fıkrada, temettü
lehdarının, temettüyü ödeyen şirketin mukim olduğu Âkit Devlette bir işyeri
vasıtasıyla orada ticari faaliyette veya bu diğer Devlette yer alan sabit bir
yer vasıtasıyla orada serbest meslek faaliyetinde bulunması ve söz konusu
temettü elde ediş olayı ile bu işyeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ
bulunması halinde, 1 inci ve 2 nci fıkra hükümlerinin uygulanmayacağı
öngörülmektedir. Bu durumda, ticari kazanca ilişkin 7 nci madde veya serbest
meslek kazancına ilişkin 14 üncü madde hükümleri uygulanacaktır.
5 inci fıkrada, işyeri
kazancının 7 nci madde (Ticari Kazançlar) çerçevesinde vergilendirildikten
sonra, kalan kazanç üzerinden bu işyerinin bulunduğu Âkit Devlette bu maddenin
2(a) fıkrası gereğince de vergilendirilebileceği öngörülmektedir. Bu fıkra,
Gelir Vergisi Kanunumuzun 94 üncü maddesinin 6/b numaralı bendiyle paralellik
arz etmektedir.
6 ncı fıkrada, bu
maddenin 5 inci fıkra hükümleri saklı kalmak üzere, bir Âkit Devletin,
kendisinden kazanç veya gelir elde eden ve diğer Âkit Devletin mukimi olan bir
şirketin dağıttığı temettüler üzerinden veya dağıtmadığı kazançlardan herhangi
bir vergi alamayacağını öngörmektedir. Böylece, kaynak Devletin vergileme
yetkisi kurum kazancına uygulanmakta, ancak, bu kurumdan kar payı elde eden kişilere
doğru bir genişlemeye müsaade edilmemektedir. Fıkrada ayrıca, temettünün,
kazanç veya gelirin elde edildiği Devletin mukimlerine ödenmesi ve bu kazanç
veya gelirin elde edildiği Devletteki işyeri ile ödenen temettüler arasında
önemli bir bağ bulunması hallerinin kaynak Devlette vergilendirmeme prensibine
istisna teşkil ettiği belirtilmektedir.
7 nci fıkrada ise,
temettü elde ediş olayının oluşturulması veya tahsisi ile ilgili olan herhangi
bir şahsın asıl amacı veya amaçlarından birinin bu oluşturma veya tahsis ile
başka türlü mümkün olmayacak bir şekilde bu maddeden yararlanmak olması
durumunda bu madde hükümlerinin uygulanmayacağı hükme bağlanmıştır.
Madde 11- Faiz
1 inci fıkra, faizlerin
vergilendirilmesindeki genel ilkeyi belirlemektedir. Buna göre, faizi
vergilendirme hakkı lehdarın mukim olduğu Âkit Devlete ait olmaktadır.
2 nci fıkrada, faizin
gerçek lehdarının diğer Âkit Devletin bir mukimi olması halinde, faizlerin
doğduğu Âkit Devlete, faizin gayrisafi tutarı üzerinden azami % 10 vergi alma
hakkı tanınacağı öngörülmektedir.
3 üncü fıkra, Türkiye
Hükümeti ile Lübnan Hükümetine veya Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ile
Lübnan Merkez Bankasına ödenen faizlerin karşılıklı olarak vergiden istisna
edileceğine ilişkindir.
4 üncü fıkrada,
"faiz" teriminin kapsamı belirlenmiştir.
5 inci fıkra, diğer
Devlette bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette veya sabit bir yer
vasıtasıyla serbest meslek faaliyetinde bulunulması ve faizin ödendiği alacak
ile bu işyeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunması halinde, söz
konusu faizin bu maddenin 1 inci ve 2 nci fıkra hükümleri çerçevesinde değil,
ticari kazanca ilişkin 7 nci madde veya serbest meslek faaliyetlerine ilişkin
14 üncü madde hükümleri çerçevesinde vergilendirilmesini öngörmektedir.
6 ncı fıkra, faiz
gelirlerinin hangi durumda bir Âkit Devlette elde edilmiş sayılacağını hükme
bağlamaktadır. Buna göre, bir Âkit Devletin kendisi, politik alt bölümü,
mahalli idaresi veya o Devletin mukimi tarafından ödenen faizin, mukim olunan
Âkit Devlette elde edildiği kabul edilecektir. Ancak, faiz ödeyen kişinin bir
Âkit Devlette faiz ödemeye neden olan borç-alacak ilişkisiyle bağlantılı bir
işyerine veya sabit yere sahip olması durumunda faizin bu işyerinin veya sabit
yerin bulunduğu Devlette elde edildiği kabul olunacaktır.
7 nci fıkra, faiz
miktarının belirlenmesinde muvazaa durumunu açıklığa kavuşturmaktadır. Fıkra
hükmüne göre muvazaa yapabilecek kişiler, aralarında özel ilişki bulunan faiz
ödeyen kişi ile faiz lehdarı veya her ikisiyle bir başka kişi olarak
belirtilmektedir. Muvazaa durumu ise, özel ilişkinin olmadığı hallerde, kişiler
arasında kararlaştırılan faiz miktarını aşan bir faizin ödenmesi olarak ortaya
konmuştur. Bu durumda fazla kısım, bu maddede tanımlanan ve indirimli vergiye
tabi olan bir faiz olarak nitelendirilmeyip, Anlaşmanın diğer hükümleri de
dikkate alınarak Âkit Devletlerin iç mevzuatına göre vergilendirilecektir.
8 inci fıkrada ise, faiz
ödemesine neden olan alacak ilişkisinin oluşturulması veya tahsisi ile ilgili
olan herhangi bir şahsın asıl amacının veya asıl amaçlarından birinin bu
oluşturma veya tahsis ile başka türlü mümkün olmayacak bir şekilde bu maddeden
yararlanmak olması durumunda bu madde hükümlerinin uygulanmayacağı
öngörülmektedir.
Madde 12- Gayrimaddi Hak
Bedelleri
1 inci fıkra,
vergilemedeki genel ilkeyi belirlemekte ve vergileme hakkını ödeme yapılan
kişinin mukim olduğu Devlete tanımaktadır.
2 nci fıkra hükmü,
gayrimaddi hak bedellerinin elde edildiği Devlete de % 10'u aşmayacak şekilde
vergi alma hakkı vermektedir.
3 üncü fıkra, gayrimaddi
hak bedellerinin tanımı ile ilgilidir.
4 üncü fıkrada, bir
işyeri veya sabit yer vasıtasıyla elde edilen gayrimaddi hak bedellerinin
indirimli vergi oranına göre değil, ticari kazanca ilişkin 7 nci madde veya
serbest meslek faaliyetlerine ilişkin 14 üncü madde hükümlerine göre
vergilendirileceği öngörülmektedir.
5 inci ve 6 ncı
fıkralarda, faizde olduğu gibi gayrimaddi hak bedellerinin nerede elde edilmiş
sayılacağı ve muvazaalı durumlarda nasıl vergilendirileceğine ilişkin özel
hükümler yer almaktadır.
7 nci fıkrada ise,
gayrimaddi hak bedelleri ödenmesine neden olan hakların oluşturulması veya
tahsisi ile ilgili olan herhangi bir şahsın asıl amacının veya asıl
amaçlarından birinin bu oluşturma veya tahsis ile başka türlü mümkün olmayacak
bir şekilde bu maddeden yararlanmak olması durumunda bu madde hükümlerinin
uygulanmayacağı hükme bağlanmaktadır.
Madde 13- Sermaye Değer
Artış Kazançları
1 inci fıkrada, 6 ncı
maddede tanımlanan gayrimenkul varlıkların elden çıkarılmasından doğan
kazançların, bu varlıkların bulunduğu Âkit Devlette vergilendirileceği
öngörülmektedir.
2 nci fıkrada, bir
işyerinin aktifine dahil olan veya serbest meslek faaliyetinin icrasında
kullanılan sabit yere ait menkul varlıkların ve bu işyeri veya sabit yerin
elden çıkarılmasından doğan kazançların, bu işyerinin veya sabit yerin
bulunduğu Âkit Devlette vergilendirileceği hükme bağlanmıştır.
3 üncü fıkrada, bir Âkit
Devlet teşebbüsünce uluslararası trafikte işletilen gemi, vapur, uçak veya kara
nakil vasıtaları ile bunların işletilmesine tahsis edilen menkul varlıkların
satışından elde edilen kazançların, yalnızca bu vasıtaları işleten teşebbüsün
mukim olduğu Âkit Devlette vergilendirileceği öngörülmektedir.
4 üncü fıkrada, bu
maddenin diğer fıkralarında sayılanların dışında kalan varlıkların satışından
doğan kazançların bu varlıkları elden çıkaranların mukim olduğu Âkit Devlette,
söz konusu varlıkların iktisap tarihinden itibaren bir yıl içinde elden
çıkarılmasından doğan değer artış kazançlarının ise gelirin elde edildiği
kaynak Devlette vergilendirilebileceği öngörülmektedir.
Madde 14- Serbest Meslek
Faaliyetleri
Maddenin 1 inci
fıkrasında, serbest meslek kazançlarının, kazancı elde edenin mukim olduğu
Devlette vergilendirileceği hükme bağlanmıştır. Bununla beraber bu kişinin,
diğer Âkit Devlette bulunan sabit bir yeri kullanarak serbest meslek faaliyeti
icra etmesi durumunda, sabit yerden elde edilen kazançların, kaynak Devlette de
vergilendirilebileceği hükmüne yer verilmiştir.
2 nci fıkrada, "serbest
meslek faaliyetleri" teriminin tanımı yapılmaktadır.
Madde 15- Bağımlı
Faaliyetler
1 inci fıkrada, bağımlı
faaliyetlerin vergilendirilmesine ilişkin genel kural belirtilmektedir. Buna
göre, hizmetin diğer Devlette ifa edilmemesi şartıyla, bir Âkit Devlet
mukimince elde edilen maaş, ücret ve diğer benzeri gelirler mukim olunan
Devlette vergilendirilecektir. Hizmetin diğer Devlette ifa edilmesi halinde,
belli şartlarla kaynak Devlete de vergileme yetkisi tanınabilecektir. Ancak söz
konusu kural, bu Anlaşmanın 16, 18, 19 ve 20 nci maddelerinde öngörülen
hükümleri herhangi bir şekilde etkilemeyecektir. Diğer bir ifadeyle, yönetim
kurulu üyeleri, emekliler, kamu görevlileri, öğretmen ve öğrenciler 15 inci
maddeye göre değil, kendileriyle ilgili maddelere göre vergilendirileceklerdir.
2 nci fıkrada, ücretin
sadece mukim Devlette vergilendirilmesi için hangi şartların bir arada aranması
gerektiği belirtilmektedir. Kaynak Devletin vergileme yapabilmesi için,
öngörülen bu şartlardan birinin ihlali yeterlidir. Bir başka ifadeyle, diğer
Devlette hizmet ifa eden bir Âkit Devlet mukiminin bu Devlette ilgili takvim
yılı içinde başlayan veya biten herhangi bir on iki aylık dönemde bir veya bir
kaç seferde toplam 183 günden fazla kalması veya ücret ödemesinin bu diğer
Devletin mukimi olan bir işveren tarafından veya onun adına yapılması ya da söz
konusu ödemenin, işverenin bu diğer Devlette sahip olduğu bir işyerinden veya
sabit yerden yapılması durumunda, elde edilen ücretler kaynak Devlette
vergilendirilecektir.
