Dönem: 22            Yasama Yılı: 4

 

TBMM  (S. Sayısı: 1139)

 

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Tasarısı; 5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi ve Bu Kanuna Bir Geçici Madde Eklenmesi Hakkında 17/06/1994 Tarihli ve 4006 Sayılı Kanun ve Anayasanın 89 uncu Maddesi Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi; 5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununa Beş Ek Madde ile Üç Geçici Madde Eklenmesi Hakkında 18/01/1990 Tarihli ve 3602 Sayılı Kanun ve Anayasanın 89 uncu Maddesi Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi; Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı; Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarıları; İzmir Milletvekili Hakkı Akalın ve 39 Milletvekilinin; 5434 Sayılı Emekli Sandığı Kanununun 32 nci Maddesine Bir Bent Eklenmesine Dair Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Ahmet Ersin'in; 1479 Sayılı Bağ-Kur Yasasının Ek-20. Maddesinin 1. Fıkrasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İzmir Milletvekilleri Bülent Baratalı ile Türkan Miçooğulları'nın; Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Kayseri Milletvekili Muharrem Eskiyapan ve 12 Milletvekilinin; 506 Sayılı Kanunun, 2422 Sayılı Kanunun 10 uncu Maddesi ile Değişik 73 üncü Maddesi ve 16 ncı Maddesi ile Değişik Ek 17 nci Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İzmir Milletvekilleri Türkan Miçooğulları ile Bülent Baratalı'nın; Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Mustafa Özyürek ve 26 Milletvekilinin; 1479 Sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun Sosyal Güvenlik Destek Primi Başlıklı Ek Madde 20'nin Yürürlükten Kaldırılmasına İlişkin Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ve 27 Milletvekilinin; 5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Mustafa Özyürek ve 8 Milletvekilinin; Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu ve Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi; Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın; 1479 Sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ve 23 Milletvekilinin; 08/06/1949 Tarihli ve 5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu, 17/07/1964 Tarihli ve 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve 02/09/1971 Tarihli ve 1479 Sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Mustafa Özyürek ile 30 Milletvekilinin; 24/05/1983 Tarihli ve 2829 Sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması ve Bu Kanuna Geçici İki Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi; Kırşehir Milletvekili Mikail Arslan'ın; 08/06/1949 Tarih ve 5434 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Samsun Milletvekili Haluk Koç'un; 5434 Sayılı Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;  Adana Milletvekili Zeynep Tekin Börü'nün; Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan ve 13 Milletvekilinin; 5434 Sayılı Emekli Sandığı Yasasının 32 nci Maddesine 01/06/1967 Tarihli ve 875 Sayılı Yasa ile Eklenen (G) Bendinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile İçişleri; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler; Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/1008, 1/8, 1/14, 1/408, 1/568, 1/571, 1/574, 2/79, 2/151, 2/152, 2/156, 2/196, 2/208, 2/301, 2/313, 2/322, 2/335, 2/423, 2/459, 2/558, 2/593, 2/654)

 

                         

Not: Başkanlıkça; 1/1008 esas numaralı Tasarı; Adalet, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler, Plan ve Bütçe; 1/8 esas numaralı Kanun; Anayasa, Plan ve Bütçe; 1/14 esas numaralı Kanun; Anayasa, Plan ve Bütçe; 1/408 esas numaralı Tasarı; İçişleri, Milli Savunma, Plan ve Bütçe; 1/568 esas numaralı Tasarı; Milli Savunma, Plan ve Bütçe; 1/571 esas numaralı Tasarı; Milli Savunma, Plan ve Bütçe; 1/574 esas numaralı Tasarı; Plan ve Bütçe; 2/79 esas numaralı Teklif; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler, Plan ve Bütçe; 2/151 esas numaralı Teklif; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler, Plan ve Bütçe; 2/152 esas numaralı Teklif; Plan ve Bütçe; 2/156 esas numaralı Teklif; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler, Plan ve Bütçe; 2/196 esas numaralı Teklif; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler, Plan ve Bütçe; 2/208 esas numaralı Teklif; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler, Plan ve Bütçe; 2/301 esas numaralı Teklif; Plan ve Bütçe; 2/313 esas numaralı Teklif; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler, Plan ve Bütçe; 2/322 esas numaralı Teklif; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler, Plan ve Bütçe; 2/335 esas numaralı Teklif; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler, Plan ve Bütçe; 2/423 esas numaralı Teklif; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler, Plan ve Bütçe; 2/459 esas numaralı Teklif; Plan ve Bütçe; 2/558 esas numaralı Teklif; Plan ve Bütçe; 2/593 esas numaralı Teklif; Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm, Plan ve Bütçe; 2/654 esas numaralı Teklif; Tarım, Orman ve Köyişleri ile Plan ve Bütçe komisyonlarına havale edilmiştir.

 

                         T.C.

            Başbakanlık

Kanunlar ve Kararlar

Genel Müdürlüğü                  4/4/2005

                        Sayı: B.02.0.KKG.0.10/101-1079/1515

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 4/4/2005 tarihinde kararlaştırılan “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası  Kanunu Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.

Gereğini arz ederim.

                        Recep Tayyip Erdoğan

                                       Başbakan

GENEL GEREKÇE

Sosyal güvenlik insanların bulundukları toplumlarda insan onuruna yakışır bir şekilde, başka insanlara muhtaç olmadan yaşamalarının ve kişisel özgürlüklerinin teminatıdır.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 25 inci maddesinde; "her insanın yiyecek, giyecek, konut, tıbbî bakım ve gerekli toplumsal hizmetler de dahil olmak üzere, kendisinin ve ailesinin sağlığını ve refahını sağlayacak uzun bir yaşam düzeyine hakkı olduğu; işsizlik, hastalık, sakatlık ya da geçim olanaklarından iradesi dışında yoksun kaldığı diğer hallerde güvenlik hakkına sahip olduğu" ifadesi ile sosyal güvenlik hakkı da temel insan hakları arasında sayılarak, kişinin yaşam bütünlüğünün önemli bir öğesi, uluslararası bir metin ile garanti altına alınmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 60 ıncı maddesinde, "herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu, Devletin bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alacağı ve gerekli teşkilâtı kuracağı" belirtilmiştir.

Buna göre, tüm vatandaşların sosyal güvenlik hakkından yararlanması gerekmekle birlikte, bu hakkın sağlanması ve kişilerin bugünlerinin ve yarınlarının güvenliği için gereken önlemleri alma ve örgütü kurma görevleri de Devlete verilmiştir.

Sosyal güvenlik uygulamaları gelişmiş ülkelerde refah devleti anlayışının yerleşmesiyle 1970'li yıllarda zirvesine ulaşmıştır. Ülkemizde ise refah devleti düzeyinde olmasa da, vatandaşlarımız sosyal güvenlik risklerinin bir çoğuna karşı korunmaktadır.

Kaydedilen bu gelişmelere karşın, özellikle son yirmi yıldır gelişmiş ülkelerde özellikle nüfusun yaşlanması nedeniyle, ülkemizde ise sistemin kurgusundan kaynaklanan hatalar nedeniyle, sosyal güvenlik sisteminde kapsamlı bir reform ihtiyacı ortaya çıkmıştır.

Türkiye'deki mevcut sosyal güvenlik sisteminin yapısı ve sorunları 1990'lı yılların başlarından bu yana kamu oyunda geniş bir şekilde tartışılmaktadır.

Mevcut sosyal güvenlik kurumlarımızın finansman, örgütlenme ve altyapıyla ilgi çözülmesi gereken önemli sorunları vardır. Türk sosyal güvenlik sisteminin finansman sorununun bir bölümü gelirleri azaltıcı, diğer bir kısmı ise giderleri artırıcı gelişme ve uygulamalardan kaynaklanmaktadır.

Gelir azaltıcı faktörlerin başlıcaları erken emeklilik uygulaması, prime esas kazancın düşük gösterilmesi, kayıt dışı istihdamın yüksekliği, prim tahsilat oranının düşüklüğü, af ve ödeme kolaylığı gibi uygulamalarla prim ödeme eğiliminin azalması, prime esas kazanç sınırlarının düşüklüğü ve fon gelirlerinin yetersizliğidir.

Gider artırıcı faktörler ise, erken yaşta emeklilik uygulamaları, primi alınmadan yapılan sigorta ödemeleri, borçlanma kanunları, uzayan ortalama ömür nedeniyle artan aylık ödemeleri ve sağlık yardımlarının yanı sıra prim gelirleri ile ödenen aylıklar arasındaki ilişkinin zayıflığıdır.

Finansman dengesini bozan en önemli sorunlardan biri erken emekliliktir. SSK'da emeklilerin % 62'sinin yaşının asgarî emeklilik yaşı olan 58-60 yaşın altında olması, sorunun boyutunu açıkça ortaya koymaktadır. Genç emekli sayısının yüksek olması, daha kısa çalışma süresi, daha uzun emeklilik süresi anlamına gelmektedir. Örnek vermek gerekirse, SSK'da 19,4 yıl çalışarak emekli olabilen bir kadın 35 yıl, bir erkek ise 28 yıl boyunca emekli aylığı alabilmektedir.

Ülkemizde emeklilik sisteminin diğer önemli parametrelerinden birisi olan aylık bağlama oranı da uzun süre çalışmayı teşvik etmeyecek şekilde kurgulanmış olup, emeklilik için öngörülen süreden fazla çalışılan her ek yıl için aylık bağlama oranı düşük belirlenmiştir. Örneğin Emekli Sandığında ilk 25 yıl için aylık bağlama oranı % 3 iken, 25 yıldan sonra çalışılan her yıl için aylık bağlama oranı % 1'e düşmektedir.

Sosyal güvenlik alanında faaliyet gösteren çok sayıda kurumun bulunması, bu kurumlar kapsamında bulunan kişilerin hak ve yükümlülüklerinin farklılaştığı bir sosyal güvenlik sistemi yaratmaktadır. Ayrımcılık yaratan bu dağınık yapı eşgüdüm sağlanmasını da zorlaştırmaktadır. Diğer taraftan, mevzuatın karmaşık olması, aşırı bürokratik işlemler, bilgi işlem altyapısının yetersiz olması ve personele ilişkin sorunlar sosyal güvenlik kurumlarının etkin çalışmasına engel olmaktadır.

Mevcut sistemin kurgusundan kaynaklanan bu sorunların yanı sıra, Türkiye'nin nüfus yapısında orta ve uzun dönemde meydana gelmesi beklenen değişim de sosyal güvenlik sistemimizde reform yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Mevcut sosyal güvenlik sistemlerinin malî açıdan uzun dönemde sürdürülebilir olup olmadığını belirleyen en önemli değişkenlerden biri, nüfusun yaş gruplarına göre dağılımıdır. 65 yaş ve üstü nüfusun toplam nüfus içindeki payının artması, sosyal güvenlik sisteminin bir yandan gelirlerinin azalması bir yandan da giderlerinin artması sonucunu doğurur. Bu nedenle, bir ülkenin nüfus piramidinin yapısının değişim hızı, aynı zamanda sosyal güvenlik sisteminin geleceğini ve  alınması gereken tedbirlerin zaman çizelgesini göstermektedir.

Türkiye şu anda genç bir nüfus yapısına sahiptir. Ne var ki geleceğe ilişkin projeksiyonlar, nüfusun hızla yaşlanacağını ortaya koymaktadır. Yapılan hesaplamalara göre, Türkiye 35 yıl gibi oldukça kısa bir sürede yaşlı nüfus sorunu ile karşılaşacaktır. Mevcut sosyal güvenlik sisteminin yapısından kaynaklanan sorunlar bir yana, Türkiye için öngörülen yaşlanma hızı bile sosyal güvenlik sisteminde acil ve kapsamlı bir reformun zorunlu olduğunu ortaya koymaktadır.

Öbür taraftan, nüfusun yapısındaki değişime ilişkin diğer göstergelerle ilgili öngörüler ise, önümüzdeki 35 yılın aynı zamanda önemli bir fırsat dönemi olduğunu da göstermektedir. 65 yaş ve üzeri nüfus ile 0-14 yaş arası nüfusun çalışabilir nüfusa oranını gösteren toplam bağımlı nüfus oranı 2025 yılına kadar gerileyecektir. Bir başka ifadeyle, önümüzdeki 20 yıl bağımlı nüfusun azalacağı buna karşılık çalışabilir nüfusun artacağı bir dönem olacaktır. Bu dönem, aynı zamanda gerek büyüme hızının gerek toplam tasarrufların yükselmesi, dolayısıyla sosyal güvenlik kurumlarının fon birikimi sağlaması beklenen bir dönemdir. Önümüzdeki 20 yılda toplam bağımlı nüfusun artış hızındaki azalmanın yaratacağı bu fırsat, sosyal güvenlik sisteminin yanı sıra istihdam ve kayıtdışı çalışmanın önlenmesi konularında da reformlar gerçekleştirilmediği takdirde bir tehdide dönüşecektir.

Sosyal güvenlik sistemimizin içine düştüğü ve acil önlemler alınmadığı takdirde kısa ve orta dönemde bütçe üzerinde büyük sorunlara yol açabilecek finansman sorunu, 1999 yılında yapılan düzenlemelerle çözülmeye çalışılmıştır. Bu düzenlemeler ağırlıklı olarak emeklilik parametreleri ile ilgili olmuştur.

1999 yılında yapılan düzenlemelere rağmen Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) ve Bağ-Kur'un açıklarının artış hızı, 2000 yılındaki geçici azalma dışında, son dört yılda tekrar artış eğilimine girmiştir. Emekli Sandığı'nın açıkları ise SSK ve Bağ-Kur'a benzer düzenlemelerin 1999 yılında yapılmamış olması nedeniyle, 1994 yılından bu yana daha da hızlı artmıştır. Diğer iki sosyal güvenlik kurumuna göre nüfusun daha küçük bir bölümüne hizmet vermesine karşılık, Emekli Sandığının 2004 yılındaki finansman açığı daha yüksek olmuştur.

1999 düzenlemeleri ile ilgili gelişmeler, mevcut sosyal güvenlik sisteminin sadece belli parametrelerinde yapılan değişikliklerin, sistemin sorunlarını orta ve uzun dönemde çözmekte yetersiz kaldığını göstermiştir. Bir başka ifadeyle, sosyal güvenlik sistemimizin amaç, araçlar ve yöntem tutarlılığını sağlayacak tarzda, bütüncül bir bakış açısıyla ele alınması ve yeniden yapılandırılması bir zorunluluk haline gelmiştir.

Son üç yıldır başarıyla uygulanan ekonomik istikrar programının da gösterdiği gibi, büyümeden feragat etmeksizin enflasyonun kontrol altına alınması, borç stokunun ekonomi üzerinde yarattığı baskının hafifletilmesini zorunlu kılmaktadır.

Nihai hedefi fiyat istikrarını ve sürdürülebilir büyümeyi sağlamak olan istikrar programlarının temel unsurlarından biri malî disiplinin sağlanmasıdır. Kamu açıklarının kontrol altına alınması sonucu oluşan faiz dışı bütçe fazlası, bir yandan borç stokunun azalmasına, bir yandan da ekonomik politikalara duyulan güveni artırarak gerek risk priminin gerekse enflasyon bekleyişlerinin gerilemesine katkıda bulunmaktadır. Bütün bu gelişmeler tüketici ve yatırımcı güvenini artırarak büyümeyi olumlu yönde etkilemektedir. Büyüme ise, işsizlik ve yoksullukla mücadelede en etkili araçtır. Dolayısı ile kamu açığının önemli bir bölümünü oluşturan sosyal güvenlik sistemi açıklarının kontrol altına alınması, ekonomik istikrarın sağlanması için de bir zorunluluktur.

Gerek Türkiye'deki mevcut sisteminin sorunları gerekse nüfus yapısındaki beklenen değişim gözönüne alınarak, sosyal güvenlik sisteminde kapsamlı bir reform programı hazırlanmıştır. Bu reformun temel amacı orta ve uzun dönemde adil, kolay erişilebilir, yoksulluğa karşı daha etkin koruma sağlayan, malî açıdan sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemine ulaşabilmektir.

Bu amaçla tek bir emeklilik sistemi, tek bir sağlık sistemi tek bir sosyal yardım sistemi ve bu yapıyı yürütmek üzere tek bir kurumsal yapıyı içeren dört temel unsurdan oluşan kapsamlı bir sosyal güvenlik reformu planlanmıştır. Bu Kanunla emeklilik ve sağlık sistemlerinde norm birliği gerçekleştirilmesi amaçlanmaktadır.

Sosyal güvenlik reformunun ana bileşenlerinden biri olan yeni emeklilik sigortası rejimi ile halen devlet memurları, hizmet akdine göre ücretle çalışanlar, tarım işlerinde ücretle çalışanlar, kendi hesabına çalışanlar ve tarımda kendi hesabına çalışanları kapsayan beş farklı emeklilik rejiminin, aktüeryal olarak hak ve yükümlülüklerin eşit olacağı tek bir emeklilik rejimine dönüştürülmesi planlanmaktadır.

Emeklilik yaşı, aylık bağlama oranı, aylıkların hesaplanması gibi parametrik konularda yeni düzenlemeler getirilmektedir. Bu parametrik düzenlemelerin amaçları; yaşlılık, malüllük, ölüm aylıkları, iş göremezlik ödenekleri, isteğe bağlı sigortalılık, fiilî ve itibarî hizmet zamları, kadrosuzluk nedeniyle emeklilik, tam ve kısmi emeklilik gibi sigorta haklarının verilmesinde nimet-külfet dengesinin sağlanması; işgücünün korunması; kayıtdışı istihdamın emeklilik rejiminden kaynaklanan nedenlerinin azaltılması olarak özetlenebilir.

Emeklilik rejiminin malî olarak sürdürülebilir bir yapıya dönüştürülmesi ve nüfusumuzun yaşlanma sürecine karşı önlem alınması parametrik değişikliklerle hedeflenen bir diğer önemli amaçtır.

Mevzuatın sadeleştirilmesi ve anlaşılabilir hale dönüştürülmesi, böylelikle sigortalı memnuniyetinin ve katılımının arttırılması diğer bir önemli amaçtır.

Yeni emeklilik rejiminde, mevcut aktif sigortalıların emekliliklerini hak edecekleri yaş, prim ödeme ve sigortalılık süreleri aynen korunmaktadır.

Mevcut aktif sigortalıların emeklilik aylıkları, eski sistemde ve yeni sistemde geçirdikleri süreye bağlı olarak, her iki sistemde hak edilen aylığın ağırlıklı ortalamasının alınması şeklinde hesaplanacaktır. Böylece mevcut aktif sigortalılar için yeni sisteme geçiş zaman içinde kademeli olarak gerçekleşecek, norm birliği zaman içinde sağlanacaktır.

İşe yeni başlayanlar için ise, tümüyle norm birliğinin sağlandığı tek bir emeklilik sigortası rejimi söz konusu olacaktır.

Yeni sosyal güvenlik sistemi; istisnaları bu Kanunda sayılmış ödemeler dışında kalan tüm kazançların, prime esas kazanç alt ve üst sınırları dahilinde prim hesabına dahil edilmesini, sigortalıların aylık veya gelire esas kazançlarının prim ödedikleri bütün yılların gelirleri esas alınarak hesaplanmasını, aylık bağlama oranının prim ödeme süresine göre artırılmasını, karşılığı alınmamış yardımların kapsama alınmamasını, prim ödenmesinin teşvik edilmesini, kaçak sigortalılık ve primlerin zamanında ödenmemesini caydırmayı, Kurumun Sigortalılar ve işverenlerle olan ilişkilerinde karşılıklı hak ve vecibelerin esas alınmasını, aktüerya dengesini gözetmeyi esas alan bir anlayışla yapılandırılmaya çalışılmıştır.

Sosyal güvenlik sistemi yeniden yapılandırılırken, sağlık hizmetlerinin finansmanının Türkiye'de yaşayan herkes için eşit ve tek bir yapıya dönüştürülmesi öngörülmüştür. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası sosyal güvenlik görevini genel anlamı ile devletin genel görev ve sorumluluk alanı olarak tanımlamak ile yetinmemiş, vatandaşların sağlık harcamaları yönünden sosyal güvenlik altına alınmasını ayrıca konu edinerek, 56 ncı maddede "Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir" hükmü ile ayrıca özel bir atıfta bulunmuştur.

Genel sağlık sigortası, kişilerin ekonomik gücüne ve isteğine bakılmaksızın, ortaya çıkacak hastalık riskine karşı, toplumun bütün fertlerinin sağlık hizmetlerinden eşit, ulaşılabilir ve etkin bir şekilde faydalanmasını sağlayan sağlık sigortasıdır.

Gelişmiş ülkelerde, geçirilen uzun deneyimler sonucu, hemen tüm vatandaşları kapsamına almış olan kamu sağlık sistemleri mevcutken, ülkemizde halen bazı kesimler sağlık hizmetlerine erişim ve sağlık giderlerinin karşılanması yönünden sosyal güvenceden yoksundur. Öte yandan, ülkemizde sağlık güvencesi konusunda, sağlanan hizmet ve yardımlar yönünden eşit ve rasyonel bir sistemden söz etmek mümkün değildir. Mevcut sosyal güvenlik kuruluşlarınca üyelerine çeşitli miktar ve nitelikte sağlık sigortası yardımları yapılmakta ve bu yardımlar arasında norm birliği bulunmamaktadır. Bu husus ise, değişik vatandaş grupları arasında eşitsizlik yarattığı gibi, hak ve adalet kurallarına da uygun düşmemektedir.

Ülkemizde dağınık yapıda olan ve yararlanma koşulları birbirinden oldukça farklı ve erişimi bütün nüfusa yaygınlaşmamış bulunan sağlık hizmetlerinde yaşanan sorunların çözümü için yaklaşık 35 yıldır genel sağlık sigortası modeli tartışılmış, bu konuda farklı düzeylerde çalışmalar yürütülmüş ve çeşitli yasa tasarı taslakları hazırlanmıştır.

Ulusal Sağlık Hesapları Çalışması sonucuna göre ülkemizde sağlık alanında yapılan harcamaların 2000 yılı itibarıyla milli gelir içindeki payı % 6,6'dır. Bu oran, orta gelir düzeyindeki diğer ülkelerle karşılaştırıldığında makul seviyelerdedir. Ne var ki, aynı ülkelerle toplumun sağlık göstergeleri açısından karşılaştırma yapıldığında, sağlık göstergelerimizin bu ülkelerin çok gerisinde kaldığı görülmektedir. Örneğin, doğumda yaşam beklentisi OECD ortalamasının yaklaşık sekiz yıl altındadır ve bebek ile anne ölüm oranları benzer gelir düzeyindeki ülkeler arasında en yükseklerden biridir.

Ülkemizde tüm nüfus kamu sağlık güvencesi yönünden kapsam ve koruma altına alınamamıştır. Ayrıca, sağlık hizmeti harcamaları kişilerin sağlık durumlarında düzelmeyi hedefleyen bütünleşik bir politika çerçevesinde yapılmamaktadır. Örgütlenmedeki dağınık yapı, ciddi ölçüde israflara ve kötüye kullanımlara neden olmaktadır. Birinci basamak yerine çok daha pahalı olan ikinci ve üçüncü basamak sağlık tesislerinin kullanılması, harcama düzeyini artırmaktadır.

Bugüne kadar bütün vatandaşları içine almak üzere bir genel sağlık sigortası sistemi geliştirilmediğinden çeşitli düzenlemeler ile bu eksiklikler giderilmeye çalışılmıştır. Herkesi kapsayacak genel sağlık sigortası sistemi düzenleyici bir rol oynayacaktır. Bu yapı altında tüm nüfusu kapsayacak şekilde sağlık hizmetlerinin verilmesi hedeflenmektedir. Prime dayalı sosyal sigorta kuruluşları kendi kapsamında olan sigortalıların sağlık sigortası için belirlenmiş primlerini tahsil edip, genel sağlık sigortası kurumuna transfer etmeleri veya doğrudan yetkili kurum bünyesinde oluşturulacak fona yatırmaları, prime dayalı olmayan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonunun ise sosyal sigorta kuruluşları kapsamı dışında olanların tespiti ve bunların genel sağlık sigortası kapsamındaki ilişkilerini düzenlemeleri öngörülmektedir. Genel sağlık sigortası kapsamındaki primler, belirlenmiş sağlık hizmetlerini kapsayacaktır.

Sisteme üye olanlar, sunulacak sağlık hizmetleri için belli oranda prim ödemek durumundadırlar. Ayrıca sisteme üye olmak isteğe bağlı olmayıp, zorunluluk söz konusudur. Genel sağlık sigortasının temel özelliklerinden bir diğeri, yüksek gelir gruplarının düşük gelir gruplarını, sağlıklı olanların hasta olanları, bekar olanların aile sahiplerini finanse ettiği ve riskin paylaşıldığı bir dayanışma ile yürütülmesi olup bu husus gelirin yeniden dağılımının etkili araçlarından biri olarak değerlendirilmektedir.

Sağlık hizmetlerine erişim, sosyal güvenlik sistemlerinin en önemli unsurlarından birini oluşturmaktadır. Kişilerin sağlık güvencelerinin olması sağlık hizmetinin kullanımına doğrudan olumlu yönde etki etmektedir. Kişilerin sağlık hizmetine kolay ulaşmaları hastalıkların ilerlemesine engel olmakta, toplumun genel sağlık göstergelerinde iyileşmeler yaratmaktadır.

Bu nedenle, ilk planda, vatandaşlarımızın hastalanmasına engel olacak her türlü koruyucu sağlık hizmetinin yaygınlaştırılması öncelikli politika haline getirilmiştir.

Hastalık halinde ise, vatandaşlarımızın en etkin ve hizmete kolay ulaşabilecekleri bir yöntemle tedavi edilmesine, normal ve üretken yaşamlarına dönmelerine yönelik uygulamalar hayata geçirilmeye çalışılmaktadır. Bu temel politika hedeflerini gerçekleştirmek üzere, çağdaş bir yönetim anlayışı ile vatandaşlarımızın tamamını kapsayan bir genel sağlık sigortası oluşturulması amaçlanmıştır.

Genel sağlık sigortasının hayata geçirilmesi, Sağlık Bakanlığı'nın koordinasyonunda yürütülen "Sağlıkta Dönüşüm" programı ile paralellik göstermektedir. SSK, Bağ-Kur, T.C. Emekli Sandığı ve Maliye Bakanlığı tarafından farklı finansman yöntemleri ile yürütülen programların tek elde toplanması ve etkin kontrol mekanizmaları ile güçlendirilmiş bir sağlık hizmeti satın alma işlevinin sağlanması, Sağlıkta Dönüşüm Programının amaçlarını gerçekleştirmede önemli bir rol oynayacaktır.

Anayasa'da nihai olarak hedeflenen sosyal adalet ilkelerinin bir gereği olan ve birçok ülkede uygulama alanı bulunan genel sağlık sigortası Türkiye için uluslararası alanda gerçekleştirmek istediği bütünleşmelerle buluşan ve Türk insanını gerçek anlamda bu alanda özlediği en temel yurttaşlık haklarından biri olan sağlıklı yaşam güvencesine kavuşturacak ve çağın gereklerine uygun bir şekilde sağlık ve sosyal güvenlik hizmetlerine ulaşabilmesine olanak tanıyacaktır.

Böylece uluslararası sistemlere uygun, hizmet ve malî normları, standartları bütünleşik, fon ve hizmet yönetimi tek elden yürütülen, tüm nüfusu kapsama alan güçlü, etkili, daha kolay denetlenebilir bir sağlık sigortası ve buna bağlı olarak yürüyen hizmet modeli yaratılmış olacaktır.

MADDE GEREKÇELERİ

Madde 1- Bu maddede Kanunun amacı belirtilmiştir.

Madde 2- Bu Kanunun uygulanması bakımından kapsama alınan kişi, işveren, sağlık hizmet sunucusu ve diğer gerçek ve tüzel kişilerin belirlenmesi amacıyla düzenlenmiştir.

Madde 3- Kanunda geçen bazı kavramlar tanımlanmıştır.

Madde 4- Bu Kanunun uygulanmasında sigortalı, genel sağlık sigortalısı ve isteğe bağlı sigortalı olmak üzere üç ayrı tanımlama getirilmiştir. Kısa ve uzun vadeli sigorta kollarına tabi olanlar sigortalı olarak, Kanunun üçüncü kısmında yer verilen genel sağlık sigortasına tabi olanlar ise genel sağlık sigortalısı olarak tanımlanmıştır. Kısa ve uzun vadeli sigorta kollarına zorunlu olarak katılmayanların bu sigorta kollarına isteğe bağlı devam edebilmelerini sağlamak amacıyla oluşturulan sigortalılık da isteğe bağlı sigortalı olarak tanımlanmıştır.

Maddede sigortalı sayılanlara ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Hizmet akdiyle bir işverene tabi olarak çalışanların, kendi nam ve hesabına çalışanların ve kamu idarelerinde kadrolu çalışanlar ile hizmet akdi ve kendi nam ve hesabına çalışanlar dışında ücretle çalışanların sigortalı sayılacağı belirtilmiş, çalışma ilişkileri bakımından sigortalı sayılanlar kapsamında belirtilmesi gerekenler de ayrıca düzenlenmiştir.

Madde 5- Bu Kanunun uygulanmasında sigorta kollarından bir kısmının uygulanacağı kişiler belirtilmiştir.

Madde 6- Kısa ve uzun vadeli sigorta kollarının uygulamasında kimlerin sigortalı sayılmadığı belirtilerek, 4 üncü maddenin uygulanmasında tereddüte neden olabilecek kişi ve çalışma ilişkileri açıkça belirtilmiştir. Ayrıca, kendi nam ve hesabına çalışanlardan tarımsal faaliyet gibi düzenli bir gelir ilişkisine dayanmayanlar ile gelir vergisinden muaf olan küçük esnaf ve ev hizmetlerinde çalışanlar yıllık ya da aylık gelirlerinin net tutarının asgarî ücretin altında olması halinde, zorunlu sigorta kapsamından çıkartılmıştır. Bunların yetersiz gelirlerinden ayrıca sigorta primi kesintisi yapılarak, sigorta priminden dolayı maddi sıkıntılarının artmaması düşünülmüş, yatıramadıkları primlerinden dolayı bir de gecikme zammı ödemek gibi bir külfetle karşılaşmamaları amaçlanmıştır. Bu kişilerin talepleri halinde isteğe bağlı sigortaya tabi olarak sosyal güvenlik haklarından yararlanmaları mümkün kılınmıştır.

Madde 7- Sigorta hak ve yükümlülüklerinin ne zaman başlayacağı çalışma ilişkisine göre ayrı ayrı düzenlenmiştir.

Madde 8- Sigortalıların ve hak sahiplerinin sigorta yardımlarından yararlanabilmeleri, prim yükümlülüklerinin doğuşu ve takibi, sigortalıların ve sigortalı çalıştırılan işyerlerinin bildirimi ve tescili ile mümkündür. Sigortalı ve işyeri tescillerinin kayıt dışı çalışmayı engelleyecek, bildirimi kolaylaştıracak şekilde düzenlenmesi önem taşımaktadır.

Madde ile Kuruma verilmesi gereken belgelerin verilme süreleri ile buna ait usûl ve esaslar düzenlenmiştir.

Kayıt dışı sigortalılığın önlenmesi amacıyla, esas olarak sigortalı çalıştırmaya başlanmadan önce işyerinin ve sigortalının tescili öngörülmüş, inşaat işyerleri, ihaleli işler, Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi verilen işyerleri ile Devlet memurları ile diğer kamu görevlileri için sigortalı bildirim süresinde yapılan işlerin özellikleri gereği bazı istisnalar tanınmıştır.

Ayrıca, kendi nam ve hesabına çalışanlar için bunların sigortalı sayılmalarını gerektirecek faaliyetleriyle ilgili tescil işlemlerini yapan vergi daireleri, odalar veya sicil memurluklarına kendileriyle ilgili tescili yaptıkları sırada sigortalılığa ilişkin tescili de yapmaları yükümlülüğü getirilmiş, böylece ticarî faaliyete ilişkin beyan ile sigorta tescili arasındaki kopukluğun ortadan  kaldırılması sağlanmaya çalışmıştır.

Maddede sigortalıların T.C. Kimlik Numaraları esas alınmak suretiyle tescillerinin yapılacağı belirtilmiştir. Diğer taraftan, kamu kurum ve kuruluşları ile bankalara şayet yaptıkları işlem, işlemi yaptıkları kişinin sigortalı olmasını gerektiriyorsa, bu kişilerin sigortalılık durumlarını Kurum veri tabanından araştırmaları, sigortasız olduğu anlaşılan kişileri Kuruma bildirme yükümlülüğü getirilmiş, bu suretle kayıt dışı sigorta ile mücadelede yeni bir araç tanımlanmıştır.

Madde 9- Kısa ve uzun vadeli sigortalar bakımından sigortalılığın  hangi hallerde sona ereceği çalışma ilişkilerine göre ayrı ayrı belirlenmiştir.

Madde 10- Geçici görevle yurt dışına gönderilen sigortalıların görevlerini yaptıkları sürece hak ve yükümlülüklerinin devam edeceği belirtilmiştir.

Madde 11- Bu Kanunun uygulanması bakımından işyerinin tanım ve kapsamı belirtilerek, işyerinin bildirimi, devri, intikali ve nakli halinde, durumun ne zaman ve nasıl bildirileceği düzenlenmiştir.

Madde 12- Sigortalıları çalıştıran kimselerin işveren sayıldığı, işveren deyiminin işveren vekilini de kapsayacağı, geçici iş ilişkisi kurulan işverenlerin bu Kanundan doğan yükümlülüklerden dolayı işverenle birlikte sorumlu olduğu, çiftçi mallarını koruma bekçileri ile ceza infaz kurumları ile tutukevlerinde oluşturulan tesis ve atölyelerde çalıştırılanların işveren vekillerinin kim olacağı belirtilmiştir.

Madde 13- Esas itibarıyla kendisi de bir işveren olan aracıların tanımı yapılmıştır. Hizmet akdine istinaden çalıştırılan sigortalıların üçüncü bir kişinin aracılığıyla işe girmiş olsalar bile Kanunun işverene yüklediği ödevlerden dolayı asıl işverenin, aracı ile birlikte sorumlu olacağı belirtilmiştir. Bu şekilde işverenlerin işleri aracılara devrederek sosyal güvenlik haklarının ve işverenlere yüklediği yükümlülüklerin etkisizleştirilmesinin önüne geçilmek istenmiştir.

Madde 14- Yapılan iş ile meydana gelen bir kazanın arasındaki illiyet bağı kavramından yola çıkılarak hangi hallerin iş kazası sayılacağı belirtilmiştir. Meydana gelen iş kazaları dolayısıyla gerekli yardım ve işlemlerin yapılabilmesi için, Kurumun bu kazalardan zamanında haberdar olmasını sağlamak üzere işverenler ile kendi nam ve hesabına çalışanların yükümlülüklerini tanımlamak ve Kurumca yürütülecek işlemleri belirtmek üzere düzenleme yapılmıştır.

Madde 15- Bu maddede meslek hastalığının tanımı yapılarak, meslek hastalığının işten ayrıldıktan sonra ortaya çıkması durumunda, bu Kanunla sağlanan yardımlardan yararlanabilmesi için, yönetmelikle belirlenecek belli bir sürenin geçmemiş olması şartı getirilerek, hastalık ile yapılan iş arasında nedensellik bağı korunmaya çalışılmıştır. Ayrıca meslek hastalığı dolayısıyla gerekli yardım ve işlemlerin yapılabilmesi için durumdan Kurumun haberdar olması gerektiğinden meslek hastalığının bildirimi konusunda işverene yükümlülük getirilmektedir.

Madde 16- Bu maddede kısa vadeli sigorta kolları arasında sayılan hastalık ve analık hallerinin tanımı yapılmıştır.

Madde 17- Bu madde ile iş kazası ve meslek hastalığı, hastalık ve analık halinde hangi yardımların yapılacağı sayılarak söz konusu sigorta kollarından sağlanan haklar açıklanmıştır.

Madde 18- Sigortalılara verilecek ödeneklere ve bağlanacak gelirlere esas tutulacak günlük kazancın tespitinin nasıl yapılacağı maddede ayrıntılı olarak belirtilmiştir.

Madde 19- Geçici iş göremezlik ödeneğinin hangi sigortalılara, hangi hallerde verileceği, başlangıcı, ne süreyle verileceği ve miktarı bu maddede düzenlenmiştir.

Madde 20- Sürekli iş göremezlik gelirinin hangi hallerde hak edildiği, nasıl tespit edileceği maddede gösterilmiştir.

Madde 21- Maddede, sürekli iş göremezlik halinde verilecek gelirin sigortalının mesleğinde kazanma gücü kaybının oranına göre hesap ve tespit edileceği, bakıma muhtaçlık durumunda yapılacak artış oranı düzenlenmiştir.

Madde 22- Sürekli iş göremezlik gelirinin başlangıç tarihinin nasıl tespit edileceği açıklanmıştır.

Madde 23- Birden çok iş kazasına uğrayan veya meslek hastalığına tutulan sigortalılara sürekli iş göremezlik gelirinin hesabında hangi kazancının esas alınacağı belirtilmiştir.

Madde 24- Bu maddede, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalıların hak sahiplerine hangi esaslara göre gelir bağlanacağı belirtilmiştir.

Madde 25- İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalıların gelir almakta iken evlenen eş ve çocuklarına ölüm sigortasında belirtilen şekilde evlenme yardımı ile cenaze yardımı yapılması öngörülmüştür.

Madde 26- Bu madde ile işverenin iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde kastı veya suç sayılabilir bir hareketi olması ya da sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliğine aykırı davranışı halinde yapılan veya ilerde yapılacak ödemelerle, bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamının esas alınarak, sigortalı veya hak sahibinin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere Kurumca işverene rücû edilmesi, işverenin ve sigortalının sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesinin de dikkate alınması öngörülmüştür.

Sağlık raporu alınması gereken ağır ve tehlikeli işlerde, rapor alınmadan sigortalı çalıştırılmasını engellemek için, bu durumdakilerin işe girmeden önce mevcut olduğu tespit edilen hastalıkları nedeniyle ödenecek geçici iş göremezlik ödeneklerinin işverene ödettirileceği belirtilmiştir.

Madde 27- Bu madde ile işkazası, meslek hastalığı veya hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru yüzünden olmuş ise, Kurumca yapılan ödemeler ve bağlanan gelirden dolayı, sorumlulara ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı kadar rücû edilmesi düzenlenmiştir.

Madde 28- Bu madde ile kasti bir hareketi yüzünden veya bağışlanmaz kusuru veya suç sayılabilir bir hareketi yüzünden iş kazasına uğrayan, meslek hastalığına tutulan veya hastalanan ya da iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık dolayısıyla hekim tarafından bildirilen tedbir ve tavsiyelere uyulmaması yüzünden, tedavi süresinin uzamasına, iş göremezlik oranının artmasına sebep olan sigortalıya geçici iş göremezlik ödeneği ile sürekli iş göremezlik gelirinin hangi oranda eksiltilerek ödeneceği veya ödenmeyeceği belirtilmiştir.

Madde 29- Süresinde bildirilmeyen sigortalıların sigorta yardımları ile sağlık hizmetlerinin Kurumca sağlanacağı, ancak bu durumda işverenin yükümlülüklerinin ne olacağı açıklanmıştır.

Madde 30- Kısa vadeli sigorta kollarının uygulanmasında bekleme sürelerinin hesabında veya iş göremezlik ödeneği veya geliri için esas alınacak kazancın tespiti için dikkate alınacak bir yıllık sürenin hesabında çalışmaya ara verilmesine rağmen dikkate alınmayacak haller belirtilmiştir.

Madde 31- Sigortalıların hangi hallerde malûl sayılacakları maddede gösterilmiştir. Çalışma gücünün en az üçte ikisini yitirmiş olanların veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucunda meslekte kazanma gücünü en az % 66 oranında yitirdiği tespit edilen sigortalıların malûl kabul edileceği, ilk defa işe girdiği tarihte çalışma gücünün üçte ikisini yitirdiği tespit edilen kimselerin malûllük sigortasından yararlanamayacakları belirtilmiştir.

Madde 32- Malûllük sigortasından sağlanan yardımın malûllük aylığı bağlanması olduğu maddede belirtilmiştir.

Madde 33- Sigortalıların, malûllük aylığından yararlanabilmesi için aranan koşullar belirtilmiştir.

Madde 34- Sigortalılara bağlanacak malûllük aylıklarının yaşlılık sigortasından bağlanacak aylıkların hesaplanmasına esas alınan usûlle hesaplanacağı ancak, malûllük kişinin isteği dışında olduğu için prim gün sayısının en az 9000 gün prim ödenmiş gibi kabul edilerek maaş bağlama oranının yükseltilmesi amaçlanmış, sigortalının başka birinin sürekli bakımına muhtaç olması durumunda aylık bağlama oranının ayrıca 20 puan artırılacağı belirtilmiştir.

Madde 35- Malûllük aylığına esas raporun aylık talep tarihinden önce veya sonra olmasına göre malûllük aylığının ne zaman başlayacağı belirtilmiş, Kanunun 4 üncü maddesinin (c) bendi kapsamında olanların ise görevlerinden ayrıldıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başından itibaren başlayacağı düzenlenmiştir.

Madde 36- Malûllük aylığı kişilerin çalışamayacağı dikkate alınarak bağlandığından, malûllük aylığı almakta iken bu Kanuna tabi olarak çalışan sigortalının aylıklarının kesileceği, bu durumda olup çalışması sona erenlerin, tekrar aylık almak için müracaat etmeleri durumunda, malûllük aylıklarının yeniden hesaplanacağı, hesaplanan yeni aylık eski aylıktan yüksekse bu aylığın ödeneceği, eski aylık yüksek ise eski aylığın bağlanacağı  belirtilmiştir.

Madde 37- Yaşlılık sigortasından sağlanan yardımlar belirtilmiştir.

Madde 38- Kanunun yürürlük tarihinden itibaren ilk defa sigortalı olacakların yaşlılık aylığından yararlanabilmeleri için kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmaları gerektiği, bunların için ayrıca en az 9000 gün prim ödenmiş olması gerektiği belirtilmiştir. Yaşlılık aylığından yararlanmak için gerekli yaş koşulunun 2036 yılından başlayarak ne şekilde yükseltileceği, 9000 gün prim ödeme koşulunu yerine getiremeyen sigortalıların yaşlılık aylığına müracaat edecekleri tarihte geçerli yaş koşuluna üç yıl eklemek suretiyle 5400 gün prim ödeyerek de yaşlılık aylığı alabilecekleri hususu düzenlenmiştir.

Ayrıca, ilk defa sigortalı oldukları tarihte çalışma gücünün üçte ikisini yitirmiş olması nedeniyle malûl aylığı bağlanamayanlar ile maddede belirtilen sakatlık derecelerinde olan sigortalıların sakatlık derecelerine göre farklı sigortalılık süresi ve prim gün sayısını doldurmak suretiyle yaşlılık aylığına hak kazanabilecekleri belirtilmiştir.

Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların çalıştığı işten ayrılması, (b) bendi kapsamındaki sigortalıların işyerini kapatıp kapatmayacağını beyan ederek bu durumu belgelemesi ve genel sağlık sigortası dahil kendi sigortalılığından dolayı prim borcunun olmaması, (c) bendi kapsamındaki sigortalıların ise ilgili veya yetkili makamdan emekliliğe sevk onayı aldıktan sonra yazılı olarak müracaat etmeleri gerektiği ayrıca koşul olarak düzenlenmiştir.

Madde 39- Yaşlılık aylığının sigortalının tüm çalışma yaşamında elde ettiği kazançlarının kazancın ait olduğu takvim yılından itibaren hangi yöntemle güncelleneceği ve bulunan bu kazançların her yıl için hangi aylık bağlama oranı ile çarpılarak yaşlılık aylığının hesaplanacağı belirtilmiştir.

Madde 40- Yaşlılık aylığının başlangıcı çalışma ilişkisine göre belirlenmiştir. Geçici iş göremezlik ödeneği almakta olan sigortalılardan yaşlılık aylığına hak kazananlara geçici iş göremezlik ödeneği verilme süresinin sona erdiği tarihi takip eden ödeme dönemi başından başlanarak aylık bağlanacaktır.

Madde 41- Yaşlılık aylığı almakta iken sigortalı olarak çalışmaya başlayan kişilere kendi tercihlerine göre yaşlılık aylıklarının kesilmesi ve prime esas kazançları üzerinden tekrar prim ödemeleri veya aylıklarının devamını istemeleri halinde sosyal güvenlik destek primini ödemeleri suretiyle aylıkları kesilmeksizin çalışabilmelerine imkan verilmiştir. Bu durumda sosyal güvenlik destek primi oranı, emeklilerin çalıştırılmasını teşvik etmeyecek şekilde çalışanlarla aynı oranda belirlenmiştir. Çalışmaya başlamaları nedeniyle aylıkları kesilen sigortalıların, çalıştıkları işten ayrıldıklarında yeniden bağlanacak yaşlılık aylığının hesabına ilişkin esaslar düzenlenmiştir.

Madde 42- Yaşlılık aylığı bağlanması için gerekli yaş koşulunu tamamladığı halde prim ödeme gün sayısını dolduramayan sigortalılara , kendi adına ödenmiş bulunan malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin her takvim yılına ait tutarının, tüketici fiyat endeksindeki değişim oranı ile güncellenmiş tutarının toptan ödenmesi ve sonradan sigortalılığını sürdürmeye karar veren kimselerin ise bu şekilde tasfiye edilen hizmetlerini kendilerine yapılan toptan ödemeyi, ödeme tarihinden yazılı istek tarihine kadar, tüketici fiyat endeksindeki değişim oranı ile güncellenmiş tutarı üzerinden Kuruma geri ödemleri durumunda, yeniden kazanmaları öngörülmüştür.

Madde 43- Ölüm sigortasından sağlanacak yardımlar belirtilmektedir.

Madde 44- Ölüm sigortasından dolayı hak sahiplerine aylık bağlanması için taşıması gereken koşullar belirlenmiştir.

Madde 45- Hak sahiplerine bağlanacak ölüm aylığının, nasıl hesaplanacağı belirtilmiştir. Ayrıca ölüm halinde prim gün sayısının en az 9000 gün prim ödenmiş gibi kabul edilerek hak sahiplerine bağlanacak aylığın  yükseltilmesi amaçlanmıştır.

Madde 46- Ölüm aylığının dul eşe, kız çocuklara, erkek çocuklara ve ana babaya hangi durumlarda ne oranda ödeneceği düzenlenmektedir.

Erkek veya kadın dul eş bu Kanuna tabi bir işte çalışmıyorsa veya bu çalışmalarından dolayı aylık veya gelir almıyorsa daha yüksek oranda ölüm aylığına hak kazanacaktır. Kız çocuklar yaş koşuluyla sınırlı olmaksızın; evli olmamaları, bu Kanuna tabi olarak çalışmamaları veya kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almamaları durumunda hak sahibi olarak aylık alabileceklerdir. Erkek çocuklar ise maddede belirtilen yaş sınırları içerisinde, malûl erkek çocuklar ise yaş sınırına tabi olmaksızın bu Kanuna tabi bir işte çalışmıyorsa veya bu çalışmalarından dolayı aylık veya gelir almıyorsa aylık alabilecektir.

Ana ve/veya babanın hak sahibi olarak aylık alabilmeleri ancak eş ve çocuklardan artan bir hisse bulunması ve muhtaç olmaları halinde mümkün olmaktadır.

Madde 47- Ölüm aylığının başlangıcı düzenlenmiştir.

Madde 48- Hak sahiplerinin aylıklarının hangi hallerde kesileceğini ve hangi hallerde yeniden bağlanması gerektiğini düzenlemektedir.

Önceki eşin ölümünden sonra tekrar evlenen ve bu eşi de ölen dul eşe istediği veya ilk eşinden aylık bağlanması önlenmekte, aylığa hak kazandığı son eşinden aylık bağlanması öngörülmektedir. Aylığı kesilen çocukların sonradan malûl olmaları halinde maddede belirtilen koşulları da taşımaları halinde aylık bağlanabilecektir.

Madde 49- 1800 günden az malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi ödemiş olan sigortalının ölümünde hak sahiplerine yapılacak toptan ödemenin miktarı ve esasları belirlenmekte, bunlardan daha sonra aylığa hak kazanması halinde ne şekilde ihya edebileceklerine yer vermektedir.

Madde 50- Bu Kanuna göre gelir veya aylık alan eş ve çocuklara evlenmeleri nedeniyle kesilecek aylıklarının bir yıllık tutarının evlenme yardımı olarak verilmesi öngörülmektedir.

Madde 51- Daha önce Emekli Sandığı, Bağ-Kur ve Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından farklı tutarlarda ödenmekte olan cenaze yardımının, norm birliği sağlayacak şekilde ölüm tarihindeki asgarî ücretin üç katı tutarında ödenmesi öngörülmektedir. Bu maddede ayrıca hangi esaslara göre kimlere cenaze yardımı ödeneceği de düzenlenmektedir.

Madde 52- Yaşlılık, malûllük ve ölüm sigortalarında aranan sigortalılık süresinin başlangıç tarihi ile bitiş tarihi belirlenmiştir.

Madde 53- Üçüncü bir kişinin suç sayılabilir bir hareketi sonucu malûllük veya ölüm sigortasından yardım yapılmasını gerektiren bir halin doğması halinde üçüncü kişinin sorumluluğu bu madde ile düzenlenmiştir.

Madde 54- 506 sayılı Kanun ile 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre, bazı ağır ve yıpratıcı işler için, itibarî hizmet veya fiilî hizmet süresi zammı adıyla farklı esas ve sürelerde verilmekte olan fiilî hizmet sürelerine ayrıca eklenen süreler yeniden düzenlenirken, sosyal güvenlik kurumlarına göre farklılıkları kaldırarak norm birliği sağlanması amaçlanmıştır.

Böylece fiilî hizmet süresi zammı adıyla, 90 gün ile 180 gün arasında olmak üzere maddede belirtilen işyerlerinin belirtilen görevlerinde geçirilen hizmet sürelerinin her yılı için ek hizmet süresi imkanı verilmektedir.

Madde 55- Fiilî hizmet zammı sürelerinin  beş yılı geçmemek üzere, bu Kanunda yaşlılık aylığı alma koşulu olarak belirlenen asgarî yaştan indirileceği, ayrıca yaşlılık aylığı alınırken ya da yaşlılık aylığına hak kazanamama durumunda yapılacak toptan ödemeler hesaplanırken prim ödeme gün sayısına ekleneceği belirtilmiştir.

Madde 56- Sigortalıların maddede sayılan, ücretsiz analık izni süreleri, er olarak silah altında ve yedek subay okulunda geçen süreleri, kısmi çalışma nedeniyle çalışamadıkları süreler gibi bazı özel durumlar için çalışılamayan sürelerini, tamamını veya bir kısmını kendileri veya hak sahipleri tarafından bu Kanuna göre belirlenmiş olan prime esas kazançlarının alt sınırı üzerinden hesaplanacak tutarı 6 ay içerisinde ödemeleri şartıyla borçlanma imkanı getirilmektedir. Borçlanma primi ödenmeyen süreler hizmetten sayılmamaktadır.

Sigortalıların grev ve lokavtta geçen sürelerini bu durumun sona ermesinden itibaren talep tarihindeki prime esas kazanç alt sınırı ile üst sınırı arasında kendilerinin belirleyeceği günlük kazanç üzerinden borçlanabilmeleri mümkün olacaktır.

Borçlanılan sürelerin, sigortalıların mevcut prim gün sayısına eklenmesi, sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler için sigortalılığın başlangıç tarihinin borçlandırılan gün sayısı kadar geriye götürülmesi öngörülmektedir.

Madde 57- Yurt dışında bulunan Türk vatandaşlarının sosyal güvenlik haklarından yararlanabilmeleri açısından yurt dışında çalışarak geçirdikleri süreleri borçlanarak bu Kanunun malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları hükümlerinden yararlanabilmelerine imkan tanınmıştır.

Borçlanma karşılığı alınacak prim miktarının aktüeryal dengeyi bozmayacak şekilde belirlenmesi  öngörülmektedir. Borçlanılacak her gün karşılığında başvuru tarihindeki prime esas asgarî ve azami günlük kazanç arasında sigortalı tarafından seçilecek günlük kazancın yüzde 32,5'i kadar prim alınması öngörülmektedir. Aylık hesabında borçlanma tutarına esas günlük kazancın otuz katı ortalama aylık kazanç olarak kabul edilmesi hükme bağlanarak, güncel olarak alınan primin tekrar güncellenmesinin önüne geçilmiş olmaktadır. Yurt dışı borçlanması yapmak suretiyle yaşlılık aylığı bağlananların sosyal güvenlik destek primi ödemek suretiyle aylıkları kesilmeksizin yeniden çalışabilmelerine imkan tanınmaktadır.

Madde 58- Sigortalıların yurt dışında geçmiş çalışmalarına ilişkin sigorta primlerinin, uluslararası anlaşmalarla Türkiye'ye transfer edilmesi durumunda, bu primlerin sigortalıya veya hak sahiplerine hangi durumlarda nasıl  iade edileceği düzenlenmektedir.

Madde 59- Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık görevlerinden ayrılanlara ne şekilde aylık bağlanacağını düzenlemektedir.

Madde 60- Kamu görevlilerine yaşlılık aylığı bağlanmasına ilişkin istisnalar bu maddede düzenlenmiştir.

Madde 61- Kamu kurumlarında çalışanlardan kanunlarına göre açığa alınanlar, tutuklananlar veya görevine son verildikten sonra tekrar görevlerine iade edilenlerin göreve iade edildikten sonra primlerinin nasıl tahsil edilmesi gerektiği yeni esaslara bağlanmaktadır.

Madde 62- Harp okulları ile fakülte ve yüksek okullarda silahlı kuvvetler hesabına okuyanlar ile ast subay sınıf okulu öğrencilerinin, talim ve manevra için rütbe ile silah altına alınan kamu görevlilerinin prime esas kazançlarının nasıl tespit edileceği belirtilmiştir. Ayrıca, kamu görevlileri için bu Kanunda belirtilen prime esas kazanç tavan sınırlamasının aranmayacağı belirtilmiştir.

Madde 63- Harp malûllerine bu Kanunun malûllük için öngördüğü aylığın üzerinde ödenecek harp malûllüğü aylığındaki fazla kısmın peşin sermaye değerinin Milli Savunma Bakanlığından tahsilini düzenlemektedir.

Madde 64- Kamu görevlilerinin emekliye sevk onaylarının nasıl olacağı düzenlenmiştir.

Madde 65- Savaş, seferberlik hali, seferberliği gerektiren iç tedip hallerinde, bu madde kapsamında olanlara üç aydan az, beş yıldan çok olmamak üzere bu haller süresinin bir katı kadar itibarî hizmet süresi zammı verilmesini düzenlemektedir.

Madde 66- Maddede belirtilen kamu kurumlarının uçucu, denizaltıcı, dalgıç, kurbağa adam veya paraşütçü olarak görev yapan sigortalılar ile diğer uçucu sigortalılara fiilen bu görevleri yaptıkları her yıl için çalışma sürelerine altı ay itibarî hizmet süresi ekleneceği belirtilmiştir. Sözü edilen sigortalıların 68 inci madde kapsamında fiilî hizmet zammı alıyorsa, bu sürenin üstüne ayrıca itibarî hizmet süresinin de eklenmesi öngörülmüştür.

Madde 67- 65 inci ve 66 ncı maddelere göre sigortalının fiilî hizmet süresine eklenen itibarî  hizmet sürelerine ilişkin olarak, o yıl içinde eklenmiş her otuz günlük itibarî hizmet süresi için, her yılın son ayının primi baz alınarak ayrıca prim alınması, bu primi sigortalıları çalıştıran işverenlerin ödemesi öngörülmektedir.

Madde 68- Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) alt bendi kapsamında bulunan kamu görevlilerinden, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik geliri bağlanması gerekenlere veya aynı durumda olup 31 inci maddeye göre malûl sayılanlara, sürekli iş göremezlik geliri veya malûllük aylıkların % 30 artırılmak suretiyle verilmesi, gelir veya aylığının artırılan bölümüne ait maliyetlerin Kurumca hesaplanan peşin sermaye değeri üzerinden bunları çalıştıran kamu idareleri tarafından Kuruma ödenmesi öngörülmüştür.

Madde 69- Madde ile isteğe bağlı sigorta tanımlanmıştır.

Madde 70- İsteğe bağlı sigortalı olma şartları sayılmıştır.

Madde 71- İsteğe bağlı sigortanın ne zaman başlayacağı, zorunlu sigortalılık esas olduğundan, zorunlu sigorta ile çakışan isteğe bağlı sigortalılığın iptal edileceği, böyle bir durumda, ödedikleri primlerin faiz uygulanmaksızın ilgililere iade edilmesi, çakışan süreden fazla isteğe bağlı sürelerin ise sigortalının prim ödeme gün sayısına ilavesi öngörülmüştür.

Madde 72- İsteğe bağlı sigorta primi olarak bu Kanununda belirlenen prime esas kazanç alt ve üst sınırı arasında sigortalılarca belirlenecek kazanç üzerinden prim alınması ve primlerin ait olduğu ayın sonuna kadar ödenmesi benimsenmiştir.

Madde 73- İsteğe bağlı sigortanın hangi hallerde sona ereceği belirtilmiştir.

Madde 74- İsteğe bağlı sigortalılık sürelerinin malûllük, yaşlılık ve ölüm sigorta kolları uygulanmasında dikkate alınacağı belirtilmektedir.

Madde 75- Bu Kanuna göre tanımlanan sigortalı olma nedenlerinin bir kişide birlikte gerçekleşmesi halinde uygulanacak kurallar belirlenmiştir.

Madde 76- Bir sigortalı veya hak sahibinin birden fazla gelir ve/veya aylık almasını gerektirecek durumlar ortaya çıktığında ne yönde işlem yapılacağı bu maddede düzenlenmiş, birden fazla aylık veya gelir alınabilmesi sınırlandırılmıştır.

Madde 77- Gelir veya aylık bağlananların, durumlarında değişiklik meydana gelmesi halinde, yeni gelir ve aylıkların hangi  tarihten itibaren başlayacağı hüküm altına alınmıştır.

Madde 78- Bu Kanuna göre bağlanan gelir ve aylıkların nasıl yükseltileceği düzenlenmektedir.

Madde 79- Bağlanan gelir ve aylıkların her ay peşin olarak ödenmesi, gelir ve aylıkların ödeme tarihleri, ödeme şekli ve ödeme merkezlerinin belirlenmesinde Kurum yetkili kılınmıştır.

Madde 80- Hangi hallerde gelir ve aylık bağlanmayacağı bu maddeyle belirlenmiştir.

Madde 81- İş kazalarıyla meslek hastalıkları, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına ilişkin olarak esas alınacak yaş bu maddede düzenlenmiştir.

Madde 82- Bu Kanunun bazı maddelerinde belirtilen görevleri yerine getirmek, Kurumun malûliyet, iş kazaları ve meslek hastalıkları hallerinde Kurum kararlarına yapılan itirazları sonuçlandırmak amacıyla Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu kurulmuş, bu kurulun teşkil tarzı ve bazı görevleri madde metninde düzenlenmiştir.

Madde 83- Kayıt dışı çalışmanın önlenmesi açısından sigorta işlemlerinin denetimi büyük önem arz etmektedir. Sigortalılık işlemlerinin denetiminin yaygın ve mahallinde yapılmasının yanı sıra daha fazla denetim niteliği, bilgi ve tecrübesi gerektirecek konularda da  dış denetim ihtiyacı bulunduğu gözönüne alınarak, yerelden merkeze doğru yapacakları denetimlerin mahiyeti ve niteliği farklılaştırılarak merkez denetim elemanlarının daha fazla yetkiyi haiz olacağı bir kademeli denetim sistemi öngörülmektedir.

Sigorta olaylarının soruşturulması ve asgarî işçilik miktarının belirlenmesine yönelik incelemelerde, bilgisine başvurulanların bilgi vermekten kaçınmaları durumunda, denetimler çoğunlukla sonuçlandırılmamakta, bu durum hem sigortalı ve hak sahiplerinin mağdur olmalarına, hem de denetimin etkinliğinin zedelenmesine ve kurumun prim kaybına ve yersiz masraflara neden olmaktadır. Yapılan düzenleme ile bu olumsuzlukların giderilmesi amaçlanmıştır.

İhaleli işler ile özel bina inşaatı işlerinde ilişiksizlik belgelerinin verilmesinde gecikmelerin önlenmesi amacıyla serbest muhasebeci malî müşavir ile yeminli malî müşavirlere bazı yetkiler verilmiş, bunların yetkilerini kullanırken uyacakları usûl ve esaslar da bu maddede düzenlenmiştir.

Genel bütçeye dahil daireler ile katma bütçeli idarelerin denetim elemanlarına kayıt dışı sigortalılıkla mücadele amacıyla, kendi mevzuatları gereğince yapacakları denetimlerde çalıştırılanların sigortalı olup olmadıklarını tespit yetkisi ve yükümlülüğü getirilmiştir.

Madde 84- Madde ile kanun kapsamında kimlerin genel sağlık sigortalısı sayılacağı ve kimlerin istisna tutulduğu belirlenmiştir.

Madde 85- Kanun kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılanların tescil işlemlerinin nasıl yapılacağı ve bu kişilerin sigortalılık başlangıç tarihleri olarak hangi tarihin esas alınacağı belirtilmiştir.

Madde 86- Madde ile bu Kanunda yer verilen sağlık hizmetleri ile buna bağlı yardımlardan yararlanmanın genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kimseler için bir hak ve bu hizmetleri sağlamanın ise Kurum için bir yükümlülük olduğu ve sağlanan sağlık hizmetleri ile ödenen prim miktarı arasında hizmetlerin kapsamı yönünde bir ilişki kurulamayacağı vurgulanarak kapsamda olan kişilerin hakları hukuksal güvence altına alınmaktadır.

Madde 87- Maddede, sigortalılara sağlanacak sağlık hizmetlerinin, öncelikle kişilerin sağlıklarını koruma, sağlıkları bozulanlara bunu yeniden kazandırma ve kendi ihtiyaçlarını görme yeteneklerini artırmayı amaçladığı gözönünde tutularak, var olan sosyal güvenlik kurumlarının uygulamaları ve sundukları hizmetler de dikkate alınmak suretiyle, Kanun kapsamında olan kişilere sağlanacak sağlık hizmetleri ve buna bağlı yardımlar ve haklar toplumun ihtiyaçlarını azami ölçüde karşılayacak düzeyde belirlenmiştir.

Bunlar esas olarak, ayaktan ve yatarak sunulan sağlık hizmetlerinin sağlanması, ortez, protez araç ve gereçlerinin teminiyle yol parası ve zaruri gider ödemelerinden oluşmaktadır.

Ayrıca, nihai amaçlardan biri olan ulusal sağlık göstergelerini üst düzeylere taşımada katkısı tartışılmaz olan ve Kurumca uygun görülen kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile ana ve çocuk sağlığının büyük önemi karşısında bağışıklama, gebelik ve gebeliğe bağlı sağlık hizmetlerinin temini ve aile planlamasına yardımcı olması yönünden de kontraseptif malzeme temini ve uygulanması, tıbbî danışmanlık hizmetleri gibi sağlık hizmetleri de kapsam içine alınmıştır.

Genel sağlık sigortası sisteminde kapsamda olan  kişiler için gereken ölçüde sağlık hizmetlerinin bedelinin karşılanması esas olmakla birlikte, bu hizmetlerin kişilerin her türlü bireysel isteklerini ve taleplerini sınırsız olarak karşılaması beklenemez. Bu konuda dünyadaki çağdaş uygulamalar da gözden geçirildiğinde benzeri ulusal ölçekli zorunlu sağlık sigortası sistemlerinde toplumsal faydayı ve hedefleri önceleyen ve bu hedeflere ulaşılmasını sağlayan sağlık hizmetlerinin sağlanmasının bireysel sağlık hizmetlerinin sınırsız karşılanmasının önünde tutulduğu ve bu sistemlerin sağladıkları sağlık hizmetlerini bu genel ilkeyi temel alarak belirledikleri saptanmaktadır.

Sistemin sürdürülebirliği açısından genel sağlık sigortası kapsamında sağlanacak sağlık ve sağlıkla ilişkili hizmetler ile bu hizmetlerin sağlanması için sigortalılardan alınması gereken prim miktarı arasında paralellik kurulması zorunludur. Bu kapsamda sağlanan sağlık hizmetlerinin sınırsız  arttırılması ve genişletilmesi doğal olarak aktüeryal prim miktarının da yükseltilmesi sonucunu doğuracaktır. Bu nedenle, uluslararası sosyal sigorta uygulamalarında da olduğu gibi, bedeli karşılanacak sağlık hizmetlerinin toplumsal faydayı ve sürdürülebirliliği önceleyen bir yaklaşım ile düzenlenmesi gerekmektedir.

Düzenleme ile genel sağlık sigortası kapsamı dışında tutulan oldukça sınırlı sayılabilecek sağlık hizmetlerinin  kişilerin istekleri doğrultusunda kendilerinin yapacakları doğrudan ödemelerle veya özel sağlık sigortası hizmeti sunan kurumlardan satın alacakları sağlık sigortacılığı hizmetlerinden yararlanma yoluyla karşılayabilmelerinin yolu da açık bulunmaktadır.

Madde 88- Madde ile genel sağlık sigortası kapsamında sağlanmayacak ve bedeli karşılanmayacak istisnai sağlık hizmetleri tanımlanmıştır. Bu hizmetler belirlenirken genel sağlık sigortacılığı ilkeleri, bu hizmetlerin fayda-maliyet ve maliyet-etkililik ölçütleri, uluslararası örnekler ve malî sürdürülebilirlilik yaklaşımı gözönünde bulundurulmuştur.

Madde 89- Maddenin düzenlenmesi ile sosyal güvenlik ilkeleri ve Anayasa Mahkemesi'nin konu hakkındaki kararı dikkate alınarak, sağlık yardımlarının belli bir süre ile kısıtlanmaması yoluna gidilmiş ve kişinin sağlık durumunun gerektirdiği sürece ve iyileşmesine kadar sürdürülmesi ilkesi benimsenmiş ve uygulamaya aktarılması amaçlanmıştır.

Madde 90- 18 yaşının altında ve 65 yaşının üstünde olan kimselerin tedavileri sırasında ihtiyaç duydukları sağlık bakım hizmetleri dışında refakatçi kalmasına gerek görülmesi durumunda, bu kişilere refakat giderlerinin Kurumca karşılanmasına imkan tanımak üzere bu maddede düzenlenmiştir.

Madde 91- Madde ile ülkemizde teşhis veya tedavisi sağlanamayan kişilerin, bir işverene bağımlı olarak çalışanlardan uzun süreli ya da geçici olarak yurt dışında görevlendirilen kimselerin yurt dışında teşhis ve tedavilerinin sağlanmasına imkan tanımak üzere düzenleme yapılmıştır.

Madde 92- Madde ile genel sağlık sigortası kapsamında sağlanacak sağlık hizmetlerinden yararlanma şartları düzenlenmiştir.

Madde 93- Genel sağlık sigortası kapsamında sağlanacak sağlık hizmetlerinin amaç dışı ve gereksiz kullanımını önlemek, bu konuda sıklıkla gündeme gelen suistimallerin önüne geçmek, sağlık hizmetlerini kullananların da oto kontrol mekanizmalarına etkili bir şekilde katılımını sağlamak, kişilerin genel sağlık sigortasından sağladıkları faydayı her hizmet aşamasında fark etmelerini sağlamak ve bu şekilde sistemi sahiplenme düzeyini artırmak üzere, sağlanan sağlık hizmetlerinde ve tıbbî ürünlerin kullanımı esnasında Kanunla belirlenen oranları ve miktarları aşmamak üzere sağlık hizmeti kullanıcılarının katılımı öngörülmektedir.

Madde 94- Bu madde ile risk gruplarını, kişi ve toplum sağlığını riske atmamak ve sağlık hizmeti kullanıcılarını mağdur etmemek amacıyla genel sağlık sigortacılığı ve sağlık hizmet sunumu ilkelerine uygun olarak bu maddede belirtilen kişilere ve hastalık hallerinde sağlık hizmeti kullanımı esnasında katılım payı ödememesi hususunda istisnalar tanımlanmıştır.

Madde 95- Madde ile genel sağlık sigortası kapsamında olan kişilere sağlık hizmetlerinden yararlanmaları esnasında hizmet basamaklarına uyma yükümlülüğü getirilmektedir. Bu düzenleme ile ülkemizde sağlık hizmet sunumunu ve yönetimini yeniden yapılandırmak üzere yürütülen sağlıkta dönüşüm programı ile Sağlık Bakanlığının uygulamaları arasında paralellik sağlanması amaçlanmaktadır. Bu nedenle sağlık hizmetinden yararlanmak isteyen kişilerin acil haller, iş kazası ve meslek hastalığı dışında öncelikle aile hekimlerine veya birinci basamak sağlık hizmet sunucularına ve tıbben gerekli görülmesi halinde sıra ile ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmeti sunan sağlık kurum ve kuruluşlarına başvurması öngörülmektedir. Bu düzenleme ile sağlık hizmet sunucularının tıbbî ihtiyaç ve durumlara göre ayrıştırılmamış ve gereksiz başvurularla gerçek görevlerini yerine getirememelerine ve yersiz yığılmalara engel olunması, sağlık hizmetlerinin daha etkili ve verimli sunulması planlanmaktadır.

Madde 96- Gerekli teknik alt yapının kurulmasını takiben sağlık hizmetlerinden yararlanmak üzere sağlık hizmet sunucularına başvuran kimselerin genel sağlık sigortası kapsamında olup olmadıklarını kontrol etme ve genel sağlık sigortası kapsamında olduğunu teyit edemedikleri kişilerin yerleşim bilgilerinin Kuruma bildirilmesi yükümlülüğü getirilerek kapsam dahilinde olması gereken herkesin kayıt altına alınması amaçlanmıştır.

Madde 97- Madde ile bu Kanunda acil olarak tanımlanacak hallerin Sağlık Bakanlığının uygun görüşü alınarak Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenmesi öngörülmüştür.

Madde 98- Bu madde ile genel sağlık sigortası sistemince sağlanan sağlık hizmetlerinin yurt içinde veya yurt dışında karşılanacak tutarlarının ilgili paydaşların, teknik ve bilimsel tarafların katılımı ve işbirliği ile belirlenmesi öngörülmekle ve bu amaçla kurulan Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu tanımlanmaktadır.

Madde 99- Madde ile genel sağlık sigortası kapsamında sağlanacak sağlık hizmetlerinin hizmet satın alma sözleşmeleri yoluyla sağlanması, sağlanan sağlık hizmetlerinin Kurumca karşılanacak bedellerinin ödenmesi, bu konularda sağlık hizmeti sunucularının sorumlulukları, ödeme şekilleri ve provizyon sistemine ilişkin hususlar tanımlanmaktadır. Madde ile Kuruma, sağlık finansman güvencesi altına alınan kimselere sağlık hizmeti sunmak üzere her türlü gerçek ve tüzel kişi, kurum ve kuruluşla sağlık hizmeti satın almaya yönelik sözleşme yapma yetkisi tanınmaktadır.

Bu maddenin düzenlemesi ile öncelikle Kurum ile sözleşme yapma talebinde bulunan özel ve tüzel kişilerin başvurularının sözleşmenin değerlendirilmesinden imzalanmasına kadar tüm işlemlerin Kurum tarafından açık, izlenebilir, denetlenebilir ve hakkaniyete uygun olacak biçimde yürütülmesi sorumluluğu getirilerek bu konuda yaşanan veya ortaya çıkabilecek yakınmaların ve suistimallerin önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.

Ayrıca sağlık hizmetlerinin sağlanmasına yönelik olarak öncelikle Kurum tarafından karşılanacak bedeli kabul eden ve kişilerden otelcilik hizmetleri dışında tıbbî hizmetler için hiçbir fark almamayı taahhüt eden sağlık hizmet sunucularına öncelik verilmesi ve bu kuruluşlara faturalandırdıkları hizmetlerin karşılığının doğrudan ödenmesi öngörülmektedir.

Bunun dışında Kurum tarafından karşılanması öngörülen sağlık hizmeti fiyatlarını kabul etmeyen, ancak sağlık hizmeti sunumuna ilişkin tıbbî standartları Kurumca aranan şartlara uygun olan sağlık kuruluşlarından sağlık hizmeti almak isteyen sigortalıların ve bakmakla yükümlü oldukları kimselerin bu sağlık kuruluşlarından aldıkları sağlık hizmeti karşılığında Kurumca karşılanan bedellerinin % 70'ine kadarı sevk zincirine uyulması kaydıyla sağlık hizmetini alan kişiye ödenebilecektir. Kapsamdaki kişilerin sevk zincirine uymaksızın sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularına başvurmaları halinde ise 95 inci maddenin üçüncü fıkrasında sözleşmeli sağlık hizmeti sunuclarına yapılacak ödemenin % 70'inin Kurumca karşılanması öngörülmektedir. Bu şekilde Kurum ile sözleşme yapılması ve sevk zincirine uyulması teşvik edilmek istenmiştir.

Bu düzenleme ile hem sağlık hizmetinden yararlanan kimselerin katılım payı dışında kendisince herhangi bir ödeme yapmaksızın sağlık hizmetlerini kullanabilmeleri, bunun dışında çeşitli nedenlerle Kurum fiyat tarifesi dışında fiyatlandırmak isteyen sağlık hizmet sunucularının serbest piyasa koşullarında bu hizmeti sunabilmesine olanak tanınması, aynı zamanda sağlık hizmeti kullanıcılarının kişisel tercihleri doğrultusunda sağlık hizmet sunucusu seçimi haklarının en geniş düzeyde tutulması amaçlanmaktadır. Ancak acil hallerde bu hakkın kötüye kullanılmasını engellemek üzere tüm sağlık hizmeti sunucularına Kurumca uygun görülen sağlık hizmeti fiyatlandırma bedeli üzerinden hizmet sunma zorunluluğu getirilmektedir.

Madde 100- Bu madde ile sağlık sigortası primlerinin ve diğer gelirlerin bu Kanunda tanımlanmış amaçlar dışında kullanılmasının önüne geçilmesi ve prim gelirlerinin verimli ve amacına uygun kullanılmasının kanunî güvence altına alınarak vatandaşların sisteme olan güveninin ve katılımının güçlendirilmesi amaçlanmaktadır.

Madde 101- Madde ile sürekli olmayan ve bu nedenle genel sağlık sigortası primleri ve harcamaları belirlenirken gözönünde bulundurulamayan savaşlar ya da doğal afetler nedenleriyle ortaya çıkması muhtemel olağandışı sağlık giderlerinin karşılanmasını sağlamaya yönelik olarak benzeri istisnai ve beklenmedik sağlık harcamalarının kamu kaynaklarınca karşılanması öngörülmüştür.

Madde 102- Madde kapsamında ülkemizde sıkça karşılaşılan ve iş kazası geçiren sigortalıya ihtiyaç duyduğu sağlık hizmetlerinin ivedilikle karşılanmasını teminen işverenlere sorumluluk verilmiş, ancak bu nedenle ortaya çıkacak her türlü sağlık giderinin de genel sağlık sigortasınca karşılanması güvence altına alınmıştır. Bu yolla iş kazası hallerinde kazaya uğrayan işçilerin sağlık hizmetlerine en kolay yolla ulaşması konusunda tereddütlerin ortadan kaldırılması hedeflenmiş ve bu nedenle doğacak sağlık giderlerinin karşılanması öngörülmüştür.

Madde 103- Kurum ile sözleşmesi bulunan tüm sağlık hizmet sunucularının hekim ve sağlık tesislerinin isim, unvan ve adreslerinin sigortalılara duyurularak, ilgililerin hekim ve sağlık tesisi seçme hakkının daha etkin bir şekilde kullanılabilmesi öngörülmüştür.

Madde 104- Düzenleme ile tüm sağlık hizmet sunucularına, bu Kanunda belirtilen amaçlara uygun olarak sundukları sağlık hizmetlerini ve bununla ilgili bilgi ve belgeleri talep halinde uygun ortamlarda Kuruma bildirim yükümlülüğü getirilerek, Kurumun izleme, değerlendirme ve denetim fonksiyonlarını hizmetin gerektirdiği şekilde yerine getirebilmesine olanak tanınması amaçlanmıştır.

Madde 105- Madde ile Kurumun faaliyet alanları ile ilgili herhangi bir inceleme ve kontrol ihtiyacı doğması halinde Kurumun yetkileri tanımlanarak sigortacılık uygulamalarının daha etkin yürütülmesi amaçlanmıştır.

Madde 106- Madde ile kasıt ya da suç sayılan bir fiil ile genel sağlık sigortası sağlık hizmetlerinden yararlandırılan kimselerin sağlığının bozulmasına neden olan üçüncü kişilere bu fiilleri nedeni ile ortaya çıkan ve Kurumca karşılanan sağlık giderlerinin rücû edilmesine yönelik düzenleme yapılmıştır.

Madde 107- Madde ile sağlık durumunun hekim raporu ile bir işte çalışabilir durumda olduğu belgelenmeyen bir işçiyi çalıştıran işverene, işçinin sağlığının bozulmasından kaynaklanan tedavi giderlerini üstlenme yükümlülüğü getirilmektedir. Bu yolla hem toplum ve birey sağlığının korunmasının ön planda tutulması hem de bireysel sağlık risklerinin azaltılarak, genel sağlık sigortasına yanlış uygulamalardan gelebilecek malî yüklerin azaltılması amaçlanmaktadır. Ayrıca, bu madde ile iş kazasının veya meslek hastalığının işverenin kanunen almakla yükümlü olduğu önlemleri almaması nedeni ile ortaya çıkması halinde bu duruma ilişkin sağlık harcamalarının kusuru oranında işverenden tanzim edilmesine olanak tanınmaktadır.

Madde 108- Madde ile, sağlık durumunun hekim raporu ile geçici ya da kalıcı süre çalışmaya elverişli olmadığı belgelenen bir işçiyi çalıştıran işverene, işçinin sağlığının bozulmasından kaynaklanan tedavi giderlerini üstlenme yükümlülüğü getirilmektedir. Bu yolla genel sağlık sigortalısının sağlığının korunmasının ön planda tutulması hem de bireysel sağlık risklerinin azaltılarak, genel sağlık sigortasına yanlış uygulamalardan gelebilecek malî yüklerin azaltılması amaçlanmaktadır.

Madde 109- Bu Kanun kapsamında belirtilen sigorta yardımlarını ve bu yardımların gerektirdiği idarî masrafları karşılamak üzere Kurumca prim alınması gereği bu maddede düzenlenmektedir.

Madde 110- Kural olarak, sigortalıların elde ettikleri kazançların tümünden prim alınması öngörülmüştür. Prime esas kazancın hesabına dahil edilmeyecek kazançlar ise maddede sayılanlarla sınırlanmış, sigortalıların belirli olmayan süre ve miktar üzerinden ücret ve kazanç elde etmeleri ya da aynı ay içinde birden fazla işverenin emrinde çalışmaları durumunda veya çağrı üzerine çalışma halinde prime esas kazancın nasıl hesaplanacağı açıklanmıştır.

Kendi nam ve hesabına çalışanların prime esas kazançlarının prime esas kazanç alt ve üst sınırı arasında kendilerince yıllık olarak belirleneceği, yıl içerisinde beyan edilen kazançta bir değişiklik olması durumunda sigortalının yeniden beyan edeceği kazanç üzerinden prim alınacağı belirtilmiştir.

Madde 111- Kurumca malûllük, yaşlılık, ölüm sigortaları ve kısa vadeli sigorta kollarından yapılacak yardımlar ile bu yardımların gerektirdiği idarî masrafları karşılamak üzere alınması gereken primlerin çeşitlerini, oranlarını ve bunların kimler tarafından hangi oranda ödeneceğini, Devletin malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortası koluna katkı payı ödeyeceği ve yaşlılık aylığı almakta iken tekrar çalışmaya başlayan sigortalılar için alınacak sosyal güvenlik destek primi oranı belirtilmektedir.

Madde 112- Alınacak primler ile verilecek ödeneklerin hesabına esas tutulacak günlük kazancın alt sınırı ortak bir kritere bağlanarak aylık asgarî ücretin otuzda biri olarak belirlenmiş, üst sınırın ise alt sınırın 6,5 katı olması öngörülmüştür.

Günlük kazançları alt sınırın altında olan sigortalılar ile üst sınırın üzerinde olan sigortalıların kazançlarının alt ve üst sınırlar üzerinden hesaplanacaktır.

Madde 113- Kısa vadeli sigorta kolları prim oranlarının, işin yapıldığı işyerinin iş kazası ve meslek hastalığı bakımından gösterdiği tehlike derecesi gözönünde tutularak tespit edilmesi gerekmektedir.

Madde 114- İş kazaları ve meslek hastalıkları priminin, iş kollarının iş kazası ve meslek hastalığı bakımından arz ettiği tehlike derecesine göre tespiti, işyerlerinin tehlike sınıf ve derecelerinde Kurumca değişiklik yapılması durumu ve Kurumca belirlenecek tehlike sınıf ve derecesine itiraz halinde uygulanacak esaslar düzenlenmiştir.

Madde 115- Yapılan işte iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortası primi oranına etki edebilecek bir değişiklik meydana gelmesi durumunda iş kolunun buna göre tehlike sınıf ve derecesinin de değiştirilmesini mümkün kılmak üzere bu madde düzenlenmiştir.

Madde 116- Kamu idareleri, döner sermayeli kuruluşlar ile özel kanunla veya özel kanunla verilen yetkiye dayanarak kurulmuş bankaların ihaleli işleri ve özel bina inşaatları ve Bakanlar Kurulunca belirlenecek diğer işler için Kurumca çıkartılacak bir yönetmelikle usûl ve esasları belirlenmek üzere yeterli işçilik bildirilip bildirilmediğinin araştırılacağı bu araştırma sonunda yeterli işçilik bildirilmemiş olduğu anlaşılırsa, işverene Kurumca hesaplanan prim tutarını ve gecikme zammını ödemesinin bildirileceği, işverenin bu bildirim üzerine prim tutarını ve gecikme zammını ödemesi veya taahhütname vererek ödeyeceğini beyan etmesi durumunda borcun kesinleşeceği belirtilmektedir.

Kurumun dış denetimiyle görevli denetim elemanlarının, bu maddede belirtilen kriterlere göre işyerinde asgarî işçilik miktarını tespit edebileceği, asgarî işçilik oranlarının tespiti ve asgarî işçilik oranlarına yapılacak itirazları karara bağlamak üzere Asgarî İşçilik Tespit Komisyonu kurulacağı belirtilmektedir.

Madde 117- İşverenlerin düzenleyecekleri prim belgelerinde yer alacak hususlar ve bu belgelerin içeriği tanımlanmış, İş Kanunu hükümlerine göre sigortalının bir başka işverene iş görme edimini yerine getirmek üzere devredilmesi durumunda prim belgelerinin süresi içinde Kuruma verilmesinden asıl işverenle birlikte devralan işverenin de sorumlu olması, sigortalılık tespitinin fiilen veya kayden yapılabileceği yönünde düzenlemeler yapılmış, otuz günden az çalıştırılan sigortalıların bu şekilde çalıştırılmalarını izah eden bilgi ve belgelerin Kuruma verilmesi öngörülmüş, Kurumca sigortalı olarak çalıştığı tespit edilen sigortalılar için verilmesi gereken belgelerin resen düzenlenebilmesi öngörülmüş, işverenin bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen belgenin Kurumca onaylanmış bir nüshasını, çalışan sigortalıların görmelerini sağlayacak şekilde bir birini takip eden iki belge verme süresince işyerine asmak zorunluluğu getirilmiştir. Bu maddede belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda idarî para cezası uygulanması öngörülmüştür.

Madde 118- Primleri ödemekle yükümlü olanların açıkça tespit edilebilmesi için bu madde düzenlenmiştir.

Madde 119- İşverenlerin bir hizmet akdiyle çalıştırdıkları sigortalıların primlerini ücretlerinden keserek işveren payı ile birlikte en geç primin ait olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar, kendi nam ve hesabına çalışanların her takvim ayına ait primlerinin bu takvim ayının sonuna kadar, kamu idarelerinde çalışan veya bu kapsama giren sigortalıların primlerinin ise her takvim ayına ait primlerinin ödemenin yapıldığı tarihi takip eden yedi gün içinde Kuruma ödenmesi gerektiği  belirtilmiştir.

Kuruma fiilen ödenmeyen prim tutarlarının gelir vergisi ve kurumlar vergisinde gider olarak yazılmaması öngörülmüş, prim borçlarının katma değer vergisi iade alacağından mahsubu imkanı getirilmiş, mahsup edilmeyen veya eksik mahsup edilen prim borçları için gecikme zammı uygulanacağı, prim ve diğer alacakların tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci ve 102 nci maddeleri hariç olmak üzere diğer maddelerinin uygulanacağı, 6183 sayılı Kanunun uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde alacaklı sigorta müdürlüğünün bulunduğu yer iş mahkemesinin yetkili olması, sigorta primlerini belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşlarının tahakkuk ve tediye ile görevli personel ve yöneticilerinin sorumlulukları düzenlenmiştir.

Madde 120- Sigortalıların çalıştırıldığı işyerinin devir veya intikal suretiyle el değiştirmesi durumunda sigortalıların haklarının korunmasını sağlamak üzere eski işverenin Kuruma olan prim, gecikme zammı ve faiz borçlarından yeni işverenin de müteselsilen sorumlu tutulması uygun görülmüştür.

Madde 121- Kurumun prim veya diğer alacaklarının yasal süresi içinde ödenmemesi durumunda gecikme zammı uygulanacağı, gecikme zammının her ay için Hazine Müsteşarlığınca açıklanacak bir önceki aya ait Yeni Türk Lirası cinsinden iskontolu ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetlerinin aylık ortalama faizi bileşik bazda uygulanmak suretiyle hesaplanacağı belirtilmektedir.

Madde 122- Yanlış ve yersiz prim ilgililerin kasıt veya kusurundan doğmuşsa faiz ödenmeksizin, Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa tahsil tarihinden itibaren on yıllık zamanaşımı süresi içinde hisseleri oranında işverenlere ve sigortalılara geri verilmesi, geri verilecek primler için Kurumca ayrıca kanunî faiz ödenmesi öngörülmektedir.

Madde 123- Maddede belirtilen kamu idareleri, kuruluş ve bankaların ihale ile yaptırdıkları işlerden dolayı Kuruma ödenecek primlerin zamanında ve kolayca tahsilinin sağlanması, sigortalıların haklarının korunması için, ihaleli işi alan işverenlerin ad ve adreslerinin Kuruma bildirilmesi ve ihale makamı nezdindeki hak ediş ve teminatlarının Kuruma borçları olmadığı anlaşıldıktan sonra ödenmesi veya geri verilmesi, inşaat işyerlerinde geçici iskân veya yapı kullanma izni verilmesinden önce inşaat işinden dolayı borcun bulunmadığına dair Kurumca düzenlenecek bir belgenin istenmesi zorunlu kılınmış, maddede belirtilen yükümlülüklere uyulmadan hak ediş ödemesi, kesin teminatın iade edilmesi veya geçici iskân belgesi ya da yapı kullanma izin belgesi verilmesi durumunda ilgililere genel hükümlere göre müeyyide uygulanması yönünde düzenleme yapılmıştır.

Madde 124- Genel hayatı etkileyen afet durumlarında afetten etkilenen işverenlere yardımcı olmak üzere, işverenlerin prim borçlarının ertelenebilmesi, prim belgelerinin verilme süresinin Kanundaki sürelere bağlı olmaksızın Kurumca belirlenebilmesi hususları düzenlenmiştir.

Madde 125- Sigortalılığın ve genel sağlık sigortalılığının kişilerin seçimlerine bağlı olmaksızın zorunlu olduğu, buna aykırı hükümlerin geçerli olmadığı belirtilmektedir.

Madde 126- Bu Kanun kapsamında ilgililerin Kurum nezdinde doğan hiçbir alacağının devir ve temlik edilemeyeceği düzenlenmiştir.

Madde 127- Kurumun prim ve diğer alacakları için zamanaşımı süresinin alacağın vadesinden itibaren on yıl olması öngörülmüştür.

Madde 128- Sakatlıkları nedeniyle malûllük aylığı veya sürekli iş göremezlik gelir bağlanan sigortalılar ile çalışamayacak durumda malûl hak sahibi çocukların, Kurumca kontrol muayenesine tabi tutulması, gelir ve aylıkların bu muayene sonuçlarına göre yeniden belirlenebilmesi öngörülmüştür.

Madde 129- Sigortalılara sakatlık, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin  raporlar ile sürekli iş göremezlik ve malûllük hallerinin, hak sahibi çocukların malûllük durumlarının tespitinde, yetkili sağlık tesisleri sağlık kurullarınca verilecek raporların usûl ve esaslarını, bu raporları verecek sağlık kurumlarının sahip olacağı kriterleri Kurumun belirleyeceği, sürekli iş göremezlik kaybı, çalışma gücünün ne oranda yitirilmiş sayılacağına veya sakatlık oranlarına dair Kurumca verilen karara karşı Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu nezdinde itiraz edilebileceği, itirazın bu Kurulca karara bağlanacağı  belirtilmiştir.

Madde 130- Kurumca yapılan fazla ve yersiz ödemelerin geri alınmasında ilgililerin kasıtlı veya kusurlu davranışı sonucu yapılan fazla veya yersiz ödemelerin hükümleri ile Kurumun hatalı işleminden kaynaklanan nedenlerle yapılan fazla veya yersiz ödemelerin müeyyideleri ilkine daha ağır koşullar bağlanmak suretiyle farklılaştırılmıştır.

Madde 131- Bu Kanun gereğince bağlanan gelir ve aylıklar ile diğer haklar için zamanaşımı ve hak düşürücü süreler belirlenmiştir.

Madde 132- Bu Kanuna göre gelir, aylık veya toptan ödeme işlemlerine başlanmış bulunan ve gelir veya aylık bağlanmasına veya toptan ödeme yapılmasına hak kazandığı anlaşılan sigortalı veya hak sahiplerine, işlemlerin gecikmesi halinde avans verilerek, bunların mağduriyetlerinin engellenmesi öngörülmüştür.

Madde 133- İşverenin kendisine ait yükümlülüğü sigortalılara yansıtmaması için bu düzenleme yapılmıştır.

Madde 134- Sosyal sigorta kurallarının kendi içindeki bütünlüğünün bozulmaması ve boşluk olan durumlarda özel sigorta hükümlerinin uyarlama suretiyle uygulanmasının önüne geçmek amacıyla bu madde düzenlenmiştir.

Madde 135- Sosyal güvenlik alanında yapılan ikili veya çok taraflı anlaşmalar kapsamında yapılacak her türlü işlem ve hesaplaşmalarda bu Kanunu uygulayacak Kurumun yetkili olduğu, ilgili anlaşmalarda yapılan atıfların Kuruma yapılmış sayılacağı belirtilmiştir.

Madde 136- Sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliği, sistemin gelir ve giderlerinin aktüeryal hesaplamalara dayandırılması ile mümkündür. Ancak, ülkemizde zaman zaman bazı meslek gruplarının haklarının genişletilmesi çalışmaları sırasında, sosyal sigorta kurumlarının aktüeryal dengeleri gözetilmeksizin, kendi kanunlarında düzenlemeler yapılabilmektedir. Bu uygulamanın önüne geçmek amacıyla madde düzenlenmiştir.

Madde 137- Kurumun ilgili mercilerden bilgi ve belge isteme hakkı düzenlenmiştir.

Madde 138- Kurumun sosyal güvenliği sağlama ödevini yerine getirirken yapmak durumunda olduğu işlemlerden vergi, resim ve harç alınmaması öngörülmüştür.

Madde 139- Bu Kanun gereğince yapılacak bildirimlerde 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerinin uygulanması öngörülmüştür.

Madde 140- Kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların çözümünde iş mahkemeleri yetkili kılınmıştır.

Madde 141- Bu Kanun kapsamında hangi haller için idarî para cezasının uygulanacağı ve bu cezaların miktarı bu maddede düzenlenmiştir.

Madde 142- Bu Kanunun yürürlükten kaldırdığı kanun hükümlerinde yer verilen atıflar ile halen yürürlükteki kanunlarda yer alan atıflar nedeniyle uygulamada boşluk yaratmamak amacıyla düzenlenmiştir.

Madde 143- Değiştirilen kanun hükümleri düzenlenmiştir.

Madde 144- Yürürlükten kaldırılan kanunlar, maddeler ya da ibareler belirtilmiştir.

Madde 145- Kanunda yönetmelikle düzenlenmesi öngörülen konularda çıkartılacak yönetmelikler belirtilmiştir.

Geçici Madde 1- Müktesep hakların korunması bakımından bazı maddeleri yürürlükten kaldırılan sosyal güvenlik kanunları gereğince bağlanan aylık, gelir, tazminat, zam ve ödeneklerin bu Kanunun yürürlüğünden sonra da ödenmeye devam edileceği belirtilmiştir.

Bazı kamu görevlilerinden emekli olanlara ödenmekte olan makam ve yüksek hakimlik tazminatı gibi ödemelerle, 506 sayılı Kanun ve 1479 sayılı Kanun kapsamında ödenmekte olan sosyal yardım zammı ile telafi edici ödemeler ile 926 sayılı Kanuna göre ödenmekte olan kadrosuzluk tazminatı, ek ödemeler ve yardımların Kanunun yürürlüğe girdiği tarihteki tutarları üzerinden aylıklara dahil edilmesi, daha sonra bu aylık ve gelirlerin bu Kanun hükümlerine göre artırılması öngörülmektedir.

Geçici Madde 2- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 506, 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı Kanunlara tabi olarak çalışanların bağlanacak aylıklarının nasıl hesaplanacağı bu maddede düzenlenmiştir.

Geçici Madde 3- Sosyal güvenlik hak ve yükümlülüklerinde norm birliğinin sağlanması, sosyal güvenlik kurumlarının tek çatı altında toplanması ilkesi ile mevcut aktüerya yapılarının giderek yükümlülüklerini karşılayamaz hale gelerek, ilgili oldukları banka veya sigorta şirketlerinin finansman yapılarını da olumsuz etkileyeceği gözönüne alınarak, tüzel kişilikleri sona erdirilmeksizin, bu Kanunla bazı maddeleri yürürlükten kaldırılan 506 sayılı Kanunun mülga geçici 20 nci maddesine göre kurulmuş bulunan sandık iştirakçilerinin ve bunların hak sahiplerinin hak ve yükümlülükleri ile birlikte devralınması, bu madde uyarınca belirlenen sandık yükümlülüklerinin sandık iştirakçilerini istihdam eden kurumlardan tahsili öngörülmektedir.

Geçici Madde 4- Bu Kanunda belirtilen yönetmelikler yürürlüğe girinceye kadar yapılacak işlemler belirlenmiştir.

Geçici Madde 5- Bu Kanunun yayımı tarihinden önce sakatlık kontenjanından Emekli Sandığına tabi bir göreve başlayıp bu görevlerine devam edip, malûllük nedeniyle aylık bağlanamayanlara aylık bağlanması hakkı getirilmektedir.

Geçici Madde 6- Kamu görevlilerine ödenmekte olan ikramiyeler mahiyeti itibarıyla çalışma ilişkisinin bir unsuru olup, çalışanın dürüstlük ve sebatla kamu görevini sürdürmüş olmasının bir karşılığıdır. Kamu işvereninin çalışma ilişkisinden dolayı bir sorumluluğu olan ikramiyelerin sosyal güvenlik kurumu aracılığıyla ödenmesi, ikramiyenin niteliğinde bir karışıklık yarattığı gibi, bu ödemeye aracılık eden sosyal güvenlik kurumunun iş yükünde de gereksiz bir artışa neden olmaktadır. Kamu görevlilerinin ikramiyelerinin ödenmesinde bir sıkıntı yaşanmaması amacıyla bir yıllık geçiş süresi öngörülerek bu sürede ikramiyelerin ilgili kamu kurumları adına, karşılığı peşin alınmak üzere ödenmesi, bir yıllık sürenin dolmasından itibaren ise kamu görevlilerinin son defa çalıştığı kurum tarafından, son çalıştığı kurumun özelleştirilmesi durumunda Hazinece ikramiyenin ödenmesine devam edilmesi öngörülmüştür.

Geçici Madde 7- Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanunun mülga 87 nci maddesine göre kesenekleri iade edilen, kurumlarınca resen emekliye sevk edilen veya ölen ve kesenek iadesi veya toptan ödeme yapılmak suretiyle hizmetleri tasfiye edilmiş olanlara, bu hizmetleri ihya edebilmeleri imkanı tanınmıştır.

Geçici Madde 8- Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce 5434 sayılı Kanun kapsamında bulunup, aylığa hak kazanamayanların, bu Kanunda yapılan düzenlemeler nedeniyle gerekli koşulları taşır hale gelmeleri durumunda, bunlara bağlanacak aylıklara esas alınacak kazancın nasıl bulunacağını düzenlemektedir.

Geçici Madde 9- 1/4/1981 tarihinden önce 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerine göre tescili yapılmış olanların, 18 yaşın altında geçen prim ödeme gün sayılarının bu Kanuna göre geçerli kabul edilmesi sağlanmaktadır.

Geçici Madde 10- Bazı maddeleri yürürlükten kaldırılan 506 sayılı Kanunun mülga ek 5 inci maddesinde düzenlenen ve mahiyeti bakımından bu Kanunun fiilî hizmet süresi zammı niteliğinde olan itibarî hizmet sürelerinin bu Kanunda belirtilen fiilî hizmet zammı süresi olarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır.

Geçici Madde 11- 506, 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı kanunlara tabi olarak geçen hizmet, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan süreler ve sigortalılık sürelerinin bu Kanuna tabi olarak geçmiş sayılacağı belirtilmiştir.

Geçici Madde 12- Kanunun yürürlük tarihinden önce ve sonra kamu kurumlarında sözleşmeli olarak çalışanların, bu Kanun kapsamında çalışma şekillerine göre uygun düşen sigortalı tanımı içinde değerlendirilecekleri belirtilmektedir.

Geçici Madde 13- Bazı kurumlarda sözleşmeli olarak çalışmaktayken, değişik kanunlarla 5434 sayılı Kanun ile ilişkilendirilmiş olanların sözü edilen hizmetlerinin bu Kanun kapsamında geçmiş sayılması hususu düzenlenmiştir.

Geçici Madde 14- Kamu kurumlarının sosyal yardım zammı borçlarının Hazine tarafından ödeneceği ve karşılığının Hazine tarafından ilgili kurumlardan tahsil edileceği hükme bağlanmıştır.

Geçici Madde 15- Bu Kanuna göre yapılacak tescil işlemine kadar sigortalılık işlemlerinde bir sorun yaşanmaması için sigortalılar veya işverenlere bu Kanundan önce yürürlükte bulunan kanunlara göre verilen sigorta sicil ve işyeri sicil numaralarının, bu Kanuna göre tescil edildikleri tarihe kadar kullanılması öngörülmektedir.

Geçici Madde 16- Yurt dışında borçlanma hakkı sonucu emekli aylığı bağlanan sigortalıların, sonradan ıskat dışında  aylıklarının başka bir devlet vatandaşlığına geçmeleri halinde de ödenmeye devam edileceği belirtilmiştir.

Geçici Madde 17- Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce 1479 sayılı Kanun kapsamında tescillerini yaptırmamış olanların sigortalılık hak ve yükümlülüklerinin bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra başlayacağı düzenlenmiştir.

Geçici Madde 18- Kanunun yürürlük tarihinden önce yapılmış olan yurt dışı borçlanmalarında ödenmiş primlerin ve prim ödeme gün sayılarının bu Kanun kapsamında prim ödeme gün sayısı ve ödenmiş prim olarak kabul edileceği belirtilmektedir.

Geçici Madde 19- Bazı maddeleri yürürlükten kaldırılan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa göre topluluk sigortasına tabi olanların ödedikleri primlerinin ve prim ödeme gün sayılarının bu Kanun kapsamında ödenmiş prim ve prim gün sayısı olarak kabul edileceği, bunların bu Kanun kapsamında hangi sigorta hak ve yardımlarından ne suretle yararlanabilecekleri düzenlenmiştir.

Geçici Madde 20- Kamu görevlilerinin ücretleri ile istirahatli bulundukları sürelerde alacakları geçici iş göremezlik ödenekleri arasındaki farkın ilgili mevzuatlarında değişiklik yapılana dek kurumlarınca karşılanması suretiyle, istirahatli bulundukları sürelerde gelir kaybına uğramamaları amaçlanmıştır.

Geçici Madde 21- 506 sayılı Kanunun mülga 96 ncı maddesine göre Sosyal Sigortalar Kurumuna devredilen sandıklarca mülga 991 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesine göre Sosyal Sigortalar Kurumunca bağlanan aylıklara ilişkin alt sınır % 35'ten % 70'e yükseltilmektedir.

Geçici Madde 22- Kanunun yürürlük tarihinden itibaren, istisnaları bu Kanunda gösterilenler dışındaki tüm kazançların prime tabi tutulması nedeniyle kamu görevlilerinin ücretlerinden daha fazla prim kesileceğinden, kamu görevlilerinin ücretlerinde bu nedenle yaşanacak düşüşü engellemek üzere, bir yıl süreyle artan prim kesintisi bölümünün kamu kurumlarınca karşılanması öngörülmüştür.

Geçici Madde 23- 5434 sayılı Kanunun mülga ek 1 inci maddesiyle kurulmuş olan Sağlık Yardım Sandığının tasfiyesine ilişkin düzenlemeler getirilmiştir.

Geçici Madde 24- 8/9/1999 tarihi ile bu Kanunun yürürlük tarihi arasında Emekli Sandığı iştirakçisi olup fiilî hizmet zammından yararlananların bu sürelerinin yarısının bu Kanunda belirtilen yaşlılık aylığı almak için gerekli asgarî yaş koşulundan indirilmesi öngörülmüştür.

Geçici Madde 25- Uzun vadeli sigorta kollarına Devletin yapacağı katkının anılan sigorta kolu açık verdiği sürece yapılması ve bu açık paralelinde azaltılarak sürdürülmesi amaçlanmıştır.

Geçici Madde 26- Kanunun yürürlük tarihinden önce aylıksız izinli oldukları sürede sosyal güvenlik haklarını sürdüremeyenlere belirtilen prime esas kazanç üzerinden prim ödemeleri suretiyle geçmiş bu sürelerinin sosyal güvenliklerinden sayılmasına imkan verilmektedir.

Geçici Madde 27- Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrası (a) ve (b) bentleri kapsamında bulunan sigortalılardan 8/9/1999 tarihi ile bu Kanunun yayımı tarihine kadar sigortalı olanların yürürlükten kaldırılan mevzuat hükümleri paralelinde yaşlılık aylığına hak kazanabilmeleri öngörülmektedir.

Geçici Madde 28- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce makam, yüksek hakimlik, temsil ve görev tazminatı ödenmesini gerektiren görevlere atanmış olanlar ile ek göstergeli görevlere atanmış olan kamu görevlilerinin, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra bu görevlerde geçen sürelerinin bazı tazminatlarının emekli aylıklarına yansımasında dikkate alınacağı hükme bağlanmıştır.

Geçici Madde 29- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihle, 6/8/2003 tarihi arasında 506 sayılı Kanun kapsamında ilk defa sigortalı olup, sigortalı olarak çalışmaya başlamadan önce malûl sayılmayı gerektirecek derecede rahatsızlığı olanların 15 yıldan beri sigortalı olmaları ve en az 3600 gün prim ödemeleri halinde yaşlılık aylığından yararlanabilmeleri öngörülmektedir.

Geçici Madde 30- Bu Kanun yürürlüğe girmeden önce mevcut sosyal güvenlik kurumlarına tabi olan sigortalıların T.C. Kimlik Numarası esas alınarak bu Kanun kapsamında sigortalı olarak tescillerinin yapılacağı, bu işlem tamamlanıncaya kadar eski sigorta sicil numaralarını kullanabilecekleri belirtilmektedir.

Geçici Madde 31- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce emekli veya yaşlılık aylığı almakta olup tekrar çalışmaya başlamalarına rağmen o dönemdeki mevzuat gereği aylıkları kesilmeyen veya destek primi ödemeyen sigortalıların, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren destek primi ödemek suretiyle aylıkları kesilmeden çalışabilecekleri hükme bağlanmıştır.

Geçici Madde 32- Genel sağlık sigortası kapsamındaki kişilerin hak sahipliğinin ve hak ettiği sağlık hizmetlerinin elektronik ortamda kontrolü için gerekli olan bilgisayar donanım ve yazılım alt yapısının kurulmasına kadar geçecek süre içinde mevcut sistemin sürdürülmesi amaçlanmıştır.

Geçici Madde 33- Genel sağlık sigortası kurumsal alt yapısının kurulmasına kadar geçecek sürede, sağlık hizmetlerini veya yardımlarını karşılamakla yükümlü kurumların faaliyetlerine aksamaya meydan vermeden devam etmesi amaçlanmıştır. Ancak sağlanacak sağlık hizmetlerine ilişkin kanun hükümleri daha önce yürürlüğe gireceği için, eski kanunlar gereği kazanılmış hakların bir yıl süreyle ya da tedavi sonuçlanıncaya kadar devam etmesi amaçlanmıştır.

Geçici Madde 34- 3816 sayılı Kanun kapsamında yeşil kart sahibi olan kişilerin ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilerin genel sağlık sigortası bakımından öncelikle tescil edilmesi hükme bağlanmıştır.

Geçici Madde 35- Sağlık güvencesi kapsamında olmayan, 3816 sayılı Kanun kapsamında sağlık yardımlarından yararlanmak için de başvurusu olmayan kişilere bildirimlerini yapmaları için iki yıllık süre tanınmıştır. Bu süre içerisinde kapsamda olan nüfusla ilgili alt yapı çalışmalarının tamamlanması ve sistemin vatandaşların şikayetine konu olmadan yürütülmesi amaçlanmıştır. Aile hekimliğine geçilen yerlerde ise alt yapı çalışmaları büyük ölçüde tamamlanacağı dikkate alınarak, iki yıllık süre beklenmeden genel sağlık sigortası kapsamına alınacağı hükme bağlanmıştır.

Geçici Madde 36- Aile hekimleri tarafından başlatılan sevk zincirine uygun olarak yapılan sağlık hizmetleri için alınan katılım paylarının üç yıl süreyle % 50 oranında azaltılarak uygulanması, bu katkı payının Kanunun yürürlük tarihinden itibaren en fazla üç yıl süreyle ertelemesi hususunda Bakanlar Kuruluna yetki verilmesi, 95 inci maddenin birinci fıkrası gereği yapılacak belirlemelerin, Kanunun yürürlük tarihinden itibaren en geç bir yıl içinde tamamlanması ve bu süre içerisinde 95 inci maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarının uygulanmasının il ve ilçe bazında ertelenmesi hususunda Sağlık Bakanlığına yetki verilmesi düzenlenmektedir.

Geçici Madde 37- Halen sağlık güvencesine sahip olan ve maddede sayılan kişilerin herhangi bir işleme gerek kalmaksızın genel sağlık sigortası kapsamına alınması sağlanmıştır. Bu kişilerin bilgilerinin Kuruma bildirilmesi için üç aylık süre tanınmıştır.

Madde 146- Yürürlük maddesidir.

Madde 147- Yürütme maddesidir.

 

            Türkiye

Cumhurbaşkanlığı           1.7.1994

B.0L.0.KKB.0.00.00.01

      KAN.KAR.: 39-18/A-4-94-333  

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

İlgi: 20 Haziran 1994 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-1367/5751 S. yazınız.

İlgideki yazınıza ekli olarak gönderilen ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca 17.6.1994 tarihinde kabul edilen 4006 sayılı “5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi ve Bu Kanuna Bir Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun” incelenmiş, aşağıda açıklanan nedenlerle Anayasanın 89 uncu maddesi gereğince bir defa daha görüşülmek üzere iade edilmiştir.

1. 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun 66 ncı maddesine göre; iştirakçilerden fiili hizmet müddeti on yıl ve daha fazla olanlardan ölenlerin, dul ve yetimlerine aylık bağlanmaktadır.

Ayrıca, anılan Kanunun Ek 13 üncü maddesinde de; fiili hizmet süresi beş yılı doldurduktan sonra vefat eden iştirakçilerin, ölüm tarihinde, başkasının yardımı olmaksızın hayatlarını devam ettiremeyecek derecede malül ve muhtaç bulunan dul eşleri ile çocuklarına, dul ve yetim aylığı bağlanmaktadır.

2. Kabul edilen Kanunla; iştirakçilerden fiili hizmet sürelerine bakılmaksızın ölenlerin dul ve yetimlerine, (on yıl hizmet yapmış gibi) aylık bağlanacak ve sağlık yardımı yapılacaktır.

3. Bugün ülkemizde üç büyük sosyal güvenlik kurumu görev yapmaktadır. Bunlar; T.C. Emekli Sandığı, SosyalSigortalar Kurumu ve BAĞ-KUR’dur.

Konu ile ilgili olarak bunlardan Emekli Sandığına ait mevcut hüküm, yukarıda açıklanmıştır.

Sosyal Sigortalar Kurumunda beş yıl, BAĞ-KUR’da üç yıl çalışmadan iştirakçilerin dul ve yetimlerine aylık bağlanması mümkün değildir.

Tespit edildiği üzere, getirilen hükümle, yalnızca T.C. Emekli Sandığı iştirakçileri lehine bir düzenlemeye gidilmiştir.

Bilindiği gibi, Anayasanın 10 uncu maddesinde (kanun önünde eşitlik) ilkesi yer almaktadır.

Devlet organları ve idare makamları, bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.

Ortada haklı bir neden ve kamu yararı söz konusu olmadığı halde, kabul edilen Kanunla eşitlik ilkesi ihlâl edilmiş ve bir grup iştirakçiye imtiyaz sağlayan düzenlemeye gidilmiştir.

Kaldı ki, kabul edilen bu hükümle getirilen ikinci bir eşitsizlik de, bir günlük bir memur ile on yılını tamamlamış bir memurun ölümleri halinde dul ve yetimlerine eşit oranda hak sağlanmasıdır.

4. T.C. Emekli Sandığı kamuda daimi kadrodan aylık almak suretiyle çalışanların, sosyal güvenliğini, prim esasına göre sağlayan bir kurumdur.

Kanun hükümlerine göre, primlerin yatırılmaması halinde, buna ait süreler dikkate alınmamakta ve Sandıkça sağlanan hakların hesaplanmasında bu süreler değerlendirilmemektedir.

Sosyal güvenlik kurumlarını ayakta tutan, daha doğru deyimle görevlerini yerine getirmelerini gerçekleştiren tek kaynak, primlerdir.

Primli sistemde, çalışanlar ve Devlet (işveren) ayrı ayrı prim ödemektedir.

Buna karşılık, incelenen 4006 sayılı Kanunla iştirakçilerden fiili hizmet sürelerine bakılmaksızın ölenlerin dul ve yetimlerine aylık bağlanacak ve bunlara sağlık yardımı yapılacağından, bu sistem bütünü ile bozulmuş olacaktır.

Bugün T.C. Emekli Sandığı iştirakçileri aylıklarının % 15’i oranında prim yatırmakta, Devlet de, ayrıca kamu görevlileri için aylıklarının % 20’si oranında Sandığa kesenek yatırmaktadır.

İlkokul mezunu bir görevlinin bugün için Emekli Sandığına yatırdığı bir aylık ücret, 82.500 TL.dir.

657 sayılı Kanuna tâbi en yüksek Devlet memurunun Emekli Sandığına bir ayda ödediği prim ise, 1.402.500 TL.dir.

Ayrıca Devlet Birinci halde 110.000 TL., ikinci halde de, 1.870.000 TL. ilave kesenek yatırmaktadır.

Bir aylık ilkokul mezunu bir memur vefat ettiğinde, Emekli Sandığına yatırılan toplam prim tutarı (82.500+110.000 = 192.500 TL.) olduğu halde, Sandık örneğin 25 yaşında olan dul eşine en az kırkbeş yıl, yetim kalan çok küçük yaştaki çocuğuna da, o kadar süre dul ve yetim aylığı ödeyecek ve sağlık yardımında bulunacaktır.

5. 1.1.1950 tarihinden 1.1.1994 tarihine kadar T.C. Emekli Sandığı 36.520 kişiye toptan ödeme yapmıştır.

Bunlardan bugün için 20.000 kişinin bu haktan yararlanacağı tahmin edilmektedir.

T.C. Emekli Sandığınca şu anda bağlanan asgari aylık tutarı 3.592.000 TL.dir.

Buna göre, yirmi bin kişiye bir yılda, 862.080.000.000 TL. ödenecektir.

Ayrıca, bunların aile fertleri ile birlikte 50.000 kişiye yılda yaklaşık 120 Milyar TL. sağlık yardımı da yapılacaktır.

Buna ilaveten, Kanunun yürürlük tarihinden sonra aynı durumda olanların dul ve yetimlerine de, aylık bağlanacaktır.

Bu durumda yirmi bin rakamına her yıl sekiz yüz kişi ilave olacak ve toplam bir yıllık mali külfet bir trilyonu geçecektir.

Tüm bu durum Sandığı olumsuz yönde etkileyecek ve asıl hak sahiplerine görev vermekte zorlanacaktır.

Arz ederim.

                                         Süleyman DEMİREL

                           Cumhurbaşkanı
ANAYASANIN 89 UNCU VE 104 ÜNCÜ MADDELERİ GEREĞİNCE CUMHURBAŞKANINCA

BİR DAHA GÖRÜŞÜLMEK ÜZERE GERİ GÖNDERİLEN KANUN

5434 SAYILI T.C. EMEKLİ SANDIĞI KANUNUNUN BİR MADDESİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ

VE BU KANUNA BİR GEÇİCİ MADDE EKLENMESİ HAKKINDA KANUN

Kanun No.: 4006                        Kabul Tarihi: 17.6.1994

MADDE 1. - 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun 66 ncı maddesinin (b) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddenin sonuna aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

b) İştirakçilerden fiili hizmet süresine bakılmaksızın ölenlerin,

Ancak, bu maddenin (b) bendine göre bağlanacak dul ve yetim aylıklarının hesaplanmasında, fiili hizmet süreleri 10 yıldan az olanların hizmet süreleri 10 yıla iblağ edilir.

MADDE 2. - 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununa aşağıdaki Geçici Madde eklenmiştir.

GEÇİCİ MADDE 199.- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce Sandık iştirakçisi iken ölenlerin aylığa müstehak olması koşuluyla, dul ve yetimlerine, 66 ncı madde hükümleri uyarınca müracaatlarını takibeden aybaşından itibaren aylık bağlanır. Ancak, bunlara geçmiş süreler için herhangi bir ödeme yapılmaz.

MADDE 3. - 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun, bu Kanunun 1 inci maddesi ile değişik 66 ncı maddesinin (b) bendine aykırı hükümleri yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 4. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 5. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

 


            Türkiye

Cumhurbaşkanlığı           3.2.1990

      KAN.KAR.: 39-18/A-1-90-47    

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

İlgi: (a) 9.12.1988 tarih ve 1548-7743 sayılı yazınız.

(b) 23.12.1988 tarih ve 39-18/A-4-88-673 sayılı yazımız.

(c) 22.1.1990 tarih ve 2081-9703 sayılı yazınız.

1. İlgi (a) yazınıza ekli olarak gönderilen 7.12.1988 tarih ve 3510 sayılı Kanun incelenmiş, ilgi (b) yazımız da belirtilen görüş doğrultusunda Anayasanın 89’uncu maddesi gereğince bir defa daha görüşülmek üzere Yüce Meclise iade edilmişti.

2. Bu defa ilgi (c) yazınıza ekli olarak gönderilen 18.1.1990 tarih ve 3602 sayılı “5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununa Beş Ek Madde ile Üç Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun” incelendiğinde;

Kabul edilen Kanunla:

a) Ek 66’ncı madde ile Yasama Organı Üyeliği yapanlarla dışarıdan bakanlığa atananlardan T.C. Emekli Sandığı ile ilgilendirilmeleri ve borçlandırılmalarında öğrenim durumları ne olursa olsun 8’inci derecenin 5’inci kademesinin esas alınacağı,

b) Ek 67’nci madde ile Sandıkla ilgilenenlerin emekli keseneklerine ve kurum karşılıklarına keza 8’inci derecenin 5’inci kademesi esas alınarak işlem yapılacağı ve ayrıca borçlanma talebinde bulunan Yasama Organı Üyeleri ile dışarıdan bakanlığa atananlar hakkında 20.2.1979 tarih ve 2182 sayılı Kanun Hükümlerinin uygulanacağı, borçlanmalarda her yılın bir kademe ilerlemesi ve her iki yılın da bir derece yükselmesi yapılmak suretiyle emekli keseneğine esas aylığın belirleneceği,

c) Bu defa yeniden düzenlenen Ek 68’inci madde ile de T.C. Emekli Sandığı ile ilgilendirilenlerden, hizmet süreleri 15 yılı veya 40 yaşlarını ve 10 hizmet yılını dolduranların, T.C. Emekli Sandığına yazılı müracaatlarını takip eden aybaşından itibaren başkaca şart aranmaksızın kendilerine emekli aylığı bağlanacağı,

d) Ek 69’uncu madde ile, çeşitli sosyal güvenlik kurumlarından emekli olduktan sonra, Yasama Organı Üyeliği yapanlarla, dışardan bakanlığa atanlardan, T.C. Emekli Sandığı ile ilgilenmek isteyenlerin, bu isteklerinin Sandık kaydına geçtiği tarihi takip eden aybaşından itibaren Ek 67’nci madde uyarınca Sandık iştirakçiliklerinin sağlanacağı ve aynı tarihten itibaren sosyal güvenlik kurumlarından almakta oldukları aylıkların kesileceği, buna karşılık bu gibilerin istekleri üzerine Ek 68’inci maddedeki esaslara göre aylıklarının yeniden bağlanacağı,

e) Ek 70’inci maddede Yasama Organı Üyeleri veya dışardan atanan bakanlardan görev süreleri sona erenler hakkında yapılacak işlemlerin neler olacağı,

f) 3602 sayılı Kanunun çerçeve 2’nci maddesi ile 5434 T.C. Emekli Sandığı Kanununa ilave edilen 3 geçici madde ile de, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Yasama Organı üyesi olanlarla, açıktan tayin edilen bakanlar hakkında geçiş süresinde yapılacak işlemlerin özellikleri,

Düzenlenmiştir.

3. 18.1.1990 tarih ve 3602 sayılı Kanun kabul edilirken, daha önce iade edilen 7.12.1988 tarih ve 3510 sayılı Kanunun, çerçeve 1’inci maddesi ile 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununa ilave edilen Ek 68’inci Madde ile yine aynı Kanuna çerçeve 2’nci maddesi ile ilave edilen Geçici 195’inci maddeleri değiştirerek kabul etmiş, buna karşılık diğer maddelerde bir değişiklik yapmamıştır.

4. Yukarıda da arzedildiği üzere; bu defa kabul edilen Ek Geçici 68’inci madde ile Yasama Organı Üyeliği yapanlarla dışarıdan bakanlığa atananların borçlandıkları hizmet sürelerinin 15 yılı veya 40 yaşlarını ve 10 hizmet yılını tamamlamaları halinde kendilerine emekliye ayrılma hakkı tanınmış ve emekli aylığı verilmesi imkânı getirilmiştir.

5. Geçici 195’inci maddede yapılan değişiklik ile de, henüz T.C. Emekli Sandığı ile iştirakçi olarak ilgilendirilmemiş olanlarla, diğer sosyal güvenlik kurumları ile ilgileri devam edenlerin, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren T.C. Emekli Sandığı ile Ek 66 ve 67’nci maddeler esaslarına göre iştirakçi olarak ilgilendirilenlerin ödenmesi gereken emeklilik kesenekleri adlarına borç kaydedilerek, kurum karşılıkları Türkiye Büyük Millet Meclisinden tahsil edilirken, bunların iştirakçiler tarafından ödenmesi yoluna gidilmiştir.

6. İade edilen 7.12.1989 tarih ve 3510 Sayılı Kanunda olduğu gibi, emekli keseneğine esas tutulan kazanılmış hak aylık derecelerini belirleyen iştirakçinin öğrenim durumu ve hizmet süresi yine nazara alınmamıştır. Daha açık bir ifade ile, Devlet memurları için öğrenim durumlarına göre girebilecekleri derecenin 5’inci kademesinden başlama olanağı tanınmamış iken, Yasama Organı Üyeliği yapanlar ile dışardan bakanlığa atananların T.C. Emekli Sandığı ile ilgilendirilmelerinde öğrenim durumlarına göre bakılmaksızın 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun gösterge tablosundaki 8’inci derecenin 5’inci kademesi esas alınmış ve 15 yıl hizmeti bulunanlar ile 40 yaşını tamamlamış olanlar için 10 hizmet yılı, emekli aylığı bağlanması için yeterli sayılmıştır.

7. Anayasa Mahkemesinin emsal kararlarında, sandık iştirakçilerinin emekli aylıklarının bağlanmasında;

- İştirakçinin tahsil durumu,

- Emekli Sandığına tabi hizmet süresi,

- Muayyen bir yaşı doldurmuş olması,

Hesaba katılmaktadır.

a) İlk defa T.C. Emekli Sandığı ile ilgilendirilen bir iştirakçi; ilkokul mezunu ise, başlangıç derecesi 15’inci derecenin 1’inci kademesinden, ortaokul mezunu ise, 14’üncü derecenin 2’nci kademesinden, lise mezunları 13’üncü derecenin 3’üncü kademesinden, 4 yıllık yüksek okul mezunları ise, 9’uncu derecenin 1’inci kademesinden işlem görmektedir. Borçlanmaları dahi aynı esaslara göre yürütülmektedir.

b) Kadın iştirakçilerden 20 hizmet yılını, erkek iştirakçilerden 25 hizmet yılını doldurmayanların, kendi istekleriyle emekliye ayrılmaları mümkün değildir.

c) Nihayet 1.1.1990 tarihinden sonra Emekli Sandığı ile ilgilendirilenlerden kadın iştirakçilerin 55, erkek iştirakçilerin ise 60 yaşını doldurduktan sonra (b)’de açıklanan hizmet süresini de tamamlamaları üzerine, kendilerine istekleri üzerine emekli aylığı bağlanmaktadır.

8. Kabul edilen Kanunla Yasama Organı Üyeleri ve dışarıdan bakanlığa atananlar için tahsil durumu, hizmet süresi veya yaş konularında farklı hükümlere gidilmiştir.

10. T.C. Emekli Sandığı Kanununun 102’nci maddesine göre, borçlanma isteğinde bulunan iştirakçilerin, borçlandıkları miktarı Emekli Sandığına ödedikleri tarihten itibaren 6 ay geçtikten sonra borçlandıkları süre de dikkate alınarak diğer şartları da taşımaları halinde kendi istekleriyle emekliye ayrılmaları mümkündür.

3602 sayılı Kanunda 6 aylık bekleme süresi kaldırılmış, T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğüne Yasama Organı Üyeleriyle dışarıdan bakanlığa atananların yazılı müracaatlarını takibeden aybaşından itibaren, başka şart aranmaksızın kendilerine emekli aylığının bağlanacağı kabul edilmiştir.

11.18.1.1990 tarih ve 3602 sayılı Kanunun çerçeve 1’inci maddesi ile 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununa ilave edilen Ek 67’nci maddenin 2’nci fıkrasıyla 20.2.1979 tarih ve 2182 sayılı Kanundan, Yasama Organı Üyeleriyle dışarıdan bakanlığa atananların yararlanacakları hüküm altına alınmıştır.

Bilindiği gibi 2182 sayılı Kanun, 28.2.1979 tarih ve 16564 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Anılan Kanun; yayımlandığı tarihte görevde bulunan kamu personeli ile o tarihte emekli, adi malül ve vazife malülü aylıkları ile dul ve yetim aylıkları alanlar hakkında uygulanmıştır.

Bir istisna olarak, Kanunun yürürlük tarihinde askerlik görevini yapmakta olanlar da bu Kanun hükmünden yararlandırılmışlardır.

2182 sayılı Kanun, 28 Şubat 1979 tarihinde uygulanmaya konmuş ve bir yerde hükmünü yitirmiştir. Aradan 11 yıl sonra sadece Yasama Organı Üyeleriyle, açıktan bakanlığa atananlar için bir hak getirmenin gerekçesi anlaşılamamıştır.

 

SONUÇ

1. İlgi (b) yazımızda ileri sürülen hususlar, incelenen 10.1.1990 tarih ve 3602 sayılı Kanun için de geçerlidir.

2. Anayasa Mahkemesinin emsal kararları, konuyu hiçbir tereddüte mahal olmayacak derecede açıkça ortaya koymuştur.

3. Ayrıca, Anayasanın 153’üncü maddesine göre, Anayasa Mahkemesi Kararlarının Yasama, Yürütme ve Yargı Organlarını bağlayıcı niteliği mevcuttur.

4. Bütün bunların ötesinde düzenlenen Ek 66 ve 67’nci maddelerde 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36’ncı maddesinin (A) fıkrasına yapılan atıfta da yanlışlık yapılmıştır. Zira 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36’ncı maddesinin (A) fıkrasında gösterge tablosu yer almamaktadır. Gösterge tablosu 657 Sayılı Kanunun 43’üncü maddesinin (A) fıkrasında düzenlenmiştir.

5. Anayasanın 89’uncu maddesinin 3’üncü fıkrasına göre Yüce Meclis, geri gönderilen 7.12.1988 tarih ve 3510 sayılı Kanunda değişiklik yaptığından incelenen bu kanunun da bir defa daha Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderilmesi hakkı doğmuştur.

Sonuç olarak 18.1.1990 tarih ve 3602 sayılı “5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununa 5 Ek Madde ile 3 Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun” Anayasanın 89’uncu maddesi gereğince bir defa daha görüşülmek üzere ilişikte sunulmuştur.

Arz olunur.

                                  Turgut ÖZAL

                           Cumhurbaşkanı


ANAYASANIN 89 UNCU VE 104 ÜNCÜ MADDELERİ GEREĞİNCE CUMHURBAŞKANINCA

BİR DAHA GÖRÜŞÜLMEK ÜZERE GERİ GÖNDERİLEN KANUN

5434 SAYILI T.C. EMEKLİ SANDIĞI KANUNUNA BEŞ EK MADDE İLE ÜÇ GEÇİCİ

MADDE EKLENMESİ HAKKINDA KANUN

Kanun No.: 3602                        Kabul Tarihi: 18.1.1990

MADDE 1. - 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununa aşağıdaki beş ek madde eklenmiştir.

EK MADDE 66.- Yasama Organı Üyeliği yapanlarla dışardan bakanlığa atananlardan, T.C. Emekli Sandığına tâbi görevden gelmiş olanlarla herhangi bir sosyal güvenlik kurumuyla ilgili bulunmayanlar, Sandığa yazılı müracaatları üzerine bu görevlere başladıkları tarihi, bu görevleri sırasında diğer sosyal güvenlik kurumları ile ilgileri devam edenler ise Sandığa müracaat tarihini takip eden aybaşından itibaren, T.C. Emekli Sandığı ile ilgilendirilirler.

Yukarıdaki fıkra gereğince sandık iştirakçisi olanların, istekleri üzerine 18 yaşını doldurdukları tarihten sonra geçen çalışma sürelerinin en çok 15 yılını işyerlerinden veya bağlı bulundukları meslek kuruluşlarından veyahut vergi daireleri ile diğer resmi mercilerden alacakları belgelerle belgelemek şartıyla, 20.5.1976 tarih ve 2012 sayılı Kanunun 2 nci maddesi ile 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununa eklenen ek maddedeki (ek madde 31) esas ve oranlara göre borçlandırılır. Borçlanmaya 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesinin (A) fıkrasında yer alan gösterge tablosundaki 8 inci derecenin 5 inci kademesi esas alınır. Bunların emekliliklerinde 5434 sayılı T.C. Emekli SandığıKanununun değişik 102 nci maddesindeki süre aranmaz.

Bu madde gereğince borçlandırılan süreler için tahakkuk ettirilen borç miktarı ödenmeden (ölüm, malullük ve 65 yaş haddi hariç) emeklilik işlemi yapılamayacağı gibi bu süreler emeklilik ikramiyesinin hesabında da sayılmaz.

EK MADDE 67.- Ek 66 ncı madde uyarınca sandıkla ilgilenenlerin emeklilik keseneklerine ve kurum karşılıklarına, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesinin (A) fıkrasında yer alan gösterge tablosundaki 8 inci derecenin 5 inci kademesi esas alınır.

Ayrıca, 20.2.1979 tarih ve 2182 sayılı Kanun hükümleri uygulanır.

Bunların T.C. Emekli Sandığı ile diğer sosyal güvenlik kurumlarına prim veya kesenek ödeyerek geçen süreleri ile buralara borçlandıkları sürelerin her yılı bir kademe ilerlemesine esas alınmak ve iki yılda bir derece yükseltilmesi yapılmak suretiyle emeklilik keseneğine esas aylıkları tespit edilir.

Emeklilik keseneğine esas aylıkların tespitinde 18 yaşından önce geçen süreler dikkate alınmaz.

Yukarıda sözü edilenlerden emeklilik kesenekleri 1 inci dereceye yükselmiş olanların, bu derecenin dördüncü kademesi esas alınmak ve iştirakçilerin yararlanmakta oldukları en yüksek ek gösterge uygulanmak suretiyle kesilir. Diğer derecelerde bulunanlara ise hâkimlik sınıfında bulunanlara uygulanan ek göstergeler uygulanır.

Bu görevleri bittikten sonra iştirakçi olanlar hakkında da aynı ek göstergeler uygulanır.

EK MADDE 68.- Ek 66 ncı madde uyarınca T.C. Emekli Sandığı ile ilgilendirilenlerden, T.C. Emekli Sandığı ile diğer sosyal güvenlik kurumlarına prim veya kesenek ödeyerek geçen hizmet süreleri ile buralara borçlandıkları hizmet süreleri 15 yılı dolduranların veya 40 yaşlarını ve 10 hizmet yılını dolduranların, T.C. Emekli Sandığına yazılı müracaatlarını takip eden aybaşından itibaren, başkaca şart aranmaksızın kendilerine emekli aylığı bağlanır.

Bu Kanuna göre emekli aylığı bağlanmasında 2829 sayılı Kanunun 8 inci maddesi hükümleri uygulanmaz.

EK MADDE 69.- Çeşitli sosyal güvenlik kurumlarından emekli olduktan sonra, Yasama Organı Üyeliği yapanlarla, dışarıdan bakanlığa atananlardan, T.C. Emekli Sandığı ile ilgilenmek isteyenlerin, bu isteklerinin Sandık kaydına geçtiği tarihi takip eden aybaşından itibaren Ek 67 nci madde uyarınca Sandık iştirakçilikleri sağlanır ve aynı tarihten itibaren sosyal güvenlik kurumlarından almakta oldukları aylıkları kesilir. Bu gibilerin istekleri üzerine Ek 68 inci maddedeki esaslara göre aylıkları yeniden bağlanır.

EK MADDE 70.- Yasama Organı Üyeleri veya dışarıdan atanan bakanlardan görev süreleri sona erenlerden;

a) T.C. Emekli Sandığı ile ilgilendirilmesi gereken bir göreve girenlerin emekli keseneklerine, kesenekleri kendileri, karşılıkları da kurumlarınca ödenmek üzere Ek 67 nci madde gereğince tespit edilmiş olan ve üyelik veya bakanlıktan ayrıldıkları tarihteki kıdemleri de dikkate alınarak bıraktıkları derece, kademe ve ek göstergeleri esas alınır.

b) Diğer sosyal güvenlik kurumları ile ilgili bir görevde çalışanların istekleri üzerine, müracaatlarının T.C. Emekli Sandığı kayıtlarına geçtiği tarihi takip eden aybaşından itibaren kesenek ve kurum karşılıkları (a) fıkrasında belirtildiği üzere bulunan derece, kademe ve ek göstergeler üzerinden hesap edilmek şartıyla T.C. Emekli Sandığı ile ilgilendirilmeleri sağlanır.

Bu suretle ilgileri devam edenlerin, Bağ-Kur ile ilgilendirilmeleri gereken işlerde çalışanların kesenek ve karşılıklarının tamamı, Sosyal Sigortalar Kurumu ile ilgilendirilmeleri gereken görevlerde çalışanların keseneklerinin tamamı ve Sosyal Sigortalar Kurumuna ödenecek işveren hissesi ile T.C. Emekli Sandığına ödenecek kurum karşılığı arasındaki farkın tamamı kendilerinden, işveren hissesi de çalıştıran işyerinden tahsil edilir. Ancak, bu suretle geçen süreler emeklilik ikramiyesinin hesabında dikkate alınmaz.

Bunlara Ek 68 inci maddedeki esaslara göre aylık bağlanır.

Bunlardan emekli aylığı alanların aylıkları kesilir. Emekli aylıkları kesilenlerin yeniden emekliye ayrılmalarında, önceki aylık bağlamaya esas alınan süreleri ile sonradan geçen süreleri toplamı üzerinden aylık bağlama işlemi yapılır.

MADDE 2. - 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

GEÇİCİ MADDE 195.- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Yasama Organı üyelikleriyle, açıktan tayin edildikleri bakanlıkları devam edenlerden;

Henüz T.C. Emekli Sandığı ile iştirakçi olarak ilgilendirilmemiş olanlarla, diğer sosyal güvenlik kurumlarıyla ilgileri devam edenler, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren T.C. Emekli Sandığı ile Ek 66 ve Ek 67 nci maddeler esaslarına göre iştirakçi olarak ilgilendirilirler. Bunlardan hiçbir sosyal güvenlik kurumuyla ilgilendirilmemiş bulunanların bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar, bu görevlerde geçen süreleri için ödenmesi gereken emeklilik kesenekleri ve kurum karşılıkları iştirakçilerin kendilerinden tahsil olunur.

Bunlara Ek 68 inci maddedeki esaslara göre aylık bağlanır.

GEÇİCİ MADDE 196.- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, Yasama Organı Üyeliği ile açıktan tayin edildikleri bakanlıkları sona erenlerden T.C. Emekli Sandığı ile ilgili bir görevde çalışanlar hakkında Ek 70 inci maddenin (a) fıkrası hükümleri uygulanır. Bunların emekliliklerinde borçlanma hükümleri hariç, Ek 68 inci maddedeki esaslar uygulanır.

GEÇİCİ MADDE 197.- Bu Kanunun yürürlüğünden önce Yasama Organı Üyelikleri veya bakanlığı sona erenlerden;

a) T.C. Emekli Sandığı dışında diğer sosyal güvenlik kurumları ile ilgili bir görevde çalışanların istekleri üzerine, müracaatlarının T.C. Emekli Sandığı kayıtlarına geçtiği tarihi takip eden aybaşından itibaren kesenek ve kurum karşılıkları Ek 67 nci madde gereğince tespit edilen derece, kademe ve ek göstergeleri üzerinden hesap edilmek şartıyla T.C. Emekli Sandığı ile ilgilendirilmeleri sağlanır. Diğer sosyal güvenlik kurumları ile olan ilgileri aynı tarihten itibaren kesilir.

Bu suretle ilgileri devam edenlerin Bağ-Kur ile ilgilendirilmeleri gereken işlerde çalışanların kesenek ve karşılıklarının tamamı, Sosyal Sigortalar Kurumu ile ilgilendirilmeleri gereken görevlerde çalışanların keseneklerinin tamamı ve Sosyal Sigortalar Kurumuna ödenecek işveren hissesi ile T.C. Emekli Sandığına ödenecek kurum karşılığı arasındaki farkın tamamı kendilerinden, işveren hissesi de çalıştıran işyerinden tahsil edilir. Ancak bu suretle geçen süreler emeklilik ikramiyesinin hesabında dikkate alınmaz.

Bu fıkra kapsamına girenlere istekleri üzerine Ek 68 inci maddedeki esaslara göre aylık bağlanır.

b) T.C. Emekli Sandığı dışında, diğer sosyal güvenlik kurumlarından emekli olmuş bulunanlardan halen hayatta olanların, istekleri üzerine Sandığa yaptıkları müracaatlarını takip eden aybaşından itibaren bu Kanun esaslarına göre iştirakçilikleri sağlanır. Aynı tarihten itibaren de almakta oldukları emekli aylıkları kesilir.

Bu gibiler istekte bulundukları takdirde Ek 68 inci madde esaslarına göre emeklilik işlemleri uygulanır.

c) Ölümleri sebebiyle dul ve yetimlerine Sandıkça bağlanmış aylıklar, Ek 67 nci madde esaslarına göre yeniden yapılacak intibakları neticesinde bulunacak derece ve kademe ve ek gösterge üzerinden yükseltilerek ödenir.

Diğer sosyal güvenlik kurumlarından dul ve yetimlere bağlanan aylıklar ise Sandığa yazılı müracaatlarını takip eden aybaşından itibaren, hizmet süreleri üzerinden Ek 67 nci maddeye göre intibakları yapılarak bulunacak derece, kademe ve ek gösterge üzerinden, Sandıkça ödenir. Hizmet süreleri (10) yılı doldurmamış olanların aylıklarının bağlama oranı (10) yıl olarak hesaplanacağı gibi, Sandıkça bağlanan bu aylıklar ilgililerin aynı tarihten itibaren kesilecek olan eski aylıklarından az olduğu takdirde ileride katsayı ve gösterge yükselmeleriyle tasfiye edilmek üzere aradaki fark geçici olarak iblağ edilerek ödenir.

MADDE 3.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 4.-Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.


                 T.C.

    Başbakanlık

Kanunlar ve Kararlar

               Genel Müdürlüğü                13/1/2003

                Sayı: B.02.0.KKG/196-279/295

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Önceki yasama döneminde hazırlanıp Başkanlığınıza sunulan ve İçtüzüğün 77 nci maddesi uyarınca hükümsüz sayılan ilişik listede adları belirtilen kanun tasarılarının yenilenmesi BakanlarKurulunca uygun görülmüştür.

Gereğini arz ederim.

                                   Abdullah Gül

                                               Başbakan

                 

Eki:                        

1/605 Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı

 

                 T.C.

    Başbakanlık

Kanunlar ve Kararlar

               Genel Müdürlüğü              22/12/1999

                Sayı: B.02.0.KKG/196-342/6387

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Önceki yasama döneminde hazırlanıp Başkanlığınıza sunulan ve İçtüzüğün 77 nci maddesi uyarınca hükümsüz sayılan 1/567 esas numaralı “Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı”nın yenilenmesi Bakanlar Kurulunca uygun görülmüştür.

Gereğini arz ederim.

                                   Bülent Ecevit

                                       Başbakan

 

                 T.C.

    Başbakanlık

Kanunlar ve Kararlar

               Genel Müdürlüğü 7/1/1997

                Sayı: B.02.0.KKG/101-1059/257

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

İçişleri Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 25/11/1996 tarihinde kararlaştırılan “Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.

Gereğini arz ederim.

                        Prof. Dr. Necmettin Erbakan

                                       Başbakan

GENEL GEREKÇE

 

Halen muvazzaf personel ile emekli personel arasında askerlik hizmetinde ve uzman jandarma çavuşlukta geçen sürelerin hizmetlerinde değerlendirilmesi konusunda emekliler aleyhine fark vardır. Emekli durumunda bulunan astsubayların askerlik ve uzman jandarma hizmetlerinde geçen sürelerinin hizmetlerinde değerlendirilerek mağdur durumunda bulunan emekli, dul ve yetimlerinin mağduriyetlerinin giderilmesi için Kanun çıkarılmasında zaruret görülmektedir.

 

MADDE GEREKÇELERİ

 

Madde 1.- Madde ile, genel gerekçede belirtilen hususlar doğrultusunda Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun Geçici 170 inci maddesinin 2 nci fıkrasında değişiklik yapılarak emekli durumunda bulunan astsubayların askerlik ve uzman jandarma hizmetlerinde geçen sürelerinin hizmetlerinde değerlendirilmesi amaçlanmaktadır.

Madde 2.- Yürürlük maddesidir.

Madde 3.- Yürütme maddesidir.


HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METİN

TÜRKİYE CUMHURİYETİ EMEKLİ SANDIĞI KANUNUNUN BİR MADDESİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TASARISI

MADDE 1.- 8/6/1949 tarihli ve 5434 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun geçici 170 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce ortaokul ve dengi okulu, astsubay hazırlama okulu, lise ve dengi okulu mezunu olup da sınıf okullarını başarı ile bitirerek astsubay nasbedilenlerin astsubay sınıf okullarında geçen başarılı eğitim ve öğrenim süreleri fiili hizmet müddetinden sayılır. Bundan doğacak borçlanma iştirakçiler tarafından astsubay nasbedildikleri tarihteki astsubay çavuş aylığı üzerinden Emekli Sandığına bir yıl içinde ödenir. Emekli durumunda bulunan astsubayların kendileri, ölenlerin dul ve yetimleri tarafından Emekli Sandığına yapacakları müracaat üzerine, sınıf okullarında geçen başarılı eğitim ve öğretim süreleri ile askerlik ve uzman jandarma hizmetlerinde geçen süreleri fiili hizmet müddetlerine eklenerek kurumca gerekli işlemleri yapılır. Emekli Sandığınca bu hizmet müddetleri için başvuru tarihindeki katsayılar ve emekli keseneğine esas aylığın hesabına ait diğer unsurlar ile, kesenek ve karşılık oranları esas alınmak suretiyle hesaplanacak kesenek ve karşılıklarını iştirakçiler, emekli, vazife malülleri, adi malüller, dul ve yetimleri tarafından bir yıl içinde Emekli Sandığına defaten ödemeleri gerekir.

MADDE 2.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

 

Prof. Dr. Necmettin Erbakan

 

 

 

 

Başbakan

 

 

 

 

Dışişleri Bak. ve Başb. Yrd.

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

 

Prof. Dr. T. Çiller

F. Adak

N. Ercan

 

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

 

Doç. Dr. A. Gül

I. Saygın

Prof. Dr. S. Tekir

 

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

 

N. Kurt

M. Altınsoy

N. K. Zeybek

 

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı V

 

 

L. Esengün

M. S. Ensarioğlu

A. C. Tunç

 

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

 

B. Aksoy

G. Dağdaş

H. U. Söylemez

 

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı V.

 

 

T. R. Güneri

A. Yılmaz

A. C. Tunç

 

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Adalet Bakanı V.

 

 

B. Şeker

Dr. A. Demircan

M. Altınsoy

 

 

Millî Savunma Bakanı

İçişleri Bakanı

Maliye Bakanı

 

 

T. Tayan

M. Akşener

Doç. Dr. A. Şener

 

 

Millî Eğitim Bakanı

Bayındırlık ve İskân Bakanı

Sağlık Bakanı

 

 

Prof. Dr. M. Sağlam

C. Ayhan

Y. Aktuna

 

 

Ulaştırma Bakanı

Tarım ve Köyişleri Bakanı

Çal. ve Sos. Güv. Bakanı

 

 

Ö. Barutçu

M. Demirci

N. Çelik

 

 

Sanayi ve Ticaret Bakanı

Enerji ve Tabiî Kay. Bakanı V.

Kültür Bakanı

 

 

Y. Erez

F. Adak

İ. Kahraman

 

 

Turizm Bakanı

Orman Bakanı

Çevre Bakanı

 

 

B. Yücel

M. H. Dağlı

M. Z. Tokar

 

İçişleri Komisyonu Raporu

                       

Türkiye Büyük Millet Meclisi

             İçişleri Komisyonu 10/3/2006

Esas No.: 1/408

Karar No.: 28

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

              İçişleri Bakanlığınca hazırlanarak 7/1/1997 tarihinde Bakanlar Kurulunca 20 nci dönem, 22/12/1999 tarihinde 21 inci dönem TBMM Başkanlığına sunulan "Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı" söz konusu dönemde sonuçlandırılamadığından kadük olmuş ve 13/1/2003 tarihinde Bakanlar Kurulunca Başkanlığınıza Tasarının yenilendiği bildirilmiştir. Tasarı 20/1/2003 tarihinde Başkanlığınızca esas komisyon olarak Plan ve Bütçe Komisyonuna, tali komisyon olarak da Millî Savunma Komisyonu ile Komisyonumuza havale edilmiş ve Komisyonumuzun 6/3/2003 tarihli sekizinci toplantısında Millî Savunma, İçişleri, Maliye ve Adalet bakanlıkları temsilcilerinin de katılımıyla görüşülmüştür.

Tasarı ile emekli durumunda bulunan astsubayların, kendileri veya ölenlerin dul ve yetimlerinin müracaatları üzerine, askerlik ve uzman jandarma hizmetlerinde geçen sürelerinin fiili hizmet sürelerine eklenerek değerlendirilmesi  öngörülmekte, bu suretle muvazzaf personelle emekliler arasında emekliler aleyhine olan fark ortadan kaldırılmakta, emekli astsubayların mağduriyetleri giderilmektedir.

Tasarının tümü üzerinde Komisyonumuzda yapılan görüşmelerden sonra Tasarı ile gerekçesi Komisyonumuzca benimsenmiş, maddelerinin görüşülmesine geçilmesi kararlaştırılmıştır.

Tasarının 1 inci maddesi 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun geçici 170 inci maddesinde değişiklik öngörerek emekli astsubaylarla muvazzaf astsubaylar arasındaki dengesizliği gidermeye çalışmaktadır. Maddenin Komisyonumuzda görüşülmesi sırasında, Emniyet teşkilatında, polis akademisi, fakülte ve yüksek okullar ile polis okullarında geçen sürelerin fiili hizmet sürelerine eklenmesi gerektiği, bundan önce bu okullardan mezun olanların bu okullarda geçirdikleri sürelerin benzer biçimde borçlandırılmak suretiyle fiili hizmet süresine eklenmesi gerektiği ileri sürülmüştür. Ancak İçtüzük hükümlerinin Tasarıya yeni maddeler ilave edilmesine olanak tanımaması nedeniyle, emniyet teşkilatı mensuplarının bundan sonra doğacak mağduriyetlerinin giderilmesi yönünde düzenleme yapılmasına olanak bulunmadığı belirtilmiştir. Komisyon üyelerimiz tarafından, emniyet teşkilatı mensuplarının geçmişe yönelik mağduriyetlerinin giderilmesi yönünde iki önerge verilmiştir. Önergeler aynı mahiyette olduklarından birleştirilerek oylanmış ve kabul edilmiştir. 1 inci madde, önergelerde öngörülen biçimiyle kabul edilmiştir.

         Tasarının yürürlük ve yürütmeye ilişkin 2 ve 3 üncü maddeleri, Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.


Raporumuz, Plan ve Bütçe Komisyonuna sunulmak üzere arz olunur.

 

Başkan

Başkanvekili

Kâtip

 

Tevfik Ziyaeddin Akbulut

Ali Sezal

Muharrem Tozçöken

 

Tekirdağ

Kahramanmaraş

Eskişehir

 

Üye

Üye

Üye

 

Ali Küçükaydın

Şevket Gürsoy

Reyhan Balandı

 

Adana

Adıyaman

Afyon

 

Üye

Üye

Üye

 

Ali Yüksel Kavuştu

Mehmet Sait Armağan

Sıdıka Aydoğan

 

Çorum

Isparta

İstanbul

 

Üye

Üye

Üye

 

Nusret Bayraktar

Hakkı Ülkü

Sinan Özkan

 

İstanbul

İzmir

Kastamonu

 

Üye

Üye

Üye

 

Mehmet Sefa Sirmen

Ali Oksal

Selami Uzun

 

Kocaeli

Mersin

Sivas

 

Üye

Üye

 

 

Şevket Arz

Şükrü Önder

 

 

Trabzon

Yalova

 

                 

                 
İÇİŞLERİ KOMİSYONUNUN KABUL ETTİĞİ METİN

TÜRKİYE CUMHURİYETİ EMEKLİ SANDIĞI KANUNUNDA

DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TASARISI

MADDE 1- 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun geçici 170 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

"Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce ortaokul ve dengi okulu, astsubay hazırlama okulu, lise ve dengi okulu mezunu olup da sınıf okullarını başarı ile bitirerek astsubay nasbedilenlerin astsubay sınıf okullarında geçen başarılı eğitim ve öğrenim süreleri fiili hizmet müddetinden sayılır. Bundan doğacak borçlanma iştirakçiler tarafından astsubay nasbedildikleri tarihteki astsubay çavuş aylığı üzerinden Emekli Sandığına bir yıl içinde ödenir. Emekli durumunda bulunan astsubayların  kendileri, ölenlerin dul ve yetimleri tarafından Emekli Sandığına yapacakları müracaat üzerine, sınıf okullarında geçen başarılı eğitim ve öğretim süreleri ile askerlik ve uzman jandarma hizmetlerinde geçen süreleri fiili hizmet müddetlerine eklenerek kurumca gerekli işlemleri yapılır. Emekli Sandığınca bu hizmet müddetleri için başvuru tarihindeki katsayılar ve emekli keseneğine esas aylığın hesabına ait diğer unsurlar ile, kesenek ve karşılık oranları esas alınmak suretiyle hesaplanacak kesenek ve karşılıklarını iştirakçiler, emekli, vazife malulleri, adi maluller, dul ve yetimleri tarafından bir yıl içinde Emekli Sandığına defaten ödemeleri gerekir.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce Polis Akademisi ve Polis Okulları ile diğer fakülte ve yüksek okullarda emniyet teşkilatı hesabına okuyan, kendi hesabına okumakta iken emniyet teşkilatı hesabına okumaya devam eden veya fakülte ve yüksek okullarda kendi hesabına okuduktan sonra Komiser Yardımcısı veya Polis Memuru olarak emniyet teşkilatı kadrolarına atananların eğitim ve öğretim için okulda geçirdikleri başarılı her yılı kendilerinin isteği üzerine borçlandırılmak suretiyle fiili hizmetlerine eklenir. Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren iki yıl içerisinde yapılacak borçlandırmada, Komiser Yardımcılığına veya Polis Memurluğuna nasbedildikleri tarihteki kesenek ve kurum karşılığı esas alınır. Kesenek için tahakkuk eden miktar ilgilinin aylığından dört yıl içinde kesilerek tahsil edilir.

MADDE 2- Bu Kanun yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer.

MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.


                  T.C.

            Başbakanlık                  4/4/2006

Kanunlar ve Kararlar

    Genel Müdürlüğü

      Esas No.: 1/568

                        Sayı: B.02.0.KKG/196-279/1474

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Önceki yasama döneminde hazırlanıp Başkanlığınıza sunulan ve İçtüzüğün 77 nci maddesi uyarınca hükümsüz sayılan ilişik listede adları belirtilen kanun tasarılarının yenilenmesi Bakanlar Kurulunca uygun görülmüştür.

Gereğini arz ederim.

                        Recep Tayyip Erdoğan

                                       Başbakan

 

                                  

1/553  Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun              

          Tasarısı

 

 

                         T.C.

            Başbakanlık              14/10/1999

Kanunlar ve Kararlar

    Genel Müdürlüğü

                        Sayı: B.02.0.KKG.0.10/101-1513/5055

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Millî Savunma Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 3/9/1999 tarihinde kararlaştırılan “Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.

Gereğini arz ederim.

                                   Bülent Ecevit

                                       Başbakan

 

GENEL GEREKÇE

Türk Silahlı Kuvvetleri hesabına harp okulları ile fakülte ve yüksek okullarda okuyan subayların yüksek öğrenimde geçen süreleri, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun 15 inci maddesinin (e) bendi gereğince fiilî hizmetten sayılmaktadır.

Ayrıca, 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanununun 14 üncü maddesine göre dış kaynaktan muvazzaf subaylığa geçirilen personel, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun söz konusu maddesi gereğince yüksek öğrenim süresini borçlanmaktadır. Bu borçlanma için; personelin göreve başladığı tarihteki teğmen aylığı esas alınmakta ve %15 keseneği kendilerince, %20 karşılığı da kurumca Emekli Sandığına ödenmektedir. %15'lik kesenek için tahakkuk eden miktar, ilgilinin aylığından dört yıl boyunca kesilerek tahsil edilmektedir.

Dış kaynaktan muvazzaf subaylığa nasbedilenler, Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanununun 14 üncü maddesinin dördüncü fıkrası hükmüne göre;

a. Askerî eğitimi müteakip atandıkları görevlerde, bir yıllık deneme (adaylık) süresine tâbi tutulmakta,

b. Bunlardan askeri eğitimde başarı gösteremeyenler ve eğitimi başarı ile bitirdikten sonra atandıkları görevde bir yıllık deneme süresi sonunda Silâhlı Kuvvetlere uyum sağlayamayanlar veya subaylığa engel hali görülenler ile deneme süresinin bitimine kadar kendi istekleri ile ayrılmak isteyenlerin Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişikleri kesilmekte,

c. Aldıkları aylıklar dışında Devletçe bunlara yapılan masraflar, kanuni faizleriyle birlikte kendilerinden tahsil edilmektedir.

Mevzuat hükümlerine göre, deneme süresi içinde Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrılan personel, bir gün dahi görevde kalsa yüksek öğrenim süresini borçlanabilmekte ve borçlanılan meblağın %20'si Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından ödenmektedir. Yüksek öğrenim süresinin fiili hizmetten sayılması, sadece subaylara tanınmış istisnai nitelikli bir hak olduğundan, bu imkândan, hak etmeyen personelin yararlandırılması uygun görülmemektedir. Ayrıca söz konusu personel için, Emekli Sandığına Türk Silâhlı Kuvvetleri bütçesinden kesenek karşılığı ödenmesi çelişki yaratmakta ve belli ölçüde mali külfet getirmektedir.

Bu durumun önlenebilmesi amacıyla hazırlanan Tasarı ile; 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanununun 14 üncü maddesine göre dış kaynaktan muvazzaf subaylığa geçen personelin yüksek öğrenimde geçen sürelerini borçlanabilmeleri için bir yıllık deneme süresini tamamlama koşulu getirilmektedir.

 

MADDE GEREKÇELERİ

Madde 1- Madde ile; 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununun 14 üncü maddesine göre dış kaynaktan muvazzaf subaylığa geçirilen personelin, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun 15 inci maddesine göre yüksek öğrenim sürelerini borçlanabilmeleri için, bir yıllık deneme süresini tamamlama koşulu öngörülmektedir. Böylece, bu süre içinde kendi isteği üzerine veya idarece Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilenlere bu imkânın verilmemesi ve bütçeye bu yolla ilave mali yük getirilmemesi amaçlanmaktadır.

Madde 2- Madde ile; Kanunun yürürlüğe girmesinden önce üniversitelerin çeşitli fakülteleri ile yüksek okullarda kendi hesabına öğrenim yaptıktan sonra muvazzaf subay nasbedilenler ile yedek subaylık hizmetini takiben muvazzaf subaylığa geçirilenlerin bitirdikleri fakülte ve yüksek okulun öğrenim süresinin fiilî hizmet süresinden sayılacağı ve bundan doğacak borçlanmanın muvazzaf subay nasbedildikleri tarihteki teğmen aylığının emekli keseneğine ait unsurları ile borçlanmanın yapıldığı tarihteki katsayı rakamı esas alınarak hesaplanacağı ve borç tutarının iştirakçiler tarafından tebliğ tarihinden itibaren üç yıl içinde Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığına ödeneceği, yine Kanunun yürürlüğe girmesinden önce ortaokul veya dengi okulu, astsubay hazırlama okulu, lise veya dengi okulu mezunu olup da sınıf okullarını başarı ile bitirerek astsubay nasbedilenlerin astsubay sınıf okullarında geçen başarılı eğitim ve öğrenim sürelerinin fiilî  hizmet müddetinden sayılacağı, bundan doğacak borçlanmanın astsubay nasbedildikleri tarihteki astsubay çavuş aylığının emekli keseneğine ait unsurları ile borçlanmanın yapıldığı tarihteki katsayı rakamı esas alınarak hesaplanacağı ve borç tutarının iştirakçiler tarafından tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığına ödeneceği belirtilmektedir.

Madde 3- Yürürlük maddesidir.

Madde 4- Yürütme maddesidir.

HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METİN (1/568)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ EMEKLİ SANDIĞI KANUNUNDA

DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun 15 inci maddesinin (e) bendinin üçüncü paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve anılan bende bu paragraftan sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiştir.

"Fakülte ve yüksek okullarda kendi hesabına okuduktan sonra muvazzaf subay nasbedilen veya yedek subaylık hizmetini takiben muvazzaf subaylığa geçirilen ve bir yıllık deneme süresini başarı ile tamamlayarak Türk Silâhlı Kuvvetleri kadrolarına asil olarak atananların, yüksek öğrenim süresinin fiili hizmetlerinden sayılması nedeni ile doğacak borçlanmaya ait borç miktarı, teğmen nasbedildikleri tarihteki teğmen aylığının emekli keseneğine ait unsurları ve borçlanmanın yapıldığı tarihteki katsayı rakamı esas alınarak hesaplanır. Borç miktarına ait kesenek ilgilinin aylığından kesilerek, karşılığı da kurumlarınca verilmek suretiyle, tebliğ tarihinden itibaren üç yıl içinde Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığına ödenir.

Ancak, yüksek öğrenim süresinin fiilî hizmetlerinden sayılması nedeni ile yapılacak borçlanma tahakkukunun bir yıllık deneme süresinin bitiminden itibaren altı ay içinde yapılması şarttır. Tahakkukun altı aylık sürenin bitiminden sonra yapılması durumunda, borç tahakkuku, tahakkukun yapıldığı tarihteki hükümler dikkate alınarak yukarıda belirtilen esaslar dahilinde yapılır. Deneme süresi içerisinde veya bitiminde Türk Silâhlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilen kişiler yüksek öğrenim süresini borçlanamaz."

MADDE 2- Aynı Kanunun geçici 170 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Geçici Madde 170- Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce üniversitelerin çeşitli fakülteleri ile yüksek okullarda kendi hesabına öğrenim yaptıktan sonra muvazzaf subay nasbedilenler ile yedek subaylık hizmetini takiben muvazzaf subaylığa geçirilenlerin bitirdikleri fakülte ve yüksek okulun öğrenim süresi, 31 inci maddenin altıncı fıkrası hükmü saklı kalmak kaydıyla fiili hizmet süresinden sayılır. Bundan doğacak borçlanma, muvazzaf subay nasbedildikleri tarihteki teğmen aylığının emekli keseneğine ait unsurları ile borçlanmanın yapıldığı tarihteki katsayı rakamı esas alınarak hesaplanır ve borç tutarı iştirakçiler tarafından tebliğ tarihinden itibaren üç yıl içinde Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığına ödenir.

Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce ortaokul veya dengi okulu, astsubay hazırlama okulu, lise veya dengi okulu mezunu olup da sınıf okullarını başarı ile bitirerek astsubay nasbedilenlerin astsubay sınıf okullarında geçen başarılı eğitim ve öğrenim süreleri, fiilî hizmet müddetinden sayılır. Bundan doğacak borçlanma, astsubay nasbedildikleri tarihteki astsubay çavuş aylığının emekli keseneğine ait unsurları ile borçlanmanın yapıldığı tarihteki katsayı rakamı esas alınarak hesaplanır ve borç tutarı iştirakçiler tarafından tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığına ödenir. Emekli durumunda bulunan astsubayların sınıf okullarında geçen başarılı eğitim ve öğrenim süreleri fiilî hizmet sürelerine eklenerek, kurumca gerekli işlemleri yapılır. Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığınca bu hizmet müddetleri için çıkarılacak borç miktarları iştirakçiler tarafından bir yıl içinde Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığına ödenir."

MADDE 3- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 4- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

 

Bülent Ecevit

 

 

 

 

Başbakan

 

 

 

 

Devlet Bak. ve Başb. Yrd.

Devlet Bak. ve Başb. Yrd.

En. ve Tab. Kay. Bak. ve Başb.Yrd.

 

 

D. Bahçeli

H. H. Özkan

M. C. Ersümer

 

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

 

R. Önal

Prof. Dr. T. Toskay

M. Keçeciler

 

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı V.

 

 

Prof. Dr. Ş. S. Gürel

S. Somuncuoğlu

R. K. Yücelen

 

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

 

M. Yılmaz

Prof. Dr. R. Mirzaoğlu

R. K. Yücelen

 

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

 

H. Gemici

Prof. Dr. Ş. Üşenmez

E. S. Gaydalı

 

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

 

F. Ünlü

Prof. Dr. A. Çay

M. A. İrtemçelik

 

 

Adalet Bakanı

Millî Savunma Bakanı

İçişleri Bakanı

 

 

Prof. Dr. H. S. Türk

S. Çakmakoğlu

S. Tantan

 

 

Dışişleri Bakanı

Maliye Bakanı

Millî Eğitim Bakanı

 

 

İ. Cem

S. Oral

M. Bostancıoğlu

 

 

Bayındırlık ve İskân Bakanı

Sağlık Bakanı

Ulaştırma Bakanı

 

 

K. Aydın

Doç. Dr. O. Durmuş

Prof. Dr. E. Öksüz

 

 

Tarım ve Köyişleri Bakanı

Çalışma ve Sos. Güv. Bakanı

Sanayi ve Ticaret Bakanı

 

 

Prof. Dr. H. Y. Gökalp

Y. Okuyan

A. K. Tanrıkulu

 

 

Kültür Bakanı

Turizm Bakanı

Orman Bakanı

 

 

M. İ. Talay

E. Mumcu

Prof. Dr. N. Çağan

 

 

 

Çevre Bakanı

 

 

 

 

F. Aytekin

 

 


                         T.C.

            Başbakanlık                  4/4/2003

Kanunlar ve Kararlar

    Genel Müdürlüğü

                        Sayı: B.02.0.KKG/196-279/1474

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Önceki yasama döneminde hazırlanıp Başkanlığınıza sunulan ve İçtüzüğün 77 nci maddesi uyarınca hükümsüz sayılan ilişik listede adları belirtilen kanun tasarılarının yenilenmesi Bakanlar Kurulunca uygun görülmüştür.

Gereğini arz ederim.

Recep Tayyip Erdoğan

       Başbakan

 

 

EKİ:

1/623-Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı

 

                         T.C.

            Başbakanlık                  4/2/2000

Kanunlar ve Kararlar

    Genel Müdürlüğü

                        Sayı: B.02.0.KKG.0.10/101-1562/605

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Millî Savunma Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 27/12/1999 tarihinde kararlaştırılan “Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.

Gereğini arz ederim.

    Bülent Ecevit

       Başbakan

GENEL GEREKÇE

8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun ek 20 nci maddesi uyarınca, bekleme süreleri sonunda kadrosuzluktan veya yaş haddi sebebiyle emekliye sevk edilenler ve vazife malûllüğü hükümlerine göre vazife malûllüğü aylığı bağlananlar ile ölüm sebebiyle haklarında emeklilik işlemi uygulananlara;

a. Aylığa hak kazandıkları tarihi takip eden üç ay içinde emekli ikramiyesinin hesaplanmasına esas alınan katsayılarda meydana gelecek artış nedeniyle oluşacak ikramiye farklarının,

b. İlk malî yılın birinci ayında katsayılar dışındaki diğer unsurlarda meydana gelecek artış nedeniyle oluşacak ikramiye farklarının,

c. Aylığa hak kazandıkları tarihi takip eden üç ay içinde katsayılarda artış yapılmadığı takdirde, müteakip katsayılarda altı ay içinde yapılacak ilk artıştan doğan ikramiye farklarının,

ödenmesi hükme bağlanmıştır.

Geçmiş yıllarda katsayılar genellikle, Ocak ve Temmuz aylarında olmak üzere yılda iki kez tespit edilmekte ve Ocak ayında yapılan iyileştirmelerin daha yüksek oranda gerçekleştirildiği bilinmektedir. Ancak, Kanunun verdiği yetkiye dayanılarak, Bakanlar Kurulunca tespit edilen ve 1998 yılı Ekim ayında uygulamaya konulan katsayılar çok düşük olarak belirlendiğinden, 30/8/1998 tarihinde kadrosuzluktan emekli olanların mağduriyetine sebebiyet verilmiştir.

Benzer şekilde uygulamaların önümüzdeki dönemlerde de yapılabileceği dikkate alınarak hazırlanan Tasarı ile, 5434 sayılı Kanunun ek 20 nci maddesine göre ödenmekte olan ikramiye farklarının iştirakçileri mağdur etmeyecek seviyeye yükseltilmesi amaçlanmaktadır.

 

MADDE GEREKÇELERİ

Madde 1.- Madde ile, 5434 sayılı Kanunun ek 20 nci maddesine göre ödenmekte olan ikramiye farklarının, memur maaş katsayılarındaki artışların Ocak ve Temmuz ayları dışında da yapılabildiği dikkate alınarak iştirakçileri mağdur etmeyecek şekilde ödenebilmesine imkân tanınmaktadır.

Madde 2.- Madde ile, 30/8/1998 tarihinde emekli olan personelin de mağduriyetlerinin önlenmesi amacıyla Kanunun yürürlük tarihi, 5434 sayılı Kanunun ek 20 nci maddesinin üçüncü fıkrasında değişiklik yapan 4354 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarih olan 4/4/1998 olarak belirlenmiştir.

Madde 3.- Yürütme maddesidir.
HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METİN (1/571)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ EMEKLİ SANDIĞI KANUNUNDA

DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1.- 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun ek 20 nci maddesinin değişik üçüncü fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Aylığa hak kazandıkları tarihten sonra, birbirini takip eden iki katsayı artışının en yüksek olanından doğan ikramiye farkları, bu kişilere ayrıca ödenir.”

MADDE 2.- Bu Kanun 4/4/1998 tarihinden geçerli olmak üzere, yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

 

 

Bülent Ecevit

 

 

 

 

Başbakan

 

 

 

 

Devlet Bak. ve Başb. Yrd.

Devlet Bak. ve Başb. Yrd.

En. ve Tab. Kay. Bak. ve Başb. Yrd.

 

 

D. Bahçeli

H. H. Özkan

M. C. Ersümer

 

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

 

R. Önal

Prof. Dr. T. Toskay

M. Keçeciler

 

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

 

Prof. Dr. Ş. S. Gürel

S. Somuncuoğlu

Y. Yalova

 

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

 

M. Yılmaz

Prof. Dr. R. Mirzaoğlu

R. K. Yücelen

 

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

 

H. Gemici

Prof. Dr. Ş. Üşenmez

E. S. Gaydalı

 

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

 

F. Ünlü

Prof. Dr. A. Çay

M. A. İrtemçelik

 

 

Adalet Bakanı

Millî Savunma Bakanı V.

İçişleri Bakanı

 

 

Prof. Dr. H. S. Türk

R. Mirzaoğlu

S. Tantan

 

 

Dışişleri Bakanı

Maliye Bakanı

Millî Eğitim Bakanı

 

 

İ. Cem

S. Oral

M. Bostancıoğlu

 

 

Bayındırlık ve İskân Bakanı

Sağlık Bakanı

Ulaştırma Bakanı

 

 

K. Aydın

Doç. Dr. O. Durmuş

Prof. Dr. E. Öksüz

 

 

Tarım ve Köyişleri Bakanı

Çalışma ve Sos. Güv. Bakanı

Sanayi ve Ticaret Bakanı

 

 

Prof. Dr. H. Y. Gökalp

Y. Okuyan

A. K. Tanrıkulu

 

 

Kültür Bakanı

Turizm Bakanı

Orman Bakanı

 

 

M. İ. Talay

E. Mumcu

Prof. Dr. N. Çağan

 

 

 

Çevre Bakanı

 

 

 

 

F. Aytekin

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                         T.C.

            Başbakanlık                  4/4/2003

Kanunlar ve Kararlar

    Genel Müdürlüğü

                        Sayı: B.02.0.KKG/196-279/1474

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Önceki yasama döneminde hazırlanıp Başkanlığınıza sunulan ve İçtüzüğün 77 nci maddesi uyarınca hükümsüz sayılan ilişik listede adları belirtilen kanun tasarılarının yenilenmesi Bakanlar Kurulunca uygun görülmüştür.

Gereğini arz ederim.

Recep Tayyip Erdoğan

       Başbakan

 

 

EKİ:

1/908-Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı

 

 

                               

                         T.C.

            Başbakanlık                13/9/2001

Kanunlar ve Kararlar

    Genel Müdürlüğü

                        Sayı: B.02.0.KKG.0.10/101-332/4252

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Millî Savunma Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 2/8/2001 tarihinde kararlaştırılan “Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.

Gereğini arz ederim.

    Bülent Ecevit

       Başbakan

GENEL GEREKÇE

Anayasanın 61 inci maddesi; “Devlet, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleriyle, malûl ve gazileri korur ve toplumda kendilerine yaraşır bir hayat seviyesi sağlar.” hükmünü amirdir.

Bu hüküm, vatanın bölünmez bütünlüğü uğruna canlarını severek feda eden kahraman vatan evlatlarıyla dul ve yetimlerinin korunması anlamına gelmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun 67 nci maddesinde karı, koca, çocuklar, ana ve baba, dul ve yetim olarak belirtilmiştir. Buradan hareketle, harp ve vazife şehitlerinin yüce milletimize emaneti olan dul ve yetimlerinin taleplerinin, olabildiğince yerine getirilmesinin her şeyden önce kutsal bir vatandaşlık borcu olduğu düşünüldüğünde, konunun önemi bir kere daha ortaya çıkmaktadır.

