Dönem:
22 Yasama Yılı: 4
TBMM (S. Sayısı: 1037)
Uluslararası
Çocuk Kaçırmanın Hukukî Veçhelerine Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporu (1/1101)
Not: Tasarı; Başkanlıkça Dışişleri ile Adalet
komisyonlarına havale edilmiştir.
T.C.
Başbakanlık 9.9.2005
Kanunlar ve
Kararlar
Genel
Müdürlüğü
Sayı:
B.02.0.KKG.0.10/101-1068/4107
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Adalet
Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 12.8.2005
tarihinde kararlaştırılan “Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukukî Veçhelerine
Dair Kanun Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz
ederim.
Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan
GENEL GEREKÇE
Türkiye adına 21.1.1998 tarihinde imzalanan
"Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukukî Veçhelerine Dair Sözleşme"nin,
Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 3.11.1999 tarihli ve 4461 sayılı
Kanunla onaylanması uygun bulunmuş, anılan Sözleşme 29.12.1999 tarihli ve
99/13909 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanarak 15.2.2000 tarihli ve
23965 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanmış ve Türkiye bakımından 1.8.2000 tarihinde
yürürlüğe girmiştir.
Sözleşme, çocukların velâyet hakkına sahip olmayan
kişilerce bir ülkeden diğerine haksız olarak götürülmesi olaylarının artması ve
bu olayların yol açtığı sorunlara etkili çözümler getirilebilmesi için,
uluslararası düzeyde hukukî işbirliğine duyulan ihtiyaç sonucunda
hazırlanmıştır.
Sözleşme aynı zamanda, Türkiye'nin de taraf olduğu,
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin, âkit devletlere çocuğun ana ve
babasından onların rızası dışında ayrılmamasını güvence altına almak, ana ve
babasından veya bunlardan birinden ayrılmasına karar verilen çocuğun, kendi
yüksek yararına aykırı olmadıkça ana babanın ikisiyle de düzenli bir biçimde
şahsi ilişki kurmak, bu amaçla çocuğun yasa dışı yollarla ülke dışına çıkarılıp
geri döndürülmemesi hallerine karşı tedbir almak yükümlülüğü getiren 9, 10 ve
11 inci maddelerinin uygulamaya geçirilmesi anlayışına dayanmaktadır.
Sözleşmenin 6 ncı maddesi uyarınca, Sözleşmede
öngörülen yükümlülükleri yerine getirmek üzere tespit edilen Merkezî Makama,
diğer yetkili makamların yardımıyla haksız olarak Türkiye'ye getirilen veya
alıkonulan çocuğun bulunduğu yeri bulmak, gerekli her türlü geçici tedbirleri
alarak çocuğun ve başvuruda bulunan velâyet hakkına sahip şahsın menfaatlerinin
tehlikeye düşmesini önlemek, çocuğun, rıza ile mutat meskeninin bulunduğu
ülkeye dönmesini veya sulh yoluyla bir çözüme ulaşılmasını sağlamak, çocuğun
iadesinin sağlanması veya şahsi ilişki kurulması hakkının yerine getirilmesi
için adlî veya idarî işlemleri başlatmak ve çocuğun güvenli bir şekilde
iadesini sağlamak gibi görevler yüklenmiştir.
Diğer taraftan, Sözleşme uyarınca Adalet Bakanlığının
üstlendiği görevler kapsamında, çocuğun iadesi veya çocukla şahsi ilişki
kurulması davasının açılma usulü, taraf ehliyeti ve temsil, davanın açılacağı
mahkemenin görev ve yetkisi, yargılama usulü, davaların en hızlı usullerle
görülüp sonuçlandırılması, iade davasının hukukî niteliği, çocuğun bulunduğu
yerin tespiti, rıza ile teslimi yararlarının korunması veya çocuğun yerinin
değiştirilmemesi için alınacak idarî tedbirler gibi hususlarda iç hukukumuzda
düzenleme boşluğu bulunmaktadır.
Bu çerçevede, Adalet Bakanlığının Sözleşme ile
üstlendiği görev ve işlerin yasal çerçevesini oluşturmak ve bu suretle Türk
hukuk mevzuatı ile uyum sağlamak amacıyla bir uygulama kanunu çıkarılmasında
zaruret görülmüştür.
Bu sebeple, Türkiye'nin ahdî yükümlülük gereği olarak,
özel nitelikli düzenlemeler getiren bu Sözleşmenin amacına uygun, etkin,
süratli ve yeknesak bir şekilde uygulanmasını sağlamak üzere başta Sözleşmeye
taraf Avrupa Birliği üyesi ülkeler olmak üzere, taraf devletlerin bu konuya
ilişkin uygulama kanunları da göz
önünde tutularak bu Tasarı hazırlanmıştır.
Tasarı ile, velâyet hakkı ihlal edilerek Sözleşmeye
taraf bir ülkeden diğer bir taraf ülkeye götürülen veya alıkonulan çocuğun
mutat meskeninin bulunduğu ülkeye iadesine veya şahsi ilişki kurma hakkının
kullanılmasına dair Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukukî Veçhelerine Dair
Sözleşmenin uygulanmasını sağlamaya yönelik usul ve esasların düzenlenmesi
amaçlanmıştır.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1.- Madde ile; Kanunun amacı, velâyet hakkı ihlâl
edilerek Sözleşmeye taraf bir ülkeden, diğer bir taraf ülkeye götürülen veya
alıkonulan çocukların mutat meskeninin bulunduğu ülkeye iadesine, yahut şahsî
ilişki kurma hakkının kullanılması hakkındaki 25.10.1980 tarihli Uluslararası
Çocuk Kaçırmanın Hukukî Veçhelerine Dair Sözleşmenin uygulanmasını sağlamaya
yönelik usul ve esasların düzenlenmesi olarak belirlenmiştir. Bu maddede yer
alan velayet hakkı ibaresi, vesayet hakkını da kapsayacak şekilde
kullanılmıştır.
Madde 2.- Maddede, uluslararası çocuk kaçırmanın konusu
ve şahsî uygulama alanı açıklanmaktadır. Kanun, velâyet veya şahsî ilişki kurma
hakkının ihlâlinden hemen önce mutat meskeninin bulunduğu Sözleşmeye taraf bir
ülkeden, başka bir taraf ülkeye kaçırılan onaltı yaşını doldurmamış bütün
çocuklar hakkında uygulanacaktır. Uluslararası çocuk kaçırma, çocuğun mutat
meskeninin bulunduğu ülkenin kanunları uyarınca, bir kişiye, kuruma ve kuruluşa
tek başına veya birlikte kullanılmak üzere tevdi edilmiş bulunan velâyet ya da
şahsî ilişki kurma hakkı ihlâl edilmek suretiyle yerinin değiştirilmesi veya
sınırlı bir süre için başka bir taraf ülkesinde bulunan çocuğun, bu sürenin
dolmuş olmasına rağmen buna hakkı olmayan şahıs tarafından alıkonulup, mutat
meskeninin bulunduğu ülkeye gönderilmemesi hallerini kapsar.
Madde 3.- Madde ile; Kanunun uygulama alanı yönünden,
"Merkezî Makam", "başvuru sahibi", "çocuk"
"velâyet hakkı", "şahsî ilişki kurma hakkı",
"Sözleşme" "Genel Müdürlük", "uzmanlar" ve
"mahkeme" kavramları tanımlanmaktadır.
Madde 4.- Bu madde, Sözleşmenin, hızlı ve etkin bir
şekilde uygulanmasının sağlanması için taraf ülkelerde uluslararası irtibatı
sağlayacak olan merkezî makamların kurulmasını öngören 6 ncı maddesine
istinaden düzenlenmiştir.
Maddenin ikinci fıkrasında, Merkezî Makamın, başvuruda
bulunan kişi adına çocuğun iadesi veya şahsî ilişki kurulmasını sağlamak
amacıyla idarî ve adlî işlemleri yapmaya yetkili olacağı öngörülmektedir.
Madde 5.- Madde, Sözleşmenin 7 nci maddesi ile ilgili
olup, Merkezî Makamın görevlerini saymaktadır. Buna göre, Merkezî Makam, bu
Kanun kapsamında, mahallî Cumhuriyet başsavcılığı aracılığı ile, çocuğun
bulunduğu yerin tespiti ile menfaatlerinin korunması için gerekli tedbirleri
almak, çocuğun kendisini kaçırmış olan şahsın rızası ile iadesi yahut sulh
yoluyla bir çözüme ulaşılması için tüm tedbirlerin alınmasını sağlamak, eğer bu
mümkün değilse, çocuğun iade edilip edilmeyeceği veya şahsî ilişki hakkının
kullanılması konusunda bir karar verilmek üzere yetkili mahkemede dava açmak
yükümlülüğüne sahip olacaktır.
