Dönem: 22 Yasama Yılı: 4
TBMM (S. Sayısı: 997)
2.7.2005 Tarihli ve 5387 Sayılı Bankacılık Kanunu ve
Anayasanın 89 uncu ve 104 üncü Maddeleri Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha
Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(1/1069)
Not: Kanun, Başkanlıkça
Anayasa ile Plan ve Bütçe komisyonlarına havale edilmiştir.
T.C.
Cumhurbaşkanlığı 22/07/2005
Sayı: B.01.0.KKB.01-18/A-14-2005-611
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
İLGİ: 07.07.2005 günlü,
A.01.0.GNS.0.10.00.02-10376/31448 sayılı yazınız.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Kurulu'nca 02.07.2005 gününde kabul edilen 5387 sayılı
"Bankacılık Kanunu" incelenmiştir:
1- İncelenen Yasa'nın,
a- Bankacılık Düzenleme
ve Denetleme Kurulu'na ilişkin kurallar içeren onuncu kısmında yer verilen
"Kurum personeli" başlıklı 92. maddesinde,
- Bankacılık Düzenleme ve
Denetleme Kurumu'na verilen görevlerin gerektirdiği sürekli görev ve
hizmetlerin, bankalar yeminli murakıpları ve yardımcıları, bankacılık uzman ve
yardımcıları, hukuk uzman ve yardımcıları ile bilişim uzman ve yardımcılarından
oluşan meslek personeli ve yönetim personeli eliyle yürütüleceği,
- Kurum'un her türlü
personelinin, Yasa'nın 84. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi dışında,
diğer bentlerindeki nitelikleri taşımalarının zorunlu olduğu,
- Başkan yardımcıları,
daire başkanları, müdürler, başkanlık müşavirleri ve meslek personelinin kadro
karşılığı sözleşmeli statüde çalıştırılacağı,
- Kadro karşılığı
sözleşmeli çalışan Kurum personelinin ücret, mali ve sosyal haklar dışında,
diğer personelin ise, her türlü hak ve yükümlülükleri yönünden 657 sayılı
Devlet Memurları Yasası'na bağlı bulunduğu,
- Kurum'un anahizmet
birimlerinde uzmanlık gerektiren işlerde meslek personeli çalıştırılmasının
esas olduğu,
- Anahizmet, danışma ve
yardımcı hizmet birimlerinde çalıştırılacak personelin niteliklerinin Başkan'ın
önerisi üzerine Kurul'ca belirleneceği,
- Bankacılık, hukuk ve
bilişim uzman yardımcılığı ile bankalar yeminli murakıp yardımcılığına
atanacakların merkezi yarışma sınavıyla belirlenenler arasından seçileceği,
- Kurum'un meslek ve
yönetim personelinin yeterlik ve yarışma sınavları, nitelikleri, çalışma yöntem
ve ilkeleri ile ilgili diğer konuların Kurum'ca çıkarılacak bir yönetmelikle
belirleneceği,
b-Tasarruf Mevduatı
Sigorta Fonu'na ilişkin kurallar içeren onikinci kısmında yer verilen "Fon
personeli" başlıklı 121. maddesinde de,
- Bu Yasa ile Fon'a
verilen görevlerin gerektirdiği hizmetlerin, Fon avukatları, Fon denetçisi ve
denetçi yardımcıları, Fon uzmanı ve uzman yardımcılarından oluşan meslek
personeli ile yönetim personeli eliyle yürütüleceği,
- Fon'un her türlü
personelinin bu Yasa'nın 113. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi dışında,
diğer bentlerindeki nitelikleri taşımalarının zorunlu olduğu,
- Başkan yardımcıları,
daire başkanları, müdürler, başkanlık müşavirleri ve meslek personelinin kadro
karşılığı sözleşmeli statüde çalıştırılacağı,
- Fon'un kadro karşılığı
sözleşmeli çalışan meslek personelinin ücret, mali ve sosyal haklar dışında her
türlü hak ve yükümlülükleri yönünden 657 sayılı Devlet Memurları Yasası'na
bağlı bulunduğu,
- Fon'un anahizmet
birimlerinde uzmanlık gerektiren işlerde meslek personeli çalıştırılmasının
esas olduğu,
- Fon denetçi
yardımcılığı ile Fon uzman yardımcılığına atanacakların merkezi yarışma
sınavıyla belirlenenler arasından seçileceği,
- Fon'un meslek ve
yönetim personelinin yeterlik ve yarışma sınavları, nitelikleri, çalışma yöntem
ve ilkeleri ile ilgili diğer konuların Fon tarafından çıkarılacak bir
yönetmelikle düzenleneceği,
belirtilmiştir.
Görüldüğü gibi, incelenen
Yasa'nın 92 ve 121. maddelerinde, Kurum'un ve Fon'un sürekli görev ve
hizmetlerinin meslek ve yönetim personeli eliyle yürütüleceği vurgulanmış; tüm
personelin, Yasa'nın 84 ve 113. maddelerinin birinci fıkralarının (d) bentleri
dışında, diğer bentlerindeki nitelikleri taşımalarının zorunlu olduğu kurala
bağlanmıştır.
Söz konusu 84 ve 113.
maddelerin birinci fıkralarında Kurul üyeliklerine atanacaklarda aranacak
koşullara yer verilmiştir. Aynı fıkraların ayrık tutulan (d) bentlerinde ise,
Kurul üyelerinin hangi öğrenim dallarında eğitim görenler arasından
atanabileceği açıklanmaktadır.
Buna göre, incelenen
Yasa'nın 92 ve 121. maddeleri uyarınca, Kurum'un ve Fon'un meslek ve yönetim
personelinin, öğrenim durumuna ilişkin olanlar dışında, Kurul üyeleri için
aranan koşulları taşıması gerekmektedir.
Böylece, Yasa'da, Kurum
ve Fon'un meslek personelinin hangi öğrenim düzeyinde ve hangi alanlarda eğitim
görenler arasından seçileceği konusu açıkta bırakılmıştır.
Yasa'nın 92 ve 121.
maddelerinin son fıkralarında ise, Kurum'un ve Fon'un meslek ve yönetim
personelinin niteliklerinin Kurum ve Fon tarafından çıkarılacak yönetmelikle
düzenleneceği öngörülmüştür.
Ayrıca, 92. maddenin
dördüncü fıkrasında, anahizmet, danışma ve yardımcı hizmet birimlerinde
çalıştırılacak personelin niteliklerinin Başkan'ın önerisi üzerine Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nca belirleneceği açıklanmıştır.
Yasa'nın 82 ve 111.
maddelerinde, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile Tasarruf Mevduatı
Sigorta Fonu'nun kamu tüzelkişiliğini haiz kurumlar olduğu belirtilmiş; 92 ve
121. maddelerinde de meslek personelinin ücret, mali ve sosyal haklar dışında
657 sayılı Yasa kurallarına bağlı bulunduğu vurgulanmıştır.
Bu durumda, Kurum ve Fon
personelinin, Anayasa'nın 128. maddesi bağlamında kamu görevlisi olduğunda
kuşku bulunmamaktadır.
Anayasa'nın 128.
maddesinin ikinci fıkrasında, kamu görevlilerinin niteliklerinin yasayla
düzenleneceği öngörülmüştür.
Bu nedenle, Kurum ve
Fon'un meslek personelinin, görevlerinin önemi ve özelliği de gözetilerek,
yükseköğretimin hangi dallarını bitirenler arasından seçileceğine Yasa'da yer
verilmesi gerekirken, bu konunun yönetmeliğe bırakılması Anayasa'nın 128.
maddesiyle bağdaşmamaktadır.
2- Yasa'nın geçici 23.
maddesinde,
"506 sayılı Kanunun
geçici 20 nci maddesi kapsamındaki bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri,
ticaret odaları, sanayi odaları, borsalar veya bunların teşkil ettikleri
birlikler personeli için kurulmuş bulunan sandıkların iştirakçileri ile
malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasından aylık veya gelir bağlanmış olanlar ile
bunların hak sahipleri herhangi bir işleme gerek kalmaksızın bu maddenin yayımı
tarihinden itibaren üç yıl içinde Sosyal Sigortalar Kurumuna devredilerek 506
sayılı Kanun kapsamına alınır. Devir tarihi itibarıyla sandık iştirakçileri 506
sayılı Kanun kapsamında sigortalı sayılırlar.
Devre esas olmak üzere
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı,
Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurumu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, Sosyal Sigortalar Kurumu, Sandık
iştirakçilerini istihdam eden kuruluş ve sandığı temsilen birer üyenin
katılımıyla oluşturulacak komisyonca her bir sandık için sandıktan ayrılan
iştirakçiler de dahil olmak üzere, devir tarihi itibarıyla devredilen kişilerle
ilgili olarak, sandıkların 506 sayılı Kanun kapsamındaki gelir ve giderleri
dikkate alınarak yükümlülüğünün peşin değeri hesaplanır. Peşin değerin
aktüeryal hesabında kullanılacak teknik faiz oranı olarak 30.6.2005 tarihi
itibarıyla en uzun vadeli iskontolu Yeni Türk Lirası cinsinden ihraç edilmiş
Devlet iç borçlanma senedinin ihraç anındaki nominal faiz oranının Orta Vadeli
Programda açıklanan tüketici fiyat indeksi yıl sonu enflasyon hedefi
kullanılarak reel hale getirilen faiz oranı esas alınarak belirlenir.
Belirlenen peşin değer,
onbeş yıldan fazla olmamak üzere, yıllık eşit taksitlerle her yıl için ayrı
ayrı Hazine Müsteşarlığınca açıklanacak Yeni Türk Lirası cinsinden iskontolu
ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetlerinin yıllık ortalama nominal faizi
üzerinden sandıklardan ve bu sandık iştirakçilerini istihdam eden kuruluşlardan
müteselsilen Sosyal Sigortalar Kurumunca 506 sayılı Kanun hükümlerine göre
tahsil edilir.
Devir işlemi
tamamlanıncaya kadar, sandık iştirakçilerine sağlanan sosyal sigorta yardımları
ile iştirakçilerin primlerinin tahsiline ilgili sandık mevzuat hükümlerine göre
sandıklarca devam edilir.
Bu madde kapsamındaki
yükümlülüklerin devrinden sonra sandıklar, 506 sayılı Kanunun öngördüğü sosyal
haklarının ve ödemelerinin üzerinde sağladıkları sosyal sigorta haklarına ve
ödemelerine devam edebilirler.
Devralınan iştirakçilerin
hizmet yılları ve primleri ödemek veya ödemiş olmak suretiyle 506 sayılı Kanuna
göre emsallerine uygun olarak intibaklarının yapılması da dahil olmak üzere, bu
maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Komisyonun önerisi üzerine
Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenir.
Söz konusu sandıklar ve
sandık iştirakçilerini istihdam eden kuruluşlar ile kurum bu madde uygulamasına
ilişkin tüm işlemler nedeniyle doğacak her türlü vergi, resim ve harçtan
muaftır."
düzenlemesine yer
verilmiştir.
Düzenlemede,
- 506 sayılı Sosyal
Sigortalar Yasası'nın geçici 20. maddesi kapsamındaki kurumların personeli için
kurulmuş bulunan özel sosyal güvenlik sandıkları iştirakçileri ile bu
sandıkların malullük, yaşlılık, ölüm sigortalarından aylık alanların ve
bunların hak sahiplerinin, herhangi bir işleme gerek kalmaksızın üç yıl içinde
Sosyal Sigortalar Kurumu'na devredilerek 506 sayılı Yasa kapsamına
alınacakları,
- Özel sandık
iştirakçilerinin, devir günü itibariyle 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalı
sayılacakları,
- Devredilecek her bir
sandığın yükümlülüğünün hesaplanacak peşin değerinin, onbeş yıl içinde, yıllık
eşit taksitlerle sandıklardan ve bu sandıkların iştirakçilerini çalıştıran
kuruluşlardan "müteselsilen" tahsil edileceği,
- Sosyal Sigortalar
Yasası kapsamına alınan özel sandık iştirakçilerinin 506 sayılı Yasa
kapsamındaki emsallerine uygun olarak intibaklarının yapılacağı,
- Devir işlemleri
tamamlanıncaya kadar, iştirakçilere özel sandıktan sağlanan sosyal sigorta
yardımlarının sürdürüleceği,
- Devirden sonra, özel
sandıkların, 506 sayılı Yasa'da öngörülenin üzerinde sağladıkları sosyal
sigorta haklarını ve ödemelerini sürdürebilecekleri,
öngörülmüştür.
Böylece, geçici 23. madde
düzenlemesi ile,
- 506 sayılı Yasa
kapsamında bulunmayan özel sosyal güvenlik sandıklarının iştirakçilerinin, bu
kuruluşlardan aylık alanlarla gelir bağlanmış olanların ve bunların hak
sahiplerinin özel hukuktan doğan sigorta ilişkileri sona erdirilmekte,
- Bu gibiler 506 sayılı
Yasa kapsamına alınarak özel hukuk kurallarına göre elde ettikleri aylık ve
diğer sosyal hakları kısmen de olsa ellerinden alınmakta,
- Buna karşılık özel
sosyal güvenlik sandıkları ve bu gibileri çalıştıran kuruluşlar Sosyal
Sigortalar Kurumu'na borçlandırılmakta,
- Özel sandıkların, mali
güçleri kalmayacağı için, sosyal sigorta yardımlarını sürdürmeleri eylemli
olarak olanaksız kılınmaktadır.
11.05.1976 günlü, 1992
sayılı Yasa ile 506 sayılı Yasa'ya eklenen,
- 506 sayılı Yasa'nın
geçici 20. maddesi kapsamındaki bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri,
ticaret ve sanayi odaları, borsalar ya da bunların oluşturdukları birliklerde
yeni işe girecek personeli 506 sayılı Yasa kapsamına alan,
- Çalışmakta olanların,
özel sandıkların ve bu sandıklardan aylık alan ya da gelir elde edenlerin
Sosyal Sigortalar Kurumu'na devrini öngören,
ek 1. maddesi, Anayasa
Mahkemesi'nin 25.01.1977 günlü, E.1976/36, K.1977/2 sayılı kararıyla iptal
edilmiştir. Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı 1961 Anayasası döneminde
alınmıştır. Ancak, karara dayanak oluşturan kurallara 1982 Anayasası'nda da yer
verilmiştir.
Gerçekten, 1961
Anayasası'nın 2. maddesindeki sosyal hukuk devleti ilkesine, 42. maddesindeki
çalışma hakkı ve ödevine, 48. maddesindeki sosyal güvenlik hakkına ilişkin
düzenlemelere 1982 Anayasası'nın sırasıyla 2, 49 ve 60. maddelerinde yer
verildiği görülmektedir. Bu nedenle, kararın gerekçeleri geçerliliğini
sürdürmektedir.
Anayasa Mahkemesi
kararında da belirtildiği gibi;
Anayasa'nın 2. maddesinde,
Türkiye Cumhuriyeti'nin bir "sosyal hukuk devleti" olduğu
belirtilmiş; 49. maddesinde, Devlet'in, çalışanların yaşam düzeyini yükseltmek,
çalışma yaşamını geliştirmek için çalışanları korumak, çalışmayı desteklemek ve
çalışma barışını sağlamak için gerekli önlemleri alacağı vurgulanmış; 60.
maddesinde, herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu, Devlet'in, bu
güvenliği sağlayacak gerekli önlemleri alacağı ve örgütü kuracağı kurala
bağlanmış; 65. maddesinde de, Devlet'in, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa
ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri
gözeterek mali kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getireceği
açıklanmıştır.
Anayasa'nın 49 ve 60.
maddelerindeki kurallar, 2. maddesinde vurgulanan "sosyal hukuk devleti"
ilkesini pekiştiren ve bunun gerçekleşmesini sağlayan düzenlemelerdir.
Kalkınma ve çağdaş
uygarlığa ulaşma çabası içinde olan ülkemizde, sosyal güvenlik örgütlerinin
tümünün Devlet'çe kurulamayacağı gerçeğini gözönüne alan Anayasa koyucu,
ekonomik ve sosyal amaçlara ulaşma ödevi yönünden Devlet'i, ancak mali
kaynaklarının yeterliği ölçüsünde yükümlü saymıştır.
Anayasa'nın anılan
kuralları uyarınca, Devlet, mali kaynaklarının gücüne göre sosyal sigortalar ve
sosyal yardım örgütlerini ya kendisi kurmak ya da kaynakları yeterlilik
göstermiyor yahut güvenliğin daha elverişli olarak sağlanacağı anlaşılıyorsa,
kurdurmak ve onu gözetip denetlemek ödevindedir.
Sosyal hukuk devletinin
temel amacı, sosyal hakların ve bu bağlamda sosyal güvenliğin en iyi, en güvenilir
ve en etkin biçimde sağlanmasıdır. Bunun için Devlet ya kendisi bu işi
üstlenerek sosyal güvenlik hakkını sağlayacak ya da kendi dışında bu hakkın
sağlanmasına olanak yaratarak kurulan örgütü denetleyecektir.
506 sayılı Yasa'nın
geçici 20. maddesinde, bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri, ticaret ve
sanayi odaları, borsalar ve bunların oluşturdukları birliklerin personeli,
maddede saptanan koşulların belirtilen süre içinde yerine getirilmesi durumunda
Sosyal Sigortalar Yasası kapsamı dışında tutulmuş ve bu kuruluşlar personeli
için özel sosyal güvenlik sandıklarını kurmuşlardır.
Yasa koyucu, yine geçici
20. madde ile, özel sosyal güvenlik sandıklarını Çalışma, Maliye, Sanayi ve
Ticaret bakanlıklarının birlikte denetimine bağlı kılmış ve özel sandıklarla
ilgili kuruluşları, bu bakanlıklarca alınması gerekli görülen önlemleri yerine
getirmekle yükümlü tutmuştur.
Böylece, geçici 20. madde
kapsamındaki personelin sosyal güvenlik hakkı, genel sosyal güvenlikten daha
iyi durumda olacak biçimde sağlanmış ve güvenceye alınmıştır.
Özel sosyal güvenlik
sandıkları ile bunlardan yararlananların genel sosyal sigortalar kapsamına
alınmaları için, önemli ve haklı nedenlerin olması ve bunların ortaya konulması
gerekir. Yapılan denetimler sonunda bu kuruluşların sosyal güvenliği
sağlayamayacak duruma düştüğünün saptanması, alınacak önlemlere karşın
aktüeryal açıklarının giderilemeyecek düzeye ulaştığının anlaşılması ya da
Devlet'in mali gücünün bu alana da el atacak düzeye yükselmesi gibi nedenler,
böyle bir işlemin haklı dayanağını oluşturabilecektir.
Oysa, 506 sayılı Yasa'nın
yürürlüğe girmesinden bu yana, geçici 20. maddede denetimle görevlendirilen
bakanlıklarca, özel sosyal güvenlik sandıklarının, mensuplarının sosyal
güvenlik haklarını sağlayamayacak duruma düşmüş oldukları saptanmamıştır.
Başka bir anlatımla, özel
statüde kurulan sosyal sigorta örgütlerinin, mensuplarının haklarını
karşılayamayacak biçimde kötü yönetildiği ve ilgililerin sosyal güvenlik
haklarını tehlikeye düşürdüğü ortaya konulmamıştır.
Tersine, özel sosyal
güvenlik kuruluşlarının, mensuplarına, Devlet'in kurduğu sosyal sigorta
örgütünden daha üstün yararlar sağladığı bilinen bir gerçektir.
Açıklarının kapatılması
için bundan böyle banka kaynaklarından yararlanamayacak olan özel sosyal
güvenlik sandıklarının mali durumlarının zayıflayabileceği, dolayısıyla bu
sandıkların mensuplarının sosyal güvenlik haklarını yeterince
karşılayamayacakları ve bu sandıklardan yararlananların zarar göreceği gibi
varsayımların haklı neden oluşturmayacağı ortadadır.
Çünkü, ilgili kuruluşa
hiçbir mali yükü olmayan, kendi geliriyle mensuplarının sosyal güvenlik
haklarını üst düzeyde sağlamayı sürdüren pekçok özel sosyal güvenlik sandığının
bulunması, yukarıda öne sürülen savı çürütmeye yeterlidir.
Üstelik, incelenen Yasa
kuralında, yalnız bankaların değil, sigorta ve reasürans şirketlerinin, ticaret
ve sanayi odalarının, borsaların ya da bunların oluşturduğu birliklerin
personeli için kurulmuş bulunan özel sosyal güvenlik sandıklarının iştirakçileri
ile bu sandıklardan aylık alanların ve gelir elde edenlerin de Sosyal
Sigortalar Kurumu'na devredilerek 506 sayılı Yasa kapsamına alınmaları
öngörülmektedir ki, bu da yine yukarıdaki savı geçersiz kılan bir başka
göstergedir.
Sonuç olarak, ilgili kuruluşlara
hiçbir mali yükü olmayan, kendi gelirleriyle mensuplarının sosyal güvenlik
haklarını en iyi biçimde karşılamayı sürdüren özel sandıkları Sosyal Sigortalar
Kurumu bünyesine aktaran, incelenen Yasa'nın geçici 23. maddesinin haklı bir
gerekçesinin olmadığı açıktır.
Haklı bir neden ortaya
konulmaksızın, Devlet'in kurduğu örgütten daha üstün sosyal güvenlik hakkı
sağlayan özel sosyal güvenlik sandıklarına el atılması, Anayasa'nın 2.
maddesindeki sosyal hukuk devleti ilkesi ve 60. maddesiyle bağdaşmamaktadır.
Her ne kadar, geçici 23.
maddenin beşinci fıkrasında,
"Bu madde
kapsamındaki yükümlülüklerin devrinden sonra sandıklar, 506 sayılı Kanunun
öngördüğü sosyal haklarının ve ödemelerinin üzerinde sağladıkları sosyal
sigorta haklarına ve ödemelerine devam edebilirler."
düzenlemesine yer
verilmiş ise de; devir nedeniyle hesaplanacak borç sonucu kaynakları büyük
ölçüde Sosyal Sigortalar Kurumu'na aktarılan, iştirakçisi kalmayacağı için prim
gelirinden de yoksun kalacak olan özel sandıkların ek ödeme yapma ya da diğer
sosyal hakları sürdürme olanağı bulamayacakları için, bu kural da yukarıda
varılan sonucu etkileyici nitelikte değildir.
Bu nedenlerle, incelenen
Yasa'nın, 506 sayılı Yasa'nın geçici 20. maddesi uyarınca oluşturulan özel
sosyal güvenlik sandıkları iştirakçilerinin, bu sandıklardan aylık alan ve
gelir elde edenlerin ve bunların hak sahiplerinin özel hukuk ilişkisinden
kaynaklanan sosyal güvenlik haklarını büyük ölçüde kaybetmelerine yol açacak
olan geçici 23. maddesi, Anayasa'nın 2. maddesindeki sosyal hukuk devleti
ilkesi ve 60. maddesine uygun düşmemektedir.
Yayımlanması yukarıda
açıklanan gerekçelerle uygun görülmeyen 5387 sayılı "Bankacılık
Kanunu", 92, 121 ve geçici 23. maddelerinin Türkiye Büyük Millet
Meclisi'nce bir kez daha görüşülmesi için, Anayasa'nın değişik 89 ve 104.
maddeleri uyarınca ilişikte geri gönderilmiştir.
Ahmet Necdet SEZER
Cumhurbaşkanı
Türkiye Büyük Millet
Meclisi
Plan ve Bütçe
Komisyonu
Esas No.: 1/1069 7.10.2005
Karar No.: 50
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Türkiye Büyük Millet
Meclisince kabul edilerek, 3.7.2005 tarihinde yayımlanmak üzere
Cumhurbaşkanlığına sunulan 2.7.2005 tarihli ve 5387 sayılı “Bankacılık Kanunu”
Cumhurbaşkanınca Anayasanın 89 ve 104 üncü maddeleri uyarınca bir daha
görüşülmek üzere 22.7.2005 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
geri gönderilmiş ve Başkanlıkça geri gönderme tezkeresi ile birlikte 19.9.2005
tarihinde tali komisyon olarak Anayasa Komisyonuna, esas komisyon olarak da
Komisyonumuza havale edilmiştir. Söz konusu Kanun, Komisyonumuzun 6.10.2005
tarihinde yapmış olduğu 1 inci birleşimde, Maliye Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonu Başkanlığı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Devlet Planlama Teşkilatı
Müsteşarlığı, Hazine Müsteşarlığı, Türkiye Bankalar Birliği yetkilileri ve
bankalarca kurulmuş bulunan özel emeklilik sandıklarının temsilcilerinin de
katılımlarıyla incelenip görüşülmüştür.
Cumhurbaşkanlığının geri
gönderme tezkeresinde;
- Yasanın 92 ve121 inci
maddelerinde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu ile Tasarruf Mevduatı
Sigorta Fonunun meslek ve yönetim personelinin, öğrenim durumuna ilişkin
olanlar dışında, Kurul üyeleri için aranan koşulları taşıması gerektiği
belirtilerek meslek personelinin hangi öğrenim düzeyinde ve hangi alanlarda
eğitim görenler arasından seçileceği konusunun açık bırakıldığı,
- Bankacılık Düzenleme ve
Denetleme Kurumu ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kamu tüzel kişiliğini
haiz kurumlar olması ve meslek personelinin ücret, malî ve sosyal haklar
dışında 657 sayılı Yasa kurallarına bağlı bulunması nedeniyle, Kurum ve Fon
personelinin, Anayasanın 128 inci maddesi bağlamında kamu görevlisi olduğu, bu
nedenle; Kurum ve Fonun meslek personelinin, görevlerinin önemi ve özelliği de
gözetilerek, yükseköğretimin hangi dallarını bitirenler arasından seçileceğine
Yasada yer verilmesi gerekirken, bu konunun yönetmeliğe bırakılmasının
Anayasanın 128 inci maddesiyle bağdaşmadığı,
- Yasanın Geçici 23 üncü
maddesi ile; 506 sayılı Yasanın Geçici 20 nci maddesi kapsamında bulunan özel
sosyal güvenlik sandıklarının iştirakçilerinin, bu kuruluşlardan aylık
alanlarla gelir bağlanmış olanların ve bunların hak sahiplerinin özel hukuktan
doğan sigorta ilişkilerinin sona erdirildiği, 506 sayılı Yasa kapsamına
alınarak özel hukuk kurallarına göre elde ettikleri aylık ve diğer sosyal
haklarının kısmen de olsa ellerinden
alındığı ve bununla birlikte özel sosyal güvenlik sandıkları ve bu gibileri
çalıştıran kuruluşların Sosyal Sigortalar Kurumuna borçlandırıldığı ve
böylelikle özel sandıkların malî güçleri kalmayacağı için, sosyal sigorta
yardımlarını sürdürmelerinin eylemli olarak olanaksız kılındığı,
- Kalkınma ve çağdaş
uygarlığa ulaşma çabası içinde olan ülkemizde, sosyal güvenlik örgütlerinin
tümünün Devlet tarafından kurulamayacağı gerçeğini göz önüne alan Anayasa
koyucunun, ekonomik ve sosyal amaçlara ulaşma ödevi yönünden Devleti, ancak
malî kaynaklarının yeterliği ölçüsünde yükümlü saydığı,
- Anayasanın, Devlete,
malî kaynaklarına göre sosyal sigortalar ve sosyal yardım örgütlerini kurmak,
kaynaklarının yetersiz olması ya da sosyal güvenliğin daha elverişli olarak
sağlanacağının anlaşılması halinde ise, başkalarına kurdurmak ve bunları
gözetip denetlemek ödevini yüklediği,
- Özel sosyal güvenlik
sandıkları ile bunlardan yararlananların genel sosyal sigortalar kapsamına
alınmaları için önemli ve haklı nedenlerin olması ve bunların ortaya konulması
gerektiği,
- Yapılan denetimler
sonunda bu kuruluşların sosyal güvenliği sağlayamayacak duruma düştüğünün
saptanması, alınacak önlemlere karşın aktüeryal açıklarının giderilemeyecek
düzeye ulaştığının anlaşılması ya da Devletin malî gücünün bu alana da el
atacak düzeye yükselmiş olması gibi nedenlerin, özel sandıkların Sosyal
Sigortalar Kurumu bünyesine aktarılmasının haklı dayanağını oluşturabileceği,
- Oysa özel statüde
kurulan sosyal sigorta sandıklarının, mensuplarının haklarını karşılayamayacak
biçimde kötü yönetildiğinin ve ilgililerin sosyal güvenlik haklarını tehlikeye
düşürdüğünün, denetimle görevlendirilen bakanlıklarca ortaya konulmadığı gibi,
mensuplarına Devletin kurduğu sosyal sigorta örgütünden daha üstün yararlar
sağladığının da bilinmekte olduğu,
- İlgili kuruluşa hiçbir
malî yükü olmayan, kendi geliriyle mensuplarının sosyal güvenlik haklarını üst
düzeyde sağlamayı sürdüren pek çok özel sosyal güvenlik sandığının
bulunmasının; açıklarının kapatılması için bundan böyle banka kaynaklarından
yararlanamayacak olan özel sosyal güvenlik sandıklarının malî durumlarının
zayıflayabileceği, dolayısıyla bu sandıkların mensuplarının sosyal güvenlik
haklarını yeterince karşılayamayacakları ve bu sandıklardan yararlananların
zarar göreceği gibi varsayımları yersiz hale getirdiği,
- Haklı bir neden ortaya
konulmaksızın, Devletin kurduğu örgütten daha üstün sosyal güvenlik hakkı
sağlayan özel sosyal güvenlik sandıklarına el atılarak, 506 sayılı Yasanın
geçici 20 nci maddesi uyarınca oluşturulan özel sosyal güvenlik sandıkları
iştirakçilerinin, bu sandıklardan aylık alan ve gelir elde edenlerin ve
bunların hak sahiplerinin özel hukuk ilişkisinden kaynaklanan sosyal güvenlik
haklarını büyük ölçüde kaybetmelerine yol açacak olan geçici 23 üncü maddenin,
Anayasanın 2 nci maddesindeki sosyal hukuk devleti ilkesi yanında 60 ıncı
maddesi ile de bağdaşmadığı,
- Anayasa Mahkemesinin
benzer nitelikteki bir düzenlemeyi 1961 Anayasası döneminde iptal ettiği ve
iptal gerekçesinde yer alan sosyal hukuk devleti ilkesi ve diğer kuralların
1982 Anayasası için de geçerliliğini koruduğu,
gibi hususlara yer
verilmiştir.
Komisyonumuzda Kanunun
geri gönderilen maddeleri üzerinde yapılan görüşmelerde;
- Kanunun Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kurulunda yeterince tartışılmadan kabul edildiği ve
Kanunun sadece geri gönderilen maddelerinin değil tamamının tartışılmasının
yerinde olacağı,
- Anayasada kamu
görevlilerinin niteliklerinin kanunla düzenlenmesinin öngörüldüğü, bu nedenle
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunda
çalışan personelin niteliklerinin yasayla belirlenmesinin Anayasal bir
zorunluluk olduğu,
- Cumhurbaşkanınca geri
gönderilen geçici 23 üncü maddenin, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanunu Tasarısının içinde yer almasının daha uygun olacağı,
- Hükümetin, özel sosyal
güvenlik sandıklarının Sosyal Sigortalar Kurumuna devrini gerektirecek haklı
gerekçeler ortaya koymadığı, ayrıca, devir işlemlerinin Hazineye malî yük
getirip getirmediğinin Komisyona sunulacak bilgiler ışığında titizlikle
değerlendirilmesi gerektiği,
- Kanunda devri öngörülen
sandıkların personelinin durumlarının açıklığa kavuşturulmadığı, bu durumun
sosyal devlet ilkesiyle bağdaşmadığı,
şeklindeki
değerlendirmeleri müteakip, Hükümet adına yapılan açıklamada;
- Kamu personeli olmak
için gerekli genel niteliklerin 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda
sayıldığı, her bir kamu personelinde aranılacak özel niteliklerin kanunla
düzenlenmesine gerek olmadığı, bu nedenle Anayasaya aykırılık iddiasının haklı
bulunmadığı,
- Cumhurbaşkanı
tarafından ileri sürülen Anayasaya aykırılık iddiasının, ne Komisyonda yapılan
görüşmeler sırasında ne de Genel Kurulda, iktidar veya muhalefet partisi
milletvekilleri tarafından dile getirildiği,
- Hükümetin sosyal güvenliği
tek bir çatı altında toplama politikasını benimsediği ve geçici 23 üncü madde
ile getirilen düzenlemenin de bu amaca yönelik olduğu,
- Özel sandıkların
bankalar için bir risk alanı oluşturduğu ve yapılan düzenleme ile ülkemizdeki
bankacılık sisteminin riskten arındırılmasının amaçlandığı,
- Bankacılık sistemi
içerisinde yaşanan krizler nedeniyle bankaların personel sayısının azalması
neticesinde prim toplanılamadığından sandıkların zor duruma düştüğü, ancak
yapılan düzenlemede ortaya çıkabilecek olan açığın banka tarafından giderilmesi
öngörüldüğü için Hazineye herhangi bir yük getirilmediği,
ifade edilmiştir.
Kanunun maddeleri
üzerinde yukarıda belirtilen görüşlerin ifade edilmesinden sonra maddeler
Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun
onayına sunulmak üzere Yüksek Başkanlığa saygıyla arz olunur.
|
Başkan |
Başkanvekili |
Sözcü |
||
|
Sait Açba |
M. Altan Karapaşaoğlu |
Sabahattin Yıldız |
||
|
Afyonkarahisar |
Bursa |
Muş |
||
|
Kâtip |
Üye |
Üye |
||
|
Mehmet Sekmen |
Halil Aydoğan |
Mehmet Zekai Özcan |
||
|
İstanbul |
Afyonkarahisar |
Ankara |
||
|
Üye |
Üye |
Üye |
||
|
Osman Kaptan |
M. Mesut Özakcan |
A.
Kemal Deveciler |
||
|
Antalya |
Aydın |
Balıkesir |
||
|
(Ayrışık
oy yazısı ektedir) |
(Ayrışık
oy yazısı ektedir) |
(İmzada
bulunamadı) |
||
|
Üye |
Üye |
Üye |
||
|
Ali Osman Sali |
Ahmet İnal |
Osman Nuri Filiz |
||
|
Balıkesir |
Batman |
Denizli |
||
|
Üye |
Üye |
Üye |
||
|
Alaattin Büyükkaya |
A. Kemal Kumkumoğlu |
Birgen Keleş |
||
|
İstanbul |
İstanbul |
İstanbul |
||
|
|
(Karşı
oy yazım ektedir) |
(Karşı
oy yazım ektedir) |
||
|
Üye |
Üye |
Üye |
||
|
Kemal Kılıçdaroğlu |
M. Mustafa Açıkalın |
Bülent Baratalı |
||
|
İstanbul |
İstanbul |
İzmir |
||
|
(Ayrışık
oy ektedir) |
|
(Ayrışık
oy yazım ektedir) |
||
|
Üye |
Üye |
Üye |
||
|
Y. Selahattin Beyribey |
Mustafa Elitaş |
Taner Yıldız |
||
|
Kars |
Kayseri |
Kayseri |
||
|
Üye |
Üye |
Üye |
||
|
Mikail Arslan |
Muzaffer Baştopçu |
Hasan Fehmi Kinay |
||
|
Kırşehir |
Kocaeli |
Kütahya |
||
|
Üye |
Üye |
Üye |
||
|
Muharrem Doğan |
Mustafa Özyürek |
Gürol
Ergin |
||
|
Mardin |
Mersin |
Muğla |
||
|
|
(Ayrışık
oyum var) |
(İmzada
bulunamadı) |
||
|
Üye |
Üye |
Üye |
||
|
O. Seyfi Terzibaşıoğlu |
Osman Seyfi |
Cemal Uysal |
||
|
Muğla |
Nevşehir |
Ordu |
||
|
Üye |
Üye |
Üye |
||
|
Kazım
Türkmen |
Musa Uzunkaya |
Sabahattin Cevheri |
||
|
Ordu |
Samsun |
Şanlıurfa |
||
|
(İmzada
bulunamadı) |
|
|
||
|
Üye |
Üye |
|
||
|
M. Ergun Dağcıoğlu |
M. Akif Hamzaçebi |
|
||
|
Tokat |
Trabzon |
|
||
|
|
(Ayrışık
oy yazısı ektedir) |
|
||
|
|
|
|
||
AYRIŞIK OY
1. Bankacılık Kanununun 92 nci
maddesinin dördüncü ve son fıkrası ile 121 inci maddenin son fıkrası
Sayın Cumhurbaşkanı tarafından yayımlanması uygun
bulunmayan, 5387 sayılı “Bankacılık Kanunu”, 92, 121 ve geçici 23 üncü
maddelerinin Türkiye Büyük Millet Meclisince bir kez daha görüşülmesi için,
Anayasa’nın değişik 89 ve 104 üncü maddeleri uyarınca Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına geri gönderilmiştir.
Bankacılık Kanununun 92 ve 121 inci maddelerinin son
fıkralarında, Kurum’un ve Fon’un meslek ve yönetim personelinin niteliklerinin
Kurum ve Fon tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği öngörülmüştür.
Ayrıca, 92 nci maddenin dördüncü fıkrasında, anahizmet,
danışma ve yardımcı hizmet birimlerinde çalıştırılacak personelin
niteliklerinin Başkan’ın önerisi üzerine Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurulunca belirleneceği açıklanmıştır.
Bankacılık Kanununun 82 ve 111 inci maddelerinde, Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile Tasarruf Mevduatı-Sigorta Fonu’nun kamu
tüzelkişiliğini haiz kurumlar olduğu belirtilmiş; 92 ve 121 inci maddelerinde
de meslek personelinin ücret, mali ve sosyal haklar dışında 657 sayılı Yasa
kurallarına bağlı bulunduğu vurgulanmıştır.
Bu durumda, Kurum ve Fon personelinin, Anayasa’nın 128 inci
maddesi bağlamında kamu görevlisi olduğunda kuşku bulunmamaktadır. Buna göre,
düzenleme, Anayasa’nın “Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri,
atanmaları, görev ve yetkileri... diğer özlük işleri kanunla düzenlenir.” diyen
128 inci maddesine aykırıdır. Devletin yürütmekle yükümlü olduğu kamu
hizmetlerini yerine getirenlerin görev ve sorumluluklarının yasalarla
belirlenmesi ve buna uygun davranılması hukuk devletinin gereğidir. Anayasa’nın
açıkça kanunla düzenleneceğini belirttiği bir konunun yönetmelikle düzenlenmesi
Anayasa’nın, 128 inci maddesine ve yasa ile düzenlemenin, yasa ile yetkilendirme
olmadığı Anayasa Mahkemesince birçok kez karara bağlandığı için Anayasa’nın 7
nci maddesine aykırıdır.
2. Bankacılık Kanununun Geçici 23 üncü maddesi
Sayın Cumhurbaşkanı’nın geri gönderme gerekçesinde de
belirtildiği üzere Geçici 23 üncü maddede yapılan düzenleme ile;
- 506 sayılı Yasa kapsamında bulunmayan özel sosyal güvenlik
sandıklarının iştirakçilerinin, bu kuruluşlardan aylık alanlarla gelir
bağlanmış olanların ve bunların hak sahiplerinin özel hukuktan doğan sigorta
ilişkileri sona erdirilmekte,
- Bu gibiler 506 sayılı Yasa kapsamına alınarak özel hukuk
kurallarına göre elde ettikleri aylık ve diğer sosyal hakları kısmen de olsa
ellerinden alınmakta,
- Buna karşılık özel sosyal güvenlik sandıkları ve bu
gibileri çalıştıran kuruluşlar Sosyal Sigortalar Kurumu’na borçlandırılmakta,
- Özel sandıkların, mali güçleri kalmayacağı için, sosyal
sigorta yardımlarını sürdürmeleri eylemli olarak olanaksız kılınmaktadır.
Anayasa Mahkemesi’nin 25.1.1977 günlü, E.1976/36, K.1977/2
sayılı kararında (R.G.9.7.1977, sa.15932, Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı 1961
Anayasası döneminde alınmıştır. Ancak, karara dayanarak oluşturan kurallar 1982
Anayasası’nda da yer almıştır) belirtildiği üzere; özel sosyal güvenlik
sandıkları ile bunlardan yararlananların genel sosyal sigortalar kapsamına
alınmaları için, önemli ve haklı nedenlerin olması ve bunların ortaya konulması
gerekir. Yapılan denetimler sonunda bu kuruluşların sosyal güvenliği
sağlayamayacak duruma düştüğünün saptanması, alınacak önlemlere karşın aktüeryal
açıklarının giderilemeyecek düzeye ulaştığının anlaşılması ya da Devletin mali
gücünün bu alana da el atacak düzeye yükselmesi gibi nedenler böyle bir işlemin
haklı dayanağını oluşturabilecektir.
Bu nedenle bu konuda yapılacak bir düzenleme ancak 506 sayılı
Sosyal Sigortalar Yasası’nın geçici 20 nci maddesi kapsamındaki kurumların
personeli için kurulmuş bulunan özel sosyal güvenlik sandıkları iştirakçileri
ile bu sandıkların malullük, yaşlılık, ölüm sigortalarından aylık alanların ve
bunların hak sahiplerinin tümünün değil ancak mensuplarının sosyal güvenlik
haklarını sağlayamayacak duruma düşmüş oldukları saptananların Sosyal
Sigortalar Kurumu’na devrini öngörmesi halinde Anayasa’ya uygun olur. Tabi ki
bu düzenleme kazanılmış hakları korumalıdır.
Geçici 23 üncü maddenin belirtilen şekilde bir değişiklik
yapılmadan aynen kabul edilmesi halinde, böyle bir düzenleme; Anayasa’nın 2 nci
maddesinin Türkiye Cumhuriyeti’nin bir “sosyal hukuk devleti” olduğu hükmüne,
Anayasa’nın 49 uncu maddesinin Devlet’in çalışanların yaşam düzeyini
yükseltmek, çalışma yaşamını geliştirmek için çalışanları korumak, çalışmayı
desteklemek ve çalışma barışını sağlamak için gerekli önlemleri alacağı
hükmüne, Anayasa’nın 60 ıncı maddesinin herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip
olduğu, Devlet’in bu güvenliği sağlayacak gerekli önlemleri alacağı ve örgütü
kuracağı hükmüne ve Anayasa’nın 65 inci maddesinin Devlet’in, sosyal ve
ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına
uygun öncelikleri gözeterek mali kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine
getireceği hükmüne aykırı düşecektir.
Düzenleme bu şekliyle anılan sandıkların mensubu olan
yaklaşık 300.000 kişilik bir kitlenin kazanılmış haklarını ellerinden
almaktadır. Düzenleme bu şekliyle de Anayasa’ya aykırıdır.
Öte yandan Bankacılık Kanunu Tasarısının Plan ve Bütçe
Komisyonu görüşmeleri sırasında komisyon toplantılarının son gününde sabaha
karşı verilen bir önerge ile Tasarıya dahil edilen bu madde gerçekte halen Plan
ve Bütçe Komisyonunun gündeminde olan Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısında
düzenlenmekteydi. Sosyal Güvenlik Sisteminin bütünlüğü içinde değerlendirilmesi
gereken bir konunun ilgili Tasarıdan koparılarak Bankacılık Yasasına
eklenmesini her şeyden önce ilke olarak doğru bulmuyoruz.
Ayrıca bu madde kapsamına alınan sandıkların mali açıdan zor
durumda olup olmadıkları, aktüeryal dengelerinin bugün ve gelecekteki durumun
ne olduğu hükümet tarafından ortaya konulmamış, komisyon üyeleri ve kamuoyu
bilgilendirilmemiştir. Bu çerçevede eğer sandıkların varlık kaynaklarının kötü
yönetilmesi nedeniyle bugün veya gelecekte zor duruma düşmeleri söz konusuysa
buradan kaynaklanacak mali yükümlülüğün de Hazine’nin sırtına yüklenmesinin söz
konusu olmaması gerekir. Bu sorumluluk kaynakların kötü kullanılması ölçüsünde
sandık yönetimlerine, dolayısıyla bankalara da ait olmalıdır. Böyle bir durumun
olup olmadığı konusunda komisyon bilgilendirilmemiştir.
Düzenleme, bu şekliyle sosyal güvenlik sistemine ilişkin
olmaktan çok banka piyasasındaki satışları kolaylaştırmak amacını taşımaktadır.
Bu kolaylaştırma iştirakçilerin kazanılmış haklarının ellerinden alınması
pahasına yapılmaktadır.
Sosyal Güvenlik Kurumlarının tek çatı altında birleşmesini
gerçekleştirecek bir yasal düzenleme yapılmadan yukarıda belirttiğimiz
hususları kapsayacak, endişeleri giderecek nitelikte dahi olsa bir yasal
düzenleme yapılmasını da doğru bulmuyoruz.
|
M. Akif Hamzaçebi |
Birgen Keleş |
Osman Kaptan |
|
Trabzon |
İstanbul |
Antalya |
|
M. Mesut Özakcan |
A. Kemal Kumkumoğlu |
Kemal Kılıçdaroğlu |
|
Aydın |
İstanbul |
İstanbul |
|
Bülent Baratalı |
Mustafa Özyürek |
|
|
İzmir |
Mersin |
|
ANAYASANIN 89 UNCU VE 104
ÜNCÜ MADDELERİ GEREĞİNCE CUMHURBAŞKANINCA BİR DAHA GÖRÜŞÜLMEK ÜZERE GERİ
GÖNDERİLEN KANUN
BANKACILIK
KANUNU
Kanun
No. 5387
Kabul Tarihi:
2.7.2005
BİRİNCİ KISIM
Genel Hükümler
Amaç
MADDE 1.- Bu Kanunun amacı, finansal piyasalarda güven ve
istikrarın sağlanmasına, kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışmasına,
tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerinin korunmasına ilişkin usûl ve
esasları düzenlemektir.
Kapsam
MADDE 2.- Türkiye'de kurulu mevduat bankaları, katılım
bankaları, kalkınma ve yatırım bankaları, yurt dışında kurulu bu nitelikteki
kuruluşların Türkiye'deki şubeleri, finansal holding şirketleri, Türkiye
Bankalar Birliği, Türkiye Katılım Bankaları Birliği, Bankacılık Düzenleme ve
Denetleme Kurumu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ve bunların faaliyetleri bu
Kanun hükümlerine tâbidir.
Özel kanunlarla kurulmuş olan bankalar hakkında da
kanunlarında yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun hükümleri
uygulanır.
Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler tatbik
olunur.
