Dönem
: 22 Yasama Yılı : 3
T.B.M.M. (S. Sayısı
: 681)
Türkiye Cumhuriyeti ile Lüksemburg Büyük Dükalığı Arasında
Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve
Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının ve Eki Protokolün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/914)
Not : Tasarı, Başkanlıkça
Plan ve Bütçe ile Dışişleri komisyonlarına havale edilmiştir.
|
|
T.C. |
|
|
|
Başbakanlık |
21.10.2004 |
|
|
Kanunlar ve Kararlar |
|
|
|
Genel Müdürlüğü |
|
|
|
Sayı : B.02.0.KKG.0.10/101-101-975/4921 |
|
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Dışişleri Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı
Bakanlar Kurulunca 4.10.2004 tarihinde kararlaştırılan “Türkiye Cumhuriyeti ile
Lüksemburg Büyük Dükalığı Arasında Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde
Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının ve
Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı” ile
gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan
GEREKÇE
Türkiye ile Lüksemburg
arasındaki ekonomik, ticari, sosyal ve kültürel ilişkilerin geliştirilmesi, her
iki Devletin de refahına katkıda bulunacaktır. İki ülke arasındaki ilişkilerin
geliştirilmesinde çifte vergilendirme nedeniyle ortaya çıkan sorunların çözümü
önem arzetmektedir. Bu amaçla, Türkiye Cumhuriyeti ile Lüksemburg Büyük
Dükalığı arasında 9 Haziran 2003 tarihinde Ankara’da “Gelir ve Servet Üzerinden
Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel
Olma Anlaşması” imzalanmıştır.
Anlaşma ile kişilerin
aynı gelir üzerinden iki Devlette birden vergilendirilmesinin (çifte
vergilendirme) önlenmesi amaçlanmaktadır. Bu amacı sağlamak üzere vergileme
hakkı, gelir unsurları itibariyle ikamet edilen veya kaynak Devletlerden birine
bırakılmakta veya bu mümkün olmazsa iki Devlet arasında paylaştırılmaktadır.
Böylece, Âkit Devletlerden birinde yatırım yapan teknoloji veya hizmet sunan
diğer Devlet mukimlerinin o Devletin mükelleflerine göre daha ağır
vergilendirilmesine engel olunmakta ve teşebbüslerin risk almadan önce ileride
karşılarına çıkacak her türlü vergi ile ilgili mükellefiyeti hesaplayabilmeleri
sağlanmaktadır. Çifte vergilendirmenin Âkit Devletlerde önlenmesi ile
Lüksemburglu yatırımcılar için Türkiye, Türk yatırımcılar için ise Lüksemburg
daha cazip yatırım alanları olarak görülecektir.
Anlaşmanın kapsamına
aldığı vergiler açısından çifte vergilendirmenin ve vergi kaçakçılığının nasıl
önleneceği ve muhtelif gelir unsurlarının vergilendirilmesine ilişkin ilkeler
ve düzenlemeler, ilişikte yer alan Anlaşmanın madde gerekçelerinde
ayrıntılarıyla açıklanmıştır.
ANLAŞMA MADDELERİNİN
GEREKÇELERİ
“Türkiye Cumhuriyeti ile
Lüksemburg Büyük Dükalığı Arasında Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde
Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması” 31
madde ile Protokol’den meydana gelmiştir. Anlaşma ve Protokol maddelerinin
gerekçeleri aşağıda belirtilmiştir.
Madde 1.- Kapsanan
Kişiler
Madde hükmü gereğince bu
Anlaşma, Âkit Devletlerden birinin veya ikisinin mukimi olan kişilere
uygulanacaktır.
Diğer bir ifade ile bu
Anlaşma, milliyet farkı gözetilmeksizin Âkit Devletler (Türkiye ve Lüksemburg)
den birinde veya ikisinde mukim olan kişileri kapsamına almaktadır.
Madde 2.- Kapsanan Vergiler
Bu madde, Anlaşmanın
kavradığı vergilerin belirlenmesinde ve tarifinde açıklığı temin etme amacını
gütmektedir.
Maddenin 1 inci fıkrası,
Anlaşmanın, ne şekilde alındığına bakılmaksızın bir Âkit Devlette, politik alt
bölümlerinde veya mahalli idarelerinde gelir ve servet üzerinden alınan
vergilere uygulanacağını belirtmektedir.
2 nci fıkra, gelir ve
servet üzerinden alınan vergilerin kapsamını belirlemektedir.
3 üncü fıkrada, Anlaşmanın
Âkit Devletlerdeki mevcut vergilerden hangilerine uygulanacağı
belirtilmektedir. Anlaşma kapsamına giren vergilerin; Türkiye Cumhuriyeti’nde
gelir ve kurumlar vergileri ile gelir ve kurumlar vergisi üzerinden alınan fon
payı; Lüksemburg’da ise gerçek kişilerden alınan gelir vergisi, kurumlar
vergisi, servet vergisi, toplumsal, ticaret vergilerinden ibaret olduğu
belirtilmiştir.
4 üncü fıkra, Anlaşmanın
imza tarihinden sonra mevcut vergilere ilave olarak veya onların yerine
alınacak ve mevcut vergilerle aynı nitelikte olan veya onlara önemli ölçüde
benzeyen vergilerin de Anlaşma kapsamına gireceğini hükme bağlamakta, ayrıca
Âkit Devletlerin yetkili makamlarının, ilgili vergi yasalarında yaptıkları
önemli değişiklikleri birbirlerine bildirmelerini öngörmektedir.
Madde 3.- Genel Tanımlar
Bu maddede, Anlaşmada
kullanılan terimlerin yorumu için gerekli genel tanımlar yer almaktadır.
Söz konusu maddede
sırasıyla “Lüksemburg”, “Türkiye”, “Bir Âkit Devlet” ve “Diğer Âkit Devlet”,
“Vergi”, “Kişi”, “Şirket”, “Kayıtlı merkez”, “Vatandaş”, “Bir Âkit Devletin
Teşebbüsü” ve "Diğer Âkit Devletin
Teşebbüsü", "Yetkili Makam" ve "Uluslararası Trafik"
terimlerinin tanımı yer almaktadır.
Maddenin 2 nci fıkrasında, Anlaşmada tanımlanmamış
terimlerin, Âkit Devletlerin iç mevzuatlarında öngörülen anlamları taşıdığı
belirtilmiş ve Anlaşmada boşluk kalmaması sağlanmıştır.
Madde 4.- Mukim
Âkit Devletlerin
vergileme yetkisi, Anlaşmanın birçok maddesinde doğrudan doğruya
"mukim" kavramına göre çözümlenmektedir. Bu çerçevede, gerçek ve
tüzel kişilerin hangi Devletin mukimi addedileceği hususu büyük bir önem
arzetmektedir.