Maddede, Merkezî Makamın görevlerini duruma göre
doğrudan doğruya ya da diğer yetkili makamların yardımıyla yerine getireceği
belirtilmektedir. Bu çerçevede Merkezî Makam, kaçırılmış olan çocuğun bulunduğu
yerin tespit edilmesi için, ilgili idarî makamlardan gerekli tedbirlerin
alınmasını isteyebilecektir.
Madde 6.- Maddede, mahkeme tarafından yapılacağı
belirtilen işlerde görevli ve yetkili mahkemeler gösterilmiştir. Bu Kanunun
uygulanmasından doğan dava ve işler aile hukuku kapsamında değerlendirilerek,
görevli mahkeme 4787 sayılı Kanunun 2 nci maddesi uyarınca belirlenmiş, yetki
yönünden de, iade veya şahsî ilişki kurulması hakkında başvuru yapıldığı sırada
çocuğun halen oturduğu yer veya eğer çocuk 10 uncu maddeye göre koruma altına
alınmışsa, bu yer mahkemelerinin,
yetkili olacağı hükme bağlanmıştır.
Madde 7.- Madde ile çocuğun iadesine ilişkin başvuru ve
dava açma usulü açıklanmış olup, maddenin birinci fıkrası uyarınca, çocuğun
velâyet hakkı ihlâl edilerek yerinin değiştirildiğini veya alıkonulduğunu ileri
süren kişi, kurum veya kuruluş tarafından çocuğun mutat meskeninin bulunduğu
ülkenin merkezî makamına veya Türkiye açısından Merkezî Makam olarak
belirlenmiş olan Adalet Bakanlığına veya Sözleşmeye taraf diğer herhangi bir
devlet merkezî makamına başvurabilecektir.
Maddenin ikinci fıkrasında çocuğun iadesi hakkındaki
davaların Merkezî Makam adına mahallî Cumhuriyet başsavcılıklarınca açılacağı
öngörülmüştür. Madde hükmü, medeni usul hukukunda, savcılara bazı hallerde
tanınan özel hukuk davası açma yetkisinin özel bir kanun hükmüne dayanması
gereğini yansıtmaktadır.
Madde 8.- Madde, Sözleşmenin, çocuğun bulunduğu
devletin merkezî makamına, çocuğun rıza ile iadesi için tüm önlemleri almak
veya aldırmak yükümlülüğünü öngören 11 inci maddesiyle ilgili bulunmaktadır. Aynı düzenleme, 4787
sayılı Kanunun 7 nci maddesinde de yer almaktadır. Maddeyle, mahkemece bu
Kanunun uygulanmasından doğan dava ve işlerde, esasa girmeden önce, aile
içindeki karşılıklı sevgi, saygı ve hoşgörünün korunması özellikle çocuğun
yüksek yararları bağlamında, anne ve babasıyla ilişkilerini sürdürmesi
bakımından uzmanlardan da yararlanmak suretiyle çocuğun sulh yoluyla iadesi
sağlanmak istenmiştir. Ancak, sulh sağlanamadığı takdirde yargılamaya devam
olunarak çocuğun mutat meskeninin bulunduğu ülkeye iade edilip edilmemesi konusunda bir karar verilecektir.
Madde 9.- Maddede, çocuğun iadesi hakkında davaların tâbi olacağı yargılama
usulü açıklanmaktadır. Sözleşmenin taraf devletlerin adlî ve idarî makamlarına
ivedilikle hareket etme yükümlülüğünü getiren 2 ve 11 inci maddeleri hükümleri
dikkate alınarak, bu Kanunun uygulanmasından doğan tüm dava ve işler, 1086
sayılı Kanunda öngörülen "hızlı usul" hükümleri çerçevesinde basit
yargılama usulüne göre öncelikle ve acele görülüp sonuçlandırılacaktır.
Madde 10.- Madde, sözleşmenin, taraf devletlere, her
türlü geçici tedbirleri alarak çocuğun yararlarının tehlikeye düşmesini önlemek
yükümlülüğünü getiren 7 nci maddesinin (b) bendi hükmü uyarınca düzenlenmiştir.
Maddede, çocuğun korunması amacıyla özgürlüğünün kısıtlanması söz konusu
olduğundan, hüküm ve sonuçları itibarıyla özel hükümlerin konulması
gerekmiştir. 7.11.1979 tarihli ve 2253 sayılı Çocuk Mahkemelerinin Kuruluşu,
Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 10 uncu maddesinden sadece (4)
numaralı bendi hükmü çıkarılmak
suretiyle aynen alınmıştır.
Uygulamada olayların niteliği ve tarafları dikkate
alınarak, bu Kanundan doğan dava ve işlemlerin sonuçlanmasına kadar çocuğun
kendisini kaçıran veya haksız olarak alıkoyan kişinin yanında kalması tercih
edilmektedir. Ancak bu halde, çocuğun yararları tehlike altında ise mahkeme hal
ve şartlara göre çocuğun görüşünü almak ve uzmanlardan rapor almak suretiyle
maddede yazılı geçici tedbirlere karar verebilecektir. Madde ile "çocuğun
yararları" çocuğun duygusal, bedensel ve zihinsel gelişiminin tehlikeye
düşmesi, çocuğun yanında bulunduğu kişinin bu duruma çare bulamaması veya buna
gücünün yetmemesi halini de kapsayacak şekilde daha geniş bir ifade tarzı
kullanılmıştır.
Madde 11.- Maddenin birinci fıkrasında, Sözleşme
kapsamında, çocukla şahsî ilişki kurulması talebi ile bu talebin yerine
getirilmesine yönelik adlî ve idarî işlemlerin, çocuğun iadesi talebi
hakkındaki usul ve esaslara tabî olacağı belirtilmektedir.
Maddenin ikinci fıkrası uyarınca, mahkemece, çocuğun
iadesi veya şahsî ilişki kurulması davası sonuçlanıncaya kadar, talepte
bulunanla, çocuk arasında geçici tedbir niteliğinde olmak üzere ziyaret veya
şahsî ilişki kurulmasına karar verilebilir.
Madde 12.- Sözleşmenin, yetkili adlî veya idarî makam
tarafından çocuğun iadesine karar verilmişse bu kararda, velâyet hakkına
ilişkin bir düzenlemenin yer almayacağını öngören 19 uncu maddesi ile ilgili
bulunmaktadır. Burada, çocuğun iadesine karar verilmesi halinde, bu kararın
hiçbir zaman velâyet hakkının iade başvurusunda bulunan kimseye ait olduğu
anlamına gelmeyeceği düşüncesinden hareket edilmiş ve bu nedenle velâyet hakkına
ilişkin düzenlemeleri yapmak yetkisi, çocuğun iade edileceği devletin
makamlarına bırakılmıştır. Ancak iade talebinin reddedilmesi durumunda, mahkeme
çocuğun velâyeti konusunda düzenleme yapabilir. Böylece çocuğun yabancı ülkeye
iade edilmemesi durumunda, velâyet
hakkında sahip olmayan taraf ile çocuk arasında velâyet ilişkisinin yeniden
tesis edilmesi sağlanmak istenmiştir.
Madde 13.- Bu madde, Sözleşmenin 17 nci maddesindeki
talepte bulunulan devlette velâyete ilişkin bir karar verilmiş olmasının bu
Sözleşme hükümleri çerçevesinde çocuğun iadesi talebinin reddine gerekçe
oluşturmayacağı hükmünü karşılamaktadır. Maddeyle, bir velâyet kararının başka
bir haksız eylem olan kaçırma olayını bertaraf etmesinin önlenmesi
amaçlanmaktadır. Çocuğun götürüldüğü veya alıkonulduğu devlet mahkemesince bir
velâyet kararı verilmiş olsa dahi, çocuğun
iadesine karar verilebilecektir. Bununla birlikte, mahkeme, iade talebini
değerlendirirken söz konusu velâyet kararının Sözleşmenin uygulama alanına
girebilecek sebeplerini dikkate alabilir.
Madde 14.- Maddeyle, Sözleşmenin 19 uncu ve Kanunun 12
nci maddeleriyle bağlantılı olarak, görülmekte olan bir iade davası sırasında
velâyet davası da açılmış ise, velâyete ilişkin davanın bekletilmesi gereği
kabul edilmiştir. Sözleşme ilke olarak çocuğun iade edilip edilmeyeceği
konusunda bir karar verilmesini öngörmektedir. Çocuğun iadesi yönünde verilecek
karar, hiçbir suretle velâyet hakkına ilişkin hüküm içermez. Ancak iade
talebinin reddine karar verilmişse, mahkemece velâyet hakkına ilişkin bir karar
verilebilir.