Tanımlar ve kısaltmalar
MADDE 3.- Bu Kanunun uygulanmasında;
İlişkili Bakan: Başbakan veya görevlendireceği Devlet
Bakanını,
Kurul: Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunu,
Kurum: Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunu,
Başkan: Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkanını,
Merkez Bankası: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Anonim
Şirketini,
Fon: Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunu,
Fon Kurulu: Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Kurulunu,
Fon Başkanı: Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Kurulu
Başkanını,
Kredi kuruluşu: Mevduat bankalarını ve katılım bankalarını,
Kuruluş birlikleri: Türkiye Bankalar Birliği ve Türkiye
Katılım Bankaları Birliğini,
Banka: Mevduat bankaları ve katılım bankaları ile kalkınma
ve yatırım bankalarını,
Mevduat bankası: Bu Kanuna göre kendi nam ve hesabına
mevduat kabul etmek ve kredi kullandırmak esas olmak üzere faaliyet gösteren
kuruluşlar ile yurt dışında kurulu bu nitelikteki kuruluşların Türkiye'deki
şubelerini,
Katılım bankası: Bu Kanuna göre özel cari ve katılma
hesapları yoluyla fon toplamak ve kredi kullandırmak esas olmak üzere faaliyet
gösteren kuruluşlar ile yurt dışında kurulu bu nitelikteki kuruluşların
Türkiye'deki şubelerini,
Kalkınma ve yatırım bankası: Bu Kanuna göre mevduat veya
katılım fonu kabul etme dışında; kredi kullandırmak esas olmak üzere faaliyet
gösteren ve/veya özel kanunlarla kendilerine verilen görevleri yerine getiren
kuruluşlar ile yurt dışında kurulu bu nitelikteki kuruluşların Türkiye'deki
şubelerini,
Finansal holding şirketi: İçlerinden en az bir tanesi bir
kredi kuruluşu olmak şartıyla bağlı ortaklıklarının tümü veya çoğunluğu kredi
kuruluşu veya finansal kuruluş olan şirketi,
Şube: Elektronik işlem cihazlarından ibaret birimler hariç
olmak üzere, bankaların bağımlı bir parçasını oluşturan ve bu kuruluşların
faaliyetlerinin tamamını veya bir kısmını kendi başına yapan, sabit ya da
seyyar bürolar gibi her türlü işyerini,
Merkez şube: Yurt dışında kurulu bir bankanın Türkiye'de
açtığı şubeyi, birden fazla şubenin olması hâlinde ise Kuruma bildirilecek ve
Kurulca onaylanacak şubeyi,
Fon bankası: Mülga 3182 sayılı Bankalar Kanunu, bu Kanunla
yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Bankalar Kanunu ve bu Kanun uyarınca temettü
hariç ortaklık hakları ile yönetimi ve denetimi Fona intikal eden bankalar ile
Fonun çoğunluk hissesine sahip olduğu bankaları,
Finansal kuruluş: Kredi kuruluşları dışında kalan ve
sigortacılık, bireysel emeklilik veya sermaye piyasası faaliyetlerinde bulunmak
veya bu Kanunda yer alan faaliyet konularından en az birini yürütmek üzere
kurulan kuruluşlar ile kalkınma ve yatırım bankaları ve finansal holding
şirketlerini,
Kontrol: Bir tüzel kişinin; sermayesinin, asgarî yüzde
ellibirine sahip olma şartı aranmaksızın, çoğunluğuna doğrudan veya dolaylı
olarak sahip olunması veya bu çoğunluğa sahip olunmamakla birlikte imtiyazlı
hisselerin elde bulundurulması veya diğer hissedarlarla yapılan anlaşmalara
istinaden oy hakkının çoğunluğu üzerinde tasarrufta bulunulması suretiyle veya
herhangi bir suretle yönetim kurulu üyelerinin karara esas çoğunluğunu
atayabilme ya da görevden alma gücünün elde bulundurulmasını,
Ana ortaklık: Kontrolündeki ortaklıklar ile Kurul tarafından
belirlenen usûl ve esaslarla tanımlanan ortaklıkların finansal tablolarını
kendi nezdinde konsolide eden banka veya finansal holding şirketini,
Bağlı ortaklık: Ana ortaklığın kontrolü altında faaliyet
gösteren ortaklıkları,
Nitelikli pay: Bir ortaklığın sermayesinin veya oy
haklarının doğrudan veya dolaylı olarak yüzde on veya daha fazlasını teşkil
eden paylar ile bu oranın altında olsa dahi yönetim kurullarına üye belirleme
imtiyazı veren payları,
Hâkim ortak: Bir ortaklığı doğrudan ya da dolaylı olarak,
tek başına veya birlikte kontrol eden gerçek veya tüzel kişiyi,
Yöneticiler: Bankanın yönetim kurulu, denetim komitesi ve
kredi komitesi başkan ve üyeleri ile genel müdür, genel müdür yardımcıları ve
imza yetkisine sahip mensuplarından; bölge müdürleri, şube müdürleri ve genel
müdürlük merkez teşkilatında yer alan bölüm, kısım, grup ve bunlara eşdeğer
isimler altında faaliyet gösteren birimlerin yöneticilerini,
Mevduat: Yazılı ya da sözlü olarak veya herhangi bir şekilde
halka duyurulmak suretiyle ivazsız veya bir ivaz karşılığında, istendiğinde ya
da belli bir vadede geri ödenmek üzere kabul edilen parayı,
Tasarruf mevduatı: Mevduat bankaları nezdinde açtırılan,
gerçek kişilere ait ve münhasıran çek keşide edilmesi dışında ticari işlemlere
konu olmayan mevduat hesaplarını,
Özel cari hesap: Katılım bankalarında açılabilen ve
istenildiğinde kısmen veya tamamen her an geri çekilebilme özelliği taşıyan ve
karşılığında hesap sahibine herhangi bir getiri ödenmeyen fonların oluşturduğu
hesapları,
Katılma hesabı: Katılım bankalarına yatırılan fonların bu
kurumlarca kullandırılmasından doğacak kâr veya zarara katılma sonucunu veren,
karşılığında hesap sahibine önceden belirlenmiş herhangi bir getiri ödenmeyen
ve anaparanın aynen geri ödenmesi garanti edilmeyen fonların oluşturduğu
hesapları,
Katılım fonu: Katılım bankaları nezdinde açtırılan gerçek ve
tüzel kişilere ait özel cari hesap ve katılma hesaplarında yer alan parayı,
Destek hizmeti kuruluşu: Kurulca belirlenecek esaslar
çerçevesinde Merkez Bankası tarafından kurulmuş ya da Merkez Bankası bünyesinde
faaliyet gösterenler ile Sermaye Piyasası Kurulunun denetiminde bulunan takas,
saklama ve merkezi kayıt hizmeti kuruluşları hariç, bu Kanun kapsamındaki
kuruluşlara ana hizmetlerinin uzantısı veya tamamlayıcısı niteliğinde hizmet
veren kuruluşları,
Kıyı bankacılığı: Bankacılık faaliyetleri, kurulu bulunulan
ülke harici ile sınırlı tutulan veya ülke genelinde uygulanan ekonomik ve malî
mevzuata tâbi olmayan ya da kurulu bulunulan ülkede yerleşik olanlardan mevduat
ve fon kabulünün yasaklandığı bankacılığı,
İfade eder.
Faaliyet konuları
MADDE 4.- Bankalar, diğer kanunlarda öngörülen hükümler
saklı kalmak kaydıyla aşağıda belirtilen faaliyetleri gerçekleştirebilirler:
a) Mevduat kabulü.
b) Katılım fonu kabulü.
c) Nakdî, gayrinakdî her cins ve surette kredi verme
işlemleri.
d) Nakdî ve kaydî ödeme ve fon transferi işlemleri, muhabir
bankacılık veya çek hesaplarının kullanılması dahil her türlü ödeme ve tahsilat
işlemleri.
e) Çek ve diğer kambiyo senetlerinin iştirası işlemleri.
f) Saklama hizmetleri.
g) Kredi kartları, banka kartları ve seyahat çekleri gibi
ödeme vasıtalarının ihracı ve bunlarla ilgili faaliyetlerin yürütülmesi
işlemleri.
h) Efektif dahil
kambiyo işlemleri; para piyasası
araçlarının alım ve satımı; kıymetli maden ve taşların alımı, satımı veya
bunların emanete alınması işlemleri.
i) Ekonomik ve finansal göstergelere, sermaye piyasası
araçlarına, mala, kıymetli madenlere ve dövize dayalı; vadeli işlem
sözleşmelerinin, opsiyon sözleşmelerinin, birden fazla türev aracı içeren basit
veya karmaşık yapıdaki finansal araçların alımı, satımı ve aracılık işlemleri.
j) Sermaye piyasası araçlarının alım ve satımı ile geri alım
veya tekrar satım taahhüdü işlemleri.
k) Sermaye piyasası araçlarının ihraç veya halka arz yoluyla
satışına aracılık işlemleri.
l) Daha önce ihraç edilmiş olan sermaye piyasası araçlarının
aracılık maksadıyla alım satımının yürütülmesi işlemleri.
m) Başkaları lehine teminat, garanti ve sair yükümlülüklerin
üstlenilmesi işlemleri gibi garanti işleri.
n) Yatırım danışmanlığı işlemleri.
o) Portföy işletmeciliği ve yönetimi.
p) Hazine Müsteşarlığı ve/veya Merkez Bankası ve kuruluş
birlikleri nezdinde oluşturulan bir sözleşme kapsamında üstlenilen
yükümlülükler çerçevesinde alım satım işlemlerine ilişkin piyasa yapıcılığı.
r) Faktöring ve forfaiting işlemleri.
s) Bankalararası piyasada para alım satımı işlemlerine
aracılık.
t) Finansal kiralama işlemleri.
u) Sigorta acenteliği ve bireysel emeklilik aracılık
hizmetleri.
v) Kurulca belirlenecek diğer faaliyetler.
Mevduat bankaları birinci fıkranın (b) ve (t), katılım
bankaları (a), kalkınma ve yatırım bankaları (a) ve (b) bentlerinde belirtilen
faaliyetleri gerçekleştiremezler.
Dolaylı pay sahipliği
MADDE 5.- Bu Kanunun uygulanmasında, gerçek kişilere ait
dolaylı pay sahipliğinin belirlenmesinde, bir gerçek kişi ile eş ve çocuklarına
ve bunların sınırsız sorumlulukla katıldıkları ortaklıklara veya bu kişi veya
ortaklıkların ayrı ayrı veya birlikte kontrol ettikleri ortaklıklara ait paylar
birlikte dikkate alınır. Tüzel kişilere ait dolaylı pay sahipliğinin
belirlenmesinde, bunlara ait paylar ile bunların kontrol ettikleri ortaklıklara
ait paylar birlikte hesaplanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurul
tarafından belirlenir.
İKİNCİ KISIM
İzne Tâbi İşlemler
BİRİNCİ
BÖLÜM
Kuruluş
ve Faaliyet İzinleri
Kuruluş veya Türkiye'de
şube ve temsilcilik açma izni
MADDE 6.- Türkiye'de bir bankanın kurulmasına veya yurt
dışında kurulmuş bir bankanın Türkiye'deki ilk şubesinin açılmasına, bu Kanunda
öngörülen şartların yerine getirilmesi kaydıyla Kurulun en az beş üyesinin aynı
yöndeki oyuyla alınacak kararla izin verilir.
İzin için yapılacak başvurulara ve iznin verilmesine ilişkin
usûl ve esaslar Kurulca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. İzne ilişkin
karar, başvurunun yapıldığı ya da başvuruda eksiklik bulunması hâlinde,
istenilen bilgi ve belgelerin tamamlandığı tarihten itibaren üç ay içinde ilgiliye
bildirilir. Eksikliklerin altı ay içinde giderilmemesi hâlinde başvuru geçersiz
hale gelir.
Türkiye'de münhasıran kıyı bankacılığı faaliyetinde bulunmak
üzere banka kurulması veya yurt dışında kurulu bankalarca bu amaçla şube
açılması, bunların faaliyet alanları ile finansal raporlama ve denetim usûlleri
ve faaliyetlerinin geçici veya sürekli olarak durdurulması hususları Kurul
kararıyla belirlenir.
Yurt dışında kurulu bankalar, mevduat veya katılım fonu
kabul etmemek ve Kurulca belirlenecek esaslara göre faaliyet göstermek
kaydıyla, Kurulun izni ile Türkiye'de temsilcilik açabilirler.
Kuruluş şartları
MADDE 7.- Türkiye'de kurulacak bir bankanın;
a) Anonim şirket şeklinde kurulması,
b) Hisse senetlerinin nakit karşılığı çıkarılması ve tamamının
nama yazılı olması,
c) Kurucularının bu Kanunda belirtilen şartları haiz olması,
d) Yönetim kurulu üyelerinin bu Kanunun kurumsal yönetim
hükümlerinde belirtilen nitelikleri ve plânlanan faaliyetleri
gerçekleştirebilecek meslekî tecrübeyi haiz olması,
e) Öngörülen faaliyet konularının plânlanan malî, yönetim ve
organizasyon yapısı ile uyumlu olması,
f) Nakden ve her türlü muvazaadan âri olarak ödenmiş
sermayesinin en az otuzmilyon Yeni Türk Lirası olması,
g) Ana sözleşmesinin bu Kanun hükümlerine uygun olması,
h) Kurumun etkin denetimini engellemeyecek şeffaf ve açık
bir ortaklık yapısı ve organizasyon şemasına sahip olması,
i) Konsolide denetimini engelleyici nitelikte herhangi bir
hususun bulunmaması,
j) Öngörülen faaliyet konularına ait iş plânlarını,
kuruluşun malî yapısı ile ilgili projeksiyonlarını sermaye yeterliliğini de
içerecek şekilde, ilk üç yıl için bütçe plânını ve yapısal örgütlenmesini
gösteren bir faaliyet programını iç kontrol, risk yönetimi ve iç denetim
sistemi de dahil olmak üzere ibraz etmesi,
Şarttır.
Kalkınma ve yatırım bankaları için ödenmiş sermaye, birinci
fıkranın (f) bendinde belirtilen tutarın üçte ikisinden az olamaz.
Bu maddenin uygulamasına ilişkin usûl ve esaslar Kurulca
belirlenir.
Kurucularda aranan şartlar
MADDE 8.- Bankaların kurucu ortaklarının;
a) 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre müflis
olmaması, konkordato ilân etmiş
olmaması, uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırma başvurusunun tasdik edilmiş
olmaması ya da hakkında iflasın ertelenmesi kararı verilmiş olmaması,
b) Bu Kanunun 71 inci maddesi uygulanan bankalarda veya bu
Kanunun yürürlüğe girmesinden önce Fona devredilmiş olan bankalarda nitelikli
paya sahip olmaması veya kontrolü elinde bulundurmaması,
c) Tasfiyeye tâbi tutulan bankerler ile iradî tasfiye
haricinde tasfiyeye tâbi tutulan finansal kuruluşlarda, faaliyet izni
kaldırılan kalkınma ve yatırım bankalarında, ortaklarının temettü hariç
ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Fona intikal eden veya bankacılık
yapma ve mevduat ve katılım fonu kabul etme izin ve yetkileri kaldırılan kredi
kuruluşlarında, Fona intikalinden veya bankacılık yapma ve mevduat ve katılım
fonu kabul etme izin ve yetkileri kaldırılmadan önce nitelikli paya sahip
olmaması veya kontrolü elinde bulundurmaması,
d) Taksirli suçlar hariç olmak üzere affa uğramış olsalar
bile mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanunu ve diğer kanunlar uyarınca ağır hapis
veya beş yıldan fazla hapis, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve diğer kanunlar
uyarınca üç yıldan fazla hapis cezasıyla cezalandırılmamış olması veya mülga 3182 sayılı Bankalar
Kanununun, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Bankalar Kanununun, bu
Kanunun ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun ve ödünç para verme işleri
hakkında mevzuatın hapis cezası gerektiren
hükümlerine muhalefet yahut mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanunu, 5237 sayılı Türk
Ceza Kanunu veya diğer kanunlar
uyarınca basit veya nitelikli zimmet, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık,
dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlar ile istimal ve
istihlâk kaçakçılığı dışında kalan kaçakçılık suçları, resmî ihale ve alım
satımlara fesat karıştırma, karapara aklama veya Devletin şahsiyetine karşı
işlenen suçlar ile Devlet sırlarını açığa vurma, Devletin egemenlik
alametlerine ve organlarının saygınlığına karşı suçlar, Devletin güvenliğine
karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli
savunmaya karşı suçlar, Devlet
sırlarına karşı suçlar ve casusluk, yabancı devletlerle olan ilişkilere karşı
suçlar, vergi kaçakçılığı suçlarından veya bu suçlara iştirakten hükümlü
bulunmaması,
e) Gerekli malî güç ve itibara sahip bulunması,
f) İşin gerektirdiği dürüstlük ve yeterliliğe sahip olması,
g) Tüzel kişi olması hâlinde, risk grubu ile birlikte
ortaklık yapısının şeffaf ve açık olması,
Şarttır.
Bankaların tüzel kişi kurucu ortaklarının doğrudan veya
dolaylı olarak nitelikli paya sahip gerçek kişi ortaklarının bu maddenin
birinci fıkrasının (a), (b), (c), (d), (e) ve (f) bentlerinde yer alan şartları
taşıması gerekir.
Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalarla kurulmuş
çok taraflı kredi kuruluşları ve finansal kuruluşlar hakkında bu maddenin
birinci fıkrasının (b) ve (c) bentleri uygulanmaz.
Merkezi yurt dışında
bulunan bankaların Türkiye'de şube açma şartları
MADDE 9.- Kurulca belirlenen usûl ve esaslar çerçevesinde
gerekli izni alarak Türkiye'de şube açmak suretiyle faaliyet gösterecek yurt
dışında kurulu bir bankanın;
a) Merkezinin bulunduğu ülkede esas faaliyetlerinde yasaklamanın
bulunmamış olması,
b) Merkezinin bulunduğu ülkenin yetkili denetim merciinin
Türkiye'de faaliyet göstermesine ilişkin olumsuz görüşünün bulunmaması,
c) Ödenmiş sermayesinin Türkiye'ye tahsis edilen kısmının 7
nci maddede belirtilen miktardan az olmaması,
d) Müdürler kurulu üyelerinin, kurumsal yönetim hükümlerinde
belirtilen şartları ve plânlanan faaliyetleri gerçekleştirebilecek meslekî
tecrübeyi haiz olmaları,
e) İzin kapsamındaki faaliyet konularına ait iş plânlarını,
ilk üç yıl için bütçe plânını ve yapısal örgütlenmesini gösteren bir faaliyet
programını ibraz etmesi,
f) Dahil olduğu grubun ortaklık yapısının şeffaf ve açık
olması,
Şarttır.
Merkezinin bulunduğu ülkedeki yerel düzenlemelere
aykırılıkları nedeniyle faaliyeti yasaklanan konularda faaliyet izni verilmez.
Faaliyet izni
MADDE 10.- Bu Kanunun 6 ncı maddesi çerçevesinde kuruluş
veya Türkiye'de şube açma izni alan bankaların, Kuruldan ayrıca faaliyet izni
alması şarttır. Bir beyanname ile yapılacak başvuru üzerine verilecek izin,
Kurul tarafından aksi kararlaştırılmış olmadıkça, 4 üncü maddede belirtilen
bütün faaliyetleri aynı maddenin son fıkrasındaki sınırlamalar çerçevesinde
kapsar. Verilen faaliyet izinleri Resmî Gazetede yayımlanır. Kararın, ilk izin
başvurusunun yapıldığı tarihten itibaren en geç üç ay içinde verilmesi gerekir.
Kurum, bu Kanun ve bu Kanuna dayanılarak yapılan
düzenlemelerdeki şartları taşımayanlara gerekli düzeltmeleri yapmaları ve
eksiklikleri tamamlamaları için altı ayı geçmemek üzere süre verir. Bu süre içinde yeniden
başvuranlar hakkında yapılan inceleme sonucunda durumları uygun bulunmayanlara
verilmiş olan kuruluş izni geçersiz olur ve sonuç yazılı olarak bildirilir.
Kuruluş izni almış olan bankaların faaliyete geçebilmesi için;
a) Sermayesinin nakit olarak ödenmiş ve plânlanan
faaliyetleri gerçekleştirebilecek düzeyde olması,
b) Kurucuları tarafından 7 nci maddede belirtilen asgarî
sermayenin yüzde onu tutarındaki sisteme giriş payının en az dörtte birinin Fon
hesabına yatırıldığına dair belgenin ibraz edilmesi,
c) Faaliyetlerinin kurumsal yönetim hükümlerine uygunluğunu
sağlaması ve yeterli personel ve teknik donanıma sahip olması,
d) Yöneticilerinin, kurumsal yönetim hükümlerinde belirtilen
nitelikleri haiz olması,
e) Kurulca faaliyet konularını yürütebile-cek yeterliliğe
sahip olunduğu kanaatine varılması,
Gerekir.
Sisteme giriş payının ödenmeyen kısmının, faaliyete geçiş
tarihinden itibaren Kurulca belirlenecek ödeme plânı çerçevesinde Fon hesabına
yatırılacağına ilişkin taahhütnamenin Kuruma ibrazı zorunludur. Sisteme giriş
payı bir defaya mahsus olmak üzere alınır. Banka hissedarları sisteme giriş
payının ödenmesinden müteselsilen sorumludurlar.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esasları
belirlemeye Kurul yetkilidir.
Kuruluş izninin iptali
MADDE 11.- Bir bankanın kuruluş izni;
a) İznin gerçeğe aykırı beyanlarla alınmış olması,
b) Kuruluş izninin verildiği tarihten itibaren dokuz ay
içerisinde faaliyet izni için başvurulmaması,
c) Kuruluş izninden vazgeçildiğinin beyan edilmesi,
d) İznin verilmesinde aranan şartların, faaliyete
geçilinceye kadar kaybedilmesi,
e) Faaliyet izni alınamamış olması,
f) İradi olarak bu Kanunun 4 üncü maddesinde belirtilen
faaliyetlerin tümünden vazgeçilmesi ve iradi tasfiyenin tamamlanması,
g) Devrolunan bankanın birleşme veya bölünme işlemlerinin
tamamlanması,
h) Bu Kanunun 106 ncı maddesi kapsamında tasfiye veya iflas
takibatının tamamlanması,
Hâllerinden herhangi birinin gerçekleşmesi durumunda,
Kurulun en az beş üyesinin aynı yöndeki oyuyla alınan kararla iptal edilir.
Faaliyet izninin iptali
veya sınırlandırılması
MADDE 12.- Bir bankanın, faaliyet izninin gerçeğe aykırı
beyanlarla alınmış olması veya faaliyet izninin alınmasından itibaren altı ay
içinde faaliyete geçilmemesi ya da bir yıl içinde kesintisiz altı ay süre ile
faaliyette bulunulmamış olması hâlinde faaliyet izni iptal edilir. Faaliyet
izninin alındığı tarihten itibaren bir ay içerisinde ilgili kuruluş birliğine
üye olunmaması veya sisteme giriş payının kalan taksitlerinin Fon hesabına
yatırılmamış olması ve bu yükümlülüklerin Kurum tarafından yapılan uyarıya
rağmen yerine getirilmemesi durumunda, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (a) ve (b) bentleri dışında kalan faaliyet konuları Kurulca tek tek
sınırlanabilir.
Bu kararlar
ilgililere yazılı olarak bildirilir ve Resmî Gazetede yayımlanır.
Türkiye'de şubesi bulunan yurt dışında kurulu bankaların,
kurulu bulundukları ülkede herhangi bir nedenle faaliyet izninin kaldırılması,
faaliyetlerinin durdurulması, iflas veya tasfiyelerine karar verilmesi veya
konkordato ilân etmeleri hâlinde, bunların Türkiye'deki şubelerinin faaliyet
izinleri Kurul tarafından kaldırılır.
Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) veya (b)
bentleri kapsamında bir kredi kuruluşuna verilen yetkinin Kurul tarafından
kaldırılması, faaliyet izninin kaldırılması hükmündedir.
Yurt içinde şube açma
MADDE 13.- Kurulca belirlenecek esaslara ve bu Kanunda yer
alan kurumsal yönetim hükümleri ile koruyucu hükümlere uyulmuş olması ve Kuruma
bildirilmesi şartıyla bankalarca yurt içinde şube açılması serbesttir.
Sınır ötesi faaliyetler
MADDE 14.- Türkiye'de kurulan bankaların, kıyı bankacılığı
bölgeleri de dahil olmak üzere yurt dışında şube veya temsilcilik açmaları,
ortaklık kurmaları veya kurulmuş ortaklıklara katılmaları, bu Kanunda yer alan
kurumsal yönetim hükümleri ile koruyucu hükümlere ve Kurulca belirlenecek
esaslara uyulması kaydıyla Kurulun iznine tâbidir.
Bağımsız denetim,
değerleme, derecelendirme ve destek hizmeti kuruluşlarının yetkilendirme izni
MADDE 15.- Bankaların bağımsız dene-tim, değerleme,
derecelendirme ve destek hizmeti faaliyetlerini gerçekleştirecek olan
kuruluşların yetkilendirilmesine, yetkilerinin geçici veya sürekli olarak
kaldırılmasına Kurulca karar verilir. Buna ilişkin usûl ve esaslar ilgili meslek birliklerinin görüşü alınarak
Kurulca belirlenir.
İKİNCİ BÖLÜM
Ana
Sözleşmeye İlişkin Hükümler
Ana sözleşme
değişiklikleri
MADDE 16.- Bankaların ana sözleşme değişikliklerinde Kurumun
uygun görüşü aranır. Kurumca uygun görülmeyen değişiklikler genel kurulda
karara bağlanamaz. Kurumun uygun görüşü alınmaksızın yapılan ana sözleşme
değişiklikleri Ticaret Siciline tescil edilemez. Ana sözleşme değişikliği için
bu Kanun ve ilgili diğer mevzuatta öngörülen izin, onay veya olumlu görüş
başvuruları, yetkili mercilerce onbeş iş günü içinde cevaplandırılır.
Bankalar ana sözleşmelerini güncel olarak internet
sayfalarında yayınlar. Ana sözleşmelerin güncelleştirilmesi, değişikliklerin
gerçekleştiği tarihten itibaren on iş günü içerisinde yapılmak zorundadır.
Sermaye artırımları
MADDE 17.- Sermaye artırımlarının, her türlü muvazaadan âri
olarak, ilgili mevzuatla ilâve edilmesine izin verilen kaynaklar hariç, iç
kaynaklara başvurulmadan nakden ödenmesi şarttır. Sermaye artırımının Ticaret
Siciline tescil edilmesinde Kurumun uygun görüşü aranır.
Sermayenin mevzuata aykırı olarak artırıldığı tespit edilen
kısmı, özkaynak hesabında dikkate alınmaz.
Bu madde kapsamında sermaye artırımına ilişkin usûl ve esaslar
Kurulca belirlenir.
Pay edinim ve devirleri
MADDE 18.- Bir kişinin, bir bankada doğrudan veya dolaylı
pay sahipliği yoluyla sermayenin yüzde onunu ve daha fazlasını temsil eden
payları edinmesi veya bir ortağa ait doğrudan veya dolaylı payların sermayenin
yüzde on, yüzde yirmi, yüzde otuzüç veya yüzde ellisini aşması sonucunu veren
pay edinimleri ile bir ortağa ait payların, bu oranların altına düşmesi
sonucunu veren pay devirleri Kurulun iznine tâbidir.
Yönetim kuruluna veya denetim komi-tesine üye belirleme
imtiyazı veren payların tesisi, devri veya yeni imtiyazlı pay ihracı yukarıdaki
oransal sınırlara bakılmaksızın Kurulun iznine tâbidir.
Bu izinlerin verilmesinde, bankanın devralınan hisselerinin
nominal değerinin yüzde biri oranında devir payının devralan tarafından Fona
yatırılması zorunludur.
Ortak sayısının beşten aşağı düşmesine yol açan işlemler ile
izin alınmadan yapılan pay devirleri pay defterine kaydolunmaz. Bu hükme aykırı
olarak pay defterine yapılan kayıtlar hükümsüzdür. Oy hakkı edinilmesi ve
hisseler üzerinde intifa hakkı tesisinde de bu hüküm uygulanır.
Nitelikli paya sahip olan ortakların kurucularda aranan
nitelikleri taşıması şarttır. Kurucularda aranan nitelikleri kaybeden nitelikli
paya sahip ortaklar temettü dışındaki ortaklık haklarından yararlanamaz. Bu
halde, diğer ortaklık hakları Kurumun bildirimi üzerine Fon tarafından
kullanılır. Bu ortaklar sermayedeki doğrudan ve dolaylı payları yüzde onun
altına düşene kadar rüçhan haklarını kullanamazlar.
Bir bankanın sermayesinin yüzde on veya daha fazlasına sahip
olan tüzel kişilerin paylarının doğrudan veya dolaylı olarak birinci fıkrada
belirtilen oranlar veya esaslar dahilinde el değiştirmesi, devralacak ortağın
kurucularda aranan nitelikleri taşıması şartıyla Kurulun iznine tâbidir.
Kurulun izni olmadan payların devredilmesi hâlinde, bu
paylara ait temettü hariç ortaklık
hakları Fon tarafından kullanılır.
Hisseleri borsada işlem gören bankaların hisselerinin
borsadan alınması ve bir bankanın hisselerinin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu
hükümlerine göre icra dairesinden satın alınması durumunda gerçekleştirilecek
işlemlere ve bu maddenin uygulanmasına dair usûl ve esaslar Kurulca belirlenir.
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM
Birleşme,
Bölünme, Hisse Değişimi ve İradi Tasfiye
Birleşme, bölünme ve
hisse değişimi
MADDE 19.-
Türkiye'de faaliyette bulu-nan bankalardan birinin; diğer bir veya
birkaç banka veya finansal kuruluş ile birleşmesi veya bütün aktif ve pasifi
ile diğer hak ve yükümlülüklerini Türkiye'de faaliyette bulunan diğer bir
bankaya devretmesi, bütün aktif ve pasifleri ile diğer hak ve yükümlülüklerini
devir alması veya bölünmesi ya da hisse değişimi Kurulun iznine bağlıdır. İzin tarihinden itibaren üç ay içinde ilgili
bankaların yetkili organlarınca karar alınarak gerekli işlemlere geçilmediği
takdirde, verilen izin geçersiz olur. Bankaların bu Kanun hükümlerine göre
birleşme, bölünme ve devirlerinde 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile devir
veya birleşmeye konu bankaların toplam aktiflerinin sektör içindeki paylarının
yüzde yirmiyi geçmemesi kaydıyla 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında
Kanunun 7, 10 ve 11 inci maddeleri hükümleri uygulanmaz. Birleşme veya devir
işleminin kesinleşmesini müteakip, devredilen kuruluşun bütün aktif ve
pasifleri ile diğer hak ve yükümlülükleri devralan bankaya geçer ve devredilen
kuruluşun tüzel kişiliği sona ererek kaydı Ticaret Sicilinden silinir.
Bu madde hükmünün uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar
Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelik ile belirlenir.
İradi tasfiye
MADDE 20.- Bankaların faaliyetlerine son vermeleri ve
tasfiyeleri Kurulun iznine ve Kurumun denetimine tâbidir.
Türkiye'de faaliyette bulunan bankalar faaliyetlerine son
vermek ve bunları tasfiye etmek istedikleri takdirde, durumu Türkiye çapında
basımı ve dağıtımı yapılan en az iki gazete ile ilân ve mevduat sahipleri veya
katılım fonu sahipleri ile alacaklılarına veya bu durumda sayılabilecek kişi ve
kurumlara tebliğ ederek ellerinde bulunan aynî ve nakdî her türlü mevduat veya
katılım fonu ile emanet ve cari hesap bakiyelerini ve sair borçlarını, vadeli
olsalar bile vadelerini beklemeksizin iki ay içinde iadeye ve bu süre
içerisinde sahibi başvurmayan aynî ve nakdî her türlü mevduat, katılım fonu,
emanet ve alacakları Kuruma tevdi etmeye mecburdurlar. Kurum, bu suretle
verilen değerleri, takip eden yıl başından başlamak üzere on yıl süre ile her
yıl başında usûlüne göre ilan etmek suretiyle saklar. Son ilân tarihinden
itibaren altı ay içinde aranmayan bu değerler Fona gelir kaydolunur.
Bu madde hükmünün uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar
Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelik ile belirlenir.
DÖRDÜNCÜ
BÖLÜM
İzin
Başvurularının Reddi
İzin başvurularının reddi
MADDE 21.- Bu Kanun hükümleri uyarınca Kuruma yapılan izin
başvuruları; denetimin etkin bir şekilde ifa edilmesine engel olabilecek
nitelikte doğrudan veya dolaylı herhangi bir ilişkinin varlığı veya izne tâbi
işlem için öngörülen koşulların, niteliklerin, yeterliliklerin izin başvurusu
esnasında ya da değerlendirme sürecinde sağlanamaması veya kaybedilmesi hâlinde
Kurulca reddedilir. Ret kararları ilgililere gerekçeli olarak bildirilir.
ÜÇÜNCÜ KISIM
Kurumsal Yönetim
BİRİNCİ
BÖLÜM
Yönetim
Kurumsal yönetim ilkeleri
MADDE 22.- Kurumsal yönetime ilişkin yapı ve süreçler ve
bunlara ilişkin ilkeler Sermaye Piyasası Kurulu ile kuruluş birliklerinin de
görüşü alınarak Kurul tarafından belirlenir.
Yönetim kurulu
MADDE 23.- Bankaların yönetim kurulları genel müdür dahil
beş kişiden az olamaz. Genel müdür, bulunmadığı hallerde vekili, yönetim
kurulunun doğal üyesidir. Bu Kanunda genel müdür için öngörülen şartlar,
yönetim kurulu üyelerinin yarıdan bir fazlası için de aranır. Murahhas üyelerin
genel müdürde aranan şartları taşımaları zorunludur. Yönetim kurulu üyeliğine
seçilenler ve herhangi bir nedenle boşalma hâlinde görevlendirilenler, bu
maddede aranan şartları taşıdıklarını gösteren belgelerle birlikte yedi iş günü
içerisinde Kuruma bildirilir. Genel müdürlük ve yönetim kurulu başkanlığı
görevleri aynı kişi tarafından icra edilemez. Yönetim kurulu üyelerinin bu
Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (c) ve (d) bentlerinde
belirtilen şartları taşıması gerekir.
Türkiye'de şube açmak suretiyle faaliyette bulunan yurt
dışında kurulu bankaların Türkiye'deki yönetim merkezlerinde, yönetim kurulu
yetki ve sorumluluklarını taşıyan, merkez şube müdürünün de dahil olduğu en az
üç kişilik bir müdürler kurulu oluşturmaları zorunludur. Bu Kanunun
uygulanmasında müdürler kurulu yönetim kurulu hükmünde olup, birinci fıkrada
belirtilen şartlar müdürler kurulu üyeleri için de aranır.
İç kontrol, risk yönetimi ve iç denetim sistemlerinin ilgili
mevzuata uygun olarak tesis edilmesi, işlerliğinin, uygunluğunun ve
yeterliliğinin sağlanması, finansal raporlama sistemlerinin güvence altına
alınması, banka içindeki yetki ve sorumlulukların belirlenmesi yönetim
kurulunun sorumluluğundadır.
Denetim komitesi
MADDE 24.- Bankaların, yönetim kurullarınca yönetim
kurulunun denetim ve gözetim faaliyetlerinin yerine getirilmesine yardımcı
olmak üzere denetim komitesi oluşturulur. Denetim komitesi en az iki üyeden
oluşur. Denetim komitesi üyeleri icraî görevi bulunmayan yönetim kurulu üyeleri
arasından seçilir. Türkiye'de şube olarak faaliyet gösteren bankalarda ise
kendisine bağlı icraî mahiyette faaliyet gösteren bir birim bulunmayan müdürler
kurulu üyelerinden biri görevlendirilir.
Denetim komitesi üyelerinin, Kurulca belirlenen niteliklere
sahip olmaları şarttır. Buna ilişkin bilgi ve belgeler atamanın yapılmasını
müteakiben en geç yedi iş günü içinde Kuruma bildirilir.
Denetim komitesi, yönetim kurulu adına bankanın iç kontrol,
risk yönetimi ve iç denetim sistemlerinin etkinliğini ve yeterliliğini, bu
sistemler ile muhasebe ve raporlama sistemlerinin bu Kanun ve ilgili
düzenlemeler çerçevesinde işleyişini ve üretilen bilgilerin bütünlüğünü
gözetmek, bağımsız denetim kuruluşlarının yönetim kurulu tarafından
seçilmesinde gerekli ön değerlendirmeleri yapmak, yönetim kurulu tarafından
seçilen bağımsız denetim kuruluşlarının faaliyetlerini düzenli olarak izlemek,
bu Kanun kapsamında ana ortaklık niteliğindeki kuruluşlarda, konsolide denetime
tâbi kuruluşların iç denetim işlevlerinin konsolide olarak sürdürülmesini ve
eşgüdümünü sağlamakla görevli ve sorumludur.
Denetim komitesi, iç kontrol, iç denetim ve risk yönetimi
sistemleri kapsamında oluşturulan birimlerden ve bağımsız denetim
kuruluşlarından; görevlerinin ifasıyla ilgili olarak düzenli raporlar almak ve
bankanın faaliyetlerinin sürekliliği ve güven içinde yürütülmesini olumsuz
etkileyebilecek hususlar veya mevzuata ve iç düzenlemelere aykırılıklar
bulunması hâlinde bu hususları yönetim kuruluna bildirmekle yükümlüdür.
Denetim komitesi, altı aylık dönemleri aşmamak kaydıyla icra
ettiği faaliyetlerin sonuçları ile bankada alınması gereken önlemlere,
yapılmasına ihtiyaç duyulan uygulamalara ve bankanın faaliyetlerinin güven
içinde sürdürülmesi bakımından önemli gördüğü diğer hususlara ilişkin
görüşlerini yönetim kuruluna bildirmekle yükümlüdür.
Denetim komitesi, bankanın tüm birimlerinden, anlaşmalı
destek hizmeti kuruluşları ve bağımsız denetim kuruluşlarından bilgi ve belge
almaya, bedeli banka tarafından karşılanmak suretiyle konularında ihtisas
sahibi kişilerden yönetim kurulunun onayına bağlı olarak danışmanlık hizmeti
sağlamaya yetkilidir. Denetim komitesinin görev, yetki ve sorumlulukları ile
çalışma usûl ve esasları yönetim kurulu tarafından düzenlenir.
Genel müdür ve
yardımcıları
MADDE 25.- Banka genel müdürlerinin hukuk, iktisat, maliye,
bankacılık, işletme, kamu yönetimi ve dengi dallarda en az lisans düzeyinde, mühendislik alanında lisans
düzeyinde öğrenim görmüş olanların ise belirtilen alanlarda lisansüstü öğrenim
görmüş olmaları ve bankacılık veya işletmecilik alanında en az on yıllık
meslekî deneyime sahip olmaları şarttır.
Genel müdür yardımcılarının en az yedi yıllık meslekî
deneyime sahip ve asgarî üçte ikisinin birinci fıkrada belirtilen alanlarda en
az lisans düzeyinde öğrenim görmüş olması şarttır. Başka unvanlarla istihdam
edilseler dahi, yetki ve görevleri itibarıyla genel müdür yardımcısına denk
veya daha üst konumlarda icraî nitelikte görev yapan diğer yöneticiler de bu
Kanunun genel müdür yardımcılarına ilişkin hükümlerine tâbidir.
Genel müdürlüğe ve yardımcılıklarına atanacakların, bu
maddede aranan şartları taşıdıklarını gösteren belgelerle birlikte Kuruma
bildirilmesi şarttır. Bildirimden itibaren yedi iş günü içinde Kurumca olumsuz
görüş bildirilmemesi durumunda ilgili kişilerin atamaları yapılabilir.
Herhangi bir nedenle görevden ayrılan genel müdür ve
yardımcılarının görevden ayrılma nedenleri, ilgili banka ve görevden ayrılan
tarafından yedi iş günü içinde Kuruma bildirilir.
Bu madde uygulamasında, genel müdürün sahip olması gereken nitelikler ve
atanmalarına veya görevden ayrılmalarına ilişkin yükümlülükler bakımından, yurt
dışında kurulu bankaların Türkiye'deki merkez şubesi müdürü, genel müdür gibi
değerlendirilir.
Genel müdür ve genel müdür yardımcıları, konsolide denetime
tâbi ortaklıklar hariç başka bir ticari
kuruluşta tam veya yarı zamanlı olarak görev alamaz.
Çalışma ve imza yetkisi
yasağı
MADDE 26.- Bu
Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (c) ve (d)
bentlerinde belirtilen şartları taşımayan kişiler, bankalarda genel
müdür, genel müdür yardımcısı veya imza yetkisini haiz görevli olarak çalıştırılamazlar.
Bankalar, bu kimselerin imza yetkilerini derhal kaldırmak zorundadırlar.
Kurum denetimleri sonucunda, bu Kanun veya ilgili diğer
mevzuat hükümlerini ihlâl ettikleri ve bankanın emin bir şekilde çalışmasını
tehlikeye düşürdükleri tespit edilen ve haklarında kanunî kovuşturma talep
edilen banka mensuplarının, imza yetkileri Kurul kararı ile geçici olarak
kaldırılır. Bu kimseler, Kurulun izni olmadıkça imza yetkisini haiz personel
olarak hiçbir bankada çalıştırılamazlar.
Yemin ve mal beyanı
MADDE 27.- Bankaların yönetim kurulu üyeleri ile müdürler
kurulu başkan ve üyeleri, seçilmeleri veya atanmalarından sonra yerel ticaret
mahkemesi huzurunda yemin etmedikçe göreve başlayamazlar. Bu kişiler ile genel
müdür ve yardımcıları ve imza yetkisine sahip mensuplarından bölge müdürleri,
şube müdürleri ve genel müdürlük merkez teşkilatında yer alan bölüm, kısım,
grup ve bunlara eşdeğer isimler altında faaliyet gösteren birimlerin
yöneticileri 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla
Mücadele Kanunu hükümlerine tâbidirler.
Yemin ve mal beyanına ilişkin usûl ve esaslar Kurulca
belirlenir.
Karar defteri
MADDE 28.- Yönetim kurulu, denetim komitesi ve kredi
komitesi ile müdürler kurulu kararları, aralarında açıklık bırakılmamak ve satır
aralarında çıkıntı olmamak şartıyla tarih ve numara sırasıyla 6762 sayılı Türk
Ticaret Kanununun defterlerle ilgili hükümleri gereğince onaylanmış müteselsil
sayfa numaralı ayrı birer deftere metnin doğruluğundan hiçbir şekilde şüpheyi
davet etmeyecek şekilde günü gününe kaydedilir ve her kararın altı, üyeler
tarafından karar tarihinden itibaren en geç bir ay içinde imza olunur. Kurulca belirlenecek usûl ve esaslar
çerçevesinde, yıl sonlarında ciltlettirilmeleri kaydıyla karar defterleri
yerine yaprakları noterce tasdikli ve müteselsil sıra numaralı ayrı kalamoza
kullanılabilir.
İKİNCİ
BÖLÜM
İç
Sistemler
İç sistemlere ilişkin
yükümlülükler
MADDE 29.- Bankalar, maruz kaldıkları risklerin izlenmesi,
kontrolünün sağlanması, faaliyetlerinin kapsamı ve yapısıyla uyumlu ve değişen
koşullara uygun, tüm şube ve konsolidasyona tâbi ortaklıklarını kapsayan
yeterli ve etkin bir iç kontrol, risk yönetimi ve iç denetim sistemi kurmak ve
işletmekle yükümlüdürler.
İç kontrol, risk yönetimi ve iç denetim sistemlerinin
kuruluşuna, işleyişine, yeterliliğine, oluşturulacak birimlere, icra edilecek
faaliyetlere, üst yönetimin görev ve sorumlulukları ile Kuruma yapılacak
raporlamalara ilişkin usûl ve esaslar Kurulca belirlenir.
İç kontrol sistemi
MADDE 30.- Bankalar, iç kontrol sistemi kapsamında,
faaliyetlerinin mevzuata, iç düzenlemelerine ve bankacılık teamüllerine uygun
olarak yürütülmesini, muhasebe ve raporlama sisteminin bütünlüğünü,
güvenilirliğini ve bilgilerin zamanında elde edilebilirliğini her seviyedeki
personeli tarafından uyulacak ve uygulanacak sürekli kontrol faaliyetleri
ile sağlamak, görevlerin fonksiyonel
ayrımlarını, yetki ve sorumlulukların paylaşımını, fon ödemelerini, banka
işlemlerinin mutabakatını, varlıkların korunmasını ve yükümlülüklerin kontrol
altında tutulmasını temin etmek, maruz kalınan her türlü riskin tanınması,
değerlendirilmesi ve yönetimi için gerekli alt yapıyı hazırlamak ve yeterli
iletişim ağını oluşturmak zorundadır. İç kontrol faaliyetleri yönetim kuruluna
bağlı olarak çalışacak iç kontrol birimi ve personeli tarafından yürütülür.
MADDE 31.- Bankalar risk yönetimi sistemi kapsamında, risk
politikalarını Kurulca belirlenen esaslar çerçevesinde oluşturmak, uygulamak ve
raporlamak zorundadır. Risk yönetimi faaliyetleri yönetim kuruluna bağlı olarak
çalışacak risk yönetimi birimi ve personeli tarafından yürütülür.
İç denetim sistemi
MADDE 32.- Bankalar bütün birim, şube ve konsolidasyona tâbi
ortaklıklarını kapsayan bir iç denetim sistemi kurmak zorundadır. Bu çerçevede,
faaliyetlerin mevzuata, ana sözleşmeye, iç düzenlemelere ve bankacılık
ilkelerine uygunluğu, banka müfettişleri tarafından denetlenir.
İç denetim faaliyetleri, tarafsız ve bağımsız bir şekilde,
gerekli meslekî özen gösterilerek, yeterli sayıda müfettiş tarafından yerine
getirilir. Ana ortaklık niteliğindeki bankanın iç denetiminde görev alanlar
konsolidasyona tâbi ortaklıklarda iç denetim görevini ifa edebilir. İç
denetimle görevli birimce veya yetkili müfettişlerce bu Kanunun 29 uncu
maddesinin ikinci fıkrası kapsamında düzenlenecek iç denetim raporunun, en az
üçer aylık dönemler itibarıyla ve denetim komitesi aracılığıyla yönetim
kuruluna tevdii zorunludur.
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM
Yetkili
Kuruluşlar
Bağımsız denetim
kuruluşları
MADDE 33.- Bu Kanunun 15 inci maddesine göre
yetkilendirilecek bağımsız denetim kuruluşlarının çalışmalarına ilişkin
esaslar Türkiye Serbest Muhasebeci Malî Müşavirler ve Yeminli Malî Müşavirler
Odaları Birliği,Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu, Merkez Bankası ve kuruluş
birliklerinin görüşü alınarak Kurulca düzenlenir. Bağımsız denetim kuruluşları,
bu Kanun uyarınca yaptıkları faaliyetler dolayısıyla üçüncü kişilere
verdikleri zararlardan sorumludurlar.
Bağımsız denetim kuruluşları denetim esnasında, bankanın
varlığını tehlikeye sokabilecek veya yöneticilerin Kanun veya esas sözleşmeyi
ihlâl etmiş olduklarını gösteren hususları tespit ederse, durumu derhal Kuruma
bildirir. Bu bildirim, meslekî gizlilik prensiplerinin ve anlaşmalarının veya
bankacılık sırlarına ilişkin yükümlülüklerin ihlâl edildiği anlamına gelmez.
Değerleme ve
derecelendirme kuruluşları
MADDE 34.- Bu Kanun ve bu Kanuna istinaden çıkarılan
düzenlemelerde öngörülen değerlemeler ve derecelendirmeler, Kurulca
belirlenecek usûl ve esaslar çerçevesinde, değerleme ve derecelendirme kuruluşlarına yaptırılır.
Destek hizmeti
kuruluşları
MADDE 35.- Bankalar, destek hizmetinden doğabilecek riskler
ile bunların yönetilmesine, beklenen fayda ve maliyetin değerlendirilmesine
ilişkin hazırlayacakları programı Kuruma ibraz etmek zorundadır. Destek
hizmeti, bankaların yasal yükümlülüklerini yerine getirmelerini, ilgili
düzenlemelere uymalarını ve etkin biçimde denetlenmelerini engelleyici
nitelikte olamaz.
Destek hizmeti kuruluşlarına ve hizmet alınabilecek konulara ilişkin usûl ve esaslar Kurulca
belirlenir.
