Dönem: 22 Yasama Yılı: 4
TBMM (S. Sayısı: 1139)
Sosyal Sigortalar ve
Genel Sağlık Sigortası Kanunu Tasarısı; 5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı
Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi ve Bu Kanuna Bir Geçici Madde Eklenmesi
Hakkında 17/06/1994 Tarihli ve 4006 Sayılı Kanun ve Anayasanın 89 uncu Maddesi
Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi;
5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununa Beş Ek Madde ile Üç Geçici Madde
Eklenmesi Hakkında 18/01/1990 Tarihli ve 3602 Sayılı Kanun ve Anayasanın 89
uncu Maddesi Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme
Tezkeresi; Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun Bir Maddesinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı; Türkiye Cumhuriyeti Emekli
Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarıları; İzmir
Milletvekili Hakkı Akalın ve 39 Milletvekilinin; 5434 Sayılı Emekli Sandığı
Kanununun 32 nci Maddesine Bir Bent Eklenmesine Dair Kanun Teklifi; İzmir
Milletvekili Ahmet Ersin'in; 1479 Sayılı Bağ-Kur Yasasının Ek-20. Maddesinin 1.
Fıkrasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İzmir Milletvekilleri
Bülent Baratalı ile Türkan Miçooğulları'nın; Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Kayseri Milletvekili
Muharrem Eskiyapan ve 12 Milletvekilinin; 506 Sayılı Kanunun, 2422 Sayılı
Kanunun 10 uncu Maddesi ile Değişik 73 üncü Maddesi ve 16 ncı Maddesi ile
Değişik Ek 17 nci Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İzmir
Milletvekilleri Türkan Miçooğulları ile Bülent Baratalı'nın; Esnaf ve
Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Mustafa
Özyürek ve 26 Milletvekilinin; 1479 Sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer
Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun Sosyal Güvenlik Destek
Primi Başlıklı Ek Madde 20'nin Yürürlükten Kaldırılmasına İlişkin Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ve 27 Milletvekilinin; 5434
Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi; Mersin Milletvekili Mustafa Özyürek ve 8 Milletvekilinin; Esnaf ve
Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu ve
Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununun Bazı
Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi; Denizli Milletvekili Ümmet
Kandoğan'ın; 1479 Sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar
Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ve 23 Milletvekilinin; 08/06/1949
Tarihli ve 5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu, 17/07/1964 Tarihli ve 506
Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve 02/09/1971 Tarihli ve 1479 Sayılı Esnaf ve Sanatkarlar
ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Mustafa Özyürek ile 30
Milletvekilinin; 24/05/1983 Tarihli ve 2829 Sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına
Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılması ve Bu Kanuna Geçici İki Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi;
Kırşehir Milletvekili Mikail Arslan'ın; 08/06/1949 Tarih ve 5434 Sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
Teklifi; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Samsun Milletvekili Haluk
Koç'un; 5434 Sayılı Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi; Adana Milletvekili
Zeynep Tekin Börü'nün; Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan ve 13
Milletvekilinin; 5434 Sayılı Emekli Sandığı Yasasının 32 nci Maddesine
01/06/1967 Tarihli ve 875 Sayılı Yasa ile Eklenen (G) Bendinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile İçişleri; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal
İşler; Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/1008, 1/8, 1/14, 1/408, 1/568,
1/571, 1/574, 2/79, 2/151, 2/152, 2/156, 2/196, 2/208, 2/301, 2/313, 2/322,
2/335, 2/423, 2/459, 2/558, 2/593, 2/654)
Not: Başkanlıkça; 1/1008 esas numaralı Tasarı; Adalet,
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler, Plan ve Bütçe; 1/8 esas numaralı Kanun;
Anayasa, Plan ve Bütçe; 1/14 esas numaralı Kanun; Anayasa, Plan ve Bütçe; 1/408
esas numaralı Tasarı; İçişleri, Milli Savunma, Plan ve Bütçe; 1/568 esas
numaralı Tasarı; Milli Savunma, Plan ve Bütçe; 1/571 esas numaralı Tasarı;
Milli Savunma, Plan ve Bütçe; 1/574 esas numaralı Tasarı; Plan ve Bütçe; 2/79
esas numaralı Teklif; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler, Plan ve Bütçe;
2/151 esas numaralı Teklif; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler, Plan ve
Bütçe; 2/152 esas numaralı Teklif; Plan ve Bütçe; 2/156 esas numaralı Teklif;
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler, Plan ve Bütçe; 2/196 esas numaralı
Teklif; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler, Plan ve Bütçe; 2/208 esas
numaralı Teklif; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler, Plan ve Bütçe; 2/301
esas numaralı Teklif; Plan ve Bütçe; 2/313 esas numaralı Teklif; Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler, Plan ve Bütçe; 2/322 esas numaralı Teklif; Sağlık,
Aile, Çalışma ve Sosyal İşler, Plan ve Bütçe; 2/335 esas numaralı Teklif;
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler, Plan ve Bütçe; 2/423 esas numaralı
Teklif; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler, Plan ve Bütçe; 2/459 esas
numaralı Teklif; Plan ve Bütçe; 2/558 esas numaralı Teklif; Plan ve Bütçe;
2/593 esas numaralı Teklif; Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm, Plan ve
Bütçe; 2/654 esas numaralı Teklif; Tarım, Orman ve Köyişleri ile Plan ve Bütçe
komisyonlarına havale edilmiştir.
T.C.
Başbakanlık
Kanunlar ve Kararlar
Genel Müdürlüğü 4/4/2005
Sayı: B.02.0.KKG.0.10/101-1079/1515
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca hazırlanan ve
Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 4/4/2005 tarihinde kararlaştırılan
“Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanunu Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan
GENEL GEREKÇE
Sosyal güvenlik insanların bulundukları toplumlarda insan
onuruna yakışır bir şekilde, başka insanlara muhtaç olmadan yaşamalarının ve
kişisel özgürlüklerinin teminatıdır.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 25
inci maddesinde; "her insanın yiyecek, giyecek, konut, tıbbî bakım ve
gerekli toplumsal hizmetler de dahil olmak üzere, kendisinin ve ailesinin
sağlığını ve refahını sağlayacak uzun bir yaşam düzeyine hakkı olduğu;
işsizlik, hastalık, sakatlık ya da geçim olanaklarından iradesi dışında yoksun
kaldığı diğer hallerde güvenlik hakkına sahip olduğu" ifadesi ile sosyal
güvenlik hakkı da temel insan hakları arasında sayılarak, kişinin yaşam
bütünlüğünün önemli bir öğesi, uluslararası bir metin ile garanti altına
alınmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 60 ıncı maddesinde,
"herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu, Devletin bu güvenliği
sağlayacak gerekli tedbirleri alacağı ve gerekli teşkilâtı kuracağı"
belirtilmiştir.
Buna göre, tüm vatandaşların sosyal güvenlik hakkından
yararlanması gerekmekle birlikte, bu hakkın sağlanması ve kişilerin
bugünlerinin ve yarınlarının güvenliği için gereken önlemleri alma ve örgütü
kurma görevleri de Devlete verilmiştir.
Sosyal güvenlik uygulamaları gelişmiş ülkelerde refah
devleti anlayışının yerleşmesiyle 1970'li yıllarda zirvesine ulaşmıştır.
Ülkemizde ise refah devleti düzeyinde olmasa da, vatandaşlarımız sosyal
güvenlik risklerinin bir çoğuna karşı korunmaktadır.
Kaydedilen bu gelişmelere karşın, özellikle son yirmi yıldır
gelişmiş ülkelerde özellikle nüfusun yaşlanması nedeniyle, ülkemizde ise
sistemin kurgusundan kaynaklanan hatalar nedeniyle, sosyal güvenlik sisteminde
kapsamlı bir reform ihtiyacı ortaya çıkmıştır.
Türkiye'deki mevcut sosyal güvenlik sisteminin yapısı ve
sorunları 1990'lı yılların başlarından bu yana kamu oyunda geniş bir şekilde
tartışılmaktadır.
Mevcut sosyal güvenlik kurumlarımızın finansman, örgütlenme
ve altyapıyla ilgi çözülmesi gereken önemli sorunları vardır. Türk sosyal
güvenlik sisteminin finansman sorununun bir bölümü gelirleri azaltıcı, diğer
bir kısmı ise giderleri artırıcı gelişme ve uygulamalardan kaynaklanmaktadır.
Gelir azaltıcı faktörlerin başlıcaları erken emeklilik
uygulaması, prime esas kazancın düşük gösterilmesi, kayıt dışı istihdamın yüksekliği,
prim tahsilat oranının düşüklüğü, af ve ödeme kolaylığı gibi uygulamalarla prim
ödeme eğiliminin azalması, prime esas kazanç sınırlarının düşüklüğü ve fon
gelirlerinin yetersizliğidir.
Gider artırıcı faktörler ise, erken yaşta emeklilik
uygulamaları, primi alınmadan yapılan sigorta ödemeleri, borçlanma kanunları,
uzayan ortalama ömür nedeniyle artan aylık ödemeleri ve sağlık yardımlarının
yanı sıra prim gelirleri ile ödenen aylıklar arasındaki ilişkinin zayıflığıdır.
Finansman dengesini bozan en önemli sorunlardan biri erken
emekliliktir. SSK'da emeklilerin % 62'sinin yaşının asgarî emeklilik yaşı olan
58-60 yaşın altında olması, sorunun boyutunu açıkça ortaya koymaktadır. Genç
emekli sayısının yüksek olması, daha kısa çalışma süresi, daha uzun emeklilik
süresi anlamına gelmektedir. Örnek vermek gerekirse, SSK'da 19,4 yıl çalışarak
emekli olabilen bir kadın 35 yıl, bir erkek ise 28 yıl boyunca emekli aylığı
alabilmektedir.
Ülkemizde emeklilik sisteminin diğer önemli
parametrelerinden birisi olan aylık bağlama oranı da uzun süre çalışmayı teşvik
etmeyecek şekilde kurgulanmış olup, emeklilik için öngörülen süreden fazla
çalışılan her ek yıl için aylık bağlama oranı düşük belirlenmiştir. Örneğin
Emekli Sandığında ilk 25 yıl için aylık bağlama oranı % 3 iken, 25 yıldan sonra
çalışılan her yıl için aylık bağlama oranı % 1'e düşmektedir.
Sosyal güvenlik alanında faaliyet gösteren çok sayıda
kurumun bulunması, bu kurumlar kapsamında bulunan kişilerin hak ve
yükümlülüklerinin farklılaştığı bir sosyal güvenlik sistemi yaratmaktadır.
Ayrımcılık yaratan bu dağınık yapı eşgüdüm sağlanmasını da zorlaştırmaktadır.
Diğer taraftan, mevzuatın karmaşık olması, aşırı bürokratik işlemler, bilgi
işlem altyapısının yetersiz olması ve personele ilişkin sorunlar sosyal güvenlik
kurumlarının etkin çalışmasına engel olmaktadır.
Mevcut sistemin kurgusundan kaynaklanan bu sorunların yanı
sıra, Türkiye'nin nüfus yapısında orta ve uzun dönemde meydana gelmesi beklenen
değişim de sosyal güvenlik sistemimizde reform yapılmasını zorunlu kılmaktadır.
Mevcut sosyal güvenlik sistemlerinin malî açıdan uzun dönemde sürdürülebilir
olup olmadığını belirleyen en önemli değişkenlerden biri, nüfusun yaş
gruplarına göre dağılımıdır. 65 yaş ve üstü nüfusun toplam nüfus içindeki
payının artması, sosyal güvenlik sisteminin bir yandan gelirlerinin azalması
bir yandan da giderlerinin artması sonucunu doğurur. Bu nedenle, bir ülkenin
nüfus piramidinin yapısının değişim hızı, aynı zamanda sosyal güvenlik
sisteminin geleceğini ve alınması
gereken tedbirlerin zaman çizelgesini göstermektedir.
Türkiye şu anda genç bir nüfus yapısına sahiptir. Ne var ki
geleceğe ilişkin projeksiyonlar, nüfusun hızla yaşlanacağını ortaya
koymaktadır. Yapılan hesaplamalara göre, Türkiye 35 yıl gibi oldukça kısa bir
sürede yaşlı nüfus sorunu ile karşılaşacaktır. Mevcut sosyal güvenlik
sisteminin yapısından kaynaklanan sorunlar bir yana, Türkiye için öngörülen
yaşlanma hızı bile sosyal güvenlik sisteminde acil ve kapsamlı bir reformun
zorunlu olduğunu ortaya koymaktadır.
Öbür taraftan, nüfusun yapısındaki değişime ilişkin diğer
göstergelerle ilgili öngörüler ise, önümüzdeki 35 yılın aynı zamanda önemli bir
fırsat dönemi olduğunu da göstermektedir. 65 yaş ve üzeri nüfus ile 0-14 yaş
arası nüfusun çalışabilir nüfusa oranını gösteren toplam bağımlı nüfus oranı
2025 yılına kadar gerileyecektir. Bir başka ifadeyle, önümüzdeki 20 yıl bağımlı
nüfusun azalacağı buna karşılık çalışabilir nüfusun artacağı bir dönem
olacaktır. Bu dönem, aynı zamanda gerek büyüme hızının gerek toplam tasarrufların
yükselmesi, dolayısıyla sosyal güvenlik kurumlarının fon birikimi sağlaması
beklenen bir dönemdir. Önümüzdeki 20 yılda toplam bağımlı nüfusun artış
hızındaki azalmanın yaratacağı bu fırsat, sosyal güvenlik sisteminin yanı sıra
istihdam ve kayıtdışı çalışmanın önlenmesi konularında da reformlar
gerçekleştirilmediği takdirde bir tehdide dönüşecektir.
Sosyal güvenlik sistemimizin içine düştüğü ve acil önlemler
alınmadığı takdirde kısa ve orta dönemde bütçe üzerinde büyük sorunlara yol
açabilecek finansman sorunu, 1999 yılında yapılan düzenlemelerle çözülmeye
çalışılmıştır. Bu düzenlemeler ağırlıklı olarak emeklilik parametreleri ile
ilgili olmuştur.
1999 yılında yapılan düzenlemelere rağmen Sosyal Sigortalar
Kurumu (SSK) ve Bağ-Kur'un açıklarının artış hızı, 2000 yılındaki geçici azalma
dışında, son dört yılda tekrar artış eğilimine girmiştir. Emekli Sandığı'nın
açıkları ise SSK ve Bağ-Kur'a benzer düzenlemelerin 1999 yılında yapılmamış
olması nedeniyle, 1994 yılından bu yana daha da hızlı artmıştır. Diğer iki
sosyal güvenlik kurumuna göre nüfusun daha küçük bir bölümüne hizmet vermesine
karşılık, Emekli Sandığının 2004 yılındaki finansman açığı daha yüksek
olmuştur.
1999 düzenlemeleri ile ilgili gelişmeler, mevcut sosyal
güvenlik sisteminin sadece belli parametrelerinde yapılan değişikliklerin,
sistemin sorunlarını orta ve uzun dönemde çözmekte yetersiz kaldığını
göstermiştir. Bir başka ifadeyle, sosyal güvenlik sistemimizin amaç, araçlar ve
yöntem tutarlılığını sağlayacak tarzda, bütüncül bir bakış açısıyla ele
alınması ve yeniden yapılandırılması bir zorunluluk haline gelmiştir.
Son üç yıldır başarıyla uygulanan ekonomik istikrar
programının da gösterdiği gibi, büyümeden feragat etmeksizin enflasyonun
kontrol altına alınması, borç stokunun ekonomi üzerinde yarattığı baskının
hafifletilmesini zorunlu kılmaktadır.
Nihai hedefi fiyat istikrarını ve sürdürülebilir büyümeyi
sağlamak olan istikrar programlarının temel unsurlarından biri malî disiplinin
sağlanmasıdır. Kamu açıklarının kontrol altına alınması sonucu oluşan faiz dışı
bütçe fazlası, bir yandan borç stokunun azalmasına, bir yandan da ekonomik
politikalara duyulan güveni artırarak gerek risk priminin gerekse enflasyon
bekleyişlerinin gerilemesine katkıda bulunmaktadır. Bütün bu gelişmeler tüketici
ve yatırımcı güvenini artırarak büyümeyi olumlu yönde etkilemektedir. Büyüme
ise, işsizlik ve yoksullukla mücadelede en etkili araçtır. Dolayısı ile kamu
açığının önemli bir bölümünü oluşturan sosyal güvenlik sistemi açıklarının
kontrol altına alınması, ekonomik istikrarın sağlanması için de bir
zorunluluktur.
Gerek Türkiye'deki mevcut sisteminin sorunları gerekse nüfus
yapısındaki beklenen değişim gözönüne alınarak, sosyal güvenlik sisteminde
kapsamlı bir reform programı hazırlanmıştır. Bu reformun temel amacı orta ve
uzun dönemde adil, kolay erişilebilir, yoksulluğa karşı daha etkin koruma
sağlayan, malî açıdan sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemine
ulaşabilmektir.
Bu amaçla tek bir emeklilik sistemi, tek bir sağlık sistemi
tek bir sosyal yardım sistemi ve bu yapıyı yürütmek üzere tek bir kurumsal
yapıyı içeren dört temel unsurdan oluşan kapsamlı bir sosyal güvenlik reformu
planlanmıştır. Bu Kanunla emeklilik ve sağlık sistemlerinde norm birliği
gerçekleştirilmesi amaçlanmaktadır.
Sosyal güvenlik reformunun ana bileşenlerinden biri olan
yeni emeklilik sigortası rejimi ile halen devlet memurları, hizmet akdine göre
ücretle çalışanlar, tarım işlerinde ücretle çalışanlar, kendi hesabına
çalışanlar ve tarımda kendi hesabına çalışanları kapsayan beş farklı emeklilik
rejiminin, aktüeryal olarak hak ve yükümlülüklerin eşit olacağı tek bir
emeklilik rejimine dönüştürülmesi planlanmaktadır.
Emeklilik yaşı, aylık bağlama oranı, aylıkların hesaplanması
gibi parametrik konularda yeni düzenlemeler getirilmektedir. Bu parametrik
düzenlemelerin amaçları; yaşlılık, malüllük, ölüm aylıkları, iş göremezlik
ödenekleri, isteğe bağlı sigortalılık, fiilî ve itibarî hizmet zamları,
kadrosuzluk nedeniyle emeklilik, tam ve kısmi emeklilik gibi sigorta haklarının
verilmesinde nimet-külfet dengesinin sağlanması; işgücünün korunması; kayıtdışı
istihdamın emeklilik rejiminden kaynaklanan nedenlerinin azaltılması olarak
özetlenebilir.
Emeklilik rejiminin malî olarak sürdürülebilir bir yapıya
dönüştürülmesi ve nüfusumuzun yaşlanma sürecine karşı önlem alınması parametrik
değişikliklerle hedeflenen bir diğer önemli amaçtır.
Mevzuatın sadeleştirilmesi ve anlaşılabilir hale
dönüştürülmesi, böylelikle sigortalı memnuniyetinin ve katılımının arttırılması
diğer bir önemli amaçtır.
Yeni emeklilik rejiminde, mevcut aktif sigortalıların
emekliliklerini hak edecekleri yaş, prim ödeme ve sigortalılık süreleri aynen
korunmaktadır.
Mevcut aktif sigortalıların emeklilik aylıkları, eski
sistemde ve yeni sistemde geçirdikleri süreye bağlı olarak, her iki sistemde
hak edilen aylığın ağırlıklı ortalamasının alınması şeklinde hesaplanacaktır.
Böylece mevcut aktif sigortalılar için yeni sisteme geçiş zaman içinde kademeli
olarak gerçekleşecek, norm birliği zaman içinde sağlanacaktır.
İşe yeni başlayanlar için ise, tümüyle norm birliğinin
sağlandığı tek bir emeklilik sigortası rejimi söz konusu olacaktır.
Yeni sosyal güvenlik sistemi; istisnaları bu Kanunda
sayılmış ödemeler dışında kalan tüm kazançların, prime esas kazanç alt ve üst
sınırları dahilinde prim hesabına dahil edilmesini, sigortalıların aylık veya
gelire esas kazançlarının prim ödedikleri bütün yılların gelirleri esas
alınarak hesaplanmasını, aylık bağlama oranının prim ödeme süresine göre
artırılmasını, karşılığı alınmamış yardımların kapsama alınmamasını, prim
ödenmesinin teşvik edilmesini, kaçak sigortalılık ve primlerin zamanında
ödenmemesini caydırmayı, Kurumun Sigortalılar ve işverenlerle olan
ilişkilerinde karşılıklı hak ve vecibelerin esas alınmasını, aktüerya dengesini
gözetmeyi esas alan bir anlayışla yapılandırılmaya çalışılmıştır.
Sosyal güvenlik sistemi yeniden yapılandırılırken, sağlık
hizmetlerinin finansmanının Türkiye'de yaşayan herkes için eşit ve tek bir
yapıya dönüştürülmesi öngörülmüştür. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası sosyal
güvenlik görevini genel anlamı ile devletin genel görev ve sorumluluk alanı
olarak tanımlamak ile yetinmemiş, vatandaşların sağlık harcamaları yönünden
sosyal güvenlik altına alınmasını ayrıca konu edinerek, 56 ncı maddede
"Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla
genel sağlık sigortası kurulabilir" hükmü ile ayrıca özel bir atıfta
bulunmuştur.
Genel sağlık sigortası, kişilerin ekonomik gücüne ve
isteğine bakılmaksızın, ortaya çıkacak hastalık riskine karşı, toplumun bütün
fertlerinin sağlık hizmetlerinden eşit, ulaşılabilir ve etkin bir şekilde
faydalanmasını sağlayan sağlık sigortasıdır.
Gelişmiş ülkelerde, geçirilen uzun deneyimler sonucu, hemen
tüm vatandaşları kapsamına almış olan kamu sağlık sistemleri mevcutken,
ülkemizde halen bazı kesimler sağlık hizmetlerine erişim ve sağlık giderlerinin
karşılanması yönünden sosyal güvenceden yoksundur. Öte yandan, ülkemizde sağlık
güvencesi konusunda, sağlanan hizmet ve yardımlar yönünden eşit ve rasyonel bir
sistemden söz etmek mümkün değildir. Mevcut sosyal güvenlik kuruluşlarınca
üyelerine çeşitli miktar ve nitelikte sağlık sigortası yardımları yapılmakta ve
bu yardımlar arasında norm birliği bulunmamaktadır. Bu husus ise, değişik
vatandaş grupları arasında eşitsizlik yarattığı gibi, hak ve adalet kurallarına
da uygun düşmemektedir.
Ülkemizde dağınık yapıda olan ve yararlanma koşulları
birbirinden oldukça farklı ve erişimi bütün nüfusa yaygınlaşmamış bulunan
sağlık hizmetlerinde yaşanan sorunların çözümü için yaklaşık 35 yıldır genel
sağlık sigortası modeli tartışılmış, bu konuda farklı düzeylerde çalışmalar
yürütülmüş ve çeşitli yasa tasarı taslakları hazırlanmıştır.
Ulusal Sağlık Hesapları Çalışması sonucuna göre ülkemizde
sağlık alanında yapılan harcamaların 2000 yılı itibarıyla milli gelir içindeki
payı % 6,6'dır. Bu oran, orta gelir düzeyindeki diğer ülkelerle
karşılaştırıldığında makul seviyelerdedir. Ne var ki, aynı ülkelerle toplumun
sağlık göstergeleri açısından karşılaştırma yapıldığında, sağlık göstergelerimizin
bu ülkelerin çok gerisinde kaldığı görülmektedir. Örneğin, doğumda yaşam
beklentisi OECD ortalamasının yaklaşık sekiz yıl altındadır ve bebek ile anne
ölüm oranları benzer gelir düzeyindeki ülkeler arasında en yükseklerden
biridir.
Ülkemizde tüm nüfus kamu sağlık güvencesi yönünden kapsam ve
koruma altına alınamamıştır. Ayrıca, sağlık hizmeti harcamaları kişilerin
sağlık durumlarında düzelmeyi hedefleyen bütünleşik bir politika çerçevesinde
yapılmamaktadır. Örgütlenmedeki dağınık yapı, ciddi ölçüde israflara ve kötüye
kullanımlara neden olmaktadır. Birinci basamak yerine çok daha pahalı olan
ikinci ve üçüncü basamak sağlık tesislerinin kullanılması, harcama düzeyini
artırmaktadır.
Bugüne kadar bütün vatandaşları içine almak üzere bir genel
sağlık sigortası sistemi geliştirilmediğinden çeşitli düzenlemeler ile bu
eksiklikler giderilmeye çalışılmıştır. Herkesi kapsayacak genel sağlık
sigortası sistemi düzenleyici bir rol oynayacaktır. Bu yapı altında tüm nüfusu
kapsayacak şekilde sağlık hizmetlerinin verilmesi hedeflenmektedir. Prime
dayalı sosyal sigorta kuruluşları kendi kapsamında olan sigortalıların sağlık
sigortası için belirlenmiş primlerini tahsil edip, genel sağlık sigortası
kurumuna transfer etmeleri veya doğrudan yetkili kurum bünyesinde oluşturulacak
fona yatırmaları, prime dayalı olmayan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonunun
ise sosyal sigorta kuruluşları kapsamı dışında olanların tespiti ve bunların
genel sağlık sigortası kapsamındaki ilişkilerini düzenlemeleri öngörülmektedir.
Genel sağlık sigortası kapsamındaki primler, belirlenmiş sağlık hizmetlerini
kapsayacaktır.
Sisteme üye olanlar, sunulacak sağlık hizmetleri için belli
oranda prim ödemek durumundadırlar. Ayrıca sisteme üye olmak isteğe bağlı
olmayıp, zorunluluk söz konusudur. Genel sağlık sigortasının temel
özelliklerinden bir diğeri, yüksek gelir gruplarının düşük gelir gruplarını,
sağlıklı olanların hasta olanları, bekar olanların aile sahiplerini finanse
ettiği ve riskin paylaşıldığı bir dayanışma ile yürütülmesi olup bu husus gelirin
yeniden dağılımının etkili araçlarından biri olarak değerlendirilmektedir.
Sağlık hizmetlerine erişim, sosyal güvenlik sistemlerinin en
önemli unsurlarından birini oluşturmaktadır. Kişilerin sağlık güvencelerinin
olması sağlık hizmetinin kullanımına doğrudan olumlu yönde etki etmektedir.
Kişilerin sağlık hizmetine kolay ulaşmaları hastalıkların ilerlemesine engel
olmakta, toplumun genel sağlık göstergelerinde iyileşmeler yaratmaktadır.
Bu nedenle, ilk planda, vatandaşlarımızın hastalanmasına
engel olacak her türlü koruyucu sağlık hizmetinin yaygınlaştırılması öncelikli
politika haline getirilmiştir.
Hastalık halinde ise, vatandaşlarımızın en etkin ve hizmete
kolay ulaşabilecekleri bir yöntemle tedavi edilmesine, normal ve üretken
yaşamlarına dönmelerine yönelik uygulamalar hayata geçirilmeye çalışılmaktadır.
Bu temel politika hedeflerini gerçekleştirmek üzere, çağdaş bir yönetim
anlayışı ile vatandaşlarımızın tamamını kapsayan bir genel sağlık sigortası
oluşturulması amaçlanmıştır.
Genel sağlık sigortasının hayata geçirilmesi, Sağlık
Bakanlığı'nın koordinasyonunda yürütülen "Sağlıkta Dönüşüm" programı
ile paralellik göstermektedir. SSK, Bağ-Kur, T.C. Emekli Sandığı ve Maliye
Bakanlığı tarafından farklı finansman yöntemleri ile yürütülen programların tek
elde toplanması ve etkin kontrol mekanizmaları ile güçlendirilmiş bir sağlık
hizmeti satın alma işlevinin sağlanması, Sağlıkta Dönüşüm Programının
amaçlarını gerçekleştirmede önemli bir rol oynayacaktır.
Anayasa'da nihai olarak hedeflenen sosyal adalet ilkelerinin
bir gereği olan ve birçok ülkede uygulama alanı bulunan genel sağlık sigortası
Türkiye için uluslararası alanda gerçekleştirmek istediği bütünleşmelerle
buluşan ve Türk insanını gerçek anlamda bu alanda özlediği en temel yurttaşlık
haklarından biri olan sağlıklı yaşam güvencesine kavuşturacak ve çağın
gereklerine uygun bir şekilde sağlık ve sosyal güvenlik hizmetlerine
ulaşabilmesine olanak tanıyacaktır.
Böylece uluslararası sistemlere uygun, hizmet ve malî
normları, standartları bütünleşik, fon ve hizmet yönetimi tek elden yürütülen,
tüm nüfusu kapsama alan güçlü, etkili, daha kolay denetlenebilir bir sağlık
sigortası ve buna bağlı olarak yürüyen hizmet modeli yaratılmış olacaktır.
MADDE
GEREKÇELERİ
Madde 1- Bu maddede Kanunun amacı belirtilmiştir.
Madde 2- Bu Kanunun uygulanması bakımından kapsama alınan
kişi, işveren, sağlık hizmet sunucusu ve diğer gerçek ve tüzel kişilerin
belirlenmesi amacıyla düzenlenmiştir.
Madde 3- Kanunda geçen bazı kavramlar tanımlanmıştır.
Madde 4- Bu Kanunun uygulanmasında sigortalı, genel sağlık
sigortalısı ve isteğe bağlı sigortalı olmak üzere üç ayrı tanımlama
getirilmiştir. Kısa ve uzun vadeli sigorta kollarına tabi olanlar sigortalı
olarak, Kanunun üçüncü kısmında yer verilen genel sağlık sigortasına tabi olanlar
ise genel sağlık sigortalısı olarak tanımlanmıştır. Kısa ve uzun vadeli sigorta
kollarına zorunlu olarak katılmayanların bu sigorta kollarına isteğe bağlı
devam edebilmelerini sağlamak amacıyla oluşturulan sigortalılık da isteğe bağlı
sigortalı olarak tanımlanmıştır.
Maddede sigortalı sayılanlara ilişkin hükümlere yer
verilmiştir. Hizmet akdiyle bir işverene tabi olarak çalışanların, kendi nam ve
hesabına çalışanların ve kamu idarelerinde kadrolu çalışanlar ile hizmet akdi
ve kendi nam ve hesabına çalışanlar dışında ücretle çalışanların sigortalı
sayılacağı belirtilmiş, çalışma ilişkileri bakımından sigortalı sayılanlar
kapsamında belirtilmesi gerekenler de ayrıca düzenlenmiştir.
Madde 5- Bu Kanunun uygulanmasında sigorta kollarından bir
kısmının uygulanacağı kişiler belirtilmiştir.
Madde 6- Kısa ve uzun vadeli sigorta kollarının
uygulamasında kimlerin sigortalı sayılmadığı belirtilerek, 4 üncü maddenin
uygulanmasında tereddüte neden olabilecek kişi ve çalışma ilişkileri açıkça
belirtilmiştir. Ayrıca, kendi nam ve hesabına çalışanlardan tarımsal faaliyet
gibi düzenli bir gelir ilişkisine dayanmayanlar ile gelir vergisinden muaf olan
küçük esnaf ve ev hizmetlerinde çalışanlar yıllık ya da aylık gelirlerinin net
tutarının asgarî ücretin altında olması halinde, zorunlu sigorta kapsamından
çıkartılmıştır. Bunların yetersiz gelirlerinden ayrıca sigorta primi kesintisi
yapılarak, sigorta priminden dolayı maddi sıkıntılarının artmaması düşünülmüş,
yatıramadıkları primlerinden dolayı bir de gecikme zammı ödemek gibi bir
külfetle karşılaşmamaları amaçlanmıştır. Bu kişilerin talepleri halinde isteğe
bağlı sigortaya tabi olarak sosyal güvenlik haklarından yararlanmaları mümkün
kılınmıştır.
Madde 7- Sigorta hak ve yükümlülüklerinin ne zaman
başlayacağı çalışma ilişkisine göre ayrı ayrı düzenlenmiştir.
Madde 8- Sigortalıların ve hak sahiplerinin sigorta
yardımlarından yararlanabilmeleri, prim yükümlülüklerinin doğuşu ve takibi,
sigortalıların ve sigortalı çalıştırılan işyerlerinin bildirimi ve tescili ile
mümkündür. Sigortalı ve işyeri tescillerinin kayıt dışı çalışmayı engelleyecek,
bildirimi kolaylaştıracak şekilde düzenlenmesi önem taşımaktadır.
Madde ile Kuruma verilmesi gereken belgelerin verilme
süreleri ile buna ait usûl ve esaslar düzenlenmiştir.
Kayıt dışı sigortalılığın önlenmesi amacıyla, esas olarak
sigortalı çalıştırmaya başlanmadan önce işyerinin ve sigortalının tescili
öngörülmüş, inşaat işyerleri, ihaleli işler, Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi
verilen işyerleri ile Devlet memurları ile diğer kamu görevlileri için
sigortalı bildirim süresinde yapılan işlerin özellikleri gereği bazı istisnalar
tanınmıştır.
Ayrıca, kendi nam ve hesabına çalışanlar için bunların
sigortalı sayılmalarını gerektirecek faaliyetleriyle ilgili tescil işlemlerini
yapan vergi daireleri, odalar veya sicil memurluklarına kendileriyle ilgili
tescili yaptıkları sırada sigortalılığa ilişkin tescili de yapmaları
yükümlülüğü getirilmiş, böylece ticarî faaliyete ilişkin beyan ile sigorta
tescili arasındaki kopukluğun ortadan
kaldırılması sağlanmaya çalışmıştır.
Maddede sigortalıların T.C. Kimlik Numaraları esas alınmak
suretiyle tescillerinin yapılacağı belirtilmiştir. Diğer taraftan, kamu kurum
ve kuruluşları ile bankalara şayet yaptıkları işlem, işlemi yaptıkları kişinin
sigortalı olmasını gerektiriyorsa, bu kişilerin sigortalılık durumlarını Kurum
veri tabanından araştırmaları, sigortasız olduğu anlaşılan kişileri Kuruma
bildirme yükümlülüğü getirilmiş, bu suretle kayıt dışı sigorta ile mücadelede
yeni bir araç tanımlanmıştır.
Madde 9- Kısa ve uzun vadeli sigortalar bakımından
sigortalılığın hangi hallerde sona
ereceği çalışma ilişkilerine göre ayrı ayrı belirlenmiştir.
Madde 10- Geçici görevle yurt dışına gönderilen
sigortalıların görevlerini yaptıkları sürece hak ve yükümlülüklerinin devam
edeceği belirtilmiştir.
Madde 11- Bu Kanunun uygulanması bakımından işyerinin tanım
ve kapsamı belirtilerek, işyerinin bildirimi, devri, intikali ve nakli halinde,
durumun ne zaman ve nasıl bildirileceği düzenlenmiştir.
Madde 12- Sigortalıları çalıştıran kimselerin işveren
sayıldığı, işveren deyiminin işveren vekilini de kapsayacağı, geçici iş
ilişkisi kurulan işverenlerin bu Kanundan doğan yükümlülüklerden dolayı
işverenle birlikte sorumlu olduğu, çiftçi mallarını koruma bekçileri ile ceza
infaz kurumları ile tutukevlerinde oluşturulan tesis ve atölyelerde
çalıştırılanların işveren vekillerinin kim olacağı belirtilmiştir.
Madde 13- Esas itibarıyla kendisi de bir işveren olan
aracıların tanımı yapılmıştır. Hizmet akdine istinaden çalıştırılan
sigortalıların üçüncü bir kişinin aracılığıyla işe girmiş olsalar bile Kanunun
işverene yüklediği ödevlerden dolayı asıl işverenin, aracı ile birlikte sorumlu
olacağı belirtilmiştir. Bu şekilde işverenlerin işleri aracılara devrederek
sosyal güvenlik haklarının ve işverenlere yüklediği yükümlülüklerin
etkisizleştirilmesinin önüne geçilmek istenmiştir.
Madde 14- Yapılan iş ile meydana gelen bir kazanın
arasındaki illiyet bağı kavramından yola çıkılarak hangi hallerin iş kazası
sayılacağı belirtilmiştir. Meydana gelen iş kazaları dolayısıyla gerekli yardım
ve işlemlerin yapılabilmesi için, Kurumun bu kazalardan zamanında haberdar
olmasını sağlamak üzere işverenler ile kendi nam ve hesabına çalışanların
yükümlülüklerini tanımlamak ve Kurumca yürütülecek işlemleri belirtmek üzere
düzenleme yapılmıştır.
Madde 15- Bu maddede meslek hastalığının tanımı yapılarak,
meslek hastalığının işten ayrıldıktan sonra ortaya çıkması durumunda, bu
Kanunla sağlanan yardımlardan yararlanabilmesi için, yönetmelikle belirlenecek
belli bir sürenin geçmemiş olması şartı getirilerek, hastalık ile yapılan iş
arasında nedensellik bağı korunmaya çalışılmıştır. Ayrıca meslek hastalığı
dolayısıyla gerekli yardım ve işlemlerin yapılabilmesi için durumdan Kurumun
haberdar olması gerektiğinden meslek hastalığının bildirimi konusunda işverene
yükümlülük getirilmektedir.
Madde 16- Bu maddede kısa vadeli sigorta kolları arasında
sayılan hastalık ve analık hallerinin tanımı yapılmıştır.
Madde 17- Bu madde ile iş kazası ve meslek hastalığı, hastalık
ve analık halinde hangi yardımların yapılacağı sayılarak söz konusu sigorta
kollarından sağlanan haklar açıklanmıştır.
Madde 18- Sigortalılara verilecek ödeneklere ve bağlanacak
gelirlere esas tutulacak günlük kazancın tespitinin nasıl yapılacağı maddede
ayrıntılı olarak belirtilmiştir.
Madde 19- Geçici iş göremezlik ödeneğinin hangi
sigortalılara, hangi hallerde verileceği, başlangıcı, ne süreyle verileceği ve
miktarı bu maddede düzenlenmiştir.
Madde 20- Sürekli iş göremezlik gelirinin hangi hallerde hak
edildiği, nasıl tespit edileceği maddede gösterilmiştir.
Madde 21- Maddede, sürekli iş göremezlik halinde verilecek
gelirin sigortalının mesleğinde kazanma gücü kaybının oranına göre hesap ve
tespit edileceği, bakıma muhtaçlık durumunda yapılacak artış oranı
düzenlenmiştir.
Madde 22- Sürekli iş göremezlik gelirinin başlangıç
tarihinin nasıl tespit edileceği açıklanmıştır.
Madde 23- Birden çok iş kazasına uğrayan veya meslek
hastalığına tutulan sigortalılara sürekli iş göremezlik gelirinin hesabında
hangi kazancının esas alınacağı belirtilmiştir.
Madde 24- Bu maddede, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu
ölen sigortalıların hak sahiplerine hangi esaslara göre gelir bağlanacağı
belirtilmiştir.
Madde 25- İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen
sigortalıların gelir almakta iken evlenen eş ve çocuklarına ölüm sigortasında
belirtilen şekilde evlenme yardımı ile cenaze yardımı yapılması öngörülmüştür.
Madde 26- Bu madde ile işverenin iş kazası veya meslek
hastalığının meydana gelmesinde kastı veya suç sayılabilir bir hareketi olması
ya da sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliğine aykırı davranışı
halinde yapılan veya ilerde yapılacak ödemelerle, bağlanan gelirin başladığı
tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamının esas alınarak, sigortalı veya hak
sahibinin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere Kurumca
işverene rücû edilmesi, işverenin ve sigortalının sorumluluğunun tespitinde
kaçınılmazlık ilkesinin de dikkate alınması öngörülmüştür.
Sağlık raporu alınması gereken ağır ve tehlikeli işlerde,
rapor alınmadan sigortalı çalıştırılmasını engellemek için, bu durumdakilerin
işe girmeden önce mevcut olduğu tespit edilen hastalıkları nedeniyle ödenecek
geçici iş göremezlik ödeneklerinin işverene ödettirileceği belirtilmiştir.
Madde 27- Bu madde ile işkazası, meslek hastalığı veya
hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru yüzünden olmuş ise, Kurumca yapılan
ödemeler ve bağlanan gelirden dolayı, sorumlulara ödemeler ile bağlanan gelirin
başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı kadar rücû edilmesi
düzenlenmiştir.
Madde 28- Bu madde ile kasti bir hareketi yüzünden veya
bağışlanmaz kusuru veya suç sayılabilir bir hareketi yüzünden iş kazasına
uğrayan, meslek hastalığına tutulan veya hastalanan ya da iş kazası, meslek hastalığı,
hastalık ve analık dolayısıyla hekim tarafından bildirilen tedbir ve
tavsiyelere uyulmaması yüzünden, tedavi süresinin uzamasına, iş göremezlik
oranının artmasına sebep olan sigortalıya geçici iş göremezlik ödeneği ile
sürekli iş göremezlik gelirinin hangi oranda eksiltilerek ödeneceği veya
ödenmeyeceği belirtilmiştir.
Madde 29- Süresinde bildirilmeyen sigortalıların sigorta
yardımları ile sağlık hizmetlerinin Kurumca sağlanacağı, ancak bu durumda
işverenin yükümlülüklerinin ne olacağı açıklanmıştır.
Madde 30- Kısa vadeli sigorta kollarının uygulanmasında
bekleme sürelerinin hesabında veya iş göremezlik ödeneği veya geliri için esas
alınacak kazancın tespiti için dikkate alınacak bir yıllık sürenin hesabında
çalışmaya ara verilmesine rağmen dikkate alınmayacak haller belirtilmiştir.
Madde 31- Sigortalıların hangi hallerde malûl sayılacakları
maddede gösterilmiştir. Çalışma gücünün en az üçte ikisini yitirmiş olanların
veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucunda meslekte kazanma gücünü en az %
66 oranında yitirdiği tespit edilen sigortalıların malûl kabul edileceği, ilk
defa işe girdiği tarihte çalışma gücünün üçte ikisini yitirdiği tespit edilen
kimselerin malûllük sigortasından yararlanamayacakları belirtilmiştir.
Madde 32- Malûllük sigortasından sağlanan yardımın malûllük
aylığı bağlanması olduğu maddede belirtilmiştir.
Madde 33- Sigortalıların, malûllük aylığından
yararlanabilmesi için aranan koşullar belirtilmiştir.
Madde 34- Sigortalılara bağlanacak malûllük aylıklarının
yaşlılık sigortasından bağlanacak aylıkların hesaplanmasına esas alınan usûlle
hesaplanacağı ancak, malûllük kişinin isteği dışında olduğu için prim gün
sayısının en az 9000 gün prim ödenmiş gibi kabul edilerek maaş bağlama oranının
yükseltilmesi amaçlanmış, sigortalının başka birinin sürekli bakımına muhtaç
olması durumunda aylık bağlama oranının ayrıca 20 puan artırılacağı
belirtilmiştir.
Madde 35- Malûllük aylığına esas raporun aylık talep
tarihinden önce veya sonra olmasına göre malûllük aylığının ne zaman
başlayacağı belirtilmiş, Kanunun 4 üncü maddesinin (c) bendi kapsamında
olanların ise görevlerinden ayrıldıkları tarihi takip eden ödeme dönemi
başından itibaren başlayacağı düzenlenmiştir.
Madde 36- Malûllük aylığı kişilerin çalışamayacağı dikkate
alınarak bağlandığından, malûllük aylığı almakta iken bu Kanuna tabi olarak
çalışan sigortalının aylıklarının kesileceği, bu durumda olup çalışması sona
erenlerin, tekrar aylık almak için müracaat etmeleri durumunda, malûllük
aylıklarının yeniden hesaplanacağı, hesaplanan yeni aylık eski aylıktan
yüksekse bu aylığın ödeneceği, eski aylık yüksek ise eski aylığın
bağlanacağı belirtilmiştir.
Madde 37- Yaşlılık sigortasından sağlanan yardımlar
belirtilmiştir.
Madde 38- Kanunun yürürlük tarihinden itibaren ilk defa
sigortalı olacakların yaşlılık aylığından yararlanabilmeleri için kadın ise 58,
erkek ise 60 yaşını doldurmaları gerektiği, bunların için ayrıca en az 9000 gün
prim ödenmiş olması gerektiği belirtilmiştir. Yaşlılık aylığından yararlanmak
için gerekli yaş koşulunun 2036 yılından başlayarak ne şekilde yükseltileceği,
9000 gün prim ödeme koşulunu yerine getiremeyen sigortalıların yaşlılık
aylığına müracaat edecekleri tarihte geçerli yaş koşuluna üç yıl eklemek
suretiyle 5400 gün prim ödeyerek de yaşlılık aylığı alabilecekleri hususu
düzenlenmiştir.
Ayrıca, ilk defa sigortalı oldukları tarihte çalışma gücünün
üçte ikisini yitirmiş olması nedeniyle malûl aylığı bağlanamayanlar ile maddede
belirtilen sakatlık derecelerinde olan sigortalıların sakatlık derecelerine
göre farklı sigortalılık süresi ve prim gün sayısını doldurmak suretiyle
yaşlılık aylığına hak kazanabilecekleri belirtilmiştir.
Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi
kapsamındaki sigortalıların çalıştığı işten ayrılması, (b) bendi kapsamındaki
sigortalıların işyerini kapatıp kapatmayacağını beyan ederek bu durumu
belgelemesi ve genel sağlık sigortası dahil kendi sigortalılığından dolayı prim
borcunun olmaması, (c) bendi kapsamındaki sigortalıların ise ilgili veya
yetkili makamdan emekliliğe sevk onayı aldıktan sonra yazılı olarak müracaat
etmeleri gerektiği ayrıca koşul olarak düzenlenmiştir.
Madde 39- Yaşlılık aylığının sigortalının tüm çalışma
yaşamında elde ettiği kazançlarının kazancın ait olduğu takvim yılından
itibaren hangi yöntemle güncelleneceği ve bulunan bu kazançların her yıl için
hangi aylık bağlama oranı ile çarpılarak yaşlılık aylığının hesaplanacağı
belirtilmiştir.
Madde 40- Yaşlılık aylığının başlangıcı çalışma ilişkisine
göre belirlenmiştir. Geçici iş göremezlik ödeneği almakta olan sigortalılardan
yaşlılık aylığına hak kazananlara geçici iş göremezlik ödeneği verilme
süresinin sona erdiği tarihi takip eden ödeme dönemi başından başlanarak aylık
bağlanacaktır.
Madde 41- Yaşlılık aylığı almakta iken sigortalı olarak
çalışmaya başlayan kişilere kendi tercihlerine göre yaşlılık aylıklarının
kesilmesi ve prime esas kazançları üzerinden tekrar prim ödemeleri veya
aylıklarının devamını istemeleri halinde sosyal güvenlik destek primini
ödemeleri suretiyle aylıkları kesilmeksizin çalışabilmelerine imkan
verilmiştir. Bu durumda sosyal güvenlik destek primi oranı, emeklilerin
çalıştırılmasını teşvik etmeyecek şekilde çalışanlarla aynı oranda
belirlenmiştir. Çalışmaya başlamaları nedeniyle aylıkları kesilen
sigortalıların, çalıştıkları işten ayrıldıklarında yeniden bağlanacak yaşlılık
aylığının hesabına ilişkin esaslar düzenlenmiştir.
Madde 42- Yaşlılık aylığı bağlanması için gerekli yaş
koşulunu tamamladığı halde prim ödeme gün sayısını dolduramayan sigortalılara ,
kendi adına ödenmiş bulunan malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin
her takvim yılına ait tutarının, tüketici fiyat endeksindeki değişim oranı ile
güncellenmiş tutarının toptan ödenmesi ve sonradan sigortalılığını sürdürmeye
karar veren kimselerin ise bu şekilde tasfiye edilen hizmetlerini kendilerine
yapılan toptan ödemeyi, ödeme tarihinden yazılı istek tarihine kadar, tüketici
fiyat endeksindeki değişim oranı ile güncellenmiş tutarı üzerinden Kuruma geri
ödemleri durumunda, yeniden kazanmaları öngörülmüştür.
Madde 43- Ölüm sigortasından sağlanacak yardımlar
belirtilmektedir.
Madde 44- Ölüm sigortasından dolayı hak sahiplerine aylık
bağlanması için taşıması gereken koşullar belirlenmiştir.
Madde 45- Hak sahiplerine bağlanacak ölüm aylığının, nasıl
hesaplanacağı belirtilmiştir. Ayrıca ölüm halinde prim gün sayısının en az 9000
gün prim ödenmiş gibi kabul edilerek hak sahiplerine bağlanacak aylığın yükseltilmesi amaçlanmıştır.
Madde 46- Ölüm aylığının dul eşe, kız çocuklara, erkek
çocuklara ve ana babaya hangi durumlarda ne oranda ödeneceği düzenlenmektedir.
Erkek veya kadın dul eş bu Kanuna tabi bir işte çalışmıyorsa
veya bu çalışmalarından dolayı aylık veya gelir almıyorsa daha yüksek oranda
ölüm aylığına hak kazanacaktır. Kız çocuklar yaş koşuluyla sınırlı olmaksızın;
evli olmamaları, bu Kanuna tabi olarak çalışmamaları veya kendi çalışmalarından
dolayı gelir veya aylık almamaları durumunda hak sahibi olarak aylık
alabileceklerdir. Erkek çocuklar ise maddede belirtilen yaş sınırları
içerisinde, malûl erkek çocuklar ise yaş sınırına tabi olmaksızın bu Kanuna
tabi bir işte çalışmıyorsa veya bu çalışmalarından dolayı aylık veya gelir
almıyorsa aylık alabilecektir.
Ana ve/veya babanın hak sahibi olarak aylık alabilmeleri
ancak eş ve çocuklardan artan bir hisse bulunması ve muhtaç olmaları halinde
mümkün olmaktadır.
Madde 47- Ölüm aylığının başlangıcı düzenlenmiştir.
Madde 48- Hak sahiplerinin aylıklarının hangi hallerde
kesileceğini ve hangi hallerde yeniden bağlanması gerektiğini düzenlemektedir.
Önceki eşin ölümünden sonra tekrar evlenen ve bu eşi de ölen
dul eşe istediği veya ilk eşinden aylık bağlanması önlenmekte, aylığa hak
kazandığı son eşinden aylık bağlanması öngörülmektedir. Aylığı kesilen
çocukların sonradan malûl olmaları halinde maddede belirtilen koşulları da
taşımaları halinde aylık bağlanabilecektir.
Madde 49- 1800 günden az malûllük, yaşlılık ve ölüm
sigortası primi ödemiş olan sigortalının ölümünde hak sahiplerine yapılacak
toptan ödemenin miktarı ve esasları belirlenmekte, bunlardan daha sonra aylığa
hak kazanması halinde ne şekilde ihya edebileceklerine yer vermektedir.
Madde 50- Bu Kanuna göre gelir veya aylık alan eş ve
çocuklara evlenmeleri nedeniyle kesilecek aylıklarının bir yıllık tutarının
evlenme yardımı olarak verilmesi öngörülmektedir.
Madde 51- Daha önce Emekli Sandığı, Bağ-Kur ve Sosyal
Sigortalar Kurumu tarafından farklı tutarlarda ödenmekte olan cenaze
yardımının, norm birliği sağlayacak şekilde ölüm tarihindeki asgarî ücretin üç
katı tutarında ödenmesi öngörülmektedir. Bu maddede ayrıca hangi esaslara göre
kimlere cenaze yardımı ödeneceği de düzenlenmektedir.
Madde 52- Yaşlılık, malûllük ve ölüm sigortalarında aranan
sigortalılık süresinin başlangıç tarihi ile bitiş tarihi belirlenmiştir.
Madde 53- Üçüncü bir kişinin suç sayılabilir bir hareketi
sonucu malûllük veya ölüm sigortasından yardım yapılmasını gerektiren bir halin
doğması halinde üçüncü kişinin sorumluluğu bu madde ile düzenlenmiştir.
Madde 54- 506 sayılı Kanun ile 5434 sayılı Kanun hükümlerine
göre, bazı ağır ve yıpratıcı işler için, itibarî hizmet veya fiilî hizmet
süresi zammı adıyla farklı esas ve sürelerde verilmekte olan fiilî hizmet
sürelerine ayrıca eklenen süreler yeniden düzenlenirken, sosyal güvenlik
kurumlarına göre farklılıkları kaldırarak norm birliği sağlanması
amaçlanmıştır.
Böylece fiilî hizmet süresi zammı adıyla, 90 gün ile 180 gün
arasında olmak üzere maddede belirtilen işyerlerinin belirtilen görevlerinde
geçirilen hizmet sürelerinin her yılı için ek hizmet süresi imkanı
verilmektedir.
Madde 55- Fiilî hizmet zammı sürelerinin beş yılı geçmemek üzere, bu Kanunda yaşlılık
aylığı alma koşulu olarak belirlenen asgarî yaştan indirileceği, ayrıca
yaşlılık aylığı alınırken ya da yaşlılık aylığına hak kazanamama durumunda
yapılacak toptan ödemeler hesaplanırken prim ödeme gün sayısına ekleneceği
belirtilmiştir.
Madde 56- Sigortalıların maddede sayılan, ücretsiz analık
izni süreleri, er olarak silah altında ve yedek subay okulunda geçen süreleri,
kısmi çalışma nedeniyle çalışamadıkları süreler gibi bazı özel durumlar için
çalışılamayan sürelerini, tamamını veya bir kısmını kendileri veya hak
sahipleri tarafından bu Kanuna göre belirlenmiş olan prime esas kazançlarının
alt sınırı üzerinden hesaplanacak tutarı 6 ay içerisinde ödemeleri şartıyla
borçlanma imkanı getirilmektedir. Borçlanma primi ödenmeyen süreler hizmetten
sayılmamaktadır.
Sigortalıların grev ve lokavtta geçen sürelerini bu durumun
sona ermesinden itibaren talep tarihindeki prime esas kazanç alt sınırı ile üst
sınırı arasında kendilerinin belirleyeceği günlük kazanç üzerinden
borçlanabilmeleri mümkün olacaktır.
Borçlanılan sürelerin, sigortalıların mevcut prim gün
sayısına eklenmesi, sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler için
sigortalılığın başlangıç tarihinin borçlandırılan gün sayısı kadar geriye
götürülmesi öngörülmektedir.
Madde 57- Yurt dışında bulunan Türk vatandaşlarının sosyal
güvenlik haklarından yararlanabilmeleri açısından yurt dışında çalışarak
geçirdikleri süreleri borçlanarak bu Kanunun malûllük, yaşlılık ve ölüm
sigortaları hükümlerinden yararlanabilmelerine imkan tanınmıştır.
Borçlanma karşılığı alınacak prim miktarının aktüeryal
dengeyi bozmayacak şekilde belirlenmesi
öngörülmektedir. Borçlanılacak her gün karşılığında başvuru tarihindeki
prime esas asgarî ve azami günlük kazanç arasında sigortalı tarafından
seçilecek günlük kazancın yüzde 32,5'i kadar prim alınması öngörülmektedir.
Aylık hesabında borçlanma tutarına esas günlük kazancın otuz katı ortalama
aylık kazanç olarak kabul edilmesi hükme bağlanarak, güncel olarak alınan
primin tekrar güncellenmesinin önüne geçilmiş olmaktadır. Yurt dışı borçlanması
yapmak suretiyle yaşlılık aylığı bağlananların sosyal güvenlik destek primi
ödemek suretiyle aylıkları kesilmeksizin yeniden çalışabilmelerine imkan
tanınmaktadır.
Madde 58- Sigortalıların yurt dışında geçmiş çalışmalarına
ilişkin sigorta primlerinin, uluslararası anlaşmalarla Türkiye'ye transfer
edilmesi durumunda, bu primlerin sigortalıya veya hak sahiplerine hangi
durumlarda nasıl iade edileceği
düzenlenmektedir.
Madde 59- Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık görevlerinden
ayrılanlara ne şekilde aylık bağlanacağını düzenlemektedir.
Madde 60- Kamu görevlilerine yaşlılık aylığı bağlanmasına
ilişkin istisnalar bu maddede düzenlenmiştir.
Madde 61- Kamu kurumlarında çalışanlardan kanunlarına göre
açığa alınanlar, tutuklananlar veya görevine son verildikten sonra tekrar
görevlerine iade edilenlerin göreve iade edildikten sonra primlerinin nasıl
tahsil edilmesi gerektiği yeni esaslara bağlanmaktadır.
Madde 62- Harp okulları ile fakülte ve yüksek okullarda
silahlı kuvvetler hesabına okuyanlar ile ast subay sınıf okulu öğrencilerinin,
talim ve manevra için rütbe ile silah altına alınan kamu görevlilerinin prime
esas kazançlarının nasıl tespit edileceği belirtilmiştir. Ayrıca, kamu
görevlileri için bu Kanunda belirtilen prime esas kazanç tavan sınırlamasının
aranmayacağı belirtilmiştir.
Madde 63- Harp malûllerine bu Kanunun malûllük için
öngördüğü aylığın üzerinde ödenecek harp malûllüğü aylığındaki fazla kısmın
peşin sermaye değerinin Milli Savunma Bakanlığından tahsilini düzenlemektedir.
Madde 64- Kamu görevlilerinin emekliye sevk onaylarının
nasıl olacağı düzenlenmiştir.
Madde 65- Savaş, seferberlik hali, seferberliği gerektiren
iç tedip hallerinde, bu madde kapsamında olanlara üç aydan az, beş yıldan çok
olmamak üzere bu haller süresinin bir katı kadar itibarî hizmet süresi zammı
verilmesini düzenlemektedir.
Madde 66- Maddede belirtilen kamu kurumlarının uçucu,
denizaltıcı, dalgıç, kurbağa adam veya paraşütçü olarak görev yapan
sigortalılar ile diğer uçucu sigortalılara fiilen bu görevleri yaptıkları her
yıl için çalışma sürelerine altı ay itibarî hizmet süresi ekleneceği
belirtilmiştir. Sözü edilen sigortalıların 68 inci madde kapsamında fiilî
hizmet zammı alıyorsa, bu sürenin üstüne ayrıca itibarî hizmet süresinin de
eklenmesi öngörülmüştür.
Madde 67- 65 inci ve 66 ncı maddelere göre sigortalının
fiilî hizmet süresine eklenen itibarî
hizmet sürelerine ilişkin olarak, o yıl içinde eklenmiş her otuz günlük
itibarî hizmet süresi için, her yılın son ayının primi baz alınarak ayrıca prim
alınması, bu primi sigortalıları çalıştıran işverenlerin ödemesi
öngörülmektedir.
Madde 68- Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c)
alt bendi kapsamında bulunan kamu görevlilerinden, iş kazası veya meslek
hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik geliri bağlanması gerekenlere veya aynı
durumda olup 31 inci maddeye göre malûl sayılanlara, sürekli iş göremezlik
geliri veya malûllük aylıkların % 30 artırılmak suretiyle verilmesi, gelir veya
aylığının artırılan bölümüne ait maliyetlerin Kurumca hesaplanan peşin sermaye
değeri üzerinden bunları çalıştıran kamu idareleri tarafından Kuruma ödenmesi
öngörülmüştür.
Madde 69- Madde ile isteğe bağlı sigorta tanımlanmıştır.
Madde 70- İsteğe bağlı sigortalı olma şartları sayılmıştır.
Madde 71- İsteğe bağlı sigortanın ne zaman başlayacağı,
zorunlu sigortalılık esas olduğundan, zorunlu sigorta ile çakışan isteğe bağlı
sigortalılığın iptal edileceği, böyle bir durumda, ödedikleri primlerin faiz
uygulanmaksızın ilgililere iade edilmesi, çakışan süreden fazla isteğe bağlı
sürelerin ise sigortalının prim ödeme gün sayısına ilavesi öngörülmüştür.
Madde 72- İsteğe bağlı sigorta primi olarak bu Kanununda
belirlenen prime esas kazanç alt ve üst sınırı arasında sigortalılarca
belirlenecek kazanç üzerinden prim alınması ve primlerin ait olduğu ayın sonuna
kadar ödenmesi benimsenmiştir.
Madde 73- İsteğe bağlı sigortanın hangi hallerde sona
ereceği belirtilmiştir.
Madde 74- İsteğe bağlı sigortalılık sürelerinin malûllük,
yaşlılık ve ölüm sigorta kolları uygulanmasında dikkate alınacağı
belirtilmektedir.
Madde 75- Bu Kanuna göre tanımlanan sigortalı olma
nedenlerinin bir kişide birlikte gerçekleşmesi halinde uygulanacak kurallar
belirlenmiştir.
Madde 76- Bir sigortalı veya hak sahibinin birden fazla
gelir ve/veya aylık almasını gerektirecek durumlar ortaya çıktığında ne yönde
işlem yapılacağı bu maddede düzenlenmiş, birden fazla aylık veya gelir
alınabilmesi sınırlandırılmıştır.
Madde 77- Gelir veya aylık bağlananların, durumlarında
değişiklik meydana gelmesi halinde, yeni gelir ve aylıkların hangi tarihten itibaren başlayacağı hüküm altına
alınmıştır.
Madde 78- Bu Kanuna göre bağlanan gelir ve aylıkların nasıl
yükseltileceği düzenlenmektedir.
Madde 79- Bağlanan gelir ve aylıkların her ay peşin olarak
ödenmesi, gelir ve aylıkların ödeme tarihleri, ödeme şekli ve ödeme
merkezlerinin belirlenmesinde Kurum yetkili kılınmıştır.
Madde 80- Hangi hallerde gelir ve aylık bağlanmayacağı bu
maddeyle belirlenmiştir.
Madde 81- İş kazalarıyla meslek hastalıkları, malûllük,
yaşlılık ve ölüm sigortalarına ilişkin olarak esas alınacak yaş bu maddede
düzenlenmiştir.
Madde 82- Bu Kanunun bazı maddelerinde belirtilen görevleri
yerine getirmek, Kurumun malûliyet, iş kazaları ve meslek hastalıkları
hallerinde Kurum kararlarına yapılan itirazları sonuçlandırmak amacıyla Sosyal
Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu kurulmuş, bu kurulun teşkil tarzı ve bazı
görevleri madde metninde düzenlenmiştir.
Madde 83- Kayıt dışı çalışmanın önlenmesi açısından sigorta
işlemlerinin denetimi büyük önem arz etmektedir. Sigortalılık işlemlerinin
denetiminin yaygın ve mahallinde yapılmasının yanı sıra daha fazla denetim
niteliği, bilgi ve tecrübesi gerektirecek konularda da dış denetim ihtiyacı bulunduğu gözönüne
alınarak, yerelden merkeze doğru yapacakları denetimlerin mahiyeti ve niteliği
farklılaştırılarak merkez denetim elemanlarının daha fazla yetkiyi haiz olacağı
bir kademeli denetim sistemi öngörülmektedir.
Sigorta olaylarının soruşturulması ve asgarî işçilik
miktarının belirlenmesine yönelik incelemelerde, bilgisine başvurulanların
bilgi vermekten kaçınmaları durumunda, denetimler çoğunlukla
sonuçlandırılmamakta, bu durum hem sigortalı ve hak sahiplerinin mağdur
olmalarına, hem de denetimin etkinliğinin zedelenmesine ve kurumun prim kaybına
ve yersiz masraflara neden olmaktadır. Yapılan düzenleme ile bu olumsuzlukların
giderilmesi amaçlanmıştır.
İhaleli işler ile özel bina inşaatı işlerinde ilişiksizlik
belgelerinin verilmesinde gecikmelerin önlenmesi amacıyla serbest muhasebeci
malî müşavir ile yeminli malî müşavirlere bazı yetkiler verilmiş, bunların
yetkilerini kullanırken uyacakları usûl ve esaslar da bu maddede
düzenlenmiştir.
Genel bütçeye dahil daireler ile katma bütçeli idarelerin
denetim elemanlarına kayıt dışı sigortalılıkla mücadele amacıyla, kendi
mevzuatları gereğince yapacakları denetimlerde çalıştırılanların sigortalı olup
olmadıklarını tespit yetkisi ve yükümlülüğü getirilmiştir.
Madde 84- Madde ile kanun kapsamında kimlerin genel sağlık
sigortalısı sayılacağı ve kimlerin istisna tutulduğu belirlenmiştir.
Madde 85- Kanun kapsamında genel sağlık sigortalısı
sayılanların tescil işlemlerinin nasıl yapılacağı ve bu kişilerin sigortalılık
başlangıç tarihleri olarak hangi tarihin esas alınacağı belirtilmiştir.
Madde 86- Madde ile bu Kanunda yer verilen sağlık hizmetleri
ile buna bağlı yardımlardan yararlanmanın genel sağlık sigortalısı ve bakmakla
yükümlü olduğu kimseler için bir hak ve bu hizmetleri sağlamanın ise Kurum için
bir yükümlülük olduğu ve sağlanan sağlık hizmetleri ile ödenen prim miktarı
arasında hizmetlerin kapsamı yönünde bir ilişki kurulamayacağı vurgulanarak
kapsamda olan kişilerin hakları hukuksal güvence altına alınmaktadır.
Madde 87- Maddede, sigortalılara sağlanacak sağlık
hizmetlerinin, öncelikle kişilerin sağlıklarını koruma, sağlıkları bozulanlara
bunu yeniden kazandırma ve kendi ihtiyaçlarını görme yeteneklerini artırmayı
amaçladığı gözönünde tutularak, var olan sosyal güvenlik kurumlarının
uygulamaları ve sundukları hizmetler de dikkate alınmak suretiyle, Kanun
kapsamında olan kişilere sağlanacak sağlık hizmetleri ve buna bağlı yardımlar
ve haklar toplumun ihtiyaçlarını azami ölçüde karşılayacak düzeyde
belirlenmiştir.
Bunlar esas olarak, ayaktan ve yatarak sunulan sağlık
hizmetlerinin sağlanması, ortez, protez araç ve gereçlerinin teminiyle yol
parası ve zaruri gider ödemelerinden oluşmaktadır.
Ayrıca, nihai amaçlardan biri olan ulusal sağlık
göstergelerini üst düzeylere taşımada katkısı tartışılmaz olan ve Kurumca uygun
görülen kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile ana ve çocuk sağlığının
büyük önemi karşısında bağışıklama, gebelik ve gebeliğe bağlı sağlık
hizmetlerinin temini ve aile planlamasına yardımcı olması yönünden de
kontraseptif malzeme temini ve uygulanması, tıbbî danışmanlık hizmetleri gibi
sağlık hizmetleri de kapsam içine alınmıştır.
Genel sağlık sigortası sisteminde kapsamda olan kişiler için gereken ölçüde sağlık
hizmetlerinin bedelinin karşılanması esas olmakla birlikte, bu hizmetlerin
kişilerin her türlü bireysel isteklerini ve taleplerini sınırsız olarak
karşılaması beklenemez. Bu konuda dünyadaki çağdaş uygulamalar da gözden
geçirildiğinde benzeri ulusal ölçekli zorunlu sağlık sigortası sistemlerinde
toplumsal faydayı ve hedefleri önceleyen ve bu hedeflere ulaşılmasını sağlayan
sağlık hizmetlerinin sağlanmasının bireysel sağlık hizmetlerinin sınırsız
karşılanmasının önünde tutulduğu ve bu sistemlerin sağladıkları sağlık
hizmetlerini bu genel ilkeyi temel alarak belirledikleri saptanmaktadır.
Sistemin sürdürülebirliği açısından genel sağlık sigortası
kapsamında sağlanacak sağlık ve sağlıkla ilişkili hizmetler ile bu hizmetlerin
sağlanması için sigortalılardan alınması gereken prim miktarı arasında
paralellik kurulması zorunludur. Bu kapsamda sağlanan sağlık hizmetlerinin
sınırsız arttırılması ve genişletilmesi
doğal olarak aktüeryal prim miktarının da yükseltilmesi sonucunu doğuracaktır.
Bu nedenle, uluslararası sosyal sigorta uygulamalarında da olduğu gibi, bedeli
karşılanacak sağlık hizmetlerinin toplumsal faydayı ve sürdürülebirliliği
önceleyen bir yaklaşım ile düzenlenmesi gerekmektedir.
Düzenleme ile genel sağlık sigortası kapsamı dışında tutulan
oldukça sınırlı sayılabilecek sağlık hizmetlerinin kişilerin istekleri doğrultusunda kendilerinin yapacakları
doğrudan ödemelerle veya özel sağlık sigortası hizmeti sunan kurumlardan satın
alacakları sağlık sigortacılığı hizmetlerinden yararlanma yoluyla
karşılayabilmelerinin yolu da açık bulunmaktadır.
Madde 88- Madde ile genel sağlık sigortası kapsamında
sağlanmayacak ve bedeli karşılanmayacak istisnai sağlık hizmetleri
tanımlanmıştır. Bu hizmetler belirlenirken genel sağlık sigortacılığı ilkeleri,
bu hizmetlerin fayda-maliyet ve maliyet-etkililik ölçütleri, uluslararası
örnekler ve malî sürdürülebilirlilik yaklaşımı gözönünde bulundurulmuştur.
Madde 89- Maddenin düzenlenmesi ile sosyal güvenlik ilkeleri
ve Anayasa Mahkemesi'nin konu hakkındaki kararı dikkate alınarak, sağlık
yardımlarının belli bir süre ile kısıtlanmaması yoluna gidilmiş ve kişinin
sağlık durumunun gerektirdiği sürece ve iyileşmesine kadar sürdürülmesi ilkesi
benimsenmiş ve uygulamaya aktarılması amaçlanmıştır.
Madde 90- 18 yaşının altında ve 65 yaşının üstünde olan
kimselerin tedavileri sırasında ihtiyaç duydukları sağlık bakım hizmetleri
dışında refakatçi kalmasına gerek görülmesi durumunda, bu kişilere refakat
giderlerinin Kurumca karşılanmasına imkan tanımak üzere bu maddede
düzenlenmiştir.
Madde 91- Madde ile ülkemizde teşhis veya tedavisi
sağlanamayan kişilerin, bir işverene bağımlı olarak çalışanlardan uzun süreli
ya da geçici olarak yurt dışında görevlendirilen kimselerin yurt dışında teşhis
ve tedavilerinin sağlanmasına imkan tanımak üzere düzenleme yapılmıştır.
Madde 92- Madde ile genel sağlık sigortası kapsamında sağlanacak
sağlık hizmetlerinden yararlanma şartları düzenlenmiştir.
Madde 93- Genel sağlık sigortası kapsamında sağlanacak
sağlık hizmetlerinin amaç dışı ve gereksiz kullanımını önlemek, bu konuda
sıklıkla gündeme gelen suistimallerin önüne geçmek, sağlık hizmetlerini
kullananların da oto kontrol mekanizmalarına etkili bir şekilde katılımını
sağlamak, kişilerin genel sağlık sigortasından sağladıkları faydayı her hizmet
aşamasında fark etmelerini sağlamak ve bu şekilde sistemi sahiplenme düzeyini
artırmak üzere, sağlanan sağlık hizmetlerinde ve tıbbî ürünlerin kullanımı
esnasında Kanunla belirlenen oranları ve miktarları aşmamak üzere sağlık
hizmeti kullanıcılarının katılımı öngörülmektedir.
Madde 94- Bu madde ile risk gruplarını, kişi ve toplum
sağlığını riske atmamak ve sağlık hizmeti kullanıcılarını mağdur etmemek
amacıyla genel sağlık sigortacılığı ve sağlık hizmet sunumu ilkelerine uygun
olarak bu maddede belirtilen kişilere ve hastalık hallerinde sağlık hizmeti
kullanımı esnasında katılım payı ödememesi hususunda istisnalar tanımlanmıştır.
Madde 95- Madde ile genel sağlık sigortası kapsamında olan
kişilere sağlık hizmetlerinden yararlanmaları esnasında hizmet basamaklarına
uyma yükümlülüğü getirilmektedir. Bu düzenleme ile ülkemizde sağlık hizmet sunumunu
ve yönetimini yeniden yapılandırmak üzere yürütülen sağlıkta dönüşüm programı
ile Sağlık Bakanlığının uygulamaları arasında paralellik sağlanması
amaçlanmaktadır. Bu nedenle sağlık hizmetinden yararlanmak isteyen kişilerin
acil haller, iş kazası ve meslek hastalığı dışında öncelikle aile hekimlerine
veya birinci basamak sağlık hizmet sunucularına ve tıbben gerekli görülmesi
halinde sıra ile ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmeti sunan sağlık kurum ve
kuruluşlarına başvurması öngörülmektedir. Bu düzenleme ile sağlık hizmet
sunucularının tıbbî ihtiyaç ve durumlara göre ayrıştırılmamış ve gereksiz
başvurularla gerçek görevlerini yerine getirememelerine ve yersiz yığılmalara
engel olunması, sağlık hizmetlerinin daha etkili ve verimli sunulması
planlanmaktadır.
Madde 96- Gerekli teknik alt yapının kurulmasını takiben
sağlık hizmetlerinden yararlanmak üzere sağlık hizmet sunucularına başvuran
kimselerin genel sağlık sigortası kapsamında olup olmadıklarını kontrol etme ve
genel sağlık sigortası kapsamında olduğunu teyit edemedikleri kişilerin
yerleşim bilgilerinin Kuruma bildirilmesi yükümlülüğü getirilerek kapsam
dahilinde olması gereken herkesin kayıt altına alınması amaçlanmıştır.
Madde 97- Madde ile bu Kanunda acil olarak tanımlanacak
hallerin Sağlık Bakanlığının uygun görüşü alınarak Kurumca çıkarılacak
yönetmelikle düzenlenmesi öngörülmüştür.
Madde 98- Bu madde ile genel sağlık sigortası sistemince
sağlanan sağlık hizmetlerinin yurt içinde veya yurt dışında karşılanacak
tutarlarının ilgili paydaşların, teknik ve bilimsel tarafların katılımı ve
işbirliği ile belirlenmesi öngörülmekle ve bu amaçla kurulan Sağlık Hizmetleri
Fiyatlandırma Komisyonu tanımlanmaktadır.
Madde 99- Madde ile genel sağlık sigortası kapsamında
sağlanacak sağlık hizmetlerinin hizmet satın alma sözleşmeleri yoluyla
sağlanması, sağlanan sağlık hizmetlerinin Kurumca karşılanacak bedellerinin
ödenmesi, bu konularda sağlık hizmeti sunucularının sorumlulukları, ödeme
şekilleri ve provizyon sistemine ilişkin hususlar tanımlanmaktadır. Madde ile
Kuruma, sağlık finansman güvencesi altına alınan kimselere sağlık hizmeti
sunmak üzere her türlü gerçek ve tüzel kişi, kurum ve kuruluşla sağlık hizmeti
satın almaya yönelik sözleşme yapma yetkisi tanınmaktadır.
Bu maddenin düzenlemesi ile öncelikle Kurum ile sözleşme
yapma talebinde bulunan özel ve tüzel kişilerin başvurularının sözleşmenin
değerlendirilmesinden imzalanmasına kadar tüm işlemlerin Kurum tarafından açık,
izlenebilir, denetlenebilir ve hakkaniyete uygun olacak biçimde yürütülmesi
sorumluluğu getirilerek bu konuda yaşanan veya ortaya çıkabilecek yakınmaların
ve suistimallerin önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.
Ayrıca sağlık hizmetlerinin sağlanmasına yönelik olarak
öncelikle Kurum tarafından karşılanacak bedeli kabul eden ve kişilerden otelcilik
hizmetleri dışında tıbbî hizmetler için hiçbir fark almamayı taahhüt eden
sağlık hizmet sunucularına öncelik verilmesi ve bu kuruluşlara
faturalandırdıkları hizmetlerin karşılığının doğrudan ödenmesi öngörülmektedir.
Bunun dışında Kurum tarafından karşılanması öngörülen sağlık
hizmeti fiyatlarını kabul etmeyen, ancak sağlık hizmeti sunumuna ilişkin tıbbî
standartları Kurumca aranan şartlara uygun olan sağlık kuruluşlarından sağlık
hizmeti almak isteyen sigortalıların ve bakmakla yükümlü oldukları kimselerin
bu sağlık kuruluşlarından aldıkları sağlık hizmeti karşılığında Kurumca
karşılanan bedellerinin % 70'ine kadarı sevk zincirine uyulması kaydıyla sağlık
hizmetini alan kişiye ödenebilecektir. Kapsamdaki kişilerin sevk zincirine
uymaksızın sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularına başvurmaları halinde ise 95
inci maddenin üçüncü fıkrasında sözleşmeli sağlık hizmeti sunuclarına yapılacak
ödemenin % 70'inin Kurumca karşılanması öngörülmektedir. Bu şekilde Kurum ile
sözleşme yapılması ve sevk zincirine uyulması teşvik edilmek istenmiştir.
Bu düzenleme ile hem sağlık hizmetinden yararlanan
kimselerin katılım payı dışında kendisince herhangi bir ödeme yapmaksızın
sağlık hizmetlerini kullanabilmeleri, bunun dışında çeşitli nedenlerle Kurum
fiyat tarifesi dışında fiyatlandırmak isteyen sağlık hizmet sunucularının
serbest piyasa koşullarında bu hizmeti sunabilmesine olanak tanınması, aynı
zamanda sağlık hizmeti kullanıcılarının kişisel tercihleri doğrultusunda sağlık
hizmet sunucusu seçimi haklarının en geniş düzeyde tutulması amaçlanmaktadır.
Ancak acil hallerde bu hakkın kötüye kullanılmasını engellemek üzere tüm sağlık
hizmeti sunucularına Kurumca uygun görülen sağlık hizmeti fiyatlandırma bedeli
üzerinden hizmet sunma zorunluluğu getirilmektedir.
Madde 100- Bu madde ile sağlık sigortası primlerinin ve
diğer gelirlerin bu Kanunda tanımlanmış amaçlar dışında kullanılmasının önüne
geçilmesi ve prim gelirlerinin verimli ve amacına uygun kullanılmasının kanunî
güvence altına alınarak vatandaşların sisteme olan güveninin ve katılımının
güçlendirilmesi amaçlanmaktadır.
Madde 101- Madde ile sürekli olmayan ve bu nedenle genel
sağlık sigortası primleri ve harcamaları belirlenirken gözönünde
bulundurulamayan savaşlar ya da doğal afetler nedenleriyle ortaya çıkması muhtemel
olağandışı sağlık giderlerinin karşılanmasını sağlamaya yönelik olarak benzeri
istisnai ve beklenmedik sağlık harcamalarının kamu kaynaklarınca karşılanması
öngörülmüştür.
Madde 102- Madde kapsamında ülkemizde sıkça karşılaşılan ve
iş kazası geçiren sigortalıya ihtiyaç duyduğu sağlık hizmetlerinin ivedilikle
karşılanmasını teminen işverenlere sorumluluk verilmiş, ancak bu nedenle ortaya
çıkacak her türlü sağlık giderinin de genel sağlık sigortasınca karşılanması
güvence altına alınmıştır. Bu yolla iş kazası hallerinde kazaya uğrayan
işçilerin sağlık hizmetlerine en kolay yolla ulaşması konusunda tereddütlerin
ortadan kaldırılması hedeflenmiş ve bu nedenle doğacak sağlık giderlerinin
karşılanması öngörülmüştür.
Madde 103- Kurum ile sözleşmesi bulunan tüm sağlık hizmet
sunucularının hekim ve sağlık tesislerinin isim, unvan ve adreslerinin
sigortalılara duyurularak, ilgililerin hekim ve sağlık tesisi seçme hakkının
daha etkin bir şekilde kullanılabilmesi öngörülmüştür.
Madde 104- Düzenleme ile tüm sağlık hizmet sunucularına, bu
Kanunda belirtilen amaçlara uygun olarak sundukları sağlık hizmetlerini ve
bununla ilgili bilgi ve belgeleri talep halinde uygun ortamlarda Kuruma
bildirim yükümlülüğü getirilerek, Kurumun izleme, değerlendirme ve denetim
fonksiyonlarını hizmetin gerektirdiği şekilde yerine getirebilmesine olanak
tanınması amaçlanmıştır.
Madde 105- Madde ile Kurumun faaliyet alanları ile ilgili
herhangi bir inceleme ve kontrol ihtiyacı doğması halinde Kurumun yetkileri
tanımlanarak sigortacılık uygulamalarının daha etkin yürütülmesi amaçlanmıştır.
Madde 106- Madde ile kasıt ya da suç sayılan bir fiil ile
genel sağlık sigortası sağlık hizmetlerinden yararlandırılan kimselerin
sağlığının bozulmasına neden olan üçüncü kişilere bu fiilleri nedeni ile ortaya
çıkan ve Kurumca karşılanan sağlık giderlerinin rücû edilmesine yönelik
düzenleme yapılmıştır.
Madde 107- Madde ile sağlık durumunun hekim raporu ile bir
işte çalışabilir durumda olduğu belgelenmeyen bir işçiyi çalıştıran işverene,
işçinin sağlığının bozulmasından kaynaklanan tedavi giderlerini üstlenme
yükümlülüğü getirilmektedir. Bu yolla hem toplum ve birey sağlığının
korunmasının ön planda tutulması hem de bireysel sağlık risklerinin
azaltılarak, genel sağlık sigortasına yanlış uygulamalardan gelebilecek malî
yüklerin azaltılması amaçlanmaktadır. Ayrıca, bu madde ile iş kazasının veya
meslek hastalığının işverenin kanunen almakla yükümlü olduğu önlemleri almaması
nedeni ile ortaya çıkması halinde bu duruma ilişkin sağlık harcamalarının
kusuru oranında işverenden tanzim edilmesine olanak tanınmaktadır.
Madde 108- Madde ile, sağlık durumunun hekim raporu ile
geçici ya da kalıcı süre çalışmaya elverişli olmadığı belgelenen bir işçiyi
çalıştıran işverene, işçinin sağlığının bozulmasından kaynaklanan tedavi
giderlerini üstlenme yükümlülüğü getirilmektedir. Bu yolla genel sağlık
sigortalısının sağlığının korunmasının ön planda tutulması hem de bireysel
sağlık risklerinin azaltılarak, genel sağlık sigortasına yanlış uygulamalardan
gelebilecek malî yüklerin azaltılması amaçlanmaktadır.
Madde 109- Bu Kanun kapsamında belirtilen sigorta
yardımlarını ve bu yardımların gerektirdiği idarî masrafları karşılamak üzere
Kurumca prim alınması gereği bu maddede düzenlenmektedir.
Madde 110- Kural olarak, sigortalıların elde ettikleri
kazançların tümünden prim alınması öngörülmüştür. Prime esas kazancın hesabına
dahil edilmeyecek kazançlar ise maddede sayılanlarla sınırlanmış,
sigortalıların belirli olmayan süre ve miktar üzerinden ücret ve kazanç elde
etmeleri ya da aynı ay içinde birden fazla işverenin emrinde çalışmaları
durumunda veya çağrı üzerine çalışma halinde prime esas kazancın nasıl
hesaplanacağı açıklanmıştır.
Kendi nam ve hesabına çalışanların prime esas kazançlarının
prime esas kazanç alt ve üst sınırı arasında kendilerince yıllık olarak
belirleneceği, yıl içerisinde beyan edilen kazançta bir değişiklik olması
durumunda sigortalının yeniden beyan edeceği kazanç üzerinden prim alınacağı
belirtilmiştir.
Madde 111- Kurumca malûllük, yaşlılık, ölüm sigortaları ve
kısa vadeli sigorta kollarından yapılacak yardımlar ile bu yardımların
gerektirdiği idarî masrafları karşılamak üzere alınması gereken primlerin
çeşitlerini, oranlarını ve bunların kimler tarafından hangi oranda ödeneceğini,
Devletin malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortası koluna katkı payı ödeyeceği ve
yaşlılık aylığı almakta iken tekrar çalışmaya başlayan sigortalılar için
alınacak sosyal güvenlik destek primi oranı belirtilmektedir.
Madde 112- Alınacak primler ile verilecek ödeneklerin
hesabına esas tutulacak günlük kazancın alt sınırı ortak bir kritere bağlanarak
aylık asgarî ücretin otuzda biri olarak belirlenmiş, üst sınırın ise alt
sınırın 6,5 katı olması öngörülmüştür.
Günlük kazançları alt sınırın altında olan sigortalılar ile
üst sınırın üzerinde olan sigortalıların kazançlarının alt ve üst sınırlar
üzerinden hesaplanacaktır.
Madde 113- Kısa vadeli sigorta kolları prim oranlarının,
işin yapıldığı işyerinin iş kazası ve meslek hastalığı bakımından gösterdiği
tehlike derecesi gözönünde tutularak tespit edilmesi gerekmektedir.
Madde 114- İş kazaları ve meslek hastalıkları priminin, iş
kollarının iş kazası ve meslek hastalığı bakımından arz ettiği tehlike
derecesine göre tespiti, işyerlerinin tehlike sınıf ve derecelerinde Kurumca
değişiklik yapılması durumu ve Kurumca belirlenecek tehlike sınıf ve derecesine
itiraz halinde uygulanacak esaslar düzenlenmiştir.
Madde 115- Yapılan işte iş kazalarıyla meslek hastalıkları
sigortası primi oranına etki edebilecek bir değişiklik meydana gelmesi
durumunda iş kolunun buna göre tehlike sınıf ve derecesinin de değiştirilmesini
mümkün kılmak üzere bu madde düzenlenmiştir.
Madde 116- Kamu idareleri, döner sermayeli kuruluşlar ile
özel kanunla veya özel kanunla verilen yetkiye dayanarak kurulmuş bankaların
ihaleli işleri ve özel bina inşaatları ve Bakanlar Kurulunca belirlenecek diğer
işler için Kurumca çıkartılacak bir yönetmelikle usûl ve esasları belirlenmek
üzere yeterli işçilik bildirilip bildirilmediğinin araştırılacağı bu araştırma
sonunda yeterli işçilik bildirilmemiş olduğu anlaşılırsa, işverene Kurumca
hesaplanan prim tutarını ve gecikme zammını ödemesinin bildirileceği, işverenin
bu bildirim üzerine prim tutarını ve gecikme zammını ödemesi veya taahhütname
vererek ödeyeceğini beyan etmesi durumunda borcun kesinleşeceği
belirtilmektedir.
Kurumun dış denetimiyle görevli denetim elemanlarının, bu
maddede belirtilen kriterlere göre işyerinde asgarî işçilik miktarını tespit
edebileceği, asgarî işçilik oranlarının tespiti ve asgarî işçilik oranlarına
yapılacak itirazları karara bağlamak üzere Asgarî İşçilik Tespit Komisyonu
kurulacağı belirtilmektedir.
Madde 117- İşverenlerin düzenleyecekleri prim belgelerinde
yer alacak hususlar ve bu belgelerin içeriği tanımlanmış, İş Kanunu hükümlerine
göre sigortalının bir başka işverene iş görme edimini yerine getirmek üzere
devredilmesi durumunda prim belgelerinin süresi içinde Kuruma verilmesinden
asıl işverenle birlikte devralan işverenin de sorumlu olması, sigortalılık
tespitinin fiilen veya kayden yapılabileceği yönünde düzenlemeler yapılmış,
otuz günden az çalıştırılan sigortalıların bu şekilde çalıştırılmalarını izah
eden bilgi ve belgelerin Kuruma verilmesi öngörülmüş, Kurumca sigortalı olarak
çalıştığı tespit edilen sigortalılar için verilmesi gereken belgelerin resen
düzenlenebilmesi öngörülmüş, işverenin bu maddenin birinci fıkrasında
belirtilen belgenin Kurumca onaylanmış bir nüshasını, çalışan sigortalıların
görmelerini sağlayacak şekilde bir birini takip eden iki belge verme süresince
işyerine asmak zorunluluğu getirilmiştir. Bu maddede belirtilen yükümlülüklerin
yerine getirilmemesi durumunda idarî para cezası uygulanması öngörülmüştür.
Madde 118- Primleri ödemekle yükümlü olanların açıkça tespit
edilebilmesi için bu madde düzenlenmiştir.
Madde 119- İşverenlerin bir hizmet akdiyle çalıştırdıkları
sigortalıların primlerini ücretlerinden keserek işveren payı ile birlikte en
geç primin ait olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar, kendi nam ve hesabına
çalışanların her takvim ayına ait primlerinin bu takvim ayının sonuna kadar,
kamu idarelerinde çalışan veya bu kapsama giren sigortalıların primlerinin ise
her takvim ayına ait primlerinin ödemenin yapıldığı tarihi takip eden yedi gün
içinde Kuruma ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kuruma fiilen ödenmeyen prim tutarlarının gelir vergisi ve
kurumlar vergisinde gider olarak yazılmaması öngörülmüş, prim borçlarının katma
değer vergisi iade alacağından mahsubu imkanı getirilmiş, mahsup edilmeyen veya
eksik mahsup edilen prim borçları için gecikme zammı uygulanacağı, prim ve
diğer alacakların tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanunun 51 inci ve 102 nci maddeleri hariç olmak üzere diğer
maddelerinin uygulanacağı, 6183 sayılı Kanunun uygulanmasından doğacak
uyuşmazlıkların çözümlenmesinde alacaklı sigorta müdürlüğünün bulunduğu yer iş
mahkemesinin yetkili olması, sigorta primlerini belirtilen süre içerisinde
tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşlarının tahakkuk ve tediye ile
görevli personel ve yöneticilerinin sorumlulukları düzenlenmiştir.
Madde 120- Sigortalıların çalıştırıldığı işyerinin devir
veya intikal suretiyle el değiştirmesi durumunda sigortalıların haklarının
korunmasını sağlamak üzere eski işverenin Kuruma olan prim, gecikme zammı ve
faiz borçlarından yeni işverenin de müteselsilen sorumlu tutulması uygun
görülmüştür.
Madde 121- Kurumun prim veya diğer alacaklarının yasal
süresi içinde ödenmemesi durumunda gecikme zammı uygulanacağı, gecikme zammının
her ay için Hazine Müsteşarlığınca açıklanacak bir önceki aya ait Yeni Türk
Lirası cinsinden iskontolu ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetlerinin aylık
ortalama faizi bileşik bazda uygulanmak suretiyle hesaplanacağı
belirtilmektedir.
Madde 122- Yanlış ve yersiz prim ilgililerin kasıt veya
kusurundan doğmuşsa faiz ödenmeksizin, Kurumun hatalı işlemlerinden
kaynaklanmışsa tahsil tarihinden itibaren on yıllık zamanaşımı süresi içinde
hisseleri oranında işverenlere ve sigortalılara geri verilmesi, geri verilecek
primler için Kurumca ayrıca kanunî faiz ödenmesi öngörülmektedir.
Madde 123- Maddede belirtilen kamu idareleri, kuruluş ve
bankaların ihale ile yaptırdıkları işlerden dolayı Kuruma ödenecek primlerin
zamanında ve kolayca tahsilinin sağlanması, sigortalıların haklarının korunması
için, ihaleli işi alan işverenlerin ad ve adreslerinin Kuruma bildirilmesi ve
ihale makamı nezdindeki hak ediş ve teminatlarının Kuruma borçları olmadığı
anlaşıldıktan sonra ödenmesi veya geri verilmesi, inşaat işyerlerinde geçici
iskân veya yapı kullanma izni verilmesinden önce inşaat işinden dolayı borcun
bulunmadığına dair Kurumca düzenlenecek bir belgenin istenmesi zorunlu
kılınmış, maddede belirtilen yükümlülüklere uyulmadan hak ediş ödemesi, kesin
teminatın iade edilmesi veya geçici iskân belgesi ya da yapı kullanma izin
belgesi verilmesi durumunda ilgililere genel hükümlere göre müeyyide
uygulanması yönünde düzenleme yapılmıştır.
Madde 124- Genel hayatı etkileyen afet durumlarında afetten
etkilenen işverenlere yardımcı olmak üzere, işverenlerin prim borçlarının
ertelenebilmesi, prim belgelerinin verilme süresinin Kanundaki sürelere bağlı
olmaksızın Kurumca belirlenebilmesi hususları düzenlenmiştir.
Madde 125- Sigortalılığın ve genel sağlık sigortalılığının
kişilerin seçimlerine bağlı olmaksızın zorunlu olduğu, buna aykırı hükümlerin
geçerli olmadığı belirtilmektedir.
Madde 126- Bu Kanun kapsamında ilgililerin Kurum nezdinde
doğan hiçbir alacağının devir ve temlik edilemeyeceği düzenlenmiştir.
Madde 127- Kurumun prim ve diğer alacakları için zamanaşımı
süresinin alacağın vadesinden itibaren on yıl olması öngörülmüştür.
Madde 128- Sakatlıkları nedeniyle malûllük aylığı veya
sürekli iş göremezlik gelir bağlanan sigortalılar ile çalışamayacak durumda
malûl hak sahibi çocukların, Kurumca kontrol muayenesine tabi tutulması, gelir
ve aylıkların bu muayene sonuçlarına göre yeniden belirlenebilmesi
öngörülmüştür.
Madde 129- Sigortalılara sakatlık, geçici iş göremezlik
ödeneklerinin verilmesine ilişkin
raporlar ile sürekli iş göremezlik ve malûllük hallerinin, hak sahibi
çocukların malûllük durumlarının tespitinde, yetkili sağlık tesisleri sağlık
kurullarınca verilecek raporların usûl ve esaslarını, bu raporları verecek
sağlık kurumlarının sahip olacağı kriterleri Kurumun belirleyeceği, sürekli iş
göremezlik kaybı, çalışma gücünün ne oranda yitirilmiş sayılacağına veya
sakatlık oranlarına dair Kurumca verilen karara karşı Sosyal Sigorta Yüksek
Sağlık Kurulu nezdinde itiraz edilebileceği, itirazın bu Kurulca karara
bağlanacağı belirtilmiştir.
Madde 130- Kurumca yapılan fazla ve yersiz ödemelerin geri
alınmasında ilgililerin kasıtlı veya kusurlu davranışı sonucu yapılan fazla
veya yersiz ödemelerin hükümleri ile Kurumun hatalı işleminden kaynaklanan
nedenlerle yapılan fazla veya yersiz ödemelerin müeyyideleri ilkine daha ağır
koşullar bağlanmak suretiyle farklılaştırılmıştır.
Madde 131- Bu Kanun gereğince bağlanan gelir ve aylıklar ile
diğer haklar için zamanaşımı ve hak düşürücü süreler belirlenmiştir.
Madde 132- Bu Kanuna göre gelir, aylık veya toptan ödeme
işlemlerine başlanmış bulunan ve gelir veya aylık bağlanmasına veya toptan
ödeme yapılmasına hak kazandığı anlaşılan sigortalı veya hak sahiplerine,
işlemlerin gecikmesi halinde avans verilerek, bunların mağduriyetlerinin
engellenmesi öngörülmüştür.
Madde 133- İşverenin kendisine ait yükümlülüğü sigortalılara
yansıtmaması için bu düzenleme yapılmıştır.
Madde 134- Sosyal sigorta kurallarının kendi içindeki
bütünlüğünün bozulmaması ve boşluk olan durumlarda özel sigorta hükümlerinin
uyarlama suretiyle uygulanmasının önüne geçmek amacıyla bu madde
düzenlenmiştir.
Madde 135- Sosyal güvenlik alanında yapılan ikili veya çok
taraflı anlaşmalar kapsamında yapılacak her türlü işlem ve hesaplaşmalarda bu
Kanunu uygulayacak Kurumun yetkili olduğu, ilgili anlaşmalarda yapılan
atıfların Kuruma yapılmış sayılacağı belirtilmiştir.
Madde 136- Sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliği,
sistemin gelir ve giderlerinin aktüeryal hesaplamalara dayandırılması ile
mümkündür. Ancak, ülkemizde zaman zaman bazı meslek gruplarının haklarının
genişletilmesi çalışmaları sırasında, sosyal sigorta kurumlarının aktüeryal
dengeleri gözetilmeksizin, kendi kanunlarında düzenlemeler yapılabilmektedir.
Bu uygulamanın önüne geçmek amacıyla madde düzenlenmiştir.
Madde 137- Kurumun ilgili mercilerden bilgi ve belge isteme
hakkı düzenlenmiştir.
Madde 138- Kurumun sosyal güvenliği sağlama ödevini yerine
getirirken yapmak durumunda olduğu işlemlerden vergi, resim ve harç alınmaması
öngörülmüştür.
Madde 139- Bu Kanun gereğince yapılacak bildirimlerde 7201
sayılı Tebligat Kanunu hükümlerinin uygulanması öngörülmüştür.
Madde 140- Kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların
çözümünde iş mahkemeleri yetkili kılınmıştır.
Madde 141- Bu Kanun kapsamında hangi haller için idarî para
cezasının uygulanacağı ve bu cezaların miktarı bu maddede düzenlenmiştir.
Madde 142- Bu Kanunun yürürlükten kaldırdığı kanun
hükümlerinde yer verilen atıflar ile halen yürürlükteki kanunlarda yer alan
atıflar nedeniyle uygulamada boşluk yaratmamak amacıyla düzenlenmiştir.
Madde 143- Değiştirilen kanun hükümleri düzenlenmiştir.
Madde 144- Yürürlükten kaldırılan kanunlar, maddeler ya da
ibareler belirtilmiştir.
Madde 145- Kanunda yönetmelikle düzenlenmesi öngörülen
konularda çıkartılacak yönetmelikler belirtilmiştir.
Geçici Madde 1- Müktesep hakların korunması bakımından bazı
maddeleri yürürlükten kaldırılan sosyal güvenlik kanunları gereğince bağlanan
aylık, gelir, tazminat, zam ve ödeneklerin bu Kanunun yürürlüğünden sonra da
ödenmeye devam edileceği belirtilmiştir.
Bazı kamu görevlilerinden emekli olanlara ödenmekte olan
makam ve yüksek hakimlik tazminatı gibi ödemelerle, 506 sayılı Kanun ve 1479
sayılı Kanun kapsamında ödenmekte olan sosyal yardım zammı ile telafi edici
ödemeler ile 926 sayılı Kanuna göre ödenmekte olan kadrosuzluk tazminatı, ek
ödemeler ve yardımların Kanunun yürürlüğe girdiği tarihteki tutarları üzerinden
aylıklara dahil edilmesi, daha sonra bu aylık ve gelirlerin bu Kanun
hükümlerine göre artırılması öngörülmektedir.
Geçici Madde 2- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
506, 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı Kanunlara tabi olarak çalışanların
bağlanacak aylıklarının nasıl hesaplanacağı bu maddede düzenlenmiştir.
Geçici Madde 3- Sosyal güvenlik hak ve yükümlülüklerinde
norm birliğinin sağlanması, sosyal güvenlik kurumlarının tek çatı altında
toplanması ilkesi ile mevcut aktüerya yapılarının giderek yükümlülüklerini
karşılayamaz hale gelerek, ilgili oldukları banka veya sigorta şirketlerinin
finansman yapılarını da olumsuz etkileyeceği gözönüne alınarak, tüzel
kişilikleri sona erdirilmeksizin, bu Kanunla bazı maddeleri yürürlükten
kaldırılan 506 sayılı Kanunun mülga geçici 20 nci maddesine göre kurulmuş
bulunan sandık iştirakçilerinin ve bunların hak sahiplerinin hak ve
yükümlülükleri ile birlikte devralınması, bu madde uyarınca belirlenen sandık
yükümlülüklerinin sandık iştirakçilerini istihdam eden kurumlardan tahsili
öngörülmektedir.
Geçici Madde 4- Bu Kanunda belirtilen yönetmelikler
yürürlüğe girinceye kadar yapılacak işlemler belirlenmiştir.
Geçici Madde 5- Bu Kanunun yayımı tarihinden önce sakatlık
kontenjanından Emekli Sandığına tabi bir göreve başlayıp bu görevlerine devam
edip, malûllük nedeniyle aylık bağlanamayanlara aylık bağlanması hakkı
getirilmektedir.
Geçici Madde 6- Kamu görevlilerine ödenmekte olan
ikramiyeler mahiyeti itibarıyla çalışma ilişkisinin bir unsuru olup, çalışanın
dürüstlük ve sebatla kamu görevini sürdürmüş olmasının bir karşılığıdır. Kamu
işvereninin çalışma ilişkisinden dolayı bir sorumluluğu olan ikramiyelerin
sosyal güvenlik kurumu aracılığıyla ödenmesi, ikramiyenin niteliğinde bir
karışıklık yarattığı gibi, bu ödemeye aracılık eden sosyal güvenlik kurumunun
iş yükünde de gereksiz bir artışa neden olmaktadır. Kamu görevlilerinin
ikramiyelerinin ödenmesinde bir sıkıntı yaşanmaması amacıyla bir yıllık geçiş
süresi öngörülerek bu sürede ikramiyelerin ilgili kamu kurumları adına,
karşılığı peşin alınmak üzere ödenmesi, bir yıllık sürenin dolmasından itibaren
ise kamu görevlilerinin son defa çalıştığı kurum tarafından, son çalıştığı
kurumun özelleştirilmesi durumunda Hazinece ikramiyenin ödenmesine devam
edilmesi öngörülmüştür.
Geçici Madde 7- Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434
sayılı Kanunun mülga 87 nci maddesine göre kesenekleri iade edilen,
kurumlarınca resen emekliye sevk edilen veya ölen ve kesenek iadesi veya toptan
ödeme yapılmak suretiyle hizmetleri tasfiye edilmiş olanlara, bu hizmetleri
ihya edebilmeleri imkanı tanınmıştır.
Geçici Madde 8- Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce 5434
sayılı Kanun kapsamında bulunup, aylığa hak kazanamayanların, bu Kanunda
yapılan düzenlemeler nedeniyle gerekli koşulları taşır hale gelmeleri
durumunda, bunlara bağlanacak aylıklara esas alınacak kazancın nasıl
bulunacağını düzenlemektedir.
Geçici Madde 9- 1/4/1981 tarihinden önce 506 sayılı Sosyal
Sigortalar Kanunu hükümlerine göre tescili yapılmış olanların, 18 yaşın altında
geçen prim ödeme gün sayılarının bu Kanuna göre geçerli kabul edilmesi
sağlanmaktadır.
Geçici Madde 10- Bazı maddeleri yürürlükten kaldırılan 506
sayılı Kanunun mülga ek 5 inci maddesinde düzenlenen ve mahiyeti bakımından bu
Kanunun fiilî hizmet süresi zammı niteliğinde olan itibarî hizmet sürelerinin
bu Kanunda belirtilen fiilî hizmet zammı süresi olarak değerlendirilmesi
amaçlanmıştır.
Geçici Madde 11- 506, 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı
kanunlara tabi olarak geçen hizmet, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet
süreleri, borçlandırılan süreler ve sigortalılık sürelerinin bu Kanuna tabi
olarak geçmiş sayılacağı belirtilmiştir.
Geçici Madde 12- Kanunun yürürlük tarihinden önce ve sonra
kamu kurumlarında sözleşmeli olarak çalışanların, bu Kanun kapsamında çalışma
şekillerine göre uygun düşen sigortalı tanımı içinde değerlendirilecekleri
belirtilmektedir.
Geçici Madde 13- Bazı kurumlarda sözleşmeli olarak
çalışmaktayken, değişik kanunlarla 5434 sayılı Kanun ile ilişkilendirilmiş
olanların sözü edilen hizmetlerinin bu Kanun kapsamında geçmiş sayılması hususu
düzenlenmiştir.
Geçici Madde 14- Kamu kurumlarının sosyal yardım zammı
borçlarının Hazine tarafından ödeneceği ve karşılığının Hazine tarafından
ilgili kurumlardan tahsil edileceği hükme bağlanmıştır.
Geçici Madde 15- Bu Kanuna göre yapılacak tescil işlemine
kadar sigortalılık işlemlerinde bir sorun yaşanmaması için sigortalılar veya
işverenlere bu Kanundan önce yürürlükte bulunan kanunlara göre verilen sigorta
sicil ve işyeri sicil numaralarının, bu Kanuna göre tescil edildikleri tarihe
kadar kullanılması öngörülmektedir.
Geçici Madde 16- Yurt dışında borçlanma hakkı sonucu emekli
aylığı bağlanan sigortalıların, sonradan ıskat dışında aylıklarının başka bir devlet vatandaşlığına
geçmeleri halinde de ödenmeye devam edileceği belirtilmiştir.
Geçici Madde 17- Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce 1479
sayılı Kanun kapsamında tescillerini yaptırmamış olanların sigortalılık hak ve
yükümlülüklerinin bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra başlayacağı
düzenlenmiştir.
Geçici Madde 18- Kanunun yürürlük tarihinden önce yapılmış
olan yurt dışı borçlanmalarında ödenmiş primlerin ve prim ödeme gün sayılarının
bu Kanun kapsamında prim ödeme gün sayısı ve ödenmiş prim olarak kabul
edileceği belirtilmektedir.
Geçici Madde 19- Bazı maddeleri yürürlükten kaldırılan 506
sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa göre topluluk sigortasına tabi olanların
ödedikleri primlerinin ve prim ödeme gün sayılarının bu Kanun kapsamında
ödenmiş prim ve prim gün sayısı olarak kabul edileceği, bunların bu Kanun
kapsamında hangi sigorta hak ve yardımlarından ne suretle yararlanabilecekleri
düzenlenmiştir.
Geçici Madde 20- Kamu görevlilerinin ücretleri ile
istirahatli bulundukları sürelerde alacakları geçici iş göremezlik ödenekleri
arasındaki farkın ilgili mevzuatlarında değişiklik yapılana dek kurumlarınca
karşılanması suretiyle, istirahatli bulundukları sürelerde gelir kaybına
uğramamaları amaçlanmıştır.
Geçici Madde 21- 506 sayılı Kanunun mülga 96 ncı maddesine
göre Sosyal Sigortalar Kurumuna devredilen sandıklarca mülga 991 sayılı Kanunun
geçici 1 inci maddesine göre Sosyal Sigortalar Kurumunca bağlanan aylıklara
ilişkin alt sınır % 35'ten % 70'e yükseltilmektedir.
Geçici Madde 22- Kanunun yürürlük tarihinden itibaren,
istisnaları bu Kanunda gösterilenler dışındaki tüm kazançların prime tabi
tutulması nedeniyle kamu görevlilerinin ücretlerinden daha fazla prim
kesileceğinden, kamu görevlilerinin ücretlerinde bu nedenle yaşanacak düşüşü
engellemek üzere, bir yıl süreyle artan prim kesintisi bölümünün kamu
kurumlarınca karşılanması öngörülmüştür.
Geçici Madde 23- 5434 sayılı Kanunun mülga ek 1 inci
maddesiyle kurulmuş olan Sağlık Yardım Sandığının tasfiyesine ilişkin düzenlemeler
getirilmiştir.
Geçici Madde 24- 8/9/1999 tarihi ile bu Kanunun yürürlük
tarihi arasında Emekli Sandığı iştirakçisi olup fiilî hizmet zammından
yararlananların bu sürelerinin yarısının bu Kanunda belirtilen yaşlılık aylığı
almak için gerekli asgarî yaş koşulundan indirilmesi öngörülmüştür.
Geçici Madde 25- Uzun vadeli sigorta kollarına Devletin
yapacağı katkının anılan sigorta kolu açık verdiği sürece yapılması ve bu açık
paralelinde azaltılarak sürdürülmesi amaçlanmıştır.
Geçici Madde 26- Kanunun yürürlük tarihinden önce aylıksız
izinli oldukları sürede sosyal güvenlik haklarını sürdüremeyenlere belirtilen
prime esas kazanç üzerinden prim ödemeleri suretiyle geçmiş bu sürelerinin
sosyal güvenliklerinden sayılmasına imkan verilmektedir.
Geçici Madde 27- Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci
fıkrası (a) ve (b) bentleri kapsamında bulunan sigortalılardan 8/9/1999 tarihi
ile bu Kanunun yayımı tarihine kadar sigortalı olanların yürürlükten kaldırılan
mevzuat hükümleri paralelinde yaşlılık aylığına hak kazanabilmeleri
öngörülmektedir.
Geçici Madde 28- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
makam, yüksek hakimlik, temsil ve görev tazminatı ödenmesini gerektiren
görevlere atanmış olanlar ile ek göstergeli görevlere atanmış olan kamu
görevlilerinin, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra bu görevlerde geçen
sürelerinin bazı tazminatlarının emekli aylıklarına yansımasında dikkate
alınacağı hükme bağlanmıştır.
Geçici Madde 29- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihle,
6/8/2003 tarihi arasında 506 sayılı Kanun kapsamında ilk defa sigortalı olup,
sigortalı olarak çalışmaya başlamadan önce malûl sayılmayı gerektirecek
derecede rahatsızlığı olanların 15 yıldan beri sigortalı olmaları ve en az 3600
gün prim ödemeleri halinde yaşlılık aylığından yararlanabilmeleri
öngörülmektedir.
Geçici Madde 30- Bu Kanun yürürlüğe girmeden önce mevcut
sosyal güvenlik kurumlarına tabi olan sigortalıların T.C. Kimlik Numarası esas
alınarak bu Kanun kapsamında sigortalı olarak tescillerinin yapılacağı, bu
işlem tamamlanıncaya kadar eski sigorta sicil numaralarını kullanabilecekleri
belirtilmektedir.
Geçici Madde 31- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
emekli veya yaşlılık aylığı almakta olup tekrar çalışmaya başlamalarına rağmen
o dönemdeki mevzuat gereği aylıkları kesilmeyen veya destek primi ödemeyen
sigortalıların, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren destek primi
ödemek suretiyle aylıkları kesilmeden çalışabilecekleri hükme bağlanmıştır.
Geçici Madde 32- Genel sağlık sigortası kapsamındaki
kişilerin hak sahipliğinin ve hak ettiği sağlık hizmetlerinin elektronik
ortamda kontrolü için gerekli olan bilgisayar donanım ve yazılım alt yapısının
kurulmasına kadar geçecek süre içinde mevcut sistemin sürdürülmesi
amaçlanmıştır.
Geçici Madde 33- Genel sağlık sigortası kurumsal alt
yapısının kurulmasına kadar geçecek sürede, sağlık hizmetlerini veya
yardımlarını karşılamakla yükümlü kurumların faaliyetlerine aksamaya meydan
vermeden devam etmesi amaçlanmıştır. Ancak sağlanacak sağlık hizmetlerine
ilişkin kanun hükümleri daha önce yürürlüğe gireceği için, eski kanunlar gereği
kazanılmış hakların bir yıl süreyle ya da tedavi sonuçlanıncaya kadar devam
etmesi amaçlanmıştır.
Geçici Madde 34- 3816 sayılı Kanun kapsamında yeşil kart
sahibi olan kişilerin ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilerin genel
sağlık sigortası bakımından öncelikle tescil edilmesi hükme bağlanmıştır.
Geçici Madde 35- Sağlık güvencesi kapsamında olmayan, 3816
sayılı Kanun kapsamında sağlık yardımlarından yararlanmak için de başvurusu
olmayan kişilere bildirimlerini yapmaları için iki yıllık süre tanınmıştır. Bu
süre içerisinde kapsamda olan nüfusla ilgili alt yapı çalışmalarının
tamamlanması ve sistemin vatandaşların şikayetine konu olmadan yürütülmesi
amaçlanmıştır. Aile hekimliğine geçilen yerlerde ise alt yapı çalışmaları büyük
ölçüde tamamlanacağı dikkate alınarak, iki yıllık süre beklenmeden genel sağlık
sigortası kapsamına alınacağı hükme bağlanmıştır.
Geçici Madde 36- Aile hekimleri tarafından başlatılan sevk
zincirine uygun olarak yapılan sağlık hizmetleri için alınan katılım paylarının
üç yıl süreyle % 50 oranında azaltılarak uygulanması, bu katkı payının Kanunun
yürürlük tarihinden itibaren en fazla üç yıl süreyle ertelemesi hususunda
Bakanlar Kuruluna yetki verilmesi, 95 inci maddenin birinci fıkrası gereği
yapılacak belirlemelerin, Kanunun yürürlük tarihinden itibaren en geç bir yıl
içinde tamamlanması ve bu süre içerisinde 95 inci maddenin ikinci ve üçüncü
fıkralarının uygulanmasının il ve ilçe bazında ertelenmesi hususunda Sağlık
Bakanlığına yetki verilmesi düzenlenmektedir.
Geçici Madde 37- Halen sağlık güvencesine sahip olan ve
maddede sayılan kişilerin herhangi bir işleme gerek kalmaksızın genel sağlık
sigortası kapsamına alınması sağlanmıştır. Bu kişilerin bilgilerinin Kuruma
bildirilmesi için üç aylık süre tanınmıştır.
Madde 146- Yürürlük maddesidir.
Madde 147- Yürütme maddesidir.
Türkiye
Cumhurbaşkanlığı 1.7.1994
B.0L.0.KKB.0.00.00.01
KAN.KAR.:
39-18/A-4-94-333
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
İlgi: 20 Haziran 1994
tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-1367/5751 S. yazınız.
İlgideki yazınıza ekli
olarak gönderilen ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca 17.6.1994
tarihinde kabul edilen 4006 sayılı “5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun
Bir Maddesinin Değiştirilmesi ve Bu Kanuna Bir Geçici Madde Eklenmesi Hakkında
Kanun” incelenmiş, aşağıda açıklanan nedenlerle Anayasanın 89 uncu maddesi
gereğince bir defa daha görüşülmek üzere iade edilmiştir.
1. 5434 sayılı T.C.
Emekli Sandığı Kanununun 66 ncı maddesine göre; iştirakçilerden fiili hizmet
müddeti on yıl ve daha fazla olanlardan ölenlerin, dul ve yetimlerine aylık
bağlanmaktadır.
Ayrıca, anılan Kanunun Ek
13 üncü maddesinde de; fiili hizmet süresi beş yılı doldurduktan sonra vefat
eden iştirakçilerin, ölüm tarihinde, başkasının yardımı olmaksızın hayatlarını
devam ettiremeyecek derecede malül ve muhtaç bulunan dul eşleri ile
çocuklarına, dul ve yetim aylığı bağlanmaktadır.
2. Kabul edilen Kanunla;
iştirakçilerden fiili hizmet sürelerine bakılmaksızın ölenlerin dul ve
yetimlerine, (on yıl hizmet yapmış gibi) aylık bağlanacak ve sağlık yardımı
yapılacaktır.
3. Bugün ülkemizde üç
büyük sosyal güvenlik kurumu görev yapmaktadır. Bunlar; T.C. Emekli Sandığı,
SosyalSigortalar Kurumu ve BAĞ-KUR’dur.
Konu ile ilgili olarak
bunlardan Emekli Sandığına ait mevcut hüküm, yukarıda açıklanmıştır.
Sosyal Sigortalar
Kurumunda beş yıl, BAĞ-KUR’da üç yıl çalışmadan iştirakçilerin dul ve
yetimlerine aylık bağlanması mümkün değildir.
Tespit edildiği üzere,
getirilen hükümle, yalnızca T.C. Emekli Sandığı iştirakçileri lehine bir
düzenlemeye gidilmiştir.
Bilindiği gibi,
Anayasanın 10 uncu maddesinde (kanun önünde eşitlik) ilkesi yer almaktadır.
Devlet organları ve idare
makamları, bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak
hareket etmek zorundadırlar.
Ortada haklı bir neden ve
kamu yararı söz konusu olmadığı halde, kabul edilen Kanunla eşitlik ilkesi
ihlâl edilmiş ve bir grup iştirakçiye imtiyaz sağlayan düzenlemeye gidilmiştir.
Kaldı ki, kabul edilen bu
hükümle getirilen ikinci bir eşitsizlik de, bir günlük bir memur ile on yılını
tamamlamış bir memurun ölümleri halinde dul ve yetimlerine eşit oranda hak
sağlanmasıdır.
4. T.C. Emekli Sandığı
kamuda daimi kadrodan aylık almak suretiyle çalışanların, sosyal güvenliğini,
prim esasına göre sağlayan bir kurumdur.
Kanun hükümlerine göre,
primlerin yatırılmaması halinde, buna ait süreler dikkate alınmamakta ve
Sandıkça sağlanan hakların hesaplanmasında bu süreler değerlendirilmemektedir.
Sosyal güvenlik kurumlarını
ayakta tutan, daha doğru deyimle görevlerini yerine getirmelerini
gerçekleştiren tek kaynak, primlerdir.
Primli sistemde,
çalışanlar ve Devlet (işveren) ayrı ayrı prim ödemektedir.
Buna karşılık, incelenen
4006 sayılı Kanunla iştirakçilerden fiili hizmet sürelerine bakılmaksızın
ölenlerin dul ve yetimlerine aylık bağlanacak ve bunlara sağlık yardımı
yapılacağından, bu sistem bütünü ile bozulmuş olacaktır.
Bugün T.C. Emekli Sandığı
iştirakçileri aylıklarının % 15’i oranında prim yatırmakta, Devlet de, ayrıca
kamu görevlileri için aylıklarının % 20’si oranında Sandığa kesenek
yatırmaktadır.
İlkokul mezunu bir
görevlinin bugün için Emekli Sandığına yatırdığı bir aylık ücret, 82.500
TL.dir.
657 sayılı Kanuna tâbi en
yüksek Devlet memurunun Emekli Sandığına bir ayda ödediği prim ise, 1.402.500
TL.dir.
Ayrıca Devlet Birinci
halde 110.000 TL., ikinci halde de, 1.870.000 TL. ilave kesenek yatırmaktadır.
Bir aylık ilkokul mezunu
bir memur vefat ettiğinde, Emekli Sandığına yatırılan toplam prim tutarı
(82.500+110.000 = 192.500 TL.) olduğu halde, Sandık örneğin 25 yaşında olan dul
eşine en az kırkbeş yıl, yetim kalan çok küçük yaştaki çocuğuna da, o kadar
süre dul ve yetim aylığı ödeyecek ve sağlık yardımında bulunacaktır.
5. 1.1.1950 tarihinden
1.1.1994 tarihine kadar T.C. Emekli Sandığı 36.520 kişiye toptan ödeme
yapmıştır.
Bunlardan bugün için
20.000 kişinin bu haktan yararlanacağı tahmin edilmektedir.
T.C. Emekli Sandığınca şu
anda bağlanan asgari aylık tutarı 3.592.000 TL.dir.
Buna göre, yirmi bin
kişiye bir yılda, 862.080.000.000 TL. ödenecektir.
Ayrıca, bunların aile
fertleri ile birlikte 50.000 kişiye yılda yaklaşık 120 Milyar TL. sağlık
yardımı da yapılacaktır.
Buna ilaveten, Kanunun
yürürlük tarihinden sonra aynı durumda olanların dul ve yetimlerine de, aylık
bağlanacaktır.
Bu durumda yirmi bin
rakamına her yıl sekiz yüz kişi ilave olacak ve toplam bir yıllık mali külfet
bir trilyonu geçecektir.
Tüm bu durum Sandığı
olumsuz yönde etkileyecek ve asıl hak sahiplerine görev vermekte zorlanacaktır.
Arz ederim.
Süleyman DEMİREL
Cumhurbaşkanı
ANAYASANIN
89 UNCU VE 104 ÜNCÜ MADDELERİ GEREĞİNCE CUMHURBAŞKANINCA
BİR DAHA GÖRÜŞÜLMEK ÜZERE
GERİ GÖNDERİLEN KANUN
5434 SAYILI T.C. EMEKLİ
SANDIĞI KANUNUNUN BİR MADDESİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ
VE BU KANUNA BİR GEÇİCİ MADDE EKLENMESİ HAKKINDA KANUN
Kanun No.: 4006 Kabul Tarihi: 17.6.1994
MADDE 1. - 5434 sayılı
T.C. Emekli Sandığı Kanununun 66 ncı maddesinin (b) bendi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve maddenin sonuna aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
b) İştirakçilerden fiili
hizmet süresine bakılmaksızın ölenlerin,
Ancak, bu maddenin (b)
bendine göre bağlanacak dul ve yetim aylıklarının hesaplanmasında, fiili hizmet
süreleri 10 yıldan az olanların hizmet süreleri 10 yıla iblağ edilir.
MADDE 2. - 5434 sayılı T.C.
Emekli Sandığı Kanununa aşağıdaki Geçici Madde eklenmiştir.
GEÇİCİ MADDE 199.- Bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce Sandık iştirakçisi iken ölenlerin
aylığa müstehak olması koşuluyla, dul ve yetimlerine, 66 ncı madde hükümleri
uyarınca müracaatlarını takibeden aybaşından itibaren aylık bağlanır. Ancak,
bunlara geçmiş süreler için herhangi bir ödeme yapılmaz.
MADDE 3. - 5434 sayılı
T.C. Emekli Sandığı Kanununun, bu Kanunun 1 inci maddesi ile değişik 66 ncı
maddesinin (b) bendine aykırı hükümleri yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 4. - Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 5. - Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
Türkiye
Cumhurbaşkanlığı 3.2.1990
KAN.KAR.:
39-18/A-1-90-47
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
İlgi: (a) 9.12.1988 tarih
ve 1548-7743 sayılı yazınız.
(b) 23.12.1988 tarih ve
39-18/A-4-88-673 sayılı yazımız.
(c) 22.1.1990 tarih ve
2081-9703 sayılı yazınız.
1. İlgi (a) yazınıza ekli
olarak gönderilen 7.12.1988 tarih ve 3510 sayılı Kanun incelenmiş, ilgi (b)
yazımız da belirtilen görüş doğrultusunda Anayasanın 89’uncu maddesi gereğince
bir defa daha görüşülmek üzere Yüce Meclise iade edilmişti.
2. Bu defa ilgi (c)
yazınıza ekli olarak gönderilen 18.1.1990 tarih ve 3602 sayılı “5434 Sayılı
T.C. Emekli Sandığı Kanununa Beş Ek Madde ile Üç Geçici Madde Eklenmesi
Hakkında Kanun” incelendiğinde;
Kabul edilen Kanunla:
a) Ek 66’ncı madde ile
Yasama Organı Üyeliği yapanlarla dışarıdan bakanlığa atananlardan T.C. Emekli
Sandığı ile ilgilendirilmeleri ve borçlandırılmalarında öğrenim durumları ne
olursa olsun 8’inci derecenin 5’inci kademesinin esas alınacağı,
b) Ek 67’nci madde ile
Sandıkla ilgilenenlerin emekli keseneklerine ve kurum karşılıklarına keza
8’inci derecenin 5’inci kademesi esas alınarak işlem yapılacağı ve ayrıca
borçlanma talebinde bulunan Yasama Organı Üyeleri ile dışarıdan bakanlığa
atananlar hakkında 20.2.1979 tarih ve 2182 sayılı Kanun Hükümlerinin
uygulanacağı, borçlanmalarda her yılın bir kademe ilerlemesi ve her iki yılın
da bir derece yükselmesi yapılmak suretiyle emekli keseneğine esas aylığın
belirleneceği,
c) Bu defa yeniden
düzenlenen Ek 68’inci madde ile de T.C. Emekli Sandığı ile
ilgilendirilenlerden, hizmet süreleri 15 yılı veya 40 yaşlarını ve 10 hizmet
yılını dolduranların, T.C. Emekli Sandığına yazılı müracaatlarını takip eden
aybaşından itibaren başkaca şart aranmaksızın kendilerine emekli aylığı
bağlanacağı,
d) Ek 69’uncu madde ile,
çeşitli sosyal güvenlik kurumlarından emekli olduktan sonra, Yasama Organı
Üyeliği yapanlarla, dışardan bakanlığa atanlardan, T.C. Emekli Sandığı ile
ilgilenmek isteyenlerin, bu isteklerinin Sandık kaydına geçtiği tarihi takip
eden aybaşından itibaren Ek 67’nci madde uyarınca Sandık iştirakçiliklerinin
sağlanacağı ve aynı tarihten itibaren sosyal güvenlik kurumlarından almakta
oldukları aylıkların kesileceği, buna karşılık bu gibilerin istekleri üzerine
Ek 68’inci maddedeki esaslara göre aylıklarının yeniden bağlanacağı,
e) Ek 70’inci maddede
Yasama Organı Üyeleri veya dışardan atanan bakanlardan görev süreleri sona
erenler hakkında yapılacak işlemlerin neler olacağı,
f) 3602 sayılı Kanunun
çerçeve 2’nci maddesi ile 5434 T.C. Emekli Sandığı Kanununa ilave edilen 3
geçici madde ile de, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Yasama Organı üyesi
olanlarla, açıktan tayin edilen bakanlar hakkında geçiş süresinde yapılacak
işlemlerin özellikleri,
Düzenlenmiştir.
3. 18.1.1990 tarih ve
3602 sayılı Kanun kabul edilirken, daha önce iade edilen 7.12.1988 tarih ve
3510 sayılı Kanunun, çerçeve 1’inci maddesi ile 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı
Kanununa ilave edilen Ek 68’inci Madde ile yine aynı Kanuna çerçeve 2’nci
maddesi ile ilave edilen Geçici 195’inci maddeleri değiştirerek kabul etmiş,
buna karşılık diğer maddelerde bir değişiklik yapmamıştır.
4. Yukarıda da
arzedildiği üzere; bu defa kabul edilen Ek Geçici 68’inci madde ile Yasama
Organı Üyeliği yapanlarla dışarıdan bakanlığa atananların borçlandıkları hizmet
sürelerinin 15 yılı veya 40 yaşlarını ve 10 hizmet yılını tamamlamaları halinde
kendilerine emekliye ayrılma hakkı tanınmış ve emekli aylığı verilmesi imkânı
getirilmiştir.
5. Geçici 195’inci
maddede yapılan değişiklik ile de, henüz T.C. Emekli Sandığı ile iştirakçi
olarak ilgilendirilmemiş olanlarla, diğer sosyal güvenlik kurumları ile
ilgileri devam edenlerin, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren T.C.
Emekli Sandığı ile Ek 66 ve 67’nci maddeler esaslarına göre iştirakçi olarak
ilgilendirilenlerin ödenmesi gereken emeklilik kesenekleri adlarına borç
kaydedilerek, kurum karşılıkları Türkiye Büyük Millet Meclisinden tahsil
edilirken, bunların iştirakçiler tarafından ödenmesi yoluna gidilmiştir.
6. İade edilen 7.12.1989
tarih ve 3510 Sayılı Kanunda olduğu gibi, emekli keseneğine esas tutulan
kazanılmış hak aylık derecelerini belirleyen iştirakçinin öğrenim durumu ve
hizmet süresi yine nazara alınmamıştır. Daha açık bir ifade ile, Devlet
memurları için öğrenim durumlarına göre girebilecekleri derecenin 5’inci
kademesinden başlama olanağı tanınmamış iken, Yasama Organı Üyeliği yapanlar
ile dışardan bakanlığa atananların T.C. Emekli Sandığı ile
ilgilendirilmelerinde öğrenim durumlarına göre bakılmaksızın 657 Sayılı Devlet
Memurları Kanununun gösterge tablosundaki 8’inci derecenin 5’inci kademesi esas
alınmış ve 15 yıl hizmeti bulunanlar ile 40 yaşını tamamlamış olanlar için 10
hizmet yılı, emekli aylığı bağlanması için yeterli sayılmıştır.
7. Anayasa Mahkemesinin
emsal kararlarında, sandık iştirakçilerinin emekli aylıklarının bağlanmasında;
- İştirakçinin tahsil
durumu,
- Emekli Sandığına tabi
hizmet süresi,
- Muayyen bir yaşı
doldurmuş olması,
Hesaba katılmaktadır.
a) İlk defa T.C. Emekli
Sandığı ile ilgilendirilen bir iştirakçi; ilkokul mezunu ise, başlangıç
derecesi 15’inci derecenin 1’inci kademesinden, ortaokul mezunu ise, 14’üncü
derecenin 2’nci kademesinden, lise mezunları 13’üncü derecenin 3’üncü
kademesinden, 4 yıllık yüksek okul mezunları ise, 9’uncu derecenin 1’inci
kademesinden işlem görmektedir. Borçlanmaları dahi aynı esaslara göre
yürütülmektedir.
b) Kadın iştirakçilerden
20 hizmet yılını, erkek iştirakçilerden 25 hizmet yılını doldurmayanların,
kendi istekleriyle emekliye ayrılmaları mümkün değildir.
c) Nihayet 1.1.1990
tarihinden sonra Emekli Sandığı ile ilgilendirilenlerden kadın iştirakçilerin
55, erkek iştirakçilerin ise 60 yaşını doldurduktan sonra (b)’de açıklanan
hizmet süresini de tamamlamaları üzerine, kendilerine istekleri üzerine emekli
aylığı bağlanmaktadır.
8. Kabul edilen Kanunla
Yasama Organı Üyeleri ve dışarıdan bakanlığa atananlar için tahsil durumu,
hizmet süresi veya yaş konularında farklı hükümlere gidilmiştir.
10. T.C. Emekli Sandığı
Kanununun 102’nci maddesine göre, borçlanma isteğinde bulunan iştirakçilerin,
borçlandıkları miktarı Emekli Sandığına ödedikleri tarihten itibaren 6 ay
geçtikten sonra borçlandıkları süre de dikkate alınarak diğer şartları da
taşımaları halinde kendi istekleriyle emekliye ayrılmaları mümkündür.
3602 sayılı Kanunda 6
aylık bekleme süresi kaldırılmış, T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğüne Yasama
Organı Üyeleriyle dışarıdan bakanlığa atananların yazılı müracaatlarını
takibeden aybaşından itibaren, başka şart aranmaksızın kendilerine emekli
aylığının bağlanacağı kabul edilmiştir.
11.18.1.1990 tarih ve
3602 sayılı Kanunun çerçeve 1’inci maddesi ile 5434 sayılı Emekli Sandığı
Kanununa ilave edilen Ek 67’nci maddenin 2’nci fıkrasıyla 20.2.1979 tarih ve
2182 sayılı Kanundan, Yasama Organı Üyeleriyle dışarıdan bakanlığa atananların
yararlanacakları hüküm altına alınmıştır.
Bilindiği gibi 2182
sayılı Kanun, 28.2.1979 tarih ve 16564 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak
yürürlüğe girmiştir.
Anılan Kanun;
yayımlandığı tarihte görevde bulunan kamu personeli ile o tarihte emekli, adi
malül ve vazife malülü aylıkları ile dul ve yetim aylıkları alanlar hakkında
uygulanmıştır.
Bir istisna olarak, Kanunun
yürürlük tarihinde askerlik görevini yapmakta olanlar da bu Kanun hükmünden
yararlandırılmışlardır.
2182 sayılı Kanun, 28
Şubat 1979 tarihinde uygulanmaya konmuş ve bir yerde hükmünü yitirmiştir.
Aradan 11 yıl sonra sadece Yasama Organı Üyeleriyle, açıktan bakanlığa
atananlar için bir hak getirmenin gerekçesi anlaşılamamıştır.
SONUÇ
1. İlgi (b) yazımızda
ileri sürülen hususlar, incelenen 10.1.1990 tarih ve 3602 sayılı Kanun için de
geçerlidir.
2. Anayasa Mahkemesinin
emsal kararları, konuyu hiçbir tereddüte mahal olmayacak derecede açıkça ortaya
koymuştur.
3. Ayrıca, Anayasanın
153’üncü maddesine göre, Anayasa Mahkemesi Kararlarının Yasama, Yürütme ve
Yargı Organlarını bağlayıcı niteliği mevcuttur.
4. Bütün bunların
ötesinde düzenlenen Ek 66 ve 67’nci maddelerde 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun 36’ncı maddesinin (A) fıkrasına yapılan atıfta da yanlışlık
yapılmıştır. Zira 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36’ncı maddesinin (A)
fıkrasında gösterge tablosu yer almamaktadır. Gösterge tablosu 657 Sayılı
Kanunun 43’üncü maddesinin (A) fıkrasında düzenlenmiştir.
5. Anayasanın 89’uncu
maddesinin 3’üncü fıkrasına göre Yüce Meclis, geri gönderilen 7.12.1988 tarih
ve 3510 sayılı Kanunda değişiklik yaptığından incelenen bu kanunun da bir defa
daha Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderilmesi hakkı doğmuştur.
Sonuç olarak 18.1.1990
tarih ve 3602 sayılı “5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununa 5 Ek Madde ile 3
Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun” Anayasanın 89’uncu maddesi gereğince bir
defa daha görüşülmek üzere ilişikte sunulmuştur.
Arz olunur.
Turgut ÖZAL
Cumhurbaşkanı
ANAYASANIN
89 UNCU VE 104 ÜNCÜ MADDELERİ GEREĞİNCE CUMHURBAŞKANINCA
BİR DAHA GÖRÜŞÜLMEK ÜZERE
GERİ GÖNDERİLEN KANUN
5434 SAYILI T.C. EMEKLİ
SANDIĞI KANUNUNA BEŞ EK MADDE İLE ÜÇ GEÇİCİ
MADDE EKLENMESİ HAKKINDA KANUN
Kanun No.: 3602 Kabul Tarihi: 18.1.1990
MADDE 1. - 5434 sayılı
T.C. Emekli Sandığı Kanununa aşağıdaki beş ek madde eklenmiştir.
EK MADDE 66.- Yasama
Organı Üyeliği yapanlarla dışardan bakanlığa atananlardan, T.C. Emekli
Sandığına tâbi görevden gelmiş olanlarla herhangi bir sosyal güvenlik kurumuyla
ilgili bulunmayanlar, Sandığa yazılı müracaatları üzerine bu görevlere
başladıkları tarihi, bu görevleri sırasında diğer sosyal güvenlik kurumları ile
ilgileri devam edenler ise Sandığa müracaat tarihini takip eden aybaşından
itibaren, T.C. Emekli Sandığı ile ilgilendirilirler.
Yukarıdaki fıkra
gereğince sandık iştirakçisi olanların, istekleri üzerine 18 yaşını
doldurdukları tarihten sonra geçen çalışma sürelerinin en çok 15 yılını
işyerlerinden veya bağlı bulundukları meslek kuruluşlarından veyahut vergi
daireleri ile diğer resmi mercilerden alacakları belgelerle belgelemek
şartıyla, 20.5.1976 tarih ve 2012 sayılı Kanunun 2 nci maddesi ile 5434 sayılı T.C.
Emekli Sandığı Kanununa eklenen ek maddedeki (ek madde 31) esas ve oranlara
göre borçlandırılır. Borçlanmaya 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı
maddesinin (A) fıkrasında yer alan gösterge tablosundaki 8 inci derecenin 5
inci kademesi esas alınır. Bunların emekliliklerinde 5434 sayılı T.C. Emekli
SandığıKanununun değişik 102 nci maddesindeki süre aranmaz.
Bu madde gereğince
borçlandırılan süreler için tahakkuk ettirilen borç miktarı ödenmeden (ölüm,
malullük ve 65 yaş haddi hariç) emeklilik işlemi yapılamayacağı gibi bu süreler
emeklilik ikramiyesinin hesabında da sayılmaz.
EK MADDE 67.- Ek 66 ncı
madde uyarınca sandıkla ilgilenenlerin emeklilik keseneklerine ve kurum
karşılıklarına, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesinin (A) fıkrasında
yer alan gösterge tablosundaki 8 inci derecenin 5 inci kademesi esas alınır.
Ayrıca, 20.2.1979 tarih
ve 2182 sayılı Kanun hükümleri uygulanır.
Bunların T.C. Emekli
Sandığı ile diğer sosyal güvenlik kurumlarına prim veya kesenek ödeyerek geçen süreleri
ile buralara borçlandıkları sürelerin her yılı bir kademe ilerlemesine esas
alınmak ve iki yılda bir derece yükseltilmesi yapılmak suretiyle emeklilik
keseneğine esas aylıkları tespit edilir.
Emeklilik keseneğine esas
aylıkların tespitinde 18 yaşından önce geçen süreler dikkate alınmaz.
Yukarıda sözü
edilenlerden emeklilik kesenekleri 1 inci dereceye yükselmiş olanların, bu
derecenin dördüncü kademesi esas alınmak ve iştirakçilerin yararlanmakta
oldukları en yüksek ek gösterge uygulanmak suretiyle kesilir. Diğer derecelerde
bulunanlara ise hâkimlik sınıfında bulunanlara uygulanan ek göstergeler
uygulanır.
Bu görevleri bittikten
sonra iştirakçi olanlar hakkında da aynı ek göstergeler uygulanır.
EK MADDE 68.- Ek 66 ncı
madde uyarınca T.C. Emekli Sandığı ile ilgilendirilenlerden, T.C. Emekli
Sandığı ile diğer sosyal güvenlik kurumlarına prim veya kesenek ödeyerek geçen
hizmet süreleri ile buralara borçlandıkları hizmet süreleri 15 yılı
dolduranların veya 40 yaşlarını ve 10 hizmet yılını dolduranların, T.C. Emekli
Sandığına yazılı müracaatlarını takip eden aybaşından itibaren, başkaca şart
aranmaksızın kendilerine emekli aylığı bağlanır.
Bu Kanuna göre emekli
aylığı bağlanmasında 2829 sayılı Kanunun 8 inci maddesi hükümleri uygulanmaz.
EK MADDE 69.- Çeşitli
sosyal güvenlik kurumlarından emekli olduktan sonra, Yasama Organı Üyeliği
yapanlarla, dışarıdan bakanlığa atananlardan, T.C. Emekli Sandığı ile
ilgilenmek isteyenlerin, bu isteklerinin Sandık kaydına geçtiği tarihi takip
eden aybaşından itibaren Ek 67 nci madde uyarınca Sandık iştirakçilikleri
sağlanır ve aynı tarihten itibaren sosyal güvenlik kurumlarından almakta
oldukları aylıkları kesilir. Bu gibilerin istekleri üzerine Ek 68 inci
maddedeki esaslara göre aylıkları yeniden bağlanır.
EK MADDE 70.- Yasama
Organı Üyeleri veya dışarıdan atanan bakanlardan görev süreleri sona
erenlerden;
a) T.C. Emekli Sandığı
ile ilgilendirilmesi gereken bir göreve girenlerin emekli keseneklerine,
kesenekleri kendileri, karşılıkları da kurumlarınca ödenmek üzere Ek 67 nci
madde gereğince tespit edilmiş olan ve üyelik veya bakanlıktan ayrıldıkları
tarihteki kıdemleri de dikkate alınarak bıraktıkları derece, kademe ve ek
göstergeleri esas alınır.
b) Diğer sosyal güvenlik
kurumları ile ilgili bir görevde çalışanların istekleri üzerine,
müracaatlarının T.C. Emekli Sandığı kayıtlarına geçtiği tarihi takip eden
aybaşından itibaren kesenek ve kurum karşılıkları (a) fıkrasında belirtildiği
üzere bulunan derece, kademe ve ek göstergeler üzerinden hesap edilmek şartıyla
T.C. Emekli Sandığı ile ilgilendirilmeleri sağlanır.
Bu suretle ilgileri devam
edenlerin, Bağ-Kur ile ilgilendirilmeleri gereken işlerde çalışanların kesenek
ve karşılıklarının tamamı, Sosyal Sigortalar Kurumu ile ilgilendirilmeleri
gereken görevlerde çalışanların keseneklerinin tamamı ve Sosyal Sigortalar
Kurumuna ödenecek işveren hissesi ile T.C. Emekli Sandığına ödenecek kurum
karşılığı arasındaki farkın tamamı kendilerinden, işveren hissesi de çalıştıran
işyerinden tahsil edilir. Ancak, bu suretle geçen süreler emeklilik
ikramiyesinin hesabında dikkate alınmaz.
Bunlara Ek 68 inci
maddedeki esaslara göre aylık bağlanır.
Bunlardan emekli aylığı
alanların aylıkları kesilir. Emekli aylıkları kesilenlerin yeniden emekliye
ayrılmalarında, önceki aylık bağlamaya esas alınan süreleri ile sonradan geçen
süreleri toplamı üzerinden aylık bağlama işlemi yapılır.
MADDE 2. - 5434 sayılı
T.C. Emekli Sandığı Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
GEÇİCİ MADDE 195.- Bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Yasama Organı üyelikleriyle, açıktan tayin
edildikleri bakanlıkları devam edenlerden;
Henüz T.C. Emekli Sandığı
ile iştirakçi olarak ilgilendirilmemiş olanlarla, diğer sosyal güvenlik
kurumlarıyla ilgileri devam edenler, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten
itibaren T.C. Emekli Sandığı ile Ek 66 ve Ek 67 nci maddeler esaslarına göre
iştirakçi olarak ilgilendirilirler. Bunlardan hiçbir sosyal güvenlik kurumuyla
ilgilendirilmemiş bulunanların bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar, bu
görevlerde geçen süreleri için ödenmesi gereken emeklilik kesenekleri ve kurum
karşılıkları iştirakçilerin kendilerinden tahsil olunur.
Bunlara Ek 68 inci
maddedeki esaslara göre aylık bağlanır.
GEÇİCİ MADDE 196.- Bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, Yasama Organı Üyeliği ile açıktan tayin
edildikleri bakanlıkları sona erenlerden T.C. Emekli Sandığı ile ilgili bir
görevde çalışanlar hakkında Ek 70 inci maddenin (a) fıkrası hükümleri
uygulanır. Bunların emekliliklerinde borçlanma hükümleri hariç, Ek 68 inci
maddedeki esaslar uygulanır.
GEÇİCİ MADDE 197.- Bu
Kanunun yürürlüğünden önce Yasama Organı Üyelikleri veya bakanlığı sona
erenlerden;
a) T.C. Emekli Sandığı
dışında diğer sosyal güvenlik kurumları ile ilgili bir görevde çalışanların
istekleri üzerine, müracaatlarının T.C. Emekli Sandığı kayıtlarına geçtiği
tarihi takip eden aybaşından itibaren kesenek ve kurum karşılıkları Ek 67 nci
madde gereğince tespit edilen derece, kademe ve ek göstergeleri üzerinden hesap
edilmek şartıyla T.C. Emekli Sandığı ile ilgilendirilmeleri sağlanır. Diğer
sosyal güvenlik kurumları ile olan ilgileri aynı tarihten itibaren kesilir.
Bu suretle ilgileri devam
edenlerin Bağ-Kur ile ilgilendirilmeleri gereken işlerde çalışanların kesenek
ve karşılıklarının tamamı, Sosyal Sigortalar Kurumu ile ilgilendirilmeleri
gereken görevlerde çalışanların keseneklerinin tamamı ve Sosyal Sigortalar
Kurumuna ödenecek işveren hissesi ile T.C. Emekli Sandığına ödenecek kurum
karşılığı arasındaki farkın tamamı kendilerinden, işveren hissesi de çalıştıran
işyerinden tahsil edilir. Ancak bu suretle geçen süreler emeklilik
ikramiyesinin hesabında dikkate alınmaz.
Bu fıkra kapsamına
girenlere istekleri üzerine Ek 68 inci maddedeki esaslara göre aylık bağlanır.
b) T.C. Emekli Sandığı
dışında, diğer sosyal güvenlik kurumlarından emekli olmuş bulunanlardan halen
hayatta olanların, istekleri üzerine Sandığa yaptıkları müracaatlarını takip
eden aybaşından itibaren bu Kanun esaslarına göre iştirakçilikleri sağlanır.
Aynı tarihten itibaren de almakta oldukları emekli aylıkları kesilir.
Bu gibiler istekte
bulundukları takdirde Ek 68 inci madde esaslarına göre emeklilik işlemleri
uygulanır.
c) Ölümleri sebebiyle dul
ve yetimlerine Sandıkça bağlanmış aylıklar, Ek 67 nci madde esaslarına göre
yeniden yapılacak intibakları neticesinde bulunacak derece ve kademe ve ek
gösterge üzerinden yükseltilerek ödenir.
Diğer sosyal güvenlik
kurumlarından dul ve yetimlere bağlanan aylıklar ise Sandığa yazılı
müracaatlarını takip eden aybaşından itibaren, hizmet süreleri üzerinden Ek 67
nci maddeye göre intibakları yapılarak bulunacak derece, kademe ve ek gösterge
üzerinden, Sandıkça ödenir. Hizmet süreleri (10) yılı doldurmamış olanların
aylıklarının bağlama oranı (10) yıl olarak hesaplanacağı gibi, Sandıkça
bağlanan bu aylıklar ilgililerin aynı tarihten itibaren kesilecek olan eski
aylıklarından az olduğu takdirde ileride katsayı ve gösterge yükselmeleriyle
tasfiye edilmek üzere aradaki fark geçici olarak iblağ edilerek ödenir.
MADDE 3.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 4.-Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
T.C.
Başbakanlık
Kanunlar ve Kararlar
Genel
Müdürlüğü 13/1/2003
Sayı:
B.02.0.KKG/196-279/295
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Önceki yasama döneminde
hazırlanıp Başkanlığınıza sunulan ve İçtüzüğün 77 nci maddesi uyarınca hükümsüz
sayılan ilişik listede adları belirtilen kanun tasarılarının yenilenmesi
BakanlarKurulunca uygun görülmüştür.
Gereğini arz ederim.
Abdullah Gül
Başbakan
Eki:
1/605 Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun Bir
Maddesinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı
T.C.
Başbakanlık
Kanunlar ve Kararlar
Genel
Müdürlüğü 22/12/1999
Sayı:
B.02.0.KKG/196-342/6387
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Önceki yasama döneminde
hazırlanıp Başkanlığınıza sunulan ve İçtüzüğün 77 nci maddesi uyarınca hükümsüz
sayılan 1/567 esas numaralı “Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun Bir
Maddesinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı”nın yenilenmesi
Bakanlar Kurulunca uygun görülmüştür.
Gereğini arz ederim.
Bülent Ecevit
Başbakan
T.C.
Başbakanlık
Kanunlar ve Kararlar
Genel
Müdürlüğü 7/1/1997
Sayı:
B.02.0.KKG/101-1059/257
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
İçişleri Bakanlığınca
hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 25/11/1996 tarihinde
kararlaştırılan “Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun Bir Maddesinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte
gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Prof. Dr. Necmettin Erbakan
Başbakan
GENEL GEREKÇE
Halen muvazzaf personel
ile emekli personel arasında askerlik hizmetinde ve uzman jandarma çavuşlukta
geçen sürelerin hizmetlerinde değerlendirilmesi konusunda emekliler aleyhine
fark vardır. Emekli durumunda bulunan astsubayların askerlik ve uzman jandarma
hizmetlerinde geçen sürelerinin hizmetlerinde değerlendirilerek mağdur
durumunda bulunan emekli, dul ve yetimlerinin mağduriyetlerinin giderilmesi
için Kanun çıkarılmasında zaruret görülmektedir.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1.- Madde ile,
genel gerekçede belirtilen hususlar doğrultusunda Türkiye Cumhuriyeti Emekli
Sandığı Kanununun Geçici 170 inci maddesinin 2 nci fıkrasında değişiklik
yapılarak emekli durumunda bulunan astsubayların askerlik ve uzman jandarma
hizmetlerinde geçen sürelerinin hizmetlerinde değerlendirilmesi
amaçlanmaktadır.
Madde 2.- Yürürlük
maddesidir.
Madde 3.- Yürütme
maddesidir.
HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ
METİN
TÜRKİYE CUMHURİYETİ EMEKLİ SANDIĞI KANUNUNUN BİR MADDESİNDE
DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TASARISI
MADDE 1.- 8/6/1949
tarihli ve 5434 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun geçici 170
inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Bu Kanunun yürürlüğe
girmesinden önce ortaokul ve dengi okulu, astsubay hazırlama okulu, lise ve
dengi okulu mezunu olup da sınıf okullarını başarı ile bitirerek astsubay
nasbedilenlerin astsubay sınıf okullarında geçen başarılı eğitim ve öğrenim
süreleri fiili hizmet müddetinden sayılır. Bundan doğacak borçlanma
iştirakçiler tarafından astsubay nasbedildikleri tarihteki astsubay çavuş
aylığı üzerinden Emekli Sandığına bir yıl içinde ödenir. Emekli durumunda
bulunan astsubayların kendileri, ölenlerin dul ve yetimleri tarafından Emekli
Sandığına yapacakları müracaat üzerine, sınıf okullarında geçen başarılı eğitim
ve öğretim süreleri ile askerlik ve uzman jandarma hizmetlerinde geçen süreleri
fiili hizmet müddetlerine eklenerek kurumca gerekli işlemleri yapılır. Emekli
Sandığınca bu hizmet müddetleri için başvuru tarihindeki katsayılar ve emekli
keseneğine esas aylığın hesabına ait diğer unsurlar ile, kesenek ve karşılık
oranları esas alınmak suretiyle hesaplanacak kesenek ve karşılıklarını
iştirakçiler, emekli, vazife malülleri, adi malüller, dul ve yetimleri
tarafından bir yıl içinde Emekli Sandığına defaten ödemeleri gerekir.
MADDE 2.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3.- Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
|
Prof. Dr. Necmettin
Erbakan |
|
|
|
|
Başbakan |
|
|
|
|
Dışişleri
Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
|
|
Prof. Dr. T. Çiller |
F. Adak |
N. Ercan |
|
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
|
|
Doç. Dr. A. Gül |
I. Saygın |
Prof. Dr. S. Tekir |
|
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
|
|
N.
Kurt |
M.
Altınsoy |
N.
K. Zeybek |
|
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı V |
|
|
L. Esengün |
M. S. Ensarioğlu |
A. C. Tunç |
|
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
|
|
B. Aksoy |
G. Dağdaş |
H. U. Söylemez |
|
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı V. |
|
|
T. R. Güneri |
A. Yılmaz |
A. C. Tunç |
|
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Adalet
Bakanı V. |
|
|
B. Şeker |
Dr. A. Demircan |
M. Altınsoy |
|
|
Millî
Savunma Bakanı |
İçişleri
Bakanı |
Maliye
Bakanı |
|
|
T. Tayan |
M. Akşener |
Doç. Dr. A. Şener |
|
|
Millî
Eğitim Bakanı |
Bayındırlık
ve İskân Bakanı |
Sağlık
Bakanı |
|
|
Prof. Dr. M. Sağlam |
C. Ayhan |
Y. Aktuna |
|
|
Ulaştırma
Bakanı |
Tarım
ve Köyişleri Bakanı |
Çal.
ve Sos. Güv. Bakanı |
|
|
Ö. Barutçu |
M. Demirci |
N. Çelik |
|
|
Sanayi
ve Ticaret Bakanı |
Enerji
ve Tabiî Kay. Bakanı V. |
Kültür
Bakanı |
|
|
Y. Erez |
F. Adak |
İ. Kahraman |
|
|
Turizm
Bakanı |
Orman
Bakanı |
Çevre
Bakanı |
|
|
B. Yücel |
M. H. Dağlı |
M. Z. Tokar |
|
İçişleri
Komisyonu Raporu
Türkiye Büyük Millet
Meclisi
İçişleri
Komisyonu 10/3/2006
Esas No.: 1/408
Karar No.: 28
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
İçişleri Bakanlığınca hazırlanarak 7/1/1997 tarihinde
Bakanlar Kurulunca 20 nci dönem, 22/12/1999 tarihinde 21 inci dönem TBMM
Başkanlığına sunulan "Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun Bir
Maddesinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı" söz konusu
dönemde sonuçlandırılamadığından kadük olmuş ve 13/1/2003 tarihinde Bakanlar
Kurulunca Başkanlığınıza Tasarının yenilendiği bildirilmiştir. Tasarı 20/1/2003
tarihinde Başkanlığınızca esas komisyon olarak Plan ve Bütçe Komisyonuna, tali
komisyon olarak da Millî Savunma Komisyonu ile Komisyonumuza havale edilmiş ve
Komisyonumuzun 6/3/2003 tarihli sekizinci toplantısında Millî Savunma,
İçişleri, Maliye ve Adalet bakanlıkları temsilcilerinin de katılımıyla
görüşülmüştür.
Tasarı ile emekli
durumunda bulunan astsubayların, kendileri veya ölenlerin dul ve yetimlerinin
müracaatları üzerine, askerlik ve uzman jandarma hizmetlerinde geçen
sürelerinin fiili hizmet sürelerine eklenerek değerlendirilmesi öngörülmekte, bu suretle muvazzaf personelle
emekliler arasında emekliler aleyhine olan fark ortadan kaldırılmakta, emekli
astsubayların mağduriyetleri giderilmektedir.
Tasarının tümü üzerinde Komisyonumuzda yapılan görüşmelerden sonra
Tasarı ile gerekçesi Komisyonumuzca benimsenmiş, maddelerinin görüşülmesine
geçilmesi kararlaştırılmıştır.
Tasarının 1 inci maddesi
5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun geçici 170 inci
maddesinde değişiklik öngörerek emekli astsubaylarla muvazzaf astsubaylar
arasındaki dengesizliği gidermeye çalışmaktadır. Maddenin Komisyonumuzda
görüşülmesi sırasında, Emniyet teşkilatında, polis akademisi, fakülte ve yüksek
okullar ile polis okullarında geçen sürelerin fiili hizmet sürelerine eklenmesi
gerektiği, bundan önce bu okullardan mezun olanların bu okullarda geçirdikleri
sürelerin benzer biçimde borçlandırılmak suretiyle fiili hizmet süresine
eklenmesi gerektiği ileri sürülmüştür. Ancak İçtüzük hükümlerinin Tasarıya yeni
maddeler ilave edilmesine olanak tanımaması nedeniyle, emniyet teşkilatı
mensuplarının bundan sonra doğacak mağduriyetlerinin giderilmesi yönünde
düzenleme yapılmasına olanak bulunmadığı belirtilmiştir. Komisyon üyelerimiz
tarafından, emniyet teşkilatı mensuplarının geçmişe yönelik mağduriyetlerinin
giderilmesi yönünde iki önerge verilmiştir. Önergeler aynı mahiyette
olduklarından birleştirilerek oylanmış ve kabul edilmiştir. 1 inci madde,
önergelerde öngörülen biçimiyle kabul edilmiştir.
Tasarının yürürlük ve yürütmeye ilişkin 2 ve 3 üncü
maddeleri, Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
Raporumuz, Plan ve Bütçe
Komisyonuna sunulmak üzere arz olunur.
|
Başkan |
Başkanvekili |
Kâtip |
|
Tevfik
Ziyaeddin Akbulut |
Ali Sezal |
Muharrem
Tozçöken |
|
Tekirdağ |
Kahramanmaraş |
Eskişehir |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Ali
Küçükaydın |
Şevket
Gürsoy |
Reyhan
Balandı |
|
Adana |
Adıyaman |
Afyon |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Ali
Yüksel Kavuştu |
Mehmet
Sait Armağan |
Sıdıka
Aydoğan |
|
Çorum |
Isparta |
İstanbul |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Nusret
Bayraktar |
Hakkı
Ülkü |
Sinan
Özkan |
|
İstanbul |
İzmir |
Kastamonu |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Mehmet
Sefa Sirmen |
Ali Oksal |
Selami
Uzun |
|
Kocaeli |
Mersin |
Sivas |
|
Üye |
Üye |
|
|
Şevket
Arz |
Şükrü
Önder |
|
|
Trabzon |
Yalova |
|
İÇİŞLERİ KOMİSYONUNUN KABUL ETTİĞİ METİN
TÜRKİYE CUMHURİYETİ EMEKLİ SANDIĞI KANUNUNDA
DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TASARISI
MADDE 1- 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli
Sandığı Kanununun geçici 170 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce ortaokul ve dengi okulu,
astsubay hazırlama okulu, lise ve dengi okulu mezunu olup da sınıf okullarını
başarı ile bitirerek astsubay nasbedilenlerin astsubay sınıf okullarında geçen
başarılı eğitim ve öğrenim süreleri fiili hizmet müddetinden sayılır. Bundan
doğacak borçlanma iştirakçiler tarafından astsubay nasbedildikleri tarihteki
astsubay çavuş aylığı üzerinden Emekli Sandığına bir yıl içinde ödenir. Emekli
durumunda bulunan astsubayların
kendileri, ölenlerin dul ve yetimleri tarafından Emekli Sandığına
yapacakları müracaat üzerine, sınıf okullarında geçen başarılı eğitim ve öğretim
süreleri ile askerlik ve uzman jandarma hizmetlerinde geçen süreleri fiili
hizmet müddetlerine eklenerek kurumca gerekli işlemleri yapılır. Emekli
Sandığınca bu hizmet müddetleri için başvuru tarihindeki katsayılar ve emekli
keseneğine esas aylığın hesabına ait diğer unsurlar ile, kesenek ve karşılık
oranları esas alınmak suretiyle hesaplanacak kesenek ve karşılıklarını
iştirakçiler, emekli, vazife malulleri, adi maluller, dul ve yetimleri
tarafından bir yıl içinde Emekli Sandığına defaten ödemeleri gerekir.
Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten önce Polis Akademisi ve Polis Okulları ile diğer fakülte ve
yüksek okullarda emniyet teşkilatı hesabına okuyan, kendi hesabına okumakta
iken emniyet teşkilatı hesabına okumaya devam eden veya fakülte ve yüksek
okullarda kendi hesabına okuduktan sonra Komiser Yardımcısı veya Polis Memuru
olarak emniyet teşkilatı kadrolarına atananların eğitim ve öğretim için okulda
geçirdikleri başarılı her yılı kendilerinin isteği üzerine borçlandırılmak
suretiyle fiili hizmetlerine eklenir. Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren
iki yıl içerisinde yapılacak borçlandırmada, Komiser Yardımcılığına veya Polis
Memurluğuna nasbedildikleri tarihteki kesenek ve kurum karşılığı esas alınır.
Kesenek için tahakkuk eden miktar ilgilinin aylığından dört yıl içinde
kesilerek tahsil edilir.
MADDE 2- Bu Kanun yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer.
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
T.C.
Başbakanlık 4/4/2006
Kanunlar ve Kararlar
Genel Müdürlüğü
Esas No.: 1/568
Sayı: B.02.0.KKG/196-279/1474
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Önceki yasama döneminde
hazırlanıp Başkanlığınıza sunulan ve İçtüzüğün 77 nci maddesi uyarınca hükümsüz
sayılan ilişik listede adları belirtilen kanun tasarılarının yenilenmesi
Bakanlar Kurulunca uygun görülmüştür.
Gereğini arz ederim.
Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan
1/553 Türkiye
Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı
T.C.
Başbakanlık 14/10/1999
Kanunlar ve Kararlar
Genel Müdürlüğü
Sayı: B.02.0.KKG.0.10/101-1513/5055
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Millî Savunma
Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 3/9/1999
tarihinde kararlaştırılan “Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte
gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Bülent
Ecevit
Başbakan
GENEL GEREKÇE
Türk Silahlı Kuvvetleri
hesabına harp okulları ile fakülte ve yüksek okullarda okuyan subayların yüksek
öğrenimde geçen süreleri, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Emekli Sandığı Kanununun 15 inci maddesinin (e) bendi gereğince fiilî hizmetten
sayılmaktadır.
Ayrıca, 27/7/1967 tarihli
ve 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanununun 14 üncü maddesine göre
dış kaynaktan muvazzaf subaylığa geçirilen personel, Türkiye Cumhuriyeti Emekli
Sandığı Kanununun söz konusu maddesi gereğince yüksek öğrenim süresini
borçlanmaktadır. Bu borçlanma için; personelin göreve başladığı tarihteki
teğmen aylığı esas alınmakta ve %15 keseneği kendilerince, %20 karşılığı da
kurumca Emekli Sandığına ödenmektedir. %15'lik kesenek için tahakkuk eden
miktar, ilgilinin aylığından dört yıl boyunca kesilerek tahsil edilmektedir.
Dış kaynaktan muvazzaf subaylığa nasbedilenler, Türk Silâhlı
Kuvvetleri Personel Kanununun 14 üncü maddesinin dördüncü fıkrası hükmüne göre;
a. Askerî eğitimi müteakip atandıkları görevlerde, bir yıllık deneme
(adaylık) süresine tâbi tutulmakta,
b. Bunlardan askeri eğitimde
başarı gösteremeyenler ve eğitimi başarı ile bitirdikten sonra atandıkları
görevde bir yıllık deneme süresi sonunda Silâhlı Kuvvetlere uyum
sağlayamayanlar veya subaylığa engel hali görülenler ile deneme süresinin
bitimine kadar kendi istekleri ile ayrılmak isteyenlerin Türk Silahlı
Kuvvetlerinden ilişikleri kesilmekte,
c. Aldıkları aylıklar
dışında Devletçe bunlara yapılan masraflar, kanuni faizleriyle birlikte
kendilerinden tahsil edilmektedir.
Mevzuat hükümlerine göre,
deneme süresi içinde Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrılan personel, bir gün dahi
görevde kalsa yüksek öğrenim süresini borçlanabilmekte ve borçlanılan meblağın
%20'si Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından ödenmektedir. Yüksek öğrenim
süresinin fiili hizmetten sayılması, sadece subaylara tanınmış istisnai
nitelikli bir hak olduğundan, bu imkândan, hak etmeyen personelin
yararlandırılması uygun görülmemektedir. Ayrıca söz konusu personel için,
Emekli Sandığına Türk Silâhlı Kuvvetleri bütçesinden kesenek karşılığı ödenmesi
çelişki yaratmakta ve belli ölçüde mali külfet getirmektedir.
Bu durumun önlenebilmesi
amacıyla hazırlanan Tasarı ile; 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel
Kanununun 14 üncü maddesine göre dış kaynaktan muvazzaf subaylığa geçen
personelin yüksek öğrenimde geçen sürelerini borçlanabilmeleri için bir yıllık
deneme süresini tamamlama koşulu getirilmektedir.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1- Madde ile; 926
sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununun 14 üncü maddesine göre dış
kaynaktan muvazzaf subaylığa geçirilen personelin, 5434 sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun 15 inci maddesine göre yüksek öğrenim
sürelerini borçlanabilmeleri için, bir yıllık deneme süresini tamamlama koşulu
öngörülmektedir. Böylece, bu süre içinde kendi isteği üzerine veya idarece Türk
Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilenlere bu imkânın verilmemesi ve bütçeye bu
yolla ilave mali yük getirilmemesi amaçlanmaktadır.
Madde 2- Madde ile;
Kanunun yürürlüğe girmesinden önce üniversitelerin çeşitli fakülteleri ile
yüksek okullarda kendi hesabına öğrenim yaptıktan sonra muvazzaf subay
nasbedilenler ile yedek subaylık hizmetini takiben muvazzaf subaylığa
geçirilenlerin bitirdikleri fakülte ve yüksek okulun öğrenim süresinin fiilî
hizmet süresinden sayılacağı ve bundan doğacak borçlanmanın muvazzaf subay
nasbedildikleri tarihteki teğmen aylığının emekli keseneğine ait unsurları ile
borçlanmanın yapıldığı tarihteki katsayı rakamı esas alınarak hesaplanacağı ve
borç tutarının iştirakçiler tarafından tebliğ tarihinden itibaren üç yıl içinde
Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığına ödeneceği, yine Kanunun yürürlüğe
girmesinden önce ortaokul veya dengi okulu, astsubay hazırlama okulu, lise veya
dengi okulu mezunu olup da sınıf okullarını başarı ile bitirerek astsubay
nasbedilenlerin astsubay sınıf okullarında geçen başarılı eğitim ve öğrenim
sürelerinin fiilî hizmet müddetinden
sayılacağı, bundan doğacak borçlanmanın astsubay nasbedildikleri tarihteki
astsubay çavuş aylığının emekli keseneğine ait unsurları ile borçlanmanın
yapıldığı tarihteki katsayı rakamı esas alınarak hesaplanacağı ve borç
tutarının iştirakçiler tarafından tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde
Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığına ödeneceği belirtilmektedir.
Madde 3- Yürürlük
maddesidir.
Madde 4- Yürütme
maddesidir.
HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ
METİN (1/568)
TÜRKİYE CUMHURİYETİ EMEKLİ SANDIĞI KANUNUNDA
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- 8/6/1949 tarihli
ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun 15 inci maddesinin
(e) bendinin üçüncü paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve anılan bende
bu paragraftan sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiştir.
"Fakülte ve yüksek
okullarda kendi hesabına okuduktan sonra muvazzaf subay nasbedilen veya yedek
subaylık hizmetini takiben muvazzaf subaylığa geçirilen ve bir yıllık deneme
süresini başarı ile tamamlayarak Türk Silâhlı Kuvvetleri kadrolarına asil
olarak atananların, yüksek öğrenim süresinin fiili hizmetlerinden sayılması
nedeni ile doğacak borçlanmaya ait borç miktarı, teğmen nasbedildikleri
tarihteki teğmen aylığının emekli keseneğine ait unsurları ve borçlanmanın
yapıldığı tarihteki katsayı rakamı esas alınarak hesaplanır. Borç miktarına ait
kesenek ilgilinin aylığından kesilerek, karşılığı da kurumlarınca verilmek
suretiyle, tebliğ tarihinden itibaren üç yıl içinde Türkiye Cumhuriyeti Emekli
Sandığına ödenir.
Ancak, yüksek öğrenim
süresinin fiilî hizmetlerinden sayılması nedeni ile yapılacak borçlanma
tahakkukunun bir yıllık deneme süresinin bitiminden itibaren altı ay içinde
yapılması şarttır. Tahakkukun altı aylık sürenin bitiminden sonra yapılması
durumunda, borç tahakkuku, tahakkukun yapıldığı tarihteki hükümler dikkate
alınarak yukarıda belirtilen esaslar dahilinde yapılır. Deneme süresi
içerisinde veya bitiminde Türk Silâhlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilen kişiler
yüksek öğrenim süresini borçlanamaz."
MADDE 2- Aynı Kanunun
geçici 170 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Geçici Madde 170-
Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce üniversitelerin çeşitli fakülteleri ile
yüksek okullarda kendi hesabına öğrenim yaptıktan sonra muvazzaf subay
nasbedilenler ile yedek subaylık hizmetini takiben muvazzaf subaylığa
geçirilenlerin bitirdikleri fakülte ve yüksek okulun öğrenim süresi, 31 inci
maddenin altıncı fıkrası hükmü saklı kalmak kaydıyla fiili hizmet süresinden
sayılır. Bundan doğacak borçlanma, muvazzaf subay nasbedildikleri tarihteki
teğmen aylığının emekli keseneğine ait unsurları ile borçlanmanın yapıldığı
tarihteki katsayı rakamı esas alınarak hesaplanır ve borç tutarı iştirakçiler
tarafından tebliğ tarihinden itibaren üç yıl içinde Türkiye Cumhuriyeti Emekli
Sandığına ödenir.
Bu Kanunun yürürlüğe
girmesinden önce ortaokul veya dengi okulu, astsubay hazırlama okulu, lise veya
dengi okulu mezunu olup da sınıf okullarını başarı ile bitirerek astsubay
nasbedilenlerin astsubay sınıf okullarında geçen başarılı eğitim ve öğrenim
süreleri, fiilî hizmet müddetinden sayılır. Bundan doğacak borçlanma, astsubay
nasbedildikleri tarihteki astsubay çavuş aylığının emekli keseneğine ait unsurları
ile borçlanmanın yapıldığı tarihteki katsayı rakamı esas alınarak hesaplanır ve
borç tutarı iştirakçiler tarafından tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde
Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığına ödenir. Emekli durumunda bulunan
astsubayların sınıf okullarında geçen başarılı eğitim ve öğrenim süreleri fiilî
hizmet sürelerine eklenerek, kurumca gerekli işlemleri yapılır. Türkiye
Cumhuriyeti Emekli Sandığınca bu hizmet müddetleri için çıkarılacak borç
miktarları iştirakçiler tarafından bir yıl içinde Türkiye Cumhuriyeti Emekli
Sandığına ödenir."
MADDE 3- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 4- Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
|
Bülent
Ecevit |
|
|
|
|
Başbakan |
|
|
|
|
Devlet Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet Bak. ve Başb. Yrd. |
En. ve Tab. Kay. Bak. ve Başb.Yrd. |
|
|
D.
Bahçeli |
H. H.
Özkan |
M. C.
Ersümer |
|
|
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
|
|
R. Önal |
Prof. Dr.
T. Toskay |
M.
Keçeciler |
|
|
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı V. |
|
|
Prof. Dr.
Ş. S. Gürel |
S.
Somuncuoğlu |
R. K.
Yücelen |
|
|
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
|
|
M. Yılmaz |
Prof. Dr.
R. Mirzaoğlu |
R. K.
Yücelen |
|
|
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
|
|
H. Gemici |
Prof. Dr.
Ş. Üşenmez |
E. S.
Gaydalı |
|
|
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
|
|
F. Ünlü |
Prof. Dr.
A. Çay |
M. A.
İrtemçelik |
|
|
Adalet Bakanı |
Millî Savunma Bakanı |
İçişleri Bakanı |
|
|
Prof. Dr.
H. S. Türk |
S.
Çakmakoğlu |
S. Tantan |
|
|
Dışişleri Bakanı |
Maliye Bakanı |
Millî Eğitim Bakanı |
|
|
İ. Cem |
S. Oral |
M.
Bostancıoğlu |
|
|
Bayındırlık ve İskân Bakanı |
Sağlık Bakanı |
Ulaştırma Bakanı |
|
|
K. Aydın |
Doç. Dr.
O. Durmuş |
Prof. Dr.
E. Öksüz |
|
|
Tarım ve Köyişleri Bakanı |
Çalışma ve Sos. Güv. Bakanı |
Sanayi ve Ticaret Bakanı |
|
|
Prof. Dr.
H. Y. Gökalp |
Y. Okuyan |
A. K.
Tanrıkulu |
|
|
Kültür Bakanı |
Turizm Bakanı |
Orman Bakanı |
|
|
M. İ.
Talay |
E. Mumcu |
Prof. Dr.
N. Çağan |
|
|
|
Çevre Bakanı |
|
|
|
|
F.
Aytekin |
|
|
T.C.
Başbakanlık 4/4/2003
Kanunlar ve Kararlar
Genel Müdürlüğü
Sayı: B.02.0.KKG/196-279/1474
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Önceki yasama döneminde hazırlanıp Başkanlığınıza
sunulan ve İçtüzüğün 77 nci maddesi uyarınca hükümsüz sayılan ilişik listede
adları belirtilen kanun tasarılarının yenilenmesi Bakanlar Kurulunca uygun
görülmüştür.
Gereğini arz ederim.
Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan
EKİ:
1/623-Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
T.C.
Başbakanlık 4/2/2000
Kanunlar ve Kararlar
Genel Müdürlüğü
Sayı: B.02.0.KKG.0.10/101-1562/605
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Millî Savunma Bakanlığınca hazırlanan ve
Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 27/12/1999 tarihinde kararlaştırılan
“Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Bülent Ecevit
Başbakan
GENEL GEREKÇE
8/6/1949 tarihli ve 5434
sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun ek 20 nci maddesi uyarınca,
bekleme süreleri sonunda kadrosuzluktan veya yaş haddi sebebiyle emekliye sevk
edilenler ve vazife malûllüğü hükümlerine göre vazife malûllüğü aylığı
bağlananlar ile ölüm sebebiyle haklarında emeklilik işlemi uygulananlara;
a. Aylığa hak
kazandıkları tarihi takip eden üç ay içinde emekli ikramiyesinin hesaplanmasına
esas alınan katsayılarda meydana gelecek artış nedeniyle oluşacak ikramiye
farklarının,
b. İlk malî yılın birinci
ayında katsayılar dışındaki diğer unsurlarda meydana gelecek artış nedeniyle
oluşacak ikramiye farklarının,
c. Aylığa hak
kazandıkları tarihi takip eden üç ay içinde katsayılarda artış yapılmadığı
takdirde, müteakip katsayılarda altı ay içinde yapılacak ilk artıştan doğan
ikramiye farklarının,
ödenmesi hükme
bağlanmıştır.
Geçmiş yıllarda
katsayılar genellikle, Ocak ve Temmuz aylarında olmak üzere yılda iki kez
tespit edilmekte ve Ocak ayında yapılan iyileştirmelerin daha yüksek oranda
gerçekleştirildiği bilinmektedir. Ancak, Kanunun verdiği yetkiye dayanılarak,
Bakanlar Kurulunca tespit edilen ve 1998 yılı Ekim ayında uygulamaya konulan
katsayılar çok düşük olarak belirlendiğinden, 30/8/1998 tarihinde
kadrosuzluktan emekli olanların mağduriyetine sebebiyet verilmiştir.
Benzer şekilde
uygulamaların önümüzdeki dönemlerde de yapılabileceği dikkate alınarak
hazırlanan Tasarı ile, 5434 sayılı Kanunun ek 20 nci maddesine göre ödenmekte
olan ikramiye farklarının iştirakçileri mağdur etmeyecek seviyeye yükseltilmesi
amaçlanmaktadır.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1.- Madde ile, 5434
sayılı Kanunun ek 20 nci maddesine göre ödenmekte olan ikramiye farklarının,
memur maaş katsayılarındaki artışların Ocak ve Temmuz ayları dışında da
yapılabildiği dikkate alınarak iştirakçileri mağdur etmeyecek şekilde
ödenebilmesine imkân tanınmaktadır.
Madde 2.- Madde ile,
30/8/1998 tarihinde emekli olan personelin de mağduriyetlerinin önlenmesi
amacıyla Kanunun yürürlük tarihi, 5434 sayılı Kanunun ek 20 nci maddesinin
üçüncü fıkrasında değişiklik yapan 4354 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarih
olan 4/4/1998 olarak belirlenmiştir.
Madde 3.- Yürütme
maddesidir.
HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METİN (1/571)
TÜRKİYE CUMHURİYETİ EMEKLİ SANDIĞI KANUNUNDA
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1.- 8/6/1949
tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun ek 20 nci
maddesinin değişik üçüncü fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Aylığa hak kazandıkları
tarihten sonra, birbirini takip eden iki katsayı artışının en yüksek olanından
doğan ikramiye farkları, bu kişilere ayrıca ödenir.”
MADDE 2.- Bu Kanun
4/4/1998 tarihinden geçerli olmak üzere, yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3.- Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
|
Bülent
Ecevit |
|
|
|
|
Başbakan |
|
|
|
|
Devlet Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet Bak. ve Başb. Yrd. |
En. ve Tab. Kay. Bak. ve Başb. Yrd. |
|
|
D.
Bahçeli |
H. H.
Özkan |
M. C.
Ersümer |
|
|
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
|
|
R. Önal |
Prof. Dr.
T. Toskay |
M.
Keçeciler |
|
|
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
|
|
Prof. Dr.
Ş. S. Gürel |
S.
Somuncuoğlu |
Y. Yalova |
|
|
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
|
|
M. Yılmaz |
Prof. Dr.
R. Mirzaoğlu |
R. K.
Yücelen |
|
|
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
|
|
H. Gemici |
Prof. Dr.
Ş. Üşenmez |
E. S.
Gaydalı |
|
|
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
|
|
F. Ünlü |
Prof. Dr.
A. Çay |
M. A.
İrtemçelik |
|
|
Adalet Bakanı |
Millî Savunma Bakanı V. |
İçişleri Bakanı |
|
|
Prof. Dr.
H. S. Türk |
R.
Mirzaoğlu |
S. Tantan |
|
|
Dışişleri Bakanı |
Maliye Bakanı |
Millî Eğitim Bakanı |
|
|
İ. Cem |
S. Oral |
M.
Bostancıoğlu |
|
|
Bayındırlık ve İskân Bakanı |
Sağlık Bakanı |
Ulaştırma Bakanı |
|
|
K. Aydın |
Doç. Dr.
O. Durmuş |
Prof. Dr.
E. Öksüz |
|
|
Tarım ve Köyişleri Bakanı |
Çalışma ve Sos. Güv. Bakanı |
Sanayi ve Ticaret Bakanı |
|
|
Prof. Dr.
H. Y. Gökalp |
Y. Okuyan |
A. K.
Tanrıkulu |
|
|
Kültür Bakanı |
Turizm Bakanı |
Orman Bakanı |
|
|
M. İ.
Talay |
E. Mumcu |
Prof. Dr.
N. Çağan |
|
|
|
Çevre Bakanı |
|
|
|
|
F.
Aytekin |
|
|
|
|
|
|
|
T.C.
Başbakanlık 4/4/2003
Kanunlar ve Kararlar
Genel Müdürlüğü
Sayı: B.02.0.KKG/196-279/1474
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Önceki yasama döneminde hazırlanıp
Başkanlığınıza sunulan ve İçtüzüğün 77 nci maddesi uyarınca hükümsüz sayılan
ilişik listede adları belirtilen kanun tasarılarının yenilenmesi Bakanlar
Kurulunca uygun görülmüştür.
Gereğini arz ederim.
Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan
EKİ:
1/908-Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
T.C.
Başbakanlık 13/9/2001
Kanunlar ve Kararlar
Genel Müdürlüğü
Sayı: B.02.0.KKG.0.10/101-332/4252
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Millî Savunma Bakanlığınca hazırlanan ve
Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 2/8/2001 tarihinde kararlaştırılan
“Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Bülent Ecevit
Başbakan
GENEL GEREKÇE
Anayasanın 61 inci
maddesi; “Devlet, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleriyle, malûl ve
gazileri korur ve toplumda kendilerine yaraşır bir hayat seviyesi sağlar.”
hükmünü amirdir.
Bu hüküm, vatanın
bölünmez bütünlüğü uğruna canlarını severek feda eden kahraman vatan
evlatlarıyla dul ve yetimlerinin korunması anlamına gelmektedir. Türkiye
Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun 67 nci maddesinde karı, koca, çocuklar,
ana ve baba, dul ve yetim olarak belirtilmiştir. Buradan hareketle, harp ve
vazife şehitlerinin yüce milletimize emaneti olan dul ve yetimlerinin
taleplerinin, olabildiğince yerine getirilmesinin her şeyden önce kutsal bir
vatandaşlık borcu olduğu düşünüldüğünde, konunun önemi bir kere daha ortaya
çıkmaktadır.
3713 sayılı Terörle
Mücadele Kanunu gereği kendisine Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığınca aylık
bağlanan şehit anne ve babaları, hem konunun yazılı/görsel basına yansıdığı
şekilde hem de değişik zamanlarda kendileriyle yapılan görüşmelerde;
kendilerinin SSK, BAĞKUR gibi çeşitli sosyal güvenlik kurumlarından maaş
aldıklarını ve bu kurumların sağlık hizmetlerinden istifade etme hakkına sahip
olduklarını, ancak, bu kurumlarca verilen sağlık hizmetlerinden memnun
olmadıklarını, bu kurumların sağlık hizmetleri yerine, Emekli Sandığı Genel
Müdürlüğünün muayene ve tedavi imkânından yararlanmak istediklerini ısrarla dile
getirmekte ve talep etmektedirler.
Ayrıca, 5434 sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun geçici 139 uncu maddesinin
dördüncü fıkrasında, “Kullanılması resmî sağlık kurulu raporu ile gerekli
görülen protez, ortez ve tıbbî araç ve gereç bedellerinin % 10’u hak sahipleri
tarafından ödenir” hükmü yer almakta ve fıkranın sonunda da; “bu Kanunun 64
üncü maddesinin ve 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık
Bağlanması Hakkında Kanuna göre aylık bağlananlar hakkında bu hüküm uygulanmaz.”
denilerek vatanları uğruna malûl olan insanlara istisnai bir hak tanınmaktadır.
Benzer şekilde istisnai
bir hakkın 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununa tâbi olanlara da tanınmasının
uygun olacağı değerlendirilmektedir.
Böylece en kıymetli
varlıkları olan evlatlarını, canlarından aziz bildikleri vatanları uğruna
gözlerini kırpmadan feda eden, vefakâr ve fedakâr anne/babaların Emekli Sandığı
Genel Müdürlüğünün sağlık hizmetlerinden yararlanmaları ve evlatlarının acısını
bir nebze de olsa hafifletebilmelerine imkân sağlanması öngörülmektedir.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1.- Madde ile, 3713
sayılı Terörle Mücadele Kanununa tâbi olarak Emekli Sandığından maaş alan SSK
ile BAĞKUR gibi çeşitli sosyal güvenlik kurumlarının sağlık hizmetlerinden
istifade eden şehit dul ve yetimlerinin, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı
sağlık hizmetlerinden yararlanabilmeleri öngörülmektedir.
Madde 2.- Yürürlük
maddesidir.
Madde 3.- Yürütme
maddesidir.
HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METİN (1/574)
TÜRKİYE CUMHURİYETİ EMEKLİ SANDIĞI KANUNUNDA
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1.- 8/6/1949
tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun geçici 139
uncu maddesinin dokuzuncu fıkrasına “isteğe bağlı sağlık sigortasından
yararlananlar” ibaresinden sonra gelmek üzere “ile 3713 sayılı Terörle Mücadele
Kanununa göre aylık bağlananlar” ibaresi ve fıkranın sonuna aşağıdaki cümle
eklenmiştir.
“Bu şekilde Sandık sağlık
yardımından istifade edenler diğer sağlık hizmetlerinden yararlanamazlar.”
MADDE 2.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3.- Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
|
Bülent
Ecevit |
|
|
|
Başbakan |
|
|
|
Devlet Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet Bak. ve Başb. Yrd. |
|
D.
Bahçeli |
H. H.
Özkan |
M. Yılmaz |
|
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
|
K. Derviş |
Prof. Dr.
T. Toskay |
M.
Keçeciler |
|
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
|
Prof. Dr.
Ş. S. Gürel |
F. Bal |
Dr. Y.
Karakoyunlu |
|
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
|
M. Yılmaz |
Prof. Dr.
R. Mirzaoğlu |
H. Gemici |
|
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
|
Prof. Dr.
Ş. Üşenmez |
E. S.
Gaydalı |
F. Ünlü |
|
Devlet Bakanı V. |
Devlet Bakanı |
Adalet Bakanı |
|
Prof. Dr.
Ş. Üşenmez |
R. Önal |
Prof. Dr.
H. S. Türk |
|
Millî Savunma Bakanı |
İçişleri Bakanı |
Dışişleri Bakanı |
|
S. Çakmakoğlu |
R. K.
Yücelen |
İ. Cem |
|
Maliye Bakanı |
Millî Eğitim Bakanı |
Bayındırlık ve İskân Bakanı |
|
S. Oral |
M.
Bostancıoğlu |
K. Aydın |
|
Sağlık Bakanı |
Ulaştırma Bakanı |
Tarım ve Köyişleri Bakanı |
|
Doç. Dr.
O. Durmuş |
O. Vural |
Prof. Dr.
H. Y. Gökalp |
|
Çalışma ve Sos. Güv. Bakanı |
Sanayi ve Ticaret Bakanı |
En. ve Tab. Kay. Bakanı |
|
Y. Okuyan |
A. K.
Tanrıkulu |
Z. Çakan |
|
Kültür Bakanı |
Turizm Bakanı |
Orman Bakanı |
|
M. İ.
Talay |
E. Mumcu |
Prof. Dr.