Maddenin 1 inci
fıkrasında, gerçek ve tüzel kişiler arasında ayrım yapılmaksızın, Anlaşmanın
amaçları bakımından: bir Âkit Devletin mukimi, o Devletin mevzuatı gereğince
ev, ikametgâh, kanuni merkez (kayıtlı merkez), yönetim yeri veya benzer yapıda
diğer herhangi bir kriter nedeniyle vergi mükellefiyeti altına giren kişi
"mukim" addedilmektedir. Gelir Vergisi Kanunumuz Türkiye'de yerleşmiş
gerçek kişileri, Kurumlar Vergisi Kanunumuz ise kanuni veya iş merkezi
Türkiye'de bulunan kurumları tam mükellef addettiğinden, 1 inci fıkra hükmüyle
vergi hukukumuza tam bir paralellik sağlanmaktadır.
2 nci fıkrada, gerçek
kişilerin 1 inci fıkrada belirtilen kriterler nedeniyle her iki Devletin de
mukimi addedilmesi halinde, bu kişilerin hangi kıstaslar kullanılmak suretiyle
yalnızca bir Devletin mukimi addedileceği hususu çözümlenmektedir.
3 üncü fıkrada ise,
gerçek kişi dışında kalan kişilerin her iki Devletin de mukimi olması halinde,
mukimliğin tayininde bu kişinin etkin yönetim yerinin bulunduğu Âkit Devletin
mukimi kabul edileceği; şayet bu kişinin etkin yönetim yeri belirlenemezse bu
Anlaşmanın amaçları bakımından hangi Devletin mukimi kabul edileceğini Âkit
Devletlerin yetkili makamlarının karşılıklı anlaşma yoluyla çözümleyeceği hükme
bağlanmıştır.
Madde 5.- İşyeri
İşyerinin tanımına
ilişkin bu madde son derece önemlidir. Bilindiği üzere, Gelir ve Kurumlar
Vergisi Kanunlarımız, dar mükellefler açısından ticari kazancın Türkiye'de elde
edilmiş sayılması için, kazanç sahiplerinin Türkiye'de işyerinin bulunmasını
veya daimi temsilci bulundurmasını ve kazancın bu yerlerde veya bu temsilciler
vasıtasıyla yapılan işlerden doğmasını şart koşmaktadır. Aynı şekilde, Anlaşmanın
7 nci maddesinde de yalnızca işyerine atfedilebilen ticari kazancın kaynak
Devlette vergilendirilebileceği prensibi getirilmiştir.
7 fıkra halinde
düzenlenen bu maddede, hangi durumlarda bir işyerinin oluşup oluşmayacağı
hususu bütün ayrıntılarıyla açıklanmaktadır.
1 inci fıkrada,
"işyeri" teriminin genel bir tanımı yapılmaktadır.
2 nci fıkrada, kapsama özellikle dahil edilen
işyerlerine örnekler verilmektedir ki bunlar; yönetim
yeri, şube, büro, fabrika, atölye, maden ocağı, petrol veya doğal gaz kuyusu,
taşocağı veya doğal kaynakların çıkarıldığı yerlerdir.
3 üncü fıkrada, süresi
altı ayı aşan bir inşaat şantiyesi, yapım, montaj veya kurma projesi ya da
bunlarla ilgili gözetim faaliyetlerinin de bir işyeri oluşturacağı
belirtilmiştir.
4 üncü fıkrada, işyeri
kapsamı dışında kalan hususlar belirtilmiştir.
5 inci fıkrada, daimi
temsilcilik düzenlenmiştir. Fıkraya göre, işe ilişkin sabit bir yerden 4 üncü
fıkra hükmü çerçevesinde yürütülen faaliyetler hariç olmak üzere, bir kişi
diğer Âkit Devletin bir teşebbüsü adına mukavele akdetme yetkisine sahip olur
ve bu yetkisini düzenli olarak kullanırsa veya böyle bir yetkisi olmamasına
rağmen malların veya ticari eşyanın satışı ile ilgili her türlü faaliyeti
yerine getirildiğinin kanıtlanması şartıyla, teşebbüs adına düzenli sevk ettiği
mallardan veya ticari eşyadan ilk bahsedilen Devlette mutaden mal veya ticari
eşya stoku bulundurması halinde temsil ettiği teşebbüs, bu Devlette bir
işyerine sahip kabul edilecektir.
Anlaşmada işyeri ve daimi
temsilci ayrı ayrı maddelerde düzenlenmeyip, her ikisi de "işyeri"
maddesinde düzenlendiğinden, bu fıkra hükmüyle, Gelir Vergisi Kanunu'nun dar
mükelleflerin ticari kazançlarının Türkiye'de vergilendirilmesine imkân tanıyan
daimi temsilciliğe ilişkin hükümleri de Anlaşmaya yansıtılmış olmaktadır.
6 ncı fıkra, bir Âkit
Devlet teşebbüsünün diğer Âkit Devlette, kendi işlerine olağan şekilde devam
etmeleri şartıyla, işlerini yalnızca kendi işlerine olağan şekilde devam eden
bir simsar, genel komisyon acentası veya bağımsız statüye sahip bir acente
vasıtasıyla yürütmesi halinde işyerinin var sayılmayacağını öngörmektedir.
7 nci fıkrada ise, iki
ayrı Âkit Devlette mukim olan şirketlerin birbirlerini kontrol etmesinin,
bunlardan herhangi birinin diğeri için bir işyeri oluşturmayacağı hükme
bağlanmıştır.
Madde 6.- Gayrimenkul
Varlıklardan Elde Edilen Gelir
Bu madde, yalnızca
gayrimenkul sermaye iratlarını değil, aynı zamanda gayrimenkullerden
kaynaklanacak her türlü gelir unsurunu da kapsamaktadır.
Maddenin 1 inci fıkrası
ile gayrimenkul varlıklardan elde edilen gelirin (tarım veya ormancılıktan elde
edilen gelir dahil) vergileme hakkı, gayrimenkulün bulunduğu Âkit Devlete
bırakılmaktadır.
2 nci fıkra,
"gayrimenkul varlık" teriminin tanımına ilişkindir.
3 üncü fıkrada, gayrimenkul
varlığın doğrudan kullanımı, kiralanması veya başka bir suretle kullanımından
elde edilen gelire 1 inci fıkra hükmünün uygulanacağı belirtilmektedir.
4 üncü fıkrada ise, 1 ve
3 üncü fıkra hükümlerinin, bir teşebbüsün gayrimenkul varlıklardan elde ettiği
gelir ile serbest meslek faaliyetlerinin icrasında kullanılan gayrimenkullerden
elde edilen gelire de uygulanacağı öngörülmektedir.
Madde 7.- Ticari
Kazançlar
Maddenin 1 inci fıkrası,
ticari kazancın vergilendirilmesindeki genel prensibi açıklamaktadır. Buna göre
ticari kazanç, teşebbüsün mukim olduğu Devlette vergilendirilecektir. Ancak,
faaliyetin diğer Âkit Devlette bir işyeri vasıtasıyla yürütülmesi halinde,
kazancın sadece bu işyerine atfedilebilen kısmı diğer Âkit Devlette
vergilendirilebilecektir.