Sorumluluk sigortası
MADDE 36.- Bağımsız denetim, değerleme, derecelendirme ve
destek hizmeti kuruluşları, verdikleri hizmetlerden doğabile-cek zararları
karşılamak amacıyla sorumluluk sigortası yaptırmak zorundadır. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve
esaslar Kurulca belirlenir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Finansal
Raporlama
MADDE 37.- Bankalar, kuruluş birliklerinin ve Türkiye
Muhasebe Standartları Kurulunun görüşü alınmak suretiyle Kurul tarafından
uluslararası standartlar esas alınarak belirlenecek usûl ve esaslara uygun
olarak muhasebe sistemlerinde tekdüzeni uygulamak; tüm işlemlerini gerçek
mahiyetlerine uygun surette muhasebeleştirmek; finansal raporlarını bilgi
edinme ihtiyacını karşılayabilecek biçim ve içerikte, anlaşılır, güvenilir ve
karşılaştırılabilir, denetime, analize ve yorumlamaya elverişli, zamanında ve
doğru şekilde düzenlemek zorundadır.
Bankalar, kanunî ve yardımcı defter ve kayıtlarını, şubeleri,
yurt içi ve yurt dışındaki muhabirleri ile hesap mutabakatı sağlamadan
bilançolarını kapatamazlar.
Yayımlanan finansal tabloların gerçeğe aykırı olduğunun
tespiti hâlinde Kurul gerekli tedbirleri almaya yetkilidir.
Konsolide finansal
raporlar
MADDE 38.- Ana ortaklık, finansal durum ve faaliyet
sonuçları hakkında bir bütün olarak bilgi vermek amacıyla 37 nci maddeye
istinaden Kurulca düzenlenen usûl ve esaslar çerçevesinde konsolide finansal
raporlar düzenlemek zorundadır.
Konsolide finansal rapor kapsamında bulunan kuruluşlar, kendilerinden konsolide
finansal raporların düzenlenmesine
ilişkin olarak istenecek her türlü bilgi ve belgeyi ilgili ana
ortaklığa vermekle yükümlüdür.
Finansal raporların
imzalanması, sunulması, ilânı ve denetimi
MADDE 39.- Bankalar tarafından hazırlanan finansal
raporlardan Kurulca belirlenecek olanların, yönetim kurulu başkanı, denetim
komitesi üyeleri, genel müdür ile finansal raporlamadan sorumlu genel müdür
yardımcısı ve ilgili birim müdürü veya bu unvanlara eşdeğer kişiler tarafından
ad, soyad ve unvan belirtilmek suretiyle finansal raporlamaya ilişkin
düzenlemelere ve muhasebe kayıtlarına uygun olduğu belirtilerek imzalanması
zorunludur. İmza yükümlülüğü, Türkiye'de şube açmak suretiyle faaliyette
bulunan bankalarda müdürler kurulu üyelerince yerine getirilir.
Bankaların genel kurullarına sunacağı yıllık finansal
raporların bağımsız denetim kuruluşlarınca onaylanması şarttır.
Bankalar, düzenleyecekleri finansal raporlarını, Kurulun
belirleyeceği usûl ve esaslar çerçevesinde ilgili mercilere sunmak ve ilân
etmek zorundadırlar.
Yıllık faaliyet raporu
MADDE 40.- Bankalar, statülerine, yönetim ve organizasyon
yapılarına, insan kaynaklarına, faaliyetlerine, finansal durumlarına, yönetimin
değerlendirmeleri ve geleceğe yönelik beklentilerine ilişkin bilgileri,
finansal tablolarını, özet yönetim kurulu raporunu ve bağımsız denetim raporunu
da içeren yıllık faaliyet raporu hazırlamak zorundadırlar. Faaliyet raporunun
hazırlanmasına, ilgili mercilere bildirilmesine ve kamuya açıklanmasına ilişkin
usûl ve esaslar Kurulca belirlenir.
Sorumluluk
MADDE 41.- Yönetim kurulu, bu Kanunun 37 nci maddesi
uyarınca faaliyetlerin muhasebeleştirilmesi, finansal tabloların hazırlanması,
onaylanması, denetlenmesi, yetkili mercilere sunulması ve yayımlanması dâhil
finansal raporlama sistemini, görev, yetki ve sorumlulukları belirlemek, bilgi
sistemlerini yeterli hale getirmek ve uygulamayı gözetmekle yükümlüdür.
Belgelerin saklanması
MADDE 42.- Alınan yazılar ve faaliyetler ile ilgili belgelerin
asılları veya bunun mümkün olmadığı hâllerde sıhhatlerinden şüpheye mahal
vermeyecek kopyaları ve yazılan yazıların makine ile alınmış, tarih ve numara
sırası verilerek düzenlenecek suretleri, usûlleri çerçevesinde ilgili banka
nezdinde on yıl süreyle saklanır. Bu belgelerin mikrofilm, mikrofiş şeklinde
veya elektronik, manyetik veya benzeri ortamlarda saklanmaları mümkündür. Bu
maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurulca belirlenir.
DÖRDÜNCÜ
KISIM
Koruyucu Hükümler
BİRİNCİ
BÖLÜM
Özkaynaklar
ve Standart Oranlar
Koruyucu düzenlemeler
MADDE 43.- Kurul; bankaların varlıkları, alacakları,
özkaynakları, borç, yükümlülük ve taahhütleri, gelir ve giderleri arasındaki
ilgi ve dengelerin ve malî bünyeyi etkileyen diğer tüm unsurların ve maruz
kalınan risklerin tespiti, tahlili, izlenmesi, ölçülmesi ve değerlendirilmesi
amacıyla sınırlamalar ve standart oranlar da belirlemek suretiyle gerekli
düzenlemeleri yapmaya ve bunlar hakkında her türlü tedbiri almaya yetkilidir.
Bu hüküm, 38 inci madde gereğince konsolide malî tablo hazırlama yükümlülüğü
bulunan ana ortaklık için Kurulca belirlenecek usûl ve esaslar çerçevesinde
konsolide ve konsolide olmayan bazda uygulanır. Bankalar, yapılan düzenlemelere
uymak, belirlenen sınırlamaları ve standart oranları konsolide baz da dahil
olmak üzere hesaplamak, tutturmak ve idame ettirmek ve bunlara ilişkin olarak
Kurum tarafından istenen tedbirleri belirlenen süreler içinde almak ve
uygulamakla yükümlüdür.
Kurul, kurumsal yönetim hükümleri ile koruyucu hükümlerin
uygulanmasını da dikkate alarak, her bir banka ya da banka grubu için
belirlenen asgarî veya azamî standart oranlar ve sınırlardan farklı daha
ihtiyatlı bir oran veya sınır tesis etmeye veya hesaplama ve bildirim
dönemlerini farklılaştırmaya veya genel olarak belirlenmemiş oran ve sınırlar
tespit etmeye yetkilidir.
Bu Kanun kapsamında öngörülen sınırlamalara ve standart
oranlara ilişkin eşiklere erişilmesi veya aşımların oluşması hâlinde, ilgili
banka durumu derhal Kuruma bildirmek zorundadır.
Ödenmiş sermaye, yedek
akçeler ve özkaynak
MADDE 44.- Ödenmiş sermaye, bankaların fiilen ve her türlü
muvazaadan arî olarak ödenmiş veya Türkiye'ye ayrılmış ve ödenmiş
sermayelerinden, bilançoda görülen zararın yedek akçelerle karşılanamayan kısmı
düşüldükten sonra kalan tutardır.
Yedek akçeler, bankaların 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve
ilgili kanunlar ile ana sözleşmelerine göre ayırdıkları yedek akçelerinden
varsa bilanço zararının düşülmesinden sonra elde edilen tutardır.
Özkaynak, ana sermaye ve katkı sermaye toplamı ile bu
toplamdan sermayeden indirilecek değerlerin düşülmesi sonucu bulunacak tutarı
ifade eder.
Konsolide özkaynak, konsolide esasa göre uygulanacak kredi
sınırları ile standart oranların hesaplanmasında bu maddenin üçüncü fıkrası hükmüne
göre hesaplanarak dikkate alınır.
Bu maddeye ilişkin
usûl ve esaslar Kurulca belirlenir.
Sermaye yeterliliği
MADDE 45.- Bu Kanunun uygulanmasında maruz kalınan riskler
nedeniyle oluşabilecek zararlara karşı yeterli özkaynak bulundurulması sermaye
yeterliliğini ifade eder. Bankalar, Kurum tarafından düzenlenecek yönetmelikte
öngörülen usûl ve esaslara göre yüzde sekiz oranından az olmamak üzere
belirlenecek sermaye yeterliliği oranını hesaplamak, tutturmak, idame ettirmek
ve raporlamak zorundadır.
Bankaların iç sistemleri, aktif ve malî yapıları dikkate
alınarak asgarî sermaye yeterliliği oranını artırmaya, bankalar bazında
farklılaştırmaya, kaynağı katılma hesabı olan aktiflerin risk ağırlıklarının
belirlenmesinde bu hesapların özelliklerini dikkate almak suretiyle düzenleme
yapmaya Kurul yetkilidir.
Likidite yeterliliği
MADDE 46.- Bankalar, Merkez Bankasının uygun görüşü alınmak
suretiyle Kurulca belirlenecek usûl ve esaslara göre asgarî likidite düzeyini
hesaplamak, tutturmak, idame ettirmek ve raporlamak zorundadır.
Aşımların giderilmesi
MADDE 47.- Bu Kanun ve bu Kanuna istinaden çıkarılan
düzenlemelerde yer alan sınırlama ve oranlara ilişkin aşımların Kurulca
belirlenecek usûl ve esaslar çerçevesinde giderilmesi zorunludur.
Özkaynaklarda meydana gelebilecek düşüşler nedeniyle
özkaynağın belirli bir oranı ile ilişkilendirilen sınırlama ve oranlarda
aşımların oluşması ve şartların gerektirmesi hâlinde, bu aşımlar Kurumca
belirlenecek bir süre içinde giderilir. Aşımların giderilmesi için belirlenen
süre içinde bu Kanunun idarî para cezalarına ilişkin hükümleri uygulanmaz.
İKİNCİ
BÖLÜM
Krediler
ve Risk Grubu
Krediler
MADDE 48.- Bankalarca verilen nakdî krediler ile teminat
mektupları, kontrgarantiler, kefaletler, aval, ciro, kabul gibi gayrinakdî
krediler ve bu niteliği haiz taahhütler, satın alınan tahvil ve benzeri sermaye
piyasası araçları, tevdiatta bulunmak suretiyle ya da herhangi bir şekil ve
surette verilen ödünçler, varlıkların vadeli satışından doğan alacaklar, vadesi
geçmiş nakdî krediler, tahakkuk etmekle birlikte tahsil edilmemiş faizler,
gayrinakdî kredile-rin nakde tahvil olan bedelleri, ters repo işlemlerinden
alacaklar, vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri ile benzeri diğer sözleşmeler
nedeniyle üstlenilen riskler, ortaklık payları ve Kurulca kredi olarak kabul
edilen işlemler izlendikleri hesaba bakılmaksızın bu Kanun uygulamasında kredi
sayılır.
Birinci fıkrada belirtilenlere ilâve olarak, kalkınma ve
yatırım bankalarının finansal kiralama yöntemiyle sağladığı finansmanlar ile
katılım bankalarının taşınır ve taşınmaz mal ve hizmet bedellerinin ödenmesi
suretiyle veya kâr ve zarar ortaklığı yatırımları, taşınmaz, ekipman veya emtia
temini veya finansal kiralama, mal karşılığı vesaikin finansmanı, ortak
yatırımlar veya benzer yöntemlerle sağladıkları finansmanlar da bu Kanun
uygulamasında kredi sayılır.
Risk grubu
MADDE 49.- Bir gerçek kişi ile eşi ve çocukları, bunların
yönetim kurulu üyesi veya genel müdürü oldukları veya bunların ya da bir tüzel
kişinin birlikte veya tek başlarına, doğrudan ya da dolaylı olarak kontrol ettikleri ya da sınırsız sorumlulukla
katıldıkları ortaklıklar bir risk
grubunu oluşturur.
Bir banka ile bu bankanın nitelikli pay sahipleri, yönetim
kurulu üyeleri ve genel müdürü, bunların birlikte veya tek başına, doğrudan ya
da dolaylı olarak kontrol ettikleri ya da bunların sınırsız sorumlulukla
katıldıkları veya yönetim kurulu üyesi
ya da genel müdürü oldukları ortaklıklar bankanın dahil olduğu risk
grubunu oluşturur.
Yukarıda belirtilen risk gruplarının belirlenmesinde
birlikte kontrol edilen ortaklıklar, bu ortaklıkların kontrolünü birlikte
sağlayan her bir hissedarın risk grubuna dahil edilir.
Bu maddenin uygulanmasında aralarında birinin ödeme
güçlüğüne düşmesinin diğer bir
veya birkaçının ödeme güçlüğüne düşmesi
sonucunu doğuracak boyutta kefalet, garanti veya benzeri ilişkiler bulunan
gerçek ve tüzel kişiler ilgili risk
gruplarına dahil edilir.
Sermayesinin çoğunluğu ayrı ayrı veya birlikte Hazineye,
Özelleştirme İdaresi Başkanlığına, genel veya katma bütçeli dairelere ait
bankalar; doğrudan veya dolaylı olarak
kontrol ettikleri ortaklıklar ile birlikte bir risk grubu oluşturur.
Bankalar dışındaki kamu iktisadi teşebbüslerinin veya
hisselerinin çoğunluğu Özelleştirme İdaresi Başkanlığının elinde bulunan diğer
kamu kurum ve kuruluşları, sermaye, yönetim ve denetimlerine hâkim oldukları
bağlı ortaklık, iştirak ve müesseseler ile birlikte bir risk grubu oluşturur.
Bu maddenin uygulanmasına, banka ve ortaklıklarda yönetim kurulu üyesi ve genel müdür olarak görev
yapanlar ve velâyet altında olmayan çocuklar bakımından aynı risk grubuna dahil
edilecek gerçek ve tüzel kişilerin tespitine ilişkin usûl ve esaslar Kurulca
belirlenir.
Dâhil olunan risk grubu
ve mensuplara kredi kullandırma koşulları
MADDE 50.- Bankalar;
a) Yönetim kurulu üyelerine, genel müdüre, genel müdür
yardımcılarına ve kredi açmaya yetkili mensuplarına; bunların eş ve velâyet
altındaki çocuklarına; tek başlarına ya da birlikte sermayesinin yüzde yirmibeş
veya fazlasına sahip oldukları ortaklıklara,
b) (a) bendinde sayılanlar dışında kalan mensupları ile
bunların eş ve velâyeti altındaki çocuklarına,
c) Mensuplarının kurduğu veya bunlar için kurulan sandık,
dernek, sendika veya vakıflara,
Her ne şekil ve surette olursa olsun nakdî ve gayrinakdî
kredi veremez, tahvil ya da benzeri menkul kıymetlerini satın alamazlar.
Birinci fıkra hükümleri, yönetim kurulu üyeliklerinde aslen
bulunan veya temsilci bulunduran ve banka sermayesinde doğrudan veya dolaylı
olarak nitelikli paya sahip olan gerçek kişi ortaklar ile tüzel kişi ortaklar
hakkında uygulanmaz.
Bir bankanın ortaklıklarının yönetim ve denetim kurullarında
bulunan kimselerin aynı zamanda ilgili bankanın mensubu olması, bu
ortaklıkların ilgili banka ile işlem yapmasına engel değildir.
Bankanın dâhil olduğu risk grubunda bulunan gerçek ve tüzel
kişilere kredi kullandırılması hâlinde, gerekli kararların yönetim kurulunun
üye tam sayısının üçte iki çoğunluğu ile alınması ve bunlara sağlanan kredi
koşullarının kredi kullananın lehine diğer kişi ve gruplara kullandırılanlardan
ve piyasa koşullarından farklılık arz etmemesi şarttır.
Bir bankanın yönetim kurulu üyelerine, mensupları ile
bunların eşlerine ve velâyet altındaki çocuklarına, aylık net ücretleri
toplamının beş katını aşmamak üzere verilecek krediler, üç katını aşmamak üzere
çek karnesi veya kredi kartı verilmesi suretiyle kullandırılacak krediler ile
bu Kanunun 55 inci maddesinin (a) ve (b) bentlerinde belirtilen menkul
kıymetler karşılığı kullandırılan krediler birinci ve dördüncü fıkra
hükümlerine tâbi değildir.
Banka, bankanın risk grubunda yer alan kişilere açtığı
kredileri Kuruma düzenli olarak raporlar.
Sonradan bu madde hükümlerine aykırı hale gelen kredilerin
en geç altı ay içinde tasfiye edilmesi zorunludur.
Kredi açma
MADDE 51.- Kredi açma yetkisi yönetim kuruluna aittir.
Yönetim kurulu; kredi açma, onay verme ve diğer idarî esaslara ilişkin politikaları oluşturmak, bunların uygulanmasını ve izlenmesini
sağlamak ve gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür.
Yönetim kurulu kredi açma yetkisini Kurulca belirlenecek
usûl ve esaslar çerçevesinde kredi komitesine veya genel müdürlüğe
devredebilir. Genel müdürlük kendisine devredilen kredi açma yetkisini diğer
birimleri, bölge müdürlükleri veya şubeleri aracılığıyla da kullanabilir. Kredi
komitesinin oluşumu ile çalışma ve karar alma esasları Kurulca belirlenir. Bu
Kanunun kredi sınırlarına ilişkin hükümlerine tâbi olmayan krediler için kredi
açma yetkisi yönetim kurulunca belirlenecek usûl ve esaslar çerçevesinde
devredilebilir.
Kredi açma yetkisini haiz olanlar, kendileri ile eş ve
velâyeti altındaki çocuklarının veya bunlarla risk grubu oluşturan diğer gerçek
ve tüzel kişilerin taraf olduğu kredi işlemlerine ilişkin değerlendirme ve
karar verme aşamalarında yer alamaz ve bu hususu yazılı olarak yetkililere
bildirir.
Kurul, bu madde ve 50 nci madde hükümlerine aykırı olarak
kullandırıldığı tespit edilen kredilerin, ilgili bankanın özkaynak hesabında
indirim kalemi olarak dikkate alınmasına karar vermeye veya bu krediler
tutarında ilave özkaynak temin edilmesini zorunlu tutmaya yetkilidir.
Kredilerin izlenmesi
MADDE 52.- Bankalar, kredileri nedeniyle maruz kalınacak
riskleri ölçmek, karşı tarafın malî gücünü düzenli olarak analiz etmek ve
izlemek, gerekli bilgi ve belgeleri temin etmek ve bunlara ilişkin esasları
belirlemek zorundadır. Kredi müşterileri bu çerçevede konsolide ve konsolide
olmayan bazda istenilen bilgi ve belgeleri bankalara vermekle yükümlüdür.
Sermayesinin yarısından fazlasına genel ve katma bütçeli
dairelerin, kamu iktisadi teşebbüslerinin, 28.5.1986 tarihli ve 3291 sayılı
Kanun kapsamına alınan kuruluşların sahip olduğu kurum ve ortaklıklara ve
bankalar dışında kalan müşterilere açılacak kredi ve verilecek kefalet ya da
teminatların Kurumca belirlenecek tutarı geçmesi hâlinde alınacak hesap durumu
belgesi ile eki bilanço ve kâr ve zarar cetvellerinin genel kabul görmüş
muhasebe ilkelerine uygunluğunun
Kurumca belirlenecek esaslar dahilinde 1.6.1989 tarihli ve 3568 sayılı
Kanuna göre ruhsat almış, denetim
yetkisine sahip meslek mensupları tarafından onaylanması şarttır.
Bu maddenin
uygulanmasıyla ilgili usûl ve esaslar Kurulca belirlenir.
Karşılıklar ve teminatlar
MADDE 53.- Bankalar, krediler ve diğer alacaklarla ilgili
olarak, doğmuş veya doğması muhtemel zararların karşılanması ve bunlar dışında
kalan varlıkların değer azalışları için yeterli düzeyde karşılık ayrılmasına,
aktiflerin kalitesine ve sınıflandırılmasına, garantilerin ve teminatların
alınmasına, bunların değerinin ve güvenilirliğinin ölçülmesine, takibe alınan
kredilerin izlenmesine ve vadesi dolmuş kredilerin geri ödenmesine ilişkin
politikaları oluşturmak ve uygulamak, bunları düzenli olarak gözden geçirmek,
tüm bu hususları icra edebilecek gerekli yapıları tesis etmek ve işletmek
zorundadır. Bu fıkra hükmünün uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurulca
belirlenir.
Bu madde uyarınca krediler ve diğer alacaklarla ilgili
olarak ayrılan özel karşılıkların tamamı, ayrıldıkları yılda kurumlar vergisi
matrahının tespitinde gider olarak kabul edilir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Sınırlamalar
Kredi sınırları
MADDE 54.- Bankalarca bir gerçek ya da tüzel kişiye veya bir
risk grubuna kullandırılabilecek kredilerin toplamı özkaynakların yüzde
yirmibeşini aşamaz. Bu oran, 49 uncu maddenin ikinci fıkrasında tanımlanan risk grubu bakımından yüzde yirmi olarak
uygulanır. Kurul, bu oranı yüzde yirmibeşe kadar yükseltmeye veya kanunî
haddine kadar indirmeye yetkilidir. Bir adi ortaklığa verilen krediler,
sorumlulukları oranında ortaklara kullandırılmış sayılır.
Bankalarca hâkim ortak veya nitelikli pay sahibi olup
olmadıklarına bakılmaksızın bankaların sermayesinin yüzde bir ve daha fazla
payına sahip olup pay defterine kayıtlı olan tüm ortaklarına ve bunlarla risk
grubu oluşturan kişilere kullandırılacak kredilerin toplamı özkaynaklarının
yüzde ellisini aşamaz.
Birlikte kontrol edilen ortaklıklara kullandırılan krediler,
bu ortaklıkları birlikte kontrol eden hissedarların her birinin ortaklık
sermayesinde sahip olduğu payların, birlikte kontrol ettikleri toplam paya
oranı ölçüsünde ortaklığı birlikte kontrol eden her bir hissedarın dâhil olduğu
risk grubuna kullandırılmış sayılır.
Bir gerçek ya da tüzel kişiye veya bir risk grubuna
özkaynakların yüzde onu veya daha fazlası oranında kullandırılan krediler büyük
kredi sayılır ve bunların toplamı özkaynakların sekiz katını aşamaz.
Bir risk grubuna kullandırılan kredilerin teminatını
oluşturmak üzere aynı risk grubuna dâhil gerçek veya tüzel kişilerden kabul
edilen aval, garanti ve kefaletler risk grubuna ait kredi sınırlarının
hesabında dikkate alınmaz.
Gayrinakdî krediler, vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri
ile benzeri diğer sözleşmeler, kabul edilen aval, garanti ve kefaletler, kredi
kuruluşları ve finansal kuruluşlarla gerçekleştirilen işlemler, Kurulca kabul
edilecek ülkelerin merkezî yönetimleri, merkez bankaları ve bankaları ile
yapılan işlemler veya bunlarca çıkarılan ya da ödenmesi garanti edilen bono,
tahvil ve benzeri sermaye piyasası araçları, verilen diğer garantiler karşılığı
yapılan işlemler kredi sınırlarının hesabında Kurulca belirlenen esaslar ve
oranlar dâhilinde dikkate alınır.
Bu madde hükümleri, ana ortaklık bakımından konsolide esasa
göre uygulanır.
Kredi sınırlamalarına
tâbi olmayan işlemler
MADDE 55.- Aşağıdaki kredi işlemleri 54 üncü maddedeki
sınırlamalara tâbi değildir:
a) Karşılığı nakit, nakit benzeri kıymet ve hesaplar ile
kıymetli maden olan işlemler.
b) Hazine Müsteşarlığı, Merkez Bankası, Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı ve Toplu Konut İdaresi Başkanlığıyla yapılan işlemler ile bu
kurumlarca çıkarılan ya da ödenmesi garanti edilen bono, tahvil ve benzeri
menkul kıymetler karşılığı yapılan işlemler.
c) Merkez Bankası nezdindeki piyasalarda veya kanunla
teşkilatlanmış diğer para piyasalarında yapılan işlemler.
d) Aynı kişiye ya da aynı risk grubuna yeni kredi tahsisi
hâlinde daha önce yabancı para cinsinden veya yabancı para ölçüsü ile verilen
kredilerin, müteakiben tahsis edilen kredinin kullandırılmaya başlandığı
tarihteki cari kurdan dikkate alınması kaydıyla çek ve kredi kartı
kullandırımları hariç, kredilerde kur değişikliklerinin doğurduğu artışlar ile
vadesi geçmiş kredilere tahakkuk ettirilen faiz, kâr payı ve diğer unsurlar.
e) Her türlü sermaye artırımları dolayısıyla bedelsiz
edinilen ortaklık payları ile ortaklık paylarının herhangi bir fon çıkışı
gerektirmeyen değer artışları.
f) Kurulca belirlenecek esaslar dâhilinde bankaların kendi
aralarındaki işlemler.
g) Kurulca belirlenecek esas ve süreler çerçevesinde elden
çıkarılması kaydıyla halka arza aracılık yüklenimleri kapsamında edinilen
ortaklık payları.
h) Özkaynak hesabında indirilecek değer olarak dikkate
alınan işlemler.
i) Kurulca belirlenecek diğer işlemler.
Ortaklık paylarına
ilişkin sınırlamalar
MADDE 56.- Bankaların; kredi kuruluşları ve finansal
kuruluşlar dışındaki bir ortaklıktaki payı kendi özkaynaklarının yüzde
onbeşini, bu ortaklıklardaki paylarının
toplam tutarı ise kendi özkaynaklarının yüzde altmışını aşamaz.
Bu Kanunun 55 inci maddesinin (e) bendinde belirtilen
işlemler, birinci fıkrada belirtilen sınırların hesabında dikkate alınmaz.
Birinci fıkrada zikredilen sınırların aşılması hâlinde, aşım
tutarı özkaynak hesaplamasında ana sermayeden indirim kalemi olarak dikkate
alınır.
Bankalar, kendilerinde doğrudan veya dolaylı olarak pay
sahibi olan ortaklık ve kuruluşlarda doğrudan veya dolaylı olarak pay sahibi
olamazlar, bunların hisse senetlerini rehin olarak kabul edemezler ve
karşılığında avans veremezler.
Gayrimenkul ve emtia
üzerine işlemler
MADDE 57.- Bankaların gayrimenkullerinin net defter
değerleri toplamı özkaynaklarının yüzde ellisini aşamaz. Bu hesaplamada,
değerleme veya enflasyon düzeltmesine bağlı olarak oluşan ve gayrimenkul
hesabına eklenen değer artışları yüzde elli oranında dikkate alınır.
Bankalar, 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu kapsamında
gayrimenkul ve emtiayı esas alan sözleşmeler ile Kurulca uygun görülecek
kıymetli madenlerin alım ve satımı hariç olmak üzere ticaret amacıyla
gayrimenkul ve emtianın alım ve satımı ile uğraşamaz, ipotekli konut finansmanı
kuruluşu ve gayrimenkul yatırım ortaklıkları hariç olmak üzere ana faaliyet
konusu gayrimenkul ticareti olan ortaklıklara katılamazlar.
Katılım bankaları tarafından gayrimenkul, ekipman veya emtia
temini veya finansal kiralama, kâr ve zarar ortaklığı, ortak yatırımlar yoluyla
finansman sağlanması ve benzer faaliyetler nedeniyle üstlenilen
yükümlülüklerden dolayı gayrimenkul ve emtia üzerine yapılan işlemler, bu madde
ile yasaklanan ve sınırlanan faaliyetler kapsamında değerlendirilmez.
Alacaklardan dolayı edinilmek zorunda kalınan emtia ve
gayrimenkullerin elden çıkarılmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurul tarafından
belirlenir.
Sandık ve vakıflara
ilişkin işlemler
MADDE 58.- Bankalarca münhasıran çalışanlarına ait olmak
üzere sağlık ve sosyal yardım, emeklilik, ihtiyat ve tasarruf sağlama
amaçlarıyla kurulan sandık ve vakıflara açıklarının kapatılması için kaynak aktarılamaz.
Bağış sınırları
MADDE 59.- Bankalar ve konsolide denetime tâbi kuruluşlarca
bir malî yılda yapılabilecek bağış miktarı, banka özkaynaklarının binde dördünü
aşamaz. Ancak, yapılan bağış ve yardımların en az yarısının, kurumlar vergisi
matrahının tespitinde gider veya indirim olarak dikkate alınabilecek bağış ve
yardımlardan oluşması zorunludur. Bu hükmün uygulanmasına ilişkin usûl ve
esaslar Kurulca belirlenir.
BEŞİNCİ KISIM
Mevduata ve Katılım Fonu
Toplamaya
İlişkin Hükümler
Mevduat ve katılım fonu
kabulü
MADDE 60.- Kredi kuruluşları ile özel kanunlarına göre
yetkili olanlar dışında hiçbir gerçek veya tüzel kişi, aslen veya fer'an meslek
edinerek mevduat veya katılım fonu kabul edemez, ticaret unvanları ve kamuya
yapacakları açıklamalar ile ilân ve reklamlarında bu izlenimi yaratacak ifade
ve deyimleri kullanamaz.
Karşılığında hesap cüzdanı yerine makbuz, katılma belgesi,
senet ve benzeri belgelerin verilmesi, alınan paraların mevduat veya katılım
fonu kabulü sayılmasına engel değildir.
Resmî ve özel kuruluşlar ile ortaklıklarda, yalnız
çalışanlarına ait olmak üzere sağlık ve sosyal yardım, emeklilik, ihtiyat ve
tasarruf sağlama amaçlarıyla kurulan sandık ve vakıfların münhasıran kendi
üyelerinden bu amaçlar için topladıkları paralar ile sigorta şirketlerinin
işlemleri bu Kanun uygulamasında mevduat ve katılım fonu kabulü sayılmaz.
Kalkınma ve yatırım bankalarının kendi müstakrizlerinden,
ortak ve ortaklıklarından genel esaslar dâhilinde sağladıkları fonlar ile
bankalardan, para piyasaları, sermaye piyasaları ve organize piyasalardan
sağlayacakları fonlar bu Kanun uygulamasında
mevduat sayılmaz.
Türkiye'de kurulan kredi kuruluşlarının yurt dışındaki
şubeleri ve ortaklıkları, mevduat cüzdanı ve fon toplamaya ilişkin evrakın
düzenlenmesi işlemlerini faaliyette bulundukları ülkede yapmak zorundadır. Bu
şube veya ortaklıklar adına hiçbir şekil ve surette yurt içinde mevduat cüzdanı
ve fon toplamaya ilişkin evrak düzenlenemez veya verilemez.
Türkiye'de kurulu kredi kuruluşları, yurt dışında kurulu
ortaklıkları veya başka banka veya finansal kuruluşlar adına yurt içinde
yerleşik kişilerden mevduat veya katılım fonu kabul etmek amacıyla; evrak ya da
cüzdan bulundurmaları, personel istihdam etmeleri, bu ortaklıklar veya başka
kredi kuruluşu veya finansal kuruluşlar adına toplanacak mevduat ve katılım
fonu üzerinden personele ücret, komisyon, prim ve benzeri adlar altında para
ödemek veya personele bu kuruluşların reklamını yaptırmak suretiyle
müşterilerini anılan kuruluşlara yönlendirmeleri, bu ve benzeri yöntemler
kullanarak yurt dışında kurulu kuruluşlar adına mevduat ve katılım fonu kabul
etmeleri, bu madde kapsamında izinsiz mevduat ve katılım fonu kabulü sayılır.
Kredi kuruluşları, mevduat hesapları ile katılım fonu
hesaplarını Kurulun görüşü alınmak suretiyle Merkez Bankasınca tespit edilecek
vade ve türlerine göre tasnif etmek, tasarruf mevduatı ve gerçek kişilere ait
katılım fonunu diğer hesaplardan ayırmak zorundadırlar.
2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu hükümlerine göre ihraç
edilen sermaye piyasası araçları hakkında bu madde hükümleri uygulanmaz.
Mevduatın ve katılım
fonunun çekilmesi
MADDE 61.- 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun rehinlere ve
hapis hakkına, 818 sayılı Borçlar Kanununun alacağın devir ve temlikine, takasa
dair hükümleri ile diğer kanunların verdiği yetkiler ve koyduğu yükümlülükler
saklı kalmak şartıyla mevduat ve katılım fonu sahiplerine ödenmesi gereken
tutarları geri alma hakları hiçbir suretle sınırlandırılamaz. Mevduat veya
katılma hesabı sahipleri ile kredi kuruluşları arasında vade ve ihbar süresi
hakkında kararlaştırılan şartlar saklıdır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurulca
belirlenir.
Zamanaşımı
MADDE 62.- Bankalar nezdlerindeki mevduat, katılım fonu,
emanet ve alacaklardan hak sahibinin en son talebi, işlemi, herhangi bir yazılı
talimatı tarihinden başlayarak on yıl içinde aranmayanlar zamanaşımına tâbidir.
Zamanaşımına uğrayan her türlü mevduat, katılım fonu, emanet
ve alacaklar banka tarafından hak sahibine ulaşılamaması hâlinde, yapılacak
ilânı müteakiben Fona gelir kaydedilir.
Bu maddenin uygulanması ile ilgili usûl ve esaslar Kurulca
belirlenir.
Mevduatın ve katılım
fonunun sigortalanması
MADDE 63.- Kredi kuruluşları nezdlerindeki tasarruf mevduatı
ve gerçek kişilere ait katılım fonları, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu
tarafından sigorta edilir.
Kredi kuruluşları, nezdlerindeki tasarruf mevduatı ve gerçek
kişilere ait katılım fonlarını, sigortaya tâbi kısım üzerinden sigorta ettirmek
ve bunun üzerinden prim ödemek zorundadır.
Sigortaya tâbi olacak tasarruf mevduatı ve gerçek kişilere
ait katılım fonlarının kapsamı ve tutarı, Merkez Bankası, Kurul ve Hazine
Müsteşarlığının olumlu görüşü alınmak suretiyle Fon Kurulu tarafından
belirlenir. Risk esaslı sigorta priminin oranı, yıllık bazda sigortaya tâbi
tasarruf mevduat ve katılım fonunun binde yirmisini aşamaz. Risk esaslı sigorta
priminin tarifesi, tahsil zamanı, şekli ve diğer hususlar Kurulun görüşü
alınmak suretiyle Fon Kurulu tarafından belirlenir.
Kredi kuruluşlarının iflası hâlinde mevduat ve katılım fonu
sahipleri, Fonun imtiyazlı alacaklarından ve Devlet ile sosyal güvenlik kuruluşlarının
6183 sayılı Kanun kapsamındaki alacaklarından sonra gelmek üzere sigortaya tâbi
olmayan kısım için 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 206 ncı maddesindeki
üçüncü sıra anlamında imtiyazlı alacaklıdırlar.
Kredi kuruluşlarınca Fona ödenen sigorta primleri kurumlar
vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul edilir.
Faaliyet izni kaldırılan kredi kuruluşları nezdinde bulunan
ve doğruluğu hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde kanıtlanan mevduat ve
katılım fonunun sigorta kapsamındaki kısmı, Fon kaynaklarından ödenir.
Sigorta kapsamı dışında
kalan mevduat ve katılım fonu
MADDE 64.- Aşağıda sayılan tasarruf mevduatı ve katılım fonu
hesapları sigortaya tâbi değildir:
a) İlgili kredi kuruluşunun hâkim ortakları ile bunların
ana, baba, eş ve velâyet altındaki çocuklarına ait mevduat ve katılım fonu ile
diğer hesaplar.
b) İlgili kredi kuruluşunun yönetim veya müdürler kurulu
başkan ve üyeleri, genel müdür ve yardımcıları ile bunların ana, baba, eş ve
velâyet altındaki çocuklarına ait mevduat ve katılım fonu ile diğer hesaplar.
c) 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 282
nci maddesindeki suçtan kaynaklanan malvarlığı değerleri kapsamına giren mevduat ve katılım fonu ile
diğer hesaplar.
d) Kurul tarafından belirlenen diğer mevduat, katılım fonu
ve hesaplar.
ALTINCI KISIM
Denetim ve Alınacak
Önlemler
Denetim
MADDE 65.- Bu Kanun kapsamındaki kuruluşlar ve bunların
faaliyetleri, Kurumun denetim ve gözetimine tâbidir.
Kurum, bankaların genel kurul toplantılarına gözlemci sıfatıyla
temsilci gönderebilir.
Konsolide denetim
MADDE 66.- Bu Kanunun 43 üncü maddesinin birinci fıkrası
hükmü gereğince, konsolide bazda sınırlama ve oranlara tâbi olan ana ortaklık
bankalar ve bunların yurt içi ve yurt dışı bağlı ortaklıkları, birlikte kontrol
edilen ortaklıkları, şube ve temsilcilikleri konsolide denetime tâbidir.
Birinci fıkrada belirtilen kuruluşlar, öncelikle iç kontrol,
risk yönetimi ve iç denetim sistemleri, muhasebe ve finansal raporlama birimi,
finansal tablolar ve raporları ile risk grubuna kullandırılan kredilere ilişkin
bilgi ve belgeler olmak üzere her türlü kayıt, bilgi, belge, yapı ve
sistemlerini konsolide denetime uygun ve hazır hale getirmek zorundadırlar.
Bağlı ortaklık ve birlikte kontrol edilen ortaklıkların bu Kanun
uyarınca yapılacak konsolide denetimi, gerek duyulması hâlinde, Kurum ve
konsolide denetime tâbi kuruluşların denetimi ve gözetimi ile yetkili
mercilerle birlikte gerçekleştirilir. Denetim sonuçları ile denetime esas bilgi
ve belgeler anılan yetkili mercilerin görüşü alınarak Kurulca belirlenecek usûl
ve esaslara göre paylaşılır ve kullanılır.
Önlem alınmasını
gerektiren hâller
MADDE 67.- Konsolide veya konsolide olmayan bazda yapılan
denetimler sonucunda bir bankanın;
a) Aktiflerinin vade itibarıyla yükümlülüklerini
karşılayamama tehlikesiyle karşı karşıya gelmesi ya da likiditeye ilişkin
düzenlemelere uymaması,
b) Gelir ve giderleri arasındaki ilgi ve dengelerin
bozulması nedeniyle kârlılığın faaliyetleri emin bir şekilde yürütecek
yeterlilikte olmaması,
c) Özkaynaklarının sermaye yeterliliğine ilişkin
düzenlemelere göre yetersiz olması veya bu durumun gerçekleşmek üzere
bulunması,
d) Aktif kalitesinin malî bünyeyi zayıflatabilecek şekilde
bozulması,
e) Bu Kanuna ve ilgili düzenlemelere veya Kurulca alınan
kararlara aykırı nitelikte karar, işlem ve uygulamalarının bulunması,
f) İç denetim, iç kontrol ve risk yönetim sistemlerini
kurmaması veya bu sistemleri etkin ve yeterli bir şekilde işletmemesi veya
denetimi engelleyici herhangi bir hususun bulunması,
g) Yönetiminin basiretsizliği nedeniyle bu Kanun ve ilgili
mevzuat ile tanımlanmış risklerin önemli ölçüde artması veya malî bünyeyi
zayıflatabilecek şekilde yoğunlaşması,
Hâllerinden herhangi birinin tespit edilmesi durumunda, bu
Kanunun 68 inci, 69 uncu ve 70 inci
maddelerinde öngörülen tedbirler derhal alınır.
Düzeltici önlemler
MADDE 68.- Kurum, 67 nci maddede düzenlenen;
a) (a), (b), (c) ve (d) bentlerindeki hâllerden birinin veya
birkaçının tespiti hâlinde, bankanın özkaynağının artırılması veya kâr
dağıtımının geçici bir süreyle durdurularak ihtiyatlara aktarılması veya
ayrılan karşılıkların artırılması, hissedarlara kredi verilmesinin durdurulması
veya aktiflerin elden çıkarılması suretiyle likidite temin edilmesi veya yeni
yatırımların sınırlandırılması veya durdurulması, ücret ve diğer ödemelerin
sınırlandırılması, uzun vadeli yatırımların durdurulması,
b) (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerden birinin veya
birkaçının varlığı hâlinde bu aykırılıkların giderilmesi, kredi politikasının
gözden geçirilerek riskli işlemlerin durdurulması, maruz kalınan vade, kur veya
faiz riskinin azaltılması için gerekli
önlemlerin alınması,
Tedbirlerinden bir veya birkaçının ya da tamamının ve Kurumca uygun görülecek diğer
tedbirlerin, Kurumun uygun göreceği bir
süre ve onaylayacağı bir plân dahilinde alınmasını ve uygulanmasını
bankanın yönetim kurulundan ister.
İyileştirici önlemler
MADDE 69.- Banka tarafından 68 inci maddede yer alan
önlemlerin alınmaması veya alınan önlemlere rağmen sorunların giderileme-mesi
ya da bu tedbirlerin alınması durumunda dahi sonuç alınamayacağının Kurumca
belirlenmesi hâlinde Kurul;
a) 67 nci maddenin (a), (b), (c) ve (d) bentlerinde sayılan hallerden herhangi
birinin veya birkaçının gerçekleşmesi durumunda, malî bünyenin düzeltilmesi,
sermaye yeterliliği veya likidite düzeylerinden birinin ya da her ikisinin
yükseltilmesi, uygun bir süre vererek uzun vadeli veya duran varlıkların elden
çıkarılması, işletme ve yönetim giderlerinde kısıntıya gidilmesini veya mensuplarına
her ne ad altında olursa olsun düzenli olarak ödenenler dışındaki ödemelerin
durdurulması, belirli kişi, kurum, risk grubu veya sektörlere nakdî ve
gayrinakdî kredi kullandırımının sınırlandırılması veya yasaklanması,
b) 67 nci maddenin (e), (f) ve (g) bentleri ile ilgili
olarak aykırılıkların giderilmesi, karar, işlem ve uygulamalarda yönetim kurulu
üyelerinin sorumluluğu bulunması hâlinde genel kurulun en kısa sürede
olağanüstü toplantıya çağrılarak yönetim kurulu üyelerinden bir veya birkaçının
veya tamamının değiştirilmesi veya üye
sayısını artırarak üye atanması veya karar ve işlemlerde sorumluluğu bulunan
mensuplarının görevden alınması, (g)
bendi ile ilgili olarak maruz kalınan risklerin azaltılması için kısa,
orta ve uzun vadeli olmak üzere Kurulca uygun görülecek bir plân oluşturulması
ve yönetim kurulu üyeleri ile nitelikli
paya sahip ortaklarından, bu plânın yazılı olarak taahhüt edilmesi ve
belirlediği dönemler itibarıyla uygulama sonuçlarının gönderilmesi,
De dâhil olmak üzere, uygun göreceği her türlü tedbirin
alınmasını ve ivedilikle uygulanmasını banka yönetim kurulundan ister.
Kısıtlayıcı önlemler
MADDE 70.- Banka tarafından 68 inci ve/veya 69 uncu
maddelerde yer alan önlemlerin alınmaması veya alınan önlemlere rağmen sorunların
giderilememesi ya da bu tedbirlerin alınması durumunda dahi sonuç
alınamayaca-ğının belirlenmesi hâlinde Kurul bankadan;
a) Faaliyetlerini, faaliyet türleri itibarıyla tüm
teşkilatını veya gerekli görülecek yurt içi veya yurt dışı şubelerini veya muhabirlerle
ilişkilerini kapsayacak şekilde kısıtlaması veya geçici olarak durdurulması,
b) Kaynakların toplanması ve kullandırılmasına ilişkin
olarak faiz oranı ve vade kısıtlamaları da dâhil olmak üzere, her türlü
sınırlama ve kısıtlama getirmesi,
c) Yönetim kurulu da dâhil olmak üzere genel müdür, genel
müdür yardımcıları, ilgili birim ve şube yöneticilerinin bir kısmını veya
tamamını görevden alması, görevden alınan kişilerin yerine atanacak veya
seçilecek kişiler için Kurumdan onay alınması,
d) Sigortaya tâbi mevduat veya katılım fonu tutarını aşmamak
ve yeterli teminatı hâkim ortakların hisse senetlerinden veya diğer
malvarlıklarından karşılanmak üzere uzun vadeli kredi sağlaması,
e) Zarar doğurduğu tespit edilen faaliyetlerinin
sınırlandırılması veya durdurulması, verimi düşük veya verimsiz varlıklarının
elden çıkarılması,
f) İstekli olan bir veya birkaç banka ile birleşmesi,
g) Özkaynakların artırılmasını sağlamak amacıyla uygun
görülecek yeni hissedarlar bulunması,
h) Doğan zararın özkaynaktan indirilmesi,
Tedbirlerinden bir ya da birkaçının veya uygun göreceği
diğer tedbirlerin alınmasını ve uygulanmasını ister.
Faaliyet izninin
kaldırılması veya Fona devir
MADDE 71.- Denetlemeler sonucunda bir bankayla ilgili
olarak;
a) Bu Kanunun 70 inci maddesi kapsamında alınması istenen
tedbirlerin Kurul tarafından verilen süre içerisinde ya da her halükârda en geç
oniki ay içinde kısmen ya da tamamen alınmaması ya da bu tedbirleri kısmen veya
tamamen almış olmasına rağmen, malî bünyesinin güçlendirilmesine imkân
bulunmadığı veya bu tedbirler alınmış
olsa dahi malî bünyesinin güçlendirilemeyeceğinin tespit edilmesi,
b) Faaliyetine devamının mevduat ve katılım fonu
sahiplerinin hakları ve malî sistemin güven ve istikrarı bakımından tehlike arz
ettiğinin ortaya çıkması,
c) Yükümlülüklerini vadesinde yerine getiremediğinin tespit
edilmesi,
d) Yükümlülüklerinin toplam değerinin varlıklarının toplam
değerini aşması,
e) Hâkim ortaklarının veya yöneticilerinin, banka
kaynaklarını, bankanın emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye düşürecek biçimde
doğrudan veya dolaylı veya dolanlı olarak kendi lehlerine kullanması veya
dolanlı olarak kaynak kullandırması ve bankayı bu suretle zarara uğratması,
Hâllerinden bir veya birkaçının varlığı durumunda Kurul, en
az beş üyesinin aynı yöndeki oyuyla alınan kararla bankanın faaliyet iznini
kaldırmaya ya da kredi kuruluşunun temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim
ve denetimini, zararın mevcut ortakların sermayesinden indirilmesi kaydıyla
kısmen veya tamamen devri, satışı veya birleştirilmesi amacıyla Fona devretmeye
yetkilidir.
Faaliyet izni kaldırılan kredi kuruluşları bu Kanunda yer
alan hükümlere göre, kalkınma ve yatırım bankaları ise genel hükümlere göre
tasfiye edilir.
Bu madde kapsamında alınan Kurul kararları Resmî Gazetede
yayımlanır. Yayım tarihi ilgililer bakımından tebliğ tarihi olarak kabul
edilir.
Sistemik riske karşı
alınacak önlemler
MADDE 72.- Finansal sistemin bütününe sirayet edebilecek
ölçüde olumsuz bir gelişmenin ortaya çıkması ve bu durumun Kurumun
koordinasyonunda, Fon, Hazine Müsteşarlığı ve Merkez Bankasınca müştereken
tespiti hâlinde, alınacak olağanüstü tedbirleri belirlemeye Bakanlar Kurulu
yetkili olup, ilgili bütün kurum ve kuruluşlar belirlenen bu olağanüstü
tedbirleri derhal uygulamakla yetkili ve sorumludur.