N. Çağan |
|
|
Çevre Bakanı |
|
|
|
F.
Aytekin |
|
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
“5434 Sayılı Emekli
Sandığı Kanununun 32 nci Maddesine Bir Bent Eklenmesine Dair Kanun” teklif
gerekçesi ile birlikte ekte sunulmuştur.
Gereğinin yapılmasını
saygılarımızla arz ederiz.
|
Hakkı
Akalın |
Oğuz Oyan |
Yücel
Artantaş |
|
|
İzmir |
İzmir |
Iğdır |
|
|
Erdal
Karademir |
Sedat
Uzunbay |
Ahmet
Sırrı Özbek |
|
|
İzmir |
İzmir |
İstanbul |
|
|
Muzaffer
Kurtulmuşoğlu |
Muharrem
Toprak |
Hüseyin
Güler |
|
|
Ankara |
İzmir |
Mersin |
|
|
Mustafa
Gazalcı |
Mustafa
Özyurt |
Fahrettin
Üstün |
|
|
Denizli |
Bursa |
Muğla |
|
|
Mehmet
Küçükaşık |
Nadir
Saraç |
İsmet
Çanakçı |
|
|
Bursa |
Zonguldak |
Ankara |
|
|
Bülent
Baratalı |
Mehmet
Ali Özpolat |
İzzet
Çetin |
|
|
İzmir |
İstanbul |
Kocaeli |
|
|
Muharrem
İnce |
A. Rıza
Bodur |
Kemal
Kılıçdaroğlu |
|
|
Yalova |
İzmir |
İstanbul |
|
|
A. Rezzak
Erten |
Yılmaz
Kaya |
Vezir
Akdemir |
|
|
İzmir |
İzmir |
İzmir |
|
|
Canan
Arıtman |
Hakkı
Ülkü |
Mesut
Özakcan |
|
|
İzmir |
İzmir |
Aydın |
|
|
Mehmet
Semerci |
Haluk Koç |
Enver
Öktem |
|
|
Aydın |
Samsun |
İzmir |
|
|
Ali Kemal
Deveciler |
İsmail
Değerli |
Kemal
Anadol |
|
|
Balıkesir |
Ankara |
İzmir |
|
|
Ali Kemal
Kumkumoğlu |
Ali Topuz |
Birgen
Keleş |
|
|
İstanbul |
İstanbul |
İstanbul |
|
|
Mesut
Özakcan |
Enis
Tütüncü |
Ali
Arslan |
|
|
Aydın |
Tekirdağ |
Muğla |
|
|
Mehmet
Tomanbay |
Mehmet U.
Neşşar |
|
|
|
Ankara |
Denizli |
|
|
|
|
|
|
|
GEREKÇE
Ülkemizde sağlık
personelinin çalışma koşulları hemen her yerde ağırdır. Mesleki risklerin en
aza indirgenmesi, meslekle ilgili hastalık ve sakatlanma durumunda tazminat ve
güvence konularındaki düzenlemeler yetersizdir. Çalışılan fiziki ortam ve
lojmanlar hemen bir çok yerde yetersiz, varolanlarda asgari şartlardan
yoksundur. Tüm bu ve benzeri etmenler sağlık alanında çalışma koşullarını daha
da zorlaştırmaktadır.
Sağlık Bakanlığı 2002
verilerine göre, Türkiye’de bir pratisyen hekime 1511 kişi, bir uzman hekime
1700 kişi, bir diş hekimine 4250 kişi, bir hemşireye 850 kişi, bir ebeye 1236 kişi,
bir sağlık memuruna ise 1360 kişi düşmektedir.
Sağlık personelinin
çalışma koşullarının ve süresinin diğer iş kollarından önemli bir farkı vardır;
Sağlık hizmetinin sürekliliği. Sağlık olgusunun doğası gereği hizmetlerin
sürekli verilmesi bir zorunluluk olduğundan sağlık personelinin gece ve tatil
günleri de çalışması söz konusudur. Üstelik çok hızlı gelişen tıp bilimini
izlemek, bilimsel gelişmeleri uygulamaya aktarmak hekimlerin zorunlu
sayılabilecek görevleri arasındadır. Buna karşın bu görevlere ayrılan sürenin
çalışma süresi kapsamında görülmesi henüz nadir bir olgudur.
Yatan hastalara gerekli
bakımın gece gündüz her saat verilme gerekliliği, sağlık hizmetlerindeki
işlerin sürekliliği, gece çağrılmalar, gece çalışması ve vardiya uygulamalarına
yol açmaktadır. Gece çalışması, vardiyalı çalışma ve düzensiz çalışılan saatler
çalışanlar açısından oldukça sorunlu bir uygulamadır. Uyku düzensizliği, yemek
alışkanlıklarında değişme ve bunların etkileri ortaya çıkmaktadır. Daha da
önemlisi gece çalışması ve düzensiz çalışma saatleri aile ve sosyal yaşam
üzerinde rahatsız edici etkiler yaratmaktadır. Uzun iş saatleri, fazla çalışma
sıklığı, düzensiz çalışma saatleri acil ve beklenmeyen durumlar nedeniyle son
anda ortaya çıkabilen değişiklikler, göreve çağrılmalar, acil çağrılmalar
hastanelerde çalışanların iş dışındaki yaşamlarını baskı altına almaktadır.
Sağlık çalışanları
yaptıkları işten kaynaklı olarak çok ve çeşitli risklere maruz kalmaktadır. Bu
riskler arasında enfeksiyon hastalıkları, AIDS, hepatit B, hepatit C gibi
biyolojik riskler; stres, ilaç alışkanlığı gibi psiko-sosyal riskler
bulunmaktadır. Özellikle hekim olarak çalışmak büyük bir sorumluluk
getirmektedir. Meslek uygulamasında günlük yaşam, hastalık ve ölüm gibi
streslerle doludur. Ayrıca koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında fiziki,
biyolojik ve sosyal çevreden kaynaklanan ve insan sağlığını olumsuz yönde
etkileyen fiziksel, kimyasal, biyokimyasal, bakteriyolojik, mikolojik,
virolojik, hematolojik, serolojik ve parazitolojik bir çok etmenle karşı
karşıya kalmaktadırlar.
Yukarıda açıkladığımız
bir çok nedenden dolayı mesaisini güç koşullar altında tamamlayan sağlık
personelinin ek fiili hizmet müddetinden faydalanmaları amaçlanmıştır.
İZMİR MİLLETVEKİLİ HAKKI
AKALIN VE 39 MİLLETVEKİLİNİN TEKLİFİ (2/79)
5434 SAYILI EMEKLİ SANDIĞI KANUNUNUN 32 NCİ MADDESİNE BİR
BENT EKLENMESİNE DAİR KANUN TEKLİFİ
MADDE 1.- 5434 Sayılı
Emekli Sandığı Kanununun 32 nci maddesinde i) bendinden sonra gelmek üzere j)
bendi eklenmiştir.
|
İştirakçiler |
Hizmetin Geçtiği Yer |
Eklenecek Süre |
j) Tabip, Sağlık teknisyenleri, |
Hastane, Poliklinik, |
|
|
Ebe-Hemşireler,
Diş tabip- |
Sağlık Ocakları, Tıbbî |
3 Ay |
|
leri,
Laborantlar, Hastaba- |
Araştırma Merkezleri, |
|
|
kıcılar,
Fizyoterapistler, |
Laboratuvarlar, Sağlık |
|
|
Hizmetliler,
Anestezi |
Evleri, Ana-Çocuk Sağlık |
|
|
teknisyenleri. |
Merkezleri, Sağlık İstasyonu, |
|
|
|
Tanı Merkezi, Dispanserler. |
|
|
MADDE 2.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3.- Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
1479 Sayılı Bağ-Kur
Yasasının Ek-20 nci maddesinin 1 inci fıkrasında değişiklik yapılmasına dair
Kanun teklifim ekte sunulmuştur.
Gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Ahmet Ersin
İzmir
GEREKÇE
1479 Sayılı Bağ-Kur
yasasında değişiklik yapan, 25/8/1999 tarih 4447 sayılı yasanın 38 inci maddesi
ile Sosyal Güvenlik Destek Primi başlıklı ek-20 nci madde gereği Bağ-Kur
emeklilerinden % 10 oranında, Sosyal Güvenlik Destek Primi kesilmektedir.
Bağ-Kur emeklileri, 1479
sayılı yasanın aradığı kadar prim ödeyerek emekli olabilmektedir. Dolayısiyle
emekli olduktan sonra da, aylıklarından tekrar yüksek oranda prim kesilmesi
doğru değildir.
Kaldı ki, Bağ-Kur
emeklileri diğer sosyal güvenlik kuruluşlarından (SSK ve Emekli Sandığı), emekli
olanlara göre çok daha düşük aylık almaktadırlar. Bu yönden zaten mağdur
durumdaki Bağ-Kur emeklilerinin, ayrıca yüksek oranda destek primi ödemeleri,
mağduriyetlerini daha da artırmaktadır.
Bu nedenlerle, Bağ-Kur
emeklilerinden kesilen % 10 oranındaki Sosyal Güvenlik Destek Priminin % 1’e
indirilmesi gerekmektedir.
İZMİR MİLLETVEKİLİ AHMET
ERSİN’İN TEKLİFİ (2/151)
1479 SAYILI BAĞ-KUR YASASININ EK-20 NCİ MADDESİNİN
1 İNCİ FIKRASINDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
MADDE 1.- 1479 sayılı
BAĞ-KUR yasasının Ek 20 nci maddesinin 1 inci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Bu Kanuna göre yaşlılık
aylığı bağlananlardan, 24. maddenin (I) numaralı bendinde belirtilen
çalışmalarına devam edenlerin veya daha sonra çalışmaya başlayanların, sosyal
yardım zammı dahil tahakkuk eden aylıklarından, aylığın bağlandığı veya tekrar
çalışmaya başlandığı tarihi takip eden aybaşından itibaren, çalışmaların sona
erdiği ay dahil, % 1 oranında sosyal güvenlik destek primi kesilir.”
MADDE 2.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3.- Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Türkiye Cumhuriyeti
Emekli Sandığı Kanununda değişiklik yapılması hakkında Kanun teklifim ve
gerekçesi ilişikte sunulmuştur.
Gereğini arz ederiz.
Saygılarımızla.
|
Bülent Baratalı |
Türkan Miçooğulları |
|
İzmir |
İzmir |
GEREKÇE
Özel Koruma ve Güvenlik
Görevlileri Türkiye genelinde resmi olmayan rakamlara göre 43 bin civarında
olup, aynı zamanda 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa bağlı olarak görev
yapmaktadır. 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanununa uyarlanarak
düzenlenmiş olan 2495 sayılı Kanuna göre hizmet yürüten bu görevliler, İllerde
Emniyet Müdürlüğüne, Jandarma bölgesi olan yerlerde ise Jandarma Komutanlıklarına
bağlı olarak çalışmaktadır. 657 sayılı Kanuna tâbi olan devlet memurları
yılbaşı, dinî bayramlar ve resmî bayramlarda toplam 25-28 gün tatil yaparken
Özel Koruma ve Güvenlik Görevlileri 2495 sayılı Kanun gereği polis ve emniyet
görevlilerinin koşulları çerçevesinde çalışmaktadır.
Özel Koruma ve Güvenlik
Görevlileri polislerde olduğu gibi, görev yapılan kurum ve kuruluşlarda halkın
ilk karşılaştığı ve muhatap olduğu görevliler olarak her türlü saldırı, sözlü
sataşma ve hakaretlere maruz kalmakta, 12 saat olarak geceli gündüzlü
çalışmakta ve bunun sonucunda psikolojik ve fiziksel yıpranmaya uğramaktadır.
Bu görevlilerin daha verimli, dikkatli ve özverili olabilmeleri için sosyal
haklar bakımından Emniyet görevlileriyle aynı düzeye getirilmeli, özlük haklarında
iyileştirmeler yapılmalı ve 5 yıllık tazminatlı yıpranma hakkından
yararlandırılmaları sosyal eşitsizliğin giderilmesi açısından bir
zorunluluktur.
İZMİR
MİLLETVEKİLİ BÜLENT BARATALI İLE TÜRKAN MİÇOOĞULLARI’NIN TEKLİFİ (2/152)
TÜRKİYE CUMHURİYETİ EMEKLİ SANDIĞI KANUNUNDA
DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ
MADDE 1.- 8/6/1949
tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun 32 nci
maddesinin (i) fıkrasının (II) numaralı bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki
(j) fıkrası eklenmiştir.
J) Özel Koruma ve
Güvenlik Özel Koruma ve Güvenlik 3
Görevlileri Hizmetlerinde
MADDE 2.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3.- Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
506 sayılı Kanunun, 2422
sayılı Kanunun 10 uncu maddesi ile değişik, 73 üncü maddesi ve Ek 7 nci
maddesinde değişiklik yapılmasına dair Kanun Teklifi gerekçesi ile birlikte
ilişikte sunulmuştur.
Gereğini saygılarımızla
arz ederiz. 16/6/2003
|
Halil
Tiryaki |
Ali Topuz |
Muharrem
Eskiyapan |
|
Kırıkkale |
İstanbul |
Kayseri |
|
Berhan
Şimşek |
Gökhan
Durgun |
Erdoğan
Yetenç |
|
İstanbul |
Hatay |
Manisa |
|
Gürol
Ergin |
Uğur
Aksöz |
Muzaffer
Kurtulmuşoğlu |
|
Muğla |
Adana |
Ankara |
|
Mahmut
Duyan |
Orhan
Ziya Diren |
Halil
Ünlütepe |
|
Mardin |
Tokat |
Afyonkarahisar |
|
|
Selami
Yiğit |
|
|
|
Kars |
|
GENEL GEREKÇE
Bilindiği üzere ülke
nüfusumuzun yarısından fazlası sosyal güvenlik şemsiyesinden yoksun
bulunmaktadır. Sosyal Sigortalar Kurumuna tâbi olarak yaklaşık altı milyon
sigortalı bulunmaktadır. Ekonomik kriz nedeniyle bu sayının daha aşağı
rakamlara düştüğü konuyla ilgili uzmanlar tarafından dile getirilmektedir.
Sosyal Güvenliğin
finansmanında ana unsurun prim gelirleri olduğu, prim gelirlerinin oranını
düşürmenin kurumun aktüeryel dengesinin ve finansman yapısının bozulmasına
neden olacağı düşünüldüğünden günümüze kadar prim oranlarının düşürülmesi
gerçekleştirilmemiştir.
Diğer yandan günümüz
asgari ücret brüt tutarı 306 milyon lira olmasına rağmen, sigortalı kazancın
aylık alt sınırı 393 milyon lira civarındadır. Prim oranları da aylık sigortalı
kazanç üzerinden belirlendiğinden asgari ücretle çalışan bir işçinin prim oranı
asgari ücret olan 306 milyon lira üzerinden değil, aylık sigortalı kazancın alt
sınırı olan 393 milyon lira üzerinden kesilmektedir.
Ancak, yine de Sosyal
Sigortalar Kurumunun Aktüeryel dengeleri ve finansman yapısının dengesi
sağlıklı bir yapıya kavuşturulamamıştır. Çeşitli dönemlerde çıkarılan prim
borçlarının taksitlendirilmesi, gecikme faizlerinin affedilmesi gibi yasal
düzenlemelerle dengeler daha da bozulmuştur.
Prim oranlarının
yüksekliği nedeniyle kaçak işçi çalıştırılması daha da artmakta ve yukarıda
açıklandığı üzere, nasıl olsa yine bir af çıkar yaklaşımı içinde prim borçları
ödenmemektedir.
Esasen vergi toplama
anlayışı ile sigorta primi toplama anlayışı arasında pek fark yoktur. Sigorta
prim oranlarının düşürülerek, çalıştırılan kaçak işçi sayısının azaltılması,
vergi oranlarının düşürülerek verginin tabana yayılması ile aynı yaklaşımı
ifade etmektedir.
Ayrıca, gelişmiş batı
ülkelerinin neredeyse tamamında devlet, sosyal güvenliğin finansmanına doğrudan
katkıda bulunmaktadır. Ülkemizde ise bu katkı dolaylı yollardan yapılmaya
çalışılmakta ise de, netice olarak bir çözüm olmamaktadır. Günümüzde bütçe açıklarının
büyük bir kısmını da Sosyal Güvenlik Kurumlarımızın finansman açıkları
oluşturmaktadır.
Devlet, bu katkısını
doğrudan sistemin finansmanına oransal katkı yaparak gerçekleştirmeli, bu
sayede prim oranları düşürülerek, sigortalı sayısının artırılması ve sistemin
içine dahil edilmesi amaçlanmalıdır.
Yapılan yasal
düzenlemenin amacı da devleti, sosyal güvenliğin finansmanına doğrudan katmak,
prim oranlarını düşürerek kaçak işçi çalıştırmanın önüne geçmek ve aktüeryel
dengelerin yeniden sağlıklı biçimde gerçekleşmesi ve kalıcı bir çözümün
oluşmasını sağlamaktır.
KAYSERİ
MİLLETVEKİLİ MUHARREM ESKİYAPAN VE 12 MİLLETVEKİLİNİN TEKLİFİ (2/156)
506 SAYILI KANUNUN, 2422 SAYILI KANUNUN 10 UNCU MADDESİ İLE
DEĞİŞİK
73 ÜNCÜ MADDESİ VE 16 NCI MADDESİ İLE DEĞİŞİK EK 7 NCİ
MADDESİNDE
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
MADDE 1.- 506 sayılı
Kanunun, 2422 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi ile değişik 73 üncü maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 73-
A) Tarifesine göre tesbit
edilecek iş kazaları ile meslek hastalıkları sigortası priminin tamamı
işverenler tarafından verilir. Bu primin nispeti % 1’den az % 6’dan fazla
olamaz.
B)
a) Hastalık sigortası
primi, sigortalının kazancının % 10’udur. Bunun % 3’ü sigortalı hissesi, % 4’ü
işveren hissesi ve % 3’ü devlet katkısı hissesidir.
3 üncü maddenin (II/B)
fıkrasında belirtilen çıraklar için ise kazancının % 3’üdür. Bunun %1’i
sigortalı hissesi, % 1’i işveren hissesi ve % 1’i devlet katkısı hissesidir.
C) Analık sigortası
primi, sigortalının kazancının % 1’i dir. Bu primin tamamı işverenler
tarafından verilir.
D) Malûllük, Yaşlılık ve
Ölüm sigortaları primi, sigortalı kazancının % 15’i dir. Bunun % 5’i sigortalı
hissesi, % 6’sı işveren hissesi ve % 4’ü devlet katkısı hissesidir.
Ancak, maden işyerlerinin
yer altı işlerinde çalışanlar için Malûllük, Yaşlılık ve Ölüm sigortaları primi
sigortalının kazancının % 17’sidir. Bunun % 5’i sigortalı hissesi, % 8’i
işveren hissesi, % 4’ü devlet katkısı hissesidir.
MADDE 2.- 506 sayılı
Kanunun, 2422 sayılı Kanunun 16 ncı maddesi ile değişik Ek 7 nci maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Ek Madde 7.- Ağır,
yıpratıcı ve zehirleyici işyerlerinden sayılan ve bu Kanuna tâbi işyerlerinde
çalışan sigortalılardan alınacak Malûllük, Yaşlılık ve Ölüm sigortaları pirimi
% 17’dir. Bunun % 5’i sigortalı hissesi, % 8’i işveren hissesi, % 4’ü devlet
katkısı hissesidir.
MADDE 3.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 4.- Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Esnaf ve Sanatkârlar ve
Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifimiz gerekçesi ile birlikte ilişikte
sunulmuştur.
Gereğini arz ederiz.
Saygılarımızla.
|
Türkan
Miçooğulları |
Bülent
Baratalı |
|
İzmir |
İzmir |
GEREKÇE
24/7/2003 tarihli ve 4957
sayılı Kanunla 1479 sayılı BAĞ-KUR Kanununa eklenen geçici 18 ve geçici 19 uncu
maddeler, bu haktan yararlanmak isteyen esnaf ve sanatkârların ihtiyacına yanıt
vermediği gibi geçmişe yönelik olarak faydalanmadıkları sağlık hizmetleri
sebebi ile prim ve gecikme zamlarına uygulanan faiz oranının bileşik bazda
uygulanması sebebi ile çok yüksek olduğu açıktır. Bunun yerine Devlet
İstatistik Enstitüsünün her ay için belirlediği TEFE aylık oranı esas alınmak üzere
faiz uygulanması sosyal devlet anlayışının bir gereği olarak daha adil ve uygun
olacaktır.
Ayrıca, borçlanma olanağı
verilen geçmişe dönük bu sürelerde, sigortalılar sağlık hizmeti almadığından
borçlanılacak tutarın sağlık sigortası primi dışındaki yalnızca sigorta primi
üzerinden hesaplanması gerekmektedir.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1.- İş kazaları ve
meslek hastalıklarının sayısal oranları gelişen teknoloji ve eğitim sayesinde
giderek azalma eğilimine girmiştir. Maddelerde yapılan değişiklikler ile iş
kazaları, meslek hastalıkları, hastalık, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortası
primleri maden işyerlerinin yer altı işlerinde çalışanlar da dahil olmak üzere
sigortalı kazancının oranları, sigortalı ve işveren hisseleri düşürülerek,
devlet katkısı hissesi getirilmek suretiyle katılımın denetime daha sağlıklı
bir yapı kazandırması amaçlanmıştır. Ayrıca, prim oranlarının düşürülerek kaçak
işçi çalıştırmanın önüne geçilerek sisteme sigortalı katılımının artırılması
amaçlanmaktadır.
Madde 2.- Ağır, yıpratıcı
ve zehirleyici işyerlerinden sayılan ve bu kanuna tâbi işyerlerinde çalışan
sigortalılardan alınacak prim oranları, Madde 1’in son fıkrasının uygulamasına
yönelik bir düzenlemeyi içerdiğinden aynı gerekçeler bu madde için de geçerli
olmaktadır.
Madde 3.- Yürürlük
maddesidir.
Madde 4.- Yürütme
maddesidir.
İZMİR
MİLLETVEKİLLERİ TÜRKAN MİÇOOĞULLARI İLE BÜLENT BARATALI’NIN TEKLİFİ (2/196)
ESNAF VE SANATKÂRLAR VE DİĞER BAĞIMSIZ ÇALIŞANLAR SOSYAL
SİGORTALAR KURUMU KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA
KANUN TEKLİFİ
MADDE 1.- 2/9/1971
tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal
Sigortalar Kurumu Kanununun 4956 sayılı Kanunla eklenen geçici 18 inci maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Geçici Madde 18.- Bu Kanuna
göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 4/10/2000 tarihine kadar kayıt ve
tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetleri
4/10/2000 tarihinden itibaren başlar. Ancak, bu Kanuna göre zorunlu sigortalı
olarak tescil edilmiş olanların sigortalılıkları, bu Kanunun yürürlük
tarihinden itibaren altı ay içinde Kuruma yazılı olarak başvurmaları ve
20/4/1982-4/10/2000 tarihleri arasındaki vergi kayıtlarını belgelemek ve
belgelenen bu sürelere ilişkin olarak hesaplanacak sağlık sigortası primleri
dışındaki prim borçlarının tamamını, tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde,
ödeme tarihinde bulundukları gelir basamağının yürürlükte olan prim tutarı
üzerinden ödemek kaydıyla bu süreler sigortalılık süresi olarak
değerlendirilir.
MADDE 2.- 1479 sayılı
Kanunun geçici 19 uncu maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
Yeniden yapılandırma
kapsamında bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibariyle sigortalıların
ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan birikmiş prim borçlarının
asıllarına Devlet İstatistik Enstitüsünün her ay için belirlediği TEFE aylık
oranı esas alınmak suretiyle uygulanacak faiz ile birlikte hesaplanacak toplam
borcun taksitler halinde ödenmesine, teminat göstermelerine, borç ödeme kapasitelerine
ve borç sürelerine göre usul ve esasları belirlemeye ve başvuru süresini altmış
güne kadar uzatmaya Yönetim Kurulu yetkilidir.
GEÇİCİ MADDE 1.- Bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte yeniden yapılandırılmış olan borçlar bu
Kanunla getirilmiş değişiklikler dikkate alınarak yeniden hesaplanır.
MADDE 3.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 4.- Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
1479 sayılı Esnaf ve
Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun,
“Sosyal Güvenlik Destek Primi” başlıklı “Ek Madde 20” nin yürürlükten
kaldırılmasına ilişkin kanun teklifimiz ve gerekçesi ekte sunulmuştur.
Gereğini arz ederiz. 11/11/2003
|
Mustafa
Özyürek |
Hüseyin
Güler |
Osman Özcan |
|
Mersin |
Mersin |
Antalya |
|
Ali Oksal |
Haşim
Oral |
M. Ziya
Yergök |
|
Mersin |
Denizli |
Adana |
|
Mustafa
Sayar |
Nejat
Gencan |
Şevket
Gürsoy |
|
Amasya |
Edirne |
Adıyaman |
|
Necdet
Budak |
Nail
Kamacı |
Turan
Tüysüz |
|
Edirne |
Antalya |
Şanlıurfa |
|
Gökhan
Durgun |
M. Vedat
Melik |
İ. Sami
Tandoğdu |
|
Hatay |
Şanlıurfa |
Ordu |
|
N. Gaye
Erbatur |
İsmail
Değerli |
Hüseyin
Ekmekcioğlu |
|
Adana |
Ankara |
Antalya |
|
Yılmaz
Kaya |
Ufuk
Özkan |
Erdoğan
Yetenç |
|
İzmir |
Manisa |
Manisa |
|
Erol
Tınastepe |
Hasan
Ören |
Bülent
Baratalı |
|
Erzincan |
Manisa |
İzmir |
|
Türkan Miçooğulları |
Mustafa
Yılmaz |
Hasan
Güyüldar |
|
İzmir |
Gaziantep |
Tunceli |
|
|
|
|
GENEL GEREKÇE
Sosyal Güvenlik,
özellikle günümüz dünyasında işgal ettiği yer bakımından, toplumsal hayatın
kurucu unsurlarından biri haline gelmiştir. Sosyal güvenlik sistemleri, kaynak
oluşturma ve değerlendirme aşamalarında farklı yöntemler içermekle birlikte
kapsayıcı olma nitelikleri ortak noktayı oluşturmaktadır. Zira sigorta kavramı
sosyal sıfatını bu niteliği üzerinden kazanmaktadır. Ülkemizde uygulanmakta
olan sigorta sistemi de kaynak oluşturma, değerlendirme ve tahsisinde
kapsayıcılık anlayışını esas alan bir anlayışa göre düzenlenmiştir. Sistem,
aktif üyelerin pasif üyeleri finanse etmesi üzerine kurulmuştur. Oysa, 1479
sayılı Kanunun Ek Madde 20’sinde kullanılan kriter, sistem üyesinin çalışma
yaşamına dönüşü üzerinden kurulmuştur ki bu haliyle mevcut sigorta sistemimizle
çelişmektedir.
Madde bu haliyle,
Anayasanın 10 uncu maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesine aykırı düştüğü gibi,
Anayasanın “Çalışma hakkı ve ödevi” başlıklı 49 uncu maddesinde yer alan;
devlet çalışanların hayat seviyesini yükseltmek ve işsizleri korumak, çalışmayı
desteklemek için gerekli tedbirleri alır hükmüyle de çelişmektedir.
Çalışanların aleyhine ve
Anayasaya aykırı olan bu hükmün yürürlükten kaldırılması amacıyla kanun teklifi
hazırlanmıştır.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1.- 1479 sayılı
Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu
Kanununun Ek Madde 20’sindeki düzenleme dolayısıyla tekrar çalışma yaşamına
dönenlerin yeniden destek primi ödeme zorunluluğunun yol açtığı mağduriyetin
giderilmesi amaçlanmıştır.
Madde 2.- Yürürlük
maddesidir.
Madde 3.- Yürütme
maddesidir.
MERSİN MİLLETVEKİLİ
MUSTAFA ÖZYÜREK VE 26 MİLLETVEKİLİNİN TEKLİFİ (2/208)
1479 SAYILI ESNAF VE SANATKARLAR VE DİĞER BAĞIMSIZ
ÇALIŞANLAR
SOSYAL SİGORTALAR KURUMU KANUNUNUN, “SOSYAL GÜVENLİK DESTEK
PRİMİ” BAŞLIKLI “EK MADDE 20” NİN YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILMASINA
İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ
MADDE 1.- 1479 sayılı
Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu
Kanununun “Sosyal Güvenlik Destek Primi” başlıklı “Ek Madde 20” yürürlükten
kaldırılmıştır.
MADDE 2.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3.- Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
5434 sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifimiz gerekçesi ile birlikte ekte sunulmuştur.
Saygılarımızla arz
ederiz.
|
Kemal
Kılıçdaroğlu |
Engin
Altay |
M. Mesut
Özakcan |
|
İstanbul |
Sinop |
Aydın |
|
A. Kemal
Deveciler |
Ali Kemal
Kumkumoğlu |
Osman
Kaptan |
|
Balıkesir |
İstanbul |
Antalya |
|
Bülent
Baratalı |
Şevket
Arz |
R. Kerim
Özkan |
|
İzmir |
Trabzon |
Burdur |
|
Feridun
Baloğlu |
İsmet
Çanakcı |
Yılmaz
Kaya |
|
Antalya |
Ankara |
İzmir |
|
Erdal
Karademir |
Tacidar
Seyhan |
Nejat
Gencan |
|
İzmir |
Adana |
Edirne |
|
Canan
Arıtman |
Atilla
Kart |
Mustafa
Özyurt |
|
İzmir |
Konya |
Bursa |
|
Muharrem
Toprak |
İsmail
Değerli |
Mehmet
Boztaş |
|
İzmir |
Ankara |
Aydın |
|
Enver
Öktem |
Bihlun
Tamaylıgil |
Gürol
Ergin |
|
İzmir |
İstanbul |
Muğla |
|
Hüseyin
Güler |
Ali
Dinçer |
Ahmet
Küçük |
|
Mersin |
Bursa |
Çanakkale |
|
|
Mehmet
Yıldırım |
|
|
|
Kastamonu |
|
GEREKÇE
Sosyal sigorta
kuruluşlarının uygulamalarında norm ve standart birliğinin sağlanması, öteden
beri önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Uygulamadaki farklılıklar,
bir yandan yurttaşların mağduriyetine, öte yandan uygar bir toplumda olmaması
gereken çifte standarda yol açmaktadır. Bu tasarı ile, sosyal güvenlik
kuruluşlarında dul ve yetimlere dönük olarak yapılan farklı bir uygulama
giderilmekte ve norm ve standart birliğinin sağlanması açısından önemli bir
adım atılmaktadır.
Yapılan düzenleme ile
Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kur uygulamalarındaki paralellik, Emekli
Sandığı kapsamında çalışanlar için de getirilmektedir.
Bugün için, en az 5
yıldan beri sigortalı olan veya en az 5 tam yıl sigorta primi ödemiş olup da
vefat edenlerin, dul ve yetimlerine SSK ve Bağ-Kur yönünden aylık bağlanmakta
iken, bu süre T.C. Emekli Sandığı Yasasında 10 yıl olarak belirlenmiş
bulunmaktadır.
T.C. Emekli Sandığı Yasasına
göre, 5 yıl fiili hizmeti doldurduktan sonra ölen iştirakçinin dul ve yetimine
aylık ancak, başkasının yardımı olmaksızın yaşamlarını devam ettiremeyecek
derecede malul ve muhtaç durumda bulunan dul eşleri ile çocuklarına
bağlanabilmektedir. Oysa SSK ve Bağ-Kur uygulamasında böyle bir koşul
aranmamaktadır. Önerilen değişiklik ile, var olan sorun giderilmektedir.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1- Yapılan
düzenleme ile SSK ve Bağ-Kur sigortalıların dul ve yetimlerine sağlanan olanak,
T.C. Emekli Sandığı iştirakçilerinin dul ve yetimlerine de sağlanmaktadır.
Böylece, sosyal sigorta kuruluşları arasında norm ve standart birliği de
sağlanmış olmaktadır.
Madde 2- Birinci madde
ile yapılan düzenlemenin kabulü halinde, T.C. Emekli Sandığı Kanununun "Ek
Madde 13”üne gereksinme kalmamaktadır. Bu nedenle Ek Madde 13 yürürlükten
kaldırılmaktadır.
Madde 3- Yürürlük
maddesidir.
Madde 4- Yürütme
maddesidir.
İSTANBUL MİLLETVEKİLİ
KEMAL KILIÇDAROĞLU VE
27 MİLLETVEKİLİNİN
TEKLİFİ (2/301)
5434 SAYILI T.C. EMEKLİ SANDIĞI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK
YAPILMASI
HAKKINDA KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- 5434 sayılı T.C.
Emekli Sandığı Kanununun 66'ncı maddesinin birinci fıkrasının (b), (f) ve (g)
bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
b) İştirakçilerden fiili
hizmet süreleri 5 yıl ve daha fazla olanlardan ölenlerin,
f) Fiili hizmet süreleri
5 yıl ve daha fazla olup da kesenekleri geri verilmemiş durumda olanlardan 60 yaşını doldurmadan ölenlerin,
g) Vazife malûllüğü geçtiğinden dolayı aylığı kesilmiş ve emeklilik
hakkı tanınan bir vazifeye tayin edilmemiş ve fiili hizmet süreleri de 5 yılı
doldurmuş bulunanlardan ölenlerin,
MADDE 2- 5434 sayılı
Kanunun Ek Madde 13'ü yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 3- Bu Kanun
hükümleri, yayımını izleyen ay başından geçerli olmak üzere yürürlüğe girer.
MADDE 4- Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız
Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun, tarımda kendi adına ve hesabına
çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununun bazı maddelerinin değiştirilmesi
hakkında kanun teklifi ve gerekçesi ilişikte sunulmuştur.
Gereğini arz ederiz.
|
Mustafa
Özyürek |
Mehmet
Yıldırım |
Canan
Arıtman |
|
Mersin |
Kastamonu |
İzmir |
|
Türkân Miçooğulları |
Yılmaz
Kaya |
Mehmet
Semerci |
|
İzmir |
İzmir |
Aydın |
|
Mehmet
Kartal |
Ali
Dinçer |
Hüseyin
Güler |
|
Van |
Bursa |
Mersin |
GEREKÇE
SSK ve Emekli Sandığına
bağlı sigortalı ailelerin engelli ve özürlü çocukları gerektiğinde özel eğitim
merkezlerinden yararlanabilmekte ve tedavi bedelleri SSK ve Emekli Sandığı
tarafından ödenmektedir. Bağ-Kura bağlı sigortalılar ise, bu tedaviden
yararlandıklarında tedavi bedellerini ödemeye uygun mevzuat olmadığı için
Bağ-Kur, tedavi bedellerini ödeyemiyordu. Bağ-Kura bağlı sigortalıların da özel
eğitim merkezlerinde verilen eğitimlerden yararlanmaları halinde tedavi
bedellerinin Bağ-Kur taraflndan ödenmesini sağlamak amacıyla bu Kanun teklifi
hazırlanmıştır.
Bu yasa teklifi ile, 1479
ve 2926 sayılı Kanun kapsamında sağlık sigortasından yararlananların özel eğitim
merkezlerinde tedavi olan özürlü çocukların eğitim, tedavi ve rehabilitasyonun,
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 1 inci maddeleri kapsamına giren personel
ile bunların bakmakla yükümlü bulundukları aile fertleri için Maliye Bakanlığı
tarafından her yıl yayınlanan Tedavi Yardımları Bütçe Uygulama Talimatında yer
alan özürlü çocukların eğitim, tedavi ve rehabilitasyonu ile ilgili hükümlerine
göre yapılacağı öngörülmektedir.
2004 yılı Bütçe Uygulama
Talimatının "Özürlü Çocukların Eğitim, Tedavi ve Rehabilitasyonu'"
başlıklı 21 inci maddesi aynen şöyledir:
"Doğuştan ya da
herhangi bir hastalık veya kaza sonucu fiziksel, görme, işitme, konuşma,
zihinsel, ruhsal, duygusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde
kaybetmiş özürlü çocukların yukarıda sayılan gelişim alanlarındaki
yetersizliklerine ilişkin olarak Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları
Hakkında Yönetmelik'e göre düzenlenmiş özürlü sağlık kurulu raporunun, eğitim
ve tedavi rehabilitasyon hakkından yararlanabilmek için geçerli belge sayılarak,
tıbbi tanılamanın yanı sıra varsa çocuk gelişimi ve eğitimcisi, sosyal
çalışmacı, psikolog, fizyoterapist ve gerek görülen diğer meslek elemanlarının
en az birinin veya birkaçı tarafından gelişimsel ve eğitimsel tanılamanın
özürlünün durumunu değerlendirmeleri ve yazılı olarak bildirecekleri görüşleri
belgelendirilmek suretiyle özürlü sağlık kurulu raporuna eklenecektir.
Özürlülere verilen sağlık
kurulu raporları süresi kadar geçerlidir. Eğitim ve rehabilitasyona ilk başlama
tarihi esas alınarak bir yıllık dönemler halinde özürlü çocukların özel eğitim
ve rehabilitasyon programlarından yararlanmasının gerekli olup olmadığı,
hastadaki iyileşme durumu, özel eğitime ve rehabilitasyona devam edilip
edilmeyeceği hususunun yetkili sağlık kurumlarından yukarıda belirtilen meslek
elemanlarınca düzenlenecek ayrıntılı gelişimsel ve eğitimsel tanılama raporları
ile tevsikinin sağlanması gerekmektedir.
Özürlülere verilecek
sağlık kurulu raporunun yenilenmesi için süresi sona ermeden en az bir ay önce,
özürlü ve ailesinin ilgili sağlık kuruluşuna başvurmaları için, hizmet
aldıkları rehabilitasyon merkezi tarafindan rehberlik yapılacaktır. Özürlüye
verilen eğitim ve rehabilitasyon merkezi tarafından rehberlik yapılacaktır.
Özürlüye verilen eğitim ve rehabilitasyonun sürekliliğinin sağlanması için
özürlülere verilecek sağlık kurulu raporunun zamanında yenilenmesi hususunda
yetkili sağlık kuruluşlarının gerekli hassasiyeti göstermeleri ve ailenin de
işlemleri tamamlamak üzere gerekli takibi yapması gerekmektedir.
Özel rehabilitasyon ve
eğitim merkezlerinde, fatura edilen özel eğitim ve rehabilitasyon hizmetlerinin
bedelinin ödenebilmesi için hizmet verilen çocuk sayısıyla orantılı olarak,
yukarıda sayılan en az 4 farklı meslek alanında personel istihdam edildiğinin "kuruluş
açma ve işletme izni" verilen kurumlarca belgelenmesi zorunludur.
Özürlü çocukların
rehabilitasyonlarının ve eğitimlerinin, resmi (kamu kurum ve kuruluşları ile
üniversiteler tarafından açılan merkezler) ve özel rehabilitasyon ile özel
eğitim merkezlerinde sağlanması durumunda: Merkez tarafından hazırlanan ve
fatura ekinde verilen aylık/yıllık çalışma programı, bireyselleştirilmiş eğitim
planına dayanarak bir ay içerisinde verilen hizmet bedelinin 300.000.000.-TL
tutarı kadarı ödenecektir.
Bu miktarları geçen kısım
ise ilgili tarafından karşılanacaktır.
Özürlü çocukların
eğitimlerinin, tıbbi rehabilitasyonlarının ve psiko-sosyal
rehabilitasyonlarının yapılacağı özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinin,
ilgisine göre Milli Eğitim Bakanlığı veya Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme
Kurumu Genel Müdürlüğünden kuruluş açma ve işletme izni veren kurum denetim
elemanlarınca yapılır. Bu merkezlerden usulüne uygun olarak işletilmeyen ve
hizmet sunmayanlar hakkında kuruluş açma ve işletme izni aldıkları kurum
mevzuatına göre işlem yapılır.
Saymanlıklar veya diğer
ilgililer yapılacak ödemelerde bu gerekleri göz önünde bulunduracaklardır.
Görüleceği üzere yasa
teklifi kabul edildiğinde, uygulama talimatındaki şartlar yerine getirildiği
takdirde 2004 yılında özel eğitim merkezlerinde eğitim alan özürlü çocukların
300. 000.000 TL. ye kadar olan tedavi bedelleri kurumlarınca ödenebilecektir.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1.- 1479 sayılı
Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun
Sağlık Sigortası Kapsamı başlıklı Ek Madde ll'inin sonuna eklenen fıkra ile
1479 sayılı Kanuna tâbi sigortalıların da özel eğitim merkezlerinde verilen
eğitimlerden yararlanmaları halinde tedavi bedellerinin kurumları tarafından
ödenmesi amaçlanmaktadır.
Madde 2.- 2926 sayılı
Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununun Sağlık
Sigortası Kapsamı başlıklı Ek Madde l'in sonuna eklenen fıkra ile, 2926 sayılı
kanuna tâbi sigortalıların da özel eğitim merkezlerinde verilen eğitimlerden
yararlanmaları halinde tedavi bedellerinin kurumları tarafından ödenmesi
amaçlanmaktadır.
Madde 3.- Kanunun yayımı
ile ilgili hükümdür.
Madde 4.- Kanunun
yürürlüğü ile ilgili hükümdür.
MERSİN MİLLETVEKİLİ
MUSTAFA ÖZYÜREK VE 8 MİLLETVEKİLİNİN TEKLİFİ (2/313)
ESNAF VE SANATKÂRLAR VE
DİĞER BAĞIMSIZ ÇALIŞANLAR SOSYAL SİGORTALAR KURUMU KANUNU VE TARIMDA KENDİ
ADINA VE HESABINA ÇALIŞANLAR SOSYAL SİGORTALAR KANUNUNUN BAZI MADDELERİNİN
DEĞİŞTİRİLMESİ HAKKINDA KANUN TEKLİFİ
MADDE 1.-1479 sayılı
Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu
Kanununun Sağlık Sigortası Kapsamı başlıklı Ek Madde 11'i aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Ek Madde 11 -
SAĞLIK SİGORTASININ KAPSAMI
Bu Kanunun 24 üncü
maddesine göre sigortalı olanlardan;
a) Sigortalılığı devam
edenler ile eş ve bakmakla yükümlü oldukları çocukları, ana ve babaları,
b) Yaşılılık ve malûllük
aylığı almakta olanlar ile eş ve bakmakla yükümlü oldukları çocukları, ana ve
babaları,
c) Ölüm aylığı alanlar,
Sağlık sigortası
yardımlarından yararlanırlar.
Sağlık hizmeti; Sağlık
Bakanlığı, Sosyal Sigortalar Kurumu, mahalli idareler, üniversiteler, kamu
iktisadi teşebbüslerine ait sağlık tesisleri ile gerçek ve tüzelkişilerden
satın alınmak suretiyle yürütülür. Buna ilişkin usul ve esaslar Kurumca
belirlenir.
657 sayılı Devlet
Memurları Kanununun 1 inci maddeleri kapsamına giren personel ile bunların
bakmakla yükümlü bulundukları aile fertleri için Maliye Bakanlığı tarafından
her yıl yayınlanan Bütçe Uygulama Talimatında (Tedavi Yardımları) yer alan
özürlü çocukların eğitim, tedavi ve rehabilitasyonu ile ilgili hükümler, 1479
sayılı Kanun kapsamında sağlık sigortası yardımlarından yararlanan özürlü
çocuklar için de uygulanır.
MADDE 2.- 2926 sayılı
Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununun Sağlık
Sigortası Kapsamı başlıklı Ek Madde l'i aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Ek Madde 1.- SAĞLIK
SİGORTASI KAPSAMI
Bu Kanunun 2 nci
maddesine göre sigortalı olanlardan;
a) Sigortalılığı devam
edenler ile eş ve bakmakla yükümlü oldukları çocukları, ana ve babaları,
b) Yaşlılık ve malûllük
aylığı almakta olanlar ile eş ve bakmakla yükümlü oldukları çocukları, ana ve
babaları,
c) Ölüm aylığı alanlar,
Sağlık sigortası
yardımlarından yararlanırlar.
Sağlık hizmeti; Sağlık
Bakanlığı, Sosyal Sigortalar Kurumu, mahalli idareler, üniversiteler, kamu
iktisadi teşebbüslerine ait sağlık tesisleri ile gerçek ve tüzelkişilerden
satın alınmak suretiyle yürütülür. Buna ilişkin usul ve esaslar Kurumca belirlenir.
657 sayılı Devlet
Memurları Kanununun 1 inci maddeleri kapsamına giren personel ile bunların
bakmakla yükümlü bulundukları aile fertleri için Maliye Bakanlığı tarafından
her yıl yayınlanan Bütçe Uygulama Talimatında (Tedavi Yardımları) yer alan özürlü
çocukların eğitim, tedavi ve rehabilitasyonu ile ilgili hükümler, 2926 sayılı
Kanun kapsamında sağlık sigortası yardımlarından yararlanan özürlü çocuklar
için de uygulanır.
MADDE 3.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 4.- Bu Kanunun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
1479 Sayılı Esnaf ve
Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun Teklifim gerekçesi ile birlikte ekte sunulmuştur.
Gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Ümmet Kandoğan
Denizli
GENEL GEREKÇE
Emekli maaşının emeklinin
temel ihtiyaçlarına yetmediği bir dönemde emeklinin ikinci bir işte çalışması
bugünkü Türkiye’nin en önemli görüntülerindendir. Emeklinin bir ücret
karşılığında çalışması halinde sosyal güvenlik destek primi kesilmesi emeklinin
ekonomik durumunu kötüleştireceği gibi ekonomiye katma değer sağlanması
engellenecektir. Sosyal güvenlik açıklarını başka türlü kapatamayan siyasal
otoritenin çalışan emekliden her ay % 10 oranında sosyal güvenlik destek primi
keserek bu yükü ekonomik durumu kötü olan emeklinin sırtına vurması anayasada
bulunan sosyal devlet ilkesi ile bağdaşmamaktadır. Bu çerçevede bu düzenlemeyle
çalışan emekli ile çalışmayan emekli arasındaki ayrımcılığın ortadan
kaldırılması amaçlanmıştır.
DENİZLİ MİLLETVEKİLİ
ÜMMET KANDOĞAN’IN TEKLİFİ (2/322)
1479 SAYILI ESNAF VE SANATKARLAR VE DİĞER BAĞIMSIZ
ÇALIŞANLAR SOSYAL SİGORTALAR KURUMU KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN
TEKLİFİ
MADDE 1.- 2/9/1971 tarih
ve 1479 Sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal
Sigortalar Kurumu Kanununun Ek 20 nci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE2.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE3.- Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
8/6/1949 tarihli ve 5434
sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu, 17.7.1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal
Sigortalar Kanunu ve 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve
Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifimiz gerekçeleriyle birlikte ekte sunulmuştur.
Gereğini bilgilerinize
saygıyla sunarız.
|
Kemal
Kılıçdaroğlu |
Orhan
Ziya Diren |
Ersoy
Bulut |
|
|
İstanbul |
Tokat |
Mersin |
|
|
Hüseyin
Ekmekcioğlu |
Özlem
Çerçioğlu |
Abdurrezzak
Erten |
|
|
Antalya |
Aydın |
İzmir |
|
|
Erdal
Karademir |
Osman
Coşkunoğlu |
Tuncay
Ercenk |
|
|
İzmir |
Uşak |
Antalya |
|
|
Orhan
Eraslan |
M. Mesut
Özakcan |
Gürol
Ergin |
|
|
Niğde |
Aydın |
Muğla |
|
|
Osman
Kaptan |
Kemal Sağ |
R. Kerim
Özkan |
|
|
Antalya |
Adana |
Burdur |
|
|
Muharrem
Kılıç |
Hüseyin
Özcan |
Mustafa
Özyurt |
|
|
Malatya |
Mersin |
Bursa |
|
|
Feridun
Ayvazoğlu |
Muharrem
Toprak |
M. Vedat
Melik |
|
|
Çorum |
İzmir |
Urfa |
|
|
Vahit
Çekmez |
Canan
Arıtman |
N. Gaye
Erbatur |
|
|
Mersin |
İzmir |
Adana |
|
GENEL GEREKÇE
5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı, 506
sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu ve 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunlarında farklı
şekillerde düzenlenmiş bulunan, kız çocuklarına ölüm aylığı/geliri bağlanması
ve bağlanan gelir/aylığın kesilmesine ilişkin koşullar SSK ve Bağ-Kur yönünden
2003 yılında çıkarılan 4956 ve 4958 sayılı yasalarla, kazanılmış hakları da
ortadan kaldıracak şekilde, değiştirilmiş ve özellikle Sosyal Sigortalar
Kurumundan ölüm aylığı/geliri alan kız çocuklarının mağdur olmalarına yol açılmıştır.
Söz konusu değişikliklerin eş zamanlı
yapılmasına karşın, SSK ve Bağ-Kur uygulamalarında norm birliği sağlanmamış,
Emekli Sandığı Yasasında da değişiklik yapılmamıştır.
SSK ve Bağ-Kur sigortalıları ile Emekli
Sandığı iştirakçilerinin ölümü halinde, bu kurumlar tarafından çocukların her
birine bağlanabilen ölüm aylığının oranı %25 olduğundan, evli olmayan ve sosyal
güvenlik kanunlarına tabi bir işte çalışmayan kız çocuğuna, biri SSK'ya diğeri
Emekli Sandığına tabi anne ve babasının ölümü halinde, her ikisinden
bağlanabilecek ölüm aylıklarının toplamı ortalama bir emekli aylığının yarısı
kadardır.
Sosyal Sigortalar Kanununda yapılan
değişiklik nedeniyle, evli olmayan ve ortalama bir emekli aylığının yarısı
tutarındaki ölüm aylığından başka bir geliri de bulunmayan söz konusu
kimselerin Sosyal Sigortalar Kurumundan aldıkları ölüm aylıklarının kesilmeye
başlanması kamuoyunda haklı tepkilere neden olmuştur.
Gerek sosyal güvenlik kuruluşları arasında
norm ve standart birliği sağlanması, gerekse ölüm aylığı kesilen kız
çocuklarının bu mağduriyetlerinin önlenmesi için; 5434 sayılı T.C Emekli
Sandığı Kanunu ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununda, 1479 sayılı Bağ-Kur
Kanununun 45 ve 46 ıncı
maddelerindeki koşullar emsal alınmak suretiyle;
Emekli Sandığı iştirakçisinin veya
sigortalının ölümü tarihinde:
a. Evli olmayan,
b. Sosyal güvenlik kanunları kapsamında
çalışmayan,
c. Sosyal güvenlik kanunları kapsamındaki
kendi çalışmalarından dolayı gelir veya
aylık almayan,
Kız çocuklarına, ilgili sosyal güvenlik
kurumunca ölüm aylığı/geliri bağlanmasını, bağlanan aylığın/gelirin, çocuğun
evlenmesi veya sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmaya ya da bu
kapsamdaki kendi çalışmalarına dayalı olarak gelir veya aylık almaya başlaması
halinde kesilmesini sağlayacak düzenlemeler yapılmaktadır.
Kanun teklifindeki geçici maddelerle; 4956
sayılı Kanunla Bağ-Kur Kanununda, 4958 sayılı Kanunla da Sosyal Sigortalar
Kanununda ve bu Kanunla T.C. Emekli Sandığı Kanununda yapılan değişikliklerden
önceki hükümlere göre ölüm aylığı bağlanmış kız çocukların kazanılmış hakları
korunmakta, söz konusu kimselerden ilgili sosyal güvenlik kurumunun
mevzuatındaki diğer nedenlerle aylığı kesilenlere yeniden aylık bağlanması
gerektiğinde bu Kanun hükümlerine tabi tutulmaları hükme bağlanmaktadır.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1- Madde ile; 5434 sayılı Kanuna
göre kız çocuklara ana veya babasından ölüm aylığı bağlanabilmesi için ölüm
tarihinde evli olmaması, Emekli Sandığına tabi bir görevde çalışmaması ve kendi
çalışmalarından dolayı sandıktan emekli aylığı almaması koşullarına ek olarak,
diğer sosyal güvenlik kanunlarına tabi olarak çalışmaması ve bu kanunlara tabi
kendi çalışmalarından dolayı aylık almıyor olması koşulları getirilmektedir. Bu
düzenleme ile sosyal güvenlik kuruluşları arasında bu konuda norm birliği de
sağlanmış olmaktadır.
Madde 2- Madde ile; T.C. Emekli Sandığı
tarafından ölüm aylığı bağlanan kız çocukların, daha sonra diğer sosyal
güvenlik kanunları kapsamında çalışmaya başlamaları veya diğer sosyal güvenlik
kanunları kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık bağlanması
halinde, Emekli Sandığından aldıkları ölüm aylığının kesilmesi esası
getirilmektedir.
Madde 3- Kanuna eklenen geçici madde ile;
bu Kanunun yürürlüğe gireceği tarihten önceki hükümlere göre Emekli Sandığı
tarafından ölüm aylığı bağlanan kız çocukların aylıklarının bu kanunla
getirilen yeni koşullar nedeniyle kesilmemesi sağlanarak kazanılmış hakları
korunmaktadır.
Madde 4- 4958 sayılı Kanunla yapılan
değişikliklerden önce Sosyal Sigortalar Kurumunun, sigortalının kız çocuklarına
ölüm aylığı veya geliri bağlanması ve bağlanan gelir veya aylığın kesilmesine
ilişkin uygulamaları; 4956 sayılı Kanunla Bağ-Kur Kanununda ve bu Kanunla T.C.
Emekli Sandığı Kanununda yapılan düzenlemelerle paralel olduğundan, 506 sayılı
Sosyal Sigortalar Kanununun 23 ve 68 inci maddeleri, 4958 sayılı Kanunla
yapılan değişikliklerden önceki uygulamalar doğrultusunda yeniden düzenlenmiş
ve sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmış ülkelerin sosyal güvenlik kuruluşlarından
gelir veya aylık alan kız çocukları ile ilgili Ek 47 nci madde hükümleri de 23
ve 68 inci madde hükümleri ile uyumlu hale getirilmiştir.
Madde 5 - Kanuna eklenen geçici madde ile,
Sosyal Sigortalar Kanununda 4958 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler nedeniyle
gelir veya aylığı kesilen kız çocukların kesilen gelir veya aylığının kesildiği
tarih itibariyle yeniden bağlanması
sağlanarak mağduriyetleri giderilmektedir.
Madde 6- Bağ-Kur Kanununa eklenen geçici
madde ile; 4956 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler nedeniyle aylığı kesilmiş
kız çocuk varsa, bunların aylıklarının da kesildiği tarih itibariyle yeniden
bağlanması öngörülmektedir.
Madde 7- Yürürlük maddesidir.
Madde 8 - Yürütme maddesidir.
İSTANBUL MİLLETVEKİLİ KEMAL KILIÇDAROĞLU VE
23 MİLLETVEKİLİNİN TEKLİFİ (2/335)
8/6/1949 TARİHLİ VE 5434 SAYILI T.C. EMEKLİ SANDIĞI KANUNU,
17/7/1964 TARİHLİ VE 506 SAYILI SOSYAL SİGORTALAR KANUNU VE 2/9/1971 TARİHLİ VE
1479 SAYILI ESNAF VE SANATKÂRLAR VE DİĞER BAĞIMSIZ ÇALIŞANLAR SOSYAL SİGORTALAR KURUMU KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA
KANUN
TEKLİFİ
MADDE 1- 8/6/1949 tarih ve 5434 sayılı
T.C. Emekli Sandığı Kanununun 75 inci maddesinin birinci fıkrasındaki
"bulunmayan" kelimesinden sonra gelmek üzere "bu Kanun ile diğer
sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmayan ve bu Kanun ile diğer sosyal
güvenlik kanunları kapsamındaki kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık
almayan" ibaresi eklenmiştir.
MADDE 2- 8/6/1949 tarih ve 5434 sayılı
T.C. Emekli Sandığı Kanununun 93 üncü maddesine aşağıdaki (d) fıkrası
eklenmiştir.
"d) Diğer sosyal güvenlik kanunları
kapsamında çalışmaya başlayan veya söz konusu kanunlar kapsamındaki kendi
çalışmalarından dolayı gelir veya aylık bağlanan kız çocukların,"
MADDE 3- 8/6/1949 tarih ve 5434 sayılı
T.C. Emekli Sandığı Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE- Bu Kanunun yürürlük
tarihinden önceki hükümlere göre kız çocuklara bağlanan aylıklar, bu Kanunla
yapılan değişiklikler nedeniyle kesilmez. Ancak, bunlardan Kanundaki diğer
hükümlere göre aylığı kesilenlere yeniden aylık bağlanmasında bu Kanun
hükümleri uygulanır."
MADDE 4- 17/7/1964 tarih ve 506 sayılı
Kanunun 23 üncü maddesinin VII numaralı bendi ile 68 inci maddesinin VI
numaralı bendindeki "buralardan" kelimesinden ve Ek 47 nci
maddesindeki "kuruluşlarından" kelimesinden sonra gelmek üzere
"kendi çalışmalarından dolayı" ibaresi eklenmiştir.
MADDE 5- 17/7/1964 tarih ve 506 sayılı
Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE- 29/7/2003 tarih ve
4958 sayılı Kanunla 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununda yapılan
değişiklikler nedeniyle ölüm geliri veya aylığı kesilmiş bulunan kız çocukların
gelir veya aylıkları, kesildiği tarih itibariyle yeniden bağlanır ve haklarında
bu Kanun hükümleri uygulanır."
MADDE 6- 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı
Bağ-Kur Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE- 24.07.2003 tarih ve
4956 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce kız çocuklara bağlanan aylıklar,
4956 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler nedeniyle kesilmez, kesilmiş bulunan
aylıklar da kesildiği tarih itibariyle yeniden bağlanır. Ancak, bunlardan
Kanundaki diğer hükümlere göre aylığı kesilenlere yeniden aylık bağlanmasında
4956 sayılı Kanun hükümleri uygulanır."
MADDE 7- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe
girer.
MADDE 8- Bu Kanunu Bakanlar Kurulu
yürütür.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
24/5/1983 Tarihli ve 2829 Sayılı Sosyal
Güvenlik Kurumlarına Tâbi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında
Kanunda Değişiklik Yapılması ve Bu Kanuna Geçici iki Madde Eklenmesi Hakkında
Kanun Teklifimiz ile gerekçesi ekte sunulmuştur.
Gereğini arz ederiz.
Saygılarımızla.
|
Mustafa
Özyürek |
Erdal
Karademir |
Hüseyin
Ekmekçioğlu |
|
Mersin |
İzmir |
Antalya |
|
R. Kerim
Özkan |
Mehmet
Boztaş |
Halil
Ünlütepe |
|
Burdur |
Aydın |
Afyonkarahisar |
|
Mehmet
Işık |
M. Vedat
Melik |
Fahrettin
Üstün |
|
Giresun |
Şanlıurfa |
Muğla |
|
Hakkı
Ülkü |
Kemal
Demirel |
Mehmet
Uğur Neşşar |
|
İzmir |
Bursa |
Denizli |
|
Erol
Tınastepe |
Feridun
Baloğlu |
Mehmet
Işık |
|
Erzincan |
Antalya |
Giresun |
|
Osman
Özcan |
Orhan
Eraslan |
Gürol
Ergin |
|
Antalya |
Niğde |
Muğla |
|
M. Mesut
Özakcan |
Nadir
Saraç |
A. Rıza
Bodur |
|
Aydın |
Zonguldak |
İzmir |
|
Nurettin
Sözen |
Muharrem
Kılıç |
Mehmet
Ziya Yergök |
|
Sivas |
Malatya |
Adana |
|
Feridun
Ayvazoğlu |
İnal Batu |
Mevlüt
Coşkuner |
|
Çorum |
Hatay |
Isparta |
|
Ali
Cumhur Yaka |
Ali
Arslan |
Hasan
Güyüldar |
|
Muğla |
Muğla |
Tunceli |
|
Türkan
Miçooğulları |
Bülent
Baratalı |
|
|
İzmir |
İzmir |
|
|
|
|
|
GENEL GEREKÇE
Sosyal Hukuk Devleti
anlayışının bir gereği olarak devlet, yurttaşların sosyal güvenliğini sağlamaya
yönelik düzenlemeleri onların ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yapmak
durumundadır. Türkiye Devleti kuruluşundan itibaren Sosyal Sigorta Kuruluşları
oluşturma çabasında olmuştur. Önce devlet memurlarının sağlık ve emeklilik
ihtiyaçları için Emekli Sandığı, daha sonra Sosyal Sigortalar Kurumu (S.S.K.)
kurulmuştur. S.S.K., devlet memurları dışında ücretle çalışanların sosyal
güvenlik ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlamıştır. Üçüncü olarak bağımsız
çalışanların sosyal güvenlik ihtiyaçlarını karşılamak üzere Bağ-Kur kurulmuştur.
Ancak, sosyal güvenlik
kuruluşları arasında standart ve norm birliği sağlanamamış olduğundan 2829
sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrası ile yapılan düzenleme eşitlik
ve hakkaniyet ilkeleriyle bağdaşmamaktadır.
2829 sayılı Kanunun 8
inci maddesine göre, birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden
ilgililere, son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde, fiili hizmet süresi
fazla olan kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanırken; 12 nci maddeye
göre, birleştirilmiş hizmet süreleri üzerinden T.C. Emekli Sandığı'na tabi
görevlerden emekliye ayrılanlara, T.C. Emekli Sandığı'na tabi sürelerin toplamı
üzerinden emekli ikramiyesi ödenmektedir. Son defa T.C.Emekli Sandığı'na tabi
görevlerden emekli olanlardan, Sandığa tâbi kuruluşlarda SSK'ya tabi işçi
statüsünde hizmeti bulunanların, kıdem tazminatı almamış olmaları koşuluyla, bu
hizmet süreleri de emekli ikramiyesinin hesabına dahil edilmektedir.
Buna karşılık, T.C.Emekli
Sandığı'na tabi hizmeti olmakla birlikte, son kez Sandığa tabi bir görevden
emekli olmayanlar ile son defa Sandığa tabi bir kuruluşta çalışmalarına rağmen,
birleştirilmiş hizmet süreleri üzerinden kendilerine bir başka sosyal güvenlik
kuruluşu tarafından aylık bağlananlara, Sandığa tâbi olarak geçen hizmet
süreleri karşılığı emekli ikramiyesi ödenmemektedir.
Bu durumun, eşitlik ve
hakkaniyet ilkeleriyle bağdaşmadığı açıktır.
Diğer taraftan, fiili
hizmet süresi fazla olan kurum yerine son yedi yıllık fiili hizmet süresi
içinde, fiili hizmet süresi fazla olan kurumca aylık bağlanması, adil ve doğru
olmayan bir sonucu da beraberinde getirmektedir. Şöyle ki;
18 yılında T.C. Emekli
Sandığı iştirakçisi olan bir kimse (12x18=216 ay) son yedi yılın (12x7=84 ay)
ilk 28 ayında, T.C. Emekli Sandığına; 29 ayında SSK’na, 27 ayında da Bağ-Kur'a
tâbi olarak çalıştığında, 244 ay T.C. Emekli Sandığı hizmeti bulunmasına ve bu
süre için prim ödemiş olmasına karşın, sadece 29 ay fiili hizmeti olan SSK’dan
emekli olabilecektir.
Buna karşılık 244 ay
SSK’lı olarak çalıştıktan sonra, 27 ay Bağ-Kur'a, 29 ay da T.C. Emekli
Sandığı'na tabi bir işte çalıştığında; toplam 300 aylık fiili hizmet süresinin
ancak 29 ayında T.C. Emekli Sandığı iştirakçisi olmasına karşın bu Kurumdan
emekli olabilecektir.
Böyle bir durumun,
Anayasanın 2 nci maddesindeki "hukuk devleti", 13 üncü maddesindeki
"ölçülülük ilkesi" ile bağdaştırılmasının mümkün olamayacağı açıktır.
Yapılması öngörülen işbu değişik ile eşitlik ve hakkaniyet ilkeleriyle
bağdaşmayan ve Anayasaya aykırılık teşkil eden mevcut düzenlemenin düzeltilmesi
amaçlanmıştır.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1- Çeşitli sosyal
güvenlik kuruluşlarına tabi olarak geçen hizmetlerin birleştirilmesinde,
eşitlik, hakkaniyet ve ölçülülük ilkeleri dikkate alınarak birleştirilmiş
hizmet süreleri toplamı üzerinden, fiili hizmet süresi fazla olan kurumca,
hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise ilgilinin tercih edeceği kurumca,
kendi mevzuatına göre aylık bağlanıp ödenmesi öngörülmüştür.
Madde 2- 2829 sayılı
Kanuna eklenen geçici maddeler ile, eşitlik ve hakkaniyet ilkeleriyle
bağdaşmayan uygulamadan mağdur olanların mağduriyetlerinin giderilmesi ve aynı
zamanda bu haksız uygulamadan kaynaklanmış olsa da kazanılmış hakların
korunması amaçlanmıştır.
Madde 3- Yürürlük
maddesidir.
Madde 4- Yürütme
maddesidir.
MERSİN MİLLETVEKİLİ
MUSTAFA ÖZYÜREK İLE
30 MİLLETVEKİLİNİN
TEKLİFİ (2/423)
24/5/1983
TARİHLİ VE 2829 SAYILI SOSYAL GÜVENLİK KURUMLARINA TÂBİ OLARAK GEÇEN
HİZMETLERİN BİRLEŞTİRİLMESİ HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BU KANUNA
GEÇİCİ İKİ MADDE EKLENMESİ
HAKKINDA KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- 2829 sayılı
Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Birleştirilmiş
hizmet süreleri toplamı üzerinden, fiili hizmet süresi fazla olan kurumca,
hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise ilgilinin tercih edeceği kurumca,
kendi mevzuatına göre aylık bağlanır ve ödenir.
MADDE 2- 2829 sayılı
Kanuna aşağıda yazılı geçici maddeler eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 6- Bu
Kanunun yürürlük tarihinden önce kendilerine bu Kanunun 8 inci maddesinin
değiştirilen birinci fıkrası hükmü uygulanmak suretiyle herhangi bir sosyal
güvenlik kuruluşunca aylık bağlananların veya bunlardan ölenlerin dul ve
yetimlerinin istekleri halinde, fiili hizmet süresi fazla olan kurumca müracaat
tarihini takip eden ay başından itibaren aynı maddenin birinci fıkrası hükmü
uyarınca bu kurum mevzuatına göre aylık bağlanır ve ödenir. Diğer sosyal
güvenlik kuruluşlarınca bağlanmış aylıkları aynı tarihten itibaren kesilir.
Yukarıdaki fıkra hükmü
uyarınca işlem yapılabilmesi için, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten
itibaren 6 ay içinde ilgili sosyal güvenlik kuruluşuna başvurulması şarttır.
GEÇİCİ MADDE 7.- Bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce emekliliğe hak kazananlar ile bu
Kanunun yürürlüğünden itibaren yedi yıl içinde emekli olanlara istekleri
halinde, son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla
olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet
sürelerinden sonuncusunun tâbi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık
bağlanır ve ödenir.”
MADDE 3- Bu kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 4- Bu kanunu
Bakanlar Kurulu yürütür.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
8/6/1949 tarih ve 5434
sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda değişiklik yapılmasına
ilişkin Kanun Teklifi gerekçesi ile birlikte ekte sunulmuştur.
Gereğini saygılarımla arz
ederim. 24/4/2005
Mikail Arslan
Kırşehir
GENEL
GEREKÇE
Kamu hizmetini ifa
ederken meydana gelen olay sebebiyle emekli iştirakçisinin sakatlanması veya
onun ölümü “vazife malûllüğü” sonucunu doğurur. (5434 Sayılı Yasa, Madde 44 ve
devamı).
Kamu hizmetinin ifası
sırasında, emekli iştirakçisi olmayan ve fakat meydana gelen olay sebebiyle
vücut bütünlüğünü yahut yaşamını yitirenler yönünden malûllük hükümleri
uygulanmamaktadır. Sözgelimi hizmet akdi ile istihdam olunan ve fakat yüksek ve
hassas seviyede kamu hizmetini yürüten
bir elektronik mühendisi ile bir memurun görev kazasında yaşamlarını
yitirmeleri halinde, memur vazife malûlü sayılırken mühendis ise vazife malûlü
sayılmayacaktır.
Öte yandan Millî savunma
hizmetinin yürütülmesi şartı ile aynı hizmette hayatlarını kaybedenlerden asker
olanının şehit sayılması, asker olmayanın bu yüce şereften mahrum kılınması,
vakıanın mantığı ile bağdaşmaz. Aslolan, evleviyetle harp olmak üzere Millî
savunma hizmetini ifa sırasında olayın meydana gelmesidir. Bu hizmeti ifa,
asker olmayana da örtülü ve geçici olarak askerlik sıfatını kazandırır.
Kanun teklifimiz,
yürürlükteki hukukumuzun eşitlik ve adalet duygusu ile bağdaşmayan bu
çelişkisini gidermeyi amaçlamaktadır. Kamu hizmeti, özellikle Millî Savunma
hizmeti ifasının yol açtığı risklerin farklı sonuçlar doğurmasının önüne
geçilmekte ve yitirilen varlığın hukuk yoluyla ve onur değerleri temelinde
kısmen ikâmesi öne alınmaktadır.
MADDEGEREKÇELERİ
Madde 1.- Genel
gerekçedeki ihtiyacı karşılamaya yönelik bir maddedir.
Madde 2.- Bu madde
yürürlük maddesidir.
Madde 3.- Bu madde
yürütme maddesidir.
KIRŞEHİR MİLLETVEKİLİ
MİKAİL ARSLAN’IN TEKLİFİ (2/459)
8/6/1949 TARİH VE 5434 SAYILI TÜRKİYE CUMHURİYETİ EMEKLİ
SANDIĞI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ
MADDE 1.- 8/6/1949 tarih
5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun 45 inci maddesine
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Bir kamu hizmetini ifa
ederken meydana gelen olay sebebiyle sandık iştirakçisi olsa idi vazife malûlü
sayılabilecek olan ve fakat sandık iştirakçisi olmayan kişiler, istihdam
ilişkisinin hukukî niteliğine bakılmaksızın vazife malûlü sayılırlar. Bu
kişiler ve halefleri hakkında, bu kanunun vazife malûllüğüne ilişkin hükümleri
uygulanır. İfa edilen hizmetin millî savunmayla ilgili olması halinde, olayda
ağır kusuru olmaksızın hayatını kaybeden kişi, -asker olmasa dahi- görev
şehididir.”
MADDE2.- 8/6/1949 tarih
5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa, geçici 218 inci madde
olarak aşağıdaki şekilde bir hüküm eklenmiştir..
“GEÇİCİ MADDE218.- Bu
Kanun, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren geriye doğru iki yıl içinde meydana
gelen olaylar için dahi uygulanır.”
MADDE3.- Bu Kanun, yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE4.- Bu Kanunu,
Bakanlar Kurulu yürütür.
TÜRKİYE
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
5434 sayılı Emekli
Sandığı Kanununun 32 nci maddesine (j) bendi eklenmesine ilişkin kanun teklifi
ve gerekçesi ekte sunulmuştur.
Gereğini arz ederim. 15/6/2005
Prof. Dr. Haluk Koç
Samsun
CHPGrup
Başkanvekili
GEREKÇE
Otoyol ve köprülerde gişe
memuru ve trafik kontrol teknisyeni olarak çalışanlar, iş koşullarından dolayı
birçok sağlık riski ile karşı karşıya kalmaktadır.
İş sağlığı ve iş
güvenliği ilkeleri, bu meslek grubunda çalışanların daha kısa sürede emekli
olmalarını gerektirmektedir.
Üniversitelerde yapılmış
çok sayıdaki araştırma egzost gazlarının bu memurlar üzerindeki kötü etkilerini
ortaya koymuştur. Hatta bu memurların sağlık problemleri klinik ve laboratuvar
tetkik sonuçları ile de kanıtlanmıştır.
İş koşullarından dolayı
sağlık riski bulunan bazı meslek grubunda çalışanlar, Emekli Sandığı Kanununun
32 nci maddesinde düzenlenen fiili hizmet yardımından yararlanmakta ve daha
kısa sürede emekli olma hakkını kazanmaktadır.
Otoyol ve köprülerde gişe
memuru ve trafik kontrol teknisyeni olarak görev yapanların fiili hizmet
zammından yararlanmaları için Kanun teklifi hazırlanmıştır.
CUMHURİYET HALK PARTİSİ GRUP
BAŞKANVEKİLİ SAMSUN MİLLETVEKİLİ HALUK KOÇ’UN TEKLİFİ (2/558)
5434 SAYILI EMEKLİ SANDIĞI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI
HAKKINDA KANUN TEKLİFİ
MADDE 1.- 5434 sayılı
Emekli Sandığı Kanununun 32 nci maddesine aşağıdaki (j) bendi eklenmiştir.
“j) Otoyol ve köprülerde
gişe memuru ve trafik kontrol teknisyeni olarak bilfiil çalışanlar 3 ay”
MADDE2.- Bu Kanunu
Bakanlar Kurulu yürütür.
MADDE3.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
TÜRKİYE
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Türkiye Cumhuriyeti Emekli
Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifim gerekçesi ile
birlikte ilişikte sunulmuştur.
Gereğini arzederim.
Saygılarımla
A. Zeynep Tekin Börü
Adana
TÜRKİYE
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
22/2/2006
2/593 esas numaralı
Türkiye Cumhuriyeti
Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifine imza
sahibi olarak katılmak istiyorum.
Gereğinin yapılmasını
saygılarımla arz ederim.
Prof. Dr. Necdet Budak
Edirne
GEREKÇE
Posta dağıtıcıların yılın
her mevsimi dışarıda ve zor şartlar altında, kimi zaman 30-50 kiloya varan
yükleri sebebiyle kısa zamanda siyatik, bel ve boyun fıtığı, mesane ağrıları
gibi pek çok meslek hastalığına yakalanmaları nedeniyle yıpranmaları söz
konusudur. Bu hastalıklar nedeniyle Posta dağıtıcıları diğer mesleklerde
çalışanlara oranla çok daha fazla yıpranmaktadırlar. Bu nedenle mesleklerini
son derece zor şartlar altında ifa ederken yıpranan posta dağıtıcıların meydana
gelen bu kayıpların telafisi gereklidir.
ADANA MİLLETVEKİLİ ZEYNEP
TEKİN BÖRÜ’NÜN TEKLİFİ (2/593)
TÜRKİYE CUMHURİYETİ EMEKLİ SANDIĞI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK
YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ
MADDE 1.- 8/6/1949
tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun 32 nci
maddesine (i) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki (j) bendi eklenmiştir.
j) PTT Dağıtıcıları Posta
Dağıtım, sevk ve işleme işlerinde
MADDE2.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE3.- Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
TÜRKİYE
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
5434 Sayılı Emekli
Sandığı Yasasının 32 nci Maddesine 1/6/1967 Tarih ve 875 sayılı Yasa ile
eklenen (g) bendinde değişiklik yapılmasına dair kanun teklifimiz gerekçeleri
ile birlikte sunulmuştur.
Gereğini saygılarımızla
arz ederiz.
|
Ramazan
Kerim Özkan |
Mehmet
Semerci |
Necati
Uzdil |
|
Burdur |
Aydın |
Osmaniye |
|
Atila
Emek |
A. Kemal
Deveciler |
Osman
Özcan |
|
Antalya |
Balıkesir |
Antalya |
|
Ahmet
Yılmazkaya |
Ufuk
Özkan |
Abdurrezzak
Erten |
|
Gaziantep |
Manisa |
İzmir |
|
Enver
Öktem |
Yakup
Kepenek |
Mehmet
Kartal |
|
İzmir |
Ankara |
Van |
|
Nail
Kamacı |
Mustafa
Gazalcı |
|
|
Antalya |
Denizli |
|
GENEL
GEREKÇE
Yerel yönetimlerde 657
sayılı Yasaya göre istihdam edilen Veteriner Hekimler, Veteriner Sağlık
Teknikerleri ve Teknisyenleri Tarım Bakanlığında istihdam edilen meslektaşlarıyla
aynı görev ve yetkilerde bulunmalarına karşın böyle bir ayrımın yapılmış olması
nedeniyle fiili hizmet zammından yararlanamamaktadırlar.
Diğer yandan yeni
yasalarla şehir merkezlerinde sokak hayvanları ile doğrudan mücadele etmek,
mezbaha hizmetleri vermek, hayvanat bahçelerinde yaban hayatı ile ilgili
çalışma yapmak zoonoz hastalıklara yakalanma riskini;Tarım Bakanlığı bünyesinde
çalışan Hayvan Sağlığı hizmetleri çalışanlarına kıyasla daha fazla
taşımaktadırlar.
Bu adaletsizliğin bir an
önce düzeltilmesi yerel yönetimlerde özveriyle görev yapmakta olan meslek
mensuplarının acil bir gereksinimidir.
MADDE
GEREKÇELERİ
Madde 1.- Madde ile
bugüne kadar mağdur durumda olan yerel yönetimlerde görev yapan Veteriner
Hekim, Veteriner Sağlık Teknikeri ve Teknisyenlerinin yasa kapsamına alınması
amaçlanmaktadır.
Madde 2.- Bu yasadan
ilgili yerel yönetim çalışanlarının yararlanması amaçlanmaktadır.
Madde 3.- Maddede yasada
adı geçen ifadelere yer verilmektedir.
Madde 4.- Madde ile 5434
sayılı Emekli Sandığı Yasasının 32 nci maddesine 1/6/1967 tarih ve 875 sayılı
Yasa ile eklenen (g) bendinin “Tarım Bakanlığı Ziraî Mücadele ve Karantina
Teşkilâtı ve Veteriner Teşkilâtında vazife gören memur ve hizmetliler ile
Belediyelerde 657 sayılı yasaya göre istihdam edilen Veteriner Hekim, Veteriner
Sağlık Tesnikeri ve Teknisyenlerinin fiili hizmet zammından yararlanmaları ve
geçmişteki hizmetlerinin emeklilik sürelerine yansıtılması” şeklinde
değiştirilmesi amaçlanmaktadır.
Madde 5.- Yürürlük
maddesidir.
Madde 6.- Yürütme
maddesidir.
BURDUR MİLLETVEKİLİ
RAMAZAN KERİM ÖZKAN VE 13 MİLLETVEKİLİNİN TEKLİFİ (2/654)
5434 SAYILI EMEKLİ SANDIĞI YASASININ 32 NCİ MADDESİNE
1/6/1967 TARİH VE 875 SAYILI YASA İLE EKLENEN (G) BENDİNDE DEĞİŞİKLİK
YAPILMASINA DAİR
KANUN TEKLİFİ
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Tanımlar
Amaç
MADDE1.- 5434 sayılı
Emekli Sandığının 32 nci maddesine 1/6/1967 tarih ve 875 sayılı Yasa ile
eklenen (g) bendinde belirtildiği gibi fiili hizmet zammından yerel
yönetimlerde istihdam edilen Veteriner Hekimler, Veteriner Sağlık Tekniker ve
Teknisyenlerinin yararlanmasıdır.
Kapsam
MADDE2.- Bu yasadan yerel
yönetimlerde çalışan Veteriner Hekim, Veteriner Sağlık Teknikerleri ve
Teknisyenler yararlanır.
Tanımlar
MADDE3.- Bu yasada geçen;
Bakanlık: Tarım ve Köyişleri
Bakanlığını
Yerel yönetim: 1580 ve
3030 sayılı Yasa ile kurulan belediyeleri
Kurum: Emekli Sandığını
ifade eder.
İKİNCİBÖLÜM
Değişiklik
MADDE4.- 5434 sayılı
Emekli Sandığı Yasasının 32 maddesine 1/6/1967 tarih ve 875 sayılı Yasa ile
eklenen (g) bendinin:
“Tarım Bakanlığı Ziraî
Mücadele ve Karantina Teşkilâtı ve Veteriner Teşkilâtında vazife gören memur ve
hizmetliler ile Belediyelerde 657 sayılı Yasaya göre istihdam edilen Veteriner
Hekim, Veteriner Sağlık Teknikeri ve Teknisyenleri fiili hizmet zammından
yararlanır” şeklinde düzeltilmiştir.
Yukarıda belirtilen fıkra
kapsamına giren iştirakçilerin fiili hizmetlerine eklenecek süre 5434 sayılı
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra görevde bulunup da o zamandan bu yana
yerel yönetimlerde bilfiil çalışmış olanların emeklilik işlerinde uygulanır.
ÜÇÜNCÜBÖLÜM
Yürürlük,
Yürütme
Yürürlük
MADDE5.- Bu Yasa Resmî
Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE6.- Bu Yasa
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu
Türkiye Büyük Millet
Meclisi
Sağlık, Aile, Çalışma
ve Sosyal İşler
Komisyonu
Esas No.: 1/1008 20/6/2005
Karar No.: 28
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca
hazırlanarak, Bakanlar Kurulunca 4.4.2005 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına sunulan "Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanunu Tasarısı" 8.4.2005 tarihinde Esas Komisyon olarak Plan ve Bütçe
Komisyonuna, Tali Komisyon olarak Adalet Komisyonu ile Komisyonumuza havale
edilmiş ve Tasarıyı Komisyonumuz 10.5.2005 tarihli, 18 inci birleşiminde
gündemine almıştır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ile Maliye, Sağlık,
Adalet, İçişleri, Milli Savunma Bakanlıkları yetkilileri ve sivil toplum
örgütlerinin temsilcilerinin katılımı ile, Tasarının görüşmelerine
başlanmıştır.
Tasarı ile; uluslararası sistemlere de
uygun olarak mevcut sistemin sorunları ve gerekse nüfus yapısında beklenen
değişim göz önüne alınarak, tek bir emeklilik sistemi, tek bir sağlık sistemini
içeren sosyal güvenlik reformu öngörülmektedir. Yeni emeklilik sigortası rejimi
ile Devlet memurları, hizmet akdine göre çalışanları, tarım işlerinde
çalışanları, kendi hesabına çalışanları kapsayan beş farklı emeklilik rejiminin
hak ve yükümlülüklerinin eşit olacağı tek bir emeklilik rejimine dönüştürülmesi
öngörülmekte, emeklilik yaşı, aylık bağlama oranı, aylıkların hesaplanması gibi
konularda yeni düzenlemeler getirilmekte, yeni emeklilik rejiminde mevcut aktif
sigortalıların; emekliliklerine hak edecekleri yaş, prim ödeme ve sigortalılık
süresi aynen korunmakta, emeklilik aylıkları eski ve yeni sistemde geçirdikleri
süreye bağlı olarak her iki sistemde hak edilen aylığın ağırlıklı ortalaması
alınması şeklinde hesaplanmakta, yeni sisteme geçiş kademeli olarak
gerçekleşmekte; genel sağlık sigortası ile sağlık hizmetlerinin finansmanının
Türkiye'de yerleşik herkesi kapsayacak
şekilde eşit ve tek bir yapıya kavuşturulması öngörülmekte, sisteme üye
olma ve belli oranda prim ödeme zorunluluğu öngörülmekte, prim ödeme gücü
olmayan kişiler için ise primin Devlet tarafından ödenmesi ilkesi
getirilmektedir.
Komisyonumuz, Tasarının tümü üzerindeki
görüşmelerde tüm sivil toplum kuruluşlarını, sendika ve konfederasyonları
çağırarak görüşlerini almıştır. Görüşmelerde;
-Türkiye'de sosyal güvenlik sisteminde
reform yapılması gerektiği konusunda mutabakat olduğu, ancak müktesep hakların
korunması hususuna dikkat edilmesi gerektiği, sosyal güvenlik reformunun
mutlaka kayıt dışı ekonomiyle mücadeleyi ve adil bir vergi reformunu da
kapsaması gerektiği, memurların haklarında geriye gidiş olduğu, Tasarıda sosyal
yardımlara yönelik hükümlerin bulunmadığı,
-Genel Sağlık Sigortasının Türkiye'de
uygulamaya geçirilecek olmasının memnuniyet verici olduğu, ancak finansal sürdürülebilirlik
açısından sistemin iyi kurgulanması gerektiği, aile hekimliğinin sistem içinde
ne şekilde yer alacağının Tasarıda belirtilmediği, koruyucu sağlık hizmetlerine
öncelik verilmesinin önemli olduğu,
-Kurumsal yapıyla ilgili tek çatı altında
birleştirmenin yerinde bulunduğu, ancak tasarıda buna da yer verilmediği,
esasen reformun tüm kanunlarla birlikte kanunlaşmasının önem arz ettiği,
Fikirleri ileri sürülmüştür.
Hükümet adına toplantıya katılan Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Murat BAŞESGİOĞLU; Tasarının getirmek istediği
hedeflere yönelik Komisyonumuzu bilgilendirerek, reformun yoksulluğa karşı
mücadelede önemli bir araç olduğunu, sosyal yardımlara ayrılan kaynakların
yetersizliğine rağmen emeklilik sistemine 2005 yılı itibariyle 22 Trilyon YTL
aktarılacak olmasının gelirin adil paylaşımı açısından doğru olmadığının en
somut göstergesi olduğunu, getirilen reform ile emekliliğine hak kazanmış
kişilerin müktesep haklarının korunduğu, ancak finansal açıdan sürdürülebilir
bir emeklilik sisteminin kurulmasının yaşayan neslin, gelecek nesillere karşı
borcu olduğunu, genel sağlık sigortası sistemi ile de ilk defa 38 yıldır bir
çok hükümetin hedefleyerek başaramadığı, Tasarı ile kişiler arasında sağlıkta
norm ve standart birliğinin sağlanacağını, bu Tasarıdan sonra ise Primsiz
Ödemelere ilişkin Kanun Tasarısının ve mevcut sosyal güvenlik kurumlarını tek
çatı altında birleştirecek Kurumsal yapıya ilişkin Tasarıların Meclise
gönderileceğini bildirmiştir.
Tasarının tümü üzerinde yapılan görüşmelerden
sonra maddelerine geçilmesi kabul edilmiş Komisyonumuz 2.6.2005 tarihli 21 nci
birleşiminde konunun daha ayrıntılı bir şekilde ele alınarak olgunlaştırılması
için gerekli düzenlemelerin yapılmasını sağlamak amacıyla bir alt komisyon
kurulmasına karar vermiştir.
Alt Komisyon sivil toplum kuruluşları ve
kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcilerinin de katıldığı kapsamlı çalışmalar
yapmıştır. Alt Komisyonda yapılan çalışmalar sonucunda Tasarının;
-1 inci maddesi; kanun tekniğine
uygunluğunun sağlanması ve ifadelerin sadeleştirilmesi amacıyla "kısa ve uzun vadeli"
ibaresi çıkarılarak yerine "sosyal" ibaresinin eklenmesi,
"sosyal sigorta riskleri karşısında", "kollarından", "sosyal
sigorta" ibarelerini çıkarılması, "genel sağlık sigortasının"
ibaresinin eklenmesi ve maddenin tümünün yapılan değişiklikler doğrultusunda
redaksiyona tabi tutulması suretiyle, 1 inci madde olarak,
-2 nci maddesi; 1 nci maddede yapılan değişiklik doğrultusunda
"kısa ve uzun vadeli" ibaresinin çıkarılması, hastaneler, okullar, banka
benzeri tüzel kişiliği olan kurumların tüzel kişiliği olmayan şubelerini
kapsayacak ve 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri de dikkate alınarak "tüzel
kişiliği olmayan diğer kurum ve kuruluşları" ibaresinin eklenmesi
suretiyle, 2 nci madde olarak,
-3 üncü maddesi; (b) bendinden sonra
gelmek üzere, "Sosyal sigortalar" ibaresi kısa ve uzun vadeli
sigortaları birlikte ifade etmek üzere "Sosyal sigortalar: Kısa ve uzun
vadeli sigorta kollarını" şeklinde eklenmek; "Genel sağlık sigortası"
ibaresi kişilerin sağlığının korunmasını, sağlık riski ile karşılaştıklarında
sağlık harcamalarının karşılanmasını sağlayacağını ifade edecek şekilde yeniden
düzenlenmek; "Genel sağlık sigortalısı" tanımı bu Kanunda geçen
sigortalı ve isteğe bağlı sigortalı tanımlarıyla çakışmayacak şekilde yeniden
tanımlanmak; "Bakmakla yükümlü olduğu kişi" ibaresi genel sağlık
sigortalısının bu Kanuna göre sigortalı veya isteğe bağlı sigortalı olması
gerekmeyen, sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış eşi ve
çocuklarını kapsayacağı vurgusu ön plana alınarak yeniden düzenlenmek;
"Hizmet akdi" ibaresi ile hem Borçlar Kanununda tanımlanan hizmet
akdinin, hem de yürürlükte bulunan çeşitli iş kanunlarında tanımlanan iş
sözleşmesini, iş akdinin anlaşılacağı belirtilmek suretiyle yeniden tanımlanmak;
"Ücret" ibaresi kamu ya da özel sektörde bir işverene tabi olarak
çalışanların, çalışmalarının karşılığında kendilerine ödenen ve süreklilik
gösteren ve para ile ödenen tutarları kapsayacak şekilde yeniden tanımlanmak;
"Takvim ayı", "Takvim yılı" ibarelerinden Takvim kısmı
çıkartılmış, Ay ibaresinin ücretleri her ayın 15'inde ödenen sigortalılar için
ayın 15'inden ertesi ayın 15'ine kadar geçen süreyi içerdiği şeklinde düzeltme
yapılmak; "Aylık" ibaresi ile malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasından
yapılan sürekli ödemenin kastedildiği ifade edecek şekilde yeniden tanımlanmak;
"Tarımsal faaliyet" ibaresinden işlenip değerlendirilmesi ifadesi
çıkartılmış, Kanunun çeşitli maddelerinde kullanılan "Peşin sermaye
değeri" ifadesi açıklanmak; sigortalıların geçmiş dönemlerdeki
kazançlarının güncellenmesinde kullanılacak "Güncelleme katsayısı ile
neyin ifade edilmek istendiği tanımlanmış, "Süreksiz iş", "Net
asgari ücret" Haftalık çalışma süreleri", " Geçici iş göremezlik
ödeneği", "Sosyal güvenlik sözleşmeleri" ibareleri ayrıca
tanımlanmalarına ihtiyaç olmadığı düşünülerek tanımlar arasından çıkartılmak
suretiyle ve 3 üncü madde olarak;
-4 üncü maddesi; sigortalı sayılanların
kimler olduğunun daha iyi anlaşılmasını sağlayacak şekilde redaksiyona tabi
tutularak; (b) bendinin (a) alt
bendinde yer alan "Esnaf ve sanatkarlar" ibaresi çıkartılmak; kamu
idarelerinde kadrolu çalışanların yanı sıra pozisyonlarda sürekli çalışanlar da
eklenmek; (a), (b) veya (c) bentlerinde sayılmayan ancak görevi veya yaptığı iş
nedeniyle bu bentlerden biri kapsamında değerlendirilecek kişileri daha net
ifade edebilmek üzere, maddenin ikinci ve üçüncü fıkraları bentler şeklinde
yeniden düzenlenmek; mütekabiliyet esasına dayalı olarak ikili sosyal güvenlik
sözleşmesi yapılmış ülke uyruğunda olanlar dışındaki yabancılardan hizmet
akdiyle çalışanların birinci fıkranın (a) bendine göre sigortalı sayılacakları,
kamu idarelerinde kadrolu olarak çalışmaktayken memur sendikalarının veya
konfederasyonlarının yönetim
kurullarında görev alanların kamu idarelerinde sürekli kadro veya
pozisyonlarda çalışanlar gibi değerlendirilmek suretiyle 4 üncü madde olarak,
-5 inci maddesi; madde başlığı " Bazı
sigorta kollarının uygulanacağı sigortalılar" şeklinde değiştirilmek; ceza
infaz kurumları ile tutukevleri bünyesindeki tesis ve atölye gibi ünitelerde
çalıştırılan hükümlü ve tutuklular ile Mesleki Eğitim Kanununda belirtilen aday
çırak, çırak ve işletmelerde beceri eğitimi gören öğrencilerin durumlarına
uygun şekilde yalnızca iş kazası ve meslek hastalığı sigortası bakımından
sigortalı sayılacaklarını açıkça maddede belirtmek; ikili sosyal güvenlik
sözleşmesi yapılmış ülkeler dışındaki ülkelerin uyruğunda olan ve Milli Eğitim
Bakanlığına bağlı okullarda görevlendirilen yabancı uyruklu öğretmenler kısmi
sigorta kapsamından çıkartılarak, mesleğine bakılmaksızın istisnalar dışındaki
yabancıların zorunlu sigortalı olmaları sağlanmak suretiyle 5 inci madde
olarak;
-6 ncı maddesi; (h) bendindeki " 18
yaşını doldurmamış olanlar" ifadesi, hizmet akdi ile çalışan
sigortalıların haklarını korumak üzere bunları kapsamayacak şekilde yeniden
düzenlenmek suretiyle 6 ncı madde olarak,
-7 inci maddesi ; sigortalılığın
başlangıcı farklı sigorta çalışma ilişkilerine dayalı olanlar için ayrı ayrı
bentler halinde düzenlenmek;, 4 üncü maddenin (a) bendi kapsamında sigortalı
sayılanlardan beceri eğitimine veya zorunlu staja tabi olanlar için beceri eğitimine veya staja başladıkları
tarihten, (c) bendi kapsamında sayılan Harp Okulları ile fakülte veya yüksek
okullarda Türk Silahlı Kuvvetleri
hesabına okuyan öğrencilerin okullarında eğitime başladıkları tarihten
itibaren sigortalılıklarının başlayacakları daha açık bir şekilde belirtilmek
suretiyle 7 nci madde olarak,
-8 inci maddesi; sigortalı gruplarına göre
sigortalı bildiriminin ve tescilinin nasıl yapılacağının daha rahat
anlaşılmasını sağlayacak şekilde, bentler halinde düzenlenmek; sigortalıların
tescil ve diğer işlemlerinde T.C. Kimlik Numarasının kullanılacağına dair cümle
bu maddeden çıkartılarak, kapsamı genişletilerek, bu kanunun 92 nci maddesinde
düzenlenmek suretiyle 8 inci madde olarak,
-9 uncu maddesi ; sigortalılığın sona erme
halleri arasında, ücretsiz izinli olması, greve iştirak etme veya işverenin
lokavt yapması hallerinde, sigortalılık süresinin bu hallerin sona ermesini
takip eden onuncu günden başlanarak sona ereceğinin tasarıda açık bir şekilde
yer almasını sağlamak suretiyle 9 uncu madde olarak,
-10 uncu maddesi ; ikinci fıkra olarak
sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelere bu ülkelerde iş almış
işverenlerce götürülen Türk işçilerinin sosyal güvenlik haklarından
yararlanmalarını sağlamak üzere, geçici görevle yurtdışına gönderilmiş
sayılacakları hususu eklenmek ve bu surette yurt dışında görevli
vatandaşlarımıza kendi rızaları ile sosyal güvenliklerini bulundukları ülke
şartlarında ulaşmalarını sağlamak suretiyle ve 10 uncu madde olarak,
-11 inci maddesi ; ikinci ve üçüncü
fıkralar tek fıkrada birleştirilmek, beşinci ve altıncı fıkralar maddenin anlam
bütünlüğünü kuvvetlendirmek amacıyla yer değiştirilmek suretiyle ve 11 nci
madde olarak,
-12 nci maddesi; madde başlığına "alt
işveren" ibaresi de eklenmek, üçüncü fıkra olarak 4 üncü maddenin ikinci
fıkrasının (a) ve üçüncü fıkrasına tabi olanların işveren yükümlülüklerinin
kimler tarafından yerine getirileceğini belirtilmek, son fıkraya ise 13 üncü
maddede "Aracı" başlığıyla yer alan hüküm, İş Kanununa paralel olarak
"alt işveren" şeklinde değiştirilmek ve 12 nci madde olarak;
-13 üncü maddesi; "Aracı"
başlığıyla düzenlenmiş hükmün, "alt işveren" şeklinde 12 nci maddeye
son fıkra olarak eklenmek, buna bağlı olarak madde numaralarının teselsül
ettirilmesi suretiyle, tasarıdan çıkarılarak,
-14 üncü maddesi ; (d) bendindeki "
Emzikli kadın" ibaresi, "Emziren kadın" şeklinde değiştirilmek;
(e) bendi kapsamında sigortalıların zorunlu haller nedeniyle mutad güzergah
dışında işe gidiş geliş sırasında meydana gelen hallerde iş kazası sayılmak; iş
kazasının bildirimi, sigortalı gruplarına göre ayrı ayrı bentlerde düzenlenmek,
maddeye son fıkra olarak, iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin şekli ve
verilme usulünün yönetmelikle düzenleneceği belirtilmek suretiyle ve
birleştirme ve teselsül nedeniyle 13 üncü madde olarak,
-15 inci maddesi; meslek hastalığı halinde
yardımlardan yararlanmak için gerekli koşullar daha iyi anlaşılmalarını
sağlamak üzere ikinci fıkrada bentler halinde düzenlenmek; bildirimin şekli
hususu da dördüncü fıkrada bentlere
ayrılmak suretiyle düzenlenmek ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 14 üncü
madde olarak,
-16 ncı maddesi; Tasarıdaki şekliyle aynen
ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 15 inci madde olarak,
-17 nci maddesi; madde başlığındaki
"yardımlar" ibaresi, sigortalılara sağlanan imkanlar ödenen primlerin
karşılığında sağlanan bir hak olduğundan bu durumu belirtmek üzere
"haklar" şeklinde değiştirilerek; madde metni içinde yer alan yardım
ibareleri de bu bakış açısı çerçevesinde yardım yerine ödenek şeklinde
nitelenerek; iş kazası ve meslek hastalığı halleri, hastalık ve analık hali ile
doğum halinde hangi hakların alınacağı ayrı ayrı düzenlenerek; birleştirme ve
teselsül nedeniyle 16ncı madde olarak,
-18 inci maddesi ; Tasarının dördüncü
fıkrasının (a) bendi iki bent halinde yeniden düzenlenmek; ödenek ve gelire
esas kazançların nasıl tespit edileceği
daha rahat anlaşılmasını sağlamak amacıyla redaksiyona tabi tutulmak suretiyle
birleştirme ve teselsül nedeniyle 17 nci madde olarak,
-19 uncu maddesi ; (b) bendi içine 5 inci
madde kapsamındaki sigortalılar da dahil edilmek; üçüncü fıkraya geçici iş
göremezlik ödeneklerinin sigortalının net ücretini geçemeyeceği hususu eklenmek
ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 18 nci madde olarak,
-20 nci maddesi; madde başlığı
"Sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanma, hesaplanması, başlangıcı ve
birden çok iş kazası ve meslek hastalığı hali" şeklinde değiştirilerek;
bir biriyle ilgili olan düzenlemeler aynı maddeye taşınmak suretiyle getirilen
düzenlemelerin daha kolay anlaşılabilmesini sağlamak, hükümlerin bir birleriyle
bağlantılarını daha iyi kurgulamak amacıyla Tasarının 21 inci maddesi tek fıkra
haline getirilerek, dördüncü fıkra olarak maddeye eklenmek; kamu
görevlilerinden sürekli iş göremezliği nedeniyle görevlerine son verilenlerin
ne şekilde sürekli iş göremezlik verileceği, bu durumda olanların malullük veya
yaşlılık aylığına hak kazanmaları halinde süreli iş göremezlik derecelerine
göre gelir bağlanacağı hususu beşinci fıkra olara düzenlenmek; Tasarının 22 nci
maddesinin bu maddeye sekizinci ve dokuzuncu fıkra olarak, 23 üncü maddesi ise
onuncu fıkra olarak birleştirilmek suretiyle ve birleştirme ve teselsül
nedeniyle 19 uncu madde olarak,
-21 inci maddesi; tek fıkra haline
getirilerek, 19 uncu maddeye dördüncü fıkra olarak eklenmek suretiyle ve
Tasarıdan çıkarılarak ve madde numaraları teselsül ettirilerek,
-22 nci maddesi; 19 uncu maddeye sekizinci
ve dokuzuncu fıkra olarak eklenmek suretiyle ve Tasarıdan çıkarılarak ve madde
numaraları teselsül ettirilerek,
-23 üncü maddesi; 19 uncu maddeye onuncu
fıkra olarak eklenmek suretiyle ve Tasarıdan çıkarılarak ve madde numaraları
teselsül ettirilerek,
-24 üncü maddesi; üçüncü fıkrasına iş
kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü % 50 oranının
altında yitiren sigortalıların iş kazası veya meslek hastalığına bağlı olmayan
bir nedenle ölümü halinde hak sahiplerine sigortalının almakta olduğu sürekli
iş göremezlik ödeneğinin gelir olarak bağlanması amaçlanarak bu kişilerin
mağduriyeti ortadan kaldırılmak; Tasarının 25 inci maddesi bütünlüğü sağlamak
üzere bu maddeye beşinci fıkra olarak eklenmek suretiyle ve Tasarıdan
çıkarılarak ve madde numaraları teselsül nedeniyle 20 nci madde olarak,
-25 inci maddesi; bütünlüğü sağlamak üzere
24 üncü maddeye beşinci fıkra olarak eklenmek suretiyle ve Tasarıdan
çıkarılarak ve madde numaraları teselsül ettirilerek,
-26 ncı maddesi; madde başlığı "İş
kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin ve üçüncü
kişilerin sorumluluğu" şeklinde değiştirilerek; madde hükümleri aynen
korunarak uygulama kolaylığı sağlamak üzere 27 inci madde hükümleri aynen
dördüncü ve beşinci fıkralar olarak bu maddeye taşınmak; birleştirme ve
teselsül nedeniyle 21 inci madde olarak,
-27 nci maddesi; 21 inci maddeye dördüncü
ve beşinci fıkralar olarak taşınmak suretiyle ve birleştirme ve teselsül
nedeniyle Tasarıdan çıkarılarak,
-28 inci maddesi; daha kolay anlaşılacak
şekilde madde bentleri yeniden düzenlenmek; sigortalının kendisinden kaynaklanan sebeplerle tedavi
süresinin uzaması veya iş göremezliğinin artması durumunda uygulanacak müeyyideler
azaltılmak suretiyle ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 22 nci madde olarak,
-29 uncu maddesi; madde kapsamında gelir
kaybı riski karşılandığı ve sağlık yardımları, genel sağlık sigortası
kapsamında verileceğinden, birinci fıkra sonundaki "sağlık
hizmetleri" ibaresi çıkartılmak; üçüncü fıkra bu Kanunun dördüncü maddesi
birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olanların bildirimde
bulunmamaları halinde bu sürede meydana gelen sigorta risklerinde kendilerine
gelir veya ödenek verilmeyeceği belirtilmek; birleştirme ve teselsül nedeniyle
23 üncü madde olarak,
-30 uncu maddesi; aynen kabul edilmek
suretiyle ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 24 üncü madde olarak,
-31 inci maddesi; birinci ve ikinci
fıkralarda geçen "çalışma gücünün en az üçte ikisini yitirdiği"
ibaresi, meslekte kazanma gücü kayıp oranının oran olarak ifade edilmesi, aynı
oranlar esas alınarak belirlenmesinin uygulamayı da kolaylaştıracağı
düşünülerek "çalışma gücünün % 60'ını" şeklinde değiştirilmek
suretiyle ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 25 inci madde olarak,
-32 nci maddesi; madde başlığı
"Malullük sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları"
şeklinde değiştirilmek ve 32 nci maddenin birinci fıkrası olarak birleştirilmek
suretiyle Tasarıdan çıkarılarak ve birleştirme ve teselsüle tabi tutularak,
-33 üncü maddesi; malullük için aranan
3600 gün prim ödeme şartının yerine getirilmesindeki zorluklar ve hak
mağduriyetine neden olabileceği dikkate alınarak (b) bendinde on yıldan beri
sigortalı olanların 1800 gün prim bildirilmiş olması halinde malullük
sigortasından yararlanabilmelerine imkan verecek şekilde hüküm eklenmek
suretiyle ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 26 ncı madde olarak,
-34 üncü maddesi; madde başlığı "Malullük aylığının
hesaplanması, başlangıcı, kesilmesi ve yeniden bağlanması" şeklinde
değiştirilmek; madde gereğince bağlanacak malullük aylığının tutarının bir
önceki yılın en düşük yaşlılık aylığından az olamayacağı belirtilmek suretiyle
asgari bir tutar garanti edilecek şekilde maddeye ikinci fıkra olarak eklenmek
suretiyle birleştirme ve teselsül nedeniyle 27 nci madde olarak,
-35 inci maddesi; aynen, 34 üncü maddeye
üçüncü ve dördüncü fıkra olarak birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılmak
ve birleştirme ve teselsüle tabi tutularak,
-36 ncı maddesi; aynen, 34 üncü maddeyle
birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak ve birleştirme ve teselsüle tabi
tutularak,
-37 nci maddesi; 28 inci maddenin birinci
fıkrası olarak düzenlenmiş, madde başlığı "Yaşlılık sigortasından sağlanan
haklar ve yararlanma şartları" olarak değiştirilmiştir.
-38 inci maddesi; üçüncü fıkrasındaki
"4000" gün ibaresi, tam yılı ifade etmek üzere "3960" gün
olarak değiştirilmek, dördüncü fıkrasındaki "sakatlığının" ibaresi,
bu gibi hallerin sigortalıların çalışma gücünün kaybına neden olduğu hem de
uygulamada birliği sağlamak amacıyla "çalışma gücündeki kayıp oranı"
şeklinde değiştirilmek; sigortalıların daha düşük oranlardaki çalışma gücü
kaybı halinde de yaşlılık sigortasından yararlanabilmelerini sağlamak üzere,
oranların üst sınırı % 65' den 59'a, alt sınırı ise % 45'den 40'a indirilmek;
50 yaşını dolduran sigortalıların erken yaşlanmaları halinde yaşlılık
aylığından yararlanabilmeleri sağlanmak; Tasarının sadeleştirilmesi amacıyla 38
inci maddeyle birleştirilmek ve teselsüle tabi tutularak,
-39 uncu maddesi; üçüncü fıkranın ikinci
satırında yer alan " 31.12.2016 tarihine kadar" ibaresi anlam
farklılığına neden olmamak için "2015 yılı sonuna kadar" şeklinde
değiştirilmek; dördüncü fıkrasında bağlanan aylıkların Ocak ve Temmuz dönemlerine
göre gelir ve aylıklara uygulanan artış oranları kadar artırılacağı şeklinde
düzenlenmek suretiyle ve birleştirilmek ve teselsül nedeniyle 29 uncu madde
olarak,
-40 ıncı maddesi; madde başlığı
"Yaşlılık aylığının başlangıcı, kesilmesi veya sosyal güvenlik destek
primi ödenmesi" şeklinde değiştirilerek; 41 maddeye birinci ve ikinci
fıkra olarak birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak ve birleştirilmek
ve teselsüle tabi tutularak,
-41 inci maddesi; aynen ve birleştirilmek ve teselsül
nedeniyle 30 uncu madde olarak,
-42 nci maddesi ; madde başlığı yaşlılık
sigortasından verildiğini belirginleştirmek amacıyla "Yaşlılık toptan
ödemesi ve ihya" şeklinde değiştirilerek ve madde hükümleri aynen,
birleştirme ve teselsül nedeniyle 31 inci madde olarak,
-43 üncü maddesi; maddenin 44 üncü
maddeyle birleştirilmesi suretiyle Tasarıdan çıkarılarak ve madde numaraları
teselsüle tabi tutularak,
-44 üncü maddesi ; birleştirme nedeniyle
ve madde başlığı ölüm sigortası kolundan sağlanan haklar olduğunun vurgulanması
amacıyla "Ölüm sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları
şeklinde değiştirilmek; (a) bendinin beş yıldan beri sigortalı olup toplam 900
gün prim ödemiş olan sigortalıların ölümü halinde hak sahiplerine aylık
bağlanması imkanı getirilmek amacıyla değiştirilmek suretiyle ve birleştirme ve
teselsül nedeniyle 32 nci madde olarak,
-45 inci maddesi; (c) bendinde 44 üncü
maddede yapılan düzenlemeye paralel olarak toplam 900 gün prim ödemiş
durumdayken ölen sigortalının hak sahiplerine de 9000 gün üzerinden hesaplanarak
ölüm aylığı bağlanması imkanı getirilmek; ikinci fıkra ise bu düzenleme
çerçevesinde madde metninden çıkartılmak suretiyle ve birleştirme ve teselsül
nedeniyle 33 üncü madde olarak,
-46 ncı maddesi ; (b) bendindeki
"çalışamayacak durumda malul bulunan çocukların" ibaresi,
"çalışma gücünü en az % 60 oranında yitiren malul durumdaki
çocukları" ibaresi ile değiştirilmek; çalışma gücü kaybıyla ilgili diğer
maddelerle uyumlu hale getirilmek; ana ve babadan 65 yaşın üzerinde olup,
çalışmayan veya gelir veya aylık almayanlara, diğer hak sahiplerinden artan
hisse bulunup bulunmadığına bakılmaksızın aylık bağlanmasını sağlamak amacıyla
değiştirilmek suretiyle ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 34 üncü madde
olarak,
-47 nci maddesi; 48 inci madde ile
birleştirilerek ve aynen, birleştirme ve teselsül nedeniyle Tasarıdan
çıkarılmak ve teselsüle tabi tutulmak suretiyle,
-48 inci maddesi ; birleştirme nedeniyle
madde başlığı "Hak sahiplerinin aylıklarının başlangıcı, kesilmesi ve
yeniden bağlanması" şeklinde değiştirilmek; üçüncü fıkradaki
"çalışamayacak durumda malul olanlara" ibaresi, "çalışma gücünü
en az % 60 oranında kaybederek malul olduğu anlaşılanlara" şeklinde
değiştirilmek suretiyle ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 35 inci madde
olarak,
-49 uncu maddesi ; madde başlığı hakkın
ölüme bağlı olduğunun vurgulanması amacıyla "Ölüme bağlı toptan ödeme ve
ihya" şeklinde değiştirilmek ve aynen; birleştirme ve teselsül nedeniyle
36 ncı madde olarak,
-50 nci maddesi ; madde başlığı
birleştirme nedeniyle "Evlenme ve cenaze ödeneği" şeklinde
değiştirilmek; madde içerisinde geçen "evlenme yardımı" ibaresi
"evlenme ödeneği" şeklinde değiştirilmek; birinci ve ikinci fıkralar birleştirilmek suretiyle aynen ve
birleştirme ve teselsül nedeniyle 37 nci madde olarak,
-51 inci maddesi ; 50 nci maddeyle
birleştirilmek suretiyle aynen ve Tasarıdan çıkarılmak suretiyle, birleştirme
ve teselsüle tabi tutularak,
-52 nci maddesi ; aynen, birleştirme ve
teselsül nedeniyle 38 inci madde olarak,
-53 üncü maddesi ; aynen, birleştirme ve
teselsül nedeniyle 39 uncu madde olarak,
-54 üncü maddesi ; Maddenin tümü
sadeleştirmek amacıyla redaksiyona tabi tutulmak; cetvelin (5) numaralı
bendinin kapsamdaki işyeri sütunundaki " Hastane, sağlık tesisi ve
laboratuarlar " ibaresi, "Röntgen, radyum ve benzeri iyonizan
radyasyon laboratuarları işlerinde." İbaresiyle, eklenecek gün sayısı
sütunundaki " 120 gün" ibaresi "90 gün" olarak
değiştirilmek; (6) numaralı bentteki "İnfaz koruma memurları, baş
memurları ve diğer personel (10) numaralı bende alınarak "Ceza ve
tutukevlerinde" ibaresi "Ceza ve tutukevlerinde bilfiil hükümlü ve
tutuklularla irtibat içinde olan görevliler" şeklinde değiştirilmek; (7)
numaralı bentteki "Pilot, hostes ve diğer uçuş görevlileri ile gemi, uzun
yol otobüs kaptan ve yardımcıları ile bunların seferlerinde çalışan diğer
personel" ibaresi, "Hava yollarının uçucu personeli, lokomotif
makinistleri" şeklinde değiştirilmek; "Hava, deniz ve kara yolları
ulaşım firmaları" ibaresi, "Fiilen uçakta ve lokomotifte"
şeklinde ( 6) numaralı bent olarak değiştirilmek; (8) numaralı bent (7) olarak
değiştirilmek; (9) numaralı bent (8) olarak değiştirilmek; (11) numaralı bent
olarak PTT dağıtıcıları eklenmek amacıyla "11) PTT dağıtıcıları; Posta
dağıtımı işyerlerinde yaya olarak yapılan işlerde; 90 gün" olarak eklenmek suretiyle ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 40 ıncı
madde olarak,
-55 inci maddesi; aynen ve 54 üncü maddeye
son fıkra olarak birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak ve teselsüle
tabi tutularak,
-56 ncı maddesi; (b) bendinin kısmi
çalışanların borçlanmaya dahi gerek olmadan isteğe bağlı olarak primlerini
zamanında ödeyebilmelerini sağlamak amacıyla tasarıdan çıkarılmak; (l) bendi
kapsamındaki durumların zorunlu sigorta kapsamına alınması gerektiği
düşünülerek maddeden çıkartılmak; bu bentle bağlantılı olan ikinci fıkranın da
uygulama imkanı kalmayacağından Tasarıdan çıkarılarak ve maddenin tümünün
redaksiyona tabi tutulması suretiyle ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 41
inci madde olarak,
-57 nci maddesi; madde başlığı birleştirme
nedeniyle "Yurt dışı hizmet borçlanmasına ait süreler ve yurtdışında
ödenen primlerin iadesi" şeklinde değiştirilmek; borçlanma tutarının,
normal sigortalılar ile nimet külfet dengesi bakımından haksızlığa sebebiyet
vermemesi amacıyla borçlanılacak her bir gün için tahakkuk ettirilecek borç
tutarının başvuru tarihindeki prime
esas asgari ve azami günlük kazanç arasında seçilecek günlük kazancın % 32'si
olarak değiştirilmek; yapılan düzenlemeler çerçevesinde üçüncü fıkranın
redaksiyon sonucu maddeden çıkartılmak; dördüncü, beşinci, altıncı ve yedinci
fıkralar tek fıkra haline getirilerek ikinci ve üçüncü fıkralar olarak
düzenlenmek; onuncu fıkranın maddeden çıkartılmak suretiyle, birleştirme ve
teselsül nedeniyle 42 nci olarak,
-58 inci maddesi ; aynen ve 57 nci maddeye
yedinci fıkra olarak eklenmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak ve madde numarası
teselsüle tabi tutularak,
-59 uncu maddesi; madde başlığı Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanının da maddeye eklenmesi nedeniyle "Cumhurbaşkanlığı,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Başbakanlık görevinde bulunanların
aylıkları" şeklinde değiştirilmek; maddeye üçüncü fıkra olarak Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanına Cumhurbaşkanına ödenmekte olan aylık ödeneğin %
40'ı esas alınarak Cumhurbaşkanına bağlanacak
yaşlılık aylığının % 75'i
oranında yaşlılık aylığı
bağlanması yönünde düzenleme eklenmek; diğer fıkralarda da bu hükme uygun
olarak düzenleme yapılmak amacıyla redaksiyona tabi tutulmak suretiyle ve
birleştirme ve teselsül nedeniyle 43 üncü madde olarak,
-60 ıncı maddesi; (a) bendinde yer alan
"onbeş fiili hizmet süresi" ibaresi bu süre güne çevrilerek 5400 gün
olarak düzenlenmek; (b) bendi ifade bakımından düzenleme yapılarak "özel
kanunları gereğince kadrosuzluk nedeniyle emekliye sevk edilenlere yaş şartı
aranmaksızın, prim ödeme gün sayısı 9000 gün olması halinde" şeklinde
değiştirilmek; (c) bendi ise ikinci fıkra olarak düzenlenmek suretiyle ve
birleştirme ve teselsül nedeniyle 44 üncü madde olarak,
-61 inci maddesi; madde başlığı maddeyi
daha doğru ifade etmesini sağlamak amacıyla "Kanunları gereğince görevden
uzaklaştırılanlar, tutuklananlar veya görevine son verilenlerin
sigortalılıkları ve primleri" şeklinde düzenlenmek; madde metninde ikinci
bentte yer alan "emsali kadronun" ibaresinin önüne "kendi kadrosunun" ibaresi eklenmek suretiyle ve birleştirme ve
teselsül nedeniyle 45 inci madde olarak,
-62 nci maddesi; madde başlığı madde
başlığı maddeyi daha doğru ifade etmesini sağlamak amacıyla "Bazı kamu
görevlilerinin prime esas kazançları ve kamu görevlilerinin prime esas kazanç
üst sınırı" olarak düzenlenmek; son fıkrasına yurtdışındaki şartlar
nedeniyle artan masrafını karşılamaya yönelik verilen hakların yurt içindeki
emsali kadrolarla eşitsizliğe neden olmaması amacıyla "yurtdışında geçici
ya da sürekli göreve gönderilen kişilerin prime esas kazançları, Türkiye'deki
emsali kadrodaki sigortalının prime esas kazancını geçemez." ibaresi
eklenmek; maddeye son fıkra olarak kamu görevlilerinin prime esas kazançlarından
bazılarına sınır getirilmesi gerekebileceğinden Bakanlar Kuruluna yetki verene
bir düzenleme getirilmek suretiyle ve 46 ncı madde olarak,
-63 üncü maddesi; Tasarıda iptal
edilmeyerek 5434 sayılı Kanunda bırakılan harp malullüğüne ilişkin hükümlerin
Tasarıya taşınması amacıyla madde başlığı "Harp malûllüğü ve harp
malullerine verilecek malûllük zammının karşılığı" şeklinde değiştirilmek;
harp malullüğü kavramı korunmakla birlikte Tasarının diğer hükümlerine ve
tekniğine uygun olarak harp malullüğü aylığı ise sürekli iş göremezlik
ödeneğine dönüştürülmek, kişilerin haklarında herhangi bir kısıtlamaya
gitmeksizin yeniden düzenlenmesi suretiyle ve birleştirme ve teselsül sonucu 47
nci madde olarak,
-64 üncü maddesi; madde ikinci fıkrasına
maddede bulunan boşluğu doldurmak amacıyla "Özel kanun hükümleri hariç
olmak üzere yetkili makamın emekliye sevk onayı, talep tarihinden itibaren bir
ayı geçemez." ibaresi eklenmek ve
diğer hükümleri aynen, birleştirme ve teselsül sonucu 48 inci madde olarak,
-65 inci maddesi; madde başlığı
birleştirmeler nedeniyle "İtibarî
hizmet süreleri, etkisi ve itibari hizmet süresi primi" şeklinde
değiştirilmek; (b) bendinde yer alan "Kanunları gereğince aylıkları
ödenmek suretiyle, kurumları ile ilgileri kesilmeyerek" ibaresi kanun tekniği ve ifade bakımından "4
üncü madde gereği sigortalı sayılanlardan" şeklinde değiştirilmek
suretiyle, birleştirme ve teselsül sonucu 49 uncu madde olarak,
-66 ncı maddesi; aynen ve 65 inci maddeyle
birleştirmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,
-67 inci maddesi; aynen ve 65 inci
maddeyle birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,
-68 inci maddesi; önceki maddelerde
yapılan düzenlemeye paralel olarak Kamu görevlilerinin iş göremezlik gelirleri
ile malûllük aylıkları ayrıca düzenlemeye gerek kalmadığından Tasarıdan
çıkarılmak ve madde numaraları teselsül ettirilmek suretiyle,
-69 uncu maddesi; Tasarının yedinci bölümünde düzenlenen
isteğe bağlı sigortalının, esnek çalışma sonucu kişilerin prim ödeme gün
sayılarında meydana gelecek boşluğu isteğe bağlı sigorta ile karşılamalarına
imkan getirilmek amacıyla yeniden düzenlenmek; bu amaçla madde başlığı
"İsteğe bağlı sigorta ve şartları" olarak değiştirilmek, maddenin (a)
fıkrasına "ay içerisinde 30 günden az çalışmak veya son bir yıl içinde 360
günden az çalışmak ya da tam gün çalışmamak" ibaresi eklenmiş ve bu bent
de yer alan "kendi çalışmaları nedeniyle aylık bağlanmamış
olmak" ibaresi ayrı bir bent
olarak düzenlenmek suretiyle ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 50 nci madde
olarak,
-70 inci maddesi; Tasarının 69 uncu
maddesi ile birleştirilmesi nedeniyle Tasarıdan çıkarılmak ve madde
numaralarını teselsüle tabi tutarak,
-71 inci maddesi; birleştirmeler nedeniyle
yeniden düzenlenmek ve redaksiyona tabi tutulmak suretiyle ve birleştirme ve
teselsül nedeniyle 51 nci madde olarak,
-72 nci maddesi; birleştirmeler nedeniyle
yeniden düzenlenmek ve redaksiyona tabi tutulmak suretiyle ve birleştirme ve
teselsül nedeniyle 52 nci madde olarak,
-73 üncü maddesi; birleştirmeler nedeniyle
yeniden düzenlenmek ve 71 inci madde ile birleştirilmek suretiyle ve Tasarıdan çıkarılarak, teselsüle tabi
tutulmak suretiyle,
74 üncü maddesi; birleştirmeler nedeniyle
yeniden düzenlenmek ve 71 inci madde ile birleştirilmek suretiyle ve Tasarıdan çıkarılarak, teselsüle tabi
tutulmak suretiyle,
-75 inci maddesi; madde metninde yer alan
(a) ve (b) bentleri "4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c)
bentlerinde belirtilen sigortalılık hallerine ait prime esas kazanç tavanlarını
ayrı ayrı aşmamak üzere, sigortalının prime esas kazançları toplanır. Sigorta
hakları ise toplam prime esas kazanç üzerinden verilir." şeklinde
düzenlemek suretiyle ve birleştirme ve
teselsül nedeniyle 53 üncü madde
olarak,
-76 ncı maddesi; madde metninde (a) bendi
"Uzun vadeli sigorta kollarından" (b) bendinin adı ise "Kısa
vadeli sigorta kollarından" şeklinde değiştirilmiş ve maddede kız
çocuklarına hem eşinden hem de babasından gelir ve aylığa hak kazanması
durumunda tercih hakkı tanınmak suretiyle ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 54
üncü madde olarak,
-77 nci maddesi; "Gelir ve aylıkların
düzeltilmesi, yükseltilmesi, ödenmesi ve yoklama işlemleri" şeklinde
düzenlenmek; madde metnine dördüncü fıkra olarak "Gelir ve aylık alma
şartlarının devam edip etmediğine yönelik yoklama işlemlerine ilişkin usul ve
esasları ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar Kurumca
çıkarılacak yönetmelik ile düzenlenir." ibaresi eklenmek; birleştirme ve
teselsül nedeniyle 55 inci madde olarak,
-78 inci maddesi; aynen ve 77 inci madde ile
birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak ve madde numaraları teselsül
ettirilerek,
-79 uncu maddesi; aynen ve 77 inci madde
ile birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak ve madde numaraları teselsül
ettirilerek,
-80 inci maddesi; madde metninde (a) ve
(b) bentlerine "kesinleşmiş yargı kararı üzerine" ibaresi eklenmek;
(d) bendi madde metninden çıkartılmak; maddeye son fıkra olarak "Ölüm
geliri veya aylığı bağlanması için eşinden boşandığı belirlenen eş ve
çocuklara, bağlanmış olan gelir ve aylıklar kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan
tutarlar 96 ncı madde hükümlerine göre geri alınır" ibaresi eklenmek
suretiyle ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 56 ncı madde olarak,
-81 inci maddesi; maddeye dördüncü fıkra
olarak "Sigortalıların 18 yaşından sonra yapılan yaş düzeltmeleri ile hak
sahiplerinin gelir veya aylığa hak kazandığı tarihten geriye doğru 1 yıl içinde
yapılan yaş düzeltmeleri, bu Kanunun uygulanmasında dikkate alınmaz."
ibaresi eklenmek, birleştirme ve teselsül nedeniyle 57 nci madde olarak,
-82 nci maddesi; Sosyal Sigorta Yüksek
Sağlık Kurulunun oluşumunda katılımcıların branşının belirlenmesi terk edilerek
yeni kurumsal katılımlar sağlanmak; kurul üyelerinin toplantı ücreti yeniden
düzenlenmek suretiyle ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 58 inci madde olarak,
-83 üçüncü maddesi; madde başlığı daha iyi
ifade edilmesi bakımından "kurumun denetleme ve kontrol yetkisi"
olarak değiştirilmek; ihaleli işler ile özel bina inşaatı işyerleri
işverenlerine, Kuruma prim borçlarının bulunmadığını gösteren ilişiksizlik
belgesinin verilmesinde, yeminli malî müşavirler tarafından verilecek uygunluk
belgesinin esas alınacağı yönünde düzenleme yapılmak suretiyle ve birleştirme
ve teselsül nedeniyle 59 uncu madde
olarak,
-84 üncü
maddesi; birinci fıkrasında, Tasarının 4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (a) bendine tabi hizmet akdi ile çalışanları ve (b) bendine tabi
olarak bağımsız çalışanlara yapılan atıfları kolaylaştırmak amacıyla alt
bentlere ayırmak, (a) bendinde yer alan isteğe bağlı sigortalıları aynı amaçla
(b) bendi olarak ve diğer bentleri teselsül ettirmek; ikinci fıkrasındaki 5
inci maddeye yapılan atfa konu kişilerin esasen diğer bentler kapsamında GSS
kasamına alındığı için çıkarmak; üçüncü fıkrasının 6 ncı maddesine eklenen (l)
bendindeki yurt dışı temsilciliklerinde bulunduğu ülkenini sosyal güvenlik
kurumuna kayıtlı olanların GSS kapsamından çıkarılması amacıyla eklenmek, aynı
fıkranın ceza ve infaz kurumlarında tutuklu ve hükümlü bulunan kişilerin özel
koşulları nedeniyle mevcut uygulamayı korumak amacıyla GSS kapsamı dışına
bırakılmak; dördüncü fıkrasının ifade bütünlüğü ve anlam kolaylığı açısından
redaksiyona tabi tutulmak suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 60
ıncı madde olarak,
-85 inci maddesi; başlığının "Genel sağlık
sigortasının başlangıcı, tescili ve sona ermesi" şeklinde değiştirilmesi;
birleştirme ve teselsülden dolayı 61 inci madde olarak ve birinci fıkrası sigortalılık başlangıç
tarihlerinin ve tescil usullerinin tereddüte yer bırakmayacak şekilde düzenlemek;
ikinci fıkrası, birinci fıkrada dercedilmesi nedeniyle çıkarılmak; üçüncü
fıkrasında yer alan 18 yaşın altındaki kişiler için hakların pekiştirilmesi
amacıyla redakte edilerek; dördüncü fıkrada yer alan ifadenin iletilen
tereddütleri gidermek amacıyla geçiş
dönemindeki süre kısıtlamasına gerek olmadığından fıkranın buna göre
redaksiyona tabi tutulmak; beşinci fıkranın Tasarının ortak hükümler bölümüne
alınması amacıyla çıkarılmak; son fıkrasının sadeleştirilmek amacıyla
redaksiyona tabi tutulmak suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 61
inci madde olarak;
-86 ncı maddesi; "Sağlık hizmetleri
ve diğer haklar ile bunlardan yararlanma" şeklinde değiştirilmek; birinci
fıkrasında kapsamdaki kişilerin haklarını daha belirginleştirmek amacıyla ifade
bakımından redaksiyona tabi tutulmak suretiyle ve birleştirme ve teselsülden
dolayı 62 madde olarak;
-87 nci maddesi; "Sağlanan sağlık
hizmetleri ve süresi" şeklinde değiştirilmesi; birinci fıkranın (a)
bendini kişisel koruyucu sağlık hizmetlerinin hastalık haline bakılmaksızın
verileceğini vurgulamak amacıya ifade bakımından redaksiyona tabi tutulmak; (b)
bendinde organ, doku ve kök hücre nakline ilişkin sağlık hizmetlerini
karşılanıp karşılanmayacağı konusunda tereddüt hasıl olduğundan bende açıkça
eklemek; (c) bendinde yer alan hemşirelerin muayene yetkisinin yerinde
olmadığına ve çıkarılması; (d) bendinin ve ikincifıkra hükümlerinin ayrı ayrı
yazılmasının yarattığı yorum farklılıklarının giderilmesi amacıyla
birleştirilerek ve 18 yaşın altında ortodonti ve protezin dahil olduğunun, 60
yaş üstünde de protezin dahil olduğunun açık bir şekilde yazılarak; (f)
bendinden önce eklenmek üzere, yardımcı üreme yöntemlerinin kapsam dışı
olmasını öngören bendin Tasarının 88 nci maddesinden çıkarılmak ve çocuk sahibi
olmayan kapsamdaki kişilerin, ayrıca çocuğu olmasına rağmen zorunlu bir tedavi
yöntemi olması halinde, çocuk sahibi olan kişilere de bu hakkın tanınması, çok
pahalı olan ve kötüye kullanımı sıklıkla olabilecek bu tedavi yönteminin
sağlanma şartlarının detaylı bir şekilde yer alması amacıyla "e) Evli
olmakla birlikte çocuk sahibi olmayan genel sağlık sigortalısı kadın ise
kendisinin, erkek ise karısının;
1) Yapılan tıbbi tedavileri sonrasında
normal tıbbi yöntemlerle çocuk sahibi olamadığının ve ancak yardımcı üreme
yöntemi ile çocuk sahibi olabileceğinin Kurumca belirlenen sağlık hizmet
sunucuları sağlık kurulları tarafından tıbben mümkün görülmesi,
2) 23 yaşından büyük veya 41 yaşından
küçük olması,
3) Son üç yıl içinde diğer tedavi
yöntemlerinden sonuç alınamamış olduğunun Kurumca belirlenen sağlık hizmet
sunucuları sağlık kurulları tarafından belgelenmesi,
4) Uygulamanın yapıldığı tıbbi merkezin
Kurum ile sözleşme yapmış olması,
5)
En az 5 yıldır genel sağlık sigortalısı veya bakmakla yükümlü olunan kişi
olup, 900 gün prim ödeme gün sayısının olması,
şartlarının birlikte gerçekleşmesi halinde
en fazla üç deneme ile sınırlı olmak üzere yardımcı üreme yöntemi tedavileri
ile bir hastalığın tedavisinin başka tıbbi bir yöntemle mümkün olmaması ve
Kurumca belirlenen sağlık hizmet sunucuları sağlık kurulları tarafından tıbben
zorunlu görülmesi halinde yardımcı üreme yöntemi tedavileri." eklenmek;
(f) bendine karşılanıp karşılanmayacağı konusunda tereddüt hasıl olan
"kemik iliği" ibaresinin
eklenmesi; üçüncü fıkradaki ibarenin Kurumun bentlerde sayılan sağlık
hizmetleri ortadan kaldırmaya yönelik yorumlanabileceği endişesini gidermek
amacıyla anlam bakımında redaksiyona tabi tutulması; 89 uncu maddenin bu
maddeyle birleştirilmesi sonucu ibarenin aynen alınarak son fıkra olarak
eklenmesi suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 63 üncü madde olarak;
-88 inci maddesi; birinci fıkrasının (a)
bendinin vücut bütünlüğünü sağlamaya yönelik konjenital nedenlerden kaynaklanan
yoksunluk halini veya uzuv fazlalıklarını da tasarıya eklenmesi; (b) bendinde
yer alan yardımcı üreme yönetmelerinin Tasarının 87 nci maddesinde eklenmesi
nedeniyle çıkarılmak; alternatif tıp uygulamalarının da Sağlık Bakanlığı
tarafından tedavi yöntemi olarak kabul edilmesi şartına bağlı olarak
karşılanabileceğini ifade etmek amacıyla bendin "Sağlık Bakanlığınca izin
veya ruhsat verilmeyen sağlık hizmetleri ile Sağlık Bakanlığınca tıbben sağlık
hizmeti olduğu kabul edilmeyen sağlık hizmetleri." şeklinde eklenmek
suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 64 nci madde olarak;
- 89 uncu maddesi; Tasarının 87 nci maddeye son fıkra olarak
aktarıldıktan sonra çıkarılmak suretiyle;
-90 ıncı maddesi; birinci fıkrası yol
parası ve zaruri giderlerin ayakta ve yatarak tedavide refakatçisi ile birlikte
ifade bakımından redaksiyona tabi tutulması; yol parası, gündelik, yemek ve
refakatçi giderlerinin Kurumun tek
başına insiyatifine gerek olmadan belirlenmesi amacıyla Sağlık Hizmetleri
Fiyalandırma Komisyonunun görevlendirilmesi amacıyla "Yurt içinde veya
yurt dışına yapılan sevkler nedeniyle ödenecek gündelik, yol, yatak ve yemek
giderlerinin tutarı 72 nci maddede belirtilen Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma
Komisyonu tarafından belirlenir." Şeklinde değiştirilmek; kısa ve uzun
vadeli sigorta kollarından gerekli olan kontrol, periyodik muayene ve kontrol
amacıyla yol parası ve gündelik ödenmesine ilişkin "Sigortalılar ile 34
üncü maddenin birinci fıkrası (a) bendinin 3 numaralı bendinde belirtilen
çocuklar, sürekli iş göremezlik veya malüllük durumlarının tespiti, kontrolü
veya periyodik sağlık muayenesi amacıyla yapılan sağlık hizmeti giderleri ile
yol ve gündelik giderleri de bu madde hükümlerine göre ödenir." ibaresinin
dördüncü fıkra olarak eklenmesi suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı
65 inci madde olarak;
-91 inci maddesi; birinci fıkranın (b)
bendinde yer alan geçici ve sürekli görevlendirmenin farklı çalışma
ilişkilerinde olan çalışanların ihtiyaçlarının tanımında çıkabilecek sorunları
öncelemek bakımından redaksiyona tabi tutulması; (c) bendinin ifade bakımından
redaksiyona tabi tutulması; ikinci fıkrada yer alan fark ödemesinin hizmet
akdine ve kamu hukukuna bağlı çalışanlar için sosyal güvenlik gelirlerinden
karşılanmamak suretiyle işverenleri tarafından ödenebilmesi için "Bu
tutarı aşan kısım işverenler tarafından ödenir." şeklinde eklenmesi; (b)
bendi gereği sürekli görevlendirme durumu dışında sürekli görevlendirme halinde
de yurt dışında sigorta yaptırmasına imkan verecek şekilde redaksiyona tabi
tutulması; (c) bendi kapsamında yurt dışına sevk edilen kişilerin Kurumun yurt
dışında o sevk konusu hastalıkla ilgili anlaşmalı olduğu yer dışında tedavi
olmayı tercih etmesi halinde anlaşmalı yere ödenen tutarı geçemeyecek şekilde
"Birinci fıkranın (c) bendi gereğince yurt dışına sevk edilen kişilerin
sağlık hizmeti giderleri, var ise Kurumun yurtdışında sevke konu tedaviye
ilişkin sözleşmeli olduğu sağlık hizmet sunucularına ödenen tutarı
geçemez." eklenmesi suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 66 ncı
madde olarak;
-92 nci maddesi; birinci fıkrasına savaş
ve afet halinde prim ödeme ve 90 gün şartına
bakılmaması için "afet ve savaş" ibaresinin eklenmesi; grev,
lokavt halinin genel sağlık sigortalısının iradesi dışında bir durumdan
kaynaklanması nedeniyle prim ödeme ve 90 gün koşuluna bakılmaması amacıyla
"grev ve lokavt hali" ibaresinin eklenmesi; ikinci fıkrasına acil
hallerde ne yapılacağına ilişkin açıklık kazandırmak amacıyla "(acil
hallerde ise acil halin sona ermesinden sonra)" şeklinde eklenmek suretiyle
ve birleştirme ve teselsülden dolayı 67 nci madde olarak;
-93 üncü maddesi; birinci fıkranın (c)
bendinde ayaktan tedavide yeni alınması öngörülen laboratuar ve radyoloji gibi
işlemler için katılım payının metinden çıkarılması; (b) bendinde yer alan ilacın (c) bendi olarak düzenlenlenerek;
beşinci fıkrada net asgari ücretin hesabında yaşanabilecek sorunlar nedeniyle
yaklaşık aynı tutara gelen bürüt asgari ücreti %75 inin maddeye eklenmesi için
redaksiyona tabi tutularak; Tasarının 87 nci maddesine eklenen yardımcı üreme yöntemi
tedavisinin pahalı bir tedavi yöntemi olması, GSS'nin özellikle koruyucu ve diğer tedavi edici sağlık harcamaları
için kaynak sorunu yaşamaması için katılım paylarının daha yüksek belirlenmesi
amacıyla maddeye beşinci fıkra olarak "63 üncü maddenin birinci fıkrasının
(e) bendi gereğince sağlanan ve bir hastalığın tedavisinin başka tıbbi bir
yöntemle mümkün olmaması nedeniyle yapılacak yardımcı üreme yöntemi tedavisi
dışındaki, yardımcı üreme yöntemi tedavisinde katılım payı ilk denemede % 30,
ikinci denemede % 25 ve üçüncü denemede % 20 oranında uygulanır. Ancak katılım
payında dördüncü fıkra gereği uygulanan üst limit dikkate alınmaz."
şeklinde eklenmesi ve diğer fıkraların redaksiyona tabi tutulması suretiyle ve
birleştirme ve teselsülden dolayı 68 inci madde olarak;
-94 üncü maddesi; birinci fıkrası (a)
bendinden sonra gelmek üzere afet ve savaş halinin özelliği nedeniyle katılım
payının alınmaması için "b) 75
inci maddede yer alan afet ve savaş hali nedeniyle sağlanan sağlık
hizmetleri." şeklinde ibarenin eklenmesi; harp malulleri ile terör
mağdurlarından katılım payı alınmaması yönündeki mevcut mevzuat hükümlerinin
korunması amacıyla "f) 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin
(8) numaralı alt bendi kapsamında sayılanlar" ibaresinin eklenmesi
suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 69 uncu madde olarak;
-95 inci maddesi; üçüncü fıkrasına afet ve
savaş halinde sevk zincirine uyma zorunluluğu aranamayacağı için maddenin bu
yönüyle düzeltilmesi suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 70 inci
madde olarak;
-96 ncı maddesi; başlığı Tasarının 97 nci
maddesinin birleştirilmesi nedeniyle başlığın "Kimlik tespiti ve yerleşim
yeri bildirim zorunluluğu ve acil haller" şeklinde değiştirilmesi; birinci
fıkrasına acil hallerde kimlik tespitinin ne şekilde yapılacağına yönelik hüküm
olmaması nedeniyle "(acil hallerde ise acil halin sona ermesinden
sonra)" eklenmesi; sigortalıların
da kendi adlarına diğer kişileri tedavi ettirmek ve diğer yöntemlerle hakkı
kötüye kullanabileceğinden buna ilişkin maddeye üçüncü fıkra olarak "Genel
sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin kendi adına bir
başkasının sağlık hizmeti almasını veya Kurumdan diğer bir menfaat temin
etmesini sağlaması yasaktır. Bu fiilleri işleyenlerden Kurumun uğradığı zararın
iki katı kanuni faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilir ve
ilgililer hakkında Türk Ceza Kanunu hükümleri uygulanır." şeklinde
eklenmesi; tasarının 97 nci maddesindeki hükmün birleştirilmek suretiyle
dördüncü fıkra olarak eklenmesi suretiyle ve
birleştirme ve teselsülden dolayı 71 inci madde olarak;
- 97 nci maddesi; 96 ncı maddeye son fıkra
olarak eklenmesi nedeniyle Tasarıdan çıkarılması ve madde numaralarının
teselsül ettirilmesi suretiyle;
-98 inci maddesi; birinci fıkrasına
Tasarının 99 uncu maddesinde yer verilen azami sınırları geçmemek üzere belirleme yetkisini Komisyona tanınmasını
sağlamak üzere "Komisyon 73 üncü maddenin altıncı fıkrasında öngörülen
oranları her yıl belirler." şeklinde fıkranın sonuna eklenmesi; Komisyonun
sağlık hizmet sunucularından ve konunun taraflarından görüş alabilmesi,
görüşlerin de zamanında ulaşmasını sağlamak amacıyla 30 günle sınırlama
getirmek, Tasarıda yer alan ikinci fıkranın geniş katılımı da sağlayacak
şekilde üçüncü fıkra olarak; "Kurum, Komisyon adına çalışmalarına başlamadan önce Yüksek Öğretim Kurulunun,
Türk Tabipleri Birliğinin, Türk Dişhekimleri Birliğinin, Türk Eczacıları
Birliğinin, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin, Türkiye Sigorta ve Reasürans
Şirketleri Birliğinin, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu, en fazla
üyeye sahip ilk üç işçi ve kamu çalışanları konfederasyonunun, en fazla üyeye
sahip Optisyenlik Derneğinin, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonunun,
en fazla üyeye sahip özel sağlık kurum ve kuruluşları dernekleri veya
federasyonlarının, en fazla üyeye sahip özel polikliniklerin dernek veya
federasyonlarının, en fazla üyeye sahip özel tıbbi malzeme üretici veya
ithalatçıları dernekleri veya federasyonlarının, en fazla üyeye sahip tıp
uzmanlık derneklerinin ve Komisyonca uygun görülecek diğer kurum ve
kuruluşların görüşlerini alır. İlgili kurumlar 30 iş günü içinde görüşlerini
göndermek zorundadır. Bu süre içerisinde gönderilmeyen görüşler dikkate
alınmaz. Komisyon çalışmalarının başlangıcında, bu kurumların temsilcilerinin
katılımı ile oluşturulacak toplantıda görüşlerini sözlü olarak da dinler."
şeklinde eklenmesi suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 72 inci madde
olarak;
-99 uncu maddesi; birinci fıkrasına
sözleşmesiz sağlık hizmet sunucularından alınan hizmet bedelinin de ödenmesi
nedeniyle redaksiyona tabi tutularak yeniden düzenlenmesi suretiyle "Bu
Kanuna göre sağlık hizmetleri, Kurum ile yurt içindeki veya yurt dışındaki
sağlık hizmeti sunucuları arasında yapılan sözleşmeler yoluyla ve/veya bu Kanun
hükümlerine uygun olarak genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu
kişilerin sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından satın aldıkları sağlık
hizmeti giderlerinin ödenmesi suretiyle sağlanır." şeklinde düzenlenmesi;
birinci fıkradan sonra gelmek üzere Kurumun tarafsızlığını, şeffaflığını
vurgulamak ve bunu somut bir proje olarak uygulamasını sağlamak amacıyla
"Kurum, sağlık hizmet sunucularının sözleşme başvurularının
değerlendirilmesinde, sonuçlandırılmasında ve uygulanmasında sağlık hizmeti
sunucuları arasında; sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından satın aldıkları
sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi aşamasında ise genel sağlık sigortalıları
ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler arasında tarafsızlık, hakkaniyet ve açıklık
ilkelerine uymak ve bunun uygulandığının izlenebileceği bir sistem kurmak
zorundadır." şeklinde fıkra eklenmesi; beşinci fıkrada sözleşmesiz yerlere
sevk de almaksızın gidenlere ödenecek tutarın anlaşılmasındaki zorluklar
nedeniyle açık bir şekilde % 50 olarak yazılması suretiyle ve birleştirme ve
teselsülden dolayı 73 üncü madde olarak;
-100 üncü maddesi; madde başlığının
"Sağlık sigortası gelirlerinin kullanım amacı ve kişisel koruyucu sağlık
hizmeti harcamalarının tahsili" şeklinde değiştirilerek, madde içeriğinin
GSS primlerinin amacına uygun harcanmasını sağlamaya yönelik olarak redaksiyona
tabi tutulmak; genel sağlık sigortasının kapsama aldığı kişisel koruyucu sağlık
hizmetlerinin esasen genel bütçeden ödendiği, primlerle finanse edilen sisteme
ek yük oluşturmaması için bu amaçla yapılan harcamaların tahsili için "63
üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince sağlanan kişisel koruyucu
sağlık hizmetleri için Kurumca yapılan harcamaların bedeli, takip eden yılda
genel bütçeden Kuruma ödenir." şekline fıkra eklenmesi; uzun ve kısa
vadeli sigorta kollarından yapılan kontrol muayenesi işlemlerinin bedellerinin
bu sigorta kollarından tahsil edilebilmesi için "Uzun ve kısa vadeli
sigorta kolları bakımından sürekli işgöremezlik, malullük, çalışma gücü kaybı
hallerinin tespiti veya bu amaçla yapılan kontroller nedeniyle tutarları 72 nci
maddeye göre, usul ve esasları Kurumca belirlenecek gündelik ve yol giderleri
ile sağlık hizmeti giderleri uzun ve kısa vadeli sigorta kolları prim
gelirlerinden karşılanır." ibaresinin son fıkra olarak eklenmesi suretiyle
ve birleştirme ve teselsülden dolayı 74
üncü madde olarak;
-101 inci maddesi; afet ve savaş hallerini
düzenleyen 15.5.1959 tarihli ve 7269 sayılı ve 4.11.1983 tarihli ve 2941 sayılı
Kanun kapsamında yeniden düzenlenmesi ve bu amaca uygun olarak redaksiyona tabi
tutulması suretiyle ve birleştirme ve
teselsülden dolayı 75 inci madde olarak;
-102 nci maddesi; başlığı Tasarının 106
ncı, 107 nci ve 108 inci maddelerinin bu maddeye eklenmesi nedeniyle "İşverenin, genel sağlık sigortalısının
ve üçüncü kişilerin sorumluluğu" şeklinde değiştirilmesi; madde
birleştirmesi ve hukuk tekniği bakmından madde ifadeleri redaksiyona tabi
tutulmak suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 76 ncı madde olarak;
-103 üncü maddesi; aynen ve redaksiyona
tabi tutulmak suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 77 nci madde
olarak;
-104 üncü maddesi; 105 inci madde ile
birleştirilmesi nedeniyle madde başlığının "Sağlık hizmeti sunucularının
kayıt ve bildirim zorunluluğu ve kontrol yetkisi" olarak değiştirilmesi;
ikinci fıkra olarak sağlık bilgilerinin gizliliğini sağlamaya yönelik
"Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişinin sağlık
bilgilerinin gizliliği esastır. Sağlık bilgilerinin ne şekilde korunacağı,
ulusal güvenlik nedeniyle sağlık bilgisi paylaşıma açılmayacak kişilerin
tespiti ilgili Bakanlıkların önerisi üzerine Bakanlıkça tespit
edilir." birleştirme ve
teselsülden dolayı 78 nci madde olarak;
-105 inci maddesi; 104 üncü maddeye üçüncü
ve dördüncü fıkra olarak eklenmesi nedeniyle Tasarıdan çıkarılması ve madde
numaralarının teselsül ettirilmesi suretiyle;
-106 ncı maddesi; 102 nci maddeye 7 nci
fıkra olarak eklenmesi nedeniyle Tasarıdan çıkarılması ve madde numaralarının
teselsül ettirilmesi suretiyle;
-107 nci maddesi; 102 nci maddeye üçüncü
ve dördüncü fıkra olarak eklenmesi nedeniyle Tasarıdan çıkarılması ve madde
numaralarının teselsül ettirilmesi suretiyle;
-108 inci maddesi; 102 nci maddeye beşinci
ve altıncı fıkra olarak eklenmesi nedeniyle Tasarıdan çıkarılması ve madde
numaralarının teselsül ettirilmesi suretiyle;
-109 uncu maddesi; 79'uncu madde olarak ve
prim ödeme zorunluluğunun vurgulanması amacıyla madde başlığı "Prim
alınması zorunluluğu", ilk fıkrasında yer alan "Kurumca prim alınır"
ibaresi "Kurum prim almak, ilgililer de prim ödemek zorundadır."
şeklinde değiştirilerek ve birleştirme ve teselsülden dolayı 79 uncu madde olarak,
-110 uncu maddesi; 80'inci madde olarak ve
birinci fıkrası madde hükmünün daha iyi anlaşılmasını sağlamak bakımından (a),
(b) ve (c) alt bendlerine bölünmüş ve tasarıda yer alan prime tabi tutulmayan
gelir unsurlarından benzer mahiyette olanlara maddede yer verilmek; ayrıca
sigortalıların gerek kendileri gerekse işverenleri tarafından lehlerine ödenen özel
sağlık sigorta primlerinden asgari ücretin %10'unun aşmayan kısmının Kurum
sağlık harcamalarının kontrolü bakımından prime esas kazanca dahil edilmemesini
teminen bu yönde hüküm eklenmesi suretiyle; uygulamada doğabilecek
tereddütlerin ortadan kaldırılması amacıyla aynî yardımlardan ücretin %30'unu
geçen kısmının prime esas kazanca tabi tutulmasına yönelik hükmün fıkraya
eklemek; maddenin ikinci fıkrası uygulamayı kolaylaştırmak amacıyla yeniden
düzenlenmiş toplu iş sözleşmeli işyerlerinde işverenlerce veya kamu idareleri
veya yargı mercilerince verilen kararlar uyarınca sonradan yapılan ödemelere
ilişkin sigorta primlerinin gereksiz işlemlere yer verilmemesi bakımından
kesinleşme tarihini ayın sonuna kadar yapılmasına imkan tanımak; yedinci fıkrada yer alan aylık prime esas
kazanç beyan süresi, sigortalının gerçek gelirinin güncel olarak tesbiti
bakımından her takvim yılı başı yerine Kurumca belirlenen sürelerde yapılmasını
teminen değiştirilmiş, madde içinde yer alan atıflar tasarının yeni şekli kapsamında
verilen yeni madde numaralarına yapılmak suretiyle ve birleştirme ve
teselsülden dolayı 80 inci madde
olarak,
-111 inci maddesi; madde başlığının madde
içinde prim içinde yer almayan ve prime esas matrahtan bağımsız olarak
düzenlenen devlet katkısını da içerdiğinden "Prim oranları ve Devlet
katkısı" şeklinde değiştirilmiş, (a) bendinde yer alan devlet katkısının,
kanundaki tüm sigortalılara ilişkin uzun vadeli sigorta kollarını kapsadığının
daha iyi anlaşılması amacıyla bu bentten çıkartılıp maddenin sonununa yeni bir
fıkra olarak eklenmiş ve birleştirme ve teselsülden dolayı 81 inci madde
olarak,
-112 nci maddesi; 82 nci madde olarak ve
Yeni Türk Lirasına geçiş kapsamında düzenlenen birinci fıkrasının son
cümlesinin mevcut düzenlemelerin yeterli olduğu dikkate alınarak çıkartılmış,
maddenin son fıkrasında yer alan prime esas günlük kazanç üst sınırı
uygulamasının 4 üncü maddenin (a), (b) ve (c) bendlerinde yer alan her bir
sigortalılık hali dikkate alınarak belirlenmek suretiyle ve birleştirme ve teselsülden
dolayı 82 nci madde olarak,
-113 üncü maddesi; madde redaksiyona tabi
tutulmak suretiyle 114 üncü maddeyle birleştirilmek suretiyle Tasarıdan
çıkarılarak ve madde numaraları teselsül ettirilerek,
-114 üncü maddesi; maddede işyerinin
tehlike sınıf ve derecesinin düşmesi halinde işverenlerin mağdur edilmemesi
sağlamak üzere bir ay içinde işverene iade edilecek primler için Kurumun faiz
ödememesi sağlanmak amacıyla değiştirilmek; madde içinde yer alan atıflar yeni
madde numaralarına yapılmak suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 83
üncü madde olarak,
-115 inci maddesi; aynen, birleştirme ve teselsülden dolayı 84
üncü madde olarak,
-116 ncı maddesi; birinci fıkrasında yer
alan hesaplanan prim tutarının gecikme zammı ile beraber tahsiline yönelik
ibarenin gecikme zammı ile gecikme cezasının ayrılmasına bağlı olarak
uygulamada tereddüt yaşanmamasını teminen maddenin yeni şekli kapsamında
verilen yeni madde numaraları da dikkate alınarak ilgili maddeye atıf yapılarak
değiştirilmek; maddenin altıncı fıkrasında yer alan Asgari İşçilik Tespit
Komisyonunun çalışma esasları, bu konuda çıkabilecek uyuşmazlıkların önlenmesi
bakımından, ana hatlarıyla Tasarıda yer verilmek; maddenin son fıkrasının
uygulamada doğabilecek tereddütlerin ortadan kaldırılması bakımından üyelerin
meslek branşlarının yönetmelik ile belirlenmesini teminen değiştirilmek;
maddede yer alan denetim elemanları ibareleri madde hükmünün mahiyeti dikkate
alınarak denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurları olarak değiştirilmek; atıflar
tasarının yeni şekli kapsamında yeni madde numaralarına yapılmak suretiyle ve
birleştirme ve teselsülden dolayı 85 inci madde olarak,
-117 nci maddesi; birinci fıkrası madde
hükmünün anlaşılmasını kolaylaştırmak amacıyla (a),(b) ve (c) alt bendlerine
bölünmek; anılan fıkrada ve izleyen fıkralarda Kurumca yürürlüğe konulacak
yönetmeliğe yapılan atıflar maddenin son fıkrasında bu yönde hüküm bulunduğu
dikkate alınarak çıkartılmak; ikinci fıkrada yer alan saklama yükümlülüğünün
yanlış yorumlara yer verilmemesi bakımından sigortalılık ile ilgili belgeler
bakımından düzenlenmek; işverenlerin kamu idareleri olması halinde ilgili
mevzuat ile uyum sağlanmasını teminen saklama süresinin 30 yıla çıkartılmak;
dördüncü fıkrada yer alan otuz gün içinde çalışmaya ilişkin belgelerin
işverence prim belgelerine eklenmesi hususunun kamu idareleri ve toplu iş
sözleşmesi imzalanan işyerlerinin özelliği dikkate alınarak bu yerlerden
istenmemesini teminen maddeyi yeniden düzenlemek; altıncı fıkrada yer alan
belge asma yükümlülüğünün prim ve hizmet belgesinin Kurumca belirlenmesi
dikkate alınarak anılan belgelerle sınırlı olarak düzenlenmek; dokuzuncu
fıkrada yer alan "bu Kanunda yazılı prim ödeme şartını" ibaresi
uygulamada doğabilecek duraksamalara meydan verilmemesi bakımından "bu
kanunda yazılı şartları" olarak, aynı şekilde "kayıt ve
belgeler" ifadesi "aylık prim ve belgeler" olarak
değiştirilmek; onuncu fıkrada yer alan
belgelerin Kuruma iletilmesine ilişkin hükmü konuya yönelik olarak ayrı bir
maddenin Kanuna eklenmesi karşısında maddeden çıkarılmak; kamu idarelerinde
hizmetin gereği olarak farklı esasların kabul edilmesine yönelik ihtiyaçların var olabileceği dikkate
alınarak prim belgelerinin farklı sürelerde verilmesi konusunda Kurumu yetkilendirmek amacıyla yeniden
düzenlenmek; atıflar tasarının yeni madde numaralarına yapılmış, maddenin son
fıkrasındaki çıkarılacak yönetmeliğin kapsamına, uygulamada duraksamaya neden
olunmamasını teminen belgelerin içerik ve şeklin de eklenmek ve birleştirme ve
teselsülden dolayı 86 ncı madde olarak,
-118 nci maddesi; "bu kapsamda"
ibaresinin eklenmesi suretiyle, fıkranın (a) bendine, "bu kapsamda sayılan
kişilerden sosyal güvenlik destek primine tabi olanlar" ibaresi (d)
bendine, aynı konumda olmaları dikkate alınarak "meslek liselerinde
zorunlu staja tabi tutulan öğrenciler","bu öğrencilerin eğitim
gördükleri okullar" ile "yüksek öğrenim sırasında zorunlu staja tabi
tutulan öğrenciler için öğrenim gördükleri yüksek öğretim kurumu"
ibarelerinin eklenmek; fıkraya Tasarının yeni şekli kapsamında 5 inci maddenin
birinci fıkrasının (c) bendine tabi olanlar için işverenleri veya kendilerinin
prim ödeme yükümlüsü olmalarını teminen (f) bendi eklenmek; maddede yer alan
atıflar yeni madde numaralarına yapılmak suretiyle ve birleştirme ve
teselsülden dolayı 87 nci madde olarak,
-119 uncu maddesi; yedinci fıkra olarak
tarımda kendi nam ve hesabına çalışan sigortalıların sattıkları tarımsal ürün
bedellerinden tevkifat suretiyle prim borçlarının tahsilinin düzenlenmesi
amacıyla eklenmek; on ikinci fıkra olarak Kuruma tahsili imkansız veya tahsili
için yapılacak giderin takip edilen borçtan daha yüksek olduğu durumlarda
terkin yetkisi verilmiş, on beşinci maddesine Kuruma, işyerinin özelliğine göre
kamu idareleri için prim tahsilini farklı zamanlarda belirleme yetkisi verilmek
suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 88 inci madde olarak,
-120 nci maddesi; madde başlığı "Prim borçlarına halef olma,
gecikme cezası ve zammı ile iadesi gereken primler" olarak değiştirilmek
suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 89 uncu madde olarak,
-121 inci maddesi; aynen ve 120 nci
maddeye ikinci fıkra olarak birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,
-122 nci maddesi; yanlış veya yersiz
alınmış olduğu anlaşılan primlerin on yıl geçmemişse kanuni faizi ile birlikte
ilgililere ödenmesi yönünde maddede değişiklik yapılarak ve 120 nci maddeyle
birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,
-123 üncü maddesi; aynen ve birleştirme ve
teselsülden dolayı 90 ıncı madde olarak,
-124 üncü maddesi; maddeye ikinci fıkra
olarak afetin meydana geldiği ayda verilmesi gereken belgenin takip eden üç ay
içinde Kuruma verilmesi halinde süresinde verilmiş sayılacağı hükmü eklenmek;
belgelerin internet ve elektronik ortamda Kuruma verilmesi ile ilgili dördüncü
fıkra ayrı bir maddede düzenlenme yapılmak üzere madde metninden çıkartılmak
suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 91 nci madde olarak,
-125 inci maddesi; madde başlığı
"Sigortalılığın zorunlu oluşu, sona ermesi ve sosyal güvenlik sicil numarası"
olarak değiştirilmek; sigortalıların ve isteğe bağlı sigortalıların ve bunların
bakmakla yükümlü olduğu kişilerin tescil ve diğer işlemlerinde, sosyal güvenlik
numarası olarak T.C. Kimlik Numarasının kullanılması sağlayacak şekilde yeniden
redaksiyon tabi tutulmak suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 92 nci
madde olarak,
-126 ncı maddesi ; madde başlığı
birleştirme nedeniyle "Devir, temlik ve Kurum alacaklarında zaman
aşımı" şeklinde değiştirilmek suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı
93 üncü madde olarak,
-127 nci maddesi; Kurum alacaklarında
zaman aşımı süresinin, ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden günden
başlayacağını belirginleştirmek; bu Kanunun 4 üncü maddesinin (b) bendi
kapsamında sigortalı olanların zaman aşımı nedeniyle primi ödenmeyen
sürelerinin sigortalılık sürelerinden sayılmayacağını tanımlamak, bu süreye
ilişkin hak ve yükümlülüklerin düşeceği belirtilmek ve suretiyle ve Tasarının
126 ncı maddesi ile birleştirmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,
-128 inci maddesi; birinci fıkra
anlaşılabilirliğini kolaylaştırmak üzere bentlere ayrılarak düzenlenmiş, (b)
bendine sigortalıların, isteğe bağlı sigortalıların veya bunların hak
sahiplerinin, malullük veya iş göremezlik raporlarında belirtilen
rahatsızlıklarının gerçek olup olmadığını tespit amacıyla kontrol muayenesine
tabi tutulabilmesi düzenlenmek amacıyla değiştirilmek suretiyle ve birleştirme
ve teselsülden dolayı 94 üncü madde olarak,
-129 uncu maddesi ;aynen ve birleştirme ve
teselsülden dolayı 95 inci madde olarak,
-130 uncu maddesi; birinci fıkranın (b)
bendinde Kurumca yapılan yersiz ödemeler Kurumun hatasından doğmuşsa, ilgili
kişiye yapılacak bildirimden itibaren üç ay içinde ödenirse faiz alınmayacağı,
alacakların mahsubunda en eski borçtan başlanarak borç aslına yapılacağı,
kanuni faizin kalan borca uygulanacağı, yersiz ödemenin gelir veya aylıklardan
% 25 oranında kesileceği belirtilmek suretiyle ve birleştirme ve teselsülden
dolayı 96 ncı madde olarak,
- 131 inci maddesi; madde başlığı
"Zaman aşımı, hakkın düşmesi ve avans" şeklinde değiştirilmek; gelir
ve aylıkları tahakkuk ettirildiği tarihten itibaren bir yıl sonuna kadar tahsil
etmeyenlerin aylıklarının durdurulacağına dair koşul, altı aya indirilmek
suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 97 nci madde olarak,
-132 inci maddesi; gerek sigortalılara
gerekse sağlık hizmeti sunucularına tahakkuk etmiş alacaklarının % 50'si ila %
90'nının avans verileceği, bu konuda Kurumun insiyatif hakkının olmadığını
açıklığa kavuşturmak amacıyla değiştirilerek ve Tasarının 131 nci maddesi ile
birleşmesi nedeniyle Tasarından çıkarılmak ve diğer maddeleri teselsül edilmek,
-133 üncü maddesi; madde başlığı
"Ücretlerden kesinti yapılmaması, özel sigorta mevzuatı hükümleri ve
sosyal güvenlik sözleşmelerinin yürütülmesi" şeklinde değiştirilmek ve
birleştirme ve teselsülden dolayı 98 nci madde olarak,.
-134 üncü maddesi; aynen ve Tasarının 133
ncü maddesi ile birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,
-135 inci maddesi; aynen ve Tasarının 133
ncü maddesi ile birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,
-136 ncı maddesi; madde başlığı
"Sosyal güvenlikle ilgili düzenlemeler ve bildirimler" şeklinde
değiştirilmek ve birleştirme ve teselsülden dolayı 99 uncu madde olarak,
-137 nci maddesi; birinci fıkrası,
Tasarının 136 ncı maddesine ikinci fıkra olarak taşınmak; Kurumun talebi
üzerine sigortalılıkla ilgili belgelerin elektronik ortamda verilmesine dair
ikinci fıkra, Tasarının 100 üncü maddede ayrıntılı olarak düzenlenmiş
olduğundan madde metninden çıkartılmak;
-138 inci maddesi ; madde başlığı
"Vergi, resim ve harç istisnası ve uyuşmazlıkların çözüm yeri" olarak
değiştirilmek suretiyle ve ve birleştirme ve teselsülden dolayı 101 inci madde
olarak,
-139 uncu maddesi; aynen ve Tasarının 136
ncı maddesi ile birleştirilmek suretiyle Tasarından çıkarılmak,
-140 ıncı maddesi ; aynen ve Tasarının 138
inci maddesi ile birleştirilmek suretiyle Tasarından çıkarılmak,
-141 inci maddesi; maddenin sağlık hizmetleri ile ilgili usulsüzlüklerde
uygulanacak idari para cezasını düzenleyen (j) bendi kolay anlaşılacak şekilde
bentlere ayrılmış ve ayrı ayrı uygulanacak idari para cezaları belirtilmek
suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 102 nci madde olarak, fesih halleri ise daha kolay
uygulanabilmesini teminen teselsül edecek şekilde 103 üncü maddede olarak,
-142 inci maddesi; uygulamada boşluk
doğmaması için, maddeye 926 sayılı Kanunla kadrosuzluk tazminatının ödenmesine
dair Emekli Sandığına yapılmış olan atfın ve diğer kanunlarda T.C. Emekli
Sandığına, Sosyal Sigortalar Kurumuna, Bağ-Kur'a yapılmış atıfların Kuruma
yapılmış sayılacağı belirtilmek ve birleştirme ve teselsülden dolayı 104 üncü
madde olarak,
-143 üncü maddesi ; (a) bendinin 1 ila 4
numaralı alt bentlerinde yer alan hükümler, diğer maddeler kapsamında yapılan
düzenlemeler sonucunda hükümsüz kaldığından iptal edilmek, 5 numaralı alt
bendindeki "Mülga" ibaresi kaldırılmak; 105 inci maddeye 1 numaları
alt bendi olarak taşınmak; 2 numaralı alt bendi ile Emekli Sandığı Kanununun Ek
70 inci maddesinde düzenleme yapılmak; 2925 sayılı Kanunun 21 inci maddesinde yapılacak değişiklik (b)
bendine eklenmek; 6245 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin başlığında
yapılacak (d) bendinde düzenlenmek
suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 105 inci madde olarak,
-144 üncü maddesi; Kanunun yürürlük
tarihinden sonra ihtiyaç duyulmayacağı düşünülen hükümler bakımından yeniden
gözden geçirilerek, kaldırılması gereken maddeler olarak, (a) bendine 506
sayılı Kanunun geçici 89 uncu maddesinin de hariç tutulduğu, (f) bendinin 2925
sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin de iptal edildiği, (ı) bendine 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun, 12 ilâ 19 uncu maddeleri, 23 üncü
maddesi, 30 ilâ 39 uncu maddeleri, 41 ilâ 54 üncü maddeleri, 57 ilâ 59 uncu, 61
ila 63 üncü maddeleri, 66 ilâ 71 inci maddeleri, 72 nci maddesinin birinci,
ikinci ve üçüncü fıkraları, 73 ilâ 77 nci maddeleri, 80 inci maddesi, 82 inci
maddesinin (a), (b), (c) ve (ç) bentleri, 83 ilâ 88 inci, 90 ıncı ve 91 inci
maddeleri, 93 ilâ 100 üncü maddeleri, 102 nci maddesi, 105 ilâ 107 nci
maddeleri, 112 ilâ 129 uncu maddeleri, 131 ila 135 inci maddeleri, ek 2
ilâ ek 4 üncü, ek 8 inci, ek 9 uncu, ek
11 inci, ek 13 ila ek18 inci maddeleri, ek 21 ilâ ek 23 üncü, ek 25 ila ek 27
nci, ek 29 ila ek 34 üncü maddeleri, ek 38 ilâ ek 67 nci maddeleri, ek 69 uncu
maddesi, ek 72 ilâ ek 76 ncı maddeleri, ek 80 inci maddesi, geçici 8 ilâ geçici 15 inci, geçici 16 ncı, geçici 31
inci, geçici 54 üncü, geçici 60 ila 62 nci, geçici 64 üncü ve geçici 65 inci,
geçici 76 ncı, geçici 83 ila geçici 86 ncı, geçici 88 inci, geçici 95 ila
geçici 101 inci, geçici 103 ila geçici 113 üncü, geçici 115 ila geçici 118
inci, geçici 120 nci, geçici 121 inci, geçici 134 üncü, geçici 135 inci, geçici
139 ila geçici 141 inci, geçici 146 ncı, geçici 147 nci, geçici 150 ila geçici
153 üncü, geçici 157 nci, geçici 159 uncu, geçici 161 ila geçici 166 ncı,
geçici 170 inci, geçici 171 inci, geçici 173 üncü, geçici 174 üncü, geçici 176
ncı, geçici 180 inci, geçici 182 ila geçici 186 ncı, geçici 188 ila geçici 201
inci, geçici 203 üncü, geçici 204 üncü, geçici 207 ilâ geçici 212 nci
maddeleri, geçici 219 uncu ve geçici 220 nci, ek geçici 1 inci, ek geçici 2
nci, ek geçici 7 nci, ek geçici 8 inci, ek geçici 11 inci, ek geçici 20 nci, ek
geçici 21 ilâ ek geçici 23 üncü maddeleri belirlenmek ve birleştirme ve
teselsülden dolayı 106 ncı madde
olarak,
-145 inci maddesi; aynen ve birleştirme ve
teselsülden dolayı 107 nci madde olarak,
-Geçici 1 inci maddesi; Müktesep hakların
korunabilmesi ve baz olarak bulunacak gelir ve aylığın tespitinde sorun
çıkmaması için, maddenin birinci fıkrasına bu kanunun yürürlük tarihinden önce
bağlanmış bulunan gelir ve aylıkların durum değişikliği nedeniyle artırılması,
azaltılması, kesilmesi ve yeniden bağlanmasında eski kanunların hükümlerinin
uygulanacağı belirtilmek; Kanunun yürürlük tarihinden önce malullük talebinde
bulunanlar için yürürlükten kaldırılan kanun hükümlerine göre işlem yapılması
düzenlenmek suretiyle geçici 1 inci madde olarak,
-Geçici 2 nci maddesi; maddenin (a)
bendinde sigortalının bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki
kazançlarının, prime esas kazançtaki değişim oranı ve tüketici fiyat
endeksindeki değişim oranının yarısı alınarak güncellenmesi yerine, hem daha
kolay ifade edilebilmesi, hem de güncellemenin daha gerçekçi kriterlere göre
belirlenebilmesi amacıyla, Kanunun tanımlar bölümüne eklenen güncelleme
katsayısı uygulanmak artırılmasını
sağlayacak şekilde düzenlenmek; (d) bendine Kanunun yürürlük tarihinden sonra
hak edilecek ek göstergelerinin de dahil edilerek yeni aylık hesaplama
sistemine yansıtılması suretiyle, elde ettikleri kazançları ile bağlanacak
aylık oranının daha iyi yansıtılmasına imkan verecek şekilde düzenlenmek
suretiyle geçici 2 nci madde olarak,
-Geçici 3 maddesi; aynen ve madde başlığı
olarak "506 sayılı Kanunun mülga geçici 20 nci maddesi kapsamındaki
sandıkların devri" olarak eklenerek suretiyle geçici 3 üncü madde olarak,
-Geçici 4 maddesi; madde başlığı
"Önceki mevzuat hükümlerinin uygulanması, Devlet katkısı ve geçici
işgöremezlik ödeneği" olarak belirlenmiş Geçici madde 20 ve Geçici madde
25 bu maddeyle birleştirilmiş ve
maddeye Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yönetmeliğinin iki yıl içinde bu kanuna
uyumlaştırılacağına ilişkin hüküm eklenerek ve geçici 4 üncü madde olarak,
-Geçici 5 inci maddesi; madde başlığı
olarak " 5434 sayılı Kanuna ilişkin geçiş hükümleri" eklenerek ve
geçici 5 inci madde olarak;
-Geçici 6 ncı maddesi; "emekli
ikramiyesine esas alınacak sürenin hesabına fiili hizmet süresi zamlarıda dahil
edilir" ibaresi çıkarılarak ve geçici 5 nci maddeye eklenerek Tasarından
çıkarılmak suretiyle,
-Geçici 7 nci maddesi; madde başlığı
olarak "506 sayılı Kanuna ilişkin geçiş hükümleri" eklenmek suretiyle geçici 6 ncı madde
olarak,
-Geçici 8 inci maddesi; aynen ve Tasarının
geçici 5 inci maddesiyle birleştirilmek suretiyle Tasarından çıkarılarak,
-Geçici 9 uncu maddesi; aynen ve
birleştirme ve teselsül nedeniyle geçici 7 nci madde olarak,
-Geçici 10 uncu maddesi; aynen ve
Tasarının geçici 7 nci maddesiyle birleştirilmek suretiyle çıkarılarak,
-Geçici 11 nci maddesi; aynen ve Tasarının
geçici 8 inci maddesi olarak,
-Geçici 12 nci maddesi; aynen ve Tasarının
geçici 5 inci maddesiyle birleştirilerek Tasarıdan çıkarılmak suretiyle,
-Geçici 13 üncü maddesi; aynen ve
Tasarının geçici 5 inci maddesiyle birleştirilerek Tasarıdan çıkarılmak
suretiyle,
-Geçici 14 üncü maddesi; aynen ve
Tasarının geçici 7 nci maddeye redaksiyona tabi tutularak birleştirilmek
suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,
-Geçici 15 inci maddesi; redaksiyona tabi
tutularak ve birleştirilmek suretiyle Tasarının geçici 7 nci maddesiyle
birleştirilerek Tasarıdan çıkarılarak,
-Geçici 16 ncı maddesi; aynen ve Tasarının
geçici 8 nci birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,
-Geçici 17 nci maddesi; aynen ve Tasarının
geçici 9 uncu maddesi olarak,
-Geçici 18 nci maddesi; aynen ve Tasarının geçici 8 nci maddesiyle
birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,
-Geçici 19 uncu maddesi; redaksiyona tabi
tutularak ve birleştirilmek suretiyle Tasarının geçici 7 nci maddesiyle birleştirilerek Tasarıdan
çıkarılarak,
-Geçici 20 nci maddesi; aynen ve Tasarının
geçici 4 üncü maddesiyle birleştirilmek
suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,
-Geçici 21 nci maddesi; aynen ve Tasarının geçici 7 nci maddesiyle
birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,
-Geçici 22 nci maddesi; aynen ve Tasarının
geçici 5 inci maddesiyle birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,
-Geçici 23 üncü maddesi; Kurum yasasında
düzenlenecek olması nedeniyle Tasarıdan çıkarılarak,
-Geçici 24 üncü maddesi; aynen ve
Tasarının geçici 5 inci maddesiyle birleştirilmek suretiyle Tasarıdan
çıkarılarak,
-Geçici 25 inci maddesi; redaksiyona tabi
tutularak Bakanlar Kuruluna yetki verilmek suretiyle değiştirilerek ve
Tasarının geçici 4 üncü maddesiyle birleştirilmek suretiyle Tasarıdan
çıkarılarak,
-Geçici 26 ncı maddesi; %20 oranı Tasarıda
yapılan değişiklik doğruştusunda %20 oranı %32 ye çıkarılmak ve Tasarının geçici 5 inci maddesiyle
birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,
-Geçici 27 nci maddesi; aynen ve geçici 10
uncu maddesi olarak,
-Geçici 28 inci maddesi; Tasarının diğer
bölümlerinde yapılan değişiklik nedeniyle redaksiyona tabi tutularak ve
Tasarının geçici 5 inci maddesiyle birleştirilmek suretiyle Tasarıdan
çıkarılarak,
-Geçici 29 uncu maddesi; aynen ve geçici
11 inci madde olarak,
-Geçici 30 uncu maddesi; aynen ve geçici
12 nci madde olarak,
-Geçici 31 inci maddesi; aynen ve
Tasarının 29 uncu maddesiyle birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,
-Geçici 32 inci maddesi; aynen ve geçici
13 üncü madde olarak,
-Geçici 33 üncü maddesi; Tasarının diğer
bölümlerinde yapılan değişiklikler sonucu redaksiyona tabi tutularak ve
Tasarının 32 nci maddesiyle birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,
-Geçici 34 inci maddesi; Tasarının diğer
bölümlerinde yapılan değişiklikler sonucu redaksiyona tabi tutularak ve
Tasarının 32 nci maddesiyle birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,
-Geçici 35 inci maddesi; Tasarının diğer
bölümlerinde yapılan değişiklikler sonucu redaksiyona tabi tutularak ve
Tasarının 32 nci maddesiyle birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,
-Geçici 36 inci maddesi; aynen ve
Tasarının 32 nci maddesiyle birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,
-Geçici 37 inci maddesi; Tasarının diğer
bölümlerinde yapılan değişiklikler sonucu redaksiyona tabi tutularak ve
Tasarının 32 nci maddesiyle birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,
-146 ncı maddesi, değiştirilerek ve 108
inci madde olarak,
-147 nci maddesi; aynen ve 109 uncu madde
olarak,
Kabul edilmiştir.
Alt Komisyon ayrıntılı çalışmalar
sonucunda oluşturduğu metni bir raporla
birlikte Komisyonumuza sunmuştur.
Bu defa Komsiyonumuzun 16.6.2005 tarihinde
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Murat Başesgioğlu ile ilgili kamu
kurumlarının temsilcilerinin katılımı ile yapmış olduğu birleşimde, görüşmelere
alt komisyon tarafından hazırlanan metin üzerinden devam edilmesine karar
verilmiştir. Komisyonumuzda yapılan görüşmeler sonucunda alt komisyon metni;
-9 uncu maddesinin birinci fıkrasının
sonuna "4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerine tabi
sigortalıların ölümü halinde de sigortalılıkları ölüm tarihinden itibaren sona
erer" cümlesinin eklenmesi suretiyle,
-40 ıncı maddesinin (5) numaralı sırada
yer alan "tabip" ibaresinden sonra gelmek üzere "diş
tabibi" ibaresinin eklenmesi suretiyle,
-60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c)
bendinin (8) numaralı alt bendinin "Harp malullüğü aylığı alanlar ile
Terörle Mücadele Kanunu kapsamında aylık alanlar" şeklinde değiştirilmesi
suretiyle,
-63 üncü maddesinin (d) bendinde geçen
"18 yaşından küçük veya 60 yaşından büyük kişilerin" ibaresinin
"18 yaşını doldurmamış veya 60 yaşından gün almış kişilerin" olarak
değiştirilmesi suretiyle,
-66 ncı maddesinin ikinci fıkrasından
sonra gelmek üzere "Bakanlar Kurulu kararı ile birlik halinde ya da kamu
idarelerinin yetkili makamlarınca yurt dışına askeri veya güvenlik amaçlı
görevlendirilenlerin, bu Kanun kapsamına giren sağlık hizmetlerinin karşılanması
ile bu hizmetlere ilişkin giderler kurumlarınca karşılanır." Fıkrasının
eklenmesi suretiyle,
-102 nci maddesinin ilk cümlesine
"suretiyle" ibaresinden sonra gelmek üzere "diğer kanunlarda suç
oluştursa dahi ayrıca" ibaresinin eklenmesi suretiyle,
- 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 10, 11, 12, 13,
14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33,
34, 35, 36, 37, 38, 39, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54,
55, 56, 57, 58, 59, 61, 62, 64, 65, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77,
78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97,
98, 99, 100, 101, 103, 104, 105, 106, 107, geçici 1, geçici 2, geçici 3, geçici
4, geçici 5, geçici 6, geçici 7, geçici 8, geçici 9, geçici 10, geçici 11,
geçici 12, geçici 13 üncü maddeleri ile yürürlük ve yürütmeye ilişkin 108 ve
109 uncu maddeleri aynen,
Kabul edilmiş ve alınan yetki
doğrultusunda redakte edilmiştir.
Raporumuz Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığına sunulmak üzere saygı ile arz olunur.
|
Başkan |
Başkanvekili |
Kâtip |
|
Cevdet
Erdöl |
Nevzat
Doğan |
Mehmet
Kılıç |
|
Trabzon |
Kocaeli |
Konya |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Mehmet
Kerim Yıldız |
Ahmet Yaşar |
Muzaffer R. Kurtulmuşoğlu |
|
Ağrı |
Aksaray |
Ankara |
|
|
(İmzada bulunamadı) |
(İmzada bulunamadı) |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Remziye Öztoprak |
Osman
Akman |
Turhan
Çömez |
|
Ankara |
Antalya |
Balıkesir |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Şerif Birinç |
Agah
Kafkas |
İrfan
Rıza Yazıcıoğlu |
|
Bursa |
Çorum |
Diyarbakır |
|
(İmzada bulunamadı) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Lokman Ayva |
Enver Öktem |
İzzet Çetin |
|
İstanbul |
İzmir |
Kocaeli |
|
(İmzada bulunamadı) |
(İmzada bulunamadı) |
(İmzada bulunamadı) |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Hüseyin
Tanrıverdi |
Ali Arslan |
İdris Sami Tandoğdu |
|
Manisa |
Muğla |
Ordu |
|
|
(İmzada bulunamadı) |
(İmzada bulunamadı) |
|
Üye |
Üye |
|
|
Feramus
Şahin |
Alim Tunç |
|
|
Tokat |
Uşak |
|
SağlIk,
Aİle, ÇalIşma ve Sosyal İşler Komİsyonunun Kabul Ettİğİ Metİn
SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU TASARISI
BİRİNCİ KISIM
Amaç, Kapsam ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1.- Bu Kanunun
amacı, sosyal sigortalar ile genel sağlık sigortası bakımından kişileri güvence
altına almak; bu sigortalardan yararlanacak kişileri ve sağlanacak hakları, bu
haklardan yararlanma şartları ile finansman ve karşılanma yöntemlerini
belirlemek; sosyal sigortaların ve genel sağlık sigortasının işleyişi ile
ilgili usûl ve esasları düzenlemektir.
Kapsam
MADDE 2.- Bu Kanun,
sosyal sigortalar ile genel sağlık sigortasından yararlanacak kişileri,
işverenleri, sağlık hizmeti sunucularını, bu Kanunun uygulanması bakımından
gerçek kişiler ile her türlü kamu ve özel hukuk tüzel kişilerini ve tüzel
kişiliği olmayan diğer kurum ve kuruluşları kapsar.