2 nci fıkra, işyeri
kazançlarının hesaplanmasındaki esaslara ilişkindir. Buna göre, işyeri bağımsız
bir teşebbüs gibi ele alınacak ve benzer teşebbüslerin benzer koşullarda elde
etmesi gereken kazanç, söz konusu işyerine atfedilecektir. Böylece, işyeri-merkez
ilişkilerinde emsaline göre yüksek veya düşük fiyatlandırmaya gidildiğinde
olaya müdahale edilip, gerçekçi fiyatların fatura edilmesiyle yeni bir vergi
matrahı belirlenecek ve vergileme bu matrah üzerinden yapılacaktır.
3 üncü fıkra, işyeri kazancının
belirlenmesi sırasında hangi tür giderlerin indirilebileceğine ilişkindir.
4 üncü fıkra, teşebbüs
adına sadece mal ve ticari eşya alımında bulunan işyerine, bu faaliyeti
dolayısıyla kazanç atfedilemeyeceğine ilişkindir.
5 inci fıkra ise, ticari
kazancın, Anlaşmanın diğer maddelerinde belirtilen gelir unsurlarını da
kapsamına alması halinde ilgili madde hükümlerini saklı tutmaktadır.
Madde 8.- Gemicilik, Hava
ve Kara Taşımacılığı
1 inci fıkra, bir Âkit
Devlet teşebbüsünün diğer Âkit Devlette uluslararası trafik kapsamına giren
türden gemi, uçak veya kara nakil vasıtası işletmeciliğinden sağladığı
kazançların, yalnızca teşebbüsün mukim olduğu Âkit Devlette
vergilendirilebileceğini öngörmektedir. Diğer bir ifade ile bu tür kazançlar
kaynak Devlette vergiden istisna edilmektedir.
2 nci fıkrada,
uluslararası trafikte gemi veya uçak işletmeciliğinden elde edilen kazançların
1 inci fıkra hükümlerinin uygulanacağı kazançların yanı sıra; arızi olarak elde
edilmesi şartıyla konteynerlerin kullanımından veya kiralanmasından elde edilen
kazançları da kapsayacağı ifade edilmektedir.
3 üncü fıkrada, 1 inci
fıkrada benimsenen prensibin, ortaklık, ortak teşebbüs veya uluslararası
işletilen bir acenteye iştirak dolayısıyla elde edilen kazançlar için de
geçerli olduğu hükme bağlanmıştır.
Madde 9.- Bağımlı
Teşebbüsler
Kurumlar Vergisi
Kanunumuzun 15, 16 ve 17 nci maddelerinde düzenlenen örtülü kazanç ve örtülü
sermaye ile ilgili olan bu maddede, bağımlı teşebbüslerin, bağımsız
teşebbüslere oranla farklı ticari ilişkilere ve farklı fiyatlandırmalara
yönelmeleri halinde Âkit Devletlerin ne tür tedbirler alabileceği hükme
bağlanmaktadır.
1 inci fıkra, bağımlı
teşebbüslerin gerekli itinayı göstermeyip, bağımsız teşebbüsler arasında
geçerli olan fiyatlardan sapmaları halinde, vergi kaybına uğrayan Âkit Devlete
ek vergi alma hakkını vermektedir. Bu ek vergileme sonunda diğer Devletin,
kendi mükellefi olan bağımlı teşebbüs için yapacağı matrah ve vergi indirimleri
ise 2 nci fıkrada düzenlenmiştir.
Madde 10.- Temettüler
1 inci fıkra,
temettülerin vergilendirilmesindeki genel ilke ile ilgili olup, temettü
gelirinin esas itibariyle temettü gelirini elde edenin mukim olduğu Âkit
Devlette vergilendirilmesini öngörmektedir.
2 nci fıkra,
temettülerin, temettüyü ödeyen şirketin mukimi olduğu Devlette, yani
temettülerin doğduğu Devlette de vergilendirilebileceğini öngörmekte ve bu
şekilde Türkiye'de veya Lüksemburg'da alınacak verginin üst sınırı
belirlenmektedir.
3 üncü fıkrada,
"temettü" teriminin tanımı yapılmaktadır.
4 üncü fıkrada,
Türkiye'de yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunan Lüksemburg
mukimi olan bir şirketin kazancının 7 nci madde (Ticari Kazançlar) çerçevesinde
vergilendirildikten sonra, kalan kısım üzerinden Türkiye'de ve bu Devletin iç
mevzuat hükümlerine göre de vergilendirilebileceği öngörülmektedir. Ancak, bu
kalan kısmın % 10'unu aşmayacak şekilde vergilendirilebileceği hükme
bağlanmaktadır.
5 inci fıkra, temettü
lehdarının, temettüyü ödeyen şirketin mukim olduğu diğer Âkit Devlette bir işyeri
vasıtasıyla ticari faaliyette bulunması veya bu diğer Devlette yer alan sabit
bir yer vasıtasıyla serbest meslek faaliyetinde bulunması ve söz konusu temettü
elde ediş olayı ile bu işyeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunması
halinde, 1 inci ve 2 nci fıkra hükümlerinin uygulanmayacağı öngörülmektedir. Bu
durumda, ticari kazanca ilişkin 7 nci madde veya serbest meslek faaliyetine
ilişkin 14 üncü madde hükümleri uygulanacaktır.
6 ncı fıkra, bu maddenin
4 üncü fıkra hükümleri saklı kalmak üzere, bir Âkit Devletin, kendisinden
kazanç veya gelir elde eden ve diğer Âkit Devletin mukimi olan bir şirketin
dağıttığı temettüler üzerinden veya dağıtmadığı kazançlardan herhangi bir vergi
alamayacağını öngörmektedir. Böylece, kaynak Devletin vergileme yetkisi kurum
kazancına uygulanmakta, ancak bu durumda, kâr payı elde eden kişilere doğru bir
genişlemeye müsaade edilmemektedir. Fıkrada ayrıca, temettünün, kazanç veya
gelirin elde edildiği Devletin mukimlerine ödenmesi ve bu kazanç veya gelirin
elde edildiği Devletteki işyeri ile temettü elde ediş olayı arasında etkin bir
bağ bulunması hallerinin kaynak Devlette vergilendirmeme prensibine istisna
teşkil ettiği belirtilmektedir.
Madde 11.- Faiz
1 inci fıkra, faizlerin
vergilendirilmesindeki genel ilkeyi belirlemektedir. Buna göre, faizi
vergilendirme hakkı lehdarın mukim olduğu Âkit
Devlete ait olmaktadır.
2 nci fıkrada, faizin
gerçek lehdarının diğer Âkit Devletin mukimi olması durumunda, iki yıldan fazla
bir süre için yapılan borçlanma üzerinden ödenen faizde, faizin gayrisafi
tutarının % 10'unu; diğer tüm durumlarda ise % 15'ini aşmamak koşulu ile elde
edildiği Âkit Devlette vergilendirilebileceği hükme bağlanmıştır.
3 üncü fıkrada,
"faiz" teriminin kapsamı belirlenmiştir.