YEDİNCİ KISIM
Kanunî Yükümlülükler
Sırların saklanması
MADDE 73.- Kurul başkan ve üyeleri ile Kurum personeli, Fon
Kurulu başkan ve üyeleri ile Fon personeli görevleri sırasında öğrendikleri
bankalara ve bunların bağlı ortaklık, iştirak, birlikte kontrol edilen
ortaklıkları ve müşterilerine ait sırları bu Kanuna ve özel kanunlarına göre
yetkili olanlardan başkasına açıklayamaz ve kendilerinin veya başkalarının
yararlarına kullanamazlar. Kurumun dışarıdan destek hizmeti aldığı kişi ve
kuruluşlar ile bunların çalışanları da bu hükme tâbidir. Bu yükümlülük görevden
ayrıldıktan sonra da devam eder.
Bu Kanun hükümleri uyarınca Kurumun, yurt dışındaki muadili denetim mercileri ile düzenleyeceği mutabakat zabıtları çerçevesinde vereceği bilgi ve belgeler birinci fıkradaki sır kapsamında değildir. Kurul düzenleyeceği mutabakat zabıtları veya zabıtlar dışında elde edeceği sırların korunmasını sağlamakla görevlidir. Kurumun elde edeceği sır niteliğindeki bilgi ve belgeler, kuruluş ve faaliyet izni verilmesinde, faaliyetlerin denetiminde, düzenlemelere uyulup uyulmadığının izlenmesinde ve Kurul kararlarına karşı açılacak idarî davaların görülmesinde kullanılabilir. Kurumun bu fıkra kapsamında elde edeceği sır niteliğindeki bilgi ve belgeler hiçbir kişi, kurum ve kuruluşa verilemez. Mahkeme kararına bağlanmış sır kapsamına giren bilgilerin verilmesinden Kurum sorumlu tutulamaz.
Bankaların ortakları, yönetim kurulu üyeleri, mensupları,
bunlar adına hareket eden kişiler ile görevlileri, sıfat ve görevleri
dolayısıyla öğrendikleri bankalara veya müşterilerine ait sırları, bu konuda
kanunen açıkça yetkili kılınan mercilerden başkasına açıklayamazlar. Bankaların
destek hizmeti aldığı kuruluş ve çalışanları hakkında da bu hüküm uygulanır. Bu
yükümlülük görevden ayrıldıktan sonra da devam eder.
Kredi kuruluşları ve finansal kuruluşların destek hizmeti
kuruluşları ile aralarında akdedecekleri yazılı sözleşmeler çerçevesinde bu
kuruluşların müşterilerinin risk durumlarının izlenmesi, değerlendirilmesi,
kontrolü ve müşteri hizmetlerinin yerine getirilmesi nedeniyle yapılacak bilgi
ve belge alışverişi ile hizmet temini ve ayrıca kredi kuruluşları ve finansal
kuruluşların kendi aralarında doğrudan doğruya veya en az beş banka tarafından
kurulacak şirketler vasıtasıyla yapacakları her türlü bilgi ve belge alışverişi
bu hükmün dışındadır.
İtibarın korunması
MADDE 74.- 5187 sayılı Basın Kanununda belirtilen araçlarla
ya da radyo, televizyon, video, internet, kablolu yayın veya elektronik bilgi
iletişim araçları ve benzeri yayın araçlarından biri vasıtasıyla; bir bankanın
itibarını kırabilecek veya şöhretine ya da servetine zarar verebilecek bir
hususa kasten sebep olunamaz ya da bu yolla asılsız haber yayılamaz.
Etik ilkeler
MADDE 75.- Bankalar ile bunların mensupları; bu Kanuna,
ilgili düzenlemelere, kuruluş amaç ve politikalarına uygun olarak faaliyetlerin
icra edilmesini temin etmeye ve yönetimde adalet, doğruluk, dürüstlük ve sosyal
sorumluluğu esas almaya yönelik etik ilkelere uymakla yükümlüdürler.
Etik ilkeler, kuruluş birlikleri tarafından Kurulun uygun
görüşü alınmak suretiyle belirlenir.
Müşteri hakları
MADDE 76.- Bankalar, müşterilerinin, verilen hizmetlerden
kaynaklanan her türlü sorularına cevap verecek bir sistem kurmakla ve bu
hizmetle ilgili bilgiyi müşterilerine bildirmekle yükümlüdür. Bankalar, kredi
sözleşmelerinin onaylı bir örneğini müşterilerine vermek zorundadır. Talepleri
hâlinde müşteri ile yapılan diğer işlemlere ilişkin her türlü belgenin bir
örneği de müşterilere verilir.
Bu Kanunun 4 üncü maddesinde yer alan faaliyet konularına
ilişkin olarak, bankalar ile bireysel müşterileri arasında akdedilecek
sözleşmelerin şekil ve içeriğinde yer alması gereken asgarî hususlar ile tip
sözleşmelerin uygulanacağı işlemler Kurulun uygun görüşü alınarak kuruluş
birlikleri tarafından belirlenir. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında
Kanun hükümleri saklıdır.
Bankaların, kimliklerini ve vergi numaralarını belgelemeyen
müşterileri adına mevduat, katılım fonu, kredi ve her ne ad altında olursa
olsun hesap açmaları, sözleşme düzenlemeleri, havale ve kambiyo hizmetleri ile
diğer bankacılık ve malî hizmetleri vermeleri yasaktır. Bu fıkranın
uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumun görüşü alınarak Malîye
Bakanlığınca düzenlenir. Bu fıkra hükmüne ve Malîye Bakanlığınca yapılan
düzenlemelere uymayanlar hakkında 2.4.1998 tarihli ve 4358 sayılı Kanunun 5
inci maddesi hükmünün uygulanması bu Kanunun kovuşturma usûlü hükümlerine tâbi
değildir.
SEKİZİNCİ KISIM
Kalkınma ve Yatırım Bankaları
ve Finansal Holding Şirketi
Kalkınma ve yatırım
bankalarına ilişkin hükümler
MADDE 77.- Kalkınma ve yatırım bankaları, bu Kanunun 54, 55, 56, 57, 61, 63, 64, 106 ilâ 129 uncu maddeleri, 130 uncu maddesinin
(a) bendi, 131 ilâ 142 nci maddeleri
hariç olmak üzere diğer hükümlerine tâbidir.
Finansal holding şirketi
MADDE 78.- Kurul, finansal holding şirketlerinin kapsamını
belirlemeye ve kurulmasını zorunlu tutmaya; sermaye yeterliliği, iç sistemler,
konsolide denetim ve denetimin koordinasyonuna ilişkin usûl ve esasları
belirlemeye yetkilidir. Kurulca belirlenen kapsama girmekle birlikte finansal
holding şirketi kurması zorunlu tutulmayan bir grubun tâbi olacağı hükümleri
tespite Kurul yetkilidir.
Finansal holding şirketleri hakkında, Kurulca belirlenecek
usûl ve esaslar çerçevesinde bu Kanunun 14, 15, 16, 18, 22, 23, 24, 25, 26, 28,
29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 47, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 78,
93, 95 ve 96 ncı madde hükümleri ve bu maddelere ilişkin ceza hükümleri
uygulanır.
Finansal holding şirketleri bakımından belirlenecek standart
oranlar ve sınırlamalar ile yapılacak
hesaplamalar yalnızca konsolide bazda dikkate alınır.
DOKUZUNCU KISIM
Kuruluş Birlikleri
Türkiye Bankalar Birliği
ve Türkiye Katılım Bankaları Birliği
MADDE 79.- Mevduat bankaları ile kalkınma ve yatırım
bankaları, tüzel kişiliği haiz ve kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olan
Türkiye Bankalar Birliğine; katılım bankaları ise aynı nitelikteki Türkiye
Katılım Bankaları Birliğine, faaliyet izni aldıkları tarihten itibaren bir ay
içinde üye olmak zorundadır.
Birliklerin görev ve
yetkileri
MADDE 80.- Kuruluş birlikleri;
a) Mesleğin gelişmesini temin etmek,
b) Meslek ilkelerini belirlemek suretiyle üyelerin birlik ve
mesleğin gerektirdiği vakar ve disiplin içinde ekonominin ihtiyaçlarına uygun
olarak çalışmalarını sağlamak,
c) Üye banka mensuplarının uyacakları meslek ilkeleri ve
standartlarını Kurumun uygun görüşünü alarak belirlemek,
d) İlgili mevzuat uyarınca alınan kararlar ile Kurumca
alınması istenilen tedbirlerin uygulanmasını takip etmek,
e) Üyeleri arasında haksız rekabeti önlemek amacıyla gerekli
her türlü tedbiri almak ve uygulamak,
f) Üyelerin ilân ve reklamlarında uyacakları esas ve
şartları tür, şekil, nitelik ve miktarları itibarıyla Kurumun uygun görüşünü
alarak tespit etmek,
g) Kurum ile işbirliği yapmak suretiyle bankalar arasında
ortak projelere ilişkin işbirliğini temin etmek,
h) Üyelerinin ortak menfaatlerini ilgilendiren konularda
yönetim kurulu kararına istinaden dava açmak,
i) Müşteri haklarına dair hükümlerde öngörülen sözleşmelerin
şekil ve içeriklerine ilişkin usûl ve esasları belirlemek,
j) 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun
hükümleri ve diğer kanunlarla tanınmış
müracaat hakları saklı kalmak kaydıyla üyeler ve bireysel müşterileri
arasındaki ihtilafların değerlendirilmesi ve çözüme kavuşturulmasını temin
etmek üzere hazırlayacakları ve Kurulca onaylanan usûl ve esaslar dâhilinde
hakem heyeti oluşturmak,
İle görevli ve yetkilidir.
Organlar ve statü
MADDE 81.- Kuruluş birliklerinin organ seçimleri bu Kanunda
öngörülen esaslar çerçevesinde gizli oyla ve yargı gözetimi altında
gerçekleştirilir. Seçim yapılacak genel kurul toplantısından en az onbeş gün
önce seçimlere katılacak üye bankaları ve temsilcilerini belirleyen liste,
toplantının gündemini, yerini, gününü, saatini ve çoğunluk olmadığı takdirde
yapılacak ikinci toplantıya ilişkin hususları belirten bir yazı ile birlikte üç
nüsha olarak Yüksek Seçim Kurulunca belirlenecek seçim kurulu başkanı hâkime
tevdi edilir. Hâkim gerekli incelemeyi yaparak listeyi ve diğer hususları
onaylar; bir sandık kurulu başkanı ve iki sandık kurulu üyesi ile bunlar için
birer yedek üye atar. Oy verme işlemi gizli oy, açık sayım ilkelerine göre
yapılır. Seçim süresinin sonunda seçim sonuçları tutanakla tespit edilip seçim
sandık kurulu başkanı ve üyeleri tarafından imzalanır. Tutanağın
düzenlenmesinden itibaren iki gün içinde seçimlere yapılacak her türlü itiraz
hâkim tarafından aynı gün incelenir ve kesin olarak karara bağlanır.
Kuruluş birliklerinin organları, çalışma esasları ve
faaliyetlerinin kapsamı, birliklerin görüşünü alarak Kurumun yapacağı öneri
üzerine Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulacak statülerinde gösterilir.
Üyeler, birliklerin statüsüne ve birlikler tarafından alınacak karar ve
tedbirlere uymak zorundadır. Kuruluş birliklerinin giderleri, statüleri
gereğince tespit olunan oy sayısına göre üyelere dağıtılır. Üyeler, kendilerine
düşen masraf paylarını statülerde belirtilen süre içinde yatırmak zorundadır.
Masraf iştirak payları belirlenen süre içinde ödenmediği takdirde birlikler
tarafından icra yoluyla tahsil olunur. Masraf iştirak paylarının ödenmesine
dair kararlar 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 68 inci maddesinde yazılı
resmî belge niteliğindedir.
Kuruluş birliklerinin aldığı genel ya da özel nitelikteki
karar ve tedbirlere zamanında ve tam olarak uymayan üyeler hakkında birliklerin
yönetim kurulunca ikibin Yeni Türk Lirasından yirmibin Yeni Türk Lirasına kadar
idarî para cezasına karar verilir.
ONUNCU
KISIM
Bankacılık Düzenleme ve
Denetleme Kurumuna İlişkin Hükümler
BİRİNCİ
BÖLÜM
Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurumu
Kuruluş ve bağımsızlık
MADDE 82.- Kamu tüzel kişiliğini haiz, idarî ve malî
özerkliğe sahip Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu kurulmuştur. Kurumun
merkezi Ankara'dadır. Kurum, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu ile
Başkanlıktan oluşur.
Kurum, bu Kanunla ve mevzuatla kendisine verilen düzenleme
ve denetlemeyle ilgili görev ve yetkileri kendi sorumluluğu altında bağımsız
olarak yerine getirir ve kullanır. Kurumun kararları yerindelik denetimine tâbi
tutulamaz. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi Kurumun kararlarını etkilemek
amacıyla emir ve talimat veremez.
Kurum, bu Kanunda ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve
Kontrol Kanununda belirtilen usûl ve esaslar çerçevesinde kendisine tahsis
edilen malî kaynaklarını görev ve yetkilerinin gerektirdiği ölçüde, kendi
bütçesinde belirlenen usûl ve esaslar dahilinde serbestçe kullanır.
Kurum, görev ve yetkilerini etkin şekilde yerine getirmek
amacıyla yeterli sayı ve nitelikte personeli istihdam eder.
Kurumun malları Devlet malı hükmündedir, haczedilemez ve
rehnedilemez.
İKİNCİ
BÖLÜM
Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurulu
Bankacılık Düzenleme ve
Denetleme Kurulu
MADDE 83.- Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, Kurumun
karar organıdır. Kurul; biri başkan, biri ikinci başkan olmak üzere yedi üyeden
oluşur. Kurul Başkanı Kurumun da başkanıdır.
Başkanın izin, hastalık, yurt içi ve yurt dışı görevlendirme
ve görevde bulunmadığı diğer hâller ile görevden alınması durumunda ikinci
başkan, onun da bulunmadığı hâllerde Kurul tarafından belirlenecek bir üye
Başkana vekâlet eder.
Üyelerin atanması
MADDE 84.- Kurul üyelerinin aşağıda belirtilen şartları
taşımaları zorunludur:
a) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinin
(A) fıkrasının (1), (4), (5), (6) ve (7) numaralı bentlerinde belirtilen
şartları taşımak.
b) 8 inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b), (c) ve (d)
bentlerinde belirtilen şartları taşımak.
c) 26 ncı maddede yer alan çalışması yasaklananlardan
olmamak.
d) Hukuk, iktisat, malîye, bankacılık, işletme, kamu
yönetimi ve dengi dallarda en az lisans düzeyinde; mühendislik alanında lisans
düzeyinde öğrenim görmüş olanlar için belirtilen alanlarda lisansüstü öğrenim
görmüş olmak.
Üyeler, yüksek öğrenim sonrası en az on yıl deneyim sahibi
veya yukarıda sayılan öğrenim dallarında en az on yıl öğretim üyeliği yapan
kişiler arasından Bakanlar Kurulunca atanır. Üyelerden en az birinin hukuk
fakültesi mezunu, birinin ise Kurumda başkan yardımcısı, anahizmet birimi
yöneticisi veya meslek personeli olarak çalışmış olması şarttır. Bakanlar
Kurulu, üyelerden birini başkan birini de ikinci başkan olarak görevlendirir.
Bakanlar Kurulunun atama kararı Resmî Gazetede yayımlanır.
Kurul Başkan ve üyeleri, görevlerinin devamı süresince
görevlerini tam bir dikkat, dürüstlük ve tarafsızlık ile yürüteceklerine, kanun
hükümlerine aykırı hareket etmeyeceklerine ve ettirmeyeceklerine dair Yargıtay
Birinci Başkanlık Kurulu huzurunda yemin ederler. Yemin için yapılan başvuru
Yargıtay tarafından acele işlerden sayılır. Kurul üyeleri, yemin etmedikçe
göreve başlayamazlar.
Başkan ve üyelerin görev
süreleri
MADDE 85.- Kurul Başkan ve üyelerinin görev süresi altı
yıldır. Süreleri biten başkan ve üyeler yeniden atanamazlar. Başkanlığın ve
üyeliğin herhangi bir sebeple boşalması hâlinde, boşalan yere 84 üncü maddede
belirtilen esaslar dahilinde bir ay içinde atama yapılır. Bu şekilde atananlar,
bir defalığına tekrar atana-bilir.
Kurul Başkan ve üyelerinin görev süreleri dolmadan herhangi
bir nedenle görevlerine son verilemez. Ancak, ağır hastalık veya sakatlık
nedeniyle iş göremeyecekleri, atanmaları için gerekli şartları kaybettikleri
veya durumlarının 86 ncı maddeye aykırı düştüğü tespit edilen veya görevleri ile ilgili olarak işledikleri
suçlardan dolayı haklarında verilen mahkûmiyet kararı kesinleşen Kurul Başkan
ve üyeleri süreleri dolmadan Başbakanın onayı ile görevden alınırlar. Bunların
yerlerine en geç bir ay içinde atama yapılır. Ayrıca geçici iş göremezlik
halinin üç aydan fazla sürmesi hâlinde, bu durumda olan üyelerin üyelikleri
düşer ve bunların yerlerine bir ay içinde atama yapılır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinin (A)
fıkrasının (5) numaralı bendinde öngörülen suçlarla ilgili olarak haklarında
ceza davası açılan Kurul Başkan ve üyelerinden görevi başında kalması sakıncalı
görülenler, Bakanlar Kurulu tarafından tedbiren görevden uzaklaştırılabilir.
Görevden uzaklaştırılan Kurul Başkan ve üyeleri hakkında Devlet Memurları
Kanununun ilgili hükümleri uygulanır. Bu şekilde geçici olarak boşalan
üyeliklere, 84 üncü maddedeki şartları taşıyanlar arasından, tedbiren görevden
uzaklaştırılan üye göreve dönünceye ve her halükârda söz konusu üyenin üyelik
süresini geçmemek üzere Bakanlar Kurulunca atama yapılabilir.
Yasaklar
MADDE 86.- Kurul Başkan ve üyeleri, asli görevlerini
aksatmayan bilimsel amaçlı yayın, ders ve konferans ile telif hakları hariç
Kurumdaki resmî görevlerinin yürütülmesi dışında kalan resmî veya özel hiçbir
görev alamaz, dernek, vakıf, kooperatif ve benzeri yerlerde yöneticilik
yapamaz, ticaretle uğraşamaz, serbest meslek faaliyetinde buluna-maz, Kurumun
düzenlemek ve denetlemekle yetkili olduğu sektör veya alanla ilgili
ortaklıklarda pay sahibi olamaz, hakemlik ve bilirkişilik yapamazlar.
Kurul Başkan ve üyeleri göreve başlamadan önce kendilerinin
veya eş ve velâyeti altındaki çocuklarının sahibi bulunduğu menkul kıymetlerden
Hazine tarafından çıkarılan borçlanmaya ilişkin olanlar hariç Kurumun
düzenlemek ve denetlemekle sorumlu olduğu kuruluşların her türlü sermaye
piyasası araçlarını eş, evlatlık, üçüncü dereceye kadar kan ve ikinci dereceye
kadar kayın hısımları dışındakilere otuz gün içinde satmak suretiyle elden
çıkarmak zorundadır. Kurul üyeliklerine atanmalarından itibaren otuz gün içinde
bu fıkraya uygun hareket etmeyen üyeler, üyelikten çekilmiş sayılır. Bu durum,
Kurul kararı ile tespit edilir ve ilişkili Bakana bildirilir.
Kurul Başkan ve üyeleri, görevlerinden ayrılmalarını izleyen
iki yıl içinde Kurumun denetlemekle ve düzenlemekle görevli olduğu sektör ve
alandaki özel kuruluşlarda görev alamazlar. Bu fıkra hükmüne uymayanlara 2531
sayılı Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanunun 4
üncü maddesinde belirtilen cezalar verilir.
Kurul Başkan ve üyeleri ve diğer personel, Kurumla ilgili
gizlilik taşıyan bilgileri ve ticari sırları, görevlerinden ayrılmış olsalar
bile kanunen yetkili kılınan mercilerden başkasına açıklayamazlar, kendilerinin
veya başkalarının menfaatine kullanamazlar.
Kurul Başkan ve üyeleri 3628 sayılı Mal Bildiriminde
Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununa tâbidir.
Kurulun çalışma esasları
MADDE 87.- Kurul en az haftada bir defa olmak üzere, gerekli
hallerde toplanır. Toplantıyı Kurul Başkanı, yokluğunda ikinci başkan yönetir.
Toplantının gündemi Başkan, yokluğunda ikinci başkan tarafından hazırlanarak
toplantıdan en az bir gün önce Kurul üyelerine bildirilir. Gündem maddelerine
geçmeden önce Başkan tarafından Kurumun faaliyetleri hakkında Kurula bilgi
verilir. Gündeme yeni madde eklenebilmesi için toplantı başlamadan önce bir
üyenin öneride bulunması ve önerilen maddenin gündeme eklenmesinin Kurulca
kabul edilmesi gerekir.
Geçerli mazereti olmaksızın bir takvim yılında toplam üç
toplantıya katılmayan veya bir toplantıya katıldığı halde Kurul kararlarını
süresi içinde imzalamayan veya karşı oy gerekçesini süresi içinde yazılı olarak
bildirmeyen Kurul üyeleri üyelikten çekilmiş sayılır. Bu durum, Kurul kararı
ile tespit edilir ve ilişkili Bakana bildirilir.
Kurul en az beş üyenin hazır bulunması ile toplanır ve bu
Kanunda belirtilen özel nisap gerektiren haller dışında en az dört üyenin aynı
yöndeki oyuyla karar alır. Üyeler çekimser oy kullanamaz. Toplantıda karar
yeter sayısı sağlanamadığı durumlarda, izleyen toplantılarda oylarda eşitlik
olması hâlinde Başkanın bulunduğu tarafın oyu üstün sayılarak karar alınır.
Kurul kararı tutanakla tespit edilir ve karar tutanağı toplantı esnasında veya
en geç toplantıyı izleyen işgünü, toplantıya katılan tüm üyeler tarafından
imzalanır.
Herhangi bir nedenle üye sayısının Kurulun karar almasını
imkânsız kılacak bir sayıya düşmesi hâlinde, toplantı nisabı sağlanacak şekilde
bir ayı geçmemek üzere, kıdem sırasına göre, Kurum başkan yardımcıları vekâlet
eder. Bu madde hükmüne istinaden Kurul üyeliği görevini yürüten Kurum başkan
yardımcılarının malî ve özlük haklarında bir değişiklik olmaz.
Bu Kanunda belirtilen süreler saklı kalmak üzere, Kurul
kararı, alındığı toplantı tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde
gerekçeleri, varsa karşı oy gerekçeleri ve imzaları ile birlikte tekemmül
ettirilir.
Kurul Başkan ve üyeleri kendisi, eşi, evlatlıkları ve üçüncü
derece dahil kan ve ikinci derece dahil kayın hısımlarıyla ilgili konularda
müzakere ve oylamaya katılamazlar. Bu durum karar metninde ayrıca belirtilir.
Kurul toplantıları gizlidir. İhtiyaç duyulması hâlinde
görüşlerinden yararlanmak üzere uzman kişiler Kurul toplantısına davet
edilebilir. Ancak Kurul kararları toplantıya dışardan katılanların yanında
alınamaz.
Kurulun düzenleyici kararları tekemmül etmesinden itibaren
en geç yedi işgünü içinde ilişkili Bakanlığa ve yayımlanmak üzere Başbakanlığa
gönderilir. Bu kararlar gönderildiği tarihten itibaren en geç yedi gün içinde
Resmî Gazetede yayımlanır. Bu Kanunda öngörülen hükümler saklı kalmak üzere,
denetleyici nitelikteki kararlar internet ortamı başta olmak üzere uygun vasıtalarla kamuoyuna duyurulur. Kurul,
yayımlanması ülke ekonomisi ve kamu düzeni açısından sakıncalı olan denetleyici
nitelikteki kararların yayımlanmamasına karar verebilir.
Kurul üyeleri ile Kurum personelinin uyacakları meslekî ve
etik ilkeler ile Kurulun çalışma usûl ve esaslarına ilişkin diğer hususlar Kurul
tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Kurulun görev ve
yetkileri
MADDE 88.- Kurul bu Kanun ve diğer mevzuatta belirtilen
görevler yanında aşağıdaki görevleri yapar ve yetkileri kullanır:
a) Düzenlemek ve denetlemekle görevli olduğu sektör veya
alanla ilgili uluslararası ilke ve
standartlarla uyumlu ikincil düzenlemeleri yapmak ve kararlar almak.
b) Kurumun stratejik plânını, performans ölçütlerini, amaç
ve hedeflerini, hizmet kalite standartlarını belirlemek, insan kaynakları ve
çalışma politikalarını oluşturmak, Kurumun hizmet birimleri ve bunların
görevleri hakkında öneride bulunmak.
c) Kurumun stratejik plânı ile amaç ve hedeflerine uygun
olarak hazırlanan bütçe teklifini görüşmek ve karara bağlamak.
d) Kurumun performansını ve malî durumunu gösteren raporları
onaylamak.
e) Başkanın önerisi üzerine, başkan yardımcıları ve daire
başkanlarını atamak.
f) Taşınmaz alımı,
satımı, kiralanması konularındaki önerileri görüşüp karara bağlamak.
g) Kanunlarla verilen diğer görevleri
yapmak.
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM
Başkanlık
Teşkilatı
Başkan
MADDE 89.- Kurumun en üst yöneticisi olan Başkan, Kurumun
genel yönetim ve temsilinden sorumludur.
Başkanın görev ve yetkileri şunlardır:
a) Kurul toplantılarının gündemini, gün ve saatini
belirlemek, toplantıları idare etmek, gündeme alınmayan başvurular hakkında
gerekli işlemleri yapmak ve bunlara ilişkin olarak Kurula bilgi vermek.
b) Kurul kararlarının yayımlanmasını veya tebliğini
sağlamak, bu kararların gereğinin yerine getirilmesini temin etmek ve uygulanmasını
izlemek.
c) Hizmet birimlerinden gelen önerilere son şeklini vererek
Kurula sunmak.
d) Kurulun belirlediği stratejilere, amaç ve hedeflere uygun
olarak, Kurumun yıllık bütçesi ile malî tablolarını hazırlamak.
e) Hizmet
birimlerinin, verimli ve uyumlu bir
biçimde çalışmasının en üst düzeyde organizasyonu ve koordinasyonunu sağlamak,
Kurum hizmet birimleri arasında çıkabilecek görev ve yetki sorunlarını çözmek.
f) Yıllık faaliyet raporlarını hazırlamak, amaç ve
hedeflere, performans ölçütlerine göre faaliyetlerin değerlendirilmesini
yaptırmak ve bunları Kurula sunmak.
g) Kurumun faaliyet gösterdiği alanda strateji, politikalar
ve ilgili mevzuat ile Başkanlığın ve çalışanların performans ölçütleri
hakkında değerlendirme yapmak.
h) Kurumun diğer kuruluşlarla ilişkilerini yürütmek ve
Kurumu temsil etmek.
i) Kurul tarafından
atanması öngörülenler dışındaki Kurum personelini atamak.
j) Kurum başkanı adına imzaya yetkili personelin görev ve
yetki alanını belirlemek.
k) Kurumun yönetim ve işleyişine ilişkin diğer görevleri
yerine getirmek.
Başkan, Kurula ilişkin olmayan görev ve yetkilerinden bir
bölümünü, sınırlarını açıkça belirlemek ve yazılı olmak kaydıyla alt kademelere
devredebilir.
Başkan yardımcıları
MADDE 90.- Başkana başkanlığa ilişkin görevlerinde yardımcı
olmak üzere Kurul kararıyla üç başkan yardımcısı atanır. Başkan
yardımcılarından biri, yerinde denetim ve gözetimle görevli birimlerden sorumlu
olur. Başkan yardımcılarının 84 üncü maddede belirtilen şartları taşıması
gerekir.
Başkan yardımcıları gerektiğinde sınırlarını yazılı olarak
açıkça belirlemek şartıyla görev ve yetkilerinden bir kısmını alt kademelere
devredebilir.
Kurumun hizmet birimleri
MADDE 91.- Kurumun hizmet birimleri, daire başkanlıkları
şeklinde teşkilatlanmış anahizmet, danışma ve yardımcı hizmet birimlerinden
oluşur. Ancak, daire başkanlıklarının sayısı onu geçemez.
Hizmet birimleri, bu Kanunda belirtilen faaliyet alanı,
görev ve fonksiyonlara uygun olarak Kurumun teklifi ve Bakanlar Kurulu
kararıyla yürürlüğe konulan yönetmelikle belirlenir.
Anahizmet birimi olarak Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı
kurulur. Hukuk, basın ve halkla ilişkiler, yönetim ve finans gibi alanlarda
ihtiyaca göre sayıları toplam beşi geçmemek üzere Başkanlık müşaviri
görevlendirilebilir.
İnsan kaynakları ve eğitim, idarî ve malî işler ve benzeri
faaliyetleri yürütmek üzere Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı kurulur. Bu
daire başkanlığında biri Kurulun özel büro hizmetlerinde kullanılmak üzere en
çok dört adet müdürlük kurulabilir.
Kurum, düzenlemekle görevli olduğu alanın yoğun olduğu
illerde olmak ve sayısı üçü geçmemek kaydıyla Bakanlar Kurulu kararıyla yurt
içi temsilcilik açabilir.
Kurum personeli
MADDE 92.- Bu Kanun ile Kuruma verilen görevlerin
gerektirdiği sürekli görev ve hizmetler, bankalar yeminli murakıpları ve
yardımcıları, bankacılık uzman ve yardımcıları, hukuk uzman ve yardımcıları ile
bilişim uzman ve yardımcılarından oluşan meslek personeli ve idarî personel
eliyle yürütülür. Kurumun her türlü personelinin bu Kanunun 84 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (d) bendi hariç, diğer bentlerinde yer alan nitelikleri
taşımaları zorunludur.
Başkan yardımcıları, daire başkanları, müdürler, başkanlık
müşavirleri ve meslek personeli kadro karşılığı sözleşmeli statüde istihdam
edilir. Kadro karşılığı sözleşmeli çalışan Kurum personeli ücret, malî ve
sosyal haklar dışında, diğer personel ise her türlü hak ve yükümlülükleri
yönünden 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tâbidir.
Bu Kanunun ekinde yer alan (I) sayılı cetveldeki toplam
kadro sayısı geçilmemek üzere, kadro unvan ve derecelerinin değiştirilmesi ile
bu kadroların kullanılmasına ilişkin esas ve usûlleri belirlemeye Kurul
yetkilidir. Ancak, meslek personeli dışında kalan Kurum personelinin unvan
değişiklikleri 190 sayılı Genel Kadro ve Usûlü Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamenin eki cetvellerde yer alan kadro unvanlarıyla sınırlı olarak
yapılır.
Kurumun anahizmet birimlerinde uzmanlık gerektiren işlerde
meslek personeli çalıştırılması esastır. Anahizmet, danışma ve yardımcı hizmet
birimlerinde istihdam edilecek personelin nitelikleri Başkanın teklifi üzerine
Kurul tarafından belirlenir. Kurumda yönetici, müşavir ve meslek personeli
unvanlarını haiz olmayan personelin oranı bu Kanunun eki cetvellerde yer alan
toplam kadro sayısının yüzde otuzunu geçemez.
Kurumda, meslek personeli sayısının yüzde onunu geçmeyecek
şekilde, sektörde en az on yıl meslekî tecrübesi olanlar ile Kurumun faaliyet
alanına ilişkin konularda doktor unvan ve derecesini alanlar arasından yeteri
kadar uzman personel, hizmet veya vekâlet akdi hükümlerine göre
çalıştırılabilir.
Kurum personeli başka kamu kurum ve kuruluşlarında geçici
olarak görevlendirilemez.
Bankacılık, hukuk ve bilişim uzman yardımcılığı ile bankalar
yeminli murakıp yardımcılığına atanacaklar merkezî yarışma sınavıyla
belirlenenler arasından seçilir. Uzman yardımcılığı ve bankalar yeminli murakıp
yardımcılığına atananlar ikinci yılın sonunda yetki sınavına tâbi tutulurlar.
Yetki sınavı ile bu sınavda başarılı olanların yetkilerine ilişkin usûl ve
esaslar Kurul tarafından belirlenir. Uzman yardımcılığı ve bankalar yeminli
murakıp yardımcılığına atananlar, üç yıl çalışmak ve olumlu sicil almak
kaydıyla Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavından en az (C)
düzeyinde veya buna denk kabul edilen uluslararası geçerliliği bulunan yabancı
dil puanı alması, yeterlik sınavında başarılı olması ve konuları ile ilgili
hazırlayacakları uzmanlık tezinin oluşturulacak jüri tarafından kabul edilmesi
hâlinde ilgisine göre bankacılık, hukuk ve bilişim uzmanı ile bankalar yeminli
murakıbı olarak atanır ve bunlara bir defaya mahsus olmak üzere bir derece
yükseltilmesi uygulanır. Mazereti olmaksızın tez hazırlamayan veya sınava
girmeyen veya sınavda iki defa başarısız olanlar diğer kamu kurum ve
kuruluşlarındaki öğrenim durumlarına uygun kadrolara atanmak üzere Devlet
Personel Başkanlığına bildirilir.
Kurumun meslek ve idarî personelinin yeterlik ve yarışma
sınavları, nitelikleri ile çalışma usûl ve esasları ile ilgili diğer hususlar
Kurum tarafından çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir.
DÖRDÜNCÜ
BÖLÜM
Görev,
Yetki ve Sorumluluk
Kurumun görev ve
yetkileri
MADDE 93.- Kurum, bu Kanun ve ilgili diğer mevzuatın verdiği
yetkiler çerçevesinde finansal piyasalarda güven ve istikrarın sağlanması,
kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışması, malî sektörün gelişmesi, tasarruf
sahiplerinin hak ve menfaatlerinin korunması için;
a) Bankalar ve finansal holding şirketleri ile diğer
kanunlarda ve ilgili mevzuatta yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla finansal
kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin; kuruluş ve faaliyetlerini,
yönetim ve teşkilat yapısını, birleşme, bölünme, hisse değişimini ve
tasfiyelerini düzenlemek, uygulamak, uygulanmasını sağlamak, uygulamayı izlemek
ve denetlemek,
b) Yurt içi ve yurt dışı muadil kurumların katıldığı
uluslararası malî, iktisadî ve meslekî teşekküllere üye olmak, görev alanına
giren hususlarda yabancı ülkelerin yetkili mercileri ile mutabakat zaptı
imzalamak,
c) Kanunla verilen diğer görevleri yapmak,
İle görevli ve yetkilidir.
Kurum, tasarruf sahiplerinin haklarını ve bankaların düzenli
ve emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye sokabilecek ve ekonomide önemli
zararlar doğurabilecek her türlü işlem ve uygulamaları önlemek, kredi
sisteminin etkin bir şekilde çalışmasını sağlamak üzere gerekli karar ve
tedbirleri almak ve uygulamakla yükümlü ve yetkilidir.
Kurum; her türlü faaliyetinde, kuruluş kanununda verilen
yetkiler saklı kalmak kaydıyla kalkınma plânı, programlar ve hükûmet
programında yer alan ilke, strateji ve politika-lara uyar.
Kurum, bu Kanun ve ilgili diğer mevzuat hükümleri
çerçevesinde kendisine verilen yetkilerini, düzenleyici işlemler tesis ederek
veya özel nitelikli kararlar alarak kullanır. Kurum, Kurul kararıyla bu Kanunun
uygulanmasına ilişkin yönetmelikler ve tebliğler çıkarmaya yetkilidir.
Kurum, iç düzenlemeleri dışındaki düzenleyici işlemlerini
yürürlüğe koymadan önce sektör stratejisi ve politikaları ile ilişkisinin
kurulması bakımından ilişkili Bakanlığın, kalkınma plânı ve yıllık programla
ilişkisinin kurulması açısından Devlet Plânlama Teşkilatı Müsteşarlığının ve
diğer ilgili kurum ve kuruluşların görüşünü alır. İlişkili Bakanlık ve Devlet
Plânlama Teşkilatı Müsteşarlığı en geç yedi gün içinde cevap vermezse olumlu
görüş verilmiş sayılır.
Kurumun hazırlayacağı ikincil düzenleme taslakları en az
yedi gün süreyle Kurumun internet sayfası başta olmak üzere uygun vasıtalarla
kamuoyunun bilgisine sunulur.
Özel nitelikli kararlardan gerekli görülenler doğrudan
ilgili kişi ve kuruluşlara ve uygun görüldüğü takdirde Kurumun haftalık bülteni
ile duyurulur.
Kamu kurum ve kuruluşları, Kanun ile belirlenmiş görev
alanlarında Kuruma gerekli yardımı sağlamakla yükümlüdür.
Sektörün geliştirilmesi
MADDE 94.- Kurum, finansal hizmetler sektörünün
geliştirilmesi amacıyla;
a) İşlem ve aracılık maliyetlerinin azaltılarak bankaların
kârlı, verimli ve rasyonel çalışmalarının ve finansal piyasaların tarafları
arasında rekabet ortamının sağlanması,
b) Finansal sisteme rekabet gücünün kazandırılması, finansal
piyasalara ilişkin diğer düzenlemeler ve uygulamalar ile bütünleşmenin
gerçekleştirilmesi ve piyasanın daha etkin işleyişinin sağlanması suretiyle
etkin ve şeffaf bir finansal sistemin oluşturulması,
c) Denetim ve faaliyet alanları bakımından uluslararası
bankaların durumunun yakından izlenmesi, tecrübelerinden yararlanılması,
d) Birimler, kurumlar, meslek mensupları ve uluslararası
diyalog ve işbirliğinin artırılması suretiyle malî piyasalarda meslek
mensupları arasında bütünleşmenin sağlanması,
e) Malî piyasalara ilişkin düzenlemelerin ilgili taraflarla
istişare edilerek hazırlanması,
Hususlarında strateji belirlemeye yetkilidir.
Yerinde denetim ve
gözetim
MADDE 95.- Bu Kanun hükümleri ile bu Kanun kapsamındaki
kuruluşlar hakkında diğer kanunlarda yer alan hükümlerin uygulanmasının ve bu
kuruluşların her türlü işlemlerinin gözetimi ve yerinde denetimi ve bu Kanun
kapsamındaki kuruluşların konsolide ve konsolide olmayan bazda risk yapısı, iç
kontrol, risk yönetimi ve iç denetim sistemleri ile varlıkları, alacakları,
özkaynakları, borçları, kâr ve zarar hesapları, yükümlülükleri ve taahhütleri
arasındaki ilgi ve dengelerin ve malî bünyeyi etkileyen diğer tüm unsurların ve
bu kuruluşların kurumsal yönetim ilkelerine uyum seviyesinin gözetimi, tahlili
ve ölçümü Kurum tarafından yapılır.
Kurum, bağımsız denetim kuruluşlarınca yapılan yıllık
finansal raporların yapısı, uygunluğu ve güvenilirliğinin değerlendirilmesini
de yerine getirir.
Bu Kanuna tabî kuruluşlar tarafından, Kurulca belirlenen
usûl ve esaslar çerçevesinde konsolide ve konsolide olmayan bazda istenilen her
türlü bilgi, belge, cetvel, rapor ve finansal tabloların, hesap ve kayıt
düzenleriyle uyumlu olarak, zamanında ve doğru şekilde Kuruma tevdi edilmesi
şarttır.
Söz konusu kuruluşlarda denetim yapma yetkisi bulunanlar
tarafından düzenlenen rapor ve mütalâaların bir suretinin anılan kuruluşlarca
Kuruma gönderilmesi zorunludur.
Kurum, incelemelerini Başkanın onayından geçmiş çalışma
programları ile Başkan tarafından yapılacak görevlendirmeler çerçevesinde
gerçekleştirir.
Başkan, yapılacak yerinde denetimde, Kurumun meslek
personelini oluşturan bankalar yeminli murakıp ve yardımcıları, bankacılık
uzmanı ve yardımcıları, bilişim uzmanı ve yardımcıları, hukuk uzmanı ve
yardımcıları arasından uygun göreceği bir denetim ekibini görevlendirir.
Kurumun yerinde denetim yapmaya yetkili meslek personeli Ankara'da Asliye
Ticaret Mahkemesinde yemin etmedikçe yerinde denetim yapamazlar. Yerinde
denetim yapan Kurumun meslek personeli denetim konularıyla ilişkili olarak bu
maddede belirtilen tüm yetkileri haizdir.
Başkan, gerekli gördüğünde ve özellik arz eden konularda
bağımsız denetim kuruluşlarını ilgili konu hakkında inceleme yapılması için
görevlendirme yetkisini haizdir. Bağımsız denetim yapan kuruluşun denetçisi
denetim konularıyla ilişkili olmak kaydıyla bu maddede belirtilen ilgili
yetkileri haiz olduğu gibi, bu Kanun kapsamındaki sırların saklanması
yükümlülüklerine de tâbidir.
Kurum, bankalardan, bunların bağlı ortaklıklarından, nitelikli
paya sahip oldukları ortaklıklardan, birlikte kontrol ettikleri ortaklıklardan,
şubeleri ile temsilciliklerinden, destek hizmeti kuruluşlarından ve diğer
gerçek ve tüzel kişilerden bu Kanun hükümleri ile ilgili görecekleri bütün
bilgileri gizli dahi olsa istemeye, bunların vergiyle ilgili kayıtları dahil
olmak üzere tüm defter, kayıt ve belgelerini incelemeye yetkili olup, bilgi
istenenler de istenilen bilgileri vermekle, defter, kayıt ve belgeleri
incelemeye hazır bulundurmakla, tüm bilgi işlem sistemini denetim amaçlarına
uygun olarak Kurumun yerinde denetim yapan meslek personeline açmakla,
verilerin güvenliğini sağlamakla ve muhafaza etmek zorunda oldukları her türlü
defter, belge ve karneler ile vermek zorunda bulundukları bilgilere ilişkin mikrofiş,
mikrofilm, manyetik teyp, disket ve benzeri ortamlardaki kayıtlarını ve bu
kayıtlara erişim veya kayıtları okunabilir hale getirmek için gerekli tüm
sistem ve şifrelerini inceleme için ibraz etmek ve işletmekle yükümlüdür.
Kamu kurum ve kuruluşları, Merkez Bankası ve benzeri
kuruluşlar ile Risk Merkezi görevleriyle ilgili olarak istenecek her hürlü
bilgi ve belgeyi gizli de olsa Kurumun yerinde denetim yapan meslek personeline
geciktirilmeksizin verirler. Kurul, ilgili taraflarla bu husustaki detayları
belirleyen mutabakat zaptı düzenleyebilir.
Kurum tarafından gerçekleştirilen denetimler sırasında talep
edilmesi hâlinde, bankalar tarafından iç kontrol, risk yönetimi ve iç denetim
sistemlerinde çalışanların görevlendirilmesi dâhil olmak üzere her türlü destek
sağlanır.
Diğer kanunlar uyarınca Kurumun meslek personelinin bu Kanun
kapsamındaki görevleri dışında görevlendirilmeleri, bu maddede sayılan
görevleri öncelikli olmak kaydıyla Başkan tarafından yapılır.
Kurum; bu Kanunun, Kurumun görev, yetki ve sorumluluklarına
ilişkin hükümlerinde zikredilen ve 20.2.1930 tarihli ve 1567 sayılı Türk
Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun hükümlerine aykırı hareket eden kuruluşlar ve ilgilileri hakkında, adı geçen
Kanunun ek 1 inci maddesindeki yetkilere sahip olduğu gibi tüm bankaların
kuruluş kanunu hükümleri ile diğer kanunların bankalarla ilgili hükümlerinin
uygulanmasını denetlemeye de yetkilidir.
Bankalarda yerinde denetim yapan kişiler, bu Kanunda
belirtilen düzenlemeler dışında diğer kanunlara aykırılıkları tespit ettikleri
takdirde bu tespitleri ilgili mercilere derhal bildirmek zorundadırlar.
Denetim ve gözetime ilişkin usûl ve esaslar Kurulca
düzenlenecek yönetmelikle belirlenir.
Bilgi ve belge isteme
MADDE 96.- Bu Kanunun 93 üncü maddesinin birinci fıkrasının
(a) bendinde belirtilen kuruluşlar ile ortakları, bunların bağlı ortaklıkları,
nitelikli paya sahip olduğu ortaklıkları, birlikte kontrol ettiği ortaklıkları,
şubeleri ile temsilcilikleri, bağımsız denetim, değerleme ve destek hizmeti kuruluşları
gizli dahi olsa bu Kanunun uygulanması ile ilgili olarak her türlü bilgi ve
belgeyi Kurumun talebi üzerine Kuruma tevdi etmekle yükümlüdür.
Kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişiler,
Devletin güvenliği ve temel dış yararlarına karşı ağır sonuçlar doğuracak
hâller ile meslek sırrı, aile hayatının gizliliği ve savunma hakkına ilişkin
hükümler saklı kalmak kaydıyla özel kanunlardaki yasaklayıcı ve sınırlayıcı
hükümler dikkate alınmaksızın gizli dahi olsa Kurum tarafından bu Kanun kapsamında
verilen görevler ile sınırlı olmak üzere istenecek her türlü bilgi ve belgeyi
uygun süre ve ortamda, sürekli veya münferit olarak vermeye, istenecek defter
ve belgeleri ibraz etmeye ve incelemeye hazır bulundurmaya, tüm bilgi işlem
sistemini denetim amaçlarına uygun olarak ilgili personele açmaya, verilerin
güvenliğini sağlamaya ve muhafaza etmek zorunda oldukları her türlü defter,
belge ve karneler ile vermek zorunda bulundukları bilgilere ilişkin mikrofiş,
mikrofilm, manyetik teyp, disket ve benzeri ortamlardaki kayıtlarını ve bu
kayıtlara erişim veya kayıtları okunabilir hale getirmek için gerekli tüm
sistem ve şifreleri incelemek için ibraz etmeye ve işletmeye mecburdurlar.
Bu madde kapsamında ilgili kişi, kurum ve kuruluşlar Kurumun
belirleyeceği süre içerisinde söz konusu talebe cevap vermek ve gereken
kolaylığı göstermekle yükümlüdürler.
Şeffaflık ve hesap
verebilirlik
MADDE 97.- Kurumun faaliyetleri hakkındaki yıllık rapor,
raporun ait olduğu dönemi izleyen yılın mayıs ayı sonuna kadar Bakanlar Kuruluna
sunulur ve kesin hesaplar ile birlikte kamuya açıklanır. Kurum, faaliyetleri
ile ilgili olarak yılda bir defa Türkiye Büyük Millet Meclisi Plân ve Bütçe
Komisyonuna bilgi verir.
Kurum, stratejilerine ve bu stratejilerin yerine
getirilmesine ilişkin olarak Bakanlar Kuruluna altı ayda bir bilgi verir.
Kurum, ilgili sektörde yaşanan önemli gelişmelere ve bu
Kanunun 93 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen
kuruluşların performanslarına ilişkin olarak toplulaştırılmış bazda üç aylık
süreli raporlar yayımlar. Kurum risk yönetim politikalarını kamuya açıklar.
Kurul tarafından yapılan düzenlemeler, değişiklikleri de
içerecek şekilde sürekli olarak güncellenmek suretiyle Kurumun internet
sayfasında yayınlanır.
Kurumca hazırlanacak süreli raporların biçim ve içerikleri
ile usûl ve esasları Kurulca belirlenir.