Tanımlar
MADDE 3.- Bu Kanunun
uygulanmasında;
a) Bakanlık: Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığını,
b) Kurum: Sosyal Güvenlik
Kurumu Başkanlığını,
c) Sosyal sigortalar:
Kısa ve uzun vadeli sigorta kollarını,
d) Kısa vadeli sigorta
kolları: İş kazası ve meslek hastalığı, hastalık ve analık sigortası kollarını,
e) Uzun vadeli sigorta
kolları: Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortası kollarını,
f) Sigortalı: Kısa
ve/veya uzun vadeli sigorta kolları bakımından adına prim ödenmesi veya kendi
adına prim ödemesi gereken kişiyi,
g) Hak sahibi:
Sigortalının veya sürekli iş göremezlik geliri ile malûllük veya yaşlılık
aylığı almakta olanların ölümü halinde, gelir veya aylık bağlanmasına veya
toptan ödeme yapılmasına hak kazanan eş, çocuk, ana ve babasını,
h) Genel sağlık
sigortası: Kişilerin sağlıklarının korunmasını, sağlık riskleri ile
karşılaşmaları halinde ise oluşan harcamaların finansmanını sağlayan sigortayı,
ı) Genel sağlık
sigortalısı: Sigortalı ve isteğe bağlı sigortalı tanımından ayrı olarak genel
sağlık sigortası bakımından adına prim ödenmesi veya kendi adına prim ödemesi
gereken kişileri,
j) Bakmakla yükümlü
olduğu kişi: Genel sağlık sigortalısının sigortalı veya isteğe bağlı sigortalı
sayılmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olan;
1) Eşini,
2) 18 yaşını, lise ve
dengi öğrenim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim görmesi halinde 25
yaşını doldurmamış ve evli olmayan çocukları ile yaşına bakılmaksızın bu Kanuna
göre malûl olduğu tespit edilen evli olmayan çocuklarını,
3) Geçiminin sigortalı
tarafından sağlandığı Kurumca belirlenen ana ve babasını,
k) Hizmet akdi: 22.4.1926
tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanununda tanımlanan hizmet akdini ve iş
kanunlarında tanımlanan iş sözleşmesini, hizmet akdini veya iş sözleşmesini,
l) Ücret: 4 üncü maddenin
birinci fıkrasının (a) ve (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanlara
çalışmaları karşılığı olarak ödenekler dahil süreklilik niteliği taşıyan
gündelik, haftalık ve aylık olarak para ile ödenen brüt tutarı,
m) Asgarî ücret:
22.5.2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu gereğince 16 yaşından büyük işçiler
için belirlenen bir aylık brüt ücreti,
n) Ay: Ücretleri her ayın
15'inde ödenen sigortalılar için ayın 15'inden ertesi ayın 15'ine kadar geçen,
diğer sigortalılar için ise ayın 1'i ile sonu arasında geçen ve otuz gün olarak
değerlendirilen süreyi,
o) Yıl: Ücretleri her
ayın 15'inde ödenen sigortalılar için 15 Ocak tarihinden ertesi yılın 15 Ocak
tarihine kadar geçen, diğer sigortalılar için ise 1 Ocak ile 31 Aralık
tarihleri arasında geçen ve 360 gün olarak değerlendirilen süreyi,
p) Gelir: Sigortalıya
veya sigortalının ölümü halinde hak sahiplerine, iş kazası veya meslek
hastalığı halinde yapılan sürekli ödemeyi,
r) Aylık: Malûllük,
yaşlılık ve ölüm sigortalarından yapılan sürekli ödemeyi,
s) Ödeme dönemi: Bu
Kanuna göre bağlanan gelir ve aylıkların ödeme tarihinden takip eden ödeme
tarihine kadar geçen süreyi,
t) Tarımsal faaliyet:
Kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde veya
kamuya mahsus mahallerde ekim, dikim, bakım, üretme, yetiştirme ve ıslah
yoluyla yahut doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman,
hayvan ve su ürünleri elde edilmesini, bu ürünlerin yetiştiricileri tarafından;
muhafazasını, taşınmasını veya pazarlanmasını,
u) Kurum Sağlık Kurulu:
Kurumca yetkili kılınan sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca
düzenlenecek raporlardaki teşhis ve bu teşhise dayanak teşkil eden belgeleri
incelemek suretiyle çalışma gücü kaybı ve meslekte kazanma gücü kaybı
oranlarını belirlemeye yetkili hekimlerden oluşan kurulları,
v) Kamu idaresi:
10.12.2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 3
üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (c), (d) ve (e) bentlerinde
belirtilen idare ve kurumlar ile bunların ödenmiş sermayesinin % 50'sinden
fazlasına sahip oldukları ortaklıkları veya özel kanunları gereği personel
çalıştıran diğer kamu kurumlarını,
y) Sağlık hizmeti: Genel
sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere 63 üncü madde gereği
sağlanacak tıbbî ürün ve hizmetleri,
z) Kişiye yönelik
koruyucu sağlık hizmeti: Kişilerin hastalıktan korunması veya sağlıklı olma
halinin sürdürülmesi amacıyla kişiye yönelik olarak verilen sağlık
hizmetlerini,
aa) Aile hekimi: Sağlık
Bakanlığı tarafından aile hekimi olarak yetkilendirilen ve Kurum ile sözleşmeli
hekimleri,
bb) Sağlık hizmeti
sunucusu: Sağlık hizmetini sunan veya üreten gerçek kişiler ile kamu ve özel
hukuk tüzel kişilerini ve bunların tüzel kişiliği olmayan şubelerini,
cc) Katılım payı: Sağlık
hizmetlerinden yararlanabilmek için 68 inci madde hükümlerine göre belirlenen
ve genel sağlık sigortalısı veya bakmakla yükümlü olduğu kişiler tarafından
ödenen tutarı,
dd) Sığınmacı ve
Vatansız: İçişleri Bakanlığı tarafından sığınmacı veya vatansız olarak kabul
edilen kişileri,
ee) Peşin sermaye değeri:
Kurumca bağlanan ve gelecekte belirli periyotlarla ödenecek gelir ve aylıkların
yaş, kesilme ihtimali ve belirli iskonto faizine göre hesaplanan değeri dikkate
alınarak, Kurumca çıkarılacak yönetmelikte belirtilen tarifeye göre bulunan
tutarı,
ff) Güncelleme katsayısı:
Ortalama günlük prime esas kazançtaki değişim oranı ile Devlet İstatistik
Enstitüsü tarafından açıklanan en son temel yıllı tüketici fiyatları genel
indeksindeki değişim oranının toplamının yarısına (1) tam sayısının ilave
edilmesi sonucunda bulunan değeri,
İfade eder.
İKİNCİ KISIM
Kısa ve Uzun Vadeli Sigorta Hükümleri
BİRİNCİ BÖLÜM
Sigortalılara İlişkin
Hükümler
Sigortalı sayılanlar
MADDE 4.- Bu Kanunun kısa
ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından;
a) Hizmet akdi ile bir
veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar,
b) Köy ve mahalle
muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız
çalışanlardan;
1) Ticarî kazanç veya
serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usûlde gelir vergisi
mükellefi olanlar,
2) Gelir vergisinden muaf
olup, esnaf ve sanatkâr sicili ile birlikte kanunla kurulan meslek odalarına usulüne
uygun olarak kayıtlı olanlar,
3) Anonim şirketlerin
kurucu ortakları ve yönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara
bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, diğer şirket ve donatma
iştiraklerinin ise tüm ortakları,
4) Tarımsal faaliyette
bulunanlar,
c) Kamu idarelerinde;
1) (a) bendine tabi
olmayanlardan kadro ve pozisyonlarda sürekli olarak çalışanlar,
2) (a) ve (b) bentlerine
tabi olmayanlardan sözleşmeli olarak çalışanlar ile 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun 86 ncı maddesi uyarınca açıktan vekil atananlar,
Sigortalı sayılırlar.
Birinci fıkranın (a)
bendi kapsamına giren sigortalılara ilişkin hükümler;
a) İşçi sendikalarının
yönetim kurullarına seçilenler,
b) Bir veya birden fazla
işveren tarafından çalıştırılan; film, tiyatro, sahne, gösteri, ses ve saz
sanatçıları ile müzik, resim, heykel, dekoratif ve benzeri diğer uğraşları
içine alan bütün güzel sanat kollarında çalışanlar, düşünür ve yazarlardan
hizmet akdi ile çalışanlar,
c) Mütekabiliyet esasına
dayalı olarak ikili sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülke uyruğunda olanlar
hariç olmak üzere yabancı uyruklu kişilerden hizmet akdi ile çalışanlar,
d) 2.7.1941 tarihli ve
4081 sayılı Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında Kanuna göre çalıştırılanlar,
e) 24.4.1930 tarihli ve
1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununda belirtilen umumi kadınlar,
Hakkında da uygulanır.
Birinci fıkranın (c)
bendi kapsamına giren sigortalılara ilişkin hükümler;
a) Kuruluş ve personel
kanunları veya diğer kanunlar gereğince seçimle veya atama yoluyla kamu
idarelerinde göreve gelenlerden; bu görevleri sebebiyle kendilerine ilgili
kanunlarında sosyal güvenlik hakkı tanınmış olup hizmet akdi ile çalışmayanlar,
b) Cumhurbaşkanı,
Başbakan, bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, belediye başkanları,
c) Birinci fıkranın (c)
bendi kapsamında iken bu kapsamdaki kişilerin kurduğu sendikaların veya sendika
konfederasyonlarının yönetim kurullarına seçilenler,
d) Harp okulları ile
fakülte ve yüksek okullarda Türk Silahlı Kuvvetleri hesabına okuyan veya kendi
hesabına okumakta iken askerî öğrenci olanlar ile astsubay meslek yüksek
okulları ve astsubay nasp edilmek üzere temel askerlik eğitimine tabi tutulan
adaylar ile fakültelerde veya meslek yüksek okullarında kendi hesabına
okuduktan sonra veya askerlik hizmetini müteakip subaylığa, astsubaylığa veya
uzman jandarmalığa geçirilenlerin okullarda geçen süreleri,
Hakkında da uygulanır.
Bu maddenin uygulanmasına
ilişkin usul ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Bazı sigorta kollarının uygulanacağı sigortalılar
MADDE 5.- Kısa ve uzun
vadeli sigorta kolları bakımından aşağıda sayılan kişiler hakkında uygulanacak
sigorta kolları şunlardır:
a) Hizmet akdi ile
çalışmamakla birlikte ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde
oluşturulan tesis, atölye ve benzeri ünitelerde çalıştırılan hükümlü ve
tutuklular iş kazası ve meslek hastalığı bakımından 4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar.
b) Hizmet akdi ile
çalışmamakla birlikte 5.6.1986 tarihli ve 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununda
belirtilen aday çırak, çırak ve işletmelerde beceri eğitimi gören öğrenciler;
meslek liselerinde okumakta iken veya yüksek öğrenimleri sırasında zorunlu
staja tabi tutulan öğrenciler iş kazası ve meslek hastalığı bakımından 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar.
c) Harp malûlleri ile
12.4.1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu, 3.11.1980 tarihli ve
2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanununa göre aylıkları
hesaplanarak ödenen veya asayiş ve güvenliğin sağlanması ile ilgili kanunlara
göre vazife malûllüğü aylığı bağlanmış olanlardan bu Kanuna tabi çalışanlar
hakkında aylıkları kesilmeksizin kısa vadeli sigorta kolları uygulanır. Ancak
bunlar hakkında, uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmayı istemeleri halinde,
bu isteklerini Kuruma bildirdikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren uzun
vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası da uygulanır.
d) Sosyal güvenlik destek
primine tabi olanlar hakkında sadece iş kazası ve meslek hastalığı sigortası
hükümleri uygulanır.
Sigortalı sayılmayanlar
MADDE 6.- Bu Kanunun kısa
ve uzun vadeli sigorta kollarının uygulanmasında;
a) İşverenin işyerinde
ücretsiz çalışan eşi,
b) Aynı konutta birlikte
yaşayan ve üçüncü derece dahil bu dereceye kadar hısımlar arasında ve aralarına
dışardan başka kimse katılmaksızın yaşadıkları konut içinde yapılan işlerde
çalışanlar,
c) Ev hizmetlerinde
süreksiz olarak çalışanlar ile ev hizmetlerinde hizmet akdi ile sürekli
çalışmasına rağmen haftalık çalışma sürelerinin 4857 sayılı İş Kanununda
belirtilen sürelerden az olması nedeniyle aylık kazançları prime esas günlük
kazanç alt sınırının otuz katından az olanlar,
d) Askerlik hizmetlerini
er ve erbaş olarak yapmakta olanlar ile yedek subay okulu öğrencileri,
e) Yabancı bir ülkede
kurulu herhangi bir kuruluş tarafından ve o kuruluş nam ve hesabına Türkiye'ye
bir iş için gönderilen ve yabancı ülkede sosyal sigortaya tabi olduğunu
belgeleyen kişiler,
f) Resmî meslek ve sanat
okulları ile yetkili resmî makamların izniyle kurulan meslek veya sanat
okullarında ve yüksek okullarda tatbiki mahiyetteki yapım ve üretim işlerinde
çalışan öğrenciler,
g) Sağlık hizmet
sunucuları tarafından işe alıştırılmakta olan veya rehabilite edilen hasta veya
malûller,
h) 4 üncü maddenin
birinci fıkrasının (b) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılardan 18 yaşını
doldurmamış olanlar,
ı) Kamu idareleri hariç
olmak üzere, tarım işlerinde veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz
işlerde çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan;
tarımsal faaliyette bulunan ve yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden bu
faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık
ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırının
otuz katından az olduğunu belgeleyenler,
j) Niteliği itibarıyla
bir kişinin bir gün içinde yapabileceği işlerde yevmiyeli olarak çalışanlar,
k) Kendi nam ve hesabına
çalışanlardan gelir vergisinden muaf olup esnaf ve sanatkâr siciliyle birlikte
kanunla kurulu meslek odalarına usûlüne uygun olarak kayıtlı olanlardan, aylık
kazançlarından bu faaliyetine ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarı
prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenler,
l) Kamu idarelerinin dış
temsilciliklerinde istihdam edilen ve temsilciliğin bulunduğu ülkede sürekli
ikamet izni veya bu devletin vatandaşlığını da haiz bulunan Türk uyruklu
sözleşmeli personelden, bulunduğu ülkenin sosyal güvenlik kurumunda sigortalı
olduğunu belgeleyenler ile kamu idarelerinin dış temsilciliklerinde istihdam
edilen sözleşmeli personelin uluslararası anlaşmalar ve temsilciliğin bulunduğu
ülkenin kamu düzeninin zorunlu kıldığı hallerde, işverenleri tarafından
bulunulan ülkede sosyal sigorta kapsamında sigortalı yapılanlar,
4 üncü ve 5 inci
maddelere göre sigortalı sayılmaz.
(h) bendinin
uygulanmasıyla ilgili olarak, bir meslek veya sanat okulunu bitirenlerden
22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre mahkemece
ergin kılınmak suretiyle öğrenimleriyle ilgili görevlerde çalışanlar hakkında
18 yaşın bitirilmiş olması şartı aranmaz.
Bu maddenin uygulamasına
ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Sigortalılığın başlangıcı
MADDE 7.- Sigorta hak ve
yükümlülükleri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının;
a) (a) bendi kapsamında
sigortalı sayılanlar için çalışmaya, beceri eğitimine veya zorunlu staja
başladıkları tarihten,
b) (b) bendi kapsamında
sigortalı sayılanlardan gelir vergisi mükellefi olanların gelir vergisi
mükellefiyetinin başladığı tarihten; şirket ortaklarının şirket ortaklıklarının
tescil edildiği tarihten; gelir vergisinden muaf olanların ise esnaf ve
sanatkâr sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olmaları
gereken tarihten; tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için
tarımsal faaliyete başladıkları tarihten; köy ve mahalle muhtarları için
seçildikleri tarihten,
c) (c) bendi kapsamında
sigortalı sayılanlar için göreve başladıkları veya okullarında eğitime
başladıkları tarihten,
İtibaren başlar.
Sigortalı bildirimi ve tescili
MADDE 8.- 4 üncü maddenin
birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılan kişileri çalıştıracak
işverenler çalıştıracağı sigortalıları, 7 nci maddenin birinci fıkrasının (a)
bendinde belirtilen sigortalılık başlangıcından önce sigortalı işe giriş
bildirgesi ile Kuruma bildirmekle yükümlüdür. Ancak işveren tarafından
sigortalı işe giriş bildirgesi ;
a) İnşaat işyerlerinde
işe başlatılacak sigortalılar için en geç çalışmaya başlatıldığı gün Kuruma
verilmesi halinde,
b) Yabancı ülkelere sefer
yapan ulaştırma araçlarına sefer esnasında alınarak çalıştırılanlar ile Kuruma
ilk defa işyeri bildirgesi verilecek işyerlerinde; ilk defa sigortalı
çalıştırmaya başlanılan tarihten itibaren bir ay içinde çalışmaya başlayan
sigortalılar için çalışmaya başladıkları tarihten itibaren en geç söz konusu
bir aylık sürenin dolduğu tarihe kadar Kuruma verilmesi halinde,
c) Kamu idarelerince yurt
dışı görevde çalışmak üzere işe alınanların çalışmaya başladıkları tarihten
itibaren üç ay içinde işten ayrılmış olsalar dahi Kuruma verilmesi halinde,
Sigortalılık
başlangıcından önce bildirilmiş sayılır.
Yukarıdaki fıkra gereği
sigortalı işe giriş bildirgesi verilen sigortalılar, işverenin yükümlülük
tarihinin bitiminden itibaren en geç otuz gün içinde sigortalı olarak çalışmaya
başladıklarını Kuruma bildirirler.
4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı sayılan kişiler; 7 nci maddenin
birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen sigortalılık başlangıcından itibaren
onbeş gün içinde sigortalı işe giriş bildirgesini Kuruma vermekle yükümlüdür.
Şayet bu sigortalılar sigortalı işe giriş bildirgesini kendi mevzuatlarına göre
kayıt veya tescili yapan ilgili kurum, kuruluş ve birliklere veya vergi
dairelerine aynı süre içerisinde vermişlerse sigortalı işe giriş bildirgesi
Kuruma süresinde verilmiş sayılır. Bu kurumlar en geç on gün içinde bu
kişilerin sigortalı işe giriş bildirgesini Kuruma göndermekle yükümlüdür.
4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılan kişileri çalıştıracak
işverenler, 7 nci maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen
sigortalılık başlangıcından itibaren onbeş gün içinde sigortalı işe giriş
bildirgesi ile Kuruma bildirmekle yükümlüdür.
Kamu idareleri ile
bankalar ve özel finans kurumları, Kurumca belirlenen işlemlerde kişilerin
sigortalılık bakımından tescilli olup olmadığını Kurumca sağlanacak elektronik
alt yapıdan yararlanmak suretiyle kontrol etmek ve sigortasız olduğunu tespit
ettiği kişileri Kuruma bildirmekle yükümlüdür.
Bu maddede belirtilen
yükümlülükleri yerine getirmeyen ilgililer hakkında 102 nci madde hükümlerine
göre idarî para cezası uygulanır.
Sigortalı işe giriş
bildirgesinin şekli ve içeriği, belgelerin verilme yöntemleri ve bu maddenin
uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle
düzenlenir.
Sigortalılığın sona ermesi
MADDE 9.- Kısa ve uzun
vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık;
a) 4 üncü maddenin
birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların, hizmet akdinin veya
beceri eğitiminin ya da zorunlu stajın sona erdiği tarihten,
b) 4 üncü maddenin
birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıların;
1) Gelir vergisi
mükellefi olanlar için, mükellefiyetlerini gerektiren faaliyetlerine son
verdikleri tarihten,
2) Gelir vergisinden muaf
olanlar için, esnaf ve sanatkâr sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek
kuruluşlarındaki üye kayıtlarının silinmesi gereken veya 6 ncı maddenin (k)
bendi kapsamına girdiği tarihten,
3) Şirket ve donatma
iştiraki ortağı olanlar için, tabi oldukları mevzuata göre şirketle ve donatma
iştiraki ile ilgilerinin kesildiği tarihten,
4) Şirket ortağı olanlar
için, şirketin iflasına veya tasfiyesine karar verildiği veya münfesih
sayıldığı tarihten,
5) Tarımda kendi nam ve
hesabına çalışanlar için tarımsal faaliyetlerinin sona erdiği veya 6 ncı
maddenin (ı) bendi kapsamına girdiği tarihten,
6) Köy ve mahalle
muhtarlarının, muhtarlık görevlerinin sona erdiği tarihten,
c) 4 üncü maddenin
birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanların; herhangi bir nedenle görevden ayrıldıkları
tarihten,
d) 5 inci madde gereği
bazı sigorta kollarına tabi tutulanların, kısmen sigortalı sayılmalarını
gerektiren halin sona erdiği tarihten,
e) 6 ncı maddenin birinci
fıkrasının (l) bendi kapsamında olanlardan, çalışmakta iken bulunduğu ülkenin
sosyal güvenlik kurumu ile irtibatlandırılanlar ile uluslararası veya ikili
sosyal güvenlik anlaşmaları çerçevesinde seçimini bu yönde kullananlar için
sigortalandıkları tarihten,
İtibaren sona erer. 4
üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerine tabi sigortalıların
ölümü halinde de sigortalılıkları ölüm tarihinden itibaren sona erer.
Sigortalının ücretsiz
izinli olması, greve iştirak etmesi veya işverenin lokavt yapması hallerinde
sigortalılık bu sürelerin sona ermesini takip eden onuncu günden başlanarak
yitirilmiş sayılır.
Birinci fıkranın (a),
(c), (d) ve (e) bentlerine göre sigortalılığı sona erenlerin durumları
işverenleri tarafından, (b) bendinde belirtilen şekilde sona erenlerin
durumları ise kendileri ve sözü edilen bentte belirtilen ticarî faaliyetin sona
erme halinin bildirildiği kuruluşlar tarafından en geç yedi işgünü içinde
Kuruma bildirilir.
Bu maddenin uygulanmasına
ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Sigortalıların işleri
nedeniyle geçici olarak yurt dışında bulunmaları
MADDE 10.- 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde sayılan sigortalıların işverenleri tarafından
geçici görevle yurt dışına gönderilmeleri, (c) bendinde sayılan sigortalıların
mevzuatlarında belirtilen usûle uygun olarak yurt dışına gönderilmeleri veya
(b) bendinde sayılanların sigortalılığa esas çalışması nedeniyle yurt dışında
bulunmaları halinde, bu görevleri yaptıkları sürece sigortalıların ve
işverenlerin bu Kanunda yazılı hak ve yükümlülükleri devam eder.
Sosyal güvenlik
sözleşmesi imzalanmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce çalıştırılmak üzere
bu ülkelere götürülen Türk işçileri de, bu Kanunun uygulanmasında geçici
görevle yurt dışına gönderilmiş sayılır.
İKİNCİ BÖLÜM
İşyerleri ve İşverenlere
İlişkin Hükümler
İşyeri, işyerinin bildirilmesi, devri, intikali ve nakli
MADDE 11.- Sigortalı
sayılanların işlerini yaptıkları yerler işyeridir.
İşyerinde üretilen mal
veya verilen hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim
altında örgütlenen işyerine bağlı yerler ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek,
uyku, yıkanma, muayene ve bakım, bedensel ve meslekî eğitim yerleri ve avlu
gibi diğer eklentiler ile araçlar da işyerinden sayılır.
İşveren, örneği Kurumca
hazırlanacak işyeri bildirgesini en geç sigortalı çalıştırmaya başladığı
tarihte Kuruma vermekle yükümlüdür. Şirket kuruluşu aşamasında işyeri
bildirgesini ticaret sicili memurluklarına bildiren işverenlerin, bu
bildirimleri Kuruma yapılmış sayılır. Ticaret sicili memurlukları kendilerine
verilen işyeri bildirgesini en geç on işgünü içinde Kuruma bildirmek
zorundadır.
29.6.1956 tarihli ve 6762
sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi şirketlerin nevilerinin değişmesi,
birleşmesi veya diğer bir şirkete katılması durumunda bu hususların ticaret
siciline tesciline ilişkin ilan tarihini, adi şirketlerde şirkete yeni ortak
alınması durumunda ise en geç yeni ortağın alındığı tarihi takip eden üç işgünü
içinde, işyeri bildirgesi ile Kuruma bildirilmek zorundadır.
İşyerinin faaliyette
bulunduğu adresten başka bir adrese nakledilmesi, sigortalı çalıştırılan bir
işin veya işyerinin başka bir işverene devredilmesi veya intikal etmesi
halinde, işyerinin nakledildiği, yeni işverenin işi veya işyerini devraldığı
tarihi takip eden beş işgünü içinde, işyerinin miras yoluyla intikali halinde
ise mirasçıları, ölüm tarihinden itibaren en geç üç ay içinde işyeri
bildirgesini Kuruma vermekle yükümlüdür. İşyerinin aynı il sınırları içinde
başka bir adrese nakledilmesi halinde adres değişikliğinin yazı ile
bildirilmesi yeterlidir. Bu işlerde çalışan sigortalıların sigorta hak ve
yükümlülükleri devam eder.
Bu maddede belirtilen
yükümlülükleri yerine getirmeyenler hakkında 102 nci maddenin birinci
fıkrasının (b) bendi uyarınca idarî para cezası uygulanır. İdarî para cezası
uygulanması bu yükümlülüklerin yerine getirilmesine engel teşkil etmez.
İşyeri bildirgesinin
verilmemesi veya geç verilmesi bu Kanunda belirtilen hak ve yükümlülükleri
ortadan kaldırmaz. İşyeri bildirgesinin şekli ve içeriği Kurumca çıkarılacak
yönetmelikle düzenlenir.
İşveren, işveren vekili, geçici iş ilişkisi kurulan işveren
ve alt işveren
MADDE 12.- 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerine göre sigortalı sayılan
kişileri çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan kurum
ve kuruluşlar işverendir.
İşveren nam ve hesabına,
işin veya görülen hizmetin bütününün yönetim görevini yapan kimse işveren
vekilidir. Bu Kanunda geçen işveren deyimi işveren vekilini de kapsar. İşveren
vekili ve 4857 sayılı İş Kanununda tanımlanan geçici iş ilişkisi kurulan
işveren, bu Kanunda belirtilen yükümlülüklerinden dolayı işveren ile birlikte
müştereken ve müteselsilen sorumludur.
4 üncü maddenin ikinci
fıkrasının (a) bendine tabi olanlar hakkında işverenlerin bu Kanunda belirtilen
yükümlülükleri bunları çalıştıran işçi sendikaları veya işveren tarafından; 4
üncü maddenin üçüncü fıkrasına tabi olanlar hakkında işverenlerin bu Kanunda
belirtilen yükümlülükleri bunları çalıştıran kamu idareleri veya eğitim
gördükleri okullar tarafından yerine getirilir.
Çiftçi Mallarının
Korunması Hakkında Kanuna göre çalıştırılanlar hakkında işverenlerin bu Kanunda
belirtilen yükümlülükleri, bunları atamaya yetkili makam tarafından yerine
getirilir.
Ceza infaz kurumları ile
tutukevleri bünyesinde oluşturulan tesis, atölye ve benzeri ünitelerde
çalıştırılan hükümlü ve tutukluların işvereni Ceza İnfaz Kurumları ile
Tutukevleri İş Yurtları Kurumu, işveren vekilleri ceza infaz kurumları ile
tutukevleri iş yurtlarının sorumlu müdür ve amirleridir.
Bir işte veya bir işin
bölüm veya eklentilerinde işverenden iş alan ve bu iş için görevlendirdiği
sigortalıları çalıştıran üçüncü kişiye alt işveren denir. Sigortalılar üçüncü
bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bunlarla sözleşme yapmış olsalar dahi
asıl işveren, bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren
ile birlikte sorumludur.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Kısa Vadeli Sigorta Hükümleri
İş kazasının tanımı, bildirilmesi ve soruşturulması
MADDE 13.- İş kazası;
a) Sigortalının işyerinde
bulunduğu sırada işini yaparken veya sigortalının işyerinde ayrılan alanlarda
ihtiyaçlarını karşılamak için bulunduğu sırada,
b) İşveren tarafından
yürütülmekte olan iş nedeniyle veya görevi nedeniyle, sigortalı kendi adına ve
hesabına çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş veya çalışma konusu nedeniyle işyeri
dışında,
c) Bir işverene bağlı
olarak çalışan sigortalının işveren tarafından görev ile işyeri dışında başka
bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
d) Emziren kadın
sigortalının çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
e) Sigortalıların, işe
başlama ve işten ayrılma saatleri dikkate alınarak, mutad güzergâhında veya
zorunlu haller nedeniyle mutad güzergâh dışında işe gidiş gelişi sırasında,
Meydana gelen ve
sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen veya ruhen arızaya uğratan olaydır.
Sigortalıların geçirdiği
iş kazasının 4 üncü maddenin birinci fıkrasının;
a) (a) bendi ile 5 inci
madde kapsamında bulunan sigortalıları çalıştıran işveren tarafından o yer
yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma da en geç kazadan sonraki,
b) (b) bendi kapsamında
bulunan sigortalının geçirdiği iş kazasının ise otuz günü geçmemek şartıyla
rahatsızlığının bildirim yapmaya engel olmadığı günden sonraki,
c) (c) bendi kapsamında
bulunan sigortalıların geçirdiği iş kazasının, işveren tarafından o yer yetkili
kolluk kuvvetlerine veya kendi mevzuatlarına göre yetkili mercilere derhal ve
Kuruma da en geç kazadan sonraki,
Üç işgünü içinde iş
kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile bildirilmesi zorunludur.
Kuruma bildirilen olayın
iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için
gerektiğinde, Kurumun veya Kurumun yetkili kıldığı kamu idarelerinin kontrol ve
denetimle yetkilendirilen memurları vasıtasıyla soruşturma yapılabilir. Bu
soruşturma sonunda yazılı olarak bildirilen hususların gerçeğe uymadığı ve
olayın iş kazası olmadığı anlaşılırsa, Kurumca bu olay için yersiz olarak
yapılmış bulunan ödemeler ödemenin yapıldığı tarihten itibaren gerçeğe aykırı
bildirimde bulunanlardan 96 ncı madde hükmüne göre tahsil edilir.
İş kazası ve meslek
hastalığı bildirgesinin şekli, verilme usulü ile bu maddenin uygulanmasına
ilişkin usul ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Meslek hastalığının tanımı, bildirilmesi ve soruşturulması
MADDE 14. - Meslek
hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı
tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici
veya sürekli hastalık veya ruhsal arıza halleridir.
Meslek hastalığı halinde
bu Kanunda yazılı haklardan yararlanmak için;
a) Sigortalının çalıştığı
işte meslek hastalığına tutulduğunun, Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet
sunucuları tarafından usûlüne uygun olarak düzenlenen sağlık kurulu raporu ve
dayanağı tıbbî belgelerle,
b) Kurumca gerekli
görüldüğü hallerde işyerindeki çalışma şartlarını ve buna bağlı tıbbi
sonuçlarını ortaya koyan denetim raporları ve gerekli diğer belgelerle,
Kurum Sağlık Kurulu
tarafından tespit edilmesi zorunludur.
Meslek hastalığı, işten
ayrıldıktan sonra meydana çıkmış ve sigortalı olarak çalıştığı işten kaynaklanmış ise, sigortalının bu
Kanunla sağlanan haklardan yararlanabilmesi için, eski işinden fiilen
ayrılmasıyla hastalığın meydana çıkması arasında bu hastalık için Kurumca
çıkarılacak yönetmelikte belirtilen süreden daha uzun bir zamanın geçmemiş
olması şarttır. Bu durumdaki kişiler, gerekli belgelerle Kuruma müracaat edebilirler.
Herhangi bir meslek hastalığının klinik ve laboratuar bulgularıyla belirlendiği
ve meslek hastalığına yol açan etkenin işyerindeki inceleme sonunda tespit
edildiği hallerde, meslek hastalıkları listesindeki yükümlülük süresi aşılmış
olsa bile, söz konusu hastalık Kurumun veya ilgilinin başvurusu üzerine Sosyal
Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun onayı ile meslek hastalığı sayılabilir.
Meslek hastalığı 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının;
a) (a) ve (c) bentleri ile 5 inci madde kapsamında
bulunan sigortalılar için işveren, bir sigortalının meslek hastalığına
tutulduğunu öğrenir veya bu durum kendisine bildirilirse,
b) (b) bendi
kapsamındakiler için ise sigortalının kendisi,
Bu durumu öğrendiği
günden başlayarak üç işgünü içinde iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile
Kuruma bildirilmek zorundadır. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyen veya yazılı
olarak bildirilen hususları kasten eksik ya da yanlış bildiren işverene veya 4
üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındakiler için ise sigortalının
kendisine Kurumca bu durum için yapılmış bulunan masraflar ile geçici iş
göremezlik ödenekleri rücû edilir.
Meslek hastalığı ile
ilgili bildirimler üzerine gerekli soruşturmalar Kurumun veya Kurumun yetkili
kıldığı kamu idarelerinin kontrol ve denetimle yetkilendirilen memurları
vasıtasıyla yaptırılabilir.
Hangi hastalıkların
meslek hastalığı sayılacağı, iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin şekli,
verilme usulü ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar
Kurumca çıkarılacak yönetmelikte düzenlenir. Yönetmelikte belirlenmiş
hastalıklar dışında herhangi bir hastalığın meslek hastalığı sayılıp
sayılmaması hususunda çıkabilecek uyuşmazlıklar, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık
Kurulunca karara bağlanır.
Hastalık ve analık hali
MADDE 15.- Sigortalının,
iş kazası ve meslek hastalığı dışında kalan ve iş göremezliğine neden olan
hastalıklar, hastalık halidir.
Sigortalı kadının veya
sigortalı erkeğin sigortalı olmayan eşinin gebeliğinin başladığı tarihten
itibaren doğumdan sonraki ilk sekiz haftalık, çoğul gebelik halinde ise ilk on
haftalık süreye kadar olan gebelik ve analık haliyle ilgili rahatsızlık ve
arıza halleri analık hali kabul edilir.
İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde
sağlanan haklar
MADDE 16.- İş kazası veya
meslek hastalığı halleri nedeniyle sağlanan haklar şunlardır:
a) Sigortalıya geçici iş
göremezlik süresince günlük geçici iş göremezlik ödeneği verilmesi.
b) Sigortalıya sürekli iş
göremezlik geliri bağlanması.
c) İş kazası veya meslek
hastalığı sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine gelir bağlanması.
d) Gelir bağlanmış olan
eş ve çocuklara evlenme ödeneği verilmesi.
e) İş kazası ve meslek
hastalığı sonucu ölen sigortalı için cenaze ödeneği verilmesi.
Sigortalıya hastalık veya
analık hallerine bağlı olarak ortaya çıkan iş göremezlik süresince, günlük
geçici iş göremezlik ödeneği verilir.
Sigortalı kadına veya
sigortalı olmayan karısının doğum yapması nedeniyle sigortalı erkeğe, çocuğun
yaşaması şartıyla doğumdan sonraki altı ay süresince her ay, doğum tarihinde
geçerli olan asgarî ücretin üçte biri tutarında emzirme ödeneği verilir.
Ödenek ve gelirlere esas tutulacak günlük kazanç
MADDE 17.- İş kazası,
meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde verilecek ödeneklerin veya
bağlanacak gelirlerin hesabına esas tutulacak günlük kazanç; iş kazasının veya
doğumun olduğu tarihten, meslek hastalığı veya hastalık halinde ise iş
göremezliğin başladığı tarihten önceki oniki aydaki son üç ay içinde 80 inci
maddeye göre hesaplanacak prime esas kazançlar toplamının, bu kazançlara esas
prim gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanır. Bu surette bulunan prime esas kazanç, ödeneğin verileceği veya
gelirin bağlanacağı tarihten geriye doğru oniki ay ve daha öncesine ait ise
güncelleme katsayısı ile güncellenerek hesaplanır.
Sigortalı, çalışmaya
başladığı ay içinde iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle iş göremezliğe
uğrarsa prime esas günlük kazancı; çalışmaya başladığı tarih ile iş
göremezliğinin başladığı tarih arasındaki sürede elde ettiği prime esas günlük
kazanç toplamının, çalıştığı gün sayısına bölünmesi suretiyle; çalışmaya
başladığı gün iş kazasına uğraması halinde ise aynı veya emsal işte çalışan
benzeri bir sigortalının günlük kazancı esas tutulur.
4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (a) ve (c) bentleri gereği sigortalı sayılanların günlük prime esas
kazançlarının hesabında ;
a) Ücret dışında arızi
nitelikteki ödemeler dikkate alınmış ise ücret toplamının ücret alınan gün
sayısına bölünmesiyle hesaplanacak günlük kazanca, % 50 oranında bir ekleme
yapılarak bulunan tutardan çok olamaz.
b) İdare ve yargı
mercilerince verilen karar gereğince yapılan ücret, ikramiye, zam, tazminat ve
bu mahiyetteki ödemelerden, ödenek ve gelirin hesabına esas alınan üç aylık
dönemden önceki aylara ilişkin olanlar günlük kazancın hesabında dikkate
alınmaz.
Meslek hastalığı,
sigortalının sigortalı olarak çalıştığı son işinden ayrıldığı tarihten bir yıl
geçtikten sonra meydana çıkmış ise, günlük kazancı bu son işinden ayrıldığı
tarih esas alınarak yukarıdaki fıkralara göre hesaplanır.
İş kazası ile meslek
hastalığı sigortasından bağlanacak gelirlere esas tutulacak aylık kazanç,
yukarıdaki hükümlere göre hesaplanacak günlük kazancın otuz katıdır.
Geçici iş göremezlik ödeneği
MADDE 18.- Kurumca
yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması
şartıyla;
a) İş kazası veya meslek
hastalığı nedeniyle iş göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için,
b) 4 üncü maddenin
birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri ile 5 inci madde kapsamındaki sigortalıların
hastalık sebebiyle iş göremezliğe uğraması halinde, iş göremezliğin başladığı
tarihten önceki bir yıl içinde en az doksan gün kısa vadeli sigorta primi
bildirilmiş olması şartıyla geçici iş göremezliğin üçüncü gününden başlamak
üzere her gün için,
c) Sigortalı kadının
analığı halinde doğumdan önceki bir yıl içinde en az doksan gün kısa vadeli
sigorta primi bildirilmiş olması şartıyla, doğumdan önceki ve sonraki sekizer
haftalık sürede, çoğul gebelik halinde ise doğumdan önceki sekiz haftalık süreye
iki haftalık süre ilave edilerek çalışmadığı her gün için,
d) Sigortalı kadının
isteği ve doktorun onayı ile doğuma üç hafta kalıncaya kadar çalışılması
halinde, doğum sonrası istirahat süresine eklenen süreler için,
Geçici iş göremezlik
ödeneği verilir.
4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (b) bendine göre sigortalı olanlara hastalıkları halinde geçici iş
göremezlik ödeneği, genel sağlık sigortası dahil prim ve her türlü borçlarının
ödenmiş olması şartıyla yatarak tedavileri süresince veya bu tedavinin gereği
olarak istirahat raporu aldıkları sürede ödenir.
İş kazası, meslek
hastalığı, hastalık ve sigortalı kadının analığı halinde verilecek geçici iş
göremezlik ödeneği, 17 nci maddeye göre hesaplanacak günlük kazancının üçte
ikisidir. Ancak geçici iş göremezlik ödeneğinin güncellenmemiş tutarı,
sigortalının ödenek hesabına esas alınan dönemdeki vergi, sosyal sigorta, genel
sağlık sigortası ve işsizlik sigortası primleri kesintileri sonrası hesaplanan
net ücretini geçemez.
Sigorta prim ve
ödeneklerinin hesabına esas tutulacak günlük kazançların alt sınırında meydana
gelecek değişikliklerde, yeniden tespit edilen alt sınırın altında bir günlük
kazanç üzerinden ödenek almakta bulunanların veya almaya hak kazanmış veya
kazanacak olanların bu ödenekleri, günlük kazançlarının alt sınırındaki
değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak değiştirilmiş günlük
kazançların alt sınırına göre ödenir.
Bir sigortalıda iş
kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinden bir kaçı birleşirse,
geçici iş göremezlik ödeneklerinden en yükseği verilir.
Geçici iş göremezlik
ödenekleri, toplu iş sözleşmesi yapılan işyerleri ile kamu idarelerinin
işverenleri tarafından Kurumca belirlenen usul ve esaslara göre Kurum adına
sigortalılara ödenerek, daha sonra Kurum ile mahsuplaşmak suretiyle tahsil
edilebilir.
Geçici iş göremezlik
ödeneklerinin ödeme zamanı ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve
esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanma, hesaplanması,
başlangıcı ve birden çok iş kazası ve meslek hastalığı hali
MADDE 19.- İş kazası veya
meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve arızalar nedeniyle, Kurumca yetkili
kılınan sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen
raporlarda meslekte kazanma gücü en az % 10 oranında azalmış bulunduğu
belirtilen ve Kurum Sağlık Kurulunca bu durumu onaylanan sigortalı, sürekli iş
göremezlik gelirine hak kazanır.
Sürekli iş göremezlik
geliri bağlanmış olan sigortalının yeniden tedavi ettirilmesi halinde meslekte
kazanma gücünü ne oranda yitirdiği, birinci fıkrada belirtilen sağlık
kurullarından alınacak raporlara göre yeniden tespit olunur.
4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (b) bendine göre sigortalı olanlara sürekli iş göremezlik geliri,
kendi sigortalılığından dolayı, genel sağlık sigortası dahil prim ve her türlü
borçlarının ödenmiş olması şartıyla bağlanır.
Sürekli iş göremezlik
geliri, sigortalının mesleğinde kazanma gücünün kaybı oranına göre hesaplanır.
Sürekli tam iş göremezlikte sigortalıya, 17 nci maddeye göre hesaplanan aylık
kazancının % 70'i oranında gelir bağlanır. Sürekli kısmi iş göremezlikte
sigortalıya bağlanacak gelir, tam iş göremezlik geliri gibi hesaplanarak bunun
iş göremezlik derecesi oranındaki tutarı kendisine ödenir. Sigortalı, başka
birinin sürekli bakımına muhtaç ise gelir bağlama oranı % 100 olarak uygulanır.
Bu Kanunun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında bulunan sigortalılardan
kurumlarınca sürekli iş göremezlik nedeniyle görevlerine son verilenlerden;
a) Malullük veya yaşlılık
aylığına hak kazanamayan sigortalılara sürekli tam iş göremezlik geliri
bağlanır, sürekli iş göremezlik derecesine göre hesaplanacak sürekli iş
göremezlik gelir tutarı ile sürekli tam iş göremezlik arasındaki fark
sigortalının görevine son veren kurumca, Kuruma ödenir. Bunların bu Kanun
kapsamında tekrar çalışması halinde sürekli iş göremezlik derecesine göre
hesaplanan sürekli iş göremezlik geliri ödenir.
b) Malullük veya yaşlılık
aylığına hak kazanan sigortalılara ise sürekli iş göremezlik derecesine göre
gelir bağlanır.
Ancak sürekli iş
göremezlik ödeneğinin güncellenmemiş tutarı, sigortalının ödenek hesabına esas
alınan dönemdeki vergi, sosyal sigorta, genel sağlık sigortası ve işsizlik
sigortası primleri kesintileri sonrası hesaplanan net ücretini geçemez.
Yukarıdaki fıkralara göre
hesaplanan gelir, günlük kazanç hesabına giren son ay ile gelir başlangıç
tarihi arasında 55 inci madde hükmüne göre artırılarak belirlenir.
Sigortalının sürekli iş
göremezlik geliri;
a) Geçici iş göremezlik
ödeneğinin sona erdiği tarihi,
b) Geçici iş göremezlik
tespit edilemeden sürekli iş göremezlik durumuna girilmişse, buna ait sağlık
kurulu raporu tarihini,
Takip eden ödeme dönemi
başından başlar.
Sürekli iş göremezlik
geliri bağlanmış sigortalılardan, aynı arıza veya meslek hastalığı nedeniyle
istirahat raporu alanlara, yazılı istek tarihinden itibaren 18 inci maddeye
göre hesaplanacak bir günlük geçici iş göremezlik ödeneği ile aylık sürekli iş
göremezlik gelirinin otuzda biri arasındaki fark, her gün için geçici iş
göremezlik ödeneği olarak verilir.
Sigortalının yeniden bir
iş kazasına uğraması veya yeni bir meslek hastalığına tutulması halinde,
meydana gelen arızaların bütünü göz önüne alınarak kendisine sürekli iş
göremezliğini doğuran son iş kazası veya meslek hastalığı sırasındaki kazancı
üzerinden gelir hesaplanır. Ancak, sigortalının son iş kazası veya meslek
hastalığı sırasındaki günlük kazancına göre bulunacak geliri, hesaplanan ilk
gelirinden az ise sigortalının sürekli iş göremezlik geliri ilk kazanç
üzerinden ödenir.
İş kazası ve meslek
hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik hallerinde meslekte kazanma gücündeki
kayıp oranının belirlenmesine ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul
ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Hak sahiplerine gelir bağlanması, evlenme ve cenaze
ödenekleri
MADDE 20.- İş kazası veya
meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının 17 nci madde gereğince tespit
edilecek aylık kazancının % 70'i alınmak suretiyle bulunan tutarın 55 inci
maddeye göre güncellenerek bulunan tutarı, 34 üncü madde hükümlerine göre hak
sahiplerine gelir olarak bağlanır.
İş kazası veya meslek
hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün % 50 veya daha fazla oranda
kaybetmesi nedeniyle sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış iken ölenlerin hak
sahiplerine, ölümün iş kazası veya meslek hastalığına bağlı olup olmadığına
bakılmaksızın birinci fıkraya göre belirlenen tutar, 34 üncü madde hükümlerine
göre hak sahiplerine gelir olarak
bağlanır.
İş kazası veya meslek hastalığı
sonucu meslekte kazanma gücünü % 50 oranının
altında kaybetmesi nedeniyle sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış iken
ölenlerin hak sahiplerine, ölümün iş kazası veya meslek hastalığına bağlı
olmaması halinde sigortalının almakta olduğu sürekli iş göremezlik geliri, 34
üncü madde hükümlerine göre hak sahiplerine gelir olarak bağlanır.
Gelirin başlangıcı,
kesilmesi ve yeniden bağlanmasında 34 üncü ve 35 inci maddeler uygulanır.
37 nci madde hükümlerine
göre hak sahiplerine ayrıca cenaze ve evlenme ödeneği verilir.
İş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından
işverenin ve üçüncü kişilerin sorumluluğu
MADDE 21.- İş kazası ve
meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş
güvenliğine aykırı hareketi veya suç sayılabilir bir hareketi sonucu meydana
gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan
veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı
tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin
işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere Kurumca işverene
ödettirilir. Sigortalı ve işveren sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık
ilkesi dikkate alınır.
İş kazasının, 13 üncü
maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sürede işveren tarafından
Kuruma bildirilmemesi halinde, bildirim tarihine kadar geçen süre için
sigortalıya ödenecek iş göremezlik ödeneği Kurumca işverenden tahsil edilir.
Çalışma mevzuatında
sağlık raporu alınması gerektiği belirtilen işlerde, böyle bir rapora
dayanılmaksızın veya eldeki rapora aykırı olarak bünyece elverişli olmadığı
işte çalıştırılan sigortalının, bu işe girmeden önce var olduğu tespit edilen
veya bünyece elverişli olmadığı işte çalıştırılması sonucu meydana gelen
hastalığı nedeniyle Kurumca sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği
işverene ödettirilir.
İş kazası, meslek
hastalığı ve hastalık üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse,
sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler
ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki en fazla on yıl için hesaplanan peşin
sermaye değeri toplamı için, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru
varsa bunları çalıştıranlara genel hükümlere göre rücû edilir.
Ancak, iş kazası veya
meslek hastalığı sonucu ölümlerde bu Kanun uyarınca hak sahiplerine verilecek
ödenekler için, iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde kusuru
bulunup da aynı iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının hak
sahiplerine Kurumca yapılan masraflar rücû edilmez.
Sigortalının kendisinden kaynaklanan sebeplerle tedavi
süresinin uzaması, iş göremezliğinin artması
MADDE 22.- Sigortalının
kendisinden kaynaklanan ve aşağıdaki sayılan nedenlerden dolayı iş kazasına
veya meslek hastalığına uğraması, hastalanması, tedavi süresinin uzaması veya
iş göremezliği artması hallerinde geçici iş göremezlik ödeneği veya sürekli iş
göremezlik geliri;
a) Sigortalının iş
kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık nedeniyle hekimin bildirdiği
tedbir ve tavsiyelere uymaması sonucu tedavi süresinin uzamasına veya iş
göremezlik oranının artmasına, malûl kalmasına neden olması halinde, uzayan
tedavi süresi veya artan iş göremezlik oranı esas alınarak dörtte birine kadarı
Kurumca eksiltilir.
b) Ceza sorumluluğu
olmayanlar hariç ağır kusuru veya suç sayılır hareketi yüzünden iş kazasına
uğrayan, meslek hastalığına tutulan veya hastalanan sigortalının kusur derecesi
esas alınarak üçte birine kadarı Kurumca eksiltilir.
c) Kastî bir hareketi
yüzünden iş kazasına uğrayan, meslek hastalığına tutulan, hastalanan veya
Kurumun yazılı bildirimine rağmen teklif edilen tedaviyi kabul etmeyen
sigortalıya yarısı tutarında ödenir.
d) Hekimce tedavisine
ilişkin alınması istenen tedbirlere uymayan sigortalılara bu tedbirleri yerine
getirmedikleri süre için yarısı tutarında ödenir.
e) Tedavi gördüğü
hekimden, tedavinin sona erdiğine ve çalışabilir olduğuna dair belge almaksızın
çalışan sigortalıya geçici iş göremezlik ödeneği ödenmez, ödenmiş olanlar da
yersiz yapılan ödeme tarihinden itibaren 96 ncı madde hükümlerine göre geri
alınır.
13 üncü maddenin ikinci
fıkrasının (b) bendinde belirtilenler tarafından iş kazasının anılan bentte
belirtilen süre içinde Kuruma bildirilmemesi durumunda sigortalıya yapılacak iş
göremezlik ödenekleri bildirim tarihinden itibaren ödenir.
Bu maddenin uygulanmasına
ilişkin usul ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Süresinde bildirilmeyen sigortalılıktan doğan sorumluluk
MADDE 23.- Sigortalı
çalıştırmaya başlandığının süresi içinde sigortalı işe giriş bildirgesi ile
Kuruma bildirilmemesi halinde, bildirgenin sonradan verildiği veya sigortalı
çalıştırıldığının Kurumca tespit edildiği tarihten önce meydana gelen iş
kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık halleri sonucu ilgililerin aylık, gelir
ve ödenekleri Kurumca ödenir.
Ancak, yukarıdaki fıkrada
belirtilen hallerde, Kurumca yapılan ve ileride yapılması gerekli bulunan her
türlü masrafların tutarı ile gelir bağlanırsa bu gelirin başladığı tarihteki
ilk peşin sermaye değeri tutarı, 21 inci maddede yazılı sorumluluk halleri
aranmaksızın, işverene ayrıca ödettirilir.
4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olduğu halde 8 inci maddenin üçüncü
fıkrasında belirtilen süre içerisinde bildirimde bulunmayanlara, bildirimde
bulunulmayan sürede meydana gelen iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve
analık halleri sonucu ilgililerin aylık, gelir ve ödenekleri Kurumca ödenmez.
Kısa vadeli sigorta kollarında dikkate alınmayan süreler
MADDE 24.- Kısa vadeli
sigorta kolları bakımından;
a) Herhangi bir sebeple
silah altına alınan sigortalının askerlikte geçen hizmet süresi,
b) Hükümlülükle
sonuçlanmayan tutuklulukta geçen süre,
c) İş kazası, meslek
hastalığı, hastalık ve analık sigortalarından geçici iş göremezlik ödeneği alan
sigortalının iş göremediği süre,
d) Sigortalının greve
iştirak etmesi veya işverenin lokavt yapması hallerinde geçen süre,
18 inci maddede
belirtilen çalışma sürelerine girmediği gibi, iş göremezliğin başladığı veya
hastalığın anlaşıldığı yahut doğumun olduğu tarihten önceki bir yılın hesabında
da dikkate alınmaz.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Uzun Vadeli Sigorta
Hükümleri
Malul sayılma
MADDE 25.- Sigortalının
veya işverenin talebi üzerine Kurumca yetkilendirilen sağlık kurullarınca
usûlüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi
sonucu, çalışma gücünün en az % 60'ını veya iş kazası veya meslek hastalığı
sonucu meslekte kazanma gücünün en az % 60'ını kaybettiği Kurum Sağlık
Kurulunca tespit edilen sigortalı, malûllük sigortası bakımından malûl sayılır.
Ancak, sigortalı olarak
ilk defa çalışmaya başladığı tarihte, malûliyete esas hastalık veya arızanın
çalışma gücünün % 60'ını kaybetmesine neden olacağı bu rahatsızlığın mahiyeti
gereği tıbben anlaşılabiliyorsa veya önceden veya sonradan tespit edilen
belgelerden sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce
sigortalının çalışma gücünün % 60'ını kaybettiği tespit edilirse, sigortalı bu
hastalık veya arızası sebebiyle malûllük aylığından yararlanamaz.
Bu maddenin uygulanmasına
ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Malûllük sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma
şartları
MADDE 26.- Malûllük
sigortasından sigortalılara sağlanan hak, malûllük aylığı bağlanmasıdır.
Sigortalıya malûllük
aylığı bağlanabilmesi için sigortalının;
a) 25 inci maddeye göre
malûl sayılması,
b) Toplam 3600 gün veya
en az on yıldan beri sigortalı bulunup sigortalılık süresinin her yılı için
ortalama olarak 180 gün malûllük,
yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması,
c) Malûliyeti nedeniyle
sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan veya işyerini kapattıktan veya
devrettikten sonra Kurumdan yazılı istekte bulunması,
Halinde malullük aylığı
bağlanır. Ancak, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı
sayılanların kendi sigortalılığı nedeniyle genel sağlık sigortası primi dahil
prim borcunun olmaması şarttır.
Ancak, birinci fıkranın
(b) bendinin uygulamasında başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malûl
olan sigortalılar için 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi
ödemiş olmak yeterlidir.
Malûllük aylığının hesaplanması, başlangıcı, kesilmesi ve
yeniden bağlanması
MADDE 27.- Malûllük
aylığı, 29 uncu maddeye göre 9000 gün prim ödeme gün sayısı varmış gibi
hesaplanacak aylık bağlama oranı, prim ödeme gün sayısı 9000 günden fazla
olanlar için ise toplam süreye göre hesaplanacak aylık bağlama oranı dikkate
alınarak hesaplanır. Sigortalı başka birinin sürekli bakımına muhtaç ise tespit
edilen aylık bağlama oranı 20 puan artırılır.
4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılar için ayrı ayrı
olmak üzere, malullük sigortasından dosya bazında her yıl bağlanan aylıkların
aylık başlangıç tarihinin ait olduğu yılın Ocak ayı itibarıyla yıl içine ait
artışlar uygulanmaksızın hesaplanacak tutarları, yaşlılık sigortasından bir
önceki yılın son ödeme ayında söz konusu sigortalılar için ayrı ayrı dosya
bazında ödenen en düşük yaşlılık aylığından az olamaz.
Malûllük aylığı,
sigortalının;
a) Malûl sayılmasına esas
tutulan rapor istek tarihinden önce ise yazılı istek tarihini,
b) Malûl sayılmasına esas
rapor yazılı istek tarihinden sonraki bir tarihte ise rapor tarihini,
c) 4 üncü maddenin
birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında bulunanların çalıştıkları işyerine
müracaatları halinde görevlerinden ayrıldıkları tarihi,
Takip eden ödeme dönemi
başından itibaren başlar.
Sigortalı, aylığın
başlangıç tarihinde geçici iş göremezlik ödeneği almakta ise malûllük aylığı
geçici iş göremezlik ödeneği verilme süresinin sona erdiği tarihten sonraki
aybaşından başlar. Ancak, bağlanacak malûllük aylığı, sigortalının almakta
olduğu geçici iş göremezlik ödeneğinin aylık tutarından fazla ise aradaki fark,
birinci fıkraya göre tespit edilecek tarihten başlanarak verilir.
Malûllük aylığı almakta
iken bu Kanuna göre sigortalı olmayı gerektiren bir işte çalışanların malûllük
aylıkları, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başından
itibaren kesilir.
Bu Kanuna göre sigortalı
olmayı gerektiren bir işte çalışması nedeniyle malûllük aylıkları kesilenlerden
çalışması sona erip, malûllük aylığı verilmesi için yazılı istekte bulunanlara,
kontrol muayenesine tabi tutulmak ve malûllüğünün devam ettiği anlaşılmak
şartıyla eski malûllük aylığı, yazılı istekte bulunduğu tarihten sonraki ödeme
dönemi başından itibaren ödenmeye başlanır. Ancak, bu durumdaki sigortalılar
için yazılı istek tarihlerine göre yeniden malûllük aylığı hesaplanır ve bu
aylık önceden bağlanan malûllük aylığından fazla ise hesaplanan yeni aylık
üzerinden ödeme yapılır.
Yaşlılık sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma
şartları
MADDE 28.- Yaşlılık
sigortasından sigortalıya sağlanan haklar; yaşlılık aylığı bağlanması ve toptan
ödeme yapılmasıdır.
İlk defa bu Kanuna göre
sigortalı olanlar;
a) Kadın ise 58, erkek
ise 60 yaşını doldurmuş olmaları ve en az 9000 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm
sigortaları primi ödemiş olmaları şartıyla yaşlılık aylığından
yararlanabilirler.
b) Yaşlılık aylığından
faydalanmak için (a) bendinde belirtilen yaş şartı,
1) 1.1.2036 ila
31.12.2037 tarihleri arasında kadın için 59, erkek için 61,
2) 1.1.2038 ila
31.12.2039 tarihleri arasında kadın için 60, erkek için 62,
3) 1.1.2040 ila
31.12.2041 tarihleri arasında kadın için 61, erkek için 63,
4) 1.1.2042 ila 31.12.2043
tarihleri arasında kadın için 62, erkek için 64,
5) 1.1.2044 ila
31.12.2045 tarihleri arasında kadın için 63, erkek için 65,
6) 1.1.2046 ila
31.12.2047 tarihleri arasında kadın için 64, erkek için 65,
7) 1.1.2048 ila
31.12.2056 tarihleri arasında kadın ve erkek için 65,
8) 1.1.2057 ila
31.12.2065 tarihleri arasında kadın ve erkek için 66,
9) 1.1.2066 ila
31.12.2074 tarihleri arasında kadın ve erkek için 67,
10) 1.1.2075 tarihinden
itibaren ise kadın ve erkek için 68,
Olarak uygulanır.
Sigortalılar ikinci
fıkranın (a) ve (b) bentlerinde yer alan yaş hadlerine üç yıl eklenmek ve
adlarına 5400 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş
olmak şartıyla da yaşlılık aylığından yararlanabilirler.
Sigortalı olarak ilk defa
çalışmaya başladığı tarihten önce 25 inci maddenin ikinci fıkrasına göre malûl
sayılmayı gerektirecek derecede hastalık veya arızası bulunan ve bu nedenle
malûllük aylığından yararlanamayan sigortalılara en az onbeş yıldan beri
sigortalı bulunmak ve en az 3960 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları
primi bildirilmiş olmak şartıyla yaşlılık aylığı bağlanır.
Kurumca yetkilendirilen
sağlık kurullarınca usûlüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbî
belgelerin incelenmesi sonucu Kurumca çalışma gücündeki kayıp oranının;
a) % 50 ila 59 arasında
olduğu anlaşılan sigortalılar en az 16 yıldan beri sigortalı olmaları ve 4320
gün,
b) % 40 ila 49 arasında
olduğu anlaşılan sigortalılar en az 18 yıldan beri sigortalı olmaları ve 4680
gün,
Malûllük, yaşlılık ve
ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak şartıyla ikinci fıkranın (a)
bendindeki yaş şartları aranmaksızın yaşlılık aylığına hak kazanırlar.
50 yaşını dolduran ve
erken yaşlanma nedeniyle bu Kanun hükümlerine göre yaşlılık aylığı bağlanması
gereken yaşa ulaştığı tespit edilen kişilere, diğer şartları taşımaları halinde
ikinci fıkranın (a) bendindeki yaş şartları aranmaksızın yaşlılık aylığı
bağlanır. Erken yaşlanmanın tespiti, Kurumca yetki verilen sağlık hizmet
sunucusu sağlık kurulunun raporlarına istinaden Kurum Sağlık Kurulu tarafından
yapılır.
Yukarıdaki fıkralarda
belirtilen yaşlılık aylıklarından yararlanabilmek için, 4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalının çalıştığı işten ayrıldıktan,
(b) bendinde belirtilen sigortalının sigortalılığa esas faaliyete son verip
vermeyeceğini beyan ettikten, (c) bendinde belirtilen sigortalıların ise
Kurumun aylık bağlanma hakkı olduğuna dair yazısı üzerine yetkili makamdan
emekliye sevk onayı aldıktan ve ilişiği kesildikten sonra yazılı istekte
bulunması şarttır.
4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (b) bendinde belirtilen sigortalılara yaşlılık aylığı bağlanabilmesi
için ayrıca, yazılı talepte bulunduğu tarih itibarıyla genel sağlık sigortası
primi dahil kendi sigortalılığı nedeniyle prim borcunun olmaması şarttır.
Bu maddenin uygulamasına
ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Yaşlılık aylığının hesaplanması
MADDE 29.- Yaşlılık
aylığına hak kazanan sigortalıların aylığı, aşağıdaki hükümlere göre
belirlenecek ortalama aylık kazancı ile aylık bağlama oranının çarpımı
sonucunda bulunan tutardır.
Ortalama aylık kazanç,
sigortalının her yıla ait prime esas kazancı, kazancın ait olduğu yıldan
itibaren aylık talep tarihine kadar geçen yıllar için, her yıl gerçekleşen
güncelleme katsayısı ile güncellenerek bulunan kazançlar toplamının, fiili
hizmet süresi zammı hariç toplam prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle
hesaplanan ortalama günlük kazancın otuz katıdır.
Aylık bağlama oranı,
sigortalının malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi geçen toplam prim
ödeme gün sayısının her 360 günü için 2015 yılı sonuna kadar % 2,5; 2016 yılı
başından itibaren ise % 2 olarak uygulanır. Bu hesaplamada 360 günden eksik
süreler orantılı olarak dikkate alınır. Ancak aylık bağlama oranı % 90'ı geçemez.
28 inci maddenin üçüncü
ve dördüncü fıkralarına göre aylığa hak kazanan sigortalılar için hesaplanacak aylık bağlama oranı, prim ödeme
gün sayısı 9000 günden az olanlar için çalışma gücü kayıp oranının 9000 gün prim
ödeme gün sayısı ile çarpımı sonucu bulunan tutarın % 60'a bölünmesi suretiyle
bulunan gün sayısına tekabül eden orandır. Prim ödeme gün sayısı 9000 günden
fazla olanlar için ise toplam prim ödeme gün sayısına göre aylık bağlama oranı
belirlenir. Ancak 28 inci maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen sigortalılar
için belirlenecek aylık bağlama oranı 9000 prim ödeme gün sayısına ait aylık
bağlama oranından fazla olamaz.
Yukarıdaki şekilde
hesaplanan aylığın başlangıç tarihinin yılın ilk altı aylık dönemine rastlaması
halinde 55 inci maddeye göre Ocak ödeme dönemi için gelir ve aylıklara
uygulanan artış oranı kadar artırılarak, yılın ikinci altı aylık dönemine
rastlaması halinde ise öncelikle Ocak ödeme dönemi, daha sonra Temmuz ödeme
dönemi için gelir ve aylıklara uygulanan artış oranları kadar artırılarak
sigortalının aylık başlangıç tarihindeki aylığı hesaplanır.
Yaşlılık aylığının başlangıcı, kesilmesi veya sosyal
güvenlik destek primi ödenmesi
MADDE 30.- 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının;
a) (a) ve (b) bentlerinde
belirtilen sigortalılardan yaşlılık aylığına hak kazananlara, yazılı istek
tarihinden sonraki,
b) (c) bendinde
belirtilen sigortalılardan yetkili makamdan emekliye sevk onayı aldıktan ve
ilişiği kesildikten sonra Kuruma başvuranlara ilişiğinin kesildiği tarihi takip
eden,
c) (c) bendinde
belirtilen sigortalılardan her ne şekilde olursa olsun sigortalı olmayı
gerektiren görevinden ayrılmış olanlara ise istek tarihini takip eden,
Ödeme dönemi başından
itibaren aylık bağlanır.
Aylığın ödenmesine
başlanacağı tarihte hastalık sigortasından geçici iş göremezlik ödeneği almakta
olan sigortalının yaşlılık aylığı, geçici iş göremezlik ödeneği verilme
süresinin sona erdiği tarihi takip eden ödeme dönemi başından başlar. Ancak,
bağlanacak yaşlılık aylığı geçici iş göremezlik ödeneğinin aylık tutarından
fazla ise, aradaki fark birinci fıkraya göre tespit edilecek tarihten
başlanarak verilir.
Yaşlılık aylığı almakta
iken sigortalı olarak yeniden çalışmaya başlayanların yaşlılık aylıkları,
çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başında kesilir. Yaşlılık
aylıkları kesilenlerden yeniden çalıştıkları süre zarfında 80 inci maddeye göre
belirlenen prime esas kazançları üzerinden 81 inci madde gereğince kısa ve uzun
vadeli sigorta kollarına ait prim alınır. Bu Kanuna tabi çalışmaya başlaması
nedeniyle yaşlılık aylıkları kesilenlerden, işten ayrılarak veya işyerini
kapatarak yeniden yaşlılık aylığı bağlanması için yazılı istekte bulunan
sigortalıya, yazılı istek tarihini takip eden ödeme dönemi başından itibaren
yeniden yaşlılık aylığı hesaplanarak bağlanır. Bu durumda olanların yeniden
hesaplanan yaşlılık aylığı, 55 inci maddeye göre yeni talep tarihine kadar
yükseltilen eski aylıklarının altında olamaz.
Yaşlılık aylığı almakta
iken sigortalı olarak yeniden çalışmaya başlayanlardan veya 4 üncü maddenin
birinci fıkrasının (b) bendine tabi faaliyete devam edeceğini beyan edenlerden
aylıklarının kesilmemesi için yazılı istekte bulunanların yaşlılık aylıklarının
ödenmesine devam edilir. Bunlardan 80 inci maddeye göre tespit edilen prime
esas kazançlar üzerinden 81 inci maddenin (e) bendi gereğince sosyal güvenlik
destek primi alınır. Sosyal güvenlik destek primi ödenmiş veya bildirilmiş
süreler bu Kanuna göre malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim ödeme gün sayısına
ilave edilmez. 31 inci ve 36 ncı madde hükümlerine göre toptan ödeme yapılmaz.
Üçüncü fıkraya göre
yaşlılık aylığı kesilenler, çalıştıkları süre içinde dördüncü fıkra
hükümlerinin uygulanmasını; dördüncü fıkraya göre yaşlılık aylığı kesilmeden
çalışanlar ise çalıştıkları süre içinde haklarında üçüncü fıkra hükümlerinin
uygulanmasını isteyebilirler.
Yaşlılık toptan ödemesi ve ihya
MADDE 31.- Sigortalı
olarak çalıştığı işten ayrılan veya işyerini kapatan ve yaşlılık aylığı
bağlanması için gerekli yaş şartını doldurduğu halde malûllük ve yaşlılık
aylığı bağlanmasına hak kazanamayan sigortalıya, işveren payı dahil kendi adına
veya kendisince ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin her
yıla ait tutarı, primin ait olduğu yıldan itibaren yazılı istek tarihine kadar
geçen yıllar için her yılın gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek
bulunan tutarları toptan ödeme şeklinde verilir.
Toptan ödeme yapılarak
hizmetleri tasfiye edilmiş bulunanlardan yeniden bu Kanuna tabi olarak yahut bu
Kanunla yürürlükten kaldırılmış kanunlara göre malûllük, yaşlılık ve ölüm
sigortaları primi ödemiş olanlar, yazılı olarak müracaat etmeleri halinde,
aldıkları toptan ödemenin ödeme tarihi ile yazılı istek tarihi arasında geçen
yıllar için her yılın gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek
bulunan tutarını talep tarihini takip eden ayın sonuna kadar ödemeleri halinde,
bu hizmetler ihya edilerek bu Kanunun uygulanmasında dikkate alınır. Güncelleme
bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren geçen süreler için yapılır.
Ölüm sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları
MADDE 32.- Ölüm
sigortasından sağlanan haklar şunlardır:
a) Ölüm aylığı
bağlanması.
b) Ölüm toptan ödemesi
yapılması.
c) Aylık almakta olan eş
ve çocuklara evlenme ödeneği verilmesi.
d) Cenaze ödeneği
verilmesi.
Ölüm aylığı;
a) Toplam 1800 gün veya
en az beş yıldan beri sigortalı bulunup sigortalılık süresinin her yılı için
ortalama olarak 180 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi
bildirilmiş,
b) Malûllük veya yaşlılık
aylığı almakta iken veya malûllük veya yaşlılık aylığı bağlanmasına hak
kazanmış olup henüz işlemi tamamlanmamış,
c) Bağlanmış bulunan
malûllük veya yaşlılık aylığı, sigortalı olarak çalışmaya başlamaları sebebiyle
kesilmiş,
Durumda iken ölen sigortalının
hak sahiplerine yazılı istekte bulunmaları halinde bağlanır. Ancak, 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların genel
sağlık sigortası primi dahil kendi sigortalılığından dolayı prim borcunun
olmaması şarttır.
Ölüm sigortasından bağlanacak aylığın hesaplanması
MADDE 33.- Sigortalının
ölümü halinde hak sahiplerine bağlanan aylığın hesaplanmasında;
a) Sigortalının almakta
olduğu veya bağlanmasına hak kazandığı malûllük veya yaşlılık aylığı,
b) Malûllük veya yaşlılık
aylığı bağlandıktan sonra sigortalı olarak çalışmaya başlaması sebebiyle aylığı
kesilen sigortalının ölüm tarihi esas alınarak 27 nci veya 29 uncu maddelere
göre tespit edilecek aylığı,
c) 32 nci maddenin ikinci
fıkrasının (a) bendi kapsamında malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi
ödemiş olan sigortalının, 29 uncu maddeye göre 9000 gün prim ödeme süresi
varmış gibi hesaplanacak aylık bağlama oranı, prim gün sayısının 9000 günden
fazla olması halinde bu süreye göre hesaplanacak aylık bağlama oranı üzerinden
hesaplanacak aylığı,
Esas alınır.
4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri ve 5 inci madde kapsamındaki sigortalılar
için ayrı ayrı olmak üzere; sigortalıların ölümleri halinde ölüm sigortasından
dosya bazında her yıl bağlanan aylıkların aylık başlangıç tarihinin ait olduğu
yılın Ocak ayı itibarıyla yıl içine ait artışlar uygulanmaksızın hesaplanacak
tutarları, yaşlılık sigortasından bir önceki yılın son ödeme ayında söz konusu
sigortalılar için ayrı ayrı ödenen en düşük yaşlılık aylığından az olamaz.
Sigortalı başka birinin sürekli bakımına muhtaç durumda malûl sayılarak aylık
bağlanmasına hak kazanmış ise, birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinin
uygulanmasında bu durum dikkate alınmaz.
Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması
MADDE 34.- Ölen
sigortalının 33 üncü madde hükümlerine göre hesaplanacak aylığının;
a) Bu Kanuna tabi bir
işte çalışan veya bu çalışmaları nedeniyle gelir veya aylık bağlanmış dul eşine
% 50'si; çalışmayan veya kendi çalışmaları nedeniyle gelir veya aylık
bağlanmamış olan veya aylık bağlanmış çocuğu bulunmayan dul eşine % 75'i,
b) Bu Kanun kapsamında
çalışmayan veya kendi çalışmaları nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış
çocuklardan;
1) 18 yaşını, orta
öğrenim yapması halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını
doldurmayan çocukların,
2) Kurum Sağlık Kurulu
kararı ile çalışma gücünü en az % 60 oranında yitiren malûl durumundaki
çocukların,
3) 18 yaşını, orta
öğrenim yapması halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını
doldurduktan sonra evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul
kalan kız çocukların,
Her birine % 25'i,
c) (b) bendinde
belirtilen çocuklardan sigortalının ölümü ile anasız ve babasız kalan veya
sonradan bu duruma düşenlerle, ana ve babaları arasında evlilik bağı bulunmayan
veya sigortalının ölümü tarihinde evlilik bağı bulunmakla beraber ana veya
babaları sonradan evlenenler ile
kendisinden başka aylık alan hak sahibi bulunmayanların her birine % 50'si,
d) Hak sahibi eş ve çocuklardan
artan hisse bulunması halinde ana ve babaya çalışmaması ve gelir veya aylık
bağlanmamış olması halinde % 25'i oranında; çalışmayan ana ve babanın 65 yaşın
üstünde olması, gelir veya aylık bağlanmamış olması halinde ise artan hisseye
bakılmaksızın % 25'i,
Oranında aylık bağlanır.
Sigortalı tarafından
evlât edinilmiş, tanınmış veya soy bağı düzeltilmiş veya babalığı hükme
bağlanmış çocukları ile sigortalının ölümünden sonra doğan çocukları,
bağlanacak aylıktan yukarıda belirtilen esaslara göre yararlanır.
Hak sahiplerine
bağlanacak aylıkların toplamı sigortalıya ait aylığın tutarını geçemez. Bu
sınırın aşılmaması için gerekirse hak sahiplerinin aylıklarından orantılı
olarak indirimler yapılır.
Hak sahiplerinin aylıklarının başlangıcı, kesilmesi ve yeniden
bağlanması
MADDE 35.- Ölüm
sigortasından sigortalının hak sahiplerine bağlanacak aylıklar;
a) Sigortalının ölüm
tarihini,
b) Hak sahibi olma
niteliğinin ölüm tarihinden sonra kazanılması halinde, bu niteliğin kazanıldığı
tarihi,
Takip eden ödeme dönemi
başından itibaren başlatılır. Hak sahiplerine bağlanan aylıklar 34 üncü maddede
belirtilen şartların ortadan kalktığı tarihi takip eden ödeme dönemi başından
itibaren kesilir.
Aylığın kesilmesine yol
açan sebebin ortadan kalkması halinde, 34 üncü maddede belirtilen şartlar saklı
kalmak kaydıyla, müracaat tarihini takip eden ödeme dönemi başından itibaren
yeniden aylık bağlanır. Ancak evliliğin ölüm nedeniyle sona ermesi durumunda
önceki aylığın yeniden bağlanması, sonraki eşten dolayı aylık hakkının
doğmaması şartına bağlıdır.
Bu madde gereğince aylığı
kesilen çocuklardan sonradan Kurum sağlık kurulu kararı ile çalışma gücünü en
az % 60 oranında kaybederek malul olduğu anlaşılanlara, 34 üncü maddede
belirtilen şartları taşımaları halinde malûllük durumlarının tespitine esas
teşkil eden rapor tarihini takip eden ödeme dönemi başından itibaren aylık
bağlanır. 94 üncü madde hükmü saklıdır.
Yeniden bağlanan aylık,
aylığın kesildiği tarihten tekrar bağlandığı tarihe kadar geçen süre için 55
inci maddeye göre artırılmak suretiyle belirlenir.
Ölüme bağlı toptan ödeme ve ihya
MADDE 36.- Ölen
sigortalının hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanamaması durumunda, ölüm tarihi
esas alınmak kaydıyla 31 inci maddenin birinci fıkrasına göre hesaplanan tutar,
34 üncü madde hükümleri dikkate alınarak hak sahiplerine toptan ödeme şeklinde
verilir.
Hak sahiplerine yapılacak
toptan ödemenin toplamı, sigortalıya yapılacak toptan ödeme tutarını geçemez.
Bu sınırın aşılmaması için gerekirse hak sahiplerinin hisselerinden orantılı
olarak indirim yapılır.
Toptan ödeme yapıldıktan
sonra artan tutar olursa sigortalının ölümünden sonra doğan veya soy bağı
düzeltilen veya babalığı hükme bağlanan çocuklarına da bu madde hükümlerine
göre toptan ödeme yapılır.
Bu Kanuna göre toptan ödeme
yapılarak tasfiye edilmiş süreler, borçlanılarak veya yurt dışı hizmetleri
birleştirilerek ya da sonradan hizmet tespiti nedeniyle hak kazanılan sürelerin
eklenmesi suretiyle ölüm sigortasından yararlanmak için gerekli prim ödeme gün
sayısının tamamlanması halinde, hak sahiplerinin yazılı isteği üzerine 31 inci maddenin ikinci fıkrasına göre ihya
edilebilir. Yukarıdaki süreler, ihya edilen süreye ilişkin tutar dahil her
türlü borçların ödendiği tarihi takip eden aybaşı itibarıyla bu Kanuna göre
aylık bağlanmasında dikkate alınır.
Evlenme ve cenaze ödeneği
MADDE 37.- Evlenmeleri
nedeniyle 34 üncü maddeye göre bağlanan gelir veya aylıkları kesilmesi gereken
eş veya çocukların, evlenmeleri ve talepte bulunmaları halinde almakta
oldukları aylık veya gelirlerinin bir yıllık tutarı bir defaya mahsus olmak
üzere evlenme ödeneği olarak peşin ödenir. Evlenme ödeneği alan hak sahibinin
aylığının kesildiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde boşanması halinde, bir
yıllık sürenin sonuna kadar gelir veya aylık bağlanmaz.
Evlenme ödeneği verilmesi
halinde diğer hak sahiplerinin aylık veya gelirleri evlenme ödeneği verilen
sürenin bitimini takip eden ödeme döneminden itibaren 34 üncü maddeye göre
yeniden belirlenir.
İş kazası veya meslek
hastalığı sonucu veya sürekli iş göremezlik geliri, malûllük veya yaşlılık
aylığı almakta iken veya kendisi için en az 360 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm
sigortası primi bildirilmiş olup da ölen sigortalının hak sahiplerine asgarî
ücretin üç katı tutarında cenaze ödeneği ödenir. Cenaze ödeneği sırasıyla
sigortalının eşine, yoksa çocuklarına, o da yoksa ana babasına, o da yoksa
kardeşlerine yapılır.
Cenaze ödeneğinin
yukarıdaki fıkraya göre ödenememesi ve sigortalının cenazesinin gerçek veya
tüzel kişiler tarafından kaldırılması durumunda, birinci fıkrada belirtilen
tutarı geçmemek üzere belgelere dayanan masraflar, masrafı yapan gerçek veya
tüzel kişilere ödenir.
Uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık süresi
MADDE 38.- Malûllük,
yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında dikkate alınacak sigortalılık
süresinin başlangıcı; sigortalının, mülga 5417 sayılı İhtiyarlık Sigortası
Kanununa, mülga 6900 sayılı Malûliyet, İhtiyarlık ve Ölüm Sigortaları Hakkında
Kanuna, 17.7.1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa, 2.9.1971
tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal
Sigortalar Kurumu Kanununa, 17.10.1983 tarihli ve 2925 sayılı Tarım İşçileri
Sosyal Sigortalar Kanununa, 17.10.1983 tarihli ve 2926 sayılı Tarımda Kendi
Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa ve 8.6.1949 tarihli ve
5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun
geçici 20 nci maddesi kapsamındaki sandıklara veya bu Kanuna tabi olarak ilk
defa çalışmaya başladığı tarihtir.
Bu Kanunun uygulanmasında
18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların
sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Bu
tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları
primleri prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir.
Aylık ve gelir bağlama
işlemlerinde dikkate alınan sigortalılık süreleri, sigortalılığın başlangıç
tarihi ile sigortalının aylık veya gelir bağlanması için yazılı istekte bulunduğu
tarih arasında geçen süredir. 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi
kapsamındaki sigortalılar bakımından sigortalılık süresi; sigortalılığın
başlangıç tarihi ile 48 inci maddeye göre Kurumun aylık bağlanma hakkı
kazandığına dair yazısı üzerine yetkili makamdan emekliye sevk onayı aldıktan
ve ilişiği kesildikten sonra görevinden ayrıldığı tarihi takip eden aybaşına
kadar geçen süredir. Özel kanun hükümleri hariç olmak üzere yetkili makamın
emekliye sevk onayı, talep tarihinden itibaren bir ayı geçemez.
Uzun vadeli sigorta kolları bakımından üçüncü kişinin
sorumluluğu
MADDE 39.- Üçüncü bir
kişinin kusuru nedeniyle malûllük veya ölüm sigortasından aylık, gelir
bağlanması veya ödenek verilmesini gerektiren bir halin doğması durumunda,
Kurum sigortalı veya hak sahiplerine ödemeleri yapar. Ancak, Kurum yapılan bu
ödemelerin başladığı tarihteki en fazla on yıl için hesaplanan ilk peşin
sermaye değeri toplamı için, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru
varsa bunları çalıştıranlara genel hükümlere göre rücû eder.
Taksirli suç kabul edilen
hareketiyle malûllük veya ölüm sigortasından ödeme yapılmasına neden olan
üçüncü kişi, sigortalının eşi, çocukları, ana ve babası olması halinde bu
kişilere rücû edilmez.
Fiilî hizmet süresi zammı
MADDE 40.- Aşağıda
belirtilen şartlara uygun olarak çalışan sigortalıların, hizmet sürelerine, bu
sürelerin her 360 günü için karşılarında gösterilen prim gün sayıları, fiilî
hizmet süresi zammı olarak eklenir. 360 günden eksik sürelere ait fiilî hizmet
süresi zammı, 360 gün için eklenen fiilî hizmet süresi ile orantılı olarak
belirlenir.
Aşağıdaki gruplardan
birden fazlasına dahil olanlar için, en yüksek olan gruptan fiili hizmet süresi
zammı uygulanır.
|
|
Eklenecek |
Kapsamdaki Sigortalılar |
Kapsamdaki İşyerleri/İşler |
Gün Sayısı |
|
Çelik, demir, prinç ve tunç döküm işlerinde. |
|
|
Zehirli, boğucu, yakıcı, öldürücü ve patlayıcı |
|
|
gaz, asit, boya işleri ile gaz maskesiyle |
|
|
çalışmayı gerektiren başka işlerde |
|
1) Fabrika, atölye, havuz ve |
Patlayıcı maddeler yapılması işlerinde |
|
depolarda, trafo binalarında |
Lokomotif ve gemi kazanlarının |
90 gün |
çalışanlar |
onarılması ve temizlenmesi işlerinde |
|
|
Gemilerin sintine, Dabilbotom gibi kapalı |
|
|
sarnıçlar içindeki raspa ve boya işlerinde |
|
|
Oksijen veya elektrik kaynağı, keski, tabanca |
|
|
ve perçin, takım sertleştirilmesi ve kum |
|
|
püskürtme suretiyle raspa işlerinde. |
|
|
1) Solunum ve cilt yoluyla vücuda geçen gaz |
|
|
veya diğer zehirleyici maddelerle çalışılan |
|
|
işyerleri. |
|
|
2) Fazla gürültülü ve ihtizaz yapıcı makine ve |
|
|
aletlerle çalışarak iş yapılan işyerleri. |
|
2) Basım ve gazetecilik |
3) Tabii ışığın hiç olmadığı veya münhasıran |
|
işyerlerinde 4857 sayılı İş |
suni ışık altında çalışılan işyerleri. |
90 gün |
Kanununa göre çalışanlar. |
4) Günlük mesainin yarıdan fazlası saat |
|
|
20.00'den sonra çalışılarak yapılan işyerleri. |
|
|
5) Doğrudan doğruya yüksek hararete maruz |
|
|
bulunarak çalışılan işyerleri. |
|
|
6) Fazla ve devamlı fiziki gayret sarf edilerek |
|
|
iş yapılan işyerleri. |
|
3) Gemi adamları, gemi |
|
|
ateşçileri, gemi kömürcüleri, |
Denizde |
90 gün |
dalgıçlar. |
|
|
4) Yer altı veya yer altı |
|
|
münavebeli işyerlerinde yer |
Maden işyerleri |
180 gün |
altında çalışanlar. |
|
|
5) Mesleği icabı; röntgen, |
|
|
radyum ve benzeri iyonizan |
|
|
radyasyonlarında bilfiil çalışan |
|
|
tabip, diş tabibi, teknisyen, |
Röntgen, radyum ve benzeri iyonizan |
90 gün |
sağlık memuru, radyasyon |
radyasyon laboratuarları işlerinde. |
|
fizikçisi ve teknisyeni ve |
|
|
iyonizan radyasyonla bilfiil |
|
|
çalışan bilumum personel ve |
|
|
yardımcıları. |
|
|
|
|
Eklenecek |
Kapsamdaki Sigortalılar |
Kapsamdaki İşyerleri/İşler |
Gün Sayısı |
6) Havayollarının uçucu |
Fiilen uçakta ve lokomotifte |
90 gün |
personeli, lokomotif makinistleri |
|
|
7) Subay, yedek subay, astsubay, |
|
|
uzman jandarma ve uzman |
Türk Silahlı Kuvvetlerinde |
90 gün |
erbaşlar. |
|
|
8) Asaleti onaylanmış olmak |
|
|
şartıyla adaylıkta geçirilen |
|
|
süreler dahil polis, komiser |
|
|
yardımcısı, komiser, baş |
|
|
komiser, emniyet amiri, emniyet |
Emniyet ve polis mesleğinde, Milli İstihbarat |
|
müdürleri ile bu ve daha yukarı |
Teşkilatında |
90 gün |
maaş ve derecelerdeki emniyet |
|
|
mensupları, Milli İstihbarat |
|
|
Teşkilatı mensupları. |
|
|
9) 13.6.1952 tarihli ve 5953 |
|
|
sayılı Kanuna tabi olarak çalışan |
5953 sayılı Kanun kapsamındaki işyerlerinde. |
90 gün |
sigortalılar. |
|
|
10) İnfaz koruma memurları, baş |
Ceza ve tutukevlerinde bilfiil hükümlü ve |
90 gün |
memurları ve diğer personel |
tutuklularla irtibat içinde olan görevliler. |
|
11) PTT dağıtıcıları |
Posta dağıtımı işyerlerinde yaya olarak |
90 gün |
|
yapılan işlerde. |
|
Yukarıdaki hükümlere göre
hesaplanan fiilî hizmet süresi zammı
sekiz yılı geçmemek üzere uzun vadeli sigorta kolları uygulamasında prim
ödeme gün sayısına eklenir ve emeklilik yaş hadlerinden üç yılı geçmemek üzere
yarısı indirilir. Yukarıda yer verilen tablonun 4 numaralı sırasında yer alan
ve 180 gün fiili hizmet zammı süresi verilen sigortalılar için sekiz yıllık
süre sınırı uygulanmaz.
Sigortalılık borçlanması
MADDE 41.- Bu Kanuna göre
sigortalı sayılanların;
a) Kanunları gereği
verilen ücretsiz doğum ya da analık izni süreleri,
b) Er veya erbaş olarak
silah altında veya yedek subay okulunda geçen süreleri,
c) 4 üncü maddenin
birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olanların personel mevzuatına göre
aylıksız izin süreleri,
d) Sigortalı olmaksızın
doktora öğrenimi veya tıpta uzmanlık için yurt içinde veya yurt dışında
geçirdikleri normal doktora veya uzmanlık öğrenim süreleri,
e) Sigortalı olmaksızın
avukatlık stajını yapanların normal staj süreleri,
f) 5434 sayılı Kanuna
tabi olarak halen hizmette bulunanlardan evvelce (E) cetveli veya yevmiyeli,
saat ücretli, sözleşmeli, staj süreli olarak geçen ve borçlandırılmayan
süreleri,
g) Herhangi bir suçtan
tutuklanan veya gözaltına alınanlardan bu suçtan dolayı beraat edenlerin
tutuklulukta veya gözaltında geçen süreleri,
h) Grev ve lokavtta geçen
süreleri ve Kurumca kabul edilecek sektörel veya genel ekonomik kriz
dönemlerinde işvereni tarafından ücretsiz izinli sayılanların her yıl için 3 ayı geçmemek üzere bu
süreleri,
ı) Tıp doktorlarının
fahri asistanlıkta geçen süreleri,
j) Seçim kanunları
gereğince görevlerinden istifa edenlerin, istifa ettikleri tarih ile seçimin
yapıldığı tarihi takip eden aybaşına kadar açıkta geçirdikleri süreleri,
Kendilerinin veya hak
sahiplerinin yazılı talepte bulunmaları ve talep tarihinde 82 nci maddeye göre
belirlenen prime esas günlük kazanç alt ve üst sınırları arasında olmak üzere
kendilerince belirlenecek günlük kazanç üzerinden hesaplanacak malûllük,
yaşlılık ve ölüm sigortaları ile genel sağlık sigortası primlerini borcun tebliği
tarihinden itibaren otuz gün içinde ödemeleri şartı ile borçlandırılarak,
borçlandırılan süreleri sigortalılıklarına sayılır. Borçlanmaya ilişkin Kurumca
tahakkuk ettirilen borcun tebliğ edildiği tarihten itibaren otuz gün içinde
yapılan ödemelerde, ödeme yapılan gün sayısı prim ödeme gün sayısına ve prime
esas kazanca dahil edilir. Otuz günden sonra ise yeni başvuru şartı aranır.
Primi ödenmeyen borçlanma süreleri hizmetten sayılmaz. Borçlanma sürelerinin ne
şekilde belgeleneceğini belirlemeye Kurum yetkilidir.
Bu Kanuna göre tespit
edilen sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler için borçlandırılma
halinde, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlandırılan gün sayısı kadar
geriye götürülür. Sigortalılık borçlanması ile aylık bağlanmasına hak
kazanılması durumunda, ilgililere borcun ödendiği tarihi takip eden aybaşından
itibaren aylık bağlanır.
Borçlanılan süreler bu
Kanunda belirtilen süreler uzun vadeli sigorta ve genel sağlık sigortası
bakımından sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Bu Kanunun yürürlük
tarihinden sonraki sürelere ait borçlanmalarda; borçlanılan prime esas gün
sayısı borçlanılan ilgili aylara mal edilir. Seçilen prime esas kazanç, prime
esas asgari kazanca oranlanarak, söz konusu oran ilgili ayın prime esas kazancı
ile çarpılır. Bulunan tutar, ilgili ayın prime esas kazancı kabul edilir. Ancak
hesaplanan prime esas kazanç hiçbir suretle o ayın prime esas azami kazancını
geçemez.
Yurt dışı hizmet borçlanmasına ait süreler ve yurtdışında
ödenen primlerin iadesi
MADDE 42.- Türk vatandaşı
iken yabancı bir ülkede çalışmış olanlar, 18 yaşını doldurdukları tarihten
sonraki yurt dışı çalışmalarının dilediği kadarını Kurumca belirlenecek
usûllerle belgelendirmek suretiyle Türk vatandaşı iken borçlanabilirler.
Bunların hak sahipleri de bu Kanunla getirilen haklardan yararlanırlar.
Borçlanılacak her bir gün
için tahakkuk ettirilecek borç tutarı, başvuru tarihindeki prime esas asgarî ve
azamî günlük kazanç arasında seçilecek günlük kazancın % 32'sidir. Borçlanılan
süreler malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları bakımından 41 inci maddenin son
fıkrası hükümlerine göre değerlendirilir. Borçlanmaya ilişkin Kurumca tahakkuk
ettirilen borç tutarı tebliğ edildiği tarihten itibaren otuz gün içerisinde
ödenir. Ödeme yapılan gün sayısı prim ödeme gün sayısına ve prime esas kazanca
dahil edilir. Otuz günden sonra ise yeni başvuru şartı aranır. Primi ödenmeyen
borçlanma süreleri hizmetten sayılmaz.
Sosyal güvenlik
sözleşmeleri uygulanmak suretiyle Kurumdan kısmi aylık alanlar tam aylığa yeterli
gün sayısını veya diledikleri kadarını borçlanabilirler. Türkiye'de çalışması
bulunmayanların sigortalılıklarının başlangıç tarihi, borçlarının tamamını
ödedikleri tarihten borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülen tarihtir.
Sosyal güvenlik sözleşmesi akdedilmiş ülkelerdeki hizmetlerini bu Kanuna göre
borçlananların âkit ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş
tarihi olarak dikkate alınmaz.
Yurt dışında iken
borçlanma isteğinde bulunacak sigortalı ve hak sahipleri Yeni Türk Lirası
olarak bildirilecek borç tutarını döviz cinsinden, Türkiye'de ise Yeni Türk
Lirası olarak öderler. Borcun ödendiği tutara karşılık gelen gün sayısı aylığa
esas alınır.
Bu Kanuna göre yaşlılık
aylığı talebinde bulunup işlemleri devam edenler veya aylık alırken yeniden bu
Kanuna tabi sigortalı olması gerekecek şekilde çalışmaya başlayanların aylık
toplamından % 32 oranında sosyal güvenlik destek primi kesilmek suretiyle
aylıklarının ödenmesine devam edilir. Bunların aylık aldıkları sürede yurt
dışında geçen çalışmaları nedeniyle borçlandırma yapılamaz.
Sosyal güvenlik destek
primi ödeyerek yurt içinde bu Kanuna tabi sigortalı olması gerekecek şekilde
çalışanlardan aylıklarının kesilmesini talep edenlerin aylıkları bu talep
tarihini takip eden ödeme dönemi başından itibaren kesilir. Bunlar, çalışılan
sürelerini borçlanabilirler.
Bu Kanun kapsamında
olanların hesabına yabancı ülkelerdeki sosyal güvenlik kurumlarına yatırılmış
bulunan primlerin, ülkeler arasında sosyal güvenlik sözleşmeleri ile Türkiye'ye
transferlerinin sağlanması halinde;
a) Transfer olunan
primlere ilişkin sürelerin tamamını borçlanarak tahakkuk ettirilen borcunu
ödemiş olanlara, transfer olunan primlerin tamamı,
b) Transfer olunan
primlere ilişkin sürelerin bir kısmını borçlanarak tahakkuk ettirilen borcunu
ödemiş olanlara, transfer olunan primlerin borçlandıkları süreye isabet eden
orandaki tutarı,
Sigortalıya, hak
sahiplerine veya mirasçılarına Yeni Türk Lirası olarak iade edilir. Tahakkuk
eden borç tutarı, talep edilmesi halinde transfer olunan primlerden tahsil
edilebilir.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Kamu Görevlilerine
İlişkin Hükümler
Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve
Başbakanlık görevinde bulunanların aylıkları
MADDE 43.- Cumhurbaşkanı
iken bu görevinden herhangi bir sebep ve suretle ayrılanlara, istekleri
üzerine, müracaat tarihini takip eden aybaşından itibaren, istek tarihinde
Cumhurbaşkanına ödenmekte olan aylık ödeneğin % 40'ı oranında yaşlılık aylığı
bağlanır.
Ancak, herhangi bir sebep
ve suretle görevden ayrılan Cumhurbaşkanı, 28 inci maddeye göre yaşlılık
aylığına hak kazanıyorsa, 29 uncu maddeye göre yaşlılık aylığı ayrıca
hesaplanır ve aylıklardan yüksek olanı yaşlılık aylığı olarak bağlanır. 28 inci
maddeye göre aylığa hak kazanamaması halinde birinci fıkraya göre bağlanan
aylığın tümü, 28 inci maddeye göre aylığa hak kazanması halinde ve 29 uncu
maddeye göre hesaplanan aylık, birinci fıkraya göre bağlanan aylıktan düşükse
aradaki fark, Hazineden tahsil edilir.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı veya Başbakan iken bu görevinden herhangi bir sebep ve suretle
ayrılanlara, istekleri üzerine, müracaat tarihini takip eden aybaşından
itibaren, istek tarihindeki Cumhurbaşkanına ödenmekte olan aylık ödeneğin %
40'ı esas alınarak Cumhurbaşkanına bağlanacak yaşlılık aylığının % 75'i
oranında yaşlılık aylığı bağlanır.
Ancak herhangi bir sebep
ve suretle görevden ayrılan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı veya Başbakan,
28 inci maddeye göre yaşlılık aylığına hak kazanıyorsa, 29 uncu maddeye göre
yaşlılık aylığı ayrıca hesaplanır ve aylıklardan yüksek olanı yaşlılık aylığı
olarak bağlanır. 28 inci maddeye göre aylığa hak kazanılamıyorsa üçüncü fıkraya
göre bağlanan aylığın tümü, 28 inci maddeye göre aylığa hak kazanılıyor ve 29
uncu maddeye göre hesaplanan aylık, üçüncü fıkraya göre bağlanan aylıktan
düşükse aradaki fark, Hazineden tahsil edilir.
Cumhurbaşkanı, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanı veya Başbakan iken veya bu görevlerden ayrıldıktan
sonra ölenlerin hak sahiplerine, bu maddeye göre hesap edilen aylık 34 üncü
madde hükümlerine göre ölüm aylığı olarak bağlanır.
Bu madde kapsamında
bağlanan gelir ve aylıklar 55 inci madde hükümlerine göre artırılır.
Bazı kamu görevlilerine yaşlılık aylığı bağlanacak haller
MADDE 44.- Bu Kanun
hükümlerinin uygulanmasında bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (c) bendi kapsamında
sigortalı sayılan bazı kamu görevlilerine yaşlılık aylığı bağlanmasına ilişkin
aşağıdaki hükümler uygulanır.
a) 5434 sayılı Kanunun 40
ıncı maddesi gereğince yaş haddinden emekliye ayrılanlara 5400 gün prim ödeme
gün sayısı olması halinde,
b) Özel kanunları
gereğince kadrosuzluk nedeniyle emekliye sevk edilenlere yaş şartı
aranmaksızın, prim ödeme gün sayısı 9000 gün olması halinde,
Yaşlılık aylığı bağlanır.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının
(c) bendi kapsamında olanlardan subay, astsubay, askerî memurlarla uzman
jandarma ve uzman erbaşlar ahlâk noktasından hükümle veya yetersizlik ya da
disiplin sebeplerinden dolayı sicilleri üzerine veyahut askerî mahkemelerce
verilecek kararlar üzerine kurumlarınca re'sen, bunlar dışında kalanlar ise
ahlâk ve yetersizlik sebeplerinden dolayı yönetmeliğine göre sicilleri üzerine
kurumlarınca re'sen emekliye sevk edilenlere ise, 28 inci maddenin ikinci ve
üçüncü fıkrasında belirtilen yaş ve prim ödeme gün sayısını, tamamlamaları
halinde yaşlılık aylığı bağlanır.
Birinci fıkranın (a) ve
(b) bentleri gereğince bağlanan yaşlılık aylıkları, 28 inci maddenin ikinci ve
üçüncü fıkrasında aranan yaş ve prim ödeme gün sayısı tamamlanıncaya kadar
bunları çalıştıran kamu idarelerinden tahsil edilir.
Kanunları gereğince görevden uzaklaştırılanlar,
tutuklananlar veya görevine son verilenlerin sigortalılıkları ve primleri
MADDE 45.- Bu Kanunun 4
üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olan sigortalılardan
görevden uzaklaştırılan, görevi ile ilgili olsun veya olmasın herhangi bir
suçtan tutuklanan veya gözaltına alınanlardan kanunları gereğince eksik aylığa
müstahak bulunanların prime esas kazançlarının yarısı; kanunlarına göre bu
müddetler için sonradan görevlerine iade edilerek tam aylığa hak kazananların
ise prime esas kazançlarının tamamı üzerinden prim alınır.
Görevine son
verilenlerden yargı kararı ile görevlerine iade edilenlerin primleri, göreve
son verildiği tarihten görevine başladığı tarihe kadar kendi kadrosunun veya
emsali kadronun prime esas kazancına göre hesaplanır. Bu durumdakilerin
primlerine ait sigortalı ve işveren hisselerinin gecikme cezası ve zamları
kurumlarınca ödenir ve bu süreler sigortalılık süresinden sayılır.
Birinci ve ikinci fıkraya
göre sigortalılık durumu değişenler için ek bildirge düzenlenerek Kuruma
verilir ve bu durumda 102 nci madde hükümleri uygulanmaz.
Bazı kamu görevlilerinin prime esas kazançları ve prime esas
kazanç üst sınırı
MADDE 46.- Harp okulları
ile fakülte ve yüksek okullarda silahlı kuvvetler hesabına okuyanların ve
astsubay sınıf okulu öğrencilerinin öğrenci harçlıkları ile ilgisine göre en az
aylık alan teğmen veya astsubay çavuşun prime esas kazançları arasındaki farkın
primi öğrenciler adına kurumlarınca ödenir.
Fakülte veya yüksek
okulları kendi hesabına okuduktan sonra subay naspedilen veya yedek subaylık
hizmetini takiben subaylığa geçirilenlerin yüksek öğrenim süresinin fiilî
hizmetten sayılması nedeni ile doğacak borçlanma bedeli, göreve başladıkları
tarihteki en az aylık alan teğmenin prime esas kazancı üzerinden sigortalı prim
hissesi kendilerince, işveren prim hissesi de kurumlarınca verilmek suretiyle
ödenir.
Talim ve manevra için
rütbe ile silah altına alınan 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi
kapsamında olan sigortalılardan rütbelerinin prime esas kazançları,
vazifelerinin prime esas kazancından fazla olanların prime esas kazanç
farklarına ait primleri vazife gördükleri kurumlarınca ve seferberlik ve harp
için silah altına alınanlardan vazifelerinin prime esas kazançları,
rütbelerinin prime esas kazancından fazla olanların prime esas kazançları
arasındaki farkın primleri de, rütbelerinin prime esas kazancını ödeyen kamu
idaresince kesilerek Kuruma ödenir.
Kamu görevlilerinin kısa
ve uzun vadeli sigorta kollarının uygulaması bakımından prime esas
kazançlarının tespitinde 82 nci maddede belirtilen üst sınır aranmaz. Ancak
yurt dışında geçici ya da sürekli göreve gönderilen kişilerin prime esas
kazançları, Türkiye'deki emsali kadrodaki sigortalının prime esas kazancını
geçemez.
4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (c) bendine tabi sigortalıların kazançlarından hangilerinin veya
hangi oran ya da tutarlarının prime esas kazanca tabi olmadığını Maliye
Bakanlığının görüşü alınarak Bakanlığın teklifi üzerine belirlemeye, Bakanlar
Kurulu yetkilidir.
Harp malullüğü ve harp malûllerine verilecek malûllük
zammının karşılığı
MADDE 47.- Subay (yedek
subay dahil), astsubay, uzman jandarma, uzman erbaş ile Türk Silahlı
Kuvvetlerince görevlendirilen ve bu Kanun kapsamında bulunan sigortalılardan;
a) Harpte fiilen ateş
altında,
b) Harpte, harp
bölgelerindeki harp harekat ve hizmetleri sırasında, bu harekat ve hizmetlerin
sebep ve etkileriyle,
c) Harpte veya harbe
hazırlık devresinde her çeşit düşman silahlarının etkisiyle,
d) Askeri harekatı
gerektiren iç tedip ve sınır hareketleri sırasında, bu hareketlerin sebep ve
etkisiyle,
e) Barışta ve olağanüstü
hallerde, emir veya görev ile uçuş yapan uçucularla hangi meslek ve sınıftan
olursa olsun emirle görevli olarak uçakta bulunanlardan uçuşun havadaki ve
yerdeki sebepleriyle ve yine emir ve görev ile dalış yapan dalgıçlarla, hangi
meslek ve sınıftan olursa olsun emirle görevli olarak denizaltı gemisinde veya
dalgıç kıtasında bulunanlardan denizaltıcılığın veya dalgıçlığın çeşitli sebep
ve tesirleriyle,
f) Anayasanın 92 nci
maddesi veya Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalar uyarınca yabancı
ülkelere Türk Silahlı Kuvvetleri gönderilmesini gerektiren durumlarda,
birliklerin bulundukları yerlerden hareketlerinden itibaren yurt içinde, yurt
dışında, yabancı ülkelerde veya yurda dönüş sırasında,
Bu Kanunun 19 uncu
maddesinde belirtildiği şekilde sürekli iş göremezlik gelirine esas olacak
şekilde meslekte kazanma gücünü kaybeden veya bu Kanunun 25 inci maddesine göre
malûl sayılmayı gerektirecek derecede malûl olanlara, harp malûlü denir.
Bunlardan uzman erbaşlara
bulundukları kademenin üç ilerisindeki kademenin, uzman jandarma çavuşlara
bulundukları rütbenin bir üst rütbesinin aynı kademesinin; astsubaylarla yarbay
rütbesine kadar, (yarbay hariç) bir üst rütbenin aynı kademesinin, yarbaylara
albay, albaylara kıdemli albay, kıdemli albay ile general ve amirallere bir üst
rütbenin, Bu Kanunun 4 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında bulunan sigortalılara ise bir üst
derecesine veya kademesine karşılık gelen prime esas kazancı üzerinden sürekli
iş göremezlik geliri bağlanır.
Bu Kanunun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bendi kapsamında bulunan
sigortalılardan Türk Silahlı Kuvvetlerince görevlendirilenlere öğrenim
durumlarına göre 14.7.1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36
ncı maddesinde tespit edilen giriş derece ve kademesinin bir üst derecesindeki
aynı kademesine karşılık gelen prime esas kazanç üzerinden; bunlardan öğrenim
görmemiş olanlara aynı iş göremezlik
derecesinden sürekli iş göremezlik geliri alan ve Devlet Memurları
Kanununa ekli gösterge tablosundaki ilkokulu bitiren sigortalıya bağlanması icap
eden derece ve kademesinin bir üst derecesindeki aynı kademesine karşılık gelen
prime esas kazanç üzerinden sürekli iş göremezlik geliri bağlanır.
Bulundukları derecenin
bir üst derecesi olmayanlar için o derecenin üç ilerisindeki kademe göstergesi,
üç ilerisindeki kademe göstergesi olmayanlar için de o derecenin son kademe
göstergesi esas alınır.
Sigortalılardan harp
malulü olanlara bağlanacak sürekli iş göremezlik geliri, harp malulü erlere
bağlanacak sürekli iş göremezlik gelirinden az olamaz.
Bu Kanunun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında bulunan sigortalılardan
sürekli iş göremezlik geliri alanlar ile Harp malullerinin, malullük derecesine
göre aşağıdaki yazılı ek göstergelerin yürürlükteki katsayı ile çarpımı sonucu
bulunacak miktar "Harp malullüğü zammı" olarak aylıklarına ayrıca
eklenir.
İş Göremezlik |
|
Derecesi |
Ek Göstergeler |
% 81 ve üzeri |
1100 |
% 67 ila 80 |
1000 |
% 51 ila 66 |
900 |
% 41 ila 50 |
800 |
% 31 ila 40 |
700 |
% 21 ila 30 |
600 |
% 10 ila 20 |
450 |
Harp malulü sayılanlardan
bir harekatın başarıyla sonuçlanmasını şahsen sağladığı ve örnek tutulacak
cesaret ve fedakarlık gösterdiği sıralarda bu malullüğe uğradıkları usulüne
göre sıralı üstlerince saptanan Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları ile, Türk
Silahlı Kuvvetlerince görevlendirilen sivil görevlilere, Genelkurmay
Başkanlığının uygun görmesi ve Milli Savunma Bakanının onayı ile harp malullüğü
zamları % 25 fazlasıyla bağlanır.
5434 sayılı Kanunun harp
malullüğü hükümlerine ilişkin diğer
kanunlarda yapılan atıflar bu maddeye yapılmış sayılır.
Bu madde gereğince
sürekli iş göremezlik geliri almakta
iken ölenlerin hak sahiplerine harp malûllüğü zammı da dahil olmak üzere prim
ödeme gün sayısına bakılmaksızın ölüm aylığı bağlanır.
Harp malûlü olanlara
verilecek her türlü malûllük zammı tutarının Kurumca belirlenecek peşin sermaye
değeri toplamı en geç otuz gün içinde Milli Savunma Bakanlığı tarafından
Kurumun göstereceği hesaplara yatırılır.
Bu madde gereğince
kendilerine sürekli iş göremezlik geliri bağlananların sigortalı olarak çalışmaya
başlamaları halinde bu gelirleri kesilmez.
Harp malûllerinin hak
sahiplerine bağlanacak ölüm aylığının tutarı, harp malûllüğü zammı da ayrıca
dikkate alınarak hesap edilir.
Bu Kanunun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılan Türk
Silahlı Kuvvetleri personelinin harp malullüğü, iş kazası, meslek hastalığı ve
malullük sonucu çalışma gücü kaybı ve iş göremezlik derecelerinin tespiti, Türk
Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği hükümleri esas alınarak Kurum tarafından
belirlenir.
Kamu görevlilerinin emekliye sevk onayları
MADDE 48- 4 üncü maddenin
birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olanların yaşlılık veya malûllük aylığı
almak üzere görevleriyle ilişiklerinin kesilmesi;
a) Re'sen emekliye sevk
hallerinde, sigortalının çalıştığı göreve atamasındaki usûle göre atamaya
yetkili makamın,
b) İstek üzerine veya yaş
haddi veya malûllük hallerinde atamaya yetkili makamın,
c) Türkiye Büyük Millet
Meclisi üyeleri, belediye başkanları, belediye meclisi ve il genel meclisi
üyelerinin yaşlılık aylığı taleplerinde, malûliyet ve yaş haddi hallerinde
adlarına prim kesilmiş en son kurumun en yüksek amirinin, bunlardan bu
görevlerinden önce herhangi bir kamu kurumuna tabi olarak çalışmayanların son
defa görev yaptıkları yer başkanının,
d) Kurumların yönetim
kurulu üyelerinin istek, malûliyet ve yaş haddi hallerinde, atanmalarında
atamayı yapan kurumun en yüksek amirinin,
e) Danıştay Başkanının
istek, malûliyet ve yaş haddi hallerinde Başbakanlık, Sayıştay Başkanının aynı
halleri için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı,
Onayı ile tekemmül eder.
Özel kanun hükümleri hariç olmak üzere yetkili makamın emekliye sevk onayı,
talep tarihinden itibaren bir ayı geçemez. Bakanlar Kurulu kararı veya müşterek
kararname ile atananların görevleriyle ilişiklerinin kesilmesi ilgili bakanın
onayı ile tekemmül eder.
Özelleştirilmeleri sonucu
sermayesindeki kamu payı % 50'nin altına düşen kuruluşlar ile satış veya devri
yapılmış olan kuruluşlarda çalışmakta iken emekliye ayrılanlar için emekliye
sevk onayı aranmaz. Birinci fıkranın (b) bendine göre emekliye ayrılmak
isteyenler için her durumda istek tarihinden itibaren bir aylık süre sonunda
ilişikleri kesilmiş sayılır.
İtibarî hizmet süreleri, etkisi ve itibarî hizmet süresi
primi
MADDE 49.- İtibarî hizmet
süresi, bu Kanuna göre bağlanacak aylıklar ve yapılacak toptan ödemelerin
hesabında fiilen çalışılmak suretiyle geçen hizmet sürelerine eklenen süredir.
Sigortalıların aşağıda yazılı görevlerde geçen zamlar hariç fiilî hizmet sürelerinin
her yılı için;
a) Subay (yedek subay
dahil), astsubay, uzman jandarma ve uzman erbaşlardan;
1) Harbi doğuran genel ve
kısmi seferberliğe katılanların, harbin ilanından seferberliğin bitim tarihine,
2) Seferberliği
gerektiren iç tedip hareketlerine fiilen katılan birliklerde görevli olanların,
çarpışmaların başlangıcından seferberliğin sona erdiği tarihe,
3) Harp veya seferberlik
ilan edilmeden, Anayasanın 92 nci maddesi veya Türkiye'nin taraf olduğu
uluslararası anlaşmalar uyarınca, yabancı ülkelere gönderilen Türk Silahlı
Kuvvetlerinde görev yapanların, yabancı ülkeye gönderildiği tarihten Türkiye'ye
dönüş tarihine,
Kadar geçen tutsaklık
süreleri dahil fiilî hizmet sürelerinin,
b) 4 üncü madde gereği
sigortalı sayılanlardan birinci fıkranın (a) bendinin (1), (2) ve (3) numaralı
alt bentlerinde yazılı hareketlere sivil görevli, er veya erbaş olarak
katılanların, bu durumlarda geçen fiilî hizmet sürelerinin, bu tarihlerden
sonra devam eden tutsaklık sürelerinin,
c) Harp halinde düşmana
tutsak düşen veya düşman tarafından enterne edilen sigortalılardan kanunları
gereğince, aylıkları ödenmek suretiyle, sözleşmeli personel hariç olmak üzere
kurumları ile ilgileri kesilmeyenlerin, bu durumlarda geçen fiilî hizmet
sürelerinin,
Bir katı, itibarî hizmet
süresi olarak eklenir. Bu nedenlerle eklenecek itibarî hizmet sürelerinin
toplamı, beş yıldan fazla olamaz.
Türk Silahlı Kuvvetleri,
Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Orman Genel
Müdürlüğünde pilot olan ve olmayan uçucu, denizaltıcı, dalgıç, kurbağa adam ve
paraşütçü görevlerinde geçirdikleri fiili hizmet sürelerinin her yılı için altı
ay itibarî hizmet süresi eklenir. Bunlardan bu maddenin birinci fıkrasının (a)
bendinin (1) ve (2) numaralı alt bentlerinde gösterilenler için itibarî hizmet
süresi zamları ayrıca eklenir. Bu fıkradaki nedenlere bağlı olarak eklenecek
itibarî hizmet sürelerinin hesabında, beş yıllık sınır uygulanmaz.
İtibarî hizmet süreleri,
aylık bağlama oranının hesabında prim ödeme gün sayısına eklenir. Bu süreler
malullük, yaşlılık ve ölüm aylığı bağlanması için gerekli prim gün sayısı, yaş
ve emekli ikramiyesi hesabında nazara alınmaz.
Her yıl sonunda,
sigortalının fiilî hizmet süresine bu maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve
(c) bentleri ile ikinci fıkrası hükümleri uyarınca eklenen itibarî hizmet
süresinin her otuz günü için, yılın son ayında sigortalı adına ödenen sigortalı
ve işveren prim toplamı kadar ayrıca itibarî hizmet primi işverenden tahsil
edilir.
ALTINCI BÖLÜM
İsteğe Bağlı Sigorta Hükümleri
İsteğe bağlı sigorta ve şartları
MADDE 50.- İsteğe bağlı
sigorta; kişilerin isteğe bağlı olarak prim ödemek suretiyle uzun vadeli
sigorta kollarına ve genel sağlık sigortasına tabi olmalarını sağlayan
sigortadır.
İsteğe bağlı sigortalı
olabilmek için;
a) Bu Kanuna tabi zorunlu sigortalı olmayı gerektirecek şekilde
çalışmamak veya sigortalı olarak çalışmakla birlikte, ay içerisinde 30 günden
az çalışmak veya son bir yıl içinde 360 günden az çalışmak ya da tam gün
çalışmamak,
b) Kendi çalışmaları nedeniyle
aylık bağlanmamış olmak,
c) 18 yaşını doldurmuş
bulunmak,
d) İsteğe bağlı sigorta
talep dilekçesiyle Kuruma başvuruda bulunmak,
Şarttır.
İsteğe bağlı sigorta başlangıcı ve sona ermesi
MADDE 51- İsteğe bağlı
sigortalılık, müracaatın Kurum kayıtlarına intikal ettiği tarihi takip eden
günden itibaren başlar.
İsteğe bağlı sigortalı
olarak prim ödenen tarihlerde, 4 üncü maddeye göre sigortalı olmayı
gerektirecek çalışması bulunduğu tespit edilenlerin zorunlu sigortalılıkla
çakışan isteğe bağlı prim ödenen süreler iptal edilerek, bu süreye ilişkin
ödedikleri primler ilgililere iade edilir.
İsteğe bağlı
sigortalılık;
a) İsteğe bağlı
sigortalılığını sona erdirme talebinde bulunanların, primi ödenmiş son günü
takip eden günden,
b) Aylık talebinde bulunanların,
aylığa hak kazanmış olmak şartıyla talep tarihinden,
c) Ölen sigortalının ölüm
tarihinden,
İtibaren sona erer.
İsteğe bağlı sigorta
primi ödenmiş süreler, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile genel sağlık
sigortası hükümlerinin uygulamasında dikkate alınır.
İsteğe bağlı sigorta primleri ve ödenmesi
MADDE 52.- İsteğe bağlı
sigorta primi, 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas kazancın alt sınırı
ile üst sınırı arasında sigortalı tarafından belirlenecek kazancının %
32'sidir. Bunun % 20'si malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi, % 12'si
genel sağlık sigortası primidir.
İsteğe bağlı sigortalı
olanlar, bakmakla yükümlü olunan kişi olsa dahi, 60 ıncı maddenin birinci
fıkrasının (b) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılır ve genel
sağlık sigortası primini de ödemekle yükümlüdürler.
İsteğe bağlı sigorta
priminin, sigortalı tarafından belirlenecek prim ödeme gün sayısı esas alınarak
ait olduğu ayı takip eden ay sonuna kadar ödenmesi zorunludur. Ait olduğu aydan
itibaren en geç 12 ay içinde 89 uncu maddeye göre hesaplanacak gecikme cezası
ve zammıyla birlikte ödenmeyen süreler, sigortalılık süresinden sayılmaz. Bu 12
aylık süreden sonra ödenen primler 89 uncu
madde hükümlerine göre iade edilir.
İsteğe bağlı sigorta
primleri en fazla 360 günle sınırlı olmak üzere peşin olarak erken de ödenebilir. Erken ödeme halinde erken
ödenen her gün için 21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil
Usulü Hakkında Kanunun Ek 1 inci maddesine göre erken ödeme indirimi hükümleri
uygulanır. Ancak yapılan erken ödeme indirimi, prime esas kazançtan indirilmez.
Erken ödemede sigortalılık süresi, sigorta priminin ait olduğu her ayın ilk
gününden itibaren prim ödeme gün sayısına dahil edilir. Erken ödeme yapılan ve
prim ödeme gün sayısına dahil edilmeyen sürede isteğe bağlı sigortalılığın sona
ermesi halinde sigortalılık süresine sayılmayan günlere ait primler, ilgililere
iade edilir.
İsteğe bağlı
sigortalıların zorunlu sigortalılık nedeniyle prim borcunun bulunması halinde,
isteğe bağlı sigortaya tabi ödenen primler öncelikle zorunlu sigortalılık
nedeniyle Kuruma olan borçlarına mahsup edilir.
YEDİNCİ BÖLÜM
Kısa ve Uzun Vadeli
Sigorta Kollarına İlişkin Ortak Hükümler
Sigortalılık nedenlerinin çakışması
MADDE 53.- 4 üncü maddede
yer alan sigortalılık nedenlerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını
gerektiren şekilde çalışması halinde; 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a),
(b) ve (c) bentlerinde belirtilen sigortalılık hallerine ait prime esas kazanç
tavanlarını ayrı ayrı aşmamak üzere, sigortalının prime esas kazançları
toplanır. Sigorta hakları ise toplam prime esas kazanç üzerinden verilir.
Aylık ve gelirlerin birleşmesi
MADDE 54.- Bu Kanuna göre
bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda;
a) Uzun vadeli sigorta
kollarından;
1) Hem malûllük hem de
yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalıya, bu aylıklardan yüksek olanı,
aylıklar eşitse yalnız yaşlılık aylığı,
2) Malûllük veya yaşlılık
aylığı ile birlikte, ölen eşinden dolayı da aylığa hak kazanan sigortalıya her
iki aylığı,
3) Ana ve babasından ayrı
ayrı aylığa hak kazanan çocuklara, yüksek olan aylığın tamamı, az olan aylığın
yarısı,
4) Birden fazla
çocuğundan aylığa hak kazanan ana ve babaya en fazla ödemeye imkan veren ilk
iki dosyadan yüksek olan aylığın tamamı, düşük olan aylığın yarısı;
5) Kız çocuklarının hem
eşinden, hem de ana ve babasından ölüm aylığına hak kazanması halinde tercih
ettiği aylığı,
Aylık olarak bağlanır.
b) Kısa vadeli sigorta
kollarından;
1) Sürekli iş göremezlik
geliriyle birlikte ölen eşinden dolayı da gelire hak kazanan eşe her iki
geliri,
2) Ana ve babadan ayrı
ayrı gelire hak kazananlara, yüksek olan gelirin tamamı, az olanın yarısı,
3) Birden fazla
çocuğundan gelire hak kazanan ana ve babaya
en fazla ödemeye imkan veren iki dosyadan yüksek olan aylığın tamamı,
düşük olan aylığın yarısı,
4) Kız çocuklarının hem
eşinden, hem de ana ve babasından ölüm gelirine hak kazanması halinde tercih
ettiği aylığı,
Aylık olarak bağlanır.
c) Malûllük, yaşlılık ve
ölüm sigortaları ile iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından hak kazanılan
aylık ve gelirler birleşirse sigortalıya veya hak sahibine bu aylık veya
gelirlerden yüksek olanın tamamı az olanın yarısı, eşitliği halinde ise iş
kazası ve meslek hastalığından bağlanan gelirin tümü, malûllük ve yaşlılık
aylığının yarısı bağlanır.
Birinci fıkradaki
sıralamaya göre yapılacak değerlendirmeler sonucunda bir kişide ikiden fazla
gelir veya aylık birleştiği takdirde bu gelir ve aylıklardan en fazla ödemeye
imkan veren iki dosya üzerinden gelir veya aylık bağlanır, diğer dosya veya
dosyalardaki gelir ve aylık hakları durum değişikliği veya diğer bir dosyanın
devreye girdiği tarihe kadar düşer.
Gelir ve aylıkların düzeltilmesi, yükseltilmesi, ödenmesi ve
yoklama işlemleri
MADDE 55.- Bu Kanuna göre
gelir veya aylık bağlanan sigortalı ile hak sahibi kişilerin durumlarının,
kendilerine veya başka hak sahiplerine bağlanmış bulunan gelir veya aylık
tutarının düzeltilmesini gerektirir bir şekilde değişmesi halinde gelir veya
aylık tutarları, değişikliğin meydana geldiği tarihten sonraki ödeme dönemi
başından başlanarak yeni duruma göre düzeltilir.
Bu Kanuna göre bağlanan
gelir ve aylıklar, her yılın Ocak ve Temmuz ödeme tarihlerinden geçerli olmak
üzere, bir önceki altı aylık döneme göre Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından
açıklanan en son temel yıllı tüketici fiyatları genel indeksindeki değişim
oranı kadar artırılarak belirlenir.
Sigortalıya veya hak
sahiplerine bağlanan gelir veya aylıklar her ay peşin olarak ödenir. Gelir ve
aylıkların ödeme dönemleri, ödeme tarihleri, şekli ve ödeme merkezleri Kurumca
belirlenir.
Gelir ve aylık alma
şartlarının devam edip etmediğine yönelik yoklama işlemlerine ilişkin usul ve
esasları ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar Kurumca
çıkarılacak yönetmelik ile düzenlenir.
Gelir ve aylık bağlanmayacak haller
MADDE 56.- Ölen
sigortalının hak sahiplerinden;
a) Kesinleşmiş yargı
kararı üzerine, kendisinden aylık bağlanacak sigortalıyı veya gelir ya da aylık
bağlanmış olan sigortalıyı, kasten öldüren veya öldürmeye teşebbüs edenlere
veya bu Kanun gereğince sürekli iş göremez hale veya malûl duruma getirenlere,
b) Kesinleşmiş yargı
kararı üzerine, kendisinden aylık bağlanacak sigortalıya veya gelir ya da aylık
bağlanmamış olan sigortalıya veya hak sahibine karşı ağır bir suç işlemesi veya
bunlara karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine
getirmemesi nedeniyle ölüme bağlı bir tasarrufla mirastan çıkarılanlara,
c) Sonraki eşinden dolayı
bu Kanuna göre gelir veya aylığa hak kazanan dul eşe önceki eşinden,
Gelir veya aylık ödenmez.
Ödenmiş bulunan gelir ve aylıklar 96 ncı madde hükümlerine göre geri alınır.
Ölüm geliri veya aylığı
bağlanması için eşinden boşandığı belirlenen eş ve çocuklara, bağlanmış olan
gelir ve aylıklar kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar 96 ncı madde
hükümlerine göre geri alınır.
Yaş
MADDE 57.- İş kazasıyla
meslek hastalığı halinde, hak sahiplerine bağlanacak gelirlerin hesabında, iş
kazasının olduğu veya meslek hastalığının hekim raporu ile ilk defa tespit
edildiği tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihleri esas alınır.
Malûllük, yaşlılık ve
ölüm sigortalarına ilişkin yaş ile ilgili hükümlerin uygulanmasında,
sigortalıların ve hak sahibi çocuklarının, mülga 5417 sayılı Kanun ve mülga
6900 sayılı Kanun ile 506 sayılı, 1479 sayılı, 2925 sayılı, 2926 sayılı ve 5434
sayılı kanunlara, 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesine tabi sandıklara
veya bu Kanuna göre ilk defa malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi
olduğu tarihte, nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihleri, sigortalının
bu Kanuna göre ilk defa çalışmaya başladığı tarihten sonra doğan çocuklarının
da nüfus kütüğüne ilk olarak yazılan doğum tarihleri esas alınır.
İş kazası, meslek
hastalığı, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından gelir ve aylık tahsisleri
ile sermaye değerinin hesabında, iş kazasının olduğu veya meslek hastalığının
hekim raporuyla ilk defa tespit edildiği veya sigortalıların bu Kanuna ve bu
Kanunla yürürlükten kaldırılmış kanunlara tabi olarak ilk defa çalışmaya
başladığı tarihten sonraki yaş tashihleri dikkate alınmaz.
Sigortalıların 18
yaşından sonra yapılan yaş düzeltmeleri ile hak sahiplerinin gelir veya aylığa
hak kazandığı tarihten geriye doğru bir yıl içinde yapılan yaş düzeltmeleri, bu
Kanunun uygulanmasında dikkate alınmaz.
Nüfus kayıtlarında doğum
ay ve günleri yazılı olmayanlar 1 Temmuzda, doğum ayı yazılı olup da günü
yazılı olmayanlar o ayın birinde doğmuş sayılır.
Türk Silahlı Kuvvetleri
mensuplarının bu Kanunda belirlenen yaş hadleri sebebiyle emeklilik işlemleri,
doğum tarihlerinde ay ve gün yazılı olmayanlar ile doğum günleri 1 Eylül'den
önce olanlar için 1 Eylül, doğum günleri 1 Eylül ve daha sonra olanlar için
müteakip yılın 1 Eylül tarihinde yapılır.
Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu
MADDE 58.- Bu Kanunda
yazılı olan görevleri yerine getirmek üzere branşları Kurum tarafından
belirlenecek uzman doktorlardan oluşan Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu
kurulur. Kurul; Milli Savunma Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı, Yüksek Öğretim Kurulu, en fazla üyeye sahip işveren, işçi
ve kamu çalışanlarını temsil eden konfederasyonlar, Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu, Türk Tabipleri Birliği
ile Kurum tarafından görevlendirilecek birer uzman doktordan oluşur. Aynı
usulle birden fazla Kurul oluşturmaya Bakanlık yetkilidir.
Kurula, kendi aralarından
seçecekleri üye başkanlık eder. Başkan, yokluğunda yerine bakacak kişiyi
belirler. Kurul, en az haftada bir kez ve en az yedi üye ile toplanır, kararlar
en az dört üyenin oyu ile alınır.
Kurulda görevlendirilecek olan hekimlerin hizmet süreleri üç yıl olup,
üç yıl sonunda yeniden görevlendirilebilirler. Bir takvim yılı içerisinde
birbirini izleyen beş veya toplam on toplantıya mazeretsiz olarak
katılmayanların görevleri kendiliğinden sona erer. Görevi sona eren hekimin
yerine bir başka hekim, aynı usûlle görevlendirilir.
Sosyal Sigorta Yüksek
Sağlık Kuruluna iştirak edenlere katıldıkları her toplantı günü için 5000 gösterge
rakamının memur aylık katsayısı ile çarpılarak bulunacak tutar üzerinden
toplantı ücreti ödenir. Kurulun çalışmaları ile ilgili her türlü giderler
Kurumca ödenir. Kurul gerek gördüğü hallerde dışarıdan uzman kişilerin görüşüne
başvurabilir.
Kurul, sigortalılar
hakkında iş kazası ve meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik derecesi
tespiti ile çalışma gücünün maluliyeti gerektirecek derecede kaybına ilişkin
Kurumca verilen kararlardan itiraza konu olanları inceleyerek karara bağlar.
Kurul, sigortalı veya hak sahiplerinin talebi üzerine uzman bir hekimi dinlemek
zorundadır.
Kurul, bu Kanunda yazılı
görevlerle sınırlı olmak kaydıyla, mahkemelerden intikal eden ve bilirkişi
sıfatıyla rapor düzenlenmesi talep edilen dava dosyaları hakkında, gerekli
incelemeleri yaparak görüş bildirir. Mahkemeler, bahse konu dosyalar için
belirlediği bilirkişi ücretini kurul üyelerine iletilmek üzere Kuruma gönderir.
Sosyal Sigorta Yüksek
Sağlık Kurulunun hizmetlerini ifa etmesi için gerekli yer, malzeme ve personel
Kurumca temin edilir. Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun görev, yetki,
çalışma usûl ve esasları ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve
esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Kurumun denetleme ve kontrol yetkisi
MADDE 59.- Bu Kanun
bakımından kısa ve uzun vadeli sigorta kollarına ilişkin işlemlerin denetimi,
Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları eliyle yürütülür.
Askerî işyerlerine ait sigorta işlemlerinin denetim ve kontrolü, askerî iş
müfettişleri tarafından da yapılabilir.
Kurumun denetim ve
kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri
Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her
türlü delille ispatlanabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi
sabit oluncaya kadar muteberdir. İşverenler ve sigortalılar, Kurumun denetim ve
kontrol ile görevlendirilmiş memurlarına bilgi verilmek üzere çağrıldıkları
zaman gelmek, gerekli olan belge ve delilleri getirip göstermek ve vermek,
görevlerini yapmak için her türlü kolaylığı sağlamak ve bu yoldaki isteklerini
geciktirmeksizin yerine getirmekle yükümlüdür. Kurumun denetim ve kontrol ile
görevlendirilmiş memurları görevlerini yaparken, tüm kamu görevlileri gerekli
kolaylığı gösterir ve yardımcı olurlar.
Bu Kanunun uygulanması
bakımından, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları 4857
sayılı İş Kanununda belirtilen denetim, teftiş ve kontrol yetkisini de haizdir.
İhaleli işler ile özel
bina inşaatı işyerleri işverenlerine, Kuruma prim borçlarının bulunmadığını
gösteren ilişiksizlik belgesinin verilmesinde, 1.6.1989 tarihli ve 3568 sayılı
Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Malî Müşavirlik ve Yeminli Malî
Müşavirlik Kanununa göre yetki verilmiş yeminli malî müşavirler tarafından
işyeri kayıtlarının incelenmesi sonucunda Kuruma bildirildiği tespit edilen
işçilik tutarlarının uygunluğu, Kurumun denetim yetkisi saklı kalmak kaydıyla,
esas alınabilir.
Usûl ve esasları Kurumca
belirlenmiş hesaplama yöntemine uygun olarak yeminli malî müşavirce düzenlenen
rapor ile Kuruma yeterli işçilik bildirilmediği anlaşılan işyeri ve
işverenlerinin, tespit edilen fark işçilik tutarı üzerinden hesaplanacak prim
ve gecikme cezası ve zammı tutarını 102 nci maddenin birinci fıkrasının (d)
bendi ile (e) bendinin (4) numaralı alt bendi uyarınca verilecek idarî para
cezaları ile birlikte ödemeleri kaydıyla ilişiksizlik belgesi verilebilir.
Kurumca belirlenen usûl
ve esaslara aykırı hareket ederek Kurum zararına sebebiyet verdiği anlaşılan
yeminli malî müşavirler tarafından düzenlenen raporlar dikkate alınmaz ve
bunların daha sonra düzenleyecekleri raporlar Kurumca işleme konulmaz. Gerçeğe
aykırı rapor düzenleyen yeminli malî müşavirler hakkında Kurumun genel
hükümlere göre takip hakkı saklıdır. Meslek mensupları, işverenlerin devamlı
işyerlerinin sigortalıları ile yaptıkları işler ile Kurumda tescil edilmemiş
veya tescil edilmiş olmakla birlikte işçilik bildiriminde bulunulmamış olan
yukarıdaki işler hakkında inceleme yapamazlar.
Kamu idarelerinin denetim
ve kontrolle görevlendirilmiş memurları, kendi mevzuatları gereğince
işyerlerinde yapacakları her türlü denetim ve incelemeler sırasında,
çalıştırılanların sigortalı olup olmadığını da tespit ederek sigortasız
çalıştırılanları Kuruma bildirmek zorundadır. Bu kurumlar ayrıca kendi
mevzuatları gereğince yaptıkları inceleme ve tespitler sırasında bu Kanuna göre
sigortalı sayılanların prime esas kazançlarının veya sigortalı gün sayılarının
eksik bildirilmesi sonucunu doğuran tespitlerini de en geç bir ay içinde Kuruma
bildirirler. Kurum bu bildirimleri esas almak üzere gerekli yasal işlemi yapar.
İlgililerin itiraz hakları saklıdır.
Bu maddenin uygulanmasına
ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
ÜÇÜNCÜ KISIM
Genel Sağlık Sigortası Hükümleri
BİRİNCİ BÖLÜM
Kapsamdaki Kişiler ve
Tescili
Genel sağlık sigortalısı sayılanlar
MADDE 60.- Türkiye'de
yerleşik kişilerden;
a) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının;
1) (a) ve (c) bentleri
gereğince sigortalı sayılan kişiler,
2) (b) bendi gereğince
sigortalı sayılan kişiler,
b) 50 nci madde gereği
isteğe bağlı sigortalı olan kişiler,
c) Yukarıdaki (a) ve (b)
bentlerine göre sigortalı sayılmayanlardan;
1) 18.6.1992 tarihli ve
3816 sayılı Ödeme Gücü Olmayan Vatandaşların Tedavi Giderlerinin Yeşil Kart
Verilerek Devlet Tarafından Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında yeşil kart
verilen kişiler,
2) Vatansızlar ve
sığınmacılar,
3) 1.7.1976 tarihli ve
2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına
Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine göre aylık alan kişiler,
4) 24.2.1968 tarihli ve
1005 sayılı İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden
Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine göre şeref aylığı alan
kişiler,
5) 28.5.1986 tarihli ve
3292 sayılı Vatani Hizmet Tertibi Aylıklarının Bağlanması Hakkında Kanun
hükümlerine göre aylık alan kişiler,
6) 3.11.1980 tarihli ve
2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine göre
aylık alan kişiler,
7) 24.5.1983 tarihli ve
2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu hükümlerine göre
korunma, bakım ve rehabilitasyon hizmetlerinden ücretsiz faydalanan kişiler,
8) Harp malûllüğü aylığı
alanlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamında aylık alanlar,
d) Yerleşim yeri Türkiye
olmayan Türk vatandaşları ile oturma izni almış yabancı ülke vatandaşlarından
(a) ve (b) bendine göre genel sağlık sigortalısı sayılmayanlardan Türkiye'de
bir yıldan fazla süreyle yerleşen kişiler,
e) 25.8.1999 tarihli ve 4447
sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu gereğince işsizlik ödeneğinden yararlandırılan
kişiler,
f) Gelir veya aylık
bağlanmış olan kişiler,
g) Yukarıdaki bentlerin
dışında kalan kişiler,
Genel sağlık sigortalısı
sayılır.
6 ncı maddenin birinci
fıkrasının (a), (b), (c), (f), (g), (h), (ı), (j) ve (k) bentlerinde
sayılanların öncelikle, genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu
kişi olup olmadığına bakılır. Genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü
olduğu kişi ise tescili yapılmaz. Aksi takdirde birinci fıkra hükümlerinden durumuna uyan bende göre genel sağlık
sigortalısı sayılır.
6 ncı maddenin birinci
fıkrasının (d), (e) ve (l) bentleri
kapsamında olanlar, ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde bulunan
hükümlü ve tutuklular genel sağlık sigortalısı ve genel sağlık sigortalısının
bakmakla yükümlü olduğu kişi sayılmazlar.
Birinci fıkranın (d) ve
(g) bentlerinin uygulanmasında evli olanlar için, karı veya kocadan hangisinin
bu maddeye göre genel sağlık sigortalısı, hangisinin bakmakla yükümlü olunan
kişi olacağının tespiti kendi tercihlerine bırakılır. Diğer bentler gereği karı
veya kocanın her ikisinin de genel sağlık sigortalılık şartlarının oluşması
halinde her ikisi de ayrı ayrı genel sağlık sigortalısı sayılır.
Genel sağlık sigortalılığının başlangıcı, tescili ve sona
ermesi
MADDE 61.- Genel sağlık
sigortalılığı başlangıcının tespiti ve tescil işlemleri aşağıdaki hükümlere
göre yürütülür. 60 ncı maddenin birinci fıkrasının;
a) (a) ve (b) bendinde
sayılanlar; sigortalı veya isteğe bağlı sigortalı olarak tescil edildikleri
tarihten itibaren genel sağlık sigortalısı sayılır ve ayrıca bir bildirime
gerek olmaksızın tescil edilmiş sayılır.
b) (c) bendinde
sayılanlar; ilgili mevzuatları gereği yeşil kart aldıkları, aylığa hak kazandıkları,
vatansız ve sığınmacı sayıldıkları, korunma, bakım ve rehabilitasyon
hizmetlerinden ücretsiz yararlanmaya başladıkları tarihten itibaren genel
sağlık sigortalısı sayılır ve ilgili kurumların kapsama alınan tarihten
itibaren otuz gün içinde verecekleri genel sağlık sigortası giriş bildirgesi
ile tescil edilirler.
c) (d) bendinde
sayılanlar; Türkiye'deki yerleşim
süresinin bir yılı geçtiği tarihten itibaren genel sağlık sigortalısı sayılır
ve bu tarihten itibaren otuz gün içinde verecekleri genel sağlık sigortası
giriş bildirgesi ile tescil edilirler.
d) (e) bendinde
sayılanlar, işsizlik ödeneğinden yararlanmaya başladıkları tarihten itibaren
genel sağlık sigortalısı sayılır ve Türkiye İş Kurumu tarafından işsizlik
ödeneğinin bağlandığı tarihten itibaren otuz gün içinde vereceği genel sağlık
sigortası giriş bildirgesi ile tescil edilirler.
e) (f) bendinde
sayılanlar; gelir veya aylıktan yararlanmaya başladıkları tarihten itibaren
genel sağlık sigortalısı sayılır ve ayrıca bir bildirime gerek olmaksızın
tescil edilmiş sayılır.
f) (g) bendinde
sayılanlar; diğer bentlere göre genel sağlık
sigortalısı olmadıkları tarihten itibaren genel sağlık sigortalısı
sayılır ve bu tarihten itibaren otuz gün içinde verecekleri genel sağlık
sigortası giriş bildirgesi ile tescil edilirler.
60 ıncı madde gereği
genel sağlık sigortalısı sayılanların çocukları, ana ya da babanın tescil
edilmiş olmasına bakılmaksızın ve ayrıca bir işleme gerek olmaksızın 18 yaşına
kadar genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi olarak sağlık
hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlandırılır. 18 yaşından küçük çocuğun
ana ve babası da yok ise 18 yaşına kadar 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının
(c) bendinin (7) numaralı alt bendi kapsamında primi Devlet tarafından ödenmek
üzere genel sağlık sigortalısı sayılır.
60 ıncı madde gereği
genel sağlık sigortalısı iken durumunda değişiklik olan kişilerden, aynı
maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (1) numaralı alt bendine veya (g)
bendi kapsamına giren kişiler durumlarında değişiklik olduğu tarihten itibaren
en geç otuz gün içinde 18.6.1992 tarihli ve 3816 sayılı Kanun gereği yeşil kart
veren kuruma başvurmak zorundadır. Bu kişilere yeşil kart verilmemesi
durumunda, durumunda değişiklik olduğu tarihten başlamak üzere (g) bendi kapsamında
genel sağlık sigortalısı sayılırlar.
Genel sağlık
sigortalılığı, yerleşim yerinin Türkiye olmadığı veya 60 ıncı maddenin üçüncü fıkrası gereği genel sağlık
sigorta kapsamı dışına çıkılan tarihten itibaren sona erer.
Bu maddede belirtilen
genel sağlık sigortası giriş bildirgesini süresi içinde vermeyenler hakkında
102 nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendine göre idarî para cezası
uygulanır.
Bu maddenin uygulanmasına
ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Sağlık hizmetleri ve diğer haklar ile bunlardan yararlanma
MADDE 62.- Bu Kanun
gereğince genel sağlık sigortasından sağlanacak sağlık hizmetlerinden ve diğer
haklardan yararlanmak, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu
kişiler için bir hak, Kurum için ise bu hizmet ve hakları sağlamak bir
yükümlülüktür.
Sağlık hizmetlerinden ve
diğer haklardan genel sağlık sigortalısı ile bakmakla yükümlü olduğu kişiler
yararlandırılır.
Bu Kanun kapsamındaki
kişilere sağlanacak sağlık hizmetleri ve diğer haklar ile kişilerden alınan
primlerin tutarı arasında ilişki kurulamaz.
İKİNCİ BÖLÜM
Sağlanan Sağlık
Hizmetleri ve Diğer Haklar
Sağlanan sağlık hizmetleri ve süresi
MADDE 63.- Genel sağlık
sigortalısının ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlıklı kalmalarını;
hastalanmaları halinde sağlıklarını kazanmalarını; iş kazası ile meslek
hastalığı, hastalık ve analık sonucu tıbben gerekli görülen sağlık
hizmetlerinin karşılanmasını, iş göremezlik hallerinin ortadan kaldırılmasını
veya azaltılmasını temin etmek amacıyla Kurumca sağlanacak sağlık hizmetleri
şunlardır:
a) Kişilerin
hastalanmalarına bakılmaksızın kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri.
b) Kişilerin
hastalanmaları halinde ayakta veya yatarak; hekim tarafından yapılacak muayene,
hekimin göreceği lüzum üzerine teşhis için gereken klinik muayeneler,
laboratuar tetkik ve tahlilleri ile diğer tanı yöntemleri, konulan teşhise
dayalı olarak yapılacak tıbbî müdahale ve tedaviler, hasta takibi ve
rehabilitasyon hizmetleri, organ, doku ve kök hücre nakline yönelik sağlık
hizmetleri, acil sağlık hizmetleri, ilgili kanunları gereğince sağlık meslek
mensubu sayılanların hekimlerin kararı üzerine yapacakları tıbbî bakım ve
tedaviler.
c) Analık sebebiyle
ayakta veya yatarak; hekim tarafından yapılacak muayene, hekimin göreceği lüzum
üzerine teşhis için gereken klinik muayeneler, laboratuar tetkik ve tahlilleri
ile diğer tanı yöntemleri, konulan teşhise dayalı olarak yapılacak tıbbî
müdahale ve tedaviler, hasta takibi, rahim tahliyesi, tıbbî sterilizasyon ve
acil sağlık hizmetleri, ilgili kanunları gereğince sağlık meslek mensubu
sayılanların hekimlerin kararı üzerine yapacakları tıbbî bakım ve tedaviler.
d) Kişilerin
hastalanmaları halinde ayakta veya yatarak; ağız ve diş muayenesi, diş
hekiminin göreceği lüzum üzerine ağız ve diş hastalıklarının teşhisi için
gereken klinik muayeneler, laboratuar tetkik ve tahlilleri ile diğer tanı
yöntemleri, konulan teşhise dayalı olarak yapılacak tıbbî müdahale ve
tedaviler, hasta takibi, travmaya ve onkolojik tedaviye bağlı protez uygulamaları,
ağız ve diş hastalıkları ile ilgili acil sağlık hizmetleri, 18 yaşını
doldurmamış kişilerin ortodonti tedavileri, 18 yaşını doldurmamış veya 60
yaşından gün almış kişilerin diş protezleri.
e) Evli olmakla birlikte
çocuk sahibi olmayan genel sağlık sigortalısı kadın ise kendisinin, erkek ise
karısının;
1) Yapılan tıbbi
tedavileri sonrasında normal tıbbi yöntemlerle çocuk sahibi olamadığının ve
ancak yardımcı üreme yöntemi ile çocuk sahibi olabileceğinin Kurumca belirlenen
sağlık hizmet sunucuları sağlık kurulları tarafından tıbben mümkün görülmesi,
2) 23 yaşından büyük, 41
yaşından küçük olması,
3) Son üç yıl içinde
diğer tedavi yöntemlerinden sonuç alınamamış olduğunun Kurumca belirlenen
sağlık hizmet sunucuları sağlık kurulları tarafından belgelenmesi,
4) Uygulamanın yapıldığı
tıbbi merkezin Kurum ile sözleşme yapmış olması,
5) En az beş yıldır genel sağlık sigortalısı
veya bakmakla yükümlü olunan kişi olup, 900 gün prim ödeme gün sayısının
olması,
Şartlarının birlikte
gerçekleşmesi halinde en fazla üç deneme ile sınırlı olmak üzere yardımcı üreme
yöntemi tedavileri ile bir hastalığın tedavisinin başka tıbbi bir yöntemle
mümkün olmaması ve Kurumca belirlenen sağlık hizmet sunucuları sağlık kurulları
tarafından tıbben zorunlu görülmesi halinde yardımcı üreme yöntemi tedavileri.
f) Yukarıdaki bentler
gereğince sağlanacak sağlık hizmetleriyle ilgili teşhis ve tedavileri için
gerekli olabilecek kan ve kan ürünleri, kemik iliği, aşı, ilaç, ortez, protez,
tıbbî araç ve gereç, kişi kullanımına mahsus tıbbî cihaz, tıbbî sarf,
iyileştirici nitelikteki tıbbî sarf malzemelerinin sağlanması, takılması,
garanti süresi sonrası bakımı, onarılması ve yenilenmesi hizmetleri.
Yukarıdaki bentlerde
belirtilen sağlık hizmetlerine ilişkin esaslar, hekimlerin ve diş hekimlerinin
branşları, klinik ve laboratuar bulguları, konulan teşhisler, sağlık
hizmetlerinin sunulduğu basamak, kanıta dayalı tıp uygulamaları, maliyet-fayda,
maliyet-etkililik ve benzeri ölçütler dikkate alınarak; sağlanacak sağlık
hizmetlerinin cinslerini, belirlenecek zaman aralığında kullanım miktarlarını
ve kullanım sürelerini Sağlık Bakanlığının görüşünü alarak belirlemeye Kurum
yetkilidir.
60 ncı maddede sayılan
genel sağlık sigortalısı sayılma şartlarının yitirilmesi halinde, devam etmekte
olan tedavi nedeniyle sağlanacak sağlık hizmetleri kişinin iyileşmesine kadar
sürer.
Bu maddenin uygulanmasına
ilişkin usûl ve esaslar Sağlık Bakanlığı ve Kurumca birlikte çıkarılacak
yönetmelikle düzenlenir.
Kurumca sağlanmayacak sağlık hizmetleri
MADDE 64.- Kurumca
sağlanmayacak sağlık hizmetleri şunlardır:
a) Vücut bütünlüğünü
sağlamak amacıyla yapılan ve iş kazası ile meslek hastalığına, kazaya,
hastalıklara veya konjenital nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan uzuv kayıpları
veya uzuv fazlalıkları dışında estetik amaçlı yapılan her türlü sağlık hizmeti.
b) Sağlık Bakanlığınca
izin veya ruhsat verilmeyen sağlık hizmetleri ile Sağlık Bakanlığınca tıbben
sağlık hizmeti olduğu kabul edilmeyen
sağlık hizmetleri.
Bu maddenin uygulanmasına
ilişkin usul ve esaslar Sağlık Bakanlığının uygun görüşü alınarak, Kurumca
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Yol gideri, gündelik ve refakatçi giderleri
MADDE 65.- Hekimin veya
diş hekiminin muayene veya tedavi sonrası tıbben göreceği lüzum üzerine genel
sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin muayene ve tedavi
edildikleri yerleşim yeri dışına yapılan sevklerinde, kendisinin ve bir kişi
ile sınırlı olmak üzere refakatçisinin gidiş ve dönüşleri için yol gideri ve
gündelik; gidiş ve dönüşleri arasında geçen ayakta tedavileri süresince ise
gündelikleri Kurumca karşılanır. Hastanın sevk edildiği yerde yatarak tedavi
edilmesi halinde kendisine ve refakatçisine yol gideri ile gündelik ödenmez.
18 yaşın altında veya 65
yaşın üstünde olan genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu
kişilerin yatarak tedavileri sırasında, hekimin veya diş hekiminin tıbben
göreceği lüzum üzerine yanında kalan refakatçinin yatak ve yemek giderleri bir
kişi ile sınırlı olmak üzere Kurumca karşılanır.
Yurt içinde veya yurt
dışına yapılan sevkler nedeniyle ödenecek gündelik, yol, yatak ve yemek
giderlerinin tutarı 72 nci maddede belirtilen Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma
Komisyonu tarafından belirlenir.
Sigortalılar ile 34 üncü
maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendinde belirtilen
çocuklar, sürekli iş göremezlik veya malullük durumlarının tespiti, kontrolü
veya periyodik sağlık muayenesi amacıyla yapılan sağlık hizmeti giderleri ile
yol ve gündelik giderleri de bu madde hükümlerine göre ödenir.
Bu maddenin uygulanmasına
ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Yurt dışında tedavi
MADDE 66.- 63 üncü
maddede sayılan sağlık hizmetlerinin yurt içindeki sağlık hizmet sunucularından
sağlanması esastır. Ancak;
a) 60 ıncı maddenin
birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde sayılan genel sağlık
sigortalılarından; işverenleri tarafından Kurumca belirlenen usule uygun olarak
veya kamu idareleri için özel mevzuatlarında belirtilen usule uygun olarak
geçici görevle yurt dışına gönderilenlere, acil hallerde,
b) 60 ıncı maddenin
birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde sayılan genel sağlık sigortalılarından; işverenleri
tarafından Kurumca belirlenen usule uygun olarak veya kamu idareleri için özel
mevzuatlarında belirtilen usule uygun olarak sürekli görevle yurt dışına
gönderilenler ile bunların yurt dışında birlikte yaşadıkları bakmakla yükümlü
olduğu kişilere,
c) Sağlık Bakanlığının
uygun görüşü üzerine yurt içinde tedavisi mümkün olmadığı tespit edilen,
Sağlık hizmetleri yurt
dışında sağlanır.
Ancak, yukarıdaki
fıkranın (a) ve (b) bentleri gereği yurt dışında sağlanan sağlık hizmetlerinin
Kurumca karşılanacak bedelleri, yurt içinde sözleşmeli sağlık hizmet
sunucularına ödenen tutarı geçemez. Bu tutarı aşan kısım işverenler tarafından
ödenir.
Bakanlar Kurulu kararı
ile birlik halinde ya da kamu idarelerinin yetkili makamlarınca yurt dışına
askeri veya güvenlik amaçlı görevlendirilenlerin, bu Kanun kapsamına giren
sağlık hizmetlerinin karşılanması ile bu hizmetlere ilişkin giderler
kurumlarınca karşılanır.
Kurum, birinci fıkranın
(a) ve (b) bendi kapsamındaki kişilerin sağlık hizmetlerini, bu kişilerin
geçici veya sürekli görev süresince genel sağlık sigortası için Kuruma ödenen
prim tutarını geçmemek kaydıyla, ilgili ülkede sağlık sigortası yaptırmak
suretiyle de sağlayabilir.
Birinci fıkranın (c)
bendi gereğince yurt dışına sevk edilen kişilerin sağlık hizmeti giderleri, var
ise Kurumun yurtdışında sevke konu tedaviye ilişkin sözleşmeli olduğu sağlık
hizmet sunucularına ödenen tutarı geçemez. Bu kişilerin 65 inci madde
hükümlerine göre yapılacak giderleri ayrıca karşılanır.
Yukarıdaki haller
dışında, yurt dışında sağlık hizmetlerine ilişkin giderler Kurumca ödenmez.
Kamu idarelerinde çalışan
sigortalılar dışında 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki
sigortalıların geçici ve sürekli görevlendirmesine ilişkin usuller ve süreler
ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar ilgili
Bakanlıkların görüşü alınarak Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Sağlık Hizmetlerinden
Yararlanma Şartları ve Katılım Payı
Sağlık hizmetlerinden yararlanma şartları
MADDE 67- 18 yaşını
doldurmamış olan kişiler, tıbben başkasının bakımına muhtaç olan kişiler, acil
haller, iş kazası ile meslek hastalığı halleri, bildirimi zorunlu bulaşıcı
hastalıklar, 63 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri gereğince
sağlanan sağlık hizmetleri, 75 inci maddede sayılan afet ve savaş ile grev ve
lokavt hali hariç olmak üzere yurt
içinde veya yurt dışında sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan
yararlanabilmek için;
a) 60 ıncı maddenin
birinci fıkrasının (f) bendi hariç diğer bentleri gereği genel sağlık
sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, sağlık hizmeti sunucusuna
başvurduğu tarihten önceki son bir yıl içinde toplam 90 gün genel sağlık
sigortası prim ödeme gün sayısının olması,
b) 60 ıncı maddenin
birinci fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendi ile (b), (d) ve (g) bentlerine tabi olan
genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin yukarıdaki bentte
sayılan şartla birlikte, kısa ve uzun vadeli sigorta primleri dahil genel
sağlık sigortası prim borcunun bulunmaması,
Şarttır.
Ayrıca genel sağlık
sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetlerinden ve diğer
haklardan yararlanabilmeleri için sağlık hizmet sunucularına başvurduklarında
acil haller hariç olmak üzere (acil hallerde ise acil halin sona ermesinden
sonra); nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, evlenme cüzdanı, pasaport veya Kurum
tarafından resimli olarak verilen sağlık kartı belgelerinden birinin
gösterilmesi zorunludur.
Bu maddenin uygulanmasına
ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Katılım payı alınması
MADDE 68.- 63 üncü
maddede sayılan sağlık hizmetlerinden katılım payı alınacak olanlar şunlardır:
a) Ayaktan tedavide hekim
ve diş hekimi muayenesi.
b) Ortez, protez,
iyileştirme araç ve gereçleri.
c) Ayaktan tedavide
sağlanan ilaçlar.
Katılım payı, birinci
fıkranın (a) bendindeki sağlık hizmetleri için 2 Yeni Türk Lirası olarak
uygulanır. Katılım payı, (b) ve (c) bendindeki sağlık hizmetleri için gereksiz
kullanımı azaltma, sağlık hizmetlerinin niteliği itibarıyla hayati öneme sahip
olup olmaması, kişilerin prime esas kazançlarının, gelir ve aylıklarının tutarı
ve benzeri ölçütler dikkate alınarak % 10 ilâ % 20 oranları arasında olmak
üzere Kurumca belirlenir. Birinci fıkranın (a) bendindeki sağlık hizmetleri
için belirlenen katılım payı tutarı, 4.1.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul
Kanunu uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranı kadar her yıl artırılır.
İkinci fıkrada belirlenen
katılım payı tutarı ve oranları, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü
olduğu kişilerin sevk zincirine uymadan, doğrudan diğer basamaktaki sağlık
hizmet sunucularına müracaatları halinde % 50 oranında artırılarak uygulanır.
Genel sağlık sigortalısı
ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin birinci fıkranın (b) bendi gereği
ödeyecekleri katılım payının tutarı, sağlık hizmetinin alındığı tarihteki asgari
ücretin % 75'ini geçemez.
63 üncü maddenin birinci
fıkrasının (e) bendi gereğince sağlanan ve bir hastalığın tedavisinin başka
tıbbi bir yöntemle mümkün olmaması nedeniyle yapılacak yardımcı üreme yöntemi
tedavisi dışındaki, yardımcı üreme yöntemi tedavisinde katılım payı ilk
denemede % 30, ikinci denemede % 25 ve üçüncü denemede % 20 oranında uygulanır.
Ancak katılım payında dördüncü fıkra gereği uygulanan üst limit dikkate
alınmaz.
60 ıncı maddenin birinci
fıkrasının (c) bendinin (1), (2) ve (3) numaralı alt bentleri gereği genel
sağlık sigortalısı sayılanlar ile bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilerin
ödemiş oldukları katılım payları 29.5.1986 tarihli ve 3294 sayılı Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu hükümlerine göre kendilerine geri
ödenir.
Katılım paylarını, gelir
veya aylık alan kişilerin gelir veya aylıklarından, çalışanların ücret veya
maaşlarından mahsup edilmek suretiyle tahsile ve katılım paylarının ödenme
usûlünü belirlemeye Kurum yetkilidir. Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularına,
tahsil ettikleri katılım payı düşüldükten sonra kalan tutar ödenir.
Katılım paylarının
hesaplanmasında 72 nci maddeye göre tespit edilen sağlık hizmeti tutarları esas
alınır. Kurumca belirlenen usûle uygun olarak katılım paylarını tahsil etmeyen
sağlık hizmet sunucularına 102 nci maddenin (j) bendi gereğince idari para
cezası uygulanır.
Katılım paylarının ödenme
usûlleri ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar Kurumca
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Katılım payı alınmayacak haller ve sağlık hizmetleri
MADDE 69.- 68 inci
maddede sayılan sağlık hizmetlerinden katılım payı alınmayacak haller ve sağlık
hizmetleri şunlardır:
a) İş kazası ile meslek
hastalığı halleri.
b) 75 inci maddede yer alan afet ve savaş hali
nedeniyle sağlanan sağlık hizmetleri.
c) Kişiye yönelik
koruyucu sağlık hizmetleri.
d) Sağlık kurulu raporu
ile belgelendirilmek şartı ile Kurumca belirlenen kronik hastalıklar.
e) Kontrol muayeneleri.
f) 60 ıncı maddenin
birinci fıkrasının (c) bendinin (4), (5), (6), (7) ve (8) numaralı alt bentleri
kapsamında sayılanlar.
Bu madde gereğince
katılım payı alınmayacak sağlık hizmetlerini tek tek veya gruplandırarak
tespite Kurum yetkilidir.
Hizmet basamakları ve sevk zinciri
MADDE 70.- Bu Kanunun
uygulanması bakımından sağlık hizmeti sunucuları birinci, ikinci ve üçüncü
basamak olarak sınıflandırılır. Bu basamaklar ve sağlık hizmet sunucuları
arasında sevk zinciri; tanı, ön tanı, hekimlerin ve diş hekimlerinin
uzmanlıkları dikkate alınmak suretiyle tüm yurtta veya il ya da ilçe bazında
ilgili kurumların görüşü alınarak Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenir. Aile
hekimleri birinci basamak hizmet sunucuları içinde yer alır.
Kurumca sağlık
hizmetlerinin sağlanabilmesi için, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü
olduğu kişiler sevk zinciri kurallarına uygun hareket etmek zorundadır.
İş kazası ile meslek
hastalığı, 75 inci maddede sayılan afet ve savaş hali ile acil haller dışında,
sevk zincirine uyulmadan genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler
tarafından sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularına yapılan başvurular sonucu
alınan sağlık hizmetlerinin 72 nci madde gereği belirlenen tutarının % 70'i
Kurumca ödenir. Aradaki fark, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü
olduğu kişiler tarafından ödenir.
Bu maddenin uygulanmasına
ilişkin usûl ve esaslar Sağlık Bakanlığının uygun görüşü alınarak Kurumca
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Kimlik tespiti ve yerleşim yeri bildirim zorunluluğu ve acil
haller
MADDE 71.- Sağlık hizmeti
sunucuları, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere sağlık
hizmeti sunumu aşamasında (acil hallerde ise acil halin sona ermesinden sonra),
67 nci maddenin ikinci fıkrasında sayılan belgeleri ve bu belgelerin başvuran
kişiye ait olup olmadığını kontrol etmek zorundadır. Bu zorunluluğu yerine
getirmeyen sağlık hizmet sunucuları hakkında 102 nci maddenin birinci
fıkrasının (ı) bendi gereği idari para cezası uygulanır.
Sağlık hizmeti
sunucuları, başvuran kişilerin bu Kanun açısından genel sağlık sigortalısı ve
bakmakla yükümlü olduğu kişi olarak kapsama alınmadığını tespit ettikleri
kişilerin kimlik ve yerleşim yeri bilgilerini Kuruma bildirmek zorundadır.
Genel sağlık sigortalısı
ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin kendi adına bir başkasının sağlık hizmeti
almasını veya Kurumdan diğer bir menfaat temin etmesini sağlaması yasaktır. Bu
fiilleri işleyenlerden Kurumun uğradığı zararın iki katı kanuni faiziyle
birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilir ve ilgililer hakkında Türk
Ceza Kanunu hükümleri uygulanır.
Bu Kanunun uygulamasında
acil hallerin ve acil sağlık hizmetlerinin neler olduğuna, hangi yöntem ve
ölçütlerle tespit edileceğine ilişkin hususlar, Sağlık Bakanlığının uygun
görüşü üzerine Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Malî ve Çeşitli Hükümler
Sağlık hizmetlerinin ödenecek bedellerinin belirlenmesi
MADDE 72.- 63 üncü madde
hükümlerine göre sağlanan sağlık hizmetlerinin ve 65 inci madde gereği ödenecek
gündelik, yol, yatak ve yemek giderlerinin Kurumca ödenecek bedellerini; sağlık
hizmetinin sunulduğu il ve basamak, sağlık hizmetlerinin maliyeti, Devletin
doğrudan veya dolaylı olarak sağlamış olduğu sübvansiyonlar, kanıta dayalı tıp
uygulamaları, teşhis ve tedavi maliyetini esas alan maliyet-etkililik ölçütleri
ve genel sağlık sigortası bütçesi dikkate alınmak suretiyle, her bir sağlık
hizmeti için belirlemeye Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu yetkilidir.
Komisyon 73 üncü maddenin altıncı fıkrasında öngörülen oranları her yıl
belirler.
Komisyon; Maliye
Bakanlığını, Sağlık Bakanlığını, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığını,
Hazine Müsteşarlığını ve Kurumu temsilen toplam beş üyeden oluşur. Komisyon
kararlarını salt çoğunluk ile alır ve kararlar Resmi Gazetede yayımlanır.
Komisyonca gerekli görülen hallerde sağlık hizmetlerinin türlerine göre birden
fazla alt komisyon kurulabilir. Komisyonun sekretarya işlemleri Kurumca yerine
getirilir.
Kurum, Komisyon adına çalışmalarına başlamadan önce Yüksek
Öğretim Kurulunun, Türk Tabipleri Birliğinin, Türk Diş Hekimleri Birliğinin,
Türk Eczacıları Birliğinin, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin, Türkiye
Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliğinin, Türkiye İşveren Sendikaları
Konfederasyonu, en fazla üyeye sahip ilk üç işçi ve kamu çalışanları
konfederasyonunun, en fazla üyeye sahip Optisyenlik Derneğinin, Türkiye Esnaf
ve Sanatkarları Konfederasyonunun, en fazla üyeye sahip özel sağlık kurum ve
kuruluşları dernekleri veya federasyonlarının, en fazla üyeye sahip özel
polikliniklerin dernek veya federasyonlarının, en fazla üyeye sahip özel tıbbi
malzeme üretici veya ithalatçıları dernekleri veya federasyonlarının, en fazla
üyeye sahip tıp uzmanlık derneklerinin ve Komisyonca uygun görülecek diğer
kurum ve kuruluşların görüşlerini alır. İlgili kurumlar 30 iş günü içinde
görüşlerini göndermek zorundadır. Bu süre içerisinde gönderilmeyen görüşler
dikkate alınmaz. Komisyon çalışmalarının başlangıcında, bu kurumların
temsilcilerinin katılımı ile oluşturulacak toplantıda görüşlerini sözlü olarak
da dinler.
Sağlık Hizmetleri
Fiyatlandırma Komisyonunun çalışmasına, görev ve yetkileri ile bu maddenin
uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar Komisyon üyesi kurumların uygun
görüşleri alınarak Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Sağlık hizmetlerinin sağlanma yöntemi ve sağlık giderlerinin
ödenmesi
MADDE 73.- Bu Kanuna göre
sağlık hizmetleri, Kurum ile yurt içindeki veya yurt dışındaki sağlık hizmeti
sunucuları arasında yapılan sözleşmeler yoluyla ve/veya bu Kanun hükümlerine
uygun olarak genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin
sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından satın aldıkları sağlık hizmeti
giderlerinin ödenmesi suretiyle sağlanır.
Kurum, sağlık hizmet
sunucularının sözleşme başvurularının değerlendirilmesinde,
sonuçlandırılmasında ve uygulanmasında sağlık hizmeti sunucuları arasında;
sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından satın aldıkları sağlık hizmeti
giderlerinin ödenmesi aşamasında ise genel sağlık sigortalıları ve bakmakla
yükümlü olduğu kişiler arasında tarafsızlık, hakkaniyet ve açıklık ilkelerine
uymak ve bunun uygulandığının izlenebileceği bir sistem kurmak zorundadır.
Kurum, provizyon
işlemlerini yürütmek üzere sağlık hizmeti sunucularının mahallinde provizyon
merkezi açabilir ve personel çalıştırabilir. Sözleşmeli sağlık hizmeti
sunucuları, bu amaçla Kuruma uygun bağımsız mekân tahsis etmek zorundadır.
Kurum gerekli gördüğü durumlarda provizyon işlemlerini yürütmek üzere hizmet
satın alma yetkisine sahiptir.
Sözleşmeli sağlık hizmeti
sunucuları, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerden
sözleşmeli olduğu sağlık hizmetleri için otelcilik hizmetleri dışında, herhangi
bir fark ödemesi talep edemez. Otelcilik hizmeti için genel sağlık sigortalısı
ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerden alınabilecek fark ödemesi, Kurum
tarafından belirlenen standart yatak bedelinin dört katını geçemez. Bu farkın
alınabilmesi için, kişilerin fark ödemeyi kabul ettiğinin yazılı olarak
belgelenmesi zorunludur. Otelcilik hizmeti dışında veya Kurumca otelcilik
hizmeti için belirlenen tavanın üzerinde fark alınması halinde, sözleşmeli
sağlık hizmeti sunucularının sözleşmeleri bir yıl süreyle feshedilir.
Sözleşmesiz sağlık
hizmeti sunucularından acil hallerde alınan sağlık hizmeti bedeli, 72 nci madde
gereği sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları için belirlenen bedeller esas
alınarak genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere fatura
karşılığı ödenir. Sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucuları, acil hallerde genel
sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerden veya Kurumdan herhangi
bir fark talep edemez.
70 inci maddedeki
hükümlere uyulmak şartıyla, sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından sağlık
hizmeti almayı tercih eden genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu
kişilere, 72 nci madde gereği sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları için
belirlenen bedellerin en fazla % 70'i fatura karşılığı ödenir. 70 inci madde
hükümlerine uymaksızın sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti
almayı tercih eden genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu
kişilere, 72 nci madde gereği sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları için
belirlenen bedellerin en fazla % 50'si fatura karşılığı ödenir.
Sözleşmesiz sağlık
hizmeti sunucularından satın alınan sağlık hizmeti bedelinin bu maddenin
dördüncü ve beşinci fıkralarına göre Kurumca ödenebilmesi için; Sağlık
Bakanlığı veya ilgili kamu idareleri tarafından ödenecek sağlık hizmetine
ilişkin sağlık hizmeti sunucularına ruhsat veya izin verme uygulamasının olması
halinde ruhsat veya izin alınmış olması, ayrıca Kurumca sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucusunun
şartlarının sözleşmeli sağlık hizmeti sunucusunda aranan şartlara uygun
olduğunun kabul edilmesi şarttır.
Sağlık hizmeti
sunucuları, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin
sağlık hizmetlerinden yararlanmaya müstahak olup olmadığını, Kurumun elektronik
veya diğer ortamlarda sağlayacağı yöntemlere uygun olarak kontrol etmek ve
belgelemek zorundadır.
Sağlık hizmeti satın alma
sözleşmelerinin hazırlanması ve akdedilmesi, sağlık hizmeti giderlerinin
ödenmesi ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar Kurumca
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Sağlık sigortası gelirlerinin kullanım amacı ve kişisel
koruyucu sağlık hizmeti harcamalarının tahsili
MADDE 74.- Genel sağlık
sigortası prim gelirleri; yönetim giderleri, genel sağlık sigortasından
sağlanan sağlık hizmetleri ve diğer haklar dışında başka bir amaçla
kullanılamaz.
63 üncü maddenin birinci
fıkrasının (a) bendi gereğince sağlanan kişisel koruyucu sağlık hizmetleri için
Kurumca yapılan harcamaların bedeli, takip eden yılda genel bütçeden Kuruma
ödenir.
Uzun ve kısa vadeli
sigorta kolları bakımından sürekli işgöremezlik, malullük, çalışma gücü kaybı
hallerinin tespiti veya bu amaçla yapılan kontroller nedeniyle tutarları 72 nci
maddeye göre, usul ve esasları Kurumca belirlenecek gündelik ve yol giderleri
ile sağlık hizmeti giderleri uzun ve kısa vadeli sigorta kolları prim
gelirlerinden karşılanır.
Doğal afetler veya savaş hali
MADDE 75.- 15.5.1959
tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak
Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun kapsamındaki afetler ile 4.11.1983 tarihli ve 2941 sayılı
Seferberlik ve Savaş Hali Kanunu gereğince ilan edilen savaş halinde genel
sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetleri Kurum
tarafından sağlanmaya devam edilir. Ancak, afet veya savaş hallerine bağlı
olarak Kurumca yapılan sağlık hizmeti giderleri, giderlerin ödendiği takvim
yılı sonu esas alınarak genel bütçeden Kuruma bir yıl içinde transfer edilir.
İşverenin, genel sağlık sigortalısının ve üçüncü kişilerin
sorumluluğu
MADDE 76.- İşveren, iş
kazasına uğrayan genel sağlık sigortalısına sağlık durumunun gerektirdiği
sağlık hizmetlerini derhal sağlamakla yükümlüdür. Bu amaçla işveren tarafından
yapılan ve belgelere dayanan sağlık hizmeti giderleri ve 65 inci madde
hükümlerine göre yapılacak masraflar Kurum tarafından karşılanır.
Birinci fıkrada
belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmesindeki ihmalinden veya
gecikmesinden dolayı, genel sağlık sigortalısının tedavi süresinin uzamasına
veya malûl kalmasına veya malûllük derecesinin artmasına sebep olan işveren,
Kurumun bu nedenle yaptığı her türlü sağlık hizmeti giderini ödemekle
yükümlüdür.
İlgili kanunları
gereğince sağlık raporu alınması gerektiği halde sağlık raporuna dayanmaksızın
veya alınan raporlarda söz konusu işte çalışması tıbbî yönden elverişli
olmadığı belirtildiği halde genel sağlık sigortalısını çalıştıran işverenlere,
bu nedenle Kurumca yapılan sağlık hizmeti giderleri tazmin ettirilir.
İş kazası ile meslek
hastalığı, işverenin kastı veya suç sayılır bir hareketi nedeniyle veya işçinin
sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi
sonucu olmuşsa, Kurumca yapılan sağlık hizmeti giderleri işverene tazmin
ettirilir.
Hekim veya diş hekimi
sağlık raporu ile belli bir işte çalışamayacağı belgelenen 4 üncü maddenin
birinci fıkrasının (a) ve (c) bendi kapsamındaki kişiler bu işte
çalıştırılamaz. Bu kişileri çalıştıran işverenler, genel sağlık sigortalısının
aynı hastalık sebebiyle Kurumca yapılan masraflarını ödemekle yükümlüdür. Genel
sağlık sigortalısı bir başka işverene ait işyerinde çalışmış ise, bu durumu
bilerek çalıştıran işveren ile genel sağlık sigortalısı doğacak masraflardan
Kuruma karşı müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Genel sağlık
sigortalısına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişiler için Kurumun sağlık
hizmeti sağlamasına veya bu kişilerin tedavi süresinin uzamasına, kastı veya
suç sayılır bir hareketi veya ilgili kanunlarla verilmiş bir görevi yapmaması
veya savsaması nedeniyle sebep olduğu mahkeme kararıyla tespit edilen üçüncü
kişilere, Kurumun yaptığı sağlık hizmeti giderleri tazmin ettirilir.
Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularının duyurulması ve
sağlık hizmet sunucusu seçme serbestisi
MADDE 77.- Bu Kanun
gereğince genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık
hizmetinden yararlanmak için başvuracakları yurt içinde veya yurt dışındaki
sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularının unvan, isim ve adresleri Kurumca
elektronik ortamda veya diğer yöntemlerle duyurulur.
Genel sağlık
sigortalıları ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler, sağlık hizmeti sunucuları
arasından, genel sağlık sigortasıyla ilgili diğer madde hükümlerine uymak
şartıyla istediğini seçme hakkına sahiptir.
Sağlık hizmeti sunucularının kayıt ve bildirim zorunluluğu
ve kontrol yetkisi
MADDE 78.- Kurum ile
sözleşmesi olup olmadığına bakılmaksızın tüm sağlık hizmeti sunucuları, sağlık
hizmeti sunduğu tüm kişilere ait sözleşme hükümlerinde yer verilen bilgileri,
belirlenen yöntemlere ve süreye uygun biçimde elektronik ortamda veya yazılı
olarak göndermek zorundadır. Bu bilgiler verilmeksizin talep edilen sağlık
hizmeti bedelleri, bilgiler gönderilinceye kadar ödenmez.
Genel sağlık sigortalısı
ve bakmakla yükümlü olduğu kişinin sağlık bilgilerinin gizliliği esastır.
Sağlık bilgilerinin ne şekilde korunacağı, ulusal güvenlik nedeniyle sağlık
bilgisi paylaşıma açılmayacak kişilerin tespiti ilgili Bakanlıkların önerisi
üzerine Bakanlıkça tespit edilir.
Kurum, genel sağlık
sigortası hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili olarak işverenler, sağlık hizmeti
sunucuları ve diğer gerçek ve tüzel kişiler nezdindeki gerekli belge ve
bilgileri inceleyebilir, ibrazını isteyebilir.
Kurum, bu Kanunda
belirtilen görevleriyle ilgili olarak sağlık hizmeti sunucularının yürüttüğü
hizmet ve işlemleri kontrol yetkisine sahiptir. Kurum, bu yetkisini
görevlendirdiği personeli vasıtasıyla veya kamu ve özel kurumlardan hizmet
satın almak suretiyle kullanabilir.
DÖRDÜNCÜ KISIM
Primlere İlişkin Hükümler
BİRİNCİ BÖLÜM
Prim Alınması, Prime Esas
Kazanç, Prim Oranları ve Asgarî İşçilik
Prim alınması zorunluluğu
MADDE 79.- Kısa ve uzun
vadeli sigortalar ile genel sağlık sigortası için, bu Kanunda öngörülen her
türlü ödemeler ile yönetim giderlerini karşılamak üzere Kurum prim almak,
ilgililer de prim ödemek zorundadır.
Kurumca tahsil edilen
genel sağlık sigortası primleri, tahsil edilmesini müteakip doğrudan Kurum
bütçesinin genel sağlık sigortası kalemine aktarılır. Bu kalemde toplanan
gelirler, yalnızca genel sağlık sigortasının giderlerini karşılamak amacıyla
kullanılır. Bu gelirler kısa ve uzun vadeli sigorta kollarının giderlerinin
karşılanmasında kullanılamaz.
Prime esas kazançlar
MADDE 80.- 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalıların
prime esas kazançları bu madde hükümlerine göre hesaplanır. İşverenler
tarafından sigortalılara;
a) Ücretler ve ücret
dışında kalan her türlü ödeme, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan
o ay için yapılan ödemelerin brüt
toplamı esas alınır.
b) Ölüm, doğum ve evlenme
yardımları, görev yollukları, kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya kıdem
tazminatı mahiyetindeki toplu ödeme, keşif ücreti, ihbar ve kasa tazminatları,
emekli ikramiyesi ile Bakanlıkça tutarları yıllar itibarıyla belirlenecek
yemek, çocuk ve aile zamları, özel sağlık sigortalarına ödenen ve asgari
ücretin % 10'unu geçmeyen özel sağlık sigortası prim tutarları prime esas kazanca tabi tutulmaz.
c) Aynî yardımlardan
ücretin % 30'unu geçen kısmı prime esas kazanca tabi tutulur.
Ücretler hak edildikleri
aya mal edilmek suretiyle prime tabi tutulur. Diğer ödemeler ise öncelikle
ödendiği ayın kazancına dahil edilir ve ücret dışındaki bu ödemelerin üst
sınırı aşan kısmı, ödemenin yapıldığı ayı takip eden aydan başlanarak üst sınırın altında kalan sonraki ayların prime
esas kazançlarına ilave edilir. Toplu iş sözleşmelerine tabi işyerleri
işverenlerince veya kamu idareleri veya yargı mercilerince verilen kararlara
istinaden, sonradan ödenen ücret dışındaki ödemelerin hizmet akdinin mevcut
olmadığı veya askıda olduğu bir tarihte ödenmesi durumunda, 82 nci madde hükmü
de nazara alınmak suretiyle prime esas kazancın tabi olduğu en son ayın
kazancına dahil edilir. Bu durumlarda sigorta primlerinin, yukarıda belirtilen
mercilerin kararlarının kesinleşme tarihini izleyen ayın sonuna kadar ödenmesi
halinde gecikme cezası ve zammı alınmaz. Bu durumda 102 nci madde hükümleri
uygulanmaz.
Günlük, haftalık veya
aylık olarak belirli bir ücrete dayanmış olmayıp da komisyon ücreti ve kâra
katılma gibi belirsiz zaman ve tutar üzerinden ücret alan sigortalıların prim
ve ödeneklerinin hesabında esas tutulacak günlük kazançları, 82 nci madde
hükmüne göre belirlenen alt sınırdır.
Bir işverene tabi olarak
çalışan sigortalının belirli ücretinin dışında ayrıca yukarıdaki fıkra
kapsamında ücret alması halinde, prime esas günlük kazancı bunların toplamından
oluşur.
Bu Kanun gereğince
primlerin hesabına esas tutulacak günlük kazanç, sigortalının, bir ay için
prime esas tutulan kazancının otuzda biridir. Ancak günlük kazancın hesabına
esas tutulan ay içindeki bazı günlerde çalışmamış ve çalışmadığı günler için
ücret almamış sigortalının günlük kazancı, o ay için prime esas tutulan
kazancının ücret aldığı gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanır.
Sigortalıların günlük
kazançlarının hesabında esas tutulan gün sayıları, aynı zamanda, bunların prim
ödeme gün sayılarını gösterir. Ancak, işveren ve sigortalı arasında kısmi
süreli hizmet akdinin yazılı olarak yapılmış olması kaydıyla ay içerisinde
günün bazı saatlerinde çalışan ve çalıştığı saat karşılığında ücret alan
sigortalının ay içindeki prim ödeme gün sayısı, ay içindeki toplam çalışma
saati süresinin 4857 sayılı İş Kanununa göre belirlenen haftalık çalışma
süresine göre hesaplanan günlük çalışma saatine bölünmesi suretiyle bulunur. Bu
şekildeki hesaplamada gün kesirleri bir gün kabul edilir.
İşveren ve sigortalı
arasında çağrı üzerine çalışmaya dayalı yazılı iş sözleşmesinde taraflar
arasında çalışma süresi gün, hafta ve ay olarak belirlenmemiş ise, sigortalının
ay içindeki prim ödeme gün sayısı yukarıdaki fıkra hükmüne göre hesaplanır.
4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıların aylık prime esas kazançları,
82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırı ile üst
sınırı arasında kalmak şartı ile kendileri tarafından beyan edilecek günlük
kazancın otuz katıdır. Bu sigortalılar tarafından Kurumca belirlenen sürelerde
aylık prime esas kazanç beyan edilir. Ancak beyan edilen kazançta bir
değişiklik olması durumunda sigortalının yeniden beyan ettiği kazanç üzerinden
hesaplanan prim tahsil edilir.
4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olan kişi, aynı zamanda işveren ise
beyan edeceği asgarî kazancı çalıştırdığı sigortalıların kazancının en
yükseğinden az olamaz. Beyanda bulunmayan sigortalının primleri, prime esas
asgarî aylık kazanç üzerinden hesap ve tahsil edilir. Beyanda bulunmayan veya
beyan ettiği kazancın düşük olduğu tespit edilen sigortalıların prime esas
kazançları tespit edilen kazanç düzeyine çıkartılarak beyan edilen kazançla
arasındaki farkın primi 89 uncu madde hükümlerine göre gecikme cezası ve zammı
uygulanmak suretiyle tahsil edilir.
Aynı ay içinde sigortalı
olmayı gerektirecek birden fazla işyerinde çalışması olan sigortalının bu Kanun
gereğince alınacak primlerine esas tutulacak aylık ve günlük kazancının
tespitinde, sigortalı olmayı gerektirecek her bir işyerinden elde ettiği aylık
ve günlük kazanç tutarı ayrı ayrı dikkate alınır ve primler buna göre
hesaplanır.
Yalnızca genel sağlık
sigortasına tabi olanlar bakımından prime esas kazanç 60 ıncı maddenin birinci
fıkrasının (c) ve (g) bentlerinde sayılan kişiler için 82 nci maddeye göre
belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının iki katının otuz günlük
tutarı; 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen kişiler
kendi belirledikleri kazanç üzerinden; 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (e)
bendinde belirtilen kişiler için ise, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu
gereğince işsizlik ödeneğinden yararlandırılan kişiler için işsizlik ödeneğine
esas kazanç esas alınır.
Bu maddenin uygulamasına
ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Prim oranları ve Devlet katkısı
MADDE 81.- Bu Kanun
gereğince alınacak sigorta prim oranları aşağıdaki gibidir:
a) Malûllük, yaşlılık ve
ölüm sigortaları prim oranı, sigortalının prime esas kazancının % 20'sidir.
Bunun % 9'u sigortalı hissesi, % 11'i işveren hissesidir.
b) Bu Kanunda belirtilen
fiilî hizmet zammı uygulanan işlerde çalışan sigortalılar için uygulanacak
malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranı, (a) bendinde belirtilen % 20
oranının, her yıl için 40 ıncı maddeye göre eklenen fiilî hizmet gün sayısının
360'a bölümü sonucu bulunacak oranda artırılması suretiyle belirlenir. Bu
tutarın tamamı işveren hissesi olarak ödenir.
c) Kısa vadeli sigorta
kolları prim oranı, yapılan işin iş kazası ve meslek hastalığı bakımından
gösterdiği tehlikenin ağırlığına göre % 1 ilâ % 6,5 oranları arasında olmak
üzere, 83 üncü maddeye göre Kurumca belirlenir. Bu primin tamamını işveren
öder.
d) Kısa vadeli sigorta
kolları prim oranı, 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen
öğrenciler için prime esas kazançlarının % 1'idir. Aday çırak, çırak ve beceri
eğitimi gören öğrencilerin prime esas kazancı ilgili kanunlarında belirtilen
şekilde uygulanır.
e) Yaşlılık aylığı
almakta iken bu Kanuna tabi bir işte çalışanlara uygulanacak sosyal güvenlik
destek prim oranı, (a), (c) ve (f)
bentlerinde belirtilen prim oranlarının toplamı kadardır. Sigortalı ve
işveren hissesi bu bentlerde belirtilen oranlardadır.
f) Genel sağlık sigortası
primi, kısa ve uzun vadeli sigorta kollarına tabi olanlar için 82 nci maddenin
birinci fıkrasına göre hesaplanan prime esas kazancın % 12,5'idir. Bu primin %
5'i sigortalı, % 7,5'i ise işveren hissesidir. Yalnızca genel sağlık
sigortasına tabi olanlar ile isteğe bağlı sigortalıların genel sağlık sigortası
primi, prime esas kazancın % 12'sidir.
g) 4 üncü maddenin
birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılar, (a), (c) ve (f)
bentlerindeki prim oranlarının toplamı üzerinden, şayet sosyal güvenlik destek
primi ödemek suretiyle çalışıyorlar ise (e) bendinde belirtilen prim
oranlarının toplamı üzerinden primlerini öderler.