3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu gereği kendisine Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığınca aylık bağlanan şehit anne ve babaları, hem konunun yazılı/görsel basına yansıdığı şekilde hem de değişik zamanlarda kendileriyle yapılan görüşmelerde; kendilerinin SSK, BAĞKUR gibi çeşitli sosyal güvenlik kurumlarından maaş aldıklarını ve bu kurumların sağlık hizmetlerinden istifade etme hakkına sahip olduklarını, ancak, bu kurumlarca verilen sağlık hizmetlerinden memnun olmadıklarını, bu kurumların sağlık hizmetleri yerine, Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünün muayene ve tedavi imkânından yararlanmak istediklerini ısrarla dile getirmekte ve talep etmektedirler.

Ayrıca, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun geçici 139 uncu maddesinin dördüncü fıkrasında, “Kullanılması resmî sağlık kurulu raporu ile gerekli görülen protez, ortez ve tıbbî araç ve gereç bedellerinin % 10’u hak sahipleri tarafından ödenir” hükmü yer almakta ve fıkranın sonunda da; “bu Kanunun 64 üncü maddesinin ve 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna göre aylık bağlananlar hakkında bu hüküm uygulanmaz.” denilerek vatanları uğruna malûl olan insanlara istisnai bir hak tanınmaktadır.

Benzer şekilde istisnai bir hakkın 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununa tâbi olanlara da tanınmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir.

Böylece en kıymetli varlıkları olan evlatlarını, canlarından aziz bildikleri vatanları uğruna gözlerini kırpmadan feda eden, vefakâr ve fedakâr anne/babaların Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünün sağlık hizmetlerinden yararlanmaları ve evlatlarının acısını bir nebze de olsa hafifletebilmelerine imkân sağlanması öngörülmektedir.

 

MADDE GEREKÇELERİ

Madde 1.- Madde ile, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununa tâbi olarak Emekli Sandığından maaş alan SSK ile BAĞKUR gibi çeşitli sosyal güvenlik kurumlarının sağlık hizmetlerinden istifade eden şehit dul ve yetimlerinin, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı sağlık hizmetlerinden yararlanabilmeleri öngörülmektedir.

Madde 2.- Yürürlük maddesidir.

Madde 3.- Yürütme maddesidir.
HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METİN (1/574)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ EMEKLİ SANDIĞI KANUNUNDA

DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1.- 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun geçici 139 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrasına “isteğe bağlı sağlık sigortasından yararlananlar” ibaresinden sonra gelmek üzere “ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununa göre aylık bağlananlar” ibaresi ve fıkranın sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Bu şekilde Sandık sağlık yardımından istifade edenler diğer sağlık hizmetlerinden yararlanamazlar.”

MADDE 2.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

 

 

Bülent Ecevit

 

 

 

Başbakan

 

 

 

Devlet Bak. ve Başb. Yrd.

Devlet Bak. ve Başb. Yrd.

Devlet Bak. ve Başb. Yrd.

 

D. Bahçeli

H. H. Özkan

M. Yılmaz

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

K. Derviş

Prof. Dr. T. Toskay

M. Keçeciler

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

Prof. Dr. Ş. S. Gürel

F. Bal

Dr. Y. Karakoyunlu

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

M. Yılmaz

Prof. Dr. R. Mirzaoğlu

H. Gemici

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

Prof. Dr. Ş. Üşenmez

E. S. Gaydalı

F. Ünlü

 

Devlet Bakanı V.

Devlet Bakanı

Adalet Bakanı

 

Prof. Dr. Ş. Üşenmez

R. Önal

Prof. Dr. H. S. Türk

 

Millî Savunma Bakanı

İçişleri Bakanı

Dışişleri Bakanı

 

S. Çakmakoğlu

R. K. Yücelen

İ. Cem

 

Maliye Bakanı

Millî Eğitim Bakanı

Bayındırlık ve İskân Bakanı

 

S. Oral

M. Bostancıoğlu

K. Aydın

 

Sağlık Bakanı

Ulaştırma Bakanı

Tarım ve Köyişleri Bakanı

 

Doç. Dr. O. Durmuş

O. Vural

Prof. Dr. H. Y. Gökalp

 

Çalışma ve Sos. Güv. Bakanı

Sanayi ve Ticaret Bakanı

En. ve Tab. Kay. Bakanı

 

Y. Okuyan

A. K. Tanrıkulu

Z. Çakan

 

Kültür Bakanı

Turizm Bakanı

Orman Bakanı

 

M. İ. Talay

E. Mumcu

Prof. Dr. N. Çağan

 

 

Çevre Bakanı

 

 

 

F. Aytekin

 

 

 

 

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

“5434 Sayılı Emekli Sandığı Kanununun 32 nci Maddesine Bir Bent Eklenmesine Dair Kanun” teklif gerekçesi ile birlikte ekte sunulmuştur.

Gereğinin yapılmasını saygılarımızla arz ederiz.

 

 

Hakkı Akalın

Oğuz Oyan

Yücel Artantaş

 

 

İzmir

İzmir

Iğdır

 

 

Erdal Karademir

Sedat Uzunbay

Ahmet Sırrı Özbek

 

 

İzmir

İzmir

İstanbul

 

 

Muzaffer Kurtulmuşoğlu

Muharrem Toprak

Hüseyin Güler

 

 

Ankara

İzmir

Mersin

 

 

Mustafa Gazalcı

Mustafa Özyurt

Fahrettin Üstün

 

 

Denizli

Bursa

Muğla

 

 

Mehmet Küçükaşık

Nadir Saraç

İsmet Çanakçı

 

 

Bursa

Zonguldak

Ankara

 

 

Bülent Baratalı

Mehmet Ali Özpolat

İzzet Çetin

 

 

İzmir

İstanbul

Kocaeli

 

 

Muharrem İnce

A. Rıza Bodur

Kemal Kılıçdaroğlu

 

 

Yalova

İzmir

İstanbul

 

 

A. Rezzak Erten

Yılmaz Kaya

Vezir Akdemir

 

 

İzmir

İzmir

İzmir

 

 

Canan Arıtman

Hakkı Ülkü

Mesut Özakcan

 

 

İzmir

İzmir

Aydın

 

 

Mehmet Semerci

Haluk Koç

Enver Öktem

 

 

Aydın

Samsun

İzmir

 

 

Ali Kemal Deveciler

İsmail Değerli

Kemal Anadol

 

 

Balıkesir

Ankara

İzmir

 

 

Ali Kemal Kumkumoğlu

Ali Topuz

Birgen Keleş

 

 

İstanbul

İstanbul

İstanbul

 

 

Mesut Özakcan

Enis Tütüncü

Ali Arslan

 

 

Aydın

Tekirdağ

Muğla

 

 

Mehmet Tomanbay

Mehmet U. Neşşar

 

 

 

Ankara

Denizli

 

 

 

 

 

 

 

GEREKÇE

Ülkemizde sağlık personelinin çalışma koşulları hemen her yerde ağırdır. Mesleki risklerin en aza indirgenmesi, meslekle ilgili hastalık ve sakatlanma durumunda tazminat ve güvence konularındaki düzenlemeler yetersizdir. Çalışılan fiziki ortam ve lojmanlar hemen bir çok yerde yetersiz, varolanlarda asgari şartlardan yoksundur. Tüm bu ve benzeri etmenler sağlık alanında çalışma koşullarını daha da zorlaştırmaktadır.

Sağlık Bakanlığı 2002 verilerine göre, Türkiye’de bir pratisyen hekime 1511 kişi, bir uzman hekime 1700 kişi, bir diş hekimine 4250 kişi, bir hemşireye 850 kişi, bir ebeye 1236 kişi, bir sağlık memuruna ise 1360 kişi düşmektedir.

Sağlık personelinin çalışma koşullarının ve süresinin diğer iş kollarından önemli bir farkı vardır; Sağlık hizmetinin sürekliliği. Sağlık olgusunun doğası gereği hizmetlerin sürekli verilmesi bir zorunluluk olduğundan sağlık personelinin gece ve tatil günleri de çalışması söz konusudur. Üstelik çok hızlı gelişen tıp bilimini izlemek, bilimsel gelişmeleri uygulamaya aktarmak hekimlerin zorunlu sayılabilecek görevleri arasındadır. Buna karşın bu görevlere ayrılan sürenin çalışma süresi kapsamında görülmesi henüz nadir bir olgudur.

Yatan hastalara gerekli bakımın gece gündüz her saat verilme gerekliliği, sağlık hizmetlerindeki işlerin sürekliliği, gece çağrılmalar, gece çalışması ve vardiya uygulamalarına yol açmaktadır. Gece çalışması, vardiyalı çalışma ve düzensiz çalışılan saatler çalışanlar açısından oldukça sorunlu bir uygulamadır. Uyku düzensizliği, yemek alışkanlıklarında değişme ve bunların etkileri ortaya çıkmaktadır. Daha da önemlisi gece çalışması ve düzensiz çalışma saatleri aile ve sosyal yaşam üzerinde rahatsız edici etkiler yaratmaktadır. Uzun iş saatleri, fazla çalışma sıklığı, düzensiz çalışma saatleri acil ve beklenmeyen durumlar nedeniyle son anda ortaya çıkabilen değişiklikler, göreve çağrılmalar, acil çağrılmalar hastanelerde çalışanların iş dışındaki yaşamlarını baskı altına almaktadır.

Sağlık çalışanları yaptıkları işten kaynaklı olarak çok ve çeşitli risklere maruz kalmaktadır. Bu riskler arasında enfeksiyon hastalıkları, AIDS, hepatit B, hepatit C gibi biyolojik riskler; stres, ilaç alışkanlığı gibi psiko-sosyal riskler bulunmaktadır. Özellikle hekim olarak çalışmak büyük bir sorumluluk getirmektedir. Meslek uygulamasında günlük yaşam, hastalık ve ölüm gibi streslerle doludur. Ayrıca koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında fiziki, biyolojik ve sosyal çevreden kaynaklanan ve insan sağlığını olumsuz yönde etkileyen fiziksel, kimyasal, biyokimyasal, bakteriyolojik, mikolojik, virolojik, hematolojik, serolojik ve parazitolojik bir çok etmenle karşı karşıya kalmaktadırlar.

Yukarıda açıkladığımız bir çok nedenden dolayı mesaisini güç koşullar altında tamamlayan sağlık personelinin ek fiili hizmet müddetinden faydalanmaları amaçlanmıştır.


İZMİR MİLLETVEKİLİ HAKKI AKALIN VE 39 MİLLETVEKİLİNİN TEKLİFİ (2/79)

5434 SAYILI EMEKLİ SANDIĞI KANUNUNUN 32 NCİ MADDESİNE BİR

BENT EKLENMESİNE DAİR KANUN TEKLİFİ

 

MADDE 1.- 5434 Sayılı Emekli Sandığı Kanununun 32 nci maddesinde i) bendinden sonra gelmek üzere j) bendi eklenmiştir.

 

 

İştirakçiler

Hizmetin Geçtiği Yer

Eklenecek Süre

j) Tabip, Sağlık teknisyenleri,

Hastane, Poliklinik,

 

   Ebe-Hemşireler, Diş tabip-

Sağlık Ocakları, Tıbbî

3 Ay

   leri, Laborantlar, Hastaba-

Araştırma Merkezleri,

 

   kıcılar, Fizyoterapistler,

Laboratuvarlar, Sağlık

 

   Hizmetliler, Anestezi

Evleri, Ana-Çocuk Sağlık

 

   teknisyenleri.

Merkezleri, Sağlık İstasyonu,

 

 

Tanı Merkezi, Dispanserler.

 

 

MADDE 2.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

1479 Sayılı Bağ-Kur Yasasının Ek-20 nci maddesinin 1 inci fıkrasında değişiklik yapılmasına dair Kanun teklifim ekte sunulmuştur.

Gereğini arz ederim. Saygılarımla.

     Ahmet Ersin

                İzmir

 

GEREKÇE

1479 Sayılı Bağ-Kur yasasında değişiklik yapan, 25/8/1999 tarih 4447 sayılı yasanın 38 inci maddesi ile Sosyal Güvenlik Destek Primi başlıklı ek-20 nci madde gereği Bağ-Kur emeklilerinden % 10 oranında, Sosyal Güvenlik Destek Primi kesilmektedir.

Bağ-Kur emeklileri, 1479 sayılı yasanın aradığı kadar prim ödeyerek emekli olabilmektedir. Dolayısiyle emekli olduktan sonra da, aylıklarından tekrar yüksek oranda prim kesilmesi doğru değildir.

Kaldı ki, Bağ-Kur emeklileri diğer sosyal güvenlik kuruluşlarından (SSK ve Emekli Sandığı), emekli olanlara göre çok daha düşük aylık almaktadırlar. Bu yönden zaten mağdur durumdaki Bağ-Kur emeklilerinin, ayrıca yüksek oranda destek primi ödemeleri, mağduriyetlerini daha da artırmaktadır.

Bu nedenlerle, Bağ-Kur emeklilerinden kesilen % 10 oranındaki Sosyal Güvenlik Destek Priminin % 1’e indirilmesi gerekmektedir.

 

 

 

İZMİR MİLLETVEKİLİ AHMET ERSİN’İN TEKLİFİ (2/151)

1479 SAYILI BAĞ-KUR YASASININ EK-20 NCİ MADDESİNİN

1 İNCİ FIKRASINDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ

 

MADDE 1.- 1479 sayılı BAĞ-KUR yasasının Ek 20 nci maddesinin 1 inci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Bu Kanuna göre yaşlılık aylığı bağlananlardan, 24. maddenin (I) numaralı bendinde belirtilen çalışmalarına devam edenlerin veya daha sonra çalışmaya başlayanların, sosyal yardım zammı dahil tahakkuk eden aylıklarından, aylığın bağlandığı veya tekrar çalışmaya başlandığı tarihi takip eden aybaşından itibaren, çalışmaların sona erdiği ay dahil, % 1 oranında sosyal güvenlik destek primi kesilir.”

MADDE 2.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda değişiklik yapılması hakkında Kanun teklifim ve gerekçesi ilişikte sunulmuştur.

Gereğini arz ederiz.

Saygılarımızla.

 

Bülent Baratalı

Türkan Miçooğulları

 

İzmir

İzmir

 

GEREKÇE

Özel Koruma ve Güvenlik Görevlileri Türkiye genelinde resmi olmayan rakamlara göre 43 bin civarında olup, aynı zamanda 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa bağlı olarak görev yapmaktadır. 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanununa uyarlanarak düzenlenmiş olan 2495 sayılı Kanuna göre hizmet yürüten bu görevliler, İllerde Emniyet Müdürlüğüne, Jandarma bölgesi olan yerlerde ise Jandarma Komutanlıklarına bağlı olarak çalışmaktadır. 657 sayılı Kanuna tâbi olan devlet memurları yılbaşı, dinî bayramlar ve resmî bayramlarda toplam 25-28 gün tatil yaparken Özel Koruma ve Güvenlik Görevlileri 2495 sayılı Kanun gereği polis ve emniyet görevlilerinin koşulları çerçevesinde çalışmaktadır.

Özel Koruma ve Güvenlik Görevlileri polislerde olduğu gibi, görev yapılan kurum ve kuruluşlarda halkın ilk karşılaştığı ve muhatap olduğu görevliler olarak her türlü saldırı, sözlü sataşma ve hakaretlere maruz kalmakta, 12 saat olarak geceli gündüzlü çalışmakta ve bunun sonucunda psikolojik ve fiziksel yıpranmaya uğramaktadır. Bu görevlilerin daha verimli, dikkatli ve özverili olabilmeleri için sosyal haklar bakımından Emniyet görevlileriyle aynı düzeye getirilmeli, özlük haklarında iyileştirmeler yapılmalı ve 5 yıllık tazminatlı yıpranma hakkından yararlandırılmaları sosyal eşitsizliğin giderilmesi açısından bir zorunluluktur.

 

 

 

İZMİR MİLLETVEKİLİ BÜLENT BARATALI İLE TÜRKAN MİÇOOĞULLARI’NIN TEKLİFİ (2/152)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ EMEKLİ SANDIĞI KANUNUNDA

DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ

MADDE 1.- 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun 32 nci maddesinin (i) fıkrasının (II) numaralı bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki (j) fıkrası eklenmiştir.

J) Özel Koruma ve Güvenlik          Özel Koruma ve Güvenlik               3

    Görevlileri            Hizmetlerinde

MADDE 2.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

506 sayılı Kanunun, 2422 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi ile değişik, 73 üncü maddesi ve Ek 7 nci maddesinde değişiklik yapılmasına dair Kanun Teklifi gerekçesi ile birlikte ilişikte sunulmuştur.

Gereğini saygılarımızla arz ederiz.     16/6/2003

 

Halil Tiryaki

Ali Topuz

Muharrem Eskiyapan

 

Kırıkkale

İstanbul

Kayseri

 

Berhan Şimşek

Gökhan Durgun

Erdoğan Yetenç

 

İstanbul

Hatay

Manisa

 

Gürol Ergin

Uğur Aksöz

Muzaffer Kurtulmuşoğlu

 

Muğla

Adana

Ankara

 

Mahmut Duyan

Orhan Ziya Diren

Halil Ünlütepe

 

Mardin

Tokat

Afyonkarahisar

 

 

Selami Yiğit

 

 

 

Kars

 

 

GENEL GEREKÇE

Bilindiği üzere ülke nüfusumuzun yarısından fazlası sosyal güvenlik şemsiyesinden yoksun bulunmaktadır. Sosyal Sigortalar Kurumuna tâbi olarak yaklaşık altı milyon sigortalı bulunmaktadır. Ekonomik kriz nedeniyle bu sayının daha aşağı rakamlara düştüğü konuyla ilgili uzmanlar tarafından dile getirilmektedir.

Sosyal Güvenliğin finansmanında ana unsurun prim gelirleri olduğu, prim gelirlerinin oranını düşürmenin kurumun aktüeryel dengesinin ve finansman yapısının bozulmasına neden olacağı düşünüldüğünden günümüze kadar prim oranlarının düşürülmesi gerçekleştirilmemiştir.

Diğer yandan günümüz asgari ücret brüt tutarı 306 milyon lira olmasına rağmen, sigortalı kazancın aylık alt sınırı 393 milyon lira civarındadır. Prim oranları da aylık sigortalı kazanç üzerinden belirlendiğinden asgari ücretle çalışan bir işçinin prim oranı asgari ücret olan 306 milyon lira üzerinden değil, aylık sigortalı kazancın alt sınırı olan 393 milyon lira üzerinden kesilmektedir.

Ancak, yine de Sosyal Sigortalar Kurumunun Aktüeryel dengeleri ve finansman yapısının dengesi sağlıklı bir yapıya kavuşturulamamıştır. Çeşitli dönemlerde çıkarılan prim borçlarının taksitlendirilmesi, gecikme faizlerinin affedilmesi gibi yasal düzenlemelerle dengeler daha da bozulmuştur.

Prim oranlarının yüksekliği nedeniyle kaçak işçi çalıştırılması daha da artmakta ve yukarıda açıklandığı üzere, nasıl olsa yine bir af çıkar yaklaşımı içinde prim borçları ödenmemektedir.

Esasen vergi toplama anlayışı ile sigorta primi toplama anlayışı arasında pek fark yoktur. Sigorta prim oranlarının düşürülerek, çalıştırılan kaçak işçi sayısının azaltılması, vergi oranlarının düşürülerek verginin tabana yayılması ile aynı yaklaşımı ifade etmektedir.

Ayrıca, gelişmiş batı ülkelerinin neredeyse tamamında devlet, sosyal güvenliğin finansmanına doğrudan katkıda bulunmaktadır. Ülkemizde ise bu katkı dolaylı yollardan yapılmaya çalışılmakta ise de, netice olarak bir çözüm olmamaktadır. Günümüzde bütçe açıklarının büyük bir kısmını da Sosyal Güvenlik Kurumlarımızın finansman açıkları oluşturmaktadır.

Devlet, bu katkısını doğrudan sistemin finansmanına oransal katkı yaparak gerçekleştirmeli, bu sayede prim oranları düşürülerek, sigortalı sayısının artırılması ve sistemin içine dahil edilmesi amaçlanmalıdır.

Yapılan yasal düzenlemenin amacı da devleti, sosyal güvenliğin finansmanına doğrudan katmak, prim oranlarını düşürerek kaçak işçi çalıştırmanın önüne geçmek ve aktüeryel dengelerin yeniden sağlıklı biçimde gerçekleşmesi ve kalıcı bir çözümün oluşmasını sağlamaktır.

KAYSERİ MİLLETVEKİLİ MUHARREM ESKİYAPAN VE 12 MİLLETVEKİLİNİN TEKLİFİ (2/156)

506 SAYILI KANUNUN, 2422 SAYILI KANUNUN 10 UNCU MADDESİ İLE DEĞİŞİK

73 ÜNCÜ MADDESİ VE 16 NCI MADDESİ İLE DEĞİŞİK EK 7 NCİ MADDESİNDE

DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ

MADDE 1.- 506 sayılı Kanunun, 2422 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi ile değişik 73 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Madde 73-

A) Tarifesine göre tesbit edilecek iş kazaları ile meslek hastalıkları sigortası priminin tamamı işverenler tarafından verilir. Bu primin nispeti % 1’den az % 6’dan fazla olamaz.

B)

a) Hastalık sigortası primi, sigortalının kazancının % 10’udur. Bunun % 3’ü sigortalı hissesi, % 4’ü işveren hissesi ve % 3’ü devlet katkısı hissesidir.

3 üncü maddenin (II/B) fıkrasında belirtilen çıraklar için ise kazancının % 3’üdür. Bunun %1’i sigortalı hissesi, % 1’i işveren hissesi ve % 1’i devlet katkısı hissesidir.

C) Analık sigortası primi, sigortalının kazancının % 1’i dir. Bu primin tamamı işverenler tarafından verilir.

D) Malûllük, Yaşlılık ve Ölüm sigortaları primi, sigortalı kazancının % 15’i dir. Bunun % 5’i sigortalı hissesi, % 6’sı işveren hissesi ve % 4’ü devlet katkısı hissesidir.

Ancak, maden işyerlerinin yer altı işlerinde çalışanlar için Malûllük, Yaşlılık ve Ölüm sigortaları primi sigortalının kazancının % 17’sidir. Bunun % 5’i sigortalı hissesi, % 8’i işveren hissesi, % 4’ü devlet katkısı hissesidir.

MADDE 2.- 506 sayılı Kanunun, 2422 sayılı Kanunun 16 ncı maddesi ile değişik Ek 7 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Ek Madde 7.- Ağır, yıpratıcı ve zehirleyici işyerlerinden sayılan ve bu Kanuna tâbi işyerlerinde çalışan sigortalılardan alınacak Malûllük, Yaşlılık ve Ölüm sigortaları pirimi % 17’dir. Bunun % 5’i sigortalı hissesi, % 8’i işveren hissesi, % 4’ü devlet katkısı hissesidir.

MADDE 3.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 4.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

 

 


TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifimiz gerekçesi ile birlikte ilişikte sunulmuştur.

Gereğini arz ederiz.

Saygılarımızla.

 

Türkan Miçooğulları

Bülent Baratalı

 

İzmir

İzmir

 

GEREKÇE

24/7/2003 tarihli ve 4957 sayılı Kanunla 1479 sayılı BAĞ-KUR Kanununa eklenen geçici 18 ve geçici 19 uncu maddeler, bu haktan yararlanmak isteyen esnaf ve sanatkârların ihtiyacına yanıt vermediği gibi geçmişe yönelik olarak faydalanmadıkları sağlık hizmetleri sebebi ile prim ve gecikme zamlarına uygulanan faiz oranının bileşik bazda uygulanması sebebi ile çok yüksek olduğu açıktır. Bunun yerine Devlet İstatistik Enstitüsünün her ay için belirlediği TEFE aylık oranı esas alınmak üzere faiz uygulanması sosyal devlet anlayışının bir gereği olarak daha adil ve uygun olacaktır.

Ayrıca, borçlanma olanağı verilen geçmişe dönük bu sürelerde, sigortalılar sağlık hizmeti almadığından borçlanılacak tutarın sağlık sigortası primi dışındaki yalnızca sigorta primi üzerinden hesaplanması gerekmektedir.

 

MADDE GEREKÇELERİ

Madde 1.- İş kazaları ve meslek hastalıklarının sayısal oranları gelişen teknoloji ve eğitim sayesinde giderek azalma eğilimine girmiştir. Maddelerde yapılan değişiklikler ile iş kazaları, meslek hastalıkları, hastalık, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortası primleri maden işyerlerinin yer altı işlerinde çalışanlar da dahil olmak üzere sigortalı kazancının oranları, sigortalı ve işveren hisseleri düşürülerek, devlet katkısı hissesi getirilmek suretiyle katılımın denetime daha sağlıklı bir yapı kazandırması amaçlanmıştır. Ayrıca, prim oranlarının düşürülerek kaçak işçi çalıştırmanın önüne geçilerek sisteme sigortalı katılımının artırılması amaçlanmaktadır.

Madde 2.- Ağır, yıpratıcı ve zehirleyici işyerlerinden sayılan ve bu kanuna tâbi işyerlerinde çalışan sigortalılardan alınacak prim oranları, Madde 1’in son fıkrasının uygulamasına yönelik bir düzenlemeyi içerdiğinden aynı gerekçeler bu madde için de geçerli olmaktadır.

Madde 3.- Yürürlük maddesidir.

Madde 4.- Yürütme maddesidir.


İZMİR MİLLETVEKİLLERİ TÜRKAN MİÇOOĞULLARI İLE BÜLENT BARATALI’NIN TEKLİFİ (2/196)

ESNAF VE SANATKÂRLAR VE DİĞER BAĞIMSIZ ÇALIŞANLAR SOSYAL

SİGORTALAR KURUMU KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA

KANUN TEKLİFİ

MADDE 1.- 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun 4956 sayılı Kanunla eklenen geçici 18 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Geçici Madde 18.- Bu Kanuna göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 4/10/2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetleri 4/10/2000 tarihinden itibaren başlar. Ancak, bu Kanuna göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olanların sigortalılıkları, bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde Kuruma yazılı olarak başvurmaları ve 20/4/1982-4/10/2000 tarihleri arasındaki vergi kayıtlarını belgelemek ve belgelenen bu sürelere ilişkin olarak hesaplanacak sağlık sigortası primleri dışındaki prim borçlarının tamamını, tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde, ödeme tarihinde bulundukları gelir basamağının yürürlükte olan prim tutarı üzerinden ödemek kaydıyla bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir.

MADDE 2.- 1479 sayılı Kanunun geçici 19 uncu maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Yeniden yapılandırma kapsamında bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibariyle sigortalıların ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan birikmiş prim borçlarının asıllarına Devlet İstatistik Enstitüsünün her ay için belirlediği TEFE aylık oranı esas alınmak suretiyle uygulanacak faiz ile birlikte hesaplanacak toplam borcun taksitler halinde ödenmesine, teminat göstermelerine, borç ödeme kapasitelerine ve borç sürelerine göre usul ve esasları belirlemeye ve başvuru süresini altmış güne kadar uzatmaya Yönetim Kurulu yetkilidir.

GEÇİCİ MADDE 1.- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte yeniden yapılandırılmış olan borçlar bu Kanunla getirilmiş değişiklikler dikkate alınarak yeniden hesaplanır.

MADDE 3.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 4.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.


TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun, “Sosyal Güvenlik Destek Primi” başlıklı “Ek Madde 20” nin yürürlükten kaldırılmasına ilişkin kanun teklifimiz ve gerekçesi ekte sunulmuştur.

Gereğini arz ederiz.   11/11/2003

 

Mustafa Özyürek

Hüseyin Güler

Osman Özcan

 

Mersin

Mersin

Antalya

 

Ali Oksal

Haşim Oral

M. Ziya Yergök

 

Mersin

Denizli

Adana

 

Mustafa Sayar

Nejat Gencan

Şevket Gürsoy

 

Amasya

Edirne

Adıyaman

 

Necdet Budak

Nail Kamacı

Turan Tüysüz

 

Edirne

Antalya

Şanlıurfa

 

Gökhan Durgun

M. Vedat Melik

İ. Sami Tandoğdu

 

Hatay

Şanlıurfa

Ordu

 

N. Gaye Erbatur

İsmail Değerli

Hüseyin Ekmekcioğlu

 

Adana

Ankara

Antalya

 

Yılmaz Kaya

Ufuk Özkan

Erdoğan Yetenç

 

İzmir

Manisa

Manisa

 

Erol Tınastepe

Hasan Ören

Bülent Baratalı

 

Erzincan

Manisa

İzmir

 

Türkan Miçooğulları

Mustafa Yılmaz

Hasan Güyüldar

 

İzmir

Gaziantep

Tunceli

 

 

 

 

GENEL GEREKÇE

Sosyal Güvenlik, özellikle günümüz dünyasında işgal ettiği yer bakımından, toplumsal hayatın kurucu unsurlarından biri haline gelmiştir. Sosyal güvenlik sistemleri, kaynak oluşturma ve değerlendirme aşamalarında farklı yöntemler içermekle birlikte kapsayıcı olma nitelikleri ortak noktayı oluşturmaktadır. Zira sigorta kavramı sosyal sıfatını bu niteliği üzerinden kazanmaktadır. Ülkemizde uygulanmakta olan sigorta sistemi de kaynak oluşturma, değerlendirme ve tahsisinde kapsayıcılık anlayışını esas alan bir anlayışa göre düzenlenmiştir. Sistem, aktif üyelerin pasif üyeleri finanse etmesi üzerine kurulmuştur. Oysa, 1479 sayılı Kanunun Ek Madde 20’sinde kullanılan kriter, sistem üyesinin çalışma yaşamına dönüşü üzerinden kurulmuştur ki bu haliyle mevcut sigorta sistemimizle çelişmektedir.

Madde bu haliyle, Anayasanın 10 uncu maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesine aykırı düştüğü gibi, Anayasanın “Çalışma hakkı ve ödevi” başlıklı 49 uncu maddesinde yer alan; devlet çalışanların hayat seviyesini yükseltmek ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek için gerekli tedbirleri alır hükmüyle de çelişmektedir.

Çalışanların aleyhine ve Anayasaya aykırı olan bu hükmün yürürlükten kaldırılması amacıyla kanun teklifi hazırlanmıştır.


MADDE GEREKÇELERİ

Madde 1.- 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun Ek Madde 20’sindeki düzenleme dolayısıyla tekrar çalışma yaşamına dönenlerin yeniden destek primi ödeme zorunluluğunun yol açtığı mağduriyetin giderilmesi amaçlanmıştır.

Madde 2.- Yürürlük maddesidir.

Madde 3.- Yürütme maddesidir.

 

 

 

 

 

MERSİN MİLLETVEKİLİ MUSTAFA ÖZYÜREK VE 26 MİLLETVEKİLİNİN TEKLİFİ (2/208)

1479 SAYILI ESNAF VE SANATKARLAR VE DİĞER BAĞIMSIZ ÇALIŞANLAR

SOSYAL SİGORTALAR KURUMU KANUNUNUN, “SOSYAL GÜVENLİK DESTEK

PRİMİ” BAŞLIKLI “EK MADDE 20” NİN YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILMASINA

İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ

MADDE 1.- 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun “Sosyal Güvenlik Destek Primi” başlıklı “Ek Madde 20” yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 2.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifimiz gerekçesi ile birlikte ekte sunulmuştur.

Saygılarımızla arz ederiz.

 

Kemal Kılıçdaroğlu

Engin Altay

M. Mesut Özakcan

 

İstanbul

Sinop

Aydın

 

A. Kemal Deveciler

Ali Kemal Kumkumoğlu

Osman Kaptan

 

Balıkesir

İstanbul

Antalya

 

Bülent Baratalı

Şevket Arz

R. Kerim Özkan

 

İzmir

Trabzon

Burdur

 

Feridun Baloğlu

İsmet Çanakcı

Yılmaz Kaya

 

Antalya

Ankara

İzmir

 

Erdal Karademir

Tacidar Seyhan

Nejat Gencan

 

İzmir

Adana

Edirne

 

Canan Arıtman

Atilla Kart

Mustafa Özyurt

 

İzmir

Konya

Bursa

 

Muharrem Toprak

İsmail Değerli

Mehmet Boztaş

 

İzmir

Ankara

Aydın

 

Enver Öktem

Bihlun Tamaylıgil

Gürol Ergin

 

İzmir

İstanbul

Muğla

 

Hüseyin Güler

Ali Dinçer

Ahmet Küçük

 

Mersin

Bursa

Çanakkale

 

 

Mehmet Yıldırım

 

 

 

Kastamonu

 

 

 

GEREKÇE

Sosyal sigorta kuruluşlarının uygulamalarında norm ve standart birliğinin sağlanması, öteden beri önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Uygulamadaki farklılıklar, bir yandan yurttaşların mağduriyetine, öte yandan uygar bir toplumda olmaması gereken çifte standarda yol açmaktadır. Bu tasarı ile, sosyal güvenlik kuruluşlarında dul ve yetimlere dönük olarak yapılan farklı bir uygulama giderilmekte ve norm ve standart birliğinin sağlanması açısından önemli bir adım atılmaktadır.

Yapılan düzenleme ile Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kur uygulamalarındaki paralellik, Emekli Sandığı kapsamında çalışanlar için de getirilmektedir.

Bugün için, en az 5 yıldan beri sigortalı olan veya en az 5 tam yıl sigorta primi ödemiş olup da vefat edenlerin, dul ve yetimlerine SSK ve Bağ-Kur yönünden aylık bağlanmakta iken, bu süre T.C. Emekli Sandığı Yasasında 10 yıl olarak belirlenmiş bulunmaktadır.

T.C. Emekli Sandığı Yasasına göre, 5 yıl fiili hizmeti doldurduktan sonra ölen iştirakçinin dul ve yetimine aylık ancak, başkasının yardımı olmaksızın yaşamlarını devam ettiremeyecek derecede malul ve muhtaç durumda bulunan dul eşleri ile çocuklarına bağlanabilmektedir. Oysa SSK ve Bağ-Kur uygulamasında böyle bir koşul aranmamaktadır. Önerilen değişiklik ile, var olan sorun giderilmektedir.

MADDE GEREKÇELERİ

Madde 1- Yapılan düzenleme ile SSK ve Bağ-Kur sigortalıların dul ve yetimlerine sağlanan olanak, T.C. Emekli Sandığı iştirakçilerinin dul ve yetimlerine de sağlanmaktadır. Böylece, sosyal sigorta kuruluşları arasında norm ve standart birliği de sağlanmış olmaktadır.

Madde 2- Birinci madde ile yapılan düzenlemenin kabulü halinde, T.C. Emekli Sandığı Kanununun "Ek Madde 13”üne gereksinme kalmamaktadır. Bu nedenle Ek Madde 13 yürürlükten kaldırılmaktadır.

Madde 3- Yürürlük maddesidir.

Madde 4- Yürütme maddesidir.

 

 

 

 

 

İSTANBUL MİLLETVEKİLİ KEMAL KILIÇDAROĞLU VE

27 MİLLETVEKİLİNİN TEKLİFİ (2/301)

 

5434 SAYILI T.C. EMEKLİ SANDIĞI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI

HAKKINDA KANUN TEKLİFİ

 

MADDE 1- 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun 66'ncı maddesinin birinci fıkrasının (b), (f) ve (g) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

b) İştirakçilerden fiili hizmet süreleri 5 yıl ve daha fazla olanlardan ölenlerin,

f) Fiili hizmet süreleri 5 yıl ve daha fazla olup da kesenekleri geri verilmemiş durumda olanlardan 60                 yaşını doldurmadan ölenlerin,

g) Vazife malûllüğü geçtiğinden dolayı aylığı kesilmiş ve emeklilik hakkı tanınan bir vazifeye tayin edilmemiş ve fiili hizmet süreleri de 5 yılı doldurmuş bulunanlardan ölenlerin,

MADDE 2- 5434 sayılı Kanunun Ek Madde 13'ü yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 3- Bu Kanun hükümleri, yayımını izleyen ay başından geçerli olmak üzere yürürlüğe girer.

MADDE 4- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun, tarımda kendi adına ve hesabına çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununun bazı maddelerinin değiştirilmesi hakkında kanun teklifi ve gerekçesi ilişikte sunulmuştur.

Gereğini arz ederiz.

 

 

Mustafa Özyürek

Mehmet Yıldırım

Canan Arıtman

 

Mersin

Kastamonu

İzmir

 

Türkân Miçooğulları

Yılmaz Kaya

Mehmet Semerci

 

İzmir

İzmir

Aydın

 

Mehmet Kartal

Ali Dinçer

Hüseyin Güler

 

Van

Bursa

Mersin

 

GEREKÇE

SSK ve Emekli Sandığına bağlı sigortalı ailelerin engelli ve özürlü çocukları gerektiğinde özel eğitim merkezlerinden yararlanabilmekte ve tedavi bedelleri SSK ve Emekli Sandığı tarafından ödenmektedir. Bağ-Kura bağlı sigortalılar ise, bu tedaviden yararlandıklarında tedavi bedellerini ödemeye uygun mevzuat olmadığı için Bağ-Kur, tedavi bedellerini ödeyemiyordu. Bağ-Kura bağlı sigortalıların da özel eğitim merkezlerinde verilen eğitimlerden yararlanmaları halinde tedavi bedellerinin Bağ-Kur taraflndan ödenmesini sağlamak amacıyla bu Kanun teklifi hazırlanmıştır.

Bu yasa teklifi ile, 1479 ve 2926 sayılı Kanun kapsamında sağlık sigortasından yararlananların özel eğitim merkezlerinde tedavi olan özürlü çocukların eğitim, tedavi ve rehabilitasyonun, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 1 inci maddeleri kapsamına giren personel ile bunların bakmakla yükümlü bulundukları aile fertleri için Maliye Bakanlığı tarafından her yıl yayınlanan Tedavi Yardımları Bütçe Uygulama Talimatında yer alan özürlü çocukların eğitim, tedavi ve rehabilitasyonu ile ilgili hükümlerine göre yapılacağı öngörülmektedir.

2004 yılı Bütçe Uygulama Talimatının "Özürlü Çocukların Eğitim, Tedavi ve Rehabilitasyonu'" başlıklı 21 inci maddesi aynen şöyledir:

"Doğuştan ya da herhangi bir hastalık veya kaza sonucu fiziksel, görme, işitme, konuşma, zihinsel, ruhsal, duygusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmiş özürlü çocukların yukarıda sayılan gelişim alanlarındaki yetersizliklerine ilişkin olarak Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik'e göre düzenlenmiş özürlü sağlık kurulu raporunun, eğitim ve tedavi rehabilitasyon hakkından yararlanabilmek için geçerli belge sayılarak, tıbbi tanılamanın yanı sıra varsa çocuk gelişimi ve eğitimcisi, sosyal çalışmacı, psikolog, fizyoterapist ve gerek görülen diğer meslek elemanlarının en az birinin veya birkaçı tarafından gelişimsel ve eğitimsel tanılamanın özürlünün durumunu değerlendirmeleri ve yazılı olarak bildirecekleri görüşleri belgelendirilmek suretiyle özürlü sağlık kurulu raporuna eklenecektir.

Özürlülere verilen sağlık kurulu raporları süresi kadar geçerlidir. Eğitim ve rehabilitasyona ilk başlama tarihi esas alınarak bir yıllık dönemler halinde özürlü çocukların özel eğitim ve rehabilitasyon programlarından yararlanmasının gerekli olup olmadığı, hastadaki iyileşme durumu, özel eğitime ve rehabilitasyona devam edilip edilmeyeceği hususunun yetkili sağlık kurumlarından yukarıda belirtilen meslek elemanlarınca düzenlenecek ayrıntılı gelişimsel ve eğitimsel tanılama raporları ile tevsikinin sağlanması gerekmektedir.

Özürlülere verilecek sağlık kurulu raporunun yenilenmesi için süresi sona ermeden en az bir ay önce, özürlü ve ailesinin ilgili sağlık kuruluşuna başvurmaları için, hizmet aldıkları rehabilitasyon merkezi tarafindan rehberlik yapılacaktır. Özürlüye verilen eğitim ve rehabilitasyon merkezi tarafından rehberlik yapılacaktır. Özürlüye verilen eğitim ve rehabilitasyonun sürekliliğinin sağlanması için özürlülere verilecek sağlık kurulu raporunun zamanında yenilenmesi hususunda yetkili sağlık kuruluşlarının gerekli hassasiyeti göstermeleri ve ailenin de işlemleri tamamlamak üzere gerekli takibi yapması gerekmektedir.

Özel rehabilitasyon ve eğitim merkezlerinde, fatura edilen özel eğitim ve rehabilitasyon hizmetlerinin bedelinin ödenebilmesi için hizmet verilen çocuk sayısıyla orantılı olarak, yukarıda sayılan en az 4 farklı meslek alanında personel istihdam edildiğinin "kuruluş açma ve işletme izni" verilen kurumlarca belgelenmesi zorunludur.

Özürlü çocukların rehabilitasyonlarının ve eğitimlerinin, resmi (kamu kurum ve kuruluşları ile üniversiteler tarafından açılan merkezler) ve özel rehabilitasyon ile özel eğitim merkezlerinde sağlanması durumunda: Merkez tarafından hazırlanan ve fatura ekinde verilen aylık/yıllık çalışma programı, bireyselleştirilmiş eğitim planına dayanarak bir ay içerisinde verilen hizmet bedelinin 300.000.000.-TL tutarı kadarı ödenecektir.

Bu miktarları geçen kısım ise ilgili tarafından karşılanacaktır.

Özürlü çocukların eğitimlerinin, tıbbi rehabilitasyonlarının ve psiko-sosyal rehabilitasyonlarının yapılacağı özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinin, ilgisine göre Milli Eğitim Bakanlığı veya Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünden kuruluş açma ve işletme izni veren kurum denetim elemanlarınca yapılır. Bu merkezlerden usulüne uygun olarak işletilmeyen ve hizmet sunmayanlar hakkında kuruluş açma ve işletme izni aldıkları kurum mevzuatına göre işlem yapılır.

Saymanlıklar veya diğer ilgililer yapılacak ödemelerde bu gerekleri göz önünde bulunduracaklardır.

Görüleceği üzere yasa teklifi kabul edildiğinde, uygulama talimatındaki şartlar yerine getirildiği takdirde 2004 yılında özel eğitim merkezlerinde eğitim alan özürlü çocukların 300. 000.000 TL. ye kadar olan tedavi bedelleri kurumlarınca ödenebilecektir.

 

MADDE GEREKÇELERİ

Madde 1.- 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun Sağlık Sigortası Kapsamı başlıklı Ek Madde ll'inin sonuna eklenen fıkra ile 1479 sayılı Kanuna tâbi sigortalıların da özel eğitim merkezlerinde verilen eğitimlerden yararlanmaları halinde tedavi bedellerinin kurumları tarafından ödenmesi amaçlanmaktadır.

Madde 2.- 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununun Sağlık Sigortası Kapsamı başlıklı Ek Madde l'in sonuna eklenen fıkra ile, 2926 sayılı kanuna tâbi sigortalıların da özel eğitim merkezlerinde verilen eğitimlerden yararlanmaları halinde tedavi bedellerinin kurumları tarafından ödenmesi amaçlanmaktadır.

Madde 3.- Kanunun yayımı ile ilgili hükümdür.

Madde 4.- Kanunun yürürlüğü ile ilgili hükümdür.

 

 

 

MERSİN MİLLETVEKİLİ MUSTAFA ÖZYÜREK VE 8 MİLLETVEKİLİNİN TEKLİFİ (2/313)

ESNAF VE SANATKÂRLAR VE DİĞER BAĞIMSIZ ÇALIŞANLAR SOSYAL SİGORTALAR KURUMU KANUNU VE TARIMDA KENDİ ADINA VE HESABINA ÇALIŞANLAR SOSYAL SİGORTALAR KANUNUNUN BAZI MADDELERİNİN

DEĞİŞTİRİLMESİ HAKKINDA KANUN TEKLİFİ

MADDE 1.-1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun Sağlık Sigortası Kapsamı başlıklı Ek Madde 11'i aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Ek Madde 11 - SAĞLIK SİGORTASININ KAPSAMI

Bu Kanunun 24 üncü maddesine göre sigortalı olanlardan;

a) Sigortalılığı devam edenler ile eş ve bakmakla yükümlü oldukları çocukları, ana ve babaları,

b) Yaşılılık ve malûllük aylığı almakta olanlar ile eş ve bakmakla yükümlü oldukları çocukları, ana ve babaları,

c) Ölüm aylığı alanlar,

Sağlık sigortası yardımlarından yararlanırlar.

Sağlık hizmeti; Sağlık Bakanlığı, Sosyal Sigortalar Kurumu, mahalli idareler, üniversiteler, kamu iktisadi teşebbüslerine ait sağlık tesisleri ile gerçek ve tüzelkişilerden satın alınmak suretiyle yürütülür. Buna ilişkin usul ve esaslar Kurumca belirlenir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 1 inci maddeleri kapsamına giren personel ile bunların bakmakla yükümlü bulundukları aile fertleri için Maliye Bakanlığı tarafından her yıl yayınlanan Bütçe Uygulama Talimatında (Tedavi Yardımları) yer alan özürlü çocukların eğitim, tedavi ve rehabilitasyonu ile ilgili hükümler, 1479 sayılı Kanun kapsamında sağlık sigortası yardımlarından yararlanan özürlü çocuklar için de uygulanır.

MADDE 2.- 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununun Sağlık Sigortası Kapsamı başlıklı Ek Madde l'i aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Ek Madde 1.- SAĞLIK SİGORTASI KAPSAMI

Bu Kanunun 2 nci maddesine göre sigortalı olanlardan;

a) Sigortalılığı devam edenler ile eş ve bakmakla yükümlü oldukları çocukları, ana ve babaları,

b) Yaşlılık ve malûllük aylığı almakta olanlar ile eş ve bakmakla yükümlü oldukları çocukları, ana ve babaları,

c) Ölüm aylığı alanlar,

Sağlık sigortası yardımlarından yararlanırlar.

Sağlık hizmeti; Sağlık Bakanlığı, Sosyal Sigortalar Kurumu, mahalli idareler, üniversiteler, kamu iktisadi teşebbüslerine ait sağlık tesisleri ile gerçek ve tüzelkişilerden satın alınmak suretiyle yürütülür. Buna ilişkin usul ve esaslar Kurumca belirlenir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 1 inci maddeleri kapsamına giren personel ile bunların bakmakla yükümlü bulundukları aile fertleri için Maliye Bakanlığı tarafından her yıl yayınlanan Bütçe Uygulama Talimatında (Tedavi Yardımları) yer alan özürlü çocukların eğitim, tedavi ve rehabilitasyonu ile ilgili hükümler, 2926 sayılı Kanun kapsamında sağlık sigortası yardımlarından yararlanan özürlü çocuklar için de uygulanır.

MADDE 3.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 4.- Bu Kanunun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

 

1479 Sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun Teklifim gerekçesi ile birlikte ekte sunulmuştur.

Gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

             Ümmet Kandoğan

             Denizli

 

GENEL GEREKÇE

Emekli maaşının emeklinin temel ihtiyaçlarına yetmediği bir dönemde emeklinin ikinci bir işte çalışması bugünkü Türkiye’nin en önemli görüntülerindendir. Emeklinin bir ücret karşılığında çalışması halinde sosyal güvenlik destek primi kesilmesi emeklinin ekonomik durumunu kötüleştireceği gibi ekonomiye katma değer sağlanması engellenecektir. Sosyal güvenlik açıklarını başka türlü kapatamayan siyasal otoritenin çalışan emekliden her ay % 10 oranında sosyal güvenlik destek primi keserek bu yükü ekonomik durumu kötü olan emeklinin sırtına vurması anayasada bulunan sosyal devlet ilkesi ile bağdaşmamaktadır. Bu çerçevede bu düzenlemeyle çalışan emekli ile çalışmayan emekli arasındaki ayrımcılığın ortadan kaldırılması amaçlanmıştır.

 

 

 

 

DENİZLİ MİLLETVEKİLİ ÜMMET KANDOĞAN’IN TEKLİFİ (2/322)

1479 SAYILI ESNAF VE SANATKARLAR VE DİĞER BAĞIMSIZ ÇALIŞANLAR SOSYAL SİGORTALAR KURUMU KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ

MADDE 1.- 2/9/1971 tarih ve 1479 Sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun Ek 20 nci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE2.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE3.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

 


TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu, 17.7.1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifimiz gerekçeleriyle birlikte ekte sunulmuştur.

Gereğini bilgilerinize saygıyla sunarız.

 

Kemal Kılıçdaroğlu

Orhan Ziya Diren

Ersoy Bulut

 

 

İstanbul

Tokat

Mersin

 

 

Hüseyin Ekmekcioğlu

Özlem Çerçioğlu

Abdurrezzak Erten

 

 

Antalya

Aydın

İzmir

 

 

Erdal Karademir

Osman Coşkunoğlu

Tuncay Ercenk

 

 

İzmir

Uşak

Antalya

 

 

Orhan Eraslan

M. Mesut Özakcan

Gürol Ergin

 

 

Niğde

Aydın

Muğla

 

 

Osman Kaptan

Kemal Sağ

R. Kerim Özkan

 

 

Antalya

Adana

Burdur

 

 

Muharrem Kılıç

Hüseyin Özcan

Mustafa Özyurt

 

 

Malatya

Mersin

Bursa

 

 

Feridun Ayvazoğlu

Muharrem Toprak

M. Vedat Melik

 

 

Çorum

İzmir

Urfa

 

 

Vahit Çekmez

Canan Arıtman

N. Gaye Erbatur

 

 

Mersin

İzmir

Adana

 

 

GENEL GEREKÇE

5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu ve 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunlarında farklı şekillerde düzenlenmiş bulunan, kız çocuklarına ölüm aylığı/geliri bağlanması ve bağlanan gelir/aylığın kesilmesine ilişkin koşullar SSK ve Bağ-Kur yönünden 2003 yılında çıkarılan 4956 ve 4958 sayılı yasalarla, kazanılmış hakları da ortadan kaldıracak şekilde, değiştirilmiş ve özellikle Sosyal Sigortalar Kurumundan ölüm aylığı/geliri alan kız çocuklarının mağdur olmalarına yol açılmıştır.

Söz konusu değişikliklerin eş zamanlı yapılmasına karşın, SSK ve Bağ-Kur uygulamalarında norm birliği sağlanmamış, Emekli Sandığı Yasasında da değişiklik yapılmamıştır.

SSK ve Bağ-Kur sigortalıları ile Emekli Sandığı iştirakçilerinin ölümü halinde, bu kurumlar tarafından çocukların her birine bağlanabilen ölüm aylığının oranı %25 olduğundan, evli olmayan ve sosyal güvenlik kanunlarına tabi bir işte çalışmayan kız çocuğuna, biri SSK'ya diğeri Emekli Sandığına tabi anne ve babasının ölümü halinde, her ikisinden bağlanabilecek ölüm aylıklarının toplamı ortalama bir emekli aylığının yarısı kadardır.

Sosyal Sigortalar Kanununda yapılan değişiklik nedeniyle, evli olmayan ve ortalama bir emekli aylığının yarısı tutarındaki ölüm aylığından başka bir geliri de bulunmayan söz konusu kimselerin Sosyal Sigortalar Kurumundan aldıkları ölüm aylıklarının kesilmeye başlanması kamuoyunda haklı tepkilere neden olmuştur.

Gerek sosyal güvenlik kuruluşları arasında norm ve standart birliği sağlanması, gerekse ölüm aylığı kesilen kız çocuklarının bu mağduriyetlerinin önlenmesi için; 5434 sayılı T.C Emekli Sandığı Kanunu ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununda, 1479 sayılı Bağ-Kur Kanununun 45 ve             46 ıncı maddelerindeki koşullar emsal alınmak suretiyle;

Emekli Sandığı iştirakçisinin veya sigortalının ölümü tarihinde:

a. Evli olmayan,

b. Sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmayan,

c. Sosyal güvenlik kanunları kapsamındaki kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan,

Kız çocuklarına, ilgili sosyal güvenlik kurumunca ölüm aylığı/geliri bağlanmasını, bağlanan aylığın/gelirin, çocuğun evlenmesi veya sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmaya ya da bu kapsamdaki kendi çalışmalarına dayalı olarak gelir veya aylık almaya başlaması halinde kesilmesini sağlayacak düzenlemeler yapılmaktadır.

Kanun teklifindeki geçici maddelerle; 4956 sayılı Kanunla Bağ-Kur Kanununda, 4958 sayılı Kanunla da Sosyal Sigortalar Kanununda ve bu Kanunla T.C. Emekli Sandığı Kanununda yapılan değişikliklerden önceki hükümlere göre ölüm aylığı bağlanmış kız çocukların kazanılmış hakları korunmakta, söz konusu kimselerden ilgili sosyal güvenlik kurumunun mevzuatındaki diğer nedenlerle aylığı kesilenlere yeniden aylık bağlanması gerektiğinde bu Kanun hükümlerine tabi tutulmaları hükme bağlanmaktadır.

 

MADDE GEREKÇELERİ

Madde 1- Madde ile; 5434 sayılı Kanuna göre kız çocuklara ana veya babasından ölüm aylığı bağlanabilmesi için ölüm tarihinde evli olmaması, Emekli Sandığına tabi bir görevde çalışmaması ve kendi çalışmalarından dolayı sandıktan emekli aylığı almaması koşullarına ek olarak, diğer sosyal güvenlik kanunlarına tabi olarak çalışmaması ve bu kanunlara tabi kendi çalışmalarından dolayı aylık almıyor olması koşulları getirilmektedir. Bu düzenleme ile sosyal güvenlik kuruluşları arasında bu konuda norm birliği de sağlanmış olmaktadır.

Madde 2- Madde ile; T.C. Emekli Sandığı tarafından ölüm aylığı bağlanan kız çocukların, daha sonra diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmaya başlamaları veya diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık bağlanması halinde, Emekli Sandığından aldıkları ölüm aylığının kesilmesi esası getirilmektedir.

Madde 3- Kanuna eklenen geçici madde ile; bu Kanunun yürürlüğe gireceği tarihten önceki hükümlere göre Emekli Sandığı tarafından ölüm aylığı bağlanan kız çocukların aylıklarının bu kanunla getirilen yeni koşullar nedeniyle kesilmemesi sağlanarak kazanılmış hakları korunmaktadır.

Madde 4- 4958 sayılı Kanunla yapılan değişikliklerden önce Sosyal Sigortalar Kurumunun, sigortalının kız çocuklarına ölüm aylığı veya geliri bağlanması ve bağlanan gelir veya aylığın kesilmesine ilişkin uygulamaları; 4956 sayılı Kanunla Bağ-Kur Kanununda ve bu Kanunla T.C. Emekli Sandığı Kanununda yapılan düzenlemelerle paralel olduğundan, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 23 ve 68 inci maddeleri, 4958 sayılı Kanunla yapılan değişikliklerden önceki uygulamalar doğrultusunda yeniden düzenlenmiş ve sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmış ülkelerin sosyal güvenlik kuruluşlarından gelir veya aylık alan kız çocukları ile ilgili Ek 47 nci madde hükümleri de 23 ve 68 inci madde hükümleri ile uyumlu hale getirilmiştir.

Madde 5 - Kanuna eklenen geçici madde ile, Sosyal Sigortalar Kanununda 4958 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler nedeniyle gelir veya aylığı kesilen kız çocukların kesilen gelir veya aylığının kesildiği tarih itibariyle  yeniden bağlanması sağlanarak mağduriyetleri giderilmektedir.

Madde 6- Bağ-Kur Kanununa eklenen geçici madde ile; 4956 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler nedeniyle aylığı kesilmiş kız çocuk varsa, bunların aylıklarının da kesildiği tarih itibariyle yeniden bağlanması öngörülmektedir.

Madde 7- Yürürlük maddesidir.

Madde 8 - Yürütme maddesidir.

 


İSTANBUL MİLLETVEKİLİ KEMAL KILIÇDAROĞLU VE

23 MİLLETVEKİLİNİN TEKLİFİ (2/335)

 

8/6/1949 TARİHLİ VE 5434 SAYILI T.C. EMEKLİ SANDIĞI KANUNU, 17/7/1964 TARİHLİ VE 506 SAYILI SOSYAL SİGORTALAR KANUNU VE 2/9/1971 TARİHLİ VE 1479 SAYILI ESNAF VE SANATKÂRLAR VE DİĞER BAĞIMSIZ ÇALIŞANLAR SOSYAL          SİGORTALAR KURUMU KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA

KANUN TEKLİFİ

 

MADDE 1- 8/6/1949 tarih ve 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun 75 inci maddesinin birinci fıkrasındaki "bulunmayan" kelimesinden sonra gelmek üzere "bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmayan ve bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamındaki kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan" ibaresi eklenmiştir.

MADDE 2- 8/6/1949 tarih ve 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun 93 üncü maddesine aşağıdaki (d) fıkrası eklenmiştir.

"d) Diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmaya başlayan veya söz konusu kanunlar kapsamındaki kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık bağlanan kız çocukların,"

MADDE 3- 8/6/1949 tarih ve 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

"GEÇİCİ MADDE- Bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki hükümlere göre kız çocuklara bağlanan aylıklar, bu Kanunla yapılan değişiklikler nedeniyle kesilmez. Ancak, bunlardan Kanundaki diğer hükümlere göre aylığı kesilenlere yeniden aylık bağlanmasında bu Kanun hükümleri uygulanır."

MADDE 4- 17/7/1964 tarih ve 506 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin VII numaralı bendi ile 68 inci maddesinin VI numaralı bendindeki "buralardan" kelimesinden ve Ek 47 nci maddesindeki "kuruluşlarından" kelimesinden sonra gelmek üzere "kendi çalışmalarından dolayı" ibaresi eklenmiştir.

MADDE 5- 17/7/1964 tarih ve 506 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

"GEÇİCİ MADDE- 29/7/2003 tarih ve 4958 sayılı Kanunla 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununda yapılan değişiklikler nedeniyle ölüm geliri veya aylığı kesilmiş bulunan kız çocukların gelir veya aylıkları, kesildiği tarih itibariyle yeniden bağlanır ve haklarında bu Kanun hükümleri uygulanır."

MADDE 6- 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Bağ-Kur Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

"GEÇİCİ MADDE- 24.07.2003 tarih ve 4956 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce kız çocuklara bağlanan aylıklar, 4956 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler nedeniyle kesilmez, kesilmiş bulunan aylıklar da kesildiği tarih itibariyle yeniden bağlanır. Ancak, bunlardan Kanundaki diğer hükümlere göre aylığı kesilenlere yeniden aylık bağlanmasında 4956 sayılı Kanun hükümleri uygulanır."

MADDE 7- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 8- Bu Kanunu Bakanlar Kurulu yürütür.

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

24/5/1983 Tarihli ve 2829 Sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tâbi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması ve Bu Kanuna Geçici iki Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifimiz ile gerekçesi ekte sunulmuştur.

Gereğini arz ederiz.

Saygılarımızla.

 

Mustafa Özyürek

Erdal Karademir

Hüseyin Ekmekçioğlu

 

Mersin

İzmir

Antalya

 

R. Kerim Özkan

Mehmet Boztaş

Halil Ünlütepe

 

Burdur

Aydın

Afyonkarahisar

 

Mehmet Işık

M. Vedat Melik

Fahrettin Üstün

 

Giresun

Şanlıurfa

Muğla

 

Hakkı Ülkü

Kemal Demirel

Mehmet Uğur Neşşar

 

İzmir

Bursa

Denizli

 

Erol Tınastepe

Feridun Baloğlu

Mehmet Işık

 

Erzincan

Antalya

Giresun

 

Osman Özcan

Orhan Eraslan

Gürol Ergin

 

Antalya

Niğde

Muğla

 

M. Mesut Özakcan

Nadir Saraç

A. Rıza Bodur

 

Aydın

Zonguldak

İzmir

 

Nurettin Sözen

Muharrem Kılıç

Mehmet Ziya Yergök

 

Sivas

Malatya

Adana

 

Feridun Ayvazoğlu

İnal Batu

Mevlüt Coşkuner

 

Çorum

Hatay

Isparta

 

Ali Cumhur Yaka

Ali Arslan

Hasan Güyüldar

 

Muğla

Muğla

Tunceli

 

Türkan Miçooğulları

Bülent Baratalı

 

 

İzmir

İzmir

 

 

 

 

 

GENEL GEREKÇE

Sosyal Hukuk Devleti anlayışının bir gereği olarak devlet, yurttaşların sosyal güvenliğini sağlamaya yönelik düzenlemeleri onların ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yapmak durumundadır. Türkiye Devleti kuruluşundan itibaren Sosyal Sigorta Kuruluşları oluşturma çabasında olmuştur. Önce devlet memurlarının sağlık ve emeklilik ihtiyaçları için Emekli Sandığı, daha sonra Sosyal Sigortalar Kurumu (S.S.K.) kurulmuştur. S.S.K., devlet memurları dışında ücretle çalışanların sosyal güvenlik ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlamıştır. Üçüncü olarak bağımsız çalışanların sosyal güvenlik ihtiyaçlarını karşılamak üzere Bağ-Kur kurulmuştur.

Ancak, sosyal güvenlik kuruluşları arasında standart ve norm birliği sağlanamamış olduğundan 2829 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrası ile yapılan düzenleme eşitlik ve hakkaniyet ilkeleriyle bağdaşmamaktadır.

2829 sayılı Kanunun 8 inci maddesine göre, birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden ilgililere, son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde, fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanırken; 12 nci maddeye göre, birleştirilmiş hizmet süreleri üzerinden T.C. Emekli Sandığı'na tabi görevlerden emekliye ayrılanlara, T.C. Emekli Sandığı'na tabi sürelerin toplamı üzerinden emekli ikramiyesi ödenmektedir. Son defa T.C.Emekli Sandığı'na tabi görevlerden emekli olanlardan, Sandığa tâbi kuruluşlarda SSK'ya tabi işçi statüsünde hizmeti bulunanların, kıdem tazminatı almamış olmaları koşuluyla, bu hizmet süreleri de emekli ikramiyesinin hesabına dahil edilmektedir.

Buna karşılık, T.C.Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olmakla birlikte, son kez Sandığa tabi bir görevden emekli olmayanlar ile son defa Sandığa tabi bir kuruluşta çalışmalarına rağmen, birleştirilmiş hizmet süreleri üzerinden kendilerine bir başka sosyal güvenlik kuruluşu tarafından aylık bağlananlara, Sandığa tâbi olarak geçen hizmet süreleri karşılığı emekli ikramiyesi ödenmemektedir.

Bu durumun, eşitlik ve hakkaniyet ilkeleriyle bağdaşmadığı açıktır.

Diğer taraftan, fiili hizmet süresi fazla olan kurum yerine son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde, fiili hizmet süresi fazla olan kurumca aylık bağlanması, adil ve doğru olmayan bir sonucu da beraberinde getirmektedir.  Şöyle ki;

18 yılında T.C. Emekli Sandığı iştirakçisi olan bir kimse (12x18=216 ay) son yedi yılın (12x7=84 ay) ilk 28 ayında, T.C. Emekli Sandığına; 29 ayında SSK’na, 27 ayında da Bağ-Kur'a tâbi olarak çalıştığında, 244 ay T.C. Emekli Sandığı hizmeti bulunmasına ve bu süre için prim ödemiş olmasına karşın, sadece 29 ay fiili hizmeti olan SSK’dan emekli olabilecektir.

Buna karşılık 244 ay SSK’lı olarak çalıştıktan sonra, 27 ay Bağ-Kur'a, 29 ay da T.C. Emekli Sandığı'na tabi bir işte çalıştığında; toplam 300 aylık fiili hizmet süresinin ancak 29 ayında T.C. Emekli Sandığı iştirakçisi olmasına karşın bu Kurumdan emekli olabilecektir.

Böyle bir durumun, Anayasanın 2 nci maddesindeki "hukuk devleti", 13 üncü maddesindeki "ölçülülük ilkesi" ile bağdaştırılmasının mümkün olamayacağı açıktır. Yapılması öngörülen işbu değişik ile eşitlik ve hakkaniyet ilkeleriyle bağdaşmayan ve Anayasaya aykırılık teşkil eden mevcut düzenlemenin düzeltilmesi amaçlanmıştır.

 

MADDE GEREKÇELERİ

Madde 1- Çeşitli sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olarak geçen hizmetlerin birleştirilmesinde, eşitlik, hakkaniyet ve ölçülülük ilkeleri dikkate alınarak birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden, fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise ilgilinin tercih edeceği kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanıp ödenmesi öngörülmüştür.

Madde 2- 2829 sayılı Kanuna eklenen geçici maddeler ile, eşitlik ve hakkaniyet ilkeleriyle bağdaşmayan uygulamadan mağdur olanların mağduriyetlerinin giderilmesi ve aynı zamanda bu haksız uygulamadan kaynaklanmış olsa da kazanılmış hakların korunması amaçlanmıştır.

Madde 3- Yürürlük maddesidir.

Madde 4- Yürütme maddesidir.

MERSİN MİLLETVEKİLİ MUSTAFA ÖZYÜREK İLE

30 MİLLETVEKİLİNİN TEKLİFİ (2/423)

 

24/5/1983 TARİHLİ VE 2829 SAYILI SOSYAL GÜVENLİK KURUMLARINA TÂBİ OLARAK GEÇEN HİZMETLERİN BİRLEŞTİRİLMESİ HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BU KANUNA GEÇİCİ İKİ MADDE EKLENMESİ

HAKKINDA KANUN TEKLİFİ

 

MADDE 1- 2829 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden, fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise ilgilinin tercih edeceği kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanır ve ödenir.

MADDE 2- 2829 sayılı Kanuna aşağıda yazılı geçici maddeler eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 6- Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce kendilerine bu Kanunun 8 inci maddesinin değiştirilen birinci fıkrası hükmü uygulanmak suretiyle herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşunca aylık bağlananların veya bunlardan ölenlerin dul ve yetimlerinin istekleri halinde, fiili hizmet süresi fazla olan kurumca müracaat tarihini takip eden ay başından itibaren aynı maddenin birinci fıkrası hükmü uyarınca bu kurum mevzuatına göre aylık bağlanır ve ödenir. Diğer sosyal güvenlik kuruluşlarınca bağlanmış aylıkları aynı tarihten itibaren kesilir.

Yukarıdaki fıkra hükmü uyarınca işlem yapılabilmesi için, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde ilgili sosyal güvenlik kuruluşuna başvurulması şarttır.

GEÇİCİ MADDE 7.- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce emekliliğe hak kazananlar ile bu Kanunun yürürlüğünden itibaren yedi yıl içinde emekli olanlara istekleri halinde, son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tâbi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanır ve ödenir.”

MADDE 3- Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 4- Bu kanunu Bakanlar Kurulu yürütür.

 


TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

8/6/1949 tarih ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda değişiklik yapılmasına ilişkin Kanun Teklifi gerekçesi ile birlikte ekte sunulmuştur.

Gereğini saygılarımla arz ederim.    24/4/2005

                                  Mikail Arslan

                                           Kırşehir

GENEL GEREKÇE

Kamu hizmetini ifa ederken meydana gelen olay sebebiyle emekli iştirakçisinin sakatlanması veya onun ölümü “vazife malûllüğü” sonucunu doğurur. (5434 Sayılı Yasa, Madde 44 ve devamı).

Kamu hizmetinin ifası sırasında, emekli iştirakçisi olmayan ve fakat meydana gelen olay sebebiyle vücut bütünlüğünü yahut yaşamını yitirenler yönünden malûllük hükümleri uygulanmamaktadır. Sözgelimi hizmet akdi ile istihdam olunan ve fakat yüksek ve hassas seviyede  kamu hizmetini yürüten bir elektronik mühendisi ile bir memurun görev kazasında yaşamlarını yitirmeleri halinde, memur vazife malûlü sayılırken mühendis ise vazife malûlü sayılmayacaktır.

Öte yandan Millî savunma hizmetinin yürütülmesi şartı ile aynı hizmette hayatlarını kaybedenlerden asker olanının şehit sayılması, asker olmayanın bu yüce şereften mahrum kılınması, vakıanın mantığı ile bağdaşmaz. Aslolan, evleviyetle harp olmak üzere Millî savunma hizmetini ifa sırasında olayın meydana gelmesidir. Bu hizmeti ifa, asker olmayana da örtülü ve geçici olarak askerlik sıfatını kazandırır.

Kanun teklifimiz, yürürlükteki hukukumuzun eşitlik ve adalet duygusu ile bağdaşmayan bu çelişkisini gidermeyi amaçlamaktadır. Kamu hizmeti, özellikle Millî Savunma hizmeti ifasının yol açtığı risklerin farklı sonuçlar doğurmasının önüne geçilmekte ve yitirilen varlığın hukuk yoluyla ve onur değerleri temelinde kısmen ikâmesi öne alınmaktadır.

MADDEGEREKÇELERİ

Madde 1.- Genel gerekçedeki ihtiyacı karşılamaya yönelik bir maddedir.

Madde 2.- Bu madde yürürlük maddesidir.

Madde 3.- Bu madde yürütme maddesidir.

 

KIRŞEHİR MİLLETVEKİLİ MİKAİL ARSLAN’IN TEKLİFİ (2/459)

8/6/1949 TARİH VE 5434 SAYILI TÜRKİYE CUMHURİYETİ EMEKLİ SANDIĞI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ

MADDE 1.- 8/6/1949 tarih 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun 45 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Bir kamu hizmetini ifa ederken meydana gelen olay sebebiyle sandık iştirakçisi olsa idi vazife malûlü sayılabilecek olan ve fakat sandık iştirakçisi olmayan kişiler, istihdam ilişkisinin hukukî niteliğine bakılmaksızın vazife malûlü sayılırlar. Bu kişiler ve halefleri hakkında, bu kanunun vazife malûllüğüne ilişkin hükümleri uygulanır. İfa edilen hizmetin millî savunmayla ilgili olması halinde, olayda ağır kusuru olmaksızın hayatını kaybeden kişi, -asker olmasa dahi- görev şehididir.”

MADDE2.- 8/6/1949 tarih 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa, geçici 218 inci madde olarak aşağıdaki şekilde bir hüküm eklenmiştir..

“GEÇİCİ MADDE218.- Bu Kanun, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren geriye doğru iki yıl içinde meydana gelen olaylar için dahi uygulanır.”

MADDE3.- Bu Kanun, yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE4.- Bu Kanunu, Bakanlar Kurulu yürütür.

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununun 32 nci maddesine (j) bendi eklenmesine ilişkin kanun teklifi ve gerekçesi ekte sunulmuştur.

Gereğini arz ederim.    15/6/2005

                        Prof. Dr. Haluk Koç

                                            Samsun

                                       CHPGrup Başkanvekili

GEREKÇE

Otoyol ve köprülerde gişe memuru ve trafik kontrol teknisyeni olarak çalışanlar, iş koşullarından dolayı birçok sağlık riski ile karşı karşıya kalmaktadır.

İş sağlığı ve iş güvenliği ilkeleri, bu meslek grubunda çalışanların daha kısa sürede emekli olmalarını gerektirmektedir.

Üniversitelerde yapılmış çok sayıdaki araştırma egzost gazlarının bu memurlar üzerindeki kötü etkilerini ortaya koymuştur. Hatta bu memurların sağlık problemleri klinik ve laboratuvar tetkik sonuçları ile de kanıtlanmıştır.

İş koşullarından dolayı sağlık riski bulunan bazı meslek grubunda çalışanlar, Emekli Sandığı Kanununun 32 nci maddesinde düzenlenen fiili hizmet yardımından yararlanmakta ve daha kısa sürede emekli olma hakkını kazanmaktadır.

Otoyol ve köprülerde gişe memuru ve trafik kontrol teknisyeni olarak görev yapanların fiili hizmet zammından yararlanmaları için Kanun teklifi hazırlanmıştır.

 

 

 

CUMHURİYET HALK PARTİSİ GRUP BAŞKANVEKİLİ SAMSUN MİLLETVEKİLİ HALUK KOÇ’UN TEKLİFİ (2/558)

5434 SAYILI EMEKLİ SANDIĞI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ

 

MADDE 1.- 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununun 32 nci maddesine aşağıdaki (j) bendi eklenmiştir.

“j) Otoyol ve köprülerde gişe memuru ve trafik kontrol teknisyeni olarak bilfiil çalışanlar 3 ay”

MADDE2.- Bu Kanunu Bakanlar Kurulu yürütür.

MADDE3.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

 


TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifim gerekçesi ile birlikte ilişikte sunulmuştur.

Gereğini arzederim. Saygılarımla

                        A. Zeynep Tekin Börü

                                              Adana

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

                                        22/2/2006

2/593 esas numaralı

Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifine imza sahibi olarak katılmak istiyorum.

Gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.

                        Prof. Dr. Necdet Budak

                                              Edirne

GEREKÇE

Posta dağıtıcıların yılın her mevsimi dışarıda ve zor şartlar altında, kimi zaman 30-50 kiloya varan yükleri sebebiyle kısa zamanda siyatik, bel ve boyun fıtığı, mesane ağrıları gibi pek çok meslek hastalığına yakalanmaları nedeniyle yıpranmaları söz konusudur. Bu hastalıklar nedeniyle Posta dağıtıcıları diğer mesleklerde çalışanlara oranla çok daha fazla yıpranmaktadırlar. Bu nedenle mesleklerini son derece zor şartlar altında ifa ederken yıpranan posta dağıtıcıların meydana gelen bu kayıpların telafisi gereklidir.

 

 

 

ADANA MİLLETVEKİLİ ZEYNEP TEKİN BÖRÜ’NÜN TEKLİFİ (2/593)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ EMEKLİ SANDIĞI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ

 

MADDE 1.- 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun 32 nci maddesine (i) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki (j) bendi eklenmiştir.

j) PTT Dağıtıcıları Posta Dağıtım, sevk ve işleme işlerinde

MADDE2.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE3.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

 


TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

5434 Sayılı Emekli Sandığı Yasasının 32 nci Maddesine 1/6/1967 Tarih ve 875 sayılı Yasa ile eklenen (g) bendinde değişiklik yapılmasına dair kanun teklifimiz gerekçeleri ile birlikte sunulmuştur.

Gereğini saygılarımızla arz ederiz.

 

Ramazan Kerim Özkan

Mehmet Semerci

Necati Uzdil

 

Burdur

Aydın

Osmaniye

 

Atila Emek

A. Kemal Deveciler

Osman Özcan

 

Antalya

Balıkesir

Antalya

 

Ahmet Yılmazkaya

Ufuk Özkan

Abdurrezzak Erten

 

Gaziantep

Manisa

İzmir

 

Enver Öktem

Yakup Kepenek

Mehmet Kartal

 

İzmir

Ankara

Van

 

Nail Kamacı

Mustafa Gazalcı

 

 

Antalya

Denizli

 

 

GENEL GEREKÇE

Yerel yönetimlerde 657 sayılı Yasaya göre istihdam edilen Veteriner Hekimler, Veteriner Sağlık Teknikerleri ve Teknisyenleri Tarım Bakanlığında istihdam edilen meslektaşlarıyla aynı görev ve yetkilerde bulunmalarına karşın böyle bir ayrımın yapılmış olması nedeniyle fiili hizmet zammından yararlanamamaktadırlar.

Diğer yandan yeni yasalarla şehir merkezlerinde sokak hayvanları ile doğrudan mücadele etmek, mezbaha hizmetleri vermek, hayvanat bahçelerinde yaban hayatı ile ilgili çalışma yapmak zoonoz hastalıklara yakalanma riskini;Tarım Bakanlığı bünyesinde çalışan Hayvan Sağlığı hizmetleri çalışanlarına kıyasla daha fazla taşımaktadırlar.

Bu adaletsizliğin bir an önce düzeltilmesi yerel yönetimlerde özveriyle görev yapmakta olan meslek mensuplarının acil bir gereksinimidir.

MADDE GEREKÇELERİ

Madde 1.- Madde ile bugüne kadar mağdur durumda olan yerel yönetimlerde görev yapan Veteriner Hekim, Veteriner Sağlık Teknikeri ve Teknisyenlerinin yasa kapsamına alınması amaçlanmaktadır.

Madde 2.- Bu yasadan ilgili yerel yönetim çalışanlarının yararlanması amaçlanmaktadır.

Madde 3.- Maddede yasada adı geçen ifadelere yer verilmektedir.

Madde 4.- Madde ile 5434 sayılı Emekli Sandığı Yasasının 32 nci maddesine 1/6/1967 tarih ve 875 sayılı Yasa ile eklenen (g) bendinin “Tarım Bakanlığı Ziraî Mücadele ve Karantina Teşkilâtı ve Veteriner Teşkilâtında vazife gören memur ve hizmetliler ile Belediyelerde 657 sayılı yasaya göre istihdam edilen Veteriner Hekim, Veteriner Sağlık Tesnikeri ve Teknisyenlerinin fiili hizmet zammından yararlanmaları ve geçmişteki hizmetlerinin emeklilik sürelerine yansıtılması” şeklinde değiştirilmesi amaçlanmaktadır.

Madde 5.- Yürürlük maddesidir.

Madde 6.- Yürütme maddesidir.

 

 

BURDUR MİLLETVEKİLİ RAMAZAN KERİM ÖZKAN VE 13 MİLLETVEKİLİNİN TEKLİFİ (2/654)

5434 SAYILI EMEKLİ SANDIĞI YASASININ 32 NCİ MADDESİNE 1/6/1967 TARİH VE 875 SAYILI YASA İLE EKLENEN (G) BENDİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR

KANUN TEKLİFİ

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam, Tanımlar

Amaç

MADDE1.- 5434 sayılı Emekli Sandığının 32 nci maddesine 1/6/1967 tarih ve 875 sayılı Yasa ile eklenen (g) bendinde belirtildiği gibi fiili hizmet zammından yerel yönetimlerde istihdam edilen Veteriner Hekimler, Veteriner Sağlık Tekniker ve Teknisyenlerinin yararlanmasıdır.

Kapsam

MADDE2.- Bu yasadan yerel yönetimlerde çalışan Veteriner Hekim, Veteriner Sağlık Teknikerleri ve Teknisyenler yararlanır.

Tanımlar

MADDE3.- Bu yasada geçen;

Bakanlık: Tarım ve Köyişleri Bakanlığını

Yerel yönetim: 1580 ve 3030 sayılı Yasa ile kurulan belediyeleri

Kurum: Emekli Sandığını ifade eder.

İKİNCİBÖLÜM

Değişiklik

MADDE4.- 5434 sayılı Emekli Sandığı Yasasının 32 maddesine 1/6/1967 tarih ve 875 sayılı Yasa ile eklenen (g) bendinin:

“Tarım Bakanlığı Ziraî Mücadele ve Karantina Teşkilâtı ve Veteriner Teşkilâtında vazife gören memur ve hizmetliler ile Belediyelerde 657 sayılı Yasaya göre istihdam edilen Veteriner Hekim, Veteriner Sağlık Teknikeri ve Teknisyenleri fiili hizmet zammından yararlanır” şeklinde düzeltilmiştir.

Yukarıda belirtilen fıkra kapsamına giren iştirakçilerin fiili hizmetlerine eklenecek süre 5434 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra görevde bulunup da o zamandan bu yana yerel yönetimlerde bilfiil çalışmış olanların emeklilik işlerinde uygulanır.

ÜÇÜNCÜBÖLÜM

Yürürlük, Yürütme

Yürürlük

MADDE5.- Bu Yasa Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE6.- Bu Yasa hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.


Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu

Türkiye Büyük Millet Meclisi

Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler

              Komisyonu

Esas No.: 1/1008                20/6/2005

         Karar No.: 28

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca hazırlanarak, Bakanlar Kurulunca 4.4.2005 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulan "Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Tasarısı" 8.4.2005 tarihinde Esas Komisyon olarak Plan ve Bütçe Komisyonuna, Tali Komisyon olarak Adalet Komisyonu ile Komisyonumuza havale edilmiş ve Tasarıyı Komisyonumuz 10.5.2005 tarihli, 18 inci birleşiminde gündemine almıştır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ile Maliye, Sağlık, Adalet, İçişleri, Milli Savunma Bakanlıkları yetkilileri ve sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin katılımı ile, Tasarının görüşmelerine başlanmıştır.

Tasarı ile; uluslararası sistemlere de uygun olarak mevcut sistemin sorunları ve gerekse nüfus yapısında beklenen değişim göz önüne alınarak, tek bir emeklilik sistemi, tek bir sağlık sistemini içeren sosyal güvenlik reformu öngörülmektedir. Yeni emeklilik sigortası rejimi ile Devlet memurları, hizmet akdine göre çalışanları, tarım işlerinde çalışanları, kendi hesabına çalışanları kapsayan beş farklı emeklilik rejiminin hak ve yükümlülüklerinin eşit olacağı tek bir emeklilik rejimine dönüştürülmesi öngörülmekte, emeklilik yaşı, aylık bağlama oranı, aylıkların hesaplanması gibi konularda yeni düzenlemeler getirilmekte, yeni emeklilik rejiminde mevcut aktif sigortalıların; emekliliklerine hak edecekleri yaş, prim ödeme ve sigortalılık süresi aynen korunmakta, emeklilik aylıkları eski ve yeni sistemde geçirdikleri süreye bağlı olarak her iki sistemde hak edilen aylığın ağırlıklı ortalaması alınması şeklinde hesaplanmakta, yeni sisteme geçiş kademeli olarak gerçekleşmekte; genel sağlık sigortası ile sağlık hizmetlerinin finansmanının Türkiye'de yerleşik herkesi kapsayacak  şekilde eşit ve tek bir yapıya kavuşturulması öngörülmekte, sisteme üye olma ve belli oranda prim ödeme zorunluluğu öngörülmekte, prim ödeme gücü olmayan kişiler için ise primin Devlet tarafından ödenmesi ilkesi getirilmektedir.

Komisyonumuz, Tasarının tümü üzerindeki görüşmelerde tüm sivil toplum kuruluşlarını, sendika ve konfederasyonları çağırarak görüşlerini almıştır. Görüşmelerde;

-Türkiye'de sosyal güvenlik sisteminde reform yapılması gerektiği konusunda mutabakat olduğu, ancak müktesep hakların korunması hususuna dikkat edilmesi gerektiği, sosyal güvenlik reformunun mutlaka kayıt dışı ekonomiyle mücadeleyi ve adil bir vergi reformunu da kapsaması gerektiği, memurların haklarında geriye gidiş olduğu, Tasarıda sosyal yardımlara yönelik hükümlerin bulunmadığı,

-Genel Sağlık Sigortasının Türkiye'de uygulamaya geçirilecek olmasının memnuniyet verici olduğu, ancak finansal sürdürülebilirlik açısından sistemin iyi kurgulanması gerektiği, aile hekimliğinin sistem içinde ne şekilde yer alacağının Tasarıda belirtilmediği, koruyucu sağlık hizmetlerine öncelik verilmesinin önemli olduğu,

-Kurumsal yapıyla ilgili tek çatı altında birleştirmenin yerinde bulunduğu, ancak tasarıda buna da yer verilmediği, esasen reformun tüm kanunlarla birlikte kanunlaşmasının önem arz ettiği,

Fikirleri ileri sürülmüştür.

Hükümet adına toplantıya katılan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Murat BAŞESGİOĞLU; Tasarının getirmek istediği hedeflere yönelik Komisyonumuzu bilgilendirerek, reformun yoksulluğa karşı mücadelede önemli bir araç olduğunu, sosyal yardımlara ayrılan kaynakların yetersizliğine rağmen emeklilik sistemine 2005 yılı itibariyle 22 Trilyon YTL aktarılacak olmasının gelirin adil paylaşımı açısından doğru olmadığının en somut göstergesi olduğunu, getirilen reform ile emekliliğine hak kazanmış kişilerin müktesep haklarının korunduğu, ancak finansal açıdan sürdürülebilir bir emeklilik sisteminin kurulmasının yaşayan neslin, gelecek nesillere karşı borcu olduğunu, genel sağlık sigortası sistemi ile de ilk defa 38 yıldır bir çok hükümetin hedefleyerek başaramadığı, Tasarı ile kişiler arasında sağlıkta norm ve standart birliğinin sağlanacağını, bu Tasarıdan sonra ise Primsiz Ödemelere ilişkin Kanun Tasarısının ve mevcut sosyal güvenlik kurumlarını tek çatı altında birleştirecek Kurumsal yapıya ilişkin Tasarıların Meclise gönderileceğini bildirmiştir.

Tasarının tümü üzerinde yapılan görüşmelerden sonra maddelerine geçilmesi kabul edilmiş Komisyonumuz 2.6.2005 tarihli 21 nci birleşiminde konunun daha ayrıntılı bir şekilde ele alınarak olgunlaştırılması için gerekli düzenlemelerin yapılmasını sağlamak amacıyla bir alt komisyon kurulmasına karar vermiştir.

Alt Komisyon sivil toplum kuruluşları ve kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcilerinin de katıldığı kapsamlı çalışmalar yapmıştır. Alt Komisyonda yapılan çalışmalar sonucunda Tasarının;

-1 inci maddesi; kanun tekniğine uygunluğunun sağlanması ve ifadelerin sadeleştirilmesi  amacıyla "kısa ve uzun vadeli" ibaresi çıkarılarak yerine "sosyal" ibaresinin eklenmesi, "sosyal sigorta riskleri karşısında", "kollarından", "sosyal sigorta" ibarelerini çıkarılması, "genel sağlık sigortasının" ibaresinin eklenmesi ve maddenin tümünün yapılan değişiklikler doğrultusunda redaksiyona tabi tutulması suretiyle, 1 inci madde olarak,

-2 nci maddesi; 1 nci  maddede yapılan değişiklik doğrultusunda "kısa ve uzun vadeli" ibaresinin çıkarılması, hastaneler, okullar, banka benzeri tüzel kişiliği olan kurumların tüzel kişiliği olmayan şubelerini kapsayacak ve 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri de dikkate alınarak "tüzel kişiliği olmayan diğer kurum ve kuruluşları" ibaresinin eklenmesi suretiyle, 2 nci madde olarak,

-3 üncü maddesi; (b) bendinden sonra gelmek üzere, "Sosyal sigortalar" ibaresi kısa ve uzun vadeli sigortaları birlikte ifade etmek üzere "Sosyal sigortalar: Kısa ve uzun vadeli sigorta kollarını" şeklinde eklenmek; "Genel sağlık sigortası" ibaresi kişilerin sağlığının korunmasını, sağlık riski ile karşılaştıklarında sağlık harcamalarının karşılanmasını sağlayacağını ifade edecek şekilde yeniden düzenlenmek; "Genel sağlık sigortalısı" tanımı bu Kanunda geçen sigortalı ve isteğe bağlı sigortalı tanımlarıyla çakışmayacak şekilde yeniden tanımlanmak; "Bakmakla yükümlü olduğu kişi" ibaresi genel sağlık sigortalısının bu Kanuna göre sigortalı veya isteğe bağlı sigortalı olması gerekmeyen, sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış eşi ve çocuklarını kapsayacağı vurgusu ön plana alınarak yeniden düzenlenmek; "Hizmet akdi" ibaresi ile hem Borçlar Kanununda tanımlanan hizmet akdinin, hem de yürürlükte bulunan çeşitli iş kanunlarında tanımlanan iş sözleşmesini, iş akdinin anlaşılacağı belirtilmek suretiyle yeniden tanımlanmak; "Ücret" ibaresi kamu ya da özel sektörde bir işverene tabi olarak çalışanların, çalışmalarının karşılığında kendilerine ödenen ve süreklilik gösteren ve para ile ödenen tutarları kapsayacak şekilde yeniden tanımlanmak; "Takvim ayı", "Takvim yılı" ibarelerinden Takvim kısmı çıkartılmış, Ay ibaresinin ücretleri her ayın 15'inde ödenen sigortalılar için ayın 15'inden ertesi ayın 15'ine kadar geçen süreyi içerdiği şeklinde düzeltme yapılmak; "Aylık" ibaresi ile malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasından yapılan sürekli ödemenin kastedildiği ifade edecek şekilde yeniden tanımlanmak; "Tarımsal faaliyet" ibaresinden işlenip değerlendirilmesi ifadesi çıkartılmış, Kanunun çeşitli maddelerinde kullanılan "Peşin sermaye değeri" ifadesi açıklanmak; sigortalıların geçmiş dönemlerdeki kazançlarının güncellenmesinde kullanılacak "Güncelleme katsayısı ile neyin ifade edilmek istendiği tanımlanmış, "Süreksiz iş", "Net asgari ücret" Haftalık çalışma süreleri", " Geçici iş göremezlik ödeneği", "Sosyal güvenlik sözleşmeleri" ibareleri ayrıca tanımlanmalarına ihtiyaç olmadığı düşünülerek tanımlar arasından çıkartılmak suretiyle ve 3 üncü madde olarak;

-4 üncü maddesi; sigortalı sayılanların kimler olduğunun daha iyi anlaşılmasını sağlayacak şekilde redaksiyona tabi tutularak;  (b) bendinin (a) alt bendinde yer alan "Esnaf ve sanatkarlar" ibaresi çıkartılmak; kamu idarelerinde kadrolu çalışanların yanı sıra pozisyonlarda sürekli çalışanlar da eklenmek; (a), (b) veya (c) bentlerinde sayılmayan ancak görevi veya yaptığı iş nedeniyle bu bentlerden biri kapsamında değerlendirilecek kişileri daha net ifade edebilmek üzere, maddenin ikinci ve üçüncü fıkraları bentler şeklinde yeniden düzenlenmek; mütekabiliyet esasına dayalı olarak ikili sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülke uyruğunda olanlar dışındaki yabancılardan hizmet akdiyle çalışanların birinci fıkranın (a) bendine göre sigortalı sayılacakları, kamu idarelerinde kadrolu olarak çalışmaktayken memur sendikalarının veya konfederasyonlarının yönetim  kurullarında görev alanların kamu idarelerinde sürekli kadro veya pozisyonlarda çalışanlar gibi değerlendirilmek suretiyle 4 üncü madde olarak,

-5 inci maddesi; madde başlığı " Bazı sigorta kollarının uygulanacağı sigortalılar" şeklinde değiştirilmek; ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesindeki tesis ve atölye gibi ünitelerde çalıştırılan hükümlü ve tutuklular ile Mesleki Eğitim Kanununda belirtilen aday çırak, çırak ve işletmelerde beceri eğitimi gören öğrencilerin durumlarına uygun şekilde yalnızca iş kazası ve meslek hastalığı sigortası bakımından sigortalı sayılacaklarını açıkça maddede belirtmek; ikili sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülkeler dışındaki ülkelerin uyruğunda olan ve Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda görevlendirilen yabancı uyruklu öğretmenler kısmi sigorta kapsamından çıkartılarak, mesleğine bakılmaksızın istisnalar dışındaki yabancıların zorunlu sigortalı olmaları sağlanmak suretiyle 5 inci madde olarak;

-6 ncı maddesi; (h) bendindeki " 18 yaşını doldurmamış olanlar" ifadesi, hizmet akdi ile çalışan sigortalıların haklarını korumak üzere bunları kapsamayacak şekilde yeniden düzenlenmek suretiyle 6 ncı madde olarak,

-7 inci maddesi ; sigortalılığın başlangıcı farklı sigorta çalışma ilişkilerine dayalı olanlar için ayrı ayrı bentler halinde düzenlenmek;, 4 üncü maddenin (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlardan beceri eğitimine veya zorunlu staja tabi olanlar için  beceri eğitimine veya staja başladıkları tarihten, (c) bendi kapsamında sayılan Harp Okulları ile fakülte veya yüksek okullarda Türk Silahlı Kuvvetleri  hesabına okuyan öğrencilerin okullarında eğitime başladıkları tarihten itibaren sigortalılıklarının başlayacakları daha açık bir şekilde belirtilmek suretiyle 7 nci madde olarak,

-8 inci maddesi; sigortalı gruplarına göre sigortalı bildiriminin ve tescilinin nasıl yapılacağının daha rahat anlaşılmasını sağlayacak şekilde, bentler halinde düzenlenmek; sigortalıların tescil ve diğer işlemlerinde T.C. Kimlik Numarasının kullanılacağına dair cümle bu maddeden çıkartılarak, kapsamı genişletilerek, bu kanunun 92 nci maddesinde düzenlenmek suretiyle 8 inci madde olarak,

-9 uncu maddesi ; sigortalılığın sona erme halleri arasında, ücretsiz izinli olması, greve iştirak etme veya işverenin lokavt yapması hallerinde, sigortalılık süresinin bu hallerin sona ermesini takip eden onuncu günden başlanarak sona ereceğinin tasarıda açık bir şekilde yer almasını sağlamak suretiyle 9 uncu madde olarak,

-10 uncu maddesi ; ikinci fıkra olarak sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelere bu ülkelerde iş almış işverenlerce götürülen Türk işçilerinin sosyal güvenlik haklarından yararlanmalarını sağlamak üzere, geçici görevle yurtdışına gönderilmiş sayılacakları hususu eklenmek ve bu surette yurt dışında görevli vatandaşlarımıza kendi rızaları ile sosyal güvenliklerini bulundukları ülke şartlarında ulaşmalarını sağlamak suretiyle ve 10 uncu madde olarak,

-11 inci maddesi ; ikinci ve üçüncü fıkralar tek fıkrada birleştirilmek, beşinci ve altıncı fıkralar maddenin anlam bütünlüğünü kuvvetlendirmek amacıyla yer değiştirilmek suretiyle ve 11 nci madde olarak,

-12 nci maddesi; madde başlığına "alt işveren" ibaresi de eklenmek, üçüncü fıkra olarak 4 üncü maddenin ikinci fıkrasının (a) ve üçüncü fıkrasına tabi olanların işveren yükümlülüklerinin kimler tarafından yerine getirileceğini belirtilmek, son fıkraya ise 13 üncü maddede "Aracı" başlığıyla yer alan hüküm, İş Kanununa paralel olarak "alt işveren" şeklinde değiştirilmek ve 12 nci madde olarak;

-13 üncü maddesi; "Aracı" başlığıyla düzenlenmiş hükmün, "alt işveren" şeklinde 12 nci maddeye son fıkra olarak eklenmek, buna bağlı olarak madde numaralarının teselsül ettirilmesi suretiyle, tasarıdan çıkarılarak,

-14 üncü maddesi ; (d) bendindeki " Emzikli kadın" ibaresi, "Emziren kadın" şeklinde değiştirilmek; (e) bendi kapsamında sigortalıların zorunlu haller nedeniyle mutad güzergah dışında işe gidiş geliş sırasında meydana gelen hallerde iş kazası sayılmak; iş kazasının bildirimi, sigortalı gruplarına göre ayrı ayrı bentlerde düzenlenmek, maddeye son fıkra olarak, iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin şekli ve verilme usulünün yönetmelikle düzenleneceği belirtilmek suretiyle ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 13 üncü madde olarak,

-15 inci maddesi; meslek hastalığı halinde yardımlardan yararlanmak için gerekli koşullar daha iyi anlaşılmalarını sağlamak üzere ikinci fıkrada bentler halinde düzenlenmek; bildirimin şekli hususu da  dördüncü fıkrada bentlere ayrılmak suretiyle düzenlenmek ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 14 üncü madde olarak,

-16 ncı maddesi; Tasarıdaki şekliyle aynen ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 15 inci madde olarak,

-17 nci maddesi; madde başlığındaki "yardımlar" ibaresi, sigortalılara sağlanan imkanlar ödenen primlerin karşılığında sağlanan bir hak olduğundan bu durumu belirtmek üzere "haklar" şeklinde değiştirilerek; madde metni içinde yer alan yardım ibareleri de bu bakış açısı çerçevesinde yardım yerine ödenek şeklinde nitelenerek; iş kazası ve meslek hastalığı halleri, hastalık ve analık hali ile doğum halinde hangi hakların alınacağı ayrı ayrı düzenlenerek; birleştirme ve teselsül nedeniyle 16ncı  madde olarak,

-18 inci maddesi ; Tasarının dördüncü fıkrasının (a) bendi iki bent halinde yeniden düzenlenmek; ödenek ve gelire esas kazançların  nasıl tespit edileceği daha rahat anlaşılmasını sağlamak amacıyla redaksiyona tabi tutulmak suretiyle birleştirme ve teselsül nedeniyle 17 nci madde olarak,

-19 uncu maddesi ; (b) bendi içine 5 inci madde kapsamındaki sigortalılar da dahil edilmek; üçüncü fıkraya geçici iş göremezlik ödeneklerinin sigortalının net ücretini geçemeyeceği hususu eklenmek ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 18 nci madde olarak,

-20 nci maddesi; madde başlığı "Sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanma, hesaplanması, başlangıcı ve birden çok iş kazası ve meslek hastalığı hali" şeklinde değiştirilerek; bir biriyle ilgili olan düzenlemeler aynı maddeye taşınmak suretiyle getirilen düzenlemelerin daha kolay anlaşılabilmesini sağlamak, hükümlerin bir birleriyle bağlantılarını daha iyi kurgulamak amacıyla Tasarının 21 inci maddesi tek fıkra haline getirilerek, dördüncü fıkra olarak maddeye eklenmek; kamu görevlilerinden sürekli iş göremezliği nedeniyle görevlerine son verilenlerin ne şekilde sürekli iş göremezlik verileceği, bu durumda olanların malullük veya yaşlılık aylığına hak kazanmaları halinde süreli iş göremezlik derecelerine göre gelir bağlanacağı hususu beşinci fıkra olara düzenlenmek; Tasarının 22 nci maddesinin bu maddeye sekizinci ve dokuzuncu fıkra olarak, 23 üncü maddesi ise onuncu fıkra olarak birleştirilmek suretiyle ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 19 uncu madde olarak,

-21 inci maddesi; tek fıkra haline getirilerek, 19 uncu maddeye dördüncü fıkra olarak eklenmek suretiyle ve Tasarıdan çıkarılarak ve madde numaraları teselsül ettirilerek,

-22 nci maddesi; 19 uncu maddeye sekizinci ve dokuzuncu fıkra olarak eklenmek suretiyle ve Tasarıdan çıkarılarak ve madde numaraları teselsül ettirilerek,

-23 üncü maddesi; 19 uncu maddeye onuncu fıkra olarak eklenmek suretiyle ve Tasarıdan çıkarılarak ve madde numaraları teselsül ettirilerek,

-24 üncü maddesi; üçüncü fıkrasına iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü % 50 oranının altında yitiren sigortalıların iş kazası veya meslek hastalığına bağlı olmayan bir nedenle ölümü halinde hak sahiplerine sigortalının almakta olduğu sürekli iş göremezlik ödeneğinin gelir olarak bağlanması amaçlanarak bu kişilerin mağduriyeti ortadan kaldırılmak; Tasarının 25 inci maddesi bütünlüğü sağlamak üzere bu maddeye beşinci fıkra olarak eklenmek suretiyle ve Tasarıdan çıkarılarak ve madde numaraları teselsül nedeniyle 20 nci madde olarak,

-25 inci maddesi; bütünlüğü sağlamak üzere 24 üncü maddeye beşinci fıkra olarak eklenmek suretiyle ve Tasarıdan çıkarılarak ve madde numaraları teselsül ettirilerek,

-26 ncı maddesi; madde başlığı "İş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin ve üçüncü kişilerin sorumluluğu" şeklinde değiştirilerek; madde hükümleri aynen korunarak uygulama kolaylığı sağlamak üzere 27 inci madde hükümleri aynen dördüncü ve beşinci fıkralar olarak bu maddeye taşınmak; birleştirme ve teselsül nedeniyle 21 inci madde olarak,

-27 nci maddesi; 21 inci maddeye dördüncü ve beşinci fıkralar olarak taşınmak suretiyle ve birleştirme ve teselsül nedeniyle Tasarıdan çıkarılarak,

-28 inci maddesi; daha kolay anlaşılacak şekilde madde bentleri yeniden düzenlenmek; sigortalının  kendisinden kaynaklanan sebeplerle tedavi süresinin uzaması veya iş göremezliğinin artması durumunda uygulanacak müeyyideler azaltılmak suretiyle ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 22 nci madde olarak,

-29 uncu maddesi; madde kapsamında gelir kaybı riski karşılandığı ve sağlık yardımları, genel sağlık sigortası kapsamında verileceğinden, birinci fıkra sonundaki "sağlık hizmetleri" ibaresi çıkartılmak; üçüncü fıkra bu Kanunun dördüncü maddesi birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olanların bildirimde bulunmamaları halinde bu sürede meydana gelen sigorta risklerinde kendilerine gelir veya ödenek verilmeyeceği belirtilmek; birleştirme ve teselsül nedeniyle 23 üncü madde olarak,

-30 uncu maddesi; aynen kabul edilmek suretiyle ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 24 üncü madde olarak,

-31 inci maddesi; birinci ve ikinci fıkralarda geçen "çalışma gücünün en az üçte ikisini yitirdiği" ibaresi, meslekte kazanma gücü kayıp oranının oran olarak ifade edilmesi, aynı oranlar esas alınarak belirlenmesinin uygulamayı da kolaylaştıracağı düşünülerek "çalışma gücünün % 60'ını" şeklinde değiştirilmek suretiyle ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 25 inci madde olarak,

-32 nci maddesi; madde başlığı "Malullük sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları" şeklinde değiştirilmek ve 32 nci maddenin birinci fıkrası olarak birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak ve birleştirme ve teselsüle tabi tutularak,

-33 üncü maddesi; malullük için aranan 3600 gün prim ödeme şartının yerine getirilmesindeki zorluklar ve hak mağduriyetine neden olabileceği dikkate alınarak (b) bendinde on yıldan beri sigortalı olanların 1800 gün prim bildirilmiş olması halinde malullük sigortasından yararlanabilmelerine imkan verecek şekilde hüküm eklenmek suretiyle ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 26 ncı madde olarak,

-34 üncü maddesi;  madde başlığı "Malullük aylığının hesaplanması, başlangıcı, kesilmesi ve yeniden bağlanması" şeklinde değiştirilmek; madde gereğince bağlanacak malullük aylığının tutarının bir önceki yılın en düşük yaşlılık aylığından az olamayacağı belirtilmek suretiyle asgari bir tutar garanti edilecek şekilde maddeye ikinci fıkra olarak eklenmek suretiyle birleştirme ve teselsül nedeniyle 27 nci madde olarak,

-35 inci maddesi; aynen, 34 üncü maddeye üçüncü ve dördüncü fıkra olarak birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılmak ve birleştirme ve teselsüle tabi tutularak,

-36 ncı maddesi; aynen, 34 üncü maddeyle birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak ve birleştirme ve teselsüle tabi tutularak,

-37 nci maddesi; 28 inci maddenin birinci fıkrası olarak düzenlenmiş, madde başlığı "Yaşlılık sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları" olarak değiştirilmiştir.

-38 inci maddesi; üçüncü fıkrasındaki "4000" gün ibaresi, tam yılı ifade etmek üzere "3960" gün olarak değiştirilmek, dördüncü fıkrasındaki "sakatlığının" ibaresi, bu gibi hallerin sigortalıların çalışma gücünün kaybına neden olduğu hem de uygulamada birliği sağlamak amacıyla "çalışma gücündeki kayıp oranı" şeklinde değiştirilmek; sigortalıların daha düşük oranlardaki çalışma gücü kaybı halinde de yaşlılık sigortasından yararlanabilmelerini sağlamak üzere, oranların üst sınırı % 65' den 59'a, alt sınırı ise % 45'den 40'a indirilmek; 50 yaşını dolduran sigortalıların erken yaşlanmaları halinde yaşlılık aylığından yararlanabilmeleri sağlanmak; Tasarının sadeleştirilmesi amacıyla 38 inci maddeyle birleştirilmek ve teselsüle tabi tutularak,

-39 uncu maddesi; üçüncü fıkranın ikinci satırında yer alan " 31.12.2016 tarihine kadar" ibaresi anlam farklılığına neden olmamak için "2015 yılı sonuna kadar" şeklinde değiştirilmek; dördüncü fıkrasında bağlanan aylıkların Ocak ve Temmuz dönemlerine göre gelir ve aylıklara uygulanan artış oranları kadar artırılacağı şeklinde düzenlenmek suretiyle ve birleştirilmek ve teselsül nedeniyle 29 uncu madde olarak,

-40 ıncı maddesi; madde başlığı "Yaşlılık aylığının başlangıcı, kesilmesi veya sosyal güvenlik destek primi ödenmesi" şeklinde değiştirilerek; 41 maddeye birinci ve ikinci fıkra olarak birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak ve birleştirilmek ve teselsüle tabi tutularak,

-41 inci maddesi;  aynen ve birleştirilmek ve teselsül nedeniyle 30 uncu madde olarak,

-42 nci maddesi ; madde başlığı yaşlılık sigortasından verildiğini belirginleştirmek amacıyla "Yaşlılık toptan ödemesi ve ihya" şeklinde değiştirilerek ve madde hükümleri aynen, birleştirme ve teselsül nedeniyle 31 inci madde olarak,

-43 üncü maddesi; maddenin 44 üncü maddeyle birleştirilmesi suretiyle Tasarıdan çıkarılarak ve madde numaraları teselsüle tabi tutularak,

-44 üncü maddesi ; birleştirme nedeniyle ve madde başlığı ölüm sigortası kolundan sağlanan haklar olduğunun vurgulanması amacıyla "Ölüm sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları şeklinde değiştirilmek; (a) bendinin beş yıldan beri sigortalı olup toplam 900 gün prim ödemiş olan sigortalıların ölümü halinde hak sahiplerine aylık bağlanması imkanı getirilmek amacıyla değiştirilmek suretiyle ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 32 nci madde olarak,

-45 inci maddesi; (c) bendinde 44 üncü maddede yapılan düzenlemeye paralel olarak toplam 900 gün prim ödemiş durumdayken ölen sigortalının hak sahiplerine de 9000 gün üzerinden hesaplanarak ölüm aylığı bağlanması imkanı getirilmek; ikinci fıkra ise bu düzenleme çerçevesinde madde metninden çıkartılmak suretiyle ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 33 üncü madde olarak,

-46 ncı maddesi ; (b) bendindeki "çalışamayacak durumda malul bulunan çocukların" ibaresi, "çalışma gücünü en az % 60 oranında yitiren malul durumdaki çocukları" ibaresi ile değiştirilmek; çalışma gücü kaybıyla ilgili diğer maddelerle uyumlu hale getirilmek; ana ve babadan 65 yaşın üzerinde olup, çalışmayan veya gelir veya aylık almayanlara, diğer hak sahiplerinden artan hisse bulunup bulunmadığına bakılmaksızın aylık bağlanmasını sağlamak amacıyla değiştirilmek suretiyle ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 34 üncü madde olarak,

-47 nci maddesi; 48 inci madde ile birleştirilerek ve aynen, birleştirme ve teselsül nedeniyle Tasarıdan çıkarılmak ve teselsüle tabi tutulmak suretiyle,

-48 inci maddesi ; birleştirme nedeniyle madde başlığı "Hak sahiplerinin aylıklarının başlangıcı, kesilmesi ve yeniden bağlanması" şeklinde değiştirilmek; üçüncü fıkradaki "çalışamayacak durumda malul olanlara" ibaresi, "çalışma gücünü en az % 60 oranında kaybederek malul olduğu anlaşılanlara" şeklinde değiştirilmek suretiyle ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 35 inci madde olarak,

-49 uncu maddesi ; madde başlığı hakkın ölüme bağlı olduğunun vurgulanması amacıyla "Ölüme bağlı toptan ödeme ve ihya" şeklinde değiştirilmek ve aynen; birleştirme ve teselsül nedeniyle 36 ncı madde olarak,

-50 nci maddesi ; madde başlığı birleştirme nedeniyle "Evlenme ve cenaze ödeneği" şeklinde değiştirilmek; madde içerisinde geçen "evlenme yardımı" ibaresi "evlenme ödeneği" şeklinde değiştirilmek;  birinci ve ikinci fıkralar birleştirilmek suretiyle aynen ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 37 nci madde olarak,

-51 inci maddesi ; 50 nci maddeyle birleştirilmek suretiyle aynen ve Tasarıdan çıkarılmak suretiyle, birleştirme ve teselsüle tabi tutularak,

-52 nci maddesi ; aynen, birleştirme ve teselsül nedeniyle 38 inci madde olarak,

-53 üncü maddesi ; aynen, birleştirme ve teselsül nedeniyle 39 uncu madde olarak,

-54 üncü maddesi ; Maddenin tümü sadeleştirmek amacıyla redaksiyona tabi tutulmak; cetvelin (5) numaralı bendinin kapsamdaki işyeri sütunundaki " Hastane, sağlık tesisi ve laboratuarlar " ibaresi, "Röntgen, radyum ve benzeri iyonizan radyasyon laboratuarları işlerinde." İbaresiyle, eklenecek gün sayısı sütunundaki " 120 gün" ibaresi "90 gün" olarak değiştirilmek; (6) numaralı bentteki "İnfaz koruma memurları, baş memurları ve diğer personel (10) numaralı bende alınarak "Ceza ve tutukevlerinde" ibaresi "Ceza ve tutukevlerinde bilfiil hükümlü ve tutuklularla irtibat içinde olan görevliler" şeklinde değiştirilmek; (7) numaralı bentteki "Pilot, hostes ve diğer uçuş görevlileri ile gemi, uzun yol otobüs kaptan ve yardımcıları ile bunların seferlerinde çalışan diğer personel" ibaresi, "Hava yollarının uçucu personeli, lokomotif makinistleri" şeklinde değiştirilmek; "Hava, deniz ve kara yolları ulaşım firmaları" ibaresi, "Fiilen uçakta ve lokomotifte" şeklinde ( 6) numaralı bent olarak değiştirilmek; (8) numaralı bent (7) olarak değiştirilmek; (9) numaralı bent (8) olarak değiştirilmek; (11) numaralı bent olarak PTT dağıtıcıları eklenmek amacıyla "11) PTT dağıtıcıları; Posta dağıtımı işyerlerinde yaya olarak yapılan işlerde;  90 gün" olarak eklenmek suretiyle ve  birleştirme ve teselsül nedeniyle 40 ıncı madde olarak,

-55 inci maddesi; aynen ve 54 üncü maddeye son fıkra olarak birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak ve teselsüle tabi tutularak,

-56 ncı maddesi; (b) bendinin kısmi çalışanların borçlanmaya dahi gerek olmadan isteğe bağlı olarak primlerini zamanında ödeyebilmelerini sağlamak amacıyla tasarıdan çıkarılmak; (l) bendi kapsamındaki durumların zorunlu sigorta kapsamına alınması gerektiği düşünülerek maddeden çıkartılmak; bu bentle bağlantılı olan ikinci fıkranın da uygulama imkanı kalmayacağından Tasarıdan çıkarılarak ve maddenin tümünün redaksiyona tabi tutulması suretiyle ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 41 inci madde olarak,

-57 nci maddesi; madde başlığı birleştirme nedeniyle "Yurt dışı hizmet borçlanmasına ait süreler ve yurtdışında ödenen primlerin iadesi" şeklinde değiştirilmek; borçlanma tutarının, normal sigortalılar ile nimet külfet dengesi bakımından haksızlığa sebebiyet vermemesi amacıyla borçlanılacak her bir gün için tahakkuk ettirilecek borç tutarının  başvuru tarihindeki prime esas asgari ve azami günlük kazanç arasında seçilecek günlük kazancın % 32'si olarak değiştirilmek; yapılan düzenlemeler çerçevesinde üçüncü fıkranın redaksiyon sonucu maddeden çıkartılmak; dördüncü, beşinci, altıncı ve yedinci fıkralar tek fıkra haline getirilerek ikinci ve üçüncü fıkralar olarak düzenlenmek; onuncu fıkranın maddeden çıkartılmak suretiyle, birleştirme ve teselsül nedeniyle 42 nci olarak,

-58 inci maddesi ; aynen ve 57 nci maddeye yedinci fıkra olarak eklenmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak ve madde numarası teselsüle tabi tutularak,

-59 uncu maddesi; madde başlığı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının da maddeye eklenmesi nedeniyle "Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Başbakanlık görevinde bulunanların aylıkları" şeklinde değiştirilmek; maddeye üçüncü fıkra olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına Cumhurbaşkanına ödenmekte olan aylık ödeneğin % 40'ı esas alınarak Cumhurbaşkanına bağlanacak  yaşlılık aylığının % 75'i  oranında  yaşlılık aylığı bağlanması yönünde düzenleme eklenmek; diğer fıkralarda da bu hükme uygun olarak düzenleme yapılmak amacıyla redaksiyona tabi tutulmak suretiyle ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 43 üncü madde olarak,

-60 ıncı maddesi; (a) bendinde yer alan "onbeş fiili hizmet süresi" ibaresi bu süre güne çevrilerek 5400 gün olarak düzenlenmek; (b) bendi ifade bakımından düzenleme yapılarak "özel kanunları gereğince kadrosuzluk nedeniyle emekliye sevk edilenlere yaş şartı aranmaksızın, prim ödeme gün sayısı 9000 gün olması halinde" şeklinde değiştirilmek; (c) bendi ise ikinci fıkra olarak düzenlenmek suretiyle ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 44 üncü madde olarak,

-61 inci maddesi; madde başlığı maddeyi daha doğru ifade etmesini sağlamak amacıyla "Kanunları gereğince görevden uzaklaştırılanlar, tutuklananlar veya görevine son verilenlerin sigortalılıkları ve primleri" şeklinde düzenlenmek; madde metninde ikinci bentte yer alan "emsali kadronun" ibaresinin önüne  "kendi kadrosunun"  ibaresi eklenmek suretiyle ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 45 inci madde olarak,

-62 nci maddesi; madde başlığı madde başlığı maddeyi daha doğru ifade etmesini sağlamak amacıyla "Bazı kamu görevlilerinin prime esas kazançları ve kamu görevlilerinin prime esas kazanç üst sınırı" olarak düzenlenmek; son fıkrasına yurtdışındaki şartlar nedeniyle artan masrafını karşılamaya yönelik verilen hakların yurt içindeki emsali kadrolarla eşitsizliğe neden olmaması amacıyla "yurtdışında geçici ya da sürekli göreve gönderilen kişilerin prime esas kazançları, Türkiye'deki emsali kadrodaki sigortalının prime esas kazancını geçemez." ibaresi eklenmek; maddeye son fıkra olarak kamu görevlilerinin prime esas kazançlarından bazılarına sınır getirilmesi gerekebileceğinden Bakanlar Kuruluna yetki verene bir düzenleme getirilmek suretiyle ve 46 ncı madde olarak,

-63 üncü maddesi; Tasarıda iptal edilmeyerek 5434 sayılı Kanunda bırakılan harp malullüğüne ilişkin hükümlerin Tasarıya taşınması amacıyla madde başlığı "Harp malûllüğü ve harp malullerine verilecek malûllük zammının karşılığı" şeklinde değiştirilmek; harp malullüğü kavramı korunmakla birlikte Tasarının diğer hükümlerine ve tekniğine uygun olarak harp malullüğü aylığı ise sürekli iş göremezlik ödeneğine dönüştürülmek, kişilerin haklarında herhangi bir kısıtlamaya gitmeksizin yeniden düzenlenmesi suretiyle ve birleştirme ve teselsül sonucu 47 nci madde olarak,

-64 üncü maddesi; madde ikinci fıkrasına maddede bulunan boşluğu doldurmak amacıyla "Özel kanun hükümleri hariç olmak üzere yetkili makamın emekliye sevk onayı, talep tarihinden itibaren bir ayı geçemez."  ibaresi eklenmek ve diğer hükümleri aynen, birleştirme ve teselsül sonucu 48 inci madde olarak,

-65 inci maddesi; madde başlığı birleştirmeler nedeniyle  "İtibarî hizmet süreleri, etkisi ve itibari hizmet süresi primi" şeklinde değiştirilmek; (b) bendinde yer alan "Kanunları gereğince aylıkları ödenmek suretiyle, kurumları ile ilgileri kesilmeyerek" ibaresi  kanun tekniği ve ifade bakımından "4 üncü madde gereği sigortalı sayılanlardan" şeklinde değiştirilmek suretiyle, birleştirme ve teselsül sonucu 49 uncu madde olarak,

-66 ncı maddesi; aynen ve 65 inci maddeyle birleştirmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,

-67 inci maddesi; aynen ve 65 inci maddeyle birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,

-68 inci maddesi; önceki maddelerde yapılan düzenlemeye paralel olarak Kamu görevlilerinin iş göremezlik gelirleri ile malûllük aylıkları ayrıca düzenlemeye gerek kalmadığından Tasarıdan çıkarılmak ve madde numaraları teselsül ettirilmek suretiyle,

-69 uncu maddesi;  Tasarının yedinci bölümünde düzenlenen isteğe bağlı sigortalının, esnek çalışma sonucu kişilerin prim ödeme gün sayılarında meydana gelecek boşluğu isteğe bağlı sigorta ile karşılamalarına imkan getirilmek amacıyla yeniden düzenlenmek; bu amaçla madde başlığı "İsteğe bağlı sigorta ve şartları" olarak değiştirilmek, maddenin (a) fıkrasına "ay içerisinde 30 günden az çalışmak veya son bir yıl içinde 360 günden az çalışmak ya da tam gün çalışmamak" ibaresi eklenmiş ve bu bent de yer alan "kendi çalışmaları nedeniyle aylık bağlanmamış olmak"  ibaresi ayrı bir bent olarak düzenlenmek suretiyle ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 50 nci madde olarak,

-70 inci maddesi; Tasarının 69 uncu maddesi ile birleştirilmesi nedeniyle Tasarıdan çıkarılmak ve madde numaralarını teselsüle tabi tutarak,

-71 inci maddesi; birleştirmeler nedeniyle yeniden düzenlenmek ve redaksiyona tabi tutulmak suretiyle ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 51 nci madde olarak,

-72 nci maddesi; birleştirmeler nedeniyle yeniden düzenlenmek ve redaksiyona tabi tutulmak suretiyle ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 52 nci madde olarak,

-73 üncü maddesi; birleştirmeler nedeniyle yeniden düzenlenmek ve 71 inci madde ile birleştirilmek suretiyle ve  Tasarıdan çıkarılarak, teselsüle tabi tutulmak suretiyle,

74 üncü maddesi; birleştirmeler nedeniyle yeniden düzenlenmek ve 71 inci madde ile birleştirilmek suretiyle ve  Tasarıdan çıkarılarak, teselsüle tabi tutulmak suretiyle,

-75 inci maddesi; madde metninde yer alan (a) ve (b) bentleri "4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde belirtilen sigortalılık hallerine ait prime esas kazanç tavanlarını ayrı ayrı aşmamak üzere, sigortalının prime esas kazançları toplanır. Sigorta hakları ise toplam prime esas kazanç üzerinden verilir." şeklinde düzenlemek  suretiyle ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 53 üncü  madde olarak,

-76 ncı maddesi; madde metninde (a) bendi "Uzun vadeli sigorta kollarından" (b) bendinin adı ise "Kısa vadeli sigorta kollarından" şeklinde değiştirilmiş ve maddede kız çocuklarına hem eşinden hem de babasından gelir ve aylığa hak kazanması durumunda tercih hakkı tanınmak suretiyle ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 54 üncü  madde olarak,

-77 nci maddesi; "Gelir ve aylıkların düzeltilmesi, yükseltilmesi, ödenmesi ve yoklama işlemleri" şeklinde düzenlenmek; madde metnine dördüncü fıkra olarak "Gelir ve aylık alma şartlarının devam edip etmediğine yönelik yoklama işlemlerine ilişkin usul ve esasları ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelik ile düzenlenir." ibaresi eklenmek; birleştirme ve teselsül nedeniyle 55 inci madde olarak,

-78 inci maddesi; aynen ve 77 inci madde ile birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak ve madde numaraları teselsül ettirilerek,

-79 uncu maddesi; aynen ve 77 inci madde ile birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak ve madde numaraları teselsül ettirilerek,

-80 inci maddesi; madde metninde (a) ve (b) bentlerine "kesinleşmiş yargı kararı üzerine" ibaresi eklenmek; (d) bendi madde metninden çıkartılmak; maddeye son fıkra olarak "Ölüm geliri veya aylığı bağlanması için eşinden boşandığı belirlenen eş ve çocuklara, bağlanmış olan gelir ve aylıklar kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar 96 ncı madde hükümlerine göre geri alınır" ibaresi eklenmek suretiyle ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 56 ncı  madde olarak,

-81 inci maddesi; maddeye dördüncü fıkra olarak "Sigortalıların 18 yaşından sonra yapılan yaş düzeltmeleri ile hak sahiplerinin gelir veya aylığa hak kazandığı tarihten geriye doğru 1 yıl içinde yapılan yaş düzeltmeleri, bu Kanunun uygulanmasında dikkate alınmaz." ibaresi eklenmek, birleştirme ve teselsül nedeniyle 57 nci  madde olarak,

-82 nci maddesi; Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun oluşumunda katılımcıların branşının belirlenmesi terk edilerek yeni kurumsal katılımlar sağlanmak; kurul üyelerinin toplantı ücreti yeniden düzenlenmek suretiyle ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 58 inci  madde olarak,

-83 üçüncü maddesi; madde başlığı daha iyi ifade edilmesi bakımından "kurumun denetleme ve kontrol yetkisi" olarak değiştirilmek; ihaleli işler ile özel bina inşaatı işyerleri işverenlerine, Kuruma prim borçlarının bulunmadığını gösteren ilişiksizlik belgesinin verilmesinde, yeminli malî müşavirler tarafından verilecek uygunluk belgesinin esas alınacağı yönünde düzenleme yapılmak suretiyle ve birleştirme ve teselsül nedeniyle 59 uncu  madde olarak,

-84 üncü  maddesi; birinci fıkrasında, Tasarının 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendine tabi hizmet akdi ile çalışanları ve (b) bendine tabi olarak bağımsız çalışanlara yapılan atıfları kolaylaştırmak amacıyla alt bentlere ayırmak, (a) bendinde yer alan isteğe bağlı sigortalıları aynı amaçla (b) bendi olarak ve diğer bentleri teselsül ettirmek; ikinci fıkrasındaki 5 inci maddeye yapılan atfa konu kişilerin esasen diğer bentler kapsamında GSS kasamına alındığı için çıkarmak; üçüncü fıkrasının 6 ncı maddesine eklenen (l) bendindeki yurt dışı temsilciliklerinde bulunduğu ülkenini sosyal güvenlik kurumuna kayıtlı olanların GSS kapsamından çıkarılması amacıyla eklenmek, aynı fıkranın ceza ve infaz kurumlarında tutuklu ve hükümlü bulunan kişilerin özel koşulları nedeniyle mevcut uygulamayı korumak amacıyla GSS kapsamı dışına bırakılmak; dördüncü fıkrasının ifade bütünlüğü ve anlam kolaylığı açısından redaksiyona tabi tutulmak suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 60 ıncı madde olarak,

-85 inci maddesi; başlığının "Genel sağlık sigortasının başlangıcı, tescili ve sona ermesi" şeklinde değiştirilmesi; birleştirme ve teselsülden dolayı 61 inci madde olarak  ve birinci fıkrası sigortalılık başlangıç tarihlerinin ve tescil usullerinin tereddüte yer bırakmayacak şekilde düzenlemek; ikinci fıkrası, birinci fıkrada dercedilmesi nedeniyle çıkarılmak; üçüncü fıkrasında yer alan 18 yaşın altındaki kişiler için hakların pekiştirilmesi amacıyla redakte edilerek; dördüncü fıkrada yer alan ifadenin iletilen tereddütleri  gidermek amacıyla geçiş dönemindeki süre kısıtlamasına gerek olmadığından fıkranın buna göre redaksiyona tabi tutulmak; beşinci fıkranın Tasarının ortak hükümler bölümüne alınması amacıyla çıkarılmak; son fıkrasının sadeleştirilmek amacıyla redaksiyona tabi tutulmak suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 61 inci madde olarak;

-86 ncı maddesi; "Sağlık hizmetleri ve diğer haklar ile bunlardan yararlanma" şeklinde değiştirilmek; birinci fıkrasında kapsamdaki kişilerin haklarını daha belirginleştirmek amacıyla ifade bakımından redaksiyona tabi tutulmak suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 62 madde olarak;

-87 nci maddesi; "Sağlanan sağlık hizmetleri ve süresi" şeklinde değiştirilmesi; birinci fıkranın (a) bendini kişisel koruyucu sağlık hizmetlerinin hastalık haline bakılmaksızın verileceğini vurgulamak amacıya ifade bakımından redaksiyona tabi tutulmak; (b) bendinde organ, doku ve kök hücre nakline ilişkin sağlık hizmetlerini karşılanıp karşılanmayacağı konusunda tereddüt hasıl olduğundan bende açıkça eklemek; (c) bendinde yer alan hemşirelerin muayene yetkisinin yerinde olmadığına ve çıkarılması; (d) bendinin ve ikincifıkra hükümlerinin ayrı ayrı yazılmasının yarattığı yorum farklılıklarının giderilmesi amacıyla birleştirilerek ve 18 yaşın altında ortodonti ve protezin dahil olduğunun, 60 yaş üstünde de protezin dahil olduğunun açık bir şekilde yazılarak; (f) bendinden önce eklenmek üzere, yardımcı üreme yöntemlerinin kapsam dışı olmasını öngören bendin Tasarının 88 nci maddesinden çıkarılmak ve çocuk sahibi olmayan kapsamdaki kişilerin, ayrıca çocuğu olmasına rağmen zorunlu bir tedavi yöntemi olması halinde, çocuk sahibi olan kişilere de bu hakkın tanınması, çok pahalı olan ve kötüye kullanımı sıklıkla olabilecek bu tedavi yönteminin sağlanma şartlarının detaylı bir şekilde yer alması amacıyla "e) Evli olmakla birlikte çocuk sahibi olmayan genel sağlık sigortalısı kadın ise kendisinin, erkek ise karısının;

1) Yapılan tıbbi tedavileri sonrasında normal tıbbi yöntemlerle çocuk sahibi olamadığının ve ancak yardımcı üreme yöntemi ile çocuk sahibi olabileceğinin Kurumca belirlenen sağlık hizmet sunucuları sağlık kurulları tarafından tıbben mümkün görülmesi,

2) 23 yaşından büyük veya 41 yaşından küçük olması,

3) Son üç yıl içinde diğer tedavi yöntemlerinden sonuç alınamamış olduğunun Kurumca belirlenen sağlık hizmet sunucuları sağlık kurulları tarafından belgelenmesi,

4) Uygulamanın yapıldığı tıbbi merkezin Kurum ile sözleşme yapmış olması,

5)  En az 5 yıldır genel sağlık sigortalısı veya bakmakla yükümlü olunan kişi olup, 900 gün prim ödeme gün sayısının olması,

şartlarının birlikte gerçekleşmesi halinde en fazla üç deneme ile sınırlı olmak üzere yardımcı üreme yöntemi tedavileri ile bir hastalığın tedavisinin başka tıbbi bir yöntemle mümkün olmaması ve Kurumca belirlenen sağlık hizmet sunucuları sağlık kurulları tarafından tıbben zorunlu görülmesi halinde yardımcı üreme yöntemi tedavileri." eklenmek; (f) bendine karşılanıp karşılanmayacağı konusunda tereddüt hasıl olan "kemik iliği"  ibaresinin eklenmesi; üçüncü fıkradaki ibarenin Kurumun bentlerde sayılan sağlık hizmetleri ortadan kaldırmaya yönelik yorumlanabileceği endişesini gidermek amacıyla anlam bakımında redaksiyona tabi tutulması; 89 uncu maddenin bu maddeyle birleştirilmesi sonucu ibarenin aynen alınarak son fıkra olarak eklenmesi suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 63 üncü madde olarak;

-88 inci maddesi; birinci fıkrasının (a) bendinin vücut bütünlüğünü sağlamaya yönelik konjenital nedenlerden kaynaklanan yoksunluk halini veya uzuv fazlalıklarını da tasarıya eklenmesi; (b) bendinde yer alan yardımcı üreme yönetmelerinin Tasarının 87 nci maddesinde eklenmesi nedeniyle çıkarılmak; alternatif tıp uygulamalarının da Sağlık Bakanlığı tarafından tedavi yöntemi olarak kabul edilmesi şartına bağlı olarak karşılanabileceğini ifade etmek amacıyla bendin "Sağlık Bakanlığınca izin veya ruhsat verilmeyen sağlık hizmetleri ile Sağlık Bakanlığınca tıbben sağlık hizmeti olduğu kabul edilmeyen sağlık hizmetleri." şeklinde eklenmek suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 64 nci madde olarak;

- 89 uncu maddesi; Tasarının  87 nci maddeye son fıkra olarak aktarıldıktan sonra çıkarılmak suretiyle;

-90 ıncı maddesi; birinci fıkrası yol parası ve zaruri giderlerin ayakta ve yatarak tedavide refakatçisi ile birlikte ifade bakımından redaksiyona tabi tutulması; yol parası, gündelik, yemek ve refakatçi giderlerinin  Kurumun tek başına insiyatifine gerek olmadan belirlenmesi amacıyla Sağlık Hizmetleri Fiyalandırma Komisyonunun görevlendirilmesi amacıyla "Yurt içinde veya yurt dışına yapılan sevkler nedeniyle ödenecek gündelik, yol, yatak ve yemek giderlerinin tutarı 72 nci maddede belirtilen Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu tarafından belirlenir." Şeklinde değiştirilmek; kısa ve uzun vadeli sigorta kollarından gerekli olan kontrol, periyodik muayene ve kontrol amacıyla yol parası ve gündelik ödenmesine ilişkin "Sigortalılar ile 34 üncü maddenin birinci fıkrası (a) bendinin 3 numaralı bendinde belirtilen çocuklar, sürekli iş göremezlik veya malüllük durumlarının tespiti, kontrolü veya periyodik sağlık muayenesi amacıyla yapılan sağlık hizmeti giderleri ile yol ve gündelik giderleri de bu madde hükümlerine göre ödenir." ibaresinin dördüncü fıkra olarak eklenmesi suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 65 inci madde olarak;

-91 inci maddesi; birinci fıkranın (b) bendinde yer alan geçici ve sürekli görevlendirmenin farklı çalışma ilişkilerinde olan çalışanların ihtiyaçlarının tanımında çıkabilecek sorunları öncelemek bakımından redaksiyona tabi tutulması; (c) bendinin ifade bakımından redaksiyona tabi tutulması; ikinci fıkrada yer alan fark ödemesinin hizmet akdine ve kamu hukukuna bağlı çalışanlar için sosyal güvenlik gelirlerinden karşılanmamak suretiyle işverenleri tarafından ödenebilmesi için "Bu tutarı aşan kısım işverenler tarafından ödenir." şeklinde eklenmesi; (b) bendi gereği sürekli görevlendirme durumu dışında sürekli görevlendirme halinde de yurt dışında sigorta yaptırmasına imkan verecek şekilde redaksiyona tabi tutulması; (c) bendi kapsamında yurt dışına sevk edilen kişilerin Kurumun yurt dışında o sevk konusu hastalıkla ilgili anlaşmalı olduğu yer dışında tedavi olmayı tercih etmesi halinde anlaşmalı yere ödenen tutarı geçemeyecek şekilde "Birinci fıkranın (c) bendi gereğince yurt dışına sevk edilen kişilerin sağlık hizmeti giderleri, var ise Kurumun yurtdışında sevke konu tedaviye ilişkin sözleşmeli olduğu sağlık hizmet sunucularına ödenen tutarı geçemez." eklenmesi suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 66 ncı madde olarak;

-92 nci maddesi; birinci fıkrasına savaş ve afet halinde prim ödeme ve 90 gün şartına  bakılmaması için "afet ve savaş" ibaresinin eklenmesi; grev, lokavt halinin genel sağlık sigortalısının iradesi dışında bir durumdan kaynaklanması nedeniyle prim ödeme ve 90 gün koşuluna bakılmaması amacıyla "grev ve lokavt hali" ibaresinin eklenmesi; ikinci fıkrasına acil hallerde ne yapılacağına ilişkin açıklık kazandırmak amacıyla "(acil hallerde ise acil halin sona ermesinden sonra)" şeklinde eklenmek suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 67 nci madde olarak;

-93 üncü maddesi; birinci fıkranın (c) bendinde ayaktan tedavide yeni alınması öngörülen laboratuar ve radyoloji gibi işlemler için katılım payının metinden çıkarılması;  (b) bendinde yer alan ilacın (c) bendi olarak düzenlenlenerek; beşinci fıkrada net asgari ücretin hesabında yaşanabilecek sorunlar nedeniyle yaklaşık aynı tutara gelen bürüt asgari ücreti %75 inin maddeye eklenmesi için redaksiyona tabi tutularak; Tasarının 87 nci maddesine eklenen yardımcı üreme yöntemi tedavisinin pahalı bir tedavi yöntemi olması, GSS'nin özellikle koruyucu  ve diğer tedavi edici sağlık harcamaları için kaynak sorunu yaşamaması için katılım paylarının daha yüksek belirlenmesi amacıyla maddeye beşinci fıkra olarak "63 üncü maddenin birinci fıkrasının (e) bendi gereğince sağlanan ve bir hastalığın tedavisinin başka tıbbi bir yöntemle mümkün olmaması nedeniyle yapılacak yardımcı üreme yöntemi tedavisi dışındaki, yardımcı üreme yöntemi tedavisinde katılım payı ilk denemede % 30, ikinci denemede % 25 ve üçüncü denemede % 20 oranında uygulanır. Ancak katılım payında dördüncü fıkra gereği uygulanan üst limit dikkate alınmaz." şeklinde eklenmesi ve diğer fıkraların redaksiyona tabi tutulması suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 68 inci madde olarak;

-94 üncü maddesi; birinci fıkrası (a) bendinden sonra gelmek üzere afet ve savaş halinin özelliği nedeniyle katılım payının alınmaması için "b) 75  inci maddede yer alan afet ve savaş hali nedeniyle sağlanan sağlık hizmetleri." şeklinde ibarenin eklenmesi; harp malulleri ile terör mağdurlarından katılım payı alınmaması yönündeki mevcut mevzuat hükümlerinin korunması amacıyla "f) 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (8) numaralı alt bendi kapsamında sayılanlar" ibaresinin eklenmesi suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 69 uncu madde olarak;

-95 inci maddesi; üçüncü fıkrasına afet ve savaş halinde sevk zincirine uyma zorunluluğu aranamayacağı için maddenin bu yönüyle düzeltilmesi suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 70 inci madde olarak;

-96 ncı maddesi; başlığı Tasarının 97 nci maddesinin birleştirilmesi nedeniyle başlığın "Kimlik tespiti ve yerleşim yeri bildirim zorunluluğu ve acil haller" şeklinde değiştirilmesi; birinci fıkrasına acil hallerde kimlik tespitinin ne şekilde yapılacağına yönelik hüküm olmaması nedeniyle "(acil hallerde ise acil halin sona ermesinden sonra)"  eklenmesi; sigortalıların da kendi adlarına diğer kişileri tedavi ettirmek ve diğer yöntemlerle hakkı kötüye kullanabileceğinden buna ilişkin maddeye üçüncü fıkra olarak "Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin kendi adına bir başkasının sağlık hizmeti almasını veya Kurumdan diğer bir menfaat temin etmesini sağlaması yasaktır. Bu fiilleri işleyenlerden Kurumun uğradığı zararın iki katı kanuni faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilir ve ilgililer hakkında Türk Ceza Kanunu hükümleri uygulanır." şeklinde eklenmesi; tasarının 97 nci maddesindeki hükmün birleştirilmek suretiyle dördüncü fıkra olarak eklenmesi suretiyle ve  birleştirme ve teselsülden dolayı 71 inci madde olarak;

- 97 nci maddesi; 96 ncı maddeye son fıkra olarak eklenmesi nedeniyle Tasarıdan çıkarılması ve madde numaralarının teselsül ettirilmesi suretiyle;

-98 inci maddesi; birinci fıkrasına Tasarının 99 uncu maddesinde yer verilen azami sınırları geçmemek üzere  belirleme yetkisini Komisyona tanınmasını sağlamak üzere "Komisyon 73 üncü maddenin altıncı fıkrasında öngörülen oranları her yıl belirler." şeklinde fıkranın sonuna eklenmesi; Komisyonun sağlık hizmet sunucularından ve konunun taraflarından görüş alabilmesi, görüşlerin de zamanında ulaşmasını sağlamak amacıyla 30 günle sınırlama getirmek, Tasarıda yer alan ikinci fıkranın geniş katılımı da sağlayacak şekilde üçüncü fıkra olarak; "Kurum, Komisyon  adına çalışmalarına başlamadan önce Yüksek Öğretim Kurulunun, Türk Tabipleri Birliğinin, Türk Dişhekimleri Birliğinin, Türk Eczacıları Birliğinin, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin, Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliğinin, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu, en fazla üyeye sahip ilk üç işçi ve kamu çalışanları konfederasyonunun, en fazla üyeye sahip Optisyenlik Derneğinin, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonunun, en fazla üyeye sahip özel sağlık kurum ve kuruluşları dernekleri veya federasyonlarının, en fazla üyeye sahip özel polikliniklerin dernek veya federasyonlarının, en fazla üyeye sahip özel tıbbi malzeme üretici veya ithalatçıları dernekleri veya federasyonlarının, en fazla üyeye sahip tıp uzmanlık derneklerinin ve Komisyonca uygun görülecek diğer kurum ve kuruluşların görüşlerini alır. İlgili kurumlar 30 iş günü içinde görüşlerini göndermek zorundadır. Bu süre içerisinde gönderilmeyen görüşler dikkate alınmaz. Komisyon çalışmalarının başlangıcında, bu kurumların temsilcilerinin katılımı ile oluşturulacak toplantıda görüşlerini sözlü olarak da dinler." şeklinde eklenmesi suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 72 inci madde olarak;

-99 uncu maddesi; birinci fıkrasına sözleşmesiz sağlık hizmet sunucularından alınan hizmet bedelinin de ödenmesi nedeniyle redaksiyona tabi tutularak yeniden düzenlenmesi suretiyle "Bu Kanuna göre sağlık hizmetleri, Kurum ile yurt içindeki veya yurt dışındaki sağlık hizmeti sunucuları arasında yapılan sözleşmeler yoluyla ve/veya bu Kanun hükümlerine uygun olarak genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından satın aldıkları sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi suretiyle sağlanır." şeklinde düzenlenmesi; birinci fıkradan sonra gelmek üzere Kurumun tarafsızlığını, şeffaflığını vurgulamak ve bunu somut bir proje olarak uygulamasını sağlamak amacıyla "Kurum, sağlık hizmet sunucularının sözleşme başvurularının değerlendirilmesinde, sonuçlandırılmasında ve uygulanmasında sağlık hizmeti sunucuları arasında; sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından satın aldıkları sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi aşamasında ise genel sağlık sigortalıları ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler arasında tarafsızlık, hakkaniyet ve açıklık ilkelerine uymak ve bunun uygulandığının izlenebileceği bir sistem kurmak zorundadır." şeklinde fıkra eklenmesi; beşinci fıkrada sözleşmesiz yerlere sevk de almaksızın gidenlere ödenecek tutarın anlaşılmasındaki zorluklar nedeniyle açık bir şekilde % 50 olarak yazılması suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 73 üncü madde olarak;

-100 üncü maddesi; madde başlığının "Sağlık sigortası gelirlerinin kullanım amacı ve kişisel koruyucu sağlık hizmeti harcamalarının tahsili" şeklinde değiştirilerek, madde içeriğinin GSS primlerinin amacına uygun harcanmasını sağlamaya yönelik olarak redaksiyona tabi tutulmak; genel sağlık sigortasının kapsama aldığı kişisel koruyucu sağlık hizmetlerinin esasen genel bütçeden ödendiği, primlerle finanse edilen sisteme ek yük oluşturmaması için bu amaçla yapılan harcamaların tahsili için "63 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince sağlanan kişisel koruyucu sağlık hizmetleri için Kurumca yapılan harcamaların bedeli, takip eden yılda genel bütçeden Kuruma ödenir." şekline fıkra eklenmesi; uzun ve kısa vadeli sigorta kollarından yapılan kontrol muayenesi işlemlerinin bedellerinin bu sigorta kollarından tahsil edilebilmesi için "Uzun ve kısa vadeli sigorta kolları bakımından sürekli işgöremezlik, malullük, çalışma gücü kaybı hallerinin tespiti veya bu amaçla yapılan kontroller nedeniyle tutarları 72 nci maddeye göre, usul ve esasları Kurumca belirlenecek gündelik ve yol giderleri ile sağlık hizmeti giderleri uzun ve kısa vadeli sigorta kolları prim gelirlerinden karşılanır." ibaresinin son fıkra olarak eklenmesi suretiyle ve  birleştirme ve teselsülden dolayı 74 üncü madde olarak;

-101 inci maddesi; afet ve savaş hallerini düzenleyen 15.5.1959 tarihli ve 7269 sayılı ve 4.11.1983 tarihli ve 2941 sayılı Kanun kapsamında yeniden düzenlenmesi ve bu amaca uygun olarak redaksiyona tabi tutulması suretiyle ve  birleştirme ve teselsülden dolayı 75 inci madde olarak;

-102 nci maddesi; başlığı Tasarının 106 ncı, 107 nci ve 108 inci maddelerinin bu maddeye eklenmesi nedeniyle  "İşverenin, genel sağlık sigortalısının ve üçüncü kişilerin sorumluluğu" şeklinde değiştirilmesi; madde birleştirmesi ve hukuk tekniği bakmından madde ifadeleri redaksiyona tabi tutulmak suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 76 ncı madde olarak;

-103 üncü maddesi; aynen ve redaksiyona tabi tutulmak suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 77 nci madde olarak;

-104 üncü maddesi; 105 inci madde ile birleştirilmesi nedeniyle madde başlığının "Sağlık hizmeti sunucularının kayıt ve bildirim zorunluluğu ve kontrol yetkisi" olarak değiştirilmesi; ikinci fıkra olarak sağlık bilgilerinin gizliliğini sağlamaya yönelik "Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişinin sağlık bilgilerinin gizliliği esastır. Sağlık bilgilerinin ne şekilde korunacağı, ulusal güvenlik nedeniyle sağlık bilgisi paylaşıma açılmayacak kişilerin tespiti ilgili Bakanlıkların önerisi üzerine Bakanlıkça tespit edilir."   birleştirme ve teselsülden dolayı 78 nci  madde olarak;

-105 inci maddesi; 104 üncü maddeye üçüncü ve dördüncü fıkra olarak eklenmesi nedeniyle Tasarıdan çıkarılması ve madde numaralarının teselsül ettirilmesi suretiyle;

-106 ncı maddesi; 102 nci maddeye 7 nci fıkra olarak eklenmesi nedeniyle Tasarıdan çıkarılması ve madde numaralarının teselsül ettirilmesi suretiyle;

-107 nci maddesi; 102 nci maddeye üçüncü ve dördüncü fıkra olarak eklenmesi nedeniyle Tasarıdan çıkarılması ve madde numaralarının teselsül ettirilmesi suretiyle;

-108 inci maddesi; 102 nci maddeye beşinci ve altıncı fıkra olarak eklenmesi nedeniyle Tasarıdan çıkarılması ve madde numaralarının teselsül ettirilmesi suretiyle;

-109 uncu maddesi; 79'uncu madde olarak ve prim ödeme zorunluluğunun vurgulanması amacıyla madde başlığı "Prim alınması zorunluluğu", ilk fıkrasında yer alan "Kurumca prim alınır" ibaresi "Kurum prim almak, ilgililer de prim ödemek zorundadır." şeklinde değiştirilerek ve birleştirme ve teselsülden dolayı 79 uncu  madde olarak,

-110 uncu maddesi; 80'inci madde olarak ve birinci fıkrası madde hükmünün daha iyi anlaşılmasını sağlamak bakımından (a), (b) ve (c) alt bendlerine bölünmüş ve tasarıda yer alan prime tabi tutulmayan gelir unsurlarından benzer mahiyette olanlara maddede yer verilmek; ayrıca sigortalıların gerek kendileri gerekse işverenleri tarafından lehlerine ödenen özel sağlık sigorta primlerinden asgari ücretin %10'unun aşmayan kısmının Kurum sağlık harcamalarının kontrolü bakımından prime esas kazanca dahil edilmemesini teminen bu yönde hüküm eklenmesi suretiyle; uygulamada doğabilecek tereddütlerin ortadan kaldırılması amacıyla aynî yardımlardan ücretin %30'unu geçen kısmının prime esas kazanca tabi tutulmasına yönelik hükmün fıkraya eklemek; maddenin ikinci fıkrası uygulamayı kolaylaştırmak amacıyla yeniden düzenlenmiş toplu iş sözleşmeli işyerlerinde işverenlerce veya kamu idareleri veya yargı mercilerince verilen kararlar uyarınca sonradan yapılan ödemelere ilişkin sigorta primlerinin gereksiz işlemlere yer verilmemesi bakımından kesinleşme tarihini ayın sonuna kadar yapılmasına imkan tanımak;   yedinci fıkrada yer alan aylık prime esas kazanç beyan süresi, sigortalının gerçek gelirinin güncel olarak tesbiti bakımından her takvim yılı başı yerine Kurumca belirlenen sürelerde yapılmasını teminen değiştirilmiş, madde içinde yer alan atıflar tasarının yeni şekli kapsamında verilen yeni madde numaralarına yapılmak suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 80 inci  madde olarak,

-111 inci maddesi; madde başlığının madde içinde prim içinde yer almayan ve prime esas matrahtan bağımsız olarak düzenlenen devlet katkısını da içerdiğinden "Prim oranları ve Devlet katkısı" şeklinde değiştirilmiş, (a) bendinde yer alan devlet katkısının, kanundaki tüm sigortalılara ilişkin uzun vadeli sigorta kollarını kapsadığının daha iyi anlaşılması amacıyla bu bentten çıkartılıp maddenin sonununa yeni bir fıkra olarak eklenmiş ve birleştirme ve teselsülden dolayı 81 inci madde olarak,

-112 nci maddesi; 82 nci madde olarak ve Yeni Türk Lirasına geçiş kapsamında düzenlenen birinci fıkrasının son cümlesinin mevcut düzenlemelerin yeterli olduğu dikkate alınarak çıkartılmış, maddenin son fıkrasında yer alan prime esas günlük kazanç üst sınırı uygulamasının 4 üncü maddenin (a), (b) ve (c) bendlerinde yer alan her bir sigortalılık hali dikkate alınarak belirlenmek suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 82 nci  madde olarak,

-113 üncü maddesi; madde redaksiyona tabi tutulmak suretiyle 114 üncü maddeyle birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak ve madde numaraları teselsül ettirilerek,

-114 üncü maddesi; maddede işyerinin tehlike sınıf ve derecesinin düşmesi halinde işverenlerin mağdur edilmemesi sağlamak üzere bir ay içinde işverene iade edilecek primler için Kurumun faiz ödememesi sağlanmak amacıyla değiştirilmek; madde içinde yer alan atıflar yeni madde numaralarına yapılmak suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 83 üncü madde olarak,

-115 inci maddesi;  aynen, birleştirme ve teselsülden dolayı 84 üncü madde olarak,

-116 ncı maddesi; birinci fıkrasında yer alan hesaplanan prim tutarının gecikme zammı ile beraber tahsiline yönelik ibarenin gecikme zammı ile gecikme cezasının ayrılmasına bağlı olarak uygulamada tereddüt yaşanmamasını teminen maddenin yeni şekli kapsamında verilen yeni madde numaraları da dikkate alınarak ilgili maddeye atıf yapılarak değiştirilmek; maddenin altıncı fıkrasında yer alan Asgari İşçilik Tespit Komisyonunun çalışma esasları, bu konuda çıkabilecek uyuşmazlıkların önlenmesi bakımından, ana hatlarıyla Tasarıda yer verilmek; maddenin son fıkrasının uygulamada doğabilecek tereddütlerin ortadan kaldırılması bakımından üyelerin meslek branşlarının yönetmelik ile belirlenmesini teminen değiştirilmek; maddede yer alan denetim elemanları ibareleri madde hükmünün mahiyeti dikkate alınarak denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurları olarak değiştirilmek; atıflar tasarının yeni şekli kapsamında yeni madde numaralarına yapılmak suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 85 inci madde olarak,

-117 nci maddesi; birinci fıkrası madde hükmünün anlaşılmasını kolaylaştırmak amacıyla (a),(b) ve (c) alt bendlerine bölünmek; anılan fıkrada ve izleyen fıkralarda Kurumca yürürlüğe konulacak yönetmeliğe yapılan atıflar maddenin son fıkrasında bu yönde hüküm bulunduğu dikkate alınarak çıkartılmak; ikinci fıkrada yer alan saklama yükümlülüğünün yanlış yorumlara yer verilmemesi bakımından sigortalılık ile ilgili belgeler bakımından düzenlenmek; işverenlerin kamu idareleri olması halinde ilgili mevzuat ile uyum sağlanmasını teminen saklama süresinin 30 yıla çıkartılmak; dördüncü fıkrada yer alan otuz gün içinde çalışmaya ilişkin belgelerin işverence prim belgelerine eklenmesi hususunun kamu idareleri ve toplu iş sözleşmesi imzalanan işyerlerinin özelliği dikkate alınarak bu yerlerden istenmemesini teminen maddeyi yeniden düzenlemek; altıncı fıkrada yer alan belge asma yükümlülüğünün prim ve hizmet belgesinin Kurumca belirlenmesi dikkate alınarak anılan belgelerle sınırlı olarak düzenlenmek; dokuzuncu fıkrada yer alan "bu Kanunda yazılı prim ödeme şartını" ibaresi uygulamada doğabilecek duraksamalara meydan verilmemesi bakımından "bu kanunda yazılı şartları" olarak, aynı şekilde "kayıt ve belgeler" ifadesi "aylık prim ve belgeler" olarak değiştirilmek;  onuncu fıkrada yer alan belgelerin Kuruma iletilmesine ilişkin hükmü konuya yönelik olarak ayrı bir maddenin Kanuna eklenmesi karşısında maddeden çıkarılmak; kamu idarelerinde hizmetin gereği olarak farklı esasların kabul edilmesine yönelik  ihtiyaçların var olabileceği dikkate alınarak prim belgelerinin farklı sürelerde verilmesi konusunda  Kurumu yetkilendirmek amacıyla yeniden düzenlenmek; atıflar tasarının yeni madde numaralarına yapılmış, maddenin son fıkrasındaki çıkarılacak yönetmeliğin kapsamına, uygulamada duraksamaya neden olunmamasını teminen belgelerin içerik ve şeklin de eklenmek ve birleştirme ve teselsülden dolayı 86 ncı madde olarak,

-118 nci maddesi; "bu kapsamda" ibaresinin eklenmesi suretiyle, fıkranın (a) bendine, "bu kapsamda sayılan kişilerden sosyal güvenlik destek primine tabi olanlar" ibaresi (d) bendine, aynı konumda olmaları dikkate alınarak "meslek liselerinde zorunlu staja tabi tutulan öğrenciler","bu öğrencilerin eğitim gördükleri okullar" ile "yüksek öğrenim sırasında zorunlu staja tabi tutulan öğrenciler için öğrenim gördükleri yüksek öğretim kurumu" ibarelerinin eklenmek; fıkraya Tasarının yeni şekli kapsamında 5 inci maddenin birinci fıkrasının (c) bendine tabi olanlar için işverenleri veya kendilerinin prim ödeme yükümlüsü olmalarını teminen (f) bendi eklenmek; maddede yer alan atıflar yeni madde numaralarına yapılmak suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 87 nci  madde olarak,

-119 uncu maddesi; yedinci fıkra olarak tarımda kendi nam ve hesabına çalışan sigortalıların sattıkları tarımsal ürün bedellerinden tevkifat suretiyle prim borçlarının tahsilinin düzenlenmesi amacıyla eklenmek; on ikinci fıkra olarak Kuruma tahsili imkansız veya tahsili için yapılacak giderin takip edilen borçtan daha yüksek olduğu durumlarda terkin yetkisi verilmiş, on beşinci maddesine Kuruma, işyerinin özelliğine göre kamu idareleri için prim tahsilini farklı zamanlarda belirleme yetkisi verilmek suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 88 inci  madde olarak,

-120 nci maddesi; madde  başlığı "Prim borçlarına halef olma, gecikme cezası ve zammı ile iadesi gereken primler" olarak değiştirilmek suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 89 uncu madde olarak,

-121 inci maddesi; aynen ve 120 nci maddeye ikinci fıkra olarak birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,

-122 nci maddesi; yanlış veya yersiz alınmış olduğu anlaşılan primlerin on yıl geçmemişse kanuni faizi ile birlikte ilgililere ödenmesi yönünde maddede değişiklik yapılarak ve 120 nci maddeyle birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,

-123 üncü maddesi; aynen ve birleştirme ve teselsülden dolayı 90 ıncı madde olarak,

-124 üncü maddesi; maddeye ikinci fıkra olarak afetin meydana geldiği ayda verilmesi gereken belgenin takip eden üç ay içinde Kuruma verilmesi halinde süresinde verilmiş sayılacağı hükmü eklenmek; belgelerin internet ve elektronik ortamda Kuruma verilmesi ile ilgili dördüncü fıkra ayrı bir maddede düzenlenme yapılmak üzere madde metninden çıkartılmak suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 91 nci  madde olarak,

-125 inci maddesi; madde başlığı "Sigortalılığın zorunlu oluşu, sona ermesi ve sosyal güvenlik sicil numarası" olarak değiştirilmek; sigortalıların ve isteğe bağlı sigortalıların ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilerin tescil ve diğer işlemlerinde, sosyal güvenlik numarası olarak T.C. Kimlik Numarasının kullanılması sağlayacak şekilde yeniden redaksiyon tabi tutulmak suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 92 nci madde olarak,

-126 ncı maddesi ; madde başlığı birleştirme nedeniyle "Devir, temlik ve Kurum alacaklarında zaman aşımı" şeklinde değiştirilmek suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 93 üncü madde olarak,

-127 nci maddesi; Kurum alacaklarında zaman aşımı süresinin, ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden günden başlayacağını belirginleştirmek; bu Kanunun 4 üncü maddesinin (b) bendi kapsamında sigortalı olanların zaman aşımı nedeniyle primi ödenmeyen sürelerinin sigortalılık sürelerinden sayılmayacağını tanımlamak, bu süreye ilişkin hak ve yükümlülüklerin düşeceği belirtilmek ve suretiyle ve Tasarının 126 ncı maddesi ile birleştirmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,

-128 inci maddesi; birinci fıkra anlaşılabilirliğini kolaylaştırmak üzere bentlere ayrılarak düzenlenmiş, (b) bendine sigortalıların, isteğe bağlı sigortalıların veya bunların hak sahiplerinin, malullük veya iş göremezlik raporlarında belirtilen rahatsızlıklarının gerçek olup olmadığını tespit amacıyla kontrol muayenesine tabi tutulabilmesi düzenlenmek amacıyla değiştirilmek suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 94 üncü madde olarak,

-129 uncu maddesi ;aynen ve birleştirme ve teselsülden dolayı 95 inci  madde olarak,

-130 uncu maddesi; birinci fıkranın (b) bendinde Kurumca yapılan yersiz ödemeler Kurumun hatasından doğmuşsa, ilgili kişiye yapılacak bildirimden itibaren üç ay içinde ödenirse faiz alınmayacağı, alacakların mahsubunda en eski borçtan başlanarak borç aslına yapılacağı, kanuni faizin kalan borca uygulanacağı, yersiz ödemenin gelir veya aylıklardan % 25 oranında kesileceği belirtilmek suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 96 ncı  madde olarak,

- 131 inci maddesi; madde başlığı "Zaman aşımı, hakkın düşmesi ve avans" şeklinde değiştirilmek; gelir ve aylıkları tahakkuk ettirildiği tarihten itibaren bir yıl sonuna kadar tahsil etmeyenlerin aylıklarının durdurulacağına dair koşul, altı aya indirilmek suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 97 nci  madde olarak,

-132 inci maddesi; gerek sigortalılara gerekse sağlık hizmeti sunucularına tahakkuk etmiş alacaklarının % 50'si ila % 90'nının avans verileceği, bu konuda Kurumun insiyatif hakkının olmadığını açıklığa kavuşturmak amacıyla değiştirilerek ve Tasarının 131 nci maddesi ile birleşmesi nedeniyle Tasarından çıkarılmak ve diğer maddeleri teselsül edilmek,

-133 üncü maddesi; madde başlığı "Ücretlerden kesinti yapılmaması, özel sigorta mevzuatı hükümleri ve sosyal güvenlik sözleşmelerinin yürütülmesi" şeklinde değiştirilmek ve birleştirme ve teselsülden dolayı 98 nci madde olarak,.

-134 üncü maddesi; aynen ve Tasarının 133 ncü maddesi ile birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,

-135 inci maddesi; aynen ve Tasarının 133 ncü maddesi ile birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,

-136 ncı maddesi; madde başlığı "Sosyal güvenlikle ilgili düzenlemeler ve bildirimler" şeklinde değiştirilmek ve birleştirme ve teselsülden dolayı 99 uncu madde olarak,

-137 nci maddesi; birinci fıkrası, Tasarının 136 ncı maddesine ikinci fıkra olarak taşınmak; Kurumun talebi üzerine sigortalılıkla ilgili belgelerin elektronik ortamda verilmesine dair ikinci fıkra, Tasarının 100 üncü maddede ayrıntılı olarak düzenlenmiş olduğundan madde metninden çıkartılmak;

-138 inci maddesi ; madde başlığı "Vergi, resim ve harç istisnası ve uyuşmazlıkların çözüm yeri" olarak değiştirilmek suretiyle ve ve birleştirme ve teselsülden dolayı 101 inci madde olarak,

-139 uncu maddesi; aynen ve Tasarının 136 ncı maddesi ile birleştirilmek suretiyle Tasarından çıkarılmak,

-140 ıncı maddesi ; aynen ve Tasarının 138 inci maddesi ile birleştirilmek suretiyle Tasarından çıkarılmak,

-141 inci maddesi; maddenin  sağlık hizmetleri ile ilgili usulsüzlüklerde uygulanacak idari para cezasını düzenleyen (j) bendi kolay anlaşılacak şekilde bentlere ayrılmış ve ayrı ayrı uygulanacak idari para cezaları belirtilmek suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 102 nci madde olarak,  fesih halleri ise daha kolay uygulanabilmesini teminen teselsül edecek şekilde 103 üncü maddede olarak,

-142 inci maddesi; uygulamada boşluk doğmaması için, maddeye 926 sayılı Kanunla kadrosuzluk tazminatının ödenmesine dair Emekli Sandığına yapılmış olan atfın ve diğer kanunlarda T.C. Emekli Sandığına, Sosyal Sigortalar Kurumuna, Bağ-Kur'a yapılmış atıfların Kuruma yapılmış sayılacağı belirtilmek ve birleştirme ve teselsülden dolayı 104 üncü madde olarak,

-143 üncü maddesi ; (a) bendinin 1 ila 4 numaralı alt bentlerinde yer alan hükümler, diğer maddeler kapsamında yapılan düzenlemeler sonucunda hükümsüz kaldığından iptal edilmek, 5 numaralı alt bendindeki "Mülga" ibaresi kaldırılmak; 105 inci maddeye 1 numaları alt bendi olarak taşınmak; 2 numaralı alt bendi ile Emekli Sandığı Kanununun Ek 70 inci maddesinde düzenleme yapılmak; 2925 sayılı Kanunun  21 inci maddesinde yapılacak değişiklik (b) bendine eklenmek; 6245 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin başlığında yapılacak  (d) bendinde düzenlenmek suretiyle ve birleştirme ve teselsülden dolayı 105 inci madde olarak,

-144 üncü maddesi; Kanunun yürürlük tarihinden sonra ihtiyaç duyulmayacağı düşünülen hükümler bakımından yeniden gözden geçirilerek, kaldırılması gereken maddeler olarak, (a) bendine 506 sayılı Kanunun geçici 89 uncu maddesinin de hariç tutulduğu, (f) bendinin 2925 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin de iptal edildiği, (ı)  bendine 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun, 12 ilâ 19 uncu maddeleri, 23 üncü maddesi, 30 ilâ 39 uncu maddeleri, 41 ilâ 54 üncü maddeleri, 57 ilâ 59 uncu, 61 ila 63 üncü maddeleri, 66 ilâ 71 inci maddeleri, 72 nci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 73 ilâ 77 nci maddeleri, 80 inci maddesi, 82 inci maddesinin (a), (b), (c) ve (ç) bentleri, 83 ilâ 88 inci, 90 ıncı ve 91 inci maddeleri, 93 ilâ 100 üncü maddeleri, 102 nci maddesi, 105 ilâ 107 nci maddeleri, 112 ilâ 129 uncu maddeleri, 131 ila 135 inci maddeleri, ek 2 ilâ  ek 4 üncü, ek 8 inci, ek 9 uncu, ek 11 inci, ek 13 ila ek18 inci maddeleri, ek 21 ilâ ek 23 üncü, ek 25 ila ek 27 nci, ek 29 ila ek 34 üncü maddeleri, ek 38 ilâ ek 67 nci maddeleri, ek 69 uncu maddesi, ek 72 ilâ ek 76 ncı maddeleri, ek 80 inci maddesi, geçici 8  ilâ geçici 15 inci, geçici 16 ncı, geçici 31 inci, geçici 54 üncü, geçici 60 ila 62 nci, geçici 64 üncü ve geçici 65 inci, geçici 76 ncı, geçici 83 ila geçici 86 ncı, geçici 88 inci, geçici 95 ila geçici 101 inci, geçici 103 ila geçici 113 üncü, geçici 115 ila geçici 118 inci, geçici 120 nci, geçici 121 inci, geçici 134 üncü, geçici 135 inci, geçici 139 ila geçici 141 inci, geçici 146 ncı, geçici 147 nci, geçici 150 ila geçici 153 üncü, geçici 157 nci, geçici 159 uncu, geçici 161 ila geçici 166 ncı, geçici 170 inci, geçici 171 inci, geçici 173 üncü, geçici 174 üncü, geçici 176 ncı, geçici 180 inci, geçici 182 ila geçici 186 ncı, geçici 188 ila geçici 201 inci, geçici 203 üncü, geçici 204 üncü, geçici 207 ilâ geçici 212 nci maddeleri, geçici 219 uncu ve geçici 220 nci, ek geçici 1 inci, ek geçici 2 nci, ek geçici 7 nci, ek geçici 8 inci, ek geçici 11 inci, ek geçici 20 nci, ek geçici 21 ilâ ek geçici 23 üncü maddeleri belirlenmek ve birleştirme ve teselsülden dolayı 106  ncı madde olarak,

-145 inci maddesi; aynen ve birleştirme ve teselsülden dolayı 107 nci madde olarak,

-Geçici 1 inci maddesi; Müktesep hakların korunabilmesi ve baz olarak bulunacak gelir ve aylığın tespitinde sorun çıkmaması için, maddenin birinci fıkrasına bu kanunun yürürlük tarihinden önce bağlanmış bulunan gelir ve aylıkların durum değişikliği nedeniyle artırılması, azaltılması, kesilmesi ve yeniden bağlanmasında eski kanunların hükümlerinin uygulanacağı belirtilmek; Kanunun yürürlük tarihinden önce malullük talebinde bulunanlar için yürürlükten kaldırılan kanun hükümlerine göre işlem yapılması düzenlenmek suretiyle geçici 1 inci madde olarak,

-Geçici 2 nci maddesi; maddenin (a) bendinde sigortalının bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki kazançlarının, prime esas kazançtaki değişim oranı ve tüketici fiyat endeksindeki değişim oranının yarısı alınarak güncellenmesi yerine, hem daha kolay ifade edilebilmesi, hem de güncellemenin daha gerçekçi kriterlere göre belirlenebilmesi amacıyla, Kanunun tanımlar bölümüne eklenen güncelleme katsayısı uygulanmak  artırılmasını sağlayacak şekilde düzenlenmek; (d) bendine Kanunun yürürlük tarihinden sonra hak edilecek ek göstergelerinin de dahil edilerek yeni aylık hesaplama sistemine yansıtılması suretiyle, elde ettikleri kazançları ile bağlanacak aylık oranının daha iyi yansıtılmasına imkan verecek şekilde düzenlenmek suretiyle geçici 2 nci madde olarak,

-Geçici 3 maddesi; aynen ve madde başlığı olarak "506 sayılı Kanunun mülga geçici 20 nci maddesi kapsamındaki sandıkların devri" olarak eklenerek suretiyle geçici 3 üncü madde olarak,

-Geçici 4 maddesi; madde başlığı "Önceki mevzuat hükümlerinin uygulanması, Devlet katkısı ve geçici işgöremezlik ödeneği" olarak belirlenmiş Geçici  madde 20 ve Geçici  madde 25 bu maddeyle birleştirilmiş  ve maddeye Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yönetmeliğinin iki yıl içinde bu kanuna uyumlaştırılacağına ilişkin hüküm eklenerek ve geçici 4 üncü madde olarak,

-Geçici 5 inci maddesi; madde başlığı olarak " 5434 sayılı Kanuna ilişkin geçiş hükümleri" eklenerek ve geçici 5 inci madde olarak;

-Geçici 6 ncı maddesi; "emekli ikramiyesine esas alınacak sürenin hesabına fiili hizmet süresi zamlarıda dahil edilir" ibaresi çıkarılarak ve geçici 5 nci maddeye eklenerek Tasarından çıkarılmak suretiyle,

-Geçici 7 nci maddesi; madde başlığı olarak "506 sayılı Kanuna ilişkin geçiş hükümleri"  eklenmek suretiyle geçici 6 ncı madde olarak,

-Geçici 8 inci maddesi; aynen ve Tasarının geçici 5 inci maddesiyle birleştirilmek suretiyle Tasarından çıkarılarak,

-Geçici 9 uncu maddesi; aynen ve birleştirme ve teselsül nedeniyle geçici 7 nci madde olarak,

-Geçici 10 uncu maddesi; aynen ve Tasarının geçici 7 nci maddesiyle birleştirilmek suretiyle çıkarılarak,

-Geçici 11 nci maddesi; aynen ve Tasarının geçici 8 inci maddesi olarak,

-Geçici 12 nci maddesi; aynen ve Tasarının geçici 5 inci maddesiyle birleştirilerek Tasarıdan çıkarılmak suretiyle,

-Geçici 13 üncü maddesi; aynen ve Tasarının geçici 5 inci maddesiyle birleştirilerek Tasarıdan çıkarılmak suretiyle,

-Geçici 14 üncü maddesi; aynen ve Tasarının geçici 7 nci maddeye redaksiyona tabi tutularak birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,

-Geçici 15 inci maddesi; redaksiyona tabi tutularak ve birleştirilmek suretiyle Tasarının geçici 7 nci maddesiyle birleştirilerek Tasarıdan çıkarılarak,

-Geçici 16 ncı maddesi; aynen ve Tasarının geçici 8 nci birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,

-Geçici 17 nci maddesi; aynen ve Tasarının geçici 9 uncu maddesi olarak,

-Geçici 18 nci maddesi;  aynen ve Tasarının geçici 8 nci maddesiyle birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,

-Geçici 19 uncu maddesi; redaksiyona tabi tutularak ve birleştirilmek suretiyle Tasarının geçici  7 nci maddesiyle birleştirilerek Tasarıdan çıkarılarak,

-Geçici 20 nci maddesi; aynen ve Tasarının geçici 4  üncü maddesiyle birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,

-Geçici 21 nci maddesi; aynen ve  Tasarının geçici 7 nci maddesiyle birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,

-Geçici 22 nci maddesi; aynen ve Tasarının geçici 5 inci maddesiyle birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,

-Geçici 23 üncü maddesi; Kurum yasasında düzenlenecek olması nedeniyle Tasarıdan çıkarılarak,

-Geçici 24 üncü maddesi; aynen ve Tasarının geçici 5 inci maddesiyle birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,

-Geçici 25 inci maddesi; redaksiyona tabi tutularak Bakanlar Kuruluna yetki verilmek suretiyle değiştirilerek ve Tasarının geçici 4 üncü maddesiyle birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,

-Geçici 26 ncı maddesi; %20 oranı Tasarıda yapılan değişiklik doğruştusunda %20 oranı %32 ye çıkarılmak ve  Tasarının geçici 5 inci maddesiyle birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,

-Geçici 27 nci maddesi; aynen ve geçici 10 uncu maddesi olarak,

-Geçici 28 inci maddesi; Tasarının diğer bölümlerinde yapılan değişiklik nedeniyle redaksiyona tabi tutularak ve Tasarının geçici 5 inci maddesiyle birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,

-Geçici 29 uncu maddesi; aynen ve geçici 11 inci madde olarak,

-Geçici 30 uncu maddesi; aynen ve geçici 12 nci madde olarak,

-Geçici 31 inci maddesi; aynen ve Tasarının 29 uncu maddesiyle birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,

-Geçici 32 inci maddesi; aynen ve geçici 13 üncü madde olarak,

-Geçici 33 üncü maddesi; Tasarının diğer bölümlerinde yapılan değişiklikler sonucu redaksiyona tabi tutularak ve Tasarının 32 nci maddesiyle birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,

-Geçici 34 inci maddesi; Tasarının diğer bölümlerinde yapılan değişiklikler sonucu redaksiyona tabi tutularak ve Tasarının 32 nci maddesiyle birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,

-Geçici 35 inci maddesi; Tasarının diğer bölümlerinde yapılan değişiklikler sonucu redaksiyona tabi tutularak ve Tasarının 32 nci maddesiyle birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,

-Geçici 36 inci maddesi; aynen ve Tasarının 32 nci maddesiyle birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,

-Geçici 37 inci maddesi; Tasarının diğer bölümlerinde yapılan değişiklikler sonucu redaksiyona tabi tutularak ve Tasarının 32 nci maddesiyle birleştirilmek suretiyle Tasarıdan çıkarılarak,

-146 ncı maddesi, değiştirilerek ve 108 inci madde olarak,

-147 nci maddesi; aynen ve 109 uncu madde olarak,

Kabul edilmiştir.