Kurumlararası işbirliği
MADDE 98.- Para, kredi ve bankacılık politikalarının
yürütülmesiyle ilgili konularda Kurum, Hazine Müsteşarlığı, Devlet Plânlama
Teşkilatı Müsteşarlığı, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ve Merkez Bankası
karşılıklı mütalâa ve bilgi teatisinde bulunurlar.
Kurum, Fon ve Merkez Bankası bu Kanunda belirtilen görevleri
yerine getirmek amacıyla veri tabanlarında yer alan ve birlikte üzerinde
uzlaşılan bilgileri gizlilik hükümleri çerçevesinde paylaşırlar.
Yabancı ülke kanunlarına göre denetime yetkili ve Kurum
muadili mercilerin, kendi ülkelerindeki finansal piyasalarda faaliyet gösteren
kuruluşların Türkiye'deki şube veya ortaklıklarında denetim yapma ve bilgi talepleri
ile bankaların yurt dışındaki şube veya ortaklıklarının konsolidasyon
kapsamında yer alan bilgilerine ilişkin taleplerinin, karşılıklılık ilkesi de
dikkate alınarak yerine getirilmesi Kurulun iznine tâbidir.
Kurum ayrıca, politikaların ve düzenlemelerin
uyumlaştırılmasına yönelik olarak, gerekli gördüğü hâllerde yabancı ülkelerde
denetim yapma ve eğitim ile personel değişimi imkânı sağlamak üzere Kurum
muadili merciler ile düzenleyeceği ikili mutabakat zabıtları çerçevesinde veya başka yollarla finansal
kuruluşlarla ve finansal piyasalarla ilgili her türlü işbirliği ve bilgi
alışverişinde bulunmaya yetkilidir. Kurum, bu mutabakat zabıtlarının usûl ve esasları hakkında kamuoyunu
bilgilendirir.
Kurum, yurt dışında şube veya ortaklığı bulunan bir bankanın
faaliyet iznini kaldırdığı veya Fona devrettiği takdirde, ilgili ülkenin muadil
merciine durumu ivedilikle bildirir.
Yurt içi ve yurt dışı yetkili mercilerle denetime, bilgi
paylaşımına ve diğer hususlara dair yapılacak işbirliğine ilişkin usûl ve esaslar
ilgili tarafların görüşü alınmak suretiyle Kurulca belirlenir.
Finansal Sektör Komisyonu
MADDE 99.- Kurum nezdinde, Kurum, Maliye Bakanlığı, Hazine
Müsteşarlığı, Merkez Bankası, Sermaye Piyasası Kurulu, Fon, Rekabet Kurulu,
Devlet Plânlama Teşkilatı Müsteşarlığı, İstanbul Altın Borsası, Menkul
Kıymetler Borsaları, Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsaları ve kuruluş birlikleri
temsilcilerinden oluşan Finansal Sektör Komisyonu kurulur. Komisyon, finansal
piyasalardaki güven ve istikrar ile gelişmeyi temin etmek üzere, bilgi
teatisini, kurumlararası işbirliği ve koordinasyonu sağlamak, ortak politika
önerilerinde bulunmak ve finans sektörünün geleceğini ilgilendiren konulara
ilişkin görüş bildirmekle görevlidir.
Finansal Sektör Komisyonu en az altı ayda bir toplanır ve
sonuçları hakkında Bakanlar Kuruluna bilgi sunar. Komisyonun çalışma usûl ve
esasları üye kurumların görüşleri alınmak suretiyle Kurul tarafından
belirlenir.
Eşgüdüm Komitesi
MADDE 100.- Bankacılık sisteminin genel durumu, kredi
kuruluşlarının denetimleri sonucu alınacak önlemler, risk esaslı sigorta
primlerinin hesaplanmasında kullanılmak üzere kredi kuruluşlarının malî
bünyelerini gösteren analiz sonuçları
ve ayrıca bu bankaların mevduat ve katılım fonları hesap adetleri, sigortalı mevduat ve katılım fonları ve toplam
mevduat ve katılım fonu tutarları hakkında gerekli bilgilerin paylaşılması,
Fonun görev alanına giren konularda ve işlem tesis edilmesinin gerekli olduğu
hâllerde Kurum ile Fonun azamî düzeyde işbirliği yapmasını sağlamak üzere
Başkan ve Kurum başkan yardımcıları ile Fon Başkanı ve Fon başkan
yardımcılarından oluşan bir eşgüdüm
komitesi kurulur.
Komite en az üç ayda bir defa olmak üzere, tarafların uygun
göreceği sıklıkta toplanır. Tarafların bir diğerinden talep edeceği bilgilerin
ve belgelerin diğer tarafa uzlaşılacak bir süre içerisinde verilmesi esastır.
Bu Kanun hükümlerinin uygulanmasında her iki kurumu
ilgilendiren konularda ve bilgi paylaşımında izlenecek usûl ve esaslar Kurum ve
Fon tarafından müştereken belirlenir.
BEŞİNCİ
BÖLÜM
Çeşitli
Hükümler
Kurumun bütçesi, hesap ve
harcamaların denetimi
MADDE 101.- Kurumun gelirlerinin, giderlerini karşılaması
esastır. Kurum bütçesi 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu
hükümlerinde belirlenen usûl ve esaslara göre hazırlanır ve kabul edilir.
Kurumun malî yıl sonunda oluşan gelir fazlaları, izleyen
yılın mart ayı içinde genel bütçeye gelir olarak aktarılır. Ancak, Kurum bütçe
durumunu göz önünde bulundurarak daha önce de aktarma yapabilir.
Kurumun bütçe yılı takvim yılıdır. Kurumun giderleri,
bankalar, finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri ve finansman
şirketlerince bütçenin yürürlüğe girmesinden önce katılma payı adı altında
Kuruma yapılacak ödemelerle karşılanır. Giderlere katılma payı olarak tahsil
olunacak tutar, söz konusu kuruluşların bir önceki yıl sonu bilanço
toplamlarının onbinde üçünü geçemez. Belirlenen süre içerisinde ödenmeyen
katılma payları 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun
hükümlerine göre tahsil edilir.
Kurumun iç ve dış denetimi hakkında, 5018 sayılı Kamu Malî
Yönetimi ve Kontrol Kanunu hükümleri uygulanır.
Kurul, Kurumun yıllık hesaplarını bir bağımsız denetim
şirketine denetletebilir ve bu durumda bağımsız denetim raporu faaliyet raporu
içinde derc edilerek yayımlanır.
Kurum faaliyetlerine ilişkin olarak her yılın mart ayı
sonuna kadar bir önceki yıla ait kararları, yaptığı ikincil düzenlemeler ile
bunların ekonomik ve sosyal etkilerini analiz eden bir faaliyet raporu
hazırlar. Faaliyet raporu, ayrıca Kurumun performans hedefleri ile uygulama
sonuçlarının karşılaştırılmasını ve değerlendirilmesini de içerir.
Kurumun yıllık faaliyet raporu, malî tabloları ve bütçe
kesin hesabı Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur. Kesinhesabın bir örneği de
Maliye Bakanlığına gönderilir.
Kurum, faaliyetleri hakkında internet ortamı ve resmî
bültenler aracılığıyla kamuoyunu azamî ölçüde bilgilendirir.
Ücretler, malî ve diğer
sosyal haklar
MADDE 102.- Kurul Başkanına Başbakanlık Müsteşarı için
belirlenen her türlü ödemeler dâhil malî ve sosyal haklar tutarında aylık ücret
ödenir. Başbakanlık Müsteşarına ödenenlerden, vergi ve diğer yasal kesintilere
tâbi olmayanlar bu Kanuna göre de vergi ve diğer kesintilere tâbi olmaz. Kurul
üyelerine ise Kurul Başkanına yapılan ödemelerin yüzde doksanbeşi oranında aynı
usûl ve esaslara göre ödeme yapılır.
Kurumun kadro karşılığı sözleşmeli personelinin ücretleri
ile diğer malî ve sosyal hakları birinci fıkrada belirlenen ücret tavanını
geçmemek üzere Kurul tarafından tespit edilir.
Kurum personeline Kurulca belirlenecek esaslar çerçevesinde
fazla mesai ücreti ve performansa dayalı ödül verilebilir. Her halde Kurum
personeline yapılacak ödeme tutarı birinci fıkrada belirlenen ücret tavanını
geçemez.
Kurul Başkan ve üyeliklerine atananlar ile Kurum personeli
hakkında 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile ek ve
değişikliklerine ilişkin hükümler uygulanır. Emeklilik ve diğer bakımlardan
Kurul Başkanına bakanlık müsteşarı, Kurul üyelerine bakanlık müsteşar yardımcısı,
Kurum başkan yardımcılarına bakanlık genel müdürü, 1 inci dereceli daire
başkanlarına bakanlık genel müdür yardımcısı, başkanlık müşavirlerine bakanlık
müşaviri, bankalar yeminli murakıp ve yardımcılarına kazanılmış hak aylık
dereceleri itibarıyla karşılık gelen bakanlık müfettişi ve yardımcısı,
bankacılık, hukuk ve bilişim uzmanlarına kazanılmış hak aylık dereceleri
itibarıyla karşılık gelen Başbakanlık uzmanı, bunların yardımcılarına
Başbakanlık uzman yardımcıları için tespit edilen ek gösterge ve makam
tazminatı uygulanır. Bu görevlerde geçirilen süreler makam ve temsil tazminatı
ödenmesini gerektiren görevlerde geçmiş sayılır. Bu hükümler, akademik
unvanların kazanılması için gerekli şartlar saklı kalmak üzere üniversite
öğretim elemanı kadrolarından gelen Kurul Başkan ve üyeleri ile personel
hakkında da uygulanır.
Kurul başkan ve üyeliklerine atananlardan, emekliliğini hak
edip talebi sonucu emeklilik işlemi tamamlanan Kurul üyelerinin üyelikleri
görev süreleri sonuna kadar devam eder. Atama yapılmadan önce kanunla kurulmuş
diğer sosyal güvenlik kurumlarına bağlı olanların, istekleri hâlinde bu
kurumlara bağlılıkları devam eder ve bunlar hakkında yukarıdaki hükümler
uygulanmaz.
Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı dışındaki sosyal güvenlik
kurumlarından emekli olan Kurul üyeleri, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığına
yazı ile başvurdukları tarihi takip eden ayın başından itibaren Sandıkla
ilişkilendirilir. Bu üyelerin diğer sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları
aylıkları kesilir ve ayrılışlarında çeşitli sosyal güvenlik kuruluşlarına prim
ödeyerek geçen süreleri birleştirilmek suretiyle kendilerine 24.5.1983 tarihli
ve 2829 sayılı Kanunun 8 inci maddesi uyarınca aylık bağlanır.
Diğer personelin emeklilik açısından durumu 5434 sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile ek ve değişikliklerine ilişkin
hükümler dikkate alınmak suretiyle kıyasen belirlenir.
Kurul başkan ve üyelerine, birinci fıkraya göre belirlenen
ücretlerinin tutarında, damga vergisi hariç herhangi bir kesintiye tâbi tutulmaksızın,
her ay tazminat verilir.
Kurul üyelerinin görevden
ayrılması
MADDE 103.- Kurul Başkan ve üyeliklerine atananların Kurulda
görev yaptıkları sürece önceki görevleri ile olan ilişkileri kesilir. Ancak,
kamu görevlisi iken üyeliğe atananlar, memuriyete giriş şartlarını
kaybetmemeleri kaydıyla, görev sürelerinin sona ermesi veya görevden ayrılma
isteğinde bulunmaları ve otuz gün içinde eski kurumlarına başvurmaları
durumunda atamaya yetkili makam tarafından bir ay içinde mükteseplerine uygun
bir kadroya atanır. Atama gerçekleşinceye kadar bunların almakta oldukları her
türlü ödemelerin Kurum tarafından yapılmasına devam olunur. Bir kamu kurumunda
çalışmayanlardan Kurul Başkan ve üyeliğine seçilip yukarıda belirtilen şekilde
görevi sona erenlere herhangi bir görev veya işe başlayıncaya kadar, almakta
oldukları her türlü ödemeler Kurum tarafından verilmeye devam edilir. Bu
maddede belirtilen nedenlerle üyeliği
sona erenlere Kurum tarafından yapılacak ödeme bir yılı geçemez.
Kurul başkan ve üyelerinin bu görevlerinde geçirdikleri
süreler, tâbi oldukları kanun hükümlerine göre hizmetlerinde değerlendirilir.
Bu hüküm, akademik unvanların kazanılması için gerekli şartlar saklı kalmak
üzere, üniversite akademik kadrolarından gelen Kurul başkan ve üyeleri hakkında
da uygulanır.
Kurul üyeleri ile Kurum
personelinin cezaî ve hukukî sorumluluğu
MADDE 104.- Kurul Başkan ve üyeleri ile Kurum personelinin
görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri iddia edilen suçlara ilişkin
soruşturmalar, Kurul Başkan ve üyeleri için ilişkili Bakanın, Kurum personeli
için ise Başkanın izin vermesi kaydıyla genel hükümlere göre yapılır. Kurul
üyeleri ile Kurum personelinin iştirak hâlinde işledikleri iddia edilen suçlara
ilişkin soruşturmalarda Kurum personeli hakkında soruşturma izni verme
yetkisi ilişkili Bakana aittir.
Kurul Başkan ve üyeleri ile Kurum personeli hakkında
görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri iddia edilen suçlardan dolayı
soruşturma izni verilmesi için, bu kişilerin kendilerine veya üçüncü kişilere
çıkar sağlamak veya Kuruma ya da üçüncü kişilere zarar vermek kastıyla hareket
ederek bu işlemler sonucunda kendilerine veya üçüncü kişilere çıkar sağlamış
olmaları hususunda açık ve yeterli emarelerin olması gerekir. Soruşturma izni
verilmesi hâlinde bu durum ilgililere tebliğ olunur. Soruşturmaya izin
verilmesine ya da verilmemesine dair kararlar aleyhine, tebliğ tarihinden
itibaren onbeş gün içerisinde Danıştay nezdinde itiraz yoluna başvurulabilir.
İzin verilmiş olsa dahi, itiraz süresi geçene kadar veya Danıştaya yapılan
itiraz sonucunda hüküm tesis olunana kadar soruşturma başlatılamaz.
Kurul Başkan ve üyeleri ile Kurum personelinin, görevden
ayrılmış olsalar dahi, görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri iddia edilen
suçlardan dolayı başlatılan soruşturma ve kovuşturmalar, ilgili üye veya
personelin talebi hâlinde, bunlarla vekâlet akdi yapmak suretiyle
görevlendirilecek bir avukat tarafından takip edilir. Söz konusu davalara
ilişkin dava giderleri ve Türkiye Barolar Birliğince açıklanan asgarî ücret tarifesinde
belirlenen avukatlık ücretinin onbeş katını aşmamak üzere avukatlık ücreti,
Kurum bütçesinden karşılanır.
Kurul Başkan ve üyeleri ile Kurum personeli aleyhine,
Kurulun veya Kurumun bu Kanunda yazılı görevlere ilişkin karar, eylem ve
işlemleri sebebiyle, gerek görevlerinin ifası sırasında gerek görevden
ayrılmalarından sonra, açılmış veya açılacak her türlü tazminat ve alacak
davası, Kurum aleyhine açılmış sayılır. Bu davalarda husumet Kuruma yöneltilir.
Avukatlık ücreti ve dava giderine ilişkin bu maddenin üçüncü fıkrası hükmü bu
hukuk davaları için de aynen geçerlidir. Yargılama sonucunda Kurum aleyhine
karar verilmesi ve kararın kesinleşmesi nedeniyle Kurumun ödeme yapması
hâlinde, Kurum bu meblağı, ilgililerinden talep eder. Kurumun, yaptığı ödemeleri
ilgililerinden talep edebilmesi için, bu kişiler hakkında kusurlu olduklarına
ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesi gerekir.
Kurul kararlarına karşı
yargı yolu
MADDE 105.- Kurul kararlarına karşı açılacak idarî davalar
ilk derece mahkemesi olarak Danıştayda görülür. Danıştay, Kurul kararlarına
karşı yapılan başvuruları acele işlerden sayar.
İlişkili Bakanlık, Kurulun düzenleyici nitelikteki
kararlarına karşı iptal davası açabilir.
Kurul kararlarına karşı açılacak idarî davalarda yürütmenin
durdurulması talepleri için ayrıca duruşma yapılır. Bu halde 2577 sayılı İdarî
Yargılama Usulü Kanununun 17 nci maddesinin (5) numaralı fıkrasındaki otuz
günlük süre uygulanmaz. Yürütmenin durdurulması talepleri, Kurumun savunması
alınmadan karara bağlanamaz. İlgili taraflar
yürütmenin durdurulması talebinin kendisine tebliğ tarihinden itibaren
yedi gün içinde savunmasını vermek zorundadır. Aksi halde savunma
beklenmeksizin karar verilir.
ONBİRİNCİ KISIM
Faaliyet İzni
Kaldırılan ve Fona Devredilen Bankalara
İlişkin Hükümler
Faaliyet izninin
kaldırılması
MADDE 106.- Bir bankanın bu Kanun hükümlerine göre faaliyet
izninin kaldırılması hâlinde yönetim ve denetimi Fona intikal eder.
İznin kaldırılmasına ilişkin Kurul kararının Resmî Gazetede
yayımlandığı tarihten itibaren, banka hakkındaki ihtiyatî tedbir dahil her
türlü icra ve iflas takibatı durur ve yeni icra ve iflas takibi yapılamaz.
Banka hakkında Fon haricinde üçüncü kişiler tarafından açılmış tüm dava, icra
ve iflas takipleri mahkeme, icra ve iflas dairesi tarafından derhal Fona
bildirilir.
Fon, yönetim ve denetimi kendisine intikal eden bankadaki
sigortalı mevduatı ve sigortalı katılım fonunu doğrudan veya ilân edeceği başka
bir banka aracılığı ile ödeyerek, mevduat ve katılım fonu sahipleri yerine bankanın
doğrudan doğruya iflasını ister. Bu görev ve yetki münhasıran Fona aittir. Bu
şekilde yapılacak iflas isteminde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 178 inci
maddesinin ikinci fıkrası ve 179 uncu maddesinin iflasın ertelenmesine ilişkin
hükümleri uygulanmaz.
Fonun iflas talebi hakkında 1086 sayılı Hukuk Usulü
Muhakemeleri Kanununun seri muhakeme usulü hükümleri uygulanır ve en geç altı
ay içerisinde iflas talebi hakkında karar verilir.
Yönetim ve denetimi Fona intikal eden banka hakkında iflas
kararı verilmesi hâlinde Fon, iflas masasına 2004 sayılı İcra ve İflas
Kanununun 206 ncı maddesinde yer alan üçüncü sıradaki tüm imtiyazlı
alacaklılardan önce gelmek üzere imtiyazlı alacaklı sıfatıyla iştirak eder.
Fon, bu Kanunun uygulanması ile sınırlı olmak üzere 2004 sayılı İcra ve İflas
Kanununun 166 ncı, 218 inci, 219 uncu, 223 üncü, 234 üncü, 236 ncı, 249 uncu,
251 inci ve 254 üncü maddelerindeki yetki ve görevler hariç olmak üzere iflas
dairesi, alacaklılar toplantısı ve iflas idaresi görev ve yetkilerine sahip
olarak bankayı tasfiye eder.
İflasına hükmolunan bankanın Fona olan borçları, masanın
nakit durumuna göre 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 232 nci maddesinde
gösterilen sıra cetvelinin kesinleşmesi beklenmeksizin ödenir. Alacaklılar sıra
cetvelinin düzenlenmesinde İcra ve İflas Kanununun 232 nci maddesinde öngörülen
üç aylık sürenin yetersiz kalması hâlinde iflas idaresinin talebi üzerine, Fon
Kurulu tarafından üçer aylık ek süreler verilebilir.
İflas kararı verilmeyen hallerde bankanın iradi tasfiyesi,
banka genel kurul kararı aranmaksızın ve Türk Ticaret Kanununun anonim
şirketlerin infisah ve tasfiyeye ilişkin hükümlerine tâbi olmaksızın tasfiye
kurulu üyelerinin Fon tarafından atanması suretiyle gerçekleştirilir.
Bu Kanunun 12 nci maddesi hükümlerine göre faaliyet izni
kaldırılan yabancı banka şubeleri hakkında da bu madde hükümleri uygulanır. Bu
şubelerin mevcut ve alacaklarının yurt dışına transferine ilişkin esaslar Fon
tarafından belirlenir.
Fon, iflas ve/veya tasfiye masasının aktifindeki paralarla,
iflas ve/veya tasfiye idaresi sıfatıyla tahsil ettiği paraları muhafaza ve
nemalandırma hususunda 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 9 uncu ve sair
ilgili maddelerine tâbi değildir. 492 sayılı Harçlar Kanununun 36 ncı
maddesinin birinci fıkrası hükmü bu paralar için uygulanmaz.
Müflise ait menkul ve gayrimenkullerin satışında 2004 sayılı
İcra ve İflas Kanunu, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ve 4734 sayılı Kamu İhale
Kanunu hükümleri uygulanmaz.
Bu madde hükümlerinin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar,
Kurulun görüşü alınmak suretiyle Fon
tarafından yönetmelikle düzenlenir.
Fona devredilen bankalar
ile ilgili hükümler
MADDE 107.- Fon, bu Kanunun 71 inci maddesi hükümlerine göre
ortaklarının temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi kendisine
devredilen bankalarla ilgili yetkilerini maliyet etkinliğini sağlama ve malî
sistemin güven ve istikrarını koruma ilkeleri doğrultusunda kullanır.
Fon, bu Kanunun 71 inci maddesi hükümlerine göre
ortaklarının temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi kendisine
devredilen bankanın faaliyetlerini Fon Kurulunca belirlenecek süre ile geçici
olarak durdurmaya ve/veya devir tarihi itibarıyla düzenlenecek bilançosunu esas
almak suretiyle;
a) Uygun göreceği aktiflerini, teşkilatını ve aksine talebi
olmayan personeli ile devir tarihi itibarıyla mevduat bankaları bakımından
mevduat toplamları en yüksek beş bankaca uygulanan faiz oranları ortalamasını,
katılım bankaları bakımından katılım fonu toplamları en yüksek üç bankaca
uygulanan getiri oranları ortalamasını geçmemek üzere işlemiş faiz ve
getirileri ile birlikte sigortaya tâbi tasarruf mevduatı ve katılım fonlarını
ve pasifte yer alan karşılık kalemlerini, kurulacak bir bankaya ya da mevcut
bankalardan istekli olanlara devretmeye ve aktif ve pasifi kısmen veya tamamen
devredilen bankanın faaliyet izninin kaldırılmasını Kuruldan istemeye,
b) Hisselerine sahip olmak kaydıyla ve sigorta kapsamındaki
mevduat ve katılım fonu tutarını aşmamak koşuluyla malî yardım sağlamaya ve
kendisine intikal eden hisseleri temsil eden sermayeye karşılık gelen zararları
devralmaya,
c) Devralınacak zararlar sonucunda hisselerinin tamamına
sahip olunamaması hâlinde, zararın ödenmiş sermaye tutarından düşülmesi
suretiyle hesaplanacak sermaye esas alınmak üzere bulunacak hisse bedelinin Fon
Kurulunca belirlenecek süre içinde banka hissedarlarına ödenmesi karşılığında
hisselerini devralmaya,
d) Faaliyet izninin kaldırılmasını Kuruldan istemeye,
Yetkilidir.
Devralınan zararlara istinaden yapılacak ödemelerin
karşılığını temsil eden hisseler, üzerindeki her türlü hak ve takyidattan arî
olarak Fona intikal eder.
Hakkında bu maddenin ikinci fıkrasının (a) bendi hükümleri
uygulanan bankanın devredilen aktiflerinin toplamının devredilen pasiflerinin
toplamını karşılamaması hâlinde aradaki fark sigorta kapsamındaki mevduat ve
katılım fonu tutarını aşmamak kaydıyla Fon tarafından ödenir. Bu halde ve
hakkında bu maddenin ikinci fıkrasının (a) bendi hükümleri uygulanan bankanın
faaliyet izninin kaldırılması durumunda bu Kanunun 106 ncı maddesinin ikinci ve
109 uncu maddesinin üçüncü fıkraları uygulanmaz. Bu Kanunun 106 ncı maddesine
göre iflas masaları kurulması hâlinde, Fon ödediği tutar kadar iflas masasına
2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 206 ncı maddesinde yer alan üçüncü
sırasındaki tüm imtiyazlı alacaklılardan önce gelmek üzere imtiyazlı alacaklı
sıfatıyla iştirak eder.
Fon, hisselerinin çoğunluğu veya tamamı kendisine intikal
eden bankanın;
a) Gerektiğinde malî ve teknik yardım da sağlamak suretiyle,
varlık ve yükümlülüklerini kısmen veya tamamen, mevcut bankalardan istekli
olanlara ya da kurulacak bir bankaya devretmeye veya bankayı istekli olan başka
bir bankayla birleştirmeye,
b) Fon Kurulunca gerekli görülen hallerle sınırlı olmak
üzere, malî bünyenin güçlendirilmesi ve yeniden yapılandırılması için
gerektiğinde;
1) Sermayesini artırmaya,
2) Zorunlu karşılık ve umumi disponibilite
yükümlülüklerinden kaynaklanan cezaî faizlerini kaldırmaya,
3) İştirak, gayrimenkul ve diğer aktiflerini satın almaya veya
bunları teminat olarak alıp karşılığında avans vermeye,
4) Likidite ihtiyacını gidermek üzere mevduat koymaya,
5) Alacaklarını veya zararlarını devralmaya,
6) Varlık ve yükümlülükleri ile ilgili her türlü işlemi
yapmaya ve nakde tahvilini sağlamaya,
c) Sahip olduğu aktifleri iskonto uygulayarak veya sair
suretlerle üçüncü kişilere satmaya ve gerekli göreceği her türlü tedbiri
almaya,
d) Hisselerini bu Kanunun 7 ve 8 inci maddelerindeki
hükümlere istinaden Kuruldan izin alınmak kaydıyla ve Fon Kurulu tarafından
belirlenecek usûl ve esaslar dahilinde üçüncü kişilere devretmeye,
Yetkilidir.
Bu madde hükümlerine göre yapılan
devir işlemlerinde alacaklı ve borçluların rızası aranmaz.
71 inci madde kapsamında temettü hariç ortaklık hakları ile
yönetim ve denetimi kendisine devredilen bankaların, malî bünyelerinin
güçlendirilmesi, yeniden yapılandırılması, devri, birleştirilmesi ve satışı ile
ilgili süreç devrin yapıldığı tarihten itibaren en geç dokuz aylık bir süre
içerisinde tamamlanır. Fon Kurulu kararı ile bu süre üç ayı geçmemek üzere
uzatılabilir. Bu süre içinde devir, birleşme veya satışın tamamlanamamış olması
hâlinde Fonun talebi üzerine Kurul bankanın faaliyet iznini kaldırır.
Banka kaynaklarının
istismarı
MADDE 108.- 71 inci maddenin birinci fıkrasının (e) bendi
hükümlerine göre faaliyet izni kaldırılan veya Fona devredilen bankaların hâkim
ortakları ve yöneticileri, bu Kanunun şahsi sorumluluğa ilişkin hükümleri saklı
kalmak kaydıyla, kullandıkları kaynakları ve bu suretle uğranılan zararları Fon
tarafından verilecek süre içerisinde iade ve tazmin etmekle mükelleftir.
Bu maddenin uygulanmasında, bankaların hâkim ortaklarının ve
yöneticilerinin; yönetim kurulu, kredi komiteleri, yöneticiler, şubeler ve
diğer yetkili ve görevliler aracılığıyla veya sair suretlerle, banka
kaynaklarını ve varlıklarını; rehnetmek, teminat göstermek, açıldığı tarih
itibarıyla kredibilitesi olmadığı aşikâr bulunan kişilere kredi vermek,
karşılığında kredi temin etmek amacıyla kredi kullandırmak, yurt içi ve yurt dışı
banka ve malî kuruluşlar nezdinde depo ve sair adlarla hesap açtırmak veya bu
hesapları teminat göstermek ve sair şekillerde doğrudan veya dolaylı olarak
kendileri veya başkaları lehine para, mal, her türlü hak ve alacak temini
amacıyla kullandıkları veya başkalarına kullandırdıkları banka kaynakları ve
varlıkları, dolanlı kaynak olarak kullanılmış sayılır.
Bu madde kapsamında kullanılan kaynaklar ve maruz kalınan
zarar kapsamında iade ve tazmin talebine mesnet teşkil edecek işlemler ile iade
ve tazmine konu edilecek tutarlar, ilgili bankada Kurumca yapılacak incelemeler
sonucu ulaşılacak tespitler de dikkate alınarak Fon Kurulunca belirlenir.
Bankanın faaliyet izninin kaldırılması hâlinde Fon
tarafından verilecek süre içerisinde iade ve tazmin edilemeyen tutarlar Fon
alacağı haline gelir ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilir.
Bankanın Fona devrinden sonra Fon tarafından verilecek süre
içerisinde kullanılan kaynakların ve bu suretle uğranılan zararın iade ve
tazmin edilmemesi veya Fon tarafından uygun görülecek biçimde
teminatlandırılmaması veya bu ortaklara ait hisselerin Fon tarafından verilecek
süre içinde üçüncü kişilere devredilmemesi hâlinde bu zarar veya kullanılan
kaynakların miktarı dikkate alınmaksızın ortaklara ait hisseler başkaca bir
işleme gerek kalmadan Fona intikal eder. Bu suretle Fona intikal eden söz
konusu hisselerin üçüncü kişilere satışını müteakip Fon tarafından elde edilen
tutar hâkim ortakların bankaya ve/veya Fona olan borçlarına mahsup edilir.
Bu madde kapsamında kullanılan banka kaynağı ve bu suretle
uğranılan zarar, Fon tarafından verilen süre içinde iade veya tazmin edilse
veya Fon tarafından uygun görülecek biçimde teminatlandırılsa dahi bilançoda
görülen bakiye zararın özkaynakları aştığının tespiti hâlinde Fon, bankanın
faaliyet izninin kaldırılmasını Kuruldan istemeye yetkilidir. Bilançoda görülen
zararın özkaynakları aşmaması hâlinde ise, Fon en az beş üyesinin aynı yöndeki
oylarıyla alınan Fon Kurulu kararıyla hâkim ortaklar dışındaki ortaklara ait
hisseleri, zararın ödenmiş sermaye tutarından düşülmesi suretiyle hesaplanacak
sermaye esas alınmak üzere bulunacak bedel üzerinden Fon Kurulunca belirlenecek
süre içinde banka hissedarlarına ödenmesi karşılığında devralmaya yetkilidir.
Faaliyet izni kaldırılan
veya Fona devredilen bankalara ilişkin ortak hükümler
MADDE 109.- Faaliyet izni kaldırılan veya Fona devredilen
bankaların ana sözleşmelerinde yer alan
düzenlemelerin, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tâbi olmaksızın, genel kurul
yapılmaksızın değiştirilmesine ve tescil ettirilmesine Fon yetkilidir.
Fon, faaliyet izni kaldırılan veya Fona devredilen
bankaların hâkim ortaklarından ve tüzel kişi ortaklarının sermayesinin yüzde
onundan fazlasına sahip gerçek kişi hissedarlarından ve yöneticilerinden,
bunların eşlerinden, üçüncü dereceye kadar kan ve ikinci dereceye kadar kayın
hısımlarından, evlatlıklarından ve kendilerini evlat edinenlerden kendilerine
ait taşınmaz ve iştiraklerini, haczi caiz olan taşınır hak ve alacaklarını ve
menkul kıymetlerini, her türlü kazanç ve gelirleri ile yaşayış tarzına göre
geçim kaynaklarını ve ayrıca bildirimden önceki iki yıl içinde ivazlı veya
ivazsız olarak iktisap ettikleri veya devrettikleri taşınmaz, haczi caiz
taşınır, hak, alacak ve menkul kıymetlerini gösterir birer mal beyannamesi
vermelerini istemeye yetkilidir. Mal beyannamesinin en geç yedi gün içinde Fona
verilmesi zorunludur. Bu mal beyanının hüküm ve sonuçları hakkında 2004 sayılı
İcra ve İflas Kanununun ilgili hükümleri geçerlidir.
Fon, faaliyet izni kaldırılan veya Fona devredilen bankada
mevduat ve katılım fonu sahipleri ile diğer alacaklıların haklarını korumaya
yönelik olarak gerekli göreceği her türlü tedbiri alır. Faaliyet izni
kaldırılan veya Fona devredilen bankanın hâkim ortakları ve tüzel kişi
ortaklarının sermayesinin yüzde onundan fazlasına sahip gerçek kişi
hissedarları ve yöneticilerinin mal, hak ve alacaklarına Fonun talebi üzerine
mahkeme tarafından teminat şartı aranmaksızın ihtiyatî tedbir veya ihtiyatî
haciz konulabilir, bu kişilerin yurt dışına çıkışları yasaklanabilir. Bu
şekilde alınan ihtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz kararları, karar tarihinden
itibaren altı ay içinde dava, icra ve
iflas takibine konu olmaz ise kendiliğinden ortadan kalkar. İlgililer hakkında
2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 11 inci bab hükümlerine göre açılacak iptal
davalarında aciz vesikası şartı aranmaz.
Faaliyet izninin kaldırıldığı veya Fona devredildiği
tarihten itibaren bankanın alacaklılarından temlik yoluyla alacak edinen
borçlular, temlik yoluyla edindikleri alacakları ile bankaya olan borçlarının
takasının yapılması veya mahsup edilmesi talebinde bulunamaz. Bu sonucu
doğuracak takas ve mahsup işlemleri banka açısından geçersizdir.
Şahsi sorumluluk
MADDE 110.- Bir bankanın yöneticilerinin ve denetçilerinin
kanuna aykırı karar ve işlemleriyle banka hakkında 71 inci madde hükümlerinin
uygulanmasına neden olduklarının tespiti hâlinde, bankaya verdikleri zararlarla
sınırlı olarak bunların şahsi sorumlulukları yoluna gidilerek, Fon Kurulu
kararına istinaden ve Fonun talebi üzerine doğrudan şahsen iflaslarına
mahkemece karar verilebilir. Bu karar ve işlemler bankanın hâkim ortaklarına
menfaat temini amacıyla yapıldığı takdirde, menfaat temin eden ortaklar
hakkında da temin ettikleri menfaat üzerinden uygulanır. Bu suretle tahsil
edilen tutarın Fon tarafından ödenen mevduat ve katılım fonu tutarı ve
fer'ileri mahsup edildikten sonra bakiye kısmı tasfiye hâlindeki veya iflasa
tâbi bankaya iade edilir.
Mahkemece iflasına karar verilenler hakkındaki takibi Fon
yürütür.
Bu madde hükmüne göre iflası istenenler hakkında mahkemece
2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 257 nci ve izleyen maddeleri hükümleri
uygulanır.
Bu Kanunun 106 ncı ve 109 uncu maddeleri hükümleri, bu maddeye
göre şahsi iflası istenenler hakkında da uygulanır.
ONİKİNCİ KISIM
Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonuna İlişkin Hükümler
BİRİNCİ
BÖLÜM
Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonu
Fonun kuruluş ve
bağımsızlığı
MADDE 111.- Bu Kanun ve ilgili diğer mevzuat ile verilen
yetkiler çerçevesinde tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerinin
korunması amacıyla, mevduatın ve
katılım fonlarının sigorta edilmesi, Fon bankalarının yönetilmesi, malî
bünyelerinin güçlendirilmesi, yeniden yapılandırılması, devri,
birleştirilmesi, satışı, tasfiyesi,
Fon alacaklarının takip
ve tahsili işlemlerinin
yürütülmesi ve sonuçlandırılması, Fon varlık ve kaynaklarının idare edilmesi ve
Kanunla verilen diğer görevlerin ifası için kamu tüzel kişiliğini haiz, idarî
ve malî özerkliğe sahip Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kurulmuştur.
Fon görevini yaparken bağımsızdır. Fonun kararları
yerindelik denetimine tâbi tutulamaz. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, Fon
Kurulunun kararlarını etkilemek amacıyla emir ve talimat veremez.
Fon, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Kurulu ile Başkanlıktan
oluşur.
Fonun merkezi İstanbul'dadır. Fon, görevli ve yetkili olduğu
alanın yoğun olduğu illerde olmak ve sayısı üçü geçmemek kaydıyla Bakanlar
Kurulu kararıyla yurt içi temsilcilik ve tahsilat birimleri açabilir.
Fon, 3346 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri ile Fonların
Türkiye Büyük Millet Meclisince Denetlenmesinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun,
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ile 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümlerine
tâbi değildir.
Fon, görev ve yetkilerini etkin şekilde yerine getirmek
amacıyla, yeterli sayı ve nitelikte personeli istihdam eder.
Fonun malları Devlet malı hükmündedir. Fonun mal, hak ve
alacakları haczedilemez ve rehnedilemez.
İKİNCİ
BÖLÜM
Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonu Kurulu
Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonu Kurulu
MADDE 112.- Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Kurulu, Fonun
karar organıdır. Fon Kurulu, biri başkan, biri ikinci başkan olmak üzere yedi
üyeden oluşur. Fon Kurulu Başkanı Fonun da başkanıdır.
Başkanın izin, hastalık, yurt içi ve yurt dışı görevlendirme
ve görevde bulunmadığı diğer hâller ile görevden alınması durumunda ikinci
başkan, onun da bulunmadığı hâllerde Fon Kurulu tarafından belirlenecek bir üye
Başkana vekâlet eder.
Fon Kurulu üyelerinin
atanması
MADDE 113.- Fon Kurulu üyelerinin, aşağıda belirtilen
şartları taşımaları zorunludur:
a) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinin
(A) fıkrasının (1), (4), (5), (6) ve (7) numaralı bentlerinde belirtilen
şartları taşımak.
b) 8 inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b), (c) ve (d)
bentlerinde belirtilen şartları taşımak.
c) 26 ncı maddede yer alan çalışması yasaklananlardan
olmamak.
d) Hukuk, iktisat, maliye, bankacılık, işletme, kamu
yönetimi ve dengi dallarda lisans veya lisansüstü düzeyinde öğrenim görmüş
olmak.
Üyeler, yüksek öğrenim sonrası en az on yıl deneyim sahibi
veya yukarıda sayılan öğrenim dallarında en az on yıl öğretim üyeliği yapan
kişiler arasından Bakanlar Kurulunca atanır. Üyelerden en az birinin hukuk
fakültesi mezunu, birinin ise Fonda
başkan yardımcısı, ana hizmetbirimi yöneticisi veya meslek personeli olarak
çalışmış olması şarttır. Bakanlar Kurulu, üyelerden birini başkan birini de
ikinci başkan olarak görevlendirir. Bakanlar Kurulunun atama kararı Resmî
Gazetede yayımlanır.
Fon Kurulu Başkan ve üyeleri, görevlerinin devamı süresince
görevlerini tam bir dikkat, dürüstlük ve tarafsızlık ile yürüteceklerine, kanun
hükümlerine aykırı hareket etmeyeceklerine ve ettirmeyeceklerine dair Yargıtay
Birinci Başkanlık Kurulu huzurunda yemin ederler. Yemin için yapılan başvuru
Yargıtay tarafından acele işlerden sayılır. Fon Kurulu üyeleri, yemin etmedikçe
göreve başlayamazlar.
Fon Kurulu Başkan ve
üyelerinin görev süreleri
MADDE 114.- Fon Kurulu Başkan ve üyelerinin görev süresi
altı yıldır. Süreleri biten başkan ve üyeler yeniden atanamazlar. Başkanlığın
ve üyeliğin herhangi bir sebeple boşalması hâlinde, boşalan yere 113 üncü
maddede belirtilen esaslar dahilinde bir ay içinde atama yapılır. Bu şekilde
atananlar, bir defalığına tekrar atanabilirler.
Fon Kurulu Başkan ve üyelerinin görev süreleri dolmadan
herhangi bir nedenle görevlerine son verilemez. Ancak, ağır hastalık veya
sakatlık nedeniyle iş göremeyecekleri, atanmaları için gerekli şartları
kaybettikleri, durumlarının 115 inci maddeye aykırı olduğu anlaşılan veya
görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlardan dolayı haklarında verilen
mahkûmiyet kararı kesinleşen Fon Kurulu Başkan ve üyelerinin görevleri Başbakan
onayı ile sona erdirilir. Bunların yerine en geç bir ay içinde atama yapılır.
Ayrıca, geçici iş göremezlik halinin üç aydan fazla sürmesi hâlinde, bu durumda
olan üyelerin üyelikleri düşer ve bunların yerlerine bir ay içinde atama
yapılır.
Fon Kurulu Başkan ve
üyeleri ile Fon personeline ilişkin yasaklar
MADDE 115.- Fon Kurulu Başkan ve üyeleri, asli görevlerini
aksatmayan bilimsel amaçlı yayın, ders ve konferans ile telif hakları hariç
Fondaki resmî görevlerinin yürütülmesi dışında kalan resmî veya özel hiçbir
görev alamaz, dernek, vakıf, kooperatif ve benzeri yerlerde yöneticilik
yapamaz, ticaretle uğraşamaz, serbest meslek faaliyetinde bulunamaz, bu Kanun
kapsamındaki kuruluşlar ve bunların doğrudan ya da dolaylı ortaklıklarında pay
sahibi olamaz, hakemlik ve bilirkişilik yapamazlar.
Fon Kurulu Başkan ve üyeleri göreve başlamadan önce,
kendilerinin veya eş ve velâyeti altındaki çocuklarının sahibi bulunduğu menkul
kıymetlerden Hazine tarafından çıkarılan borçlanmaya ilişkin olanlar hariç bu
Kanun kapsamındaki kuruluşlar ve bunların doğrudan ya da dolaylı ortaklıklarına
ait her türlü sermaye piyasası araçlarını eş, evlatlık, üçüncü dereceye kadar
kan ve ikinci dereceye kadar kayın hısımları dışındakilere otuz gün içinde
satmak suretiyle elden çıkarmak zorundadır. Fon Kurulu üyeleri atanmalarından
itibaren otuz gün içinde bu fıkraya uygun hareket etmezlerse üyelikten çekilmiş
sayılır. Bu durum, Fon Kurulu kararı ile tespit edilir ve ilişkili Bakana
bildirilir.
Fon Kurulu Başkan ve üyeleri, yönetim ve denetimleri Fona
devredilen kuruluşlarda ve bunların doğrudan ya da dolaylı ortaklıklarında,
görevlerinden ayrılmalarını izleyen iki yıl içinde görev alamazlar. Bu fıkra
hükmüne uymayanlara 2531 sayılı Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları
İşler Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinde belirtilen cezalar verilir.
Fon Kurulu Başkan ve üyeleri ile diğer personel, Fonla
ilgili gizlilik taşıyan bilgileri ve ticari sırları, görevlerinden ayrılmış
olsalar bile kanunen yetkili kılınan mercilerden başkasına açıklayamazlar,
kendilerinin veya başkalarının menfaatine kullanamazlar.
Fon Kurulu Başkan ve üyeleri 3628 sayılı Mal Bildiriminde
Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanununa tâbidir.
Fon Kurulunun çalışma
esasları
MADDE 116.- Fon Kurulu en az haftada bir defa olmak üzere,
gerekli hallerde toplanır. Toplantıyı Fon Kurulu Başkanı, yokluğunda ikinci
başkan yönetir. Toplantının gündemi Başkan, yokluğunda ikinci başkan tarafından
hazırlanarak toplantıdan en az bir gün önce Fon Kurulu üyelerine bildirilir.
Gündem maddelerine geçmeden önce Başkan tarafından Fonun faaliyetleri hakkında
Fon Kuruluna bilgi verilir. Gündeme yeni madde eklenebilmesi için toplantı
başlamadan önce bir üyenin öneride bulunması ve önerilen maddenin gündeme
eklenmesinin Fon Kurulunca kabul edilmesi gerekir.
Fon Kurulu en az beş üyenin hazır bulunması ile toplanır ve
bu Kanunda belirtilen özel nisap gerektiren haller dışında en az dört üyenin
aynı yöndeki oyuyla karar alır. Üyeler çekimser oy kullanamaz. Toplantıda karar
yeter sayısı sağlanamadığı durumlarda izleyen toplantılarda, oylarda eşitlik olması
hâlinde Fon Başkanının bulunduğu tarafın oyu üstün sayılarak karar alınır. Fon
Kurulu kararı tutanakla tespit edilir ve karar tutanağı toplantı esnasında veya
en geç toplantıyı izleyen işgünü, toplantıya katılan tüm üyeler tarafından
imzalanır.
Geçerli mazereti olmaksızın bir takvim yılında toplam üç
toplantıya katılmayan veya bir toplantıya katıldığı halde Fon Kurulu
kararlarını süresi içinde imzalamayan veya karşı oy gerekçesini süresi içinde
yazılı olarak bildirmeyen Fon Kurulu üyeleri üyelikten çekilmiş sayılır. Bu
durum, Fon Kurulu kararı ile tespit edilir ve ilişkili Bakana bildirilir.
Herhangi bir nedenle üye sayısının Fon Kurulunun karar
almasını imkânsız kılacak bir sayıya düşmesi hâlinde, toplantı nisabı
sağlanacak şekilde bir ayı geçmemek üzere, kıdem sırasına göre Fon başkan
yardımcıları vekâlet eder. Bu madde hükmüne istinaden Fon Kurulu üyeliği
görevini yürüten Fon başkan yardımcılarının malî ve özlük haklarında bir
değişiklik olmaz.
Bu Kanunda belirtilen süreler saklı kalmak üzere, Fon Kurulu
kararı, alındığı toplantı tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde
gerekçeleri, varsa karşı oy gerekçeleri ve imzaları ile birlikte tekemmül
ettirilir.
Fon Kurulu Başkan ve üyeleri kendisi, eşi, evlatlığı ve
üçüncü derece dâhil kan ve ikinci derece dâhil kayın hısımlarıyla ilgili
konularda müzakere ve oylamaya katılamazlar. Bu durum karar metninde ayrıca
belirtilir.
Fon Kurulu toplantıları gizlidir. İhtiyaç duyulması hâlinde
görüşlerinden yararlanmak üzere uzman kişiler Fon Kurulu toplantısına davet
edilebilir. Ancak Fon Kurulu kararları toplantıya dışardan katılanların yanında
alınamaz.
Fon Kurulunun düzenleyici nitelikteki kararları, tekemmül
etmesinden itibaren en geç yedi iş günü içinde ilişkili Bakanlığa ve
yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderilir ve gönderildiği tarihten itibaren en
geç yedi gün içinde Resmî Gazetede yayımlanır. Bu Kanunda öngörülen hükümler
saklı kalmak üzere, Fon Kurulu kararları başta internet ortamı olmak üzere
uygun vasıtalarla kamuoyuna duyurulur. Fon Kurulu, yayımlanması ülke ekonomisi
ve kamu düzeni açısından sakıncalı nitelikteki kararların yayımlanmamasına
karar verebilir.
Haklarında dava açılıp yürütülmelerinin durdurulmasına veya
ihtiyatî tedbir kararı verilmesine rağmen, nihai aşamada iptal istemleri
reddedilen bu Kanunun 130 uncu maddesinin (e) bendinde yer alan para
cezalarına, işlemin ilgiliye tebliği tarihinden itibaren kanunî faiz uygulanır.
Para cezaları 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsil olunur.