4 üncü fıkrada, faizin
gerçek lehdarı , faizin elde edildiği diğer Âkit Devlette bir işyeri
vasıtasıyla ticari faaliyette bulunursa veya bir Türkiye mukimi, Lüksemburg'da
yer alan sabit bir yer vasıtasıyla serbest meslek faaliyetinde bulunursa ve
faizin ödendiği alacak ile bu işyeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ
bulunmaktaysa, söz konusu faizin 1 inci ve 2 inci madde hükümleri çerçevesinde
değil, ticari kazanca ilişkin 7 nci madde veya serbest meslek faaliyetlerine
ilişkin 14 üncü madde hükümleri çerçevesinde vergilendirileceği
öngörülmektedir.
5 inci fıkra, faiz
gelirlerinin hangi durumda bir Âkit Devlette elde edilmiş sayılacağını hükme
bağlamaktadır. Buna göre, faizi ödeyenin bir Âkit Devletin mukimi olması
halinde, söz konusu faizin bu Âkit Devlette elde edildiği kabul olunacaktır.
Ancak faiz ödeyen kişinin bir Âkit Devlette faiz ödemeye neden olan borç-alacak
ilişkisiyle bağlantılı bir işyerine veya sabit yere sahip olması durumunda
faizin bu işyerinin veya sabit yerin bulunduğu Devlette elde edildiği kabul
edilecektir.
6 ncı fıkra, faiz
miktarının belirlenmesinde muvazaa durumunu açıklığa kavuşturmaktadır. Fıkra
hükmüne göre muvazaa yapabilecek kişiler, aralarında özel ilişki bulunan faiz
ödeyen kişi ile faiz lehdarı veya her ikisiyle bir başka kişi olarak
belirtilmektedir. Muvazaa durumu ise, özel ilişkinin olmadığı hallerde, kişiler
arasında kararlaştırılan faiz miktarını aşan bir faizin ödenmesi olarak ortaya
konmuştur. Bu durumda fazla kısım, bu maddede tanımlanan ve indirimli vergiye
tabi olan bir faiz olarak nitelendirilmeyip, Anlaşmanın diğer hükümleri de
dikkate alınarak Âkit Devletlerin iç mevzuatına göre vergilendirilecektir.
7 nci fıkraya göre, bir
Âkit Devlet mukiminin, diğer Âkit Devlet mukimine sınai, ticari veya bilimsel
mal, teçhizat ya da ticari eşya satması ve bu satışa ilişkin ödemenin söz
konusu mal, teçhizat veya ticari eşyanın teslimi sonrasında belirlenen bir süre
içinde yapılması halinde, bu ödemeler, bu maddenin amaçları bakımından faiz
olarak kabul edilemeyecektir; bu durumda işyerine ilişkin 5 inci ve ticari
kazançlara ilişkin 7 nci madde hükümleri uygulanacaktır.
Madde 12.- Gayrimaddi Hak
Bedelleri
1 inci fıkra,
vergilemedeki genel ilkeyi belirlemekte ve vergileme hakkını ödeme yapılan
kişinin mukim olduğu Devlete tanımaktadır.
2 nci fıkra hükmü,
gayrimaddi hak bedellerinin elde edildiği Devlete de % 10'u aşmayacak şekilde
vergi alma hakkı tanımaktadır.
3 üncü fıkra, gayrimaddi
hak bedellerinin tanımı ile ilgilidir.
4 üncü fıkrada, bir
işyeri veya sabit yer vasıtasıyla elde edilen gayrimaddi hak bedellerinin
indirimli vergi oranına göre değil, ticari kazanca ilişkin 7 nci veya serbest
meslek faaliyetlerine ilişkin 14 üncü madde hükümlerine göre vergilendirileceği
öngörülmektedir.
5 inci ve 6 ncı
fıkralarda, faizde olduğu gibi gayrimaddi hak bedellerinin nerede elde edilmiş
sayılacağı ve muvazaalı durumlarda nasıl vergilendirileceğine ilişkin özel
hükümler yer almaktadır.
Madde 13.- Sermaye Değer
Artış Kazançları
1 inci fıkrada, 6 ncı
maddede tanımlanan gayrimenkul varlıkların elden çıkarılmasından doğan
kazançların, bu varlıkların bulunduğu Âkit Devlette vergilendirileceği
öngörülmektedir.
2 nci fıkrada, bir işyerinin aktifine dahil
olan veya serbest meslek faaliyetinin icrasında kullanılan sabit yere ait
menkul varlıkların, bu işyeri veya sabit yerin elden çıkarılmasından doğan
kazançların, bu işyerinin veya sabit yerin bulunduğu Âkit Devlette
vergilendirileceği hükme bağlanmıştır.
3 üncü fıkrada, bir Âkit
Devlet mukimince uluslararası trafikte işletilen gemi, uçak veya kara nakil
vasıtalarının veya bunların işletilmesine tahsis edilen menkul varlıkların
satışından elde edilen kazançların, yalnızca gemi, uçak veya karayolu nakil
vasıtalarını işleten teşebbüsün mukim olduğu Âkit Devlette vergilendirileceği
öngörülmektedir.
4 üncü fıkrada, bu maddenin
1, 2 ve 3 üncü fıkralarında sayılanların dışında kalan varlıkların satışından
doğan kazançların, bu varlıkları elden çıkaranların mukim olduğu Âkit Devlette
vergilendirileceği hükme bağlanmıştır. Bununla beraber, diğer Âkit Devlette
elde edilen sermaye değer artış kazançları, iktisap ve elden çıkarma arasındaki
süre bir yılı aşmadığı takdirde, diğer Âkit Devlette vergilendirilebilir.
Madde 14.- Serbest Meslek
Faaliyetleri
Maddenin 1 inci
fıkrasında, bir Âkit Devletin mukimi olan gerçek kişinin, serbest meslek
hizmetleri veya bağımsız nitelikteki diğer faaliyetlerden elde ettiği
gelirlerin, mukim olunan Devlette vergilendirileceği; ancak bu kişinin diğer
Devlette bulunan sabit bir yeri kullanarak icra ettiği serbest meslek
faaliyetlerinden veya bu diğer Devlette kesintisiz 12 aylık bir dönemde toplam
183 günü aşan faaliyet icrasından elde ettiği gelirlerin, söz konusu sabit yere
atfedilen miktarla ya da bu Devlette bulunulan süre içinde icra edilen hizmet
ve faaliyetlerle sınırlı olmak üzere bu diğer Devlette vergilendirileceği hükme
bağlanmıştır.
2 nci fıkrada, 1 inci
fıkrada gerçek kişilerin elde ettiği serbest meslek kazançları için öngörülen
hükmün benzeri, teşebbüsler için de öngörülmüştür.
3 üncü fıkrada,
"serbest meslek faaliyetleri" teriminin tanımı yapılmaktadır.