Devlet, malûllük,
yaşlılık ve ölüm sigortaları primine ayrıca % 5 oranında katkı yapar. Devlet
katkısı, Kurumun ay itibarıyla tahsil ettiği malûllük, yaşlılık ve ölüm
sigortaları priminin dörtte biri olarak hesaplanır. Devlet katkısının
ödenmesine ilişkin usûl ve esaslar ilgili malî yıl bütçe kanunları uyarınca
belirlenir.
Günlük kazanç sınırları
MADDE 82.- Bu Kanun
gereğince alınacak prim ve verilecek ödeneklerin hesabına esas tutulan günlük
kazancın alt sınırı asgarî ücretin otuzda biri, üst sınırı ise günlük kazanç
alt sınırının 6,5 katıdır.
Günlük kazançları
yukarıdaki fıkrada belirtilen alt sınırın altında olan sigortalılar ile
ücretsiz çalışan sigortalıların günlük kazançları alt sınır üzerinden, günlük
kazançları üst sınırdan fazla olan sigortalıların günlük kazançları da üst
sınır üzerinden hesaplanır.
İkinci fıkraya göre
sigortalının kazancı alt sınırın altında ise bu kazanç ile alt sınır arasındaki
farka ait sigorta primleri ile ücretsiz çalışan sigortalılara ait sigorta
primlerinin tümünü işveren öder.
Sigortalı olmasını
gerektirecek şekilde aynı zamanda birden fazla işte çalışan sigortalılar için
Kuruma ödenen primlerin toplamı bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının
(a), (b) ve (c) bentlerinde belirtilen her bir sigortalılık haline ilişkin
prime esas üst sınırını aşarsa aradaki fark, Kurumca tespiti veya sigortalının
müracaatı üzerine aşan kısmın tamamı hissesi oranında kendisine en geç bir ay
içinde defaten geri ödenir. Geri verilen primler için ayrıca gecikme cezası ve
zammı ile faiz ödenmez.
Kısa vadeli sigorta kolları prim tarifesi ve işkollarının ve
işlerin tehlike sınıf ve derecelerinin belirlenmesi
MADDE 83.- Kısa vadeli
sigorta kolları primi, yapılan işin iş kazası ve meslek hastalığı bakımından gösterdiği
tehlikenin ağırlığına göre tespit edilir. İş kolları tehlikenin ağırlığına göre
sınıflara, bu sınıflar da özel iş şartlarına ve tehlikeyi önlemek için alınmış
olan tedbirlere göre derecelere ayrılır. Hangi iş kollarının hangi tehlike
sınıfına girdiği, tehlike sınıf ve derecesine ait prim oranlarının ve tehlike
derecelerinin belirlenmesinde uygulanacak esaslar, ilgili bakanlıkların
görüşleri de alınarak Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararıyla
yürürlüğe konulacak bir tarife ile tespit edilir. Prim tarifesi gerekli
görülürse aynı usûlle değiştirilebilir.
Yapılan işin birinci
fıkrada belirtilen tarifeye göre hangi tehlike sınıf ve derecesine girdiği ve
ödenecek kısa vadeli sigorta primi oranı Kurumca belirlenerek işverene ve 4
üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı olanlara tebliğ
edilir. İş kazasını ve meslek hastalığını önleyecek tedbirler hakkındaki
mevzuat hükümlerine uygun bulunmadığı tespit edilen işler, Kurumca daha yüksek
primli derecelere konulabilir.
Kurum, işyerinin tespit
edilmiş bulunan tehlike sınıf ve derecesini yaptıracağı incelemelere dayanarak
kendiliğinden veya işverenin ya da 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b)
bendine göre sigortalı olanların isteği üzerine değiştirebilir. Kurumca
yapılacak değişiklikler işverenin isteği veya itirazı; işyerinin tehlike sınıfı
ve derecesi ile kısa vadeli sigorta kolları prim oranının tebliğine ilişkin
yazının işverence veya 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre
sigortalı olanlar tarafından tebellüğünden itibaren bir ay içinde yapılmış ise,
değiştirilen iş kolu kodu ve tehlike sınıfı ile tehlike derecesinin hatalı
uygulandığı tarihten, bir aylık süre dışında yapılmış ise, itirazın Kurum
kayıtlarına intikali tarihini izleyen yıl başından geçerli olarak uygulanır.
Bu değişiklik nedeniyle,
tehlike sınıf ve derecesinin yükselmesi halinde, kararın işverene veya 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı olanlara tebliğ edildiği
tarih ile yürürlük tarihi arasındaki süreye ilişkin kısa vadeli sigorta
kollarına ait prim farkının tebliği tarihini takip eden bir ay içerisinde
Kuruma ödenmesi halinde fark prim için gecikme cezası ve zammı alınmaz. Aksi
takdirde, fark primi 89 uncu madde uyarınca cezası ve zammı ile birlikte tahsil
olunur. Tehlike sınıf ve derecesinin düşmesi halinde ise, kısa vadeli sigorta
kolları sigortası prim farkı, işverenin varsa borçlarına mahsup edilir, yoksa
iade edilir. Bir ay içinde iade edilmesi halinde faiz ödenmez.
İşverenler ile 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı olanlar, tehlike sınıf
ve derecesi ile prim oranı hakkında Kurumca yapılacak yazılı bildirimi aldıktan
sonra bir ay içinde Kuruma itiraz edebilir. Kurum, bu itirazı inceleyerek en
geç üç ay içinde karara bağlayarak sonucunu itiraz edene bildirir. İlgililer
Kurumun kararı üzerine, kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde
yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Kuruma itiraz edilmesi veya mahkemeye
başvurulması primlerin takip ve tahsilini durdurmaz.
Tehlike sınıf ve derecelerini etkileyebilecek değişiklikler
MADDE 84.- İşverenler ile
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı olanlar, tehlike
sınıf ve derecesini etkileyebilecek her türlü değişikliği bir ay içinde Kuruma
bildirmekle yükümlüdür. Bu bildirim üzerine Kurum yaptıracağı incelemeler
sonunda tehlike sınıf ve derecesini değiştirebilir. Tehlike sınıf ve derecesini
etkileyebilecek değişiklik bir ay içinde bildirilirse bu konuda Kurumca
verilecek karar, değişikliğin meydana geldiği tarihten sonraki aybaşından
başlanarak uygulanır.
Tehlike sınıf ve
derecesini etkileyebilecek değişiklik bir ay içinde bildirilmezse;
a) Tehlike sınıfı
yükseliyorsa, değişikliğin meydana geldiği,
b) Tehlike sınıfı
düşüyorsa değişikliğin Kurumca öğrenildiği,
Tarihler esas alınmak ve
bu tarihlerden sonraki aybaşından itibaren uygulanmak üzere, Kurumca karar
alınır ve ilgililere tebliğ olunur.
Asgarî işçilik uygulaması
MADDE 85- Kamu idareleri,
döner sermayeli kuruluşlar ile bankalar tarafından ihale mevzuatına göre
yaptırılan işler ve özel nitelikteki inşaat işleri ile Bakanlar Kurulunca
belirlenecek diğer işlerden dolayı bu işleri yapan işveren tarafından asgarî
işçilik bildirilmiş olup olmadığı Kurumca araştırılır. Bu araştırma sonucunda
asgarî işçiliğin bildirilmemiş olduğu anlaşılırsa, eksik bildirilen işçilik
tutarı üzerinden hesaplanan prim tutarı, 89 uncu madde gereği hesaplanacak
gecikme cezası ve zammı ile birlikte bir ay içinde ödenmek üzere işverene
tebliğ edilir. Tebliğ edilen prim ve gecikme cezası ve zammının ödendiği veya
ödeneceğinin işveren tarafından yazılı
olarak taahhüt edilmesi halinde borç kesinleşir ve işyeri hakkında ayrıca Kurum
denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarına inceleme yaptırılmayabilir.
Kuruma verilecek taahhütnamede üstlenilen ödeme yükümlülüğünün yerine
getirilmemesi halinde işveren hakkında 88 inci ve 89 uncu maddeler uyarınca
işlem yapılır.
Tebliğ edilen prim ve
gecikme cezası ve zammının ödenmemesi, taahhütname verilmemesi veya Kurumca
işyerinin denetlenmesine gerek görülmesi durumunda; Kurumun denetim ve kontrol
ile görevlendirilmiş memurlarınca yapılan inceleme neticesinde işverenin Kuruma
işin emsaline, yapılan işin niteliğine, kapsam ve kapasitesine göre işin
yürütülmesi için gerekli olan sigortalı sayısının, çalışma süresinin veya prime
esas kazanç tutarının altında bildirimde bulunduğunun saptanması halinde, işin
yürütülmesi için gerekli olan asgarî işçilik tutarı, yapılan işin niteliği,
bünyesinde kullanılan teknoloji, işyerinin büyüklüğü, benzer işletmelerde
çalıştırılan işçi sayısı, ilgili meslek veya kamu kuruluşlarının görüşü gibi
unsurlar dikkate alınarak Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş
memurları tarafından tespit edilir.
Kurumun denetim ve
kontrolle görevlendirilmiş memurları tarafından, Kuruma bildirilmediği tespit
edilen asgarî işçilik tutarı üzerinden Kurumca re'sen tahakkuk ettirilen
sigorta primleri 88 inci ve 89 uncu maddeler de dikkate alınarak işverene
tebliğ edilir. İşveren tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden
itibaren bir ay içinde Kuruma itiraz edebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca
itirazın reddi halinde işveren, kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay
içinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Mahkemeye başvurulması prim
borcunun takip ve tahsilini durdurmaz.
Kurumun denetim ve
kontrolle görevlendirilmiş memurlarınca Kuruma asgarî işçilik tutarının
bildirilmediği tespit edilen işyerleri hakkında ayrıca 102 nci maddenin birinci
fıkrasının (d) bendi ile (e) bendinin (4) numaralı alt bendi uyarınca idarî
para cezası uygulanır.
Kamu idareleri bu
maddenin uygulanmasıyla ilgili Kurumca yazı ile istenilecek bilgileri ve
belgeleri yazılı olarak en geç bir ay içinde vermeye mecburdur.
Kuruma yeterli işçilik
tutarının bildirilmiş olup olmadığının araştırılmasında, işin yürütümü için
gerekli olan asgarî işçilik tutarının tespitinde dikkate alınacak asgarî
işçilik oranlarının saptanması ve asgarî işçilik oranlarına vaki itirazların
incelenerek karara bağlanması amacıyla Kurum bünyesinde; Kurum teknik
elemanlarından dört üye, Yönetim Kurulunda temsil edilen işçi ve işveren
konfederasyonlarınca görevlendirilecek iki üye, asgarî işçiliğin tespit
edileceği meslek koluyla ilgili kanunla kurulan meslek kuruluşundan, şayet
kanunla kurulan meslek kuruluşu yok ise Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinden
bir üye olmak üzere toplam yedi teknik elemandan oluşan Asgarî İşçilik Tespit
Komisyonu kurulur. Kurumca gerek
görüldüğünde aynı esaslara göre birden fazla Asgarî İşçilik Tespit Komisyonu
kurulabilir. Komisyon salt çoğunlukla toplanır ve toplantıya katılan üyelerin
salt çoğunluğu ile karar alır. Kurum dışındaki üyelerin üst üste üç toplantıya,
son altı ay içinde ise beş toplantıya katılmayan konfederasyonların yerine, üye
sayısı bakımından en yüksek bir sonraki konfederasyondan üye davet edilir.
Asgarî İşçilik Tespit
Komisyonuna Kurum dışından görevlendirilenlere katıldıkları her toplantı günü
için 2000 gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpılarak bulunacak
tutarı üzerinden toplantı ücreti ödenir.
Asgarî İşçilik Tespit
Komisyonunun çalışma usûl ve esasları, üyelerin hangi meslek branşlarından
olacağı ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar Kurumca
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
İKİNCİ BÖLÜM
Prim Belgeleri ve
Primlerin Ödenmesi
Prim belgeleri
MADDE 86.- İşveren bir ay
içinde 4 üncü ve 5 inci maddeye tabi çalıştırdığı sigortalıların ve sosyal
güvenlik destek primine tabi sigortalıların;
a) Ad ve soyadlarını,
T.C. kimlik numaralarını,
b) 80 inci maddeye göre hesaplanacak prime esas
kazançlarını,
c) Prim ödeme gün
sayıları ile prim tutarlarını,
Gösteren asıl veya ek
aylık prim ve hizmet belgesini ait olduğu ayı takip eden ayın yirmibeşinci
gününün sonuna kadar Kuruma vermekle veya sigortalı çalıştırmadığı takdirde, bu
hususu sigortalı çalıştırmaya son verdiği tarihten itibaren onbeş gün içinde
Kuruma bildirmekle yükümlüdür.
İşveren sigortalılığa
ilişkin belgelerle, işyeri defter, kayıt ve belgelerini ilgili olduğu yılı
takip eden yıl başından başlamak üzere on yıl süreyle kamu idareleri ise otuz
yıl süreyle saklamak ve Kurum denetim ve kontrol ile görevlendirilen
memurlarınca istenilmesi halinde onbeş
gün içinde ibraz etmek zorundadır.
İşverenin, sigortalıyı,
4857 sayılı İş Kanununun 7 nci maddesine göre başka bir işverene iş görme
edimini yerine getirmek üzere geçici olarak devretmesi halinde, sigortalıyı
devir alan, geçici iş ilişkisi süresine ilişkin birinci fıkrada belirtilen
belgelerin aynı süre içinde işverene ait işyerinden Kuruma verilmesinden
işveren ile birlikte müteselsilen sorumludur.
Ay içinde bazı
işgünlerinde çalıştırılmadığı ve ücret ödenmediği beyan edilen sigortalıların
otuz günden az çalıştıklarını açıklayan belgelerin işverence aylık prim ve
hizmet belgesine eklenmesi şarttır. Kamu idareleri ile toplu iş sözleşmesi
imzalanan işyerlerinden bu şart aranmaz.
Sigortalıların otuz
günden az çalıştığını gösteren bilgi ve belgelerin Kuruma verilmemesi veya
verilen bilgi ve belgelerin Kurumca geçerli sayılmaması halinde, otuz günden az
bildirilen sürelere ait aylık prim ve hizmet belgesi Kurumca re'sen düzenlenir
ve muhteviyatı primler bu Kanun hükümlerine göre tahsil olunur.
Sigortalıyı çalıştıran
işveren ile alt işveren ve iş görme edimini yerini getirmek üzere sigortalıyı
geçici olarak devralan işveren; aylık prim ve hizmet belgesinin Kurumca onaylanan
bir nüshasını sigortalının çalıştığı işyerinde, birden ziyade işyeri olması
halinde ise sigortalının çalıştığı her işyerinde ayrı ayrı olmak üzere, Kuruma
verilmesi gereken sürenin son gününü takip eden günden başlanarak, müteakip
belgenin verilmesi gereken sürenin sonuna kadar sigortalılar tarafından
görülebilecek bir yere asmak zorundadır.
Fiilen veya işyeri
kayıtlarından tespit edilecek her türlü bilgiden veya kamu kurum ve kuruluşları
tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden çalıştığı anlaşılan
sigortalılara ait olup, bu Kanun uyarınca Kuruma verilmesi gereken belgelerin
yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi
halinde, bu belgeler Kurumca re'sen düzenlenir ve muhteviyatı sigorta primleri
Kurumca tespit edilerek işverene tebliğ edilir. İşveren, bu maddeye göre tebliğ
edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ilgili Kurum
ünitesine itiraz edebilir. İtiraz takibi durdurur. İtirazın reddi halinde,
işveren kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde yetkili iş
mahkemesine başvurabilir. Yetkili mahkemeye başvurulması prim borcunun takip ve
tahsilini durdurmaz. Mahkemenin Kurum lehine karar vermesi halinde 88 inci ve
89 uncu maddelerin prim borcuna ilişkin hükmü uygulanır.
Örneği Kurumca
çıkarılacak yönetmelikle belirlenen aylık prim ve hizmet belgesi işveren
tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar,
çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl
içerisinde iş mahkemesine başvurarak alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse,
bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme
gün sayıları dikkate alınır.
Sigortalının çalıştığı
bir veya birden fazla işte, bu Kanunda yazılı şartları yerine getirmiş olmasına
rağmen kendisi için verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgesinin işveren
tarafından verilmediği veya verilen aylık prim ve hizmet belgesinde kazançların
veya prim ödeme gün sayılarının eksik gösterildiği Kurumca tespit edilirse,
hastalık ve analık sigortalarından gerekli ödemeler yapılır.
Bu maddede belirtilen
yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde, 102 nci maddeye göre işlem
yapılır.
Kamu idarelerinde
işyerinin özelliği nedeniyle prim belgelerinin farklı sürelerde verilme
zamanını belirlemeye Kurum yetkilidir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl
ve esaslar ile belgelerin içerik ve şekli Kurumca çıkarılacak yönetmelikle
düzenlenir.
Prim ödeme yükümlüsü
MADDE 87.- Bu Kanun
uygulanmasında kısa ve uzun vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası
ve isteğe bağlı sigorta bakımından;
a) 4 üncü maddenin
birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerine ve 5 inci maddenin birinci fıkrasının
(a) bendine tabi olanlar ile bu kapsamda sayılan kişilerden sosyal güvenlik
destek primine tabi olanlar için bunların işverenleri,
b) 4 üncü maddenin
birinci fıkrasının (b) bendine tabi olanlar ile bu kapsamda sayılan kişilerden sosyal güvenlik destek primine
tabi olanlar, isteğe bağlı sigortalı olanlar ve 60 ıncı maddenin birinci
fıkrasının (b), (d) ve (g) bentlerinde sayılan kişilerin kendileri,
c) 60 ıncı maddenin
birinci fıkrasının (c) bendinde sayılan kişiler için Maliye Bakanlığı,
d) 60 ıncı maddenin
birinci fıkrasının (e) bendinde sayılan kişiler için Türkiye İş Kurumu,
e) 5 inci maddenin birinci
fıkrasının (b) bendinde belirtilen aday çırak, çırak ve işletmelerde beceri
eğitimi görenler ile meslek liselerinde zorunlu staja tabi tutulan öğrenciler
için Milli Eğitim Bakanlığı veya bu öğrencilerin eğitim gördükleri okullar,
yüksek öğrenim sırasında zorunlu staja tabi tutulan öğrenciler için öğrenim
gördükleri yüksek öğretim kurumu,
f) 5 inci maddenin
birinci fıkrasını (c) bendine tabi olanlar için işverenleri veya kendileri,
Prim ödeme yükümlüsüdür.
4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olanların her ay için otuz tam gün
prim ödemesi zorunludur.
Sigortalı, genel sağlık
sigortalısı veya isteğe bağlı sigortalı olanlar hariç olmak üzere 84 üncü
maddenin birinci fıkrasının (f) bendinde belirtilenler prim yükümlüsü sayılmaz.
Primlerin ödenmesi
MADDE 88.- 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalıları çalıştıran
işveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak
kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak sigortalı hissesi
prim tutarlarını ücretlerinden keserek ve işveren hissesi prim tutarlarını da
bu tutara ekleyerek en geç ertesi ayın sonuna kadar Kuruma öder.
Hak edilen ve fakat
ödenmemiş olan ücretler üzerinden hesaplanacak primler hakkında da birinci
fıkradaki hüküm uygulanır.
87 nci maddenin birinci
fıkrasının (b) bendinde belirtilen yükümlüler her aya ait primleri ilgili ayın
sonuna kadar Kuruma öderler. Bu kişilerin sosyal güvenlik destek primleri,
aylıklarından kesilmek suretiyle tahsil edilir.
4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (c) bendinde belirtilen sigortalıları çalıştıran işverenler
çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı
üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden
keserek ve kendisine ait prim tutarlarını da bu tutara ekleyerek en geç
ödemenin yapıldığı tarihi takip eden onbeş gün içinde Kuruma öderler.
87 nci maddenin birinci
fıkrasının (c) ve (d) bentlerinde belirtilen yükümlüler her aya ait primleri
ilgili ayın sonuna kadar Kuruma öderler.
Kuruma fiilen ödenmeyen
prim tutarları gelir vergisi ve kurumlar vergisi uygulamasında gider yazılamaz.
Bu Kanunun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olanların prim
borçları, sattıkları tarımsal ürün bedellerinden borç tutarını geçmemek
şartıyla % 1 ila % 3 oranları arasında olmak üzere kesinti yapılmak suretiyle
tahsil etmeye Kurum yetkilidir.
Prim borçları katma değer
vergisi iade alacağından mahsubu suretiyle de ödenebilir. Bu takdirde katma
değer vergisi iade hakkı sahibi kendisinin, mal veya hizmet satın aldığı veya
iştirak veya ortaklık ilişkisi içinde bulunduğu işverenlerin prim borçları için
de mahsup talep edebilir. Bu işverenlerin mahsup talebinde bulundukları ayda
muaccel olan prim borçlarının birinci
fıkrada belirtilen ödeme sürelerini izleyen onbeş gün içinde mahsup suretiyle
ödenmesi halinde yasal süresi içinde ödendiği kabul edilir. Ancak prim
borçlarının katma değer vergisi iade alacağından mahsup suretiyle ödenmesi
talebinde bulunulduğu halde, mahsup edilemeyen veya eksik mahsup edilen prim
borçları için yukarıda belirtilen ödeme sürelerini izleyen aydan başlanarak
gecikme cezası ve zammı uygulanır.
Kurum, prim ve her türlü
alacaklarını, işverenlere olan borçlarından mahsup etmek suretiyle tahsil
etmeye yetkilidir.
Primlerin özel ödeme
şekilleri kullanılmak suretiyle ödenmesi zorunluluğunu getirmeye ve primlerin
yatırılacağı tahsilat kuruluşlarını belirlemeye Kurum yetkilidir.
Kurumun süresi içinde
ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde Amme Alacaklarının Tahsil
Usûlü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç, diğer
maddeleri uygulanır. Kurum, Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun
uygulanmasında Maliye Bakanlığı ile diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere
verilen yetkileri kullanır.
Yapılacak takip sonunda
tahsili imkansız veya tahsil için yapılacak giderlerin alacaktan fazla
bulunduğu anlaşılan Kurum alacaklarının terkin miktarını belirlemeye ve terkin
etmeye Kurum yetkilidir.
Kurumun prim ve diğer
alacaklarının tahsilinde Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun
uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı
biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir. Yetkili iş mahkemesine
başvurulması alacakların takip ve tahsilini durdurmaz.
Kurumun sigorta primleri
ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde
ödenmez ise, kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri,
tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri
görevleri ile ilgili olarak Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve
müteselsilen sorumludur.
Kurum, kamu idarelerinde
işyerinin özelliği nedeniyle primlerin farklı zamanlarda ödeme süresini
belirlemeye yetkilidir. Kurum, her türlü alacaklarının tahsili için en geç bir
yıl içinde icra yoluna başvurmak zorundadır. Bu süre içinde icra yoluna
başvurmayan Kurum yetkili personeli hakkında ayrıca genel hükümlere göre
kovuşturma yapılır.
Bu maddenin uygulanmasına
ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Prim borçlarına halef olma, gecikme cezası ve zammı ile
iadesi gereken primler
MADDE 89.- Sigortalıların
çalıştırıldığı işyeri başka bir işyeri ile birleşir, devredilir veya intikal ederse, eski işverenin Kuruma olan
sigorta primi ile gecikme cezası ve zammı ve faiz dahil tüm borçlarından aynı
zamanda yeni işveren de müştereken ve müteselsilen sorumludur. Bu hükme aykırı
sözleşme hükümleri Kuruma karşı geçersizdir.
Kurumun prim ve diğer
alacakları süresi içinde ve tam olarak ödenmezse, ödenmeyen kısmı sürenin
bittiği tarihten itibaren ilk üç aylık sürede her ay için % 3 oranında, gecikme
cezası uygulanarak artırılır. Bulunan bu tutara, ödeme süresinin bittiği
tarihten başlamak üzere borç ödeninceye kadar her ay için ayrı ayrı Hazine
Müsteşarlığınca açıklanacak bir önceki aya ait Yeni Türk Lirası cinsinden
iskontolu ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetlerinin aylık ortalama faizi
bileşik bazda uygulanarak gecikme zammı hesaplanır. Ancak, ödemenin yapıldığı
ay için gecikme zammı günlük hesaplanır. Dava ve icra takibi açılmış olsa bile,
prim ve diğer Kurum alacaklarının ödenmemiş kısmı için gecikme zammı tahsil
edilir.
Yanlış veya yersiz
alınmış olduğu tespit edilen primler alındıkları tarihten on yıl geçmemiş ise,
hisseleri oranında işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara veya
genel sağlık sigortalılarına veya hak sahiplerine kanuni faizi ile birlikte geri verilir. Kanunî faiz, primin
Kuruma yatırıldığı tarihi takip eden aybaşından, iadenin yapıldığı ayın başına
kadar geçen süre için hesaplanır. Ancak Borçlar Kanununun 65 inci maddesi
hükümleri saklıdır.
Prim iadesi nedeniyle,
sigortalıların, isteğe bağlı sigortalıların, genel sağlık sigortalılarının
aylık, gelir, ödenek ve sağlık hizmetlerinden yararlanma şartlarını yitirmeleri
durumunda bu Kanuna göre ödenen aylık, gelir
ve ödenekler ile sağlanan sağlık hizmetleri durdurulur. Yanlış veya
yersiz yapılan masraflar 96 ncı madde hükümlerine göre ilgililerden geri
alınır.
İlişiksizlik belgesinin aranması
MADDE 90.- Kamu idareleri
ile döner sermayeli kuruluşlar ve bankalar, ihale yolu ile yaptırılan her türlü
işleri üzerine alanları ve bunların adreslerini Kuruma bildirmekle yükümlüdür.
İşverenlerin hak
edişlerinin, Kuruma, ihale konusu işin yapıldığı süreye ilişkin borçlarının
olmaması kaydıyla ödenmesi, kesin teminatlarının ise ihale konusu işle ilgili
olarak Kuruma borçlarının bulunmadığının tespit edilmesinden sonra iadesi
esastır.
Hak edişlerin ödenmesi ve
teminatın geri verilmesine ait işlemlerin usûl ve esasları Bakanlar Kurulunca
çıkarılacak yönetmelikle tespit edilir.
Valilikler, belediyeler,
il özel idareleri ve ruhsat vermeye yetkili diğer merciler tarafından, geçici
iskân veya yapı kullanma izin belgesi verilmeden önce ilgililerden bu bina
inşaatı işyerlerinden dolayı Kuruma borçlarının bulunmadığına dair Kurumca
düzenlenmiş bir belgenin istenmesi zorunludur.
Bu maddede belirtilen
yükümlülükler yerine getirilmeden hak ediş ödenmesi, kesin teminatın iade
edilmesi veya geçici iskân izin belgesi ve yapı kullanma izin belgesi verilmesi
hallerinde, ilgililer hakkında genel hükümlere göre idarî ve cezaî işlem
yapılır.
Afet durumunda belgelerin verilme süresi ve primlerin
ertelenmesi
MADDE 91.- İşyerleri
yangın, su baskını, yer kayması, deprem gibi afete uğrayan, tabii afet
nedeniyle tarımsal faaliyetinden dolayı zarar gören işverenler ile 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılar bu durumu
belgelemeleri kaydıyla olayın meydana geldiği tarihten itibaren üç ay içinde
talepte bulunmaları halinde, prim ödeme aczine düştüklerinin Kurumca yapılacak
inceleme sonucu anlaşılması kaydıyla, afet tarihinden önce ödeme süresi dolmuş
mevcut prim borçları ile afetin meydana geldiği tarihten itibaren tahakkuk
edecek üç aylık prim borçları, olayın meydana geldiği tarihten itibaren bir
yıla kadar ertelenebilir.
Birinci fıkrada
belirtilen durumlarda, afetin meydana geldiği ayda verilmesi gereken prim
belgeleri, afetin meydana geldiği ayı takip eden üç ay içinde Kuruma verildiği
takdirde süresinde verilmiş sayılır.
Umumi Hayata Müessir
Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun
uyarınca genel hayatı etkilediğine karar verilen afetler nedeniyle, afet
bölgesinde doğrudan veya dolaylı olarak zarar gören işverenlerle sigortalı ve
hak sahiplerinin bu Kanuna göre vermekle yükümlü oldukları belgelerin verilme
süresi ile ödenmesi gereken primlerin ve diğer Kurum alacaklarının ödeme
sürelerini bu Kanundaki sürelere bağlı olmaksızın, afet bölgesindeki şartları
ve gelişmeleri göz önünde tutarak belirlemeye ve ertelemeye Kurum yetkilidir.
Prim borcunun ertelendiği
sürede zamanaşımı işlemez ve ertelenen kısmına gecikme cezası ve zammı
uygulanmaz.
BEŞİNCİ KISIM
Ortak ve Çeşitli Hükümler
BİRİNCİ BÖLÜM
Ortak Hükümler
Sigortalılığın zorunlu oluşu, sona ermesi ve sosyal güvenlik
sicil numarası
MADDE 92.- Kısa ve uzun
vadeli sigortalar ile genel sağlık sigortası kapsamındaki kişilerin sigortalı
olması zorunludur. Bu Kanunda yer alan sigorta hak ve yükümlülüklerini ortadan
kaldırmak, azaltmak veya başkasına devretmek için sözleşmelere konulan hükümler
geçersizdir.
Sigortalılık, bu Kanunda
sayılan sigortalı sayılma şartlarının kaybedilmesi veya ölüm halinde sona erer.
Sigortalılar, isteğe
bağlı sigortalılar ile bunların hak sahiplerinin; genel sağlık sigortalıları ve
bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilerin tescil ve diğer tüm işlemlerinde
sosyal güvenlik numarası olarak Türk vatandaşları için T. C. kimlik numarası,
yabancı uyruklu kişiler için ise Kurumca verilecek sosyal güvenlik numarası
kullanılır.
Devir, temlik ve Kurum alacaklarında zamanaşımı
MADDE 93.- Bu Kanun
gereğince ilgililerin Kurum nezdinde doğan hiçbir alacağı devir ve temlik
edilemez.
Kurumun prim ve diğer
alacakları ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden günden başlayarak on yıl
içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar. Zamanaşımından sonra rızaen yapılan
ödemeler kabul edilir. Ancak, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine
tabi sigortalıların zamanaşımı nedeniyle prim ödenmeyen süreleri sigortalılık süresinden sayılmaz ve bu
süreye ilişkin sigortalılık hak ve yükümlülükleri düşer.
Bu Kanuna dayanılarak
Kurumca açılacak tazminat ve rücû davaları on yıllık zamanaşımına tabidir.
Zamanaşımı tarihi; rücu konusu gelir ve aylıklar bakımından Kurum onay
tarihinden, hizmet tespiti nedeniyle doğan prim ve diğer alacaklar bakımından
ise mahkeme kararın kesinleşme tarihinden, Kurum veya diğer kamu idarelerinin
denetim ve kontrolle görevlendirilen
memurları tarafından yapılan tespitler sonucunda ise rapor tarihinden veya bu
idareler tarafından düzenlenen belgelerden doğmuşsa belge tarihini takip eden yıl başından itibaren başlar.
Kontrol muayenesi
MADDE 94.- Kurum
yürütülen soruşturma kapsamıyla sınırlı olmak üzere;
a) Sağlık hizmeti alan
genel sağlık sigortalısından veya bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilerden,
sağlık hizmetinin gerçekten alınıp alınmadığını,
b) Sigortalının, isteğe
bağlı sigortalının veya bunların hak sahiplerinin malullük, iş göremezlik
raporlarında belirtilen rahatsızlıklarının mevcut olup olmadığını,
Tespit amacıyla kontrol
muayenesi ve tetkiklerinin yaptırılmasını talep edebilir.
Malûllük aylığı veya
sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış sigortalılar, malûllük durumlarında
artma veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç olduğunu ileri sürerek aylık
ve gelirlerinde değişiklik yapılmasını isteyebilecekleri gibi, Kurum da bunlar
ve aylık veya gelir bağlanan çalışamayacak durumdaki malûl çocuklar için
kontrol muayenesi talep edebilir.
Gerek Kurumca yaptırılan
kontrol muayenesinde, gerekse sigortalının isteği üzerine veya işe alıştırma
sonunda yapılan muayenesinde yeniden tespit edilecek malûllük durumuna göre,
malûllük aylığı veya sürekli iş göremezlik geliri, yeni malûllük durumuna esas
tutulan raporun tarihini takip eden ödeme dönemi başından başlanarak gerekirse
artırılır, azaltılır veya kesilir.
Çalışamayacak derecede
malûl çocuklara bağlanmış bulunan gelir ve aylıklar, kontrol muayenesi sonunda
tespit edilecek malûllük durumuna göre, gerekirse rapor tarihinden sonraki
ödeme dönemi başından itibaren kesilir.
Kabul edilebilir bir özrü
olmadığı halde, kontrol muayenesini Kurumun yazılı bildiriminde belirtilen
tarihten sonraki ödeme dönemi başına kadar yaptırmayan sigortalının malûllük
aylığı veya sürekli iş göremezlik geliri, gelir veya aylık bağlanan
çalışamayacak durumda malûl çocukların ise kendilerine bağlanmış olan gelir
veya aylık, kontrol muayenesi için belirtilen tarihten sonraki ödeme dönemi
başından başlayarak kesilir.
Ancak, kontrol
muayenesini Kurumun yazılı bildiriminde belirtilen tarihten başlayarak üç ay
içinde yaptıran ve malûllük veya sürekli iş göremezlik halinin devam ettiği
tespit edilen sigortalının veya aylık ya da gelir bağlanmış olan malûl çocuğun
kesilen aylık veya geliri kesildiği tarihten başlanarak yeniden bağlanır.
Kontrol muayenesini
Kurumun yazılı bildiriminde belirtilen tarihten üç ay geçtikten sonra yaptıran
ve malûllük veya sürekli iş göremezlik halinin devam ettiği tespit edilen
sigortalının malûllük aylığı veya yeni sürekli iş göremezlik derecesine göre
hesaplanacak geliri, gelir veya aylık bağlanan çalışamayacak durumda malûl
çocukların ise almakta oldukları gelir veya aylık rapor tarihinden sonraki
ödeme dönemi başından başlanarak yeniden bağlanır.
Bu maddenin uygulanmasına
ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Sağlık raporlarının usûl ve esaslarının belirlenmesi
MADDE 95.- Bu Kanun
gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı,
geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası
ve meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik derecesiyle birlikte çalışma
gücünün kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usûl ve
esaslarını, bu raporları vermeye yetkili hekim ve sağlık kurumlarını ve sözü
edilen kurumların sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usûlüne uygun
olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen hekim veya
kuruma iade ederek yeterli vasıflara haiz şekilde yeniden düzenlenmesini
istemeye Kurum yetkilidir.
Usûlüne uygun sağlık
kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin
incelenmesiyle; iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen iş
göremezlik derecesiyle çalışma gücünün kaybına veya çalışma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usûlüne uygun
düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca
verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık
Kurulunca karara bağlanır.
Bu maddenin uygulamasına
ilişkin usûl ve esaslar Sağlık Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı
yönetmelikle düzenlenir.
Yersiz ödemelerin geri alınması
MADDE 96.- Kurumca
işverenlere, sigortalılar ve isteğe bağlı sigortalılar ile bunların hak
sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu
kişilerine fazla veya yersiz olarak
yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
a) Kasıtlı veya kusurlu
davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en
fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
b) Kurumun hatalı
işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en
fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği
tarihten itibaren üç ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, üç aylık sürenin
dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan,
İtibaren hesaplanacak
olan kanunî faizi ile birlikte varsa Kurumdaki her türlü alacağından kesilerek,
yoksa genel hükümlere göre geri alınır.
Alacakların yersiz
ödemelere mahsubu, en eski borçtan başlanarak borç aslına yapılır, kanuni faiz
kalan borca uygulanır. Bu hüküm ilgili hak sahiplerinin muvafakat etmeleri
kaydıyla aynı dosyadan diğer bir hak sahibine yapılan yersiz ödemelere
mahsubunda da uygulanır.
Yersiz ödemenin gelir ve
aylıklardan kesilmesinde, kesintinin başlayacağı ödeme dönemi başı itibarıyla
kanuni faizi ile birlikte hesaplanan borç tutarı, gelir ve aylıktan % 25
oranında kesilmek suretiyle uygulanır.
Yersiz ödemelerin tespiti
ile geri alınmasına ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar
Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Zamanaşımı, hakkın düşmesi ve avans
MADDE 97.- Bu Kanunda
aksine hüküm bulunmayan hallerde, kısa vadeli sigortalarda iş kazası ve meslek
hastalığı ve ölüm sigortasından hak kazanılan gelir ve aylıklar, hakkı doğuran
olay tarihinden itibaren beş yıl içinde istenmezse zamanaşımına uğrar. Bu
durumda olanların gelir ve aylıkları, yazılı istek tarihini takip eden ödeme
döneminden itibaren başlar. İş kazası, meslek hastalığı, analık ve ölüm
sigortalarından kazanılan diğer haklar, hakkı doğuran olay tarihinden itibaren
beş yıl içinde istenmezse düşer.
Bu Kanuna göre bağlanan
gelir ve aylıklarını tahakkuk ettirildiği tarihlerden itibaren aralıksız altı
ay sonuna kadar tahsil etmeyenlerin gelir ve aylıkları, gelir ve aylık bağlanma
şartlarının devam edip etmediğinin tespiti amacıyla durdurulur. Geçici iş
göremezlik ödeneğini veya herhangi bir döneme ilişkin gelir veya aylığını beş
yıl içinde almayanlara söz konusu ödenek, gelir veya aylık ödenmez.
Kuruma müracaat etmemenin
haklı bir sebebe dayandığını genel hükümlere göre ispat edenler hakkında
yukarıdaki hükümler uygulanmaz. Ölümü öğrenememiş olmak, ispat edilmek
şartıyla, mücbir sebep sayılır.
Genel sağlık sigortası
hükümlerine göre sigortalı veya sigortalının bakmakla yükümlü olduğu kişilerin
alacakları, hakkı doğuran olayın öğrenildiği tarihten itibaren iki yıl içinde
istenmezse zamanaşımına uğrar, hakkı doğuran olay tarihinden itibaren ise beş
yıl sonunda düşer.
Kurumca gelir, aylık veya
toptan ödeme işlemlerine başlanmış bulunan ve gelir veya aylık bağlanmasına
veya toptan ödeme yapılmasına hak kazandığı anlaşılan sigortalı veya hak
sahipleri ile genel sağlık sigortasından genel sağlık sigortalılarına ve sağlık
hizmeti sunucularına tahakkuk etmiş alacakları tahakkuk tarihinde veya
sözleşmede belirlenen vadesi içinde ödenir. İşlemlerin gecikmesi halinde
tahakkuk eden tutarın % 50'si ila % 90'ı arasındaki tutar, son ödeme tarihini
takip eden ilk iş gününde alacaklarından kesilmek üzere, alacaklılara avans
olarak ödenir.
Ücretlerden kesinti yapılmaması, özel sigorta mevzuatı
hükümleri ve sosyal güvenlik sözleşmelerinin yürütülmesi
MADDE 98.- İşveren,
sosyal sigortalar için kendisine düşen yükümlülükler nedeniyle sigortalıların
ücretlerinden kesinti yapamaz. Özel sigortalara ilişkin mevzuat hükümleri, bu
Kanun hükümlerinin yorumlanmasında dikkate alınmaz.
Bu Kanun gereğince sağlık
hizmetlerinden yararlananların ödemekle yükümlü oldukları katılım payları, özel
sigorta şirketleri tarafından teminat veya ödeme konusu yapılamaz.
Sosyal güvenlik
sözleşmeleri veya çok taraflı anlaşmalar kapsamında yapılacak her türlü
işlemler ve hesaplaşmalar Kurum tarafından yürütülür. İlgili anlaşmalarda
irtibat kurumuna yapılan atıflar, Kuruma yapılmış sayılır.
İKİNCİ BÖLÜM
Çeşitli Hükümler
Sosyal güvenlikle ilgili düzenlemeler ve bildirimler
MADDE 99- Sosyal güvenlik
hak ve yükümlülükleri ile ilgili yapılacak her türlü kanunî düzenlemeler bu
Kanunda yapılır.
Bu Kanun gereğince
yapılacak bildirimler hakkında, 11.2.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat
Kanunu hükümleri uygulanır.
Bilgi ve belge isteme hakkı, bilgi ve belgelerin Kuruma
verilme usulü
MADDE 100.- Kurum, bu
Kanun hükümlerine ilişkin yapılan soruşturmalar hakkında mahkemelerden ve
savcılıklardan, kamu ve özel hukuk tüzel kişilerinden, gerçek kişilerden bilgi
ve belge isteyebilir.
Kurum, bu Kanun gereği
verilecek her türlü belge veya bilginin internet, elektronik ve benzeri ortamda
gönderilmesi hususunda gerçek ve tüzel kişileri zorunlu tutmaya yetkilidir.
Belge veya bilgileri
internet, elektronik ve benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulan gerçek ve
tüzel kişilerin, Kurumun bilgi işlem sistemlerinin herhangi bir nedenle hizmet
dışı kalması sonucu belge ve bilgiyi bu Kanunda öngörülen sürenin son gününde
Kuruma gönderememesi ve muhteviyatı primleri de yasal süresi içinde ödeyememesi
halinde, sorunların ortadan kalktığı tarihi takip eden ikinci işgününün sonuna
kadar belge veya bilgiyi gönderir ve muhteviyatı primleri de aynı sürede Kuruma
öder ise bu yükümlülükleri Kanunda öngörülen sürede yerine getirmiş kabul
edilir.
Bu maddenin uygulanması
ile ilgili usul ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Vergi, resim ve harç istisnası ile uyuşmazlıkların çözüm
yeri
MADDE 101.- Kurum
tarafından yapılan bütün işlemler ile bu işlemler için ilgililere verilmesi
veya bunlardan alınması gereken her türlü evrak ve bunların suretleri ile
Kurumun taraf olduğu dava ve icra takipleri her türlü vergi, resim ve harçtan
müstesnadır.
Bu Kanunun
uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar, yetkili iş mahkemelerinde, iş mahkemesi
bulunmayan yerlerde bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür.
ALTINCI KISIM
İdarî Para Cezaları ve Fesih Hükümleri
Kurumca verilecek idarî para cezaları
MADDE 102.- Kurumca
dayanağı belirtilmek suretiyle diğer kanunlarda suç oluştursa dahi ayrıca bu
Kanunun;
a) 8 inci maddenin
birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri ile 61 inci maddede belirtilen
belge ve bildirgeleri; yazılı olarak Kurumca belirlenen şekle ve usule uygun
vermeyenler veya Kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle
zorunlu tutulduğu halde anılan ortamda göndermeyenler veya bu Kanunda
belirtilen süre içinde vermeyenler her bir sigortalı için aylık asgarî ücret
tutarında, bildirilmeyen sigortalıların çalışma izninin olmaması durumunda
asgarî ücretin iki katı tutarında idarî para cezası uygulanır.
b) 11 inci maddede
belirtilen bildirgeyi yazılı olarak Kurumca belirlenen şekle ve usule uygun
vermeyenler veya Kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle
zorunlu tutulduğu halde anılan ortamda göndermeyenler veya bu Kanunda
belirtilen süre içinde Kuruma vermeyenlere;
1) Kamu idareleri ile
bilanço esasına göre defter tutmak zorunda olanlar için asgarî ücretin üç katı
tutarında,
2) Diğer defterleri
tutmak zorunda olanlar için asgarî ücretin
iki katı tutarında,
3) Defter tutmakla
yükümlü olmayanlar için bir aylık asgarî ücret tutarında,
İdarî para cezası
uygulanır.
c) 86 ncı maddenin
birinci fıkrası uyarınca verilmesi gereken belgeleri yazılı olarak Kurumca
belirlenen usûlde vermeyenler ya da Kurumca internet, elektronik veya benzeri
ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde anılan ortamda göndermeyenler veya
belirlenen süre içinde vermeyenlere her bir fiil için;
1) Belgenin asıl olması
halinde aylık asgarî ücretin üç katını geçmemek kaydıyla Kuruma verilmiş
belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına aylık asgarî ücretin beşte biri
tutarında,
2) Belgenin ek olması
halinde Kuruma verilmiş olan her bir ek belge için aylık asgarî ücretin sekizde
biri tutarında,
3) Ek belgenin 86 ncı
maddenin beşinci fıkrasına istinaden Kurumca re'sen düzenlenmesi durumunda
aylık asgarî ücretin yarısı tutarında,
4) Belgenin mahkeme
kararı ile veya Kurum veya diğer kamu idarelerinin denetim ve kontrolle
görevlendirilmiş memurlarınca yapılan tespitler sonucunda veya bu idareler
tarafından düzenlenen belgelerden hizmetleri veya kazançları Kuruma
bildirilmediği veya eksik bildirildiği anlaşılan sigortalılarla ilgili olması
halinde, belgenin asıl veya ek nitelikte olup olmadığı, işverence düzenlenip
düzenlenmediği dikkate alınmaksızın aylık asgarî ücretin üç katı tutarında,
İdarî para cezası
uygulanır.
d) 59 uncu madde uyarınca
Kurumun defter ve belge incelemeye yetkili denetim ve kontrolle
görevlendirilmiş memurları tarafından veya 59 uncu maddenin beşinci fıkrasında
belirtilen yeminli malî müşavirlerce düzenlenen raporlara istinaden Kuruma
bildirilmediği tespit edilen eksik işçilik tutarının mal edildiği her bir ay
için aylık asgarî ücretin üç katı tutarında idarî para cezası uygulanır.
e) 86 ncı maddenin ikinci
fıkrasındaki yükümlülüğü Kurumca yapılan yazılı ihtara rağmen onbeş gün içinde
mücbir sebep olmaksızın yerine getirmeyenlere;
1) Bilanço esasına göre
defter tutmakla yükümlü iseler aylık asgarî ücretin oniki katı tutarında,
2) Diğer defterleri
tutmakla yükümlü iseler aylık asgarî ücretin altı katı tutarında,
3) Defter tutmakla
yükümlü değil iseler asgarî ücretin üç katı tutarında,
4) Defter ve belgelerin
ibraz edilmemesi nedeniyle verilmesi gereken ceza tutarını aşmamak kaydıyla;
defter ve belgelerin tümünü verilen süre içinde ibraz etmekle birlikte,
kullanılmaya başlanmadan önce tasdik ettirilmesi zorunlu olduğu halde tasdiksiz
tutulmuş olan defterler, kanuni tasdik süresi geçtikten sonra tasdik ettirilmiş
olan defterlerin tasdik tarihinden önceki kısmı, işçilikle ilgili giderlerin
işlenmemiş olduğu tespit edilen defterler, sigorta primleri hesabına esas
tutulan kazançların kesin olarak tespitine imkan vermeyecek şekilde usulsüz,
karışık veya noksan tutulmuş defterler, herhangi bir ay için sigorta primleri
hesabına esas tutulması gereken kazançların ve kazançlarla ilgili ödemelerin
(sigorta primine esas kazancın ödemeye bağlı olduğu durumlar dahil) o ayın
dahil bulunduğu hesap dönemine ait defterlere işlenmemiş olması halinde o aya
ait defter kayıtları, Vergi Usul Kanunu gereğince bilanço esasına göre defter
tutulması gerekirken işletme hesabı esasına göre tutulmuş defterler geçerli
sayılmaz ve bu geçersizlik hallerinin her biri için, aylık asgarî ücretin
yarısı tutarında,
İşverenler tarafından
ibraz edilen aylık ücret tediye bordrosunda; işyerinin sicil numarası,
bordronun ilişkin olduğu ay, sigortalının adı, soyadı, sigortalının T.C kimlik numarası,
ücret ödenen gün sayısı, sigortalının ücreti,
ödenen ücret tutarı yer alır. Ücretin alındığına dair sigortalının
imzasını ihtiva etmeyen (makbuz mukabilinde veya banka kanalıyla yapılan
ödemeler hariç) ücret tediye bordroları geçerli sayılmaz ve bu geçersizlik
hallerinin her biri için aylık asgari ücretin yarısı tutarında,
İdari para cezası
uygulanır.
Verilen süre dışında
ibraz edilen defter ve belgelerin tümünün veya bir bölümünün geçersiz olması
durumunda tutulan defter türü de dikkate alınarak bu bendin sadece 1, 2 ve 3
numaralı alt bentlerine göre idari para cezası uygulanır.
f) 86 ncı maddenin
dördüncü fıkrasında ve 85 inci maddenin beşinci fıkrasında belirtilen
yükümlülükleri belirtilen sürede yerine getirmeyenlere aylık asgarî ücretin iki
katı tutarında idarî para cezası uygulanır.
g) 8 inci maddenin üçüncü
fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen kurum ve kuruluşlar ile
gerçek ve tüzel kişilere aylık asgarî ücret tutarında idarî para cezası
uygulanır.
h) Sağlık hizmeti sunulmadığı
halde sağlık hizmetini fatura edenler; faturayı veya faturaya dayanak oluşturan
belgeleri gerçeğe aykırı olarak düzenleyenler; 64 üncü madde gereğince kapsam
dışı tutulan sağlık hizmetlerini kapsam içinde olan sağlık hizmetleri gibi
gösterenler; sağlık hizmetlerine hak kazanmayan kişilere sundukları sağlık
hizmetlerini fatura edenler hakkında bu fiilleri nedeniyle Kurumun yersiz
ödediği tutarın beş katı idarî para cezası uygulanır.
ı) 71 inci maddede yer
alan kimlik tespiti yükümlülüğünü yapmayan ve bu nedenle Kurumun zarara
uğramasına sebebiyet veren sağlık hizmeti sunucularından uğranılan zararın beş
katı idarî para cezası uygulanır.
j) Kurumun mahsup
suretiyle tahsilini yaptığı haller hariç olmak üzere, 68 inci madde gereğince
alınması gereken katılım paylarını tahsil etmeyen sağlık hizmeti sunucularına,
fiilîn her tekrarında tahsil edilmeyen katılım payının on katı tutarında idarî
para cezası uygulanır.
k) 63 üncü madde gereği
Kurumca sağlanan yardımcı üreme yöntemlerinin tıbbi etik dışında uygulanması
halinde bu fiili işleyen sağlık hizmeti sunucularına Kurumca vaka için yapılan
tedavi masrafının beş katı tutarında idari para cezası uygulanır.
İdari para cezası
uygulanması 8 inci, 11 inci ve 86 ncı maddelerde belirtilen belgelerin Kuruma
verilmesi yükümlülüğünü kaldırmaz.
İdarî para cezaları
ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde
ödenir veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur.
Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren
yasal süresi içinde idare mahkemesine başvurabilirler.
Mahkemeye başvurulması
idarî para cezasının takip ve tahsilini durdurmaz. Tebliğ tarihinden itibaren
onbeş gün içinde ödenmeyen idarî para cezaları, 89 uncu madde hükmü gereğince
hesaplanacak gecikme cezası ve zammı ile birlikte tahsil edilir.
Fiilîn işlendiği günden
itibaren beş yıl içinde tebliğ edilmeyen idarî para cezaları zamanaşımına
uğrar.
Kendilerine yapılan
tebligat tarihinden itibaren onbeş gün içinde idarî para cezasını itiraz
etmeden ödeyenlerin bu borçları dörtte
bir oranında terkin edilerek tahsil
edilir.
İdari yaptırımlar ve fesih
MADDE 103.- Kurumca
yapılan inceleme neticesinde haksız menfaat temin etmek maksadıyla;
a) Sağlık hizmeti
sunulmadığı halde sağlık hizmetini fatura ettiği,
b) Faturayı veya faturaya
dayanak oluşturan belgeleri gerçeğe aykırı olarak düzenlediği,
c) 64 üncü madde
gereğince kapsam dışı tutulan sağlık hizmetlerini kapsam içinde olan sağlık
hizmetleri gibi gösterdiği,
d) Sağlık hizmetlerine
hak kazanmayan kişilere sağlık hizmeti sunarak Kuruma fatura ettiği,
Tespit edilen sağlık
hizmeti sunucuları hakkında genel hükümlere göre ceza kovuşturması yapılır. Bu
fiiller nedeniyle Kurumun yersiz ödediği tutar 96 ncı maddeye göre geri alınır.
Ayrıca bu fiilî işleyen sağlık hizmeti sunucularının varsa Kurum ile yaptıkları
sözleşmeleri; ilk fiilde bir ay, ilk fiilden itibaren iki yıllık dönem
içerisindeki tekrarı halinde üç ay, aynı dönem içerisinde ikinci kez tekrarı
halinde ise bir yıl süreyle fesih edilir.
Yukarıdaki fıkranın (d)
bendi hariç olmak üzere anılan fiillerin sözleşmesiz sağlık hizmet sunucuları
tarafından işlenmesi halinde bir yıl süreyle 73 üncü maddenin yedinci fıkrası
kapsamındaki sağlık hizmet sunucularına uygulanan yaptırımlar uygulanır. Sağlık
hizmet sunucusu bu süre içerisinde bu durumu sağlık hizmeti alan tüm kişilere
yazılı olarak bildirmek zorundadır. Bildirilmeyen kişilerin fatura bedelleri
Kurum tarafından ödenerek, sağlık hizmet sunucusundan iki katı olarak tahsil
edilir.
Ayrıca yukarıdaki
fıkralarda belirtilen fiillerin işlenmesinde haksız menfaat temin etmek
maksadıyla iştirak eden sağlık personelinin, en az bir yıl süreyle genel sağlık
sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere sunduğu sağlık hizmeti bedelleri
Kurum tarafından ödenerek, sağlık hizmeti sunucusundan iki katı tutarında
tahsil edilir.
71 inci maddede yer alan
kimlik tespiti yükümlülüğünü yapmayan ve bu nedenle bir başka kişiye sağlık
hizmeti sunulması nedeniyle Kurumun zarara uğramasına sebebiyet veren sağlık
hizmeti sunucularından uğranılan zarar geri alınır.
63 üncü madde gereği
Kurumca sağlanan yardımcı üreme yöntemlerinin tıbbi etik dışında uygulanması
halinde bu fiili işleyen sağlık hizmeti sunucuları ile yapılmış olan
sözleşmeler bu tıbbi hizmet bakımından süresiz fesih edilerek yenilenmez.
Ayrıca bu fiilin işlenmesinde iştiraki olan sağlık personelinin, genel sağlık
sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere sunduğu sağlık hizmeti
bedelleri sağlık hizmet sunucusuna ödenmez.
YEDİNCİ KISIM
Yürürlükten Kaldırılan, Değiştirilen, Son ve Geçici Hükümler
BİRİNCİ BÖLÜM
Değiştirilen ve
Yürürlükten Kaldırılan Hükümler
Diğer kanunlardaki atıflar
MADDE 104.- Bu Kanunla
yürürlükten kaldırılmayan hükümleri saklı kalmak kaydıyla, 506 sayılı, 1479
sayılı, 2925 sayılı, 2926 sayılı ve 5434 sayılı kanunlara yapılan atıflar ile
diğer kanunlarda sosyal sigorta haklarına, yardımlarına ve yükümlülüklerine,
sigortalılığa ve hak sahipliği şartlarına, sağlık hizmetlerinin veya tedavi
bedellerinin ödenmesine ilişkin yapılan atıflar bu Kanunun ilgili maddelerine
yapılmış sayılır.
27.7.1967 tarihli ve 926
sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda kadrosuzluk tazminatının
ödenmesine ilişkin T.C. Emekli Sandığına yapılmış olan atıf ile diğer kanunlarda
T.C. Emekli Sandığına, Sosyal Sigortalar Kurumuna, Bağ-Kur'a yapılmış atıflar
Kuruma yapılmış sayılır.
Değiştirilen hükümler
MADDE 105.- a) 8.6.1949
tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun;
1) Ek 19 uncu maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Ek Madde 19.- Vazife
malulü erlerle, bunların dul ve yetimlerine ödenecek aylık veya gelirlerin alt
sınırı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 27 nci veya 33
üncü maddeleri hükümlerine göre belirlenir.
2) Ek 70 inci maddesinin
birinci fıkrasında geçen "Sandık iştirakçilerine ödenmekte olan;"
ibaresi "Emekli ikramiyesinin hesabında;" şeklinde değiştirilmiştir.
b) 17.10.1983 tarihli ve
2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununun;
1) 21 inci maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 21.- Yaşlılık
aylığı bağlanmasına hak kazanan sigortalıya, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanununun 29 uncu maddesinde belirtilen esaslara göre aylık bağlanır.
2) 30 uncu maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 30.- Bu Kanunun
gerektirdiği her türlü yardım ve ödemeler için sigortalılardan % 12,5'i genel
sağlık sigortası primi olmak üzere % 32,5 oranında prim alınır.
c) 29.5.1986 tarihli ve
3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanununun 2 nci maddesinin
ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Ancak, Sosyal Sigortalar
ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c)
bendinde sayılan genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin
aynı kanun gereği ödedikleri katılım payları ile diğer sağlık hizmetlerinin
karşılanmayan kısmı, bu Kanun kapsamındadır. Ancak yıl içinde ödenen tutarlar,
takip eden yılda Hazine tarafından Fona geri ödenir.
d) 10.2.1954 tarihli ve
6245 sayılı Harcırah Kanununun 18 inci maddesinin başlığı ve birinci fıkrasının
birinci paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Ehliyet tespiti, imtihan
ve hava değişimi için başka yere gönderilenler:
Memurlar, yardımcı
hizmetler sınıfına dahil personel ve kurumlarda yalnız ödenek mukabili
çalışanlardan, memuriyet mahalli dışına;
Yürürlükten kaldırılan hükümler
MADDE 106- a) 17.7.1964
tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 81 inci, geçici 82 nci
ve geçici 87 nci ve geçici 89 uncu maddeleri hariç diğer maddeleri,
b) 2.9.1971 tarihli ve
1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar
Kurumu Kanununun geçici 10 uncu ve geçici 11 inci maddeleri hariç diğer
maddeleri,
c) 29.8.1977 tarihli ve
2108 sayılı Muhtar Ödenek ve Sosyal Güvenlik Yasasının 4 üncü ve 5 inci
maddeleri,
d) 17.10.1983 tarihli ve
2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar
Kanunu,
e) 24.5.1983 tarihli ve
2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin
Birleştirilmesi Hakkında Kanun,
f) 17.10.1983 tarihli ve
2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununun 1 ila 5 inci, 13 ilâ 17
nci maddeleri,
g) 8.5.1985 tarihli ve
3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin
Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun,
h) 14.7.1965 tarihli ve
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 105 inci, 107 nci, 188 inci, 207 nci, 209
uncu ve ek 22 nci maddeleri,
ı) 8.6.1949 tarihli ve
5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun, 12 ilâ 19 uncu
maddeleri, 23 üncü maddesi, 30 ilâ 39 uncu maddeleri, 41 ilâ 54 üncü
maddeleri,55 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 57 ilâ 59 uncu, 61
ila 64 üncü maddeleri, 66 ilâ 71 inci
maddeleri, 72 nci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 73 ilâ 77 nci
maddeleri, 80 inci maddesi, 82 inci maddesinin (a), (b), (c) ve (ç) bentleri,
83 ilâ 88 inci, 90 ıncı ve 91 inci maddeleri, 93 ilâ 100 üncü maddeleri, 102
nci maddesi, 105 ilâ 107 nci maddeleri, 112 ilâ 124 üncü maddeleri, 127 ila
129 uncu maddeleri, 131 ila 135 inci
maddeleri, ek 2 ilâ ek 4 üncü, ek 8
inci, ek 9 uncu, ek 11 inci, ek 13 ila ek 18 inci maddeleri, ek 21 ilâ ek 23
üncü, ek 25 ila ek 27 nci, ek 29 ila ek 34 üncü maddeleri, ek 37 inci maddesi,
ek 39 uncu maddesi, ek 41 ilâ ek 47 inci, ek 48 inci maddesinin son fıkrası
hariç diğer fıkraları, ek 49 uncu maddesi, ek 56,ek 57 nci maddesi, ek 59 uncu
maddesi, ek 67 nci maddesi, ek 69 uncu maddesi, ek 70, ek 72 ilâ ek 76 ncı
maddeleri, ek 80 inci maddesi, geçici 8 maddesi, geçici 15 inci maddesi, geçici
16 ncı maddesi, geçici 54 üncü, geçici 65 inci, geçici 85 inci maddesi, geçici
86 ncı, geçici 88 inci, geçici 96 ila geçici 98, geçici 103,geçici 104, geçici 109 ila geçici 113 üncü, geçici 115
ila geçici 118 inci, geçici 120 nci, geçici 121 inci, geçici 139 ila geçici 141
inci, geçici 146 ncı, geçici 147 nci, geçici 150 ila geçici 151 nci, geçici 153
üncü, geçici 157 nci, geçici 159 uncu, geçici 161 ila geçici 166 ncı, geçici
170 inci, geçici 171 inci, geçici 173 üncü, geçici 176 ncı, geçici 180 inci,
geçici 182 ila geçici 186 ncı, geçici 190 ila geçici 192,geçici 195 ila geçici
200 üncü, geçici 203 üncü, geçici 204 üncü, geçici 207 ilâ geçici 212 nci
maddesi, geçici 218 ila geçici 220 nci, ek geçici 1 inci, ek geçici 2 nci, ek
geçici 7 nci, ek geçici 8 inci, ek geçici 11 inci, ek geçici 19 uncu, ek geçici
20 nci, ek geçici 22 nci, ek geçici 23 üncü maddeleri,
j) 1.10.1992 tarihli ve
3841 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesi, 24.11.1994 tarihli ve 4049 sayılı
Kanunun geçici 1 inci maddesi ve 13.6.2001 tarihli ve 4677 sayılı Kanunun
geçici 1 inci maddesi,
k) 14.11.1988 tarihli ve
311 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlileri ile İlgili Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 3 üncü maddesi,
l) 25.8.1999 tarihli ve
4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 56 ncı maddesinin (C) fıkrası,
m) 19.3.1969 tarihli ve
1136 sayılı Avukatlık Kanununun 186 ilâ 188 inci ve 191 inci maddeleri,
n) 18.1.1972 tarihli ve
1512 sayılı Noterlik Kanununun, 201 ilâ 203 üncü maddeleri,
o) 7.5.1987 tarihli ve
3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun 3 üncü maddesinin (d) bendi ile
geçici 3 üncü maddesi,
p) 22.1.1990 tarihli ve
399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Personel Rejiminin Düzenlenmesi ve 233
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına
Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin 32 nci maddesindeki "resmî ve özel sağlık
kuruluşlarında ayakta ve yatarak tedavileri ile" ibaresi,
r) 4.6.1937 tarihli ve
3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununun 89 uncu maddesi,
s) 4.2.1924 tarihli ve
406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununun ek 23 üncü maddesi,
t) 1.11.1983 tarihli ve
2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı
Kanununun 18 inci maddesi,
u) 12.4.1991 tarihli ve
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının
(f) bendi ile (g) bendinde yer alan "ve tedavileri yaptırılır"
ibaresi,
v) 23.4.1981 tarihli ve
2453 sayılı Yurt Dışında Görevli Personele Nakdi Tazminat Verilmesi ve Aylık
Bağlanması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan
"ile yaralanan veya sakat kalanların tedavi giderleri" ibaresi,
y) 15.5.1959 tarihli ve
7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle
Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun 10 uncu maddesinin üçüncü ve dördüncü
fıkraları,
z) 1.7.1976 tarihli ve
2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına
Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 7 nci maddesi,
aa) 24.2.1968 tarihli ve
1005 sayılı İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden
Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin ikinci fıkrası,
Yürürlükten
kaldırılmıştır.
27.4.2005 tarihli ve 5335
sayılı Kanunun 30 uncu maddesi hariç olmak üzere diğer kanunların bu Kanuna
aykırı hükümleri uygulanmaz.
Yönetmelikler
MADDE 107- Bu Kanunda bahsi geçen yönetmelikler bu
Kanunun yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içerisinde çıkarılır. Kurum, bu
Kanunun diğer maddelerin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları yönetmelik ile
düzenleme yetkisine sahiptir.
İKİNCİ BÖLÜM
Geçici ve Son Hükümler
Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasına ilişkin bazı geçiş
hükümleri
GEÇİCİ MADDE 1.- Bu Kanun
ile bazı maddeleri yürürlükten kaldırılan 506 sayılı, 1479 sayılı, 2925 sayılı,
2926 sayılı ve 5434 sayılı kanunlara göre; ödenen aylık, gelir, tazminat, harp
malûllüğü zammı ve diğer ödeneklerin verilmesine devam edilir. Bu gelir ve
aylıkların durum değişikliği nedeniyle artırılması, azaltılması, kesilmesi ve
yeniden bağlanmasında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümleri
uygulanır.
Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarih itibarıyla 506 sayılı ve 1479 sayılı kanunlara göre ödenmekte
olan sosyal yardım zammı ile telafi edici ödeme tutarları, 5434 sayılı Kanun
gereğince emekli aylığı almakta olanlara ödenmekte olan makam ve yüksek
hakimlik tazminatı, görev ve temsil tazminatı ile ek ödemeler ve yardımlar bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte ödenen tutarlar esas alınarak ilgililerin
gelir ve aylıklarına ilave edilerek ödenir.
Sosyal yardım zammının
ilavesinde tamamı dağıtılacak şekilde hak sahiplerinin gelir ve aylıklardaki
hisseleri esas alınır.
Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten önce malullük talebinde bulunup, maluliyetine esas rapor tarihi
bu Kanunun yürürlük tarihinden önce olan sigortalılar ile bu sigortalılardan
dolayı gelir ve aylık bağlanacak hak sahipleri hakkında bu Kanunla yürürlükten
kaldırılan ilgili kanun hükümleri uygulanır.
Bağlanmış aylık ve
gelirler, 55 inci maddeye göre artırılır.
Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten önce sigortalı olanlardan 44 üncü maddenin ikinci fıkrası
kapsamında emekliye sevk edilenler hakkında yaş haddi, 5434 sayılı Kanunun Geçici 205 inci maddesi
esas alınarak uygulanır.
3 üncü maddenin (ff) bendinde
belirtilen güncelleme katsayısında yer verilen ortalama günlük prime esas
kazançtaki değişim oranı; bu Kanunun yürürlük tarihinden sonraki ilk yıl için;
o yıl gerçekleşen asgari ücretteki artış oranı olarak kabul edilir.
Mülga sosyal güvenlik kurumlarında geçen çalışmalar için
bağlanacak aylıkların hesabı
GEÇİCİ MADDE 2.- Bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 506 sayılı, 1479 sayılı, 2925 sayılı,
2926 sayılı, 5434 sayılı kanunlara ve 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci
maddesine tabi sandıklara tabi olanlara bağlanacak aylıklar aşağıdaki şekilde
hesaplanır:
a) Sigortalının veya
iştirakçinin bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçen sürelerdeki prim
ödeme gün sayılarına veya fiilî hizmet süresine ait aylık; bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten önceki kanun hükümlerine göre, aylık talep tarihindeki toplam
prim ödeme gün sayısı veya fiilî hizmet süresi üzerinden, bu Kanunun yürürlük
tarihi itibarıyla hesaplanacak aylığının bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe
kadarki prim ödeme gün sayısı veya fiilî hizmet süresi ile orantılı bölümü,
aylık başlangıç tarihine kadar geçen yıllar için, her yıl gerçekleşen
güncelleme katsayısı ile çarpılarak hesaplanır.
b) Sigortalının veya
iştirakçinin bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen sürelerdeki prim
ödeme gün sayılarına ait aylığı, aylık talep tarihindeki toplam prim ödeme gün
sayısı üzerinden 29 uncu madde hükümlerine göre hesaplanacak aylığının, bu
Kanunun yürürlük tarihinden sonraki prim ödeme gün sayısına orantılı bölümü
kadardır.
c) Aylık, (a) ve (b)
bentlerine göre hesaplanan kısmi aylıkların toplamından oluşur. Aylıklar ayrıca
29 uncu maddenin son fıkrasına göre artırılarak belirlenir.
d) 5434 sayılı Kanunun ek
48 inci maddesi ile ek 68 inci maddesine göre hak edilen makam veya yüksek hâkimlik,
temsil veya görev tazminatları bu maddenin (a) bendinde belirtilen kısmi
aylıklarının hesabında dikkate alınır.
Bu Kanunun yürürlük
tarihine kadar geçen sürelere ilişkin aylığın hesabında esas alınan asgari
aylık tutarı, toplam prim ödeme gün sayısı içinde bu Kanunun yürürlük tarihine
kadar geçen prim ödeme gün sayısının oranına tekabül eden tutar üzerinden esas
alınır.
Yurt dışı hizmet
borçlanması yapanların aylıkları da yukarıda belirtilen fıkralara göre
hesaplanır.
Malûllük ve ölüm
aylıkları, yukarıdaki fıkralarda belirtilen hükümler esas alınarak, 27 nci veya
33 üncü madde hükümlerine göre hesaplanır.
506 sayılı Kanunun mülga geçici 20 nci maddesi kapsamındaki
sandıkların devri
GEÇİCİ MADDE 3.- 506
sayılı Kanunun mülga geçici 20 nci maddesi kapsamındaki bankalar, sigorta ve
reasürans şirketleri, ticaret odaları, sanayi odaları, borsalar veya bunların
teşkil ettikleri birlikler personeli için kurulmuş bulunan sandıkların
iştirakçileri ile malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortasından aylık veya gelir
bağlanmış olanlar ile bunların hak sahipleri herhangi bir işleme gerek
kalmaksızın bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren iki yıl içinde Kuruma
devredilerek bu Kanun kapsamına alınır. Devir tarihi itibarıyla sandık
iştirakçileri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı
sayılırlar.
Devre esas olmak üzere
Bakanlık, Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Bankacılık Düzenleme ve
Denetleme Kurumu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, Kurum ve sandığı temsilen
birer üyenin katılımıyla oluşturulacak komisyonca, her bir sandık için
sandıktan ayrılan iştirakçiler de dahil olmak üzere, devir tarihi itibarıyla
devredilen kişilerle ilgili olarak 506 sayılı Kanun ve bu Kanun kapsamındaki
sandık yükümlülüğünün peşin değeri belirlenir. Peşin değerin aktüeryal
hesabında kullanılacak teknik faiz oranı en uzun vadeli hazine borçlanma senedi
faiz oranı dikkate alınarak reel olarak belirlenir.
Belirlenen peşin değer,
yedi yıl içinde, yıllık eşit taksitlerle her yıl için ayrı ayrı Hazine
Müsteşarlığınca açıklanacak bir önceki yıla ait Yeni Türk Lirası cinsinden
iskontolu ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetlerinin yıllık ortalama faizi
üzerinden sandıklardan ve bu sandık iştirakçilerini istihdam eden kuruluşlardan
müteselsilen Kurumca bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.
Devir işlemi
tamamlanıncaya kadar, sandık iştirakçilerine sağlanan sosyal sigorta yardımları
ile iştirakçilerin primlerinin tahsiline bu Kanun hükümlerine göre sandıklarca
devam edilir.
Bu madde kapsamındaki
yükümlülüklerin devrinden sonra sandıklar, bu Kanun ve 506 sayılı Kanunun
öngördüğü sosyal sigorta haklarının ve ödemelerinin üzerinde sağladıkları
sosyal sigorta haklarına ve ödemelerine devam edebilirler.
Devralınan iştirakçilerin
hizmet yılları ve primleri ödemek veya ödenmiş olmak suretiyle bu Kanuna göre
emsallerine uygun olarak intibaklarının yapılması da dahil olmak üzere, bu
maddenin uygulamasına ilişkin usûl ve esaslar, sandıkların faaliyet
gösterdikleri sektörler itibarıyla ayrı ayrı olmak üzere, temsil edildikleri en
fazla üyeye sahip meslek kuruluşlarınca seçilen birer üyenin ve Bakanlık,
Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurumu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ve Kurumca görevlendirilen birer üyenin
katılacağı komisyonca müştereken belirlenir.
Söz konusu sandıklar ve
sandık iştirakçilerini istihdam eden kuruluşlar ile Kurum bu madde uygulamasına
ilişkin tüm işlemler nedeniyle doğacak her türlü vergi, resim ve harçtan
muaftır.
Önceki mevzuat hükümlerinin uygulanması, Devlet katkısı ve
geçici iş göremezlik ödeneği
GEÇİCİ MADDE 4.- Bu
Kanuna göre çıkarılması gereken yönetmelikler yürürlüğe girinceye kadar, mevcut
tüzük ve yönetmeliklerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanmaya devam
edilir.
47 nci maddenin son
fıkrasında sözü edilen Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği
hükümleri, bu Kanunun yayımlandığı tarihten itibaren en geç iki yıl içinde
Kurumun da görüşü alınarak bu Kanun hükümlerine uyumlu hale getirilir.
Malûllük, yaşlılık ve
ölüm sigortaları primine Devlet katkısının oranı, söz konusu sigorta kolu açık
verdiği sürece, bu açık paralelinde Bakanlar Kurulunca belirlenir.
Sigortalılardan 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olanların, bu Kanuna göre
istirahatli bulunup, geçici iş göremezlik ödeneği alamadıkları sürelere ait
ücretleri ve çalışırken aldıkları aylıkları ile geçici iş göremezlik ödenekleri
arasındaki farklar ilgili mevzuatında değişiklik yapılıncaya kadar çalıştıkları
kurumlarınca ödenmeye devam edilir.
5434 sayılı Kanuna ilişkin geçiş hükümleri
GEÇİCİ MADDE 5.- Bu
Kanunun yürürlüğe girmesinden önce sakatlık kontenjanından göreve başlayan ve
T.C. Emekli Sandığına tabi bir göreve devam edip bu Kanunun malûlen emeklilik
şartlarını taşımayanlardan onbeş yıl hizmeti bulunanlara istekleri halinde
yaşlılık aylığı bağlanır.
Kamu görevlilerinin
emeklilik ikramiyeleri, bazı maddeleri yürürlükten kaldırılan 5434 sayılı Kanun
hükümlerince hesaplanarak bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren bir yıl
süreyle, 5434 sayılı Kanunun 89 uncu maddesi ve mülga 2829 sayılı Kanun ile
personel kanunlarına göre Kurumca ödenir ve ilgili kurumlardan tahsilat anılan
maddedeki usûlle yapılır. Bir yıllık sürenin dolmasından itibaren emekli
ikramiyeleri 5434 sayılı Kanunun 89 uncu maddesi hükümlerine göre kamu
görevlisinin son defa çalıştığı kurumunca, çalıştığı son kurumun
özelleştirilmesi halinde ise Hazinece ödenir.
Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihe kadar 5434 sayılı Kanunun mülga 12 nci maddesi uyarınca isteğe
bağlı iştirakçi olarak T.C. Emekli Sandığı ile ilişkilendirilenler ile aynı
tarihe kadar isteğe bağlı iştirakçi olmak üzere başvuruda bulunanlardan gerekli
koşulları sağladıkları anlaşılanların bu Kanuna göre isteğe bağlı sigortalı
olmaya devam etmeleri durumunda emekli ikramiyeleri hakkında anılan madde
hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
49 uncu maddede
düzenlenen itibarî hizmet süreleri emeklilik ikramiyelerinin hesabında dikkate
alınmaz.
5434 sayılı Kanuna göre
aylığa hak kazanamayıp bu Kanunda yapılan düzenlemelere göre aylığa hak kazananların
prime esas kazancı olarak, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihteki emsali
sigortalının prime esas kazancı kabul edilir.
Bu durumdakilerin aylık
veya gelirleri yukarıdaki fıkraya göre hesap edilecek prime esas kazanca, bu
Kanuna göre hak edilen aylık ve kazancın hesap edilmesine ilişkin maddelerinin
uygulanması suretiyle bulunur.
Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihte kamu idarelerinde hizmet akdi ile veya sözleşmeli olarak
çalışanlardan; ilgili kanunları gereği 5434 sayılı Kanun ile ilgilendirilenler
aynı statüde çalışmaya devam ettikleri sürece bu Kanunun 4 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (c) bendine göre sigortalı sayılırlar.
5434 sayılı Kanunun mülga
geçici 191 inci ve mülga geçici 192 nci maddeleri uyarınca, istekleri üzerine
399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi kurumlarda sözleşmeli olarak
çalışmakta iken anılan Kanun Hükmünde Kararnamenin 12 nci ve geçici 1 inci
maddelerine göre zorunlu olarak, özelleştirilen kurumlarda sözleşmeli olarak
çalıştırılmakta iken 28.5.1986 tarihli ve 3291 sayılı Kanunun Anayasa Mahkemesi
tarafından iptal edilen 16 ncı ve 5434 sayılı Kanunun ek 71 inci maddeleri
uyarınca ve sözleşmeli olarak çalıştıkları kurumun özel kanunundaki hükümler
nedeniyle T. C. Emekli Sandığı ile ilgilendirilmiş olanların söz konusu
hizmetleri bu Kanuna tabi olarak geçmiş sayılır.
Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanuna tabi olan iştirakçilerin bu Kanuna
göre belirlenen prime esas kazanç matrahı ile 5434 sayılı Kanuna göre keseneğe
tabi kazançları arasındaki matrah farkına ait sigorta primi bir yıl süre ile
kurumlarınca karşılanır.
8.9.1999 tarihi ile bu
Kanunun yürürlük tarihi arasında T.C. Emekli Sandığı iştirakçisi olanlardan,
5434 sayılı Kanunun 32 nci maddesine göre fiilî hizmet sürelerine zam
yapılanların yaş hadlerinden, eklenilen sürenin, üç yıldan çok olmamak üzere,
yarısı indirilir.
Kamu görevlilerinden
personel kanunlarına göre aylıksız izinli sayılanlardan, aylıksız izinli olarak
geçen süreleri esnasında isteğe bağlı sigortalılık primi ödemeyenlerin,
istekleri halinde başvuru tarihindeki prime esas kazanç tutarı üzerinden % 32
oranında hesap edilecek primleri defaten ödemeleri halinde aylıksız geçen izin
süreleri hizmet sürelerine eklenir.
Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten önce ek göstergeli veya daha yüksek ek göstergeli görevlere
atanan T.C. Emekli Sandığı iştirakçilerinin bu Kanunun yürürlüğe girmesinden
sonra bu görevlerde geçen süreleri, 5434 sayılı Kanunun ek 68 inci maddesi ile
mülga ek 73 üncü maddesinde belirtilen sürelerin doldurulmasında dikkate
alınır.
Toptan ödeme ve ihya geçiş hükümleri
GEÇİCİ MADDE 6.- Bu
Kanuna göre yapılacak toptan ödemelerin bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten
önceki hizmet sürelerine ait bölümü, bu Kanunla bazı maddeleri yürürlükten
kaldırılan ilgili kanun hükümlerine göre bu Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla
hesaplanarak, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih ile toptan ödemenin
yapılmasına ilişkin yazılı istek tarihine kadar geçen yıllar için her yılın
güncelleme katsayısı ile çarpılarak bulunan tutar, bu Kanuna göre bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten sonraki süreler için hesaplanan toptan ödeme
tutarına ilave edilerek ödenir.
Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten önce toptan ödeme yapılarak tasfiye edilen hizmetlerin 31 inci
ve 36 ncı maddelere göre ihyasında, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih
itibarıyla bu Kanunla bazı maddeleri yürürlükten kaldırılan ilgili kanunun
hükümlerine göre hesaplanan tutarı, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih ile ihya
talebine ilişkin yazılı istek tarihi arasında geçen yıllar için her yılın
güncelleme katsayısı ile çarpılarak bulunan değeri dikkate alınır.
Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanunun mülga 87 nci maddesinde sayılan
sebepler nedeniyle görevlerinden ayrılan, kurumlarınca malûllük ve yaş haddi dahil
re'sen emekliye sevk edilen ve ölenlerden; kesenek iadesi veya toptan ödeme
yapılmak suretiyle hizmetleri tasfiye edilmiş veya bu süreleri hariç tutularak
aylık bağlanmış veya bu sürelerle birlikte aylığa hak kazanmış olanların,
kendileri veya dul ve yetimlerinin bu Kanunun 31 inci maddede belirtilen
esaslara göre hesaplanacak olan meblağı aynı maddedeki şartlarla Kuruma
ödemeleri halinde, paranın ödendiği tarihi takip eden ödeme döneminden itibaren
kendilerine veya bu tarihte aylığa müstahak dul ve yetimlerine aylık bağlanır
veya bağlanmış aylıkları düzeltilir. Ancak bu kişilere emekli ikramiyesi
ödenmez.
Kesenek veya toptan
ödemeleri zamanaşımına uğramış olması nedeniyle hizmetleri tasfiye edilmiş
olanların, tasfiye edilmiş süreleri bu Kanuna göre birleştirilecek hizmetlerden
kabul edilir.
506 sayılı Kanuna ilişkin geçiş hükümleri
GEÇİCİ MADDE 7- 506
sayılı Kanuna göre 1.4.1981 tarihinden önce malûllük, yaşlılık ve ölüm
sigortalarına tescil edilmiş olanlar hakkında bu Kanunun 38 inci maddesinin ikinci
fıkrasındaki sigortalılık süresinin 18 yaşın doldurulduğu tarihten
başlayacağına ilişkin hükmü uygulanmaz.
Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten önce 506 sayılı Kanunun mülga ek 5 inci maddesi kapsamında
geçen itibarî hizmet süreleri ile mülga 60 ıncı maddenin (E) bendinde
belirtilen işlerde geçen gün sayısının ½'si bu Kanunun 40 ıncı maddesinde
belirtilen fiilî hizmet süreleri zammı olarak değerlendirilir.
Bu Kanunun yürürlük
tarihinden önce geçen ve bu Kanunun 40 ıncı maddesine göre hesaplanan fiili
hizmet zammı süreleri olarak değerlendirilen itibari hizmet süreleri sekiz yılı
geçmemek üzere sigortalılık süresine ilave edilir.
Bazı maddeleri
yürürlükten kaldırılan Sosyal Sigortalar Kanununun Ek 24 üncü maddesinde
sayılan kurum ve kuruluşlarca, Kuruma ödenmeyen sosyal yardım zamları, Hazine
tarafından ilgili kurum ve kuruluşlardan tahsil edilmek üzere Kuruma ödenir.
506 sayılı Kanun
hükümlerine göre yapılmış olan işyeri tescilleri bu Kanun hükümlerine göre
yapılmış sayılır. Kamu idarelerinden bu şekilde işyeri tescili bulunmayanlar 11
inci maddede belirtilen işyeri bildirgesini bu Kanunun yürürlük tarihinden
itibaren onbeş gün içinde Kuruma vermek zorundadır. İşyeri bildirgesinin bu
süre içinde Kuruma verilmemesi durumunda 102 nci maddenin (b) bendi gereğince
idarî para cezası uygulanır.
Sosyal Sigortalar
Kanununun mülga 86 ncı maddesi hükmüne göre topluluk sigortasına tabi olanların
ödedikleri iş kazası, meslek hastalığı, hastalık, analık, malûllük, yaşlılık ve
ölüm sigortaları primleri genel sağlık sigortası dahil bu Kanuna göre ödenmiş
sayılır. Bu süreler yatırıldıkları sigorta kolları bakımından başlangıç süresi
ve prim ödeme gün sayısı olarak kabul edilir.
Sosyal Sigortalar
Kanununun mülga 96 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre Sosyal Sigortalar
Kurumuna devrolan sandıklardan mülga 23.1.1968 tarihli ve 991 sayılı Kanunun
geçici 2 nci maddesine göre bağlanmış emekli, adi malûllük veya vazife
malûllüğü aylıkları ile mülga 991 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesinin
birinci fıkrasına göre Kurumca bağlanan aylıklarla dul ve yetim aylıkları
(aylık alan tek kişi de olsa) toplamı, net asgarî ücretin % 70'inden aşağı
olamaz.
506, 1479, 5434, 2925, 2926 sayılı kanunlara ilişkin ortak
geçiş hükümleri
GEÇİCİ MADDE 8- Bu
Kanunla bazı maddeleri yürürlükten kaldırılan 506 sayılı, 1479 sayılı, 2925
sayılı, 2926 sayılı, 5434 sayılı kanunlara ve 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci
maddesine tabi sandıklara tabi sigortalılık başlangıçları ve hizmet süreleri,
fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan süreler ve
sigortalılık süreleri bu Kanuna tabi olarak geçmiş sayılır.
Kamu görevlilerinden
borçlandırıldıkları paralardan ödenmeyen kısmı var ise, prime esas kazanç
tutarlarından sigortalı hissesi oranında işverenleri tarafından aylıklarından
tahsil edilerek Kuruma ödenir.
Türk vatandaşı olarak
borçlanma talebinde bulunan ve kendilerine emekli aylığı bağlanan
sigortalıların sonradan ıskat dışında başka bir devlet vatandaşlığını
kazanmaları halinde de aylıkları ödenir.
Bu Kanunun yürürlük
tarihinden önce yurt dışı hizmet borçlanması talebinde bulunup borçlanma tutarının tamamını ödemiş ve bu
Kanunun yürürlük tarihinden önce aylık talebinde bulunmuş olanlar hakkında
aylık talebinde bulundukları tarihteki mevzuat, bu Kanunun yayımı tarihinden
önce yurt dışı borçlanması için müracaat eden ve işlemleri devam edenlerden bu
Kanunun yürürlük tarihinden önceki mevzuat hükümlerine göre belirlenen
borçlarını tebliğ tarihinden itibaren altmış gün içinde ödeyenler ile anılan
mevzuat hükümlerine göre tahakkuk etmiş borçlarını ödememiş olanlardan,
ödenmemiş borçlanma tutarlarını bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren altmış
gün içinde ödeyenlerin aylık bağlama işlemlerinde ise bu Kanun hükümleri
uygulanır.
Aylıkların hesabında 41
inci ve 42 nci maddeye göre yapılan borçlanmaların bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten önceki sürelere ait kazançları, bu Kanunla bazı maddeleri yürürlükten
kaldırılan ilgili kanun hükümlerine göre değerlendirilir. Ancak bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a)
bendi kapsamında bulunan sigortalılar için bu Kanunun yürürlük tarihinden
önceki dönemlere ait süreler bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra borçlanılması
halinde de 41 inci ve 42 nci madde hükümleri uygulanır.
1479 sayılı Kanuna ilişkin geçiş hükümleri
GEÇİCİ MADDE 9- 1479
sayılı Kanun kapsamında sigortalılık niteliği taşıdığı halde, bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihe kadar kayıt ve
tescilini yaptırmamış olanların sigortalılık hak ve yükümlülüğü bu Kanunun
yürürlük tarihinden itibaren başlar.
Bu Kanunun yürürlük
tarihinden önce 1479 sayılı Kanuna tabi iken, daha sonradan T.C. Emekli Sandığı
iştirakçisi olup vergi yükümlülüğü devam etmesi nedeniyle 1479 sayılı Kanuna
tabi sayılan kişilerin bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içinde
müracaatları halinde T.C. Emekli Sandığı iştirakçisi sayıldığı tarihten
itibaren Bağ-Kur sigortalılığı sona erdirilerek bunlar hakkında 5434 sayılı
Kanun hükümleri uygulanır.
Emeklilik yaşına ilişkin bazı geçiş hükümleri
GEÇİCİ MADDE 10- 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında olup da 8.9.1999 tarihinden bu
Kanunun yürürlük tarihine kadar ilk defa sigortalı olanlar; kadın ise 58, erkek
ise 60 yaşını doldurmak ve 7000 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları
primi ödemiş olmak şartıyla veya kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmak ve
25 yıldan beri sigortalı bulunması ve en az 4500 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm
sigortaları primi ödemiş olmak şartıyla yaşlılık aylığından yararlanırlar.
4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (b) bendi kapsamında olup da 8.9.1999 tarihinden bu Kanunun yürürlük
tarihine kadar ilk defa sigortalı olanlar kadın ise 60, erkek ise 62 yaşını
doldurmak ve en az onbeş tam yıl malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi
ödemek şartıyla kısmi yaşlılık aylığından yararlanırlar.
2925 sayılı Kanun
kapsamında sigortalı olup da 8.9.1999 tarihinden bu Kanunun yürürlük tarihine
kadar ilk defa sigortalı olanlar kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmak ve
onbeş yıldan beri sigortalı olup 3600 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm
sigortaları primi ödemiş olmak suretiyle yaşlılık aylığından yararlanırlar.
Bu Kanunun yürürlük
tarihinden önce bazı hükümleri yürürlükten kaldırılan 506 sayılı kanuna göre
sigortalı olanlardan;
a) En az 20 yıldan beri
Bakanlıkça tespit edilen maden işyerlerinin yer altı işyerlerinde sürekli
çalışan ve bu işlerde en az 5000 gün
malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödeyen sigortalılara yazılı
talepleri halinde 28 inci maddenin ikinci fıkrasının (a) bendindeki yaş
şartları aranmaksızın yaşlılık aylığı bağlanır.
b) En az 25 yıldan beri
Bakanlıkça tespit edilen maden işyerlerinin yeraltı işyerlerinde yer altı
münavebeli işlerinde çalışan ve bu işlerde en az 4000 gün malullük, yaşlılık ve
ölüm sigortaları primi ödeyen sigortalılara da 28 inci maddenin ikinci
fıkrasının (a) bendindeki yaş şartları aranmaksızın 8100 gün prim ödemiş
sigortalılar gibi yaşlılık aylığı bağlanır.
c) 50 yaşını dolduran ve
malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi çalışmalarının en az 1800 gününü
Bakanlıkça tespit edilen maden işyerlerinin yer altı işyerlerinde geçirmiş olan
sigortalılara da yukarıdaki (a) ve (b) bentlerinde belirtilen şartlarla
yaşlılık aylığı bağlanır.
506 sayılı Kanunun malullük, sakatlık hükümleri ile sosyal
güvenlik destek primi ödemesi geçiş hükümleri
GEÇİCİ MADDE 11- 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında olup bu Kanunun yürürlük
tarihinden önce ilk defa sigortalı olanlardan sigortalı olarak ilk defa
çalışmaya başladığı tarihten önce bazı maddeleri yürürlükten kaldırılan 506
sayılı Kanunun mülga 53 üncü maddesine göre malûl sayılmayı gerektirecek
derecede hastalık veya arızası bulunan ve bu nedenle malûllük aylığından
yararlanamayan sigortalılar, yaşları ne olursa olsun en az onbeş yıldan beri
sigortalı bulunmak ve en az 3600 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları
primi ödemiş olmak şartıyla yaşlılık aylığından yararlanırlar.
Bu Kanunun yürürlük
tarihinden önce sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanmaya hak
kazanmış durumda olan sigortalılar hakkında 506 sayılı Sosyal Sigortalar
Kanununun 60 ıncı maddesinin (C) bendinin (b) alt bendi ve Geçici 87 nci
maddesine göre işlem yapılır.
Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten önce sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlananlardan
yaşlılık aylığı bağlananların aylıklarının kesilmesi ve tekrar bağlanmasında bu
Kanunun yürürlük tarihinden önceki hükümler geçerlidir.
İkinci ve üçüncü fıkraya
göre bağlanan aylıklar en az 5400 gün prim ödenmiş gibi hesaplanan orandan az
olamaz.
27 nci maddenin ikinci
fıkrasındaki malullük aylığı alt sınırı ile 33 üncü maddesinin ikinci
fıkrasındaki ölüm aylığı alt sınırı 2925 ve 2926 sayılı Kanunlara göre
bağlanacak malullük ve ölüm aylıklarında, aynı kanunlar gereği bağlanan
yaşlılık aylığı ile kıyaslanarak uygulanır.
Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten önce mevcut sosyal güvenlik kurumlarından yaşlılık veya emekli
aylığı alıp, bu tarih itibarıyla bu Kanuna tabi çalışmayı sürdürecekler
hakkında 41 inci madde hükümleri uygulanır.
Tescile, sigorta sicil numarasına ve dış temsilciliklerde
görevlilere ilişkin geçiş hükümleri
GEÇİCİ MADDE 12- Bu Kanun
yürürlüğe girmeden önce kurulu sosyal güvenlik kurumlarında tescili yapılan
sigortalılar ile bunların hak sahipleri için ortak bilgi bankası oluşturulur.
Bu sigortalılar ile sisteme yeni katılacak sigortalıların tescilinde T.C.
kimlik numaraları sosyal güvenlik numarası olarak esas alınır. Ayrıca vergi
mükellefi olan sigortalıların vergi numaraları da sosyal güvenlik numaraları
ile birlikte kayıt altına alınır ve işlemlerde birlikte kullanılır.
Sigortalıların eski sigorta
sicil numaraları, bu Kanuna göre tescil edilecekleri tarihe kadar kullanılmaya
devam edilir.
Bu Kanunun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c) bendi kapsamında olan sigortalıların,
bu Kanunun 17 nci maddesine göre hesaplanacak günlük kazançlarında; bu Kanunun
yürürlük tarihinden sonraki sürelere ait prime esas kazanç hesabında dikkate
alınan unsurlar, bu Kanunun yürürlük
tarihinden önceki sürelere ait prime esas kazanç hesabında da dikkate alınır.
Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihte dış temsilciliklerde görevli sigortalı veya genel sağlık
sigortalısı personelden, temsilciliğin bulunduğu ülkede sürekli ikamet iznini
veya bu devletin vatandaşlığını da haiz olanlar, ikili sosyal güvenlik
anlaşmalarındaki hükümler saklı kalmak üzere ve Dışişleri Bakanlığının olumlu
görüşünün alınması şartıyla bulunduğu ülkenin sosyal güvenlik kurumları ile
irtibatlandırılabilirler.
Genel sağlık sigortası geçiş hükümleri
GEÇİCİ MADDE 13- Bu
Kanunun uygulamasında sağlık hizmeti sunucularının sigortalılık kontrolü ve
diğer provizyon işlemlerini elektronik ortamda yapmaya başlaması için gerekli
alt yapının kurulmasına kadar, sağlık bilgilerinin yazılı olarak tutulmasına
başlanır ve sağlık belgesinin veya sağlık karnesinin Kurumca verilmesine devam
edilir.
Mevcut sosyal güvenlik
kurumlarının, kamu idarelerinin sağlık hizmetlerinin sağlanmasına ilişkin
görevleri, bu Kanunu yürütecek Kurumun teşekkülüne, ilgili kayıt ve işlemler
Kuruma devredilene kadar devam eder.
Kişilerin yürürlükten
kaldırılan kanun hükümleri gereğince hak ettikleri sağlık hizmetleri, bu Kanun
hükümleri gereğince kapsama alınmamış ise tedavi tamamlanıncaya kadar
yürürlükten kaldırılan kanun hükümlerine göre Kurumca sağlanmaya devam edilir.
67 nci madde gereği hesaplanan 90 günün hesabında kişilerin lehine olan durum
uygulanır.
60 ıncı maddenin birinci
fıkrasının (d) ve (g) bentleri gereğince sigortalı sayılanlar, bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç iki yıl içinde bildirimlerini yapmak
zorundadır. Ancak, aile hekimliği uygulamasına başlanan illerde bu kişiler iki
yıllık süreye bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu
kişi olarak kapsama alınır.
Aile hekimleri tarafından
başlatılan sevk zincirine uygun olarak
alınan sağlık hizmetlerinde 68 inci
maddenin ikinci fıkrasında belirtilen katılım payları üç yıl süreyle % 50
oranında azaltılarak uygulanır.
70 inci maddenin birinci
fıkrası gereği yapılacak belirlemeler, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten
itibaren en geç bir yıl içinde tamamlanır. Bu süre içerisinde 70 inci maddenin
ikinci ve üçüncü fıkralarının uygulanmasını il ve ilçe bazında ertelemeye
Sağlık Bakanlığı yetkilidir.
Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihte sağlık hizmeti giderleri; Ödeme Gücü Olmayan Vatandaşların
Tedavi Giderlerinin Yeşil Kart Verilerek Devlet Tarafından Karşılanması
Hakkında Kanun kapsamında yeşil kart verilerek karşılananlar Sağlık
Bakanlığınca, mevcut sosyal güvenlik kurumlarınca, Türkiye İş Kurumunca, genel
veya katma bütçeden veya bu Kanunun geçici 3 üncü madde kapsamındaki sandıklarca
karşılanan kişiler, herhangi bir işleme gerek kalmaksızın bu Kanun açısından
genel sağlık sigortalısı veya genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü
olduğu kişi sayılır. Bu kişilerin durumlarında değişiklik oluncaya kadar sağlık
hizmetlerinden yararlanma hak etme
koşulları açısından bu Kanun hükümleri uygulanmaz. Bu kişilerin sigortalı ve
sigortalının bakmakla yükümlü olduğu kişilere ilişkin bilgileri ilgili kurumlar
tarafından bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren en geç üç ay içinde Kuruma bildirilir.
Yürürlük
MADDE 108- Bu Kanun
1.1.2006 tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 109- Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
Türkiye Büyük Millet
Meclisi
Plan ve Bütçe
Komisyonu 6/4/2006
Esas No.: 1/1008,
1/8,1/14, 1/408, 1/568,
1/571, 1/574, 2/79,
2/151, 2/152, 2/156,
2/196, 2/208, 2/301, 2/313, 2/322, 2/335,
2/423, 2/459, 2/558, 2/593, 2/654
Karar No.: 83
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
tarafından hazırlanarak Bakanlar Kurulunca 4/4/2005 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına sunulan ve Başkanlıkça 8/4/2005 tarihinde tali
komisyon olarak; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonuna, esas
komisyon olarak da Komisyonumuza havale edilen 1/1008 esas numaralı
"Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Tasarısı",
Komisyonumuzun 22/6/2005 tarihinde yapmış olduğu 62 nci Birleşiminde Hükümeti
temsilen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu ile Maliye
Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Dışişleri
Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Hazine Müsteşarlığı, Türkiye
Cumhuriyeti Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü, Bağ-Kur Genel Müdürlüğü, Sosyal
Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü, Yüksek
Öğretim Kurulu Başkanlığı, Devlet Personel Başkanlığı ve ilgili kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşları ile sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin
katılımlarıyla incelenip, görüşülmüştür.
Bilindiği
gibi, sosyal güvenlik, insanların bulundukları toplumlarda insan onuruna
yakışır bir şekilde başka insanlara muhtaç olmadan yaşamalarının ve kişisel
özgürlüklerinin teminatı olup, bir hak olarak tanımlanmaktadır. Sosyal güvenlik
hakkı, ulusal ve uluslararası hukukun temel metinleri olan Türkiye Cumhuriyeti
Anayasası ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nde yer
almaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 60 ıncı maddesinde herkesin sosyal
güvenlik hakkına sahip olduğu, Devletin bu güvenliği sağlayacak gerekli
tedbirleri alacağı ve gerekli teşkilatı kuracağı belirtilmiştir. Birleşmiş
Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 25 inci maddesinde de "her insanın yiyecek, giyecek,
konut, tıbbî bakım ve gerekli toplumsal hizmetler de dahil olmak üzere,
kendisinin ve ailesinin sağlığını ve refahını sağlayacak uzun bir yaşam
düzeyine hakkı olduğu; işsizlik, hastalık, sakatlık ya da geçim olanaklarından
iradesi dışında yoksun kaldığı diğer hallerde güvenlik hakkına sahip
olduğu" ifade edilmiştir.
Sosyal güvenlik uygulamaları, gelişmiş
ülkelerde refah devleti anlayışı doğrultusunda gelişip genişlemek suretiyle
1970'li yıllarda zirvesine ulaşmış; ülkemizde ise bu düzeyde olmasa da sosyal güvenlik risklerinin bir
çoğuna karşı korunma sağlanmıştır. Bu gelişmelere karşın nüfusun yaşlanması ve
sosyal güvenlik sisteminin kurgusundan kaynaklanan sorunlar nedeniyle kapsamlı
bir reform ihtiyacı gündeme gelmiştir. Ülkemizde de sosyal güvenlik sisteminin
sorunları 1990'lı yılların başlarından bu yana tartışılmaktadır. Özellikle,
sosyal güvenlik kurumlarının finansman, örgütlenme ve alt yapı ile ilgili
sorunları öncelikle ele alınmaktadır.
Finansman sorunları, gelirleri azaltıcı ve
gider artırıcı uygulamalardan kaynaklanmaktadır. Gelir azaltıcı faktörlerin
başlıcaları erken emeklilik uygulaması, prime esas kazancın düşük gösterilmesi,
kayıt dışı istihdamın yüksekliği, prim tahsilat oranının düşüklüğü, af ve ödeme
kolaylığı gibi uygulamalarla prim ödeme eğiliminin azalması, prime esas kazanç
sınırlarının düşüklüğü ve fon gelirlerinin yetersizliğidir. Gider artırıcı
faktörler ise erken yaşta emeklilik uygulamaları, pirimi alınmadan yapılan
sigorta ödemeleri, borçlanma kanunları, uzayan ortalama ömür nedeniyle artan
aylık ödemeleri ve sağlık yardımlarının yanı sıra prim gelirleri ile ödenen
aylıklar arasındaki ilişkinin zayıflığı olarak sayılabilir.
Bu sayılan sorunların içinde finansman
dengesini bozan önemli sorunlardan biri erken emekliliktir. SSK'da emeklilerin
% 62'sinin yaşının asgari emeklilik yaşı olan 58-60 yaşın altında olması,
dolayısıyla genç emekli sayısının yüksek olması, kısa çalışma süresi ve daha
uzun emeklilik süresi anlamına gelmektedir. Emeklilik konusunda diğer önemli
sorun aylık bağlama oranının uzun süre çalışmayı teşvik etmeyecek şekilde
kurgulanmış olmasıdır. Emeklilik için öngörülen süreden fazla çalışılan her ek
yıl için aylık bağlama oranı düşük belirlenmiştir.
Öte yandan, sosyal güvenlik alanında faaliyet
gösteren çok sayıda kurumun bulunması, bu kurumlar kapsamında bulunan kişilerin
hak ve yükümlülüklerinin farklılaştığı bir sistemi yaratmaktadır. Ayrımcılık
yaratan bu dağınık yapı nedeniyle eşgüdüm sağlanması zorlaşmaktadır. Mevzuatın
karmaşık olması, aşırı bürokratik işlemler, bilgi işlem alt yapısının yetersiz
olması ve personele ilişkin sorunlar sosyal güvenlik konularının etkin
çalışmasına engel teşkil etmektedir.
Mevcut bu durumun yanı sıra, gelecek
açısından da bakıldığında, Türkiye'nin nüfus yapısında orta ve uzun dönemde bir
değişimin ortaya çıkacağı görülmektedir. Nüfusun yaş gruplarına göre
dağılımında 65 yaş ve üstü nüfusun toplam nüfus içindeki payının artması,
gelirlerin azalması giderlerin artması sonucunu doğuracaktır. Halen, ülkemiz genç
bir nüfus yapısına sahiptir. Ancak, 35 yıllık bir süre içinde yaşlı nüfus
sorunu ile karşılaşılacaktır. 65 yaş ve üzeri nüfus ile 0-14 yaş arası nüfusun
çalışabilir nüfusa oranını gösteren toplam bağımlı nüfus oranı 2025 yılına
kadar gerileyecektir. Dolayısıyla, çalışabilir nüfusun artacağı bir dönem
olarak söz konusu 35 yılda sosyal güvenlik sisteminin fon birikimini sağlaması
gerekmektedir.
Sosyal güvenlik sisteminin finansman
sorunlarına ilişkin 1999 yılında birtakım düzenlemeler yapılmıştır. Ancak, bu
düzenlemeler ağırlıklı olarak emeklilik parametreleri ile ilgili olmuş,
sistemin sorunlarının orta ve uzun vadeli çözümlerini üretememiştir. 1999
yılından sonra, SSK ve Bağ-Kur'un açıkları, 2000 yılındaki geçici azalma
dışında, son dört yılda tekrar artış eğilimine girmiştir. Emekli Sandığı'nın
açıkları ise SSK ve Bağ-Kur'a benzer düzenlemelerin 1999 yılında yapılmamış
olması nedeniyle, daha da hızlı artmıştır. Bunun sonucu olarak, diğer iki
sosyal güvenlik kurumuna göre Emekli Sandığının 2004 yılındaki finansman açığı
daha yüksek olmuştur. Kamu açığının önemli bir bölümünü oluşturan sosyal
güvenlik sistemi açıklarının kontrol altına alınması, üç yıldır uygulanan
ekonomik istikrar programının öngördüğü mali disiplinin sağlanması açısından da
önem taşımaktadır.
Gelişmiş ülkelerde, tüm vatandaşları
kapsamına almış kamu sağlık sistemleri
mevcut iken, ülkemizde halen bazı kesimlerin sağlık hizmetlerine erişim ve
sağlık giderlerinin karşılanması yönünden sosyal güvenceleri yoktur. Öte
yandan, ülkemizde sağlık güvencesi konusunda, sağlanan hizmet ve yardımlar
yönünden eşit ve rasyonel bir sistem de bulunmamaktadır. Mevcut sosyal güvenlik
kuruluşlarınca üyelerine çeşitli miktar ve nitelikte sağlık sigortası
yardımları yapılmakta ve bu yardımlar arasında norm birliği bulunmamaktadır. Bu
durum, vatandaş grupları arasında eşitsizlik yarattığı gibi, hak ve adalet
anlayışına da uygun düşmemektedir.
Sağlık hizmeti harcamaları kişilerin
sağlık durumlarında düzelmeyi hedefleyen bütünleşik bir politika çerçevesinde
yürütülmemektedir. Örgütlenmedeki dağınık yapı, ciddî ölçüde israfa ve kötüye kullanıma neden olmaktadır. Anayasamızın
56 ncı maddesinde "sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine
getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir." düzenlemesi
mevcuttur. Bu konuda 35 yıldır genel sağlık sigortası modeli tartışılmış,
farklı düzeyde çalışmalar yürütülmüş ve çeşitli yasa tasarı taslakları
hazırlanmıştır.
Tüm bu hususlar; orta ve uzun dönemde
adil, kolay, erişilebilir, yoksulluğa karşı daha etkin koruma sağlayan, mali
açıdan sürdürülebilir bir sosyal güvenlik
sisteminin oluşturulmasını
gündeme getirmiştir.
l Tasarı ve gerekçesi incelendiğinde;
- Emeklilik ve sağlık sistemlerinde norm
birliğinin gerçekleştirilmesini teminen tek bir emeklilik sistem, tek bir
sağlık sistemi, tek bir sosyal yardım sistemi ve bu yapıyı yürütmek üzere tek
bir kurumsal yapıyı içeren ve dört temel unsurdan oluşan kapsamlı bir sosyal
güvenlik reformunun gerçekleştirilmesine,
- Tasarı ile ön görülen emeklilik sigortası
rejimi ile, halen Devlet memurları, hizmet akdine göre ücretle çalışanlar,
tarım işlerinde ücretle çalışanlar, kendi hesabına çalışanlar ve tarımda kendi
hesabına çalışanları kapsayan beş farklı emeklilik rejiminin, aktüeryal olarak
hak ve yükümlülüklerin eşit olacağı tek bir emeklilik rejimine
dönüştürülmesine,
- Yaşlılık, malullük, ölüm aylıkları, iş
göremezlik ödenekleri, isteğe bağlı sigortalılık, fiili ve itibari hizmet
zamları, kadrosuzluk nedeniyle emeklilik, tam ve kısmi emeklilik gibi sigorta haklarının
verilmesinde; nimet-külfet dengesinin sağlanması, işgücünün korunması, kayıt
dışı istihdamın emeklilik rejiminden kaynaklanan nedenlerinin azaltılması
amaçlarıyla emeklilik yaşı, aylık bağlama oranı, aylıkların hesaplanması gibi
parametrik konularda yeni düzenlemeler getirilmesine,
- Planlanan emeklilik rejiminde, mevcut
aktif sigortalıların emekliliklerini hak edecekleri yaş, prim ödeme ve
sigortalılık sürelerinin aynen korunmasına,
- Mevcut aktif sigortalıların emeklilik
aylıklarının, eski sistemde ve yeni sistemde geçirdikleri süreye bağlı olarak,
her iki sistemde hak edilen aylığın ağırlıklı ortalamasının alınması şeklinde
hesaplanmasına, böylece mevcut aktif sigortalıların yeni sisteme geçişinin
zaman içinde kademeli olarak gerçekleşmesine,
- Yeni sosyal güvenlik sistemi;
istisnaları Kanunda sayılmış ödemeler dışında kalan tüm kazançların, prime esas
kazanç alt ve üst sınırları içinde prim hesabına dahil edilmesine,
sigortalıların aylık veya gelire esas kazançlarının prim ödedikleri bütün yılların
gelirleri esas alınarak hesaplanmasına, aylık bağlama oranının prim ödeme
süresine göre artırılmasına, karşılığı alınmamış yardımların kapsama
alınmamasına, prim ödenmesinin teşvik edilmesine, kaçak sigortalılık ve
primlerin zamanında ödenmemesini caydırmaya, kurumun sigortalılar ve
işverenlerle olan ilişkilerinde karşılıklı hak ve vecibelerin esas
alınmasına,
- Tasarı ile genel sağlık sigortası
sistemi altında prime dayalı sosyal sigorta kuruluşları kredi kapsamında olan
sigortalıların sağlık sigortası için belirlenmiş primlerini tahsil edip, genel
sağlık sigortası kurumuna transfer etmeleri veya doğrudan yetkili kurum
bünyesinde oluşturulacak Fona yatırmaları, prime dayalı olmayan Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu' nun ise sosyal sigorta kuruluşları kapsamı
dışında olanların tespiti ve bunların genel sağlık sigortası kapsamındaki
ilişkilerinin belirlenmesine,
- Genel sağlık sigortası kapsamındaki
primlerin, belirlenmiş sağlık hizmetlerini kapsamasına, sisteme üye olanlara
sunulacak sağlık hizmetleri için belli oranda prim ödeme zorunluluğunun ve
sisteme üye olmanın isteğe bağlı olmayıp, zorunlu hale getirilmesine,
l Tasarının, geneli üzerindeki görüşmelere başlanmadan
önce, verilen bir önerge
doğrultusunda, konunun daha ayrıntılı
bir şekilde incelenebilmesini teminen bir alt komisyonun kurulmasına ve bu alt
komisyonda yapılacak görüşmelerin Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler
Komisyonunun kabul ettiği Metin üzerinden yapılmasına karar verilmiştir.
l Alt Komisyon; 23/6/2005, 24/6/2005, 25/6/2005, 27/6/2005,
28/6/2005 ve 29/6/2005 tarihlerinde ilgili kamu kurumları ile Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliği Başkanlığı, Türk Tabipler Birliği Başkanlığı, Türk Eczacıları
Birliği Başkanlığı, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği Başkanlığı, Türkiye İşçi Emeklileri Derneği Başkanlığı,
Memur Sendikaları Konfederasyonu Başkanlığı, Devrimci İşçi Sendikaları
Konfederasyonu Başkanlığı, Türkiye İşçi
Sendikaları Konfederasyonu Başkanlığı, Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu
Başkanlığı, Türkiye Kamu Çalışanları Konfederasyonu Başkanlığı, Kamu Emekçileri
Sendikası Konfederasyonu Başkanlığı, Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar
Konfederasyonu Başkanlığı, Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği
Başkanlığı, Türkiye Bankalar Birliği Başkanlığı, Türkiye Mühendis ve Mimar
Odaları Birliği Başkanlığı, Bağımsız
Memur Sendikaları Konfederasyonu Başkanlığı, Türkiye İşveren Sendikaları
Konfederasyonu Başkanlığı temsilcilerinin de katılımıyla yapmış olduğu kapsamlı
değerlendirmeler sonucunda, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu
Metni üzerinden çalışmalarını
tamamlamıştır.
l Alt Komisyonda, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler
Komisyonu Metni üzerinde sivil toplum kuruluşları;
- Mevcut emekliler için norm ve standart
birliğinin sağlanamadığı, yeni sisteme kademeli geçişin olması gerektiği,
- Mevcut Emekli Sandığı emeklileri ile
diğer kurum emeklileri arasında büyük farkın olduğu,
- Kazanılmış hakların kaybedildiği,
emeklilik yaşının uzatıldığı, emekli taban aylığının kaldırıldığı, emekli
aylıklarının azalacağı, emekli aylığı katsayısının düşürüleceği,
- TRT muhabirleri ile sanatçıların fiili
hizmet zammının kaldırıldığı,
- Kamu görevlileri dahil 90 gün
çalışmayana sağlık hizmetinin verilmeyeceği,
- Sağlık hizmetlerinde katkı payının
artırıldığı, katılım payı alınmayacak haller içinde harp ve vazife malüllerinin
olmadığı, emekli kesintilerinin brüt maaştan yapılacağı, net maaşlarda değişik
miktarlarda azalma olacağı,
- Kamu görevlilerinin sigortalı olmaları
için göreve atandıkları tarihin baz alınması gerektiği,
- Malullük aylığından yararlanma
şartlarının prim ödeme şartına bağlanmasının mevcut hakların gerilemesi
anlamına geldiği,
- Emeklilik aylığı bağlama oranlarının
azaltıldığı,
- Kamuda yaşlılık aylığı bağlama prim gün
sayısının yükseltildiği,
- Kişiye yönelik koruyucu sağlık
hizmetleri kavramı ile ne kastedildiğinin belli olmadığı,
- Aile planlaması yöntemleri, kaplıca
tedavisi gibi bir çok uygulamanın kapsam dışı bırakıldığı,
- Prim ödeyen dar ve sabit gelirlilerden
ayrıca katkı payı alınmaması gerektiği,
- Kurulması planlanan Sağlık Hizmetleri
Fiyatlandırma Komisyonu'nda mutlaka prim ödeyen ve hizmetlerden faydalananların
da yer alması gerektiği,
- Asgari İşçilik Tespit Komisyonu'na
tarafsız bir üyenin katılması gerektiği,
- Öngörülen sistemin, aylıkları yetersiz
olan işçi emeklilerinin aleyhine olacağı, bu nedenle, işçi ve memur alt sınır
emekli aylıklarının eşitlenmesi gerektiği,
- Malullük ve ölüm aylıklarındaki
koşulların değiştirildiği, her iki sigorta kolunda da şartlar ve aylık bağlama
oranlarının güçleştirildiği, aynı şekilde, yaştan emekli olma koşullarının da
oldukça zorlaştırıldığı, bu konularda ülke gerçekleri ve sosyal güvenlik
risklerinin dikkate alınarak değişiklikler yapılması gerektiği,
- SSK, Emekli Sandığı ve BAĞ-KUR'un tek
çatı altında toplanması sonucu malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından
bağlanacak aylıklarda yeni bir düzenlemenin getirildiği ve hak sahiplerine
yararlanacakları aylıklara göre farklı uygulamaların öngörüldüğü, bu
değişikliklerin önemli hak kayıplarına neden olacağı,
- İşçi emekli aylıklarına altı aylık
dönemler halinde enflasyon ve gelişme hızının birlikte yansıtılması gerektiği,
- Genel Sağlık Sigortasının, sağlık
hizmetlerinin ticari bir yaklaşımla yürütülmesini öngördüğü,
- Ülkemizde özellikle taşra ve kırsal
kesimdeki kız çocuklarının evleninceye kadar devlet tarafından sağlık
sigortasından yararlandırılmalarının uygun olacağı,
- Geçici işgöremezlik ödeneğinin
ödenmesinin prim borcu ile ilişkilendirilmemesi gerektiği,
- Malüllük halinin kişinin iradesi dışında
gerçekleşen bir durum olduğu, bu durumda olan kişileri korumak açısından ve
ayrıca sosyal devlet olma ilkesinin de bir gereği olarak, malüllük
sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartlarının 3.600 günden, 1.800
güne düşürülmesi gerektiği,
- Anayasada düzenlenen haklardan olan
"Yaşam Hakkı" nın bütün temel haklardan daha üstün olduğu, kişilerin
prim borcu olsa dahi, geçici işgöremezlik ödeneğinden yararlanmasının
sağlanması gerektiği,
- Ülkemizin ekonomik ve sosyal koşulları
yanında, ortalama yaş süresinin de 60 olduğu düşünüldüğünde, yaşlılık
aylığından yararlanmak için gerekli olan 9.000 gün prim şartının, 7.000 güne
düşürülmesi gerektiği,
- Mevcut uygulamada, Bağ-Kur'dan emekli
olan esnaf ve sanatkarların aldıkları aylığın %10'u olarak kesilen Sosyal
Güvenlik Destek Priminin %39'a çıkarıldığı, bu kesintinin kaldırılması
gerektiği,
- Sosyal güvenlik konusuna piyasa
mantığıyla bakılmaması gerektiği, sağlık ve sosyal güvenliğin temel insan
hakları içerisinde kabul edildiği,
- 1990-2003 yılları arasında sosyal
güvenliğe aktarılan transferlerin Hazine faizi ile güncellenmiş değerinin 404
katrilyon olduğu,
- İnsan faktörünün yok sayılarak,
olumsuzluğun faturasının tamamen sisteme ve iştirakçilere kesilmesinin adaletli
bir yaklaşım olmadığı,
- Düzenlemede, aktüeryal hesaplamanın
şeklinin bulunmadığı, bütçeden kaynak aktarılmaksızın, açığın tamamıyla
iştirakçilere ödetilmesinin yanlış olduğu, ödenecek primlerin nasıl
nemalandırılacağına dair herhangi bir kayıt bulunmadığı, fonların
denetimlerinin nasıl olacağının ve fonların nasıl kullanılacağının belli
olmadığı,
- Öngörülen genel sağlık sigortası
sistemine geçilebilmesi için mali kaynakların arttırılması gerektiği, bütçeden
sağlığa ayrılan payın asgari yüzde üçlerden yüzde onlara çıkarılması gerektiği,
- Genel Sağlık Sigortasının (GSS) kamunun
imkânlarını kullanmaksızın, özel sektörden
hizmet alımı yolu ile yürütülmesinin mümkün olmadığı,
- Katılım payı artışlarının nasıl
olacağına dair bir kıstasın getirilmediği,
- Sağlık sektörünün yaşadığı finansman
krizinin çözümlenmesi bakımından Genel Sağlık Sigortası sisteminin getirildiği,
bunun olumlu karşılandığı,
- Genel Sağlık Sigortasının basit bir
sağlık finansman modelinin ötesinde, tıp eğitimini, sağlık kuruluşlarını,
hekimlik mesleğini, sağlık personelinin statüsünü ve ayrıca sağlık hizmet
sunumunu doğrudan etkileyeceği,
- Genel Sağlık Sigortası (GSS) sistemine
bugünkü kaynakların çok ötesinde kaynaklar ayrılmasının bir zorunluluk olacağı,
- Son yıllarda SSK, Bağ-kur ve Emekli
Sandığının finansman açığının karşılanamaz boyutlara ulaştığı, 2004-2005
yıllarında sosyal güvenlik sistemimizin bütüncül bir açıdan ele alınarak
yeniden yapılandırılması ihtiyacının ortaya çıktığı,
- Aldığı sağlık hizmetinin kalitesine ve
içeriğine bağlı olarak, talep
edilebilecek ücret farkının tamamlayıcı
sigorta yada sigortalı tarafından
karşılanmasına imkân verecek bir mekanizmanın getirilmesi gerektiği,
- Sağlık sektörünün tümünü kapsayacak ve
özel sektörü de direkt etkileyecek karar verme süreçlerinde, Hükümet ve bağlı
kurum/kuruluşlar yanında TOBB gibi kuruluşların da Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunda bulunmasının yararlı
olacağı,
şeklinde görüş, eleştiri ve
değerlendirmelerde bulunmuşlardır.
l Bu
görüşmeleri müteakip, Tali Komisyon Metninin maddelerinin
değerlendirilmesine geçilmiştir. Alt
Komisyon çalışmaları sonucunda Tali Komisyon Metni aşağıda belirtilen hususlar
doğrultusunda yeniden düzenlenmiştir.
l Sağlık,
Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Metni;
- Uygulamada çıkması muhtemel
tereddütlerin giderilmesi ve anlama açıklık kazandırılması amacıyla tümünün redaksiyona tâbi tutulması,
- Maddelerin bent ve fıkralarının kanun
tekniğine uygunluk açısından yeniden düzenlenmesi,
- Metinde geçen tanımların, genel kamu
mevzuatı ile paralellik sağlayacak şekilde yeniden belirlenmesi,
- Metinde, Kanunun uygulanması ile ilgili
olarak öngörülen benzer konulardaki sürelerde standartlığın sağlanması,
- Metinde yapılan madde atıflarının
yeniden düzenlenmesi,
- 3 üncü maddesi; bent numaralarının
yeniden düzenlenmesi ve (10) numaralı bendin (b) alt bendine, sigortalının
bakmakla yükümlü olduğu kişiler kapsamına, 3308 sayılı Çıraklık ve Mesleki
Eğitim Kanununda belirtilen aday çırak, çırak ve işletmelerde mesleki eğitim görenlerin
de eklenmesini öngören bir ifadenin eklenmesi ve diğer bentlerdeki uygulamada
tereddütlere yol açabilecek ifadelere açıklık kazandırılması doğrultusunda
redaksiyona tâbi tutulması,
- 4 üncü maddesi; kamu idarelerinde
sigortalı sayılanlar konusunda uygulamada bir tereddüttün oluşmaması amacıyla
açıklık getirilmesi ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen kurslarda
usta öğretici olarak çalıştırılanlar, kamu idarelerinde ders ücreti karşılığı
görev verilenler ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin
(C) bendi kapsamında çalıştırılanların
sigortalılığı konusuna açıklık getiren bir düzenlemenin eklenmesi,
- 5 inci maddesi; bazı sigorta kolları
kapsamında kabul edilecek sigortalılar arasına, Türkiye İş Kurumu tarafından
düzenlenen meslek edindirme, geliştirme ve değiştirme eğitimine katılan
kursiyerlerinin eklenmesi ve bunlar hakkında iş kazası ve meslek hastalığı
sigortası hükümlerinin uygulanacağının hükme bağlanması,
- 8 inci maddesi; köy ve mahalle
muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız
çalışanlar için öngörülen sigortalı giriş bildirgesinin kuruma verilmesi ve bu
bildirge doğrultusunda Kurumca tescili yapılan kişilere bildirim yapılmasına
ilişkin esas ve usullere açıklık getirilmesi ve bir hizmet akdine bağlı
olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız olarak tarımda faaliyet gösteren
sigortalıların, sigortalı işe giriş bildirgesini on beş gün içinde Kuruma
vermekle yükümlü kılan bir hükmün düzenlenmesi,
- 9 uncu maddesi; kısa ve uzun vadeli
sigorta kolları bakımından faaliyeti sona erenler ile kamu idarelerince yurt
dışı görevde çalışmak üzere işe alınanların sigortalılığının sona ermesine
ilişkin belge ya da bilginin verilmesi hususlarına açıklık getirilmesi,
- 11 inci maddesi; sigortalı çalıştırılan
bir işin veya işyerinin başka bir işverene devir olması veya intikal etmesi halinde, yeni işverenin işyeri bildirgesi verme
yükümlülüğü ile bu işyerlerindeki sigortalıların sigorta hak ve
yükümlülüklerinin devam edeceğinin
hükme bağlanması ve valilikler, belediyeler ve ruhsat vermeye yetkili diğer
kamu ve özel hukuk tüzel kişilerinin yapı ruhsatı ve diğer ruhsat veya ruhsat niteliği taşıyan
işlemlerine ilişkin bilgi ve belgeler ile varsa bu belgelerin verilmesini
gerekli kılan istihdama ilişkin bilgileri verildiği tarihten itibaren bir ay
içinde Kuruma bildirmekle yükümlü kılan bir düzenlemenin eklenmesi,
- 13 üncü maddesi; iş kazasının tanımı,
bildirilmesi ve soruşturulmasında öngörülen sürelere açıklık getirilmesi ve iş
mevzuatına uygun değişiklikler yapılması ve
iş kazası ile ilgili soruşturma yapmaya Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı İş Müfettişlerinin de görevlendirilebileceğini hükme bağlayan bir
ifadenin eklenmesi,
- 14 üncü maddesi; meslek hastalığının
tanımı, bildirilmesi ve soruşturulması konusunda uygulamada tereddütlere yol
açabilecek hususlara açıklık kazandırılması,
- 19 uncu maddesi; 4 üncü maddenin (b)
bendinde düzenlenen köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı
olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan sigortalılara sürekli iş
göremezlik geliri bağlanmasını, kendi sigortalılığından dolayı, genel sağlık
sigortası dahil prim ve her türlü borçlarının ödenmiş olması şartına bağlayan
bir hükmün eklenmesi ve sürekli iş göremezlik gelirinin güncellenmemiş aylık tutarının, sigortalının
ödenek hesabına esas alınan dönemdeki vergi, sosyal sigorta, genel sağlık
sigortası ve işsizlik sigortası primleri kesintileri sonrası hesaplanan net
ücretini geçemeyeceği şeklindeki düzenlemeden, başka birinin sürekli bakımına
muhtaç olanların hariç tutulmasını
öngören bir ifadenin eklenmesi,
- 21 inci maddesi; kamu görevlilerinin
vazifelerinin gereği olarak yaptıkları fiiller sonucu, Kurumca sigortalı veya
hak sahiplerine yapılan ödemeler veya bağlanan gelirler için Kurumca bu
fiilleri işleyen kamu görevlilerine rücu edilemeyeceğini hükme bağlayan bir
ifadenin eklenmesi,
- 22 nci maddesi; sigortalının kendisinden
kaynaklanan nedenlerden dolayı iş kazasına veya meslek hastalığına uğraması,
hastalanması, tedavi süresinin uzaması veya iş göremezliğinin artması
hallerinde, geçici iş göremezlik ödeneği veya sürekli iş göremezlik gelirinin,
maddede belirtilen nedenlere bağlı olarak, geçici iş göremezlik ödeneği veya
sürekli iş göremezlik gelirinin yarısı tutarında ödenmesini hükme bağlayan
düzenlemenin, uygulamada mağduriyete yol açılmaması amacıyla metinden
çıkarılması,
- 25 inci maddesi; sigortalı olarak ilk
defa çalışmaya başlayan sigortalıların malûllüğünün belirlenmesine yönelik
hükmün, uygulamada tereddütlere yol açılmaması amacıyla yeniden düzenlenmesi,
- 28 inci maddesi; erken yaşlanmanın
tespiti ve bunlara Kurumca yaşlılık aylığı bağlanmasını hükme bağlayan
düzenlemenin metinden çıkarılması,
- 38 inci maddesi; uzun vadeli sigorta
kolları bakımından sigortalılık süresinin belirlenmesine, 4 üncü maddenin (c) bendinde düzenlenen kamu
idarelerinde istihdam edilen sigortalılar yönünden açıklık getirilmesi,
- 39 uncu maddesi; üçüncü bir kişinin
kusuru veya suç sayılan bir hareketi nedeniyle malûllük veya ölüm sigortasından
aylık yada gelir bağlanmasını veya ödenek verilmesini gerektiren bir halin
doğması durumlarında, Kurumca rücu edilecek hususlara açıklık getirilmesi ve
kamu görevlilerinin vazifelerinin gereği olarak yaptıkları fiiller sonucu
sigortalı veya hak sahiplerine yapılan ödemeler veya bağlanan gelirler için
Kurumca rücu edilemeyeceğini hükme bağlayan bir hükmün eklenmesi,
- 42 nci maddesi; yurt dışı hizmet
borçlanmasına ait süreler ve prim transferi konusunda uygulamada çıkması
muhtemel sorunların giderilmesi amacıyla sosyal güvenlik antlaşması yapılmış
ülkelerdeki hizmetlerin hesaplanmasına ilişkin hükümlere açıklık getiren bir
ifadenin eklenmesi,
- 43 üncü maddesi; TBMM Başkanının, makama
seçilme yönünden Cumhurbaşkanı ve Başbakandan farklı bir statüye sahip olması
nedeniyle madde kapsamından çıkarılması,
- 45 inci maddesi; bu Kanunun 4 üncü
maddesinin (c) bendi kapsamında kamuda
istihdam edilen ve ilgili
kanunları gereğince kullandıkları aylıksız izin sürelerinin bitiminden sonra
göreve başlayanlardan, sağlık hizmetlerinden yararlanmak için gerekli olan 90
günlük prim ödeme şartının aranmayacağını hükme bağlayan bir düzenlemenin
eklenmesi,
- 46 ncı maddesi; 4 üncü maddenin (c)
bendi kapsamında kamuda istihdam edilen sigortalıların kazançlarından hangilerinin
veya hangi oran ya da tutarlarının prime esas kazanca tâbi olmayacağını, Maliye
Bakanlığının görüşü alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığın teklifi
üzerine Bakanlar Kurulu tarafından belirleneceğini hükme bağlayan düzenlemenin
çıkarılması ve 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında bulunan
kamu idarelerinde istihdam edilen sigortalılara, geçici iş göremezlik ödeneği
verildiği sürece, uzun vadeli sigorta kolları primleri ile genel sağlık
sigortası primlerinin işverenlerince ödenmeye devam edileceğini hükme bağlayan
bir düzenlemenin eklenmesi,
- 47 nci maddesi; 4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (c) bendi kapsamında kamuda istihdam edilen sigortalılar açısından,
vazife malullüğü tanımına ve vazife malulü olanların iş göremezlik gelirlerinin
nasıl hesaplanacağına açıklık getirilmesi doğrultusunda redaksiyona tâbi
tutulması ve harp malulleri, vazife malulleri veya malül olanların, istekleri
halinde vazife veya sınıflara nakil suretiyle tayinlerinin yapılmasına imkân
sağlanmasına, bu durumda olanların harp malullüğüne, vazife malullüğüne veya
malüllüğüne ilişkin olarak özel kanunlarına göre yükümlülük süresine tâbi
olduklarını, bu yükümlülüklerini tamamlamadıkça veya maluliyetlerinin yeni
vazifelerine mani olduğuna dair bu Kanun hükümlerine göre yeniden rapor
almadıkça, bu Kanunda belirtilen yeni düzenlemelerden yararlanamayacaklarını
hükme bağlayan bir düzenlemenin eklenmesi,
- 56 ncı maddesi; eşinden boşanmak
suretiyle babasından maaş bağlanan,
ancak boşandığı eşleriyle fiilen beraber yaşayanların gelir ve aylıklarının
kesilmesi ile ilgili hususların, uygulamada hakkın kötüye kullanılmasını
önlemek amacıyla yeniden düzenlenmesi,
- 58 inci maddesi; Sosyal Sigorta Yüksek
Sağlık Kurulunun salt çoğunlukla karar alması yönünde değişiklik yapılması,
Kurula katılacak olanlara ödenecek toplantı ücretinin hesaplanmasına emsal
teşkil edecek gösterge rakamının 4000 olarak belirlenmesi ve bu Kurulun
üyelerinin niteliğine açıklık getirilmesi suretiyle yeniden düzenlenmesi,
-
59 uncu maddesi; Sosyal Güvenlik Kurumunun denetleme ve kontrol
yetkisine açıklık kazındırılması amacıyla Kurumun denetim ve kontrol ile
görevlendirilmiş memurlarının, denetleme ve kontrol yapmakla görevli oldukları
yerlerden isteyecekleri belgelere ve bu yerlerin sorumlularının kimler olduğuna
açıklık getirilmesi, ihaleli işler ile özel bina inşaatı işyerleri
işverenlerine, Kuruma prim borçlarının bulunmadığını gösteren ilişiksizlik
belgesinin verilmesinde ve yeterli işçilik oranına uyulup uyulmadığının tespit
edilmesinde kullanılacak olan raporun yazılmasından, yeminli malî müşavirlerin
yanında serbest muhasebeci mali müşavirlerin de yetkili kılınması ve bu
belgelerin Kuruma usulüne uygun olarak verilmemesinden dolayı Kurumun uğradığı
zarardan serbest muhasebeci ve mali müşavirler ile yeminli malî
müşavirlerin de işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu
olduklarını hükme bağlayan bir ifadenin eklenmesi,
- 63 üncü maddesi; Kurumca sağlanan sağlık hizmetlerinin sunumuna
açıklık getirilmesi, 18 yaşını doldurmamış kişilerin ortodonti tedavilerinin
sigorta kapsamından çıkarılması, diş protezlerinin % 50'si karşılanacak olanların yaş sınırının, 60'dan 45'e
düşürülmesi, yapılan tıbbi tedavileri sonrasında normal tıbbi yöntemlerle çocuk
sahibi olamayanlara sağlanacak sağlık yardımının üst yaş sınırının 41'den 39'a
düşürülmesi, bu yöntemle çocuk sahibi olacakların deneme sayısının 2 ile
sınırlandırılması ve Kurumca sağlanan
sağlık hizmetlerine ilişkin esasların belirlenmesi amacıyla Kuruma
bilimsel komisyonlar kurabilme, ulusal ve uluslararası özel ve kamu tüzel
kişileriyle işbirliği yapabilme imkânı tanınması doğrultusunda yeniden
düzenlenmesi,
- 64 üncü maddesi; Kurumca sağlanacak
sağlık hizmetleri arasına estetik amaçlı ortodonti tedavilerinin de eklenmesi,
- 66 ncı maddesi; Sağlık Bakanlığının
uygun görüşü üzerine yurt içinde tedavisi mümkün olmadığı tespit edilen
kişilerin sağlık hizmeti bedelinin tümünün ödenmesine imkân veren bir ifadenin
eklenmesi,
- 67 nci maddesi; sağlık hizmetlerinden
yararlanma şartlarına açıklık getirilmesi,
- 70 inci maddesi; hizmet basamakları ve
sevk zincirinin belirlenmesi yetkisinin Sağlık Bakanlığı yerine Kuruma
bırakılması amacıyla yeniden düzenlenmesi,
- 72 nci maddesi; sağlık hizmetlerine
ödenecek bedellerin tespiti amacıyla
oluşturulacak Komisyona ödenecek toplantı ücretinin belirlenmesinde
kullanılacak gösterge rakamının 5000 yerine 2000 olarak değiştirilmesi;
ödenecek toplam toplantı ücretinin ayda iki defa ile sınırlandırılması ve süre bitiminde ilgili kurumlardan gelecek
görüşlerin de değerlendirilebilmesine imkân verecek şekilde yeniden
düzenlenmesi suretiyle,
-
74 üncü maddesi; kişisel koruyucu sağlık hizmetleri için Kurumca yapılan
harcamaların bedelinin takip eden yıl genel bütçesinden Kuruma ödenmesini
öngören düzenlemenin madde metninden çıkarılması,
- 79 uncu maddesi; tahsil edilmesini
müteakip doğrudan Kurum bütçesinin genel sağlık sigortası kalemine aktarılan
genel sağlık sigortası primlerinden toplanan gelirlerinin kullanımıyla ilgili
düzenlemeye ihtiyaç olmadığından, bu gelirlerin yalnızca genel sağlık
sigortasının giderlerini karşılamak amacıyla kullanılacağını ve kısa ve uzun vadeli sigorta kollarının
giderlerinin karşılanmasında kullanılamayacağını hükme bağlayan düzenlemenin
metinden çıkarılması,
- 80 inci maddesi; 4 üncü maddenin (a)
bendi kapsamındaki hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından
çalıştırılanlar ile (c) bendi kapsamında kamu idarelerinde çalışanların esas kazançların belirlenmesinde, görevin
yerine getirilmesi için zorunlu olarak yapılan ayni yardımlar ile Bakanlıkça
belirlenecek diğer ayni yardımların asgari ücretin %30'unu geçmeyen kısmının
hariç tutulmasına imkân verecek şekilde redaksiyona tâbi tutulması, 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine tâbi sigortalılara ödenen döner
sermaye katkı payları ve döner sermayelerden başka adla yapılan bu nitelikteki
her türlü ödemelerin prime esas kazanca tâbi tutulmayacağını hükme bağlayan bir
hükmün eklenmesi,
- 81 inci maddesi; prim oranı, prime esas kazançlarının %1'i olarak kabul
edilen kısa vadeli sigorta kolları
kapsamına Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen meslek edindirme, geliştirme
ve değiştirme eğitimine katılan kursiyerlerin de eklenmesi, 3308 sayılı Mesleki
Eğitim Kanununda belirtilen aday çırak, çırak ve işletmelerde beceri eğitimi
gören öğrenciler ile meslek liselerinde okumakta iken veya yüksek öğrenimleri
sırasında zorunlu staja tâbi tutulan öğrenciler ve Türkiye İş Kurumu tarafından
düzenlenen meslek edindirme, geliştirme ve değiştirme eğitimine katılan
kursiyerler için prime esas kazançlarının hesaplanmasında prime esas alt kazanç sınırının dikkate
alınmasını hükme bağlayan bir
düzenlemenin eklenmesi,
- 82 nci
maddesi; sigortalılar için günlük kazanç sınırlarının belirlenmesine
açıklık getirilmesi,
- 85 inci maddesi; asgari işçilik
uygulaması ile ilgili olarak uygulamada çıkması muhtemel tereddütlerin
giderilmesi amacıyla madde metninin yeniden düzenlenmesi ve madde metnindeki
mükerrer ifadelerin metinden çıkarılması,
- 87 nci maddesi; prim ödeme yükümlüsünün
tespiti ile ilgili konulara açıklık getirilmesi ve 4 üncü maddenin (b) bendinde düzenlenen köy ve mahalle
muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız
çalışan sigortalıların her ay için otuz tam gün prim ödemesini zorunlu kılan
hükmün, ilgili 88 inci maddeye
eklenmesi,
- 90 ıncı maddesi; valilikler,
belediyeler, il özel idareleri ve ruhsat vermeye yetkili diğer merciler
tarafından, geçici iskân veya yapı kullanma izin belgesi verilmeden önce
ilgililerden yapılan inşaat dolayısıyla; diğer kamu idareleri ile döner
sermayeli kuruluşlar ve bankalar ise Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenecek
işlemlerinde Kuruma borçlarının bulunmadığına dair Kurumca düzenlenmiş bir
belgenin istenmesini zorunlu kılan bir hükmün eklenmesi,
- 94 üncü maddesi; malûllük aylığı veya
sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış sigortalıların kontrol muayenesi ve
tetkiklerinin yaptırılması ve çalışma gücünün % 60'ını kaybetmiş malül
çocuklara yapılacak ödemelerle ile ilgili hususlara açıklık getirilmesi,
- 95 inci maddesi; sağlık raporlarının
usul ve esaslarına açıklık getirilmesi,
- 97 nci maddesi; kısa ve uzun vadeli
sigorta kollarından iş kazası, meslek hastalığı, analık ve ölüm sigortalarından
kazanılan hak, gelir ve ayılıklar ile
ilgili zamanaşımı ve
hakkın düşmesi hususlarına açıklık getirilmesi, Kurumca gelir, aylık
veya toptan ödemeye hak kazanan genel
sağlık sigortalıları ile sağlık hizmeti sunucularına tahakkuk etmiş
alacaklarının, sözleşmede öngörülen vade yerine, tahakkuk tarihinden itibaren
en geç yetmişbeş gün içinde ödenmesine
ve ödemeye ilişkin işlemlerin gecikmesi halinde, tahakkuk eden tutarın % 75'i
ila % 90'ı arasındaki kısmının alacaklılara avans olarak ödenmesine imkân
sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmesi,
- 100 üncü maddesi; Kuruma, bu Kanunda
belirtilen sigorta olayları dolayısıyla yapılan soruşturmaların sonucu hakkında
Cumhuriyet Savcılıklarından bilgi isteyebilmesine açıklık getiren bir ifadenin
eklenmesi,
- 102 nci maddesi; Kurumun denetim ve
kontrolle görevlendirilmiş memurlarının, bu Kanunun uygulanmasından doğan
inceleme ve soruşturma görevlerini yerine getirmeleri sırasında işverenler,
sigortalılar, işyeri sahipleri ve bu işle ilgili diğer kişiler, tarafından
engel olunmamasını ve engel olanlar hakkında,
eylemleri başka bir suç oluştursa dahi, aylık asgari ücretin iki katı tutarında
idari para cezasının uygulanmasını hükme bağlayan bir düzenlemenin eklenmesi,
- 103 üncü maddesi; sağlık hizmetlerinin
sunumunda haksız menfaat temin etmek maksadıyla iştirak eden sağlık
personelinin, en az bir yıl süreyle genel sağlık sigortalısı ve bakmakla
yükümlü olduğu kişilere sunduğu sağlık hizmeti bedellerinin Kurum tarafından
ödenerek, sağlık hizmeti sunucusundan iki katı tutarında tahsil edilmesini ve Kurumca sağlanan yardımcı üreme
yöntemlerinin tıbbi etik dışında uygulanması halinde, bu fiili işleyen sağlık
hizmeti sunucuları ile yapılmış olan sözleşmelerin, bu tıbbi hizmet bakımından süresiz fesih edilerek yenilenmemesini
ve bu fiile iştirak eden sağlık personelinin, genel sağlık sigortalısı ve
bakmakla yükümlü olduğu kişilere sunduğu sağlık hizmeti bedellerinin sağlık
hizmet sunucusuna ödenmemesini hükme bağlayan düzenlemelerin metinden
çıkarılması,
- Geçici 2 nci maddesi; bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 506 sayılı Kanunun geçici 82 nci maddesinin
(a) bendine göre gösterge sistemi içinde hesaplanacak kısmi aylıklara esas
gösterge, sigortalıların ortalama yıllık kazanç hesabına giren takvim yılı
sayısı esas alınmak suretiyle hazırlanacak olan gösterge ve üst gösterge tespit
tablolarının esas alınarak belirlenmesini hükme bağlayan bir düzenlemenin ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten önce mevcut sosyal sigorta kanunları kapsamında sigortalı olup, bu
Kanunun yürürlük tarihinden sonra yaşlılık aylığı talebinde bulunan
sigortalıların, yaş bakımından aylığa hak kazanma şartlarının, bu Kanunla bazı
maddeleri yürürlükten kaldırılan kanunların yürürlükteki geçici maddelerinden
hangisine göre belirleneceği; son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili
hizmet süresi, bu Kanunun 4 üncü maddesinde belirtilen sigortalılık
durumlarından hangisine göre en fazla geçmiş ise, o sigortalılık durumuna
ilişkin kanunun yürürlükteki geçici maddesine; prim ödeme gün sayısının eşit
olması halinde ise, son sigortalılığın tâbi olduğu kanunun yürürlükteki geçici
maddesine göre tespit edilmesine yönelik bir hükmün eklenmesi,
- Geçici 3 üncü maddesi; uygulamada
tereddütlere yol açılmaması amacıyla yeniden düzenlenmesi,
- Geçici 4 üncü maddesi; malûllük,
yaşlılık ve ölüm sigortaları primine Devlet katkısının oranını, söz konusu
sigorta kolunun açıklarının azalmasına paralel olarak azaltma konusunda
Bakanlar Kuruluna yetki verilmesine yönelik bir metnin eklenmesi,
- Geçici 5 inci maddesi; bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihte kamu idarelerinde hizmet akdi ile veya sözleşmeli
olarak çalışanların prime esas kazançları ile emekli ikramiyelerinin, bu
Kanunun yürürlük tarihinden önce uygulanan hükümlere göre tespitine devam
olunacağına ilişkin bir hükmün eklenmesi,
- Geçici 7 nci maddesi; bu Kanunun
yürürlük tarihi itibarıyla 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun mülga 86 ncı
maddesine göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları bakımından topluluk
sigortasına devam edenlerin bu Kanunun
4 üncü maddesi hükümlerine göre sigortalılık halleri değerlendirilerek,
durumlarına uyan sigortalılık kapsamında sigortalı sayılmalarını öngören bir
hükmün eklenmesi,
- Geçici 8 inci maddesi; bu Kanunun
yürürlük tarihinden önce aylık bağlanmış olanlardan, borçlandıkları yurtdışı
çalışmaları dikkate alınarak, yurtdışında çalıştığı veya ikamete dayalı sosyal
yardım aldıkları, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce tespit edilenler ile daha
önce yurtdışında çalıştığı veya ikamete dayalı sosyal yardım aldığı tespit
edilip işlemleri sonuçlanmamış olanlar, çalıştıkları veya sosyal yardım
aldıkları süre içinde yaşlılık aylıklarının kesilmesini ya da sosyal güvenlik
destek priminin, aylıklarından kesilerek aylık ödenmesine devam edilmesini
isteyebilmelerine yönelik bir
düzenlemenin eklenmesi,
- Geçici 10 uncu maddesi; bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı olanların, bu Kanunun yürürlük
tarihinden sonra, bu Kanundaki geçiş hükümlerine göre gerçekleşen prim ödeme
gün sayılarına, her bir yıl için 90 gün fiili hizmet süresi zammının eklenmesini
öngören bir hükmün eklenmesi,
- Geçici 11 inci maddesi; alt sınır
aylıklarının hesabında, yarım aylıklar ile alt sınır aylığı uygulanmayan
aylıklar ve sosyal güvenlik sözleşmeleri gereğince bağlanan kısmi aylıklara
ilişkin hususlara açıklık getiren bir hükmün eklenmesi,
- Geçici 13 üncü maddesi; genel sağlık
sigortalısının ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten önce başlayan, ancak, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten
sonra faturalandırılan tedavi giderlerinin
Kurum tarafından karşılanacağını hükme bağlayan bir hükmün eklenmesi,
- 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı
Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile ilgili olarak bu Kanunun
uygulanmasına ilişkin geçiş hükümlerini kapsayan bir düzenlemenin geçici 14
üncü madde olarak metne eklenmesi,
- Yürürlüğe ilişkin 108 inci maddesi; Bu
Kanun tasarısının kanunlaşma süreci dikkate alınarak yürürlük tarihinin
1/1/2007 olarak değiştirilmesi,
doğrultusunda yeniden düzenlenmiştir.
l Bu defa, Komisyonumuzun 1/7/2005 tarihinde, Hükümeti
temsilen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat BAŞESGİOĞLU ve Tasarı ile
ilgili diğer kurum ve kuruluş temsilcilerinin katılımlarıyla yaptığı 69 ucu Birleşimin
de Tasarının geneli üzerindeki görüşmelere başlanmıştır.
l Diğer yandan, geneli üzerindeki görüşmelere geçilmeden
önce; söz konusu 1/1008 esas numaralı Tasarı ile ilgili görülen 1/408, 1/568,
1/571, 1/574, 2/79, 2/151, 2/152, 2/156, 2/196, 2/208, 2/301, 2/313, 2/322,
2/335, 2/423, 2/459, 2/558, 2/593 ve 2/654 esas numaralı Tasarı ve Tekliflerin,
1/8 esas numaralı 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun Bir Maddesinin
Değiştirilmesi ve Bu Kanuna Bir Geçici Madde Eklenmesi Hakkında 17/6/1994 Tarihli
ve 4006 Sayılı Kanun ve Anayasanın 89 uncu Maddesi Gereğince Cumhurbaşkanınca
Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi ve 1/14 esas numaralı 5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununa Beş
Ek Madde ile Üç Geçici Madde Eklenmesi Hakkında 18/01/1990 Tarih ve 3602 Sayılı
Kanun ve Anayasanın 89 uncu Maddesi Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha
Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresinin, İç Tüzüğün 35 inci maddesine göre
birleştirilerek görüşülmesine ve görüşmelere 1/1008 esas numaralı Tasarı üzerinden
devam edilmesine karar verilmiştir.
l Komisyonumuzda Tasarının geneli üzerinde yapılan
müzakerelerde;
- Tasarının emekliler arasında norm ve
standart birliğini sağlamaya yönelik düzenlemelerin kazanılmış haklara zara
vereceği, bunun sosyal devlet ilkesini
zedeleyeceği,
- Tasarı ile emekli olabilmenin imkânsız
hale getirildiği, emeklilik aylığı bağlanma oranlarının azaltıldığı, kamuda
yaşlılık aylığı bağlama prim gün sayısının yükseltildiği,
- Malullük ve ölüm aylıklarındaki
koşulların değiştirildiği, her iki sigorta kolunda da şartlar ve aylık bağlama
oranlarının güçleştirildiği, aynı şekilde, yaştan emekli olma koşullarının da
oldukça zorlaştırıldığı, bu konularda ülke gerçekleri ve sosyal güvenlik
risklerinin dikkate alınarak değişiklikler yapılması gerektiği,
- SSK, Emekli Sandığı ve BAĞ-KUR'un tek
çatı altında toplanması sonucu malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından
bağlanacak aylıklarda yeni bir düzenlemeye gidildiği ve hak sahiplerine
yararlanacakları aylıklara göre farklı uygulamaların öngörüldüğü, bu
değişikliklerin önemli hak kayıplarına neden olacağı,
- Genel Sağlık Sigortasının, sağlık
hizmetlerinin ticari yaklaşımla yürütülmesini öngördüğü, toplumun büyük
kesiminin olumsuz yönde etkileneceği ve Devlete Anayasayla verilmiş görevlerin
yerine getirilmemesi sonucunu doğuracağı,
- Sağlık ve sosyal güvenliğin temel insan
hakları içerisinde kabul edildiği, bu nedenle sosyal güvenlik konusuna piyasa
anlayışı mantığıyla bakılmaması gerektiği,
- İnsan faktörünün yok sayılarak,
olumsuzluğun faturasının tamamının sosyal güvenlik sistemine ve iştirakçilere kesilmesinin adaletli bir yaklaşım
olmadığı,
- Öngörülen genel sağlık sigortası
sistemine geçilebilmesi için bütçeden sağlığa ayrılan toplam payın artırılması
gerektiği,
- Ekonomik istikrarsızlığın nedeninin
yıllarca uygulanan IMF reçeteleri ve Dünya Bankası tavsiyeleri olduğu,
- Sağlığın bir hak olmaktan çıkarılarak
bir tür kişisel tüketim haline dönüştürüleceği, hastanelerin sağlık işletmesine
dönüştüğü, kamu güvencesinin yerini sözleşmenin alacağı,
- Mevcut emekliler için norm ve standart
birliğinin sağlanamadığı, yeni sisteme kademeli bir geçişin olması gerektiği,
- Mevcut Emekli Sandığı emeklileri ile
diğer kurum emeklileri arasında büyük bir farkın olduğu,
- Kazanılmış hakların kaybedildiği,
emeklilik yaşının uzatıldığı, emekli taban aylığının kaldırıldığı, emekli
aylıklarının azalacağı, emekli aylığı katsayısının düşürüleceği,
- TRT muhabirleri ile sanatçılarının fiili
hizmet zammının kaldırıldığı,
- Kamu görevlileri dahil, 90 gün
çalışmayana sağlık hizmetinin verilmeyeceği,
- Sağlık hizmetlerinde katkı payının
artırıldığı, katılım payı alınmayacak haller içinde harp ve vazife malüllerinin
olmadığı, emekli kesintilerinin brüt maaştan yapılacağı, net maaşlarda değişik
miktarlarda azalmanın olacağı,
- Kamu görevlilerinin sigortalı olmaları
için göreve atandıkları tarihin baz alınması gerektiği,
- Malullük aylığından yararlanmanın prim
ödeme şartına bağlanmasının mevcut hakların gerilemesi anlamına geldiği,
- Kamuda yaşlılık aylığı bağlama prim gün
sayısının yükseltildiği,
- Tasarıda kişiye yönelik koruyucu sağlık
hizmetleri kavramı ile ne kastedildiğinin belli olmadığı,
- Yeni sosyal sigorta sisteminde aile
planlaması ve kaplıca tedavisi gibi bir çok uygulamanın kapsam dışı
bırakıldığı,
- Prim ödeyen dar ve sabit gelirlilerden,
ayrıca sağlık hizmetlerinde yararlanma
katkı payı alınmaması gerektiği,
- Kurulması planlanan Sağlık Hizmetleri
Fiyatlandırma Komisyonu'nda mutlaka prim ödeyen ve hizmetlerden faydalananların
da yer alması gerektiği,
- Asgari İşçilik Tespit Komisyonu'na
tarafsız bir üyenin katılması gerektiği,
- Öngörülen sistemin, aylıkları yetersiz
olan işçi emeklilerinin aleyhine olacağı, bu nedenle, işçi ve memur alt sınır
emekli aylıklarının eşitlenmesi gerektiği,
- Altı aylık dönemler olarak enflasyon ve
gelişme hızının işçi emekli aylıklarına yansıtılması gerektiği,
- Genel Sağlık Sigortasının, sağlık
hizmetlerinin ticari yaklaşımla yürütülmesini öngördüğü,
- Ülkemizde özellikle taşra ve kırsal kesimdeki
kız çocuklarının evleninceye kadar devlet tarafından sağlık sigortasından
yararlandırılmalarının uygun olacağı,
- Geçici işgöremezlik ödeneği ödemesinin
prim borcu ile ilişkilendirilmemesi gerektiği,
- Malüllük halinin kişinin iradesi dışında
gerçekleşen bir durum olduğu; bu durumda olan kişileri korumak açısından,
sosyal devlet olmanın da bir gereği olarak, malüllük sigortasından yararlanmak
için gerekli prim gün sayısının 3.600'den 1.800'e düşürülmesi gerektiği,
- Anayasada düzenlenen haklardan olan
"Yaşam Hakkı" nın bütün temel haklardan daha üstün olduğu, kişilerin
prim borcu olsa dahi, geçici işgöremezlik ödeneğinden yararlanmasının
sağlanması gerektiği,
- Ülkemizin ekonomik ve sosyal koşulları
yanında, ortalama yaş süresinin 60 olduğu da düşünüldüğünde, yaşlılık
aylığından yararlanmak için gerekli olan 9.000 günlük prim şartının, 7.000 güne
düşürülmesi gerektiği,
- Mevcut uygulamada Bağ-Kur'dan emekli
olan esnaf ve sanatkarların aldıkları aylığın %10'u olarak kesilen Sosyal
Güvenlik Destek Priminin % 32'ye çıkarıldığı, bu kesintinin kaldırılması
gerektiği,
- 1990-2003 yılları arasında sosyal
güvenliğe aktarılan transferlerin Hazine faizi ile güncellenmiş değerinin 404
katrilyon civarında olduğu,
- Düzenlemede, aktüeryal hesaplamanın
şeklinin bulunmadığı, bütçeden kaynak aktarılmaksızın, açığın tamamıyla
iştirakçilere ödetilmesinin yanlış olduğu, ödenecek primlerin nasıl
nemalandırılacağına dair herhangi bir kaydın bulunmadığı, fonların
denetimlerinin nasıl olacağının, fonların nasıl kullanılacağının belli
olmadığı,
- Öngörülen genel sağlık sigortası
sistemine geçilebilmesi için mali kaynakların arttırılması gerektiği, bütçeden
sağlığa ayrılan payın asgari yüzde üçlerden yüzde onlara çıkarılması gerektiği,
- Genel Sağlık Sigortasının (GSS) kamunun
imkânlarını kullanmaksızın, özel sektörden
hizmet alımı yolu ile yürütülmesinin mümkün olmadığı,
- Katılım payı artışlarının nasıl
olacağına dair bir kıstasın getirilmediği,
- Sağlık sektörünün yaşadığı finansman
krizinin çözümlenmesi bakımından Genel Sağlık Sigortası sisteminin getirildiği,
bunun olumlu karşılandığı,
- Genel Sağlık Sigortasının basit bir
sağlık finansman modelinin ötesinde tıp eğitimini, sağlık kuruluşlarını,
hekimlik mesleğini, sağlıklı personelinin statüsünü ve sağlık hizmet sunumunu
doğrudan etkileyeceği,
- Son yıllarda SSK, Bağ-kur ve Emekli
Sandığının finansman açığının karşılanamaz boyutlara ulaştığı, 2004-2005
yıllarında sosyal güvenlik sistemimizin bütüncül bir açıdan ele alınarak
yeniden yapılandırılması ihtiyacının ortaya çıktığı,
- Aldığı sağlık hizmetinin kalitesine ve
içeriğine bağlı olarak, talep
edilebilecek ücret farkının tamamlayıcı sigorta veya sigortalı tarafından
karşılanmasına imkân verecek bir mekanizmanın getirilmesi gerektiği,
- Sağlık sektörünün tümünü kapsayacak ve
özel sektörü de direkt etkileyecek karar verme süreçlerinde, Hükümet ve bağlı
kurum/kuruluşlar yanında TOBB gibi kuruluşların da Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık
Kurulunda bulunmasının yararlı olacağı,
- Söz konusu Tasarının oluşumunda; 4641
sayılı "Ekonomik ve Sosyal Konseyin Kuruluş ve Çalışma Yöntemleri Hakkında
Kanunun" amaç maddesinde öngörülen yöntem ve usule aykırı olarak bu
Konseyin görüşünün alınmadığı, bu nedenle toplumsal uzlaşmanın tam olarak
sağlanmadığı,
- Anayasa ile güvence altına alınmış olan
sosyal güvenlik alanındaki hakları düzenleyen Tasarının, bu haliyle Anayasaya
aykırı hükümler taşıdığı,
- Tasarının öngördüğü sistemin
işleyebilmesi için en az 20 yıllık aktüerya hesabının yapılması gerektiği,
ancak, bu yönde bir çalışmanın yapılmadığı,
- Tasarı ile amaçlanan norm ve standart
birliğinin büyük ölçüde sağlandığı, ancak gelir kaygısı sebebiyle prim ve
katsayı esasına dayalı sistemden kaynaklanan bazı farklılıkların devam ettiği,
- Emeklilik yaş sınırı belirlenirken, Avrupa
Birliği ülkelerindeki düzenlemelerin göz önüne alınması gerektiği,
- Emeklilik için en az 9000 gün prim ödeme
gün sayısı esasının aranmasının ülkemiz gerçeklerinden uzak bir anlayışın eseri olduğu, kayıtdışı
istihdamın yoğun olduğu ülkemizde, hiçbir çalışanın bu süreyi tamamlamasının
mümkün olmadığı,
- Birçok ülkede emeklilik yaş sınırının 65
olarak belirlendiği; ancak ülkemizin ekonomik, sosyal koşullarıyla ortalama
yaşam süresi dikkate alındığında, kademeli geçişteki emeklilik yaş sınırının
oldukça fazla olduğu,
- Ortalama yaşam süresi ve maaş açısından
AB ülkeleri ve ülkemiz gerçeklerini yansıtan istatiksel verilerinin
sunulmadığı,
şeklindeki görüş, eleştiri ve temennileri
müteakip, Hükümet adına yapılan tamamlayıcı açıklamalarda ise;
- Türkiye'nin en temel amaçlarından olan
sosyal adaletin sağlanması ve ekonomik istikrarın gerçekleştirilmesi yolunda
sosyal güvenlik reformunun çok önemli bir yere sahip olduğu,
- Sosyal güvenlik sistemlerinin en önemli
amacının göreli ve mutlak yoksulluğu azaltmak olduğu, Ülkemizdeki duruma
bakıldığında ise, mevcut sosyal güvenlik sistemimizin bu amacı yeterince
gerçekleştiremediği,
- Sosyal yardım ve hizmetler de dahil
olmak üzere, ülkemizde sosyal güvenlik kurumlarının 2004 yılındaki toplam
harcamalarının millî gelire oranının % 11.7 gibi yüksek bir düzeyde olmasına
karşın, mevcut sistemin yoksulluğu önlemek konusunda yeterince etkili
olamadığı,
- Bütün vatandaşlarımızın sosyal güvenlik
kapsamı altında olmadığı, sosyal güvenlik sistemi içinde olan vatandaşlarımız
arasında ise, sahip oldukları haklar ve yükümlülükler açısından bir çok
farklılıkların mevcut olduğu; gerekse emeklilik gerekse sağlık sistemimizin
kaynaklarının toplumun görece daha iyi durumdaki kesimlerine aktarıldığı,
- Diğer taraftan, sosyal güvenlik
sisteminin yaşadığı finansman sorununun, kamu finansmanı üzerinde yarattığı
baskı dolayısıyla, başta enflasyon olmak üzere diğer temel ekonomik
göstergeleri de olumsuz etkilediği, son on yıldır bizzat sosyal güvenlik
sisteminin kendisinin ülke ekonomisinde istikrarsızlık yaratan ana sebeplerden
biri haline geldiği, kamu bütçesinden sosyal güvenlik kurumlarının açıklarını
kapatmak için söz konusu kurumlara yapılan transferlerin millî gelir içindeki
payının % 4.5'e ulaştığı,
- Türkiye'nin nüfus yapısında önümüzdeki
20-30 yılda bir değişimin gerçekleşeceği ve Türkiye'nin hızla yaşlanacağı;
mevcut genç nüfus yapısına rağmen bu kadar büyük sorunlar yaşayan bir sosyal
güvenlik sisteminin, hızla yaşlanan bir nüfus karşısında alamayacağı, gerekli
önlemler bugünden alınmadığı takdirde bundan 20-30 yıl sonra çok daha ağır
önlemlerin alınması durumunda kalınacağı,
- 2004 yılı itibariyle özel sandıklarda
dahil olmak üzere, Türkiye'deki mevcut sosyal sigorta programları tarafından
emekli maaşı ödenen vatandaşlarımızın sayısının 7 milyon 230 bin civarında
yakın olduğu, sigortalı vatandaşlarımıza bağımlı olan kişilerin sayısının ise
43 milyon 790'e yaklaştığı, buna karşılık, aktif sigortalı olan, yani prim
ödemeye devam eden vatandaşlarımızın sayısının ise sadece 12 milyon 845 bin ile
sınırlı olduğu, dolayısıyla her 1 emekli vatandaşımıza verilen maaşın, sadece
1.6 aktif çalışanımızın ödediği primlerle karşılanmakta olduğu, dünyadaki diğer
ülkelere bakıldığında, finansal olarak uzun dönemde sürdürülebilir bir emeklilik
sisteminde bu oranın ortalama 1 emekliye karşılık 4 aktif çalışan şeklinde
olması gerektiği,
- Emeklilik yaşlarıyla ilgili Türkiye'deki
mevcut mevzuata göre, 2020'li yıllardan itibaren kadınlar için 58'e, erkekler
için 60'a kademeli geçişin öngörüldüğü, diğer ülkelere bakıldığında da, yine en
düşük emeklilik hak etme yaşının ülkemizde uygulandığı, yapılmakta olan sosyal
güvenlik reformu çerçevesinde, Türkiye'deki emeklilik yaşının 2036 yılından
itibaren tedricen yükselmeye başlayacağı ve ancak 2075 yılında, yani 70 yıl
sonra 68 yaşına çıkacağı,
- Mevcut durumun devamı halinde sosyal
güvenlik kurumlarının finansman açıklarının millî gelir içindeki payının
2070'li yıllarda % 7'ye yaklaşacağı, yine 2075 yılında toplam aktif sigortalı
sayısının 21 milyona emekli sayısının ise 14 milyon 500 bin'e yaklaşacağı;
sonuç itibariyle, bugünkü aktif pasif oranında herhangi bir düzelmenin
olmayacağı, sağlık hizmetlerine bakıldığında ise, mevcut durumun devamı halinde
2005 yılında Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın % 1.5'i olan finansman açığının, 2025
yılında % 4.2'ye yükselmesinin beklendiği,
- Yapılan projeksiyonlara göre, reform
sonrasında emeklilik sistemi açığının artış eğiliminin yavaşlayacağı, ancak
2040'lı yıllarda sistemin açığının GSMH'nin %0.2'si düzeyine gerileyeceği ve bu
düzeylerde kalacağı, 2004 yılı itibariyle 1.6 olan aktif/pasif sigortalı
oranının, reform sonrasında uzun dönemde 2.6'ya yükseleceği, Sağlık
Bakanlığımız tarafından yürütülmekte olan Sağlıkta Dönüşüm Programı ile
birlikte uygulandığında, Genel Sağlık Sigortasının toplam maliyetinin 2025
yılında Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın % 6.6'sı, Genel Sağlık Sigortası finansman
açığının ise % 3.7'si ile sınırlı kalacağının tahmin edildiği,
- Sosyal güvenlik alanında faaliyet
gösteren çok sayıda kurumun bulunmasının norm birliği ve eşgüdüm sağlanmasını
önlediği, diğer taraftan, mevzuatın karmaşıklığı, aşırı bürokratik işlemler,
bilgi işlem altyapısının yetersizliği ve personele ilişkin sorunların sosyal
güvenlik kurumlarının etkin çalışmasına engel olduğu, bunun sonucunda da,
emekli aylığı bağlanmasından, sağlık raporu alınmasına ve sağlık hizmetine
erişime kadar bir çok işlemin süresinin uzadığı,
- Sosyal güvenlik reformu ile sosyal
güvenlik sisteminin amaç, araçlar ve yöntem tutarlılığını sağlayacak tarzda, bütüncül
bir bakış açısıyla ele alındığı ve yeniden yapılandırılmasının planlandığı,
- Reform çalışmalarının ilk günden bugüne
kadar sosyal tarafların, kamu oyunun ve basının her türlü öneri, eleştiri ve
katkısına açık bir şekilde yürütüldüğü; işçi, işveren, kamu ve sivil toplum
kuruluşlarının her türlü katkısının dikkate alındığı, sosyal güvenlik reform
tasarısını anlatan taslak kitabın 2004 yılı Ağustos ayında bütün sosyal
taraflara iletildiği, ayrıca Bakanlığın web sitesinde yayınlanarak isteyen
bütün vatandaşların erişimine açık hale getirildiği, bunun dışında, kanun
taslaklarının hazırlanması aşamasında ilgili bütün kurum ve kuruluşlarından
uzmanlar çalışmalara katkı vermek üzere davet edildiği,
- Sosyal Güvenlik reformunun temel
amacının adil, kolay erişilebilir, yoksulluğa karşı daha etkin koruma sağlayan,
mali açıdan sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemine ulaşabilmek olduğu,
- Sosyal güvenlik reformunun birbirini
tamamlayan 4 ana bileşenden oluştuğu; ilkinin, nüfusun tümüne hakkaniyete uygun,
eşit ve kaliteli sağlık hizmeti sunumunu finanse eden Genel Sağlık
Sigortası'nın oluşturulması; ikincisinin, halen dağınık bir halde yürütülen
primsiz ödemeler ve sosyal yardımları toplulaştırarak nesnel yararlanma
ölçütlerine dayalı, tüm muhtaç kesimlerin erişebileceği bir sistemin
oluşturulması; üçüncüsünün, sağlık dışındaki kısa ve uzun vadeli sigorta
kollarının yer aldığı tek bir emeklilik sigortası rejiminin kurulması; dördüncü
ve son bileşenin ise; yukarıda anılan üç temel işleve ilişkin hizmetlerin
çağdaş, etkin ve vatandaşlarımızın günlük hayatlarını kolaylaştıracak şekilde
sunulmasına olanak sağlayacak yeni bir kurumsal yapının oluşturulması olduğu,
- Reformla birlikte kamu yada özel
sektörde, bir işverene bağlı yada serbest çalışıp çalışmadığına bakılmaksızın
Türkiye'de çalışan bütün vatandaşların eşit haklara ve yükümlülüklere sahip
olacağı tek bir emeklilik sisteminin kurulacağı,
- Mevcut sigortalıların emekliliği hak
etme koşullarında (prim gün sayısı, emeklilik yaşı gibi) hiçbir değişikliğin
olmayacağı; emekli aylığına esas alınacak matrahın hesaplanması ve emekli
aylığı artış endeksi gibi konularda getirilen değişikliklerden ise, mevcut
sigortalıların yeni sistemde geçirdikleri süreye göre etkilenecekleri; yeni
emeklilik sisteminde zorunlu ve isteğe bağlı sigortalılığın ülke gerçeklerine
uygun bir biçimde yeniden tanımlandığı,
- Tarım işlerinde süreksiz olarak
çalışanlardan, tarımda kendi nam ve hesabına çalışanlardan, gelir vergisinden
muaf olup esnaf ve sanatkar siciliyle birlikte kanunla kurulu meslek
kuruluşlarına kayıt olanlardan ve ev hizmetlerinde çalışanlardan aylık
kazançları prime esas asgari aylık kazancın altında olan vatandaşların isteğe
bağlı sigortalı olabilecekleri,
- İsteğe bağlı sigortalılıktan
yararlanacak vatandaşların, bir takvim yılı içinde olmak kaydıyla durumlarına
uygun esnek ödeme olanaklarının da getirilmekte olduğu,
- Sosyal devlet anlayışına uygun olarak,
yeni sistemde devletin emeklilik sigortasına % 5 oranında katkıda bulunacağı,
- Türkiye'de bir yıldan daha uzun süre
yaşayanlar, vatansızlar ve sığınmacıların da Genel Sağlık Sigortası kapsamına
alınması gerektiği,
- Genel Sağlık Sigortası uygulaması ile
birlikte vatandaşlar arasında sağlık hizmetine erişim ve kullanım konusundaki
ayrımcılığın sona ereceği; herkesin eşit kapsam ve kalitede sağlık hizmeti
alacağı, bütün vatandaşların katılımının zorunlu olacağı Genel Sağlık Sigortası
kapsamında (% 12,5) oranında prim toplanacağı, sağlık hizmetinin ise herkesin
ihtiyacına göre karşılanacağı,
- Mevcut sistemde Bağ-Kur'a kayıtlı olan
sigortalılar açısından halihazırda % 20 olan sağlık sigortası priminde önemli
bir düşüşün gerçekleşeceği; diğer önemli bir yeniliğin ise yoksul vatandaşların
sağlık sigortası primlerinin devlet tarafından karşılanacak olmasının olduğu,
ayrıca, anne yada babasının prim borcu olup olmadığına yada diğer
yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğine bakılmaksızın, 18 yaş ve
altındaki bütün çocukların koşulsuz olarak bütün sağlık hizmetlerinden
yararlanma hakkına sahip olacakları,
- Tasarının temel amaçlardan ilkinin,
sosyal yardımlar için kullanılan kamu kaynağını objektif yararlanma ölçütlerine
bağlı olarak adil ve ulaşılabilir kılmak olduğu; ikincinin sosyal yardımlardan
yararlanmayı, öngörülen şartları taşımaları halinde her muhtaç vatandaş için
bir hak olarak tanımlanması, yardımların bütçe imkânları çerçevesinde ve
muhtaçlık düzeyi esas alarak belirlenmesi, mükerrer yardımların önlenerek bu
alana ayrılan kaynakların daha etkili kullanılmasını sağlamak amacıyla sosyal
yardımlardan yararlananlarla ilgili ulusal ölçekte merkezi bilgi sistemi ve
bilgi yönetim sisteminin geliştirilmesi, genel sağlık sigortası kapsamında prim
ödeme gücü olmayan kişilerin objektif kriterlere göre tespit edilmesi ve genel
sağlık sigortası primlerinin devlet tarafından ödenmesinin sağlanacağı, yeni
sistemde, yoksul ailelere nakdi destek sağlamak amacıyla gerekli "aile
yardımı" programlarının oluşturulacağı,
- Yeni bir kurumsal yapılanmaya
gidileceği, üç temel işlevi yerine getirmek üzere mevcut sosyal güvenlik
kurumlarının tek bir çatı altında toplanarak yeniden yapılandırılacağı, yeni
Sosyal Güvenlik Kurumu'nun emeklilik ve sağlık sigortacılığı ile primsiz
ödemeler ve sosyal yardımlar konusunda uzmanlaşmış üç ana hizmet biriminden
oluşacağı, yeni kurumun, 2-3 yıllık bir geçiş dönemi sonunda ilçelere kadar
yayılan küçük ve ileri teknoloji destekli Sosyal Güvenlik Merkezleri
aracılığıyla vatandaşlara hizmet sunacağı,
- Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanun Tasarısının yürütülmekte olması reform çalışmalarının ilk iki
bileşenini kapsadığı, Primsiz Ödemeler ve Sosyal Yardımlar Kanun Tasarısı ve
yeni kurumsal yapıyı belirleyecek olan kanun tasarısı ile ilgili çalışmaların
devam etmekte olduğu,
- Tasarının, ülke genelinde tüm
vatandaşları kapsayacak bir sosyal güvenlik sisteminin sağlanmasına yönelik
reform niteliğinde düzenlemeleri kapsadığı, sosyal güvenlik sistemine, geleceğe
dönük bir anlayışla yaklaşıldığı,
- Ortalama ömür ve emeklilik yaşları için
belirlenen kıstasların diğer ülkelerle mukayesesinin yapıldığı, mevcut
uygulamadaki emeklilik yaşının Avrupa ülkelerine nazaran düşük olduğu, Tasarı
ile öngörülen ve kademeli bir geçiş öngören emeklilik yaş sınırlarının makul
olduğu,
- Söz konusu Tasarının oluşumunda tüm
platformların görüşlerinin alındığı ve Tasarıya yansıtıldığı,
ifade edilmiştir.
l Tasarının geneli üzerinde, 2/7/2005 tarihinde 70 inci
Birleşimde yapılan görüşmeleri müteakip, Tasarı ve gerekçesinin Komisyonumuzca
da benimsenerek maddeleri üzerindeki görüşmelerin Alt Komisyon Metni üzerinden
yapılmasına karar verilmesinden sonra görüşmelere ara verilmiştir.
l Bu defa, Komisyonumuzun, 1.10.2005 tarihinde, Hükümeti
temsilen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğluile ilgili
bakanlık, kurum, kuruluş temsilcileri ve Teklif sahibi Milletvekillerinin
katılımlarıyla yapılan 3 üncü Birleşimin de, 1/1008 esas numaralı Tasarının Alt
Komisyon Metninin maddeleri üzerindeki görüşmelere başlanmıştır..
l Tasarısının 1 inci maddesi üzerindeki görüşmeleri müteakip,
maddeyle ilgili önergelerin değerlendirilmesine geçilmiş; ancak, maddeyle
ilgili 26 adet değişiklik önergesinin verilmesi üzerine İçtüzükte, Komisyon
görüşmelerinde önerge verme konusunda herhangi bir sınırın olup olmadığı
hususunda usul tartışması açılmıştır. Bu tartışmanın sonunda görüşmelere ara
verilmiştir.
l Bu defa, Komisyonumuzun, 26/1/2006 tarihinde, Hükümeti
temsilen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu ile ilgili
bakanlık, kurum, kuruluş temsilcileri ve Teklif sahibi Milletvekillerinin
katılımlarıyla yapılan 40 ıncı Birleşiminde de, konunun, Ekonomik ve Sosyal
Konseyin önerileri ve geçen sürede ortaya konulan görüşler doğrultusunda,
kurulacak bir alt komisyonda, üzerinde görüşmeler devam eden metnin 1 inci
maddesi de dahil olmak üzere, 22/6/2005 tarihinde oluşturulan Alt Komisyon
tarafından hazırlanan Metin üzerinden değerlendirilmesine karar verilmiştir.
l 26/1/2006 tarihinde oluşturulan Alt Komisyon; 15/2/2006,
20/2/2006, 23/2/2006, 27/2/2006 ve 3/3/2006 tarihlerinde Maliye Bakanlığı,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı,
İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Devlet
Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Hazine Müsteşarlığı, Türkiye Cumhuriyeti
Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü, Bağ-Kur Genel Müdürlüğü, Sosyal Sigortalar
Kurumu Genel Müdürlüğü, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü, Emniyet Genel
Müdürlüğü ve Devlet Personel Başkanlığı ile ilgili diğer kurumların
temsilcilerinin de katılımlarıyla yapmış olduğu kapsamlı değerlendirmeler
sonucunda, 22/6/2005 tarihinde oluşturulan Alt Komisyon tarafından hazırlanan
metin üzerinden çalışmalarını tamamlamıştır.
l Alt Komisyon çalışmaları sonucunda; Ekonomik ve Sosyal
Konseyde sosyal tarafları oluşturan işçi ve işveren temsilcilerinin önerileri
ile Tasarının hazırlandığı tarihten sonra ortaya konan görüşler doğrultusunda
Tasarı yeniden düzenlenmiştir. Bu çerçevede;
- Ekonomik ve Sosyal Konseyde sosyal
tarafları oluşturan işçi ve işveren temsilcilerinin, üzerinde mutabakat
sağlanan önerileri,
- Uygulamada çıkması muhtemel
tereddütlerin giderilmesi ve anlama açıklık kazandırılması,
- Maddelerin bent ve fıkralarının kanun
tekniğine uygunluk açısından yeniden düzenlenmesi,
- Metinde yapılan madde atıflarının
yeniden düzenlenmesi,
doğrultusunda 22/6/2005 tarihinde
oluşturulan Alt Komisyon tarafından hazırlanan metinde aşağıdaki düzenlemeler
yapılmıştır.