Fon Kurulu üyeleri ile Fon personelinin uyacakları meslekî
ve etik ilkeler ile Fon Kurulunun çalışma usûl ve esaslarına ilişkin diğer
hususlar Fon tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Fon Kurulunun görev ve
yetkileri
MADDE 117.- Fon Kurulu, bu Kanun ve diğer mevzuatla verilen
görevler yanında ayrıca aşağıdaki görevleri yapar ve yetkileri kullanır:
a) Fonun ana stratejisini, performans ölçütlerini, amaç ve
hedeflerini, hizmet kalite standartlarını belirlemek, insan kaynakları ve
çalışma politikalarını oluşturmak, Fonun hizmet birimleri ve bunların görevleri
hakkında öneride bulunmak.
b) Fonun ana stratejisi ile amaç ve hedeflerine uygun olarak
hazırlanan bütçe teklifini görüşmek ve karara bağlamak.
c) Fonun performansını ve malî durumunu gösteren raporları
onaylamak.
d) Fon Başkanının önerisi üzerine, başkan yardımcıları ve
daire başkanlarını atamak.
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM
Başkanlık
Teşkilatı
Fon Başkanı
MADDE 118.- Fonun en üst yöneticisi olan Fon Başkanı, Fonun
genel yönetiminden, temsilinden ve Fon Kurulunca alınan kararların
yürütülmesinden sorumludur.
Fon Başkanının görev ve yetkileri şunlardır:
a) Fon Kurulu toplantılarının gündemini, gün ve saatini
belirlemek, toplantıları idare etmek, gündeme alınmayan başvurular hakkında
gerekli işlemleri yapmak ve bunlara ilişkin olarak Fon Kuruluna bilgi vermek.
b) Fon Kurulu kararlarının yayımlanmasını veya tebliğini
sağlamak, bu kararların gereğinin yerine getirilmesini temin etmek ve
uygulanmasını izlemek.
c) Hizmet birimlerinden gelen önerilere son şeklini vererek
Fon Kuruluna sunmak.
d) Fon Kurulunun belirlediği stratejilere, amaç ve hedeflere
uygun olarak, Fonun yıllık bütçesi ile malî tablolarını hazırlamak.
e) Hizmet
birimlerinin verimli ve uyumlu bir
biçimde çalışmasının en üst düzeyde organizasyonu ve koordinasyonunu sağlamak,
Fon hizmet birimleri arasında çıkabilecek görev ve yetki sorunlarını çözmek.
f) Yıllık faaliyet raporlarını hazırlamak, amaç ve
hedeflere, performans ölçütlerine göre faaliyetlerin değerlendirilmesini
yaptırmak ve bunları Fon Kuruluna sunmak.
g) Fonun faaliyet gösterdiği alanda strateji, politikalar ve
ilgili mevzuat ile Başkanlığın ve çalışanların performans ölçütleri
hakkında değerlendirme yapmak.
h) Fonun diğer kuruluşlarla ilişkilerini yürütmek ve Fonu
temsil etmek.
i) Fon Kurulu tarafından atanması öngörülenler dışındaki Fon
personelini atamak.
j) Fon Başkanı adına imzaya yetkili personelin görev ve
yetki alanını belirlemek.
k) Fonun yönetim ve işleyişine ilişkin diğer görevleri
yerine getirmek.
Başkan, Fon Kuruluna ilişkin olmayan görev ve yetkilerinden
bir bölümünü, sınırlarını açıkça belirlemek ve yazılı olmak kaydıyla, alt
kademelere devredebilir.
Fon başkan yardımcıları
MADDE 119.- Fon Başkanına başkanlığa ilişkin görevlerinde
yardımcı olmak üzere Fon Kurulu kararıyla iki başkan yardımcısı atanır. Başkan
yardımcılarının 113 üncü maddede belirtilen şartları taşıması gerekir.
Fon başkan yardımcıları gerektiğinde sınırlarını yazılı
olarak açıkça belirlemek şartıyla yetkilerinden bir kısmını alt kademelere
devredebilir.
Fonun hizmet birimleri
MADDE 120.- Fonun hizmet birimleri, daire başkanlıkları
şeklinde teşkilatlanmış anahizmet, danışma ve yardımcı hizmet birimlerinden
oluşur. Ancak, daire başkanlıklarının sayısı onu geçemez.
Hizmet birimleri, bu Kanunda belirtilen faaliyet alanı,
görev ve fonksiyonlara uygun olarak Fonun teklifi ve Bakanlar Kurulu kararıyla
yürürlüğe konulan yönetmelikle belirlenir.
Fonda anahizmet birimi olarak Strateji Geliştirme Daire
Başkanlığı kurulur. Hukuk, basın ve halkla ilişkiler, yönetim ve finans gibi
alanlarda ihtiyaca göre sayıları toplam beşi geçmemek üzere Başkanlık müşaviri
görevlendirilebilir.
İnsan kaynakları ve eğitim, idarî ve malî işler ve benzeri
faaliyetleri yürütmek üzere Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı kurulur. Bu
daire başkanlığında biri Fon Kurulunun özel büro hizmetlerinde kullanılmak
üzere en çok dört adet müdürlük kurulabilir.
Fon personeli
MADDE 121.- Bu Kanun ile Fona verilen görevlerin
gerektirdiği görev ve hizmetler, Fon avukatları, Fon denetçisi ve denetçi
yardımcıları, Fon uzmanı ve uzman yardımcılarından oluşan meslek personeli ile
idarî personel eliyle yürütülür. Fonun her türlü personelinin bu Kanunun 113
üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi hariç, diğer bentlerinde yer alan
nitelikleri taşımaları zorunludur.
Başkan yardımcıları, daire başkanları, müdürler, başkanlık
müşavirleri ve meslek personeli kadro karşılığı sözleşmeli statüde istihdam
edilir. Kadro karşılığı sözleşmeli çalışan Fon personeli ücret, malî ve sosyal
haklar dışında her türlü hak ve yükümlülükleri yönünden 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununa tâbidir.
Bu Kanunun ekinde yer alan (II) sayılı cetveldeki toplam
kadro sayısı geçilmemek üzere, kadro unvan ve derecelerinin değiştirilmesi ile
bu kadroların kullanılmasına ilişkin esas ve usûlleri belirlemeye Fon Kurulu
yetkilidir.
Fonun anahizmet birimlerinde uzmanlık gerektiren işlerde
meslek personeli çalıştırılması esastır.
Fonun ikinci fıkrada belirtilenler dışında kalan ve ekli
(III) sayılı cetvelde yer alan pozisyonlarda çalıştırılacak personeli idarî
hizmet sözleşmesiyle istihdam edilir. Bu cetvelde yer alan toplam pozisyon
sayısı geçilmemek üzere, pozisyon unvanlarında değişiklik yapmaya Fon Kurulu
yetkilidir. İdarî hizmet sözleşmesiyle çalıştırılanlar emeklilik ve sosyal
güvenlik yönünden 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa tâbidir.
Fonda çalışan personel başka kamu kurum ve kuruluşlarında
geçici olarak görevlendirilemez.
Fon denetçi yardımcılığı ile Fon uzman yardımcılığına
atanacaklar, merkezî yarışma sınavıyla belirlenenler arasından seçilir. Fon
uzman yardımcılığı ve Fon denetçi yardımcılığına atananlar, üç yıl çalışmak ve
olumlu sicil almak kaydıyla Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit
Sınavından en az (C) düzeyinde veya buna denk kabul edilen uluslararası
geçerliliği bulunan yabancı dil puanı alması, yeterlik sınavında başarılı
olması ve konuları ile ilgili hazırlayacakları tezin oluşturulacak jüri
tarafından kabul edilmesi hâlinde uzman veya denetçi olarak atanır ve bunlara
bir defaya mahsus olmak üzere bir derece yükseltilmesi uygulanır. Mazereti
olmaksızın tez hazırlamayan veya sınava girmeyen veya sınavda iki defa
başarısız olanlar diğer kamu kurum ve kuruluşlarındaki öğrenim durumlarına
uygun kadrolara atanmak üzere Devlet Personel Başkanlığına bildirilir.
Fonun meslek ve idarî personelinin yeterlik ve yarışma
sınavları, nitelikleri ile çalışma usûl ve esasları ile ilgili diğer hususlar
Fon tarafından çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir.
DÖRDÜNCÜ
BÖLÜM
Görev,
Yetki ve Sorumluluk
Fonun görev ve yetkileri
MADDE 122.- Fon, bu Kanun ve ilgili diğer mevzuatla
verilenler dışında aşağıdaki görevleri yapar ve yetkileri kullanır:
a) Fon Kurulu kararlarının uygulanmasını sağlamak.
b) Fonun insan kaynakları politikalarını belirlemek.
c) Yurt içi ve yurt dışı muadil kurumların katıldığı uluslararası
malî, iktisadî ve meslekî teşekküllere üye olmak, görev alanına giren
hususlarda yabancı ülkelerin yetkili mercileri ile mutabakat zaptı imzalamak.
d) Kanunlarla verilen diğer görevleri
yapmak.
Fon, Fon Kurulu kararıyla bu Kanunun uygulanmasına ilişkin
yönetmelikler ve tebliğler çıkarmaya yetkilidir.
Fon, sigorta kapsamındaki mevduat ve katılım fonu üzerinden
prim hesaplanmasına esas teşkil edecek gerekli bilgilerin gönderilmesini ve bu
primlerin belirlediği esaslara göre yatırılıp yatırılmadığının denetlenmesini
Kurumdan istemeye yetkilidir. Kurum, makul bir süre içerisinde, Fon tarafından
istenen bilgileri temin etmek ve/veya denetimi yapmakla yükümlüdür.
Fon, her türlü faaliyetinde, kuruluş kanununda verilen
yetkiler saklı kalmak kaydıyla, kalkınma plânı, programlar ve hükûmet
programında yer alan ilke, strateji ve politikalara uyar.
Fonun hazırlayacağı düzenleme taslakları en az yedi gün
süreyle Fonun internet sayfası başta olmak üzere uygun vasıtalarla kamuoyunun
bilgisine sunulur.
Kamu kurum ve kuruluşları, Kanun ile belirlenmiş görev
alanlarında Fona gerekli yardımı sağlamakla yükümlüdür.
Fonun bilgi ve belge
isteme yetkisi
MADDE 123.- Kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel
kişiler, Devletin güvenliği ve temel dış yararlarına karşı ağır sonuçlar
doğuracak hâller ile meslek sırrı, aile hayatının gizliliği ve savunma hakkına
ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla, özel kanunlardaki yasaklayıcı ve
sınırlayıcı hükümler dikkate alınmaksızın gizli dahi olsa Fon tarafından bu
Kanun kapsamında verilen görevler ile sınırlı olmak üzere istenecek her türlü
bilgi ve belgeyi uygun süre ve ortamda, sürekli veya münferit olarak vermeye,
istenecek defter ve belgeleri ibraz etmeye mecburdurlar.
Bu madde kapsamında, ilgili kişi, kurum ve kuruluşlar Fonun
belirleyeceği süre içerisinde söz konusu talebe cevap vermek ve gereken
kolaylığı göstermekle yükümlüdürler.
BEŞİNCİ
BÖLÜM
Çeşitli
Hükümler
Fonun hesap ve
harcamalarının denetimi
MADDE 124.- Fonun iç ve dış denetimi hakkında, 5018 sayılı
Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu hükümleri uygulanır.
Fonun yıllık hesapları bir bağımsız denetim şirketince de
denetlenir ve bağımsız denetim raporu faaliyet raporu içinde derc edilerek
yayımlanır.
Fon, faaliyetlerine ilişkin olarak her yılın mart ayı sonuna
kadar bir önceki yıla ait kararları, yaptığı düzenlemeler ile bunların ekonomik
ve sosyal etkilerini analiz eden bir faaliyet raporu hazırlar. Faaliyet raporu,
ayrıca Fonun performans hedefleri ile uygulama sonuçlarının karşılaştırılmasını
ve değerlendirilmesini de içerir.
Fonun yıllık faaliyet raporu, malî tabloları ve bütçe
kesinhesabı Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur. Kesinhesabın bir örneği de
Maliye Bakanlığına gönderilir.
Fon, faaliyetleri hakkında internet ortamı ve resmî
bültenler aracılığıyla kamuoyunu azamî ölçüde bilgilendirir.
Fon; dava, alacak, takip, tahsil, yeniden yapılandırma ve
diğer faaliyetleri ile ilgili olarak üçer aylık dönemler itibarıyla
yayımlayacağı raporlarla kamuoyunu bilgilendirir. Fon, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Plân ve Bütçe Komisyonunu, faaliyetleri hakkında yılda bir defa yapılacak toplantı ile bilgilendirir.
Fon Kurulu Başkan ve
üyeleri ile Fon personelinin ücretleri, malî ve diğer sosyal hakları
MADDE 125.- Fon Kurulu Başkanına Başbakanlık Müsteşarı için
belirlenen her türlü ödemeler dahil malî ve sosyal haklar tutarında aylık ücret
ödenir. Başbakanlık Müsteşarına ödenenlerden, vergi ve diğer yasal kesintilere
tâbi olmayanlar bu Kanuna göre de vergi ve diğer kesintilere tâbi olmaz. Kurul
üyelerine ise Fon Kurulu Başkanına yapılan ödemelerin yüzde doksanbeşi oranında
aynı esas ve usûllere göre ödeme yapılır.
Fonun kadro karşılığı sözleşmeli personeli ile diğer
personelinin ücretleri ve diğer malî ve sosyal hakları birinci fıkrada
belirlenen ücret tavanını geçmemek üzere Fon Kurulu tarafından tespit edilir.
Fon personeline Fon Kurulunca belirlenecek esaslar
çerçevesinde fazla mesai ücreti ve performansa dayalı ödül verilebilir. Her
halde Fon personeline yapılacak ödemeler tutarı birinci fıkrada belirlenen
ücret tavanını geçemez. Fonun taraf
olduğu davalarda Fonu temsil eden avukatlar lehine hükmolunan vekâlet
ücretlerinin hak sahiplerine dağıtımı Fon Kurulunca belirlenecek esaslar
çerçevesinde yapılır.
Fon Kurulu Başkan ve üyeliklerine atananlar ile başkan
yardımcıları, daire başkanları, müdürler, başkanlık müşavirleri ve meslek
personeli hakkında 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile ek
ve değişikliklerine ilişkin hükümler uygulanır. Emeklilik ve diğer bakımlardan
Fon Kurulu Başkanına bakanlık müsteşarı, Fon Kurulu üyelerine bakanlık müsteşar
yardımcısı, Fon başkan yardımcılarına bakanlık genel müdürü, 1 inci dereceli
daire başkanlarına bakanlık genel müdür yardımcısı, başkanlık müşavirlerine
bakanlık müşaviri, Fon denetçilerine ve denetçi yardımcılarına kazanılmış hak
aylık dereceleri itibarıyla karşılık gelen bakanlık müfettişi ve müfettiş
yardımcısı, Fon avukatlarına ve Fon uzmanlarına kazanılmış hak aylık dereceleri
itibarıyla karşılık gelen Başbakanlık uzmanı, Fon uzman yardımcılarına
Başbakanlık uzman yardımcıları için tespit edilen ek gösterge ve makam
tazminatı uygulanır. Bu görevlerde geçirilen süreler makam ve temsil tazminatı
ödenmesini gerektiren görevlerde geçmiş sayılır. Bu hükümler, akademik
unvanların kazanılması için gerekli şartlar saklı kalmak üzere üniversite
öğretim elemanı kadrolarından gelen Fon Kurulu üyeleri ile personel hakkında da
uygulanır.
Fon Kurulu Başkan ve üyeliklerine atananlardan, emekliliğini
hak edip talebi sonucu emeklilik işlemi tamamlanan Fon Kurulu üyelerinin
üyelikleri görev süreleri sonuna kadar devam eder. Atama yapılmadan önce
kanunla kurulmuş diğer sosyal güvenlik kurumlarına bağlı olanların, istekleri
hâlinde bu kurumlara bağlılıkları devam eder ve bunlar hakkında yukarıdaki
hükümler uygulanmaz.
Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı dışındaki sosyal güvenlik
kurumlarından emekli olan Fon Kurulu üyeleri, Türkiye Cumhuriyeti Emekli
Sandığına yazı ile başvurdukları tarihi takip eden ayın başından itibaren
Sandıkla ilişkilendirilirler. Bu üyelerin diğer sosyal güvenlik kurumlarından
aldıkları aylıkları kesilir ve ayrılışlarında çeşitli sosyal güvenlik
kuruluşlarına prim ödeyerek geçen süreleri birleştirilmek suretiyle kendilerine
24.5.1983 tarihli ve 2829 sayılı Kanunun 8 inci maddesi uyarınca aylık
bağlanır.
Fon Başkan ve üyelerine, birinci fıkraya göre belirlenen
ücretlerinin tutarında, damga vergisi
hariç herhangi bir kesintiye tâbi tutulmaksızın, her ay tazminat verilir.
Fon tarafından bu Kanun hükümleri çerçevesinde yönetim ve
denetimi devralınan şirketlerin yönetim, denetim veya tasfiye kurullarına
atanan memurlar ve diğer kamu görevlilerine kamu iktisadi teşebbüsleri yönetim
kurulu üyeleri için belirlenen aylık ücretin üç katını geçmemek üzere Fon
Kurulunca belirlenecek miktarda ücret ödenebilir.
Fon Kurulu üyelerinin
görevden ayrılması
MADDE 126.- Fon Kurulu Başkan ve üyeliklerine atananların
Fon Kurulunda görev yaptıkları sürece önceki görevleri ile olan ilişkileri
kesilir. Ancak, kamu görevlisi iken üyeliğe atananlar, memuriyete giriş şartlarını
kaybetmemeleri kaydıyla, görev sürelerinin sona ermesi veya görevden ayrılma
isteğinde bulunmaları ve otuz gün içinde eski kurumlarına başvurmaları
durumunda atamaya yetkili makam tarafından bir ay içinde mükteseplerine uygun
bir kadroya atanır. Atama gerçekleşinceye kadar bunların almakta oldukları her
türlü ödemelerin Fon tarafından yapılmasına devam olunur. Bir kamu kurumunda
çalışmayanlardan Fon Kurulu Başkan ve üyeliğine seçilip yukarıda belirtilen
şekilde görevi sona erenlere herhangi bir görev veya işe başlayıncaya kadar,
almakta oldukları her türlü ödemeler Fon tarafından verilmeye devam edilir. Bu
maddede belirtilen nedenlerle üyeliği
sona erenlere Fon tarafından yapılacak ödeme bir yılı geçemez.
Fon Kurulu üyeleri, Fon
personeli, Fonun atadığı veya Fonu temsilen seçilen yöneticilerin, iflas idare memurlarının ve Fon personelinin
sorumlulukları
MADDE 127.- Fon Kurulu Başkanı ve üyeleri ile Fon
personelinin, görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri iddia edilen suçlara
ilişkin soruşturmalar, Fon Kurulu üyeleri için ilişkili Bakanın, Fon personeli
için ise Fon Kurulu Başkanının izin vermesi kaydıyla genel hükümlere göre
yapılır. Fon Kurulu üyeleri ile Fon personelinin iştirak hâlinde işledikleri
iddia edilen suçlara ilişkin soruşturmalarda Fon personeli hakkında soruşturma
izni verme yetkisi ilişkili Bakana
aittir.
Fon Kurulu üyeleri ve Fon personeli hakkında görevleriyle
bağlantılı olarak işledikleri iddia edilen suçlardan dolayı soruşturma izni
verilmesi için, bu kişilerin kendilerine veya üçüncü kişilere çıkar sağlamak
veya Fona ya da üçüncü kişilere zarar vermek kastıyla hareket ederek bu
işlemler sonucunda kendilerine veya üçüncü kişilere çıkar sağlamış olmaları
hususunda açık ve yeterli emarelerin olması gerekir. Soruşturma izni verilmesi
hâlinde bu durum ilgililere tebliğ olunur. Soruşturmaya izin verilmesine ya da
verilmemesine dair kararlar aleyhine, tebliğ tarihinden itibaren on beş gün
içerisinde Danıştay nezdinde itiraz
yoluna başvurulabilir. İzin verilmiş olsa dahi, itiraz süresi geçene kadar veya
Danıştaya yapılan itiraz sonucunda hüküm tesis olunana kadar soruşturma
başlatılamaz.
Fon Kurulu üyeleri ile
Fon personelinin, görevden ayrılmış olsalar dahi, görevleriyle
bağlantılı olarak işledikleri iddia edilen suçlardan dolayı başlatılan
soruşturma ve kovuşturmalar, ilgili üye veya personelin talebi hâlinde,
bunlarla vekâlet akdi yapmak suretiyle görevlendirilecek bir avukat tarafından
takip edilir. Söz konusu davalara ilişkin dava giderleri ve Türkiye Barolar
Birliğince açıklanan asgarî ücret tarifesinde belirlenen avukatlık ücretinin on
beş katını aşmamak üzere avukatlık ücreti, Fon bütçesinden karşılanır.
Fon Kurulu üyeleri ile
Fon personeli aleyhine, Fon Kurulunun veya Fonun bu Kanunda yazılı
görevlere ilişkin karar, eylem ve işlemleri sebebiyle, gerek görevlerinin ifası
sırasında gerek görevden ayrılmalarından sonra, açılmış veya açılacak her türlü
tazminat ve alacak davası, Fon aleyhine açılmış sayılır ve bu davalarda husumet
Fona yöneltilir. Avukatlık ücreti ve dava masraflarına ilişkin yukarıdaki fıkra
hükmü işbu hukuk davaları için de aynen geçerlidir. Yargılama sonucunda Fon
aleyhine karar verilmesi ve kararın kesinleşmesi nedeniyle Fonun ödeme yapması
hâlinde, Fon bu meblağı, ilgililerinden
talep eder. Fonun, yaptığı ödemeleri ilgililerinden talep edebilmesi için, bu
kişiler hakkında kusurlu olduklarına ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesi
gerekir.
Mülga 3182 sayılı Bankalar Kanununun 64 ve 65 inci maddeleri
ile bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Bankalar Kanununun 14 üncü
maddesi ve bu Kanunun 71 inci maddesi uyarınca işlem yapılan bankalarla ilgili
olarak Bakan, Kurul veya Fon Kurulu tarafından atanan yönetim kurulu ve
denetleme kurulu üyeleri aleyhine görevlerinin ifası sebebiyle açılmış bulunan
davalar da atamayı yapan ilgili mercii olan Kurum veya Fon aleyhine açılmış
sayılır ve bu davalarda da husumet ilgili kuruma yöneltilir. Yargılama
sonucunda ilgili kurum aleyhine karar
verilmesi ve kararın kesinleşmesi nedeniyle, ödeme yapılması hâlinde, ilgili
kurum bu meblağı, ilgililerinden talep eder. İlgili kurumun, yaptığı ödemeleri
ilgililerinden talep edebilmesi için, bu kişiler hakkında kusurlu olduklarına
ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesi gerekir.
Fon tarafından bu Kanunun 134 üncü maddesi hükümlerine
ve/veya bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Bankalar Kanununun 15
inci maddesinin (7) numaralı fıkrasının (a) bendine istinaden atanan yönetim ve
denetim kurulu üyeleri ile müdürler kurulu üyeleri ve tasfiye memurları ve/veya
yönetim ve denetimi veya hisseleri Fona intikal eden bankaların iştiraklerinde
bu bankaları temsilen görev yapan yönetim ve denetim kurulu üyeleri, müdürler
kurulu üyeleri ve/veya hisseleri Fona
devredilen iştiraklerde Fonu temsilen görev yapan yönetim, denetim kurulu
üyeleri, müdürler kurulu üyeleri, iflas ve tasfiye memurları aleyhine görevlerinin ifası sebebiyle açılan
ve açılacak her türlü tazminat ve alacak davaları ile şahsi sorumluluk davaları
Fon aleyhine açılır. Fonun ödeyeceği tazminatı ilgililere rücu işlemlerinde bu
maddenin dördüncü fıkrasındaki usûl ve
esaslar uygulanır. Bu şekilde atanan ve/veya görev yapan yöneticilere,
atandıkları ve/veya görev yaptıkları şirketlerin doğmuş veya doğacak kamu
borçları ile Sosyal Sigortalar Kurumu borçlarının ve her türlü işçi alacakları
ile söz konusu şirketlerin tâbi olduğu ilgili diğer mevzuattan kaynaklanan
borçlarının ödenmemiş olması nedeniyle şahsi sorumluluk yüklenemez.
Fon Kurulu başkan ve üyeleri ile Fon tarafından atanan ve/veya görev yapan yukarıdaki fıkrada sayılan yöneticilerin,
şirketlerin sermayesini kaybetmesinden ve/veya borca batık olmasından dolayı
mahkemeye bildirimde bulunma yükümlülükleri yoktur. Bildirimde bulunmamaktan dolayı bu şahıslar hakkında 2004 sayılı
İcra ve İflas Kanununun 179, 277 ve devamı maddeleri ile 345/a maddeleri
hükümleri uygulanmaz; 6762 sayılı Türk
Ticaret Kanununun 341 inci maddesi
uyarınca şahsi sorumluluk davası
açılamaz.
Yönetim ve denetimi Fon tarafından devir alınmamış
şirketlere Fon tarafından atanan
yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile müdürler, ortaklar genel kurulunca
görevden alınamayacağı gibi, ibra edilmeyerek haklarında görev yaptıkları dönem
veya dönemler dışında şahsi sorumluluk davası açılamaz.
Fon Kurulu kararlarına
karşı yargı yolu
MADDE 128.- Beşyüzbin Yeni Türk Lirasını aşan miktarlara ilişkin Fon Kurulu
kararlarına karşı açılacak davalar ilk derece mahkemesi olarak Danıştayda
görülür. Fon Kurulu kararlarına karşı yapılan başvurular acele işlerden sayılır.
Fon Kurulu kararlarına karşı açılacak idarî davalarda
yürütmenin durdurulması talepleri için ayrıca duruşma yapılır. Bu halde 2577
sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 17 nci maddesinin (5) numaralı
fıkrasındaki otuz günlük süre uygulanmaz. Yürütmenin durdurulması talepleri,
Fonun savunması alınmadan karara bağlanamaz. İlgili taraflar yürütmenin durdurulması talebinin kendisine
tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde savunmasını vermek zorundadır. Aksi
halde savunma beklenmeksizin karar verilir.
Fonun bütçesi
MADDE 129.- Fon gelirlerinin, giderlerini karşılaması
esastır. Fonun bütçesi 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununda
belirlenen usûl ve esaslara göre hazırlanır ve kabul edilir.
Fonun bütçe yılı takvim yılıdır.
Fon, bu Kanun ile
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununda belirtilen usûl ve
esaslar çerçevesinde kendisine tahsis edilen
kaynaklarını görev ve yetkilerinin gerektirdiği ölçüde, serbestçe
kullanır.
Fon mevcudunun kullanılış usûl ve esasları ile bu Kanunla
Fona verilen yetkilerin kullanılmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar Fon tarafından hazırlanacak yönetmelikte gösterilir. Fon giderleri Fon kaynaklarından
karşılanır.
Fonun giderleri Fon Kurulu kararıyla yürürlüğe giren,
stratejik plânları ve performans hedefleri ile kurumsal, işlevsel ve ekonomik
sınıflandırma sistemine göre hazırlanan yıllık bütçeye göre yapılır. Bütçe,
eylül ayı sonuna kadar doğrudan Türkiye Büyük Millet Meclisine, birer örneği de
ilişkili Bakana, Hazine Müsteşarlığına ve Maliye Bakanlığına gönderilir.
Fonun gelirleri
MADDE 130.- Fonun gelirleri;
a) Mevduat ve katılım fonu sigortası primlerinden,
b) 62 nci maddeye göre zamanaşımına uğrayan mevduat, katılım
fonu, emanet ve alacaklardan,
c) Kuruluş izni verilen bankaların kurucu-larının, faaliyete
geçiş tarihinden itibaren bir yıl içerisinde, bu Kanunun 7 nci maddesinde
belirtilen asgarî sermayenin yüzde onu tutarında Fona yatıracakları sisteme
giriş payından,
d) 18 inci madde hükümleri çerçevesinde, Fona yatırılacak
tutarlardan,
e) Bu Kanun hükümlerine aykırılık dolayısıyla hükmolunacak adlî para cezalarının yüzde
ellisi ile verilecek idarî para cezalarının yüzde doksanından,
f) Fon mevcudunun gelirleri ile sair gelirlerden,
g) 20 nci madde uyarınca Fona gelir kaydedilecek
değerlerden,
Oluşur.
Fonun borçlanma ve avans
yetkisi
MADDE 131.- Fon, Hazine Müsteşarlığından izin almak kaydıyla
borçlanabileceği gibi ihtiyaç hasıl olduğunda Fona ikrazen verilmek üzere
Hazine Müşteşarlığınca özel tertip Devlet iç borçlanma senedi ihraç edilebilir.
Özel tertip Devlet iç borçlanma senetlerinin faiz oranları ve geri ödeme
şartları da dahil olmak üzere tâbi olacağı usûl ve esaslar Hazine Müsteşarlığı
ile Fon tarafından müştereken belirlenir. Malî yıl bütçe kanunlarında yer alan
borçlanma ile ilgili hükümler ile 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç
Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 5 ve 6 ncı maddeleri hükümleri bu
senetler için de geçerlidir.
Fon, Kurum görüşü alınmak suretiyle Fon Kurulu kararı ile
bankalardan ileride doğacak prim yükümlülüklerine mahsuben bir önceki yılda
ödedikleri sigorta primi toplamına kadar avans alabilir. Avans kullanımına
ilişkin kararlarda uygulanacak faiz oranının belirtilmesi zorunludur.
Olağanüstü hallerde, Fon kaynaklarının ihtiyacı
karşılamaması durumunda Fonun talebi üzerine Merkez Bankasınca Fona avans
verilebilir. Alınan avansın vadesi, tutarı, geri ödeme şekil ve şartları ile
uygulanacak faiz oranı ve diğer hususlar Fonun görüşü alınarak Merkez
Bankasınca belirlenir.
ALTINCI
BÖLÜM
Takip
ve Tahsil Usûlleri
Fon alacaklarının takip
ve tahsiline ilişkin yetki ve usûller
MADDE 132.- Fonun, bu Kanunun 130 uncu maddesinde sayılan
gelirleri ile 108 inci ve 135 inci maddesindeki alacaklarının takip ve
tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri
uygulanır.
Fon, bu Kanunun 108 inci maddesinde sayılan alacakların
takibine, banka kaynağının kullanıldığı tarihten itibaren banka defter, kayıt
ve belgelerine göre anapara, her türlü faiz, komisyon ve sair giderlerin
toplamından oluşan birikmiş alacak tutarı üzerinden, 130 uncu maddesinde
sayılan alacakların takibine tahakkuk eden anapara üzerinden, 135 inci
maddesinde belirtilen alacakların takibine ödemeye esas olmak üzere tespit
edilen tutar üzerinden başlar ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanunun kapsamındaki alacaklara uygulanan oranda gecikme zammı
uygular.
Fon, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanunun uygulamasında anılan Kanunun Maliye Bakanlığı tahsil dairesi ve diğer
makam, merci ve komisyonlara verdiği yetkileri kullanır.
Borçlu veya borçlunun malları başka mahallerde bulunduğu
takdirde, Fon, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun
hükümlerini, kendi tahsil dairesi aracılığı ile uygulayabileceği gibi, tahsil
dairesi bulunmayan mahallerde, o mahaldeki Maliye Bakanlığı tahsil dairesi aracılığıyla da uygulayabilir.
Fon, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanun uyarınca takip ettiği alacaklarına ilişkin her türlü teminatın paraya
çevrilmesinde de anılan Kanun hükümlerini uygulayabilir.
Fon, 6183 sayılı
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapacağı satışlarda; satış bedelinin vadeli tahsiline karar verebilir. Ancak, bu durumun ve vadeli
satış şartlarının, satış ilânında ve satış şartnamesinde belirtilmesi zorunludur.
Fon, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanun hükümlerine göre satışa arz ettiği mal, hak ve alacaklarla ilgili ihaleye
katılmaya, pey sürmeye ve alacağına mahsuben ihaleden mal, hak ve alacakları
satın almaya yetkilidir.
Bu Kanunun 107 nci maddesi uyarınca bir bankanın
alacaklarının devralınması hâlinde bu alacaklar, devir tarihi itibarıyla Fon
alacağı haline gelir ve bu alacaklarla ilgili olarak borçlu aleyhine 2004
sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre başlatılmış bulunan takipler ile
alacağın tahsiline yönelik davalara kaldığı yerden devam edilir.
Bu Kanunun 107 nci maddesi uyarınca devralınan alacaklar
nedeniyle Fona borçlu olanların iflası hâlinde 2004 sayılı İcra ve İflas
Kanununun 221 inci maddesindeki iflas bürosu Fon temsilcisinin katılımıyla
teşekkül eder. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 223 üncü maddesindeki iflas
idaresinin, Fonun talep etmesi hâlinde üyelerinden en az biri, Fonun
göstereceği iki kat aday arasından icra tetkik mercii tarafından seçilir. Fon, alacağının
tahsili bakımından gerekli görürse iflas idaresinin en az iki üyesinin
önereceği iki katı aday arasından seçilmesini talep etmeye yetkilidir. Bu
durumda, icra tetkik mercii iflas idaresinin asgarî iki üyesini Fonun önereceği
adaylar arasından seçer. Fon bir üye seçtirmişse icra tetkik mercii diğer bir
üyeyi alacak tutarı itibarıyla çoğunlukta olanların göstereceği iki aday
arasından, bir üyeyi de alacaklı sayısı itibarıyla çoğunlukta olanların
göstereceği adaylar arasından seçer. Fon iki üye seçtirmişse, diğer bir üye
icra tetkik mercii tarafından alacaklı sayısı itibarıyla çoğunlukta olanların
göstereceği iki aday arasından seçilir.
Fon, takip ettiği alacaklar ile ilgili olarak iskonto da
dâhil olmak üzere, her türlü tasarrufta bulunmaya, sulh olmaya, satmaya, geri
almaya, alacağına mahsuben menkul ve gayrimenkul mallar ile her türlü hak ve
alacakları belirleyeceği koşullar ile devralmaya ve alacağın yeniden itfa
plânına bağlanması da dâhil olmak üzere borçlularla anlaşma yapmaya ve
borçlularla yaptığı anlaşmalar kapsamında Fon Kurulunca belirlenecek usûl ve
esaslar dâhilinde muhafaza tedbiri uygulayıp uygulamamaya, dava açıp açmamaya
veya açılmış bulunan hukuk davalarının yapılan anlaşma süresince durdurulmasını
mahkemeden istemeye yetkilidir.
Fon, her türlü alacağın teminatını teşkil etmek üzere, Yeni
Türk Lirası ve/veya yabancı para birimi üzerinden, ticari işletme rehni,
taşınmaz rehni ve taşınır rehni dâhil olmak üzere her türlü aynî ve şahsi
teminat almaya ehil ve yetkilidir.
Fon tarafından, bu Kanunun 71 inci maddesi uyarınca faaliyet
izni kaldırılan veya yönetim ve denetimi Fona intikal eden bankalarla ilgili
olarak, takibi şikayete bağlı suçlar dahil olmak üzere, bu Kanun hükümleri uyarınca yapılan
başvurular üzerine açılmış veya açılacak her türlü ceza davalarında Fon, suçtan
zarar gören olarak müdahil sıfatını kazanır. Bu davalara bağlı şahsî haklar
dahi Fona ait olur.
Fona borçlu gerçek kişi ile tüzel kişilerin kanunî
temsilcileri hakkında 5682 sayılı Pasaport Kanununun 22 nci maddesi hükümleri
Fonun talebi üzerine uygulanır.
Bu maddenin uygulanmasına
ilişkin usûl ve esaslar Fon tarafından yönetmelik ile düzenlenir.
Sorumluluk davalarına
ilişkin istisnai yetkiler
MADDE 133.- Faaliyet izni kaldırılan bankaların
tasfiyelerinin tamamlanması ancak iflas veya tasfiye masa alacaklarının tahsil
edilememiş olması hâlinde, bankanın sorumlulukları tespit edilen ortakları,
yönetim kurulu eski üyeleri ve denetçileri aleyhine varsa ibralarının iptali ve
işlemleri nedeniyle verdikleri zararın tazmini için tasfiyenin tamamlanmasını
müteakip beş yıl içinde Fon tarafından dava açılabilir.
Fon bankalarının hisselerinin üçüncü kişilere devir veya
intikali hâlinde banka tarafından, bankanın eski ortakları, yöneticileri ve
denetçileri hakkında açılmış olan dava ve takiplere Fon tarafından kanunî halef
sıfatıyla kaldığı yerden devam olunur. Bu dava ve takipler sonucunda
hükmolunacak tutarlar Fona ait olur. Bu bankaların başka bir bankaya
devredilmesi ya da başka bir banka ile birleşmesi, hisselerinin üçüncü kişilere
devredilmesi ya da tasfiyelerine karar verilmesi hâlinde, bu işlemlerin
tamamlanmasını takip eden beş yıl içinde bankanın sorumlulukları tespit edilen
yönetim kurulu eski üyeleri ve eski denetçileri aleyhine varsa ibralarının
iptali ve işlemleri nedeniyle verdikleri zararın Fon adına tazmini istemi ile
Fon tarafından dava açılabilir. Dava açılmasına dair Fon Kurulu kararı dava
şartı olarak aranan genel kurul kararı yerine geçer.
Bu madde kapsamında açılan veya açılacak davalar ile kanunî
halef sıfatıyla takip edilen davalarda, lehine hükmedilen tarafa vekâlet ücreti
maktu olarak belirlenir.
Fonun alacaklarının
tahsiline ilişkin diğer yetkiler
MADDE 134.- Fon, alacağının tahsili bakımından yarar görmesi
hâlinde ve Fona borçlu olup olmadıklarına bakılmaksızın, Fon bankalarının;
a) Yönetim ve denetimine sahip olduğu iştiraklerinin,
b) Hâkim ortağı olan tüzel kişilerin,
c) Gerçek ve tüzel kişi hâkim ortaklarının hâkim ortak
olduğu şirketlerin,
d) Yukarıda sayılan kişiler adına hareket eden veya onlar
hesabına kendi adına para, mal veya hak edinen şirketlerin ortaklarının,
Bu maddede belirtilen şirketlerde sahip oldukları
hisselerinin tamamına ve/veya bir kısmına ilişkin temettü hariç ortaklık
hakları ile bu şirketlerin yönetim ve denetimini devralmaya ve şirket ana
sözleşmesinde belirlenen yönetim, müdürler ve denetim kurulu üyelerinin
sayılarıyla bağlı kalmaksızın ve imtiyazlı hisselere dayanılarak atanıp
atanmadıklarına bakılmaksızın görevden almak ve/veya üye sayısını artırmak
ve/veya eksiltmek suretiyle bu kurullara üye atamaya yetkilidir.
Doğrudan ya da dolaylı olarak Fonun yönetim ve denetimini
devraldığı bankaların veya şirketlerin ve/veya bu madde uyarınca yönetimini ve
denetimini devir aldığı şirketlerin ve Fon iştiraklerinin ortak sayısının, 6762
sayılı Türk Ticaret Kanunu ve özel kanunlarda belirtilen zorunlu ortak
sayısının altına düşmesi hâlinde tüzel kişiliklerine halel gelmez.
Fonun yönetim ve denetimine sahip olduğu şirketlerin ve/veya
bu fıkra uyarınca yönetimini ve denetimini devir aldığı şirketlerin, Fon
tarafından atanan yönetim ve denetim kurulu üyeleri ve müdürleri ile Fonun
atadığı bu yöneticiler tarafından şirketi temsil ve ilzam ile yetkili kılınan
genel müdür, genel müdür yardımcısı ve müdür gibi şirket çalışanları veya Fon,
bu fıkrada sayılan gerçek veya tüzel kişilere ait şirket hisselerinin ve/veya
bu şirketlerdeki lisans, ruhsat, 13.4.1994 tarihli ve 3984 sayılı Kanunun
geçici 6 ncı maddesi hükmü kapsamında geçici frekans ve kanal kullanımı ve
imtiyaz sözleşmelerinden doğan hakları dahil olmak üzere diğer tüm hak ve
varlıklarının ve/veya bu hisselerle orantılı aktiflerinin satışını
gerçekleştirmeye ve bu satışlardan elde edilen tutarları Fon alacaklarına
mahsup etmeye veya şirketlerin kamu borçları ve/veya Sosyal Sigortalar Kurumuna
borçları ile sair borçlarını ödemede kullanmaya ve bu işlemler ile ilgili
kararlar almaya 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 324 üncü maddesi ile bağlı
kalmaksızın yetkilidirler.
Bu şirket ve iştiraklerin yüzde kırkdokuzundan fazlası ile
bunlara ait her türlü mal, hak ve varlıklar, gayrimenkullerle ilgili özel
kanunlarındaki kısıtlamalar saklı kalmak kaydıyla yabancı gerçek ve tüzel kişilere
satılabilir.
Fon alacaklarının tahsilini teminen, 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca haczedilen aktif
değerler ile lisans, ruhsat ve imtiyaz sözleşmelerinden doğan haklar ve bu
varlıkların feri veya mütemmim cüzü niteliğindeki sözleşmelerden doğan, ancak
başlı başına iktisadî değeri olmayanlar da dahil olmak üzere diğer tüm hak ve
varlıkları bir araya getirerek, ticarî ve iktisadî bütünlük oluşturarak
alıcısına geçişini sağlayacak şekilde satışına, hacizli malların birden fazla
borçluya ait olması ve/veya birden fazla
alacaklının haczi olması hâlinde de satışı yaptırmaya, ihale bedelinin ödenme
şeklini, para birimini, alıcıların sahip olması gereken şartları, ödeme
tarihini ve ihalenin sair usûl ve esasları ile satış şartlarını 6183 sayılı
Kanun hükümlerine bağlı olmaksızın belirlemeye, satışa konu ticarî ve iktisadî
bütünlüğü alacağına mahsuben satın almaya, satışa konu varlıkların ait olduğu
şirketlerin teknik bilgi, yazılım, donanım, ekipman, mal ve hizmet alımından
doğan geçmiş dönem borçlarını ihale bedelinden ödemeye veya ihale alıcısına
ödetmeye Fon Kurulu yetkilidir. Fon Kurulu, satış kararıyla birlikte, bu satışı
gerçekleştirmek üzere en az üç kişiden oluşan bir satış komisyonu oluşturur ve
başkanını belirler. Satış komisyonu, toplam üye sayısının salt çoğunluğu ile
toplanır ve toplam üye sayısının salt çoğunluğu ile karar alır. Ticarî ve
iktisadî bütünlüğün muhammen bedeli, satış komisyonu tarafından, uzman gerçek
veya tüzel kişilerin kıymet takdiri raporu dikkate alınarak, daha önce
bütünlüğü oluşturan varlıkların ayrı ayrı kıymet takdirlerinin yapılmış olması
ile bağlı olmaksızın düzenlenecek rapor çerçevesinde Fon Kurulu tarafından
belirlenir. Ticarî ve iktisadî bütünlük oluşturan mahcuzlar üzerinde birden
fazla kişinin aynî veya şahsî hakkının bulunması veya bunların mülkiyetinin
birden fazla kişiye ait olması durumunda, bu mal, hak ve/veya varlıkların
değeri ayrı ayrı tespit edilir. Bu madde hükümleri uyarınca yapılacak satış
sürecinde, satış ilânının Resmî Gazetede yayımlanması ilgililere yapılacak
tebliğ hükmündedir. Ticarî ve iktisadî bütünlük oluşturduğuna karar verilen
mahcuzların satışı, kapalı zarf veya açık artırma usûllerinden biri veya ikisi
birlikte uygulanmak suretiyle yapılır. Bundan sonra, Fon Kurulunun gerekli
görmesi hâlinde, ihalelere pazarlık usûlü ile devam edilebilir. Bu usûllerden
hangisinin uygulanacağına, ticarî ve iktisadî bütünlük oluşturan mal, hak ve
varlıkların nitelikleri dikkate alınarak Fon Kurulu tarafından karar verilir.
İhale bedelinin dağıtımına esas sıra cetveli satış komisyonu tarafından
düzenlenir. İhalenin sonuçlanması, Fon Kurulunun onayına bağlıdır. Bu hüküm uyarınca yapılan satışlarla ilgili
ihalenin feshi davaları, Fonun merkezinin bulunduğu yer idare mahkemelerinde
görülür. Ticarî ve iktisadî bütünlük oluşturulmasına karar verilmesinden
itibaren iki yıl içerisinde ticarî ve iktisadî bütünlük oluşturan mahcuzların,
Fonun izni olmaksızın imtiyazlı alacaklılar dâhil üçüncü kişiler tarafından
muhafaza altına alınması ve satışı talep edilemez, mahcuzların malîklerinin
iflasına karar verilemez, ilgili takyidatlar hakkında zamanaşımı ve hak
düşürücü süreler işlemez.
Yukarıdaki hüküm çerçevesinde teleko-münikasyon, enerji,
ulaşım, radyo, yazılı ve görsel medya ve diğer sektörlerdeki, yönetim ve
denetimi veya hisseleri Fon tarafından devir alınan şirketlere tanınmış imtiyaz
sözleşmesi, lisans, ruhsat, işletme izni, ön izin, yayın izni, 3984 sayılı
Kanunun geçici 6 ncı maddesi hükmü kapsamında geçici frekans ve kanal kullanımı
ve benzeri izinlerin yeni alıcıları adına devri ve tescili işlemleri, Fonun
bildirimi üzerine ilgili kurum, kuruluş ve üst kurullarca, gerekli bilgi ve
belgelerin tamamlanmasını müteakip başkaca bir işleme gerek kalmaksızın en
fazla bir ay içinde tamamlanır.
Bu hüküm uyarınca yapılacak satışlara ilişkin diğer esas ve
usûller Fon tarafından çıkarılacak yönetmelikle tespit edilir.
Bu maddede yer alan hükümler çerçevesinde varlıkları ticarî
ve iktisadî bütünlük kapsamında satılan şirketlerin kamu kurum, kuruluşları ve
üst kurullara olan ve satış tarihine kadar tahakkuk etmiş borçları satış bedelinden
garameten tahsil edilir. Garame ile dağıtım sonrasında bakiye borç kalması,
lisans, ruhsat, imtiyaz sözleşmesi, geçici frekans ve kanal kullanımı ve
benzeri hakların devri ve yeni alıcısı tarafından işletilmesi için gereken ve
kamu kurum ve kuruluşları ve üst kurullarca yapılması gereken devrin tescil ve
nakli işlemine engel teşkil etmez.
Bu Kanunun 71 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi
hükmü uyarınca faaliyet izni kaldırılan veya Fona devredilen bankalar ile
tasfiyeye tâbi tutulan veya tasfiye işlemi başlatılan bankaların, bu maddenin
birinci fıkrasında belirtilen gerçek ve tüzel kişiler ile gerçek kişilerin kan
ve kayın hısımlarının edindikleri ve/veya bu suretle üçüncü kişilere
edindirdikleri para, her türlü mal, hak ve alacakların banka kaynağı
kullanılmak suretiyle edinildiği ve/veya edindirildiği kabul edilir. Bu gerçek
kişiler ile tüzel kişiler tarafından edinilen para, her türlü mal, hak ve
alacaklar hakkında bu madde hükümlerini uygulamaya Fon yetkilidir. Bu suretle
edinildiği ve/veya edindirildiği kabul edilen para, her türlü mal, hak ve
alacaklar üzerinde ilk kredinin ve/veya banka kaynağının kullanıldığı tarihten
sonra üçüncü kişilere yapılan satış, devir ve temlik, sınırlı aynî hak tesisi
gibi işlemler ile üçüncü kişiler lehine tesis edilen aynî ve şahsi her türlü
hak Fona karşı hüküm ifade etmez. Bu hukuki işlemlere taraf olan, küllî ve
cüz'i halefleri dâhil tüm şahısların, yukarıda belirtilen işlemlerin
gerçekleşmesinden sonra edindikleri ve/veya edindirdikleri para, her türlü mal,
hak ve alacaklar hakkında da bu madde hükümleri uygulanır.