Madde 15.- Bağımlı
Faaliyetler
1 inci fıkrada, ücret
gelirlerinin vergilendirilmesine ilişkin genel kural belirtilmektedir. Buna
göre, hizmetin diğer Devlette ifa edilmemesi şartıyla, bir Âkit Devlet
mukimince elde edilen maaş, ücret ve diğer benzeri gelirler, mukim olunan
Devlette vergilendirilecektir. Hizmetin diğer Devlette ifa edilmesi halinde,
belli şartlarla kaynak Devlete de vergileme yetkisi tanınabilecektir. Ancak,
söz konusu kural, bu Anlaşmanın 16, 18, 19 ve 20 nci maddelerinde öngörülen
hükümleri herhangi bir şekilde etkilemeyecektir. Diğer bir ifadeyle, yönetim
kurulu üyeleri, emekliler, kamu görevlileri, öğretmen ve öğrenciler 15 inci
maddeye göre değil, kendileriyle ilgili maddelere göre vergilendirileceklerdir.
2 nci fıkrada, ücretin
sadece mukim olunan Devlette vergilendirilmesi için hangi şartların bir arada
aranması gerektiği belirtilmektedir. Kaynak Devletin vergileme yapabilmesi için
öngörülen bu şartlardan birinin ihlali yeterlidir. Bir başka ifadeyle, diğer Devlette
hizmet ifa eden bir Âkit Devlet mukiminin bu Devlette ilgili takvim yılı içinde
başlayan veya biten herhangi bir oniki aylık dönemde bir veya bir kaç seferde
toplam 183 günden fazla kalması veya ücret ödemesinin bu diğer Devletin mukimi
olan bir işveren tarafından veya onun adına yapılması ya da söz konusu
ödemenin, işverenin bu diğer Devlette sahip olduğu bir işyerinden veya sabit
yerden yapılması durumunda, elde edilen ücretler kaynak Devlette
vergilendirilecektir.
3 üncü fıkrada, bir Âkit
Devlet teşebbüsü tarafından uluslararası trafikte işletilen gemi, uçak veya
kara nakil vasıtalarında çalışan personelin bu sıfatları dolayısıyla elde
ettikleri gelirlerin bu Devlette vergilendirilebileceği öngörülmektedir.
Madde 16.- Müdürlere
Yapılan Ödemeler
Maddede, bir Âkit Devlet
mukiminin diğer Âkit Devlette mukim bir şirketin yönetim kurulu üyesi olması
dolayısıyla elde ettiği ücret ve diğer benzeri ödemelerin, bu diğer Âkit
Devlette vergilendirilebileceği öngörülmektedir.
Madde 17.- Sanatçı ve Sporcular
1 inci fıkra, bir Âkit
Devlet mukimi olan sanatçı ve sporcuların iştigal konuları ile ilgili şahsi
faaliyetlerinden dolayı diğer Âkit Devlette elde ettikleri gelirlerin, bu
faaliyetleri icra ettikleri diğer Âkit Devlette vergilendirileceğini hükme
bağlamaktadır. Bu çerçevede, serbest meslek faaliyetleri ile ücret gelirlerini
düzenleyen 14 ve 15 inci madde hükümleri sanatçı ve sporcular açısından geçerli
olmayıp, vergileme yalnızca 17 nci madde kapsamında yapılacaktır.
2 nci fıkra
organizatörlerle ilgili olup, sanatçı ve sporcuların iştigal konularıyla ilgili
faaliyetlerden doğan gelirin, sanatçı veya sporcuların kendilerine değil de,
bir başka gerçek veya tüzel kişiye yönelmesi halinde, vergilemenin, faaliyetin
icra edildiği Âkit Devlette yapılacağını öngörmektedir. Ancak böyle bir
durumda, ticari kazançların, serbest meslek kazançlarının ve ücretlerin
vergilendirilmesini düzenleyen bu Anlaşmanın 7, 14 ve 15 inci madde hükümleri
dikkate alınmayıp, vergileme yalnızca 17 nci madde kapsamında yapılacaktır.
3 üncü fıkrada, bir Âkit
Devlette icra edilen ve diğer Âkit Devletlerin kamusal fonlarından desteklenen
sanatsal ve sportif faaliyetlerden elde edilen gelirin, bu Devlette vergiden
istisna edileceği hükmü öngörülmektedir.
Madde 18.- Emekli
Maaşları
1 inci fıkra, geçmiş
hizmetler karşılığında ödenen emekli maaşları ve sağlanan diğer benzeri
gelirlerin bunları elde edenin mukim olduğu Devlette vergilendirileceği hükmünü
öngörmektedir. Söz konusu kural, Anlaşmanın 19 uncu maddesinin 2 nci fıkrasında
öngörülen hükümleri herhangi bir şekilde etkilemeyecektir.
2 nci fıkrada, bir Âkit
Devletin sosyal güvenlik mevzuatı uyarınca ödenen emekli maaşlarının, ömür boyu
sağlanan düzenli ödemelerin ve diğer ödemelerin sadece bu Devlette
vergilendirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Madde 19.- Kamu Görevleri
1 inci fıkrada, emekli
maaşları hariç, bir Âkit Devletin kendisi, politik altbölümü veya mahalli
idaresi tarafından yapılan ücret, maaş ve diğer benzeri ödemelerin, ödemeyi
yapan Devlette vergilendirileceği; ancak, hizmetin diğer Devlette verilmesi ve
gerçek kişinin bu Devletin mukimi ve vatandaşı olması veya yalnızca bu hizmeti
vermek için bu Devletin mukimi durumuna geçmemesi şartıyla, vergilemenin bu
diğer Devlette yapılacağı hükme bağlanmıştır.
2 nci fıkrada bir Âkit
Devletin kendisi, politik altbölümü, mahalli idaresi tarafından veya bunlarca
oluşturulan fonlardan ödenen emekli maaşlarının ödemeyi yapan Devlette
vergilendirileceği; ödemenin yapıldığı kişinin diğer Âkit Devletin mukimi ve
vatandaşı olması durumunda ise vergilemenin yalnızca mukim Devlette yapılacağı
öngörülmektedir.
3 üncü fıkrada ise, bir
Âkit Devletin kendisi, politik altbölümü veya mahalli idaresi tarafından
yürütülen ticari faaliyetlerle ilgili olan hizmetler karşılığında yapılan
ücret, maaş ve diğer benzeri ödemeler ile emekli maaşlarında 15, 16 ve 18 inci
madde hükümlerinin geçerli olacağı öngörülmektedir.
Madde 20.- Öğretmen ve
Öğrenciler
Maddenin 1 inci
fıkrasında, öğrenci veya stajyerlerin öğrenim veya mesleki eğitimde
bulundukları Devlette yararlanacakları vergi istisnasının sınırları hükme
bağlanmaktadır. Buna göre, öğrenciler ve stajyerler yalnızca geçim, öğrenim
veya mesleki eğitim masraflarını karşılayan ve bulundukları Devletin dışındaki
kaynaklardan yapılan ödemeler dolayısıyla öğrenim gördükleri Âkit Devlette
vergiye tabi tutulmayacaklardır.
2 nci fıkrada, bir Âkit
Devletin vatandaşı olup diğer Âkit Devlette, öğretim veya bilimsel araştırma
yapmak amacıyla iki yılı aşmayan bir süre veya süreler için bulunan bir
öğretmen veya öğretim üyesine, kendi öğretim ve araştırma hizmetleri
karşılığında bu Devletin dışındaki kaynaklardan yapılan ödemelerin bu Devlette
vergiye tabi tutulmayacağı öngörülmektedir.