Alt Komisyon ayrıntılı çalışmalar sonucunda oluşturduğu metni  bir raporla birlikte Komisyonumuza sunmuştur.

Bu defa Komsiyonumuzun 16.6.2005 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Murat Başesgioğlu ile ilgili kamu kurumlarının temsilcilerinin katılımı ile yapmış olduğu birleşimde, görüşmelere alt komisyon tarafından hazırlanan metin üzerinden devam edilmesine karar verilmiştir. Komisyonumuzda yapılan görüşmeler sonucunda alt komisyon metni;

-9 uncu maddesinin birinci fıkrasının sonuna "4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerine tabi sigortalıların ölümü halinde de sigortalılıkları ölüm tarihinden itibaren sona erer" cümlesinin eklenmesi suretiyle,

-40 ıncı maddesinin (5) numaralı sırada yer alan "tabip" ibaresinden sonra gelmek üzere "diş tabibi" ibaresinin eklenmesi suretiyle,

-60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (8) numaralı alt bendinin "Harp malullüğü aylığı alanlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamında aylık alanlar" şeklinde değiştirilmesi suretiyle,

-63 üncü maddesinin (d) bendinde geçen "18 yaşından küçük veya 60 yaşından büyük kişilerin" ibaresinin "18 yaşını doldurmamış veya 60 yaşından gün almış kişilerin" olarak değiştirilmesi suretiyle,

-66 ncı maddesinin ikinci fıkrasından sonra gelmek üzere "Bakanlar Kurulu kararı ile birlik halinde ya da kamu idarelerinin yetkili makamlarınca yurt dışına askeri veya güvenlik amaçlı görevlendirilenlerin, bu Kanun kapsamına giren sağlık hizmetlerinin karşılanması ile bu hizmetlere ilişkin giderler kurumlarınca karşılanır." Fıkrasının eklenmesi suretiyle,

-102 nci maddesinin ilk cümlesine "suretiyle" ibaresinden sonra gelmek üzere "diğer kanunlarda suç oluştursa dahi ayrıca" ibaresinin eklenmesi suretiyle,

- 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 61, 62, 64, 65, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 103, 104, 105, 106, 107, geçici 1, geçici 2, geçici 3, geçici 4, geçici 5, geçici 6, geçici 7, geçici 8, geçici 9, geçici 10, geçici 11, geçici 12, geçici 13 üncü maddeleri ile yürürlük ve yürütmeye ilişkin 108 ve 109 uncu maddeleri aynen,

Kabul edilmiş ve alınan yetki doğrultusunda redakte edilmiştir.

Raporumuz Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığına sunulmak üzere saygı ile arz olunur.

 

Başkan

Başkanvekili

Kâtip

 

Cevdet Erdöl

Nevzat Doğan

Mehmet Kılıç

 

Trabzon

Kocaeli

Konya

 

Üye

Üye

Üye

 

Mehmet Kerim Yıldız

Ahmet Yaşar

Muzaffer R. Kurtulmuşoğlu

 

Ağrı

Aksaray

Ankara

 

 

(İmzada bulunamadı)

(İmzada bulunamadı)

 

Üye

Üye

Üye

 

Remziye Öztoprak

Osman Akman

Turhan Çömez

 

Ankara

Antalya

Balıkesir

 

Üye

Üye

Üye

 

Şerif Birinç

Agah Kafkas

İrfan Rıza Yazıcıoğlu

 

Bursa

Çorum

Diyarbakır

 

(İmzada bulunamadı)

 

 

 

Üye

Üye

Üye

 

Lokman Ayva

Enver Öktem

İzzet Çetin

 

İstanbul

İzmir

Kocaeli

 

(İmzada bulunamadı)

(İmzada bulunamadı)

(İmzada bulunamadı)

 

Üye

Üye

Üye

 

Hüseyin Tanrıverdi

Ali Arslan

İdris Sami Tandoğdu

 

Manisa

Muğla

Ordu

 

 

(İmzada bulunamadı)

(İmzada bulunamadı)

 

Üye

Üye

 

 

Feramus Şahin

Alim Tunç

 

 

Tokat

Uşak

 

 

SağlIk, Aİle, ÇalIşma ve Sosyal İşler Komİsyonunun Kabul Ettİğİ Metİn

SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU TASARISI

BİRİNCİ KISIM

Amaç, Kapsam ve Tanımlar

Amaç

MADDE 1.- Bu Kanunun amacı, sosyal sigortalar ile genel sağlık sigortası bakımından kişileri güvence altına almak; bu sigortalardan yararlanacak kişileri ve sağlanacak hakları, bu haklardan yararlanma şartları ile finansman ve karşılanma yöntemlerini belirlemek; sosyal sigortaların ve genel sağlık sigortasının işleyişi ile ilgili usûl ve esasları düzenlemektir.

Kapsam

MADDE 2.- Bu Kanun, sosyal sigortalar ile genel sağlık sigortasından yararlanacak kişileri, işverenleri, sağlık hizmeti sunucularını, bu Kanunun uygulanması bakımından gerçek kişiler ile her türlü kamu ve özel hukuk tüzel kişilerini ve tüzel kişiliği olmayan diğer kurum ve kuruluşları kapsar.

Tanımlar

MADDE 3.- Bu Kanunun uygulanmasında;

a) Bakanlık: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını,

b) Kurum: Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığını,

c) Sosyal sigortalar: Kısa ve uzun vadeli sigorta kollarını,

d) Kısa vadeli sigorta kolları: İş kazası ve meslek hastalığı, hastalık ve analık sigortası kollarını,

e) Uzun vadeli sigorta kolları: Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortası kollarını,

f) Sigortalı: Kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları bakımından adına prim ödenmesi veya kendi adına prim ödemesi gereken kişiyi,

g) Hak sahibi: Sigortalının veya sürekli iş göremezlik geliri ile malûllük veya yaşlılık aylığı almakta olanların ölümü halinde, gelir veya aylık bağlanmasına veya toptan ödeme yapılmasına hak kazanan eş, çocuk, ana ve babasını,

h) Genel sağlık sigortası: Kişilerin sağlıklarının korunmasını, sağlık riskleri ile karşılaşmaları halinde ise oluşan harcamaların finansmanını sağlayan sigortayı,

ı) Genel sağlık sigortalısı: Sigortalı ve isteğe bağlı sigortalı tanımından ayrı olarak genel sağlık sigortası bakımından adına prim ödenmesi veya kendi adına prim ödemesi gereken kişileri,

j) Bakmakla yükümlü olduğu kişi: Genel sağlık sigortalısının sigortalı veya isteğe bağlı sigortalı sayılmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olan;

1) Eşini,

2) 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmamış ve evli olmayan çocukları ile yaşına bakılmaksızın bu Kanuna göre malûl olduğu tespit edilen evli olmayan çocuklarını,

3) Geçiminin sigortalı tarafından sağlandığı Kurumca belirlenen ana ve babasını,

k) Hizmet akdi: 22.4.1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanununda tanımlanan hizmet akdini ve iş kanunlarında tanımlanan iş sözleşmesini, hizmet akdini veya iş sözleşmesini,

l) Ücret: 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanlara çalışmaları karşılığı olarak ödenekler dahil süreklilik niteliği taşıyan gündelik, haftalık ve aylık olarak para ile ödenen brüt tutarı,

m) Asgarî ücret: 22.5.2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu gereğince 16 yaşından büyük işçiler için belirlenen bir aylık brüt ücreti,

n) Ay: Ücretleri her ayın 15'inde ödenen sigortalılar için ayın 15'inden ertesi ayın 15'ine kadar geçen, diğer sigortalılar için ise ayın 1'i ile sonu arasında geçen ve otuz gün olarak değerlendirilen süreyi,

o) Yıl: Ücretleri her ayın 15'inde ödenen sigortalılar için 15 Ocak tarihinden ertesi yılın 15 Ocak tarihine kadar geçen, diğer sigortalılar için ise 1 Ocak ile 31 Aralık tarihleri arasında geçen ve 360 gün olarak değerlendirilen süreyi,

p) Gelir: Sigortalıya veya sigortalının ölümü halinde hak sahiplerine, iş kazası veya meslek hastalığı halinde yapılan sürekli ödemeyi,

r) Aylık: Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından yapılan sürekli ödemeyi,

s) Ödeme dönemi: Bu Kanuna göre bağlanan gelir ve aylıkların ödeme tarihinden takip eden ödeme tarihine kadar geçen süreyi,

t) Tarımsal faaliyet: Kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde veya kamuya mahsus mahallerde ekim, dikim, bakım, üretme, yetiştirme ve ıslah yoluyla yahut doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünleri elde edilmesini, bu ürünlerin yetiştiricileri tarafından; muhafazasını, taşınmasını veya pazarlanmasını,

u) Kurum Sağlık Kurulu: Kurumca yetkili kılınan sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca düzenlenecek raporlardaki teşhis ve bu teşhise dayanak teşkil eden belgeleri incelemek suretiyle çalışma gücü kaybı ve meslekte kazanma gücü kaybı oranlarını belirlemeye yetkili hekimlerden oluşan kurulları,

v) Kamu idaresi: 10.12.2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (c), (d) ve (e) bentlerinde belirtilen idare ve kurumlar ile bunların ödenmiş sermayesinin % 50'sinden fazlasına sahip oldukları ortaklıkları veya özel kanunları gereği personel çalıştıran diğer kamu kurumlarını,

y) Sağlık hizmeti: Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere 63 üncü madde gereği sağlanacak tıbbî ürün ve hizmetleri,

z) Kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmeti: Kişilerin hastalıktan korunması veya sağlıklı olma halinin sürdürülmesi amacıyla kişiye yönelik olarak verilen sağlık hizmetlerini,

aa) Aile hekimi: Sağlık Bakanlığı tarafından aile hekimi olarak yetkilendirilen ve Kurum ile sözleşmeli hekimleri,

bb) Sağlık hizmeti sunucusu: Sağlık hizmetini sunan veya üreten gerçek kişiler ile kamu ve özel hukuk tüzel kişilerini ve bunların tüzel kişiliği olmayan şubelerini,

cc) Katılım payı: Sağlık hizmetlerinden yararlanabilmek için 68 inci madde hükümlerine göre belirlenen ve genel sağlık sigortalısı veya bakmakla yükümlü olduğu kişiler tarafından ödenen tutarı,

dd) Sığınmacı ve Vatansız: İçişleri Bakanlığı tarafından sığınmacı veya vatansız olarak kabul edilen kişileri,

ee) Peşin sermaye değeri: Kurumca bağlanan ve gelecekte belirli periyotlarla ödenecek gelir ve aylıkların yaş, kesilme ihtimali ve belirli iskonto faizine göre hesaplanan değeri dikkate alınarak, Kurumca çıkarılacak yönetmelikte belirtilen tarifeye göre bulunan tutarı,

ff) Güncelleme katsayısı: Ortalama günlük prime esas kazançtaki değişim oranı ile Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan en son temel yıllı tüketici fiyatları genel indeksindeki değişim oranının toplamının yarısına (1) tam sayısının ilave edilmesi sonucunda bulunan değeri,

İfade eder.

İKİNCİ KISIM

Kısa ve Uzun Vadeli Sigorta Hükümleri

BİRİNCİ BÖLÜM

Sigortalılara İlişkin Hükümler

Sigortalı sayılanlar

MADDE 4.- Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından;

a) Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar,

b) Köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan;

1) Ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usûlde gelir vergisi mükellefi olanlar,

2) Gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr sicili ile birlikte kanunla kurulan meslek odalarına usulüne uygun olarak kayıtlı olanlar,

3) Anonim şirketlerin kurucu ortakları ve yönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortakları,

4) Tarımsal faaliyette bulunanlar,

c) Kamu idarelerinde;

1) (a) bendine tabi olmayanlardan kadro ve pozisyonlarda sürekli olarak çalışanlar,

2) (a) ve (b) bentlerine tabi olmayanlardan sözleşmeli olarak çalışanlar ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 86 ncı maddesi uyarınca açıktan vekil atananlar,

Sigortalı sayılırlar.

Birinci fıkranın (a) bendi kapsamına giren sigortalılara ilişkin hükümler;

a) İşçi sendikalarının yönetim kurullarına seçilenler,

b) Bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılan; film, tiyatro, sahne, gösteri, ses ve saz sanatçıları ile müzik, resim, heykel, dekoratif ve benzeri diğer uğraşları içine alan bütün güzel sanat kollarında çalışanlar, düşünür ve yazarlardan hizmet akdi ile çalışanlar,

c) Mütekabiliyet esasına dayalı olarak ikili sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülke uyruğunda olanlar hariç olmak üzere yabancı uyruklu kişilerden hizmet akdi ile çalışanlar,

d) 2.7.1941 tarihli ve 4081 sayılı Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında Kanuna göre çalıştırılanlar,

e) 24.4.1930 tarihli ve 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununda belirtilen umumi kadınlar,

Hakkında da uygulanır.

Birinci fıkranın (c) bendi kapsamına giren sigortalılara ilişkin hükümler;

a) Kuruluş ve personel kanunları veya diğer kanunlar gereğince seçimle veya atama yoluyla kamu idarelerinde göreve gelenlerden; bu görevleri sebebiyle kendilerine ilgili kanunlarında sosyal güvenlik hakkı tanınmış olup hizmet akdi ile çalışmayanlar,

b) Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, belediye başkanları,

c) Birinci fıkranın (c) bendi kapsamında iken bu kapsamdaki kişilerin kurduğu sendikaların veya sendika konfederasyonlarının yönetim kurullarına seçilenler,

d) Harp okulları ile fakülte ve yüksek okullarda Türk Silahlı Kuvvetleri hesabına okuyan veya kendi hesabına okumakta iken askerî öğrenci olanlar ile astsubay meslek yüksek okulları ve astsubay nasp edilmek üzere temel askerlik eğitimine tabi tutulan adaylar ile fakültelerde veya meslek yüksek okullarında kendi hesabına okuduktan sonra veya askerlik hizmetini müteakip subaylığa, astsubaylığa veya uzman jandarmalığa geçirilenlerin okullarda geçen süreleri,

Hakkında da uygulanır.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Bazı sigorta kollarının uygulanacağı sigortalılar

MADDE 5.- Kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından aşağıda sayılan kişiler hakkında uygulanacak sigorta kolları şunlardır:

a) Hizmet akdi ile çalışmamakla birlikte ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde oluşturulan tesis, atölye ve benzeri ünitelerde çalıştırılan hükümlü ve tutuklular iş kazası ve meslek hastalığı bakımından 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar.

b) Hizmet akdi ile çalışmamakla birlikte 5.6.1986 tarihli ve 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununda belirtilen aday çırak, çırak ve işletmelerde beceri eğitimi gören öğrenciler; meslek liselerinde okumakta iken veya yüksek öğrenimleri sırasında zorunlu staja tabi tutulan öğrenciler iş kazası ve meslek hastalığı bakımından 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar.

c) Harp malûlleri ile 12.4.1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu, 3.11.1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanununa göre aylıkları hesaplanarak ödenen veya asayiş ve güvenliğin sağlanması ile ilgili kanunlara göre vazife malûllüğü aylığı bağlanmış olanlardan bu Kanuna tabi çalışanlar hakkında aylıkları kesilmeksizin kısa vadeli sigorta kolları uygulanır. Ancak bunlar hakkında, uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmayı istemeleri halinde, bu isteklerini Kuruma bildirdikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren uzun vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası da uygulanır.

d) Sosyal güvenlik destek primine tabi olanlar hakkında sadece iş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümleri uygulanır.

Sigortalı sayılmayanlar

MADDE 6.- Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kollarının uygulanmasında;

a) İşverenin işyerinde ücretsiz çalışan eşi,

b) Aynı konutta birlikte yaşayan ve üçüncü derece dahil bu dereceye kadar hısımlar arasında ve aralarına dışardan başka kimse katılmaksızın yaşadıkları konut içinde yapılan işlerde çalışanlar,

c) Ev hizmetlerinde süreksiz olarak çalışanlar ile ev hizmetlerinde hizmet akdi ile sürekli çalışmasına rağmen haftalık çalışma sürelerinin 4857 sayılı İş Kanununda belirtilen sürelerden az olması nedeniyle aylık kazançları prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olanlar,

d) Askerlik hizmetlerini er ve erbaş olarak yapmakta olanlar ile yedek subay okulu öğrencileri,

e) Yabancı bir ülkede kurulu herhangi bir kuruluş tarafından ve o kuruluş nam ve hesabına Türkiye'ye bir iş için gönderilen ve yabancı ülkede sosyal sigortaya tabi olduğunu belgeleyen kişiler,

f) Resmî meslek ve sanat okulları ile yetkili resmî makamların izniyle kurulan meslek veya sanat okullarında ve yüksek okullarda tatbiki mahiyetteki yapım ve üretim işlerinde çalışan öğrenciler,

g) Sağlık hizmet sunucuları tarafından işe alıştırılmakta olan veya rehabilite edilen hasta veya malûller,

h) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılardan 18 yaşını doldurmamış olanlar,

ı) Kamu idareleri hariç olmak üzere, tarım işlerinde veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz işlerde çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; tarımsal faaliyette bulunan ve yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenler,

j) Niteliği itibarıyla bir kişinin bir gün içinde yapabileceği işlerde yevmiyeli olarak çalışanlar,

k) Kendi nam ve hesabına çalışanlardan gelir vergisinden muaf olup esnaf ve sanatkâr siciliyle birlikte kanunla kurulu meslek odalarına usûlüne uygun olarak kayıtlı olanlardan, aylık kazançlarından bu faaliyetine ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarı prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenler,

l) Kamu idarelerinin dış temsilciliklerinde istihdam edilen ve temsilciliğin bulunduğu ülkede sürekli ikamet izni veya bu devletin vatandaşlığını da haiz bulunan Türk uyruklu sözleşmeli personelden, bulunduğu ülkenin sosyal güvenlik kurumunda sigortalı olduğunu belgeleyenler ile kamu idarelerinin dış temsilciliklerinde istihdam edilen sözleşmeli personelin uluslararası anlaşmalar ve temsilciliğin bulunduğu ülkenin kamu düzeninin zorunlu kıldığı hallerde, işverenleri tarafından bulunulan ülkede sosyal sigorta kapsamında sigortalı yapılanlar,

4 üncü ve 5 inci maddelere göre sigortalı sayılmaz.

(h) bendinin uygulanmasıyla ilgili olarak, bir meslek veya sanat okulunu bitirenlerden 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre mahkemece ergin kılınmak suretiyle öğrenimleriyle ilgili görevlerde çalışanlar hakkında 18 yaşın bitirilmiş olması şartı aranmaz.

Bu maddenin uygulamasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Sigortalılığın başlangıcı

MADDE 7.- Sigorta hak ve yükümlülükleri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının;

a) (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için çalışmaya, beceri eğitimine veya zorunlu staja başladıkları tarihten,

b) (b) bendi kapsamında sigortalı sayılanlardan gelir vergisi mükellefi olanların gelir vergisi mükellefiyetinin başladığı tarihten; şirket ortaklarının şirket ortaklıklarının tescil edildiği tarihten; gelir vergisinden muaf olanların ise esnaf ve sanatkâr sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olmaları gereken tarihten; tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için tarımsal faaliyete başladıkları tarihten; köy ve mahalle muhtarları için seçildikleri tarihten,

c) (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için göreve başladıkları veya okullarında eğitime başladıkları tarihten,

İtibaren başlar.

Sigortalı bildirimi ve tescili

MADDE 8.- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılan kişileri çalıştıracak işverenler çalıştıracağı sigortalıları, 7 nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalılık başlangıcından önce sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirmekle yükümlüdür. Ancak işveren tarafından sigortalı işe giriş bildirgesi ;

a) İnşaat işyerlerinde işe başlatılacak sigortalılar için en geç çalışmaya başlatıldığı gün Kuruma verilmesi halinde,

b) Yabancı ülkelere sefer yapan ulaştırma araçlarına sefer esnasında alınarak çalıştırılanlar ile Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi verilecek işyerlerinde; ilk defa sigortalı çalıştırmaya başlanılan tarihten itibaren bir ay içinde çalışmaya başlayan sigortalılar için çalışmaya başladıkları tarihten itibaren en geç söz konusu bir aylık sürenin dolduğu tarihe kadar Kuruma verilmesi halinde,

c) Kamu idarelerince yurt dışı görevde çalışmak üzere işe alınanların çalışmaya başladıkları tarihten itibaren üç ay içinde işten ayrılmış olsalar dahi Kuruma verilmesi halinde,

Sigortalılık başlangıcından önce bildirilmiş sayılır.

Yukarıdaki fıkra gereği sigortalı işe giriş bildirgesi verilen sigortalılar, işverenin yükümlülük tarihinin bitiminden itibaren en geç otuz gün içinde sigortalı olarak çalışmaya başladıklarını Kuruma bildirirler.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı sayılan kişiler; 7 nci maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen sigortalılık başlangıcından itibaren onbeş gün içinde sigortalı işe giriş bildirgesini Kuruma vermekle yükümlüdür. Şayet bu sigortalılar sigortalı işe giriş bildirgesini kendi mevzuatlarına göre kayıt veya tescili yapan ilgili kurum, kuruluş ve birliklere veya vergi dairelerine aynı süre içerisinde vermişlerse sigortalı işe giriş bildirgesi Kuruma süresinde verilmiş sayılır. Bu kurumlar en geç on gün içinde bu kişilerin sigortalı işe giriş bildirgesini Kuruma göndermekle yükümlüdür.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılan kişileri çalıştıracak işverenler, 7 nci maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen sigortalılık başlangıcından itibaren onbeş gün içinde sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirmekle yükümlüdür.

Kamu idareleri ile bankalar ve özel finans kurumları, Kurumca belirlenen işlemlerde kişilerin sigortalılık bakımından tescilli olup olmadığını Kurumca sağlanacak elektronik alt yapıdan yararlanmak suretiyle kontrol etmek ve sigortasız olduğunu tespit ettiği kişileri Kuruma bildirmekle yükümlüdür.

Bu maddede belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen ilgililer hakkında 102 nci madde hükümlerine göre idarî para cezası uygulanır.

Sigortalı işe giriş bildirgesinin şekli ve içeriği, belgelerin verilme yöntemleri ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Sigortalılığın sona ermesi

MADDE 9.- Kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık;

a) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların, hizmet akdinin veya beceri eğitiminin ya da zorunlu stajın sona erdiği  tarihten,

b) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıların;

1) Gelir vergisi mükellefi olanlar için, mükellefiyetlerini gerektiren faaliyetlerine son verdikleri tarihten,

2) Gelir vergisinden muaf olanlar için, esnaf ve sanatkâr sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşlarındaki üye kayıtlarının silinmesi gereken veya 6 ncı maddenin (k) bendi kapsamına girdiği tarihten,

3) Şirket ve donatma iştiraki ortağı olanlar için, tabi oldukları mevzuata göre şirketle ve donatma iştiraki ile ilgilerinin kesildiği tarihten,

4) Şirket ortağı olanlar için, şirketin iflasına veya tasfiyesine karar verildiği veya münfesih sayıldığı tarihten,

5) Tarımda kendi nam ve hesabına çalışanlar için tarımsal faaliyetlerinin sona erdiği veya 6 ncı maddenin (ı) bendi kapsamına girdiği tarihten,

6) Köy ve mahalle muhtarlarının, muhtarlık görevlerinin sona erdiği tarihten,

c) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanların;  herhangi bir nedenle görevden ayrıldıkları tarihten,

d) 5 inci madde gereği bazı sigorta kollarına tabi tutulanların, kısmen sigortalı sayılmalarını gerektiren halin sona erdiği tarihten,

e) 6 ncı maddenin birinci fıkrasının (l) bendi kapsamında olanlardan, çalışmakta iken bulunduğu ülkenin sosyal güvenlik kurumu ile irtibatlandırılanlar ile uluslararası veya ikili sosyal güvenlik anlaşmaları çerçevesinde seçimini bu yönde kullananlar için sigortalandıkları tarihten,

İtibaren sona erer. 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerine tabi sigortalıların ölümü halinde de sigortalılıkları ölüm tarihinden itibaren sona erer.

Sigortalının ücretsiz izinli olması, greve iştirak etmesi veya işverenin lokavt yapması hallerinde sigortalılık bu sürelerin sona ermesini takip eden onuncu günden başlanarak yitirilmiş sayılır.

Birinci fıkranın (a), (c), (d) ve (e) bentlerine göre sigortalılığı sona erenlerin durumları işverenleri tarafından, (b) bendinde belirtilen şekilde sona erenlerin durumları ise kendileri ve sözü edilen bentte belirtilen ticarî faaliyetin sona erme halinin bildirildiği kuruluşlar tarafından en geç yedi işgünü içinde Kuruma bildirilir.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Sigortalıların işleri nedeniyle geçici olarak yurt dışında bulunmaları

MADDE 10.- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde sayılan sigortalıların işverenleri tarafından geçici görevle yurt dışına gönderilmeleri, (c) bendinde sayılan sigortalıların mevzuatlarında belirtilen usûle uygun olarak yurt dışına gönderilmeleri veya (b) bendinde sayılanların sigortalılığa esas çalışması nedeniyle yurt dışında bulunmaları halinde, bu görevleri yaptıkları sürece sigortalıların ve işverenlerin bu Kanunda yazılı hak ve yükümlülükleri devam eder.

Sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce çalıştırılmak üzere bu ülkelere götürülen Türk işçileri de, bu Kanunun uygulanmasında geçici görevle yurt dışına gönderilmiş sayılır.

İKİNCİ BÖLÜM

İşyerleri ve İşverenlere İlişkin Hükümler

İşyeri, işyerinin bildirilmesi, devri, intikali ve nakli

MADDE 11.- Sigortalı sayılanların işlerini yaptıkları yerler işyeridir.

İşyerinde üretilen mal veya verilen hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen işyerine bağlı yerler ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, bedensel ve meslekî eğitim yerleri ve avlu gibi diğer eklentiler ile araçlar da işyerinden sayılır.

İşveren, örneği Kurumca hazırlanacak işyeri bildirgesini en geç sigortalı çalıştırmaya başladığı tarihte Kuruma vermekle yükümlüdür. Şirket kuruluşu aşamasında işyeri bildirgesini ticaret sicili memurluklarına bildiren işverenlerin, bu bildirimleri Kuruma yapılmış sayılır. Ticaret sicili memurlukları kendilerine verilen işyeri bildirgesini en geç on işgünü içinde Kuruma bildirmek zorundadır.

29.6.1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi şirketlerin nevilerinin değişmesi, birleşmesi veya diğer bir şirkete katılması durumunda bu hususların ticaret siciline tesciline ilişkin ilan tarihini, adi şirketlerde şirkete yeni ortak alınması durumunda ise en geç yeni ortağın alındığı tarihi takip eden üç işgünü içinde, işyeri bildirgesi ile Kuruma bildirilmek zorundadır.

İşyerinin faaliyette bulunduğu adresten başka bir adrese nakledilmesi, sigortalı çalıştırılan bir işin veya işyerinin başka bir işverene devredilmesi veya intikal etmesi halinde, işyerinin nakledildiği, yeni işverenin işi veya işyerini devraldığı tarihi takip eden beş işgünü içinde, işyerinin miras yoluyla intikali halinde ise mirasçıları, ölüm tarihinden itibaren en geç üç ay içinde işyeri bildirgesini Kuruma vermekle yükümlüdür. İşyerinin aynı il sınırları içinde başka bir adrese nakledilmesi halinde adres değişikliğinin yazı ile bildirilmesi yeterlidir. Bu işlerde çalışan sigortalıların sigorta hak ve yükümlülükleri devam eder.

Bu maddede belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyenler hakkında 102 nci maddenin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca idarî para cezası uygulanır. İdarî para cezası uygulanması bu yükümlülüklerin yerine getirilmesine engel teşkil etmez.

İşyeri bildirgesinin verilmemesi veya geç verilmesi bu Kanunda belirtilen hak ve yükümlülükleri ortadan kaldırmaz. İşyeri bildirgesinin şekli ve içeriği Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

İşveren, işveren vekili, geçici iş ilişkisi kurulan işveren ve alt işveren

MADDE 12.- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerine göre sigortalı sayılan kişileri çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar işverendir.

İşveren nam ve hesabına, işin veya görülen hizmetin bütününün yönetim görevini yapan kimse işveren vekilidir. Bu Kanunda geçen işveren deyimi işveren vekilini de kapsar. İşveren vekili ve 4857 sayılı İş Kanununda tanımlanan geçici iş ilişkisi kurulan işveren, bu Kanunda belirtilen yükümlülüklerinden dolayı işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.

4 üncü maddenin ikinci fıkrasının (a) bendine tabi olanlar hakkında işverenlerin bu Kanunda belirtilen yükümlülükleri bunları çalıştıran işçi sendikaları veya işveren tarafından; 4 üncü maddenin üçüncü fıkrasına tabi olanlar hakkında işverenlerin bu Kanunda belirtilen yükümlülükleri bunları çalıştıran kamu idareleri veya eğitim gördükleri okullar tarafından yerine getirilir.

Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında Kanuna göre çalıştırılanlar hakkında işverenlerin bu Kanunda belirtilen yükümlülükleri, bunları atamaya yetkili makam tarafından yerine getirilir.

Ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde oluşturulan tesis, atölye ve benzeri ünitelerde çalıştırılan hükümlü ve tutukluların işvereni Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu, işveren vekilleri ceza infaz kurumları ile tutukevleri iş yurtlarının sorumlu müdür ve amirleridir.

Bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde işverenden iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişiye alt işveren denir. Sigortalılar üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bunlarla sözleşme yapmış olsalar dahi asıl işveren, bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumludur.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Kısa Vadeli Sigorta Hükümleri

İş kazasının tanımı, bildirilmesi ve soruşturulması

MADDE 13.- İş kazası;

a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada işini yaparken veya sigortalının işyerinde ayrılan alanlarda ihtiyaçlarını karşılamak için bulunduğu sırada,

b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle veya görevi nedeniyle, sigortalı kendi adına ve hesabına çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş veya çalışma konusu nedeniyle işyeri dışında,

c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının işveren tarafından görev ile işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,

d) Emziren kadın sigortalının çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,

e) Sigortalıların, işe başlama ve işten ayrılma saatleri dikkate alınarak, mutad güzergâhında veya zorunlu haller nedeniyle mutad güzergâh dışında işe gidiş gelişi sırasında,

Meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen veya ruhen arızaya uğratan olaydır.

Sigortalıların geçirdiği iş kazasının 4 üncü maddenin birinci fıkrasının;

a) (a) bendi ile 5 inci madde kapsamında bulunan sigortalıları çalıştıran işveren tarafından o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma da en geç kazadan sonraki,

b) (b) bendi kapsamında bulunan sigortalının geçirdiği iş kazasının ise otuz günü geçmemek şartıyla rahatsızlığının bildirim yapmaya engel olmadığı günden sonraki,

c) (c) bendi kapsamında bulunan sigortalıların geçirdiği iş kazasının, işveren tarafından o yer yetkili kolluk kuvvetlerine veya kendi mevzuatlarına göre yetkili mercilere derhal ve Kuruma da en geç kazadan sonraki,

Üç işgünü içinde iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile bildirilmesi zorunludur.

Kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun veya Kurumun yetkili kıldığı kamu idarelerinin kontrol ve denetimle yetkilendirilen memurları vasıtasıyla soruşturma yapılabilir. Bu soruşturma sonunda yazılı olarak bildirilen hususların gerçeğe uymadığı ve olayın iş kazası olmadığı anlaşılırsa, Kurumca bu olay için yersiz olarak yapılmış bulunan ödemeler ödemenin yapıldığı tarihten itibaren gerçeğe aykırı bildirimde bulunanlardan 96 ncı madde hükmüne göre tahsil edilir.

İş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin şekli, verilme usulü ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Meslek hastalığının tanımı, bildirilmesi ve soruşturulması

MADDE 14. - Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık veya ruhsal arıza halleridir.

Meslek hastalığı halinde bu Kanunda yazılı haklardan yararlanmak için;

a) Sigortalının çalıştığı işte meslek hastalığına tutulduğunun, Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucuları tarafından usûlüne uygun olarak düzenlenen sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgelerle,

b) Kurumca gerekli görüldüğü hallerde işyerindeki çalışma şartlarını ve buna bağlı tıbbi sonuçlarını ortaya koyan denetim raporları ve gerekli diğer belgelerle,

Kurum Sağlık Kurulu tarafından tespit edilmesi zorunludur.

Meslek hastalığı, işten ayrıldıktan sonra meydana çıkmış ve sigortalı olarak çalıştığı  işten kaynaklanmış ise, sigortalının bu Kanunla sağlanan haklardan yararlanabilmesi için, eski işinden fiilen ayrılmasıyla hastalığın meydana çıkması arasında bu hastalık için Kurumca çıkarılacak yönetmelikte belirtilen süreden daha uzun bir zamanın geçmemiş olması şarttır. Bu durumdaki kişiler, gerekli belgelerle Kuruma müracaat edebilirler. Herhangi bir meslek hastalığının klinik ve laboratuar bulgularıyla belirlendiği ve meslek hastalığına yol açan etkenin işyerindeki inceleme sonunda tespit edildiği hallerde, meslek hastalıkları listesindeki yükümlülük süresi aşılmış olsa bile, söz konusu hastalık Kurumun veya ilgilinin başvurusu üzerine Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun onayı ile meslek hastalığı sayılabilir.

Meslek hastalığı 4 üncü maddenin birinci fıkrasının;

a) (a)  ve (c) bentleri ile 5 inci madde kapsamında bulunan sigortalılar için işveren, bir sigortalının meslek hastalığına tutulduğunu öğrenir veya bu durum kendisine bildirilirse,

b) (b) bendi kapsamındakiler için ise sigortalının kendisi,

Bu durumu öğrendiği günden başlayarak üç işgünü içinde iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile Kuruma bildirilmek zorundadır. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyen veya yazılı olarak bildirilen hususları kasten eksik ya da yanlış bildiren işverene veya 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındakiler için ise sigortalının kendisine Kurumca bu durum için yapılmış bulunan masraflar ile geçici iş göremezlik ödenekleri rücû edilir.

Meslek hastalığı ile ilgili bildirimler üzerine gerekli soruşturmalar Kurumun veya Kurumun yetkili kıldığı kamu idarelerinin kontrol ve denetimle yetkilendirilen memurları vasıtasıyla yaptırılabilir.

Hangi hastalıkların meslek hastalığı sayılacağı, iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin şekli, verilme usulü ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikte düzenlenir. Yönetmelikte belirlenmiş hastalıklar dışında herhangi bir hastalığın meslek hastalığı sayılıp sayılmaması hususunda çıkabilecek uyuşmazlıklar, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.

Hastalık ve analık hali

MADDE 15.- Sigortalının, iş kazası ve meslek hastalığı dışında kalan ve iş göremezliğine neden olan hastalıklar,  hastalık halidir.

Sigortalı kadının veya sigortalı erkeğin sigortalı olmayan eşinin gebeliğinin başladığı tarihten itibaren doğumdan sonraki ilk sekiz haftalık, çoğul gebelik halinde ise ilk on haftalık süreye kadar olan gebelik ve analık haliyle ilgili rahatsızlık ve arıza halleri analık hali kabul edilir.

İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde sağlanan haklar

MADDE 16.- İş kazası veya meslek hastalığı halleri nedeniyle sağlanan haklar şunlardır:

a) Sigortalıya geçici iş göremezlik süresince günlük geçici iş göremezlik ödeneği verilmesi.

b) Sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanması.

c) İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine gelir bağlanması.

d) Gelir bağlanmış olan eş ve çocuklara evlenme ödeneği verilmesi.

e) İş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölen sigortalı için cenaze ödeneği verilmesi.

Sigortalıya hastalık veya analık hallerine bağlı olarak ortaya çıkan iş göremezlik süresince, günlük geçici iş göremezlik ödeneği verilir.

Sigortalı kadına veya sigortalı olmayan karısının doğum yapması nedeniyle sigortalı erkeğe, çocuğun yaşaması şartıyla doğumdan sonraki altı ay süresince her ay, doğum tarihinde geçerli olan asgarî ücretin üçte biri tutarında emzirme ödeneği verilir.

Ödenek ve gelirlere esas tutulacak günlük kazanç

MADDE 17.- İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde verilecek ödeneklerin veya bağlanacak gelirlerin hesabına esas tutulacak günlük kazanç; iş kazasının veya doğumun olduğu tarihten, meslek hastalığı veya hastalık halinde ise iş göremezliğin başladığı tarihten önceki oniki aydaki son üç ay içinde 80 inci maddeye göre hesaplanacak prime esas kazançlar toplamının, bu kazançlara esas prim gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanır.  Bu surette bulunan prime esas kazanç, ödeneğin verileceği veya gelirin bağlanacağı tarihten geriye doğru oniki ay ve daha öncesine ait ise güncelleme katsayısı ile güncellenerek hesaplanır.

Sigortalı, çalışmaya başladığı ay içinde iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle iş göremezliğe uğrarsa prime esas günlük kazancı; çalışmaya başladığı tarih ile iş göremezliğinin başladığı tarih arasındaki sürede elde ettiği prime esas günlük kazanç toplamının, çalıştığı gün sayısına bölünmesi suretiyle; çalışmaya başladığı gün iş kazasına uğraması halinde ise aynı veya emsal işte çalışan benzeri bir sigortalının günlük kazancı esas tutulur.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri gereği sigortalı sayılanların günlük prime esas kazançlarının hesabında ;

a) Ücret dışında arızi nitelikteki ödemeler dikkate alınmış ise ücret toplamının ücret alınan gün sayısına bölünmesiyle hesaplanacak günlük kazanca, % 50 oranında bir ekleme yapılarak bulunan tutardan çok olamaz.

b) İdare ve yargı mercilerince verilen karar gereğince yapılan ücret, ikramiye, zam, tazminat ve bu mahiyetteki ödemelerden, ödenek ve gelirin hesabına esas alınan üç aylık dönemden önceki aylara ilişkin olanlar günlük kazancın hesabında dikkate alınmaz.

Meslek hastalığı, sigortalının sigortalı olarak çalıştığı son işinden ayrıldığı tarihten bir yıl geçtikten sonra meydana çıkmış ise, günlük kazancı bu son işinden ayrıldığı tarih esas alınarak yukarıdaki fıkralara göre hesaplanır.

İş kazası ile meslek hastalığı sigortasından bağlanacak gelirlere esas tutulacak aylık kazanç, yukarıdaki hükümlere göre hesaplanacak günlük kazancın otuz katıdır.

Geçici iş göremezlik ödeneği

MADDE 18.- Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla;

a) İş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle iş göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için,

b) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri ile 5 inci madde kapsamındaki sigortalıların hastalık sebebiyle iş göremezliğe uğraması halinde, iş göremezliğin başladığı tarihten önceki bir yıl içinde en az doksan gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması şartıyla geçici iş göremezliğin üçüncü gününden başlamak üzere her gün için,

c) Sigortalı kadının analığı halinde doğumdan önceki bir yıl içinde en az doksan gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması şartıyla, doğumdan önceki ve sonraki sekizer haftalık sürede, çoğul gebelik halinde ise doğumdan önceki sekiz haftalık süreye iki haftalık süre ilave edilerek çalışmadığı her gün için,

d) Sigortalı kadının isteği ve doktorun onayı ile doğuma üç hafta kalıncaya kadar çalışılması halinde, doğum sonrası istirahat süresine eklenen süreler için,

Geçici iş göremezlik ödeneği verilir.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı olanlara hastalıkları halinde geçici iş göremezlik ödeneği, genel sağlık sigortası dahil prim ve her türlü borçlarının ödenmiş olması şartıyla yatarak tedavileri süresince veya bu tedavinin gereği olarak istirahat raporu aldıkları sürede ödenir.

İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve sigortalı kadının analığı halinde verilecek geçici iş göremezlik ödeneği, 17 nci maddeye göre hesaplanacak günlük kazancının üçte ikisidir. Ancak geçici iş göremezlik ödeneğinin güncellenmemiş tutarı, sigortalının ödenek hesabına esas alınan dönemdeki vergi, sosyal sigorta, genel sağlık sigortası ve işsizlik sigortası primleri kesintileri sonrası hesaplanan net ücretini geçemez.

Sigorta prim ve ödeneklerinin hesabına esas tutulacak günlük kazançların alt sınırında meydana gelecek değişikliklerde, yeniden tespit edilen alt sınırın altında bir günlük kazanç üzerinden ödenek almakta bulunanların veya almaya hak kazanmış veya kazanacak olanların bu ödenekleri, günlük kazançlarının alt sınırındaki değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak değiştirilmiş günlük kazançların alt sınırına göre ödenir.

Bir sigortalıda iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinden bir kaçı birleşirse, geçici iş göremezlik ödeneklerinden en yükseği verilir.

Geçici iş göremezlik ödenekleri, toplu iş sözleşmesi yapılan işyerleri ile kamu idarelerinin işverenleri tarafından Kurumca belirlenen usul ve esaslara göre Kurum adına sigortalılara ödenerek, daha sonra Kurum ile mahsuplaşmak suretiyle tahsil edilebilir.

Geçici iş göremezlik ödeneklerinin ödeme zamanı ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanma, hesaplanması, başlangıcı ve birden çok iş kazası ve meslek hastalığı hali

MADDE 19.- İş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve arızalar nedeniyle, Kurumca yetkili kılınan sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlarda meslekte kazanma gücü en az % 10 oranında azalmış bulunduğu belirtilen ve Kurum Sağlık Kurulunca bu durumu onaylanan sigortalı, sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanır.

Sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış olan sigortalının yeniden tedavi ettirilmesi halinde meslekte kazanma gücünü ne oranda yitirdiği, birinci fıkrada belirtilen sağlık kurullarından alınacak raporlara göre yeniden tespit olunur.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı olanlara sürekli iş göremezlik geliri, kendi sigortalılığından dolayı, genel sağlık sigortası dahil prim ve her türlü borçlarının ödenmiş olması şartıyla bağlanır.

Sürekli iş göremezlik geliri, sigortalının mesleğinde kazanma gücünün kaybı oranına göre hesaplanır. Sürekli tam iş göremezlikte sigortalıya, 17 nci maddeye göre hesaplanan aylık kazancının % 70'i oranında gelir bağlanır. Sürekli kısmi iş göremezlikte sigortalıya bağlanacak gelir, tam iş göremezlik geliri gibi hesaplanarak bunun iş göremezlik derecesi oranındaki tutarı kendisine ödenir. Sigortalı, başka birinin sürekli bakımına muhtaç ise gelir bağlama oranı % 100 olarak uygulanır.

Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında bulunan sigortalılardan kurumlarınca sürekli iş göremezlik nedeniyle görevlerine son verilenlerden;

a) Malullük veya yaşlılık aylığına hak kazanamayan sigortalılara sürekli tam iş göremezlik geliri bağlanır, sürekli iş göremezlik derecesine göre hesaplanacak sürekli iş göremezlik gelir tutarı ile sürekli tam iş göremezlik arasındaki fark sigortalının görevine son veren kurumca, Kuruma ödenir. Bunların bu Kanun kapsamında tekrar çalışması halinde sürekli iş göremezlik derecesine göre hesaplanan sürekli iş göremezlik geliri ödenir.

b) Malullük veya yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalılara ise sürekli iş göremezlik derecesine göre gelir bağlanır.

Ancak sürekli iş göremezlik ödeneğinin güncellenmemiş tutarı, sigortalının ödenek hesabına esas alınan dönemdeki vergi, sosyal sigorta, genel sağlık sigortası ve işsizlik sigortası primleri kesintileri sonrası hesaplanan net ücretini geçemez.

Yukarıdaki fıkralara göre hesaplanan gelir, günlük kazanç hesabına giren son ay ile gelir başlangıç tarihi arasında 55 inci madde hükmüne göre artırılarak belirlenir.

Sigortalının sürekli iş göremezlik geliri;

a) Geçici iş göremezlik ödeneğinin sona erdiği tarihi,

b) Geçici iş göremezlik tespit edilemeden sürekli iş göremezlik durumuna girilmişse, buna ait sağlık kurulu raporu tarihini,

Takip eden ödeme dönemi başından başlar.

Sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış sigortalılardan, aynı arıza veya meslek hastalığı nedeniyle istirahat raporu alanlara, yazılı istek tarihinden itibaren 18 inci maddeye göre hesaplanacak bir günlük geçici iş göremezlik ödeneği ile aylık sürekli iş göremezlik gelirinin otuzda biri arasındaki fark, her gün için geçici iş göremezlik ödeneği olarak verilir.

Sigortalının yeniden bir iş kazasına uğraması veya yeni bir meslek hastalığına tutulması halinde, meydana gelen arızaların bütünü göz önüne alınarak kendisine sürekli iş göremezliğini doğuran son iş kazası veya meslek hastalığı sırasındaki kazancı üzerinden gelir hesaplanır. Ancak, sigortalının son iş kazası veya meslek hastalığı sırasındaki günlük kazancına göre bulunacak geliri, hesaplanan ilk gelirinden az ise sigortalının sürekli iş göremezlik geliri ilk kazanç üzerinden ödenir.

İş kazası ve meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik hallerinde meslekte kazanma gücündeki kayıp oranının belirlenmesine ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Hak sahiplerine gelir bağlanması, evlenme ve cenaze ödenekleri

MADDE 20.- İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının 17 nci madde gereğince tespit edilecek aylık kazancının % 70'i alınmak suretiyle bulunan tutarın 55 inci maddeye göre güncellenerek bulunan tutarı, 34 üncü madde hükümlerine göre hak sahiplerine gelir olarak bağlanır.

İş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün % 50 veya daha fazla oranda kaybetmesi nedeniyle sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış iken ölenlerin hak sahiplerine, ölümün iş kazası veya meslek hastalığına bağlı olup olmadığına bakılmaksızın birinci fıkraya göre belirlenen tutar, 34 üncü madde hükümlerine göre hak sahiplerine gelir olarak  bağlanır.

İş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü % 50 oranının  altında kaybetmesi nedeniyle sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış iken ölenlerin hak sahiplerine, ölümün iş kazası veya meslek hastalığına bağlı olmaması halinde sigortalının almakta olduğu sürekli iş göremezlik geliri, 34 üncü madde hükümlerine göre hak sahiplerine gelir olarak bağlanır.

Gelirin başlangıcı, kesilmesi ve yeniden bağlanmasında 34 üncü ve 35 inci maddeler uygulanır.

37 nci madde hükümlerine göre hak sahiplerine ayrıca cenaze ve evlenme ödeneği verilir.

İş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin ve üçüncü kişilerin sorumluluğu

MADDE 21.- İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliğine aykırı hareketi veya suç sayılabilir bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere Kurumca işverene ödettirilir. Sigortalı ve işveren sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır.

İş kazasının, 13 üncü maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sürede işveren tarafından Kuruma bildirilmemesi halinde, bildirim tarihine kadar geçen süre için sigortalıya ödenecek iş göremezlik ödeneği Kurumca işverenden tahsil edilir.

Çalışma mevzuatında sağlık raporu alınması gerektiği belirtilen işlerde, böyle bir rapora dayanılmaksızın veya eldeki rapora aykırı olarak bünyece elverişli olmadığı işte çalıştırılan sigortalının, bu işe girmeden önce var olduğu tespit edilen veya bünyece elverişli olmadığı işte çalıştırılması sonucu meydana gelen hastalığı nedeniyle Kurumca sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği işverene ödettirilir.

İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki en fazla on yıl için hesaplanan peşin sermaye değeri toplamı için, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara genel hükümlere göre rücû edilir.

Ancak, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümlerde bu Kanun uyarınca hak sahiplerine verilecek ödenekler için, iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde kusuru bulunup da aynı iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine Kurumca yapılan masraflar rücû edilmez.

Sigortalının kendisinden kaynaklanan sebeplerle tedavi süresinin uzaması, iş göremezliğinin artması

MADDE 22.- Sigortalının kendisinden kaynaklanan ve aşağıdaki sayılan nedenlerden dolayı iş kazasına veya meslek hastalığına uğraması, hastalanması, tedavi süresinin uzaması veya iş göremezliği artması hallerinde geçici iş göremezlik ödeneği veya sürekli iş göremezlik geliri;

a) Sigortalının iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık nedeniyle hekimin bildirdiği tedbir ve tavsiyelere uymaması sonucu tedavi süresinin uzamasına veya iş göremezlik oranının artmasına, malûl kalmasına neden olması halinde, uzayan tedavi süresi veya artan iş göremezlik oranı esas alınarak dörtte birine kadarı Kurumca eksiltilir.

b) Ceza sorumluluğu olmayanlar hariç ağır kusuru veya suç sayılır hareketi yüzünden iş kazasına uğrayan, meslek hastalığına tutulan veya hastalanan sigortalının kusur derecesi esas alınarak üçte birine kadarı Kurumca eksiltilir.

c) Kastî bir hareketi yüzünden iş kazasına uğrayan, meslek hastalığına tutulan, hastalanan veya Kurumun yazılı bildirimine rağmen teklif edilen tedaviyi kabul etmeyen sigortalıya yarısı tutarında ödenir.

d) Hekimce tedavisine ilişkin alınması istenen tedbirlere uymayan sigortalılara bu tedbirleri yerine getirmedikleri süre için yarısı tutarında ödenir.

e) Tedavi gördüğü hekimden, tedavinin sona erdiğine ve çalışabilir olduğuna dair belge almaksızın çalışan sigortalıya geçici iş göremezlik ödeneği ödenmez, ödenmiş olanlar da yersiz yapılan ödeme tarihinden itibaren 96 ncı madde hükümlerine göre geri alınır.

13 üncü maddenin ikinci fıkrasının (b) bendinde belirtilenler tarafından iş kazasının anılan bentte belirtilen süre içinde Kuruma bildirilmemesi durumunda sigortalıya yapılacak iş göremezlik ödenekleri bildirim tarihinden itibaren ödenir.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Süresinde bildirilmeyen sigortalılıktan doğan sorumluluk

MADDE 23.- Sigortalı çalıştırmaya başlandığının süresi içinde sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirilmemesi halinde, bildirgenin sonradan verildiği veya sigortalı çalıştırıldığının Kurumca tespit edildiği tarihten önce meydana gelen iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık halleri sonucu ilgililerin aylık, gelir ve ödenekleri Kurumca ödenir.

Ancak, yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, Kurumca yapılan ve ileride yapılması gerekli bulunan her türlü masrafların tutarı ile gelir bağlanırsa bu gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri tutarı, 21 inci maddede yazılı sorumluluk halleri aranmaksızın, işverene ayrıca ödettirilir.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olduğu halde 8 inci maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen süre içerisinde bildirimde bulunmayanlara, bildirimde bulunulmayan sürede meydana gelen iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık halleri sonucu ilgililerin aylık, gelir ve ödenekleri Kurumca ödenmez.

Kısa vadeli sigorta kollarında dikkate alınmayan süreler

MADDE 24.- Kısa vadeli sigorta kolları bakımından;

a) Herhangi bir sebeple silah altına alınan sigortalının askerlikte geçen hizmet süresi,

b) Hükümlülükle sonuçlanmayan tutuklulukta geçen süre,

c) İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık sigortalarından geçici iş göremezlik ödeneği alan sigortalının iş göremediği süre,

d) Sigortalının greve iştirak etmesi veya işverenin lokavt yapması hallerinde geçen süre,

18 inci maddede belirtilen çalışma sürelerine girmediği gibi, iş göremezliğin başladığı veya hastalığın anlaşıldığı yahut doğumun olduğu tarihten önceki bir yılın hesabında da dikkate alınmaz.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Uzun Vadeli Sigorta Hükümleri

Malul sayılma

MADDE 25.- Sigortalının veya işverenin talebi üzerine Kurumca yetkilendirilen sağlık kurullarınca usûlüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi sonucu, çalışma gücünün en az % 60'ını veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az % 60'ını kaybettiği Kurum Sağlık Kurulunca tespit edilen sigortalı, malûllük sigortası bakımından malûl sayılır.

Ancak, sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihte, malûliyete esas hastalık veya arızanın çalışma gücünün % 60'ını kaybetmesine neden olacağı bu rahatsızlığın mahiyeti gereği tıbben anlaşılabiliyorsa veya önceden veya sonradan tespit edilen belgelerden sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce sigortalının çalışma gücünün % 60'ını kaybettiği tespit edilirse, sigortalı bu hastalık veya arızası sebebiyle malûllük aylığından yararlanamaz.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Malûllük sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları

MADDE 26.- Malûllük sigortasından sigortalılara sağlanan hak, malûllük aylığı bağlanmasıdır.

Sigortalıya malûllük aylığı bağlanabilmesi için sigortalının;

a) 25 inci maddeye göre malûl sayılması,

b) Toplam 3600 gün veya en az on yıldan beri sigortalı bulunup sigortalılık süresinin her yılı için ortalama olarak 180 gün  malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması,

c) Malûliyeti nedeniyle sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan veya işyerini kapattıktan veya devrettikten sonra Kurumdan yazılı istekte bulunması,

Halinde malullük aylığı bağlanır. Ancak, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların kendi sigortalılığı nedeniyle genel sağlık sigortası primi dahil prim borcunun olmaması şarttır.

Ancak, birinci fıkranın (b) bendinin uygulamasında başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malûl olan sigortalılar için 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak yeterlidir.

Malûllük aylığının hesaplanması, başlangıcı, kesilmesi ve yeniden bağlanması

MADDE 27.- Malûllük aylığı, 29 uncu maddeye göre 9000 gün prim ödeme gün sayısı varmış gibi hesaplanacak aylık bağlama oranı, prim ödeme gün sayısı 9000 günden fazla olanlar için ise toplam süreye göre hesaplanacak aylık bağlama oranı dikkate alınarak hesaplanır. Sigortalı başka birinin sürekli bakımına muhtaç ise tespit edilen aylık bağlama oranı 20 puan artırılır.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılar için ayrı ayrı olmak üzere, malullük sigortasından dosya bazında her yıl bağlanan aylıkların aylık başlangıç tarihinin ait olduğu yılın Ocak ayı itibarıyla yıl içine ait artışlar uygulanmaksızın hesaplanacak tutarları, yaşlılık sigortasından bir önceki yılın son ödeme ayında söz konusu sigortalılar için ayrı ayrı dosya bazında ödenen en düşük yaşlılık aylığından az olamaz.

Malûllük aylığı, sigortalının;

a) Malûl sayılmasına esas tutulan rapor istek tarihinden önce ise yazılı istek tarihini,

b) Malûl sayılmasına esas rapor yazılı istek tarihinden sonraki bir tarihte ise rapor tarihini,

c) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında bulunanların çalıştıkları işyerine müracaatları halinde görevlerinden ayrıldıkları tarihi,

Takip eden ödeme dönemi başından itibaren başlar.

Sigortalı, aylığın başlangıç tarihinde geçici iş göremezlik ödeneği almakta ise malûllük aylığı geçici iş göremezlik ödeneği verilme süresinin sona erdiği tarihten sonraki aybaşından başlar. Ancak, bağlanacak malûllük aylığı, sigortalının almakta olduğu geçici iş göremezlik ödeneğinin aylık tutarından fazla ise aradaki fark, birinci fıkraya göre tespit edilecek tarihten başlanarak verilir.

Malûllük aylığı almakta iken bu Kanuna göre sigortalı olmayı gerektiren bir işte çalışanların malûllük aylıkları, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başından itibaren kesilir.

Bu Kanuna göre sigortalı olmayı gerektiren bir işte çalışması nedeniyle malûllük aylıkları kesilenlerden çalışması sona erip, malûllük aylığı verilmesi için yazılı istekte bulunanlara, kontrol muayenesine tabi tutulmak ve malûllüğünün devam ettiği anlaşılmak şartıyla eski malûllük aylığı, yazılı istekte bulunduğu tarihten sonraki ödeme dönemi başından itibaren ödenmeye başlanır. Ancak, bu durumdaki sigortalılar için yazılı istek tarihlerine göre yeniden malûllük aylığı hesaplanır ve bu aylık önceden bağlanan malûllük aylığından fazla ise hesaplanan yeni aylık üzerinden ödeme yapılır.

Yaşlılık sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları

MADDE 28.- Yaşlılık sigortasından sigortalıya sağlanan haklar; yaşlılık aylığı bağlanması ve toptan ödeme yapılmasıdır.

İlk defa bu Kanuna göre sigortalı olanlar;

a) Kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmuş olmaları ve en az 9000 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmaları şartıyla yaşlılık aylığından yararlanabilirler.

b) Yaşlılık aylığından faydalanmak için (a) bendinde belirtilen yaş şartı,

1) 1.1.2036 ila 31.12.2037 tarihleri arasında kadın için 59, erkek için 61,

2) 1.1.2038 ila 31.12.2039 tarihleri arasında kadın için 60, erkek için 62,

3) 1.1.2040 ila 31.12.2041 tarihleri arasında kadın için 61, erkek için 63,

4) 1.1.2042 ila 31.12.2043 tarihleri arasında kadın için 62, erkek için 64,

5) 1.1.2044 ila 31.12.2045 tarihleri arasında kadın için 63, erkek için 65,

6) 1.1.2046 ila 31.12.2047 tarihleri arasında kadın için 64, erkek için 65,

7) 1.1.2048 ila 31.12.2056 tarihleri arasında kadın ve erkek için 65,

8) 1.1.2057 ila 31.12.2065 tarihleri arasında kadın ve erkek için 66,

9) 1.1.2066 ila 31.12.2074 tarihleri arasında kadın ve erkek için 67,

10) 1.1.2075 tarihinden itibaren ise kadın ve erkek için 68,

Olarak uygulanır.

Sigortalılar ikinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinde yer alan yaş hadlerine üç yıl eklenmek ve adlarına 5400 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak şartıyla da yaşlılık aylığından yararlanabilirler.

Sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce 25 inci maddenin ikinci fıkrasına göre malûl sayılmayı gerektirecek derecede hastalık veya arızası bulunan ve bu nedenle malûllük aylığından yararlanamayan sigortalılara en az onbeş yıldan beri sigortalı bulunmak ve en az 3960 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak şartıyla yaşlılık aylığı bağlanır.

Kurumca yetkilendirilen sağlık kurullarınca usûlüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi sonucu Kurumca çalışma gücündeki kayıp oranının;

a) % 50 ila 59 arasında olduğu anlaşılan sigortalılar en az 16 yıldan beri sigortalı olmaları ve 4320 gün,

b) % 40 ila 49 arasında olduğu anlaşılan sigortalılar en az 18 yıldan beri sigortalı olmaları ve 4680 gün,

Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak şartıyla ikinci fıkranın (a) bendindeki yaş şartları aranmaksızın yaşlılık aylığına hak kazanırlar.

50 yaşını dolduran ve erken yaşlanma nedeniyle bu Kanun hükümlerine göre yaşlılık aylığı bağlanması gereken yaşa ulaştığı tespit edilen kişilere, diğer şartları taşımaları halinde ikinci fıkranın (a) bendindeki yaş şartları aranmaksızın yaşlılık aylığı bağlanır. Erken yaşlanmanın tespiti, Kurumca yetki verilen sağlık hizmet sunucusu sağlık kurulunun raporlarına istinaden Kurum Sağlık Kurulu tarafından yapılır.

Yukarıdaki fıkralarda belirtilen yaşlılık aylıklarından yararlanabilmek için, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalının çalıştığı işten ayrıldıktan, (b) bendinde belirtilen sigortalının sigortalılığa esas faaliyete son verip vermeyeceğini beyan ettikten, (c) bendinde belirtilen sigortalıların ise Kurumun aylık bağlanma hakkı olduğuna dair yazısı üzerine yetkili makamdan emekliye sevk onayı aldıktan ve ilişiği kesildikten sonra yazılı istekte bulunması şarttır.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen sigortalılara yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için ayrıca, yazılı talepte bulunduğu tarih itibarıyla genel sağlık sigortası primi dahil kendi sigortalılığı nedeniyle prim borcunun olmaması şarttır.

Bu maddenin uygulamasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Yaşlılık aylığının hesaplanması

MADDE 29.- Yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalıların aylığı, aşağıdaki hükümlere göre belirlenecek ortalama aylık kazancı ile aylık bağlama oranının çarpımı sonucunda bulunan tutardır.

Ortalama aylık kazanç, sigortalının her yıla ait prime esas kazancı, kazancın ait olduğu yıldan itibaren aylık talep tarihine kadar geçen yıllar için, her yıl gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek bulunan kazançlar toplamının, fiili hizmet süresi zammı hariç toplam prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanan ortalama günlük kazancın otuz katıdır.

Aylık bağlama oranı, sigortalının malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi geçen toplam prim ödeme gün sayısının her 360 günü için 2015 yılı sonuna kadar % 2,5; 2016 yılı başından itibaren ise % 2 olarak uygulanır. Bu hesaplamada 360 günden eksik süreler orantılı olarak dikkate alınır. Ancak aylık bağlama oranı  % 90'ı geçemez.

28 inci maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarına göre aylığa hak kazanan  sigortalılar için hesaplanacak aylık bağlama oranı, prim ödeme gün sayısı 9000 günden az olanlar için çalışma gücü kayıp oranının 9000 gün prim ödeme gün sayısı ile çarpımı sonucu bulunan tutarın % 60'a bölünmesi suretiyle bulunan gün sayısına tekabül eden orandır. Prim ödeme gün sayısı 9000 günden fazla olanlar için ise toplam prim ödeme gün sayısına göre aylık bağlama oranı belirlenir. Ancak 28 inci maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen sigortalılar için belirlenecek aylık bağlama oranı 9000 prim ödeme gün sayısına ait aylık bağlama oranından fazla olamaz.

Yukarıdaki şekilde hesaplanan aylığın başlangıç tarihinin yılın ilk altı aylık dönemine rastlaması halinde 55 inci maddeye göre Ocak ödeme dönemi için gelir ve aylıklara uygulanan artış oranı kadar artırılarak, yılın ikinci altı aylık dönemine rastlaması halinde ise öncelikle Ocak ödeme dönemi, daha sonra Temmuz ödeme dönemi için gelir ve aylıklara uygulanan artış oranları kadar artırılarak sigortalının aylık başlangıç tarihindeki aylığı hesaplanır.

Yaşlılık aylığının başlangıcı, kesilmesi veya sosyal güvenlik destek primi ödenmesi

MADDE 30.- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının;

a) (a) ve (b) bentlerinde belirtilen sigortalılardan yaşlılık aylığına hak kazananlara, yazılı istek tarihinden sonraki,

b) (c) bendinde belirtilen sigortalılardan yetkili makamdan emekliye sevk onayı aldıktan ve ilişiği kesildikten sonra Kuruma başvuranlara ilişiğinin kesildiği tarihi takip eden,

c) (c) bendinde belirtilen sigortalılardan her ne şekilde olursa olsun sigortalı olmayı gerektiren görevinden ayrılmış olanlara ise istek tarihini takip eden,

Ödeme dönemi başından itibaren aylık bağlanır.

Aylığın ödenmesine başlanacağı tarihte hastalık sigortasından geçici iş göremezlik ödeneği almakta olan sigortalının yaşlılık aylığı, geçici iş göremezlik ödeneği verilme süresinin sona erdiği tarihi takip eden ödeme dönemi başından başlar. Ancak, bağlanacak yaşlılık aylığı geçici iş göremezlik ödeneğinin aylık tutarından fazla ise, aradaki fark birinci fıkraya göre tespit edilecek tarihten başlanarak verilir.

Yaşlılık aylığı almakta iken sigortalı olarak yeniden çalışmaya başlayanların yaşlılık aylıkları, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başında kesilir. Yaşlılık aylıkları kesilenlerden yeniden çalıştıkları süre zarfında 80 inci maddeye göre belirlenen prime esas kazançları üzerinden 81 inci madde gereğince kısa ve uzun vadeli sigorta kollarına ait prim alınır. Bu Kanuna tabi çalışmaya başlaması nedeniyle yaşlılık aylıkları kesilenlerden, işten ayrılarak veya işyerini kapatarak yeniden yaşlılık aylığı bağlanması için yazılı istekte bulunan sigortalıya, yazılı istek tarihini takip eden ödeme dönemi başından itibaren yeniden yaşlılık aylığı hesaplanarak bağlanır. Bu durumda olanların yeniden hesaplanan yaşlılık aylığı, 55 inci maddeye göre yeni talep tarihine kadar yükseltilen eski aylıklarının altında olamaz.

Yaşlılık aylığı almakta iken sigortalı olarak yeniden çalışmaya başlayanlardan veya 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine tabi faaliyete devam edeceğini beyan edenlerden aylıklarının kesilmemesi için yazılı istekte bulunanların yaşlılık aylıklarının ödenmesine devam edilir. Bunlardan 80 inci maddeye göre tespit edilen prime esas kazançlar üzerinden 81 inci maddenin (e) bendi gereğince sosyal güvenlik destek primi alınır. Sosyal güvenlik destek primi ödenmiş veya bildirilmiş süreler bu Kanuna göre malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim ödeme gün sayısına ilave edilmez. 31 inci ve 36 ncı madde hükümlerine göre toptan ödeme yapılmaz.

Üçüncü fıkraya göre yaşlılık aylığı kesilenler, çalıştıkları süre içinde dördüncü fıkra hükümlerinin uygulanmasını; dördüncü fıkraya göre yaşlılık aylığı kesilmeden çalışanlar ise çalıştıkları süre içinde haklarında üçüncü fıkra hükümlerinin uygulanmasını isteyebilirler.

Yaşlılık toptan ödemesi ve ihya

MADDE 31.- Sigortalı olarak çalıştığı işten ayrılan veya işyerini kapatan ve yaşlılık aylığı bağlanması için gerekli yaş şartını doldurduğu halde malûllük ve yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanamayan sigortalıya, işveren payı dahil kendi adına veya kendisince ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin her yıla ait tutarı, primin ait olduğu yıldan itibaren yazılı istek tarihine kadar geçen yıllar için her yılın gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek bulunan tutarları toptan ödeme şeklinde verilir.

Toptan ödeme yapılarak hizmetleri tasfiye edilmiş bulunanlardan yeniden bu Kanuna tabi olarak yahut bu Kanunla yürürlükten kaldırılmış kanunlara göre malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olanlar, yazılı olarak müracaat etmeleri halinde, aldıkları toptan ödemenin ödeme tarihi ile yazılı istek tarihi arasında geçen yıllar için her yılın gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek bulunan tutarını talep tarihini takip eden ayın sonuna kadar ödemeleri halinde, bu hizmetler ihya edilerek bu Kanunun uygulanmasında dikkate alınır. Güncelleme bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren geçen süreler için yapılır.

Ölüm sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları

MADDE 32.- Ölüm sigortasından sağlanan haklar şunlardır:

a) Ölüm aylığı bağlanması.

b) Ölüm toptan ödemesi yapılması.

c) Aylık almakta olan eş ve çocuklara evlenme ödeneği verilmesi.

d) Cenaze ödeneği verilmesi.

Ölüm aylığı;

a) Toplam 1800 gün veya en az beş yıldan beri sigortalı bulunup sigortalılık süresinin her yılı için ortalama olarak 180 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş,

b) Malûllük veya yaşlılık aylığı almakta iken veya malûllük veya yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanmış olup henüz işlemi tamamlanmamış,

c) Bağlanmış bulunan malûllük veya yaşlılık aylığı, sigortalı olarak çalışmaya başlamaları sebebiyle kesilmiş,

Durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine yazılı istekte bulunmaları halinde bağlanır. Ancak, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların genel sağlık sigortası primi dahil kendi sigortalılığından dolayı prim borcunun olmaması şarttır.

Ölüm sigortasından bağlanacak aylığın hesaplanması

MADDE 33.- Sigortalının ölümü halinde hak sahiplerine bağlanan aylığın hesaplanmasında;

a) Sigortalının almakta olduğu veya bağlanmasına hak kazandığı malûllük veya yaşlılık aylığı,

b) Malûllük veya yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra sigortalı olarak çalışmaya başlaması sebebiyle aylığı kesilen sigortalının ölüm tarihi esas alınarak 27 nci veya 29 uncu maddelere göre tespit edilecek aylığı,

c) 32 nci maddenin ikinci fıkrasının (a) bendi kapsamında malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olan sigortalının, 29 uncu maddeye göre 9000 gün prim ödeme süresi varmış gibi hesaplanacak aylık bağlama oranı, prim gün sayısının 9000 günden fazla olması halinde bu süreye göre hesaplanacak aylık bağlama oranı üzerinden hesaplanacak aylığı,

Esas alınır.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri ve 5 inci madde kapsamındaki sigortalılar için ayrı ayrı olmak üzere; sigortalıların ölümleri halinde ölüm sigortasından dosya bazında her yıl bağlanan aylıkların aylık başlangıç tarihinin ait olduğu yılın Ocak ayı itibarıyla yıl içine ait artışlar uygulanmaksızın hesaplanacak tutarları, yaşlılık sigortasından bir önceki yılın son ödeme ayında söz konusu sigortalılar için ayrı ayrı ödenen en düşük yaşlılık aylığından az olamaz. Sigortalı başka birinin sürekli bakımına muhtaç durumda malûl sayılarak aylık bağlanmasına hak kazanmış ise, birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinin uygulanmasında bu durum dikkate alınmaz.

Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması

MADDE 34.- Ölen sigortalının 33 üncü madde hükümlerine göre hesaplanacak aylığının;

a) Bu Kanuna tabi bir işte çalışan veya bu çalışmaları nedeniyle gelir veya aylık bağlanmış dul eşine % 50'si; çalışmayan veya kendi çalışmaları nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olan veya aylık bağlanmış çocuğu bulunmayan dul eşine % 75'i,

b) Bu Kanun kapsamında çalışmayan veya kendi çalışmaları nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış çocuklardan;

1) 18 yaşını, orta öğrenim yapması halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurmayan çocukların,

2) Kurum Sağlık Kurulu kararı ile çalışma gücünü en az % 60 oranında yitiren malûl durumundaki çocukların,

3) 18 yaşını, orta öğrenim yapması halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurduktan sonra evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kız çocukların,

Her birine % 25'i,

c) (b) bendinde belirtilen çocuklardan sigortalının ölümü ile anasız ve babasız kalan veya sonradan bu duruma düşenlerle, ana ve babaları arasında evlilik bağı bulunmayan veya sigortalının ölümü tarihinde evlilik bağı bulunmakla beraber ana veya babaları sonradan evlenenler  ile kendisinden başka aylık alan hak sahibi bulunmayanların her birine % 50'si,

d) Hak sahibi eş ve çocuklardan artan hisse bulunması halinde ana ve babaya çalışmaması ve gelir veya aylık bağlanmamış olması halinde % 25'i oranında; çalışmayan ana ve babanın 65 yaşın üstünde olması, gelir veya aylık bağlanmamış olması halinde ise artan hisseye bakılmaksızın % 25'i,

Oranında aylık bağlanır.

Sigortalı tarafından evlât edinilmiş, tanınmış veya soy bağı düzeltilmiş veya babalığı hükme bağlanmış çocukları ile sigortalının ölümünden sonra doğan çocukları, bağlanacak aylıktan yukarıda belirtilen esaslara göre yararlanır.

Hak sahiplerine bağlanacak aylıkların toplamı sigortalıya ait aylığın tutarını geçemez. Bu sınırın aşılmaması için gerekirse hak sahiplerinin aylıklarından orantılı olarak indirimler yapılır.

Hak sahiplerinin aylıklarının başlangıcı, kesilmesi ve yeniden bağlanması

MADDE 35.- Ölüm sigortasından sigortalının hak sahiplerine bağlanacak aylıklar;

a) Sigortalının ölüm tarihini,

b) Hak sahibi olma niteliğinin ölüm tarihinden sonra kazanılması halinde, bu niteliğin kazanıldığı tarihi,

Takip eden ödeme dönemi başından itibaren başlatılır. Hak sahiplerine bağlanan aylıklar 34 üncü maddede belirtilen şartların ortadan kalktığı tarihi takip eden ödeme dönemi başından itibaren kesilir.

Aylığın kesilmesine yol açan sebebin ortadan kalkması halinde, 34 üncü maddede belirtilen şartlar saklı kalmak kaydıyla, müracaat tarihini takip eden ödeme dönemi başından itibaren yeniden aylık bağlanır. Ancak evliliğin ölüm nedeniyle sona ermesi durumunda önceki aylığın yeniden bağlanması, sonraki eşten dolayı aylık hakkının doğmaması şartına bağlıdır.

Bu madde gereğince aylığı kesilen çocuklardan sonradan Kurum sağlık kurulu kararı ile çalışma gücünü en az % 60 oranında kaybederek malul olduğu anlaşılanlara, 34 üncü maddede belirtilen şartları taşımaları halinde malûllük durumlarının tespitine esas teşkil eden rapor tarihini takip eden ödeme dönemi başından itibaren aylık bağlanır. 94 üncü madde hükmü saklıdır.

Yeniden bağlanan aylık, aylığın kesildiği tarihten tekrar bağlandığı tarihe kadar geçen süre için 55 inci maddeye göre artırılmak suretiyle belirlenir.

Ölüme bağlı toptan ödeme ve ihya

MADDE 36.- Ölen sigortalının hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanamaması durumunda, ölüm tarihi esas alınmak kaydıyla 31 inci maddenin birinci fıkrasına göre hesaplanan tutar, 34 üncü madde hükümleri dikkate alınarak hak sahiplerine toptan ödeme şeklinde verilir.

Hak sahiplerine yapılacak toptan ödemenin toplamı, sigortalıya yapılacak toptan ödeme tutarını geçemez. Bu sınırın aşılmaması için gerekirse hak sahiplerinin hisselerinden orantılı olarak indirim yapılır.

Toptan ödeme yapıldıktan sonra artan tutar olursa sigortalının ölümünden sonra doğan veya soy bağı düzeltilen veya babalığı hükme bağlanan çocuklarına da bu madde hükümlerine göre toptan ödeme yapılır.

Bu Kanuna göre toptan ödeme yapılarak tasfiye edilmiş süreler, borçlanılarak veya yurt dışı hizmetleri birleştirilerek ya da sonradan hizmet tespiti nedeniyle hak kazanılan sürelerin eklenmesi suretiyle ölüm sigortasından yararlanmak için gerekli prim ödeme gün sayısının tamamlanması halinde, hak sahiplerinin yazılı isteği üzerine 31  inci maddenin ikinci fıkrasına göre ihya edilebilir. Yukarıdaki süreler, ihya edilen süreye ilişkin tutar dahil her türlü borçların ödendiği tarihi takip eden aybaşı itibarıyla bu Kanuna göre aylık bağlanmasında dikkate alınır.

Evlenme ve cenaze ödeneği

MADDE 37.- Evlenmeleri nedeniyle 34 üncü maddeye göre bağlanan gelir veya aylıkları kesilmesi gereken eş veya çocukların, evlenmeleri ve talepte bulunmaları halinde almakta oldukları aylık veya gelirlerinin bir yıllık tutarı bir defaya mahsus olmak üzere evlenme ödeneği olarak peşin ödenir. Evlenme ödeneği alan hak sahibinin aylığının kesildiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde boşanması halinde, bir yıllık sürenin sonuna kadar gelir veya aylık bağlanmaz.

Evlenme ödeneği verilmesi halinde diğer hak sahiplerinin aylık veya gelirleri evlenme ödeneği verilen sürenin bitimini takip eden ödeme döneminden itibaren 34 üncü maddeye göre yeniden belirlenir.

İş kazası veya meslek hastalığı sonucu veya sürekli iş göremezlik geliri, malûllük veya yaşlılık aylığı almakta iken veya kendisi için en az 360 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi bildirilmiş olup da ölen sigortalının hak sahiplerine asgarî ücretin üç katı tutarında cenaze ödeneği ödenir. Cenaze ödeneği sırasıyla sigortalının eşine, yoksa çocuklarına, o da yoksa ana babasına, o da yoksa kardeşlerine yapılır.

Cenaze ödeneğinin yukarıdaki fıkraya göre ödenememesi ve sigortalının cenazesinin gerçek veya tüzel kişiler tarafından kaldırılması durumunda, birinci fıkrada belirtilen tutarı geçmemek üzere belgelere dayanan masraflar, masrafı yapan gerçek veya tüzel kişilere ödenir.

Uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık süresi

MADDE 38.- Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında dikkate alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı; sigortalının, mülga 5417 sayılı İhtiyarlık Sigortası Kanununa, mülga 6900 sayılı Malûliyet, İhtiyarlık ve Ölüm Sigortaları Hakkında Kanuna, 17.7.1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa, 2.9.1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununa, 17.10.1983 tarihli ve 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununa, 17.10.1983 tarihli ve 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa ve 8.6.1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa,  506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesi kapsamındaki sandıklara veya bu Kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir.

Bu Kanunun uygulanmasında 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir.

Aylık ve gelir bağlama işlemlerinde dikkate alınan sigortalılık süreleri, sigortalılığın başlangıç tarihi ile sigortalının aylık veya gelir bağlanması için yazılı istekte bulunduğu tarih arasında geçen süredir. 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalılar bakımından sigortalılık süresi; sigortalılığın başlangıç tarihi ile 48 inci maddeye göre Kurumun aylık bağlanma hakkı kazandığına dair yazısı üzerine yetkili makamdan emekliye sevk onayı aldıktan ve ilişiği kesildikten sonra görevinden ayrıldığı tarihi takip eden aybaşına kadar geçen süredir. Özel kanun hükümleri hariç olmak üzere yetkili makamın emekliye sevk onayı, talep tarihinden itibaren bir ayı geçemez.

Uzun vadeli sigorta kolları bakımından üçüncü kişinin sorumluluğu

MADDE 39.- Üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle malûllük veya ölüm sigortasından aylık, gelir bağlanması veya ödenek verilmesini gerektiren bir halin doğması durumunda, Kurum sigortalı veya hak sahiplerine ödemeleri yapar. Ancak, Kurum yapılan bu ödemelerin başladığı tarihteki en fazla on yıl için hesaplanan ilk peşin sermaye değeri toplamı için, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara genel hükümlere göre rücû eder.

Taksirli suç kabul edilen hareketiyle malûllük veya ölüm sigortasından ödeme yapılmasına neden olan üçüncü kişi, sigortalının eşi, çocukları, ana ve babası olması halinde bu kişilere rücû edilmez.

Fiilî hizmet süresi zammı

MADDE 40.- Aşağıda belirtilen şartlara uygun olarak çalışan sigortalıların, hizmet sürelerine, bu sürelerin her 360 günü için karşılarında gösterilen prim gün sayıları, fiilî hizmet süresi zammı olarak eklenir. 360 günden eksik sürelere ait fiilî hizmet süresi zammı, 360 gün için eklenen fiilî hizmet süresi ile orantılı olarak belirlenir.

Aşağıdaki gruplardan birden fazlasına dahil olanlar için, en yüksek olan gruptan fiili hizmet süresi zammı uygulanır.

 

 

 

Eklenecek

Kapsamdaki Sigortalılar

Kapsamdaki İşyerleri/İşler

Gün Sayısı

 

Çelik, demir, prinç ve tunç döküm işlerinde.

 

 

Zehirli, boğucu, yakıcı, öldürücü ve patlayıcı

 

 

gaz, asit, boya işleri ile gaz maskesiyle

 

 

çalışmayı gerektiren başka işlerde

 

1) Fabrika, atölye, havuz ve

Patlayıcı maddeler yapılması işlerinde

 

depolarda, trafo binalarında

Lokomotif ve gemi kazanlarının

90 gün

çalışanlar

onarılması ve temizlenmesi işlerinde

 

 

Gemilerin sintine, Dabilbotom gibi kapalı

 

 

sarnıçlar içindeki raspa ve boya işlerinde

 

 

Oksijen veya elektrik kaynağı, keski, tabanca

 

 

ve perçin, takım sertleştirilmesi ve kum

 

 

püskürtme suretiyle raspa işlerinde.

 

 

1) Solunum ve cilt yoluyla vücuda geçen gaz

 

 

veya diğer zehirleyici maddelerle çalışılan

 

 

işyerleri.

 

 

2) Fazla gürültülü ve ihtizaz yapıcı makine ve

 

 

aletlerle çalışarak iş yapılan işyerleri.

 

2) Basım ve gazetecilik

3) Tabii ışığın hiç olmadığı veya münhasıran

 

işyerlerinde 4857 sayılı İş

suni ışık altında çalışılan işyerleri.

90 gün

Kanununa göre çalışanlar.

4) Günlük mesainin yarıdan fazlası saat

 

 

20.00'den sonra çalışılarak yapılan işyerleri.

 

 

5) Doğrudan doğruya yüksek hararete maruz

 

 

bulunarak çalışılan işyerleri.

 

 

6) Fazla ve devamlı fiziki gayret sarf edilerek

 

 

iş yapılan işyerleri.

 

3) Gemi adamları, gemi

 

 

ateşçileri, gemi kömürcüleri,

Denizde

90 gün

dalgıçlar.

 

 

4) Yer altı veya yer altı

 

 

münavebeli işyerlerinde yer

Maden işyerleri

180 gün

altında çalışanlar.

 

 

5) Mesleği icabı; röntgen,

 

 

radyum ve benzeri iyonizan

 

 

radyasyonlarında bilfiil çalışan

 

 

tabip, diş tabibi, teknisyen,

Röntgen, radyum ve benzeri iyonizan

90 gün

sağlık memuru, radyasyon

radyasyon laboratuarları işlerinde.

 

fizikçisi ve teknisyeni ve

 

 

iyonizan radyasyonla bilfiil

 

 

çalışan bilumum personel ve

 

 

yardımcıları.

 

 

 

 

Eklenecek

Kapsamdaki Sigortalılar

Kapsamdaki İşyerleri/İşler

Gün Sayısı

6) Havayollarının uçucu

Fiilen uçakta ve lokomotifte

90 gün

personeli, lokomotif makinistleri

 

 

7) Subay, yedek subay, astsubay,

 

 

uzman jandarma ve uzman

Türk Silahlı Kuvvetlerinde

90 gün

erbaşlar.

 

 

8) Asaleti onaylanmış olmak

 

 

şartıyla adaylıkta geçirilen

 

 

süreler dahil polis, komiser

 

 

yardımcısı, komiser, baş

 

 

komiser, emniyet amiri, emniyet

Emniyet ve polis mesleğinde, Milli İstihbarat

 

müdürleri ile bu ve daha yukarı

Teşkilatında

90 gün

maaş ve derecelerdeki emniyet

 

 

mensupları, Milli İstihbarat

 

 

Teşkilatı mensupları.

 

 

9) 13.6.1952 tarihli ve 5953

 

 

sayılı Kanuna tabi olarak çalışan

5953 sayılı Kanun kapsamındaki işyerlerinde.

90 gün

sigortalılar.

 

 

10) İnfaz koruma memurları, baş

Ceza ve tutukevlerinde bilfiil hükümlü ve

90 gün

memurları ve diğer personel

tutuklularla irtibat içinde olan görevliler.

 

11) PTT dağıtıcıları

Posta dağıtımı işyerlerinde yaya olarak

90 gün

 

yapılan işlerde.

 

 

Yukarıdaki hükümlere göre hesaplanan fiilî hizmet süresi zammı  sekiz yılı geçmemek üzere uzun vadeli sigorta kolları uygulamasında prim ödeme gün sayısına eklenir ve emeklilik yaş hadlerinden üç yılı geçmemek üzere yarısı indirilir. Yukarıda yer verilen tablonun 4 numaralı sırasında yer alan ve 180 gün fiili hizmet zammı süresi verilen sigortalılar için sekiz yıllık süre sınırı uygulanmaz.

Sigortalılık borçlanması

MADDE 41.- Bu Kanuna göre sigortalı sayılanların;

a) Kanunları gereği verilen ücretsiz doğum ya da analık izni süreleri,

b) Er veya erbaş olarak silah altında veya yedek subay okulunda geçen süreleri,

c) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olanların personel mevzuatına göre aylıksız izin süreleri,

d) Sigortalı olmaksızın doktora öğrenimi veya tıpta uzmanlık için yurt içinde veya yurt dışında geçirdikleri normal doktora veya uzmanlık öğrenim süreleri,

e) Sigortalı olmaksızın avukatlık stajını yapanların normal staj süreleri,

f) 5434 sayılı Kanuna tabi olarak halen hizmette bulunanlardan evvelce (E) cetveli veya yevmiyeli, saat ücretli, sözleşmeli, staj süreli olarak geçen ve borçlandırılmayan süreleri,

g) Herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınanlardan bu suçtan dolayı beraat edenlerin tutuklulukta veya gözaltında geçen süreleri,

h) Grev ve lokavtta geçen süreleri ve Kurumca kabul edilecek sektörel veya genel ekonomik kriz dönemlerinde işvereni tarafından ücretsiz izinli sayılanların  her yıl için 3 ayı geçmemek üzere bu süreleri,

ı) Tıp doktorlarının fahri asistanlıkta geçen süreleri,

j) Seçim kanunları gereğince görevlerinden istifa edenlerin, istifa ettikleri tarih ile seçimin yapıldığı tarihi takip eden aybaşına kadar açıkta geçirdikleri süreleri,

Kendilerinin veya hak sahiplerinin yazılı talepte bulunmaları ve talep tarihinde 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt ve üst sınırları arasında olmak üzere kendilerince belirlenecek günlük kazanç üzerinden hesaplanacak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile genel sağlık sigortası primlerini borcun tebliği tarihinden itibaren otuz gün içinde ödemeleri şartı ile borçlandırılarak, borçlandırılan süreleri sigortalılıklarına sayılır. Borçlanmaya ilişkin Kurumca tahakkuk ettirilen borcun tebliğ edildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılan ödemelerde, ödeme yapılan gün sayısı prim ödeme gün sayısına ve prime esas kazanca dahil edilir. Otuz günden sonra ise yeni başvuru şartı aranır. Primi ödenmeyen borçlanma süreleri hizmetten sayılmaz. Borçlanma sürelerinin ne şekilde belgeleneceğini belirlemeye Kurum yetkilidir.

Bu Kanuna göre tespit edilen sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler için borçlandırılma halinde, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlandırılan gün sayısı kadar geriye götürülür. Sigortalılık borçlanması ile aylık bağlanmasına hak kazanılması durumunda, ilgililere borcun ödendiği tarihi takip eden aybaşından itibaren aylık bağlanır.

Borçlanılan süreler bu Kanunda belirtilen süreler uzun vadeli sigorta ve genel sağlık sigortası bakımından sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Bu Kanunun yürürlük tarihinden sonraki sürelere ait borçlanmalarda; borçlanılan prime esas gün sayısı borçlanılan ilgili aylara mal edilir. Seçilen prime esas kazanç, prime esas asgari kazanca oranlanarak, söz konusu oran ilgili ayın prime esas kazancı ile çarpılır. Bulunan tutar, ilgili ayın prime esas kazancı kabul edilir. Ancak hesaplanan prime esas kazanç hiçbir suretle o ayın prime esas azami kazancını geçemez.

Yurt dışı hizmet borçlanmasına ait süreler ve yurtdışında ödenen primlerin iadesi

MADDE 42.- Türk vatandaşı iken yabancı bir ülkede çalışmış olanlar, 18 yaşını doldurdukları tarihten sonraki yurt dışı çalışmalarının dilediği kadarını Kurumca belirlenecek usûllerle belgelendirmek suretiyle Türk vatandaşı iken borçlanabilirler. Bunların hak sahipleri de bu Kanunla getirilen haklardan yararlanırlar.

Borçlanılacak her bir gün için tahakkuk ettirilecek borç tutarı, başvuru tarihindeki prime esas asgarî ve azamî günlük kazanç arasında seçilecek günlük kazancın % 32'sidir. Borçlanılan süreler malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları bakımından 41 inci maddenin son fıkrası hükümlerine göre değerlendirilir. Borçlanmaya ilişkin Kurumca tahakkuk ettirilen borç tutarı tebliğ edildiği tarihten itibaren otuz gün içerisinde ödenir. Ödeme yapılan gün sayısı prim ödeme gün sayısına ve prime esas kazanca dahil edilir. Otuz günden sonra ise yeni başvuru şartı aranır. Primi ödenmeyen borçlanma süreleri hizmetten sayılmaz.

Sosyal güvenlik sözleşmeleri uygulanmak suretiyle Kurumdan kısmi aylık alanlar tam aylığa yeterli gün sayısını veya diledikleri kadarını borçlanabilirler. Türkiye'de çalışması bulunmayanların sigortalılıklarının başlangıç tarihi, borçlarının tamamını ödedikleri tarihten borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülen tarihtir. Sosyal güvenlik sözleşmesi akdedilmiş ülkelerdeki hizmetlerini bu Kanuna göre borçlananların âkit ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak dikkate alınmaz.

Yurt dışında iken borçlanma isteğinde bulunacak sigortalı ve hak sahipleri Yeni Türk Lirası olarak bildirilecek borç tutarını döviz cinsinden, Türkiye'de ise Yeni Türk Lirası olarak öderler. Borcun ödendiği tutara karşılık gelen gün sayısı aylığa esas alınır.

Bu Kanuna göre yaşlılık aylığı talebinde bulunup işlemleri devam edenler veya aylık alırken yeniden bu Kanuna tabi sigortalı olması gerekecek şekilde çalışmaya başlayanların aylık toplamından % 32 oranında sosyal güvenlik destek primi kesilmek suretiyle aylıklarının ödenmesine devam edilir. Bunların aylık aldıkları sürede yurt dışında geçen çalışmaları nedeniyle borçlandırma yapılamaz.

Sosyal güvenlik destek primi ödeyerek yurt içinde bu Kanuna tabi sigortalı olması gerekecek şekilde çalışanlardan aylıklarının kesilmesini talep edenlerin aylıkları bu talep tarihini takip eden ödeme dönemi başından itibaren kesilir. Bunlar, çalışılan sürelerini borçlanabilirler.

Bu Kanun kapsamında olanların hesabına yabancı ülkelerdeki sosyal güvenlik kurumlarına yatırılmış bulunan primlerin, ülkeler arasında sosyal güvenlik sözleşmeleri ile Türkiye'ye transferlerinin sağlanması halinde;

a) Transfer olunan primlere ilişkin sürelerin tamamını borçlanarak tahakkuk ettirilen borcunu ödemiş olanlara, transfer olunan primlerin tamamı,

b) Transfer olunan primlere ilişkin sürelerin bir kısmını borçlanarak tahakkuk ettirilen borcunu ödemiş olanlara, transfer olunan primlerin borçlandıkları süreye isabet eden orandaki tutarı,

Sigortalıya, hak sahiplerine veya mirasçılarına Yeni Türk Lirası olarak iade edilir. Tahakkuk eden borç tutarı, talep edilmesi halinde transfer olunan primlerden tahsil edilebilir.

BEŞİNCİ BÖLÜM

Kamu Görevlilerine İlişkin Hükümler

Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Başbakanlık görevinde bulunanların aylıkları

MADDE 43.- Cumhurbaşkanı iken bu görevinden herhangi bir sebep ve suretle ayrılanlara, istekleri üzerine, müracaat tarihini takip eden aybaşından itibaren, istek tarihinde Cumhurbaşkanına ödenmekte olan aylık ödeneğin % 40'ı oranında yaşlılık aylığı bağlanır.

Ancak, herhangi bir sebep ve suretle görevden ayrılan Cumhurbaşkanı, 28 inci maddeye göre yaşlılık aylığına hak kazanıyorsa, 29 uncu maddeye göre yaşlılık aylığı ayrıca hesaplanır ve aylıklardan yüksek olanı yaşlılık aylığı olarak bağlanır. 28 inci maddeye göre aylığa hak kazanamaması halinde birinci fıkraya göre bağlanan aylığın tümü, 28 inci maddeye göre aylığa hak kazanması halinde ve 29 uncu maddeye göre hesaplanan aylık, birinci fıkraya göre bağlanan aylıktan düşükse aradaki fark, Hazineden tahsil edilir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı veya Başbakan iken bu görevinden herhangi bir sebep ve suretle ayrılanlara, istekleri üzerine, müracaat tarihini takip eden aybaşından itibaren, istek tarihindeki Cumhurbaşkanına ödenmekte olan aylık ödeneğin % 40'ı esas alınarak Cumhurbaşkanına bağlanacak yaşlılık aylığının % 75'i oranında yaşlılık aylığı bağlanır.

Ancak herhangi bir sebep ve suretle görevden ayrılan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı veya Başbakan, 28 inci maddeye göre yaşlılık aylığına hak kazanıyorsa, 29 uncu maddeye göre yaşlılık aylığı ayrıca hesaplanır ve aylıklardan yüksek olanı yaşlılık aylığı olarak bağlanır. 28 inci maddeye göre aylığa hak kazanılamıyorsa üçüncü fıkraya göre bağlanan aylığın tümü, 28 inci maddeye göre aylığa hak kazanılıyor ve 29 uncu maddeye göre hesaplanan aylık, üçüncü fıkraya göre bağlanan aylıktan düşükse aradaki fark, Hazineden tahsil edilir.

Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı veya Başbakan iken veya bu görevlerden ayrıldıktan sonra ölenlerin hak sahiplerine, bu maddeye göre hesap edilen aylık 34 üncü madde hükümlerine göre ölüm aylığı olarak bağlanır.

Bu madde kapsamında bağlanan gelir ve aylıklar 55 inci madde hükümlerine göre artırılır.

Bazı kamu görevlilerine yaşlılık aylığı bağlanacak haller

MADDE 44.- Bu Kanun hükümlerinin uygulanmasında bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının  (c) bendi kapsamında sigortalı sayılan bazı kamu görevlilerine yaşlılık aylığı bağlanmasına ilişkin aşağıdaki hükümler uygulanır.

a) 5434 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesi gereğince yaş haddinden emekliye ayrılanlara 5400 gün prim ödeme gün sayısı olması halinde,

b) Özel kanunları gereğince kadrosuzluk nedeniyle emekliye sevk edilenlere yaş şartı aranmaksızın, prim ödeme gün sayısı 9000 gün olması  halinde,

Yaşlılık aylığı bağlanır.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olanlardan subay, astsubay, askerî memurlarla uzman jandarma ve uzman erbaşlar ahlâk noktasından hükümle veya yetersizlik ya da disiplin sebeplerinden dolayı sicilleri üzerine veyahut askerî mahkemelerce verilecek kararlar üzerine kurumlarınca re'sen, bunlar dışında kalanlar ise ahlâk ve yetersizlik sebeplerinden dolayı yönetmeliğine göre sicilleri üzerine kurumlarınca re'sen emekliye sevk edilenlere ise, 28 inci maddenin ikinci ve üçüncü fıkrasında belirtilen yaş ve prim ödeme gün sayısını, tamamlamaları halinde yaşlılık aylığı bağlanır.

Birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri gereğince bağlanan yaşlılık aylıkları, 28 inci maddenin ikinci ve üçüncü fıkrasında aranan yaş ve prim ödeme gün sayısı tamamlanıncaya kadar bunları çalıştıran kamu idarelerinden tahsil edilir.

Kanunları gereğince görevden uzaklaştırılanlar, tutuklananlar veya görevine son verilenlerin sigortalılıkları ve primleri

MADDE 45.- Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olan sigortalılardan görevden uzaklaştırılan, görevi ile ilgili olsun veya olmasın herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınanlardan kanunları gereğince eksik aylığa müstahak bulunanların prime esas kazançlarının yarısı; kanunlarına göre bu müddetler için sonradan görevlerine iade edilerek tam aylığa hak kazananların ise prime esas kazançlarının tamamı üzerinden prim alınır.

Görevine son verilenlerden yargı kararı ile görevlerine iade edilenlerin primleri, göreve son verildiği tarihten görevine başladığı tarihe kadar kendi kadrosunun veya emsali kadronun prime esas kazancına göre hesaplanır. Bu durumdakilerin primlerine ait sigortalı ve işveren hisselerinin gecikme cezası ve zamları kurumlarınca ödenir ve bu süreler sigortalılık süresinden sayılır.

Birinci ve ikinci fıkraya göre sigortalılık durumu değişenler için ek bildirge düzenlenerek Kuruma verilir ve bu durumda 102 nci madde hükümleri uygulanmaz.

Bazı kamu görevlilerinin prime esas kazançları ve prime esas kazanç üst sınırı

MADDE 46.- Harp okulları ile fakülte ve yüksek okullarda silahlı kuvvetler hesabına okuyanların ve astsubay sınıf okulu öğrencilerinin öğrenci harçlıkları ile ilgisine göre en az aylık alan teğmen veya astsubay çavuşun prime esas kazançları arasındaki farkın primi öğrenciler adına kurumlarınca ödenir.

Fakülte veya yüksek okulları kendi hesabına okuduktan sonra subay naspedilen veya yedek subaylık hizmetini takiben subaylığa geçirilenlerin yüksek öğrenim süresinin fiilî hizmetten sayılması nedeni ile doğacak borçlanma bedeli, göreve başladıkları tarihteki en az aylık alan teğmenin prime esas kazancı üzerinden sigortalı prim hissesi kendilerince, işveren prim hissesi de kurumlarınca verilmek suretiyle ödenir.

Talim ve manevra için rütbe ile silah altına alınan 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olan sigortalılardan rütbelerinin prime esas kazançları, vazifelerinin prime esas kazancından fazla olanların prime esas kazanç farklarına ait primleri vazife gördükleri kurumlarınca ve seferberlik ve harp için silah altına alınanlardan vazifelerinin prime esas kazançları, rütbelerinin prime esas kazancından fazla olanların prime esas kazançları arasındaki farkın primleri de, rütbelerinin prime esas kazancını ödeyen kamu idaresince kesilerek Kuruma ödenir.

Kamu görevlilerinin kısa ve uzun vadeli sigorta kollarının uygulaması bakımından prime esas kazançlarının tespitinde 82 nci maddede belirtilen üst sınır aranmaz. Ancak yurt dışında geçici ya da sürekli göreve gönderilen kişilerin prime esas kazançları, Türkiye'deki emsali kadrodaki sigortalının prime esas kazancını geçemez.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendine tabi sigortalıların kazançlarından hangilerinin veya hangi oran ya da tutarlarının prime esas kazanca tabi olmadığını Maliye Bakanlığının görüşü alınarak Bakanlığın teklifi üzerine belirlemeye, Bakanlar Kurulu yetkilidir.

Harp malullüğü ve harp malûllerine verilecek malûllük zammının karşılığı

MADDE 47.- Subay (yedek subay dahil), astsubay, uzman jandarma, uzman erbaş ile Türk Silahlı Kuvvetlerince görevlendirilen ve bu Kanun kapsamında bulunan sigortalılardan;

a) Harpte fiilen ateş altında,

b) Harpte, harp bölgelerindeki harp harekat ve hizmetleri sırasında, bu harekat ve hizmetlerin sebep ve etkileriyle,

c) Harpte veya harbe hazırlık devresinde her çeşit düşman silahlarının etkisiyle,

d) Askeri harekatı gerektiren iç tedip ve sınır hareketleri sırasında, bu hareketlerin sebep ve etkisiyle,

e) Barışta ve olağanüstü hallerde, emir veya görev ile uçuş yapan uçucularla hangi meslek ve sınıftan olursa olsun emirle görevli olarak uçakta bulunanlardan uçuşun havadaki ve yerdeki sebepleriyle ve yine emir ve görev ile dalış yapan dalgıçlarla, hangi meslek ve sınıftan olursa olsun emirle görevli olarak denizaltı gemisinde veya dalgıç kıtasında bulunanlardan denizaltıcılığın veya dalgıçlığın çeşitli sebep ve tesirleriyle,

f) Anayasanın 92 nci maddesi veya Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalar uyarınca yabancı ülkelere Türk Silahlı Kuvvetleri gönderilmesini gerektiren durumlarda, birliklerin bulundukları yerlerden hareketlerinden itibaren yurt içinde, yurt dışında, yabancı ülkelerde veya yurda dönüş sırasında,

Bu Kanunun 19 uncu maddesinde belirtildiği şekilde sürekli iş göremezlik gelirine esas olacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybeden veya bu Kanunun 25 inci maddesine göre malûl sayılmayı gerektirecek derecede malûl olanlara, harp malûlü denir.

Bunlardan uzman erbaşlara bulundukları kademenin üç ilerisindeki kademenin, uzman jandarma çavuşlara bulundukları rütbenin bir üst rütbesinin aynı kademesinin; astsubaylarla yarbay rütbesine kadar, (yarbay hariç) bir üst rütbenin aynı kademesinin, yarbaylara albay, albaylara kıdemli albay, kıdemli albay ile general ve amirallere bir üst rütbenin,  Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında bulunan sigortalılara ise bir üst derecesine veya kademesine karşılık gelen prime esas kazancı üzerinden sürekli iş göremezlik geliri bağlanır.

Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bendi kapsamında bulunan sigortalılardan Türk Silahlı Kuvvetlerince görevlendirilenlere öğrenim durumlarına göre 14.7.1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesinde tespit edilen giriş derece ve kademesinin bir üst derecesindeki aynı kademesine karşılık gelen prime esas kazanç üzerinden; bunlardan öğrenim görmemiş olanlara aynı iş göremezlik  derecesinden sürekli iş göremezlik geliri alan ve Devlet Memurları Kanununa ekli gösterge tablosundaki ilkokulu bitiren sigortalıya bağlanması icap eden derece ve kademesinin bir üst derecesindeki aynı kademesine karşılık gelen prime esas kazanç üzerinden sürekli iş göremezlik geliri bağlanır.

Bulundukları derecenin bir üst derecesi olmayanlar için o derecenin üç ilerisindeki kademe göstergesi, üç ilerisindeki kademe göstergesi olmayanlar için de o derecenin son kademe göstergesi esas alınır.

Sigortalılardan harp malulü olanlara bağlanacak sürekli iş göremezlik geliri, harp malulü erlere bağlanacak sürekli iş göremezlik gelirinden az olamaz.

Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında bulunan sigortalılardan sürekli iş göremezlik geliri alanlar ile Harp malullerinin, malullük derecesine göre aşağıdaki yazılı ek göstergelerin yürürlükteki katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak miktar "Harp malullüğü zammı" olarak aylıklarına ayrıca eklenir.

İş Göremezlik

 

   Derecesi

                            Ek Göstergeler

% 81 ve üzeri

1100

% 67 ila 80

1000

% 51 ila 66

900

% 41 ila 50

800

% 31 ila 40

700

% 21 ila 30

600

% 10 ila 20

450

Harp malulü sayılanlardan bir harekatın başarıyla sonuçlanmasını şahsen sağladığı ve örnek tutulacak cesaret ve fedakarlık gösterdiği sıralarda bu malullüğe uğradıkları usulüne göre sıralı üstlerince saptanan Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları ile, Türk Silahlı Kuvvetlerince görevlendirilen sivil görevlilere, Genelkurmay Başkanlığının uygun görmesi ve Milli Savunma Bakanının onayı ile harp malullüğü zamları % 25 fazlasıyla bağlanır.

5434 sayılı Kanunun harp malullüğü hükümlerine ilişkin  diğer kanunlarda yapılan atıflar bu maddeye yapılmış sayılır.

Bu madde gereğince sürekli iş göremezlik geliri  almakta iken ölenlerin hak sahiplerine harp malûllüğü zammı da dahil olmak üzere prim ödeme gün sayısına bakılmaksızın ölüm aylığı bağlanır.

Harp malûlü olanlara verilecek her türlü malûllük zammı tutarının Kurumca belirlenecek peşin sermaye değeri toplamı en geç otuz gün içinde Milli Savunma Bakanlığı tarafından Kurumun göstereceği hesaplara yatırılır.

Bu madde gereğince kendilerine sürekli iş göremezlik geliri bağlananların sigortalı olarak çalışmaya başlamaları halinde bu gelirleri kesilmez.

Harp malûllerinin hak sahiplerine bağlanacak ölüm aylığının tutarı, harp malûllüğü zammı da ayrıca dikkate alınarak hesap edilir.

Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılan Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin harp malullüğü, iş kazası, meslek hastalığı ve malullük sonucu çalışma gücü kaybı ve iş göremezlik derecelerinin tespiti, Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği hükümleri esas alınarak Kurum tarafından belirlenir.

Kamu görevlilerinin emekliye sevk onayları

MADDE 48- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olanların yaşlılık veya malûllük aylığı almak üzere görevleriyle ilişiklerinin kesilmesi;

a) Re'sen emekliye sevk hallerinde, sigortalının çalıştığı göreve atamasındaki usûle göre atamaya yetkili makamın,

b) İstek üzerine veya yaş haddi veya malûllük hallerinde atamaya yetkili makamın,

c) Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, belediye başkanları, belediye meclisi ve il genel meclisi üyelerinin yaşlılık aylığı taleplerinde, malûliyet ve yaş haddi hallerinde adlarına prim kesilmiş en son kurumun en yüksek amirinin, bunlardan bu görevlerinden önce herhangi bir kamu kurumuna tabi olarak çalışmayanların son defa görev yaptıkları yer başkanının,

d) Kurumların yönetim kurulu üyelerinin istek, malûliyet ve yaş haddi hallerinde, atanmalarında atamayı yapan kurumun en yüksek amirinin,

e) Danıştay Başkanının istek, malûliyet ve yaş haddi hallerinde Başbakanlık, Sayıştay Başkanının aynı halleri için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı,

Onayı ile tekemmül eder. Özel kanun hükümleri hariç olmak üzere yetkili makamın emekliye sevk onayı, talep tarihinden itibaren bir ayı geçemez. Bakanlar Kurulu kararı veya müşterek kararname ile atananların görevleriyle ilişiklerinin kesilmesi ilgili bakanın onayı ile tekemmül eder.

Özelleştirilmeleri sonucu sermayesindeki kamu payı % 50'nin altına düşen kuruluşlar ile satış veya devri yapılmış olan kuruluşlarda çalışmakta iken emekliye ayrılanlar için emekliye sevk onayı aranmaz. Birinci fıkranın (b) bendine göre emekliye ayrılmak isteyenler için her durumda istek tarihinden itibaren bir aylık süre sonunda ilişikleri kesilmiş sayılır.

İtibarî hizmet süreleri, etkisi ve itibarî hizmet süresi primi

MADDE 49.- İtibarî hizmet süresi, bu Kanuna göre bağlanacak aylıklar ve yapılacak toptan ödemelerin hesabında fiilen çalışılmak suretiyle geçen hizmet sürelerine eklenen süredir. Sigortalıların aşağıda yazılı görevlerde geçen zamlar hariç fiilî hizmet sürelerinin her yılı için;

a) Subay (yedek subay dahil), astsubay, uzman jandarma ve uzman erbaşlardan;

1) Harbi doğuran genel ve kısmi seferberliğe katılanların, harbin ilanından seferberliğin bitim tarihine,

2) Seferberliği gerektiren iç tedip hareketlerine fiilen katılan birliklerde görevli olanların, çarpışmaların başlangıcından seferberliğin sona erdiği tarihe,

3) Harp veya seferberlik ilan edilmeden, Anayasanın 92 nci maddesi veya Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalar uyarınca, yabancı ülkelere gönderilen Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapanların, yabancı ülkeye gönderildiği tarihten Türkiye'ye dönüş tarihine,

Kadar geçen tutsaklık süreleri dahil fiilî hizmet sürelerinin,

b) 4 üncü madde gereği sigortalı sayılanlardan birinci fıkranın (a) bendinin (1), (2) ve (3) numaralı alt bentlerinde yazılı hareketlere sivil görevli, er veya erbaş olarak katılanların, bu durumlarda geçen fiilî hizmet sürelerinin, bu tarihlerden sonra devam eden tutsaklık sürelerinin,

c) Harp halinde düşmana tutsak düşen veya düşman tarafından enterne edilen sigortalılardan kanunları gereğince, aylıkları ödenmek suretiyle, sözleşmeli personel hariç olmak üzere kurumları ile ilgileri kesilmeyenlerin, bu durumlarda geçen fiilî hizmet sürelerinin,

Bir katı, itibarî hizmet süresi olarak eklenir. Bu nedenlerle eklenecek itibarî hizmet sürelerinin toplamı, beş yıldan fazla olamaz.

Türk Silahlı Kuvvetleri, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Orman Genel Müdürlüğünde pilot olan ve olmayan uçucu, denizaltıcı, dalgıç, kurbağa adam ve paraşütçü görevlerinde geçirdikleri fiili hizmet sürelerinin her yılı için altı ay itibarî hizmet süresi eklenir. Bunlardan bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) ve (2) numaralı alt bentlerinde gösterilenler için itibarî hizmet süresi zamları ayrıca eklenir. Bu fıkradaki nedenlere bağlı olarak eklenecek itibarî hizmet sürelerinin hesabında, beş yıllık sınır uygulanmaz.

İtibarî hizmet süreleri, aylık bağlama oranının hesabında prim ödeme gün sayısına eklenir. Bu süreler malullük, yaşlılık ve ölüm aylığı bağlanması için gerekli prim gün sayısı, yaş ve emekli ikramiyesi hesabında nazara alınmaz.

Her yıl sonunda, sigortalının fiilî hizmet süresine bu maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri ile ikinci fıkrası hükümleri uyarınca eklenen itibarî hizmet süresinin her otuz günü için, yılın son ayında sigortalı adına ödenen sigortalı ve işveren prim toplamı kadar ayrıca itibarî hizmet primi işverenden tahsil edilir.

ALTINCI BÖLÜM

İsteğe Bağlı Sigorta Hükümleri

İsteğe bağlı sigorta ve şartları

MADDE 50.- İsteğe bağlı sigorta; kişilerin isteğe bağlı olarak prim ödemek suretiyle uzun vadeli sigorta kollarına ve genel sağlık sigortasına tabi olmalarını sağlayan sigortadır.

İsteğe bağlı sigortalı olabilmek için;

a) Bu Kanuna tabi zorunlu sigortalı olmayı gerektirecek şekilde çalışmamak veya sigortalı olarak çalışmakla birlikte, ay içerisinde 30 günden az çalışmak veya son bir yıl içinde 360 günden az çalışmak ya da tam gün çalışmamak,

b) Kendi çalışmaları nedeniyle aylık bağlanmamış olmak,

c) 18 yaşını doldurmuş bulunmak,

d) İsteğe bağlı sigorta talep dilekçesiyle Kuruma başvuruda bulunmak,

Şarttır.

İsteğe bağlı sigorta başlangıcı ve sona ermesi

MADDE 51- İsteğe bağlı sigortalılık, müracaatın Kurum kayıtlarına intikal ettiği tarihi takip eden günden itibaren başlar.

İsteğe bağlı sigortalı olarak prim ödenen tarihlerde, 4 üncü maddeye göre sigortalı olmayı gerektirecek çalışması bulunduğu tespit edilenlerin zorunlu sigortalılıkla çakışan isteğe bağlı prim ödenen süreler iptal edilerek, bu süreye ilişkin ödedikleri primler ilgililere iade edilir.

İsteğe bağlı sigortalılık;

a) İsteğe bağlı sigortalılığını sona erdirme talebinde bulunanların, primi ödenmiş son günü takip eden günden,

b) Aylık talebinde bulunanların, aylığa hak kazanmış olmak şartıyla talep tarihinden,

c) Ölen sigortalının ölüm tarihinden,

İtibaren sona erer.

İsteğe bağlı sigorta primi ödenmiş süreler, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulamasında dikkate alınır.

İsteğe bağlı sigorta primleri ve ödenmesi

MADDE 52.- İsteğe bağlı sigorta primi, 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas kazancın alt sınırı ile üst sınırı arasında sigortalı tarafından belirlenecek kazancının % 32'sidir. Bunun % 20'si malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi, % 12'si genel sağlık sigortası primidir.

İsteğe bağlı sigortalı olanlar, bakmakla yükümlü olunan kişi olsa dahi, 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılır ve genel sağlık sigortası primini de ödemekle yükümlüdürler.

İsteğe bağlı sigorta priminin, sigortalı tarafından belirlenecek prim ödeme gün sayısı esas alınarak ait olduğu ayı takip eden ay sonuna kadar ödenmesi zorunludur. Ait olduğu aydan itibaren en geç 12 ay içinde 89 uncu maddeye göre hesaplanacak gecikme cezası ve zammıyla birlikte ödenmeyen süreler, sigortalılık süresinden sayılmaz. Bu 12 aylık süreden sonra ödenen primler 89 uncu  madde hükümlerine göre iade edilir.

İsteğe bağlı sigorta primleri en fazla 360 günle sınırlı olmak üzere peşin olarak erken  de ödenebilir. Erken ödeme halinde erken ödenen her gün için 21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun Ek 1 inci maddesine göre erken ödeme indirimi hükümleri uygulanır. Ancak yapılan erken ödeme indirimi, prime esas kazançtan indirilmez. Erken ödemede sigortalılık süresi, sigorta priminin ait olduğu her ayın ilk gününden itibaren prim ödeme gün sayısına dahil edilir. Erken ödeme yapılan ve prim ödeme gün sayısına dahil edilmeyen sürede isteğe bağlı sigortalılığın sona ermesi halinde sigortalılık süresine sayılmayan günlere ait primler, ilgililere iade edilir.

İsteğe bağlı sigortalıların zorunlu sigortalılık nedeniyle prim borcunun bulunması halinde, isteğe bağlı sigortaya tabi ödenen primler öncelikle zorunlu sigortalılık nedeniyle Kuruma olan borçlarına mahsup edilir.

YEDİNCİ BÖLÜM

Kısa ve Uzun Vadeli Sigorta Kollarına İlişkin Ortak Hükümler

Sigortalılık nedenlerinin çakışması

MADDE 53.- 4 üncü maddede yer alan sigortalılık nedenlerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektiren şekilde çalışması halinde; 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde belirtilen sigortalılık hallerine ait prime esas kazanç tavanlarını ayrı ayrı aşmamak üzere, sigortalının prime esas kazançları toplanır. Sigorta hakları ise toplam prime esas kazanç üzerinden verilir.

Aylık ve gelirlerin birleşmesi

MADDE 54.- Bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda;

a) Uzun vadeli sigorta kollarından;

1) Hem malûllük hem de yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalıya, bu aylıklardan yüksek olanı, aylıklar eşitse yalnız yaşlılık aylığı,

2) Malûllük veya yaşlılık aylığı ile birlikte, ölen eşinden dolayı da aylığa hak kazanan sigortalıya her iki aylığı,

3) Ana ve babasından ayrı ayrı aylığa hak kazanan çocuklara, yüksek olan aylığın tamamı, az olan aylığın yarısı,

4) Birden fazla çocuğundan aylığa hak kazanan ana ve babaya en fazla ödemeye imkan veren ilk iki dosyadan yüksek olan aylığın tamamı, düşük olan aylığın yarısı;

5) Kız çocuklarının hem eşinden, hem de ana ve babasından ölüm aylığına hak kazanması halinde tercih ettiği aylığı,

Aylık olarak bağlanır.

b) Kısa vadeli sigorta kollarından;

1) Sürekli iş göremezlik geliriyle birlikte ölen eşinden dolayı da gelire hak kazanan eşe her iki geliri,

2) Ana ve babadan ayrı ayrı gelire hak kazananlara, yüksek olan gelirin tamamı, az olanın yarısı,

3) Birden fazla çocuğundan gelire hak kazanan ana ve babaya  en fazla ödemeye imkan veren iki dosyadan yüksek olan aylığın tamamı, düşük olan aylığın yarısı,

4) Kız çocuklarının hem eşinden, hem de ana ve babasından ölüm gelirine hak kazanması halinde tercih ettiği aylığı,

Aylık olarak bağlanır.

c) Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse sigortalıya veya hak sahibine bu aylık veya gelirlerden yüksek olanın tamamı az olanın yarısı, eşitliği halinde ise iş kazası ve meslek hastalığından bağlanan gelirin tümü, malûllük ve yaşlılık aylığının yarısı bağlanır.

Birinci fıkradaki sıralamaya göre yapılacak değerlendirmeler sonucunda bir kişide ikiden fazla gelir veya aylık birleştiği takdirde bu gelir ve aylıklardan en fazla ödemeye imkan veren iki dosya üzerinden gelir veya aylık bağlanır, diğer dosya veya dosyalardaki gelir ve aylık hakları durum değişikliği veya diğer bir dosyanın devreye girdiği tarihe kadar düşer.

Gelir ve aylıkların düzeltilmesi, yükseltilmesi, ödenmesi ve yoklama işlemleri

MADDE 55.- Bu Kanuna göre gelir veya aylık bağlanan sigortalı ile hak sahibi kişilerin durumlarının, kendilerine veya başka hak sahiplerine bağlanmış bulunan gelir veya aylık tutarının düzeltilmesini gerektirir bir şekilde değişmesi halinde gelir veya aylık tutarları, değişikliğin meydana geldiği tarihten sonraki ödeme dönemi başından başlanarak yeni duruma göre düzeltilir.

Bu Kanuna göre bağlanan gelir ve aylıklar, her yılın Ocak ve Temmuz ödeme tarihlerinden geçerli olmak üzere, bir önceki altı aylık döneme göre Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan en son temel yıllı tüketici fiyatları genel indeksindeki değişim oranı kadar artırılarak belirlenir.

Sigortalıya veya hak sahiplerine bağlanan gelir veya aylıklar her ay peşin olarak ödenir. Gelir ve aylıkların ödeme dönemleri, ödeme tarihleri, şekli ve ödeme merkezleri Kurumca belirlenir.

Gelir ve aylık alma şartlarının devam edip etmediğine yönelik yoklama işlemlerine ilişkin usul ve esasları ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelik ile düzenlenir.

Gelir ve aylık bağlanmayacak haller

MADDE 56.- Ölen sigortalının hak sahiplerinden;

a) Kesinleşmiş yargı kararı üzerine, kendisinden aylık bağlanacak sigortalıyı veya gelir ya da aylık bağlanmış olan sigortalıyı, kasten öldüren veya öldürmeye teşebbüs edenlere veya bu Kanun gereğince sürekli iş göremez hale veya malûl duruma getirenlere,

b) Kesinleşmiş yargı kararı üzerine, kendisinden aylık bağlanacak sigortalıya veya gelir ya da aylık bağlanmamış olan sigortalıya veya hak sahibine karşı ağır bir suç işlemesi veya bunlara karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemesi nedeniyle ölüme bağlı bir tasarrufla mirastan çıkarılanlara,

c) Sonraki eşinden dolayı bu Kanuna göre gelir veya aylığa hak kazanan dul eşe önceki eşinden,

Gelir veya aylık ödenmez. Ödenmiş bulunan gelir ve aylıklar 96 ncı madde hükümlerine göre geri alınır.

Ölüm geliri veya aylığı bağlanması için eşinden boşandığı belirlenen eş ve çocuklara, bağlanmış olan gelir ve aylıklar kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar 96 ncı madde hükümlerine göre geri alınır.

Yaş

MADDE 57.- İş kazasıyla meslek hastalığı halinde, hak sahiplerine bağlanacak gelirlerin hesabında, iş kazasının olduğu veya meslek hastalığının hekim raporu ile ilk defa tespit edildiği tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihleri esas alınır.

Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına ilişkin yaş ile ilgili hükümlerin uygulanmasında, sigortalıların ve hak sahibi çocuklarının, mülga 5417 sayılı Kanun ve mülga 6900 sayılı Kanun ile 506 sayılı, 1479 sayılı, 2925 sayılı, 2926 sayılı ve 5434 sayılı kanunlara, 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesine tabi sandıklara veya bu Kanuna göre ilk defa malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olduğu tarihte, nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihleri, sigortalının bu Kanuna göre ilk defa çalışmaya başladığı tarihten sonra doğan çocuklarının da nüfus kütüğüne ilk olarak yazılan doğum tarihleri esas alınır.

İş kazası, meslek hastalığı, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından gelir ve aylık tahsisleri ile sermaye değerinin hesabında, iş kazasının olduğu veya meslek hastalığının hekim raporuyla ilk defa tespit edildiği veya sigortalıların bu Kanuna ve bu Kanunla yürürlükten kaldırılmış kanunlara tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten sonraki yaş tashihleri dikkate alınmaz.

Sigortalıların 18 yaşından sonra yapılan yaş düzeltmeleri ile hak sahiplerinin gelir veya aylığa hak kazandığı tarihten geriye doğru bir yıl içinde yapılan yaş düzeltmeleri, bu Kanunun uygulanmasında dikkate alınmaz.

Nüfus kayıtlarında doğum ay ve günleri yazılı olmayanlar 1 Temmuzda, doğum ayı yazılı olup da günü yazılı olmayanlar o ayın birinde doğmuş sayılır.

Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının bu Kanunda belirlenen yaş hadleri sebebiyle emeklilik işlemleri, doğum tarihlerinde ay ve gün yazılı olmayanlar ile doğum günleri 1 Eylül'den önce olanlar için 1 Eylül, doğum günleri 1 Eylül ve daha sonra olanlar için müteakip yılın 1 Eylül tarihinde yapılır.

Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu

MADDE 58.- Bu Kanunda yazılı olan görevleri yerine getirmek üzere branşları Kurum tarafından belirlenecek uzman doktorlardan oluşan Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu kurulur. Kurul; Milli Savunma Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Yüksek Öğretim Kurulu, en fazla üyeye sahip işveren, işçi ve kamu çalışanlarını temsil eden konfederasyonlar, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu, Türk Tabipleri Birliği ile Kurum tarafından görevlendirilecek birer uzman doktordan oluşur. Aynı usulle birden fazla Kurul oluşturmaya Bakanlık yetkilidir.

Kurula, kendi aralarından seçecekleri üye başkanlık eder. Başkan, yokluğunda yerine bakacak kişiyi belirler. Kurul, en az haftada bir kez ve en az yedi üye ile toplanır, kararlar en az dört üyenin oyu ile alınır.  Kurulda görevlendirilecek olan hekimlerin hizmet süreleri üç yıl olup, üç yıl sonunda yeniden görevlendirilebilirler. Bir takvim yılı içerisinde birbirini izleyen beş veya toplam on toplantıya mazeretsiz olarak katılmayanların görevleri kendiliğinden sona erer. Görevi sona eren hekimin yerine bir başka hekim, aynı usûlle görevlendirilir.

Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kuruluna iştirak edenlere katıldıkları her toplantı günü için 5000 gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpılarak bulunacak tutar üzerinden toplantı ücreti ödenir. Kurulun çalışmaları ile ilgili her türlü giderler Kurumca ödenir. Kurul gerek gördüğü hallerde dışarıdan uzman kişilerin görüşüne başvurabilir.

Kurul, sigortalılar hakkında iş kazası ve meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik derecesi tespiti ile çalışma gücünün maluliyeti gerektirecek derecede kaybına ilişkin Kurumca verilen kararlardan itiraza konu olanları inceleyerek karara bağlar. Kurul, sigortalı veya hak sahiplerinin talebi üzerine uzman bir hekimi dinlemek zorundadır.

Kurul, bu Kanunda yazılı görevlerle sınırlı olmak kaydıyla, mahkemelerden intikal eden ve bilirkişi sıfatıyla rapor düzenlenmesi talep edilen dava dosyaları hakkında, gerekli incelemeleri yaparak görüş bildirir. Mahkemeler, bahse konu dosyalar için belirlediği bilirkişi ücretini kurul üyelerine iletilmek üzere Kuruma gönderir.

Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun hizmetlerini ifa etmesi için gerekli yer, malzeme ve personel Kurumca temin edilir. Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun görev, yetki, çalışma usûl ve esasları ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Kurumun denetleme ve kontrol yetkisi

MADDE 59.- Bu Kanun bakımından kısa ve uzun vadeli sigorta kollarına ilişkin işlemlerin denetimi, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları eliyle yürütülür. Askerî işyerlerine ait sigorta işlemlerinin denetim ve kontrolü, askerî iş müfettişleri tarafından da yapılabilir.

Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delille ispatlanabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar muteberdir. İşverenler ve sigortalılar, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarına bilgi verilmek üzere çağrıldıkları zaman gelmek, gerekli olan belge ve delilleri getirip göstermek ve vermek, görevlerini yapmak için her türlü kolaylığı sağlamak ve bu yoldaki isteklerini geciktirmeksizin yerine getirmekle yükümlüdür. Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları görevlerini yaparken, tüm kamu görevlileri gerekli kolaylığı gösterir ve yardımcı olurlar.

Bu Kanunun uygulanması bakımından, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları 4857 sayılı İş Kanununda belirtilen denetim, teftiş ve kontrol yetkisini de haizdir.

İhaleli işler ile özel bina inşaatı işyerleri işverenlerine, Kuruma prim borçlarının bulunmadığını gösteren ilişiksizlik belgesinin verilmesinde, 1.6.1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Malî Müşavirlik ve Yeminli Malî Müşavirlik Kanununa göre yetki verilmiş yeminli malî müşavirler tarafından işyeri kayıtlarının incelenmesi sonucunda Kuruma bildirildiği tespit edilen işçilik tutarlarının uygunluğu, Kurumun denetim yetkisi saklı kalmak kaydıyla, esas alınabilir.

Usûl ve esasları Kurumca belirlenmiş hesaplama yöntemine uygun olarak yeminli malî müşavirce düzenlenen rapor ile Kuruma yeterli işçilik bildirilmediği anlaşılan işyeri ve işverenlerinin, tespit edilen fark işçilik tutarı üzerinden hesaplanacak prim ve gecikme cezası ve zammı tutarını 102 nci maddenin birinci fıkrasının (d) bendi ile (e) bendinin (4) numaralı alt bendi uyarınca verilecek idarî para cezaları ile birlikte ödemeleri kaydıyla ilişiksizlik belgesi verilebilir.

Kurumca belirlenen usûl ve esaslara aykırı hareket ederek Kurum zararına sebebiyet verdiği anlaşılan yeminli malî müşavirler tarafından düzenlenen raporlar dikkate alınmaz ve bunların daha sonra düzenleyecekleri raporlar Kurumca işleme konulmaz. Gerçeğe aykırı rapor düzenleyen yeminli malî müşavirler hakkında Kurumun genel hükümlere göre takip hakkı saklıdır. Meslek mensupları, işverenlerin devamlı işyerlerinin sigortalıları ile yaptıkları işler ile Kurumda tescil edilmemiş veya tescil edilmiş olmakla birlikte işçilik bildiriminde bulunulmamış olan yukarıdaki işler hakkında inceleme yapamazlar.

Kamu idarelerinin denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurları, kendi mevzuatları gereğince işyerlerinde yapacakları her türlü denetim ve incelemeler sırasında, çalıştırılanların sigortalı olup olmadığını da tespit ederek sigortasız çalıştırılanları Kuruma bildirmek zorundadır. Bu kurumlar ayrıca kendi mevzuatları gereğince yaptıkları inceleme ve tespitler sırasında bu Kanuna göre sigortalı sayılanların prime esas kazançlarının veya sigortalı gün sayılarının eksik bildirilmesi sonucunu doğuran tespitlerini de en geç bir ay içinde Kuruma bildirirler. Kurum bu bildirimleri esas almak üzere gerekli yasal işlemi yapar. İlgililerin itiraz hakları saklıdır.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

ÜÇÜNCÜ KISIM

Genel Sağlık Sigortası Hükümleri

BİRİNCİ BÖLÜM

Kapsamdaki Kişiler ve Tescili

Genel sağlık sigortalısı sayılanlar

MADDE 60.- Türkiye'de yerleşik kişilerden;

a) 4 üncü  maddenin birinci fıkrasının;

1) (a) ve (c) bentleri gereğince sigortalı sayılan kişiler,

2) (b) bendi gereğince sigortalı sayılan kişiler,

b) 50 nci madde gereği isteğe bağlı sigortalı olan kişiler,

c) Yukarıdaki (a) ve (b) bentlerine göre sigortalı sayılmayanlardan;

1) 18.6.1992 tarihli ve 3816 sayılı Ödeme Gücü Olmayan Vatandaşların Tedavi Giderlerinin Yeşil Kart Verilerek Devlet Tarafından Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında yeşil kart verilen kişiler,

2) Vatansızlar ve sığınmacılar,

3) 1.7.1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine göre aylık alan kişiler,

4) 24.2.1968 tarihli ve 1005 sayılı İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine göre şeref aylığı alan kişiler,

5) 28.5.1986 tarihli ve 3292 sayılı Vatani Hizmet Tertibi Aylıklarının Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine göre aylık alan kişiler,

6) 3.11.1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine göre aylık alan kişiler,

7) 24.5.1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu hükümlerine göre korunma, bakım ve rehabilitasyon hizmetlerinden ücretsiz faydalanan kişiler,

8) Harp malûllüğü aylığı alanlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamında aylık alanlar,

d) Yerleşim yeri Türkiye olmayan Türk vatandaşları ile oturma izni almış yabancı ülke vatandaşlarından (a) ve (b) bendine göre genel sağlık sigortalısı sayılmayanlardan Türkiye'de bir yıldan fazla süreyle yerleşen kişiler,

e) 25.8.1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu gereğince işsizlik ödeneğinden yararlandırılan kişiler,

f) Gelir veya aylık bağlanmış olan kişiler,

g) Yukarıdaki bentlerin dışında kalan kişiler,

Genel sağlık sigortalısı sayılır.

6 ncı maddenin birinci fıkrasının (a), (b), (c), (f), (g), (h), (ı), (j) ve (k) bentlerinde sayılanların öncelikle, genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi olup olmadığına bakılır. Genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi ise tescili yapılmaz. Aksi takdirde  birinci fıkra hükümlerinden durumuna uyan bende göre genel sağlık sigortalısı sayılır.

6 ncı maddenin birinci fıkrasının (d), (e) ve (l)  bentleri kapsamında olanlar, ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde bulunan hükümlü ve tutuklular genel sağlık sigortalısı ve genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi sayılmazlar.

Birinci fıkranın (d) ve (g) bentlerinin uygulanmasında evli olanlar için, karı veya kocadan hangisinin bu maddeye göre genel sağlık sigortalısı, hangisinin bakmakla yükümlü olunan kişi olacağının tespiti kendi tercihlerine bırakılır. Diğer bentler gereği karı veya kocanın her ikisinin de genel sağlık sigortalılık şartlarının oluşması halinde her ikisi de ayrı ayrı genel sağlık sigortalısı sayılır.

Genel sağlık sigortalılığının başlangıcı, tescili ve sona ermesi

MADDE 61.- Genel sağlık sigortalılığı başlangıcının tespiti ve tescil işlemleri aşağıdaki hükümlere göre yürütülür. 60 ncı maddenin birinci fıkrasının;

a) (a) ve (b) bendinde sayılanlar; sigortalı veya isteğe bağlı sigortalı olarak tescil edildikleri tarihten itibaren genel sağlık sigortalısı sayılır ve ayrıca bir bildirime gerek olmaksızın tescil edilmiş sayılır.

b) (c) bendinde sayılanlar; ilgili mevzuatları gereği yeşil kart aldıkları, aylığa hak kazandıkları, vatansız ve sığınmacı sayıldıkları, korunma, bakım ve rehabilitasyon hizmetlerinden ücretsiz yararlanmaya başladıkları tarihten itibaren genel sağlık sigortalısı sayılır ve ilgili kurumların kapsama alınan tarihten itibaren otuz gün içinde verecekleri genel sağlık sigortası giriş bildirgesi ile tescil edilirler.

c) (d) bendinde sayılanlar; Türkiye'deki  yerleşim süresinin bir yılı geçtiği tarihten itibaren genel sağlık sigortalısı sayılır ve bu tarihten itibaren otuz gün içinde verecekleri genel sağlık sigortası giriş bildirgesi ile tescil edilirler.

d) (e) bendinde sayılanlar, işsizlik ödeneğinden yararlanmaya başladıkları tarihten itibaren genel sağlık sigortalısı sayılır ve Türkiye İş Kurumu tarafından işsizlik ödeneğinin bağlandığı tarihten itibaren otuz gün içinde vereceği genel sağlık sigortası giriş bildirgesi ile tescil edilirler.

e) (f) bendinde sayılanlar; gelir veya aylıktan yararlanmaya başladıkları tarihten itibaren genel sağlık sigortalısı sayılır ve ayrıca bir bildirime gerek olmaksızın tescil edilmiş sayılır.

f) (g) bendinde sayılanlar; diğer bentlere göre genel sağlık  sigortalısı olmadıkları tarihten itibaren genel sağlık sigortalısı sayılır ve bu tarihten itibaren otuz gün içinde verecekleri genel sağlık sigortası giriş bildirgesi ile tescil edilirler.

60 ıncı madde gereği genel sağlık sigortalısı sayılanların çocukları, ana ya da babanın tescil edilmiş olmasına bakılmaksızın ve ayrıca bir işleme gerek olmaksızın 18 yaşına kadar genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi olarak sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlandırılır. 18 yaşından küçük çocuğun ana ve babası da yok ise 18 yaşına kadar 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (7) numaralı alt bendi kapsamında primi Devlet tarafından ödenmek üzere genel sağlık sigortalısı sayılır.

60 ıncı madde gereği genel sağlık sigortalısı iken durumunda değişiklik olan kişilerden, aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (1) numaralı alt bendine veya (g) bendi kapsamına giren kişiler durumlarında değişiklik olduğu tarihten itibaren en geç otuz gün içinde 18.6.1992 tarihli ve 3816 sayılı Kanun gereği yeşil kart veren kuruma başvurmak zorundadır. Bu kişilere yeşil kart verilmemesi durumunda, durumunda değişiklik olduğu tarihten başlamak üzere (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılırlar.

Genel sağlık sigortalılığı, yerleşim yerinin Türkiye olmadığı veya 60 ıncı  maddenin üçüncü fıkrası gereği genel sağlık sigorta kapsamı dışına çıkılan tarihten itibaren sona erer.

Bu maddede belirtilen genel sağlık sigortası giriş bildirgesini süresi içinde vermeyenler hakkında 102 nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendine göre idarî para cezası uygulanır.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Sağlık hizmetleri ve diğer haklar ile bunlardan yararlanma

MADDE 62.- Bu Kanun gereğince genel sağlık sigortasından sağlanacak sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanmak, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler için bir hak, Kurum için ise bu hizmet ve hakları sağlamak bir yükümlülüktür.

Sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan genel sağlık sigortalısı ile bakmakla yükümlü olduğu kişiler yararlandırılır.

Bu Kanun kapsamındaki kişilere sağlanacak sağlık hizmetleri ve diğer haklar ile kişilerden alınan primlerin tutarı arasında ilişki kurulamaz.

İKİNCİ BÖLÜM

Sağlanan Sağlık Hizmetleri ve Diğer Haklar

Sağlanan sağlık hizmetleri ve süresi

MADDE 63.- Genel sağlık sigortalısının ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlıklı kalmalarını; hastalanmaları halinde sağlıklarını kazanmalarını; iş kazası ile meslek hastalığı, hastalık ve analık sonucu tıbben gerekli görülen sağlık hizmetlerinin karşılanmasını, iş göremezlik hallerinin ortadan kaldırılmasını veya azaltılmasını temin etmek amacıyla Kurumca sağlanacak sağlık hizmetleri şunlardır:

a) Kişilerin hastalanmalarına bakılmaksızın kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri.

b) Kişilerin hastalanmaları halinde ayakta veya yatarak; hekim tarafından yapılacak muayene, hekimin göreceği lüzum üzerine teşhis için gereken klinik muayeneler, laboratuar tetkik ve tahlilleri ile diğer tanı yöntemleri, konulan teşhise dayalı olarak yapılacak tıbbî müdahale ve tedaviler, hasta takibi ve rehabilitasyon hizmetleri, organ, doku ve kök hücre nakline yönelik sağlık hizmetleri, acil sağlık hizmetleri, ilgili kanunları gereğince sağlık meslek mensubu sayılanların hekimlerin kararı üzerine yapacakları tıbbî bakım ve tedaviler.

c) Analık sebebiyle ayakta veya yatarak; hekim tarafından yapılacak muayene, hekimin göreceği lüzum üzerine teşhis için gereken klinik muayeneler, laboratuar tetkik ve tahlilleri ile diğer tanı yöntemleri, konulan teşhise dayalı olarak yapılacak tıbbî müdahale ve tedaviler, hasta takibi, rahim tahliyesi, tıbbî sterilizasyon ve acil sağlık hizmetleri, ilgili kanunları gereğince sağlık meslek mensubu sayılanların hekimlerin kararı üzerine yapacakları tıbbî bakım ve tedaviler.

d) Kişilerin hastalanmaları halinde ayakta veya yatarak; ağız ve diş muayenesi, diş hekiminin göreceği lüzum üzerine ağız ve diş hastalıklarının teşhisi için gereken klinik muayeneler, laboratuar tetkik ve tahlilleri ile diğer tanı yöntemleri, konulan teşhise dayalı olarak yapılacak tıbbî müdahale ve tedaviler, hasta takibi, travmaya ve onkolojik tedaviye bağlı protez uygulamaları, ağız ve diş hastalıkları ile ilgili acil sağlık hizmetleri, 18 yaşını doldurmamış kişilerin ortodonti tedavileri, 18 yaşını doldurmamış veya 60 yaşından gün almış kişilerin diş protezleri.

e) Evli olmakla birlikte çocuk sahibi olmayan genel sağlık sigortalısı kadın ise kendisinin, erkek ise karısının;

1) Yapılan tıbbi tedavileri sonrasında normal tıbbi yöntemlerle çocuk sahibi olamadığının ve ancak yardımcı üreme yöntemi ile çocuk sahibi olabileceğinin Kurumca belirlenen sağlık hizmet sunucuları sağlık kurulları tarafından tıbben mümkün görülmesi,

2) 23 yaşından büyük, 41 yaşından küçük olması,

3) Son üç yıl içinde diğer tedavi yöntemlerinden sonuç alınamamış olduğunun Kurumca belirlenen sağlık hizmet sunucuları sağlık kurulları tarafından belgelenmesi,

4) Uygulamanın yapıldığı tıbbi merkezin Kurum ile sözleşme yapmış olması,

5)  En az beş yıldır genel sağlık sigortalısı veya bakmakla yükümlü olunan kişi olup, 900 gün prim ödeme gün sayısının olması,

Şartlarının birlikte gerçekleşmesi halinde en fazla üç deneme ile sınırlı olmak üzere yardımcı üreme yöntemi tedavileri ile bir hastalığın tedavisinin başka tıbbi bir yöntemle mümkün olmaması ve Kurumca belirlenen sağlık hizmet sunucuları sağlık kurulları tarafından tıbben zorunlu görülmesi halinde yardımcı üreme yöntemi tedavileri.

f) Yukarıdaki bentler gereğince sağlanacak sağlık hizmetleriyle ilgili teşhis ve tedavileri için gerekli olabilecek kan ve kan ürünleri, kemik iliği, aşı, ilaç, ortez, protez, tıbbî araç ve gereç, kişi kullanımına mahsus tıbbî cihaz, tıbbî sarf, iyileştirici nitelikteki tıbbî sarf malzemelerinin sağlanması, takılması, garanti süresi sonrası bakımı, onarılması ve yenilenmesi hizmetleri.

Yukarıdaki bentlerde belirtilen sağlık hizmetlerine ilişkin esaslar, hekimlerin ve diş hekimlerinin branşları, klinik ve laboratuar bulguları, konulan teşhisler, sağlık hizmetlerinin sunulduğu basamak, kanıta dayalı tıp uygulamaları, maliyet-fayda, maliyet-etkililik ve benzeri ölçütler dikkate alınarak; sağlanacak sağlık hizmetlerinin cinslerini, belirlenecek zaman aralığında kullanım miktarlarını ve kullanım sürelerini Sağlık Bakanlığının görüşünü alarak belirlemeye Kurum yetkilidir.

60 ncı maddede sayılan genel sağlık sigortalısı sayılma şartlarının yitirilmesi halinde, devam etmekte olan tedavi nedeniyle sağlanacak sağlık hizmetleri kişinin iyileşmesine kadar sürer.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Sağlık Bakanlığı ve Kurumca birlikte çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Kurumca sağlanmayacak sağlık hizmetleri

MADDE 64.- Kurumca sağlanmayacak sağlık hizmetleri şunlardır:

a) Vücut bütünlüğünü sağlamak amacıyla yapılan ve iş kazası ile meslek hastalığına, kazaya, hastalıklara veya konjenital nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan uzuv kayıpları veya uzuv fazlalıkları dışında estetik amaçlı yapılan her türlü sağlık hizmeti.

b) Sağlık Bakanlığınca izin veya ruhsat verilmeyen sağlık hizmetleri ile Sağlık Bakanlığınca tıbben sağlık hizmeti olduğu kabul edilmeyen  sağlık hizmetleri.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Sağlık Bakanlığının uygun görüşü alınarak, Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Yol gideri, gündelik ve refakatçi giderleri

MADDE 65.- Hekimin veya diş hekiminin muayene veya tedavi sonrası tıbben göreceği lüzum üzerine genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin muayene ve tedavi edildikleri yerleşim yeri dışına yapılan sevklerinde, kendisinin ve bir kişi ile sınırlı olmak üzere refakatçisinin gidiş ve dönüşleri için yol gideri ve gündelik; gidiş ve dönüşleri arasında geçen ayakta tedavileri süresince ise gündelikleri Kurumca karşılanır. Hastanın sevk edildiği yerde yatarak tedavi edilmesi halinde kendisine ve refakatçisine yol gideri ile gündelik ödenmez.

18 yaşın altında veya 65 yaşın üstünde olan genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin yatarak tedavileri sırasında, hekimin veya diş hekiminin tıbben göreceği lüzum üzerine yanında kalan refakatçinin yatak ve yemek giderleri bir kişi ile sınırlı olmak üzere Kurumca karşılanır.

Yurt içinde veya yurt dışına yapılan sevkler nedeniyle ödenecek gündelik, yol, yatak ve yemek giderlerinin tutarı 72 nci maddede belirtilen Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu tarafından belirlenir.

Sigortalılar ile 34 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendinde belirtilen çocuklar, sürekli iş göremezlik veya malullük durumlarının tespiti, kontrolü veya periyodik sağlık muayenesi amacıyla yapılan sağlık hizmeti giderleri ile yol ve gündelik giderleri de bu madde hükümlerine göre ödenir.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Yurt dışında tedavi

MADDE 66.- 63 üncü maddede sayılan sağlık hizmetlerinin yurt içindeki sağlık hizmet sunucularından sağlanması esastır. Ancak;

a) 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde sayılan genel sağlık sigortalılarından; işverenleri tarafından Kurumca belirlenen usule uygun olarak veya kamu idareleri için özel mevzuatlarında belirtilen usule uygun olarak geçici görevle yurt dışına gönderilenlere, acil hallerde,

b) 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde sayılan  genel sağlık sigortalılarından; işverenleri tarafından Kurumca belirlenen usule uygun olarak veya kamu idareleri için özel mevzuatlarında belirtilen usule uygun olarak sürekli görevle yurt dışına gönderilenler ile bunların yurt dışında birlikte yaşadıkları bakmakla yükümlü olduğu kişilere,

c) Sağlık Bakanlığının uygun görüşü üzerine yurt içinde tedavisi mümkün olmadığı tespit edilen,

Sağlık hizmetleri yurt dışında sağlanır.

Ancak, yukarıdaki fıkranın (a) ve (b) bentleri gereği yurt dışında sağlanan sağlık hizmetlerinin Kurumca karşılanacak bedelleri, yurt içinde sözleşmeli sağlık hizmet sunucularına ödenen tutarı geçemez. Bu tutarı aşan kısım işverenler tarafından ödenir.

Bakanlar Kurulu kararı ile birlik halinde ya da kamu idarelerinin yetkili makamlarınca yurt dışına askeri veya güvenlik amaçlı görevlendirilenlerin, bu Kanun kapsamına giren sağlık hizmetlerinin karşılanması ile bu hizmetlere ilişkin giderler kurumlarınca karşılanır.

Kurum, birinci fıkranın (a) ve (b) bendi kapsamındaki kişilerin sağlık hizmetlerini, bu kişilerin geçici veya sürekli görev süresince genel sağlık sigortası için Kuruma ödenen prim tutarını geçmemek kaydıyla, ilgili ülkede sağlık sigortası yaptırmak suretiyle de sağlayabilir.

Birinci fıkranın (c) bendi gereğince yurt dışına sevk edilen kişilerin sağlık hizmeti giderleri, var ise Kurumun yurtdışında sevke konu tedaviye ilişkin sözleşmeli olduğu sağlık hizmet sunucularına ödenen tutarı geçemez. Bu kişilerin 65 inci madde hükümlerine göre yapılacak giderleri ayrıca karşılanır.

Yukarıdaki haller dışında, yurt dışında sağlık hizmetlerine ilişkin giderler Kurumca ödenmez.

Kamu idarelerinde çalışan sigortalılar dışında 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların geçici ve sürekli görevlendirmesine ilişkin usuller ve süreler ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar ilgili Bakanlıkların görüşü alınarak Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Sağlık Hizmetlerinden Yararlanma Şartları ve Katılım Payı

Sağlık hizmetlerinden yararlanma şartları

MADDE 67- 18 yaşını doldurmamış olan kişiler, tıbben başkasının bakımına muhtaç olan kişiler, acil haller, iş kazası ile meslek hastalığı halleri, bildirimi zorunlu bulaşıcı hastalıklar, 63 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri gereğince sağlanan sağlık hizmetleri, 75 inci maddede sayılan afet ve savaş ile grev ve lokavt hali  hariç olmak üzere yurt içinde veya yurt dışında sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanabilmek için;

a) 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (f) bendi hariç diğer bentleri gereği genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, sağlık hizmeti sunucusuna başvurduğu tarihten önceki son bir yıl içinde toplam 90 gün genel sağlık sigortası prim ödeme gün sayısının olması,

b) 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendi  ile (b), (d) ve (g) bentlerine tabi olan genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin yukarıdaki bentte sayılan şartla birlikte, kısa ve uzun vadeli sigorta primleri dahil genel sağlık sigortası prim borcunun bulunmaması,

Şarttır.

Ayrıca genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanabilmeleri için sağlık hizmet sunucularına başvurduklarında acil haller hariç olmak üzere (acil hallerde ise acil halin sona ermesinden sonra); nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, evlenme cüzdanı, pasaport veya Kurum tarafından resimli olarak verilen sağlık kartı belgelerinden birinin gösterilmesi zorunludur.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Katılım payı alınması

MADDE 68.- 63 üncü maddede sayılan sağlık hizmetlerinden katılım payı alınacak olanlar şunlardır:

a) Ayaktan tedavide hekim ve diş hekimi muayenesi.

b) Ortez, protez, iyileştirme araç ve gereçleri.

c) Ayaktan tedavide sağlanan ilaçlar.

Katılım payı, birinci fıkranın (a) bendindeki sağlık hizmetleri için 2 Yeni Türk Lirası olarak uygulanır. Katılım payı, (b) ve (c) bendindeki sağlık hizmetleri için gereksiz kullanımı azaltma, sağlık hizmetlerinin niteliği itibarıyla hayati öneme sahip olup olmaması, kişilerin prime esas kazançlarının, gelir ve aylıklarının tutarı ve benzeri ölçütler dikkate alınarak % 10 ilâ % 20 oranları arasında olmak üzere Kurumca belirlenir. Birinci fıkranın (a) bendindeki sağlık hizmetleri için belirlenen katılım payı tutarı, 4.1.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranı kadar her yıl artırılır.

İkinci fıkrada belirlenen katılım payı tutarı ve oranları, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sevk zincirine uymadan, doğrudan diğer basamaktaki sağlık hizmet sunucularına müracaatları halinde % 50 oranında artırılarak uygulanır.

Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin birinci fıkranın (b) bendi gereği ödeyecekleri katılım payının tutarı, sağlık hizmetinin alındığı tarihteki asgari ücretin % 75'ini geçemez.

63 üncü maddenin birinci fıkrasının (e) bendi gereğince sağlanan ve bir hastalığın tedavisinin başka tıbbi bir yöntemle mümkün olmaması nedeniyle yapılacak yardımcı üreme yöntemi tedavisi dışındaki, yardımcı üreme yöntemi tedavisinde katılım payı ilk denemede % 30, ikinci denemede % 25 ve üçüncü denemede % 20 oranında uygulanır. Ancak katılım payında dördüncü fıkra gereği uygulanan üst limit dikkate alınmaz.

60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (1), (2) ve (3) numaralı alt bentleri gereği genel sağlık sigortalısı sayılanlar ile bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilerin ödemiş oldukları katılım payları 29.5.1986 tarihli ve 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu hükümlerine göre kendilerine geri ödenir.

Katılım paylarını, gelir veya aylık alan kişilerin gelir veya aylıklarından, çalışanların ücret veya maaşlarından mahsup edilmek suretiyle tahsile ve katılım paylarının ödenme usûlünü belirlemeye Kurum yetkilidir. Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularına, tahsil ettikleri katılım payı düşüldükten sonra kalan tutar ödenir.

Katılım paylarının hesaplanmasında 72 nci maddeye göre tespit edilen sağlık hizmeti tutarları esas alınır. Kurumca belirlenen usûle uygun olarak katılım paylarını tahsil etmeyen sağlık hizmet sunucularına 102 nci maddenin (j) bendi gereğince idari para cezası uygulanır.

Katılım paylarının ödenme usûlleri ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Katılım payı alınmayacak haller ve sağlık hizmetleri

MADDE 69.- 68 inci maddede sayılan sağlık hizmetlerinden katılım payı alınmayacak haller ve sağlık hizmetleri şunlardır:

a) İş kazası ile meslek hastalığı halleri.

b) 75  inci maddede yer alan afet ve savaş hali nedeniyle sağlanan sağlık hizmetleri.

c) Kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri.

d) Sağlık kurulu raporu ile belgelendirilmek şartı ile Kurumca belirlenen kronik hastalıklar.

e) Kontrol muayeneleri.

f) 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (4), (5), (6), (7) ve (8) numaralı alt bentleri kapsamında sayılanlar.

Bu madde gereğince katılım payı alınmayacak sağlık hizmetlerini tek tek veya gruplandırarak tespite Kurum yetkilidir.

Hizmet basamakları ve sevk zinciri

MADDE 70.- Bu Kanunun uygulanması bakımından sağlık hizmeti sunucuları birinci, ikinci ve üçüncü basamak olarak sınıflandırılır. Bu basamaklar ve sağlık hizmet sunucuları arasında sevk zinciri; tanı, ön tanı, hekimlerin ve diş hekimlerinin uzmanlıkları dikkate alınmak suretiyle tüm yurtta veya il ya da ilçe bazında ilgili kurumların görüşü alınarak Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenir. Aile hekimleri birinci basamak hizmet sunucuları içinde yer alır.

Kurumca sağlık hizmetlerinin sağlanabilmesi için, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler sevk zinciri kurallarına uygun hareket etmek zorundadır.

İş kazası ile meslek hastalığı, 75 inci maddede sayılan afet ve savaş hali ile acil haller dışında, sevk zincirine uyulmadan genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler tarafından sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularına yapılan başvurular sonucu alınan sağlık hizmetlerinin 72 nci madde gereği belirlenen tutarının % 70'i Kurumca ödenir. Aradaki fark, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler tarafından ödenir.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Sağlık Bakanlığının uygun görüşü alınarak Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Kimlik tespiti ve yerleşim yeri bildirim zorunluluğu ve acil haller

MADDE 71.- Sağlık hizmeti sunucuları, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere sağlık hizmeti sunumu aşamasında (acil hallerde ise acil halin sona ermesinden sonra), 67 nci maddenin ikinci fıkrasında sayılan belgeleri ve bu belgelerin başvuran kişiye ait olup olmadığını kontrol etmek zorundadır. Bu zorunluluğu yerine getirmeyen sağlık hizmet sunucuları hakkında 102 nci maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi gereği idari para cezası uygulanır.

Sağlık hizmeti sunucuları, başvuran kişilerin bu Kanun açısından genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişi olarak kapsama alınmadığını tespit ettikleri kişilerin kimlik ve yerleşim yeri bilgilerini Kuruma bildirmek zorundadır.

Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin kendi adına bir başkasının sağlık hizmeti almasını veya Kurumdan diğer bir menfaat temin etmesini sağlaması yasaktır. Bu fiilleri işleyenlerden Kurumun uğradığı zararın iki katı kanuni faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilir ve ilgililer hakkında Türk Ceza Kanunu hükümleri uygulanır.

Bu Kanunun uygulamasında acil hallerin ve acil sağlık hizmetlerinin neler olduğuna, hangi yöntem ve ölçütlerle tespit edileceğine ilişkin hususlar, Sağlık Bakanlığının uygun görüşü üzerine Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Malî ve Çeşitli Hükümler

Sağlık hizmetlerinin ödenecek bedellerinin belirlenmesi

MADDE 72.- 63 üncü madde hükümlerine göre sağlanan sağlık hizmetlerinin ve 65 inci madde gereği ödenecek gündelik, yol, yatak ve yemek giderlerinin Kurumca ödenecek bedellerini; sağlık hizmetinin sunulduğu il ve basamak, sağlık hizmetlerinin maliyeti, Devletin doğrudan veya dolaylı olarak sağlamış olduğu sübvansiyonlar, kanıta dayalı tıp uygulamaları, teşhis ve tedavi maliyetini esas alan maliyet-etkililik ölçütleri ve genel sağlık sigortası bütçesi dikkate alınmak suretiyle, her bir sağlık hizmeti için belirlemeye Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu yetkilidir. Komisyon 73 üncü maddenin altıncı fıkrasında öngörülen oranları her yıl belirler.

Komisyon; Maliye Bakanlığını, Sağlık Bakanlığını, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığını, Hazine Müsteşarlığını ve Kurumu temsilen toplam beş üyeden oluşur. Komisyon kararlarını salt çoğunluk ile alır ve kararlar Resmi Gazetede yayımlanır. Komisyonca gerekli görülen hallerde sağlık hizmetlerinin türlerine göre birden fazla alt komisyon kurulabilir. Komisyonun sekretarya işlemleri Kurumca yerine getirilir.

Kurum, Komisyon  adına çalışmalarına başlamadan önce Yüksek Öğretim Kurulunun, Türk Tabipleri Birliğinin, Türk Diş Hekimleri Birliğinin, Türk Eczacıları Birliğinin, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin, Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliğinin, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu, en fazla üyeye sahip ilk üç işçi ve kamu çalışanları konfederasyonunun, en fazla üyeye sahip Optisyenlik Derneğinin, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonunun, en fazla üyeye sahip özel sağlık kurum ve kuruluşları dernekleri veya federasyonlarının, en fazla üyeye sahip özel polikliniklerin dernek veya federasyonlarının, en fazla üyeye sahip özel tıbbi malzeme üretici veya ithalatçıları dernekleri veya federasyonlarının, en fazla üyeye sahip tıp uzmanlık derneklerinin ve Komisyonca uygun görülecek diğer kurum ve kuruluşların görüşlerini alır. İlgili kurumlar 30 iş günü içinde görüşlerini göndermek zorundadır. Bu süre içerisinde gönderilmeyen görüşler dikkate alınmaz. Komisyon çalışmalarının başlangıcında, bu kurumların temsilcilerinin katılımı ile oluşturulacak toplantıda görüşlerini sözlü olarak da dinler.

Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonunun çalışmasına, görev ve yetkileri ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar Komisyon üyesi kurumların uygun görüşleri alınarak Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Sağlık hizmetlerinin sağlanma yöntemi ve sağlık giderlerinin ödenmesi

MADDE 73.- Bu Kanuna göre sağlık hizmetleri, Kurum ile yurt içindeki veya yurt dışındaki sağlık hizmeti sunucuları arasında yapılan sözleşmeler yoluyla ve/veya bu Kanun hükümlerine uygun olarak genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından satın aldıkları sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi suretiyle sağlanır.

Kurum, sağlık hizmet sunucularının sözleşme başvurularının değerlendirilmesinde, sonuçlandırılmasında ve uygulanmasında sağlık hizmeti sunucuları arasında; sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından satın aldıkları sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi aşamasında ise genel sağlık sigortalıları ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler arasında tarafsızlık, hakkaniyet ve açıklık ilkelerine uymak ve bunun uygulandığının izlenebileceği bir sistem kurmak zorundadır.

Kurum, provizyon işlemlerini yürütmek üzere sağlık hizmeti sunucularının mahallinde provizyon merkezi açabilir ve personel çalıştırabilir. Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları, bu amaçla Kuruma uygun bağımsız mekân tahsis etmek zorundadır. Kurum gerekli gördüğü durumlarda provizyon işlemlerini yürütmek üzere hizmet satın alma yetkisine sahiptir.

Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerden sözleşmeli olduğu sağlık hizmetleri için otelcilik hizmetleri dışında, herhangi bir fark ödemesi talep edemez. Otelcilik hizmeti için genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerden alınabilecek fark ödemesi, Kurum tarafından belirlenen standart yatak bedelinin dört katını geçemez. Bu farkın alınabilmesi için, kişilerin fark ödemeyi kabul ettiğinin yazılı olarak belgelenmesi zorunludur. Otelcilik hizmeti dışında veya Kurumca otelcilik hizmeti için belirlenen tavanın üzerinde fark alınması halinde, sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularının sözleşmeleri bir yıl süreyle feshedilir.

Sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından acil hallerde alınan sağlık hizmeti bedeli, 72 nci madde gereği sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları için belirlenen bedeller esas alınarak genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere fatura karşılığı ödenir. Sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucuları, acil hallerde genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerden veya Kurumdan herhangi bir fark talep edemez.

70 inci maddedeki hükümlere uyulmak şartıyla, sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti almayı tercih eden genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere, 72 nci madde gereği sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları için belirlenen bedellerin en fazla % 70'i fatura karşılığı ödenir. 70 inci madde hükümlerine uymaksızın sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti almayı tercih eden genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere, 72 nci madde gereği sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları için belirlenen bedellerin en fazla % 50'si fatura karşılığı ödenir.

Sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından satın alınan sağlık hizmeti bedelinin bu maddenin dördüncü ve beşinci fıkralarına göre Kurumca ödenebilmesi için; Sağlık Bakanlığı veya ilgili kamu idareleri tarafından ödenecek sağlık hizmetine ilişkin sağlık hizmeti sunucularına ruhsat veya izin verme uygulamasının olması halinde ruhsat veya izin alınmış olması, ayrıca Kurumca  sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucusunun şartlarının sözleşmeli sağlık hizmeti sunucusunda aranan şartlara uygun olduğunun kabul edilmesi şarttır.

Sağlık hizmeti sunucuları, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetlerinden yararlanmaya müstahak olup olmadığını, Kurumun elektronik veya diğer ortamlarda sağlayacağı yöntemlere uygun olarak kontrol etmek ve belgelemek zorundadır.

Sağlık hizmeti satın alma sözleşmelerinin hazırlanması ve akdedilmesi, sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Sağlık sigortası gelirlerinin kullanım amacı ve kişisel koruyucu sağlık hizmeti harcamalarının tahsili

MADDE 74.- Genel sağlık sigortası prim gelirleri; yönetim giderleri, genel sağlık sigortasından sağlanan sağlık hizmetleri ve diğer haklar dışında başka bir amaçla kullanılamaz.

63 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince sağlanan kişisel koruyucu sağlık hizmetleri için Kurumca yapılan harcamaların bedeli, takip eden yılda genel bütçeden Kuruma ödenir.

Uzun ve kısa vadeli sigorta kolları bakımından sürekli işgöremezlik, malullük, çalışma gücü kaybı hallerinin tespiti veya bu amaçla yapılan kontroller nedeniyle tutarları 72 nci maddeye göre, usul ve esasları Kurumca belirlenecek gündelik ve yol giderleri ile sağlık hizmeti giderleri uzun ve kısa vadeli sigorta kolları prim gelirlerinden karşılanır.

Doğal afetler veya savaş hali

MADDE 75.- 15.5.1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun kapsamındaki afetler  ile 4.11.1983 tarihli ve 2941 sayılı Seferberlik ve Savaş Hali Kanunu gereğince ilan edilen savaş halinde genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetleri Kurum tarafından sağlanmaya devam edilir. Ancak, afet veya savaş hallerine bağlı olarak Kurumca yapılan sağlık hizmeti giderleri, giderlerin ödendiği takvim yılı sonu esas alınarak genel bütçeden Kuruma bir yıl içinde transfer edilir.

İşverenin, genel sağlık sigortalısının ve üçüncü kişilerin sorumluluğu

MADDE 76.- İşveren, iş kazasına uğrayan genel sağlık sigortalısına sağlık durumunun gerektirdiği sağlık hizmetlerini derhal sağlamakla yükümlüdür. Bu amaçla işveren tarafından yapılan ve belgelere dayanan sağlık hizmeti giderleri ve 65 inci madde hükümlerine göre yapılacak masraflar Kurum tarafından karşılanır.

Birinci fıkrada belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmesindeki ihmalinden veya gecikmesinden dolayı, genel sağlık sigortalısının tedavi süresinin uzamasına veya malûl kalmasına veya malûllük derecesinin artmasına sebep olan işveren, Kurumun bu nedenle yaptığı her türlü sağlık hizmeti giderini ödemekle yükümlüdür.

İlgili kanunları gereğince sağlık raporu alınması gerektiği halde sağlık raporuna dayanmaksızın veya alınan raporlarda söz konusu işte çalışması tıbbî yönden elverişli olmadığı belirtildiği halde genel sağlık sigortalısını çalıştıran işverenlere, bu nedenle Kurumca yapılan sağlık hizmeti giderleri tazmin ettirilir.

İş kazası ile meslek hastalığı, işverenin kastı veya suç sayılır bir hareketi nedeniyle veya işçinin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi sonucu olmuşsa, Kurumca yapılan sağlık hizmeti giderleri işverene tazmin ettirilir.

Hekim veya diş hekimi sağlık raporu ile belli bir işte çalışamayacağı belgelenen 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bendi kapsamındaki kişiler bu işte çalıştırılamaz. Bu kişileri çalıştıran işverenler, genel sağlık sigortalısının aynı hastalık sebebiyle Kurumca yapılan masraflarını ödemekle yükümlüdür. Genel sağlık sigortalısı bir başka işverene ait işyerinde çalışmış ise, bu durumu bilerek çalıştıran işveren ile genel sağlık sigortalısı doğacak masraflardan Kuruma karşı müştereken ve müteselsilen sorumludur.

Genel sağlık sigortalısına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişiler için Kurumun sağlık hizmeti sağlamasına veya bu kişilerin tedavi süresinin uzamasına, kastı veya suç sayılır bir hareketi veya ilgili kanunlarla verilmiş bir görevi yapmaması veya savsaması nedeniyle sebep olduğu mahkeme kararıyla tespit edilen üçüncü kişilere, Kurumun yaptığı sağlık hizmeti giderleri tazmin ettirilir.

Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularının duyurulması ve sağlık hizmet sunucusu seçme serbestisi

MADDE 77.- Bu Kanun gereğince genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetinden yararlanmak için başvuracakları yurt içinde veya yurt dışındaki sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularının unvan, isim ve adresleri Kurumca elektronik ortamda veya diğer yöntemlerle duyurulur.

Genel sağlık sigortalıları ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler, sağlık hizmeti sunucuları arasından, genel sağlık sigortasıyla ilgili diğer madde hükümlerine uymak şartıyla istediğini seçme hakkına sahiptir.

Sağlık hizmeti sunucularının kayıt ve bildirim zorunluluğu ve kontrol yetkisi

MADDE 78.- Kurum ile sözleşmesi olup olmadığına bakılmaksızın tüm sağlık hizmeti sunucuları, sağlık hizmeti sunduğu tüm kişilere ait sözleşme hükümlerinde yer verilen bilgileri, belirlenen yöntemlere ve süreye uygun biçimde elektronik ortamda veya yazılı olarak göndermek zorundadır. Bu bilgiler verilmeksizin talep edilen sağlık hizmeti bedelleri, bilgiler gönderilinceye kadar ödenmez.

Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişinin sağlık bilgilerinin gizliliği esastır. Sağlık bilgilerinin ne şekilde korunacağı, ulusal güvenlik nedeniyle sağlık bilgisi paylaşıma açılmayacak kişilerin tespiti ilgili Bakanlıkların önerisi üzerine Bakanlıkça tespit edilir.

Kurum, genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili olarak işverenler, sağlık hizmeti sunucuları ve diğer gerçek ve tüzel kişiler nezdindeki gerekli belge ve bilgileri inceleyebilir, ibrazını isteyebilir.

Kurum, bu Kanunda belirtilen görevleriyle ilgili olarak sağlık hizmeti sunucularının yürüttüğü hizmet ve işlemleri kontrol yetkisine sahiptir. Kurum, bu yetkisini görevlendirdiği personeli vasıtasıyla veya kamu ve özel kurumlardan hizmet satın almak suretiyle kullanabilir.

DÖRDÜNCÜ KISIM

Primlere İlişkin Hükümler

BİRİNCİ BÖLÜM

Prim Alınması, Prime Esas Kazanç, Prim Oranları ve Asgarî İşçilik

Prim alınması zorunluluğu

MADDE 79.- Kısa ve uzun vadeli sigortalar ile genel sağlık sigortası için, bu Kanunda öngörülen her türlü ödemeler ile yönetim giderlerini karşılamak üzere Kurum prim almak, ilgililer de prim ödemek zorundadır.

Kurumca tahsil edilen genel sağlık sigortası primleri, tahsil edilmesini müteakip doğrudan Kurum bütçesinin genel sağlık sigortası kalemine aktarılır. Bu kalemde toplanan gelirler, yalnızca genel sağlık sigortasının giderlerini karşılamak amacıyla kullanılır. Bu gelirler kısa ve uzun vadeli sigorta kollarının giderlerinin karşılanmasında kullanılamaz.

Prime esas kazançlar

MADDE 80.- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalıların prime esas kazançları bu madde hükümlerine göre hesaplanır. İşverenler tarafından sigortalılara;

a) Ücretler ve ücret dışında kalan her türlü ödeme, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan o ay için  yapılan ödemelerin brüt toplamı esas alınır.

b) Ölüm, doğum ve evlenme yardımları, görev yollukları, kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödeme, keşif ücreti, ihbar ve kasa tazminatları, emekli ikramiyesi ile Bakanlıkça tutarları yıllar itibarıyla belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, özel sağlık sigortalarına ödenen ve asgari ücretin % 10'unu geçmeyen özel sağlık sigortası prim tutarları  prime esas kazanca tabi tutulmaz.

c) Aynî yardımlardan ücretin % 30'unu geçen kısmı prime esas kazanca tabi tutulur.

Ücretler hak edildikleri aya mal edilmek suretiyle prime tabi tutulur. Diğer ödemeler ise öncelikle ödendiği ayın kazancına dahil edilir ve ücret dışındaki bu ödemelerin üst sınırı aşan kısmı, ödemenin yapıldığı ayı takip eden  aydan başlanarak üst sınırın altında kalan sonraki ayların prime esas kazançlarına ilave edilir. Toplu iş sözleşmelerine tabi işyerleri işverenlerince veya kamu idareleri veya yargı mercilerince verilen kararlara istinaden, sonradan ödenen ücret dışındaki ödemelerin hizmet akdinin mevcut olmadığı veya askıda olduğu bir tarihte ödenmesi durumunda, 82 nci madde hükmü de nazara alınmak suretiyle prime esas kazancın tabi olduğu en son ayın kazancına dahil edilir. Bu durumlarda sigorta primlerinin, yukarıda belirtilen mercilerin kararlarının kesinleşme tarihini izleyen ayın sonuna kadar ödenmesi halinde gecikme cezası ve zammı alınmaz. Bu durumda 102 nci madde hükümleri uygulanmaz.

Günlük, haftalık veya aylık olarak belirli bir ücrete dayanmış olmayıp da komisyon ücreti ve kâra katılma gibi belirsiz zaman ve tutar üzerinden ücret alan sigortalıların prim ve ödeneklerinin hesabında esas tutulacak günlük kazançları, 82 nci madde hükmüne göre belirlenen alt sınırdır.

Bir işverene tabi olarak çalışan sigortalının belirli ücretinin dışında ayrıca yukarıdaki fıkra kapsamında ücret alması halinde, prime esas günlük kazancı bunların toplamından oluşur.

Bu Kanun gereğince primlerin hesabına esas tutulacak günlük kazanç, sigortalının, bir ay için prime esas tutulan kazancının otuzda biridir. Ancak günlük kazancın hesabına esas tutulan ay içindeki bazı günlerde çalışmamış ve çalışmadığı günler için ücret almamış sigortalının günlük kazancı, o ay için prime esas tutulan kazancının ücret aldığı gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanır.

Sigortalıların günlük kazançlarının hesabında esas tutulan gün sayıları, aynı zamanda, bunların prim ödeme gün sayılarını gösterir. Ancak, işveren ve sigortalı arasında kısmi süreli hizmet akdinin yazılı olarak yapılmış olması kaydıyla ay içerisinde günün bazı saatlerinde çalışan ve çalıştığı saat karşılığında ücret alan sigortalının ay içindeki prim ödeme gün sayısı, ay içindeki toplam çalışma saati süresinin 4857 sayılı İş Kanununa göre belirlenen haftalık çalışma süresine göre hesaplanan günlük çalışma saatine bölünmesi suretiyle bulunur. Bu şekildeki hesaplamada gün kesirleri bir gün kabul edilir.