3 üncü fıkrada, bu
maddenin bundan önceki hükümlerine bakılmaksızın, bir Âkit Devletin mukimi
tarafından uluslararası trafikte işletilen gemi, vapur, uçak veya kara nakil
vasıtalarında ifa edilen bir hizmet dolayısıyla elde edilen gelirin, teşebbüsün
mukim olduğu Âkit Devlette vergilendirileceği öngörülmektedir.
4 üncü fıkra, bir Âkit
Devlet mukiminin diğer Âkit Devlette bir şantiye, inşaat veya kurma projesi ve
danışmanlık hizmetler de dahil verilen hizmetler ile bağlantılı faaliyetlerden
elde edilen maaş, ücret ve benzeri ödemelerin, bu faaliyetlerin sırasıyla 5
inci maddenin 3 üncü fıkrasının a) ve b) bentleri uyarınca işyeri olarak kabul
edilmiyorsa, ilk bahsedilen Devlette vergilendirileceğine ilişkindir.
Madde 16- Müdürlere
Yapılan Ödemeler
Maddede, bir Âkit Devlet
mukiminin diğer Âkit Devlette mukim bir şirketin yönetim kurulu üyesi olması
dolayısıyla elde ettiği ücret ve diğer benzeri ödemelerin, bu diğer Devlette
vergilendirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Madde 17- Sanatçı ve
Sporcular
1 inci fıkra, bir Âkit
Devlet mukimi olan sanatçı ve sporcuların iştigal konuları ile ilgili şahsi
faaliyetlerinden dolayı diğer Âkit Devlette elde ettikleri gelirlerin, bu
faaliyetleri icra ettikleri diğer Âkit Devlette vergilendirileceğini hükme
bağlamaktadır. Bu çerçevede, serbest meslek faaliyetleri ile bağımlı
faaliyetleri (ücretler) düzenleyen 14 ve 15 inci madde hükümleri sanatçı ve
sporcular açısından geçerli olmayıp, vergileme yalnızca 17 nci madde kapsamında
yapılacaktır.
2 nci fıkra
organizatörlerle ilgili olup, sanatçı ve sporcuların iştigal konularıyla ilgili
faaliyetlerden doğan gelirin, sanatçı veya sporcuların kendilerine değil de,
bir başka gerçek veya tüzel kişiye yönelmesi halinde, vergilemenin, faaliyetin
icra edildiği Âkit Devlette yapılacağını öngörmektedir. Ancak böyle bir
durumda, ticari kazançların, serbest meslek kazançlarının ve ücretlerin
vergilendirilmesini düzenleyen bu Anlaşmanın 7, 14 ve 15 inci madde hükümleri
dikkate alınmayıp, vergileme 17 nci madde kapsamında yapılacaktır.
3 üncü fıkrada, Âkit
Devletler arasında gerçekleştirilen kültürel veya sportif değişim programları
çerçevesinde kâr amacı dışındaki amaçlara yönelik olarak yürütülen
faaliyetlerden elde edilen gelirin, 1 inci ve 2 nci fıkra hükümlerine
bakılmaksızın, faaliyetlerin ifa edildiği Âkit Devlette vergiden muaf
tutulacağı öngörülmektedir.
Madde 18- Emekli Maaşları
1 inci fıkra, bir Âkit
Devlet mukimine geçmiş hizmetleri karşılığında ödenen emekli maaşları ve
benzeri ödemelerin bunları elde edenin mukim olduğu Devlette vergilendirileceği
hükmünü öngörmektedir.
2 nci fıkrada, bir Âkit
Devletin sosyal güvenlik mevzuatı kapsamında ödenen emekli maaşlarının ve diğer
benzeri ödemelerin yalnızca ödemeyi yapan Devlette vergilendirileceği
öngörülmektedir. Ancak, emekli maaşlarının diğer Âkit Devletin mukimi ve
vatandaşı olan bir gerçek kişiye ödenmesi durumunda diğer Devlette
vergilendirilebilecektir.
Madde 19- Kamu Hizmeti
1 inci fıkrada, bir Âkit
Devlete, politik alt bölümüne veya mahalli idaresine verilen hizmetler karşılığında
bu Devlet, politik alt bölüm veya mahalli idare tarafından yapılan ve emekli
maaşı dışında kalan ödemelerin, yalnızca ödemeyi yapan Devlette
vergilendirileceği öngörülmektedir. Ancak, hizmet diğer Devlette ifa
edildiğinde ve gelir elde eden bu Devletin bir mukimi olduğunda, bu kişinin
aynı zamanda bu Devletin vatandaşı olması veya yalnızca hizmet sunmak için bu
Devletin mukimi durumuna geçmemiş olması şartıyla, elde edilen gelirler bu
diğer Devlette vergilendirilebilecektir.
2 nci fıkrada, bir Âkit
Devlete, politik alt bölümüne veya mahalli idaresine verilen hizmetler
karşılığında, bu Devlet, politik alt bölüm veya idare tarafından oluşturulan
fonlardan ödenen emekli maaşlarının bu Devlette vergilendirebileceği bununla
beraber gerçek kişinin bu Devletin bir mukimi ve vatandaşı olması halinde söz
konusu emekli maaşının yalnızca diğer Âkit Devlette vergilendirileceği
öngörülmektedir.
3 üncü fıkrada ise, kamu
iktisadi kuruluşlarında çalışanlar açısından bu madde hükmünün değil, 15, 16,
17 ve 18 inci madde hükümlerinin geçerli olacağı öngörülmektedir.
Madde 20- Öğretmenler ve
Öğrenciler
1 inci fıkrada, öğrenci
veya stajyerin öğrenim veya mesleki eğitimde bulundukları Devlette
yararlanacakları vergi istisnasının sınırları hükme bağlanmaktadır. Buna göre,
öğrenci ve stajyerler yalnızca geçim, öğrenim veya mesleki eğitim masraflarını
karşılayan ve bulundukları Devletin dışındaki kaynaklardan sağlanan paralar
dolayısıyla öğrenim gördükleri Âkit Devlette vergiye tabi tutulmayacakları
hükme bağlanmıştır.
2 nci fıkrada, öğretmen
ve öğrencilerin iki yılı aşmayan bir süre diğer Devlette yapmış oldukları
öğretim veya araştırma karşılığında bu diğer Devletin dışındaki kaynaklardan
elde ettikleri gelirlerin, bu Devlette vergiden muaf tutulacağı hükme
bağlanmıştır.
3 üncü fıkrada, 2 nci
fıkra hükümlerinin, kamu menfaatine yönelik olmayan fakat özel kişi veya
kişilerin menfaatine yürütülen araştırmalar dolayısıyla elde edilen araştırma
gelirlerine uygulanmayacağı belirtilmektedir.
4 üncü fıkrada ise, bir
Âkit Devletin vatandaşı olup, diğer Âkit Devlette öğrenim veya mesleki eğitim
amacıyla bir takvim yılı içinde 183 günü aşmayacak bir dönemde veya dönemlerde
hizmet ifa eden bir çırak veya stajyerin elde ettiği ücretlerin diğer Devlette
vergilendirilmeyeceği öngörülmektedir.
Madde 21- Diğer Gelirler
1 inci fıkrada, nerede
doğarsa doğsun, bir Âkit Devlet mukimi tarafından elde edilen ve bu Anlaşmanın
bundan önceki maddelerinde kavranmayan gelir unsurlarının, geliri elde eden
kişinin mukim olduğu Devlette vergilendirileceği hükme bağlanmıştır.
2 nci fıkrada, gelir
lehdarının diğer Devlette bir işyerine veya sabit yere sahip olması ve elde
edilen gelirle bu işyeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunması
durumunda, elde edilen gelirin bu maddeye göre değil, ticari kazançlara ilişkin
7 nci madde veya serbest meslek faaliyetlerine ilişkin 14 üncü madde
hükümlerine göre vergilendirileceği hükme bağlanmaktadır.
Madde 22- Çifte
Vergilendirmenin Önlenmesi
Madde çifte
vergilendirmenin önlenmesi ile ilgilidir.
1 inci fıkrada, Türkiye
açısından çifte vergilendirmenin nasıl önleneceği açıklanmıştır. Buna göre, bir
Türkiye mukiminin Lübnan'da vergilendirilebilen bir gelir elde etmesi halinde,
söz konusu gelir için Lübnan'da ödenen vergi, bu mukimin Türkiye'de tüm dünya
gelirleri üzerinden hesaplanan vergisinden mahsup edilecektir.
Yapılacak olan bu mahsup,
hiçbir zaman için mahsuptan önce Türkiye'de hesaplanan vergi miktarını
geçmeyecektir.
2 nci fıkrada, Lübnan
açısından çifte vergilendirmenin nasıl önleneceği açıklanmıştır. Buna göre, bir
Lübnan mukiminin Türkiye'de vergilendirilebilen bir gelir elde etmesi halinde,
söz konusu gelir için Türkiye'de ödenen vergi, bu mukimin Lübnan'da tüm dünya
gelirleri üzerinden hesaplanan vergisinden mahsup edilecektir.
Yapılacak olan bu mahsup,
hiçbir zaman için mahsuptan önce Lübnan'da hesaplanan vergi miktarını
aşmayacaktır.
Madde 23- Ayrım
Yapılmaması
Maddenin 1 inci
fıkrasında, bir Âkit Devlet vatandaşlarının, diğer Âkit Devlette, o Devletin
aynı koşullara sahip vatandaşlarına kıyasla, daha değişik veya daha ağır bir
vergilemeye ve buna bağlı mükellefiyetlere tabi tutulmayacağı öngörülmektedir.
2 nci fıkrada,
teşebbüslerin diğer Devlette sahip oldukları işyerlerinin, bu diğer Devletin
aynı faaliyetleri yürüten teşebbüslerine kıyasla daha ağır bir vergilemeye tabi
tutulmayacağı öngörülmektedir.
3 üncü fıkrada, ayrım
yapmama prensibinin, bir Âkit Devletin bir veya birkaç mukimi tarafından
doğrudan veya dolaylı olarak, kısmen ya da tamamen sermayesine sahip olunan
veya kontrol edilen diğer Âkit Devlet teşebbüsleri için de geçerli olduğu
belirtilmektedir.
4 üncü fıkrada, Âkit
Devletlerin kendi mukimlerine uyguladıkları şahsi indirimler ile vergi ve
matrah indirimlerini, diğer Devletin mukimlerine de uygulamak zorunda
olmadıkları belirtilmiştir.
5 inci fıkrada, bir Âkit
Devlet teşebbüsünün diğer Âkit Devletin bir mukimine yapmış olduğu faiz,
gayrimaddi hak bedeli ve diğer benzeri ödemelerin sanki ilk bahsedilen Devletin
bir mukimine ödenmiş gibi indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
6 ncı fıkrada ise, bir
Âkit Devlet mukimi olan vatansız kişilerin diğer Devlette, o Devletin aynı
koşullara sahip vatandaşlarına kıyasla, daha değişik veya daha ağır bir
vergilemeye ve buna bağlı mükellefiyetlere tabi tutulmayacakları hükme
bağlanmaktadır.
Madde 24- Karşılıklı
Anlaşma Usulü
Maddenin ilk iki fıkrası,
bir kişinin, taraf Devletlerden herhangi birinin veya her ikisinin
işlemlerinin, kendisi açısından bu Anlaşma hükümlerine uygun olmayan sonuçlar
yarattığı veya yaratacağı kanaatine varması halinde sorunun nasıl
çözümleneceğini hükme bağlamaktadır.