3 üncü fıkrada, bir Âkit
Devletin mukimi veya önceden mukimi olan ve diğer Âkit Devlette öğrenimi veya
mesleği konusunda uygulama alışkanlıkları kazanmak üzere, bir takvim yılı
içinde 183 günü aşmayacak süre veya süreler içinde hizmet ifa eden bir öğrenci
veya stajyerin elde ettiği ücretlerin diğer Devlette vergilendirilmeyeceği
hükme bağlanmaktadır.
Madde 21.- Diğer Gelirler
1 inci fıkrada bir Âkit
Devlet mukiminin bu Anlaşmanın bundan önceki maddelerinde kavranmayan gelir
unsurlarının, mukimi olduğu Devlette vergilendirileceği belirtilmiştir.
2 nci fıkrada ise, 6 ncı
maddenin 2 inci fıkrasında tanımlanan gayrimenkul varlıklardan elde edilen
gelirler hariç olmak üzere, bir Âkit Devlet mukimi olan söz konusu gelir
lehdarının diğer Âkit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari
faaliyette veya sabit yer vasıtasıyla serbest meslek faaliyetinde bulunması
halinde ve gelirin ödendiği hak veya varlık ile bu işyeri veya sabit yer
arasında etkin bir bağ var ise, bu gelire 1 inci fıkra hükümleri uygulanmayıp
olayına göre 7 veya 14 üncü madde hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Madde 22.- Servet
1 inci fıkrada, bir Âkit
Devlet mukiminin, diğer Âkit Devlette bulunan ve gayrimenkul varlıklardan
oluşan servetinin, bu diğer Devlette vergilendirilebileceği hükme bağlanmıştır.
2 nci fıkrada, bir Âkit
Devlet teşebbüsünün, diğer Âkit Devlette sahip olduğu işyerinin aktifine
dahilolan menkul varlıkları ile bir Âkit Devlet mukiminin diğer Âkit Devlette
serbest meslek faaliyeti icra etmek için kullanabileceği sabit bir yere ait
menkul varlıklardan oluşan servetinin bu diğer Devlette vergilendirileceği
öngörülmektedir.
3 üncü fıkraya göre, bir
Âkit Devlet teşebbüsü tarafından uluslararası trafikte işletilen gemi, uçak
veya kara nakil vasıtalarının işletilmesine tahsis edilen menkul varlıklardan
oluşan servet, sadece bu Devlette vergilendirilebilecektir.
4 üncü fıkrada, bir Âkit
Devlet mukiminin diğer bütün servet unsurlarının, mukim olunan Devlette
vergilendirileceği öngörülmektedir.
Madde 23.- Çifte
Vergilendirmenin Önlenmesi
1 inci fıkra, Türkiye'de
Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi ile ilgili olup; bir Türkiye mukiminin,
Lüksemburg'da vergilendirilebilir bir gelir elde etmesi veya servete sahip
olması halinde, Türkiye'nin bu mukimin Lüksemburg'da gelir ve servet üzerinden
ödenen vergiye eşit miktarda, geliri ve serveti üzerindeki verginin mahsubuna
izin vereceği; ancak söz konusu mahsubun Lüksemburg'da vergilendirilebilen
gelir veya servet için mahsuptan önce Türkiye'de hesaplanan vergi miktarını
aşmaması gerektiği hükme bağlanmıştır.
2 nci fıkranın (a) bendi,
Lüksemburg'da Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi ile ilgili olup; bir Lüksemburg
mukiminin, Türkiye'de vergilendirilebilir bir gelir elde etmesi veya servete
sahip olması halinde; Lüksemburg'un (b)
bendindeki hükümler saklı kalmak üzere, bu gelir veya serveti vergiden istisna
edeceğini ifade etmektedir.
2 nci fıkranın (b)
bendinde ise, bir Lüksemburg mukiminin 10, 11, 12 ve 17 nci madde hükümlerine
uygun olarak Türkiye'de vergilendirilebilen bir gelir elde etmesi halinde,
Lüksemburg'un, bu mukimin Türkiye'de ödenen vergiye ait bir miktarı mahsup
edeceği, ancak söz konusu mahsubun diğer devlette elde edilen gelir üzerinden
mahsuptan önce hesaplanan vergi miktarını aşmaması hükme bağlanmıştır.
Fıkranın (c) bendinde
ise, Lüksemburg mukimi olan bir şirketin, Türkiye mukimi bir şirketten temettü
elde etmesi halinde, temettü elde eden şirket temettü ödeyen şirketin
sermayesinin doğrudan doğruya en az % 25'ini elinde tutmaktaysa, Lüksemburg'un,
söz konusu temettüleri vergiden istisna edeceği; aynı koşullar altında Türk
şirketine ait olan hisselerin de Lüksemburg'da servet vergisinden istisna
olduğu belirtilmektedir.
3 üncü fıkrada, bir Âkit
Devlet mukimi tarafından, Anlaşmaya uygun olarak, o Devlette vergiden istisna
edilen bir gelir elde edilmesi veya servete sahip olunması halinde, mukimin geriye
kalan geliri ve serveti üzerindeki vergisi hesaplanırken, istisna edilen gelir
ve servetin de dikkate alınabileceği belirtilmektedir.
Madde 24.- Ayrım
Yapılmaması
Maddenin 1 inci
fıkrasında, bir Âkit Devlet vatandaşlarının, diğer Âkit Devlette, o Devletin
aynı koşullara sahip vatandaşlarına kıyasla daha değişik veya daha ağır bir
vergilemeye ve buna bağlı mükellefiyetlere tabi tutulmayacakları ve bu hükmün
Âkit Devletlerden birinin veya her ikisinin mukimi olmayan kişilere de
uygulanacağı hükme bağlanmaktadır.
2 nci fıkrada,
teşebbüslerin diğer Devlette sahip oldukları işyerlerinin, bu diğer Devletin
aynı faaliyetleri yürüten teşebbüslerine kıyasla daha az lehe bir vergilemeyle
karşı karşıya kalmayacakları öngörülmektedir.
3 üncü fıkrada, teşebbüslerin
diğer devletin teşebbüslerinin tabi oldukları veya olabilecekleri daha değişik
veya daha ağır bir vergilemeye ve buna bağlı mükellefiyetlere tutulmayacakları
belirtilmektedir.
4 üncü fıkrada, Âkit
Devletlerin kendi mukimlerine uyguladıkları şahsi indirimler ile vergi ve
matrah indirimlerini, diğer Devletin mukimlerine de uygulamak zorunda
olmadıkları belirtilmiştir.