İşveren ve sigortalı arasında çağrı üzerine çalışmaya dayalı yazılı iş sözleşmesinde taraflar arasında çalışma süresi gün, hafta ve ay olarak belirlenmemiş ise, sigortalının ay içindeki prim ödeme gün sayısı yukarıdaki fıkra hükmüne göre hesaplanır.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıların aylık prime esas kazançları, 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırı ile üst sınırı arasında kalmak şartı ile kendileri tarafından beyan edilecek günlük kazancın otuz katıdır. Bu sigortalılar tarafından Kurumca belirlenen sürelerde aylık prime esas kazanç beyan edilir. Ancak beyan edilen kazançta bir değişiklik olması durumunda sigortalının yeniden beyan ettiği kazanç üzerinden hesaplanan prim tahsil edilir.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olan kişi, aynı zamanda işveren ise beyan edeceği asgarî kazancı çalıştırdığı sigortalıların kazancının en yükseğinden az olamaz. Beyanda bulunmayan sigortalının primleri, prime esas asgarî aylık kazanç üzerinden hesap ve tahsil edilir. Beyanda bulunmayan veya beyan ettiği kazancın düşük olduğu tespit edilen sigortalıların prime esas kazançları tespit edilen kazanç düzeyine çıkartılarak beyan edilen kazançla arasındaki farkın primi 89 uncu madde hükümlerine göre gecikme cezası ve zammı uygulanmak suretiyle tahsil edilir.

Aynı ay içinde sigortalı olmayı gerektirecek birden fazla işyerinde çalışması olan sigortalının bu Kanun gereğince alınacak primlerine esas tutulacak aylık ve günlük kazancının tespitinde, sigortalı olmayı gerektirecek her bir işyerinden elde ettiği aylık ve günlük kazanç tutarı ayrı ayrı dikkate alınır ve primler buna göre hesaplanır.

Yalnızca genel sağlık sigortasına tabi olanlar bakımından prime esas kazanç 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) ve (g) bentlerinde sayılan kişiler için 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının iki katının otuz günlük tutarı; 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen kişiler kendi belirledikleri kazanç üzerinden; 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde belirtilen kişiler için ise, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu gereğince işsizlik ödeneğinden yararlandırılan kişiler için işsizlik ödeneğine esas kazanç esas alınır.

Bu maddenin uygulamasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Prim oranları ve Devlet katkısı

MADDE 81.- Bu Kanun gereğince alınacak sigorta prim oranları aşağıdaki gibidir:

a) Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranı, sigortalının prime esas kazancının % 20'sidir. Bunun % 9'u sigortalı hissesi, % 11'i işveren hissesidir.

b) Bu Kanunda belirtilen fiilî hizmet zammı uygulanan işlerde çalışan sigortalılar için uygulanacak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranı, (a) bendinde belirtilen % 20 oranının, her yıl için 40 ıncı maddeye göre eklenen fiilî hizmet gün sayısının 360'a bölümü sonucu bulunacak oranda artırılması suretiyle belirlenir. Bu tutarın tamamı işveren hissesi olarak ödenir.

c) Kısa vadeli sigorta kolları prim oranı, yapılan işin iş kazası ve meslek hastalığı bakımından gösterdiği tehlikenin ağırlığına göre % 1 ilâ % 6,5 oranları arasında olmak üzere, 83 üncü maddeye göre Kurumca belirlenir. Bu primin tamamını işveren öder.

d) Kısa vadeli sigorta kolları prim oranı, 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen öğrenciler için prime esas kazançlarının % 1'idir. Aday çırak, çırak ve beceri eğitimi gören öğrencilerin prime esas kazancı ilgili kanunlarında belirtilen şekilde uygulanır.

e) Yaşlılık aylığı almakta iken bu Kanuna tabi bir işte çalışanlara uygulanacak sosyal güvenlik destek prim oranı, (a), (c) ve (f)  bentlerinde belirtilen prim oranlarının toplamı kadardır. Sigortalı ve işveren hissesi bu bentlerde belirtilen oranlardadır.

f) Genel sağlık sigortası primi, kısa ve uzun vadeli sigorta kollarına tabi olanlar için 82 nci maddenin birinci fıkrasına göre hesaplanan prime esas kazancın % 12,5'idir. Bu primin % 5'i sigortalı, % 7,5'i ise işveren hissesidir. Yalnızca genel sağlık sigortasına tabi olanlar ile isteğe bağlı sigortalıların genel sağlık sigortası primi, prime esas kazancın % 12'sidir.

g) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılar, (a), (c) ve (f) bentlerindeki prim oranlarının toplamı üzerinden, şayet sosyal güvenlik destek primi ödemek suretiyle çalışıyorlar ise (e) bendinde belirtilen prim oranlarının toplamı üzerinden primlerini öderler.

Devlet, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primine ayrıca % 5 oranında katkı yapar. Devlet katkısı, Kurumun ay itibarıyla tahsil ettiği malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları priminin dörtte biri olarak hesaplanır. Devlet katkısının ödenmesine ilişkin usûl ve esaslar ilgili malî yıl bütçe kanunları uyarınca belirlenir.

Günlük kazanç sınırları

MADDE 82.- Bu Kanun gereğince alınacak prim ve verilecek ödeneklerin hesabına esas tutulan günlük kazancın alt sınırı asgarî ücretin otuzda biri, üst sınırı ise günlük kazanç alt sınırının 6,5 katıdır.

Günlük kazançları yukarıdaki fıkrada belirtilen alt sınırın altında olan sigortalılar ile ücretsiz çalışan sigortalıların günlük kazançları alt sınır üzerinden, günlük kazançları üst sınırdan fazla olan sigortalıların günlük kazançları da üst sınır üzerinden hesaplanır.

İkinci fıkraya göre sigortalının kazancı alt sınırın altında ise bu kazanç ile alt sınır arasındaki farka ait sigorta primleri ile ücretsiz çalışan sigortalılara ait sigorta primlerinin tümünü işveren öder.

Sigortalı olmasını gerektirecek şekilde aynı zamanda birden fazla işte çalışan sigortalılar için Kuruma ödenen primlerin toplamı bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde belirtilen her bir sigortalılık haline ilişkin prime esas üst sınırını aşarsa aradaki fark, Kurumca tespiti veya sigortalının müracaatı üzerine aşan kısmın tamamı hissesi oranında kendisine en geç bir ay içinde defaten geri ödenir. Geri verilen primler için ayrıca gecikme cezası ve zammı ile faiz ödenmez.

Kısa vadeli sigorta kolları prim tarifesi ve işkollarının ve işlerin tehlike sınıf ve derecelerinin belirlenmesi

MADDE 83.- Kısa vadeli sigorta kolları primi, yapılan işin iş kazası ve meslek hastalığı bakımından gösterdiği tehlikenin ağırlığına göre tespit edilir. İş kolları tehlikenin ağırlığına göre sınıflara, bu sınıflar da özel iş şartlarına ve tehlikeyi önlemek için alınmış olan tedbirlere göre derecelere ayrılır. Hangi iş kollarının hangi tehlike sınıfına girdiği, tehlike sınıf ve derecesine ait prim oranlarının ve tehlike derecelerinin belirlenmesinde uygulanacak esaslar, ilgili bakanlıkların görüşleri de alınarak Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulacak bir tarife ile tespit edilir. Prim tarifesi gerekli görülürse aynı usûlle değiştirilebilir.

Yapılan işin birinci fıkrada belirtilen tarifeye göre hangi tehlike sınıf ve derecesine girdiği ve ödenecek kısa vadeli sigorta primi oranı Kurumca belirlenerek işverene ve 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı olanlara tebliğ edilir. İş kazasını ve meslek hastalığını önleyecek tedbirler hakkındaki mevzuat hükümlerine uygun bulunmadığı tespit edilen işler, Kurumca daha yüksek primli derecelere konulabilir.

Kurum, işyerinin tespit edilmiş bulunan tehlike sınıf ve derecesini yaptıracağı incelemelere dayanarak kendiliğinden veya işverenin ya da 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı olanların isteği üzerine değiştirebilir. Kurumca yapılacak değişiklikler işverenin isteği veya itirazı; işyerinin tehlike sınıfı ve derecesi ile kısa vadeli sigorta kolları prim oranının tebliğine ilişkin yazının işverence veya 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı olanlar tarafından tebellüğünden itibaren bir ay içinde yapılmış ise, değiştirilen iş kolu kodu ve tehlike sınıfı ile tehlike derecesinin hatalı uygulandığı tarihten, bir aylık süre dışında yapılmış ise, itirazın Kurum kayıtlarına intikali tarihini izleyen yıl başından geçerli olarak uygulanır.

Bu değişiklik nedeniyle, tehlike sınıf ve derecesinin yükselmesi halinde, kararın işverene veya 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı olanlara tebliğ edildiği tarih ile yürürlük tarihi arasındaki süreye ilişkin kısa vadeli sigorta kollarına ait prim farkının tebliği tarihini takip eden bir ay içerisinde Kuruma ödenmesi halinde fark prim için gecikme cezası ve zammı alınmaz. Aksi takdirde, fark primi 89 uncu madde uyarınca cezası ve zammı ile birlikte tahsil olunur. Tehlike sınıf ve derecesinin düşmesi halinde ise, kısa vadeli sigorta kolları sigortası prim farkı, işverenin varsa borçlarına mahsup edilir, yoksa iade edilir. Bir ay içinde iade edilmesi halinde faiz ödenmez.

İşverenler ile 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı olanlar, tehlike sınıf ve derecesi ile prim oranı hakkında Kurumca yapılacak yazılı bildirimi aldıktan sonra bir ay içinde Kuruma itiraz edebilir. Kurum, bu itirazı inceleyerek en geç üç ay içinde karara bağlayarak sonucunu itiraz edene bildirir. İlgililer Kurumun kararı üzerine, kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Kuruma itiraz edilmesi veya mahkemeye başvurulması primlerin takip ve tahsilini durdurmaz.

Tehlike sınıf ve derecelerini etkileyebilecek değişiklikler

MADDE 84.- İşverenler ile 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı olanlar, tehlike sınıf ve derecesini etkileyebilecek her türlü değişikliği bir ay içinde Kuruma bildirmekle yükümlüdür. Bu bildirim üzerine Kurum yaptıracağı incelemeler sonunda tehlike sınıf ve derecesini değiştirebilir. Tehlike sınıf ve derecesini etkileyebilecek değişiklik bir ay içinde bildirilirse bu konuda Kurumca verilecek karar, değişikliğin meydana geldiği tarihten sonraki aybaşından başlanarak uygulanır.

Tehlike sınıf ve derecesini etkileyebilecek değişiklik bir ay içinde bildirilmezse;

a) Tehlike sınıfı yükseliyorsa, değişikliğin meydana geldiği,

b) Tehlike sınıfı düşüyorsa değişikliğin Kurumca öğrenildiği,

Tarihler esas alınmak ve bu tarihlerden sonraki aybaşından itibaren uygulanmak üzere, Kurumca karar alınır ve ilgililere tebliğ olunur.

Asgarî işçilik uygulaması

MADDE 85- Kamu idareleri, döner sermayeli kuruluşlar ile bankalar tarafından ihale mevzuatına göre yaptırılan işler ve özel nitelikteki inşaat işleri ile Bakanlar Kurulunca belirlenecek diğer işlerden dolayı bu işleri yapan işveren tarafından asgarî işçilik bildirilmiş olup olmadığı Kurumca araştırılır. Bu araştırma sonucunda asgarî işçiliğin bildirilmemiş olduğu anlaşılırsa, eksik bildirilen işçilik tutarı üzerinden hesaplanan prim tutarı, 89 uncu madde gereği hesaplanacak gecikme cezası ve zammı ile birlikte bir ay içinde ödenmek üzere işverene tebliğ edilir. Tebliğ edilen prim ve gecikme cezası ve zammının ödendiği veya ödeneceğinin  işveren tarafından yazılı olarak taahhüt edilmesi halinde borç kesinleşir ve işyeri hakkında ayrıca Kurum denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarına inceleme yaptırılmayabilir. Kuruma verilecek taahhütnamede üstlenilen ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde işveren hakkında 88 inci ve 89 uncu maddeler uyarınca işlem yapılır.

Tebliğ edilen prim ve gecikme cezası ve zammının ödenmemesi, taahhütname verilmemesi veya Kurumca işyerinin denetlenmesine gerek görülmesi durumunda; Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca yapılan inceleme neticesinde işverenin Kuruma işin emsaline, yapılan işin niteliğine, kapsam ve kapasitesine göre işin yürütülmesi için gerekli olan sigortalı sayısının, çalışma süresinin veya prime esas kazanç tutarının altında bildirimde bulunduğunun saptanması halinde, işin yürütülmesi için gerekli olan asgarî işçilik tutarı, yapılan işin niteliği, bünyesinde kullanılan teknoloji, işyerinin büyüklüğü, benzer işletmelerde çalıştırılan işçi sayısı, ilgili meslek veya kamu kuruluşlarının görüşü gibi unsurlar dikkate alınarak Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurları tarafından tespit edilir.

Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurları tarafından, Kuruma bildirilmediği tespit edilen asgarî işçilik tutarı üzerinden Kurumca re'sen tahakkuk ettirilen sigorta primleri 88 inci ve 89 uncu maddeler de dikkate alınarak işverene tebliğ edilir. İşveren tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde Kuruma itiraz edebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazın reddi halinde işveren, kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Mahkemeye başvurulması prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz.

Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarınca Kuruma asgarî işçilik tutarının bildirilmediği tespit edilen işyerleri hakkında ayrıca 102 nci maddenin birinci fıkrasının (d) bendi ile (e) bendinin (4) numaralı alt bendi uyarınca idarî para cezası uygulanır.

Kamu idareleri bu maddenin uygulanmasıyla ilgili Kurumca yazı ile istenilecek bilgileri ve belgeleri yazılı olarak en geç bir ay içinde vermeye mecburdur.

Kuruma yeterli işçilik tutarının bildirilmiş olup olmadığının araştırılmasında, işin yürütümü için gerekli olan asgarî işçilik tutarının tespitinde dikkate alınacak asgarî işçilik oranlarının saptanması ve asgarî işçilik oranlarına vaki itirazların incelenerek karara bağlanması amacıyla Kurum bünyesinde; Kurum teknik elemanlarından dört üye, Yönetim Kurulunda temsil edilen işçi ve işveren konfederasyonlarınca görevlendirilecek iki üye, asgarî işçiliğin tespit edileceği meslek koluyla ilgili kanunla kurulan meslek kuruluşundan, şayet kanunla kurulan meslek kuruluşu yok ise Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinden bir üye olmak üzere toplam yedi teknik elemandan oluşan Asgarî İşçilik Tespit Komisyonu kurulur.  Kurumca gerek görüldüğünde aynı esaslara göre birden fazla Asgarî İşçilik Tespit Komisyonu kurulabilir. Komisyon salt çoğunlukla toplanır ve toplantıya katılan üyelerin salt çoğunluğu ile karar alır. Kurum dışındaki üyelerin üst üste üç toplantıya, son altı ay içinde ise beş toplantıya katılmayan konfederasyonların yerine, üye sayısı bakımından en yüksek bir sonraki konfederasyondan üye davet edilir.

Asgarî İşçilik Tespit Komisyonuna Kurum dışından görevlendirilenlere katıldıkları her toplantı günü için 2000 gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpılarak bulunacak tutarı üzerinden toplantı ücreti ödenir.

Asgarî İşçilik Tespit Komisyonunun çalışma usûl ve esasları, üyelerin hangi meslek branşlarından olacağı ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

İKİNCİ BÖLÜM

Prim Belgeleri ve Primlerin Ödenmesi

Prim belgeleri

MADDE 86.- İşveren bir ay içinde 4 üncü ve 5 inci maddeye tabi çalıştırdığı sigortalıların ve sosyal güvenlik destek primine tabi sigortalıların;

a) Ad ve soyadlarını, T.C. kimlik numaralarını,

b) 80 inci maddeye göre hesaplanacak prime esas kazançlarını,

c) Prim ödeme gün sayıları ile prim tutarlarını,

Gösteren asıl veya ek aylık prim ve hizmet belgesini ait olduğu ayı takip eden ayın yirmibeşinci gününün sonuna kadar Kuruma vermekle veya sigortalı çalıştırmadığı takdirde, bu hususu sigortalı çalıştırmaya son verdiği tarihten itibaren onbeş gün içinde Kuruma bildirmekle yükümlüdür.

İşveren sigortalılığa ilişkin belgelerle, işyeri defter, kayıt ve belgelerini ilgili olduğu yılı takip eden yıl başından başlamak üzere on yıl süreyle kamu idareleri ise otuz yıl süreyle saklamak ve Kurum denetim ve kontrol ile görevlendirilen memurlarınca  istenilmesi halinde onbeş gün içinde ibraz etmek zorundadır.

İşverenin, sigortalıyı, 4857 sayılı İş Kanununun 7 nci maddesine göre başka bir işverene iş görme edimini yerine getirmek üzere geçici olarak devretmesi halinde, sigortalıyı devir alan, geçici iş ilişkisi süresine ilişkin birinci fıkrada belirtilen belgelerin aynı süre içinde işverene ait işyerinden Kuruma verilmesinden işveren ile birlikte müteselsilen sorumludur.

Ay içinde bazı işgünlerinde çalıştırılmadığı ve ücret ödenmediği beyan edilen sigortalıların otuz günden az çalıştıklarını açıklayan belgelerin işverence aylık prim ve hizmet belgesine eklenmesi şarttır. Kamu idareleri ile toplu iş sözleşmesi imzalanan işyerlerinden bu şart aranmaz.

Sigortalıların otuz günden az çalıştığını gösteren bilgi ve belgelerin Kuruma verilmemesi veya verilen bilgi ve belgelerin Kurumca geçerli sayılmaması halinde, otuz günden az bildirilen sürelere ait aylık prim ve hizmet belgesi Kurumca re'sen düzenlenir ve muhteviyatı primler bu Kanun hükümlerine göre tahsil olunur.

Sigortalıyı çalıştıran işveren ile alt işveren ve iş görme edimini yerini getirmek üzere sigortalıyı geçici olarak devralan işveren; aylık prim ve hizmet belgesinin Kurumca onaylanan bir nüshasını sigortalının çalıştığı işyerinde, birden ziyade işyeri olması halinde ise sigortalının çalıştığı her işyerinde ayrı ayrı olmak üzere, Kuruma verilmesi gereken sürenin son gününü takip eden günden başlanarak, müteakip belgenin verilmesi gereken sürenin sonuna kadar sigortalılar tarafından görülebilecek bir yere asmak zorundadır.

Fiilen veya işyeri kayıtlarından tespit edilecek her türlü bilgiden veya kamu kurum ve kuruluşları tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden çalıştığı anlaşılan sigortalılara ait olup, bu Kanun uyarınca Kuruma verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde, bu belgeler Kurumca re'sen düzenlenir ve muhteviyatı sigorta primleri Kurumca tespit edilerek işverene tebliğ edilir. İşveren, bu maddeye göre tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ilgili Kurum ünitesine itiraz edebilir. İtiraz takibi durdurur. İtirazın reddi halinde, işveren kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Yetkili mahkemeye başvurulması prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz. Mahkemenin Kurum lehine karar vermesi halinde 88 inci ve 89 uncu maddelerin prim borcuna ilişkin hükmü uygulanır.

Örneği Kurumca çıkarılacak yönetmelikle belirlenen aylık prim ve hizmet belgesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır.

Sigortalının çalıştığı bir veya birden fazla işte, bu Kanunda yazılı şartları yerine getirmiş olmasına rağmen kendisi için verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgesinin işveren tarafından verilmediği veya verilen aylık prim ve hizmet belgesinde kazançların veya prim ödeme gün sayılarının eksik gösterildiği Kurumca tespit edilirse, hastalık ve analık sigortalarından gerekli ödemeler yapılır.

Bu maddede belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde, 102 nci maddeye göre işlem yapılır.

Kamu idarelerinde işyerinin özelliği nedeniyle prim belgelerinin farklı sürelerde verilme zamanını belirlemeye Kurum yetkilidir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar ile belgelerin içerik ve şekli Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Prim ödeme yükümlüsü

MADDE 87.- Bu Kanun uygulanmasında kısa ve uzun vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası ve isteğe bağlı sigorta bakımından;

a) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerine ve 5 inci maddenin birinci fıkrasının (a) bendine tabi olanlar ile bu kapsamda sayılan kişilerden sosyal güvenlik destek primine tabi olanlar için bunların işverenleri,

b) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine tabi olanlar ile bu kapsamda sayılan  kişilerden sosyal güvenlik destek primine tabi olanlar, isteğe bağlı sigortalı olanlar ve 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (b), (d) ve (g) bentlerinde sayılan kişilerin kendileri,

c) 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde sayılan kişiler için Maliye Bakanlığı,

d) 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde sayılan kişiler için Türkiye İş Kurumu,

e) 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen aday çırak, çırak ve işletmelerde beceri eğitimi görenler ile meslek liselerinde zorunlu staja tabi tutulan öğrenciler için Milli Eğitim Bakanlığı veya bu öğrencilerin eğitim gördükleri okullar, yüksek öğrenim sırasında zorunlu staja tabi tutulan öğrenciler için öğrenim gördükleri yüksek öğretim kurumu,

f) 5 inci maddenin birinci fıkrasını (c) bendine tabi olanlar için işverenleri veya kendileri,

Prim ödeme yükümlüsüdür.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olanların her ay için otuz tam gün prim ödemesi zorunludur.

Sigortalı, genel sağlık sigortalısı veya isteğe bağlı sigortalı olanlar hariç olmak üzere 84 üncü maddenin birinci fıkrasının (f) bendinde belirtilenler prim yükümlüsü sayılmaz.

Primlerin ödenmesi

MADDE 88.- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalıları çalıştıran işveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak sigortalı hissesi prim tutarlarını ücretlerinden keserek ve işveren hissesi prim tutarlarını da bu tutara ekleyerek en geç ertesi ayın sonuna kadar Kuruma öder.

Hak edilen ve fakat ödenmemiş olan ücretler üzerinden hesaplanacak primler hakkında da birinci fıkradaki hüküm uygulanır.

87 nci maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen yükümlüler her aya ait primleri ilgili ayın sonuna kadar Kuruma öderler. Bu kişilerin sosyal güvenlik destek primleri, aylıklarından kesilmek suretiyle tahsil edilir.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen sigortalıları çalıştıran işverenler çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden keserek ve kendisine ait prim tutarlarını da bu tutara ekleyerek en geç ödemenin yapıldığı tarihi takip eden onbeş gün içinde Kuruma öderler.

87 nci maddenin birinci fıkrasının (c) ve (d) bentlerinde belirtilen yükümlüler her aya ait primleri ilgili ayın sonuna kadar Kuruma öderler.

Kuruma fiilen ödenmeyen prim tutarları gelir vergisi ve kurumlar vergisi uygulamasında gider yazılamaz.

Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olanların prim borçları, sattıkları tarımsal ürün bedellerinden borç tutarını geçmemek şartıyla % 1 ila % 3 oranları arasında olmak üzere kesinti yapılmak suretiyle tahsil etmeye Kurum yetkilidir.

Prim borçları katma değer vergisi iade alacağından mahsubu suretiyle de ödenebilir. Bu takdirde katma değer vergisi iade hakkı sahibi kendisinin, mal veya hizmet satın aldığı veya iştirak veya ortaklık ilişkisi içinde bulunduğu işverenlerin prim borçları için de mahsup talep edebilir. Bu işverenlerin mahsup talebinde bulundukları ayda muaccel olan prim borçlarının  birinci fıkrada belirtilen ödeme sürelerini izleyen onbeş gün içinde mahsup suretiyle ödenmesi halinde yasal süresi içinde ödendiği kabul edilir. Ancak prim borçlarının katma değer vergisi iade alacağından mahsup suretiyle ödenmesi talebinde bulunulduğu halde, mahsup edilemeyen veya eksik mahsup edilen prim borçları için yukarıda belirtilen ödeme sürelerini izleyen aydan başlanarak gecikme cezası ve zammı uygulanır.

Kurum, prim ve her türlü alacaklarını, işverenlere olan borçlarından mahsup etmek suretiyle tahsil etmeye yetkilidir.

Primlerin özel ödeme şekilleri kullanılmak suretiyle ödenmesi zorunluluğunu getirmeye ve primlerin yatırılacağı tahsilat kuruluşlarını belirlemeye Kurum yetkilidir.

Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır. Kurum, Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulanmasında Maliye Bakanlığı ile diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır.

Yapılacak takip sonunda tahsili imkansız veya tahsil için yapılacak giderlerin alacaktan fazla bulunduğu anlaşılan Kurum alacaklarının terkin miktarını belirlemeye ve terkin etmeye Kurum yetkilidir.

Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir. Yetkili iş mahkemesine başvurulması alacakların takip ve tahsilini durdurmaz.

Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise, kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri görevleri ile ilgili olarak Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.

Kurum, kamu idarelerinde işyerinin özelliği nedeniyle primlerin farklı zamanlarda ödeme süresini belirlemeye yetkilidir. Kurum, her türlü alacaklarının tahsili için en geç bir yıl içinde icra yoluna başvurmak zorundadır. Bu süre içinde icra yoluna başvurmayan Kurum yetkili personeli hakkında ayrıca genel hükümlere göre kovuşturma yapılır.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Prim borçlarına halef olma, gecikme cezası ve zammı ile iadesi gereken primler

MADDE 89.- Sigortalıların çalıştırıldığı işyeri başka bir işyeri ile birleşir, devredilir veya  intikal ederse, eski işverenin Kuruma olan sigorta primi ile gecikme cezası ve zammı ve faiz dahil tüm borçlarından aynı zamanda yeni işveren de müştereken ve müteselsilen sorumludur. Bu hükme aykırı sözleşme hükümleri Kuruma karşı geçersizdir.

Kurumun prim ve diğer alacakları süresi içinde ve tam olarak ödenmezse, ödenmeyen kısmı sürenin bittiği tarihten itibaren ilk üç aylık sürede her ay için % 3 oranında, gecikme cezası uygulanarak artırılır. Bulunan bu tutara, ödeme süresinin bittiği tarihten başlamak üzere borç ödeninceye kadar her ay için ayrı ayrı Hazine Müsteşarlığınca açıklanacak bir önceki aya ait Yeni Türk Lirası cinsinden iskontolu ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetlerinin aylık ortalama faizi bileşik bazda uygulanarak gecikme zammı hesaplanır. Ancak, ödemenin yapıldığı ay için gecikme zammı günlük hesaplanır. Dava ve icra takibi açılmış olsa bile, prim ve diğer Kurum alacaklarının ödenmemiş kısmı için gecikme zammı tahsil edilir.

Yanlış veya yersiz alınmış olduğu tespit edilen primler alındıkları tarihten on yıl geçmemiş ise, hisseleri oranında işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara veya genel sağlık sigortalılarına veya hak sahiplerine  kanuni faizi ile birlikte geri verilir. Kanunî faiz, primin Kuruma yatırıldığı tarihi takip eden aybaşından, iadenin yapıldığı ayın başına kadar geçen süre için hesaplanır. Ancak Borçlar Kanununun 65 inci maddesi hükümleri saklıdır.

Prim iadesi nedeniyle, sigortalıların, isteğe bağlı sigortalıların, genel sağlık sigortalılarının aylık, gelir, ödenek ve sağlık hizmetlerinden yararlanma şartlarını yitirmeleri durumunda bu Kanuna göre ödenen aylık, gelir  ve ödenekler ile sağlanan sağlık hizmetleri durdurulur. Yanlış veya yersiz yapılan masraflar 96 ncı madde hükümlerine göre ilgililerden geri alınır.

İlişiksizlik belgesinin aranması

MADDE 90.- Kamu idareleri ile döner sermayeli kuruluşlar ve bankalar, ihale yolu ile yaptırılan her türlü işleri üzerine alanları ve bunların adreslerini Kuruma bildirmekle yükümlüdür.

İşverenlerin hak edişlerinin, Kuruma, ihale konusu işin yapıldığı süreye ilişkin borçlarının olmaması kaydıyla ödenmesi, kesin teminatlarının ise ihale konusu işle ilgili olarak Kuruma borçlarının bulunmadığının tespit edilmesinden sonra iadesi esastır.

Hak edişlerin ödenmesi ve teminatın geri verilmesine ait işlemlerin usûl ve esasları Bakanlar Kurulunca çıkarılacak yönetmelikle tespit edilir.

Valilikler, belediyeler, il özel idareleri ve ruhsat vermeye yetkili diğer merciler tarafından, geçici iskân veya yapı kullanma izin belgesi verilmeden önce ilgililerden bu bina inşaatı işyerlerinden dolayı Kuruma borçlarının bulunmadığına dair Kurumca düzenlenmiş bir belgenin istenmesi zorunludur.

Bu maddede belirtilen yükümlülükler yerine getirilmeden hak ediş ödenmesi, kesin teminatın iade edilmesi veya geçici iskân izin belgesi ve yapı kullanma izin belgesi verilmesi hallerinde, ilgililer hakkında genel hükümlere göre idarî ve cezaî işlem yapılır.

Afet durumunda belgelerin verilme süresi ve primlerin ertelenmesi

MADDE 91.- İşyerleri yangın, su baskını, yer kayması, deprem gibi afete uğrayan, tabii afet nedeniyle tarımsal faaliyetinden dolayı zarar gören işverenler ile 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılar bu durumu belgelemeleri kaydıyla olayın meydana geldiği tarihten itibaren üç ay içinde talepte bulunmaları halinde, prim ödeme aczine düştüklerinin Kurumca yapılacak inceleme sonucu anlaşılması kaydıyla, afet tarihinden önce ödeme süresi dolmuş mevcut prim borçları ile afetin meydana geldiği tarihten itibaren tahakkuk edecek üç aylık prim borçları, olayın meydana geldiği tarihten itibaren bir yıla kadar ertelenebilir.

Birinci fıkrada belirtilen durumlarda, afetin meydana geldiği ayda verilmesi gereken prim belgeleri, afetin meydana geldiği ayı takip eden üç ay içinde Kuruma verildiği takdirde süresinde verilmiş sayılır.

Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun uyarınca genel hayatı etkilediğine karar verilen afetler nedeniyle, afet bölgesinde doğrudan veya dolaylı olarak zarar gören işverenlerle sigortalı ve hak sahiplerinin bu Kanuna göre vermekle yükümlü oldukları belgelerin verilme süresi ile ödenmesi gereken primlerin ve diğer Kurum alacaklarının ödeme sürelerini bu Kanundaki sürelere bağlı olmaksızın, afet bölgesindeki şartları ve gelişmeleri göz önünde tutarak belirlemeye ve ertelemeye  Kurum yetkilidir.

Prim borcunun ertelendiği sürede zamanaşımı işlemez ve ertelenen kısmına gecikme cezası ve zammı uygulanmaz.

BEŞİNCİ KISIM

Ortak ve Çeşitli Hükümler

BİRİNCİ BÖLÜM

Ortak Hükümler

Sigortalılığın zorunlu oluşu, sona ermesi ve sosyal güvenlik sicil numarası

MADDE 92.- Kısa ve uzun vadeli sigortalar ile genel sağlık sigortası kapsamındaki kişilerin sigortalı olması zorunludur. Bu Kanunda yer alan sigorta hak ve yükümlülüklerini ortadan kaldırmak, azaltmak veya başkasına devretmek için sözleşmelere konulan hükümler geçersizdir.

Sigortalılık, bu Kanunda sayılan sigortalı sayılma şartlarının kaybedilmesi veya ölüm halinde sona erer.

Sigortalılar, isteğe bağlı sigortalılar ile bunların hak sahiplerinin; genel sağlık sigortalıları ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilerin tescil ve diğer tüm işlemlerinde sosyal güvenlik numarası olarak Türk vatandaşları için T. C. kimlik numarası, yabancı uyruklu kişiler için ise Kurumca verilecek sosyal güvenlik numarası kullanılır.

Devir, temlik ve Kurum alacaklarında zamanaşımı

MADDE 93.- Bu Kanun gereğince ilgililerin Kurum nezdinde doğan hiçbir alacağı devir ve temlik edilemez.

Kurumun prim ve diğer alacakları ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden günden başlayarak on yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar. Zamanaşımından sonra rızaen yapılan ödemeler kabul edilir. Ancak, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine tabi sigortalıların zamanaşımı nedeniyle prim ödenmeyen süreleri  sigortalılık süresinden sayılmaz ve bu süreye ilişkin sigortalılık hak ve yükümlülükleri düşer.

Bu Kanuna dayanılarak Kurumca açılacak tazminat ve rücû davaları on yıllık zamanaşımına tabidir. Zamanaşımı tarihi; rücu konusu gelir ve aylıklar bakımından Kurum onay tarihinden, hizmet tespiti nedeniyle doğan prim ve diğer alacaklar bakımından ise mahkeme kararın kesinleşme tarihinden, Kurum veya diğer kamu idarelerinin denetim  ve kontrolle görevlendirilen memurları tarafından yapılan tespitler sonucunda ise rapor tarihinden veya bu idareler tarafından düzenlenen belgelerden doğmuşsa belge tarihini  takip eden yıl başından itibaren başlar.

Kontrol muayenesi

MADDE 94.- Kurum yürütülen soruşturma kapsamıyla sınırlı olmak üzere;

a) Sağlık hizmeti alan genel sağlık sigortalısından veya bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilerden, sağlık hizmetinin gerçekten alınıp alınmadığını,

b) Sigortalının, isteğe bağlı sigortalının veya bunların hak sahiplerinin malullük, iş göremezlik raporlarında belirtilen rahatsızlıklarının mevcut olup olmadığını,

Tespit amacıyla kontrol muayenesi ve tetkiklerinin yaptırılmasını talep edebilir.

Malûllük aylığı veya sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış sigortalılar, malûllük durumlarında artma veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç olduğunu ileri sürerek aylık ve gelirlerinde değişiklik yapılmasını isteyebilecekleri gibi, Kurum da bunlar ve aylık veya gelir bağlanan çalışamayacak durumdaki malûl çocuklar için kontrol muayenesi talep edebilir.

Gerek Kurumca yaptırılan kontrol muayenesinde, gerekse sigortalının isteği üzerine veya işe alıştırma sonunda yapılan muayenesinde yeniden tespit edilecek malûllük durumuna göre, malûllük aylığı veya sürekli iş göremezlik geliri, yeni malûllük durumuna esas tutulan raporun tarihini takip eden ödeme dönemi başından başlanarak gerekirse artırılır, azaltılır veya kesilir.

Çalışamayacak derecede malûl çocuklara bağlanmış bulunan gelir ve aylıklar, kontrol muayenesi sonunda tespit edilecek malûllük durumuna göre, gerekirse rapor tarihinden sonraki ödeme dönemi başından itibaren kesilir.

Kabul edilebilir bir özrü olmadığı halde, kontrol muayenesini Kurumun yazılı bildiriminde belirtilen tarihten sonraki ödeme dönemi başına kadar yaptırmayan sigortalının malûllük aylığı veya sürekli iş göremezlik geliri, gelir veya aylık bağlanan çalışamayacak durumda malûl çocukların ise kendilerine bağlanmış olan gelir veya aylık, kontrol muayenesi için belirtilen tarihten sonraki ödeme dönemi başından başlayarak kesilir.

Ancak, kontrol muayenesini Kurumun yazılı bildiriminde belirtilen tarihten başlayarak üç ay içinde yaptıran ve malûllük veya sürekli iş göremezlik halinin devam ettiği tespit edilen sigortalının veya aylık ya da gelir bağlanmış olan malûl çocuğun kesilen aylık veya geliri kesildiği tarihten başlanarak yeniden bağlanır.

Kontrol muayenesini Kurumun yazılı bildiriminde belirtilen tarihten üç ay geçtikten sonra yaptıran ve malûllük veya sürekli iş göremezlik halinin devam ettiği tespit edilen sigortalının malûllük aylığı veya yeni sürekli iş göremezlik derecesine göre hesaplanacak geliri, gelir veya aylık bağlanan çalışamayacak durumda malûl çocukların ise almakta oldukları gelir veya aylık rapor tarihinden sonraki ödeme dönemi başından başlanarak yeniden bağlanır.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Sağlık raporlarının usûl ve esaslarının belirlenmesi

MADDE 95.- Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik derecesiyle birlikte çalışma gücünün kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usûl ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili hekim ve sağlık kurumlarını ve sözü edilen kurumların sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usûlüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen hekim veya kuruma iade ederek yeterli vasıflara haiz şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir.

Usûlüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen iş göremezlik derecesiyle çalışma gücünün kaybına veya çalışma gücünün kaybı  derecelerine ilişkin usûlüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.

Bu maddenin uygulamasına ilişkin usûl ve esaslar Sağlık Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir.

Yersiz ödemelerin geri alınması

MADDE 96.- Kurumca işverenlere, sigortalılar ve isteğe bağlı sigortalılar ile bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilerine  fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;

a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,

b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, üç aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan,

İtibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte varsa Kurumdaki her türlü alacağından kesilerek, yoksa genel hükümlere göre geri alınır.

Alacakların yersiz ödemelere mahsubu, en eski borçtan başlanarak borç aslına yapılır, kanuni faiz kalan borca uygulanır. Bu hüküm ilgili hak sahiplerinin muvafakat etmeleri kaydıyla aynı dosyadan diğer bir hak sahibine yapılan yersiz ödemelere mahsubunda da uygulanır.

Yersiz ödemenin gelir ve aylıklardan kesilmesinde, kesintinin başlayacağı ödeme dönemi başı itibarıyla kanuni faizi ile birlikte hesaplanan borç tutarı, gelir ve aylıktan % 25 oranında kesilmek suretiyle uygulanır.

Yersiz ödemelerin tespiti ile geri alınmasına ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Zamanaşımı, hakkın düşmesi ve avans

MADDE 97.- Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, kısa vadeli sigortalarda iş kazası ve meslek hastalığı ve ölüm sigortasından hak kazanılan gelir ve aylıklar, hakkı doğuran olay tarihinden itibaren beş yıl içinde istenmezse zamanaşımına uğrar. Bu durumda olanların gelir ve aylıkları, yazılı istek tarihini takip eden ödeme döneminden itibaren başlar. İş kazası, meslek hastalığı, analık ve ölüm sigortalarından kazanılan diğer haklar, hakkı doğuran olay tarihinden itibaren beş yıl içinde istenmezse düşer.

Bu Kanuna göre bağlanan gelir ve aylıklarını tahakkuk ettirildiği tarihlerden itibaren aralıksız altı ay sonuna kadar tahsil etmeyenlerin gelir ve aylıkları, gelir ve aylık bağlanma şartlarının devam edip etmediğinin tespiti amacıyla durdurulur. Geçici iş göremezlik ödeneğini veya herhangi bir döneme ilişkin gelir veya aylığını beş yıl içinde almayanlara söz konusu ödenek, gelir veya aylık ödenmez.

Kuruma müracaat etmemenin haklı bir sebebe dayandığını genel hükümlere göre ispat edenler hakkında yukarıdaki hükümler uygulanmaz. Ölümü öğrenememiş olmak, ispat edilmek şartıyla, mücbir sebep sayılır.

Genel sağlık sigortası hükümlerine göre sigortalı veya sigortalının bakmakla yükümlü olduğu kişilerin alacakları, hakkı doğuran olayın öğrenildiği tarihten itibaren iki yıl içinde istenmezse zamanaşımına uğrar, hakkı doğuran olay tarihinden itibaren ise beş yıl sonunda düşer.

Kurumca gelir, aylık veya toptan ödeme işlemlerine başlanmış bulunan ve gelir veya aylık bağlanmasına veya toptan ödeme yapılmasına hak kazandığı anlaşılan sigortalı veya hak sahipleri ile genel sağlık sigortasından genel sağlık sigortalılarına ve sağlık hizmeti sunucularına tahakkuk etmiş alacakları tahakkuk tarihinde veya sözleşmede belirlenen vadesi içinde ödenir. İşlemlerin gecikmesi halinde tahakkuk eden tutarın % 50'si ila % 90'ı arasındaki tutar, son ödeme tarihini takip eden ilk iş gününde alacaklarından kesilmek üzere, alacaklılara avans olarak ödenir.

Ücretlerden kesinti yapılmaması, özel sigorta mevzuatı hükümleri ve sosyal güvenlik sözleşmelerinin yürütülmesi

MADDE 98.- İşveren, sosyal sigortalar için kendisine düşen yükümlülükler nedeniyle sigortalıların ücretlerinden kesinti yapamaz. Özel sigortalara ilişkin mevzuat hükümleri, bu Kanun hükümlerinin yorumlanmasında dikkate alınmaz.

Bu Kanun gereğince sağlık hizmetlerinden yararlananların ödemekle yükümlü oldukları katılım payları, özel sigorta şirketleri tarafından teminat veya ödeme konusu yapılamaz.

Sosyal güvenlik sözleşmeleri veya çok taraflı anlaşmalar kapsamında yapılacak her türlü işlemler ve hesaplaşmalar Kurum tarafından yürütülür. İlgili anlaşmalarda irtibat kurumuna yapılan atıflar, Kuruma yapılmış sayılır.

İKİNCİ BÖLÜM

Çeşitli Hükümler

Sosyal güvenlikle ilgili düzenlemeler ve bildirimler

MADDE 99- Sosyal güvenlik hak ve yükümlülükleri ile ilgili yapılacak her türlü kanunî düzenlemeler bu Kanunda yapılır.

Bu Kanun gereğince yapılacak bildirimler hakkında, 11.2.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uygulanır.

Bilgi ve belge isteme hakkı, bilgi ve belgelerin Kuruma verilme usulü

MADDE 100.- Kurum, bu Kanun hükümlerine ilişkin yapılan soruşturmalar hakkında mahkemelerden ve savcılıklardan, kamu ve özel hukuk tüzel kişilerinden, gerçek kişilerden bilgi ve belge isteyebilir.

Kurum, bu Kanun gereği verilecek her türlü belge veya bilginin internet, elektronik ve benzeri ortamda gönderilmesi hususunda gerçek ve tüzel kişileri zorunlu tutmaya yetkilidir.

Belge veya bilgileri internet, elektronik ve benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulan gerçek ve tüzel kişilerin, Kurumun bilgi işlem sistemlerinin herhangi bir nedenle hizmet dışı kalması sonucu belge ve bilgiyi bu Kanunda öngörülen sürenin son gününde Kuruma gönderememesi ve muhteviyatı primleri de yasal süresi içinde ödeyememesi halinde, sorunların ortadan kalktığı tarihi takip eden ikinci işgününün sonuna kadar belge veya bilgiyi gönderir ve muhteviyatı primleri de aynı sürede Kuruma öder ise bu yükümlülükleri Kanunda öngörülen sürede yerine getirmiş kabul edilir.

Bu maddenin uygulanması ile ilgili usul ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Vergi, resim ve harç istisnası ile uyuşmazlıkların çözüm yeri

MADDE 101.- Kurum tarafından yapılan bütün işlemler ile bu işlemler için ilgililere verilmesi veya bunlardan alınması gereken her türlü evrak ve bunların suretleri ile Kurumun taraf olduğu dava ve icra takipleri her türlü vergi, resim ve harçtan müstesnadır.

Bu Kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar, yetkili iş mahkemelerinde, iş mahkemesi bulunmayan yerlerde bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür.

ALTINCI KISIM

İdarî Para Cezaları ve Fesih Hükümleri

Kurumca verilecek idarî para cezaları

MADDE 102.- Kurumca dayanağı belirtilmek suretiyle diğer kanunlarda suç oluştursa dahi ayrıca bu Kanunun;

a) 8 inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri ile 61 inci maddede belirtilen belge ve bildirgeleri; yazılı olarak Kurumca belirlenen şekle ve usule uygun vermeyenler veya Kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde anılan ortamda göndermeyenler veya bu Kanunda belirtilen süre içinde vermeyenler her bir sigortalı için aylık asgarî ücret tutarında, bildirilmeyen sigortalıların çalışma izninin olmaması durumunda asgarî ücretin iki katı tutarında idarî para cezası uygulanır.

b) 11 inci maddede belirtilen bildirgeyi yazılı olarak Kurumca belirlenen şekle ve usule uygun vermeyenler veya Kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde anılan ortamda göndermeyenler veya bu Kanunda belirtilen süre içinde Kuruma vermeyenlere;

1) Kamu idareleri ile bilanço esasına göre defter tutmak zorunda olanlar için asgarî ücretin üç katı tutarında,

2) Diğer defterleri tutmak zorunda olanlar için asgarî ücretin  iki katı tutarında,

3) Defter tutmakla yükümlü olmayanlar için bir aylık asgarî ücret tutarında,

İdarî para cezası uygulanır.

c) 86 ncı maddenin birinci fıkrası uyarınca verilmesi gereken belgeleri yazılı olarak Kurumca belirlenen usûlde vermeyenler ya da Kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde anılan ortamda göndermeyenler veya belirlenen süre içinde vermeyenlere her bir fiil için;

1) Belgenin asıl olması halinde aylık asgarî ücretin üç katını geçmemek kaydıyla Kuruma verilmiş belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına aylık asgarî ücretin beşte biri tutarında,

2) Belgenin ek olması halinde Kuruma verilmiş olan her bir ek belge için aylık asgarî ücretin sekizde biri tutarında,

3) Ek belgenin 86 ncı maddenin beşinci fıkrasına istinaden Kurumca re'sen düzenlenmesi durumunda aylık asgarî ücretin yarısı tutarında,

4) Belgenin mahkeme kararı ile veya Kurum veya diğer kamu idarelerinin denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarınca yapılan tespitler sonucunda veya bu idareler tarafından düzenlenen belgelerden hizmetleri veya kazançları Kuruma bildirilmediği veya eksik bildirildiği anlaşılan sigortalılarla ilgili olması halinde, belgenin asıl veya ek nitelikte olup olmadığı, işverence düzenlenip düzenlenmediği dikkate alınmaksızın aylık asgarî ücretin üç katı tutarında,

İdarî para cezası uygulanır.

d) 59 uncu madde uyarınca Kurumun defter ve belge incelemeye yetkili denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurları tarafından veya 59 uncu maddenin beşinci fıkrasında belirtilen yeminli malî müşavirlerce düzenlenen raporlara istinaden Kuruma bildirilmediği tespit edilen eksik işçilik tutarının mal edildiği her bir ay için aylık asgarî ücretin üç katı tutarında idarî para cezası uygulanır.

e) 86 ncı maddenin ikinci fıkrasındaki yükümlülüğü Kurumca yapılan yazılı ihtara rağmen onbeş gün içinde mücbir sebep olmaksızın yerine getirmeyenlere;

1) Bilanço esasına göre defter tutmakla yükümlü iseler aylık asgarî ücretin oniki katı tutarında,

2) Diğer defterleri tutmakla yükümlü iseler aylık asgarî ücretin altı katı tutarında,

3) Defter tutmakla yükümlü değil iseler asgarî ücretin üç katı tutarında,

4) Defter ve belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle verilmesi gereken ceza tutarını aşmamak kaydıyla; defter ve belgelerin tümünü verilen süre içinde ibraz etmekle birlikte, kullanılmaya başlanmadan önce tasdik ettirilmesi zorunlu olduğu halde tasdiksiz tutulmuş olan defterler, kanuni tasdik süresi geçtikten sonra tasdik ettirilmiş olan defterlerin tasdik tarihinden önceki kısmı, işçilikle ilgili giderlerin işlenmemiş olduğu tespit edilen defterler, sigorta primleri hesabına esas tutulan kazançların kesin olarak tespitine imkan vermeyecek şekilde usulsüz, karışık veya noksan tutulmuş defterler, herhangi bir ay için sigorta primleri hesabına esas tutulması gereken kazançların ve kazançlarla ilgili ödemelerin (sigorta primine esas kazancın ödemeye bağlı olduğu durumlar dahil) o ayın dahil bulunduğu hesap dönemine ait defterlere işlenmemiş olması halinde o aya ait defter kayıtları, Vergi Usul Kanunu gereğince bilanço esasına göre defter tutulması gerekirken işletme hesabı esasına göre tutulmuş defterler geçerli sayılmaz ve bu geçersizlik hallerinin her biri için, aylık asgarî ücretin yarısı tutarında,

İşverenler tarafından ibraz edilen aylık ücret tediye bordrosunda; işyerinin sicil numarası, bordronun ilişkin olduğu ay, sigortalının adı, soyadı, sigortalının T.C kimlik numarası, ücret ödenen gün sayısı, sigortalının ücreti,  ödenen ücret tutarı yer alır. Ücretin alındığına dair sigortalının imzasını ihtiva etmeyen (makbuz mukabilinde veya banka kanalıyla yapılan ödemeler hariç) ücret tediye bordroları geçerli sayılmaz ve bu geçersizlik hallerinin her biri için aylık asgari ücretin yarısı tutarında,

İdari para cezası uygulanır.

Verilen süre dışında ibraz edilen defter ve belgelerin tümünün veya bir bölümünün geçersiz olması durumunda tutulan defter türü de dikkate alınarak bu bendin sadece 1, 2 ve 3 numaralı alt bentlerine göre idari para cezası uygulanır.

f) 86 ncı maddenin dördüncü fıkrasında ve 85 inci maddenin beşinci fıkrasında belirtilen yükümlülükleri belirtilen sürede yerine getirmeyenlere aylık asgarî ücretin iki katı tutarında idarî para cezası uygulanır.

g) 8 inci maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen kurum ve kuruluşlar ile gerçek ve tüzel kişilere aylık asgarî ücret tutarında idarî para cezası uygulanır.

h) Sağlık hizmeti sunulmadığı halde sağlık hizmetini fatura edenler; faturayı veya faturaya dayanak oluşturan belgeleri gerçeğe aykırı olarak düzenleyenler; 64 üncü madde gereğince kapsam dışı tutulan sağlık hizmetlerini kapsam içinde olan sağlık hizmetleri gibi gösterenler; sağlık hizmetlerine hak kazanmayan kişilere sundukları sağlık hizmetlerini fatura edenler hakkında bu fiilleri nedeniyle Kurumun yersiz ödediği tutarın beş katı idarî para cezası uygulanır.

ı) 71 inci maddede yer alan kimlik tespiti yükümlülüğünü yapmayan ve bu nedenle Kurumun zarara uğramasına sebebiyet veren sağlık hizmeti sunucularından uğranılan zararın beş katı idarî para cezası uygulanır.

j) Kurumun mahsup suretiyle tahsilini yaptığı haller hariç olmak üzere, 68 inci madde gereğince alınması gereken katılım paylarını tahsil etmeyen sağlık hizmeti sunucularına, fiilîn her tekrarında tahsil edilmeyen katılım payının on katı tutarında idarî para cezası uygulanır.

k) 63 üncü madde gereği Kurumca sağlanan yardımcı üreme yöntemlerinin tıbbi etik dışında uygulanması halinde bu fiili işleyen sağlık hizmeti sunucularına Kurumca vaka için yapılan tedavi masrafının beş katı tutarında idari para cezası uygulanır.

İdari para cezası uygulanması 8 inci, 11 inci ve 86 ncı maddelerde belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi yükümlülüğünü kaldırmaz.

İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde ödenir veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren yasal süresi içinde idare mahkemesine başvurabilirler.

Mahkemeye başvurulması idarî para cezasının takip ve tahsilini durdurmaz. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde ödenmeyen idarî para cezaları, 89 uncu madde hükmü gereğince hesaplanacak gecikme cezası ve zammı ile birlikte tahsil edilir.

Fiilîn işlendiği günden itibaren beş yıl içinde tebliğ edilmeyen idarî para cezaları zamanaşımına uğrar.

Kendilerine yapılan tebligat tarihinden itibaren onbeş gün içinde idarî para cezasını itiraz etmeden ödeyenlerin bu borçları  dörtte bir oranında  terkin edilerek tahsil edilir.

İdari yaptırımlar ve fesih

MADDE 103.- Kurumca yapılan inceleme neticesinde haksız menfaat temin etmek maksadıyla;

a) Sağlık hizmeti sunulmadığı halde sağlık hizmetini fatura ettiği,

b) Faturayı veya faturaya dayanak oluşturan belgeleri gerçeğe aykırı olarak düzenlediği,

c) 64 üncü madde gereğince kapsam dışı tutulan sağlık hizmetlerini kapsam içinde olan sağlık hizmetleri gibi gösterdiği,

d) Sağlık hizmetlerine hak kazanmayan kişilere sağlık hizmeti sunarak Kuruma fatura ettiği,

Tespit edilen sağlık hizmeti sunucuları hakkında genel hükümlere göre ceza kovuşturması yapılır. Bu fiiller nedeniyle Kurumun yersiz ödediği tutar 96 ncı maddeye göre geri alınır. Ayrıca bu fiilî işleyen sağlık hizmeti sunucularının varsa Kurum ile yaptıkları sözleşmeleri; ilk fiilde bir ay, ilk fiilden itibaren iki yıllık dönem içerisindeki tekrarı halinde üç ay, aynı dönem içerisinde ikinci kez tekrarı halinde ise bir yıl süreyle fesih edilir.

Yukarıdaki fıkranın (d) bendi hariç olmak üzere anılan fiillerin sözleşmesiz sağlık hizmet sunucuları tarafından işlenmesi halinde bir yıl süreyle 73 üncü maddenin yedinci fıkrası kapsamındaki sağlık hizmet sunucularına uygulanan yaptırımlar uygulanır. Sağlık hizmet sunucusu bu süre içerisinde bu durumu sağlık hizmeti alan tüm kişilere yazılı olarak bildirmek zorundadır. Bildirilmeyen kişilerin fatura bedelleri Kurum tarafından ödenerek, sağlık hizmet sunucusundan iki katı olarak tahsil edilir.

Ayrıca yukarıdaki fıkralarda belirtilen fiillerin işlenmesinde haksız menfaat temin etmek maksadıyla iştirak eden sağlık personelinin, en az bir yıl süreyle genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere sunduğu sağlık hizmeti bedelleri Kurum tarafından ödenerek, sağlık hizmeti sunucusundan iki katı tutarında tahsil edilir.

71 inci maddede yer alan kimlik tespiti yükümlülüğünü yapmayan ve bu nedenle bir başka kişiye sağlık hizmeti sunulması nedeniyle Kurumun zarara uğramasına sebebiyet veren sağlık hizmeti sunucularından uğranılan zarar geri alınır.

63 üncü madde gereği Kurumca sağlanan yardımcı üreme yöntemlerinin tıbbi etik dışında uygulanması halinde bu fiili işleyen sağlık hizmeti sunucuları ile yapılmış olan sözleşmeler bu tıbbi hizmet bakımından süresiz fesih edilerek yenilenmez. Ayrıca bu fiilin işlenmesinde iştiraki olan sağlık personelinin, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere sunduğu sağlık hizmeti bedelleri sağlık hizmet sunucusuna ödenmez.

YEDİNCİ KISIM

Yürürlükten Kaldırılan, Değiştirilen, Son ve Geçici Hükümler

BİRİNCİ BÖLÜM

Değiştirilen ve Yürürlükten Kaldırılan Hükümler

Diğer kanunlardaki atıflar

MADDE 104.- Bu Kanunla yürürlükten kaldırılmayan hükümleri saklı kalmak kaydıyla, 506 sayılı, 1479 sayılı, 2925 sayılı, 2926 sayılı ve 5434 sayılı kanunlara yapılan atıflar ile diğer kanunlarda sosyal sigorta haklarına, yardımlarına ve yükümlülüklerine, sigortalılığa ve hak sahipliği şartlarına, sağlık hizmetlerinin veya tedavi bedellerinin ödenmesine ilişkin yapılan atıflar bu Kanunun ilgili maddelerine yapılmış sayılır.

27.7.1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda kadrosuzluk tazminatının ödenmesine ilişkin T.C. Emekli Sandığına yapılmış olan atıf ile diğer kanunlarda T.C. Emekli Sandığına, Sosyal Sigortalar Kurumuna, Bağ-Kur'a yapılmış atıflar Kuruma yapılmış sayılır.

Değiştirilen hükümler

MADDE 105.- a) 8.6.1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun;

1) Ek 19 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Ek Madde 19.- Vazife malulü erlerle, bunların dul ve yetimlerine ödenecek aylık veya gelirlerin alt sınırı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 27 nci veya 33 üncü maddeleri hükümlerine göre belirlenir.

2) Ek 70 inci maddesinin birinci fıkrasında geçen "Sandık iştirakçilerine ödenmekte olan;" ibaresi "Emekli ikramiyesinin hesabında;" şeklinde değiştirilmiştir.

b) 17.10.1983 tarihli ve 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununun;

1) 21 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Madde 21.- Yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanan sigortalıya, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 29 uncu maddesinde belirtilen esaslara göre aylık bağlanır.

2) 30 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Madde 30.- Bu Kanunun gerektirdiği her türlü yardım ve ödemeler için sigortalılardan % 12,5'i genel sağlık sigortası primi olmak üzere % 32,5 oranında prim alınır.

c) 29.5.1986 tarihli ve 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanununun 2 nci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Ancak, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde sayılan genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin aynı kanun gereği ödedikleri katılım payları ile diğer sağlık hizmetlerinin karşılanmayan kısmı, bu Kanun kapsamındadır. Ancak yıl içinde ödenen tutarlar, takip eden yılda Hazine tarafından Fona geri ödenir.

d) 10.2.1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanununun 18 inci maddesinin başlığı ve birinci fıkrasının birinci paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Ehliyet tespiti, imtihan ve hava değişimi için başka yere gönderilenler:

Memurlar, yardımcı hizmetler sınıfına dahil personel ve kurumlarda yalnız ödenek mukabili çalışanlardan, memuriyet mahalli dışına;

Yürürlükten kaldırılan hükümler

MADDE 106- a) 17.7.1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 81 inci, geçici 82 nci ve geçici 87 nci ve geçici 89 uncu maddeleri hariç diğer maddeleri,

b) 2.9.1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun geçici 10 uncu ve geçici 11 inci maddeleri hariç diğer maddeleri,

c) 29.8.1977 tarihli ve 2108 sayılı Muhtar Ödenek ve Sosyal Güvenlik Yasasının 4 üncü ve 5 inci maddeleri,

d) 17.10.1983 tarihli ve 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu,

e) 24.5.1983 tarihli ve 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun,

f) 17.10.1983 tarihli ve 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununun 1 ila 5 inci, 13 ilâ 17 nci maddeleri,

g) 8.5.1985 tarihli ve 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun,

h) 14.7.1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 105 inci, 107 nci, 188 inci, 207 nci, 209 uncu ve ek 22 nci maddeleri,

ı) 8.6.1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun, 12 ilâ 19 uncu maddeleri, 23 üncü maddesi, 30 ilâ 39 uncu maddeleri, 41 ilâ 54 üncü maddeleri,55 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 57 ilâ 59 uncu, 61 ila  64 üncü maddeleri, 66 ilâ 71 inci maddeleri, 72 nci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 73 ilâ 77 nci maddeleri, 80 inci maddesi, 82 inci maddesinin (a), (b), (c) ve (ç) bentleri, 83 ilâ 88 inci, 90 ıncı ve 91 inci maddeleri, 93 ilâ 100 üncü maddeleri, 102 nci maddesi, 105 ilâ 107 nci maddeleri, 112 ilâ 124 üncü maddeleri, 127 ila 129  uncu maddeleri, 131 ila 135 inci maddeleri, ek 2 ilâ  ek 4 üncü, ek 8 inci, ek 9 uncu, ek 11 inci, ek 13 ila ek 18 inci maddeleri, ek 21 ilâ ek 23 üncü, ek 25 ila ek 27 nci, ek 29 ila ek 34 üncü maddeleri, ek 37 inci maddesi, ek 39 uncu maddesi, ek 41 ilâ ek 47 inci, ek 48 inci maddesinin son fıkrası hariç diğer fıkraları, ek 49 uncu maddesi, ek 56,ek 57 nci maddesi, ek 59 uncu maddesi, ek 67 nci maddesi, ek 69 uncu maddesi, ek 70, ek 72 ilâ ek 76 ncı maddeleri, ek 80 inci maddesi, geçici 8 maddesi, geçici 15 inci maddesi, geçici 16 ncı maddesi, geçici 54 üncü, geçici 65 inci, geçici 85 inci maddesi, geçici 86 ncı, geçici 88 inci, geçici 96 ila geçici 98,  geçici 103,geçici 104, geçici 109 ila geçici 113 üncü, geçici 115 ila geçici 118 inci, geçici 120 nci, geçici 121 inci, geçici 139 ila geçici 141 inci, geçici 146 ncı, geçici 147 nci, geçici 150 ila geçici 151 nci, geçici 153 üncü, geçici 157 nci, geçici 159 uncu, geçici 161 ila geçici 166 ncı, geçici 170 inci, geçici 171 inci, geçici 173 üncü, geçici 176 ncı, geçici 180 inci, geçici 182 ila geçici 186 ncı, geçici 190 ila geçici 192,geçici 195 ila geçici 200 üncü, geçici 203 üncü, geçici 204 üncü, geçici 207 ilâ geçici 212 nci maddesi, geçici 218 ila geçici 220 nci, ek geçici 1 inci, ek geçici 2 nci, ek geçici 7 nci, ek geçici 8 inci, ek geçici 11 inci, ek geçici 19 uncu, ek geçici 20 nci, ek geçici 22 nci, ek geçici 23 üncü maddeleri,

j) 1.10.1992 tarihli ve 3841 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesi, 24.11.1994 tarihli ve 4049 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesi ve 13.6.2001 tarihli ve 4677 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesi,

k) 14.11.1988 tarihli ve 311 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlileri ile İlgili Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 3 üncü maddesi,

l) 25.8.1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 56 ncı maddesinin (C) fıkrası,

m) 19.3.1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 186 ilâ 188 inci ve 191 inci maddeleri,

n) 18.1.1972 tarihli ve 1512 sayılı Noterlik Kanununun, 201 ilâ 203 üncü maddeleri,

o) 7.5.1987 tarihli ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun 3 üncü maddesinin (d) bendi ile geçici 3 üncü maddesi,

p) 22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Personel Rejiminin Düzenlenmesi ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin 32 nci maddesindeki "resmî ve özel sağlık kuruluşlarında ayakta ve yatarak tedavileri ile" ibaresi,

r) 4.6.1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununun 89 uncu maddesi,

s) 4.2.1924 tarihli ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununun ek 23 üncü maddesi,

t) 1.11.1983 tarihli ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununun 18 inci maddesi,

u) 12.4.1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi ile (g) bendinde yer alan "ve tedavileri yaptırılır" ibaresi,

v) 23.4.1981 tarihli ve 2453 sayılı Yurt Dışında Görevli Personele Nakdi Tazminat Verilmesi ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan "ile yaralanan veya sakat kalanların tedavi giderleri" ibaresi,

y) 15.5.1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun 10 uncu maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkraları,

z) 1.7.1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 7 nci maddesi,

aa) 24.2.1968 tarihli ve 1005 sayılı İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin ikinci fıkrası,

Yürürlükten kaldırılmıştır.

27.4.2005 tarihli ve 5335 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi hariç olmak üzere diğer kanunların bu Kanuna aykırı hükümleri uygulanmaz.

Yönetmelikler

MADDE 107-  Bu Kanunda bahsi geçen yönetmelikler bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içerisinde çıkarılır. Kurum, bu Kanunun diğer maddelerin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları yönetmelik ile düzenleme yetkisine sahiptir.

İKİNCİ BÖLÜM

Geçici ve Son Hükümler

Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasına ilişkin bazı geçiş hükümleri

GEÇİCİ MADDE 1.- Bu Kanun ile bazı maddeleri yürürlükten kaldırılan 506 sayılı, 1479 sayılı, 2925 sayılı, 2926 sayılı ve 5434 sayılı kanunlara göre; ödenen aylık, gelir, tazminat, harp malûllüğü zammı ve diğer ödeneklerin verilmesine devam edilir. Bu gelir ve aylıkların durum değişikliği nedeniyle artırılması, azaltılması, kesilmesi ve yeniden bağlanmasında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümleri uygulanır.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 506 sayılı ve 1479 sayılı kanunlara göre ödenmekte olan sosyal yardım zammı ile telafi edici ödeme tutarları, 5434 sayılı Kanun gereğince emekli aylığı almakta olanlara ödenmekte olan makam ve yüksek hakimlik tazminatı, görev ve temsil tazminatı ile ek ödemeler ve yardımlar bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte ödenen tutarlar esas alınarak ilgililerin gelir ve aylıklarına ilave edilerek ödenir.

Sosyal yardım zammının ilavesinde tamamı dağıtılacak şekilde hak sahiplerinin gelir ve aylıklardaki hisseleri esas alınır.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce malullük talebinde bulunup, maluliyetine esas rapor tarihi bu Kanunun yürürlük tarihinden önce olan sigortalılar ile bu sigortalılardan dolayı gelir ve aylık bağlanacak hak sahipleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümleri uygulanır.

Bağlanmış aylık ve gelirler, 55 inci maddeye göre artırılır.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı olanlardan 44 üncü maddenin ikinci fıkrası kapsamında emekliye sevk edilenler hakkında yaş haddi,  5434 sayılı Kanunun Geçici 205 inci maddesi esas alınarak uygulanır.

3 üncü maddenin (ff) bendinde belirtilen güncelleme katsayısında yer verilen ortalama günlük prime esas kazançtaki değişim oranı; bu Kanunun yürürlük tarihinden sonraki ilk yıl için; o yıl gerçekleşen asgari ücretteki artış oranı olarak kabul edilir.

Mülga sosyal güvenlik kurumlarında geçen çalışmalar için bağlanacak aylıkların hesabı

GEÇİCİ MADDE 2.- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 506 sayılı, 1479 sayılı, 2925 sayılı, 2926 sayılı, 5434 sayılı kanunlara ve 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesine tabi sandıklara tabi olanlara bağlanacak aylıklar aşağıdaki şekilde hesaplanır:

a) Sigortalının veya iştirakçinin bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçen sürelerdeki prim ödeme gün sayılarına veya fiilî hizmet süresine ait aylık; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki kanun hükümlerine göre, aylık talep tarihindeki toplam prim ödeme gün sayısı veya fiilî hizmet süresi üzerinden, bu Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla hesaplanacak aylığının bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadarki prim ödeme gün sayısı veya fiilî hizmet süresi ile orantılı bölümü, aylık başlangıç tarihine kadar geçen yıllar için, her yıl gerçekleşen güncelleme katsayısı ile çarpılarak hesaplanır.

b) Sigortalının veya iştirakçinin bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen sürelerdeki prim ödeme gün sayılarına ait aylığı, aylık talep tarihindeki toplam prim ödeme gün sayısı üzerinden 29 uncu madde hükümlerine göre hesaplanacak aylığının, bu Kanunun yürürlük tarihinden sonraki prim ödeme gün sayısına orantılı bölümü kadardır.

c) Aylık, (a) ve (b) bentlerine göre hesaplanan kısmi aylıkların toplamından oluşur. Aylıklar ayrıca 29 uncu maddenin son fıkrasına göre artırılarak belirlenir.

d) 5434 sayılı Kanunun ek 48 inci maddesi ile ek 68 inci maddesine göre hak edilen makam veya yüksek hâkimlik, temsil veya görev tazminatları bu maddenin (a) bendinde belirtilen kısmi aylıklarının hesabında dikkate alınır.

Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar geçen sürelere ilişkin aylığın hesabında esas alınan asgari aylık tutarı, toplam prim ödeme gün sayısı içinde bu Kanunun yürürlük tarihine kadar geçen prim ödeme gün sayısının oranına tekabül eden tutar üzerinden esas alınır.

Yurt dışı hizmet borçlanması yapanların aylıkları da yukarıda belirtilen fıkralara göre hesaplanır.

Malûllük ve ölüm aylıkları, yukarıdaki fıkralarda belirtilen hükümler esas alınarak, 27 nci veya 33 üncü madde hükümlerine göre hesaplanır.

506 sayılı Kanunun mülga geçici 20 nci maddesi kapsamındaki sandıkların devri

GEÇİCİ MADDE 3.- 506 sayılı Kanunun mülga geçici 20 nci maddesi kapsamındaki bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri, ticaret odaları, sanayi odaları, borsalar veya bunların teşkil ettikleri birlikler personeli için kurulmuş bulunan sandıkların iştirakçileri ile malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortasından aylık veya gelir bağlanmış olanlar ile bunların hak sahipleri herhangi bir işleme gerek kalmaksızın bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren iki yıl içinde Kuruma devredilerek bu Kanun kapsamına alınır. Devir tarihi itibarıyla sandık iştirakçileri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar.

Devre esas olmak üzere Bakanlık, Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, Kurum ve sandığı temsilen birer üyenin katılımıyla oluşturulacak komisyonca, her bir sandık için sandıktan ayrılan iştirakçiler de dahil olmak üzere, devir tarihi itibarıyla devredilen kişilerle ilgili olarak 506 sayılı Kanun ve bu Kanun kapsamındaki sandık yükümlülüğünün peşin değeri belirlenir. Peşin değerin aktüeryal hesabında kullanılacak teknik faiz oranı en uzun vadeli hazine borçlanma senedi faiz oranı dikkate alınarak reel olarak belirlenir.

Belirlenen peşin değer, yedi yıl içinde, yıllık eşit taksitlerle her yıl için ayrı ayrı Hazine Müsteşarlığınca açıklanacak bir önceki yıla ait Yeni Türk Lirası cinsinden iskontolu ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetlerinin yıllık ortalama faizi üzerinden sandıklardan ve bu sandık iştirakçilerini istihdam eden kuruluşlardan müteselsilen Kurumca bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.

Devir işlemi tamamlanıncaya kadar, sandık iştirakçilerine sağlanan sosyal sigorta yardımları ile iştirakçilerin primlerinin tahsiline bu Kanun hükümlerine göre sandıklarca devam edilir.

Bu madde kapsamındaki yükümlülüklerin devrinden sonra sandıklar, bu Kanun ve 506 sayılı Kanunun öngördüğü sosyal sigorta haklarının ve ödemelerinin üzerinde sağladıkları sosyal sigorta haklarına ve ödemelerine devam edebilirler.

Devralınan iştirakçilerin hizmet yılları ve primleri ödemek veya ödenmiş olmak suretiyle bu Kanuna göre emsallerine uygun olarak intibaklarının yapılması da dahil olmak üzere, bu maddenin uygulamasına ilişkin usûl ve esaslar, sandıkların faaliyet gösterdikleri sektörler itibarıyla ayrı ayrı olmak üzere, temsil edildikleri en fazla üyeye sahip meslek kuruluşlarınca seçilen birer üyenin ve Bakanlık, Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ve Kurumca görevlendirilen birer üyenin katılacağı komisyonca müştereken belirlenir.

Söz konusu sandıklar ve sandık iştirakçilerini istihdam eden kuruluşlar ile Kurum bu madde uygulamasına ilişkin tüm işlemler nedeniyle doğacak her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.

Önceki mevzuat hükümlerinin uygulanması, Devlet katkısı ve geçici iş göremezlik ödeneği

GEÇİCİ MADDE 4.- Bu Kanuna göre çıkarılması gereken yönetmelikler yürürlüğe girinceye kadar, mevcut tüzük ve yönetmeliklerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanmaya devam edilir.

47 nci maddenin son fıkrasında sözü edilen Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği hükümleri, bu Kanunun yayımlandığı tarihten itibaren en geç iki yıl içinde Kurumun da görüşü alınarak bu Kanun hükümlerine uyumlu hale getirilir.

Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primine Devlet katkısının oranı, söz konusu sigorta kolu açık verdiği sürece, bu açık paralelinde Bakanlar Kurulunca belirlenir.

Sigortalılardan 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olanların, bu Kanuna göre istirahatli bulunup, geçici iş göremezlik ödeneği alamadıkları sürelere ait ücretleri ve çalışırken aldıkları aylıkları ile geçici iş göremezlik ödenekleri arasındaki farklar ilgili mevzuatında değişiklik yapılıncaya kadar çalıştıkları kurumlarınca ödenmeye devam edilir.

5434 sayılı Kanuna ilişkin geçiş hükümleri

GEÇİCİ MADDE 5.- Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce sakatlık kontenjanından göreve başlayan ve T.C. Emekli Sandığına tabi bir göreve devam edip bu Kanunun malûlen emeklilik şartlarını taşımayanlardan onbeş yıl hizmeti bulunanlara istekleri halinde yaşlılık aylığı bağlanır.

Kamu görevlilerinin emeklilik ikramiyeleri, bazı maddeleri yürürlükten kaldırılan 5434 sayılı Kanun hükümlerince hesaplanarak bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren bir yıl süreyle, 5434 sayılı Kanunun 89 uncu maddesi ve mülga 2829 sayılı Kanun ile personel kanunlarına göre Kurumca ödenir ve ilgili kurumlardan tahsilat anılan maddedeki usûlle yapılır. Bir yıllık sürenin dolmasından itibaren emekli ikramiyeleri 5434 sayılı Kanunun 89 uncu maddesi hükümlerine göre kamu görevlisinin son defa çalıştığı kurumunca, çalıştığı son kurumun özelleştirilmesi halinde ise Hazinece ödenir.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar 5434 sayılı Kanunun mülga 12 nci maddesi uyarınca isteğe bağlı iştirakçi olarak T.C. Emekli Sandığı ile ilişkilendirilenler ile aynı tarihe kadar isteğe bağlı iştirakçi olmak üzere başvuruda bulunanlardan gerekli koşulları sağladıkları anlaşılanların bu Kanuna göre isteğe bağlı sigortalı olmaya devam etmeleri durumunda emekli ikramiyeleri hakkında anılan madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.

49 uncu maddede düzenlenen itibarî hizmet süreleri emeklilik ikramiyelerinin hesabında dikkate alınmaz.

5434 sayılı Kanuna göre aylığa hak kazanamayıp bu Kanunda yapılan düzenlemelere göre aylığa hak kazananların prime esas kazancı olarak, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihteki emsali sigortalının prime esas kazancı kabul edilir.

Bu durumdakilerin aylık veya gelirleri yukarıdaki fıkraya göre hesap edilecek prime esas kazanca, bu Kanuna göre hak edilen aylık ve kazancın hesap edilmesine ilişkin maddelerinin uygulanması suretiyle bulunur.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte kamu idarelerinde hizmet akdi ile veya sözleşmeli olarak çalışanlardan; ilgili kanunları gereği 5434 sayılı Kanun ile ilgilendirilenler aynı statüde çalışmaya devam ettikleri sürece bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine göre sigortalı sayılırlar.

5434 sayılı Kanunun mülga geçici 191 inci ve mülga geçici 192 nci maddeleri uyarınca, istekleri üzerine 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi kurumlarda sözleşmeli olarak çalışmakta iken anılan Kanun Hükmünde Kararnamenin 12 nci ve geçici 1 inci maddelerine göre zorunlu olarak, özelleştirilen kurumlarda sözleşmeli olarak çalıştırılmakta iken 28.5.1986 tarihli ve 3291 sayılı Kanunun Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen 16 ncı ve 5434 sayılı Kanunun ek 71 inci maddeleri uyarınca ve sözleşmeli olarak çalıştıkları kurumun özel kanunundaki hükümler nedeniyle T. C. Emekli Sandığı ile ilgilendirilmiş olanların söz konusu hizmetleri bu Kanuna tabi olarak geçmiş sayılır.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanuna tabi olan iştirakçilerin bu Kanuna göre belirlenen prime esas kazanç matrahı ile 5434 sayılı Kanuna göre keseneğe tabi kazançları arasındaki matrah farkına ait sigorta primi bir yıl süre ile kurumlarınca karşılanır.

8.9.1999 tarihi ile bu Kanunun yürürlük tarihi arasında T.C. Emekli Sandığı iştirakçisi olanlardan, 5434 sayılı Kanunun 32 nci maddesine göre fiilî hizmet sürelerine zam yapılanların yaş hadlerinden, eklenilen sürenin, üç yıldan çok olmamak üzere, yarısı indirilir.

Kamu görevlilerinden personel kanunlarına göre aylıksız izinli sayılanlardan, aylıksız izinli olarak geçen süreleri esnasında isteğe bağlı sigortalılık primi ödemeyenlerin, istekleri halinde başvuru tarihindeki prime esas kazanç tutarı üzerinden % 32 oranında hesap edilecek primleri defaten ödemeleri halinde aylıksız geçen izin süreleri hizmet sürelerine eklenir.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce ek göstergeli veya daha yüksek ek göstergeli görevlere atanan T.C. Emekli Sandığı iştirakçilerinin bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra bu görevlerde geçen süreleri, 5434 sayılı Kanunun ek 68 inci maddesi ile mülga ek 73 üncü maddesinde belirtilen sürelerin doldurulmasında dikkate alınır.

Toptan ödeme ve ihya geçiş hükümleri

GEÇİCİ MADDE 6.- Bu Kanuna göre yapılacak toptan ödemelerin bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki hizmet sürelerine ait bölümü, bu Kanunla bazı maddeleri yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerine göre bu Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla hesaplanarak, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih ile toptan ödemenin yapılmasına ilişkin yazılı istek tarihine kadar geçen yıllar için her yılın güncelleme katsayısı ile çarpılarak bulunan tutar, bu Kanuna göre bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonraki süreler için hesaplanan toptan ödeme tutarına ilave edilerek ödenir.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce toptan ödeme yapılarak tasfiye edilen hizmetlerin 31 inci ve 36 ncı maddelere göre ihyasında, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bu Kanunla bazı maddeleri yürürlükten kaldırılan ilgili kanunun hükümlerine göre hesaplanan tutarı, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih ile ihya talebine ilişkin yazılı istek tarihi arasında geçen yıllar için her yılın güncelleme katsayısı ile çarpılarak bulunan değeri dikkate alınır.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanunun mülga 87 nci maddesinde sayılan sebepler nedeniyle görevlerinden ayrılan, kurumlarınca malûllük ve yaş haddi dahil re'sen emekliye sevk edilen ve ölenlerden; kesenek iadesi veya toptan ödeme yapılmak suretiyle hizmetleri tasfiye edilmiş veya bu süreleri hariç tutularak aylık bağlanmış veya bu sürelerle birlikte aylığa hak kazanmış olanların, kendileri veya dul ve yetimlerinin bu Kanunun 31 inci maddede belirtilen esaslara göre hesaplanacak olan meblağı aynı maddedeki şartlarla Kuruma ödemeleri halinde, paranın ödendiği tarihi takip eden ödeme döneminden itibaren kendilerine veya bu tarihte aylığa müstahak dul ve yetimlerine aylık bağlanır veya bağlanmış aylıkları düzeltilir. Ancak bu kişilere emekli ikramiyesi ödenmez.

Kesenek veya toptan ödemeleri zamanaşımına uğramış olması nedeniyle hizmetleri tasfiye edilmiş olanların, tasfiye edilmiş süreleri bu Kanuna göre birleştirilecek hizmetlerden kabul edilir.

506 sayılı Kanuna ilişkin geçiş hükümleri

GEÇİCİ MADDE 7- 506 sayılı Kanuna göre 1.4.1981 tarihinden önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescil edilmiş olanlar hakkında bu Kanunun 38 inci maddesinin ikinci fıkrasındaki sigortalılık süresinin 18 yaşın doldurulduğu tarihten başlayacağına ilişkin hükmü uygulanmaz.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 506 sayılı Kanunun mülga ek 5 inci maddesi kapsamında geçen itibarî hizmet süreleri ile mülga 60 ıncı maddenin (E) bendinde belirtilen işlerde geçen gün sayısının ½'si bu Kanunun 40 ıncı maddesinde belirtilen fiilî hizmet süreleri zammı olarak değerlendirilir.

Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce geçen ve bu Kanunun 40 ıncı maddesine göre hesaplanan fiili hizmet zammı süreleri olarak değerlendirilen itibari hizmet süreleri sekiz yılı geçmemek üzere sigortalılık süresine ilave edilir.

Bazı maddeleri yürürlükten kaldırılan Sosyal Sigortalar Kanununun Ek 24 üncü maddesinde sayılan kurum ve kuruluşlarca, Kuruma ödenmeyen sosyal yardım zamları, Hazine tarafından ilgili kurum ve kuruluşlardan tahsil edilmek üzere Kuruma ödenir.

506 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılmış olan işyeri tescilleri bu Kanun hükümlerine göre yapılmış sayılır. Kamu idarelerinden bu şekilde işyeri tescili bulunmayanlar 11 inci maddede belirtilen işyeri bildirgesini bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma vermek zorundadır. İşyeri bildirgesinin bu süre içinde Kuruma verilmemesi durumunda 102 nci maddenin (b) bendi gereğince idarî para cezası uygulanır.

Sosyal Sigortalar Kanununun mülga 86 ncı maddesi hükmüne göre topluluk sigortasına tabi olanların ödedikleri iş kazası, meslek hastalığı, hastalık, analık, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri genel sağlık sigortası dahil bu Kanuna göre ödenmiş sayılır. Bu süreler yatırıldıkları sigorta kolları bakımından başlangıç süresi ve prim ödeme gün sayısı olarak kabul edilir.

Sosyal Sigortalar Kanununun mülga 96 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre Sosyal Sigortalar Kurumuna devrolan sandıklardan mülga 23.1.1968 tarihli ve 991 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesine göre bağlanmış emekli, adi malûllük veya vazife malûllüğü aylıkları ile mülga 991 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesinin birinci fıkrasına göre Kurumca bağlanan aylıklarla dul ve yetim aylıkları (aylık alan tek kişi de olsa) toplamı, net asgarî ücretin % 70'inden aşağı olamaz.

506, 1479, 5434, 2925, 2926 sayılı kanunlara ilişkin ortak geçiş hükümleri

GEÇİCİ MADDE 8- Bu Kanunla bazı maddeleri yürürlükten kaldırılan 506 sayılı, 1479 sayılı, 2925 sayılı, 2926 sayılı, 5434 sayılı kanunlara ve 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesine tabi sandıklara tabi sigortalılık başlangıçları ve hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan süreler ve sigortalılık süreleri bu Kanuna tabi olarak geçmiş sayılır.

Kamu görevlilerinden borçlandırıldıkları paralardan ödenmeyen kısmı var ise, prime esas kazanç tutarlarından sigortalı hissesi oranında işverenleri tarafından aylıklarından tahsil edilerek Kuruma ödenir.

Türk vatandaşı olarak borçlanma talebinde bulunan ve kendilerine emekli aylığı bağlanan sigortalıların sonradan ıskat dışında başka bir devlet vatandaşlığını kazanmaları halinde de aylıkları ödenir.

Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce yurt dışı hizmet borçlanması talebinde bulunup  borçlanma tutarının tamamını ödemiş ve bu Kanunun yürürlük tarihinden önce aylık talebinde bulunmuş olanlar hakkında aylık talebinde bulundukları tarihteki mevzuat, bu Kanunun yayımı tarihinden önce yurt dışı borçlanması için müracaat eden ve işlemleri devam edenlerden bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki mevzuat hükümlerine göre belirlenen borçlarını tebliğ tarihinden itibaren altmış gün içinde ödeyenler ile anılan mevzuat hükümlerine göre tahakkuk etmiş borçlarını ödememiş olanlardan, ödenmemiş borçlanma tutarlarını bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren altmış gün içinde ödeyenlerin aylık bağlama işlemlerinde ise bu Kanun hükümleri uygulanır.

Aylıkların hesabında 41 inci ve 42 nci maddeye göre yapılan borçlanmaların bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki sürelere ait kazançları, bu Kanunla bazı maddeleri yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerine göre değerlendirilir. Ancak bu Kanunun  4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında bulunan sigortalılar için bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki dönemlere ait süreler bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra borçlanılması halinde de 41 inci ve 42 nci madde hükümleri uygulanır.

1479 sayılı Kanuna ilişkin geçiş hükümleri

GEÇİCİ MADDE 9- 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık niteliği taşıdığı halde, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar  kayıt ve tescilini yaptırmamış olanların sigortalılık hak ve yükümlülüğü bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren başlar.

Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce 1479 sayılı Kanuna tabi iken, daha sonradan T.C. Emekli Sandığı iştirakçisi olup vergi yükümlülüğü devam etmesi nedeniyle 1479 sayılı Kanuna tabi sayılan kişilerin bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içinde müracaatları halinde T.C. Emekli Sandığı iştirakçisi sayıldığı tarihten itibaren Bağ-Kur sigortalılığı sona erdirilerek bunlar hakkında 5434 sayılı Kanun hükümleri uygulanır.

Emeklilik yaşına ilişkin bazı geçiş hükümleri

GEÇİCİ MADDE 10- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında olup da 8.9.1999 tarihinden bu Kanunun yürürlük tarihine kadar ilk defa sigortalı olanlar; kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmak ve 7000 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak şartıyla veya kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmak ve 25 yıldan beri sigortalı bulunması ve en az 4500 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak şartıyla yaşlılık aylığından yararlanırlar.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında olup da 8.9.1999 tarihinden bu Kanunun yürürlük tarihine kadar ilk defa sigortalı olanlar kadın ise 60, erkek ise 62 yaşını doldurmak ve en az onbeş tam yıl malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemek şartıyla kısmi yaşlılık aylığından yararlanırlar.

2925 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olup da 8.9.1999 tarihinden bu Kanunun yürürlük tarihine kadar ilk defa sigortalı olanlar kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmak ve onbeş yıldan beri sigortalı olup 3600 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak suretiyle yaşlılık aylığından yararlanırlar.

Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce bazı hükümleri yürürlükten kaldırılan 506 sayılı kanuna göre sigortalı olanlardan;

a) En az 20 yıldan beri Bakanlıkça tespit edilen maden işyerlerinin yer altı işyerlerinde sürekli çalışan  ve bu işlerde en az 5000 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödeyen sigortalılara yazılı talepleri halinde 28 inci maddenin ikinci fıkrasının (a) bendindeki yaş şartları aranmaksızın yaşlılık aylığı bağlanır.

b) En az 25 yıldan beri Bakanlıkça tespit edilen maden işyerlerinin yeraltı işyerlerinde yer altı münavebeli işlerinde çalışan ve bu işlerde en az 4000 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödeyen sigortalılara da 28 inci maddenin ikinci fıkrasının (a) bendindeki yaş şartları aranmaksızın 8100 gün prim ödemiş sigortalılar gibi yaşlılık aylığı bağlanır.

c) 50 yaşını dolduran ve malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi çalışmalarının en az 1800 gününü Bakanlıkça tespit edilen maden işyerlerinin yer altı işyerlerinde geçirmiş olan sigortalılara da yukarıdaki (a) ve (b) bentlerinde belirtilen şartlarla yaşlılık aylığı bağlanır.

506 sayılı Kanunun malullük, sakatlık hükümleri ile sosyal güvenlik destek primi ödemesi geçiş hükümleri

GEÇİCİ MADDE 11- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında olup bu Kanunun yürürlük tarihinden önce ilk defa sigortalı olanlardan sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce bazı maddeleri yürürlükten kaldırılan 506 sayılı Kanunun mülga 53 üncü maddesine göre malûl sayılmayı gerektirecek derecede hastalık veya arızası bulunan ve bu nedenle malûllük aylığından yararlanamayan sigortalılar, yaşları ne olursa olsun en az onbeş yıldan beri sigortalı bulunmak ve en az 3600 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak şartıyla yaşlılık aylığından yararlanırlar.

Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanmaya hak kazanmış durumda olan sigortalılar hakkında 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 60 ıncı maddesinin (C) bendinin (b) alt bendi ve Geçici 87 nci maddesine göre işlem yapılır.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlananlardan yaşlılık aylığı bağlananların aylıklarının kesilmesi ve tekrar bağlanmasında bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki hükümler geçerlidir.

İkinci ve üçüncü fıkraya göre bağlanan aylıklar en az 5400 gün prim ödenmiş gibi hesaplanan orandan az olamaz.

27 nci maddenin ikinci fıkrasındaki malullük aylığı alt sınırı ile 33 üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki ölüm aylığı alt sınırı 2925 ve 2926 sayılı Kanunlara göre bağlanacak malullük ve ölüm aylıklarında, aynı kanunlar gereği bağlanan yaşlılık aylığı ile kıyaslanarak uygulanır.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce mevcut sosyal güvenlik kurumlarından yaşlılık veya emekli aylığı alıp, bu tarih itibarıyla bu Kanuna tabi çalışmayı sürdürecekler hakkında 41 inci madde hükümleri uygulanır.

Tescile, sigorta sicil numarasına ve dış temsilciliklerde görevlilere ilişkin geçiş hükümleri

GEÇİCİ MADDE 12- Bu Kanun yürürlüğe girmeden önce kurulu sosyal güvenlik kurumlarında tescili yapılan sigortalılar ile bunların hak sahipleri için ortak bilgi bankası oluşturulur. Bu sigortalılar ile sisteme yeni katılacak sigortalıların tescilinde T.C. kimlik numaraları sosyal güvenlik numarası olarak esas alınır. Ayrıca vergi mükellefi olan sigortalıların vergi numaraları da sosyal güvenlik numaraları ile birlikte kayıt altına alınır ve işlemlerde birlikte kullanılır.

Sigortalıların eski sigorta sicil numaraları, bu Kanuna göre tescil edilecekleri tarihe kadar kullanılmaya devam edilir.

Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c) bendi kapsamında olan sigortalıların, bu Kanunun 17 nci maddesine göre hesaplanacak günlük kazançlarında; bu Kanunun yürürlük tarihinden sonraki sürelere ait prime esas kazanç hesabında dikkate alınan unsurlar,  bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki sürelere ait prime esas kazanç hesabında da dikkate alınır.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte dış temsilciliklerde görevli sigortalı veya genel sağlık sigortalısı personelden, temsilciliğin bulunduğu ülkede sürekli ikamet iznini veya bu devletin vatandaşlığını da haiz olanlar, ikili sosyal güvenlik anlaşmalarındaki hükümler saklı kalmak üzere ve Dışişleri Bakanlığının olumlu görüşünün alınması şartıyla bulunduğu ülkenin sosyal güvenlik kurumları ile irtibatlandırılabilirler.

Genel sağlık sigortası geçiş hükümleri

GEÇİCİ MADDE 13- Bu Kanunun uygulamasında sağlık hizmeti sunucularının sigortalılık kontrolü ve diğer provizyon işlemlerini elektronik ortamda yapmaya başlaması için gerekli alt yapının kurulmasına kadar, sağlık bilgilerinin yazılı olarak tutulmasına başlanır ve sağlık belgesinin veya sağlık karnesinin Kurumca verilmesine devam edilir.

Mevcut sosyal güvenlik kurumlarının, kamu idarelerinin sağlık hizmetlerinin sağlanmasına ilişkin görevleri, bu Kanunu yürütecek Kurumun teşekkülüne, ilgili kayıt ve işlemler Kuruma devredilene kadar devam eder.

Kişilerin yürürlükten kaldırılan kanun hükümleri gereğince hak ettikleri sağlık hizmetleri, bu Kanun hükümleri gereğince kapsama alınmamış ise tedavi tamamlanıncaya kadar yürürlükten kaldırılan kanun hükümlerine göre Kurumca sağlanmaya devam edilir. 67 nci madde gereği hesaplanan 90 günün hesabında kişilerin lehine olan durum uygulanır.

60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (d) ve (g) bentleri gereğince sigortalı sayılanlar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç iki yıl içinde bildirimlerini yapmak zorundadır. Ancak, aile hekimliği uygulamasına başlanan illerde bu kişiler iki yıllık süreye bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişi olarak kapsama alınır.

Aile hekimleri tarafından başlatılan sevk zincirine uygun  olarak alınan sağlık  hizmetlerinde 68 inci maddenin ikinci fıkrasında belirtilen katılım payları üç yıl süreyle % 50 oranında azaltılarak uygulanır.

70 inci maddenin birinci fıkrası gereği yapılacak belirlemeler, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç bir yıl içinde tamamlanır. Bu süre içerisinde 70 inci maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarının uygulanmasını il ve ilçe bazında ertelemeye Sağlık Bakanlığı yetkilidir.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte sağlık hizmeti giderleri; Ödeme Gücü Olmayan Vatandaşların Tedavi Giderlerinin Yeşil Kart Verilerek Devlet Tarafından Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında yeşil kart verilerek karşılananlar Sağlık Bakanlığınca, mevcut sosyal güvenlik kurumlarınca, Türkiye İş Kurumunca, genel veya katma bütçeden veya bu Kanunun geçici 3 üncü madde kapsamındaki sandıklarca karşılanan kişiler, herhangi bir işleme gerek kalmaksızın bu Kanun açısından genel sağlık sigortalısı veya genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi sayılır. Bu kişilerin durumlarında değişiklik oluncaya kadar sağlık hizmetlerinden yararlanma  hak etme koşulları açısından bu Kanun hükümleri uygulanmaz. Bu kişilerin sigortalı ve sigortalının bakmakla yükümlü olduğu kişilere ilişkin bilgileri ilgili kurumlar tarafından bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren en geç üç ay içinde Kuruma bildirilir.

Yürürlük

MADDE 108- Bu Kanun 1.1.2006 tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 109- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu

                       

Türkiye Büyük Millet Meclisi         

Plan ve Bütçe Komisyonu 6/4/2006

Esas No.: 1/1008, 1/8,1/14, 1/408, 1/568,

1/571, 1/574, 2/79, 2/151, 2/152, 2/156,

2/196, 2/208, 2/301, 2/313, 2/322, 2/335,

2/423, 2/459, 2/558, 2/593, 2/654     

Karar No.: 83

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanarak Bakanlar Kurulunca 4/4/2005 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulan ve Başkanlıkça 8/4/2005 tarihinde tali komisyon olarak; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonuna, esas komisyon olarak da Komisyonumuza havale edilen 1/1008 esas numaralı "Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Tasarısı", Komisyonumuzun 22/6/2005 tarihinde yapmış olduğu 62 nci Birleşiminde Hükümeti temsilen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu ile Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Hazine Müsteşarlığı, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü, Bağ-Kur Genel Müdürlüğü, Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü, Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı, Devlet Personel Başkanlığı ve ilgili kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katılımlarıyla incelenip, görüşülmüştür.

Bilindiği gibi, sosyal güvenlik, insanların bulundukları toplumlarda insan onuruna yakışır bir şekilde başka insanlara muhtaç olmadan yaşamalarının ve kişisel özgürlüklerinin teminatı olup, bir hak olarak tanımlanmaktadır. Sosyal güvenlik hakkı, ulusal ve uluslararası hukukun temel metinleri olan Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nde yer almaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 60 ıncı maddesinde herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu, Devletin bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alacağı ve gerekli teşkilatı kuracağı belirtilmiştir. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin      25 inci maddesinde de "her insanın yiyecek, giyecek, konut, tıbbî bakım ve gerekli toplumsal hizmetler de dahil olmak üzere, kendisinin ve ailesinin sağlığını ve refahını sağlayacak uzun bir yaşam düzeyine hakkı olduğu; işsizlik, hastalık, sakatlık ya da geçim olanaklarından iradesi dışında yoksun kaldığı diğer hallerde güvenlik hakkına sahip olduğu"  ifade edilmiştir.

Sosyal güvenlik uygulamaları, gelişmiş ülkelerde refah devleti anlayışı doğrultusunda gelişip genişlemek suretiyle 1970'li yıllarda zirvesine ulaşmış; ülkemizde ise bu düzeyde  olmasa da sosyal güvenlik risklerinin bir çoğuna karşı korunma sağlanmıştır. Bu gelişmelere karşın nüfusun yaşlanması ve sosyal güvenlik sisteminin kurgusundan kaynaklanan sorunlar nedeniyle kapsamlı bir reform ihtiyacı gündeme gelmiştir. Ülkemizde de sosyal güvenlik sisteminin sorunları 1990'lı yılların başlarından bu yana tartışılmaktadır. Özellikle, sosyal güvenlik kurumlarının finansman, örgütlenme ve alt yapı ile ilgili sorunları öncelikle ele alınmaktadır.

Finansman sorunları, gelirleri azaltıcı ve gider artırıcı uygulamalardan kaynaklanmaktadır. Gelir azaltıcı faktörlerin başlıcaları erken emeklilik uygulaması, prime esas kazancın düşük gösterilmesi, kayıt dışı istihdamın yüksekliği, prim tahsilat oranının düşüklüğü, af ve ödeme kolaylığı gibi uygulamalarla prim ödeme eğiliminin azalması, prime esas kazanç sınırlarının düşüklüğü ve fon gelirlerinin yetersizliğidir. Gider artırıcı faktörler ise erken yaşta emeklilik uygulamaları, pirimi alınmadan yapılan sigorta ödemeleri, borçlanma kanunları, uzayan ortalama ömür nedeniyle artan aylık ödemeleri ve sağlık yardımlarının yanı sıra prim gelirleri ile ödenen aylıklar arasındaki ilişkinin zayıflığı olarak sayılabilir.

Bu sayılan sorunların içinde finansman dengesini bozan önemli sorunlardan biri erken emekliliktir. SSK'da emeklilerin % 62'sinin yaşının asgari emeklilik yaşı olan 58-60 yaşın altında olması, dolayısıyla genç emekli sayısının yüksek olması, kısa çalışma süresi ve daha uzun emeklilik süresi anlamına gelmektedir. Emeklilik konusunda diğer önemli sorun aylık bağlama oranının uzun süre çalışmayı teşvik etmeyecek şekilde kurgulanmış olmasıdır. Emeklilik için öngörülen süreden fazla çalışılan her ek yıl için aylık bağlama oranı düşük belirlenmiştir.

Öte yandan, sosyal güvenlik alanında faaliyet gösteren çok sayıda kurumun bulunması, bu kurumlar kapsamında bulunan kişilerin hak ve yükümlülüklerinin farklılaştığı bir sistemi yaratmaktadır. Ayrımcılık yaratan bu dağınık yapı nedeniyle eşgüdüm sağlanması zorlaşmaktadır. Mevzuatın karmaşık olması, aşırı bürokratik işlemler, bilgi işlem alt yapısının yetersiz olması ve personele ilişkin sorunlar sosyal güvenlik konularının etkin çalışmasına engel teşkil etmektedir.

Mevcut bu durumun yanı sıra, gelecek açısından da bakıldığında, Türkiye'nin nüfus yapısında orta ve uzun dönemde bir değişimin ortaya çıkacağı görülmektedir. Nüfusun yaş gruplarına göre dağılımında 65 yaş ve üstü nüfusun toplam nüfus içindeki payının artması, gelirlerin azalması giderlerin artması sonucunu doğuracaktır. Halen, ülkemiz genç bir nüfus yapısına sahiptir. Ancak, 35 yıllık bir süre içinde yaşlı nüfus sorunu ile karşılaşılacaktır. 65 yaş ve üzeri nüfus ile 0-14 yaş arası nüfusun çalışabilir nüfusa oranını gösteren toplam bağımlı nüfus oranı 2025 yılına kadar gerileyecektir. Dolayısıyla, çalışabilir nüfusun artacağı bir dönem olarak söz konusu 35 yılda sosyal güvenlik sisteminin fon birikimini sağlaması gerekmektedir.

Sosyal güvenlik sisteminin finansman sorunlarına ilişkin 1999 yılında birtakım düzenlemeler yapılmıştır. Ancak, bu düzenlemeler ağırlıklı olarak emeklilik parametreleri ile ilgili olmuş, sistemin sorunlarının orta ve uzun vadeli çözümlerini üretememiştir. 1999 yılından sonra, SSK ve Bağ-Kur'un açıkları, 2000 yılındaki geçici azalma dışında, son dört yılda tekrar artış eğilimine girmiştir. Emekli Sandığı'nın açıkları ise SSK ve Bağ-Kur'a benzer düzenlemelerin 1999 yılında yapılmamış olması nedeniyle, daha da hızlı artmıştır. Bunun sonucu olarak, diğer iki sosyal güvenlik kurumuna göre Emekli Sandığının 2004 yılındaki finansman açığı daha yüksek olmuştur. Kamu açığının önemli bir bölümünü oluşturan sosyal güvenlik sistemi açıklarının kontrol altına alınması, üç yıldır uygulanan ekonomik istikrar programının öngördüğü mali disiplinin sağlanması açısından da önem taşımaktadır.

Gelişmiş ülkelerde, tüm vatandaşları kapsamına almış  kamu sağlık sistemleri mevcut iken, ülkemizde halen bazı kesimlerin sağlık hizmetlerine erişim ve sağlık giderlerinin karşılanması yönünden sosyal güvenceleri yoktur. Öte yandan, ülkemizde sağlık güvencesi konusunda, sağlanan hizmet ve yardımlar yönünden eşit ve rasyonel bir sistem de bulunmamaktadır. Mevcut sosyal güvenlik kuruluşlarınca üyelerine çeşitli miktar ve nitelikte sağlık sigortası yardımları yapılmakta ve bu yardımlar arasında norm birliği bulunmamaktadır. Bu durum, vatandaş grupları arasında eşitsizlik yarattığı gibi, hak ve adalet anlayışına da uygun düşmemektedir.

Sağlık hizmeti harcamaları kişilerin sağlık durumlarında düzelmeyi hedefleyen bütünleşik bir politika çerçevesinde yürütülmemektedir. Örgütlenmedeki dağınık yapı, ciddî  ölçüde israfa ve kötüye kullanıma neden olmaktadır. Anayasamızın 56 ncı maddesinde "sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir." düzenlemesi mevcuttur. Bu konuda 35 yıldır genel sağlık sigortası modeli tartışılmış, farklı düzeyde çalışmalar yürütülmüş ve çeşitli yasa tasarı taslakları hazırlanmıştır.

Tüm bu hususlar; orta ve uzun dönemde adil, kolay, erişilebilir, yoksulluğa karşı daha etkin koruma sağlayan, mali açıdan sürdürülebilir bir sosyal güvenlik  sisteminin  oluşturulmasını gündeme getirmiştir.

l Tasarı ve gerekçesi incelendiğinde;

- Emeklilik ve sağlık sistemlerinde norm birliğinin gerçekleştirilmesini teminen tek bir emeklilik sistem, tek bir sağlık sistemi, tek bir sosyal yardım sistemi ve bu yapıyı yürütmek üzere tek bir kurumsal yapıyı içeren ve dört temel unsurdan oluşan kapsamlı bir sosyal güvenlik reformunun gerçekleştirilmesine, 

- Tasarı ile ön görülen emeklilik sigortası rejimi ile, halen Devlet memurları, hizmet akdine göre ücretle çalışanlar, tarım işlerinde ücretle çalışanlar, kendi hesabına çalışanlar ve tarımda kendi hesabına çalışanları kapsayan beş farklı emeklilik rejiminin, aktüeryal olarak hak ve yükümlülüklerin eşit olacağı tek bir emeklilik rejimine dönüştürülmesine,

- Yaşlılık, malullük, ölüm aylıkları, iş göremezlik ödenekleri, isteğe bağlı sigortalılık, fiili ve itibari hizmet zamları, kadrosuzluk nedeniyle emeklilik, tam ve kısmi emeklilik gibi sigorta haklarının verilmesinde; nimet-külfet dengesinin sağlanması, işgücünün korunması, kayıt dışı istihdamın emeklilik rejiminden kaynaklanan nedenlerinin azaltılması amaçlarıyla emeklilik yaşı, aylık bağlama oranı, aylıkların hesaplanması gibi parametrik konularda yeni düzenlemeler getirilmesine,

- Planlanan emeklilik rejiminde, mevcut aktif sigortalıların emekliliklerini hak edecekleri yaş, prim ödeme ve sigortalılık sürelerinin aynen korunmasına,

- Mevcut aktif sigortalıların emeklilik aylıklarının, eski sistemde ve yeni sistemde geçirdikleri süreye bağlı olarak, her iki sistemde hak edilen aylığın ağırlıklı ortalamasının alınması şeklinde hesaplanmasına, böylece mevcut aktif sigortalıların yeni sisteme geçişinin zaman içinde kademeli olarak gerçekleşmesine,

- Yeni sosyal güvenlik sistemi; istisnaları Kanunda sayılmış ödemeler dışında kalan tüm kazançların, prime esas kazanç alt ve üst sınırları içinde prim hesabına dahil edilmesine, sigortalıların aylık veya gelire esas kazançlarının prim ödedikleri bütün yılların gelirleri esas alınarak hesaplanmasına, aylık bağlama oranının prim ödeme süresine göre artırılmasına, karşılığı alınmamış yardımların kapsama alınmamasına, prim ödenmesinin teşvik edilmesine, kaçak sigortalılık ve primlerin zamanında ödenmemesini caydırmaya, kurumun sigortalılar ve işverenlerle olan ilişkilerinde karşılıklı hak ve vecibelerin esas alınmasına, 

- Tasarı ile genel sağlık sigortası sistemi altında prime dayalı sosyal sigorta kuruluşları kredi kapsamında olan sigortalıların sağlık sigortası için belirlenmiş primlerini tahsil edip, genel sağlık sigortası kurumuna transfer etmeleri veya doğrudan yetkili kurum bünyesinde oluşturulacak Fona yatırmaları, prime dayalı olmayan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu' nun ise sosyal sigorta kuruluşları kapsamı dışında olanların tespiti ve bunların genel sağlık sigortası kapsamındaki ilişkilerinin belirlenmesine,

- Genel sağlık sigortası kapsamındaki primlerin, belirlenmiş sağlık hizmetlerini kapsamasına, sisteme üye olanlara sunulacak sağlık hizmetleri için belli oranda prim ödeme zorunluluğunun ve sisteme üye olmanın isteğe bağlı olmayıp, zorunlu hale getirilmesine,

l Tasarının, geneli üzerindeki görüşmelere başlanmadan önce,  verilen bir önerge doğrultusunda,  konunun daha ayrıntılı bir şekilde incelenebilmesini teminen bir alt komisyonun kurulmasına ve bu alt komisyonda yapılacak görüşmelerin Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunun kabul ettiği Metin üzerinden yapılmasına  karar verilmiştir.

l Alt Komisyon; 23/6/2005, 24/6/2005, 25/6/2005, 27/6/2005, 28/6/2005 ve 29/6/2005 tarihlerinde ilgili kamu kurumları ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanlığı, Türk Tabipler Birliği Başkanlığı, Türk Eczacıları Birliği Başkanlığı, Türk Sanayicileri ve İşadamları  Derneği Başkanlığı, Türkiye İşçi Emeklileri Derneği Başkanlığı, Memur Sendikaları Konfederasyonu Başkanlığı, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Başkanlığı, Türkiye İşçi  Sendikaları Konfederasyonu Başkanlığı, Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu Başkanlığı, Türkiye Kamu Çalışanları Konfederasyonu Başkanlığı, Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu Başkanlığı, Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu Başkanlığı, Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği Başkanlığı, Türkiye Bankalar Birliği Başkanlığı, Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları  Birliği Başkanlığı, Bağımsız Memur Sendikaları Konfederasyonu Başkanlığı, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Başkanlığı temsilcilerinin de katılımıyla yapmış olduğu kapsamlı değerlendirmeler sonucunda, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Metni üzerinden  çalışmalarını tamamlamıştır.

l Alt Komisyonda, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Metni üzerinde sivil toplum kuruluşları;

- Mevcut emekliler için norm ve standart birliğinin sağlanamadığı, yeni sisteme kademeli geçişin olması gerektiği,

- Mevcut Emekli Sandığı emeklileri ile diğer kurum emeklileri arasında büyük farkın olduğu,

- Kazanılmış hakların kaybedildiği, emeklilik yaşının uzatıldığı, emekli taban aylığının kaldırıldığı, emekli aylıklarının azalacağı, emekli aylığı katsayısının düşürüleceği, 

- TRT muhabirleri ile sanatçıların fiili hizmet zammının kaldırıldığı,

- Kamu görevlileri dahil 90 gün çalışmayana sağlık hizmetinin verilmeyeceği,

- Sağlık hizmetlerinde katkı payının artırıldığı, katılım payı alınmayacak haller içinde harp ve vazife malüllerinin olmadığı, emekli kesintilerinin brüt maaştan yapılacağı, net maaşlarda değişik miktarlarda azalma olacağı,

- Kamu görevlilerinin sigortalı olmaları için göreve atandıkları tarihin baz alınması gerektiği,

- Malullük aylığından yararlanma şartlarının prim ödeme şartına bağlanmasının mevcut hakların gerilemesi anlamına geldiği,

- Emeklilik aylığı bağlama oranlarının azaltıldığı,

- Kamuda yaşlılık aylığı bağlama prim gün sayısının yükseltildiği,

- Kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri kavramı ile ne kastedildiğinin belli olmadığı,

- Aile planlaması yöntemleri, kaplıca tedavisi gibi bir çok uygulamanın kapsam dışı bırakıldığı,

- Prim ödeyen dar ve sabit gelirlilerden ayrıca katkı payı alınmaması gerektiği,

- Kurulması planlanan Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu'nda mutlaka prim ödeyen ve hizmetlerden faydalananların da yer alması gerektiği,

- Asgari İşçilik Tespit Komisyonu'na tarafsız bir üyenin katılması gerektiği,

- Öngörülen sistemin, aylıkları yetersiz olan işçi emeklilerinin aleyhine olacağı, bu nedenle, işçi ve memur alt sınır emekli aylıklarının eşitlenmesi gerektiği,

- Malullük ve ölüm aylıklarındaki koşulların değiştirildiği, her iki sigorta kolunda da şartlar ve aylık bağlama oranlarının güçleştirildiği, aynı şekilde, yaştan emekli olma koşullarının da oldukça zorlaştırıldığı, bu konularda ülke gerçekleri ve sosyal güvenlik risklerinin dikkate alınarak değişiklikler yapılması gerektiği,

- SSK, Emekli Sandığı ve BAĞ-KUR'un tek çatı altında toplanması sonucu malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından bağlanacak aylıklarda yeni bir düzenlemenin getirildiği ve hak sahiplerine yararlanacakları aylıklara göre farklı uygulamaların öngörüldüğü, bu değişikliklerin önemli hak kayıplarına neden olacağı,

- İşçi emekli aylıklarına altı aylık dönemler halinde enflasyon ve gelişme hızının birlikte yansıtılması gerektiği,

- Genel Sağlık Sigortasının, sağlık hizmetlerinin ticari bir yaklaşımla yürütülmesini öngördüğü,

- Ülkemizde özellikle taşra ve kırsal kesimdeki kız çocuklarının evleninceye kadar devlet tarafından sağlık sigortasından yararlandırılmalarının uygun olacağı,

- Geçici işgöremezlik ödeneğinin ödenmesinin prim borcu ile ilişkilendirilmemesi gerektiği,

- Malüllük halinin kişinin iradesi dışında gerçekleşen bir durum olduğu, bu durumda olan kişileri korumak açısından ve ayrıca sosyal devlet olma ilkesinin de bir gereği olarak, malüllük sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartlarının 3.600 günden, 1.800 güne düşürülmesi gerektiği,

- Anayasada düzenlenen haklardan olan "Yaşam Hakkı" nın bütün temel haklardan daha üstün olduğu, kişilerin prim borcu olsa dahi, geçici işgöremezlik ödeneğinden yararlanmasının sağlanması gerektiği,

- Ülkemizin ekonomik ve sosyal koşulları yanında, ortalama yaş süresinin de 60 olduğu düşünüldüğünde, yaşlılık aylığından yararlanmak için gerekli olan 9.000 gün prim şartının, 7.000 güne düşürülmesi gerektiği,

- Mevcut uygulamada, Bağ-Kur'dan emekli olan esnaf ve sanatkarların aldıkları aylığın %10'u olarak kesilen Sosyal Güvenlik Destek Priminin %39'a çıkarıldığı, bu kesintinin kaldırılması gerektiği,

- Sosyal güvenlik konusuna piyasa mantığıyla bakılmaması gerektiği, sağlık ve sosyal güvenliğin temel insan hakları içerisinde kabul edildiği,

- 1990-2003 yılları arasında sosyal güvenliğe aktarılan transferlerin Hazine faizi ile güncellenmiş değerinin 404 katrilyon olduğu,

- İnsan faktörünün yok sayılarak, olumsuzluğun faturasının tamamen sisteme ve iştirakçilere kesilmesinin adaletli bir yaklaşım olmadığı,

- Düzenlemede, aktüeryal hesaplamanın şeklinin bulunmadığı, bütçeden kaynak aktarılmaksızın, açığın tamamıyla iştirakçilere ödetilmesinin yanlış olduğu, ödenecek primlerin nasıl nemalandırılacağına dair herhangi bir kayıt bulunmadığı, fonların denetimlerinin nasıl olacağının ve fonların nasıl kullanılacağının belli olmadığı,

- Öngörülen genel sağlık sigortası sistemine geçilebilmesi için mali kaynakların arttırılması gerektiği, bütçeden sağlığa ayrılan payın asgari yüzde üçlerden yüzde onlara çıkarılması gerektiği,

- Genel Sağlık Sigortasının (GSS) kamunun imkânlarını kullanmaksızın, özel sektörden  hizmet alımı yolu ile yürütülmesinin mümkün olmadığı,

- Katılım payı artışlarının nasıl olacağına dair bir kıstasın getirilmediği,

- Sağlık sektörünün yaşadığı finansman krizinin çözümlenmesi bakımından Genel Sağlık Sigortası sisteminin getirildiği, bunun olumlu karşılandığı,

- Genel Sağlık Sigortasının basit bir sağlık finansman modelinin ötesinde, tıp eğitimini, sağlık kuruluşlarını, hekimlik mesleğini, sağlık personelinin statüsünü ve ayrıca sağlık hizmet sunumunu doğrudan etkileyeceği,

- Genel Sağlık Sigortası (GSS) sistemine bugünkü kaynakların çok ötesinde kaynaklar ayrılmasının bir  zorunluluk olacağı,

- Son yıllarda SSK, Bağ-kur ve Emekli Sandığının finansman açığının karşılanamaz boyutlara ulaştığı, 2004-2005 yıllarında sosyal güvenlik sistemimizin bütüncül bir açıdan ele alınarak yeniden yapılandırılması ihtiyacının ortaya çıktığı,

- Aldığı sağlık hizmetinin kalitesine ve içeriğine bağlı olarak,   talep edilebilecek ücret farkının  tamamlayıcı sigorta yada  sigortalı tarafından karşılanmasına imkân verecek bir mekanizmanın getirilmesi gerektiği,

- Sağlık sektörünün tümünü kapsayacak ve özel sektörü de direkt etkileyecek karar verme süreçlerinde, Hükümet ve bağlı kurum/kuruluşlar yanında TOBB gibi kuruluşların da  Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunda bulunmasının yararlı olacağı,

şeklinde görüş, eleştiri ve değerlendirmelerde bulunmuşlardır.

l Bu görüşmeleri müteakip, Tali Komisyon Metninin maddelerinin değerlendirilmesine  geçilmiştir. Alt Komisyon çalışmaları sonucunda Tali Komisyon Metni aşağıda belirtilen hususlar doğrultusunda yeniden düzenlenmiştir.

l Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Metni;

- Uygulamada çıkması muhtemel tereddütlerin giderilmesi ve anlama açıklık kazandırılması amacıyla  tümünün redaksiyona tâbi tutulması,

- Maddelerin bent ve fıkralarının kanun tekniğine uygunluk açısından yeniden düzenlenmesi,

- Metinde geçen tanımların, genel kamu mevzuatı ile paralellik sağlayacak şekilde yeniden belirlenmesi,

- Metinde, Kanunun uygulanması ile ilgili olarak öngörülen benzer konulardaki sürelerde standartlığın sağlanması,

- Metinde yapılan madde atıflarının yeniden düzenlenmesi,

- 3 üncü maddesi; bent numaralarının yeniden düzenlenmesi ve (10) numaralı bendin (b) alt bendine, sigortalının bakmakla yükümlü olduğu kişiler kapsamına, 3308 sayılı Çıraklık ve Mesleki Eğitim Kanununda belirtilen aday çırak, çırak ve işletmelerde mesleki eğitim görenlerin de eklenmesini öngören bir ifadenin eklenmesi ve diğer bentlerdeki uygulamada tereddütlere yol açabilecek ifadelere açıklık kazandırılması doğrultusunda redaksiyona tâbi tutulması,

- 4 üncü maddesi; kamu idarelerinde sigortalı sayılanlar konusunda uygulamada bir tereddüttün oluşmaması amacıyla açıklık getirilmesi ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen kurslarda usta öğretici olarak çalıştırılanlar, kamu idarelerinde ders ücreti karşılığı görev verilenler ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (C) bendi kapsamında çalıştırılanların  sigortalılığı konusuna açıklık getiren bir düzenlemenin eklenmesi,

- 5 inci maddesi; bazı sigorta kolları kapsamında kabul edilecek sigortalılar arasına, Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen meslek edindirme, geliştirme ve değiştirme eğitimine katılan kursiyerlerinin eklenmesi ve bunlar hakkında iş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümlerinin uygulanacağının hükme bağlanması,

- 8 inci maddesi; köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için öngörülen sigortalı giriş bildirgesinin kuruma verilmesi ve bu bildirge doğrultusunda Kurumca tescili yapılan kişilere bildirim yapılmasına ilişkin esas ve usullere açıklık getirilmesi ve bir hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız olarak tarımda faaliyet gösteren sigortalıların, sigortalı işe giriş bildirgesini on beş gün içinde Kuruma vermekle yükümlü kılan bir hükmün düzenlenmesi,

- 9 uncu maddesi; kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından faaliyeti sona erenler ile kamu idarelerince yurt dışı görevde çalışmak üzere işe alınanların sigortalılığının sona ermesine ilişkin belge ya da bilginin verilmesi hususlarına açıklık getirilmesi,

- 11 inci maddesi; sigortalı çalıştırılan bir işin veya işyerinin başka bir işverene devir olması  veya intikal etmesi halinde,  yeni işverenin işyeri bildirgesi verme yükümlülüğü ile bu işyerlerindeki sigortalıların sigorta hak ve yükümlülüklerinin devam  edeceğinin hükme bağlanması ve valilikler, belediyeler ve ruhsat vermeye yetkili diğer kamu ve özel hukuk tüzel kişilerinin yapı ruhsatı ve diğer  ruhsat veya ruhsat niteliği taşıyan işlemlerine ilişkin bilgi ve belgeler ile varsa bu belgelerin verilmesini gerekli kılan istihdama ilişkin bilgileri verildiği tarihten itibaren bir ay içinde Kuruma bildirmekle yükümlü kılan bir düzenlemenin eklenmesi,

- 13 üncü maddesi; iş kazasının tanımı, bildirilmesi ve soruşturulmasında öngörülen sürelere açıklık getirilmesi ve iş mevzuatına uygun değişiklikler yapılması ve  iş kazası ile ilgili soruşturma yapmaya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Müfettişlerinin de görevlendirilebileceğini hükme bağlayan bir ifadenin eklenmesi,

- 14 üncü maddesi; meslek hastalığının tanımı, bildirilmesi ve soruşturulması konusunda uygulamada tereddütlere yol açabilecek hususlara açıklık kazandırılması,

- 19 uncu maddesi; 4 üncü maddenin (b) bendinde düzenlenen köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan sigortalılara sürekli iş göremezlik geliri bağlanmasını, kendi sigortalılığından dolayı, genel sağlık sigortası dahil prim ve her türlü borçlarının ödenmiş olması şartına bağlayan bir hükmün eklenmesi ve sürekli iş göremezlik gelirinin  güncellenmemiş aylık tutarının, sigortalının ödenek hesabına esas alınan dönemdeki vergi, sosyal sigorta, genel sağlık sigortası ve işsizlik sigortası primleri kesintileri sonrası hesaplanan net ücretini geçemeyeceği şeklindeki düzenlemeden, başka birinin sürekli bakımına muhtaç olanların  hariç tutulmasını öngören bir ifadenin eklenmesi,

- 21 inci maddesi; kamu görevlilerinin vazifelerinin gereği olarak yaptıkları fiiller sonucu, Kurumca sigortalı veya hak sahiplerine yapılan ödemeler veya bağlanan gelirler için Kurumca bu fiilleri işleyen kamu görevlilerine rücu edilemeyeceğini hükme bağlayan bir ifadenin eklenmesi,

- 22 nci maddesi; sigortalının kendisinden kaynaklanan nedenlerden dolayı iş kazasına veya meslek hastalığına uğraması, hastalanması, tedavi süresinin uzaması veya iş göremezliğinin artması hallerinde, geçici iş göremezlik ödeneği veya sürekli iş göremezlik gelirinin, maddede belirtilen nedenlere bağlı olarak, geçici iş göremezlik ödeneği veya sürekli iş göremezlik gelirinin yarısı tutarında ödenmesini hükme bağlayan düzenlemenin, uygulamada mağduriyete yol açılmaması amacıyla metinden çıkarılması,

- 25 inci maddesi; sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başlayan sigortalıların malûllüğünün belirlenmesine yönelik hükmün, uygulamada tereddütlere yol açılmaması amacıyla  yeniden düzenlenmesi,

- 28 inci maddesi; erken yaşlanmanın tespiti ve bunlara Kurumca yaşlılık aylığı bağlanmasını hükme bağlayan düzenlemenin metinden çıkarılması,

- 38 inci maddesi; uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık süresinin belirlenmesine,  4 üncü maddenin (c) bendinde düzenlenen kamu idarelerinde istihdam edilen sigortalılar yönünden açıklık getirilmesi,

- 39 uncu maddesi; üçüncü bir kişinin kusuru veya suç sayılan bir hareketi nedeniyle malûllük veya ölüm sigortasından aylık yada gelir bağlanmasını veya ödenek verilmesini gerektiren bir halin doğması durumlarında, Kurumca rücu edilecek hususlara açıklık getirilmesi ve kamu görevlilerinin vazifelerinin gereği olarak yaptıkları fiiller sonucu sigortalı veya hak sahiplerine yapılan ödemeler veya bağlanan gelirler için Kurumca rücu edilemeyeceğini hükme bağlayan bir hükmün eklenmesi,

- 42 nci maddesi; yurt dışı hizmet borçlanmasına ait süreler ve prim transferi konusunda uygulamada çıkması muhtemel sorunların giderilmesi amacıyla sosyal güvenlik antlaşması yapılmış ülkelerdeki hizmetlerin hesaplanmasına ilişkin hükümlere açıklık getiren bir ifadenin eklenmesi,

- 43 üncü maddesi; TBMM Başkanının, makama seçilme yönünden Cumhurbaşkanı ve Başbakandan farklı bir statüye sahip olması nedeniyle madde kapsamından çıkarılması,

- 45 inci maddesi; bu Kanunun 4 üncü maddesinin (c) bendi kapsamında kamuda  istihdam edilen ve  ilgili kanunları gereğince kullandıkları aylıksız izin sürelerinin bitiminden sonra göreve başlayanlardan, sağlık hizmetlerinden yararlanmak için gerekli olan 90 günlük prim ödeme şartının aranmayacağını hükme bağlayan bir düzenlemenin eklenmesi,

- 46 ncı maddesi; 4 üncü maddenin (c) bendi kapsamında kamuda istihdam edilen sigortalıların kazançlarından hangilerinin veya hangi oran ya da tutarlarının prime esas kazanca tâbi olmayacağını, Maliye Bakanlığının görüşü alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından belirleneceğini hükme bağlayan düzenlemenin çıkarılması ve 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında bulunan kamu idarelerinde istihdam edilen sigortalılara, geçici iş göremezlik ödeneği verildiği sürece, uzun vadeli sigorta kolları primleri ile genel sağlık sigortası primlerinin işverenlerince ödenmeye devam edileceğini hükme bağlayan bir düzenlemenin eklenmesi,

- 47 nci maddesi; 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında kamuda istihdam edilen sigortalılar açısından, vazife malullüğü tanımına ve vazife malulü olanların iş göremezlik gelirlerinin nasıl hesaplanacağına açıklık getirilmesi doğrultusunda redaksiyona tâbi tutulması ve harp malulleri, vazife malulleri veya malül olanların, istekleri halinde vazife veya sınıflara nakil suretiyle tayinlerinin yapılmasına imkân sağlanmasına, bu durumda olanların harp malullüğüne, vazife malullüğüne veya malüllüğüne ilişkin olarak özel kanunlarına göre yükümlülük süresine tâbi olduklarını, bu yükümlülüklerini tamamlamadıkça veya maluliyetlerinin yeni vazifelerine mani olduğuna dair bu Kanun hükümlerine göre yeniden rapor almadıkça, bu Kanunda belirtilen yeni düzenlemelerden yararlanamayacaklarını hükme bağlayan bir düzenlemenin eklenmesi,

- 56 ncı maddesi; eşinden boşanmak suretiyle babasından maaş  bağlanan, ancak boşandığı eşleriyle fiilen beraber yaşayanların gelir ve aylıklarının kesilmesi ile ilgili hususların, uygulamada hakkın kötüye kullanılmasını önlemek amacıyla yeniden düzenlenmesi,

- 58 inci maddesi; Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun salt çoğunlukla karar alması yönünde değişiklik yapılması, Kurula katılacak olanlara ödenecek toplantı ücretinin hesaplanmasına emsal teşkil edecek gösterge rakamının 4000 olarak belirlenmesi ve bu Kurulun üyelerinin niteliğine açıklık getirilmesi suretiyle yeniden düzenlenmesi,

-  59 uncu maddesi; Sosyal Güvenlik Kurumunun denetleme ve kontrol yetkisine açıklık kazındırılması amacıyla Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının, denetleme ve kontrol yapmakla görevli oldukları yerlerden isteyecekleri belgelere ve bu yerlerin sorumlularının kimler olduğuna açıklık getirilmesi, ihaleli işler ile özel bina inşaatı işyerleri işverenlerine, Kuruma prim borçlarının bulunmadığını gösteren ilişiksizlik belgesinin verilmesinde ve yeterli işçilik oranına uyulup uyulmadığının tespit edilmesinde kullanılacak olan raporun yazılmasından, yeminli malî müşavirlerin yanında serbest muhasebeci mali müşavirlerin de yetkili kılınması ve bu belgelerin Kuruma usulüne uygun olarak verilmemesinden dolayı Kurumun uğradığı zarardan  serbest muhasebeci ve  mali müşavirler ile yeminli malî müşavirlerin de işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını hükme bağlayan bir ifadenin eklenmesi,

- 63 üncü maddesi; Kurumca  sağlanan sağlık hizmetlerinin sunumuna açıklık getirilmesi, 18 yaşını doldurmamış kişilerin ortodonti tedavilerinin sigorta kapsamından çıkarılması, diş protezlerinin  % 50'si karşılanacak olanların yaş sınırının, 60'dan 45'e düşürülmesi, yapılan tıbbi tedavileri sonrasında normal tıbbi yöntemlerle çocuk sahibi olamayanlara sağlanacak sağlık yardımının üst yaş sınırının 41'den 39'a düşürülmesi, bu yöntemle çocuk sahibi olacakların deneme sayısının 2 ile sınırlandırılması ve Kurumca sağlanan  sağlık hizmetlerine ilişkin esasların belirlenmesi amacıyla Kuruma bilimsel komisyonlar kurabilme, ulusal ve uluslararası özel ve kamu tüzel kişileriyle işbirliği yapabilme imkânı tanınması doğrultusunda yeniden düzenlenmesi,

- 64 üncü maddesi; Kurumca sağlanacak sağlık hizmetleri arasına estetik amaçlı ortodonti tedavilerinin de eklenmesi,

- 66 ncı maddesi; Sağlık Bakanlığının uygun görüşü üzerine yurt içinde tedavisi mümkün olmadığı tespit edilen kişilerin sağlık hizmeti bedelinin tümünün ödenmesine imkân veren bir ifadenin eklenmesi,

- 67 nci maddesi; sağlık hizmetlerinden yararlanma şartlarına açıklık getirilmesi,

- 70 inci maddesi; hizmet basamakları ve sevk zincirinin belirlenmesi yetkisinin Sağlık Bakanlığı yerine Kuruma bırakılması amacıyla yeniden düzenlenmesi,

- 72 nci maddesi; sağlık hizmetlerine ödenecek bedellerin tespiti  amacıyla oluşturulacak Komisyona ödenecek toplantı ücretinin belirlenmesinde kullanılacak gösterge rakamının 5000 yerine 2000 olarak değiştirilmesi; ödenecek toplam toplantı ücretinin ayda iki defa ile sınırlandırılması ve  süre bitiminde ilgili kurumlardan gelecek görüşlerin de değerlendirilebilmesine imkân verecek şekilde yeniden düzenlenmesi suretiyle,

-  74 üncü maddesi; kişisel koruyucu sağlık hizmetleri için Kurumca yapılan harcamaların bedelinin takip eden yıl genel bütçesinden Kuruma ödenmesini öngören düzenlemenin madde metninden çıkarılması,

- 79 uncu maddesi; tahsil edilmesini müteakip doğrudan Kurum bütçesinin genel sağlık sigortası kalemine aktarılan genel sağlık sigortası primlerinden toplanan gelirlerinin kullanımıyla ilgili düzenlemeye ihtiyaç olmadığından, bu gelirlerin yalnızca genel sağlık sigortasının giderlerini karşılamak amacıyla kullanılacağını ve  kısa ve uzun vadeli sigorta kollarının giderlerinin karşılanmasında kullanılamayacağını hükme bağlayan düzenlemenin metinden çıkarılması,

- 80 inci maddesi; 4 üncü maddenin (a) bendi kapsamındaki hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar ile (c) bendi kapsamında kamu idarelerinde çalışanların  esas kazançların belirlenmesinde, görevin yerine getirilmesi için zorunlu olarak yapılan ayni yardımlar ile Bakanlıkça belirlenecek diğer ayni yardımların asgari ücretin %30'unu geçmeyen kısmının hariç tutulmasına imkân verecek şekilde redaksiyona tâbi tutulması, 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine tâbi sigortalılara ödenen döner sermaye katkı payları ve döner sermayelerden başka adla yapılan bu nitelikteki her türlü ödemelerin prime esas kazanca tâbi tutulmayacağını hükme bağlayan bir hükmün eklenmesi,

- 81 inci maddesi; prim oranı,  prime esas kazançlarının %1'i olarak kabul edilen  kısa vadeli sigorta kolları kapsamına Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen meslek edindirme, geliştirme ve değiştirme eğitimine katılan kursiyerlerin de eklenmesi, 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununda belirtilen aday çırak, çırak ve işletmelerde beceri eğitimi gören öğrenciler ile meslek liselerinde okumakta iken veya yüksek öğrenimleri sırasında zorunlu staja tâbi tutulan öğrenciler ve Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen meslek edindirme, geliştirme ve değiştirme eğitimine katılan kursiyerler için prime esas kazançlarının hesaplanmasında  prime esas alt kazanç sınırının dikkate alınmasını hükme bağlayan bir  düzenlemenin eklenmesi,

- 82 nci  maddesi; sigortalılar için günlük kazanç sınırlarının belirlenmesine açıklık getirilmesi,

- 85 inci maddesi; asgari işçilik uygulaması ile ilgili olarak uygulamada çıkması muhtemel tereddütlerin giderilmesi amacıyla madde metninin yeniden düzenlenmesi ve madde metnindeki mükerrer ifadelerin metinden çıkarılması,

- 87 nci maddesi; prim ödeme yükümlüsünün tespiti ile ilgili konulara açıklık getirilmesi ve     4 üncü maddenin (b) bendinde düzenlenen köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan sigortalıların her ay için otuz tam gün prim ödemesini zorunlu kılan hükmün, ilgili  88 inci maddeye eklenmesi, 

- 90 ıncı maddesi; valilikler, belediyeler, il özel idareleri ve ruhsat vermeye yetkili diğer merciler tarafından, geçici iskân veya yapı kullanma izin belgesi verilmeden önce ilgililerden yapılan inşaat dolayısıyla; diğer kamu idareleri ile döner sermayeli kuruluşlar ve bankalar ise Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenecek işlemlerinde Kuruma borçlarının bulunmadığına dair Kurumca düzenlenmiş bir belgenin istenmesini zorunlu kılan bir hükmün eklenmesi,

- 94 üncü maddesi; malûllük aylığı veya sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış sigortalıların kontrol muayenesi ve tetkiklerinin yaptırılması ve çalışma gücünün % 60'ını kaybetmiş malül çocuklara yapılacak ödemelerle ile ilgili hususlara açıklık getirilmesi,

- 95 inci maddesi; sağlık raporlarının usul ve esaslarına açıklık getirilmesi,

- 97 nci maddesi; kısa ve uzun vadeli sigorta kollarından iş kazası, meslek hastalığı, analık ve ölüm sigortalarından kazanılan  hak, gelir ve ayılıklar ile ilgili  zamanaşımı  ve  hakkın düşmesi hususlarına açıklık getirilmesi, Kurumca gelir, aylık veya toptan ödemeye hak kazanan  genel sağlık sigortalıları ile sağlık hizmeti sunucularına tahakkuk etmiş alacaklarının, sözleşmede öngörülen vade yerine, tahakkuk tarihinden itibaren en geç yetmişbeş gün  içinde ödenmesine ve ödemeye ilişkin işlemlerin gecikmesi halinde, tahakkuk eden tutarın % 75'i ila % 90'ı arasındaki kısmının alacaklılara avans olarak ödenmesine imkân sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmesi,

- 100 üncü maddesi; Kuruma, bu Kanunda belirtilen sigorta olayları dolayısıyla yapılan soruşturmaların sonucu hakkında Cumhuriyet Savcılıklarından bilgi isteyebilmesine açıklık getiren bir ifadenin eklenmesi,

- 102 nci maddesi; Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarının, bu Kanunun uygulanmasından doğan inceleme ve soruşturma görevlerini yerine getirmeleri sırasında işverenler, sigortalılar, işyeri sahipleri ve bu işle ilgili diğer kişiler, tarafından engel  olunmamasını ve engel olanlar hakkında, eylemleri başka bir suç oluştursa dahi, aylık asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezasının uygulanmasını hükme bağlayan bir düzenlemenin eklenmesi,

- 103 üncü maddesi; sağlık hizmetlerinin sunumunda haksız menfaat temin etmek maksadıyla iştirak eden sağlık personelinin, en az bir yıl süreyle genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere sunduğu sağlık hizmeti bedellerinin Kurum tarafından ödenerek, sağlık hizmeti sunucusundan iki katı tutarında tahsil edilmesini ve  Kurumca sağlanan yardımcı üreme yöntemlerinin tıbbi etik dışında uygulanması halinde, bu fiili işleyen sağlık hizmeti sunucuları ile yapılmış olan sözleşmelerin,  bu tıbbi hizmet bakımından süresiz fesih edilerek yenilenmemesini ve bu fiile iştirak eden sağlık personelinin, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere sunduğu sağlık hizmeti bedellerinin sağlık hizmet sunucusuna ödenmemesini hükme bağlayan düzenlemelerin metinden çıkarılması,

- Geçici 2 nci maddesi; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 506 sayılı Kanunun geçici 82 nci maddesinin (a) bendine göre gösterge sistemi içinde hesaplanacak kısmi aylıklara esas gösterge, sigortalıların ortalama yıllık kazanç hesabına giren takvim yılı sayısı esas alınmak suretiyle hazırlanacak olan gösterge ve üst gösterge tespit tablolarının esas alınarak belirlenmesini hükme bağlayan bir  düzenlemenin ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce mevcut sosyal sigorta kanunları kapsamında sigortalı olup, bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra yaşlılık aylığı talebinde bulunan sigortalıların, yaş bakımından aylığa hak kazanma şartlarının, bu Kanunla bazı maddeleri yürürlükten kaldırılan kanunların yürürlükteki geçici maddelerinden hangisine göre belirleneceği; son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi, bu Kanunun 4 üncü maddesinde belirtilen sigortalılık durumlarından hangisine göre en fazla geçmiş ise, o sigortalılık durumuna ilişkin kanunun yürürlükteki geçici maddesine; prim ödeme gün sayısının eşit olması halinde ise, son sigortalılığın tâbi olduğu kanunun yürürlükteki geçici maddesine göre tespit edilmesine yönelik bir hükmün   eklenmesi,

- Geçici 3 üncü maddesi; uygulamada tereddütlere yol açılmaması amacıyla yeniden düzenlenmesi,

- Geçici 4 üncü maddesi; malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primine Devlet katkısının oranını, söz konusu sigorta kolunun açıklarının azalmasına paralel olarak azaltma konusunda Bakanlar Kuruluna yetki verilmesine yönelik bir metnin eklenmesi,

- Geçici 5 inci maddesi; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte kamu idarelerinde hizmet akdi ile veya sözleşmeli olarak çalışanların prime esas kazançları ile emekli ikramiyelerinin, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce uygulanan hükümlere göre tespitine devam olunacağına ilişkin bir hükmün eklenmesi,

- Geçici 7 nci maddesi; bu Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun mülga 86 ncı maddesine göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları bakımından topluluk sigortasına devam edenlerin  bu Kanunun 4 üncü maddesi hükümlerine göre sigortalılık halleri değerlendirilerek, durumlarına uyan sigortalılık kapsamında sigortalı sayılmalarını öngören bir hükmün eklenmesi,

- Geçici 8 inci maddesi; bu Kanunun yürürlük tarihinden önce aylık bağlanmış olanlardan, borçlandıkları yurtdışı çalışmaları dikkate alınarak, yurtdışında çalıştığı veya ikamete dayalı sosyal yardım aldıkları, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce tespit edilenler ile daha önce yurtdışında çalıştığı veya ikamete dayalı sosyal yardım aldığı tespit edilip işlemleri sonuçlanmamış olanlar, çalıştıkları veya sosyal yardım aldıkları süre içinde yaşlılık aylıklarının kesilmesini ya da sosyal güvenlik destek priminin, aylıklarından kesilerek aylık ödenmesine devam edilmesini isteyebilmelerine  yönelik bir düzenlemenin eklenmesi,

- Geçici 10 uncu maddesi; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı olanların, bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra, bu Kanundaki geçiş hükümlerine göre gerçekleşen prim ödeme gün sayılarına, her bir yıl için 90 gün fiili hizmet süresi zammının eklenmesini öngören bir hükmün eklenmesi,

- Geçici 11 inci maddesi; alt sınır aylıklarının hesabında, yarım aylıklar ile alt sınır aylığı uygulanmayan aylıklar ve sosyal güvenlik sözleşmeleri gereğince bağlanan kısmi aylıklara ilişkin hususlara açıklık getiren bir hükmün eklenmesi,

- Geçici 13 üncü maddesi; genel sağlık sigortalısının ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce başlayan, ancak, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra faturalandırılan tedavi giderlerinin  Kurum tarafından karşılanacağını hükme bağlayan bir hükmün eklenmesi,

- 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile ilgili olarak bu Kanunun uygulanmasına ilişkin geçiş hükümlerini kapsayan bir düzenlemenin geçici 14 üncü madde olarak metne eklenmesi,

- Yürürlüğe ilişkin 108 inci maddesi; Bu Kanun tasarısının kanunlaşma süreci dikkate alınarak yürürlük tarihinin 1/1/2007 olarak değiştirilmesi,

doğrultusunda yeniden düzenlenmiştir.

l Bu defa, Komisyonumuzun 1/7/2005 tarihinde, Hükümeti temsilen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat BAŞESGİOĞLU ve Tasarı ile ilgili diğer kurum ve kuruluş temsilcilerinin katılımlarıyla yaptığı 69 ucu Birleşimin de Tasarının geneli üzerindeki görüşmelere başlanmıştır.

l Diğer yandan, geneli üzerindeki görüşmelere geçilmeden önce; söz konusu 1/1008 esas numaralı Tasarı ile ilgili görülen 1/408, 1/568, 1/571, 1/574, 2/79, 2/151, 2/152, 2/156, 2/196, 2/208, 2/301, 2/313, 2/322, 2/335, 2/423, 2/459, 2/558, 2/593 ve 2/654 esas numaralı Tasarı ve Tekliflerin, 1/8 esas numaralı 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi ve Bu Kanuna Bir Geçici Madde Eklenmesi Hakkında 17/6/1994 Tarihli ve 4006 Sayılı Kanun ve Anayasanın 89 uncu Maddesi Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi ve 1/14 esas numaralı  5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununa Beş Ek Madde ile Üç Geçici Madde Eklenmesi Hakkında 18/01/1990 Tarih ve 3602 Sayılı Kanun ve Anayasanın 89 uncu Maddesi Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresinin, İç Tüzüğün 35 inci maddesine göre birleştirilerek görüşülmesine ve görüşmelere 1/1008 esas numaralı Tasarı üzerinden devam edilmesine karar verilmiştir.

l Komisyonumuzda Tasarının geneli üzerinde yapılan müzakerelerde;

- Tasarının emekliler arasında norm ve standart birliğini sağlamaya yönelik düzenlemelerin kazanılmış haklara zara vereceği, bunun  sosyal devlet ilkesini zedeleyeceği,

- Tasarı ile emekli olabilmenin imkânsız hale getirildiği, emeklilik aylığı bağlanma oranlarının azaltıldığı, kamuda yaşlılık aylığı bağlama prim gün sayısının yükseltildiği,

- Malullük ve ölüm aylıklarındaki koşulların değiştirildiği, her iki sigorta kolunda da şartlar ve aylık bağlama oranlarının güçleştirildiği, aynı şekilde, yaştan emekli olma koşullarının da oldukça zorlaştırıldığı, bu konularda ülke gerçekleri ve sosyal güvenlik risklerinin dikkate alınarak değişiklikler yapılması gerektiği,

- SSK, Emekli Sandığı ve BAĞ-KUR'un tek çatı altında toplanması sonucu malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından bağlanacak aylıklarda yeni bir düzenlemeye gidildiği ve hak sahiplerine yararlanacakları aylıklara göre farklı uygulamaların öngörüldüğü, bu değişikliklerin önemli hak kayıplarına neden olacağı,

- Genel Sağlık Sigortasının, sağlık hizmetlerinin ticari yaklaşımla yürütülmesini öngördüğü, toplumun büyük kesiminin olumsuz yönde etkileneceği ve Devlete Anayasayla verilmiş görevlerin yerine getirilmemesi sonucunu doğuracağı,

- Sağlık ve sosyal güvenliğin temel insan hakları içerisinde kabul edildiği, bu nedenle sosyal güvenlik konusuna piyasa anlayışı mantığıyla bakılmaması gerektiği,

- İnsan faktörünün yok sayılarak, olumsuzluğun faturasının tamamının sosyal güvenlik  sistemine ve iştirakçilere kesilmesinin adaletli bir yaklaşım olmadığı,

- Öngörülen genel sağlık sigortası sistemine geçilebilmesi için bütçeden sağlığa ayrılan toplam payın artırılması gerektiği,

- Ekonomik istikrarsızlığın nedeninin yıllarca uygulanan IMF reçeteleri ve Dünya Bankası tavsiyeleri olduğu, 

- Sağlığın bir hak olmaktan çıkarılarak bir tür kişisel tüketim haline dönüştürüleceği, hastanelerin sağlık işletmesine dönüştüğü, kamu güvencesinin yerini sözleşmenin alacağı,

- Mevcut emekliler için norm ve standart birliğinin sağlanamadığı, yeni sisteme kademeli bir geçişin olması gerektiği,

- Mevcut Emekli Sandığı emeklileri ile diğer kurum emeklileri arasında büyük bir farkın olduğu,

- Kazanılmış hakların kaybedildiği, emeklilik yaşının uzatıldığı, emekli taban aylığının kaldırıldığı, emekli aylıklarının azalacağı, emekli aylığı katsayısının düşürüleceği, 

- TRT muhabirleri ile sanatçılarının fiili hizmet zammının kaldırıldığı,

- Kamu görevlileri dahil, 90 gün çalışmayana sağlık hizmetinin verilmeyeceği,

- Sağlık hizmetlerinde katkı payının artırıldığı, katılım payı alınmayacak haller içinde harp ve vazife malüllerinin olmadığı, emekli kesintilerinin brüt maaştan yapılacağı, net maaşlarda değişik miktarlarda azalmanın olacağı,

- Kamu görevlilerinin sigortalı olmaları için göreve atandıkları tarihin baz alınması gerektiği,

- Malullük aylığından yararlanmanın prim ödeme şartına bağlanmasının mevcut hakların gerilemesi anlamına geldiği,

- Kamuda yaşlılık aylığı bağlama prim gün sayısının yükseltildiği,

- Tasarıda kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri kavramı ile ne kastedildiğinin belli olmadığı,

- Yeni sosyal sigorta sisteminde aile planlaması ve kaplıca tedavisi gibi bir çok uygulamanın kapsam dışı bırakıldığı,

- Prim ödeyen dar ve sabit gelirlilerden, ayrıca sağlık hizmetlerinde yararlanma  katkı payı alınmaması gerektiği,

- Kurulması planlanan Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu'nda mutlaka prim ödeyen ve hizmetlerden faydalananların da yer alması gerektiği,

- Asgari İşçilik Tespit Komisyonu'na tarafsız bir üyenin katılması gerektiği,

- Öngörülen sistemin, aylıkları yetersiz olan işçi emeklilerinin aleyhine olacağı, bu nedenle, işçi ve memur alt sınır emekli aylıklarının eşitlenmesi gerektiği,

- Altı aylık dönemler olarak enflasyon ve gelişme hızının işçi emekli aylıklarına yansıtılması gerektiği,

- Genel Sağlık Sigortasının, sağlık hizmetlerinin ticari yaklaşımla yürütülmesini öngördüğü,

- Ülkemizde özellikle taşra ve kırsal kesimdeki kız çocuklarının evleninceye kadar devlet tarafından sağlık sigortasından yararlandırılmalarının uygun olacağı,

- Geçici işgöremezlik ödeneği ödemesinin prim borcu ile ilişkilendirilmemesi gerektiği,

- Malüllük halinin kişinin iradesi dışında gerçekleşen bir durum olduğu; bu durumda olan kişileri korumak açısından, sosyal devlet olmanın da bir gereği olarak, malüllük sigortasından yararlanmak için gerekli prim gün sayısının 3.600'den 1.800'e düşürülmesi gerektiği,

- Anayasada düzenlenen haklardan olan "Yaşam Hakkı" nın bütün temel haklardan daha üstün olduğu, kişilerin prim borcu olsa dahi, geçici işgöremezlik ödeneğinden yararlanmasının sağlanması gerektiği,

- Ülkemizin ekonomik ve sosyal koşulları yanında, ortalama yaş süresinin 60 olduğu da düşünüldüğünde, yaşlılık aylığından yararlanmak için gerekli olan 9.000 günlük prim şartının, 7.000 güne düşürülmesi gerektiği,

- Mevcut uygulamada Bağ-Kur'dan emekli olan esnaf ve sanatkarların aldıkları aylığın %10'u olarak kesilen Sosyal Güvenlik Destek Priminin % 32'ye çıkarıldığı, bu kesintinin kaldırılması gerektiği,

- 1990-2003 yılları arasında sosyal güvenliğe aktarılan transferlerin Hazine faizi ile güncellenmiş değerinin 404 katrilyon civarında olduğu,

- Düzenlemede, aktüeryal hesaplamanın şeklinin bulunmadığı, bütçeden kaynak aktarılmaksızın, açığın tamamıyla iştirakçilere ödetilmesinin yanlış olduğu, ödenecek primlerin nasıl nemalandırılacağına dair herhangi bir kaydın bulunmadığı, fonların denetimlerinin nasıl olacağının, fonların nasıl kullanılacağının belli olmadığı,

- Öngörülen genel sağlık sigortası sistemine geçilebilmesi için mali kaynakların arttırılması gerektiği, bütçeden sağlığa ayrılan payın asgari yüzde üçlerden yüzde onlara çıkarılması gerektiği,

- Genel Sağlık Sigortasının (GSS) kamunun imkânlarını kullanmaksızın, özel sektörden  hizmet alımı yolu ile yürütülmesinin mümkün olmadığı,

- Katılım payı artışlarının nasıl olacağına dair bir kıstasın getirilmediği,

- Sağlık sektörünün yaşadığı finansman krizinin çözümlenmesi bakımından Genel Sağlık Sigortası sisteminin getirildiği, bunun olumlu karşılandığı,

- Genel Sağlık Sigortasının basit bir sağlık finansman modelinin ötesinde tıp eğitimini, sağlık kuruluşlarını, hekimlik mesleğini, sağlıklı personelinin statüsünü ve sağlık hizmet sunumunu doğrudan etkileyeceği,

- Son yıllarda SSK, Bağ-kur ve Emekli Sandığının finansman açığının karşılanamaz boyutlara ulaştığı, 2004-2005 yıllarında sosyal güvenlik sistemimizin bütüncül bir açıdan ele alınarak yeniden yapılandırılması ihtiyacının ortaya çıktığı,

- Aldığı sağlık hizmetinin kalitesine ve içeriğine bağlı olarak,   talep edilebilecek ücret farkının tamamlayıcı sigorta veya sigortalı tarafından karşılanmasına imkân verecek bir mekanizmanın getirilmesi gerektiği,

- Sağlık sektörünün tümünü kapsayacak ve özel sektörü de direkt etkileyecek karar verme süreçlerinde, Hükümet ve bağlı kurum/kuruluşlar yanında TOBB gibi kuruluşların da Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunda bulunmasının yararlı olacağı,

- Söz konusu Tasarının oluşumunda; 4641 sayılı "Ekonomik ve Sosyal Konseyin Kuruluş ve Çalışma Yöntemleri Hakkında Kanunun" amaç maddesinde öngörülen yöntem ve usule aykırı olarak bu Konseyin görüşünün alınmadığı, bu nedenle toplumsal uzlaşmanın tam olarak sağlanmadığı,

- Anayasa ile güvence altına alınmış olan sosyal güvenlik alanındaki hakları düzenleyen Tasarının, bu haliyle Anayasaya aykırı hükümler taşıdığı,

- Tasarının öngördüğü sistemin işleyebilmesi için en az 20 yıllık aktüerya hesabının yapılması gerektiği, ancak, bu yönde bir çalışmanın yapılmadığı,

- Tasarı ile amaçlanan norm ve standart birliğinin büyük ölçüde sağlandığı, ancak gelir kaygısı sebebiyle prim ve katsayı esasına dayalı sistemden kaynaklanan bazı farklılıkların devam ettiği,

- Emeklilik yaş sınırı belirlenirken, Avrupa Birliği ülkelerindeki düzenlemelerin göz önüne alınması gerektiği,

- Emeklilik için en az 9000 gün prim ödeme gün sayısı esasının aranmasının ülkemiz gerçeklerinden uzak  bir anlayışın eseri olduğu, kayıtdışı istihdamın yoğun olduğu ülkemizde, hiçbir çalışanın bu süreyi tamamlamasının mümkün olmadığı,

- Birçok ülkede emeklilik yaş sınırının 65 olarak belirlendiği; ancak ülkemizin ekonomik, sosyal koşullarıyla ortalama yaşam süresi dikkate alındığında, kademeli geçişteki emeklilik yaş sınırının oldukça fazla olduğu,

- Ortalama yaşam süresi ve maaş açısından AB ülkeleri ve ülkemiz gerçeklerini yansıtan istatiksel verilerinin sunulmadığı,

şeklindeki görüş, eleştiri ve temennileri müteakip, Hükümet adına yapılan tamamlayıcı açıklamalarda ise;

- Türkiye'nin en temel amaçlarından olan sosyal adaletin sağlanması ve ekonomik istikrarın gerçekleştirilmesi yolunda sosyal güvenlik reformunun çok önemli bir yere sahip olduğu,

- Sosyal güvenlik sistemlerinin en önemli amacının göreli ve mutlak yoksulluğu azaltmak olduğu, Ülkemizdeki duruma bakıldığında ise, mevcut sosyal güvenlik sistemimizin bu amacı yeterince gerçekleştiremediği,

- Sosyal yardım ve hizmetler de dahil olmak üzere, ülkemizde sosyal güvenlik kurumlarının 2004 yılındaki toplam harcamalarının millî gelire oranının % 11.7 gibi yüksek bir düzeyde olmasına karşın, mevcut sistemin yoksulluğu önlemek konusunda yeterince etkili olamadığı,

- Bütün vatandaşlarımızın sosyal güvenlik kapsamı altında olmadığı, sosyal güvenlik sistemi içinde olan vatandaşlarımız arasında ise, sahip oldukları haklar ve yükümlülükler açısından bir çok farklılıkların mevcut olduğu; gerekse emeklilik gerekse sağlık sistemimizin kaynaklarının toplumun görece daha iyi durumdaki kesimlerine aktarıldığı,

- Diğer taraftan, sosyal güvenlik sisteminin yaşadığı finansman sorununun, kamu finansmanı üzerinde yarattığı baskı dolayısıyla, başta enflasyon olmak üzere diğer temel ekonomik göstergeleri de olumsuz etkilediği, son on yıldır bizzat sosyal güvenlik sisteminin kendisinin ülke ekonomisinde istikrarsızlık yaratan ana sebeplerden biri haline geldiği, kamu bütçesinden sosyal güvenlik kurumlarının açıklarını kapatmak için söz konusu kurumlara yapılan transferlerin millî gelir içindeki payının % 4.5'e ulaştığı,

- Türkiye'nin nüfus yapısında önümüzdeki 20-30 yılda bir değişimin gerçekleşeceği ve Türkiye'nin hızla yaşlanacağı; mevcut genç nüfus yapısına rağmen bu kadar büyük sorunlar yaşayan bir sosyal güvenlik sisteminin, hızla yaşlanan bir nüfus karşısında alamayacağı, gerekli önlemler bugünden alınmadığı takdirde bundan 20-30 yıl sonra çok daha ağır önlemlerin alınması durumunda kalınacağı,

- 2004 yılı itibariyle özel sandıklarda dahil olmak üzere, Türkiye'deki mevcut sosyal sigorta programları tarafından emekli maaşı ödenen vatandaşlarımızın sayısının 7 milyon 230 bin civarında yakın olduğu, sigortalı vatandaşlarımıza bağımlı olan kişilerin sayısının ise 43 milyon 790'e yaklaştığı, buna karşılık, aktif sigortalı olan, yani prim ödemeye devam eden vatandaşlarımızın sayısının ise sadece 12 milyon 845 bin ile sınırlı olduğu, dolayısıyla her 1 emekli vatandaşımıza verilen maaşın, sadece 1.6 aktif çalışanımızın ödediği primlerle karşılanmakta olduğu, dünyadaki diğer ülkelere bakıldığında, finansal olarak uzun dönemde sürdürülebilir bir emeklilik sisteminde bu oranın ortalama 1 emekliye karşılık 4 aktif çalışan şeklinde olması gerektiği,

- Emeklilik yaşlarıyla ilgili Türkiye'deki mevcut mevzuata göre, 2020'li yıllardan itibaren kadınlar için 58'e, erkekler için 60'a kademeli geçişin öngörüldüğü, diğer ülkelere bakıldığında da, yine en düşük emeklilik hak etme yaşının ülkemizde uygulandığı, yapılmakta olan sosyal güvenlik reformu çerçevesinde, Türkiye'deki emeklilik yaşının 2036 yılından itibaren tedricen yükselmeye başlayacağı ve ancak 2075 yılında, yani 70 yıl sonra 68 yaşına çıkacağı,

- Mevcut durumun devamı halinde sosyal güvenlik kurumlarının finansman açıklarının millî gelir içindeki payının 2070'li yıllarda % 7'ye yaklaşacağı, yine 2075 yılında toplam aktif sigortalı sayısının 21 milyona emekli sayısının ise 14 milyon 500 bin'e yaklaşacağı; sonuç itibariyle, bugünkü aktif pasif oranında herhangi bir düzelmenin olmayacağı, sağlık hizmetlerine bakıldığında ise, mevcut durumun devamı halinde 2005 yılında Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın % 1.5'i olan finansman açığının, 2025 yılında % 4.2'ye yükselmesinin beklendiği,

- Yapılan projeksiyonlara göre, reform sonrasında emeklilik sistemi açığının artış eğiliminin yavaşlayacağı, ancak 2040'lı yıllarda sistemin açığının GSMH'nin %0.2'si düzeyine gerileyeceği ve bu düzeylerde kalacağı, 2004 yılı itibariyle 1.6 olan aktif/pasif sigortalı oranının, reform sonrasında uzun dönemde 2.6'ya yükseleceği, Sağlık Bakanlığımız tarafından yürütülmekte olan Sağlıkta Dönüşüm Programı ile birlikte uygulandığında, Genel Sağlık Sigortasının toplam maliyetinin 2025 yılında Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın % 6.6'sı, Genel Sağlık Sigortası finansman açığının ise % 3.7'si ile sınırlı kalacağının tahmin edildiği,

- Sosyal güvenlik alanında faaliyet gösteren çok sayıda kurumun bulunmasının norm birliği ve eşgüdüm sağlanmasını önlediği, diğer taraftan, mevzuatın karmaşıklığı, aşırı bürokratik işlemler, bilgi işlem altyapısının yetersizliği ve personele ilişkin sorunların sosyal güvenlik kurumlarının etkin çalışmasına engel olduğu, bunun sonucunda da, emekli aylığı bağlanmasından, sağlık raporu alınmasına ve sağlık hizmetine erişime kadar bir çok işlemin süresinin uzadığı,

- Sosyal güvenlik reformu ile sosyal güvenlik sisteminin amaç, araçlar ve yöntem tutarlılığını sağlayacak tarzda, bütüncül bir bakış açısıyla ele alındığı ve yeniden yapılandırılmasının planlandığı,

- Reform çalışmalarının ilk günden bugüne kadar sosyal tarafların, kamu oyunun ve basının her türlü öneri, eleştiri ve katkısına açık bir şekilde yürütüldüğü; işçi, işveren, kamu ve sivil toplum kuruluşlarının her türlü katkısının dikkate alındığı, sosyal güvenlik reform tasarısını anlatan taslak kitabın 2004 yılı Ağustos ayında bütün sosyal taraflara iletildiği, ayrıca Bakanlığın web sitesinde yayınlanarak isteyen bütün vatandaşların erişimine açık hale getirildiği, bunun dışında, kanun taslaklarının hazırlanması aşamasında ilgili bütün kurum ve kuruluşlarından uzmanlar çalışmalara katkı vermek üzere davet edildiği,

- Sosyal Güvenlik reformunun temel amacının adil, kolay erişilebilir, yoksulluğa karşı daha etkin koruma sağlayan, mali açıdan sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemine ulaşabilmek olduğu,

- Sosyal güvenlik reformunun birbirini tamamlayan 4 ana bileşenden oluştuğu; ilkinin, nüfusun tümüne hakkaniyete uygun, eşit ve kaliteli sağlık hizmeti sunumunu finanse eden Genel Sağlık Sigortası'nın oluşturulması; ikincisinin, halen dağınık bir halde yürütülen primsiz ödemeler ve sosyal yardımları toplulaştırarak nesnel yararlanma ölçütlerine dayalı, tüm muhtaç kesimlerin erişebileceği bir sistemin oluşturulması; üçüncüsünün, sağlık dışındaki kısa ve uzun vadeli sigorta kollarının yer aldığı tek bir emeklilik sigortası rejiminin kurulması; dördüncü ve son bileşenin ise; yukarıda anılan üç temel işleve ilişkin hizmetlerin çağdaş, etkin ve vatandaşlarımızın günlük hayatlarını kolaylaştıracak şekilde sunulmasına olanak sağlayacak yeni bir kurumsal yapının oluşturulması olduğu,

- Reformla birlikte kamu yada özel sektörde, bir işverene bağlı yada serbest çalışıp çalışmadığına bakılmaksızın Türkiye'de çalışan bütün vatandaşların eşit haklara ve yükümlülüklere sahip olacağı tek bir emeklilik sisteminin kurulacağı,

- Mevcut sigortalıların emekliliği hak etme koşullarında (prim gün sayısı, emeklilik yaşı gibi) hiçbir değişikliğin olmayacağı; emekli aylığına esas alınacak matrahın hesaplanması ve emekli aylığı artış endeksi gibi konularda getirilen değişikliklerden ise, mevcut sigortalıların yeni sistemde geçirdikleri süreye göre etkilenecekleri; yeni emeklilik sisteminde zorunlu ve isteğe bağlı sigortalılığın ülke gerçeklerine uygun bir biçimde yeniden tanımlandığı,

- Tarım işlerinde süreksiz olarak çalışanlardan, tarımda kendi nam ve hesabına çalışanlardan, gelir vergisinden muaf olup esnaf ve sanatkar siciliyle birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıt olanlardan ve ev hizmetlerinde çalışanlardan aylık kazançları prime esas asgari aylık kazancın altında olan vatandaşların isteğe bağlı sigortalı olabilecekleri,

- İsteğe bağlı sigortalılıktan yararlanacak vatandaşların, bir takvim yılı içinde olmak kaydıyla durumlarına uygun esnek ödeme olanaklarının da getirilmekte olduğu,

- Sosyal devlet anlayışına uygun olarak, yeni sistemde devletin emeklilik sigortasına % 5 oranında katkıda bulunacağı,

- Türkiye'de bir yıldan daha uzun süre yaşayanlar, vatansızlar ve sığınmacıların da Genel Sağlık Sigortası kapsamına alınması gerektiği,

- Genel Sağlık Sigortası uygulaması ile birlikte vatandaşlar arasında sağlık hizmetine erişim ve kullanım konusundaki ayrımcılığın sona ereceği; herkesin eşit kapsam ve kalitede sağlık hizmeti alacağı, bütün vatandaşların katılımının zorunlu olacağı Genel Sağlık Sigortası kapsamında (% 12,5) oranında prim toplanacağı, sağlık hizmetinin ise herkesin ihtiyacına göre karşılanacağı,

- Mevcut sistemde Bağ-Kur'a kayıtlı olan sigortalılar açısından halihazırda % 20 olan sağlık sigortası priminde önemli bir düşüşün gerçekleşeceği; diğer önemli bir yeniliğin ise yoksul vatandaşların sağlık sigortası primlerinin devlet tarafından karşılanacak olmasının olduğu, ayrıca, anne yada babasının prim borcu olup olmadığına yada diğer yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğine bakılmaksızın, 18 yaş ve altındaki bütün çocukların koşulsuz olarak bütün sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkına sahip olacakları,

- Tasarının temel amaçlardan ilkinin, sosyal yardımlar için kullanılan kamu kaynağını objektif yararlanma ölçütlerine bağlı olarak adil ve ulaşılabilir kılmak olduğu; ikincinin sosyal yardımlardan yararlanmayı, öngörülen şartları taşımaları halinde her muhtaç vatandaş için bir hak olarak tanımlanması, yardımların bütçe imkânları çerçevesinde ve muhtaçlık düzeyi esas alarak belirlenmesi, mükerrer yardımların önlenerek bu alana ayrılan kaynakların daha etkili kullanılmasını sağlamak amacıyla sosyal yardımlardan yararlananlarla ilgili ulusal ölçekte merkezi bilgi sistemi ve bilgi yönetim sisteminin geliştirilmesi, genel sağlık sigortası kapsamında prim ödeme gücü olmayan kişilerin objektif kriterlere göre tespit edilmesi ve genel sağlık sigortası primlerinin devlet tarafından ödenmesinin sağlanacağı, yeni sistemde, yoksul ailelere nakdi destek sağlamak amacıyla gerekli "aile yardımı" programlarının oluşturulacağı,

- Yeni bir kurumsal yapılanmaya gidileceği, üç temel işlevi yerine getirmek üzere mevcut sosyal güvenlik kurumlarının tek bir çatı altında toplanarak yeniden yapılandırılacağı, yeni Sosyal Güvenlik Kurumu'nun emeklilik ve sağlık sigortacılığı ile primsiz ödemeler ve sosyal yardımlar konusunda uzmanlaşmış üç ana hizmet biriminden oluşacağı, yeni kurumun, 2-3 yıllık bir geçiş dönemi sonunda ilçelere kadar yayılan küçük ve ileri teknoloji destekli Sosyal Güvenlik Merkezleri aracılığıyla vatandaşlara hizmet sunacağı,

- Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanun Tasarısının yürütülmekte olması reform çalışmalarının ilk iki bileşenini kapsadığı, Primsiz Ödemeler ve Sosyal Yardımlar Kanun Tasarısı ve yeni kurumsal yapıyı belirleyecek olan kanun tasarısı ile ilgili çalışmaların devam etmekte olduğu,

- Tasarının, ülke genelinde tüm vatandaşları kapsayacak bir sosyal güvenlik sisteminin sağlanmasına yönelik reform niteliğinde düzenlemeleri kapsadığı, sosyal güvenlik sistemine, geleceğe dönük bir anlayışla yaklaşıldığı, 

- Ortalama ömür ve emeklilik yaşları için belirlenen kıstasların diğer ülkelerle mukayesesinin yapıldığı, mevcut uygulamadaki emeklilik yaşının Avrupa ülkelerine nazaran düşük olduğu, Tasarı ile öngörülen ve kademeli bir geçiş öngören emeklilik yaş sınırlarının makul olduğu,

- Söz konusu Tasarının oluşumunda tüm platformların görüşlerinin alındığı ve Tasarıya yansıtıldığı,

ifade edilmiştir.

l Tasarının geneli üzerinde, 2/7/2005 tarihinde 70 inci Birleşimde yapılan görüşmeleri müteakip, Tasarı ve gerekçesinin Komisyonumuzca da benimsenerek maddeleri üzerindeki görüşmelerin Alt Komisyon Metni üzerinden yapılmasına karar verilmesinden sonra görüşmelere ara verilmiştir.

l Bu defa, Komisyonumuzun, 1.10.2005 tarihinde, Hükümeti temsilen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğluile ilgili bakanlık, kurum, kuruluş temsilcileri ve Teklif sahibi Milletvekillerinin katılımlarıyla yapılan 3 üncü Birleşimin de, 1/1008 esas numaralı Tasarının Alt Komisyon Metninin maddeleri üzerindeki görüşmelere başlanmıştır..

l Tasarısının 1 inci maddesi üzerindeki görüşmeleri müteakip, maddeyle ilgili önergelerin değerlendirilmesine geçilmiş; ancak, maddeyle ilgili 26 adet değişiklik önergesinin verilmesi üzerine İçtüzükte, Komisyon görüşmelerinde önerge verme konusunda herhangi bir sınırın olup olmadığı hususunda usul tartışması açılmıştır. Bu tartışmanın sonunda görüşmelere ara verilmiştir.

l Bu defa, Komisyonumuzun, 26/1/2006 tarihinde, Hükümeti temsilen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu ile ilgili bakanlık, kurum, kuruluş temsilcileri ve Teklif sahibi Milletvekillerinin katılımlarıyla yapılan 40 ıncı Birleşiminde de, konunun, Ekonomik ve Sosyal Konseyin önerileri ve geçen sürede ortaya konulan görüşler doğrultusunda, kurulacak bir alt komisyonda, üzerinde görüşmeler devam eden metnin 1 inci maddesi de dahil olmak üzere, 22/6/2005 tarihinde oluşturulan Alt Komisyon tarafından hazırlanan Metin üzerinden değerlendirilmesine karar verilmiştir.

l 26/1/2006 tarihinde oluşturulan Alt Komisyon; 15/2/2006, 20/2/2006, 23/2/2006, 27/2/2006 ve 3/3/2006 tarihlerinde Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Hazine Müsteşarlığı, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü, Bağ-Kur Genel Müdürlüğü, Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Devlet Personel Başkanlığı ile ilgili diğer kurumların temsilcilerinin de katılımlarıyla yapmış olduğu kapsamlı değerlendirmeler sonucunda, 22/6/2005 tarihinde oluşturulan Alt Komisyon tarafından hazırlanan metin üzerinden çalışmalarını tamamlamıştır.

l Alt Komisyon çalışmaları sonucunda; Ekonomik ve Sosyal Konseyde sosyal tarafları oluşturan işçi ve işveren temsilcilerinin önerileri ile Tasarının hazırlandığı tarihten sonra ortaya konan görüşler doğrultusunda Tasarı yeniden düzenlenmiştir. Bu çerçevede;

- Ekonomik ve Sosyal Konseyde sosyal tarafları oluşturan işçi ve işveren temsilcilerinin, üzerinde mutabakat sağlanan önerileri,

- Uygulamada çıkması muhtemel tereddütlerin giderilmesi ve anlama açıklık kazandırılması,

- Maddelerin bent ve fıkralarının kanun tekniğine uygunluk açısından yeniden düzenlenmesi,

- Metinde yapılan madde atıflarının yeniden düzenlenmesi,

doğrultusunda 22/6/2005 tarihinde oluşturulan Alt Komisyon tarafından hazırlanan metinde aşağıdaki düzenlemeler yapılmıştır.

l 22/6/2005 tarihinde oluşturulan Alt Komisyon tarafından hazırlanan metin;

- 3 üncü maddesi; hizmet akdi ve iş sözleşmesi tanımına kapsam ve hukuki dayanak yönünden açıklık getirilmesi, güncelleme katsayısının belirlenme esaslarının yeniden düzenlenmesi ve uygulamada tereddütlere yol açabilecek ifadelere açıklık kazandırılması amacıyla redaksiyona tâbi tutulması,

- 4 üncü maddesi; polis okullarından mezun olanların, bu okullarda geçen sürelerinin de sigorta kapsamına alınmasına yönelik bir hükmün eklenmesi doğrultusunda yeniden düzenlenmesi,

- 6 ncı maddesi; mükerrer sigortalılığın önlenmesi amacıyla Türkiye'de kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanlardan yurt dışında ikamet eden ve o ülke sosyal güvenlik mevzuatına tâbi olanların, bu Tasarı kapsamında sigortalı sayılmayacaklarını hükme bağlayan bir ifade ile; tarım işlerinde veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz işlerde çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, bu Tasarı kapsamına girmeyeceklerin belirlenmesinde kolaylık sağlanması amacıyla Türkiye Ziraat Odaları Birliğinin görüşünün alınmasına yönelik bir fıkranın eklenmesi,