l 22/6/2005 tarihinde oluşturulan Alt Komisyon tarafından
hazırlanan metin;
- 3 üncü maddesi; hizmet akdi ve iş
sözleşmesi tanımına kapsam ve hukuki dayanak yönünden açıklık getirilmesi,
güncelleme katsayısının belirlenme esaslarının yeniden düzenlenmesi ve
uygulamada tereddütlere yol açabilecek ifadelere açıklık kazandırılması
amacıyla redaksiyona tâbi tutulması,
- 4 üncü maddesi; polis okullarından mezun
olanların, bu okullarda geçen sürelerinin de sigorta kapsamına alınmasına
yönelik bir hükmün eklenmesi doğrultusunda yeniden düzenlenmesi,
- 6 ncı maddesi; mükerrer sigortalılığın
önlenmesi amacıyla Türkiye'de kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanlardan yurt
dışında ikamet eden ve o ülke sosyal güvenlik mevzuatına tâbi olanların, bu
Tasarı kapsamında sigortalı sayılmayacaklarını hükme bağlayan bir ifade ile;
tarım işlerinde veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz işlerde çalışanlar
ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, bu Tasarı kapsamına
girmeyeceklerin belirlenmesinde kolaylık sağlanması amacıyla Türkiye Ziraat
Odaları Birliğinin görüşünün alınmasına yönelik bir fıkranın eklenmesi,
- 7 nci maddesi; gelir vergisinden muaf
olanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların
sigortalılığının başlangıç tarihlerine açıklık getirilmesi amacıyla kayıt ve
tescil işlemleri ile ilgili konularda kanunla kurulmuş ilgili meslek
kuruluşlarının görüşlerinin alınmasını hükme bağlayan bir fıkranın eklenmesi,
- 8 inci maddesi; tarımsal faaliyette
bulunan çiftçilerin, sigortalı işe giriş bildirgesini, sigortalılığın başlangıç
tarihinden itibaren 90 gün içinde Sosyal Sigortalar Kurumuna vermelerinin hükme
bağlanması,
- 9 uncu maddesi; kısa ve uzun vadeli
sigorta kolları bakımından, herhangi bir yabancı ülkede ikamet eden ve o ülke
mevzuatı kapsamında sigortalı olanlar; iflâsına karar verilmiş olan veya
tasfiye halindeki özel işletmeler ile şirketlerin ortaklarından hizmet akdi ile
çalışanlar; köy ve mahalle
muhtarlarından, aynı zamanda hizmet akdi ile çalışanlar; gelir vergisinden muaf
olan, ancak esnaf ve sanatkârlar sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek
kuruluşlarındaki kayıtlara istinaden sigortalı olanlardan, bu sigortalılıklarının
devamı sırasında hizmet akdi ile çalışanlar ile kamu idarelerinde çalışanların
sigortalılıklarının sona ermesine ilişkin hususlara açıklık getirilmesi;
hastalık ve analık hükümlerinin uygulanmasında sigortalılığın sona ermesine
ilişkin tarihlerin tereddüte yol açılmayacak şekilde belirlenmesi,
- 11 inci maddesi; işyeri ve aracı
tanımının İş Kanunu ile uyumlu olması amacıyla işyerini; sigortalı sayılanların
maddî olan ve olmayan unsurlar ile birlikte işlerini yaptıkları yer olarak
tanımlayarak, işyeri ve unsurlarının tespitine açıklık getirilmesi; alt
işverenlere, asıl işverenin işyerinde çalıştırdığı sigortalıları, asıl
işverenle aralarında yaptıkları sözleşmenin ibrazı kaydıyla ve Kurumdan alacağı
özel bir numara ile asıl işverenin kayıtlı olduğu dosyadan bildirebilmesine
imkân sağlayan bir düzenlemenin eklenmesi,
- 12 nci maddesi; alt işverenin mal ve
hizmet üretimini gerçekleştirdiği işin, alt işverenin faaliyet alanını
oluşturduğuna açıklık getiren ifadenin eklenmesi,
- 13 üncü maddesi; bir olayın iş kazası
olarak sayılabilmesi için, olayın sigortalının işyerinde bulunduğu sırada vuku
bulmasını; ayrıca, sigortalıların işe başlama ve işten ayrılma saatleri ile
mutad güzergahından veya zorunlu hallerde, mutad olmayan güzergahtan işe gidiş -
geliş şartlarını ortadan kaldırarak, olayın işverence sağlanan bir taşıtla işin
yapıldığı yere gidiş-geliş sırasında meydana gelmesini yeterli sayan bir
düzenlemenin eklenmesi; iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin doğrudan ya
da taahhütlü posta ile Kuruma bildirilmesine olanak sağlanmasına ve iş
kazasının Kuruma bildirim süresinin, olayın meydana geldiği tarihten değil,
işverence öğrenildiği tarihten itibaren başlatılmasına yönelik olarak yeniden
düzenlenmesi,
- 16 ncı maddesi; analık sigortası kapsamında
olanlardan sigortalılığı sona erenlerin, bu haklardan doğum halinde
yararlanmalarının kolaylaştırılması amacıyla sigortalılık niteliğinin
yitirilişinden başlamak üzere üçyüz gün içinde çocuklarının doğması halinde;
sigortalı kadın veya sigortalı erkeğin karısının, doğum tarihinden önceki onbeş
ay içinde en az üç ay prim ödenmiş olması şartıyla, emzirme ödeneğinden
yararlanmasına yönelik bir fıkranın eklenmesi,
- 17 nci maddesi; ödenek ve gelire esas
tutulacak günlük kazancın hesabına açıklık getirilmesi amacıyla; günlük
kazancın tespitinde esas alınacak ödeme sürelerine, sigortalı sayılanların
hangi gelirlerinin günlük kazancın kapsamına dahil olduğuna ve prim, ikramiye
ve benzeri nitelikteki ödemelerin arızi ödemeler olduğuna açıklık getirilmesi doğrultusunda
yeniden düzenlenmesi,
- 18 inci maddesi; geçici iş göremezlik
ödeneğinin güncellenmemiş tutarının tespitine açıklık getirilmesi amacıyla;
geçici iş göremezlik ödeneğinin güncellenmemiş tutarının hesabında esas alınan
günlük kazancın, sigortalının ödenek hesabına esas alınan döneme ilişkin
kazancı olduğunu ve geçici iş göremezlik ödeneğinin güncellenmemiş tutarının,
vergiler indirildikten sonra sigortalının günlük net kazancını geçemeyeceğini
hükme bağlayan ifadelerin eklenmesi,
- 19 uncu maddesi; sürekli iş göremezlik
gelirinin ödenmesi hususları ile sürekli iş göremezlik geliri hesabına esas
alınan döneme ilişkin kazancın, vergiler indirildikten sonra, sigortalının
aylık net kazancını geçemeyeceğine açıklık getirilmesi,
- 20 nci maddesi; Tasarının 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılan köy ve mahalle
muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız
çalışanlara sürekli iş göremezlik geliri bağlanabilmesi için, kendi
sigortalılığından dolayı, genel sağlık sigortası dahil, prim ve her türlü
borçlarının ödenmiş olması şartını öngören bir fıkranın eklenmesi,
- 21 inci maddesi; kamu görevlilerinin
vazifelerinin gereği olarak yaptıkları fiiller sonucunda sigortalı veya hak
sahiplerine yapılan ödemeler veya bağlanan gelirler için Kurumca rücu
yapılamayacak kamu görevlileri kapsamının, asayiş ve güvenliğin sağlanması
maksadıyla sınırlanması; ayrıca, haksahiplerinin ve sigortalının; konusu suç
teşkil etmeyen fiilleri nedeniyle yapılan ödemeler ve bağlanan gelirlerinden
dolayı haksahiplerine rücu edilmeyeceğine dair bir ifadenin eklenmesi,
- 22 nci maddesi; sigortalının iş kazası,
meslek hastalığı, hastalık ve analık nedeniyle hekimin bildirdiği tedbir ve
tavsiyelere uymaması sonucu tedavi süresinin uzamasına veya iş göremezlik
oranının artmasına, malûl kalmasına neden olması halinde, uzayan tedavi süresi
veya artan iş göremezlik oranı esas alınarak dörtte birine kadar Kurumca
eksiltme yapılabilmesi uygulaması çerçevesinde, kabul edilebilir bir mazereti
olan sigortalıların hariç tutulmasını hükme bağlayan bir ibarenin eklenmesi,
- 26 ncı maddesi; malûl olan sigortalılara
aylık bağlanabilmesi için öngörülen prim gün sayısı düşürülerek, en az on
yıldan beri sigortalı bulunup toplam olarak 1800 gün veya başka birinin sürekli
bakımına muhtaç derecede malul olan sigortalılar için ise 5 yıldan beri
sigortalı bulunup toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları
priminin bildirilmiş olunması halinde, sigortalıya malullük aylığı bağlanabilmesi
doğrultusunda yeniden düzenlenmesi ve bu bağlamda son fıkrasının metinden
çıkarılması,
- 27 nci maddesi; malûllük aylığının
hesaplanması konusunun daha iyi ifade edilebilmesi, sigortalının başka birinin
sürekli bakımına muhtaç ise tespit edilen malûllük aylığı bağlama oranının 10
puan artırılarak uygulanması ve uygulamada tereddütlere mahal verilmemesi
amacıyla yeniden düzenlenmesi,
- 28 inci maddesi; yaşlılık sigortası
kapsamında yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için öngörülen yaş şartının 2048
yılında kadın ve erkek sigortalılar için 65 yaş olarak belirlenmesi ve bu
tarihten sonra yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için öngörülen kademeli geçiş
hükümlerinin metinden çıkarılması; 9000 gün malüllük, yaşlılık ve ölüm
sigortaları prim ödeme sistemi ile, malüllük aylığı ve kısmi aylık bağlama prim gün sayısına
kademeli geçişin sağlanmasına yönelik geçiş hükümlerinin geçici maddede
yapılmasına; 50 yaşını dolduranlardan erken yaşlandığı tespit edilenler için
yaş şartının aranmamasını ve maden yer altı işlerinin sürekli işlerinde
çalışanlarda ise yaş sınırının 55 olarak uygulanmasını temsilen yeniden
düzenlenmesi,
- 29 uncu maddesi; anlama açıklık
kazandırılması doğrultusunda yeniden düzenlenmesi,
- 30 uncu maddesi; 3201 sayılı Yurt
Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal
Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanuna paralel olarak,
uygulamada tereddütlere mahal verilmemesi amacıyla yabancı bir ülke mevzuatı
kapsamında çalışmaya veya ikamete dayalı sosyal yardım almaya başlayanların
yaşlılık aylıklarının, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi
başından itibaren kesilmesini hükme bağlayan bir ifadenin eklenmesi,
- 31 inci maddesi; Tasarının
kanunlaşmasından önce yürürlükte bulunan sosyal güvenlik mevzuatı çerçevesinde
yaşlılık aylığı bağlanması için gerekli yaş şartını doldurduğu halde malûllük
ve yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanamayan sigortalıya yapılacak toptan
ödemeye ve daha önce toptan ödemeden yararlanarak sosyal güvenlik sistemi
dışında kalanların yeniden sosyal güvenlik sistemine girişlerinde haklarının
korunmasına yönelik olarak yeniden düzenlenmesi,
- 32 nci maddesi; malûl olan sigortalılara
aylık bağlanabilmesi için öngörülen pirim gün sayısının düşürülmesine paralel
olarak, ölüm aylığı bağlanması için öngörülen prim gün sayısının 900 gün olarak
belirlenmesi doğrultusunda redaksiyona tâbi tutulması ve 4 üncü maddenin
birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılan köy ve mahalle
muhtarlarından hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız
çalışanların hak sahiplerine aylık bağlanabilmesiyle ilgili hususlara açıklık
getirilmesi,
- 33 üncü maddesi; ölüm sigortasından
bağlanacak aylığın hesaplanmasına ve bu aylığın hesaplanmasında esas alınan
prim gün sayısına açıklık kazandırılması amacıyla yeniden düzenlenmesi,
- 34 üncü maddesi; evlatlık ilişkisine
açıklık getirilmesi amacıyla ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması
esas ve usullerinin yeniden belirlenmesi, aylık bağlanmış çocuğu bulunmayan dul
eşe ölüm aylığının bağlanabilmesi için dul eşin, bu Tasarı veya yabancı bir
ülke mevzuatı kapsamında çalışmaması şartının getirilmesi; sigortalının mevcut
haklarının korunması amacıyla yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli
olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kızlarına da ölüm aylığının
bağlanabilmesi doğrultusunda yeniden düzenlenmesi,
-
35 inci maddesi; Tasarının 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (d) ve
(e) bentleri kapsamında sigortalı sayılan harp okulu ve polis okulu
öğrencilerinin sigortalı sayılmalarından dolayı bağlanan gelir veya
aylıklarının kesilmeyeceğini hükme bağlayan bir fıkranın eklenmesi,
- 36 ncı maddesi; anlama açıklık
kazandırılması amacıyla yeniden düzenlenmesi,
-
38 inci maddesi; aylık ve gelir bağlama işlemlerinde dikkate alınan
sigortalılık sürelerinin başlangıç tarihlerine açıklık getirilmesine yönelik
ifadelerin eklenmesi,
- 39 uncu maddesi; kamu görevlilerinin
vazifelerinin gereği olarak yaptıkları fiiller sonucu, Kurumca sigortalı veya
hak sahiplerine yapılan ödemeler veya bağlanan gelirler için Kurumca rücu
yapılamayacak kamu görevlileri kapsamının, asayiş ve güvenliğin sağlanması
maksadıyla sınırlanması,
- 40 ıncı maddesi; halen kanunlarda mevcut
olan meslekler de dikkate alınarak madde kapsamına bazı mesleklerin dercedilmesi
ve madde kapsamını genişletmeyecek şekilde, fiili hizmet süresi zammından
benzer ve emsal mesleklerin de yararlanmasının yönetmelikle belirlenmesine
imkân sağlayan bir fıkranın eklenmesi,
- 41 inci maddesi; prime esas günlük
kazancın alt ve üst sınırları arasında olmak üzere, sigortalının borçlanması
halinde ödeyecekleri pirimin belirlenmesi için gerekli günlük kazancın
hesaplanmasında esas alınan oranın % 32 olarak açıkça yazılması, konunun daha
anlaşılır hale getirilmesi amacıyla tekerrüre mahal veren ifadelerin
çıkarılması; borçlanılan sürelerin, uzun vadeli sigorta ve genel sağlık
sigortası bakımından sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesi esaslarının
tespiti ile prime esas kazancın başlangıç tarihine açıklık getirilmesi,
- 42 nci maddesi; yurt dışı hizmet
borçlanmasına ait süreler ve prim transferi ile ilgili esas ve usulleri
düzenleyen hükümlerin, 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının
Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi
Hakkında Kanunda düzenlenmesinin daha uygun olacağı görüşünden hareketle
metinden çıkarılması ve bu hükümler yerine, Kurumun, sigortalı veya hak
sahiplerine bildirimde bulunması ile bu bildirimlere yapılacak itirazların esas
ve usullerinin düzenlenmesi,
- 43 üncü maddesi; TBMM Başkanının, makama
seçilme yönünden Cumhurbaşkanı ve Başbakandan farklı bir statüye sahip olmakla
birlikte, Devlet protokolünde söz konusu iki makam arasında yer alması ve
ayrıca diğer bütün mali haklar yönünden Başbakanla aynı statüde olması
nedeniyle TBMM Başkanının da emeklilik maaşının bağlanması yönünden madde
kapsamına alınması,
- 45 inci maddesi; redaksiyona tâbi
tutulması,
- 46 ncı maddesi; Tasarının 4 üncü
maddesiyle polis akademisi ile fakülte ve yüksek okullardan Emniyet Genel Müdürlüğü
hesabına okuyup mezun olanların, bu okullarda geçen sürelerinin de sigorta
kapsamına alınması nedeniyle; bu düzenlemeye paralel olarak bazı kamu
görevlilerinin prime esas kazançları ve ile prime esas kazanç üst sınırıyla
ilgili uygulama kapsamına polis akademisi ile fakülte ve yüksek okullarda
Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına okuyan veya kendi hesabına okumakta iken
Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına okumaya devam eden öğrencilerin de alınmasına
yönelik olarak yeniden düzenlenmesi,
- 47 nci maddesi; mevcut hakların
korunmasına yönelik olarak, vazife malulü sayılmak için öngörülen görev mahalli
kapsamının genişletilmesi, kamu görevlilerinin vazife malullüğü, harp malullüğü
ile harp malûllerine verilecek malûllük zammı ve vazife malullerine verilecek sürekli
iş göremezlik gelirinden yararlanmalarına ilişkin esas ve usullere açıklık
getirilmesi ve harp malullüğü zammından işçiler ve bağımsız çalışanların da
yararlanmasına yönelik ifadelerin eklenmesi,
- 49 uncu maddesi; redaksiyona tâbi
tutulması,
- 50 nci maddesi; isteğe bağlı
sigortalılık kapsamını, uygulamada tereddütlere yol açılmaması için Türkiye'de
ikâmet edenler ile sınırlayan bir hükmün eklenmesi,
- 51 inci maddesi; isteğe bağlı sigorta
primi ödenmiş sürelerin, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile genel
sağlık sigortası hükümlerinin uygulamasında, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının
(b) bendi kapsamında sigortalı sayılan köy ve mahalle muhtarları ile hizmet
akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar açısından
sigortalılık süresi olarak kabul edilmesine açıklık getiren bir hükmün
eklenmesi,
- 52 nci maddesi; uygulamaya açıklık
getirilmesi amacıyla isteğe bağlı sigorta primlerinin hesaplanmasına,
ödenmesine ve ödenmemesi durumunda uygulanacak idari ceza ve yaptırımlara
ilişkin hususlara açıklık getirilmesi; bu kapsamda isteğe bağlı sigortalının
günlük kazancının tespit usullerinin açıklığa kavuşturulması; esnek ve
yevmiyeli çalışanların kolayca isteğe bağlı sigortalı olmasına yönelik
ifadelerin eklenmesi; kendi nam ve hesabına çalışanların da talepleri halinde
isteğe bağlı sigortalı kapsamına geçebilmelerine ve isteğe bağlı prim
ödeyenlere de sağlık hizmeti verilmesine imkân sağlayan ifadelerin eklenmesi,
- 53 üncü maddesi; birden fazla
sigortalılığın birleşmesi durumunda uygulamada tereddütlere yol açılmaması
amacıyla Tasarının kanunlaşmasından sonra birden fazla sigortalılığı olanların
hak ve yükümlülüklerine açıklık getirilmesi; sigortalının, 4 üncü maddenin
birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık halleri
ile 5 inci maddenin (a) bendi kapsamında hizmet akdi ile çalışmamakla birlikte
ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde oluşturulan tesis, atölye ve
benzeri ünitelerde çalıştırılan hükümlü ve tutuklular ile (e) bendi kapsamında
Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen meslek edindirme, geliştirme ve
değiştirme eğitimine katılan kursiyerlerin sigortalılık hallerinin çakışması
halinde 4 üncü madde kapsamında sigortalı sayılmasını ve sigortalının, bu madde
hükmüne göre sigortalı sayılmasını gerektirecek sigortalılık dışında, başka bir
sigortalılık için prim ödemiş olması durumunda ödenen primler, bu maddeye göre
öncelik verilen sigortalılık hali için ödenmiş sayılarak öncelik verilen
sigortalılık halinde geçmiş kabul edilmesini hükme bağlayan düzenlemelerin
eklenmesi,
- 54 üncü maddesi; teknik konulara açıklık
getirilmesi doğrultusunda redaksiyona tâbi tutulması,
- 57 nci maddesi; metindeki mükerrerliğin
giderilmesi amacıyla sigortalıların 18 yaşından sonra yapılan yaş düzeltmeleri
ile hak sahiplerinin gelir veya aylığa hak kazandığı tarihten geriye doğru bir
yıl içinde yapılan yaş düzeltmelerinin Tasarı kapsamında dikkate alınmayacağını
hükme bağlayan fıkranın, diğer fıkralarda düzenlendiği için metinden
çıkarılması,
- 59 uncu maddesi; Kurum kontrol memurları
ile ilgili hükümlerin, Sosyal Güvenlik Kurumu Kanun Tasarısında düzenlenmesi
nedeniyle metinden çıkarılması ve metindeki bazı teknik ifadelere açıklık
getirilmesi,
- 60 ıncı maddesi; yerleşim yeri Türkiye
olanların genel sağlık sigortası kapsamında sigortalı sayıldığına açıklık
getirilmesi; 442 sayılı Köy Kanununun 74 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre
görevlendirilen köy korucularının da genel sağlık sigortası kapsamına alınması;
genel sağlık sigortası kapsamına açıklık getirilmesi amacıyla yabancı ülke
mevzuatına göre sigortalı olmayanların Türkiye'de bir yıldan fazla süreyle
yerleşmeleri halinde genel sağlık sigortası kapsamında sayılması Tasarının
kanunlaşmasından önce, yürürlükteki mevzuata göre gelir ve aylık alanların bu haklarının
korunması ve yurt dışındaki temsilciliklerde istihdam edilen Türk uyruklu
sözleşmeli personelin, ikili ve çok taraflı uluslararası sosyal güvenlik
anlaşmaları çerçevesinde ve temsilciliğin bulunduğu ülkenin kamu düzeninin
zorunlu kıldığı hallerde, bulunulan ülkede sosyal sigorta kapsamında sigortalı
olanların genel sağlık sigortalısı ve genel sağlık sigortalısının bakmakla
yükümlü olduğu kişi sayılmaması yönünde düzenlemelerin eklenmesi,
- 61 inci maddesi; başlığının redaksiyona
tâbi tutulması,
- 63 üncü maddesi; kişilerin
hastalanmalarına bakılmaksızın kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri
kapsamına, insan sağlığına zararlı madde bağımlılığını önlemeye yönelik
faaliyetlerin de dahil edilmesi, genel sağlık sigortası kapsamındaki kişilerin
hastalanmaları halinde finansmanı sağlanacak sağlık hizmeti kapsamına diş
çekimi ile kişilerin ortodontik diş tedavilerinin eklenmesi ve finansmanı
sağlanacak sağlık hizmeti kapsamının daraltılacağı endişesini gidermek için son
fıkranın maddenin amacına uygun olarak yeniden düzenlenmesi,
- 64 üncü maddesi; Kurumca sağlanacak
sağlık hizmetlerine açıklık kazandırılması amacıyla yeniden düzenlenmesi,
- 65 inci maddesi; genel sağlık
sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetinden yararlanmaları
için muayene ve tedavi edildikleri yerleşim yeri dışına yapılan sevklerde, bu
kişilerin hangi masraflarının karşılanacağına açıklık getirilmesi ve hastaların
yaşına göre refakatçilere getirilen sınırlamanın kaldırılmasına yönelik
ifadelerin eklenmesi,
- 66 ncı maddesi; yurt dışında sağlanan
sağlık hizmetlerinin Kurumca karşılanacak bedellerinin tespitinde, ikili ve çok
taraflı uluslararası sözleşme hükümlerinin saklı olduğuna açıklık getiren bir
ifadenin eklenmesi,
- 67 nci maddesi; genel sağlık sigortalısı
ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, sağlık hizmeti sunucusuna başvurduğu
tarihten önceki son bir yıl içinde toplam 90 gün genel sağlık sigortası primi
ödemiş olması şartının; kişilerin kayıtsız kalıp hastalık veya kaza durumunda
sigortalı olarak sistemden faydalanmalarını özendirmemesi ve prim ödeyenlerin
haklarının koruması da dikkate alınarak 30 gün olarak değiştirilmesi,
- 68 inci maddesi; yatarak tedaviden, iş
kazası ve meslek hastalığından, kronik hastalıklardan ve koruyucu sağlık
hizmetlerinden katılım payı alınmamasına paralel olarak, ayaktan tedavide hekim
ve diş hekimi muayenesi için belirlenen katılım payını, aile hekimleri ile
birinci basamak sağlık hizmet sunucularında yapılan muayenelerde almamaya ya da
daha düşük tutarlarda belirlemeye Kurumun yetkili olduğunu hükme bağlayan
düzenlemenin eklenmesi,
- 69 uncu maddesi; katılım payı
alınmayacak sağlık hizmetleri kapsamına, askeri tatbikat ve manevralarda
sağlanan sağlık hizmetleri ile zorunlu ortez, protez ve organ
transplantasyonlarının da dahil edilmesini öngören bir hükmün eklenmesi,
- 71 inci maddesi; kimlik tespiti ve
yerleşim yeri bildirim zorunluluğunu düzenleyen fıkranın metinden çıkarılması,
- 72 nci maddesi; sağlık hizmetlerine
ödenmesi gereken bedelleri tespit edecek Komisyonun alacağı kararların, yılı
merkezi yönetim bütçesi yönünden Maliye Bakanlığının görüşü alınarak yürürlüğe
girmesini hükme bağlayan bir ifadenin eklenmesi,
- 73 üncü maddesi; fark ödemesinde ve
sağlık hizmet giderlerinin ödenmesinde kıyas alınan limitlerin niteliğine
açıklık getirilmesi, sağlık hizmeti sunucuları ile sözleşme yapılırken tıbbi
etik ve deontoloji kurallarına uyulmasını hükme bağlayan bir ifadenin eklenmesi
ve otelcilik hizmetlerinde 4 kat yerine en fazla 2 kat fark alınabilmesi ve
öğretim üyesi tarafından sağlanan sağlık hizmetlerinden de fark alınmamasına
yönelik hükmün eklenmesi,
-
74 üncü maddesi; madde başlığı ve içeriğinin anlama açıklık
kazındırılması amacıyla yeniden düzenlenmesi,
- 76 ncı maddesi; işverenin, genel sağlık
sigortalısının ve üçüncü kişilerin sorumluluğu kapsamına meslek hastalıklarının
da dahil edilmesi ve Tasarının 21 inci maddesinde yer alan kaçınılmazlık
ilkesinin, işverenin sorumluluğunun tespitinde dikkate alınması için metne
eklenmesi,
- 80 inci maddesi; prime esas kazanç
kapsamından istisna edilen kalemler ile prime esas kazancın tespiti için
gerekli gecikme cezasının uygulanacağı tutarın hesabına ilişkin konulara
açıklık getirilmesi; sigortalıların prime esas kazançlarının hesabında bir
tavan konularak, döner sermaye ödemelerinin en yüksek devlet memuru aylığının %
200'ünü aşan kısmının prime esas kazancın tespitinde dikkate alınmayacağını
hükme bağlayan ibarelerin eklenmesi; işverenin mal niteliğinde yaptığı
ödemelerin prime esas kazancın kapsamından istisna edilmesi ve sigortalının
birden fazla işte çalışması halinde, prime esas kazancın tespitinde aynı tip
çalışmalarının dikkate alınacağının hükme bağlanması,
- 81 inci maddesi; fiilî hizmet zammı
uygulanan işlerde çalışan sigortalılar için uygulanacak malûllük, yaşlılık ve
ölüm sigortaları prim oranlarının belirlenmesine açıklık getirilmesi ve
Tasarıda, Devletin yoksul olanların genel sağlık sigortası primlerini ödeyeceği
esas alındığından, Devletin % 3 oranında prim katkısı yapmasını hükme bağlayan
bir ifadenin eklenmesi,
- 82 nci maddesi; sigortalının birden
fazla işte çalışması nedeniyle Kuruma ödenen primler toplamının, sigortalılık
hali için belirlenen prime esas kazanç üst sınırı üzerinden hesaplanacak
miktarı aştığı takdirde, söz konusu aşan kısmın ödenmesine ilişkin hususlara
açıklık getirilmesi,
- 83 üncü maddesi; kısa vadeli sigorta
kolları prim tarifesi ile işkollarının ve işlerin tehlike sınıf ve
derecelerinin belirlenmesine ilişkin bildirimlerin tarihlerine ve 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olanların tehlike
sınıf ve derecesi ile prim oranı hakkındaki itiraz sürelerine açıklık
getirilmesi,
- 85 inci maddesi; asgarî işçilik tespit
komisyonun toplantılarına katılmayarak üyelikleri düşenlerin yerine, hangi
kurum tarafından görevlendirme yapılacağına açıklık getiren bir ifadenin
eklenmesi, kamu kurumları yanında, döner sermayeli kuruluşlar ile bankaların da
Kurumca istenilecek bilgileri ve belgeleri öngörülen sürede vermesine yönelik
ibarenin eklenmesi, asgari işçilik komisyonu üyelerine ödenecek huzur hakkının
yükseltilmesi, asgarî işçilik tespit komisyonunda görev alacak teknik
elemanların nitelikleri, asgari işçilik tespitinde uygulanacak yöntem,
verilerin belirlenmesi, tamamlanmış veya devam etmekte olan işlerle ilgili
yapılacak yerinde tespit kriterlerinin belirlenmesi yetkisinin Kuruma verilmesi
ve asgarî işçilik tespit komisyonunun Kurumdan bağımsız çalışmasını hükme
bağlayan bir ifadenin eklenmesi,
- 86 ncı maddesi; pirim belgeleri ve
işyeri kayıtlarının şekli, saklanması ve Kuruma ibra edilmesine ilişkin esas ve
usullere açıklık getirilmesi ve pirim belge ve işyeri kayıtlarını saklamakla
yükümlü olanlar arasına tasfiye ve iflas idaresi memurlarının da eklenmesi,
- 87 nci maddesi; 60 ıncı maddenin birinci
fıkrasının (c) bendinde sayılan yeşil kart sahipleri, vatansızlar,
sığınmacılar, şeref aylığı alanlar ile köy korucularının prim ödeme
yükümlüsünün, yılı merkezi yönetim bütçesinden karşılanmak üzere ilgili kamu
idarelerinin olduğuna açıklık getirilmesi ve 5 inci maddenin birinci fıkrasının
(a) bendine tâbi olanlar için Ceza İnfaz Kurumu veya Tutukevleri İş Yurtları
Kurumu olduğunu hükme bağlayan bir ifadenin eklenmesi,
- 88 inci maddesi; kendi nam ve hesabına
çalışanların da, isteğe bağlı sigortalılar gibi primlerini yıllık
ödeyebilmelerine yönelik bir hükmün eklenmesi; 4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olanların sigorta primlerinin
ödenmemesi halinde, uygulanacak yaptırımlar ve sigortalılık durumlarına ilişkin
hususlara açıklık getiren düzenlemenin eklenmesi; prim borçlarının, katma değer
vergisi iade alacağından mahsubu suretiyle ödenmesi hakkından yaralanacak
işverenleri; Maliye Bakanlığının uygun görüşünü alarak, anılan uygulamadan
yaralanacak işyerlerini iştigal konusu, işletme türü ve işletme büyüklüğü
itibariyle belirleme ve lehine mahsup talebinde bulunulan işverenlerin prim
borcu ödeme süresini otuz günü aşmamak üzere uzatma hususunda Kuruma yetki
veren bir ifadenin eklenmesi; yapılacak takip sonunda tahsili imkânsız veya
tahsil için yapılacak giderlerin alacaktan fazla bulunduğu anlaşılan Kurum
alacaklarının terkin miktarını belirlemeye ve terkin etmeye Kurumu yetkili
kılan fıkranın, Sosyal Güvenlik Kurumu Kanun Tasarısında düzenlenmesi nedeniyle
metinden çıkarılması ve miktarı Kurum Yönetim Kurulunca belirlenen tutarı geçen
ve yurt dışına çıkış yasağı konulacağına dair ihtar tebliğ edilmesine rağmen
borcunu ödemeyen işverenlerin kendileri veya kanuni temsilcileri hakkında,
Kurumun talebi üzerine, 5682 sayılı Pasaport Kanununun pasaport veya vesika
verilmesi yasak olan halleri düzenleyen 22 nci maddesi hükümlerinin
uygulanmasına yönelik bir fıkranın eklenmesi,
- 89 uncu maddesi; sigortalıların
çalıştırıldığı işyerinin aktif ve pasif değerleri ile birlikte başka bir işyeri
ile birleşeceğine veya devredileceğine açıklık getiren bir ifade ile Bakanlar
Kuruluna, ilk üç ay için uygulanan gecikme cezası oranını iki katına kadar
artırmaya veya bu oranı % 1'ine kadar indirmeye, yeniden kanuni oranına
getirmeye ve uygulama tarihini belirlemeye yetki veren bir hükmün eklenmesi,
- 90 ıncı ve 91 inci maddeleri; teknik
hususlara açıklık getirilmesi doğrultusunda redaksiyona tâbi tutulması,
- 92 nci maddesi; uygulamada hukuki boşluk
yaratılmaması ve sigorta primleri ve para cezalarının zamanında ödenmesinin
sağlanması amacıyla, Kurumca işverene yapılacak bildirim üzerine prim borçları
ve para cezalarının ödenmesi durumunda, Kurumca düzenlenen ve prim borcunu ve
para cezasını gösterir belgelerin, resmi dairelerin usulüne göre düzenledikleri
belgeler hükmünde kabul edilmesine yönelik bir fıkranın eklenmesi,
- 93 üncü maddesi; uygulamaya açıklık
getirilmesi amacıyla gecikme cezası ve gecikme zammına ilişkin zamanaşımının
başlama tarihinin tespitinde tereddüte yol açmayacak ifadelerin eklenmesi,
- 96 ncı maddesi; yersiz ödemelerin geri
alınmasında kanuni faiz uygulamasına açıklık getiren hükmün eklenmesi,
- 97 nci maddesi; zamanaşımı, hakkın
düşmesi ve avans işlemlerinde sigorta kollarına açıklık getirilmesi amacıyla bu
sigorta kollarının iş kazası, meslek hastalığı ve ölüm sigorta kolları
olduğunun belirtilmesi,
- 98 inci maddesi; özel sigortalara
ilişkin mevzuat hükümlerinin, bu Tasarı hükümlerinin yorumlanmasında dikkate
alınmayacağı şeklindeki muğlak ifadenin, uygulamada tereddütlere yol açmaması
amacıyla yeniden düzenlenmesi,
- 100 üncü maddesi; Kuruma, bu Kanunda
belirtilen sigorta olayları dolayısıyla yapılan soruşturmaların sonucu hakkında
Cumhuriyet Savcılıklarından bilgi isteyebilmesine imkân veren bir ifadenin
eklenmesi,
- 101 inci maddesi; vergi, resim ve harç
istisnası hükümlerinin, Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu Tasarısında düzenlenmesi
nedeniyle metinden çıkarılması,
- 102 nci maddesi; Kurumca verilecek idarî
para cezalarının uygulanma esas ve usullerine açıklık getirilmesi, idari para
cezalarının Kurumun hesaplarına yatırılacağına açıklık getiren bir ifadenin
eklenmesi, idari para cezalarının, Kuruma itiraz edilmeden veya yargı yoluna
başvurulmadan önce tahsil edilmesine ilişkin hususları düzenleyen bir fıkranın
eklenmesi, idari para cezalarının on yıllık zamanaşımı süresine tâbi olduğunun
hükme bağlanması ve idari para cezaları hakkında hüküm bulunmayan hallerde
30.3.2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümlerinin uygulanacağına
açıklık getiren bir fıkranın eklenmesi,
- 105 inci maddesi; değiştirilen hükümler
kapsamına, Tasarıda yapılan değişiklik ve düzenlemeler nedeniyle ilgili
mevzuatta yapılan değişikliklerin eklenmesi, bu kapsamda 5434 sayılı TC Emekli
Sandığı Kanunu, 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu ve 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk
Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından
Değerlendirilmesi Hakkında Kanunda değişiklik öngören ifadelerin eklenmesi,
- 106 ncı maddesi; yürürlükten kaldırılan
hükümlerde, Tasarıda yapılan değişiklik ve düzenlemeler nedeniyle değişiklikler
yapılması,
- Geçici 1 inci maddesi; mevcut
sigortalılardan, Tasarı kapsamında sigortalı sayılanları tadat eden 4 üncü
maddesine göre kimlerin hangi sigorta kapsamına girdiğine açıklık getirilmesi,
bu çerçevede, mevcut sigortalıların yürürlükteki mevzuata göre almakta
oldukları malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasına ilişkin haklarının, uygulamada
tereddüte yol açmayacak şekilde ifade edilmesi,
- Geçici 2 nci maddesi; konuya ve teknik
tanımlara açıklık getirilmesi, mevcut sigortalıların mükteseplerinin
korunmasına yönelik olarak, Tasarının kanunlaşmasından önce yürürlükten bulunan
sosyal güvenlik kanunlarına tâbi çalışmalar için bağlanacak aylıkların
hesaplanmasına ilişkin esaslarda, bu sigortalıların hak kaybına uğramaması için
gerekli değişikliklerin yapılması, bu çerçevede, Tasarının kanunlaşmasından
önce, birden fazla sosyal güvenlik kanunu kapsamında sigortalı ve/veya
iştirakçi olup, Tasarının kanunlaşmasından sonra gelir veya aylık talebinde
bulunan sigortalılara, hangi sosyal güvenlik mevzuatına göre aylık veya gelir
bağlanacağının mülga 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen
Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre tespit edileceğini
ve Tasarının kanunlaşmasından önce bir veya birden fazla sosyal güvenlik kanunu
kapsamında sigortalı ve/veya iştirakçi olup, Tasarının kanunlaşmasından sonra
çalışması bulunan sigortalılara, Tasarının 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının
(a), (b) ve (c) bentlerinden hangisinin esas alınarak aylık veya gelir
bağlanacağının, başvuru yaptıkları tarihten geriye doğru son yedi yıllık süre
içinde en fazla hizmetinin geçtiği bende göre tespit edileceğini hükme bağlayan
fıkraların eklenmesi,
- Geçici 3 üncü maddesi; 506 sayılı
Kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamındaki sandıkların devriyle ilgili
hususların, 2.7.2005 tarihli ve 5387 sayılı Bankacılık Kanununun geçici 23 üncü
maddesi ile düzenlenmesi nedeniyle metinden çıkarılması ve müteakip maddelerin
teselsül ettirilmesi,
- Geçici 4 üncü maddesi, 3 üncü madde
olarak aynen,
- Geçici 5 inci ve 6 ncı maddeleri;
redaksiyona tâbi tutularak madde numaralarının 4 ve 5 olarak değiştirilmesi,
- Geçici 7 nci maddesi; Ekonomik ve Sosyal
Konseyde varılan mutabakat sonucu, Tasarı kapsamında ilk defa hizmet akdi ile
çalışanlar için, yürürlükteki mevzuatta öngörülen 7000 gün prim ödeme
sayısının, Tasarının 28 inci maddesinde belirtilen 9000 gün prim ödeme sayısına
ve Tasarı kapsamında ilk defa sigortalı sayılanlar için aynı maddede belirtilen
5400, 3960, 4320 ve 4680 gün prim ödeme sayılarına yirmi yılı kapsayan bir
süreçte ve kademeli geçişi sağlayan düzenlemelerin eklenmesi ve madde
numarasının 6 olarak değiştirilmesi,
- Geçici 8 inci maddesi; yurt dışı hizmet
borçlanmasına ait süreler ve prim transferi ile ilgili esas ve usulleri
düzenleyen hükümlerin, 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının
Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi
Hakkında Kanunda düzenlenmesi nedeniyle, geçiş hükümlerinin bu çerçevede
yeniden düzenlenmesi ve madde numarasının 7 olarak değiştirilmesi,
- Geçici 9 uncu maddesi; Tasarının
kanunlaşmasından sonra uygulamada hukuki bir boşluğun doğmaması amacıyla
Tasarının yürürlüğe girdiği tarihten önce, 1479 sayılı Kanun gereğince 2004
sayılı İcra ve İflas Kanununa göre başlatılmış olan icra takiplerinin, 1479
sayılı Kanun hükümlerine göre takip edileceğini hükme bağlayan bir fıkranın
eklenmesi ve madde numarasının 8 olarak değiştirilmesi,
- Geçici 10 uncu, 11 inci ve 12 nci
maddeleri; konuya ve teknik tanımalara açıklık getirilmesi için redaksiyona
tâbi tutulması ve madde numaralarının 9, 10 ve 11 olarak değiştirilmesi,
- Geçici 13 üncü maddesi; 2925 sayılı
Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamında sigortalılık hali devam eden
sigortalılar ile bunların sağlık yardımına müstehak eş ve çocuklarının, genel
sağlık sigortası hükümlerine göre sağlanan sağlık hizmetlerinden ve diğer
haklardan yararlanma haklarının olduğunu hükme bağlayan bir fıkranın eklenmesi
ve madde numarasının 12 olarak değiştirilmesi,
-
Geçici 14 üncü maddesi, madde
numarasının 13 olarak değiştirilmesi,
suretiyle kabul edilmiştir.
l Bu defa, Komisyonumuzun, 16/3/2006 tarihinde, hükümeti
temsilen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu ile Maliye
Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Dışişleri
Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı,
Sağlık Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Hazine Müsteşarlığı,
Gelir İdaresi Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Türkiye Cumhuriyeti Emekli
Sandığı Genel Müdürlüğü, Bağ-Kur Genel Müdürlüğü, Sosyal Sigortalar Kurumu
Genel Müdürlüğü, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü, Yüksek Öğretim Kurulu
Başkanlığı ve Devlet Personel Başkanlığı temsilcileri İle Teklif sahibi
Milletvekillerinin katılımlarıyla yapılan 52 nci Birleşimin de, 1/1008 esas
numaralı Tasarının, 26/1/2006 tarihinde oluşturulan Alt Komisyon Metninin
maddeleri üzerindeki görüşmelerine başlanmıştır.
l Komisyonumuzun 16/3/2006, 22/3/2006, 23/3/2006, 28/3/2006,
29/3/2006 ve 30/3/2006 tarihlerinde yapılan 52 nci, 53 üncü, 54 üncü , 55 inci
ve 56 ncı birleşimlerin de, Alt Komisyon tarafından hazırlanan Metnin maddeleri
üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
l 1/1008 esas numaralı Tasarının madde gerekçeleri, Tasarı
metninde Alt Komisyonlarda yapılan kapsamlı değişiklik ve düzenlemeler
nedeniyle bu değişiklikleri de içerecek şekilde yeniden düzenlenmiştir. Bu
çerçevede 26/1/2006 tarihinde oluşturulan Alt Komisyon Metninin;
- 1 inci maddesi; "Madde ile;
ülkemizde farklı çalışma statülerine göre çalışan kişiler için oluşturulan
sosyal güvenlik sisteminden vazgeçilerek, kapsamdaki tüm kişilere yönelik
normların aynı kanunda birleştirildiği bir sosyal güvenlik sistemine geçilmek
istenmiştir. Ayrıca sosyal sigorta ve genel sağlık sigortası sigorta
kollarından kapsanan kişiler, sağlanan haklar, yararlanma şartları, finansman
yöntemi, alınacak primler ve sistemin işleyişine ilişkin hususlar bu Kanunun
düzenleme amaçlarını oluşturmaktadır." şeklindeki madde gerekçesiyle
aynen,
- 2 nci maddesi; "Madde ile Tasarının
kapsamı düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 3 üncü maddesi; "Madde ile Kanunda
sıkça geçen bazı ifadelerin, bu Kanunun uygulanmasında hangi anlamda
kullanıldığı düzenlenmiştir. " şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 4 üncü maddesi; "Bu maddede
sigortalı sayılanlara ilişkin hükümlere yer verilmiş, hizmet akdi ile çalışanlar bu Kanun gereği 4/a bendi kapsamında,
kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanlar bu Kanun gereği 4/b bendi kapsamında,
kamu idarelerinde çalışanlar bu Kanun gereği 4/c bendi kapsamında sigortalı
sayılmışlardır. İlgili bentlerin tanımına doğrudan girmeyen, ancak ilgisi
nedeniyle birinci maddenin (a) ve (c) bendi ile ilişkilendirilerek sigortalı
sayılacaklara da ikinci ve üçüncü fıkralarda yer verilmiştir.
Askeri okullarda geçen sürelerle ilgili
uygulanan hükümlerin, polis okullarında geçen süreler için de uygulanması
amaçlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 5 inci maddesi; işsizlik ödeneği ödenen
kişilerin uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalı olmasına yönelik bir
düzenlemenin (f) bendi olarak metne eklenmesi suretiyle ve "Madde ile
çalışma ilişkisi nedeniyle tüm sigorta kollarına tâbi olması mümkün olmayan
sigortalılara ilişkin hükümler düzenlenmiştir. Daha önceki düzenlemelerden
farklı olarak yüksek öğrenimleri sırasında zorunlu staja tâbi tutulan
öğrenciler ile Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen meslek edindirme, geliştirme
ve değiştirme eğitimine katılan kursiyerlerin bu sürelerde işkazasına veya
meslek hastalığına uğrama riski ile karşılaşabilecekleri düşünülerek ilk defa
iş kazası ve meslek hastalığı sigortası kapsamına alınması hükme
bağlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle,
- 6 ncı maddesi; "Kısa ve uzun vadeli
sigorta kollarının uygulamasında kimlerin sigortalı sayılmadığı belirtilerek, 4
üncü maddenin uygulanmasında tereddüde neden olabilecek kişilerin durumuna ve
çalışma ilişkilerine açıklık getirilmiştir. Bu madde ile daha önceki mevzuata
göre zorunlu sigorta kapsamında olmasına rağmen, düzensiz ve düşük gelirli bazı
çalışma biçimlerinin zorunlu sigortalılık kapsamından muaf tutulmasına olanak
sağlanmış, böylece bu durumdaki kişilerin tahakkuk edecek prim borçları
nedeniyle mağduriyetleri önlenmeye çalışılmıştır. Bu kişilerin talepleri
halinde isteğe bağlı sigortaya tâbi olarak sosyal güvenlik haklarından
yararlanmaları ilgili maddelerde olanaklı kılınmıştır." şeklindeki madde
gerekçesiyle aynen,
- 7 nci maddesi; "Madde ile sigorta
hak ve yükümlülüklerinin ne zaman başlayacağı 4 ncü maddedeki sigortalılık
durumuna göre ayrı ayrı belirtilmiş, bu hususların belirlenmesinde meslek
kuruluşlarından alınacak görüşlerin de dikkate alınması hükme bağlanmıştır."
şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 8 inci maddesi; 5 inci maddeye eklenen,
işsizlik ödeneği ödenen kişilerin uzun vadeli sigorta kolları bakımından
sigortalı olması hükmünü öngören (f) bendine paralel bir düzenlemenin altıncı
fıkra olarak eklenmesi suretiyle ve "Madde ile sigortalılık tesciline
ilişkin olarak verilmesi gereken belgelerin verilme süreleri ile buna ait usul
ve esaslar düzenlenmiştir. Sigortalıların ve hak sahiplerinin sigorta
yardımlarından yararlanabilmeleri, prim yükümlülüklerinin başlangıcı ve takibi,
sigortalıların işverenleri tarafından, bağımsız çalışanlar bakımından ise
kendileri tarafından bildirimi ve tescili ile mümkündür. Sigortalı
tescillerinin kayıt dışı çalışmayı engelleyecek, bildirimi kolaylaştıracak
şekilde düzenlenmesi önem taşımaktadır.
Kaçak sigortalılığın önlenmesi amacıyla,
esas olarak sigortalı çalıştırmaya başlanmadan önce sigortalının tescili
öngörülmüş, ancak inşaat işyerleri, yabancı ülkelere sefer yapan ulaştırma
araçlarına sefer esnasında alınarak çalıştırılanlar, Kuruma ilk defa işyeri
bildirgesi verilen işyerleri ile devlet memurları ve diğer kamu görevlileri
için sigortalı bildirim süresinde, yapılan işlerin özellikleri gereği bazı
istisnalar tanınmıştır.
Ayrıca, kendi nam ve hesabına çalışanlar
için bunların sigortalı sayılmalarını gerektirecek faaliyetleriyle ilgili
tescil işlemlerini yapan vergi daireleri, odalar veya sicil memurluklarına
kendileriyle ilgili tescili yaptıkları sırada sigortalılığa ilişkin tescili de
yapmaları yükümlülüğü getirilmiş, böylece ticari faaliyete ilişkin beyan ile
sigorta tescili arasındaki kopukluğun ve gereksiz bürokrasinin ortadan
kaldırılmasına çalışmıştır.
Sigortalının işveren yanında kendisinin de
bildirim yükümlülüğü getirilmiş, ancak buna ilişkin herhangi bir cezai yaptırım
öngörülmemiştir. Sigortalının kendisini bildirmemiş olmasının kendi aleyhine
delil oluşturmayacağı da belirtilmek suretiyle sigortalının hakları korunmak
istenmiştir.
Diğer taraftan, kamu idareleri ile bankaların
yaptıkları işlem, şayet işlemini yaptıkları kişinin sigortalı olmasını
gerektiriyorsa, kamu idarelerine ve bankalara bu kişinin sigortalılık durumunu
Kurum veri tabanından araştırmalar ve sigortasız olduğu anlaşılan kişiden
tescil belgesini istemeleri yükümlülüğü getirilmiş; bu suretle kayıt dışı
sigorta ile mücadelede yeni bir araç tanımlanmıştır." şeklindeki madde
gerekçesiyle,
- 9 uncu maddesi; "Madde ile kısa ve
uzun vadeli sigorta hükümleri bakımından sigortalılığın hangi hallerde sona
ereceği tek tek sayılmak suretiyle düzenlemiştir." şeklindeki madde
gerekçesiyle aynen,
- 10 uncu maddesi; "Madde ile 4 üncü
maddenin (a) ve (c) bentleri kapsamında sigortalı olanların işverenlerince
geçici görevle yurtdışına gönderilmesi, (b) bendine tâbi olarak sigortalı
olanların ise sigortalılığa esas çalışması nedeniyle yurt dışında bulunmaları
halinde sigortalıların görevlerini yaptıkları sürece sigortalıların ve
işverenlerin hak ve yükümlülüklerinin devam edeceği hükme bağlanmıştır. Sosyal
güvenlik sözleşmesi imzalanmayan ülkelerde iş üstlenen işverenler tarafından
götürülen Türk işçilerinin birinci fıkrada belirtilen şekliyle yurtdışına
geçici görevlendirilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır." şeklindeki madde
gerekçesiyle aynen,
- 11 inci maddesi; "Madde ile İş
Kanunu hükümleri de göz önüne alınarak her türlü çalışma ilişkisini kapsayacak
şekilde işyeri tanımı hükümleri getirilmekte ilk defa işçi çalıştırmaya
başlanan işyerinin Kuruma bildirilmesi, devri, intikali ve nakli
düzenlenmektedir. Madde ile ayrıca, işyeri tescilinde bildirim dışı kalabilecek
haller düşünülerek, bazı kamu kurumlarının işlemleri gereği Kuruma bildirmeleri
gereken hususlar, madde de öngörülen yasal yükümlülükleri süresi içinde
bildirmeyenlere uygulanacak idari para cezaları ve alt işverenle ilgili
hükümler düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 12 nci maddesi; "Madde ile
sigortalıları çalıştıran kimselerin işveren sayıldığı, işveren deyiminin
işveren vekilini de kapsadığı, geçici iş ilişkisi kurulan işverenlerin bu
Kanundan doğan yükümlülüklerden dolayı işverenle birlikte sorumlu olduğu, çiftçi mallarını koruma bekçileri ile ceza
infaz kurumları ve tutukevlerinde oluşturulan tesis ve atölyelerde
çalıştırılanların işvereninin ve işveren vekillerinin de kimler olduğu belirtilmiştir.
Ayrıca, esas itibariyle kendisi de bir
işveren olan alt işverenlerin tanımı yapılmıştır. Hizmet akdine istinaden
çalıştırılan sigortalıların üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş
olmaları durumunda bile, Kanunun işverene yüklediği ödevlerden dolayı asıl
işverenin alt işverenle birlikte sorumlu olacağı belirtilmiştir."
şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 13 üncü maddesi; birinci fıkrasının (a)
bendi, kapsamın daha anlaşılır hale getirilmesi amacıyla yeniden düzenlenmesi
suretiyle ve "Madde ile hangi hallerin iş kazası sayılacağı belirtilmiş,
iş kazalarının Kuruma bildirilme süreleri ve bunların soruşturulmasına ilişkin
hususlar düzenlenmiştir.
506 sayılı Kanuna göre sigortalıların
ancak işverence sağlanmış toplu taşıma aracı ile iş yerlerine gidiş gelişleri
sırasında uğradıkları kazalar, iş kazası kapsamında değerlendirilirken, madde
ile işverence sağlanan bir taşıtla işe gidiş ve geliş sırasında meydana gelen
kaza halleri iş kazası kapsamına alınmıştır.
İş Kazası soruşturmalarının Kurumun
denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları yanında, bu konuda ihtisas
yapmış Bakanlık iş müfettişleri tarafından da yapılabilmesine imkân sağlanarak,
uygulamada soruşturmaların gecikmesinden kaynaklanan şikâyetlerin azaltılması
hedeflenmiştir.
Meydana gelen iş kazaları dolayısıyla gerekli
yardım ve işlemlerin yapılabilmesi için, Kurumun bu kazalardan zamanında
haberdar olmasını sağlamak üzere işverenler ile kendi nam ve hesabına
çalışanların yükümlülüklerini tanımlamak ve Kurumca yürütülecek işlemleri
belirtmek üzere düzenlemiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle,
- 14 üncü maddesi; "Bu maddede meslek
hastalığının tanımı yapılarak, meslek hastalığının işten ayrıldıktan sonra
ortaya çıkması durumunda, bu Kanunla sağlanan yardımlardan sigortalıların
yararlanabilmeleri için, yönetmelikle belirlenecek belli bir sürenin geçmemiş
olması şartı getirilmiş, hastalık ile yapılan iş arasında nedensellik bağı
korunmaya çalışılmıştır. Ayrıca meslek hastalığı dolayısıyla gerekli yardım ve
işlemlerin yapılabilmesi için, durumdan Kurumun haberdar olması gerektiğinden
meslek hastalığının bildirimi konusunda işverene yükümlülük
getirilmektedir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 15 inci maddesi; "Bu maddede kısa
vadeli sigorta kolları arasında sayılan hastalık ve analık hallerinin tanımı
yapılmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 16 ncı maddesi; son fıkrası anlama
açıklık kazandırılması amacıyla redaksiyona tâbi tutulması suretiyle ve
"Bu madde ile iş kazası ve meslek hastalığı, hastalık ve analık halinde
sağlanan haklara ve bu haklar nedeniyle verilecek ödeneklerin tutarlarının
hesaplanmasına ilişkin hükümler açıklanmıştır." şeklindeki madde
gerekçesiyle,
- 17 nci maddesi; "Sigortalılara
verilecek ödeneklere ve bağlanacak gelirlere esas tutulacak günlük kazancın
tespitinin nasıl yapılacağı maddede belirtilmiştir." şeklindeki madde
gerekçesiyle aynen,
- 18 inci maddesi; "Geçici iş
göremezlik ödeneğinin hangi sigortalılara, hangi hallerde ve hangi şartlarla
verileceği, başlangıcı, verilme süresi, miktarı, kısa vadeli sigorta kollarının
birden fazlasından işgöremezlik ödeneğine hak kazanılması durumunda uygulanacak
hükümler, toplu iş sözleşmesi yapılan yerler ile kamu idarelerinde iş
göremezlik ödeneğinin mahsup şekli bu maddede düzenlenmiştir." şeklindeki
madde gerekçesiyle aynen,
- 19 uncu maddesi; dördüncü fıkrasında
geçen "ödenmiş olması şarttır." ibaresinin, uygulamada tereddütlere
yol açılmaması amacıyla "ödenmiş olması zorunludur." şeklinde
değiştirilmesi suretiyle ve "Madde ile sürekli iş göremezlik gelirini hak
kazanma şartları, sürekli iş göremezlik geliri bağlanan kişinin yeniden
hastalanması durumunda yeniden tespit şekli, gelirin hesaplanma yöntemi, 4 üncü
maddenin (b) bendi gereği sigortalı sayılanların sigortalılık durumu ile
işverenlik durumunun birleşmesi nedeniyle
prim ve her türlü borcunun ödenmiş olması şartının aranmasına ilişkin
usuller; 4 üncü maddenin (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanlardan sürekli
işgöremezlik durumları nedeniyle görevlerine son verilenlere uygulanacak
hükümler, sürekli işgöremezlik gelirinin amacının kişinin mahrum kaldığı geliri
telafi etmek olması ve brüt kazanç tutar üzerinden hesaplanması nedeniyle net
kazanç tutarından fazla olamayacağı, gelirin arttırılma şekli, sürekli
işgöremezlik gelirinin başlangıcına esas alınacak tarihler, sürekli işgöremezlik gelirinin kişinin
sigortalı olarak çalışmasına engel olmaması nedeniyle çalışması sırasında
geçici işgöremezlik ödeneğine hak kazanması durumunda ikisi arasındaki farkın
ödeneceği, kişinin tekrar iş kazasına uğraması veya meslek hastalığına tutulması
nedeniyle sürekli işgöremezlik gelirinin ne şeklide hesaplanacağı ve
çıkarılacak yönetmeliğe ilişkin esas hususlar düzenlenmiştir." şeklindeki
madde gerekçesiyle,
- 20 nci maddesi; dördüncü fıkrasında
geçen "ödenmiş olması şarttır." ibaresinin, uygulamada tereddütlere
yol açılmaması amacıyla "ödenmiş olması zorunludur." şeklinde
değiştirilmesi suretiyle ve "İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen
sigortalıların hak sahiplerine gelir bağlanmasının şartları, bağlanacak gelirin
oranları, gelirin başlangıcı, kesilmesi ve yeniden bağlanmasında uygulanacak
hükümleri ve cenaze ödeneği verilmesi ile
gelir almakta iken evlenen hak sahiplerine evlenme ödeneği verilmesine
ilişkin hükümler
düzenlemektedir."
şeklindeki madde gerekçesiyle,
- 21 inci maddesi; birinci fıkrasında yer
alan "veya suç sayılabilir" ibaresinin, uygulamada tereddütlere yol
açılmaması amacıyla metinden çıkarılması ve beşinci fıkrasının birinci
cümlesinin, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, kamu görevlisinin yapmakla
mükellef olduğu bir vazifenin gereği olarak meydana gelmişse, bu kişilere
yapılan ödemeler veya bağlanan aylıklar nedeniyle kurumlarına veya ilgililere
rücu edilemeyeceğine açıklık getirilmesi amacıyla yeniden düzenlenmesi
suretiyle ve "Bu madde ile işverenin iş kazası veya meslek hastalığının
meydana gelmesinde kastı ya da sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği
mevzuatına aykırı davranışı halinde yapılan veya ilerde yapılacak ödemelerle,
bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamının esas
alınarak, sigortalı veya hak sahibinin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla
sınırlı olmak üzere Kurumca işverene rücu edilmesi, işverenin ve sigortalının
sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesinin de dikkate alınması
öngörülmüştür.
Sağlık raporu alınması gereken ağır ve
tehlikeli işlerde, rapor alınmadan sigortalı çalıştırılmasını engellemek için,
bu durumdakilerin işe girmeden önce mevcut olduğu tespit edilen hastalıkları
nedeniyle ödenecek geçici iş göremezlik ödeneklerinin işverene ödettirileceği,
iş kazası, meslek hastalığı veya hastalığın üçüncü bir kişinin kusuru yüzünden
meydana gelmesi durumunda ise, Kurumca yapılan ödemeler ve bağlanan gelirden
dolayı sorumlulara;ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin
sermaye değerinin yarısına kadar rücu edilmesi düzenlenmiştir." şeklindeki
madde gerekçesiyle,
- 22 nci maddesi; birinci fıkrasının (b)
bendinin uygulamada tereddütlere yol açmaması amacıyla "veya suç
sayılabilir bir hareketi" ibaresinin metinden çıkarılması suretiyle ve
"Bu madde ile sigortalının kendisinden kaynaklanan hangi nedenlerden
dolayı iş kazasına veya meslek hastalığına uğraması, hastalanması, tedavi süresinin uzaması veya iş göremezliğinin
artması hallerinde geçici iş göremezliğin ödeneğinin veya sürekli iş göremezlik
gelirinin eksiltilerek ödeneceğine veya geri alınacağına ilişkin hususlar
düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle,
- 23 üncü maddesi; "Madde ile
işverenin, çalıştırdığı sigortalıyı belirtilen süre içerisinde, sigortalı işe
giriş bildirgesi ile Kurumu bildirmemesi durumunda uygulanacak yaptırım
düzenlenmektedir.
Süresi içerisinde Kuruma bildirilmeyen
sigortalıların iş kazası, meslek hastalığı, hastalık gibi sigorta riskleriyle
karşılaşmaları hallerinde, işverene Kurumca yapılan ve yapılacak tüm masrafları
karşılama zorunluluğu getirilmek suretiyle, işverenin çalıştırdığı
sigortalıları Kuruma bildirme konusunda zorlanması sağlanmaya çalışılmış;
Kuruma bildirilmeyen sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanmasının
gerekmesi halinde, işverenin yükümlülüğü peşin sermaye değeri ile
sınırlandırılmak suretiyle, sürekli iş göremezlik gelirinin ilerideki artışları
nedeniyle işverenlerin daimi olarak yükümlülük altında kalmaması
sağlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 24 üncü maddesi; "Sigortalıların
haklarının korunması açısından maddede belirtilen hallerin 18 inci madde gereği
geçici işgöremezlik ödeneği verilmesi için gerekli olan sürelerin tespitinde
veya işgöremezliğin başladığı veya hastalığın anlaşıldığı ya da doğumun olduğu tarihten önceki bir
yıllık sürenin hesabında çalışmaya ara verilmesine rağmen dikkate alınmayacağı
belirtilmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 25 inci maddesi; "Sigortalıların
hangi hallerde malul sayılacakları maddede gösterilmiştir. Çalışma gücünün en
az % 60'ını yitirmiş olanların veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucunda
meslekte kazanma gücünü en az % 60 oranında yitirdiği tespit edilen
sigortalıların malul kabul edileceği, ilk defa işe girdiği tarihten önce
çalışma gücünün % 60'ını yitirdiği tespit edilen kimselerin malullük
sigortasından yararlanamayacakları belirtilmiştir." şeklindeki madde
gerekçesiyle aynen,
- 26 ncı maddesi; üçüncü fıkrasında geçen
"ödenmiş olması şarttır." ibaresinin, uygulamada tereddütlere yol
açmaması amacıyla "ödenmiş olması zorunludur." şeklinde
değiştirilmesi suretiyle ve "Madde ile malullük sigortasından sağlanan
haklar ve yararlanma şartları düzenlenmiş, halen Devlet Memurlarında malullük
aylığının bağlanması için gerekli olan 3600 gün prim ödeme şartı, 1800 güne
indirilmiş, SSK ve Bağ-Kur'da aranan gün sayısı arttırılmaksızın sigortalılık
süresi 10 yıl olarak belirlenmiştir. Başkasının bakımına muhtaç olan kişilerde
ise 10 yıllık sigortalılık süresi yerine, 5 yıl sigortalılık ve 900 gün prim ödemeleri
halinde malul olabilecekleri hükme bağlanmıştır. Malullük aylığının
bağlanabilmesi için ayrıca sigortalının çalıştığı işten ayrılması veya 4 üncü
maddenin (b) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için işyerlerini kapattıktan
veya devrettikten sonra yazılı istekte bulunması, ayrıca prim ve diğer her
türlü borçlarını ödemiş olması şartı aranacağı hususu düzenlenmiştir."
şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 27 nci maddesi; "Sigortalılara
bağlanacak malullük aylıklarının yaşlılık sigortasından bağlanacak aylıkların
hesaplanmasına esas alınan usulle hesaplanacağı, ancak, malullük halinin
kişinin isteği dışında meydana geldiği göz önüne alınarak 9000 günden az prim
ödeme gün sayısı olan kişiler için prim
ödeme gün sayısı 9000 gün olarak kabul edilerek aylık bağlama oranının
yükseltilmesi amaçlanmış, sigortalının başka birinin sürekli bakımına muhtaç
olması durumunda aylık bağlama oranının ayrıca 10 puan artırılacağı
belirtilmiştir.
Malullük aylığına esas rapor tarihinin
aylık talep tarihinden önce veya sonra olmasına göre malullük aylığının ne
zaman başlayacağı belirtilmiş; Kanunun 4 üncü maddesinin (c) bendi kapsamında
olanlar için ise görevlerinden ayrıldıkları tarihi takip eden aybaşından
itibaren başlayacağı hükme bağlanmıştır.
Malullük aylığı kişilerin çalışamayacağı
dikkate alınarak bağlandığından, malullük aylığı almakta iken bu Kanuna tâbi
olarak çalışan sigortalıların aylıklarının kesileceği, bu durumda olup çalışması sona erenlerin,
tekrar aylık almak için müracaat etmeleri durumunda, malullük aylıklarının
yeniden hesaplanacağı, hesaplanan yeni aylığın eski aylıktan yüksek olması
durumunda yeni aylığın ödeneceği, eski aylık yüksek ise eski aylığın
bağlanacağı belirtilmiştir."
şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 28 inci maddesi, sekizinci fıkrasında
geçen "ödenmiş olması şarttır." ibaresinin, uygulamada tereddütlere
yol açmaması amacıyla "ödenmiş olması zorunludur." şeklinde
değiştirilmesi suretiyle ve "Yaşlılık sigortasından sağlanan haklar
belirtilmiş; ilk defa bu Kanuna göre sigortalı sayılanlar açısından yaşlılık
aylığının bağlanması için aranan yaş ve prim ödeme gün sayılarına yer verilmiş;
ikinci fıkrada belirtilen yaş şartının .1.2036 yılından 1./.2048 yılına kadar
nüfus yapısında beklenen değişime paralel ve kademeli olarak artırılması hükme
bağlanmış; maddede düzenlenen yaş koşullarını yerine getirmesine rağmen prim
ödeme gün sayısını dolduramayan kişilerin yaş hadlerine üç yıl daha eklenmek
suretiyle ve 5400 prim gün sayısını doldurmaları halinde yaşlılık aylığı
bağlanabilmesine imkân tanınmış, sigortalı olarak çalışmaya başlamadan önce
malul sayılmayı gerektirecek derecede sakatlığı bulunması nedeniyle malulen
emekli olmasına imkân tanınmayan sigortalılar ile sakatlıkları malul sayılmayı
gerektirecek dereceden daha az olan sigortalılara ise, maddede belirtilen
koşulları yerine getirmeleri halinde daha kısa süre çalışmak suretiyle yaşlılık
aylığından yararlanabilmelerine imkân tanınmış; Bakanlıkça tespit edilecek
maden işyerlerinin yeraltı işlerinde sürekli ve münavebeli çalışanlar ile 50
yaşını dolduran ve erken yaşlandığı tespit edilen kişilere yaşlılık aylığının
bağlanma şartları ve ayrıca, yaşlılık aylığının bağlanabilmesi için aranan
diğer şartlar madde ile düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle,
- 29 uncu maddesi; dördüncü fıkrasının son
cümlesinin, 9000 günden fazla prim ödeme gün sayısı olan kişilerin aylık
bağlama oranının, 9000 gün ile sınırlandırılmasını önlemek için çıkarılması
suretiyle ve "Yaşlılık aylığının maddede belirtilen şekilde bulunan
ortalama aylık kazanç ile aylık bağlama oranının çarpımı sonucunda bulunan
tutar olacağı belirtilmiştir. Sakatlıkları nedeniyle daha az prim gün sayısı
üzerinden yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalıların aylık bağlama
oranlarının 9000 gün için hesaplanacak aylık bağlama oranından az olmamasına
ilişkin hususlar maddede düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle,
- 30 uncu maddesi; üçüncü fıkrasının
birinci cümlesinin, yabancı bir ülkede ikamete dayalı bir sosyal yardım almaya
başlayanların yaşlılık aylıklarının kesilme tarihine açıklık getirilmesi
amacıyla yeniden düzenlenmesi suretiyle ve "Madde ile yaşlılık aylığının
başlangıcının nasıl belirleneceği; geçici iş göremezlik ödeneği almakta olan
sigortalılardan yaşlılık aylığına hak kazananlara geçici işgöremezlik ödeneği verilme
süresinin sona erdiği tarihi takip eden ödeme dönemi başından başlanarak aylık
bağlanacağı ve bu durumun istisnası; yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra tekrar
çalışmaya başlanması veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaya veya
ikamete dayalı sosyal yardım almaya başlanması halinde aylıkların kesileceği;
bunlardan sadece bu Kanuna tâbi olarak çalışmaya başlayanlara, istemeleri
halinde sosyal güvenlik destek primi ödemek suretiyle aylıklarını almaya devam
edebilme hakkının verilmesi ve sosyal güvenlik destek primi oranlar; çalışmaya
başlamaları nedeniyle aylıklarını kestirmeyi tercih edenler açısından yeniden
aylık bağlanmasının şartları ve bağlanacak aylığın önceki aylıktan az
olamayacağı; sosyal güvenlik destek primi ödenen sürelere ilişkin uygulanacak
hususların neler olduğu hükme bağlanmıştır.
Sosyal güvenlik destek primi oranı
belirlenirken, emekli çalıştırılmasının emekli olmayanlara göre bir avantaj
oluşturmamasına dikkat edilmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle,
- 31 inci maddesi; "Yaşlılık aylığı
bağlanması için gerekli yaş koşulunu tamamladığı halde, prim ödeme gün sayısını
dolduramayan sigortalılara, kendi adına ödenmiş bulunan malullük, yaşlılık ve
ölüm sigortaları primlerinin güncellenerek toptan ödenmesi ve sonradan
sigortalılığını sürdürmeye karar veren kimselere ise bu şekilde tasfiye edilen
hizmetlerini kendilerine yapılan toptan ödemeyi, güncellenmiş tutarı üzerinden
Kuruma geri ödemeleri durumunda ihya edebilmeleri öngörülmüştür."
şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 32 nci maddesi; "Madde ile ölüm
sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları düzenlenmiştir. Düzenleme
ile halen Devlet Memurlarında uygulanan 10 yıllık sigortalılık süresi, SSK ve
Bağ-Kur da olduğu gibi 5 yıla ve prim gün sayısı da tüm sigortalılar için 900
güne indirilmiştir." şeklindeki
madde gerekçesiyle aynen,
- 33 üncü maddesi; "Madde ile ölüm
aylığının hesaplanması düzenlenmiştir. Malullükte olduğu gibi, ölüm aylığında
da 9000 günden az prim ödeme günü sayısı olan kişilerin aylıklarının 9000 prim
ödeme gün sayısı üzerinden hesaplanılması ve bir önceki yılın en düşük yaşlılık
aylığından düşük olamaması öngörülerek, hak sahiplerine bağlanacak aylığın
yüksek olması amaçlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 34 üncü maddesi; "Madde ile ölüm
aylığının hak sahiplerine ne şekilde paylaştırılacağına ilişkin hükümler
düzenlenmiştir. Ana ve/veya babanın hak sahibi olarak aylık alabilmeleri ancak
eş ve çocuklardan artan bir hisse bulunması ve muhtaç olmaları halinde mümkün
olmaktadır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 35 inci maddesi; "Madde ile hak
sahiplerinin aylıklarının başlangıcı, kesilmesi ve yeniden bağlanmasına ilişkin
hususlar düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 36 ncı maddesi; "Madde ile ölüm
aylığına hak kazanamayan hak sahiplerine, sigortalının kendi adına ödenen
primlerin toptan ödeme şeklinde güncellenerek ödenmesi; bu durumda olanların
sonradan aylığa hak kazanmaları halinde
ise, hizmetlerini ne şekilde ihya edebilecekleri hükme bağlanmıştır."
şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 37 nci maddesi; üçüncü fıkrasının son
cümlesi anlama açıklık kazandırılması amacıyla redaksiyona tâbi tutulması
suretiyle ve "Madde ile evlenme ve
cenaze ödeneklerine ilişkin hükümler düzenlenmiştir." şeklindeki madde
gerekçesiyle,
- 38 inci maddesi; üçüncü fıkrasında yer
alan "yazılı istekte bulunduğu tarih ile" ibaresinin, anlama açıklık
kazandırılması amacıyla metinden çıkarılması suretiyle ve "Maddede uzun
vadeli sigorta uygulamasında sigortalılık süresinin hesaplanmasında dikkate
alınacak kanunlara ve hükümlere yer verilmiştir. Ayrıca 18 yaşından önceki
sigortalılık süresi prim gün sayısı açısından dikkate alınırken, sigortalılığın
başlangıcı bakımından dikkate alınmaması ve bu hükmün istisnası
düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle,
- 39 uncu maddesi; ikinci fıkrasının, iş
kazası, meslek hastalığı ve hastalık halinin; kamu görevlisinin yükümlü
bulunduğu bir vazifenin gereği olarak meydana gelmesi durumunda, bu kişilere
yapılan ödemeler veya bağlanan aylıklar nedeniyle kurumlarına veya ilgililere
rücu edilemeyeceğine açıklık getirilmesi yönünde yeniden düzenlenmesi suretiyle
ve "Madde ile sigortalının malul kalmasına ya da ölümüne neden olan üçüncü
şahısların sorumlulukları düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle,
- 40 ıncı maddesi; ikinci fıkrasındaki
tabloda yer alan "bilfiil" ibarelerinin, "fiilen" olarak
değiştirilmesi suretiyle ve "506 ve 5434 sayılı Kanunlarda, bazı ağır ve
yıpratıcı işler için sigortalılık süresine eklenmesi öngörülen süreler bu Kanunda
da düzenlenmiş, fiili hizmet süresi zammı adıyla, 90 gün ila 180 gün arasında
olmak üzere maddede belirtilen
işyerlerinde ya da işlerinde geçirilen hizmet sürelerinin her yılı için
ek hizmet süresi verilirken; verilen bu ek sürelerin primlerinin de eklenen
sürenin bir yıllık süreye oranlanması suretiyle bulunan miktar kadar uzun
vadeli sigorta priminin de fazla ödenmesi ve böylece sigorta sistemine olan
maliyetinin de ilgililere karşılatılması gözetilmiştir.Bu durumda sigortalılık
süresine o yıl için dörtte birlik bir fiili hizmet süresi zammı eklenmişse,
uzun vadeli sigorta primi oranı da dörtte bir oranında arttırılmak suretiyle %
20 yerine % 25 oranında prim
alınacaktır. Fiili hizmet süresi
zammının sekiz yılı geçmemek üzere,
uzun vadeli sigorta kollarında prim ödeme gün sayısına ekleneceği,
yaşlılık aylığı alma koşulu olarak belirlenen asgari yaştan üç yılı geçmemek
üzere indirileceği ve bu düzenlemelere ilişkin istisnalar düzenlenmiştir."
şeklindeki madde gerekçesiyle,
- 41 inci maddesi; "Madde ile
sigortalıların mevcut kanunlardaki borçlanma sürelerinin devamı yönünde
düzenleme yapılarak, kişiler arasındaki farklı uygulamalara son verilmiştir.
Sigortalılar ve hak sahiplerine talep
tarihindeki prime esas kazancın taban ve tavanı arasında kendi seçecekleri
matrah üzerinden % 32 oranında prim ödemek suretiyle borçlanabilme olanağı
tanınmaktadır. Borçlanma tutarının bir ay içerisinde ödenmesi, ödenmeyen
borçlanma süreleri için yeniden başvurulması halinde başvuru tarihindeki prime
esas kazanç taban ve tavanı esas alınarak borcun yeniden hesaplanan tutarının
ödenmesi imkânı getirilmiştir. Borçlanılan sürelerin, sigortalıların mevcut
prim gün sayısına eklenmesi, sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler
için sigortalılığın başlangıç tarihinin borçlandırılan gün sayısı kadar geriye
götürülmesine, borçlanma ile aylığa hak kazanılması halinde borcun ödenmesinden
sonraki takip eden ay başından itibaren aylık bağlanacağı, borçlanılan
sürelerin 4 üncü maddenin (a), (b) ve (c) bentlerinden hangisine göre dikkate
alınacağı, son fıkrasında da bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra yapılan
borçlanmalarda, borçlanılan prime esas gün sayısının ilgili aylara mal
edileceği ve mal edilen tarihteki prime esas kazancın ne şekilde hesaplanacağı
hükme bağlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 42 nci maddesi; "Madde ile
sigortalıların aylık ve gelir bağlanmasında ve toptan ödeme yapılması
işlemlerinde, Kuruma en fazla 3 ay içinde yazılı cevap verme zorunluluğu
getirilmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 43 üncü maddesi; "Madde ile
Cumhurbaşkanlığı, TBMM Başkanlığı ve Başbakanlık görevlerinden herhangi bir
nedenle ayrılanların kendilerine ya da hak sahiplerine bağlanacak aylıkları
düzenlenmiştir. Kişilerin bu Kanun hükümlerine göre aylık bağlanmasına hak
kazanamaması halinde, hesaplanan aylığın tümünün, aylık bağlanmasına hak
kazanması halinde ise aradaki farkın Hazineden karşılanması, aynı şekilde bu
görevlerde bulunanların hak sahiplerine aylık bağlanma şartları hükme
bağlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 44 üncü maddesi; "Madde ile yaş
haddinden ve kadrosuzluk sebebiyle emekliye ayrılan kamu görevlilerine ilişkin
yaşlılık aylığı bağlanma koşulları düzenlenmiştir." şeklindeki madde
gerekçesiyle aynen,
- 45 inci maddesi; "Kamu kurumlarında
çalışanlardan kanunlarına göre açığa alınanlar, tutuklananlar veya görevine son
verildikten sonra tekrar görevlerine iade edilenlerin, göreve iade edildikten
sonra primlerinin nasıl tahsil edilmesi gerektiği yeni esaslara bağlanmaktadır."
şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 46 ncı maddesi; ikinci fıkrasındaki
"komiser yardımcısı" ibaresinden sonra gelmek üzere; Emniyet
Teşkilatına, 2 yıllık eğitim veren Polis Meslek Yüksek Okulları ile 4 yıllık
yüksek öğretim kurumlarından mezun olanlara 6 aydan az olmamak üzere eğitim
veren Polis Meslek Eğitim Merkezlerinden mezun olanların polis memuru olarak
atanması nedeniyle, 4 yıllık yüksek öğretim kurumlarından mezun olan ve en az 6
aylık Polis Eğitim Merkezlerinde eğitim görerek Polis memuru olarak atananların
da eğitim sürelerinin fiili hizmet süresinden sayılmasına imkân sağlanması
amacıyla "veya polis memuru" ibaresinin eklenmesi suretiyle ve
"Madde ile bazı kamu görevlilerinin prime esas kazançları ve prime esas
kazanç üst sınırı belirlenmiştir. Düzenleme kamu görevlilerinin kısa ve uzun
vadeli sigorta kollarının uygulaması bakımından prime esas kazançlarının
tespitinde üst sınır aranmaması, ancak yurt dışında geçici ya da sürekli göreve
gönderilen kişilerin prime esas kazançlarının Türkiye'deki emsali kadrodaki
sigortalının prime esas kazancını geçmemesini kapsamaktadır." şeklindeki
madde gerekçesiyle,
- 47 nci maddesi; "Madde ile kimlerin
harp malulü sayılacağı tanımlanmıştır.
Harp malûlü olanlara verilecek her türlü malûllük zammı tutarının, Kurumca
belirlenecek peşin sermaye değeri toplamının en geç bir ay içinde Milli Savunma
Bakanlığı tarafından Kuruma yatırılması ilkesi benimsenmiştir.
Harp malullerine sürekli işgöremezlik
geliri veya malullük aylıklarının zamlı olarak ödenmesi, gelir veya aylığının
artırılan bölümüne ait maliyetlerin ise, Kurumca hesaplanan peşin sermaye
değeri üzerinden bunları çalıştıran kamu idareleri tarafından Kuruma ödenmesi
öngörülmüştür." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 48 inci maddesi; "Madde ile kamu
görevlilerinin malullük veya yaşlılık aylığı alabilmesi için hangi makamdan
onay alınması gerektiği düzenlenmiştir. Uygulamada kişilerin mağdur olmamaları
için özel kanun hükümleri hariç olmak üzere, yetkili makamın emekliye sevk
onayının, talep tarihinden itibaren bir ayı geçemeyeceği kuralı
getirilmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 49 uncu maddesi; "Madde ile itibari
hizmet süresinin tanımı, etkileri ve uygulanışı hükme bağlanmıştır. İtibarî
hizmet sürelerinin, aylık bağlama oranının hesabında prim ödeme gün sayısına
eklenmesi, ancak yaş ve emekli ikramiyesi hesabında nazara alınmaması hususları
düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 50 nci maddesi; "Madde ile isteğe
bağlı sigortalılıktan yararlanma şartları düzenlenmiştir. Mevcut uygulamalarda
isteğe bağlı sigortalılar, sağlık yardımlarından yararlanma hakkına sahip
değilken, düzenleme ile isteğe bağlı sigortalıların prim ödemek suretiyle hem
uzun vadeli sigorta kollarından hem de genel sağlık sigortasından yararlanma imkânı getirilmiştir. Bununla
birlikte isteğe bağlı sigortalılık şartları kısmî zamanlı çalışma, geçici
çalışma ve zorunlu sigortalı olmayı gerektirmeyecek şekilde çalışma hallerinde
prim ödenmeyen dönemlere ilişkin isteğe bağlı olarak prim ödenebilmesine olanak
sağlayacak şekilde tasarlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 51 inci maddesi; "Madde ile isteğe
bağlı sigortalılığın başlatılması ve sona erdirilmesinde başvuru tarihinin
hangi tarih itibariyle işleme gireceği hususları düzenlenmiştir." şeklindeki
madde gerekçesiyle aynen,
- 52 nci maddesi; "Madde ile isteğe
bağlı sigorta prim miktarı ve ödenme şekli düzenlenmiştir. İsteğe bağlı sigorta
primi, prime esas kazancın alt sınırı ile üst sınırı arasında sigortalı
tarafından belirlenecek kazancın % 32'si olduğu, bunun % 20'sinin malûllük,
yaşlılık ve ölüm sigortaları primi, % 12'sinin genel sağlık sigortası primi
olduğu düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 53 üncü maddesi; "Madde ile bu
Kanunun 4 üncü maddesinde sayılan sigortalı sayılma hallerinden birden
fazlasına aynı anda tâbi olması halinde uygulanacak hükümler
düzenlenmiştir. Buna göre öncelikle
devlet memuriyeti esas alınarak 4/c kapsamında sigortalı sayılması, bağımsız
çalışma ile hizmet akdine dayalı çalışmanın çakışması halinde ise önce başlayan
sigortalılık ilişkisinin geçerli sayılması ilkesi benimsenmiştir."
şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 54 üncü maddesi; "Madde ile
bağlanacak aylık ve gelirlerin birden fazla olması durumunda, esas alınacak
kurallar belirtilmektedir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 55 inci maddesi; "Madde ile gelir
ve aylıkların düzeltilmesi, yükseltilmesi, ödenmesi ve yoklama işlemlerine
ilişkin hususlar hükme bağlanmıştır.
Bağlanan gelir ve aylıkların, her yılın
Ocak ve Temmuz ödeme tarihlerinden geçerli olmak üzere, bir önceki altı aylık
döneme göre Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan en son temel yıllı
tüketici fiyatları genel indeksindeki değişim oranı kadar artırılarak
belirlenmesi öngörülmüştür." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 56 ncı maddesi; "Madde ile hangi
durumlarda hak sahiplerine gelir ve aylık bağlanmayacağı belirtilmektedir. Yeni
bir düzenleme olarak, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte
yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının
kesilmesi kuralı getirilmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 57 nci maddesi; "Madde ile çeşitli
sigorta kollarına göre sigortalılar için esas alınacak yaşa ilişkin bazı
hususlar düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 58 inci maddesi; üçüncü fıkrasının
birinci cümlesinin, çoğunluğu aynı zamanda kamu görevlisi olan Sosyal Sigorta
Yüksek Sağlık Kurulu üyelerine ödenecek toplantı ücretinin bu konudaki genel
düzenlemeler de dikkate alınarak yeniden düzenlenmesi suretiyle ve "Bu
Kanunun bazı maddelerinde belirtilen görevleri yerine getirmek, Kurumun
maluliyet, iş kazaları ve meslek hastalıkları hallerinde Kurum kararlarına
yapılan itirazları sonuçlandırmak amacıyla Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu
kurulmuş, bu kurulun teşkil tarzı ve bazı görevleri madde metninde
düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle,
- 59 uncu maddesi; altıncı ve yedinci
fıkralarının redaksiyona tâbi tutulması suretiyle ve "Kayıt dışı
çalışmanın önlenmesi açısından sigorta işlemlerinin denetimi büyük önem arz
etmektedir. Sigorta olaylarının soruşturulması ve asgari işçilik miktarının
belirlenmesine yönelik incelemelerde, bilgisine başvurulanların bilgi vermekten
kaçınmaları durumunda, denetimler çoğunlukla sonuçlandırılmamakta, bu durum hem
sigortalı ve hak sahiplerinin mağdur olmalarına, hem de denetimin etkinliğinin
zedelenmesine ve Kurumun prim kaybına ve yersiz masraflara neden olmaktadır.
Yapılan düzenleme ile bu olumsuzlukların giderilmesi amaçlanmıştır.
İhaleli işler ile özel bina inşaatı
işlerinde ilişiksizlik belgelerinin verilmesinde gecikmelerin önlenmesi
amacıyla Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ile Yeminli Mali Müşavirlere bazı
yetkiler verilmiş, bunların yetkilerini kullanırken uyacakları usul ve esaslar
da bu maddede düzenlenmiştir.
Genel bütçeye dahil daireler ile katma
bütçeli idarelerin denetim elemanlarına kayıt dışı sigortalılıkla mücadele
amacıyla, kendi mevzuatları gereğince yapacakları denetimlerde
çalıştırılanların sigortalı olup olmadıklarını tespit yetkisi ve yükümlülüğü
getirilmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle,
- 60 ıncı maddesi; "Madde ile Genel
Sağlık Sigortası (GSS) kapsamına dahil olan kişiler, kategoriler itibariyle
sayılmak suretiyle belirtilmiştir. Kişilerin; prim ödeme durumları, katılım payı
uygulaması, sağlık hizmetlerinden yararlanma şartları ve benzeri kurallar bakımından ayrıştırılabilmesi ve
hükümlere atıf oluşturması bakımından bu yöntem benimsenmiş, sonuç itibariyle
istisnalar dışında Türkiye'de ikamet eden tüm Türk vatandaşları ile bir yıldan
fazla süreyle ikamet eden yabancı ülke vatandaşları, vatansız ve sığınmacılar zorunlu olarak genel sağlık sigortası
kapsamına alınmıştır.
Askerlik hizmetini yapan kişiler ile
tutuklu ve hükümlüler; sağlık hizmetlerinin ilgili kanunları gereği
yürütülmekte olması ve genel sağlık sigortası sisteminin bu kişilerin
bulundukları ortamlarda işletilmesinin yaratacağı sorunlar dikkate alınarak
kapsam dışında tutulmuştur." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 61 inci maddesi; "Madde ile GSS
kapsamındaki kişilerin tescili ve sigortalılığın sona ermesine ilişkin hükümler
düzenlemektedir. Uzun vadeli sigorta bakımında tescil edilen kişilerin, ek bir
işleme gerek olmaksızın GSS açısından da tescil edildiği kabul edilerek
işlemlerde pratiklik sağlanmıştır. Getirilen önemli bir düzenleme de bütün
çocukların doğar doğmaz 18 yaşına kadar hiçbir koşul aranmaksızın GSS kapsamına
alınmasıdır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 62 nci maddesi; "Madde ile sağlık
hizmetleri ve diğer haklar ve bunlardan yararlanmaya ilişkin ilkeler
düzenlenmektedir. Bir diğer önemli husus da ödenen primin tutarı ile alınan
hizmet arasında ilişki kurulmamasıdır." şeklindeki madde gerekçesiyle
aynen,
- 63 üncü maddesi; son fıkrasının,
bilimsel komisyonların çalışmasına ilişkin usul ve esasların ilgili
yönetmeliğin içeriğinde olması nedeniyle gereksiz ifadelerin kaldırılması ve
Sağlık Bakanlığının maddenin uygulanmasına ilişkin görüşleri alındıktan sonra
yönetmeliğin çıkarılması amacıyla yeniden düzenlenmesi suretiyle ve "Maddede,
sigortalılara sağlanacak sağlık hizmetlerinin, öncelikle kişilerin sağlıklarını
koruma, sağlıkları bozulanlara bunu yeniden kazandırma ve kendi ihtiyaçlarını
görme yeteneklerini arttırmayı amaçladığı göz önünde tutularak, finansmanı
sağlanacak sağlık hizmetlerine oldukça detaylı bir şekilde yer verilmiştir.
Madde ile finansmanı sağlanacak sağlık
hizmetleri detaylı olarak tanımlanmış ve anılan sağlık hizmetlerine ilişkin
teşhis ve tedavi yöntemleri ile bunlar için gerekli olabilecek tıbbi malzeme ve
ürünlere ilişkin tür, miktar ve kullanım süreleri konusunda kuralların ne
şekilde belirleneceği hükme
bağlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle,
- 64 üncü maddesi; "Madde ile
finansmanı sağlanmayacak sağlık hizmetlerine yer verilmektedir."
şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 65 inci maddesi; "Madde ile
kişinin, yerleşim yerinin dışına yapılan sevklerde, sigortalı ve bakmakla
yükümlü olduğu kişilerin yol giderleri ve ayakta tedavileri süresince
gündeliklerinin karşılanmasına ilişkin hususlar düzenlemektedir."
şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 66 ncı maddesi; son fıkrasının
redaksiyona tâbi tutulması suretiyle ve
"Madde ile yurt içinde tedavinin mümkün olmadığı durumlarda veya
kişilerin yurt dışına görevli olarak gönderilmesi durumunda, yurt dışı tedavi
masraflarının Kurum tarafından ödenmesine ilişkin hususlar düzenlenmektedir.
Düzenleme, yurtdışı tedavisi konusunda
gerek SSK, ES ve Bağ-Kur arasındaki, gerekse aynı sigorta içindeki kişiler
arasında var olan ayrımcılığı kaldırmakta, ilk defa Yeşil Kartlılara
yurtdışında tedavi imkânı getirilmektedir." şeklindeki madde gerekçesiyle
- 67 nci maddesi; "Madde ile sağlık
hizmetlerinden yararlanabilmek için bulundurulması gereken koşullara ilişkin
hususlar düzenlenmektedir. SSK'da çalışanlar için 90 gün, hak sahipleri için
120 gün, Bağ-Kur'da ilk defa sigortalı olanlarda 240 gün, yeniden sigortalı
olanlarda ise 120 gün olan süre, 30 güne indirilmektedir. Devlet Memurları için
ise süre uygulaması yok iken eşitliği sağlamak amacıyla 30 günlük süre getirilmiştir.
Bununla birlikte primini kendisi ödemekle yükümlü olanlar için prim borcunun
bulunmaması şartı getirilmektedir. Ancak anılan şartlar taşınmasa dahi
sağlanacak sağlık hizmetleri tanımlanarak bu hükmün uygulanmasında önemli bir
istisna getirilmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 68 inci maddesi; "Genel sağlık
sigortası kapsamında sağlanacak sağlık hizmetlerinin amaç dışı ve gereksiz
kullanımını önlemek; bu konuda sıklıkla gündeme gelen suiistimallerin önüne
geçmek; sağlık hizmetlerini kullananların da oto kontrol mekanizmalarına etkili
bir şekilde katılımını sağlamak üzere,
sağlanan sağlık hizmetlerinde ve tıbbi ürünlerin kullanımı esnasında Kanunla
belirlenen oranları ve miktarları aşmamak üzere sağlık hizmeti kullanıcılarının
katılımı öngörülmektedir.
Sadece ayaktan tedavide hekim ve diş
hekimi muayenesinde 2YTL; ilaçlar ile ortez, protez, iyileştirme araç ve
gereçlerinde %10 ila %20 arasında katılım payı alınması; sevk zincirine
uyulmadan diğer basamaktaki sağlık kurumlarına başvurulması durumunda katılım
payının %50 oranında artırılması hükme bağlanmıştır." şeklindeki madde
gerekçesiyle aynen,
- 69 uncu maddesi; birinci fıkrasının (d)
bendinde geçen "transplantasyonları." ibaresinin, "nakli."
şeklinde değiştirilmesi; aynı fıkranın (f) bendinin, harp okulu öğrencilerinde
olduğu gibi polis akademisi öğrencilerinden de katılım payı alınmamasına
yönelik olarak yeniden düzenlenmesi suretiyle ve "Bu madde ile risk gruplarını, kişi ve toplum sağlığını
riske atmamak ve sağlık hizmeti kullanıcılarını mağdur etmemek amacıyla sağlık
hizmeti kullanımı esnasında katılım payı ödememesi hususunda istisnalar
tanımlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle,
- 70 inci maddesi; "Madde ile sağlık
hizmetlerinin sunumunda iş kazası, meslek hastalığı ve acil haller dışında,
hastaların takip etmesi gereken sevk zincirine ilişkin hususlar düzenlenmiştir.
Kanunla belirtilen haller dışında, sevk
zincirine uyulmadan sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularına yapılan başvuru
sonucu alınacak sağlık hizmetlerinde, sağlık hizmetleri bedelinin sadece
%70'lik kısmının karşılanarak
sigortalıların sevk zincirine uymaları teşvik edilmek
istenmektedir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 71 inci maddesi; "Maddenin
düzenlemesi yoluyla sağlık hizmet sunucularına; gerekli teknik alt yapının
kurulmasını takiben sağlık hizmetlerinden yararlanmak üzere başvuran
kimselerin, genel sağlık sigortası kapsamında olup olmadıklarını kontrol etme
görevi verilmiştir. Bu Kanunda acil olarak tanımlanacak hallerin Sağlık
Bakanlığının uygun görüşü alınarak Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle
tanımlanması düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 72 nci maddesi; son fıkrasının
redaksiyona tâbi tutulması suretiyle ve "Madde ile sağlık hizmetlerinin
ödenecek bedellerinin belirlenmesinde yetkili olan Sağlık Hizmetleri
Fiyatlandırma Komisyonunun yapısı ve çalışma şekli ile Sosyal Güvenlik
Kurumunun buradaki görev, yetki ve çalışma şekline ilişkin hususlar
düzenlenmiştir. " şeklindeki madde gerekçesiyle,
- 73 üncü maddesi; "Madde ile genel
sağlık sigortası kapsamında sağlanacak sağlık hizmetlerinin hizmet satın alma
sözleşmeleri yoluyla sağlanması, sağlanan sağlık hizmetlerinin Kurumca
karşılanacak bedellerinin ödenmesi, bu konularda sağlık hizmeti sunucularının
sorumlulukları, ödeme şekilleri ve provizyon sistemine ilişkin hususlar
tanımlanmaktadır. Madde ile Kurumun sağlık finansman güvencesi altına aldığı
kimselere sağlık hizmeti sunmak üzere her türlü gerçek ve tüzel kişi, kurum ve
kuruluşla sağlık hizmeti satın almaya yönelik sözleşme yapma yetkisi
tanınmaktadır. Bu sözleşmenin yöntemine ilişkin bir kısıtlama getirilmemiştir.
Kurum ile sözleşme yapma talebinde bulunan
özel ve tüzel kişilerin başvurularından sözleşmenin imzalanmasına kadarki tüm
aşamaların kurum tarafından açık, izlenebilir, denetlenebilir ve hakkaniyete
uygun olacak biçimde yürütülmesi sorumluluğu getirilerek bu konuda yaşanan veya
sonradan ortaya çıkabilecek yakınmaların ve suiistimallerin önüne geçilmek
istenmiştir.
Sağlık hizmetlerinin sağlanmasına yönelik olarak
öncelikle Kurum tarafından karşılanacak bedeli kabul eden ve kişilerden
otelcilik hizmetleri ve öğretim üyesi tarafından sağlanan sağlık hizmetleri
dışında tıbbi hizmetler için hiçbir fark almamayı taahhüt eden sağlık hizmeti
sunucuları öncelenmekte ve bu kuruluşlara faturalandırdıkları hizmetlerin
karşılığının doğrudan ödenmesi düzenlenmesi getirilmektedir.
Bunun dışında Kurum tarafından
karşılanması öngörülen sağlık hizmeti fiyatlarını kabul etmeyen, ancak sağlık
hizmeti sunumuna ilişkin yapılacak sözleşmenin diğer tüm hükümlerine tâbi olan
sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti almak isteyen sigortalıların ve
bakmakla yükümlü oldukları kimselerin bu sağlık hizmeti sunucularından
aldıkları sağlık hizmeti karşılığında, sağlık hizmeti sunucuları için
belirlenen bedellerin % 70'ine kadarının sağlık hizmetini alan kişiye
ödenebilmesi düzenlenmiştir.
Bu düzenleme ile hem sağlık hizmetinden
yararlanan kimselerin katılım payı dışında ayrıca ödeme yapmaksızın sağlık
hizmetlerini kullanabilmeleri, bunun dışında çeşitli nedenlerle Kurum fiyat
tarifesi dışında fiyatlandırma politikası izleyen sağlık hizmet sunucularının
serbest piyasa koşullarında bu hizmeti sunabilmesine olanak tanınması, aynı
zamanda sağlık hizmeti kullanıcılarının kişisel tercihleri doğrultusunda sağlık
hizmet sunucusu seçimi haklarının en geniş düzeyde tutulması amaçlanmaktadır.
Ancak acil hallerde bu hakkın kötüye kullanılmasını engellemek üzere tüm sağlık
hizmeti sunucularına Kurumca uygun görülen sağlık hizmeti fiyatlandırma bedeli
üzerinden hizmet sunma zorunluluğu getirilmektedir." şeklindeki madde
gerekçesiyle aynen,
- 74 üncü maddesi; "Bu madde ile
genel sağlık sigortası primlerinin ve diğer gelirlerin bu Kanunda tanımlanmış
amaçlar dışında kullanılmasının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır."
şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 75 inci maddesi; "Madde ile sürekli
olmayan, bu nedenle genel sağlık sigortası primleri ve harcamaları
belirlenirken göz önünde bulundurulamayan savaşlar ya da doğal afetler
nedenleri ile ortaya çıkması muhtemel olağandışı sağlık giderlerinin
karşılanmasını sağlamaya yönelik olarak, istisnai ve beklenmedik sağlık
harcamalarının genel bütçeden karşılanmasına imkân tanıyabilmek amacı
güdülmüştür." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 76 ncı maddesi; dördüncü fıkrasındaki
"veya suç sayılabilir bir hareketi nedeniyle" ibaresinin, uygulamada
tereddütlere yol açılmaması ve bu konuda oluşmuş Yargıtay içtihatları
doğrultusunda metinden çıkarılması ve son fıkrasındaki "suç
sayılabilir" ibaresinin, "kusurlu" olarak değiştirilmesi
suretiyle ve "Madde ile iş kazasına uğrayan genel sağlık sigortalısına,
sağlık hizmetinin sağlanmasına ve işverenin sorumluluklarına ilişkin hususlar
düzenlenmektedir. Hastalık, analık, koruyucu sağlık hizmetleri konularında
irade ve sorumluluk kişilerde iken, iş kazası ve meslek hastalığı halinde
işverenin de sorumlulukları gündeme gelmektedir.
Çalışanın iş kazası geçirmesi halinde
işveren, derhal sağlık durumunun gerektirdiği sağlık yardımlarını çalışanına
sunacak ve burada diğer sağlık yardımlarında aranan koşullar aranmayacaktır.
İşverenin bu sorumluluğunu yerine getirirken ihmali, beraberinde sorumluluğunu
da gündeme getirecektir.
Madde ile sağlık durumunun hekim raporu
ile bir işte çalışabilir olduğu
belgelenmeyen bir sigortalıyı çalıştıran işverenin, sigortalının sağlığının
bozulmasından kaynaklanan tedavi giderlerini üstlenme yükümlülüğü
getirilmektedir. Bu yolla hem toplum ve birey sağlığının korunmasının ön planda
tutulması, hem de bireysel sağlık risklerinin azaltılarak, genel sağlık
sigortasına yanlış uygulamalardan kaynaklanan mali yüklerin azaltılması
amaçlanmaktadır. Yine, bu madde ile iş
kazasının veya meslek hastalığının işverenin kanunen almakla yükümlü olduğu
önlemleri almaması nedeni ile ortaya çıkması halinde, bu duruma ilişkin sağlık
harcamalarının kusuru oranında işverenden tazmin edilmesine olanak
tanınmaktadır.
Sağlık durumunun hekim raporu ile geçici
ya da kalıcı süre çalışmaya elverişli olmadığı belgelenen bir sigortalıyı
çalıştıran işverenin, sigortalının sağlığının bozulmasından kaynaklanan tedavi
giderlerini üstlenme yükümlülüğü getirilmektedir.
Madde ile kasıt ya da suç sayılan bir fiil
ile genel sağlık sigortası sağlık hizmetlerinden yararlandırılan kimselerin
sağlığının bozulmasına neden olan üçüncü kişilere, bu fiilleri nedeni ile
ortaya çıkan ve Kurumca karşılanan sağlık giderlerinin rücu edilmesine yönelik
düzenleme yapılmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle,
- 77 nci maddesi; "Madde ile
sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularına ilişkin bilgilerin duyurulmasına ve
sigortalının sağlık hizmetini alacağı hizmet sunucuları arasından seçim yapma
serbestisine ilişkin hususlar düzenlenmektedir. " şeklindeki madde
gerekçesiyle aynen,
- 78 inci maddesi; "Madde ile sağlık
hizmeti sunucularının kayıt ve bildirim zorunluluğu ve yetkisine ilişkin
hususlar düzenlenmektedir.
Tüm sağlık hizmet sunucularına, bu Kanunda
belirtilen amaçlara uygun olarak sundukları sağlık hizmetlerini ve bununla
ilgili bilgi ve belgeleri talep halinde uygun ortamlarda Kuruma bildirim yükümlülüğü
getirilerek; Kurumun izleme, değerlendirme ve denetim fonksiyonlarını hizmetin
gerektirdiği şekilde yerine getirebilmesine imkân sağlanmıştır. Böylelikle
kurumun denetim gücü de artmış olacaktır." şeklindeki madde gerekçesiyle
aynen,
- 79 uncu maddesi; "Madde ile kısa ve
uzun vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortasına tâbi kılınmasının
zorunlu olmasının bir sonucu olarak, Kurumun prim alma, ilgililerin ise prim
ödeme yükümlülüğü düzenlenmektedir. GSS açısından tahsil edilen primlerin, sadece
GSS giderlerini karşılamaya yönelik kullanılması Kanun ile güvenceye
alınmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 80 inci maddesi; birinci fıkrasının (b)
bendindeki, "özel sağlık sigortalarına ödenen ve asgari ücretin % 10'unu
geçmeyen özel sağlık sigortası prim tutarları," ifadesinin, kişilerin özel
sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine katılımının teşvik
edilmesi amacıyla "özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik
sistemine ödenen ve aylık toplamı asgari ücretin % 30'unu geçmeyen özel sağlık
sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarları," olarak
değiştirilmesi; on ikinci fıkrasının, 5 inci maddeye eklenen, işsizlik ödeneği
ödenen kişilerin uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalı olmasını
öngören (f) bendine paralel olarak yeniden düzenlemesi suretiyle ve "Kural
olarak, sigortalıların elde ettikleri kazançların tümünden prim alınması
öngörülmüştür. Prime esas kazancın hesabına dahil edilmeyecek kazançlar ise
maddede sayılanlarla sınırlanmış, sigortalıların belirli olmayan süre ve miktar
üzerinden ücret ve kazanç elde etmeleri ya da aynı ay içinde birden fazla
işverenin emrinde çalışmaları durumunda veya çağrı üzerine çalışma halinde
prime esas kazancın nasıl hesaplanacağı açıklanmıştır.
Kendi nam ve hesabına çalışanların prime
esas kazançlarının prime esas kazanç alt ve üst sınırı arasında kendilerince
yıllık olarak belirleneceği, yıl içerisinde beyan edilen kazançta bir
değişiklik olması durumunda, sigortalının yeniden beyan edeceği kazanç
üzerinden prim alınacağı belirtilmiştir.
Diğer kanunlarla prime esas kazanca
ilişkin getirilen muafiyet ve istisnaların bu Kanunun uygulanmasında dikkate
alınmayacağı hükme bağlanmıştır.
Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan
sigortalı, aynı zamanda işveren ise beyan edeceği asgarî kazancın çalıştırdığı
sigortalıların kazancının en yükseğinden az olamayacağı ilkesi getirilmiştir.
Ücret dışındaki ödemelerin prime esas
kazancın tavanını aşan kısmının takip eden aylarda prime esas kazanca dahil
edilmesi kabul edilmiş, ancak bu süreye 12 aylık sınır getirilmiştir."
şeklindeki madde gerekçesiyle,
- 81 inci maddesi; son fıkrasının son
cümlesinin, devlet katkısının usul ve esaslarının Bakanlar Kurulunca
belirlenmesi doğrultusunda yeniden düzenlenmeye tâbi tutulması suretiyle
ve "Kurumca malullük, yaşlılık,
ölüm sigortaları ile kısa vadeli sigorta kollarından ve genel sağlık
sigortasından yapılacak yardımlar ile bu yardımların gerektirdiği idari
masrafları karşılamak üzere alınması gereken primlerin çeşitlerini, oranlarını
ve bunların kimler tarafından hangi oranda ödeneceğini, Devletin uzun vadeli
sigorta kolu için % 5, genel sağlık sigortası için ise %3 oranında prim ödemek suretiyle belirli bir oranda
sosyal güvenlik sistemine katılmasını
düzenlemektedir.
Primler her bir kişi için değil, kısa ve
uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalı ve hak sahipleri için, genel
sağlık sigortası bakımından ise genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü
olduğu kişiler için alınmaktadır." şeklindeki madde gerekçesiyle,
- 82 nci maddesi; "Madde ile alınacak
prim ve verilecek ödeneklerin hesabında esas tutulan günlük kazancın alt ve üst
sınırları belirtilmektedir. Alınacak prim ve verilecek ödeneklerin hesabına
esas tutulan kazancın alt sınırı asgarî ücret, üst sınırı ise alt sınırın 6,5
katı olarak belirlenmiştir. Günlük kazançları alt sınırın altında olan
sigortalılar ile üst sınırın üzerinde olan sigortalıların kazançlarının alt ve
üst sınırlar üzerinden hesaplanması hükme bağlanmıştır." şeklindeki madde
gerekçesiyle aynen,
- 83 üncü maddesi; "Madde ile kısa
vadeli sigorta kolları prim tarifesi ve işkollarının ve işlerin tehlike sınıf
ve derecelerinin nasıl belirleneceği, belirlenen prim oranına itiraz süresi ve
Kurumun itirazı karara bağlama süreleri belirtilmektedir. İş kazaları ve meslek
hastalıkları prim oranlarının, işin yapıldığı işyerinin iş kazası ve meslek
hastalığı bakımından gösterdiği tehlike derecesi göz önünde tutularak tespit
edilmesi ilkesi benimsenmiş, ayrıca işyerlerinin tehlike sınıf ve derecelerinde
Kurumca değişiklik yapılması durumu ve Kurumca belirlenecek tehlike sınıf ve
derecesine itiraz halinde uygulanacak esaslar da belirtilmiştir."
şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 84 üncü maddesi; "Yapılan işte iş
kazalarıyla meslek hastalıkları sigortası primi oranına etki edebilecek bir
değişiklik meydana gelmesi durumunda, işkolunun ve buna göre tehlike sınıf ve
derecesinin de değiştirilmesini mümkün kılmak üzere bu madde düzenlenmiştir.
İşverenin değişiklikleri zamanında
haber vermesini sağlamak amacıyla
değişikliğin süresinde Kuruma bildirilmemesi halinde yeni tehlike sınıf
ve derecesinin ne zamandan itibaren yürürlüğe girdiğini belirten düzenleme de
bu madde de yapılmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 85 inci maddesi; yedinci fıkrasına Asgari
İşçilik Tespit Komisyonunda kararların asgari dört üyenin aynı yöndeki kararı
ile alınabileceğini hükme bağlayan bir ifadenin eklenmesi suretiyle ve
"Madde ile asgari işçilik uygulamasında dikkate alınacak unsurlar, Asgari
İşçilik Tespit Komisyonuna seçilecek üyeler ve çalışma şekli düzenlenmiştir.
Kamu idareleri, döner sermayeli kuruluşlar
ile bankaların ihaleli işleri ve özel bina inşaatları ve Bakanlar Kurulunca
belirlenecek diğer işler için yeterli işçilik bildirilip bildirilmediğinin
araştırılacağı, bu araştırma sonunda yeterli işçilik bildirilmemiş olduğu
anlaşılırsa, işverene Kurumca hesaplanan prim tutarını ve gecikme zammını
ödemesinin bildirileceği, işverenin bu bildirim üzerine prim tutarını ve
gecikme zammını ödemesi veya taahhütname vererek ödeyeceğini beyan etmesi
durumunda borcun kesinleşeceği belirtilmektedir.
Kurumun denetim ve kontrolle görevli
memurlarının, bu maddede belirtilen kriterlere göre işyerinde asgari işçilik
miktarını tespit edebileceği, asgari işçilik oranlarının tespiti ve asgari
işçilik oranlarına yapılacak itirazları karara bağlamak üzere Asgari İşçilik
Tespit Komisyonu kurulacağı belirtilmektedir." şeklindeki madde
gerekçesiyle,
- 86 ncı maddesi; "İşverenlerin
düzenleyecekleri prim belgelerinde yer alacak hususlar ve bu belgelerin içeriği
tanımlanmış, İş Kanunu hükümlerine göre sigortalının bir başka işverene iş
görme edimini yerine getirmek üzere devredilmesi durumunda prim belgelerinin
süresi içinde Kuruma verilmesinden asıl işverenle birlikte devralan işverenin
de sorumlu olması, sigortalılık tespitinin fiilen veya kayden yapılabileceği
yönünde düzenlemeler yapılmış, otuz günden az çalıştırılan sigortalıların bu
şekilde çalıştırılmalarını izah eden bilgi ve belgelerin Kuruma verilmesi
öngörülmüş, Kurumca sigortalı olarak çalıştığı tespit edilen sigortalılar için
verilmesi gereken belgelerin resen düzenlenebilmesi esası getirilmiş, işverenin
bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen belgenin Kurumca onaylanmış bir
nüshasını, çalışan sigortalıların görmelerini sağlayacak şekilde bir birini
takip eden iki belge verme süresince işyerine asmak zorunluluğu getirilmiştir.
Bu maddede belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda idari para
cezası uygulanması öngörülmüştür. Düzenleme ile T.C. Kimlik numarası sosyal güvenlik
sicil numarası olarak kabul edilmektedir." şeklindeki madde gerekçesiyle
aynen,
- 87 nci maddesi; (d) bendine, 5 inci
maddeye eklenen, işsizlik ödeneği ödenen kişilerin uzun vadeli sigorta kolları
bakımından sigortalı olmasını öngören (f) bendine paralel bir ibarenin
eklenmesi suretiyle ve "Bu Madde, primlerin Kuruma karşı ödenmesinden
sorumlu kişilerin açıkça belirlenmesi amacıyla düzenlenmiştir. GSS bakımından
primi Devlet tarafından ödenecekler maddenin (c) bendinde belirtilmiş, gelir ya
da aylık alan emekliler açısından ise prim ödeme yükümlülüğü tanımlanmayarak,
bunların GSS priminden muaf olması sağlanmıştır." şeklindeki madde
gerekçesiyle,
- 88 inci maddesi; ikinci fıkrasından
sonra gelmek üzere, genel sağlık sigortası priminin ödenmesi bakımından 60 ıncı
maddenin birinci fıkrasında sayılanlara her ay için otuz gün prim ödenmesi
zorunluluğu öngören bir fıkranın eklenmesi suretiyle ve "Prim ödeme
yükümlülerinin primlerini Kuruma yatırmaları gereken süreler belirlenmiş;
Kuruma fiilen ödenmeyen prim tutarlarının Gelir ve Kurumlar Vergisinde gider
olarak yazılmaması öngörülmüş, prim borçlarının katma değer vergisi iade
alacağından mahsubu imkânı getirilmiş, mahsup edilmeyen veya eksik mahsup
edilen prim borçları için gecikme zammı uygulanacağı, prim ve diğer alacakların
tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51
inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç olmak üzere diğer maddelerinin
uygulanacağı, 6183 sayılı Kanunun uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların
çözümlenmesinde alacaklı Kurum biriminin bulunduğu yer iş mahkemesinin yetkili
olması, sigorta primlerini belirtilen
süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşlarının
tahakkuk ve tediye ile görevli personel ve yöneticilerinin sorumlulukları düzenlenmiştir."
şeklindeki madde gerekçesiyle,
- 89 uncu maddesi; "Madde ile
işyerinin devir, intikal veya başka bir işyeri ile birleşmesi durumunda yeni
işverenin sorumluluğu ve yersiz olarak alınan primlerin ilgililere iadesi
hususları düzenlenmektedir.
Düzenleme, primlerin zamanında ödenmesini
teşvik etmek, prim borcunu zamanında ödemeyen işverenlere ise makul sınırlar
içinde yaptırım öngörecek şekilde, ödenmeyen kısımlar için ilk üç ayda her ay için %3 gecikme cezası uygulanması,
ayrıca her ay için bulunan tutarlara ödeme süresinin bittiği tarihten başlamak
üzere borç ödeninceye kadar Devlet iç borçlanma senetlerinin aylık ortalama
faizinin bileşik bazda uygulanacağı hükmünü getirmiştir.
Yanlış veya yersiz alınmış olduğu tespit
edilen primlerin, alındıkları tarihten itibaren on yıl geçmemiş ise, hisseleri
oranında işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara veya genel
sağlık sigortalılarına veya hak sahiplerine kanuni faizi ile birlikte geri
verileceği hükme bağlanarak, Kurum çıkarları kadar, sigortalıların ve
işverenlerin de hakları korunmuştur." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 90 ıncı maddesi; "Maddede
belirtilen idare, kuruluş ve bankaların, ihale ile yaptırdıkları işlerden dolayı işverenler tarafından Kuruma
ödenecek prim ve her türlü borçların
zamanında ve kolayca tahsilinin sağlanması, sigortalıların haklarının
korunması için, ihaleli işi alan işverenlerin ad ve adreslerinin Kuruma
bildirilmesi ve ihale makamı nezdindeki
hak ediş ve teminatlarının Kuruma borçları olmadığı anlaşıldıktan sonra
ödenmesi veya geri verilmesi, inşaat işyerlerinde geçici iskân veya yapı
kullanma izni verilmesinden önce inşaat işinden dolayı borcun bulunmadığına
dair Kurumca düzenlenecek bir belgenin istenmesi zorunlu kılınmış, maddede
belirtilen yükümlülüklere uyulmadan hak ediş ödemesi, kesin teminatın iade
edilmesi veya geçici iskân belgesi ya da yapı kullanma izin belgesi verilmesi
durumunda ilgililere genel hükümlere göre müeyyide uygulanması yönünde
düzenleme yapılmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 91 inci maddesi; "Genel hayatı
etkileyen afet durumlarında afetten etkilenen işverenlere ve/veya primlerini
kendisi ödeyen zorunlu sigortalılara yardımcı olmak üzere, prim borçlarının
ertelenebilmesi, prim belgelerinin verilme süresinin bu Kanundaki sürelere
bağlı olmaksızın Bakanlar Kurulunca belirlenebilmesi hususları
düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 92 nci maddesi; "Madde ile
sigortalılığın zorunlu olduğu, sözleşmelere bu Kanunda yer alan sigorta
kollarına ilişkin hak ve yükümlülükleri ortadan kaldırmak, azaltmak veya
başkasına devretmek için konulan hükümlerin geçersiz olduğu, Kurumca düzenlenen
belgelerin resmi dairelerin usulüne göre düzenledikleri belgelerden sayılacağı,
sigortalılık halinin sona ermesi şartlarını, sosyal güvenlik sicil numarası
olarak T.C kimlik numarasının esas alınacağı belirtilmiştir. Ancak yabancı
uyruklu kişiler için ise Kurumca verilecek sosyal güvenlik sicil numarası
kullanılacağı belirtilmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 93 üncü maddesi; ikinci fıkrasının,
Kurumun prim ve diğer alacaklarının hizmet tespiti veya asgari işçilik
uygulaması nedeniyle doğmuş ise zamanaşımı süresinin her halükarda tespitin
yapıldığı tarihten itibaren asgari beş yıl olarak öngörülmesi, ancak, bu
sürenin genel zamanaşımı süresi olan on yıldan da az olmaması; ayrıca
zamanaşımı süresinin de gereksiz yere uzatılmaması amacıyla yeniden
düzenlenmesi suretiyle ve "Madde
ile sigortalı ve hak sahiplerinin Kurumdan alacakları gelir, aylık ve
ödeneklerin devir ve temlik etmesine izin verilmeyerek, kişilerin devredilemez
ve vazgeçilemez haklarından olan sosyal güvenlik hakkının somut olarak yaşama
geçirilmesi amaçlanmıştır. Genel sağlık sigortası kapsamındaki kişilerin
Kurumdan olan alacaklarını devir ve temlik etme imkânı getirilerek, sözleşmesiz
sağlık hizmeti sunucularında yapılan masrafların tahsilinde yaşanacak
kırtasiyeciliğin azaltılması amaçlanmış, uygulamada kişilerin hekim ve hastane
seçme özürlüğünün daha geniş ölçekte hayata geçirilmesi sağlanmıştır.
Kişilerin Kurumdan olan alacaklarında
zamanaşımı ve hakkın düşmesine ilişkin hükümler, sigortalıların haklarını en
geniş ölçüde koruyacak şekilde düzenlenmiştir." şeklindeki madde
gerekçesiyle,
- 94 üncü maddesi; "Madde ile
Kurumdan malullük veya sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış olan
sigortalıların, kontrol muayenesine tâbi tutulması düzenlenmiştir.
Kurum gerekli gördüğü takdirde, ilgili
sağlık hizmetlerinin gerçekten alınıp alınmadığını veya belirtilen hastalığın
genel sağlık sigortalısı veya bakmakla yükümlü olduğu kişide gerçekten bulunup
bulunmadığını tespit etmek amacıyla, kontrol muayenesi talep edebilecektir.
Böylelikle verilmemiş olan bir sağlık hizmetinin verilmiş gibi gösterilerek
haksız kazanç elde edilmesinin önüne geçilmek istenmiştir. Ayrıca, Kurumun
malullük durumunda değişiklik olup olmadığını tespit etmek amacıyla kontrol
muayenesi talep edebilmesine, aynı şekilde malul olan kişinin de böyle bir
talepte bulunulabilmesine olanak tanımak amacıyla bu düzenleme yapılmıştır. " şeklindeki madde gerekçesiyle
aynen,
- 95 inci maddesi; "Madde ile,
sigortalılara sakatlık, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin
raporlar ile sürekli iş göremezlik ve malûllük hallerinin, hak sahibi
çocukların malullük durumlarının tespitinde, yetkili sağlık tesisleri sağlık
kurullarınca verilecek raporların usul ve esaslarını, bu raporları verecek
sağlık kurumlarının sahip olacağı kriterleri Kurumun belirleyeceği; sürekli iş
göremezlik kaybı ile çalışma gücünün ne oranda yitirilmiş sayılacağına veya
sakatlık oranlarına dair Kurumca verilen kararlara karşı Sosyal Sigorta
Yüksek Sağlık Kurulu nezdinde itiraz
edilebileceği, itirazların bu Kurulca
karara bağlanacağı hususları düzenlenmiştir." şeklindeki madde
gerekçesiyle aynen,
- 96 ncı maddesi; "Madde ile Kurumca
yersiz olarak yapılan her türlü ödemelerin geri alınma şekli ve süresi
düzenlenmektedir. Düzenleme ile Kurumun hatalı işleminden kaynaklanan ödemeler
için faiz uygulanmaksızın tahsilat imkânı ilk defa getirilerek, sigortalılarımızın
ya da işverenlerimizin mağduriyetleri giderilmiş olunmaktadır. Tasarı kişilerin
kasıtlı ve kusurlu davranışları halinde ise gerekli faizlerin uygulanacağını
hükme bağlamaktadır.
Alacakların yersiz ödemelere mahsubunun,
en eski borçtan başlanarak borç aslına yapılacağı, kanuni faizin ise kalan
borca uygulanacağı hükme bağlanmaktadır.
Yersiz ödemelerin gelir ve aylıklardan
kesilmesi durumunda ise kesintinin başlayacağı ödeme dönemi başı itibariyle,
kanuni faiz ile birlikte gelir ve aylığın %25'iniı geçmemesi kuralı
getirilerek, emeklilerimizin günlük yaşamlarını sürdürmelerine imkân
sağlanmıştır". şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 97 nci maddesi; "Madde ile
sigortalılara bağlanan aylıkların tahsil edilmemesi durumunda, zamanaşımı
süreleri ve sigortalıların hak ettikleri alacakların süresi içinde ödenmemesi
halinde avans verilmesi durumları düzenlenmektedir.
Sağlık hizmeti sunucularına, tahakkuk
etmiş alacakları tahakkuk tarihinden itibaren en geç yetmişbeş gün içinde ödenmesi, işlemlerin gecikmesi halinde
tahakkuk eden tutarın % 75'i ila %90'ı arasındaki tutarının avans olarak
ödenmesi düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 98 inci maddesi; "Madde ile
işverenlerin kendisine ait sosyal sigorta yükümlülükleri sebebiyle
sigortalıların ücretlerinden kesinti yapamayacağı düzenlenmiş, ayrıca özel
sigortalara ilişkin mevzuat hükümlerinin, bu Kanun hükümlerinin yorumlanmasında
dikkate alınmayacağı belirtilerek, sosyal sigorta ilkelerine göre yürütülecek
uygulamanın, uygulamada özel sigortacılık prensiplerine dayandırılmasına
yönelik gelişmelere fırsat verilmemek istenmiştir.
Ayrıca genel sağlık sigortası giderlerinin
kontrolünde önemli bir fonksiyona sahip olan katılım payının, özel sigorta
şirketleri tarafından teminat veya ödeme konusu yapılamayacağı, uluslararası
sosyal güvenlik sözleşmeleri kapsamında işlemlerin Kurum tarafından
yürütüleceği, irtibat kurumuna yapılan atıfların da Kuruma yapılmış sayılacağı
hükme bağlanmaktadır." şeklindeki
madde gerekçesiyle aynen,
- 99 uncu maddesi; "Madde ile sosyal
güvenlik hak ve yükümlülüklerinin başka bir kanunda düzenlenemeyeceği ve
Kurumca yapılan bildirimlerde 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerinin
uygulanacağı düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 100 üncü maddesi; "Madde ile
Kurumun bilgi isteme yetkisi ve elektronik ortamdaki bilgilerin, Kurumun bilgi
işlem sisteminden kaynaklanan bir hatadan dolayı verilememesi durumunda
yapılacak işlemler düzenlenmektedir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 101 inci maddesi; "Madde ile aksine
hüküm bulunmaması halinde bu Kanunun uygulanması bakımından uyuşmazlıkların iş
mahkemelerinde görüleceği hükme bağlanarak, yetkili mahkeme belirtilmiştir.
" şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 102 nci maddesi; birinci fıkrasından
sonra gelmek üzere, Tasarının 8 inci maddesinin birinci fıkrası ile 61 inci ve
11 inci maddelerinde belirtilen bildirgelerin yasal süresi geçmiş olmakla
birlikte, ilgilinin kendisi tarafından Kuruma verilmesi halinde, fıkrada
öngörülen cezaların yüzde elli indirimli uygulanmasını öngören bir fıkranın
eklenmesi suretiyle ve "Madde ile bu Kanunda belirtilen yükümlülüklerin
yerine getirilmemesi durumunda yaptırımların ne olacağını belirlemek üzere
Kurumca uygulanacak idari para cezalarına ilişkin hususlar düzenlenmiştir."
şeklindeki madde gerekçesiyle,
- 103 üncü maddesi; "Madde ile
Kurumdan haksız menfaat sağlayan sağlık hizmeti sunucularına ve genel sağlık
sigortası kapsamındaki kişilere yönelik idari para cezaları yanında,
uygulanacak idari ve mali yaptırımlara yer verilmiştir." şeklindeki madde
gerekçesiyle aynen,
- 104 üncü maddesinin birinci fıkrasının,
kanunların hazırlanmasında uygulanan esas ve usuller doğrultusunda redaksiyona
tâbi tutulması suretiyle ve "Madde
ile bu Kanunla yürürlükten kaldırılan bazı kanunlara yapılan atıfların, bu
Kanunun ilgili maddelerine yapılmış sayılmasına ilişkin hükümlere yer
verilmek suretiyle uygulamada boşluk
doğmaksızın işlemlerin yürütülmesi amaçlanmıştır." şeklindeki madde
gerekçesiyle,
- 105 inci maddesinin (a) fıkrasına, Tasarının
4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamına giren sigortalıların,
geçici 2 nci maddesinin (d) bendine göre kısmi aylıklarının hesaplanmasına
açıklık getirilmesi amacıyla 5434 sayılı Kanunun ek 48 inci, ek 68 inci ve ek 73 üncü maddelerinin yeniden
düzenlenmesini öngören bentlerin eklenmesi; Tasarının kanunlaşmasından önce
sigortalı olup, Tasarının kanunlaşmasından sonra makam, temsil gibi
tazminatların ödenmesini gerektiren görevlerde çalışanların, emekli
aylıklarının hesabında Tasarının kanunlaşmasından önceki sürelerine ilişkin
aylıkların hesabında, makam, temsil gibi tazminatların aylıklara dahil
edilebilmesine olanak sağlanması amacıyla 926 sayılı Kanunun Ek 18 inci
maddesinin (b) bendinin değiştirilmesini öngören (h) fıkrasının eklenmesi, (e)
fıkrasının (1) numaralı alt bendinin, yurtdışında çalışan vatandaşların işsiz
kaldıkları sürelerin bir kısmının ve ayrıca ev kadınlarının ev kadını olarak
geçirdikleri sürelerini borçlanabilmelerine olanak sağlanması amacıyla yeniden
düzenlenmesi; (e) fıkrasının (4) numaralı alt bendinde geçen "bir ay"
ibarelerinin, "üç ay"; (g) fıkrasındaki "7 nci" ibaresinin,
"11 inci" olarak değiştirilmesi suretiyle ve "Madde ile
vatandaşlar arasında eşit ve sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sisteminin
kurulması amacıyla, yürürlükteki bazı kanunlarda yapılması gereken
değişikliklere, eklenen hükümlere ve uygulanmayacak bazı hükümlere yer
verilmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle,
- 106 ncı maddesinin (1) numaralı bendine,
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesindeki özel
sandıkların devir işlemlerinin üç yılda tamamlanacağı dikkate alınarak geçici
20 nci maddenin yürürlükte kalması amacıyla "geçici 20 nci,"
ibaresinin eklenmesi ve (25) numaralı bendine, Tasarıda yapılan düzenlemeler
nedeniyle 3201 sayılı Yurtdışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurtdışında
Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında
Kanunun işlevi kalmayan Geçici 1, 2, 3 ve 4 üncü maddelerinin ilave edilmesi
suretiyle ve "Madde ile tek sosyal güvenlik sisteminin hayata geçirilmesi
için, yürürlükten kaldırılacak kanun hükümlerine yer verilmiştir."
şeklindeki madde gerekçesiyle,
- 107 nci maddesi; "Madde ile
yönetmeliklere ilişkin hükümler düzenlenmiş, ayrıca ilgili maddesinde
yönetmelik çıkarılmasına yönelik hüküm bulunmasa da Kurumun maddenin
uygulanmasına ilişkin usul ve esasları yönetmelikle düzenleme yetkisinin olduğ,
açıkça belirtilmek suretiyle uygulamada çıkabilecek hukuksal sorunlar önlenmek
istenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- Geçici 1 inci maddesinin birinci
fıkrasının, Tasarının yürürlüğe girdiği tarihten önce ilgili kanunları gereği
sigortalı sayılanların her türlü hak ve yükümlülükleri ile Tasarının ilgili
maddeleri gereği sigortalı kabul edilmelerinin daha açık şekilde vurgulanması
amacıyla yeniden düzenlenmesi suretiyle ve "Madde ile bu Kanunun yürürlüğe
girmesinden önce yürürlükte olan sosyal güvenlik kanunlarına göre kapsamda olan
kişilere ilişkin geçiş hükümlerine yer verilmiştir.
Birinci fıkrasında; bu Kanunun yürürlüğe
girmesinden önce yürürlükte olan farklı sosyal güvenlik kanunlarına tâbi
olanların, bu Kanunun 4 ncü maddesini
birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinden hangisine göre sigortalı
sayılacağı belirtilerek, bu şekilde bu Kanun ile bu Kanundan önce yürürlükte
olan sosyal güvenlik kanunları arasında ilişki sağlanmıştır.
İkinci fıkrasında; 24/5/1983 tarihli ve
2829 sayılı Kanunun yürürlükten kaldırılması nedeniyle, bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten önce yürürlükte olan sosyal güvenlik kanunlarına tâbi olup, bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra aylık bağlama talebinde bulunanlara, 4
üncü maddenin hangi hükmünün uygulanarak sigortalılık durumunun belirleneceği
hükme bağlanmıştır.
Üçüncü fıkrasında; maddede belirtilen kanunlara göre bağlanan ya da aylık bağlanma
şartlarını taşımaları kaydıyla talepte bulunulan ve maddede sayılan ödemelerin
yapılmasına devam edileceği, bu ödemelerde kişilerin hak kazanmasına ilişkin
durumlarında değişiklik olması halinde, söz konusu ödemelerinin bağlanmasına
esas alınan ve bu Kanun ile yürürlükten kaldırılan kanun maddelerinin
uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Dördüncü fıkrasında; Emekli Sandığı uygulamasında maddede sözü edilen zam ve
tazminat gibi ödemeler, kamu görevlilerinin emekliliklerinde emekli aylığından
bağımsız bir kalem olarak ödenmekte,
bunların artışı ise çalışanlara yapılan bu ödemelerdeki artışa paralel olarak
yapılmaktadır. Maddede yapılan düzenleme ile; sayılan ödemelerin aylıklardan
ayrı bir unsur olarak ödenmesine son verilerek, bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihte ödenmesi gereken tutarları esas alınarak gelir ve aylıklara dahil
edileceği, böylece tek aylık haline dönüştürüleceği hükme bağlanmıştır. Bu
şekilde çalışanlara yapılan söz konusu ödeme unsurlarındaki değişikliklerden bağımsız
olarak tek kalem haline dönüştürülen gelir ve aylığın 55 inci madde hükümlerine
göre artırılması öngörülmüştür.
Beşinci fıkrasında; sosyal yardım zammının
tamamının dağıtılacak şekilde hak sahiplerinin gelir ve aylıklardaki hisseleri
esas alınarak dağıtılacağı hükme bağlanmıştır.
Altıncı fıkrasında; bu Kanunla yürürlükten
kaldırılan sosyal güvenlik kanunu hükümlerine göre ölüm aylığına hak
kazanamayan, ancak bu Kanun hükümlerine göre aylığa hak kazanan hak
sahiplerinin bu Kanun hükümlerinden faydalanabilmesi sağlanmıştır.
Yedinci fıkrasında; bu Kanunla yürürlükten
kaldırılan sosyal güvenlik kanun hükümlerine göre bağlanan gelir ve aylıkların,
dördüncü fıkranın uygulanmasından sonra bu Kanunun 55 nci maddesi hükümleri
uygulanmak suretiyle artırılacağı hükme bağlanmıştır.
Sekizinci fıkrasında; 5434 sayılı Kanun
hükümlerine tâbi iken, aynı Kanunun 44 ncü maddesi hükümlerine tâbi olanlar
hakkında yaş haddinin uygulanmasına ilişkin hüküm düzenlenmiştir.
Dokuzuncu fıkrasında; bu Kanunun 3 ncü
maddesinin (29) ncu bendinde sayılan güncelleme katsayısının bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten sonraki ilk yıl için nasıl hesaplanacağı hükme
bağlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle,
- Geçici 2 nci maddesi; borçlanılan
yurtdışı sigortalılık sürelerinin, Tasarının kanunlaşmasından sonra hangi
sigortalılık süresinde geçirilmiş sayılacağına açıklık getirilmesine yönelik
bir düzenlemenin (e) bendine eklenmesi suretiyle ve "Madde ile, bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihte birinci fıkrada sayılan kanunlara tâbi olmuş
kişilerin, bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra bağlanacak aylıklarının nasıl
hesaplanacağı hükme bağlanmaktadır. Bu bağlamda, bu Kanunun yürürlük tarihinden
önceki kanunlara tâbi geçen sürelere ilişkin yaşlılık aylıklarının bu Kanunun
yürürlük tarihinden önceki kanunlara göre hesaplanması, Kanunun yürürlük
tarihinden sonraki sürelere ilişkin aylığın ise bu kanun hükümlerine göre
hesaplanarak toplamının yaşlılık
aylığını oluşturması amaçlanmıştır. Bunu sağlamak üzere hizmet süresinin tümü
esas alınarak her iki sisteme göre aylıklar ayrı ayrı hesaplanmakta ve
hesaplanan aylıklar yeni ve eski sistemde geçen sürelere göre ağırlıklı
ortalaması alınarak nihai aylığa ulaşılmaktadır. Böylece tüm çalışanların yeni sisteme tâbi olması ancak yeni
sistemde geçirilen süre arttıkça
aylıkların hesabında yeni sistemin ağırlığının artması sağlanmak istenmiştir.
Birinci fıkranın (a) bendinde, bu Kanunun
yürürlük tarihine kadar geçen sürelere ilişkin aylığın hesaplanmasında, bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki ilgili kanun hükümlerinin dikkate
alınacağı, prim ödeme gün sayısı veya fiili hizmet süresi bakımından ise
kişilerin aylık talebinde bulunduğu tarihteki toplam gün sayısının veya toplam
fiili hizmet süresinin esas alınacağı, daha sonra kanunun yürürlük tarihi
itibariyle sanki tüm sigortalılığı bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki
hükümlere tâbi olarak geçmiş gibi hesaplanarak, bulunan bu tutarın bu Kanunun
yürürlük tarihinden önceki sürelerine orantılı bölümünün hesaplanacağı, bunun
da aylık başlangıç tarihine kadar geçecek yıllar için her yıl gerçekleşen
güncelleme katsayısı ile güncelleştirileceği hükme bağlanmıştır.
(b) bendinde, bu Kanuna göre sigortalı
olarak geçen sürelere ilişkin aylığın, sanki tüm sigortalılığın bu Kanun
hükümlerine göre geçmiş gibi aylık talep tarihindeki toplam prim ödeme gün
sayısı esas alınarak 29 uncu maddeye göre hesaplanacak aylığın, bu Kanuna göre
geçen prim ödeme gün sayısına orantılı bölümünden oluşacağı hükme bağlanmıştır.
(c) bendinde, sigortalıya bağlanacak aylığın
(a) ve (b) bentlerine göre hesaplanan kısmi aylıkların toplamından oluşacağı,
bulunan aylıkların 29 uncu maddenin son fıkrasına göre artırılarak
belirleneceği hükme bağlanmıştır.
(d) bendinde ise anılan bentte yazılı
ödemelerin bundan böyle (a) bendine
göre hesaplanacak eski sisteme ait kısmi aylıkların hesabında dikkate
alınacağı, bu ödemelerin yeni sisteme ait kısmi aylıkta yer almayacağı hükme
bağlanmış, böylece anılan ödemelerin eski sisteme ait kısmi aylıkların içine
dahil edilerek zaman içinde ağırlığının
azalması sağlanmak istenmiştir.
(e) bendinde, 506 sayılı Kanunun geçici 82
nci maddesi (a) bendine göre gösterge sistemi içinde bağlanacak aylıklara esas
göstergenin nasıl belirleneceği ve geçici madde 2 nin (a) bendine göre
bağlanacak kısmi aylığın hesabında 506 sayılı Kanun kapsamında olanlar için
asgari aylık kriterinin nasıl hesaplanacağı belirtilmiştir.
Ayrıca; bu Kanunun yürürlük tarihinden
sonra 3201 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan borçlanmaların 4 ncü maddenin
birinci fıkrasının hangi bendine tâbi sigortalılık olarak sayılacağı hükme
bağlanmıştır.
Yine yaşlılık aylığının hesaplanmasında
geçerli olan bu madde hükümlerinin malullük ve ölüm aylıkları için de esas
alınacağı, ancak hesaplamanın ise malullük aylığı bakımından 27 nci, ölüm
aylığı bakımında ise 33 üncü madde hükümlerine göre yapılacağı hükme
bağlanmıştır."şeklindeki madde gerekçesiyle,
- Geçici 3 üncü maddesi; üçüncü
fıkrasının, Devlet katkısı oranının azaltılmasına paralel olarak, Devlet
katkısının hesaplanmasına esas olan dörtte bir oranının da azaltılmasını
teminen Bakanlar Kuruluna yetki verilmesi amacıyla yeniden düzenlenmesi
suretiyle ve "Madde ile bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce yürürlükte
olan tüzük ve yönetmeliklerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmaya
devam edileceği; 47 nci maddenin son fıkrasında belirtilen Yönetmeliğin
hükümlerinin en geç iki yıl içinde bu Kanuna uygun hale getirileceği, bu süre
içerisinde mevcut yönetmelik hükümlerinin uygulanmaya devam edileceği; Devletin
yapacağı katkının sigorta kollarındaki açıkların azalmasına paralel olarak
azaltılması konusunda Bakanlar Kurulunun yetkili olduğu; 4 ncü maddenin (c)
bendi kapsamında sigortalı olanların hastalık ya da analık nedeniyle geçici
işgöremezlik ödeneğine hak kazanması ve kazanılan tutarın kişinin kanuni
kesintiler sonrası aldıkları net aylıklarından daha düşük olması durumunda,
aradaki farkın ödenmesine ilişkin ilgili mevzuatında değişiklik yapılıncaya
kadar, aradaki farkın çalıştıkları kurumlarınca ödenmeye devam edileceği hükme
bağlanmıştır."şeklindeki madde gerekçesiyle,
- Geçici 4 üncü maddesi; son fıkrasının,
Tasarının 46 ncı maddede polis okullarında mezun olanlarla ilgili yapılan
düzenlemelerle uyum sağlanması amacıyla polis okulları ile akademisinden mezun
olan polislerin, Tasarının kanunlaşmasından önceki okul sürelerine ilişkin prim
borçlarını iki yıl içinde, eşit taksitler halinde ödeyebilmelerine olanak
sağlanması, Belediye Başkanlığı yapmış kişiler arasında farklı sosyal güvenlik
mevzuatlarına göre aylık bağlanması nedeniyle oluşan aylık farklarının, bu
kişilerin T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre aylık bağlama şartlarını
taşımaları halinde, aradaki farkın tazminat olarak ödenmesine yönelik bir
düzenlemenin son fıkra olarak eklenmesi suretiyle ve "Madde ile bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce ilgili
kanunları gereği sakatlık kontenjanından T.C. Emekli Sandığına tâbi bir göreve
başlayan kişilerden bu Kanuna göre malullük aylığı bağlanma şartlarını
taşımayanların, on beş yıl fiili hizmeti olması halinde diğer şartlara
bakılmaksızın talepleri halinde yaşlılık aylığına hak kazanacağı; emekli
ikramiyesi uygulamasının sosyal güvenliğin konusu olmayıp, çalışan ile
çalıştıran arasındaki bir ilişkinin sonucu olması, hizmet akdine tâbi olanların
da bu Kanun kapsamında birleştirilmesi nedeniyle 4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı olanların emekli ikramiyelerinin
hesaplanmasına ve ödenmesine ilişkin hükümler düzenlenmiş; 5434 sayılı Kanunun
mülga 12 nci maddesi gereği isteğe bağlı sigortalı olanlar ile isteğe bağlı sigortalı olmak için
başvuranlardan gerekli şartları taşıyanların, aynı zamanda bu Kanuna göre de
isteğe bağlı sigortalı olarak prim ödemeye devam etmeleri halinde, emekli
ikramiyeleri hakkında 5434 sayılı Kanunun mülga 12 nci maddesinin uygulanmasına
devam edileceği; 49 uncu maddede yer verilen itibari hizmet sürelerinin emekli
ikramiyelerinin hesabında dikkate alınmayacağı; bu Kanunda yapılan düzenlemeler
nedeniyle 5434 sayılı Kanuna tâbi olanlardan aylığa hak kazananların prime esas
kazançlarının hesaplanmasında, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihteki emsali
sigortalının prime esas kazancının kabul edileceği, aylık ve gelirlerin
hesaplanmasında ise bu Kanuna göre hak edilen aylık ve kazancın hesaplanmasına
ilişkin maddelerin uygulanacağı; 5434 sayılı Kanun kapsamında olmadıkları halde
ilgili kanunları gereği 5434 sayılı Kanunla ilişkilendirilenlerin, bu Kanunun 4
ncü maddesinin (c) bendi kapsamında sigortalı sayılacağı, ancak prime esas
kazançlarının ve emekli ikramiyelerinin tespitinde bu Kanunun yürürlük
tarihinden önce uygulanan hükümlerin dikkate alınacağı; sekizinci fıkrada
sayılan kişilerin çalışmalarının sosyal güvenlik bakımından bu Kanuna tâbi
olarak geçmiş sayılarak kişilerin çalışmalarının sosyal güvenlik bakımından
dikkate alınması sağlanmış; 5434 sayılı Kanuna tâbi olarak çalışan kişilerin
brüt ücretlerini oluşturan tüm unsurların ya da unsurların tümünün prime esas
olmaması, bu Kanunla getirilen düzenlemeyle de tüm kazançların prime esas
kazanca dahil edilmesi sonucu kişilerin net ücretlerinden herhangi bir düşme
meydana gelmesi de amaçlanmadığı için aradaki farkın bir yıl süreyle
kurumlarınca karşılanacağı, bir yılın sonunda ise ilgili personel ya da
teşkilat kanunlarında gerekli düzenlemenin yapılacağı; 8/9/1999 tarihi ile bu
Kanunun yürürlük tarihi arasında ilgili maddeye göre fiili hizmet sürelerine
zam yapılanların yaş hadlerinden indirilecek süre; aylıksız izinli olunan
sürede primlerini ödemeyen kişilere ek bir hak tanınması amacıyla başvuru
tarihindeki prime esas kazanç tutarları üzerinden %32 oranında prim ödemeleri
halinde bu sürelerinin dikkate alınacağı; ek göstergeli ya da ek göstergeli
görevde iken daha yüksek ek göstergeli göreve atananların, bu Kanunun yürürlük
tarihinden sonra bu görevlerde geçen sürelerinin 5434 sayılı Kanunun yürürlükte
bırakılan ek 68 nci ve ek 73 üncü maddelerinde belirtilen sürelerin
doldurulmasında dikkate alınacağı; emniyet hizmetleri sınıfında çalışmakta
olanlar ile bu sınıfta çalışıp halen 4 ncü madde kapsamında çalışmaya devam
edenlere istekleri halinde 4 ncü maddenin (e) bendinde geçen sürelerini
borçlanabileceği; seçimler neticesinde belediye başkanı olanlardan bu Kanunun
yürürlük tarihinden önce 5434 sayılı Kanun dışında, diğer sosyal güvenlik
kurumlarına tâbi olarak aylık bağlanan kişilere, 5434 sayılı Kanunun mülga 39
uncu maddesindeki aylık bağlama şartlarını taşıyanlara ödenecek tazminatlara
ilişkin hükümler düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle,
- Geçici 5 inci maddesi; "Maddenin
birinci ve ikinci fıkrası ile toptan ödeme ve ihyaların, bu Kanunun yürürlük
tarihinden önce yürürlükte olan sosyal güvenlik kanunlarına tâbi olarak geçen
sürelere ilişkin bölümü ile Kanuna tâbi olarak geçen sürelere ilişkin bölümünün
hesaplanmasında uygulanacak hükümler düzenlenmiş; üçüncü fıkrasında 5434 sayılı
Kanunun bu Kanunla mülga 87 nci maddesi hükümlerine göre haklarında işlem
yapılanlara ilişkin esaslara yer verilmiş; son fıkrasında daha önce zamanaşımı
nedeniyle hizmetleri tasfiye edilenler hakkında da zamanaşımı hükmü uygulanmaksızın
bu Kanun hükümlerine göre ihya edilip birleştirilerek hizmetlerinden sayılmak
suretiyle bu kapsamdaki kişilere hak tanındığı hükme bağlanmıştır."
şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- Geçici 6 ncı maddesi; "Birinci
fıkrada; 38 nci maddenin ikinci
fıkrasında belirtilen 18 yaş sınırının, 1/4/1981 tarihinden önce malullük,
yaşlılık ve ölüm sigortasına tescil edilenler hakkında uygulanmayacağı,
İkinci fıkrada; belirtilen kurum ve
kuruluşlar tarafından Kuruma ödenmeyen sosyal yardım zamlarının tahsil şekli,
Üçüncü fıkrada; gerek 506 sayılı Kanuna
tâbi işyerlerine, gerekse kamu idarelerinden tescil edilmeyenlere ilişkin geçiş
hükümleri ve uygulanacak idari para
cezaları,
Dördüncü ve beşinci fıkrada; bu Kanunla
uygulamasına son verilen topluluk sigortasının, 506 sayılı Kanunun bu Kanunla
mülga 86 ncı maddesi hükmüne göre topluluk sigortasına tâbi olarak geçen
hizmetlerin ne şekilde değerlendirileceği, bu durumu devam edenlerin ise 4 ncü
maddede yer verilen çalışma şekillerine uygun sigortalılık durumlarının
değerlendirilerek sigortalı sayılacakları, en geç üç ay içinde de bu Kanunla
getirilen belge ve bilgi yükümlülüklerinin yerine getirileceği,
Altıncı fıkrasında; maddede sayılan kanun
maddeleri gereği, SSK'ya devredilen sandıkların kapsamındaki kişilere yapılacak
ödemelerin, kanuni kesintiler sonrası bulunacak net asgari ücretin %70'inden az
olamayacağı,
Yedinci fıkrasında; ilk defa bu Kanunun 4
ncü maddesinin (a) bendine tâbi olarak çalışmaya başlayanlarda, yaşlılık aylığı
bağlanması için prim ödeme gün sayısının kademli olarak 7100 günden başlayarak
9000 güne çıkarılması, hususları düzenlenmiştir."şeklindeki madde
gerekçesiyle aynen,
- Geçici 7 nci maddesi; son fıkrasının,
yurt dışında çalışan Türk vatandaşlarıyla ilgili hususların Tasarının 42 nci
maddesinden çıkarılarak, 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının
Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi
Hakkında Kanunda yapılması nedeniyle, bu düzenlenme doğrultusunda atıfların
değiştirilmesi amacıyla yeniden düzenlenmesi suretiyle ve "Madde ile
muhtelif kanun hükümlerine tâbi olarak sosyal güvenlik kapsamında geçen ve
maddede sayılan çalışmaların, bu Kanun kapsamında geçmiş sayılacağı; kamu
görevlilerinden borçlanma yapanların ödenmeyen tutarlarının tahsilinin yapılma
şekli; yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarından borçlanma ile aylık bağlanan
kişilerin, ıskat dışında aynı zamanda bir diğer ülkenin vatandaşlığını
kazanmaları halinde aylıklarının kesilmesine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla
aylıklarının ödenmesine devam edileceği; 41 inci madde ile 3201 sayılı Kanun
hükümlerine göre borçlanma yapan kişilerin bu Kanunun yürürlük tarihinden
önceki kazançlarının bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerine
göre değerlendirileceği, 4 ncü maddenin (a) bendine tâbi olanlar için bu
Kanunun yürürlük tarihinden önceki sürelere ilişkin borçlanma taleplerinde 41
nci madde hükümleri ile 3201 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı hükme
bağlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle,
- Geçici 8 inci maddesi; "Madde ile
bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık
niteliği taşıdığı halde bu Kanunun yürürlük tarihinden önce herhangi bir
sebeple kayıt ve tescilini yaptırmamış
olanların bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren iki yıl içinde kayıt ve
tescillerini yaptırmalarına olanak sağlanmış, ancak iki yıllık süre içinde
kayıt ve tescil yaptırmayanların bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki kayıt ve
tescil yapılmamış döneme ilişkin hak ve yükümlülüklerinin düşeceği hükme
bağlanmıştır.
Yine bu Kanunun yürürlük tarihinden önce
1479 sayılı Kanuna tâbi olan kişilerden, 1479 sayılı Kanuna tâbi olmayı
gerektiren durumları devam etmekte iken, 5434 sayılı Kanuna tâbi çalışmaya
başlayanların bir yıl içinde başvurmaları halinde, çakışan dönemde Bağ-Kur
sigortalılıkları sona erdirilerek bu döneme ait çalışma sürelerinin 5434 sayılı
Kanuna tâbi geçmiş sayılacağı; bu Kanun gereği 6183 sayılı Kanun hükümlerine
göre alacakların takip edilecek olması nedeniyle, bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten önce Bağ-Kur tarafından 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine
göre takibi başlatılan alacakların aynı kanun hükümlerine göre takip ve
sonuçlandırılacağı hükme bağlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle
aynen,
- Geçici 9 uncu maddesi; "Madde ile
birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarda sayılan kanun hükümlerine tâbi olanların,
yine anılan tarihler arasında emeklilikleri açısından yaş ve prim ödeme gün
sayısı bakımından uygulanacak geçiş hükümlerine; dördüncü fıkrasında 506 sayılı
kanun hükümlerine tâbi sigortalı sayılanlardan bazı özel durumları nedeniyle
emeklilik yaşı ve prim ödeme gün sayısı açısından tâbi olacağı geçiş
hükümlerine; bu Kanunun yürürlük tarihinden önce sosyal güvenlik kanunlarına
tâbi olanların, bu maddenin dördüncü fıkrasında sayılan şekilde geçen
çalışmaları nedeniyle prim ödeme gün sayılarına her bir yıl için 90 gün fiili
hizmet süresi eklenmesine ilişkin hükümler düzenlenmiştir." şeklindeki
madde gerekçesiyle aynen,
- Geçici 10 uncu maddesi; " Madde ile
506 sayılı Kanunun bu Kanunla mülga 53 üncü maddesi gereğince malul sayılmayı
gerektirecek derecede hastalık veya arızası olan, ancak bu hastalık veya
arızasının ilk defa sigortalı olmadan önce bulunması nedeniyle aylık
bağlanamayan kişilere, yaşa bakılmaksızın on beş yıl sigortalılık ve 3600 gün
kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş veya ödenmiş olmak şartıyla yaşlılık
aylığı bağlanacağı; bu Kanunun yürürlük tarihinden önce sakatlıkları nedeniyle
vergi indiriminden yararlanmaya hak kazananlara uygulanacak hükümler;
sakatlıkları nedeniyle vergi indiriminden yararlanması sonucu yaşlılık aylığı
bağlananların aylıklarının kesilmesi veya yeniden bağlanmasında, bu Kanunun
yürürlük tarihinden önce uygulanan hükümlere göre işlem yapılacağı; birinci ve
ikinci fıkra hükümlerine göre hesaplanacak aylığın, 5400 gün üzerinden 29 uncu
madde hükümlerine göre hesaplanacak miktarından az olamayacağı; malullük aylığı
ile ölüm aylığı alt sınırlarının hesaplanmasında 2925 ve 2926 sayılı kanunlar
bakımından nasıl uygulanacağı; beşinci fıkrada belirtilen alt sınır
aylıklarının hesabında dikkate alınmayacak hükümlerin neler olduğu; bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten önce sosyal güvenlik kurumlarından yaşlılık aylığı
veya emeklilik aylığı alanların, fiilen bu Kanunun 4 ncü maddesi hükümleri
gereği sigortalı olmayı gerektirecek şekilde çalışmaya devam etmeleri halinde
30 uncu madde gereği sosyal güvenlik destek primine tâbi olacağı, ancak bu
hükmün uygulanmasında 27/5/2005 tarihli ve 5335 sayılı Kanunun 30 ncu
maddesinde belirtilenlerin hariç tutulacağı hükme bağlanmıştır."
şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- Geçici 11 inci maddesi; "Madde ile
bu Kanunun yürürlük tarihinden önce sosyal güvenlik kanunlarına göre tescili
yapılmış kişilerin ve hak sahiplerinin T.C. kimlik numarası ile birlikte vergi
numarasının da dikkate alınarak bilgi bankası oluşturulacağı; eski sicil
numaralarının bu Kanun ile kayıt altına alınacakları tarihe kadar kullanılmaya
devam edeceği; 17 nci maddeye göre verilecek ödeneklerin hesabında 4 üncü
maddenin (b) ve (c) bendi kapsamında sigortalı olanlar bakımından, bu Kanuna
göre prime esas kazanca dahil edilen unsurların, bu Kanunun yürürlük tarihinden
önce geçen çalışmalarına ilişkin prime esas kazançlarının hesabında da dikkate
alınacağı; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte dış temsilciliklerde görevli
olan ve bu Kanuna göre sigortalı veya genel sağlık sigortalısı sayılan
kişilerin bulundukları ülkenin sosyal güvenlik kurumu ile
irtibatlandırılmalarına ilişkin hususlar hükme bağlanmıştır." şeklindeki
madde gerekçesiyle aynen,
- Geçici 12 nci maddesi; Tasarının 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılan köy ve mahalle
muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız
çalışanların sağlık hizmetlerinden yaralanabilmeleri için aranan prim ödeme
yükümlülüğünün, bu Tasarının kanunlaşmasından önceki prim borçları için geçerli
olmayacağını hükme bağlayan bir fıkranın eklenmesi suretiyle ve "Madde ile bu Kanunla getirilen
sigortalılık kontrolü ve diğer provizyon işlemlerinin elektronik ortamda
yapılmasına başlanması için kurulacak alt yapı çalışmalarına kadar mevcut
durumun sürdürülebilmesi için, sağlık karnelerinin veya sağlık belgelerinin
kullanılmaya devam edeceği, keza bilgilerin yazılı olarak tutulacağı; bu
Kanunun yürürlük tarihinden önce sosyal güvenlik kanunları veya diğer mevzuat
gereği kamu idarelerince sağlık hizmetleri kamu güvencesinde olan kişilerin
kayıt ve tescillerinin bu Kanun hükümlerine göre yapılmasına kadar geçecek
sürede sorun oluşmaması için ilgili kurumlar tarafından altı ayı geçmemek
üzere, yine kendi mevzuatındaki hükümlere göre devam ettirileceği; bu Kanunla
kapsama alınan tüm kişilerin sağlık haklarının yaşama geçirilmesi için, en
geniş ölçüde kapsam tanımlanmış olsa da, öngörülemeyen durumlarda kişilerin
mağdur edilmemeleri amacıyla kapsam dışı kalan bir sağlık hizmetinin tedavi
sağlanıncaya kadar yürürlükten kaldırılan kanun hükümlerine göre Kurumca
sağlanmaya devam edileceği, prim ödem gün sayısı bakımından yürürlükten
kaldırılan kanun hükümlerinde daha uzun süre tanımlanmış olması halinde 30
günün uygulanacağı, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce başlayan ancak
faturalandırılması bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılan
tedavilere ilişkin ödemelerin, Kurum tarafından karşılanacağı, ancak ikinci
fıkradaki süre içerisinde fiilen ödemelerin Kurum adına yapılabileceği; 60 ıncı
maddenin (d) ve (g) bentleri gereği genel sağlık sigortalısı sayılanların bu
Kanun kapsamında zorunlu olarak genel sağlık sigortalısı sayılması için iki
yıllık bir ek süre tanınması; aile hekimliğine geçişi kolaylaştırmak amacıyla
aile hekimlerinden başlatılan sevk zincirinde 68 inci maddenin birinci
fıkrasında belirtilen katılım paylarının %50 indirilerek tahsil edilebileceği;
70 inci maddenin birinci fıkrasında belirtilen belirlemelerin, en geç bir yıl
içinde tamamlanacağı, bu süre
içerisinde sevk zinciri zorunluluğunu ve bu zorunluluğa uymamanın yaptırımını
ertelemeye Sağlık Bakanlığının yetkili olduğu; ilgili kanunları gereği tedavi
yardımları karşılanan kişilerin herhangi bir işleme gerek kalmaksızın bu Kanun
hükümleri uygulanmak suretiyle genel sağlık sigortalısı veya bakmakla yükümlü
kişi sayılacağı, özellikle prim ödemeksizin sağlık hizmetlerinden yararlanan 4 üncü maddenin (c) bendi kapsamındaki
kişilerin sağlık hizmetlerinden yararlanma koşulları bakımından getirilen 30
günlük prim ödeme şartına durumlarında bir değişiklik oluncaya kadar tâbi
olmadığı, kapsama alınan tüm kişilere ilişkin bilgilerin 3 ay içinde
bildirilmek zorunda olunduğu, bu Kanunun 105 inci maddesinin (g) bendi gereği
diğer kanunların bu Kanuna aykırı hükümlerinin uygulanmayacağı, ancak er ve
erbaşların genel sağlık sigortası kapsamında olmaması nedeniyle 211 sayılı Türk
Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun genel sağlık sigortası hükümleri
bakımından bu Kanuna aykırı hükümlerinin uygulanmaya devam edileceği, bu süre
içerisinde 211 sayılı Kanunda gerekli yasal düzenlemelerin yapılması için süre
tanındığı; 2925 sayılı Kanunun prim ödemeye devam eden kişiler bakımından yürürlükte
tutulması nedeniyle bu Kanun kapsamında sağlık yardımı alacak kişilerin de
genel sağlık sigortası kapsamında olduğu, bu kişilerin aynı kanun gereği genel
sağlık sigortası primlerini ödemeye devam edecekleri; sağlık yardımlarından
yararlanabilmek için 67 nci madde gereği aranan prim borcu olmama şartının bu
Kanunun yürürlük tarihinden sonra tahakkuk eden borçlar için uygulanacağı;
hükme bağlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle,
- Geçici 13 üncü maddesi; " Madde ile
4046 sayılı Kanuna ilişkin geçiş hükümleri ve müktesep hakların korunmasına
ilişkin hususlar düzenlenmiştir."şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 108 inci maddesi; "Madde ile
Tasarının hayata geçmesi öncesinde yapılması gereken kurumsal hazırlıklara
fırsat verilmesi ve uygulamanın yılbaşında başlatılmasını gerekli kılması
nedeniyle Tasarının 1/1/2007 tarihinde yürürlüğe girmesi hususu
düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,
- 109 uncu maddesi; aynen,
kabul edilmiştir.
Ayrıca; metnin tamamı, kanunların
hazırlanmasında uygulanan esas ve usuller doğrultusunda redaksiyona tâbi
tutulmuş, bu çerçevede maddelerde geçen atıflar düzeltilmiş, imla ve anlatım
bozuklukları giderilmiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun onayına sunulmak
üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile arz olunur.
|
Başkan |
Başkanvekili |
Sözcü |
|
Sait Açba |
M. Altan
Karapaşaoğlu |
Sabahattin
Yıldız |
|
Afyonkarahisar |
Bursa |
Muş |
|
Kâtip |
Üye |
Üye |
|
Mehmet
Sekmen |
Halil
Aydoğan |
Mehmet
Zekai Özcan |
|
İstanbul |
Afyonkarahisar |
Ankara |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
M. Mesut
Özakcan |
A. Kemal Deveciler |
Ali Osman
Sali |
|
Aydın |
Balıkesir |
Balıkesir |
|
(Karşı oy yazımız ektedir) |
(İmzada bulunamadı) |
(Muhalefet şerhi ektedir) |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Ahmet
İnal |
Osman
Nuri Filiz |
Alaattin
Büyükkaya |
|
Batman |
Denizli |
İstanbul |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
A. Kemal Kumkumoğlu |
Birgen Keleş |
Kemal
Kılıçdaroğlu |
|
İstanbul |
İstanbul |
İstanbul |
|
(İmzada bulunamadı) |
(İmzada bulunamadı) |
(Ayrışık oy ektedir) |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
M.
Mustafa Açıkalın |
Bülent
Baratalı |
Fazıl
Karaman |
|
İstanbul |
İzmir |
İzmir |
|
|
(Karşı oy yazım ektedir) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Selami Yiğit |
Y.
Selahattin Beyribey |
Mustafa
Elitaş |
|
Kars |
Kars |
Kayseri |
|
(İmzada bulunamadı) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Taner
Yıldız |
Mikail
Arslan |
Muzaffer
Baştopçu |
|
Kayseri |
Kırşehir |
Kocaeli |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Mustafa
Ünaldı |
Hasan
Fehmi Kinay |
Mustafa Özyürek |
|
Konya |
Kütahya |
Mersin |
|
|
|
(İmzada bulunamadı) |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Gürol
Ergin |
O. Seyfi
Terzibaşıoğlu |
Osman
Seyfi |
|
Muğla |
Muğla |
Nevşehir |
|
(Ayrışık oy yazımız ektedir) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Cemal
Uysal |
Kazım
Türkmen |
İmdat
Sütlüoğlu |
|
Ordu |
Ordu |
Rize |
|
|
(Karşı oy yazım ektedir) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Musa Uzunkaya |
Sabahattin
Cevheri |
M. Ergun
Dağcıoğlu |
|
Samsun |
Şanlıurfa |
Tokat |
|
(İmzada bulunamadı) |
|
|
|
|
Üye |
|
|
|
M. Akif
Hamzaçebi |
|
|
|
Trabzon |
|
|
|
(Ayrışık oy yazısı ektedir) |
|
|
|
|
|
MUHALEFET ŞERHİ
1- Sosyal Sigortalar ile
Genel Sağlık Sigortasının birlikte düşünülerek, kendi nam ve hesabına
çalışanların sağlık hizmetlerinden yararlanma şartları içinde, kısa ve uzun
vadeli sigorta kollarına borcunun olmaması şartının yer almasının özellikle
tarım sigortalıları ve küçük esnafı mağdur edeceği; sigortalı grupları arasında
eşitlik ilkesine aykırılık oluşturacağı,
2- İhaleli veya özel bina
inşaatları asgari işçilik tutarlarının tespitinde 'esaslar'ın yönetmeliğe
bırakılmasının hukukî açıdan sorunlara sebebiyet verebileceği, ayrıca, asgari
işçilik ölçütün özellikle kendi evini kendisi yapanlar ve ileri teknoloji ile
inşaat yapanlar açısından haksızlıklara sebebiyet verebileceği,
3- Tarımsal faaliyetin
mülkiyet veya kiracılıkla irtibatlandırılmasının, kira ödemeksizin tarımsal
faaliyette bulunanları kapsam dışında bıraktığı; bu yaklaşımın sosyal güvenlik
kavramı ile bağdaşmadığı,
4- Doktora süreleri
borçlanma kapsamına alındığı halde, yüksek lisans sürelerinin kapsam dışında
bırakılmasının isabetli olmadığı,
5- Prensip olarak 25
yaşını geçmiş ve evli olmayan kız çocuklarının anne-babanın bakım
yükümlülüğünden çıkarılmasının Türk toplumunun sosyo-kültürel yapısıyla
bağdaşmadığı,
6- Prim oranlarının
yüksek olduğu; bunun kayıt dışı istihdamı önlemeye katkı sağlamayacağı,
7- Sistemde, tam kapsamlı
sağlık sigortası yaptıranların, genel sağlık sigortası dışına çıkartılmasına
imkân verilmemesinin ve isteyenler için ek emekliliğin sistemde yer almamasının
eksiklik olduğu,
Düşünülmektedir.
Ali Osman Sali
Balıkesir
AYRIŞIK OY
Anayasa Mahkemesi sosyal hukuk
devletini "insan hak ve hürriyetlerine saygı gösteren, kişilerin huzur,
refah ve mutluluk içinde yaşamlarını güvence altına alan, kişi ile toplum
arasında denge kuran, güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak gerçek eşitliği
yani sosyal adaleti ve toplumsal dengeyi sağlayan devlettir" şeklinde
tanımlamış, çağdaş devlet anlayışını ise "sosyal hukuk devletinin tüm
kurumlarıyla Anayasanın özüne ve ruhuna uygun biçimde yaşama..."
geçirilmesi olarak ifade etmiştir.
Anayasa Mahkemesi ayrıca
kararlarında, sosyal hukuk devletinde kişinin korunmasının sosyal güvenliğin ve
sosyal adaletin sağlanması ile mümkün olacağını vurgulayarak, bu bağlamda
sosyal güvenliği, sosyal hukuk devletinin temel unsuru olarak görmektedir.
Nitekim Anayasamızın 60 ıncı
maddesi, sosyal güvenliği yurttaşlar açısından bir "hak" olarak
belirtmiştir.
Ancak bugün çeşitli
çevrelerce, sosyal güvenlik açıkları devlet açısından yük olarak görülmekte ve
bu yük "kara delik" olarak adlandırılmaktadır. Bunun doğal sonucu
olarak da, yük olarak tanımlanan transferlerin yarattığı toplumsal fayda
görülmemekte, toplumu oluşturan bireylerin yarınlarından emin olamama
duygusunun nasıl bir kırılganlığa yol açıp toplumsal kargaşa oluşturacağı
düşünülmemektedir.
Üç sosyal sigorta kurumu
(SSK, Emekli Sandığı, Bağ-Kur) nüfusumuzun % 90'ına sosyal sigorta ve sağlık
hizmeti sunmakta, kapsadığı sigortalılarını sosyal risklere karşı korumaktadır.
Bu üç sosyal sigorta kurumuna 2005 yılı için Bütçesinden ayrılan pay 22 milyar
YTL'dir. Kişi başına ortalama 343 YTL düşmektedir. Bir başka anlatımla, devlet
bir yılda 343 YTL ile bir kişinin sosyal güvenlik hakkını (sağlık yardımları
dahil) sağlamaktadır.
Kuşkusuz Türkiye genç bir
nüfusa sahiptir. Dolayısıyla sosyal sigorta sisteminin fon yaratır nitelikte olması
gerekirdi. Ancak izlenen yanlış politikalar bu kurumları ciddi açmazlarla karşı
karşıya bırakmıştır. Bugün Türkiye'de sosyal sigorta sistemimizin ciddi
sorunlarla karşı karşıya olduğu yıllardan beri tartışılmakta ve bilinmektedir.
Kaldı ki bu konu her yasama döneminde belli aralıklarla TBMM gündemine de
gelmiş, araştırma komisyonları kurularak, soruna çözüm üretilmeye
çalışılmıştır. Dolayısıyla, Türkiye'de yoğun olarak tartışılan ve çözülmesi
gerektiği konusunda adeta bir toplumsal mutabakatın bulunduğu bu konunun,
iktidar partisince de belli bir ciddiyet içinde ele alınıp değerlendirmesi
gerekirdi. Ancak IMF'nin beklentileri ve IMF'ye verilen niyet mektuplarıyla
öngörülen takvime uymak için başlangıçta çok hızlı davranılmış, ancak CHP'nin
ısrarlı olarak konunun "Ekonomik ve Sosyal Konsey"de görüşülmesini
istemesi üzerine Tasarı Ekonomik ve Sosyal Konsey'e götürülmüştür. Burada
sosyal taraflarla yapılan görüşmeler sonucunda, Tasarının belli bir olgunluğa
ulaştığı görülmektedir. Ancak bu olgunluğun, yeterince sağlandığı kanısında
değiliz.
Tasarı ile;
- Sigortalıların
yükümlülükleri ağırlaştırılarak hakları daraltılmaktadır.
- Yaşlılık aylığını hak
etme koşulları ağırlaştırılarak mevsimlik işlerde çalışanlar ile esnek usulde
çalışanların emekli olma hakları ortadan kaldırılmaktadır.
- Emekli aylığını
hesaplanmasına esas kazançların güncellenmesinde kullanılacak katsayının ve aylık bağlama oranlarının
düşürülerek emekli aylığının düşük hesaplanması amaçlanmıştır.
- Devletin asli görevi
olan koruyucu sağlık hizmetleri genel sağlık sigortası kapsamına alınarak,
sosyal sigortacılık ilkelerine ters bir uygulamanın yolları açılmıştır.
- Sağlık hizmetlerinden
yararlanmanın bir ön koşulu olarak görülen katılım payı, özellikle düşük gelir
grubundaki sigortalıların sağlık hizmetlerinden yararlanmalarını
engelleyecektir.
- Sigortalılara sunulacak
sağlık hizmetlerinin yöntemi ile verilecek ilaçların, kan ve kan ürünlerinin,
protez, ortez, tıbbî araç ve gereçlerin süresini ve miktarlarını belirlemeye
Kurumun yetkili kılınması, sigortalıların sağlık yardımlarından yararlanma
haklarını sınırlayacaktır.
- Sigortalılardan
tedavileri sırasında, otel hizmetleri adı altında fark alınması sigortalıların
istismarına yol açabilecektir.
- Norm ve standart
birliği sağlamak amacıyla tüm çalışanların aynı sigorta statüsünde
toplanmalarına karşın, farklı uygulamalara olanak sağlayan düzenlemelere yer
verilmesi Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı düşmektedir.
- Özellikle düşük
gelirlilerin sistemin dışına çıkarılması, kayıt dışı çalışmayı özendirecektir.
- Üzerinde durulması
gereken bir diğer temel konu da, işçiler için getirilen prim ödeme gün sayısı
ile ilgili yeni düzenlemedir. Prim ödeme gün sayısının 7000 günden, aşamalı
olarak 9000 güne çıkarılması Türkiye gerçekleriyle hiçbir şekilde
bağdaşmamaktadır. Esnek çalışmanın, sendikasızlaştırmanın, kayıtdışı
çalışmanın, taşeronlaşmanın ve en önemlisi yoğun işsizliğin yaşandığı bir
ülkede, bir işçinin 9000 gün prim ödemesi açıkça söylemek gerekirse, hiçbir
şekilde gerçekçi değildir. Bu düzenlemenin anlamı, sendikasız işçilere düşük
prim ödeme gün sayısı üzerinden emekli olmanın yolunu açmaktır. Bu da işçilerin
yaşlılıklarında düşük emekli aylığı almaları sonucunu doğuracaktır. Eğer bir
sosyal sigorta sistemi, kişilerin emekliliklerinde yoksulluk sınırının altında
aylık almalarını öngörüyorsa, o sisteme "sosyal güvenlik sistemi"
denemez. Olsa olsa o sistem, "yoksullara asgari ödenek sağlama
sistemi" olur... Kaldı ki bu dahi olmayacak, çünkü halen uygulanmakta olan
asgari aylık sistemi, bu Tasarı yasalaştığında tümüyle ortadan kalkacaktır.
- Emeklilik yaşı, Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun yürürlüğe gireceği 01.01.2007
tarihinden itibaren ilk kez sigortalı olacaklar bakımından kadın ise 58, erkek
ise 60 olarak belirlenmiş ise de, bu yaşların 2036 yılından itibaren kademeli
olarak aşağıdaki gibi 65'e yükseltilmesi öngörülmüştür. Yapılan düzenlemeye
göre,
01.01.2036 - 31.12.2037
süresinde kadın sigortalılar için 59, erkek sigortalılar için 61,
01.01.2038 - 31.12.2039
süresinde kadın sigortalılar için 60, erkek sigortalılar için 62,
01.01.2040 - 31.12.2041
süresinde kadın sigortalılar için 61, erkek sigortalılar için 63,
01.01.2042 - 31.12.2043
süresinde kadın sigortalılar için 62, erkek sigortalılar için 64,
01.01.2044 - 31.12.2045
süresinde kadın sigortalılar için 63, erkek sigortalılar için 65,
01.01.2046 - 31.12.2047
süresinde kadın sigortalılar için 64, erkek sigortalılar için 65,
01.01.2048 tarihinden
itibaren de kadın ve erkek sigortalılar için 65,
Olarak uygulanacaktır.
Dolayısıyla kadın ise 58,
erkek ise 60 yaşını 01.01.2036 tarihinden önce dolduramayan sigortalılar
kademeli olarak yükselen emeklilik yaşlarına tâbi olacaklardır. Bunun sonucu
olarak, aynı tarihte işe başlayan ve prim ödeme süreleri de eşit olan
sigortalılar aynı yaşta emekli olamayacaklardır.
Örneğin;
İlk kez 2007 yılında
sigortalı olarak çalışmaya başlayan ve çalışmaya başladığı tarihte 30 yaşından
küçük olan kadın sigortalılar ile 32 yaşından küçük erkek sigortalıların,
İlk kez 2008 yılında
çalışmaya başlayan ve çalışmaya başladığı tarihte 31 yaşından küçük olan kadın
sigortalılar ile 33 yaşından küçük olan erkek sigortalıların,
İlk kez 2009 yılında
çalışmaya başlayan ve çalışmaya başladığı tarihte 32 yaşından küçük olan kadın
sigortalılar ile 34 yaşından küçük olan erkek sigortalıların,
İlk kez 2010 yılında
çalışmaya başlayan ve çalışmaya başladığı tarihte 33 yaşından küçük olan kadın
sigortalılar ile 35 yaşından küçük olan erkek sigortalıların,
İlk kez 2011 yılında
çalışmaya başlayan ve çalışmaya başladığı tarihte 34 yaşından küçük olan kadın
sigortalılar ile 36 yaşından küçük olan erkek sigortalıların,
İlk kez 2012 yılında
çalışmaya başlayan ve çalışmaya başladığı tarihte 35 yaşından küçük olan kadın
sigortalılar ile 37 yaşından küçük olan
erkek sigortalıların,
İlk kez 2013 yılında
çalışmaya başlayan ve çalışmaya başladığı tarihte 36 yaşını doldurmamış kadın
sigortalılar ile 38 yaşını doldurmamış erkek sigortalıların,
İlk kez 2014 yılında
çalışmaya başlayan ve çalışmaya başladığı tarihte 37 yaşını doldurmamış kadın
sigortalılar ile 39 yaşını doldurmamış erkek sigortalıların,
İlk kez 2015 yılında
çalışmaya başlayan ve çalışmaya başladığı tarihte 38 yaşını doldurmamış kadın
sigortalılar ile 40 yaşını doldurmamış erkek sigortalıların,
İlk kez 2016 yılında
çalışmaya başlayan ve çalışmaya başladığı tarihte 39 yaşını doldurmamış kadın
sigortalılar ile 41 yaşını doldurmamış erkek sigortalıların,
58 ve 60 yaşlarını
01.01.2036 tarihinden önce doldurmaları fiilen mümkün olmadığından, söz konusu
sigortalılar da 2036 yılından itibaren uygulanacak kademeli olarak yükselen
emeklilik yaşlarına tâbi olacaklardır.
Tümü ilk kez 01.01.2007
tarihinde çalışmaya başladığı varsayılan değişik yaş gruplarından;
a) Kadın sigortalılara
yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için doldurmaları gereken yaşlar aşağıdaki gibi
olacaktır.
|
|
|
|
58 yaşın |
|
|
|
|
|
dolacağı tarihte |
Sigortalının |
|
|
|
|
geçerli olan |
emekli |
|
01.01.2007 |
58 yaşını |
58 yaşın |
emeklilik yaşını |
olabilmesi için |
|
tarihinde |
dolduracağı tarih |
dolacağı tarihte |
dolduracağı |
doldurmuş |
|
yaşı |
|
geçerli olan |
tarihte |
olması gereken |
|
|
|
emeklilik yaşı |
uygulanması |
yaş |
|
|
|
|
gereken |
|
|
|
|
|
emeklilik yaşı |
|
|
30 |
01.01.2035 |
58 |
58 |
58 |
|
29 |
01.01.2036 |
59 |
59 |
59 |
|
28 |
01.01.2037 |
59 |
60 |
60 |
|
27 |
01.01.2038 |
60 |
61 |
61 |
|
26 |
01.01.2039 |
60 |
61 |
61 |
|
25 |
01.01.2040 |
61 |
62 |
62 |
|
24 |
01.01.2041 |
61 |
63 |
63 |
|
23 |
01.01.2042 |
62 |
64 |
64 |
|
22 |
01.01.2043 |
62 |
64 |
64 |
|
21 |
01.01.2044 |
63 |
65 |
65 |
|
20 |
01.01.2045 |
63 |
65 |
65 |
|
19 |
01.01.2046 |
64 |
65 |
65 |
|
18 |
01.01.2047 |
64 |
65 |
65 |
b) Erkek
sigortalılara yaşlılık aylığı bağlanabilmesi
için doldurmaları gereken emeklilik yaşları ise aşağıdaki gibi olacaktır.
|
|
|
|
60 yaşın dolacağı |
|
|
|
|
|
|
|
tarihte geçerli |
Sigortalının |
|
|
|
|
|
|
olan emeklilik |
emekli |
|
|
01.01.2007 |
60 yaşını |
60 yaşın dolacağı |
yaşını |
olabilmesi için |
|
|
|
|
tarihinde |
dolduracağı |
tarihte geçerli |
dolduracağı |
doldurmuş |
|
|
|
yaşı |
tarih |
olan emeklilik |
tarihte |
olması gereken |
|
|
|
|
|
yaşı |
uygulanması |
yaş |
|
|
|
|
|
|
gereken |
|
|
|
|
|
|
|
emeklilik yaşı |
|
|
|
|
32 |
01.01.2035 |
60 |
|
60 |
60 |
|
|
31 |
01.01.2036 |
61 |
|
61 |
61 |
|
|
30 |
01.01.2037 |
61 |
|
61 |
61 |
|
|
29 |
01.01.2038 |
62 |
|
62 |
62 |
|
|
28 |
01.01.2039 |
62 |
|
62 |
62 |
|
|
27 |
01.01.2040 |
63 |
|
63 |
63 |
|
|
26 |
01.01.2041 |
63 |
|
63 |
63 |
|
|
25 |
01.01.2042 |
64 |
|
64 |
64 |
|
|
24 |
01.01.2043 |
64 |
|
64 |
64 |
|
|
23 |
01.01.2044 |
65 |
|
65 |
65 |
|
|
22 |
01.01.2045 |
65 |
|
65 |
65 |
|
|
21 |
01.01.2046 |
65 |
|
65 |
65 |
|
|
20 |
01.01.2047 |
65 |
|
65 |
65 |
|
|
19 |
01.01.2048 |
65 |
|
65 |
65 |
|
|
18 |
01.01.2049 |
65 |
|
65 |
65 |
|
Tablolarda görüldüğü
üzere, çalışmaya başladığı tarihte 30 yaşını doldurmuş olan kadınlar 58
yaşında, 32 yaşını doldurmuş erkekler 60 yaşında emekliliğe hak kazanabilmekte,
işe başladıkları tarihte 30 yaş altında olan kadınlarla 32 yaş altında olan
erkeklerin işe başlama tarihindeki yaşları küçüldükçe, emekliliğe hak
kazanacakları yaşlar yükselmektedir.
Bu nedenle, aynı tarihte
işe başlayan ve prim ödeme süreleri de eşit olan sigortalılar aynı yaşta emekli
olamayacaklardır.
Genç yaşlarda çalışmaya
başlayanların 65 yaşından önce emekli olmalarını engelleyen ve sigortalıların
işe başladıkları tarihteki yaşlarına göre emeklilik yaşlarını farklılaştıran
sistem, eşitlik ilkesine açıkça aykırıdır.
- Malûllük ve ölüm
aylığının bağlanmasındaki koşulların ağırlaştırılması da, sistemde iyileşmenin
ağırlıklı olarak çalışanlara çıkarıldığını göstermektedir. Oysa çalışanlar,
hiçbir şekilde bugün ortaya çıkan tablonun sorumlusu değillerdir. Geçmişin
hatalarının, çalışanlara çıkarılması, AKP hükümetinin sosyal güvenlik anlayışının
IMF damgalı olduğunu açıkça göstermektedir.
- Norm ve standart
birliği sağlamak amacıyla getirilen Tasarı, kamu çalışanları açısından kısa
dönemde ağır yükler getirmekte, sistemdeki açıkların kısa dönemde bu kesimler
tarafından finanse edilmesini öngörmektedir. Çünkü, prime esas kazançta SSK ve
Bağ-Kur'lular için alt ve üst sınırlar getirilirken, kamu çalışanları açısından
böyle bir sınırlama getirilmemiştir. Bu durumun doğal sonucu olarak, kamu
çalışanları SSK ve Bağ-Kur'lulara göre daha yüksek emekli aylığı alacaklardır.
- Emekli aylıklarının
bağlanmasında, bir yandan aylık bağlama oranı düşürülürken, öte yandan
emeklilere refahtan pay verilmemesi uygulaması da sürdürülmektedir. Bu
düzenleme ile emekli, emekli olduğu tarihteki gelire mahkûm edilmekte, ülkenin
refah düzeyindeki artıştan pay alamamaktadır. Bu anlayışın, sosyal devlet
ilkesiyle bağdaşır olmadığı açıktır. Çalışırken katma değer yaratıp, ülkenin
kalkınmasına katkı veren milyonlarca çalışanın, emekli olduktan sonra,
kalkınmadan, refahtan mahrum edilmesi, doğru bir anlayış değildir. En azından
çalışırken alın teri dökenlerin, haklarının teslim edilmemesi demektir.
- Fiili hizmet zammı
uygulamalarında da ciddi haksızlıklara yol açan düzenlemelere yer verilmiştir.
Örneğin, PTT çalışanlarına haklı olarak fiili hizmet zammı verilirken, aynı işi
özel sektörde yapan kişilere bu hak verilmemiştir. Bu çifte standardın hiçbir
anlamlı gerekçesi olamaz. Aynı şekilde devlet tiyatrolarında çalışan sanatçılar
fiili hizmet zammından yararlanırken, özel tiyatrolarda çalışanlar bu
ayrıcalıklı durumdan yararlanamayacaklar. Bu çifte standardın, sosyal devlet
ilkesiyle bağdaşmayacağı açıktır. Çünkü aynı işi yapanların benzer koşullarda
emekli edilmeleri sosyal sigorta mantığının da bir gereğidir.
- Fiili hizmet zammında,
benzer çifte standart uygulaması basın çalışanları için getirilmiştir. Tasarıya
göre 5953 sayılı Yasa kapsamında olan basın mensupları fiili hizmet zammından
yararlanırken, aynı işi yapan TRT çalışanları sadece farklı bir yasaya tâbi oldukları
için, bu uygulamadan yararlanamayacaklardır. Acaba, 5953 sayılı Yasaya tâbi bir
kameramanın taşıdığı kamera ile, bir TRT çalışanının taşıdığı kamera farklı mı?
- Tasarının bir diğer
özelliği de, zorunlu sigorta alanının daraltılmasıdır. Oysa, sosyal bir
devlette, sosyal sigorta alanının mutlaka genişletilmesi gerekir. Çünkü sosyal
devlette amaç insanları "tasada ve kıvançta" bir arada tutmayı
sağlamaktır.
- Tasarı, daha önce dul
ve yetimlerin aldıkları aylıklarla ilgili olarak sınırlama getiren ve kazanılmış
hakları sonlandıran yasal düzenlemenin getirdiği haksızlığı gidermemiştir.
Bugün binlerce, dul ve yetim mağdur durumdadır ve sorunlarına çözüm
beklemektedir. Kaldı ki, sosyal sigorta kuruluşlarının ödedikleri aylıklar bu
insanlardan bugün cezalı olarak alınmak istenmektedir. Binlerce dul ve yetim
bugün icra dairelerinde sürünmekte, göz yaşı dökmektedir. Bu insanların dramını
dahi gideremeyen bir yasaya, "sosyal güvenlik reformu" anlayışını
taşıyor diyebilir miyiz?
- Tasarı ile "genel sağlık sigortası" uygulamasına geçilmesi
öngörülmekle birlikte, Tasarının, sağlıkta sunulan hizmetlerde bir geriye
dönüşe de ortam hazırladığını belirtmek gerekiyor. Çünkü Tasarıda, Kuruma
verilen yetki ile, Kurumun sağlıkta ciddi sınırlamalar getirmesine olanak
sağlanmaktadır. Bunun sonucu olarak, halen sağlık sigortası hizmeti alan bir
sigortalı, Tasarının yasalaşmasından sonra ciddi sağlık sınırlamalarıyla karşı
karşıya kalabilecektir.
- Tasarıya göre, borcu
olan Bağ-Kur'lular, hangi koşullarda olursa olsun sağlık hizmetlerinden
yararlanamayacaklardır. Böyle bir düzenlemenin, ihtiyari sigorta
uygulamalarında bir anlamı olmakla birlikte, zorunlu sigorta uygulamalarında
kesinlikle başvurulmaması gereken bir yol olduğunu belirtmek gerekiyor. Bugün
için aynı uygulamanın yürürlükte olması, Tasarı ile getirilen düzenlemeye asla
haklılık kazandırmaz.
- Tasarıda, Sosyal
Güvenlik Kurumu Başkanlığı koruyucu hekimlik alanına da girmektedir. Bu
düzenleme, Sağlık Bakanlığı ile Kurum arasında yetki ve görev çatışmasına yol
açacaktır. Nitekim, alt komisyon çalışmalarında bu gerçek görülmüştür. Kaldı
ki, koruyucu sağlık hizmetlerinin Sağlık Bakanlığının görevi olduğu ve tüm
harcamalarının da Genel Bütçeden karşılanması gerektiği açıktır. Bu düzenleme,
sigortalının kendi primleri ile koruyucu sağlık hizmetini gerçekleştirmesi
sonucunu doğurur ki, böyle bir düzenlemenin sosyal devlet mantığı ile
bağdaşmayacağı açıktır...
- Tasarı ile oluşturulan
"Sağlık Hizmetlerini Fiyatlandırma Komisyonu"nun oluşumu da
yanlıştır. Kurum, bu Komisyona ancak gözlemci olarak katılmalı oy hakkı
olmamalıdır. Çünkü ancak bu durumda, Kurum, daha bağımsız olarak sağlık
hizmetlerini rekabet ortamı içinde alabilecektir. Sağlık fiyatlarının
belirlendiği bir Komisyonun içinde yer alan Kurum, kendisine dayatılan fiyatı
tartışmasız olarak kabul etmek durumunda kalacaktır.
- "Asgari işçilik
uygulaması" ile Kurum daha güçlendirilmiş konuma getirilebilirdi. Ancak bu
yapılmamış, kayıtdışı çalışmayı önleyecek mekanizma düzenlemede kurulamamıştır.
Kaldı ki, bugün oldukça yaygın olan kayıtdışı çalışmayla ilgili olarak ciddi
hiçbir önleme tasarıda yer verilmemiştir. Bu demektir ki, sistem zaafını kendi
bünyesinde sürdürmeye devam edecektir. Öte yandan, asgari işçilikle ilgili
olarak asgari işçilik oranlarının saptanması ve asgari işçilik oranlarına vaki
itirazların incelenerek karara bağlanması amacıyla Kurum bünyesinde; Kurum
teknik elemanlarından dört üye, Yönetim Kurulunda temsil edilen işçi ve işveren
konfederasyonlarınca görevlendirilecek iki üye, Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliğinden bir üye olmak üzere toplam yedi teknik elemandan oluşan
"Asgari İşçilik Tespit Komisyonu" kurulması öngörülmüştür. Bu
düzenleme ile sosyal tarafların komisyonlarda eşit ağırlıklı temsiline açıkça
son verilmiştir. Çünkü, Komisyonda bu haliyle bir işçi temsilcisine karşın,
TOBB temsilci dahil edildiğinde iki işveren temsilcisi olacaktır ki, bu ILO
standartlarına da aykırıdır...