Bu bakımdan, bir iade davası sırasında, açılmış bulunan
bir velâyet davasının görülmesi, Sözleşme hükümlerine aykırılık teşkil
etmektedir. Bu sebeple iade davası devam ederken velâyet davası da açılmış ise
velâyete ilişkin dava, iade davasının sonucuna kadar bekletilir. Dava
sonucunda, çocuğun iadesine karar verilmişse artık velâyet hususu
düzenlenemeyecektir. Buna karşılık iade talebinin reddine karar verilmişse, bu
halde, velâyet davası ile ilgili esasa ilişkin hüküm kurulabilecektir.
Madde 15.- Madde, 14 üncü maddede işaret edilen
hususlar esas alınmak suretiyle düzenlenmiştir. İade davası ile velâyet davası
birleştirilmiş ise, birleştirilen davaların 1086 sayılı Kanunun 46 ncı
maddesinde yazılı usule göre ayrılmasına karar verilmesi ve öncelikle iade
talebi hakkında süratle ve esasa ilişkin Sözleşme hükümleri de dikkate alınarak
bir hüküm tesis edilmesi gerekmektedir.
Madde 16.- Bu madde, Sözleşmenin taraf devletlere,
ülkelerinin sınırları içinde Sözleşmenin amaçlarının gerçekleşmesini sağlamak
üzere uygun bütün önlemleri alma yükümlülüğü ile hızlı yargılama usulüne
ilişkin yükümlülükler getiren 2 ve 11 inci maddeleri göz önünde tutularak
düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrasında, 1086 sayılı Kanunun 176 ncı
maddesi gereğince bu Kanunun uygulanmasından doğan dava ve işlerin ivedi
görülmesi gereken davalardan olduğu, dolayısıyla adlî tatilde de görüleceği
hükmü kabul edilmiştir.
Maddenin ikinci fıkrasında, birinci fıkra hükmünün
sonucu olarak, bu Kanunun uygulanmasından doğan dava ve işlerde 1086 sayılı
Kanunun adlî tatil nedeniyle sürelerin uzatılmasına ilişkin hükümlerinin
uygulanmayacağı öngörülmüştür.
Madde 17.- Maddeyle, bu Kanunun uygulanmasında çocuğun
iadesi veya şahsî ilişki kurulması hakkında verilen kararlar, aile hukuku ile
ilgili bulunduğundan, 1086 sayılı Kanunun 443 üncü maddesinin dördüncü fıkrası
gereğince çocuğun iadesi veya şahsî ilişki kurulmasına dair kararların
kesinleştiğinde yerine getirileceği kabul edilmiştir. Böylece kesinleşmemiş bir
iade kararına dayanarak, çocuğun yabancı bir ülkeye iade edilmesinden sonra,
söz konusu kararın çocuğu yanında bulunduran kişi lehine değişmesi halinde
ortaya çıkabilecek sakıncalar giderilmek istenmiştir.
Maddenin ikinci fıkrası uyarınca, çocuğun iadesi veya
şahsî ilişki kurulması hakkında kararlara karşı Merkezî Makam, başvuruda
bulunan veya davalı tarafın kanun
yollarına başvurabilecekleri açıklanmıştır.
Madde 18.- Maddede, uluslararası nitelik taşıyan
çocuğun iadesi veya şahsî ilişki kurulması hakkında ilâmların yerine
getirilmesi, 2004 sayılı Kanunun hükümlerine tâbi tutulmuştur. Maddenin birinci
fıkrasında 2004 sayılı Kanunun 25 inci maddesi kısmen değiştirilmek suretiyle,
çocuğun iadesine veya şahsî ilişki kurulmasına dair ilâmların icra emri tebliğ
edilmeksizin yerine getirilmesi uygun görülmüştür. Bu suretle çocuğun iadesi
veya şahsî ilişki kurulması kararlarının Sözleşmeye uygun olarak en hızlı
usullerle yerine getirilmesi ve uygulamada zaman zaman şikâyetlere sebep olan,
icra emri süresi içinde çocuğun tekrar kaçırılmasının önüne geçilmesinin
sağlanması istenmiştir.
Maddenin ikinci fıkrasında, bu Kanun gereğince verilen
geçici tedbir kararlarının, niteliğine göre, ilgili Cumhuriyet başsavcılığınca,
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu veya ilgili diğer kurum ve kuruluşlar
aracılığıyla yerine getirileceği belirtilmiştir.
Madde 19.- 2004 sayılı Kanunun 80 inci maddesi dikkate
alınarak yazılan bu maddenin birinci
fıkrasında, çocuğun iadesi veya şahsî ilişki kurulmasına dair ilâmın
icrası sırasında, çocuğun yanında bulunduğu kişi bulunmaz veya hemen bulundurulması
mümkün olmaz ise ilâmın gıyabında yerine getirileceği hükme bağlanmıştır.
Maddenin ikinci fıkrası uyarınca çocuğun yanında
bulunduğu kişi, çocuğun bulunabileceği
yerleri göstermekle zorunlu tutulmuş ve icra müdürünün bu yerleri gerektiğinde zorla açtırma yetkisine
sahip olduğu belirtilmiştir.
Madde 20.- Maddede, 2004 sayılı Kanunun 81 inci
maddesindeki hükmü tekrar edilmektedir. Buna göre kolluk kuvvetleri icra
müdürlüğünün yazılı başvurusu üzerine yardım etmek ve emirlerini yerine
getirmekle yükümlüdür.
Madde 21.- Madde, çocuğun korunması amacıyla
düzenlenmiştir. İcra ve İflâs Kanununun, çocukların teslimine ve çocukla şahsî
ilişki kurulmasına dair ilâmların
icrasının, icra müdürü ile birlikte Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu
tarafından görevlendirilen sosyal çalışmacı, pedagog, psikolog veya çocuk
gelişimcisi gibi bir uzmanın, bunların bulunmadığı yerlerde bir eğitimcinin
hazır bulunması suretiyle yerine
getirilmesini düzenleyen 25/b maddesine yollama yapılmıştır.
Madde 22.- Madde, çocukların korunması amacıyla
düzenlenmiştir. Çocuğun iadesi veya şahsî ilişki kurulması hakkında bir kararın
yerine getirilmesinin, çocuğun fiziksel veya duygusal yönden gelişimini ağır
bir tehlike altında bırakacağının uzman tarafından tespit edilmesi durumunda,
icra müdürü tarafından talep üzerine veya kendiliğinden söz konusu tehlike
ortadan kalkıncaya kadar icranın erteleneceği hükme bağlanmıştır.
Madde 23.- Maddede, iade veya şahsî ilişki kurulmasına
dair kararların icrası suretiyle çocuğun iadesi, başvuruda bulunanın veya tayin
edeceği kişi yahut kurum yetkilisinin hazır bulunması şartına bağlanmıştır.
Uygulamada, genellikle başvuran şahıs veya kurum yabancı ülkede bulunduğu için
iade veya şahsî ilişki kurulmasına dair kararın icrasında çocuğun kime teslim
edileceği hususu ciddi sorun arz etmektedir. Bu hükümle, icra suretiyle çocuğun
teslim edilemediği hallerde ortaya çıkan sorunların bertaraf edilmesi
amaçlanmıştır.
Madde 24.- Maddede, mahkemece talep üzerine veya
kendiliğinden iade ya da şahsî ilişki kurulması işlemleri sonuçlanıncaya kadar
çocuğun yerinin izlenmesi için hal ve şartlar da göz önünde tutularak maddede
yazılı geçici tedbirlere karar verilebileceği hükme bağlanmıştır. Uygulamada
çocuğun iadesi veya şahsî ilişki kurulması işlemleri devam ederken veya iade
sürecinde, çocuğun yanında bulunduğu kişi tarafından kötü niyetli olarak
adresinin değiştirilmesi, gizlenmesi hatta başka bir ülkeye kaçırılması
sebebiyle çocuğun teslim edilememesi, ciddi sorunların ortaya çıkmasına yol
açmaktadır. Madde hükmü sorunlara çözüm getirilmesi bakımından gerekli
görülmüştür.
Maddede, çocuk ve yanında bulunduğu şahsın hürriyetinin
kısıtlanması söz konusu olup, böyle önemli bir konunun şartları, hüküm ve
sonuçları özel hükümlerin konulmasını zorunlu kılmıştır.
Madde 25.- Maddede uluslararası nitelikte çocuğun
iadesi veya şahsî ilişki kurulması konusunda verilmiş bir karara aykırı
olarak çocuğu gizleyen veya ilâmın
icrasından sonra tekrar kaçıran taraf ile bu eylemlere iştirak edenlerin yaptırıma
tâbi tutulması düzenlenmiştir.