- 7 nci maddesi; gelir vergisinden muaf olanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların sigortalılığının başlangıç tarihlerine açıklık getirilmesi amacıyla kayıt ve tescil işlemleri ile ilgili konularda kanunla kurulmuş ilgili meslek kuruluşlarının görüşlerinin alınmasını hükme bağlayan bir fıkranın eklenmesi,

- 8 inci maddesi; tarımsal faaliyette bulunan çiftçilerin, sigortalı işe giriş bildirgesini, sigortalılığın başlangıç tarihinden itibaren 90 gün içinde Sosyal Sigortalar Kurumuna vermelerinin hükme bağlanması,

- 9 uncu maddesi; kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından, herhangi bir yabancı ülkede ikamet eden ve o ülke mevzuatı kapsamında sigortalı olanlar; iflâsına karar verilmiş olan veya tasfiye halindeki özel işletmeler ile şirketlerin ortaklarından hizmet akdi ile çalışanlar; köy  ve mahalle muhtarlarından, aynı zamanda hizmet akdi ile çalışanlar; gelir vergisinden muaf olan, ancak esnaf ve sanatkârlar sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşlarındaki kayıtlara istinaden sigortalı olanlardan, bu sigortalılıklarının devamı sırasında hizmet akdi ile çalışanlar ile kamu idarelerinde çalışanların sigortalılıklarının sona ermesine ilişkin hususlara açıklık getirilmesi; hastalık ve analık hükümlerinin uygulanmasında sigortalılığın sona ermesine ilişkin tarihlerin tereddüte yol açılmayacak şekilde belirlenmesi,

- 11 inci maddesi; işyeri ve aracı tanımının İş Kanunu ile uyumlu olması amacıyla işyerini; sigortalı sayılanların maddî olan ve olmayan unsurlar ile birlikte işlerini yaptıkları yer olarak tanımlayarak, işyeri ve unsurlarının tespitine açıklık getirilmesi; alt işverenlere, asıl işverenin işyerinde çalıştırdığı sigortalıları, asıl işverenle aralarında yaptıkları sözleşmenin ibrazı kaydıyla ve Kurumdan alacağı özel bir numara ile asıl işverenin kayıtlı olduğu dosyadan bildirebilmesine imkân sağlayan bir düzenlemenin eklenmesi,

- 12 nci maddesi; alt işverenin mal ve hizmet üretimini gerçekleştirdiği işin, alt işverenin faaliyet alanını oluşturduğuna açıklık getiren ifadenin eklenmesi,

- 13 üncü maddesi; bir olayın iş kazası olarak sayılabilmesi için, olayın sigortalının işyerinde bulunduğu sırada vuku bulmasını; ayrıca, sigortalıların işe başlama ve işten ayrılma saatleri ile mutad güzergahından veya zorunlu hallerde, mutad olmayan güzergahtan işe gidiş - geliş şartlarını ortadan kaldırarak, olayın işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş-geliş sırasında meydana gelmesini yeterli sayan bir düzenlemenin eklenmesi; iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin doğrudan ya da taahhütlü posta ile Kuruma bildirilmesine olanak sağlanmasına ve iş kazasının Kuruma bildirim süresinin, olayın meydana geldiği tarihten değil, işverence öğrenildiği tarihten itibaren başlatılmasına yönelik olarak yeniden düzenlenmesi,

- 16 ncı maddesi; analık sigortası kapsamında olanlardan sigortalılığı sona erenlerin, bu haklardan doğum halinde yararlanmalarının kolaylaştırılması amacıyla sigortalılık niteliğinin yitirilişinden başlamak üzere üçyüz gün içinde çocuklarının doğması halinde; sigortalı kadın veya sigortalı erkeğin karısının, doğum tarihinden önceki onbeş ay içinde en az üç ay prim ödenmiş olması şartıyla, emzirme ödeneğinden yararlanmasına yönelik bir fıkranın eklenmesi,

- 17 nci maddesi; ödenek ve gelire esas tutulacak günlük kazancın hesabına açıklık getirilmesi amacıyla; günlük kazancın tespitinde esas alınacak ödeme sürelerine, sigortalı sayılanların hangi gelirlerinin günlük kazancın kapsamına dahil olduğuna ve prim, ikramiye ve benzeri nitelikteki ödemelerin arızi ödemeler olduğuna açıklık getirilmesi doğrultusunda yeniden düzenlenmesi,

- 18 inci maddesi; geçici iş göremezlik ödeneğinin güncellenmemiş tutarının tespitine açıklık getirilmesi amacıyla; geçici iş göremezlik ödeneğinin güncellenmemiş tutarının hesabında esas alınan günlük kazancın, sigortalının ödenek hesabına esas alınan döneme ilişkin kazancı olduğunu ve geçici iş göremezlik ödeneğinin güncellenmemiş tutarının, vergiler indirildikten sonra sigortalının günlük net kazancını geçemeyeceğini hükme bağlayan ifadelerin eklenmesi,

- 19 uncu maddesi; sürekli iş göremezlik gelirinin ödenmesi hususları ile sürekli iş göremezlik geliri hesabına esas alınan döneme ilişkin kazancın, vergiler indirildikten sonra, sigortalının aylık net kazancını geçemeyeceğine açıklık getirilmesi,

- 20 nci maddesi; Tasarının 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılan köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlara sürekli iş göremezlik geliri bağlanabilmesi için, kendi sigortalılığından dolayı, genel sağlık sigortası dahil, prim ve her türlü borçlarının ödenmiş olması şartını öngören bir fıkranın eklenmesi,

- 21 inci maddesi; kamu görevlilerinin vazifelerinin gereği olarak yaptıkları fiiller sonucunda sigortalı veya hak sahiplerine yapılan ödemeler veya bağlanan gelirler için Kurumca rücu yapılamayacak kamu görevlileri kapsamının, asayiş ve güvenliğin sağlanması maksadıyla sınırlanması; ayrıca, haksahiplerinin ve sigortalının; konusu suç teşkil etmeyen fiilleri nedeniyle yapılan ödemeler ve bağlanan gelirlerinden dolayı haksahiplerine rücu edilmeyeceğine dair bir ifadenin eklenmesi,

- 22 nci maddesi; sigortalının iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık nedeniyle hekimin bildirdiği tedbir ve tavsiyelere uymaması sonucu tedavi süresinin uzamasına veya iş göremezlik oranının artmasına, malûl kalmasına neden olması halinde, uzayan tedavi süresi veya artan iş göremezlik oranı esas alınarak dörtte birine kadar Kurumca eksiltme yapılabilmesi uygulaması çerçevesinde, kabul edilebilir bir mazereti olan sigortalıların hariç tutulmasını hükme bağlayan bir ibarenin eklenmesi,

- 26 ncı maddesi; malûl olan sigortalılara aylık bağlanabilmesi için öngörülen prim gün sayısı düşürülerek, en az on yıldan beri sigortalı bulunup toplam olarak 1800 gün veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul olan sigortalılar için ise 5 yıldan beri sigortalı bulunup toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları priminin bildirilmiş olunması halinde, sigortalıya malullük aylığı bağlanabilmesi doğrultusunda yeniden düzenlenmesi ve bu bağlamda son fıkrasının metinden çıkarılması,

- 27 nci maddesi; malûllük aylığının hesaplanması konusunun daha iyi ifade edilebilmesi, sigortalının başka birinin sürekli bakımına muhtaç ise tespit edilen malûllük aylığı bağlama oranının 10 puan artırılarak uygulanması ve uygulamada tereddütlere mahal verilmemesi amacıyla yeniden düzenlenmesi,

- 28 inci maddesi; yaşlılık sigortası kapsamında yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için öngörülen yaş şartının 2048 yılında kadın ve erkek sigortalılar için 65 yaş olarak belirlenmesi ve bu tarihten sonra yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için öngörülen kademeli geçiş hükümlerinin metinden çıkarılması; 9000 gün malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim ödeme sistemi ile, malüllük aylığı ve  kısmi aylık bağlama prim gün sayısına kademeli geçişin sağlanmasına yönelik geçiş hükümlerinin geçici maddede yapılmasına; 50 yaşını dolduranlardan erken yaşlandığı tespit edilenler için yaş şartının aranmamasını ve maden yer altı işlerinin sürekli işlerinde çalışanlarda ise yaş sınırının 55 olarak uygulanmasını temsilen yeniden düzenlenmesi,

- 29 uncu maddesi; anlama açıklık kazandırılması doğrultusunda yeniden düzenlenmesi,

- 30 uncu maddesi; 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanuna paralel olarak, uygulamada tereddütlere mahal verilmemesi amacıyla yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaya veya ikamete dayalı sosyal yardım almaya başlayanların yaşlılık aylıklarının, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başından itibaren kesilmesini hükme bağlayan bir ifadenin eklenmesi,

- 31 inci maddesi; Tasarının kanunlaşmasından önce yürürlükte bulunan sosyal güvenlik mevzuatı çerçevesinde yaşlılık aylığı bağlanması için gerekli yaş şartını doldurduğu halde malûllük ve yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanamayan sigortalıya yapılacak toptan ödemeye ve daha önce toptan ödemeden yararlanarak sosyal güvenlik sistemi dışında kalanların yeniden sosyal güvenlik sistemine girişlerinde haklarının korunmasına yönelik olarak yeniden düzenlenmesi,

- 32 nci maddesi; malûl olan sigortalılara aylık bağlanabilmesi için öngörülen pirim gün sayısının düşürülmesine paralel olarak, ölüm aylığı bağlanması için öngörülen prim gün sayısının 900 gün olarak belirlenmesi doğrultusunda redaksiyona tâbi tutulması ve 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılan köy ve mahalle muhtarlarından hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların hak sahiplerine aylık bağlanabilmesiyle ilgili hususlara açıklık getirilmesi,

- 33 üncü maddesi; ölüm sigortasından bağlanacak aylığın hesaplanmasına ve bu aylığın hesaplanmasında esas alınan prim gün sayısına açıklık kazandırılması amacıyla yeniden düzenlenmesi,

- 34 üncü maddesi; evlatlık ilişkisine açıklık getirilmesi amacıyla ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması esas ve usullerinin yeniden belirlenmesi, aylık bağlanmış çocuğu bulunmayan dul eşe ölüm aylığının bağlanabilmesi için dul eşin, bu Tasarı veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaması şartının getirilmesi; sigortalının mevcut haklarının korunması amacıyla yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kızlarına da ölüm aylığının bağlanabilmesi doğrultusunda yeniden düzenlenmesi,

-  35 inci maddesi; Tasarının 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (d) ve (e) bentleri kapsamında sigortalı sayılan harp okulu ve polis okulu öğrencilerinin sigortalı sayılmalarından dolayı bağlanan gelir veya aylıklarının kesilmeyeceğini hükme bağlayan bir fıkranın eklenmesi,

- 36 ncı maddesi; anlama açıklık kazandırılması amacıyla yeniden düzenlenmesi,

-  38 inci maddesi; aylık ve gelir bağlama işlemlerinde dikkate alınan sigortalılık sürelerinin başlangıç tarihlerine açıklık getirilmesine yönelik ifadelerin eklenmesi,

- 39 uncu maddesi; kamu görevlilerinin vazifelerinin gereği olarak yaptıkları fiiller sonucu, Kurumca sigortalı veya hak sahiplerine yapılan ödemeler veya bağlanan gelirler için Kurumca rücu yapılamayacak kamu görevlileri kapsamının, asayiş ve güvenliğin sağlanması maksadıyla sınırlanması,

- 40 ıncı maddesi; halen kanunlarda mevcut olan meslekler de dikkate alınarak madde kapsamına bazı mesleklerin dercedilmesi ve madde kapsamını genişletmeyecek şekilde, fiili hizmet süresi zammından benzer ve emsal mesleklerin de yararlanmasının yönetmelikle belirlenmesine imkân sağlayan bir fıkranın eklenmesi,

- 41 inci maddesi; prime esas günlük kazancın alt ve üst sınırları arasında olmak üzere, sigortalının borçlanması halinde ödeyecekleri pirimin belirlenmesi için gerekli günlük kazancın hesaplanmasında esas alınan oranın % 32 olarak açıkça yazılması, konunun daha anlaşılır hale getirilmesi amacıyla tekerrüre mahal veren ifadelerin çıkarılması; borçlanılan sürelerin, uzun vadeli sigorta ve genel sağlık sigortası bakımından sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesi esaslarının tespiti ile prime esas kazancın başlangıç tarihine açıklık getirilmesi,

- 42 nci maddesi; yurt dışı hizmet borçlanmasına ait süreler ve prim transferi ile ilgili esas ve usulleri düzenleyen hükümlerin, 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanunda düzenlenmesinin daha uygun olacağı görüşünden hareketle metinden çıkarılması ve bu hükümler yerine, Kurumun, sigortalı veya hak sahiplerine bildirimde bulunması ile bu bildirimlere yapılacak itirazların esas ve usullerinin düzenlenmesi,

- 43 üncü maddesi; TBMM Başkanının, makama seçilme yönünden Cumhurbaşkanı ve Başbakandan farklı bir statüye sahip olmakla birlikte, Devlet protokolünde söz konusu iki makam arasında yer alması ve ayrıca diğer bütün mali haklar yönünden Başbakanla aynı statüde olması nedeniyle TBMM Başkanının da emeklilik maaşının bağlanması yönünden madde kapsamına alınması,

- 45 inci maddesi; redaksiyona tâbi tutulması,

- 46 ncı maddesi; Tasarının 4 üncü maddesiyle polis akademisi ile fakülte ve yüksek okullardan Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına okuyup mezun olanların, bu okullarda geçen sürelerinin de sigorta kapsamına alınması nedeniyle; bu düzenlemeye paralel olarak bazı kamu görevlilerinin prime esas kazançları ve ile prime esas kazanç üst sınırıyla ilgili uygulama kapsamına polis akademisi ile fakülte ve yüksek okullarda Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına okuyan veya kendi hesabına okumakta iken Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına okumaya devam eden öğrencilerin de alınmasına yönelik olarak yeniden düzenlenmesi,

- 47 nci maddesi; mevcut hakların korunmasına yönelik olarak, vazife malulü sayılmak için öngörülen görev mahalli kapsamının genişletilmesi, kamu görevlilerinin vazife malullüğü, harp malullüğü ile harp malûllerine verilecek malûllük zammı ve vazife malullerine verilecek sürekli iş göremezlik gelirinden yararlanmalarına ilişkin esas ve usullere açıklık getirilmesi ve harp malullüğü zammından işçiler ve bağımsız çalışanların da yararlanmasına yönelik ifadelerin eklenmesi,

- 49 uncu maddesi; redaksiyona tâbi tutulması,

- 50 nci maddesi; isteğe bağlı sigortalılık kapsamını, uygulamada tereddütlere yol açılmaması için Türkiye'de ikâmet edenler ile sınırlayan bir hükmün eklenmesi,

- 51 inci maddesi; isteğe bağlı sigorta primi ödenmiş sürelerin, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulamasında, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı sayılan köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar açısından sigortalılık süresi olarak kabul edilmesine açıklık getiren bir hükmün eklenmesi,

- 52 nci maddesi; uygulamaya açıklık getirilmesi amacıyla isteğe bağlı sigorta primlerinin hesaplanmasına, ödenmesine ve ödenmemesi durumunda uygulanacak idari ceza ve yaptırımlara ilişkin hususlara açıklık getirilmesi; bu kapsamda isteğe bağlı sigortalının günlük kazancının tespit usullerinin açıklığa kavuşturulması; esnek ve yevmiyeli çalışanların kolayca isteğe bağlı sigortalı olmasına yönelik ifadelerin eklenmesi; kendi nam ve hesabına çalışanların da talepleri halinde isteğe bağlı sigortalı kapsamına geçebilmelerine ve isteğe bağlı prim ödeyenlere de sağlık hizmeti verilmesine imkân sağlayan ifadelerin eklenmesi,

- 53 üncü maddesi; birden fazla sigortalılığın birleşmesi durumunda uygulamada tereddütlere yol açılmaması amacıyla Tasarının kanunlaşmasından sonra birden fazla sigortalılığı olanların hak ve yükümlülüklerine açıklık getirilmesi; sigortalının, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık halleri ile 5 inci maddenin (a) bendi kapsamında hizmet akdi ile çalışmamakla birlikte ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde oluşturulan tesis, atölye ve benzeri ünitelerde çalıştırılan hükümlü ve tutuklular ile (e) bendi kapsamında Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen meslek edindirme, geliştirme ve değiştirme eğitimine katılan kursiyerlerin sigortalılık hallerinin çakışması halinde 4 üncü madde kapsamında sigortalı sayılmasını ve sigortalının, bu madde hükmüne göre sigortalı sayılmasını gerektirecek sigortalılık dışında, başka bir sigortalılık için prim ödemiş olması durumunda ödenen primler, bu maddeye göre öncelik verilen sigortalılık hali için ödenmiş sayılarak öncelik verilen sigortalılık halinde geçmiş kabul edilmesini hükme bağlayan düzenlemelerin eklenmesi,

- 54 üncü maddesi; teknik konulara açıklık getirilmesi doğrultusunda redaksiyona tâbi tutulması,

- 57 nci maddesi; metindeki mükerrerliğin giderilmesi amacıyla sigortalıların 18 yaşından sonra yapılan yaş düzeltmeleri ile hak sahiplerinin gelir veya aylığa hak kazandığı tarihten geriye doğru bir yıl içinde yapılan yaş düzeltmelerinin Tasarı kapsamında dikkate alınmayacağını hükme bağlayan fıkranın, diğer fıkralarda düzenlendiği için metinden çıkarılması,

- 59 uncu maddesi; Kurum kontrol memurları ile ilgili hükümlerin, Sosyal Güvenlik Kurumu Kanun Tasarısında düzenlenmesi nedeniyle metinden çıkarılması ve metindeki bazı teknik ifadelere açıklık getirilmesi,

- 60 ıncı maddesi; yerleşim yeri Türkiye olanların genel sağlık sigortası kapsamında sigortalı sayıldığına açıklık getirilmesi; 442 sayılı Köy Kanununun 74 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre görevlendirilen köy korucularının da genel sağlık sigortası kapsamına alınması; genel sağlık sigortası kapsamına açıklık getirilmesi amacıyla yabancı ülke mevzuatına göre sigortalı olmayanların Türkiye'de bir yıldan fazla süreyle yerleşmeleri halinde genel sağlık sigortası kapsamında sayılması Tasarının kanunlaşmasından önce, yürürlükteki mevzuata göre gelir ve aylık alanların bu haklarının korunması ve yurt dışındaki temsilciliklerde istihdam edilen Türk uyruklu sözleşmeli personelin, ikili ve çok taraflı uluslararası sosyal güvenlik anlaşmaları çerçevesinde ve temsilciliğin bulunduğu ülkenin kamu düzeninin zorunlu kıldığı hallerde, bulunulan ülkede sosyal sigorta kapsamında sigortalı olanların genel sağlık sigortalısı ve genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi sayılmaması yönünde düzenlemelerin eklenmesi,

- 61 inci maddesi; başlığının redaksiyona tâbi tutulması,

- 63 üncü maddesi; kişilerin hastalanmalarına bakılmaksızın kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri kapsamına, insan sağlığına zararlı madde bağımlılığını önlemeye yönelik faaliyetlerin de dahil edilmesi, genel sağlık sigortası kapsamındaki kişilerin hastalanmaları halinde finansmanı sağlanacak sağlık hizmeti kapsamına diş çekimi ile kişilerin ortodontik diş tedavilerinin eklenmesi ve finansmanı sağlanacak sağlık hizmeti kapsamının daraltılacağı endişesini gidermek için son fıkranın maddenin amacına uygun olarak yeniden düzenlenmesi,

- 64 üncü maddesi; Kurumca sağlanacak sağlık hizmetlerine açıklık kazandırılması amacıyla yeniden düzenlenmesi,

- 65 inci maddesi; genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetinden yararlanmaları için muayene ve tedavi edildikleri yerleşim yeri dışına yapılan sevklerde, bu kişilerin hangi masraflarının karşılanacağına açıklık getirilmesi ve hastaların yaşına göre refakatçilere getirilen sınırlamanın kaldırılmasına yönelik ifadelerin eklenmesi,

- 66 ncı maddesi; yurt dışında sağlanan sağlık hizmetlerinin Kurumca karşılanacak bedellerinin tespitinde, ikili ve çok taraflı uluslararası sözleşme hükümlerinin saklı olduğuna açıklık getiren bir ifadenin eklenmesi,

- 67 nci maddesi; genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, sağlık hizmeti sunucusuna başvurduğu tarihten önceki son bir yıl içinde toplam 90 gün genel sağlık sigortası primi ödemiş olması şartının; kişilerin kayıtsız kalıp hastalık veya kaza durumunda sigortalı olarak sistemden faydalanmalarını özendirmemesi ve prim ödeyenlerin haklarının koruması da dikkate alınarak 30 gün olarak değiştirilmesi,

- 68 inci maddesi; yatarak tedaviden, iş kazası ve meslek hastalığından, kronik hastalıklardan ve koruyucu sağlık hizmetlerinden katılım payı alınmamasına paralel olarak, ayaktan tedavide hekim ve diş hekimi muayenesi için belirlenen katılım payını, aile hekimleri ile birinci basamak sağlık hizmet sunucularında yapılan muayenelerde almamaya ya da daha düşük tutarlarda belirlemeye Kurumun yetkili olduğunu hükme bağlayan düzenlemenin eklenmesi,

- 69 uncu maddesi; katılım payı alınmayacak sağlık hizmetleri kapsamına, askeri tatbikat ve manevralarda sağlanan sağlık hizmetleri ile zorunlu ortez, protez ve organ transplantasyonlarının da dahil edilmesini öngören bir hükmün eklenmesi,

- 71 inci maddesi; kimlik tespiti ve yerleşim yeri bildirim zorunluluğunu düzenleyen fıkranın metinden çıkarılması,

- 72 nci maddesi; sağlık hizmetlerine ödenmesi gereken bedelleri tespit edecek Komisyonun alacağı kararların, yılı merkezi yönetim bütçesi yönünden Maliye Bakanlığının görüşü alınarak yürürlüğe girmesini hükme bağlayan bir ifadenin eklenmesi,

- 73 üncü maddesi; fark ödemesinde ve sağlık hizmet giderlerinin ödenmesinde kıyas alınan limitlerin niteliğine açıklık getirilmesi, sağlık hizmeti sunucuları ile sözleşme yapılırken tıbbi etik ve deontoloji kurallarına uyulmasını hükme bağlayan bir ifadenin eklenmesi ve otelcilik hizmetlerinde 4 kat yerine en fazla 2 kat fark alınabilmesi ve öğretim üyesi tarafından sağlanan sağlık hizmetlerinden de fark alınmamasına yönelik hükmün eklenmesi,

-  74 üncü maddesi; madde başlığı ve içeriğinin anlama açıklık kazındırılması amacıyla yeniden düzenlenmesi,

- 76 ncı maddesi; işverenin, genel sağlık sigortalısının ve üçüncü kişilerin sorumluluğu kapsamına meslek hastalıklarının da dahil edilmesi ve Tasarının 21 inci maddesinde yer alan kaçınılmazlık ilkesinin, işverenin sorumluluğunun tespitinde dikkate alınması için metne eklenmesi,

- 80 inci maddesi; prime esas kazanç kapsamından istisna edilen kalemler ile prime esas kazancın tespiti için gerekli gecikme cezasının uygulanacağı tutarın hesabına ilişkin konulara açıklık getirilmesi; sigortalıların prime esas kazançlarının hesabında bir tavan konularak, döner sermaye ödemelerinin en yüksek devlet memuru aylığının % 200'ünü aşan kısmının prime esas kazancın tespitinde dikkate alınmayacağını hükme bağlayan ibarelerin eklenmesi; işverenin mal niteliğinde yaptığı ödemelerin prime esas kazancın kapsamından istisna edilmesi ve sigortalının birden fazla işte çalışması halinde, prime esas kazancın tespitinde aynı tip çalışmalarının dikkate alınacağının hükme bağlanması,

- 81 inci maddesi; fiilî hizmet zammı uygulanan işlerde çalışan sigortalılar için uygulanacak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranlarının belirlenmesine açıklık getirilmesi ve Tasarıda, Devletin yoksul olanların genel sağlık sigortası primlerini ödeyeceği esas alındığından, Devletin % 3 oranında prim katkısı yapmasını hükme bağlayan bir ifadenin eklenmesi,

- 82 nci maddesi; sigortalının birden fazla işte çalışması nedeniyle Kuruma ödenen primler toplamının, sigortalılık hali için belirlenen prime esas kazanç üst sınırı üzerinden hesaplanacak miktarı aştığı takdirde, söz konusu aşan kısmın ödenmesine ilişkin hususlara açıklık getirilmesi,

- 83 üncü maddesi; kısa vadeli sigorta kolları prim tarifesi ile işkollarının ve işlerin tehlike sınıf ve derecelerinin belirlenmesine ilişkin bildirimlerin tarihlerine ve 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olanların tehlike sınıf ve derecesi ile prim oranı hakkındaki itiraz sürelerine açıklık getirilmesi,

- 85 inci maddesi; asgarî işçilik tespit komisyonun toplantılarına katılmayarak üyelikleri düşenlerin yerine, hangi kurum tarafından görevlendirme yapılacağına açıklık getiren bir ifadenin eklenmesi, kamu kurumları yanında, döner sermayeli kuruluşlar ile bankaların da Kurumca istenilecek bilgileri ve belgeleri öngörülen sürede vermesine yönelik ibarenin eklenmesi, asgari işçilik komisyonu üyelerine ödenecek huzur hakkının yükseltilmesi, asgarî işçilik tespit komisyonunda görev alacak teknik elemanların nitelikleri, asgari işçilik tespitinde uygulanacak yöntem, verilerin belirlenmesi, tamamlanmış veya devam etmekte olan işlerle ilgili yapılacak yerinde tespit kriterlerinin belirlenmesi yetkisinin Kuruma verilmesi ve asgarî işçilik tespit komisyonunun Kurumdan bağımsız çalışmasını hükme bağlayan bir ifadenin eklenmesi,

- 86 ncı maddesi; pirim belgeleri ve işyeri kayıtlarının şekli, saklanması ve Kuruma ibra edilmesine ilişkin esas ve usullere açıklık getirilmesi ve pirim belge ve işyeri kayıtlarını saklamakla yükümlü olanlar arasına tasfiye ve iflas idaresi memurlarının da eklenmesi,

- 87 nci maddesi; 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde sayılan yeşil kart sahipleri, vatansızlar, sığınmacılar, şeref aylığı alanlar ile köy korucularının prim ödeme yükümlüsünün, yılı merkezi yönetim bütçesinden karşılanmak üzere ilgili kamu idarelerinin olduğuna açıklık getirilmesi ve 5 inci maddenin birinci fıkrasının (a) bendine tâbi olanlar için Ceza İnfaz Kurumu veya Tutukevleri İş Yurtları Kurumu olduğunu hükme bağlayan bir ifadenin eklenmesi,

- 88 inci maddesi; kendi nam ve hesabına çalışanların da, isteğe bağlı sigortalılar gibi primlerini yıllık ödeyebilmelerine yönelik bir hükmün eklenmesi; 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olanların sigorta primlerinin ödenmemesi halinde, uygulanacak yaptırımlar ve sigortalılık durumlarına ilişkin hususlara açıklık getiren düzenlemenin eklenmesi; prim borçlarının, katma değer vergisi iade alacağından mahsubu suretiyle ödenmesi hakkından yaralanacak işverenleri; Maliye Bakanlığının uygun görüşünü alarak, anılan uygulamadan yaralanacak işyerlerini iştigal konusu, işletme türü ve işletme büyüklüğü itibariyle belirleme ve lehine mahsup talebinde bulunulan işverenlerin prim borcu ödeme süresini otuz günü aşmamak üzere uzatma hususunda Kuruma yetki veren bir ifadenin eklenmesi; yapılacak takip sonunda tahsili imkânsız veya tahsil için yapılacak giderlerin alacaktan fazla bulunduğu anlaşılan Kurum alacaklarının terkin miktarını belirlemeye ve terkin etmeye Kurumu yetkili kılan fıkranın, Sosyal Güvenlik Kurumu Kanun Tasarısında düzenlenmesi nedeniyle metinden çıkarılması ve miktarı Kurum Yönetim Kurulunca belirlenen tutarı geçen ve yurt dışına çıkış yasağı konulacağına dair ihtar tebliğ edilmesine rağmen borcunu ödemeyen işverenlerin kendileri veya kanuni temsilcileri hakkında, Kurumun talebi üzerine, 5682 sayılı Pasaport Kanununun pasaport veya vesika verilmesi yasak olan halleri düzenleyen 22 nci maddesi hükümlerinin uygulanmasına yönelik bir fıkranın eklenmesi,

- 89 uncu maddesi; sigortalıların çalıştırıldığı işyerinin aktif ve pasif değerleri ile birlikte başka bir işyeri ile birleşeceğine veya devredileceğine açıklık getiren bir ifade ile Bakanlar Kuruluna, ilk üç ay için uygulanan gecikme cezası oranını iki katına kadar artırmaya veya bu oranı % 1'ine kadar indirmeye, yeniden kanuni oranına getirmeye ve uygulama tarihini belirlemeye yetki veren bir hükmün eklenmesi,

- 90 ıncı ve 91 inci maddeleri; teknik hususlara açıklık getirilmesi doğrultusunda redaksiyona tâbi tutulması,

- 92 nci maddesi; uygulamada hukuki boşluk yaratılmaması ve sigorta primleri ve para cezalarının zamanında ödenmesinin sağlanması amacıyla, Kurumca işverene yapılacak bildirim üzerine prim borçları ve para cezalarının ödenmesi durumunda, Kurumca düzenlenen ve prim borcunu ve para cezasını gösterir belgelerin, resmi dairelerin usulüne göre düzenledikleri belgeler hükmünde kabul edilmesine yönelik bir fıkranın eklenmesi,

- 93 üncü maddesi; uygulamaya açıklık getirilmesi amacıyla gecikme cezası ve gecikme zammına ilişkin zamanaşımının başlama tarihinin tespitinde tereddüte yol açmayacak ifadelerin eklenmesi,

- 96 ncı maddesi; yersiz ödemelerin geri alınmasında kanuni faiz uygulamasına açıklık getiren hükmün eklenmesi,

- 97 nci maddesi; zamanaşımı, hakkın düşmesi ve avans işlemlerinde sigorta kollarına açıklık getirilmesi amacıyla bu sigorta kollarının iş kazası, meslek hastalığı ve ölüm sigorta kolları olduğunun belirtilmesi,

- 98 inci maddesi; özel sigortalara ilişkin mevzuat hükümlerinin, bu Tasarı hükümlerinin yorumlanmasında dikkate alınmayacağı şeklindeki muğlak ifadenin, uygulamada tereddütlere yol açmaması amacıyla yeniden düzenlenmesi,

- 100 üncü maddesi; Kuruma, bu Kanunda belirtilen sigorta olayları dolayısıyla yapılan soruşturmaların sonucu hakkında Cumhuriyet Savcılıklarından bilgi isteyebilmesine imkân veren bir ifadenin eklenmesi,

- 101 inci maddesi; vergi, resim ve harç istisnası hükümlerinin, Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu Tasarısında düzenlenmesi nedeniyle metinden çıkarılması,

- 102 nci maddesi; Kurumca verilecek idarî para cezalarının uygulanma esas ve usullerine açıklık getirilmesi, idari para cezalarının Kurumun hesaplarına yatırılacağına açıklık getiren bir ifadenin eklenmesi, idari para cezalarının, Kuruma itiraz edilmeden veya yargı yoluna başvurulmadan önce tahsil edilmesine ilişkin hususları düzenleyen bir fıkranın eklenmesi, idari para cezalarının on yıllık zamanaşımı süresine tâbi olduğunun hükme bağlanması ve idari para cezaları hakkında hüküm bulunmayan hallerde 30.3.2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümlerinin uygulanacağına açıklık getiren bir fıkranın eklenmesi,

- 105 inci maddesi; değiştirilen hükümler kapsamına, Tasarıda yapılan değişiklik ve düzenlemeler nedeniyle ilgili mevzuatta yapılan değişikliklerin eklenmesi, bu kapsamda 5434 sayılı TC Emekli Sandığı Kanunu, 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu ve  3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanunda değişiklik öngören ifadelerin eklenmesi,

- 106 ncı maddesi; yürürlükten kaldırılan hükümlerde, Tasarıda yapılan değişiklik ve düzenlemeler nedeniyle değişiklikler yapılması,

- Geçici 1 inci maddesi; mevcut sigortalılardan, Tasarı kapsamında sigortalı sayılanları tadat eden 4 üncü maddesine göre kimlerin hangi sigorta kapsamına girdiğine açıklık getirilmesi, bu çerçevede, mevcut sigortalıların yürürlükteki mevzuata göre almakta oldukları malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasına ilişkin haklarının, uygulamada tereddüte yol açmayacak şekilde ifade edilmesi,

- Geçici 2 nci maddesi; konuya ve teknik tanımlara açıklık getirilmesi, mevcut sigortalıların mükteseplerinin korunmasına yönelik olarak, Tasarının kanunlaşmasından önce yürürlükten bulunan sosyal güvenlik kanunlarına tâbi çalışmalar için bağlanacak aylıkların hesaplanmasına ilişkin esaslarda, bu sigortalıların hak kaybına uğramaması için gerekli değişikliklerin yapılması, bu çerçevede, Tasarının kanunlaşmasından önce, birden fazla sosyal güvenlik kanunu kapsamında sigortalı ve/veya iştirakçi olup, Tasarının kanunlaşmasından sonra gelir veya aylık talebinde bulunan sigortalılara, hangi sosyal güvenlik mevzuatına göre aylık veya gelir bağlanacağının mülga 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre tespit edileceğini ve Tasarının kanunlaşmasından önce bir veya birden fazla sosyal güvenlik kanunu kapsamında sigortalı ve/veya iştirakçi olup, Tasarının kanunlaşmasından sonra çalışması bulunan sigortalılara, Tasarının 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinden hangisinin esas alınarak aylık veya gelir bağlanacağının, başvuru yaptıkları tarihten geriye doğru son yedi yıllık süre içinde en fazla hizmetinin geçtiği bende göre tespit edileceğini hükme bağlayan fıkraların eklenmesi,

- Geçici 3 üncü maddesi; 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamındaki sandıkların devriyle ilgili hususların, 2.7.2005 tarihli ve 5387 sayılı Bankacılık Kanununun geçici 23 üncü maddesi ile düzenlenmesi nedeniyle metinden çıkarılması ve müteakip maddelerin teselsül ettirilmesi,

- Geçici 4 üncü maddesi, 3 üncü madde olarak aynen,

- Geçici 5 inci ve 6 ncı maddeleri; redaksiyona tâbi tutularak madde numaralarının 4 ve               5 olarak değiştirilmesi,

- Geçici 7 nci maddesi; Ekonomik ve Sosyal Konseyde varılan mutabakat sonucu, Tasarı kapsamında ilk defa hizmet akdi ile çalışanlar için, yürürlükteki mevzuatta öngörülen 7000 gün prim ödeme sayısının, Tasarının 28 inci maddesinde belirtilen 9000 gün prim ödeme sayısına ve Tasarı kapsamında ilk defa sigortalı sayılanlar için aynı maddede belirtilen 5400, 3960, 4320 ve 4680 gün prim ödeme sayılarına yirmi yılı kapsayan bir süreçte ve kademeli geçişi sağlayan düzenlemelerin eklenmesi ve madde numarasının 6 olarak değiştirilmesi,

- Geçici 8 inci maddesi; yurt dışı hizmet borçlanmasına ait süreler ve prim transferi ile ilgili esas ve usulleri düzenleyen hükümlerin, 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanunda düzenlenmesi nedeniyle, geçiş hükümlerinin bu çerçevede yeniden düzenlenmesi ve madde numarasının 7 olarak değiştirilmesi, 

- Geçici 9 uncu maddesi; Tasarının kanunlaşmasından sonra uygulamada hukuki bir boşluğun doğmaması amacıyla Tasarının yürürlüğe girdiği tarihten önce, 1479 sayılı Kanun gereğince 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre başlatılmış olan icra takiplerinin, 1479 sayılı Kanun hükümlerine göre takip edileceğini hükme bağlayan bir fıkranın eklenmesi ve madde numarasının 8 olarak değiştirilmesi,

- Geçici 10 uncu, 11 inci ve 12 nci maddeleri; konuya ve teknik tanımalara açıklık getirilmesi için redaksiyona tâbi tutulması ve madde numaralarının 9, 10 ve 11 olarak değiştirilmesi,

- Geçici 13 üncü maddesi; 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamında sigortalılık hali devam eden sigortalılar ile bunların sağlık yardımına müstehak eş ve çocuklarının, genel sağlık sigortası hükümlerine göre sağlanan sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanma haklarının olduğunu hükme bağlayan bir fıkranın eklenmesi ve madde numarasının 12 olarak değiştirilmesi,

-  Geçici 14 üncü maddesi,  madde numarasının 13 olarak değiştirilmesi,

suretiyle kabul edilmiştir.

l Bu defa, Komisyonumuzun, 16/3/2006 tarihinde, hükümeti temsilen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu ile Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Hazine Müsteşarlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü, Bağ-Kur Genel Müdürlüğü, Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü, Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı ve Devlet Personel Başkanlığı temsilcileri İle Teklif sahibi Milletvekillerinin katılımlarıyla yapılan 52 nci Birleşimin de, 1/1008 esas numaralı Tasarının, 26/1/2006 tarihinde oluşturulan Alt Komisyon Metninin maddeleri üzerindeki görüşmelerine başlanmıştır.

l Komisyonumuzun 16/3/2006, 22/3/2006, 23/3/2006, 28/3/2006, 29/3/2006 ve 30/3/2006 tarihlerinde yapılan 52 nci, 53 üncü, 54 üncü , 55 inci ve 56 ncı birleşimlerin de, Alt Komisyon tarafından hazırlanan Metnin maddeleri üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.

l 1/1008 esas numaralı Tasarının madde gerekçeleri, Tasarı metninde Alt Komisyonlarda yapılan kapsamlı değişiklik ve düzenlemeler nedeniyle bu değişiklikleri de içerecek şekilde yeniden düzenlenmiştir. Bu çerçevede 26/1/2006 tarihinde oluşturulan Alt Komisyon Metninin;

- 1 inci maddesi; "Madde ile; ülkemizde farklı çalışma statülerine göre çalışan kişiler için oluşturulan sosyal güvenlik sisteminden vazgeçilerek, kapsamdaki tüm kişilere yönelik normların aynı kanunda birleştirildiği bir sosyal güvenlik sistemine geçilmek istenmiştir. Ayrıca sosyal sigorta ve genel sağlık sigortası sigorta kollarından kapsanan kişiler, sağlanan haklar, yararlanma şartları, finansman yöntemi, alınacak primler ve sistemin işleyişine ilişkin hususlar bu Kanunun düzenleme amaçlarını oluşturmaktadır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 2 nci maddesi; "Madde ile Tasarının kapsamı düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 3 üncü maddesi; "Madde ile Kanunda sıkça geçen bazı ifadelerin, bu Kanunun uygulanmasında hangi anlamda kullanıldığı düzenlenmiştir. " şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 4 üncü maddesi; "Bu maddede sigortalı sayılanlara ilişkin hükümlere yer verilmiş,  hizmet akdi ile çalışanlar bu Kanun gereği 4/a bendi kapsamında, kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanlar bu Kanun gereği 4/b bendi kapsamında, kamu idarelerinde çalışanlar bu Kanun gereği 4/c bendi kapsamında sigortalı sayılmışlardır. İlgili bentlerin tanımına doğrudan girmeyen, ancak ilgisi nedeniyle birinci maddenin (a) ve (c) bendi ile ilişkilendirilerek sigortalı sayılacaklara da ikinci ve üçüncü fıkralarda yer verilmiştir.

Askeri okullarda geçen sürelerle ilgili uygulanan hükümlerin, polis okullarında geçen süreler için de uygulanması amaçlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 5 inci maddesi; işsizlik ödeneği ödenen kişilerin uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalı olmasına yönelik bir düzenlemenin (f) bendi olarak metne eklenmesi suretiyle ve "Madde ile çalışma ilişkisi nedeniyle tüm sigorta kollarına tâbi olması mümkün olmayan sigortalılara ilişkin hükümler düzenlenmiştir. Daha önceki düzenlemelerden farklı olarak yüksek öğrenimleri sırasında zorunlu staja tâbi tutulan öğrenciler ile Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen meslek edindirme, geliştirme ve değiştirme eğitimine katılan kursiyerlerin bu sürelerde işkazasına veya meslek hastalığına uğrama riski ile karşılaşabilecekleri düşünülerek ilk defa iş kazası ve meslek hastalığı sigortası kapsamına alınması hükme bağlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle,

- 6 ncı maddesi; "Kısa ve uzun vadeli sigorta kollarının uygulamasında kimlerin sigortalı sayılmadığı belirtilerek, 4 üncü maddenin uygulanmasında tereddüde neden olabilecek kişilerin durumuna ve çalışma ilişkilerine açıklık getirilmiştir. Bu madde ile daha önceki mevzuata göre zorunlu sigorta kapsamında olmasına rağmen, düzensiz ve düşük gelirli bazı çalışma biçimlerinin zorunlu sigortalılık kapsamından muaf tutulmasına olanak sağlanmış, böylece bu durumdaki kişilerin tahakkuk edecek prim borçları nedeniyle mağduriyetleri önlenmeye çalışılmıştır. Bu kişilerin talepleri halinde isteğe bağlı sigortaya tâbi olarak sosyal güvenlik haklarından yararlanmaları ilgili maddelerde olanaklı kılınmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 7 nci maddesi; "Madde ile sigorta hak ve yükümlülüklerinin ne zaman başlayacağı 4 ncü maddedeki sigortalılık durumuna göre ayrı ayrı belirtilmiş, bu hususların belirlenmesinde meslek kuruluşlarından alınacak görüşlerin de dikkate alınması hükme bağlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 8 inci maddesi; 5 inci maddeye eklenen, işsizlik ödeneği ödenen kişilerin uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalı olması hükmünü öngören (f) bendine paralel bir düzenlemenin altıncı fıkra olarak eklenmesi suretiyle ve "Madde ile sigortalılık tesciline ilişkin olarak verilmesi gereken belgelerin verilme süreleri ile buna ait usul ve esaslar düzenlenmiştir. Sigortalıların ve hak sahiplerinin sigorta yardımlarından yararlanabilmeleri, prim yükümlülüklerinin başlangıcı ve takibi, sigortalıların işverenleri tarafından, bağımsız çalışanlar bakımından ise kendileri tarafından bildirimi ve tescili ile mümkündür. Sigortalı tescillerinin kayıt dışı çalışmayı engelleyecek, bildirimi kolaylaştıracak şekilde düzenlenmesi önem taşımaktadır.

Kaçak sigortalılığın önlenmesi amacıyla, esas olarak sigortalı çalıştırmaya başlanmadan önce sigortalının tescili öngörülmüş, ancak inşaat işyerleri, yabancı ülkelere sefer yapan ulaştırma araçlarına sefer esnasında alınarak çalıştırılanlar, Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi verilen işyerleri ile devlet memurları ve diğer kamu görevlileri için sigortalı bildirim süresinde, yapılan işlerin özellikleri gereği bazı istisnalar tanınmıştır.

Ayrıca, kendi nam ve hesabına çalışanlar için bunların sigortalı sayılmalarını gerektirecek faaliyetleriyle ilgili tescil işlemlerini yapan vergi daireleri, odalar veya sicil memurluklarına kendileriyle ilgili tescili yaptıkları sırada sigortalılığa ilişkin tescili de yapmaları yükümlülüğü getirilmiş, böylece ticari faaliyete ilişkin beyan ile sigorta tescili arasındaki kopukluğun ve gereksiz bürokrasinin ortadan kaldırılmasına çalışmıştır.

Sigortalının işveren yanında kendisinin de bildirim yükümlülüğü getirilmiş, ancak buna ilişkin herhangi bir cezai yaptırım öngörülmemiştir. Sigortalının kendisini bildirmemiş olmasının kendi aleyhine delil oluşturmayacağı da belirtilmek suretiyle sigortalının hakları korunmak istenmiştir.

Diğer taraftan,  kamu idareleri ile bankaların  yaptıkları işlem, şayet işlemini yaptıkları kişinin sigortalı olmasını gerektiriyorsa, kamu idarelerine ve bankalara bu kişinin sigortalılık durumunu Kurum veri tabanından araştırmalar ve sigortasız olduğu anlaşılan kişiden tescil belgesini istemeleri yükümlülüğü getirilmiş; bu suretle kayıt dışı sigorta ile mücadelede yeni bir araç tanımlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle,

- 9 uncu maddesi; "Madde ile kısa ve uzun vadeli sigorta hükümleri bakımından sigortalılığın hangi hallerde sona ereceği tek tek sayılmak suretiyle düzenlemiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 10 uncu maddesi; "Madde ile 4 üncü maddenin (a) ve (c) bentleri kapsamında sigortalı olanların işverenlerince geçici görevle yurtdışına gönderilmesi, (b) bendine tâbi olarak sigortalı olanların ise sigortalılığa esas çalışması nedeniyle yurt dışında bulunmaları halinde sigortalıların görevlerini yaptıkları sürece sigortalıların ve işverenlerin hak ve yükümlülüklerinin devam edeceği hükme bağlanmıştır. Sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmayan ülkelerde iş üstlenen işverenler tarafından götürülen Türk işçilerinin birinci fıkrada belirtilen şekliyle yurtdışına geçici görevlendirilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 11 inci maddesi; "Madde ile İş Kanunu hükümleri de göz önüne alınarak her türlü çalışma ilişkisini kapsayacak şekilde işyeri tanımı hükümleri getirilmekte ilk defa işçi çalıştırmaya başlanan işyerinin Kuruma bildirilmesi, devri, intikali ve nakli düzenlenmektedir. Madde ile ayrıca, işyeri tescilinde bildirim dışı kalabilecek haller düşünülerek, bazı kamu kurumlarının işlemleri gereği Kuruma bildirmeleri gereken hususlar, madde de öngörülen yasal yükümlülükleri süresi içinde bildirmeyenlere uygulanacak idari para cezaları ve alt işverenle ilgili hükümler düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 12 nci maddesi; "Madde ile sigortalıları çalıştıran kimselerin işveren sayıldığı, işveren deyiminin işveren vekilini de kapsadığı, geçici iş ilişkisi kurulan işverenlerin bu Kanundan doğan yükümlülüklerden dolayı işverenle birlikte sorumlu olduğu,  çiftçi mallarını koruma bekçileri ile ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde oluşturulan tesis ve atölyelerde çalıştırılanların işvereninin ve işveren vekillerinin de kimler olduğu belirtilmiştir.

Ayrıca, esas itibariyle kendisi de bir işveren olan alt işverenlerin tanımı yapılmıştır. Hizmet akdine istinaden çalıştırılan sigortalıların üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş olmaları durumunda bile, Kanunun işverene yüklediği ödevlerden dolayı asıl işverenin alt işverenle birlikte sorumlu olacağı belirtilmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 13 üncü maddesi; birinci fıkrasının (a) bendi, kapsamın daha anlaşılır hale getirilmesi amacıyla yeniden düzenlenmesi suretiyle ve "Madde ile hangi hallerin iş kazası sayılacağı belirtilmiş, iş kazalarının Kuruma bildirilme süreleri ve bunların soruşturulmasına ilişkin hususlar düzenlenmiştir.

506 sayılı Kanuna göre sigortalıların ancak işverence sağlanmış toplu taşıma aracı ile iş yerlerine gidiş gelişleri sırasında uğradıkları kazalar, iş kazası kapsamında değerlendirilirken, madde ile işverence sağlanan bir taşıtla işe gidiş ve geliş sırasında meydana gelen kaza halleri iş kazası kapsamına alınmıştır.

İş Kazası soruşturmalarının Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları yanında, bu konuda ihtisas yapmış Bakanlık iş müfettişleri tarafından da yapılabilmesine imkân sağlanarak, uygulamada soruşturmaların gecikmesinden kaynaklanan şikâyetlerin azaltılması hedeflenmiştir.

Meydana gelen iş kazaları dolayısıyla gerekli yardım ve işlemlerin yapılabilmesi için, Kurumun bu kazalardan zamanında haberdar olmasını sağlamak üzere işverenler ile kendi nam ve hesabına çalışanların yükümlülüklerini tanımlamak ve Kurumca yürütülecek işlemleri belirtmek üzere düzenlemiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle,

- 14 üncü maddesi; "Bu maddede meslek hastalığının tanımı yapılarak, meslek hastalığının işten ayrıldıktan sonra ortaya çıkması durumunda, bu Kanunla sağlanan yardımlardan sigortalıların yararlanabilmeleri için, yönetmelikle belirlenecek belli bir sürenin geçmemiş olması şartı getirilmiş, hastalık ile yapılan iş arasında nedensellik bağı korunmaya çalışılmıştır. Ayrıca meslek hastalığı dolayısıyla gerekli yardım ve işlemlerin yapılabilmesi için, durumdan Kurumun haberdar olması gerektiğinden meslek hastalığının bildirimi konusunda işverene yükümlülük getirilmektedir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 15 inci maddesi; "Bu maddede kısa vadeli sigorta kolları arasında sayılan hastalık ve analık hallerinin tanımı yapılmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 16 ncı maddesi; son fıkrası anlama açıklık kazandırılması amacıyla redaksiyona tâbi tutulması suretiyle ve "Bu madde ile iş kazası ve meslek hastalığı, hastalık ve analık halinde sağlanan haklara ve bu haklar nedeniyle verilecek ödeneklerin tutarlarının hesaplanmasına ilişkin hükümler açıklanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle,

- 17 nci maddesi; "Sigortalılara verilecek ödeneklere ve bağlanacak gelirlere esas tutulacak günlük kazancın tespitinin nasıl yapılacağı maddede belirtilmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 18 inci maddesi; "Geçici iş göremezlik ödeneğinin hangi sigortalılara, hangi hallerde ve hangi şartlarla verileceği, başlangıcı, verilme süresi, miktarı, kısa vadeli sigorta kollarının birden fazlasından işgöremezlik ödeneğine hak kazanılması durumunda uygulanacak hükümler, toplu iş sözleşmesi yapılan yerler ile kamu idarelerinde iş göremezlik ödeneğinin mahsup şekli bu maddede düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 19 uncu maddesi; dördüncü fıkrasında geçen "ödenmiş olması şarttır." ibaresinin, uygulamada tereddütlere yol açılmaması amacıyla "ödenmiş olması zorunludur." şeklinde değiştirilmesi suretiyle ve "Madde ile sürekli iş göremezlik gelirini hak kazanma şartları, sürekli iş göremezlik geliri bağlanan kişinin yeniden hastalanması durumunda yeniden tespit şekli, gelirin hesaplanma yöntemi, 4 üncü maddenin (b) bendi gereği sigortalı sayılanların sigortalılık durumu ile işverenlik durumunun birleşmesi nedeniyle  prim ve her türlü borcunun ödenmiş olması şartının aranmasına ilişkin usuller; 4 üncü maddenin (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanlardan sürekli işgöremezlik durumları nedeniyle görevlerine son verilenlere uygulanacak hükümler, sürekli işgöremezlik gelirinin amacının kişinin mahrum kaldığı geliri telafi etmek olması ve brüt kazanç tutar üzerinden hesaplanması nedeniyle net kazanç tutarından fazla olamayacağı, gelirin arttırılma şekli, sürekli işgöremezlik gelirinin başlangıcına esas alınacak tarihler,  sürekli işgöremezlik gelirinin kişinin sigortalı olarak çalışmasına engel olmaması nedeniyle çalışması sırasında geçici işgöremezlik ödeneğine hak kazanması durumunda ikisi arasındaki farkın ödeneceği, kişinin tekrar iş kazasına uğraması veya meslek hastalığına tutulması nedeniyle sürekli işgöremezlik gelirinin ne şeklide hesaplanacağı ve çıkarılacak yönetmeliğe ilişkin esas hususlar düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle,

- 20 nci maddesi; dördüncü fıkrasında geçen "ödenmiş olması şarttır." ibaresinin, uygulamada tereddütlere yol açılmaması amacıyla "ödenmiş olması zorunludur." şeklinde değiştirilmesi suretiyle ve "İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalıların hak sahiplerine gelir bağlanmasının şartları, bağlanacak gelirin oranları, gelirin başlangıcı, kesilmesi ve yeniden bağlanmasında uygulanacak hükümleri ve cenaze ödeneği verilmesi ile  gelir almakta iken evlenen hak sahiplerine evlenme ödeneği verilmesine ilişkin hükümler  düzenlemektedir."  şeklindeki madde gerekçesiyle,

- 21 inci maddesi; birinci fıkrasında yer alan "veya suç sayılabilir" ibaresinin, uygulamada tereddütlere yol açılmaması amacıyla metinden çıkarılması ve beşinci fıkrasının birinci cümlesinin, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, kamu görevlisinin yapmakla mükellef olduğu bir vazifenin gereği olarak meydana gelmişse, bu kişilere yapılan ödemeler veya bağlanan aylıklar nedeniyle kurumlarına veya ilgililere rücu edilemeyeceğine açıklık getirilmesi amacıyla yeniden düzenlenmesi suretiyle ve "Bu madde ile işverenin iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde kastı ya da sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı davranışı halinde yapılan veya ilerde yapılacak ödemelerle, bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamının esas alınarak, sigortalı veya hak sahibinin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere Kurumca işverene rücu edilmesi, işverenin ve sigortalının sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesinin de dikkate alınması öngörülmüştür.

Sağlık raporu alınması gereken ağır ve tehlikeli işlerde, rapor alınmadan sigortalı çalıştırılmasını engellemek için, bu durumdakilerin işe girmeden önce mevcut olduğu tespit edilen hastalıkları nedeniyle ödenecek geçici iş göremezlik ödeneklerinin işverene ödettirileceği, iş kazası, meslek hastalığı veya hastalığın üçüncü bir kişinin kusuru yüzünden meydana gelmesi durumunda ise, Kurumca yapılan ödemeler ve bağlanan gelirden dolayı sorumlulara;ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısına kadar rücu edilmesi düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle,

- 22 nci maddesi; birinci fıkrasının (b) bendinin uygulamada tereddütlere yol açmaması amacıyla "veya suç sayılabilir bir hareketi" ibaresinin metinden çıkarılması suretiyle ve "Bu madde ile sigortalının kendisinden kaynaklanan hangi nedenlerden dolayı iş kazasına veya meslek hastalığına uğraması,  hastalanması, tedavi süresinin uzaması veya iş göremezliğinin artması hallerinde geçici iş göremezliğin ödeneğinin veya sürekli iş göremezlik gelirinin eksiltilerek ödeneceğine veya geri alınacağına ilişkin hususlar düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle,

- 23 üncü maddesi; "Madde ile işverenin, çalıştırdığı sigortalıyı belirtilen süre içerisinde, sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kurumu bildirmemesi durumunda uygulanacak yaptırım düzenlenmektedir.

Süresi içerisinde Kuruma bildirilmeyen sigortalıların iş kazası, meslek hastalığı, hastalık gibi sigorta riskleriyle karşılaşmaları hallerinde, işverene Kurumca yapılan ve yapılacak tüm masrafları karşılama zorunluluğu getirilmek suretiyle, işverenin çalıştırdığı sigortalıları Kuruma bildirme konusunda zorlanması sağlanmaya çalışılmış; Kuruma bildirilmeyen sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanmasının gerekmesi halinde, işverenin yükümlülüğü peşin sermaye değeri ile sınırlandırılmak suretiyle, sürekli iş göremezlik gelirinin ilerideki artışları nedeniyle işverenlerin daimi olarak yükümlülük altında kalmaması sağlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 24 üncü maddesi; "Sigortalıların haklarının korunması açısından maddede belirtilen hallerin 18 inci madde gereği geçici işgöremezlik ödeneği verilmesi için gerekli olan sürelerin tespitinde veya işgöremezliğin başladığı veya hastalığın anlaşıldığı  ya da doğumun olduğu tarihten önceki bir yıllık sürenin hesabında çalışmaya ara verilmesine rağmen dikkate alınmayacağı belirtilmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 25 inci maddesi; "Sigortalıların hangi hallerde malul sayılacakları maddede gösterilmiştir. Çalışma gücünün en az % 60'ını yitirmiş olanların veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucunda meslekte kazanma gücünü en az % 60 oranında yitirdiği tespit edilen sigortalıların malul kabul edileceği, ilk defa işe girdiği tarihten önce çalışma gücünün % 60'ını yitirdiği tespit edilen kimselerin malullük sigortasından yararlanamayacakları belirtilmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 26 ncı maddesi; üçüncü fıkrasında geçen "ödenmiş olması şarttır." ibaresinin, uygulamada tereddütlere yol açmaması amacıyla "ödenmiş olması zorunludur." şeklinde değiştirilmesi suretiyle ve "Madde ile malullük sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları düzenlenmiş, halen Devlet Memurlarında malullük aylığının bağlanması için gerekli olan 3600 gün prim ödeme şartı, 1800 güne indirilmiş, SSK ve Bağ-Kur'da aranan gün sayısı arttırılmaksızın sigortalılık süresi 10 yıl olarak belirlenmiştir. Başkasının bakımına muhtaç olan kişilerde ise 10 yıllık sigortalılık süresi yerine, 5 yıl sigortalılık ve 900 gün prim ödemeleri halinde malul olabilecekleri hükme bağlanmıştır. Malullük aylığının bağlanabilmesi için ayrıca sigortalının çalıştığı işten ayrılması veya 4 üncü maddenin (b) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için işyerlerini kapattıktan veya devrettikten sonra yazılı istekte bulunması, ayrıca prim ve diğer her türlü borçlarını ödemiş olması şartı aranacağı hususu düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 27 nci maddesi; "Sigortalılara bağlanacak malullük aylıklarının yaşlılık sigortasından bağlanacak aylıkların hesaplanmasına esas alınan usulle hesaplanacağı, ancak, malullük halinin kişinin isteği dışında meydana geldiği göz önüne alınarak 9000 günden az prim ödeme gün sayısı olan kişiler için  prim ödeme gün sayısı 9000 gün olarak kabul edilerek aylık bağlama oranının yükseltilmesi amaçlanmış, sigortalının başka birinin sürekli bakımına muhtaç olması durumunda aylık bağlama oranının ayrıca 10 puan artırılacağı belirtilmiştir.

Malullük aylığına esas rapor tarihinin aylık talep tarihinden önce veya sonra olmasına göre malullük aylığının ne zaman başlayacağı belirtilmiş; Kanunun 4 üncü maddesinin (c) bendi kapsamında olanlar için ise görevlerinden ayrıldıkları tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükme bağlanmıştır.

Malullük aylığı kişilerin çalışamayacağı dikkate alınarak bağlandığından, malullük aylığı almakta iken bu Kanuna tâbi olarak çalışan sigortalıların aylıklarının kesileceği,  bu durumda olup çalışması sona erenlerin, tekrar aylık almak için müracaat etmeleri durumunda, malullük aylıklarının yeniden hesaplanacağı, hesaplanan yeni aylığın eski aylıktan yüksek olması durumunda yeni aylığın ödeneceği, eski aylık yüksek ise eski aylığın bağlanacağı  belirtilmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 28 inci maddesi, sekizinci fıkrasında geçen "ödenmiş olması şarttır." ibaresinin, uygulamada tereddütlere yol açmaması amacıyla "ödenmiş olması zorunludur." şeklinde değiştirilmesi suretiyle ve "Yaşlılık sigortasından sağlanan haklar belirtilmiş; ilk defa bu Kanuna göre sigortalı sayılanlar açısından yaşlılık aylığının bağlanması için aranan yaş ve prim ödeme gün sayılarına yer verilmiş; ikinci fıkrada belirtilen yaş şartının .1.2036 yılından 1./.2048 yılına kadar nüfus yapısında beklenen değişime paralel ve kademeli olarak artırılması hükme bağlanmış; maddede düzenlenen yaş koşullarını yerine getirmesine rağmen prim ödeme gün sayısını dolduramayan kişilerin yaş hadlerine üç yıl daha eklenmek suretiyle ve 5400 prim gün sayısını doldurmaları halinde yaşlılık aylığı bağlanabilmesine imkân tanınmış, sigortalı olarak çalışmaya başlamadan önce malul sayılmayı gerektirecek derecede sakatlığı bulunması nedeniyle malulen emekli olmasına imkân tanınmayan sigortalılar ile sakatlıkları malul sayılmayı gerektirecek dereceden daha az olan sigortalılara ise, maddede belirtilen koşulları yerine getirmeleri halinde daha kısa süre çalışmak suretiyle yaşlılık aylığından yararlanabilmelerine imkân tanınmış; Bakanlıkça tespit edilecek maden işyerlerinin yeraltı işlerinde sürekli ve münavebeli çalışanlar ile 50 yaşını dolduran ve erken yaşlandığı tespit edilen kişilere yaşlılık aylığının bağlanma şartları ve ayrıca, yaşlılık aylığının bağlanabilmesi için aranan diğer şartlar madde ile düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle,

- 29 uncu maddesi; dördüncü fıkrasının son cümlesinin, 9000 günden fazla prim ödeme gün sayısı olan kişilerin aylık bağlama oranının, 9000 gün ile sınırlandırılmasını önlemek için çıkarılması suretiyle ve "Yaşlılık aylığının maddede belirtilen şekilde bulunan ortalama aylık kazanç ile aylık bağlama oranının çarpımı sonucunda bulunan tutar olacağı belirtilmiştir. Sakatlıkları nedeniyle daha az prim gün sayısı üzerinden yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalıların aylık bağlama oranlarının 9000 gün için hesaplanacak aylık bağlama oranından az olmamasına ilişkin hususlar maddede düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle,

- 30 uncu maddesi; üçüncü fıkrasının birinci cümlesinin, yabancı bir ülkede ikamete dayalı bir sosyal yardım almaya başlayanların yaşlılık aylıklarının kesilme tarihine açıklık getirilmesi amacıyla yeniden düzenlenmesi suretiyle ve "Madde ile yaşlılık aylığının başlangıcının nasıl belirleneceği; geçici iş göremezlik ödeneği almakta olan sigortalılardan yaşlılık aylığına hak kazananlara geçici işgöremezlik ödeneği verilme süresinin sona erdiği tarihi takip eden ödeme dönemi başından başlanarak aylık bağlanacağı ve bu durumun istisnası; yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra tekrar çalışmaya başlanması veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaya veya ikamete dayalı sosyal yardım almaya başlanması halinde aylıkların kesileceği; bunlardan sadece bu Kanuna tâbi olarak çalışmaya başlayanlara, istemeleri halinde sosyal güvenlik destek primi ödemek suretiyle aylıklarını almaya devam edebilme hakkının verilmesi ve sosyal güvenlik destek primi oranlar; çalışmaya başlamaları nedeniyle aylıklarını kestirmeyi tercih edenler açısından yeniden aylık bağlanmasının şartları ve bağlanacak aylığın önceki aylıktan az olamayacağı; sosyal güvenlik destek primi ödenen sürelere ilişkin uygulanacak hususların neler olduğu hükme bağlanmıştır.

Sosyal güvenlik destek primi oranı belirlenirken, emekli çalıştırılmasının emekli olmayanlara göre bir avantaj oluşturmamasına dikkat edilmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle,

- 31 inci maddesi; "Yaşlılık aylığı bağlanması için gerekli yaş koşulunu tamamladığı halde, prim ödeme gün sayısını dolduramayan sigortalılara, kendi adına ödenmiş bulunan malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin güncellenerek toptan ödenmesi ve sonradan sigortalılığını sürdürmeye karar veren kimselere ise bu şekilde tasfiye edilen hizmetlerini kendilerine yapılan toptan ödemeyi, güncellenmiş tutarı üzerinden Kuruma geri ödemeleri durumunda ihya edebilmeleri öngörülmüştür." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 32 nci maddesi; "Madde ile ölüm sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları düzenlenmiştir. Düzenleme ile halen Devlet Memurlarında uygulanan 10 yıllık sigortalılık süresi, SSK ve Bağ-Kur da olduğu gibi 5 yıla ve prim gün sayısı da tüm sigortalılar için 900 güne  indirilmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 33 üncü maddesi; "Madde ile ölüm aylığının hesaplanması düzenlenmiştir. Malullükte olduğu gibi, ölüm aylığında da 9000 günden az prim ödeme günü sayısı olan kişilerin aylıklarının 9000 prim ödeme gün sayısı üzerinden hesaplanılması ve bir önceki yılın en düşük yaşlılık aylığından düşük olamaması öngörülerek, hak sahiplerine bağlanacak aylığın yüksek olması amaçlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 34 üncü maddesi; "Madde ile ölüm aylığının hak sahiplerine ne şekilde paylaştırılacağına ilişkin hükümler düzenlenmiştir. Ana ve/veya babanın hak sahibi olarak aylık alabilmeleri ancak eş ve çocuklardan artan bir hisse bulunması ve muhtaç olmaları halinde mümkün olmaktadır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 35 inci maddesi; "Madde ile hak sahiplerinin aylıklarının başlangıcı, kesilmesi ve yeniden bağlanmasına ilişkin hususlar düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 36 ncı maddesi; "Madde ile ölüm aylığına hak kazanamayan hak sahiplerine, sigortalının kendi adına ödenen primlerin toptan ödeme şeklinde güncellenerek ödenmesi; bu durumda olanların sonradan aylığa hak kazanmaları  halinde ise, hizmetlerini ne şekilde ihya edebilecekleri hükme bağlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 37 nci maddesi; üçüncü fıkrasının son cümlesi anlama açıklık kazandırılması amacıyla redaksiyona tâbi tutulması suretiyle ve  "Madde ile evlenme ve cenaze ödeneklerine ilişkin hükümler düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle,

- 38 inci maddesi; üçüncü fıkrasında yer alan "yazılı istekte bulunduğu tarih ile" ibaresinin, anlama açıklık kazandırılması amacıyla metinden çıkarılması suretiyle ve "Maddede uzun vadeli sigorta uygulamasında sigortalılık süresinin hesaplanmasında dikkate alınacak kanunlara ve hükümlere yer verilmiştir. Ayrıca 18 yaşından önceki sigortalılık süresi prim gün sayısı açısından dikkate alınırken, sigortalılığın başlangıcı bakımından dikkate alınmaması ve bu hükmün istisnası düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle,

- 39 uncu maddesi; ikinci fıkrasının, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık halinin; kamu görevlisinin yükümlü bulunduğu bir vazifenin gereği olarak meydana gelmesi durumunda, bu kişilere yapılan ödemeler veya bağlanan aylıklar nedeniyle kurumlarına veya ilgililere rücu edilemeyeceğine açıklık getirilmesi yönünde yeniden düzenlenmesi suretiyle ve "Madde ile sigortalının malul kalmasına ya da ölümüne neden olan üçüncü şahısların sorumlulukları düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle,

- 40 ıncı maddesi; ikinci fıkrasındaki tabloda yer alan "bilfiil" ibarelerinin, "fiilen" olarak değiştirilmesi suretiyle ve "506 ve 5434 sayılı Kanunlarda, bazı ağır ve yıpratıcı işler için sigortalılık süresine eklenmesi öngörülen süreler bu Kanunda da düzenlenmiş, fiili hizmet süresi zammı adıyla, 90 gün ila 180 gün arasında olmak üzere maddede belirtilen  işyerlerinde ya da işlerinde geçirilen hizmet sürelerinin her yılı için ek hizmet süresi verilirken; verilen bu ek sürelerin primlerinin de eklenen sürenin bir yıllık süreye oranlanması suretiyle bulunan miktar kadar uzun vadeli sigorta priminin de fazla ödenmesi ve böylece sigorta sistemine olan maliyetinin de ilgililere karşılatılması gözetilmiştir.Bu durumda sigortalılık süresine o yıl için dörtte birlik bir fiili hizmet süresi zammı eklenmişse, uzun vadeli sigorta primi oranı da dörtte bir oranında arttırılmak suretiyle % 20 yerine % 25  oranında prim alınacaktır.  Fiili hizmet süresi zammının sekiz yılı geçmemek üzere,  uzun vadeli sigorta kollarında prim ödeme gün sayısına ekleneceği, yaşlılık aylığı alma koşulu olarak belirlenen asgari yaştan üç yılı geçmemek üzere indirileceği ve bu düzenlemelere ilişkin istisnalar düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle,

- 41 inci maddesi; "Madde ile sigortalıların mevcut kanunlardaki borçlanma sürelerinin devamı yönünde düzenleme yapılarak, kişiler arasındaki farklı uygulamalara son verilmiştir. Sigortalılar ve hak sahiplerine  talep tarihindeki prime esas kazancın taban ve tavanı arasında kendi seçecekleri matrah üzerinden % 32 oranında prim ödemek suretiyle borçlanabilme olanağı tanınmaktadır. Borçlanma tutarının bir ay içerisinde ödenmesi, ödenmeyen borçlanma süreleri için yeniden başvurulması halinde başvuru tarihindeki prime esas kazanç taban ve tavanı esas alınarak borcun yeniden hesaplanan tutarının ödenmesi imkânı getirilmiştir. Borçlanılan sürelerin, sigortalıların mevcut prim gün sayısına eklenmesi, sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler için sigortalılığın başlangıç tarihinin borçlandırılan gün sayısı kadar geriye götürülmesine, borçlanma ile aylığa hak kazanılması halinde borcun ödenmesinden sonraki takip eden ay başından itibaren aylık bağlanacağı, borçlanılan sürelerin 4 üncü maddenin (a), (b) ve (c) bentlerinden hangisine göre dikkate alınacağı, son fıkrasında da bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra yapılan borçlanmalarda, borçlanılan prime esas gün sayısının ilgili aylara mal edileceği ve mal edilen tarihteki prime esas kazancın ne şekilde hesaplanacağı hükme bağlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 42 nci maddesi; "Madde ile sigortalıların aylık ve gelir bağlanmasında ve toptan ödeme yapılması işlemlerinde, Kuruma en fazla 3 ay içinde yazılı cevap verme zorunluluğu getirilmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 43 üncü maddesi; "Madde ile Cumhurbaşkanlığı, TBMM Başkanlığı ve Başbakanlık görevlerinden herhangi bir nedenle ayrılanların kendilerine ya da hak sahiplerine bağlanacak aylıkları düzenlenmiştir. Kişilerin bu Kanun hükümlerine göre aylık bağlanmasına hak kazanamaması halinde, hesaplanan aylığın tümünün, aylık bağlanmasına hak kazanması halinde ise aradaki farkın Hazineden karşılanması, aynı şekilde bu görevlerde bulunanların hak sahiplerine aylık bağlanma şartları hükme bağlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 44 üncü maddesi; "Madde ile yaş haddinden ve kadrosuzluk sebebiyle emekliye ayrılan kamu görevlilerine ilişkin yaşlılık aylığı bağlanma koşulları düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 45 inci maddesi; "Kamu kurumlarında çalışanlardan kanunlarına göre açığa alınanlar, tutuklananlar veya görevine son verildikten sonra tekrar görevlerine iade edilenlerin, göreve iade edildikten sonra primlerinin nasıl tahsil edilmesi gerektiği yeni esaslara bağlanmaktadır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 46 ncı maddesi; ikinci fıkrasındaki "komiser yardımcısı" ibaresinden sonra gelmek üzere; Emniyet Teşkilatına, 2 yıllık eğitim veren Polis Meslek Yüksek Okulları ile 4 yıllık yüksek öğretim kurumlarından mezun olanlara 6 aydan az olmamak üzere eğitim veren Polis Meslek Eğitim Merkezlerinden mezun olanların polis memuru olarak atanması nedeniyle, 4 yıllık yüksek öğretim kurumlarından mezun olan ve en az 6 aylık Polis Eğitim Merkezlerinde eğitim görerek Polis memuru olarak atananların da eğitim sürelerinin fiili hizmet süresinden sayılmasına imkân sağlanması amacıyla "veya polis memuru" ibaresinin eklenmesi suretiyle ve "Madde ile bazı kamu görevlilerinin prime esas kazançları ve prime esas kazanç üst sınırı belirlenmiştir. Düzenleme kamu görevlilerinin kısa ve uzun vadeli sigorta kollarının uygulaması bakımından prime esas kazançlarının tespitinde üst sınır aranmaması, ancak yurt dışında geçici ya da sürekli göreve gönderilen kişilerin prime esas kazançlarının Türkiye'deki emsali kadrodaki sigortalının prime esas kazancını geçmemesini kapsamaktadır." şeklindeki madde gerekçesiyle,

- 47 nci maddesi; "Madde ile kimlerin harp malulü sayılacağı tanımlanmıştır.  Harp malûlü olanlara verilecek her türlü malûllük zammı tutarının, Kurumca belirlenecek peşin sermaye değeri toplamının en geç bir ay içinde Milli Savunma Bakanlığı tarafından Kuruma yatırılması ilkesi benimsenmiştir.

Harp malullerine sürekli işgöremezlik geliri veya malullük aylıklarının zamlı olarak ödenmesi, gelir veya aylığının artırılan bölümüne ait maliyetlerin ise, Kurumca hesaplanan peşin sermaye değeri üzerinden bunları çalıştıran kamu idareleri tarafından Kuruma ödenmesi öngörülmüştür." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 48 inci maddesi; "Madde ile kamu görevlilerinin malullük veya yaşlılık aylığı alabilmesi için hangi makamdan onay alınması gerektiği düzenlenmiştir. Uygulamada kişilerin mağdur olmamaları için özel kanun hükümleri hariç olmak üzere, yetkili makamın emekliye sevk onayının, talep tarihinden itibaren bir ayı geçemeyeceği kuralı getirilmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 49 uncu maddesi; "Madde ile itibari hizmet süresinin tanımı, etkileri ve uygulanışı hükme bağlanmıştır. İtibarî hizmet sürelerinin, aylık bağlama oranının hesabında prim ödeme gün sayısına eklenmesi, ancak yaş ve emekli ikramiyesi hesabında nazara alınmaması hususları düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 50 nci maddesi; "Madde ile isteğe bağlı sigortalılıktan yararlanma şartları düzenlenmiştir. Mevcut uygulamalarda isteğe bağlı sigortalılar, sağlık yardımlarından yararlanma hakkına sahip değilken, düzenleme ile isteğe bağlı sigortalıların prim ödemek suretiyle hem uzun vadeli sigorta kollarından hem de genel sağlık sigortasından  yararlanma imkânı getirilmiştir. Bununla birlikte isteğe bağlı sigortalılık şartları kısmî zamanlı çalışma, geçici çalışma ve zorunlu sigortalı olmayı gerektirmeyecek şekilde çalışma hallerinde prim ödenmeyen dönemlere ilişkin isteğe bağlı olarak prim ödenebilmesine olanak sağlayacak şekilde tasarlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 51 inci maddesi; "Madde ile isteğe bağlı sigortalılığın başlatılması ve sona erdirilmesinde başvuru tarihinin hangi tarih itibariyle işleme gireceği hususları düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 52 nci maddesi; "Madde ile isteğe bağlı sigorta prim miktarı ve ödenme şekli düzenlenmiştir. İsteğe bağlı sigorta primi, prime esas kazancın alt sınırı ile üst sınırı arasında sigortalı tarafından belirlenecek kazancın % 32'si olduğu, bunun % 20'sinin malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi, % 12'sinin genel sağlık sigortası primi olduğu düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 53 üncü maddesi; "Madde ile bu Kanunun 4 üncü maddesinde sayılan sigortalı sayılma hallerinden birden fazlasına aynı anda tâbi olması halinde uygulanacak hükümler düzenlenmiştir.  Buna göre öncelikle devlet memuriyeti esas alınarak 4/c kapsamında sigortalı sayılması, bağımsız çalışma ile hizmet akdine dayalı çalışmanın çakışması halinde ise önce başlayan sigortalılık ilişkisinin geçerli sayılması ilkesi benimsenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 54 üncü maddesi; "Madde ile bağlanacak aylık ve gelirlerin birden fazla olması durumunda, esas alınacak kurallar belirtilmektedir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 55 inci maddesi; "Madde ile gelir ve aylıkların düzeltilmesi, yükseltilmesi, ödenmesi ve yoklama işlemlerine ilişkin hususlar hükme bağlanmıştır.

Bağlanan gelir ve aylıkların, her yılın Ocak ve Temmuz ödeme tarihlerinden geçerli olmak üzere, bir önceki altı aylık döneme göre Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan en son temel yıllı tüketici fiyatları genel indeksindeki değişim oranı kadar artırılarak belirlenmesi öngörülmüştür." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 56 ncı maddesi; "Madde ile hangi durumlarda hak sahiplerine gelir ve aylık bağlanmayacağı belirtilmektedir. Yeni bir düzenleme olarak, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesilmesi kuralı getirilmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 57 nci maddesi; "Madde ile çeşitli sigorta kollarına göre sigortalılar için esas alınacak yaşa ilişkin bazı hususlar düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 58 inci maddesi; üçüncü fıkrasının birinci cümlesinin, çoğunluğu aynı zamanda kamu görevlisi olan Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu üyelerine ödenecek toplantı ücretinin bu konudaki genel düzenlemeler de dikkate alınarak yeniden düzenlenmesi suretiyle ve "Bu Kanunun bazı maddelerinde belirtilen görevleri yerine getirmek, Kurumun maluliyet, iş kazaları ve meslek hastalıkları hallerinde Kurum kararlarına yapılan itirazları sonuçlandırmak amacıyla Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu kurulmuş, bu kurulun teşkil tarzı ve bazı görevleri madde metninde düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle,

- 59 uncu maddesi; altıncı ve yedinci fıkralarının redaksiyona tâbi tutulması suretiyle ve "Kayıt dışı çalışmanın önlenmesi açısından sigorta işlemlerinin denetimi büyük önem arz etmektedir. Sigorta olaylarının soruşturulması ve asgari işçilik miktarının belirlenmesine yönelik incelemelerde, bilgisine başvurulanların bilgi vermekten kaçınmaları durumunda, denetimler çoğunlukla sonuçlandırılmamakta, bu durum hem sigortalı ve hak sahiplerinin mağdur olmalarına, hem de denetimin etkinliğinin zedelenmesine ve Kurumun prim kaybına ve yersiz masraflara neden olmaktadır. Yapılan düzenleme ile bu olumsuzlukların giderilmesi amaçlanmıştır.

İhaleli işler ile özel bina inşaatı işlerinde ilişiksizlik belgelerinin verilmesinde gecikmelerin önlenmesi amacıyla Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ile Yeminli Mali Müşavirlere bazı yetkiler verilmiş, bunların yetkilerini kullanırken uyacakları usul ve esaslar da bu maddede düzenlenmiştir.

Genel bütçeye dahil daireler ile katma bütçeli idarelerin denetim elemanlarına kayıt dışı sigortalılıkla mücadele amacıyla, kendi mevzuatları gereğince yapacakları denetimlerde çalıştırılanların sigortalı olup olmadıklarını tespit yetkisi ve yükümlülüğü getirilmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle,

- 60 ıncı maddesi; "Madde ile Genel Sağlık Sigortası (GSS) kapsamına dahil olan kişiler, kategoriler itibariyle sayılmak suretiyle belirtilmiştir. Kişilerin; prim ödeme durumları, katılım payı uygulaması, sağlık hizmetlerinden yararlanma şartları ve benzeri  kurallar bakımından ayrıştırılabilmesi ve hükümlere atıf oluşturması bakımından bu yöntem benimsenmiş, sonuç itibariyle istisnalar dışında Türkiye'de ikamet eden tüm Türk vatandaşları ile bir yıldan fazla süreyle ikamet eden yabancı ülke vatandaşları,  vatansız ve sığınmacılar zorunlu olarak genel sağlık sigortası kapsamına alınmıştır.

Askerlik hizmetini yapan kişiler ile tutuklu ve hükümlüler; sağlık hizmetlerinin ilgili kanunları gereği yürütülmekte olması ve genel sağlık sigortası sisteminin bu kişilerin bulundukları ortamlarda işletilmesinin yaratacağı sorunlar dikkate alınarak kapsam dışında tutulmuştur." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 61 inci maddesi; "Madde ile GSS kapsamındaki kişilerin tescili ve sigortalılığın sona ermesine ilişkin hükümler düzenlemektedir. Uzun vadeli sigorta bakımında tescil edilen kişilerin, ek bir işleme gerek olmaksızın GSS açısından da tescil edildiği kabul edilerek işlemlerde pratiklik sağlanmıştır. Getirilen önemli bir düzenleme de bütün çocukların doğar doğmaz 18 yaşına kadar hiçbir koşul aranmaksızın GSS kapsamına alınmasıdır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 62 nci maddesi; "Madde ile sağlık hizmetleri ve diğer haklar ve bunlardan yararlanmaya ilişkin ilkeler düzenlenmektedir. Bir diğer önemli husus da ödenen primin tutarı ile alınan hizmet arasında ilişki kurulmamasıdır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 63 üncü maddesi; son fıkrasının, bilimsel komisyonların çalışmasına ilişkin usul ve esasların ilgili yönetmeliğin içeriğinde olması nedeniyle gereksiz ifadelerin kaldırılması ve Sağlık Bakanlığının maddenin uygulanmasına ilişkin görüşleri alındıktan sonra yönetmeliğin çıkarılması amacıyla yeniden düzenlenmesi suretiyle ve "Maddede, sigortalılara sağlanacak sağlık hizmetlerinin, öncelikle kişilerin sağlıklarını koruma, sağlıkları bozulanlara bunu yeniden kazandırma ve kendi ihtiyaçlarını görme yeteneklerini arttırmayı amaçladığı göz önünde tutularak, finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerine oldukça detaylı bir şekilde yer verilmiştir.

Madde ile finansmanı sağlanacak sağlık hizmetleri detaylı olarak tanımlanmış ve anılan sağlık hizmetlerine ilişkin teşhis ve tedavi yöntemleri ile bunlar için gerekli olabilecek tıbbi malzeme ve ürünlere ilişkin tür, miktar ve kullanım süreleri konusunda kuralların ne şekilde belirleneceği  hükme bağlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle,

- 64 üncü maddesi; "Madde ile finansmanı sağlanmayacak sağlık hizmetlerine yer verilmektedir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 65 inci maddesi; "Madde ile kişinin, yerleşim yerinin dışına yapılan sevklerde, sigortalı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin yol giderleri ve ayakta tedavileri süresince gündeliklerinin karşılanmasına ilişkin hususlar düzenlemektedir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 66 ncı maddesi; son fıkrasının redaksiyona tâbi tutulması suretiyle ve  "Madde ile yurt içinde tedavinin mümkün olmadığı durumlarda veya kişilerin yurt dışına görevli olarak gönderilmesi durumunda, yurt dışı tedavi masraflarının Kurum tarafından ödenmesine ilişkin hususlar düzenlenmektedir.

Düzenleme, yurtdışı tedavisi konusunda gerek SSK, ES ve Bağ-Kur arasındaki, gerekse aynı sigorta içindeki kişiler arasında var olan ayrımcılığı kaldırmakta, ilk defa Yeşil Kartlılara yurtdışında tedavi imkânı getirilmektedir."  şeklindeki madde gerekçesiyle

- 67 nci maddesi; "Madde ile sağlık hizmetlerinden yararlanabilmek için bulundurulması gereken koşullara ilişkin hususlar düzenlenmektedir. SSK'da çalışanlar için 90 gün, hak sahipleri için 120 gün, Bağ-Kur'da ilk defa sigortalı olanlarda 240 gün, yeniden sigortalı olanlarda ise 120 gün olan süre, 30 güne indirilmektedir. Devlet Memurları için ise süre uygulaması yok iken eşitliği sağlamak amacıyla 30 günlük süre getirilmiştir. Bununla birlikte primini kendisi ödemekle yükümlü olanlar için prim borcunun bulunmaması şartı getirilmektedir. Ancak anılan şartlar taşınmasa dahi sağlanacak sağlık hizmetleri tanımlanarak bu hükmün uygulanmasında önemli bir istisna getirilmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 68 inci maddesi; "Genel sağlık sigortası kapsamında sağlanacak sağlık hizmetlerinin amaç dışı ve gereksiz kullanımını önlemek; bu konuda sıklıkla gündeme gelen suiistimallerin önüne geçmek; sağlık hizmetlerini kullananların da oto kontrol mekanizmalarına etkili bir şekilde katılımını sağlamak  üzere, sağlanan sağlık hizmetlerinde ve tıbbi ürünlerin kullanımı esnasında Kanunla belirlenen oranları ve miktarları aşmamak üzere sağlık hizmeti kullanıcılarının katılımı öngörülmektedir.

Sadece ayaktan tedavide hekim ve diş hekimi muayenesinde 2YTL; ilaçlar ile ortez, protez, iyileştirme araç ve gereçlerinde %10 ila %20 arasında katılım payı alınması; sevk zincirine uyulmadan diğer basamaktaki sağlık kurumlarına başvurulması durumunda katılım payının %50 oranında artırılması hükme bağlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 69 uncu maddesi; birinci fıkrasının (d) bendinde geçen "transplantasyonları." ibaresinin, "nakli." şeklinde değiştirilmesi; aynı fıkranın (f) bendinin, harp okulu öğrencilerinde olduğu gibi polis akademisi öğrencilerinden de katılım payı alınmamasına yönelik olarak yeniden düzenlenmesi suretiyle ve  "Bu madde ile risk gruplarını, kişi ve toplum sağlığını riske atmamak ve sağlık hizmeti kullanıcılarını mağdur etmemek amacıyla sağlık hizmeti kullanımı esnasında katılım payı ödememesi hususunda istisnalar tanımlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle,

- 70 inci maddesi; "Madde ile sağlık hizmetlerinin sunumunda iş kazası, meslek hastalığı ve acil haller dışında, hastaların takip etmesi gereken sevk zincirine ilişkin hususlar düzenlenmiştir.

Kanunla belirtilen haller dışında, sevk zincirine uyulmadan sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularına yapılan başvuru sonucu alınacak sağlık hizmetlerinde, sağlık hizmetleri bedelinin sadece %70'lik kısmının karşılanarak  sigortalıların sevk zincirine uymaları teşvik edilmek istenmektedir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 71 inci maddesi; "Maddenin düzenlemesi yoluyla sağlık hizmet sunucularına; gerekli teknik alt yapının kurulmasını takiben sağlık hizmetlerinden yararlanmak üzere başvuran kimselerin, genel sağlık sigortası kapsamında olup olmadıklarını kontrol etme görevi verilmiştir. Bu Kanunda acil olarak tanımlanacak hallerin Sağlık Bakanlığının uygun görüşü alınarak Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle tanımlanması düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 72 nci maddesi; son fıkrasının redaksiyona tâbi tutulması suretiyle ve "Madde ile sağlık hizmetlerinin ödenecek bedellerinin belirlenmesinde yetkili olan Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonunun yapısı ve çalışma şekli ile Sosyal Güvenlik Kurumunun buradaki görev, yetki ve çalışma şekline ilişkin hususlar düzenlenmiştir. " şeklindeki madde gerekçesiyle,

- 73 üncü maddesi; "Madde ile genel sağlık sigortası kapsamında sağlanacak sağlık hizmetlerinin hizmet satın alma sözleşmeleri yoluyla sağlanması, sağlanan sağlık hizmetlerinin Kurumca karşılanacak bedellerinin ödenmesi, bu konularda sağlık hizmeti sunucularının sorumlulukları, ödeme şekilleri ve provizyon sistemine ilişkin hususlar tanımlanmaktadır. Madde ile Kurumun sağlık finansman güvencesi altına aldığı kimselere sağlık hizmeti sunmak üzere her türlü gerçek ve tüzel kişi, kurum ve kuruluşla sağlık hizmeti satın almaya yönelik sözleşme yapma yetkisi tanınmaktadır. Bu sözleşmenin yöntemine ilişkin bir kısıtlama getirilmemiştir.

Kurum ile sözleşme yapma talebinde bulunan özel ve tüzel kişilerin başvurularından sözleşmenin imzalanmasına kadarki tüm aşamaların kurum tarafından açık, izlenebilir, denetlenebilir ve hakkaniyete uygun olacak biçimde yürütülmesi sorumluluğu getirilerek bu konuda yaşanan veya sonradan ortaya çıkabilecek yakınmaların ve suiistimallerin önüne geçilmek istenmiştir.

Sağlık hizmetlerinin sağlanmasına yönelik olarak öncelikle Kurum tarafından karşılanacak bedeli kabul eden ve kişilerden otelcilik hizmetleri ve öğretim üyesi tarafından sağlanan sağlık hizmetleri dışında tıbbi hizmetler için hiçbir fark almamayı taahhüt eden sağlık hizmeti sunucuları öncelenmekte ve bu kuruluşlara faturalandırdıkları hizmetlerin karşılığının doğrudan ödenmesi düzenlenmesi getirilmektedir.

Bunun dışında Kurum tarafından karşılanması öngörülen sağlık hizmeti fiyatlarını kabul etmeyen, ancak sağlık hizmeti sunumuna ilişkin yapılacak sözleşmenin diğer tüm hükümlerine tâbi olan sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti almak isteyen sigortalıların ve bakmakla yükümlü oldukları kimselerin bu sağlık hizmeti sunucularından aldıkları sağlık hizmeti karşılığında, sağlık hizmeti sunucuları için belirlenen bedellerin % 70'ine kadarının sağlık hizmetini alan kişiye ödenebilmesi düzenlenmiştir.

Bu düzenleme ile hem sağlık hizmetinden yararlanan kimselerin katılım payı dışında ayrıca ödeme yapmaksızın sağlık hizmetlerini kullanabilmeleri, bunun dışında çeşitli nedenlerle Kurum fiyat tarifesi dışında fiyatlandırma politikası izleyen sağlık hizmet sunucularının serbest piyasa koşullarında bu hizmeti sunabilmesine olanak tanınması, aynı zamanda sağlık hizmeti kullanıcılarının kişisel tercihleri doğrultusunda sağlık hizmet sunucusu seçimi haklarının en geniş düzeyde tutulması amaçlanmaktadır. Ancak acil hallerde bu hakkın kötüye kullanılmasını engellemek üzere tüm sağlık hizmeti sunucularına Kurumca uygun görülen sağlık hizmeti fiyatlandırma bedeli üzerinden hizmet sunma zorunluluğu getirilmektedir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 74 üncü maddesi; "Bu madde ile genel sağlık sigortası primlerinin ve diğer gelirlerin bu Kanunda tanımlanmış amaçlar dışında kullanılmasının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 75 inci maddesi; "Madde ile sürekli olmayan, bu nedenle genel sağlık sigortası primleri ve harcamaları belirlenirken göz önünde bulundurulamayan savaşlar ya da doğal afetler nedenleri ile ortaya çıkması muhtemel olağandışı sağlık giderlerinin karşılanmasını sağlamaya yönelik olarak, istisnai ve beklenmedik sağlık harcamalarının genel bütçeden karşılanmasına imkân tanıyabilmek amacı güdülmüştür." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 76 ncı maddesi; dördüncü fıkrasındaki "veya suç sayılabilir bir hareketi nedeniyle" ibaresinin, uygulamada tereddütlere yol açılmaması ve bu konuda oluşmuş Yargıtay içtihatları doğrultusunda metinden çıkarılması ve son fıkrasındaki "suç sayılabilir" ibaresinin, "kusurlu" olarak değiştirilmesi suretiyle ve "Madde ile iş kazasına uğrayan genel sağlık sigortalısına, sağlık hizmetinin sağlanmasına ve işverenin sorumluluklarına ilişkin hususlar düzenlenmektedir. Hastalık, analık, koruyucu sağlık hizmetleri konularında irade ve sorumluluk kişilerde iken, iş kazası ve meslek hastalığı halinde işverenin de sorumlulukları gündeme gelmektedir.

Çalışanın iş kazası geçirmesi halinde işveren, derhal sağlık durumunun gerektirdiği sağlık yardımlarını çalışanına sunacak ve burada diğer sağlık yardımlarında aranan koşullar aranmayacaktır. İşverenin bu sorumluluğunu yerine getirirken ihmali, beraberinde sorumluluğunu da gündeme getirecektir.

Madde ile sağlık durumunun hekim raporu ile bir işte çalışabilir  olduğu belgelenmeyen bir sigortalıyı çalıştıran işverenin, sigortalının sağlığının bozulmasından kaynaklanan tedavi giderlerini üstlenme yükümlülüğü getirilmektedir. Bu yolla hem toplum ve birey sağlığının korunmasının ön planda tutulması, hem de bireysel sağlık risklerinin azaltılarak, genel sağlık sigortasına yanlış uygulamalardan kaynaklanan mali yüklerin azaltılması amaçlanmaktadır.  Yine, bu madde ile iş kazasının veya meslek hastalığının işverenin kanunen almakla yükümlü olduğu önlemleri almaması nedeni ile ortaya çıkması halinde, bu duruma ilişkin sağlık harcamalarının kusuru oranında işverenden tazmin edilmesine olanak tanınmaktadır.

Sağlık durumunun hekim raporu ile geçici ya da kalıcı süre çalışmaya elverişli olmadığı belgelenen bir sigortalıyı çalıştıran işverenin, sigortalının sağlığının bozulmasından kaynaklanan tedavi giderlerini üstlenme yükümlülüğü getirilmektedir.

Madde ile kasıt ya da suç sayılan bir fiil ile genel sağlık sigortası sağlık hizmetlerinden yararlandırılan kimselerin sağlığının bozulmasına neden olan üçüncü kişilere, bu fiilleri nedeni ile ortaya çıkan ve Kurumca karşılanan sağlık giderlerinin rücu edilmesine yönelik düzenleme yapılmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle,

- 77 nci maddesi; "Madde ile sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularına ilişkin bilgilerin duyurulmasına ve sigortalının sağlık hizmetini alacağı hizmet sunucuları arasından seçim yapma serbestisine ilişkin hususlar düzenlenmektedir. " şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 78 inci maddesi; "Madde ile sağlık hizmeti sunucularının kayıt ve bildirim zorunluluğu ve yetkisine ilişkin hususlar düzenlenmektedir.

Tüm sağlık hizmet sunucularına, bu Kanunda belirtilen amaçlara uygun olarak sundukları sağlık hizmetlerini ve bununla ilgili bilgi ve belgeleri talep halinde uygun ortamlarda Kuruma bildirim yükümlülüğü getirilerek; Kurumun izleme, değerlendirme ve denetim fonksiyonlarını hizmetin gerektirdiği şekilde yerine getirebilmesine imkân sağlanmıştır. Böylelikle kurumun denetim gücü de artmış olacaktır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 79 uncu maddesi; "Madde ile kısa ve uzun vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortasına tâbi kılınmasının zorunlu olmasının bir sonucu olarak, Kurumun prim alma, ilgililerin ise prim ödeme yükümlülüğü düzenlenmektedir. GSS açısından tahsil edilen primlerin, sadece GSS giderlerini karşılamaya yönelik kullanılması Kanun ile güvenceye alınmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 80 inci maddesi; birinci fıkrasının (b) bendindeki, "özel sağlık sigortalarına ödenen ve asgari ücretin % 10'unu geçmeyen özel sağlık sigortası prim tutarları," ifadesinin, kişilerin özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine katılımının teşvik edilmesi amacıyla "özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgari ücretin % 30'unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarları," olarak değiştirilmesi; on ikinci fıkrasının, 5 inci maddeye eklenen, işsizlik ödeneği ödenen kişilerin uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalı olmasını öngören (f) bendine paralel olarak yeniden düzenlemesi suretiyle ve "Kural olarak, sigortalıların elde ettikleri kazançların tümünden prim alınması öngörülmüştür. Prime esas kazancın hesabına dahil edilmeyecek kazançlar ise maddede sayılanlarla sınırlanmış, sigortalıların belirli olmayan süre ve miktar üzerinden ücret ve kazanç elde etmeleri ya da aynı ay içinde birden fazla işverenin emrinde çalışmaları durumunda veya çağrı üzerine çalışma halinde prime esas kazancın nasıl hesaplanacağı açıklanmıştır.

Kendi nam ve hesabına çalışanların prime esas kazançlarının prime esas kazanç alt ve üst sınırı arasında kendilerince yıllık olarak belirleneceği, yıl içerisinde beyan edilen kazançta bir değişiklik olması durumunda, sigortalının yeniden beyan edeceği kazanç üzerinden prim alınacağı belirtilmiştir.

Diğer kanunlarla prime esas kazanca ilişkin getirilen muafiyet ve istisnaların bu Kanunun uygulanmasında dikkate alınmayacağı hükme bağlanmıştır.

Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan sigortalı, aynı zamanda işveren ise beyan edeceği asgarî kazancın çalıştırdığı sigortalıların kazancının en yükseğinden az olamayacağı ilkesi getirilmiştir.

Ücret dışındaki ödemelerin prime esas kazancın tavanını aşan kısmının takip eden aylarda prime esas kazanca dahil edilmesi kabul edilmiş, ancak bu süreye 12 aylık sınır getirilmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle,

- 81 inci maddesi; son fıkrasının son cümlesinin, devlet katkısının usul ve esaslarının Bakanlar Kurulunca belirlenmesi doğrultusunda yeniden düzenlenmeye tâbi tutulması suretiyle ve  "Kurumca malullük, yaşlılık, ölüm sigortaları ile kısa vadeli sigorta kollarından ve genel sağlık sigortasından yapılacak yardımlar ile bu yardımların gerektirdiği idari masrafları karşılamak üzere alınması gereken primlerin çeşitlerini, oranlarını ve bunların kimler tarafından hangi oranda ödeneceğini, Devletin uzun vadeli sigorta kolu için % 5, genel sağlık sigortası için ise %3 oranında  prim ödemek suretiyle belirli bir oranda sosyal güvenlik sistemine  katılmasını düzenlemektedir.

Primler her bir kişi için değil, kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalı ve hak sahipleri için, genel sağlık sigortası bakımından ise genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler için alınmaktadır." şeklindeki madde gerekçesiyle,

- 82 nci maddesi; "Madde ile alınacak prim ve verilecek ödeneklerin hesabında esas tutulan günlük kazancın alt ve üst sınırları belirtilmektedir. Alınacak prim ve verilecek ödeneklerin hesabına esas tutulan kazancın alt sınırı asgarî ücret, üst sınırı ise alt sınırın 6,5 katı olarak belirlenmiştir. Günlük kazançları alt sınırın altında olan sigortalılar ile üst sınırın üzerinde olan sigortalıların kazançlarının alt ve üst sınırlar üzerinden hesaplanması hükme bağlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 83 üncü maddesi; "Madde ile kısa vadeli sigorta kolları prim tarifesi ve işkollarının ve işlerin tehlike sınıf ve derecelerinin nasıl belirleneceği, belirlenen prim oranına itiraz süresi ve Kurumun itirazı karara bağlama süreleri belirtilmektedir. İş kazaları ve meslek hastalıkları prim oranlarının, işin yapıldığı işyerinin iş kazası ve meslek hastalığı bakımından gösterdiği tehlike derecesi göz önünde tutularak tespit edilmesi ilkesi benimsenmiş, ayrıca işyerlerinin tehlike sınıf ve derecelerinde Kurumca değişiklik yapılması durumu ve Kurumca belirlenecek tehlike sınıf ve derecesine itiraz halinde uygulanacak esaslar da belirtilmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 84 üncü maddesi; "Yapılan işte iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortası primi oranına etki edebilecek bir değişiklik meydana gelmesi durumunda, işkolunun ve buna göre tehlike sınıf ve derecesinin de değiştirilmesini mümkün kılmak üzere bu madde düzenlenmiştir. İşverenin değişiklikleri zamanında  haber vermesini sağlamak amacıyla  değişikliğin süresinde Kuruma bildirilmemesi halinde yeni tehlike sınıf ve derecesinin ne zamandan itibaren yürürlüğe girdiğini belirten düzenleme de bu madde de yapılmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 85 inci maddesi; yedinci fıkrasına Asgari İşçilik Tespit Komisyonunda kararların asgari dört üyenin aynı yöndeki kararı ile alınabileceğini hükme bağlayan bir ifadenin eklenmesi suretiyle ve "Madde ile asgari işçilik uygulamasında dikkate alınacak unsurlar, Asgari İşçilik Tespit Komisyonuna seçilecek üyeler ve çalışma şekli düzenlenmiştir.

Kamu idareleri, döner sermayeli kuruluşlar ile bankaların ihaleli işleri ve özel bina inşaatları ve Bakanlar Kurulunca belirlenecek diğer işler için yeterli işçilik bildirilip bildirilmediğinin araştırılacağı, bu araştırma sonunda yeterli işçilik bildirilmemiş olduğu anlaşılırsa, işverene Kurumca hesaplanan prim tutarını ve gecikme zammını ödemesinin bildirileceği, işverenin bu bildirim üzerine prim tutarını ve gecikme zammını ödemesi veya taahhütname vererek ödeyeceğini beyan etmesi durumunda borcun kesinleşeceği belirtilmektedir.

Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarının, bu maddede belirtilen kriterlere göre işyerinde asgari işçilik miktarını tespit edebileceği, asgari işçilik oranlarının tespiti ve asgari işçilik oranlarına yapılacak itirazları karara bağlamak üzere Asgari İşçilik Tespit Komisyonu kurulacağı belirtilmektedir." şeklindeki madde gerekçesiyle,

- 86 ncı maddesi; "İşverenlerin düzenleyecekleri prim belgelerinde yer alacak hususlar ve bu belgelerin içeriği tanımlanmış, İş Kanunu hükümlerine göre sigortalının bir başka işverene iş görme edimini yerine getirmek üzere devredilmesi durumunda prim belgelerinin süresi içinde Kuruma verilmesinden asıl işverenle birlikte devralan işverenin de sorumlu olması, sigortalılık tespitinin fiilen veya kayden yapılabileceği yönünde düzenlemeler yapılmış, otuz günden az çalıştırılan sigortalıların bu şekilde çalıştırılmalarını izah eden bilgi ve belgelerin Kuruma verilmesi öngörülmüş, Kurumca sigortalı olarak çalıştığı tespit edilen sigortalılar için verilmesi gereken belgelerin resen düzenlenebilmesi esası getirilmiş, işverenin bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen belgenin Kurumca onaylanmış bir nüshasını, çalışan sigortalıların görmelerini sağlayacak şekilde bir birini takip eden iki belge verme süresince işyerine asmak zorunluluğu getirilmiştir. Bu maddede belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda idari para cezası uygulanması öngörülmüştür. Düzenleme ile T.C. Kimlik numarası sosyal güvenlik sicil numarası olarak kabul edilmektedir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 87 nci maddesi; (d) bendine, 5 inci maddeye eklenen, işsizlik ödeneği ödenen kişilerin uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalı olmasını öngören (f) bendine paralel bir ibarenin eklenmesi suretiyle ve "Bu Madde, primlerin Kuruma karşı ödenmesinden sorumlu kişilerin açıkça belirlenmesi amacıyla düzenlenmiştir. GSS bakımından primi Devlet tarafından ödenecekler maddenin (c) bendinde belirtilmiş, gelir ya da aylık alan emekliler açısından ise prim ödeme yükümlülüğü tanımlanmayarak, bunların GSS priminden muaf olması sağlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle,

- 88 inci maddesi; ikinci fıkrasından sonra gelmek üzere, genel sağlık sigortası priminin ödenmesi bakımından 60 ıncı maddenin birinci fıkrasında sayılanlara her ay için otuz gün prim ödenmesi zorunluluğu öngören bir fıkranın eklenmesi suretiyle ve "Prim ödeme yükümlülerinin primlerini Kuruma yatırmaları gereken süreler belirlenmiş; Kuruma fiilen ödenmeyen prim tutarlarının Gelir ve Kurumlar Vergisinde gider olarak yazılmaması öngörülmüş, prim borçlarının katma değer vergisi iade alacağından mahsubu imkânı getirilmiş, mahsup edilmeyen veya eksik mahsup edilen prim borçları için gecikme zammı uygulanacağı, prim ve diğer alacakların tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç olmak üzere diğer maddelerinin uygulanacağı, 6183 sayılı Kanunun uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde alacaklı Kurum biriminin bulunduğu yer iş mahkemesinin yetkili olması,  sigorta primlerini belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşlarının tahakkuk ve tediye ile görevli personel ve yöneticilerinin sorumlulukları düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle,

- 89 uncu maddesi; "Madde ile işyerinin devir, intikal veya başka bir işyeri ile birleşmesi durumunda yeni işverenin sorumluluğu ve yersiz olarak alınan primlerin ilgililere iadesi hususları  düzenlenmektedir.

Düzenleme, primlerin zamanında ödenmesini teşvik etmek, prim borcunu zamanında ödemeyen işverenlere ise makul sınırlar içinde yaptırım öngörecek şekilde, ödenmeyen kısımlar  için ilk üç ayda her ay için %3 gecikme cezası uygulanması, ayrıca her ay için bulunan tutarlara ödeme süresinin bittiği tarihten başlamak üzere borç ödeninceye kadar Devlet iç borçlanma senetlerinin aylık ortalama faizinin bileşik bazda uygulanacağı hükmünü getirmiştir.

Yanlış veya yersiz alınmış olduğu tespit edilen primlerin, alındıkları tarihten itibaren on yıl geçmemiş ise, hisseleri oranında işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara veya genel sağlık sigortalılarına veya hak sahiplerine kanuni faizi ile birlikte geri verileceği hükme bağlanarak, Kurum çıkarları kadar, sigortalıların ve işverenlerin de hakları korunmuştur." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 90 ıncı maddesi; "Maddede belirtilen idare, kuruluş ve bankaların, ihale ile yaptırdıkları  işlerden dolayı işverenler tarafından Kuruma ödenecek prim ve her türlü borçların  zamanında ve kolayca tahsilinin sağlanması, sigortalıların haklarının korunması için, ihaleli işi alan işverenlerin ad ve adreslerinin Kuruma bildirilmesi ve  ihale makamı nezdindeki hak ediş ve teminatlarının Kuruma borçları olmadığı anlaşıldıktan sonra ödenmesi veya geri verilmesi, inşaat işyerlerinde geçici iskân veya yapı kullanma izni verilmesinden önce inşaat işinden dolayı borcun bulunmadığına dair Kurumca düzenlenecek bir belgenin istenmesi zorunlu kılınmış, maddede belirtilen yükümlülüklere uyulmadan hak ediş ödemesi, kesin teminatın iade edilmesi veya geçici iskân  belgesi  ya da yapı kullanma izin belgesi verilmesi durumunda ilgililere genel hükümlere göre müeyyide uygulanması yönünde düzenleme yapılmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 91 inci maddesi; "Genel hayatı etkileyen afet durumlarında afetten etkilenen işverenlere ve/veya primlerini kendisi ödeyen zorunlu sigortalılara yardımcı olmak üzere, prim borçlarının ertelenebilmesi, prim belgelerinin verilme süresinin bu Kanundaki sürelere bağlı olmaksızın Bakanlar Kurulunca belirlenebilmesi hususları düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 92 nci maddesi; "Madde ile sigortalılığın zorunlu olduğu, sözleşmelere bu Kanunda yer alan sigorta kollarına ilişkin hak ve yükümlülükleri ortadan kaldırmak, azaltmak veya başkasına devretmek için konulan hükümlerin geçersiz olduğu, Kurumca düzenlenen belgelerin resmi dairelerin usulüne göre düzenledikleri belgelerden sayılacağı, sigortalılık halinin sona ermesi şartlarını, sosyal güvenlik sicil numarası olarak T.C kimlik numarasının esas alınacağı belirtilmiştir. Ancak yabancı uyruklu kişiler için ise Kurumca verilecek sosyal güvenlik sicil numarası kullanılacağı belirtilmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 93 üncü maddesi; ikinci fıkrasının, Kurumun prim ve diğer alacaklarının hizmet tespiti veya asgari işçilik uygulaması nedeniyle doğmuş ise zamanaşımı süresinin her halükarda tespitin yapıldığı tarihten itibaren asgari beş yıl olarak öngörülmesi, ancak, bu sürenin genel zamanaşımı süresi olan on yıldan da az olmaması; ayrıca zamanaşımı süresinin de gereksiz yere uzatılmaması amacıyla yeniden düzenlenmesi suretiyle ve  "Madde ile sigortalı ve hak sahiplerinin Kurumdan alacakları gelir, aylık ve ödeneklerin devir ve temlik etmesine izin verilmeyerek, kişilerin devredilemez ve vazgeçilemez haklarından olan sosyal güvenlik hakkının somut olarak yaşama geçirilmesi amaçlanmıştır. Genel sağlık sigortası kapsamındaki kişilerin Kurumdan olan alacaklarını devir ve temlik etme imkânı getirilerek, sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularında yapılan masrafların tahsilinde yaşanacak kırtasiyeciliğin azaltılması amaçlanmış, uygulamada kişilerin hekim ve hastane seçme özürlüğünün daha geniş ölçekte hayata geçirilmesi sağlanmıştır.

Kişilerin Kurumdan olan alacaklarında zamanaşımı ve hakkın düşmesine ilişkin hükümler, sigortalıların haklarını en geniş ölçüde koruyacak şekilde düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle,

- 94 üncü maddesi; "Madde ile Kurumdan malullük veya sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış olan sigortalıların, kontrol muayenesine tâbi tutulması düzenlenmiştir.

Kurum gerekli gördüğü takdirde, ilgili sağlık hizmetlerinin gerçekten alınıp alınmadığını veya belirtilen hastalığın genel sağlık sigortalısı veya bakmakla yükümlü olduğu kişide gerçekten bulunup bulunmadığını tespit etmek amacıyla, kontrol muayenesi talep edebilecektir. Böylelikle verilmemiş olan bir sağlık hizmetinin verilmiş gibi gösterilerek haksız kazanç elde edilmesinin önüne geçilmek istenmiştir. Ayrıca, Kurumun malullük durumunda değişiklik olup olmadığını tespit etmek amacıyla kontrol muayenesi talep edebilmesine, aynı şekilde malul olan kişinin de böyle bir talepte bulunulabilmesine olanak tanımak amacıyla  bu düzenleme yapılmıştır. " şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 95 inci maddesi; "Madde ile, sigortalılara sakatlık, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile sürekli iş göremezlik ve malûllük hallerinin, hak sahibi çocukların malullük durumlarının tespitinde, yetkili sağlık tesisleri sağlık kurullarınca verilecek raporların usul ve esaslarını, bu raporları verecek sağlık kurumlarının sahip olacağı kriterleri Kurumun belirleyeceği; sürekli iş göremezlik kaybı ile çalışma gücünün ne oranda yitirilmiş sayılacağına veya sakatlık oranlarına dair Kurumca verilen kararlara karşı Sosyal Sigorta Yüksek  Sağlık Kurulu nezdinde itiraz edilebileceği, itirazların  bu Kurulca karara bağlanacağı hususları düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 96 ncı maddesi; "Madde ile Kurumca yersiz olarak yapılan her türlü ödemelerin geri alınma şekli ve süresi düzenlenmektedir. Düzenleme ile Kurumun hatalı işleminden kaynaklanan ödemeler için faiz uygulanmaksızın tahsilat imkânı ilk defa getirilerek, sigortalılarımızın ya da işverenlerimizin mağduriyetleri giderilmiş olunmaktadır. Tasarı kişilerin kasıtlı ve kusurlu davranışları halinde ise gerekli faizlerin uygulanacağını hükme bağlamaktadır.

Alacakların yersiz ödemelere mahsubunun, en eski borçtan başlanarak borç aslına yapılacağı, kanuni faizin ise kalan borca uygulanacağı hükme bağlanmaktadır.

Yersiz ödemelerin gelir ve aylıklardan kesilmesi durumunda ise kesintinin başlayacağı ödeme dönemi başı itibariyle, kanuni faiz ile birlikte gelir ve aylığın %25'iniı geçmemesi kuralı getirilerek, emeklilerimizin günlük yaşamlarını sürdürmelerine imkân sağlanmıştır". şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 97 nci maddesi; "Madde ile sigortalılara bağlanan aylıkların tahsil edilmemesi durumunda, zamanaşımı süreleri ve sigortalıların hak ettikleri alacakların süresi içinde ödenmemesi halinde avans verilmesi durumları düzenlenmektedir.

Sağlık hizmeti sunucularına, tahakkuk etmiş alacakları tahakkuk tarihinden itibaren en geç yetmişbeş gün  içinde ödenmesi, işlemlerin gecikmesi halinde tahakkuk eden tutarın % 75'i ila %90'ı arasındaki tutarının avans olarak ödenmesi düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 98 inci maddesi; "Madde ile işverenlerin kendisine ait sosyal sigorta yükümlülükleri sebebiyle sigortalıların ücretlerinden kesinti yapamayacağı düzenlenmiş, ayrıca özel sigortalara ilişkin mevzuat hükümlerinin, bu Kanun hükümlerinin yorumlanmasında dikkate alınmayacağı belirtilerek, sosyal sigorta ilkelerine göre yürütülecek uygulamanın, uygulamada özel sigortacılık prensiplerine dayandırılmasına yönelik gelişmelere fırsat verilmemek istenmiştir.

Ayrıca genel sağlık sigortası giderlerinin kontrolünde önemli bir fonksiyona sahip olan katılım payının, özel sigorta şirketleri tarafından teminat veya ödeme konusu yapılamayacağı, uluslararası sosyal güvenlik sözleşmeleri kapsamında işlemlerin Kurum tarafından yürütüleceği, irtibat kurumuna yapılan atıfların da Kuruma yapılmış sayılacağı hükme bağlanmaktadır."  şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 99 uncu maddesi; "Madde ile sosyal güvenlik hak ve yükümlülüklerinin başka bir kanunda düzenlenemeyeceği ve Kurumca yapılan bildirimlerde 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 100 üncü maddesi; "Madde ile Kurumun bilgi isteme yetkisi ve elektronik ortamdaki bilgilerin, Kurumun bilgi işlem sisteminden kaynaklanan bir hatadan dolayı verilememesi durumunda yapılacak işlemler düzenlenmektedir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 101 inci maddesi; "Madde ile aksine hüküm bulunmaması halinde bu Kanunun uygulanması bakımından uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği hükme bağlanarak, yetkili mahkeme belirtilmiştir. " şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 102 nci maddesi; birinci fıkrasından sonra gelmek üzere, Tasarının 8 inci maddesinin birinci fıkrası ile 61 inci ve 11 inci maddelerinde belirtilen bildirgelerin yasal süresi geçmiş olmakla birlikte, ilgilinin kendisi tarafından Kuruma verilmesi halinde, fıkrada öngörülen cezaların yüzde elli indirimli uygulanmasını öngören bir fıkranın eklenmesi suretiyle ve "Madde ile bu Kanunda belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda yaptırımların ne olacağını belirlemek üzere Kurumca uygulanacak idari para cezalarına ilişkin hususlar düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle,

- 103 üncü maddesi; "Madde ile Kurumdan haksız menfaat sağlayan sağlık hizmeti sunucularına ve genel sağlık sigortası kapsamındaki kişilere yönelik idari para cezaları yanında, uygulanacak idari ve mali yaptırımlara yer verilmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 104 üncü maddesinin birinci fıkrasının, kanunların hazırlanmasında uygulanan esas ve usuller doğrultusunda redaksiyona tâbi tutulması suretiyle ve  "Madde ile bu Kanunla yürürlükten kaldırılan bazı kanunlara yapılan atıfların, bu Kanunun ilgili maddelerine yapılmış sayılmasına ilişkin hükümlere yer verilmek  suretiyle uygulamada boşluk doğmaksızın işlemlerin yürütülmesi amaçlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle,

- 105 inci maddesinin (a) fıkrasına, Tasarının 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamına giren sigortalıların, geçici 2 nci maddesinin (d) bendine göre kısmi aylıklarının hesaplanmasına açıklık getirilmesi amacıyla 5434 sayılı Kanunun ek 48 inci, ek 68 inci ve  ek 73 üncü maddelerinin yeniden düzenlenmesini öngören bentlerin eklenmesi; Tasarının kanunlaşmasından önce sigortalı olup, Tasarının kanunlaşmasından sonra makam, temsil gibi tazminatların ödenmesini gerektiren görevlerde çalışanların, emekli aylıklarının hesabında Tasarının kanunlaşmasından önceki sürelerine ilişkin aylıkların hesabında, makam, temsil gibi tazminatların aylıklara dahil edilebilmesine olanak sağlanması amacıyla 926 sayılı Kanunun Ek 18 inci maddesinin (b) bendinin değiştirilmesini öngören (h) fıkrasının eklenmesi, (e) fıkrasının (1) numaralı alt bendinin, yurtdışında çalışan vatandaşların işsiz kaldıkları sürelerin bir kısmının ve ayrıca ev kadınlarının ev kadını olarak geçirdikleri sürelerini borçlanabilmelerine olanak sağlanması amacıyla yeniden düzenlenmesi; (e) fıkrasının (4) numaralı alt bendinde geçen "bir ay" ibarelerinin, "üç ay"; (g) fıkrasındaki "7 nci" ibaresinin, "11 inci" olarak değiştirilmesi suretiyle ve "Madde ile vatandaşlar arasında eşit ve sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sisteminin kurulması amacıyla, yürürlükteki bazı kanunlarda yapılması gereken değişikliklere, eklenen hükümlere ve uygulanmayacak bazı hükümlere yer verilmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle,

- 106 ncı maddesinin (1) numaralı bendine, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesindeki özel sandıkların devir işlemlerinin üç yılda tamamlanacağı dikkate alınarak geçici 20 nci maddenin yürürlükte kalması amacıyla "geçici 20 nci," ibaresinin eklenmesi ve (25) numaralı bendine, Tasarıda yapılan düzenlemeler nedeniyle 3201 sayılı Yurtdışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurtdışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanunun işlevi kalmayan Geçici 1, 2, 3 ve 4 üncü maddelerinin ilave edilmesi suretiyle ve "Madde ile tek sosyal güvenlik sisteminin hayata geçirilmesi için, yürürlükten kaldırılacak kanun hükümlerine yer verilmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle,

- 107 nci maddesi; "Madde ile yönetmeliklere ilişkin hükümler düzenlenmiş, ayrıca ilgili maddesinde yönetmelik çıkarılmasına yönelik hüküm bulunmasa da Kurumun maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları yönetmelikle düzenleme yetkisinin olduğ, açıkça belirtilmek suretiyle uygulamada çıkabilecek hukuksal sorunlar önlenmek istenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- Geçici 1 inci maddesinin birinci fıkrasının, Tasarının yürürlüğe girdiği tarihten önce ilgili kanunları gereği sigortalı sayılanların her türlü hak ve yükümlülükleri ile Tasarının ilgili maddeleri gereği sigortalı kabul edilmelerinin daha açık şekilde vurgulanması amacıyla yeniden düzenlenmesi suretiyle ve "Madde ile bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce yürürlükte olan sosyal güvenlik kanunlarına göre kapsamda olan kişilere ilişkin geçiş hükümlerine yer verilmiştir.

Birinci fıkrasında; bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce yürürlükte olan farklı sosyal güvenlik kanunlarına tâbi olanların, bu Kanunun  4 ncü maddesini birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinden hangisine göre sigortalı sayılacağı belirtilerek, bu şekilde bu Kanun ile bu Kanundan önce yürürlükte olan sosyal güvenlik kanunları arasında ilişki sağlanmıştır.

İkinci fıkrasında; 24/5/1983 tarihli ve 2829 sayılı Kanunun yürürlükten kaldırılması nedeniyle, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yürürlükte olan sosyal güvenlik kanunlarına tâbi olup, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra aylık bağlama talebinde bulunanlara, 4 üncü maddenin hangi hükmünün uygulanarak sigortalılık durumunun belirleneceği hükme bağlanmıştır.

Üçüncü fıkrasında; maddede belirtilen  kanunlara göre bağlanan ya da aylık bağlanma şartlarını taşımaları kaydıyla talepte bulunulan ve maddede sayılan ödemelerin yapılmasına devam edileceği, bu ödemelerde kişilerin hak kazanmasına ilişkin durumlarında değişiklik olması halinde, söz konusu ödemelerinin bağlanmasına esas alınan ve bu Kanun ile yürürlükten kaldırılan kanun maddelerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

Dördüncü fıkrasında; Emekli Sandığı  uygulamasında maddede sözü edilen zam ve tazminat gibi ödemeler, kamu görevlilerinin emekliliklerinde emekli aylığından bağımsız  bir kalem olarak ödenmekte, bunların artışı ise çalışanlara yapılan bu ödemelerdeki artışa paralel olarak yapılmaktadır. Maddede yapılan düzenleme ile; sayılan ödemelerin aylıklardan ayrı bir unsur olarak ödenmesine son verilerek, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte ödenmesi gereken tutarları esas alınarak gelir ve aylıklara dahil edileceği, böylece tek aylık haline dönüştürüleceği hükme bağlanmıştır. Bu şekilde çalışanlara yapılan söz konusu ödeme unsurlarındaki değişikliklerden bağımsız olarak tek kalem haline dönüştürülen gelir ve aylığın 55 inci madde hükümlerine göre artırılması öngörülmüştür.

Beşinci fıkrasında; sosyal yardım zammının tamamının dağıtılacak şekilde hak sahiplerinin gelir ve aylıklardaki hisseleri esas alınarak dağıtılacağı hükme bağlanmıştır.

Altıncı fıkrasında; bu Kanunla yürürlükten kaldırılan sosyal güvenlik kanunu hükümlerine göre ölüm aylığına hak kazanamayan, ancak bu Kanun hükümlerine göre aylığa hak kazanan hak sahiplerinin bu Kanun hükümlerinden faydalanabilmesi sağlanmıştır.

Yedinci fıkrasında; bu Kanunla yürürlükten kaldırılan sosyal güvenlik kanun hükümlerine göre bağlanan gelir ve aylıkların, dördüncü fıkranın uygulanmasından sonra bu Kanunun 55 nci maddesi hükümleri uygulanmak suretiyle artırılacağı hükme bağlanmıştır.

Sekizinci fıkrasında; 5434 sayılı Kanun hükümlerine tâbi iken, aynı Kanunun 44 ncü maddesi hükümlerine tâbi olanlar hakkında yaş haddinin uygulanmasına ilişkin hüküm düzenlenmiştir.

Dokuzuncu fıkrasında; bu Kanunun 3 ncü maddesinin (29) ncu bendinde sayılan güncelleme katsayısının bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonraki ilk yıl için nasıl hesaplanacağı hükme bağlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle,

- Geçici 2 nci maddesi; borçlanılan yurtdışı sigortalılık sürelerinin, Tasarının kanunlaşmasından sonra hangi sigortalılık süresinde geçirilmiş sayılacağına açıklık getirilmesine yönelik bir düzenlemenin (e) bendine eklenmesi suretiyle ve "Madde ile, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte birinci fıkrada sayılan kanunlara tâbi olmuş kişilerin, bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra bağlanacak aylıklarının nasıl hesaplanacağı hükme bağlanmaktadır. Bu bağlamda, bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki kanunlara tâbi geçen sürelere ilişkin yaşlılık aylıklarının bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki kanunlara göre hesaplanması, Kanunun yürürlük tarihinden sonraki sürelere ilişkin aylığın ise bu kanun hükümlerine göre hesaplanarak  toplamının yaşlılık aylığını oluşturması amaçlanmıştır. Bunu sağlamak üzere hizmet süresinin tümü esas alınarak her iki sisteme göre aylıklar ayrı ayrı hesaplanmakta ve hesaplanan aylıklar yeni ve eski sistemde geçen sürelere göre ağırlıklı ortalaması alınarak nihai aylığa ulaşılmaktadır. Böylece tüm çalışanların  yeni sisteme tâbi olması ancak yeni sistemde  geçirilen süre arttıkça aylıkların hesabında yeni sistemin ağırlığının artması  sağlanmak istenmiştir.

Birinci fıkranın (a) bendinde, bu Kanunun yürürlük tarihine kadar geçen sürelere ilişkin aylığın hesaplanmasında, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki ilgili kanun hükümlerinin dikkate alınacağı, prim ödeme gün sayısı veya fiili hizmet süresi bakımından ise kişilerin aylık talebinde bulunduğu tarihteki toplam gün sayısının veya toplam fiili hizmet süresinin esas alınacağı, daha sonra kanunun yürürlük tarihi itibariyle sanki tüm sigortalılığı bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki hükümlere tâbi olarak geçmiş gibi hesaplanarak, bulunan bu tutarın bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki sürelerine orantılı bölümünün hesaplanacağı, bunun da aylık başlangıç tarihine kadar geçecek yıllar için her yıl gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncelleştirileceği hükme bağlanmıştır.

(b) bendinde, bu Kanuna göre sigortalı olarak geçen sürelere ilişkin aylığın, sanki tüm sigortalılığın bu Kanun hükümlerine göre geçmiş gibi aylık talep tarihindeki toplam prim ödeme gün sayısı esas alınarak 29 uncu maddeye göre hesaplanacak aylığın, bu Kanuna göre geçen prim ödeme gün sayısına orantılı bölümünden oluşacağı hükme bağlanmıştır.

(c) bendinde, sigortalıya bağlanacak aylığın (a) ve (b) bentlerine göre hesaplanan kısmi aylıkların toplamından oluşacağı, bulunan aylıkların 29 uncu maddenin son fıkrasına göre artırılarak belirleneceği hükme bağlanmıştır.

(d) bendinde ise anılan bentte yazılı ödemelerin bundan böyle  (a) bendine göre hesaplanacak eski sisteme ait kısmi aylıkların hesabında dikkate alınacağı, bu ödemelerin yeni sisteme ait kısmi aylıkta yer almayacağı hükme bağlanmış, böylece anılan ödemelerin eski sisteme ait kısmi aylıkların içine dahil edilerek  zaman içinde ağırlığının azalması sağlanmak istenmiştir.

(e) bendinde, 506 sayılı Kanunun geçici 82 nci maddesi (a) bendine göre gösterge sistemi içinde bağlanacak aylıklara esas göstergenin nasıl belirleneceği ve geçici madde 2 nin (a) bendine göre bağlanacak kısmi aylığın hesabında 506 sayılı Kanun kapsamında olanlar için asgari aylık kriterinin nasıl hesaplanacağı belirtilmiştir.

Ayrıca; bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra 3201 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan borçlanmaların 4 ncü maddenin birinci fıkrasının hangi bendine tâbi sigortalılık olarak sayılacağı hükme bağlanmıştır.

Yine yaşlılık aylığının hesaplanmasında geçerli olan bu madde hükümlerinin malullük ve ölüm aylıkları için de esas alınacağı, ancak hesaplamanın ise malullük aylığı bakımından 27 nci, ölüm aylığı bakımında ise 33 üncü madde hükümlerine göre yapılacağı hükme bağlanmıştır."şeklindeki madde gerekçesiyle,

- Geçici 3 üncü maddesi; üçüncü fıkrasının, Devlet katkısı oranının azaltılmasına paralel olarak, Devlet katkısının hesaplanmasına esas olan dörtte bir oranının da azaltılmasını teminen Bakanlar Kuruluna yetki verilmesi amacıyla yeniden düzenlenmesi suretiyle ve "Madde ile bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce yürürlükte olan tüzük ve yönetmeliklerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmaya devam edileceği; 47 nci maddenin son fıkrasında belirtilen Yönetmeliğin hükümlerinin en geç iki yıl içinde bu Kanuna uygun hale getirileceği, bu süre içerisinde mevcut yönetmelik hükümlerinin uygulanmaya devam edileceği; Devletin yapacağı katkının sigorta kollarındaki açıkların azalmasına paralel olarak azaltılması konusunda Bakanlar Kurulunun yetkili olduğu; 4 ncü maddenin (c) bendi kapsamında sigortalı olanların hastalık ya da analık nedeniyle geçici işgöremezlik ödeneğine hak kazanması ve kazanılan tutarın kişinin kanuni kesintiler sonrası aldıkları net aylıklarından daha düşük olması durumunda, aradaki farkın ödenmesine ilişkin ilgili mevzuatında değişiklik yapılıncaya kadar, aradaki farkın çalıştıkları kurumlarınca ödenmeye devam edileceği hükme bağlanmıştır."şeklindeki madde gerekçesiyle,

- Geçici 4 üncü maddesi; son fıkrasının, Tasarının 46 ncı maddede polis okullarında mezun olanlarla ilgili yapılan düzenlemelerle uyum sağlanması amacıyla polis okulları ile akademisinden mezun olan polislerin, Tasarının kanunlaşmasından önceki okul sürelerine ilişkin prim borçlarını iki yıl içinde, eşit taksitler halinde ödeyebilmelerine olanak sağlanması, Belediye Başkanlığı yapmış kişiler arasında farklı sosyal güvenlik mevzuatlarına göre aylık bağlanması nedeniyle oluşan aylık farklarının, bu kişilerin T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre aylık bağlama şartlarını taşımaları halinde, aradaki farkın tazminat olarak ödenmesine yönelik bir düzenlemenin son fıkra olarak eklenmesi suretiyle ve  "Madde ile bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce ilgili kanunları gereği sakatlık kontenjanından T.C. Emekli Sandığına tâbi bir göreve başlayan kişilerden bu Kanuna göre malullük aylığı bağlanma şartlarını taşımayanların, on beş yıl fiili hizmeti olması halinde diğer şartlara bakılmaksızın talepleri halinde yaşlılık aylığına hak kazanacağı; emekli ikramiyesi uygulamasının sosyal güvenliğin konusu olmayıp, çalışan ile çalıştıran arasındaki bir ilişkinin sonucu olması, hizmet akdine tâbi olanların da bu Kanun kapsamında birleştirilmesi nedeniyle 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı olanların emekli ikramiyelerinin hesaplanmasına ve ödenmesine ilişkin hükümler düzenlenmiş; 5434 sayılı Kanunun mülga 12 nci maddesi gereği isteğe bağlı  sigortalı olanlar ile isteğe bağlı sigortalı olmak için başvuranlardan gerekli şartları taşıyanların, aynı zamanda bu Kanuna göre de isteğe bağlı sigortalı olarak prim ödemeye devam etmeleri halinde, emekli ikramiyeleri hakkında 5434 sayılı Kanunun mülga 12 nci maddesinin uygulanmasına devam edileceği; 49 uncu maddede yer verilen itibari hizmet sürelerinin emekli ikramiyelerinin hesabında dikkate alınmayacağı; bu Kanunda yapılan düzenlemeler nedeniyle 5434 sayılı Kanuna tâbi olanlardan aylığa hak kazananların prime esas kazançlarının hesaplanmasında, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihteki emsali sigortalının prime esas kazancının kabul edileceği, aylık ve gelirlerin hesaplanmasında ise bu Kanuna göre hak edilen aylık ve kazancın hesaplanmasına ilişkin maddelerin uygulanacağı; 5434 sayılı Kanun kapsamında olmadıkları halde ilgili kanunları gereği 5434 sayılı Kanunla ilişkilendirilenlerin, bu Kanunun 4 ncü maddesinin (c) bendi kapsamında sigortalı sayılacağı, ancak prime esas kazançlarının ve emekli ikramiyelerinin tespitinde bu Kanunun yürürlük tarihinden önce uygulanan hükümlerin dikkate alınacağı; sekizinci fıkrada sayılan kişilerin çalışmalarının sosyal güvenlik bakımından bu Kanuna tâbi olarak geçmiş sayılarak kişilerin çalışmalarının sosyal güvenlik bakımından dikkate alınması sağlanmış; 5434 sayılı Kanuna tâbi olarak çalışan kişilerin brüt ücretlerini oluşturan tüm unsurların ya da unsurların tümünün prime esas olmaması, bu Kanunla getirilen düzenlemeyle de tüm kazançların prime esas kazanca dahil edilmesi sonucu kişilerin net ücretlerinden herhangi bir düşme meydana gelmesi de amaçlanmadığı için aradaki farkın bir yıl süreyle kurumlarınca karşılanacağı, bir yılın sonunda ise ilgili personel ya da teşkilat kanunlarında gerekli düzenlemenin yapılacağı; 8/9/1999 tarihi ile bu Kanunun yürürlük tarihi arasında ilgili maddeye göre fiili hizmet sürelerine zam yapılanların yaş hadlerinden indirilecek süre; aylıksız izinli olunan sürede primlerini ödemeyen kişilere ek bir hak tanınması amacıyla başvuru tarihindeki prime esas kazanç tutarları üzerinden %32 oranında prim ödemeleri halinde bu sürelerinin dikkate alınacağı; ek göstergeli ya da ek göstergeli görevde iken daha yüksek ek göstergeli göreve atananların, bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra bu görevlerde geçen sürelerinin 5434 sayılı Kanunun yürürlükte bırakılan ek 68 nci ve ek 73 üncü maddelerinde belirtilen sürelerin doldurulmasında dikkate alınacağı; emniyet hizmetleri sınıfında çalışmakta olanlar ile bu sınıfta çalışıp halen 4 ncü madde kapsamında çalışmaya devam edenlere istekleri halinde 4 ncü maddenin (e) bendinde geçen sürelerini borçlanabileceği; seçimler neticesinde belediye başkanı olanlardan bu Kanunun yürürlük tarihinden önce 5434 sayılı Kanun dışında, diğer sosyal güvenlik kurumlarına tâbi olarak aylık bağlanan kişilere, 5434 sayılı Kanunun mülga 39 uncu maddesindeki aylık bağlama şartlarını taşıyanlara ödenecek tazminatlara ilişkin hükümler düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle,

- Geçici 5 inci maddesi; "Maddenin birinci ve ikinci fıkrası ile toptan ödeme ve ihyaların, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce yürürlükte olan sosyal güvenlik kanunlarına tâbi olarak geçen sürelere ilişkin bölümü ile Kanuna tâbi olarak geçen sürelere ilişkin bölümünün hesaplanmasında uygulanacak hükümler düzenlenmiş; üçüncü fıkrasında 5434 sayılı Kanunun bu Kanunla mülga 87 nci maddesi hükümlerine göre haklarında işlem yapılanlara ilişkin esaslara yer verilmiş; son fıkrasında daha önce zamanaşımı nedeniyle hizmetleri tasfiye edilenler hakkında da zamanaşımı hükmü uygulanmaksızın bu Kanun hükümlerine göre ihya edilip birleştirilerek hizmetlerinden sayılmak suretiyle bu kapsamdaki kişilere hak tanındığı hükme bağlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- Geçici 6 ncı maddesi; "Birinci fıkrada; 38 nci maddenin  ikinci fıkrasında belirtilen 18 yaş sınırının, 1/4/1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasına tescil edilenler hakkında uygulanmayacağı,

İkinci fıkrada; belirtilen kurum ve kuruluşlar tarafından Kuruma ödenmeyen sosyal yardım zamlarının tahsil şekli,

Üçüncü fıkrada; gerek 506 sayılı Kanuna tâbi işyerlerine, gerekse kamu idarelerinden tescil edilmeyenlere ilişkin geçiş hükümleri ve  uygulanacak idari para cezaları,

Dördüncü ve beşinci fıkrada; bu Kanunla uygulamasına son verilen topluluk sigortasının, 506 sayılı Kanunun bu Kanunla mülga 86 ncı maddesi hükmüne göre topluluk sigortasına tâbi olarak geçen hizmetlerin ne şekilde değerlendirileceği, bu durumu devam edenlerin ise 4 ncü maddede yer verilen çalışma şekillerine uygun sigortalılık durumlarının değerlendirilerek sigortalı sayılacakları, en geç üç ay içinde de bu Kanunla getirilen belge ve bilgi yükümlülüklerinin yerine getirileceği,

Altıncı fıkrasında; maddede sayılan kanun maddeleri gereği, SSK'ya devredilen sandıkların kapsamındaki kişilere yapılacak ödemelerin, kanuni kesintiler sonrası bulunacak net asgari ücretin %70'inden az olamayacağı,

Yedinci fıkrasında; ilk defa bu Kanunun 4 ncü maddesinin (a) bendine tâbi olarak çalışmaya başlayanlarda, yaşlılık aylığı bağlanması için prim ödeme gün sayısının kademli olarak 7100 günden başlayarak 9000 güne çıkarılması, hususları düzenlenmiştir."şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- Geçici 7 nci maddesi; son fıkrasının, yurt dışında çalışan Türk vatandaşlarıyla ilgili hususların Tasarının 42 nci maddesinden çıkarılarak, 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanunda yapılması nedeniyle, bu düzenlenme doğrultusunda atıfların değiştirilmesi amacıyla yeniden düzenlenmesi suretiyle ve "Madde ile muhtelif kanun hükümlerine tâbi olarak sosyal güvenlik kapsamında geçen ve maddede sayılan çalışmaların, bu Kanun kapsamında geçmiş sayılacağı; kamu görevlilerinden borçlanma yapanların ödenmeyen tutarlarının tahsilinin yapılma şekli; yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarından borçlanma ile aylık bağlanan kişilerin, ıskat dışında aynı zamanda bir diğer ülkenin vatandaşlığını kazanmaları halinde aylıklarının kesilmesine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla aylıklarının ödenmesine devam edileceği; 41 inci madde ile 3201 sayılı Kanun hükümlerine göre borçlanma yapan kişilerin bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki kazançlarının bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerine göre değerlendirileceği, 4 ncü maddenin (a) bendine tâbi olanlar için bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki sürelere ilişkin borçlanma taleplerinde 41 nci madde hükümleri ile 3201 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle,

- Geçici 8 inci maddesi; "Madde ile bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık niteliği taşıdığı halde bu Kanunun yürürlük tarihinden önce herhangi bir sebeple kayıt ve  tescilini yaptırmamış olanların bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren iki yıl içinde kayıt ve tescillerini yaptırmalarına olanak sağlanmış, ancak iki yıllık süre içinde kayıt ve tescil yaptırmayanların bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki kayıt ve tescil yapılmamış döneme ilişkin hak ve yükümlülüklerinin düşeceği hükme bağlanmıştır.

Yine bu Kanunun yürürlük tarihinden önce 1479 sayılı Kanuna tâbi olan kişilerden, 1479 sayılı Kanuna tâbi olmayı gerektiren durumları devam etmekte iken, 5434 sayılı Kanuna tâbi çalışmaya başlayanların bir yıl içinde başvurmaları halinde, çakışan dönemde Bağ-Kur sigortalılıkları sona erdirilerek bu döneme ait çalışma sürelerinin 5434 sayılı Kanuna tâbi geçmiş sayılacağı; bu Kanun gereği 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre alacakların takip edilecek olması nedeniyle, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce Bağ-Kur tarafından 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre takibi başlatılan alacakların aynı kanun hükümlerine göre takip ve sonuçlandırılacağı hükme bağlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- Geçici 9 uncu maddesi; "Madde ile birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarda sayılan kanun hükümlerine tâbi olanların, yine anılan tarihler arasında emeklilikleri açısından yaş ve prim ödeme gün sayısı bakımından uygulanacak geçiş hükümlerine; dördüncü fıkrasında 506 sayılı kanun hükümlerine tâbi sigortalı sayılanlardan bazı özel durumları nedeniyle emeklilik yaşı ve prim ödeme gün sayısı açısından tâbi olacağı geçiş hükümlerine; bu Kanunun yürürlük tarihinden önce sosyal güvenlik kanunlarına tâbi olanların, bu maddenin dördüncü fıkrasında sayılan şekilde geçen çalışmaları nedeniyle prim ödeme gün sayılarına her bir yıl için 90 gün fiili hizmet süresi eklenmesine ilişkin hükümler düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- Geçici 10 uncu maddesi; " Madde ile 506 sayılı Kanunun bu Kanunla mülga 53 üncü maddesi gereğince malul sayılmayı gerektirecek derecede hastalık veya arızası olan, ancak bu hastalık veya arızasının ilk defa sigortalı olmadan önce bulunması nedeniyle aylık bağlanamayan kişilere, yaşa bakılmaksızın on beş yıl sigortalılık ve 3600 gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş veya ödenmiş olmak şartıyla yaşlılık aylığı bağlanacağı; bu Kanunun yürürlük tarihinden önce sakatlıkları nedeniyle vergi indiriminden yararlanmaya hak kazananlara uygulanacak hükümler; sakatlıkları nedeniyle vergi indiriminden yararlanması sonucu yaşlılık aylığı bağlananların aylıklarının kesilmesi veya yeniden bağlanmasında, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce uygulanan hükümlere göre işlem yapılacağı; birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre hesaplanacak aylığın, 5400 gün üzerinden 29 uncu madde hükümlerine göre hesaplanacak miktarından az olamayacağı; malullük aylığı ile ölüm aylığı alt sınırlarının hesaplanmasında 2925 ve 2926 sayılı kanunlar bakımından nasıl uygulanacağı; beşinci fıkrada belirtilen alt sınır aylıklarının hesabında dikkate alınmayacak hükümlerin neler olduğu; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sosyal güvenlik kurumlarından yaşlılık aylığı veya emeklilik aylığı alanların, fiilen bu Kanunun 4 ncü maddesi hükümleri gereği sigortalı olmayı gerektirecek şekilde çalışmaya devam etmeleri halinde 30 uncu madde gereği sosyal güvenlik destek primine tâbi olacağı, ancak bu hükmün uygulanmasında 27/5/2005 tarihli ve 5335 sayılı Kanunun 30 ncu maddesinde belirtilenlerin hariç tutulacağı hükme bağlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- Geçici 11 inci maddesi; "Madde ile bu Kanunun yürürlük tarihinden önce sosyal güvenlik kanunlarına göre tescili yapılmış kişilerin ve hak sahiplerinin T.C. kimlik numarası ile birlikte vergi numarasının da dikkate alınarak bilgi bankası oluşturulacağı; eski sicil numaralarının bu Kanun ile kayıt altına alınacakları tarihe kadar kullanılmaya devam edeceği; 17 nci maddeye göre verilecek ödeneklerin hesabında 4 üncü maddenin (b) ve (c) bendi kapsamında sigortalı olanlar bakımından, bu Kanuna göre prime esas kazanca dahil edilen unsurların, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce geçen çalışmalarına ilişkin prime esas kazançlarının hesabında da dikkate alınacağı; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte dış temsilciliklerde görevli olan ve bu Kanuna göre sigortalı veya genel sağlık sigortalısı sayılan kişilerin bulundukları ülkenin sosyal güvenlik kurumu ile irtibatlandırılmalarına ilişkin hususlar hükme bağlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- Geçici 12 nci maddesi; Tasarının 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılan köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların sağlık hizmetlerinden yaralanabilmeleri için aranan prim ödeme yükümlülüğünün, bu Tasarının kanunlaşmasından önceki prim borçları için geçerli olmayacağını hükme bağlayan bir fıkranın eklenmesi suretiyle ve  "Madde ile bu Kanunla getirilen sigortalılık kontrolü ve diğer provizyon işlemlerinin elektronik ortamda yapılmasına başlanması için kurulacak alt yapı çalışmalarına kadar mevcut durumun sürdürülebilmesi için, sağlık karnelerinin veya sağlık belgelerinin kullanılmaya devam edeceği, keza bilgilerin yazılı olarak tutulacağı; bu Kanunun yürürlük tarihinden önce sosyal güvenlik kanunları veya diğer mevzuat gereği kamu idarelerince sağlık hizmetleri kamu güvencesinde olan kişilerin kayıt ve tescillerinin bu Kanun hükümlerine göre yapılmasına kadar geçecek sürede sorun oluşmaması için ilgili kurumlar tarafından altı ayı geçmemek üzere, yine kendi mevzuatındaki hükümlere göre devam ettirileceği; bu Kanunla kapsama alınan tüm kişilerin sağlık haklarının yaşama geçirilmesi için, en geniş ölçüde kapsam tanımlanmış olsa da, öngörülemeyen durumlarda kişilerin mağdur edilmemeleri amacıyla kapsam dışı kalan bir sağlık hizmetinin tedavi sağlanıncaya kadar yürürlükten kaldırılan kanun hükümlerine göre Kurumca sağlanmaya devam edileceği, prim ödem gün sayısı bakımından yürürlükten kaldırılan kanun hükümlerinde daha uzun süre tanımlanmış olması halinde 30 günün uygulanacağı, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce başlayan ancak faturalandırılması bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılan tedavilere ilişkin ödemelerin, Kurum tarafından karşılanacağı, ancak ikinci fıkradaki süre içerisinde fiilen ödemelerin Kurum adına yapılabileceği; 60 ıncı maddenin (d) ve (g) bentleri gereği genel sağlık sigortalısı sayılanların bu Kanun kapsamında zorunlu olarak genel sağlık sigortalısı sayılması için iki yıllık bir ek süre tanınması; aile hekimliğine geçişi kolaylaştırmak amacıyla aile hekimlerinden başlatılan sevk zincirinde 68 inci maddenin birinci fıkrasında belirtilen katılım paylarının %50 indirilerek tahsil edilebileceği; 70 inci maddenin birinci fıkrasında belirtilen belirlemelerin, en geç bir yıl içinde tamamlanacağı,  bu süre içerisinde sevk zinciri zorunluluğunu ve bu zorunluluğa uymamanın yaptırımını ertelemeye Sağlık Bakanlığının yetkili olduğu; ilgili kanunları gereği tedavi yardımları karşılanan kişilerin herhangi bir işleme gerek kalmaksızın bu Kanun hükümleri uygulanmak suretiyle genel sağlık sigortalısı veya bakmakla yükümlü kişi sayılacağı, özellikle prim ödemeksizin sağlık hizmetlerinden yararlanan  4 üncü maddenin (c) bendi kapsamındaki kişilerin sağlık hizmetlerinden yararlanma koşulları bakımından getirilen 30 günlük prim ödeme şartına durumlarında bir değişiklik oluncaya kadar tâbi olmadığı, kapsama alınan tüm kişilere ilişkin bilgilerin 3 ay içinde bildirilmek zorunda olunduğu, bu Kanunun 105 inci maddesinin (g) bendi gereği diğer kanunların bu Kanuna aykırı hükümlerinin uygulanmayacağı, ancak er ve erbaşların genel sağlık sigortası kapsamında olmaması nedeniyle 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun genel sağlık sigortası hükümleri bakımından bu Kanuna aykırı hükümlerinin uygulanmaya devam edileceği, bu süre içerisinde 211 sayılı Kanunda gerekli yasal düzenlemelerin yapılması için süre tanındığı; 2925 sayılı Kanunun prim ödemeye devam eden kişiler bakımından yürürlükte tutulması nedeniyle bu Kanun kapsamında sağlık yardımı alacak kişilerin de genel sağlık sigortası kapsamında olduğu, bu kişilerin aynı kanun gereği genel sağlık sigortası primlerini ödemeye devam edecekleri; sağlık yardımlarından yararlanabilmek için 67 nci madde gereği aranan prim borcu olmama şartının bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra tahakkuk eden borçlar için uygulanacağı; hükme bağlanmıştır." şeklindeki madde gerekçesiyle,

- Geçici 13 üncü maddesi; " Madde ile 4046 sayılı Kanuna ilişkin geçiş hükümleri ve müktesep hakların korunmasına ilişkin hususlar düzenlenmiştir."şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 108 inci maddesi; "Madde ile Tasarının hayata geçmesi öncesinde yapılması gereken kurumsal hazırlıklara fırsat verilmesi ve uygulamanın yılbaşında başlatılmasını gerekli kılması nedeniyle Tasarının 1/1/2007 tarihinde yürürlüğe girmesi hususu düzenlenmiştir." şeklindeki madde gerekçesiyle aynen,

- 109 uncu maddesi; aynen,

kabul edilmiştir.

Ayrıca; metnin tamamı, kanunların hazırlanmasında uygulanan esas ve usuller doğrultusunda redaksiyona tâbi tutulmuş, bu çerçevede maddelerde geçen atıflar düzeltilmiş, imla ve anlatım bozuklukları giderilmiştir.

Raporumuz, Genel Kurulun onayına sunulmak üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile arz olunur.

 

Başkan

Başkanvekili

Sözcü

 

Sait Açba

M. Altan Karapaşaoğlu

Sabahattin Yıldız

 

Afyonkarahisar

Bursa

Muş

 

Kâtip

Üye

Üye

 

Mehmet Sekmen

Halil Aydoğan

Mehmet Zekai Özcan

 

İstanbul

Afyonkarahisar

Ankara

 

Üye

Üye

Üye

 

M. Mesut Özakcan

A. Kemal Deveciler

Ali Osman Sali

 

Aydın

Balıkesir

Balıkesir

 

(Karşı oy yazımız ektedir)

(İmzada bulunamadı)

(Muhalefet şerhi ektedir)

 

Üye

Üye

Üye

 

Ahmet İnal

Osman Nuri Filiz

Alaattin Büyükkaya

 

Batman

Denizli

İstanbul

 

Üye

Üye

Üye

 

A. Kemal Kumkumoğlu

Birgen Keleş

Kemal Kılıçdaroğlu

 

İstanbul

İstanbul

İstanbul

 

(İmzada bulunamadı)

(İmzada bulunamadı)

(Ayrışık oy ektedir)

 

Üye

Üye

Üye

 

M. Mustafa Açıkalın

Bülent Baratalı

Fazıl Karaman

 

İstanbul

İzmir

İzmir

 

 

(Karşı oy yazım ektedir)

 

 

Üye

Üye

Üye

 

Selami Yiğit

Y. Selahattin Beyribey

Mustafa Elitaş

 

Kars

Kars

Kayseri

 

(İmzada bulunamadı)

 

 

 

Üye

Üye

Üye

 

Taner Yıldız

Mikail Arslan

Muzaffer Baştopçu

 

Kayseri

Kırşehir

Kocaeli

 

Üye

Üye

Üye

 

Mustafa Ünaldı

Hasan Fehmi Kinay

Mustafa Özyürek

 

Konya

Kütahya

Mersin

 

 

 

(İmzada bulunamadı)

 

Üye

Üye

Üye

 

Gürol Ergin

O. Seyfi Terzibaşıoğlu

Osman Seyfi

 

Muğla

Muğla

Nevşehir

 

(Ayrışık oy yazımız ektedir)

 

 

 

Üye

Üye

Üye

 

Cemal Uysal

Kazım Türkmen

İmdat Sütlüoğlu

 

Ordu

Ordu

Rize

 

 

(Karşı oy yazım ektedir)

 

 

Üye

Üye

Üye

 

Musa Uzunkaya

Sabahattin Cevheri

M. Ergun Dağcıoğlu

 

Samsun

Şanlıurfa

Tokat

 

(İmzada bulunamadı)

 

 

 

 

Üye

 

 

 

M. Akif Hamzaçebi

 

 

 

Trabzon

 

 

 

(Ayrışık oy yazısı ektedir)

 

 

 

 

 

MUHALEFET ŞERHİ

1- Sosyal Sigortalar ile Genel Sağlık Sigortasının birlikte düşünülerek, kendi nam ve hesabına çalışanların sağlık hizmetlerinden yararlanma şartları içinde, kısa ve uzun vadeli sigorta kollarına borcunun olmaması şartının yer almasının özellikle tarım sigortalıları ve küçük esnafı mağdur edeceği; sigortalı grupları arasında eşitlik ilkesine aykırılık oluşturacağı,

2- İhaleli veya özel bina inşaatları asgari işçilik tutarlarının tespitinde 'esaslar'ın yönetmeliğe bırakılmasının hukukî açıdan sorunlara sebebiyet verebileceği, ayrıca, asgari işçilik ölçütün özellikle kendi evini kendisi yapanlar ve ileri teknoloji ile inşaat yapanlar açısından haksızlıklara sebebiyet verebileceği,

3- Tarımsal faaliyetin mülkiyet veya kiracılıkla irtibatlandırılmasının, kira ödemeksizin tarımsal faaliyette bulunanları kapsam dışında bıraktığı; bu yaklaşımın sosyal güvenlik kavramı ile bağdaşmadığı,

4- Doktora süreleri borçlanma kapsamına alındığı halde, yüksek lisans sürelerinin kapsam dışında bırakılmasının isabetli olmadığı,

5- Prensip olarak 25 yaşını geçmiş ve evli olmayan kız çocuklarının anne-babanın bakım yükümlülüğünden çıkarılmasının Türk toplumunun sosyo-kültürel yapısıyla bağdaşmadığı,

6- Prim oranlarının yüksek olduğu; bunun kayıt dışı istihdamı önlemeye katkı sağlamayacağı,

7- Sistemde, tam kapsamlı sağlık sigortası yaptıranların, genel sağlık sigortası dışına çıkartılmasına imkân verilmemesinin ve isteyenler için ek emekliliğin sistemde yer almamasının eksiklik olduğu,

Düşünülmektedir.

                                Ali Osman Sali

                                          Balıkesir

 

AYRIŞIK OY

Anayasa Mahkemesi sosyal hukuk devletini "insan hak ve hürriyetlerine saygı gösteren, kişilerin huzur, refah ve mutluluk içinde yaşamlarını güvence altına alan, kişi ile toplum arasında denge kuran, güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak gerçek eşitliği yani sosyal adaleti ve toplumsal dengeyi sağlayan devlettir" şeklinde tanımlamış, çağdaş devlet anlayışını ise "sosyal hukuk devletinin tüm kurumlarıyla Anayasanın özüne ve ruhuna uygun biçimde yaşama..." geçirilmesi olarak ifade etmiştir.

Anayasa Mahkemesi ayrıca kararlarında, sosyal hukuk devletinde kişinin korunmasının sosyal güvenliğin ve sosyal adaletin sağlanması ile mümkün olacağını vurgulayarak, bu bağlamda sosyal güvenliği, sosyal hukuk devletinin temel unsuru olarak görmektedir. Nitekim Anayasamızın            60 ıncı maddesi, sosyal güvenliği yurttaşlar açısından bir "hak" olarak belirtmiştir.

Ancak bugün çeşitli çevrelerce, sosyal güvenlik açıkları devlet açısından yük olarak görülmekte ve bu yük "kara delik" olarak adlandırılmaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da, yük olarak tanımlanan transferlerin yarattığı toplumsal fayda görülmemekte, toplumu oluşturan bireylerin yarınlarından emin olamama duygusunun nasıl bir kırılganlığa yol açıp toplumsal kargaşa oluşturacağı düşünülmemektedir.

Üç sosyal sigorta kurumu (SSK, Emekli Sandığı, Bağ-Kur) nüfusumuzun % 90'ına sosyal sigorta ve sağlık hizmeti sunmakta, kapsadığı sigortalılarını sosyal risklere karşı korumaktadır. Bu üç sosyal sigorta kurumuna 2005 yılı için Bütçesinden ayrılan pay 22 milyar YTL'dir. Kişi başına ortalama 343 YTL düşmektedir. Bir başka anlatımla, devlet bir yılda 343 YTL ile bir kişinin sosyal güvenlik hakkını (sağlık yardımları dahil) sağlamaktadır.

Kuşkusuz Türkiye genç bir nüfusa sahiptir. Dolayısıyla sosyal sigorta sisteminin fon yaratır nitelikte olması gerekirdi. Ancak izlenen yanlış politikalar bu kurumları ciddi açmazlarla karşı karşıya bırakmıştır. Bugün Türkiye'de sosyal sigorta sistemimizin ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğu yıllardan beri tartışılmakta ve bilinmektedir. Kaldı ki bu konu her yasama döneminde belli aralıklarla TBMM gündemine de gelmiş, araştırma komisyonları kurularak, soruna çözüm üretilmeye çalışılmıştır. Dolayısıyla, Türkiye'de yoğun olarak tartışılan ve çözülmesi gerektiği konusunda adeta bir toplumsal mutabakatın bulunduğu bu konunun, iktidar partisince de belli bir ciddiyet içinde ele alınıp değerlendirmesi gerekirdi. Ancak IMF'nin beklentileri ve IMF'ye verilen niyet mektuplarıyla öngörülen takvime uymak için başlangıçta çok hızlı davranılmış, ancak CHP'nin ısrarlı olarak konunun "Ekonomik ve Sosyal Konsey"de görüşülmesini istemesi üzerine Tasarı Ekonomik ve Sosyal Konsey'e götürülmüştür. Burada sosyal taraflarla yapılan görüşmeler sonucunda, Tasarının belli bir olgunluğa ulaştığı görülmektedir. Ancak bu olgunluğun, yeterince sağlandığı kanısında değiliz.

Tasarı ile;

- Sigortalıların yükümlülükleri ağırlaştırılarak hakları daraltılmaktadır.

- Yaşlılık aylığını hak etme koşulları ağırlaştırılarak mevsimlik işlerde çalışanlar ile esnek usulde çalışanların emekli olma hakları ortadan kaldırılmaktadır.

- Emekli aylığını hesaplanmasına esas kazançların güncellenmesinde kullanılacak  katsayının ve aylık bağlama oranlarının düşürülerek emekli aylığının düşük hesaplanması amaçlanmıştır.

- Devletin asli görevi olan koruyucu sağlık hizmetleri genel sağlık sigortası kapsamına alınarak, sosyal sigortacılık ilkelerine ters bir uygulamanın yolları açılmıştır.

- Sağlık hizmetlerinden yararlanmanın bir ön koşulu olarak görülen katılım payı, özellikle düşük gelir grubundaki sigortalıların sağlık hizmetlerinden yararlanmalarını engelleyecektir.

- Sigortalılara sunulacak sağlık hizmetlerinin yöntemi ile verilecek ilaçların, kan ve kan ürünlerinin, protez, ortez, tıbbî araç ve gereçlerin süresini ve miktarlarını belirlemeye Kurumun yetkili kılınması, sigortalıların sağlık yardımlarından yararlanma haklarını sınırlayacaktır.

- Sigortalılardan tedavileri sırasında, otel hizmetleri adı altında fark alınması sigortalıların istismarına yol açabilecektir.

- Norm ve standart birliği sağlamak amacıyla tüm çalışanların aynı sigorta statüsünde toplanmalarına karşın, farklı uygulamalara olanak sağlayan düzenlemelere yer verilmesi Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı düşmektedir.

- Özellikle düşük gelirlilerin sistemin dışına çıkarılması, kayıt dışı çalışmayı özendirecektir.

- Üzerinde durulması gereken bir diğer temel konu da, işçiler için getirilen prim ödeme gün sayısı ile ilgili yeni düzenlemedir. Prim ödeme gün sayısının 7000 günden, aşamalı olarak 9000 güne çıkarılması Türkiye gerçekleriyle hiçbir şekilde bağdaşmamaktadır. Esnek çalışmanın, sendikasızlaştırmanın, kayıtdışı çalışmanın, taşeronlaşmanın ve en önemlisi yoğun işsizliğin yaşandığı bir ülkede, bir işçinin 9000 gün prim ödemesi açıkça söylemek gerekirse, hiçbir şekilde gerçekçi değildir. Bu düzenlemenin anlamı, sendikasız işçilere düşük prim ödeme gün sayısı üzerinden emekli olmanın yolunu açmaktır. Bu da işçilerin yaşlılıklarında düşük emekli aylığı almaları sonucunu doğuracaktır. Eğer bir sosyal sigorta sistemi, kişilerin emekliliklerinde yoksulluk sınırının altında aylık almalarını öngörüyorsa, o sisteme "sosyal güvenlik sistemi" denemez. Olsa olsa o sistem, "yoksullara asgari ödenek sağlama sistemi" olur... Kaldı ki bu dahi olmayacak, çünkü halen uygulanmakta olan asgari aylık sistemi, bu Tasarı yasalaştığında tümüyle ortadan kalkacaktır.

- Emeklilik yaşı, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun yürürlüğe gireceği 01.01.2007 tarihinden itibaren ilk kez sigortalı olacaklar bakımından kadın ise 58, erkek ise 60 olarak belirlenmiş ise de, bu yaşların 2036 yılından itibaren kademeli olarak aşağıdaki gibi 65'e yükseltilmesi öngörülmüştür. Yapılan düzenlemeye göre,

01.01.2036 - 31.12.2037 süresinde kadın sigortalılar için 59, erkek sigortalılar için 61,

01.01.2038 - 31.12.2039 süresinde kadın sigortalılar için 60, erkek sigortalılar için 62,

01.01.2040 - 31.12.2041 süresinde kadın sigortalılar için 61, erkek sigortalılar için 63,

01.01.2042 - 31.12.2043 süresinde kadın sigortalılar için 62, erkek sigortalılar için 64,

01.01.2044 - 31.12.2045 süresinde kadın sigortalılar için 63, erkek sigortalılar için 65,

01.01.2046 - 31.12.2047 süresinde kadın sigortalılar için 64, erkek sigortalılar için 65,

01.01.2048 tarihinden itibaren de kadın ve erkek sigortalılar için 65,

Olarak uygulanacaktır.

Dolayısıyla kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını 01.01.2036 tarihinden önce dolduramayan sigortalılar kademeli olarak yükselen emeklilik yaşlarına tâbi olacaklardır. Bunun sonucu olarak, aynı tarihte işe başlayan ve prim ödeme süreleri de eşit olan sigortalılar aynı yaşta emekli olamayacaklardır.

Örneğin;

İlk kez 2007 yılında sigortalı olarak çalışmaya başlayan ve çalışmaya başladığı tarihte 30 yaşından küçük olan kadın sigortalılar ile 32 yaşından küçük erkek sigortalıların,

İlk kez 2008 yılında çalışmaya başlayan ve çalışmaya başladığı tarihte 31 yaşından küçük olan kadın sigortalılar ile 33 yaşından küçük olan erkek sigortalıların,

İlk kez 2009 yılında çalışmaya başlayan ve çalışmaya başladığı tarihte 32 yaşından küçük olan kadın sigortalılar ile 34 yaşından küçük olan erkek sigortalıların,

İlk kez 2010 yılında çalışmaya başlayan ve çalışmaya başladığı tarihte 33 yaşından küçük olan kadın sigortalılar ile 35 yaşından küçük olan erkek sigortalıların,

İlk kez 2011 yılında çalışmaya başlayan ve çalışmaya başladığı tarihte 34 yaşından küçük olan kadın sigortalılar ile 36 yaşından küçük olan erkek sigortalıların,

İlk kez 2012 yılında çalışmaya başlayan ve çalışmaya başladığı tarihte 35 yaşından küçük olan kadın sigortalılar  ile 37 yaşından küçük olan erkek sigortalıların,

İlk kez 2013 yılında çalışmaya başlayan ve çalışmaya başladığı tarihte 36 yaşını doldurmamış kadın sigortalılar ile 38 yaşını doldurmamış erkek sigortalıların,

İlk kez 2014 yılında çalışmaya başlayan ve çalışmaya başladığı tarihte 37 yaşını doldurmamış kadın sigortalılar ile 39 yaşını doldurmamış erkek sigortalıların,

İlk kez 2015 yılında çalışmaya başlayan ve çalışmaya başladığı tarihte 38 yaşını doldurmamış kadın sigortalılar ile 40 yaşını doldurmamış erkek sigortalıların,

İlk kez 2016 yılında çalışmaya başlayan ve çalışmaya başladığı tarihte 39 yaşını doldurmamış kadın sigortalılar ile 41 yaşını doldurmamış erkek sigortalıların,

58 ve 60 yaşlarını 01.01.2036 tarihinden önce doldurmaları fiilen mümkün olmadığından, söz konusu sigortalılar da 2036 yılından itibaren uygulanacak kademeli olarak yükselen emeklilik yaşlarına tâbi olacaklardır.

Tümü ilk kez 01.01.2007 tarihinde çalışmaya başladığı varsayılan değişik yaş gruplarından;

a) Kadın sigortalılara yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için doldurmaları gereken yaşlar aşağıdaki gibi olacaktır.

 

 

 

 

58 yaşın

 

 

 

 

 

dolacağı tarihte

Sigortalının

 

 

 

 

geçerli olan

emekli

 

01.01.2007

58 yaşını

58 yaşın

emeklilik yaşını

olabilmesi için

 

tarihinde

dolduracağı tarih

dolacağı tarihte

dolduracağı

doldurmuş

 

yaşı

 

geçerli olan

tarihte

olması gereken

 

 

 

emeklilik yaşı

uygulanması

yaş

 

 

 

 

gereken

 

 

 

 

 

emeklilik yaşı

 

 

30

01.01.2035

58

58

58

 

29

01.01.2036

59

59

59

 

28

01.01.2037

59

60

60

 

27

01.01.2038

60

61

61

 

26

01.01.2039

60

61

61

 

25

01.01.2040

61

62

62

 

24

01.01.2041

61

63

63

 

23

01.01.2042

62

64

64

 

22

01.01.2043

62

64

64

 

21

01.01.2044

63

65

65

 

20

01.01.2045

63

65

65

 

19

01.01.2046

64

65

65

 

18

01.01.2047

64

65

65

b) Erkek sigortalılara  yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için doldurmaları gereken emeklilik yaşları ise aşağıdaki gibi olacaktır.

 

 

 

 

60 yaşın dolacağı

 

 

 

 

 

 

 

tarihte geçerli

Sigortalının

 

 

 

 

 

 

olan emeklilik

emekli

 

 

01.01.2007

60 yaşını

60 yaşın dolacağı

yaşını

olabilmesi için

 

 

 

 

tarihinde

dolduracağı

tarihte geçerli

dolduracağı

doldurmuş

 

 

 

yaşı

tarih

olan emeklilik

tarihte

olması gereken

 

 

 

 

 

yaşı

uygulanması

yaş

 

 

 

 

 

 

gereken

 

 

 

 

 

 

 

emeklilik yaşı

 

 

 

 

32

01.01.2035

60

 

60

60

 

 

31

01.01.2036

61

 

61

61

 

 

30

01.01.2037

61

 

61

61

 

 

29

01.01.2038

62

 

62

62

 

 

28

01.01.2039

62

 

62

62

 

 

27

01.01.2040

63

 

63

63

 

 

26

01.01.2041

63

 

63

63

 

 

25

01.01.2042

64

 

64

64

 

 

24

01.01.2043

64

 

64

64

 

 

23

01.01.2044

65

 

65

65

 

 

22

01.01.2045

65

 

65

65

 

 

21

01.01.2046

65

 

65

65

 

 

20

01.01.2047

65

 

65

65

 

 

19

01.01.2048

65

 

65

65

 

 

18

01.01.2049

65

 

65

65

 

Tablolarda görüldüğü üzere, çalışmaya başladığı tarihte 30 yaşını doldurmuş olan kadınlar 58 yaşında, 32 yaşını doldurmuş erkekler 60 yaşında emekliliğe hak kazanabilmekte, işe başladıkları tarihte 30 yaş altında olan kadınlarla 32 yaş altında olan erkeklerin işe başlama tarihindeki yaşları küçüldükçe, emekliliğe hak kazanacakları yaşlar yükselmektedir.

Bu nedenle, aynı tarihte işe başlayan ve prim ödeme süreleri de eşit olan sigortalılar aynı yaşta emekli olamayacaklardır.

Genç yaşlarda çalışmaya başlayanların 65 yaşından önce emekli olmalarını engelleyen ve sigortalıların işe başladıkları tarihteki yaşlarına göre emeklilik yaşlarını farklılaştıran sistem, eşitlik ilkesine açıkça aykırıdır.

- Malûllük ve ölüm aylığının bağlanmasındaki koşulların ağırlaştırılması da, sistemde iyileşmenin ağırlıklı olarak çalışanlara çıkarıldığını göstermektedir. Oysa çalışanlar, hiçbir şekilde bugün ortaya çıkan tablonun sorumlusu değillerdir. Geçmişin hatalarının, çalışanlara çıkarılması, AKP hükümetinin sosyal güvenlik anlayışının IMF damgalı olduğunu açıkça göstermektedir.

- Norm ve standart birliği sağlamak amacıyla getirilen Tasarı, kamu çalışanları açısından kısa dönemde ağır yükler getirmekte, sistemdeki açıkların kısa dönemde bu kesimler tarafından finanse edilmesini öngörmektedir. Çünkü, prime esas kazançta SSK ve Bağ-Kur'lular için alt ve üst sınırlar getirilirken, kamu çalışanları açısından böyle bir sınırlama getirilmemiştir. Bu durumun doğal sonucu olarak, kamu çalışanları SSK ve Bağ-Kur'lulara göre daha yüksek emekli aylığı alacaklardır.

- Emekli aylıklarının bağlanmasında, bir yandan aylık bağlama oranı düşürülürken, öte yandan emeklilere refahtan pay verilmemesi uygulaması da sürdürülmektedir. Bu düzenleme ile emekli, emekli olduğu tarihteki gelire mahkûm edilmekte, ülkenin refah düzeyindeki artıştan pay alamamaktadır. Bu anlayışın, sosyal devlet ilkesiyle bağdaşır olmadığı açıktır. Çalışırken katma değer yaratıp, ülkenin kalkınmasına katkı veren milyonlarca çalışanın, emekli olduktan sonra, kalkınmadan, refahtan mahrum edilmesi, doğru bir anlayış değildir. En azından çalışırken alın teri dökenlerin, haklarının teslim edilmemesi demektir.

- Fiili hizmet zammı uygulamalarında da ciddi haksızlıklara yol açan düzenlemelere yer verilmiştir. Örneğin, PTT çalışanlarına haklı olarak fiili hizmet zammı verilirken, aynı işi özel sektörde yapan kişilere bu hak verilmemiştir. Bu çifte standardın hiçbir anlamlı gerekçesi olamaz. Aynı şekilde devlet tiyatrolarında çalışan sanatçılar fiili hizmet zammından yararlanırken, özel tiyatrolarda çalışanlar bu ayrıcalıklı durumdan yararlanamayacaklar. Bu çifte standardın, sosyal devlet ilkesiyle bağdaşmayacağı açıktır. Çünkü aynı işi yapanların benzer koşullarda emekli edilmeleri sosyal sigorta mantığının da bir gereğidir.