Yukarıda belirtilen işlemlere taraf olan üçüncü kişiler
bankanın faaliyet izninin kaldırılması veya yönetim ve denetiminin Fona
devrinden sonraki işlemler nedeniyle, bu maddenin birinci fıkrasında sayılan
kişiler ise bankanın faaliyet izninin kaldırılması veya yönetim ve denetiminin
Fona devrinden önceki ve/veya sonraki işlemler nedeniyle iyiniyet iddiasında
bulunamazlar. Bankanın faaliyet izninin kaldırılması veya yönetim ve
denetiminin Fona devrinden önce satış, kira, devir ve temlik gibi işlemler ile
aynî ve şahsi hak tesisine ilişkin işlemlere taraf olan üçüncü kişiler
iyiniyetli olduklarını kanıtlamak zorundadırlar.
Bu maddenin birinci fıkrasında sayılan gerçek ve tüzel
kişilerin yönetim ve/veya denetimindeki şirketlerde ve/veya işletmelerinde iş
akdine bağlı ve/veya bağlı olmaksızın geçici veya sürekli olarak istihdam
edilen şahısların kurucusu, ortağı, yöneticisi veya denetçisi olduğu
şirketlerin; bir iş akdine bağlı olmaksızın, yukarıda sayılan şahısların
vekâleten ve/veya ticarî mümessil ve/veya ticarî vekil sıfatıyla ve/veya
vekâletsiz iş görme hükümleri gibi herhangi bir hukukî ilişkiye dayanarak
geçici ve/veya sürekli olarak temsil eden şahıslar ile temsil ettikleri gerçek
ve/veya tüzel kişilerin; bu fıkrada belirtilen şahıslar dışındaki ve/veya
bunlar tarafından kurulan şirketlere bankacılık mevzuatına ve/veya teamüllerine
uyulmadan ve/veya teminatsız ve/veya yetersiz teminat ile kredi kullandırılan
ve/veya genellikle faaliyet yeri olarak aynı adresi kullanan ve/veya yapılan
sözleşmelere cayma hakkı ve/veya borcun nakli gibi hükümler koymak suretiyle
kullandıkları kredileri ve/veya banka kaynaklarını bankanın yönetim ve
denetimini doğrudan ve/veya dolaylı olarak tek başına ve/veya birlikte elinde
bulunduran gerçek ve tüzel kişilere ve/veya bunların ve/veya bankanın
iştiraklerine ve/veya doğrudan veyahut dolaylı bağı bulunan şahıs ve şirketlere
yukarıdaki fıkralarda sayılan gerçek
veya tüzel kişilere aktarılmasını sağlayan gerçek veya tüzel kişilerin
kullanmış oldukları krediler ve/veya banka kaynakları bankanın yönetim ve
denetimini doğrudan ve/veya dolaylı olarak, tek başına veya birlikte elinde
bulunduran ortaklar tarafından kullanılmış banka kaynağı sayılır ve bu şahıslar
ile edindikleri ve/veya üçüncü kişilere edindirdikleri para, her türlü mal,
alacak ve haklar hakkında bu madde hükümleri uygulanır.
Bu Kanunun 71 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi
hükmü uyarınca faaliyet izni kaldırılan veya Fona devredilen bankanın hâkim
ortakları, yönetim kurulu üyeleri, denetim kurulu üyeleri, genel müdür, genel
müdür yardımcıları ve bunların eş ve çocukları ile evlatlıklarının, bunların
diğer kan ve kayın hısımlarının ve imzaya yetkili banka mensuplarının kendi
aralarında veya üçüncü kişilerle yaptıkları taşınır ve taşınmaz rehni, ipotek,
üst hakkı, intifa hakkı ve oturma hakkı gibi her türlü sınırlı aynî hak
tesisine ilişkin sözleşmeler mahsus siciline veya defterine kayıt ya da şerh
edilmiş olsun veya olmasın her türlü şahsi haklar ve/veya zilyetliğin devrine
dair sözleşmeler dâhil her türlü tasarrufları ile kara, hava ve deniz taşıtları
gibi taşınır ve yalı, villa, ada, site, tüm eklentileri ile çiftlik gibi
taşınmazlarla ilgili adi ve hasılat kira sözleşmeleri, taşınır veya taşınmaz mal,
finansal kiralama sözleşmeleri, uydu ve kablolu yayın kanalı kullanma hakkı,
televizyon kanalı ile gazetelerin yayım hakkı, marka ve lisansı devir ve
kullanma hakkı veren sözleşmeleri, idare ve hizmet vekâleti ile Avrupa Birliği
standartları üzerinde prim ödemek suretiyle yapılan hayat, bireysel emeklilik,
ihtiyarlık ve sağlık sigorta sözleşmeleri ve limitli veya limitsiz kredi kartı
ile ATM kartı sözleşmeleri ile münferit veya karşılıklı verilen banka teminat
mektupları, kabul kredileri ve avaller ile her türlü hisse devir sözleşmeleri
Fon Kurulunun kararıyla geçersiz sayılır. Bu sözleşmelerin geçersizliğinden
dolayı karşı tarafça açılacak tazminat davalarında sözleşmede muvazaa
bulunmadığını ve sözleşmeyle ödenen bedelin muvazaalı olmayan rayiç bedel olduğunu
ispat yükü davacıya aittir.
Borçlunun, haline münasip konut kiralamasına ilişkin
sözleşme yukarıdaki fıkra kapsamı dışındadır.
Fon, bu maddede sayılan alacaklara ilişkin para, mal, her
türlü hak ve alacaklara ihtiyatî haciz koymaya, muhafaza altına almaya ve Fon
tarafından belirlenecek kurum ve kuruluşlarca hazırlanacak raporları dikkate
alarak tespit edeceği değeri üzerinden, alacağına mahsuben devralmaya
yetkilidir.
Bu alacaklara zararın ve/veya alacağın doğmasına sebebiyet
veren haksız işlemin yapıldığı tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının
Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesinde belirtilen oranda gecikme
faizi uygulanabilir.
Fon tarafından bu madde hükümlerine istinaden tesis edilen
işlemlere karşı idarî yargı mercilerinde açılan davalarda mahkemelerce
yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için teminat şartı aranmaz.
Fon tarafından bu madde hükümlerine istinaden yapılacak
işlemlerde 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri uygulanmaz. Bu işlemler
her türlü vergi, resim ve harçtan istisna tutulur. Bu madde ile Fona tanınan
yetkiler Fon tarafından başkaca bir işleme gerek olmaksızın Fon Kurulunun karar
alması ile tekemmül eder. Yapılan işlemlerden tescile tâbi olanlar Fonun talebi
üzerine tescil ve gerektiğinde ilân olunur.
Sigortaya tâbi mevduat ve
katılım fonu tutarının eksik beyanı hâlinde uygulanacak takip ve tahsil
usûlleri
MADDE 135.- 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
Kanunu ile bu Kanun uyarınca banka tarafından yetkili mercilere beyan edilen
sigortaya tâbi mevduat ve katılım fonu tutarı ile Fon tarafından tespit edilen
mevduat ve katılım fonu tutarı arasında bir fark bulunması hâlinde, bu fark
nispetinde bankanın yönetim kurulu ve kredi komitesi başkan ve üyeleri ile
genel müdür, genel müdür yardımcıları, imzaları bankayı ilzam eden memurları ve
şube müdürleri ile yönetim ve denetimini doğrudan veya dolaylı olarak tek
başına veya birlikte elinde bulunduran ortaklarının, kendilerine, eşlerine ve
çocuklarına ait bankalar ve banka dışı malî kurumlar ile diğer gerçek ve tüzel
kişiler nezdindeki, kiralık kasa mevcutları da dahil olmak üzere, hak ve
alacakları, döviz tevdiat hesapları ve limitli ve limitsiz kredi kartı ve ATM
kartları hesapları dahil tüm banka hesaplarının dondurulmasına, kara, hava ve deniz
taşıtları dâhil her türlü taşınır ve taşınmaz, kıymetli evrak ve yurt içi veya
yurt dışı hazine bonosu, devlet tahvili, hisse senedi, yatırım fonları katılım
belgeleri gibi diğer menkul değerlerle, bağımsız ticari işletme, fabrika ve
tesisler, bu tesislerin işletilmesine yönelik marka ve lisans hakları, kamu
imtiyaz sözleşmelerinden doğan televizyon kanalı, elektrik santralı gibi bir
tesisin kurulması ve işletilmesi yetkilerini veren lisans, ruhsat ve işletme
hakları ile bu tesisleri lisans hakkına dayanarak veya lisans hakkı bulunmadan kuran ve işleten şirketlere ait
hisse senetleri, hak ve alacakların üzerindeki tasarruf yetkisinin tamamen veya
kısmen kaldırılmasına, belirtilen
tüm mal, kıymetli evrak,
nakit ve diğer
değerlerin zaptına ve/veya resmî sicillerdeki kayıtları üzerinde
ihtiyatî tedbir konulmasına, bunların bir tevdi mahalline yatırılmasına ve hak
ve alacakların üzerine diğer tedbirlerin konulmasına, bunlardan elde edinilmiş
her türlü taşınır ve taşınmaz, hak ve alacaklar ile kıymetli evrak, nakit, bir
tesisi işletme ve kurma hakkı veren marka ve lisans hakları, bu tesisleri
lisans, ruhsat ve işletme hakkı ile
veya bu hakları bulunmadan işleten,
kuran ve hak sahibi niteliğini haiz şirketlere ait hisse senetleri hakkında
belirtilen tedbirlerin alınmasına, Fonun talebi üzerine ilgili bankanın
merkezinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimi, yargılama sırasında ise mahkeme
tarafından karar verilir.
Yukarıda belirtilen farkın bu Kanunda yer alan hükümler
dahilinde takip ve tahsiline Fon tarafından karar verilebilir. Bu hükümler,
yukarıda sayılan kişiler adına hareket eden veya onlar hesabına kendi adına
para, mal veya hak edinen kişiler hakkında da uygulanır.
Tedbire ilişkin talepler, hâkim veya mahkeme tarafından
evrak üzerinde yapılacak inceleme sonucunda derhal ve nihayet yirmidört saat
içinde sonuçlandırılır. Gecikmesinde sakınca görülen hallerde Cumhuriyet
başsavcılıkları da hak ve alacakların dondurulmasına karar verebilir.
Cumhuriyet başsavcılıkları bu kararı en geç yirmidört saat içinde sulh ceza
hâkimine bildirir. Hâkim en geç yirmidört saat içinde bu kararı onaylayıp
onaylamamaya karar verir. Hâkim tarafından onaylanmayan kararlar hükümsüz
kalır.
Sulh ceza hâkimince verilen tedbirler, tedbir kararını veren
mahkemenin bulunduğu yerdeki nöbetçi icra dairesi tarafından infaz olunur ve
Fonun, bankanın bankacılık işlemleri yapma ve mevduat ve katılım fonu kabul
etme izninin kaldırıldığı tedbir kararlarının verildiği tarihten itibaren bir
yıl içerisinde suç duyurusunda bulunmaması ve/veya 6183 sayılı Kanuna göre
alacağın tahsili yolunda takip başlatmaması ve/veya alacağın tahsili yolunda
hukuk mahkemelerinde dava açmaması hâlinde sona erer. Bu süre içerisinde suç
duyurusunda bulunulması ve/veya Fon tarafından 6183 sayılı Kanuna göre alacağın
tahsili yolunda takip başlatılması ve/veya alacağın tahsili yolunda hukuk
mahkemelerinde dava açılması hâlinde tedbirler, Fon alacakları tamamen tahsil
edilinceye kadar devam eder. Mahkeme, bu Kanun hükümlerine göre Fon tarafından
ödenen ve/veya ödenecek miktarın, sorumlular tarafından doğrudan Fona
ödenmesine karar verir. Bu takdirde tedbirler, hükmolunan meblağın sorumluların
bu fıkra uyarınca tedbirlere konu edilen, para, mal, hak ve alacakları ile
diğer malvarlığından tahsiline kadar devam eder.
Yukarıdaki fıkralarda yer alan hükümlerin konusu olup,
sorumluların boşanmış veya dul eşlerinin, diğer kan hısımları ile kayın
hısımları ve üçüncü kişilerin mülkiyeti ve tasarrufuna geçirilmiş bulunan tüm
mal, sınırlı aynî veya şahsi hak ve alacaklar hakkında da bu madde hükümleri uygulanır. Tüm bu mal, hak ve
alacaklara ilişkin olarak açılmış veya açılacak davalarda bu kişiler 4721
sayılı Türk Medeni Kanununun 3 üncü maddesindeki iyiniyet karinesi ile 985 inci
maddesindeki mülkiyet karinesinden ve tüm resmî sicillere iyiniyetli güven
ilkesinden yararlanamaz. İyiniyetle edinmiş olduklarını ispatladıkları
takdirde, yaptıkları ödemelerin muvazaalı olmayan rayiç değer olduğunu
belgelendirmeleri şartıyla ödediklerinin asli sorumluların malvarlığı ve diğer
varlıklarından alınmasına mahkemece karar verilir.
Bankacılık işlemleri yapma ve mevduat ve katılım fonu kabul
etme izni kaldırılan bir banka nezdinde mevduat ve katılım fonu hesabı
bulunmamasına rağmen sahte olarak düzenlediği belgeler veya sahte olduğunu bildiği
belgeleri ibraz ederek veya ettirerek, kendisine veya bir başkasına ödeme
yapılmasını talep eden kişiler hakkında, zimmet veya dolandırıcılık ile belgede
sahtecilik, işlemlerin kayıtdışı bırakılması ve gerçeğe aykırı muhasebeleştirme
veya bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme
suçlarından dolayı gerçek içtima hükümlerine göre cezaya hükmolunur.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce gerçekleştirilen
fiiller nedeniyle, bu madde hükümlerine göre Fon tarafından ödeme yapılmasına
veya yapılacak olmasına sebebiyet veren kişiler ile bunların eş ve çocuklarına
ait her türlü mal, hak ve alacaklar hakkında da bu madde hükümleri uygulanır.
Fon alacaklarının yasal
teminatı
MADDE 136.- Fon alacaklarının tahsilini teminen, Fon tarafından
bu Kanun hükümleri çerçevesinde açılan ve/veya takip edilen dava ve takiplerde
verilen ihtiyatî haciz veya tedbir kararları uyarınca üzerine ihtiyatî haciz
veya tedbir konulan para, her türlü mal, hak ve alacaklar, bu davalara konu
alacakların yasal teminatını oluşturur ve karar kesinleşinceye veya takip
sonuçlanıncaya kadar devam eder. Mahkemece karara bağlanan alacaklar, tedbir
konulan para, mal, her türlü hak ve alacakların bedelinden, imtiyazlı alacak
olarak öncelikle tahsil olunur.
İspat külfeti
MADDE 137.- Fon tarafından bu Kanunun 108 ve 110 uncu
maddeleri hükümleri uyarınca açılmış ve açılacak davalarda ispat külfeti
davalılara aittir.
Fon alacaklarının takip
ve tahsiline ilişkin istisnalar
MADDE 138.- Fonun taraf olduğu her türlü dava ve icra
takiplerinin kısmen veya tamamen Fon aleyhine neticelenmesi hâlinde, 2004
sayılı İcra ve İflas Kanununda yazılı tazminat ve cezalar Fon hakkında
uygulanmaz.
Bu Kanunun 107 nci maddesi uyarınca bir bankanın,
borçlarının, taahhütlerinin yüklenilmesi veya alacaklarının devralınması
hâlinde, bu borç, taahhüt ve alacaklarla ilgili olarak açılmış veya açılacak
dava ve icra takiplerinde kanunlarda yazılı zamanaşımı ve hak düşürücü süreler
dâhil her türlü süre, alacağın devralındığı veya borcun, taahhüdün yüklenildiği
tarihten itibaren Fon bakımından dokuz ay süre ile durur.
Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin olarak Fonun yapılan
ihalelere iştirak etmesi hâlinde teminat şartı aranmaz.
Fonun alacaklı olduğu ve
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu uyarınca yapılan takiplerde borçlular
tarafından yapılan itirazlar satış dışında takip işlemlerini durdurmaz.
Fonun alacaklı olduğu dosyalarda yaptırılan kıymet
takdirleri ile satış ilânlarının borçlular dışındaki ilgililere tebliği, ilânda
belirtilen süreler geçerli olmak kaydıyla,
varsa bilinen son adreslerine yapılacak tebligat ile yoksa keyfiyetin
ilanen tebliği suretiyle yapılır.
Fonun alacaklısı olduğu icra dosyalarında Fona ödenmesi
gereken satış bedelleri sıra cetvelinin kesinleşmesi beklenmeksizin teminatsız
olarak ödenir.
Fonun iştirakleri ile
ilgili yetkileri
MADDE 139.- Fon, faaliyet izni kaldırılan veya Fona
devredilen bankaların kendisinin
ekonomik değeri olan iştirakleri ile bu Kanunun 134 üncü maddesi ve bu Kanunla
yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı
Bankalar Kanununun 15 inci maddesinin (7) numaralı fıkrası kapsamında yönetim
ve denetimini devraldığı şirketler ile ilgili olarak 6762 sayılı Türk Ticaret
Kanunu hükümleri uygulanmaksızın yapılacak sermaye artırımları da dâhil olmak
üzere, yeniden yapılandırma ve Fon alacağının tahsiline yönelik olarak söz
konusu şirketlerin mal, hak ve alacaklarının korunması ve değerlendirilmesi
amacıyla Fon Kurulunca belirlenecek usûl ve esaslar çerçevesinde malî kaynak
sağlamak da dâhil gerekli her türlü tedbiri almaya yetkilidir.
Fon ve faaliyet izni
kaldırılan bankalara ilişkin malî istisnalar
MADDE 140.- Fon her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.
Faaliyet izni kaldırılan veya tasfiyeleri Fon eliyle
yürütülen bankaların iflas ve tasfiye idarelerinin Fon tarafından, borçlarının
ve/veya taahhütlerinin üstlenilmesi ve/veya alacaklarının devralınması hâlinde
Fonun, üstlendiği borçlar ve/veya taahhütler ile devraldığı alacaklarla ilgili
devir ve temlik sözleşmeleri, her türlü teminatın tesisi ve kaldırılması, sözleşmelerin
bozulması, dava ve icra takipleri ile bu borçlar ve/veya alacaklar ve/veya
taahhütlerle ilgili diğer her türlü işlemler ve bu işlemlerle ilgili düzenlenen
kâğıtlar, her türlü vergi, resim, harç,
fonlar ve 2548 sayılı Ceza Evleriyle Mahkeme Binaları İnşası Karşılığı Olarak
Alınacak Harçlar ve Mahkûmlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanunun
1 inci maddesi hükmünden istisnadır.
Borçlu tarafından ödenmesi gereken tahsil harcı dahil her
türlü vergi, resim, harç ve masraflar bu alacaktan mahsup edilemez. Bu
işlemlerden kaynaklanan döner sermaye ücreti ödenmez ve diğer kesintiler
yapılmaz.
Fon alacağına karşılık bir malın Fon veya Fon bankaları
tarafından rızaen veya icraen satın alınması hâlinde bu işlemlerle ilgili
olarak tarafların ödemekle yükümlü olduğu vergi, resim, harç ve döner sermaye
ücreti gibi malî yükümlülükler aranmaz.
Fonun, Fon bankalarının ve tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen
bankaların iflas ve tasfiye idarelerinin, mahkeme ilâmını alması ve tebliğe
çıkartması işlemlerinde karşı tarafa yükletilmiş olan harcın ödenmesi ve her
türlü ihtiyatî tedbir, ihtiyatî haciz ve tehir-i icra taleplerinde teminat
şartı aranmaz.
Fon alacaklarına ilişkin davalarda 1086 sayılı Hukuk Usulü
Muhakemeleri Kanununun seri muhakeme usûlü hükümleri uygulanır.
Fonun, Fon bankalarının ve tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen
bankaların iflas ve tasfiye idarelerinin, yukarıda belirtilen işlemler
nedeniyle kendi aralarındaki ve/veya diğer gerçek ve tüzel kişilerle
aralarındaki işlemler nedeniyle düzenlenen sözleşmeler, belgeler ve sair
kâğıtlar ile bunların değiştirilmesi, yenilenmesi, uzatılması, devredilmesi ya
da yeni bir itfa plânına bağlanması, alacakların teminatlandırılması,
teminatların devir alınması, tarafların sulh ve/veya ibra olması ve/veya her ne
nam altında olursa olsun herhangi bir işleme tâbi tutulması nedeniyle
düzenlenen kâğıtlar ve/veya belgeler her türlü vergi, resim ve harçlar ile özel
kanunları ile hükmolunan malî yükümlülüklerden istisnadır. Bu hüküm üçüncü
kişiler yönünden, Fonun ve/veya Fona intikal eden bir bankanın ve/veya
tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen müflis bankaların iflas idarelerinin,
tasfiyeye tâbi tutulan bankaların tasfiye idarelerinin alacaklarının tahsili
ile ilgili işlemlere taraf olmaları hâlinde uygulanır.
Fonun, bu Kanunun 131 inci maddesi uyarınca
gerçekleştireceği borçlanma ve avans işlemleri her türlü vergi, resim ve
harçtan istisnadır.
Fon bankaları, faaliyet izni kaldırılan veya tasfiyeleri Fon
eliyle yürütülen bankaların iflas ve tasfiye idarelerinin alacaklarının
tahsilini teminen yapacakları her türlü işlem, dava ve icra takipleri, bu dava
ve takiplerin borçlularınca kabul edilmek suretiyle kesinleştirilmesi, her türlü vergi, resim, harç ve fonlar ve
2548 sayılı Ceza Evleriyle Mahkeme Binaları İnşası Karşılığı Olarak Alınacak
Harçlar ve Mahkûmlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanunun 1 inci
maddesi hükmünden istisnadır.
Faaliyet izni kaldırılan bankaların, Fon bankalarının
sandıklarının Sosyal Sigortalar Kurumuna devri hâlinde, aktüerlerce tespit
edilen fiili ve teknik açıklar için, faaliyet izni kaldırılan bankaya, Fona
ve/veya Fon bankalarına rücu edilemez.
Zamanaşımı
MADDE 141.- Bu Kanundan kaynaklanan Fon alacaklarına ilişkin
dava ve takiplerde zamanaşımı süresi yirmi yıldır.
Görevli ve yetkili
mahkeme
MADDE 142.- Fon, Fon bankaları ve faaliyet izni kaldırılan
bankaların iflas ve tasfiye idareleri tarafından açılacak hukuk davalarına
asliye ticaret mahkemesi tarafından bakılır. O yerde, birden fazla asliye
ticaret mahkemesi bulunması hâlinde, bu davalar (1) ve (2) numaralı asliye
ticaret mahkemesinde görülür.
Fon, Fon bankaları ve faaliyet izni kaldırılan bankaların
iflas ve tasfiye idareleri tarafından muamele merkezi veya ikametgâhı İstanbul
ili sınırları içinde olan kişiler aleyhine açılacak hukuk davaları ile
borçlular hakkında açılacak iflas davalarına İstanbul (1) ve (2) numaralı
asliye ticaret mahkemesi tarafından bakılır. İflas davası açılması hâlinde, bu
mahkeme, hakkında iflası istenen borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer
asliye ticaret mahkemesine borçlu aleyhine iflas davası açıldığını bildirir.
Bu Kanun hükümleri ile Fona verilen yetki ve görevler
gereğince açılmış ve açılacak her türlü davalara adlî tatilde de bakılır, bu
davalarda bilirkişiler resmî kurum ve kuruluşlarda görev yapanlar arasından
seçilir, duruşmalara otuz günden fazla ara verilmez.
Varlık yönetim şirketi
MADDE 143.- Bankalar ve Fon dâhil diğer malî kurumların
alacakları ile diğer varlıklarının satın alınması, tahsili, yeniden
yapılandırılması ve satılması amacıyla, kuruluş ve faaliyet esasları Kurul
tarafından belirlenen varlık yönetim şirketleri de kurulabilir. Varlık yönetim
şirketleri alacaklarının tahsili ve alacakların ve/veya diğer varlıkların
yeniden yapılandırılması kapsamında alacak tahsili amacıyla edindiği
gayrimenkul veya sair mal, hak ve varlıkların işletilmesi, kiralanması ve
bunlara yatırım yapılması ve yine alacaklarını tahsil etmek amacıyla
borçlularına ilâve finansman sağlamak veya sermayelerine iştirak etmek dâhil
olmak üzere her türlü faaliyeti gerçekleştirmeye yetkilidir.
Fon kurulacak varlık yönetim şirketlerine sermaye sağlamak
suretiyle kurucu ortak veya hissedar olarak katılmaya yetkilidir.
Fonun en az yüzde yirmi hissedar olduğu varlık yönetim
şirketleri, Fondan devraldığı alacaklarla ilgili olarak bu Kanunun 132 nci
maddesinin sekizinci fıkrası ve 138 inci maddesinin beşinci fıkrasında Fona
tanınan hak ve yetkileri kullanır.
Varlık yönetim şirketleri bu kapsamdaki işlemleri nedeniyle
doğmuş veya doğması beklenen, ancak miktarı kesin olarak belli olmayan
zararlarını karşılamak amacıyla karşılık ayırmak zorundadırlar. Karşılık
ayrılacak alacakların nitelikleri ile
karşılıklara ilişkin esas ve usûller Kurul tarafından belirlenir. Varlık
yönetim şirketlerinin bu fıkra uyarınca ayırdıkları karşılıkların tamamı,
ayrıldıkları yılda kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul
edilir.
Bu Kanun kapsamında kurulan varlık yönetim şirketleri ile
4743 sayılı Malî Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 3 üncü
maddesinin yedinci fıkrası uyarınca Kurulun çıkarmış olduğu yönetmelik
kapsamında kurulan varlık yönetim şirketlerinin yaptıkları işlemler ve bununla
ilgili olarak düzenlenen kâğıtlar, kuruluş işlemleri de dâhil olmak üzere
kuruldukları takvim yılı ve bunu izleyen beş yıl süresince 488 sayılı Damga
Vergisi Kanununa göre ödenecek damga vergisinden, 492 sayılı Harçlar Kanununa
göre ödenecek harçlardan, her ne nam altında olursa olsun tahsil edilecek
tutarlar 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu gereği ödenecek banka ve sigorta
muameleleri vergisinden, kaynak kullanımını destekleme fonuna yapılacak
kesintilerden ve 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 39 uncu maddesi
hükmünden istisnadır.
Varlık yönetim şirketi tarafından, bu borçların,
taahhütlerin yüklenilmesi veya alacakların, varlıkların devralınması hâlinde,
bu borç, taahhüt, alacak ve varlıklarla ilgili olarak, takibi şikayete bağlı
suçlar dahil olmak üzere açılmış veya açılacak her türlü ceza davalarında,
alacağın devralındığı veya borcun, taahhüdün yüklenildiği tarihten itibaren,
suçtan zarar gören olarak, varlık yönetim şirketi kendiliğinden müdahil
sıfatını kazanır.
Bu Kanunun
yayımı tarihinden önce kurulmuş olan varlık yönetim şirketleri bu Kanun
hükümlerine tâbi olarak faaliyetlerini yürütürler.
ONÜÇÜNCÜ KISIM
Diğer Hükümler
MADDE 144.- Bakanlar Kurulu, bankaların ödünç para verme
işlemleri ve mevduat kabulünde uygulanacak azamî faiz oranlarını, katılma
hesaplarında kâr ve zarara katılma oranlarını, özel cari hesaplar dâhil bu
maddede belirtilen işlemlerde sağlanacak diğer menfaatlerin nitelikleri ile
azamî miktar ya da oranlarını tespit etmeye, bunları kısmen veya tamamen
serbest bırakmaya yetkilidir. Bakanlar Kurulu, bu yetkilerini Merkez Bankasına
devredebilir.
Parasal tutarlar
MADDE 145.- Para cezalarına ilişkin hükümler hariç olmak
üzere, bu Kanundaki parasal tutar ve sınırlardan her biri, her yıl kısmen ya da
tamamen, Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan yıllık üretici fiyat
endeksindeki artış oranının gerektirdiği miktarı geçmemek üzere Kurul kararıyla
artırılabilir.
ONDÖRDÜNCÜ KISIM
Yaptırımlar, Soruşturma
ve Kovuşturma
Hükümleri
BİRİNCİ
BÖLÜM
İdarî
Para Cezaları
Kuruluşlara ilişkin idarî
para cezaları
MADDE 146.- Kurul kararıyla ve gerekçesi belirtilmek
suretiyle, bu Kanun kapsamındaki kuruluşlara, bu Kanunun;
a) 13 üncü ve 14 üncü maddelerine aykırı şekilde şube ve
temsilcilik açılması hâlinde, onbeşbin
Yeni Türk Lirasından ellibin Yeni Türk Lirasına kadar,
b) 18 inci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları
hükümlerine aykırılık hâlinde, beşbin
Yeni Türk Lirasından onbeşbin Yeni Türk Lirasına kadar,
c) 25 inci maddesine aykırı şekilde atama yapılması veya 26
ncı maddesinde belirtilen kişilerin yasaklanan görevlerde çalıştırılması
hâlinde, onbin Yeni Türk Lirasından kırkbin Yeni Türk Lirasına kadar ve cezanın
tebliğ tarihinden itibaren on iş günü içinde aykırılığın giderilmemesi hâlinde,
bu sürenin bitiminden itibaren geçen her gün için verilmiş olan cezanın yüzde
onu tutarında,
d) 28 inci madde hükümlerine aykırılık hâlinde, beşbin Yeni
Türk Lirasından onbeşbin Yeni Türk Lirasına kadar,
e) 33 veya 34 üncü maddelerine ya da 37 nci maddesinin
birinci fıkrasına ya da 38, 39 veya 42 nci maddelere aykırı davranılması
hâlinde onbin Yeni Türk Lirasından
yirmibeşbin Yeni Türk Lirasına kadar,
f) 43 üncü maddede öngörülen bildirimlerin yapılmaması
hâlinde beşbin Yeni Türk Lirasından onbeşbin
Yeni Türk Lirasına kadar,
g) 50 nci maddesindeki kredi yasaklarına uyulmaması
hâlinde beşbin Yeni Türk Lirasından az
olmamak üzere verilen kredinin yüzde beşi tutarına kadar,
h) 52 nci maddesine aykırı davranılması hâlinde, beşbin Yeni Türk Lirasından onbin Yeni Türk
Lirasına kadar,
i) 53 üncü maddesine göre ayrılması gereken karşılıkların
tesis edilmemesi hâlinde, beşbin Yeni Türk Lirasından az olmamak üzere,
ayrılması gereken karşılık tutarının binde ikisine kadar; üç aydan az olmamak
üzere Kurumca verilecek süre içinde aykırılığın giderilmemesi hâlinde ise,
tesis edilmeyen karşılık tutarının yüzde üçü tutarında,
j) 54 üncü maddesindeki kredi sınırlarına uyulmaması
hâlinde, ellibin Yeni Türk Lirasından az olmamak üzere aykırılık oluşturan tutarın
yüzde birine kadar,
k) 56 ncı maddesine aykırı şekilde ortaklık payı edinilmesi
hâlinde, yirmibin Yeni Türk Lirasından az olmamak üzere, aykırılık teşkil eden
tutarın yüzde beşine kadar ve cezanın tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde
aykırılığın giderilmemesi durumunda ise bu sürenin bitiminden itibaren
aykırılığın giderildiği tarihe kadar geçen her gün için verilen cezanın yüzde
biri tutarında,
l) 57 nci maddesindeki yasaklama ve sınırlamalara aykırılık
hâlinde, yirmibin Yeni Türk Lirasından az olmamak üzere, yasaklama ve sınırlama
konusu değerin yüzde onuna kadar ve cezanın tebliğ tarihinden itibaren bir yıl
içinde aykırılığın giderilmemesi durumunda ise, kredi kullandırımından
kaynaklanan aykırılık hariç, bu sürenin bitiminden itibaren aykırılığın
giderildiği tarihe kadar geçen her gün için verilen cezanın yüzde biri
tutarında,
m) 58 inci madde hükmüne aykırılık hâlinde beşbin Yeni Türk
Lirasından az olmamak üzere aktarılan
miktar kadar, 59 uncu maddedeki sınırlamaya uyulmaması hâlinde, beşbin Yeni
Türk Lirasından az olmamak üzere sınırı aşan miktar kadar,
n) 60 ıncı maddesinin beşinci ve yedinci fıkralarına
uyulmaması hâlinde onbeşbin Yeni Türk
Lirasından ellibin Yeni Türk Lirasına kadar,
o) 61 inci maddesindeki yükümlülüğün yerine getirilmemesi
hâlinde beşbin Yeni Türk Lirasından
onbin Yeni Türk Lirasına kadar,
p) 95 ve 96 ncı maddeleri kapsamında Kurum tarafından bu
Kanun kapsamındaki kuruluşlardan talep edilen bilgilerin gönderilmemesi
hâlinde beşbin Yeni Türk Lirasından
onbeşbin Yeni Türk Lirasına, geç gönderilmesi hâlinde beşbin Yeni Türk Lirasından onbin Yeni Türk Lirasına, eksik bilgi
ile gönderilmesi, kontrol hataları içermesi veya kontrol hatalarının süreklilik
arz etmesi hâlinde beşbin Yeni Türk
Lirasından onbeşbin Yeni Türk Lirasına kadar,
r) 144 üncü maddesi uyarınca alınan kararlara ve yapılan
düzenlemelere uyulmaması hâlinde yirmibin Yeni Türk Lirası, ayrıca Bakanlar
Kurulu veya Merkez Bankası tarafından miktar ya da oranların tespit edildiği
durumlarda, söz konusu miktar ve oranlara aykırı şekilde faiz alınması veya
verilmesi ya da menfaat sağlanması hâlinde, sağlanan menfaat tutarı kadar,
İdarî para cezası uygulanır.
Kurul bu madde uyarınca verilecek cezaları bu Kanunun 68, 69
ve 70 inci maddeleri uygulanan bankalar için yüzde ellisine, 71 inci maddesi
uygulanan bankalar için ise yüzde yüzüne kadar indirmeye yetkilidir.
İlgili kişilere ilişkin
idarî para cezaları
MADDE 147.- Kurul kararıyla ve gerekçesi belirtilmek
suretiyle, ilgili gerçek ve tüzel kişilere, bu Kanunun;
a) 18 inci maddesinin birinci, ikinci veya dördüncü
fıkrasına aykırılık hâlinde, beşbin
Yeni Türk Lirasından onbeşbin Yeni Türk Lirasına kadar,
b) 36 ncı maddesine aykırılık hâlinde, beşbin Yeni Türk Lirasından yirmibin Yeni
Türk Lirasına kadar,
c) 38 inci maddesine aykırılık hâlinde, beşbin Yeni Türk
Lirasından yirmibin Yeni Türk Lirasına kadar,
İdarî para cezası uygulanır.
Sınırlamalara,
kararlara ve düzenlemelere aykırı hareketler dolayısıyla idarî para cezaları
MADDE 148.- Kurul kararıyla ve gerekçesi belirtilmek
suretiyle, bu Kanun kapsamındaki kuruluşlar ile ilgili gerçek ve tüzel
kişilere;
a) Bu Kanun veya bu Kanuna istinaden çıkarılan
düzenlemelerde yer alan sınırlamalara uyulmaması hâlinde onbin Yeni Türk
Lirasından az olmamak üzere aykırılık oluşturan tutarın binde beşine kadar,
b) İlgili maddelerine göre, Kurul ve Kurum tarafından bu
Kanuna dayanılarak alınan kararlara, çıkarılan yönetmelik ve tebliğlere ve
yapılan diğer düzenlemelere uyulmaması hâlinde
beşbin Yeni Türk Lirasından onbin Yeni Türk Lirasına kadar,
İdarî para cezası uygulanır.
Savunma hakkı ve kapatma
kararı
MADDE 149.- İdarî para cezalarının uygulanıp
uygulanmayacağına ilgilinin savunması alındıktan sonra karar verilir. Savunma
istendiğine ilişkin yazının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde savunma
verilmemesi hâlinde savunma hakkından feragat edildiği kabul edilir.
Bu Kanunun 13 üncü maddesi hükümlerine aykırı olarak yurt
içinde açılan şube ve temsilcilikler hakkında 146 ncı maddenin birinci
fıkrasının (a) bendi hükümleri uygulanmakla birlikte, bunlar Kurumun talebi
üzerine valiliklerce geçici veya sürekli kapatılabilir.
İKİNCİ
BÖLÜM
Suçlar
İzinsiz faaliyette
bulunmak
MADDE 150.- Bu Kanuna göre alınması gereken izinleri
almaksızın banka gibi faaliyet gösteren ya da mevduat kabul eden yahut katılım
fonu toplayan gerçek kişiler ile tüzel kişilerin görevlileri, üç yıldan beş
yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
Ayrıca, bu suçun bir işyeri bünyesinde işlenmesi hâlinde bu işyerlerinin bir
aydan bir yıla kadar, tekerrür hâlinde ise sürekli olarak kapatılmasına karar
verilebilir.
Bu Kanuna göre alınması gereken izinleri almaksızın ticaret
unvanlarında, her türlü belge, ilân ve reklamlarında veya kamuoyuna yaptıkları
açıklamalarda banka adını ya da banka gibi faaliyet gösterdikleri ya da banka
gibi mevduat veya katılım fonu topladıkları izlenimini uyandıracak söz ve
deyimleri kullanan gerçek kişiler ile tüzel kişilerin görevlileri, bir yıldan
üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
Ayrıca, bu işyerlerinin bir aydan bir yıla kadar, tekerrür hâlinde ise sürekli
olarak kapatılmasına karar verilebilir.
Yukarıdaki fıkralara aykırılık hâlinde Kurumun ilgili
Cumhuriyet başsavcılığını muhatap talebi üzerine sulh ceza hâkimince, dava
açılması hâlinde davaya bakan mahkemece işyerlerinin faaliyetleri ve reklamlar
geçici olarak durdurulur, ilânları toplatılır. Bu tedbirler, hâkim kararıyla
kaldırılıncaya kadar devam eder. Bu kararlara karşı itiraz yolu açıktır.
Mevduat ve katılım fonu
sahiplerinin haklarını engellemek
MADDE 151.- Bu Kanunun 61 inci maddesi hükmüne aykırı
davrananlar altı aydan iki yıla kadar hapis ve beşyüz güne kadar adlî para
cezası ile cezalandırılır.
Düzeltici, iyileştirici ve
kısıtlayıcı önlemleri almamak
MADDE 152.- Bu Kanunun 68, 69 ve 70 inci maddelerine ve bu
Kanunla yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Bankalar Kanununun 14 üncü maddesine
göre, Kurul veya Kurumca alınması istenen önlemleri almayan bankaların bu
önlemleri almakla yükümlü olan mensupları, iki yıldan dört yıla kadar hapis ve
bin günden beşbin güne kadar adlî para cezasıyla cezalandırılırlar.
Birinci fıkrada belirtilen önlemleri almamak, bankanın
nitelikli paya sahip ortaklarına veya bunların iştirak ve kuruluşlarına yarar
sağlamak amacıyla yapıldığı takdirde dört yıldan altı yıla kadar hapis cezasına
ve onbin güne kadar adlî para cezasına hükmedilir.
Yetkili merciler ile
denetim görevlilerince istenen bilgi ve belgeleri vermemek ve görevlerini
yapmalarını engellemek
MADDE 153.- Bu Kanunla yetkilendirilen mercilerin ve denetim
görevlilerinin istedikleri bilgi ve belgeler ile bu Kanun kapsamındaki
kuruluşların, konsolide finansal tabloların hazırlanmasını teminen 38 inci
madde kapsamında istedikleri bilgi ve belgeleri vermeyen kişi bir yıldan üç
yıla kadar hapis ve beşyüz günden binbeşyüz güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır.
Bu Kanunla yetkilendirilen denetim görevlilerinin
görevlerini yapmalarına engel olan kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası
ile cezalandırılır.
Belgelerin saklanması
yükümlülüğüne aykırı davranmak
MADDE 154.- Bu Kanunun 42 nci maddesinde belirtilen
belgelerin saklanması yükümlülüğüne uymayanlar bir yıldan üç yıla kadar hapis
ve beşyüz günden binbeşyüz güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılırlar.
Gerçeğe aykırı beyanda
bulunmak
MADDE 155.- Bu Kanun kapsamındaki kuruluşların, bu Kanunda
gösterilen merciler ile denetim görevlilerine ve mahkemelere verdikleri veya
yayımladıkları belgelerdeki gerçeğe aykırı beyanlardan dolayı, bunları ve
bunların düzenlenmesine esas teşkil eden her türlü belgeleri imza edenler, bir
yıldan üç yıla kadar hapis ve binbeşyüz günden az olmamak üzere adlî para
cezası ile cezalandırılır.
İşlemlerin kayıt dışı
bırakılması ve gerçeğe aykırı muhasebeleştirme
MADDE 156.- Bu Kanun kapsamındaki kuruluşların işlemlerinin
kayıt dışı bırakılmasından, gerçek mahiyetlerine uygun düşmeyen bir şekilde
muhasebeleştirilmesinden, kanunî ve yardımcı defter ve kayıtları, şubeleri,
yurt içi ve yurt dışındaki muhabirleri ile hesap mutabakatı sağlanmadan yıl
sonu bilançolarını kapatmalarından dolayı, bunları ve bunların düzenlenmesine
esas olan her türlü belgeleri imza edenler bir yıldan üç yıla kadar hapis ve
binbeşyüz günden az olmamak üzere adlî para cezası ile cezalandırılır. Gerçeğe
aykırı olarak düzenlendiğini bildiği halde bu belgeleri onaylayan bağımsız
denetim kuruluşu görevlileri de aynı şekilde cezalandırılır.
Sistemi engelleme, bozma,
verileri yok etme veya değiştirme
MADDE 157.- Bu Kanuna tâbi kuruluşlar, 5237 sayılı Türk Ceza
Kanununun 244 üncü maddesinde tanımlanan sistemi engelleme, bozma, verileri yok
etme veya değiştirme suçu açısından banka veya kredi kurumu olarak kabul
edilir.
İtibarın zedelenmesi
MADDE 158.- Bu Kanunun 74 üncü maddesine aykırı davrananlar
bir yıldan üç yıla kadar hapis ve bin günden ikibin güne kadar adlî para cezası
ile cezalandırılır.
Yukarıdaki fıkrada yazılı fiil neticesinde özel veya kamusal
bir zarar doğarsa verilecek ceza altıda bir oranında artırılarak hükmolunur.
Sırların açıklanması
MADDE 159.- Bu Kanunun 73 üncü maddesinin birinci ve üçüncü
fıkralarında belirtilen yükümlülüğe uymayanlar için bir yıldan üç yıla kadar
hapis ve bin günden ikibin güne kadar adlî para cezası hükmolunur. Banka ve
müşterilere ait sırları açıklayan üçüncü kişiler hakkında da aynı cezalar
uygulanır.
Yukarıdaki fıkrada belirtilen kimseler sırları kendileri ya
da başkaları için yarar sağlamak amacıyla açıklamış olursa verilecek cezalar
altıda bir oranında artırılır. Ayrıca, fiilin önemine göre sorumluların bu
Kanun kapsamına giren kuruluşlarda görev yapmaları, iki yıldan aşağı olmamak
üzere geçici veya sürekli olarak yasaklanır.
Zimmet
MADDE 160.- Görevi nedeniyle zilyetliği kendisine
devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu para veya para
yerine geçen evrak veya senetleri veya diğer malları kendisinin ya da
başkasının zimmetine geçiren banka yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile diğer
mensupları, altı yıldan oniki yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası
ile cezalandırılacakları gibi bankanın uğradığı zararı tazmine mahkûm
edilirler.
Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli
davranışlarla işlenmesi hâlinde faile on iki yıldan az olmamak üzere hapis ve
yirmibin güne kadar adli para cezası verilir; ancak, adli para cezasının
miktarı bankanın uğradığı zararın üç katından az olamaz. Ayrıca meydana gelen
zararın ödenmemesi hâlinde mahkemece re'sen ödettirilmesine hükmolunur.
Faaliyet izni kaldırılan veya Fona devredilen bir bankanın;
hukuken veya fiilen yönetim ve denetimini elinde bulundurmuş olan gerçek kişi
ortaklarının, kredi kuruluşunun kaynaklarını, kredi kuruluşunun emin bir
şekilde çalışmasını tehlikeye düşürecek şekilde doğrudan veya dolaylı olarak
kendilerinin veya başkalarının menfaatlerine kullandırmak suretiyle, kredi
kuruluşunu her ne suretle olursa olsun zarara uğratmaları zimmet olarak kabul
edilir. Bu fiilleri işleyenler hakkında on yıldan yirmi yıla kadar hapis ve
yirmibin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur; ancak, adlî para cezasının
miktarı bankanın uğradığı zararın üç katından az olamaz. Ayrıca, meydana gelen
zararın müteselsilen ödettirilmesine karar verilir.
Soruşturma başlamadan önce, zimmete geçirilen para veya para
yerine geçen evrak veya senetlerin veya diğer malların aynen iade edilmesi veya
uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi hâlinde, verilecek cezanın üçte ikisi
indirilir.
Kovuşturma başlamadan önce, gönüllü olarak, zimmete
geçirilen para veya para yerine geçen evrak veya senetlerin veya diğer malların
aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi hâlinde,
verilecek cezanın yarısı indirilir. Bu durumun hükümden önce gerçekleşmesi
hâlinde, verilecek cezanın üçte biri indirilir.
Zimmet suçunun konusunu oluşturan para veya para yerine
geçen evrak veya senetlerin veya diğer malların değerinin azlığı nedeniyle,
verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilir.
Diğer kanunlara
aykırılıklar
MADDE 161.- Bu Kanuna göre suç teşkil eden hareket ve
fiiller başka kanunlara göre de cezayı gerektirdiği takdirde, failleri hakkında
en ağır cezayı gerektiren kanun maddesi uygulanır. 6762 sayılı Türk Ticaret
Kanununun sorumluluğu gerektiren hükümleri saklıdır.
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM
Kovuşturma
Usûlü
Yazılı başvuru ve
müdahale
MADDE 162.- Bu Kanunda belirtilen suçlara ilişkin soruşturma
ve kovuşturma yapılması, Kurum veya Fon tarafından Cumhuriyet başsavcılığına
yazılı başvuruda bulunulmasına bağlıdır. Bu başvuru muhakeme şartı
niteliğindedir. Ancak, 160 ncı maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen suçtan
dolayı soruşturma ve kovuşturmalar Kurumun veya Fonun yazılı bildirimi üzerine
veya gecikilmesinde sakınca görülen hallerde re'sen Cumhuriyet savcılarınca
yapılır ve Kurum ve Fon haberdar edilir. Bu fikra uyarınca yapılan
soruşturmalar neticesinde açılan kamu davalarında, Kurumun veya Fonun başvuruda
bulunması hâlinde, bunlar başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazanırlar.
İtibarın zedelenmesi, sırların açıklanması ve zimmet
suçlarından dolayı ilgililerin dava hakkı ile
4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri saklıdır.