5 inci fıkrada, 9 uncu
maddenin 1 inci fıkrası, 11 inci maddenin 6 ncı fıkrası veya 12 nci maddenin 6
ncı fıkrası hükümlerinin uygulanacağı durumlar hariç olmak üzere, bir Âkit
Devlet teşebbüsünce, diğer Âkit Devletin bir mukimine ödenen faiz, gayrimaddi
hak bedeli ve diğer ödemelerin bu teşebbüsün vergilendirilebilir kazancının
tesbitinde ilk bahsedilen Devletin mukimine yapılmış gibi indirilebileceği
belirtilmiştir.Aynı şekilde, teşebbüsün diğer Âkit Devletin mukimine olan
borcunun, bu teşebbüsün vergilendirilebilir servetinin belirlenmesinde, söz
konusu borç, ilk bahsedilen Devletin bir mukimine yapılmış gibi
indirilebileceği ifade edilmektedir.
6 ncı fıkrada ise, bu
madde hükümlerinin Anlaşmada kavranan her çeşit ve tanımdaki vergilere
uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Madde 25.- Karşılıklı
Anlaşma Usulü
Maddenin ilk iki fıkrası,
bir kişinin, taraf Devletlerden herhangi birinin veya her ikisinin
işlemlerinin, kendisi açısından bu Anlaşma hükümlerine uygun olmayan sonuçlar
yarattığı veya yaratacağı kanaatine varması halinde sorunun nasıl
çözümleneceğini hükme bağlamaktadır.
1 inci fıkraya göre, bu
kişi durumunu Âkit Devletlerin iç mevzuatlarında öngörülen müracaat usulleriyle
bağlı kalmaksızın, mukim olduğu Âkit Devletin yetkili makamına arz
edebilecektir. Bu durumda bu kişi, Anlaşma hükümlerine aykırı düşen
vergilemenin ilk bildiriminden itibaren üç yıl içerisinde mukim olduğu Âkit Devletin
yetkili makamına; durumu 24 üncü maddenin 1 inci fıkrasına uygun bir durumla
karşılaşması durumunda vatandaşı olduğu devletin yetkili makamına
başvurabilecektir.
2 nci fıkraya göre,
kendisine başvuruda bulunulan yetkili makam sorunu kendi çözemezse, diğer
Devletin yetkili makamıyla karşılıklı anlaşmaya varmak için gayret
gösterecektir.
Maddenin 3 üncü
fıkrasında, yetkili makamların bu Anlaşmanın yorumundan veya uygulanmasından
kaynaklanan her türlü güçlüğü veya tereddütü karşılıklı anlaşma yoluyla çözmek
için gayret gösterecekleri; aynı zamanda, Anlaşmada ele alınmayan durumlardan
kaynaklanan çifte vergilendirmenin ortadan kaldırılması için de birbirlerine
danışabilecekleri belirtilmektedir.
4 üncü fıkraya göre,
yetkili makamlar, anlaşmaya varabilmek için ortak bir komisyon aracılığıyla
haberleşebileceklerdir.
Madde 26.- Bilgi Değişimi
Gerek bu Anlaşmanın doğru
bir şekilde uygulanabilmesi için, gerekse kayıp ve kaçakların önlenebilmesi
için Âkit Devletlerin vergi idareleri arasında gerekli hallerde yakın
işbirliğine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu maddede, Âkit Devletlerin hangi hallerde
bilgi değişiminde bulunacakları, elde edilen bilgilerin kimlere verilebileceği
ve bilgi değişiminin sınırları ele alınmıştır.
Madde 27.- Tahsilatta
Yardımlaşma
Bu maddede, Âkit
devletlerin Anlaşmada bahsedilen vergiler, bu vergilerin faizleri, gider ve
ekleri ile cezai nitelik taşımayan para cezalarının tahsili için karşılıklı
olarak yardımlaşacakları ve birbirlerine destek olacakları; bunun için
başvurunun gerekli belgelerle birlikte yapılması, alacaklar için talepte
bulunulan devlette herhangi bir ayrıcalığa sahip olunmayacağı ve icra
araçlarının kullanılma zorunluluğunun bulunmadığı ifade edilmektedir.
Madde 28.- Diplomat
Hüviyetindeki Memurlar ve Konsolosluk Memurları
Bu maddede, diplomat
hüviyetindeki memurlar ve konsolosluk memurlarının Devletler hukukunun genel
kurallarına veya özel anlaşma hükümlerine göre yararlandıkları mali
ayrıcalıklarının bu Anlaşma hükümlerinden etkilenmeyeceği belirtilmektedir.
Madde 29.- Belirli
Şirketlerin Kapsam Dışı Tutulması
Bu maddede, bu Anlaşmanın
özel Lüksemburg mevzuatında belirlenen holding şirketlere ve Türkiye mukiminin
söz konusu şirketlerden elde ettiği gelire, bu şirketlerde sahip olduğu
hisselere ya da haklara uygulanmayacağı ifade edilmektedir.
Madde 30.- Yürürlüğe
Girme
Bu maddede, Anlaşmanın ne
zaman yürürlüğe gireceği ve vergiler açısından ne zaman hüküm ifade edeceği
belirtilmiştir. Buna göre Anlaşma, her bir Âkit Devletin gerekli işlemleri
tamamladığını diğerine bildirmesini müteakip, bu bildirimlerin sonuncusunun
alındığı tarihte yürürlüğe girecek ve kaynakta tevkif edilen vergiler yönünden,
Anlaşmanın yürürlüğe girmesini izleyen yılın Ocak ayının birinci günü veya daha
sonra ödenen veya borçlanılan miktarlar için; diğer vergiler yönünden,
Anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihi izleyen Ocak ayının birinci günü veya daha
sonra başlayan vergilendirme yılları için hüküm ifade edecektir.
Madde 31.- Yürürlükten
Kalkma
Madde, Anlaşmanın
feshedilinceye kadar yürürlükte kalacağını belirtmekte, fesih usulünü
açıklamakta ve fesih halinin her iki Âkit Devlette hangi vergilendirme
dönemleri için hüküm ifade edeceğini belirlemektedir.
PROTOKOL HÜKÜMLERİNİN
GEREKÇESİ
Anlaşmanın bir bölümünü
oluşturan ve Anlaşma maddelerinin sonunda yer alan Protokol 2 maddeden
ibarettir.
1 inci fıkrada, 2 nci
maddeye ilave olarak, Anlaşmanın imzalanmasından sonra Türkiye'nin, Lüksemburg
servet vergisine denk bir vergi ihdas etmesi durumunda, yetkili makamlarca
aksine karar verilmemişse, Anlaşmanın otomatik olarak bu vergiye de
uygulanacağı hükmü yer almaktadır.
2 nci fıkrada, 12 ve 13
üncü maddelere ek olarak, 12 nci maddenin 3 üncü fıkrasına uygun olarak yapılan
"satış" karşılığında elde edilen her türlü ödemenin, söz konusu
varlığın gerçekten elden çıkarılması karşılığında yapıldığı ispatlanmadıkça, 12
nci madde hükümlerinin uygulanacağı; bu tür bir durum söz konusu olursa 13 üncü
madde hükümlerinin uygulanacağı kabul edilmiştir.