Madde 26.- Madde, 2253 sayılı Kanunun 33 üncü maddesi
hükmünden kısmen değiştirilmek suretiyle alınmıştır. Maddenin birinci fıkrasına
göre bu Kanunun 10 uncu maddesi uyarınca bir aile yanına veya paralı özel
bir kurum ya da benzeri teşekküllere yerleştirilen küçüğün giderleri Devletçe
ödenir. Zira, Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukukî Veçhelerine Dair Sözleşmenin
26 ncı maddesine Devletimiz tarafından çekince konulduğundan söz konusu
giderlerin ilgililerden tahsil edilmesi cihetine gidilmiştir.
Maddenin ikinci fıkrasında, haksız yere ödeme
yapılmasına sebebiyet veren ilgililere karşı Devlet'in, genel hükümler uyarınca
rücû hakkının saklı olduğu belirtilmiştir.
Madde 27.- Bu madde Sözleşmenin 26 ncı maddesinin,
"Her merkezî makamın Sözleşmeyi uygularken kendi masraflarını
karşılar" hükmü dikkate alınarak düzenlenmiştir. Maddenin birinci
fıkrasında, bu Kanunun uygulanmasından doğan dava ve işlerin harca tâbi
olmadığı, yargılama masraflarının ise kovuşturma ödeneğinden karşılanacağı,
bununla birlikte 1086 sayılı Kanundaki genel kurala uygun olarak, yargılama
masraflarının davayı kaybedene yükletileceği belirtilmektedir.
Maddenin ikinci fıkrası, Türkiye'nin Sözleşmenin 26 ncı
maddesinin üçüncü fıkrasına, kanunî danışman ve müşavirlerin katılımından doğan
masraflar ile çocuğun iadesi sebebiyle doğan masrafları üstlenmeyeceği şeklinde
koymuş olduğu çekince hükmünü karşılamaktadır.
Madde 28.- Madde, Sözleşmenin, taraf bir devletin
vatandaşları ile bu devlette mutat meskeni bulunan şahısların Sözleşmenin
uygulanması ile ilgili bütün konularda, diğer taraf devlette, bu devletin
vatandaşları ile aynı şartlarla adlî yardıma hak kazanacaklarını öngören 25
inci maddesi hükmü göz önünde tutularak düzenlenmiştir. Madde uyarınca
başvuruda bulunan, Türk hukukunun öngördüğü usul ve şartlarda adlî yardımdan
yararlanma hakkına sahiptir.
Madde 29.- Bu Kanunda hüküm bulunmayan konularda, Türk
Medeni Kanununun aile hukukuna ilişkin hükümleri ile Hukuk Usulü Muhakemeleri
Kanunu, Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun
ve İcra ve İflâs Kanunu, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu ve
Çocuk Koruma Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Geçici Madde 1.- Madde, Sözleşmenin 35 inci maddesinin
birinci fıkrası hükmüyle ilgili bulunmaktadır. Sözleşme ancak ilgili devletler
açısından yürürlüğe girmesinden sonra meydana gelen çocuğun kaçırılması veya
haksız olarak alıkonulması hallerinde uygulama alanı bulabilecektir. Buna göre,
çocuğun kaçırılmadan ve haksız olarak alıkonulmadan önce mutat meskeninin
bulunduğu devlet yahut çocuğun kaçırıldığı ya da haksız olarak alıkonulduğu
devlet bu fiillerin gerçekleştiği sırada Sözleşmeye taraf değilse bu Sözleşme
hükümleri uygulanmaz. Sözleşme Türkiye yönünden 1.8.2000 tarihinde yürürlüğe
girdiği cihetle maddede, bu Kanun hükümlerinin 1.8.2000 tarihinden sonra
meydana gelen bu Kanun kapsamındaki dava ve işler hakkında uygulanacağı
vurgulanmıştır.
Madde 30.- Yürürlük maddesidir.
Madde 31.- Yürütme maddesidir.
Adalet Komisyonu Raporu
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Adalet Komisyonu 2.12.2005
Esas No.: 1/1101
Karar No.: 95
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Başkanlığınızca 19.9.2005 tarihinde tali komisyon
olarak Dışişleri Komisyonuna, esas komisyon olarak Komisyonumuza havale edilen
“Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukukî Veçhelerine Dair Kanun Tasarısı
(1/1101)”, Komsiyonumuzun 26.10.2005 tarihli 33 üncü birleşimi ile 24.11.2005
tarihli 34 üncü birleşiminde, Adalet Bakanı Sayın Cemil Çiçek ile Adalet
Bakanlığı, Yargıtay Başkanlığı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve Gazi
Üniversitesi Hukuk Fakültesi temsilcilerinin de katılımlarıyla incelenip
görüşülmüş, Tasarı metni üzerindeki kabul ve değişiklikler sırasıyla aşağıda
açıklanmıştır.
Tasarının başlığında yer alan “Veçhelerine” ibaresinin
daha anlaşılır bir şekilde ifade edilmesini sağlamak amacıyla Tasarının başlığı
“Yön ve Kapsamına” olarak değiştirilmek suretiyle kabul edilmiştir.
Tasarının 1 inci, 2 nci, 3 üncü, 4 üncü, 5 inci, 6 ncı,
7 nci, 8 inci, 9 uncu, 10 uncu ve 11 inci maddeleri aynen kabul edilmiştir.
Tasarının 12 nci maddesi; maddede geçen “iadesi
konusunda” ibaresinin daha iyi bir şekilde ifade edilebilmesi ve muhtemel bir
anlam karmaşasına sebep olmaması amacıyla “iadesine dair” biçiminde değişiklik
yapılmak suretiyle kabul edilmiştir.
Tasarının 13 üncü, 14 üncü, 15 inci, 16 ncı, 17 nci, 18
inci, 19 uncu, 20 nci, 21 inci, 22 nci ve 23 üncü maddeleri aynen kabul
edilmiştir.
Tasarının 24 üncü maddesi; birinci fıkranın (d)
bendinin, çocuğun yanında bulunduğu kişinin çocukla birlikte düzenli olarak
bulunduğu yerdeki yetkili kolluk kuvvetlerine görünmesinin, bu Kanunla
hedeflenen amaca hizmet etmekten daha çok, çocuğun psikoloji ve gelişimi
üzerindeki olumsuz etkilerinin muhtemel olması sebebiyle madde metninden
çıkartılmak ve diğer bentler teselsül ettirilmek suretiyle kabul edilmiştir.
Tasarının 25 inci maddesi, 31.5.2005 tarihli ve 5358
sayılı İcra ve İflas Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 12 nci
maddesiyle 9.6.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 341 inci
maddesinde yapılan değişikliğe uyum sağlanması amacıyla, madde başlığı ve metni
üzerinde gerekli değişikliğin yapılması suretiyle kabul edilmiştir.
Tasarının 26 ncı, 27 nci, 28 inci, 29 uncu, geçici 1
inci, 30 uncu ve 31 inci maddeleri aynen kabul edilmiştir.
Tasarı, kanun tekniğine uygunluğun sağlanması amacıyla
redaksiyona tâbi tutulmuştur.
Raporumuz, Genel Kurulun onayına sunulmak üzere
Başkanlığa saygı ile arz olunur.
|
|
Başkan |
Başkanvekili |
Sözcü |
|
|
Köksal Toptan |
Recep Özel |
Ramazan
Can |
|
|
Zonguldak |
Isparta |
Kırıkkale |
|
|
|
(İmzada
bulunamadı) |
(İmzada
bulunamadı) |
|
|
Kâtip |
Üye |
Üye |
|
|
Hasan Kara |
Fehmi Hüsrev Kutlu |
Halil
Özyolcu |
|
|
Kilis |
Adıyaman |
Ağrı |
|
|
|
|
(İmzada
bulunamadı) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Haluk İpek |
Feridun
Fikret Baloğlu |
Yüksel Çorbacıoğlu |
|
|
Ankara |
Antalya |
Artvin |
|
|
|
(İmzada
bulunamadı) |
(Karşı
oyum eklidir) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Orhan Yıldız |
Mehmet Küçükaşık |
Feridun
Ayvazoğlu |
|
|
Artvin |
Bursa |
Çorum |
|
|
|
(Karşı
oyum eklidir) |
(İmzada bulunamadı) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Muzaffer Külcü |
Mustafa Nuri Akbulut |
Mahmut Durdu |
|
|
Çorum |
Erzurum |
Gaziantep |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Mehmet Yılmazcan |
Hakkı
Köylü |
Muharrem
Kılıç |
|
|
Kahramanmaraş |
Kastamonu |
Malatya |
|
|
|
(İmzada
bulunamadı) |
(İmzada
bulunamadı) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Süleyman Sarıbaş |
Orhan Eraslan |
Enver Yılmaz |
|
|
Malatya |
Niğde |
Ordu |
|
|
|
(Karşı
oyum eklidir) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Mehmet Nuri Saygun |
Ahmet Çağlayan |
Bekir
Bozdağ |
|
|
Tekirdağ |
Uşak |
Yozgat |
|
|
(Karşı
oyum eklidir) |
|
(Toplantıya
katılmadı) |
KARŞI OY YAZISI
Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Yön ve Kapsamına
Dair Kanun Tasarısının 12., 13., 14. ve 15. maddeleri birlikte
değerlendirildiğinde, fiili uygulamada Türk vatandaşları aleyhine sonuç
doğurabilecek niteliktedir.