- Fiili hizmet zammında, benzer çifte standart uygulaması basın çalışanları için getirilmiştir. Tasarıya göre 5953 sayılı Yasa kapsamında olan basın mensupları fiili hizmet zammından yararlanırken, aynı işi yapan TRT çalışanları sadece farklı bir yasaya tâbi oldukları için, bu uygulamadan yararlanamayacaklardır. Acaba, 5953 sayılı Yasaya tâbi bir kameramanın taşıdığı kamera ile, bir TRT çalışanının taşıdığı kamera farklı mı?

- Tasarının bir diğer özelliği de, zorunlu sigorta alanının daraltılmasıdır. Oysa, sosyal bir devlette, sosyal sigorta alanının mutlaka genişletilmesi gerekir. Çünkü sosyal devlette amaç insanları "tasada ve kıvançta" bir arada tutmayı sağlamaktır.

- Tasarı, daha önce dul ve yetimlerin aldıkları aylıklarla ilgili olarak sınırlama getiren ve kazanılmış hakları sonlandıran yasal düzenlemenin getirdiği haksızlığı gidermemiştir. Bugün binlerce, dul ve yetim mağdur durumdadır ve sorunlarına çözüm beklemektedir. Kaldı ki, sosyal sigorta kuruluşlarının ödedikleri aylıklar bu insanlardan bugün cezalı olarak alınmak istenmektedir. Binlerce dul ve yetim bugün icra dairelerinde sürünmekte, göz yaşı dökmektedir. Bu insanların dramını dahi gideremeyen bir yasaya, "sosyal güvenlik reformu" anlayışını taşıyor diyebilir miyiz?

- Tasarı ile "genel sağlık sigortası" uygulamasına geçilmesi öngörülmekle birlikte, Tasarının, sağlıkta sunulan hizmetlerde bir geriye dönüşe de ortam hazırladığını belirtmek gerekiyor. Çünkü Tasarıda, Kuruma verilen yetki ile, Kurumun sağlıkta ciddi sınırlamalar getirmesine olanak sağlanmaktadır. Bunun sonucu olarak, halen sağlık sigortası hizmeti alan bir sigortalı, Tasarının yasalaşmasından sonra ciddi sağlık sınırlamalarıyla karşı karşıya kalabilecektir.

- Tasarıya göre, borcu olan Bağ-Kur'lular, hangi koşullarda olursa olsun sağlık hizmetlerinden yararlanamayacaklardır. Böyle bir düzenlemenin, ihtiyari sigorta uygulamalarında bir anlamı olmakla birlikte, zorunlu sigorta uygulamalarında kesinlikle başvurulmaması gereken bir yol olduğunu belirtmek gerekiyor. Bugün için aynı uygulamanın yürürlükte olması, Tasarı ile getirilen düzenlemeye asla haklılık kazandırmaz.

- Tasarıda, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı koruyucu hekimlik alanına da girmektedir. Bu düzenleme, Sağlık Bakanlığı ile Kurum arasında yetki ve görev çatışmasına yol açacaktır. Nitekim, alt komisyon çalışmalarında bu gerçek görülmüştür. Kaldı ki, koruyucu sağlık hizmetlerinin Sağlık Bakanlığının görevi olduğu ve tüm harcamalarının da Genel Bütçeden karşılanması gerektiği açıktır. Bu düzenleme, sigortalının kendi primleri ile koruyucu sağlık hizmetini gerçekleştirmesi sonucunu doğurur ki, böyle bir düzenlemenin sosyal devlet mantığı ile bağdaşmayacağı açıktır...

- Tasarı ile oluşturulan "Sağlık Hizmetlerini Fiyatlandırma Komisyonu"nun oluşumu da yanlıştır. Kurum, bu Komisyona ancak gözlemci olarak katılmalı oy hakkı olmamalıdır. Çünkü ancak bu durumda, Kurum, daha bağımsız olarak sağlık hizmetlerini rekabet ortamı içinde alabilecektir. Sağlık fiyatlarının belirlendiği bir Komisyonun içinde yer alan Kurum, kendisine dayatılan fiyatı tartışmasız olarak kabul etmek durumunda kalacaktır.

- "Asgari işçilik uygulaması" ile Kurum daha güçlendirilmiş konuma getirilebilirdi. Ancak bu yapılmamış, kayıtdışı çalışmayı önleyecek mekanizma düzenlemede kurulamamıştır. Kaldı ki, bugün oldukça yaygın olan kayıtdışı çalışmayla ilgili olarak ciddi hiçbir önleme tasarıda yer verilmemiştir. Bu demektir ki, sistem zaafını kendi bünyesinde sürdürmeye devam edecektir. Öte yandan, asgari işçilikle ilgili olarak asgari işçilik oranlarının saptanması ve asgari işçilik oranlarına vaki itirazların incelenerek karara bağlanması amacıyla Kurum bünyesinde; Kurum teknik elemanlarından dört üye, Yönetim Kurulunda temsil edilen işçi ve işveren konfederasyonlarınca görevlendirilecek iki üye, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinden bir üye olmak üzere toplam yedi teknik elemandan oluşan "Asgari İşçilik Tespit Komisyonu" kurulması öngörülmüştür. Bu düzenleme ile sosyal tarafların komisyonlarda eşit ağırlıklı temsiline açıkça son verilmiştir. Çünkü, Komisyonda bu haliyle bir işçi temsilcisine karşın, TOBB temsilci dahil edildiğinde iki işveren temsilcisi olacaktır ki, bu ILO standartlarına da aykırıdır...

- Primlerin tahsilatı, sosyal güvenlik kurumları için öteden beri ciddi bir sorundur. Bu tasarı ile bu soruna kalıcı ve köklü bir çözüm getirilmemiş, ancak zorunlu sigortalılık alanı daraltılarak, bu sorun aşılmaya çalışılmıştır. Ama bu yöntemin sosyal devlet uygulamasıyla bağdaşmayacağı açıktır.

- Bulgaristan göçmenlerinin öteden beri sosyal sigorta ile ilgili sorunları çözümlenememiştir. Çözüm bekleyen sorun, maalesef bu Tasarıda da çözüme kavuşturulmamış, sorun ileriye ertelenmiştir.

- Ayın durum "köy korucuları" için de geçerlidir. Bugün devlet Anayasaya aykırı bir uygulamanın içindedir. Eline silah verip çalıştırdığı, aylık ödediği kişiyi sigortalı yapmamaktadır. Oysa devletin temel işlevi yurttaşların hakkı olan sosyal güvenliği sağlamaktır.

- Anayasanın 86. maddesinde geçen "T.C. Emekli Sandığı" ifadesi, bu tasarılar yasalaştığında olmayan bir kurum haline gelecektir. Bunun da Anayasal açıdan değerlendirilmesi gerektiği açıktır...

Yukarıda kısaca saydığımız gerekçelerle Tasarıyı olumlu bulmadığımızı belirtmek isteriz.

 

M. Akif Hamzaçebi

Kemal Kılıçdaroğlu

Gürol Ergin

 

Trabzon

İstanbul

Muğla

 

M. Mesut Özakcan

Bülent Baratalı

Kazım Türkmen

 

Aydın

İzmir

Ordu


HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METİN

SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU TASARISI

 

BİRİNCİ KISIM

Amaç, Kapsam ve Tanımlar

 

Amaç

MADDE 1- Bu Kanunun amacı, kısa ve uzun vadeli sigortalar ile genel sağlık sigortası bakımından kişileri sosyal sigorta riskleri karşısında güvence altına almak; bu sigorta kollarından yararlanacak kişileri ve sağlanacak sosyal sigorta haklarını, bu haklardan yararlanma şartlarını, sosyal sigortaların finansman ve karşılanma yöntemlerini belirlemek; sosyal sigortaların işleyişi ile ilgili usûl ve esasları düzenlemektir.

Kapsam

MADDE 2- Bu Kanun, kısa ve uzun vadeli sigortalar ile genel sağlık sigortasından yararlanacak kişileri, işverenleri, sağlık hizmeti sunucularını, bu Kanunun uygulanması bakımından gerçek kişiler ile her türlü kamu ve özel hukuk tüzel kişilerini kapsar.

Tanımlar

MADDE 3- Bu Kanunun uygulanmasında;

a) Bakanlık: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını,

b) Kurum: Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığını,

c) Kısa vadeli sigorta kolları: İş kazası ve meslek hastalığı, hastalık ve analık sigortası kollarını,

d) Uzun vadeli sigorta kolları: Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortası kollarını,

e) Sigortalı: Kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim  gereken kişileri,

f) Hak sahibi: Sigortalının veya sürekli iş göremezlik geliri ile malûllük veya yaşlılık aylığı almakta olanların ölümü halinde, gelir veya aylık bağlanmasına veya toptan ödeme yapılmasına hak kazanan eş, çocuk, ana ve babasını,

g) Genel sağlık sigortası: Kişilerin sağlık riskleri nedeniyle oluşan harcamalarının karşılanmasını sağlayan sosyal sigortayı,

h) Genel sağlık sigortalısı: Bu Kanuna göre genel sağlık sigortalısı sayılan ve genel sağlık sigortası bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişileri,

ı) Bakmakla yükümlü olunan kişi: Genel sağlık sigortalısının;

1) Sigortalı sayılmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık almayan eşini,

2) Sigortalı sayılmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık almayan çocuklarından; 18 yaşını, orta öğrenim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmamış ve evli olmayan çocukları ile yaşına bakılmaksızın bu Kanuna göre malûl olduğu tespit edilen evli olmayan çocuklarını,

3) Sigortalı sayılmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık almayan ve geçiminin sigortalı tarafından sağlandığı Kurumca belirlenen ana ve babasını,

i) Muhtaç: Kriterleri Kurumca çıkarılacak yönetmelikte belirlenen ve bu kriterlere uygun olduğu tespit edilen kişileri,

j) Hizmet akdi: 22/4/1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanununun 313 üncü maddesi ile tanımlanan hizmet akdini veya 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 8 inci maddesinde tanımlanan iş sözleşmesini,

k) Süreksiz iş: Özel sektöre ait tarım ve orman işlerinde nitelikleri bakımından en çok otuz iş günü süren işleri,

l) Ücret: Kamu idareleri ile özel kuruluşlarda bir işverene tâbi olarak çalışanların, bu çalışmalarının karşılığı olarak belirlenmiş saatlik, günlük, haftalık veya aylık olarak elde ettikleri kazançları,

m) Asgarî ücret: 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 39 uncu maddesi gereğince 16 yaşından büyük işçiler için belirlenen bir aylık brüt ücreti,

n) Net asgarî ücret: Asgarî ücretten vergi ve sosyal sigorta primleri kesildikten sonra kalan ücreti,

o) Haftalık çalışma süresi: 4857 sayılı Kanunun 63 üncü maddesinde belirtilen haftalık çalışma süresini,

p) Takvim ayı: Ücretleri her ayın 15'inde ödenen sigortalılar için ayın 15'inden ertesi ayın 14'üne kadar geçen, diğer sigortalılar için ise ayın 1'i ile sonu arasında geçen ve otuz gün olarak değerlendirilen süreyi,

r) Takvim yılı: Ücretleri her ayın 15'inde ödenen sigortalılar için 15 Ocak tarihinden ertesi yılın 14 Ocak tarihine kadar geçen, diğer sigortalılar için ise 1 Ocak ile 31 Aralık tarihleri arasında geçen ve 360 gün olarak değerlendirilen süreyi,

s) Geçici iş göremezlik ödeneği: İş kazası, meslek hastalığı, hastalık veya analık halleri sonucu, hekim raporu ile istirahati belgelenen sigortalıya bu süre ile sınırlı olarak yapılan ödemeyi,

t) Gelir: Sigortalıya veya sigortalının ölümü halinde hak sahiplerine, iş kazası veya meslek hastalığı halinde yapılan sürekli ödemeyi,

u) Aylık: Sigortalıya veya hak sahiplerine malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından yapılan sürekli ödemeyi,

v) Ödeme dönemi: Bu Kanuna göre bağlanan gelir ve aylıkların ödeme tarihlerinin belirlendiği devreleri,

y) Tarımsal faaliyet: Kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde veya kamuya mahsus mahallerde ekim, dikim, bakım, üretme, yetiştirme ve ıslah yoluyla yahut doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünleri elde edilmesini, bu ürünlerin yetiştiricileri tarafından işlenip değerlendirilmesini, muhafazasını ve pazarlanmasını,

z) Kurum Sağlık Kurulu: İş kazası ve meslek hastalığı ile malûliyet hallerinde, Kurumca yetkili kılınan sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca düzenlenecek raporlardaki teşhis ve bu teşhise dayanak teşkil eden belgeleri incelemek suretiyle iş kazası, meslek hastalığı, malûliyet hallerini ve oranlarını belirlemeye yetkili hekimlerden oluşan kurulları,

aa) Kamu idaresi: 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (c), (d) ve (e) bentlerinde belirtilen idare ve kurumlar ile bunların ödenmiş sermayesinin % 50'sinden fazlasına sahip oldukları ortaklıkları ve özel kanunları gereği personel kanunlarına tabi olarak personel çalıştıran diğer kurumları,

bb) Sosyal güvenlik sözleşmesi: Türkiye'nin onayladığı ikili veya çok taraflı sosyal güvenlik sözleşmelerini ve bu sözleşmelerin uygulama hükümlerini düzenleyen anlaşmaları,

cc) Sağlık hizmeti: Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere 87 nci madde gereği sağlanacak tıbbî ürün ve hizmetleri,

dd) Kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmeti: Kişilerin hastalıktan korunması veya sağlıklı olma halinin sürdürülmesi amacıyla kişiye yönelik olarak verilen sağlık hizmetlerini,

ee) Aile hekimi: Sağlık Bakanlığı tarafından aile hekimi olarak yetkilendirilen ve Kurum ile sözleşmeli hekimleri,

ff) Sağlık hizmeti sunucusu: Sağlık hizmetini sunan veya üreten gerçek kişiler ile kamu ve özel hukuk tüzel kişilerini ve bunların tüzel kişiliği olmayan şubelerini,

gg) Katılım payı: Sağlık hizmetlerinden yararlanabilmek için 93 üncü madde hükümlerine göre belirlenen ve genel sağlık sigortalısı veya bakmakla yükümlü olduğu kişiler tarafından ödenen tutarı,

hh) Sığınmacı: İçişleri Bakanlığı tarafından sığınmacı olarak kabul edilen kişileri,

ıı) Vatansız: İçişleri Bakanlığı tarafından vatansız olarak kabul edilen kişileri,

ifade eder.

İKİNCİ KISIM

Kısa ve Uzun Vadeli Sigorta Hükümleri

BİRİNCİ BÖLÜM

Sigortalılara İlişkin Hükümler

Sigortalı sayılanlar

MADDE 4- Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından;

a) Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar,

b) Köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan;

1) Esnaf ve sanatkârlar,

2) Ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle veya basit usûlde gelir vergisi mükellefi olanlar,

3) Gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr sicili ile birlikte kanunla kurulan meslek kuruluşlarına usûlüne uygun olarak kayıtlı olanlar,

4) Anonim şirketlerin kurucu ortakları ve yönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortakları,

5) Tarımsal faaliyette bulunanlar,

c) Kamu idarelerinde;

1) Kadrolu olarak çalışanlar,

2) (a) ve (b) bentlerine göre sigortalı olmayı gerektirmeyecek şekilde sözleşmeli olarak çalışanlar ile, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 86 ncı maddesi uyarınca açıktan vekil atananlar,

sigortalı sayılırlar.

Birinci fıkranın (a) bendi kapsamına giren sigortalılara ilişkin hükümler, işçi sendikalarının yönetim kurullarına seçilenler; bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılan film, tiyatro, sahne, gösteri, ses ve saz sanatçıları ile müzik, resim, heykel, dekoratif ve benzeri diğer uğraşları içine alan bütün güzel sanat kollarında çalışanlar; düşünür ve yazarlar; 2/7/1941 tarihli ve 4081 sayılı Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında Kanuna göre çalıştırılan koruma bekçileri ile 24/4/1930 tarihli ve 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununda belirtilen umumi kadınlar hakkında da uygulanır.

Birinci fıkranın (c) bendi kapsamına giren sigortalılara ilişkin hükümler, kuruluş veya personel kanunları gereğince seçimle veya atama yoluyla göreve gelenler; Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, belediye başkanları, harp okulları ile fakülte ve yüksek okullarda Türk Silahlı Kuvvetleri hesabına okuyan veya kendi hesabına okumakta iken askerî öğrenci olanlar ile astsubay meslek yüksek okulları ve astsubay nasp edilmek üzere temel askerlik eğitimine tabi tutulan adaylar ile fakülte veya meslek yüksek okullarında kendi hesabına okuduktan sonra veya askerlik hizmetini müteakip muvazzaf subaylığa, astsubaylığa, uzman jandarmalığa veya uzman erbaşlığa geçirilenler hakkında da uygulanır.

Bazı sigorta kollarının uygulanacağı haller

MADDE 5- Kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından aşağıda sayılan kişiler hakkında uygulanacak sigorta kolları şunlardır:

a) Ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde oluşturulan tesis, atölye ve benzeri ünitelerde çalıştırılan hükümlü ve tutuklular hakkında kısa vadeli sigorta kolları uygulanır. Bunlar ayrıca isteğe bağlı sigortalı olabilirler.

b) 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununda belirtilen aday çırak, çırak ve işletmelerde beceri eğitimi gören öğrenciler ile yüksek öğrenimleri sırasında zorunlu staja tabi tutulan öğrenciler, kısa vadeli sigorta kollarına tabi tutulur.

c) Harp malûlleri ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu veya asayiş ve güvenliğin sağlanması ile ilgili kanunlara göre vazife malûllüğü aylığı bağlanmış olanlardan bu Kanuna tabi çalışanlar hakkında aylıkları kesilmeksizin kısa vadeli sigorta kolları uygulanır. Ancak bunlar hakkında, uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmayı istemeleri halinde, bu isteklerini Kuruma bildirdikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren uzun vadeli sigorta kolları da uygulanır.

d) Mütekabiliyet esasına dayalı olarak ikili sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülke uyruğunda olanlar hariç, yüksek öğretim kurumlarında çalıştırılan yabancı uyruklu öğretim elemanları ile Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda görevlendirilen yabancı uyruklu öğretmenler hakkında yalnızca kısa vadeli sigorta kolları uygulanır. Ancak bunlar hakkında, uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmayı istemeleri halinde, bu isteklerini Kuruma bildirdikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren uzun vadeli sigorta kolları da uygulanır.

e) Sosyal güvenlik destek primine tabi olanlar hakkında kısa vadeli sigorta kolları uygulanır.

Sigortalı sayılmayanlar

MADDE 6- Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kollarının uygulanmasında;

a) İşverenin işyerinde ücretsiz çalışan eşi,

b) Aynı konutta birlikte yaşayan ve üçüncü derece dahil bu dereceye kadar hısımlar arasında ve aralarına dışardan başka kimse katılmaksızın yaşadıkları konut içinde yapılan işlerde çalışanlar,

c) Ev hizmetlerinde süreksiz olarak çalışanlar ile ev hizmetlerinde hizmet akdi ile sürekli çalışmasına rağmen haftalık çalışma sürelerinin 4857 sayılı Kanunda belirtilen sürelerden az olması nedeniyle aylık kazançları prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olanlar,

d) Askerlik hizmetlerini er ve erbaş olarak yapmakta olanlar ile yedek subay okulu öğrencileri,

e) Yabancı bir ülkede kurulu herhangi bir kuruluş tarafından ve o kuruluş nam ve hesabına Türkiye'ye bir iş için gönderilen ve yabancı ülkede sosyal sigortaya tabi olduğunu belgeleyen kişiler,

f) Resmî meslek ve sanat okulları ile yetkili resmî makamların izniyle kurulan meslek veya sanat okullarında ve yüksek okullarda tatbiki mahiyetteki yapım ve üretim işlerinde çalışan öğrenciler,

g) Sağlık hizmet sunucuları tarafından işe alıştırılmakta olan hasta veya malûller,

h) 18 yaşını doldurmamış olanlar,

ı) Kamu idareleri hariç olmak üzere, tarım işlerinde veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz işlerde çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan tarımsal faaliyette bulunan ve yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenler,

i) Niteliği itibarıyla bir kişinin bir gün içinde yapabileceği işlerde yevmiyeli olarak çalışanlar,

j) Kendi nam ve hesabına çalışanlardan gelir vergisinden muaf olup esnaf ve sanatkâr siciliyle birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usûlüne uygun olarak kayıtlı olanlardan, aylık kazançlarından bu faaliyetine ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarı prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenler,

4 üncü ve 5 inci maddelere göre sigortalı sayılmaz.

(h) bendinin uygulanmasıyla ilgili olarak, bir meslek veya sanat okulunu bitirenlerden 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre mahkemece ergin kılınmak suretiyle öğrenimleriyle ilgili görevlerde çalışanlar hakkında 18 yaşın bitirilmiş olması şartı aranmaz.

Bu maddenin uygulamasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Sigortalılığın başlangıcı

MADDE 7- Sigorta hak ve yükümlülükleri, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendine göre sigortalı sayılanlar için çalışmaya başladıkları tarihten; (b) bendine göre sigortalı sayılanlardan gelir vergisi mükellefi olanların gelir vergisi mükellefiyetinin başladığı tarihten; şirket ortaklarının şirket ortaklıklarının tescil edildiği tarihten; gelir vergisinden muaf olanların ise esnaf ve sanatkâr sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olmaları gereken tarihten; tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için çalışmaya başladıkları tarihten; köy ve mahalle muhtarları için seçildikleri tarihten; (c) bendine göre sigortalı sayılanlar için göreve başladıkları tarihten itibaren başlar.

Sigortalı bildirimi ve tescili

MADDE 8- Sigortalı bildirimi ve tescilinde aşağıdaki usûl ve esaslara göre işlem yapılır:

a) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalıları çalıştıracak işverenler, çalıştıracağı kişileri işe başlatmadan önce örneği Kurumca hazırlanacak sigortalı işe giriş bildirgesiyle Kuruma bildirmekle yükümlüdür. Ancak, inşaat işyerlerinde işe başlatılacak kişiler için en geç işe başlatıldığı gün, yabancı ülkelerde sefer yapan ulaştırma araçlarına sefer esnasında alınarak çalıştırılanlar ile Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi verilen işyerlerinde işe alınan kişiler için işe giriş bildirgeleri işe başladıkları tarihten itibaren en geç bir ay içinde, kamu idarelerince yurt dışı görevde çalışmak üzere işe alınanların işe giriş bildirgelerinin üç ay içinde Kuruma bildirilmesi durumunda süresi içinde bildirilmiş sayılır. 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalılar en geç otuz gün içinde, bunlardan kamu idarelerince yurt dışı görevde çalışmak üzere işe alınan sigortalılar ise üç ay içinde çalışmaya başladıklarını Kuruma bildirirler.

b) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen kişiler, aynı bent kapsamında sigortalı olmalarını gerektirecek şekilde çalışmaya başladıkları tarihten itibaren onbeş gün içinde örneği Kurumca hazırlanacak sigortalı bildirim belgesiyle çalışmaya başladıklarını Kuruma bildirmekle yükümlüdür. İlgili kurum, kuruluş veya birlikler 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen kişiler için kendi mevzuatlarına göre kayıt veya tescili yaptıkları sırada örneği Kurumca hazırlanacak sigortalı tesciline ilişkin belgeyi düzenlemek ve kayıt veya tescil tarihini takip eden onbeş gün içinde Kuruma bildirmekle yükümlüdür.

c) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde sayılan kişileri çalıştıran kamu idareleri, bunları çalıştırmaya başladıkları tarihten itibaren onbeş gün içinde işe giriş bildirgesiyle bunların çalışmaya başladıklarını Kuruma bildirmekle yükümlüdür.

Sigortalıların tescil ve diğer işlemlerinde sigorta sicil numarası olarak T.C. Kimlik Numarası kullanılır.

Kamu idareleri ve döner sermayeli kuruluşlar ile bankalar ve özel finans kurumları, Kurumca belirlenen işlemlerde kişilerin sigortalılık durumunu kontrol etmek ve sigortasız kişileri Kuruma bildirmekle yükümlüdür.

Bu maddede belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyenler hakkında 141 inci madde hükümlerine göre idarî para cezası uygulanır.

Bu madde gereği verilmesi zorunlu olan belgelerin içeriği, belgelerin verilme yöntemleri ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Sigortalılığın sona ermesi

MADDE 9- Kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık;

a) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların hizmet akdinin sona erdiği veya öldüğü tarihten,

b) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıların;

1) Gelir vergisi mükellefi olanlar için, mükellefiyetlerini gerektiren faaliyetlerine son verdikleri,

2) Gelir vergisinden muaf olanlar için, esnaf ve sanatkâr sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşlarındaki üye kayıtlarının silindiği,

3) Şirket ve donatma iştiraki ortağı olanlar için, tabi oldukları mevzuata göre şirketle ve donatma iştiraki ile ilgilerinin kesildiği,

4) Şirket ortağı olanlar için, şirketin iflasına veya tasfiyesine karar verildiği,

5) Tarımda kendi nam ve hesabına çalışanlar için tarımsal faaliyetlerinin sona erdiği,

6) Öldüğü,

tarihten,

c) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalılardan görevden ayrılanların veya ölenlerin, primlerinin ait olduğu ayı takip eden aybaşından,

d) 5 inci madde gereği bazı sigorta kollarına tabi tutulanların, kısmen sigortalı sayılmalarını gerektiren halin sona erdiği tarihten,

itibaren sona erer.

Birinci fıkranın (a) ve (c) bentlerine göre sigortalılığı sona erenlerin durumları işverenleri tarafından, (b) bendinde belirtilen şekilde sona erenlerin ise kendileri ve sözü edilen bentte belirtilen ticarî faaliyetin sona erme halinin bildirildiği kuruluşlar tarafından en geç yedi işgünü içinde Kuruma bildirilir.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Sigortalıların işleri nedeniyle geçici olarak yurt dışında bulunmaları

MADDE 10- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde sayılan sigortalıların işverenleri tarafından geçici görevle yurt dışına gönderilmeleri, (c) bendinde sayılan sigortalıların kanunlarında belirtilen usûle uygun olarak görev veya eğitim amaçlarıyla yurt dışına gönderilmeleri veya (b) bendinde sayılan sigortalıların sigortalılığa esas çalışması nedeniyle yurt dışında bulunmaları halinde, sigortalıların ve işverenlerin bu Kanunda yazılı hak ve yükümlülükleri devam eder.

İKİNCİ BÖLÜM

İşyerleri ve İşverenlere İlişkin Hükümler

İşyeri, işyerinin bildirilmesi, devri, intikali ve nakli

MADDE 11- Sigortalı sayılanların işlerini yaptıkları yerler işyeridir.

İşyerinde üretilen mal veya verilen hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen işyerine bağlı yerler ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, bedensel ve meslekî eğitim yerleri ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır.

İşveren, örneği Kurumca hazırlanacak işyeri bildirgesini en geç sigortalı çalıştırmaya başladığı tarihte Kuruma vermekle yükümlüdür.

Şirket kuruluşu aşamasında, sigortalı çalıştırmaya başlayacağı tarihi ve çalıştırılacak sigortalı sayısını beyan eden şirketlerin ticaret sicili memurluklarına yaptıkları bildirimler, ticaret sicili memurluklarınca bildirimi takip eden on gün içinde Kuruma gönderilir ve bu bildirim işverence Kuruma yapılmış sayılır.

29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi şirketlerin nevilerinin değişmesi, birleşmesi veya diğer bir şirkete katılması durumunda bu hususların ticaret siciline tesciline ilişkin ilan tarihini, adi şirketlerde şirkete yeni ortak alınması durumunda ise en geç yeni ortağın alındığı tarihi takip eden üç işgünü içinde örneği Kurumca hazırlanan bir bildirgeyle Kuruma bildirilir.

İşyerinin faaliyette bulunduğu adresten başka bir adrese nakledilmesi, sigortalı çalıştırılan bir işin veya işyerinin başka bir işverene devredilmesi veya intikal etmesi halinde, işyerinin nakledildiği, yeni işverenin işi veya işyerini devraldığı tarihi takip eden üç işgünü içinde, işyerinin miras yoluyla intikali halinde ise mirasçıları ölüm tarihinden itibaren en geç üç ay içinde işyeri bildirgesini Kuruma vermekle yükümlüdür. Bu işlerde çalışan sigortalıların sigorta hak ve yükümlülükleri devam eder. Kamu idarelerine ait işyerlerinin nakil, devir veya intikal işlemlerinde işyeri bildirgesinin verilme süresi Kurumca belirlenir.

Bildirgenin verilmemesi veya geç verilmesi bu Kanunda belirtilen hak ve yükümlülükleri ortadan kaldırmaz.

Bu maddede belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyenler hakkında 141 inci maddenin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca idarî para cezası uygulanır. İdarî para cezası uygulanması bu yükümlülüklerin yerine getirilmesine engel teşkil etmez.

İşveren, işveren vekili ve geçici iş ilişkisi kurulan işveren

MADDE 12- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerine göre sigortalı sayılan kişileri çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler işverendir.

İşveren nam ve hesabına, işin veya görülen hizmetin bütününün yönetim görevini yapan kimse işveren vekilidir. Bu Kanunda geçen işveren deyimi işveren vekilini de kapsar. İşveren vekili ve 4857 sayılı Kanunda tanımlanan geçici iş ilişkisi kurulan işveren, bu Kanunda belirtilen yükümlülüklerinden dolayı işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.

Çiftçi mallarını koruma bekçileri hakkında işverenlerin bu Kanunda belirtilen yükümlülükleri, bunları atamaya yetkili makam tarafından yerine getirilir.

Ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde oluşturulan tesis, atölye ve benzeri ünitelerde çalıştırılan hükümlü ve tutukluların işvereni Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Kurumu, işveren vekilleri ceza infaz kurumları ile tutukevleri iş yurtlarının sorumlu müdür ve amirleridir.

Aracı

MADDE 13- Bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran üçüncü kişiye aracı denir. Asıl işveren bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı aracı ile birlikte sorumludur.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Kısa Vadeli Sigorta Hükümleri

İş kazasının tanımı, bildirilmesi ve soruşturulması

MADDE 14- İş kazası;

a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada işini yaparken veya sigortalının işyerinde ayrılan alanlarda ihtiyaçlarını karşılamak için bulunduğu sırada,

b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle veya görevi nedeniyle, sigortalı kendi adına ve hesabına çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş veya çalışma konusu nedeniyle,

c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının işveren tarafından görev ile işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,

d) Emzikli kadın sigortalının çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,

e) Sigortalıların, işe başlama ve işten ayrılma saatleri dikkate alınarak, mutad güzergâhında işe gidiş gelişi sırasında,

meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedence veya ruhça arızaya uğratan olaydır.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının;

a) (a) ve (c) bentleri kapsamında bulunan sigortalıların geçirdiği iş kazasının, işveren tarafından o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma da en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde,

b) (b) bendi kapsamında bulunan sigortalının geçirdiği iş kazasının ise rahatsızlığının bildirim yapmaya engel olmadığı günden sonraki en geç üç işgünü içinde,

Kurumca belirlenen usûlle bildirilmesi zorunludur.

Kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için, gerekirse Kurumca veya Kurumca yetkili kılınan kamu idareleri vasıtasıyla soruşturma yapılabilir. Bu soruşturma sonunda yazılı olarak bildirilen hususların gerçeğe uymadığı ve olayın iş kazası olmadığı anlaşılırsa, Kurumca bu olay için yersiz olarak yapılmış bulunan ödemeler 121 inci maddeye göre ödemenin yapıldığı tarihten itibaren gerçeğe aykırı bildirimde bulunanlardan tahsil edilir. İlgililer hakkında genel hükümlere göre ayrıca kovuşturma yapılır.

Meslek hastalığının tanımı, bildirilmesi ve soruşturulması

MADDE 15- Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, sakatlık veya ruhî arıza halleridir.

Meslek hastalığı halinde bu Kanunda yazılı yardımlardan yararlanmak için, sigortalının çalıştığı işte meslek hastalığına tutulduğunun, usûlüne uygun düzenlenen sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgelerle, Kurumca gerekli görüldüğü hallerde işyerindeki çalışma şartlarını belirleyen denetim raporları ve gerekli diğer belgeler de dikkate alınarak, Kurum Sağlık Kurulu veya Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucuları tarafından tespit edilmesi gereklidir.

Meslek hastalığı, sigortalı olarak çalıştığı ve böyle bir hastalığa sebep olacak işten ayrıldıktan sonra meydana çıkmış ise, sigortalının bu Kanunla sağlanan yardımlardan yararlanabilmesi için, eski işinden fiilen ayrılmasıyla hastalığın meydana çıkması arasında bu hastalık için Kurumca çıkarılacak yönetmelikte belirtilen süreden daha uzun bir zamanın geçmemiş olması şarttır. Bu durumdaki kişiler gerekli belgelerle doğrudan Kuruma müracaat eder. Herhangi bir meslek hastalığının klinik ve laboratuvar bulgularıyla belirlendiği ve meslek hastalığına yol açan etkenin işyerindeki inceleme sonunda tespit edildiği hallerde, meslek hastalıkları listesindeki yükümlülük süresi aşılmış olsa bile, söz konusu hastalık Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun onayı ile meslek hastalığı sayılabilir.

İşveren, bir sigortalının meslek hastalığına tutulduğunu öğrenirse veya durum kendisine bildirilirse bunu öğrendiği günden başlayarak üç işgünü içinde Kuruma bildirmekle yükümlüdür. Bu yükümü yerine getirmeyen veya yazılı olarak bildirilen hususları kasten eksik veya yanlış bildiren işverene, Kurumca bu olay için yapılmış bulunan masraflar ile geçici iş göremezlik ödenekleri rücû edilir.

Meslek hastalığı ile ilgili bildirimler üzerine gerekli incelemeler doğrudan Kurumca yapılır.

Hangi hastalıkların meslek hastalığı sayılacağı bu madde gereği çıkarılacak yönetmelikte belirlenir. Yönetmelikte belirlenmiş hastalıklar dışında herhangi bir hastalığın meslek hastalığı sayılıp sayılmaması hususunda çıkabilecek uyuşmazlıklar, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.

Hastalık ve analık hali

MADDE 16- Sigortalının, iş kazası ve meslek hastalığı dışında kalan hastalık ve arızaları hastalık halidir.

Sigortalı kadının veya sigortalı erkeğin sigortalı olmayan eşinin gebeliğinin anlaşıldığı tarihten başlayıp doğumdan sonraki ilk sekiz haftalık, çoğul gebelik halinde ise ilk on haftalık süreye kadar olan gebelik ve analık haliyle ilgili rahatsızlık ve arıza halleri analık hali kabul edilir.

İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde sağlanan yardımlar

MADDE 17- İş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık ve analık hallerinde yapılan yardımlar şunlardır:

a) İş kazası ile meslek hastalığı hallerinde;

1) Sigortalıya geçici iş göremezlik süresince günlük ödenek verilmesi.

2) Sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanması.

3) İş kazası ile meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine gelir bağlanması.

4) Gelir almakta olan eş ve çocuklara evlenme yardımı verilmesi.

5) İş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine cenaze yardımı ödenmesi.

b) Sigortalıya hastalık ve analık hallerinden doğan geçici iş göremezlik süresince günlük ödenek verilmesi.

c) Sigortalı kadına veya sigortalı olmayan karısının doğum yapması nedeniyle sigortalı erkeğe, çocuğun ölü doğmaması ve yaşamaya devam etmesi şartıyla doğumdan sonraki altı ay süresince her ay, doğum tarihinde geçerli asgarî ücretin altıda biri tutarında emzirme yardımı verilmesi.

Ödenek ve gelirlere esas tutulacak günlük kazanç

MADDE 18- İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde verilecek ödenek ve gelirlerin hesabına esas tutulacak günlük kazanç, iş kazasının veya doğumun olduğu, meslek hastalığı veya hastalık nedeniyle iş göremezliğin başladığı tarihten önceki üç takvim ayı içinde bu Kanunun uygulandığı bir veya birden fazla işte 110 uncu maddeye göre sigorta primine esas kazançlar toplamının, Kuruma bu dönemde sigortalı için bildirilen prim gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanır.

Günlük kazancın hesabına esas tutulan üç aylık dönem içinde çalışmamış ve ücret almamış olan sigortalının günlük kazancının tespitinde, iş kazasının veya doğumun olduğu, meslek hastalığı veya hastalık nedeniyle iş göremezliğin başladığı tarihten önceki oniki takvim ayı içinde çalıştığı son üç aylık dönemde elde ettiği kazanç esas tutulur ve günlük kazanç birinci fıkraya göre hesaplanır.

Oniki aylık dönemde çalışmamış ve ücret almamış olan sigortalı, işe başladığı takvim ayı içinde iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle iş göremezliğe uğrarsa, günlük kazancı, iş göremezliğinin başladığı tarih ile işe girdiği tarih arasındaki sürede elde ettiği kazanç toplamı, ücret aldığı gün sayısına bölünerek hesaplanır. İşe başladığı gün iş kazasına uğramaları halinde günlük kazancın hesabında aynı veya emsal işte çalışan benzeri bir sigortalının günlük kazancı esas tutulur.

Ücretle çalışanların;

a) Günlük kazançlarının hesabında, ücret dışında zam, tazminat, prim ve ikramiye gibi arızi nitelikteki her çeşit istihkak dikkate alınmış ise, ödenek ve gelire esas alınan günlük kazancın tutarı, ücret toplamının ücret alınan gün sayısına bölünmesiyle hesaplanacak günlük kazanca, % 50'si oranında bir ekleme yapılarak bulunan miktardan çok olamaz. İdare ve yargı mercilerince verilen karar gereğince yapılan ücret, ikramiye, zam, tazminat ve bu mahiyetteki ödemelerden, ödenek ve gelirin hesabına esas alınan üç aylık dönemden önceki aylara ilişkin olanlar günlük kazancın hesabında dikkate alınmaz.

b) Meslek hastalığı, sigortalının sigortalı olarak çalıştığı son işinden ayrıldığı tarihten bir yıl geçtikten sonra meydana çıkmış ise, günlük kazancı bu son işinden ayrıldığı tarih esas alınarak yukarıdaki fıkralara göre hesaplanır.

İş kazası ile meslek hastalığı sigortasından bağlanacak gelirlere esas tutulacak aylık kazanç, yukarıdaki hükümlere göre hesaplanacak günlük kazancın otuz katıdır.

Geçici iş göremezlik ödeneği

MADDE 19- Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla;

a) İş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle geçici iş göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için,

b) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalıların hastalık sebebiyle geçici iş göremezliğe uğraması halinde, geçici iş göremezliğin başladığı tarihten önceki bir yıl içinde en az doksan gün kısa vadeli sigorta primi ödenmiş olması şartıyla geçici iş göremezliğin üçüncü gününden başlamak üzere her gün için,

c) Sigortalı kadının analığı halinde doğumdan önceki bir yıl içinde en az doksan gün kısa vadeli sigorta primi ödenmiş olması şartıyla, doğumdan önceki ve sonraki sekizer haftalık sürede, çoğul gebelik halinde ise doğumdan önceki sekiz haftalık süreye iki haftalık süre ilave edilerek çalışmadığı her gün için,

d) Sigortalı kadının isteği ve doktorun onayı ile doğuma üç hafta kalıncaya kadar çalışılması halinde, doğum sonrası istirahat süresine eklenen süreler için,

geçici iş göremezlik ödeneği verilir.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı olanlara hastalıkları halinde geçici iş göremezlik ödeneği, genel sağlık sigortası dahil prim ve her türlü borçlarının ödenmiş olması şartıyla yatarak tedavileri süresince veya bu tedavinin gereği olarak istirahat raporu aldıkları sürede ödenir.

İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve sigortalı kadının analığı halinde verilecek geçici iş göremezlik ödeneği, 18 inci maddeye göre hesaplanacak günlük kazancının üçte ikisidir.

Geçici iş göremezlik ödeneklerinin en az haftalık olmak üzere, ödeme zamanı ve şekli Kurumca düzenlenecek yönetmelikle düzenlenir.

Sigorta prim ve ödeneklerinin hesabına esas tutulacak günlük kazançların alt sınırında meydana gelecek değişikliklerde, yeniden tespit edilen alt sınırın altında bir günlük kazanç üzerinden ödenek almakta bulunanların veya almaya hak kazanmış veya kazanacak olanların bu ödenekleri, günlük kazançlarının alt sınırındaki değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak değiştirilmiş günlük kazançların alt sınırına göre ödenir.

Bir sigortalıda iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinden birkaçı birleşirse, geçici iş göremezlik ödeneklerinden en yükseği verilir.

Ay içerisinde meydana gelen iş göremezlik hallerinde, örneği Kurumca hazırlanacak bir belgeyle sigortalının geçici iş göremezlik ödeneğine esas kazancı Kuruma bildirilir.

Kurumlarınca aylık veya ücretleri peşin olarak ödenen sigortalılara ait geçici iş göremezlik ödenekleri bu sigortalıları çalıştıran kuruma ödenir.

Sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanma

MADDE 20- İş kazası veya meslek hastalığı sonucu Kurumca yetkili kılınan sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlarda belirtilen hastalık ve arızalara göre Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az % 10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalı, sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanır.

Sürekli iş göremezlik geliri almakta olan sigortalının yeniden tedavi ettirilmesi halinde meslekte kazanma gücünü ne oranda yitirdiği, birinci fıkrada belirtilen sağlık kurullarından alınacak raporlara göre yeniden tespit olunur.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı olanlara sürekli iş göremezlik geliri, kendi sigortalılığından dolayı, genel sağlık sigortası dahil prim ve her türlü borçlarının ödenmiş olması şartıyla bağlanır.

Sürekli iş göremezlik gelirinin hesaplanması

MADDE 21- Sürekli iş göremezlik geliri, sigortalının mesleğinde kazanma gücünün kaybı oranına göre hesaplanır.

Sürekli tam iş göremezlikte sigortalıya, 18 inci maddeye göre hesaplanan aylık kazancının      % 70'i oranında gelir bağlanır. Sigortalı başka birinin sürekli bakımına muhtaç ise gelir bağlama oranı % 90 olarak uygulanır.

Sürekli kısmi iş göremezlikte sigortalıya bağlanacak gelir, tam iş göremezlik geliri gibi hesaplanarak bunun iş göremezlik derecesi oranındaki tutarı kendisine ödenir.

Yukarıdaki fıkralara göre hesaplanan gelir, günlük kazanç hesabına giren son takvim ayı ile gelir başlangıç tarihi için Ocak ve Temmuz ödeme tarihlerinden geçerli olmak üzere 78 inci madde hükmüne göre artırılarak belirlenir.

Sürekli iş göremezlik gelirinin başlangıcı

MADDE 22- Sigortalının sürekli iş göremezlik geliri;

a) Geçici iş göremezlik ödeneğinin sona erdiği tarihi,

b) Geçici iş göremezlik tespit edilemeden sürekli iş göremezlik durumuna girilmişse, buna ait sağlık kurulu raporu tarihini,

takip eden aybaşından başlatılır.

Sürekli iş göremezlik geliri almakta iken çalışmaya devam eden sigortalılardan, aynı arıza veya meslek hastalığı nedeniyle istirahat raporu alanlara, yazılı istek tarihinden itibaren 19 uncu maddeye göre hesaplanacak bir günlük geçici iş göremezlik ödeneği ile aylık sürekli iş göremezlik gelirinin otuzda biri arasındaki fark, her gün için geçici iş göremezlik ödeneği olarak verilir.

Birden çok iş kazasına uğrama veya meslek hastalığına tutulma hali

MADDE 23- Sigortalının yeniden bir iş kazasına uğraması veya yeni bir meslek hastalığına tutulması halinde, meydana gelen arızaların bütünü gözönüne alınarak kendisine sürekli iş göremezliğini doğuran son iş kazası veya meslek hastalığı sırasındaki kazancı üzerinden gelir hesaplanır. Ancak, sigortalının son iş kazası veya meslek hastalığı sırasındaki günlük kazancına göre bulunacak geliri, hesaplanan ilk gelirinden az ise sigortalının sürekli iş göremezlik geliri ilk kazanç üzerinden ödenir.

Hak sahiplerine gelir bağlanması

MADDE 24- İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının 18 inci madde gereğince tespit edilecek aylık kazancının % 70'i alınmak suretiyle bulunan miktarın 78 inci maddeye göre güncellenerek bulunan tutarı, 46 ncı madde hükümlerine göre hak sahiplerine gelir olarak bağlanır.

İş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün % 50 veya daha fazlasını kaybederek sürekli iş göremezlik geliri almakta iken ölenlerin hak sahiplerine de, ölümün iş kazası veya meslek hastalığına bağlı olup olmadığına bakılmaksızın 46 ncı madde hükümlerine göre gelir bağlanır.

Gelirin başlangıcı, kesilmesi ve yeniden bağlanmasında 46 ve 48 inci maddeler uygulanır.

Evlenme ve cenaze yardımları

MADDE 25- İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının;

a) Gelir almakta iken evlenen eş ve çocuklarına 50 nci madde hükmüne göre evlenme yardımı,

b) Hak sahibine 51 inci madde hükmüne göre cenaze yardımı,

ödenir.

İş kazası ve meslek hastalığı bakımından işverenin sorumluluğu

MADDE 26- İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliğine aykırı hareketi veya suç sayılabilir bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere Kurumca işverene ödettirilir. Sigortalı ve işveren sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır.

İş kazasının 14 üncü maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sürede işveren tarafından Kuruma bildirilmemesi durumunda bildirim tarihine kadar geçen süre için sigortalıya ödenecek iş göremezlik ödeneği Kurumca işverenden tahsil edilir.

Çalışma mevzuatında sağlık raporu alınması gerektiği belirtilen işlerde, böyle bir rapora dayanılmaksızın veya eldeki rapora aykırı olarak bünyece elverişli olmadığı işte çalıştırılan sigortalının, bu işe girmeden önce var olduğu tespit edilen veya bünyece elverişli olmadığı işte çalıştırılması sonucu meydana gelen hastalığı nedeniyle Kurumca sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği işverene ödettirilir.

İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık bakımından üçüncü kişilerin sorumluluğu

MADDE 27- İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık işveren dışında üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı için, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara genel hükümlere göre rücû edilir.

Ancak, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümlerde bu Kanun uyarınca hak sahiplerine yapılacak her türlü yardım ve ödemeler için, iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde kastı veya kusuru bulunup da aynı iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine Kurumca rücû edilmez.

Sigortalının kendisinden kaynaklanan sebeplerle tedavi süresinin uzaması, iş göremezliğinin artması

MADDE 28- Sigortalının kendisinden kaynaklanan sebeplerle tedavi süresinin uzaması veya iş göremezliğinin artması durumunda;

a) Geçici iş göremezlik ödeneği veya sürekli iş göremezlik geliri;

1) Sigortalının iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık nedeniyle hekimin bildirdiği tedbir ve tavsiyelere uymaması sonucu, tedavi süresinin uzamasına veya iş göremezlik oranının artmasına, malûl kalmasına neden olması halinde, uzayan tedavi süresi veya artan iş göremezlik oranı,

2) Bağışlanmaz kusuru veya suç sayılır hareketi yüzünden iş kazasına uğrayan, meslek hastalığına tutulan veya hastalanan sigortalının kusur derecesi,

esas alınarak yarısına kadarı Kurumca eksiltilir.

b) Kastî bir hareketi yüzünden iş kazasına uğrayan, meslek hastalığına tutulan, hastalanan veya Kurumun yazılı bildirimine rağmen teklif edilen tedaviyi kabul etmeyen sigortalının geçici iş göremezlik ödeneği veya sürekli iş göremezlik geliri ödenmez.

c) Hekimce alınması istenen tedbirlere uymayan sigortalılara bu tedbirleri yerine getirmedikleri süre için geçici iş göremezlik ödeneği verilmez.

d) Tedavi gördüğü hekimden, tedavinin sona erdiğine ve çalışabilir olduğuna dair belge almaksızın çalışan sigortalıya geçici iş göremezlik ödeneği verilmez, verilmiş olan ödenekler de iki kat artırılarak geri alınır.

14 üncü maddenin ikinci fıkrasının (b) bendinde belirtilenler tarafından iş kazasının anılan bentte belirtilen süre içinde Kuruma bildirilmemesi durumunda sigortalıya yapılacak iş göremezlik ödenekleri bildirim tarihinden itibaren ödenir.

Süresinde bildirilmeyen sigortalılıktan doğan sorumluluk

MADDE 29- Sigortalı çalıştırmaya başlandığının süresi içinde Kuruma bildirilmemesi halinde, bildirgenin sonradan verildiği veya sigortalı çalıştırıldığının Kurumca tespit edildiği tarihten önce meydana gelen iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde ilgililerin sigorta yardımları ile sağlık hizmetleri Kurumca sağlanır.

Ancak, yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, Kurumca yapılan ve ileride yapılması gerekli bulunan her türlü masrafların tutarı ile gelir bağlanırsa bu gelirin Kurumca belirlenecek tarifeye göre hesap edilecek sermaye değerleri tutarı, 26 ncı maddede yazılı sorumluluk halleri aranmaksızın, işverene ayrıca ödettirilir.

İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık halinin, işveren veya sigortalı tarafından yapılması gereken bildirim süresi içinde meydana gelmesi, sigortalının çalışmalarının bu süre içerisinde bildirilmemesi ve aynı süre içerisinde Kurumca öğrenilmemesi durumunda da, ikinci fıkra hükümleri uygulanır.

Kısa vadeli sigorta kollarında dikkate alınmayan süreler

MADDE 30- Kısa vadeli sigorta kolları bakımından;

a) Herhangi bir sebeple silah altına alınan sigortalının askerlikte geçen hizmet süresi,

b) Hükümlülükle sonuçlanmayan tutuklulukta geçen süre,

c) İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık sigortalarından geçici iş göremezlik ödeneği alan sigortalının iş göremediği süre,

d) Sigortalının greve iştirak etmesi veya işverenin lokavt yapması hallerinde geçen süre,

19 uncu maddede belirtilen çalışma sürelerine girmediği gibi, iş göremezliğin başladığı veya hastalığın anlaşıldığı yahut doğumun olduğu tarihten önceki bir yılın hesabında da dikkate alınmaz.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Uzun Vadeli Sigorta Hükümleri

Kimlerin malûl sayılacağı

MADDE 31- Sigortalının talebi üzerine Kurumca yetkilendirilen sağlık kurullarınca usûlüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi sonucu, çalışma gücünün en az üçte ikisini yitirdiği veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az % 66'sını kaybettiği Kurum Sağlık Kurulunca tespit edilen sigortalı, malûllük sigortası bakımından malûl sayılır.

Ancak, sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihte, malûliyete esas hastalık veya arızanın çalışma gücünün üçte ikisini yitirmesine neden olacağı bu rahatsızlığın mahiyeti gereği tıbben anlaşılabiliyorsa veya önceden veya sonradan tespit edilen belgelerden sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce sigortalının çalışma gücünün üçte ikisini yitirdiği tespit edilirse, sigortalı bu hastalık veya arızası sebebiyle malûllük sigortası yardımlarından yararlanamaz.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Malûllük sigortasından sağlanan yardım

MADDE 32- Malûllük sigortasından sağlanan yardım, malûllük aylığı bağlanmasıdır.

Malûllük aylığından yararlanma şartları

MADDE 33- Sigortalıya malûllük aylığı bağlanabilmesi için sigortalının;

a) 31 inci maddeye göre malûl sayılması,

b) En az 3600 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olması,

c) Malûliyeti nedeniyle sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan veya işyerini kapattıktan veya devrettikten sonra Kurumdan yazılı istekte bulunması,

d) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların ayrıca, genel sağlık sigortası primi dahil kendi sigortalılığı nedeniyle prim borcunun olmaması,

şarttır.

Ancak, birinci fıkranın (b) bendinin uygulamasında başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malûl olan sigortalılar için 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak yeterlidir.

Malûllük aylığının hesaplanması

MADDE 34- Malûllük aylığı, 39 uncu maddeye göre 9000 gün prim ödenmiş gibi hesaplanacak aylık bağlama oranı, prim ödeme gün sayısı 9000 günden fazla olanlar için ise toplam süreye göre hesaplanacak aylık bağlama oranı, dikkate alınarak hesaplanır. Sigortalı başka birinin sürekli bakımına muhtaç ise tespit edilen aylık bağlama oranı 20 puan artırılır.

Malûllük aylığının başlangıcı

MADDE 35- Malûllük aylığı, sigortalının;

a) Malûl sayılmasına esas tutulan rapor istek tarihinden önce ise, yazılı istek tarihini,

b) Malûl sayılmasına esas rapor yazılı istek tarihinden sonraki bir tarihte ise, rapor tarihini,

c) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında bulunanların çalıştıkları işyerine müracaatları halinde görevlerinden ayrıldıkları tarihi,

takip eden ödeme dönemi başından itibaren başlar.

Sigortalı aylığın başlangıç tarihinde geçici iş göremezlik ödeneği almakta ise, malûllük aylığı geçici iş göremezlik ödeneği verilme süresinin sona erdiği tarihten sonraki aybaşından başlar. Ancak, bağlanacak malûllük aylığı, sigortalının almakta olduğu geçici iş göremezlik ödeneğinin aylık tutarından fazla ise aradaki fark, birinci fıkraya göre tespit edilecek tarihten başlanarak verilir.

Malûllük aylığının kesilmesi ve yeniden başlaması

MADDE 36- Malûllük aylığı almakta iken bu Kanuna göre sigortalı olmayı gerektiren bir işte çalışanların malûllük aylıkları, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başından itibaren kesilir.

Bu Kanuna göre sigortalı olmayı gerektiren bir işte çalışması nedeniyle malûllük aylıkları kesilenlerden çalışması sona erip, malûllük aylığı verilmesi için yazılı istekte bulunanlara, kontrol muayenesine tabi tutulmak ve malûllüğünün devam ettiği anlaşılmak şartıyla, eski malûllük aylığı, yazılı istekte bulunduğu tarihten sonraki ödeme dönemi başından itibaren ödenmeye başlanır. Ancak, bu gibi sigortalılar için yazılı istek tarihlerine göre yeniden malûllük aylığı hesaplanır ve bu aylık önceden bağlanan malûllük aylığından fazla ise hesaplanan yeni aylık üzerinden ödeme yapılır.

Yaşlılık sigortasından sağlanan yardımlar

MADDE 37- Yaşlılık sigortasından sağlanan yardımlar şunlardır:

a) Yaşlılık aylığı bağlanması,

b) Toptan ödeme yapılması.

Yaşlılık aylığından yararlanma şartları

MADDE 38- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa sigortalı olanlar;

a) Kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmuş olmaları ve en az 9000 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmaları şartıyla yaşlılık aylığından yararlanabilirler.

b) Yaşlılık aylığından faydalanmak için (a) bendinde belirtilen yaş şartı,

1) 1/1/2036-31/12/2037 tarihleri arasında kadın ise 59, erkek ise 61,

2) 1/1/2038-31/12/2039 tarihleri arasında kadın ise 60, erkek ise 62,

3) 1/1/2040-31/12/2041 tarihleri arasında kadın ise 61, erkek ise 63,

4) 1/1/2042-31/12/2043 tarihleri arasında kadın ise 62, erkek ise 64,

5) 1/1/2044-31/12/2045 tarihleri arasında kadın ise 63, erkek ise 65,

6) 1/1/2046-31/12/2047 tarihleri arasında kadın ise 64, erkek ise 65,

7) 1/1/2048-31/12/2056 tarihleri arasında kadın ve erkek 65,

8) 1/1/2057-31/12/2065 tarihleri arasında kadın ve erkek 66,

9) 1/1/2066-31/12/2074 tarihleri arasında kadın ve erkek 67,

10) 1/1/2075 tarihinden itibaren ise kadın ve erkek 68,

yaşını doldurmuş olmak şeklinde uygulanır.

Sigortalılar 5400 gün prim ödemek ve birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinde yer alan yaş hadlerine üç yıl eklenmek şartıyla da yaşlılık aylığından yararlanabilirler.

Sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce 31 inci maddenin ikinci fıkrasına göre malûl sayılmayı gerektirecek derecede hastalık veya arızası bulunan ve bu nedenle malûllük aylığından yararlanamayan sigortalılara en az onbeş yıldan beri sigortalı bulunmak ve en az 4000 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak şartıyla yaşlılık aylığı bağlanır.

Kurumca yetkilendirilen sağlık kurullarınca usûlüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi sonucu Kurumca sakatlığının;

a) % 60-65 arasında olduğu anlaşılan sigortalılar en az 16 yıldan beri sigortalı olmaları ve 4000 gün,

b) % 50-60 arasında olduğu anlaşılan sigortalılar en az 18 yıldan beri sigortalı olmaları ve 4360 gün,

c) % 45-50 arasında olduğu anlaşılan sigortalılar en az 20 yıldan beri sigortalı olmaları ve 4720 gün,

malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak şartıyla birinci fıkranın (a) bendindeki yaş şartları aranmaksızın yaşlılık aylığına hak kazanırlar.

Birinci fıkrada belirtilen yaşlılık aylıklarından yararlanabilmek için, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalının çalıştığı işten ayrıldıktan, (b) bendinde belirtilen sigortalının işyerini kapatacağını belgeledikten, (c) bendinde belirtilen sigortalıların ise yetkili makamdan emekliye sevk onayı aldıktan sonra yazılı istekte bulunması şarttır.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen sigortalılar için ayrıca, yazılı talepte bulunduğu tarih itibarıyla genel sağlık sigortası primi dahil kendi sigortalılığı nedeniyle prim borcunun olmaması şarttır.

Bu maddenin uygulamasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Yaşlılık aylığının hesaplanması

MADDE 39- Yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalıların aylığı, aşağıdaki hükümlere göre belirlenecek ortalama aylık kazancı ile aylık bağlama oranının çarpımı sonucunda bulunan tutardır.

Ortalama aylık kazanç, sigortalının her takvim yılına ait prime esas kazancı, kazancın ait olduğu takvim yılından itibaren aylık talep tarihine kadar geçen takvim yılları için, her yıl gerçekleşen ortalama prime esas kazançta değişim oranının % 50'si ve Aralık ayına göre Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan en son temel yıllı kentsel yerler tüketici fiyat indeksindeki değişim oranının % 50'si toplanarak bulunacak oran kadar artırılarak bulunan kazançlar toplamının, toplam prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle bulunacak ortalama günlük kazancın otuz katıdır.

Aylık bağlama oranı, sigortalının malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi geçen toplam prim ödeme gün sayısının her 360 günü için 31/12/2016 tarihine kadar % 2,5; 1/1/2016 tarihinden itibaren ise % 2 olarak uygulanır. Bu hesaplamada 360 günden eksik süreler orantılı olarak dikkate alınır. Ancak aylık bağlama oranı hiçbir şekilde % 90'ı geçemez.

Aylığın başlangıç tarihinin yılın ikinci altı aylık dönemine rastlaması halinde, yukarıdaki şekilde hesaplanan aylık 78 inci maddeye göre Temmuz ödeme dönemi için gelir ve aylıklara uygulanan artış oranı kadar artırılarak sigortalının aylık başlangıç tarihindeki aylığı hesaplanır.

Yaşlılık aylığının başlangıcı

MADDE 40- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde belirtilen sigortalılardan yaşlılık aylığına hak kazananlara, yazılı istek tarihinden sonraki ödeme dönemi başından başlanarak, (c) bendinde belirtilen sigortalılardan talep tarihinde kurumlarında çalışmaya devam edenlere görevinden ayrıldığı tarihi takip eden ödeme dönemi başından, açıkta iken istekte bulunanlara ise istek tarihini takip eden ödeme dönemi başından itibaren aylık bağlanır.

Aylığın ödenmesine başlanacağı tarihte hastalık sigortasından geçici iş göremezlik ödeneği almakta olan sigortalının yaşlılık aylığı, geçici iş göremezlik ödeneği verilme süresinin sona erdiği tarihi takip eden ödeme dönemi başından başlar. Ancak, bağlanacak yaşlılık aylığı geçici iş göremezlik ödeneğinin aylık tutarından fazla ise, aradaki fark birinci fıkraya göre tespit edilecek tarihten başlanarak verilir.

Yaşlılık aylığının kesilmesi veya sosyal güvenlik destek primi ödenmesi

MADDE 41- Yaşlılık aylığı almakta iken sigortalı olarak yeniden çalışmaya başlayanların yaşlılık aylıkları, yazılı talepleri aranmaksızın çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başında kesilir. Yaşlılık aylıkları kesilenlerden yeniden çalıştıkları süre zarfında 110 uncu maddeye göre belirlenen prime esas kazançları üzerinden 111 inci madde gereğince kısa ve uzun vadeli sigorta kollarına ait prim alınır. Bu Kanuna tabi çalışmaya başlaması nedeniyle yaşlılık aylıkları kesilenlerden, işten ayrılarak veya işyerini kapatarak yeniden yaşlılık aylığı bağlanması için yazılı istekte bulunan sigortalıya, yazılı istek tarihini takip eden ödeme dönemi başından itibaren yeniden yaşlılık aylığı hesaplanarak bağlanır. Bu durumda olanların yeniden hesaplanan yaşlılık aylığı, 78 inci maddeye göre yeni talep tarihine kadar yükseltilen eski aylıklarının altında olamaz.

Yaşlılık aylığı almakta iken sigortalı olarak yeniden çalışmaya başlayanlardan aylıklarının kesilmemesi için yazılı istekte bulunanların yaşlılık aylıklarının ödenmesine devam edilir. Bunlardan 110 uncu maddeye göre tespit edilen prime esas kazançlar üzerinden 111 inci maddenin (e) bendi gereğince sosyal güvenlik destek primi alınır. Sosyal güvenlik destek primi ödenmiş süreler bu Kanuna göre malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim ödeme gün sayısına ilave edilmez. 42 nci ve 49 uncu madde hükümlerine göre toptan ödeme yapılmaz.

Birinci fıkraya göre yaşlılık aylığı kesilenler, çalıştıkları süre içinde ikinci fıkra hükümlerinin uygulanmasını; ikinci fıkraya göre yaşlılık aylığı kesilmeden çalışanlar ise çalıştıkları süre içinde haklarında birinci fıkra hükümlerinin uygulanmasını isteyebilirler. Bu durumda yazılı talep tarihini takip eden ödeme dönemi başından itibaren talep ettikleri birinci veya ikinci fıkra hükümleri uygulanır.

Toptan ödeme ve ihya

MADDE 42- Sigortalı olarak çalıştığı işten ayrılan veya işyerini kapatan ve yaşlılık aylığı bağlanması için gerekli yaş şartını doldurduğu halde malûllük ve yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanamayan sigortalıya, kendi adına ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin her takvim yılına ait tutarı, primin ait olduğu takvim yılından itibaren yazılı istek tarihine kadar geçen takvim yılları için her yılın Aralık ayına göre Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan en son temel yıllı kentsel yerler tüketici fiyatları indeksindeki değişim oranı kadar artırılarak ve bu şekilde bulunan güncelleştirilmiş miktarlar toplamı başvurunun yapıldığı yılın Ocak ayı ile ödemenin yapıldığı tarih arasında geçen her ay için tüketici fiyat indeksindeki aylık değişim oranı kadar ayrıca artırılarak toptan ödeme şeklinde verilir.

Toptan ödeme yapılarak hizmetleri tasfiye edilmiş bulunanlardan yeniden bu Kanuna tabi olarak yahut bu Kanunla yürürlükten kaldırılmış kanunlara göre malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olanlar, yazılı olarak müracaat etmeleri halinde, aldıkları toptan ödemenin, ödeme tarihini takip eden takvim ayı başından itibaren yazılı istek tarihine kadar geçen takvim ayları için Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan en son temel yıllı kentsel yerler tüketici fiyatları indeksindeki değişim oranı ile güncellenerek bulunan tutarını talep tarihini takip eden ayın sonuna kadar ödemeleri halinde, bu hizmetler ihya edilerek bu Kanunun uygulanmasında dikkate alınır.

Ölüm sigortasından sağlanan yardımlar

MADDE 43- Ölüm sigortasından sigortalının hak sahiplerine sağlanan yardımlar şunlardır:

a) Aylık bağlanması,

b) Ölüm toptan ödemesi yapılması,

c) Aylık almakta olan eş ve çocuklara evlenme yardımı yapılması,

d) Hak sahibine cenaze yardımı verilmesi.

Ölüm aylığı bağlama şartları

MADDE 44- Ölüm aylığı;

a) En az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş,

b) Malûllük veya yaşlılık aylığı almakta iken veya malûllük veya yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanmış olup henüz işlemi tamamlanmamış,

c) Bağlanmış bulunan malûllük veya yaşlılık aylığı, sigortalı olarak çalışmaya başlamaları sebebiyle kesilmiş,

durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine yazılı istekte bulunmaları halinde bağlanır.

Ölüm sigortasından bağlanacak aylığın hesaplanması

MADDE 45- Sigortalının ölümü halinde hak sahiplerine bağlanan aylığın hesaplanmasında;

a) Sigortalının almakta olduğu veya bağlanmasına hak kazandığı malûllük veya yaşlılık aylığı,

b) Malûllük veya yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra sigortalı olarak çalışmaya başlaması sebebiyle aylığı kesilen sigortalının ölüm tarihi esas alınarak 34 üncü veya 39 uncu maddelere göre tespit edilecek aylığı,

c) En az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olan sigortalının, 39 uncu maddeye göre 9000 gün prim ödenmiş gibi hesaplanacak aylık bağlama oranı, prim gün sayısının 9000 günden fazla olması halinde bu süreye göre hesaplanacak aylık bağlama oranı üzerinden hesaplanacak aylığı,

esas alınır.

Sigortalı başka birinin sürekli bakımına muhtaç durumda malûl sayılarak aylık bağlanmasına hak kazanmış ise, birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinin uygulanmasında bu durum dikkate alınmaz.

Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması

MADDE 46- Ölen sigortalının 45 inci madde hükümlerine göre hesaplanacak aylığının;

a) Bu Kanuna tabi bir işte çalışan veya bu çalışmaları nedeniyle gelir veya aylık alan dul eşine % 50'si; çalışmayan veya kendi çalışmaları nedeniyle gelir veya aylık almayan veya aylık alan çocuğu bulunmayan dul eşine % 75'i,

b) Bu Kanun kapsamında çalışmayan veya kendi çalışmaları nedeniyle gelir veya aylık almayan;

1) 18 yaşını, orta öğrenim yapması halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurmayan çocukların,

2) Çalışamayacak durumda malûl bulunan çocukların,

3) Yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kız çocukların,

her birine % 25'i,

c) (b) bendinde belirtilen çocuklardan sigortalının ölümü ile anasız ve babasız kalan veya sonradan bu duruma düşenlerle, ana ve babaları arasında evlilik bağlantısı bulunmayan veya sigortalının ölümü tarihinde evlilik bağlantısı bulunmakla beraber ana veya babaları sonradan evlenenlerin her birine % 50'si,

d) Hak sahibi eş ve çocuklardan artan hisse bulunduğu veya hak sahibi eş veya çocuk bulunmadığı durumlarda muhtaç ana ve babasının her birine % 25'i,

oranında aylık bağlanır.

Sigortalı tarafından evlât edinilmiş, tanınmış veya soybağı düzeltilmiş veya babalığı hükme bağlanmış çocukları ile sigortalının ölümünden sonra doğan çocukları, bağlanacak aylıktan yukarıda belirtilen esaslara göre yararlanır.

Hak sahiplerine bağlanacak aylıkların toplamı sigortalıya ait aylığın tutarını geçemez. Bu sınırın aşılmaması için gerekirse hak sahiplerinin aylıklarından orantılı olarak indirimler yapılır.

Ölüm aylığının başlangıcı

MADDE 47- Ölüm sigortasından sigortalının hak sahiplerine bağlanacak aylıklar;

a) Sigortalının ölüm tarihini,

b) Hak sahibi olma niteliğinin ölüm tarihinden sonra kazanılması halinde, bu niteliğin kazanıldığı tarihi,

takip eden ödeme dönemi başından itibaren başlatılır.

Hak sahibi aylıklarının kesilmesi ve yeniden bağlanması

MADDE 48- Hak sahiplerine bağlanan aylıklar 46 ncı maddede belirtilen şartların ortadan kalktığı tarihi takip eden ödeme dönemi başından itibaren kesilir.

Aylığın kesilmesine yol açan sebebin ortadan kalkması halinde, 46 ncı maddede belirtilen şartlar saklı kalmak kaydıyla, müracaat tarihini takip eden dönem başından itibaren yeniden aylık bağlanır. Ancak evliliğin ölüm nedeniyle sona ermesi durumunda, önceki aylığın yeniden bağlanması, sonraki eşten dolayı aylık hakkının doğmaması şartına bağlıdır.

Yeniden bağlanan aylık, aylığın kesildiği tarihten tekrar bağlandığı tarihe kadar geçen süre için 78 inci maddeye göre artırılması suretiyle belirlenir.

Bu madde gereğince aylığı kesilen çocuklardan sonradan çalışamayacak durumda malûl olanlara, bu Kanuna tabi olarak yurt içinde ya da sosyal güvenlik anlaşması imzalanmış ülkelerde çalışmamaları veya buralardan kendi çalışmalarından veya eşinden dolayı gelir veya aylık almamaları şartıyla malûllük durumlarının tespitine esas teşkil eden rapor tarihini takip eden ödeme dönemi başından itibaren aylık bağlanır. 128 inci madde hükmü saklıdır.

Ölüm toptan ödemesi ve ihya

MADDE 49- Ölen sigortalının hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanamaması durumunda, ölüm tarihi esas alınmak kaydıyla 42 nci maddenin birinci fıkrasına göre hesaplanan tutar, 46 ncı madde hükümleri dikkate alınarak hak sahiplerine toptan ödeme şeklinde verilir.

Hak sahiplerine yapılacak toptan ödemenin toplamı, sigortalıya yapılacak toptan ödeme miktarını geçemez. Bu sınırın aşılmaması için gerekirse hak sahiplerinin hisselerinden orantılı olarak indirimler yapılır.

Toptan ödeme yapıldıktan sonra artan miktar olursa sigortalının ölümünden sonra doğan veya soybağı düzeltilen veya babalığı hükme bağlanan çocuklarına da bu madde hükümlerine göre toptan ödeme yapılır.

Bu Kanuna göre toptan ödeme yapılarak tasfiye edilmiş sürelere, borçlanılarak veya yurt dışı hizmetleri birleştirilerek veya sonradan hizmet tespiti suretiyle ayrıca hak kazanılan sürelerin eklenmesi suretiyle ölüm sigortasından yararlanmak için gerekli prim ödeme gün sayısının tamamlanabilmesi halinde, hak sahiplerinin yazılı isteği üzerine 42 nci maddenin ikinci fıkrasına göre ihya edilebilir. Yukarıdaki süreler, ihya edilen süreye ilişkin tutar dahil her türlü borçların ödendiği tarihi takip eden aybaşı itibarıyla bu Kanuna göre aylık bağlanmasında dikkate alınır.

Evlenme yardımı

MADDE 50- Gelir veya aylık almakta olan eş ve çocukların evlenmeleri ve talepte bulunmaları halinde almakta oldukları aylık veya gelirlerinin bir yıllık tutarı bir defaya mahsus olmak üzere evlenme yardımı olarak verilir.

Evlenme yardımı alan hak sahibinin aylığının kesildiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde boşanması halinde, bir yıllık sürenin sonuna kadar gelir veya aylık bağlanmaz.

Evlenme yardımı yapılması halinde diğer hak sahiplerinin aylık ve gelirleri evlenme yardımı yapılan sürenin bitimini takip eden ödeme döneminden itibaren 46 ncı maddeye göre yeniden belirlenir.

Cenaze yardımı

MADDE 51- İş kazası veya meslek hastalığı sonucu veya sürekli iş göremezlik geliri, malûllük veya yaşlılık aylığı almakta iken veya kendisi için en az 360 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi ödenmiş olup da ölen sigortalının hak sahibine asgarî ücretin üç katı tutarında cenaze yardımı ödenir. Cenaze yardımı sırasıyla sigortalının eşine, yoksa çocuklarına, o da yoksa ana babasına, o da yoksa kardeşlerine yapılır.

Cenaze yardımının yukarıdaki fıkraya göre ödenemediği ve sigortalının cenazesinin gerçek veya tüzel kişiler tarafından kaldırılması durumunda, belgelere dayanan ve birinci fıkrada belirtilen miktarı ve yapılan harcamayı geçmeyen masraflar bunlara ödenir.

Uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık süresi

MADDE 52- Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında dikkate alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı; sigortalının, mülga 5417 sayılı İhtiyarlık Sigortası Kanununa, mülga 6900 sayılı Malûliyet, İhtiyarlık ve Ölüm Sigortaları Hakkında Kanuna, 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununa, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununa, 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa ve 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa veya bu Kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir.

Bu Kanunun uygulanmasında 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir.

Aylık ve gelir bağlama işlemlerinde dikkate alınan sigortalılık süreleri, sigortalılığın başlangıç tarihi ile sigortalının aylık veya gelir bağlanması için yazılı istekte bulunduğu tarih arasında geçen süredir. 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalılar bakımından sigortalılık süresi, sigortalılığın başlangıç tarihi ile 64 üncü maddeye göre emekliye sevk onayı tarihi arasında geçen süredir.

Uzun vadeli sigorta kolları bakımından üçüncü kişinin sorumluluğu

MADDE 53- Üçüncü bir kişinin suç sayılabilir bir hareketiyle malûllük veya ölüm sigortasından yardım yapılmasını gerektiren bir halin doğması durumunda, Kurum sigortalı veya hak sahiplerine gerekli sigorta yardımlarını yapar. Ancak, Kurum yapılan bu yardımların ilk peşin sermaye değeri için üçüncü kişilere, istihdam edenlere ve diğer sorumlulara rücû eder.

Taksirli suç sayılabilir hareketiyle malûllük veya ölüm sigortasından yardım yapılmasına neden olan üçüncü kişinin, sigortalının eşi, çocukları, ana ve babası olması halinde bu kişilere rücû edilmez.

Fiilî hizmet süresi zammı

MADDE 54- Aşağıda belirtilen görevlerde ve işyerlerinde çalışan sigortalıların, bu görevlerinde fiilen çalışmak suretiyle geçen hizmet sürelerine, bu sürelerin her 360 günü için karşılarında gösterilen prim gün sayıları, fiilî hizmet süresi zammı olarak eklenir. Bu görevlerde ve işyerlerinde geçen 360 günden eksik sürelere ait fiilî hizmet süresi zammı, 360 gün için eklenen fiilî hizmet süresi ile orantılı olarak belirlenir.

 

 

Eklenecek

Kapsamdaki Sigortalılar

Kapsamdaki İşyerleri/İşler

Gün Sayısı

 

 

 

1) Fabrika, atölye, boya, asit

Çelik, demir, pirinç ve tunç döküm işlerinde

90 gün

havuzları, tersane ve depolarla

zehirli, boğucu, yakıcı, öldürücü ve patla-

 

trafo binalarında çalışanlar

yıcı gaz, asit, boya işleri ile gaz maskesiyle

 

 

çalışmayı gerektiren başka işlerde, patlayıcı

 

 

maddeler yapılmasında, lokomotif ve

 

 

gemi kazanlarının onarılması ve temizlenmesi

 

 

işlerinde, gemilerin sintine, dabilbotom gibi

 

 

kapalı sarnıçlar içindeki raspa ve boya

 

 

işlerinde, oksijen, elektrik kaynağı, keski,

 

 

tabanca ve perçin, takım sertleştirilmesi

 

 

ve kum püskürtme suretiyle raspa işlerinde

 

 

 

 

2) Basım ve gazetecilik işyerle-

Solunum ve cilt yoluyla vücuda geçen gaz

90 gün

rinde 4857 sayılı İş Kanununa

veya diğer zehirleyici maddelerle çalışılan

 

göre çalışanlar

işyerleri, fazla gürültülü ve ihtizaz yapıcı

 

 

makine ve aletlerle çalışarak iş yapılan

 

 

işyerleri, tabiî ışığın hiç olmadığı veya

 

 

münhasıran suni ışık altında çalışılan

 

 

işyerleri, günlük mesainin yarıdan fazlası

 

 

saat 20.00'den sonra çalışılarak yapılan

 

 

işyerleri

 

 

 

 

3) Gemi adamları, gemi

Denizde

90 gün

ateşçileri kömürcüler, dalgıçlar

 

 

4) Yer altı veya yer altı

Maden işyerleri

180 gün

münavebeli işyerlerinde

 

 

yer altında çalışanlar

 

 

 

 

Eklenecek

Kapsamdaki Sigortalılar

Kapsamdaki İşyerleri/İşler

Gün Sayısı

 

 

 

5) Mesleği icabı; röntgen,

Hastane, sağlık tesisi ve laboratuvarlar

120 gün

 radyum ve benzeri iyonizan

 

 

radyasyonlarında çalışan tabip,

 

 

teknisyen, sağlık memuru,

 

 

radyasyon fizikçisi ve teknisyeni

 

 

ve iyonizan radyasyonla bilfiil

 

 

çalışan bilumum personel ve

 

 

yardımcıları

 

 

 

 

 

6) İnfaz koruma memurları, baş

Ceza ve tutukevlerinde

90 gün

memurları ve diğer personel.

 

 

 

 

 

7) Pilot, hostes ve diğer uçuş

Hava, deniz ve kara yolları ulaşım firmaları

90 gün

görevlileri ile gemi, uzun yol

 

 

otobüs kaptan ve yardımcıları ile

 

 

bunların seferlerinde çalışan

 

 

diğer personel

 

 

 

 

 

8) Muvazzaf subay, yedek subay,

Türk Silahlı Kuvvetlerinde

90 gün

astsubay, uzman jandarma ve

 

 

uzman erbaşlar

 

 

 

 

 

9) Polis, komiser yardımcısı,

Emniyet ve polis birimlerinde,

90 gün

komiser, başkomiser, emniyet

Milli İstihbarat Teşkilatında

 

amiri, emniyet müdürleri ile

 

 

bu ve daha yukarı derecelerdeki

 

 

emniyet mensupları, Milli

 

 

İstihbarat Teşkilatı görevlileri

 

 

 

 

 

10) Basın kartı yönetmeliğine

Basın müşavirlikleri

90 gün

göre basın kartına sahip olmak

 

 

suretiyle gazetecilik yaparken,

 

 

kamu kurumlarına giren ve bu

 

 

kurumlarda meslekleriyle ilgili

 

 

görevlerde istihdam edilen

 

 

sigortalılar

 

 

 

 

 

11) 13/6/1952 tarihli ve

5953 sayılı Kanun kapsamındaki işyerleri

90 gün

5953 sayılı Kanuna tâbi

 

 

olarak çalışan sigortalılar

 

 

Fiilî hizmet zammı süresinin emeklilik yaşı ve aylıkların hesaplanmasına etkisi

MADDE 55- 54 üncü maddeye göre hesaplanan fiilî hizmet zammı süreleri beş yılı geçmemek üzere uzun vadeli sigorta kolları uygulamasında prim ödeme gün sayısına eklenir ve emeklilik yaş hadlerinden indirilir.

Sigortalılık borçlanması

MADDE 56- Bu Kanuna göre sigortalı olarak tescil edilmiş bulunanların;

a) Ücretsiz analık izni süreleri,

b) Kısmi çalışma durumunda çalışmadıkları süreleri,

c) Er veya erbaş olarak silah altında veya yedek subay okulunda geçen süreleri,

d) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olanların personel mevzuatına göre aylıksız izin süreleri,

e) Emekliliğe tabi olmaksızın doktora öğrenimi veya tıpta uzmanlık için yurt içinde veya yurt dışında geçirdikleri normal doktora veya uzmanlık öğrenim süreleri,

f) Avukatlık stajını açıkta iken yapanların normal staj süreleri,

g) 5434 sayılı Kanuna tabi olarak halen hizmette bulunanlardan evvelce (E) cetveli veya yevmiyeli olarak geçen ve borçlandırılmayan süreleri,

h) Herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınanlardan bu suçtan dolayı beraat edenlerin tutuklulukta veya gözaltında geçen süreleri,

i) Grev ve lokavtta geçen süreleri,

j) Tıp doktorlarının fahri asistanlıkta geçen süreleri,

k) Seçim kanunları gereğince görevlerinden istifa edenlerin, istifa ettikleri tarih ile seçimin yapıldığı tarihi takip eden aybaşına kadar açıkta geçirdikleri süreleri,

l) Diyanet İşleri Başkanlığı Teşkilatında Din Hizmetleri Sınıfında görev yapanlardan:

1) Vakıflar Genel Müdürlüğüne bağlı mülhâk vakıf camilerinde görev yapan ve ücretlerini bu Genel Müdürlükten alanların bu süreleri,

2) Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı camilerde kadrolu daimi mezun imam, hatip ve müezzin kayyımlara vekalet edenlerin bu süreleri,

3) Köy, kasaba ve mahalle camilerinde dernek, vakıf veya köy bütçesinden ücret alarak imam hatiplik yapanların bu süreleri,

kendilerinin veya hak sahiplerinin yazılı talepte bulunmaları ve talep tarihinde 112 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırından, (i) bendinde belirtilen süreler için prime esas günlük kazancın alt ve üst sınırları arasında olmak üzere kendilerince belirlenecek günlük kazanç üzerinden hesaplanacak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerini borcun tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde ödemeleri şartı ile borçlandırılır. Altı ay içinde primi ödenmeyen borçlanma süreleri hizmetten sayılmaz.

Birinci fıkranın (l) bendinin (3) numaralı alt bendinde belirtilen hizmetlerin borçlandırılabilmesi için ilgililerin bu görevleri müftülükçe verilen buyrultu belgesine istinaden yapmış olmaları ve ücretlerinin dernek, vakıf veya köy bütçesinden ödendiğinin, defter veya bordro, bu olmadığı takdirde vergi dairesi kayıtlarına istinaden müftülükçe verilmiş belgelerle kanıtlamaları gereklidir.

Primi ödenen borçlanma süresinin karşılığı olan gün sayısı sigortalının prim ödeme gün sayısına eklenir. Bu Kanuna göre tespit edilen sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler için borçlandırılma halinde, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlandırılan gün sayısı kadar geriye götürülür. Sigortalılık borçlanması ile aylık bağlanmasına hak kazanılması durumunda, ilgililere borcun ödendiği tarihi takip eden aybaşından itibaren aylık bağlanır.

Yurt dışı hizmet borçlanmasına ait süreler

MADDE 57- Türk vatandaşı iken yabancı bir ülkede çalışmış olanlar, 18 yaşını doldurdukları tarihten sonraki yurt dışı çalışmalarının dilediği kadarını Kurumca belirlenecek usûllerle belgelendirmek suretiyle borçlanabilirler. Bunların hak sahipleri de bu Kanunla getirilen haklardan yararlanırlar.

Borçlanılacak her bir gün için tahakkuk ettirilecek borç miktarı, başvuru tarihindeki prime esas asgarî ve azamî günlük kazanç arasında seçilecek günlük kazancın % 32,5'idir.

Borçlanılan süreler malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları bakımından bu Kanunda belirlenen esaslar dahilinde değerlendirilir. Aylığın hesaplanmasında borçlanma tutarına esas günlük kazancın otuz katı, borçlanma bedelinin ödendiği takvim yıllarına ait 39 uncu maddeye göre hesaplanmış ortalama aylık kazanç kabul edilir.

Tahakkuk ettirilen borç miktarı tebliğ edildiği tarihten itibaren otuz gün içerisinde ödenir.

Kısmi aylık alanlar tam aylığa yeterli gün sayısını veya diledikleri kadarını borçlanabilirler.

Türkiye'de çalışması bulunmayanların sigortalılıklarının başlangıç tarihi, borçlarının tamamını ödedikleri tarihten borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülen tarihtir.

Sosyal güvenlik sözleşmesi akdedilmiş ülkelerdeki hizmetlerini bu Kanuna göre borçlananların âkit ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak dikkate alınmaz.

Yurt dışında iken borçlanma isteğinde bulunacak sigortalı ve hak sahipleri Yeni Türk Lirası olarak bildirilecek borç miktarını döviz cinsinden, Türkiye'de ise Yeni Türk Lirası olarak öderler. Borcun ödendiği miktara karşılık gelen gün sayısı aylığa esas alınır.

Bu Kanuna göre yaşlılık aylığı talebinde bulunup işlemleri devam edenler veya aylık alırken yeniden yurt dışında hizmet akdine bağlı olarak veya kendi nam ve hesabına çalışmaya başlayanlar ile ikamete dayalı sosyal yardımlardan yararlananların aylık ve sosyal yardım zammı toplamından % 32,5 oranında sosyal güvenlik destek primi kesilmek suretiyle aylıklarının ödenmesine devam edilir. Bunların aylık aldıkları sürede yurt dışında geçen çalışmaları bu Kanuna göre borçlandırılmaz.

Aylık alırken yurt dışında hizmet akdine bağlı olarak veya kendi nam ve hesabına çalışmaya başlayanların talepleri halinde bağlanan aylıkları çalışmaya başladıkları tarihte kesilir. Bunlar dilerlerse bu hizmetlerini borçlanabilirler. Bunlardan yeniden aylık isteğinde bulunanlar hakkında bu Kanun hükümleri uygulanır.

Yurt dışı borçlanma primlerinin iadesi

MADDE 58- Bu Kanun kapsamında olanların hesabına yabancı ülkelerdeki sosyal güvenlik kurumlarına yatırılmış bulunan primlerin, ülkeler arasında sosyal güvenlik sözleşmeleri ile Türkiye'ye transferlerinin sağlanması halinde;

a) Transfer olunan primlere ilişkin sürelerin tamamını borçlanarak tahakkuk ettirilen borcunu ödemiş olanlara, transfer olunan primlerin tamamı,

b) Transfer olunan primlere ilişkin sürelerin bir kısmını borçlanarak tahakkuk ettirilen borcunu ödemiş olanlara, transfer olunan primlerin borçlandıkları süreye isabet eden orandaki miktarı,

sigortalıya, hak sahiplerine veya mirasçılarına iade edilir.

Tahakkuk eden borç miktarı, talep edilmesi halinde transfer olunan primlerden tahsil edilebilir.

 

BEŞİNCİ BÖLÜM

Kamu Görevlilerine İlişkin Hükümler

Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık görevinde bulunanların aylıkları

MADDE 59- Cumhurbaşkanı iken bu görevinden herhangi bir sebep ve suretle ayrılanlara, istekleri üzerine, müracaat tarihini takip eden aybaşından itibaren, istek tarihinde Cumhurbaşkanına ödenmekte olan aylık ödeneğin % 40'ı oranında yaşlılık aylığı bağlanır.

Ancak, herhangi bir sebep ve suretle görevden ayrılan Cumhurbaşkanı, 38 inci maddeye göre yaşlılık aylığına hak kazanıyorsa, 39 uncu maddeye göre yaşlılık aylığı ayrıca hesaplanır ve aylıklardan yüksek olanı yaşlılık aylığı olarak bağlanır. 38 inci maddeye göre aylığa hak kazanılmıyorsa birinci fıkraya göre bağlanan aylığın tümü, 38 inci maddeye göre aylığa hak kazanılıyor ve 39 uncu maddeye göre hesaplanan aylık, birinci fıkraya göre bağlanan aylıktan düşükse aradaki fark, Hazineden tahsil edilir.

Başbakan iken bu görevinden herhangi bir sebep ve suretle ayrılanlara, istekleri üzerine, müracaat tarihini takip eden aybaşından itibaren, istek tarihindeki Cumhurbaşkanlığı ödeneğinin % 40'ı esas alınarak Cumhurbaşkanına bağlanacak yaşlılık aylığının % 75'i oranında yaşlılık aylığı bağlanır.

Ancak herhangi bir sebep ve suretle görevden ayrılan Başbakan, 38 inci maddeye göre yaşlılık aylığına hak kazanıyorsa, 39 uncu maddeye göre yaşlılık aylığı ayrıca hesaplanır ve aylıklardan yüksek olanı yaşlılık aylığı olarak bağlanır. 38 inci maddeye göre aylığa hak kazanılmıyorsa üçüncü fıkraya göre bağlanan aylığın tümü, 38 inci maddeye göre aylığa hak kazanılıyor ve 39 uncu maddeye göre hesaplanan aylık, üçüncü fıkraya göre bağlanan aylıktan düşükse aradaki fark, Hazineden tahsil edilir.

Cumhurbaşkanı veya Başbakan iken veya bu görevlerden ayrıldıktan sonra ölenlerin hak sahiplerine, bu maddeye göre hesap edilen aylık 46 ncı madde hükümlerine göre ölüm aylığı olarak bağlanır.

Bu madde kapsamında bağlanan gelir ve aylıklar 78 inci madde hükümlerine göre artırılır.

Bazı kamu görevlilerine yaşlılık aylığı bağlanacak haller

MADDE 60- Bazı kamu görevlilerine yaşlılık aylığı bağlanmasına ilişkin istisnalar aşağıdaki gibidir:

a) 5434 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesi gereğince yaş haddinden emekliye ayrılanlara onbeş yıl fiilî hizmet sürelerini doldurmaları halinde,

b) Otuz yıl fiilî hizmet sürelerini tamamlamış olanlara kanunları gereğince kadrosuzluk nedeniyle re'sen emekliye sevk edilmeleri halinde,

c) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olanlardan subay, astsubay, askerî memurlarla uzman jandarma ve uzman erbaşlar ahlâk noktasından hükümle veya yetersizlik ya da disiplin sebeplerinden dolayı sicilleri üzerine veyahut askerî mahkemelerce verilecek kararlar üzerine kurumlarınca re'sen, bunlar dışında kalanlar ise ahlâk ve yetersizlik sebeplerinden dolayı yönetmeliğine göre sicilleri üzerine kurumlarınca re'sen emekliye sevk edilenlere, 38 inci maddede belirtilen yaş ve prim ödeme gün sayısını, şayet kapsamında iseler 5434 sayılı Kanunun geçici 205 inci maddesinde belirtilen yaş ve süreleri tamamlamaları halinde,

yaşlılık aylığı bağlanır.

Birinci fıkra gereğince bağlanan yaşlılık aylıkları, 38 inci maddede aranan yaş ve prim ödeme gün sayısı tamamlanıncaya kadar bunları çalıştıran kurumlardan tahsil edilir.

Kanunları gereğince açığa alınanlar, tutuklananlar veya görevine son verilenlerin sigortalılıkları ve primleri

MADDE 61- Kamu idarelerinde memur olarak çalışan personelden, görevden uzaklaştırılan, görevi ile ilgili olsun veya olmasın herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınanlardan kanunları gereğince eksik aylığa müstahak bulunanların prime esas kazançlarının yarısı; kanunlarına göre bu müddetler için sonradan görevlerine iade edilerek tam aylığa hak kazananların ise prime esas kazançlarının tamamı üzerinden prim alınır.

Görevine son verilen memurlardan yargı kararı ile memuriyete iade edilenlerin primleri, göreve son verildiği tarihten görevine başladığı tarihe kadar emsali kadronun prime esas kazancına göre hesaplanır. Bu durumdakilerin primlerine ait sigortalı ve işveren hisselerinin gecikme zamları kurumlarınca ödenir ve bu süreler sigortalılık süresinden sayılır.

Birinci ve ikinci fıkraya göre sigortalılık durumu değişenler için ek bildirge düzenlenerek Kuruma verilir ve bu durumda idarî para cezası hükümleri uygulanmaz.

Bazı kamu görevlilerinin prime esas kazançları ve kamu görevlilerinin prime esas kazanç tavanı

MADDE 62- Harp okulları ile fakülte ve yüksek okullarda silahlı kuvvetler hesabına okuyanların ve astsubay sınıf okulu öğrencilerinin öğrenci harçlıkları ile ilgisine göre teğmen veya astsubay çavuş prime esas kazançları arasındaki farkın primi öğrenciler adına kurumlarınca ödenir.

Fakülte veya yüksek okulları kendi hesabına okuduktan sonra muvazzaf subay nasbedilen veya yedek subaylık hizmetini takiben muvazzaf subaylığa geçirilenlerin yüksek öğrenim süresinin fiilî hizmetten sayılması nedeni ile doğacak borçlanma bedeli, göreve başladıkları tarihteki teğmen prime esas kazancı üzerinden sigortalı prim hissesi kendilerince, işveren prim hissesi de kurumlarınca verilmek suretiyle ödenir.

Talim ve manevra için rütbe ile silah altına alınan 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olan sigortalılardan rütbelerinin prime esas kazançları, vazifelerinin prime esas kazancından fazla olanların prime esas kazanç farklarına ait primleri vazife gördükleri kurumlarınca ve seferberlik ve harp için silah altına alınanlardan vazife prime esas kazançları, rütbelerinin prime esas kazancından fazla olanların prime esas kazançları arasındaki farkın primleri de, rütbelerinin prime esas kazancını ödeyen kurumca kesilerek Kuruma ödenir.

Kamu görevlilerinin kısa ve uzun vadeli sigorta kollarının uygulaması bakımından prime esas kazançlarının tespitinde 112 nci maddede belirtilen tavan sınırlaması aranmaz.

Harp malûllerine verilecek malûllük zammının karşılığı

MADDE 63- Muvazzaf ve yedek subay, astsubay, uzman jandarma çavuş, uzman erbaş ile Türk Silahlı Kuvvetlerince görevlendirilen kamu görevlilerinden 5434 sayılı Kanunun 64 üncü maddesi uyarınca harp malûlü olanlara verilecek her türlü malûllük zammı tutarının Kurumca belirlenecek peşin sermaye değeri toplamı en geç otuz gün içinde Milli Savunma Bakanlığı tarafından Kurumun göstereceği hesaplara yatırılır.

Harp malûllüğü aylığı alanların sigortalı olarak çalışmaya başlamaları halinde bu aylıkları kesilmez.

Harp malûllerinin hak sahiplerine bağlanacak ölüm aylığının tutarı, harp malûllüğü zammı da ayrıca dikkate alınarak hesap edilir.

Kamu görevlilerinin emekliye sevk onayları

MADDE 64- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olanların yaşlılık veya malûllük aylığı almak üzere görevleriyle ilişiklerinin kesilmesi;

a) Re'sen emekliye sevk hallerinde, sigortalının çalıştığı göreve atamasındaki usûle göre atamaya yetkili makamın,

b) İstek üzerine veya yaş haddi veya malûllük hallerinde atamaya yetkili makamın,

c) Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, belediye başkanları, belediye meclisi ve il genel meclisi üyelerinin yaşlılık aylığı taleplerinde, malûliyet ve yaş haddi hallerinde adlarına prim kesilmiş en son kurumun en yüksek amirinin, bunlardan bu görevlerinden önce herhangi bir kamu kurumuna tabi olarak çalışmayanların son defa görev yaptıkları yer başkanının,

d) Kurumların yönetim kurulu üyelerinin istek, malûliyet ve yaş haddi hallerinde, atanmalarında atamayı yapan kurumun en yüksek amirinin,

e) Danıştay Başkanının istek, malûliyet ve yaş haddi hallerinde Başbakanlık, Sayıştay Başkanının aynı hallerde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı,

onayı ile tekemmül eder.

Bakanlar Kurulu kararı veya müşterek kararname ile atananların görevleriyle ilişiklerinin kesilmesi ilgili bakanın onayı ile tekemmül eder.

Özelleştirilmeleri sonucu sermayesindeki kamu payı % 50'nin altına düşen kuruluşlar ile satış veya devri yapılmış olan kuruluşlarda çalışmakta iken emekliye ayrılanlar için emekliye sevk onayı aranmaz.

Birinci fıkranın (b) bendine göre emekliye ayrılmak isteyenler için her durumda istek tarihinden itibaren bir aylık süre sonunda ilişikleri kesilmiş sayılır.

İtibarî hizmet süreleri

MADDE 65- İtibarî hizmet süresi, bu Kanuna göre bağlanacak aylıklar ve yapılacak toptan ödemelerin hesabında fiilen çalışılmak suretiyle geçen hizmet sürelerine eklenen süredir.

Sigortalıların aşağıda yazılı görevlerde geçen zamlar hariç fiilî hizmet sürelerinin her yılı için;

a) Muvazzaf ve yedek subay, astsubay, uzman jandarma çavuş ve uzman erbaşlardan;

1) Harbi doğuran genel ve kısmi seferberliğe katılanların, harbin ilanından seferberliğin bitim tarihine,

2) Seferberliği gerektiren iç tedip hareketlerine fiilen katılan birliklerde görevli olanların, çarpışmaların başlangıcından seferberliğin sona erdiği tarihe,

3) Harp veya seferberlik ilan edilmeden, Anayasanın 92 nci maddesi veya Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalar uyarınca, yabancı ülkelere gönderilen Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapanların, yabancı ülkeye gönderildiği tarihten Türkiye'ye dönüş tarihine,

kadar geçen tutsaklık süreleri dahil fiilî hizmet sürelerinin bir katı itibarî hizmet süresi olarak eklenir.

b) Kanunları gereğince aylıkları ödenmek suretiyle, kurumları ile ilgileri kesilmeyerek, ikinci fıkranın (a) bendinin (1), (2) ve (3) numaralı alt bentlerinde yazılı hareketlere sivil iştirakçi, er veya erbaş olarak katılanların, bu durumlarda geçen fiilî hizmet sürelerinin, bu tarihlerden sonra devam eden tutsaklık süreleri dahil, bir katı itibarî hizmet süresi olarak eklenir.

c) Harp halinde düşmana tutsak düşen veya düşman tarafından enterne edilen sigortalılardan kanunları gereğince, aylıkları ödenmek suretiyle, kurumları ile ilgileri kesilmeyenlerin, bu durumlarda geçen fiilî hizmet sürelerinin bir katı itibarî hizmet süresi olarak eklenir.

Yukarıdaki yazılı itibarî hizmet sürelerinin toplamı beş yıldan fazla olamaz.

Eklenecek itibarî hizmet süreleri

MADDE 66- Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Orman Genel Müdürlüğünde pilot, uçucu, denizaltıcı, dalgıç, kurbağa adam ve paraşütçü görevleriyle ilgili kadro ya da pozisyonlara atanarak bu görevleri fiilen yapanların bu sürelerinin her yılı için altı ay itibarî hizmet süresi eklenir. Bunlardan 65 inci maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinin (1) ve (2) numaralı alt bentlerinde gösterilenler için itibarî hizmet süresi zamları ayrıca eklenir.

İtibarî hizmet sürelerinin etkisi ve itibarî hizmet süresi primi

MADDE 67- İtibarî hizmet süreleri aylık bağlama oranının hesabında prim ödeme gün sayısına eklenir. Bu süreler yaşlılık aylığı bağlanması için gerekli prim gün sayısı, yaş ve emekli ikramiyesi hesabında nazara alınmaz.

Her yıl sonunda, sigortalının fiilî hizmet süresine 65 inci ve 66 ncı maddeler uyarınca eklenen itibarî hizmet süresinin her otuz günü için, yılın son ayında sigortalı adına ödenen sigortalı ve işveren prim toplamı kadar ayrıca itibarî hizmet primi işverenden tahsil edilir.

Kamu görevlilerinin iş göremezlik gelirleri ile malûllük aylıkları

MADDE 68- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında bulunan kamu görevlilerinden, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik geliri bağlanması gerekenlere veya aynı durumda olup 31 inci maddeye göre malûl sayılanlara, sürekli iş göremezlik geliri veya malûllük aylıkları, 21 inci ve 34 üncü maddelere göre hesaplanan tutar % 30 artırılmak suretiyle verilir.

Sürekli iş göremezlik geliri veya malûllük aylığının artırılan bölümüne ait maliyetlerin Kurumca hesaplanan peşin sermaye değeri, en geç otuz gün içinde bunları çalıştıran kamu idareleri tarafından Kurumca gösterilen hesaplara yatırılır.

ALTINCI BÖLÜM

İsteğe Bağlı Sigorta Hükümleri

İsteğe bağlı sigorta

MADDE 69- İsteğe bağlı sigorta, bu Kanuna göre zorunlu sigortalı sayılmayanların, prim ödemek suretiyle uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmalarını sağlayan sigortadır.

İsteğe bağlı sigorta şartları

MADDE 70- İsteğe bağlı sigortalı olabilmek için;

a) Bu Kanuna tabi zorunlu sigortalı olmayı gerektirecek şekilde çalışmamak veya kendi çalışmaları nedeniyle aylık bağlanmamış olmak,

b) 18 yaşını doldurmuş bulunmak,

c) İsteğe bağlı sigorta talep dilekçesiyle Kuruma başvuruda bulunmak,

şarttır.

İsteğe bağlı sigorta başlangıcı

MADDE 71- İsteğe bağlı sigortalılık, müracaatın Kurum kayıtlarına intikal ettiği tarihi takip eden aybaşından itibaren başlar.

İsteğe bağlı sigortanın başladığı tarihte, 4 üncü maddeye göre sigortalı olmayı gerektirecek çalışması bulunduğu tespit edilenlerin isteğe bağlı sigortalılıkları, bu çalışmanın sona erdiği tarihi takip eden aybaşından itibaren başlamış sayılır. Zorunlu sigortalılıkla çakışan isteğe bağlı prim ödenen süreler iptal edilerek, bu süreye ilişkin ödedikleri primler faiz uygulanmaksızın ilgililere iade edilir.

İsteğe bağlı sigorta primleri

MADDE 72- İsteğe bağlı sigortalılar, 112 nci maddeye göre belirlenen prime esas kazancın alt sınırı ile üst sınırı arasında belirleyecekleri kazanç üzerinden % 20 oranında malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile % 12 oranında genel sağlık sigortası primi öderler.

İsteğe bağlı sigorta priminin, sigortalı tarafından belirlenecek gün sayısı esas alınarak ait olduğu ayın sonuna kadar ödenmesi zorunludur. İlgili ay içinde ödenmeyen isteğe bağlı sigorta primleri, bu Kanunun uygulanmasında prim ödeme gün sayısının hesabında dikkate alınmaz.

İsteğe bağlı sigortalı olanlar, bakmakla yükümlü olunan kişi olsa dahi, 84 üncü maddenin birinci fıkrasının (f) bendi kapsamında sigortalı sayılır ve genel sağlık sigortası primini de ödemekle yükümlüdür.

İsteğe bağlı sigortanın sona ermesi

MADDE 73- İsteğe bağlı sigortalılık;

a) Kısmi zamanlı çalışanlar hariç olmak üzere, 4 üncü maddeye göre çalışmaya başlayanların çalışmaya başladıkları tarihten,

b) İsteğe bağlı sigortalılığını sona erdirme talebinde bulunanların, primi ödenmiş son ayın bitiminden,

c) Aylık veya gelir bağlama talebinde bulunanların, aylığa veya toptan ödemeye hak kazanmış olmak şartıyla talep tarihinden,

d) Ölen sigortalının ölüm tarihini takip eden aybaşından,

e) Genel sağlık sigortası priminin üst üste iki aydan fazla süre ile ödenmemesi durumunda, son primin ait olduğu ayı takip eden aybaşından,

itibaren sona erer.

Birinci fıkranın (b) bendine göre isteğe bağlı sigortalılığı sona eren sigortalının isteğe bağlı sigortaya devam edebilmesi için yeniden müracaatta bulunması şarttır.

İsteğe bağlı sigorta sürelerinin değerlendirilmesi

MADDE 74- İsteğe bağlı sigorta primi ödenmiş süreler, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları uygulamasında dikkate alınır.

YEDİNCİ BÖLÜM

Kısa ve Uzun Vadeli Sigorta Kollarına İlişkin Ortak Hükümler

Sigortalılık nedenlerinin çakışması

MADDE 75- 4 üncü ve 5 inci maddelerde yer alan sigortalılık nedenlerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektiren şekilde çalışanlar;

a) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinden birden fazlasına tabi olarak çalışmaları halinde tercih edecekleri bent kapsamında,

b) 4 üncü madde ile 5 inci maddeye aynı anda tabi olmaları halinde 4 üncü madde kapsamında,

sigortalı sayılır.

Aylık ve gelirlerin birleşmesi

MADDE 76- Bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda;

a) Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından;

1) Hem malûllük hem de yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalıya, bu aylıklardan yüksek olanı, aylıklar eşitse yalnız yaşlılık aylığı,

2) Malûllük veya yaşlılık aylığı ile birlikte, ölen eşinden dolayı da aylığa hak kazanan sigortalıya her iki aylığı,

3) Ana ve babasından ayrı ayrı aylığa hak kazanan çocuklara, yüksek olan aylığın tamamı, az olan aylığın yarısı,

4) Birden fazla çocuğundan aylığa hak kazanan ana ve babaya yüksek olan aylık,

ödenir.

b) İş kazası ile meslek hastalığı sigortasından;

1) Sürekli iş göremezlik geliriyle birlikte ölen eşinden dolayı da gelire hak kazanan eşe her iki geliri,

2) Ana ve babadan ayrı ayrı gelire hak kazananlara, yüksek olan gelirin tamamı, az olanın yarısı,

3) Birden fazla çocuğundan gelire hak kazanan ana ve babaya yüksek olan gelir,

ödenir.

c) Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse sigortalıya veya hak sahibine bu aylık veya gelirlerden yüksek olanın tamamı az olanın yarısı, eşitliği halinde ise iş kazası ve meslek hastalığının tümü, malûllük ve yaşlılık aylığının yarısı bağlanır.

Birinci fıkraya göre yapılacak değerlendirmeler sonucunda bir kişide ikiden fazla gelir veya aylık birleştiği takdirde bu gelir ve aylıklardan en fazla ödemeye imkan veren iki dosya üzerinden gelir veya aylık bağlanır, diğer dosya veya dosyalardaki gelir ve aylık hakları durum değişikliği veya diğer bir dosyanın devreye girdiği tarihte düşer.

Değişen gelir ve aylıkların başlangıcı

MADDE 77- Bu Kanuna göre gelir veya aylık bağlanan sigortalı ile hak sahibi kişilerin durumlarının, kendilerine veya başka hak sahiplerine bağlanmış bulunan gelir veya aylık miktarının düzeltilmesini gerektirir bir şekilde değişmesi halinde, gelir veya aylık miktarları, değişikliğin meydana geldiği tarihten sonraki ödeme dönemi başından başlanarak yeni duruma göre düzeltilir.

Gelir ve aylıkların yükseltilmesi

MADDE 78- Bu Kanuna göre bağlanan gelir ve aylıklar, her yılın Ocak ve Temmuz ödeme tarihlerinden geçerli olmak üzere, bir önceki altı aylık döneme göre Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan en son temel yıllı kentsel yerler tüketici fiyat indeksindeki değişim oranı kadar artırılarak belirlenir.

Gelir ve aylıkların ödenmesi

MADDE 79- Sigortalıya veya hak sahiplerine bağlanan gelir veya aylıklar her ay peşin olarak ödenir.

Gelir ve aylıkların ödeme tarihleri, şekli ve ödeme merkezleri Kurumca belirlenir.

Gelir ve aylık bağlanmayacak haller

MADDE 80- Ölen sigortalının hak sahiplerinden;

a) Kendisinden aylık bağlanacak sigortalıyı veya gelir ya da aylık alan sigortalıyı, kasten öldüren veya öldürmeye teşebbüs edenlere veya bu Kanun gereğince sürekli iş göremez hale veya malûl duruma getirenlere,

b) Kendisinden aylık bağlanacak sigortalıya veya gelir ya da aylık alan sigortalıya veya hak sahibine karşı ağır bir suç işlemesi veya bunlara karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemesi nedeniyle ölüme bağlı bir tasarrufla mirastan çıkarılanlara,

c) Sonraki eşinden dolayı bu Kanuna göre gelir veya aylığa hak kazanan dul eşe önceki eşinden,

d) Evliliğin ölüm nedeniyle son bulması halinde, eşinden dolayı bu Kanuna göre gelire veya aylığa hak kazanan çocuklara ana veya babadan,

gelir veya aylık bağlanmaz.

Yaş

MADDE 81- İş kazasıyla meslek hastalığı halinde, hak sahiplerine bağlanacak gelirlerin hesabında, iş kazasının olduğu veya meslek hastalığının hekim raporu ile ilk defa tespit edildiği tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihleri esas alınır.

Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına ilişkin yaş ile ilgili hükümlerin uygulanmasında, sigortalıların ve hak sahibi çocuklarının, mülga 5417 sayılı Kanun ve mülga 6900 sayılı Kanun ile 506 sayılı, 1479 sayılı, 2925 sayılı, 2926 sayılı ve 5434 sayılı kanunlara veya bu Kanuna göre ilk defa malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olduğu tarihte, nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihleri, sigortalının bu Kanuna göre ilk defa çalışmaya başladığı tarihten sonra doğan çocuklarının da nüfus kütüğüne ilk olarak yazılan doğum tarihleri esas alınır.

İş kazası, meslek hastalığı, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından gelir ve aylık tahsisleri ile sermaye değerinin hesabında, iş kazasının olduğu veya meslek hastalığının hekim raporuyla ilk defa tespit edildiği veya sigortalıların bu Kanuna ve bu Kanunla yürürlükten kaldırılmış kanunlara tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten sonraki yaş tashihleri dikkate alınmaz.

Nüfus kayıtlarında doğum ay ve günleri yazılı olmayanlar 1 Temmuzda, doğum ayı yazılı olup da günü yazılı olmayanlar o ayın birinde doğmuş sayılır.

Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının bu Kanunda belirlenen yaş hadleri sebebiyle emeklilik işlemleri, doğum tarihlerinde ay ve gün yazılı olmayanlar ile doğum günleri 1 Eylülden önce olanlar için 1 Eylül, doğum günleri 1 Eylül ve daha sonra olanlar için müteakip yılın 1 Eylül tarihinde yapılır.

Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu

MADDE 82- Bu Kanunda yazılı olan görevleri yerine getirmek üzere Milli Savunma Bakanlığınca görevlendirilecek bir ortopedi ve travmatoloji uzmanından, Sağlık Bakanlığınca görevlendirilecek bir kalp damar cerrahisi uzmanından, Bakanlıkça görevlendirilecek bir dahiliye uzmanından, Yüksek Öğretim Kurulu tarafından Ankara'da bulunan üniversitelerin tıp fakültelerinden seçilecek bir halk sağlığı, bir psikiatri ve bir göğüs hastalıkları öğretim üyesinden, Kurumca görevlendirilecek malûliyet işlemlerinde deneyimli bir hekim ile birer nöroşirürji ve kulak burun boğaz uzmanından, en fazla üyeye sahip işveren kuruluşu tarafından seçilecek bir kardiyoloji uzmanından, en fazla üyeye sahip işçi kuruluşu tarafından seçilecek bir göz hastalıkları uzmanından ve en fazla üyeye sahip kamu çalışanlarını temsil eden konfederasyon tarafından seçilecek bir nöroloji uzmanından teşekkül eden Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu kurulur.

Öğretim üyeliğinde kıdemli olan hekim, Kurula başkanlık eder. Kurulda görevlendirilecek olan hekimlerin hizmet süreleri üç yıl olup, yeniden görevlendirilebilirler. Bir takvim yılı içerisinde birbirini izleyen beş veya toplam on toplantıya mazeretsiz olarak katılmayanların görevleri kendiliğinden sona erer. Görevi sona eren hekimin yerine bir başka hekim, yerini aldığı hekimin görev süresini tamamlayacak şekilde aynı usûlle görevlendirilir.

Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kuruluna iştirak edenlere katıldıkları her toplantı günü için 4000 gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpılarak bulunacak miktar üzerinden toplantı ücreti ödenir. Kurulun çalışmaları ile ilgili her türlü giderler Kurumca ödenir. Kurul gerek gördüğü hallerde dışarıdan uzman kişilerin görüşüne başvurabilir.

Kurul, sigortalılar hakkında iş kazası ve meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik derecesi tespiti ile çalışma gücünün üçte ikisinin kaybına ilişkin Kurumca verilen kararlardan itiraza konu olanları inceleyerek karara bağlar.

Kurul, bu Kanunda yazılı görevlerle sınırlı olmak kaydıyla, mahkemelerden intikal eden ve bilirkişi sıfatıyla rapor düzenlenmesi talep edilen dava dosyaları hakkında, gerekli incelemeleri yaparak görüş bildirir. Mahkemeler, bahse konu dosyalar için Adalet Bakanlığınca belirlenen bilirkişi ücretini kurul üyelerine iletilmek üzere Kurumun ilgili birimine gönderir.

Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun hizmetlerini ifa etmesi için gerekli yer, malzeme ve personel Kurumca temin edilir.

Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun görev, yetki, çalışma usûl ve esasları ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Denetleme ve kontrol yetkisi

MADDE 83- Bu Kanun bakımından kısa ve uzun vadeli sigorta kollarına ilişkin işlemlerin denetimi Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları eliyle yürütülür. Askerî işyerlerine ait sigorta işlemlerinin denetim ve kontrolü, askerî denetim personeli veya bu konuda görevlendirilen muhakkiklerce de yapılabilir.

Kurumun denetim ve kontrol elemanlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delille ispatlanabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar muteberdir. İşverenler ve sigortalılar, görevli denetim ve kontrol elemanlarına bilgi verilmek üzere çağrıldıkları zaman gelmek, gerekli olan belge ve delilleri getirip göstermek ve vermek, görevlerini yapmak için her türlü kolaylığı sağlamak ve bu yoldaki isteklerini geciktirmeksizin yerine getirmekle yükümlüdür. Kurumun denetim ve kontrol elemanları görevlerini yaparken, tüm kamu görevlileri gerekli kolaylığı gösterir ve yardımcı olurlar.

Bu Kanunun uygulanması bakımından, Kurum denetim ve kontrol elemanları 4857 sayılı Kanunda belirtilen denetim, teftiş ve kontrol yetkisini haizdir.

İhaleli işler ile özel bina inşaatı işyerleri işverenlerine, Kuruma prim borçlarının bulunmadığını gösteren ilişiksizlik belgesinin verilmesinde, 1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Malî Müşavirlik ve Yeminli Malî Müşavirlik Kanununa göre yetki verilmiş serbest muhasebeci malî müşavirler ile yeminli malî müşavirler tarafından işyeri kayıtlarının incelenmesi sonucunda Kuruma bildirildiği tespit edilen işçilik tutarlarının uygunluğu, Kurumun denetim yetkisi saklı kalmak kaydıyla, esas alınabilir. Usûl ve esasları Kurumca belirlenmiş hesaplama yöntemine uygun olarak serbest muhasebeci malî müşavir ve yeminli malî müşavirce düzenlenen rapor ile Kuruma yeterli işçilik bildirilmediği anlaşılan işyeri ve işverenlerinin, tespit edilen fark işçilik tutarı üzerinden hesaplanacak prim ve gecikme zammı tutarını 141 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca verilecek idarî para cezaları ile birlikte ödemeleri kaydıyla ilişiksizlik belgesi verilebilir. Kurumca belirlenen usûl ve esaslara aykırı hareket ederek Kurum zararına sebebiyet verdiği anlaşılan serbest muhasebeci malî müşavirler ile yeminli malî müşavirler tarafından düzenlenen raporlar dikkate alınmaz ve bunların daha sonra düzenleyecekleri raporlar hiçbir zaman Kurumca işleme konulmaz. Gerçeğe aykırı rapor düzenleyen serbest muhasebeci malî müşavirler ile yeminli malî müşavirler hakkında Kurumun genel hükümlere göre takip hakkı saklıdır.

Kamu idarelerinin denetim elemanları kendi mevzuatları gereğince işyerlerinde yapacakları her türlü denetim ve incelemeler sırasında, çalıştırılanların sigortalı olup olmadığını da tespit ederek sigortasız çalıştırılanları Kuruma bildirmek zorundadır. Bu kurumlar ayrıca kendi mevzuatları gereğince yaptıkları inceleme ve tespitler sırasında bu Kanuna göre sigortalı sayılanların prime esas kazançlarının veya sigortalı gün sayılarının eksik bildirilmesi sonucunu doğuran tespitlerini de en geç bir ay içinde Kuruma bildirirler. Kurum bu bildirimleri esas almak üzere gerekli yasal işlemi yapar. İlgililerin itiraz hakları saklıdır.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

ÜÇÜNCÜ KISIM

Genel Sağlık Sigortası Hükümleri

BİRİNCİ BÖLÜM

Kapsamdaki Kişiler ve Tescili

Genel sağlık sigortalısı sayılanlar

MADDE 84- Türkiye'de yerleşik kişilerden;

a) 4 ve 5 inci maddeler gereğince sigortalı sayılanlar ile isteğe bağlı sigortalı olan kişiler,

b) (a) bendine göre sigortalı sayılmayanlardan;

1) 18/6/1992 tarihli ve 3816 sayılı Ödeme Gücü Olmayan Vatandaşların Tedavi Giderlerinin Yeşil Kart Verilerek Devlet Tarafından Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında yeşil kart verilen kişiler,

2) Vatansızlar ve sığınmacılar,

3) 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine göre aylık alan kişiler,

4) 24/2/1968 tarihli ve 1005 sayılı İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine göre şeref aylığı alan kişiler,

5) 28/5/1986 tarihli ve 3292 sayılı Vatani Hizmet Tertibi Aylıklarının Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine göre aylık alan kişiler,

6) 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine göre aylık alan kişiler,

7) 24/5/1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu hükümlerine göre korunma, bakım ve rehabilitasyon hizmetlerinden ücretsiz faydalanan kişiler,

8) 5434 sayılı Kanuna göre vazife malûllüğü aylığı alan er, erbaş ve sivil görevliler,

c) Yerleşim yeri Türkiye olmayan Türk vatandaşları ile oturma izni almış yabancı ülke vatandaşlarından bu maddenin (a) bendine göre sigortalı sayılmayanlardan Türkiye'de bir yıldan fazla süreyle yerleşen kişiler,

d) 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu gereğince işsizlik ödeneğinden yararlandırılan kişiler,

e) Gelir veya aylık alan kişiler,

f) (a), (b), (c), (d) ve (e) bentlerinde belirtilenler dışında kalan kişiler,

genel sağlık sigortalısı sayılır.

5 inci madde ile 6 ncı maddenin birinci fıkrasının (a), (b), (c), (f), (g), (h), (ı), (i) ve (j) bentlerinde sayılanların durumları, öncelikle genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi olup olmadığı, daha sonra da bu maddenin birinci fıkrası hükümleri gereği genel sağlık sigortalısı olup olmadığı dikkate alınarak tespit edilir.

6 ncı maddenin birinci fıkrasının (d) bendi kapsamında olanların tedavi giderleri 4/1/1961 tarihli ve 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu hükümlerine göre karşılanmaya devam edilir. 6 ncı maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde sayılanlar ise genel sağlık sigortalısı sayılmazlar.

Birinci fıkranın (c) ve (f) bentlerinin uygulanmasında evli olanlar için, karı veya kocadan hangisinin bu maddeye göre genel sağlık sigortalısı, hangisinin bakmakla yükümlü olunan kişi olacağının tespiti kendi tercihlerine bırakılır.

Prim yükümlülüğü bakımından tescil

MADDE 85- 84 üncü madde gereği genel sağlık sigortalısı sayılanların prim yükümlülüğü bakımından bildirimi ve tescili aşağıdaki şekilde gerçekleştirilir:

a) 84 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince genel sağlık sigortalısı sayılanlar, sigortalı olarak tescil edilmiş olmaları durumunda, genel sağlık sigortası bakımından da tescil edilmiş sayılır.

b) 84 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) ve (f) bentleri gereğince genel sağlık sigortalısı sayılanlar ilgili kurumlar tarafından kapsama alınmış olmaları durumunda, genel sağlık sigortası bakımından da tescil edilmiş sayılır.

c) 84 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi gereğince genel sağlık sigortalısı sayılanlar, İçişleri Bakanlığına verecekleri bildirim ile tescil edilir.

d) 84 üncü maddenin birinci fıkrasının (d) bendi gereğince genel sağlık sigortalısı sayılanlar, Türkiye İş Kurumu tarafından verilen bildirim üzerine tescil edilir.

e) 84 üncü maddenin birinci fıkrasının (e) bendi gereğince genel sağlık sigortalısı sayılanlar, bu gelir veya aylıklardan yararlanmaya başladıkları tarihten itibaren tescil edilir.

Bu Kanun açısından genel sağlık sigortalılık başlangıç tarihi, Kurumca veya ilgili kurumlarca belirlenen kişinin tescil veya kapsama alınma tarihidir.

84 üncü madde gereği genel sağlık sigortalısı sayılanların çocukları, 18 yaşına kadar genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi olarak tescil edilmiş sayılır. Bu hükmün uygulanmasında sigortalı sayılan kişinin tescil edilmiş olması şartı aranmaz. Yeni doğan çocuğun anne veya babası yok ise 18 yaşına kadar, 84 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (7) numaralı alt bendi hükümlerine göre primi Devlet tarafından ödenmek üzere genel sağlık sigortalısı olarak tescili yapılır.

84 üncü madde gereği genel sağlık sigortalısı sayılmasını gerektiren durumunda değişiklik olan kişilerden, aynı maddenin birinci fıkrasının (c) ve (f) bentleri kapsamında genel sağlık sigortalılığı devam edecekler, durumlarında değişiklik olduğu tarihten itibaren en geç otuz gün içinde ilgili Kuruma başvurmak zorundadır. Bu kişilere doksan günle sınırlı olmak üzere 92 inci maddenin ikinci fıkrasında belirtilen kimlik belgelerinin ibrazı zorunluluğu dışındaki diğer şartlara bakılmaksızın Kurumca sağlık hizmetleri sağlanmaya devam edilir.

Tescil işlemlerinde sigorta sicil numarası olarak Türk vatandaşları için T. C. Kimlik Numarası, yabancı uyruklu genel sağlık sigortalısı kişiler için ise Kurumca verilecek sicil numarası kullanılır. Genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişiler Türk vatandaşı ise, T. C. Kimlik Numarası ile Türk vatandaşı değilse Kurumca verilecek ayrı bir numara ile işlemleri takip edilir.

Bu maddede belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyenler hakkında 141 inci maddenin birinci fıkrasının (i) bendine göre idarî para cezası uygulanır.

Genel sağlık sigortası bakımından sigortalılık bildirimi, başvuru, kayıt, tescil, sona erme ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Sağlık hizmetleri, diğer haklar ve yararlanacak kişiler

MADDE 86- Sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanmak, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler için bir hak, Kurum için ise bu hizmet ve hakları sağlamak bir yükümlülüktür.

Sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan genel sağlık sigortalısı ile bakmakla yükümlü olduğu kişiler yararlandırılır.

Bu Kanun kapsamındaki kişilere sunulacak sağlık hizmetleri ve diğer haklar ile kişilerden alınan primlerin tutarı arasında ilişki kurulamaz.

İKİNCİ BÖLÜM

Sağlanan Sağlık Hizmetleri ve Diğer Haklar

Sağlanan sağlık hizmetleri

MADDE 87- Genel sağlık sigortalısının ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlıklı kalmalarını; hastalanmaları halinde sağlıklarını kazanmalarını; iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık sebebiyle gerekli olan sağlık hizmetlerinin karşılanmasını, iş göremezlik hallerinin ortadan kaldırılmasını veya azaltılmasını temin etmek amacıyla Kurumca sağlanacak sağlık hizmetleri şunlardır:

a) Kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri,

b) Hastalık sebebiyle ayakta veya yatarak; hekim tarafından yapılacak muayene, hekimin göreceği lüzum üzerine teşhis için gereken klinik muayeneler, laboratuvar tetkik ve tahlilleri ile diğer tanı yöntemleri, konulan teşhise dayalı olarak yapılacak tıbbî müdahale ve tedaviler, tedaviyle ilgili tıbbî danışmanlık, hasta takibi ve rehabilitasyon hizmetleri, acil sağlık hizmetleri, ilgili kanunları gereğince sağlık meslek mensubu sayılanların hekimlerin kararı üzerine yapacakları tıbbî bakım ve tedaviler,

c) Analık sebebiyle ayakta veya yatarak; hekim veya ebe tarafından yapılacak muayene, hekimin göreceği lüzum üzerine teşhis için gereken klinik muayeneler, laboratuvar tetkik ve tahlilleri ile diğer tanı yöntemleri, konulan teşhise dayalı olarak yapılacak tıbbî müdahale ve tedaviler, tedaviyle ilgili tıbbî danışmanlık, hasta takibi, rahim tahliyesi, tıbbî sterilizasyon ve acil sağlık hizmetleri,

d) 15 yaşına kadar; ağız ve diş muayenesi, diş hekiminin göreceği lüzum üzerine ağız ve diş hastalıklarının teşhisi için gereken klinik muayeneler, laboratuvar tetkik ve tahlilleri ile diğer tanı yöntemleri, konulan teşhise dayalı olarak yapılacak tıbbî müdahale ve tedaviler, tedaviye yönelik tıbbî danışmanlık, hasta takibi, 60 yaş ve üzerindeki genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin diş protezleri,

e) Yukarıdaki bentler gereğince sağlanacak sağlık hizmetleriyle ilgili teşhis ve tedavileri için gerekli olabilecek kan ve kan ürünleri, aşı, ilaç, ortez, protez, tıbbî araç ve gereç, kişi kullanımına mahsus tıbbî cihaz, tıbbî sarf, iyileştirici nitelikteki tıbbî sarf malzemelerinin sağlanması, takılması, garanti süresi sonrası bakımı, onarılması ve yenilenmesi hizmetleri.

Birinci fıkranın (d) bendinin uygulanmasında; diş çekimi, dolgu, kanal tedavisi, diş eti hastalıklarının tedavisi, travmaya ve onkolojik tedaviye bağlı ağız ve diş hastalıklarının tedavisi ile travmaya ve onkolojik tedaviye bağlı protez uygulamaları ve ağız ve diş hastalıkları ile ilgili acil sağlık hizmetleri için yaş şartı aranmaz.

Hekimlerin ve diş hekimlerinin branşları, klinik ve laboratuvar bulguları, konulan teşhisler, sağlık hizmetlerinin sunulduğu basamak, kanıta dayalı tıp uygulamaları, maliyet-fayda, maliyet-etkililik ve benzeri ölçütler dikkate alınarak, Kurumca sağlanacak sağlık hizmetlerinin cinsleri, belirlenecek zaman aralığında kullanım miktarları ve kullanım süreleri Kurumca Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak belirlenir ve Resmi Gazetede yayımlanır.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Sağlık Bakanlığı ve Kurumca birlikte çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Kurumca sağlanmayacak sağlık hizmetleri

MADDE 88- Bu Kanun kapsamında Kurumca sağlanmayacak sağlık hizmetleri şunlardır:

a) İş kazası ve meslek hastalığı ile kaza veya hastalıklara bağlı olarak ortaya çıkan uzuv kayıplarının vücut bütünlüğünü sağlayacak şekilde tamamlanması dışında estetik amaçlı yapılan tıbbî işlemler,

b) Yardımcı üreme tekniklerine ilişkin tanı ve tedavi işlemleri,

c) Alternatif tıp uygulamaları.

Sağlık hizmetlerinin süresi

MADDE 89- 84 üncü maddede sayılan genel sağlık sigortalısı sayılma şartlarının yitirilmesi halinde, devam etmekte olan tedavi nedeniyle sağlanacak sağlık hizmetleri kişinin iyileşmesine kadar sürer.

Yol gideri, gündelik ve refakatçi giderleri

MADDE 90- Hekimin veya diş hekiminin göreceği lüzum üzerine genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin yurt dışı dahil yerleşim yerleri dışına yapılan sevklerinde, kendisinin ve bir kişi ile sınırlı olmak üzere refakatçisinin yol gideri ve gündelikleri Kurumca karşılanır.

18 yaşın altında veya 65 yaşın üstünde olan genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin yatarak tedavileri sırasında, hekimin veya diş hekiminin göreceği lüzum üzerine yanında kalan refakatçinin yatak ve yemek giderleri bir kişi ile sınırlı olmak üzere Kurumca karşılanır.

Yurt içinde veya yurt dışına sevki nedeniyle ödenecek gündelik ve yol masraflarının tutarı Kurumca belirlenir.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Yurt dışında tedavi

MADDE 91- Bu Kanunda sayılan sağlık hizmetlerinin yurt içindeki sağlık hizmet sunucularından sağlanması esastır. Ancak;

a) 84 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendine tabi genel sağlık sigortalılarından işveren tarafından geçici olarak yurt dışında görevlendirilenlere acil hallerde,

b) 84 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendine tabi genel sağlık sigortalılarından; işveren tarafından sürekli olarak yurt dışında görevlendirilenler ile bunların yurt dışında birlikte yaşadıkları bakmakla yükümlü olduğu kişilere,

c) Yurt içinde sağlanamayan ve Sağlık Bakanlığının uygun görüşü üzerine Kurumca yurt dışında sağlanması mümkün görülen

sağlık hizmetleri yurt dışında sağlanır.

Ancak, birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri gereği sağlanan sağlık hizmetleri bedelleri, yurt içinde sözleşmeli sağlık hizmet suncularına ödenen tutarı geçemez. Kurum, birinci fıkranın (b) bendi kapsamındaki kişilerin sağlık hizmetlerini, bu kişilerin genel sağlık sigortası için Kuruma ödenen prim tutarını geçmemek kaydıyla, ilgili ülkede sağlık sigortası yaptırmak suretiyle de sağlayabilir.

Birinci fıkranın (c) bendi gereğince yurt dışına sevk edilen kişilerin 90 ıncı madde hükümlerine göre yapılacak giderleri de ayrıca karşılanır.

Yukarıdaki haller dışında yurt dışında sağlanan sağlık hizmetlerine ilişkin giderler Kurumca ödenmez.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Sağlık Hizmetlerinden Yararlanma Şartları ve Katılım Payı

Sağlık hizmetlerinden yararlanma şartları

MADDE 92- 18 yaşın altında olan kişiler, tıbben başkasının bakımına muhtaç olan kişiler, acil haller, iş kazası ile meslek hastalığı halleri, bildirimi zorunlu bulaşıcı hastalıklar, 87 nci maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri gereğince sağlanan sağlık hizmetleri hariç olmak üzere genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanabilmeleri için;

a) 84 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b), (c), (d) ve (f) bentleri gereği genel sağlık sigortalısı sayılanların sağlık hizmeti sunucusuna başvurduğu tarihten önceki son bir yıl içinde doksan gün genel sağlık sigortası primi ödeme gün sayısı olması,

b) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine tabi olan sigortalıların, isteğe bağlı sigortalıların ve 84 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) ve (f) bentlerine tabi olan kişilerin prim borcunun bulunmaması,

şarttır.

Ayrıca genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanabilmeleri için sağlık hizmet sunucularına başvurduklarında, acil haller hariç olmak üzere, nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, evlenme cüzdanı, pasaport veya Kurum tarafından resimli olarak verilen sağlık kartı belgelerinden birinin gösterilmesi zorunludur.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Katılım payı alınması

MADDE 93- 87 nci maddede sayılan sağlık hizmetlerinden katılım payı alınacak olanlar şunlardır:

a) Ayaktan tedavide hekim ve diş hekimi muayenesi.

b) Ayaktan tedavide sağlanan ilaçlar, ortez, protez, iyileştirme araç ve gereçleri.

c) Ayaktan tedavide sağlanan diğer sağlık hizmetleri.

Katılım payı, birinci fıkranın (a) bendindeki sağlık hizmetleri için 2 Yeni Türk Lirası olarak uygulanır. Katılım payı, (b) ve (c) bentlerindeki sağlık hizmetleri için gereksiz kullanımı azaltma, sağlık hizmetlerinin niteliği itibarıyla hayati öneme sahip olup olmaması ve benzeri ölçütler dikkate alınarak (b) bendi için % 10 ilâ % 20, (c) bendi için % 3 ilâ % 6 oranları arasında olmak üzere Kurumca belirlenir. (a) bendindeki sağlık hizmetleri için belirlenen katılım payı tutarı, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranı kadar her yıl artırılır.

İkinci fıkrada belirlenen katılım payı miktarı ve oranları, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sevk zincirine uyulmadan doğrudan diğer sağlık hizmet sunucularına müracaatları halinde % 50 oranında artırılarak uygulanır.

Katılım paylarının hesaplanmasında 98 inci maddeye göre tespit edilen sağlık hizmeti tutarları esas alınır.

Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmet sunucusuna ödeyecekleri katılım payının toplam tutarı, net asgarî ücreti geçemez.

84 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi gereği genel sağlık sigortalısı sayılanlar ile bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilerin ödemiş oldukları katılım payları 29/5/1986 tarihli ve 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu hükümlerine göre kendilerine geri ödenir.

Katılım paylarını, gelir veya aylık alan kişilerin gelir veya aylıklarından, çalışanların ücret veya maaşlarından mahsup edilmek suretiyle tahsile ve katılım paylarının ödenme usûlünü belirlemeye Kurum yetkilidir. Kurumca belirlenen usûle uygun olarak katılım paylarını tahsil etmeyen sağlık hizmet sunucularına 141 inci maddenin (l) bendi gereğince idarî para cezası uygulanır.

Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularına, tahsil ettikleri katılım payı düşüldükten sonra kalan tutar ödenir.

Katılım paylarının ödenme usûlleri ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Katılım payı alınmayacak haller ve sağlık hizmetleri

MADDE 94- Katılım payı alınmayacak sağlık hizmetleri veya haller şunlardır:

a) İş kazası ile meslek hastalığı halleri,

b) Kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri,

c) Sağlık kurulu raporu ile belgelendirilmek şartı ile Kurumca belirlenen kronik hastalıklar,

d) Kontrol muayeneleri.

Bu madde gereğince katılım payı alınmayacak sağlık hizmetlerini tek tek veya gruplandırarak tespite Kurum yetkilidir.

Hizmet basamakları ve sevk zinciri

MADDE 95- Bu Kanunun uygulanması bakımından sağlık hizmeti sunucuları birinci, ikinci ve üçüncü basamak olarak sınıflandırılır. Bu basamaklar kapsamındaki sağlık hizmet sunucuları ve basamaklar arasında sevk zinciri; tanı, öntanı, hekimlerin ve diş hekimlerinin uzmanlıkları dikkate alınmak suretiyle tüm yurtta veya il ve ilçe bazında Kurumun görüşü alınarak Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenir. Aile hekimleri birinci basamak hizmet sunucuları içinde yer alır.

Kurumca sağlık hizmetlerinin sağlanabilmesi için genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler sevk zinciri kurallarına uygun hareket etmek zorundadır.

İş kazası, meslek hastalığı ve acil haller dışında, sevk zincirine uyulmadan genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler tarafından sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularına yapılan başvurularda 98 inci madde gereği belirlenen tutarın % 70'i Kurumca ödenir. Aradaki fark, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler tarafından ödenir.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Sağlık Bakanlığının uygun görüşü alınarak Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Kimlik tespiti ve yerleşim yeri bildirim zorunluluğu

MADDE 96- Sağlık hizmeti sunucuları, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin acil haller dışındaki başvurularında; 92 nci maddenin ikinci fıkrasında sayılan belgeleri ve bu belgelerin başvuran kişiye ait olup olmadığını kontrol etmek zorundadır. Bu zorunluluğu yerine getirmeyenler hakkında 141 inci maddenin birinci fıkrasının (k) bendi uygulanır.

Sağlık hizmet sunucuları, başvuran kişilerin bu Kanun açısından genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişi olarak kapsama alınıp alınmadığını, kapsama alınmadığını tespit ettikleri kişilerin beyan ettikleri yerleşim yeri bilgilerini Kuruma bildirmek zorundadır.

Acil haller

MADDE 97- Bu Kanunun uygulamasında acil hallerin ve acil sağlık hizmetlerinin neler olduğuna, hangi yöntem ve ölçütlerle tespit edileceğine ilişkin hususlar, Sağlık Bakanlığının uygun görüşü alınarak Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Malî ve Çeşitli Hükümler

Sağlık hizmetlerinin ödenecek tutarlarının belirlenmesi

MADDE 98- 87 nci madde hükümlerine göre sağlanan sağlık hizmetlerinin Kurumca ödenecek bedellerini; sağlık hizmetinin sunulduğu basamak, sağlık hizmetlerinin maliyeti, Devletin doğrudan veya dolaylı olarak sağlamış olduğu sübvansiyonlar, kanıta dayalı tıp uygulamaları, teşhis ve tedavi maliyetini esas alan maliyet-etkililik ölçütleri ve genel sağlık sigortası bütçesi dikkate alınmak suretiyle, her bir sağlık hizmeti için belirlemeye Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu yetkilidir.

Komisyon; Maliye Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Hazine Müsteşarlığı ve Kurumu temsilen beş üyeden oluşur. Komisyon, çalışmalarında Yüksek Öğretim Kurulunun, Türk Tabipleri Birliğinin, Türk Diş Hekimleri Birliğinin, Türk Eczacıları Birliğinin, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin, Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliğinin ve tıp uzmanlık derneklerinin görüşlerini alabilir. Komisyon kararlarını salt çoğunluk ile alır ve kararlar Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girer. Komisyonca gerekli görülen hallerde sağlık hizmetlerinin türlerine göre birden fazla alt komisyon kurulabilir.

Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonunun çalışmasına, görev ve yetkileri ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Komisyon üyesi kurumların görüşleri alınarak Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Sağlık hizmetlerinin sağlanma yöntemi ve sağlık giderlerinin ödenmesi

MADDE 99- Bu Kanuna göre sağlık hizmetleri, Kurum ile yurt içindeki veya yurt dışındaki sağlık hizmeti sunucuları arasında yapılan sözleşmeler yoluyla sağlanır. Kurum, sözleşme başvurularının değerlendirilmesinde, sonuçlandırılmasında ve uygulanmasında sağlık hizmeti sunucuları arasında tarafsızlık, hakkaniyet ve açıklık ilkelerine uymak zorundadır.

Kurum, provizyon işlemlerini yürütmek üzere sağlık hizmeti sunucularının mahallinde provizyon merkezi açabilir ve personel çalıştırabilir. Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları, bu amaçla Kuruma uygun bağımsız mekân tahsis etmek zorundadır. Kurum gerekli gördüğü durumlarda provizyon işlemlerini yürütmek üzere hizmet satın alma yetkisine sahiptir.

Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerden otelcilik hizmetleri dışında, herhangi bir fark ödemesi talep edemez. Otelcilik hizmeti için genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerden alınabilecek fark ödemesi, Kurum tarafından belirlenen standart yatak bedelinin dört katını geçemez. Bu farkın alınabilmesi için, kişilerin fark ödemeyi kabul ettiğinin yazılı olarak belgelenmesi zorunludur. Otelcilik hizmeti dışında veya Kurumca otelcilik hizmeti için belirlenen tavanın üzerinde fark alınması halinde, sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularının sözleşmeleri bir yıl süreyle feshedilir.

Sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından acil hallerde alınan sağlık hizmeti bedeli, 98 inci madde gereği sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları için belirlenen bedeller esas alınarak genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere fatura karşılığı ödenir. Sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucuları, acil hallerde genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerden veya Kurumdan herhangi bir fark talep edemez.

95 inci maddedeki hükümlere uyulmak şartıyla, sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti almayı tercih eden genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere,      98 inci madde gereği sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları için belirlenen bedellerin en fazla % 70'i fatura karşılığı ödenir. 95 inci madde hükümlerine uyulmaksızın sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti almayı tercih eden genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere, 95 inci maddenin üçüncü fıkrası gereği ödenecek tutarın en fazla %70'i fatura karşılığı ödenir.

Sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından satın alınan sağlık hizmeti bedelinin dördüncü ve beşinci fıkralara göre Kurumca ödenebilmesi için, sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucusunun şartlarının sözleşmeli sağlık hizmeti sunucusunda aranan şartlara uygun olduğunun Kurumca kabul edilmesi şarttır.

Sağlık hizmeti satın alma sözleşmelerinin hazırlanması ve akdedilmesi, sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Sağlık sigortası gelirlerinin kullanım amacı

MADDE 100- Genel sağlık sigortası gelirlerinden karşılanmak üzere karşılığı ödenmeksizin Kuruma sosyal yardım niteliğinde görevler verilemez.

Doğal afetler veya savaş hali

MADDE 101- Doğal afetler veya savaş halinde, bu Kanunda sayılan sağlık hizmetleri Kurum tarafından sağlanmaya devam edilir. Ancak, doğal afet veya savaş nedeniyle bu hallere bağlı olarak Kurumca yapılan sağlık hizmeti giderleri, giderlerin ödendiği takvim yılı sonu esas alınarak genel bütçeden Kuruma bir yıl içinde transfer edilir.

İşverenin iş kazası halinde tedaviyi sağlama yükümlülüğü

MADDE 102- İşveren, iş kazasına uğrayan genel sağlık sigortalısına sağlık durumunun gerektirdiği sağlık hizmetlerini derhal sağlamakla yükümlüdür. Bu amaçla işveren tarafından yapılan ve belgelere dayanan sağlık hizmeti giderleri ve 90 ıncı madde hükümlerine göre yapılacak masraflar Kurum tarafından karşılanır.

Birinci fıkrada belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmesindeki ihmalinden ve gecikmesinden dolayı, genel sağlık sigortalısının tedavi süresinin uzamasına veya malûl kalmasına veya malûllük derecesinin artmasına sebep olan işveren, Kurumun bu nedenle yaptığı her türlü gideri ödemekle yükümlüdür.

Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularının duyurulması ve sağlık hizmet sunucusu seçme serbestisi

MADDE 103- Bu Kanun gereğince genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetinden yararlanmak için başvuracakları yurt içinde veya yurt dışındaki sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularının unvan, isim ve adresleri Kurumca elektronik ortamda veya diğer yöntemlerle duyurulur.

Genel sağlık sigortalıları ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler, sağlık hizmeti sunucuları arasından, genel sağlık sigortasıyla ilgili diğer madde hükümlerine uymak şartıyla istediğini seçme hakkına sahiptir.

Sağlık hizmeti sunucularının kayıt ve bildirim zorunluluğu

MADDE 104- Kurum ile sözleşmesi olup olmadığına bakılmaksızın tüm sağlık hizmeti sunucuları, sağlık hizmeti sunduğu tüm kişilere ait Kurumca talep edilen bilgileri, belirlenen yöntemlere ve süreye uygun biçimde elektronik ortamda veya yazılı olarak göndermek zorundadır. Bu bilgiler verilmeksizin talep edilen sağlık hizmeti bedelleri, bilgiler gönderilinceye kadar ödenmez.

Kontrol yetkisi

MADDE 105- Kurum, bu Kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak işverenler, sağlık hizmeti sunucuları ve diğer gerçek ve tüzel kişiler nezdindeki gerekli belge ve bilgileri inceleyebilir, ibrazını isteyebilir.

Kurum, bu Kanunda belirtilen görevleriyle ilgili olarak sağlık hizmeti sunucularının yürüttüğü hizmet ve işlemleri kontrol yetkisine sahiptir. Kurum, bu yetkisini görevlendirdiği personeli vasıtasıyla veya kamu ve özel kurumlardan hizmet satın almak suretiyle kullanabilir.

Üçüncü kişilerin sorumluluğu

MADDE 106- Kastı veya suç sayılır bir hareketi nedeniyle, genel sağlık sigortalısına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere Kurumca sağlık hizmeti sağlanmasına veya tedavi süresinin uzamasına sebep olduğu mahkeme kararı ile tespit edilen üçüncü kişilerden, Kurumca yapılan giderler tazmin edilir.

İşverenin sorumluluğu

MADDE 107- İlgili kanunları gereğince sağlık raporu alınması gerektiği halde sağlık raporuna dayanmaksızın veya alınan raporlara rağmen tıbbî yönden elverişli olmadığı işte genel sağlık sigortalısını çalıştıran işverenler, bu nedenle Kurumca yapılan sağlık hizmeti giderlerini ödemek zorundadır.

İş kazası ile meslek hastalığı, işverenin işçinin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi sonucu olmuşsa, Kurumca yapılan giderler işverenden tazmin edilir.

Sağlık raporu alan sigortalıyı çalıştırmanın sorumluluğu

MADDE 108- Hekim veya diş hekimi tarafından çalışamayacağı sağlık raporu ile belgelenen 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bendi kapsamındaki kişiler çalıştırılamaz. Bu kişileri çalıştıran işverenler, genel sağlık sigortalısının aynı hastalık sebebiyle Kurumca yapılan masraflarını ödemekle yükümlüdür. Genel sağlık sigortalısı bir başka işverene ait işyerinde çalışmış ise, bu durumu bilerek çalıştıran işveren ile genel sağlık sigortalısı doğacak masraflardan Kuruma karşı müştereken ve müteselsilen sorumludur.

DÖRDÜNCÜ KISIM

Sosyal Sigorta Primlerine İlişkin Hükümler

BİRİNCİ BÖLÜM

Prim Alınması, Prime Esas Kazanç, Prim Oranları ve Asgarî İşçilik

Prim alınması

MADDE 109- Kısa ve uzun vadeli sigortalar ile genel sağlık sigortası için, bu Kanunda öngörülen her türlü yardım ve ödemelerle yönetim giderlerini karşılamak üzere Kurumca prim alınır.

Kurumca tahsil edilen genel sağlık sigortası primleri, tahsil edilmesini müteakip doğrudan Kurum bütçesinin genel sağlık sigortası kalemine aktarılır. Bu kalemde toplanan gelirler, yalnızca genel sağlık sigortasının giderlerini karşılamak amacıyla kullanılır. Bu gelirler kısa ve uzun vadeli sigorta kollarının giderlerinin karşılanmasında kullanılamaz.

Prime esas kazançlar

MADDE 110- Kısa ve uzun vadeli sigortalar ile genel sağlık sigortasına tabi olanlar bakımından prime esas kazanç için, ücret veya ödenek almak suretiyle çalışanların o ay için hak ettikleri ücretlerle ücret dışında kalan her türlü ödeme, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan sigortalılara yapılan ödemelerin brüt toplamı esas alınır. Ancak, ölüm, doğum ve evlenme yardımları, görev yollukları, kıdem, ihbar ve kasa tazminatları, aynî yardımlar ve Bakanlıkça miktarları yıllar itibarıyla belirlenecek, yemek, çocuk ve aile zamları, prime esas kazancın hesabında ücretlerin aylık tutarına dahil edilmez. Bunların dışında her ne ad altında ödeme yapılırsa yapılsın tüm ödemeler prime tabi tutulur.

Ücretler hak edildikleri aya maledilmek suretiyle prime tabi tutulur. Diğer ödemeler öncelikle ödendiği ayın kazancına dahil edilir. Bu ödemelerin üst sınırı aşan kısmı, ait olduğu takvim yılı ile sınırlı olmak kaydıyla, ilk aydan başlanarak üst sınırın altında kalan diğer ayların prime esas kazançlarına ilave edilir. Toplu iş sözleşmelerine tabi işyerleri işverenlerince veya kamu idareleri veya yargı mercilerince verilen kararlara istinaden, sonradan ödenen ücret dışındaki ödemelerin hizmet akdinin mevcut olmadığı veya askıda olduğu bir tarihte ödenmesi durumunda, en son prime esas kazancın tabi olduğu ayın kazancına dahil edilir. Bu durumlarda sigorta primlerinin, ödemeye karar verilen tarihi izleyen ayın sonuna kadar ödenmesi halinde gecikme zammı alınmaz.

Günlük, haftalık veya aylık olarak belirli bir ücrete dayanmış olmayıp da komisyon ücreti ve kâra katılma gibi belirsiz zaman ve miktar üzerinden ücret alan sigortalıların prim ve ödeneklerinin hesabında esas tutulacak günlük kazançları, 112 nci madde hükmüne göre belirlenen alt sınırdır.

Bir işverene tabi olarak çalışan sigortalının belirli ücretinin dışında ayrıca yukarıdaki fıkra kapsamında ücret alması halinde, prime esas günlük kazancı bunların toplamından oluşur.

Bu Kanun gereğince primlerin hesabına esas tutulacak günlük kazanç, sigortalının, bir ay için prime esas tutulan kazancının otuzda biridir. Ancak günlük kazancın hesabına esas tutulan ay içindeki bazı günlerde çalışmamış ve çalışmadığı günler için ücret almamış sigortalının günlük kazancı, o ay için prime esas tutulan kazancı ücret aldığı gün sayısına bölünerek hesaplanır.

Sigortalıların günlük kazançlarının hesabında esas tutulan gün sayıları, aynı zamanda, bunların prim ödeme gün sayılarını gösterir. Ancak, işveren ve sigortalı arasında kısmi süreli hizmet akdinin yazılı olarak yapılmış olması kaydıyla ay içerisinde günün bazı saatlerinde çalışan ve çalıştığı saat karşılığında ücret alan sigortalının ay içindeki prim ödeme gün sayısı, ay içindeki toplam çalışma saati süresinin 4857 sayılı İş Kanununa göre belirlenen genel haftalık çalışma süresine göre hesaplanan günlük çalışma saatine bölünmesi suretiyle bulunur. Bu şekildeki hesaplamada gün kesirleri bir gün kabul edilir.

İşveren ve sigortalı arasında çağrı üzerine çalışmaya dayalı yazılı iş sözleşmesinde taraflar arasında çalışma süresi gün, hafta ve ay olarak belirlenmemiş ise, sigortalının ay içindeki prim ödeme gün sayısı yukarıdaki fıkra hükmüne göre hesaplanır.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıların aylık prime esas kazançları, 112 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırı ile üst sınırı arasında kalmak şartı ile kendileri tarafından beyan edilecek günlük kazancın otuz katıdır. Bu sigortalılar tarafından her takvim yılı başında aylık prime esas kazanç beyan edilir. Ancak takvim yılı içerisinde beyan edilen kazançta bir değişiklik olması durumunda sigortalının yeniden beyan ettiği kazanç üzerinden hesaplanan prim takvim yılı sonuna kadar tahsil edilir.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olan kişi, aynı zamanda işveren ise beyan edeceği asgarî kazancı çalıştırdığı sigortalıların kazancının en yükseğinden az olamaz.

Beyanda bulunmayan sigortalının primleri, prime esas asgarî aylık kazanç üzerinden hesap ve tahsil edilir. Beyanda bulunmayan veya beyan ettiği kazancın düşük olduğu tespit edilen sigortalıların prime esas kazançları tespit edilen kazanç düzeyine çıkartılarak beyan edilen kazançla arasındaki farkın primi 121 inci madde hükümlerine göre gecikme zammı uygulanmak suretiyle tahsil edilir.

Aynı takvim ayı içinde sigortalı olmayı gerektirecek birden fazla çalışması olan sigortalının bu Kanun gereğince alınacak primlerine esas tutulacak aylık ve günlük kazancının tespitinde, sigortalı olmayı gerektirecek her bir çalışmadan elde ettiği aylık ve günlük kazanç tutarı ayrı ayrı dikkate alınır ve primler buna göre hesaplanır.

Yalnızca genel sağlık sigortasına tabi olanlar bakımından prime esas kazanç 84 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) ve (f) bentlerinde sayılan kişiler için, 112 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının iki katının otuz günlük tutarı; 84 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen kişiler için asgarî ücret; 84 üncü maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde belirtilen kişiler için ise, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu gereğince işsizlik ödeneğinden yararlandırılan kişiler için işsizlik ödeneğine esas kazanç esas alınır.

117 nci maddenin birinci fıkrasına göre düzenlenen belgelerde yer alan her bir sigorta koluna ait primlerin hesabında yarım Yeni Kuruş ve üzerindeki değerler bir Yeni Kuruşa tamamlanır, yarım Yeni Kuruşun altındaki değerler ise dikkate alınmaz.

Bu maddenin uygulamasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Prim oranları

MADDE 111- Bu Kanun gereğince alınacak sigorta prim oranları aşağıdaki gibidir:

a) Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranı, sigortalının prime esas kazancının % 20'sidir. Bunun % 9'u sigortalı hissesi, % 11'i işveren hissesidir. Bu prime Devlet ayrıca % 5 oranında katkı yapar. Devlet katkısı Kurumun ay itibarıyla tahsil ettiği malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları priminin dörtte biridir. Devlet katkısının ödenmesine ilişkin usûl ve esaslar ilgili malî yıl bütçe kanunları uyarınca belirlenir.

b) Bu Kanunda belirtilen fiilî hizmet zammı uygulanan işlerde çalışan sigortalılar için uygulanacak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranı, (a) bendinde belirtilen % 20 oranının, her yıl için 54 üncü maddeye göre eklenen fiilî hizmet gün sayısının 360'a bölümü sonucu bulunacak oranda artırılması suretiyle belirlenir. Artırılan bu primin üçte biri sigortalı, üçte ikisi ise işveren hissesidir.

c) Kısa vadeli sigorta kolları prim oranı, yapılan işin iş kazası ve meslek hastalığı bakımından gösterdiği tehlikenin ağırlığına göre %1 ilâ % 6,5 oranları arasında olmak üzere, 113 üncü maddeye göre Kurumca belirlenir. 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında olanlar için prim oranı üst sınırı % 6'dır. Bu primin tamamını işveren ve 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında olanlar öder.

d) Kısa vadeli sigorta kolları prim oranı, 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen aday çırak, çırak ve işyerlerinde beceri eğitimi gören öğrenciler için prime esas kazançlarının % 1'idir. Aday çırak, çırak ve beceri eğitimi gören öğrencilerin priminin yarısı sigortalı hissesi, yarısı da işveren hissesidir.

e) Yaşlılık aylığı almakta iken bu Kanuna tabi bir işte çalışanlara uygulanacak sosyal güvenlik destek prim oranı, (a) ve (c) bentlerinde belirtilen prim oranlarının toplamı kadardır. Sigortalı ve işveren hissesi bu bentlerde belirtilen oranlardadır.

f) Genel sağlık sigortası primi, kısa ve uzun vadeli sigorta kollarına tabi olanlar için 112 nci maddenin birinci fıkrasına göre hesaplanan prime esas kazancın % 12,5'idir. Bu primin % 5'i sigortalı, % 7,5'i ise işveren hissesidir. Yalnızca genel sağlık sigortasına tabi olanlar ile isteğe bağlı sigortalıların genel sağlık sigortası primi, prime esas kazancın % 12'sidir.

g) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılar, malûllük, yaşlılık, ölüm sigortaları ile kısa vadeli sigorta kollarına tabi oldukları durumlarda (a) ve (c) bentlerindeki prim oranlarının toplamı üzerinden, şayet sosyal güvenlik destek primi ödemek suretiyle çalışıyorlar ise (e) bendinde belirtilen prim oranlarının toplamı üzerinden primlerini öderler.

Günlük kazanç sınırları

MADDE 112- Bu Kanun gereğince alınacak prim ve verilecek ödeneklerin hesabına esas tutulan günlük kazancın alt sınırı, asgarî ücretin otuzda biri, üst sınırı ise günlük kazanç alt sınırının 6,5 katıdır. Bu suretle bulunacak günlük kazançların yarım Yeni Kuruş ve üzerindeki değerleri bir Yeni Kuruşa tamamlanır, yarım Yeni Kuruşun altındaki değerler ise dikkate alınmaz.

Günlük kazançları alt sınırın altında olan sigortalılar ile ücretsiz çalışan sigortalıların günlük kazançları alt sınır üzerinden, günlük kazançları üst sınırdan fazla olan sigortalıların günlük kazançları da üst sınır üzerinden hesaplanır.

İkinci fıkraya göre sigortalının kazancı alt sınırın altında ise bu kazanç ile alt sınır arasındaki farka ait sigorta primleri ile ücretsiz çalışan sigortalılara ait sigorta primlerinin tümünü işveren öder.

Sigortalı olmasını gerektirecek şekilde aynı zamanda birden fazla işte çalışan sigortalılar için Kuruma ödenen primlerin toplamı, bu madde uyarınca tespit edilen üst sınır üzerinden hesaplanacak miktarı aşarsa, fark sigortalının müracaatı üzerine hissesi oranında kendisine geri verilir. Ancak geri verilen primler için ayrıca gecikme zammı ve faiz ödenmez.

Kısa vadeli sigorta kolları prim tarifesi ve işkollarının tehlike sınıf ve derecelerinin belirlenmesi

MADDE 113- Kısa vadeli sigorta kolları primi, yapılan işin iş kazası ve meslek hastalığı bakımından gösterdiği tehlikenin ağırlığına göre tespit edilir.

İş kolları tehlikenin ağırlığına göre sınıflara, bu sınıflar da özel iş şartlarına ve tehlikeyi önlemek için alınmış olan tedbirlere göre derecelere ayrılır. Hangi iş kollarının hangi tehlike sınıfına girdiği, tehlike sınıf ve derecesine ait prim oranlarının ve tehlike derecelerinin belirlenmesinde uygulanacak esaslar, ilgili bakanlıkların görüşleri de alınarak Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulacak bir tarife ile tespit olunur. Prim tarifesi gerekli görülürse aynı usûlle değiştirilebilir.

İşlerin tehlike sınıf ve derecesinin belirlenmesi

MADDE 114- Yapılan işin 113 üncü maddede belirtilen tarifeye göre hangi tehlike sınıf ve derecesine girdiği ve ödenecek kısa vadeli sigorta primi oranı Kurumca belirlenerek işverene ve       4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı olanlara tebliğ edilir.

İş kazasını ve meslek hastalığını önleyecek tedbirler hakkındaki mevzuat hükümlerine uygun bulunmadığı tespit edilen işler, Kurumca daha yüksek primli derecelere konulabilir.

Kurum, işyerinin tespit edilmiş bulunan tehlike sınıf ve derecesini yaptıracağı incelemelere dayanarak kendiliğinden veya işverenin veya 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı olanların isteği üzerine değiştirebilir. Kurumca yapılacak değişiklikler, bunlara yapılacak itiraz; işyerinin tehlike sınıfı ve derecesi ile kısa vadeli sigorta kolları prim oranının tebliğine ilişkin yazının işverence veya 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı olanlar tarafından tebellüğünden itibaren bir ay içinde yapılmış ise, değiştirilen iş kolu kodu ve tehlike sınıfı ile tehlike derecesinin hatalı uygulandığı tarihten, bir aylık süre dışında yapılmış ise, itirazın Kurum kayıtlarına intikali tarihini izleyen takvim yılı başından geçerli olarak uygulanır.

Bu değişiklik nedeniyle, tehlike sınıf ve derecesinin yükselmesi halinde, kararın işverene veya 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı olanlara tebliğ edildiği tarih ile yürürlük tarihi arasındaki süreye ilişkin kısa vadeli sigorta kollarına ait prim farkının tebliği tarihini takip eden bir ay içerisinde Kuruma ödenmesi halinde fark prim için gecikme zammı alınmaz. Aksi takdirde, fark primi 121 inci madde uyarınca gecikme zammı ile birlikte tahsil olunur. Tehlike sınıf ve derecesinin düşmesi halinde ise, kısa vadeli sigorta kolları sigortası prim farkı, işverenin varsa borçlarına mahsup edilir, yoksa iade edilir. İade edilen tutar için faiz ödenmez.

İşverenler ile 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı olanlar, tehlike sınıf ve derecesi ile prim oranı hakkında Kurumca yapılacak yazılı bildirimi aldıktan sonra bir ay içinde Kuruma itiraz edebilir. Kurum, bu itirazı inceleyerek en geç üç ay içinde karara bağlayarak sonucunu işverene bildirir. İlgililer Kurumun kararı üzerine, kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Kuruma itiraz edilmesi veya mahkemeye başvurulması primlerin takip ve tahsilini durdurmaz.

Tehlike sınıf ve derecelerini etkileyebilecek değişiklikler

MADDE 115- İşverenler ile 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı olanlar, tehlike sınıf ve derecesini etkileyebilecek her türlü değişikliği bir ay içinde Kuruma bildirmekle yükümlüdür. Bu bildirim üzerine Kurum yaptıracağı incelemeler sonunda tehlike sınıf ve derecesini değiştirebilir. Tehlike sınıf ve derecesini etkileyebilecek değişiklik bir ay içinde bildirilirse bu konuda Kurumca verilecek karar, değişikliğin meydana geldiği tarihten sonraki aybaşından başlanarak uygulanır.

Tehlike sınıf ve derecesini etkileyebilecek değişiklik bir ay içinde bildirilmezse;

a) Tehlike sınıfı yükseliyorsa, değişikliğin meydana geldiği,

b) Tehlike sınıfı düşüyorsa değişikliğin Kurumca öğrenildiği,

tarihler esas alınmak ve bu tarihlerden sonraki aybaşından itibaren uygulanmak üzere, Kurumca karar alınır ve işverene tebliğ olunur.

Asgarî işçilik uygulaması

MADDE 116- Kamu idareleri, döner sermayeli kuruluşlar ile özel kanunla veya özel kanunla verilmiş yetkiye dayanarak kurulmuş bankalar tarafından ihale mevzuatına göre yaptırılan işler ve özel nitelikteki inşaat işleri ile Bakanlar Kurulunca belirlenecek diğer işlerden dolayı asgarî işçilik bildirilmiş olup olmadığı Kurumca araştırılır. Bu araştırma sonucunda asgarî işçiliğin bildirilmemiş olduğu anlaşılırsa, eksik bildirilen işçilik tutarı üzerinden hesaplanan prim tutarı, gecikme zammı ile birlikte işverene tebliğ edilir. Tebliğ edilen prim ve gecikme zammı ödendiği veya ödeyeceğinin işveren tarafından yazılı olarak taahhüt edilmesi halinde borç kesinleşir ve işyeri hakkında ayrıca Kurum denetim elemanlarına inceleme yaptırılmayabilir. Kuruma verilecek taahhütnamede belirtilen ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde işveren hakkında 119 uncu ve 120 nci maddeler uyarınca işlem yapılır.

Tebliğ edilen prim ve gecikme zammının ödenmemesi, taahhütname verilmemesi veya Kurumca işyerinin denetlenmesine gerek görülmesi durumunda; Kurum denetim elemanlarınca yapılan inceleme neticesinde işverenin Kuruma işin emsaline, yapılan işin niteliğine, kapsam ve kapasitesine göre işin yürütülmesi için gerekli olan sigortalı sayısının, çalışma süresinin veya prime esas kazanç tutarının altında bildirimde bulunduğunun saptanması halinde, işin yürütülmesi için gerekli olan asgarî işçilik miktarı, yapılan işin niteliği, bünyesinde kullanılan teknoloji, işyerinin büyüklüğü, benzer işletmelerde çalıştırılan işçi sayısı, ilgili meslek veya kamu kuruluşlarının görüşü gibi unsurlar dikkate alınarak Kurum denetim elemanları tarafından tespit edilir.

Kurum denetim elemanları tarafından, Kuruma bildirilmediği tespit edilen asgarî işçilik tutarı üzerinden Kurumca re'sen tahakkuk ettirilen sigorta primleri 119 uncu ve 120 nci maddeler de dikkate alınarak işverene tebliğ olunur. İşveren tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde Kuruma itiraz edebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazın reddi halinde, işveren, kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Mahkemeye başvurulması prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz.

Kurum denetim elemanlarınca Kuruma asgarî işçilik tutarının bildirilmediği tespit edilen işyerleri hakkında ayrıca 141 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca idarî para cezası uygulanır.

Kamu idareleri Kurumca yazı ile istenilecek bilgileri ve belgeleri yazılı olarak en geç bir ay içinde vermeye mecburdur.

Kuruma yeterli işçilik bildirilmiş olup olmadığının araştırılmasında, işin yürütümü için gerekli olan asgarî işçilik miktarının tespitinde dikkate alınacak asgarî işçilik oranlarının saptanması ve asgarî işçilik oranlarına vaki itirazların incelenerek karara bağlanması amacıyla Kurum bünyesinde; kurum teknik elemanlarından dört üye, Yönetim Kurulunda temsil edilen işçi ve işveren konfederasyonlarınca görevlendirilecek iki üye, asgarî işçiliğin tespit edileceği meslek koluyla ilgili kanunla kurulan meslek kuruluşundan, şayet meslek kuruluşu yok ise Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinden bir üye olmak üzere toplam yedi teknik elemandan oluşan Asgarî İşçilik Tespit Komisyonu kurulur. Kurumca birden fazla Asgarî İşçilik Tespit Komisyonu kurulabilir.

Asgarî İşçilik Tespit Komisyonuna iştirak edenlere katıldıkları her toplantı günü için 2000 gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpılarak bulunacak miktar üzerinden toplantı ücreti ödenir.

Asgarî İşçilik Tespit Komisyonunun çalışma usûl ve esasları ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

İKİNCİ BÖLÜM

Prim Belgeleri ve Primlerin Ödenmesi

Prim belgeleri

MADDE 117- İşveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların ad ve soyadlarını, T.C. Kimlik Numaralarını, sigorta primleri ve destek primi hesabına esas tutulan kazançlar toplamı ve prim ödeme gün sayıları ile bu primleri gösteren ve örneği yönetmelikle belirlenen asıl veya ek belgeleri, ait olduğu takvim ayını takip eden ayın yirmibeşinci günü mesai saati bitimine kadar Kuruma vermekle ve işyeri kayıtlarını Kurumca istenilmesi halinde ibraz etmekle veya sigortalı çalıştırmadığı takdirde, bu hususu sigortalı çalıştırmaya son verdiği tarihten itibaren onbeş gün içinde Kurumca belirlenen usûlle bildirmekle yükümlüdür.

İşveren işyeri defter, kayıt ve belgeleri ilgili olduğu yılı takip eden takvim yılı başından başlamak üzere on yıl süre ile saklamak ve Kurumca istenilmesi halinde onbeş gün içinde ibraz etmek zorundadır.

İşverenin, sigortalıyı, 4857 sayılı Kanunun 7 nci maddesine göre başka bir işverene iş görme edimini yerine getirmek üzere geçici olarak devretmesi halinde, sigortalıyı devir alan, geçici iş ilişkisi süresine ilişkin ikinci fıkrada belirtilen belgelerin aynı süre içinde işverene ait işyerinden Kuruma verilmesinden işveren ile birlikte müteselsilen sorumludur.

Ay içinde bazı işgünlerinde çalıştırılmadığı ve ücret ödenmediği beyan edilen sigortalıların otuz günden az çalıştıklarını açıklayan bilgi ve belgelerin işverence prim belgelerine eklenmesi şarttır.

Sigortalıların otuz günden az çalıştığını gösteren bilgi ve belgelerin Kuruma verilmemesi veya verilen bilgi ve belgelerin Kurumca geçerli sayılmaması halinde, otuz günden az bildirilen sürelere ait prim belgeleri Kurumca re'sen düzenlenir ve muhteviyatı primler bu Kanun hükümlerine göre tahsil olunur.

Sigortalı çalıştıran işveren ile aracı ve iş görme edimini yerini getirmek üzere sigortalıyı geçici olarak devralan işveren; sigortalının adını, T.C. Kimlik Numarasını ve prim ödeme gün sayısını gösteren ve Kurumca onaylanan belgenin bir nüshasını işyerinde, birden ziyade işyeri olması halinde her işyerinde ayrı ayrı olmak üzere, Kuruma verilmesi gereken sürenin son gününü takip eden günden başlanarak, müteakip belgenin verilmesi gereken sürenin sonuna kadar sigortalılar tarafından görülebilecek bir yere asmaya mecburdur.

Fiilen veya işyeri kayıtlarından tespit edilecek her türlü bilgiden veya kamu kurum ve kuruluşları tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden çalıştığı tespit edilen sigortalılara ait olup bu Kanun uyarınca Kuruma verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde, bu belgeler Kurumca re'sen düzenlenir ve muhteviyatı sigorta primleri Kurumca tespit edilerek işverene tebliğ edilir. İşveren, bu maddeye göre tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ilgili Kurum ünitesine itiraz edebilir. İtiraz takibi durdurur. İtirazın reddi halinde, işveren kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Yetkili mahkemeye başvurulması prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz. Mahkemenin Kurum lehine karar vermesi halinde 119 ve 120 nci maddelerin prim borcuna ilişkin hükmü uygulanır.

Kurumca çıkarılacak yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır.

Sigortalının çalıştığı bir veya birden fazla işte, bu Kanunda yazılı prim ödeme şartını yerine getirmiş olmasına rağmen kendisi için verilmesi gereken kayıt ve belgeler işveren tarafından verilmediği veya verilen kayıt ve belgelerde kazançların veya prim ödeme gün sayılarının eksik gösterildiği Kurumca tespit edilirse, hastalık ve analık sigortalarından gerekli yardım ve ödemeler yapılır.

Birinci fıkra uyarınca verilmesi gereken asıl ve ek belgenin, internet, elektronik ve benzeri ortamda Kuruma gönderilmesinde; işyerinin ve asıl ve ek belgenin niteliği, çalıştırılan sigortalı sayısı, illerin gelişmişlik durumu ile bilişim ve teknoloji alanındaki gelişmeler gibi hususları dikkate alarak, işverenleri zorunlu tutmaya Kurum yetkilidir.

Bu maddede belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde, 141 inci maddeye göre işlem yapılır.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Prim yükümlüsü

MADDE 118- Bu Kanun bakımından prim yükümlüsü;

a) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerine ve 5 inci maddenin birinci fıkrasının (a) bendine tabi olanlar ile sosyal güvenlik destek primi ödeyenler için işverenler,

b) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine tabi olanlar ile isteğe bağlı sigortalı olanlar ve 84 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) ve (f) bentlerinde sayılan kişiler,

c) 84 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde sayılan kişiler için Maliye Bakanlığı,

d) 84 üncü maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde sayılan kişiler için Türkiye İş Kurumudur.

e) 5 inci maddenin (a) bendine tabi olanlardan aday çırak, çırak ve işletmelerde beceri eğitimi görenler için Millî Eğitim Bakanlığı, yüksek öğrenim sırasında zorunlu staja tabi tutulan öğrenciler için öğrenim gördükleri kurumdur.