1 inci fıkraya göre, bu
kişi durumunu Âkit Devletlerin iç mevzuatlarında öngörülen müracaat usulleriyle
bağlı kalmaksızın, mukim olduğu Âkit Devletin yetkili makamına arz
edebilecektir. Ancak bu kişi, durumunun 23 üncü maddenin 1 inci fıkrasına uygun
olması halinde, Anlaşma hükümlerine aykırı bir vergilendirmeyi doğuran işleme
ilişkin ilk bildirimden sonra iki yıl içerisinde vatandaşı olduğu Âkit Devletin
yetkili makamına da başvurabilecektir.
2 nci fıkraya göre,
kendisine başvuruda bulunulan yetkili makam itirazı haklı bulur ve kendisi
tatminkar bir çözüme ulaşamaz ise, Anlaşmaya ters düşen vergilemeyi önlemek
amacıyla, diğer Devletin yetkili makamıyla karşılıklı anlaşmaya varmak için
gayret gösterecektir.
Maddenin 3 üncü
fıkrasında, yetkili makamların bu Anlaşmanın yorumundan veya uygulanmasından
kaynaklanan sorunların çözümü için karşılıklı anlaşma usulünü
kullanabilecekleri, 4 üncü fıkrada ise karşılıklı anlaşmanın ne şekilde
yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Madde 25- Menfaatlerin
Sınırlandırılması
1 inci fıkrada, bir Âkit
Devlet mukimi veya söz konusu mukimle bağlantılı herhangi bir şahsın bu
mukimliğin oluşturulması veya mevcudiyetindeki esas amacı veya amaçlarından
birinin bu Anlaşmada sağlanan ve başka şekilde elde edilemeyecek olan
menfaatleri elde etmek olması durumunda bu mukimin bu Anlaşma ile diğer Âkit
Devlette sağlanan herhangi bir vergi istisnası veya indirimden
yararlanamayacağını hükme bağlamaktadır.
2 nci fıkrada,
Anlaşmadaki hiçbir şeyin, bir Âkit Devletteki işletmenin diğer Âkit Devletteki
bir işletme ile yaptığı muamelelerden doğan giderlerin ve indirimlerin
sınırlandırılmasına ilişkin vergi kaçakçılığı ve vergiden kaçınmayı önleyen iç
mevzuat hükümlerinin uygulanmasını; bu tür işletmelerin kuruluşlarının veya
aralarında yürütülen muamelelerinin esas amacının veya amaçlarından birinin bu
Anlaşmada sağlanan ve başka şekilde elde edilemeyecek olan menfaatleri elde
etmiş olması durumunda etkilenmeyeceğini hükme bağlamaktadır.
Madde 26- Bilgi Değişimi
Bu Anlaşmanın
uygulanabilmesi için, iki Âkit Devletin vergi idareleri arasında gerekli
hallerde yakın işbirliğine ihtiyaç duyulmaktadır. Maddede, Âkit Devletlerin
hangi hallerde bilgi değişiminde bulunacakları, elde edilen bilgilerin kimlere verilebileceği
ve bilgi değişiminin sınırları ele alınmıştır.
Madde 27- Tahsilatta
Yardımlaşma
Maddenin 1 inci
fıkrasında, Âkit Devletlerin bu Anlaşma ile kapsanan vergilerin, faizlerinin,
giderlerinin, eklerinin ve ceza hukuku sınırlarına girmeyen para cezalarının
tahsili amacıyla birbirlerine yardım edecekleri hükme bağlanmaktadır.
2 nci fıkrada, vergi
alacağının tahsiline ilişkin talepte bulunacak Âkit Devletin kanunlarınca,
tahsilatı yapılacak verginin ödenecek noktaya geldiğini gösteren belgeleri ekleyeceği
belirtilmiştir.
3 üncü fıkrada, Âkit
Devletlerden her birinin, maddenin 1 inci fıkrasına giren vergi alacaklarının
tahsili konusunda diğer Âkit Devletin müracaatı halinde söz konusu vergi
alacaklarını, hiçbir öncelik hakkı tanımaksızın süresi içinde tahsil edeceği ve
kendi kanun ve düzenlemelerinin müsaade etmediği hiçbir idari tedbiri alma
yükümlülüğü altında tutulmayacağı hükme bağlanmıştır.
4 üncü fıkrada ise, 26
ncı maddenin 1 inci fıkra hükümlerinin, bu maddenin bundan önceki fıkralarının
uygulanması için kendisinden talepte bulunulan devletin yetkili makamının
bilgisine sunulan bilgilere de eşit olarak uygulanacağı belirtilmektedir.
Madde 28- Diplomat
Hüviyetindeki Memurlar ve Konsolosluk Memurları
Bu maddede, diplomat
hüviyetindeki memurlar ve konsolosluk memurlarının Devletler hukukunun genel
kurallarına veya özel anlaşma hükümlerine göre yararlandıkları vergi
ayrıcalıklarının bu Anlaşma hükümlerinden etkilenmeyeceği belirtilmektedir.
Madde 29- Yürürlüğe Girme
Bu maddede, Anlaşmanın ne
zaman yürürlüğe gireceği ve vergiler açısından ne zaman hüküm ifade edeceği
belirtilmiştir. Buna göre, Anlaşma Âkit Devletlerden her birinin, Anlaşmanın
yürürlüğe girmesi için gerekli anayasal işlemlerin tamamlandığını birbirlerine
bildirmelerini müteakip, bu bildirimlerden sonuncusunun alındığı tarihte
yürürlüğe girecek ve yürürlüğe girdiği tarihi izleyen yılın Ocak ayının birinci
gününden itibaren uygulanacaktır.
Madde 30- Yürürlükten
Kalkma
Madde, Anlaşmanın süresiz
olarak yürürlükte kalacağını belirtmekte, fesih usulünü açıklamakta ve fesih
halinin her iki Âkit Devlette hangi vergilendirme dönemleri için
uygulanmayacağını belirlemektedir.
Dışişleri Komisyonu Raporu
Türkiye Büyük
Millet Meclisi
Dışişleri
Komisyonu
Esas No.:
1/972 1.4.2005
Karar No.:
63
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Türkiye Cumhuriyeti ile
Lübnan Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte
Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı, Komisyonumuzun 31 Mart
2005 tarihli 16 ncı toplantısında Dışişleri Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı
temsilcilerinin katılmalarıyla görüşülmüştür.
İki ülke arasında
imzalanan Anlaşma ile gerçek ve tüzel kişilerin iki devlet tarafından çifte
vergilendirilmesinin ve vergi kaçakçılığının önlenmesi amaçlanmaktadır. Bu
itibarla vergileme hakkı, gelir unsurları itibariyle ikamet edilen devlete veya
kaynak devletlerden birine bırakılmakta ya da bu mümkün olmadığı takdirde iki
devlet arasında paylaştırılmaktadır. Böylece âkit devletlerden birinde yatırım
yapan diğer devlet mukimlerinin, yatırım yaptıkları devletin vergi
mükelleflerinden daha ağır vergilendirilmesinin önlenmesi sağlanmış olacaktır.
Türkiye ile Lübnan
arasında sermaye, teknoloji ve hizmet hareketlerinin geliştirilmesini
sağlayacağı düşünülen söz konusu Tasarı, Komisyonumuzca benimsenmiş ve
Tasarının maddelerine geçilmesine karar verilmiştir. Tasarının 1 inci, 2 nci ve
3 üncü maddeleri ile tümü oybirliği ile aynen kabul edilmiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun
onayına sunulmak üzere Başkanlığa saygı ile arz olunur.
|
|
Başkan |
Başkanvekili |
Sözcü |
|
|
|
Mehmet
Dülger |
Eyyüp
Sanay |
Mustafa
Dündar |
|
|
|
Antalya |
Ankara |
Bursa |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
|
Ahmet
Edip Uğur |
Aziz
Akgül |
Abdülbaki
Türkoğlu |
|
|
|
Balıkesir |
Diyarbakır |
Elazığ |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
|
Muzaffer
Gülyurt |
Halil
Akyüz |
Mehmet
B.Denizolgun |
|
|
|
Erzurum |
İstanbul |
İstanbul |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
|
Şükrü
Mustafa Elekdağ |
Hüseyin
Kansu |
Onur
Öymen |
|
|
|
İstanbul |
İstanbul |
İstanbul |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
|
Ufuk
Özkan |
Nihat Eri |
Süleyman
Gündüz |
|
|
|
Manisa |
Mardin |
Sakarya |
|
|
|
|
Üye |
|
|
|
|
|
Abdullah
Veli Seyda |
|
|
|
|
|
Şırnak |
|
|
HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ
METİN
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE LÜBNAN CUMHURİYETİ ARASINDA GELİR ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLERDE ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ
ÖNLEME VE VERGİ KAÇAKÇI-LIĞINA ENGEL OLMA ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1.- 12 Mayıs 2004
tarihinde Ankara’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti ile Lübnan Cumhuriyeti
Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve
Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması”nın onaylanması uygun bulunmuştur.
MADDE 2.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3.- Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
DIŞİŞLERİ KOMİSYONUNUN KABUL
ETTİĞİ METİN
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE LÜBNAN CUMHURİYETİ ARASINDA GELİR ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLERDE ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ
ÖNLEME VE VERGİ KAÇAKÇI-LIĞINA ENGEL OLMA ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1.- Tasarının 1
inci maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
MADDE 2.- Tasarının 2 nci
maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
MADDE 3.-Tasarının 3 üncü
maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
|
|
Recep
Tayyip Erdoğan |
|
|
|
|
Başbakan |
|
|
|
|
Dışişleri Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet Bak. ve Başb. Yrd. |
|
|
A. Gül |
A. Şener |
M. A.
Şahin |
|
|
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
|
|
B. Atalay |
A.
Babacan |
M. Aydın |
|
|
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
Adalet Bakanı |
|
|
G. Akşit |
K. Tüzmen |
C. Çiçek |
|
|
Millî Savunma Bakanı V. |
İçişleri Bakanı |
Maliye Bakanı |
|
|
O. Pepe |
A. Aksu |
K.
Unakıtan |
|
|
Millî Eğitim Bakanı |
Bayındırlık ve İskân Bakanı |
Sağlık Bakanı |
|
|
H. Çelik |
Z.
Ergezen |
R. Akdağ |
|
|
Ulaştırma Bakanı |
Tarım ve Köyişleri Bakanı |
Çalışma ve Sos. Güv. Bakanı |
|
|
B.
Yıldırım |
S. Güçlü |
M.
Başesgioğlu |
|
|
Sanayi ve Ticaret Bakanı |
En. ve Tab. Kay. Bakanı |
Kültür ve Turizm Bakanı |
|
|
A. Coşkun |
M. H.
Güler |
E. Mumcu |
|
|
|
Çevre ve Orman Bakanı |
|
|
|
|
O. Pepe |
|
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
İLE
LÜBNAN CUMHURİYETİ
ARASINDA GELİR ÜZERİNDEN ALINAN
VERGİLERDE ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME
VE VERGİ KAÇAKÇILIĞINA ENGEL OLMA ANLAŞMASI
VE
LÜBNAN CUMHURİYETİ
Gelir üzerinden alınan vergilerde çifte vergilendirmeyi
önleyen ve vergi kaçakçılığına engel olan bir Anlaşma yapmak isteğiyle
AŞAĞIDAKİ ANLAŞMAYA VARMIŞLARDIR:
MADDE 1
KAPSANAN KİŞİLER
Bu Anlaşma, Âkit
Devletlerden birinin veya her ikisinin mukimi olan kişilere uygulanacaktır.