Şöyle ki; bu düzenlemeyle herhangi bir nedenle yurt
dışından Türkiye’ye gelen yada getirilen bir Türk çocuğu hakkında, Türk
mahkemelerinin velayet konusunda karar verememeleri düzenlenmiş bulunmaktadır.
Bu durumda bulunanların velayetle ilgili istekleri Türk mahkemesinde
incelenmeksizin, öncelikle iade kararı verilecektir.Fiili durumda çocuk Türk
vatandaşı olsa dahi, onun hakkında kendi ülkesinin mahkemesinin velayet kararı
vermesi engellenmiş bulunmaktadır. Bu husus ceza hukukundaki vatandaşın iade
edilemezliği kuralıyla çelişki teşkil eden bir durumdur ve ulusal egemenlik
ilkesine açıkça aykırıdır. Velayet davaları nitelik olarak sadece özel hukuka
ilişkin olmayıp, kamu hukukunu da ilgilendiren bir yanı vardır. Kamu hukukunu
ilgilendiren böyle bir konuda, sözleşmede şart olmamasına rağmen fiili olarak
Türk Mahkemesinin vatandaşı hakkında karar verme hakkını sınırlayan
düzenlemeye, karşıyız.
|
|
Orhan Eraslan |
M. Nuri Saygun |
Mehmet Küçükaşık |
|
|
Niğde |
Tekirdağ |
Bursa |
|
|
|
Yüksel Çorbacıoğlu |
|
|
|
|
Artvin |
|
HÜKÜMETİN TEKLİF
ETTİĞİ METİN
ULUSLARARASI ÇOCUK KAÇIRMANIN HUKUKÎ VEÇHELERİNE DAİR
KANUN TASARISI
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam ve
Tanımlar
Amaç
MADDE 1.-
(1) Bu Kanunun amacı; velâyet hakkı ihlâl edilerek Sözleşmeye taraf bir ülkeden
diğer bir taraf ülkeye götürülen veya alıkonulan çocuğun mutat meskeninin bulunduğu
ülkeye iadesine veya şahsî ilişki kurma hakkının kullanılmasına dair 25.10.1980
tarihli Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukukî Veçhelerine Dair Sözleşmenin
uygulanmasını sağlamaya yönelik usul ve esasları düzenlemektir.
Kapsam
MADDE 2.-
(1) Bu Kanun, bir kişiye veya bir kuruma tek başına veya birlikte kullanılmak
üzere tevdi edilmiş bulunan ve yer değiştirmenin veya alıkonulmanın
gerçekleştiği sırada fiilen kullanılmakta olan velâyet veya şahsî ilişki kurulması
haklarının ihlâlinden hemen önce mutat meskeninin bulunduğu taraf ülkelerden
birinde bulunan çocuklara uygulanır.
Tanımlar
MADDE 3.-
(1) Bu Kanunda geçen;
a) Merkezî
Makam: Adalet Bakanlığını,
b) Başvuru
sahibi: Bu Kanun kapsamında çocuğun yeri değiştirilmeden veya alıkonulmadan
önce bakım, gözetim ve koruma veya şahsi ilişki kurma hakkını fiilen kullanan
gerçek kişi ile kurum ve kuruluşları,
c) Çocuk:
Onaltı yaşını tamamlamamış kişileri,
d) Velâyet
hakkı: Çocuğun bakım, gözetim ve koruma ile meskenini tayin etme hakkını,
e) Şahsî
ilişki kurma hakkı: Çocuğun belirli bir süre mutat meskeninin bulunduğu yerden
başka bir yere götürülmesi hakkını,
f) Sözleşme:
25.10.1980 tarihli Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukukî Veçhelerine Dair
Sözleşmeyi,
g) Genel
Müdürlük: Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel
Müdürlüğünü,
h) Uzmanlar:
Sosyal çalışmacı, psikolog ve pedagog gibi meslek mensuplarını,
ı) Mahkeme:
Aile mahkemesini,
ifade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
Merkezî Makamın
Alacağı Tedbirler
Merkezî Makam
MADDE 4.-
(1) Sözleşmenin öngördüğü yükümlülükler Merkezî Makam tarafından, mahallî
Cumhuriyet başsavcılıkları aracılığı ile yerine getirilir.
(2) Merkezî
Makam, başvuruda bulunan adına çocuğun iadesi veya şahsî ilişki kurulmasını
sağlamak amacıyla idarî ve adlî işlemleri yapmaya yetkilidir.
Merkezî Makamın görevleri
MADDE 5.-
(1) Merkezî Makam, mahallî Cumhuriyet başsavcılığı aracılığı ile;
a) Sözleşme
kapsamında çocuğun iadesi veya şahsî ilişki kurulma hakkının kullanılması
konusunda bir başvurunun yapılmasını müteakip çocuğun bulunduğu yerin tespiti
ile menfaatlerinin korunması için kolluk ve diğer yetkili makamları görevlendirmek
de dahil olmak üzere gerekli bütün tedbirleri alır.
b) Çocuğun,
kendisini kaçırmış olan kişinin rızası ile iadesi veya taraflar arasında sulh
yoluyla bir çözüme ulaşılmasını teminen gerekli bütün tedbirlerin alınmasını
sağlar.
c) Çocuğun
kendisini kaçırmış olan kişinin rızası ile iadesi veya taraflar arasında sulh
yoluyla bir çözümün bulunması mümkün değilse, çocuğun iade edilip edilmeyeceği
veya şahsî ilişki hakkının kullanılması konusunda bir karar verilmek üzere
yetkili mahkemeye dava açar.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Usul Hükümleri
Görev ve yetki
MADDE 6.-
(1) Bu Kanunun uygulanmasından doğan dava ve işlerde görevli mahkeme aile
mahkemesidir. Aile mahkemesi bulunmayan yerlerde bu Kanun kapsamına giren dava
ve işlerde 9.1.2003 tarihli ve 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev
ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 2 nci maddesinin ikinci fıkrası hükümleri
uygulanır.
(2) İade
veya şahsî ilişki kurulması hakkında başvuru yapıldığı sırada çocuğun halen
oturduğu veya 10 uncu maddeye göre koruma altına alındığı yer mahkemeleri
yetkilidir.
Başvuru usulü
MADDE 7.-
(1) Çocuğun, velâyet hakkı ihlal edilerek yerinin haksız olarak
değiştirildiğini veya alıkonulduğunu ileri süren kişi, kurum veya kuruluş,
çocuğun geri dönmesini sağlamak için çocuğun mutat meskeninin bulunduğu merkezî
makama veya Merkezî Makama veya Sözleşmeye taraf diğer herhangi bir devlet
merkezî makamına başvurabilir.
(2) Çocuğun
iadesi hakkındaki davalar, Merkezî Makam adına mahallî Cumhuriyet
başsavcılığınca açılır.
(3)
Davanameye yabancı merkezî makam veya başvuruda bulunan veyahut çocuğu yanında
bulunduran kişi tarafından ibraz edilen belgeler eklenir. Bu Kanunun
uygulanmasında merkezî makam tarafından gönderilen belgelerin tasdiki aranmaz.
(4) Mahkeme
çocuğun iadesi veya şahsî ilişki kurulması talebinin değerlendirilmesine esas
olmak üzere, gerekli gördüğü tüm bilgi ve belgelerin ibrazını isteyebilir.
Sulh yoluyla çözüm
MADDE 8.- (1) Mahkeme, bu Kanunun uygulanmasından
doğan dava ve işlerde esasa girmeden önce, çocuğun iadesini uzmanlardan da
yararlanarak sulh yoluyla teşvik eder.
Sulh sağlanamadığı takdirde yargılamaya devam olunarak esas hakkında karar
verilir.
Yargılama usulü
MADDE 9.-
(1) Çocuğun iadesine dair davaname, duruşma günü ile birlikte taraflara tebliğ
olunur.
(2) Bu
Kanunun uygulanmasından doğan tüm dava ve işler basit yargılama usulüne göre
öncelikle ve acele görülür.