84 üncü maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde sayılanlardan prim alınmaz.

Primlerin ödenmesi

MADDE 119- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalıları çalıştıran işveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden keserek ve kendilerine ait prim tutarlarını da bu miktara ekleyerek en geç ertesi ayın sonuna kadar Kuruma öder.

Hak edilen ve fakat ödenmemiş olan ücretler üzerinden hesaplanacak primler hakkında da birinci fıkradaki hüküm uygulanır.

118 inci maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen yükümlüler her takvim ayına ait primleri ilgili takvim ayının sonuna kadar Kuruma öderler.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen sigortalıları çalıştıran işverenler çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden keserek ve kendisine ait prim tutarlarını da bu miktara ekleyerek en geç ödemenin yapıldığı tarihi takip eden yedi işgünü içinde Kuruma öderler.

118 inci maddenin (c) ve (d) bentlerinde belirtilen yükümlüler her takvim ayına ait primleri ilgili takvim ayının sonuna kadar Kuruma öderler.

Kuruma fiilen ödenmeyen prim tutarları gelir vergisi ve kurumlar vergisi uygulamasında gider yazılamaz.

Prim borçları katma değer vergisi iade alacağının mahsubu suretiyle de ödenebilir. Bu takdirde katma değer vergisi iade hakkı sahibi kendisinin, mal veya hizmet satın aldığı veya iştirak veya ortaklık ilişkisi içinde bulunduğu işverenlerin prim borçları için de mahsup talep edebilir. Bu işverenlerin mahsup talebinde bulundukları ayda muaccel olan prim borçlarının yukarıda belirtilen ödeme sürelerini izleyen onbeş gün içinde mahsup suretiyle ödenmesi halinde yasal süresi içinde ödendiği kabul edilir. Ancak prim borçlarının katma değer vergisi iade alacağından mahsup suretiyle ödenmesi talebinde bulunulduğu halde, mahsup edilemeyen veya eksik mahsup edilen prim borçları için yukarıda belirtilen ödeme sürelerini izleyen aydan başlanarak gecikme zammı uygulanır.

Kurum, prim ve her türlü alacaklarını, işverenlere olan borçlarından mahsup etmek suretiyle tahsil etmeye yetkilidir.

Primlerin özel ödeme şekilleri kullanılmak suretiyle ödenmesi zorunluluğunu getirmeye ve primlerin yatırılacağı tahsilat kuruluşlarını belirlemeye Kurum yetkilidir.

Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun 51 ve 102 nci maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır. Kurum, söz konusu Kanunun uygulanmasında Maliye Bakanlığı ile diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır.

Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir. Yetkili iş mahkemesine başvurulması alacakların takip ve tahsilini durdurmaz.

Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı sebepleri olmaksızın, yukarıdaki fıkralarda belirtilen süre içerisinde ödenmez ise, kamu kurum ve kuruluşlarının tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, mesul muhasip, sayman ile tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Prim borçlarına halef olma

MADDE 120- Sigortalıların çalıştırıldığı işyeri devredilir veya intikal ederse, eski işverenin Kuruma olan sigorta primi ile gecikme zammı ve faiz dahil tüm borçlarından aynı zamanda yeni işveren de müştereken ve müteselsilen sorumludur. Bu hükme aykırı sözleşme hükümleri geçersizdir.

Gecikme zammı

MADDE 121- Kurumun prim ve diğer alacakları yasal süresi içinde ve tam olarak ödenmezse, ödenmeyen kısmı sürenin bittiği tarihte % 10 oranında artırılır. Bulunan bu tutara, ödeme süresinin bittiği tarihten başlamak üzere borç ödeninceye kadar her ay için ayrı ayrı Hazine Müsteşarlığınca açıklanacak bir önceki aya ait Yeni Türk Lirası cinsinden iskontolu ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetlerinin aylık ortalama faizi bileşik bazda uygulanarak gecikme zammı hesaplanır. Ancak, ödemenin yapıldığı ay için gecikme zammı günlük hesaplanır. Hesaplanan gecikme zammı bir Yeni Türk Lirasından az olamaz.

Dava ve icra takibi açılmış olsa bile, prim ve diğer alacakların ödenmemiş kısmı için gecikme zammı tahsil olunur.

İadesi gereken primler

MADDE 122- Yanlış veya yersiz alınmış olduğu anlaşılan primler;

a) İlgililerin kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa faiz ödenmeksizin,

b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa hisseleri oranında işverenlere ve sigortalılara kanunî faizi ile birlikte,

tahsil tarihinden itibaren on yıl içinde istenmesi halinde geri verilir.

Kanunî faiz, primin Kuruma yatırıldığı tarihi takip eden aybaşından iadenin yapıldığı ayın başına kadar geçen süre için hesaplanır.

Prim iadesi nedeniyle, ilgililer gerekli yardım, tahsis ve ödeme şartlarını yitirmiş olursa bu Kanuna göre yapılan yardımlar ile verilen ödenek, gelir, aylık ve sağlık hizmetleri durdurulur. Daha önce yanlış veya yersiz ödenen gelir, aylık, ödenek ve diğer yardımlar ile sağlık hizmetleri bedelleri 130 uncu madde hükmüne göre ilgililerden geri alınır.

İlişiksizlik belgesinin aranması

MADDE 123- Kamu idareleri ile döner sermayeli kuruluşlar ve özel kanunla veya özel kanunla verilmiş yetkiye dayanarak kurulmuş bankalar, ihale yolu ile yaptırılan her türlü işleri üzerine alanları ve bunların adreslerini Kuruma bildirmekle yükümlüdür.

İşverenlerin hakedişlerinin, Kuruma, ihale konusu işin yapıldığı süreye ilişkin borçlarının olmaması kaydıyla ödenmesi, kesin teminatlarının ise ihale konusu işle ilgili olarak Kuruma borçlarının bulunmadığının tespit edilmesinden sonra iadesi esastır.

Hakedişlerin ödenmesi ve teminatın geri verilmesine ait işlemlerin usûl ve esasları Bakanlar Kurulunca çıkarılacak yönetmelikle tespit edilir.

Valilikler, belediyeler, il özel idareleri ve ruhsat vermeye yetkili diğer merciler tarafından, geçici iskân veya yapı kullanma izin belgesi verilmeden önce ilgililerden bu bina inşaatı işyerlerinden dolayı Kuruma borçlarının bulunmadığına dair Kurumca düzenlenmiş bir belgenin istenmesi zorunludur.

Bu maddede belirtilen yükümlülükler yerine getirilmeden hakediş ödenmesi, kesin teminatın iade edilmesi veya geçici iskân izin belgesi ve yapı kullanma izin belgesi verilmesi hallerinde, ilgililer hakkında genel hükümlere göre idarî ve cezaî işlem yapılır.

Afet durumunda belgelerin verilme süresi ve primlerin ertelenmesi

MADDE 124- Yangın, su baskını, yer kayması, deprem gibi afete uğrayan işverenler ile bu Kanuna göre sigortalı olanlar, olayın meydana geldiği tarihten itibaren üç ay içinde talepte bulunmaları halinde, prim ödeme aczine düştüklerinin Kurumca yapılacak inceleme sonucu anlaşılması kaydıyla, afet tarihinden önce vadesi sona ermiş mevcut prim borçları ile afetin meydana geldiği tarihten itibaren tahakkuk edecek üç aylık prim borçları, olayın meydana geldiği tarihten itibaren bir yıla kadar ertelenebilir.

15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun uyarınca genel hayatı etkilediğine karar verilen afetler nedeniyle, afet bölgesinde doğrudan veya dolaylı olarak zarar gören işverenlerle sigortalı ve hak sahiplerinin bu Kanuna göre vermekle yükümlü oldukları belgelerin verilme süresi ile ödenmesi gereken primlerin ve diğer Kurum alacaklarının ödeme sürelerini bu Kanundaki sürelere bağlı olmaksızın, afet bölgesindeki şartları ve gelişmeleri gözönünde tutarak belirlemeye Kurum yetkilidir.

Prim borcunun ertelendiği sürede zamanaşımı işlemez ve ertelenen prim kısmına gecikme zammı uygulanmaz.

İşverenin 117 nci maddenin birinci fıkrasına göre Kuruma vermekle yükümlü olduğu belgeyi internet, elektronik ve benzeri ortamda vermesi zorunlu olduğu halde, internet veya Kurumun elektronik iletişim için kullandığı alternatif iletişim hatlarının tümünde birden meydana gelebilecek arızalar veya Kurum bilgi işlem sistemlerinin herhangi bir nedenle hizmet dışı kalması sonucu belgelerin Kanunda öngörülen sürenin son gününde Kuruma gönderilememesi halinde, internet veya elektronik ortamda hizmeti engelleyen durumların resmî nitelikteki belgelerle kanıtlanması veya Kurumca ilan edilmesi kaydıyla, yukarıda belirtilen sorunların ortadan kalkmasını takiben ikinci işgününün sonuna kadar belge internet veya elektronik ortamda verilir ise bu yükümlülüğün Kanunda öngörülen sürede yerine getirilmiş olduğu kabul edilir.

BEŞİNCİ KISIM

Ortak ve Çeşitli Hükümler

BİRİNCİ BÖLÜM

Ortak Hükümler

Sigortalılığın zorunlu oluşu ve sona ermesi

MADDE 125- Kısa ve uzun vadeli sigortalar ile genel sağlık sigortası kapsamındaki kişilerin sigortalı olması zorunludur. Bu Kanunda yer alan sigorta hak ve yükümlülüklerini ortadan kaldırmak, azaltmak veya başkasına devretmek için sözleşmelere konulan hükümler geçersizdir.

Sigortalılık, bu Kanunda sayılan sigortalı sayılma şartlarının kaybedilmesi veya ölüm halinde sona erer.

Devir ve temlik

MADDE 126- Bu Kanun gereğince ilgililerin Kurum nezdinde doğan hiçbir alacağı devir ve temlik edilemez.

Kurum alacaklarında zamanaşımı

MADDE 127- Kurumun prim ve diğer alacakları kanunî ödeme süresini takip eden günden başlayarak on yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar. Zamanaşımından sonra rızaen yapılan ödemeler kabul edilir.

Bu Kanuna dayanılarak Kurumca açılacak tazminat ve rücû davaları on yıllık zamanaşımına tabidir.

Kontrol muayenesi

MADDE 128- Kurum, sağlık hizmeti alan genel sağlık sigortalısından veya bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilerden, yürütülen soruşturma kapsamıyla sınırlı olmak üzere sağlık hizmetinin gerçekten alınıp alınmadığını tespit amacıyla, kontrol muayenesi ve tetkiklerinin yaptırılmasını talep edebilir.

Malûllük aylığı veya sürekli iş göremezlik geliri alan sigortalılar, malûllük durumlarında artma veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç olduğunu ileri sürerek aylık ve gelirlerinde değişiklik yapılmasını isteyebilecekleri gibi, Kurum da bunlar ve aylık veya gelir bağlanan çalışamayacak durumdaki malûl çocuklar için kontrol muayenesi talep edebilir.

Gerek Kurumca yaptırılan kontrol muayenesinde, gerekse sigortalının isteği üzerine veya işe alıştırma sonunda yapılan muayenesinde yeniden tespit edilecek malûllük durumuna göre, malûllük aylığı veya sürekli iş göremezlik geliri, yeni malûllük durumuna esas tutulan raporun tarihini takip eden ödeme dönemi başından başlanarak gerekirse artırılır, azaltılır veya kesilir.

Çalışamayacak derecede malûl çocuklara bağlanmış bulunan gelir ve aylıklar, kontrol muayenesi sonunda tespit edilecek malûllük durumuna göre, gerekirse rapor tarihinden sonraki ödeme dönemi başından itibaren kesilir.

Kabul edilebilir bir özrü olmadığı halde, kontrol muayenesini Kurumun yazılı bildiriminde belirtilen tarihten sonraki ödeme dönemi başına kadar yaptırmayan sigortalının malûllük aylığı veya sürekli iş göremezlik geliri, gelir veya aylık bağlanan çalışamayacak durumda malûl çocukların ise almakta oldukları gelir veya aylık, kontrol muayenesi için belirtilen tarihten sonraki ödeme dönemi başından başlayarak kesilir.

Ancak, kontrol muayenesini Kurumun yazılı bildiriminde belirtilen tarihten başlayarak üç ay içinde yaptıran ve malûllük veya sürekli iş göremezlik halinin devam ettiği tespit edilen sigortalının veya aylık veya gelir alan malûl çocuğun kesilen aylık veya geliri kesildiği tarihten başlanarak yeniden bağlanır.

Kontrol muayenesini Kurumun yazılı bildiriminde belirtilen tarihten üç ay geçtikten sonra yaptıran ve malûllük veya sürekli iş göremezlik halinin devam ettiği tespit edilen sigortalının malûllük aylığı veya yeni sürekli iş göremezlik derecesine göre hesaplanacak geliri, gelir veya aylık bağlanan çalışamayacak durumda malûl çocukların ise almakta oldukları gelir veya aylık rapor tarihinden sonraki ödeme dönemi başından başlanarak yeniden bağlanır.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Sağlık raporlarının usul ve esaslarının belirlenmesi

MADDE 129- Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, sakatlık, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik derecesiyle birlikte çalışma gücünün üçte ikisi kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usûl ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili hekim ve sağlık kurumlarını ve sözü edilen kurumların sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usûlüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen hekim veya kuruma iade ederek yeterli vasıfları haiz şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir.

Usûlüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen sürekli iş göremezlik derecesiyle çalışma gücünün üçte ikisi kaybına veya sakatlık derecelerine ilişkin usûlüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.

Bu maddenin uygulamasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Yersiz ödemelerin geri alınması

MADDE 130- Kurumca fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;

a) İlgililerin kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,

b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren bir ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, bir aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan,

itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte varsa Kurumdaki her türlü alacağından kesilerek, yoksa genel hükümlere göre geri alınır.

Zamanaşımı ve hakkın düşmesi

MADDE 131- Bu Kanuna göre bağlanan gelir ve aylıklarını tahakkuk ettirildiği tarihlerden itibaren aralıksız bir yıl sonuna kadar tahsil etmeyenlerin gelir ve aylıkları durdurulur. Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, iş kazası ve meslek hastalığı ve ölüm sigortasından hak kazanılan gelir ve aylıklar, hakkı doğuran olay tarihinden itibaren beş yıl içinde istenmezse zamanaşımına uğrar. Bu durumda olanların gelir ve aylıkları, yazılı istek tarihini takip eden aybaşından itibaren başlar.

İş kazası, meslek hastalığı, analık ve ölüm sigortalarından kazanılan diğer haklar, hakkı doğuran olay tarihinden itibaren beş yıl içinde istenmezse düşer.

Geçici iş göremezlik ödeneğini veya herhangi bir döneme ilişkin gelir veya aylığını beş yıl içinde almayanların söz konusu ödenek, gelir veya aylıkları ödenmez.

Kuruma müracaat etmemenin haklı bir sebebe dayandığını genel hükümlere göre ispat edenler hakkında yukarıdaki hükümler uygulanmaz. Ölümü öğrenememiş olmak, ispat edilmek şartıyla, mücbir sebep sayılır.

Genel sağlık sigortası hükümlerine göre sigortalı veya sigortalının bakmakla yükümlü olduğu kişilerin alacakları, hakkı doğuran olayın öğrenildiği tarihten itibaren iki yıl içinde istenmezse zamanaşımına uğrar, hakkı doğuran olay tarihinden itibaren ise beş yıl sonunda düşer.

Avans

MADDE 132- Kurumca gelir, aylık veya toptan ödeme işlemlerine başlanmış bulunan ve gelir veya aylık bağlanmasına veya toptan ödeme yapılmasına hak kazandığı anlaşılan sigortalı veya hak sahipleri ile genel sağlık sigortasından sigortalılara ve sağlık hizmeti sunucularına tahakkuk etmiş alacakları en geç altmış gün içinde ödenir. İşlemlerin gecikmesi halinde tahakkuk eden tutarın % 75'ini geçmemek üzere alacaklarından kesilmek üzere avans ödenebilir.

Ücretlerden kesinti yapılmaması

MADDE 133- İşveren, sosyal sigortalar için kendisine düşen yükümlülükler nedeniyle sigortalıların ücretlerinden kesinti yapamaz.

Özel sigorta mevzuatı hükümleri

MADDE 134- Özel sigortalara ilişkin mevzuat hükümleri, bu Kanun hükümlerinin yorumlanmasında dikkate alınmaz.

Bu Kanun gereğince sağlık hizmetlerinden yararlananların ödemekle yükümlü oldukları katılım payları, özel sigorta şirketleri tarafından teminat konusu yapılamaz.

Sosyal güvenlik sözleşmelerinin yürütülmesi

MADDE 135- Sosyal güvenlik sözleşmeleri veya çok taraflı anlaşmalar kapsamında yapılacak her türlü işlemler ve hesaplaşmalar Kurum tarafından yürütülür. İlgili anlaşmalarda irtibat kurumuna yapılan atıflar, Kuruma yapılmış sayılır.

İKİNCİ BÖLÜM

Çeşitli Hükümler

Sosyal güvenlik hak ve yükümlülükleri ile ilgili düzenlemeler

MADDE 136- Sosyal güvenlik hak ve yükümlülükleri ile ilgili yapılacak her türlü kanunî düzenlemeler bu Kanunda yapılır.

Bilgi ve belge isteme hakkı

MADDE 137- Kurum, bu Kanun hükümlerine ilişkin yapılan soruşturmalar hakkında mahkemelerden ve savcılıklardan, kamu ve özel hukuk tüzel kişilerinden, gerçek kişilerden bilgi ve belge isteyebilir.

Kamu idareleri ile işveren ve sigortalılar, Kurumun talebi üzerine sigortalılıkla ilgili bilgi ve belgeleri elektronik ortamda veya yazılı olarak vermek zorundadır.

Vergi, resim ve harç istisnası

MADDE 138- Kurum tarafından yapılan bütün işlemlerle bu işlemler için ilgililere verilmesi veya bunlardan alınması gereken her türlü evrak ve bunların suretleri ile Kurumun taraf olduğu dava ve icra takipleri her türlü vergi, resim ve harçtan müstesnadır.

Bildirimler

MADDE 139- Bu Kanun gereğince yapılacak bildirimler hakkında, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uygulanır.

Uyuşmazlıkların çözüm yeri

MADDE 140- Bu Kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar, yetkili iş mahkemelerinde, iş mahkemesi bulunmayan yerlerde bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür.

ALTINCI KISIM

İdarî Para Cezası Hükümleri

Kurumca verilecek idarî para cezaları

MADDE 141- Bu Kanunda idarî para cezası uygulanacak yükümlülükler için;

a) 8 inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde belirtilen belge ve bildirgeleri Kurumca belirlenen usûllere göre ve belirlenen süre içinde vermeyenler her bir sigortalı için aylık asgarî ücret tutarında, bildirilmeyen sigortalıların çalışma izni olmaması durumunda asgarî ücretin iki katı tutarında idarî para cezası uygulanır.

b) 11 inci maddede belirtilen bildirgeyi Kurumca belirlenen usûllere göre ve belirlenen süre içinde Kuruma vermeyenlere;

1) Kamu idareleri ile bilanço esasına göre defter tutmak zorunda olanlar için üç aylık asgarî ücret tutarında,

2) Diğer defterleri tutmak zorunda olanlar için iki aylık asgarî ücret tutarında,

3) Defter tutmakla yükümlü olmayanlar için bir aylık asgarî ücret tutarında,

idarî para cezası uygulanır.

c) 117 nci maddenin birinci fıkrası uyarınca verilmesi gereken belgeleri Kurumca belirlenen usûllere göre ve belirlenen süre içinde vermeyenlere her bir fiil için;

1) Belgenin asıl olması halinde aylık asgarî ücretin üç katını geçmemek kaydıyla Kuruma verilmiş belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına aylık asgarî ücretin beşte biri tutarında,

2) Belgenin ek olması halinde Kuruma verilmiş olan her bir ek belge için aylık asgarî ücretin sekizde biri tutarında,

3) Belgenin Kurumca re'sen düzenlenmesi durumunda aylık asgarî ücretin üç katı tutarında,

4) Belgenin mahkeme kararı ile veya Kurum veya diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarınca yapılan tespitler sonucunda veya bu idareler tarafından düzenlenen belgelerden hizmetleri veya kazançları Kuruma bildirilmediği veya eksik bildirildiği saptanan sigortalılarla ilgili olması halinde, belgenin asıl veya ek nitelikte olup olmadığı, işverence düzenlenip düzenlenmediği dikkate alınmaksızın aylık asgarî ücretin üç katı tutarında,

idarî para cezası uygulanır.

d) 116 ncı madde uyarınca Kurumun defter ve belge incelemeye yetkili denetim elemanları tarafından veya 83 üncü maddenin dördüncü fıkrasında belirtilen serbest muhasebeci malî müşavirler ile yeminli malî müşavirlerce düzenlenen raporlara istinaden Kuruma bildirilmediği tespit edilen eksik işçilik tutarının maledildiği her bir ay için aylık asgarî ücretin üç katı tutarında idarî para cezası uygulanır.

e) 117 nci maddenin onuncu fıkrası uyarınca, aynı maddenin birinci fıkrasında belirtilen belgeleri internet, elektronik ve benzeri ortamda Kuruma vermek zorunda olduğu halde, bu yükümlülüğünü yerine getirmeyenlere belgenin asıl veya ek nitelikte olup olmadığı, yazılı olarak ve kanunî süresi içinde verilip verilmediği dikkate alınmaksızın aylık asgarî ücretin üç katı tutarında idarî para cezası uygulanır.

f) 117 nci maddenin ikinci fıkrasındaki yükümlülüğü Kurumca yapılan yazılı ihtara rağmen onbeş gün içinde mücbir sebep olmaksızın yerine getirmeyenlere;

1) Bilanço esasına göre defter tutmakla yükümlü iseler aylık asgarî ücretin oniki katı tutarında,

2) Diğer defterleri tutmakla yükümlü iseler aylık asgarî ücretin altı katı tutarında,

3) Defter tutmakla yükümlü değil iseler asgarî ücretin üç katı tutarında,

4) Defter, kayıt ve belgelerinin tümünü bu bentte belirtilen süre içinde ibraz etmekle birlikte, yönetmelikte belirtilen usûl ve esaslara uygun olarak düzenlemeyenlere, ibraz edilmemesi üzerine uygulanan miktarları aşmamak kaydıyla her bir geçersizlik hali için, ibraz edilmemesi üzerine uygulanan miktarları aşmamak kaydıyla aylık asgarî ücretin yarısı tutarında,

idarî para cezası uygulanır.

g) 117 nci maddenin dördüncü fıkrasında ve 116 ncı maddenin beşinci fıkrasında belirtilen yükümlülükleri belirtilen sürede yerine getirmeyenlere aylık asgarî ücretin iki katı tutarında idarî para cezası uygulanır.

h) 8 inci maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen kurum ve kuruluşlar ile gerçek ve tüzel kişilere aylık asgarî ücret tutarında idarî para cezası uygulanır.

i) 84 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi dışındaki bentlerinde sayılan genel sağlık sigortalılarının 85 inci madde gereği Kurumca belirlenen usûllere göre ve belirlenen süre içinde Kuruma bildirilmemesi halinde her bir sigortalı için aylık asgarî ücret tutarında idarî para cezası uygulanır.

j) Sağlık hizmeti sunulmadığı halde sağlık hizmetini fatura edenler; faturayı veya faturaya dayanak oluşturan belgeleri gerçeğe aykırı olarak düzenleyenler; 88 inci madde gereğince kapsam dışı tutulan sağlık hizmetlerini kapsam içinde olan sağlık hizmetleri gibi gösterenler; sağlık hizmetlerine hak kazanmayan kişilere sundukları sağlık hizmetlerini her ne şekilde olursa olsun Kuruma fatura edenler hakkında genel hükümlere göre ceza kovuşturması yapılır. Bu fiiller nedeniyle Kurumun yersiz ödediği tutar geri alınır ve yersiz ödenen tutarın beş katı idarî para cezası uygulanır. Ayrıca bu fiilî işleyen sağlık hizmeti sunucularının varsa Kurum ile yaptıkları sözleşmeleri, bir yıl içinde ikinci tekrarında altı ay süre ile feshedilir.

k) 96 ncı maddede sayılan kimlik tespiti yükümlülüğünü yapmayan ve bu nedenle Kurumun zarara uğramasına sebebiyet veren sağlık hizmeti sunucularından uğranılan zararın beş katı idarî para cezası uygulanır. Ayrıca Kurumun yersiz ödediği tutar geri alınır.

l) Kurumun mahsup suretiyle tahsilini yaptığı haller hariç olmak üzere, 93 üncü madde gereğince alınması gereken katılım paylarını tahsil etmeyen sağlık hizmeti sunucularına, ilk fiilde tahsil edilmeyen katılım payının on katı tutarında idarî para cezası uygulanır. Fiilîn her tekrarında idarî para cezası uygulanmaya devam edilir ve ayrıca sağlık hizmeti sunucusu ile yapılan sözleşme üç ay süreyle feshedilir.

İdarî para cezası uygulanması 8, 11 ve 117 nci maddelerde belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi yükümlülüğünü kaldırmaz.

İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ edilmekle tahakkuk eder ve tebliğ tarihinden itibaren Kuruma onbeş gün içinde ödenir veya aynı süre içinde Kurumun ilgili ünitesine itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren altmış gün içinde idare mahkemesine başvurabilir.

Mahkemeye başvurulması idarî para cezasının takip ve tahsilini durdurmaz. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ödenmeyen idarî para cezaları, 121 inci madde hükmü gereğince hesaplanacak gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir.

Fiilin işlendiği günden itibaren beş yıl içinde tebliğ edilmeyen idarî para cezaları zamanaşımına uğrar.

YEDİNCİ KISIM

Yürürlükten Kaldırılan, Değiştirilen, Son ve Geçici Hükümler

BİRİNCİ BÖLÜM

Değiştirilen ve Yürürlükten Kaldırılan Hükümler

Diğer kanunlardaki atıflar

MADDE 142- Bu Kanunla yürürlükten kaldırılmayan hükümleri saklı kalmak kaydıyla, 506 sayılı, 1479 sayılı, 2925 sayılı, 2926 sayılı ve 5434 sayılı kanunlara yapılan atıflar ile diğer kanunlarda sigorta yardımlarına ve yükümlülüklerine, sigortalılığa ve hak sahipliği şartlarına, sağlık hizmeti veya tedavi bedellerinin ödenmesine ilişkin yapılan atıflar bu Kanunun ilgili maddelerine yapılmış sayılır.

Değiştirilen hükümler

MADDE 143- a) 5434 sayılı Kanunun;

1) 64 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan "Vazife malûllerinden bu malûllüklere" ibaresi, "Muvazzaf ve yedek subay, astsubay, uzman jandarma çavuş, uzman çavuş, erbaş ve erler (gönüllü erler dahil) ile Türk Silahlı Kuvvetlerince görevlendirilen kamu görevlileri ile diğer sivil görevlilerden;" şeklinde,

2) 64 üncü maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi;

"e) Anayasanın 92 nci maddesi uyarınca yabancı ülkelere Türk Silahlı Kuvvetleri gönderilmesini gerektiren durumlarda, birliklerin bulundukları yerlerden hareketlerinden itibaren yurt içinde, yurt dışında veya yurda dönüş sırasında Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 20 nci maddesinde belirtildiği şekilde sürekli iş göremezlik gelirine esas olacak şekilde meslekte kazanma gücünün azalması veya aynı Kanunun 31 inci maddesine göre malûl sayılmayı gerektirecek derecede malûl olanlara harp malûlü denir." şeklinde,

3) 64 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "bulundukları derecenin bir üst derecesindeki aynı kademesinin emekli aylığı bağlanmasına esas gösterge tablosundakarşılığı olan derece veya kademesi üzerinden" ibaresi, "bir üst derecesinin veya kademesinin prime esas kazancı üzerinden" şeklinde,

4) 64 üncü maddesinin altıncı fıkradan sonra gelen tablo;

"  İş Göremezlik Derecesi

Ek Göstergeler

% 81 ve üzeri

1100

% 67 - 80

1000

% 51 - 66

900

% 41 - 50

800

% 31 - 40

700

% 21 - 30

600

% 10 - 20

  450 "

şeklinde,

5) Mülga ek 19 uncu maddesinin üçüncü fıkrası; "Vazife malulü erlerle, bunların dul ve yetimlerine ödenecek aylık veya gelirlerin alt sınırı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 34 üncü veya 45 inci maddeleri hükümlerine göre belirlenir" şeklinde,

b) 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununun 30 uncu maddesi; "Bu Kanunun gerektirdiği her türlü yardım ve ödemeler için sigortalılardan % 12,5'i genel sağlık sigortası primi olmak üzere % 32,5 oranında prim alınır." şeklinde,

c) 3294 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin ikinci fıkrası;"Ancak, sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olan ve bu kuruluşlardan aylık ve gelir alan özürlülerin, tedavi giderleri ile fonksiyon kazandırıcı ortopedik ve diğer yardımcı araç ve gereçlerin kurumlarca karşılanamayan kısmı, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 84 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendinde sayılan genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin aynı kanun gereği ödedikleri katılım payları bu Kanun kapsamındadır." şeklinde

değiştirilmiştir.

Yürürlükten kaldırılan kanunlar ve hükümler

MADDE 144- a) 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 81 inci, geçici 82 nci ve geçici 87 nci maddeleri hariç diğer maddeleri,

b) 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun geçici 10 uncu ve geçici 11 inci maddeleri hariç diğer maddeleri,

c) 29/8/1977 tarihli ve 2108 sayılı Muhtar Ödenek ve Sosyal Güvenlik Yasasının 4 üncü ve 5 inci maddeleri,

d) 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu,

e) 24/5/1983 tarihli ve 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun,

f) 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununun 1 inci, 2 nci,     4 üncü, 5 inci, 13 ilâ 17 nci maddeleri,

g) 8/5/1985 tarihli ve 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun,

h) 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 105 inci, 107 nci, 188 inci,    207 nci, 209 uncu ve ek 22 nci maddeleri,

ı) 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun, 12 ilâ         19 uncu maddeleri, 23 üncü maddesi, 30 ilâ 39 uncu maddeleri, 41 ilâ 55 inci maddeleri, 57 ilâ       63 üncü maddeleri, 66 ilâ 71 inci maddeleri, 72 nci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları,    73 ilâ 77 nci maddeleri, 80 ve 81 inci maddeleri, 82 inci maddesinin (a), (b), (c) ve (ç) bentleri,        83 ilâ 91 inci maddeleri, 93 ilâ 100 üncü maddeleri, 102 nci maddesi, 105 ilâ 107 nci maddeleri, 112 ilâ 135 inci maddeleri, ek 1 ilâ ek 19 uncu maddeleri, ek 21 ilâ ek 35 inci maddeleri, ek 38 ilâ ek 67 nci maddeleri, ek 69 ve ek 70 inci maddeleri, ek 72 ilâ ek 76 ncı maddeleri, ek 80 inci maddesi, geçici 1 ilâ geçici 204 üncü maddeleri, geçici 207 ilâ geçici 212 nci maddeleri, ek geçici 1 ilâ ek geçici 23 üncü maddeleri,

i) 1/10/1992 tarihli ve 3841 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesi, 24/11/1994 tarihli ve 4049 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesi ve 13/6/2001 tarihli ve 4677 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesi,

j) 14/11/1988 tarihli ve 311 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlileri ile İlgili Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 3 üncü maddesi,

k) 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 56 ncı maddesinin (C) fıkrası,

l) 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 186 ilâ 188 inci ve 191 inci maddeleri,

m) 18/1/1972 tarihli ve 1512 sayılı Noterlik Kanununun, 201 ilâ 203 üncü maddeleri,

n) 7/5/1987 tarihli ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun 3 üncü maddesinin (d) bendi ile geçici 3 üncü maddesi,

o) 22/1/1990 tarihli ve 399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Personel Rejiminin Düzenlenmesi ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin 32 nci maddesindeki "resmî ve özel sağlık kuruluşlarında ayakta ve yatarak tedavileri ile" ibaresi,

p) 4/6/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununun 89 uncu maddesi,

r) 4/2/1924 tarihli ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununun ek 23 üncü maddesi,

s) 1/11/1983 tarihli ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununun 18 inci maddesi,

t) 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi ile (g) bendinde yer alan "ve tedavileri yaptırılır" ibaresi,

u) 23/4/1981 tarihli ve 2453 sayılı Yurt Dışında Görevli Personele Nakdi Tazminat Verilmesi ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan "ile yaralanan veya sakat kalanların tedavi giderleri" ibaresi,

v) 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun 10 uncu maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkraları,

y) 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 7 nci maddesi,

z) 24/2/1968 tarihli ve 1005 sayılı İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin ikinci fıkrası,

yürürlükten kaldırılmıştır.

Diğer kanunların bu Kanuna aykırı hükümleri uygulanmaz.

İKİNCİ BÖLÜM

Geçici ve Son Hükümler

Yönetmelikler

MADDE 145- Bu Kanunda çıkarılması öngörülen yönetmelikler Kanunun yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içerisinde yürürlüğe konulur.

GEÇİCİ MADDE 1- 506 sayılı, 1479 sayılı, 2925 sayılı, 2926 sayılı ve 5434 sayılı kanunlara göre ödenen aylık, gelir, tazminat, harp malûllüğü zammı ve diğer ödeneklerin verilmesine devam edilir.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 506 sayılı ve 1479 sayılı kanunlara göre ödenmekte olan sosyal yardım zammı ile telafi edici ödeme tutarları, 5434 sayılı Kanun gereğince emekli aylığı almakta olanlara ödenmekte olan makam ve yüksek hakimlik tazminatı, görev ve temsil tazminatı ile 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa göre ödenmekte olan kadrosuzluk tazminatı, ek ödemeler ve yardımlar bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte ödenen tutarlar esas alınarak ilgililerin gelir ve aylıklarına ilave edilerek ödenir.

Sosyal yardım zammının ilavesinde tamamı dağıtılacak şekilde hak sahiplerinin gelir ve aylıklardaki hisseleri esas alınır.

Bağlanmış aylık ve gelirler, 21 ve 78 inci maddelere göre artırılır.

GEÇİCİ MADDE 2- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 506 sayılı, 1479 sayılı, 2925 sayılı, 2926 sayılı ve 5434 sayılı kanunlara tabi olanlara bağlanacak aylıklar aşağıdaki şekilde hesaplanır:

a) Sigortalının veya iştirakçinin bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçen sürelerdeki prim ödeme gün sayılarına veya fiilî hizmet süresine ait aylık; sigortalının bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce tabi olduğu son kanun hükümlerine göre, aylık talep tarihindeki toplam prim ödeme gün sayısı veya fiilî hizmet süresi üzerinden, bu Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla hesaplanacak aylığının bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadarki prim ödeme gün sayısı veya fiilî hizmet süresi ile orantılı bölümü, aylık başlangıç tarihine kadar geçen takvim yılları için, her yıl gerçekleşen prime esas kazançta değişim oranının % 50'si ve Aralık ayına göre Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan en son temel yıllı kentsel yerler tüketici fiyatları indeksindeki değişim oranının % 50'si toplanarak bulunacak oran kadar artırılarak hesaplanır.

b) Sigortalının veya iştirakçinin bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen sürelerdeki prim ödeme gün sayılarına ait aylığı, aylık talep tarihindeki toplam prim ödeme gün sayısı üzerinden 39 uncu madde hükümlerine göre hesaplanacak aylığının, bu Kanunun yürürlük tarihinden sonraki prim ödeme gün sayısına orantılı bölümü kadardır.

c) Aylık, (a) ve (b) bentlerine göre hesaplanan kısmi aylıkların toplamından oluşur. Yılın ikinci altı aylık döneminde başlayan aylıklar ayrıca 39 uncu maddenin son fıkrasına göre artırılarak belirlenir.

d) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanunun ek 68 inci maddesine göre hakedilmiş olan makam veya yüksek hakimlik, temsil veya görev tazminatları bu maddenin (a) bendinde belirtilen kısmi aylıklarının hesabında dikkate alınır.

Bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra hak kazanılan aylıkların hesaplanmasında mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınır.

Malûllük ve ölüm aylıkları, yukarıdaki fıkralarda belirtilen hükümler esas alınarak, 34 üncü veya 45 inci madde hükümlerine göre hesaplanır.

GEÇİCİ MADDE 3- 506 sayılı Kanunun mülga geçici 20 nci maddesi kapsamındaki bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri, ticaret odaları, sanayi odaları, borsalar veya bunların teşkil ettikleri birlikler personeli için kurulmuş bulunan sandıkların iştirakçileri ile malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortasından aylık veya gelir alanları ile bunların hak sahipleri herhangi bir işleme gerek kalmaksızın bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren iki yıl içinde Kuruma devredilerek bu Kanun kapsamına alınır. Devir tarihi itibarıyla sandık iştirakçileri 4 üncü maddenin (a) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar.

Devre esas olmak üzere Bakanlık, Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, Kurum ve devralınacak sandığı temsilen birer üyenin katılımıyla oluşturulacak komisyonca, her bir sandık için sandıktan ayrılan iştirakçiler de dahil olmak üzere, devir tarihi itibarıyla devredilen kişilerle ilgili olarak 506 sayılı Kanun ve bu Kanun kapsamındaki sandık yükümlülüğünün peşin değeri belirlenir. Peşin değerin aktüeryal hesabında kullanılacak teknik faiz oranı en uzun vadeli hazine borçlanma senedi faiz oranı dikkate alınarak reel olarak belirlenir.

Belirlenen peşin değer, yedi yıl içinde, yıllık eşit taksitlerle her yıl için ayrı ayrı Hazine Müsteşarlığınca açıklanacak bir önceki yıla ait Yeni Türk Lirası cinsinden iskontolu ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetlerinin yıllık ortalama faizi üzerinden sandıklardan ve bu sandık iştirakçilerini istihdam eden kuruluşlardan müteselsilen Kurumca bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.

Devir işlemi tamamlanıncaya kadar, sandık iştirakçilerine sağlanan sosyal sigorta yardımları ile iştirakçilerin primlerinin tahsiline bu Kanun hükümlerine göre sandıklarca devam edilir.

Bu madde kapsamındaki yükümlülüklerin devrinden sonra sandıklar, bu Kanun ve 506 sayılı Kanunun öngördüğü sigorta yardımlarının üzerinde sağladıkları sigorta yardımlarına devam edebilirler.

Devralınan iştirakçilerin hizmet yılları ve primleri ödemek veya ödenmiş olmak suretiyle bu Kanuna göre emsallerine uygun olarak intibaklarının yapılması da dahil olmak üzere, bu maddenin uygulamasına ilişkin usûl ve esaslar, sandıkların faaliyet gösterdikleri sektörler itibarıyla ayrı ayrı olmak üzere, temsil edildikleri en fazla üyeye sahip meslek kuruluşlarınca seçilen birer üyenin ve Bakanlık, Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ve Kurumca görevlendirilen birer üyenin katılacağı komisyonca müştereken belirlenir.

Söz konusu sandıklar ve sandık iştirakçilerini istihdam eden kuruluşlar ile Kurum bu madde uygulamasına ilişkin tüm işlemler nedeniyle doğacak her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.

GEÇİCİ MADDE 4- 145 inci maddede belirtilen yönetmelikler yürürlüğe girinceye kadar, mevcut tüzük ve yönetmeliklerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanmaya devam edilir.

GEÇİCİ MADDE 5- Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce sakatlık kontenjanından göreve başlayan ve T.C. Emekli Sandığına tabi bir göreve devam edip bu Kanunun malûlen emeklilik şartlarını taşımayanlardan onbeş yıl hizmeti bulunanlara istekleri halinde yaşlılık aylığı bağlanır.

GEÇİCİ MADDE 6- Kamu görevlilerinin emeklilik ikramiyeleri, bu Kanunun yürürlük tarihten itibaren bir yıl süreyle, 5434 sayılı Kanunun ek 20 nci maddesi ve mülga 2829 sayılı Kanun ile personel kanunlarına göre Kurumca ödenir ve ilgili kurumlardan tahsilat anılan maddedeki usûlle yapılır. Bir yıllık sürenin dolmasından itibaren emekli ikramiyeleri 5434 sayılı Kanunun ek 20 nci maddesi hükümlerine göre kamu görevlisinin son defa çalıştığı kurumunca, çalıştığı son kurumun özelleştirilmesi halinde ise Hazinece ödenir. Emekli ikramiyesine esas alınacak sürenin hesabına fiilî hizmet süresi zamları da dahil edilir.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar 5434 sayılı Kanunun mülga 12 nci maddesi uyarınca isteğe bağlı iştirakçi olarak T.C. Emekli Sandığı ile ilişkilendirilenler ile aynı tarihe kadar isteğe bağlı iştirakçi olmak üzere başvuruda bulunanlardan gerekli koşulları sağladıkları anlaşılanların bu Kanuna göre isteğe bağlı sigortalı olmaya devam etmeleri durumunda emekli ikramiyeleri hakkında anılan madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.

66 ncı maddede düzenlenen itibarî hizmet süreleri emeklilik ikramiyelerinin hesabında dikkate alınmaz.

GEÇİCİ MADDE 7- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanunun mülga        87 nci maddesinde sayılan sebepler nedeniyle görevlerinden ayrılan, kurumlarınca malûllük ve yaş haddi dahil re'sen emekliye sevk edilen ve ölenlerden; kesenek iadesi veya toptan ödeme yapılmak suretiyle hizmetleri tasfiye edilmiş veya bu süreleri hariç tutularak aylık bağlanmış veya bu sürelerle birlikte aylığa hak kazanmış olanların, kendileri veya dul ve yetimlerinin bu Kanunun 42 nci maddede belirtilen esaslara göre hesaplanacak olan meblağı aynı maddedeki şartlarla Kuruma ödemeleri halinde, paranın ödendiği tarihi takip eden aybaşından itibaren kendilerine veya bu tarihte aylığa müstehak dul ve yetimlerine aylık bağlanır veya bağlanmış aylıkları düzeltilir. Ancak bu kişilere emekli ikramiyesi ödenmez.

Kesenek veya toptan ödemeleri zamanaşımına uğramış olması nedeniyle hizmetleri tasfiye edilmiş olanların, tasfiye edilmiş süreleri bu Kanuna göre birleştirilecek hizmetlerden kabul edilir.

GEÇİCİ MADDE 8- 5434 sayılı Kanuna göre aylığa hak kazanamayıp bu Kanunda yapılan düzenlemelere göre aylığa hak kazananların prime esas kazancı olarak, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihteki emsali sigortalının prime esas kazancı kabul edilir.

Bu durumdakilerin aylık veya gelirleri yukarıdaki fıkraya göre hesap edilecek prime esas kazanca, bu Kanuna göre hak edilen aylık ve kazancın hesap edilmesine ilişkin maddelerinin uygulanması suretiyle bulunur.

GEÇİCİ MADDE 9- 506 sayılı Kanuna göre 1/4/1981 tarihinden önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescil edilmiş olanlar hakkında bu Kanunun 52 nci maddesinin ikinci fıkrasındaki sigortalılık süresinin 18 yaşın doldurulduğu tarihten başlayacağına ilişkin hükmü uygulanmaz.

GEÇİCİ MADDE 10- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 506 sayılı Kanunun mülga ek   5 inci maddesi kapsamında geçen itibarî hizmet süreleri, bu Kanunun 54 üncü maddesinde belirtilen fiilî hizmet süreleri zammı olarak değerlendirilir.

GEÇİCİ MADDE 11- 506 sayılı, 1479 sayılı, 2925 sayılı, 2926 sayılı ve 5434 sayılı kanunlara tabi olarak geçen hizmet, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan süreler ve sigortalılık süreleri bu Kanuna tabi olarak geçmiş sayılır.

Kamu görevlilerinden borçlandırıldıkları paralardan ödenmeyen kısmı var ise, prime esas kazanç tutarlarından sigortalı hissesi oranında işverenleri tarafından aylıklarından tahsil edilerek Kuruma ödenir.

GEÇİCİ MADDE 12- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte kamu idarelerinde hizmet akdi ile veya sözleşmeli olarak çalışanlardan; ilgili kanunları gereği 5434 sayılı Kanun ile ilişkilendirilenler aynı statüde çalışmaya devam ettikleri sürece bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine göre sigortalı sayılırlar.

GEÇİCİ MADDE 13- 5434 sayılı Kanunun mülga geçici 191 inci ve mülga geçici 192 nci maddeleri uyarınca, istekleri üzerine 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi kurumlarda sözleşmeli olarak çalışmakta iken bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 12 nci ve geçici 1 inci maddelerine göre zorunlu olarak, özelleştirilen kurumlarda sözleşmeli olarak çalıştırılmakta iken 28/5/1986 tarihli ve 3291 sayılı Kanunun Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen 16 ncı ve 5434 sayılı Kanunun ek 71 inci maddeleri uyarınca ve sözleşmeli olarak çalıştıkları kurumun özel kanunundaki hükümler nedeniyle T. C. Emekli Sandığı ile ilgilendirilmiş olanların bu hizmetleri bu Kanuna tabi olarak geçmiş sayılır.

GEÇİCİ MADDE 14- İlgili kamu kurumlarınca Kuruma ödenmeyen sosyal yardım zamları, Hazine tarafından ilgili kamu kurumlarından tahsil edilmek üzere Kuruma ödenir.

GEÇİCİ MADDE 15- 506 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılmış olan işyeri tescilleri bu Kanun hükümlerine göre yapılmış sayılır. Kamu idarelerinden bu şekilde işyeri tescili bulunmayanlar        11 inci maddede belirtilen işyeri bildirgesini bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma vermek zorundadır. İşyeri bildirgesinin bu süre içinde Kuruma verilmemesi durumunda 141 inci maddenin (b) bendi gereğince idarî para cezası uygulanır.

GEÇİCİ MADDE 16- Türk vatandaşı olarak borçlanma talebinde bulunan ve kendilerine emekli aylığı bağlanan sigortalıların sonradan ıskat dışında başka bir devlet vatandaşlığını kazanmaları halinde aylıkları ödenir.

GEÇİCİ MADDE 17- 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olması gerektiği halde kayıt ve tescilini yaptırmamış olanlar açısından sigortalılık bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren başlar.

GEÇİCİ MADDE 18- Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce yurt dışı borçlanması talebinde bulunup primlerini ödemiş olanlar için borçlanılan süreler prim ödeme gün sayısı ve ödenen primlere ait kazançlar prime esas kazanç olarak değerlendirilir. Yurt dışı borçlanması için müracaat eden ve işlemleri devam edenler ile borçlanma için müracaat edip primlerini yatırmak için yürürlükten kaldırılan kanun hükümlerine göre süresi bulunanların da bu primleri süresinde ödemeleri halinde, ödenmiş olan primlere ait gün sayıları, prim ödeme gün sayısı ve bu primlere ait kazançlar ise prime esas kazanç olarak değerlendirilerek bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki mevzuat hükümlerine göre aylığı hesaplanır.

GEÇİCİ MADDE 19- 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun mülga 86 ncı maddesi hükmüne göre topluluk sigortasına tabi olanların ödedikleri iş kazası, meslek hastalığı, hastalık, analık, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri genel sağlık sigortası dahil bu Kanuna göre ödenmiş sayılır. Bu süreler yatırıldıkları sigorta kolları bakımından başlangıç süresi ve prim ödeme gün sayısı olarak kabul edilir. Bunlardan iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık sigortalarına prim ödeyenler bu Kanunda belirlenen kısa vadeli sigorta kolları primini ödemeleri, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödeyenler 111 inci maddenin (a) bendinde belirlenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primini ödemek ve 33 üncü maddede belirlenen malûllük, 44 üncü maddede belirlenen ölüm ve geçici 27 nci maddenin (a) veya (b) bentlerinde belirtilen yaş ve çalışma süreleri şartlarını yerine getirmiş olmak suretiyle kısa ve uzun vadeli sigorta kolları için bu Kanunda belirlenen yardımlardan yararlanırlar.

Topluluk sigortasına tabi olanlardan isteyenler bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içinde verecekleri dilekçe ile topluluk sigortasından ayrılarak isteğe bağlı sigortaya devam edebilirler.

GEÇİCİ MADDE 20- Sigortalılardan 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olanların, bu Kanuna göre istirahatli bulunup, geçici iş göremezlik ödeneği alamadıkları istirahat süresine ait ücretleri ve çalışırken aldıkları aylıkları ile geçici iş göremezlik ödenekleri arasındaki farklar ilgili mevzuatında değişiklik yapılıncaya kadar çalıştıkları kurumlarınca ödenmeye devam edilir.

GEÇİCİ MADDE 21- 506 sayılı Kanunun mülga 96 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre Sosyal Sigortalar Kurumuna devrolan sandıklardan mülga 23/1/1968 tarihli ve 991 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesine göre bağlanmış emekli, adi malûllük veya vazife malûllüğü aylıkları ile mülga 991 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesinin birinci fıkrasına göre Kurumca bağlanan aylıklarla dul ve yetim aylıkları (aylık alan tek kişi de olsa) toplamı, net asgarî ücretin % 70'inden aşağı olamaz.

GEÇİCİ MADDE 22- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanuna tabi olan iştirakçilerin bu Kanuna göre belirlenen prime esas kazanç matrahı ile 5434 sayılı Kanuna göre keseneğe tabi kazançları arasındaki matrah farkına ait sigorta primi bir yıl süre ile kurumlarınca karşılanır.

GEÇİCİ MADDE 23- 5434 sayılı Kanunun yürürlükten kaldırılan ek 1 inci maddesiyle kurulmuş olan Sağlık Yardım Sandığının bu Kanunun yürürlük tarihindeki mevcutları en geç bir yıl içinde, sandığa prim ödemiş olanlara veya sağlık yardımına müstehak hak sahiplerine hisseleri oranında dağıtılır.

GEÇİCİ MADDE 24- 8/9/1999 tarihi ile bu Kanunun yürürlük tarihi arasında T.C. Emekli Sandığı iştirakçisi olanlardan, 5434 sayılı Kanunun 32 nci maddesine göre fiilî hizmet sürelerine zam yapılanların yaş hadlerinden, eklenilen sürenin, üç yıldan çok olmamak üzere, yarısı indirilir.

GEÇİCİ MADDE 25- Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primine Devlet katkısının oranı, söz konusu sigorta kolu açık verdiği sürece, bu açık paralelinde azaltılarak sürdürülür.

GEÇİCİ MADDE 26- Kamu görevlilerinden personel kanunlarına göre aylıksız izinli sayılanlardan, aylıksız izinli olarak geçen süreleri esnasında isteğe bağlı sigortalılık primi ödemeyenlerin, istekleri halinde başvuru tarihindeki prime esas kazanç tutarı üzerinden % 20 oranında hesap edilecek primleri defaten ödemeleri halinde aylıksız geçen izin süreleri hizmet sürelerine eklenir.

GEÇİCİ MADDE 27- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında olup da 8/9/1999 tarihinden bu Kanunun yürürlük tarihine kadar ilk defa sigortalı olanlar; kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmak ve 7000 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak şartıyla veya kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmak ve 25 yıldan beri sigortalı bulunması ve en az 4500 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak şartıyla yaşlılık aylığından yararlanırlar.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında olup da 8/9/1999 tarihinden bu Kanunun yürürlük tarihine kadar ilk defa sigortalı olanlar kadın ise 60, erkek ise 62 yaşını doldurmak ve en az onbeş tam yıl malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemek şartıyla kısmi yaşlılık aylığından yararlanırlar.

2925 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olup da 8/9/1999 tarihinden bu Kanunun yürürlük tarihine kadar ilk defa sigortalı olanlar kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmak ve onbeş yıldan beri sigortalı olup 3600 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak suretiyle yaşlılık aylığından yararlanırlar.

GEÇİCİ MADDE 28- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce makam, yüksek hakimlik, temsil ve görev tazminatı ödenmesini gerektiren görevlere atanmış olanlar ile ek göstergeli veya daha yüksek ek göstergeli görevlere atanan T.C. Emekli Sandığı iştirakçilerinin bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra bu görevlerde geçen süreleri, 5434 sayılı Kanunun ek 68 inci maddesi ile mülga ek 73 üncü maddesinde belirtilen sürelerin doldurulmasında dikkate alınır.

GEÇİCİ MADDE 29- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında olup da 6/8/2003 tarihinden bu Kanunun yürürlük tarihine kadar ilk defa sigortalı olanlardan sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce bazı maddeleri yürürlükten kaldırılan 506 sayılı Kanunun mülga 53 üncü maddesine göre malûl sayılmayı gerektirecek derecede hastalık veya arızası bulunan ve bu nedenle malûllük aylığından yararlanamayan sigortalılar, yaşları ne olursa olsun en az onbeş yıldan beri sigortalı bulunmak ve en az 3600 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak şartıyla yaşlılık aylığından yararlanırlar.

GEÇİCİ MADDE 30- Bu Kanun yürürlüğe girmeden önce kurulu sosyal güvenlik kurumlarında tescili yapılan sigortalılar ile bunların hak sahipleri için ortak bilgi bankası oluşturulur. Bu sigortalılar ile sisteme yeni katılacak sigortalıların tescilinde T.C. Kimlik Numaraları sosyal güvenlik numarası olarak esas alınır. Ayrıca vergi mükellefi olan sigortalıların vergi numaraları da sosyal güvenlik numaraları ile birlikte kayıt altına alınır ve işlemlerde birlikte kullanılır.

Sigortalıların eski sigorta sicil numaraları, bu Kanuna göre tescil edilecekleri tarihe kadar kullanılmaya devam edilir.

GEÇİCİ MADDE 31- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce mevcut sosyal güvenlik kurumlarından yaşlılık veya emekli aylığı alanlardan, bu Kanuna tabi sigortalı olmayı gerektiren bir işte çalışmaları ve aylıklarının kesilmemesini istemeleri halinde 41 inci maddeye göre sosyal güvenlik destek primi alınır.

GEÇİCİ MADDE 32- Bu Kanunun uygulamasında sağlık hizmeti sunucularının sigortalılık kontrolü ve diğer provizyon işlemlerini elektronik ortamda yapmaya başlaması için gerekli alt yapının kurulmasına kadar, sağlık bilgilerinin yazılı olarak tutulmasına başlanır ve sağlık belgesinin veya sağlık karnesinin Kurumca verilmesine devam edilir.

GEÇİCİ MADDE 33- Mevcut sosyal güvenlik kurumlarının sağlık hizmetlerinin sağlanmasına ilişkin görevleri, bu Kanunu yürütecek Kurumun teşekkülüne, ilgili kayıt ve işlemler Kuruma devredilene kadar devam eder. Ancak, kişilerin yürürlükten kaldırılan kanun hükümleri gereğince hak ettikleri sağlık hizmetleri, bu Kanun hükümleri gereğince kapsama alınmamış ise en fazla bir yıl süreyle veya tedavi tamamlanıncaya kadar yürürlükten kaldırılan kanun hükümlerine göre Kurumca sağlanmaya devam edilir. 92 nci madde gereği hesaplanan 90 günün hesabında kişilerin lehine olan durum uygulanır.

GEÇİCİ MADDE 34- Bu Kanunun uygulanmaya başlandığı tarihte 18/6/1992 tarihli ve 3816 sayılı Ödeme Gücü Olmayan Vatandaşların Tedavi Giderlerinin Yeşil Kart Verilerek Devlet Tarafından Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında yeşil kart sahibi olanların sigortalı ve sigortalının bakmakla yükümlü olduğu kişiler olarak tescilleri öncelikli olarak yapılır.

GEÇİCİ MADDE 35- 84 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) ve (f) bentleri gereğince sigortalı sayılanlar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç iki yıl içinde bildirimlerini yapmak zorundadır. Ancak, aile hekimliği uygulamasına başlanan illerde bu kişiler iki yıllık süreye bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı olarak kapsama alınır.

GEÇİCİ MADDE 36- Aile hekimleri tarafından başlatılan sevk zincirine uygun olarak yapılan sağlık hizmetlerinde 93 üncü maddenin ikinci fıkrasında belirtilen katılım payları üç yıl süreyle % 50 oranında azaltılarak uygulanır.

93 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi gereği alınacak katkı payını, bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren en fazla üç yıl süreyle ertelemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.

95 inci maddenin birinci fıkrası gereği yapılacak belirlemeler, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç bir yıl içinde tamamlanır. Bu süre içerisinde 95 inci maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarının uygulanmasını il ve ilçe bazında ertelemeye Sağlık Bakanlığı yetkilidir.

GEÇİCİ MADDE 37- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte sağlık hizmeti giderleri mevcut sosyal güvenlik kurumlarınca, Türkiye İş Kurumunca, genel veya katma bütçeden karşılanan kişiler, herhangi bir işleme gerek kalmaksızın bu Kanun açısından sigortalı veya sigortalının bakmakla yükümlü olduğu kişi sayılır. Bu kişilerin sigortalı ve sigortalının bakmakla yükümlü olduğu kişilere ilişkin bilgileri en geç üç ay içinde Kuruma bildirilir.

Yürürlük

MADDE 146- Bu Kanun 1/1/2006 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 147- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

 

 

Recep Tayyip Erdoğan

 

 

 

Başbakan

 

 

 

Dışişleri Bak. ve Başb. Yrd. V.

Devlet Bak. ve Başb. Yrd.

Devlet Bak. ve Başb. Yrd.

 

M. V. Gönül

A. Şener

M. A. Şahin

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

 

B. Atalay

A. Babacan

M. Aydın

 

Devlet Bakanı

Devlet Bakanı

Adalet Bakanı

 

G. Akşit

K. Tüzmen

C. Çiçek

 

Millî Savunma Bakanı

İçişleri Bakanı

Maliye Bakanı

 

M. V. Gönül

A. Aksu

K. Unakıtan

 

Millî Eğitim Bakanı

Bayındırlık ve İskân Bakanı

Sağlık Bakanı

 

H. Çelik

Z. Ergezen

R. Akdağ

 

Ulaştırma Bakanı

Tarım ve Köyişleri Bakanı

Çalışma ve Sos. Güv. Bakanı

 

B. Yıldırım

S. Güçlü

M. Başesgioğlu

 

Sanayi ve Ticaret Bakanı

En. ve Tab. Kay. Bakanı

Kültür ve Turizm Bakanı

 

A. Coşkun

M. H. Güler

A. Koç

 

 

Çevre ve Orman Bakanı

 

 

 

O. Pepe

 


PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONUNUN KABUL ETTİĞİ METİN

SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK

SİGORTASI KANUNU TASARISI

BİRİNCİ KISIM

Amaç, Kapsam ve Tanımlar

Amaç

MADDE 1- Bu Kanunun amacı, sosyal sigortalar ile genel sağlık sigortası bakımından kişileri güvence altına almak; bu sigortalardan yararlanacak kişileri ve sağlanacak hakları, bu haklardan yararlanma şartları ile finansman ve karşılanma yöntemlerini belirlemek; sosyal sigortaların ve genel sağlık sigortasının işleyişi ile ilgili usûl ve esasları düzenlemektir.

Kapsam

MADDE 2- Bu Kanun; sosyal sigortalar ile genel sağlık sigortasından yararlanacak kişileri, işverenleri, sağlık hizmeti sunucularını, bu Kanunun uygulanması bakımından gerçek kişiler ile her türlü kamu ve özel hukuk tüzel kişilerini ve tüzel kişiliği olmayan diğer kurum ve kuruluşları kapsar.

Tanımlar

MADDE 3- Bu Kanunun uygulanmasında;

1) Bakanlık: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını,

2) Kurum: Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığını,

3) Sosyal sigortalar: Kısa ve uzun vadeli sigorta kollarını,

4) Kısa vadeli sigorta kolları: İş kazası ve meslek hastalığı, hastalık ve analık sigortası kollarını,

5) Uzun vadeli sigorta kolları: Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortası kollarını,

6) Sigortalı: Kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişiyi,

7) Hak sahibi: Sigortalının veya sürekli iş göremezlik geliri ile malûllük veya yaşlılık aylığı almakta olanların ölümü halinde, gelir veya aylık bağlanmasına veya toptan ödeme yapılmasına hak kazanan eş, çocuk, ana ve babasını,

8) Genel sağlık sigortası: Kişilerin öncelikle sağlıklarının korunmasını, sağlık riskleri ile karşılaşmaları halinde ise oluşan harcamaların finansmanını sağlayan sigortayı,

9) Genel sağlık sigortalısı: Bu Kanunun 60 ıncı maddesinde sayılan kişileri,

10) Bakmakla yükümlü olduğu kişi: Genel sağlık sigortalısının, sigortalı veya isteğe bağlı sigortalı sayılmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olan;

a) Eşini,

b) 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim veya 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununda belirtilen aday çıraklık ve çıraklık eğitimi ile işletmelerde mesleki eğitim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmamış ve evli olmayan çocukları ile yaşına bakılmaksızın bu Kanuna göre malûl olduğu tespit edilen evli olmayan çocuklarını,

c) Geçiminin sigortalı tarafından sağlandığı Kurumca belirlenen kriterlere göre tespit edilen ana ve babasını,

11) Hizmet akdi: 22/4/1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanununda tanımlanan hizmet akdini ve iş mevzuatında tanımlanan iş sözleşmesini veya hizmet akdini,

12) Ücret: 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanlara saatlik, günlük, haftalık, aylık veya yıllık olarak para ile ödenen ve süreklilik niteliği taşıyan brüt tutarı,

13) Asgarî ücret: 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu gereğince 16 yaşından büyük işçiler için belirlenen bir aylık brüt ücreti,

14) Ay: Ücretleri; kamu idarelerinde her ayın 15'inde ödenen 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılar için, ayın 15'inden ertesi ayın 15'ine kadar geçen, diğer sigortalılar için ise ayın 1'i ila sonu arasında geçen ve otuz gün olarak değerlendirilen süreyi,

15) Yıl: Ücretleri; kamu idarelerinde her ayın 15'inde ödenen 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılar için, 15 Ocak tarihinden ertesi yılın 15 Ocak tarihine kadar geçen, diğer sigortalılar için ise 1 Ocak ila 31 Aralık tarihleri arasında geçen ve 360 gün olarak değerlendirilen süreyi,

16) Gelir: İş kazası veya meslek hastalığı halinde sigortalıya veya sigortalının ölümü halinde hak sahiplerine, yapılan sürekli ödemeyi,

17) Aylık: Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından yapılan sürekli ödemeyi,

18) Ödeme dönemi: Bu Kanuna göre bağlanan gelir ve aylıkların, ödeme tarihinden takip eden ödeme tarihine kadar geçen süreyi,

19) Tarımsal faaliyet: Kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde veya kamuya mahsus mahallerde; ekim, dikim, bakım, üretme, yetiştirme ve ıslah yoluyla yahut doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünleri elde edilmesini ve/veya bu ürünlerin yetiştiricileri tarafından; muhafazasını, taşınmasını veya pazarlanmasını,

20) Kurum Sağlık Kurulu: Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca düzenlenecek raporlardaki teşhis ve bu teşhise dayanak teşkil eden belgeleri incelemek suretiyle, çalışma gücü kaybı ve meslekte kazanma gücü kaybı oranlarını belirlemeye yetkili hekimlerden ve/veya diş hekimlerinden oluşan kurulları,

21) Kamu idaresi: 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen idare ve kurumlar ile bunların ödenmiş sermayesinin % 50'sinden fazlasına sahip oldukları ortaklıkları veya özel kanunlarına göre personel çalıştıran diğer kamu kurumlarını,

22) Sağlık hizmeti: Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere 63 üncü madde gereği finansmanı sağlanacak tıbbî ürün ve hizmetleri,

23) Kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmeti: Kişilerin hastalıktan korunması veya sağlıklı olma halinin sürdürülmesi amacıyla, kişiye yönelik olarak finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerini,

24) Aile hekimi: Sağlık Bakanlığı tarafından aile hekimi olarak yetkilendirilen ve Kurum ile sözleşme yapmış hekimleri,

25) Sağlık hizmeti sunucusu: Sağlık hizmetini sunan ve/veya üreten; gerçek kişiler ile kamu ve özel hukuk tüzel kişilerini ve bunların tüzel kişiliği olmayan şubelerini,

26) Katılım payı: Sağlık hizmetlerinden yararlanabilmek için, genel sağlık sigortalısı veya bakmakla yükümlü olduğu kişiler tarafından ödenecek tutarı,

27) Sığınmacı ve Vatansız: İçişleri Bakanlığı tarafından sığınmacı veya vatansız olarak kabul edilen kişileri,

28) Peşin sermaye değeri: Kurumca, bu Kanunun ilgili maddelerinde belirtilen giderlerin yaş, kesilme ihtimali ve Kurumca belirlenecek iskonto oranı dikkate alınarak, hesaplanan tutarı,

29) Güncelleme katsayısı: 4 üncü madde kapsamında sigortalı sayılanların, her yılın Kasım ayına ait kanuni süresi içinde verilen belgelerindeki prim tahakkukları üzerinden bulunacak ortalama prime esas günlük kazancın, bir önceki yılın aynı ayına ait ortalama prime esas günlük kazanca göre değişim oranı ile her yılın Aralık ayına göre Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan en son temel yıllı tüketici fiyatları genel indeksindeki değişim oranının toplamının yarısına (1) tam sayısının ilave edilmesi sonucunda bulunan değeri,

İfade eder.

İKİNCİ KISIM

Sosyal Sigorta Hükümleri

BİRİNCİ BÖLÜM

Sigortalılara İlişkin Hükümler

Sigortalı sayılanlar

MADDE 4- Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından;

a) Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar,

b) Köy ve mahalle muhtarları, hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan ise;

1) Ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usûlde gelir vergisi mükellefi olanlar,

2) Gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr sicili ile birlikte kanunla kurulan meslek odalarına usûlüne uygun olarak kayıtlı olanlar,

3) Anonim şirketlerin kurucu ortakları ve/veya yönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortakları,

4) Tarımsal faaliyette bulunanlar,

c) Kamu idarelerinde;

1) (a) bendine tabi olmayanlardan, kadro ve pozisyonlarda sürekli olarak çalışıp, ilgili kanunlarında (a) bendi kapsamına girenler gibi sigortalı olması öngörülmemiş olanlar,

2) (a) ve (b) bentlerine tabi olmayanlardan, sözleşmeli olarak çalışıp ilgili kanunlarında (a) bendi kapsamına girenler gibi sigortalı olması öngörülmemiş olanlar ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 86 ncı maddesi uyarınca açıktan vekil atananlar,

sigortalı sayılırlar.

Birinci fıkranın (a) bendi gereği sigortalı sayılanlara ilişkin hükümler;

a) İşçi sendikalarının yönetim kurullarına seçilenler,

b) Bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılan; film, tiyatro, sahne, gösteri, ses ve saz sanatçıları ile müzik, resim, heykel, dekoratif ve benzeri diğer uğraşları içine alan bütün güzel sanat kollarında çalışanlardan, düşünürlerden ve yazarlardan hizmet akdi ile çalışanlar,

c) Mütekabiliyet esasına dayalı olarak uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülke uyruğunda olanlar hariç olmak üzere, yabancı uyruklu kişilerden hizmet akdi ile çalışanlar,

d) 2/7/1941 tarihli ve 4081 sayılı Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında Kanuna göre çalıştırılanlar,

e) 24/4/1930 tarihli ve 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununda belirtilen umumî kadınlar,

f) Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen kurslarda usta öğretici olarak çalıştırılanlar, kamu idarelerinde ders ücreti karşılığı görev verilenler ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (C) bendi kapsamında çalıştırılanlar,

hakkında da uygulanır.

Birinci fıkranın (c) bendi gereği sigortalı sayılanlara ilişkin hükümler;

a) Kuruluş ve personel kanunları veya diğer kanunlar gereğince seçimle veya atama yoluyla kamu idarelerinde göreve gelenlerden; bu görevleri sebebiyle kendilerine ilgili kanunlarında Devlet memurları gibi emeklilik hakkı tanınmış olanlardan hizmet akdi ile çalışmayanlar,

b) Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, belediye başkanları, il daimi komisyonu üyeleri,

c) Birinci fıkranın (c) bendi kapsamında iken, bu kapsamdaki kişilerin kurduğu sendikaların veya sendika konfederasyonlarının yönetim kurullarına seçilenler,

d) Harp okulları ile fakülte ve yüksek okullarda, Türk Silâhlı Kuvvetleri hesabına okuyan veya kendi hesabına okumakta iken askerî öğrenci olanlar ile astsubay meslek yüksek okulları ve astsubay nasp edilmek üzere temel askerlik eğitimine tâbi tutulan adaylar ile fakültelerde veya meslek yüksek okullarında kendi hesabına okuduktan sonra veya askerlik hizmetini müteakip subaylığa veya astsubaylığa geçirilenlerin, okullarda geçen normal eğitim süreleri,

e) Polis Akademisi ile fakülte ve yüksek okullarda, Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına okuyan veya kendi hesabına okumakta iken Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına okumaya devam eden öğrenciler ile fakültelerde veya meslek yüksek okullarında kendi hesabına okuduktan sonra komiser yardımcılığına veya polisliğe geçirilenlerin, okullarda geçen normal eğitim süreleri,

hakkında da uygulanır.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Bazı sigorta kollarının uygulanacağı sigortalılar

MADDE 5- Kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından aşağıda sayılan kişiler hakkında uygulanacak sigorta kolları şunlardır:

a) Hizmet akdi ile çalışmamakla birlikte, ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde oluşturulan tesis, atölye ve benzeri ünitelerde çalıştırılan hükümlü ve tutuklular hakkında, iş kazası ve meslek hastalığı ile analık sigortası uygulanır ve bunlar, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar.

b) Hizmet akdi ile çalışmamakla birlikte 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununda belirtilen aday çırak, çırak ve işletmelerde meslekî eğitim gören öğrenciler hakkında iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık sigortası; meslek liselerinde okumakta iken veya yüksek öğrenimleri sırasında zorunlu staja tabi tutulan öğrenciler hakkında ise iş kazası ve meslek hastalığı sigortası uygulanır ve bentte sayılanlar, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar.

c) Harp malûlleri ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu, 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanununa göre aylıkları hesaplanarak ödenen veya asayiş ve güvenliğin sağlanması ile ilgili kanunlara göre vazife malûllüğü aylığı bağlanmış olanlardan, bu Kanuna tabi sigortalı olarak çalışanlar hakkında aylıkları kesilmeksizin kısa vadeli sigorta kolları uygulanır. Ancak bunlar hakkında, uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmayı istemeleri halinde, bu isteklerini Kuruma bildirdikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren, uzun vadeli sigorta kolları uygulanır.

d) Sosyal güvenlik destek primine tâbi olanlar hakkında, sadece iş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümleri uygulanır.

e) Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen meslek edindirme, geliştirme ve değiştirme eğitimine katılan kursiyerler, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar ve bunlar hakkında iş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümleri uygulanır.

f) 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu gereğince işsizlik ödeneğinden yararlandırılan kişilere, işsizlik ödeneğinin hak edildiği süre içinde, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılarak uzun vadeli sigorta kolları uygulanır.

Sigortalı sayılmayanlar

MADDE 6- Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları hükümlerinin uygulanmasında;

a) İşverenin işyerinde ücretsiz çalışan eşi,

b) Aynı konutta birlikte yaşayan ve üçüncü derece dahil bu dereceye kadar hısımlar arasında ve aralarına dışardan başka kimse katılmaksızın, yaşadıkları konut içinde yapılan işlerde çalışanlar,

c) Ev hizmetlerinde süreksiz olarak çalışanlar ile ev hizmetlerinde hizmet akdi ile sürekli çalışmasına rağmen, haftalık çalışma sürelerinin 4857 sayılı İş Kanununda belirtilen sürelerden az olması nedeniyle, aylık kazançları prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olanlar,

d) Askerlik hizmetlerini er ve erbaş olarak yapmakta olanlar ile yedek subay okulu öğrencileri,

e) Yabancı bir ülkede kurulu herhangi bir kuruluş tarafından ve o kuruluş adına ve hesabına Türkiye'ye bir iş için gönderilen ve yabancı ülkede sosyal sigortaya tabi olduğunu belgeleyen kişiler ile Türkiye'de kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, yurtdışında ikamet eden ve o ülke sosyal güvenlik mevzuatına tabi olanlar,

f) Resmî meslek ve sanat okulları ile yetkili resmî makamların izniyle kurulan meslek veya sanat okullarında ve yüksek okullarda fiilen normal eğitim süreleri içinde yapılan, tatbikî mahiyetteki yapım ve üretim işlerinde çalışan öğrenciler,

g) Sağlık hizmet sunucuları tarafından işe alıştırılmakta olan veya rehabilite edilen, hasta veya malûller,

h) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentleri gereği sigortalı sayılması gereken işlerde çalışmakla birlikte, 18 yaşını doldurmamış olanlar,

ı) Kamu idareleri hariç olmak üzere, tarım işlerinde veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz işlerde çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; tarımsal faaliyette bulunan ve yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenler,

j) Niteliği itibarıyla bir kişinin bir gün içinde yapabileceği işlerde, yevmiyeli olarak çalışanlar,

k) Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr siciliyle birlikte kanunla kurulu meslek odalarına usûlüne uygun olarak kayıtlı olanlardan, aylık faaliyet gelirlerinden bu faaliyetine ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarı, prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenler,

l) Kamu idarelerinin dış temsilciliklerinde istihdam edilen ve temsilciliğin bulunduğu ülkede sürekli ikamet izni veya bu devletin vatandaşlığını da haiz bulunan Türk uyruklu sözleşmeli personelden, bulunduğu ülkenin sosyal güvenlik kurumunda sigortalı olduğunu belgeleyenler ile kamu idarelerinin dış temsilciliklerinde istihdam edilen sözleşmeli personelin uluslararası sosyal güvenlik sözleşmeleri çerçevesinde ve temsilciliğin bulunduğu ülkenin kamu düzeninin zorunlu kıldığı hallerde, işverenleri tarafından bulunulan ülkede sosyal sigorta kapsamında sigortalı yapılanlar,

4 üncü ve 5 inci maddelere göre sigortalı sayılmaz.

(h) bendinin uygulanmasıyla ilgili olarak, bir meslek veya sanat okulunu bitirenlerden, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre mahkemece ergin kılınmak suretiyle, öğrenimleriyle ilgili görevlerde çalışanlar hakkında 18 yaşın bitirilmiş olması şartı aranmaz.

Birinci fıkranın (ı) bendinin uygulanmasında, Türkiye Ziraat Odaları Birliğinin görüşü alınır.

Bu maddenin uygulamasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Sigortalılığın başlangıcı

MADDE 7- Sigorta hak ve yükümlülükleri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının;

a) (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için çalışmaya, mesleki eğitime veya zorunlu staja başladıkları tarihten,

b) (b) bendi kapsamında sigortalı sayılanlardan, gelir vergisi mükellefi olanların gelir vergisi mükellefiyetinin başladığı tarihten; şirket ortaklarının şirket ortaklıklarının tescil edildiği tarihten; gelir vergisinden muaf olanların ise esnaf ve sanatkâr sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usûlüne uygun kayıtlı oldukları tarihten; tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için tarımsal faaliyetlerinin kanunla kurulu ilgili meslek kuruluşlarınca tescil edildiği tarihten; köy ve mahalle muhtarları için seçildikleri tarihten,

c) (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, göreve başladıkları veya okullarında eğitime başladıkları tarihten,

itibaren başlar.

Birinci fıkranın (b) bendinin uygulanmasında, gelir vergisinden muaf olanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların kayıt ve tescil işlemleri ile ilgili olarak kanunla kurulmuş ilgili meslek kuruluşlarının görüşleri alınır.

Sigortalı bildirimi ve tescili

MADDE 8- İşverenler, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılan kişileri, 7 nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalılık başlangıcından önce, sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirmekle yükümlüdür. Ancak işveren tarafından sigortalı işe giriş bildirgesi ;

a) İnşaat işyerlerinde işe başlatılacak sigortalılar için, en geç çalışmaya başlatıldığı gün Kuruma verilmesi halinde,

b)Yabancı ülkelere sefer yapan ulaştırma araçlarına sefer esnasında alınarak çalıştırılanlar ile Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi verilecek işyerlerinde; ilk defa sigortalı çalıştırmaya başlanılan tarihten itibaren bir ay içinde çalışmaya başlayan sigortalılar için, çalışmaya başladıkları tarihten itibaren en geç söz konusu bir aylık sürenin dolduğu tarihe kadar, Kuruma verilmesi halinde,

c) Kamu idarelerince yurt dışı görevde çalışmak üzere işe alınanların, işten ayrılmış olsalar dahi, çalışmaya başladıkları tarihten itibaren üç ay içinde, Kuruma verilmesi halinde,

Sigortalılık başlangıcından önce bildirilmiş sayılır.

Sigortalılar, çalışmaya başladıkları tarihten itibaren en geç bir ay içinde, sigortalı olarak çalışmaya başladıklarını Kuruma bildirirler. Ancak, sigortalının kendini bildirmemesi, sigortalı aleyhine delil teşkil etmez.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı sayılan kişiler için; 7 nci maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen sigortalılık başlangıcından itibaren kendi mevzuatlarına göre kayıt veya tescili yapan ilgili kurum, kuruluş ve birlikler veya vergi daireleri sigortalı işe giriş bildirgesi düzenleyerek, en geç on beş gün içinde Kuruma vermekle yükümlüdür. Kurum bu bildirimden itibaren bir ay içinde tescili yapılan kişilere, sigortalılık hak ve yükümlülüklerinin başladığını bildirir.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi gereği sigortalı sayılanlar ise, sigortalı işe giriş bildirgesini, 7 nci maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen sigortalılık başlangıcından itibaren, doksan gün içinde Kuruma vermekle yükümlüdürler.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılan kişileri çalıştıracak işverenler, çalıştırmaya başlattıkları kişileri, 7 nci maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen sigortalılık başlangıcından itibaren, on beş gün içinde sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirmekle yükümlüdürler.

5 inci maddenin (f) bendi kapsamında sigortalı sayılan kişiler için Türkiye İş Kurumu, işsizlik ödeneğinin fiilen ödenmeye başlandığı tarihten itibaren bir ay içinde, sigortalı işe giriş bildirgesini Kuruma bildirmekle yükümlüdür.

Kamu idareleri ile bankalar, Kurumca sağlanacak elektronik alt yapıdan yararlanmak suretiyle, işlem yaptığı kişilerin sigortalılık bakımından tescilli olup olmadığını kontrol etmek ve sigortasız olduğunu tespit ettiği kişileri, Kuruma bildirmekle yükümlüdürler.

Bu maddenin ikinci ve beşinci fıkraları hariç olmak üzere, diğer fıkralarında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen ilgililer hakkında, 102 nci madde hükümlerine göre idarî para cezası uygulanır.

Sigortalı işe giriş bildirgesinin şekli ve içeriği, bildirgenin verilme yöntemleri ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Sigortalılığın sona ermesi

MADDE 9- Kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık;

a) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların, hizmet akdinin sona erdiği tarihten,

b) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıların;

1) Gelir vergisi mükellefi olanlar için, mükellefiyetlerini gerektiren faaliyetlerine son verdikleri tarihten,

2) Gelir vergisinden muaf olanlar için, esnaf ve sanatkâr sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek odalarındaki üye kayıtlarının silinmesi gereken veya 6 ncı maddenin birinci fıkrasının (k) bendi kapsamına girdiği tarihten,

3) Şirket ve donatma iştiraki ortağı olanlar için, tabi oldukları mevzuata göre şirketle ve donatma iştiraki ile ilgilerinin kesildiği tarihten,

4) Şirket ortağı olanlar için, şirketin iflasına veya tasfiyesine karar verildiği veya münfesih sayıldığı tarihten,

5) Tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için, tarımsal faaliyetlerinin sona erdiği veya 6 ncı maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi kapsamına girdiği tarihten,

6) Köy ve mahalle muhtarlarının, muhtarlık görevlerinin sona erdiği tarihten,

7) Herhangi bir yabancı ülkede ikamet eden ve o ülke mevzuatı kapsamında sigortalı olarak çalışmaya başladığı veya ikamet esasına bağlı olarak, o ülke sosyal güvenlik sistemine dahil olduğu tarihten,

8) İflâsına karar verilmiş olan veya tasfiye halindeki özel işletmeler ile şirketlerin ortaklarından hizmet akdi ile çalışanların, çalışmaya başladığı tarihten,

9) Köy ve mahalle muhtarlarından; kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmasından dolayı gelir vergisi mükellefiyeti bulunanlar  hariç, aynı zamanda hizmet akdi ile çalışanların çalışmaya başladığı tarihten,

10) Gelir vergisinden muaf olan, ancak esnaf ve sanatkârlar sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşlarındaki kayıtlara istinaden bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı sayılanlardan, bu sigortalılıklarının devamı sırasında, hizmet akdi ile çalışanların çalışmaya başladığı tarihten,

c) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanların;

1) Ölüm halinde veya aylık bağlanmasını gerektiren hallerde, bu tarihi takip eden ayın ilk gününden,

2) Diğer hallerde ise görevden ayrıldıkları tarihten,

d) 5 inci madde gereği bazı sigorta kollarına tabi tutulanların, sigortalı sayılmalarını gerektiren halin sona erdiği tarihten,

e) 6 ncı maddenin birinci fıkrasının (l) bendi kapsamında olanlardan, çalışmakta iken bulunduğu ülkenin sosyal güvenlik kurumu ile irtibatlandırılanlar ile uluslararası sosyal güvenlik sözleşmeleri çerçevesinde, seçimini bu yönde kullananlar için sigortalandıkları tarihten,

itibaren sona erer.

Ancak, hastalık ve analık hükümlerinin uygulanmasında sigortalılık;

a) İlgili kanunlar gereği sigortalının ücretsiz izinli olması, greve iştirak etmesi veya işverenin lokavt yapması hallerinde, bu hallerin sona ermesini,

b) Diğer hallerde ise birinci fıkrada belirtilen tarihleri,

takip eden onuncu günden başlanarak yitirilmiş sayılır.

Birinci fıkranın (a), (c) ve (d) bentlerine göre sigortalılığı sona erenlerin durumları işverenleri tarafından, (b) bendinde belirtilen şekillerde sona erenlerin durumları ise kendileri ve sözü edilen bentte belirtilen faaliyetin sona erme halinin bildirildiği kuruluşlar veya vergi daireleri tarafından, en geç on gün içinde Kuruma bildirilir. Bu kişilerin meslek kuruluşlarına ya da vergi dairelerine olan yükümlülüklerini yerine getirmemiş olmaları, sigortalılığın sona ermesine ilişkin belge ya da bilginin verilmesine engel teşkil etmez.

Birinci fıkranın (e) bendine göre sigortalılığı sona erenler ile 8 inci maddenin birinci fıkrasının (c) bendine göre bildirimi yapılan sigortalıların, sigortalılığının sona ermesine ilişkin bildirimleri, üç ay içinde Kuruma yapılır.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Sigortalıların işleri nedeniyle geçici olarak yurt dışında bulunmaları

MADDE 10- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde sayılan sigortalıların işverenleri tarafından geçici görevle yurt dışına gönderilmeleri, (c) bendinde sayılan sigortalıların mevzuatlarında belirtilen usûle uygun olarak yurt dışına gönderilmeleri veya (b) bendinde sayılanların sigortalılığa esas çalışması nedeniyle yurt dışında bulunmaları halinde, bu görevleri yaptıkları sürece, sigortalıların ve işverenlerin sosyal sigortaya ilişkin hak ve yükümlülükleri devam eder.

Sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce çalıştırılmak üzere bu ülkelere götürülen Türk işçileri de bu Kanunun uygulanmasında geçici görevle yurt dışına gönderilmiş sayılır.

İKİNCİ BÖLÜM

İşyerleri ve İşverenlere İlişkin Hükümler

İşyeri, işyerinin bildirilmesi, devri, intikali ve nakli

MADDE 11- İşyeri, sigortalı sayılanların maddî olan ve olmayan unsurlar ile birlikte işlerini yaptıkları yerlerdir.

İşyerinde üretilen mal veya verilen hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen işyerine bağlı yerler, dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden veya meslek eğitimi yerleri, avlu ve büro gibi diğer eklentiler ile araçlar da işyerinden sayılır.

İşveren, örneği Kurumca hazırlanacak işyeri bildirgesini en geç sigortalı çalıştırmaya başladığı tarihte, Kuruma vermekle yükümlüdür. Şirket kuruluşu aşamasında, çalıştıracağı sigortalı sayısını ve bunların işe başlama tarihini, ticaret sicili memurluklarına bildiren işverenlerin, bu bildirimleri Kuruma yapılmış sayılır. Ticaret sicili memurlukları, kendilerine yapılan bu bildirimi en geç on gün içinde Kuruma bildirmek zorundadır.

29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi şirketlerin nevilerinin değişmesi, birleşmesi veya diğer bir şirkete katılması durumunda, bu hususların ticaret siciline tesciline ilişkin ilan tarihini; adi şirketlerde şirkete yeni ortak alınması durumunda ise en geç yeni ortağın alındığı tarihi takip eden on gün içinde, işyeri bildirgesi ile Kuruma bildirilmek zorundadır.

İşyerinin faaliyette bulunduğu adresten başka bir ildeki adrese nakledilmesi, sigortalı çalıştırılan bir işin veya işyerinin başka bir işverene devredilmesi veya intikal etmesi halinde, işyerinin nakledildiği, yeni işverenin işi veya işyerini devraldığı tarihi takip eden on gün içinde, işyerinin miras yoluyla intikali halinde ise mirasçıları, ölüm tarihinden itibaren en geç üç ay içinde, işyeri bildirgesini Kuruma vermekle yükümlüdür. İşyerinin aynı il sınırları içinde Kurumun diğer bir ünitesinin görev alanına giren başka bir adrese nakledilmesi halinde, adres değişikliğinin yazı ile bildirilmesi yeterlidir. Bu işlerde çalışan sigortalıların, sigorta hak ve yükümlülükleri devam eder.

Valilikler, belediyeler ve ruhsat vermeye yetkili diğer kamu ve özel hukuk tüzel kişileri, yapı ruhsatı ve diğer tüm ruhsat veya ruhsat niteliği taşıyan işlemlerine ilişkin bilgi ve belgeler ile varsa bunların verilmesine esas olan istihdama ilişkin bilgileri, verildiği tarihten itibaren bir ay içinde Kuruma bildirmekle yükümlüdürler.

Bu maddede belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyenler hakkında, 102 nci maddenin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca idarî para cezası uygulanır. İdarî para cezası uygulanması, bu yükümlülüklerin yerine getirilmesine engel teşkil etmez.

Alt işveren, asıl işverenin işyerinde çalıştırdığı sigortalıları, işverenle aralarında yaptıkları sözleşmenin ibrazı kaydıyla, Kurumdan alacağı özel bir numara ile asıl işverenin kayıtlı olduğu dosyadan bildirir.

İşyeri bildirgesinin verilmemesi veya geç verilmesi, bu Kanunda belirtilen hak ve yükümlülükleri ortadan kaldırmaz. İşyeri bildirgesinin şekli ve içeriği ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

İşveren, işveren vekili, geçici iş ilişkisi kurulan işveren ve alt işveren

MADDE 12- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerine göre sigortalı sayılan kişileri çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar işverendir.

İşveren adına ve hesabına, işin veya görülen hizmetin bütününün yönetim görevini yapan kimse, işveren vekilidir. Bu Kanunda geçen işveren deyimi, işveren vekilini de kapsar. İşveren vekili ve 4857 sayılı İş Kanununda tanımlanan geçici iş ilişkisi kurulan işveren, bu Kanunda belirtilen yükümlülüklerinden dolayı işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.

4 üncü maddenin ikinci fıkrasının (a) bendine tabi olanlar hakkında, işverenlerin bu Kanunda belirtilen yükümlülükleri, bunları çalıştıran işçi sendikaları veya işveren tarafından; 4 üncü maddenin üçüncü fıkrasına tabi olanlar hakkında, işverenlerin bu Kanunda belirtilen yükümlülükleri, bunları çalıştıran kamu idareleri veya eğitim gördükleri okullar tarafından yerine getirilir.

2/7/1941 tarihli ve 4081 sayılı Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında Kanuna göre çalıştırılanlar hakkında, işverenlerin bu Kanunda belirtilen yükümlülükleri, bunları çalıştırmaya yetkili makam tarafından yerine getirilir.

Ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde oluşturulan tesis, atölye ve benzeri ünitelerde çalıştırılan hükümlü ve tutukluların işvereni Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu, işveren vekilleri ise Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumunun sorumlu müdür ve amirleridir.

Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde, iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişiye alt işveren denir. Sigortalılar, üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bunlarla sözleşme yapmış olsalar dahi, asıl işveren, bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumludur.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Kısa Vadeli Sigorta Hükümleri

İş kazasının tanımı, bildirilmesi ve soruşturulması

MADDE 13- İş kazası;

a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,

b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle veya görevi nedeniyle, sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş veya çalışma konusu nedeniyle işyeri dışında,

c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,

d) Emziren kadın sigortalının, çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,

e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında,

Meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen arızaya uğratan olaydır.

İş kazasının 4 üncü maddenin birinci fıkrasının;

a) (a) bendi ile 5 inci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma da en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde,

b) (b) bendi kapsamında bulunan sigortalı bakımından kendisi tarafından, bir ayı geçmemek şartıyla rahatsızlığının bildirim yapmaya engel olmadığı günden sonra üç işgünü içinde,

c) (c) bendi kapsamında bulunan sigortalılar bakımından, bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine veya kendi mevzuatlarına göre yetkili mercilere derhal ve  Kuruma da en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde,

iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin doğrudan ya da taahhütlü posta ile Kuruma bildirilmesi zorunludur. Bu fıkranın (a) ve (c) bentlerinde belirtilen süre, iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde, iş kazasının öğrenildiği tarihten itibaren başlar.

Kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık iş müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabilir. Bu soruşturma sonunda yazılı olarak bildirilen hususların gerçeğe uymadığı ve olayın iş kazası olmadığı anlaşılırsa, Kurumca bu olay için yersiz olarak yapılmış bulunan ödemeler, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren gerçeğe aykırı bildirimde bulunanlardan, 96 ncı madde hükmüne göre tahsil edilir.

İş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin şekli ve içeriği, verilme usulü ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Meslek hastalığının tanımı, bildirilmesi ve soruşturulması

MADDE 14- Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal arıza halleridir.

Sigortalının çalıştığı işten dolayı meslek hastalığına tutulduğunun;

a) Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucuları tarafından usûlüne uygun olarak düzenlenen sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi,

b) Kurumca gerekli görüldüğü hallerde, işyerindeki çalışma şartlarını ve buna bağlı tıbbi sonuçlarını ortaya koyan denetim raporları ve gerekli diğer belgelerin incelenmesi,

sonucu Kurum Sağlık Kurulu tarafından tespit edilmesi zorunludur.

Meslek hastalığı, işten ayrıldıktan sonra meydana çıkmış ve sigortalı olarak çalıştığı işten kaynaklanmış ise, sigortalının bu Kanunla sağlanan haklardan yararlanabilmesi için, eski işinden fiilen ayrılmasıyla hastalığın meydana çıkması arasında bu hastalık için Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikte belirtilen süreden daha uzun bir zamanın geçmemiş olması şarttır. Bu durumdaki kişiler, gerekli belgelerle Kuruma müracaat edebilirler. Herhangi bir meslek hastalığının klinik ve laboratuar bulgularıyla belirlendiği ve meslek hastalığına yol açan etkenin işyerindeki inceleme sonunda tespit edildiği hallerde, meslek hastalıkları listesindeki yükümlülük süresi aşılmış olsa bile, söz konusu hastalık Kurumun veya ilgilinin başvurusu üzerine Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun onayı ile meslek hastalığı sayılabilir.

Meslek hastalığının 4 üncü maddenin birinci fıkrasının;

a) (a) ve (c) bentleri ile 5 inci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından, sigortalının meslek hastalığına tutulduğunu öğrenen veya bu durum kendisine bildirilen işveren tarafından,

b) (b) bendi kapsamındaki sigortalı bakımından ise kendisi tarafından,

bu durumun öğrenildiği günden başlayarak üç işgünü içinde, iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile Kuruma bildirilmesi zorunludur. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyen veya yazılı olarak bildirilen hususları kasten eksik ya da yanlış bildiren işverene veya 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıya, Kurumca bu durum için yapılmış bulunan masraflar ile ödenmişse geçici iş göremezlik ödenekleri rücû edilir.

Meslek hastalığı ile ilgili bildirimler üzerine gerekli soruşturmalar, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık iş müfettişleri vasıtasıyla yaptırılabilir.

Hangi hallerin meslek hastalığı sayılacağı, iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin şekli ve içeriği, verilme usûlü ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikte düzenlenir. Yönetmelikte belirlenmiş hastalıklar dışında herhangi bir hastalığın meslek hastalığı sayılıp sayılmaması hususunda çıkabilecek uyuşmazlıklar, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.

Hastalık ve analık hali

MADDE 15- Sigortalının, iş kazası ve meslek hastalığı dışında kalan ve iş göremezliğine neden olan rahatsızlıklar, hastalık halidir.

Sigortalı kadının veya sigortalı erkeğin sigortalı olmayan eşinin gebeliğinin başladığı tarihten itibaren doğumdan sonraki ilk sekiz haftalık, çoğul gebelik halinde ise ilk on haftalık süreye kadar olan gebelik ve analık haliyle ilgili rahatsızlık ve arıza halleri analık hali kabul edilir.

İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde sağlanan haklar

MADDE 16- İş kazası veya meslek hastalığı halleri nedeniyle sağlanan haklar şunlardır:

a) Sigortalıya; geçici iş göremezlik süresince günlük geçici iş göremezlik ödeneği verilmesi.

b) Sigortalıya; sürekli iş göremezlik geliri bağlanması.

c) İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine; gelir bağlanması.

d) Gelir bağlanmış olan eş ve çocuklara; evlenme ödeneği verilmesi.

e) İş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölen sigortalı için; cenaze ödeneği verilmesi.

Sigortalıya hastalık veya analık hallerine bağlı olarak ortaya çıkan iş göremezlik süresince, günlük geçici iş göremezlik ödeneği verilir.

Sigortalı kadına veya sigortalı olmayan karısının doğum yapması nedeniyle sigortalı erkeğe, çocuğun yaşaması şartıyla doğumdan sonraki altı ay süresince her ay, doğum tarihinde geçerli olan asgarî ücretin üçte biri tutarında emzirme ödeneği verilir.

Emzirme ödeneğine hak kazanan sigortalılardan 9 uncu maddeye göre sigortalılığı sona erenlerin, bu tarihten başlamak üzere üçyüz gün içinde çocukları doğarsa, sigortalı kadın veya karısı analık sigortası haklarından yararlanacak sigortalı erkek, doğum tarihinden önceki onbeş ay içinde en az üç ay prim ödenmiş olması şartıyla emzirme ödeneğinden yararlandırılır.

Ödenek ve gelirlere esas tutulacak günlük kazanç

MADDE 17- İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde verilecek ödeneklerin veya bağlanacak gelirlerin hesabına esas tutulacak günlük kazanç; iş kazasının veya doğumun olduğu tarihten, meslek hastalığı veya hastalık halinde ise iş göremezliğin başladığı tarihten önceki oniki aydaki son üç ay içinde 80 inci maddeye göre hesaplanacak prime esas kazançlar toplamının, bu kazançlara esas prim gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanır. Bu surette bulunan günlük kazanç; işgöremezliğin başladığı veya gelirin bağlanacağı tarihten geriye doğru oniki ay ve daha öncesine ait ise güncelleme katsayısı ile güncellenerek hesaplanır.

Oniki aylık dönemde çalışmamış ve ücret almamış olan sigortalı, çalışmaya başladığı ay içinde iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle iş göremezliğe uğrarsa verilecek ödeneklerin veya bağlanacak gelirlerin hesabına esas günlük kazanç; çalışmaya başladığı tarih ile iş göremezliğinin başladığı tarih arasındaki sürede elde ettiği prime esas günlük kazanç toplamının, çalıştığı gün sayısına bölünmesi suretiyle; çalışmaya başladığı gün iş kazasına uğraması halinde ise aynı veya emsal işte çalışan benzeri bir sigortalının günlük kazancı esas tutulur.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri gereği sigortalı sayılanların ödenek veya gelire esas günlük kazançlarının hesabında:

a) Prim, ikramiye ve bu nitelikteki arızi ödemeler dikkate alınmış ise ödenek ve gelire esas alınacak günlük kazanç, ücret toplamının ücret alınan gün sayısına bölünmesiyle hesaplanacak günlük kazanca, % 50 oranında bir ekleme yapılarak bulunan tutardan çok olamaz.

b) İdare veya yargı mercilerince verilen karar gereğince yapılan ücret, ikramiye, zam, tazminat ve bu mahiyetteki ödemelerden, ödenek ve gelirin hesabına esas alınan üç aylık dönemden önceki aylara ilişkin olanlar dikkate alınmaz.

Meslek hastalığı, sigortalının sigortalı olarak çalıştığı son işinden ayrıldığı tarihten bir yıl geçtikten sonra meydana çıkmış ise, günlük kazancı bu son işinden ayrıldığı tarih esas alınarak yukarıdaki fıkralara göre hesaplanır.

İş kazası ile meslek hastalığı sigortasından bağlanacak gelirlere esas tutulacak aylık kazanç, yukarıdaki hükümlere göre hesaplanacak günlük kazancın otuz katıdır.

Geçici iş göremezlik ödeneği

MADDE 18- Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla;

a) İş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle iş göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için,

b) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri ile 5 inci madde kapsamındaki sigortalıların hastalık sebebiyle iş göremezliğe uğraması halinde, iş göremezliğin başladığı tarihten önceki bir yıl içinde en az doksan gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması şartıyla geçici iş göremezliğin üçüncü gününden başlamak üzere her gün için,

c) Sigortalı kadının analığı halinde, doğumdan önceki bir yıl içinde en az doksan gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması şartıyla, doğumdan önceki ve sonraki sekizer haftalık sürede, çoğul gebelik halinde ise doğumdan önceki sekiz haftalık süreye iki haftalık süre ilave edilerek çalışmadığı her gün için,

d) Sigortalı kadının isteği ve hekimin onayı ile doğuma üç hafta kalıncaya kadar çalışılması halinde, doğum sonrası istirahat süresine eklenen süreler için,

geçici iş göremezlik ödeneği verilir.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanlara hastalıkları halinde geçici iş göremezlik ödeneği, genel sağlık sigortası dahil prim ve her türlü borçlarının ödenmiş olması şartıyla yatarak tedavi süresince veya yatarak tedavi sonrası bu tedavinin gereği olarak istirahat raporu aldıkları sürede ödenir.

İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve sigortalı kadının analığı halinde verilecek geçici iş göremezlik ödeneği, 17 nci maddeye göre hesaplanacak günlük kazancının üçte ikisidir. Ancak geçici iş göremezlik ödeneğinin güncellenmemiş tutarı, sigortalının ödenek hesabına esas alınan döneme ilişkin kazanç üzerinden vergi, sosyal sigorta, genel sağlık sigortası ve işsizlik sigortası primleri kesintileri sonrası hesaplanan günlük net kazancını geçemez.

Sigorta prim ve ödeneklerinin hesabına esas tutulacak günlük kazançların alt sınırında meydana gelecek değişikliklerde, yeniden tespit edilen alt sınırın altında bir günlük kazanç üzerinden ödenek almakta bulunanların veya almaya hak kazanmış veya kazanacak olanların bu ödenekleri, günlük kazançlarının alt sınırındaki değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak değiştirilmiş günlük kazançların alt sınırına göre ödenir.

Bir sigortalıda iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinden bir kaçı birleşirse, geçici iş göremezlik ödeneklerinden en yükseği verilir.

Geçici iş göremezlik ödenekleri, toplu iş sözleşmesi yapılan işyerleri ile kamu idarelerinin işverenleri tarafından Kurumca belirlenen usul ve esaslara göre Kurum adına sigortalılara ödenerek, daha sonra Kurum ile mahsuplaşmak suretiyle tahsil edilebilir.

Geçici iş göremezlik ödeneklerinin ödeme zamanı ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanma, hesaplanması, başlangıcı ve birden çok iş kazası ve meslek hastalığı hali

MADDE 19- İş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve arızalar nedeniyle, Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlarda meslekte kazanma gücü en az % 10 oranında azalmış bulunduğu belirtilen ve Kurum Sağlık Kurulunca bu durumu onaylanan sigortalı, sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanır.

Sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış olan sigortalının yeniden tedavi ettirilmesi halinde meslekte kazanma gücünü ne oranda yitirdiği, birinci fıkrada belirtilen sağlık kurullarından alınacak raporlara göre yeniden tespit olunur.

Sürekli iş göremezlik geliri, sigortalının mesleğinde kazanma gücünün kaybı oranına göre hesaplanır. Sürekli tam iş göremezlikte sigortalıya, 17 nci maddeye göre hesaplanan aylık kazancının % 70'i oranında gelir bağlanır. Sürekli kısmi iş göremezlikte sigortalıya bağlanacak gelir, tam iş göremezlik geliri gibi hesaplanarak bunun iş göremezlik derecesi oranındaki tutarı kendisine ödenir. Sigortalı, başka birinin sürekli bakımına muhtaç ise gelir bağlama oranı % 100 olarak uygulanır.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanlara, sürekli iş göremezlik geliri bağlanabilmesi için, kendi sigortalılığından dolayı, genel sağlık sigortası dahil prim ve her türlü borçlarının ödenmiş olması zorunludur.

Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında bulunan sigortalılardan, kurumlarınca sürekli iş göremezlik nedeniyle görevlerine son verilenlerden;

a) Malullük veya yaşlılık aylığına hak kazanamayan sigortalılara sürekli tam iş göremezlik geliri bağlanarak sürekli iş göremezlik derecesine göre hesaplanacak sürekli iş göremezlik gelir tutarı ile sürekli tam iş göremezlik geliri arasındaki fark, sigortalının görevine son veren kurum tarafından, Kuruma ödenir. Bunların bu Kanun kapsamında tekrar çalışması halinde, sürekli işgöremezlik geliri, sürekli iş göremezlik derecesine göre ödenmeye devam edilir.

b) Malullük veya yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalılara ise sürekli iş göremezlik derecesine göre gelir bağlanır.

Başka birinin sürekli bakımına muhtaç olanlar hariç, sürekli iş göremezlik gelirinin güncellenmemiş aylık tutarı; sigortalının sürekli iş göremezlik geliri hesabına esas alınan döneme ilişkin kazancı üzerinden vergi, sosyal sigorta, genel sağlık sigortası ve işsizlik sigortası primleri kesintileri sonrası hesaplanan aylık net kazancını geçemez.

Yukarıdaki fıkralara göre hesaplanan gelir, günlük kazanç hesabına giren son ay ile gelir başlangıç tarihi arasında 55 inci maddenin ikinci fıkrası hükmüne göre artırılarak belirlenir.

Sigortalının sürekli iş göremezlik geliri;

a) Geçici iş göremezlik ödeneğinin sona erdiği tarihi,

b) Geçici iş göremezlik tespit edilemeden sürekli iş göremezlik durumuna girilmişse, buna ait sağlık kurulu raporu tarihini,

takip eden ay başından başlar.

Sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış sigortalılardan, aynı arıza veya meslek hastalığı nedeniyle istirahat raporu alanlara, yazılı istek tarihinden itibaren 18 inci maddeye göre hesaplanacak bir günlük geçici iş göremezlik ödeneği ile aylık sürekli iş göremezlik gelirinin otuzda biri arasındaki fark, her gün için geçici iş göremezlik ödeneği olarak verilir.

Sigortalının yeniden bir iş kazasına uğraması veya yeni bir meslek hastalığına tutulması halinde, meydana gelen arızaların bütünü göz önüne alınarak kendisine sürekli iş göremezliğini doğuran son iş kazası veya meslek hastalığı sırasındaki kazancı üzerinden gelir hesaplanır. Ancak, sigortalının son iş kazası veya meslek hastalığı sırasındaki günlük kazancına göre bulunacak geliri, hesaplanan ilk gelirinden az ise sigortalının sürekli iş göremezlik geliri ilk kazanç üzerinden ödenir.

İş kazası ve meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik hallerinde meslekte kazanma gücündeki kayıp oranının belirlenmesine ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Hak sahiplerine gelir bağlanması, evlenme ve cenaze ödenekleri

MADDE 20- İş kazası veya meslek hastalığına bağlı nedenlerden dolayı ölen sigortalının hak sahiplerine, 17 nci madde gereğince tespit edilecek aylık kazancının % 70'i, 55 inci maddenin ikinci fıkrasına göre güncellenerek, 34 üncü madde hükümlerine göre gelir olarak bağlanır.

İş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü % 50 veya daha fazla oranda kaybetmesi nedeniyle sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış iken ölenlerin, ölümün iş kazası veya meslek hastalığına bağlı olup olmadığına bakılmaksızın birinci fıkraya göre belirlenen tutar, 34 üncü madde hükümlerine göre hak sahiplerine gelir olarak bağlanır.

İş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü % 50 oranının altında kaybetmesi nedeniyle sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış iken ölenlerin, ölümün iş kazası veya meslek hastalığına bağlı olmaması halinde sigortalının almakta olduğu sürekli iş göremezlik geliri, 34 üncü madde hükümlerine göre hak sahiplerine gelir olarak bağlanır.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların hak sahiplerine gelir bağlanabilmesi için, kendi sigortalılığından dolayı, genel sağlık sigortası dahil prim ve her türlü borçlarının ödenmiş olması zorunludur.

Gelirin başlangıcı, kesilmesi ve yeniden bağlanmasında 34 üncü ve 35 inci maddeler uygulanır.

37 nci madde hükümlerine göre hak sahiplerine cenaze ve evlenme ödeneği verilir.

İş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin ve üçüncü kişilerin sorumluluğu

MADDE 21- İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır.

İş kazasının, 13 üncü maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sürede işveren tarafından Kuruma bildirilmemesi halinde, bildirim tarihine kadar geçen süre için sigortalıya ödenecek geçici iş göremezlik ödeneği, Kurumca işverenden tahsil edilir.

Çalışma mevzuatında sağlık raporu alınması gerektiği belirtilen işlerde, böyle bir rapora dayanılmaksızın veya eldeki rapora aykırı olarak bünyece elverişli olmadığı işte çalıştırılan sigortalının, bu işe girmeden önce var olduğu tespit edilen veya bünyece elverişli olmadığı işte çalıştırılması sonucu meydana gelen hastalığı nedeniyle, Kurumca sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği işverene ödettirilir.

İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilir.

İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık; kamu görevlileri, er ve erbaşlar ile kamu idareleri tarafından görevlendirilen diğer kişilerin vazifelerinin gereği olarak yaptıkları fiiller sonucu meydana gelmiş ise, bu fiillerden dolayı haklarında kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunanlar hariç olmak üzere, sigortalı veya hak sahiplerine yapılan ödemeler veya bağlanan gelirler için kurumuna veya ilgililere rücû edilmez. Ayrıca, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümlerde, bu Kanun uyarınca hak sahiplerine bağlanacak gelir ve verilecek ödenekler için, iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde kusuru bulunan hak sahiplerine veya iş kazası sonucu ölen kusurlu sigortalının hak sahiplerine, Kurumca rücû edilmez.

Sigortalının kendisinden kaynaklanan sebeplerle tedavi süresinin uzaması, iş göremezliğinin artması

MADDE 22- Sigortalının aşağıdaki sayılan nedenlerden dolayı iş kazasına veya meslek hastalığına uğraması, hastalanması, tedavi süresinin uzaması veya iş göremezliği artması hallerinde geçici iş göremezlik ödeneği veya sürekli iş göremezlik geliri;

a) Ceza sorumluluğu olmayanlar ile kabul edilebilir bir mazereti olanlar hariç, sigortalının iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık nedeniyle hekimin bildirdiği tedbir ve tavsiyelere uymaması sonucu tedavi süresinin uzamasına veya iş göremezlik oranının artmasına, malûl kalmasına neden olması halinde, uzayan tedavi süresi veya artan iş göremezlik oranı esas alınarak dörtte birine kadarı Kurumca eksiltilir.

b) Ceza sorumluluğu olmayanlar hariç, ağır kusuru yüzünden iş kazasına uğrayan, meslek hastalığına tutulan veya hastalanan sigortalının kusur derecesi esas alınarak üçte birine kadarı Kurumca eksiltilir.

c) Kastî bir hareketi yüzünden iş kazasına uğrayan, meslek hastalığına tutulan, hastalanan veya Kurumun yazılı bildirimine rağmen teklif edilen tedaviyi kabul etmeyen sigortalıya, yarısı tutarında ödenir.

d) Tedavi gördüğü hekimden, tedavinin sona erdiğine ve çalışabilir olduğuna dair belge almaksızın çalışan sigortalıya geçici iş göremezlik ödeneği ödenmez, ödenmiş olanlar da yersiz yapılan ödeme tarihinden itibaren 96 ncı madde hükümlerine göre geri alınır.

13 üncü maddenin ikinci fıkrasının (b) bendinde belirtilenler tarafından iş kazasının anılan bentte belirtilen süre içinde Kuruma bildirilmemesi durumunda, sigortalıya yapılacak iş göremezlik ödenekleri bildirim tarihinden itibaren ödenir.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Süresinde bildirilmeyen sigortalılıktan doğan sorumluluk

MADDE 23- Sigortalı çalıştırmaya başlandığının süresi içinde sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirilmemesi halinde, bildirgenin sonradan verildiği veya sigortalı çalıştırıldığının Kurumca tespit edildiği tarihten önce meydana gelen iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık halleri sonucu ilgililerin gelir ve ödenekleri Kurumca ödenir.

Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, Kurumca yapılan ve ileride yapılması gerekli bulunan her türlü masrafların tutarı ile gelir bağlanırsa bu gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri tutarı, 21 inci maddenin birinci fıkrasında yazılı sorumluluk halleri aranmaksızın, işverene ayrıca ödettirilir.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olduğu halde, 8 inci maddenin dördüncü fıkrasında belirtilen süre içerisinde bildirimde bulunmayanlara, bildirimde bulunulmayan sürede meydana gelen iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık halleri sonucu ilgililerin gelir ve ödenekleri Kurumca ödenmez.

Kısa vadeli sigorta kollarında dikkate alınmayan süreler

MADDE 24- Kısa vadeli sigorta kolları bakımından;

a) Herhangi bir sebeple silâh altına alınan sigortalının askerlikte geçen hizmet süresi,

b) Hükümlülükle sonuçlanmayan tutuklulukta geçen süre,

c) İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık sigortalarından geçici iş göremezlik ödeneği alan sigortalının iş göremediği süre,

d) Sigortalının greve iştirak etmesi veya işverenin lokavt yapması hallerinde geçen süre,

18 inci maddede belirtilen çalışma sürelerine girmediği gibi, iş göremezliğin başladığı veya hastalığın anlaşıldığı yahut doğumun olduğu tarihten önceki bir yılın hesabında da dikkate alınmaz.

 

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Uzun Vadeli Sigorta Hükümleri

Malûl sayılma

MADDE 25- Sigortalının veya işverenin talebi üzerine Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca usûlüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi sonucu, çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az % 60'ını kaybettiği Kurum Sağlık Kurulunca tespit edilen sigortalı, malûllük sigortası bakımından malûl sayılır.

Ancak, sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce sigortalının çalışma gücünün % 60'ını kaybettiği önceden veya sonradan tespit edilirse, sigortalı bu hastalık veya arızası sebebiyle malûllük aylığından yararlanamaz.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Malûllük sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları

MADDE 26- Malûllük sigortasından sigortalılara sağlanan hak, malûllük aylığı bağlanmasıdır.

Sigortalıya malûllük aylığı bağlanabilmesi için sigortalının;

a) 25 inci maddeye göre malûl sayılması,

b) En az on yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak 1800 gün veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul olan sigortalılar için ise en az beş yıldan beri sigortalı bulunup toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması,

c) Malûliyeti nedeniyle sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan veya işyerini kapattıktan veya devrettikten sonra Kurumdan yazılı istekte bulunması,

Halinde malullük aylığı bağlanır. Ancak, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların kendi sigortalılığı nedeniyle genel sağlık sigortası primi dahil, prim ve her türlü borçlarının ödenmiş olması zorunludur.

Malûllük aylığının hesaplanması, başlangıcı, kesilmesi ve yeniden bağlanması

MADDE 27- Malûllük aylığı; prim ödeme gün sayısı 9000 günden az olan sigortalılar için 9000 gün üzerinden, 9000 gün ve daha fazla olanlar için ise toplam prim ödeme gün sayısı üzerinden, 29 uncu madde hükümlerine göre hesaplanır. Sigortalı başka birinin sürekli bakımına muhtaç ise tespit edilen aylık bağlama oranı 10 puan artırılır.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılar için ayrı ayrı olmak üzere, malûllük sigortasından dosya bazında her yıl bağlanan aylıkların aylık başlangıç tarihinin ait olduğu yılın Ocak ayı itibarıyla yıl içine ait artışlar uygulanmaksızın hesaplanacak tutarları, yaşlılık sigortasından bir önceki yılın son ödeme ayında söz konusu sigortalılar için ayrı ayrı dosya bazında ödenen en düşük yaşlılık aylığından az olamaz.

Malûllük aylığı, sigortalının;

a) Malûl sayılmasına esas tutulan rapor tarihi yazılı istek tarihinden önce ise yazılı istek tarihini,

b) Malûl sayılmasına esas tutulan rapor tarihi yazılı istek tarihinden sonra ise rapor tarihini,

c) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında bulunanların çalıştıkları işyerine müracaatları halinde, görevlerinden ayrıldıkları tarihi,

takip eden ay başından itibaren başlar.

Sigortalı, aylığın başlangıç tarihinde geçici iş göremezlik ödeneği almakta ise malûllük aylığı geçici iş göremezlik ödeneği verilme süresinin sona erdiği tarihten sonraki aybaşından başlar. Ancak, bağlanacak malûllük aylığı, sigortalının almakta olduğu geçici iş göremezlik ödeneğinin aylık tutarından fazla ise aradaki fark, bu maddenin üçüncü fıkrasına göre tespit edilecek tarihten başlanarak verilir.

Malûllük aylığı almakta iken bu Kanuna göre sigortalı olmayı gerektiren bir işte çalışanların malûllük aylıkları, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başından itibaren kesilir.

Bu Kanuna göre sigortalı olmayı gerektiren bir işte çalışması nedeniyle malûllük aylıkları kesilenlerden çalışması sona erip, malûllük aylığı bağlanması için yazılı istekte bulunanlara, kontrol muayenesine tabi tutulmak ve malûllüğünün devam ettiği anlaşılmak şartıyla eski malûllük aylığı, yazılı istekte bulunduğu tarihten sonraki ay başından itibaren ödenmeye başlanır. Ancak, bu durumdaki sigortalılar için yazılı istek tarihlerine göre yeniden malûllük aylığı hesaplanır ve bu aylık önceden bağlanan malûllük aylığından fazla ise hesaplanan yeni aylık üzerinden ödeme yapılır.

Yaşlılık sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları

MADDE 28- Yaşlılık sigortasından sigortalıya sağlanan haklar şunlardır:

a) Yaşlılık aylığı bağlanması.

b) Toptan ödeme yapılması.

İlk defa bu Kanuna göre sigortalı sayılanlara;

a) Kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmuş olmaları ve en az 9000 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması şartıyla yaşlılık aylığı bağlanır,

b) (a) bendinde belirtilen yaş şartı,

1) 1.1.2036 ilâ 31.12.2037 tarihleri arasında kadın için 59, erkek için 61,

2) 1.1.2038 ilâ 31.12.2039 tarihleri arasında kadın için 60, erkek için 62,

3) 1.1.2040 ilâ 31.12.2041 tarihleri arasında kadın için 61, erkek için 63,

4) 1.1.2042 ilâ 31.12.2043 tarihleri arasında kadın için 62, erkek için 64,

5) 1.1.2044 ilâ 31.12.2045 tarihleri arasında kadın için 63, erkek için 65,

6) 1.1.2046 ilâ 31.12.2047 tarihleri arasında kadın için 64, erkek için 65,

7) 1.1.2048 tarihinden itibaren ise kadın ve erkek için 65,

olarak uygulanır.

Sigortalılar ikinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinde yer alan yaş hadlerine üç yıl eklenmek ve adlarına en az 5400 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak şartıyla da yaşlılık aylığından yararlanabilirler.

Sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce 25 inci maddenin ikinci fıkrasına göre malûl sayılmayı gerektirecek derecede hastalık veya arızası bulunan ve bu nedenle malûllük aylığından yararlanamayan sigortalılara, en az onbeş yıldan beri sigortalı bulunmak ve en az 3960 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak şartıyla yaşlılık aylığı bağlanır.

Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucularının sağlık kurullarınca usulüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi sonucu, Kurum Sağlık Kurulunca çalışma gücündeki kayıp oranının;

a) % 50 ilâ % 59 arasında olduğu anlaşılan sigortalılar, en az 16 yıldan beri sigortalı olmaları ve 4320 gün,

b) % 40 ilâ % 49 arasında olduğu anlaşılan sigortalılar, en az 18 yıldan beri sigortalı olmaları ve 4680 gün,

malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak şartıyla ikinci fıkranın (a) bendindeki yaş şartları aranmaksızın yaşlılık aylığına hak kazanırlar. Bunlar 94 üncü madde hükümlerine göre kontrol muayenesine tâbi tutulabilirler.

Bakanlıkça tespit edilen maden işyerlerinin yer altı işlerinde sürekli veya münavebeli olarak en az 20 yıldan beri çalışan sigortalılar için ikinci fıkrada belirtilen yaş şartı 55 olarak uygulanır.

50 yaşını dolduran ve erken yaşlanmış olduğu tespit edilen sigortalılar, yaş dışındaki diğer şartları taşımaları halinde yaşlılık aylığından yararlanırlar.

Yukarıdaki fıkralarda belirtilen yaşlılık aylıklarından yararlanabilmek için, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalının çalıştığı işten ayrıldıktan, (b) bendinde belirtilen sigortalının sigortalılığa esas faaliyete son verip vermeyeceğini beyan ettikten, (c) bendinde belirtilen sigortalıların ise Kurumun aylık bağlanma hakkı olduğuna dair yazısı üzerine yetkili makamdan emekliye sevk onayı aldıktan ve ilişiği kesildikten sonra yazılı istekte bulunması şarttır.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen sigortalılara yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için ayrıca, yazılı talepte bulunduğu tarih itibarıyla genel sağlık sigortası primi dahil kendi sigortalılığı nedeniyle prim ve her türlü borcunun olmaması zorunludur.

Bu maddenin uygulamasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Yaşlılık aylığının hesaplanması

MADDE 29- Yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalıların aylığı, aşağıdaki hükümlere göre belirlenecek ortalama aylık kazancı ile aylık bağlama oranının çarpımı sonucunda bulunan tutardır.

Ortalama aylık kazanç, sigortalının her yıla ait prime esas kazancının, kazancın ait olduğu yıldan itibaren aylık talep tarihine kadar geçen yıllar için, her yıl gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek bulunan kazançlar toplamının, itibari hizmet süresi ile fiili hizmet süresi zammı hariç toplam prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanan ortalama günlük kazancın otuz katıdır.

Aylık bağlama oranı, sigortalının malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi geçen toplam prim ödeme gün sayısının her 360 günü için 2015 yılı sonuna kadar % 2,5; 2016 yılı başından itibaren ise % 2 olarak uygulanır. Bu hesaplamada 360 günden eksik süreler orantılı olarak dikkate alınır. Ancak aylık bağlama oranı % 90'ı geçemez.

28 inci maddenin dördüncü ve beşinci fıkralarına göre aylığa hak kazanan sigortalılar için hesaplanacak aylık bağlama oranı, prim ödeme gün sayısı 9000 günden az olanlar için çalışma gücü kayıp oranının 9000 gün prim ödeme gün sayısı ile çarpımı sonucu bulunan rakamın % 60'a bölünmesi suretiyle hesaplanan gün sayısına göre, üçüncü fıkra uyarınca tespit edilen orandır. Prim ödeme gün sayısı 9000 günden fazla olanlar için ise toplam prim ödeme gün sayısına göre aylık bağlama oranı belirlenir.

Yukarıdaki şekilde hesaplanan aylığın başlangıç tarihinin yılın ilk altı aylık dönemine rastlaması halinde 55 inci maddenin ikinci fıkrasına göre Ocak ödeme dönemi için gelir ve aylıklara uygulanan artış oranı kadar artırılarak, yılın ikinci altı aylık dönemine rastlaması halinde ise öncelikle Ocak ödeme dönemi, daha sonra Temmuz ödeme dönemi için gelir ve aylıklara uygulanan artış oranları kadar artırılarak, sigortalının aylık başlangıç tarihindeki aylığı hesaplanır.

Yaşlılık aylığının başlangıcı, kesilmesi veya sosyal güvenlik destek primi ödenmesi

MADDE 30- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının;

a) (a) ve (b) bentlerinde belirtilen sigortalılardan yaşlılık aylığına hak kazananlara, yazılı istek tarihinden sonraki,

b) (c) bendinde belirtilen sigortalılardan yetkili makamdan emekliye sevk onayı aldıktan ve görevleriyle ilişiği kesildikten sonra Kuruma başvuranlara, ilişiğinin kesildiği tarihi takip eden,

c) (c) bendinde belirtilen sigortalılardan her ne şekilde olursa olsun sigortalı olmayı gerektiren görevinden ayrılmış olanlara ise istek tarihini takip eden,

ay başından itibaren aylık bağlanır.

Aylığın ödenmesine başlanacağı tarihte hastalık sigortasından geçici iş göremezlik ödeneği almakta olan sigortalının yaşlılık aylığı, geçici iş göremezlik ödeneği verilme süresinin sona erdiği tarihi takip eden ay başından başlar. Ancak, bağlanacak yaşlılık aylığı geçici iş göremezlik ödeneğinin aylık tutarından fazla ise, aradaki fark birinci fıkraya göre tespit edilecek tarihten başlanarak verilir.

Yaşlılık aylığı almakta iken sigortalı olarak yeniden çalışmaya başlayanların veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaya veya ikamete dayalı sosyal yardım almaya başlayanların yaşlılık aylıkları, çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı sosyal yardım almaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başında kesilir. Yaşlılık aylıkları kesilenlerden, bu Kanuna tabi olarak yeniden çalışmaya başlayanlardan çalıştıkları süre zarfında 80 inci maddeye göre belirlenen prime esas kazançları üzerinden 81 inci madde gereğince kısa ve uzun vadeli sigorta kollarına ait prim alınır. Çalışmaya başlaması nedeniyle yaşlılık aylıkları kesilenlerden, işten ayrılarak veya işyerini kapatarak yeniden yaşlılık aylığı bağlanması için yazılı istekte bulunan sigortalıya, yazılı istek tarihini takip eden ay başından itibaren yeniden yaşlılık aylığı hesaplanarak bağlanır. Bu durumda olanların yeniden hesaplanan yaşlılık aylığı, 55 inci maddenin ikinci fıkrasına göre yeni talep tarihine kadar yükseltilen eski aylıklarının altında olamaz.

Yaşlılık aylığı almakta iken bu Kanuna tabi sigortalı olarak yeniden çalışmaya başlayanlardan veya 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine tabi faaliyete devam edeceğini beyan edenlerden aylıklarının kesilmemesi için yazılı istekte bulunanların yaşlılık aylıklarının ödenmesine devam edilir. Bunlardan 80 inci maddeye göre tespit edilen prime esas kazançlar üzerinden 81 inci maddenin (e) bendi gereğince sosyal güvenlik destek primi alınır. Sosyal güvenlik destek primi ödenmiş veya bildirilmiş süreler bu Kanuna göre malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim ödeme gün sayısına ilave edilmez, 31 inci ve 36 ncı madde hükümlerine göre toptan ödeme yapılmaz.

Üçüncü fıkraya göre yaşlılık aylığı kesilenler, bu Kanuna tabi olarak yeniden çalıştıkları süre içinde dördüncü fıkra hükümlerinin uygulanmasını; dördüncü fıkraya göre yaşlılık aylığı kesilmeden çalışanlar ise çalıştıkları süre içinde haklarında üçüncü fıkra hükümlerinin uygulanmasını isteyebilirler.

Yaşlılık toptan ödemesi ve ihya

MADDE 31- Sigortalı olarak çalıştığı işten ayrılan veya işyerini kapatan ve yaşlılık aylığı bağlanması için gerekli yaş şartını doldurduğu halde malûllük ve yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanamayan sigortalıya, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bendi kapsamında ise kendi adına bildirilen, (b) bendi kapsamında ise ödediği malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin her yıla ait tutarı, primin ait olduğu yıldan itibaren yazılı istek tarihine kadar geçen yıllar için, her yılın gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek toptan ödeme şeklinde verilir.

Bu Kanun veya bu Kanundan önce yürürlükte bulunan sosyal güvenlik kanunlarına göre toptan ödeme yapılarak hizmetleri tasfiye edilmiş bulunanlardan, yeniden bu Kanuna tabi olarak yahut bu Kanunla yürürlükten kaldırılmış kanunlara göre malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olanlar, yazılı olarak müracaat etmeleri halinde, aldıkları toptan ödemenin ödeme tarihi ile yazılı istek tarihi arasında geçen yıllar için her yılın gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek bulunan tutarını talep tarihini takip eden ayın sonuna kadar ödemeleri halinde, bu hizmetler ihya edilerek bu Kanunun uygulanmasında dikkate alınır.

Ölüm sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları

MADDE 32.- Ölüm sigortasından sağlanan haklar şunlardır:

a) Ölüm aylığı bağlanması.

b) Ölüm toptan ödemesi yapılması.

c) Aylık almakta olan eş ve çocuklara evlenme ödeneği verilmesi.

d) Cenaze ödeneği verilmesi.

Ölüm aylığı;

a) En az beş yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş,

b) Malûllük veya yaşlılık aylığı almakta iken veya malûllük veya yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanmış olup henüz işlemi tamamlanmamış,

c) Bağlanmış bulunan malûllük veya yaşlılık aylığı, sigortalı olarak çalışmaya başlamaları sebebiyle kesilmiş,

durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde bağlanır. Ancak, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların hak sahiplerine aylık bağlanabilmesi için ölen sigortalının genel sağlık sigortası primi dahil kendi sigortalılığından dolayı prim ve her türlü borcunun olmaması şarttır.

Ölüm sigortasından bağlanacak aylığın hesaplanması

MADDE 33- Sigortalının ölümü halinde hak sahiplerine bağlanan aylığın hesaplanmasında;

a) Sigortalının almakta olduğu veya bağlanmasına hak kazandığı malûllük veya yaşlılık aylığı,

b) Malûllük veya yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra sigortalı olarak çalışmaya başlaması sebebiyle aylığı kesilen sigortalının ölüm tarihi esas alınarak 27 nci veya 29 uncu maddelere göre tespit edilecek aylığı,

c) 32 nci maddenin ikinci fıkrasının (a) bendi kapsamında malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olan sigortalının prim ödeme gün sayısı, 9000 günden az ise 9000 gün üzerinden, 9000 gün ve daha fazla ise toplam prim ödeme gün sayısı üzerinden, 29 uncu madde hükümlerine göre hesaplanan aylığı,

esas alınır.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri ile 5 inci madde kapsamındaki sigortalılar için ayrı ayrı olmak üzere; sigortalıların ölümleri halinde ölüm sigortasından dosya bazında her yıl bağlanan aylıkların aylık başlangıç tarihinin ait olduğu yılın Ocak ayı itibarıyla yıl içine ait artışlar uygulanmaksızın hesaplanacak tutarları, yaşlılık sigortasından bir önceki yılın son ödeme ayında söz konusu sigortalılar için ayrı ayrı ödenen en düşük yaşlılık aylığından az olamaz. Sigortalı başka birinin sürekli bakımına muhtaç durumda malûl sayılarak aylık bağlanmasına hak kazanmış ise, birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinin uygulanmasında bu durum dikkate alınmaz.

Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması

MADDE 34- Ölen sigortalının 33 üncü madde hükümlerine göre hesaplanacak aylığının;

a) Dul eşine % 50'si; aylık bağlanmış çocuğu bulunmayan dul eşine ise bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaması veya kendi çalışmaları nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olması halinde % 75'i,

b) Bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmayan veya kendi çalışmaları nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış çocuklardan;

1) 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurmayanların veya,

2) Kurum Sağlık Kurulu kararı ile çalışma gücünü en az % 60 oranında yitirip malûl olduğu anlaşılanların veya,

3) Yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kızlarının,

her birine % 25'i,

c) (b) bendinde belirtilen çocuklardan sigortalının ölümü ile anasız ve babasız kalan veya sonradan bu duruma düşenlerle, ana ve babaları arasında evlilik bağı bulunmayan veya sigortalının ölümü tarihinde evlilik bağı bulunmakla beraber ana veya babaları sonradan evlenenler ile kendisinden başka aylık alan hak sahibi bulunmayanların her birine % 50'si,

d) Hak sahibi eş ve çocuklardan artan hisse bulunması halinde, ana ve babaya çalışmaması ve gelir veya aylık bağlanmamış olması halinde % 25'i oranında; çalışmayan ana ve babanın 65 yaşın üstünde olması, gelir veya aylık bağlanmamış olması halinde ise artan hisseye bakılmaksızın % 25'i,

oranında aylık bağlanır.

Sigortalı tarafından evlât edinilmiş, tanınmış veya soy bağı düzeltilmiş veya babalığı hükme bağlanmış çocukları ile sigortalının ölümünden sonra doğan çocukları, bağlanacak aylıktan yukarıda belirtilen esaslara göre yararlanır.

Hak sahiplerine bağlanacak aylıkların toplamı sigortalıya ait aylığın tutarını geçemez. Bu sınırın aşılmaması için gerekirse hak sahiplerinin aylıklarından orantılı olarak indirimler yapılır.

Hak sahiplerinin aylıklarının başlangıcı, kesilmesi ve yeniden bağlanması

MADDE 35- Ölüm sigortasından sigortalının hak sahiplerine bağlanacak aylıklar;

a) Sigortalının ölüm tarihini,

b) Hak sahibi olma niteliğinin ölüm tarihinden sonra kazanılması halinde, bu niteliğin kazanıldığı tarihi,

takip eden ay başından itibaren başlatılır. Hak sahiplerine bağlanan aylıklar 34 üncü maddede belirtilen şartların ortadan kalktığı tarihi takip eden ödeme dönemi başından itibaren kesilir.

Ancak bu Kanunun 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (d) ve (e) bendlerinde belirtilenlerden öğrenci olanların sigortalı sayılmaları, bağlanan aylıkların kesilmesini gerektirmez.

Aylığın kesilmesine yol açan sebebin ortadan kalkması halinde, 34 üncü maddede belirtilen şartlar saklı kalmak kaydıyla, müracaat tarihini takip eden ay başından itibaren yeniden aylık bağlanır. Ancak evliliğin ölüm nedeniyle sona ermesi durumunda, önceki aylığın yeniden bağlanması, sonraki eşten dolayı aylık hakkının doğmaması şartına bağlıdır.

Bu madde gereğince aylığı kesilen çocuklardan, sonradan Kurum Sağlık Kurulu kararı ile çalışma gücünü en az % 60 oranında kaybederek malul olduğu anlaşılanlara, 34 üncü maddede belirtilen şartları taşımaları halinde, malûllük durumlarının tespitine esas teşkil eden rapor tarihini takip eden ay başından itibaren, 94 üncü madde hükmü saklı kalmak kaydıyla aylık bağlanır.

Yeniden bağlanan aylık, aylığın kesildiği tarihten tekrar bağlandığı tarihe kadar geçen süre için 55 inci maddenin ikinci fıkrasına göre artırılmak suretiyle belirlenir.

Ölüme bağlı toptan ödeme ve ihya

MADDE 36- Ölen sigortalının hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanamaması durumunda, ölüm tarihi esas alınmak kaydıyla 31 inci maddenin birinci fıkrasına göre hesaplanan tutar, 34 üncü madde hükümleri dikkate alınarak hak sahiplerine toptan ödeme şeklinde verilir.

Hak sahiplerine yapılacak toptan ödemenin toplamı, sigortalıya yapılacak toptan ödeme tutarını geçemez. Bu sınırın aşılmaması için gerekirse hak sahiplerinin hisselerinden orantılı olarak indirim yapılır.

Toptan ödeme yapıldıktan sonra artan tutar olursa sigortalının ölümünden sonra doğan veya soy bağı düzeltilen veya babalığı hükme bağlanan çocuklarına da bu madde hükümlerine göre toptan ödeme yapılır.

Bu Kanun veya bu Kanundan önce yürürülükte bulunan sosyal güvenlik kanunlarına göre toptan ödeme yapılarak tasfiye edilmiş süreler, borçlanılarak veya yurt dışı hizmetleri birleştirilerek ya da sonradan hizmet tespiti nedeniyle hak kazanılan sürelerin eklenmesi suretiyle ölüm sigortasından yararlanmak için gerekli prim ödeme gün sayısının tamamlanması halinde, hak sahiplerinin yazılı isteği üzerine 31 inci maddenin ikinci fıkrasına göre ihya edilebilir. Yukarıdaki süreler, ihya edilen süreye ilişkin tutar dahil her türlü borçların ödendiği tarihi takip eden aybaşı itibarıyla bu Kanuna göre aylık bağlanmasında dikkate alınır.

Evlenme ve cenaze ödeneği

MADDE 37- Evlenmeleri nedeniyle 34 üncü maddeye göre bağlanan gelir veya aylıkları kesilmesi gereken eş veya çocukların, evlenmeleri ve talepte bulunmaları halinde almakta oldukları aylık veya gelirlerinin bir yıllık tutarı bir defaya mahsus olmak üzere evlenme ödeneği olarak peşin ödenir. Evlenme ödeneği alan hak sahibinin aylığının kesildiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde boşanması halinde, bir yıllık sürenin sonuna kadar gelir veya aylık bağlanmaz.

Evlenme ödeneği verilmesi halinde, diğer hak sahiplerinin aylık veya gelirleri evlenme ödeneği verilen sürenin bitimini takip eden ödeme döneminden itibaren 34 üncü maddeye göre yeniden belirlenir.

İş kazası veya meslek hastalığı sonucu veya sürekli iş göremezlik geliri, malûllük veya yaşlılık aylığı almakta iken veya kendisi için en az 360 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi bildirilmiş olup da ölen sigortalının hak sahiplerine, asgarî ücretin üç katı tutarında cenaze ödeneği ödenir. Cenaze ödeneği, sırasıyla sigortalının eşine, yoksa çocuklarına, o da yoksa ana babasına, o da yoksa kardeşlerine verilir.

Cenaze ödeneğinin yukarıdaki fıkraya göre ödenememesi ve sigortalının cenazesinin gerçek veya tüzel kişiler tarafından kaldırılması durumunda, üçüncü fıkrada belirtilen tutarı geçmemek üzere belgelere dayanan masraflar, masrafı yapan gerçek veya tüzel kişilere ödenir.

Uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık süresi

MADDE 38- Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında dikkate alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı; sigortalının, mülga 2/6/1949 tarihli ve 5417 sayılı İhtiyarlık Sigortası Kanununa, mülga 4/2/1957 tarihli ve 6900 sayılı Malûliyet, İhtiyarlık ve Ölüm Sigortaları Hakkında Kanuna, 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununa, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununa, bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa ve 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesi kapsamındaki sandıklara veya bu Kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarih olarak kabul edilir. Uluslararası sosyal güvenlik sözleşmeleri hükümleri saklıdır.

Bu Kanunun uygulanmasında 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir.

Aylık ve gelir bağlama işlemlerinde dikkate alınan sigortalılık süreleri, sigortalılığın başlangıç tarihi ile sigortalının aylık veya gelir bağlanması için yazılı istekte bulunduğu, aylık veya gelir bağlanması için istekte bulunmayan sigortalılar için ise ölüm tarihi arasında geçen süredir. 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalılar bakımından sigortalılık süresi; sigortalılığın başlangıç tarihi ile 48 inci maddeye göre Kurumun aylık bağlanma hakkı kazandığına dair yazısı üzerine yetkili makamdan emekliye sevk onayının alındığı ve ilişiğinin kesildiği ayın son günüdür. Özel kanun hükümleri hariç olmak üzere yetkili makamın emekliye sevk onayı, talep tarihinden itibaren bir ayı geçemez.

Uzun vadeli sigorta kolları bakımından üçüncü kişinin sorumluluğu

MADDE 39- Üçüncü bir kişinin kastı nedeniyle malul kalan sigortalıya veya ölümü halinde hak sahiplerine, bu Kanun uyarınca bağlanacak aylığın başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı için Kurumca zarara sebep olan üçüncü kişilere rücû edilir.

Malûllük veya ölüm hali, kamu görevlilerinin veya er ve erbaşlar ile kamu idareleri tarafından görevlendirilen diğer kişilerin vazifelerinin gereği olarak yaptıkları fiiller sonucu meydana gelmiş ise, bu fiillerden dolayı haklarında kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunanlar hariç olmak üzere, sigortalı veya hak sahiplerine yapılan ödemeler veya bağlanan aylıklar için Kurumca, kurumuna veya ilgililere rücu edilmez.

Fiilî hizmet süresi zammı

MADDE 40- Aşağıda belirtilen işyerlerinde ve/veya işlerde çalışan sigortalıların, hizmet sürelerine, bu işyerlerinde ve/veya işlerde geçen çalışma sürelerinin her 360 günü için karşılarında gösterilen prim gün sayıları, fiilî hizmet süresi zammı olarak eklenir. 360 günden eksik sürelere ait fiilî hizmet süresi zammı, 360 gün için eklenen fiilî hizmet süresi ile orantılı olarak belirlenir.

Aşağıdaki bentlerden birden fazlasına dahil olanlar için, en yüksek olan bentten fiili hizmet süresi zammı uygulanır.

 

 

 

 

Eklenecek

 

 

 

Gün

 

Kapsamdaki Sigortalılar

Kapsamdaki İşyerleri ve/veya İşler

Sayısı

 

 

1) Çelik, demir, pirinç ve tunç döküm

 

 

 

işlerinde.

 

 

 

2) Zehirli, boğucu, yakıcı, öldürücü ve

 

 

 

patlayıcı gaz, asit, boya işleri ile gaz

 

 

 

maskesiyle çalışmayı gerektiren başka

 

 

 

işlerde.

 

 

1) Fabrika, atölye, havuz ve de-

3) Patlayıcı maddeler yapılması işlerinde.

90 gün

 

polarda, trafo binalarında çalışan-

 

 

 

lar.

 

 

 

 

4) Lokomotif ve gemi kazanlarının onarıl-

 

 

 

ması ve temizlenmesi işlerinde.

 

 

 

5) Gemilerin sintine, Dabilbotom gibi ka-

 

 

 

palı sarnıçlar içindeki raspa ve boya işle-

 

 

 

rinde.

 

 

 

6) Oksijen veya elektrik kaynağı, keski,

 

 

 

tabanca ve perçin, takım sertleştirilmesi

 

 

 

ve kum püskürtme suretiyle raspa işlerinde

 

 

2) Basım ve gazetecilik işyerlerin-

1) Solunum ve cilt yoluyla vücuda geçen gaz

 

 

de 4857 sayılı İş Kanununa göre

veya diğer zehirleyici maddelerle çalışılan

 

 

çalışanlar

işyerleri.

90 gün

 

 

2) Fazla gürültülü ve ihtizaz yapıcı makine

 

 

 

ve aletlerle çalışarak iş yapılan işyerleri.

 

 

 

3) Tabii ışığın hiç olmadığı veya münhasıran

 

 

 

suni ışık altında çalışılan işyerleri.

 

 

 

4) Günlük mesainin yarıdan fazlası saat 20.00’

 

 

 

den sonra çalışılarak yapılan işyerleri.

 

 

 

5) Doğrudan doğruya yüksek hararete maruz

 

 

 

bulunarak çalışılan işyerleri.

 

 

 

6) Fazla ve devamlı fizikî gayret sarf edilerek

 

 

 

iş yapılan işyerleri.

 

 

3) Gemi adamları, gemi ateşçileri,

Denizde

 

 

gemi kömürcüleri, dalgıçlar.

 

90 gün

 

4) Yer altı işlerinde sürekli veya

Maden işyerleri

180 gün

 

münavebeli çalışanlar.

 

 

 

5) Mesleği icabı; röntgen, radyum

Röntgen, radyum ve benzeri iyonizan

 

 

ve benzeri iyonizan radyasyonla-

radyasyon laboratuarları işlerinde

90 gün

 

rında fiilen çalışan hekim, diş he-

 

 

 

kimi, teknisyen, sağlık memuru,

 

 

 

radyasyon fizikçisi ve teknisyeni

 

 

 

ve iyonizan radyasyonla fiilen ça-

 

 

 

lışan bilumum personel ve yar-

 

 

 

dımcıları.

 

 

 

6) Havayollarının uçucu personeli,

Fiilen uçakta ve lokomotifte

90 gün

 

lokomotif makinistleri.

 

 

 

7) Subay, yedek subay, astsubay,

Türk Silâhlı Kuvvetlerinde

90 gün

 

uzman jandarma ve uzman erbaş-

 

 

 

lar.

 

 

 

8) Asaleti onaylanmış olmak şar-

Emniyet ve polis mesleğinde, Millî

 

 

tıyla adaylıkta geçirilen süreler

İstihbarat Teşkilâtında

90 gün

 

dahil polis komiser yardımcısı,

 

 

 

komiser, baş komiser, emniyet

 

 

 

amiri, emniyet müdürleri ile bu

 

 

 

ve daha yukarı maaş ve derece-

 

 

 

lerdeki emniyet mensupları, Mil-

 

 

 

lî İstihbarat Teşkilâtı mensupları.

 

 

 

9) 13.6.1952 tarihli ve 5953 sayılı

5953 sayılı Kanun kapsamındaki

90 gün

 

Kanuna tabi olarak çalışan sigorta-

işyerlerinde

 

 

lılar ile Basın Kartı Yönetmeliğine

 

 

 

göre basın kartı sahibi olmak sure-

 

 

 

tiyle gazetecilik yaparken kamu

 

 

 

kurumlarına giren ve bu kurumlar-

 

 

 

da meslekleriyle ilgili görevde is-

 

 

 

tihdam edilenler.

 

 

 

10) İnfaz koruma memurları, baş

Ceza ve tutukevlerinde fiilen hükümlü

 

 

memurları ve diğer personel.

ve tutuklularla irtibat içinde olan görevliler

90 gün

 

11) PTT dağıtıcıları

Posta dağıtımı işyerlerinde yaya olarak

 

 

 

yapılan işlerde.

90 gün

 

12) Türkiye Radyo Televizyon Ku-

Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu

 

 

rumunda haber hizmetini yapan ve

haber hizmetlerinde

90 gün

 

haber hizmetlerinde fiilen çalışan;

 

 

 

Daire Başkanı, Başkan Yardımcısı,

 

 

 

Müdür, Müdür Yardımcısı, Şef, Mu-

 

 

 

habir, Stajyer Muhabir, Redaktör

 

 

 

Spiker, Spiker, Redaktör, Mütercim,

 

 

 

Kameraman, Kamera Asistanı, Şef

 

 

 

Kameraman, Şef Montajcı, Fotoğ-

 

 

 

rafçı, Işıkçı, Sesçi, Teknisyen, Te-

 

 

 

leks Operatörü.

 

 

 

13) Tarım Bakanlığı Ziraî Mücade-

Ziraî mücadele ve ziraî karantina teknik

 

 

le ve Karantina Teşkilâtı ile Veteri-

ve idarî işleri ile salgın, bulaşıcı, paraziter

 

 

ner Teşkilâtında vazife gören me-

hayvan hastalıkları ile mücadele işlerinde

60 gün

 

mur ve hizmetliler.

 

 

 

14) Devlet Tiyatrosu sanatkârları,

Devlet Tiyatroları ile Cumhurbaşkanlığı

 

 

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkest-

Senfoni Orkestrasında

 

 

rasının şef ve üyeleri.

 

90 gün

 

Yukarıdaki hükümlere göre hesaplanan fiilî hizmet süresi zammı sekiz yılı geçmemek üzere uzun vadeli sigorta kolları uygulamasında prim ödeme gün sayısına eklenir ve emeklilik yaş hadlerinden üç yılı geçmemek üzere yarısı indirilir. Yukarıda yer verilen tablonun 4 numaralı sırasında yer alan ve 180 gün fiilî hizmet zammı süresi verilen sigortalılar için sekiz yıllık süre sınırı uygulanmaz.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurumun önerisi üzerine Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelik ile düzenlenir.

Sigortalıların borçlanabileceği süreler

MADDE 41.- Bu Kanuna göre sigortalı sayılanların;

a) Kanunları gereği verilen ücretsiz doğum ya da analık izni süreleri,

b) Er veya erbaş olarak silah altında veya yedek subay okulunda geçen süreleri,

c) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olanların, personel mevzuatına göre aylıksız izin süreleri,

d) Sigortalı olmaksızın doktora öğrenimi veya tıpta uzmanlık için yurt içinde veya yurt dışında geçirdikleri normal doktora veya uzmanlık öğrenim süreleri,

e) Sigortalı olmaksızın avukatlık stajını yapanların normal staj süreleri,

f) Sigortalı iken herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınanlardan bu suçtan dolayı beraat edenlerin tutuklulukta veya gözaltında geçen süreleri,

g) Grev ve lokavtta geçen süreleri ve Kurumca kabul edilecek sektörel veya genel ekonomik kriz dönemlerinde işvereni tarafından ücretsiz izinli sayılanların, her yıl için 3 ayı geçmemek üzere bu süreleri,

h) Hekimlerin fahrî asistanlıkta geçen süreleri,

ı) Seçim kanunları gereğince görevlerinden istifa edenlerin, istifa ettikleri tarih ile seçimin yapıldığı tarihi takip eden aybaşına kadar açıkta geçirdikleri süreleri,

kendilerinin veya hak sahiplerinin yazılı talepte bulunmaları ve talep tarihinde 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt ve üst sınırları arasında olmak üzere, kendilerince belirlenecek günlük kazancın % 32'si üzerinden hesaplanacak primlerini borcun tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde ödemeleri şartı ile borçlandırılarak, borçlandırılan süreleri sigortalılıklarına sayılır.

Bir ay içinde ödenmeyen borçlanmalar için ise yeni başvuru şartı aranır. Primi ödenmeyen borçlanma süreleri hizmetten sayılmaz. Borçlanma sürelerinin ne şekilde belgeleneceğini belirlemeye Kurum yetkilidir.

Bu Kanuna göre tespit edilen sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler için borçlandırılma halinde, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlandırılan gün sayısı kadar geriye götürülür. Sigortalılık borçlanması ile aylık bağlanmasına hak kazanılması durumunda, ilgililere borcun ödendiği tarihi takip eden aybaşından itibaren aylık bağlanır.

Borçlanılan süreler, uzun vadeli sigorta ve genel sağlık sigortası bakımından;

a) Birinci fıkranın (a), (b), (d), (e), (f), (g) ve (h) bendi gereği borçlananlar, borçlandığı tarihteki 4 üncü maddenin birinci fıkrasının ilgili bendine göre,

b) Birinci fıkranın (c) ve (ı) bendi gereği borçlananlar, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendine göre,

sigortalılık süresi olarak değerlendirilir.

Bu Kanunun yürürlük tarihinden sonraki sürelere ait borçlanmalarda; borçlanılan prime esas gün sayısı borçlanılan ilgili aylara mal edilir. Seçilen prime esas kazanç, borcun ödendiği tarihteki prime esas asgarî kazanca oranlanarak, söz konusu oran ilgili ayın prime esas asgari kazancı ile çarpılır. Bulunan tutar, ilgili ayın prime esas kazancı kabul edilir. Ancak hesaplanan prime esas kazanç hiçbir suretle o ayın prime esas azamî kazancını geçemez.

Bildirim ve itiraz

MADDE 42- Kurum, sigortalıya veya hak sahiplerine bağlanacak gelir, aylık veya toptan ödemeleri, gerekli belgelerin ve incelemelerin tamamlandığı tarihten itibaren en geç üç ay içinde hesap ve tesbit ederek sonuçlarını yazı ile bildirir. İlgililer, yazıyı aldıkları günden başlamak üzere iki ay içinde Kuruma veya Kurumca verilen karar üzerine, yetkili mahkemeye başvurarak Kurum kararına itirazda bulunabilir. Mahkemeye itiraz, kararın uygulanmasını geciktirmez.


BEŞİNCİ BÖLÜM

Kamu Görevlilerine İlişkin Hükümler

Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Başbakanlık görevinde bulunanların aylıkları

MADDE 43- Cumhurbaşkanı iken bu görevinden herhangi bir nedenle ayrılanlara, istekleri üzerine, müracaat tarihini takip eden aybaşından itibaren, istek tarihinde Cumhurbaşkanına ödenmekte olan aylık ödeneğin % 40'ı oranında yaşlılık aylığı bağlanır.

Ancak, herhangi bir nedenle görevden ayrılan Cumhurbaşkanı, 28 inci maddeye göre yaşlılık aylığına hak kazanıyorsa, 29 uncu maddeye göre yaşlılık aylığı ayrıca hesaplanır ve aylıklardan yüksek olanı yaşlılık aylığı olarak bağlanır. 28 inci maddeye göre aylığa hak kazanamaması halinde birinci fıkraya göre bağlanan aylığın tümü, 28 inci maddeye göre aylığa hak kazanması halinde ve 29 uncu maddeye göre hesaplanan aylık, birinci fıkraya göre bağlanan aylıktan düşükse aradaki fark, Hazineden tahsil edilir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı veya Başbakan iken bu görevinden herhangi bir nedenle ayrılanlara, istekleri üzerine, müracaat tarihini takip eden aybaşından itibaren, istek tarihindeki Cumhurbaşkanına ödenmekte olan aylık ödeneğin % 40'ı esas alınarak Cumhurbaşkanına bağlanacak yaşlılık aylığının % 75'i oranında yaşlılık aylığı bağlanır.

Ancak herhangi bir nedenle görevden ayrılan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı veya Başbakan, 28 inci maddeye göre yaşlılık aylığına hak kazanıyorsa, 29 uncu maddeye göre yaşlılık aylığı ayrıca hesaplanır ve aylıklardan yüksek olanı yaşlılık aylığı olarak bağlanır. 28 inci maddeye göre aylığa hak kazanılamıyorsa üçüncü fıkraya göre bağlanan aylığın tümü, 28 inci maddeye göre aylığa hak kazanılıyor ve 29 uncu maddeye göre hesaplanan aylık, üçüncü fıkraya göre bağlanan aylıktan düşükse aradaki fark, Hazineden tahsil edilir.

Cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı veya Başbakan iken veya bu görevlerden ayrıldıktan sonra ölenlerin hak sahiplerine, bu maddeye göre hesap edilen aylık 34 üncü madde hükümlerine göre ölüm aylığı olarak bağlanır.

Bu madde kapsamında bağlanan gelir ve aylıklar, 55 inci maddenin ikinci fıkrası hükümlerine göre artırılır.

Bazı kamu görevlilerine yaşlılık aylığı bağlanacak haller

MADDE 44- Bu Kanun hükümlerinin uygulanmasında bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılan bazı kamu görevlilerine yaşlılık aylığı bağlanmasına ilişkin aşağıdaki hükümler uygulanır:

a) 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun 40 ıncı maddesi gereğince yaş haddinden emekliye ayrılanlara 5400 gün prim ödeme gün sayısı olması halinde,

b) Özel kanunları gereğince kadrosuzluk nedeniyle emekliye sevk edilenlere yaş şartı aranmaksızın, prim ödeme gün sayısı 9000 gün olması halinde,

yaşlılık aylığı bağlanır.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olanlardan subay, astsubay, askerî memurlarla uzman jandarma ve uzman erbaşlar ahlâk noktasından hükümle veya yetersizlik ya da disiplin sebeplerinden dolayı sicilleri üzerine veyahut askerî mahkemelerce verilecek kararlar üzerine kurumlarınca re'sen, bunlar dışında kalanlar ise ahlâk ve yetersizlik sebeplerinden dolayı yönetmeliğine göre sicilleri üzerine kurumlarınca re'sen emekliye sevk edilenlere ise, 28 inci maddenin ikinci ve üçüncü fıkrasında belirtilen yaş ve prim ödeme gün sayısını tamamlamaları halinde yaşlılık aylığı bağlanır.

Birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri gereğince bağlanan yaşlılık aylıkları, 28 inci maddenin ikinci ve üçüncü fıkrasında aranan yaş ve prim ödeme gün sayısı tamamlanıncaya kadar bunları çalıştıran kamu idarelerinden tahsil edilir.

Kanunları gereğince görevden uzaklaştırılanlar, tutuklananlar veya görevine son verilenlerin sigortalılıkları ve primleri

MADDE 45- Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olan sigortalılardan görevden uzaklaştırılan, görevi ile ilgili olsun veya olmasın herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınanlardan, kanunları gereğince eksik aylığa müstahak bulunanların prime esas kazançlarının yarısı; kanunlarına göre bu müddetler için sonradan görevlerine iade edilerek tam aylığa hak kazananların ise prime esas kazançlarının tamamı üzerinden prim alınır.

Görevine son verilenlerden yargı kararı ile görevlerine iade edilenlerin primleri, göreve son verildiği tarihten görevine başladığı tarihe kadar kendi kadrosunun veya emsali kadronun prime esas kazancına göre hesaplanır. Bu durumdakilerin primlerine ait sigortalı ve işveren hisselerinin gecikme cezası ve gecikme zamları kurumlarınca ödenir ve bu süreler sigortalılık süresinden sayılır.

Birinci ve ikinci fıkraya göre sigortalılık durumu değişenler için ek bildirge düzenlenerek Kuruma verilir ve bu durumda 102 nci madde hükümleri uygulanmaz.

Bu Kanunun 4 üncü maddesinin (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanlardan, ilgili kanunları gereğince kullandıkları aylıksız izin sürelerinin bitiminden sonra göreve başlayanlar ile göreve başlaması için tanınan sürelerde bu Kanunun 67 nci maddesinde aranan 30 günlük prim ödeme şartı aranmaz.

Bazı kamu görevlilerinin prime esas kazançları ve prime esas kazanç üst sınırı

MADDE 46- Harp okulları ile fakülte ve yüksek okullarda silahlı kuvvetler hesabına okuyanların ve astsubay meslek yüksek okulu öğrencilerinin öğrenci harçlıkları ile ilgisine göre en az aylık alan teğmen veya astsubay çavuşun prime esas kazançları arasındaki farkın primi; polis akademisi ile fakülte ve yüksek okullarda Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına okuyan veya kendi hesabına okumakta iken Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına okumaya devam eden öğrencilerin öğrenci harçlıkları ile komiser yardımcısı veya polis memuru prime esas kazançları arasındaki farkın primi, öğrenciler adına kurumlarınca ödenir.

Fakülte veya yüksek okullarda kendi hesabına okuduktan sonra subay naspedilen veya yedek subaylık hizmetini takiben subaylığa geçirilenler ile fakülte ve yüksekokullarda kendi hesabına okuduktan sonra, komiser yardımcısı veya polis memuru olarak atananların yüksek öğrenim süresinin fiilî hizmetten sayılması nedeni ile doğacak borçlanma bedeli, ilgisine göre talep tarihindeki en az aylık alan teğmenin veya komiser yardımcısının prime esas kazancı üzerinden, sigortalı prim hissesi kendilerince, işveren prim hissesi de kurumlarınca verilmek suretiyle borcun tebliğ tarihinden itibaren iki yıl içinde eşit taksitler halinde ödenir.

Talim ve manevra için rütbe ile silâh altına alınan 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olan sigortalılardan rütbelerinin prime esas kazançları, vazifelerinin prime esas kazancından fazla olanların prime esas kazanç farklarına ait primleri vazife gördükleri kurumlarınca ve seferberlik ve harp için silâh altına alınanlardan vazifelerinin prime esas kazançları, rütbelerinin prime esas kazancından fazla olanların prime esas kazançları arasındaki farkın primleri de, rütbelerinin prime esas kazancını ödeyen kamu idaresince kesilerek Kuruma ödenir.

Kamu görevlilerinin kısa ve uzun vadeli sigorta kollarının uygulaması bakımından prime esas kazançlarının tespitinde 82 nci maddede belirtilen üst sınır aranmaz. Ancak yurt dışında geçici ya da sürekli göreve gönderilen kişilerin prime esas kazançları, Türkiye'deki emsali kadrodaki sigortalının prime esas kazancını geçemez.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında bulunanlara geçici iş göremezlik ödeneği verildiği sürece, bunların uzun vadeli sigorta kolları primleri ile genel sağlık sigortası primleri işverenlerince ödenmeye devam edilir.

Vazife malûllüğü, harp malûllüğü ile harp malûllerine verilecek malûllük zammı ve vazife malûllerine verilecek sürekli iş göremezlik geliri karşılığı

MADDE 47- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki kamu görevlileri için 13 üncü maddede yazılı iş kazası; vazifelerini yaptıkları sırada vazifelerinden veya vazifeleri dışında kurumların verdiği her hangi bir kuruma ait başka işleri yaparken bu işlerden veya kurumların menfaatini korumak maksadıyla bir iş yaparken ya da görevleriyle ilgili olarak işe gelişi ve işden dönüşü sırasında doğmuş olursa, buna vazife malûllüğü ve bunlara uğrayanlara da vazife malûlü denir. Bunların sürekli iş göremezlik gelirleri, 19 uncu madde hükümlerine göre hesaplanır.

Subay (yedek subay dahil), astsubay, uzman jandarma, uzman erbaş ile Türk Silâhlı Kuvvetlerince görevlendirilen ve bu Kanun kapsamında bulunan sigortalılardan;

a) Harpte fiilen ateş altında,

b) Harpte, harp bölgelerindeki harp harekât ve hizmetleri sırasında, bu harekât ve hizmetlerin sebep ve etkileriyle,

c) Harpte veya harbe hazırlık devresinde her çeşit düşman silâhlarının etkisiyle,

d) Askeri harekâtı gerektiren iç tedip ve sınır hareketleri sırasında, bu hareketlerin sebep ve etkisiyle,

e) Barışta veya olağanüstü hallerde, emir veya görev ile uçuş yapan uçucularla hangi meslek ve sınıftan olursa olsun emirle görevli olarak uçakta bulunanlardan uçuşun havadaki ve yerdeki sebepleriyle ve yine emir ve görev ile dalış yapan dalgıçlarla, hangi meslek ve sınıftan olursa olsun emirle görevli olarak denizaltı gemisinde veya dalgıç kıtasında bulunanlardan denizaltıcılığın veya dalgıçlığın çeşitli sebep ve tesirleriyle,

f) Anayasanın 92 nci maddesi veya Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler uyarınca yabancı ülkelere Türk Silahlı Kuvvetleri gönderilmesini gerektiren durumlarda, birliklerin bulundukları yerlerden hareketlerinden itibaren yurt içinde, yurt dışında, yabancı ülkelerde veya yurda dönüş sırasında,

bu Kanunun 19 uncu maddesinde belirtildiği şekilde sürekli iş göremezlik gelirine esas olacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybeden veya bu Kanunun 25 inci maddesine göre malûl sayılmayı gerektirecek derecede malûl olanlara, harp malûlü denir.

Bunlardan uzman erbaşlara bulundukları kademenin üç ilerisindeki kademenin, uzman jandarmalara bulundukları rütbenin bir üst rütbesinin aynı kademesinin; astsubaylarla yarbay rütbesine kadar, (yarbay hariç) bir üst rütbenin aynı kademesinin, yarbaylara albay, albaylara kıdemli albay, kıdemli albay ile general ve amirallere bir üst rütbenin, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında bulunan sigortalılara ise bir üst derecesine veya kademesine karşılık gelen prime esas kazancı üzerinden sürekli iş göremezlik geliri bağlanır.

Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bendi kapsamında bulunan sigortalılardan, Türk Silahlı Kuvvetlerince görevlendirilenlere, öğrenim durumlarına göre 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesinde tespit edilen giriş derece ve kademesinin bir üst derecesindeki aynı kademesine karşılık gelen prime esas kazanç üzerinden; bunlardan öğrenim görmemiş olanlara aynı iş göremezlik derecesinden sürekli iş göremezlik geliri alan ve Devlet Memurları Kanununa ekli gösterge tablosundaki ilkokulu bitiren sigortalıya bağlanması icap eden derece ve kademesinin bir üst derecesindeki aynı kademesine karşılık gelen prime esas kazanç üzerinden sürekli iş göremezlik geliri bağlanır. Bulundukları derecenin bir üst derecesi olmayanlar için o derecenin üç ilerisindeki kademe göstergesi, üç ilerisindeki kademe göstergesi olmayanlar için de o derecenin son kademe göstergesi esas alınır.

Sigortalılardan harp malûlü olanlara bağlanacak sürekli iş göremezlik geliri, harp malulü erlere bağlanacak sürekli iş göremezlik gelirinden az olamaz.

Harp malûllerinin, malullük derecesine göre aşağıdaki yazılı göstergelerin, memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak miktar "Harp malûllüğü zammı" olarak sürekli işgöremezlik gelirlerine ayrıca eklenir.

 

 

İş Göremezlik Derecesi

Göstergeler

% 81 ve üzeri

1100

% 67 ila 80

1000

% 51 ila 66

900

% 41 ila 50

800

% 31 ila 40

700

% 21 ila 30

600

% 10 ila 20

450

Harp malûlü sayılanlardan bir harekâtın başarıyla sonuçlanmasını şahsen sağladığı ve örnek tutulacak cesaret ve fedakarlık gösterdiği sıralarda bu malûllüğe uğradıkları usûlüne göre sıralı üstlerince saptanan Türk Silâhlı Kuvvetleri mensupları ile Türk Silâhlı Kuvvetlerince görevlendirilen sivil görevlilere, Genelkurmay Başkanlığının uygun görmesi ve Millî Savunma Bakanının onayı ile harp malûllüğü zamları % 25 fazlasıyla bağlanır.

5434 sayılı Kanunun harp malullüğü hükümlerine ilişkin diğer kanunlarda yapılan atıflar bu maddeye yapılmış sayılır.

Bu madde gereğince sürekli iş göremezlik geliri almakta iken veya bağlanması gerekirken ölenlerin hak sahiplerine harp malûllüğü zammı da dahil olmak üzere prim ödeme gün sayısına bakılmaksızın ölüm aylığı bağlanır.

Harp malûlü olanlara verilecek her türlü malûllük zammı tutarının Kurumca belirlenecek peşin sermaye değeri toplamı en geç bir ay içinde Millî Savunma Bakanlığı veya İçişleri Bakanlığı tarafından Kurumun göstereceği hesaplara yatırılır. Süresinde yatırılmayan tutarlar için 89 uncu madde hükümleri uygulanır.

Bu madde gereğince kendilerine sürekli iş göremezlik geliri bağlananların, sigortalı olarak çalışmaya başlamaları halinde bu gelirleri kesilmez.

Harp malûllerinin hak sahiplerine bağlanacak ölüm gelirinin tutarı, harp malûllüğü zammı da ayrıca dikkate alınarak hesap edilir.

Harp malûlleri, vazife malûlleri ve malûl olanların istekleri halinde, bu Kanun hükümleri uygulanmaksızın malûllüklerinin engel olmadığı başka vazife veya sınıflara nakil suretiyle tayinleri yapılmak üzere, istifa etmiş sayılırlar. Bunların, istifa etmiş sayılmalarından sonra dahi, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasını isteme hakları saklıdır. Ancak, kurumlarında başka vazife veya sınıflara naklî mümkün olanlardan, özel kanunlarına göre yükümlülük süresine tabi olanlar, bu yükümlülüklerini tamamlamadıkça veya malûliyetlerinin yeni vazifelerine de mani olduğuna dair bu Kanun hükümlerine göre yeniden rapor almadıkça bu haklarını kullanamazlar.

Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılan Türk Silâhlı Kuvvetleri personelinin harp malûllüğü, iş kazası, meslek hastalığı ve malûllük sonucu çalışma gücü kaybı ve iş göremezlik derecelerinin tespiti, Türk Silâhlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği hükümleri esas alınarak Kurum tarafından belirlenir.

Kamu görevlilerinin emekliye sevk onayları

MADDE 48- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olanların yaşlılık veya malûllük aylığı almak üzere görevleriyle ilişiklerinin kesilmesi;

a) Re'sen emekliye sevk hallerinde, sigortalının çalıştığı göreve atamasındaki usûle göre atamaya yetkili makamın,

b) İstek üzerine veya yaş haddi veya malûllük hallerinde atamaya yetkili makamın,

c) Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, belediye başkanları, belediye meclisi ve il genel meclisi üyelerinin yaşlılık aylığı taleplerinde, malûliyet ve yaş haddi hallerinde adlarına prim kesilmiş en son kurumun en yüksek amirinin, bunlardan bu görevlerinden önce herhangi bir kamu kurumuna tabi olarak çalışmayanların son defa görev yaptıkları yer başkanının,

d) Kurumların yönetim kurulu üyelerinin istek, malûliyet ve yaş haddi hallerinde, atanmalarında atamayı yapan kurumun en yüksek amirinin,

e) Danıştay Başkanının istek, malûliyet ve yaş haddi hallerinde Başbakanlık, Sayıştay Başkanının aynı halleri için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı,

onayı ile tekemmül eder.

Özel kanun hükümleri hariç olmak üzere yetkili makamın emekliye sevk onayı, talep tarihinden itibaren bir ayı geçemez. Bakanlar Kurulu kararı veya müşterek kararname ile atananların görevleriyle ilişiklerinin kesilmesi ilgili bakanın onayı ile tekemmül eder.

Özelleştirilmeleri sonucu sermayesindeki kamu payı % 50'nin altına düşen kuruluşlar ile satış veya devri yapılmış olan kuruluşlarda çalışmakta iken emekliye ayrılanlar için emekliye sevk onayı aranmaz. Birinci fıkranın (b) bendine göre emekliye ayrılmak isteyenler için her durumda, istek tarihinden itibaren bir aylık süre sonunda ilişikleri kesilmiş sayılır.

İtibarî hizmet süreleri ve itibarî hizmet süresi primi

MADDE 49- İtibarî hizmet süresi, bu Kanuna göre bağlanacak aylıklar ve yapılacak toptan ödemelerin hesabında fiilen çalışılmak suretiyle geçen hizmet sürelerine eklenen süredir. Sigortalıların aşağıda yazılı görevlerde geçen zamlar hariç, fiilî hizmet sürelerinin her yılı için;

a) Subay (yedek subay dahil), astsubay, uzman jandarma ve uzman erbaşlardan;

1) Harbi doğuran genel ve kısmî seferberliğe katılanların, harbin ilanından seferberliğin bitim tarihine,

2) Seferberliği gerektiren iç tedip hareketlerine fiilen katılan birliklerde görevli olanların, çarpışmaların başlangıcından seferberliğin sona erdiği tarihe,

3) Harp veya seferberlik ilân edilmeden, Anayasanın 92 nci maddesi veya Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler uyarınca, yabancı ülkelere gönderilen Türk Silâhlı Kuvvetlerinde görev yapanların, yabancı ülkeye gönderildiği tarihten Türkiye'ye dönüş tarihine,

kadar geçen tutsaklık süreleri dahil fiilî hizmet sürelerinin,

b) 4 üncü madde gereği sigortalı sayılanlardan birinci fıkranın (a) bendinin (1), (2) ve (3) numaralı alt bentlerinde yazılı hareketlere sivil görevli, er veya erbaş olarak katılanların, bu durumlarda geçen fiilî hizmet sürelerinin, bu tarihlerden sonra devam eden tutsaklık sürelerinin,

c) Harp halinde düşmana tutsak düşen veya düşman tarafından enterne edilen sigortalılardan kanunları gereğince, aylıkları ödenmek suretiyle, sözleşmeli personel hariç olmak üzere kurumları ile ilgileri kesilmeyenlerin, bu durumlarda geçen fiilî hizmet sürelerinin,

bir katı, itibarî hizmet süresi olarak eklenir. Bu nedenlerle eklenecek itibarî hizmet sürelerinin toplamı, beş yıldan fazla olamaz.

Türk Silâhlı Kuvvetleri, Milli İstihbarat Teşkilâtı Müsteşarlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Orman Genel Müdürlüğünde pilot olan ve olmayan uçucu, denizaltıcı, dalgıç, kurbağa adam ve paraşütçülerin bu görevlerinde geçirdikleri fiilî hizmet sürelerinin her yılı için altı ay itibarî hizmet süresi eklenir. Bunlardan bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) ve (2) numaralı alt bentlerinde gösterilenler için itibarî hizmet süresi zamları ayrıca eklenir. Bu fıkradaki nedenlere bağlı olarak eklenecek itibarî hizmet sürelerinin hesabında, beş yıllık sınır uygulanmaz.

İtibarî hizmet süreleri, aylık bağlama oranının hesabında prim ödeme gün sayısına eklenir. Bu süreler malullük, yaşlılık ve ölüm aylığı bağlanması için gerekli prim gün sayısı, yaş ve emekli ikramiyesi hesabında nazara alınmaz.