- Primlerin tahsilatı,
sosyal güvenlik kurumları için öteden beri ciddi bir sorundur. Bu tasarı ile bu
soruna kalıcı ve köklü bir çözüm getirilmemiş, ancak zorunlu sigortalılık alanı
daraltılarak, bu sorun aşılmaya çalışılmıştır. Ama bu yöntemin sosyal devlet
uygulamasıyla bağdaşmayacağı açıktır.
- Bulgaristan
göçmenlerinin öteden beri sosyal sigorta ile ilgili sorunları
çözümlenememiştir. Çözüm bekleyen sorun, maalesef bu Tasarıda da çözüme
kavuşturulmamış, sorun ileriye ertelenmiştir.
- Ayın durum "köy
korucuları" için de geçerlidir. Bugün devlet Anayasaya aykırı bir
uygulamanın içindedir. Eline silah verip çalıştırdığı, aylık ödediği kişiyi
sigortalı yapmamaktadır. Oysa devletin temel işlevi yurttaşların hakkı olan
sosyal güvenliği sağlamaktır.
- Anayasanın 86.
maddesinde geçen "T.C. Emekli Sandığı" ifadesi, bu tasarılar
yasalaştığında olmayan bir kurum haline gelecektir. Bunun da Anayasal açıdan
değerlendirilmesi gerektiği açıktır...
Yukarıda kısaca
saydığımız gerekçelerle Tasarıyı olumlu bulmadığımızı belirtmek isteriz.
|
M. Akif
Hamzaçebi |
Kemal
Kılıçdaroğlu |
Gürol
Ergin |
|
Trabzon |
İstanbul |
Muğla |
|
M. Mesut
Özakcan |
Bülent
Baratalı |
Kazım
Türkmen |
|
Aydın |
İzmir |
Ordu |
HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ
METİN
SOSYAL SİGORTALAR VE
GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU TASARISI
BİRİNCİ KISIM
Amaç, Kapsam ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1- Bu
Kanunun amacı, kısa ve uzun vadeli sigortalar ile genel sağlık sigortası
bakımından kişileri sosyal sigorta riskleri karşısında güvence altına almak; bu
sigorta kollarından yararlanacak kişileri ve sağlanacak sosyal sigorta
haklarını, bu haklardan yararlanma şartlarını, sosyal sigortaların finansman ve
karşılanma yöntemlerini belirlemek; sosyal sigortaların işleyişi ile ilgili
usûl ve esasları düzenlemektir.
Kapsam
MADDE 2- Bu
Kanun, kısa ve uzun vadeli sigortalar ile genel sağlık sigortasından
yararlanacak kişileri, işverenleri, sağlık hizmeti sunucularını, bu Kanunun
uygulanması bakımından gerçek kişiler ile her türlü kamu ve özel hukuk tüzel
kişilerini kapsar.
Tanımlar
MADDE 3- Bu Kanunun uygulanmasında;
a) Bakanlık: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını,
b) Kurum: Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığını,
c) Kısa vadeli sigorta kolları: İş kazası ve meslek
hastalığı, hastalık ve analık sigortası kollarını,
d) Uzun vadeli sigorta kolları: Malûllük, yaşlılık ve ölüm
sigortası kollarını,
e) Sigortalı: Kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından
adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim gereken kişileri,
f) Hak sahibi: Sigortalının veya sürekli iş göremezlik
geliri ile malûllük veya yaşlılık aylığı almakta olanların ölümü halinde, gelir
veya aylık bağlanmasına veya toptan ödeme yapılmasına hak kazanan eş, çocuk,
ana ve babasını,
g) Genel sağlık sigortası: Kişilerin sağlık riskleri
nedeniyle oluşan harcamalarının karşılanmasını sağlayan sosyal sigortayı,
h) Genel sağlık sigortalısı: Bu Kanuna göre genel sağlık
sigortalısı sayılan ve genel sağlık sigortası bakımından adına prim ödenmesi
gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişileri,
ı) Bakmakla yükümlü olunan kişi: Genel sağlık
sigortalısının;
1) Sigortalı sayılmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir
veya aylık almayan eşini,
2) Sigortalı sayılmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir
veya aylık almayan çocuklarından; 18 yaşını, orta öğrenim görmesi halinde 20
yaşını, yüksek öğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmamış ve evli olmayan
çocukları ile yaşına bakılmaksızın bu Kanuna göre malûl olduğu tespit edilen
evli olmayan çocuklarını,
3) Sigortalı sayılmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir
veya aylık almayan ve geçiminin sigortalı tarafından sağlandığı Kurumca
belirlenen ana ve babasını,
i) Muhtaç: Kriterleri Kurumca çıkarılacak yönetmelikte
belirlenen ve bu kriterlere uygun olduğu tespit edilen kişileri,
j) Hizmet akdi: 22/4/1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar
Kanununun 313 üncü maddesi ile tanımlanan hizmet akdini veya 22/5/2003 tarihli
ve 4857 sayılı İş Kanununun 8 inci maddesinde tanımlanan iş sözleşmesini,
k) Süreksiz iş: Özel sektöre ait tarım ve orman işlerinde
nitelikleri bakımından en çok otuz iş günü süren işleri,
l) Ücret: Kamu idareleri ile özel kuruluşlarda bir işverene
tâbi olarak çalışanların, bu çalışmalarının karşılığı olarak belirlenmiş
saatlik, günlük, haftalık veya aylık olarak elde ettikleri kazançları,
m) Asgarî ücret: 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş
Kanununun 39 uncu maddesi gereğince 16 yaşından büyük işçiler için belirlenen
bir aylık brüt ücreti,
n) Net asgarî ücret: Asgarî ücretten vergi ve sosyal sigorta
primleri kesildikten sonra kalan ücreti,
o) Haftalık çalışma süresi: 4857 sayılı Kanunun 63 üncü
maddesinde belirtilen haftalık çalışma süresini,
p) Takvim ayı: Ücretleri her ayın 15'inde ödenen
sigortalılar için ayın 15'inden ertesi ayın 14'üne kadar geçen, diğer
sigortalılar için ise ayın 1'i ile sonu arasında geçen ve otuz gün olarak
değerlendirilen süreyi,
r) Takvim yılı: Ücretleri her ayın 15'inde ödenen
sigortalılar için 15 Ocak tarihinden ertesi yılın 14 Ocak tarihine kadar geçen,
diğer sigortalılar için ise 1 Ocak ile 31 Aralık tarihleri arasında geçen ve
360 gün olarak değerlendirilen süreyi,
s) Geçici iş göremezlik ödeneği: İş kazası, meslek
hastalığı, hastalık veya analık halleri sonucu, hekim raporu ile istirahati
belgelenen sigortalıya bu süre ile sınırlı olarak yapılan ödemeyi,
t) Gelir: Sigortalıya veya sigortalının ölümü halinde hak
sahiplerine, iş kazası veya meslek hastalığı halinde yapılan sürekli ödemeyi,
u) Aylık: Sigortalıya veya hak sahiplerine malûllük,
yaşlılık ve ölüm sigortalarından yapılan sürekli ödemeyi,
v) Ödeme dönemi: Bu Kanuna göre bağlanan gelir ve aylıkların
ödeme tarihlerinin belirlendiği devreleri,
y) Tarımsal faaliyet: Kendi mülkünde, ortaklık veya
kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde veya kamuya mahsus mahallerde ekim,
dikim, bakım, üretme, yetiştirme ve ıslah yoluyla yahut doğrudan doğruya
tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünleri elde
edilmesini, bu ürünlerin yetiştiricileri tarafından işlenip
değerlendirilmesini, muhafazasını ve pazarlanmasını,
z) Kurum Sağlık Kurulu: İş kazası ve meslek hastalığı ile
malûliyet hallerinde, Kurumca yetkili kılınan sağlık hizmeti sunucularının
sağlık kurullarınca düzenlenecek raporlardaki teşhis ve bu teşhise dayanak
teşkil eden belgeleri incelemek suretiyle iş kazası, meslek hastalığı,
malûliyet hallerini ve oranlarını belirlemeye yetkili hekimlerden oluşan
kurulları,
aa) Kamu idaresi: 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu
Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a),
(b), (c), (d) ve (e) bentlerinde belirtilen idare ve kurumlar ile bunların
ödenmiş sermayesinin % 50'sinden fazlasına sahip oldukları ortaklıkları ve özel
kanunları gereği personel kanunlarına tabi olarak personel çalıştıran diğer
kurumları,
bb) Sosyal güvenlik sözleşmesi: Türkiye'nin onayladığı ikili
veya çok taraflı sosyal güvenlik sözleşmelerini ve bu sözleşmelerin uygulama
hükümlerini düzenleyen anlaşmaları,
cc) Sağlık hizmeti: Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla
yükümlü olduğu kişilere 87 nci madde gereği sağlanacak tıbbî ürün ve
hizmetleri,
dd) Kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmeti: Kişilerin
hastalıktan korunması veya sağlıklı olma halinin sürdürülmesi amacıyla kişiye
yönelik olarak verilen sağlık hizmetlerini,
ee) Aile hekimi: Sağlık Bakanlığı tarafından aile hekimi
olarak yetkilendirilen ve Kurum ile sözleşmeli hekimleri,
ff) Sağlık hizmeti sunucusu: Sağlık hizmetini sunan veya
üreten gerçek kişiler ile kamu ve özel hukuk tüzel kişilerini ve bunların tüzel
kişiliği olmayan şubelerini,
gg) Katılım payı: Sağlık hizmetlerinden yararlanabilmek için
93 üncü madde hükümlerine göre belirlenen ve genel sağlık sigortalısı veya
bakmakla yükümlü olduğu kişiler tarafından ödenen tutarı,
hh) Sığınmacı: İçişleri Bakanlığı tarafından sığınmacı
olarak kabul edilen kişileri,
ıı) Vatansız: İçişleri Bakanlığı tarafından vatansız olarak
kabul edilen kişileri,
ifade eder.
İKİNCİ
KISIM
Kısa ve
Uzun Vadeli Sigorta Hükümleri
BİRİNCİ BÖLÜM
Sigortalılara İlişkin Hükümler
Sigortalı sayılanlar
MADDE 4- Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları
uygulaması bakımından;
a) Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından
çalıştırılanlar,
b) Köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı
olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan;
1) Esnaf ve sanatkârlar,
2) Ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle veya
basit usûlde gelir vergisi mükellefi olanlar,
3) Gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr sicili ile
birlikte kanunla kurulan meslek kuruluşlarına usûlüne uygun olarak kayıtlı
olanlar,
4) Anonim şirketlerin kurucu ortakları ve yönetim kurulu
üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite
ortakları, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortakları,
5) Tarımsal faaliyette bulunanlar,
c) Kamu idarelerinde;
1) Kadrolu olarak çalışanlar,
2) (a) ve (b) bentlerine göre sigortalı olmayı
gerektirmeyecek şekilde sözleşmeli olarak çalışanlar ile, 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun 86 ncı maddesi uyarınca açıktan vekil atananlar,
sigortalı sayılırlar.
Birinci fıkranın (a) bendi kapsamına giren sigortalılara
ilişkin hükümler, işçi sendikalarının yönetim kurullarına seçilenler; bir veya
birden fazla işveren tarafından çalıştırılan film, tiyatro, sahne, gösteri, ses
ve saz sanatçıları ile müzik, resim, heykel, dekoratif ve benzeri diğer
uğraşları içine alan bütün güzel sanat kollarında çalışanlar; düşünür ve
yazarlar; 2/7/1941 tarihli ve 4081 sayılı Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında
Kanuna göre çalıştırılan koruma bekçileri ile 24/4/1930 tarihli ve 1593 sayılı
Umumi Hıfzıssıhha Kanununda belirtilen umumi kadınlar hakkında da uygulanır.
Birinci fıkranın (c) bendi kapsamına giren sigortalılara
ilişkin hükümler, kuruluş veya personel kanunları gereğince seçimle veya atama
yoluyla göreve gelenler; Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, Türkiye Büyük
Millet Meclisi üyeleri, belediye başkanları, harp okulları ile fakülte ve
yüksek okullarda Türk Silahlı Kuvvetleri hesabına okuyan veya kendi hesabına
okumakta iken askerî öğrenci olanlar ile astsubay meslek yüksek okulları ve
astsubay nasp edilmek üzere temel askerlik eğitimine tabi tutulan adaylar ile
fakülte veya meslek yüksek okullarında kendi hesabına okuduktan sonra veya askerlik
hizmetini müteakip muvazzaf subaylığa, astsubaylığa, uzman jandarmalığa veya
uzman erbaşlığa geçirilenler hakkında da uygulanır.
Bazı sigorta kollarının
uygulanacağı haller
MADDE 5- Kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından
aşağıda sayılan kişiler hakkında uygulanacak sigorta kolları şunlardır:
a) Ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde
oluşturulan tesis, atölye ve benzeri ünitelerde çalıştırılan hükümlü ve
tutuklular hakkında kısa vadeli sigorta kolları uygulanır. Bunlar ayrıca isteğe
bağlı sigortalı olabilirler.
b) 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununda
belirtilen aday çırak, çırak ve işletmelerde beceri eğitimi gören öğrenciler
ile yüksek öğrenimleri sırasında zorunlu staja tabi tutulan öğrenciler, kısa
vadeli sigorta kollarına tabi tutulur.
c) Harp malûlleri ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı
Terörle Mücadele Kanunu veya asayiş ve güvenliğin sağlanması ile ilgili
kanunlara göre vazife malûllüğü aylığı bağlanmış olanlardan bu Kanuna tabi
çalışanlar hakkında aylıkları kesilmeksizin kısa vadeli sigorta kolları
uygulanır. Ancak bunlar hakkında, uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmayı
istemeleri halinde, bu isteklerini Kuruma bildirdikleri tarihi takip eden
aybaşından itibaren uzun vadeli sigorta kolları da uygulanır.
d) Mütekabiliyet esasına dayalı olarak ikili sosyal güvenlik
sözleşmesi yapılmış ülke uyruğunda olanlar hariç, yüksek öğretim kurumlarında
çalıştırılan yabancı uyruklu öğretim elemanları ile Milli Eğitim Bakanlığına
bağlı okullarda görevlendirilen yabancı uyruklu öğretmenler hakkında yalnızca
kısa vadeli sigorta kolları uygulanır. Ancak bunlar hakkında, uzun vadeli
sigorta kollarına tabi olmayı istemeleri halinde, bu isteklerini Kuruma
bildirdikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren uzun vadeli sigorta kolları
da uygulanır.
e) Sosyal güvenlik destek primine tabi olanlar hakkında kısa
vadeli sigorta kolları uygulanır.
Sigortalı sayılmayanlar
MADDE 6- Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kollarının
uygulanmasında;
a) İşverenin işyerinde ücretsiz çalışan eşi,
b) Aynı konutta birlikte yaşayan ve üçüncü derece dahil bu
dereceye kadar hısımlar arasında ve aralarına dışardan başka kimse
katılmaksızın yaşadıkları konut içinde yapılan işlerde çalışanlar,
c) Ev hizmetlerinde süreksiz olarak çalışanlar ile ev
hizmetlerinde hizmet akdi ile sürekli çalışmasına rağmen haftalık çalışma
sürelerinin 4857 sayılı Kanunda belirtilen sürelerden az olması nedeniyle aylık
kazançları prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olanlar,
d) Askerlik hizmetlerini er ve erbaş olarak yapmakta olanlar
ile yedek subay okulu öğrencileri,
e) Yabancı bir ülkede kurulu herhangi bir kuruluş tarafından
ve o kuruluş nam ve hesabına Türkiye'ye bir iş için gönderilen ve yabancı
ülkede sosyal sigortaya tabi olduğunu belgeleyen kişiler,
f) Resmî meslek ve sanat okulları ile yetkili resmî
makamların izniyle kurulan meslek veya sanat okullarında ve yüksek okullarda
tatbiki mahiyetteki yapım ve üretim işlerinde çalışan öğrenciler,
g) Sağlık hizmet sunucuları tarafından işe alıştırılmakta
olan hasta veya malûller,
h) 18 yaşını doldurmamış olanlar,
ı) Kamu idareleri hariç olmak üzere, tarım işlerinde veya
orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz işlerde çalışanlar ile tarımda kendi
adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan tarımsal faaliyette bulunan ve yıllık
tarımsal faaliyet gelirlerinden bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten
sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan prime esas
günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenler,
i) Niteliği itibarıyla bir kişinin bir gün içinde
yapabileceği işlerde yevmiyeli olarak çalışanlar,
j) Kendi nam ve hesabına çalışanlardan gelir vergisinden
muaf olup esnaf ve sanatkâr siciliyle birlikte kanunla kurulu meslek
kuruluşlarına usûlüne uygun olarak kayıtlı olanlardan, aylık kazançlarından bu
faaliyetine ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarı prime esas günlük
kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenler,
4 üncü ve 5 inci maddelere göre sigortalı sayılmaz.
(h) bendinin uygulanmasıyla ilgili olarak, bir meslek veya
sanat okulunu bitirenlerden 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni
Kanunu hükümlerine göre mahkemece ergin kılınmak suretiyle öğrenimleriyle
ilgili görevlerde çalışanlar hakkında 18 yaşın bitirilmiş olması şartı aranmaz.
Bu maddenin uygulamasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Sigortalılığın başlangıcı
MADDE 7- Sigorta hak ve yükümlülükleri, 4 üncü maddenin
birinci fıkrasının (a) bendine göre sigortalı sayılanlar için çalışmaya
başladıkları tarihten; (b) bendine göre sigortalı sayılanlardan gelir vergisi
mükellefi olanların gelir vergisi mükellefiyetinin başladığı tarihten; şirket
ortaklarının şirket ortaklıklarının tescil edildiği tarihten; gelir vergisinden
muaf olanların ise esnaf ve sanatkâr sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek
kuruluşlarına kayıtlı olmaları gereken tarihten; tarımda kendi adına ve
hesabına bağımsız çalışanlar için çalışmaya başladıkları tarihten; köy ve
mahalle muhtarları için seçildikleri tarihten; (c) bendine göre sigortalı
sayılanlar için göreve başladıkları tarihten itibaren başlar.
Sigortalı bildirimi ve
tescili
MADDE 8- Sigortalı bildirimi ve tescilinde aşağıdaki usûl ve
esaslara göre işlem yapılır:
a) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde
belirtilen sigortalıları çalıştıracak işverenler, çalıştıracağı kişileri işe
başlatmadan önce örneği Kurumca hazırlanacak sigortalı işe giriş bildirgesiyle
Kuruma bildirmekle yükümlüdür. Ancak, inşaat işyerlerinde işe başlatılacak kişiler
için en geç işe başlatıldığı gün, yabancı ülkelerde sefer yapan ulaştırma
araçlarına sefer esnasında alınarak çalıştırılanlar ile Kuruma ilk defa işyeri
bildirgesi verilen işyerlerinde işe alınan kişiler için işe giriş bildirgeleri
işe başladıkları tarihten itibaren en geç bir ay içinde, kamu idarelerince yurt
dışı görevde çalışmak üzere işe alınanların işe giriş bildirgelerinin üç ay
içinde Kuruma bildirilmesi durumunda süresi içinde bildirilmiş sayılır. 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalılar en geç otuz
gün içinde, bunlardan kamu idarelerince yurt dışı görevde çalışmak üzere işe
alınan sigortalılar ise üç ay içinde çalışmaya başladıklarını Kuruma
bildirirler.
b) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde
belirtilen kişiler, aynı bent kapsamında sigortalı olmalarını gerektirecek
şekilde çalışmaya başladıkları tarihten itibaren onbeş gün içinde örneği
Kurumca hazırlanacak sigortalı bildirim belgesiyle çalışmaya başladıklarını
Kuruma bildirmekle yükümlüdür. İlgili kurum, kuruluş veya birlikler 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen kişiler için kendi
mevzuatlarına göre kayıt veya tescili yaptıkları sırada örneği Kurumca
hazırlanacak sigortalı tesciline ilişkin belgeyi düzenlemek ve kayıt veya
tescil tarihini takip eden onbeş gün içinde Kuruma bildirmekle yükümlüdür.
c) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde sayılan
kişileri çalıştıran kamu idareleri, bunları çalıştırmaya başladıkları tarihten
itibaren onbeş gün içinde işe giriş bildirgesiyle bunların çalışmaya
başladıklarını Kuruma bildirmekle yükümlüdür.
Sigortalıların tescil ve diğer işlemlerinde sigorta sicil
numarası olarak T.C. Kimlik Numarası kullanılır.
Kamu idareleri ve döner sermayeli kuruluşlar ile bankalar ve
özel finans kurumları, Kurumca belirlenen işlemlerde kişilerin sigortalılık
durumunu kontrol etmek ve sigortasız kişileri Kuruma bildirmekle yükümlüdür.
Bu maddede belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyenler
hakkında 141 inci madde hükümlerine göre idarî para cezası uygulanır.
Bu madde gereği verilmesi zorunlu olan belgelerin içeriği,
belgelerin verilme yöntemleri ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl
ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Sigortalılığın sona
ermesi
MADDE 9- Kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından
sigortalılık;
a) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki
sigortalıların hizmet akdinin sona erdiği veya öldüğü tarihten,
b) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki
sigortalıların;
1) Gelir vergisi mükellefi olanlar için, mükellefiyetlerini
gerektiren faaliyetlerine son verdikleri,
2) Gelir vergisinden muaf olanlar için, esnaf ve sanatkâr
sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşlarındaki üye kayıtlarının
silindiği,
3) Şirket ve donatma iştiraki ortağı olanlar için, tabi
oldukları mevzuata göre şirketle ve donatma iştiraki ile ilgilerinin kesildiği,
4) Şirket ortağı olanlar için, şirketin iflasına veya
tasfiyesine karar verildiği,
5) Tarımda kendi nam ve hesabına çalışanlar için tarımsal
faaliyetlerinin sona erdiği,
6) Öldüğü,
tarihten,
c) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki
sigortalılardan görevden ayrılanların veya ölenlerin, primlerinin ait olduğu
ayı takip eden aybaşından,
d) 5 inci madde gereği bazı sigorta kollarına tabi
tutulanların, kısmen sigortalı sayılmalarını gerektiren halin sona erdiği
tarihten,
itibaren sona erer.
Birinci fıkranın (a) ve (c) bentlerine göre sigortalılığı
sona erenlerin durumları işverenleri tarafından, (b) bendinde belirtilen
şekilde sona erenlerin ise kendileri ve sözü edilen bentte belirtilen ticarî
faaliyetin sona erme halinin bildirildiği kuruluşlar tarafından en geç yedi
işgünü içinde Kuruma bildirilir.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Sigortalıların işleri
nedeniyle geçici olarak yurt dışında bulunmaları
MADDE 10- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde
sayılan sigortalıların işverenleri tarafından geçici görevle yurt dışına
gönderilmeleri, (c) bendinde sayılan sigortalıların kanunlarında belirtilen
usûle uygun olarak görev veya eğitim amaçlarıyla yurt dışına gönderilmeleri
veya (b) bendinde sayılan sigortalıların sigortalılığa esas çalışması nedeniyle
yurt dışında bulunmaları halinde, sigortalıların ve işverenlerin bu Kanunda
yazılı hak ve yükümlülükleri devam eder.
İKİNCİ
BÖLÜM
İşyerleri
ve İşverenlere İlişkin Hükümler
İşyeri, işyerinin
bildirilmesi, devri, intikali ve nakli
MADDE 11- Sigortalı sayılanların işlerini yaptıkları yerler
işyeridir.
İşyerinde üretilen mal veya verilen hizmet ile nitelik
yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen işyerine bağlı
yerler ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım,
bedensel ve meslekî eğitim yerleri ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da
işyerinden sayılır.
İşveren, örneği Kurumca hazırlanacak işyeri bildirgesini en
geç sigortalı çalıştırmaya başladığı tarihte Kuruma vermekle yükümlüdür.
Şirket kuruluşu aşamasında, sigortalı çalıştırmaya
başlayacağı tarihi ve çalıştırılacak sigortalı sayısını beyan eden şirketlerin
ticaret sicili memurluklarına yaptıkları bildirimler, ticaret sicili
memurluklarınca bildirimi takip eden on gün içinde Kuruma gönderilir ve bu
bildirim işverence Kuruma yapılmış sayılır.
29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu
hükümlerine tabi şirketlerin nevilerinin değişmesi, birleşmesi veya diğer bir
şirkete katılması durumunda bu hususların ticaret siciline tesciline ilişkin
ilan tarihini, adi şirketlerde şirkete yeni ortak alınması durumunda ise en geç
yeni ortağın alındığı tarihi takip eden üç işgünü içinde örneği Kurumca
hazırlanan bir bildirgeyle Kuruma bildirilir.
İşyerinin faaliyette bulunduğu adresten başka bir adrese
nakledilmesi, sigortalı çalıştırılan bir işin veya işyerinin başka bir işverene
devredilmesi veya intikal etmesi halinde, işyerinin nakledildiği, yeni
işverenin işi veya işyerini devraldığı tarihi takip eden üç işgünü içinde,
işyerinin miras yoluyla intikali halinde ise mirasçıları ölüm tarihinden
itibaren en geç üç ay içinde işyeri bildirgesini Kuruma vermekle yükümlüdür. Bu
işlerde çalışan sigortalıların sigorta hak ve yükümlülükleri devam eder. Kamu
idarelerine ait işyerlerinin nakil, devir veya intikal işlemlerinde işyeri
bildirgesinin verilme süresi Kurumca belirlenir.
Bildirgenin verilmemesi veya geç verilmesi bu Kanunda
belirtilen hak ve yükümlülükleri ortadan kaldırmaz.
Bu maddede belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyenler
hakkında 141 inci maddenin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca idarî para
cezası uygulanır. İdarî para cezası uygulanması bu yükümlülüklerin yerine
getirilmesine engel teşkil etmez.
İşveren, işveren vekili
ve geçici iş ilişkisi kurulan işveren
MADDE 12- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c)
bentlerine göre sigortalı sayılan kişileri çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler
işverendir.
İşveren nam ve hesabına, işin veya görülen hizmetin
bütününün yönetim görevini yapan kimse işveren vekilidir. Bu Kanunda geçen
işveren deyimi işveren vekilini de kapsar. İşveren vekili ve 4857 sayılı
Kanunda tanımlanan geçici iş ilişkisi kurulan işveren, bu Kanunda belirtilen
yükümlülüklerinden dolayı işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen
sorumludur.
Çiftçi mallarını koruma bekçileri hakkında işverenlerin bu
Kanunda belirtilen yükümlülükleri, bunları atamaya yetkili makam tarafından
yerine getirilir.
Ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde oluşturulan
tesis, atölye ve benzeri ünitelerde çalıştırılan hükümlü ve tutukluların
işvereni Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu, işveren
vekilleri ceza infaz kurumları ile tutukevleri iş yurtlarının sorumlu müdür ve
amirleridir.
Aracı
MADDE 13- Bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde
işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran üçüncü kişiye aracı
denir. Asıl işveren bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı aracı
ile birlikte sorumludur.
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM
Kısa
Vadeli Sigorta Hükümleri
İş kazasının tanımı,
bildirilmesi ve soruşturulması
MADDE 14- İş kazası;
a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada işini yaparken
veya sigortalının işyerinde ayrılan alanlarda ihtiyaçlarını karşılamak için
bulunduğu sırada,
b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle veya
görevi nedeniyle, sigortalı kendi adına ve hesabına çalışıyorsa yürütmekte
olduğu iş veya çalışma konusu nedeniyle,
c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının işveren
tarafından görev ile işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl
işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
d) Emzikli kadın sigortalının çocuğuna süt vermek için
ayrılan zamanlarda,
e) Sigortalıların, işe başlama ve işten ayrılma saatleri
dikkate alınarak, mutad güzergâhında işe gidiş gelişi sırasında,
meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedence
veya ruhça arızaya uğratan olaydır.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının;
a) (a) ve (c) bentleri kapsamında bulunan sigortalıların
geçirdiği iş kazasının, işveren tarafından o yer yetkili kolluk kuvvetlerine
derhal ve Kuruma da en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde,
b) (b) bendi kapsamında bulunan sigortalının geçirdiği iş
kazasının ise rahatsızlığının bildirim yapmaya engel olmadığı günden sonraki en
geç üç işgünü içinde,
Kurumca belirlenen usûlle bildirilmesi zorunludur.
Kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı
hakkında bir karara varılabilmesi için, gerekirse Kurumca veya Kurumca yetkili
kılınan kamu idareleri vasıtasıyla soruşturma yapılabilir. Bu soruşturma
sonunda yazılı olarak bildirilen hususların gerçeğe uymadığı ve olayın iş
kazası olmadığı anlaşılırsa, Kurumca bu olay için yersiz olarak yapılmış
bulunan ödemeler 121 inci maddeye göre ödemenin yapıldığı tarihten itibaren
gerçeğe aykırı bildirimde bulunanlardan tahsil edilir. İlgililer hakkında genel
hükümlere göre ayrıca kovuşturma yapılır.
Meslek hastalığının tanımı,
bildirilmesi ve soruşturulması
MADDE 15- Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya
yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm
şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, sakatlık veya ruhî
arıza halleridir.
Meslek hastalığı halinde bu Kanunda yazılı yardımlardan
yararlanmak için, sigortalının çalıştığı işte meslek hastalığına tutulduğunun,
usûlüne uygun düzenlenen sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgelerle,
Kurumca gerekli görüldüğü hallerde işyerindeki çalışma şartlarını belirleyen
denetim raporları ve gerekli diğer belgeler de dikkate alınarak, Kurum Sağlık
Kurulu veya Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucuları tarafından tespit
edilmesi gereklidir.
Meslek hastalığı, sigortalı olarak çalıştığı ve böyle bir
hastalığa sebep olacak işten ayrıldıktan sonra meydana çıkmış ise, sigortalının
bu Kanunla sağlanan yardımlardan yararlanabilmesi için, eski işinden fiilen
ayrılmasıyla hastalığın meydana çıkması arasında bu hastalık için Kurumca
çıkarılacak yönetmelikte belirtilen süreden daha uzun bir zamanın geçmemiş
olması şarttır. Bu durumdaki kişiler gerekli belgelerle doğrudan Kuruma
müracaat eder. Herhangi bir meslek hastalığının klinik ve laboratuvar
bulgularıyla belirlendiği ve meslek hastalığına yol açan etkenin işyerindeki
inceleme sonunda tespit edildiği hallerde, meslek hastalıkları listesindeki
yükümlülük süresi aşılmış olsa bile, söz konusu hastalık Sosyal Sigorta Yüksek
Sağlık Kurulunun onayı ile meslek hastalığı sayılabilir.
İşveren, bir sigortalının meslek hastalığına tutulduğunu
öğrenirse veya durum kendisine bildirilirse bunu öğrendiği günden başlayarak üç
işgünü içinde Kuruma bildirmekle yükümlüdür. Bu yükümü yerine getirmeyen veya
yazılı olarak bildirilen hususları kasten eksik veya yanlış bildiren işverene,
Kurumca bu olay için yapılmış bulunan masraflar ile geçici iş göremezlik
ödenekleri rücû edilir.
Meslek hastalığı ile ilgili bildirimler üzerine gerekli
incelemeler doğrudan Kurumca yapılır.
Hangi hastalıkların meslek hastalığı sayılacağı bu madde
gereği çıkarılacak yönetmelikte belirlenir. Yönetmelikte belirlenmiş
hastalıklar dışında herhangi bir hastalığın meslek hastalığı sayılıp
sayılmaması hususunda çıkabilecek uyuşmazlıklar, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık
Kurulunca karara bağlanır.
Hastalık ve analık hali
MADDE 16- Sigortalının, iş kazası ve meslek hastalığı
dışında kalan hastalık ve arızaları hastalık halidir.
Sigortalı kadının veya sigortalı erkeğin sigortalı olmayan
eşinin gebeliğinin anlaşıldığı tarihten başlayıp doğumdan sonraki ilk sekiz
haftalık, çoğul gebelik halinde ise ilk on haftalık süreye kadar olan gebelik
ve analık haliyle ilgili rahatsızlık ve arıza halleri analık hali kabul edilir.
İş kazası, meslek
hastalığı, hastalık ve analık hallerinde sağlanan yardımlar
MADDE 17- İş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık ve
analık hallerinde yapılan yardımlar şunlardır:
a) İş kazası ile meslek hastalığı hallerinde;
1) Sigortalıya geçici iş göremezlik süresince günlük ödenek
verilmesi.
2) Sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanması.
3) İş kazası ile meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının
hak sahiplerine gelir bağlanması.
4) Gelir almakta olan eş ve çocuklara evlenme yardımı
verilmesi.
5) İş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının
hak sahiplerine cenaze yardımı ödenmesi.
b) Sigortalıya hastalık ve analık hallerinden doğan geçici
iş göremezlik süresince günlük ödenek verilmesi.
c) Sigortalı kadına veya sigortalı olmayan karısının doğum
yapması nedeniyle sigortalı erkeğe, çocuğun ölü doğmaması ve yaşamaya devam
etmesi şartıyla doğumdan sonraki altı ay süresince her ay, doğum tarihinde
geçerli asgarî ücretin altıda biri tutarında emzirme yardımı verilmesi.
Ödenek ve gelirlere esas
tutulacak günlük kazanç
MADDE 18- İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık
hallerinde verilecek ödenek ve gelirlerin hesabına esas tutulacak günlük
kazanç, iş kazasının veya doğumun olduğu, meslek hastalığı veya hastalık
nedeniyle iş göremezliğin başladığı tarihten önceki üç takvim ayı içinde bu
Kanunun uygulandığı bir veya birden fazla işte 110 uncu maddeye göre sigorta
primine esas kazançlar toplamının, Kuruma bu dönemde sigortalı için bildirilen
prim gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanır.
Günlük kazancın hesabına esas tutulan üç aylık dönem içinde
çalışmamış ve ücret almamış olan sigortalının günlük kazancının tespitinde, iş
kazasının veya doğumun olduğu, meslek hastalığı veya hastalık nedeniyle iş
göremezliğin başladığı tarihten önceki oniki takvim ayı içinde çalıştığı son üç
aylık dönemde elde ettiği kazanç esas tutulur ve günlük kazanç birinci fıkraya
göre hesaplanır.
Oniki aylık dönemde çalışmamış ve ücret almamış olan
sigortalı, işe başladığı takvim ayı içinde iş kazası veya meslek hastalığı
nedeniyle iş göremezliğe uğrarsa, günlük kazancı, iş göremezliğinin başladığı
tarih ile işe girdiği tarih arasındaki sürede elde ettiği kazanç toplamı, ücret
aldığı gün sayısına bölünerek hesaplanır. İşe başladığı gün iş kazasına
uğramaları halinde günlük kazancın hesabında aynı veya emsal işte çalışan
benzeri bir sigortalının günlük kazancı esas tutulur.
Ücretle çalışanların;
a) Günlük kazançlarının hesabında, ücret dışında zam,
tazminat, prim ve ikramiye gibi arızi nitelikteki her çeşit istihkak dikkate
alınmış ise, ödenek ve gelire esas alınan günlük kazancın tutarı, ücret
toplamının ücret alınan gün sayısına bölünmesiyle hesaplanacak günlük kazanca,
% 50'si oranında bir ekleme yapılarak bulunan miktardan çok olamaz. İdare ve
yargı mercilerince verilen karar gereğince yapılan ücret, ikramiye, zam,
tazminat ve bu mahiyetteki ödemelerden, ödenek ve gelirin hesabına esas alınan
üç aylık dönemden önceki aylara ilişkin olanlar günlük kazancın hesabında
dikkate alınmaz.
b) Meslek hastalığı, sigortalının sigortalı olarak çalıştığı
son işinden ayrıldığı tarihten bir yıl geçtikten sonra meydana çıkmış ise,
günlük kazancı bu son işinden ayrıldığı tarih esas alınarak yukarıdaki
fıkralara göre hesaplanır.
İş kazası ile meslek hastalığı sigortasından bağlanacak
gelirlere esas tutulacak aylık kazanç, yukarıdaki hükümlere göre hesaplanacak
günlük kazancın otuz katıdır.
Geçici iş göremezlik
ödeneği
MADDE 19- Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık
kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla;
a) İş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle geçici iş
göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için,
b) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri
kapsamındaki sigortalıların hastalık sebebiyle geçici iş göremezliğe uğraması
halinde, geçici iş göremezliğin başladığı tarihten önceki bir yıl içinde en az
doksan gün kısa vadeli sigorta primi ödenmiş olması şartıyla geçici iş
göremezliğin üçüncü gününden başlamak üzere her gün için,
c) Sigortalı kadının analığı halinde doğumdan önceki bir yıl
içinde en az doksan gün kısa vadeli sigorta primi ödenmiş olması şartıyla,
doğumdan önceki ve sonraki sekizer haftalık sürede, çoğul gebelik halinde ise
doğumdan önceki sekiz haftalık süreye iki haftalık süre ilave edilerek
çalışmadığı her gün için,
d) Sigortalı kadının isteği ve doktorun onayı ile doğuma üç
hafta kalıncaya kadar çalışılması halinde, doğum sonrası istirahat süresine
eklenen süreler için,
geçici iş göremezlik ödeneği verilir.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre
sigortalı olanlara hastalıkları halinde geçici iş göremezlik ödeneği, genel
sağlık sigortası dahil prim ve her türlü borçlarının ödenmiş olması şartıyla
yatarak tedavileri süresince veya bu tedavinin gereği olarak istirahat raporu
aldıkları sürede ödenir.
İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve sigortalı kadının
analığı halinde verilecek geçici iş göremezlik ödeneği, 18 inci maddeye göre
hesaplanacak günlük kazancının üçte ikisidir.
Geçici iş göremezlik ödeneklerinin en az haftalık olmak
üzere, ödeme zamanı ve şekli Kurumca düzenlenecek yönetmelikle düzenlenir.
Sigorta prim ve ödeneklerinin hesabına esas tutulacak günlük
kazançların alt sınırında meydana gelecek değişikliklerde, yeniden tespit
edilen alt sınırın altında bir günlük kazanç üzerinden ödenek almakta
bulunanların veya almaya hak kazanmış veya kazanacak olanların bu ödenekleri,
günlük kazançlarının alt sınırındaki değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten
başlayarak değiştirilmiş günlük kazançların alt sınırına göre ödenir.
Bir sigortalıda iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve
analık hallerinden birkaçı birleşirse, geçici iş göremezlik ödeneklerinden en
yükseği verilir.
Ay içerisinde meydana gelen iş göremezlik hallerinde, örneği
Kurumca hazırlanacak bir belgeyle sigortalının geçici iş göremezlik ödeneğine
esas kazancı Kuruma bildirilir.
Kurumlarınca aylık veya ücretleri peşin olarak ödenen
sigortalılara ait geçici iş göremezlik ödenekleri bu sigortalıları çalıştıran
kuruma ödenir.
Sürekli iş göremezlik
gelirine hak kazanma
MADDE 20- İş kazası veya meslek hastalığı sonucu Kurumca
yetkili kılınan sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından
verilen raporlarda belirtilen hastalık ve arızalara göre Kurum Sağlık Kurulunca
meslekte kazanma gücü en az % 10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen
sigortalı, sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanır.
Sürekli iş göremezlik geliri almakta olan sigortalının
yeniden tedavi ettirilmesi halinde meslekte kazanma gücünü ne oranda yitirdiği,
birinci fıkrada belirtilen sağlık kurullarından alınacak raporlara göre yeniden
tespit olunur.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre
sigortalı olanlara sürekli iş göremezlik geliri, kendi sigortalılığından
dolayı, genel sağlık sigortası dahil prim ve her türlü borçlarının ödenmiş
olması şartıyla bağlanır.
Sürekli iş göremezlik
gelirinin hesaplanması
MADDE 21- Sürekli iş göremezlik geliri, sigortalının
mesleğinde kazanma gücünün kaybı oranına göre hesaplanır.
Sürekli tam iş göremezlikte sigortalıya, 18 inci maddeye
göre hesaplanan aylık kazancının %
70'i oranında gelir bağlanır. Sigortalı başka birinin sürekli bakımına muhtaç
ise gelir bağlama oranı % 90 olarak uygulanır.
Sürekli kısmi iş göremezlikte sigortalıya bağlanacak gelir,
tam iş göremezlik geliri gibi hesaplanarak bunun iş göremezlik derecesi
oranındaki tutarı kendisine ödenir.
Yukarıdaki fıkralara göre hesaplanan gelir, günlük kazanç
hesabına giren son takvim ayı ile gelir başlangıç tarihi için Ocak ve Temmuz
ödeme tarihlerinden geçerli olmak üzere 78 inci madde hükmüne göre artırılarak
belirlenir.
Sürekli iş göremezlik
gelirinin başlangıcı
MADDE 22- Sigortalının sürekli iş göremezlik geliri;
a) Geçici iş göremezlik ödeneğinin sona erdiği tarihi,
b) Geçici iş göremezlik tespit edilemeden sürekli iş
göremezlik durumuna girilmişse, buna ait sağlık kurulu raporu tarihini,
takip eden aybaşından başlatılır.
Sürekli iş göremezlik geliri almakta iken çalışmaya devam
eden sigortalılardan, aynı arıza veya meslek hastalığı nedeniyle istirahat
raporu alanlara, yazılı istek tarihinden itibaren 19 uncu maddeye göre
hesaplanacak bir günlük geçici iş göremezlik ödeneği ile aylık sürekli iş
göremezlik gelirinin otuzda biri arasındaki fark, her gün için geçici iş
göremezlik ödeneği olarak verilir.
Birden çok iş kazasına
uğrama veya meslek hastalığına tutulma hali
MADDE 23- Sigortalının yeniden bir iş kazasına uğraması veya
yeni bir meslek hastalığına tutulması halinde, meydana gelen arızaların bütünü
gözönüne alınarak kendisine sürekli iş göremezliğini doğuran son iş kazası veya
meslek hastalığı sırasındaki kazancı üzerinden gelir hesaplanır. Ancak,
sigortalının son iş kazası veya meslek hastalığı sırasındaki günlük kazancına
göre bulunacak geliri, hesaplanan ilk gelirinden az ise sigortalının sürekli iş
göremezlik geliri ilk kazanç üzerinden ödenir.
Hak sahiplerine gelir
bağlanması
MADDE 24- İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen
sigortalının 18 inci madde gereğince tespit edilecek aylık kazancının % 70'i
alınmak suretiyle bulunan miktarın 78 inci maddeye göre güncellenerek bulunan
tutarı, 46 ncı madde hükümlerine göre hak sahiplerine gelir olarak bağlanır.
İş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma
gücünün % 50 veya daha fazlasını kaybederek sürekli iş göremezlik geliri
almakta iken ölenlerin hak sahiplerine de, ölümün iş kazası veya meslek
hastalığına bağlı olup olmadığına bakılmaksızın 46 ncı madde hükümlerine göre
gelir bağlanır.
Gelirin başlangıcı, kesilmesi ve yeniden bağlanmasında 46 ve
48 inci maddeler uygulanır.
Evlenme ve cenaze
yardımları
MADDE 25- İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen
sigortalının;
a) Gelir almakta iken evlenen eş ve çocuklarına 50 nci madde
hükmüne göre evlenme yardımı,
b) Hak sahibine 51 inci madde hükmüne göre cenaze yardımı,
ödenir.
İş kazası ve meslek
hastalığı bakımından işverenin sorumluluğu
MADDE 26- İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı
veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliğine aykırı hareketi veya suç
sayılabilir bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak
sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler
ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı,
sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla
sınırlı olmak üzere Kurumca işverene ödettirilir. Sigortalı ve işveren
sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır.
İş kazasının 14 üncü maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinde
belirtilen sürede işveren tarafından Kuruma bildirilmemesi durumunda bildirim
tarihine kadar geçen süre için sigortalıya ödenecek iş göremezlik ödeneği
Kurumca işverenden tahsil edilir.
Çalışma mevzuatında sağlık raporu alınması gerektiği
belirtilen işlerde, böyle bir rapora dayanılmaksızın veya eldeki rapora aykırı
olarak bünyece elverişli olmadığı işte çalıştırılan sigortalının, bu işe
girmeden önce var olduğu tespit edilen veya bünyece elverişli olmadığı işte
çalıştırılması sonucu meydana gelen hastalığı nedeniyle Kurumca sigortalıya
ödenen geçici iş göremezlik ödeneği işverene ödettirilir.
İş kazası, meslek
hastalığı ve hastalık bakımından üçüncü kişilerin sorumluluğu
MADDE 27- İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık işveren
dışında üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, yapılan veya
ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk
peşin sermaye değeri toplamı için, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet
kusuru varsa bunları çalıştıranlara genel hükümlere göre rücû edilir.
Ancak, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümlerde bu
Kanun uyarınca hak sahiplerine yapılacak her türlü yardım ve ödemeler için, iş
kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde kastı veya kusuru bulunup da
aynı iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine
Kurumca rücû edilmez.
Sigortalının kendisinden
kaynaklanan sebeplerle tedavi süresinin uzaması, iş göremezliğinin artması
MADDE 28- Sigortalının kendisinden kaynaklanan sebeplerle
tedavi süresinin uzaması veya iş göremezliğinin artması durumunda;
a) Geçici iş göremezlik ödeneği veya sürekli iş göremezlik
geliri;
1) Sigortalının iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve
analık nedeniyle hekimin bildirdiği tedbir ve tavsiyelere uymaması sonucu,
tedavi süresinin uzamasına veya iş göremezlik oranının artmasına, malûl
kalmasına neden olması halinde, uzayan tedavi süresi veya artan iş göremezlik
oranı,
2) Bağışlanmaz kusuru veya suç sayılır hareketi yüzünden iş
kazasına uğrayan, meslek hastalığına tutulan veya hastalanan sigortalının kusur
derecesi,
esas alınarak yarısına kadarı Kurumca eksiltilir.
b) Kastî bir hareketi yüzünden iş kazasına uğrayan, meslek
hastalığına tutulan, hastalanan veya Kurumun yazılı bildirimine rağmen teklif
edilen tedaviyi kabul etmeyen sigortalının geçici iş göremezlik ödeneği veya
sürekli iş göremezlik geliri ödenmez.
c) Hekimce alınması istenen tedbirlere uymayan sigortalılara
bu tedbirleri yerine getirmedikleri süre için geçici iş göremezlik ödeneği
verilmez.
d) Tedavi gördüğü hekimden, tedavinin sona erdiğine ve
çalışabilir olduğuna dair belge almaksızın çalışan sigortalıya geçici iş
göremezlik ödeneği verilmez, verilmiş olan ödenekler de iki kat artırılarak
geri alınır.
14 üncü maddenin ikinci fıkrasının (b) bendinde
belirtilenler tarafından iş kazasının anılan bentte belirtilen süre içinde
Kuruma bildirilmemesi durumunda sigortalıya yapılacak iş göremezlik ödenekleri
bildirim tarihinden itibaren ödenir.
Süresinde bildirilmeyen
sigortalılıktan doğan sorumluluk
MADDE 29- Sigortalı çalıştırmaya başlandığının süresi içinde
Kuruma bildirilmemesi halinde, bildirgenin sonradan verildiği veya sigortalı
çalıştırıldığının Kurumca tespit edildiği tarihten önce meydana gelen iş
kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde ilgililerin sigorta
yardımları ile sağlık hizmetleri Kurumca sağlanır.
Ancak, yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, Kurumca
yapılan ve ileride yapılması gerekli bulunan her türlü masrafların tutarı ile
gelir bağlanırsa bu gelirin Kurumca belirlenecek tarifeye göre hesap edilecek
sermaye değerleri tutarı, 26 ncı maddede yazılı sorumluluk halleri
aranmaksızın, işverene ayrıca ödettirilir.
İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık halinin,
işveren veya sigortalı tarafından yapılması gereken bildirim süresi içinde
meydana gelmesi, sigortalının çalışmalarının bu süre içerisinde bildirilmemesi
ve aynı süre içerisinde Kurumca öğrenilmemesi durumunda da, ikinci fıkra
hükümleri uygulanır.
Kısa vadeli sigorta
kollarında dikkate alınmayan süreler
MADDE 30- Kısa vadeli sigorta kolları bakımından;
a) Herhangi bir sebeple silah altına alınan sigortalının
askerlikte geçen hizmet süresi,
b) Hükümlülükle sonuçlanmayan tutuklulukta geçen süre,
c) İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık
sigortalarından geçici iş göremezlik ödeneği alan sigortalının iş göremediği
süre,
d) Sigortalının greve iştirak etmesi veya işverenin lokavt
yapması hallerinde geçen süre,
19 uncu maddede belirtilen çalışma sürelerine girmediği
gibi, iş göremezliğin başladığı veya hastalığın anlaşıldığı yahut doğumun
olduğu tarihten önceki bir yılın hesabında da dikkate alınmaz.
DÖRDÜNCÜ
BÖLÜM
Uzun
Vadeli Sigorta Hükümleri
Kimlerin malûl sayılacağı
MADDE 31- Sigortalının talebi üzerine Kurumca
yetkilendirilen sağlık kurullarınca usûlüne uygun düzenlenecek raporlar ve
dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi sonucu, çalışma gücünün en az üçte
ikisini yitirdiği veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün
en az % 66'sını kaybettiği Kurum Sağlık Kurulunca tespit edilen sigortalı,
malûllük sigortası bakımından malûl sayılır.
Ancak, sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı
tarihte, malûliyete esas hastalık veya arızanın çalışma gücünün üçte ikisini
yitirmesine neden olacağı bu rahatsızlığın mahiyeti gereği tıbben
anlaşılabiliyorsa veya önceden veya sonradan tespit edilen belgelerden
sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce sigortalının
çalışma gücünün üçte ikisini yitirdiği tespit edilirse, sigortalı bu hastalık
veya arızası sebebiyle malûllük sigortası yardımlarından yararlanamaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Malûllük sigortasından
sağlanan yardım
MADDE 32- Malûllük sigortasından sağlanan yardım, malûllük
aylığı bağlanmasıdır.
Malûllük aylığından
yararlanma şartları
MADDE 33- Sigortalıya malûllük aylığı bağlanabilmesi için
sigortalının;
a) 31 inci maddeye göre malûl sayılması,
b) En az 3600 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları
primi ödemiş olması,
c) Malûliyeti nedeniyle sigortalı olarak çalıştığı işten
ayrıldıktan veya işyerini kapattıktan veya devrettikten sonra Kurumdan yazılı
istekte bulunması,
d) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre
sigortalı sayılanların ayrıca, genel sağlık sigortası primi dahil kendi
sigortalılığı nedeniyle prim borcunun olmaması,
şarttır.
Ancak, birinci fıkranın (b) bendinin uygulamasında başka
birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malûl olan sigortalılar için 1800 gün
malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak yeterlidir.
Malûllük aylığının
hesaplanması
MADDE 34- Malûllük aylığı, 39 uncu maddeye göre 9000 gün
prim ödenmiş gibi hesaplanacak aylık bağlama oranı, prim ödeme gün sayısı 9000
günden fazla olanlar için ise toplam süreye göre hesaplanacak aylık bağlama
oranı, dikkate alınarak hesaplanır. Sigortalı başka birinin sürekli bakımına
muhtaç ise tespit edilen aylık bağlama oranı 20 puan artırılır.
Malûllük aylığının
başlangıcı
MADDE 35- Malûllük aylığı, sigortalının;
a) Malûl sayılmasına esas tutulan rapor istek tarihinden
önce ise, yazılı istek tarihini,
b) Malûl sayılmasına esas rapor yazılı istek tarihinden
sonraki bir tarihte ise, rapor tarihini,
c) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında
bulunanların çalıştıkları işyerine müracaatları halinde görevlerinden
ayrıldıkları tarihi,
takip eden ödeme dönemi başından itibaren başlar.
Sigortalı aylığın başlangıç tarihinde geçici iş göremezlik
ödeneği almakta ise, malûllük aylığı geçici iş göremezlik ödeneği verilme
süresinin sona erdiği tarihten sonraki aybaşından başlar. Ancak, bağlanacak
malûllük aylığı, sigortalının almakta olduğu geçici iş göremezlik ödeneğinin
aylık tutarından fazla ise aradaki fark, birinci fıkraya göre tespit edilecek
tarihten başlanarak verilir.
Malûllük aylığının
kesilmesi ve yeniden başlaması
MADDE 36- Malûllük aylığı almakta iken bu Kanuna göre
sigortalı olmayı gerektiren bir işte çalışanların malûllük aylıkları, çalışmaya
başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başından itibaren kesilir.
Bu Kanuna göre sigortalı olmayı gerektiren bir işte
çalışması nedeniyle malûllük aylıkları kesilenlerden çalışması sona erip,
malûllük aylığı verilmesi için yazılı istekte bulunanlara, kontrol muayenesine
tabi tutulmak ve malûllüğünün devam ettiği anlaşılmak şartıyla, eski malûllük
aylığı, yazılı istekte bulunduğu tarihten sonraki ödeme dönemi başından
itibaren ödenmeye başlanır. Ancak, bu gibi sigortalılar için yazılı istek
tarihlerine göre yeniden malûllük aylığı hesaplanır ve bu aylık önceden
bağlanan malûllük aylığından fazla ise hesaplanan yeni aylık üzerinden ödeme
yapılır.
Yaşlılık sigortasından
sağlanan yardımlar
MADDE 37- Yaşlılık sigortasından sağlanan yardımlar
şunlardır:
a) Yaşlılık aylığı bağlanması,
b) Toptan ödeme yapılması.
Yaşlılık aylığından
yararlanma şartları
MADDE 38- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk
defa sigortalı olanlar;
a) Kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmuş olmaları ve
en az 9000 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmaları
şartıyla yaşlılık aylığından yararlanabilirler.
b) Yaşlılık aylığından faydalanmak için (a) bendinde
belirtilen yaş şartı,
1) 1/1/2036-31/12/2037 tarihleri arasında kadın ise 59,
erkek ise 61,
2) 1/1/2038-31/12/2039 tarihleri arasında kadın ise 60,
erkek ise 62,
3) 1/1/2040-31/12/2041 tarihleri arasında kadın ise 61,
erkek ise 63,
4) 1/1/2042-31/12/2043 tarihleri arasında kadın ise 62,
erkek ise 64,
5) 1/1/2044-31/12/2045 tarihleri arasında kadın ise 63,
erkek ise 65,
6) 1/1/2046-31/12/2047 tarihleri arasında kadın ise 64,
erkek ise 65,
7) 1/1/2048-31/12/2056 tarihleri arasında kadın ve erkek 65,
8) 1/1/2057-31/12/2065 tarihleri arasında kadın ve erkek 66,
9) 1/1/2066-31/12/2074 tarihleri arasında kadın ve erkek 67,
10) 1/1/2075 tarihinden itibaren ise kadın ve erkek 68,
yaşını doldurmuş olmak şeklinde uygulanır.
Sigortalılar 5400 gün prim ödemek ve birinci fıkranın (a) ve
(b) bentlerinde yer alan yaş hadlerine üç yıl eklenmek şartıyla da yaşlılık
aylığından yararlanabilirler.
Sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce
31 inci maddenin ikinci fıkrasına göre malûl sayılmayı gerektirecek derecede
hastalık veya arızası bulunan ve bu nedenle malûllük aylığından yararlanamayan
sigortalılara en az onbeş yıldan beri sigortalı bulunmak ve en az 4000 gün
malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak şartıyla yaşlılık
aylığı bağlanır.
Kurumca yetkilendirilen sağlık kurullarınca usûlüne uygun
düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi sonucu Kurumca
sakatlığının;
a) % 60-65 arasında olduğu anlaşılan sigortalılar en az 16
yıldan beri sigortalı olmaları ve 4000 gün,
b) % 50-60 arasında olduğu anlaşılan sigortalılar en az 18
yıldan beri sigortalı olmaları ve 4360 gün,
c) % 45-50 arasında olduğu anlaşılan sigortalılar en az 20
yıldan beri sigortalı olmaları ve 4720 gün,
malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak
şartıyla birinci fıkranın (a) bendindeki yaş şartları aranmaksızın yaşlılık
aylığına hak kazanırlar.
Birinci fıkrada belirtilen yaşlılık aylıklarından
yararlanabilmek için, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde
belirtilen sigortalının çalıştığı işten ayrıldıktan, (b) bendinde belirtilen
sigortalının işyerini kapatacağını belgeledikten, (c) bendinde belirtilen
sigortalıların ise yetkili makamdan emekliye sevk onayı aldıktan sonra yazılı
istekte bulunması şarttır.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen
sigortalılar için ayrıca, yazılı talepte bulunduğu tarih itibarıyla genel
sağlık sigortası primi dahil kendi sigortalılığı nedeniyle prim borcunun
olmaması şarttır.
Bu maddenin uygulamasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Yaşlılık aylığının
hesaplanması
MADDE 39- Yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalıların
aylığı, aşağıdaki hükümlere göre belirlenecek ortalama aylık kazancı ile aylık
bağlama oranının çarpımı sonucunda bulunan tutardır.
Ortalama aylık kazanç, sigortalının her takvim yılına ait
prime esas kazancı, kazancın ait olduğu takvim yılından itibaren aylık talep
tarihine kadar geçen takvim yılları için, her yıl gerçekleşen ortalama prime
esas kazançta değişim oranının % 50'si ve Aralık ayına göre Devlet İstatistik
Enstitüsü tarafından açıklanan en son temel yıllı kentsel yerler tüketici fiyat
indeksindeki değişim oranının % 50'si toplanarak bulunacak oran kadar
artırılarak bulunan kazançlar toplamının, toplam prim ödeme gün sayısına
bölünmesi suretiyle bulunacak ortalama günlük kazancın otuz katıdır.
Aylık bağlama oranı, sigortalının malûllük, yaşlılık ve ölüm
sigortalarına tabi geçen toplam prim ödeme gün sayısının her 360 günü için
31/12/2016 tarihine kadar % 2,5; 1/1/2016 tarihinden itibaren ise % 2 olarak
uygulanır. Bu hesaplamada 360 günden eksik süreler orantılı olarak dikkate
alınır. Ancak aylık bağlama oranı hiçbir şekilde % 90'ı geçemez.
Aylığın başlangıç tarihinin yılın ikinci altı aylık dönemine
rastlaması halinde, yukarıdaki şekilde hesaplanan aylık 78 inci maddeye göre
Temmuz ödeme dönemi için gelir ve aylıklara uygulanan artış oranı kadar
artırılarak sigortalının aylık başlangıç tarihindeki aylığı hesaplanır.
Yaşlılık aylığının
başlangıcı
MADDE 40- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b)
bentlerinde belirtilen sigortalılardan yaşlılık aylığına hak kazananlara,
yazılı istek tarihinden sonraki ödeme dönemi başından başlanarak, (c) bendinde
belirtilen sigortalılardan talep tarihinde kurumlarında çalışmaya devam
edenlere görevinden ayrıldığı tarihi takip eden ödeme dönemi başından, açıkta
iken istekte bulunanlara ise istek tarihini takip eden ödeme dönemi başından
itibaren aylık bağlanır.
Aylığın ödenmesine başlanacağı tarihte hastalık
sigortasından geçici iş göremezlik ödeneği almakta olan sigortalının yaşlılık
aylığı, geçici iş göremezlik ödeneği verilme süresinin sona erdiği tarihi takip
eden ödeme dönemi başından başlar. Ancak, bağlanacak yaşlılık aylığı geçici iş
göremezlik ödeneğinin aylık tutarından fazla ise, aradaki fark birinci fıkraya
göre tespit edilecek tarihten başlanarak verilir.
Yaşlılık aylığının kesilmesi
veya sosyal güvenlik destek primi ödenmesi
MADDE 41- Yaşlılık aylığı almakta iken sigortalı olarak
yeniden çalışmaya başlayanların yaşlılık aylıkları, yazılı talepleri
aranmaksızın çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başında kesilir.
Yaşlılık aylıkları kesilenlerden yeniden çalıştıkları süre zarfında 110 uncu
maddeye göre belirlenen prime esas kazançları üzerinden 111 inci madde
gereğince kısa ve uzun vadeli sigorta kollarına ait prim alınır. Bu Kanuna tabi
çalışmaya başlaması nedeniyle yaşlılık aylıkları kesilenlerden, işten ayrılarak
veya işyerini kapatarak yeniden yaşlılık aylığı bağlanması için yazılı istekte
bulunan sigortalıya, yazılı istek tarihini takip eden ödeme dönemi başından
itibaren yeniden yaşlılık aylığı hesaplanarak bağlanır. Bu durumda olanların
yeniden hesaplanan yaşlılık aylığı, 78 inci maddeye göre yeni talep tarihine
kadar yükseltilen eski aylıklarının altında olamaz.
Yaşlılık aylığı almakta iken sigortalı olarak yeniden
çalışmaya başlayanlardan aylıklarının kesilmemesi için yazılı istekte
bulunanların yaşlılık aylıklarının ödenmesine devam edilir. Bunlardan 110 uncu
maddeye göre tespit edilen prime esas kazançlar üzerinden 111 inci maddenin (e)
bendi gereğince sosyal güvenlik destek primi alınır. Sosyal güvenlik destek
primi ödenmiş süreler bu Kanuna göre malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları
prim ödeme gün sayısına ilave edilmez. 42 nci ve 49 uncu madde hükümlerine göre
toptan ödeme yapılmaz.
Birinci fıkraya göre yaşlılık aylığı kesilenler,
çalıştıkları süre içinde ikinci fıkra hükümlerinin uygulanmasını; ikinci
fıkraya göre yaşlılık aylığı kesilmeden çalışanlar ise çalıştıkları süre içinde
haklarında birinci fıkra hükümlerinin uygulanmasını isteyebilirler. Bu durumda
yazılı talep tarihini takip eden ödeme dönemi başından itibaren talep ettikleri
birinci veya ikinci fıkra hükümleri uygulanır.
Toptan ödeme ve ihya
MADDE 42- Sigortalı olarak çalıştığı işten ayrılan veya
işyerini kapatan ve yaşlılık aylığı bağlanması için gerekli yaş şartını
doldurduğu halde malûllük ve yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanamayan
sigortalıya, kendi adına ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları
primlerinin her takvim yılına ait tutarı, primin ait olduğu takvim yılından
itibaren yazılı istek tarihine kadar geçen takvim yılları için her yılın Aralık
ayına göre Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan en son temel yıllı
kentsel yerler tüketici fiyatları indeksindeki değişim oranı kadar artırılarak
ve bu şekilde bulunan güncelleştirilmiş miktarlar toplamı başvurunun yapıldığı
yılın Ocak ayı ile ödemenin yapıldığı tarih arasında geçen her ay için tüketici
fiyat indeksindeki aylık değişim oranı kadar ayrıca artırılarak toptan ödeme
şeklinde verilir.
Toptan ödeme yapılarak hizmetleri tasfiye edilmiş
bulunanlardan yeniden bu Kanuna tabi olarak yahut bu Kanunla yürürlükten
kaldırılmış kanunlara göre malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş
olanlar, yazılı olarak müracaat etmeleri halinde, aldıkları toptan ödemenin,
ödeme tarihini takip eden takvim ayı başından itibaren yazılı istek tarihine
kadar geçen takvim ayları için Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan
en son temel yıllı kentsel yerler tüketici fiyatları indeksindeki değişim oranı
ile güncellenerek bulunan tutarını talep tarihini takip eden ayın sonuna kadar
ödemeleri halinde, bu hizmetler ihya edilerek bu Kanunun uygulanmasında dikkate
alınır.
Ölüm sigortasından
sağlanan yardımlar
MADDE 43- Ölüm sigortasından sigortalının hak sahiplerine
sağlanan yardımlar şunlardır:
a) Aylık bağlanması,
b) Ölüm toptan ödemesi yapılması,
c) Aylık almakta olan eş ve çocuklara evlenme yardımı
yapılması,
d) Hak sahibine cenaze yardımı verilmesi.
Ölüm aylığı bağlama
şartları
MADDE 44- Ölüm aylığı;
a) En az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları
primi ödemiş,
b) Malûllük veya yaşlılık aylığı almakta iken veya malûllük
veya yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanmış olup henüz işlemi tamamlanmamış,
c) Bağlanmış bulunan malûllük veya yaşlılık aylığı,
sigortalı olarak çalışmaya başlamaları sebebiyle kesilmiş,
durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine yazılı
istekte bulunmaları halinde bağlanır.
Ölüm sigortasından
bağlanacak aylığın hesaplanması
MADDE 45- Sigortalının ölümü halinde hak sahiplerine
bağlanan aylığın hesaplanmasında;
a) Sigortalının almakta olduğu veya bağlanmasına hak
kazandığı malûllük veya yaşlılık aylığı,
b) Malûllük veya yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra
sigortalı olarak çalışmaya başlaması sebebiyle aylığı kesilen sigortalının ölüm
tarihi esas alınarak 34 üncü veya 39 uncu maddelere göre tespit edilecek
aylığı,
c) En az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları
primi ödemiş olan sigortalının, 39 uncu maddeye göre 9000 gün prim ödenmiş gibi
hesaplanacak aylık bağlama oranı, prim gün sayısının 9000 günden fazla olması
halinde bu süreye göre hesaplanacak aylık bağlama oranı üzerinden hesaplanacak
aylığı,
esas alınır.
Sigortalı başka birinin sürekli bakımına muhtaç durumda
malûl sayılarak aylık bağlanmasına hak kazanmış ise, birinci fıkranın (a) ve
(b) bentlerinin uygulanmasında bu durum dikkate alınmaz.
Ölüm aylığının hak
sahiplerine paylaştırılması
MADDE 46- Ölen sigortalının 45 inci madde hükümlerine göre
hesaplanacak aylığının;
a) Bu Kanuna tabi bir işte çalışan veya bu çalışmaları
nedeniyle gelir veya aylık alan dul eşine % 50'si; çalışmayan veya kendi
çalışmaları nedeniyle gelir veya aylık almayan veya aylık alan çocuğu
bulunmayan dul eşine % 75'i,
b) Bu Kanun kapsamında çalışmayan veya kendi çalışmaları
nedeniyle gelir veya aylık almayan;
1) 18 yaşını, orta öğrenim yapması halinde 20 yaşını, yüksek
öğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurmayan çocukların,
2) Çalışamayacak durumda malûl bulunan çocukların,
3) Yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla
beraber sonradan boşanan veya dul kalan kız çocukların,
her birine % 25'i,
c) (b) bendinde belirtilen çocuklardan sigortalının ölümü
ile anasız ve babasız kalan veya sonradan bu duruma düşenlerle, ana ve babaları
arasında evlilik bağlantısı bulunmayan veya sigortalının ölümü tarihinde
evlilik bağlantısı bulunmakla beraber ana veya babaları sonradan evlenenlerin
her birine % 50'si,
d) Hak sahibi eş ve çocuklardan artan hisse bulunduğu veya
hak sahibi eş veya çocuk bulunmadığı durumlarda muhtaç ana ve babasının her
birine % 25'i,
oranında aylık bağlanır.
Sigortalı tarafından evlât edinilmiş, tanınmış veya soybağı
düzeltilmiş veya babalığı hükme bağlanmış çocukları ile sigortalının ölümünden
sonra doğan çocukları, bağlanacak aylıktan yukarıda belirtilen esaslara göre
yararlanır.
Hak sahiplerine bağlanacak aylıkların toplamı sigortalıya
ait aylığın tutarını geçemez. Bu sınırın aşılmaması için gerekirse hak
sahiplerinin aylıklarından orantılı olarak indirimler yapılır.
Ölüm aylığının başlangıcı
MADDE 47- Ölüm sigortasından sigortalının hak sahiplerine
bağlanacak aylıklar;
a) Sigortalının ölüm tarihini,
b) Hak sahibi olma niteliğinin ölüm tarihinden sonra
kazanılması halinde, bu niteliğin kazanıldığı tarihi,
takip eden ödeme dönemi başından itibaren başlatılır.
Hak sahibi aylıklarının
kesilmesi ve yeniden bağlanması
MADDE 48- Hak sahiplerine bağlanan aylıklar 46 ncı maddede
belirtilen şartların ortadan kalktığı tarihi takip eden ödeme dönemi başından
itibaren kesilir.
Aylığın kesilmesine yol açan sebebin ortadan kalkması
halinde, 46 ncı maddede belirtilen şartlar saklı kalmak kaydıyla, müracaat
tarihini takip eden dönem başından itibaren yeniden aylık bağlanır. Ancak
evliliğin ölüm nedeniyle sona ermesi durumunda, önceki aylığın yeniden
bağlanması, sonraki eşten dolayı aylık hakkının doğmaması şartına bağlıdır.
Yeniden bağlanan aylık, aylığın kesildiği tarihten tekrar
bağlandığı tarihe kadar geçen süre için 78 inci maddeye göre artırılması
suretiyle belirlenir.
Bu madde gereğince aylığı kesilen çocuklardan sonradan
çalışamayacak durumda malûl olanlara, bu Kanuna tabi olarak yurt içinde ya da
sosyal güvenlik anlaşması imzalanmış ülkelerde çalışmamaları veya buralardan
kendi çalışmalarından veya eşinden dolayı gelir veya aylık almamaları şartıyla
malûllük durumlarının tespitine esas teşkil eden rapor tarihini takip eden
ödeme dönemi başından itibaren aylık bağlanır. 128 inci madde hükmü saklıdır.
Ölüm toptan ödemesi ve
ihya
MADDE 49- Ölen sigortalının hak sahiplerine ölüm aylığı
bağlanamaması durumunda, ölüm tarihi esas alınmak kaydıyla 42 nci maddenin birinci
fıkrasına göre hesaplanan tutar, 46 ncı madde hükümleri dikkate alınarak hak
sahiplerine toptan ödeme şeklinde verilir.
Hak sahiplerine yapılacak toptan ödemenin toplamı,
sigortalıya yapılacak toptan ödeme miktarını geçemez. Bu sınırın aşılmaması
için gerekirse hak sahiplerinin hisselerinden orantılı olarak indirimler
yapılır.
Toptan ödeme yapıldıktan sonra artan miktar olursa
sigortalının ölümünden sonra doğan veya soybağı düzeltilen veya babalığı hükme
bağlanan çocuklarına da bu madde hükümlerine göre toptan ödeme yapılır.
Bu Kanuna göre toptan ödeme yapılarak tasfiye edilmiş
sürelere, borçlanılarak veya yurt dışı hizmetleri birleştirilerek veya sonradan
hizmet tespiti suretiyle ayrıca hak kazanılan sürelerin eklenmesi suretiyle
ölüm sigortasından yararlanmak için gerekli prim ödeme gün sayısının
tamamlanabilmesi halinde, hak sahiplerinin yazılı isteği üzerine 42 nci
maddenin ikinci fıkrasına göre ihya edilebilir. Yukarıdaki süreler, ihya edilen
süreye ilişkin tutar dahil her türlü borçların ödendiği tarihi takip eden
aybaşı itibarıyla bu Kanuna göre aylık bağlanmasında dikkate alınır.
Evlenme yardımı
MADDE 50- Gelir veya aylık almakta olan eş ve çocukların
evlenmeleri ve talepte bulunmaları halinde almakta oldukları aylık veya
gelirlerinin bir yıllık tutarı bir defaya mahsus olmak üzere evlenme yardımı
olarak verilir.
Evlenme yardımı alan hak sahibinin aylığının kesildiği
tarihten itibaren bir yıl içerisinde boşanması halinde, bir yıllık sürenin
sonuna kadar gelir veya aylık bağlanmaz.
Evlenme yardımı yapılması halinde diğer hak sahiplerinin
aylık ve gelirleri evlenme yardımı yapılan sürenin bitimini takip eden ödeme
döneminden itibaren 46 ncı maddeye göre yeniden belirlenir.
Cenaze yardımı
MADDE 51- İş kazası veya meslek hastalığı sonucu veya sürekli
iş göremezlik geliri, malûllük veya yaşlılık aylığı almakta iken veya kendisi
için en az 360 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi ödenmiş olup da
ölen sigortalının hak sahibine asgarî ücretin üç katı tutarında cenaze yardımı
ödenir. Cenaze yardımı sırasıyla sigortalının eşine, yoksa çocuklarına, o da
yoksa ana babasına, o da yoksa kardeşlerine yapılır.
Cenaze yardımının yukarıdaki fıkraya göre ödenemediği ve
sigortalının cenazesinin gerçek veya tüzel kişiler tarafından kaldırılması
durumunda, belgelere dayanan ve birinci fıkrada belirtilen miktarı ve yapılan
harcamayı geçmeyen masraflar bunlara ödenir.
Uzun vadeli sigorta
kolları bakımından sigortalılık süresi
MADDE 52-
Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında dikkate alınacak
sigortalılık süresinin başlangıcı; sigortalının, mülga 5417 sayılı İhtiyarlık
Sigortası Kanununa, mülga 6900 sayılı Malûliyet, İhtiyarlık ve Ölüm Sigortaları
Hakkında Kanuna, 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa,
2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız
Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununa, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı
Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununa, 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı
Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa ve
8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa
veya bu Kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir.
Bu Kanunun uygulanmasında 18 yaşından önce malûllük,
yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını
doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Bu tarihten önceki süreler için
ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri prim ödeme gün
sayılarının hesabına dahil edilir.
Aylık ve gelir bağlama işlemlerinde dikkate alınan
sigortalılık süreleri, sigortalılığın başlangıç tarihi ile sigortalının aylık
veya gelir bağlanması için yazılı istekte bulunduğu tarih arasında geçen
süredir. 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalılar
bakımından sigortalılık süresi, sigortalılığın başlangıç tarihi ile 64 üncü
maddeye göre emekliye sevk onayı tarihi arasında geçen süredir.
Uzun vadeli sigorta
kolları bakımından üçüncü kişinin sorumluluğu
MADDE 53- Üçüncü bir kişinin suç sayılabilir bir hareketiyle
malûllük veya ölüm sigortasından yardım yapılmasını gerektiren bir halin
doğması durumunda, Kurum sigortalı veya hak sahiplerine gerekli sigorta
yardımlarını yapar. Ancak, Kurum yapılan bu yardımların ilk peşin sermaye
değeri için üçüncü kişilere, istihdam edenlere ve diğer sorumlulara rücû eder.
Taksirli suç sayılabilir hareketiyle malûllük veya ölüm
sigortasından yardım yapılmasına neden olan üçüncü kişinin, sigortalının eşi,
çocukları, ana ve babası olması halinde bu kişilere rücû edilmez.
Fiilî hizmet süresi zammı
MADDE 54- Aşağıda belirtilen görevlerde ve işyerlerinde
çalışan sigortalıların, bu görevlerinde fiilen çalışmak suretiyle geçen hizmet
sürelerine, bu sürelerin her 360 günü için karşılarında gösterilen prim gün
sayıları, fiilî hizmet süresi zammı olarak eklenir. Bu görevlerde ve
işyerlerinde geçen 360 günden eksik sürelere ait fiilî hizmet süresi zammı, 360
gün için eklenen fiilî hizmet süresi ile orantılı olarak belirlenir.
|
|
Eklenecek |
Kapsamdaki
Sigortalılar |
Kapsamdaki
İşyerleri/İşler |
Gün
Sayısı |
|
|
|
1)
Fabrika, atölye, boya, asit |
Çelik,
demir, pirinç ve tunç döküm işlerinde |
90 gün |
havuzları,
tersane ve depolarla |
zehirli,
boğucu, yakıcı, öldürücü ve patla- |
|
trafo
binalarında çalışanlar |
yıcı
gaz, asit, boya işleri ile gaz maskesiyle |
|
|
çalışmayı
gerektiren başka işlerde, patlayıcı |
|
|
maddeler
yapılmasında, lokomotif ve |
|
|
gemi
kazanlarının onarılması ve temizlenmesi |
|
|
işlerinde,
gemilerin sintine, dabilbotom gibi |
|
|
kapalı
sarnıçlar içindeki raspa ve boya |
|
|
işlerinde,
oksijen, elektrik kaynağı, keski, |
|
|
tabanca
ve perçin, takım sertleştirilmesi |
|
|
ve kum
püskürtme suretiyle raspa işlerinde |
|
|
|
|
2) Basım
ve gazetecilik işyerle- |
Solunum
ve cilt yoluyla vücuda geçen gaz |
90 gün |
rinde
4857 sayılı İş Kanununa |
veya
diğer zehirleyici maddelerle çalışılan |
|
göre
çalışanlar |
işyerleri,
fazla gürültülü ve ihtizaz yapıcı |
|
|
makine
ve aletlerle çalışarak iş yapılan |
|
|
işyerleri,
tabiî ışığın hiç olmadığı veya |
|
|
münhasıran
suni ışık altında çalışılan |
|
|
işyerleri,
günlük mesainin yarıdan fazlası |
|
|
saat
20.00'den sonra çalışılarak yapılan |
|
|
işyerleri |
|
|
|
|
3) Gemi
adamları, gemi |
Denizde |
90 gün |
ateşçileri
kömürcüler, dalgıçlar |
|
|
4) Yer
altı veya yer altı |
Maden
işyerleri |
180 gün |
münavebeli
işyerlerinde |
|
|
yer
altında çalışanlar |
|
|
|
|
Eklenecek |
Kapsamdaki
Sigortalılar |
Kapsamdaki
İşyerleri/İşler |
Gün
Sayısı |
|
|
|
5)
Mesleği icabı; röntgen, |
Hastane,
sağlık tesisi ve laboratuvarlar |
120 gün |
radyum ve benzeri iyonizan |
|
|
radyasyonlarında
çalışan tabip, |
|
|
teknisyen,
sağlık memuru, |
|
|
radyasyon
fizikçisi ve teknisyeni |
|
|
ve
iyonizan radyasyonla bilfiil |
|
|
çalışan
bilumum personel ve |
|
|
yardımcıları |
|
|
|
|
|
6) İnfaz
koruma memurları, baş |
Ceza ve
tutukevlerinde |
90 gün |
memurları
ve diğer personel. |
|
|
|
|
|
7)
Pilot, hostes ve diğer uçuş |
Hava,
deniz ve kara yolları ulaşım firmaları |
90 gün |
görevlileri
ile gemi, uzun yol |
|
|
otobüs
kaptan ve yardımcıları ile |
|
|
bunların
seferlerinde çalışan |
|
|
diğer
personel |
|
|
|
|
|
8)
Muvazzaf subay, yedek subay, |
Türk
Silahlı Kuvvetlerinde |
90 gün |
astsubay,
uzman jandarma ve |
|
|
uzman
erbaşlar |
|
|
|
|
|
9)
Polis, komiser yardımcısı, |
Emniyet
ve polis birimlerinde, |
90 gün |
komiser,
başkomiser, emniyet |
Milli
İstihbarat Teşkilatında |
|
amiri,
emniyet müdürleri ile |
|
|
bu ve
daha yukarı derecelerdeki |
|
|
emniyet
mensupları, Milli |
|
|
İstihbarat
Teşkilatı görevlileri |
|
|
|
|
|
10)
Basın kartı yönetmeliğine |
Basın
müşavirlikleri |
90 gün |
göre
basın kartına sahip olmak |
|
|
suretiyle
gazetecilik yaparken, |
|
|
kamu
kurumlarına giren ve bu |
|
|
kurumlarda
meslekleriyle ilgili |
|
|
görevlerde
istihdam edilen |
|
|
sigortalılar |
|
|
|
|
|
11)
13/6/1952 tarihli ve |
5953
sayılı Kanun kapsamındaki işyerleri |
90 gün |
5953
sayılı Kanuna tâbi |
|
|
olarak
çalışan sigortalılar |
|
|
Fiilî hizmet zammı süresinin emeklilik yaşı ve aylıkların
hesaplanmasına etkisi
MADDE 55- 54 üncü maddeye göre hesaplanan fiilî hizmet zammı
süreleri beş yılı geçmemek üzere uzun vadeli sigorta kolları uygulamasında prim
ödeme gün sayısına eklenir ve emeklilik yaş hadlerinden indirilir.
Sigortalılık borçlanması
MADDE 56- Bu Kanuna göre sigortalı olarak tescil edilmiş
bulunanların;
a) Ücretsiz analık izni süreleri,
b) Kısmi çalışma durumunda çalışmadıkları süreleri,
c) Er veya erbaş olarak silah altında veya yedek subay
okulunda geçen süreleri,
d) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında
olanların personel mevzuatına göre aylıksız izin süreleri,
e) Emekliliğe tabi olmaksızın doktora öğrenimi veya tıpta
uzmanlık için yurt içinde veya yurt dışında geçirdikleri normal doktora veya
uzmanlık öğrenim süreleri,
f) Avukatlık stajını açıkta iken yapanların normal staj
süreleri,
g) 5434 sayılı Kanuna tabi olarak halen hizmette
bulunanlardan evvelce (E) cetveli veya yevmiyeli olarak geçen ve
borçlandırılmayan süreleri,
h) Herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına
alınanlardan bu suçtan dolayı beraat edenlerin tutuklulukta veya gözaltında
geçen süreleri,
i) Grev ve lokavtta geçen süreleri,
j) Tıp doktorlarının fahri asistanlıkta geçen süreleri,
k) Seçim kanunları gereğince görevlerinden istifa edenlerin,
istifa ettikleri tarih ile seçimin yapıldığı tarihi takip eden aybaşına kadar
açıkta geçirdikleri süreleri,
l) Diyanet İşleri Başkanlığı Teşkilatında Din Hizmetleri
Sınıfında görev yapanlardan:
1) Vakıflar Genel Müdürlüğüne bağlı mülhâk vakıf camilerinde
görev yapan ve ücretlerini bu Genel Müdürlükten alanların bu süreleri,
2) Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı camilerde kadrolu daimi
mezun imam, hatip ve müezzin kayyımlara vekalet edenlerin bu süreleri,
3) Köy, kasaba ve mahalle camilerinde dernek, vakıf veya köy
bütçesinden ücret alarak imam hatiplik yapanların bu süreleri,
kendilerinin veya hak sahiplerinin yazılı talepte
bulunmaları ve talep tarihinde 112 nci maddeye göre belirlenen prime esas
günlük kazanç alt sınırından, (i) bendinde belirtilen süreler için prime esas
günlük kazancın alt ve üst sınırları arasında olmak üzere kendilerince
belirlenecek günlük kazanç üzerinden hesaplanacak malûllük, yaşlılık ve ölüm
sigortaları primlerini borcun tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde ödemeleri
şartı ile borçlandırılır. Altı ay içinde primi ödenmeyen borçlanma süreleri
hizmetten sayılmaz.
Birinci fıkranın (l) bendinin (3) numaralı alt bendinde
belirtilen hizmetlerin borçlandırılabilmesi için ilgililerin bu görevleri
müftülükçe verilen buyrultu belgesine istinaden yapmış olmaları ve ücretlerinin
dernek, vakıf veya köy bütçesinden ödendiğinin, defter veya bordro, bu olmadığı
takdirde vergi dairesi kayıtlarına istinaden müftülükçe verilmiş belgelerle
kanıtlamaları gereklidir.
Primi ödenen borçlanma süresinin karşılığı olan gün sayısı
sigortalının prim ödeme gün sayısına eklenir. Bu Kanuna göre tespit edilen
sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler için borçlandırılma halinde,
sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlandırılan gün sayısı kadar geriye
götürülür. Sigortalılık borçlanması ile aylık bağlanmasına hak kazanılması
durumunda, ilgililere borcun ödendiği tarihi takip eden aybaşından itibaren
aylık bağlanır.
Yurt dışı hizmet
borçlanmasına ait süreler
MADDE 57- Türk vatandaşı iken yabancı bir
ülkede çalışmış olanlar, 18 yaşını doldurdukları tarihten sonraki yurt dışı
çalışmalarının dilediği kadarını Kurumca belirlenecek usûllerle belgelendirmek
suretiyle borçlanabilirler. Bunların hak sahipleri de bu Kanunla getirilen
haklardan yararlanırlar.
Borçlanılacak her bir gün için tahakkuk
ettirilecek borç miktarı, başvuru tarihindeki prime esas asgarî ve azamî günlük
kazanç arasında seçilecek günlük kazancın % 32,5'idir.
Borçlanılan süreler malûllük, yaşlılık ve
ölüm sigortaları bakımından bu Kanunda belirlenen esaslar dahilinde
değerlendirilir. Aylığın hesaplanmasında borçlanma tutarına esas günlük
kazancın otuz katı, borçlanma bedelinin ödendiği takvim yıllarına ait 39 uncu
maddeye göre hesaplanmış ortalama aylık kazanç kabul edilir.
Tahakkuk ettirilen borç miktarı tebliğ
edildiği tarihten itibaren otuz gün içerisinde ödenir.
Kısmi aylık alanlar tam aylığa yeterli gün
sayısını veya diledikleri kadarını borçlanabilirler.
Türkiye'de çalışması bulunmayanların
sigortalılıklarının başlangıç tarihi, borçlarının tamamını ödedikleri tarihten
borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülen tarihtir.
Sosyal güvenlik sözleşmesi akdedilmiş
ülkelerdeki hizmetlerini bu Kanuna göre borçlananların âkit ülkede ilk defa
çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak dikkate alınmaz.
Yurt dışında iken borçlanma isteğinde
bulunacak sigortalı ve hak sahipleri Yeni Türk Lirası olarak bildirilecek borç
miktarını döviz cinsinden, Türkiye'de ise Yeni Türk Lirası olarak öderler.
Borcun ödendiği miktara karşılık gelen gün sayısı aylığa esas alınır.
Bu Kanuna göre yaşlılık aylığı talebinde
bulunup işlemleri devam edenler veya aylık alırken yeniden yurt dışında hizmet
akdine bağlı olarak veya kendi nam ve hesabına çalışmaya başlayanlar ile
ikamete dayalı sosyal yardımlardan yararlananların aylık ve sosyal yardım zammı
toplamından % 32,5 oranında sosyal güvenlik destek primi kesilmek suretiyle
aylıklarının ödenmesine devam edilir. Bunların aylık aldıkları sürede yurt
dışında geçen çalışmaları bu Kanuna göre borçlandırılmaz.
Aylık alırken yurt dışında hizmet akdine
bağlı olarak veya kendi nam ve hesabına çalışmaya başlayanların talepleri
halinde bağlanan aylıkları çalışmaya başladıkları tarihte kesilir. Bunlar
dilerlerse bu hizmetlerini borçlanabilirler. Bunlardan yeniden aylık isteğinde
bulunanlar hakkında bu Kanun hükümleri uygulanır.
Yurt dışı
borçlanma primlerinin iadesi
MADDE 58- Bu Kanun kapsamında olanların
hesabına yabancı ülkelerdeki sosyal güvenlik kurumlarına yatırılmış bulunan
primlerin, ülkeler arasında sosyal güvenlik sözleşmeleri ile Türkiye'ye
transferlerinin sağlanması halinde;
a) Transfer olunan primlere ilişkin
sürelerin tamamını borçlanarak tahakkuk ettirilen borcunu ödemiş olanlara,
transfer olunan primlerin tamamı,
b) Transfer olunan primlere ilişkin
sürelerin bir kısmını borçlanarak tahakkuk ettirilen borcunu ödemiş olanlara,
transfer olunan primlerin borçlandıkları süreye isabet eden orandaki miktarı,
sigortalıya, hak sahiplerine veya
mirasçılarına iade edilir.
Tahakkuk eden borç miktarı, talep edilmesi halinde transfer
olunan primlerden tahsil edilebilir.
BEŞİNCİ
BÖLÜM
Kamu
Görevlilerine İlişkin Hükümler
Cumhurbaşkanlığı ve
Başbakanlık görevinde bulunanların aylıkları
MADDE 59- Cumhurbaşkanı iken bu görevinden herhangi bir sebep
ve suretle ayrılanlara, istekleri üzerine, müracaat tarihini takip eden
aybaşından itibaren, istek tarihinde Cumhurbaşkanına ödenmekte olan aylık
ödeneğin % 40'ı oranında yaşlılık aylığı bağlanır.
Ancak, herhangi bir sebep ve suretle görevden ayrılan
Cumhurbaşkanı, 38 inci maddeye göre yaşlılık aylığına hak kazanıyorsa, 39 uncu
maddeye göre yaşlılık aylığı ayrıca hesaplanır ve aylıklardan yüksek olanı
yaşlılık aylığı olarak bağlanır. 38 inci maddeye göre aylığa hak kazanılmıyorsa
birinci fıkraya göre bağlanan aylığın tümü, 38 inci maddeye göre aylığa hak
kazanılıyor ve 39 uncu maddeye göre hesaplanan aylık, birinci fıkraya göre
bağlanan aylıktan düşükse aradaki fark, Hazineden tahsil edilir.
Başbakan iken bu görevinden herhangi bir sebep ve suretle ayrılanlara,
istekleri üzerine, müracaat tarihini takip eden aybaşından itibaren, istek
tarihindeki Cumhurbaşkanlığı ödeneğinin % 40'ı esas alınarak Cumhurbaşkanına
bağlanacak yaşlılık aylığının % 75'i oranında yaşlılık aylığı bağlanır.
Ancak herhangi bir sebep ve suretle görevden ayrılan
Başbakan, 38 inci maddeye göre yaşlılık aylığına hak kazanıyorsa, 39 uncu
maddeye göre yaşlılık aylığı ayrıca hesaplanır ve aylıklardan yüksek olanı
yaşlılık aylığı olarak bağlanır. 38 inci maddeye göre aylığa hak kazanılmıyorsa
üçüncü fıkraya göre bağlanan aylığın tümü, 38 inci maddeye göre aylığa hak
kazanılıyor ve 39 uncu maddeye göre hesaplanan aylık, üçüncü fıkraya göre
bağlanan aylıktan düşükse aradaki fark, Hazineden tahsil edilir.
Cumhurbaşkanı veya Başbakan iken veya bu görevlerden
ayrıldıktan sonra ölenlerin hak sahiplerine, bu maddeye göre hesap edilen aylık
46 ncı madde hükümlerine göre ölüm aylığı olarak bağlanır.
Bu madde kapsamında bağlanan gelir ve aylıklar 78 inci madde
hükümlerine göre artırılır.
Bazı kamu görevlilerine
yaşlılık aylığı bağlanacak haller
MADDE 60- Bazı kamu görevlilerine yaşlılık aylığı
bağlanmasına ilişkin istisnalar aşağıdaki gibidir:
a) 5434 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesi gereğince yaş
haddinden emekliye ayrılanlara onbeş yıl fiilî hizmet sürelerini doldurmaları
halinde,
b) Otuz yıl fiilî hizmet sürelerini tamamlamış olanlara
kanunları gereğince kadrosuzluk nedeniyle re'sen emekliye sevk edilmeleri
halinde,
c) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında
olanlardan subay, astsubay, askerî memurlarla uzman jandarma ve uzman erbaşlar
ahlâk noktasından hükümle veya yetersizlik ya da disiplin sebeplerinden dolayı
sicilleri üzerine veyahut askerî mahkemelerce verilecek kararlar üzerine
kurumlarınca re'sen, bunlar dışında kalanlar ise ahlâk ve yetersizlik
sebeplerinden dolayı yönetmeliğine göre sicilleri üzerine kurumlarınca re'sen
emekliye sevk edilenlere, 38 inci maddede belirtilen yaş ve prim ödeme gün
sayısını, şayet kapsamında iseler 5434 sayılı Kanunun geçici 205 inci maddesinde
belirtilen yaş ve süreleri tamamlamaları halinde,
yaşlılık aylığı bağlanır.
Birinci fıkra gereğince bağlanan yaşlılık aylıkları, 38 inci
maddede aranan yaş ve prim ödeme gün sayısı tamamlanıncaya kadar bunları
çalıştıran kurumlardan tahsil edilir.
Kanunları gereğince açığa
alınanlar, tutuklananlar veya görevine son verilenlerin sigortalılıkları ve
primleri
MADDE 61- Kamu idarelerinde memur olarak çalışan
personelden, görevden uzaklaştırılan, görevi ile ilgili olsun veya olmasın
herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınanlardan kanunları gereğince
eksik aylığa müstahak bulunanların prime esas kazançlarının yarısı; kanunlarına
göre bu müddetler için sonradan görevlerine iade edilerek tam aylığa hak
kazananların ise prime esas kazançlarının tamamı üzerinden prim alınır.
Görevine son verilen memurlardan yargı kararı ile memuriyete
iade edilenlerin primleri, göreve son verildiği tarihten görevine başladığı
tarihe kadar emsali kadronun prime esas kazancına göre hesaplanır. Bu
durumdakilerin primlerine ait sigortalı ve işveren hisselerinin gecikme zamları
kurumlarınca ödenir ve bu süreler sigortalılık süresinden sayılır.
Birinci ve ikinci fıkraya göre sigortalılık durumu
değişenler için ek bildirge düzenlenerek Kuruma verilir ve bu durumda idarî para
cezası hükümleri uygulanmaz.
Bazı kamu görevlilerinin
prime esas kazançları ve kamu görevlilerinin prime esas kazanç tavanı
MADDE 62- Harp okulları ile fakülte ve yüksek okullarda
silahlı kuvvetler hesabına okuyanların ve astsubay sınıf okulu öğrencilerinin
öğrenci harçlıkları ile ilgisine göre teğmen veya astsubay çavuş prime esas
kazançları arasındaki farkın primi öğrenciler adına kurumlarınca ödenir.
Fakülte veya yüksek okulları kendi hesabına okuduktan sonra
muvazzaf subay nasbedilen veya yedek subaylık hizmetini takiben muvazzaf
subaylığa geçirilenlerin yüksek öğrenim süresinin fiilî hizmetten sayılması
nedeni ile doğacak borçlanma bedeli, göreve başladıkları tarihteki teğmen prime
esas kazancı üzerinden sigortalı prim hissesi kendilerince, işveren prim
hissesi de kurumlarınca verilmek suretiyle ödenir.
Talim ve manevra için rütbe ile silah altına alınan 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olan sigortalılardan
rütbelerinin prime esas kazançları, vazifelerinin prime esas kazancından fazla
olanların prime esas kazanç farklarına ait primleri vazife gördükleri
kurumlarınca ve seferberlik ve harp için silah altına alınanlardan vazife prime
esas kazançları, rütbelerinin prime esas kazancından fazla olanların prime esas
kazançları arasındaki farkın primleri de, rütbelerinin prime esas kazancını
ödeyen kurumca kesilerek Kuruma ödenir.
Kamu görevlilerinin kısa ve uzun vadeli sigorta kollarının
uygulaması bakımından prime esas kazançlarının tespitinde 112 nci maddede
belirtilen tavan sınırlaması aranmaz.
Harp malûllerine
verilecek malûllük zammının karşılığı
MADDE 63- Muvazzaf ve yedek subay, astsubay, uzman jandarma
çavuş, uzman erbaş ile Türk Silahlı Kuvvetlerince görevlendirilen kamu
görevlilerinden 5434 sayılı Kanunun 64 üncü maddesi uyarınca harp malûlü
olanlara verilecek her türlü malûllük zammı tutarının Kurumca belirlenecek
peşin sermaye değeri toplamı en geç otuz gün içinde Milli Savunma Bakanlığı
tarafından Kurumun göstereceği hesaplara yatırılır.
Harp malûllüğü aylığı alanların sigortalı olarak çalışmaya
başlamaları halinde bu aylıkları kesilmez.
Harp malûllerinin hak sahiplerine bağlanacak ölüm aylığının
tutarı, harp malûllüğü zammı da ayrıca dikkate alınarak hesap edilir.
Kamu görevlilerinin
emekliye sevk onayları
MADDE 64- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi
kapsamında olanların yaşlılık veya malûllük aylığı almak üzere görevleriyle
ilişiklerinin kesilmesi;
a) Re'sen emekliye sevk hallerinde, sigortalının çalıştığı
göreve atamasındaki usûle göre atamaya yetkili makamın,
b) İstek üzerine veya yaş haddi veya malûllük hallerinde
atamaya yetkili makamın,
c) Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, belediye
başkanları, belediye meclisi ve il genel meclisi üyelerinin yaşlılık aylığı
taleplerinde, malûliyet ve yaş haddi hallerinde adlarına prim kesilmiş en son
kurumun en yüksek amirinin, bunlardan bu görevlerinden önce herhangi bir kamu
kurumuna tabi olarak çalışmayanların son defa görev yaptıkları yer başkanının,
d) Kurumların yönetim kurulu üyelerinin istek, malûliyet ve
yaş haddi hallerinde, atanmalarında atamayı yapan kurumun en yüksek amirinin,
e) Danıştay Başkanının istek, malûliyet ve yaş haddi
hallerinde Başbakanlık, Sayıştay Başkanının aynı hallerde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığı,
onayı ile tekemmül eder.
Bakanlar Kurulu kararı veya müşterek kararname ile
atananların görevleriyle ilişiklerinin kesilmesi ilgili bakanın onayı ile
tekemmül eder.
Özelleştirilmeleri sonucu sermayesindeki kamu payı % 50'nin
altına düşen kuruluşlar ile satış veya devri yapılmış olan kuruluşlarda
çalışmakta iken emekliye ayrılanlar için emekliye sevk onayı aranmaz.
Birinci fıkranın (b) bendine göre emekliye ayrılmak
isteyenler için her durumda istek tarihinden itibaren bir aylık süre sonunda
ilişikleri kesilmiş sayılır.
İtibarî hizmet süreleri
MADDE 65- İtibarî hizmet süresi, bu Kanuna göre bağlanacak
aylıklar ve yapılacak toptan ödemelerin hesabında fiilen çalışılmak suretiyle
geçen hizmet sürelerine eklenen süredir.
Sigortalıların aşağıda yazılı görevlerde geçen zamlar hariç
fiilî hizmet sürelerinin her yılı için;
a) Muvazzaf ve yedek subay, astsubay, uzman jandarma çavuş
ve uzman erbaşlardan;
1) Harbi doğuran genel ve kısmi seferberliğe katılanların,
harbin ilanından seferberliğin bitim tarihine,
2) Seferberliği gerektiren iç tedip hareketlerine fiilen
katılan birliklerde görevli olanların, çarpışmaların başlangıcından
seferberliğin sona erdiği tarihe,
3) Harp veya seferberlik ilan edilmeden, Anayasanın 92 nci
maddesi veya Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalar uyarınca, yabancı
ülkelere gönderilen Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapanların, yabancı ülkeye
gönderildiği tarihten Türkiye'ye dönüş tarihine,
kadar geçen tutsaklık süreleri dahil fiilî hizmet
sürelerinin bir katı itibarî hizmet süresi olarak eklenir.
b) Kanunları gereğince aylıkları ödenmek suretiyle,
kurumları ile ilgileri kesilmeyerek, ikinci fıkranın (a) bendinin (1), (2) ve
(3) numaralı alt bentlerinde yazılı hareketlere sivil iştirakçi, er veya erbaş
olarak katılanların, bu durumlarda geçen fiilî hizmet sürelerinin, bu
tarihlerden sonra devam eden tutsaklık süreleri dahil, bir katı itibarî hizmet
süresi olarak eklenir.
c) Harp halinde düşmana tutsak düşen veya düşman tarafından
enterne edilen sigortalılardan kanunları gereğince, aylıkları ödenmek
suretiyle, kurumları ile ilgileri kesilmeyenlerin, bu durumlarda geçen fiilî
hizmet sürelerinin bir katı itibarî hizmet süresi olarak eklenir.
Yukarıdaki yazılı itibarî hizmet sürelerinin toplamı beş
yıldan fazla olamaz.
Eklenecek itibarî hizmet
süreleri
MADDE 66- Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel
Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı
Müsteşarlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Orman Genel Müdürlüğünde pilot, uçucu,
denizaltıcı, dalgıç, kurbağa adam ve paraşütçü görevleriyle ilgili kadro ya da
pozisyonlara atanarak bu görevleri fiilen yapanların bu sürelerinin her yılı
için altı ay itibarî hizmet süresi eklenir. Bunlardan 65 inci maddenin ikinci
fıkrasının (a) bendinin (1) ve (2) numaralı alt bentlerinde gösterilenler için
itibarî hizmet süresi zamları ayrıca eklenir.
İtibarî hizmet
sürelerinin etkisi ve itibarî hizmet süresi primi
MADDE 67- İtibarî hizmet süreleri aylık bağlama oranının
hesabında prim ödeme gün sayısına eklenir. Bu süreler yaşlılık aylığı
bağlanması için gerekli prim gün sayısı, yaş ve emekli ikramiyesi hesabında
nazara alınmaz.
Her yıl sonunda, sigortalının fiilî hizmet süresine 65 inci
ve 66 ncı maddeler uyarınca eklenen itibarî hizmet süresinin her otuz günü
için, yılın son ayında sigortalı adına ödenen sigortalı ve işveren prim toplamı
kadar ayrıca itibarî hizmet primi işverenden tahsil edilir.
Kamu görevlilerinin iş
göremezlik gelirleri ile malûllük aylıkları
MADDE 68- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi
kapsamında bulunan kamu görevlilerinden, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu
sürekli iş göremezlik geliri bağlanması gerekenlere veya aynı durumda olup 31
inci maddeye göre malûl sayılanlara, sürekli iş göremezlik geliri veya malûllük
aylıkları, 21 inci ve 34 üncü maddelere göre hesaplanan tutar % 30 artırılmak
suretiyle verilir.
Sürekli iş göremezlik geliri veya malûllük aylığının
artırılan bölümüne ait maliyetlerin Kurumca hesaplanan peşin sermaye değeri, en
geç otuz gün içinde bunları çalıştıran kamu idareleri tarafından Kurumca gösterilen
hesaplara yatırılır.
ALTINCI
BÖLÜM
İsteğe
Bağlı Sigorta Hükümleri
İsteğe bağlı sigorta
MADDE 69- İsteğe bağlı sigorta, bu Kanuna göre zorunlu
sigortalı sayılmayanların, prim ödemek suretiyle uzun vadeli sigorta kollarına
tabi olmalarını sağlayan sigortadır.
İsteğe bağlı sigorta
şartları
MADDE 70- İsteğe bağlı sigortalı olabilmek için;
a) Bu Kanuna tabi zorunlu sigortalı olmayı gerektirecek
şekilde çalışmamak veya kendi çalışmaları nedeniyle aylık bağlanmamış olmak,
b) 18 yaşını doldurmuş bulunmak,
c) İsteğe bağlı sigorta talep dilekçesiyle Kuruma başvuruda
bulunmak,
şarttır.
İsteğe bağlı sigorta
başlangıcı
MADDE 71- İsteğe bağlı sigortalılık, müracaatın Kurum
kayıtlarına intikal ettiği tarihi takip eden aybaşından itibaren başlar.
İsteğe bağlı sigortanın başladığı tarihte, 4 üncü maddeye
göre sigortalı olmayı gerektirecek çalışması bulunduğu tespit edilenlerin
isteğe bağlı sigortalılıkları, bu çalışmanın sona erdiği tarihi takip eden
aybaşından itibaren başlamış sayılır. Zorunlu sigortalılıkla çakışan isteğe
bağlı prim ödenen süreler iptal edilerek, bu süreye ilişkin ödedikleri primler
faiz uygulanmaksızın ilgililere iade edilir.
İsteğe bağlı sigorta
primleri
MADDE 72- İsteğe bağlı sigortalılar, 112 nci maddeye göre
belirlenen prime esas kazancın alt sınırı ile üst sınırı arasında
belirleyecekleri kazanç üzerinden % 20 oranında malûllük, yaşlılık ve ölüm
sigortaları ile % 12 oranında genel sağlık sigortası primi öderler.
İsteğe bağlı sigorta priminin, sigortalı tarafından
belirlenecek gün sayısı esas alınarak ait olduğu ayın sonuna kadar ödenmesi
zorunludur. İlgili ay içinde ödenmeyen isteğe bağlı sigorta primleri, bu
Kanunun uygulanmasında prim ödeme gün sayısının hesabında dikkate alınmaz.
İsteğe bağlı sigortalı olanlar, bakmakla yükümlü olunan kişi
olsa dahi, 84 üncü maddenin birinci fıkrasının (f) bendi kapsamında sigortalı
sayılır ve genel sağlık sigortası primini de ödemekle yükümlüdür.
İsteğe bağlı sigortanın
sona ermesi
MADDE 73- İsteğe bağlı sigortalılık;
a) Kısmi zamanlı çalışanlar hariç olmak üzere, 4 üncü
maddeye göre çalışmaya başlayanların çalışmaya başladıkları tarihten,
b) İsteğe bağlı sigortalılığını sona erdirme talebinde
bulunanların, primi ödenmiş son ayın bitiminden,
c) Aylık veya gelir bağlama talebinde bulunanların, aylığa
veya toptan ödemeye hak kazanmış olmak şartıyla talep tarihinden,
d) Ölen sigortalının ölüm tarihini takip eden aybaşından,
e) Genel sağlık sigortası priminin üst üste iki aydan fazla
süre ile ödenmemesi durumunda, son primin ait olduğu ayı takip eden aybaşından,
itibaren sona erer.
Birinci fıkranın (b) bendine göre isteğe bağlı sigortalılığı
sona eren sigortalının isteğe bağlı sigortaya devam edebilmesi için yeniden
müracaatta bulunması şarttır.
İsteğe bağlı sigorta
sürelerinin değerlendirilmesi
MADDE 74- İsteğe bağlı sigorta primi ödenmiş süreler,
malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları uygulamasında dikkate alınır.
YEDİNCİ
BÖLÜM
Kısa
ve Uzun Vadeli Sigorta Kollarına İlişkin Ortak Hükümler
Sigortalılık nedenlerinin
çakışması
MADDE 75- 4 üncü ve 5 inci maddelerde yer alan sigortalılık
nedenlerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektiren şekilde
çalışanlar;
a) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c)
bentlerinden birden fazlasına tabi olarak çalışmaları halinde tercih edecekleri
bent kapsamında,
b) 4 üncü madde ile 5 inci maddeye aynı anda tabi olmaları
halinde 4 üncü madde kapsamında,
sigortalı sayılır.
Aylık ve gelirlerin
birleşmesi
MADDE 76- Bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin
birleşmesi durumunda;
a) Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından;
1) Hem malûllük hem de yaşlılık aylığına hak kazanan
sigortalıya, bu aylıklardan yüksek olanı, aylıklar eşitse yalnız yaşlılık
aylığı,
2) Malûllük veya yaşlılık aylığı ile birlikte, ölen eşinden
dolayı da aylığa hak kazanan sigortalıya her iki aylığı,
3) Ana ve babasından ayrı ayrı aylığa hak kazanan çocuklara,
yüksek olan aylığın tamamı, az olan aylığın yarısı,
4) Birden fazla çocuğundan aylığa hak kazanan ana ve babaya
yüksek olan aylık,
ödenir.
b) İş kazası ile meslek hastalığı sigortasından;
1) Sürekli iş göremezlik geliriyle birlikte ölen eşinden
dolayı da gelire hak kazanan eşe her iki geliri,
2) Ana ve babadan ayrı ayrı gelire hak kazananlara, yüksek
olan gelirin tamamı, az olanın yarısı,
3) Birden fazla çocuğundan gelire hak kazanan ana ve babaya
yüksek olan gelir,
ödenir.
c) Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile iş kazası ve
meslek hastalığı sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse
sigortalıya veya hak sahibine bu aylık veya gelirlerden yüksek olanın tamamı az
olanın yarısı, eşitliği halinde ise iş kazası ve meslek hastalığının tümü,
malûllük ve yaşlılık aylığının yarısı bağlanır.
Birinci fıkraya göre yapılacak değerlendirmeler sonucunda
bir kişide ikiden fazla gelir veya aylık birleştiği takdirde bu gelir ve
aylıklardan en fazla ödemeye imkan veren iki dosya üzerinden gelir veya aylık
bağlanır, diğer dosya veya dosyalardaki gelir ve aylık hakları durum
değişikliği veya diğer bir dosyanın devreye girdiği tarihte düşer.
Değişen gelir ve
aylıkların başlangıcı
MADDE 77- Bu Kanuna göre gelir veya aylık bağlanan sigortalı
ile hak sahibi kişilerin durumlarının, kendilerine veya başka hak sahiplerine
bağlanmış bulunan gelir veya aylık miktarının düzeltilmesini gerektirir bir şekilde
değişmesi halinde, gelir veya aylık miktarları, değişikliğin meydana geldiği
tarihten sonraki ödeme dönemi başından başlanarak yeni duruma göre düzeltilir.
Gelir ve aylıkların
yükseltilmesi
MADDE 78- Bu Kanuna göre bağlanan gelir ve aylıklar, her
yılın Ocak ve Temmuz ödeme tarihlerinden geçerli olmak üzere, bir önceki altı
aylık döneme göre Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan en son temel
yıllı kentsel yerler tüketici fiyat indeksindeki değişim oranı kadar
artırılarak belirlenir.
Gelir ve aylıkların
ödenmesi
MADDE 79- Sigortalıya veya hak sahiplerine bağlanan gelir
veya aylıklar her ay peşin olarak ödenir.
Gelir ve aylıkların ödeme tarihleri, şekli ve ödeme
merkezleri Kurumca belirlenir.
Gelir ve aylık
bağlanmayacak haller
MADDE 80- Ölen sigortalının hak sahiplerinden;
a) Kendisinden aylık bağlanacak sigortalıyı veya gelir ya da
aylık alan sigortalıyı, kasten öldüren veya öldürmeye teşebbüs edenlere veya bu
Kanun gereğince sürekli iş göremez hale veya malûl duruma getirenlere,
b) Kendisinden aylık bağlanacak sigortalıya veya gelir ya da
aylık alan sigortalıya veya hak sahibine karşı ağır bir suç işlemesi veya
bunlara karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine
getirmemesi nedeniyle ölüme bağlı bir tasarrufla mirastan çıkarılanlara,
c) Sonraki eşinden dolayı bu Kanuna göre gelir veya aylığa
hak kazanan dul eşe önceki eşinden,
d) Evliliğin ölüm nedeniyle son bulması halinde, eşinden
dolayı bu Kanuna göre gelire veya aylığa hak kazanan çocuklara ana veya babadan,
gelir veya aylık bağlanmaz.
Yaş
MADDE 81- İş kazasıyla meslek hastalığı halinde, hak
sahiplerine bağlanacak gelirlerin hesabında, iş kazasının olduğu veya meslek
hastalığının hekim raporu ile ilk defa tespit edildiği tarihte nüfus kütüğünde
kayıtlı bulunan doğum tarihleri esas alınır.
Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına ilişkin yaş ile
ilgili hükümlerin uygulanmasında, sigortalıların ve hak sahibi çocuklarının,
mülga 5417 sayılı Kanun ve mülga 6900 sayılı Kanun ile 506 sayılı, 1479 sayılı,
2925 sayılı, 2926 sayılı ve 5434 sayılı kanunlara veya bu Kanuna göre ilk defa
malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olduğu tarihte, nüfus kütüğünde
kayıtlı bulunan doğum tarihleri, sigortalının bu Kanuna göre ilk defa çalışmaya
başladığı tarihten sonra doğan çocuklarının da nüfus kütüğüne ilk olarak
yazılan doğum tarihleri esas alınır.
İş kazası, meslek hastalığı, malûllük, yaşlılık ve ölüm
sigortalarından gelir ve aylık tahsisleri ile sermaye değerinin hesabında, iş
kazasının olduğu veya meslek hastalığının hekim raporuyla ilk defa tespit
edildiği veya sigortalıların bu Kanuna ve bu Kanunla yürürlükten kaldırılmış
kanunlara tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten sonraki yaş
tashihleri dikkate alınmaz.
Nüfus kayıtlarında doğum ay ve günleri yazılı olmayanlar 1
Temmuzda, doğum ayı yazılı olup da günü yazılı olmayanlar o ayın birinde doğmuş
sayılır.
Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının bu Kanunda belirlenen
yaş hadleri sebebiyle emeklilik işlemleri, doğum tarihlerinde ay ve gün yazılı
olmayanlar ile doğum günleri 1 Eylülden önce olanlar için 1 Eylül, doğum
günleri 1 Eylül ve daha sonra olanlar için müteakip yılın 1 Eylül tarihinde
yapılır.
Sosyal Sigorta Yüksek
Sağlık Kurulu
MADDE 82- Bu Kanunda yazılı olan görevleri yerine getirmek
üzere Milli Savunma Bakanlığınca görevlendirilecek bir ortopedi ve travmatoloji
uzmanından, Sağlık Bakanlığınca görevlendirilecek bir kalp damar cerrahisi
uzmanından, Bakanlıkça görevlendirilecek bir dahiliye uzmanından, Yüksek
Öğretim Kurulu tarafından Ankara'da bulunan üniversitelerin tıp fakültelerinden
seçilecek bir halk sağlığı, bir psikiatri ve bir göğüs hastalıkları öğretim
üyesinden, Kurumca görevlendirilecek malûliyet işlemlerinde deneyimli bir hekim
ile birer nöroşirürji ve kulak burun boğaz uzmanından, en fazla üyeye sahip
işveren kuruluşu tarafından seçilecek bir kardiyoloji uzmanından, en fazla
üyeye sahip işçi kuruluşu tarafından seçilecek bir göz hastalıkları uzmanından
ve en fazla üyeye sahip kamu çalışanlarını temsil eden konfederasyon tarafından
seçilecek bir nöroloji uzmanından teşekkül eden Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık
Kurulu kurulur.
Öğretim üyeliğinde kıdemli olan hekim, Kurula başkanlık
eder. Kurulda görevlendirilecek olan hekimlerin hizmet süreleri üç yıl olup,
yeniden görevlendirilebilirler. Bir takvim yılı içerisinde birbirini izleyen
beş veya toplam on toplantıya mazeretsiz olarak katılmayanların görevleri
kendiliğinden sona erer. Görevi sona eren hekimin yerine bir başka hekim,
yerini aldığı hekimin görev süresini tamamlayacak şekilde aynı usûlle
görevlendirilir.
Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kuruluna iştirak edenlere
katıldıkları her toplantı günü için 4000 gösterge rakamının memur aylık
katsayısı ile çarpılarak bulunacak miktar üzerinden toplantı ücreti ödenir.
Kurulun çalışmaları ile ilgili her türlü giderler Kurumca ödenir. Kurul gerek
gördüğü hallerde dışarıdan uzman kişilerin görüşüne başvurabilir.
Kurul, sigortalılar hakkında iş kazası ve meslek hastalığı
sonucu sürekli iş göremezlik derecesi tespiti ile çalışma gücünün üçte ikisinin
kaybına ilişkin Kurumca verilen kararlardan itiraza konu olanları inceleyerek
karara bağlar.
Kurul, bu Kanunda yazılı görevlerle sınırlı olmak kaydıyla,
mahkemelerden intikal eden ve bilirkişi sıfatıyla rapor düzenlenmesi talep
edilen dava dosyaları hakkında, gerekli incelemeleri yaparak görüş bildirir.
Mahkemeler, bahse konu dosyalar için Adalet Bakanlığınca belirlenen bilirkişi
ücretini kurul üyelerine iletilmek üzere Kurumun ilgili birimine gönderir.
Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun hizmetlerini ifa
etmesi için gerekli yer, malzeme ve personel Kurumca temin edilir.
Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun görev, yetki, çalışma
usûl ve esasları ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Denetleme ve kontrol
yetkisi
MADDE 83- Bu Kanun bakımından kısa ve uzun vadeli sigorta
kollarına ilişkin işlemlerin denetimi Kurumun denetim ve kontrol ile
görevlendirilmiş memurları eliyle yürütülür. Askerî işyerlerine ait sigorta
işlemlerinin denetim ve kontrolü, askerî denetim personeli veya bu konuda
görevlendirilen muhakkiklerce de yapılabilir.
Kurumun denetim ve kontrol elemanlarının görevleri sırasında
tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler,
yemin hariç her türlü delille ispatlanabilir. Bunlar tarafından düzenlenen
tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar muteberdir. İşverenler ve sigortalılar,
görevli denetim ve kontrol elemanlarına bilgi verilmek üzere çağrıldıkları
zaman gelmek, gerekli olan belge ve delilleri getirip göstermek ve vermek,
görevlerini yapmak için her türlü kolaylığı sağlamak ve bu yoldaki isteklerini
geciktirmeksizin yerine getirmekle yükümlüdür. Kurumun denetim ve kontrol
elemanları görevlerini yaparken, tüm kamu görevlileri gerekli kolaylığı
gösterir ve yardımcı olurlar.
Bu Kanunun uygulanması bakımından, Kurum denetim ve kontrol
elemanları 4857 sayılı Kanunda belirtilen denetim, teftiş ve kontrol yetkisini
haizdir.
İhaleli işler ile özel bina inşaatı işyerleri işverenlerine,
Kuruma prim borçlarının bulunmadığını gösteren ilişiksizlik belgesinin
verilmesinde, 1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest
Muhasebeci Malî Müşavirlik ve Yeminli Malî Müşavirlik Kanununa göre yetki
verilmiş serbest muhasebeci malî müşavirler ile yeminli malî müşavirler
tarafından işyeri kayıtlarının incelenmesi sonucunda Kuruma bildirildiği tespit
edilen işçilik tutarlarının uygunluğu, Kurumun denetim yetkisi saklı kalmak
kaydıyla, esas alınabilir. Usûl ve esasları Kurumca belirlenmiş hesaplama
yöntemine uygun olarak serbest muhasebeci malî müşavir ve yeminli malî
müşavirce düzenlenen rapor ile Kuruma yeterli işçilik bildirilmediği anlaşılan
işyeri ve işverenlerinin, tespit edilen fark işçilik tutarı üzerinden
hesaplanacak prim ve gecikme zammı tutarını 141 inci maddenin birinci
fıkrasının (d) bendi uyarınca verilecek idarî para cezaları ile birlikte
ödemeleri kaydıyla ilişiksizlik belgesi verilebilir. Kurumca belirlenen usûl ve
esaslara aykırı hareket ederek Kurum zararına sebebiyet verdiği anlaşılan
serbest muhasebeci malî müşavirler ile yeminli malî müşavirler tarafından
düzenlenen raporlar dikkate alınmaz ve bunların daha sonra düzenleyecekleri
raporlar hiçbir zaman Kurumca işleme konulmaz. Gerçeğe aykırı rapor düzenleyen
serbest muhasebeci malî müşavirler ile yeminli malî müşavirler hakkında Kurumun
genel hükümlere göre takip hakkı saklıdır.
Kamu idarelerinin denetim elemanları kendi mevzuatları
gereğince işyerlerinde yapacakları her türlü denetim ve incelemeler sırasında,
çalıştırılanların sigortalı olup olmadığını da tespit ederek sigortasız
çalıştırılanları Kuruma bildirmek zorundadır. Bu kurumlar ayrıca kendi
mevzuatları gereğince yaptıkları inceleme ve tespitler sırasında bu Kanuna göre
sigortalı sayılanların prime esas kazançlarının veya sigortalı gün sayılarının
eksik bildirilmesi sonucunu doğuran tespitlerini de en geç bir ay içinde Kuruma
bildirirler. Kurum bu bildirimleri esas almak üzere gerekli yasal işlemi yapar.
İlgililerin itiraz hakları saklıdır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
ÜÇÜNCÜ KISIM
Genel Sağlık Sigortası
Hükümleri
BİRİNCİ
BÖLÜM
Kapsamdaki
Kişiler ve Tescili
Genel sağlık sigortalısı
sayılanlar
MADDE 84- Türkiye'de yerleşik kişilerden;
a) 4 ve 5 inci maddeler gereğince sigortalı sayılanlar ile
isteğe bağlı sigortalı olan kişiler,
b) (a) bendine göre sigortalı sayılmayanlardan;
1) 18/6/1992 tarihli ve 3816 sayılı Ödeme Gücü Olmayan
Vatandaşların Tedavi Giderlerinin Yeşil Kart Verilerek Devlet Tarafından
Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında yeşil kart verilen kişiler,
2) Vatansızlar ve sığınmacılar,
3) 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş
Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun
hükümlerine göre aylık alan kişiler,
4) 24/2/1968 tarihli ve 1005 sayılı İstiklal Madalyası
Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında
Kanun hükümlerine göre şeref aylığı alan kişiler,
5) 28/5/1986 tarihli ve 3292 sayılı Vatani Hizmet Tertibi
Aylıklarının Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine göre aylık alan kişiler,
6) 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık
Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine göre aylık alan kişiler,
7) 24/5/1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve
Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu hükümlerine göre korunma, bakım ve rehabilitasyon
hizmetlerinden ücretsiz faydalanan kişiler,
8) 5434 sayılı Kanuna göre vazife malûllüğü aylığı alan er,
erbaş ve sivil görevliler,
c) Yerleşim yeri Türkiye olmayan Türk vatandaşları ile
oturma izni almış yabancı ülke vatandaşlarından bu maddenin (a) bendine göre
sigortalı sayılmayanlardan Türkiye'de bir yıldan fazla süreyle yerleşen
kişiler,
d) 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası
Kanunu gereğince işsizlik ödeneğinden yararlandırılan kişiler,
e) Gelir veya aylık alan kişiler,
f) (a), (b), (c), (d) ve (e) bentlerinde belirtilenler
dışında kalan kişiler,
genel sağlık sigortalısı sayılır.
5 inci madde ile 6 ncı maddenin birinci fıkrasının (a), (b),
(c), (f), (g), (h), (ı), (i) ve (j) bentlerinde sayılanların durumları,
öncelikle genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi olup
olmadığı, daha sonra da bu maddenin birinci fıkrası hükümleri gereği genel
sağlık sigortalısı olup olmadığı dikkate alınarak tespit edilir.
6 ncı maddenin birinci fıkrasının (d) bendi kapsamında
olanların tedavi giderleri 4/1/1961 tarihli ve 211 sayılı Türk Silahlı
Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu hükümlerine göre karşılanmaya devam edilir. 6 ncı
maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde sayılanlar ise genel sağlık
sigortalısı sayılmazlar.
Birinci fıkranın (c) ve (f) bentlerinin uygulanmasında evli
olanlar için, karı veya kocadan hangisinin bu maddeye göre genel sağlık
sigortalısı, hangisinin bakmakla yükümlü olunan kişi olacağının tespiti kendi
tercihlerine bırakılır.
Prim yükümlülüğü
bakımından tescil
MADDE 85- 84 üncü madde gereği genel sağlık sigortalısı
sayılanların prim yükümlülüğü bakımından bildirimi ve tescili aşağıdaki şekilde
gerçekleştirilir:
a) 84 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince
genel sağlık sigortalısı sayılanlar, sigortalı olarak tescil edilmiş olmaları
durumunda, genel sağlık sigortası bakımından da tescil edilmiş sayılır.
b) 84 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) ve (f) bentleri
gereğince genel sağlık sigortalısı sayılanlar ilgili kurumlar tarafından
kapsama alınmış olmaları durumunda, genel sağlık sigortası bakımından da tescil
edilmiş sayılır.
c) 84 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi gereğince
genel sağlık sigortalısı sayılanlar, İçişleri Bakanlığına verecekleri bildirim
ile tescil edilir.
d) 84 üncü maddenin birinci fıkrasının (d) bendi gereğince
genel sağlık sigortalısı sayılanlar, Türkiye İş Kurumu tarafından verilen
bildirim üzerine tescil edilir.
e) 84 üncü maddenin birinci fıkrasının (e) bendi gereğince
genel sağlık sigortalısı sayılanlar, bu gelir veya aylıklardan yararlanmaya
başladıkları tarihten itibaren tescil edilir.
Bu Kanun açısından genel sağlık sigortalılık başlangıç
tarihi, Kurumca veya ilgili kurumlarca belirlenen kişinin tescil veya kapsama
alınma tarihidir.
84 üncü madde gereği genel sağlık sigortalısı sayılanların
çocukları, 18 yaşına kadar genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu
kişi olarak tescil edilmiş sayılır. Bu hükmün uygulanmasında sigortalı sayılan
kişinin tescil edilmiş olması şartı aranmaz. Yeni doğan çocuğun anne veya
babası yok ise 18 yaşına kadar, 84 üncü maddenin birinci fıkrasının (b)
bendinin (7) numaralı alt bendi hükümlerine göre primi Devlet tarafından
ödenmek üzere genel sağlık sigortalısı olarak tescili yapılır.
84 üncü madde gereği genel sağlık sigortalısı sayılmasını
gerektiren durumunda değişiklik olan kişilerden, aynı maddenin birinci
fıkrasının (c) ve (f) bentleri kapsamında genel sağlık sigortalılığı devam
edecekler, durumlarında değişiklik olduğu tarihten itibaren en geç otuz gün
içinde ilgili Kuruma başvurmak zorundadır. Bu kişilere doksan günle sınırlı
olmak üzere 92 inci maddenin ikinci fıkrasında belirtilen kimlik belgelerinin
ibrazı zorunluluğu dışındaki diğer şartlara bakılmaksızın Kurumca sağlık
hizmetleri sağlanmaya devam edilir.
Tescil işlemlerinde sigorta sicil numarası olarak Türk
vatandaşları için T. C. Kimlik Numarası, yabancı uyruklu genel sağlık
sigortalısı kişiler için ise Kurumca verilecek sicil numarası kullanılır. Genel
sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişiler Türk vatandaşı ise, T. C.
Kimlik Numarası ile Türk vatandaşı değilse Kurumca verilecek ayrı bir numara
ile işlemleri takip edilir.
Bu maddede belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyenler
hakkında 141 inci maddenin birinci fıkrasının (i) bendine göre idarî para
cezası uygulanır.
Genel sağlık sigortası bakımından sigortalılık bildirimi,
başvuru, kayıt, tescil, sona erme ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve
esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Sağlık hizmetleri, diğer
haklar ve yararlanacak kişiler
MADDE 86- Sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan
yararlanmak, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler için
bir hak, Kurum için ise bu hizmet ve hakları sağlamak bir yükümlülüktür.
Sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan genel sağlık
sigortalısı ile bakmakla yükümlü olduğu kişiler yararlandırılır.
Bu Kanun kapsamındaki kişilere sunulacak sağlık hizmetleri
ve diğer haklar ile kişilerden alınan primlerin tutarı arasında ilişki
kurulamaz.
İKİNCİ
BÖLÜM
Sağlanan
Sağlık Hizmetleri ve Diğer Haklar
Sağlanan sağlık
hizmetleri
MADDE 87- Genel sağlık sigortalısının ve bakmakla yükümlü
olduğu kişilerin sağlıklı kalmalarını; hastalanmaları halinde sağlıklarını kazanmalarını;
iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık sebebiyle gerekli olan sağlık
hizmetlerinin karşılanmasını, iş göremezlik hallerinin ortadan kaldırılmasını
veya azaltılmasını temin etmek amacıyla Kurumca sağlanacak sağlık hizmetleri
şunlardır:
a) Kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri,
b) Hastalık sebebiyle ayakta veya yatarak; hekim tarafından
yapılacak muayene, hekimin göreceği lüzum üzerine teşhis için gereken klinik
muayeneler, laboratuvar tetkik ve tahlilleri ile diğer tanı yöntemleri, konulan
teşhise dayalı olarak yapılacak tıbbî müdahale ve tedaviler, tedaviyle ilgili
tıbbî danışmanlık, hasta takibi ve rehabilitasyon hizmetleri, acil sağlık
hizmetleri, ilgili kanunları gereğince sağlık meslek mensubu sayılanların
hekimlerin kararı üzerine yapacakları tıbbî bakım ve tedaviler,
c) Analık sebebiyle ayakta veya yatarak; hekim veya ebe
tarafından yapılacak muayene, hekimin göreceği lüzum üzerine teşhis için
gereken klinik muayeneler, laboratuvar tetkik ve tahlilleri ile diğer tanı
yöntemleri, konulan teşhise dayalı olarak yapılacak tıbbî müdahale ve
tedaviler, tedaviyle ilgili tıbbî danışmanlık, hasta takibi, rahim tahliyesi,
tıbbî sterilizasyon ve acil sağlık hizmetleri,
d) 15 yaşına kadar; ağız ve diş muayenesi, diş hekiminin
göreceği lüzum üzerine ağız ve diş hastalıklarının teşhisi için gereken klinik
muayeneler, laboratuvar tetkik ve tahlilleri ile diğer tanı yöntemleri, konulan
teşhise dayalı olarak yapılacak tıbbî müdahale ve tedaviler, tedaviye yönelik
tıbbî danışmanlık, hasta takibi, 60 yaş ve üzerindeki genel sağlık sigortalısı
ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin diş protezleri,
e) Yukarıdaki bentler gereğince sağlanacak sağlık
hizmetleriyle ilgili teşhis ve tedavileri için gerekli olabilecek kan ve kan
ürünleri, aşı, ilaç, ortez, protez, tıbbî araç ve gereç, kişi kullanımına
mahsus tıbbî cihaz, tıbbî sarf, iyileştirici nitelikteki tıbbî sarf
malzemelerinin sağlanması, takılması, garanti süresi sonrası bakımı, onarılması
ve yenilenmesi hizmetleri.
Birinci fıkranın (d) bendinin uygulanmasında; diş çekimi,
dolgu, kanal tedavisi, diş eti hastalıklarının tedavisi, travmaya ve onkolojik
tedaviye bağlı ağız ve diş hastalıklarının tedavisi ile travmaya ve onkolojik
tedaviye bağlı protez uygulamaları ve ağız ve diş hastalıkları ile ilgili acil
sağlık hizmetleri için yaş şartı aranmaz.
Hekimlerin ve diş hekimlerinin branşları, klinik ve
laboratuvar bulguları, konulan teşhisler, sağlık hizmetlerinin sunulduğu
basamak, kanıta dayalı tıp uygulamaları, maliyet-fayda, maliyet-etkililik ve
benzeri ölçütler dikkate alınarak, Kurumca sağlanacak sağlık hizmetlerinin
cinsleri, belirlenecek zaman aralığında kullanım miktarları ve kullanım
süreleri Kurumca Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak belirlenir ve Resmi
Gazetede yayımlanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Sağlık
Bakanlığı ve Kurumca birlikte çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Kurumca sağlanmayacak
sağlık hizmetleri
MADDE 88- Bu Kanun kapsamında Kurumca sağlanmayacak sağlık
hizmetleri şunlardır:
a) İş kazası ve meslek hastalığı ile kaza veya hastalıklara
bağlı olarak ortaya çıkan uzuv kayıplarının vücut bütünlüğünü sağlayacak
şekilde tamamlanması dışında estetik amaçlı yapılan tıbbî işlemler,
b) Yardımcı üreme tekniklerine ilişkin tanı ve tedavi
işlemleri,
c) Alternatif tıp uygulamaları.
Sağlık hizmetlerinin
süresi
MADDE 89- 84 üncü maddede sayılan genel sağlık sigortalısı
sayılma şartlarının yitirilmesi halinde, devam etmekte olan tedavi nedeniyle
sağlanacak sağlık hizmetleri kişinin iyileşmesine kadar sürer.
Yol gideri, gündelik ve
refakatçi giderleri
MADDE 90- Hekimin veya diş hekiminin göreceği lüzum üzerine
genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin yurt dışı dahil
yerleşim yerleri dışına yapılan sevklerinde, kendisinin ve bir kişi ile sınırlı
olmak üzere refakatçisinin yol gideri ve gündelikleri Kurumca karşılanır.
18 yaşın altında veya 65 yaşın üstünde olan genel sağlık
sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin yatarak tedavileri sırasında,
hekimin veya diş hekiminin göreceği lüzum üzerine yanında kalan refakatçinin
yatak ve yemek giderleri bir kişi ile sınırlı olmak üzere Kurumca karşılanır.
Yurt içinde veya yurt dışına sevki nedeniyle ödenecek
gündelik ve yol masraflarının tutarı Kurumca belirlenir.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Yurt dışında tedavi
MADDE 91- Bu Kanunda sayılan sağlık hizmetlerinin yurt
içindeki sağlık hizmet sunucularından sağlanması esastır. Ancak;
a) 84 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendine tabi
genel sağlık sigortalılarından işveren tarafından geçici olarak yurt dışında
görevlendirilenlere acil hallerde,
b) 84 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendine tabi
genel sağlık sigortalılarından; işveren tarafından sürekli olarak yurt dışında
görevlendirilenler ile bunların yurt dışında birlikte yaşadıkları bakmakla
yükümlü olduğu kişilere,
c) Yurt içinde sağlanamayan ve Sağlık Bakanlığının uygun
görüşü üzerine Kurumca yurt dışında sağlanması mümkün görülen
sağlık hizmetleri yurt dışında sağlanır.
Ancak, birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri gereği sağlanan
sağlık hizmetleri bedelleri, yurt içinde sözleşmeli sağlık hizmet suncularına
ödenen tutarı geçemez. Kurum, birinci fıkranın (b) bendi kapsamındaki kişilerin
sağlık hizmetlerini, bu kişilerin genel sağlık sigortası için Kuruma ödenen
prim tutarını geçmemek kaydıyla, ilgili ülkede sağlık sigortası yaptırmak
suretiyle de sağlayabilir.
Birinci fıkranın (c) bendi gereğince yurt dışına sevk edilen
kişilerin 90 ıncı madde hükümlerine göre yapılacak giderleri de ayrıca
karşılanır.
Yukarıdaki haller dışında yurt dışında sağlanan sağlık
hizmetlerine ilişkin giderler Kurumca ödenmez.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM
Sağlık
Hizmetlerinden Yararlanma Şartları ve Katılım Payı
Sağlık hizmetlerinden
yararlanma şartları
MADDE 92- 18 yaşın altında olan kişiler, tıbben başkasının
bakımına muhtaç olan kişiler, acil haller, iş kazası ile meslek hastalığı
halleri, bildirimi zorunlu bulaşıcı hastalıklar, 87 nci maddenin birinci
fıkrasının (a) ve (c) bentleri gereğince sağlanan sağlık hizmetleri hariç olmak
üzere genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık
hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanabilmeleri için;
a) 84 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b), (c), (d) ve
(f) bentleri gereği genel sağlık sigortalısı sayılanların sağlık hizmeti
sunucusuna başvurduğu tarihten önceki son bir yıl içinde doksan gün genel
sağlık sigortası primi ödeme gün sayısı olması,
b) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine tabi olan
sigortalıların, isteğe bağlı sigortalıların ve 84 üncü maddenin birinci
fıkrasının (c) ve (f) bentlerine tabi olan kişilerin prim borcunun bulunmaması,
şarttır.
Ayrıca genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu
kişilerin sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanabilmeleri için
sağlık hizmet sunucularına başvurduklarında, acil haller hariç olmak üzere,
nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, evlenme cüzdanı, pasaport veya Kurum tarafından
resimli olarak verilen sağlık kartı belgelerinden birinin gösterilmesi
zorunludur.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Katılım payı alınması
MADDE 93- 87 nci maddede sayılan sağlık hizmetlerinden
katılım payı alınacak olanlar şunlardır:
a) Ayaktan tedavide hekim ve diş hekimi muayenesi.
b) Ayaktan tedavide sağlanan ilaçlar, ortez, protez,
iyileştirme araç ve gereçleri.
c) Ayaktan tedavide sağlanan diğer sağlık hizmetleri.
Katılım payı, birinci fıkranın (a) bendindeki sağlık
hizmetleri için 2 Yeni Türk Lirası olarak uygulanır. Katılım payı, (b) ve (c)
bentlerindeki sağlık hizmetleri için gereksiz kullanımı azaltma, sağlık
hizmetlerinin niteliği itibarıyla hayati öneme sahip olup olmaması ve benzeri
ölçütler dikkate alınarak (b) bendi için % 10 ilâ % 20, (c) bendi için % 3 ilâ
% 6 oranları arasında olmak üzere Kurumca belirlenir. (a) bendindeki sağlık
hizmetleri için belirlenen katılım payı tutarı, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı
Vergi Usul Kanunu uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranı kadar her yıl
artırılır.
İkinci fıkrada belirlenen katılım payı miktarı ve oranları,
genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sevk zincirine
uyulmadan doğrudan diğer sağlık hizmet sunucularına müracaatları halinde % 50
oranında artırılarak uygulanır.
Katılım paylarının hesaplanmasında 98 inci maddeye göre
tespit edilen sağlık hizmeti tutarları esas alınır.
Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu
kişilerin sağlık hizmet sunucusuna ödeyecekleri katılım payının toplam tutarı,
net asgarî ücreti geçemez.
84 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi gereği genel
sağlık sigortalısı sayılanlar ile bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilerin
ödemiş oldukları katılım payları 29/5/1986 tarihli ve 3294 sayılı Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu hükümlerine göre kendilerine geri
ödenir.
Katılım paylarını, gelir veya aylık alan kişilerin gelir
veya aylıklarından, çalışanların ücret veya maaşlarından mahsup edilmek
suretiyle tahsile ve katılım paylarının ödenme usûlünü belirlemeye Kurum
yetkilidir. Kurumca belirlenen usûle uygun olarak katılım paylarını tahsil
etmeyen sağlık hizmet sunucularına 141 inci maddenin (l) bendi gereğince idarî
para cezası uygulanır.
Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularına, tahsil ettikleri
katılım payı düşüldükten sonra kalan tutar ödenir.
Katılım paylarının ödenme usûlleri ile bu maddenin
uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle
düzenlenir.
Katılım payı alınmayacak
haller ve sağlık hizmetleri
MADDE 94- Katılım payı alınmayacak sağlık hizmetleri veya
haller şunlardır:
a) İş kazası ile meslek hastalığı halleri,
b) Kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri,
c) Sağlık kurulu raporu ile belgelendirilmek şartı ile Kurumca
belirlenen kronik hastalıklar,
d) Kontrol muayeneleri.
Bu madde gereğince katılım payı alınmayacak sağlık
hizmetlerini tek tek veya gruplandırarak tespite Kurum yetkilidir.
Hizmet basamakları ve
sevk zinciri
MADDE 95- Bu Kanunun uygulanması bakımından sağlık hizmeti
sunucuları birinci, ikinci ve üçüncü basamak olarak sınıflandırılır. Bu
basamaklar kapsamındaki sağlık hizmet sunucuları ve basamaklar arasında sevk
zinciri; tanı, öntanı, hekimlerin ve diş hekimlerinin uzmanlıkları dikkate
alınmak suretiyle tüm yurtta veya il ve ilçe bazında Kurumun görüşü alınarak
Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenir. Aile hekimleri birinci basamak hizmet
sunucuları içinde yer alır.
Kurumca sağlık hizmetlerinin sağlanabilmesi için genel
sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler sevk zinciri kurallarına
uygun hareket etmek zorundadır.
İş kazası, meslek hastalığı ve acil haller dışında, sevk
zincirine uyulmadan genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler
tarafından sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularına yapılan başvurularda 98 inci
madde gereği belirlenen tutarın % 70'i Kurumca ödenir. Aradaki fark, genel
sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler tarafından ödenir.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Sağlık Bakanlığının
uygun görüşü alınarak Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Kimlik tespiti ve
yerleşim yeri bildirim zorunluluğu
MADDE 96- Sağlık hizmeti sunucuları, genel sağlık
sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin acil haller dışındaki başvurularında;
92 nci maddenin ikinci fıkrasında sayılan belgeleri ve bu belgelerin başvuran
kişiye ait olup olmadığını kontrol etmek zorundadır. Bu zorunluluğu yerine
getirmeyenler hakkında 141 inci maddenin birinci fıkrasının (k) bendi
uygulanır.
Sağlık hizmet sunucuları, başvuran kişilerin bu Kanun
açısından genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişi olarak
kapsama alınıp alınmadığını, kapsama alınmadığını tespit ettikleri kişilerin
beyan ettikleri yerleşim yeri bilgilerini Kuruma bildirmek zorundadır.
Acil haller
MADDE 97- Bu Kanunun uygulamasında acil hallerin ve acil
sağlık hizmetlerinin neler olduğuna, hangi yöntem ve ölçütlerle tespit
edileceğine ilişkin hususlar, Sağlık Bakanlığının uygun görüşü alınarak Kurumca
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
DÖRDÜNCÜ
BÖLÜM
Malî
ve Çeşitli Hükümler
Sağlık hizmetlerinin
ödenecek tutarlarının belirlenmesi
MADDE 98- 87 nci madde hükümlerine göre sağlanan sağlık
hizmetlerinin Kurumca ödenecek bedellerini; sağlık hizmetinin sunulduğu
basamak, sağlık hizmetlerinin maliyeti, Devletin doğrudan veya dolaylı olarak
sağlamış olduğu sübvansiyonlar, kanıta dayalı tıp uygulamaları, teşhis ve
tedavi maliyetini esas alan maliyet-etkililik ölçütleri ve genel sağlık
sigortası bütçesi dikkate alınmak suretiyle, her bir sağlık hizmeti için
belirlemeye Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu yetkilidir.
Komisyon; Maliye Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Devlet
Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Hazine Müsteşarlığı ve Kurumu temsilen beş
üyeden oluşur. Komisyon, çalışmalarında Yüksek Öğretim Kurulunun, Türk
Tabipleri Birliğinin, Türk Diş Hekimleri Birliğinin, Türk Eczacıları
Birliğinin, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin, Türkiye Sigorta ve Reasürans
Şirketleri Birliğinin ve tıp uzmanlık derneklerinin görüşlerini alabilir.
Komisyon kararlarını salt çoğunluk ile alır ve kararlar Resmi Gazetede
yayımlanarak yürürlüğe girer. Komisyonca gerekli görülen hallerde sağlık
hizmetlerinin türlerine göre birden fazla alt komisyon kurulabilir.
Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonunun çalışmasına,
görev ve yetkileri ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar
Komisyon üyesi kurumların görüşleri alınarak Kurumca çıkarılacak yönetmelikle
düzenlenir.
Sağlık hizmetlerinin
sağlanma yöntemi ve sağlık giderlerinin ödenmesi
MADDE 99- Bu Kanuna göre sağlık hizmetleri, Kurum ile yurt
içindeki veya yurt dışındaki sağlık hizmeti sunucuları arasında yapılan
sözleşmeler yoluyla sağlanır. Kurum, sözleşme başvurularının
değerlendirilmesinde, sonuçlandırılmasında ve uygulanmasında sağlık hizmeti
sunucuları arasında tarafsızlık, hakkaniyet ve açıklık ilkelerine uymak
zorundadır.
Kurum, provizyon işlemlerini yürütmek üzere sağlık hizmeti
sunucularının mahallinde provizyon merkezi açabilir ve personel çalıştırabilir.
Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları, bu amaçla Kuruma uygun bağımsız mekân
tahsis etmek zorundadır. Kurum gerekli gördüğü durumlarda provizyon işlemlerini
yürütmek üzere hizmet satın alma yetkisine sahiptir.
Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları, genel sağlık
sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerden otelcilik hizmetleri dışında,
herhangi bir fark ödemesi talep edemez. Otelcilik hizmeti için genel sağlık
sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerden alınabilecek fark ödemesi,
Kurum tarafından belirlenen standart yatak bedelinin dört katını geçemez. Bu
farkın alınabilmesi için, kişilerin fark ödemeyi kabul ettiğinin yazılı olarak
belgelenmesi zorunludur. Otelcilik hizmeti dışında veya Kurumca otelcilik
hizmeti için belirlenen tavanın üzerinde fark alınması halinde, sözleşmeli
sağlık hizmeti sunucularının sözleşmeleri bir yıl süreyle feshedilir.
Sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından acil hallerde
alınan sağlık hizmeti bedeli, 98 inci madde gereği sözleşmeli sağlık hizmeti
sunucuları için belirlenen bedeller esas alınarak genel sağlık sigortalısı ve
bakmakla yükümlü olduğu kişilere fatura karşılığı ödenir. Sözleşmesiz sağlık
hizmeti sunucuları, acil hallerde genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü
olduğu kişilerden veya Kurumdan herhangi bir fark talep edemez.
95 inci maddedeki hükümlere uyulmak şartıyla, sözleşmesiz
sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti almayı tercih eden genel sağlık
sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere, 98 inci madde gereği sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları
için belirlenen bedellerin en fazla % 70'i fatura karşılığı ödenir. 95 inci
madde hükümlerine uyulmaksızın sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından sağlık
hizmeti almayı tercih eden genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu
kişilere, 95 inci maddenin üçüncü fıkrası gereği ödenecek tutarın en fazla
%70'i fatura karşılığı ödenir.
Sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından satın alınan
sağlık hizmeti bedelinin dördüncü ve beşinci fıkralara göre Kurumca
ödenebilmesi için, sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucusunun şartlarının
sözleşmeli sağlık hizmeti sunucusunda aranan şartlara uygun olduğunun Kurumca
kabul edilmesi şarttır.
Sağlık hizmeti satın alma sözleşmelerinin hazırlanması ve
akdedilmesi, sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi ve bu maddenin uygulanmasına
ilişkin diğer usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Sağlık sigortası
gelirlerinin kullanım amacı
MADDE 100- Genel sağlık sigortası gelirlerinden karşılanmak
üzere karşılığı ödenmeksizin Kuruma sosyal yardım niteliğinde görevler verilemez.
Doğal afetler veya savaş
hali
MADDE 101- Doğal afetler veya savaş halinde, bu Kanunda
sayılan sağlık hizmetleri Kurum tarafından sağlanmaya devam edilir. Ancak,
doğal afet veya savaş nedeniyle bu hallere bağlı olarak Kurumca yapılan sağlık
hizmeti giderleri, giderlerin ödendiği takvim yılı sonu esas alınarak genel
bütçeden Kuruma bir yıl içinde transfer edilir.
İşverenin iş kazası
halinde tedaviyi sağlama yükümlülüğü
MADDE 102- İşveren, iş kazasına uğrayan genel sağlık
sigortalısına sağlık durumunun gerektirdiği sağlık hizmetlerini derhal
sağlamakla yükümlüdür. Bu amaçla işveren tarafından yapılan ve belgelere
dayanan sağlık hizmeti giderleri ve 90 ıncı madde hükümlerine göre yapılacak
masraflar Kurum tarafından karşılanır.
Birinci fıkrada belirtilen yükümlülüklerin yerine
getirilmesindeki ihmalinden ve gecikmesinden dolayı, genel sağlık
sigortalısının tedavi süresinin uzamasına veya malûl kalmasına veya malûllük
derecesinin artmasına sebep olan işveren, Kurumun bu nedenle yaptığı her türlü
gideri ödemekle yükümlüdür.
Sözleşmeli sağlık hizmeti
sunucularının duyurulması ve sağlık hizmet sunucusu seçme serbestisi
MADDE 103- Bu Kanun gereğince genel sağlık sigortalısı ve
bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetinden yararlanmak için başvuracakları
yurt içinde veya yurt dışındaki sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularının unvan,
isim ve adresleri Kurumca elektronik ortamda veya diğer yöntemlerle duyurulur.
Genel sağlık sigortalıları ve bakmakla yükümlü olduğu
kişiler, sağlık hizmeti sunucuları arasından, genel sağlık sigortasıyla ilgili
diğer madde hükümlerine uymak şartıyla istediğini seçme hakkına sahiptir.
Sağlık hizmeti
sunucularının kayıt ve bildirim zorunluluğu
MADDE 104- Kurum ile sözleşmesi olup olmadığına
bakılmaksızın tüm sağlık hizmeti sunucuları, sağlık hizmeti sunduğu tüm
kişilere ait Kurumca talep edilen bilgileri, belirlenen yöntemlere ve süreye
uygun biçimde elektronik ortamda veya yazılı olarak göndermek zorundadır. Bu
bilgiler verilmeksizin talep edilen sağlık hizmeti bedelleri, bilgiler
gönderilinceye kadar ödenmez.
Kontrol yetkisi
MADDE 105- Kurum, bu Kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak
işverenler, sağlık hizmeti sunucuları ve diğer gerçek ve tüzel kişiler
nezdindeki gerekli belge ve bilgileri inceleyebilir, ibrazını isteyebilir.
Kurum, bu Kanunda belirtilen görevleriyle ilgili olarak
sağlık hizmeti sunucularının yürüttüğü hizmet ve işlemleri kontrol yetkisine
sahiptir. Kurum, bu yetkisini görevlendirdiği personeli vasıtasıyla veya kamu
ve özel kurumlardan hizmet satın almak suretiyle kullanabilir.
Üçüncü kişilerin
sorumluluğu
MADDE 106- Kastı veya suç sayılır bir hareketi nedeniyle,
genel sağlık sigortalısına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere Kurumca
sağlık hizmeti sağlanmasına veya tedavi süresinin uzamasına sebep olduğu
mahkeme kararı ile tespit edilen üçüncü kişilerden, Kurumca yapılan giderler
tazmin edilir.
İşverenin sorumluluğu
MADDE 107- İlgili kanunları gereğince sağlık raporu alınması
gerektiği halde sağlık raporuna dayanmaksızın veya alınan raporlara rağmen
tıbbî yönden elverişli olmadığı işte genel sağlık sigortalısını çalıştıran
işverenler, bu nedenle Kurumca yapılan sağlık hizmeti giderlerini ödemek
zorundadır.
İş kazası ile meslek hastalığı, işverenin işçinin sağlığını
koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi sonucu
olmuşsa, Kurumca yapılan giderler işverenden tazmin edilir.
Sağlık raporu alan
sigortalıyı çalıştırmanın sorumluluğu
MADDE 108- Hekim veya diş hekimi tarafından çalışamayacağı
sağlık raporu ile belgelenen 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c)
bendi kapsamındaki kişiler çalıştırılamaz. Bu kişileri çalıştıran işverenler,
genel sağlık sigortalısının aynı hastalık sebebiyle Kurumca yapılan
masraflarını ödemekle yükümlüdür. Genel sağlık sigortalısı bir başka işverene
ait işyerinde çalışmış ise, bu durumu bilerek çalıştıran işveren ile genel
sağlık sigortalısı doğacak masraflardan Kuruma karşı müştereken ve müteselsilen
sorumludur.
DÖRDÜNCÜ KISIM
Sosyal Sigorta Primlerine
İlişkin Hükümler
BİRİNCİ
BÖLÜM
Prim
Alınması, Prime Esas Kazanç, Prim Oranları ve Asgarî İşçilik
Prim alınması
MADDE 109- Kısa ve uzun vadeli sigortalar ile genel sağlık
sigortası için, bu Kanunda öngörülen her türlü yardım ve ödemelerle yönetim
giderlerini karşılamak üzere Kurumca prim alınır.
Kurumca tahsil edilen genel sağlık sigortası primleri,
tahsil edilmesini müteakip doğrudan Kurum bütçesinin genel sağlık sigortası
kalemine aktarılır. Bu kalemde toplanan gelirler, yalnızca genel sağlık
sigortasının giderlerini karşılamak amacıyla kullanılır. Bu gelirler kısa ve
uzun vadeli sigorta kollarının giderlerinin karşılanmasında kullanılamaz.
Prime esas kazançlar
MADDE 110- Kısa ve uzun vadeli sigortalar ile genel sağlık
sigortasına tabi olanlar bakımından prime esas kazanç için, ücret veya ödenek
almak suretiyle çalışanların o ay için hak ettikleri ücretlerle ücret dışında
kalan her türlü ödeme, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan
sigortalılara yapılan ödemelerin brüt toplamı esas alınır. Ancak, ölüm, doğum ve
evlenme yardımları, görev yollukları, kıdem, ihbar ve kasa tazminatları, aynî
yardımlar ve Bakanlıkça miktarları yıllar itibarıyla belirlenecek, yemek, çocuk
ve aile zamları, prime esas kazancın hesabında ücretlerin aylık tutarına dahil
edilmez. Bunların dışında her ne ad altında ödeme yapılırsa yapılsın tüm
ödemeler prime tabi tutulur.
Ücretler hak edildikleri aya maledilmek suretiyle prime tabi
tutulur. Diğer ödemeler öncelikle ödendiği ayın kazancına dahil edilir. Bu
ödemelerin üst sınırı aşan kısmı, ait olduğu takvim yılı ile sınırlı olmak
kaydıyla, ilk aydan başlanarak üst sınırın altında kalan diğer ayların prime
esas kazançlarına ilave edilir. Toplu iş sözleşmelerine tabi işyerleri
işverenlerince veya kamu idareleri veya yargı mercilerince verilen kararlara
istinaden, sonradan ödenen ücret dışındaki ödemelerin hizmet akdinin mevcut
olmadığı veya askıda olduğu bir tarihte ödenmesi durumunda, en son prime esas
kazancın tabi olduğu ayın kazancına dahil edilir. Bu durumlarda sigorta
primlerinin, ödemeye karar verilen tarihi izleyen ayın sonuna kadar ödenmesi
halinde gecikme zammı alınmaz.
Günlük, haftalık veya aylık olarak belirli bir ücrete
dayanmış olmayıp da komisyon ücreti ve kâra katılma gibi belirsiz zaman ve
miktar üzerinden ücret alan sigortalıların prim ve ödeneklerinin hesabında esas
tutulacak günlük kazançları, 112 nci madde hükmüne göre belirlenen alt
sınırdır.
Bir işverene tabi olarak çalışan sigortalının belirli
ücretinin dışında ayrıca yukarıdaki fıkra kapsamında ücret alması halinde,
prime esas günlük kazancı bunların toplamından oluşur.
Bu Kanun gereğince primlerin hesabına esas tutulacak günlük
kazanç, sigortalının, bir ay için prime esas tutulan kazancının otuzda biridir.
Ancak günlük kazancın hesabına esas tutulan ay içindeki bazı günlerde
çalışmamış ve çalışmadığı günler için ücret almamış sigortalının günlük
kazancı, o ay için prime esas tutulan kazancı ücret aldığı gün sayısına
bölünerek hesaplanır.
Sigortalıların günlük kazançlarının hesabında esas tutulan
gün sayıları, aynı zamanda, bunların prim ödeme gün sayılarını gösterir. Ancak,
işveren ve sigortalı arasında kısmi süreli hizmet akdinin yazılı olarak
yapılmış olması kaydıyla ay içerisinde günün bazı saatlerinde çalışan ve
çalıştığı saat karşılığında ücret alan sigortalının ay içindeki prim ödeme gün
sayısı, ay içindeki toplam çalışma saati süresinin 4857 sayılı İş Kanununa göre
belirlenen genel haftalık çalışma süresine göre hesaplanan günlük çalışma
saatine bölünmesi suretiyle bulunur. Bu şekildeki hesaplamada gün kesirleri bir
gün kabul edilir.
İşveren ve sigortalı arasında çağrı üzerine çalışmaya dayalı
yazılı iş sözleşmesinde taraflar arasında çalışma süresi gün, hafta ve ay
olarak belirlenmemiş ise, sigortalının ay içindeki prim ödeme gün sayısı
yukarıdaki fıkra hükmüne göre hesaplanır.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki
sigortalıların aylık prime esas kazançları, 112 nci maddeye göre belirlenen
prime esas günlük kazanç alt sınırı ile üst sınırı arasında kalmak şartı ile
kendileri tarafından beyan edilecek günlük kazancın otuz katıdır. Bu
sigortalılar tarafından her takvim yılı başında aylık prime esas kazanç beyan
edilir. Ancak takvim yılı içerisinde beyan edilen kazançta bir değişiklik
olması durumunda sigortalının yeniden beyan ettiği kazanç üzerinden hesaplanan
prim takvim yılı sonuna kadar tahsil edilir.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında
sigortalı olan kişi, aynı zamanda işveren ise beyan edeceği asgarî kazancı
çalıştırdığı sigortalıların kazancının en yükseğinden az olamaz.
Beyanda bulunmayan sigortalının primleri, prime esas asgarî
aylık kazanç üzerinden hesap ve tahsil edilir. Beyanda bulunmayan veya beyan
ettiği kazancın düşük olduğu tespit edilen sigortalıların prime esas kazançları
tespit edilen kazanç düzeyine çıkartılarak beyan edilen kazançla arasındaki
farkın primi 121 inci madde hükümlerine göre gecikme zammı uygulanmak suretiyle
tahsil edilir.
Aynı takvim ayı içinde sigortalı olmayı gerektirecek birden
fazla çalışması olan sigortalının bu Kanun gereğince alınacak primlerine esas
tutulacak aylık ve günlük kazancının tespitinde, sigortalı olmayı gerektirecek
her bir çalışmadan elde ettiği aylık ve günlük kazanç tutarı ayrı ayrı dikkate
alınır ve primler buna göre hesaplanır.
Yalnızca genel sağlık sigortasına tabi olanlar bakımından
prime esas kazanç 84 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) ve (f) bentlerinde
sayılan kişiler için, 112 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç
alt sınırının iki katının otuz günlük tutarı; 84 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendinde belirtilen kişiler için asgarî ücret; 84 üncü maddenin
birinci fıkrasının (d) bendinde belirtilen kişiler için ise, 4447 sayılı
İşsizlik Sigortası Kanunu gereğince işsizlik ödeneğinden yararlandırılan
kişiler için işsizlik ödeneğine esas kazanç esas alınır.
117 nci maddenin birinci fıkrasına göre düzenlenen
belgelerde yer alan her bir sigorta koluna ait primlerin hesabında yarım Yeni
Kuruş ve üzerindeki değerler bir Yeni Kuruşa tamamlanır, yarım Yeni Kuruşun
altındaki değerler ise dikkate alınmaz.
Bu maddenin uygulamasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Prim oranları
MADDE 111- Bu Kanun gereğince alınacak sigorta prim oranları
aşağıdaki gibidir:
a) Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranı, sigortalının
prime esas kazancının % 20'sidir. Bunun % 9'u sigortalı hissesi, % 11'i işveren
hissesidir. Bu prime Devlet ayrıca % 5 oranında katkı yapar. Devlet katkısı
Kurumun ay itibarıyla tahsil ettiği malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları
priminin dörtte biridir. Devlet katkısının ödenmesine ilişkin usûl ve esaslar
ilgili malî yıl bütçe kanunları uyarınca belirlenir.
b) Bu Kanunda belirtilen fiilî hizmet zammı uygulanan
işlerde çalışan sigortalılar için uygulanacak malûllük, yaşlılık ve ölüm
sigortaları prim oranı, (a) bendinde belirtilen % 20 oranının, her yıl için 54
üncü maddeye göre eklenen fiilî hizmet gün sayısının 360'a bölümü sonucu
bulunacak oranda artırılması suretiyle belirlenir. Artırılan bu primin üçte
biri sigortalı, üçte ikisi ise işveren hissesidir.
c) Kısa vadeli sigorta kolları prim oranı, yapılan işin iş
kazası ve meslek hastalığı bakımından gösterdiği tehlikenin ağırlığına göre %1
ilâ % 6,5 oranları arasında olmak üzere, 113 üncü maddeye göre Kurumca
belirlenir. 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında olanlar
için prim oranı üst sınırı % 6'dır. Bu primin tamamını işveren ve 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında olanlar öder.
d) Kısa vadeli sigorta kolları prim oranı, 5 inci maddenin
birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen aday çırak, çırak ve işyerlerinde
beceri eğitimi gören öğrenciler için prime esas kazançlarının % 1'idir. Aday
çırak, çırak ve beceri eğitimi gören öğrencilerin priminin yarısı sigortalı
hissesi, yarısı da işveren hissesidir.
e) Yaşlılık aylığı almakta iken bu Kanuna tabi bir işte
çalışanlara uygulanacak sosyal güvenlik destek prim oranı, (a) ve (c)
bentlerinde belirtilen prim oranlarının toplamı kadardır. Sigortalı ve işveren
hissesi bu bentlerde belirtilen oranlardadır.
f) Genel sağlık sigortası primi, kısa ve uzun vadeli sigorta
kollarına tabi olanlar için 112 nci maddenin birinci fıkrasına göre hesaplanan
prime esas kazancın % 12,5'idir. Bu primin % 5'i sigortalı, % 7,5'i ise işveren
hissesidir. Yalnızca genel sağlık sigortasına tabi olanlar ile isteğe bağlı
sigortalıların genel sağlık sigortası primi, prime esas kazancın % 12'sidir.
g) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki
sigortalılar, malûllük, yaşlılık, ölüm sigortaları ile kısa vadeli sigorta
kollarına tabi oldukları durumlarda (a) ve (c) bentlerindeki prim oranlarının
toplamı üzerinden, şayet sosyal güvenlik destek primi ödemek suretiyle
çalışıyorlar ise (e) bendinde belirtilen prim oranlarının toplamı üzerinden
primlerini öderler.
Günlük kazanç sınırları
MADDE 112- Bu Kanun gereğince alınacak prim ve verilecek
ödeneklerin hesabına esas tutulan günlük kazancın alt sınırı, asgarî ücretin
otuzda biri, üst sınırı ise günlük kazanç alt sınırının 6,5 katıdır. Bu suretle
bulunacak günlük kazançların yarım Yeni Kuruş ve üzerindeki değerleri bir Yeni
Kuruşa tamamlanır, yarım Yeni Kuruşun altındaki değerler ise dikkate alınmaz.
Günlük kazançları alt sınırın altında olan sigortalılar ile
ücretsiz çalışan sigortalıların günlük kazançları alt sınır üzerinden, günlük
kazançları üst sınırdan fazla olan sigortalıların günlük kazançları da üst
sınır üzerinden hesaplanır.
İkinci fıkraya göre sigortalının kazancı alt sınırın altında
ise bu kazanç ile alt sınır arasındaki farka ait sigorta primleri ile ücretsiz
çalışan sigortalılara ait sigorta primlerinin tümünü işveren öder.
Sigortalı olmasını gerektirecek şekilde aynı zamanda birden
fazla işte çalışan sigortalılar için Kuruma ödenen primlerin toplamı, bu madde
uyarınca tespit edilen üst sınır üzerinden hesaplanacak miktarı aşarsa, fark
sigortalının müracaatı üzerine hissesi oranında kendisine geri verilir. Ancak
geri verilen primler için ayrıca gecikme zammı ve faiz ödenmez.
Kısa vadeli sigorta
kolları prim tarifesi ve işkollarının tehlike sınıf ve derecelerinin belirlenmesi
MADDE 113- Kısa vadeli sigorta kolları primi, yapılan işin
iş kazası ve meslek hastalığı bakımından gösterdiği tehlikenin ağırlığına göre
tespit edilir.
İş kolları tehlikenin ağırlığına göre sınıflara, bu sınıflar
da özel iş şartlarına ve tehlikeyi önlemek için alınmış olan tedbirlere göre
derecelere ayrılır. Hangi iş kollarının hangi tehlike sınıfına girdiği, tehlike
sınıf ve derecesine ait prim oranlarının ve tehlike derecelerinin
belirlenmesinde uygulanacak esaslar, ilgili bakanlıkların görüşleri de alınarak
Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulacak bir
tarife ile tespit olunur. Prim tarifesi gerekli görülürse aynı usûlle
değiştirilebilir.
İşlerin tehlike sınıf ve
derecesinin belirlenmesi
MADDE 114- Yapılan işin 113 üncü maddede belirtilen tarifeye
göre hangi tehlike sınıf ve derecesine girdiği ve ödenecek kısa vadeli sigorta
primi oranı Kurumca belirlenerek işverene ve 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre
sigortalı olanlara tebliğ edilir.
İş kazasını ve meslek hastalığını önleyecek tedbirler
hakkındaki mevzuat hükümlerine uygun bulunmadığı tespit edilen işler, Kurumca
daha yüksek primli derecelere konulabilir.
Kurum, işyerinin tespit edilmiş bulunan tehlike sınıf ve
derecesini yaptıracağı incelemelere dayanarak kendiliğinden veya işverenin veya
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı olanların isteği
üzerine değiştirebilir. Kurumca yapılacak değişiklikler, bunlara yapılacak
itiraz; işyerinin tehlike sınıfı ve derecesi ile kısa vadeli sigorta kolları
prim oranının tebliğine ilişkin yazının işverence veya 4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (b) bendine göre sigortalı olanlar tarafından tebellüğünden itibaren
bir ay içinde yapılmış ise, değiştirilen iş kolu kodu ve tehlike sınıfı ile
tehlike derecesinin hatalı uygulandığı tarihten, bir aylık süre dışında
yapılmış ise, itirazın Kurum kayıtlarına intikali tarihini izleyen takvim yılı
başından geçerli olarak uygulanır.
Bu değişiklik nedeniyle, tehlike sınıf ve derecesinin
yükselmesi halinde, kararın işverene veya 4 üncü maddenin birinci fıkrasının
(b) bendine göre sigortalı olanlara tebliğ edildiği tarih ile yürürlük tarihi
arasındaki süreye ilişkin kısa vadeli sigorta kollarına ait prim farkının
tebliği tarihini takip eden bir ay içerisinde Kuruma ödenmesi halinde fark prim
için gecikme zammı alınmaz. Aksi takdirde, fark primi 121 inci madde uyarınca
gecikme zammı ile birlikte tahsil olunur. Tehlike sınıf ve derecesinin düşmesi
halinde ise, kısa vadeli sigorta kolları sigortası prim farkı, işverenin varsa
borçlarına mahsup edilir, yoksa iade edilir. İade edilen tutar için faiz
ödenmez.
İşverenler ile 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b)
bendine göre sigortalı olanlar, tehlike sınıf ve derecesi ile prim oranı
hakkında Kurumca yapılacak yazılı bildirimi aldıktan sonra bir ay içinde Kuruma
itiraz edebilir. Kurum, bu itirazı inceleyerek en geç üç ay içinde karara
bağlayarak sonucunu işverene bildirir. İlgililer Kurumun kararı üzerine,
kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde yetkili iş mahkemesine
başvurabilir. Kuruma itiraz edilmesi veya mahkemeye başvurulması primlerin
takip ve tahsilini durdurmaz.
Tehlike sınıf ve
derecelerini etkileyebilecek değişiklikler
MADDE 115- İşverenler ile 4 üncü maddenin birinci fıkrasının
(b) bendine göre sigortalı olanlar, tehlike sınıf ve derecesini etkileyebilecek
her türlü değişikliği bir ay içinde Kuruma bildirmekle yükümlüdür. Bu bildirim
üzerine Kurum yaptıracağı incelemeler sonunda tehlike sınıf ve derecesini
değiştirebilir. Tehlike sınıf ve derecesini etkileyebilecek değişiklik bir ay
içinde bildirilirse bu konuda Kurumca verilecek karar, değişikliğin meydana
geldiği tarihten sonraki aybaşından başlanarak uygulanır.
Tehlike sınıf ve derecesini etkileyebilecek değişiklik bir
ay içinde bildirilmezse;
a) Tehlike sınıfı yükseliyorsa, değişikliğin meydana
geldiği,
b) Tehlike sınıfı düşüyorsa değişikliğin Kurumca
öğrenildiği,
tarihler esas alınmak ve bu tarihlerden sonraki aybaşından
itibaren uygulanmak üzere, Kurumca karar alınır ve işverene tebliğ olunur.
Asgarî işçilik uygulaması
MADDE 116- Kamu idareleri, döner sermayeli kuruluşlar ile
özel kanunla veya özel kanunla verilmiş yetkiye dayanarak kurulmuş bankalar
tarafından ihale mevzuatına göre yaptırılan işler ve özel nitelikteki inşaat işleri
ile Bakanlar Kurulunca belirlenecek diğer işlerden dolayı asgarî işçilik
bildirilmiş olup olmadığı Kurumca araştırılır. Bu araştırma sonucunda asgarî
işçiliğin bildirilmemiş olduğu anlaşılırsa, eksik bildirilen işçilik tutarı
üzerinden hesaplanan prim tutarı, gecikme zammı ile birlikte işverene tebliğ
edilir. Tebliğ edilen prim ve gecikme zammı ödendiği veya ödeyeceğinin işveren
tarafından yazılı olarak taahhüt edilmesi halinde borç kesinleşir ve işyeri
hakkında ayrıca Kurum denetim elemanlarına inceleme yaptırılmayabilir. Kuruma
verilecek taahhütnamede belirtilen ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmemesi
halinde işveren hakkında 119 uncu ve 120 nci maddeler uyarınca işlem yapılır.
Tebliğ edilen prim ve gecikme zammının ödenmemesi,
taahhütname verilmemesi veya Kurumca işyerinin denetlenmesine gerek görülmesi
durumunda; Kurum denetim elemanlarınca yapılan inceleme neticesinde işverenin
Kuruma işin emsaline, yapılan işin niteliğine, kapsam ve kapasitesine göre işin
yürütülmesi için gerekli olan sigortalı sayısının, çalışma süresinin veya prime
esas kazanç tutarının altında bildirimde bulunduğunun saptanması halinde, işin
yürütülmesi için gerekli olan asgarî işçilik miktarı, yapılan işin niteliği,
bünyesinde kullanılan teknoloji, işyerinin büyüklüğü, benzer işletmelerde
çalıştırılan işçi sayısı, ilgili meslek veya kamu kuruluşlarının görüşü gibi
unsurlar dikkate alınarak Kurum denetim elemanları tarafından tespit edilir.
Kurum denetim elemanları tarafından, Kuruma bildirilmediği
tespit edilen asgarî işçilik tutarı üzerinden Kurumca re'sen tahakkuk ettirilen
sigorta primleri 119 uncu ve 120 nci maddeler de dikkate alınarak işverene
tebliğ olunur. İşveren tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden
itibaren bir ay içinde Kuruma itiraz edebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca
itirazın reddi halinde, işveren, kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay
içinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Mahkemeye başvurulması prim
borcunun takip ve tahsilini durdurmaz.
Kurum denetim elemanlarınca Kuruma asgarî işçilik tutarının
bildirilmediği tespit edilen işyerleri hakkında ayrıca 141 inci maddenin
birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca idarî para cezası uygulanır.
Kamu idareleri Kurumca yazı ile istenilecek bilgileri ve
belgeleri yazılı olarak en geç bir ay içinde vermeye mecburdur.
Kuruma yeterli işçilik bildirilmiş olup olmadığının
araştırılmasında, işin yürütümü için gerekli olan asgarî işçilik miktarının
tespitinde dikkate alınacak asgarî işçilik oranlarının saptanması ve asgarî
işçilik oranlarına vaki itirazların incelenerek karara bağlanması amacıyla
Kurum bünyesinde; kurum teknik elemanlarından dört üye, Yönetim Kurulunda
temsil edilen işçi ve işveren konfederasyonlarınca görevlendirilecek iki üye,
asgarî işçiliğin tespit edileceği meslek koluyla ilgili kanunla kurulan meslek
kuruluşundan, şayet meslek kuruluşu yok ise Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliğinden bir üye olmak üzere toplam yedi teknik elemandan oluşan Asgarî
İşçilik Tespit Komisyonu kurulur. Kurumca birden fazla Asgarî İşçilik Tespit
Komisyonu kurulabilir.
Asgarî İşçilik Tespit Komisyonuna iştirak edenlere
katıldıkları her toplantı günü için 2000 gösterge rakamının memur aylık
katsayısı ile çarpılarak bulunacak miktar üzerinden toplantı ücreti ödenir.
Asgarî İşçilik Tespit Komisyonunun çalışma usûl ve esasları
ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak
yönetmelikle düzenlenir.
İKİNCİ
BÖLÜM
Prim
Belgeleri ve Primlerin Ödenmesi
Prim belgeleri
MADDE 117- İşveren, bir ay içinde çalıştırdığı
sigortalıların ad ve soyadlarını, T.C. Kimlik Numaralarını, sigorta primleri ve
destek primi hesabına esas tutulan kazançlar toplamı ve prim ödeme gün sayıları
ile bu primleri gösteren ve örneği yönetmelikle belirlenen asıl veya ek
belgeleri, ait olduğu takvim ayını takip eden ayın yirmibeşinci günü mesai
saati bitimine kadar Kuruma vermekle ve işyeri kayıtlarını Kurumca istenilmesi
halinde ibraz etmekle veya sigortalı çalıştırmadığı takdirde, bu hususu
sigortalı çalıştırmaya son verdiği tarihten itibaren onbeş gün içinde Kurumca
belirlenen usûlle bildirmekle yükümlüdür.
İşveren işyeri defter, kayıt ve belgeleri ilgili olduğu yılı
takip eden takvim yılı başından başlamak üzere on yıl süre ile saklamak ve
Kurumca istenilmesi halinde onbeş gün içinde ibraz etmek zorundadır.
İşverenin, sigortalıyı, 4857 sayılı Kanunun 7 nci maddesine
göre başka bir işverene iş görme edimini yerine getirmek üzere geçici olarak
devretmesi halinde, sigortalıyı devir alan, geçici iş ilişkisi süresine ilişkin
ikinci fıkrada belirtilen belgelerin aynı süre içinde işverene ait işyerinden
Kuruma verilmesinden işveren ile birlikte müteselsilen sorumludur.
Ay içinde bazı işgünlerinde çalıştırılmadığı ve ücret
ödenmediği beyan edilen sigortalıların otuz günden az çalıştıklarını açıklayan
bilgi ve belgelerin işverence prim belgelerine eklenmesi şarttır.
Sigortalıların otuz günden az çalıştığını gösteren bilgi ve
belgelerin Kuruma verilmemesi veya verilen bilgi ve belgelerin Kurumca geçerli
sayılmaması halinde, otuz günden az bildirilen sürelere ait prim belgeleri
Kurumca re'sen düzenlenir ve muhteviyatı primler bu Kanun hükümlerine göre
tahsil olunur.
Sigortalı çalıştıran işveren ile aracı ve iş görme edimini
yerini getirmek üzere sigortalıyı geçici olarak devralan işveren; sigortalının
adını, T.C. Kimlik Numarasını ve prim ödeme gün sayısını gösteren ve Kurumca
onaylanan belgenin bir nüshasını işyerinde, birden ziyade işyeri olması halinde
her işyerinde ayrı ayrı olmak üzere, Kuruma verilmesi gereken sürenin son
gününü takip eden günden başlanarak, müteakip belgenin verilmesi gereken
sürenin sonuna kadar sigortalılar tarafından görülebilecek bir yere asmaya
mecburdur.
Fiilen veya işyeri kayıtlarından tespit edilecek her türlü
bilgiden veya kamu kurum ve kuruluşları tarafından düzenlenen belge veya alınan
bilgilerden çalıştığı tespit edilen sigortalılara ait olup bu Kanun uyarınca
Kuruma verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen bir ay içinde
verilmemesi veya noksan verilmesi halinde, bu belgeler Kurumca re'sen
düzenlenir ve muhteviyatı sigorta primleri Kurumca tespit edilerek işverene
tebliğ edilir. İşveren, bu maddeye göre tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ
tarihinden itibaren bir ay içinde ilgili Kurum ünitesine itiraz edebilir.
İtiraz takibi durdurur. İtirazın reddi halinde, işveren kararın tebliğ
tarihinden itibaren bir ay içerisinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir.
Yetkili mahkemeye başvurulması prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz.
Mahkemenin Kurum lehine karar vermesi halinde 119 ve 120 nci maddelerin prim
borcuna ilişkin hükmü uygulanır.
Kurumca çıkarılacak yönetmelikle tespit edilen belgeleri
işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen
sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak
beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak alacakları ilâm ile
ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç
toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır.
Sigortalının çalıştığı bir veya birden fazla işte, bu
Kanunda yazılı prim ödeme şartını yerine getirmiş olmasına rağmen kendisi için
verilmesi gereken kayıt ve belgeler işveren tarafından verilmediği veya verilen
kayıt ve belgelerde kazançların veya prim ödeme gün sayılarının eksik
gösterildiği Kurumca tespit edilirse, hastalık ve analık sigortalarından
gerekli yardım ve ödemeler yapılır.
Birinci fıkra uyarınca verilmesi gereken asıl ve ek
belgenin, internet, elektronik ve benzeri ortamda Kuruma gönderilmesinde;
işyerinin ve asıl ve ek belgenin niteliği, çalıştırılan sigortalı sayısı,
illerin gelişmişlik durumu ile bilişim ve teknoloji alanındaki gelişmeler gibi
hususları dikkate alarak, işverenleri zorunlu tutmaya Kurum yetkilidir.
Bu maddede belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi
halinde, 141 inci maddeye göre işlem yapılır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Prim yükümlüsü
MADDE 118- Bu Kanun bakımından prim yükümlüsü;
a) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerine
ve 5 inci maddenin birinci fıkrasının (a) bendine tabi olanlar ile sosyal
güvenlik destek primi ödeyenler için işverenler,
b) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine tabi
olanlar ile isteğe bağlı sigortalı olanlar ve 84 üncü maddenin birinci
fıkrasının (c) ve (f) bentlerinde sayılan kişiler,
c) 84 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde sayılan
kişiler için Maliye Bakanlığı,
d) 84 üncü maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde sayılan
kişiler için Türkiye İş Kurumudur.
e) 5 inci maddenin (a) bendine tabi olanlardan aday çırak,
çırak ve işletmelerde beceri eğitimi görenler için Millî Eğitim Bakanlığı,
yüksek öğrenim sırasında zorunlu staja tabi tutulan öğrenciler için öğrenim
gördükleri kurumdur.
84 üncü maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde
sayılanlardan prim alınmaz.
Primlerin ödenmesi
MADDE 119- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde
belirtilen sigortalıları çalıştıran işveren, bir ay içinde çalıştırdığı
sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun
gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden keserek ve kendilerine
ait prim tutarlarını da bu miktara ekleyerek en geç ertesi ayın sonuna kadar
Kuruma öder.
Hak edilen ve fakat ödenmemiş olan ücretler üzerinden
hesaplanacak primler hakkında da birinci fıkradaki hüküm uygulanır.
118 inci maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen
yükümlüler her takvim ayına ait primleri ilgili takvim ayının sonuna kadar
Kuruma öderler.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen
sigortalıları çalıştıran işverenler çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas
tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak prim
tutarlarını ücretlerinden keserek ve kendisine ait prim tutarlarını da bu
miktara ekleyerek en geç ödemenin yapıldığı tarihi takip eden yedi işgünü içinde
Kuruma öderler.
118 inci maddenin (c) ve (d) bentlerinde belirtilen
yükümlüler her takvim ayına ait primleri ilgili takvim ayının sonuna kadar
Kuruma öderler.
Kuruma fiilen ödenmeyen prim tutarları gelir vergisi ve
kurumlar vergisi uygulamasında gider yazılamaz.
Prim borçları katma değer vergisi iade alacağının mahsubu
suretiyle de ödenebilir. Bu takdirde katma değer vergisi iade hakkı sahibi
kendisinin, mal veya hizmet satın aldığı veya iştirak veya ortaklık ilişkisi
içinde bulunduğu işverenlerin prim borçları için de mahsup talep edebilir. Bu
işverenlerin mahsup talebinde bulundukları ayda muaccel olan prim borçlarının
yukarıda belirtilen ödeme sürelerini izleyen onbeş gün içinde mahsup suretiyle
ödenmesi halinde yasal süresi içinde ödendiği kabul edilir. Ancak prim
borçlarının katma değer vergisi iade alacağından mahsup suretiyle ödenmesi
talebinde bulunulduğu halde, mahsup edilemeyen veya eksik mahsup edilen prim
borçları için yukarıda belirtilen ödeme sürelerini izleyen aydan başlanarak
gecikme zammı uygulanır.
Kurum, prim ve her türlü alacaklarını, işverenlere olan
borçlarından mahsup etmek suretiyle tahsil etmeye yetkilidir.
Primlerin özel ödeme şekilleri kullanılmak suretiyle
ödenmesi zorunluluğunu getirmeye ve primlerin yatırılacağı tahsilat kuruluşlarını
belirlemeye Kurum yetkilidir.
Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının
tahsilinde 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü
Hakkında Kanunun 51 ve 102 nci maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır. Kurum,
söz konusu Kanunun uygulanmasında Maliye Bakanlığı ile diğer kamu kurum ve
kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır.
Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı
Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı
biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir. Yetkili iş mahkemesine
başvurulması alacakların takip ve tahsilini durdurmaz.
Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı sebepleri
olmaksızın, yukarıdaki fıkralarda belirtilen süre içerisinde ödenmez ise, kamu
kurum ve kuruluşlarının tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, mesul
muhasip, sayman ile tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki
yönetici veya yetkilileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve
müteselsilen sorumludur.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Prim borçlarına halef
olma
MADDE 120- Sigortalıların çalıştırıldığı işyeri devredilir
veya intikal ederse, eski işverenin Kuruma olan sigorta primi ile gecikme zammı
ve faiz dahil tüm borçlarından aynı zamanda yeni işveren de müştereken ve
müteselsilen sorumludur. Bu hükme aykırı sözleşme hükümleri geçersizdir.
Gecikme zammı
MADDE 121- Kurumun prim ve diğer alacakları yasal süresi içinde
ve tam olarak ödenmezse, ödenmeyen kısmı sürenin bittiği tarihte % 10 oranında
artırılır. Bulunan bu tutara, ödeme süresinin bittiği tarihten başlamak üzere
borç ödeninceye kadar her ay için ayrı ayrı Hazine Müsteşarlığınca açıklanacak
bir önceki aya ait Yeni Türk Lirası cinsinden iskontolu ihraç edilen Devlet iç
borçlanma senetlerinin aylık ortalama faizi bileşik bazda uygulanarak gecikme
zammı hesaplanır. Ancak, ödemenin yapıldığı ay için gecikme zammı günlük
hesaplanır. Hesaplanan gecikme zammı bir Yeni Türk Lirasından az olamaz.
Dava ve icra takibi açılmış olsa bile, prim ve diğer
alacakların ödenmemiş kısmı için gecikme zammı tahsil olunur.
İadesi gereken primler
MADDE 122- Yanlış veya yersiz alınmış olduğu anlaşılan
primler;
a) İlgililerin kasıtlı veya kusurlu davranışlarından
doğmuşsa faiz ödenmeksizin,
b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa hisseleri
oranında işverenlere ve sigortalılara kanunî faizi ile birlikte,
tahsil tarihinden itibaren on yıl içinde istenmesi halinde
geri verilir.
Kanunî faiz, primin Kuruma yatırıldığı tarihi takip eden
aybaşından iadenin yapıldığı ayın başına kadar geçen süre için hesaplanır.