MADDE 2
KAPSANAN VERGİLER
1. Bu Anlaşma, ne şekilde
alındığına bakılmaksızın, bir Âkit Devlet ya da onun politik alt bölümleri ya
da mahalli idareleri adına gelir üzerinden alınan vergilere uygulanacaktır.
2. Menkul veya
gayrimenkul varlıkların elden çıkarılmasından doğan kazançlara uygulanan
vergiler ile sermaye değer artış kazançlarına uygulanan vergiler dahil olmak
üzere, toplam gelir veya gelir unsurları üzerinden alınan tüm vergiler, gelir
üzerinden alınan vergiler olarak kabul edilecektir.
3. Anlaşmanın
uygulanacağı şu anda geçerli olan vergiler özellikle:
a) Türkiye' de:
i) gelir vergisi;
ii) kurumlar vergisi;
iii) gelir vergisi ve
kurumlar vergisi üzerinden alınan fon payı;
(Bundan böyle "Türk
vergisi" olarak bahsedilecektir)
b) Lübnan' da:
i) sınai ,ticari ve
ticari olmayan mesleki kazançlar üzerinden alınan vergi;
ii) maaşlar, ücretler ve
emekli maaşları üzerinden alınan vergi;
iii) menkul varlıklardan
elde edilen gelirler üzerinden alınan vergi;
iv) inşa edilen emlak
üzerinden alınan vergi;
(Bundan böyle
"Lübnan vergisi" olarak bahsedilecektir).
4. Anlaşma aynı zamanda,
Anlaşmanın imza tarihinden sonra 3 üncü fıkrada belirtilen mevcut vergilere
ilave olarak veya onların yerine alınan ve mevcut vergilerle aynı nitelikte
olan veya onlara önemli ölçüde benzeyen vergilere de uygulanacaktır. Âkit
Devletlerin yetkili makamları, kendi vergi mevzuatlarında yapılan önemli
değişiklikleri birbirlerine bildireceklerdir.
MADDE 3
GENEL TANIMLAR
1. Bu Anlaşmanın amaçları
bakımından, metin aksini öngörmedikçe:
a) i) "Türkiye"
terimi, uluslararası hukuka uygun olarak, karasuları da dahil olmak üzere
Türkiye'nin kara ülkesini, keza deniz yatağı üzerindeki sularda, deniz
yatağında ve deniz yatağı altındaki canlı ve cansız doğal kaynakların
araştırılması, işletilmesi, muhafazası ve yönetimi amacıyla egemenlik haklarını
icra ettiği münhasır ekonomik bölgesini ifade eder;
ii) "Lübnan"
terimi, uluslararası hukuka uygun olarak, karasuları da dahil olmak üzere
Lübnan'ın kara ülkesini, keza deniz yatağı üzerindeki sularda, deniz yatağında
ve deniz yatağı altındaki canlı ve cansız doğal kaynakların araştırılması,
işletilmesi, muhafazası ve yönetimi amacıyla egemenlik haklarını icra ettiği
münhasır ekonomik bölgesini ifade eder;
b) "Bir Âkit
Devlet" ve "diğer Âkit Devlet" terimleri, metnin gereğine göre
Türkiye veya Lübnan anlamına gelir;
c) "Vergi"
terimi bu Anlaşmanın 2 nci maddesinde kapsanan vergiler anlamına gelir;
d) "Kişi"
terimi, bir gerçek kişi, bir şirket ve kişilerin oluşturduğu diğer herhangi bir
kuruluşu kapsamına alır;
e) "Şirket"
terimi, herhangi bir kurum veya vergileme yönünden kurum olarak muamele gören
herhangi bir diğer kuruluş anlamına gelir;
f) "Kayıtlı
merkez" terimi, Türk Ticaret Kanunu'na göre veya Lübnan Ticaret Kanunu'na
göre kaydı yapılan kayıtlı merkez anlamına gelir;
g) "Bir Âkit
Devletin teşebbüsü" ve "diğer Âkit Devletin teşebbüsü" terimleri
sırasıyla, bir Âkit Devletin mukimi tarafından işletilen bir teşebbüs ve diğer
Âkit Devletin mukimi tarafından işletilen bir teşebbüs anlamına gelir;
h) "Vatandaş"
terimi;
i) bir Âkit Devletin
vatandaşlığına sahip herhangi bir gerçek kişiyi;
ii) bir Âkit Devlette
yürürlükte olan mevzuata göre statü kazanan ortaklık veya dernek dahil herhangi
bir tüzel kişiliği
ifade eder;
i) "Yetkili
makam" terimi:
i) Türkiye yönünden,
Maliye Bakanını veya onun yetkili temsilcisini;
ii) Lübnan yönünden,
Maliye Bakanını veya onun yetkili temsilcisini ifade eder.
j) "Uluslararası
trafik" terimi, yalnızca Türkiye veya Lübnan'daki sınırlar içerisinde
gerçekleştirilen gemi, vapur, uçak veya kara nakil vasıtası işletmeciliği hariç
olmak üzere, bir Türk veya Lübnan teşebbüsü tarafından gemi,vapur uçak veya
kara nakil vasıtası işletilerek yapılan taşımacılığı ifade eder.
2. Bu Anlaşmanın bir Âkit
Devlet tarafından herhangi bir tarihte uygulanmasına ilişkin olarak, Anlaşmada
tanımlanmamış herhangi bir terim, metin aksini öngörmedikçe, Anlaşmanın
uygulanacağı vergilerin amaçları bakımından, o tarihte bu Devletin mevzuatında
sahip olduğu anlamı taşıyacak ve bu Devletin yürürlükteki vergi mevzuatında yer
alan bir anlam, bu Devletin diğer mevzuatında bu terime verilen anlama göre
üstünlük taşıyacaktır.
MADDE 4
MUKİM
1. Bu Anlaşmanın amaçları
bakımından, "bir Âkit Devletin mukimi" terimi, bu Devlet, herhangi
bir politik alt bölümü veya mahalli idaresi de dahil olmak üzere, o Devletin
mevzuatı gereğince ev, ikametgah, kayıtlı merkez, etkin yönetim yeri veya
benzer yapıda diğer herhangi bir kriter nedeniyle burada vergi mükellefi olan
kişi anlamına gelir. Ancak bu terim, yalnızca o Devletteki kaynaklardan elde
edilen gelir nedeniyle vergiye tabi tutulan herhangi bir kişiyi kapsamaz.
2. 1 inci fıkra hükümleri
dolayısıyla bir gerçek kişi her iki Âkit Devletin de mukimi olduğunda, bu
kişinin durumu aşağıdaki şekilde belirlenecektir:
a) Bu kişi, yalnızca
daimi olarak kalabileceği bir evin bulunduğu Devletin mukimi kabul edilecektir.
Eğer bu kişinin her iki Devlette de daimi olarak kalabileceği bir evi varsa, bu
kişi, kişisel ve ekonomik ilişkilerinin daha yakın olduğu (hayati menfaatlerin
merkezi olan) Devletin bir mukimi kabul edilecektir;
b) Eğer kişinin hayati
menfaatlerinin merkezinin yer aldığı Devlet saptanamazsa veya her iki Devlette
de daimi olarak kalabileceği bir evi yoksa, bu kişi yalnızca kalmayı adet
edindiği evin bulunduğu Devletin bir mukimi kabul edilecektir;
c) Eğer kişinin her iki
Devlette de kalmayı adet edindiği bir ev varsa veya her iki Devlette de böyle
bir ev söz konusu değilse, bu kişi yalnızca vatandaşı olduğu Devletin mukimi
kabul edilecektir.
d) Eğer kişi her iki
Devletin de vatandaşıysa veya her iki Devletin de vatandaşı değilse, Âkit
Devletlerin yetkili makamları sorunu karşılıklı anlaşmayla çözeceklerdir.
3.Gerçek kişi dışındaki
bir kişi, bu maddenin 1 inci fıkra hükümleri dolayısıyla her iki Âkit Devletin
de mukimi olduğunda, bu kişi yalnızca etkin yönetim yerinin bulunduğu Âkit
Devletin mukimi kabul edilecektir. Bununla birlikte, etkin yönetim yeri
belirlenemezse, Âkit Devletlerin yetkili makamları, Anlaşmanın amaçları
bakımından bu kişinin hangi Âkit Devletin mukimi olduğunu karşılıklı anlaşma
ile belirleyeceklerdir.
MADDE 5
İŞYERİ
1. Bu Anlaşmanın amaçları
bakımından "işyeri" terimi, bir teşebbüsün işinin tamamen veya kısmen
yürütüldüğü işe ilişkin sabit bir yer anlamına gelir.
2. "İşyeri"
terimi özellikle şunları kapsamına alır:
a) Yönetim yeri,
b) Şube,
c) Büro,
d) Fabrika,
e) Atölye,
f) Maden ocağı, petrol
veya doğal gaz kuyusu, taş ocağı veya doğal kaynakların çıkarıldığı diğer
herhangi bir yer,
3. İşyeri terimi aynı
şekilde:
a) on iki ay ya da daha
fazla bir süre devam eden bir inşaat şantiyesi, yapım, montaj veya kurma
projesini veya bunlarla bağlantılı gözetim faaliyetleri,
b) bir Âkit Devlet
teşebbüsü tarafından, bu amaçla işe alınan hizmetli veya diğer personel
kullanılarak diğer Âkit Devlette ifa edilen ve herhangi bir 12 aylık dönemde
aynı veya bağlı bir proje için 9 aylık süre veya süreleri geçen danışmanlık
hizmetleri dahil hizmet sağlanmasını,
kapsamaktadır.
4. Bu maddenin daha
önceki hükümleri ile bağlı kalınmaksızın, "işyeri" teriminin
aşağıdaki hususları kapsamadığı kabul edilecektir:
a) Teşebbüs tesislerinin,
teşebbüse ait malların veya ticari eşyanın yalnızca depolanması, teşhiri veya
teslimi amacıyla kullanılması;
b) Teşebbüse ait mal veya
ticari eşya stoklarının, yalnızca depolama, teşhir veya teslim amacıyla elde
tutulması;
c) Teşebbüse ait mal veya
ticari eşya stoklarının, yalnızca bir başka teşebbüse işlettirilmesi amacıyla
elde tutulması;
d) Arızi olarak geçici
şekilde düzenlenen bir fuar veya sergi kapsamında sergilenen teşebbüse ait mal
veya ticari eşyaların, söz konusu fuar veya serginin kapanmasından sonra
satılması;
e) İşe ilişkin sabit bir
yerin, yalnızca teşebbüse mal veya ticari eşya satın alma veya bilgi toplama
amacıyla elde tutulması;
f) İşe ilişkin sabit bir
yerin, teşebbüs için yalnızca hazırlayıcı veya yardımcı karakter taşıyan diğer
herhangi bir işin yürütülmesi amacıyla elde tutulması;
g) İşe ilişkin sabit bir
yerin; yalnızca (a) ile (f) bentlerinde bahsedilen faaliyetlerin birkaçını bir
arada icra etmek için elde tutulması; ancak işe ilişkin sabit yerdeki bu
faaliyetlerin bir arada yürütülmesi sonucunda oluşan toplu faaliyetin
hazırlayıcı veya yardımcı nitelikte olması şarttır.