Her yıl sonunda, sigortalının fiilî hizmet süresine bu maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri ile ikinci fıkrası hükümleri uyarınca eklenen itibarî hizmet süresinin her otuz günü için, yılın son ayında sigortalı adına ödenen sigortalı ve işveren prim toplamı kadar ayrıca itibarî hizmet süresi primi işverenden tahsil edilir. Süresinde yatırılmayan tutarlar için 89 uncu madde hükümleri uygulanır.

ALTINCI BÖLÜM

İsteğe Bağlı Sigorta Hükümleri

İsteğe bağlı sigorta ve şartları

MADDE 50- İsteğe bağlı sigorta; kişilerin isteğe bağlı olarak prim ödemek suretiyle uzun vadeli sigorta kollarına ve genel sağlık sigortasına tabi olmalarını sağlayan sigortadır.

İsteğe bağlı sigortalı olabilmek için Türkiye'de yasal olarak ikamet edenlerden;

a) Bu Kanuna tabi zorunlu sigortalı olmayı gerektirecek şekilde çalışmamak veya sigortalı olarak çalışmakla birlikte, ay içerisinde 30 günden az çalışmak veya son bir yıl içinde 360 günden az çalışmak ya da tam gün çalışmamak,

b) Kendi sigortalılığı nedeniyle aylık bağlanmamış olmak,

c) 18 yaşını doldurmuş bulunmak,

d) İsteğe bağlı sigorta talep dilekçesiyle Kuruma başvuruda bulunmak,

şarttır.

İsteğe bağlı sigorta başlangıcı ve sona ermesi

MADDE 51- İsteğe bağlı sigortalılık, müracaatın Kurum kayıtlarına intikal ettiği tarihi takip eden günden itibaren başlar.

İsteğe bağlı sigortalı olarak prim ödenen tarihlerde, 4 üncü maddeye göre sigortalı olmayı gerektirecek çalışması bulunduğu tespit edilenlerin, zorunlu sigortalılıkla çakışan isteğe bağlı prim ödenen süreleri iptal edilerek, bu süreye ilişkin ödedikleri primler ilgililere iade edilir.

İsteğe bağlı sigortalılık;

a) İsteğe bağlı sigortalılığını sona erdirme talebinde bulunanların, primi ödenmiş son günü takip eden günden,

b) Aylık talebinde bulunanların, aylığa hak kazanmış olmak şartıyla talep tarihinden,

c) Ölen sigortalının ölüm tarihinden,

itibaren sona erer.

İsteğe bağlı sigorta primi ödenmiş süreler, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulamasında dikkate alınır ve bu süreler 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalılık süresi olarak kabul edilir.

İsteğe bağlı sigorta primleri ve ödenmesi

MADDE 52- İsteğe bağlı sigorta primi, 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas kazancın alt sınırı ile üst sınırı arasında, sigortalı tarafından belirlenen günlük kazanç ve prim ödeme gün sayısı üzerinden bulunacak kazancın % 32'sidir. Bunun % 20'si malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi, % 12'si genel sağlık sigortası primidir.

İsteğe bağlı sigortalı olanlar, bakmakla yükümlü olunan kişi olsa dahi, 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılır ve genel sağlık sigortası primini de ödemekle yükümlüdürler.

Ait olduğu aydan itibaren en geç 12 ay içinde 89 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammıyla birlikte ödenmeyen süreler, sigortalılık süresinden sayılmaz. Bu 12 aylık süreden sonra ödenen primler 89 uncu maddenin üçüncü fıkrası hükümlerine göre iade edilir.

İsteğe bağlı sigortalıların zorunlu sigortalılık nedeniyle prim borcunun bulunması halinde, isteğe bağlı sigortaya tabi ödenen primler öncelikle zorunlu sigortalılık nedeniyle Kuruma olan borçlarına mahsup edilir.

YEDİNCİ BÖLÜM

Kısa ve Uzun Vadeli Sigorta Kollarına

İlişkin Ortak Hükümler

Sigortalılık hallerinin birleşmesi

MADDE 53- Sigortalının, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık nedenlerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılır.

Sigortalının, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık halleri ile 5 inci maddenin (a) ve (e) bentlerine tabi sigortalılık hallerinin çakışması halinde, 4 üncü madde kapsamında sigortalı sayılır ve birinci fıkra hükmü uygulanır.

Sigortalının, bu madde hükmüne göre sigortalı sayılması gereken sigortalılık halinden başka bir sigortalılık hali için prim ödemiş olması durumunda, ödenen primler birinci fıkraya göre esas alınan sigortalılık hali için ödenmiş ve esas alınan sigortalılık halinde geçmiş kabul edilir.

Aylık ve gelirlerin birleşmesi

MADDE 54- Bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda;

a) Uzun vadeli sigorta kollarından;

1) Hem malûllük hem de yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalıya, bu aylıklardan yüksek olanı, aylıklar eşitse yalnız yaşlılık aylığı,

2) Malûllük veya yaşlılık aylığı ile birlikte, ölen eşinden dolayı da aylığa hak kazanan sigortalıya her iki aylığı,

3) Ana ve babasından ayrı ayrı aylığa hak kazanan çocuklara, yüksek olan aylığın tamamı, az olan aylığın yarısı,

4) Birden fazla çocuğundan aylığa hak kazanan ana ve babaya en fazla ödemeye imkan veren ilk iki dosyadan yüksek olan aylığın tamamı, düşük olan aylığın yarısı;

5) Kız çocuklarının hem eşinden, hem de ana ve babasından ölüm aylığına hak kazanması halinde, tercih ettiği aylığı,

bağlanır.

b) Kısa vadeli sigorta kollarından;

1) Sürekli iş göremezlik geliriyle birlikte ölen eşinden dolayı da gelire hak kazanan eşe her iki geliri,

2) Ana ve babadan ayrı ayrı gelire hak kazananlara, yüksek olan gelirin tamamı, az olanın yarısı,

3) Birden fazla çocuğundan gelire hak kazanan ana ve babaya, en fazla ödemeye imkan veren ilk iki dosyadan yüksek olan aylığın tamamı, düşük olan aylığın yarısı,

4) Kız çocuklarının hem eşinden, hem de ana ve babasından ölüm gelirine hak kazanması halinde tercih ettiği geliri,

bağlanır.

c) Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık veya gelirlerden yüksek olanın tamamı az olanın yarısı, eşitliği halinde ise iş kazası ve meslek hastalığından bağlanan gelirin tümü, malûllük ve yaşlılık aylığının yarısı bağlanır.

Birinci fıkradaki sıralamaya göre yapılacak değerlendirmeler sonucunda, bir kişide ikiden fazla gelir veya aylık birleştiği takdirde, bu gelir ve aylıklardan en fazla ödemeye imkan veren iki dosya üzerinden gelir veya aylık bağlanır, diğer dosya veya dosyalardaki gelir ve aylık hakları durum değişikliği veya diğer bir dosyadan gelir veya aylığa hak kazanıldığı tarihe kadar düşer.

Gelir ve aylıkların düzeltilmesi, yükseltilmesi, ödenmesi ve yoklama işlemleri

MADDE 55- Bu Kanuna göre gelir veya aylık bağlanan sigortalı ile hak sahibi kişilerin durumlarının, kendilerine veya başka hak sahiplerine bağlanmış bulunan gelir veya aylık tutarının düzeltilmesini gerektirir bir şekilde değişmesi halinde gelir veya aylık tutarları, değişikliğin meydana geldiği tarihten sonraki ödeme dönemi başından başlanarak yeni duruma göre düzeltilir.

Bu Kanuna göre bağlanan gelir ve aylıklar, her yılın Ocak ve Temmuz ödeme tarihlerinden geçerli olmak üzere, bir önceki altı aylık döneme göre Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan en son temel yıllı tüketici fiyatları genel indeksindeki değişim oranı kadar artırılarak belirlenir.

Sigortalıya veya hak sahiplerine bağlanan gelir veya aylıklar, her ay peşin olarak ödenir. Gelir ve aylıkların ödeme dönemleri, ödeme tarihleri, ödeme şekli ve ödeme merkezleri Kurumca belirlenir.

Gelir ve aylık alma şartlarının devam edip etmediğine yönelik yoklama işlemlerine ilişkin usûl ve esaslar ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esasla, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelik ile düzenlenir.

Gelir ve aylık bağlanmayacak haller

MADDE 56- Ölen sigortalının hak sahiplerinden;

a) Kesinleşmiş yargı kararı üzerine, kendisinden aylık bağlanacak sigortalıyı veya gelir ya da aylık bağlanmış olan sigortalıyı, kasten öldüren veya öldürmeye teşebbüs edenlere veya bu Kanun gereğince sürekli iş göremez hale veya malûl duruma getirenlere,

b) Kesinleşmiş yargı kararı üzerine, kendisinden aylık bağlanacak sigortalıya veya gelir ya da aylık bağlanmamış olan sigortalıya veya hak sahibine karşı ağır bir suç işlemesi veya bunlara karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemesi nedeniyle ölüme bağlı bir tasarrufla mirasçılıktan çıkarılanlara,

c) Sonraki eşinden dolayı bu Kanuna göre gelir veya aylığa hak kazanan dul eşe, önceki eşinden,

gelir veya aylık ödenmez. Ödenmiş bulunan gelir ve aylıklar 96 ncı madde hükümlerine göre geri alınır.

Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar 96 ncı madde hükümlerine göre geri alınır.

Yaş

MADDE 57.- İş kazasıyla meslek hastalığı halinde, hak sahiplerine bağlanacak gelirlerin hesabında, iş kazasının olduğu veya meslek hastalığının hekim veya sağlık kurulu raporu ile ilk defa tespit edildiği tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihleri esas alınır.

Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına ilişkin yaş ile ilgili hükümlerin uygulanmasında, sigortalıların ve hak sahibi çocuklarının, mülga 2/6/1949 tarihli ve 5417 sayılı Kanun ve mülga 4/2/1957 tarihli ve 6900 sayılı Kanun ile 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı ve 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı kanunlara, 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesine tabi sandıklara veya bu Kanuna göre ilk defa malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olduğu tarihte, nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihleri, sigortalının bu Kanuna göre ilk defa çalışmaya başladığı tarihten sonra doğan çocuklarının ise nüfus kütüğüne ilk olarak yazılan doğum tarihleri esas alınır.

İş kazası, meslek hastalığı, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından gelir ve aylık tahsisleri ile sermaye değerinin hesabında, iş kazasının olduğu veya meslek hastalığının hekim raporuyla ilk defa tespit edildiği veya sigortalıların bu Kanuna ve bu Kanunla yürürlükten kaldırılmış kanunlara tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten sonraki yaş düzeltmeleri dikkate alınmaz.

Nüfus kayıtlarında doğum ay ve günleri yazılı olmayanlar 1 Temmuz’da, doğum ayı yazılı olup da günü yazılı olmayanlar o ayın birinde doğmuş sayılır.

Türk Silâhlı Kuvvetleri mensuplarının 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun 40 ıncı maddesinde belirlenen yaş hadleri sebebiyle emeklilik işlemleri, doğum tarihlerinde ay ve gün yazılı olmayanlar ile doğum günleri 1 Eylülden önce olanlar için 1 Eylül, doğum günleri 1 Eylül ve daha sonra olanlar için müteakip yılın 1 Eylül tarihinde yapılır.

Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu

MADDE 58- Bu Kanunda yazılı olan görevleri yerine getirmek üzere branşları Kurum tarafından belirlenecek uzman hekimlerden oluşan Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu kurulur. Kurul; Millî Savunma Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Yüksek Öğretim Kurulu, en fazla üyeye sahip işveren, işçi ve kamu çalışanlarını temsil eden konfederasyonlar, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu, Türk Tabipleri Birliği ile Kurum tarafından görevlendirilecek birer uzman hekimden oluşur. Aynı usûlle birden fazla Kurul oluşturmaya Bakanlık yetkilidir.

Kurula, kendi aralarından seçecekleri üye başkanlık eder. Başkan, yokluğunda yerine bakacak üyeyi belirler. Kurul, haftada en az bir kez ve en az yedi üye ile toplanır, kararlar salt çoğunlukla alınır. Kurulda görevlendirilecek olan hekimlerin hizmet süreleri üç yıl olup, üç yıl sonunda yeniden görevlendirilebilirler. Bir takvim yılı içerisinde mazeretsiz olarak birbirini izleyen beş veya toplam on toplantıya katılmayan üyelerin üyelikleri kendiliğinden sona erer. Bu şekilde üyeliği sona eren üyenin yerine bir başka kişi, aynı usûlle görevlendirilir.

Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulana iştirak edenlerden; katıldıkları her toplantı günü için uhdesinde kamu grevi bulunanlara (2000), uhdesinde kamu görevi bulunmayanlara ise (3000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda ve ayda dört toplantıyı geçmemek üzere huzur hakkı ödenir. Kurulun çalışmaları ile ilgili her türlü giderler Kurumca ödenir. Kurul gerek gördüğü hallerde dışarıdan uzman kişilerin görüşüne başvurabilir.

Kurul, sigortalılar hakkında iş kazası ve meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik derecesi tespiti ile çalışma gücünün maluliyeti gerektirecek derecede kaybına ilişkin Kurumca verilen kararlardan itiraza konu olanları inceleyerek karara bağlar. Kurul, sigortalı veya hak sahiplerinin talebi üzerine görevlendirdiği uzman bir hekimi dinlemek zorundadır.

Kurul, bu Kanunda yazılı görevlerle sınırlı olmak kaydıyla, mahkemelerden intikal eden ve bilirkişi sıfatıyla rapor düzenlenmesi talep edilen dava dosyaları hakkında, gerekli incelemeleri yaparak görüş bildirir. Mahkemeler, bahse konu dosyalar için belirlediği bilirkişi ücretini kurul üyelerine iletilmek üzere Kuruma gönderir.

Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun hizmetlerini ifa etmesi için gerekli sekretarya işlemleri Kurumca yerine getirilir. Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun görev, yetki, çalışma usûl ve esasları ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Kurumun denetleme ve kontrol yetkisi

MADDE 59- Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin işlemlerin denetimi, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları eliyle yürütülür. Askerî işyerlerine ait sigorta işlemlerinin denetim ve kontrolü, askerî iş müfettişleri tarafından da yapılabilir.

Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir. İşverenler ve sigortalılar ile işyeri sahipleri, tasfiye ve iflâs idaresinin memurları, işle ilgili gerçek ve tüzel kişiler, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarına bilgi verilmek üzere çağrıldıkları zaman gelmek, gerekli olan defter, belge ve delilleri getirip göstermek ve vermek, görevlerini yapmak için her türlü kolaylığı sağlamak ve bu yoldaki isteklerini geciktirmeksizin yerine getirmekle yükümlüdürler. Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları görevlerini yaparken, tüm kamu görevlileri gerekli kolaylığı gösterir ve yardımcı olurlar.

Bu Kanunun uygulanması bakımından, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları, 4857 sayılı İş Kanununda belirtilen denetim, teftiş ve kontrol yetkisini de haizdir.

İhaleli işler ile özel bina inşaatı işyerleri işverenlerine, Kuruma prim borçlarının bulunmadığını gösteren ilişiksizlik belgesinin verilmesinde, 1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Malî Müşavirlik ve Yeminli Malî Müşavirlik Kanununa göre yetki verilmiş serbest muhasebeci mali müşavirler ile yeminli malî müşavirler tarafından işyeri kayıtlarının incelenmesi sonucunda Kuruma bildirildiği tespit edilen işçilik tutarlarının uygunluğu, Kurumun denetim yetkisi saklı kalmak kaydıyla, esas alınabilir.

Usûl ve esasları Kurumca belirlenmiş hesaplama yöntemine uygun olarak serbest muhasebeci malî müşavirler ile yeminli malî müşavirce düzenlenen rapor ile Kuruma yeterli işçilik bildirilmediği anlaşılan işyeri ve işverenlerinin, tespit edilen fark işçilik tutarı üzerinden hesaplanacak prim ve gecikme cezası ve gecikme zammı tutarını 102 nci maddenin birinci fıkrasının (d) bendi ile (e) bendinin (4) numaralı alt bendi uyarınca verilecek idarî para cezaları ile birlikte ödemeleri kaydıyla ilişiksizlik belgesi verilebilir.

Kurumca belirlenen usûl ve esaslara aykırı hareket ederek Kurum zararına sebebiyet verdiği anlaşılan serbest muhasebeci malî müşavirler ile yeminli malî müşavirler tarafından düzenlenen raporlar dikkate alınmaz ve bunların daha sonra düzenleyecekleri raporlar Kurumca işleme konulmaz. Gerçeğe aykırı rapor düzenleyen serbest muhasebeci malî müşavirler ile yeminli malî müşavirler, Kurumun bu nedenle uğradığı zarardan işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olup, bunlar hakkında, genel hükümlere göre Kurumun takip hakkı saklıdır. Meslek mensupları, işverenlerin devamlı işyerlerinin sigortalıları ile yaptıkları işler ile Kurumda tescil edilmemiş veya tescil edilmiş olmakla birlikte işçilik bildiriminde bulunulmamış olan yukarıdaki işler hakkında inceleme yapamazlar.

Kamu idarelerinin denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurları, kendi mevzuatı gereğince işyerlerinde yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler sırasında, çalıştırılanların sigortalı olup olmadığını da tespit ederek, sigortasız çalıştırılanları Kuruma bildirmek zorundadır. Bu kurumlar ayrıca kendi mevzuatları gereğince yaptıkları inceleme ve tespitler sırasında bu Kanuna göre sigortalı sayılanların prime esas kazançlarının veya sigortalı gün sayılarının eksik bildirilmesi sonucunu doğuran tespitlerini de en geç bir ay içinde Kuruma bildirirler. Kurum bu bildirimleri esas almak üzere gerekli yasal işlemi yapar. İlgililerin itiraz hakları saklıdır.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

ÜÇÜNCÜ KISIM

Genel Sağlık Sigortası Hükümleri

BİRİNCİ BÖLÜM

Kapsamdaki Kişiler ve Tescili

Genel sağlık sigortalısı sayılanlar

MADDE 60.- Yerleşim yeri Türkiye'de olan kişilerden;

a) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının;

1) (a) ve (c) bentleri gereğince sigortalı sayılan kişiler,

2) (b) bendi gereğince sigortalı sayılan kişiler,

b) İsteğe bağlı sigortalı olan kişiler,

c) Yukarıdaki (a) ve (b) bentlerine göre sigortalı sayılmayanlardan;

1) 18/6/1992 tarihli ve 3816 sayılı Ödeme Gücü Olmayan Vatandaşların Tedavi Giderlerinin Yeşil Kart Verilerek Devlet Tarafından Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında yeşil kart verilen kişiler,

2) Vatansızlar ve sığınmacılar,

3) 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine göre aylık alan kişiler,

4) 24/2/1968 tarihli ve 1005 sayılı İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine göre şeref aylığı alan kişiler,

5) 28/5/1986 tarihli ve 3292 sayılı Vatani Hizmet Tertibi Aylıklarının Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine göre aylık alan kişiler,

6) 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine göre aylık alan kişiler,

7) 24/5/1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu hükümlerine göre korunma, bakım ve rehabilitasyon hizmetlerinden ücretsiz faydalanan kişiler,

8) Harp malûllüğü aylığı alanlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamında aylık alanlar,

9) 18/3/1924 tarihli ve 442 sayılı Köy Kanununun 74 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre görevlendirilen kişiler,

d) Oturma izni almış yabancı ülke vatandaşlarından yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında sigortalı olmayan kişiler,

e) 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu gereğince işsizlik ödeneğinden yararlandırılan kişiler,

f) Bu Kanun veya bu Kanundan önce yürürlükte bulunan sosyal güvenlik kanunlarına göre gelir veya aylık bağlanmış olan kişiler,

g) Yukarıdaki bentlerin dışında kalan ve başka bir ülkede sağlık sigortasından yararlanma hakkı bulunmayan kişiler,

genel sağlık sigortalısı sayılır.

6 ncı maddenin birinci fıkrasının (a), (b), (c), (f), (g), (h), (ı), (j) ve (k) bentlerinde sayılanların öncelikle, genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi olup olmadığına bakılır. Genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi ise tescili yapılmaz. Aksi takdirde birinci fıkra hükümlerinden durumuna uyan bende göre genel sağlık sigortalısı sayılır. Birinci fıkranın (f) bendi kapsamında gelir alması nedeniyle genel sağlık sigortalısı sayılanlar, aynı zamanda diğer bentler gereği de genel sağlık sigortalısı sayılması halinde (f) bendi dışındaki bentler kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılır.

6 ncı maddenin birinci fıkrasının (d), (e) ve (l) bentleri kapsamında olanlar, ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde bulunan hükümlü ve tutuklular, kamu idarelerinin dış temsilciliklerinde istihdam edilen ve temsilciliğin bulunduğu ülkede sürekli ikamet izni veya bu devletin vatandaşlığını da haiz bulunan Türk uyruklu sözleşmeli personelden, bulunduğu ülkenin sosyal güvenlik kurumunda sigortalı olduğunu belgeleyenler ile kamu idarelerinin dış temsilciliklerinde istihdam edilen sözleşmeli personelin uluslararası sosyal güvenlik sözleşmeleri çerçevesinde ve temsilciliğin bulunduğu ülkenin kamu düzeninin zorunlu kıldığı hallerde, bulunulan ülkede sosyal sigorta kapsamında sigortalı olanlar, birinci fıkranın (d) bendi kapsamına girenler Türkiye'de bir yıldan kısa süreyle yerleşik olması halinde genel sağlık sigortalısı ve genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi sayılmazlar.

Birinci fıkranın (d) ve (g) bentlerinin uygulanmasında evli olanlar için, eşlerden hangisinin bu maddeye göre genel sağlık sigortalısı, hangisinin bakmakla yükümlü olunan kişi olacağının tespiti kendi tercihlerine bırakılır. Diğer bentler gereği eşlerin her ikisinin de genel sağlık sigortalılık şartlarının oluşması halinde her ikisi de ayrı ayrı genel sağlık sigortalısı sayılır.

Genel sağlık sigortalılığının başlangıcı, bildirimi ve tescili

MADDE 61- Genel sağlık sigortalılığı başlangıcının tespiti ve tescil işlemleri aşağıdaki hükümlere göre yürütülür. 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının;

a) (a) ve (b) bendinde sayılanlar; sigortalı veya isteğe bağlı sigortalı olarak tescil edildikleri tarihten itibaren genel sağlık sigortalısı sayılır ve ayrıca bir bildirime gerek olmaksızın tescil edilmiş sayılır.

b) (c) bendinde sayılanlar; ilgili mevzuatları gereği yeşil kart aldıkları, aylığa hak kazandıkları, vatansız ve sığınmacı sayıldıkları, korunma, bakım ve rehabilitasyon hizmetlerinden ücretsiz yararlanmaya başladıkları tarihten itibaren genel sağlık sigortalısı sayılır ve ilgili kurumların kapsama alınan tarihten itibaren bir ay içinde verecekleri genel sağlık sigortası giriş bildirgesi ile tescil edilirler.

c) (d) bendinde sayılanlar; Türkiye'deki  yerleşim süresinin bir yılı geçtiği tarihten itibaren genel sağlık sigortalısı sayılır ve bu tarihten itibaren bir ay içinde verecekleri genel sağlık sigortası giriş bildirgesi ile tescil edilirler.

d) (e) bendinde sayılanlar, işsizlik ödeneğinden yararlanmaya başladıkları tarihten itibaren genel sağlık sigortalısı sayılır ve Türkiye İş Kurumu tarafından işsizlik ödeneğinin bağlandığı tarihten itibaren bir ay içinde vereceği genel sağlık sigortası giriş bildirgesi ile tescil edilirler.

e) (f) bendinde sayılanlar; gelir veya aylıktan yararlanmaya başladıkları tarihten itibaren genel sağlık sigortalısı sayılır ve ayrıca bir bildirime gerek olmaksızın tescil edilmiş sayılır.

f) (g) bendinde sayılanlar; diğer bentlere göre genel sağlık sigortalısı olmadıkları tarihten itibaren genel sağlık sigortalısı sayılır ve bu tarihten itibaren bir ay içinde verecekleri genel sağlık sigortası giriş bildirgesi ile tescil edilirler.

60 ıncı madde gereği genel sağlık sigortalısı sayılanların çocukları, ana ya da babanın tescil edilmiş olmasına bakılmaksızın ve ayrıca bir işleme gerek olmaksızın 18 yaşına kadar genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi olarak sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlandırılır. 18 yaşından küçük çocuğun ana ve babası da yok ise 18 yaşına kadar 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (7) numaralı alt bendi kapsamında primi Devlet tarafından ödenmek üzere genel sağlık sigortalısı sayılır.

60 ıncı madde gereği genel sağlık sigortalısı iken durumunda değişiklik olan kişilerden, aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (1) numaralı alt bendine veya (g) bendi kapsamına giren kişiler durumlarında değişiklik olduğu tarihten itibaren en geç bir ay içinde 18.6.1992 tarihli ve 3816 sayılı Kanun gereği yeşil kart veren kuruma başvurmak zorundadır. Bu kişilere yeşil kart verilmemesi halinde değişiklik olduğu tarihten başlamak üzere (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılırlar.

Genel sağlık sigortalılığı, yerleşim yerinin Türkiye olmadığı veya 60 ıncı maddenin üçüncü fıkrası gereği genel sağlık sigortası kapsamı dışına çıkılan tarihten itibaren sona erer.

Bu maddede belirtilen genel sağlık sigortası giriş bildirgesini süresi içinde vermeyenler hakkında 102 nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendine göre idarî para cezası uygulanır.

Genel sağlık sigortası giriş bildirgesinin içerik ve şekli ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Sağlık hizmetleri ve diğer haklar ile bunlardan yararlanma

MADDE 62- Bu Kanun gereğince genel sağlık sigortasından sağlanacak sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanmak, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler için bir hak, Kurum için ise bu hizmet ve hakların finansmanını sağlamak bir yükümlülüktür.

Sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan genel sağlık sigortalısı ile bakmakla yükümlü olduğu kişiler yararlandırılır.

Bu Kanun kapsamındaki kişilere sağlanacak sağlık hizmetleri ve diğer haklar ile kişilerden alınan primlerin tutarı arasında ilişki kurulamaz.

İKİNCİ BÖLÜM

Sağlanan Sağlık Hizmetleri ve Diğer Haklar

Finansmanı sağlanan sağlık hizmetleri ve süresi

MADDE 63.- Genel sağlık sigortalısının ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlıklı kalmalarını; hastalanmaları halinde sağlıklarını kazanmalarını; iş kazası ile meslek hastalığı, hastalık ve analık sonucu tıbben gerekli görülen sağlık hizmetlerinin karşılanmasını, iş göremezlik hallerinin ortadan kaldırılmasını veya azaltılmasını temin etmek amacıyla Kurumca finansmanı sağlanacak sağlık hizmetleri şunlardır:

a) Kişilerin hastalanmalarına bakılmaksızın kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile insan sağlığına zararlı madde bağımlılığını önlemeye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri,

b) Kişilerin hastalanmaları halinde ayakta veya yatarak; hekim tarafından yapılacak muayene, hekimin göreceği lüzum üzerine teşhis için gereken klinik muayeneler, laboratuar tetkik ve tahlilleri ile diğer tanı yöntemleri, konulan teşhise dayalı olarak yapılacak tıbbî müdahale ve tedaviler, hasta takibi ve rehabilitasyon hizmetleri, organ, doku ve kök hücre nakline yönelik sağlık hizmetleri, acil sağlık hizmetleri, ilgili kanunları gereğince sağlık meslek mensubu sayılanların hekimlerin kararı üzerine yapacakları tıbbî bakım ve tedaviler.

c) Analık sebebiyle ayakta veya yatarak; hekim tarafından yapılacak muayene, hekimin göreceği lüzum üzerine teşhis için gereken klinik muayeneler, doğum, laboratuar tetkik ve tahlilleri ile diğer tanı yöntemleri, konulan teşhise dayalı olarak yapılacak tıbbî müdahale ve tedaviler, hasta takibi, rahim tahliyesi, tıbbî sterilizasyon ve acil sağlık hizmetleri, ilgili kanunları gereğince sağlık meslek mensubu sayılanların hekimlerin kararı üzerine yapacakları tıbbî bakım ve tedaviler.

d) Kişilerin hastalanmaları halinde ayakta veya yatarak; ağız ve diş muayenesi, diş hekiminin göreceği lüzum üzerine ağız ve diş hastalıklarının teşhisi için gereken klinik muayeneler, laboratuvar tetkik ve tahlilleri ile diğer tanı yöntemleri, konulan teşhise dayalı olarak yapılacak tıbbî müdahale ve tedaviler, diş çekimi, konservatif diş tedavisi ve kanal tedavisi, hasta takibi, travmaya ve onkolojik tedaviye bağlı protez uygulamaları, ağız ve diş hastalıkları ile ilgili acil sağlık hizmetleri, 18 yaşını doldurmamış kişilerin ortodontik diş tedavileri ile 18 yaşını doldurmamış veya 45 yaşından gün almış kişilerin diş protezlerinin 72 nci maddeye göre belirlenen tutarının % 50'si.

e) Evli olmakla birlikte çocuk sahibi olmayan genel sağlık sigortalısı kadın ise kendisinin, erkek ise karısının;

1) Yapılan tıbbi tedavileri sonrasında normal tıbbi yöntemlerle çocuk sahibi olamadığının ve ancak yardımcı üreme yöntemi ile çocuk sahibi olabileceğinin Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucuları sağlık kurulları tarafından tıbben mümkün görülmesi,

2) 23 yaşından büyük, 39 yaşından küçük olması,

3) Son üç yıl içinde diğer tedavi yöntemlerinden sonuç alınamamış olduğunun Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucuları sağlık kurulları tarafından belgelenmesi,

4) Uygulamanın yapıldığı tıbbî merkezin Kurum ile sözleşme yapmış olması,

5) En az beş yıldır genel sağlık sigortalısı veya bakmakla yükümlü olunan kişi olup, 900 gün genel sağlık sigortası prim gün sayısının olması,

şartlarının birlikte gerçekleşmesi halinde en fazla iki deneme ile sınırlı olmak üzere yardımcı üreme yöntemi tedavileri ile bir hastalığın tedavisinin başka tıbbi bir yöntemle mümkün olmaması ve Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucuları sağlık kurulları tarafından tıbben zorunlu görülmesi halinde yardımcı üreme yöntemi tedavileri.

f) Yukarıdaki bentler gereğince sağlanacak sağlık hizmetleriyle ilgili teşhis ve tedavileri için gerekli olabilecek kan ve kan ürünleri, kemik iliği, aşı, ilaç, ortez, protez, tıbbî araç ve gereç, kişi kullanımına mahsus tıbbî cihaz, tıbbî sarf, iyileştirici nitelikteki tıbbî sarf malzemelerinin sağlanması, takılması, garanti süresi sonrası bakımı, onarılması ve yenilenmesi hizmetleri.

Kurum, finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin teşhis ve tedavi yöntemleri ile (f) bendinde belirtilen sağlık hizmetlerinin türlerini, miktarlarını ve kullanım sürelerini Sağlık Bakanlığının görüşünü alarak belirlemeye yetkilidir. Kurum, bu amaçla bilimsel komisyonlar kurar, ulusal ve uluslararası tüzel kişilerle işbirliği yapabilir.

60 ıncı maddede sayılan genel sağlık sigortalısı sayılma şartlarının yitirilmesi halinde, devam etmekte olan tedavi nedeniyle sağlanacak sağlık hizmetleri kişinin iyileşmesine kadar sürer.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Sağlık Bakanlığının görüşü üzerine Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Kurumca sağlanmayacak sağlık hizmetleri

MADDE 64.- Kurumca sağlanmayacak sağlık hizmetleri şunlardır:

a) Vücut bütünlüğünü sağlamak amacıyla yapılan ve iş kazası ile meslek hastalığına, kazaya, hastalıklara veya konjenital nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan durumlarda yapılacak sağlık hizmetleri dışında estetik amaçlı yapılan her türlü sağlık hizmeti ile estetik amaçlı ortodontik diş tedavileri.

b) Sağlık Bakanlığınca izin veya ruhsat verilmeyen sağlık hizmetleri ile Sağlık Bakanlığınca tıbben sağlık hizmeti olduğu kabul edilmeyen sağlık hizmetleri.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Sağlık Bakanlığının uygun görüşü alınarak, Kurumca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Yol gideri, gündelik ve refakatçi giderleri

MADDE 65.- Hekimin veya diş hekiminin muayene veya tedavi sonrası tıbben göreceği lüzum üzerine genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetinden yararlanmaları için muayene ve tedavi edildikleri yerleşim yeri dışına yapılan sevkinde, ayakta tedavilerde kendisinin ve bir kişi ile sınırlı olmak üzere refakatçisinin gidiş ve dönüş yol gideri ve gündelikleri; yatarak tedavilerde ise gidiş ve dönüş tarihleri için gündelikleri ile yol gideri Kurumca karşılanır.

Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin yatarak tedavileri sırasında, hekimin veya diş hekiminin tıbben göreceği lüzum üzerine yanında kalan refakatçinin yatak ve yemek giderleri bir kişi ile sınırlı olmak üzere Kurumca karşılanır.

Yurt içinde veya yurt dışına yapılan sevkler nedeniyle ödenecek gündelik, yol, yatak ve yemek giderlerinin tutarı 72 nci maddede belirtilen Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu tarafından belirlenir.

Sürekli iş göremezlik veya malullük durumlarının tespiti, kontrolü veya periyodik sağlık muayenesi amacıyla yapılan sağlık hizmeti giderleri ile yol ve gündelik giderleri de bu madde hükümlerine göre ödenir.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Yurt dışında tedavi

MADDE 66- 63 üncü maddede sayılan sağlık hizmetlerinin yurt içindeki sağlık hizmet sunucularından sağlanması esastır. Ancak;

a) 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde sayılan genel sağlık sigortalılarından; işverenleri tarafından Kurumca belirlenen usûle uygun olarak veya kamu idareleri için özel mevzuatlarında belirtilen usûle uygun olarak geçici görevle yurt dışına gönderilenlere, acil hallerde,

b) 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde sayılan genel sağlık sigortalılarından; işverenleri tarafından Kurumca belirlenen usûle uygun olarak veya kamu idareleri için özel mevzuatlarında belirtilen usûle uygun olarak sürekli görevle yurt dışına gönderilenler ile bunların yurt dışında birlikte yaşadıkları bakmakla yükümlü olduğu kişilere,

c) Sağlık Bakanlığının uygun görüşü üzerine yurt içinde tedavisi mümkün olmadığı tespit edilen kişilerin,

sağlık hizmetleri yurt dışında sağlanır.

Ancak, yukarıdaki fıkranın (a) ve (b) bentleri gereği yurt dışında sağlanan sağlık hizmetlerinin Kurumca karşılanacak bedelleri, yurt içinde sözleşmeli sağlık hizmet sunucularına ödenen tutarı geçemez. Bu tutarı aşan kısım işverenler tarafından ödenir. Uluslararası sosyal güvenlik sözleşmeleri hükümleri saklıdır.

Bakanlar Kurulu kararı ile birlik halinde ya da kamu idarelerinin yetkili makamlarınca yurt dışına askeri veya güvenlik amaçlı görevlendirilenlerin, bu Kanun kapsamına giren sağlık hizmetlerinin sağlanması ile bu hizmetlere ilişkin giderlerin yurt içindeki sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularına ödenen tutarı aşan kısmı, kurumlarınca karşılanır.

Kurum, birinci fıkranın (a) ve (b) bendi kapsamındaki kişilerin sağlık hizmetlerini, bu kişilerin geçici veya sürekli görev süresince genel sağlık sigortası için Kuruma ödenen prim tutarını geçmemek kaydıyla, ilgili ülkede sağlık sigortası yaptırmak suretiyle de sağlayabilir.

Birinci fıkranın (c) bendi gereğince yurt dışına sevk edilen kişilerin sağlık hizmeti bedelinin tümü ödenir. Ancak bu tutar varsa Kurumun yurtdışında sevke konu tedaviye ilişkin sözleşmeli olduğu sağlık hizmet sunucularına ödenen tutarı geçemez. Bu kişilerin 65 inci madde hükümlerine göre yapılacak giderleri ayrıca karşılanır.

Yukarıdaki haller dışında, yurt dışında sağlık hizmetlerine ilişkin giderler Kurumca ödenmez.

Kamu idarelerinde çalışan sigortalılar dışında 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların geçici veya sürekli görevlendirilmesine ilişkin usûller ve süreler ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar ilgili Bakanlıkların görüşü alınarak Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Sağlık Hizmetlerinden Yararlanma Şartları ve Katılım Payı

Sağlık hizmetlerinden yararlanma şartları

MADDE 67.- 18 yaşını doldurmamış olan kişiler, tıbben başkasının bakımına muhtaç olan kişiler, acil haller, iş kazası ile meslek hastalığı halleri, bildirimi zorunlu bulaşıcı hastalıklar, 63 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri gereğince sağlanan sağlık hizmetleri, 75 inci maddede sayılan afet ve savaş ile grev ve lokavt hali hariç olmak üzere sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanabilmek için;

a) 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (f) bendi hariç diğer bentleri gereği genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, sağlık hizmeti sunucusuna başvurduğu tarihten önceki son bir yıl içinde toplam 30 gün genel sağlık sigortası prim ödeme gün sayısının olması,

b) 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendi ile (b), (d) ve (g) bentlerine tabi olan genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin yukarıdaki bentte sayılan şartla birlikte, sağlık hizmeti sunucusuna başvurduğu tarihte kısa ve uzun vadeli sigorta primleri dahil genel sağlık sigortası prim borcunun bulunmaması,

şarttır.

Ayrıca genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanabilmeleri için sağlık hizmet sunucularına başvurduklarında acil haller hariç olmak üzere (acil hallerde ise acil halin sona ermesinden sonra); nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, evlenme cüzdanı, pasaport veya Kurum tarafından verilen resimli sağlık kartı belgelerinden birinin gösterilmesi zorunludur.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Katılım payı alınması

MADDE 68.- 63 üncü maddede sayılan sağlık hizmetlerinden katılım payı alınacak olanlar şunlardır:

a) Ayakta tedavide hekim ve diş hekimi muayenesi.

b) Ortez, protez, iyileştirme araç ve gereçleri.

c) Ayakta tedavide sağlanan ilaçlar.

Katılım payı, birinci fıkranın (a) bendindeki sağlık hizmetleri için 2 Yeni Türk Lirası olarak uygulanır. Katılım payı, (b) ve (c) bendindeki sağlık hizmetleri için gereksiz kullanımı azaltma, sağlık hizmetlerinin niteliği itibarıyla hayati öneme sahip olup olmaması, kişilerin prime esas kazançlarının, gelir ve aylıklarının tutarı ve benzeri ölçütler dikkate alınarak % 10 ilâ % 20 oranları arasında olmak üzere Kurumca belirlenir. Birinci fıkranın (a) bendindeki sağlık hizmetleri için belirlenen katılım payı tutarı, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranı kadar her yıl artırılır. Birinci fıkranın (a) bendi gereği belirlenen katılım payını, birinci basamak sağlık hizmet sunucularında yapılan muayenelerde almamaya ya da daha düşük tutarlarda belirlemeye Kurum yetkilidir.

İkinci fıkrada belirtilen katılım payı tutarı ve oranları, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sevk zincirine uymadan, diğer basamaktaki sağlık hizmet sunucularına doğrudan müracaatları halinde % 50 oranında artırılarak uygulanır.

Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin birinci fıkranın (b) bendi gereği ödeyecekleri katılım payının tutarı, sağlık hizmetinin alındığı tarihteki asgari ücretin % 75'ini geçemez.

63 üncü maddenin birinci fıkrasının (e) bendi gereğince sağlanan ve bir hastalığın tedavisinin başka tıbbi bir yöntemle mümkün olmaması nedeniyle yapılacak yardımcı üreme yöntemi tedavisi dışındaki, yardımcı üreme yöntemi tedavisinde katılım payı ilk denemede % 30, ikinci denemede % 25 oranında uygulanır. Ancak katılım payında dördüncü fıkra gereği uygulanan üst limit dikkate alınmaz.

60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (1), (2) ve (3) numaralı alt bentleri gereği genel sağlık sigortalısı sayılanlar ile bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilerin ödemiş oldukları katılım payları, talepleri halinde, 29/5/1986 tarihli ve 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu hükümlerine göre kendilerine geri ödenir.

Katılım paylarını, gelir veya aylık alan kişilerin gelir veya aylıklarından, çalışanların ücret veya maaşlarından mahsup edilmek suretiyle tahsile ve katılım paylarının ödenme usûlünü belirlemeye Kurum yetkilidir. Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularına, tahsil ettikleri katılım payı düşüldükten sonra kalan tutar ödenir.

Katılım paylarının hesaplanmasında 72 nci maddeye göre tespit edilen sağlık hizmeti tutarları esas alınır. Kurumca belirlenen katılım paylarını tahsil etmeyen sağlık hizmet sunucularına 102 nci maddenin (j) bendi gereğince idari para cezası uygulanır.

Katılım paylarının ödenme usûlleri ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Katılım payı alınmayacak haller, sağlık hizmetleri ve kişiler

MADDE 69- 68 inci maddede sayılan sağlık hizmetlerinden katılım payı alınmayacak haller, sağlık hizmetleri ve kişiler şunlardır:

a) İş kazası ile meslek hastalığı halleri ile askerî tatbikat ve manevralarda sağlanan sağlık hizmetleri.

b) 75 inci maddede yer alan afet ve savaş hali nedeniyle sağlanan sağlık hizmetleri .

c) Aile hekimi muayeneleri ve kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri.

d) Sağlık kurulu raporu ile belgelendirilmek şartıyla; Kurumca belirlenen kronik hastalıklar ve hayati önemi haiz 68 inci maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sağlık hizmetleri ile organ nakli.

e) Kontrol muayeneleri.

f) 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (c ) bendinin (4), (5) (6), (7) ve (8) numaralı alt bentleri kapsamında sayılanlar, vazife malûlleri ile 4 üncü maddenin üçüncü fıkrasının (d) ve (e) bendinde sayılanlar.

Bu madde gereğince katılım payı alınmayacak sağlık hizmetlerini tek tek veya gruplandırarak tespite Kurum yetkilidir.

Hizmet basamakları ve sevk zinciri

MADDE 70- Bu Kanunun uygulanması bakımından sağlık hizmeti sunucuları birinci, ikinci ve üçüncü basamak olarak Sağlık Bakanlığı tarafından sınıflandırılır. Bu basamaklar ve sağlık hizmet sunucuları arasında sevk zinciri; tanı, ön tanı, hekimlerin ve diş hekimlerinin uzmanlıkları dikkate alınmak suretiyle tüm yurtta veya il ya da ilçe bazında Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Kurum tarafından belirlenir. Aile hekimleri birinci basamak hizmet sunucuları içinde yer alır.

Kurumca sağlık hizmetlerinin sağlanabilmesi için, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler sevk zinciri kurallarına uygun hareket etmek zorundadır.

İş kazası ile meslek hastalığı, afet ve savaş hali ile acil haller dışında, sevk zincirine uyulmadan genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler tarafından sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularına yapılan başvurular sonucu alınan sağlık hizmetlerinin 72 nci madde gereği belirlenen tutarının % 70'i Kurumca ödenir. Aradaki fark, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler tarafından ödenir.

Kimlik tespiti ve acil haller

MADDE 71- Sağlık hizmeti sunucuları, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere sağlık hizmeti sunumu aşamasında (acil hallerde ise acil halin sona ermesinden sonra), 67 nci maddenin ikinci fıkrasında sayılan belgeleri ve bu belgelerin başvuran kişiye ait olup olmadığını kontrol etmek zorundadır. Bu zorunluluğu yerine getirmeyen sağlık hizmet sunucuları hakkında 102 nci maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi gereği idarî para cezası uygulanır.

Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin kendi adına bir başkasının sağlık hizmeti almasını veya Kurumdan haksız bir menfaat temin etmesini sağlaması yasaktır. Bu fiilleri işleyenlerden Kurumun uğradığı zararın iki katı kanunî faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilir ve ilgililer hakkında 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümleri uygulanır.

Bu Kanunun uygulamasında acil hallerin ve acil sağlık hizmetlerinin neler olduğuna, hangi yöntem ve ölçütlerle tespit edileceğine ilişkin hususlar, Sağlık Bakanlığının uygun görüşü üzerine Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Malî ve Çeşitli Hükümler

Sağlık hizmetlerinin ödenecek bedellerinin belirlenmesi

MADDE 72- 63 üncü madde hükümlerine göre sağlanan sağlık hizmetlerinin ve 65 inci madde gereği ödenecek gündelik, yol, yatak ve yemek giderlerinin Kurumca ödenecek bedellerini; sağlık hizmetinin sunulduğu il ve basamak, sağlık hizmetlerinin maliyeti, Devletin doğrudan veya dolaylı olarak sağlamış olduğu sübvansiyonlar, sağlık hizmetinin niteliği itibariyle hayati öneme sahip olup olmaması, kanıta dayalı tıp uygulamaları, teşhis ve tedavi maliyetini esas alan maliyet-etkililik ölçütleri ve genel sağlık sigortası bütçesi dikkate alınmak suretiyle, her bir sağlık hizmeti için belirlemeye Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu yetkilidir.

Komisyon; Maliye Bakanlığını, Sağlık Bakanlığını, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığını, Hazine Müsteşarlığını ve Kurumu temsilen toplam beş üyeden oluşur. Komisyon kararlarını yılı merkezî yönetim bütçesi yönünden Maliye Bakanlığının görüşünü almak suretiyle salt çoğunluk ile alır; kararlar Resmi Gazetede yayımlanır. Komisyonca gerekli görülen hallerde sağlık hizmetlerinin türlerine göre birden fazla alt komisyon kurulabilir. Komisyonun sekreterya işlemleri Kurumca yerine getirilir.

Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonuna iştirak edenlere, ayda iki defadan fazla olmamak üzere katıldıkları her toplantı günü için (3000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpılarak bulunacak tutarı üzerinden toplantı ücreti ödenir. Komisyon çalışmaları ile ilgili her türlü giderler Kurumca ödenir.

Kurum, Komisyon adına çalışmalarına başlamadan önce Yüksek Öğretim Kurulunun, Türk Tabipleri Birliğinin, Türk Diş Hekimleri Birliğinin, Türk Eczacıları Birliğinin, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin, Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliğinin, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonunun, en fazla üyeye sahip ilk üç işçi ve kamu çalışanları konfederasyonunun, en fazla üyeye sahip Optisyenlik Derneğinin, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonunun, en fazla üyeye sahip özel sağlık kurum ve kuruluşları dernekleri veya federasyonlarının, en fazla üyeye sahip özel polikliniklerin dernek veya federasyonlarının, en fazla üyeye sahip özel tıbbi malzeme üretici veya ithalatçıları dernekleri veya federasyonlarının, en fazla üyeye sahip tıp uzmanlık derneklerinin ve Komisyonca uygun görülecek diğer kurum ve kuruluşların görüşlerini alır. İlgili kurumlar bir ay içinde görüşlerini göndermek zorundadır. Komisyon çalışmalarının başlangıcında, bu kurumların temsilcilerinin katılımı ile oluşturulacak toplantıda görüşlerini sözlü olarak da dinler.

Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonunun çalışmasına, görev ve yetkileri ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar, Komisyon üyesi kurumların görüşleri alınarak Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Sağlık hizmetlerinin sağlanma yöntemi ve sağlık giderlerinin ödenmesi

MADDE 73- Bu Kanuna göre sağlık hizmetleri, Kurum ile yurt içindeki veya yurt dışındaki sağlık hizmeti sunucuları arasında yapılan sözleşmeler yoluyla ve/veya bu Kanun hükümlerine uygun olarak genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından satın aldıkları sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi suretiyle sağlanır.

Kurum, sağlık hizmet sunucularının sözleşme başvurularının değerlendirilmesinde, sonuçlandırılmasında ve uygulanmasında sağlık hizmeti sunucuları arasında; sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından satın aldıkları sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi aşamasında ise genel sağlık sigortalıları ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler arasında tarafsızlık, hakkaniyet ve açıklık ilkelerine uymak ve bunun uygulandığının izlenebileceği bir sistem kurmak ve tıbbi etik ve deontoloji kurallarına uygunluğu aramak zorundadır.

Kurum, provizyon işlemlerini yürütmek üzere sağlık hizmeti sunucularının mahallinde provizyon merkezi açabilir ve personel çalıştırabilir. Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları, bu amaçla Kuruma uygun bağımsız mekân tahsis etmek zorundadır.

Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerden sözleşmeli olduğu sağlık hizmetleri için otelcilik hizmetleri ile öğretim üyesi tarafından sağlanan sağlık hizmetleri dışında, herhangi bir fark ödemesi talep edemez. Otelcilik hizmeti ile öğretim üyesi tarafından sağlanan sağlık hizmetleri için genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerden alınabilecek fark ödemesi, 72 nci maddeye göre belirlenen tutarın iki katını geçemez. Bu farkın alınabilmesi için, kişilerin fark ödemeyi kabul ettiğinin yazılı olarak belgelenmesi zorunludur. Otelcilik hizmeti ile öğretim üyesi tarafından sağlanan sağlık hizmetleri dışında veya belirlenen tavanın üzerinde fark alınması halinde, sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularının sözleşmeleri bir yıl süreyle feshedilir.

Sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından acil hallerde alınan sağlık hizmeti bedeli, 72 nci madde gereği sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları için belirlenen bedeller esas alınarak genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere fatura karşılığı ödenir. Sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucuları, acil hallerde genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerden veya Kurumdan herhangi bir fark talep edemez.

70 inci maddedeki hükümlere uyulmak şartıyla, sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti almayı tercih eden genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere, 72 nci madde gereği sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları için belirlenen bedellerin % 70'i fatura karşılığı ödenir. 70 inci madde hükümlerine uymaksızın sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti almayı tercih eden genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere, 72 nci madde gereği sözleşmeli sağlık hizmeti sunucuları için belirlenen bedellerin % 50'si fatura karşılığı ödenir.

Sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından satın alınan sağlık hizmeti bedelinin bu maddenin dördüncü ve beşinci fıkralarına göre Kurumca ödenebilmesi için; Sağlık Bakanlığı veya ilgili kamu idareleri tarafından ödenecek sağlık hizmetine ilişkin sağlık hizmeti sunucularına ruhsat veya izin verme uygulamasının olması halinde ruhsat veya izin alınmış olması, ayrıca Kurumca sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucusunun şartlarının sözleşmeli sağlık hizmeti sunucusunda aranan şartlara uygun olduğunun kabul edilmesi şarttır.

Sağlık hizmeti sunucuları, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetlerinden yararlanmaya müstahak olup olmadığını, Kurumun elektronik veya diğer ortamlarda sağlayacağı yöntemlere uygun olarak kontrol etmek ve belgelemek zorundadır.

Sağlık hizmeti satın alma sözleşmelerinin hazırlanması ve akdedilmesi, sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Genel sağlık sigortası gelirlerinin kullanım amacı, kısa ve uzun vadeli sigorta kolları için yapılan sağlık harcamaları

MADDE 74- Genel sağlık sigortası prim gelirleri; yönetim giderleri, genel sağlık sigortasından sağlanan sağlık hizmetleri ve diğer haklar dışında başka bir amaçla kullanılamaz.

Uzun ve kısa vadeli sigorta kolları bakımından sürekli işgöremezlik, malûllük, çalışma gücü kaybı hallerinin tespiti veya bu amaçla yapılan kontroller nedeniyle oluşan sağlık hizmeti giderleri ile 72 nci maddeye göre, usûl ve esasları Kurumca belirlenecek gündelik ve yol giderleri, refakatçı giderleri, kısa ve uzun vadeli sigorta kolları prim gelirlerinden karşılanır.

Doğal afetler veya savaş hali

MADDE 75- 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun kapsamındaki afetler ile 4/11/1983 tarihli ve 2941 sayılı Seferberlik ve Savaş Hali Kanunu gereğince ilan edilen savaş halinde genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetleri Kurum tarafından sağlanmaya devam edilir. Ancak, afet veya savaş hallerine bağlı nedenlerden dolayı Kurumca yapılan sağlık hizmeti giderleri, giderlerin ödendiği takvim yılı sonu esas alınarak genel bütçeden Kuruma bir yıl içinde transfer edilir.

İşverenin, genel sağlık sigortalısının ve üçüncü kişilerin sorumluluğu

MADDE 76- İşveren, iş kazasına uğrayan veya meslek hastalığına tutulan genel sağlık sigortalısına sağlık durumunun gerektirdiği sağlık hizmetlerini derhal sağlamakla yükümlüdür. Bu amaçla işveren tarafından yapılan ve belgelere dayanan sağlık hizmeti giderleri ve 65 inci madde hükümlerine göre yapılacak masraflar Kurum tarafından karşılanır.

Birinci fıkrada belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmesindeki ihmalinden veya gecikmesinden dolayı, genel sağlık sigortalısının tedavi süresinin uzamasına veya malûl kalmasına veya malûllük derecesinin artmasına sebep olan işveren, Kurumun bu nedenle yaptığı her türlü sağlık hizmeti giderini ödemekle yükümlüdür.

İlgili kanunları gereğince sağlık raporu alınması gerektiği halde sağlık raporuna dayanmaksızın veya alınan raporlarda söz konusu işte çalışması tıbbî yönden elverişli olmadığı belirtildiği halde genel sağlık sigortalısını çalıştıran işverenlere, bu nedenle Kurumca yapılan sağlık hizmeti giderleri tazmin ettirilir.

İş kazası ile meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalının iş sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi sonucu olmuşsa, Kurumca yapılan sağlık hizmeti giderleri işverene tazmin ettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır.

Hekim veya diş hekimi sağlık raporu ile belli bir işte çalışamayacağı belgelenen 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bendi kapsamındaki kişiler bu işte çalıştırılamaz. Bu kişileri çalıştıran işverenler, genel sağlık sigortalısının aynı hastalık sebebiyle Kurumca yapılan masraflarını ödemekle yükümlüdür. Bu kişiler, bir başka işverene ait işyerinde çalışmış ise, bu durumu bilerek çalıştıran işveren ile genel sağlık sigortalısı, doğacak masraflardan Kuruma karşı müştereken ve müteselsilen sorumludur.

Genel sağlık sigortalısına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişiler için Kurumun sağlık hizmeti sağlamasına veya bu kişilerin tedavi süresinin uzamasına, kastı veya kusurlu bir hareketi veya ilgili kanunlarla verilmiş bir görevi yapmaması veya savsaması nedeniyle sebep olduğu mahkeme kararıyla tespit edilen üçüncü kişilere, Kurumun yaptığı sağlık hizmeti giderleri tazmin ettirilir.

Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularının duyurulması ve sağlık hizmet sunucusunu seçme serbestisi

MADDE 77- Bu Kanun gereğince genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetinden yararlanmak için başvuracakları yurt içinde veya yurt dışındaki sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularının unvan, isim ve adresleri Kurumca elektronik ortamda veya diğer yöntemlerle duyurulur.

Genel sağlık sigortalıları ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler, sağlık hizmeti sunucuları arasından, genel sağlık sigortasıyla ilgili diğer madde hükümlerine uymak şartıyla istediğini seçme hakkına sahiptir.

Sağlık hizmeti sunucularının kayıt ve bildirim zorunluluğu ve kontrol yetkisi

MADDE 78- Kurum ile sözleşmesi olup olmadığına bakılmaksızın tüm sağlık hizmeti sunucuları, sağlık hizmeti sunduğu tüm kişilere ait sözleşme hükümlerinde yer verilen bilgileri, belirlenen yöntemlere ve süreye uygun biçimde elektronik ortamda veya yazılı olarak Kuruma göndermek zorundadır. Bu bilgiler gönderilmeksizin talep edilen sağlık hizmeti bedelleri, bilgiler gönderilinceye kadar ödenmez.

Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişinin sağlık bilgilerinin gizliliği esastır. Sağlık bilgilerinin ne şekilde korunacağı, ulusal güvenlik nedeniyle sağlık bilgisi paylaşıma açılmayacak kişilerin tespiti ilgili Bakanlıkların önerisi üzerine Bakanlıkça tespit edilir.

Kurum, genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili olarak işverenler, sağlık hizmeti sunucuları ve diğer gerçek ve tüzel kişiler nezdindeki defter, belge ve bilgileri inceleyebilir, ibrazını isteyebilir.

Kurum, bu Kanunda belirtilen görevleriyle ilgili olarak sağlık hizmeti sunucularının yürüttüğü hizmet ve işlemleri kontrol yetkisine sahiptir. Kurum, bu yetkisini görevlendirdiği personeli vasıtasıyla veya kamu ve özel kurumlardan hizmet satın almak suretiyle kullanabilir.

DÖRDÜNCÜ KISIM

Primlere İlişkin Hükümler

BİRİNCİ BÖLÜM

Prim Alınması, Prime Esas Kazanç, Prim Oranları ve Asgarî İşçilik

Prim alınması zorunluluğu

MADDE 79- Kısa ve uzun vadeli sigortalar ile genel sağlık sigortası için, bu Kanunda öngörülen her türlü ödemeler ile yönetim giderlerini karşılamak üzere Kurum prim almak, ilgililer de prim ödemek zorundadır.

Kurumca tahsil edilen genel sağlık sigortası primleri, tahsil edilmesini müteakip doğrudan Kurum bütçesinin genel sağlık sigortası kalemine aktarılır.

Prime esas kazançlar

MADDE 80- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalıların prime esas kazançlarının hesabında;

a) Hak edilen ücretler ile prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan o ay için  yapılan ödemelerin brüt toplamı esas alınır.

b) Ölüm, doğum ve evlenme yardımları, görev yollukları, kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödeme, keşif ücreti, ihbar ve kasa tazminatları, emekli ikramiyesi ile Bakanlıkça tutarları yıllar itibarıyla belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgari ücretin % 30'unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarları, görevin yerine getirilmesi için zorunlu olarak yapılan aynî yardımlar ile Bakanlıkça belirlenecek diğer ayni yardımların asgari ücretin % 30'unu geçmeyen kısmı, prime esas kazanca tâbi tutulmaz.

c) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine tâbi sigortalılara ödenen döner sermaye katkı payları ve döner sermayelerden başka adla yapılan bu nitelikteki her türlü ödemeler ile ikramiyeler ve benzeri ödemelerden en yüksek Devlet memuru aylığının % 200'ünü aşan kısmı prime esas kazanca tâbi tutulmaz.

Yukarıdaki fıkranın (b) ve (c) bentlerinde belirtilen istisnalar dışında her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemeler prime esas kazanca tabi tutulur. Diğer kanunlarla prime tâbi tutulmaması gerektiğine dair muafiyet ve istisnalar bu Kanunun uygulanmasında dikkate alınmaz.

Ücretler hak edildikleri aya mal edilmek suretiyle prime tâbi tutulur. Diğer ödemeler ise öncelikle ödendiği ayın kazancına dahil edilir ve ücret dışındaki bu ödemelerin üst sınırı aşan kısmı, ödemenin yapıldığı ayı takip eden aydan başlanarak oniki ayı geçmemek üzere üst sınırın altında kalan sonraki ayların prime esas kazançlarına ilave edilir. Toplu iş sözleşmelerine tabi işyerleri işverenlerince veya kamu idareleri veya yargı mercilerince verilen kararlara istinaden, sonradan ödenen ücret dışındaki ödemelerin hizmet akdinin mevcut olmadığı veya askıda olduğu bir tarihte ödenmesi durumunda, 82 nci madde hükmü de nazara alınmak suretiyle prime esas kazancın tâbi olduğu en son ayın kazancına dahil edilir. Bu durumlarda sigorta primlerinin, yukarıda belirtilen mercilerin kararlarının kesinleşme tarihini izleyen ayın sonuna kadar ödenmesi halinde, gecikme cezası ve gecikme zammı alınmaz ve 102 nci madde hükümleri uygulanmaz.

Saatlik, günlük, haftalık veya aylık olarak belirli bir ücrete dayanmış olmayıp da komisyon ücreti ve kâra katılma gibi belirsiz zaman ve tutar üzerinden ücret alan sigortalıların prim ve ödeneklerinin hesabında esas tutulacak günlük kazançları, 82 nci madde hükmüne göre belirlenen alt sınırdır.

Bir işverene tâbi olarak çalışan sigortalının belirli ücretinin dışında ayrıca yukarıdaki fıkra kapsamında ücret alması halinde, prime esas günlük kazancı bunların toplamından oluşur.

Bu Kanun gereğince primlerin hesabına esas tutulacak günlük kazanç, sigortalının, bir ay için prime esas tutulan kazancının otuzda biridir. Ancak günlük kazancın hesabına esas tutulan ay içindeki bazı günlerde çalışmamış ve çalışmadığı günler için ücret almamış sigortalının günlük kazancı, o ay için prime esas tutulan kazancının ücret aldığı gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanır.

Sigortalıların günlük kazançlarının hesabında esas tutulan gün sayıları, aynı zamanda, bunların prim ödeme gün sayılarını gösterir. Ancak, işveren ve sigortalı arasında kısmi süreli hizmet akdinin yazılı olarak yapılmış olması kaydıyla, ay içerisinde günün bazı saatlerinde çalışan ve çalıştığı saat karşılığında ücret alan sigortalının ay içindeki prim ödeme gün sayısı, ay içindeki toplam çalışma saati süresinin 4857 sayılı İş Kanununa göre belirlenen haftalık çalışma süresine göre hesaplanan günlük çalışma saatine bölünmesi suretiyle bulunur. Bu şekildeki hesaplamada gün kesirleri bir gün kabul edilir.

İşveren ve sigortalı arasında çağrı üzerine çalışmaya dayalı yazılı iş sözleşmesinde taraflar arasında çalışma süresi gün, hafta ve ay olarak belirlenmemiş ise, sigortalının ay içindeki prim ödeme gün sayısı yukarıdaki fıkra hükmüne göre hesaplanır.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıların aylık prime esas kazançları, 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırı ile üst sınırı arasında kalmak şartı ile kendileri tarafından beyan edilecek günlük kazancın otuz katıdır. Bu sigortalılar tarafından Kurumca belirlenen sürelerde aylık prime esas kazanç beyan edilir. Ancak beyan edilen kazançta bir değişiklik olması durumunda, sigortalının yeniden beyan ettiği kazanç üzerinden hesaplanan prim tahsil edilir.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı sayılan kişi, aynı zamanda işveren ise beyan edeceği aylık kazancı, çalıştırdığı sigortalıların kazancının en yükseğinden az olamaz. Beyanda bulunmayan sigortalının primleri, prime esas asgarî aylık kazanç üzerinden hesap ve tahsil edilir. Beyanda bulunmayan veya beyan ettiği kazancın düşük olduğu tespit edilen sigortalıların prime esas kazançları, tespit edilen kazanç düzeyine çıkartılarak beyan edilen kazançla arasındaki farkın primi 89 uncu madde hükümlerine göre gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmak suretiyle tahsil edilir.

Sigortalı olmayı gerektiren şekilde birden fazla işte çalışılması halinde, bu Kanun gereğince alınacak primlerine esas tutulacak aylık ve günlük kazancının tespitinde, yalnızca bu Kanunun 53 üncü maddesine göre belirlenen 4 üncü maddenin ilgili bendi kapsamındaki işlerden elde ettiği aylık ve günlük kazanç tutarı ayrı ayrı dikkate alınır ve primler buna göre hesaplanır.

Yalnızca genel sağlık sigortasına tabi olanlar bakımından prime esas aylık kazancın tespitinde; 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (d) ve (g) bentlerinde sayılan kişiler için 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının iki katının otuz günlük tutarı, 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen kişiler için asgari ücret, 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (e) bendi ile 5 inci maddenin (f) bendinde belirtilen kişiler için ise prime asas asgarî kazanç tutarı esas alınır.

Bu maddenin uygulamasına ilişkin usûl ve esaslar Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Prim oranları ve Devlet katkısı

MADDE 81- Bu Kanun gereğince alınacak sigorta prim oranları aşağıdaki şekildedir:

a) Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranı, sigortalının prime esas kazancının % 20'sidir. Bunun % 9'u sigortalı hissesi, % 11'i işveren hissesidir.

b) Bu Kanunda belirtilen fiilî hizmet zammı uygulanan işlerde çalışan sigortalılar için uygulanacak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranı, (a) bendinde belirtilen % 20 oranının, her yıl için 40 ıncı maddeye göre eklenen fiilî hizmet gün sayısının 360'a bölümü sonucu bulunacak oranda artırılması suretiyle belirlenir. Bu şekilde bulunan oran ile (a) bendinde belirtilen % 20 oranı arasındaki farka ait primin tamamı işveren tarafından ödenir.

c) Kısa vadeli sigorta kolları prim oranı, yapılan işin iş kazası ve meslek hastalığı bakımından gösterdiği tehlikenin ağırlığına göre % 1 ilâ % 6,5 oranları arasında olmak üzere, 83 üncü maddeye göre Kurumca belirlenir. Bu primin tamamını işveren öder.

d) 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen öğrenciler ile (e) bendinde belirtilen kursiyerler için prim oranı prime esas kazançlarının % 1'idir. Kursiyerlerin prime esas günlük kazançlarının hesaplanmasında prime esas günlük kazanç alt sınırı dikkate alınır. Aday çırak, çırak ve mesleki eğitim gören öğrencilerin prime esas kazancı ilgili kanunlarında belirtilen şekilde uygulanır.

e) Yaşlılık aylığı almakta iken bu Kanuna tabi bir işte çalışanlara uygulanacak sosyal güvenlik destek primi oranı, (a), (c) ve (f) bentlerinde belirtilen prim oranlarının toplamı kadardır. Sigortalı ve işveren hissesi bu bentlerde belirtilen oranlardadır.

f) Genel sağlık sigortası primi, kısa ve uzun vadeli sigorta kollarına tabi olanlar için 82 nci maddenin birinci fıkrasına göre hesaplanan prime esas kazancın % 12,5'idir. Bu primin % 5'i sigortalı, % 7,5'i ise işveren hissesidir. Yalnızca genel sağlık sigortasına tabi olanların genel sağlık sigortası primi, prime esas kazancın % 12'si dir.

g) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılar, (a), (c) ve (f) bentlerindeki prim oranlarının toplamı üzerinden, şayet sosyal güvenlik destek primi ödemek suretiyle çalışıyorlar ise (e) bendinde belirtilen prim oranlarının toplamı üzerinden primlerini öderler.

Devlet, sigortalının prime esas kazancı esas alınarak; malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları için % 5 oranında; genel sağlık sigortası için ise % 3 oranında katkı yapar. Devlet katkısı, Kurumun ay itibarıyla tahsil ettiği malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile genel sağlık sigortası priminin dörtte biri olarak hesaplanır. Devlet katkısının ödenmesine ilişkin usûl ve esaslar, Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenir.

Günlük kazanç sınırları

MADDE 82- Bu Kanun gereğince alınacak prim ve verilecek ödeneklerin hesabına esas tutulan günlük kazancın alt sınırı, asgarî ücretin otuzda biri, üst sınırı ise günlük kazanç alt sınırının 6,5 katıdır.

Günlük kazançları yukarıdaki fıkrada belirtilen alt sınırın altında olan sigortalılar ile ücretsiz çalışan sigortalıların günlük kazançları alt sınır üzerinden, günlük kazançları üst sınırdan fazla olan sigortalıların günlük kazançları da üst sınır üzerinden hesaplanır.

İkinci fıkraya göre sigortalının kazancı alt sınırın altında ise bu kazanç ile alt sınır arasındaki farka ait sigorta primleri ile ücretsiz çalışan sigortalılara ait sigorta primlerinin tümünü işveren öder.

Sigortalıların bu Kanunun 53 üncü maddesine göre belirlenen aynı sigortalılık haline tabi olacak şekilde birden fazla işte çalışması nedeniyle Kuruma ödenen primler toplamı, bu sigortalılık hali için belirlenen prime esas kazanç üst sınırı üzerinden hesaplanacak miktarı aşarsa, aşan kısmın tamamı, sigortalının talebi üzerine en geç talep tarihini takip eden ay içinde hissesi oranında sigortalıya defaten geri ödenir. Geri verilen primler için ayrıca gecikme cezası ve gecikme zammı ile faiz ödenmez.

Kısa vadeli sigorta kolları prim tarifesi ve işkollarının ve işlerin tehlike sınıf ve derecelerinin belirlenmesi

MADDE 83- Kısa vadeli sigorta kolları primi, yapılan işin iş kazası ve meslek hastalığı bakımından gösterdiği tehlikenin ağırlığına göre tespit edilir. İş kolları tehlikenin ağırlığına göre sınıflara, bu sınıflar da özel iş şartlarına ve tehlikeyi önlemek için alınmış olan tedbirlere göre derecelere ayrılır. Hangi iş kollarının hangi tehlike sınıfına girdiği, tehlike sınıf ve derecesine ait prim oranlarının ve tehlike derecelerinin belirlenmesinde uygulanacak esaslar, ilgili bakanlıkların görüşleri de alınarak Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulacak bir tarife ile tespit edilir. Prim tarifesi gerekli görülürse aynı usûlle değiştirilebilir.

Yapılan işin birinci fıkrada belirtilen tarifeye göre hangi tehlike sınıf ve derecesine girdiği ve ödenecek kısa vadeli sigorta kolları primi oranı Kurumca belirlenerek işverene ve 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanlara tebliğ edilir. İş kazasını ve meslek hastalığını önleyecek tedbirler hakkındaki mevzuat hükümlerine uygun bulunmadığı tespit edilen işler, Kurumca daha yüksek primli derecelere konulabilir.

Kurum, işyerinin tespit edilmiş bulunan tehlike sınıf ve derecesini yaptıracağı incelemelere dayanarak kendiliğinden veya işverenin ya da 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanlara isteği üzerine değiştirebilir. Kurumca yapılacak değişikliklere ilişkin kararın takvim yılından en az bir ay önce işverene, işveren tarafından değişiklik isteğinin de takvim yılından en az iki ay önce Kuruma bildirilmesi şarttır.

Böylece karara bağlanacak değişiklikler, karar veya istekten sonraki takvim yılı başında yürürlüğe girer.

İşverenler ile 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanlar, tehlike sınıf ve derecesi ile prim oranı hakkında Kurumca yapılacak yazılı bildirimi aldıktan sonra bir ay içinde Kuruma itiraz edebilir. Kurum, bu itirazı inceleyerek en geç üç ay içinde karara bağlayarak sonucunu itiraz edene bildirir. İlgililer, Kurumun kararı üzerine, kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde yetkili mahkemeye başvurabilir. Kuruma itiraz edilmesi veya mahkemeye başvurulması, primlerin takip ve tahsilini durdurmaz.

İşverenin veya 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların itirazı; işyerinin tehlike sınıfı ve derecesi ile kısa vadeli sigorta kolları prim oranının tebliğine ilişkin yazının işverence veya 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanlar tarafından tebellüğünden itibaren bir ay içinde yapılmış ise, değiştirilen iş kolu kodu ve tehlike sınıfı ile tehlike derecesinin hatalı uygulandığı tarihten, bir aylık süre dışında yapılmış ise, itirazın Kurum kayıtlarına intikali tarihini izleyen yılbaşından, üçüncü fıkrada belirtilen sürelerin aşılması durumunda ise, Kurumca yapılacak değişikliğe ilişkin kararın tebliğini izleyen takvim yılı başından geçerli olarak uygulanır.

Bu değişiklik nedeniyle tehlike sınıf ve derecesinin yükselmesi halinde, kararın işverene veya 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanlara tebliğ edildiği tarih ile yürürlük tarihi arasındaki süreye ilişkin kısa vadeli sigorta kollarına ait prim farkının tebliği tarihini takip eden bir ay içerisinde Kuruma ödenmesi halinde, fark prim için gecikme cezası ve gecikme zammı alınmaz. Aksi takdirde, fark primi 89 uncu madde uyarınca gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil olunur. Tehlike sınıf ve derecesinin düşmesi halinde ise, kısa vadeli sigorta kolları sigortası prim farkı, işverenin varsa borçlarına mahsup edilir, yoksa iade edilir. Bir ay içinde iade edilmesi halinde faiz ödenmez.

Tehlike sınıf ve derecelerini etkileyebilecek değişiklikler

MADDE 84- İşverenler ile 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanlar, tehlike sınıf ve derecesini etkileyebilecek her türlü değişikliği bir ay içinde Kuruma bildirmekle yükümlüdür. Bu bildirim üzerine Kurum, yaptıracağı incelemeler sonunda tehlike sınıf ve derecesini değiştirebilir. Tehlike sınıf ve derecesini etkileyebilecek değişiklik bir ay içinde bildirilirse bu konuda Kurumca verilecek karar, değişikliğin meydana geldiği tarihten sonraki aybaşından başlanarak uygulanır.

Tehlike sınıf ve derecesini etkileyebilecek değişiklik bir ay içinde bildirilmezse;

a) Tehlike sınıfı yükseliyorsa, değişikliğin meydana geldiği,

b) Tehlike sınıfı düşüyorsa değişikliğin Kurumca öğrenildiği,

tarihler esas alınmak ve bu tarihlerden sonraki aybaşından itibaren uygulanmak üzere, Kurumca karar alınır ve ilgililere tebliğ olunur.

Asgari işçilik uygulaması

MADDE 85- İşverenin, işin emsaline, niteliğine, kapsam ve kapasitesine göre işin yürütümü açısından gerekli olan sigortalı sayısının, çalışma süresinin veya prime esas kazanç tutarının altında bildirimde bulunduğunun tespiti halinde, işin yürütümü açısından gerekli olan asgarî işçilik tutarı; yapılan işin niteliği, kullanılan teknoloji, işyerinin büyüklüğü, benzer işletmelerde çalıştırılan sigortalı sayısı, ilgili meslek veya kamu kuruluşlarının görüşü gibi unsurlar dikkate alınarak tespit edilir. Söz konusu tespitler, Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurları tarafından yapılır.

Kamu idareleri, döner sermayeli kuruluşlar ile bankalar tarafından ihale mevzuatına göre yaptırılan işlerden ve özel nitelikteki inşaat işlerinden dolayı bu işleri yapan işveren tarafından yeterli işçilik bildirilmiş olup olmadığı Kurumca araştırılır. Bu araştırma sonucunda yeterli işçiliğin bildirilmemiş olduğu anlaşılırsa, eksik bildirilen işçilik tutarı üzerinden hesaplanan prim tutarı, 89 uncu madde gereği hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte bir ay içinde ödenmek üzere işverene tebliğ edilir. Tebliğ edilen prim ve gecikme cezası ve gecikme zammının ödendiği veya ödeneceğinin işveren tarafından yazılı olarak taahhüt edilmesi halinde borç kesinleşir. Kuruma verilecek taahhütnamede üstlenilen ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde, işveren hakkında 88 inci ve 89 uncu maddeler uyarınca işlem yapılır. Tebliğ edilen prim ve gecikme cezası ve gecikme zammının ödenmemesi, taahhütname verilmemesi veya Kurumca işyerinin denetlenmesine gerek görülmesi durumunda Kurumca inceleme yapılır.

Bu maddenin birinci ve ikinci fıkrasında belirtilen usullerle Kuruma bildirilmediği tespit edilen asgarî işçilik tutarı üzerinden Kurumca re'sen tahakkuk ettirilen sigorta primleri, 88 inci ve 89 uncu maddeler dikkate alınarak işverene tebliğ edilir. İşveren, tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde Kuruma itiraz edebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazın reddi halinde işveren, kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Mahkemeye başvurulması, prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz.

Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarınca, Kuruma asgarî işçilik tutarının bildirilmediği tespit edilen işyerleri hakkında ayrıca 102 nci maddenin birinci fıkrasının (d) bendi ile (e) bendinin (4) numaralı alt bendi uyarınca idarî para cezası uygulanır.

Kamu idareleri, döner sermayeli kuruluşlar ile bankalar, bu maddenin uygulanmasıyla ilgili Kurumca istenilecek bilgileri ve belgeleri yazılı olarak en geç bir ay içinde vermeye mecburdur.

Kuruma yeterli işçilik tutarının bildirilmiş olup olmadığının araştırılmasında, işin yürütümü için gerekli olan asgarî işçilik tutarının tespitinde dikkate alınacak asgarî işçilik oranlarının saptanması ve asgarî işçilik oranlarına vaki itirazların incelenerek karara bağlanması amacıyla Kurum bünyesinde; Kurum teknik elemanlarından dört üye, Yönetim Kurulunda temsil edilen işçi ve işveren konfederasyonlarınca görevlendirilecek iki üye, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinden bir üye olmak üzere toplam yedi teknik elemandan oluşan, Asgarî İşçilik Tespit Komisyonu kurulur.

Kurumca gerek görüldüğünde, aynı esaslara göre birden fazla Asgarî İşçilik Tespit Komisyonu kurulabilir. Komisyon salt çoğunlukla toplanır ve kararlar en az dört üyenin aynı yöndeki oyu ile alınır. Kurum dışındaki üyelerin üst üste üç toplantıya, son altı ay içinde ise beş toplantıya katılmaması halinde, toplantıya katılmayan üyeyi görevlendiren konfederasyonların yerine, üye sayısı bakımından en yüksek bir sonraki konfederasyondan üye davet edilir.

Asgarî İşçilik Tespit Komisyonuna Kurum dışından görevlendirilenlere, katıldıkları her toplantı günü için (2500) gösterge rakamının memur aylıklarının hesabında kullanılan katsayı ile çarpılarak bulunacak tutarı üzerinden huzur hakkı Kurumca ödenir.

Asgarî İşçilik Tespit Komisyonunun çalışma usûl ve esasları, Komisyonda görev alacak teknik elemanların nitelikleri, asgari işçilik tespitinde uygulanacak yöntem, verilerin belirlenmesi, tamamlanmış veya devam etmekte olan işlerle ilgili yapılacak yerinde tespit kriterleri ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

İKİNCİ BÖLÜM

Prim Belgeleri ve Primlerin Ödenmesi

Prim belgeleri ve işyeri kayıtları

MADDE 86.- İşveren bir ay içinde 4 üncü ve 5 inci maddeye tâbi çalıştırdığı sigortalıların ve sosyal güvenlik destek primine tâbi sigortalıların;

a) Ad ve soyadlarını, T.C. kimlik numaralarını,

b) 80 inci maddeye göre hesaplanacak prime esas kazançlarını,

c) Prim ödeme gün sayıları ile prim tutarlarını,

gösteren ve örneği Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenen asıl veya ek aylık prim ve hizmet belgesini, ait olduğu ayı takip eden ayın yirmibeşinci gününün sonuna kadar Kuruma vermekle veya sigortalı çalıştırmadığı takdirde, bu hususu sigortalı çalıştırmaya son verdiği tarihten itibaren, onbeş gün içinde Kuruma bildirmekle yükümlüdür.

İşveren, işyeri sahipleri; işyeri defter, kayıt ve belgelerini ilgili olduğu yılı takip eden yıl başından başlamak üzere on yıl süreyle, kamu idareleri otuz yıl süreyle, tasfiye ve iflas idaresi memurları ise görevleri süresince, saklamak ve Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilen memurlarınca istenilmesi halinde onbeş gün içinde ibraz etmek zorundadır.

İşverenin, sigortalıyı, 4857 sayılı İş Kanununun 7 nci maddesine göre başka bir işverene iş görme edimini yerine getirmek üzere geçici olarak devretmesi halinde, sigortalıyı devir alan, geçici iş ilişkisi süresine ilişkin birinci fıkrada belirtilen belgelerin aynı süre içinde işverene ait işyerinden Kuruma verilmesinden, işveren ile birlikte müteselsilen sorumludur.

Ay içinde bazı işgünlerinde çalıştırılmadığı ve ücret ödenmediği beyan edilen sigortalıların, otuz günden az çalıştıklarını ispatlayan belgelerin işverence ilgili aya ait aylık prim ve hizmet belgesine eklenmesi şarttır. Kamu idareleri ile toplu iş sözleşmesi imzalanan işyerlerinde bu şart aranmaz.

Sigortalıların otuz günden az çalıştığını gösteren bilgi ve belgelerin aylık prim ve hizmet belgesinin verilmesi gereken süre içinde Kuruma verilmemesi veya verilen bilgi ve belgelerin Kurumca geçerli sayılmaması halinde, otuz günden az bildirilen sürelere ait aylık prim ve hizmet belgesi Kurumca re'sen düzenlenir ve muhteviyatı primler, bu Kanun hükümlerine göre tahsil olunur.

Sigortalıyı çalıştıran işveren ile alt işveren ve iş görme edimini yerini getirmek üzere sigortalıyı geçici olarak devralan işveren; aylık prim ve hizmet belgesinin Kurumca onaylanan bir nüshasını sigortalının çalıştığı işyerinde, birden ziyade işyeri olması halinde ise sigortalının çalıştığı her işyerinde ayrı ayrı olmak üzere, Kuruma verilmesi gereken sürenin son gününü takip eden günden başlanarak, müteakip belgenin verilmesi gereken sürenin sonuna kadar, sigortalılar tarafından görülebilecek bir yere asmak zorundadır.

Fiilen veya işyeri kayıtlarından tespit edilecek her türlü bilgiden veya kamu kurum ve kuruluşları tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden çalıştığı anlaşılan sigortalılara ait olup, bu Kanun uyarınca Kuruma verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde, bu belgeler Kurumca re'sen düzenlenir ve muhteviyatı sigorta primleri Kurumca tespit edilerek işverene tebliğ edilir. İşveren, bu maddeye göre tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde, ilgili Kurum ünitesine itiraz edebilir. İtiraz, takibi durdurur. İtirazın reddi halinde, işveren kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Yetkili mahkemeye başvurulması, prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz. Mahkemenin Kurum lehine karar vermesi halinde, 88 inci ve 89 uncu maddelerin prim borcuna ilişkin hükümleri uygulanır.

Aylık prim ve hizmet belgesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır.

Sigortalının çalıştığı bir veya birden fazla işte, bu Kanunda yazılı şartları yerine getirmiş olmasına rağmen, kendisi için verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgesinin işveren tarafından verilmediği veya verilen aylık prim ve hizmet belgesinde kazançların veya prim ödeme gün sayılarının eksik gösterildiği Kurumca tespit edilirse, hastalık ve analık sigortalarından gerekli ödemeler yapılır.

Bu maddede belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde, 102 nci maddeye göre işlem yapılır.

Kamu idarelerinde işyerinin özelliği nedeniyle prim belgelerinin farklı sürelerde verilme zamanını belirlemeye, Kurum yetkilidir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar ile belgelerin içerik ve şekli, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Prim ödeme yükümlüsü

MADDE 87- Bu Kanun uygulanmasında kısa ve uzun vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası ve isteğe bağlı sigorta bakımından;

a) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerine ve 5 inci maddenin birinci fıkrasının (a) bendine tâbi olanlar ile bu kapsamda sayılan kişilerden sosyal güvenlik destek primine tabi olanlar için bunların işverenleri,

b) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine tâbi olanlar ile bu kapsamda sayılan  kişilerden sosyal güvenlik destek primine tâbi olanlar, isteğe bağlı sigortalı olanlar ve 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (d) ve (g) bentlerinde sayılan kişilerin kendileri,

c) 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde sayılan kişiler için primi yılı merkezi yönetim bütçesinden karşılanmak üzere ilgili kamu idareleri,

d) 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde sayılan kişiler ile 5 inci maddenin (e) ve (f) bentlerinde belirtilen için Türkiye İş Kurumu,

e) 5 inci maddenin (b) bendinde belirtilen aday çırak, çırak ve işletmelerde meslekî eğitim görenler ile meslek liselerinde zorunlu staja tabi tutulan öğrenciler için Milli Eğitim Bakanlığı veya bu öğrencilerin eğitim gördükleri okullar, yüksek öğrenim sırasında zorunlu staja tabi tutulan öğrenciler için öğrenim gördükleri yüksek öğretim kurumu,

f) 5 inci maddenin (c) bendine tabi olanlar için işverenleri veya kendileri,

prim ödeme yükümlüsüdür.

Primlerin ödenmesi

MADDE 88- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalıları çalıştıran işveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak sigortalı hissesi prim tutarlarını ücretlerinden keserek ve kendisine ait prim tutarlarını da bu tutara ekleyerek en geç ertesi ayın sonuna kadar Kuruma öder.

Hak edilen ancak, ödenmemiş olan ücretler üzerinden hesaplanacak primler hakkında da birinci fıkradaki hüküm uygulanır.

60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (b), (c), (d) ve (g) bentleri gereği genel sağlık sigortalısı sayılanlar için, her ay otuz tam gün genel sağlık sigortası primi ödenmesi zorunludur.

87 nci maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen yükümlüler, her aya ait primlerini takip eden ayın sonuna kadar Kuruma öderler. Bunlardan sosyal güvenlik destek primine tabi olanların primleri, aylıklarından kesilmek suretiyle tahsil edilir. Bu kişiler primlerini en fazla 360 günle sınırlı olmak üzere peşin olarak erken ödeyebilir. Erken ödeme halinde erken ödenen her gün için 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun Ek 1 inci maddesine göre erken ödeme indirimi hükümleri uygulanır. Ancak yapılan erken ödeme indirimi, prime esas kazançtan indirilmez. Erken ödemede sigortalılık süresi, sigorta priminin ait olduğu her ayın ilk gününden itibaren, prim ödeme gün sayısına dahil edilir. Erken ödeme yapılan ve prim ödeme gün sayısına dâhil edilmeyen sürede isteğe bağlı sigortalılığın sona ermesi halinde, sigortalılık süresine sayılmayan günlere ait primler, ilgililere iade edilir.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı sayılanların, her ay için otuz tam gün prim ödemesi zorunludur. Bu kapsamdaki sigortalılardan, bu Kanuna göre tescilleri yapıldığı halde, beş yılı aşan süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarının Kurumca yapılacak bildirimde belirtilen süre içerisinde ödenmemesi halinde, daha önce prim ödemesi bulunan sigortalının ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle, prim ödemesi bulunmayan sigortalının ise tescil tarihi itibariyle sigortalılığı durdurulur. Prim borcunun ait olduğu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez. Ancak, sigortalı ya da hak sahipleri daha sonra müracaatları tarihindeki 80 inci maddenin dokuzuncu fıkrasına göre belirlenecek prime esas kazanç tutarı üzerinden hesaplanacak borç tutarını, tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri taktirde, bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen sigortalıları çalıştıran işverenler, çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden keserek ve kendisine ait prim tutarlarını da bu tutara ekleyerek, en geç ödemenin yapıldığı tarihi takip eden onbeş gün içinde Kuruma öderler.

87 nci maddenin birinci fıkrasının (c) ve (d) bentlerinde belirtilen yükümlüle, her aya ait primleri ilgili ayı takip eden ayın sonuna kadar Kuruma öderler.

Kuruma fiilen ödenmeyen prim tutarları, gelir vergisi ve kurumlar vergisi uygulamasında gider yazılamaz.

Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı sayılanların prim borçları, sattıkları tarımsal ürün bedellerinden borç tutarını geçmemek şartıyla % 1 ilâ % 3 oranları arasında olmak üzere kesinti yapılmak suretiyle tahsil etmeye Kurum yetkilidir.

Prim borçları katma değer vergisi iade alacağından mahsubu suretiyle de ödenebilir. Bu takdirde katma değer vergisi iade hakkı sahibi kendisinin, mal veya hizmet satın aldığı veya iştirak veya ortaklık ilişkisi içinde bulunduğu işverenlerin prim borçları için de mahsup talep edebilir. Bu işverenlerin mahsup talebinde bulundukları ayda muaccel olan prim borçlarının birinci fıkrada belirtilen ödeme sürelerini izleyen onbeş gün içinde mahsup suretiyle ödenmesi halinde, yasal süresi içinde ödendiği kabul edilir. Ancak prim borçlarının katma değer vergisi iade alacağından mahsup suretiyle ödenmesi talebinde bulunulduğu halde, süresinde mahsup edilemeyen veya eksik mahsup edilen prim borçları için birinci fıkrada belirtilen ödeme sürelerini izleyen günden başlanarak gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanır. Kurum, Maliye Bakanlığının uygun görüşü ile bu uygulamadan faydalanacak işverenleri; iştigal konusu, işletme türü ve işletme büyüklüğü itibariyle belirlemeye ve lehine mahsup talebinde bulunulan işverenlerin prim borcu ödeme süresini otuz günü aşmamak üzere uzatmaya yetkilidir.

Kurum, prim ve her türlü alacaklarını, işverenlere olan borçlarından mahsup etmek suretiyle tahsil etmeye yetkilidir.

Primlerin özel ödeme şekilleri kullanılmak suretiyle ödenmesi zorunluluğunu getirmeye ve primlerin yatırılacağı tahsilât kuruluşlarını belirlemeye Kurum yetkilidir.

Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır. Kurum, Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulanmasında Maliye Bakanlığı ile diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır.

Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir. Yetkili iş mahkemesine başvurulması alacakların takip ve tahsilini durdurmaz.

Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise, kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri, görevleri ile ilgili olarak Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.

Kurum, kamu idarelerinde işyerinin özelliği nedeniyle primlerin farklı zamanlarda ödeme süresini belirlemeye yetkilidir. Prim alacaklarının tahsili için en geç bir yıl içinde icra yoluna başvurmayan Kurum yetkili personeli hakkında genel hükümlere göre kovuşturma yapılır.

Miktarı Kurum Yönetim Kurulunca belirlenen tutarı geçen ve yurtdışına çıkış yasağı konulacağına dair ihtar tebliğ edilmesine rağmen, borcunu ödemeyen işverenlerin kendileri veya kanuni temsilcileri hakkında Kurumun talebi üzerine, 5682 sayılı Pasaport Kanununun 22 nci maddesi hükümleri uygulanır.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar ile haklı sebebin neler olduğu, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Prim borçlarına halef olma, gecikme cezası ve gecikme zammı ile iadesi gereken primler

MADDE 89- Sigortalıların çalıştırıldığı işyeri aktif ve pasif değerleri ile birlikte başka bir işyeri ile birleşir, devredilir veya intikal ederse, eski işverenin Kuruma olan sigorta primi ile gecikme cezası ve gecikme zammı ve faiz dahil tüm borçlarından, aynı zamanda yeni işveren de müştereken ve müteselsilen sorumludur. Bu hükme aykırı sözleşme hükümleri Kuruma karşı geçersizdir.

Kurumun prim ve diğer alacakları süresi içinde ve tam olarak ödenmezse, ödenmeyen kısmı sürenin bittiği tarihten itibaren ilk üç aylık sürede her bir ay için % 3 oranında gecikme cezası uygulanarak artırılır. Ayrıca, her ay için bulunan tutarlara ödeme süresinin bittiği tarihten başlamak üzere borç ödeninceye kadar her ay için ayrı ayrı Hazine Müsteşarlığınca açıklanacak bir önceki aya ait Yeni Türk Lirası cinsinden iskontolu ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetlerinin aylık ortalama faizi bileşik bazda uygulanarak gecikme zammı hesaplanır. Ancak, ödemenin yapıldığı ay için gecikme zammı günlük hesaplanır. Bakanlar Kurulu, ilk üç ay için uygulanan gecikme cezası oranını iki katına kadar artırmaya veya bu oranı % 1 oranına kadar indirmeye, yeniden kanunî oranına getirmeye ve uygulama tarihini belirlemeye yetkilidir. Dava ve icra takibi açılmış olsa bile, prim ve diğer Kurum alacaklarının ödenmemiş kısmı için gecikme cezası ve gecikme zammı tahsil edilir.

Yanlış veya yersiz alınmış olduğu tespit edilen primler, alındıkları tarihten on yıl geçmemiş ise, hisseleri oranında işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara veya genel sağlık sigortalılarına veya hak sahiplerine kanunî faizi ile birlikte geri verilir. Kanunî faiz, primin Kuruma yatırıldığı tarihi takip eden aybaşından, iadenin yapıldığı ayın başına kadar geçen süre için hesaplanır. Ancak Borçlar Kanununun 65 inci maddesi hükmü saklıdır.

Prim iadesi nedeniyle sigortalıların, isteğe bağlı sigortalıların, genel sağlık sigortalılarının aylık, gelir, ödenek ve sağlık hizmetlerinden yararlanma şartlarını yitirmeleri durumunda, bu Kanuna göre ödenen aylık, gelir ve ödenekler ile sağlanan sağlık hizmetleri durdurulur. Yanlış veya yersiz yapılan masraflar 96 ncı madde hükümlerine göre ilgililerden geri alınır.

İlişiksizlik belgesinin aranması

MADDE 90- Kamu idareleri ile döner sermayeli kuruluşlar ve bankalar, ihale yolu ile yaptırılan her türlü işleri üzerine alanları ve bunların adreslerini on beş gün içinde Kuruma bildirmekle yükümlüdür.

İşverenlerin hak edişlerinin, Kuruma ihale konusu işin yapıldığı süreye ilişkin prim ve her türlü borçlarının olmaması kaydıyla ödenmesi, kesin teminatlarının ise ihale konusu işle ilgili olarak Kuruma borçlarının bulunmadığının tespit edilmesinden sonra iadesi esastır.

Hak edişlerin ödenmesi ve prim borçlarının teminata karşılık tutulmasına ilişkin işlemlerin usûl ve esasları, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak yönetmelikle tespit edilir.

Valilikler, belediyeler, il özel idareleri ve ruhsat vermeye yetkili diğer merciler tarafından, geçici iskân veya yapı kullanma izin belgesi verilmeden önce ilgililerden yapılan inşaat dolayısıyla; diğer kamu idareleri ile döner sermayeli kuruluşlar ve bankaların, Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenecek işlemlerinde Kuruma borçlarının bulunmadığına dair Kurumca düzenlenmiş bir belgenin istenmesi zorunludur.

Bu maddede belirtilen yükümlülükler yerine getirilmeden hak ediş ödenmesi, kesin teminatın iade edilmesi veya geçici iskân izin belgesi ve yapı kullanma izin belgesi verilmesi veya diğer işlemlerin gerçekleştirilmesi hallerinde, ilgililer hakkında genel hükümlere göre idarî ve cezaî işlem yapılır.

Afet durumunda belgelerin verilme süresi ve primlerin ertelenmesi

MADDE 91- İşyerleri yangın, su baskını, yer kayması, deprem gibi afete uğrayan, tabii afet nedeniyle tarımsal faaliyetinden dolayı zarar gören işverenler ile 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılar, bu durumu belgelemeleri kaydıyla olayın meydana geldiği tarihten itibaren üç ay içinde talepte bulunmaları ve prim ödeme aczine düştüklerinin, yapılacak inceleme sonucu anlaşılması halinde, afet tarihinden önce ödeme süresi dolmuş mevcut prim borçları ile afetin meydana geldiği tarihten itibaren tahakkuk edecek üç aylık prim borçları, olayın meydana geldiği tarihten itibaren bir yıla kadar Kurumca ertelenebilir.

Birinci fıkrada belirtilen durumlarda, afetin meydana geldiği ayda verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgeleri, afetin meydana geldiği ayı takip eden üç ay içinde Kuruma verildiği takdirde, süresinde verilmiş sayılır.

15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun uyarınca genel hayatı etkilediğine karar verilen afetler nedeniyle, afet bölgesinde doğrudan veya dolaylı olarak zarar gören işverenlerle sigortalı ve hak sahiplerinin bu Kanuna göre vermekle yükümlü oldukları belgelerin verilme süresi ile ödenmesi gereken primlerin ve diğer Kurum alacaklarının ödeme sürelerini bu Kanundaki sürelere bağlı olmaksızın, afet bölgesindeki şartları ve gelişmeleri göz önünde tutarak belirlemeye ve ertelemeye Kurum yetkilidir.

Prim borcunun ertelendiği sürede zamanaşımı işlemez ve ertelenen kısmına gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmaz.

BEŞİNCİ KISIM

Ortak ve Çeşitli Hükümler

BİRİNCİ BÖLÜM

Ortak Hükümler

Sigortalılığın zorunlu oluşu, sona ermesi ve sosyal güvenlik sicil numarası

MADDE 92- Kısa ve uzun vadeli sigortalar ile genel sağlık sigortası kapsamındaki kişilerin sigortalı olması zorunludur. Bu Kanunda yer alan sigorta hak ve yükümlülüklerini ortadan kaldırmak, azaltmak veya başkasına devretmek için sözleşmelere konulan hükümler geçersizdir.

Bu Kanuna göre alınacak sigorta primleri ve idarî para cezalarının ödenmesi için, Kurumca işverene yapılacak bildirim üzerine prim borçları ve idarî para cezaları ödenmezse, Kurumca düzenlenen prim borcunu ve idarî para cezasını gösteren belgeler resmi dairelerin usulüne göre düzenledikleri belgeler hükmündedir.

Sigortalılık, bu Kanunda sayılan sigortalı sayılma şartlarının kaybedilmesi veya ölüm halinde sona erer.

Sigortalılar, isteğe bağlı sigortalılar ile bunların hak sahiplerinin; genel sağlık sigortalıları ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilerin tescil ve diğer tüm işlemlerinde sosyal güvenlik sicil numarası olarak Türk vatandaşları için T. C. kimlik numarası, yabancı uyruklu kişiler için ise Kurumca verilecek sosyal güvenlik sicil numarası kullanılır.

Devir, temlik ve Kurum alacaklarında zamanaşımı

MADDE 93- Bu Kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu Kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez.

Kurumun prim ve diğer alacakları ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak on yıllık zamanaşımına tabidir. Kurumun prim ve diğer alacakları, hizmet tespiti veya asgari işçilik uygulaması nedeniyle doğmuş ise zamanaşımı süresi; mahkeme kararının kesinleşme tarihinden, Kurum veya diğer kamu idarelerinin denetim ve kontrolle görevlendirilen memurları tarafından yapılan tespitler sonucunda doğmuş ise rapor tarihinden veya bu idareler tarafından düzenlenen belgelerden doğmuş ise belgenin Kuruma intikal ettiği tarihi takip eden yıl başından itibaren beş yıl olarak uygulanır. Ancak, bu durumda zamanaşımı süresi on yıldan az olamaz. Bu alacaklar için gecikme cezası ve gecikme zammı, alacağın ait olduğu ayın veya dönemin sonundan itibaren uygulanır.

Bu Kanuna dayanılarak Kurumca açılacak tazminat ve rücû davaları, on yıllık zamanaşımına tâbidir. Zamanaşımı tarihi; rücû konusu gelir ve aylıklar bakımından Kurum onay tarihinden, masraf ve ödemeler için ise masraf veya ödeme tarihinden itibaren başlar.

Zamanaşımından sonra yapılan ödemeler kabul edilir. Ancak, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine tabi sigortalıların zamanaşımı nedeniyle prim ödenmeyen süreleri, sigortalılık süresinden sayılmaz ve bu süreye ilişkin sigortalılık hak ve yükümlülükleri düşer.

Kontrol muayenesi

MADDE 94.- Kurum yürütülen soruşturma kapsamıyla sınırlı olmak üzere;

a) Sağlık hizmeti alan genel sağlık sigortalısından veya bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilerden, sağlık hizmetinin gerçekten alınıp alınmadığını,

b) Sigortalının, isteğe bağlı sigortalının veya bunların hak sahiplerinin malûllük, iş göremezlik raporlarında belirtilen rahatsızlıklarının mevcut olup olmadığını,

tespit amacıyla kontrol muayenesi ve tetkik yaptırılmasını talep edebilir.

Malûllük aylığı veya sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış sigortalılar, malûllük durumlarında artma veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç olduğunu ileri sürerek aylık ve gelirlerinde değişiklik yapılmasını isteyebilecekleri gibi; Kurum da harp malûlleri ve vazife malûlleri hariç, malûllük aylığı veya sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış sigortalılar ile aylık veya gelir bağlanan ve çalışma gücünün en az % 60'ını yitiren malûl çocukların kontrol muayenesine tâbi tutulmasını talep edebilir.

Kurumca yaptırılan kontrol muayenesinde veya sigortalının isteği üzerine ya da işe alıştırma sonunda yapılan muayenesinde yeniden tespit edilecek malûllük durumuna göre, malûllük aylığı veya sürekli iş göremezlik geliri, yeni malûllük durumuna esas tutulan raporun tarihini takip eden ödeme dönemi başından başlanarak artırılır, azaltılır veya kesilir.

Çalışma gücünün en az % 60'ını yitiren malûl çocuklara bağlanmış bulunan gelir ve aylıklar, kontrol muayenesi sonunda tespit edilecek malûllük durumuna göre, rapor tarihinden sonraki ödeme dönemi başından itibaren kesilir.

Kurumun yazılı bildiriminde belirtilen tarihten sonraki ödeme dönemi başına kadar kabul edilebilir bir özrü olmadığı halde kontrol muayenesini yaptırmayan sigortalının malûllük aylığı veya sürekli iş göremezlik geliri ile çalışma gücünün en az % 60'ını yitiren malûl çocukların kendilerine bağlanmış olan gelir veya aylığı, kontrol muayenesi için belirtilen tarihten sonraki ödeme dönemi başından itibaren kesilir.

Ancak, kontrol muayenesini Kurumun yazılı bildiriminde belirtilen tarihten başlayarak üç ay içinde yaptıran ve malûllük veya sürekli iş göremezlik halinin devam ettiği tespit edilen sigortalının veya aylık ya da gelir bağlanmış olan malûl çocuğun kesilen aylık veya geliri, kesildiği tarihten başlanarak yeniden bağlanır.

Kontrol muayenesini Kurumun yazılı bildiriminde belirtilen tarihten üç ay geçtikten sonra yaptıran ve malûllük veya sürekli iş göremezlik halinin devam ettiği tespit edilen sigortalının malûllük aylığı veya yeni sürekli iş göremezlik derecesine göre hesaplanacak geliri, gelir veya aylık bağlanan çalışamayacak durumda malûl çocukların ise almakta oldukları gelir veya aylık, rapor tarihinden sonraki ay başından başlanarak yeniden bağlanır.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Sağlık raporlarının usûl ve esaslarının belirlenmesi

MADDE 95- Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usûl ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usûlüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade ederek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir.

Usûlüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usûlüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.

Bu maddenin uygulamasına ilişkin usûl ve esaslar, Sağlık Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir.

Yersiz ödemelerin geri alınması

MADDE 96- Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;

a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,

b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, üç aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan,

itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır.

Alacakların yersiz ödemelere mahsubu, en eski borçtan başlanarak borç aslına yapılır, kanuni faiz kalan borca uygulanır. Bu hüküm ilgili hak sahiplerinin muvafakat etmeleri kaydıyla, aynı dosyadan diğer bir hak sahibine yapılan yersiz ödemelere mahsubunda da uygulanır.

Yersiz ödemenin gelir ve aylıklardan kesilmesinde, kesintinin başlayacağı ödeme dönemi başı itibarıyla kanuni faizi ile birlikte hesaplanan borç tutarı, gelir ve aylıktan % 25 oranında kesilmek suretiyle uygulanır.

Yersiz ödemelerin tespiti ile geri alınmasına ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Zamanaşımı, hakkın düşmesi ve avans

MADDE 97- Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, iş kazası, meslek hastalığı ve ölüm hallerinde bağlanması gereken gelir ve aylıkların, hakkın kazanıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde istenmeyen kısmı zamanaşımına uğrar. Bu durumda olanların gelir ve aylıkları, beş yıl geçtikten sonra, yazılı istek tarihini takip eden ay başından itibaren başlar.

Kuruma müracaat etmemenin haklı bir sebebe dayandığını genel hükümlere göre ispat edenler hakkında, yukarıdaki hükümler uygulanmaz.

Kısa vadeli sigorta kollarından ve ölüm sigortasından kazanılan diğer haklar, hakkın doğduğu tarihten itibaren beş yıl içinde istenmezse düşer.

Bu Kanuna göre bağlanan gelir ve aylıklarını tahakkuk ettirildiği tarihlerden itibaren aralıksız altı ay sonuna kadar tahsil etmeyenlerin gelir ve aylıkları, gelir ve aylık bağlanma şartlarının devam edip etmediğinin tespiti amacıyla durdurulur.

Genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin alacakları, hakkı doğuran olayın öğrenildiği tarihten itibaren iki yıl içinde istenmezse zamanaşımına uğrar, hakkı doğuran olay tarihinden itibaren ise beş yıl sonunda düşer.

Sigortalılar ile bunların hak sahiplerinin, genel sağlık sigortalıları ile bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, bu Kanunun uygulanması bakımından hak ettikleri alacaklarının süresi içinde ödenememesi halinde, avans verilmesine Kurum yetkilidir.

Sağlık hizmeti sunucularına, tahakkuk etmiş alacakları faturaların teslim tarihinden itibaren en geç yetmişbeş gün içinde ödenir. İşlemlerin gecikmesi halinde tahakkuk eden tutarın % 75'i ila % 90'ı arasındaki tutar, son ödeme tarihini takip eden ilk iş gününde alacaklarından kesilmek üzere avans olarak ödenir.

Ücretlerden kesinti yapılmaması, özel sigortalara ilişkin hükümler ve sosyal güvenlik sözleşmelerinin yürütülmesi

MADDE 98- İşveren, sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası için kendisine düşen yükümlülükler nedeniyle, sigortalıların ücretlerinden kesinti yapamaz. Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde özel sigortalara ilişkin hükümler, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasında dikkate alınmaz.

Bu Kanun gereğince sağlık hizmetlerinden yararlananların ödemekle yükümlü oldukları katılım payları, özel sigorta şirketleri tarafından teminat veya ödeme konusu yapılamaz.

Uluslararası sosyal güvenlik sözleşmeleri kapsamında yapılacak her türlü işlemler ve hesaplaşmalar, Kurum tarafından yürütülür. İlgili sözleşmelerde irtibat kurumuna yapılan atıflar, Kuruma yapılmış sayılır.

İKİNCİ BÖLÜM

Çeşitli Hükümler

Sosyal güvenlikle ilgili düzenlemeler ve bildirimler

MADDE 99- Sosyal güvenlik hak ve yükümlülükleri ile ilgili yapılacak her türlü kanunî düzenlemeler bu Kanunda yapılır.

Bu Kanun gereğince yapılacak bildirimler hakkında, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uygulanır.

Bilgi ve belge isteme hakkı, bilgi ve belgelerin Kuruma verilme usûlü

MADDE 100- Kurum, bu Kanun hükümlerine ilişkin yapılan soruşturmalar hakkında Cumhuriyet savcılıklarından, kamu ve özel hukuk tüzel kişileri ile gerçek kişilerden bilgi ve belge isteyebilir.

Kurum, bu Kanun gereği verilecek her türlü belge veya bilginin internet, elektronik ve benzeri ortamda gönderilmesi hususunda, gerçek ve tüzel kişileri zorunlu tutmaya yetkilidir.

Belge veya bilgileri internet, elektronik ve benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulan gerçek ve tüzel kişilerin, Kurumun bilgi işlem sistemlerinin herhangi bir nedenle hizmet dışı kalması sonucu belge ve bilgiyi, bu Kanunda öngörülen sürenin son gününde Kuruma gönderememesi ve muhteviyatı primleri de yasal süresi içinde ödeyememesi halinde, sorunların ortadan kalktığı tarihi takip eden üçüncü işgününün sonuna kadar belge veya bilgiyi gönderir ve muhteviyatı primleri de aynı sürede Kuruma öder ise bu yükümlülükleri Kanunda öngörülen sürede yerine getirmiş kabul edilir.

Bu maddenin uygulanması ile ilgili usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Uyuşmazlıkların çözüm yeri

MADDE 101- Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür.

ALTINCI KISIM

İdarî Para Cezaları ve Fesih Hükümleri

Kurumca verilecek idarî para cezaları

MADDE 102.- Kurumca dayanağı belirtilmek suretiyle diğer kanunlarda suç oluştursa dahi ayrıca bu Kanunun;

a) 8 inci maddenin birinci fıkrası ile 61 inci maddede belirtilen bildirgeleri; Kurumca belirlenen şekle ve usûle uygun vermeyenler veya Kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde anılan ortamda göndermeyenler veya bu Kanunda belirtilen süre içinde vermeyenler, her bir sigortalı için aylık asgarî ücret tutarında, idarî para cezası uygulanır.

b) 11 inci maddede belirtilen bildirgeyi, Kurumca belirlenen şekle ve usule uygun vermeyenler veya Kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde, anılan ortamda göndermeyenler veya bu Kanunda belirtilen süre içinde Kuruma vermeyenlere;

1) Kamu idareleri ile bilanço esasına göre defter tutmak zorunda olanlar için asgarî ücretin üç katı tutarında,

2) Diğer defterleri tutmak zorunda olanlar için asgarî ücretin iki katı tutarında,

3) Defter tutmakla yükümlü olmayanlar için bir aylık asgarî ücret tutarında,

idarî para cezası uygulanır.

c) 86 ncı maddenin birinci fıkrası uyarınca verilmesi gereken belgeleri, Kurumca belirlenen şekilde ve usûlde vermeyenler ya da Kurumca internet, elektronik veya benzeri

ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde anılan ortamda göndermeyenler veya belirlenen süre içinde vermeyenlere her bir fiil için;

1) Belgenin asıl olması halinde aylık asgarî ücretin üç katını geçmemek kaydıyla belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgarî ücretin beşte biri tutarında,

2) Belgenin ek olması halinde, aylık asgari ücretin üç katını geçmemek kaydıyla her bir ek  belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgarî ücretin sekizde biri tutarında,

3) Ek belgenin 86 ncı maddenin beşinci fıkrasına istinaden Kurumca re'sen düzenlenmesi durumunda, aylık asgarî ücretin yarısı tutarında,

4) Belgenin mahkeme kararı, Kurum veya diğer kamu idarelerinin denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarınca yapılan tespitler sonucunda veya bu idareler tarafından düzenlenen belgelerden hizmetleri veya kazançları Kuruma bildirilmediği veya eksik bildirildiği anlaşılan sigortalılarla ilgili olması halinde, belgenin asıl veya ek nitelikte olup olmadığı, işverence düzenlenip düzenlenmediği dikkate alınmaksızın, aylık asgarî ücretin üç katı tutarında,

idarî para cezası uygulanır.

d) 59 uncu madde uyarınca Kurumun defter ve belge incelemeye yetkili denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurları tarafından veya 59 uncu maddenin beşinci fıkrasında belirtilen serbest muhasebeci malî müşavirler ile yeminli malî müşavirlerce düzenlenen raporlara istinaden, Kuruma bildirilmediği tespit edilen eksik işçilik tutarının mal edildiği her bir ay için, aylık asgarî ücretin üç katı tutarında idarî para cezası uygulanır.

e) 86 ncı maddenin ikinci fıkrasındaki yükümlülüğü Kurumca yapılan yazılı ihtara rağmen onbeş gün içinde mücbir sebep olmaksızın yerine getirmeyenlere;

1) Bilanço esasına göre defter tutmakla yükümlü iseler, aylık asgarî ücretin oniki katı tutarında,

2) Diğer defterleri tutmakla yükümlü iseler, aylık asgarî ücretin altı katı tutarında,

3) Defter tutmakla yükümlü değil iseler, asgarî ücretin üç katı tutarında,

4) Defter ve belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle verilmesi gereken ceza tutarını aşmamak kaydıyla; defter ve belgelerin tümünü verilen süre içinde ibraz etmekle birlikte, kullanılmaya başlanmadan önce tasdik ettirilmesi zorunlu olduğu halde tasdiksiz tutulmuş olan defterler, kanuni tasdik süresi geçtikten sonra tasdik ettirilmiş olan defterlerin tasdik tarihinden önceki kısmı, işçilikle ilgili giderlerin işlenmemiş olduğu tespit edilen defterler, sigorta primleri hesabına esas tutulan kazançların kesin olarak tespitine imkan vermeyecek şekilde usulsüz, karışık veya noksan tutulmuş defterler, herhangi bir ay için sigorta primleri hesabına esas tutulması gereken kazançların ve kazançlarla ilgili ödemelerin (sigorta primine esas kazancın ödemeye bağlı olduğu durumlar dahil) o ayın dahil bulunduğu hesap dönemine ait defterlere işlenmemiş olması halinde, o aya ait defter kayıtları, Vergi Usul Kanunu gereğince bilanço esasına göre defter tutulması gerekirken işletme hesabı esasına göre tutulmuş defterler geçerli sayılmaz ve bu geçersizlik hallerinin her biri için, aylık asgarî ücretin yarısı tutarında,

5) İşverenler tarafından ibraz edilen aylık ücret tediye bordrosunda; asgari olarak işyerinin sicil numarası, bordronun ilişkin olduğu ay, sigortalının adı, soyadı, sigortalının sosyal güvenlik sicil numarası, ücret ödenen gün sayısı, sigortalının ücreti, ödenen ücret tutarı yer alır. Ücretin alındığına dair sigortalının imzasını ihtiva etmeyen (makbuz mukabilinde veya banka kanalıyla yapılan ödemeler hariç) ücret tediye bordroları geçerli sayılmaz ve bu geçersizlik hallerinin her biri için aylık asgari ücretin yarısı tutarında,

idari para cezası uygulanır. Verilen süre dışında ibraz edilen defter ve belgelerin tümünün veya bir bölümünün geçersiz olması durumunda, tutulan defter türü de dikkate alınarak bu bendin sadece 1, 2 ve 3 numaralı alt bentlerine göre idari para cezası uygulanır.

f) 86 ncı maddenin altıncı fıkrasında ve 85 inci maddenin beşinci fıkrasında belirtilen yükümlülükleri belirtilen sürede yerine getirmeyenlere, aylık asgarî ücretin iki katı tutarında idarî para cezası uygulanır.

g) 8 inci maddenin üçüncü ve altıncı fıkralarında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen kurum ve kuruluşlar ile tüzel kişilere ve 8 inci maddenin dördüncü fıkrasındaki yükümlülüğü yerine getirmeyen sigortalılara, aylık asgarî ücret tutarında idarî para cezası uygulanır.

h) Sağlık hizmeti sunulmadığı halde sağlık hizmetini fatura edenler; faturayı veya faturaya dayanak oluşturan belgeleri gerçeğe aykırı olarak düzenleyenler; 64 üncü madde gereğince kapsam dışı tutulan sağlık hizmetlerini kapsam içinde olan sağlık hizmetleri gibi gösterenler; sağlık hizmetlerine hak kazanmayan kişilere sundukları sağlık hizmetlerini fatura edenler hakkında bu fiilleri nedeniyle Kurumun yersiz ödediği tutarın beş katı idarî para cezası uygulanır.

ı) 71 inci maddede yer alan kimlik tespiti yükümlülüğünü yapmayan ve bu nedenle Kurumun zarara uğramasına sebebiyet veren sağlık hizmeti sunucularından, uğranılan zararın beş katı idarî para cezası uygulanır.

j) Kurumun mahsup suretiyle tahsilini yaptığı haller hariç olmak üzere, alınması gereken katılım paylarını tahsil etmeyen sağlık hizmeti sunucularına, fiilin her tekrarında tahsil edilmeyen katılım payının on katı tutarında idarî para cezası uygulanır.

k) 63 üncü madde gereği Kurumca sağlanan yardımcı üreme yöntemlerinin tıbbî etik dışında uygulanması halinde, bu fiili işleyen sağlık hizmeti sunucularına Kurumca vak’a için yapılan tedavi masrafının beş katı tutarında idarî para cezası uygulanır.

l) Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarının, bu Kanunun uygulanmasından doğan inceleme ve soruşturma görevlerini yerine getirmeleri sırasında işverenler, sigortalılar, işyeri sahipleri ve bu işle ilgili diğer kişiler, görevlerini yapmasına engel olamazlar. Engel olanlar hakkında eylemleri başka bir suç oluştursa dahi, aylık asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezası uygulanır.

Mahkeme kararına, Kurum veya diğer kamu idarelerinin denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarınca yapılan tespitlere ya da kamu idarelerinden alınan belgelere istinaden düzenlenenler hariç olmak üzere, bildirgenin yasal süresi geçtikten sonra ilgililerce kendiliklerinden verilmesi halinde, bu maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bendinde öngörülen cezalar % 50 oranında uygulanır.

İdari para cezası uygulanması 8 inci, 11 inci ve 86 ncı maddelerde belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi yükümlülüğünü kaldırmaz.

İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde yetkili sulh ceza  mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idarî para cezası kesinleşir.

İdarî para cezalarının, Kuruma itiraz edilmeden veya yargı yoluna başvurulmadan önce tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde peşin ödenmesi halinde, bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme idarî para cezasına karşı yargı yoluna başvurma hakkını etkilemez. Ancak Kurumca veya mahkemece Kurum lehine karar verilmesi halinde, daha önce tahsil edilmemiş olan ceza tutarının dörttebirlik kısmı, 89 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü de dikkate alınarak tahsil edilir.

Mahkemeye başvurulması idarî para cezasının takip ve tahsilini durdurmaz. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde ödenmeyen idarî para cezaları, 89 uncu madde hükmü gereğince hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir.

İdarî para cezaları on yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Zamanaşımı süresi, fiilin işlendiği tarihten itibaren başlar.

İdarî para cezaları hakkında, bu Kanunda hüküm bulumayan hallerde 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümleri uygulanır.

İdarî yaptırımlar ve fesih

MADDE 103- Kurumca yapılan inceleme neticesinde haksız menfaat temin etmek maksadıyla;

a) Sağlık hizmeti sunulmadığı halde sağlık hizmetini fatura ettiği,

b) Faturayı veya faturaya dayanak oluşturan belgeleri, gerçeğe aykırı olarak düzenlediği,

c) 64 üncü madde gereğince kapsam dışı tutulan sağlık hizmetlerini, kapsam içinde olan sağlık hizmetleri gibi gösterdiği,

d) Sağlık hizmetlerine hak kazanmayan kişilere, sağlık hizmeti sunarak Kuruma fatura ettiği,

tespit edilen sağlık hizmeti sunucuları hakkında genel hükümlere göre takip yapılır. Bu fiiller nedeniyle Kurumun yersiz ödediği tutar 96 ncı maddeye göre geri alınır. Ayrıca bu fiilî işleyen sağlık hizmeti sunucularının varsa Kurum ile yaptıkları sözleşmeleri; ilk fiilde bir ay, ilk fiilden itibaren iki yıllık dönem içerisindeki tekrarı halinde üç ay, aynı dönem içerisinde ikinci kez tekrarı halinde ise bir yıl süreyle fesih edilir.

Yukarıdaki fıkranın (d) bendi hariç olmak üzere anılan fiillerin sözleşmesiz sağlık hizmet sunucuları tarafından işlenmesi halinde, bir yıl süreyle acil durumlar hariç ödeme yapılmaz. Sağlık hizmet sunucusu bu süre içerisinde bu durumu sağlık hizmeti alan tüm kişilere yazılı olarak bildirmek zorundadır. Bildirilmeyen kişilerin fatura bedelleri Kurum tarafından ödenerek, sağlık hizmet sunucusundan iki katı olarak tahsil edilir.

71 inci maddede yer alan kimlik tespiti yükümlülüğünü yapmayan ve bu nedenle bir başka kişiye sağlık hizmeti sunulması nedeniyle Kurumun zarara uğramasına sebebiyet veren sağlık hizmeti sunucularından uğranılan zarar geri alınır.

YEDİNCİ KISIM

Yürürlükten Kaldırılan, Değiştirilen, Son ve Geçici Hükümler

BİRİNCİ BÖLÜM

Değiştirilen ve Yürürlükten Kaldırılan

Hükümler

Diğer kanunlardaki atıflar

MADDE 104- Bu Kanunla yürürlükten kaldırılmayan hükümleri saklı kalmak kaydıyla, 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı ve 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı kanunlara yapılan atıflar ile diğer kanunlarda sosyal sigorta haklarına, yardımlarına ve yükümlülüklerine, sigortalılığa ve hak sahipliği şartlarına, sağlık hizmetlerinin veya tedavi bedellerinin ödenmesine ilişkin yapılan atıflar bu Kanunun ilgili maddelerine yapılmış sayılır.

27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda kadrosuzluk tazminatının ödenmesine ilişkin T.C. Emekli Sandığına yapılmış olan atıf ile diğer kanunlarda T.C. Emekli Sandığına, Sosyal Sigortalar Kurumuna, Bağ-Kur'a yapılmış atıflar Kuruma yapılmış sayılır.

Değiştirilen, eklenen ve uygulanmayacak hükümler

MADDE 105- a) 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun:

1) 89 uncu maddesinin birinci fıkrasında geçen "aylık bağlamaya esas" ibaresi, "ek 70 inci maddeye göre hesaplanacak" şeklinde değiştirilmiştir.

2) Ek 19 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Ek Madde 19.- Vazife malulü erlerle, bunların dul ve yetimlerine ödenecek aylık veya gelirlerin alt sınırı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 27 nci veya 33 üncü maddeleri hükümlerine göre belirlenir."

3) Ek 48 inci maddesinin son fıkrasının başına, "Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında yaşlılık aylığına hak kazananlar hakkında, aynı Kanunun geçici 2 nci maddesinin (d) bendinin uygulanmasında:" ibaresi eklenmiştir.

4) Ek 68 inci maddesine birinci fıkra olarak, "Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında yaşlılık aylığına hak kazananlar hakkında, aynı Kanunun geçici 2 nci maddesinin (d) bendinin uygulanmasında:" ibaresi eklenmiş; aynı maddede geçen "ödenir" ve "ödeme yapılır" ibareleri "hesaplanır" şeklinde değiştirilmiş; aynı maddenin dördüncü fıkrasında geçen "Bu tazminatlar ilgililere ödendikçe iki ay içinde faturası karşılığında Hazineden tahsil olunur." cümlesi ile aynı maddenin beşinci ve son fıkrası madde metninden çıkarılmış ve aynı maddenin diğer fıkraları (a), (b), (c), (d) ve (e) bentleri olarak düzenlenmiştir.

5) Ek 70 inci maddesinin birinci fıkrasında geçen "Sandık iştirakçilerine ödenmekte olan;" ve "emeklilik keseneğine ve Kurum karşılığına tabi tutulur." ibareleri sırasıyla "Emekli ikramiyesinin hesabında;" ve "dikkate alınır" şeklinde; aynı maddenin son fıkrası da personel kanunlarında yer alan aylığa ilişkin gösterge ve ek göstergeler esas alınarak bulunan tutarlar da emekli ikramiyesi hesabında dikkate alınır."  olarak değiştirilmiştir.

6) Ek 73 üncü maddesine birinci fıkra olarak, "Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında yaşlılık aylığına hak kazananlar hakkında, aynı Kanunun geçici 2 nci maddesinin (d) bendinin uygulanmasında:" ibaresi eklenmiş; aynı maddenin birinci fıkrasında geçen "toptan ödeme yapılabilmesi için" ibaresi, "toptan ödeme hesaplanabilmesi için" şeklinde; ikinci fıkrasında geçen "emeklilik" kelimesi, "hesaplama" şeklinde değiştirilmiş ve aynı maddenin fıkraları (a), (b) ve (c) bentleri olarak düzenlenmiştir.

b) 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununun;

1) 21 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 21.- Yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanan sigortalıya, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 29 uncu maddesinde belirtilen esaslara göre aylık bağlanır."

2) 30 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 30.- Bu Kanunun gerektirdiği her türlü yardım ve ödemeler için sigortalılardan % 12,5'i genel sağlık sigortası primi olmak üzere % 32,5 oranında prim alınır."

3) 39 uncu maddesinin (a) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

" Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 13, 14, 19, 20, 21, 22, 25, 26, 27, 28, 33, 34, 35, 36, 54, 55, 57, 58, 59, 60, 61, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73,76, 77,78, 89, 94, 95, 96, 97, 100 ve 101 inci maddeleri ile 41 inci maddenin (b) bendi, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun Geçici 82 nci maddesi,

c) 29/5/1986 tarihli ve 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanununun 2 nci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Ancak, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde sayılan genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin aynı kanun gereği ödedikleri katılım payları ile diğer sağlık hizmetlerinin karşılanmayan kısmı, bu Kanun kapsamındadır. Ancak yıl içinde ödenen tutarlar, takip eden yılda Hazine tarafından Fona geri ödenir."

d) 10.2.1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanununun 18 inci maddesinin başlığı ve birinci fıkrasının birinci paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Ehliyet tespiti, imtihan ve hava değişimi için başka yere gönderilenler:

Memurlar, yardımcı hizmetler sınıfına dahil personel ve kurumlarda yalnız ödenek mukabili çalışanlardan, memuriyet mahalli dışına;"

e) 8/5/1985 tarihli ve 3201 sayılı Yurtdışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurtdışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanunun;

1) 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Madde 1- Türk vatandaşlarının yurt dışında 18 yaşını doldurduktan sonra, Türk vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir."

2) 2 nci maddesinin (a) bendinin sonuna, "Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı" ibaresi ve aynı maddeye aşağıdaki (e) ve (f) fıkraları eklenmiştir.

"e) Kurum; Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığını,

f) Bakanlık; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını,"

3) 3 üncü maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Başvurulacak kuruluş

Madde 3.- Sigortalılar ile yurtdışında çalışmakta iken veya yurda kesin dönüş yaptıktan sonra ölenlerin Türk vatandaşı olan hak sahipleri Kuruma müracaat etmek suretiyle bu Kanunla getirilen haklardan yararlanırlar."

4) 4 üncü maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"Borçlanma tutarı ve borçlanma tutarının iadesi

Madde 4-Borçlanılacak her bir gün için tahakkuk ettirilecek borç tutarı, başvuru tarihindeki prime esas asgarî ve azamî günlük kazanç arasında seçilecek günlük kazancın % 32'sidir. Borçlanılan süreler, yurda kesin dönüş yapılmış olması şartıyla aylık tahsisi için yazılı talepleri halinde Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 41 inci maddesinin son fıkrası hükümlerine göre değerlendirilir. Borçlanmaya ilişkin Kurumca tahakkuk ettirilen borç tutarı, tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içerisinde ödenir. Ödeme yapılan gün sayısı prim ödeme gün sayısına ve prime esas kazanca dahil edilir. Tahakkuk ettirilen prim borcunu tebligat tarihinden itibaren üç ay içerisinde ödemeyenler için yeniden başvuru şartı aranır.

Borçlanmadan sonradan vazgeçenler ile yapılan borçlanma sonrasında aylık bağlanması için gerekli şartları yerine getiremeyenlere ve bunların hak sahiplerine talepleri üzerine yaptıkları ödemeler, faiz uygulanmaksızın iade edilir.

Yurt dışında iken borçlanma isteğinde bulunacak sigortalı veya hak sahipleri Yeni Türk Lirası olarak bildirilecek borç tutarını döviz cinsinden, Türkiye'de ise Yeni Türk Lirası olarak öderler."

5) 5 inci maddenin birinci fıkrası "Yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin tespitinde, bunu belirten ve istek sahibinin ibraz edeceği ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere gün sayıları esas alınır, bu tespitte 1 yıl 360 gün, 1 ay 30 gün hesaplanır." şeklinde değiştirilmiş; aynı maddenin üçüncü fıkrasının sonuna "Bu durumda olanlar Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 cü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı sayılır." ibaresi eklenmiş; maddeye "Sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülkelerdeki hizmetlerini, bu Kanuna göre borçlananların, sözleşme yapılan ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak dikkate alınmaz." ibaresi dördüncü fıkra olarak eklenmiştir.

6) 6 ıncı maddenin (A) bendinin son fıkrası " Yukarıdaki şartları yerine getirenlerden tahsise hak kazananların aylıkları, yazılı istek tarihini takip eden ay başından itibaren başlatılmak üzere Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu hükümlerine göre bağlanır." şeklinde değiştirilmiş,

Aynı maddenin (B) bendi; "B) Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurtdışında yabancı ülke mevzuatına tabi çalışanlar, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alanlar ile Türkiye'de sigortalı çalışmaya başlayanların aylıkları, tekrar çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladıkları tarihten itibaren kesilir. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun sosyal güvenlik destek primi hakkındaki hükümleri, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlar için uygulanmaz.

Yurtiçinde veya yurtdışında çalışması sona erenlerin veya ikamete dayalı bir ödenek alanlardan ödenekleri sona erenlerin, aylıklarının tekrar ödenmesi için yazılı talepte bulunmaları halinde, talep tarihini izleyen aybaşından itibaren aylıkları tekrar ödenmeye başlanır." şeklinde değiştirilmiştir.

f) 8/5/1985 tarihli ve 3201 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin (b) bendinde ifade edilen "sosyal güvenlik kanunları" ifadesi, bu Kanunu da kapsar.

g) 27.4.2005 tarihli ve 5335 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi ile 10.7.1987 tarihli ve 285 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesinin 11 nci fıkrası hariç olmak üzere, diğer kanunların bu Kanuna aykırı hükümleri uygulanmaz.

h) 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Kanunun Ek 18 inci maddesinin (b) bendi, "(a) fıkrasına göre bulunacak tutar, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun yürürlük tarihinden önce göreve başlayanların emekliliklerinde, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 2 nci maddesinin (d) bendine göre hesaplanacak kısmi aylığın hesabında dikkate alınır." şeklinde değiştirilmiştir.

Yürürlükten kaldırılan hükümler

MADDE 106- 1) 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun, geçici 20 inci, geçici 81 inci, geçici 82 nci ve geçici 87 nci ve geçici 89 uncu maddeleri hariç diğer maddeleri,

2) 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun, 1 ila 23 üncü, geçici 10 uncu ve geçici 11 inci maddeleri hariç diğer maddeleri,

3) 29/8/1977 tarihli ve 2108 sayılı Muhtar Ödenek ve Sosyal Güvenlik Yasasının 4 üncü ve 5 inci maddeleri,

4) 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu,

5) 24/5/1983 tarihli ve 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun,

6) 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununun 1 ila 5 inci, 13 ilâ 17 nci maddeleri,

7) 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 107 nci, 188 inci, 209 uncu ve ek 22 nci maddeleri,

8) 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun, 12 ilâ 19 uncu maddeleri, 23 üncü maddesi, 30 ilâ 39 uncu maddeleri, 41 ilâ 55 inci maddeleri, 57 ilâ 59 uncu maddeleri, 61 ilâ 64 üncü maddeleri, 66 ilâ 71 inci maddeleri, 72 nci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 73 ilâ 77 nci maddeleri, 80 inci maddesi, 82 inci maddesinin (a), (b), (c) ve (ç) bentleri, 83 ilâ 88 inci maddeleri, 90 ıncı ve 91 inci maddeleri, 93 ilâ 100 üncü maddeleri, 102 nci maddesi, 105 ilâ 107 nci maddeleri, 112 ilâ 124 üncü maddeleri, 127 ila 129 uncu maddeleri, 131 ilâ 135 inci maddeleri, ek 2 ilâ ek 4 üncü maddeleri, ek 8 ve ek 9 uncu maddeleri, ek 11 inci maddesi, ek 13 ila ek 18 inci maddeleri, ek 21 ilâ ek 23 üncü maddeleri, ek 25 ilâ ek 27 nci maddeleri, ek 29 ve ek 30 uncu maddeleri, ek 31 inci maddesinin (a) ve (b) bentleri, ek 32 ilâ 34 üncü maddeleri, ek 37 inci maddesi, ek 39 uncu maddesi, ek 41 ilâ ek 47 inci maddeleri, ek 48 inci maddesinin son fıkrası hariç diğer fıkraları, ek 49 uncu maddesi, ek 56 ve ek 57 nci maddeleri, ek 59 uncu maddesi, ek 69 uncu maddesi, ek 72 nci maddesi, ek 74 ve ek 75 inci maddeleri, ek 80 inci maddesi, geçici 8 inci maddesi, geçici 15 inci maddesi, geçici 16 ncı maddesi, geçici 54 üncü, geçici 65 inci, geçici 85 inci, geçici 86 ncı, geçici 88 inci, geçici 96 ila geçici 98 inci, geçici 103, geçici 104, geçici 109 ila geçici 113 üncü, geçici 115 ila geçici 118 inci, geçici 120 nci, geçici 121 inci, geçici 139 ila geçici 141 inci, geçici 146 ncı, geçici 147 nci, geçici 150 ilâ geçici 151 nci, geçici 153 üncü, geçici 157 nci, geçici 159 uncu, geçici 161 ila geçici 166 ncı, geçici 170 inci, geçici 171 inci, geçici 173 üncü, geçici 176 ncı, geçici 180 inci, geçici 182 ilâ geçici 186 ncı, geçici 190 ilâ geçici 192, geçici 195 ilâ geçici 200 üncü, geçici 203 üncü, geçici 204 üncü, geçici 207 nci ve geçici 208 inci, geçici 210 ilâ geçici 212 nci, geçici 218 ilâ geçici 220 nci, ek geçici 1 inci, ek geçici 2 nci, ek geçici 7 nci, ek geçici 8 inci, ek geçici 11 inci, ek geçici 19 uncu, ek geçici 20 nci, ek geçici 22 nci ve ek geçici 23 üncü maddeleri,

9) 1/10/1992 tarihli ve 3841 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesi, 24/11/1994 tarihli ve 4049 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesi ve 13/6/2001 tarihli ve 4677 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesi,

10) 14/11/1988 tarihli ve 311 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlileri ile İlgili Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 3 üncü maddesi,

11) 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 56 ncı maddesinin (C) fıkrası,

12) 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 186 ilâ 188 inci ve 191 inci maddeleri,

13) 18/1/1972 tarihli ve 1512 sayılı Noterlik Kanununun, 201 ilâ 203 üncü maddeleri,

14) 7/5/1987 tarihli ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun 3 üncü maddesinin (d) bendi ile geçici 3 üncü maddesi,

15) 22/1/1990 tarihli ve 399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Personel Rejiminin Düzenlenmesi ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin 32 nci maddesindeki "resmî ve özel sağlık kuruluşlarında ayakta ve yatarak tedavileri ile" ibaresi,

16) 4/6/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununun 89 uncu maddesi,

17) 4/2/1924 tarihli ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununun ek 23 üncü maddesi,

18) 1/11/1983 tarihli ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununun 18 inci maddesi,

19) 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi ile (g) bendinde yer alan "ve tedavileri yaptırılır" ibaresi,

20) 23/4/1981 tarihli ve 2453 sayılı Yurt Dışında Görevli Personele Nakdi Tazminat Verilmesi ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan "ile yaralanan veya sakat kalanların tedavi giderleri" ibaresi,

21) 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun 10 uncu maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkraları,

22) 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 7 nci maddesi,

23) 24/2/1968 tarihli ve 1005 sayılı İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin ikinci fıkrası,

24) 10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanununun 18 inci maddesinin (c) bendi ile 20 nci maddesi,

25) 8/5/1985 tarih ve 3201 sayılı Kanunun 7 nci , 11 inci, geçici 1 ila geçici 4 üncü maddeleri ile aynı kanunda geçen "döviz" ibareleri,

26) 18/6/1992 tarihli ve 3816 sayılı Kanunun birinci maddesinde yer alan "Genel Sağlık Sigortası uygulamasına geçilinceye kadar" ibaresi,

yürürlükten kaldırılmıştır.

Yönetmelikler

MADDE 107- Bu Kanunda bahsi geçen yönetmelikler bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içerisinde çıkarılır. Kurum, bu Kanunun diğer maddelerin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları yönetmelik ile düzenleme yetkisine sahiptir.

İKİNCİ BÖLÜM

Geçici ve Son Hükümler

Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortasına ilişkin bazı geçiş hükümleri

GEÇİCİ MADDE 1- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ile 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olanlar her türlü hak ve yükümlülükleri ile bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu ve bu Kanunla mülga 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olanlar her türlü hak ve yükümlülükleri ile bu Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununa tabi olanlar her türlü hak ve yükümlülükleri ile bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c ) bendi kapsamında kabul edilir.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce çalışmaya başlayıp bu tarihten sonra aylık talebinde bulunanlardan, birinci fıkrada belirtilen sigortalılık hallerinden birden fazlasına tabi olanlara yaşlılık aylığına hak kazanma şartlarından hangisinin uygulanacağı, en son sigortalı sayıldığı tarihten geriye doğru son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde en fazla hizmetin geçtiği sigortalılık hali, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise son sigortalılık durumu esas alınarak belirlenir.

17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/.1983 tarihli ve 2926 sayılı ve 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı kanunlara göre bağlanan veya talepte bulunulan; aylık, gelir, tazminat, harp malûllüğü zammı ve diğer ödenekler ile 8/2/2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre ödenmekte olan ek ödemenin verilmesine devam edilir. Bu gelir ve aylıkların durum değişikliği nedeniyle artırılması, azaltılması, kesilmesi veya yeniden bağlanmasında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümleri uygulanır.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı ve 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı kanunlara göre ödenmekte olan sosyal yardım zammı ile telafi edici ödeme tutarları, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu gereğince emekli aylığı almakta olanlara ödenmekte olan makam ve yüksek hakimlik tazminatı, görev ve temsil tazminatı ile ek ödemeler ve yardımlar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte ödenen tutarlar esas alınarak, ilgililerin gelir ve aylıklarına ilave edilerek ödenir.

Bağlanmış aylık ve gelirler, 55 inci maddenin ikinci fıkrasına göre artırılır.

Sosyal yardım zammının ilavesinde tamamı dağıtılacak şekilde, hak sahiplerinin gelir ve aylıklardaki hisseleri esas alınır.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce ölen, ancak bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili Kanun hükümlerine göre ölüm aylığının bağlanabilmesi için yeterli prim ödeme gün sayısı olmayan sigortalının hak sahiplerinin, bu Kanun hükümlerine göre ölüm aylığına hak kazanması halinde ölüm aylığına bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren hak kazanılmış sayılır.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanuna tabi olanlardan 44 üncü maddenin ikinci fıkrası kapsamında emekliye sevk edilenler hakkında yaş haddi, 8.6.1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunun geçici 205 inci maddesi esas alınarak uygulanır.

3 üncü maddenin (29) uncu bendinde belirtilen güncelleme katsayısında yer verilen ortalama günlük prime esas kazançtaki değişim oranı, bu Kanunun yürürlük tarihinden sonraki ilk yıl için, o yıl gerçekleşen asgari ücretteki artış oranı olarak kabul edilir.

Bu Kanundan önce yürürlükte bulunan sosyal güvenlik kanunlarına tabi geçen çalışmalar için bağlanacak aylıkların hesabı

GEÇİCİ MADDE 2- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı kanunlara ve 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesine tabi sandıklara tabi olanlara bağlanacak yaşlılık aylıkları aşağıdaki şekilde hesaplanır:

a) Sigortalının veya iştirakçinin bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçen sürelerdeki prim ödeme gün sayılarına veya fiilî hizmet süresine ait aylık; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki kanun hükümlerine göre, aylık talep tarihindeki toplam prim ödeme gün sayısı veya fiilî hizmet süresi üzerinden, bu Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla hesaplanacak aylığının bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadarki prim ödeme gün sayısı veya fiilî hizmet süresi ile orantılı bölümü, aylık başlangıç tarihine kadar geçen yıllar için, her yıl gerçekleşen güncelleme katsayısı ile çarpılarak hesaplanır.

b) Sigortalının veya iştirakçinin bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen sürelerdeki prim ödeme gün sayılarına ait aylığı, aylık talep tarihindeki toplam prim ödeme gün sayısı üzerinden 29 uncu madde hükümlerine göre hesaplanacak aylığının, bu Kanunun yürürlük tarihinden sonraki prim ödeme gün sayısına orantılı bölümü kadardır.

c) Aylık, (a) ve (b) bentlerine göre hesaplanan kısmi aylıkların toplamından oluşur. Aylıklar ayrıca 29 uncu maddenin son fıkrasına göre artırılarak belirlenir.

d) 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunun ek 48 inci maddesi ile ek 68 inci, ek 73 üncü ve 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Kanunun ek 18 inci maddesi ve ilgili diğer maddeleri esas alınarak hak edilen makam veya yüksek hâkimlik, temsil veya görev tazminatları ve ek göstergeler, bu maddenin (a) bendinde belirtilen kısmi aylıkların hesabında dikkate alınır. Ancak (a) bendine göre yapılacak hesaplama açısından bu hükmün uygulanması sonucu daha yüksek ek göstergeye hak kazanılmış olması, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunun ek 70 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin uygulanmasında esas alınacak ek göstergelerin yükseltilerek uygulanması hakkını doğurmaz.

e) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 82 nci maddesinin (a) bendine göre gösterge sistemi içinde hesaplanacak kısmi aylıklara esas gösterge, sigortalıların ortalama yıllık kazanç hesabına giren takvim yılı sayısı esas alınmak suretiyle hazırlanacak olan gösterge ve üst gösterge tespit tabloları esas alınarak belirlenir. Bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra 8/5/1985 tarihli ve 3201 sayılı Kanuna göre yurtdışı hizmet borçlanması yapan sigortalıların bu sürelerinin, bu Kanuna göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde; şayet borçlanma yapılan sürelerden önce sigortalılıkları varsa en son sigortalılık haline göre, şayet sigortalılıkları yoksa, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.

Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar geçen sürelere ilişkin aylığın hesabında esas alınan asgari aylık tutarı ile 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 82 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre belirlenen eski tam aylık tutarı, toplam prim ödeme gün sayısı içinde bu Kanunun yürürlük tarihine kadar geçen prim ödeme gün sayısının oranına tekabül eden tutar üzerinden esas alınır.

Yurt dışı hizmet borçlanması yapanların aylıkları da yukarıda belirtilen fıkralara göre hesaplanır.

Malûllük ve ölüm aylıkları, yukarıdaki fıkralarda belirtilen hükümler esas alınarak, 27 nci veya 33 üncü madde hükümlerine göre hesaplanır.

Önceki mevzuat hükümlerinin uygulanması, Devlet katkısı ve geçici iş göremezlik ödeneği

GEÇİCİ MADDE 3- Bu Kanuna göre çıkarılması gereken yönetmelikler yürürlüğe girinceye kadar, mevcut tüzük ve yönetmeliklerin, bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanmaya devam edilir.

47 nci maddenin son fıkrasında sözü edilen Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği hükümleri, bu Kanunun yayımlandığı tarihten itibaren en geç iki yıl içinde, Kurumun da görüşü alınarak, bu Kanun hükümlerine uyumlu hale getirilir.

Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile genel sağlık sigortası primine Devlet katkısının oranı ile bu katkının hesaplanmasında esas alınan oranı, söz konusu sigorta kollarının açıklarının azalmasına paralel olarak azaltmaya, Bakanlar Kurulu yetkilidir.

Sigortalılardan 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olanların, bu Kanuna göre istirahatli bulunup, geçici iş göremezlik ödeneği alamadıkları sürelere ait ücretleri ve çalışırken aldıkları aylıkları ile geçici iş göremezlik ödenekleri arasındaki farklar ilgili mevzuatında değişiklik yapılıncaya kadar çalıştıkları kurumlarınca ödenmeye devam edilir.

08/2/2006 tarih ve 5454 sayılı Kanunun 1 inci maddesi hükümleri bu Kanun kapsamında gelir ve aylık bağlanan kişiler için uygulanır.

5434 sayılı Kanuna ilişkin geçiş hükümleri

GEÇİCİ MADDE 4- Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce sakatlık kontenjanından göreve başlayan ve T.C. Emekli Sandığına tabi bir göreve devam edip bu Kanunun malûlen emeklilik şartlarını taşımayanlardan onbeş yıl hizmeti bulunanlara, istekleri halinde yaşlılık aylığı bağlanır.

Kamu görevlilerinin emeklilik ikramiyeleri, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanun hükümlerince hesaplanarak bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren bir yıl süreyle, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunun 89 uncu maddesi ve bu Kanunla mülga 24/5/1983 tarihli ve 2829 sayılı Kanun ile personel kanunlarına göre Kurumca ödenir ve ilgili kurumlardan tahsilat, anılan maddedeki usûlle yapılır. Bir yıllık sürenin dolmasından itibaren emekli ikramiyeleri 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunun 89 uncu maddesi hükümlerine göre kamu görevlisinin son defa çalıştığı kurumunca, çalıştığı son kurumun özelleştirilmesi halinde ise Hazinece ödenir.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunun mülga 12 nci maddesi uyarınca isteğe bağlı iştirakçi olarak T.C. Emekli Sandığı ile ilişkilendirilenler ile aynı tarihe kadar isteğe bağlı iştirakçi olmak üzere başvuruda bulunanlardan gerekli koşulları sağladıkları anlaşılanların bu Kanuna göre isteğe bağlı sigortalı olmaya devam etmeleri durumunda emekli ikramiyeleri hakkında anılan madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.

49 uncu maddede düzenlenen itibarî hizmet süreleri, emeklilik ikramiyelerinin hesabında dikkate alınmaz.

8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanuna göre aylığa hak kazanamayıp bu Kanunda yapılan düzenlemelere göre aylığa hak kazananların prime esas kazancı olarak, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihteki emsali sigortalının prime esas kazancı kabul edilir.

Bu durumdakilerin aylık veya gelirleri, yukarıdaki fıkraya göre hesap edilecek prime esas kazanca, bu Kanuna göre hak edilen aylık ve kazancın hesap edilmesine ilişkin maddelerinin uygulanması suretiyle bulunur.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte kamu idarelerinde hizmet akdi ile veya sözleşmeli olarak çalışanlardan; ilgili kanunları gereği 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanun ile ilgilendirilenler aynı statüde çalışmaya devam ettikleri sürece bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine göre sigortalı sayılırlar. Ancak, bunların prime esas kazançları ile emekli ikramiyeleri, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce uygulanan hükümlere göre tespit olunmaya devam olunur.

8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunun mülga geçici 191 inci ve mülga geçici 192 nci maddeleri uyarınca, istekleri üzerine 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi kurumlarda sözleşmeli olarak çalışmakta iken anılan Kanun Hükmünde Kararnamenin 12 nci ve geçici 1 inci maddelerine göre zorunlu olarak, özelleştirilen kurumlarda sözleşmeli olarak çalıştırılmakta iken 28/5/1986 tarihli ve 3291 sayılı Kanunun Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen 16 ncı ve 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunun ek 71 inci maddeleri uyarınca ve sözleşmeli olarak çalıştıkları kurumun özel kanunundaki hükümler nedeniyle T. C. Emekli Sandığı ile ilgilendirilmiş olanların söz konusu hizmetleri, bu Kanuna tabi olarak geçmiş sayılır.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanuna tabi olan iştirakçilerin, bu Kanuna göre belirlenen prime esas kazanç matrahı ile 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanuna göre keseneğe tabi kazançları arasındaki matrah farkına ait sigorta primi bir yıl süre ile kurumlarınca karşılanır.

8/9/1999 tarihi ile bu Kanunun yürürlük tarihi arasında T.C. Emekli Sandığı iştirakçisi olanlardan, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunun 32 nci maddesine göre fiilî hizmet sürelerine zam yapılanların yaş hadlerinden, eklenilen sürenin, üç yıldan çok olmamak üzere, yarısı indirilir.

Kamu görevlilerinden personel kanunlarına göre aylıksız izinli sayılanlardan, aylıksız izinli olarak geçen süreleri esnasında isteğe bağlı sigortalılık primi ödemeyenlerin, istekleri halinde başvuru tarihindeki prime esas kazanç tutarı üzerinden % 32 oranında hesap edilecek primleri defaten ödemeleri halinde, aylıksız geçen izin süreleri hizmet sürelerine eklenir.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce ek göstergeli veya daha yüksek ek göstergeli görevlere atanan T.C. Emekli Sandığı iştirakçilerinin bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra bu görevlerde geçen süreleri, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunun ek 68 inci maddesi ile ek 73 üncü maddesinde belirtilen sürelerin doldurulmasında dikkate alınır.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, Emniyet Hizmetleri sınıfında çalışmakta olanlarla daha önce bu sınıflarda çalışmış bulunan personelden halen 4 üncü madde kapsamında çalışmaya devam edenlerin istekleri halinde; 4 üncü maddenin üçüncü fıkrasının (e) bendinde belirtilen okullarda geçen başarılı eğitim süreleri, ilgilinin talep tarihindeki en az aylık alan komiser yardımcısının prime esas kazancı üzerinden sigortalı prim hissesi kendilerince, işveren prim hissesi de kurumlarınca verilmek suretiyle borcun tebliğ edildiği tarihten itibaren iki yıl içinde eşit taksitler halinde ödenir.

Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce, seçimler neticesinde belediye başkanı olarak görev yapmış olup, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce mer'i sosyal güvenlik kanunlarına göre malullük veya yaşlılık aylığı almakta olanlardan, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun mülga 39 uncu maddesine göre aylık bağlanması şartlarını haiz olanlara, emsali belediye başkanının almakta olduğu tutar ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun ek 68 inci maddesinde belirtilen şartlar dikkate alınarak, almakta oldukları aylıklarına eklenmek suretiyle makam tazminatı ve buna bağlı olarak temsil veya görev tazminatı ödenir. Seçimler neticesinde belediye başkanı olarak görev yapmış olup, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce mer'i sosyal güvenlik kanunlarına göre malûllük veya yaşlılık aylığı almakta olanlardan, bu Kanunun yürürlük tarihi itibariyle 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun mülga 39 uncu maddesine göre aylık bağlanması şartlarını haiz olmayanlara ise, bu şartları haiz oldukları tarihten itibaren, bu fıkrada belirtilen şartlar dahilinde söz konusu tazminatlar ödenir. Bu fıkra uyarınca, aylıkları ile birlikte söz konusu tazminatları almakta iken ölenler ile seçimler neticesinde belediye başkanı olarak görev yapmış olup, bu Kanuna göre sigortalı iken ölenlerin, bu Kanunun 32 nci maddesinde belirtilen şartlara sahip olmaları halinde, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun ek 68 inci maddesinde belirtilen şartlar da dikkate alınarak, hak sahiplerine bu Kanunun 34 üncü maddesi hükümlerine göre söz konusu tazminatlar ölüm aylıklarına eklenmek suretiyle ödenir.

Toptan ödeme ve ihya geçiş hükümleri

GEÇİCİ MADDE 5- Bu Kanuna göre yapılacak toptan ödemelerin, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki hizmet sürelerine ait bölümü, bu Kanunla bazı maddeleri yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerine göre bu Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla hesaplanarak, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih ile toptan ödemenin yapılmasına ilişkin yazılı istek tarihine kadar geçen yıllar için her yılın güncelleme katsayısı ile çarpılarak bulunan tutar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonraki süreler için bu Kanuna göre hesaplanan toptan ödeme tutarına ilave edilerek ödenir.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce toptan ödeme yapılarak tasfiye edilen hizmetlerin 31 inci, 36 ncı ve 41 inci maddelere göre ihyasında veya borçlanılmasında, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bu Kanunla bazı maddeleri yürürlükten kaldırılan ilgili kanunun hükümlerine göre hesaplanan tutarı, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih ile ihya talebine ilişkin yazılı istek tarihi arasında geçen yıllar için, her yılın güncelleme katsayısı ile çarpılarak bulunan değeri dikkate alınır.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunun mülga 87 nci maddesinde sayılan sebepler nedeniyle görevlerinden ayrılan, kurumlarınca malûllük ve yaş haddi dahil re'sen emekliye sevk edilen ve ölenlerden; kesenek iadesi veya toptan ödeme yapılmak suretiyle hizmetleri tasfiye edilmiş veya bu süreleri hariç tutularak aylık bağlanmış veya bu sürelerle birlikte aylığa hak kazanmış olanların, kendileri veya dul ve yetimlerinin bu Kanunun 31 inci ve 41 inci maddelerinde belirtilen esaslara göre hesaplanacak olan meblağı, aynı maddedeki şartlarla Kuruma ödemeleri halinde, paranın ödendiği tarihi takip eden ay başından itibaren kendilerine veya bu tarihte aylığa müstahak dul ve yetimlerine aylık bağlanır veya bağlanmış aylıkları düzeltilir. Ancak bu kişilere emekli ikramiyesi ödenmez.

Kesenek veya toptan ödemeleri zamanaşımına uğramış olması nedeniyle hizmetleri tasfiye edilmiş olanların, tasfiye edilmiş süreleri bu Kanuna göre birleştirilecek hizmetlerden kabul edilir.

506 sayılı Kanuna ilişkin geçiş hükümleri

GEÇİCİ MADDE 6- 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanuna göre 1/4/1981 tarihinden önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescil edilmiş olanlar hakkında, bu Kanunun 38 inci maddesinin ikinci fıkrasındaki sigortalılık süresinin 18 yaşın doldurulduğu tarihten başlayacağına ilişkin hükmü uygulanmaz.

506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun mülga ek 24 üncü maddesinde sayılan kurum ve kuruluşlarca, Kuruma ödenmeyen sosyal yardım zamları, Hazine tarafından ilgili kurum ve kuruluşlardan tahsil edilmek üzere Kuruma ödenir.

17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılmış olan işyeri tescilleri, bu Kanun hükümlerine göre yapılmış sayılır. Kamu idarelerinden bu şekilde işyeri tescili bulunmayanlar, 11 inci maddede belirtilen işyeri bildirgesini bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma vermek zorundadır. İşyeri bildirgesinin bu süre içinde Kuruma verilmemesi durumunda, 102 nci maddenin (b) bendi gereğince idarî para cezası uygulanır.

506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun mülga 86 ncı maddesi hükmüne göre topluluk sigortasına tabi olanların ödedikleri iş kazası, meslek hastalığı, hastalık, analık, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri genel sağlık sigortası dahil bu Kanuna göre ödenmiş sayılır. Bu süreler yatırıldıkları sigorta kolları bakımından başlangıç süresi ve prim ödeme gün sayısı olarak kabul edilir.

Bu Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun mülga 86 ncı maddesine göre malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları bakımından topluluk sigortasına devam edenler, bu Kanunun 4 üncü maddesi kapsamında durumları değerlendirilerek, durumlarına uyan bent kapsamında sigortalı sayılırlar. Bunların kendileri veya işverenleri tarafından verilmesi gereken belgeler en geç üç ay içinde Kuruma verilmek zorundadır.

506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun mülga 96 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre Sosyal Sigortalar Kurumuna devir olan sandıklardan mülga 23.1.1968 tarihli ve 991 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesine göre bağlanmış emekli, adi malûllük veya vazife malûllüğü aylıkları ile mülga 23/1/1968 tarihli ve 991 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesinin birinci fıkrasına göre Kurumca bağlanan aylıklarla dul ve yetim aylıkları (aylık alan tek kişi de olsa) toplamı, net asgarî ücretin % 70'inden aşağı olamaz.

Aylık bağlama şartları bakımından bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılarak aylık bağlanacaklar için;

a) 28 inci maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen 9000 günlük süre ilk defa;

1) 1/1/2007 ilâ 31/12/2007 tarihleri arasında sigortalı sayılanlar için 7100 gün olarak,

2) 1/1/2008 tarihinden itibaren sigortalı sayılanlar için ise her takvim yılı başında 7100 güne 100 gün eklenmek suretiyle 9000 günü geçmemek üzere,

b)28 inci maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen 5400 günlük süre ilk defa;

1) 1/1/2007 ilâ 31/12/2007 tarihleri arasında sigortalı sayılanlar için 4600 gün olarak,

2) 1/1/2008 tarihinden itibaren sigortalı sayılanlar için ise her takvim yılı başında 4600 güne 100 gün eklenmek suretiyle 5400 günü geçmemek üzere,

c)28 inci maddenin dördüncü fıkrasında belirtilen 3960 günlük süre ilk defa;

1) 1/1/2007 ilâ 31/12/2007 tarihleri arasında sigortalı sayılanlar için 3700 gün olarak,

2) 1/1/2008 tarihinden itibaren sigortalı sayılanlar için ise her takvim yılı başında 3700 güne 100 gün eklenmek suretiyle 3960 günü geçmemek üzere,

d)28 inci maddenin beşinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen 4320 günlük süre ilk defa;

1) 1/1/2007 ilâ 31/12/2007 tarihleri arasında sigortalı sayılanlar için 3700 gün olarak,

2) 1/1/2008 tarihinden itibaren sigortalı sayılanlar için ise her takvim yılı başında 3700 güne 100 gün eklenmek suretiyle 4320 günü geçmemek üzere,

e)28 inci maddenin beşinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen 4680 günlük süre ilk defa;

1) 1/1/2007 ilâ 31/12/2007 tarihleri arasında sigortalı sayılanlar için 4100 gün olarak,

2) 1/1/2008 tarihinden itibaren sigortalı sayılanlar için ise her takvim yılı başında 4100 güne 100 gün eklenmek suretiyle 4680 günü geçmemek üzere,

uygulanır.

506, 1479, 5434, 2925, 2926 sayılı kanunlara ilişkin ortak geçiş hükümleri

GEÇİCİ MADDE 7.- 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı kanunlar ile 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesine göre sandıklara tabi sigortalılık başlangıçları ve hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan süreler ve sigortalılık süreleri bu Kanun kapsamında geçmiş sayılır.

Kamu görevlilerinden borçlandırıldıkları paralardan ödenmeyen kısmı var ise, prime esas kazanç tutarlarından sigortalı hissesi oranında işverenleri tarafından aylıklarından tahsil edilerek Kuruma ödenir.

Türk vatandaşı olarak borçlanma talebinde bulunan ve kendilerine emekli aylığı bağlanan sigortalıların sonradan ıskat dışında başka bir devlet vatandaşlığını kazanmaları halinde de aylıkları ödenir.

Aylıkların hesabında 41 inci maddeye ve 8/5/1985 tarihli ve 3201 sayılı Kanuna göre yapılan borçlanmaların bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki sürelere ait kazançları, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerine göre değerlendirilir. Ancak, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında bulunan sigortalılar için bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki dönemlere ait süreler, bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra borçlanılması halinde de 41 inci madde ve 8/5/1985 tarihli ve 3201 sayılı Kanun hükümleri uygulanır.

1479 sayılı Kanuna ilişkin geçiş hükümleri

GEÇİCİ MADDE 8- 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık niteliği taşıdığı halde, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce kayıt ve tescilini yaptırmamış olanların sigortalılık hak ve yükümlülüğü, bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren iki yıl içinde kayıt ve tescil yaptırmadıkları takdirde düşer.

Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Kanuna tabi iken, daha sonradan T.C. Emekli Sandığı iştirakçisi olup vergi yükümlülüğü devam etmesi nedeniyle 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Kanuna tabi sayılan kişilerin bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içinde müracaatları halinde T.C. Emekli Sandığı iştirakçisi sayıldığı tarihten itibaren Bağ-Kur sigortalılığı sona erdirilerek bunlar hakkında 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanun hükümleri uygulanır.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 1479 sayılı Kanunun 53 ncü maddesi  gereğince İcra ve İflas Kanununa göre başlatılmış olan icra takipleri anılan kanun hükümlerine göre takip edilerek sonuçlandırılır.

Emeklilik yaşına ilişkin bazı geçiş hükümleri

GEÇİCİ MADDE 9- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında olup da 8/9/1999 tarihinden bu Kanunun yürürlük tarihine kadar ilk defa sigortalı sayılanlar; kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmak ve 7000 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak şartıyla veya kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmak ve 25 yıldan beri sigortalı bulunmak ve en az 4500 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak şartıyla yaşlılık aylığından yararlanırlar.

4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında olup da 8/9/1999 tarihinden bu Kanunun yürürlük tarihine kadar ilk defa sigortalı sayılanlar; kadın ise 60, erkek ise 62 yaşını doldurmak ve en az onbeş tam yıl malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemek şartıyla kısmi yaşlılık aylığından yararlanırlar.

17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olup da 8/9/1999 tarihinden bu Kanunun yürürlük tarihine kadar ilk defa sigortalı sayılanlar; kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmak ve onbeş yıldan beri sigortalı olup 3600 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim ödemek şartıyla yaşlılık aylığından yararlanırlar.

Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce bazı hükümleri yürürlükten kaldırılan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa göre sigortalı sayılanlardan;

a) En az 20 yıldan beri Bakanlıkça tespit edilen maden işyerlerinin yer altı işyerlerinde sürekli çalışan ve bu işlerde en az 5000 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödeyen sigortalılara yazılı talepleri halinde 28 inci maddenin ikinci fıkrasının (a) bendindeki yaş şartları aranmaksızın yaşlılık aylığı bağlanır.

b) En az 25 yıldan beri Bakanlıkça tespit edilen maden işyerlerinin yeraltı işyerlerinde yer altı münavebeli işlerinde çalışan ve bu işlerde en az 4000 gün malâllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödeyen sigortalılara da 28 inci maddenin ikinci fıkrasının (a) bendindeki yaş şartları aranmaksızın 8100 gün prim ödemiş sigortalılar gibi yaşlılık aylığı bağlanır.

c) 50 yaşını dolduran ve malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi çalışmalarının en az 1800 gününü Bakanlıkça tespit edilen maden işyerlerinin yer altı işlerinde geçirmiş olan sigortalılara da birinci fıkrada belirtilen diğer şartlarla yaşlılık aylığı bağlanır.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı olanların, bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra dördüncü fıkrada belirtilen şekilde geçen prim ödeme gün sayılarına, her bir yıl için 90 gün fiili hizmet süresi zammı eklenir.

506 sayılı Kanunun malûllük, sakatlık hükümleri ile sosyal güvenlik destek primi ödemesi geçiş hükümleri

GEÇİCİ MADDE 10- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında olup bu Kanunun yürürlük tarihinden önce ilk defa sigortalı olanlardan, sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun mülga 53 üncü maddesine göre malûl sayılmayı gerektirecek derecede hastalık veya arızası bulunan ve bu nedenle malûllük aylığından yararlanamayan sigortalılar, yaşları ne olursa olsun en az onbeş yıldan beri sigortalı bulunmak ve en az 3600 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak şartıyla yaşlılık aylığından yararlanırlar.

Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlanmaya hak kazanmış durumda olan sigortalılar hakkında, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun mülga 60 ıncı maddesinin (C) bendinin (b) alt bendi ve geçici 87 nci maddesine göre işlem yapılır.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden yararlananlardan yaşlılık aylığı bağlananların aylıklarının kesilmesi ve tekrar bağlanmasında bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki hükümler geçerlidir.

Birinci ve ikinci fıkraya göre bağlanan aylıkların aylık bağlama oranı, 5400 gün üzerinden hesaplanan orandan az olamaz.

27 nci maddenin ikinci fıkrasındaki malûllük aylığı alt sınırı ile 33 üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki ölüm aylığı alt sınırı 17/10/1983 tarihli ve 2925 ve bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı Kanunlara göre bağlanacak malûllük ve ölüm aylıklarında, aynı kanunlar gereği bağlanan yaşlılık aylığı ile kıyaslanarak uygulanır.

Yukarıdaki fıkrada belirtilen alt sınır aylıklarının hesabında, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun mülga 92 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre belirlenen yarım aylıklar ile aynı Kanunun mülga 96 ncı maddesinin 5 inci fıkrası hükmüne göre alt sınır aylığı uygulanmayan aylıklar ile sosyal güvenlik sözleşmeleri gereğince bağlanan kısmi aylıklar dikkate alınmaz.

27/4/2005 tarihli ve 5335 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinde belirtilenler hariç olmak üzere bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce mevcut sosyal güvenlik kurumlarından yaşlılık veya emekli aylığı alıp, bu tarih itibarıyla bu Kanuna tabi çalışmayı sürdürecekler hakkında 30 uncu madde hükümleri uygulanır.

Sigortalı tesciline, sigorta sicil numarasına ve dış temsilciliklerdeki görevlilere ilişkin geçiş hükümleri

GEÇİCİ MADDE 11- Bu Kanun yürürlüğe girmeden önce mevcut sosyal güvenlik kurumlarında tescili yapılan sigortalılar ile bunların hak sahipleri için ortak bilgi bankası oluşturulur. Bu sigortalılar ile sisteme yeni katılacak sigortalıların tescilinde, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaraları sosyal güvenlik sicil numarası olarak esas alınır. Ayrıca vergi mükellefi olan sigortalıların vergi numaraları da sosyal güvenlik sicil numaraları ile birlikte kayıt altına alınır ve işlemlerde birlikte kullanılır.

Sigortalıların eski sigorta sicil numaraları, bu Kanuna göre tescil edilecekleri tarihe kadar kullanılmaya devam edilir.

Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c) bendi kapsamında olan sigortalıların, bu Kanunun 17 nci maddesine göre hesaplanacak günlük kazançlarında; bu Kanunun yürürlük tarihinden sonraki sürelere ait prime esas kazanç hesabında dikkate alınan unsurlar, bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki sürelere ait prime esas kazanç hesabında da dikkate alınır.

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte dış temsilciliklerde görevli sigortalı veya genel sağlık sigortalısı personelden, temsilciliğin bulunduğu ülkede sürekli ikamet iznini veya bu devletin vatandaşlığını da haiz olanlar, uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerindeki hükümler saklı kalmak üzere ve Dışişleri Bakanlığının olumlu görüşünün alınması şartıyla bulunduğu ülkenin sosyal güvenlik kurumları ile irtibatlandırılabilirler.

Genel sağlık sigortası geçiş hükümleri

GEÇİCİ MADDE 12- Bu Kanunun uygulamasında sağlık hizmeti sunucularının sigortalılık kontrolü ve diğer provizyon işlemlerini elektronik ortamda yapmaya başlaması için gerekli alt yapının kurulmasına kadar, sağlık bilgilerinin yazılı olarak tutulmasına başlanır ve sağlık belgesinin veya sağlık karnesinin Kurumca verilmesine devam edilir.

Mevcut sosyal güvenlik kurumlarının, kamu idarelerinin sağlık hizmetlerinin sağlanmasına ilişkin görevleri, yürürlükten kaldırılan kanunlardaki hak ve yükümlülükle çerçevesinde ilgili kayıt ve işlemler Kurum tarafından devralınan tarihe kadar devam eder. Ancak bu süre altı ayı geçemez.

Kişilerin yürürlükten kaldırılan kanun hükümleri gereğince hak ettikleri sağlık hizmetleri, bu Kanun hükümleri gereğince kapsama alınmamış ise tedavi tamamlanıncaya kadar yürürlükten kaldırılan kanun hükümlerine göre Kurumca sağlanmaya devam edilir. 67 nci madde gereği hesaplanan 30 günün hesabında kişilerin lehine olan durum uygulanır. Genel sağlık sigortalısının ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce başlayan, ancak, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra faturalandırılan tedavi giderleri Kurum tarafından karşılanır.

60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (d) ve (g) bentleri gereğince sigortalı sayılanlar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç iki yıl içinde bildirimlerini yapmak zorundadır. Ancak, aile hekimliği uygulamasına başlanan illerde, bu kişiler iki yıllık süreye bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişi olarak kapsama alınır.

Aile hekimleri tarafından başlatılan sevk zincirine uygun olarak alınan sağlık hizmetlerinde 68 inci maddenin ikinci fıkrasında belirtilen katılım payları, üç yıl süreyle % 50 oranında azaltılarak uygulanabilir.

70 inci maddenin birinci fıkrası gereği yapılacak belirlemeler, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç bir yıl içinde tamamlanır. Bu süre içerisinde 70 inci maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarının uygulanmasını il ve ilçe bazında ertelemeye, Sağlık Bakanlığı yetkilidir.

İlgili Kanunları gereği tedavi yardımları karşılanan kişiler, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte herhangi bir işleme gerek kalmaksızın, bu Kanun açısından genel sağlık sigortalısı veya genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi sayılır. Bu kişilerin durumlarında değişiklik oluncaya kadar, sağlık hizmetlerinden yararlanma koşulları açısından bu Kanun hükümleri uygulanmaz. Bu kişilerin sigortalı ve sigortalının bakmakla yükümlü olduğu kişilere ilişkin bilgileri ilgili kurumlar tarafından bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren en geç üç ay içinde Kuruma bildirilir.

211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun, bu Kanuna aykırı hükümleri, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl süreyle uygulanır.

17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık hali devam eden sigortalılar ile bunların sağlık yardımına müstehak eş ve çocukları, genel sağlık sigortası hükümlerine göre sağlanan sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanma hakkına sahiptir.

Bu Kanunun 67 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereği aranan şart, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra tahakkuk eden prim borçları için uygulanır.

4046 sayılı Kanunun uygulanmasına ilişkin geçiş esasları

GEÇİCİ MADDE 13- 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanunun 21 inci maddesi kapsamında iş kaybı tazminatı alanlar 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı ve genel sağlık sigortalısı sayılır, ancak iş kazası ve meslek hastalığı sigortasına tabi değildir.

Sigortalıların sigortalı olduklarını ayrıca Kuruma bildirme sorumlulukları yoktur.

Türkiye İş Kurumu tarafından ilk iş kaybı tazminatının ödendiği tarihi takip eden ay sonu itibarıyla, iş kaybı tazminatı alanlara ilişkin primlerin aktarıldığı anda sigortalı bildirimi ve tescili yapılmış sayılır.

Bu kapsamdakilerin sigortalılıkları iş kaybı tazminatı ödeme süresinin bittiği tarihte sona erer. İş kaybı tazminatı sona erenler için bu Kanunun 9 uncu maddesinin dördüncü fıkrası uygulanmaz.

İş kaybı tazminatından yararlananlar için Türkiye İş Kurumu prim ödeme yükümlüsü olmakla birlikte bu Kanun kapsamında işyeri ve işveren sayılmaz.

Yürürlük

MADDE 108.- Bu Kanun 1/1/2007 tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 109.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.