Geçici koruma tedbirleri
MADDE 10.-
(1) Mahkeme, talep üzerine veya re'sen çocuğun yüksek yararının tehlikeye
düşmesini önlemek için, dava sonuna kadar aşağıda belirtilen geçici tedbirlere,
gerektiğinde çocuğun görüşünü ve uzmanlardan rapor almak suretiyle karar verebilir:
a) Bakım ve
gözetimi üzerine alan akrabalardan birine teslim,
b) Bakım ve
gözetimi üzerine alan güvenilir bir aile yanına yerleştirme,
c) Çocuk
bakımı ve yetiştirme veya benzeri resmî yahut özel kurumlara yerleştirme,
d)
Resmî veya özel bir hastaneye veya
tedavi evine yahut eğitimi güç çocuklara mahsus kurumlara yerleştirme.
Şahsî ilişki kurulması
MADDE 11.-
(1) Şahsî ilişki kurma hakkının korunması veya tesisi talebi ile bu talep
üzerine yürütülecek adlî ve idarî işlemler, çocuğun iadesi talebi hakkındaki
usul ve esaslara tâbidir.
(2) Çocuğun
iadesi veya çocukla şahsî ilişki kurulması davasının neticelenmesine kadar,
mahkemece başvuruda bulunan ile çocuk arasında geçici olarak şahsî ilişki
kurulması kararı verilebilir.
İade davasında velâyet
MADDE 12.-
(1) Çocuğun iadesi konusunda bir karar verilmiş ise, bu hükümde ayrıca velâyete
ilişkin karar verilmez. Ancak, çocuğun iadesi talebinin reddine karar verilmesi
halinde, velâyet hakkına dair bir karar verilebilir.
Velâyet kararının iade davasına etkisi
MADDE 13.-
(1) Çocuğun iadesi başvurusunun yapılmasından sonra verilmiş bir velâyet
kararı, bu Kanun hükümleri çerçevesinde çocuğun iadesi talebinin reddine
gerekçe oluşturmaz.
Bekletici mesele
MADDE 14.-
(1) Görülmekte olan bir iade davası sırasında velâyet davası da açılmış ise,
velâyete ilişkin dava bekletilir.
Davaların ayrılması
MADDE 15.-
(1) İade davası ile velâyet davası birleştirilmiş ise birleştirilen davalar
tefrik edilerek öncelikle iade davası görülüp sonuçlandırılır.
Adlî tatil
MADDE 16.-
(1) Bu Kanunun uygulanmasından doğan dava ve işler adlî tatilde de görülür.
(2) Bu
Kanunun uygulanmasından doğan dava ve işlerde, 18.6.1927 tarihli ve 1086 sayılı
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun adlî tatil nedeni ile sürelerin uzatılmasına
ilişkin hükümleri uygulanmaz.
Kararın kesinleşmesi
MADDE 17.-
(1) Çocuğun iadesine veya şahsî ilişki kurulmasına dair kararlar
kesinleştiğinde yerine getirilir.
(2) Çocuğun
iadesi ve şahsî ilişki kurulması hakkındaki kararlara karşı Merkezî Makam,
başvuruda bulunan veya davalı tarafından kanun yoluna başvurulabilir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Kararların Yerine
Getirilmesi
Kararın yerine getirilmesi
MADDE 18.-
(1) Çocuğun iadesine veya şahsi ilişki kurulmasına dair ilâmlar, 9.6.1932
tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununun ilgili hükümlerine göre çocuğun
bulunduğu yerdeki icra müdürlüğünce İcra ve İflâs Kanununun 25 inci maddesinde
yazılı şekilde bir icra emri tebliğ etmeksizin yerine getirilir.
(2) Bu Kanun
gereğince verilen geçici tedbir kararları Cumhuriyet başsavcılığınca, Sosyal
Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu veya ilgili diğer kurum ve kuruluşlar
aracılığıyla yerine getirilir.
İcra müdürlüğünün yetkisi
MADDE 19.-
(1) Çocuğun iadesi ve şahsî ilişki kurulmasına dair ilâmın icrası sırasında,
çocuğu yanında alıkoyan kişi bulunmaz veya hemen bulundurulması mümkün olmazsa
ilâmın yerine getirilmesi yokluğunda yapılır.
(2) Çocuğu
alıkoyan kişi icra müdürlüğünün isteği halinde, çocuğun bulunabileceği yerleri
derhal göstermek zorundadır. Bu yerler gerektiğinde zorla açtırılır.
Kolluk kuvvetlerinin görevleri
MADDE 20.-
(1) Zor kullanma hususunda bütün kolluk kuvvetleri icra müdürlüğünün yazılı
başvurusu üzerine kendisine yardım etmek ve emirlerini yerine getirmekle
yükümlüdür.
Koruma tedbirlerinin yerine getirilmesi
MADDE 21.-
(1) Çocuk hakkında alınacak her türlü koruma tedbirleri sırasında, fiziksel ve
zihinsel yönden zarar görmemesi için 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununun 25/b
maddesinde öngörülen hükümler uygulanır.
İcranın ertelenmesi
MADDE 22.-
(1) İlamın yerine getirilmesinin, çocuğun fiziksel ve duygusal yönden
gelişimini ağır bir tehlike altında bırakacağının uzman tarafından tespit
edilmesi durumunda, icra müdürü tarafından, talep üzerine veya re'sen söz
konusu tehlike ortadan kalkıncaya kadar icra ertelenir.
Çocuğun iadesi
MADDE 23.-
(1) İade veya şahsî ilişki kurulmasına dair kararların icrası suretiyle çocuğun
teslimi ancak başvuruda bulunanın veya tayin edeceği bir kişi yahut kurum
yetkilisinin huzurunda yerine getirilir.
Çocuğun yerinin değiştirilmemesi
MADDE 24.-
(1) Mahkemece, talep üzerine veya re'sen iade ya da şahsî ilişki kurulması
işlemleri sonuçlanıncaya kadar çocuğun yerinin takibi için aşağıdaki geçici tedbirlerden birine ya da birden fazlasına
karar verilebilir:
a) Çocuğun
yurt dışına çıkışının geçici olarak durdurulması,
b) Çocuk
adına pasaport alınması veya yenilenmesi işlemlerinin durdurulması,
c) Çocuğun
okul, muhtarlık veya nüfus kayıtlarının alınması veya değiştirilmesi
işlemlerinin durdurulması,
d) Çocuğun
yanında bulunduğu kişinin çocukla birlikte, düzenli olarak, bulunduğu yerdeki
yetkili kolluk kuvvetlerine görünmesi,
c) Pasaport
veya kimlik kayıtlarına dava süresince el konulması,
f) Çocuğun
tayin edilen sürelerde yetkili makamlarca kontrol edilmesi,
g) Bu maksatla öngörülen diğer her türlü
tedbirler.
Cezaî yaptırım
MADDE 25.-
(1) Çocuğun iadesine veya şahsî ilişki kurulmasına dair ilâmların icrası
sırasında çocuğu gizleyen veya ilâmın icrasından sonra tekrar kaçıran taraf ile
bu fiillere iştirak edenler ve bu Kanuna göre yapılan tebliğ, tedbir ve emirlere
uymayanlar, lehine hüküm verilmiş kimsenin şikayeti üzerine 2004 sayılı İcra ve
İflâs Kanununun 341 inci maddesi uyarınca cezalandırılır.
Çocuğun giderleri
MADDE 26.-
(1) Bir aile yanına veya paralı özel bir kurum ya da benzeri teşekküllere
yerleştirilen küçüğün giderleri Devletçe ödenir. Ödenecek bu meblağ mahkemece
verilecek bir kararla tespit edilir.
(2) Haksız
yere ödeme yapılmasına sebebiyet veren ilgililere karşı Devletin, genel
hükümler uyarınca rücû hakkı saklıdır.
Yargılama masrafları
MADDE 27.-
(1) Bu Kanunun uygulanmasından doğan dava ve işler harca tâbi değildir.
Yargılama masrafları kovuşturma ödeneğinden karşılanır. Bununla birlikte
yargılama masrafları davayı kaybedene
yükletilir.
(2) Şu kadar
ki; başvuruda bulunan adına bir avukat veya müşavirin katılımından doğan
masraflar ile çocuğun iadesi sebebiyle doğan masraflar kovuşturma ödeneğinden
karşılanmaz.
Adlî yardım
MADDE 28.-
(1) Bu Kanunun uygulanmasında, başvuruda bulunan adlî yardımdan yararlanabilir.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Son Hükümler
Usul hükümleri
MADDE 29.-
(1) Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde; 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı
Türk Medenî Kanununun aile hukukuna ilişkin hükümleri ile 18.6.1927 tarihli ve
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, 9.1.2001 tarihli ve 4787 sayılı Aile
Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun, 9.6.1932
tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu, 24.5.1983 tarihli ve 2828 sayılı
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu ve 3.7.2005 tarihli ve 5395
sayılı Çocuk Koruma Kanunu hükümleri uygulanır.