5. 1 inci ve 2 nci
fıkraların hükümleri ile bağlı kalınmaksızın, bir kişi 6 ncı fıkra hükmünün
uygulanacağı bağımsız nitelikteki bir acente dışında- bir teşebbüs adına
hareket ederse ve bir Âkit Devlette teşebbüs adına mukavele akdetme yetkisine
sahip olup, bu yetkisini mutaden kullanırsa, söz konusu kişinin faaliyetleri 4
üncü fıkrada belirtilen ve işe ilişkin sabit yerden yapılması durumunda bu
fıkra hükümleri çerçevesinde bu yeri bir işyeri haline getirmeyen faaliyetlerle
sınırlı olmadıkça, bu teşebbüs, bu kişinin teşebbüs için gerçekleştirdiği her
türlü faaliyet dolayısıyla ilk bahsedilen Devlette bir işyerine sahip kabul
edilecektir.
6. Bir Âkit Devlet
teşebbüsü, diğer Âkit Devlette, işlerini yalnızca kendi işlerine olağan şekilde
devam eden bir simsar, bir genel komisyon acentesi veya bağımsız statüde diğer
herhangi bir acente vasıtasıyla yürüttüğü için bu diğer Âkit Devlette bir
işyerine sahip kabul olunmayacaktır.
7. Bir Âkit Devletin
mukimi olan bir şirket, diğer Âkit Devletin mukimi olan veya bu diğer Devlette
ticari faaliyette bulunan (bir işyeri vasıtasıyla veya diğer bir şekilde) bir
şirketi kontrol eder ya da onun tarafından kontrol edilirse bu şirketlerden
herhangi biri diğeri için bir işyeri oluşturmayacaktır.
MADDE 6
GAYRİMENKUL VARLIKLARDAN ELDE EDİLEN GELİR
1. Bir Âkit Devlet
mukiminin diğer Âkit Devlette bulunan gayrimenkul varlıklardan elde ettiği
gelir (tarım veya ormancılıktan elde edilen gelir dahil), bu diğer Devlette
vergilendirilebilir.
2. "Gayrimenkul
varlık" terimi, söz konusu varlığın bulunduğu Âkit Devletin mevzuatına
göre tanımlanacaktır. Terim her halükarda gayrimenkul varlığa müteferri
varlıkları, tarımda (balık üretimi ve yetiştiriciliği dahil) ve ormancılıkta
kullanılan araçları ve hayvanları, özel hukuk hükümlerinin uygulanacağı
gayrimenkul mülkiyetine ilişkin hakları, gayrimenkul intifa haklarını ve maden
ocaklarının, kaynakların ve diğer doğal kaynakların işletilmesi veya işletme
hakkı karşılığında doğan sabit ya da değişken ödemeler üzerindeki hakları
kapsayacaktır. Gemiler, vapurlar, uçaklar ve kara nakil vasıtaları gayrimenkul
varlık sayılmayacaktır.
3. 1 inci fıkra
hükümleri, gayrimenkul varlığın doğrudan kullanımından, kiralanmasından veya
diğer herhangi bir şekilde kullanımından elde edilen gelire uygulanacaktır.
4. 1 inci ve 3 üncü
fıkraların hükümleri aynı zamanda, bir teşebbüse ait gayrimenkul varlıklardan
elde edilen gelir ile serbest meslek faaliyetlerinin icrasında kullanılan
gayrimenkul varlıklardan elde edilen gelire de uygulanacaktır.
MADDE 7
TİCARİ KAZANÇLAR
1. Bir Âkit Devlet
teşebbüsüne ait kazanç, söz konusu teşebbüs diğer Âkit Devlette yer alan bir
işyeri vasıtasıyla orada ticari faaliyette bulunmadıkça, yalnızca bu Devlette
vergilendirilecektir. Eğer teşebbüs yukarıda bahsedilen şekilde ticari
faaliyette bulunursa, teşebbüsün kazançları bu diğer Âkit Devlette, yalnızca bu
işyerine atfedilebilen miktarla sınırlı olmak üzere vergilendirilebilir.
2. 3 üncü fıkra hükümleri
saklı kalmak üzere, bir Âkit Devlet teşebbüsü diğer Âkit Devlette yer alan bir
işyeri vasıtasıyla orada ticari faaliyette bulunduğunda, her iki Âkit Devlette
de bu işyerine atfedilecek kazanç, bu işyeri aynı veya benzer koşullar altında,
aynı veya benzer faaliyetlerde bulunan, ayrı ve müstakil bir teşebbüs olsaydı
ve işyerini oluşturduğu teşebbüsten tamamen bağımsız bir faaliyet gösterseydi
ne kazanç elde edecek ise aynı miktarda bir kazanç olacaktır.
3. Bir işyerinin kazancı
belirlenirken, işyerinin bulunduğu Devlette veya başka herhangi bir yerde
yapılan, yönetim ve genel idare giderleri de dahil olmak üzere, işyerinin
amaçlarına uygun olan giderlerin indirilmesine müsaade edilecektir. Bu tür
indirimler iç mevzuat hükümleri uyarınca belirlenecektir.
4. Bir işyerine, bu
işyeri tarafından teşebbüs adına yalnızca mal veya ticari eşya satın alınması
dolayısıyla hiç bir kazanç atfedilmeyecektir.
5. Kazanç, bu Anlaşmanın
diğer maddelerinde ayrı olarak düzenlenen gelir unsurlarını da kapsamına
aldığında, o maddelerin hükümleri bu madde hükümlerinden etkilenmeyecektir.
MADDE 8
GEMİ, HAVA VE KARA TAŞIMACILIĞI
1. Bir Âkit Devlet
teşebbüsünce, uluslararası trafikte gemi, vapur, uçak, veya kara nakil vasıtası
işletmeciliğinden elde edilen kazanç, yalnızca bu Devlette
vergilendirilecektir.
2. Bu maddenin amaçları
bakımından, gemi veya uçakların uluslararası trafikte işletilmesinden doğan
kazançlar; gemi veya uçakların çıplak olarak kiralanıp uluslararası trafikte
kullanılmasından elde edilen kazançları da kapsar. Ancak, söz konusu
kiralamadan doğan kazançların 1 inci fıkrada belirtilen kazançlara arizi olması
şarttır.
3. Bu maddenin 1 inci
fıkrası hükümleri aynı zamanda, bir ortaklık, bir ortak teşebbüs veya
uluslararası faaliyet gösteren bir acente dolayısıyla elde edilen kazançlara da
uygulanacaktır.
MADDE 9
BAĞIMLI TEŞEBBÜSLER
1. a) Bir Âkit Devlet
teşebbüsü doğrudan veya dolaylı olarak diğer Âkit Devlet teşebbüsünün yönetim,
kontrol veya sermayesine katıldığında, veya
b) Aynı kişiler doğrudan
veya dolaylı olarak bir Âkit Devlet teşebbüsünün ve diğer Âkit Devlet
teşebbüsünün yönetim, kontrol veya sermayesine katıldığında,
ve her iki halde de, iki
teşebbüs arasındaki ticari veya mali ilişkilerde oluşan veya oluşturulan
koşullar, bağımsız teşebbüsler arasında oluşması gereken koşullardan
farklılaştığında, bu şartlar altında, teşebbüslerden birisinde olması gereken,
fakat bu koşullar dolayısıyla kendini göstermeyen kazanç, o teşebbüsün
kazancına eklenebilir ve buna göre vergilendirilebilir.
2. Bir Âkit Devletin kendi
teşebbüsünün kazancına dahil edip, vergilendirdiği kazanç, diğer Âkit Devlette
vergilendirilen bu diğer Devletin teşebbüsünün kazancını içermesi ve aynı
zamanda ilk bahsedilen Devletin kavradığı bu kazancın, iki teşebbüs arasında
olması gereken koşullar göz önünde tutularak, sonradan ilk bahsedilen Devletçe
yapılan hesaplamalar sonucunda belirlenen kazanç olması durumunda, diğer Devlet
bu belirlemenin yerinde olduğu kanaatine varırsa, söz konusu kazanç üzerinden
alınan verginin miktarında gerekli düzeltmeleri yapacaktır. Bu düzeltme
yapılırken, bu Anlaşmanın diğer hükümleri göz önünde tutulacak ve gerektiğinde
Âkit Devletlerin yetkili makamları birbirlerine danışacaklardır.
MADDE 10
TEMETTÜLER
1. Bir Âkit Devletin
mukimi olan bir şirket tarafından diğer Âkit Devletin bir mukimine ödenen
temettüler, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. Bununla beraber söz
konusu temettüler, aynı zamanda temettüyü ödeyen şirketin mukim olduğu Âkit
Devlette ve bu Devletin mevzuatına göre de vergilendirilebilir; ancak,
temettünün gerçek lehdarı (faydalanan) diğer Âkit Devletin bir mukimi ise, bu
şekilde alınacak vergi aşağıdaki oranları aşmayacaktır:
a) Temettünün gerçek
lehdarı (faydalanan), temettüyü ödeyen şirketin sermayesinin doğrudan doğruya
en az yüzde 15' ini elinde tutan bir şirket ise (ortaklık hariç) gayri safi
temettü tutarının yüzde 10' unu;
b) Tüm diğer durumlarda
gayrisafi temettü tutarının yüzde 15' ini.
Âkit Devletlerin yetkili
makamları, bu sınırlandırmanın uygulama şeklini karşılıklı anlaşma yolu ile
belirleyeceklerdir.
Bu fıkra, temettülerin
ödendiği kazançlar bakımından, şirketin vergilendirilmesini etkilemeyecektir.
3. Bu maddede kullanılan
"temettü" terimi, hisse senetlerinden, intifa senetlerinden veya
intifa haklarından, kurucu hisse senetlerinden veya alacak niteliğinde olmayıp
kazanca katılmayı sağlayan diğer haklardan elde edilen gelirleri, bunun yanı
sıra dağıtımı yapan şirketin mukim olduğu Devletin mevzuatına göre, vergileme
yönünden hisse senetlerinden elde edilen gelirlerle aynı muameleyi gören diğer
şirket haklarından elde edilen gelirler ile yatırım fonu ve yatırım
ortaklığından elde edilen gelirleri ifade eder.
4. Bir Âkit Devlet mukimi
olan temettünün gerçek lehdarı (faydalanan), temettüyü ödeyen şirketin mukim
olduğu diğer Âkit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla orada ticari
faaliyette bulunursa veya bu diğer Devlette yer alan sabit bir yer vasıtasıyla
orada serbest meslek faaliyetinde bulunursa ve söz konusu temettü elde ediş
olayı ile bu işyeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunmaktaysa, 1 inci
ve 2 nci fıkra hükümleri uygulanmayacaktır. Bu durumda, olayına göre 7 nci veya
14 üncü madde hükümleri uygulanacaktır.
5. Diğer Âkit Devlette
yer alan bir işyeri vasıtasıyla orada ticari faaliyette bulunan bir Âkit Devlet
şirketinin kazancı, bu işyerinin bulunduğu Âkit Devlette 7 nci maddeye göre
vergilendirildikten sonra, kalan kısım üzerinden bu maddenin 2 (a) fıkrasına
uygun olarak vergilendirilebilir.
6. Bu maddenin 5 inci
fıkra hükümleri saklı kalmak üzere, bir Âkit Devlet mukimi olan bir şirket,
diğer Âkit Devletten kazanç veya gelir elde ettiğinde, bu diğer Devlet, şirket
tarafından ödenen temettüler üzerinden herhangi bir vergi alamaz. Bunun
istisnasını, söz konusu temettülerin bu diğer Devletin bir mukimine ödenmesi
veya temettü elde ediş olayı ile bu diğer Devlette bulunan bir işyeri veya
sabit yer arasında önemli bir bağ bulunması oluşturur. Aynı şekilde bu diğer
Devlet, bu şirketin dağıtılmayan kazançları üzerinden de dağıtılmayan kazanç
vergisi alamaz. Dağıtılan temettülerin dağıtılmamış kazancın tamamen veya
kısmen bu diğer Devlette elde edilen gelir veya kazançtan oluşması durumu
değiştirmez.