İtiraz ve bildirim
MADDE 163.- Bu Kanunun 162 nci maddesi uyarınca başlatılan
soruşturmalar neticesinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verilirse, bu karar
ilgisine göre Kuruma veya Fona ve ilgili bankaya tebliğ edilir. Kurum, Fon ve
ilgili banka kendisine tebliğ edilen bu kararlara karşı 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa göre itiraza yetkilidir.
Kamu davası açılması hâlinde, iddianamenin bir örneği
ilgisine göre Kuruma veya Fona tebliğ edilir.
Özel görev
MADDE 164.- Bu Kanunda tanımlanan düzeltici, iyileştirici ve
kısıtlayıcı önlemleri almamak, işlemlerin kayıt dışı bırakılması ve gerçeğe
aykırı muhasebeleştirme ve zimmet suçları ile sistemi engelleme, bozma,
verileri yok etme veya değiştirme, bankacılık ve müşteri sırlarının
açıklanması, bankacılık faaliyeti çerçevesinde işlenen nitelikli
dolandırıcılık, bu suçların işlenmesi amacına yönelik olarak örgüt kurmak,
yönetmek veya örgüte üye olmak veya bu suçlarla bağlantılı olup da ağır ceza
mahkemesinin görev alanına giren suçlara ait davalar, fiilin işlendiği yerin
bağlı olduğu ilin adıyla anılan (1) numaralı ağır ceza mahkemelerinde görülür.
Gerekli görülen yerlerde Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kurulunca bu tür suçlara bakmak üzere o yerlerdeki diğer ağır
ceza mahkemeleri de görevlendirilebilir veya yeni ağır ceza mahkemesi de
kurulabilir.
Bilirkişi incelemesi
MADDE 165.- Bu Kanunun uygulaması ile ilgili olarak, bu
Kanunda ve diğer kanunlarda öngörülen suçlardan dolayı açılan ceza davalarında
bilirkişi, raporunu dosyanın kendisine verildiği tarihten başlayarak üç ay
içinde mahkemeye verir. Bu süre hâkim tarafından iki aya kadar uzatılabilir. Bu
süre içerisinde de rapor mahkemeye verilmediği takdirde görev, ücret ödenmeksizin
bilirkişiden alınır ve yeni bilirkişi atanır. Bilirkişilik görevi bu şekilde
kendisinden alınan kişiler, bir yıl süreyle bu Kanun kapsamında hiçbir davada
bilirkişi olarak atanamazlar. Bu kişiler, raporların süresinde verilmemesinin
sebep olduğu masrafları ödemeye ve ayrıca beşyüz güne kadar adlî para cezasına
mahkûm edilirler. Dosyanın bilirkişiye tevdi tarihinde dava zamanaşımı süresi
durur. Bilirkişinin raporunu mahkemeye verdiği tarihten itibaren bu süre
kaldığı yerden işlemeye devam eder.
Kurum, Fon, Fon bankaları ile bankaların iflas idareleri
tarafından açılan hukuk davalarında gerekli görülen hâllerde, yaptırılacak
bilirkişi incelemelerinde bilirkişi, raporunu dosyanın kendisine verildiği
tarihten başlayarak üç ay içinde mahkemeye verir. Bu süre hâkim tarafından iki
aya kadar uzatılabilir. Bu süre içerisinde de rapor mahkemeye verilmediği
takdirde görev, ücret ödenmeksizin bilirkişiden alınır ve yeni bilirkişi
atanır. Bilirkişilik görevi bu şekilde kendisinden alınan kişiler, bir yıl süreyle
bu Kanun kapsamında hiçbir davada bilirkişi olarak atanamazlar. Bu kişiler,
raporların süresinde verilmemesinin sebep olduğu masrafları ödemeye ve ayrıca
beşyüz güne kadar adlî para cezasına mahkûm edilirler.
Özel soruşturma ve
kovuşturma
MADDE 166.- 160 ıncı maddenin üçüncü fıkrası kapsamına giren
suçların soruşturma ve kovuşturmalarında aşağıdaki hükümler tatbik olunur:
a) Soruşturma, iş bölümü ilişkilerine göre, Cumhuriyet
başsavcılarınca veya görevlendireceği Cumhuriyet savcılarınca bizzat yürütülür.
Bu suçlar, görev sırasında veya görevden dolayı işlenmiş olsalar bile,
Cumhuriyet savcılarınca doğrudan soruşturma yapılır.
b) Bu suçların soruşturma ve kovuşturmalarında, 5271 sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununun 135 ilâ 138 inci maddeleri de uygulanır.
c) Bu suçlarla ilgili soruşturma ve kovuşturmalarda kolluk;
soruşturma ve kovuşturma sebebiyle şüpheli, sanık, tanık, bilirkişi ve suçtan
zarar görenleri, Cumhuriyet savcısının veya mahkeme naibinin veya istinabe
olunan hâkimin emriyle belirtilen gün, saat ve yerde hazır bulundurmaya
mecburdur. Bu emir, çağrılanlar hakkında kolluğa ihzar müzekkeresinde olduğu
gibi zor kullanma yetkisi verir.
d) Cumhuriyet başsavcılıkları, bu suçların soruşturmasında
gerekli olması hâlinde, geçici olarak yargı çevresi içerisinde veya dışındaki,
genel bütçeli dairelere ve katma bütçeli idarelere, bütün kamu kurum ve
kuruluşlarına, belediyelere, bankalara ait bina, araç, gereç ve personelden
yararlanmak için istemde bulunabilirler. Bu istemler, ilgili kurum ve
makamlarca geciktirilmeksizin yerine getirilir. Özürsüz olarak bu istemleri
yerine getirmeyen sorumlu kişiler, üç aydan altı aya kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
e) Soruşturmanın gerekli kıldığı hâllerde, suç mahalli veya
delillerin bulunduğu yerlere gidilerek soruşturma yapılır.
f) Soruşturmanın sonuçlanmasına kadar, bu suç faillerinin
her türlü mal, alacak, para ve sair eşyalarına hâkim kararı, gecikmesinde
sakınca olunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile el konulur. Bu
suçlara iştirak edenler ile suç faillerinin bu suçlar nedeniyle elde ettiği her
türlü haksız kazanımın transferi sonucu elde edilen, kan ve kayın hısımlar ile
üçüncü şahıslar nezdindeki mal, alacak veya sair her türlü şeylere de
Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile el konulur.
g) El koyma kararı yirmidört saat içinde yetkili ve görevli
sulh ceza hâkiminin onayına sunulur. Hâkim kırksekiz saat içinde kararını
açıklar. Aksi halde el koyma hükümsüz kalır.
İnfaz
MADDE 167.-
160 ıncı maddede yazılı suçlardan dolayı mahkûm olanlar, Fona veya Hazineye
olan borçları ve tazminatları ödemediği veya bu borçlar ve tazminatlar
malvarlıklarından tahsil olunamadığı sürece, bunlar hakkında koşullu
salıverilme hükümleri uygulanmaz.
ONBEŞİNCİ KISIM
Son Hükümler
Kaldırılan ve
değiştirilen hükümler
MADDE 168.- A) Bu Kanunun geçici maddelerindeki düzenlemeler
hariç olmak üzere, 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanunu ile ek ve
değişiklikleri yürürlükten kaldırılmıştır.
B) İkrazatçılık hariç ödünç para verme işlerine ve finansal kiralama faaliyetlerine ilişkin olarak 9.12.1994 tarihli ve 4059 sayılı Hazine Müsteşarlığı ile Dış Ticaret Müsteşarlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda yer alan görev ve yetkilere ilişkin hükümler yürürlükten kaldırılmıştır.
C) 10.6.1985 tarihli ve 3226 sayılı Finansal Kiralama
Kanununun;
a) 30 ve 34 üncü maddeleri hariç olmak üzere, diğer
maddelerinde yer alan "Bakanlar Kurulu" ibareleri "Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurulu",
b) "Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı
bulunduğu Bakanlık" ibareleri ise "Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurumu",
c) 32 nci maddesinin (b) bendi "10 uncu maddesinde
belirtilen yönetmelik Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunca,"
Şeklinde değiştirilmiştir.
D) 30.9.1983 tarihli ve 90 sayılı Ödünç Para Verme İşleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin;
a) 12 ve 13 üncü maddelerinde yer alan
"Müsteşarlık" ibareleri "Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurulu",
b) 14 üncü maddesinin birinci fıkrası "Bu Kanun
Hükmünde Kararnameye tâbi finansman şirketleri ve faktoring şirketlerinin
faaliyetleri Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, ikrazatçıların
faaliyetleri ise Müsteşarlıkça denetlenir.",
c) 14 üncü maddesinin dördüncü fıkrası "Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurumu finansman şirketleri ve faktoring şirketlerinden,
Hazine Müsteşarlığı ise ikrazatçılardan her türlü bilgi ve belgeyi talep
edebilir."
Şeklinde değiştirilmiştir.
E) 90 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 13 üncü maddesinin
birinci ve ikinci fıkrasında yer alan "Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının
görüşünü alarak" ibaresi ile beşinci fıkrasında yer alan "Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankası'nın da görüşlerini alarak" ibareleri madde
metninden çıkarılmıştır.
F) 14.1.1970 tarihli ve 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet
Merkez Bankası Kanununun 40 ıncı maddesinin (I) numaralı fıkrasının (b) bendi
yürürlükten kaldırılmış ve (II) numaralı fıkrası ile 44 üncü maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
II - Bankalar ve elektronik ödeme araçlarını çıkaran
kuruluşlar dâhil olmak üzere Bankaca uygun görülecek diğer malî kuruluşlar,
Banka nezdinde açılacak hesaplarda yükümlülükleri esas alınarak, nakden zorunlu
karşılık tesis ederler. Zorunlu karşılığa tâbi yükümlülüklerin kapsamı, zorunlu
karşılıkların oranı, tesis süresi ve bu yükümlülükler için tesis edilen
karşılıklara gerektiğinde ödenecek faiz oranı, mevduat veya katılım fonlarından
olağanüstü çekilişler ile birleşme, devir ve bölünme hâllerinde yapılacak
işlemler de dâhil olmak üzere
uygulamaya yönelik her türlü usûl ve esaslar Bankaca belirlenir.
Yukarıda belirtilen kuruluşların taahhütlerine karşı
bulunduracakları umumi disponibilitenin nitelik ve oranı, gerektiğinde Bankaca
tespit edilir.
Bankaca yapılacak düzenlemeye göre zorunlu karşılıkların
Banka nezdindeki hesaplarda bloke olarak tutulmasının istenmesi hâlinde, bloke
hesaplarda tutulan zorunlu karşılıklar, hiçbir amaç ve konunun finansmanı için
kullanılamaz, temlik ve haciz edilemez.
Zorunlu karşılıkların ve umumi disponibilitenin süresinde
tesis edilmemesi veya eksik tesis edilmesi hâlinde Banka, belirleyeceği usûl ve
esaslara göre, eksik kısım için; Banka nezdindeki hesaplarda faizsiz mevduat
tutulmasını istemeye veya cezaî faiz tahakkuk ettirmeye yetkilidir. Tahakkuk
ettirilen cezaî faiz alacakları, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanun hükümleri gereğince tahsil edilir. Tahsil edilen cezaî faizler
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna gelir kaydedilir.
Madde 44.- Banka, Türkiye'de faaliyette bulunan mevduat
bankaları, katılım bankaları, kalkınma ve yatırım bankaları, finansal holding
şirketleri, finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri, finansman
şirketleri ile Banka ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunca
belirlenecek diğer malî kuruluşların müşterilerinin risk durumlarına ilişkin
bilgileri nezdinde toplamak, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ve ilgili
kuruluşlar ile paylaşmak üzere Risk Merkezi kurar.
Yukarıda belirtilen kuruluşlar, bankalar bakımından keşide
ettikleri protestolar da dâhil olmak üzere, müşterilerinin risk durumları
hakkında istenecek her türlü bilgiyi belirlenecek biçim ve içerikte vermekle
yükümlüdür. Risk Merkezinin bütün işlem ve kayıtları gizlidir.
Risk Merkezince sağlanacak bilgilerin biçim ve içeriğine,
derlenmesine, paylaşılmasına ve diğer hususlara ilişkin usûl ve esaslar
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun uygun görüşü alınmak suretiyle
Bankaca belirlenir.
G) 15.7.1950 tarihli ve 5682 sayılı Pasaport Kanununun 14
üncü maddesinin (A) fıkrasının birinci paragrafına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu ve Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonu Kurulu üyeleri için, T.C. Emekli Sandığı ile
ilgilendirilme ve emekli keseneklerinin bu derecelerden kesilmesi şartı
aranmaz.
H) 30.1.2002 tarihli ve 4743 sayılı Kanunun 3 üncü
maddesinin yedinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
I) 13.6.1945 tarihli ve 4759 sayılı İller Bankası Kanununun
mülga 24 üncü maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
Madde 24.- Kredilere ve diğer alacaklara karşılık
ayrılmasına ilişkin yükümlülük 24.4.2003 tarihinden itibaren Banka hakkında
uygulanmaz.
İ) 10.2.1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanununun 33
üncü maddesinin (b) bendinde yer alan "Bankalar Yeminli Murakıp ve Murakıp
Yardımcıları" ibaresinden sonra gelmek üzere "Bankacılık Düzenleme ve
Denetleme Kurumunda görevli Bankacılık Uzmanı, Hukuk Uzmanı ve Bilişim Uzmanı
ile bunların yardımcıları" ibaresi eklenmiştir.
J) 11.1.1954 tarihli ve 6219 sayılı Türkiye Vakıflar Bankası
Türk Anonim Ortaklığı Kanununun 6 ncı maddesi ile 15 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
Madde 6.- Hisse senetleri (A), (B), (C) ve (D) gruplarına
ayrılmış olup; nama yazılıdır.
Bankanın İdare Meclisi Genel Müdürle birlikte, toplam dokuz
üyeden oluşur. Her grubun İdare Meclisinde sahip olacağı üye sayısı Banka ana
sözleşmesinde gösterilir.
(A) grubu üyelerinden biri Vakıflar Genel Müdürlüğünü temsil
etmek üzere Başbakan tarafından, (A)
grubunun diğer üyeleri ile (B), (C) ve (D) grubu üyeleri Genel Kurulca
seçilir.
Mülga kanunlara yapılan
atıflar
MADDE 169.- Diğer kanunlarda mülga 3182 sayılı Bankalar
Kanunu ve bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Bankalar Kanununa
yapılan atıflar bu Kanunun ilgili maddelerine yapılmış sayılır.
Diğer kanunlarda ve mülga 3182 sayılı Bankalar Kanunu ve bu
Kanunla yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Bankalar Kanununda özel finans
kurumlarına yapılan atıflar, katılım bankalarına yapılmış sayılır.
GEÇİCİ MADDE 1.- Bu Kanuna göre çıkarılacak yönetmelik,
tebliğ ve kararlar yürürlüğe girinceye kadar, kaldırılan hükümlere dayanılarak
çıkarılan düzenlemelerin, bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına
devam olunur.
Bu Kanunda öngörülen düzenlemeler bir yıl içerisinde
yürürlüğe konulur.
GEÇİCİ MADDE 2.- 12.5.2001 tarih ve 4672 sayılı Kanunun
geçici 2/a maddesi hükümleri saklıdır.
GEÇİCİ MADDE 3.- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, Kurum
tarafından daha önce faaliyet izni verilmiş olan tüm bankalar, bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten önceki kanunlara uygun olarak yapmakta oldukları faaliyetlerine
devam ederler. Bankalar bu Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren, iki ay
içinde faaliyet gösterdikleri alanları bildiren beyannameyi Kuruma verirler.
Bankalar, faaliyetlerini bu Kanunun 4 üncü maddesi kapsamındaki faaliyet
konularını genişletmeden önce Kurumdan izin almak zorundadır.
Bankalar ve finansal holding şirketleri durumlarını, bu
Kanun hükümlerine bir yıl içinde intibak ettirmek zorundadır.
Halen faaliyette bulunan özel finans kurumları, bir yıl
içerisinde ticaret unvanlarını katılım bankası ibaresini de kapsayacak şekilde
değiştirmek ve mevcut durumlarını Kanunun finansal raporlamayla ilgili
hükümlerine intibak ettirmek zorundadır. Özel Finans Kurumları Birliği Türkiye
Katılım Bankaları Birliği olarak addolunur ve bu Kanunun hükümlerine tâbi olup,
üç ay içinde durumunu bu Kanun hükümlerine uygun hale getirir.
GEÇİCİ MADDE 4.- Kurumca yetkilendirilen Bağımsız denetim
kuruluşları durumlarını 31.12.2006 tarihine kadar 36 ncı madde hükmüne uygun
hale getirmek zorundadır.
GEÇİCİ MADDE 5.- Bu Kanunun 54 üncü maddesinin birinci
fıkrasındaki yüzde yirmibeşlik oran, bir risk grubuna kullandırılabilecek
krediler yönünden, 31.12.2005 tarihine kadar yüzde otuzbeş, 1.1.2006 tarihinden
itibaren yüzde yirmibeş olarak; yüzde yirmilik oran, 31.12.2005 tarihine kadar
yüzde otuzbeş, 1.1.2006 tarihinden 31.12.2006 tarihine kadar yüzde yirmibeş,
1.1.2007 tarihinden itibaren yüzde yirmi olarak uygulanır.
Bu Kanunun 54 üncü maddesindeki kredi sınırlarına ilişkin
hesaplamalarda ortaklık payları; 2005 yılında yüzde kırk, 2006 yılında yüzde
elli, 2007 yılında yüzde altmış, 2008 yılında yüzde yetmişbeş, 2009 yılında
yüzde doksan, 1.1.2010 tarihinden itibaren yüzde yüz oranında dikkate alınır.
GEÇİCİ MADDE 6.- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih
itibarıyla, iştirak tutarları Kanunun 56 ncı maddesinin birinci fıkrasında
belirtilen oranların altında olan kredi kuruluşları, hiçbir şekil ve surette bu
maddede yer alan oranları aşamazlar. Aynı tarih itibarıyla iştirak tutarları
Kanunda belirtilen oranlardan herhangi birini aşan kuruluşlar, aşım
tutarlarını, 31.12.2005 tarihine kadar yüzde yirmisini, 31.12.2006 tarihine
kadar yüzde kırkını, 31.12.2007 tarihine kadar yüzde altmışını, 31.12.2008
tarihine kadar yüzde seksenini, 31.12.2009 tarihine kadar yüzde yüzünü itfa
etmek suretiyle giderirler.
GEÇİCİ MADDE 7.- 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun
geçici 20 nci maddesi kapsamında sandık ve vakıfları bulunan bankalar
durumlarını 31.12.2007 tarihine kadar 58 inci madde hükmüne uygun hale getirmek
zorundadırlar.
GEÇİCİ MADDE 8.- Bu Kanunun yayımı tarihinden önce Kuruma
yarışma ve yeterlilik sınavıyla alınmış; avukat (Kurum uzman yardımcısı) ve
Kurum uzman yardımcıları, bankacılık uzman yardımcısı olarak atanır. Kurumda
yeterlik sınavını geçerek avukat (Kurum Uzmanı) ve Kurum Uzmanı unvanını
kazanmış olanlar bankacılık uzmanlığına atanır. Bunların Kurumda çalıştıkları
süreler bankacılık uzman yardımcılığı ve bankacılık uzmanlığında geçmiş
sayılır.
Bu Kanunun yayımı tarihinde Bankacılık Düzenleme ve
Denetleme Kurumunda görev yapan personelden; Kurum Uzmanı olarak görev yapmış
ve geldikleri kurumlarda mesleğe özel yarışma sınavıyla alınmış ve yeterlik
sınavında başarılı görülerek uzman, müfettiş ve benzeri unvanlarda görev yapmış
olanlar ile en az doktora derecesine sahip olanlar bankacılık uzmanlığına
atanmış sayılırlar. Bunların geldikleri kurumlarda uzman, müfettiş ve benzeri
unvanlarda ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunda çalıştıkları süreler
bankacılık uzmanlığında geçmiş sayılır. Bu Kanunun yayımı tarihinden önce başka
kurumlardan naklen atanmış bankalar yeminli murakıp ve yardımcılarının
geldikleri kurumlarda çalıştıkları süreler Kurumda geçmiş sayılır.
Bu maddenin birinci ve ikinci fıkrasında zikredilen Kurum
uzmanları dışında kalan Kurum uzmanları ve avukatlar aynı kadro unvanlarıyla
görevlerine devam ederler. Bu kadrolara bir daha atama yapılmaz. Bu kişiler
görevde kaldıkları sürece bankacılık uzmanlarının aylık, malî, sosyal ve
emeklilik haklarından aynen yararlanırlar.
GEÇİCİ MADDE 9.- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihteki
Hazine Müsteşarlığının 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu hükümleri ile 90
sayılı Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin
ikrazatçılık dışındaki hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili personeli,
muvafakatları alınmak kaydıyla ve 1.1.2006 tarihine kadar talep etmeleri hâlinde Kuruma naklen atanır.
Kanun yürürlüğe girdiği tarihte, Müsteşarlığın ilgili personelinden yurt dışı
teşkilatında görev yapan veya uluslararası kuruluşlarda görevli bulunan, lisans
üstü eğitim nedeniyle yurt dışında bulunan veya askerlik ya da sair nedenlerle
ücretsiz izinli olanların naklen atanma hakları saklıdır. Süresi içinde
kullanılmayan haklar geçersiz olur.
Hazine Müsteşarlığından naklen atanacak ilgili personelden,
yaş şartı dışındaki şartları taşıyan ve Kurulca belirlenecek usûl ve esaslara
göre en az üç yıllık hizmeti bulunanlar
bankacılık uzmanı, üç yıldan az hizmeti olanlar bankacılık uzman yardımcısı
olarak atanır. Bunların geldikleri kurumda çalıştıkları süreler bankacılık uzman
ve uzman yardımcılığında geçmiş sayılır. Naklen atanan personelden Müsteşarlığa
karşı mecburi hizmet yükümlülüğü bulunanların Kurumda geçirdikleri süreler bu
yükümlülüklerin ifasında dikkate alınır.
Bu maddenin birinci fıkrası hükmüne göre Hazine Müsteşarlığından
naklen ataması yapılan personelin kadroları hiçbir işleme gerek kalmaksızın
iptal edilerek, 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli cetvelin Hazine
Müsteşarlığına ait bölümünden çıkartılmış sayılır.
Kurum veya Fon personeli iken Fonda veya Kurumda geçici
olarak görevlendirilen personel, bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren üç ay
içerisinde kurumlarına iade edilmemeleri hâlinde bulundukları Kurumda veya
Fonda durumlarına uygun kadro veya pozisyonlara atanırlar. Bunlara ödenecek
farklar hakkında geçici 20 nci maddenin
ikinci fıkrası hükümleri uygulanır.
GEÇİCİ MADDE 10.- Bu Kanun yayımlandığı tarihte halen Fonda
çalışmakta olan personelden, Kanun ile Fona verilen aslî ve sürekli görevler
ile diğer hizmetleri yürütecek olanlar,
öğrenim durumları, hizmet süreleri ve Fon Kurulu tarafından belirlenecek diğer
hususlar dikkate alınarak bu Kanuna ekli (II) ve (III) sayılı cetvellerde yer
alan kadro ve pozisyonlara atanır.
GEÇİCİ MADDE 11.- Bu Kanunun yayımı tarihinden önce,
26.12.2003 tarihine kadar temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve
denetimi Fona intikal eden ve/veya bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul
etme izin ve yetkileri ilişkili Bakan, Bakanlar Kurulu veya Kurul tarafından
kaldırılarak tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen veya Fon tarafından tasfiye
işlemleri başlatılan bankalar hakkında başlatılan işlemler sonuçlanıncaya ve
her türlü Fon alacakları tahsil edilinceye kadar bu Kanunla yürürlükten
kaldırılan 4389 sayılı Kanunun 14, 15, 15/a, 16, 17, 17/a ve 18 inci maddeleri,
ek 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 ncı maddeleri ile geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin
uygulanmasına devam edilir.
Bu Kanunun yayımı tarihinden önce haklarında bu Kanunla
yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Kanun gereği mal bildiriminde bulunması
gerekenlerin, bildirimde belirtmedikleri veya gerçeğe aykırı olarak
bildirdikleri her türlü taşınır ve taşınmaz mal, hak ve alacak ile gelir ve
harcamalar da haksız mal edinme hükümlerine tâbidir. Haksız mal edinmediğini
ispat edene bu hüküm uygulanmaz.
Bu Kanunun yayımı tarihinden önce mülga 3182 sayılı Bankalar
Kanununun 64 ve 65 inci maddeleri ile bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 4389
sayılı Bankalar Kanununun 14 üncü maddesi uyarınca işlem yapılan bankalar ile
tasfiyeye tâbi tutulan veya tasfiye işlemi başlatılan bankalar hakkında bu
Kanunla yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin (5) ve
(6) numaralı fıkraları hükümlerinin uygulanmasına devam edilir.
GEÇİCİ MADDE 12.- 13.11.1996 tarihli ve 4208 sayılı Kanunun
2 nci maddesinin (a) bendinin (6) numaralı alt bendi; bu Kanunun 134 üncü
maddesinin dokuzuncu, onuncu, onbirinci, onikinci ve onüçüncü fıkraları, 136
ncı maddesi, 137 nci maddesi, 138 inci maddesinin ikinci fıkrası ve geçici 10
uncu maddesinin ikinci fıkrası, 71 inci
maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi hükümlerine göre faaliyet izni
kaldırılan veya Fona devredilen bankalar ile 26.12.2003 tarihine kadar temettü
hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Fona intikal eden ve/veya
bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izin ve yetkileri ilişkili
Bakan, Bakanlar Kurulu veya Kurul tarafından kaldırılarak tasfiyeleri Fon
eliyle yürütülen veya Fon tarafından tasfiye işlemleri başlatılan bankalar
hakkında uygulanır.
GEÇİCİ MADDE 13.- Sermayesinin yarıdan fazlası kamu kurum ve
kuruluşlarına ait olan ya da hisselerinin çoğunluğu üzerinde bu kurum ve
kuruluşların idare ve temsil yetkisi bulunan ve özel kanunla kurulmuş
bankalarda (Tasfiye Hâlinde T. Emlak Bankası A.Ş. dâhil ) 26.12.2003 tarihinden
önce bankacılık teamüllerine göre teminatlı ve/veya yetersiz teminatlı kredi
kullanıp da vadesi geçtiği halde henüz ödenmemiş, süresi uzatılmamış veya
yeniden yapılandırılmamış kredileri kullananlar ya da yeniden yapılandırma
şartlarını ihlal edenler ile münferit veya karşılıklı verilen banka teminat
mektupları, kabul kredileri ve avaller, taşınır ve taşınmaz rehni, ipotek, üst
hakkı, intifa hakkı ve oturma hakkı gibi her türlü sınırlı aynî hak tesisine
ilişkin sözleşmeden doğan hakların da diğer bankaların ve üçüncü kişilerin
muvazaadan arî hakları aleyhine olmamak üzere Fon alacaklarının tahsiline
ilişkin 123, 134, 136, 137, 138, 140, 142 ve 165 inci madde hükümleri,
tasarrufun iptali davalarında aciz vesikası şartı aranmaması, tüzel kişilerin
kanunî temsilcileri ile borçlu ve borçla diğer ilgililerin yurt dışına
çıkmasını yasaklama dâhil bankalarınca uygulanır.
GEÇİCİ MADDE 14.- 13.11.1996 tarihli ve 4208 sayılı Kanunun
2 nci maddesinin (a) bendinin (6), (7) ve (8) numaralı bentleri ile bu Kanunla
yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Kanunun 15/a maddesi ve 22 nci maddesinin
(4) numaralı fıkrasında sayılan ceza ve hukuk davalarını kovuşturan, soruşturan
ve yürüten Cumhuriyet savcıları ile hâkimler bu işleri ivedilikle yürütürler ve
görevleri süresince disiplin nedenleri hariç mazeretleri ve istemleri olmadıkça
üç yıl süre ile başka bir yere veya göreve atanamazlar. Görev süresi dolanlar
tekrar atanabilirler.
GEÇİCİ MADDE 15.- Bu Kanunun yayımı tarihinden önce iflas
etmiş olan bankaların tasfiyesi, tekemmül ettirilen işlemler ve yapılan sıra
cetvelleri saklı kalmak kaydıyla iflas idareleri tarafından bu Kanun
hükümlerine göre yürütülür. Bu maddenin uygulanmasında iflas idareleri bu
Kanunun 106 ncı ve 140 ıncı maddesinde Fona verilen yetkileri haizdir.
GEÇİCİ MADDE 16.- Bu Kanun ile Fon alacağının tahsili
bakımından yarar görülerek zamanaşımı ve diğer konularda Fon lehine getirilen
hükümler makable şamildir.
GEÇİCİ MADDE 17.- Kurul Başkanı ve Fon Kurulu Başkanı hariç
olmak üzere, Kurula ve Fon Kuruluna ilk atanan üyelerin üçte biri iki yılda bir
yenilenir. İkinci yılın sonunda kur'a sonucu üyelikleri sona eren üyeler bir
defalığına tekrar atanabilir.
GEÇİCİ MADDE 18.- Bu Kanunun yayımını izleyen bir ay
içerisinde mülga 4389 sayılı Kanunla kurulan Güvence Fonu tutarları Fona
devredilir.
GEÇİCİ MADDE 19.- Bu Kanunun 100 üncü maddesinin son fıkrası
gereğince Kurum ile Fon tarafından müştereken belirlenecek hususlar üç ay
içinde belirlenir.
GEÇİCİ MADDE 20.- Bu Kanun ile yapılan yeni düzenleme
sebebiyle Kurumda görev unvanları değişmeyenler aynı unvanlı kadrolarına
atanmış sayılırlar. Bu şekilde atanan personele, atandıkları tarihteki eski
pozisyonlarına ilişkin olarak almakta oldukları aylık ücret (fazla mesai ücreti
hariç), ikramiye ve benzeri adlarla yapılan ödemelerin toplam net tutarı;
atandıkları yeni kadrolarına ilişkin olarak yapılan her türlü ödemelerin (fazla
mesai ücreti ve performansa dayalı ödül hariç) toplam net tutarından fazla
olması hâlinde, aradaki fark atandıkları kadroda kaldıkları sürece herhangi bir
vergi ve kesintiye tâbi tutulmaksızın her ay tazminat olarak ödenir. İsteğe
bağlı olarak, atandıkları kadro unvanında herhangi bir değişiklik olanlarla
başka kurumlara geçenlere fark tazminatı ödenmesine son verilir.
Görev unvanları değişenler veya kaldırılanlar Kurumda, bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde durumlarına uygun
yeni bir kadroya atanır. Atama işlemi yapılıncaya kadar Kurumca ihtiyaç duyulan
işlerde görevlendirilebilirler. Bunlar yeni bir kadroya atanıncaya kadar eski
görev unvanlarına ait aylık ücret (fazla mesai ücreti hariç), ikramiye ve
benzeri adlarla yapılan ödemeleri almaya devam ederler. Ataması yapılan
personelin aylık ücretleri ile her türlü malî ve sosyal haklarında meydana
gelen farklar hakkında da birinci fıkra hükmü uygulanır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte görev yapmakta olan
Kurul Başkan ve üyelerinin üyelikleri görev sürelerinin sonuna kadar devam
eder. Kurul Başkan ve üyelerinin ücretleri ile her türlü malî ve sosyal
haklarında görevde bulundukları sürece bu Kanunda yapılan düzenlemeler
sebebiyle meydana gelen farklar hakkında da birinci fıkra hükmü uygulanır.
Yukarıdaki hükümler, Fon Kurulu Başkan ve üyeleri ile bu
Kanuna ekli (II) sayılı cetvelde belirtilen kadrolara atanacak personel
hakkında da uygulanır.
Kamu kurum ve kuruluşları ile Merkez Bankası personeli iken
Kurumda veya Fonda görev alanlar istekleri hâlinde ve bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde talepte bulunmaları kaydıyla,
geldikleri kurumlarda durumlarına uygun bir göreve atanırlar. Bu takdirde,
Kurumda veya Fonda geçirdikleri süreler tâbi oldukları kanun hükümlerine göre
hizmetlerinde değerlendirilir.
GEÇİCİ MADDE 21.- Bu Kanun uyarınca, 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununa tâbi olan Kurum ve Fon personelinin Kurum ve Fonda geçen
hizmet süreleri, öğrenim durumu itibarıyla yükselebilecekleri dereceyi aşmamak
koşuluyla 657 sayılı Kanunun ek geçici 1, 2 ve 3 üncü maddeleri ile 2.2.2005
tarihli ve 5289 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınarak kazanılmış hak aylık
derece ve kademelerinin tespitinde değerlendirilir.
Bu suretle 5434 sayılı Kanuna tâbi olan personelin
kazanılmış hak aylık derecelerinde değerlendirilemeyen geçmiş hizmet süreleri
emekli keseneğine esas aylıklarında değerlendirilir.
Söz konusu personele, iş mevzuatına göre herhangi bir
tazminat ödenmez. Bu personelin önceden kıdem tazminatı ödenmiş süreleri hariç
kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde geçmiş olan hizmet süreleri 5434 sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli sandığı
ikramiyelerinin hesabında dikkate alınır.
GEÇİCİ MADDE 22.- T.C. Emekli Sandığı dışındaki sosyal
güvenlik kurumlarından emekli olup, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten
önce Kurul ve Fon Kurulu üyeliklerine atananlardan T.C. Emekli
Sandığıyla ilişkilendirilmelerini isteyenler, göreve başladıkları tarihi takip
eden aybaşından itibaren T.C. Emekli Sandığı ile ilişkilendirilirler. Bu süreye
ait emekli kesenek ve karşılıkları genel esaslara göre T.C. Emekli Sandığına
ödenir.
GEÇİCİ MADDE 23.- 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi
kapsamındaki bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri, ticaret odaları, sanayi
odaları, borsalar veya bunların teşkil ettikleri birlikler personeli için
kurulmuş bulunan sandıkların iştirakçileri ile malûllük, yaşlılık ve ölüm
sigortasından aylık veya gelir bağlanmış olanlar ile bunların hak sahipleri
herhangi bir işleme gerek kalmaksızın
bu maddenin yayımı tarihinden itibaren üç yıl içinde Sosyal Sigortalar
Kurumuna devredilerek 506 sayılı
Kanun kapsamına alınır. Devir tarihi
itibarıyla sandık iştirakçileri 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı
sayılırlar.
Devre esas olmak üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı,
Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Devlet Plânlama Teşkilatı Müsteşarlığı,
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu,
Sosyal Sigortalar Kurumu, Sandık iştirakçilerini istihdam eden kuruluş ve
sandığı temsilen birer üyenin katılımıyla oluşturulacak komisyonca her bir
sandık için sandıktan ayrılan
iştirakçiler de dâhil olmak üzere, devir tarihi itibarıyla devredilen kişilerle
ilgili olarak, sandıkların 506 sayılı Kanun kapsamındaki gelir ve giderleri
dikkate alınarak yükümlülüğünün peşin değeri hesaplanır. Peşin değerin
aktüeryal hesabında kullanılacak teknik faiz oranı olarak 30.6.2005 tarihi itibarıyla
en uzun vadeli iskontolu Yeni Türk
Lirası cinsinden ihraç edilmiş Devlet iç borçlanma senedinin ihraç anındaki
nominal faiz oranının Orta Vadeli
Programda açıklanan tüketici fiyat indeksi yıl sonu enflasyon hedefi
kullanılarak reel hale getirilen faiz oranı esas alınarak belirlenir.
Belirlenen peşin değer, onbeş yıldan fazla olmamak üzere,
yıllık eşit taksitlerle her yıl için ayrı ayrı Hazine Müsteşarlığınca
açıklanacak Yeni Türk Lirası cinsinden iskontolu ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetlerinin yıllık ortalama
nominal faizi üzerinden sandıklardan ve bu sandık iştirakçilerini istihdam eden
kuruluşlardan müteselsilen Sosyal Sigortalar Kurumunca 506 sayılı Kanun
hükümlerine göre tahsil edilir.
Devir işlemi tamamlanıncaya kadar, sandık iştirakçilerine
sağlanan sosyal sigorta yardımları ile iştirakçilerin primlerinin
tahsiline ilgili sandık mevzuat
hükümlerine göre sandıklarca devam edilir.
Bu madde kapsamındaki yükümlülüklerin devrinden sonra
sandıklar, 506 sayılı Kanunun öngördüğü sosyal haklarının ve ödemelerinin
üzerinde sağladıkları sosyal sigorta haklarına ve ödemelerine devam
edebilirler.
Devralınan iştirakçilerin hizmet yılları ve primleri ödemek
veya ödenmiş olmak suretiyle 506 sayılı Kanuna göre emsallerine uygun olarak
intibaklarının yapılması da dâhil olmak
üzere, bu maddenin uygulanmasına
ilişkin usûl ve esaslar, Komisyonun
önerisi üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenir.
Söz konusu sandıklar ve sandık iştirakçilerini istihdam eden
kuruluşlar ile kurum bu madde uygulamasına ilişkin tüm işlemler nedeniyle
doğacak her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.
Yürürlük
MADDE 170.- Bu Kanunun; 90 ve 91 inci maddeleri bu Kanunun
yayımı tarihinden itibaren iki ay içinde, 168 inci maddesinin (B), (C), (D) ve
(E) fıkraları 1.1.2006 tarihinde, diğer maddeleri yayımı tarihinde yürürlüğe
girer.
Yürütme
MADDE 171.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONUNUN KABUL ETTİĞİ METİN
BANKACILIK
KANUNU
Kurum Personeli
MADDE 92.- Kanunun 92 nci maddesi aynen kabul edilmiştir.
Fon Personeli
MADDE 121.- Kanunun 121 inci maddesi aynen kabul edilmiştir.
GEÇİCİ MADDE 23.- Kanunun geçici 23 üncü maddesi aynen kabul
edilmiştir.
ANAYASANIN
89 UNCU VE 104 ÜNCÜ MADDELERİ GEREĞİNCE CUMHURBAŞKANINCA BİR DAHA GÖRÜŞÜLMEK
ÜZERE GERİ GÖNDERİLEN KANUNA EKLİ CETVELLER
(I) SAYILI CETVEL
KURUMU: BANKACILIK DÜZENLEME VE DENETLEME
KURUMU
SINIF |
UNVAN |
DERECE |
ADET |
GİH |
Başkan Yardımcısı |
1 |
3 |
GİH |
Başkanlık Müşaviri |
1 |
5 |
GİH |
Daire Başkanı |
1 |
10 |
GİH |
Kıdemli Bankalar Yeminli Başmurakıbı |
1 |
30 |
GİH |
Kıdemli Bankacılık Başuzmanı |
1 |
20 |
GİH |
Bankalar Yeminli Başmurakıbı |
1 |
9 |
GİH |
Bankacılık Başuzmanı |
1 |
4 |
GİH |
Başuzman |
1 |
8 |
GİH |
Kurum Uzmanı |
1 |
4 |
GİH |
Müdür |
1 |
2 |
AH |
Avukat |
1 |
1 |
SH |
Doktor |
1 |
1 |
GİH |
Uzman |
1 |
5 |
GİH |
Şef |
1 |
3 |
GİH |
Dava Takip Memuru |
1 |
1 |
GİH |
Sekreter |
1 |
1 |
GİH |
BankalarYeminli Başmurakıbı |
2 |
8 |
GİH |
Bankacılık Başuzmanı |
2 |
4 |
GİH |
Başuzman |
2 |
4 |
GİH |
Kurum Uzmanı |
2 |
8 |
GİH |
Müdür |
2 |
2 |
GİH |
Uzman |
2 |
2 |
GİH |
Savunma Uzmanı |
2 |
1 |
GİH |
Şef |
2 |
2 |
GİH |
Memur |
2 |
2 |
GİH |
Sekreter |
2 |
1 |
GİH |
Şoför |
2 |
2 |
GİH |
Bankalar Yeminli Başmurakıbı |
3 |
13 |
GİH |
Bankacılık Başuzmanı |
3 |
12 |
GİH |
Bankalar Yeminli Murakıbı |
3 |
20 |
GİH |
Bankacılık Uzmanı |
3 |
10 |
GİH |
Başuzman |
3 |
4 |
GİH |
Kurum Uzmanı |
3 |
4 |
GİH |
Uzman |
3 |
5 |
GİH |
Şef |
3 |
1 |
GİH |
Memur |
3 |
2 |
GİH |
Sekreter |
3 |
3 |
GİH |
Bankalar Yeminli Murakıbı |
4 |
30 |
GİH |
Bankacılık Uzmanı |
4 |
10 |
GİH |
Kurum Uzmanı |
4 |
7 |
GİH |
Avukat (Kurum Uzmanı) |
4 |
1 |
AH |
Avukat |
4 |
1 |
TH |
Mühendis |
4 |
1 |
GİH |
Uzman |
4 |
3 |
GİH |
Şef |
4 |
3 |
GİH |
Memur |
4 |
7 |
GİH |
Sekreter |
4 |
2 |
GİH |
Şoför |
4 |
4 |
YH |
Hizmetli |
4 |
1 |
GİH |
BankalarYeminli Murakıbı |
5 |
30 |
GİH |
Bankacılık Uzmanı |
5 |
15 |
GİH |
Bankacılık Uzman Yardımcısı |
5 |
2 |
GİH |
Kurum Uzmanı |
5 |
4 |
GİH |
Uzman |
5 |
5 |
GİH |
Şef |
5 |
1 |
GİH |
SantralMemuru |
5 |
1 |
GİH |
Memur |
5 |
1 |
GİH |
Sekreter |
5 |
1 |
GİH |
Şoför |
5 |
4 |
YH |
Dağıtıcı |
5 |
1 |
GİH |
Bankalar Yeminli Murakıbı |
6 |
45 |
GİH |
Bankacılık Uzmanı |
6 |
40 |
GİH |
Hukuk Uzmanı |
6 |
10 |
GİH |
Bilişim Uzmanı |
6 |
15 |
GİH |
Bankacılık Uzman Yardımcısı |
6 |
5 |
GİH |
Kurum Uzmanı |
6 |
4 |
AH |
Avukat |
6 |
1 |
TH |
Mimar |
6 |
1 |
GİH |
Mütercim-Tercüman |
6 |
2 |
GİH |
Şef |
6 |
3 |
GİH |
Kütüphaneci |
6 |
1 |
GİH |
Sekreter |
6 |
2 |
TH |
Teknisyen |
6 |
2 |
GİH |
Şoför |
6 |
2 |
YH |
Dağıtıcı |
6 |
1 |
GİH |
BankalarYeminli Murakıbı |
7 |
45 |
GİH |
Bankacılık Uzmanı |
7 |
30 |
GİH |
Hukuk Uzmanı |
7 |
10 |
GİH |
Bilişim Uzmanı |
7 |
15 |
GİH |
Bankalar Yeminli Murakıp Yardımcısı |
7 |
10 |
GİH |
Bankacılık Uzman Yardımcısı |
7 |
5 |
GİH |
Kurum Uzmanı |
7 |
1 |
AH |
Avukat |
7 |
1 |
GİH |
Mütercim-Tercüman |
7 |
4 |
SH |
Doktor |
7 |
1 |
GİH |
Şef |
7 |
2 |
GİH |
Kütüphaneci |
7 |
1 |
GİH |
Memur |
7 |
1 |
GİH |
Sekreter |
7 |
10 |
TH |
Teknisyen |
7 |
2 |
GİH |
Şoför |
7 |
3 |
GİH |
Bankalar Yeminli Murakıp Yardımcısı |
8 |
30 |
GİH |
Bankacılık Uzman Yardımcısı |
8 |
23 |
TH |
Mühendis |
8 |
4 |
GİH |
Memur |
8 |
3 |
GİH |
Sekreter |
8 |
9 |
TH |
Teknisyen |
8 |
3 |
GİH |
Şoför |
8 |
1 |
GİH |
BankalarYeminli Murakıp Yardımcısı |
9 |
45 |
GİH |
Bankacılık Uzman Yardımcısı |
9 |
20 |
GİH |
Hukuk Uzman Yardımcısı |
9 |
15 |
GİH |
Bilişim Uzman Yardımcısı |
9 |
30 |
AH |
Avukat |
9 |
3 |
GİH |
Mütercim-Tercüman |
9 |
4 |
GİH |
Dava Takip Memuru |
9 |
2 |
GİH |
Memur |
9 |
5 |
GİH |
Şoför |
9 |
2 |
GİH |
Santral Memuru |
10 |
1 |
SH |
Hemşire |
10 |
1 |
GİH |
Şoför |
10 |
1 |
GİH |
Koruma ve Güvenlik Görevlisi |
10 |
1 |
TH |
Teknisyen |
12 |
3 |
SH |
Hemşire |
12 |
1 |
YH |
Dağıtıcı |
12 |
2 |
GİH |
Koruma ve Güvenlik Görevlisi |
12 |
4 |
GİH |
Santral Memuru |
13 |
2 |
GİH |
Memur |
13 |
2 |
YH |
Dağıtıcı |
13 |
3 |
YH |
Hizmetli |
13 |
4 |
|
|
|
|
|
GENEL TOPLAM |
|
851 |
(II) SAYILI CETVEL
KURUMU: TASARRUF MEVDUATI
SİGORTA FONU
SINIF |
UNVAN |
DERECE |
ADET |
GİH |
Başkan Yardımcısı |
1 |
2 |
GİH |
Daire Başkanı |
1 |
10 |
GİH |
Başkanlık Müşaviri |
1 |
5 |
GİH |
Müdür |
1 |
2 |
GİH |
Müdür |
3 |
1 |
GİH |
Müdür |
4 |
1 |
GİH |
Denetçi |
1 |
2 |
GİH |
Denetçi |
2 |
2 |
GİH |
Denetçi |
3 |
1 |
GİH |
Denetçi |
4 |
1 |
GİH |
Denetçi |
5 |
1 |
GİH |
Denetçi |
6 |
3 |
GİH |
Denetçi |
7 |
5 |
GİH |
Denetçi Yardımcısı |
7 |
1 |
GİH |
Denetçi Yardımcısı |
8 |
4 |
GİH |
Denetçi Yardımcısı |
9 |
5 |
AH |
Avukat |
1 |
3 |
AH |
Avukat |
2 |
2 |
AH |
Avukat |
3 |
3 |
AH |
Avukat |
4 |
5 |
AH |
Avukat |
5 |
17 |
AH |
Avukat |
6 |
14 |
AH |
Avukat |
7 |
30 |
AH |
Avukat |
8 |
32 |
AH |
Avukat |
9 |
24 |
GİH |
Uzman |
1 |
15 |
GİH |
Uzman |
2 |
15 |
GİH |
Uzman |
3 |
16 |
GİH |
Uzman |
4 |
30 |
GİH |
Uzman |
5 |
30 |
GİH |
Uzman |
6 |
40 |
GİH |
Uzman |
7 |
40 |
GİH |
Uzman Yardımcısı |
8 |
40 |
GİH |
Uzman Yardımcısı |
9 |
13 |
|
|
|
|
|
GENEL TOPLAM |
|
415 |
(III) SAYILI CETVEL
KURUMU: TASARRUF MEVDUATI
SİGORTA FONU
POZİSYON UNVANI ADEDİ
İdarî Personel 120
Destek Personeli 35
TOPLAM 155
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONUNUN
KABUL ETTİĞİ METNE EKLİ
CETVELLER
- Kanuna ekli (I), (II) ve (III) sayılı cetveller Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.