GEÇİCİ MADDE
1.- (1) Bu Kanun hükümleri 1.8.2000 tarihinden sonra meydana gelen bu Kanun kapsamındaki dava ve işler hakkında da
uygulanır.
Yürürlük
MADDE 30.-
Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 31.-
Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
|
|
Recep Tayyip Erdoğan |
|
|
|
|
Başbakan |
|
|
|
|
Dışişleri
Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
|
|
A. Gül |
A. Şener |
M. A. Şahin |
|
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
|
|
B. Atalay |
A. Babacan |
M. Aydın |
|
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Adalet
Bakanı |
|
|
N. Çubukçu |
K. Tüzmen |
C. Çiçek |
|
|
Millî
Savunma Bakanı |
İçişleri
Bakanı |
Maliye
Bakanı V. |
|
|
M. V. Gönül |
A. Aksu |
A. Şener |
|
|
Millî
Eğitim Bakanı |
Bayındırlık
ve İskân Bakanı |
Sağlık
Bakanı |
|
|
H. Çelik |
F. N. Özak |
R. Akdağ |
|
|
Ulaştırma
Bakanı |
Tarım ve
Köyişleri Bakanı |
Çalışma ve
Sos. Güv. Bakanı |
|
|
B. Yıldırım |
M. M. Eker |
M. Başesgioğlu |
|
|
Sanayi ve
Ticaret Bakanı |
En. ve
Tab. Kay. Bakanı |
Kültür ve
Turizm Bakanı |
|
|
A. Coşkun |
M. H. Güler |
A. Koç |
|
|
|
Çevre ve
Orman Bakanı |
|
|
|
|
O. Pepe |
|
|
|
|
|
|
ADALET KOMİSYONUNUN
KABUL ETTİĞİ METİN
ULUSLARARASI ÇOCUK KAÇIRMANIN HUKUKÎ YÖN
VE KAPSAMINA DAİR
KANUN TASARISI
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam ve
Tanımlar
Amaç
MADDE 1.-
(1) Bu Kanunun amacı; velâyet hakkı ihlâl edilerek Sözleşmeye taraf bir ülkeden
diğer bir taraf ülkeye götürülen veya alıkonulan çocuğun mutat meskeninin
bulunduğu ülkeye iadesine veya şahsî ilişki kurma hakkının kullanılmasına dair
25.10.1980 tarihli Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukukî Veçhelerine Dair
Sözleşmenin uygulanmasını sağlamaya yönelik usul ve esasları düzenlemektir.
Kapsam
MADDE 2.-
(1) Bu Kanun, bir kişiye veya bir kuruma tek başına veya birlikte kullanılmak
üzere tevdi edilmiş bulunan ve yer değiştirmenin veya alıkonulmanın
gerçekleştiği sırada fiilen kullanılmakta olan velâyet veya şahsî ilişki kurulması
haklarının ihlâlinden hemen önce mutat meskeninin bulunduğu taraf ülkelerden
birinde bulunan çocuklara uygulanır.
Tanımlar
MADDE 3.-
(1) Bu Kanunda geçen;
a) Merkezî
Makam: Adalet Bakanlığını,
b) Başvuru
sahibi: Bu Kanun kapsamında çocuğun yeri değiştirilmeden veya alıkonulmadan
önce bakım, gözetim ve koruma veya şahsi ilişki kurma hakkını fiilen kullanan
gerçek kişi ile kurum ve kuruluşları,
c) Çocuk:
Onaltı yaşını tamamlamamış kişileri,
d) Velâyet
hakkı: Çocuğun bakım, gözetim ve koruma ile meskenini tayin etme hakkını,
e) Şahsî
ilişki kurma hakkı: Çocuğun belirli bir süre mutat meskeninin bulunduğu yerden
başka bir yere götürülmesi hakkını,
f) Sözleşme:
25.10.1980 tarihli Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukukî Veçhelerine Dair
Sözleşmeyi,
g) Genel
Müdürlük: Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel
Müdürlüğünü,
h) Uzmanlar:
Sosyal çalışmacı, psikolog ve pedagog gibi meslek mensuplarını,
ı) Mahkeme:
Aile mahkemesini,
ifade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
Merkezî Makamın
Alacağı Tedbirler
Merkezî Makam
MADDE 4.-
(1) Sözleşmenin öngördüğü yükümlülükler Merkezî Makam tarafından, mahallî
Cumhuriyet başsavcılıkları aracılığı ile yerine getirilir.
(2) Merkezî
Makam, başvuruda bulunan adına çocuğun iadesi veya şahsî ilişki kurulmasını
sağlamak amacıyla idarî ve adlî işlemleri yapmaya yetkilidir.
Merkezî Makamın görevleri
MADDE 5.-
(1) Merkezî Makam, mahallî Cumhuriyet başsavcılığı aracılığı ile;
a) Sözleşme
kapsamında çocuğun iadesi veya şahsî ilişki kurulma hakkının kullanılması
konusunda bir başvurunun yapılmasını müteakip çocuğun bulunduğu yerin tespiti
ile menfaatlerinin korunması için kolluk ve diğer yetkili makamları görevlendirmek
de dahil olmak üzere gerekli bütün tedbirleri alır.
b) Çocuğun,
kendisini kaçırmış olan kişinin rızası ile iadesi veya taraflar arasında sulh
yoluyla bir çözüme ulaşılmasını teminen gerekli bütün tedbirlerin alınmasını
sağlar.
c) Çocuğun
kendisini kaçırmış olan kişinin rızası ile iadesi veya taraflar arasında sulh
yoluyla bir çözümün bulunması mümkün değilse, çocuğun iade edilip edilmeyeceği
veya şahsî ilişki hakkının kullanılması konusunda bir karar verilmek üzere
yetkili mahkemeye dava açar.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Usul Hükümleri
Görev ve yetki
MADDE 6.-
(1) Bu Kanunun uygulanmasından doğan dava ve işlerde görevli mahkeme aile
mahkemesidir. Aile mahkemesi bulunmayan yerlerde bu Kanun kapsamına giren dava
ve işlerde 9.1.2003 tarihli ve 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev
ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 2 nci maddesinin ikinci fıkrası hükümleri
uygulanır.
(2) İade
veya şahsî ilişki kurulması hakkında başvuru yapıldığı sırada çocuğun halen
oturduğu veya 10 uncu maddeye göre koruma altına alındığı yer mahkemeleri
yetkilidir.
Başvuru usulü
MADDE 7.-
(1) Çocuğun, velâyet hakkı ihlal edilerek yerinin haksız olarak
değiştirildiğini veya alıkonulduğunu ileri süren kişi, kurum veya kuruluş,
çocuğun geri dönmesini sağlamak için çocuğun mutat meskeninin bulunduğu merkezî
makama veya Merkezî Makama veya Sözleşmeye taraf diğer herhangi bir devlet
merkezî makamına başvurabilir.
(2) Çocuğun
iadesi hakkındaki davalar, Merkezî Makam adına mahallî Cumhuriyet
başsavcılığınca açılır.
(3)
Davanameye yabancı merkezî makam veya başvuruda bulunan veyahut çocuğu yanında
bulunduran kişi tarafından ibraz edilen belgeler eklenir. Bu Kanunun
uygulanmasında merkezî makam tarafından gönderilen belgelerin tasdiki aranmaz.
(4) Mahkeme
çocuğun iadesi veya şahsî ilişki kurulması talebinin değerlendirilmesine esas
olmak üzere, gerekli gördüğü tüm bilgi ve belgelerin ibrazını isteyebilir.
Sulh yoluyla çözüm
MADDE 8.-
(1) Mahkeme, bu Kanunun uygulanmasından doğan dava ve işlerde esasa girmeden
önce, çocuğun iadesini uzmanlardan da yararlanarak sulh yoluyla teşvik eder. Sulh sağlanamadığı takdirde yargılamaya
devam olunarak esas hakkında karar verilir.
Yargılama usulü
MADDE 9.-
(1) Çocuğun iadesine dair davaname, duruşma günü ile birlikte taraflara tebliğ
olunur.
(2) Bu
Kanunun uygulanmasından doğan tüm dava ve işler basit yargılama usulüne göre
öncelikle ve acele görülür.