7. Temettü elde ediş
olayının oluşturulması veya tahsisi ile ilgili olan herhangi bir şahsın asıl
amacı veya asıl amaçlarından biri bu oluşturma veya tahsis ile başka türlü
mümkün olmayacak bir şekilde bu maddeden yararlanmak ise bu madde hükümleri
uygulanmayacaktır.
MADDE 11
FAİZ
1. Bir Âkit Devlette
doğan ve diğer Âkit Devletin bir mukimine ödenen faiz, diğer Devlette
vergilendirilebilir.
2. Bununla beraber bu
faiz, elde edildiği Âkit Devlette ve o Devletin mevzuatına göre de
vergilendirilebilir, ancak, faizin gerçek lehdarı (faydalanan) diğer Âkit
Devletin bir mukimi ise, bu şekilde alınacak vergi, faizin gayri safi tutarının
yüzde 10’unu aşmayacaktır. Âkit devletlerin yetkili makamları, bu
sınırlandırmanın uygulama şeklini karşılıklı anlaşma yolu ile
belirleyeceklerdir.
3. 2 nci fıkra
hükümlerine bakılmaksızın:
a) Türkiye'de doğan ve
Lübnan Hükümetine ya da Lübnan Merkez Bankasına ödenen faizler Türk vergisinden
istisna edilecektir;
b) Lübnan'dan doğan ve
Türkiye Hükümetine ya da Türkiye Merkez Bankasına (Türkiye Cumhuriyet Merkez
Bankası) ödenen faizler Lübnan vergisinden istisna edilecektir.
4. Bu maddede kullanılan
"faiz" terimi, ipotek garantisine bağlı olsun olmasın ve borçlunun
kazancına katılma hakkını tanısın tanımasın, her nevi alacaktan doğan gelirleri
ve özellikle kamu menkul kıymetleri ile tahvil veya borç senetlerinden elde
edilen gelirleri ifade eder.
5. Bir Âkit Devlet mukimi
olan faizin gerçek lehdarı (faydalanan), faizin elde edildiği diğer Âkit
Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla orada ticari faaliyette bulunursa veya
bu diğer Devlette yer alan sabit bir yer vasıtasıyla orada serbest meslek
faaliyetinde bulunursa ve söz konusu faizin ödendiği alacak ile bu işyeri veya
sabit yer arasında etkin bir bağ bulunmaktaysa, 1 inci ve 2 nci fıkraların
hükümleri uygulanmayacaktır. Bu durumda, olayına göre, 7 nci veya 14 üncü madde
hükümleri uygulanacaktır.
6. Bir Âkit Devletin
kendisi, politik alt bölümü, mahalli idaresi veya mukimi tarafından ödenen
faizin, o Devlette elde edildiği kabul olunacaktır. Bununla beraber, faiz
ödeyen kişi mukim olsun ya da olmasın, bir Âkit Devlette faiz ödemeye neden olan
borç-alacak ilişkisiyle bağlantılı bir işyerine veya sabit yere sahip olduğunda
ve faiz bu işyerinden veya sabit yerden kaynaklandığında, söz konusu faizin
işyerinin veya sabit yerin bulunduğu Devlette elde edildiği kabul olunacaktır.
7. Alacak karşılığında
ödenen faizin miktarı, ödeyici ile gerçek lehdar (faydalanan) arasında veya her
ikisi ile bir başka kişi arasında var olan özel ilişki nedeniyle, böyle bir
ilişkinin olmadığı durumlarda ödeyici ve gerçek lehdar (faydalanan) arasında
faiz ödemesine neden olan alacak göz önüne alındığında kararlaştırılacak
miktarı aştığında, bu madde hükümleri en son bahsedilen miktara uygulanacaktır.
Bu durumda ilave ödeme bu Anlaşmanın diğer hükümleri de dikkate alınarak, her
bir Âkit Devletin mevzuatına göre vergilendirilecektir.
8. Faiz ödemesine neden
olan alacak ilişkisinin oluşturulması veya tahsisi ile ilgili olan herhangi bir
şahsın asıl amacı veya asıl amaçlarından biri bu oluşturma veya tahsis ile
başka türlü mümkün olmayacak bir şekilde bu maddeden yararlanmak ise bu madde
hükümleri uygulanmayacaktır.
MADDE 12
GAYRİ MADDİ HAK BEDELLERİ
1. Bir Âkit Devlette
doğan ve diğer Âkit Devletin bir mukimine ödenen gayri maddi hak bedelleri,
diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. Bununla beraber, söz
konusu gayrimaddi hak bedelleri, elde edildikleri Âkit Devlette ve o Devletin
mevzuatına göre de vergilendirilebilir; ancak, gayri maddi hak bedeli elde eden
gerçek lehdar (faydalanan) diğer Âkit Devletin bir mukimi ise, bu şekilde
alınacak vergi gayrimaddi hak bedelinin gayrisafi tutarının yüzde 10' unu
aşmayacaktır. Âkit Devletlerin yetkili makamları, bu sınırlandırmanın uygulanma
biçimini karşılıklı anlaşma yoluyla belirleyeceklerdir.
3. Bu maddede kullanılan
"Gayrimaddi hak bedelleri" terimi, sinema filmleri ve filmler veya
radyo televizyon kayıtlarında kullanılan bantlar, uydu, kablo, fiberoptik veya
benzeri teknolojiler ile yapılan yayınlar dahil olmak üzere; edebi, sanatsal
veya bilimsel her nevi telif hakkının, patentin, alameti farikanın, desen veya
modelin, planın, gizli formül veya üretim yönteminin kullanımı veya kullanım
hakkı, veya sınai, ticari veya bilimsel tecrübeye dayalı bilgi birikimi
karşılığında yapılan her tür ödemeyi kapsar.
4. Bir Âkit Devlet mukimi
olan gayrimaddi hak bedelinin gerçek lehdarı (faydalanan), söz konusu
gayrimaddi hak bedelinin elde edildiği diğer Âkit Devlette yer alan bir işyeri
vasıtasıyla orada ticari faaliyette bulunursa veya bu diğer Devlette yer alan
sabit bir yer vasıtasıyla serbest meslek faaliyetinde bulunursa ve söz konusu
bedelin ödendiği hak veya varlık ile bu işyeri veya sabit yer arasında etkin
bir bağ bulunmaktaysa, 1 inci ve 2 nci fıkra hükümleri uygulanmayacaktır. Bu
durumda, olayına göre, 7 nci veya 14 üncü madde hükümleri uygulanacaktır.
5. Bir Âkit Devletin kendisi,
politik alt bölümü, mahalli idaresi veya bu Devletin bir mukimi tarafından
ödenen gayrimaddi hak bedelinin, o Âkit Devlette elde edildiği kabul
olunacaktır. Bununla beraber, gayrimaddi hak bedelini ödeyen kişi, bir Âkit
Devletin mukimi olsun veya olmasın, bir Âkit Devlette gayrimaddi hak bedelini
ödemeye neden olan hak veya varlık ile bağlantılı bir işyerine veya sabit yere
sahip olduğunda ve gayrimaddi hak bedeli bu işyeri veya sabit yer tarafından
yüklenildiğinde, söz konusu gayrimaddi hak bedelinin, işyerinin veya sabit
yerin bulunduğu Âkit Devlette elde edildiği kabul olunacaktır.
6. Kullanım, hak veya
bilgi karşılığında ödenen gayri maddi hak bedelinin miktarı, ödeyici ile gerçek
lehdar ( faydalanan) arasında veya her ikisi ile bir başka kişi arasında var
olan özel ilişki nedeniyle, böyle bir ilişkinin olmadığı durumlarda ödeyici ile
gerçek lehdar (faydalanan) arasında kararlaştırılacak miktarı aştığında, bu
madde hükümleri yalnızca en son bahsedilen miktara uygulanacaktır. Bu durumda
ilave ödeme, bu Anlaşmanın diğer hükümleri de dikkate alınarak, her bir Âkit
Devletin mevzuatına göre vergilendirilecektir.
7. Gayrimaddi hak
bedelleri ödenmesine neden olan hakların oluşturulması veya tahsisi ile ilgili
olan herhangi bir şahsın asıl amacı veya asıl amaçlarından biri bu oluşturma
veya tahsis ile başka türlü mümkün olmayacak bir şekilde bu maddeden
yararlanmak ise bu madde hükümleri uygulanmayacaktır.
MADDE 13
SERMAYE DEĞER ARTIŞ KAZANÇLARI
1. Bir Âkit Devlet
mukimince, diğer Âkit Devlette yer alan ve 6 ncı maddede belirtilen gayrimenkul
varlıkların elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar, bu diğer Devlette
vergilendirilebilir.
2. Bir Âkit Devlet
teşebbüsünün diğer Âkit Devlette sahip olduğu bir işyerinin ticari varlığına
dahil menkul varlıkların veya bir Âkit Devlet mukiminin diğer Âkit Devlette
serbest meslek faaliyeti icra etmek üzere kullandığı sabit bir yere ait menkul
varlıkların elden çıkarılmasından doğan kazançlar, bu işyerinin (yalnız veya
tüm teşebbüsle birlikte) veya sabit yerin elden çıkarılmasından doğan kazançlar
da dahil olmak üzere, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
3. Bir Âkit Devlet
mukimince uluslararası trafikte işletilen gemi, vapur, uçak veya kara nakil
vasıtalarının veya gemi, vapur, uçak veya kara nakil vasıtalarının işletilmesiyle
ilgili menkul varlıkların elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar yalnızca bu
Devlette vergilendirilecektir.
4. 1, 2 ve 3 üncü
fıkralarda belirtilenlerin dışında kalan varlıkların elden çıkarılmasından
doğan kazançlar yalnızca, elden çıkaranın mukim olduğu Âkit Devlette
vergilendirilecektir. Bununla beraber, diğer Âkit Devlette elde edilen ve
bundan önceki cümlede bahsedilen sermaye değer artış kazançları, alış ve satış
arasındaki süre bir yılı aşmadığı takdirde, bu diğer Âkit Devlette de vergilendirilecektir.
MADDE 14
SERBEST MESLEK FAALİYETLERİ
1. Bir Âkit Devlet
mukiminin serbest meslek faaliyetleri veya bağımsız nitelikteki diğer
faaliyetler dolayısıyla elde ettiği gelir, bu kişi diğer Âkit Devlette
faaliyetlerini icra etmek için sürekli kullanabileceği bir sabit yere sahip
olmadıkça, yalnızca ilk bahsedilen Devlette vergilendirilebilecektir. Eğer kişi
böyle bir sabit yere sahip olursa, gelir bu diğer Devlette, söz konusu sabit
yere atfedilebilen miktarla sınırlı olmak üzere vergilendirilebilir.
2. "Serbest meslek
faaliyetleri" terimi, özellikle bağımsız olarak yürütülen bilimsel, edebi,
sanatsal, eğitici veya öğretici faaliyetleri, bunun yanı sıra doktorların,
avukatların, mühendislerin, mimarların, dişçilerin ve muhasebecilerin bağımsız
faaliyetlerini de kapsamına alır.
MADDE 15
BAĞIMLI FAALİYETLER
1. 16, 18, 19 ve 20 nci
maddelerinin hükümleri saklı kalmak üzere, bir Âkit Devlet mukiminin bir hizmet
akdi dolayısıyla elde ettiği ücret, maaş ve diğer benzeri gelirler, bu hizmet
diğer Âkit Devlette ifa edilmedikçe, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir.