Prim iadesi nedeniyle, ilgililer gerekli yardım, tahsis ve
ödeme şartlarını yitirmiş olursa bu Kanuna göre yapılan yardımlar ile verilen
ödenek, gelir, aylık ve sağlık hizmetleri durdurulur. Daha önce yanlış veya
yersiz ödenen gelir, aylık, ödenek ve diğer yardımlar ile sağlık hizmetleri
bedelleri 130 uncu madde hükmüne göre ilgililerden geri alınır.
İlişiksizlik belgesinin
aranması
MADDE 123- Kamu idareleri ile döner sermayeli kuruluşlar ve
özel kanunla veya özel kanunla verilmiş yetkiye dayanarak kurulmuş bankalar,
ihale yolu ile yaptırılan her türlü işleri üzerine alanları ve bunların
adreslerini Kuruma bildirmekle yükümlüdür.
İşverenlerin hakedişlerinin, Kuruma, ihale konusu işin
yapıldığı süreye ilişkin borçlarının olmaması kaydıyla ödenmesi, kesin
teminatlarının ise ihale konusu işle ilgili olarak Kuruma borçlarının
bulunmadığının tespit edilmesinden sonra iadesi esastır.
Hakedişlerin ödenmesi ve teminatın geri verilmesine ait
işlemlerin usûl ve esasları Bakanlar Kurulunca çıkarılacak yönetmelikle tespit
edilir.
Valilikler, belediyeler, il özel idareleri ve ruhsat vermeye
yetkili diğer merciler tarafından, geçici iskân veya yapı kullanma izin belgesi
verilmeden önce ilgililerden bu bina inşaatı işyerlerinden dolayı Kuruma
borçlarının bulunmadığına dair Kurumca düzenlenmiş bir belgenin istenmesi
zorunludur.
Bu maddede belirtilen yükümlülükler yerine getirilmeden hakediş
ödenmesi, kesin teminatın iade edilmesi veya geçici iskân izin belgesi ve yapı
kullanma izin belgesi verilmesi hallerinde, ilgililer hakkında genel hükümlere
göre idarî ve cezaî işlem yapılır.
Afet durumunda belgelerin
verilme süresi ve primlerin ertelenmesi
MADDE 124- Yangın, su baskını, yer kayması, deprem gibi
afete uğrayan işverenler ile bu Kanuna göre sigortalı olanlar, olayın meydana
geldiği tarihten itibaren üç ay içinde talepte bulunmaları halinde, prim ödeme
aczine düştüklerinin Kurumca yapılacak inceleme sonucu anlaşılması kaydıyla,
afet tarihinden önce vadesi sona ermiş mevcut prim borçları ile afetin meydana
geldiği tarihten itibaren tahakkuk edecek üç aylık prim borçları, olayın
meydana geldiği tarihten itibaren bir yıla kadar ertelenebilir.
15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir
Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun
uyarınca genel hayatı etkilediğine karar verilen afetler nedeniyle, afet
bölgesinde doğrudan veya dolaylı olarak zarar gören işverenlerle sigortalı ve
hak sahiplerinin bu Kanuna göre vermekle yükümlü oldukları belgelerin verilme
süresi ile ödenmesi gereken primlerin ve diğer Kurum alacaklarının ödeme
sürelerini bu Kanundaki sürelere bağlı olmaksızın, afet bölgesindeki şartları
ve gelişmeleri gözönünde tutarak belirlemeye Kurum yetkilidir.
Prim borcunun ertelendiği sürede zamanaşımı işlemez ve
ertelenen prim kısmına gecikme zammı uygulanmaz.
İşverenin 117 nci maddenin birinci fıkrasına göre Kuruma
vermekle yükümlü olduğu belgeyi internet, elektronik ve benzeri ortamda vermesi
zorunlu olduğu halde, internet veya Kurumun elektronik iletişim için kullandığı
alternatif iletişim hatlarının tümünde birden meydana gelebilecek arızalar veya
Kurum bilgi işlem sistemlerinin herhangi bir nedenle hizmet dışı kalması sonucu
belgelerin Kanunda öngörülen sürenin son gününde Kuruma gönderilememesi
halinde, internet veya elektronik ortamda hizmeti engelleyen durumların resmî
nitelikteki belgelerle kanıtlanması veya Kurumca ilan edilmesi kaydıyla,
yukarıda belirtilen sorunların ortadan kalkmasını takiben ikinci işgününün
sonuna kadar belge internet veya elektronik ortamda verilir ise bu yükümlülüğün
Kanunda öngörülen sürede yerine getirilmiş olduğu kabul edilir.
BEŞİNCİ KISIM
Ortak ve Çeşitli Hükümler
BİRİNCİ
BÖLÜM
Ortak
Hükümler
Sigortalılığın zorunlu
oluşu ve sona ermesi
MADDE 125- Kısa ve uzun vadeli sigortalar ile genel sağlık
sigortası kapsamındaki kişilerin sigortalı olması zorunludur. Bu Kanunda yer
alan sigorta hak ve yükümlülüklerini ortadan kaldırmak, azaltmak veya başkasına
devretmek için sözleşmelere konulan hükümler geçersizdir.
Sigortalılık, bu Kanunda sayılan sigortalı sayılma
şartlarının kaybedilmesi veya ölüm halinde sona erer.
Devir ve temlik
MADDE 126- Bu Kanun gereğince ilgililerin Kurum nezdinde
doğan hiçbir alacağı devir ve temlik edilemez.
Kurum alacaklarında
zamanaşımı
MADDE 127- Kurumun prim ve diğer alacakları kanunî ödeme
süresini takip eden günden başlayarak on yıl içinde tahsil edilmezse
zamanaşımına uğrar. Zamanaşımından sonra rızaen yapılan ödemeler kabul edilir.
Bu Kanuna dayanılarak Kurumca açılacak tazminat ve rücû
davaları on yıllık zamanaşımına tabidir.
Kontrol muayenesi
MADDE 128- Kurum, sağlık hizmeti alan genel sağlık
sigortalısından veya bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilerden, yürütülen
soruşturma kapsamıyla sınırlı olmak üzere sağlık hizmetinin gerçekten alınıp
alınmadığını tespit amacıyla, kontrol muayenesi ve tetkiklerinin yaptırılmasını
talep edebilir.
Malûllük aylığı veya sürekli iş göremezlik geliri alan
sigortalılar, malûllük durumlarında artma veya başka birinin sürekli bakımına
muhtaç olduğunu ileri sürerek aylık ve gelirlerinde değişiklik yapılmasını
isteyebilecekleri gibi, Kurum da bunlar ve aylık veya gelir bağlanan
çalışamayacak durumdaki malûl çocuklar için kontrol muayenesi talep edebilir.
Gerek Kurumca yaptırılan kontrol muayenesinde, gerekse
sigortalının isteği üzerine veya işe alıştırma sonunda yapılan muayenesinde
yeniden tespit edilecek malûllük durumuna göre, malûllük aylığı veya sürekli iş
göremezlik geliri, yeni malûllük durumuna esas tutulan raporun tarihini takip
eden ödeme dönemi başından başlanarak gerekirse artırılır, azaltılır veya
kesilir.
Çalışamayacak derecede malûl çocuklara bağlanmış bulunan
gelir ve aylıklar, kontrol muayenesi sonunda tespit edilecek malûllük durumuna
göre, gerekirse rapor tarihinden sonraki ödeme dönemi başından itibaren
kesilir.
Kabul edilebilir bir özrü olmadığı halde, kontrol
muayenesini Kurumun yazılı bildiriminde belirtilen tarihten sonraki ödeme
dönemi başına kadar yaptırmayan sigortalının malûllük aylığı veya sürekli iş
göremezlik geliri, gelir veya aylık bağlanan çalışamayacak durumda malûl
çocukların ise almakta oldukları gelir veya aylık, kontrol muayenesi için
belirtilen tarihten sonraki ödeme dönemi başından başlayarak kesilir.
Ancak, kontrol muayenesini Kurumun yazılı bildiriminde
belirtilen tarihten başlayarak üç ay içinde yaptıran ve malûllük veya sürekli
iş göremezlik halinin devam ettiği tespit edilen sigortalının veya aylık veya
gelir alan malûl çocuğun kesilen aylık veya geliri kesildiği tarihten
başlanarak yeniden bağlanır.
Kontrol muayenesini Kurumun yazılı bildiriminde belirtilen
tarihten üç ay geçtikten sonra yaptıran ve malûllük veya sürekli iş göremezlik
halinin devam ettiği tespit edilen sigortalının malûllük aylığı veya yeni
sürekli iş göremezlik derecesine göre hesaplanacak geliri, gelir veya aylık
bağlanan çalışamayacak durumda malûl çocukların ise almakta oldukları gelir
veya aylık rapor tarihinden sonraki ödeme dönemi başından başlanarak yeniden
bağlanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Sağlık raporlarının usul
ve esaslarının belirlenmesi
MADDE 129- Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak
sevklere, sakatlık, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin
raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik
derecesiyle birlikte çalışma gücünün üçte ikisi kaybına esas teşkil edecek
sağlık kurulu raporlarının usûl ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili
hekim ve sağlık kurumlarını ve sözü edilen kurumların sahip olması gereken
kriterleri belirlemeye, usûlüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı
tıbbî belgeleri düzenleyen hekim veya kuruma iade ederek yeterli vasıfları haiz
şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir.
Usûlüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî
belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; iş kazası veya meslek
hastalığı sonucu tespit edilen sürekli iş göremezlik derecesiyle çalışma
gücünün üçte ikisi kaybına veya sakatlık derecelerine ilişkin usûlüne uygun
düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca
verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık
Kurulunca karara bağlanır.
Bu maddenin uygulamasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Yersiz ödemelerin geri
alınması
MADDE 130- Kurumca fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit
edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
a) İlgililerin kasıtlı veya kusurlu davranışlarından
doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık
sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı
işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan
ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren bir ay içinde
yapılacak ödemelerde faizsiz, bir aylık sürenin dolduğu tarihten sonra
yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan,
itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte varsa
Kurumdaki her türlü alacağından kesilerek, yoksa genel hükümlere göre geri
alınır.
Zamanaşımı ve hakkın
düşmesi
MADDE 131- Bu Kanuna göre bağlanan gelir ve aylıklarını
tahakkuk ettirildiği tarihlerden itibaren aralıksız bir yıl sonuna kadar tahsil
etmeyenlerin gelir ve aylıkları durdurulur. Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan
hallerde, iş kazası ve meslek hastalığı ve ölüm sigortasından hak kazanılan
gelir ve aylıklar, hakkı doğuran olay tarihinden itibaren beş yıl içinde
istenmezse zamanaşımına uğrar. Bu durumda olanların gelir ve aylıkları, yazılı
istek tarihini takip eden aybaşından itibaren başlar.
İş kazası, meslek hastalığı, analık ve ölüm sigortalarından
kazanılan diğer haklar, hakkı doğuran olay tarihinden itibaren beş yıl içinde
istenmezse düşer.
Geçici iş göremezlik ödeneğini veya herhangi bir döneme
ilişkin gelir veya aylığını beş yıl içinde almayanların söz konusu ödenek,
gelir veya aylıkları ödenmez.
Kuruma müracaat etmemenin haklı bir sebebe dayandığını genel
hükümlere göre ispat edenler hakkında yukarıdaki hükümler uygulanmaz. Ölümü
öğrenememiş olmak, ispat edilmek şartıyla, mücbir sebep sayılır.
Genel sağlık sigortası hükümlerine göre sigortalı veya
sigortalının bakmakla yükümlü olduğu kişilerin alacakları, hakkı doğuran olayın
öğrenildiği tarihten itibaren iki yıl içinde istenmezse zamanaşımına uğrar,
hakkı doğuran olay tarihinden itibaren ise beş yıl sonunda düşer.
Avans
MADDE 132- Kurumca gelir, aylık veya toptan ödeme
işlemlerine başlanmış bulunan ve gelir veya aylık bağlanmasına veya toptan
ödeme yapılmasına hak kazandığı anlaşılan sigortalı veya hak sahipleri ile
genel sağlık sigortasından sigortalılara ve sağlık hizmeti sunucularına
tahakkuk etmiş alacakları en geç altmış gün içinde ödenir. İşlemlerin gecikmesi
halinde tahakkuk eden tutarın % 75'ini geçmemek üzere alacaklarından kesilmek
üzere avans ödenebilir.
Ücretlerden kesinti
yapılmaması
MADDE 133- İşveren, sosyal sigortalar için kendisine düşen
yükümlülükler nedeniyle sigortalıların ücretlerinden kesinti yapamaz.
Özel sigorta mevzuatı
hükümleri
MADDE 134- Özel sigortalara ilişkin mevzuat hükümleri, bu
Kanun hükümlerinin yorumlanmasında dikkate alınmaz.
Bu Kanun gereğince sağlık hizmetlerinden yararlananların
ödemekle yükümlü oldukları katılım payları, özel sigorta şirketleri tarafından
teminat konusu yapılamaz.
Sosyal güvenlik
sözleşmelerinin yürütülmesi
MADDE 135- Sosyal güvenlik sözleşmeleri veya çok taraflı
anlaşmalar kapsamında yapılacak her türlü işlemler ve hesaplaşmalar Kurum
tarafından yürütülür. İlgili anlaşmalarda irtibat kurumuna yapılan atıflar,
Kuruma yapılmış sayılır.
İKİNCİ
BÖLÜM
Çeşitli
Hükümler
Sosyal güvenlik hak ve
yükümlülükleri ile ilgili düzenlemeler
MADDE 136- Sosyal güvenlik hak ve yükümlülükleri ile ilgili
yapılacak her türlü kanunî düzenlemeler bu Kanunda yapılır.
Bilgi ve belge isteme
hakkı
MADDE 137- Kurum, bu Kanun hükümlerine ilişkin yapılan
soruşturmalar hakkında mahkemelerden ve savcılıklardan, kamu ve özel hukuk tüzel
kişilerinden, gerçek kişilerden bilgi ve belge isteyebilir.
Kamu idareleri ile işveren ve sigortalılar, Kurumun talebi
üzerine sigortalılıkla ilgili bilgi ve belgeleri elektronik ortamda veya yazılı
olarak vermek zorundadır.
Vergi, resim ve harç
istisnası
MADDE 138- Kurum tarafından yapılan bütün işlemlerle bu
işlemler için ilgililere verilmesi veya bunlardan alınması gereken her türlü
evrak ve bunların suretleri ile Kurumun taraf olduğu dava ve icra takipleri her
türlü vergi, resim ve harçtan müstesnadır.
Bildirimler
MADDE 139- Bu Kanun gereğince yapılacak bildirimler
hakkında, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uygulanır.
Uyuşmazlıkların çözüm
yeri
MADDE 140- Bu Kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar,
yetkili iş mahkemelerinde, iş mahkemesi bulunmayan yerlerde bu davalara
bakmakla görevli mahkemelerde görülür.
ALTINCI KISIM
İdarî Para Cezası
Hükümleri
Kurumca verilecek idarî
para cezaları
MADDE 141- Bu Kanunda idarî para cezası uygulanacak
yükümlülükler için;
a) 8 inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c)
bentlerinde belirtilen belge ve bildirgeleri Kurumca belirlenen usûllere göre
ve belirlenen süre içinde vermeyenler her bir sigortalı için aylık asgarî ücret
tutarında, bildirilmeyen sigortalıların çalışma izni olmaması durumunda asgarî
ücretin iki katı tutarında idarî para cezası uygulanır.
b) 11 inci maddede belirtilen bildirgeyi Kurumca belirlenen
usûllere göre ve belirlenen süre içinde Kuruma vermeyenlere;
1) Kamu idareleri ile bilanço esasına göre defter tutmak
zorunda olanlar için üç aylık asgarî ücret tutarında,
2) Diğer defterleri tutmak zorunda olanlar için iki aylık
asgarî ücret tutarında,
3) Defter tutmakla yükümlü olmayanlar için bir aylık asgarî
ücret tutarında,
idarî para cezası uygulanır.
c) 117 nci maddenin birinci fıkrası uyarınca verilmesi
gereken belgeleri Kurumca belirlenen usûllere göre ve belirlenen süre içinde
vermeyenlere her bir fiil için;
1) Belgenin asıl olması halinde aylık asgarî ücretin üç
katını geçmemek kaydıyla Kuruma verilmiş belgede kayıtlı sigortalı sayısı
başına aylık asgarî ücretin beşte biri tutarında,
2) Belgenin ek olması halinde Kuruma verilmiş olan her bir
ek belge için aylık asgarî ücretin sekizde biri tutarında,
3) Belgenin Kurumca re'sen düzenlenmesi durumunda aylık
asgarî ücretin üç katı tutarında,
4) Belgenin mahkeme kararı ile veya Kurum veya diğer kamu
idarelerinin denetim elemanlarınca yapılan tespitler sonucunda veya bu idareler
tarafından düzenlenen belgelerden hizmetleri veya kazançları Kuruma bildirilmediği
veya eksik bildirildiği saptanan sigortalılarla ilgili olması halinde, belgenin
asıl veya ek nitelikte olup olmadığı, işverence düzenlenip düzenlenmediği
dikkate alınmaksızın aylık asgarî ücretin üç katı tutarında,
idarî para cezası uygulanır.
d) 116 ncı madde uyarınca Kurumun defter ve belge incelemeye
yetkili denetim elemanları tarafından veya 83 üncü maddenin dördüncü fıkrasında
belirtilen serbest muhasebeci malî müşavirler ile yeminli malî müşavirlerce
düzenlenen raporlara istinaden Kuruma bildirilmediği tespit edilen eksik
işçilik tutarının maledildiği her bir ay için aylık asgarî ücretin üç katı
tutarında idarî para cezası uygulanır.
e) 117 nci maddenin onuncu fıkrası uyarınca, aynı maddenin
birinci fıkrasında belirtilen belgeleri internet, elektronik ve benzeri ortamda
Kuruma vermek zorunda olduğu halde, bu yükümlülüğünü yerine getirmeyenlere
belgenin asıl veya ek nitelikte olup olmadığı, yazılı olarak ve kanunî süresi
içinde verilip verilmediği dikkate alınmaksızın aylık asgarî ücretin üç katı
tutarında idarî para cezası uygulanır.
f) 117 nci maddenin ikinci fıkrasındaki yükümlülüğü Kurumca
yapılan yazılı ihtara rağmen onbeş gün içinde mücbir sebep olmaksızın yerine
getirmeyenlere;
1) Bilanço esasına göre defter tutmakla yükümlü iseler aylık
asgarî ücretin oniki katı tutarında,
2) Diğer defterleri tutmakla yükümlü iseler aylık asgarî
ücretin altı katı tutarında,
3) Defter tutmakla yükümlü değil iseler asgarî ücretin üç
katı tutarında,
4) Defter, kayıt ve belgelerinin tümünü bu bentte belirtilen
süre içinde ibraz etmekle birlikte, yönetmelikte belirtilen usûl ve esaslara
uygun olarak düzenlemeyenlere, ibraz edilmemesi üzerine uygulanan miktarları
aşmamak kaydıyla her bir geçersizlik hali için, ibraz edilmemesi üzerine
uygulanan miktarları aşmamak kaydıyla aylık asgarî ücretin yarısı tutarında,
idarî para cezası uygulanır.
g) 117 nci maddenin dördüncü fıkrasında ve 116 ncı maddenin
beşinci fıkrasında belirtilen yükümlülükleri belirtilen sürede yerine
getirmeyenlere aylık asgarî ücretin iki katı tutarında idarî para cezası
uygulanır.
h) 8 inci maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen
yükümlülükleri yerine getirmeyen kurum ve kuruluşlar ile gerçek ve tüzel
kişilere aylık asgarî ücret tutarında idarî para cezası uygulanır.
i) 84 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi dışındaki
bentlerinde sayılan genel sağlık sigortalılarının 85 inci madde gereği Kurumca
belirlenen usûllere göre ve belirlenen süre içinde Kuruma bildirilmemesi
halinde her bir sigortalı için aylık asgarî ücret tutarında idarî para cezası
uygulanır.
j) Sağlık hizmeti sunulmadığı halde sağlık hizmetini fatura
edenler; faturayı veya faturaya dayanak oluşturan belgeleri gerçeğe aykırı
olarak düzenleyenler; 88 inci madde gereğince kapsam dışı tutulan sağlık
hizmetlerini kapsam içinde olan sağlık hizmetleri gibi gösterenler; sağlık
hizmetlerine hak kazanmayan kişilere sundukları sağlık hizmetlerini her ne
şekilde olursa olsun Kuruma fatura edenler hakkında genel hükümlere göre ceza
kovuşturması yapılır. Bu fiiller nedeniyle Kurumun yersiz ödediği tutar geri
alınır ve yersiz ödenen tutarın beş katı idarî para cezası uygulanır. Ayrıca bu
fiilî işleyen sağlık hizmeti sunucularının varsa Kurum ile yaptıkları
sözleşmeleri, bir yıl içinde ikinci tekrarında altı ay süre ile feshedilir.
k) 96 ncı maddede sayılan kimlik tespiti yükümlülüğünü
yapmayan ve bu nedenle Kurumun zarara uğramasına sebebiyet veren sağlık hizmeti
sunucularından uğranılan zararın beş katı idarî para cezası uygulanır. Ayrıca
Kurumun yersiz ödediği tutar geri alınır.
l) Kurumun mahsup suretiyle tahsilini yaptığı haller hariç
olmak üzere, 93 üncü madde gereğince alınması gereken katılım paylarını tahsil
etmeyen sağlık hizmeti sunucularına, ilk fiilde tahsil edilmeyen katılım
payının on katı tutarında idarî para cezası uygulanır. Fiilîn her tekrarında
idarî para cezası uygulanmaya devam edilir ve ayrıca sağlık hizmeti sunucusu
ile yapılan sözleşme üç ay süreyle feshedilir.
İdarî para cezası uygulanması 8, 11 ve 117 nci maddelerde
belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi yükümlülüğünü kaldırmaz.
İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ edilmekle tahakkuk eder
ve tebliğ tarihinden itibaren Kuruma onbeş gün içinde ödenir veya aynı süre
içinde Kurumun ilgili ünitesine itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur.
Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren
altmış gün içinde idare mahkemesine başvurabilir.
Mahkemeye başvurulması idarî para cezasının takip ve
tahsilini durdurmaz. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma
ödenmeyen idarî para cezaları, 121 inci madde hükmü gereğince hesaplanacak
gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir.
Fiilin işlendiği günden itibaren beş yıl içinde tebliğ
edilmeyen idarî para cezaları zamanaşımına uğrar.
YEDİNCİ KISIM
Yürürlükten Kaldırılan,
Değiştirilen, Son ve Geçici Hükümler
BİRİNCİ
BÖLÜM
Değiştirilen
ve Yürürlükten Kaldırılan Hükümler
Diğer kanunlardaki
atıflar
MADDE 142- Bu Kanunla yürürlükten kaldırılmayan hükümleri
saklı kalmak kaydıyla, 506 sayılı, 1479 sayılı, 2925 sayılı, 2926 sayılı ve
5434 sayılı kanunlara yapılan atıflar ile diğer kanunlarda sigorta yardımlarına
ve yükümlülüklerine, sigortalılığa ve hak sahipliği şartlarına, sağlık hizmeti
veya tedavi bedellerinin ödenmesine ilişkin yapılan atıflar bu Kanunun ilgili
maddelerine yapılmış sayılır.
Değiştirilen hükümler
MADDE 143- a) 5434 sayılı Kanunun;
1) 64 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan
"Vazife malûllerinden bu malûllüklere" ibaresi, "Muvazzaf ve
yedek subay, astsubay, uzman jandarma çavuş, uzman çavuş, erbaş ve erler
(gönüllü erler dahil) ile Türk Silahlı Kuvvetlerince görevlendirilen kamu
görevlileri ile diğer sivil görevlilerden;" şeklinde,
2) 64 üncü maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi;
"e) Anayasanın 92 nci maddesi uyarınca yabancı ülkelere
Türk Silahlı Kuvvetleri gönderilmesini gerektiren durumlarda, birliklerin
bulundukları yerlerden hareketlerinden itibaren yurt içinde, yurt dışında veya
yurda dönüş sırasında Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 20
nci maddesinde belirtildiği şekilde sürekli iş göremezlik gelirine esas olacak
şekilde meslekte kazanma gücünün azalması veya aynı Kanunun 31 inci maddesine
göre malûl sayılmayı gerektirecek derecede malûl olanlara harp malûlü
denir." şeklinde,
3) 64 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan
"bulundukları derecenin bir üst derecesindeki aynı kademesinin emekli
aylığı bağlanmasına esas gösterge tablosundakarşılığı olan derece veya kademesi
üzerinden" ibaresi, "bir üst derecesinin veya kademesinin prime esas
kazancı üzerinden" şeklinde,
4) 64 üncü maddesinin altıncı fıkradan sonra gelen tablo;
" İş Göremezlik Derecesi |
Ek
Göstergeler |
% 81 ve
üzeri |
1100 |
% 67 -
80 |
1000 |
% 51 -
66 |
900 |
% 41 -
50 |
800 |
% 31 -
40 |
700 |
% 21 -
30 |
600 |
% 10 -
20 |
450 " |
şeklinde,
5) Mülga ek 19 uncu maddesinin üçüncü fıkrası; "Vazife
malulü erlerle, bunların dul ve yetimlerine ödenecek aylık veya gelirlerin alt
sınırı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 34 üncü veya 45
inci maddeleri hükümlerine göre belirlenir" şeklinde,
b) 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununun 30
uncu maddesi; "Bu Kanunun gerektirdiği her türlü yardım ve ödemeler için
sigortalılardan % 12,5'i genel sağlık sigortası primi olmak üzere % 32,5
oranında prim alınır." şeklinde,
c) 3294 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin ikinci
fıkrası;"Ancak, sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olan ve bu
kuruluşlardan aylık ve gelir alan özürlülerin, tedavi giderleri ile fonksiyon
kazandırıcı ortopedik ve diğer yardımcı araç ve gereçlerin kurumlarca
karşılanamayan kısmı, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 84
üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendinde
sayılan genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin aynı
kanun gereği ödedikleri katılım payları bu Kanun kapsamındadır." şeklinde
değiştirilmiştir.
Yürürlükten kaldırılan
kanunlar ve hükümler
MADDE 144- a) 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal
Sigortalar Kanununun geçici 81 inci, geçici 82 nci ve geçici 87 nci maddeleri
hariç diğer maddeleri,
b) 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve
Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun geçici 10 uncu ve
geçici 11 inci maddeleri hariç diğer maddeleri,
c) 29/8/1977 tarihli ve 2108 sayılı Muhtar Ödenek ve Sosyal
Güvenlik Yasasının 4 üncü ve 5 inci maddeleri,
d) 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve
Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu,
e) 24/5/1983 tarihli ve 2829 sayılı Sosyal Güvenlik
Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun,
f) 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal
Sigortalar Kanununun 1 inci, 2 nci,
4 üncü, 5 inci, 13 ilâ 17 nci maddeleri,
g) 8/5/1985 tarihli ve 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk
Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından
Değerlendirilmesi Hakkında Kanun,
h) 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun 105 inci, 107 nci, 188 inci,
207 nci, 209 uncu ve ek 22 nci maddeleri,
ı) 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Emekli Sandığı Kanununun, 12 ilâ 19 uncu maddeleri, 23 üncü maddesi, 30 ilâ 39 uncu
maddeleri, 41 ilâ 55 inci maddeleri, 57 ilâ 63 üncü maddeleri, 66 ilâ 71 inci maddeleri, 72 nci
maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 73 ilâ 77 nci maddeleri, 80 ve 81 inci maddeleri, 82 inci
maddesinin (a), (b), (c) ve (ç) bentleri, 83 ilâ 91 inci maddeleri, 93 ilâ 100 üncü maddeleri, 102
nci maddesi, 105 ilâ 107 nci maddeleri, 112 ilâ 135 inci maddeleri, ek 1 ilâ ek
19 uncu maddeleri, ek 21 ilâ ek 35 inci maddeleri, ek 38 ilâ ek 67 nci
maddeleri, ek 69 ve ek 70 inci maddeleri, ek 72 ilâ ek 76 ncı maddeleri, ek 80
inci maddesi, geçici 1 ilâ geçici 204 üncü maddeleri, geçici 207 ilâ geçici 212
nci maddeleri, ek geçici 1 ilâ ek geçici 23 üncü maddeleri,
i) 1/10/1992 tarihli ve 3841 sayılı Kanunun geçici 1 inci
maddesi, 24/11/1994 tarihli ve 4049 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesi ve
13/6/2001 tarihli ve 4677 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesi,
j) 14/11/1988 tarihli ve 311 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu
Görevlileri ile İlgili Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Hükmünde Kararnamenin geçici 3 üncü maddesi,
k) 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası
Kanununun 56 ncı maddesinin (C) fıkrası,
l) 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 186
ilâ 188 inci ve 191 inci maddeleri,
m) 18/1/1972 tarihli ve 1512 sayılı Noterlik Kanununun, 201
ilâ 203 üncü maddeleri,
n) 7/5/1987 tarihli ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel
Kanununun 3 üncü maddesinin (d) bendi ile geçici 3 üncü maddesi,
o) 22/1/1990 tarihli ve 399 sayılı Kamu İktisadi
Teşebbüsleri Personel Rejiminin Düzenlenmesi ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde
Kararnamenin 32 nci maddesindeki "resmî ve özel sağlık kuruluşlarında
ayakta ve yatarak tedavileri ile" ibaresi,
p) 4/6/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı
Kanununun 89 uncu maddesi,
r) 4/2/1924 tarihli ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon
Kanununun ek 23 üncü maddesi,
s) 1/11/1983 tarihli ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat
Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununun 18 inci maddesi,
t) 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele
Kanununun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi ile (g) bendinde yer
alan "ve tedavileri yaptırılır" ibaresi,
u) 23/4/1981 tarihli ve 2453 sayılı Yurt Dışında Görevli
Personele Nakdi Tazminat Verilmesi ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasında yer alan "ile yaralanan veya sakat
kalanların tedavi giderleri" ibaresi,
v) 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir
Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun 10
uncu maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkraları,
y) 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş
Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında
Kanunun 7 nci maddesi,
z) 24/2/1968 tarihli ve 1005 sayılı İstiklal Madalyası
Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında
Kanunun 2 nci maddesinin ikinci fıkrası,
yürürlükten kaldırılmıştır.
Diğer kanunların bu Kanuna aykırı hükümleri uygulanmaz.
İKİNCİ
BÖLÜM
Geçici
ve Son Hükümler
Yönetmelikler
MADDE 145- Bu Kanunda çıkarılması öngörülen yönetmelikler
Kanunun yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içerisinde yürürlüğe konulur.
GEÇİCİ MADDE 1- 506 sayılı, 1479 sayılı, 2925 sayılı, 2926
sayılı ve 5434 sayılı kanunlara göre ödenen aylık, gelir, tazminat, harp
malûllüğü zammı ve diğer ödeneklerin verilmesine devam edilir.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 506 sayılı ve
1479 sayılı kanunlara göre ödenmekte olan sosyal yardım zammı ile telafi edici
ödeme tutarları, 5434 sayılı Kanun gereğince emekli aylığı almakta olanlara
ödenmekte olan makam ve yüksek hakimlik tazminatı, görev ve temsil tazminatı
ile 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa
göre ödenmekte olan kadrosuzluk tazminatı, ek ödemeler ve yardımlar bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihte ödenen tutarlar esas alınarak ilgililerin gelir ve
aylıklarına ilave edilerek ödenir.
Sosyal yardım zammının ilavesinde tamamı dağıtılacak şekilde
hak sahiplerinin gelir ve aylıklardaki hisseleri esas alınır.
Bağlanmış aylık ve gelirler, 21 ve 78 inci maddelere göre
artırılır.
GEÇİCİ MADDE 2- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
506 sayılı, 1479 sayılı, 2925 sayılı, 2926 sayılı ve 5434 sayılı kanunlara tabi
olanlara bağlanacak aylıklar aşağıdaki şekilde hesaplanır:
a) Sigortalının veya iştirakçinin bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihe kadar geçen sürelerdeki prim ödeme gün sayılarına veya fiilî
hizmet süresine ait aylık; sigortalının bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten
önce tabi olduğu son kanun hükümlerine göre, aylık talep tarihindeki toplam
prim ödeme gün sayısı veya fiilî hizmet süresi üzerinden, bu Kanunun yürürlük
tarihi itibarıyla hesaplanacak aylığının bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe
kadarki prim ödeme gün sayısı veya fiilî hizmet süresi ile orantılı bölümü,
aylık başlangıç tarihine kadar geçen takvim yılları için, her yıl gerçekleşen
prime esas kazançta değişim oranının % 50'si ve Aralık ayına göre Devlet
İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan en son temel yıllı kentsel yerler
tüketici fiyatları indeksindeki değişim oranının % 50'si toplanarak bulunacak
oran kadar artırılarak hesaplanır.
b) Sigortalının veya iştirakçinin bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten sonra geçen sürelerdeki prim ödeme gün sayılarına ait aylığı,
aylık talep tarihindeki toplam prim ödeme gün sayısı üzerinden 39 uncu madde
hükümlerine göre hesaplanacak aylığının, bu Kanunun yürürlük tarihinden sonraki
prim ödeme gün sayısına orantılı bölümü kadardır.
c) Aylık, (a) ve (b) bentlerine göre hesaplanan kısmi
aylıkların toplamından oluşur. Yılın ikinci altı aylık döneminde başlayan
aylıklar ayrıca 39 uncu maddenin son fıkrasına göre artırılarak belirlenir.
d) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı
Kanunun ek 68 inci maddesine göre hakedilmiş olan makam veya yüksek hakimlik,
temsil veya görev tazminatları bu maddenin (a) bendinde belirtilen kısmi
aylıklarının hesabında dikkate alınır.
Bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra hak kazanılan
aylıkların hesaplanmasında mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınır.
Malûllük ve ölüm aylıkları, yukarıdaki fıkralarda belirtilen
hükümler esas alınarak, 34 üncü veya 45 inci madde hükümlerine göre hesaplanır.
GEÇİCİ MADDE 3- 506 sayılı Kanunun mülga geçici 20 nci
maddesi kapsamındaki bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri, ticaret
odaları, sanayi odaları, borsalar veya bunların teşkil ettikleri birlikler
personeli için kurulmuş bulunan sandıkların iştirakçileri ile malûllük,
yaşlılık ve ölüm sigortasından aylık veya gelir alanları ile bunların hak
sahipleri herhangi bir işleme gerek kalmaksızın bu Kanunun yayımı tarihinden
itibaren iki yıl içinde Kuruma devredilerek bu Kanun kapsamına alınır. Devir
tarihi itibarıyla sandık iştirakçileri 4 üncü maddenin (a) bendi kapsamında
sigortalı sayılırlar.
Devre esas olmak üzere Bakanlık, Maliye Bakanlığı, Hazine
Müsteşarlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Tasarruf Mevduatı
Sigorta Fonu, Kurum ve devralınacak sandığı temsilen birer üyenin katılımıyla
oluşturulacak komisyonca, her bir sandık için sandıktan ayrılan iştirakçiler de
dahil olmak üzere, devir tarihi itibarıyla devredilen kişilerle ilgili olarak
506 sayılı Kanun ve bu Kanun kapsamındaki sandık yükümlülüğünün peşin değeri
belirlenir. Peşin değerin aktüeryal hesabında kullanılacak teknik faiz oranı en
uzun vadeli hazine borçlanma senedi faiz oranı dikkate alınarak reel olarak
belirlenir.
Belirlenen peşin değer, yedi yıl içinde, yıllık eşit taksitlerle
her yıl için ayrı ayrı Hazine Müsteşarlığınca açıklanacak bir önceki yıla ait
Yeni Türk Lirası cinsinden iskontolu ihraç edilen Devlet iç borçlanma
senetlerinin yıllık ortalama faizi üzerinden sandıklardan ve bu sandık
iştirakçilerini istihdam eden kuruluşlardan müteselsilen Kurumca bu Kanun
hükümlerine göre tahsil edilir.
Devir işlemi tamamlanıncaya kadar, sandık iştirakçilerine
sağlanan sosyal sigorta yardımları ile iştirakçilerin primlerinin tahsiline bu
Kanun hükümlerine göre sandıklarca devam edilir.
Bu madde kapsamındaki yükümlülüklerin devrinden sonra
sandıklar, bu Kanun ve 506 sayılı Kanunun öngördüğü sigorta yardımlarının
üzerinde sağladıkları sigorta yardımlarına devam edebilirler.
Devralınan iştirakçilerin hizmet yılları ve primleri ödemek
veya ödenmiş olmak suretiyle bu Kanuna göre emsallerine uygun olarak
intibaklarının yapılması da dahil olmak üzere, bu maddenin uygulamasına ilişkin
usûl ve esaslar, sandıkların faaliyet gösterdikleri sektörler itibarıyla ayrı
ayrı olmak üzere, temsil edildikleri en fazla üyeye sahip meslek kuruluşlarınca
seçilen birer üyenin ve Bakanlık, Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı,
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ve
Kurumca görevlendirilen birer üyenin katılacağı komisyonca müştereken
belirlenir.
Söz konusu sandıklar ve sandık iştirakçilerini istihdam eden
kuruluşlar ile Kurum bu madde uygulamasına ilişkin tüm işlemler nedeniyle
doğacak her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.
GEÇİCİ MADDE 4- 145 inci maddede belirtilen yönetmelikler
yürürlüğe girinceye kadar, mevcut tüzük ve yönetmeliklerin bu Kanuna aykırı
olmayan hükümleri uygulanmaya devam edilir.
GEÇİCİ MADDE 5- Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce
sakatlık kontenjanından göreve başlayan ve T.C. Emekli Sandığına tabi bir
göreve devam edip bu Kanunun malûlen emeklilik şartlarını taşımayanlardan onbeş
yıl hizmeti bulunanlara istekleri halinde yaşlılık aylığı bağlanır.
GEÇİCİ MADDE 6- Kamu görevlilerinin emeklilik ikramiyeleri,
bu Kanunun yürürlük tarihten itibaren bir yıl süreyle, 5434 sayılı Kanunun ek
20 nci maddesi ve mülga 2829 sayılı Kanun ile personel kanunlarına göre Kurumca
ödenir ve ilgili kurumlardan tahsilat anılan maddedeki usûlle yapılır. Bir
yıllık sürenin dolmasından itibaren emekli ikramiyeleri 5434 sayılı Kanunun ek
20 nci maddesi hükümlerine göre kamu görevlisinin son defa çalıştığı kurumunca,
çalıştığı son kurumun özelleştirilmesi halinde ise Hazinece ödenir. Emekli
ikramiyesine esas alınacak sürenin hesabına fiilî hizmet süresi zamları da
dahil edilir.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar 5434 sayılı
Kanunun mülga 12 nci maddesi uyarınca isteğe bağlı iştirakçi olarak T.C. Emekli
Sandığı ile ilişkilendirilenler ile aynı tarihe kadar isteğe bağlı iştirakçi
olmak üzere başvuruda bulunanlardan gerekli koşulları sağladıkları
anlaşılanların bu Kanuna göre isteğe bağlı sigortalı olmaya devam etmeleri
durumunda emekli ikramiyeleri hakkında anılan madde hükümlerinin uygulanmasına
devam olunur.
66 ncı maddede düzenlenen itibarî hizmet süreleri emeklilik
ikramiyelerinin hesabında dikkate alınmaz.
GEÇİCİ MADDE 7- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
5434 sayılı Kanunun mülga 87 nci
maddesinde sayılan sebepler nedeniyle görevlerinden ayrılan, kurumlarınca
malûllük ve yaş haddi dahil re'sen emekliye sevk edilen ve ölenlerden; kesenek
iadesi veya toptan ödeme yapılmak suretiyle hizmetleri tasfiye edilmiş veya bu
süreleri hariç tutularak aylık bağlanmış veya bu sürelerle birlikte aylığa hak
kazanmış olanların, kendileri veya dul ve yetimlerinin bu Kanunun 42 nci
maddede belirtilen esaslara göre hesaplanacak olan meblağı aynı maddedeki
şartlarla Kuruma ödemeleri halinde, paranın ödendiği tarihi takip eden
aybaşından itibaren kendilerine veya bu tarihte aylığa müstehak dul ve
yetimlerine aylık bağlanır veya bağlanmış aylıkları düzeltilir. Ancak bu
kişilere emekli ikramiyesi ödenmez.
Kesenek veya toptan ödemeleri zamanaşımına uğramış olması
nedeniyle hizmetleri tasfiye edilmiş olanların, tasfiye edilmiş süreleri bu
Kanuna göre birleştirilecek hizmetlerden kabul edilir.
GEÇİCİ MADDE 8- 5434 sayılı Kanuna göre aylığa hak
kazanamayıp bu Kanunda yapılan düzenlemelere göre aylığa hak kazananların prime
esas kazancı olarak, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihteki emsali sigortalının
prime esas kazancı kabul edilir.
Bu durumdakilerin aylık veya gelirleri yukarıdaki fıkraya
göre hesap edilecek prime esas kazanca, bu Kanuna göre hak edilen aylık ve
kazancın hesap edilmesine ilişkin maddelerinin uygulanması suretiyle bulunur.
GEÇİCİ MADDE 9- 506 sayılı Kanuna göre 1/4/1981 tarihinden
önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescil edilmiş olanlar hakkında
bu Kanunun 52 nci maddesinin ikinci fıkrasındaki sigortalılık süresinin 18
yaşın doldurulduğu tarihten başlayacağına ilişkin hükmü uygulanmaz.
GEÇİCİ MADDE 10- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
506 sayılı Kanunun mülga ek 5 inci
maddesi kapsamında geçen itibarî hizmet süreleri, bu Kanunun 54 üncü maddesinde
belirtilen fiilî hizmet süreleri zammı olarak değerlendirilir.
GEÇİCİ MADDE 11- 506 sayılı, 1479 sayılı, 2925 sayılı, 2926
sayılı ve 5434 sayılı kanunlara tabi olarak geçen hizmet, fiilî hizmet süresi
zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan süreler ve sigortalılık süreleri
bu Kanuna tabi olarak geçmiş sayılır.
Kamu görevlilerinden borçlandırıldıkları paralardan
ödenmeyen kısmı var ise, prime esas kazanç tutarlarından sigortalı hissesi
oranında işverenleri tarafından aylıklarından tahsil edilerek Kuruma ödenir.
GEÇİCİ MADDE 12- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte kamu
idarelerinde hizmet akdi ile veya sözleşmeli olarak çalışanlardan; ilgili
kanunları gereği 5434 sayılı Kanun ile ilişkilendirilenler aynı statüde
çalışmaya devam ettikleri sürece bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (c) bendine göre sigortalı sayılırlar.
GEÇİCİ MADDE 13- 5434 sayılı Kanunun mülga geçici 191 inci
ve mülga geçici 192 nci maddeleri uyarınca, istekleri üzerine 399 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnameye tabi kurumlarda sözleşmeli olarak çalışmakta iken bu Kanun
Hükmünde Kararnamenin 12 nci ve geçici 1 inci maddelerine göre zorunlu olarak,
özelleştirilen kurumlarda sözleşmeli olarak çalıştırılmakta iken 28/5/1986
tarihli ve 3291 sayılı Kanunun Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen 16 ncı
ve 5434 sayılı Kanunun ek 71 inci maddeleri uyarınca ve sözleşmeli olarak
çalıştıkları kurumun özel kanunundaki hükümler nedeniyle T. C. Emekli Sandığı
ile ilgilendirilmiş olanların bu hizmetleri bu Kanuna tabi olarak geçmiş
sayılır.
GEÇİCİ MADDE 14- İlgili kamu kurumlarınca Kuruma ödenmeyen
sosyal yardım zamları, Hazine tarafından ilgili kamu kurumlarından tahsil
edilmek üzere Kuruma ödenir.
GEÇİCİ MADDE 15- 506 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılmış
olan işyeri tescilleri bu Kanun hükümlerine göre yapılmış sayılır. Kamu
idarelerinden bu şekilde işyeri tescili bulunmayanlar 11 inci maddede belirtilen işyeri bildirgesini bu Kanunun
yürürlük tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma vermek zorundadır. İşyeri
bildirgesinin bu süre içinde Kuruma verilmemesi durumunda 141 inci maddenin (b)
bendi gereğince idarî para cezası uygulanır.
GEÇİCİ MADDE 16- Türk vatandaşı olarak borçlanma talebinde
bulunan ve kendilerine emekli aylığı bağlanan sigortalıların sonradan ıskat
dışında başka bir devlet vatandaşlığını kazanmaları halinde aylıkları ödenir.
GEÇİCİ MADDE 17- 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalı
olması gerektiği halde kayıt ve tescilini yaptırmamış olanlar açısından
sigortalılık bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren başlar.
GEÇİCİ MADDE 18- Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce yurt
dışı borçlanması talebinde bulunup primlerini ödemiş olanlar için borçlanılan
süreler prim ödeme gün sayısı ve ödenen primlere ait kazançlar prime esas
kazanç olarak değerlendirilir. Yurt dışı borçlanması için müracaat eden ve
işlemleri devam edenler ile borçlanma için müracaat edip primlerini yatırmak
için yürürlükten kaldırılan kanun hükümlerine göre süresi bulunanların da bu
primleri süresinde ödemeleri halinde, ödenmiş olan primlere ait gün sayıları,
prim ödeme gün sayısı ve bu primlere ait kazançlar ise prime esas kazanç olarak
değerlendirilerek bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki mevzuat hükümlerine
göre aylığı hesaplanır.
GEÇİCİ MADDE 19- 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun
mülga 86 ncı maddesi hükmüne göre topluluk sigortasına tabi olanların
ödedikleri iş kazası, meslek hastalığı, hastalık, analık, malûllük, yaşlılık ve
ölüm sigortaları primleri genel sağlık sigortası dahil bu Kanuna göre ödenmiş
sayılır. Bu süreler yatırıldıkları sigorta kolları bakımından başlangıç süresi
ve prim ödeme gün sayısı olarak kabul edilir. Bunlardan iş kazası, meslek
hastalığı, hastalık ve analık sigortalarına prim ödeyenler bu Kanunda
belirlenen kısa vadeli sigorta kolları primini ödemeleri, malûllük, yaşlılık ve
ölüm sigortaları primi ödeyenler 111 inci maddenin (a) bendinde belirlenen malûllük,
yaşlılık ve ölüm sigortaları primini ödemek ve 33 üncü maddede belirlenen
malûllük, 44 üncü maddede belirlenen ölüm ve geçici 27 nci maddenin (a) veya
(b) bentlerinde belirtilen yaş ve çalışma süreleri şartlarını yerine getirmiş
olmak suretiyle kısa ve uzun vadeli sigorta kolları için bu Kanunda belirlenen
yardımlardan yararlanırlar.
Topluluk sigortasına tabi olanlardan isteyenler bu Kanunun
yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içinde verecekleri dilekçe ile topluluk
sigortasından ayrılarak isteğe bağlı sigortaya devam edebilirler.
GEÇİCİ MADDE 20- Sigortalılardan 4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (c) bendi kapsamında olanların, bu Kanuna göre istirahatli bulunup,
geçici iş göremezlik ödeneği alamadıkları istirahat süresine ait ücretleri ve
çalışırken aldıkları aylıkları ile geçici iş göremezlik ödenekleri arasındaki
farklar ilgili mevzuatında değişiklik yapılıncaya kadar çalıştıkları
kurumlarınca ödenmeye devam edilir.
GEÇİCİ MADDE 21- 506 sayılı Kanunun mülga 96 ncı maddesinin
ikinci fıkrasına göre Sosyal Sigortalar Kurumuna devrolan sandıklardan mülga
23/1/1968 tarihli ve 991 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesine göre bağlanmış
emekli, adi malûllük veya vazife malûllüğü aylıkları ile mülga 991 sayılı
Kanunun geçici 1 inci maddesinin birinci fıkrasına göre Kurumca bağlanan
aylıklarla dul ve yetim aylıkları (aylık alan tek kişi de olsa) toplamı, net
asgarî ücretin % 70'inden aşağı olamaz.
GEÇİCİ MADDE 22- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
5434 sayılı Kanuna tabi olan iştirakçilerin bu Kanuna göre belirlenen prime
esas kazanç matrahı ile 5434 sayılı Kanuna göre keseneğe tabi kazançları
arasındaki matrah farkına ait sigorta primi bir yıl süre ile kurumlarınca
karşılanır.
GEÇİCİ MADDE 23- 5434 sayılı Kanunun yürürlükten kaldırılan
ek 1 inci maddesiyle kurulmuş olan Sağlık Yardım Sandığının bu Kanunun yürürlük
tarihindeki mevcutları en geç bir yıl içinde, sandığa prim ödemiş olanlara veya
sağlık yardımına müstehak hak sahiplerine hisseleri oranında dağıtılır.
GEÇİCİ MADDE 24- 8/9/1999 tarihi ile bu Kanunun yürürlük
tarihi arasında T.C. Emekli Sandığı iştirakçisi olanlardan, 5434 sayılı Kanunun
32 nci maddesine göre fiilî hizmet sürelerine zam yapılanların yaş hadlerinden,
eklenilen sürenin, üç yıldan çok olmamak üzere, yarısı indirilir.
GEÇİCİ MADDE 25- Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları
primine Devlet katkısının oranı, söz konusu sigorta kolu açık verdiği sürece,
bu açık paralelinde azaltılarak sürdürülür.
GEÇİCİ MADDE 26- Kamu görevlilerinden personel kanunlarına
göre aylıksız izinli sayılanlardan, aylıksız izinli olarak geçen süreleri
esnasında isteğe bağlı sigortalılık primi ödemeyenlerin, istekleri halinde
başvuru tarihindeki prime esas kazanç tutarı üzerinden % 20 oranında hesap
edilecek primleri defaten ödemeleri halinde aylıksız geçen izin süreleri hizmet
sürelerine eklenir.
GEÇİCİ MADDE 27- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a)
bendi kapsamında olup da 8/9/1999 tarihinden bu Kanunun yürürlük tarihine kadar
ilk defa sigortalı olanlar; kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmak ve 7000
gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak şartıyla veya
kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmak ve 25 yıldan beri sigortalı
bulunması ve en az 4500 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş
olmak şartıyla yaşlılık aylığından yararlanırlar.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında olup
da 8/9/1999 tarihinden bu Kanunun yürürlük tarihine kadar ilk defa sigortalı
olanlar kadın ise 60, erkek ise 62 yaşını doldurmak ve en az onbeş tam yıl
malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemek şartıyla kısmi yaşlılık
aylığından yararlanırlar.
2925 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olup da 8/9/1999
tarihinden bu Kanunun yürürlük tarihine kadar ilk defa sigortalı olanlar kadın
ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmak ve onbeş yıldan beri sigortalı olup 3600
gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak suretiyle
yaşlılık aylığından yararlanırlar.
GEÇİCİ MADDE 28- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
makam, yüksek hakimlik, temsil ve görev tazminatı ödenmesini gerektiren
görevlere atanmış olanlar ile ek göstergeli veya daha yüksek ek göstergeli
görevlere atanan T.C. Emekli Sandığı iştirakçilerinin bu Kanunun yürürlüğe
girmesinden sonra bu görevlerde geçen süreleri, 5434 sayılı Kanunun ek 68 inci
maddesi ile mülga ek 73 üncü maddesinde belirtilen sürelerin doldurulmasında
dikkate alınır.
GEÇİCİ MADDE 29- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a)
bendi kapsamında olup da 6/8/2003 tarihinden bu Kanunun yürürlük tarihine kadar
ilk defa sigortalı olanlardan sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı
tarihten önce bazı maddeleri yürürlükten kaldırılan 506 sayılı Kanunun mülga 53
üncü maddesine göre malûl sayılmayı gerektirecek derecede hastalık veya arızası
bulunan ve bu nedenle malûllük aylığından yararlanamayan sigortalılar, yaşları
ne olursa olsun en az onbeş yıldan beri sigortalı bulunmak ve en az 3600 gün
malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak şartıyla yaşlılık
aylığından yararlanırlar.
GEÇİCİ MADDE 30- Bu Kanun yürürlüğe girmeden önce kurulu
sosyal güvenlik kurumlarında tescili yapılan sigortalılar ile bunların hak
sahipleri için ortak bilgi bankası oluşturulur. Bu sigortalılar ile sisteme
yeni katılacak sigortalıların tescilinde T.C. Kimlik Numaraları sosyal güvenlik
numarası olarak esas alınır. Ayrıca vergi mükellefi olan sigortalıların vergi
numaraları da sosyal güvenlik numaraları ile birlikte kayıt altına alınır ve
işlemlerde birlikte kullanılır.
Sigortalıların eski sigorta sicil numaraları, bu Kanuna göre
tescil edilecekleri tarihe kadar kullanılmaya devam edilir.
GEÇİCİ MADDE 31- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
mevcut sosyal güvenlik kurumlarından yaşlılık veya emekli aylığı alanlardan, bu
Kanuna tabi sigortalı olmayı gerektiren bir işte çalışmaları ve aylıklarının
kesilmemesini istemeleri halinde 41 inci maddeye göre sosyal güvenlik destek
primi alınır.
GEÇİCİ MADDE 32- Bu Kanunun uygulamasında sağlık hizmeti
sunucularının sigortalılık kontrolü ve diğer provizyon işlemlerini elektronik
ortamda yapmaya başlaması için gerekli alt yapının kurulmasına kadar, sağlık
bilgilerinin yazılı olarak tutulmasına başlanır ve sağlık belgesinin veya
sağlık karnesinin Kurumca verilmesine devam edilir.
GEÇİCİ MADDE 33- Mevcut sosyal güvenlik kurumlarının sağlık
hizmetlerinin sağlanmasına ilişkin görevleri, bu Kanunu yürütecek Kurumun
teşekkülüne, ilgili kayıt ve işlemler Kuruma devredilene kadar devam eder.
Ancak, kişilerin yürürlükten kaldırılan kanun hükümleri gereğince hak ettikleri
sağlık hizmetleri, bu Kanun hükümleri gereğince kapsama alınmamış ise en fazla
bir yıl süreyle veya tedavi tamamlanıncaya kadar yürürlükten kaldırılan kanun
hükümlerine göre Kurumca sağlanmaya devam edilir. 92 nci madde gereği
hesaplanan 90 günün hesabında kişilerin lehine olan durum uygulanır.
GEÇİCİ MADDE 34- Bu Kanunun uygulanmaya başlandığı tarihte
18/6/1992 tarihli ve 3816 sayılı Ödeme Gücü Olmayan Vatandaşların Tedavi
Giderlerinin Yeşil Kart Verilerek Devlet Tarafından Karşılanması Hakkında Kanun
kapsamında yeşil kart sahibi olanların sigortalı ve sigortalının bakmakla
yükümlü olduğu kişiler olarak tescilleri öncelikli olarak yapılır.
GEÇİCİ MADDE 35- 84 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) ve
(f) bentleri gereğince sigortalı sayılanlar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren en geç iki yıl içinde bildirimlerini yapmak zorundadır.
Ancak, aile hekimliği uygulamasına başlanan illerde bu kişiler iki yıllık
süreye bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı olarak kapsama alınır.
GEÇİCİ MADDE 36- Aile hekimleri tarafından başlatılan sevk
zincirine uygun olarak yapılan sağlık hizmetlerinde 93 üncü maddenin ikinci
fıkrasında belirtilen katılım payları üç yıl süreyle % 50 oranında azaltılarak
uygulanır.
93 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi gereği
alınacak katkı payını, bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren en fazla üç yıl
süreyle ertelemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.
95 inci maddenin birinci fıkrası gereği yapılacak
belirlemeler, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç bir yıl
içinde tamamlanır. Bu süre içerisinde 95 inci maddenin ikinci ve üçüncü
fıkralarının uygulanmasını il ve ilçe bazında ertelemeye Sağlık Bakanlığı
yetkilidir.
GEÇİCİ MADDE 37- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte sağlık
hizmeti giderleri mevcut sosyal güvenlik kurumlarınca, Türkiye İş Kurumunca, genel
veya katma bütçeden karşılanan kişiler, herhangi bir işleme gerek kalmaksızın
bu Kanun açısından sigortalı veya sigortalının bakmakla yükümlü olduğu kişi
sayılır. Bu kişilerin sigortalı ve sigortalının bakmakla yükümlü olduğu
kişilere ilişkin bilgileri en geç üç ay içinde Kuruma bildirilir.
Yürürlük
MADDE 146- Bu Kanun 1/1/2006 tarihinden geçerli olmak üzere
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 147- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
|
Recep
Tayyip Erdoğan |
|
|
|
Başbakan |
|
|
|
Dışişleri Bak. ve Başb. Yrd. V. |
Devlet Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet Bak. ve Başb. Yrd. |
|
M. V.
Gönül |
A. Şener |
M. A.
Şahin |
|
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
|
B. Atalay |
A.
Babacan |
M. Aydın |
|
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
Adalet Bakanı |
|
G. Akşit |
K. Tüzmen |
C. Çiçek |
|
Millî Savunma Bakanı |
İçişleri Bakanı |
Maliye Bakanı |
|
M. V.
Gönül |
A. Aksu |
K.
Unakıtan |
|
Millî Eğitim Bakanı |
Bayındırlık ve İskân Bakanı |
Sağlık Bakanı |
|
H. Çelik |
Z.
Ergezen |
R. Akdağ |
|
Ulaştırma Bakanı |
Tarım ve Köyişleri Bakanı |
Çalışma ve Sos. Güv. Bakanı |
|
B.
Yıldırım |
S. Güçlü |
M.
Başesgioğlu |
|
Sanayi ve Ticaret Bakanı |
En. ve Tab. Kay. Bakanı |
Kültür ve Turizm Bakanı |
|
A. Coşkun |
M. H.
Güler |
A. Koç |
|
|
Çevre ve Orman Bakanı |
|
|
|
O. Pepe |
|
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONUNUN KABUL ETTİĞİ METİN
SOSYAL
SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK
SİGORTASI KANUNU TASARISI
BİRİNCİ KISIM
Amaç, Kapsam ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1- Bu Kanunun amacı, sosyal sigortalar ile genel
sağlık sigortası bakımından kişileri güvence altına almak; bu sigortalardan
yararlanacak kişileri ve sağlanacak hakları, bu haklardan yararlanma şartları
ile finansman ve karşılanma yöntemlerini belirlemek; sosyal sigortaların ve
genel sağlık sigortasının işleyişi ile ilgili usûl ve esasları düzenlemektir.
Kapsam
MADDE 2- Bu Kanun; sosyal sigortalar ile genel sağlık
sigortasından yararlanacak kişileri, işverenleri, sağlık hizmeti sunucularını,
bu Kanunun uygulanması bakımından gerçek kişiler ile her türlü kamu ve özel
hukuk tüzel kişilerini ve tüzel kişiliği olmayan diğer kurum ve kuruluşları
kapsar.
Tanımlar
MADDE 3- Bu Kanunun uygulanmasında;
1) Bakanlık: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını,
2) Kurum: Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığını,
3) Sosyal sigortalar: Kısa ve uzun vadeli sigorta kollarını,
4) Kısa vadeli sigorta kolları: İş kazası ve meslek
hastalığı, hastalık ve analık sigortası kollarını,
5) Uzun vadeli sigorta kolları: Malûllük, yaşlılık ve ölüm
sigortası kollarını,
6) Sigortalı: Kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları
bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken
kişiyi,
7) Hak sahibi: Sigortalının veya sürekli iş göremezlik
geliri ile malûllük veya yaşlılık aylığı almakta olanların ölümü halinde, gelir
veya aylık bağlanmasına veya toptan ödeme yapılmasına hak kazanan eş, çocuk,
ana ve babasını,
8) Genel sağlık sigortası: Kişilerin öncelikle sağlıklarının
korunmasını, sağlık riskleri ile karşılaşmaları halinde ise oluşan harcamaların
finansmanını sağlayan sigortayı,
9) Genel sağlık sigortalısı: Bu Kanunun 60 ıncı maddesinde
sayılan kişileri,
10) Bakmakla yükümlü olduğu kişi: Genel sağlık
sigortalısının, sigortalı veya isteğe bağlı sigortalı sayılmayan, kendi
sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olan;
a) Eşini,
b) 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim veya 5/6/1986 tarihli ve
3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununda belirtilen aday çıraklık ve çıraklık
eğitimi ile işletmelerde mesleki eğitim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek
öğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmamış ve evli olmayan çocukları ile
yaşına bakılmaksızın bu Kanuna göre malûl olduğu tespit edilen evli olmayan
çocuklarını,
c) Geçiminin sigortalı tarafından sağlandığı Kurumca
belirlenen kriterlere göre tespit edilen ana ve babasını,
11) Hizmet akdi: 22/4/1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar
Kanununda tanımlanan hizmet akdini ve iş mevzuatında tanımlanan iş sözleşmesini
veya hizmet akdini,
12) Ücret: 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c)
bendi kapsamında sigortalı sayılanlara saatlik, günlük, haftalık, aylık veya
yıllık olarak para ile ödenen ve süreklilik niteliği taşıyan brüt tutarı,
13) Asgarî ücret: 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu
gereğince 16 yaşından büyük işçiler için belirlenen bir aylık brüt ücreti,
14) Ay: Ücretleri; kamu idarelerinde her ayın 15'inde ödenen
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamındaki
sigortalılar için, ayın 15'inden ertesi ayın 15'ine kadar geçen, diğer
sigortalılar için ise ayın 1'i ila sonu arasında geçen ve otuz gün olarak
değerlendirilen süreyi,
15) Yıl: Ücretleri; kamu idarelerinde her ayın 15'inde
ödenen 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamındaki
sigortalılar için, 15 Ocak tarihinden ertesi yılın 15 Ocak tarihine kadar
geçen, diğer sigortalılar için ise 1 Ocak ila 31 Aralık tarihleri arasında
geçen ve 360 gün olarak değerlendirilen süreyi,
16) Gelir: İş kazası veya meslek hastalığı halinde
sigortalıya veya sigortalının ölümü halinde hak sahiplerine, yapılan sürekli
ödemeyi,
17) Aylık: Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından
yapılan sürekli ödemeyi,
18) Ödeme dönemi: Bu Kanuna göre bağlanan gelir ve
aylıkların, ödeme tarihinden takip eden ödeme tarihine kadar geçen süreyi,
19) Tarımsal faaliyet: Kendi mülkünde, ortaklık veya
kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde veya kamuya mahsus mahallerde; ekim,
dikim, bakım, üretme, yetiştirme ve ıslah yoluyla yahut doğrudan doğruya
tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünleri elde
edilmesini ve/veya bu ürünlerin yetiştiricileri tarafından; muhafazasını,
taşınmasını veya pazarlanmasını,
20) Kurum Sağlık Kurulu: Kurumca yetkilendirilen sağlık
hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca düzenlenecek raporlardaki teşhis ve
bu teşhise dayanak teşkil eden belgeleri incelemek suretiyle, çalışma gücü
kaybı ve meslekte kazanma gücü kaybı oranlarını belirlemeye yetkili hekimlerden
ve/veya diş hekimlerinden oluşan kurulları,
21) Kamu idaresi: 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu
Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a)
bendinde belirtilen idare ve kurumlar ile bunların ödenmiş sermayesinin %
50'sinden fazlasına sahip oldukları ortaklıkları veya özel kanunlarına göre
personel çalıştıran diğer kamu kurumlarını,
22) Sağlık hizmeti: Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla
yükümlü olduğu kişilere 63 üncü madde gereği finansmanı sağlanacak tıbbî ürün
ve hizmetleri,
23) Kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmeti: Kişilerin
hastalıktan korunması veya sağlıklı olma halinin sürdürülmesi amacıyla, kişiye
yönelik olarak finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerini,
24) Aile hekimi: Sağlık Bakanlığı tarafından aile hekimi
olarak yetkilendirilen ve Kurum ile sözleşme yapmış hekimleri,
25) Sağlık hizmeti sunucusu: Sağlık hizmetini sunan ve/veya
üreten; gerçek kişiler ile kamu ve özel hukuk tüzel kişilerini ve bunların
tüzel kişiliği olmayan şubelerini,
26) Katılım payı: Sağlık hizmetlerinden yararlanabilmek
için, genel sağlık sigortalısı veya bakmakla yükümlü olduğu kişiler tarafından
ödenecek tutarı,
27) Sığınmacı ve Vatansız: İçişleri Bakanlığı tarafından
sığınmacı veya vatansız olarak kabul edilen kişileri,
28) Peşin sermaye değeri: Kurumca, bu Kanunun ilgili
maddelerinde belirtilen giderlerin yaş, kesilme ihtimali ve Kurumca
belirlenecek iskonto oranı dikkate alınarak, hesaplanan tutarı,
29) Güncelleme katsayısı: 4 üncü madde kapsamında sigortalı
sayılanların, her yılın Kasım ayına ait kanuni süresi içinde verilen
belgelerindeki prim tahakkukları üzerinden bulunacak ortalama prime esas günlük
kazancın, bir önceki yılın aynı ayına ait ortalama prime esas günlük kazanca
göre değişim oranı ile her yılın Aralık ayına göre Türkiye İstatistik Kurumu
tarafından açıklanan en son temel yıllı tüketici fiyatları genel indeksindeki
değişim oranının toplamının yarısına (1) tam sayısının ilave edilmesi sonucunda
bulunan değeri,
İfade eder.
İKİNCİ KISIM
Sosyal Sigorta Hükümleri
BİRİNCİ
BÖLÜM
Sigortalılara
İlişkin Hükümler
Sigortalı sayılanlar
MADDE 4- Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları
uygulaması bakımından;
a) Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından
çalıştırılanlar,
b) Köy ve mahalle muhtarları, hizmet akdine bağlı olmaksızın
kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan ise;
1) Ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle
gerçek veya basit usûlde gelir vergisi mükellefi olanlar,
2) Gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr sicili ile
birlikte kanunla kurulan meslek odalarına usûlüne uygun olarak kayıtlı olanlar,
3) Anonim şirketlerin kurucu ortakları ve/veya yönetim
kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin
komandite ortakları, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortakları,
4) Tarımsal faaliyette bulunanlar,
c) Kamu idarelerinde;
1) (a) bendine tabi olmayanlardan, kadro ve pozisyonlarda
sürekli olarak çalışıp, ilgili kanunlarında (a) bendi kapsamına girenler gibi
sigortalı olması öngörülmemiş olanlar,
2) (a) ve (b) bentlerine tabi olmayanlardan, sözleşmeli
olarak çalışıp ilgili kanunlarında (a) bendi kapsamına girenler gibi sigortalı
olması öngörülmemiş olanlar ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 86 ncı
maddesi uyarınca açıktan vekil atananlar,
sigortalı sayılırlar.
Birinci fıkranın (a) bendi gereği sigortalı sayılanlara
ilişkin hükümler;
a) İşçi sendikalarının yönetim kurullarına seçilenler,
b) Bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılan;
film, tiyatro, sahne, gösteri, ses ve saz sanatçıları ile müzik, resim, heykel,
dekoratif ve benzeri diğer uğraşları içine alan bütün güzel sanat kollarında
çalışanlardan, düşünürlerden ve yazarlardan hizmet akdi ile çalışanlar,
c) Mütekabiliyet esasına dayalı olarak uluslararası sosyal
güvenlik sözleşmesi yapılmış ülke uyruğunda olanlar hariç olmak üzere, yabancı
uyruklu kişilerden hizmet akdi ile çalışanlar,
d) 2/7/1941 tarihli ve 4081 sayılı Çiftçi Mallarının
Korunması Hakkında Kanuna göre çalıştırılanlar,
e) 24/4/1930 tarihli ve 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha
Kanununda belirtilen umumî kadınlar,
f) Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen kurslarda
usta öğretici olarak çalıştırılanlar, kamu idarelerinde ders ücreti karşılığı
görev verilenler ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin
(C) bendi kapsamında çalıştırılanlar,
hakkında da uygulanır.
Birinci fıkranın (c) bendi gereği sigortalı sayılanlara
ilişkin hükümler;
a) Kuruluş ve personel kanunları veya diğer kanunlar
gereğince seçimle veya atama yoluyla kamu idarelerinde göreve gelenlerden; bu
görevleri sebebiyle kendilerine ilgili kanunlarında Devlet memurları gibi
emeklilik hakkı tanınmış olanlardan hizmet akdi ile çalışmayanlar,
b) Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, Türkiye Büyük Millet
Meclisi üyeleri, belediye başkanları, il daimi komisyonu üyeleri,
c) Birinci fıkranın (c) bendi kapsamında iken, bu kapsamdaki
kişilerin kurduğu sendikaların veya sendika konfederasyonlarının yönetim
kurullarına seçilenler,
d) Harp okulları ile fakülte ve yüksek okullarda, Türk
Silâhlı Kuvvetleri hesabına okuyan veya kendi hesabına okumakta iken askerî
öğrenci olanlar ile astsubay meslek yüksek okulları ve astsubay nasp edilmek
üzere temel askerlik eğitimine tâbi tutulan adaylar ile fakültelerde veya meslek
yüksek okullarında kendi hesabına okuduktan sonra veya askerlik hizmetini
müteakip subaylığa veya astsubaylığa geçirilenlerin, okullarda geçen normal
eğitim süreleri,
e) Polis Akademisi ile fakülte ve yüksek okullarda, Emniyet
Genel Müdürlüğü hesabına okuyan veya kendi hesabına okumakta iken Emniyet Genel
Müdürlüğü hesabına okumaya devam eden öğrenciler ile fakültelerde veya meslek
yüksek okullarında kendi hesabına okuduktan sonra komiser yardımcılığına veya
polisliğe geçirilenlerin, okullarda geçen normal eğitim süreleri,
hakkında da uygulanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurum
tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Bazı sigorta kollarının
uygulanacağı sigortalılar
MADDE 5- Kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından
aşağıda sayılan kişiler hakkında uygulanacak sigorta kolları şunlardır:
a) Hizmet akdi ile çalışmamakla birlikte, ceza infaz
kurumları ile tutukevleri bünyesinde oluşturulan tesis, atölye ve benzeri
ünitelerde çalıştırılan hükümlü ve tutuklular hakkında, iş kazası ve meslek
hastalığı ile analık sigortası uygulanır ve bunlar, 4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar.
b) Hizmet akdi ile çalışmamakla birlikte 5/6/1986 tarihli ve
3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununda belirtilen aday çırak, çırak ve
işletmelerde meslekî eğitim gören öğrenciler hakkında iş kazası, meslek
hastalığı ve hastalık sigortası; meslek liselerinde okumakta iken veya yüksek
öğrenimleri sırasında zorunlu staja tabi tutulan öğrenciler hakkında ise iş
kazası ve meslek hastalığı sigortası uygulanır ve bentte sayılanlar, 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar.
c) Harp malûlleri ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı
Terörle Mücadele Kanunu, 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve
Aylık Bağlanması Hakkında Kanununa göre aylıkları hesaplanarak ödenen veya
asayiş ve güvenliğin sağlanması ile ilgili kanunlara göre vazife malûllüğü
aylığı bağlanmış olanlardan, bu Kanuna tabi sigortalı olarak çalışanlar hakkında
aylıkları kesilmeksizin kısa vadeli sigorta kolları uygulanır. Ancak bunlar
hakkında, uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmayı istemeleri halinde, bu
isteklerini Kuruma bildirdikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren, uzun
vadeli sigorta kolları uygulanır.
d) Sosyal güvenlik destek primine tâbi olanlar hakkında,
sadece iş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümleri uygulanır.
e) Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen meslek edindirme,
geliştirme ve değiştirme eğitimine katılan kursiyerler, 4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar ve bunlar hakkında iş
kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümleri uygulanır.
f) 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası
Kanunu gereğince işsizlik ödeneğinden yararlandırılan kişilere, işsizlik
ödeneğinin hak edildiği süre içinde, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a)
bendi kapsamında sigortalı sayılarak uzun vadeli sigorta kolları uygulanır.
Sigortalı sayılmayanlar
MADDE 6- Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları
hükümlerinin uygulanmasında;
a) İşverenin işyerinde ücretsiz çalışan eşi,
b) Aynı konutta birlikte yaşayan ve üçüncü derece dahil bu
dereceye kadar hısımlar arasında ve aralarına dışardan başka kimse
katılmaksızın, yaşadıkları konut içinde yapılan işlerde çalışanlar,
c) Ev hizmetlerinde süreksiz olarak çalışanlar ile ev
hizmetlerinde hizmet akdi ile sürekli çalışmasına rağmen, haftalık çalışma
sürelerinin 4857 sayılı İş Kanununda belirtilen sürelerden az olması nedeniyle,
aylık kazançları prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az
olanlar,
d) Askerlik hizmetlerini er ve erbaş
olarak yapmakta olanlar ile yedek subay okulu öğrencileri,
e) Yabancı bir ülkede kurulu herhangi bir kuruluş tarafından
ve o kuruluş adına ve hesabına Türkiye'ye bir iş için gönderilen ve yabancı
ülkede sosyal sigortaya tabi olduğunu belgeleyen kişiler ile Türkiye'de kendi
adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, yurtdışında ikamet eden ve o ülke
sosyal güvenlik mevzuatına tabi olanlar,
f) Resmî meslek ve sanat okulları ile yetkili resmî
makamların izniyle kurulan meslek veya sanat okullarında ve yüksek okullarda
fiilen normal eğitim süreleri içinde yapılan, tatbikî mahiyetteki yapım ve
üretim işlerinde çalışan öğrenciler,
g) Sağlık hizmet sunucuları tarafından işe alıştırılmakta
olan veya rehabilite edilen, hasta veya malûller,
h) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentleri
gereği sigortalı sayılması gereken işlerde çalışmakla birlikte, 18 yaşını
doldurmamış olanlar,
ı) Kamu idareleri hariç olmak üzere, tarım işlerinde veya
orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz işlerde çalışanlar ile tarımda kendi
adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; tarımsal faaliyette bulunan ve yıllık
tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten
sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan prime esas
günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenler,
j) Niteliği itibarıyla bir kişinin bir gün içinde
yapabileceği işlerde, yevmiyeli olarak çalışanlar,
k) Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan gelir
vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr siciliyle birlikte kanunla kurulu
meslek odalarına usûlüne uygun olarak kayıtlı olanlardan, aylık faaliyet
gelirlerinden bu faaliyetine ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarı,
prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenler,
l) Kamu idarelerinin dış temsilciliklerinde istihdam edilen
ve temsilciliğin bulunduğu ülkede sürekli ikamet izni veya bu devletin
vatandaşlığını da haiz bulunan Türk uyruklu sözleşmeli personelden, bulunduğu
ülkenin sosyal güvenlik kurumunda sigortalı olduğunu belgeleyenler ile kamu
idarelerinin dış temsilciliklerinde istihdam edilen sözleşmeli personelin
uluslararası sosyal güvenlik sözleşmeleri çerçevesinde ve temsilciliğin
bulunduğu ülkenin kamu düzeninin zorunlu kıldığı hallerde, işverenleri
tarafından bulunulan ülkede sosyal sigorta kapsamında sigortalı yapılanlar,
4 üncü ve 5 inci maddelere göre sigortalı sayılmaz.
(h) bendinin uygulanmasıyla ilgili olarak, bir meslek veya
sanat okulunu bitirenlerden, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni
Kanunu hükümlerine göre mahkemece ergin kılınmak suretiyle, öğrenimleriyle
ilgili görevlerde çalışanlar hakkında 18 yaşın bitirilmiş olması şartı aranmaz.
Birinci fıkranın (ı) bendinin uygulanmasında, Türkiye Ziraat
Odaları Birliğinin görüşü alınır.
Bu maddenin uygulamasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum
tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Sigortalılığın başlangıcı
MADDE 7- Sigorta hak ve yükümlülükleri 4 üncü maddenin
birinci fıkrasının;
a) (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için çalışmaya,
mesleki eğitime veya zorunlu staja başladıkları tarihten,
b) (b) bendi kapsamında sigortalı sayılanlardan, gelir
vergisi mükellefi olanların gelir vergisi mükellefiyetinin başladığı tarihten;
şirket ortaklarının şirket ortaklıklarının tescil edildiği tarihten; gelir
vergisinden muaf olanların ise esnaf ve sanatkâr sicili ile birlikte kanunla
kurulu meslek kuruluşlarına usûlüne uygun kayıtlı oldukları tarihten; tarımda
kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için tarımsal faaliyetlerinin
kanunla kurulu ilgili meslek kuruluşlarınca tescil edildiği tarihten; köy ve
mahalle muhtarları için seçildikleri tarihten,
c) (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, göreve
başladıkları veya okullarında eğitime başladıkları tarihten,
itibaren başlar.
Birinci fıkranın (b) bendinin uygulanmasında, gelir
vergisinden muaf olanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız
çalışanların kayıt ve tescil işlemleri ile ilgili olarak kanunla kurulmuş
ilgili meslek kuruluşlarının görüşleri alınır.
Sigortalı bildirimi ve
tescili
MADDE 8- İşverenler, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a)
bendi kapsamında sigortalı sayılan kişileri, 7 nci maddenin birinci fıkrasının
(a) bendinde belirtilen sigortalılık başlangıcından önce, sigortalı işe giriş
bildirgesi ile Kuruma bildirmekle yükümlüdür. Ancak işveren tarafından
sigortalı işe giriş bildirgesi ;
a) İnşaat işyerlerinde işe başlatılacak sigortalılar için,
en geç çalışmaya başlatıldığı gün Kuruma verilmesi halinde,
b)Yabancı ülkelere sefer yapan ulaştırma araçlarına sefer
esnasında alınarak çalıştırılanlar ile Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi
verilecek işyerlerinde; ilk defa sigortalı çalıştırmaya başlanılan tarihten
itibaren bir ay içinde çalışmaya başlayan sigortalılar için, çalışmaya
başladıkları tarihten itibaren en geç söz konusu bir aylık sürenin dolduğu
tarihe kadar, Kuruma verilmesi halinde,
c) Kamu idarelerince yurt dışı görevde çalışmak üzere işe
alınanların, işten ayrılmış olsalar dahi, çalışmaya başladıkları tarihten
itibaren üç ay içinde, Kuruma verilmesi halinde,
Sigortalılık başlangıcından önce bildirilmiş sayılır.
Sigortalılar, çalışmaya başladıkları tarihten itibaren en
geç bir ay içinde, sigortalı olarak çalışmaya başladıklarını Kuruma
bildirirler. Ancak, sigortalının kendini bildirmemesi, sigortalı aleyhine delil
teşkil etmez.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında
sigortalı sayılan kişiler için; 7 nci maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde
belirtilen sigortalılık başlangıcından itibaren kendi mevzuatlarına göre kayıt
veya tescili yapan ilgili kurum, kuruluş ve birlikler veya vergi daireleri
sigortalı işe giriş bildirgesi düzenleyerek, en geç on beş gün içinde Kuruma
vermekle yükümlüdür. Kurum bu bildirimden itibaren bir ay içinde tescili
yapılan kişilere, sigortalılık hak ve yükümlülüklerinin başladığını bildirir.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı
alt bendi gereği sigortalı sayılanlar ise, sigortalı işe giriş bildirgesini, 7
nci maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen sigortalılık
başlangıcından itibaren, doksan gün içinde Kuruma vermekle yükümlüdürler.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında
sigortalı sayılan kişileri çalıştıracak işverenler, çalıştırmaya başlattıkları
kişileri, 7 nci maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen
sigortalılık başlangıcından itibaren, on beş gün içinde sigortalı işe giriş
bildirgesi ile Kuruma bildirmekle yükümlüdürler.
5 inci maddenin (f) bendi kapsamında sigortalı sayılan
kişiler için Türkiye İş Kurumu, işsizlik ödeneğinin fiilen ödenmeye başlandığı
tarihten itibaren bir ay içinde, sigortalı işe giriş bildirgesini Kuruma
bildirmekle yükümlüdür.
Kamu idareleri ile bankalar, Kurumca sağlanacak elektronik
alt yapıdan yararlanmak suretiyle, işlem yaptığı kişilerin sigortalılık
bakımından tescilli olup olmadığını kontrol etmek ve sigortasız olduğunu tespit
ettiği kişileri, Kuruma bildirmekle yükümlüdürler.
Bu maddenin ikinci ve beşinci fıkraları hariç olmak üzere,
diğer fıkralarında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen ilgililer
hakkında, 102 nci madde hükümlerine göre idarî para cezası uygulanır.
Sigortalı işe giriş bildirgesinin şekli ve içeriği,
bildirgenin verilme yöntemleri ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl
ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Sigortalılığın sona
ermesi
MADDE 9- Kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından
sigortalılık;
a) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki
sigortalıların, hizmet akdinin sona erdiği tarihten,
b) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki
sigortalıların;
1) Gelir vergisi mükellefi olanlar için, mükellefiyetlerini
gerektiren faaliyetlerine son verdikleri tarihten,
2) Gelir vergisinden muaf olanlar için, esnaf ve sanatkâr
sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek odalarındaki üye kayıtlarının
silinmesi gereken veya 6 ncı maddenin birinci fıkrasının (k) bendi kapsamına
girdiği tarihten,
3) Şirket ve donatma iştiraki ortağı olanlar için, tabi
oldukları mevzuata göre şirketle ve donatma iştiraki ile ilgilerinin kesildiği
tarihten,
4) Şirket ortağı olanlar için, şirketin iflasına veya
tasfiyesine karar verildiği veya münfesih sayıldığı tarihten,
5) Tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için,
tarımsal faaliyetlerinin sona erdiği veya 6 ncı maddenin birinci fıkrasının (ı)
bendi kapsamına girdiği tarihten,
6) Köy ve mahalle muhtarlarının, muhtarlık görevlerinin sona
erdiği tarihten,
7) Herhangi bir yabancı ülkede ikamet eden ve o ülke
mevzuatı kapsamında sigortalı olarak çalışmaya başladığı veya ikamet esasına
bağlı olarak, o ülke sosyal güvenlik sistemine dahil olduğu tarihten,
8) İflâsına karar verilmiş olan veya tasfiye halindeki özel
işletmeler ile şirketlerin ortaklarından hizmet akdi ile çalışanların,
çalışmaya başladığı tarihten,
9) Köy ve mahalle muhtarlarından; kendi adına ve hesabına
bağımsız çalışmasından dolayı gelir vergisi mükellefiyeti bulunanlar hariç, aynı zamanda hizmet akdi ile
çalışanların çalışmaya başladığı tarihten,
10) Gelir vergisinden muaf olan, ancak esnaf ve sanatkârlar
sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşlarındaki kayıtlara istinaden
bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı
sayılanlardan, bu sigortalılıklarının devamı sırasında, hizmet akdi ile
çalışanların çalışmaya başladığı tarihten,
c) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında
sigortalı sayılanların;
1) Ölüm halinde veya aylık bağlanmasını gerektiren hallerde,
bu tarihi takip eden ayın ilk gününden,
2) Diğer hallerde ise görevden ayrıldıkları tarihten,
d) 5 inci madde gereği bazı sigorta kollarına tabi
tutulanların, sigortalı sayılmalarını gerektiren halin sona erdiği tarihten,
e) 6 ncı maddenin birinci fıkrasının (l) bendi kapsamında
olanlardan, çalışmakta iken bulunduğu ülkenin sosyal güvenlik kurumu ile
irtibatlandırılanlar ile uluslararası sosyal güvenlik sözleşmeleri
çerçevesinde, seçimini bu yönde kullananlar için sigortalandıkları tarihten,
itibaren sona erer.
Ancak, hastalık ve analık hükümlerinin uygulanmasında
sigortalılık;
a) İlgili kanunlar gereği sigortalının ücretsiz izinli
olması, greve iştirak etmesi veya işverenin lokavt yapması hallerinde, bu
hallerin sona ermesini,
b) Diğer hallerde ise birinci fıkrada belirtilen tarihleri,
takip eden onuncu günden başlanarak yitirilmiş sayılır.
Birinci fıkranın (a), (c) ve (d) bentlerine göre
sigortalılığı sona erenlerin durumları işverenleri tarafından, (b) bendinde
belirtilen şekillerde sona erenlerin durumları ise kendileri ve sözü edilen
bentte belirtilen faaliyetin sona erme halinin bildirildiği kuruluşlar veya
vergi daireleri tarafından, en geç on gün içinde Kuruma bildirilir. Bu
kişilerin meslek kuruluşlarına ya da vergi dairelerine olan yükümlülüklerini
yerine getirmemiş olmaları, sigortalılığın sona ermesine ilişkin belge ya da
bilginin verilmesine engel teşkil etmez.
Birinci fıkranın (e) bendine göre sigortalılığı sona erenler
ile 8 inci maddenin birinci fıkrasının (c) bendine göre bildirimi yapılan
sigortalıların, sigortalılığının sona ermesine ilişkin bildirimleri, üç ay
içinde Kuruma yapılır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum
tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Sigortalıların işleri nedeniyle
geçici olarak yurt dışında bulunmaları
MADDE 10- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde
sayılan sigortalıların işverenleri tarafından geçici görevle yurt dışına
gönderilmeleri, (c) bendinde sayılan sigortalıların mevzuatlarında belirtilen
usûle uygun olarak yurt dışına gönderilmeleri veya (b) bendinde sayılanların
sigortalılığa esas çalışması nedeniyle yurt dışında bulunmaları halinde, bu
görevleri yaptıkları sürece, sigortalıların ve işverenlerin sosyal sigortaya
ilişkin hak ve yükümlülükleri devam eder.
Sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmayan ülkelerde iş
üstlenen işverenlerce çalıştırılmak üzere bu ülkelere götürülen Türk işçileri
de bu Kanunun uygulanmasında geçici görevle yurt dışına gönderilmiş sayılır.
İKİNCİ
BÖLÜM
İşyerleri
ve İşverenlere İlişkin Hükümler
İşyeri, işyerinin
bildirilmesi, devri, intikali ve nakli
MADDE 11- İşyeri, sigortalı sayılanların maddî olan ve
olmayan unsurlar ile birlikte işlerini yaptıkları yerlerdir.
İşyerinde üretilen mal veya verilen hizmet ile nitelik
yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen işyerine bağlı
yerler, dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden
veya meslek eğitimi yerleri, avlu ve büro gibi diğer eklentiler ile araçlar da
işyerinden sayılır.
İşveren, örneği Kurumca hazırlanacak işyeri bildirgesini en
geç sigortalı çalıştırmaya başladığı tarihte, Kuruma vermekle yükümlüdür.
Şirket kuruluşu aşamasında, çalıştıracağı sigortalı sayısını ve bunların işe
başlama tarihini, ticaret sicili memurluklarına bildiren işverenlerin, bu
bildirimleri Kuruma yapılmış sayılır. Ticaret sicili memurlukları, kendilerine
yapılan bu bildirimi en geç on gün içinde Kuruma bildirmek zorundadır.
29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu
hükümlerine tabi şirketlerin nevilerinin değişmesi, birleşmesi veya diğer bir
şirkete katılması durumunda, bu hususların ticaret siciline tesciline ilişkin
ilan tarihini; adi şirketlerde şirkete yeni ortak alınması durumunda ise en geç
yeni ortağın alındığı tarihi takip eden on gün içinde, işyeri bildirgesi ile
Kuruma bildirilmek zorundadır.
İşyerinin faaliyette bulunduğu adresten başka bir ildeki
adrese nakledilmesi, sigortalı çalıştırılan bir işin veya işyerinin başka bir
işverene devredilmesi veya intikal etmesi halinde, işyerinin nakledildiği, yeni
işverenin işi veya işyerini devraldığı tarihi takip eden on gün içinde,
işyerinin miras yoluyla intikali halinde ise mirasçıları, ölüm tarihinden
itibaren en geç üç ay içinde, işyeri bildirgesini Kuruma vermekle yükümlüdür. İşyerinin
aynı il sınırları içinde Kurumun diğer bir ünitesinin görev alanına giren başka
bir adrese nakledilmesi halinde, adres değişikliğinin yazı ile bildirilmesi
yeterlidir. Bu işlerde çalışan sigortalıların, sigorta hak ve yükümlülükleri
devam eder.
Valilikler, belediyeler ve ruhsat vermeye yetkili diğer kamu
ve özel hukuk tüzel kişileri, yapı ruhsatı ve diğer tüm ruhsat veya ruhsat
niteliği taşıyan işlemlerine ilişkin bilgi ve belgeler ile varsa bunların
verilmesine esas olan istihdama ilişkin bilgileri, verildiği tarihten itibaren
bir ay içinde Kuruma bildirmekle yükümlüdürler.
Bu maddede belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyenler
hakkında, 102 nci maddenin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca idarî para
cezası uygulanır. İdarî para cezası uygulanması, bu yükümlülüklerin yerine
getirilmesine engel teşkil etmez.
Alt işveren, asıl işverenin işyerinde çalıştırdığı
sigortalıları, işverenle aralarında yaptıkları sözleşmenin ibrazı kaydıyla,
Kurumdan alacağı özel bir numara ile asıl işverenin kayıtlı olduğu dosyadan
bildirir.
İşyeri bildirgesinin verilmemesi veya geç verilmesi, bu
Kanunda belirtilen hak ve yükümlülükleri ortadan kaldırmaz. İşyeri
bildirgesinin şekli ve içeriği ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve
esaslar Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
İşveren, işveren vekili,
geçici iş ilişkisi kurulan işveren ve alt işveren
MADDE 12- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c)
bentlerine göre sigortalı sayılan kişileri çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler
ile tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar işverendir.
İşveren adına ve hesabına, işin veya görülen hizmetin
bütününün yönetim görevini yapan kimse, işveren vekilidir. Bu Kanunda geçen
işveren deyimi, işveren vekilini de kapsar. İşveren vekili ve 4857 sayılı İş
Kanununda tanımlanan geçici iş ilişkisi kurulan işveren, bu Kanunda belirtilen
yükümlülüklerinden dolayı işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen
sorumludur.
4 üncü maddenin ikinci fıkrasının (a) bendine tabi olanlar
hakkında, işverenlerin bu Kanunda belirtilen yükümlülükleri, bunları çalıştıran
işçi sendikaları veya işveren tarafından; 4 üncü maddenin üçüncü fıkrasına tabi
olanlar hakkında, işverenlerin bu Kanunda belirtilen yükümlülükleri, bunları
çalıştıran kamu idareleri veya eğitim gördükleri okullar tarafından yerine
getirilir.
2/7/1941 tarihli ve 4081 sayılı Çiftçi Mallarının Korunması
Hakkında Kanuna göre çalıştırılanlar hakkında, işverenlerin bu Kanunda
belirtilen yükümlülükleri, bunları çalıştırmaya yetkili makam tarafından yerine
getirilir.
Ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde oluşturulan
tesis, atölye ve benzeri ünitelerde çalıştırılan hükümlü ve tutukluların
işvereni Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu, işveren
vekilleri ise Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumunun
sorumlu müdür ve amirleridir.
Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet
üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde, iş alan ve
bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişiye alt işveren
denir. Sigortalılar, üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bunlarla
sözleşme yapmış olsalar dahi, asıl işveren, bu Kanunun işverene yüklediği
yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumludur.
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM
Kısa
Vadeli Sigorta Hükümleri
İş kazasının tanımı,
bildirilmesi ve soruşturulması
MADDE 13- İş kazası;
a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle veya
görevi nedeniyle, sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa
yürütmekte olduğu iş veya çalışma konusu nedeniyle işyeri dışında,
c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli
olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini
yapmaksızın geçen zamanlarda,
d) Emziren kadın sigortalının, çocuğuna süt vermek için
ayrılan zamanlarda,
e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin
yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında,
Meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya
da ruhen arızaya uğratan olaydır.
İş kazasının 4 üncü maddenin birinci fıkrasının;
a) (a) bendi ile 5 inci madde kapsamında bulunan
sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili
kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma da en geç kazadan sonraki üç işgünü
içinde,
b) (b) bendi kapsamında bulunan sigortalı bakımından kendisi
tarafından, bir ayı geçmemek şartıyla rahatsızlığının bildirim yapmaya engel
olmadığı günden sonra üç işgünü içinde,
c) (c) bendi kapsamında bulunan sigortalılar bakımından,
bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine veya
kendi mevzuatlarına göre yetkili mercilere derhal ve Kuruma da en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde,
iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin doğrudan ya da
taahhütlü posta ile Kuruma bildirilmesi zorunludur. Bu fıkranın (a) ve (c)
bentlerinde belirtilen süre, iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde
meydana gelmesi halinde, iş kazasının öğrenildiği tarihten itibaren başlar.
Kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı
hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol
ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık iş müfettişleri
vasıtasıyla soruşturma yapılabilir. Bu soruşturma sonunda yazılı olarak
bildirilen hususların gerçeğe uymadığı ve olayın iş kazası olmadığı
anlaşılırsa, Kurumca bu olay için yersiz olarak yapılmış bulunan ödemeler,
ödemenin yapıldığı tarihten itibaren gerçeğe aykırı bildirimde bulunanlardan,
96 ncı madde hükmüne göre tahsil edilir.
İş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin şekli ve
içeriği, verilme usulü ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar,
Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Meslek hastalığının
tanımı, bildirilmesi ve soruşturulması
MADDE 14- Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya
yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm
şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal
arıza halleridir.
Sigortalının çalıştığı işten dolayı meslek hastalığına tutulduğunun;
a) Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucuları
tarafından usûlüne uygun olarak düzenlenen sağlık kurulu raporu ve dayanağı
tıbbî belgelerin incelenmesi,
b) Kurumca gerekli görüldüğü hallerde, işyerindeki çalışma
şartlarını ve buna bağlı tıbbi sonuçlarını ortaya koyan denetim raporları ve
gerekli diğer belgelerin incelenmesi,
sonucu Kurum Sağlık Kurulu tarafından tespit edilmesi
zorunludur.
Meslek hastalığı, işten ayrıldıktan sonra meydana çıkmış ve
sigortalı olarak çalıştığı işten kaynaklanmış ise, sigortalının bu Kanunla
sağlanan haklardan yararlanabilmesi için, eski işinden fiilen ayrılmasıyla
hastalığın meydana çıkması arasında bu hastalık için Kurum tarafından
çıkarılacak yönetmelikte belirtilen süreden daha uzun bir zamanın geçmemiş olması
şarttır. Bu durumdaki kişiler, gerekli belgelerle Kuruma müracaat edebilirler.
Herhangi bir meslek hastalığının klinik ve laboratuar bulgularıyla belirlendiği
ve meslek hastalığına yol açan etkenin işyerindeki inceleme sonunda tespit
edildiği hallerde, meslek hastalıkları listesindeki yükümlülük süresi aşılmış
olsa bile, söz konusu hastalık Kurumun veya ilgilinin başvurusu üzerine Sosyal
Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun onayı ile meslek hastalığı sayılabilir.
Meslek hastalığının 4 üncü maddenin birinci fıkrasının;
a) (a) ve (c) bentleri ile 5 inci madde kapsamında bulunan
sigortalılar bakımından, sigortalının meslek hastalığına tutulduğunu öğrenen
veya bu durum kendisine bildirilen işveren tarafından,
b) (b) bendi kapsamındaki sigortalı bakımından ise kendisi
tarafından,
bu durumun öğrenildiği günden başlayarak üç işgünü içinde,
iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile Kuruma bildirilmesi zorunludur. Bu
yükümlülüğü yerine getirmeyen veya yazılı olarak bildirilen hususları kasten
eksik ya da yanlış bildiren işverene veya 4 üncü maddenin birinci fıkrasının
(b) bendi kapsamındaki sigortalıya, Kurumca bu durum için yapılmış bulunan
masraflar ile ödenmişse geçici iş göremezlik ödenekleri rücû edilir.
Meslek hastalığı ile ilgili bildirimler üzerine gerekli
soruşturmalar, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları
tarafından veya Bakanlık iş müfettişleri vasıtasıyla yaptırılabilir.
Hangi hallerin meslek hastalığı sayılacağı, iş kazası ve
meslek hastalığı bildirgesinin şekli ve içeriği, verilme usûlü ile bu maddenin
uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak
yönetmelikte düzenlenir. Yönetmelikte belirlenmiş hastalıklar dışında herhangi
bir hastalığın meslek hastalığı sayılıp sayılmaması hususunda çıkabilecek uyuşmazlıklar,
Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Hastalık ve analık hali
MADDE 15- Sigortalının, iş kazası ve meslek hastalığı
dışında kalan ve iş göremezliğine neden olan rahatsızlıklar, hastalık halidir.
Sigortalı kadının veya sigortalı erkeğin sigortalı olmayan
eşinin gebeliğinin başladığı tarihten itibaren doğumdan sonraki ilk sekiz
haftalık, çoğul gebelik halinde ise ilk on haftalık süreye kadar olan gebelik
ve analık haliyle ilgili rahatsızlık ve arıza halleri analık hali kabul edilir.
İş kazası, meslek
hastalığı, hastalık ve analık hallerinde sağlanan haklar
MADDE 16- İş kazası veya meslek hastalığı halleri nedeniyle
sağlanan haklar şunlardır:
a) Sigortalıya; geçici iş göremezlik süresince günlük geçici
iş göremezlik ödeneği verilmesi.
b) Sigortalıya; sürekli iş göremezlik geliri bağlanması.
c) İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının
hak sahiplerine; gelir bağlanması.
d) Gelir bağlanmış olan eş ve çocuklara; evlenme ödeneği
verilmesi.
e) İş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölen sigortalı için;
cenaze ödeneği verilmesi.
Sigortalıya hastalık veya analık hallerine bağlı olarak
ortaya çıkan iş göremezlik süresince, günlük geçici iş göremezlik ödeneği
verilir.
Sigortalı kadına veya sigortalı olmayan karısının doğum
yapması nedeniyle sigortalı erkeğe, çocuğun yaşaması şartıyla doğumdan sonraki
altı ay süresince her ay, doğum tarihinde geçerli olan asgarî ücretin üçte biri
tutarında emzirme ödeneği verilir.
Emzirme ödeneğine hak kazanan sigortalılardan 9 uncu maddeye
göre sigortalılığı sona erenlerin, bu tarihten başlamak üzere üçyüz gün içinde
çocukları doğarsa, sigortalı kadın veya karısı analık sigortası haklarından
yararlanacak sigortalı erkek, doğum tarihinden önceki onbeş ay içinde en az üç
ay prim ödenmiş olması şartıyla emzirme ödeneğinden yararlandırılır.
Ödenek ve gelirlere esas
tutulacak günlük kazanç
MADDE 17- İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık
hallerinde verilecek ödeneklerin veya bağlanacak gelirlerin hesabına esas
tutulacak günlük kazanç; iş kazasının veya doğumun olduğu tarihten, meslek
hastalığı veya hastalık halinde ise iş göremezliğin başladığı tarihten önceki
oniki aydaki son üç ay içinde 80 inci maddeye göre hesaplanacak prime esas
kazançlar toplamının, bu kazançlara esas prim gün sayısına bölünmesi suretiyle
hesaplanır. Bu surette bulunan günlük kazanç; işgöremezliğin başladığı veya
gelirin bağlanacağı tarihten geriye doğru oniki ay ve daha öncesine ait ise
güncelleme katsayısı ile güncellenerek hesaplanır.
Oniki aylık dönemde çalışmamış ve ücret almamış olan
sigortalı, çalışmaya başladığı ay içinde iş kazası veya meslek hastalığı
nedeniyle iş göremezliğe uğrarsa verilecek ödeneklerin veya bağlanacak
gelirlerin hesabına esas günlük kazanç; çalışmaya başladığı tarih ile iş göremezliğinin
başladığı tarih arasındaki sürede elde ettiği prime esas günlük kazanç
toplamının, çalıştığı gün sayısına bölünmesi suretiyle; çalışmaya başladığı gün
iş kazasına uğraması halinde ise aynı veya emsal işte çalışan benzeri bir
sigortalının günlük kazancı esas tutulur.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri
gereği sigortalı sayılanların ödenek veya gelire esas günlük kazançlarının
hesabında:
a) Prim, ikramiye ve bu nitelikteki arızi ödemeler dikkate
alınmış ise ödenek ve gelire esas alınacak günlük kazanç, ücret toplamının
ücret alınan gün sayısına bölünmesiyle hesaplanacak günlük kazanca, % 50
oranında bir ekleme yapılarak bulunan tutardan çok olamaz.
b) İdare veya yargı mercilerince verilen karar gereğince
yapılan ücret, ikramiye, zam, tazminat ve bu mahiyetteki ödemelerden, ödenek ve
gelirin hesabına esas alınan üç aylık dönemden önceki aylara ilişkin olanlar
dikkate alınmaz.
Meslek hastalığı, sigortalının sigortalı olarak çalıştığı
son işinden ayrıldığı tarihten bir yıl geçtikten sonra meydana çıkmış ise,
günlük kazancı bu son işinden ayrıldığı tarih esas alınarak yukarıdaki
fıkralara göre hesaplanır.
İş kazası ile meslek hastalığı sigortasından bağlanacak
gelirlere esas tutulacak aylık kazanç, yukarıdaki hükümlere göre hesaplanacak
günlük kazancın otuz katıdır.
Geçici iş göremezlik
ödeneği
MADDE 18- Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık
kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla;
a) İş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle iş göremezliğe
uğrayan sigortalıya her gün için,
b) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri
ile 5 inci madde kapsamındaki sigortalıların hastalık sebebiyle iş göremezliğe
uğraması halinde, iş göremezliğin başladığı tarihten önceki bir yıl içinde en
az doksan gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması şartıyla geçici iş
göremezliğin üçüncü gününden başlamak üzere her gün için,
c) Sigortalı kadının analığı halinde, doğumdan önceki bir
yıl içinde en az doksan gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması
şartıyla, doğumdan önceki ve sonraki sekizer haftalık sürede, çoğul gebelik
halinde ise doğumdan önceki sekiz haftalık süreye iki haftalık süre ilave
edilerek çalışmadığı her gün için,
d) Sigortalı kadının isteği ve hekimin onayı ile doğuma üç
hafta kalıncaya kadar çalışılması halinde, doğum sonrası istirahat süresine
eklenen süreler için,
geçici iş göremezlik ödeneği verilir.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre
sigortalı sayılanlara hastalıkları halinde geçici iş göremezlik ödeneği, genel
sağlık sigortası dahil prim ve her türlü borçlarının ödenmiş olması şartıyla
yatarak tedavi süresince veya yatarak tedavi sonrası bu tedavinin gereği olarak
istirahat raporu aldıkları sürede ödenir.
İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve sigortalı kadının
analığı halinde verilecek geçici iş göremezlik ödeneği, 17 nci maddeye göre
hesaplanacak günlük kazancının üçte ikisidir. Ancak geçici iş göremezlik
ödeneğinin güncellenmemiş tutarı, sigortalının ödenek hesabına esas alınan
döneme ilişkin kazanç üzerinden vergi, sosyal sigorta, genel sağlık sigortası
ve işsizlik sigortası primleri kesintileri sonrası hesaplanan günlük net
kazancını geçemez.
Sigorta prim ve ödeneklerinin hesabına esas tutulacak günlük
kazançların alt sınırında meydana gelecek değişikliklerde, yeniden tespit
edilen alt sınırın altında bir günlük kazanç üzerinden ödenek almakta
bulunanların veya almaya hak kazanmış veya kazanacak olanların bu ödenekleri,
günlük kazançlarının alt sınırındaki değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten
başlayarak değiştirilmiş günlük kazançların alt sınırına göre ödenir.
Bir sigortalıda iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve
analık hallerinden bir kaçı birleşirse, geçici iş göremezlik ödeneklerinden en
yükseği verilir.
Geçici iş göremezlik ödenekleri, toplu iş sözleşmesi yapılan
işyerleri ile kamu idarelerinin işverenleri tarafından Kurumca belirlenen usul
ve esaslara göre Kurum adına sigortalılara ödenerek, daha sonra Kurum ile
mahsuplaşmak suretiyle tahsil edilebilir.
Geçici iş göremezlik ödeneklerinin ödeme zamanı ile bu
maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar, Kurum tarafından
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Sürekli iş göremezlik
gelirine hak kazanma, hesaplanması, başlangıcı ve birden çok iş kazası ve
meslek hastalığı hali
MADDE 19- İş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan
hastalık ve arızalar nedeniyle, Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti
sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlarda meslekte kazanma
gücü en az % 10 oranında azalmış bulunduğu belirtilen ve Kurum Sağlık Kurulunca
bu durumu onaylanan sigortalı, sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanır.
Sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış olan sigortalının
yeniden tedavi ettirilmesi halinde meslekte kazanma gücünü ne oranda yitirdiği,
birinci fıkrada belirtilen sağlık kurullarından alınacak raporlara göre yeniden
tespit olunur.
Sürekli iş göremezlik geliri, sigortalının mesleğinde
kazanma gücünün kaybı oranına göre hesaplanır. Sürekli tam iş göremezlikte
sigortalıya, 17 nci maddeye göre hesaplanan aylık kazancının % 70'i oranında
gelir bağlanır. Sürekli kısmi iş göremezlikte sigortalıya bağlanacak gelir, tam
iş göremezlik geliri gibi hesaplanarak bunun iş göremezlik derecesi oranındaki
tutarı kendisine ödenir. Sigortalı, başka birinin sürekli bakımına muhtaç ise
gelir bağlama oranı % 100 olarak uygulanır.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre
sigortalı sayılanlara, sürekli iş göremezlik geliri bağlanabilmesi için, kendi
sigortalılığından dolayı, genel sağlık sigortası dahil prim ve her türlü
borçlarının ödenmiş olması zorunludur.
Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi
kapsamında bulunan sigortalılardan, kurumlarınca sürekli iş göremezlik
nedeniyle görevlerine son verilenlerden;
a) Malullük veya yaşlılık aylığına hak kazanamayan sigortalılara
sürekli tam iş göremezlik geliri bağlanarak sürekli iş göremezlik derecesine
göre hesaplanacak sürekli iş göremezlik gelir tutarı ile sürekli tam iş
göremezlik geliri arasındaki fark, sigortalının görevine son veren kurum
tarafından, Kuruma ödenir. Bunların bu Kanun kapsamında tekrar çalışması
halinde, sürekli işgöremezlik geliri, sürekli iş göremezlik derecesine göre
ödenmeye devam edilir.
b) Malullük veya yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalılara
ise sürekli iş göremezlik derecesine göre gelir bağlanır.
Başka birinin sürekli bakımına muhtaç olanlar hariç, sürekli
iş göremezlik gelirinin güncellenmemiş aylık tutarı; sigortalının sürekli iş
göremezlik geliri hesabına esas alınan döneme ilişkin kazancı üzerinden vergi,
sosyal sigorta, genel sağlık sigortası ve işsizlik sigortası primleri
kesintileri sonrası hesaplanan aylık net kazancını geçemez.
Yukarıdaki fıkralara göre hesaplanan gelir, günlük kazanç
hesabına giren son ay ile gelir başlangıç tarihi arasında 55 inci maddenin
ikinci fıkrası hükmüne göre artırılarak belirlenir.
Sigortalının sürekli iş göremezlik geliri;
a) Geçici iş göremezlik ödeneğinin sona erdiği tarihi,
b) Geçici iş göremezlik tespit edilemeden sürekli iş
göremezlik durumuna girilmişse, buna ait sağlık kurulu raporu tarihini,
takip eden ay başından başlar.
Sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış sigortalılardan, aynı
arıza veya meslek hastalığı nedeniyle istirahat raporu alanlara, yazılı istek
tarihinden itibaren 18 inci maddeye göre hesaplanacak bir günlük geçici iş
göremezlik ödeneği ile aylık sürekli iş göremezlik gelirinin otuzda biri
arasındaki fark, her gün için geçici iş göremezlik ödeneği olarak verilir.
Sigortalının yeniden bir iş kazasına uğraması veya yeni bir
meslek hastalığına tutulması halinde, meydana gelen arızaların bütünü göz önüne
alınarak kendisine sürekli iş göremezliğini doğuran son iş kazası veya meslek
hastalığı sırasındaki kazancı üzerinden gelir hesaplanır. Ancak, sigortalının
son iş kazası veya meslek hastalığı sırasındaki günlük kazancına göre bulunacak
geliri, hesaplanan ilk gelirinden az ise sigortalının sürekli iş göremezlik
geliri ilk kazanç üzerinden ödenir.
İş kazası ve meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik
hallerinde meslekte kazanma gücündeki kayıp oranının belirlenmesine ve bu maddenin
uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak
yönetmelikle düzenlenir.
Hak sahiplerine gelir
bağlanması, evlenme ve cenaze ödenekleri
MADDE 20- İş kazası veya meslek hastalığına bağlı
nedenlerden dolayı ölen sigortalının hak sahiplerine, 17 nci madde gereğince
tespit edilecek aylık kazancının % 70'i, 55 inci maddenin ikinci fıkrasına göre
güncellenerek, 34 üncü madde hükümlerine göre gelir olarak bağlanır.
İş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma
gücünü % 50 veya daha fazla oranda kaybetmesi nedeniyle sürekli iş göremezlik
geliri bağlanmış iken ölenlerin, ölümün iş kazası veya meslek hastalığına bağlı
olup olmadığına bakılmaksızın birinci fıkraya göre belirlenen tutar, 34 üncü
madde hükümlerine göre hak sahiplerine gelir olarak bağlanır.
İş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma
gücünü % 50 oranının altında kaybetmesi nedeniyle sürekli iş göremezlik geliri
bağlanmış iken ölenlerin, ölümün iş kazası veya meslek hastalığına bağlı
olmaması halinde sigortalının almakta olduğu sürekli iş göremezlik geliri, 34
üncü madde hükümlerine göre hak sahiplerine gelir olarak bağlanır.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre
sigortalı sayılanların hak sahiplerine gelir bağlanabilmesi için, kendi sigortalılığından
dolayı, genel sağlık sigortası dahil prim ve her türlü borçlarının ödenmiş
olması zorunludur.
Gelirin başlangıcı, kesilmesi ve yeniden bağlanmasında 34
üncü ve 35 inci maddeler uygulanır.
37 nci madde hükümlerine göre hak sahiplerine cenaze ve
evlenme ödeneği verilir.
İş kazası ve meslek
hastalığı ile hastalık bakımından işverenin ve üçüncü kişilerin sorumluluğu
MADDE 21- İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı
veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir
hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu
Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan
gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya
hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere,
Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık
ilkesi dikkate alınır.
İş kazasının, 13 üncü maddenin ikinci fıkrasının (a)
bendinde belirtilen sürede işveren tarafından Kuruma bildirilmemesi halinde,
bildirim tarihine kadar geçen süre için sigortalıya ödenecek geçici iş
göremezlik ödeneği, Kurumca işverenden tahsil edilir.
Çalışma mevzuatında sağlık raporu alınması gerektiği
belirtilen işlerde, böyle bir rapora dayanılmaksızın veya eldeki rapora aykırı
olarak bünyece elverişli olmadığı işte çalıştırılan sigortalının, bu işe
girmeden önce var olduğu tespit edilen veya bünyece elverişli olmadığı işte
çalıştırılması sonucu meydana gelen hastalığı nedeniyle, Kurumca sigortalıya
ödenen geçici iş göremezlik ödeneği işverene ödettirilir.
İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin
kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya
ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk
peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet
kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilir.
İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık; kamu görevlileri,
er ve erbaşlar ile kamu idareleri tarafından görevlendirilen diğer kişilerin
vazifelerinin gereği olarak yaptıkları fiiller sonucu meydana gelmiş ise, bu
fiillerden dolayı haklarında kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunanlar hariç
olmak üzere, sigortalı veya hak sahiplerine yapılan ödemeler veya bağlanan
gelirler için kurumuna veya ilgililere rücû edilmez. Ayrıca, iş kazası veya
meslek hastalığı sonucu ölümlerde, bu Kanun uyarınca hak sahiplerine bağlanacak
gelir ve verilecek ödenekler için, iş kazası veya meslek hastalığının meydana
gelmesinde kusuru bulunan hak sahiplerine veya iş kazası sonucu ölen kusurlu
sigortalının hak sahiplerine, Kurumca rücû edilmez.
Sigortalının kendisinden
kaynaklanan sebeplerle tedavi süresinin uzaması, iş göremezliğinin artması
MADDE 22- Sigortalının aşağıdaki sayılan nedenlerden dolayı
iş kazasına veya meslek hastalığına uğraması, hastalanması, tedavi süresinin
uzaması veya iş göremezliği artması hallerinde geçici iş göremezlik ödeneği
veya sürekli iş göremezlik geliri;
a) Ceza sorumluluğu olmayanlar ile kabul edilebilir bir
mazereti olanlar hariç, sigortalının iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve
analık nedeniyle hekimin bildirdiği tedbir ve tavsiyelere uymaması sonucu
tedavi süresinin uzamasına veya iş göremezlik oranının artmasına, malûl
kalmasına neden olması halinde, uzayan tedavi süresi veya artan iş göremezlik
oranı esas alınarak dörtte birine kadarı Kurumca eksiltilir.
b) Ceza sorumluluğu olmayanlar hariç, ağır kusuru yüzünden
iş kazasına uğrayan, meslek hastalığına tutulan veya hastalanan sigortalının
kusur derecesi esas alınarak üçte birine kadarı Kurumca eksiltilir.
c) Kastî bir hareketi yüzünden iş kazasına uğrayan, meslek
hastalığına tutulan, hastalanan veya Kurumun yazılı bildirimine rağmen teklif
edilen tedaviyi kabul etmeyen sigortalıya, yarısı tutarında ödenir.
d) Tedavi gördüğü hekimden, tedavinin sona erdiğine ve
çalışabilir olduğuna dair belge almaksızın çalışan sigortalıya geçici iş
göremezlik ödeneği ödenmez, ödenmiş olanlar da yersiz yapılan ödeme tarihinden
itibaren 96 ncı madde hükümlerine göre geri alınır.
13 üncü maddenin ikinci fıkrasının (b) bendinde
belirtilenler tarafından iş kazasının anılan bentte belirtilen süre içinde
Kuruma bildirilmemesi durumunda, sigortalıya yapılacak iş göremezlik ödenekleri
bildirim tarihinden itibaren ödenir.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurum
tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Süresinde bildirilmeyen
sigortalılıktan doğan sorumluluk
MADDE 23- Sigortalı çalıştırmaya başlandığının süresi içinde
sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirilmemesi halinde, bildirgenin
sonradan verildiği veya sigortalı çalıştırıldığının Kurumca tespit edildiği
tarihten önce meydana gelen iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık
halleri sonucu ilgililerin gelir ve ödenekleri Kurumca ödenir.
Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, Kurumca yapılan ve
ileride yapılması gerekli bulunan her türlü masrafların tutarı ile gelir
bağlanırsa bu gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri tutarı, 21
inci maddenin birinci fıkrasında yazılı sorumluluk halleri aranmaksızın,
işverene ayrıca ödettirilir.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında
sigortalı olduğu halde, 8 inci maddenin dördüncü fıkrasında belirtilen süre
içerisinde bildirimde bulunmayanlara, bildirimde bulunulmayan sürede meydana
gelen iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık halleri sonucu
ilgililerin gelir ve ödenekleri Kurumca ödenmez.
Kısa vadeli sigorta
kollarında dikkate alınmayan süreler
MADDE 24- Kısa vadeli sigorta kolları bakımından;
a) Herhangi bir sebeple silâh altına alınan sigortalının
askerlikte geçen hizmet süresi,
b) Hükümlülükle sonuçlanmayan tutuklulukta geçen süre,
c) İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık
sigortalarından geçici iş göremezlik ödeneği alan sigortalının iş göremediği
süre,
d) Sigortalının greve iştirak etmesi veya işverenin lokavt
yapması hallerinde geçen süre,
18 inci maddede belirtilen çalışma sürelerine girmediği
gibi, iş göremezliğin başladığı veya hastalığın anlaşıldığı yahut doğumun
olduğu tarihten önceki bir yılın hesabında da dikkate alınmaz.
DÖRDÜNCÜ
BÖLÜM
Uzun
Vadeli Sigorta Hükümleri
Malûl sayılma
MADDE 25- Sigortalının veya işverenin talebi üzerine Kurumca
yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca usûlüne uygun
düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi sonucu, çalışma
gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en
az % 60'ını kaybettiği Kurum Sağlık Kurulunca tespit edilen sigortalı, malûllük
sigortası bakımından malûl sayılır.
Ancak, sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı
tarihten önce sigortalının çalışma gücünün % 60'ını kaybettiği önceden veya
sonradan tespit edilirse, sigortalı bu hastalık veya arızası sebebiyle malûllük
aylığından yararlanamaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum
tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Malûllük sigortasından
sağlanan haklar ve yararlanma şartları
MADDE 26- Malûllük sigortasından sigortalılara sağlanan hak,
malûllük aylığı bağlanmasıdır.
Sigortalıya malûllük aylığı bağlanabilmesi için
sigortalının;
a) 25 inci maddeye göre malûl sayılması,
b) En az on yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak
1800 gün veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul olan
sigortalılar için ise en az beş yıldan beri sigortalı bulunup toplam 900 gün
malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması,
c) Malûliyeti nedeniyle sigortalı olarak çalıştığı işten
ayrıldıktan veya işyerini kapattıktan veya devrettikten sonra Kurumdan yazılı
istekte bulunması,
Halinde malullük aylığı bağlanır. Ancak, 4 üncü maddenin
birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların kendi sigortalılığı
nedeniyle genel sağlık sigortası primi dahil, prim ve her türlü borçlarının
ödenmiş olması zorunludur.
Malûllük aylığının
hesaplanması, başlangıcı, kesilmesi ve yeniden bağlanması
MADDE 27- Malûllük aylığı; prim ödeme gün sayısı 9000 günden
az olan sigortalılar için 9000 gün üzerinden, 9000 gün ve daha fazla olanlar
için ise toplam prim ödeme gün sayısı üzerinden, 29 uncu madde hükümlerine göre
hesaplanır. Sigortalı başka birinin sürekli bakımına muhtaç ise tespit edilen
aylık bağlama oranı 10 puan artırılır.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri
kapsamındaki sigortalılar için ayrı ayrı olmak üzere, malûllük sigortasından
dosya bazında her yıl bağlanan aylıkların aylık başlangıç tarihinin ait olduğu
yılın Ocak ayı itibarıyla yıl içine ait artışlar uygulanmaksızın hesaplanacak
tutarları, yaşlılık sigortasından bir önceki yılın son ödeme ayında söz konusu
sigortalılar için ayrı ayrı dosya bazında ödenen en düşük yaşlılık aylığından
az olamaz.
Malûllük aylığı, sigortalının;
a) Malûl sayılmasına esas tutulan rapor tarihi yazılı istek
tarihinden önce ise yazılı istek tarihini,
b) Malûl sayılmasına esas tutulan rapor tarihi yazılı istek
tarihinden sonra ise rapor tarihini,
c) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında
bulunanların çalıştıkları işyerine müracaatları halinde, görevlerinden
ayrıldıkları tarihi,
takip eden ay başından itibaren başlar.
Sigortalı, aylığın başlangıç tarihinde geçici iş göremezlik
ödeneği almakta ise malûllük aylığı geçici iş göremezlik ödeneği verilme
süresinin sona erdiği tarihten sonraki aybaşından başlar. Ancak, bağlanacak
malûllük aylığı, sigortalının almakta olduğu geçici iş göremezlik ödeneğinin
aylık tutarından fazla ise aradaki fark, bu maddenin üçüncü fıkrasına göre
tespit edilecek tarihten başlanarak verilir.
Malûllük aylığı almakta iken bu Kanuna göre sigortalı olmayı
gerektiren bir işte çalışanların malûllük aylıkları, çalışmaya başladıkları
tarihi takip eden ödeme dönemi başından itibaren kesilir.
Bu Kanuna göre sigortalı olmayı gerektiren bir işte
çalışması nedeniyle malûllük aylıkları kesilenlerden çalışması sona erip,
malûllük aylığı bağlanması için yazılı istekte bulunanlara, kontrol muayenesine
tabi tutulmak ve malûllüğünün devam ettiği anlaşılmak şartıyla eski malûllük
aylığı, yazılı istekte bulunduğu tarihten sonraki ay başından itibaren ödenmeye
başlanır. Ancak, bu durumdaki sigortalılar için yazılı istek tarihlerine göre
yeniden malûllük aylığı hesaplanır ve bu aylık önceden bağlanan malûllük
aylığından fazla ise hesaplanan yeni aylık üzerinden ödeme yapılır.
Yaşlılık sigortasından
sağlanan haklar ve yararlanma şartları
MADDE 28- Yaşlılık sigortasından sigortalıya sağlanan haklar
şunlardır:
a) Yaşlılık aylığı bağlanması.
b) Toptan ödeme yapılması.
İlk defa bu Kanuna göre sigortalı sayılanlara;
a) Kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmuş olmaları ve
en az 9000 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması
şartıyla yaşlılık aylığı bağlanır,
b) (a) bendinde belirtilen yaş şartı,
1) 1.1.2036 ilâ 31.12.2037 tarihleri arasında kadın için 59,
erkek için 61,
2) 1.1.2038 ilâ 31.12.2039 tarihleri arasında kadın için 60,
erkek için 62,
3) 1.1.2040 ilâ 31.12.2041 tarihleri arasında kadın için 61,
erkek için 63,
4) 1.1.2042 ilâ 31.12.2043 tarihleri arasında kadın için 62,
erkek için 64,
5) 1.1.2044 ilâ 31.12.2045 tarihleri arasında kadın için 63,
erkek için 65,
6) 1.1.2046 ilâ 31.12.2047 tarihleri arasında kadın için 64,
erkek için 65,
7) 1.1.2048 tarihinden itibaren ise kadın ve erkek için 65,
olarak uygulanır.
Sigortalılar ikinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinde yer alan
yaş hadlerine üç yıl eklenmek ve adlarına en az 5400 gün malûllük, yaşlılık ve
ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak şartıyla da yaşlılık aylığından
yararlanabilirler.
Sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce
25 inci maddenin ikinci fıkrasına göre malûl sayılmayı gerektirecek derecede
hastalık veya arızası bulunan ve bu nedenle malûllük aylığından yararlanamayan
sigortalılara, en az onbeş yıldan beri sigortalı bulunmak ve en az 3960 gün
malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak şartıyla
yaşlılık aylığı bağlanır.
Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucularının sağlık
kurullarınca usulüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbî belgelerin
incelenmesi sonucu, Kurum Sağlık Kurulunca çalışma gücündeki kayıp oranının;
a) % 50 ilâ % 59 arasında olduğu anlaşılan sigortalılar, en
az 16 yıldan beri sigortalı olmaları ve 4320 gün,
b) % 40 ilâ % 49 arasında olduğu anlaşılan sigortalılar, en
az 18 yıldan beri sigortalı olmaları ve 4680 gün,
malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş
olmak şartıyla ikinci fıkranın (a) bendindeki yaş şartları aranmaksızın
yaşlılık aylığına hak kazanırlar. Bunlar 94 üncü madde hükümlerine göre kontrol
muayenesine tâbi tutulabilirler.
Bakanlıkça tespit edilen maden işyerlerinin yer altı işlerinde
sürekli veya münavebeli olarak en az 20 yıldan beri çalışan sigortalılar için
ikinci fıkrada belirtilen yaş şartı 55 olarak uygulanır.
50 yaşını dolduran ve erken yaşlanmış olduğu tespit edilen
sigortalılar, yaş dışındaki diğer şartları taşımaları halinde yaşlılık
aylığından yararlanırlar.
Yukarıdaki fıkralarda belirtilen yaşlılık aylıklarından
yararlanabilmek için, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde
belirtilen sigortalının çalıştığı işten ayrıldıktan, (b) bendinde belirtilen
sigortalının sigortalılığa esas faaliyete son verip vermeyeceğini beyan
ettikten, (c) bendinde belirtilen sigortalıların ise Kurumun aylık bağlanma
hakkı olduğuna dair yazısı üzerine yetkili makamdan emekliye sevk onayı
aldıktan ve ilişiği kesildikten sonra yazılı istekte bulunması şarttır.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen
sigortalılara yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için ayrıca, yazılı talepte
bulunduğu tarih itibarıyla genel sağlık sigortası primi dahil kendi
sigortalılığı nedeniyle prim ve her türlü borcunun olmaması zorunludur.
Bu maddenin uygulamasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum
tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Yaşlılık aylığının
hesaplanması
MADDE 29- Yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalıların
aylığı, aşağıdaki hükümlere göre belirlenecek ortalama aylık kazancı ile aylık
bağlama oranının çarpımı sonucunda bulunan tutardır.
Ortalama aylık kazanç, sigortalının her yıla ait prime esas
kazancının, kazancın ait olduğu yıldan itibaren aylık talep tarihine kadar geçen
yıllar için, her yıl gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek bulunan
kazançlar toplamının, itibari hizmet süresi ile fiili hizmet süresi zammı hariç
toplam prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanan ortalama günlük
kazancın otuz katıdır.
Aylık bağlama oranı, sigortalının malûllük, yaşlılık ve ölüm
sigortalarına tabi geçen toplam prim ödeme gün sayısının her 360 günü için 2015
yılı sonuna kadar % 2,5; 2016 yılı başından itibaren ise % 2 olarak uygulanır.
Bu hesaplamada 360 günden eksik süreler orantılı olarak dikkate alınır. Ancak
aylık bağlama oranı % 90'ı geçemez.
28 inci maddenin dördüncü ve beşinci fıkralarına göre aylığa
hak kazanan sigortalılar için hesaplanacak aylık bağlama oranı, prim ödeme gün
sayısı 9000 günden az olanlar için çalışma gücü kayıp oranının 9000 gün prim
ödeme gün sayısı ile çarpımı sonucu bulunan rakamın % 60'a bölünmesi suretiyle
hesaplanan gün sayısına göre, üçüncü fıkra uyarınca tespit edilen orandır. Prim
ödeme gün sayısı 9000 günden fazla olanlar için ise toplam prim ödeme gün
sayısına göre aylık bağlama oranı belirlenir.
Yukarıdaki şekilde hesaplanan aylığın başlangıç tarihinin
yılın ilk altı aylık dönemine rastlaması halinde 55 inci maddenin ikinci
fıkrasına göre Ocak ödeme dönemi için gelir ve aylıklara uygulanan artış oranı
kadar artırılarak, yılın ikinci altı aylık dönemine rastlaması halinde ise
öncelikle Ocak ödeme dönemi, daha sonra Temmuz ödeme dönemi için gelir ve
aylıklara uygulanan artış oranları kadar artırılarak, sigortalının aylık başlangıç
tarihindeki aylığı hesaplanır.
Yaşlılık aylığının
başlangıcı, kesilmesi veya sosyal güvenlik destek primi ödenmesi
MADDE 30- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının;
a) (a) ve (b) bentlerinde belirtilen sigortalılardan
yaşlılık aylığına hak kazananlara, yazılı istek tarihinden sonraki,
b) (c) bendinde belirtilen sigortalılardan yetkili makamdan
emekliye sevk onayı aldıktan ve görevleriyle ilişiği kesildikten sonra Kuruma
başvuranlara, ilişiğinin kesildiği tarihi takip eden,
c) (c) bendinde belirtilen sigortalılardan her ne şekilde
olursa olsun sigortalı olmayı gerektiren görevinden ayrılmış olanlara ise istek
tarihini takip eden,
ay başından itibaren aylık bağlanır.
Aylığın ödenmesine başlanacağı tarihte hastalık
sigortasından geçici iş göremezlik ödeneği almakta olan sigortalının yaşlılık
aylığı, geçici iş göremezlik ödeneği verilme süresinin sona erdiği tarihi takip
eden ay başından başlar. Ancak, bağlanacak yaşlılık aylığı geçici iş göremezlik
ödeneğinin aylık tutarından fazla ise, aradaki fark birinci fıkraya göre tespit
edilecek tarihten başlanarak verilir.
Yaşlılık aylığı almakta iken sigortalı olarak yeniden
çalışmaya başlayanların veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaya
veya ikamete dayalı sosyal yardım almaya başlayanların yaşlılık aylıkları,
çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı sosyal yardım almaya başladıkları
tarihi takip eden ödeme dönemi başında kesilir. Yaşlılık aylıkları
kesilenlerden, bu Kanuna tabi olarak yeniden çalışmaya başlayanlardan
çalıştıkları süre zarfında 80 inci maddeye göre belirlenen prime esas
kazançları üzerinden 81 inci madde gereğince kısa ve uzun vadeli sigorta
kollarına ait prim alınır. Çalışmaya başlaması nedeniyle yaşlılık aylıkları
kesilenlerden, işten ayrılarak veya işyerini kapatarak yeniden yaşlılık aylığı
bağlanması için yazılı istekte bulunan sigortalıya, yazılı istek tarihini takip
eden ay başından itibaren yeniden yaşlılık aylığı hesaplanarak bağlanır. Bu
durumda olanların yeniden hesaplanan yaşlılık aylığı, 55 inci maddenin ikinci
fıkrasına göre yeni talep tarihine kadar yükseltilen eski aylıklarının altında
olamaz.
Yaşlılık aylığı almakta iken bu Kanuna tabi sigortalı olarak
yeniden çalışmaya başlayanlardan veya 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b)
bendine tabi faaliyete devam edeceğini beyan edenlerden aylıklarının
kesilmemesi için yazılı istekte bulunanların yaşlılık aylıklarının ödenmesine
devam edilir. Bunlardan 80 inci maddeye göre tespit edilen prime esas kazançlar
üzerinden 81 inci maddenin (e) bendi gereğince sosyal güvenlik destek primi
alınır. Sosyal güvenlik destek primi ödenmiş veya bildirilmiş süreler bu Kanuna
göre malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim ödeme gün sayısına ilave
edilmez, 31 inci ve 36 ncı madde hükümlerine göre toptan ödeme yapılmaz.
Üçüncü fıkraya göre yaşlılık aylığı kesilenler, bu Kanuna
tabi olarak yeniden çalıştıkları süre içinde dördüncü fıkra hükümlerinin
uygulanmasını; dördüncü fıkraya göre yaşlılık aylığı kesilmeden çalışanlar ise
çalıştıkları süre içinde haklarında üçüncü fıkra hükümlerinin uygulanmasını
isteyebilirler.
Yaşlılık toptan ödemesi
ve ihya
MADDE 31- Sigortalı olarak çalıştığı işten ayrılan veya
işyerini kapatan ve yaşlılık aylığı bağlanması için gerekli yaş şartını
doldurduğu halde malûllük ve yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanamayan
sigortalıya, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bendi
kapsamında ise kendi adına bildirilen, (b) bendi kapsamında ise ödediği
malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin her yıla ait tutarı, primin
ait olduğu yıldan itibaren yazılı istek tarihine kadar geçen yıllar için, her
yılın gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek toptan ödeme şeklinde
verilir.
Bu Kanun veya bu Kanundan önce yürürlükte bulunan sosyal
güvenlik kanunlarına göre toptan ödeme yapılarak hizmetleri tasfiye edilmiş
bulunanlardan, yeniden bu Kanuna tabi olarak yahut bu Kanunla yürürlükten
kaldırılmış kanunlara göre malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi
bildirilmiş olanlar, yazılı olarak müracaat etmeleri halinde, aldıkları toptan
ödemenin ödeme tarihi ile yazılı istek tarihi arasında geçen yıllar için her
yılın gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek bulunan tutarını talep
tarihini takip eden ayın sonuna kadar ödemeleri halinde, bu hizmetler ihya
edilerek bu Kanunun uygulanmasında dikkate alınır.
Ölüm sigortasından
sağlanan haklar ve yararlanma şartları
MADDE 32.- Ölüm sigortasından sağlanan haklar şunlardır:
a) Ölüm aylığı bağlanması.
b) Ölüm toptan ödemesi yapılması.
c) Aylık almakta olan eş ve çocuklara evlenme ödeneği
verilmesi.
d) Cenaze ödeneği verilmesi.
Ölüm aylığı;
a) En az beş yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak
900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş,
b) Malûllük veya yaşlılık aylığı almakta iken veya malûllük
veya yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanmış olup henüz işlemi tamamlanmamış,
c) Bağlanmış bulunan malûllük veya yaşlılık aylığı,
sigortalı olarak çalışmaya başlamaları sebebiyle kesilmiş,
durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı
istekte bulunmaları halinde bağlanır. Ancak, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının
(b) bendine göre sigortalı sayılanların hak sahiplerine aylık bağlanabilmesi
için ölen sigortalının genel sağlık sigortası primi dahil kendi
sigortalılığından dolayı prim ve her türlü borcunun olmaması şarttır.
Ölüm sigortasından
bağlanacak aylığın hesaplanması
MADDE 33- Sigortalının ölümü halinde hak sahiplerine
bağlanan aylığın hesaplanmasında;
a) Sigortalının almakta olduğu veya bağlanmasına hak
kazandığı malûllük veya yaşlılık aylığı,
b) Malûllük veya yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra
sigortalı olarak çalışmaya başlaması sebebiyle aylığı kesilen sigortalının ölüm
tarihi esas alınarak 27 nci veya 29 uncu maddelere göre tespit edilecek aylığı,
c) 32 nci maddenin ikinci fıkrasının (a) bendi kapsamında
malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olan sigortalının prim
ödeme gün sayısı, 9000 günden az ise 9000 gün üzerinden, 9000 gün ve daha fazla
ise toplam prim ödeme gün sayısı üzerinden, 29 uncu madde hükümlerine göre
hesaplanan aylığı,
esas alınır.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri
ile 5 inci madde kapsamındaki sigortalılar için ayrı ayrı olmak üzere;
sigortalıların ölümleri halinde ölüm sigortasından dosya bazında her yıl
bağlanan aylıkların aylık başlangıç tarihinin ait olduğu yılın Ocak ayı
itibarıyla yıl içine ait artışlar uygulanmaksızın hesaplanacak tutarları,
yaşlılık sigortasından bir önceki yılın son ödeme ayında söz konusu
sigortalılar için ayrı ayrı ödenen en düşük yaşlılık aylığından az olamaz. Sigortalı
başka birinin sürekli bakımına muhtaç durumda malûl sayılarak aylık
bağlanmasına hak kazanmış ise, birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinin
uygulanmasında bu durum dikkate alınmaz.
Ölüm aylığının hak
sahiplerine paylaştırılması
MADDE 34- Ölen sigortalının 33 üncü madde hükümlerine göre
hesaplanacak aylığının;
a) Dul eşine % 50'si; aylık bağlanmış çocuğu bulunmayan dul
eşine ise bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında
çalışmaması veya kendi çalışmaları nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış
olması halinde % 75'i,
b) Bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı
kapsamında çalışmayan veya kendi çalışmaları nedeniyle gelir veya aylık
bağlanmamış çocuklardan;
1) 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim görmesi halinde 20
yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurmayanların veya,
2) Kurum Sağlık Kurulu kararı ile çalışma gücünü en az % 60
oranında yitirip malûl olduğu anlaşılanların veya,
3) Yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla
beraber sonradan boşanan veya dul kalan kızlarının,
her birine % 25'i,
c) (b) bendinde belirtilen çocuklardan sigortalının ölümü
ile anasız ve babasız kalan veya sonradan bu duruma düşenlerle, ana ve babaları
arasında evlilik bağı bulunmayan veya sigortalının ölümü tarihinde evlilik bağı
bulunmakla beraber ana veya babaları sonradan evlenenler ile kendisinden başka
aylık alan hak sahibi bulunmayanların her birine % 50'si,
d) Hak sahibi eş ve çocuklardan artan hisse bulunması
halinde, ana ve babaya çalışmaması ve gelir veya aylık bağlanmamış olması
halinde % 25'i oranında; çalışmayan ana ve babanın 65 yaşın üstünde olması,
gelir veya aylık bağlanmamış olması halinde ise artan hisseye bakılmaksızın %
25'i,
oranında aylık bağlanır.
Sigortalı tarafından evlât edinilmiş, tanınmış veya soy bağı
düzeltilmiş veya babalığı hükme bağlanmış çocukları ile sigortalının ölümünden
sonra doğan çocukları, bağlanacak aylıktan yukarıda belirtilen esaslara göre
yararlanır.
Hak sahiplerine bağlanacak aylıkların toplamı sigortalıya
ait aylığın tutarını geçemez. Bu sınırın aşılmaması için gerekirse hak
sahiplerinin aylıklarından orantılı olarak indirimler yapılır.
Hak sahiplerinin
aylıklarının başlangıcı, kesilmesi ve yeniden bağlanması
MADDE 35- Ölüm sigortasından sigortalının hak sahiplerine
bağlanacak aylıklar;
a) Sigortalının ölüm tarihini,
b) Hak sahibi olma niteliğinin ölüm tarihinden sonra
kazanılması halinde, bu niteliğin kazanıldığı tarihi,
takip eden ay başından itibaren başlatılır. Hak sahiplerine
bağlanan aylıklar 34 üncü maddede belirtilen şartların ortadan kalktığı tarihi
takip eden ödeme dönemi başından itibaren kesilir.
Ancak bu Kanunun 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (d) ve
(e) bendlerinde belirtilenlerden öğrenci olanların sigortalı sayılmaları,
bağlanan aylıkların kesilmesini gerektirmez.
Aylığın kesilmesine yol açan sebebin ortadan kalkması
halinde, 34 üncü maddede belirtilen şartlar saklı kalmak kaydıyla, müracaat
tarihini takip eden ay başından itibaren yeniden aylık bağlanır. Ancak
evliliğin ölüm nedeniyle sona ermesi durumunda, önceki aylığın yeniden
bağlanması, sonraki eşten dolayı aylık hakkının doğmaması şartına bağlıdır.
Bu madde gereğince aylığı kesilen çocuklardan, sonradan
Kurum Sağlık Kurulu kararı ile çalışma gücünü en az % 60 oranında kaybederek
malul olduğu anlaşılanlara, 34 üncü maddede belirtilen şartları taşımaları
halinde, malûllük durumlarının tespitine esas teşkil eden rapor tarihini takip
eden ay başından itibaren, 94 üncü madde hükmü saklı kalmak kaydıyla aylık
bağlanır.
Yeniden bağlanan aylık, aylığın kesildiği tarihten tekrar
bağlandığı tarihe kadar geçen süre için 55 inci maddenin ikinci fıkrasına göre
artırılmak suretiyle belirlenir.
Ölüme bağlı toptan ödeme
ve ihya
MADDE 36- Ölen sigortalının hak sahiplerine ölüm aylığı
bağlanamaması durumunda, ölüm tarihi esas alınmak kaydıyla 31 inci maddenin
birinci fıkrasına göre hesaplanan tutar, 34 üncü madde hükümleri dikkate
alınarak hak sahiplerine toptan ödeme şeklinde verilir.
Hak sahiplerine yapılacak toptan ödemenin toplamı,
sigortalıya yapılacak toptan ödeme tutarını geçemez. Bu sınırın aşılmaması için
gerekirse hak sahiplerinin hisselerinden orantılı olarak indirim yapılır.
Toptan ödeme yapıldıktan sonra artan tutar olursa
sigortalının ölümünden sonra doğan veya soy bağı düzeltilen veya babalığı hükme
bağlanan çocuklarına da bu madde hükümlerine göre toptan ödeme yapılır.
Bu Kanun veya bu Kanundan önce yürürülükte bulunan sosyal
güvenlik kanunlarına göre toptan ödeme yapılarak tasfiye edilmiş süreler,
borçlanılarak veya yurt dışı hizmetleri birleştirilerek ya da sonradan hizmet
tespiti nedeniyle hak kazanılan sürelerin eklenmesi suretiyle ölüm
sigortasından yararlanmak için gerekli prim ödeme gün sayısının tamamlanması
halinde, hak sahiplerinin yazılı isteği üzerine 31 inci maddenin ikinci fıkrasına
göre ihya edilebilir. Yukarıdaki süreler, ihya edilen süreye ilişkin tutar
dahil her türlü borçların ödendiği tarihi takip eden aybaşı itibarıyla bu
Kanuna göre aylık bağlanmasında dikkate alınır.
Evlenme ve cenaze ödeneği
MADDE 37- Evlenmeleri nedeniyle 34 üncü maddeye göre
bağlanan gelir veya aylıkları kesilmesi gereken eş veya çocukların, evlenmeleri
ve talepte bulunmaları halinde almakta oldukları aylık veya gelirlerinin bir
yıllık tutarı bir defaya mahsus olmak üzere evlenme ödeneği olarak peşin
ödenir. Evlenme ödeneği alan hak sahibinin aylığının kesildiği tarihten
itibaren bir yıl içerisinde boşanması halinde, bir yıllık sürenin sonuna kadar
gelir veya aylık bağlanmaz.
Evlenme ödeneği verilmesi halinde, diğer hak sahiplerinin
aylık veya gelirleri evlenme ödeneği verilen sürenin bitimini takip eden ödeme
döneminden itibaren 34 üncü maddeye göre yeniden belirlenir.
İş kazası veya meslek hastalığı sonucu veya sürekli iş
göremezlik geliri, malûllük veya yaşlılık aylığı almakta iken veya kendisi için
en az 360 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi bildirilmiş olup da
ölen sigortalının hak sahiplerine, asgarî ücretin üç katı tutarında cenaze
ödeneği ödenir. Cenaze ödeneği, sırasıyla sigortalının eşine, yoksa
çocuklarına, o da yoksa ana babasına, o da yoksa kardeşlerine verilir.
Cenaze ödeneğinin yukarıdaki fıkraya göre ödenememesi ve
sigortalının cenazesinin gerçek veya tüzel kişiler tarafından kaldırılması
durumunda, üçüncü fıkrada belirtilen tutarı geçmemek üzere belgelere dayanan
masraflar, masrafı yapan gerçek veya tüzel kişilere ödenir.
Uzun vadeli sigorta
kolları bakımından sigortalılık süresi
MADDE 38- Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının
uygulanmasında dikkate alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı;
sigortalının, mülga 2/6/1949 tarihli ve 5417 sayılı İhtiyarlık Sigortası
Kanununa, mülga 4/2/1957 tarihli ve 6900 sayılı Malûliyet, İhtiyarlık ve Ölüm
Sigortaları Hakkında Kanuna, 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar
Kanununa, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer
Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununa, 17/10/1983 tarihli ve
2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununa, bu Kanunla mülga
17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar
Sosyal Sigortalar Kanununa ve 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun
geçici 20 nci maddesi kapsamındaki sandıklara veya bu Kanuna tabi olarak ilk
defa çalışmaya başladığı tarih olarak kabul edilir. Uluslararası sosyal
güvenlik sözleşmeleri hükümleri saklıdır.
Bu Kanunun uygulanmasında 18 yaşından önce malûllük,
yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını
doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Bu tarihten önceki süreler için
ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün
sayılarının hesabına dahil edilir.
Aylık ve gelir bağlama işlemlerinde dikkate alınan
sigortalılık süreleri, sigortalılığın başlangıç tarihi ile sigortalının aylık
veya gelir bağlanması için yazılı istekte bulunduğu, aylık veya gelir
bağlanması için istekte bulunmayan sigortalılar için ise ölüm tarihi arasında
geçen süredir. 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki
sigortalılar bakımından sigortalılık süresi; sigortalılığın başlangıç tarihi
ile 48 inci maddeye göre Kurumun aylık bağlanma hakkı kazandığına dair yazısı
üzerine yetkili makamdan emekliye sevk onayının alındığı ve ilişiğinin
kesildiği ayın son günüdür. Özel kanun hükümleri hariç olmak üzere yetkili
makamın emekliye sevk onayı, talep tarihinden itibaren bir ayı geçemez.
Uzun vadeli sigorta
kolları bakımından üçüncü kişinin sorumluluğu
MADDE 39- Üçüncü bir kişinin kastı nedeniyle malul kalan
sigortalıya veya ölümü halinde hak sahiplerine, bu Kanun uyarınca bağlanacak
aylığın başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı için Kurumca
zarara sebep olan üçüncü kişilere rücû edilir.
Malûllük veya ölüm hali, kamu görevlilerinin veya er ve
erbaşlar ile kamu idareleri tarafından görevlendirilen diğer kişilerin
vazifelerinin gereği olarak yaptıkları fiiller sonucu meydana gelmiş ise, bu
fiillerden dolayı haklarında kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunanlar hariç
olmak üzere, sigortalı veya hak sahiplerine yapılan ödemeler veya bağlanan
aylıklar için Kurumca, kurumuna veya ilgililere rücu edilmez.
Fiilî hizmet süresi zammı
MADDE 40- Aşağıda belirtilen işyerlerinde ve/veya işlerde
çalışan sigortalıların, hizmet sürelerine, bu işyerlerinde ve/veya işlerde
geçen çalışma sürelerinin her 360 günü için karşılarında gösterilen prim gün
sayıları, fiilî hizmet süresi zammı olarak eklenir. 360 günden eksik sürelere
ait fiilî hizmet süresi zammı, 360 gün için eklenen fiilî hizmet süresi ile
orantılı olarak belirlenir.
Aşağıdaki bentlerden birden fazlasına dahil olanlar için, en
yüksek olan bentten fiili hizmet süresi zammı uygulanır.
|
|
|
Eklenecek |
|
|
|
Gün |
|
Kapsamdaki
Sigortalılar |
Kapsamdaki
İşyerleri ve/veya İşler |
Sayısı |
|
|
1)
Çelik, demir, pirinç ve tunç döküm |
|
|
|
işlerinde. |
|
|
|
2)
Zehirli, boğucu, yakıcı, öldürücü ve |
|
|
|
patlayıcı
gaz, asit, boya işleri ile gaz |
|
|
|
maskesiyle
çalışmayı gerektiren başka |
|
|
|
işlerde. |
|
|
1)
Fabrika, atölye, havuz ve de- |
3)
Patlayıcı maddeler yapılması işlerinde. |
90 gün |
|
polarda,
trafo binalarında çalışan- |
|
|
|
lar. |
|
|
|
|
4)
Lokomotif ve gemi kazanlarının onarıl- |
|
|
|
ması ve
temizlenmesi işlerinde. |
|
|
|
5)
Gemilerin sintine, Dabilbotom gibi ka- |
|
|
|
palı
sarnıçlar içindeki raspa ve boya işle- |
|
|
|
rinde. |
|
|
|
6)
Oksijen veya elektrik kaynağı, keski, |
|
|
|
tabanca
ve perçin, takım sertleştirilmesi |
|
|
|
ve kum
püskürtme suretiyle raspa işlerinde |
|
|
2) Basım
ve gazetecilik işyerlerin- |
1)
Solunum ve cilt yoluyla vücuda geçen gaz |
|
|
de 4857
sayılı İş Kanununa göre |
veya
diğer zehirleyici maddelerle çalışılan |
|
|
çalışanlar |
işyerleri. |
90 gün |
|
|
2) Fazla
gürültülü ve ihtizaz yapıcı makine |
|
|
|
ve
aletlerle çalışarak iş yapılan işyerleri. |
|
|
|
3) Tabii
ışığın hiç olmadığı veya münhasıran |
|
|
|
suni
ışık altında çalışılan işyerleri. |
|
|
|
4)
Günlük mesainin yarıdan fazlası saat 20.00’ |
|
|
|
den
sonra çalışılarak yapılan işyerleri. |
|
|
|
5)
Doğrudan doğruya yüksek hararete maruz |
|
|
|
bulunarak
çalışılan işyerleri. |
|
|
|
6) Fazla
ve devamlı fizikî gayret sarf edilerek |
|
|
|
iş
yapılan işyerleri. |
|
|
3) Gemi
adamları, gemi ateşçileri, |
Denizde |
|
|
gemi
kömürcüleri, dalgıçlar. |
|
90 gün |
|
4) Yer
altı işlerinde sürekli veya |
Maden
işyerleri |
180 gün |
|
münavebeli
çalışanlar. |
|
|
|
5)
Mesleği icabı; röntgen, radyum |
Röntgen,
radyum ve benzeri iyonizan |
|
|
ve
benzeri iyonizan radyasyonla- |
radyasyon
laboratuarları işlerinde |
90 gün |
|
rında
fiilen çalışan hekim, diş he- |
|
|
|
kimi,
teknisyen, sağlık memuru, |
|
|
|
radyasyon
fizikçisi ve teknisyeni |
|
|
|
ve
iyonizan radyasyonla fiilen ça- |
|
|
|
lışan
bilumum personel ve yar- |
|
|
|
dımcıları. |
|
|
|
6)
Havayollarının uçucu personeli, |
Fiilen
uçakta ve lokomotifte |
90 gün |
|
lokomotif
makinistleri. |
|
|
|
7)
Subay, yedek subay, astsubay, |
Türk
Silâhlı Kuvvetlerinde |
90 gün |
|
uzman
jandarma ve uzman erbaş- |
|
|
|
lar. |
|
|
|
8)
Asaleti onaylanmış olmak şar- |
Emniyet
ve polis mesleğinde, Millî |
|
|
tıyla
adaylıkta geçirilen süreler |
İstihbarat
Teşkilâtında |
90 gün |
|
dahil
polis komiser yardımcısı, |
|
|
|
komiser,
baş komiser, emniyet |
|
|
|
amiri,
emniyet müdürleri ile bu |
|
|
|
ve daha
yukarı maaş ve derece- |
|
|
|
lerdeki
emniyet mensupları, Mil- |
|
|
|
lî
İstihbarat Teşkilâtı mensupları. |
|
|
|
9)
13.6.1952 tarihli ve 5953 sayılı |
5953 sayılı
Kanun kapsamındaki |
90 gün |
|
Kanuna
tabi olarak çalışan sigorta- |
işyerlerinde |
|
|
lılar
ile Basın Kartı Yönetmeliğine |
|
|
|
göre
basın kartı sahibi olmak sure- |
|
|
|
tiyle
gazetecilik yaparken kamu |
|
|
|
kurumlarına
giren ve bu kurumlar- |
|
|
|
da
meslekleriyle ilgili görevde is- |
|
|
|
tihdam
edilenler. |
|
|
|
10)
İnfaz koruma memurları, baş |
Ceza ve
tutukevlerinde fiilen hükümlü |
|
|
memurları
ve diğer personel. |
ve
tutuklularla irtibat içinde olan görevliler |
90 gün |
|
11) PTT
dağıtıcıları |
Posta
dağıtımı işyerlerinde yaya olarak |
|
|
|
yapılan
işlerde. |
90 gün |
|
12)
Türkiye Radyo Televizyon Ku- |
Türkiye
Radyo ve Televizyon Kurumu |
|
|
rumunda
haber hizmetini yapan ve |
haber
hizmetlerinde |
90 gün |
|
haber
hizmetlerinde fiilen çalışan; |
|
|
|
Daire
Başkanı, Başkan Yardımcısı, |
|
|
|
Müdür,
Müdür Yardımcısı, Şef, Mu- |
|
|
|
habir,
Stajyer Muhabir, Redaktör |
|
|
|
Spiker,
Spiker, Redaktör, Mütercim, |
|
|
|
Kameraman,
Kamera Asistanı, Şef |
|
|
|
Kameraman,
Şef Montajcı, Fotoğ- |
|
|
|
rafçı,
Işıkçı, Sesçi, Teknisyen, Te- |
|
|
|
leks
Operatörü. |
|
|
|
13)
Tarım Bakanlığı Ziraî Mücade- |
Ziraî
mücadele ve ziraî karantina teknik |
|
|
le ve
Karantina Teşkilâtı ile Veteri- |
ve idarî
işleri ile salgın, bulaşıcı, paraziter |
|
|
ner
Teşkilâtında vazife gören me- |
hayvan
hastalıkları ile mücadele işlerinde |
60 gün |
|
mur ve
hizmetliler. |
|
|
|
14)
Devlet Tiyatrosu sanatkârları, |
Devlet
Tiyatroları ile Cumhurbaşkanlığı |
|
|
Cumhurbaşkanlığı
Senfoni Orkest- |
Senfoni
Orkestrasında |
|
|
rasının
şef ve üyeleri. |
|
90 gün |
Yukarıdaki hükümlere göre hesaplanan fiilî hizmet süresi
zammı sekiz yılı geçmemek üzere uzun vadeli sigorta kolları uygulamasında prim
ödeme gün sayısına eklenir ve emeklilik yaş hadlerinden üç yılı geçmemek üzere
yarısı indirilir. Yukarıda yer verilen tablonun 4 numaralı sırasında yer alan
ve 180 gün fiilî hizmet zammı süresi verilen sigortalılar için sekiz yıllık süre
sınırı uygulanmaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumun
önerisi üzerine Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelik ile düzenlenir.
Sigortalıların
borçlanabileceği süreler
MADDE 41.- Bu Kanuna göre sigortalı sayılanların;
a) Kanunları gereği verilen ücretsiz doğum ya da analık izni
süreleri,
b) Er veya erbaş olarak silah altında veya yedek subay
okulunda geçen süreleri,
c) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında
olanların, personel mevzuatına göre aylıksız izin süreleri,
d) Sigortalı olmaksızın doktora öğrenimi veya tıpta uzmanlık
için yurt içinde veya yurt dışında geçirdikleri normal doktora veya uzmanlık
öğrenim süreleri,
e) Sigortalı olmaksızın avukatlık stajını yapanların normal
staj süreleri,
f) Sigortalı iken herhangi bir suçtan tutuklanan veya
gözaltına alınanlardan bu suçtan dolayı beraat edenlerin tutuklulukta veya
gözaltında geçen süreleri,
g) Grev ve lokavtta geçen süreleri ve Kurumca kabul edilecek
sektörel veya genel ekonomik kriz dönemlerinde işvereni tarafından ücretsiz
izinli sayılanların, her yıl için 3 ayı geçmemek üzere bu süreleri,
h) Hekimlerin fahrî asistanlıkta geçen süreleri,
ı) Seçim kanunları gereğince görevlerinden istifa edenlerin,
istifa ettikleri tarih ile seçimin yapıldığı tarihi takip eden aybaşına kadar
açıkta geçirdikleri süreleri,
kendilerinin veya hak sahiplerinin yazılı talepte
bulunmaları ve talep tarihinde 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük
kazanç alt ve üst sınırları arasında olmak üzere, kendilerince belirlenecek
günlük kazancın % 32'si üzerinden hesaplanacak primlerini borcun tebliği
tarihinden itibaren bir ay içinde ödemeleri şartı ile borçlandırılarak,
borçlandırılan süreleri sigortalılıklarına sayılır.
Bir ay içinde ödenmeyen borçlanmalar için ise yeni başvuru
şartı aranır. Primi ödenmeyen borçlanma süreleri hizmetten sayılmaz. Borçlanma
sürelerinin ne şekilde belgeleneceğini belirlemeye Kurum yetkilidir.
Bu Kanuna göre tespit edilen sigortalılığın başlangıç
tarihinden önceki süreler için borçlandırılma halinde, sigortalılığın başlangıç
tarihi, borçlandırılan gün sayısı kadar geriye götürülür. Sigortalılık
borçlanması ile aylık bağlanmasına hak kazanılması durumunda, ilgililere borcun
ödendiği tarihi takip eden aybaşından itibaren aylık bağlanır.
Borçlanılan süreler, uzun vadeli sigorta ve genel sağlık
sigortası bakımından;
a) Birinci fıkranın (a), (b), (d), (e), (f), (g) ve (h)
bendi gereği borçlananlar, borçlandığı tarihteki 4 üncü maddenin birinci
fıkrasının ilgili bendine göre,
b) Birinci fıkranın (c) ve (ı) bendi gereği borçlananlar, 4
üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendine göre,
sigortalılık süresi olarak değerlendirilir.
Bu Kanunun yürürlük tarihinden sonraki sürelere ait
borçlanmalarda; borçlanılan prime esas gün sayısı borçlanılan ilgili aylara mal
edilir. Seçilen prime esas kazanç, borcun ödendiği tarihteki prime esas asgarî
kazanca oranlanarak, söz konusu oran ilgili ayın prime esas asgari kazancı ile
çarpılır. Bulunan tutar, ilgili ayın prime esas kazancı kabul edilir. Ancak
hesaplanan prime esas kazanç hiçbir suretle o ayın prime esas azamî kazancını
geçemez.
Bildirim ve itiraz
MADDE 42- Kurum, sigortalıya veya hak sahiplerine bağlanacak
gelir, aylık veya toptan ödemeleri, gerekli belgelerin ve incelemelerin
tamamlandığı tarihten itibaren en geç üç ay içinde hesap ve tesbit ederek
sonuçlarını yazı ile bildirir. İlgililer, yazıyı aldıkları günden başlamak
üzere iki ay içinde Kuruma veya Kurumca verilen karar üzerine, yetkili
mahkemeye başvurarak Kurum kararına itirazda bulunabilir. Mahkemeye itiraz,
kararın uygulanmasını geciktirmez.
BEŞİNCİ
BÖLÜM
Kamu
Görevlilerine İlişkin Hükümler
Cumhurbaşkanlığı, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Başbakanlık görevinde bulunanların aylıkları
MADDE 43- Cumhurbaşkanı iken bu görevinden herhangi bir
nedenle ayrılanlara, istekleri üzerine, müracaat tarihini takip eden aybaşından
itibaren, istek tarihinde Cumhurbaşkanına ödenmekte olan aylık ödeneğin % 40'ı
oranında yaşlılık aylığı bağlanır.
Ancak, herhangi bir nedenle görevden ayrılan Cumhurbaşkanı,
28 inci maddeye göre yaşlılık aylığına hak kazanıyorsa, 29 uncu maddeye göre
yaşlılık aylığı ayrıca hesaplanır ve aylıklardan yüksek olanı yaşlılık aylığı
olarak bağlanır. 28 inci maddeye göre aylığa hak kazanamaması halinde birinci
fıkraya göre bağlanan aylığın tümü, 28 inci maddeye göre aylığa hak kazanması
halinde ve 29 uncu maddeye göre hesaplanan aylık, birinci fıkraya göre bağlanan
aylıktan düşükse aradaki fark, Hazineden tahsil edilir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı veya Başbakan iken bu
görevinden herhangi bir nedenle ayrılanlara, istekleri üzerine, müracaat
tarihini takip eden aybaşından itibaren, istek tarihindeki Cumhurbaşkanına
ödenmekte olan aylık ödeneğin % 40'ı esas alınarak Cumhurbaşkanına bağlanacak
yaşlılık aylığının % 75'i oranında yaşlılık aylığı bağlanır.
Ancak herhangi bir nedenle görevden ayrılan Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanı veya Başbakan, 28 inci maddeye göre yaşlılık aylığına
hak kazanıyorsa, 29 uncu maddeye göre yaşlılık aylığı ayrıca hesaplanır ve
aylıklardan yüksek olanı yaşlılık aylığı olarak bağlanır. 28 inci maddeye göre
aylığa hak kazanılamıyorsa üçüncü fıkraya göre bağlanan aylığın tümü, 28 inci
maddeye göre aylığa hak kazanılıyor ve 29 uncu maddeye göre hesaplanan aylık,
üçüncü fıkraya göre bağlanan aylıktan düşükse aradaki fark, Hazineden tahsil
edilir.
Cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı veya
Başbakan iken veya bu görevlerden ayrıldıktan sonra ölenlerin hak sahiplerine,
bu maddeye göre hesap edilen aylık 34 üncü madde hükümlerine göre ölüm aylığı
olarak bağlanır.
Bu madde kapsamında bağlanan gelir ve aylıklar, 55 inci
maddenin ikinci fıkrası hükümlerine göre artırılır.
Bazı kamu görevlilerine
yaşlılık aylığı bağlanacak haller
MADDE 44- Bu Kanun hükümlerinin uygulanmasında bu Kanunun 4
üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılan bazı
kamu görevlilerine yaşlılık aylığı bağlanmasına ilişkin aşağıdaki hükümler
uygulanır:
a) 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun
40 ıncı maddesi gereğince yaş haddinden emekliye ayrılanlara 5400 gün prim
ödeme gün sayısı olması halinde,
b) Özel kanunları gereğince kadrosuzluk nedeniyle emekliye
sevk edilenlere yaş şartı aranmaksızın, prim ödeme gün sayısı 9000 gün olması
halinde,
yaşlılık aylığı bağlanır.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında
olanlardan subay, astsubay, askerî memurlarla uzman jandarma ve uzman erbaşlar
ahlâk noktasından hükümle veya yetersizlik ya da disiplin sebeplerinden dolayı
sicilleri üzerine veyahut askerî mahkemelerce verilecek kararlar üzerine
kurumlarınca re'sen, bunlar dışında kalanlar ise ahlâk ve yetersizlik
sebeplerinden dolayı yönetmeliğine göre sicilleri üzerine kurumlarınca re'sen
emekliye sevk edilenlere ise, 28 inci maddenin ikinci ve üçüncü fıkrasında belirtilen
yaş ve prim ödeme gün sayısını tamamlamaları halinde yaşlılık aylığı bağlanır.
Birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri gereğince bağlanan
yaşlılık aylıkları, 28 inci maddenin ikinci ve üçüncü fıkrasında aranan yaş ve
prim ödeme gün sayısı tamamlanıncaya kadar bunları çalıştıran kamu
idarelerinden tahsil edilir.
Kanunları gereğince
görevden uzaklaştırılanlar, tutuklananlar veya görevine son verilenlerin
sigortalılıkları ve primleri
MADDE 45- Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının
(c) bendi kapsamında olan sigortalılardan görevden uzaklaştırılan, görevi ile
ilgili olsun veya olmasın herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına
alınanlardan, kanunları gereğince eksik aylığa müstahak bulunanların prime esas
kazançlarının yarısı; kanunlarına göre bu müddetler için sonradan görevlerine
iade edilerek tam aylığa hak kazananların ise prime esas kazançlarının tamamı
üzerinden prim alınır.
Görevine son verilenlerden yargı kararı ile görevlerine iade
edilenlerin primleri, göreve son verildiği tarihten görevine başladığı tarihe
kadar kendi kadrosunun veya emsali kadronun prime esas kazancına göre
hesaplanır. Bu durumdakilerin primlerine ait sigortalı ve işveren hisselerinin
gecikme cezası ve gecikme zamları kurumlarınca ödenir ve bu süreler sigortalılık
süresinden sayılır.
Birinci ve ikinci fıkraya göre sigortalılık durumu
değişenler için ek bildirge düzenlenerek Kuruma verilir ve bu durumda 102 nci
madde hükümleri uygulanmaz.
Bu Kanunun 4 üncü maddesinin (c) bendi kapsamında sigortalı
sayılanlardan, ilgili kanunları gereğince kullandıkları aylıksız izin
sürelerinin bitiminden sonra göreve başlayanlar ile göreve başlaması için
tanınan sürelerde bu Kanunun 67 nci maddesinde aranan 30 günlük prim ödeme
şartı aranmaz.
Bazı kamu görevlilerinin
prime esas kazançları ve prime esas kazanç üst sınırı
MADDE 46- Harp okulları ile fakülte ve yüksek okullarda
silahlı kuvvetler hesabına okuyanların ve astsubay meslek yüksek okulu
öğrencilerinin öğrenci harçlıkları ile ilgisine göre en az aylık alan teğmen
veya astsubay çavuşun prime esas kazançları arasındaki farkın primi; polis
akademisi ile fakülte ve yüksek okullarda Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına
okuyan veya kendi hesabına okumakta iken Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına
okumaya devam eden öğrencilerin öğrenci harçlıkları ile komiser yardımcısı veya
polis memuru prime esas kazançları arasındaki farkın primi, öğrenciler adına
kurumlarınca ödenir.
Fakülte veya yüksek okullarda kendi hesabına okuduktan sonra
subay naspedilen veya yedek subaylık hizmetini takiben subaylığa geçirilenler
ile fakülte ve yüksekokullarda kendi hesabına okuduktan sonra, komiser
yardımcısı veya polis memuru olarak atananların yüksek öğrenim süresinin fiilî
hizmetten sayılması nedeni ile doğacak borçlanma bedeli, ilgisine göre talep
tarihindeki en az aylık alan teğmenin veya komiser yardımcısının prime esas
kazancı üzerinden, sigortalı prim hissesi kendilerince, işveren prim hissesi de
kurumlarınca verilmek suretiyle borcun tebliğ tarihinden itibaren iki yıl
içinde eşit taksitler halinde ödenir.
Talim ve manevra için rütbe ile silâh altına alınan 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olan sigortalılardan
rütbelerinin prime esas kazançları, vazifelerinin prime esas kazancından fazla
olanların prime esas kazanç farklarına ait primleri vazife gördükleri
kurumlarınca ve seferberlik ve harp için silâh altına alınanlardan
vazifelerinin prime esas kazançları, rütbelerinin prime esas kazancından fazla
olanların prime esas kazançları arasındaki farkın primleri de, rütbelerinin
prime esas kazancını ödeyen kamu idaresince kesilerek Kuruma ödenir.
Kamu görevlilerinin kısa ve uzun vadeli sigorta kollarının
uygulaması bakımından prime esas kazançlarının tespitinde 82 nci maddede
belirtilen üst sınır aranmaz. Ancak yurt dışında geçici ya da sürekli göreve
gönderilen kişilerin prime esas kazançları, Türkiye'deki emsali kadrodaki
sigortalının prime esas kazancını geçemez.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında
bulunanlara geçici iş göremezlik ödeneği verildiği sürece, bunların uzun vadeli
sigorta kolları primleri ile genel sağlık sigortası primleri işverenlerince
ödenmeye devam edilir.
Vazife malûllüğü, harp
malûllüğü ile harp malûllerine verilecek malûllük zammı ve vazife malûllerine
verilecek sürekli iş göremezlik geliri karşılığı
MADDE 47- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi
kapsamındaki kamu görevlileri için 13 üncü maddede yazılı iş kazası;
vazifelerini yaptıkları sırada vazifelerinden veya vazifeleri dışında
kurumların verdiği her hangi bir kuruma ait başka işleri yaparken bu işlerden
veya kurumların menfaatini korumak maksadıyla bir iş yaparken ya da
görevleriyle ilgili olarak işe gelişi ve işden dönüşü sırasında doğmuş olursa,
buna vazife malûllüğü ve bunlara uğrayanlara da vazife malûlü denir. Bunların
sürekli iş göremezlik gelirleri, 19 uncu madde hükümlerine göre hesaplanır.
Subay (yedek subay dahil), astsubay, uzman jandarma, uzman
erbaş ile Türk Silâhlı Kuvvetlerince görevlendirilen ve bu Kanun kapsamında
bulunan sigortalılardan;
a) Harpte fiilen ateş altında,
b) Harpte, harp bölgelerindeki harp harekât ve hizmetleri
sırasında, bu harekât ve hizmetlerin sebep ve etkileriyle,
c) Harpte veya harbe hazırlık devresinde her çeşit düşman
silâhlarının etkisiyle,
d) Askeri harekâtı gerektiren iç tedip ve sınır hareketleri
sırasında, bu hareketlerin sebep ve etkisiyle,
e) Barışta veya olağanüstü hallerde, emir veya görev ile
uçuş yapan uçucularla hangi meslek ve sınıftan olursa olsun emirle görevli
olarak uçakta bulunanlardan uçuşun havadaki ve yerdeki sebepleriyle ve yine
emir ve görev ile dalış yapan dalgıçlarla, hangi meslek ve sınıftan olursa
olsun emirle görevli olarak denizaltı gemisinde veya dalgıç kıtasında
bulunanlardan denizaltıcılığın veya dalgıçlığın çeşitli sebep ve tesirleriyle,
f) Anayasanın 92 nci maddesi veya Türkiye'nin taraf olduğu
uluslararası sözleşmeler uyarınca yabancı ülkelere Türk Silahlı Kuvvetleri
gönderilmesini gerektiren durumlarda, birliklerin bulundukları yerlerden
hareketlerinden itibaren yurt içinde, yurt dışında, yabancı ülkelerde veya
yurda dönüş sırasında,
bu Kanunun 19 uncu maddesinde belirtildiği şekilde sürekli
iş göremezlik gelirine esas olacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybeden
veya bu Kanunun 25 inci maddesine göre malûl sayılmayı gerektirecek derecede
malûl olanlara, harp malûlü denir.
Bunlardan uzman erbaşlara bulundukları kademenin üç
ilerisindeki kademenin, uzman jandarmalara bulundukları rütbenin bir üst
rütbesinin aynı kademesinin; astsubaylarla yarbay rütbesine kadar, (yarbay
hariç) bir üst rütbenin aynı kademesinin, yarbaylara albay, albaylara kıdemli
albay, kıdemli albay ile general ve amirallere bir üst rütbenin, bu Kanunun 4
üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında bulunan sigortalılara
ise bir üst derecesine veya kademesine karşılık gelen prime esas kazancı
üzerinden sürekli iş göremezlik geliri bağlanır.
Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b)
bendi kapsamında bulunan sigortalılardan, Türk Silahlı Kuvvetlerince
görevlendirilenlere, öğrenim durumlarına göre 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı
Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesinde tespit edilen giriş derece ve
kademesinin bir üst derecesindeki aynı kademesine karşılık gelen prime esas
kazanç üzerinden; bunlardan öğrenim görmemiş olanlara aynı iş göremezlik derecesinden
sürekli iş göremezlik geliri alan ve Devlet Memurları Kanununa ekli gösterge
tablosundaki ilkokulu bitiren sigortalıya bağlanması icap eden derece ve
kademesinin bir üst derecesindeki aynı kademesine karşılık gelen prime esas
kazanç üzerinden sürekli iş göremezlik geliri bağlanır. Bulundukları derecenin
bir üst derecesi olmayanlar için o derecenin üç ilerisindeki kademe göstergesi,
üç ilerisindeki kademe göstergesi olmayanlar için de o derecenin son kademe
göstergesi esas alınır.
Sigortalılardan harp malûlü olanlara bağlanacak sürekli iş
göremezlik geliri, harp malulü erlere bağlanacak sürekli iş göremezlik
gelirinden az olamaz.
Harp malûllerinin, malullük derecesine göre aşağıdaki yazılı göstergelerin, memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak miktar "Harp malûllüğü zammı" olarak sürekli işgöremezlik gelirlerine ayrıca eklenir.
İş
Göremezlik Derecesi |
Göstergeler |
% 81 ve
üzeri |
1100 |
% 67 ila
80 |
1000 |
% 51 ila
66 |
900 |
% 41 ila
50 |
800 |
% 31 ila
40 |
700 |
% 21 ila
30 |
600 |
% 10 ila
20 |
450 |
Harp malûlü sayılanlardan bir harekâtın başarıyla
sonuçlanmasını şahsen sağladığı ve örnek tutulacak cesaret ve fedakarlık
gösterdiği sıralarda bu malûllüğe uğradıkları usûlüne göre sıralı üstlerince
saptanan Türk Silâhlı Kuvvetleri mensupları ile Türk Silâhlı Kuvvetlerince
görevlendirilen sivil görevlilere, Genelkurmay Başkanlığının uygun görmesi ve
Millî Savunma Bakanının onayı ile harp malûllüğü zamları % 25 fazlasıyla
bağlanır.
5434 sayılı Kanunun harp malullüğü hükümlerine ilişkin diğer
kanunlarda yapılan atıflar bu maddeye yapılmış sayılır.
Bu madde gereğince sürekli iş göremezlik geliri almakta iken
veya bağlanması gerekirken ölenlerin hak sahiplerine harp malûllüğü zammı da
dahil olmak üzere prim ödeme gün sayısına bakılmaksızın ölüm aylığı bağlanır.
Harp malûlü olanlara verilecek her türlü malûllük zammı
tutarının Kurumca belirlenecek peşin sermaye değeri toplamı en geç bir ay
içinde Millî Savunma Bakanlığı veya İçişleri Bakanlığı tarafından Kurumun
göstereceği hesaplara yatırılır. Süresinde yatırılmayan tutarlar için 89 uncu
madde hükümleri uygulanır.
Bu madde gereğince kendilerine sürekli
iş göremezlik geliri bağlananların, sigortalı olarak çalışmaya başlamaları
halinde bu gelirleri kesilmez.
Harp malûllerinin hak sahiplerine bağlanacak ölüm gelirinin
tutarı, harp malûllüğü zammı da ayrıca dikkate alınarak hesap edilir.
Harp malûlleri, vazife malûlleri ve malûl olanların
istekleri halinde, bu Kanun hükümleri uygulanmaksızın malûllüklerinin engel
olmadığı başka vazife veya sınıflara nakil suretiyle tayinleri yapılmak üzere,
istifa etmiş sayılırlar. Bunların, istifa etmiş sayılmalarından sonra dahi, bu
Kanun hükümlerinin uygulanmasını isteme hakları saklıdır. Ancak, kurumlarında
başka vazife veya sınıflara naklî mümkün olanlardan, özel kanunlarına göre
yükümlülük süresine tabi olanlar, bu yükümlülüklerini tamamlamadıkça veya
malûliyetlerinin yeni vazifelerine de mani olduğuna dair bu Kanun hükümlerine
göre yeniden rapor almadıkça bu haklarını kullanamazlar.
Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi
kapsamında sigortalı sayılan Türk Silâhlı Kuvvetleri personelinin harp
malûllüğü, iş kazası, meslek hastalığı ve malûllük sonucu çalışma gücü kaybı ve
iş göremezlik derecelerinin tespiti, Türk Silâhlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği
Yönetmeliği hükümleri esas alınarak Kurum tarafından belirlenir.
Kamu görevlilerinin
emekliye sevk onayları
MADDE 48- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi
kapsamında olanların yaşlılık veya malûllük aylığı almak üzere görevleriyle
ilişiklerinin kesilmesi;
a) Re'sen emekliye sevk hallerinde, sigortalının çalıştığı
göreve atamasındaki usûle göre atamaya yetkili makamın,
b) İstek üzerine veya yaş haddi veya malûllük hallerinde
atamaya yetkili makamın,
c) Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, belediye başkanları,
belediye meclisi ve il genel meclisi üyelerinin yaşlılık aylığı taleplerinde,
malûliyet ve yaş haddi hallerinde adlarına prim kesilmiş en son kurumun en
yüksek amirinin, bunlardan bu görevlerinden önce herhangi bir kamu kurumuna
tabi olarak çalışmayanların son defa görev yaptıkları yer başkanının,
d) Kurumların yönetim kurulu üyelerinin istek, malûliyet ve
yaş haddi hallerinde, atanmalarında atamayı yapan kurumun en yüksek amirinin,
e) Danıştay Başkanının istek, malûliyet ve yaş haddi
hallerinde Başbakanlık, Sayıştay Başkanının aynı halleri için Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığı,
onayı ile tekemmül eder.
Özel kanun hükümleri hariç olmak üzere yetkili makamın
emekliye sevk onayı, talep tarihinden itibaren bir ayı geçemez. Bakanlar Kurulu
kararı veya müşterek kararname ile atananların görevleriyle ilişiklerinin
kesilmesi ilgili bakanın onayı ile tekemmül eder.
Özelleştirilmeleri sonucu sermayesindeki kamu payı % 50'nin
altına düşen kuruluşlar ile satış veya devri yapılmış olan kuruluşlarda çalışmakta
iken emekliye ayrılanlar için emekliye sevk onayı aranmaz. Birinci fıkranın (b)
bendine göre emekliye ayrılmak isteyenler için her durumda, istek tarihinden
itibaren bir aylık süre sonunda ilişikleri kesilmiş sayılır.
İtibarî hizmet süreleri
ve itibarî hizmet süresi primi
MADDE 49- İtibarî hizmet süresi, bu Kanuna göre bağlanacak
aylıklar ve yapılacak toptan ödemelerin hesabında fiilen çalışılmak suretiyle
geçen hizmet sürelerine eklenen süredir. Sigortalıların aşağıda yazılı
görevlerde geçen zamlar hariç, fiilî hizmet sürelerinin her yılı için;
a) Subay (yedek subay dahil), astsubay, uzman jandarma ve
uzman erbaşlardan;
1) Harbi doğuran genel ve kısmî seferberliğe katılanların,
harbin ilanından seferberliğin bitim tarihine,
2) Seferberliği gerektiren iç tedip hareketlerine fiilen
katılan birliklerde görevli olanların, çarpışmaların başlangıcından
seferberliğin sona erdiği tarihe,
3) Harp veya seferberlik ilân edilmeden, Anayasanın 92 nci
maddesi veya Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler uyarınca,
yabancı ülkelere gönderilen Türk Silâhlı Kuvvetlerinde görev yapanların,
yabancı ülkeye gönderildiği tarihten Türkiye'ye dönüş tarihine,
kadar geçen tutsaklık süreleri dahil fiilî hizmet
sürelerinin,
b) 4 üncü madde gereği sigortalı sayılanlardan birinci
fıkranın (a) bendinin (1), (2) ve (3) numaralı alt bentlerinde yazılı
hareketlere sivil görevli, er veya erbaş olarak katılanların, bu durumlarda
geçen fiilî hizmet sürelerinin, bu tarihlerden sonra devam eden tutsaklık
sürelerinin,
c) Harp halinde düşmana tutsak düşen veya düşman tarafından
enterne edilen sigortalılardan kanunları gereğince, aylıkları ödenmek
suretiyle, sözleşmeli personel hariç olmak üzere kurumları ile ilgileri
kesilmeyenlerin, bu durumlarda geçen fiilî hizmet sürelerinin,
bir katı, itibarî hizmet süresi olarak eklenir. Bu
nedenlerle eklenecek itibarî hizmet sürelerinin toplamı, beş yıldan fazla
olamaz.
Türk Silâhlı Kuvvetleri, Milli İstihbarat Teşkilâtı
Müsteşarlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Orman Genel Müdürlüğünde pilot olan ve
olmayan uçucu, denizaltıcı, dalgıç, kurbağa adam ve paraşütçülerin bu
görevlerinde geçirdikleri fiilî hizmet sürelerinin her yılı için altı ay
itibarî hizmet süresi eklenir. Bunlardan bu maddenin birinci fıkrasının (a)
bendinin (1) ve (2) numaralı alt bentlerinde gösterilenler için itibarî hizmet
süresi zamları ayrıca eklenir. Bu fıkradaki nedenlere bağlı olarak eklenecek
itibarî hizmet sürelerinin hesabında, beş yıllık sınır uygulanmaz.
İtibarî hizmet süreleri, aylık bağlama oranının hesabında
prim ödeme gün sayısına eklenir. Bu süreler malullük, yaşlılık ve ölüm aylığı
bağlanması için gerekli prim gün sayısı, yaş ve emekli ikramiyesi hesabında
nazara alınmaz.
Her yıl sonunda, sigortalının fiilî hizmet süresine bu
maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri ile ikinci fıkrası
hükümleri uyarınca eklenen itibarî hizmet süresinin her otuz günü için, yılın
son ayında sigortalı adına ödenen sigortalı ve işveren prim toplamı kadar
ayrıca itibarî hizmet süresi primi işverenden tahsil edilir. Süresinde
yatırılmayan tutarlar için 89 uncu madde hükümleri uygulanır.
ALTINCI
BÖLÜM
İsteğe
Bağlı Sigorta Hükümleri
İsteğe bağlı sigorta ve
şartları
MADDE 50- İsteğe bağlı sigorta; kişilerin isteğe bağlı
olarak prim ödemek suretiyle uzun vadeli sigorta kollarına ve genel sağlık
sigortasına tabi olmalarını sağlayan sigortadır.
İsteğe bağlı sigortalı olabilmek için Türkiye'de yasal
olarak ikamet edenlerden;
a) Bu Kanuna tabi zorunlu sigortalı olmayı gerektirecek
şekilde çalışmamak veya sigortalı olarak çalışmakla birlikte, ay içerisinde 30
günden az çalışmak veya son bir yıl içinde 360 günden az çalışmak ya da tam gün
çalışmamak,
b) Kendi sigortalılığı nedeniyle aylık bağlanmamış olmak,
c) 18 yaşını doldurmuş bulunmak,
d) İsteğe bağlı sigorta talep dilekçesiyle Kuruma başvuruda
bulunmak,
şarttır.
İsteğe bağlı sigorta
başlangıcı ve sona ermesi
MADDE 51- İsteğe bağlı sigortalılık, müracaatın Kurum
kayıtlarına intikal ettiği tarihi takip eden günden itibaren başlar.
İsteğe bağlı sigortalı olarak prim ödenen tarihlerde, 4 üncü
maddeye göre sigortalı olmayı gerektirecek çalışması bulunduğu tespit
edilenlerin, zorunlu sigortalılıkla çakışan isteğe bağlı prim ödenen süreleri
iptal edilerek, bu süreye ilişkin ödedikleri primler ilgililere iade edilir.
İsteğe bağlı sigortalılık;
a) İsteğe bağlı sigortalılığını sona erdirme talebinde
bulunanların, primi ödenmiş son günü takip eden günden,
b) Aylık talebinde bulunanların, aylığa hak kazanmış olmak
şartıyla talep tarihinden,
c) Ölen sigortalının ölüm tarihinden,
itibaren sona erer.
İsteğe bağlı sigorta primi ödenmiş süreler, malûllük,
yaşlılık ve ölüm sigortaları ile genel sağlık sigortası hükümlerinin
uygulamasında dikkate alınır ve bu süreler 4 üncü maddenin birinci fıkrasının
(b) bendi kapsamında sigortalılık süresi olarak kabul edilir.
İsteğe bağlı sigorta
primleri ve ödenmesi
MADDE 52- İsteğe bağlı sigorta primi, 82 nci maddeye göre
belirlenen prime esas kazancın alt sınırı ile üst sınırı arasında, sigortalı
tarafından belirlenen günlük kazanç ve prim ödeme gün sayısı üzerinden
bulunacak kazancın % 32'sidir. Bunun % 20'si malûllük, yaşlılık ve ölüm
sigortaları primi, % 12'si genel sağlık sigortası primidir.
İsteğe bağlı sigortalı olanlar, bakmakla yükümlü olunan kişi
olsa dahi, 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında genel
sağlık sigortalısı sayılır ve genel sağlık sigortası primini de ödemekle
yükümlüdürler.
Ait olduğu aydan itibaren en geç 12 ay içinde 89 uncu
maddenin ikinci fıkrasına göre hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammıyla
birlikte ödenmeyen süreler, sigortalılık süresinden sayılmaz. Bu 12 aylık
süreden sonra ödenen primler 89 uncu maddenin üçüncü fıkrası hükümlerine göre
iade edilir.