Geçici koruma tedbirleri
MADDE 10.-
(1) Mahkeme, talep üzerine veya re'sen çocuğun yüksek yararının tehlikeye
düşmesini önlemek için, dava sonuna kadar aşağıda belirtilen geçici tedbirlere,
gerektiğinde çocuğun görüşünü ve uzmanlardan rapor almak suretiyle karar verebilir:
a) Bakım ve
gözetimi üzerine alan akrabalardan birine teslim,
b) Bakım ve
gözetimi üzerine alan güvenilir bir aile yanına yerleştirme,
c) Çocuk
bakımı ve yetiştirme veya benzeri resmî yahut özel kurumlara yerleştirme,
d)
Resmî veya özel bir hastaneye veya
tedavi evine yahut eğitimi güç çocuklara mahsus kurumlara yerleştirme.
Şahsî ilişki kurulması
MADDE 11.-
(1) Şahsî ilişki kurma hakkının korunması veya tesisi talebi ile bu talep
üzerine yürütülecek adlî ve idarî işlemler, çocuğun iadesi talebi hakkındaki
usul ve esaslara tâbidir.
(2) Çocuğun
iadesi veya çocukla şahsî ilişki kurulması davasının neticelenmesine kadar,
mahkemece başvuruda bulunan ile çocuk arasında geçici olarak şahsî ilişki
kurulması kararı verilebilir.
İade davasında velâyet
MADDE 12.-
(1) Çocuğun iadesine dair bir karar verilmiş ise, bu hükümde ayrıca velâyete
ilişkin karar verilmez. Ancak, çocuğun iadesi talebinin reddine karar verilmesi
halinde, velâyet hakkına dair bir karar verilebilir.
Velâyet kararının iade davasına etkisi
MADDE 13.-
(1) Çocuğun iadesi başvurusunun yapılmasından sonra verilmiş bir velâyet
kararı, bu Kanun hükümleri çerçevesinde çocuğun iadesi talebinin reddine
gerekçe oluşturmaz.
Bekletici mesele
MADDE 14.-
(1) Görülmekte olan bir iade davası sırasında velâyet davası da açılmış ise,
velâyete ilişkin dava bekletilir.
Davaların ayrılması
MADDE 15.-
(1) İade davası ile velâyet davası birleştirilmiş ise birleştirilen davalar
tefrik edilerek öncelikle iade davası görülüp sonuçlandırılır.
Adlî tatil
MADDE 16.-
(1) Bu Kanunun uygulanmasından doğan dava ve işler adlî tatilde de görülür.
(2) Bu
Kanunun uygulanmasından doğan dava ve işlerde, 18.6.1927 tarihli ve 1086 sayılı
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun adlî tatil nedeni ile sürelerin uzatılmasına
ilişkin hükümleri uygulanmaz.
Kararın kesinleşmesi
MADDE 17.-
(1) Çocuğun iadesine veya şahsî ilişki kurulmasına dair kararlar
kesinleştiğinde yerine getirilir.
(2) Çocuğun
iadesi ve şahsî ilişki kurulması hakkındaki kararlara karşı Merkezî Makam,
başvuruda bulunan veya davalı tarafından kanun yoluna başvurulabilir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Kararların Yerine
Getirilmesi
Kararın yerine getirilmesi
MADDE 18.-
(1) Çocuğun iadesine veya şahsi ilişki kurulmasına dair ilâmlar, 9.6.1932
tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununun ilgili hükümlerine göre çocuğun
bulunduğu yerdeki icra müdürlüğünce İcra ve İflâs Kanununun 25 inci maddesinde
yazılı şekilde bir icra emri tebliğ etmeksizin yerine getirilir.
(2) Bu Kanun
gereğince verilen geçici tedbir kararları Cumhuriyet başsavcılığınca, Sosyal
Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu veya ilgili diğer kurum ve kuruluşlar
aracılığıyla yerine getirilir.
İcra müdürlüğünün yetkisi
MADDE 19.-
(1) Çocuğun iadesi ve şahsî ilişki kurulmasına dair ilâmın icrası sırasında,
çocuğu yanında alıkoyan kişi bulunmaz veya hemen bulundurulması mümkün olmazsa
ilâmın yerine getirilmesi yokluğunda yapılır.
(2) Çocuğu
alıkoyan kişi icra müdürlüğünün isteği halinde, çocuğun bulunabileceği yerleri
derhal göstermek zorundadır. Bu yerler gerektiğinde zorla açtırılır.
Kolluk kuvvetlerinin görevleri
MADDE 20.-
(1) Zor kullanma hususunda bütün kolluk kuvvetleri icra müdürlüğünün yazılı
başvurusu üzerine kendisine yardım etmek ve emirlerini yerine getirmekle
yükümlüdür.
Koruma tedbirlerinin yerine getirilmesi
MADDE 21.-
(1) Çocuk hakkında alınacak her türlü koruma tedbirleri sırasında, fiziksel ve
zihinsel yönden zarar görmemesi için 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununun 25/b
maddesinde öngörülen hükümler uygulanır.
İcranın ertelenmesi
MADDE 22.-
(1) İlamın yerine getirilmesinin, çocuğun fiziksel ve duygusal yönden
gelişimini ağır bir tehlike altında bırakacağının uzman tarafından tespit
edilmesi durumunda, icra müdürü tarafından, talep üzerine veya re'sen söz
konusu tehlike ortadan kalkıncaya kadar icra ertelenir.
Çocuğun iadesi
MADDE 23.-
(1) İade veya şahsî ilişki kurulmasına dair kararların icrası suretiyle çocuğun
teslimi ancak başvuruda bulunanın veya tayin edeceği bir kişi yahut kurum
yetkilisinin huzurunda yerine getirilir.
Çocuğun yerinin değiştirilmemesi
MADDE 24.-
(1) Mahkemece, talep üzerine veya re'sen iade ya da şahsî ilişki kurulması
işlemleri sonuçlanıncaya kadar çocuğun yerinin takibi için aşağıdaki geçici tedbirlerden birine ya da birden fazlasına
karar verilebilir:
a) Çocuğun
yurt dışına çıkışının geçici olarak durdurulması,
b) Çocuk
adına pasaport alınması veya yenilenmesi işlemlerinin durdurulması,
c) Çocuğun
okul, muhtarlık veya nüfus kayıtlarının alınması veya değiştirilmesi
işlemlerinin durdurulması,
d) Pasaport
veya kimlik kayıtlarına dava süresince el konulması,
e) Çocuğun
tayin edilen sürelerde yetkili makamlarca kontrol edilmesi,
f) Bu maksatla öngörülen diğer her türlü
tedbirler.
Yaptırım
MADDE 25.-
(1) Çocuğun iadesine veya şahsî ilişki kurulmasına dair ilâmların icrası
sırasında çocuğu gizleyen veya ilâmın icrasından sonra tekrar kaçıran taraf ile
bu fiillere iştirak edenler ve bu Kanuna göre yapılan tebliğ, tedbir ve emirlere
uymayanlar hakkında, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununun 341 inci maddesi
hükümleri uygulanır.
Çocuğun giderleri
MADDE 26.-
(1) Bir aile yanına veya paralı özel bir kurum ya da benzeri teşekküllere
yerleştirilen küçüğün giderleri Devletçe ödenir. Ödenecek bu meblağ mahkemece
verilecek bir kararla tespit edilir.
(2) Haksız
yere ödeme yapılmasına sebebiyet veren ilgililere karşı Devletin, genel
hükümler uyarınca rücû hakkı saklıdır.
Yargılama masrafları
MADDE 27.-
(1) Bu Kanunun uygulanmasından doğan dava ve işler harca tâbi değildir.
Yargılama masrafları kovuşturma ödeneğinden karşılanır. Bununla birlikte
yargılama masrafları davayı kaybedene
yükletilir.
(2) Şu kadar
ki; başvuruda bulunan adına bir avukat veya müşavirin katılımından doğan
masraflar ile çocuğun iadesi sebebiyle doğan masraflar kovuşturma ödeneğinden
karşılanmaz.
Adlî yardım
MADDE 28.-
(1) Bu Kanunun uygulanmasında, başvuruda bulunan adlî yardımdan yararlanabilir.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Son Hükümler
Usul hükümleri
MADDE 29.-
(1) Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde; 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı
Türk Medenî Kanununun aile hukukuna ilişkin hükümleri ile 18.6.1927 tarihli ve
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, 9.1.2001 tarihli ve 4787 sayılı Aile
Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun, 9.6.1932
tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu, 24.5.1983 tarihli ve 2828 sayılı
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu ve 3.7.2005 tarihli ve 5395
sayılı Çocuk Koruma Kanunu hükümleri uygulanır.
GEÇİCİ MADDE
1.- (1) Bu Kanun hükümleri 1.8.2000 tarihinden sonra meydana gelen bu Kanun kapsamındaki dava ve işler hakkında da
uygulanır.
Yürürlük
MADDE 30.-
(1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 31.-
(1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.