Hizmet diğer Devlette ifa edilirse, buradan elde edilen söz konusu gelir bu
diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. 1 inci fıkra
hükümlerine bakılmaksızın, bir Âkit Devlet mukiminin diğer Âkit Devlette ifa
ettiği bir hizmet dolayısıyla elde ettiği gelir, eğer:
a) Gelir elde eden kişi,
diğer Devlette ilgili takvim yılı içinde başlayan veya biten herhangi bir 12
aylık dönemde bir veya bir kaç seferde toplam 183 günü aşmayan bir süre kalırsa,
ve
b) Ödeme, bu diğer
Devletin mukimi olmayan bir işveren tarafından veya böyle bir işveren adına
yapılırsa, ve
c) Ödeme, işverenin diğer
Devlette sahip olduğu bir işyerinden veya sabit yerden yapılmazsa,
yalnızca ilk bahsedilen
Devlette vergilendirilebilecektir.
3. 1 inci ve 2 nci
fıkralarla bağlı kalınmaksızın, bir Âkit Devlet mukimi tarafından uluslararası
trafikte işletilen bir gemi, vapur, uçak veya kara vasıtasında ifa edilen
hizmet karşılığı elde edilen gelir, teşebbüsün mukim olduğu Âkit Devlette
vergilendirilebilir.
4. Bu maddenin önceki
hükümlerine bağlı kalmaksızın, bir Âkit Devlet mukimi olan gerçek kişi
tarafından diğer Âkit Devletteki bir şantiye, inşaat veya kurma projesi veya
danışmanlık hizmetleri de dahil verilen hizmetler ile bağlantılı faaliyetlerden
elde edilen maaş, ücret ve benzeri ödemeler, bu faaliyetler sırasıyla 5 inci
maddenin 3 üncü fıkrası a) ve b) bentleri uyarınca işyeri kabul edilmiyorsa,
yalnızca ilk bahsedilen Devlette vergilendirilecektir.
MADDE 16
MÜDÜRLERE YAPILAN ÖDEMELER
Bir Âkit Devlet
mukiminin, diğer Âkit Devlet mukimi olan bir şirketin yönetim kurulu üyesi
olması dolayısıyla elde ettiği ücret ve diğer benzeri ödemeler, bu diğer
Devlette vergilendirilebilir.
MADDE 17
SANATÇI VE SPORCULAR
1. 14 ve 15 inci
maddelerin hükümlerine bakılmaksızın, bir Âkit Devlet mukimi olan tiyatro,
sinema, radyo veya televizyon sanatçısı gibi bir sanatçının veya bir müzisyenin
ya da bir sporcunun diğer Âkit Devlette icra ettiği şahsi faaliyetleri
dolayısıyla elde ettiği gelir, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. Bir sanatçının ya da
sporcunun icra ettiği bu nitelikteki şahsi faaliyetlerden doğan gelir,
kendisine değil de bir başkasına yönelirse, bu gelir bu Anlaşmanın 7, 14 ve 15
inci madde hükümleriyle bağlı kalınmaksızın, sanatçı ya da sporcunun
faaliyetlerinin icra edildiği Âkit Devlette vergilendirilebilir.
3. 1 inci ve 2 nci
fıkraların hükümleriyle bağlı kalınmaksızın, 1 inci fıkrada belirtilen ve Âkit
Devletlerin Hükümetleri tarafından kararlaştırılan kültürel ve sportif
değişimler kapsamında kâr amacı dışındaki amaçlara yönelik olarak yürütülen
faaliyetlerden elde edilen gelir, bu faaliyetlerin ifa edildiği Âkit Devlette
vergiden muaf tutulacaktır.
MADDE 18
EMEKLİ MAAŞLARI
1. 19 uncu maddenin 2
inci fıkrası hükümleri saklı kalmak üzere, bir Âkit Devlet mukimine geçmiş
çalışmalarının karşılığında ödenen emekli maaşları ve sağlanan diğer benzeri
menfaatler yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir.
2. Bu maddenin 1 inci
fıkra hükümlerine bakılmaksızın, bir Âkit Devletin sosyal güvenlik mevzuatı
kapsamında ödenen emekli maaşları ve diğer benzeri ödemeler, yalnızca bu
Devlette vergilendirilebilecektir. Ancak söz konusu emekli maaşları, eğer diğer
Âkit Devletin mukimi ve vatandaşı olan bir gerçek kişiye ödeniyorsa, yalnızca
diğer Âkit Devlette vergilendirilebilecektir.
MADDE 19
KAMU HİZMETİ
1. a) Bir Âkit Devlete
veya politik alt bölümüne veya mahalli idaresine bir gerçek kişi tarafından
verilen hizmetler karşılığında bu Devlet, alt bölüm veya idare tarafından
yapılan ve emekli maaşı dışında kalan ücret, maaş ve diğer benzeri ödemeler,
yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir.
b) Bununla beraber,
hizmet diğer Devlette icra edilirse ve gerçek kişi bu Devletin bir mukimi ise,
söz konusu ücret, maaş ve diğer benzeri ödemeler yalnızca bu diğer Âkit
Devlette vergilendirilecektir. Ancak, bu kişinin;
i) bu Devletin bir
vatandaşı olması; veya
ii) yalnızca bu hizmeti
sunmak için bu Devletin bir mukimi durumuna geçmemiş olması,
zorunludur.
2. a) Bir Âkit Devlete
veya politik alt bölümüne veya mahalli idaresine bir gerçek kişi tarafından
verilen hizmetler karşılığında, bu Devlet, alt bölüm veya idare tarafından veya
bunlarca oluşturulan fonlardan ödenen emekli maaşları, yalnızca bu Devlette
vergilendirilecektir.
b) Bununla beraber,
gerçek kişinin diğer Âkit Devletin bir mukimi ve vatandaşı olması halinde, söz
konusu emekli maaşı yalnızca bu diğer Devlette vergilendirilecektir.
3. Bir Âkit Devlet,
politik alt bölümü veya mahalli idaresi tarafından yürütülen ticari
faaliyetlerle bağlantılı hizmetlerle ilgili olarak yapılan ücret, maaş ve diğer
benzeri ödemeler ile emekli maaşlarına 15, 16 , 17 ve 18 inci maddelerin
hükümleri uygulanacaktır.
MADDE 20
ÖĞRETMENLER VE ÖĞRENCİLER
1. Bir Âkit Devletin
vatandaşı olan ve diğer Âkit Devlette yalnızca öğrenim ya da mesleki eğitim
amacıyla bulunan bir öğrenci veya stajyere, geçim, öğrenim veya mesleki
eğitimlerini sağlayabilmeleri için bu diğer Devletin dışındaki kaynaklardan
yapılan ödemeler, bu diğer Devlette vergilendirilmeyecektir.
2. Bir Âkit Devletin
vatandaşı olan ve diğer Âkit Devlet Hükümeti tarafından tanınan herhangi bir
üniversite, yüksekokul, okul veya benzeri kâr amacı gütmeyen eğitim kuruluşunun
daveti üzerine, bu diğer Âkit Devlette ilk varış tarihinden itibaren 2 yılı
geçmeyecek şekilde bu eğitim kuruluşunda yalnızca öğretim veya araştırma
faaliyetleri veya her ikisini icra etmek amacıyla bulunan kişinin, öğretim veya
araştırma için aldığı ücret bu diğer Devlet dışındaki kaynaklardan alınması
şartıyla, bu diğer Âkit Devlette vergiden muaf olacaktır.
3. Bu maddenin 2 nci
fıkra hükümleri, kamu menfaatine yönelik olmayan, fakat özel kişi veya
kişilerin menfaatine yürütülen araştırmalar dolayısıyla elde edilen araştırma
gelirlerine uygulanmayacaktır.
4. Bir Âkit Devletin
vatandaşı olup, diğer Âkit Devlette öğrenimi veya mesleği ile ilgili uygulama
alışkanlıkları kazanmak üzere, bir takvim yılı içinde 183 günü aşmayacak bir
dönemde veya dönemlerde hizmet ifa eden bir öğrenci veya stajyerin elde ettiği
ücretler, bu diğer Devlette vergilendirilmeyecektir.
MADDE 21
DİĞER GELİRLER
1. Bir Âkit Devlet
mukiminin, nerede doğarsa doğsun, bu Anlaşmanın daha önceki maddelerinde ele
alınmayan gelir unsurları, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir.
2. 6 ncı maddenin 2 nci
fıkrasında tanımlanan gayrimenkul varlıklardan elde edilen gelir hariç olmak
üzere, bir Âkit Devlet mukimi olan gelirin gerçek lehdarı, diğer Âkit Devlette
yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunursa veya bu diğer
Devlette bulunan sabit bir yer vasıtasıyla serbest meslek faaliyeti icra ederse
ve söz konusu işyeri ya da sabit yer ile geliri doğuran hak veya varlık
arasında etkin bir bağ bulunmakta ise bu gelire 1 inci fıkra hükümleri
uygulanmayacaktır. Bu durumda olayına göre, 7 nci veya 14 üncü madde hükümleri
uygulanacaktır.
MADDE 22
ÇİFTE VERGİLENDİRMENİN ÖNLENMESİ
1. Türkiye'de, çifte
vergilendirme aşağıdaki şekilde önlenecektir:
Bir Türkiye mukimi, bu
Anlaşma hükümleri uyarınca Lübnan'da vergilendirilebilen bir gelir elde ettiğinde,
Türkiye, bu kişinin gelirine isabet eden vergiden, Lübnan'da gelir üzerinden
ödenen verginin mahsubuna müsaade edecektir.
Bununla beraber, söz
konusu mahsup, Lübnan'da vergilendirilebilen gelir için, mahsuptan önce
Türkiye'de hesaplanan vergi miktarını aşmayacaktır.
2. Lübnan'da, çifte
vergilendirme aşağıdaki şekilde önlenecektir:
Bir Lübnan mukimi, bu
Anlaşma hükümleri uyarınca Türkiye'de vergilendirilebilen bir gelir elde
ettiğinde, Lübnan, bu kişinin gelirine isabet eden vergiden, Türkiye'de gelir
üzerinden ödenen verginin mahsubuna müsaade edecektir.
Bununla beraber, söz
konusu mahsup, Türkiye'de vergilendirilebilen gelir için, mahsuptan önce
Lübnan'da hesaplanan vergi miktarını aşmayacaktır.
MADDE 23
AYRIM YAPILMAMASI
1. Bir Âkit Devletin vatandaşları,
diğer Âkit Devlette, bu diğer Devletin vatandaşlarının aynı koşullarda,
özellikle mukimlik yönünden, karşı karşıya kaldıkları veya kalabilecekleri
vergilemeden ve buna bağlı mükellefiyetlerden değişik veya daha ağır bir
vergilemeye veya buna bağlı mükellefiyetlere tabi tutulmayacaklardır. Bu hüküm
aynı zamanda, 1 inci madde hükümleri ile bağlı kalınmaksızın, Âkit Devletlerden
birinin veya her ikisinin mukimi olmayan kişilere de uygulanacaktır.
2. 10 uncu maddenin 5
inci fıkrası hükümleri saklı kalmak üzere, bir Âkit Devlet teşebbüsünün diğer
Âkit Devlette sahip olduğu bir işyeri, diğer Devlette, bu diğer Devletin aynı
faaliyetleri yürüten teşebbüslerine göre daha az lehe bir vergileme ile karşı
karşıya kalmayacaktır.