İsteğe bağlı sigortalıların zorunlu sigortalılık nedeniyle
prim borcunun bulunması halinde, isteğe bağlı sigortaya tabi ödenen primler
öncelikle zorunlu sigortalılık nedeniyle Kuruma olan borçlarına mahsup edilir.
YEDİNCİ
BÖLÜM
Kısa
ve Uzun Vadeli Sigorta Kollarına
İlişkin
Ortak Hükümler
Sigortalılık hallerinin
birleşmesi
MADDE 53- Sigortalının, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının
(a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık nedenlerinden birden
fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde;
öncelikle (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce
başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılır.
Sigortalının, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve
(c) bentlerinde yer alan sigortalılık halleri ile 5 inci maddenin (a) ve (e)
bentlerine tabi sigortalılık hallerinin çakışması halinde, 4 üncü madde
kapsamında sigortalı sayılır ve birinci fıkra hükmü uygulanır.
Sigortalının, bu madde hükmüne göre sigortalı sayılması
gereken sigortalılık halinden başka bir sigortalılık hali için prim ödemiş
olması durumunda, ödenen primler birinci fıkraya göre esas alınan sigortalılık
hali için ödenmiş ve esas alınan sigortalılık halinde geçmiş kabul edilir.
Aylık ve gelirlerin
birleşmesi
MADDE 54- Bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin
birleşmesi durumunda;
a) Uzun vadeli sigorta kollarından;
1) Hem malûllük hem de yaşlılık aylığına hak kazanan
sigortalıya, bu aylıklardan yüksek olanı, aylıklar eşitse yalnız yaşlılık
aylığı,
2) Malûllük veya yaşlılık aylığı ile birlikte, ölen eşinden
dolayı da aylığa hak kazanan sigortalıya her iki aylığı,
3) Ana ve babasından ayrı ayrı aylığa hak kazanan çocuklara,
yüksek olan aylığın tamamı, az olan aylığın yarısı,
4) Birden fazla çocuğundan aylığa hak kazanan ana ve babaya
en fazla ödemeye imkan veren ilk iki dosyadan yüksek olan aylığın tamamı, düşük
olan aylığın yarısı;
5) Kız çocuklarının hem eşinden, hem de ana ve babasından
ölüm aylığına hak kazanması halinde, tercih ettiği aylığı,
bağlanır.
b) Kısa vadeli sigorta kollarından;
1) Sürekli iş göremezlik geliriyle birlikte ölen eşinden
dolayı da gelire hak kazanan eşe her iki geliri,
2) Ana ve babadan ayrı ayrı gelire hak kazananlara, yüksek
olan gelirin tamamı, az olanın yarısı,
3) Birden fazla çocuğundan gelire hak kazanan ana ve babaya,
en fazla ödemeye imkan veren ilk iki dosyadan yüksek olan aylığın tamamı, düşük
olan aylığın yarısı,
4) Kız çocuklarının hem eşinden, hem de ana ve babasından
ölüm gelirine hak kazanması halinde tercih ettiği geliri,
bağlanır.
c) Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile iş kazası ve
meslek hastalığı sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse,
sigortalıya veya hak sahibine bu aylık veya gelirlerden yüksek olanın tamamı az
olanın yarısı, eşitliği halinde ise iş kazası ve meslek hastalığından bağlanan
gelirin tümü, malûllük ve yaşlılık aylığının yarısı bağlanır.
Birinci fıkradaki sıralamaya göre yapılacak değerlendirmeler
sonucunda, bir kişide ikiden fazla gelir veya aylık birleştiği takdirde, bu
gelir ve aylıklardan en fazla ödemeye imkan veren iki dosya üzerinden gelir
veya aylık bağlanır, diğer dosya veya dosyalardaki gelir ve aylık hakları durum
değişikliği veya diğer bir dosyadan gelir veya aylığa hak kazanıldığı tarihe
kadar düşer.
Gelir ve aylıkların
düzeltilmesi, yükseltilmesi, ödenmesi ve yoklama işlemleri
MADDE 55- Bu Kanuna göre gelir veya aylık bağlanan sigortalı
ile hak sahibi kişilerin durumlarının, kendilerine veya başka hak sahiplerine
bağlanmış bulunan gelir veya aylık tutarının düzeltilmesini gerektirir bir
şekilde değişmesi halinde gelir veya aylık tutarları, değişikliğin meydana
geldiği tarihten sonraki ödeme dönemi başından başlanarak yeni duruma göre
düzeltilir.
Bu Kanuna göre bağlanan gelir ve aylıklar, her yılın Ocak ve
Temmuz ödeme tarihlerinden geçerli olmak üzere, bir önceki altı aylık döneme
göre Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan en son temel yıllı tüketici
fiyatları genel indeksindeki değişim oranı kadar artırılarak belirlenir.
Sigortalıya veya hak sahiplerine bağlanan gelir veya
aylıklar, her ay peşin olarak ödenir. Gelir ve aylıkların ödeme dönemleri,
ödeme tarihleri, ödeme şekli ve ödeme merkezleri Kurumca belirlenir.
Gelir ve aylık alma şartlarının devam edip etmediğine
yönelik yoklama işlemlerine ilişkin usûl ve esaslar ile bu maddenin
uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esasla, Kurum tarafından çıkarılacak
yönetmelik ile düzenlenir.
Gelir ve aylık
bağlanmayacak haller
MADDE 56- Ölen sigortalının hak sahiplerinden;
a) Kesinleşmiş yargı kararı üzerine, kendisinden aylık
bağlanacak sigortalıyı veya gelir ya da aylık bağlanmış olan sigortalıyı,
kasten öldüren veya öldürmeye teşebbüs edenlere veya bu Kanun gereğince sürekli
iş göremez hale veya malûl duruma getirenlere,
b) Kesinleşmiş yargı kararı üzerine, kendisinden aylık
bağlanacak sigortalıya veya gelir ya da aylık bağlanmamış olan sigortalıya veya
hak sahibine karşı ağır bir suç işlemesi veya bunlara karşı aile hukukundan
doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemesi nedeniyle ölüme bağlı
bir tasarrufla mirasçılıktan çıkarılanlara,
c) Sonraki eşinden dolayı bu Kanuna göre gelir veya aylığa
hak kazanan dul eşe, önceki eşinden,
gelir veya aylık ödenmez. Ödenmiş bulunan gelir ve aylıklar
96 ncı madde hükümlerine göre geri alınır.
Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte
yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları
kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar 96 ncı madde hükümlerine göre geri
alınır.
Yaş
MADDE 57.- İş kazasıyla meslek hastalığı halinde, hak
sahiplerine bağlanacak gelirlerin hesabında, iş kazasının olduğu veya meslek
hastalığının hekim veya sağlık kurulu raporu ile ilk defa tespit edildiği
tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihleri esas alınır.
Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına ilişkin yaş ile
ilgili hükümlerin uygulanmasında, sigortalıların ve hak sahibi çocuklarının,
mülga 2/6/1949 tarihli ve 5417 sayılı Kanun ve mülga 4/2/1957 tarihli ve 6900
sayılı Kanun ile 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı, 2/9/1971 tarihli ve 1479
sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli
ve 2926 sayılı ve 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı kanunlara, 17/7/1964 tarihli
ve 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesine tabi sandıklara veya bu Kanuna
göre ilk defa malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olduğu tarihte,
nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihleri, sigortalının bu Kanuna göre
ilk defa çalışmaya başladığı tarihten sonra doğan çocuklarının ise nüfus
kütüğüne ilk olarak yazılan doğum tarihleri esas alınır.
İş kazası, meslek hastalığı, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından
gelir ve aylık tahsisleri ile sermaye değerinin hesabında, iş kazasının olduğu
veya meslek hastalığının hekim raporuyla ilk defa tespit edildiği veya
sigortalıların bu Kanuna ve bu Kanunla yürürlükten kaldırılmış kanunlara tabi
olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten sonraki yaş düzeltmeleri dikkate
alınmaz.
Nüfus kayıtlarında doğum ay ve günleri yazılı olmayanlar 1
Temmuz’da, doğum ayı yazılı olup da günü yazılı olmayanlar o ayın birinde
doğmuş sayılır.
Türk Silâhlı Kuvvetleri mensuplarının 5434 sayılı T.C.
Emekli Sandığı Kanununun 40 ıncı maddesinde belirlenen yaş hadleri sebebiyle
emeklilik işlemleri, doğum tarihlerinde ay ve gün yazılı olmayanlar ile doğum
günleri 1 Eylülden önce olanlar için 1 Eylül, doğum günleri 1 Eylül ve daha sonra
olanlar için müteakip yılın 1 Eylül tarihinde yapılır.
Sosyal Sigorta Yüksek
Sağlık Kurulu
MADDE 58- Bu Kanunda yazılı olan görevleri yerine getirmek
üzere branşları Kurum tarafından belirlenecek uzman hekimlerden oluşan Sosyal
Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu kurulur. Kurul; Millî Savunma Bakanlığı, Sağlık
Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Yüksek Öğretim Kurulu, en
fazla üyeye sahip işveren, işçi ve kamu çalışanlarını temsil eden
konfederasyonlar, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Türkiye Esnaf ve
Sanatkarları Konfederasyonu, Türk Tabipleri Birliği ile Kurum tarafından
görevlendirilecek birer uzman hekimden oluşur. Aynı usûlle birden fazla Kurul
oluşturmaya Bakanlık yetkilidir.
Kurula, kendi aralarından seçecekleri üye başkanlık eder. Başkan,
yokluğunda yerine bakacak üyeyi belirler. Kurul, haftada en az bir kez ve en az
yedi üye ile toplanır, kararlar salt çoğunlukla alınır. Kurulda
görevlendirilecek olan hekimlerin hizmet süreleri üç yıl olup, üç yıl sonunda
yeniden görevlendirilebilirler. Bir takvim yılı içerisinde mazeretsiz olarak
birbirini izleyen beş veya toplam on toplantıya katılmayan üyelerin üyelikleri
kendiliğinden sona erer. Bu şekilde üyeliği sona eren üyenin yerine bir başka
kişi, aynı usûlle görevlendirilir.
Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulana iştirak edenlerden;
katıldıkları her toplantı günü için uhdesinde kamu grevi bulunanlara (2000),
uhdesinde kamu görevi bulunmayanlara ise (3000) gösterge rakamının memur aylık
katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda ve ayda dört toplantıyı
geçmemek üzere huzur hakkı ödenir. Kurulun çalışmaları ile ilgili her türlü
giderler Kurumca ödenir. Kurul gerek gördüğü hallerde dışarıdan uzman kişilerin
görüşüne başvurabilir.
Kurul, sigortalılar hakkında iş kazası ve meslek hastalığı
sonucu sürekli iş göremezlik derecesi tespiti ile çalışma gücünün maluliyeti
gerektirecek derecede kaybına ilişkin Kurumca verilen kararlardan itiraza konu
olanları inceleyerek karara bağlar. Kurul, sigortalı veya hak sahiplerinin
talebi üzerine görevlendirdiği uzman bir hekimi dinlemek zorundadır.
Kurul, bu Kanunda yazılı görevlerle sınırlı olmak kaydıyla,
mahkemelerden intikal eden ve bilirkişi sıfatıyla rapor düzenlenmesi talep
edilen dava dosyaları hakkında, gerekli incelemeleri yaparak görüş bildirir.
Mahkemeler, bahse konu dosyalar için belirlediği bilirkişi ücretini kurul
üyelerine iletilmek üzere Kuruma gönderir.
Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun hizmetlerini ifa
etmesi için gerekli sekretarya işlemleri Kurumca yerine getirilir. Sosyal Sigorta
Yüksek Sağlık Kurulunun görev, yetki, çalışma usûl ve esasları ile bu maddenin
uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar Kurum tarafından çıkarılacak
yönetmelikle düzenlenir.
Kurumun denetleme ve
kontrol yetkisi
MADDE 59- Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin işlemlerin
denetimi, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları eliyle
yürütülür. Askerî işyerlerine ait sigorta işlemlerinin denetim ve kontrolü,
askerî iş müfettişleri tarafından da yapılabilir.
Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının
görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya
ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar
tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir. İşverenler
ve sigortalılar ile işyeri sahipleri, tasfiye ve iflâs idaresinin memurları,
işle ilgili gerçek ve tüzel kişiler, Kurumun denetim ve kontrol ile
görevlendirilmiş memurlarına bilgi verilmek üzere çağrıldıkları zaman gelmek,
gerekli olan defter, belge ve delilleri getirip göstermek ve vermek,
görevlerini yapmak için her türlü kolaylığı sağlamak ve bu yoldaki isteklerini
geciktirmeksizin yerine getirmekle yükümlüdürler. Kurumun denetim ve kontrol
ile görevlendirilmiş memurları görevlerini yaparken, tüm kamu görevlileri
gerekli kolaylığı gösterir ve yardımcı olurlar.
Bu Kanunun uygulanması bakımından, Kurumun denetim ve
kontrol ile görevlendirilmiş memurları, 4857 sayılı İş Kanununda belirtilen
denetim, teftiş ve kontrol yetkisini de haizdir.
İhaleli işler ile özel bina inşaatı işyerleri işverenlerine,
Kuruma prim borçlarının bulunmadığını gösteren ilişiksizlik belgesinin
verilmesinde, 1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest
Muhasebeci Malî Müşavirlik ve Yeminli Malî Müşavirlik Kanununa göre yetki
verilmiş serbest muhasebeci mali müşavirler ile yeminli malî müşavirler
tarafından işyeri kayıtlarının incelenmesi sonucunda Kuruma bildirildiği tespit
edilen işçilik tutarlarının uygunluğu, Kurumun denetim yetkisi saklı kalmak
kaydıyla, esas alınabilir.
Usûl ve esasları Kurumca belirlenmiş hesaplama yöntemine
uygun olarak serbest muhasebeci malî müşavirler ile yeminli malî müşavirce
düzenlenen rapor ile Kuruma yeterli işçilik bildirilmediği anlaşılan işyeri ve
işverenlerinin, tespit edilen fark işçilik tutarı üzerinden hesaplanacak prim
ve gecikme cezası ve gecikme zammı tutarını 102 nci maddenin birinci fıkrasının
(d) bendi ile (e) bendinin (4) numaralı alt bendi uyarınca verilecek idarî para
cezaları ile birlikte ödemeleri kaydıyla ilişiksizlik belgesi verilebilir.
Kurumca belirlenen usûl ve esaslara aykırı hareket ederek
Kurum zararına sebebiyet verdiği anlaşılan serbest muhasebeci malî müşavirler
ile yeminli malî müşavirler tarafından düzenlenen raporlar dikkate alınmaz ve
bunların daha sonra düzenleyecekleri raporlar Kurumca işleme konulmaz. Gerçeğe
aykırı rapor düzenleyen serbest muhasebeci malî müşavirler ile yeminli malî
müşavirler, Kurumun bu nedenle uğradığı zarardan işverenle birlikte müştereken
ve müteselsilen sorumlu olup, bunlar hakkında, genel hükümlere göre Kurumun
takip hakkı saklıdır. Meslek mensupları, işverenlerin devamlı işyerlerinin
sigortalıları ile yaptıkları işler ile Kurumda tescil edilmemiş veya tescil
edilmiş olmakla birlikte işçilik bildiriminde bulunulmamış olan yukarıdaki
işler hakkında inceleme yapamazlar.
Kamu idarelerinin denetim ve kontrolle görevlendirilmiş
memurları, kendi mevzuatı gereğince işyerlerinde yapacakları soruşturma,
denetim ve incelemeler sırasında, çalıştırılanların sigortalı olup olmadığını
da tespit ederek, sigortasız çalıştırılanları Kuruma bildirmek zorundadır. Bu
kurumlar ayrıca kendi mevzuatları gereğince yaptıkları inceleme ve tespitler
sırasında bu Kanuna göre sigortalı sayılanların prime esas kazançlarının veya
sigortalı gün sayılarının eksik bildirilmesi sonucunu doğuran tespitlerini de
en geç bir ay içinde Kuruma bildirirler. Kurum bu bildirimleri esas almak üzere
gerekli yasal işlemi yapar. İlgililerin itiraz hakları saklıdır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
ÜÇÜNCÜ KISIM
Genel Sağlık Sigortası
Hükümleri
BİRİNCİ
BÖLÜM
Kapsamdaki
Kişiler ve Tescili
Genel sağlık sigortalısı
sayılanlar
MADDE 60.- Yerleşim yeri Türkiye'de olan kişilerden;
a) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının;
1) (a) ve (c) bentleri gereğince sigortalı sayılan kişiler,
2) (b) bendi gereğince sigortalı sayılan kişiler,
b) İsteğe bağlı sigortalı olan kişiler,
c) Yukarıdaki (a) ve (b) bentlerine göre sigortalı
sayılmayanlardan;
1) 18/6/1992 tarihli ve 3816 sayılı Ödeme Gücü Olmayan
Vatandaşların Tedavi Giderlerinin Yeşil Kart Verilerek Devlet Tarafından
Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında yeşil kart verilen kişiler,
2) Vatansızlar ve sığınmacılar,
3) 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş
Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun
hükümlerine göre aylık alan kişiler,
4) 24/2/1968 tarihli ve 1005 sayılı İstiklal Madalyası
Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında
Kanun hükümlerine göre şeref aylığı alan kişiler,
5) 28/5/1986 tarihli ve 3292 sayılı Vatani Hizmet Tertibi
Aylıklarının Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine göre aylık alan kişiler,
6) 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık
Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine göre aylık alan kişiler,
7) 24/5/1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve
Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu hükümlerine göre korunma, bakım ve rehabilitasyon
hizmetlerinden ücretsiz faydalanan kişiler,
8) Harp malûllüğü aylığı alanlar ile Terörle Mücadele Kanunu
kapsamında aylık alanlar,
9) 18/3/1924 tarihli ve 442 sayılı Köy Kanununun 74 üncü
maddesinin ikinci fıkrasına göre görevlendirilen kişiler,
d) Oturma izni almış yabancı ülke vatandaşlarından yabancı
bir ülke mevzuatı kapsamında sigortalı olmayan kişiler,
e) 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası
Kanunu gereğince işsizlik ödeneğinden yararlandırılan kişiler,
f) Bu Kanun veya bu Kanundan önce yürürlükte bulunan sosyal
güvenlik kanunlarına göre gelir veya aylık bağlanmış olan kişiler,
g) Yukarıdaki bentlerin dışında kalan ve başka bir ülkede
sağlık sigortasından yararlanma hakkı bulunmayan kişiler,
genel sağlık sigortalısı sayılır.
6 ncı maddenin birinci fıkrasının (a), (b), (c), (f), (g),
(h), (ı), (j) ve (k) bentlerinde sayılanların öncelikle, genel sağlık
sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi olup olmadığına bakılır. Genel
sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi ise tescili yapılmaz. Aksi
takdirde birinci fıkra hükümlerinden durumuna uyan bende göre genel sağlık
sigortalısı sayılır. Birinci fıkranın (f) bendi kapsamında gelir alması
nedeniyle genel sağlık sigortalısı sayılanlar, aynı zamanda diğer bentler
gereği de genel sağlık sigortalısı sayılması halinde (f) bendi dışındaki
bentler kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılır.
6 ncı maddenin birinci fıkrasının (d), (e) ve (l) bentleri
kapsamında olanlar, ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde bulunan
hükümlü ve tutuklular, kamu idarelerinin dış temsilciliklerinde istihdam edilen
ve temsilciliğin bulunduğu ülkede sürekli ikamet izni veya bu devletin
vatandaşlığını da haiz bulunan Türk uyruklu sözleşmeli personelden, bulunduğu
ülkenin sosyal güvenlik kurumunda sigortalı olduğunu belgeleyenler ile kamu
idarelerinin dış temsilciliklerinde istihdam edilen sözleşmeli personelin
uluslararası sosyal güvenlik sözleşmeleri çerçevesinde ve temsilciliğin
bulunduğu ülkenin kamu düzeninin zorunlu kıldığı hallerde, bulunulan ülkede
sosyal sigorta kapsamında sigortalı olanlar, birinci fıkranın (d) bendi
kapsamına girenler Türkiye'de bir yıldan kısa süreyle yerleşik olması halinde
genel sağlık sigortalısı ve genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu
kişi sayılmazlar.
Birinci fıkranın (d) ve (g) bentlerinin uygulanmasında evli
olanlar için, eşlerden hangisinin bu maddeye göre genel sağlık sigortalısı,
hangisinin bakmakla yükümlü olunan kişi olacağının tespiti kendi tercihlerine
bırakılır. Diğer bentler gereği eşlerin her ikisinin de genel sağlık
sigortalılık şartlarının oluşması halinde her ikisi de ayrı ayrı genel sağlık
sigortalısı sayılır.
Genel sağlık
sigortalılığının başlangıcı, bildirimi ve tescili
MADDE 61- Genel sağlık sigortalılığı başlangıcının tespiti
ve tescil işlemleri aşağıdaki hükümlere göre yürütülür. 60 ıncı maddenin
birinci fıkrasının;
a) (a) ve (b) bendinde sayılanlar; sigortalı veya isteğe
bağlı sigortalı olarak tescil edildikleri tarihten itibaren genel sağlık
sigortalısı sayılır ve ayrıca bir bildirime gerek olmaksızın tescil edilmiş
sayılır.
b) (c) bendinde sayılanlar; ilgili mevzuatları gereği yeşil
kart aldıkları, aylığa hak kazandıkları, vatansız ve sığınmacı sayıldıkları,
korunma, bakım ve rehabilitasyon hizmetlerinden ücretsiz yararlanmaya
başladıkları tarihten itibaren genel sağlık sigortalısı sayılır ve ilgili
kurumların kapsama alınan tarihten itibaren bir ay içinde verecekleri genel
sağlık sigortası giriş bildirgesi ile tescil edilirler.
c) (d) bendinde sayılanlar; Türkiye'deki yerleşim süresinin bir yılı geçtiği tarihten
itibaren genel sağlık sigortalısı sayılır ve bu tarihten itibaren bir ay içinde
verecekleri genel sağlık sigortası giriş bildirgesi ile tescil edilirler.
d) (e) bendinde sayılanlar, işsizlik ödeneğinden
yararlanmaya başladıkları tarihten itibaren genel sağlık sigortalısı sayılır ve
Türkiye İş Kurumu tarafından işsizlik ödeneğinin bağlandığı tarihten itibaren
bir ay içinde vereceği genel sağlık sigortası giriş bildirgesi ile tescil
edilirler.
e) (f) bendinde sayılanlar; gelir veya aylıktan yararlanmaya
başladıkları tarihten itibaren genel sağlık sigortalısı sayılır ve ayrıca bir
bildirime gerek olmaksızın tescil edilmiş sayılır.
f) (g) bendinde sayılanlar; diğer bentlere göre genel sağlık
sigortalısı olmadıkları tarihten itibaren genel sağlık sigortalısı sayılır ve
bu tarihten itibaren bir ay içinde verecekleri genel sağlık sigortası giriş
bildirgesi ile tescil edilirler.
60 ıncı madde gereği genel sağlık sigortalısı sayılanların
çocukları, ana ya da babanın tescil edilmiş olmasına bakılmaksızın ve ayrıca
bir işleme gerek olmaksızın 18 yaşına kadar genel sağlık sigortalısının
bakmakla yükümlü olduğu kişi olarak sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan
yararlandırılır. 18 yaşından küçük çocuğun ana ve babası da yok ise 18 yaşına
kadar 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (7) numaralı alt bendi
kapsamında primi Devlet tarafından ödenmek üzere genel sağlık sigortalısı
sayılır.
60 ıncı madde gereği genel sağlık sigortalısı iken durumunda
değişiklik olan kişilerden, aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (1)
numaralı alt bendine veya (g) bendi kapsamına giren kişiler durumlarında
değişiklik olduğu tarihten itibaren en geç bir ay içinde 18.6.1992 tarihli ve
3816 sayılı Kanun gereği yeşil kart veren kuruma başvurmak zorundadır. Bu
kişilere yeşil kart verilmemesi halinde değişiklik olduğu tarihten başlamak
üzere (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılırlar.
Genel sağlık sigortalılığı, yerleşim yerinin Türkiye
olmadığı veya 60 ıncı maddenin üçüncü fıkrası gereği genel sağlık sigortası
kapsamı dışına çıkılan tarihten itibaren sona erer.
Bu maddede belirtilen genel sağlık sigortası giriş
bildirgesini süresi içinde vermeyenler hakkında 102 nci maddenin birinci
fıkrasının (a) bendine göre idarî para cezası uygulanır.
Genel sağlık sigortası giriş bildirgesinin içerik ve şekli
ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurum tarafından
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Sağlık hizmetleri ve
diğer haklar ile bunlardan yararlanma
MADDE 62- Bu Kanun gereğince genel sağlık sigortasından
sağlanacak sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanmak, genel sağlık
sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler için bir hak, Kurum için ise bu
hizmet ve hakların finansmanını sağlamak bir yükümlülüktür.
Sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan genel sağlık
sigortalısı ile bakmakla yükümlü olduğu kişiler yararlandırılır.
Bu Kanun kapsamındaki kişilere sağlanacak sağlık hizmetleri
ve diğer haklar ile kişilerden alınan primlerin tutarı arasında ilişki
kurulamaz.
İKİNCİ
BÖLÜM
Sağlanan
Sağlık Hizmetleri ve Diğer Haklar
Finansmanı sağlanan
sağlık hizmetleri ve süresi
MADDE 63.- Genel sağlık sigortalısının ve bakmakla yükümlü
olduğu kişilerin sağlıklı kalmalarını; hastalanmaları halinde sağlıklarını
kazanmalarını; iş kazası ile meslek hastalığı, hastalık ve analık sonucu tıbben
gerekli görülen sağlık hizmetlerinin karşılanmasını, iş göremezlik hallerinin
ortadan kaldırılmasını veya azaltılmasını temin etmek amacıyla Kurumca
finansmanı sağlanacak sağlık hizmetleri şunlardır:
a) Kişilerin hastalanmalarına bakılmaksızın kişiye yönelik
koruyucu sağlık hizmetleri ile insan sağlığına zararlı madde bağımlılığını
önlemeye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri,
b) Kişilerin hastalanmaları halinde ayakta veya yatarak;
hekim tarafından yapılacak muayene, hekimin göreceği lüzum üzerine teşhis için
gereken klinik muayeneler, laboratuar tetkik ve tahlilleri ile diğer tanı
yöntemleri, konulan teşhise dayalı olarak yapılacak tıbbî müdahale ve
tedaviler, hasta takibi ve rehabilitasyon hizmetleri, organ, doku ve kök hücre
nakline yönelik sağlık hizmetleri, acil sağlık hizmetleri, ilgili kanunları
gereğince sağlık meslek mensubu sayılanların hekimlerin kararı üzerine
yapacakları tıbbî bakım ve tedaviler.
c) Analık sebebiyle ayakta veya yatarak; hekim tarafından
yapılacak muayene, hekimin göreceği lüzum üzerine teşhis için gereken klinik
muayeneler, doğum, laboratuar tetkik ve tahlilleri ile diğer tanı yöntemleri,
konulan teşhise dayalı olarak yapılacak tıbbî müdahale ve tedaviler, hasta
takibi, rahim tahliyesi, tıbbî sterilizasyon ve acil sağlık hizmetleri, ilgili
kanunları gereğince sağlık meslek mensubu sayılanların hekimlerin kararı
üzerine yapacakları tıbbî bakım ve tedaviler.
d) Kişilerin hastalanmaları halinde ayakta veya yatarak;
ağız ve diş muayenesi, diş hekiminin göreceği lüzum üzerine ağız ve diş
hastalıklarının teşhisi için gereken klinik muayeneler, laboratuvar tetkik ve
tahlilleri ile diğer tanı yöntemleri, konulan teşhise dayalı olarak yapılacak
tıbbî müdahale ve tedaviler, diş çekimi, konservatif diş tedavisi ve kanal
tedavisi, hasta takibi, travmaya ve onkolojik tedaviye bağlı protez
uygulamaları, ağız ve diş hastalıkları ile ilgili acil sağlık hizmetleri, 18
yaşını doldurmamış kişilerin ortodontik diş tedavileri ile 18 yaşını
doldurmamış veya 45 yaşından gün almış kişilerin diş protezlerinin 72 nci
maddeye göre belirlenen tutarının % 50'si.
e) Evli olmakla birlikte çocuk sahibi olmayan genel sağlık
sigortalısı kadın ise kendisinin, erkek ise karısının;
1) Yapılan tıbbi tedavileri sonrasında normal tıbbi yöntemlerle
çocuk sahibi olamadığının ve ancak yardımcı üreme yöntemi ile çocuk sahibi
olabileceğinin Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucuları sağlık
kurulları tarafından tıbben mümkün görülmesi,
2) 23 yaşından büyük, 39 yaşından küçük olması,
3) Son üç yıl içinde diğer tedavi yöntemlerinden sonuç
alınamamış olduğunun Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucuları sağlık
kurulları tarafından belgelenmesi,
4) Uygulamanın yapıldığı tıbbî merkezin Kurum ile sözleşme
yapmış olması,
5) En az beş yıldır genel sağlık sigortalısı veya bakmakla
yükümlü olunan kişi olup, 900 gün genel sağlık sigortası prim gün sayısının
olması,
şartlarının birlikte gerçekleşmesi halinde en fazla iki
deneme ile sınırlı olmak üzere yardımcı üreme yöntemi tedavileri ile bir hastalığın
tedavisinin başka tıbbi bir yöntemle mümkün olmaması ve Kurumca yetkilendirilen
sağlık hizmet sunucuları sağlık kurulları tarafından tıbben zorunlu görülmesi
halinde yardımcı üreme yöntemi tedavileri.
f) Yukarıdaki bentler gereğince sağlanacak sağlık
hizmetleriyle ilgili teşhis ve tedavileri için gerekli olabilecek kan ve kan
ürünleri, kemik iliği, aşı, ilaç, ortez, protez, tıbbî araç ve gereç, kişi
kullanımına mahsus tıbbî cihaz, tıbbî sarf, iyileştirici nitelikteki tıbbî sarf
malzemelerinin sağlanması, takılması, garanti süresi sonrası bakımı, onarılması
ve yenilenmesi hizmetleri.
Kurum, finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin teşhis ve
tedavi yöntemleri ile (f) bendinde belirtilen sağlık hizmetlerinin türlerini,
miktarlarını ve kullanım sürelerini Sağlık Bakanlığının görüşünü alarak
belirlemeye yetkilidir. Kurum, bu amaçla bilimsel komisyonlar kurar, ulusal ve
uluslararası tüzel kişilerle işbirliği yapabilir.
60 ıncı maddede sayılan genel sağlık sigortalısı sayılma
şartlarının yitirilmesi halinde, devam etmekte olan tedavi nedeniyle sağlanacak
sağlık hizmetleri kişinin iyileşmesine kadar sürer.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Sağlık
Bakanlığının görüşü üzerine Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle
düzenlenir.
Kurumca sağlanmayacak
sağlık hizmetleri
MADDE 64.- Kurumca sağlanmayacak sağlık hizmetleri
şunlardır:
a) Vücut bütünlüğünü sağlamak amacıyla yapılan ve iş kazası
ile meslek hastalığına, kazaya, hastalıklara veya konjenital nedenlere bağlı
olarak ortaya çıkan durumlarda yapılacak sağlık hizmetleri dışında estetik
amaçlı yapılan her türlü sağlık hizmeti ile estetik amaçlı ortodontik diş
tedavileri.
b) Sağlık Bakanlığınca izin veya ruhsat verilmeyen sağlık
hizmetleri ile Sağlık Bakanlığınca tıbben sağlık hizmeti olduğu kabul edilmeyen
sağlık hizmetleri.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Sağlık
Bakanlığının uygun görüşü alınarak, Kurumca çıkarılacak yönetmelikle
düzenlenir.
Yol gideri, gündelik ve
refakatçi giderleri
MADDE 65.- Hekimin veya diş hekiminin muayene veya tedavi
sonrası tıbben göreceği lüzum üzerine genel sağlık sigortalısı ve bakmakla
yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetinden yararlanmaları için muayene ve
tedavi edildikleri yerleşim yeri dışına yapılan sevkinde, ayakta tedavilerde kendisinin
ve bir kişi ile sınırlı olmak üzere refakatçisinin gidiş ve dönüş yol gideri ve
gündelikleri; yatarak tedavilerde ise gidiş ve dönüş tarihleri için
gündelikleri ile yol gideri Kurumca karşılanır.
Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu
kişilerin yatarak tedavileri sırasında, hekimin veya diş hekiminin tıbben
göreceği lüzum üzerine yanında kalan refakatçinin yatak ve yemek giderleri bir
kişi ile sınırlı olmak üzere Kurumca karşılanır.
Yurt içinde veya yurt dışına yapılan sevkler nedeniyle
ödenecek gündelik, yol, yatak ve yemek giderlerinin tutarı 72 nci maddede
belirtilen Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu tarafından belirlenir.
Sürekli iş göremezlik veya malullük durumlarının tespiti,
kontrolü veya periyodik sağlık muayenesi amacıyla yapılan sağlık hizmeti
giderleri ile yol ve gündelik giderleri de bu madde hükümlerine göre ödenir.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurum
tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Yurt dışında tedavi
MADDE 66- 63 üncü maddede sayılan sağlık hizmetlerinin yurt
içindeki sağlık hizmet sunucularından sağlanması esastır. Ancak;
a) 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin (1)
numaralı alt bendinde sayılan genel sağlık sigortalılarından; işverenleri
tarafından Kurumca belirlenen usûle uygun olarak veya kamu idareleri için özel
mevzuatlarında belirtilen usûle uygun olarak geçici görevle yurt dışına
gönderilenlere, acil hallerde,
b) 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin (1)
numaralı alt bendinde sayılan genel sağlık sigortalılarından; işverenleri
tarafından Kurumca belirlenen usûle uygun olarak veya kamu idareleri için özel
mevzuatlarında belirtilen usûle uygun olarak sürekli görevle yurt dışına
gönderilenler ile bunların yurt dışında birlikte yaşadıkları bakmakla yükümlü
olduğu kişilere,
c) Sağlık Bakanlığının uygun görüşü üzerine yurt içinde
tedavisi mümkün olmadığı tespit edilen kişilerin,
sağlık hizmetleri yurt dışında sağlanır.
Ancak, yukarıdaki fıkranın (a) ve (b) bentleri gereği yurt
dışında sağlanan sağlık hizmetlerinin Kurumca karşılanacak bedelleri, yurt
içinde sözleşmeli sağlık hizmet sunucularına ödenen tutarı geçemez. Bu tutarı
aşan kısım işverenler tarafından ödenir. Uluslararası sosyal güvenlik
sözleşmeleri hükümleri saklıdır.
Bakanlar Kurulu kararı ile birlik halinde ya da kamu
idarelerinin yetkili makamlarınca yurt dışına askeri veya güvenlik amaçlı
görevlendirilenlerin, bu Kanun kapsamına giren sağlık hizmetlerinin sağlanması
ile bu hizmetlere ilişkin giderlerin yurt içindeki sözleşmeli sağlık hizmeti
sunucularına ödenen tutarı aşan kısmı, kurumlarınca karşılanır.
Kurum, birinci fıkranın (a) ve (b) bendi kapsamındaki
kişilerin sağlık hizmetlerini, bu kişilerin geçici veya sürekli görev süresince
genel sağlık sigortası için Kuruma ödenen prim tutarını geçmemek kaydıyla,
ilgili ülkede sağlık sigortası yaptırmak suretiyle de sağlayabilir.
Birinci fıkranın (c) bendi gereğince yurt dışına sevk edilen
kişilerin sağlık hizmeti bedelinin tümü ödenir. Ancak bu tutar varsa Kurumun
yurtdışında sevke konu tedaviye ilişkin sözleşmeli olduğu sağlık hizmet
sunucularına ödenen tutarı geçemez. Bu kişilerin 65 inci madde hükümlerine göre
yapılacak giderleri ayrıca karşılanır.
Yukarıdaki haller dışında, yurt dışında sağlık hizmetlerine
ilişkin giderler Kurumca ödenmez.
Kamu idarelerinde çalışan sigortalılar dışında 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların geçici veya
sürekli görevlendirilmesine ilişkin usûller ve süreler ile bu maddenin
uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar ilgili Bakanlıkların görüşü
alınarak Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM
Sağlık
Hizmetlerinden Yararlanma Şartları ve Katılım Payı
Sağlık hizmetlerinden
yararlanma şartları
MADDE 67.- 18 yaşını doldurmamış olan kişiler, tıbben
başkasının bakımına muhtaç olan kişiler, acil haller, iş kazası ile meslek
hastalığı halleri, bildirimi zorunlu bulaşıcı hastalıklar, 63 üncü maddenin
birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri gereğince sağlanan sağlık hizmetleri, 75
inci maddede sayılan afet ve savaş ile grev ve lokavt hali hariç olmak üzere
sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanabilmek için;
a) 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (f) bendi hariç diğer
bentleri gereği genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin,
sağlık hizmeti sunucusuna başvurduğu tarihten önceki son bir yıl içinde toplam
30 gün genel sağlık sigortası prim ödeme gün sayısının olması,
b) 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin (2)
numaralı alt bendi ile (b), (d) ve (g) bentlerine tabi olan genel sağlık
sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin yukarıdaki bentte sayılan
şartla birlikte, sağlık hizmeti sunucusuna başvurduğu tarihte kısa ve uzun
vadeli sigorta primleri dahil genel sağlık sigortası prim borcunun bulunmaması,
şarttır.
Ayrıca genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu
kişilerin sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanabilmeleri için
sağlık hizmet sunucularına başvurduklarında acil haller hariç olmak üzere (acil
hallerde ise acil halin sona ermesinden sonra); nüfus cüzdanı, sürücü belgesi,
evlenme cüzdanı, pasaport veya Kurum tarafından verilen resimli sağlık kartı
belgelerinden birinin gösterilmesi zorunludur.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurum
tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Katılım payı alınması
MADDE 68.- 63 üncü maddede sayılan sağlık hizmetlerinden
katılım payı alınacak olanlar şunlardır:
a) Ayakta tedavide hekim ve diş hekimi muayenesi.
b) Ortez, protez, iyileştirme araç ve gereçleri.
c) Ayakta tedavide sağlanan ilaçlar.
Katılım payı, birinci fıkranın (a) bendindeki sağlık
hizmetleri için 2 Yeni Türk Lirası olarak uygulanır. Katılım payı, (b) ve (c)
bendindeki sağlık hizmetleri için gereksiz kullanımı azaltma, sağlık
hizmetlerinin niteliği itibarıyla hayati öneme sahip olup olmaması, kişilerin
prime esas kazançlarının, gelir ve aylıklarının tutarı ve benzeri ölçütler
dikkate alınarak % 10 ilâ % 20 oranları arasında olmak üzere Kurumca
belirlenir. Birinci fıkranın (a) bendindeki sağlık hizmetleri için belirlenen
katılım payı tutarı, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca
belirlenen yeniden değerleme oranı kadar her yıl artırılır. Birinci fıkranın
(a) bendi gereği belirlenen katılım payını, birinci basamak sağlık hizmet
sunucularında yapılan muayenelerde almamaya ya da daha düşük tutarlarda
belirlemeye Kurum yetkilidir.
İkinci fıkrada belirtilen katılım payı tutarı ve oranları,
genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sevk zincirine
uymadan, diğer basamaktaki sağlık hizmet sunucularına doğrudan müracaatları
halinde % 50 oranında artırılarak uygulanır.
Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu
kişilerin birinci fıkranın (b) bendi gereği ödeyecekleri katılım payının
tutarı, sağlık hizmetinin alındığı tarihteki asgari ücretin % 75'ini geçemez.
63 üncü maddenin birinci fıkrasının (e) bendi gereğince
sağlanan ve bir hastalığın tedavisinin başka tıbbi bir yöntemle mümkün olmaması
nedeniyle yapılacak yardımcı üreme yöntemi tedavisi dışındaki, yardımcı üreme
yöntemi tedavisinde katılım payı ilk denemede % 30, ikinci denemede % 25
oranında uygulanır. Ancak katılım payında dördüncü fıkra gereği uygulanan üst
limit dikkate alınmaz.
60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (1), (2) ve
(3) numaralı alt bentleri gereği genel sağlık sigortalısı sayılanlar ile
bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilerin ödemiş oldukları katılım payları,
talepleri halinde, 29/5/1986 tarihli ve 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışmayı Teşvik Kanunu hükümlerine göre kendilerine geri ödenir.
Katılım paylarını, gelir veya aylık alan kişilerin gelir
veya aylıklarından, çalışanların ücret veya maaşlarından mahsup edilmek
suretiyle tahsile ve katılım paylarının ödenme usûlünü belirlemeye Kurum
yetkilidir. Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularına, tahsil ettikleri katılım
payı düşüldükten sonra kalan tutar ödenir.
Katılım paylarının hesaplanmasında 72 nci maddeye göre
tespit edilen sağlık hizmeti tutarları esas alınır. Kurumca belirlenen katılım
paylarını tahsil etmeyen sağlık hizmet sunucularına 102 nci maddenin (j) bendi
gereğince idari para cezası uygulanır.
Katılım paylarının ödenme usûlleri ile bu maddenin
uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar Kurum tarafından çıkarılacak
yönetmelikle düzenlenir.
Katılım payı alınmayacak
haller, sağlık hizmetleri ve kişiler
MADDE 69- 68 inci maddede sayılan sağlık hizmetlerinden
katılım payı alınmayacak haller, sağlık hizmetleri ve kişiler şunlardır:
a) İş kazası ile meslek hastalığı halleri ile askerî
tatbikat ve manevralarda sağlanan sağlık hizmetleri.
b) 75 inci maddede yer alan afet ve savaş hali nedeniyle
sağlanan sağlık hizmetleri .
c) Aile hekimi muayeneleri ve kişiye yönelik koruyucu sağlık
hizmetleri.
d) Sağlık kurulu raporu ile belgelendirilmek şartıyla;
Kurumca belirlenen kronik hastalıklar ve hayati önemi haiz 68 inci maddenin
birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sağlık hizmetleri ile organ nakli.
e) Kontrol muayeneleri.
f) 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (c ) bendinin (4),
(5) (6), (7) ve (8) numaralı alt bentleri kapsamında sayılanlar, vazife
malûlleri ile 4 üncü maddenin üçüncü fıkrasının (d) ve (e) bendinde sayılanlar.
Bu madde gereğince katılım payı alınmayacak sağlık
hizmetlerini tek tek veya gruplandırarak tespite Kurum yetkilidir.
Hizmet basamakları ve
sevk zinciri
MADDE 70- Bu Kanunun uygulanması bakımından sağlık hizmeti
sunucuları birinci, ikinci ve üçüncü basamak olarak Sağlık Bakanlığı tarafından
sınıflandırılır. Bu basamaklar ve sağlık hizmet sunucuları arasında sevk
zinciri; tanı, ön tanı, hekimlerin ve diş hekimlerinin uzmanlıkları dikkate
alınmak suretiyle tüm yurtta veya il ya da ilçe bazında Sağlık Bakanlığının
görüşü alınarak Kurum tarafından belirlenir. Aile hekimleri birinci basamak
hizmet sunucuları içinde yer alır.
Kurumca sağlık hizmetlerinin sağlanabilmesi için, genel
sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler sevk zinciri kurallarına
uygun hareket etmek zorundadır.
İş kazası ile meslek hastalığı, afet ve savaş hali ile acil
haller dışında, sevk zincirine uyulmadan genel sağlık sigortalısı ve bakmakla
yükümlü olduğu kişiler tarafından sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularına
yapılan başvurular sonucu alınan sağlık hizmetlerinin 72 nci madde gereği
belirlenen tutarının % 70'i Kurumca ödenir. Aradaki fark, genel sağlık sigortalısı
ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler tarafından ödenir.
Kimlik tespiti ve acil
haller
MADDE 71- Sağlık hizmeti sunucuları, genel sağlık
sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere sağlık hizmeti sunumu
aşamasında (acil hallerde ise acil halin sona ermesinden sonra), 67 nci
maddenin ikinci fıkrasında sayılan belgeleri ve bu belgelerin başvuran kişiye
ait olup olmadığını kontrol etmek zorundadır. Bu zorunluluğu yerine getirmeyen
sağlık hizmet sunucuları hakkında 102 nci maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi
gereği idarî para cezası uygulanır.
Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu
kişilerin kendi adına bir başkasının sağlık hizmeti almasını veya Kurumdan
haksız bir menfaat temin etmesini sağlaması yasaktır. Bu fiilleri işleyenlerden
Kurumun uğradığı zararın iki katı kanunî faiziyle birlikte müştereken ve
müteselsilen tahsil edilir ve ilgililer hakkında 26/9/2004 tarihli ve 5237
sayılı Türk Ceza Kanunu hükümleri uygulanır.
Bu Kanunun uygulamasında acil hallerin ve acil sağlık
hizmetlerinin neler olduğuna, hangi yöntem ve ölçütlerle tespit edileceğine
ilişkin hususlar, Sağlık Bakanlığının uygun görüşü üzerine Kurum tarafından
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
DÖRDÜNCÜ
BÖLÜM
Malî
ve Çeşitli Hükümler
Sağlık hizmetlerinin
ödenecek bedellerinin belirlenmesi
MADDE 72- 63 üncü madde hükümlerine göre sağlanan sağlık
hizmetlerinin ve 65 inci madde gereği ödenecek gündelik, yol, yatak ve yemek
giderlerinin Kurumca ödenecek bedellerini; sağlık hizmetinin sunulduğu il ve
basamak, sağlık hizmetlerinin maliyeti, Devletin doğrudan veya dolaylı olarak
sağlamış olduğu sübvansiyonlar, sağlık hizmetinin niteliği itibariyle hayati
öneme sahip olup olmaması, kanıta dayalı tıp uygulamaları, teşhis ve tedavi
maliyetini esas alan maliyet-etkililik ölçütleri ve genel sağlık sigortası
bütçesi dikkate alınmak suretiyle, her bir sağlık hizmeti için belirlemeye
Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu yetkilidir.
Komisyon; Maliye Bakanlığını, Sağlık Bakanlığını, Devlet
Planlama Teşkilatı Müsteşarlığını, Hazine Müsteşarlığını ve Kurumu temsilen
toplam beş üyeden oluşur. Komisyon kararlarını yılı merkezî yönetim bütçesi
yönünden Maliye Bakanlığının görüşünü almak suretiyle salt çoğunluk ile alır;
kararlar Resmi Gazetede yayımlanır. Komisyonca gerekli görülen hallerde sağlık
hizmetlerinin türlerine göre birden fazla alt komisyon kurulabilir. Komisyonun
sekreterya işlemleri Kurumca yerine getirilir.
Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonuna iştirak
edenlere, ayda iki defadan fazla olmamak üzere katıldıkları her toplantı günü
için (3000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpılarak bulunacak
tutarı üzerinden toplantı ücreti ödenir. Komisyon çalışmaları ile ilgili her
türlü giderler Kurumca ödenir.
Kurum, Komisyon adına çalışmalarına başlamadan önce Yüksek
Öğretim Kurulunun, Türk Tabipleri Birliğinin, Türk Diş Hekimleri Birliğinin,
Türk Eczacıları Birliğinin, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin, Türkiye
Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliğinin, Türkiye İşveren Sendikaları
Konfederasyonunun, en fazla üyeye sahip ilk üç işçi ve kamu çalışanları
konfederasyonunun, en fazla üyeye sahip Optisyenlik Derneğinin, Türkiye Esnaf
ve Sanatkarları Konfederasyonunun, en fazla üyeye sahip özel sağlık kurum ve
kuruluşları dernekleri veya federasyonlarının, en fazla üyeye sahip özel
polikliniklerin dernek veya federasyonlarının, en fazla üyeye sahip özel tıbbi
malzeme üretici veya ithalatçıları dernekleri veya federasyonlarının, en fazla
üyeye sahip tıp uzmanlık derneklerinin ve Komisyonca uygun görülecek diğer kurum
ve kuruluşların görüşlerini alır. İlgili kurumlar bir ay içinde görüşlerini
göndermek zorundadır. Komisyon çalışmalarının başlangıcında, bu kurumların
temsilcilerinin katılımı ile oluşturulacak toplantıda görüşlerini sözlü olarak
da dinler.
Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonunun çalışmasına,
görev ve yetkileri ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar,
Komisyon üyesi kurumların görüşleri alınarak Kurum tarafından çıkarılacak
yönetmelikle düzenlenir.
Sağlık hizmetlerinin
sağlanma yöntemi ve sağlık giderlerinin ödenmesi
MADDE 73- Bu Kanuna göre sağlık hizmetleri, Kurum ile yurt
içindeki veya yurt dışındaki sağlık hizmeti sunucuları arasında yapılan
sözleşmeler yoluyla ve/veya bu Kanun hükümlerine uygun olarak genel sağlık
sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sözleşmesiz sağlık hizmeti
sunucularından satın aldıkları sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi suretiyle
sağlanır.
Kurum, sağlık hizmet sunucularının sözleşme başvurularının
değerlendirilmesinde, sonuçlandırılmasında ve uygulanmasında sağlık hizmeti
sunucuları arasında; sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından satın aldıkları
sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi aşamasında ise genel sağlık sigortalıları
ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler arasında tarafsızlık, hakkaniyet ve açıklık
ilkelerine uymak ve bunun uygulandığının izlenebileceği bir sistem kurmak ve
tıbbi etik ve deontoloji kurallarına uygunluğu aramak zorundadır.
Kurum, provizyon işlemlerini yürütmek üzere sağlık hizmeti
sunucularının mahallinde provizyon merkezi açabilir ve personel çalıştırabilir.
Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları, bu amaçla Kuruma uygun bağımsız mekân
tahsis etmek zorundadır.
Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları, genel sağlık
sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerden sözleşmeli olduğu sağlık
hizmetleri için otelcilik hizmetleri ile öğretim üyesi tarafından sağlanan
sağlık hizmetleri dışında, herhangi bir fark ödemesi talep edemez. Otelcilik
hizmeti ile öğretim üyesi tarafından sağlanan sağlık hizmetleri için genel
sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerden alınabilecek fark
ödemesi, 72 nci maddeye göre belirlenen tutarın iki katını geçemez. Bu farkın
alınabilmesi için, kişilerin fark ödemeyi kabul ettiğinin yazılı olarak
belgelenmesi zorunludur. Otelcilik hizmeti ile öğretim üyesi tarafından
sağlanan sağlık hizmetleri dışında veya belirlenen tavanın üzerinde fark
alınması halinde, sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularının sözleşmeleri bir yıl
süreyle feshedilir.
Sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından acil hallerde
alınan sağlık hizmeti bedeli, 72 nci madde gereği sözleşmeli sağlık hizmeti
sunucuları için belirlenen bedeller esas alınarak genel sağlık sigortalısı ve
bakmakla yükümlü olduğu kişilere fatura karşılığı ödenir. Sözleşmesiz sağlık
hizmeti sunucuları, acil hallerde genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü
olduğu kişilerden veya Kurumdan herhangi bir fark talep edemez.
70 inci maddedeki hükümlere uyulmak şartıyla, sözleşmesiz
sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti almayı tercih eden genel sağlık
sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere, 72 nci madde gereği sözleşmeli
sağlık hizmeti sunucuları için belirlenen bedellerin % 70'i fatura karşılığı
ödenir. 70 inci madde hükümlerine uymaksızın sözleşmesiz sağlık hizmeti
sunucularından sağlık hizmeti almayı tercih eden genel sağlık sigortalısı ve
bakmakla yükümlü olduğu kişilere, 72 nci madde gereği sözleşmeli sağlık hizmeti
sunucuları için belirlenen bedellerin % 50'si fatura karşılığı ödenir.
Sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından satın alınan
sağlık hizmeti bedelinin bu maddenin dördüncü ve beşinci fıkralarına göre
Kurumca ödenebilmesi için; Sağlık Bakanlığı veya ilgili kamu idareleri
tarafından ödenecek sağlık hizmetine ilişkin sağlık hizmeti sunucularına ruhsat
veya izin verme uygulamasının olması halinde ruhsat veya izin alınmış olması,
ayrıca Kurumca sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucusunun şartlarının sözleşmeli
sağlık hizmeti sunucusunda aranan şartlara uygun olduğunun kabul edilmesi
şarttır.
Sağlık hizmeti sunucuları, genel sağlık sigortalısı ve
bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetlerinden yararlanmaya müstahak
olup olmadığını, Kurumun elektronik veya diğer ortamlarda sağlayacağı
yöntemlere uygun olarak kontrol etmek ve belgelemek zorundadır.
Sağlık hizmeti satın alma sözleşmelerinin hazırlanması ve
akdedilmesi, sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi ve bu maddenin uygulanmasına
ilişkin diğer usûl ve esaslar Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle
düzenlenir.
Genel sağlık sigortası
gelirlerinin kullanım amacı, kısa ve uzun vadeli sigorta kolları için yapılan
sağlık harcamaları
MADDE 74- Genel sağlık sigortası prim gelirleri; yönetim
giderleri, genel sağlık sigortasından sağlanan sağlık hizmetleri ve diğer
haklar dışında başka bir amaçla kullanılamaz.
Uzun ve kısa vadeli sigorta kolları bakımından sürekli
işgöremezlik, malûllük, çalışma gücü kaybı hallerinin tespiti veya bu amaçla
yapılan kontroller nedeniyle oluşan sağlık hizmeti giderleri ile 72 nci maddeye
göre, usûl ve esasları Kurumca belirlenecek gündelik ve yol giderleri,
refakatçı giderleri, kısa ve uzun vadeli sigorta kolları prim gelirlerinden
karşılanır.
Doğal afetler veya savaş
hali
MADDE 75- 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata
Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun
kapsamındaki afetler ile 4/11/1983 tarihli ve 2941 sayılı Seferberlik ve Savaş
Hali Kanunu gereğince ilan edilen savaş halinde genel sağlık sigortalısı ve
bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetleri Kurum tarafından sağlanmaya
devam edilir. Ancak, afet veya savaş hallerine bağlı nedenlerden dolayı Kurumca
yapılan sağlık hizmeti giderleri, giderlerin ödendiği takvim yılı sonu esas
alınarak genel bütçeden Kuruma bir yıl içinde transfer edilir.
İşverenin, genel sağlık
sigortalısının ve üçüncü kişilerin sorumluluğu
MADDE 76- İşveren, iş kazasına uğrayan veya meslek
hastalığına tutulan genel sağlık sigortalısına sağlık durumunun gerektirdiği
sağlık hizmetlerini derhal sağlamakla yükümlüdür. Bu amaçla işveren tarafından
yapılan ve belgelere dayanan sağlık hizmeti giderleri ve 65 inci madde
hükümlerine göre yapılacak masraflar Kurum tarafından karşılanır.
Birinci fıkrada belirtilen yükümlülüklerin yerine
getirilmesindeki ihmalinden veya gecikmesinden dolayı, genel sağlık
sigortalısının tedavi süresinin uzamasına veya malûl kalmasına veya malûllük
derecesinin artmasına sebep olan işveren, Kurumun bu nedenle yaptığı her türlü
sağlık hizmeti giderini ödemekle yükümlüdür.
İlgili kanunları gereğince sağlık raporu alınması gerektiği
halde sağlık raporuna dayanmaksızın veya alınan raporlarda söz konusu işte
çalışması tıbbî yönden elverişli olmadığı belirtildiği halde genel sağlık
sigortalısını çalıştıran işverenlere, bu nedenle Kurumca yapılan sağlık hizmeti
giderleri tazmin ettirilir.
İş kazası ile meslek hastalığı, işverenin kastı veya
sigortalının iş sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine
aykırı hareketi sonucu olmuşsa, Kurumca yapılan sağlık hizmeti giderleri
işverene tazmin ettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık
ilkesi dikkate alınır.
Hekim veya diş hekimi sağlık raporu ile belli bir işte
çalışamayacağı belgelenen 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bendi
kapsamındaki kişiler bu işte çalıştırılamaz. Bu kişileri çalıştıran işverenler,
genel sağlık sigortalısının aynı hastalık sebebiyle Kurumca yapılan
masraflarını ödemekle yükümlüdür. Bu kişiler, bir başka işverene ait işyerinde
çalışmış ise, bu durumu bilerek çalıştıran işveren ile genel sağlık
sigortalısı, doğacak masraflardan Kuruma karşı müştereken ve müteselsilen
sorumludur.
Genel sağlık sigortalısına ve bunların bakmakla yükümlü
olduğu kişiler için Kurumun sağlık hizmeti sağlamasına veya bu kişilerin tedavi
süresinin uzamasına, kastı veya kusurlu bir hareketi veya ilgili kanunlarla
verilmiş bir görevi yapmaması veya savsaması nedeniyle sebep olduğu mahkeme
kararıyla tespit edilen üçüncü kişilere, Kurumun yaptığı sağlık hizmeti
giderleri tazmin ettirilir.
Sözleşmeli sağlık hizmeti
sunucularının duyurulması ve sağlık hizmet sunucusunu seçme serbestisi
MADDE 77- Bu Kanun gereğince genel sağlık sigortalısı ve
bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetinden yararlanmak için
başvuracakları yurt içinde veya yurt dışındaki sözleşmeli sağlık hizmeti
sunucularının unvan, isim ve adresleri Kurumca elektronik ortamda veya diğer
yöntemlerle duyurulur.
Genel sağlık sigortalıları ve bakmakla yükümlü olduğu
kişiler, sağlık hizmeti sunucuları arasından, genel sağlık sigortasıyla ilgili
diğer madde hükümlerine uymak şartıyla istediğini seçme hakkına sahiptir.
Sağlık hizmeti
sunucularının kayıt ve bildirim zorunluluğu ve kontrol yetkisi
MADDE 78- Kurum ile sözleşmesi olup olmadığına bakılmaksızın
tüm sağlık hizmeti sunucuları, sağlık hizmeti sunduğu tüm kişilere ait sözleşme
hükümlerinde yer verilen bilgileri, belirlenen yöntemlere ve süreye uygun
biçimde elektronik ortamda veya yazılı olarak Kuruma göndermek zorundadır. Bu
bilgiler gönderilmeksizin talep edilen sağlık hizmeti bedelleri, bilgiler
gönderilinceye kadar ödenmez.
Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişinin
sağlık bilgilerinin gizliliği esastır. Sağlık bilgilerinin ne şekilde
korunacağı, ulusal güvenlik nedeniyle sağlık bilgisi paylaşıma açılmayacak
kişilerin tespiti ilgili Bakanlıkların önerisi üzerine Bakanlıkça tespit edilir.
Kurum, genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanmasıyla
ilgili olarak işverenler, sağlık hizmeti sunucuları ve diğer gerçek ve tüzel
kişiler nezdindeki defter, belge ve bilgileri inceleyebilir, ibrazını
isteyebilir.
Kurum, bu Kanunda belirtilen görevleriyle ilgili olarak
sağlık hizmeti sunucularının yürüttüğü hizmet ve işlemleri kontrol yetkisine
sahiptir. Kurum, bu yetkisini görevlendirdiği personeli vasıtasıyla veya kamu
ve özel kurumlardan hizmet satın almak suretiyle kullanabilir.
DÖRDÜNCÜ KISIM
Primlere İlişkin Hükümler
BİRİNCİ
BÖLÜM
Prim
Alınması, Prime Esas Kazanç, Prim Oranları ve Asgarî İşçilik
Prim alınması zorunluluğu
MADDE 79- Kısa ve uzun vadeli sigortalar ile genel sağlık
sigortası için, bu Kanunda öngörülen her türlü ödemeler ile yönetim giderlerini
karşılamak üzere Kurum prim almak, ilgililer de prim ödemek zorundadır.
Kurumca tahsil edilen genel sağlık sigortası primleri,
tahsil edilmesini müteakip doğrudan Kurum bütçesinin genel sağlık sigortası
kalemine aktarılır.
Prime esas kazançlar
MADDE 80- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c)
bentleri kapsamındaki sigortalıların prime esas kazançlarının hesabında;
a) Hak edilen ücretler ile prim, ikramiye ve bu nitelikteki
her çeşit istihkaktan o ay için yapılan
ödemelerin brüt toplamı esas alınır.
b) Ölüm, doğum ve evlenme yardımları, görev yollukları,
kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu
ödeme, keşif ücreti, ihbar ve kasa tazminatları, emekli ikramiyesi ile
Bakanlıkça tutarları yıllar itibarıyla belirlenecek yemek, çocuk ve aile
zamları, özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve
aylık toplamı asgari ücretin % 30'unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve
bireysel emeklilik katkı payları tutarları, görevin yerine getirilmesi için
zorunlu olarak yapılan aynî yardımlar ile Bakanlıkça belirlenecek diğer ayni
yardımların asgari ücretin % 30'unu geçmeyen kısmı, prime esas kazanca tâbi
tutulmaz.
c) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c)
bendine tâbi sigortalılara ödenen döner sermaye katkı payları ve döner
sermayelerden başka adla yapılan bu nitelikteki her türlü ödemeler ile
ikramiyeler ve benzeri ödemelerden en yüksek Devlet memuru aylığının % 200'ünü
aşan kısmı prime esas kazanca tâbi tutulmaz.
Yukarıdaki fıkranın (b) ve (c) bentlerinde belirtilen
istisnalar dışında her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemeler prime esas
kazanca tabi tutulur. Diğer kanunlarla prime tâbi tutulmaması gerektiğine dair
muafiyet ve istisnalar bu Kanunun uygulanmasında dikkate alınmaz.
Ücretler hak edildikleri aya mal edilmek suretiyle prime
tâbi tutulur. Diğer ödemeler ise öncelikle ödendiği ayın kazancına dahil edilir
ve ücret dışındaki bu ödemelerin üst sınırı aşan kısmı, ödemenin yapıldığı ayı
takip eden aydan başlanarak oniki ayı geçmemek üzere üst sınırın altında kalan
sonraki ayların prime esas kazançlarına ilave edilir. Toplu iş sözleşmelerine
tabi işyerleri işverenlerince veya kamu idareleri veya yargı mercilerince
verilen kararlara istinaden, sonradan ödenen ücret dışındaki ödemelerin hizmet
akdinin mevcut olmadığı veya askıda olduğu bir tarihte ödenmesi durumunda, 82
nci madde hükmü de nazara alınmak suretiyle prime esas kazancın tâbi olduğu en
son ayın kazancına dahil edilir. Bu durumlarda sigorta primlerinin, yukarıda
belirtilen mercilerin kararlarının kesinleşme tarihini izleyen ayın sonuna
kadar ödenmesi halinde, gecikme cezası ve gecikme zammı alınmaz ve 102 nci
madde hükümleri uygulanmaz.
Saatlik, günlük, haftalık veya aylık olarak belirli bir
ücrete dayanmış olmayıp da komisyon ücreti ve kâra katılma gibi belirsiz zaman
ve tutar üzerinden ücret alan sigortalıların prim ve ödeneklerinin hesabında
esas tutulacak günlük kazançları, 82 nci madde hükmüne göre belirlenen alt
sınırdır.
Bir işverene tâbi olarak çalışan sigortalının belirli
ücretinin dışında ayrıca yukarıdaki fıkra kapsamında ücret alması halinde,
prime esas günlük kazancı bunların toplamından oluşur.
Bu Kanun gereğince primlerin hesabına esas tutulacak günlük
kazanç, sigortalının, bir ay için prime esas tutulan kazancının otuzda biridir.
Ancak günlük kazancın hesabına esas tutulan ay içindeki bazı günlerde
çalışmamış ve çalışmadığı günler için ücret almamış sigortalının günlük
kazancı, o ay için prime esas tutulan kazancının ücret aldığı gün sayısına
bölünmesi suretiyle hesaplanır.
Sigortalıların günlük kazançlarının hesabında esas tutulan
gün sayıları, aynı zamanda, bunların prim ödeme gün sayılarını gösterir. Ancak,
işveren ve sigortalı arasında kısmi süreli hizmet akdinin yazılı olarak
yapılmış olması kaydıyla, ay içerisinde günün bazı saatlerinde çalışan ve
çalıştığı saat karşılığında ücret alan sigortalının ay içindeki prim ödeme gün
sayısı, ay içindeki toplam çalışma saati süresinin 4857 sayılı İş Kanununa göre
belirlenen haftalık çalışma süresine göre hesaplanan günlük çalışma saatine
bölünmesi suretiyle bulunur. Bu şekildeki hesaplamada gün kesirleri bir gün
kabul edilir.
İşveren ve sigortalı arasında çağrı üzerine çalışmaya dayalı
yazılı iş sözleşmesinde taraflar arasında çalışma süresi gün, hafta ve ay
olarak belirlenmemiş ise, sigortalının ay içindeki prim ödeme gün sayısı
yukarıdaki fıkra hükmüne göre hesaplanır.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki
sigortalıların aylık prime esas kazançları, 82 nci maddeye göre belirlenen
prime esas günlük kazanç alt sınırı ile üst sınırı arasında kalmak şartı ile
kendileri tarafından beyan edilecek günlük kazancın otuz katıdır. Bu
sigortalılar tarafından Kurumca belirlenen sürelerde aylık prime esas kazanç
beyan edilir. Ancak beyan edilen kazançta bir değişiklik olması durumunda,
sigortalının yeniden beyan ettiği kazanç üzerinden hesaplanan prim tahsil
edilir.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında
sigortalı sayılan kişi, aynı zamanda işveren ise beyan edeceği aylık kazancı,
çalıştırdığı sigortalıların kazancının en yükseğinden az olamaz. Beyanda
bulunmayan sigortalının primleri, prime esas asgarî aylık kazanç üzerinden
hesap ve tahsil edilir. Beyanda bulunmayan veya beyan ettiği kazancın düşük
olduğu tespit edilen sigortalıların prime esas kazançları, tespit edilen kazanç
düzeyine çıkartılarak beyan edilen kazançla arasındaki farkın primi 89 uncu
madde hükümlerine göre gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmak suretiyle
tahsil edilir.
Sigortalı olmayı gerektiren şekilde birden fazla işte
çalışılması halinde, bu Kanun gereğince alınacak primlerine esas tutulacak
aylık ve günlük kazancının tespitinde, yalnızca bu Kanunun 53 üncü maddesine
göre belirlenen 4 üncü maddenin ilgili bendi kapsamındaki işlerden elde ettiği aylık
ve günlük kazanç tutarı ayrı ayrı dikkate alınır ve primler buna göre
hesaplanır.
Yalnızca genel sağlık sigortasına tabi olanlar bakımından
prime esas aylık kazancın tespitinde; 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (d)
ve (g) bentlerinde sayılan kişiler için 82 nci maddeye göre belirlenen prime
esas günlük kazanç alt sınırının iki katının otuz günlük tutarı, 60 ıncı
maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen kişiler için asgari
ücret, 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (e) bendi ile 5 inci maddenin (f)
bendinde belirtilen kişiler için ise prime asas asgarî kazanç tutarı esas
alınır.
Bu maddenin uygulamasına ilişkin usûl ve esaslar Kurum
tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Prim oranları ve Devlet
katkısı
MADDE 81- Bu Kanun gereğince alınacak sigorta prim oranları
aşağıdaki şekildedir:
a) Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranı,
sigortalının prime esas kazancının % 20'sidir. Bunun % 9'u sigortalı hissesi, %
11'i işveren hissesidir.
b) Bu Kanunda belirtilen fiilî hizmet zammı uygulanan
işlerde çalışan sigortalılar için uygulanacak malûllük, yaşlılık ve ölüm
sigortaları prim oranı, (a) bendinde belirtilen % 20 oranının, her yıl için 40
ıncı maddeye göre eklenen fiilî hizmet gün sayısının 360'a bölümü sonucu
bulunacak oranda artırılması suretiyle belirlenir. Bu şekilde bulunan oran ile
(a) bendinde belirtilen % 20 oranı arasındaki farka ait primin tamamı işveren
tarafından ödenir.
c) Kısa vadeli sigorta kolları prim oranı, yapılan işin iş
kazası ve meslek hastalığı bakımından gösterdiği tehlikenin ağırlığına göre % 1
ilâ % 6,5 oranları arasında olmak üzere, 83 üncü maddeye göre Kurumca
belirlenir. Bu primin tamamını işveren öder.
d) 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde
belirtilen öğrenciler ile (e) bendinde belirtilen kursiyerler için prim oranı
prime esas kazançlarının % 1'idir. Kursiyerlerin prime esas günlük
kazançlarının hesaplanmasında prime esas günlük kazanç alt sınırı dikkate
alınır. Aday çırak, çırak ve mesleki eğitim gören öğrencilerin prime esas kazancı
ilgili kanunlarında belirtilen şekilde uygulanır.
e) Yaşlılık aylığı almakta iken bu Kanuna tabi bir işte
çalışanlara uygulanacak sosyal güvenlik destek primi oranı, (a), (c) ve (f)
bentlerinde belirtilen prim oranlarının toplamı kadardır. Sigortalı ve işveren
hissesi bu bentlerde belirtilen oranlardadır.
f) Genel sağlık sigortası primi, kısa ve uzun vadeli sigorta
kollarına tabi olanlar için 82 nci maddenin birinci fıkrasına göre hesaplanan
prime esas kazancın % 12,5'idir. Bu primin % 5'i sigortalı, % 7,5'i ise işveren
hissesidir. Yalnızca genel sağlık sigortasına tabi olanların genel sağlık
sigortası primi, prime esas kazancın % 12'si dir.
g) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki
sigortalılar, (a), (c) ve (f) bentlerindeki prim oranlarının toplamı üzerinden,
şayet sosyal güvenlik destek primi ödemek suretiyle çalışıyorlar ise (e)
bendinde belirtilen prim oranlarının toplamı üzerinden primlerini öderler.
Devlet, sigortalının prime esas kazancı esas alınarak;
malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları için % 5 oranında; genel sağlık
sigortası için ise % 3 oranında katkı yapar. Devlet katkısı, Kurumun ay
itibarıyla tahsil ettiği malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile genel
sağlık sigortası priminin dörtte biri olarak hesaplanır. Devlet katkısının
ödenmesine ilişkin usûl ve esaslar, Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenir.
Günlük kazanç sınırları
MADDE 82- Bu Kanun gereğince alınacak prim ve verilecek
ödeneklerin hesabına esas tutulan günlük kazancın alt sınırı, asgarî ücretin
otuzda biri, üst sınırı ise günlük kazanç alt sınırının 6,5 katıdır.
Günlük kazançları yukarıdaki fıkrada belirtilen alt sınırın
altında olan sigortalılar ile ücretsiz çalışan sigortalıların günlük kazançları
alt sınır üzerinden, günlük kazançları üst sınırdan fazla olan sigortalıların
günlük kazançları da üst sınır üzerinden hesaplanır.
İkinci fıkraya göre sigortalının kazancı alt sınırın altında
ise bu kazanç ile alt sınır arasındaki farka ait sigorta primleri ile ücretsiz
çalışan sigortalılara ait sigorta primlerinin tümünü işveren öder.
Sigortalıların bu Kanunun 53 üncü maddesine göre belirlenen
aynı sigortalılık haline tabi olacak şekilde birden fazla işte çalışması
nedeniyle Kuruma ödenen primler toplamı, bu sigortalılık hali için belirlenen
prime esas kazanç üst sınırı üzerinden hesaplanacak miktarı aşarsa, aşan kısmın
tamamı, sigortalının talebi üzerine en geç talep tarihini takip eden ay içinde
hissesi oranında sigortalıya defaten geri ödenir. Geri verilen primler için
ayrıca gecikme cezası ve gecikme zammı ile faiz ödenmez.
Kısa vadeli sigorta
kolları prim tarifesi ve işkollarının ve işlerin tehlike sınıf ve derecelerinin
belirlenmesi
MADDE 83- Kısa vadeli sigorta kolları primi, yapılan işin iş
kazası ve meslek hastalığı bakımından gösterdiği tehlikenin ağırlığına göre
tespit edilir. İş kolları tehlikenin ağırlığına göre sınıflara, bu sınıflar da
özel iş şartlarına ve tehlikeyi önlemek için alınmış olan tedbirlere göre
derecelere ayrılır. Hangi iş kollarının hangi tehlike sınıfına girdiği, tehlike
sınıf ve derecesine ait prim oranlarının ve tehlike derecelerinin
belirlenmesinde uygulanacak esaslar, ilgili bakanlıkların görüşleri de alınarak
Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulacak bir
tarife ile tespit edilir. Prim tarifesi gerekli görülürse aynı usûlle
değiştirilebilir.
Yapılan işin birinci fıkrada belirtilen tarifeye göre hangi
tehlike sınıf ve derecesine girdiği ve ödenecek kısa vadeli sigorta kolları
primi oranı Kurumca belirlenerek işverene ve 4 üncü maddenin birinci fıkrasının
(b) bendine göre sigortalı sayılanlara tebliğ edilir. İş kazasını ve meslek
hastalığını önleyecek tedbirler hakkındaki mevzuat hükümlerine uygun
bulunmadığı tespit edilen işler, Kurumca daha yüksek primli derecelere
konulabilir.
Kurum, işyerinin tespit edilmiş bulunan tehlike sınıf ve
derecesini yaptıracağı incelemelere dayanarak kendiliğinden veya işverenin ya
da 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanlara
isteği üzerine değiştirebilir. Kurumca yapılacak değişikliklere ilişkin kararın
takvim yılından en az bir ay önce işverene, işveren tarafından değişiklik
isteğinin de takvim yılından en az iki ay önce Kuruma bildirilmesi şarttır.
Böylece karara bağlanacak değişiklikler, karar veya istekten
sonraki takvim yılı başında yürürlüğe girer.
İşverenler ile 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b)
bendine göre sigortalı sayılanlar, tehlike sınıf ve derecesi ile prim oranı
hakkında Kurumca yapılacak yazılı bildirimi aldıktan sonra bir ay içinde Kuruma
itiraz edebilir. Kurum, bu itirazı inceleyerek en geç üç ay içinde karara
bağlayarak sonucunu itiraz edene bildirir. İlgililer, Kurumun kararı üzerine,
kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde yetkili mahkemeye
başvurabilir. Kuruma itiraz edilmesi veya mahkemeye başvurulması, primlerin
takip ve tahsilini durdurmaz.
İşverenin veya 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b)
bendine göre sigortalı sayılanların itirazı; işyerinin tehlike sınıfı ve
derecesi ile kısa vadeli sigorta kolları prim oranının tebliğine ilişkin yazının
işverence veya 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı
sayılanlar tarafından tebellüğünden itibaren bir ay içinde yapılmış ise,
değiştirilen iş kolu kodu ve tehlike sınıfı ile tehlike derecesinin hatalı
uygulandığı tarihten, bir aylık süre dışında yapılmış ise, itirazın Kurum
kayıtlarına intikali tarihini izleyen yılbaşından, üçüncü fıkrada belirtilen
sürelerin aşılması durumunda ise, Kurumca yapılacak değişikliğe ilişkin kararın
tebliğini izleyen takvim yılı başından geçerli olarak uygulanır.
Bu değişiklik nedeniyle tehlike sınıf ve derecesinin
yükselmesi halinde, kararın işverene veya 4 üncü maddenin birinci fıkrasının
(b) bendine göre sigortalı sayılanlara tebliğ edildiği tarih ile yürürlük
tarihi arasındaki süreye ilişkin kısa vadeli sigorta kollarına ait prim
farkının tebliği tarihini takip eden bir ay içerisinde Kuruma ödenmesi halinde,
fark prim için gecikme cezası ve gecikme zammı alınmaz. Aksi takdirde, fark
primi 89 uncu madde uyarınca gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte
tahsil olunur. Tehlike sınıf ve derecesinin düşmesi halinde ise, kısa vadeli
sigorta kolları sigortası prim farkı, işverenin varsa borçlarına mahsup edilir,
yoksa iade edilir. Bir ay içinde iade edilmesi halinde faiz ödenmez.
Tehlike sınıf ve derecelerini
etkileyebilecek değişiklikler
MADDE 84- İşverenler ile 4 üncü maddenin birinci fıkrasının
(b) bendine göre sigortalı sayılanlar, tehlike sınıf ve derecesini
etkileyebilecek her türlü değişikliği bir ay içinde Kuruma bildirmekle
yükümlüdür. Bu bildirim üzerine Kurum, yaptıracağı incelemeler sonunda tehlike
sınıf ve derecesini değiştirebilir. Tehlike sınıf ve derecesini etkileyebilecek
değişiklik bir ay içinde bildirilirse bu konuda Kurumca verilecek karar,
değişikliğin meydana geldiği tarihten sonraki aybaşından başlanarak uygulanır.
Tehlike sınıf ve derecesini etkileyebilecek değişiklik bir
ay içinde bildirilmezse;
a) Tehlike sınıfı yükseliyorsa, değişikliğin meydana
geldiği,
b) Tehlike sınıfı düşüyorsa değişikliğin Kurumca
öğrenildiği,
tarihler esas alınmak ve bu tarihlerden sonraki aybaşından
itibaren uygulanmak üzere, Kurumca karar alınır ve ilgililere tebliğ olunur.
Asgari işçilik uygulaması
MADDE 85- İşverenin, işin emsaline, niteliğine, kapsam ve
kapasitesine göre işin yürütümü açısından gerekli olan sigortalı sayısının,
çalışma süresinin veya prime esas kazanç tutarının altında bildirimde
bulunduğunun tespiti halinde, işin yürütümü açısından gerekli olan asgarî
işçilik tutarı; yapılan işin niteliği, kullanılan teknoloji, işyerinin büyüklüğü,
benzer işletmelerde çalıştırılan sigortalı sayısı, ilgili meslek veya kamu
kuruluşlarının görüşü gibi unsurlar dikkate alınarak tespit edilir. Söz konusu
tespitler, Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurları tarafından
yapılır.
Kamu idareleri, döner sermayeli kuruluşlar ile bankalar
tarafından ihale mevzuatına göre yaptırılan işlerden ve özel nitelikteki inşaat
işlerinden dolayı bu işleri yapan işveren tarafından yeterli işçilik
bildirilmiş olup olmadığı Kurumca araştırılır. Bu araştırma sonucunda yeterli
işçiliğin bildirilmemiş olduğu anlaşılırsa, eksik bildirilen işçilik tutarı
üzerinden hesaplanan prim tutarı, 89 uncu madde gereği hesaplanacak gecikme
cezası ve gecikme zammı ile birlikte bir ay içinde ödenmek üzere işverene tebliğ
edilir. Tebliğ edilen prim ve gecikme cezası ve gecikme zammının ödendiği veya
ödeneceğinin işveren tarafından yazılı olarak taahhüt edilmesi halinde borç
kesinleşir. Kuruma verilecek taahhütnamede üstlenilen ödeme yükümlülüğünün
yerine getirilmemesi halinde, işveren hakkında 88 inci ve 89 uncu maddeler
uyarınca işlem yapılır. Tebliğ edilen prim ve gecikme cezası ve gecikme
zammının ödenmemesi, taahhütname verilmemesi veya Kurumca işyerinin
denetlenmesine gerek görülmesi durumunda Kurumca inceleme yapılır.
Bu maddenin birinci ve ikinci fıkrasında belirtilen
usullerle Kuruma bildirilmediği tespit edilen asgarî işçilik tutarı üzerinden
Kurumca re'sen tahakkuk ettirilen sigorta primleri, 88 inci ve 89 uncu maddeler
dikkate alınarak işverene tebliğ edilir. İşveren, tebliğ edilen prim borcuna
karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde Kuruma itiraz edebilir. İtiraz
takibi durdurur. Kurumca itirazın reddi halinde işveren, kararın tebliğ
tarihinden itibaren bir ay içinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Mahkemeye
başvurulması, prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz.
Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarınca,
Kuruma asgarî işçilik tutarının bildirilmediği tespit edilen işyerleri hakkında
ayrıca 102 nci maddenin birinci fıkrasının (d) bendi ile (e) bendinin (4)
numaralı alt bendi uyarınca idarî para cezası uygulanır.
Kamu idareleri, döner sermayeli kuruluşlar ile bankalar, bu
maddenin uygulanmasıyla ilgili Kurumca istenilecek bilgileri ve belgeleri
yazılı olarak en geç bir ay içinde vermeye mecburdur.
Kuruma yeterli işçilik tutarının bildirilmiş olup
olmadığının araştırılmasında, işin yürütümü için gerekli olan asgarî işçilik
tutarının tespitinde dikkate alınacak asgarî işçilik oranlarının saptanması ve
asgarî işçilik oranlarına vaki itirazların incelenerek karara bağlanması
amacıyla Kurum bünyesinde; Kurum teknik elemanlarından dört üye, Yönetim
Kurulunda temsil edilen işçi ve işveren konfederasyonlarınca görevlendirilecek
iki üye, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinden bir üye olmak üzere toplam yedi
teknik elemandan oluşan, Asgarî İşçilik Tespit Komisyonu kurulur.
Kurumca gerek görüldüğünde, aynı esaslara göre birden fazla
Asgarî İşçilik Tespit Komisyonu kurulabilir. Komisyon salt çoğunlukla toplanır
ve kararlar en az dört üyenin aynı yöndeki oyu ile alınır. Kurum dışındaki
üyelerin üst üste üç toplantıya, son altı ay içinde ise beş toplantıya
katılmaması halinde, toplantıya katılmayan üyeyi görevlendiren
konfederasyonların yerine, üye sayısı bakımından en yüksek bir sonraki konfederasyondan
üye davet edilir.
Asgarî İşçilik Tespit Komisyonuna Kurum dışından
görevlendirilenlere, katıldıkları her toplantı günü için (2500) gösterge
rakamının memur aylıklarının hesabında kullanılan katsayı ile çarpılarak
bulunacak tutarı üzerinden huzur hakkı Kurumca ödenir.
Asgarî İşçilik Tespit Komisyonunun çalışma usûl ve esasları,
Komisyonda görev alacak teknik elemanların nitelikleri, asgari işçilik
tespitinde uygulanacak yöntem, verilerin belirlenmesi, tamamlanmış veya devam
etmekte olan işlerle ilgili yapılacak yerinde tespit kriterleri ile bu maddenin
uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak
yönetmelikle düzenlenir.
İKİNCİ
BÖLÜM
Prim
Belgeleri ve Primlerin Ödenmesi
Prim belgeleri ve işyeri
kayıtları
MADDE 86.- İşveren bir ay içinde 4 üncü ve 5 inci maddeye
tâbi çalıştırdığı sigortalıların ve sosyal güvenlik destek primine tâbi
sigortalıların;
a) Ad ve soyadlarını, T.C. kimlik
numaralarını,
b) 80 inci maddeye göre hesaplanacak prime esas
kazançlarını,
c) Prim ödeme gün sayıları ile prim tutarlarını,
gösteren ve örneği Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle
belirlenen asıl veya ek aylık prim ve hizmet belgesini, ait olduğu ayı takip
eden ayın yirmibeşinci gününün sonuna kadar Kuruma vermekle veya sigortalı çalıştırmadığı
takdirde, bu hususu sigortalı çalıştırmaya son verdiği tarihten itibaren, onbeş
gün içinde Kuruma bildirmekle yükümlüdür.
İşveren, işyeri sahipleri; işyeri defter, kayıt ve
belgelerini ilgili olduğu yılı takip eden yıl başından başlamak üzere on yıl
süreyle, kamu idareleri otuz yıl süreyle, tasfiye ve iflas idaresi memurları
ise görevleri süresince, saklamak ve Kurumun denetim ve kontrol ile
görevlendirilen memurlarınca istenilmesi halinde onbeş gün içinde ibraz etmek
zorundadır.
İşverenin, sigortalıyı, 4857 sayılı İş Kanununun 7 nci
maddesine göre başka bir işverene iş görme edimini yerine getirmek üzere geçici
olarak devretmesi halinde, sigortalıyı devir alan, geçici iş ilişkisi süresine
ilişkin birinci fıkrada belirtilen belgelerin aynı süre içinde işverene ait
işyerinden Kuruma verilmesinden, işveren ile birlikte müteselsilen sorumludur.
Ay içinde bazı işgünlerinde çalıştırılmadığı ve ücret
ödenmediği beyan edilen sigortalıların, otuz günden az çalıştıklarını
ispatlayan belgelerin işverence ilgili aya ait aylık prim ve hizmet belgesine
eklenmesi şarttır. Kamu idareleri ile toplu iş sözleşmesi imzalanan
işyerlerinde bu şart aranmaz.
Sigortalıların otuz günden az çalıştığını gösteren bilgi ve
belgelerin aylık prim ve hizmet belgesinin verilmesi gereken süre içinde Kuruma
verilmemesi veya verilen bilgi ve belgelerin Kurumca geçerli sayılmaması
halinde, otuz günden az bildirilen sürelere ait aylık prim ve hizmet belgesi
Kurumca re'sen düzenlenir ve muhteviyatı primler, bu Kanun hükümlerine göre
tahsil olunur.
Sigortalıyı çalıştıran işveren ile alt işveren ve iş görme
edimini yerini getirmek üzere sigortalıyı geçici olarak devralan işveren; aylık
prim ve hizmet belgesinin Kurumca onaylanan bir nüshasını sigortalının
çalıştığı işyerinde, birden ziyade işyeri olması halinde ise sigortalının
çalıştığı her işyerinde ayrı ayrı olmak üzere, Kuruma verilmesi gereken sürenin
son gününü takip eden günden başlanarak, müteakip belgenin verilmesi gereken
sürenin sonuna kadar, sigortalılar tarafından görülebilecek bir yere asmak
zorundadır.
Fiilen veya işyeri kayıtlarından tespit edilecek her türlü
bilgiden veya kamu kurum ve kuruluşları tarafından düzenlenen belge veya alınan
bilgilerden çalıştığı anlaşılan sigortalılara ait olup, bu Kanun uyarınca Kuruma
verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi
veya noksan verilmesi halinde, bu belgeler Kurumca re'sen düzenlenir ve
muhteviyatı sigorta primleri Kurumca tespit edilerek işverene tebliğ edilir.
İşveren, bu maddeye göre tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden
itibaren bir ay içinde, ilgili Kurum ünitesine itiraz edebilir. İtiraz, takibi
durdurur. İtirazın reddi halinde, işveren kararın tebliğ tarihinden itibaren
bir ay içerisinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Yetkili mahkemeye
başvurulması, prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz. Mahkemenin Kurum
lehine karar vermesi halinde, 88 inci ve 89 uncu maddelerin prim borcuna
ilişkin hükümleri uygulanır.
Aylık prim ve hizmet belgesi işveren tarafından verilmeyen
veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını
hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş
mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların
mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün
sayıları dikkate alınır.
Sigortalının çalıştığı bir veya birden fazla işte, bu
Kanunda yazılı şartları yerine getirmiş olmasına rağmen, kendisi için verilmesi
gereken aylık prim ve hizmet belgesinin işveren tarafından verilmediği veya
verilen aylık prim ve hizmet belgesinde kazançların veya prim ödeme gün
sayılarının eksik gösterildiği Kurumca tespit edilirse, hastalık ve analık
sigortalarından gerekli ödemeler yapılır.
Bu maddede belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi
halinde, 102 nci maddeye göre işlem yapılır.
Kamu idarelerinde işyerinin özelliği nedeniyle prim
belgelerinin farklı sürelerde verilme zamanını belirlemeye, Kurum yetkilidir.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar ile belgelerin içerik ve
şekli, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Prim ödeme yükümlüsü
MADDE 87- Bu Kanun uygulanmasında kısa ve uzun vadeli
sigorta kolları ile genel sağlık sigortası ve isteğe bağlı sigorta bakımından;
a) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerine
ve 5 inci maddenin birinci fıkrasının (a) bendine tâbi olanlar ile bu kapsamda
sayılan kişilerden sosyal güvenlik destek primine tabi olanlar için bunların
işverenleri,
b) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine tâbi olanlar
ile bu kapsamda sayılan kişilerden
sosyal güvenlik destek primine tâbi olanlar, isteğe bağlı sigortalı olanlar ve
60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (d) ve (g) bentlerinde sayılan kişilerin
kendileri,
c) 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde sayılan
kişiler için primi yılı merkezi yönetim bütçesinden karşılanmak üzere ilgili
kamu idareleri,
d) 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde sayılan
kişiler ile 5 inci maddenin (e) ve (f) bentlerinde belirtilen için Türkiye İş
Kurumu,
e) 5 inci maddenin (b) bendinde belirtilen aday çırak, çırak
ve işletmelerde meslekî eğitim görenler ile meslek liselerinde zorunlu staja
tabi tutulan öğrenciler için Milli Eğitim Bakanlığı veya bu öğrencilerin eğitim
gördükleri okullar, yüksek öğrenim sırasında zorunlu staja tabi tutulan
öğrenciler için öğrenim gördükleri yüksek öğretim kurumu,
f) 5 inci maddenin (c) bendine tabi olanlar için işverenleri
veya kendileri,
prim ödeme yükümlüsüdür.
Primlerin ödenmesi
MADDE 88- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde
belirtilen sigortalıları çalıştıran işveren, bir ay içinde çalıştırdığı
sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun
gereğince hesaplanacak sigortalı hissesi prim tutarlarını ücretlerinden keserek
ve kendisine ait prim tutarlarını da bu tutara ekleyerek en geç ertesi ayın
sonuna kadar Kuruma öder.
Hak edilen ancak, ödenmemiş olan ücretler üzerinden
hesaplanacak primler hakkında da birinci fıkradaki hüküm uygulanır.
60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (b), (c), (d) ve (g)
bentleri gereği genel sağlık sigortalısı sayılanlar için, her ay otuz tam gün
genel sağlık sigortası primi ödenmesi zorunludur.
87 nci maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen
yükümlüler, her aya ait primlerini takip eden ayın sonuna kadar Kuruma öderler.
Bunlardan sosyal güvenlik destek primine tabi olanların primleri, aylıklarından
kesilmek suretiyle tahsil edilir. Bu kişiler primlerini en fazla 360 günle
sınırlı olmak üzere peşin olarak erken ödeyebilir. Erken ödeme halinde erken
ödenen her gün için 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil
Usulü Hakkında Kanunun Ek 1 inci maddesine göre erken ödeme indirimi hükümleri
uygulanır. Ancak yapılan erken ödeme indirimi, prime esas kazançtan indirilmez.
Erken ödemede sigortalılık süresi, sigorta priminin ait olduğu her ayın ilk
gününden itibaren, prim ödeme gün sayısına dahil edilir. Erken ödeme yapılan ve
prim ödeme gün sayısına dâhil edilmeyen sürede isteğe bağlı sigortalılığın sona
ermesi halinde, sigortalılık süresine sayılmayan günlere ait primler,
ilgililere iade edilir.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında
sigortalı sayılanların, her ay için otuz tam gün prim ödemesi zorunludur. Bu
kapsamdaki sigortalılardan, bu Kanuna göre tescilleri yapıldığı halde, beş yılı
aşan süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim
borçlarının Kurumca yapılacak bildirimde belirtilen süre içerisinde ödenmemesi
halinde, daha önce prim ödemesi bulunan sigortalının ödediği primlerin tam
olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle, prim ödemesi bulunmayan sigortalının
ise tescil tarihi itibariyle sigortalılığı durdurulur. Prim borcunun ait olduğu
süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin
Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez.
Ancak, sigortalı ya da hak sahipleri daha sonra müracaatları tarihindeki 80
inci maddenin dokuzuncu fıkrasına göre belirlenecek prime esas kazanç tutarı
üzerinden hesaplanacak borç tutarını, tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde
ödedikleri taktirde, bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen
sigortalıları çalıştıran işverenler, çalıştırdığı sigortalıların primlerine
esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak prim
tutarlarını ücretlerinden keserek ve kendisine ait prim tutarlarını da bu
tutara ekleyerek, en geç ödemenin yapıldığı tarihi takip eden onbeş gün içinde
Kuruma öderler.
87 nci maddenin birinci fıkrasının (c) ve (d) bentlerinde
belirtilen yükümlüle, her aya ait primleri ilgili ayı takip eden ayın sonuna
kadar Kuruma öderler.
Kuruma fiilen ödenmeyen prim tutarları, gelir vergisi ve
kurumlar vergisi uygulamasında gider yazılamaz.
Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi
kapsamında sigortalı sayılanların prim borçları, sattıkları tarımsal ürün
bedellerinden borç tutarını geçmemek şartıyla % 1 ilâ % 3 oranları arasında
olmak üzere kesinti yapılmak suretiyle tahsil etmeye Kurum yetkilidir.
Prim borçları katma değer vergisi iade alacağından mahsubu
suretiyle de ödenebilir. Bu takdirde katma değer vergisi iade hakkı sahibi
kendisinin, mal veya hizmet satın aldığı veya iştirak veya ortaklık ilişkisi
içinde bulunduğu işverenlerin prim borçları için de mahsup talep edebilir. Bu
işverenlerin mahsup talebinde bulundukları ayda muaccel olan prim borçlarının
birinci fıkrada belirtilen ödeme sürelerini izleyen onbeş gün içinde mahsup
suretiyle ödenmesi halinde, yasal süresi içinde ödendiği kabul edilir. Ancak
prim borçlarının katma değer vergisi iade alacağından mahsup suretiyle ödenmesi
talebinde bulunulduğu halde, süresinde mahsup edilemeyen veya eksik mahsup
edilen prim borçları için birinci fıkrada belirtilen ödeme sürelerini izleyen
günden başlanarak gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanır. Kurum, Maliye
Bakanlığının uygun görüşü ile bu uygulamadan faydalanacak işverenleri; iştigal
konusu, işletme türü ve işletme büyüklüğü itibariyle belirlemeye ve lehine
mahsup talebinde bulunulan işverenlerin prim borcu ödeme süresini otuz günü
aşmamak üzere uzatmaya yetkilidir.
Kurum, prim ve her türlü alacaklarını, işverenlere olan
borçlarından mahsup etmek suretiyle tahsil etmeye yetkilidir.
Primlerin özel ödeme şekilleri kullanılmak suretiyle
ödenmesi zorunluluğunu getirmeye ve primlerin yatırılacağı tahsilât
kuruluşlarını belirlemeye Kurum yetkilidir.
Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının
tahsilinde, Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci
ve 106 ncı maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır. Kurum, Amme
Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulanmasında Maliye Bakanlığı ile
diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır.
Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, Amme
Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak
uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş
mahkemesi yetkilidir. Yetkili iş mahkemesine başvurulması alacakların takip ve
tahsilini durdurmaz.
Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep
olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise, kamu idarelerinin
tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer
işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri, görevleri ile ilgili
olarak Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen
sorumludur.
Kurum, kamu idarelerinde işyerinin özelliği nedeniyle
primlerin farklı zamanlarda ödeme süresini belirlemeye yetkilidir. Prim
alacaklarının tahsili için en geç bir yıl içinde icra yoluna başvurmayan Kurum
yetkili personeli hakkında genel hükümlere göre kovuşturma yapılır.
Miktarı Kurum Yönetim Kurulunca belirlenen tutarı geçen ve
yurtdışına çıkış yasağı konulacağına dair ihtar tebliğ edilmesine rağmen,
borcunu ödemeyen işverenlerin kendileri veya kanuni temsilcileri hakkında
Kurumun talebi üzerine, 5682 sayılı Pasaport Kanununun 22 nci maddesi hükümleri
uygulanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar ile haklı
sebebin neler olduğu, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Prim borçlarına halef
olma, gecikme cezası ve gecikme zammı ile iadesi gereken primler
MADDE 89- Sigortalıların çalıştırıldığı işyeri aktif ve
pasif değerleri ile birlikte başka bir işyeri ile birleşir, devredilir veya
intikal ederse, eski işverenin Kuruma olan sigorta primi ile gecikme cezası ve
gecikme zammı ve faiz dahil tüm borçlarından, aynı zamanda yeni işveren de
müştereken ve müteselsilen sorumludur. Bu hükme aykırı sözleşme hükümleri
Kuruma karşı geçersizdir.
Kurumun prim ve diğer alacakları süresi içinde ve tam olarak
ödenmezse, ödenmeyen kısmı sürenin bittiği tarihten itibaren ilk üç aylık
sürede her bir ay için % 3 oranında gecikme cezası uygulanarak artırılır.
Ayrıca, her ay için bulunan tutarlara ödeme süresinin bittiği tarihten başlamak
üzere borç ödeninceye kadar her ay için ayrı ayrı Hazine Müsteşarlığınca
açıklanacak bir önceki aya ait Yeni Türk Lirası cinsinden iskontolu ihraç
edilen Devlet iç borçlanma senetlerinin aylık ortalama faizi bileşik bazda
uygulanarak gecikme zammı hesaplanır. Ancak, ödemenin yapıldığı ay için gecikme
zammı günlük hesaplanır. Bakanlar Kurulu, ilk üç ay için uygulanan gecikme
cezası oranını iki katına kadar artırmaya veya bu oranı % 1 oranına kadar
indirmeye, yeniden kanunî oranına getirmeye ve uygulama tarihini belirlemeye
yetkilidir. Dava ve icra takibi açılmış olsa bile, prim ve diğer Kurum
alacaklarının ödenmemiş kısmı için gecikme cezası ve gecikme zammı tahsil
edilir.
Yanlış veya yersiz alınmış olduğu tespit edilen primler,
alındıkları tarihten on yıl geçmemiş ise, hisseleri oranında işverenlere,
sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara veya genel sağlık sigortalılarına
veya hak sahiplerine kanunî faizi ile birlikte geri verilir. Kanunî faiz,
primin Kuruma yatırıldığı tarihi takip eden aybaşından, iadenin yapıldığı ayın
başına kadar geçen süre için hesaplanır. Ancak Borçlar Kanununun 65 inci
maddesi hükmü saklıdır.
Prim iadesi nedeniyle sigortalıların, isteğe bağlı
sigortalıların, genel sağlık sigortalılarının aylık, gelir, ödenek ve sağlık
hizmetlerinden yararlanma şartlarını yitirmeleri durumunda, bu Kanuna göre
ödenen aylık, gelir ve ödenekler ile sağlanan sağlık hizmetleri durdurulur.
Yanlış veya yersiz yapılan masraflar 96 ncı madde hükümlerine göre ilgililerden
geri alınır.
İlişiksizlik belgesinin
aranması
MADDE 90- Kamu idareleri ile döner sermayeli kuruluşlar ve
bankalar, ihale yolu ile yaptırılan her türlü işleri üzerine alanları ve
bunların adreslerini on beş gün içinde Kuruma bildirmekle yükümlüdür.
İşverenlerin hak edişlerinin, Kuruma ihale konusu işin
yapıldığı süreye ilişkin prim ve her türlü borçlarının olmaması kaydıyla
ödenmesi, kesin teminatlarının ise ihale konusu işle ilgili olarak Kuruma
borçlarının bulunmadığının tespit edilmesinden sonra iadesi esastır.
Hak edişlerin ödenmesi ve prim borçlarının teminata karşılık
tutulmasına ilişkin işlemlerin usûl ve esasları, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak
yönetmelikle tespit edilir.
Valilikler, belediyeler, il özel idareleri ve ruhsat vermeye
yetkili diğer merciler tarafından, geçici iskân veya yapı kullanma izin belgesi
verilmeden önce ilgililerden yapılan inşaat dolayısıyla; diğer kamu idareleri
ile döner sermayeli kuruluşlar ve bankaların, Bakanlar Kurulu kararı ile
belirlenecek işlemlerinde Kuruma borçlarının bulunmadığına dair Kurumca
düzenlenmiş bir belgenin istenmesi zorunludur.
Bu maddede belirtilen yükümlülükler yerine getirilmeden hak
ediş ödenmesi, kesin teminatın iade edilmesi veya geçici iskân izin belgesi ve
yapı kullanma izin belgesi verilmesi veya diğer işlemlerin gerçekleştirilmesi
hallerinde, ilgililer hakkında genel hükümlere göre idarî ve cezaî işlem
yapılır.
Afet durumunda belgelerin
verilme süresi ve primlerin ertelenmesi
MADDE 91- İşyerleri yangın, su baskını, yer kayması, deprem
gibi afete uğrayan, tabii afet nedeniyle tarımsal faaliyetinden dolayı zarar
gören işverenler ile 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki
sigortalılar, bu durumu belgelemeleri kaydıyla olayın meydana geldiği tarihten
itibaren üç ay içinde talepte bulunmaları ve prim ödeme aczine düştüklerinin,
yapılacak inceleme sonucu anlaşılması halinde, afet tarihinden önce ödeme
süresi dolmuş mevcut prim borçları ile afetin meydana geldiği tarihten itibaren
tahakkuk edecek üç aylık prim borçları, olayın meydana geldiği tarihten
itibaren bir yıla kadar Kurumca ertelenebilir.
Birinci fıkrada belirtilen durumlarda, afetin meydana
geldiği ayda verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgeleri, afetin meydana
geldiği ayı takip eden üç ay içinde Kuruma verildiği takdirde, süresinde
verilmiş sayılır.
15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir
Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun
uyarınca genel hayatı etkilediğine karar verilen afetler nedeniyle, afet bölgesinde
doğrudan veya dolaylı olarak zarar gören işverenlerle sigortalı ve hak
sahiplerinin bu Kanuna göre vermekle yükümlü oldukları belgelerin verilme
süresi ile ödenmesi gereken primlerin ve diğer Kurum alacaklarının ödeme
sürelerini bu Kanundaki sürelere bağlı olmaksızın, afet bölgesindeki şartları
ve gelişmeleri göz önünde tutarak belirlemeye ve ertelemeye Kurum yetkilidir.
Prim borcunun ertelendiği sürede zamanaşımı işlemez ve
ertelenen kısmına gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmaz.
BEŞİNCİ KISIM
Ortak ve Çeşitli Hükümler
BİRİNCİ
BÖLÜM
Ortak
Hükümler
Sigortalılığın zorunlu
oluşu, sona ermesi ve sosyal güvenlik sicil numarası
MADDE 92- Kısa ve uzun vadeli sigortalar ile genel sağlık
sigortası kapsamındaki kişilerin sigortalı olması zorunludur. Bu Kanunda yer
alan sigorta hak ve yükümlülüklerini ortadan kaldırmak, azaltmak veya başkasına
devretmek için sözleşmelere konulan hükümler geçersizdir.
Bu Kanuna göre alınacak sigorta primleri ve idarî para
cezalarının ödenmesi için, Kurumca işverene yapılacak bildirim üzerine prim
borçları ve idarî para cezaları ödenmezse, Kurumca düzenlenen prim borcunu ve
idarî para cezasını gösteren belgeler resmi dairelerin usulüne göre
düzenledikleri belgeler hükmündedir.
Sigortalılık, bu Kanunda sayılan sigortalı sayılma
şartlarının kaybedilmesi veya ölüm halinde sona erer.
Sigortalılar, isteğe bağlı sigortalılar ile bunların hak
sahiplerinin; genel sağlık sigortalıları ve bunların bakmakla yükümlü olduğu
kişilerin tescil ve diğer tüm işlemlerinde sosyal güvenlik sicil numarası
olarak Türk vatandaşları için T. C. kimlik numarası, yabancı uyruklu kişiler
için ise Kurumca verilecek sosyal güvenlik sicil numarası kullanılır.
Devir, temlik ve Kurum
alacaklarında zamanaşımı
MADDE 93- Bu Kanun gereğince sigortalılar ve hak
sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının genel
sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu Kurum nezdinde doğan
alacakları, devir ve temlik edilemez.
Kurumun prim ve diğer alacakları ödeme süresinin dolduğu
tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak on yıllık zamanaşımına
tabidir. Kurumun prim ve diğer alacakları, hizmet tespiti veya asgari işçilik
uygulaması nedeniyle doğmuş ise zamanaşımı süresi; mahkeme kararının kesinleşme
tarihinden, Kurum veya diğer kamu idarelerinin denetim ve kontrolle
görevlendirilen memurları tarafından yapılan tespitler sonucunda doğmuş ise
rapor tarihinden veya bu idareler tarafından düzenlenen belgelerden doğmuş ise
belgenin Kuruma intikal ettiği tarihi takip eden yıl başından itibaren beş yıl
olarak uygulanır. Ancak, bu durumda zamanaşımı süresi on yıldan az olamaz. Bu
alacaklar için gecikme cezası ve gecikme zammı, alacağın ait olduğu ayın veya
dönemin sonundan itibaren uygulanır.
Bu Kanuna dayanılarak Kurumca açılacak tazminat ve rücû
davaları, on yıllık zamanaşımına tâbidir. Zamanaşımı tarihi; rücû konusu gelir
ve aylıklar bakımından Kurum onay tarihinden, masraf ve ödemeler için ise
masraf veya ödeme tarihinden itibaren başlar.
Zamanaşımından sonra yapılan ödemeler kabul edilir. Ancak, 4
üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine tabi sigortalıların zamanaşımı
nedeniyle prim ödenmeyen süreleri, sigortalılık süresinden sayılmaz ve bu
süreye ilişkin sigortalılık hak ve yükümlülükleri düşer.
Kontrol muayenesi
MADDE 94.- Kurum yürütülen soruşturma kapsamıyla sınırlı
olmak üzere;
a) Sağlık hizmeti alan genel sağlık sigortalısından veya
bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilerden, sağlık hizmetinin gerçekten alınıp
alınmadığını,
b) Sigortalının, isteğe bağlı sigortalının veya bunların hak
sahiplerinin malûllük, iş göremezlik raporlarında belirtilen rahatsızlıklarının
mevcut olup olmadığını,
tespit amacıyla kontrol muayenesi ve tetkik yaptırılmasını
talep edebilir.
Malûllük aylığı veya sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış
sigortalılar, malûllük durumlarında artma veya başka birinin sürekli bakımına
muhtaç olduğunu ileri sürerek aylık ve gelirlerinde değişiklik yapılmasını
isteyebilecekleri gibi; Kurum da harp malûlleri ve vazife malûlleri hariç,
malûllük aylığı veya sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış sigortalılar ile
aylık veya gelir bağlanan ve çalışma gücünün en az % 60'ını yitiren malûl
çocukların kontrol muayenesine tâbi tutulmasını talep edebilir.
Kurumca yaptırılan kontrol muayenesinde veya sigortalının
isteği üzerine ya da işe alıştırma sonunda yapılan muayenesinde yeniden tespit
edilecek malûllük durumuna göre, malûllük aylığı veya sürekli iş göremezlik
geliri, yeni malûllük durumuna esas tutulan raporun tarihini takip eden ödeme
dönemi başından başlanarak artırılır, azaltılır veya kesilir.
Çalışma gücünün en az % 60'ını yitiren malûl çocuklara
bağlanmış bulunan gelir ve aylıklar, kontrol muayenesi sonunda tespit edilecek
malûllük durumuna göre, rapor tarihinden sonraki ödeme dönemi başından itibaren
kesilir.
Kurumun yazılı bildiriminde belirtilen tarihten sonraki
ödeme dönemi başına kadar kabul edilebilir bir özrü olmadığı halde kontrol
muayenesini yaptırmayan sigortalının malûllük aylığı veya sürekli iş göremezlik
geliri ile çalışma gücünün en az % 60'ını yitiren malûl çocukların kendilerine
bağlanmış olan gelir veya aylığı, kontrol muayenesi için belirtilen tarihten
sonraki ödeme dönemi başından itibaren kesilir.
Ancak, kontrol muayenesini Kurumun yazılı bildiriminde
belirtilen tarihten başlayarak üç ay içinde yaptıran ve malûllük veya sürekli
iş göremezlik halinin devam ettiği tespit edilen sigortalının veya aylık ya da
gelir bağlanmış olan malûl çocuğun kesilen aylık veya geliri, kesildiği
tarihten başlanarak yeniden bağlanır.
Kontrol muayenesini Kurumun yazılı bildiriminde belirtilen
tarihten üç ay geçtikten sonra yaptıran ve malûllük veya sürekli iş göremezlik
halinin devam ettiği tespit edilen sigortalının malûllük aylığı veya yeni
sürekli iş göremezlik derecesine göre hesaplanacak geliri, gelir veya aylık
bağlanan çalışamayacak durumda malûl çocukların ise almakta oldukları gelir
veya aylık, rapor tarihinden sonraki ay başından başlanarak yeniden bağlanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum
tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Sağlık raporlarının usûl
ve esaslarının belirlenmesi
MADDE 95- Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için
yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin
verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte
kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu
raporlarının usûl ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti
sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usûlüne uygun
olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık
hizmet sunucusuna iade ederek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden
düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir.
Usûlüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî
belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için
yapılacak sevklere, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen
meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı
derecelerine ilişkin usûlüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer
belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum
Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Bu maddenin uygulamasına ilişkin usûl ve esaslar, Sağlık
Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir.
Yersiz ödemelerin geri
alınması
MADDE 96- Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı
sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine,
genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere,
fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her
türlü ödemeler;
a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı
işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan
ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı
işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan
ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içinde
yapılacak ödemelerde faizsiz, üç aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak
ödemelerde ise bu süre sonundan,
itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte,
ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları
yoksa genel hükümlere göre geri alınır.
Alacakların yersiz ödemelere mahsubu, en eski borçtan
başlanarak borç aslına yapılır, kanuni faiz kalan borca uygulanır. Bu hüküm
ilgili hak sahiplerinin muvafakat etmeleri kaydıyla, aynı dosyadan diğer bir
hak sahibine yapılan yersiz ödemelere mahsubunda da uygulanır.
Yersiz ödemenin gelir ve aylıklardan kesilmesinde,
kesintinin başlayacağı ödeme dönemi başı itibarıyla kanuni faizi ile birlikte
hesaplanan borç tutarı, gelir ve aylıktan % 25 oranında kesilmek suretiyle
uygulanır.
Yersiz ödemelerin tespiti ile geri alınmasına ve bu maddenin
uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak
yönetmelikle düzenlenir.
Zamanaşımı, hakkın
düşmesi ve avans
MADDE 97- Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, iş
kazası, meslek hastalığı ve ölüm hallerinde bağlanması gereken gelir ve
aylıkların, hakkın kazanıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde istenmeyen
kısmı zamanaşımına uğrar. Bu durumda olanların gelir ve aylıkları, beş yıl
geçtikten sonra, yazılı istek tarihini takip eden ay başından itibaren başlar.
Kuruma müracaat etmemenin haklı bir sebebe dayandığını genel
hükümlere göre ispat edenler hakkında, yukarıdaki hükümler uygulanmaz.
Kısa vadeli sigorta kollarından ve ölüm sigortasından
kazanılan diğer haklar, hakkın doğduğu tarihten itibaren beş yıl içinde
istenmezse düşer.
Bu Kanuna göre bağlanan gelir ve aylıklarını tahakkuk
ettirildiği tarihlerden itibaren aralıksız altı ay sonuna kadar tahsil
etmeyenlerin gelir ve aylıkları, gelir ve aylık bağlanma şartlarının devam edip
etmediğinin tespiti amacıyla durdurulur.
Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu
kişilerin alacakları, hakkı doğuran olayın öğrenildiği tarihten itibaren iki
yıl içinde istenmezse zamanaşımına uğrar, hakkı doğuran olay tarihinden
itibaren ise beş yıl sonunda düşer.
Sigortalılar ile bunların hak sahiplerinin, genel sağlık
sigortalıları ile bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, bu Kanunun uygulanması
bakımından hak ettikleri alacaklarının süresi içinde ödenememesi halinde, avans
verilmesine Kurum yetkilidir.
Sağlık hizmeti sunucularına, tahakkuk etmiş alacakları
faturaların teslim tarihinden itibaren en geç yetmişbeş gün içinde ödenir.
İşlemlerin gecikmesi halinde tahakkuk eden tutarın % 75'i ila % 90'ı arasındaki
tutar, son ödeme tarihini takip eden ilk iş gününde alacaklarından kesilmek
üzere avans olarak ödenir.
Ücretlerden kesinti
yapılmaması, özel sigortalara ilişkin hükümler ve sosyal güvenlik
sözleşmelerinin yürütülmesi
MADDE 98- İşveren, sosyal sigortalar ve genel sağlık
sigortası için kendisine düşen yükümlülükler nedeniyle, sigortalıların
ücretlerinden kesinti yapamaz. Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde özel
sigortalara ilişkin hükümler, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasında dikkate
alınmaz.
Bu Kanun gereğince sağlık hizmetlerinden yararlananların
ödemekle yükümlü oldukları katılım payları, özel sigorta şirketleri tarafından
teminat veya ödeme konusu yapılamaz.
Uluslararası sosyal güvenlik sözleşmeleri kapsamında
yapılacak her türlü işlemler ve hesaplaşmalar, Kurum tarafından yürütülür. İlgili
sözleşmelerde irtibat kurumuna yapılan atıflar, Kuruma yapılmış sayılır.
İKİNCİ
BÖLÜM
Çeşitli
Hükümler
Sosyal güvenlikle ilgili
düzenlemeler ve bildirimler
MADDE 99- Sosyal güvenlik hak ve yükümlülükleri ile ilgili
yapılacak her türlü kanunî düzenlemeler bu Kanunda yapılır.
Bu Kanun gereğince yapılacak bildirimler hakkında, 11/2/1959
tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uygulanır.
Bilgi ve belge isteme
hakkı, bilgi ve belgelerin Kuruma verilme usûlü
MADDE 100- Kurum, bu Kanun hükümlerine ilişkin yapılan
soruşturmalar hakkında Cumhuriyet savcılıklarından, kamu ve özel hukuk tüzel
kişileri ile gerçek kişilerden bilgi ve belge isteyebilir.
Kurum, bu Kanun gereği verilecek her türlü belge veya
bilginin internet, elektronik ve benzeri ortamda gönderilmesi hususunda, gerçek
ve tüzel kişileri zorunlu tutmaya yetkilidir.
Belge veya bilgileri internet, elektronik ve benzeri ortamda
göndermekle zorunlu tutulan gerçek ve tüzel kişilerin, Kurumun bilgi işlem
sistemlerinin herhangi bir nedenle hizmet dışı kalması sonucu belge ve bilgiyi,
bu Kanunda öngörülen sürenin son gününde Kuruma gönderememesi ve muhteviyatı
primleri de yasal süresi içinde ödeyememesi halinde, sorunların ortadan
kalktığı tarihi takip eden üçüncü işgününün sonuna kadar belge veya bilgiyi
gönderir ve muhteviyatı primleri de aynı sürede Kuruma öder ise bu
yükümlülükleri Kanunda öngörülen sürede yerine getirmiş kabul edilir.
Bu maddenin uygulanması ile ilgili usûl ve esaslar, Kurum
tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Uyuşmazlıkların çözüm
yeri
MADDE 101- Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu
Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş
mahkemelerinde görülür.
ALTINCI KISIM
İdarî Para Cezaları ve
Fesih Hükümleri
Kurumca verilecek idarî
para cezaları
MADDE 102.- Kurumca dayanağı belirtilmek suretiyle diğer
kanunlarda suç oluştursa dahi ayrıca bu Kanunun;
a) 8 inci maddenin birinci fıkrası ile 61 inci maddede
belirtilen bildirgeleri; Kurumca belirlenen şekle ve usûle uygun vermeyenler
veya Kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu
tutulduğu halde anılan ortamda göndermeyenler veya bu Kanunda belirtilen süre
içinde vermeyenler, her bir sigortalı için aylık asgarî ücret tutarında, idarî
para cezası uygulanır.
b) 11 inci maddede belirtilen bildirgeyi, Kurumca belirlenen
şekle ve usule uygun vermeyenler veya Kurumca internet, elektronik veya benzeri
ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde, anılan ortamda göndermeyenler veya
bu Kanunda belirtilen süre içinde Kuruma vermeyenlere;
1) Kamu idareleri ile bilanço esasına göre defter tutmak
zorunda olanlar için asgarî ücretin üç katı tutarında,
2) Diğer defterleri tutmak zorunda olanlar için asgarî
ücretin iki katı tutarında,
3) Defter tutmakla yükümlü olmayanlar için bir aylık asgarî
ücret tutarında,
idarî para cezası uygulanır.
c) 86 ncı maddenin birinci fıkrası uyarınca verilmesi
gereken belgeleri, Kurumca belirlenen şekilde ve usûlde vermeyenler ya da
Kurumca internet, elektronik veya benzeri
ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde anılan ortamda
göndermeyenler veya belirlenen süre içinde vermeyenlere her bir fiil için;
1) Belgenin asıl olması halinde aylık asgarî ücretin üç
katını geçmemek kaydıyla belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgarî
ücretin beşte biri tutarında,
2) Belgenin ek olması halinde, aylık asgari ücretin üç
katını geçmemek kaydıyla her bir ek
belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgarî ücretin sekizde
biri tutarında,
3) Ek belgenin 86 ncı maddenin beşinci fıkrasına istinaden
Kurumca re'sen düzenlenmesi durumunda, aylık asgarî ücretin yarısı tutarında,
4) Belgenin mahkeme kararı, Kurum veya diğer kamu
idarelerinin denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarınca yapılan
tespitler sonucunda veya bu idareler tarafından düzenlenen belgelerden
hizmetleri veya kazançları Kuruma bildirilmediği veya eksik bildirildiği
anlaşılan sigortalılarla ilgili olması halinde, belgenin asıl veya ek nitelikte
olup olmadığı, işverence düzenlenip düzenlenmediği dikkate alınmaksızın, aylık
asgarî ücretin üç katı tutarında,
idarî para cezası uygulanır.
d) 59 uncu madde uyarınca Kurumun defter ve belge incelemeye
yetkili denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurları tarafından veya 59 uncu
maddenin beşinci fıkrasında belirtilen serbest muhasebeci malî müşavirler ile
yeminli malî müşavirlerce düzenlenen raporlara istinaden, Kuruma bildirilmediği
tespit edilen eksik işçilik tutarının mal edildiği her bir ay için, aylık
asgarî ücretin üç katı tutarında idarî para cezası uygulanır.
e) 86 ncı maddenin ikinci fıkrasındaki yükümlülüğü Kurumca
yapılan yazılı ihtara rağmen onbeş gün içinde mücbir sebep olmaksızın yerine
getirmeyenlere;
1) Bilanço esasına göre defter tutmakla yükümlü iseler,
aylık asgarî ücretin oniki katı tutarında,
2) Diğer defterleri tutmakla yükümlü iseler, aylık asgarî
ücretin altı katı tutarında,
3) Defter tutmakla yükümlü değil iseler, asgarî ücretin üç
katı tutarında,
4) Defter ve belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle verilmesi
gereken ceza tutarını aşmamak kaydıyla; defter ve belgelerin tümünü verilen
süre içinde ibraz etmekle birlikte, kullanılmaya başlanmadan önce tasdik
ettirilmesi zorunlu olduğu halde tasdiksiz tutulmuş olan defterler, kanuni
tasdik süresi geçtikten sonra tasdik ettirilmiş olan defterlerin tasdik
tarihinden önceki kısmı, işçilikle ilgili giderlerin işlenmemiş olduğu tespit
edilen defterler, sigorta primleri hesabına esas tutulan kazançların kesin
olarak tespitine imkan vermeyecek şekilde usulsüz, karışık veya noksan tutulmuş
defterler, herhangi bir ay için sigorta primleri hesabına esas tutulması
gereken kazançların ve kazançlarla ilgili ödemelerin (sigorta primine esas
kazancın ödemeye bağlı olduğu durumlar dahil) o ayın dahil bulunduğu hesap
dönemine ait defterlere işlenmemiş olması halinde, o aya ait defter kayıtları,
Vergi Usul Kanunu gereğince bilanço esasına göre defter tutulması gerekirken
işletme hesabı esasına göre tutulmuş defterler geçerli sayılmaz ve bu
geçersizlik hallerinin her biri için, aylık asgarî ücretin yarısı tutarında,
5) İşverenler tarafından ibraz edilen aylık ücret tediye
bordrosunda; asgari olarak işyerinin sicil numarası, bordronun ilişkin olduğu
ay, sigortalının adı, soyadı, sigortalının sosyal güvenlik sicil numarası,
ücret ödenen gün sayısı, sigortalının ücreti, ödenen ücret tutarı yer alır.
Ücretin alındığına dair sigortalının imzasını ihtiva etmeyen (makbuz
mukabilinde veya banka kanalıyla yapılan ödemeler hariç) ücret tediye
bordroları geçerli sayılmaz ve bu geçersizlik hallerinin her biri için aylık
asgari ücretin yarısı tutarında,
idari para cezası uygulanır. Verilen süre dışında ibraz
edilen defter ve belgelerin tümünün veya bir bölümünün geçersiz olması
durumunda, tutulan defter türü de dikkate alınarak bu bendin sadece 1, 2 ve 3
numaralı alt bentlerine göre idari para cezası uygulanır.
f) 86 ncı maddenin altıncı fıkrasında ve 85 inci maddenin
beşinci fıkrasında belirtilen yükümlülükleri belirtilen sürede yerine
getirmeyenlere, aylık asgarî ücretin iki katı tutarında idarî para cezası
uygulanır.
g) 8 inci maddenin üçüncü ve altıncı fıkralarında belirtilen
yükümlülükleri yerine getirmeyen kurum ve kuruluşlar ile tüzel kişilere ve 8
inci maddenin dördüncü fıkrasındaki yükümlülüğü yerine getirmeyen
sigortalılara, aylık asgarî ücret tutarında idarî para cezası uygulanır.
h) Sağlık hizmeti sunulmadığı halde sağlık hizmetini fatura
edenler; faturayı veya faturaya dayanak oluşturan belgeleri gerçeğe aykırı
olarak düzenleyenler; 64 üncü madde gereğince kapsam dışı tutulan sağlık
hizmetlerini kapsam içinde olan sağlık hizmetleri gibi gösterenler; sağlık
hizmetlerine hak kazanmayan kişilere sundukları sağlık hizmetlerini fatura
edenler hakkında bu fiilleri nedeniyle Kurumun yersiz ödediği tutarın beş katı
idarî para cezası uygulanır.
ı) 71 inci maddede yer alan kimlik tespiti yükümlülüğünü
yapmayan ve bu nedenle Kurumun zarara uğramasına sebebiyet veren sağlık hizmeti
sunucularından, uğranılan zararın beş katı idarî para cezası uygulanır.
j) Kurumun mahsup suretiyle tahsilini yaptığı haller hariç
olmak üzere, alınması gereken katılım paylarını tahsil etmeyen sağlık hizmeti
sunucularına, fiilin her tekrarında tahsil edilmeyen katılım payının on katı
tutarında idarî para cezası uygulanır.
k) 63 üncü madde gereği Kurumca sağlanan yardımcı üreme
yöntemlerinin tıbbî etik dışında uygulanması halinde, bu fiili işleyen sağlık
hizmeti sunucularına Kurumca vak’a için yapılan tedavi masrafının beş katı
tutarında idarî para cezası uygulanır.
l) Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş
memurlarının, bu Kanunun uygulanmasından doğan inceleme ve soruşturma
görevlerini yerine getirmeleri sırasında işverenler, sigortalılar, işyeri
sahipleri ve bu işle ilgili diğer kişiler, görevlerini yapmasına engel
olamazlar. Engel olanlar hakkında eylemleri başka bir suç oluştursa dahi, aylık
asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezası uygulanır.
Mahkeme kararına, Kurum veya diğer kamu idarelerinin denetim
ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarınca yapılan tespitlere ya da kamu
idarelerinden alınan belgelere istinaden düzenlenenler hariç olmak üzere,
bildirgenin yasal süresi geçtikten sonra ilgililerce kendiliklerinden verilmesi
halinde, bu maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bendinde öngörülen cezalar %
50 oranında uygulanır.
İdari para cezası uygulanması 8 inci, 11 inci ve 86 ncı
maddelerde belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi yükümlülüğünü kaldırmaz.
İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder.
Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili
hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz
takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ
tarihinden itibaren onbeş gün içinde yetkili sulh ceza mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde
başvurunun yapılmamış olması halinde, idarî para cezası kesinleşir.
İdarî para cezalarının, Kuruma itiraz edilmeden veya yargı
yoluna başvurulmadan önce tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde peşin
ödenmesi halinde, bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme idarî para
cezasına karşı yargı yoluna başvurma hakkını etkilemez. Ancak Kurumca veya
mahkemece Kurum lehine karar verilmesi halinde, daha önce tahsil edilmemiş olan
ceza tutarının dörttebirlik kısmı, 89 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü de
dikkate alınarak tahsil edilir.
Mahkemeye başvurulması idarî para cezasının takip ve
tahsilini durdurmaz. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde ödenmeyen
idarî para cezaları, 89 uncu madde hükmü gereğince hesaplanacak gecikme cezası
ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir.
İdarî para cezaları on yıllık zamanaşımı süresine tabidir.
Zamanaşımı süresi, fiilin işlendiği tarihten itibaren başlar.
İdarî para cezaları hakkında, bu Kanunda hüküm bulumayan
hallerde 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümleri
uygulanır.
İdarî yaptırımlar ve
fesih
MADDE 103- Kurumca yapılan inceleme neticesinde haksız
menfaat temin etmek maksadıyla;
a) Sağlık hizmeti sunulmadığı halde sağlık hizmetini fatura
ettiği,
b) Faturayı veya faturaya dayanak oluşturan belgeleri,
gerçeğe aykırı olarak düzenlediği,
c) 64 üncü madde gereğince kapsam dışı tutulan sağlık
hizmetlerini, kapsam içinde olan sağlık hizmetleri gibi gösterdiği,
d) Sağlık hizmetlerine hak kazanmayan kişilere, sağlık
hizmeti sunarak Kuruma fatura ettiği,
tespit edilen sağlık hizmeti sunucuları hakkında genel
hükümlere göre takip yapılır. Bu fiiller nedeniyle Kurumun yersiz ödediği tutar
96 ncı maddeye göre geri alınır. Ayrıca bu fiilî işleyen sağlık hizmeti
sunucularının varsa Kurum ile yaptıkları sözleşmeleri; ilk fiilde bir ay, ilk
fiilden itibaren iki yıllık dönem içerisindeki tekrarı halinde üç ay, aynı
dönem içerisinde ikinci kez tekrarı halinde ise bir yıl süreyle fesih edilir.
Yukarıdaki fıkranın (d) bendi hariç olmak üzere anılan
fiillerin sözleşmesiz sağlık hizmet sunucuları tarafından işlenmesi halinde,
bir yıl süreyle acil durumlar hariç ödeme yapılmaz. Sağlık hizmet sunucusu bu
süre içerisinde bu durumu sağlık hizmeti alan tüm kişilere yazılı olarak
bildirmek zorundadır. Bildirilmeyen kişilerin fatura bedelleri Kurum tarafından
ödenerek, sağlık hizmet sunucusundan iki katı olarak tahsil edilir.
71 inci maddede yer alan kimlik tespiti yükümlülüğünü
yapmayan ve bu nedenle bir başka kişiye sağlık hizmeti sunulması nedeniyle
Kurumun zarara uğramasına sebebiyet veren sağlık hizmeti sunucularından
uğranılan zarar geri alınır.
YEDİNCİ KISIM
Yürürlükten Kaldırılan,
Değiştirilen, Son ve Geçici Hükümler
BİRİNCİ
BÖLÜM
Değiştirilen
ve Yürürlükten Kaldırılan
Hükümler
Diğer kanunlardaki
atıflar
MADDE 104- Bu Kanunla yürürlükten kaldırılmayan hükümleri
saklı kalmak kaydıyla, 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı, 2/9/1971 tarihli ve
1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2926
sayılı ve 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı kanunlara yapılan atıflar ile diğer
kanunlarda sosyal sigorta haklarına, yardımlarına ve yükümlülüklerine,
sigortalılığa ve hak sahipliği şartlarına, sağlık hizmetlerinin veya tedavi
bedellerinin ödenmesine ilişkin yapılan atıflar bu Kanunun ilgili maddelerine
yapılmış sayılır.
27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri
Personel Kanununda kadrosuzluk tazminatının ödenmesine ilişkin T.C. Emekli
Sandığına yapılmış olan atıf ile diğer kanunlarda T.C. Emekli Sandığına, Sosyal
Sigortalar Kurumuna, Bağ-Kur'a yapılmış atıflar Kuruma yapılmış sayılır.
Değiştirilen, eklenen ve
uygulanmayacak hükümler
MADDE 105- a) 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun:
1) 89 uncu maddesinin birinci fıkrasında geçen "aylık
bağlamaya esas" ibaresi, "ek 70 inci maddeye göre hesaplanacak"
şeklinde değiştirilmiştir.
2) Ek 19 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Ek Madde 19.- Vazife malulü erlerle, bunların dul ve
yetimlerine ödenecek aylık veya gelirlerin alt sınırı Sosyal Sigortalar ve
Genel Sağlık Sigortası Kanununun 27 nci veya 33 üncü maddeleri hükümlerine göre
belirlenir."
3) Ek 48 inci maddesinin son fıkrasının başına, "Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (c) bendi kapsamında yaşlılık aylığına hak kazananlar hakkında, aynı
Kanunun geçici 2 nci maddesinin (d) bendinin uygulanmasında:" ibaresi
eklenmiştir.
4) Ek 68 inci maddesine birinci fıkra olarak, "Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (c) bendi kapsamında yaşlılık aylığına hak kazananlar hakkında, aynı
Kanunun geçici 2 nci maddesinin (d) bendinin uygulanmasında:" ibaresi
eklenmiş; aynı maddede geçen "ödenir" ve "ödeme yapılır"
ibareleri "hesaplanır" şeklinde değiştirilmiş; aynı maddenin dördüncü
fıkrasında geçen "Bu tazminatlar ilgililere ödendikçe iki ay içinde
faturası karşılığında Hazineden tahsil olunur." cümlesi ile aynı maddenin
beşinci ve son fıkrası madde metninden çıkarılmış ve aynı maddenin diğer
fıkraları (a), (b), (c), (d) ve (e) bentleri olarak düzenlenmiştir.
5) Ek 70 inci maddesinin birinci fıkrasında geçen
"Sandık iştirakçilerine ödenmekte olan;" ve "emeklilik
keseneğine ve Kurum karşılığına tabi tutulur." ibareleri sırasıyla
"Emekli ikramiyesinin hesabında;" ve "dikkate alınır"
şeklinde; aynı maddenin son fıkrası da personel kanunlarında yer alan aylığa
ilişkin gösterge ve ek göstergeler esas alınarak bulunan tutarlar da emekli
ikramiyesi hesabında dikkate alınır."
olarak değiştirilmiştir.
6) Ek 73 üncü maddesine birinci fıkra olarak, "Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (c) bendi kapsamında yaşlılık aylığına hak kazananlar hakkında, aynı
Kanunun geçici 2 nci maddesinin (d) bendinin uygulanmasında:" ibaresi
eklenmiş; aynı maddenin birinci fıkrasında geçen "toptan ödeme
yapılabilmesi için" ibaresi, "toptan ödeme hesaplanabilmesi
için" şeklinde; ikinci fıkrasında geçen "emeklilik" kelimesi,
"hesaplama" şeklinde değiştirilmiş ve aynı maddenin fıkraları (a),
(b) ve (c) bentleri olarak düzenlenmiştir.
b) 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal
Sigortalar Kanununun;
1) 21 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 21.- Yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanan
sigortalıya, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 29 uncu
maddesinde belirtilen esaslara göre aylık bağlanır."
2) 30 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 30.- Bu Kanunun gerektirdiği her türlü yardım ve
ödemeler için sigortalılardan % 12,5'i genel sağlık sigortası primi olmak üzere
% 32,5 oranında prim alınır."
3) 39 uncu maddesinin (a) bendi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
" Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun
13, 14, 19, 20, 21, 22, 25, 26, 27, 28, 33, 34, 35, 36, 54, 55, 57, 58, 59, 60,
61, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73,76, 77,78, 89, 94, 95, 96, 97,
100 ve 101 inci maddeleri ile 41 inci maddenin (b) bendi, 506 sayılı Sosyal
Sigortalar Kanununun Geçici 82 nci maddesi,
c) 29/5/1986 tarihli ve 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı
Teşvik Kanununun 2 nci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Ancak, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanununun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde sayılan genel
sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin aynı kanun gereği
ödedikleri katılım payları ile diğer sağlık hizmetlerinin karşılanmayan kısmı,
bu Kanun kapsamındadır. Ancak yıl içinde ödenen tutarlar, takip eden yılda
Hazine tarafından Fona geri ödenir."
d) 10.2.1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanununun 18
inci maddesinin başlığı ve birinci fıkrasının birinci paragrafı aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"Ehliyet tespiti, imtihan ve hava değişimi için başka
yere gönderilenler:
Memurlar, yardımcı hizmetler sınıfına dahil personel ve
kurumlarda yalnız ödenek mukabili çalışanlardan, memuriyet mahalli
dışına;"
e) 8/5/1985 tarihli ve 3201 sayılı Yurtdışında Bulunan Türk
Vatandaşlarının Yurtdışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından
Değerlendirilmesi Hakkında Kanunun;
1) 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 1- Türk vatandaşlarının yurt dışında 18 yaşını
doldurduktan sonra, Türk vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen sigortalılık
süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan
işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda
belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri
halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından
değerlendirilir."
2) 2 nci maddesinin (a) bendinin sonuna, "Sosyal
Güvenlik Kurumu Başkanlığı" ibaresi ve aynı maddeye aşağıdaki (e) ve (f)
fıkraları eklenmiştir.
"e) Kurum; Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığını,
f) Bakanlık; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını,"
3) 3 üncü maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Başvurulacak kuruluş
Madde 3.- Sigortalılar ile yurtdışında çalışmakta iken veya
yurda kesin dönüş yaptıktan sonra ölenlerin Türk vatandaşı olan hak sahipleri
Kuruma müracaat etmek suretiyle bu Kanunla getirilen haklardan
yararlanırlar."
4) 4 üncü maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Borçlanma tutarı ve borçlanma tutarının iadesi
Madde 4-Borçlanılacak her bir gün için tahakkuk ettirilecek
borç tutarı, başvuru tarihindeki prime esas asgarî ve azamî günlük kazanç
arasında seçilecek günlük kazancın % 32'sidir. Borçlanılan süreler, yurda kesin
dönüş yapılmış olması şartıyla aylık tahsisi için yazılı talepleri halinde
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 41 inci maddesinin son
fıkrası hükümlerine göre değerlendirilir. Borçlanmaya ilişkin Kurumca tahakkuk
ettirilen borç tutarı, tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içerisinde
ödenir. Ödeme yapılan gün sayısı prim ödeme gün sayısına ve prime esas kazanca
dahil edilir. Tahakkuk ettirilen prim borcunu tebligat tarihinden itibaren üç
ay içerisinde ödemeyenler için yeniden başvuru şartı aranır.
Borçlanmadan sonradan vazgeçenler ile yapılan borçlanma
sonrasında aylık bağlanması için gerekli şartları yerine getiremeyenlere ve
bunların hak sahiplerine talepleri üzerine yaptıkları ödemeler, faiz
uygulanmaksızın iade edilir.
Yurt dışında iken borçlanma isteğinde bulunacak sigortalı
veya hak sahipleri Yeni Türk Lirası olarak bildirilecek borç tutarını döviz
cinsinden, Türkiye'de ise Yeni Türk Lirası olarak öderler."
5) 5 inci maddenin birinci fıkrası "Yurt dışındaki
sigortalılık sürelerinin tespitinde, bunu belirten ve istek sahibinin ibraz
edeceği ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten
geriye doğru olmak üzere gün sayıları esas alınır, bu tespitte 1 yıl 360 gün, 1
ay 30 gün hesaplanır." şeklinde değiştirilmiş; aynı maddenin üçüncü
fıkrasının sonuna "Bu durumda olanlar Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanununun 4 cü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında
sigortalı sayılır." ibaresi eklenmiş; maddeye "Sosyal güvenlik
sözleşmesi yapılmış ülkelerdeki hizmetlerini, bu Kanuna göre borçlananların,
sözleşme yapılan ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş
tarihi olarak dikkate alınmaz." ibaresi dördüncü fıkra olarak eklenmiştir.
6) 6 ıncı maddenin (A) bendinin son fıkrası "
Yukarıdaki şartları yerine getirenlerden tahsise hak kazananların aylıkları,
yazılı istek tarihini takip eden ay başından itibaren başlatılmak üzere Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu hükümlerine göre bağlanır."
şeklinde değiştirilmiş,
Aynı maddenin (B) bendi; "B) Kanun hükümlerinden
yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurtdışında yabancı ülke
mevzuatına tabi çalışanlar, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal
yardım ödeneği alanlar ile Türkiye'de sigortalı çalışmaya başlayanların
aylıkları, tekrar çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya
başladıkları tarihten itibaren kesilir. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanununun sosyal güvenlik destek primi hakkındaki hükümleri, bu Kanun
hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlar için uygulanmaz.
Yurtiçinde veya yurtdışında çalışması sona erenlerin veya
ikamete dayalı bir ödenek alanlardan ödenekleri sona erenlerin, aylıklarının
tekrar ödenmesi için yazılı talepte bulunmaları halinde, talep tarihini izleyen
aybaşından itibaren aylıkları tekrar ödenmeye başlanır." şeklinde
değiştirilmiştir.
f) 8/5/1985 tarihli ve 3201 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin
(b) bendinde ifade edilen "sosyal güvenlik kanunları" ifadesi, bu
Kanunu da kapsar.
g) 27.4.2005 tarihli ve 5335 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi
ile 10.7.1987 tarihli ve 285 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci
maddesinin 11 nci fıkrası hariç olmak üzere, diğer kanunların bu Kanuna aykırı
hükümleri uygulanmaz.
h) 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Kanunun Ek 18 inci
maddesinin (b) bendi, "(a) fıkrasına göre bulunacak tutar, Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun yürürlük tarihinden önce göreve
başlayanların emekliliklerinde, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanununun geçici 2 nci maddesinin (d) bendine göre hesaplanacak kısmi aylığın
hesabında dikkate alınır." şeklinde değiştirilmiştir.
Yürürlükten kaldırılan
hükümler
MADDE 106- 1) 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal
Sigortalar Kanununun, geçici 20 inci, geçici 81 inci, geçici 82 nci ve geçici
87 nci ve geçici 89 uncu maddeleri hariç diğer maddeleri,
2) 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve
Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun, 1 ila 23 üncü,
geçici 10 uncu ve geçici 11 inci maddeleri hariç diğer maddeleri,
3) 29/8/1977 tarihli ve 2108 sayılı Muhtar Ödenek ve Sosyal
Güvenlik Yasasının 4 üncü ve 5 inci maddeleri,
4) 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve
Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu,
5) 24/5/1983 tarihli ve 2829 sayılı Sosyal Güvenlik
Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun,
6) 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal
Sigortalar Kanununun 1 ila 5 inci, 13 ilâ 17 nci maddeleri,
7) 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun 107 nci, 188 inci, 209 uncu ve ek 22 nci maddeleri,
8) 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Emekli Sandığı Kanununun, 12 ilâ 19 uncu maddeleri, 23 üncü maddesi, 30 ilâ 39
uncu maddeleri, 41 ilâ 55 inci maddeleri, 57 ilâ 59 uncu maddeleri, 61 ilâ 64
üncü maddeleri, 66 ilâ 71 inci maddeleri, 72 nci maddesinin birinci, ikinci ve
üçüncü fıkraları, 73 ilâ 77 nci maddeleri, 80 inci maddesi, 82 inci maddesinin
(a), (b), (c) ve (ç) bentleri, 83 ilâ 88 inci maddeleri, 90 ıncı ve 91 inci
maddeleri, 93 ilâ 100 üncü maddeleri, 102 nci maddesi, 105 ilâ 107 nci maddeleri,
112 ilâ 124 üncü maddeleri, 127 ila 129 uncu maddeleri, 131 ilâ 135 inci
maddeleri, ek 2 ilâ ek 4 üncü maddeleri, ek 8 ve ek 9 uncu maddeleri, ek 11
inci maddesi, ek 13 ila ek 18 inci maddeleri, ek 21 ilâ ek 23 üncü maddeleri,
ek 25 ilâ ek 27 nci maddeleri, ek 29 ve ek 30 uncu maddeleri, ek 31 inci
maddesinin (a) ve (b) bentleri, ek 32 ilâ 34 üncü maddeleri, ek 37 inci
maddesi, ek 39 uncu maddesi, ek 41 ilâ ek 47 inci maddeleri, ek 48 inci
maddesinin son fıkrası hariç diğer fıkraları, ek 49 uncu maddesi, ek 56 ve ek
57 nci maddeleri, ek 59 uncu maddesi, ek 69 uncu maddesi, ek 72 nci maddesi, ek
74 ve ek 75 inci maddeleri, ek 80 inci maddesi, geçici 8 inci maddesi, geçici
15 inci maddesi, geçici 16 ncı maddesi, geçici 54 üncü, geçici 65 inci, geçici
85 inci, geçici 86 ncı, geçici 88 inci, geçici 96 ila geçici 98 inci, geçici
103, geçici 104, geçici 109 ila geçici 113 üncü, geçici 115 ila geçici 118
inci, geçici 120 nci, geçici 121 inci, geçici 139 ila geçici 141 inci, geçici
146 ncı, geçici 147 nci, geçici 150 ilâ geçici 151 nci, geçici 153 üncü, geçici
157 nci, geçici 159 uncu, geçici 161 ila geçici 166 ncı, geçici 170 inci,
geçici 171 inci, geçici 173 üncü, geçici 176 ncı, geçici 180 inci, geçici 182
ilâ geçici 186 ncı, geçici 190 ilâ geçici 192, geçici 195 ilâ geçici 200 üncü,
geçici 203 üncü, geçici 204 üncü, geçici 207 nci ve geçici 208 inci, geçici 210
ilâ geçici 212 nci, geçici 218 ilâ geçici 220 nci, ek geçici 1 inci, ek geçici
2 nci, ek geçici 7 nci, ek geçici 8 inci, ek geçici 11 inci, ek geçici 19 uncu,
ek geçici 20 nci, ek geçici 22 nci ve ek geçici 23 üncü maddeleri,
9) 1/10/1992 tarihli ve 3841 sayılı Kanunun geçici 1 inci
maddesi, 24/11/1994 tarihli ve 4049 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesi ve
13/6/2001 tarihli ve 4677 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesi,
10) 14/11/1988 tarihli ve 311 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu
Görevlileri ile İlgili Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Hükmünde Kararnamenin geçici 3 üncü maddesi,
11) 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun
56 ncı maddesinin (C) fıkrası,
12) 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 186
ilâ 188 inci ve 191 inci maddeleri,
13) 18/1/1972 tarihli ve 1512 sayılı Noterlik Kanununun, 201
ilâ 203 üncü maddeleri,
14) 7/5/1987 tarihli ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel
Kanununun 3 üncü maddesinin (d) bendi ile geçici 3 üncü maddesi,
15) 22/1/1990 tarihli ve 399 sayılı Kamu İktisadi
Teşebbüsleri Personel Rejiminin Düzenlenmesi ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde
Kararnamenin 32 nci maddesindeki "resmî ve özel sağlık kuruluşlarında
ayakta ve yatarak tedavileri ile" ibaresi,
16) 4/6/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı
Kanununun 89 uncu maddesi,
17) 4/2/1924 tarihli ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon
Kanununun ek 23 üncü maddesi,
18) 1/11/1983 tarihli ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat
Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununun 18 inci maddesi,
19) 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele
Kanununun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi ile (g) bendinde yer
alan "ve tedavileri yaptırılır" ibaresi,
20) 23/4/1981 tarihli ve 2453 sayılı Yurt Dışında Görevli
Personele Nakdi Tazminat Verilmesi ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasında yer alan "ile yaralanan veya sakat
kalanların tedavi giderleri" ibaresi,
21) 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir
Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun 10
uncu maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkraları,
22) 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş
Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında
Kanunun 7 nci maddesi,
23) 24/2/1968 tarihli ve 1005 sayılı İstiklal Madalyası
Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında
Kanunun 2 nci maddesinin ikinci fıkrası,
24) 10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanununun 18
inci maddesinin (c) bendi ile 20 nci maddesi,
25) 8/5/1985 tarih ve 3201 sayılı Kanunun 7 nci , 11 inci,
geçici 1 ila geçici 4 üncü maddeleri ile aynı kanunda geçen "döviz"
ibareleri,
26) 18/6/1992 tarihli ve 3816 sayılı Kanunun birinci
maddesinde yer alan "Genel Sağlık Sigortası uygulamasına geçilinceye
kadar" ibaresi,
yürürlükten kaldırılmıştır.
Yönetmelikler
MADDE 107- Bu Kanunda bahsi geçen yönetmelikler bu Kanunun
yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içerisinde çıkarılır. Kurum, bu Kanunun
diğer maddelerin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları yönetmelik ile
düzenleme yetkisine sahiptir.
İKİNCİ
BÖLÜM
Geçici
ve Son Hükümler
Malûllük, yaşlılık ve
ölüm sigortasına ilişkin bazı geçiş hükümleri
GEÇİCİ MADDE 1- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce,
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ile 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal
Sigortalar Kanununa tabi olanlar her türlü hak ve yükümlülükleri ile bu Kanunun
4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında, 1479 sayılı Esnaf ve
Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu ve bu Kanunla
mülga 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar
Kanununa tabi olanlar her türlü hak ve yükümlülükleri ile bu Kanununun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında, 5434 sayılı T.C. Emekli
Sandığı Kanununa tabi olanlar her türlü hak ve yükümlülükleri ile bu Kanunun 4
üncü maddesinin birinci fıkrasının (c ) bendi kapsamında kabul edilir.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce çalışmaya
başlayıp bu tarihten sonra aylık talebinde bulunanlardan, birinci fıkrada
belirtilen sigortalılık hallerinden birden fazlasına tabi olanlara yaşlılık
aylığına hak kazanma şartlarından hangisinin uygulanacağı, en son sigortalı
sayıldığı tarihten geriye doğru son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde en
fazla hizmetin geçtiği sigortalılık hali, hizmet sürelerinin eşit olması
halinde ise son sigortalılık durumu esas alınarak belirlenir.
17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı, 2/9/1971 tarihli ve 1479
sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/.1983 tarihli
ve 2926 sayılı ve 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı kanunlara göre bağlanan veya
talepte bulunulan; aylık, gelir, tazminat, harp malûllüğü zammı ve diğer
ödenekler ile 8/2/2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre
ödenmekte olan ek ödemenin verilmesine devam edilir. Bu gelir ve aylıkların
durum değişikliği nedeniyle artırılması, azaltılması, kesilmesi veya yeniden
bağlanmasında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümleri
uygulanır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 17/7/1964
tarihli ve 506 sayılı ve 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı kanunlara göre
ödenmekte olan sosyal yardım zammı ile telafi edici ödeme tutarları, 8/6/1949
tarihli ve 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu gereğince emekli aylığı
almakta olanlara ödenmekte olan makam ve yüksek hakimlik tazminatı, görev ve
temsil tazminatı ile ek ödemeler ve yardımlar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihte ödenen tutarlar esas alınarak, ilgililerin gelir ve aylıklarına ilave
edilerek ödenir.
Bağlanmış aylık ve gelirler, 55 inci maddenin ikinci
fıkrasına göre artırılır.
Sosyal yardım zammının ilavesinde tamamı dağıtılacak
şekilde, hak sahiplerinin gelir ve aylıklardaki hisseleri esas alınır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce ölen, ancak bu
Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili Kanun hükümlerine göre ölüm aylığının
bağlanabilmesi için yeterli prim ödeme gün sayısı olmayan sigortalının hak
sahiplerinin, bu Kanun hükümlerine göre ölüm aylığına hak kazanması halinde
ölüm aylığına bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren hak kazanılmış
sayılır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı
Kanuna tabi olanlardan 44 üncü maddenin ikinci fıkrası kapsamında emekliye sevk
edilenler hakkında yaş haddi, 8.6.1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunun geçici
205 inci maddesi esas alınarak uygulanır.
3 üncü maddenin (29) uncu bendinde belirtilen güncelleme
katsayısında yer verilen ortalama günlük prime esas kazançtaki değişim oranı,
bu Kanunun yürürlük tarihinden sonraki ilk yıl için, o yıl gerçekleşen asgari
ücretteki artış oranı olarak kabul edilir.
Bu Kanundan önce
yürürlükte bulunan sosyal güvenlik kanunlarına tabi geçen çalışmalar için
bağlanacak aylıkların hesabı
GEÇİCİ MADDE 2- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983
tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı,
8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı kanunlara ve 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı
Kanunun geçici 20 nci maddesine tabi sandıklara tabi olanlara bağlanacak
yaşlılık aylıkları aşağıdaki şekilde hesaplanır:
a) Sigortalının veya iştirakçinin bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihe kadar geçen sürelerdeki prim ödeme gün sayılarına veya fiilî
hizmet süresine ait aylık; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki kanun
hükümlerine göre, aylık talep tarihindeki toplam prim ödeme gün sayısı veya
fiilî hizmet süresi üzerinden, bu Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla
hesaplanacak aylığının bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadarki prim ödeme
gün sayısı veya fiilî hizmet süresi ile orantılı bölümü, aylık başlangıç
tarihine kadar geçen yıllar için, her yıl gerçekleşen güncelleme katsayısı ile
çarpılarak hesaplanır.
b) Sigortalının veya iştirakçinin bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten sonra geçen sürelerdeki prim ödeme gün sayılarına ait aylığı,
aylık talep tarihindeki toplam prim ödeme gün sayısı üzerinden 29 uncu madde
hükümlerine göre hesaplanacak aylığının, bu Kanunun yürürlük tarihinden sonraki
prim ödeme gün sayısına orantılı bölümü kadardır.
c) Aylık, (a) ve (b) bentlerine göre hesaplanan kısmi aylıkların
toplamından oluşur. Aylıklar ayrıca 29 uncu maddenin son fıkrasına göre
artırılarak belirlenir.
d) 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunun ek 48 inci
maddesi ile ek 68 inci, ek 73 üncü ve 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Kanunun
ek 18 inci maddesi ve ilgili diğer maddeleri esas alınarak hak edilen makam
veya yüksek hâkimlik, temsil veya görev tazminatları ve ek göstergeler, bu
maddenin (a) bendinde belirtilen kısmi aylıkların hesabında dikkate alınır.
Ancak (a) bendine göre yapılacak hesaplama açısından bu hükmün uygulanması
sonucu daha yüksek ek göstergeye hak kazanılmış olması, 8/6/1949 tarihli ve
5434 sayılı Kanunun ek 70 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin
uygulanmasında esas alınacak ek göstergelerin yükseltilerek uygulanması hakkını
doğurmaz.
e) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 17/7/1964
tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 82 nci maddesinin (a) bendine göre
gösterge sistemi içinde hesaplanacak kısmi aylıklara esas gösterge,
sigortalıların ortalama yıllık kazanç hesabına giren takvim yılı sayısı esas
alınmak suretiyle hazırlanacak olan gösterge ve üst gösterge tespit tabloları
esas alınarak belirlenir. Bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra 8/5/1985 tarihli
ve 3201 sayılı Kanuna göre yurtdışı hizmet borçlanması yapan sigortalıların bu
sürelerinin, bu Kanuna göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının
belirlenmesinde; şayet borçlanma yapılan sürelerden önce sigortalılıkları varsa
en son sigortalılık haline göre, şayet sigortalılıkları yoksa, bu Kanunun 4
üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık
süresi olarak kabul edilir.
Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar geçen sürelere ilişkin
aylığın hesabında esas alınan asgari aylık tutarı ile 17/7/1964 tarihli ve 506
sayılı Kanunun geçici 82 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre belirlenen eski
tam aylık tutarı, toplam prim ödeme gün sayısı içinde bu Kanunun yürürlük
tarihine kadar geçen prim ödeme gün sayısının oranına tekabül eden tutar
üzerinden esas alınır.
Yurt dışı hizmet borçlanması yapanların aylıkları da
yukarıda belirtilen fıkralara göre hesaplanır.
Malûllük ve ölüm aylıkları, yukarıdaki fıkralarda belirtilen
hükümler esas alınarak, 27 nci veya 33 üncü madde hükümlerine göre hesaplanır.
Önceki mevzuat
hükümlerinin uygulanması, Devlet katkısı ve geçici iş göremezlik ödeneği
GEÇİCİ MADDE 3- Bu Kanuna göre çıkarılması gereken
yönetmelikler yürürlüğe girinceye kadar, mevcut tüzük ve yönetmeliklerin, bu
Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanmaya devam edilir.
47 nci maddenin son fıkrasında sözü edilen Türk Silahlı
Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği hükümleri, bu Kanunun yayımlandığı
tarihten itibaren en geç iki yıl içinde, Kurumun da görüşü alınarak, bu Kanun
hükümlerine uyumlu hale getirilir.
Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile genel sağlık
sigortası primine Devlet katkısının oranı ile bu katkının hesaplanmasında esas
alınan oranı, söz konusu sigorta kollarının açıklarının azalmasına paralel
olarak azaltmaya, Bakanlar Kurulu yetkilidir.
Sigortalılardan 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi
kapsamında olanların, bu Kanuna göre istirahatli bulunup, geçici iş göremezlik
ödeneği alamadıkları sürelere ait ücretleri ve çalışırken aldıkları aylıkları
ile geçici iş göremezlik ödenekleri arasındaki farklar ilgili mevzuatında
değişiklik yapılıncaya kadar çalıştıkları kurumlarınca ödenmeye devam edilir.
08/2/2006 tarih ve 5454 sayılı Kanunun 1 inci maddesi
hükümleri bu Kanun kapsamında gelir ve aylık bağlanan kişiler için uygulanır.
5434 sayılı Kanuna
ilişkin geçiş hükümleri
GEÇİCİ MADDE 4- Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce
sakatlık kontenjanından göreve başlayan ve T.C. Emekli Sandığına tabi bir
göreve devam edip bu Kanunun malûlen emeklilik şartlarını taşımayanlardan onbeş
yıl hizmeti bulunanlara, istekleri halinde yaşlılık aylığı bağlanır.
Kamu görevlilerinin emeklilik ikramiyeleri, 8/6/1949 tarihli
ve 5434 sayılı Kanun hükümlerince hesaplanarak bu Kanunun yürürlük tarihinden
itibaren bir yıl süreyle, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunun 89 uncu
maddesi ve bu Kanunla mülga 24/5/1983 tarihli ve 2829 sayılı Kanun ile personel
kanunlarına göre Kurumca ödenir ve ilgili kurumlardan tahsilat, anılan
maddedeki usûlle yapılır. Bir yıllık sürenin dolmasından itibaren emekli
ikramiyeleri 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunun 89 uncu maddesi
hükümlerine göre kamu görevlisinin son defa çalıştığı kurumunca, çalıştığı son
kurumun özelleştirilmesi halinde ise Hazinece ödenir.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar 8/6/1949 tarihli
ve 5434 sayılı Kanunun mülga 12 nci maddesi uyarınca isteğe bağlı iştirakçi
olarak T.C. Emekli Sandığı ile ilişkilendirilenler ile aynı tarihe kadar isteğe
bağlı iştirakçi olmak üzere başvuruda bulunanlardan gerekli koşulları
sağladıkları anlaşılanların bu Kanuna göre isteğe bağlı sigortalı olmaya devam
etmeleri durumunda emekli ikramiyeleri hakkında anılan madde hükümlerinin
uygulanmasına devam olunur.
49 uncu maddede düzenlenen itibarî hizmet süreleri,
emeklilik ikramiyelerinin hesabında dikkate alınmaz.
8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanuna göre aylığa hak
kazanamayıp bu Kanunda yapılan düzenlemelere göre aylığa hak kazananların prime
esas kazancı olarak, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihteki emsali sigortalının
prime esas kazancı kabul edilir.
Bu durumdakilerin aylık veya gelirleri, yukarıdaki fıkraya
göre hesap edilecek prime esas kazanca, bu Kanuna göre hak edilen aylık ve
kazancın hesap edilmesine ilişkin maddelerinin uygulanması suretiyle bulunur.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte kamu idarelerinde
hizmet akdi ile veya sözleşmeli olarak çalışanlardan; ilgili kanunları gereği
8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanun ile ilgilendirilenler aynı statüde
çalışmaya devam ettikleri sürece bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (c) bendine göre sigortalı sayılırlar. Ancak, bunların prime esas
kazançları ile emekli ikramiyeleri, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce
uygulanan hükümlere göre tespit olunmaya devam olunur.
8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunun mülga geçici 191
inci ve mülga geçici 192 nci maddeleri uyarınca, istekleri üzerine 399 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnameye tabi kurumlarda sözleşmeli olarak çalışmakta iken
anılan Kanun Hükmünde Kararnamenin 12 nci ve geçici 1 inci maddelerine göre
zorunlu olarak, özelleştirilen kurumlarda sözleşmeli olarak çalıştırılmakta
iken 28/5/1986 tarihli ve 3291 sayılı Kanunun Anayasa Mahkemesi tarafından
iptal edilen 16 ncı ve 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunun ek 71 inci
maddeleri uyarınca ve sözleşmeli olarak çalıştıkları kurumun özel kanunundaki
hükümler nedeniyle T. C. Emekli Sandığı ile ilgilendirilmiş olanların söz
konusu hizmetleri, bu Kanuna tabi olarak geçmiş sayılır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 8/6/1949 tarihli
ve 5434 sayılı Kanuna tabi olan iştirakçilerin, bu Kanuna göre belirlenen prime
esas kazanç matrahı ile 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanuna göre keseneğe
tabi kazançları arasındaki matrah farkına ait sigorta primi bir yıl süre ile
kurumlarınca karşılanır.
8/9/1999 tarihi ile bu Kanunun yürürlük tarihi arasında T.C.
Emekli Sandığı iştirakçisi olanlardan, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunun
32 nci maddesine göre fiilî hizmet sürelerine zam yapılanların yaş hadlerinden,
eklenilen sürenin, üç yıldan çok olmamak üzere, yarısı indirilir.
Kamu görevlilerinden personel kanunlarına göre aylıksız
izinli sayılanlardan, aylıksız izinli olarak geçen süreleri esnasında isteğe
bağlı sigortalılık primi ödemeyenlerin, istekleri halinde başvuru tarihindeki
prime esas kazanç tutarı üzerinden % 32 oranında hesap edilecek primleri
defaten ödemeleri halinde, aylıksız geçen izin süreleri hizmet sürelerine
eklenir.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce ek göstergeli
veya daha yüksek ek göstergeli görevlere atanan T.C. Emekli Sandığı
iştirakçilerinin bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra bu görevlerde geçen
süreleri, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunun ek 68 inci maddesi ile ek 73
üncü maddesinde belirtilen sürelerin doldurulmasında dikkate alınır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, Emniyet Hizmetleri
sınıfında çalışmakta olanlarla daha önce bu sınıflarda çalışmış bulunan
personelden halen 4 üncü madde kapsamında çalışmaya devam edenlerin istekleri
halinde; 4 üncü maddenin üçüncü fıkrasının (e) bendinde belirtilen okullarda
geçen başarılı eğitim süreleri, ilgilinin talep tarihindeki en az aylık alan
komiser yardımcısının prime esas kazancı üzerinden sigortalı prim hissesi
kendilerince, işveren prim hissesi de kurumlarınca verilmek suretiyle borcun
tebliğ edildiği tarihten itibaren iki yıl içinde eşit taksitler halinde ödenir.
Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce, seçimler neticesinde
belediye başkanı olarak görev yapmış olup, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce
mer'i sosyal güvenlik kanunlarına göre malullük veya yaşlılık aylığı almakta
olanlardan, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun mülga 39
uncu maddesine göre aylık bağlanması şartlarını haiz olanlara, emsali belediye
başkanının almakta olduğu tutar ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli
Sandığı Kanununun ek 68 inci maddesinde belirtilen şartlar dikkate alınarak,
almakta oldukları aylıklarına eklenmek suretiyle makam tazminatı ve buna bağlı
olarak temsil veya görev tazminatı ödenir. Seçimler neticesinde belediye
başkanı olarak görev yapmış olup, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce mer'i
sosyal güvenlik kanunlarına göre malûllük veya yaşlılık aylığı almakta
olanlardan, bu Kanunun yürürlük tarihi itibariyle 5434 sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun mülga 39 uncu maddesine göre aylık
bağlanması şartlarını haiz olmayanlara ise, bu şartları haiz oldukları tarihten
itibaren, bu fıkrada belirtilen şartlar dahilinde söz konusu tazminatlar
ödenir. Bu fıkra uyarınca, aylıkları ile birlikte söz konusu tazminatları
almakta iken ölenler ile seçimler neticesinde belediye başkanı olarak görev
yapmış olup, bu Kanuna göre sigortalı iken ölenlerin, bu Kanunun 32 nci
maddesinde belirtilen şartlara sahip olmaları halinde, 5434 sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun ek 68 inci maddesinde belirtilen şartlar
da dikkate alınarak, hak sahiplerine bu Kanunun 34 üncü maddesi hükümlerine
göre söz konusu tazminatlar ölüm aylıklarına eklenmek suretiyle ödenir.
Toptan ödeme ve ihya
geçiş hükümleri
GEÇİCİ MADDE 5- Bu Kanuna göre yapılacak toptan ödemelerin,
bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki hizmet sürelerine ait bölümü, bu
Kanunla bazı maddeleri yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerine göre bu
Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla hesaplanarak, bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarih ile toptan ödemenin yapılmasına ilişkin yazılı istek tarihine kadar geçen
yıllar için her yılın güncelleme katsayısı ile çarpılarak bulunan tutar, bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonraki süreler için bu Kanuna göre
hesaplanan toptan ödeme tutarına ilave edilerek ödenir.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce toptan ödeme
yapılarak tasfiye edilen hizmetlerin 31 inci, 36 ncı ve 41 inci maddelere göre
ihyasında veya borçlanılmasında, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla
bu Kanunla bazı maddeleri yürürlükten kaldırılan ilgili kanunun hükümlerine
göre hesaplanan tutarı, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih ile ihya talebine
ilişkin yazılı istek tarihi arasında geçen yıllar için, her yılın güncelleme
katsayısı ile çarpılarak bulunan değeri dikkate alınır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 8/6/1949 tarihli
ve 5434 sayılı Kanunun mülga 87 nci maddesinde sayılan sebepler nedeniyle
görevlerinden ayrılan, kurumlarınca malûllük ve yaş haddi dahil re'sen emekliye
sevk edilen ve ölenlerden; kesenek iadesi veya toptan ödeme yapılmak suretiyle
hizmetleri tasfiye edilmiş veya bu süreleri hariç tutularak aylık bağlanmış
veya bu sürelerle birlikte aylığa hak kazanmış olanların, kendileri veya dul ve
yetimlerinin bu Kanunun 31 inci ve 41 inci maddelerinde belirtilen esaslara
göre hesaplanacak olan meblağı, aynı maddedeki şartlarla Kuruma ödemeleri
halinde, paranın ödendiği tarihi takip eden ay başından itibaren kendilerine
veya bu tarihte aylığa müstahak dul ve yetimlerine aylık bağlanır veya
bağlanmış aylıkları düzeltilir. Ancak bu kişilere emekli ikramiyesi ödenmez.
Kesenek veya toptan ödemeleri zamanaşımına uğramış olması
nedeniyle hizmetleri tasfiye edilmiş olanların, tasfiye edilmiş süreleri bu
Kanuna göre birleştirilecek hizmetlerden kabul edilir.
506 sayılı Kanuna ilişkin
geçiş hükümleri
GEÇİCİ MADDE 6- 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanuna göre
1/4/1981 tarihinden önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescil
edilmiş olanlar hakkında, bu Kanunun 38 inci maddesinin ikinci fıkrasındaki
sigortalılık süresinin 18 yaşın doldurulduğu tarihten başlayacağına ilişkin
hükmü uygulanmaz.
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun mülga ek 24 üncü
maddesinde sayılan kurum ve kuruluşlarca, Kuruma ödenmeyen sosyal yardım
zamları, Hazine tarafından ilgili kurum ve kuruluşlardan tahsil edilmek üzere
Kuruma ödenir.
17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanun hükümlerine göre
yapılmış olan işyeri tescilleri, bu Kanun hükümlerine göre yapılmış sayılır.
Kamu idarelerinden bu şekilde işyeri tescili bulunmayanlar, 11 inci maddede
belirtilen işyeri bildirgesini bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren onbeş
gün içinde Kuruma vermek zorundadır. İşyeri bildirgesinin bu süre içinde Kuruma
verilmemesi durumunda, 102 nci maddenin (b) bendi gereğince idarî para cezası
uygulanır.
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun mülga 86 ncı maddesi
hükmüne göre topluluk sigortasına tabi olanların ödedikleri iş kazası, meslek
hastalığı, hastalık, analık, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri
genel sağlık sigortası dahil bu Kanuna göre ödenmiş sayılır. Bu süreler
yatırıldıkları sigorta kolları bakımından başlangıç süresi ve prim ödeme gün
sayısı olarak kabul edilir.
Bu Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla 506 sayılı Sosyal
Sigortalar Kanununun mülga 86 ncı maddesine göre malûllük, yaşlılık ve ölüm
sigortaları bakımından topluluk sigortasına devam edenler, bu Kanunun 4 üncü
maddesi kapsamında durumları değerlendirilerek, durumlarına uyan bent
kapsamında sigortalı sayılırlar. Bunların kendileri veya işverenleri tarafından
verilmesi gereken belgeler en geç üç ay içinde Kuruma verilmek zorundadır.
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun mülga 96 ncı
maddesinin ikinci fıkrasına göre Sosyal Sigortalar Kurumuna devir olan
sandıklardan mülga 23.1.1968 tarihli ve 991 sayılı Kanunun geçici 2 nci
maddesine göre bağlanmış emekli, adi malûllük veya vazife malûllüğü aylıkları
ile mülga 23/1/1968 tarihli ve 991 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesinin
birinci fıkrasına göre Kurumca bağlanan aylıklarla dul ve yetim aylıkları
(aylık alan tek kişi de olsa) toplamı, net asgarî ücretin % 70'inden aşağı
olamaz.
Aylık bağlama şartları bakımından bu Kanunun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılarak aylık
bağlanacaklar için;
a) 28 inci maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinde
belirtilen 9000 günlük süre ilk defa;
1) 1/1/2007 ilâ 31/12/2007 tarihleri arasında sigortalı
sayılanlar için 7100 gün olarak,
2) 1/1/2008 tarihinden itibaren sigortalı sayılanlar için
ise her takvim yılı başında 7100 güne 100 gün eklenmek suretiyle 9000 günü
geçmemek üzere,
b)28 inci maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen 5400 günlük
süre ilk defa;
1) 1/1/2007 ilâ 31/12/2007 tarihleri arasında sigortalı
sayılanlar için 4600 gün olarak,
2) 1/1/2008 tarihinden itibaren sigortalı sayılanlar için
ise her takvim yılı başında 4600 güne 100 gün eklenmek suretiyle 5400 günü
geçmemek üzere,
c)28 inci maddenin dördüncü fıkrasında belirtilen 3960
günlük süre ilk defa;
1) 1/1/2007 ilâ 31/12/2007 tarihleri arasında sigortalı
sayılanlar için 3700 gün olarak,
2) 1/1/2008 tarihinden itibaren sigortalı sayılanlar için
ise her takvim yılı başında 3700 güne 100 gün eklenmek suretiyle 3960 günü
geçmemek üzere,
d)28 inci maddenin beşinci fıkrasının (a) bendinde
belirtilen 4320 günlük süre ilk defa;
1) 1/1/2007 ilâ 31/12/2007 tarihleri arasında sigortalı
sayılanlar için 3700 gün olarak,
2) 1/1/2008 tarihinden itibaren sigortalı sayılanlar için
ise her takvim yılı başında 3700 güne 100 gün eklenmek suretiyle 4320 günü
geçmemek üzere,
e)28 inci maddenin beşinci fıkrasının (b) bendinde
belirtilen 4680 günlük süre ilk defa;
1) 1/1/2007 ilâ 31/12/2007 tarihleri arasında sigortalı
sayılanlar için 4100 gün olarak,
2) 1/1/2008 tarihinden itibaren sigortalı sayılanlar için
ise her takvim yılı başında 4100 güne 100 gün eklenmek suretiyle 4680 günü
geçmemek üzere,
uygulanır.
506, 1479, 5434, 2925,
2926 sayılı kanunlara ilişkin ortak geçiş hükümleri
GEÇİCİ MADDE 7.- 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı, 2/9/1971
tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga
17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı kanunlar ile
17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesine göre sandıklara
tabi sigortalılık başlangıçları ve hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı,
itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan süreler ve sigortalılık süreleri bu
Kanun kapsamında geçmiş sayılır.
Kamu görevlilerinden borçlandırıldıkları paralardan
ödenmeyen kısmı var ise, prime esas kazanç tutarlarından sigortalı hissesi
oranında işverenleri tarafından aylıklarından tahsil edilerek Kuruma ödenir.
Türk vatandaşı olarak borçlanma talebinde bulunan ve kendilerine
emekli aylığı bağlanan sigortalıların sonradan ıskat dışında başka bir devlet
vatandaşlığını kazanmaları halinde de aylıkları ödenir.
Aylıkların hesabında 41 inci maddeye ve 8/5/1985 tarihli ve
3201 sayılı Kanuna göre yapılan borçlanmaların bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten önceki sürelere ait kazançları, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan
ilgili kanun hükümlerine göre değerlendirilir. Ancak, bu Kanunun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında bulunan sigortalılar için bu
Kanunun yürürlük tarihinden önceki dönemlere ait süreler, bu Kanunun yürürlük
tarihinden sonra borçlanılması halinde de 41 inci madde ve 8/5/1985 tarihli ve
3201 sayılı Kanun hükümleri uygulanır.
1479 sayılı Kanuna
ilişkin geçiş hükümleri
GEÇİCİ MADDE 8- 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Kanun
kapsamında sigortalılık niteliği taşıdığı halde, bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten önce kayıt ve tescilini yaptırmamış olanların sigortalılık hak ve
yükümlülüğü, bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren iki yıl içinde kayıt ve
tescil yaptırmadıkları takdirde düşer.
Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce 2/9/1971 tarihli ve 1479
sayılı Kanuna tabi iken, daha sonradan T.C. Emekli Sandığı iştirakçisi olup
vergi yükümlülüğü devam etmesi nedeniyle 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Kanuna
tabi sayılan kişilerin bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içinde
müracaatları halinde T.C. Emekli Sandığı iştirakçisi sayıldığı tarihten
itibaren Bağ-Kur sigortalılığı sona erdirilerek bunlar hakkında 8/6/1949
tarihli ve 5434 sayılı Kanun hükümleri uygulanır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 1479 sayılı
Kanunun 53 ncü maddesi gereğince İcra
ve İflas Kanununa göre başlatılmış olan icra takipleri anılan kanun hükümlerine
göre takip edilerek sonuçlandırılır.
Emeklilik yaşına ilişkin
bazı geçiş hükümleri
GEÇİCİ MADDE 9- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi
kapsamında olup da 8/9/1999 tarihinden bu Kanunun yürürlük tarihine kadar ilk
defa sigortalı sayılanlar; kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmak ve 7000
gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak şartıyla veya
kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmak ve 25 yıldan beri sigortalı
bulunmak ve en az 4500 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş
olmak şartıyla yaşlılık aylığından yararlanırlar.
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında olup
da 8/9/1999 tarihinden bu Kanunun yürürlük tarihine kadar ilk defa sigortalı
sayılanlar; kadın ise 60, erkek ise 62 yaşını doldurmak ve en az onbeş tam yıl
malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemek şartıyla kısmi yaşlılık
aylığından yararlanırlar.
17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı Kanun kapsamında sigortalı
olup da 8/9/1999 tarihinden bu Kanunun yürürlük tarihine kadar ilk defa
sigortalı sayılanlar; kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmak ve onbeş
yıldan beri sigortalı olup 3600 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim
ödemek şartıyla yaşlılık aylığından yararlanırlar.
Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce bazı hükümleri
yürürlükten kaldırılan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa göre sigortalı
sayılanlardan;
a) En az 20 yıldan beri Bakanlıkça tespit edilen maden
işyerlerinin yer altı işyerlerinde sürekli çalışan ve bu işlerde en az 5000 gün
malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödeyen sigortalılara yazılı
talepleri halinde 28 inci maddenin ikinci fıkrasının (a) bendindeki yaş
şartları aranmaksızın yaşlılık aylığı bağlanır.
b) En az 25 yıldan beri Bakanlıkça tespit edilen maden
işyerlerinin yeraltı işyerlerinde yer altı münavebeli işlerinde çalışan ve bu
işlerde en az 4000 gün malâllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödeyen
sigortalılara da 28 inci maddenin ikinci fıkrasının (a) bendindeki yaş şartları
aranmaksızın 8100 gün prim ödemiş sigortalılar gibi yaşlılık aylığı bağlanır.
c) 50 yaşını dolduran ve malûllük, yaşlılık ve ölüm
sigortalarına tabi çalışmalarının en az 1800 gününü Bakanlıkça tespit edilen
maden işyerlerinin yer altı işlerinde geçirmiş olan sigortalılara da birinci
fıkrada belirtilen diğer şartlarla yaşlılık aylığı bağlanır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı
olanların, bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra dördüncü fıkrada belirtilen
şekilde geçen prim ödeme gün sayılarına, her bir yıl için 90 gün fiili hizmet
süresi zammı eklenir.
506 sayılı Kanunun
malûllük, sakatlık hükümleri ile sosyal güvenlik destek primi ödemesi geçiş
hükümleri
GEÇİCİ MADDE 10- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a)
bendi kapsamında olup bu Kanunun yürürlük tarihinden önce ilk defa sigortalı
olanlardan, sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce 506
sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun mülga 53 üncü maddesine göre malûl sayılmayı
gerektirecek derecede hastalık veya arızası bulunan ve bu nedenle malûllük
aylığından yararlanamayan sigortalılar, yaşları ne olursa olsun en az onbeş
yıldan beri sigortalı bulunmak ve en az 3600 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm
sigortaları primi ödemiş olmak şartıyla yaşlılık aylığından yararlanırlar.
Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce sakatlığı nedeniyle
vergi indiriminden yararlanmaya hak kazanmış durumda olan sigortalılar
hakkında, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun mülga 60 ıncı maddesinin (C)
bendinin (b) alt bendi ve geçici 87 nci maddesine göre işlem yapılır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sakatlığı
nedeniyle vergi indiriminden yararlananlardan yaşlılık aylığı bağlananların
aylıklarının kesilmesi ve tekrar bağlanmasında bu Kanunun yürürlük tarihinden
önceki hükümler geçerlidir.
Birinci ve ikinci fıkraya göre bağlanan aylıkların aylık
bağlama oranı, 5400 gün üzerinden hesaplanan orandan az olamaz.
27 nci maddenin ikinci fıkrasındaki malûllük aylığı alt
sınırı ile 33 üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki ölüm aylığı alt sınırı
17/10/1983 tarihli ve 2925 ve bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926
sayılı Kanunlara göre bağlanacak malûllük ve ölüm aylıklarında, aynı kanunlar
gereği bağlanan yaşlılık aylığı ile kıyaslanarak uygulanır.
Yukarıdaki fıkrada belirtilen alt sınır aylıklarının
hesabında, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun mülga 92 nci maddesinin
ikinci fıkrasına göre belirlenen yarım aylıklar ile aynı Kanunun mülga 96 ncı
maddesinin 5 inci fıkrası hükmüne göre alt sınır aylığı uygulanmayan aylıklar
ile sosyal güvenlik sözleşmeleri gereğince bağlanan kısmi aylıklar dikkate
alınmaz.
27/4/2005 tarihli ve 5335 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinde
belirtilenler hariç olmak üzere bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
mevcut sosyal güvenlik kurumlarından yaşlılık veya emekli aylığı alıp, bu tarih
itibarıyla bu Kanuna tabi çalışmayı sürdürecekler hakkında 30 uncu madde hükümleri
uygulanır.
Sigortalı tesciline,
sigorta sicil numarasına ve dış temsilciliklerdeki görevlilere ilişkin geçiş
hükümleri
GEÇİCİ MADDE 11- Bu Kanun yürürlüğe girmeden önce mevcut
sosyal güvenlik kurumlarında tescili yapılan sigortalılar ile bunların hak
sahipleri için ortak bilgi bankası oluşturulur. Bu sigortalılar ile sisteme
yeni katılacak sigortalıların tescilinde, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaraları
sosyal güvenlik sicil numarası olarak esas alınır. Ayrıca vergi mükellefi olan
sigortalıların vergi numaraları da sosyal güvenlik sicil numaraları ile
birlikte kayıt altına alınır ve işlemlerde birlikte kullanılır.
Sigortalıların eski sigorta sicil numaraları, bu Kanuna göre
tescil edilecekleri tarihe kadar kullanılmaya devam edilir.
Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c)
bendi kapsamında olan sigortalıların, bu Kanunun 17 nci maddesine göre
hesaplanacak günlük kazançlarında; bu Kanunun yürürlük tarihinden sonraki
sürelere ait prime esas kazanç hesabında dikkate alınan unsurlar, bu Kanunun
yürürlük tarihinden önceki sürelere ait prime esas kazanç hesabında da dikkate
alınır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte dış temsilciliklerde
görevli sigortalı veya genel sağlık sigortalısı personelden, temsilciliğin
bulunduğu ülkede sürekli ikamet iznini veya bu devletin vatandaşlığını da haiz
olanlar, uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerindeki hükümler saklı kalmak
üzere ve Dışişleri Bakanlığının olumlu görüşünün alınması şartıyla bulunduğu
ülkenin sosyal güvenlik kurumları ile irtibatlandırılabilirler.
Genel sağlık sigortası
geçiş hükümleri
GEÇİCİ MADDE 12- Bu Kanunun uygulamasında sağlık hizmeti
sunucularının sigortalılık kontrolü ve diğer provizyon işlemlerini elektronik
ortamda yapmaya başlaması için gerekli alt yapının kurulmasına kadar, sağlık
bilgilerinin yazılı olarak tutulmasına başlanır ve sağlık belgesinin veya
sağlık karnesinin Kurumca verilmesine devam edilir.
Mevcut sosyal güvenlik kurumlarının, kamu idarelerinin
sağlık hizmetlerinin sağlanmasına ilişkin görevleri, yürürlükten kaldırılan
kanunlardaki hak ve yükümlülükle çerçevesinde ilgili kayıt ve işlemler Kurum
tarafından devralınan tarihe kadar devam eder. Ancak bu süre altı ayı geçemez.
Kişilerin yürürlükten kaldırılan kanun hükümleri gereğince
hak ettikleri sağlık hizmetleri, bu Kanun hükümleri gereğince kapsama alınmamış
ise tedavi tamamlanıncaya kadar yürürlükten kaldırılan kanun hükümlerine göre
Kurumca sağlanmaya devam edilir. 67 nci madde gereği hesaplanan 30 günün
hesabında kişilerin lehine olan durum uygulanır. Genel sağlık sigortalısının ve
bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
başlayan, ancak, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra faturalandırılan
tedavi giderleri Kurum tarafından karşılanır.
60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (d) ve (g) bentleri
gereğince sigortalı sayılanlar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren
en geç iki yıl içinde bildirimlerini yapmak zorundadır. Ancak, aile hekimliği
uygulamasına başlanan illerde, bu kişiler iki yıllık süreye bakılmaksızın genel
sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişi olarak kapsama alınır.
Aile hekimleri tarafından başlatılan sevk zincirine uygun
olarak alınan sağlık hizmetlerinde 68 inci maddenin ikinci fıkrasında
belirtilen katılım payları, üç yıl süreyle % 50 oranında azaltılarak
uygulanabilir.
70 inci maddenin birinci fıkrası gereği yapılacak
belirlemeler, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç bir yıl
içinde tamamlanır. Bu süre içerisinde 70 inci maddenin ikinci ve üçüncü
fıkralarının uygulanmasını il ve ilçe bazında ertelemeye, Sağlık Bakanlığı
yetkilidir.
İlgili Kanunları gereği tedavi yardımları karşılanan
kişiler, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte herhangi bir işleme gerek
kalmaksızın, bu Kanun açısından genel sağlık sigortalısı veya genel sağlık
sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi sayılır. Bu kişilerin durumlarında
değişiklik oluncaya kadar, sağlık hizmetlerinden yararlanma koşulları açısından
bu Kanun hükümleri uygulanmaz. Bu kişilerin sigortalı ve sigortalının bakmakla
yükümlü olduğu kişilere ilişkin bilgileri ilgili kurumlar tarafından bu Kanunun
yürürlük tarihinden itibaren en geç üç ay içinde Kuruma bildirilir.
211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun, bu
Kanuna aykırı hükümleri, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl
süreyle uygulanır.
17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı Kanun kapsamında
sigortalılık hali devam eden sigortalılar ile bunların sağlık yardımına
müstehak eş ve çocukları, genel sağlık sigortası hükümlerine göre sağlanan sağlık
hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanma hakkına sahiptir.
Bu Kanunun 67 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi
gereği aranan şart, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra tahakkuk eden
prim borçları için uygulanır.
4046 sayılı Kanunun
uygulanmasına ilişkin geçiş esasları
GEÇİCİ MADDE 13- 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanunun
21 inci maddesi kapsamında iş kaybı tazminatı alanlar 4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı ve genel sağlık sigortalısı sayılır, ancak
iş kazası ve meslek hastalığı sigortasına tabi değildir.
Sigortalıların sigortalı olduklarını ayrıca Kuruma bildirme
sorumlulukları yoktur.
Türkiye İş Kurumu tarafından ilk iş kaybı tazminatının
ödendiği tarihi takip eden ay sonu itibarıyla, iş kaybı tazminatı alanlara
ilişkin primlerin aktarıldığı anda sigortalı bildirimi ve tescili yapılmış
sayılır.
Bu kapsamdakilerin sigortalılıkları iş kaybı tazminatı ödeme
süresinin bittiği tarihte sona erer. İş kaybı tazminatı sona erenler için bu
Kanunun 9 uncu maddesinin dördüncü fıkrası uygulanmaz.
İş kaybı tazminatından yararlananlar için Türkiye İş Kurumu
prim ödeme yükümlüsü olmakla birlikte bu Kanun kapsamında işyeri ve işveren
sayılmaz.
Yürürlük
MADDE 108.- Bu Kanun 1/1/2007 tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 109.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.