3. Bir Âkit Devletin,
diğer Âkit Devletin bir veya birkaç mukimi tarafından, doğrudan veya dolaylı
olarak, kısmen veya tamamen sermayesine sahip olunan veya kontrol edilen
teşebbüsleri, ilk bahsedilen Devlette, bu Devletin benzeri teşebbüslerinin tabi
oldukları veya olabilecekleri vergilemeden ve buna bağlı mükellefiyetlerden
değişik veya daha ağır vergilemeye veya buna bağlı mükellefiyetlere tabi
tutulmayacaklardır.
4. Bu madde hükümleri,
bir Âkit Devletin kendi mukimlerine şahsi veya ailevi durumları dolayısıyla
uyguladığı şahsi indirimleri, vergi ve matrah indirimlerini diğer Âkit Devlet
mukimlerine de uygulamak zorunda olduğu yönünde anlaşılmayacaktır.
5. 9 uncu maddenin, 11
inci maddenin 7 nci fıkrası veya 12 nci maddenin 6 ncı fıkrası hükümlerinin
uygulanacağı haller hariç olmak üzere, bir Âkit Devlet teşebbüsünce diğer Âkit
Devletin bir mukimine ödenen faiz, gayrimaddi hak bedeli ve diğer ödemeler, bu
teşebbüsün vergilendirilebilir kazancının belirlenmesinde, aynı koşullarda ilk
bahsedilen Devletin bir mukimine ödenmiş gibi indirilebilir.
6. Bir Âkit Devlet mukimi
olan vatansız kişiler, her iki Âkit Devlette de, ilgili Devlet vatandaşlarının
aynı koşullarda, özellikle mukimlik yönünden karşı karşıya kaldıkları veya
kalabilecekleri vergilemeden ve buna bağlı mükellefiyetlerden değişik veya daha
ağır vergilemeye veya buna bağlı mükellefiyetlere tabi tutulmayacaktır.
MADDE 24
KARŞILIKLI ANLAŞMA USULÜ
1. Bir Âkit Devletteki
bir kişi, Âkit Devletlerden birinin veya her ikisinin işlemlerinin kendisi için
bu Anlaşma hükümlerine uygun düşmeyen bir vergileme yarattığı veya yaratacağı
kanaatine vardığında, bu Devletlerin iç mevzuatlarında öngörülen müracaat
usulleriyle bağlı kalmaksızın, durumu mukimi olduğu Âkit Devletin yetkili
makamına arz edebilir. Bu kişinin durumu 23 üncü maddenin 1 inci fıkrasına
uygun düşerse, o zaman vatandaşı olduğu Âkit Devletin yetkili makamına
başvurabilir. Söz konusu müracaat, Anlaşma hükümlerine aykırı vergilendirmeyi
doğuran işleme ilişkin ilk bildiriminden sonra; 2 yıl içerisinde yapılmalıdır.
2. Söz konusu yetkili
makam, itirazı haklı bulur ve kendisi tatminkar bir çözüme ulaşamaz ise,
Anlaşmaya ters düşen vergilemeyi önlemek amacıyla, diğer Âkit Devletin yetkili
makamıyla karşılıklı anlaşmaya gayret sarf edecektir.
3. Âkit Devletlerin
yetkili makamları, bu Anlaşmanın yorumundan veya uygulanmasından kaynaklanan
her türlü güçlüğü veya tereddütü karşılıklı anlaşmayla çözmek için gayret
göstereceklerdir. Yetkili makamlar aynı zamanda, Anlaşmada ele alınmayan
durumlardan kaynaklanan çifte vergilendirmenin ortadan kaldırılması için de
birbirlerine danışabilirler.
4. Âkit Devletlerin
yetkili makamları, bundan önceki fıkralarda belirtilen hususlarda anlaşmaya
varabilmek için birbirleriyle doğrudan haberleşebilirler. Anlaşmaya varabilmek
için sözlü görüş alışverişi gerekli görüldüğünde, bu görüşme, Âkit Devletlerin
yetkili makamlarının temsilcilerinden oluşan bir komisyon kanalıyla
yürütülebilir.
MADDE 25
MENFAATLERİN SINIRLANDIRILMASI
1. Bu Anlaşmanın diğer
hükümleriyle bağlı kalınmaksızın, eğer bir Âkit Devlet mukimi veya söz konusu
mukimle bağlantılı herhangi bir şahsın bu mukimliğin oluşturulması veya
mevcudiyetindeki esas amacı veya esas amaçlarından biri, bu anlaşmada sağlanan
ve başka şekilde elde edilemeyecek olan menfaatleri elde etmek ise, bu Âkit Devlet
mukimi bu anlaşma ile diğer Âkit Devlette sağlanan herhangi bir vergi istisnası
veya indirimden yararlanamayacaktır.
2. Bu Anlaşmadaki hiçbir
şey, bir Âkit Devletteki işletmenin diğer Âkit Devletteki bir işletme ile
yaptığı muamelelerden doğan giderlerin ve indirimlerin sınırlandırılmasına
ilişkin vergi kaçakçılığı ve vergiden kaçınmayı önleyen iç mevzuat hükümlerinin
uygulanmasını; bu tür işletmelerin kuruluşlarının veya aralarında yürütülen
muamelelerin esas amacı veya esas amaçlarından birinin bu Anlaşmada sağlanan ve
başka şekilde elde edilemeyecek olan menfaatleri elde etmek olması durumunda ,
etkilemeyecektir.
MADDE 26
BİLGİ DEĞİŞİMİ
1. Âkit Devletlerin
yetkili makamları, Âkit Devletler, politik alt bölümler veya mahalli idareleri
adına alınan her tür ve tanımdaki vergilerle ilgili bu Anlaşma hükümlerinin
veya bu Anlaşma ile uyumsuzluk göstermediği sürece iç mevzuat hükümlerinin
uygulanabilmesi için gerekli olan bilgileri, özellikle bu tür vergilerde hile
ve kaçakçılığı önlemek amacı ile, değişime tabi tutacaklardır. Bilgi değişimi 1
ve 2 nci maddeler ile sınırlı değildir. Bir Âkit Devlet tarafından alınan her
türlü bilgi, o Devletin kendi iç mevzuatı çerçevesinde elde ettiği bilgiler
gibi gizli tutulacak ve yalnızca ilk cümlede belirtilen vergilerin tahakkuk
veya tahsilleri veya cebri icra ya da kovuşturma veya bu hususlardaki
itirazlara bakmakla görevli kişi veya makamlara (adli makamlar ve idari
kuruluşlar dahil) verilebilecektir. Bu kişi veya makamlar söz konusu bilgileri
yalnızca bu amaçlar doğrultusunda kullanacaklardır. Bu kişi veya makamlar söz
konusu bilgileri mahkeme duruşmalarında veya adli kararlar alınırken
açıklayabilirler.
2. 1 inci fıkra
hükümleri, hiçbir surette bir Âkit Devleti:
a) Kendisinin veya diğer
Âkit Devletin mevzuatına ve idari uygulamalarına uymayacak idari önlemler alma;
b) Kendisinin veya diğer
Âkit Devletin mevzuatı veya normal idari işlemleri çerçevesinde elde edilemeyen
bilgileri sunma;
c) Herhangi bir ticari,
sınai, mesleki sırrı veya ticari işlemi aleni hale getiren bilgileri veya
aleniyeti kamu düzenine aykırı düşen bilgileri verme
yükümlülüğü altına
sokacak şekilde yorumlanamaz.
MADDE 27
TAHSİLATTA YARDIMLAŞMA
1. Âkit Devletler bu
Anlaşma ile- kapsanan vergilerin, faizlerinin, giderlerinin, eklerinin ve ceza
hukuku sınırlarına girmeyen para cezalarının tahsili amacıyla karşılıklı
yardımlaşmayı ve desteği taahhüt ederler.
2. Söz konusu talebe,
talebi yapan Âkit Devletin (talep eden Devlet) kanunlarınca, tahsilatı
yapılacak verginin ödenecek noktaya geldiğini gösteren belgeler eklenmelidir.
3. Bir Âkit Devletin
yetkili makamının talebi üzerine, diğer Âkit Devletin (talep edilen Devlet)
yetkili makamı, kendi Devletinde yukarıda bahsedilen vergilerin tahsiline
uygulanan kanun ve düzenleme hükümlerine uygun olarak, 1 inci fıkrada
belirtilen ve talep eden Devlette tahsil edilebilir hale gelmiş olan vergilerin
tahsilini sağlayacaktır. Bu alacaklar kendisinden talepte bulunulan Devlette
hiçbir öncelik kazanmayacak ve bu Devlet, kendi kanun ve düzenlemelerinin müsaade
etmediği hiçbir idari tedbiri alma yükümlülüğü altında tutulmayacaktır.
4. 26 ncı maddenin 1 inci
fıkra hükümleri, bu maddenin bundan önceki fıkralarının uygulanması için
kendisinden talepte bulunulan Devletin yetkili makamının bilgisine sunulan, bilgilere
de eşit olarak uygulanacaktır.
MADDE 28
DİPLOMAT HÜVİYETİNDEKİ MEMURLAR
VE KONSOLOSLUK MEMURLARI
Bu Anlaşma hükümleri,
diplomat hüviyetindeki memurlar veya konsolosluk memurlarının uluslararası
hukukun genel kuralları veya özel anlaşma hükümleri uyarınca yararlandıkları
mali ayrıcalıkları etkilemeyecektir.
MADDE 29
YÜRÜRLÜĞE GİRME
1. Her bir Âkit Devlet,
bu Anlaşmanın yürürlüğe girmesi için kendi mevzuatında gerekli olan işlemlerin
tamamlandığını diğerine bildirecektir. Bu Anlaşma, bu bildirimlerin
sonuncusunun alındığı tarihte yürürlüğe girecektir.
2. Bu Anlaşma hükümleri:
a) Kaynakta tevkif edilen
vergiler yönünden, bu Anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihi izleyen Ocak ayının
birinci günü veya daha sonra ödenen veya mahsup edilen miktarlar için; ve
b) Diğer vergiler
yönünden, bu Anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihi izleyen Ocak ayının birinci
günü veya daha sonra başlayan vergilendirme yılları için uygulanacaktır.
MADDE 30
YÜRÜRLÜKTEN KALKMA
Bu Anlaşma, süresiz
olarak yürürlükte kalacaktır. Âkit Devletlerden her biri, Anlaşmanın yürürlüğe
girdiği tarihten sonraki beş yıllık bir sürenin bitiminden sonra başlayan
herhangi bir takvim yılının sona ermesinden en az altı ay önce diplomatik
kanaldan fesih ihbarnamesi vermek suretiyle Anlaşmayı feshedebilir.
Bu durumda Anlaşma:
a) Kaynakta tevkif edilen
vergiler yönünden, fesih ihbarnamesinin verildiği takvim yılının bitiminden
sonra ödenen veya mahsup edilen miktarlar için, ve
b) Diğer vergiler
yönünden, fesih ihbarnamesinin verildiği takvim yılının bitiminden sonra
başlayan vergilendirme yılları için uygulanmayacaktır.
BU HUSUSLARI TEYİDEN,
aşağıda imzaları bulunan iki Devletin tam yetkili temsilcileri, bu Anlaşmayı
imzaladılar.
Her iki metin de aynı
derecede geçerli olmak üzere, çift nüsha olarak, İngilizce dilinde, 12 Mayıs 2004 tarihinde, Ankara'da
düzenlenmiştir.
|
|
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ |
LÜBNAN
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ |
|
|
ADINA |
ADINA |
|
|
Kürşad TÜZMEN |
Fouad SINIORA |
|
|
Devlet
Bakanı |
Maliye
Bakanı |