Dışişleri Komisyonu
Raporu
|
|
Türkiye Büyük Millet
Meclisi |
|
|
|
Dışişleri Komisyonu |
3.11.2004 |
|
|
Esas No. : 1/914 |
|
|
|
Karar No. : 3 |
|
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Lüksemburg Büyük Dükalığı Arasında Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde
Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının ve
Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
Komisyonumuzun 3 Kasım 2004 tarihli 2 nci toplantısında Dışişleri Bakanlığı ve
Maliye Bakanlığı temsilcilerinin katılmalarıyla görüşülmüştür.
Kişilerin aynı gelir üzerinden iki
devlette birden vergilendirilmesinin vergi kaçakçılığının önlenmesini
amaçlayan, muhtelif gelir unsurlarının vergilendirilmesine ilişkin ilke ve
düzenlemeler içeren Anlaşma, karşılıklı olarak yatırımcılar için yararlar
sağlayacağı düşünülerek, Komisyonumuzca benimsenmiş ve Tasarı aynen kabul
edilmiştir.
Komisyonumuzca, 16 Kasım 2004 tarihinde
Sayın Başbakanımızın Lüksemburg'a yapacağı ziyaretten önce yasalaşmasını
teminen, Tasarı'nın, İçtüzüğün 52 nci maddesine göre öncelikle görüşülmesine
karar verilmiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun onayına sunulmak
üzere Başkanlığa saygı ile arz olunur.
|
|
Başkan |
Başkanvekili |
Sözcü |
|
|
Mehmet Dülger |
Eyyüp Sanay |
Mustafa Dündar |
|
|
Antalya |
Ankara |
Bursa |
|
|
Kâtip |
Üye |
Üye |
|
|
Metin Yılmaz |
Mahmut Koçak |
Ramazan Toprak |
|
|
Bolu |
Afyon |
Aksaray |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Ahmet Edip Uğur |
V. Haşim Oral |
Aziz Akgül |
|
|
Balıkesir |
Denizli |
Diyarbakır |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Muzaffer Gülyurt |
İnal Batu |
Halil Akyüz |
|
|
Erzurum |
Hatay |
İstanbul |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Mehmet B. Denizolgun |
Hüseyin Kansu |
Onur Öymen |
|
|
İstanbul |
İstanbul |
İstanbul |
|
|
Üye |
Üye |
|
|
|
Fikret Ünlü |
Nihat Eri |
|
|
|
Karaman |
Mardin |
|
HÜKÜMETİN
TEKLİF ETTİĞİ METİN
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE LÜKSEMBURG BÜYÜK
DÜKALIĞI ARASINDA GELİR VE SERVET ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLERDE ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ
ÖNLEME VE VERGİ KAÇAKÇILIĞINA ENGEL OLMA ANLAŞMA-SININ VE EKİ PROTOKOLÜN
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR
KANUN TASARISI
MADDE 1. - 9 Haziran 2003 tarihinde Ankara’da imzalanan
“Türkiye Cumhuriyeti ile Lüksemburg Büyük Dükalığı Arasında Gelir ve Servet
Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına
Engel Olma Anlaşması”nın ve eki “Protokol”ün onaylanması uygun bulunmuştur.
MADDE 2. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
DIŞİŞLERİ
KOMİSYONUNUN
KABUL
ETTİĞİ METİN
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE LÜKSEMBURG BÜYÜK
DÜKALIĞI ARASINDA GELİR VE SERVET ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLERDE ÇİFTE
VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME VE VERGİ KAÇAKÇILIĞINA ENGEL OLMA ANLAŞMA-SININ VE EKİ
PROTOKOLÜN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR
KANUN TASARISI
MADDE 1. - Tasarının 1 inci maddesi Komisyonumuzca aynen
kabul edilmiştir.
MADDE 2. - Tasarının 2 nci maddesi Komisyonumuzca aynen
kabul edilmiştir.
MADDE 3. -Tasarının 3 üncü maddesi Komisyonumuzca aynen
kabul edilmiştir.
|
|
Recep Tayyip Erdoğan |
|
|
|
|
Başbakan |
|
|
|
|
Dışişleri Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet Bak. ve Başb. Yrd. |
|
|
A. Gül |
A. Şener |
M. A. Şahin |
|
|
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı V. |
Devlet Bakanı |
|
|
B. Atalay |
B. Atalay |
M. Aydın |
|
|
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
Adalet Bakanı |
|
|
G. Akşit |
K. Tüzmen |
C. Çiçek |
|
|
Millî Savunma Bakanı |
İçişleri Bakanı |
Maliye Bakanı V. |
|
|
M. V. Gönül |
A. Aksu |
A. Şener |
|
|
Millî Eğitim Bakanı |
Bayındırlık ve İskân Bakanı |
Sağlık Bakanı |
|
|
H. Çelik |
Z. Ergezen |
R. Akdağ |
|
|
Ulaştırma Bakanı |
Tarım ve Köyişleri Bakanı |
Çalışma ve Sos. Güv. Bakanı |
|
|
B. Yıldırım |
S. Güçlü |
M. Başesgioğlu |
|
|
Sanayi ve Ticaret Bakanı V. |
En. ve Tab. Kay. Bakanı |
Kültür ve Turizm Bakanı V. |
|
|
C. Çiçek |
M. H. Güler |
O. Pepe |
|
|
|
Çevre ve Orman Bakanı |
|
|
|
|
O. Pepe |
|
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE LÜKSEMBURG BÜYÜK DÜKALIĞI
ARASINDA GELİR VE SERVET
ÜZERİNDEN ALINAN
VERGİLERDE ÇİFTE
VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME VE VERGİ
KAÇAKÇILIĞINA ENGEL OLMA
ANLAŞMASI
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
İLE
LÜKSEMBURG BÜYÜK DÜKALIĞI
Gelir ve
servet üzerinden alınan vergilerde çifte vergilendirmeyi önleyen ve vergi
kaçakçılığına engel olan bir Anlaşma yapmak isteğiyle
AŞAĞIDAKİ
ŞEKİLDE ANLAŞMIŞLARDIR:
Madde 1
KİŞİLERE
İLİŞKİN KAPSAM
Bu Anlaşma, Akit Devletlerden birinin veya
her ikisinin mukimi olan kişilere uygulanacaktır.
Madde 2
KAVRANAN
VERGİLER
1. Bu Anlaşma, ne şekilde alındığına
bakılmaksızın, bir Akit Devlet veya politik alt bölümleri ya da mahalli
idareleri tarafından gelir ve servet üzerinden alınan vergilere uygulanacaktır.
2. Menkul veya gayrimenkul varlıkların
devrinden doğan kazançlara uygulanan vergiler ile teşebbüsler tarafından ödenen
ücret veya maaşın toplam tutarı üzerinden alınan vergiler ve sermaye değer
artışlarına uygulanan vergiler de dahil olmak üzere, toplam gelir, toplam
servet veya gelir veya servet unsurları üzerinden alınan tüm vergiler, gelirden
ve servetten alınan vergiler olarak kabul edilecektir.
3. Anlaşmanın uygulanacağı şu anda geçerli
olan vergiler özellikle:
a) Türkiye yönünden:
i)
gelir vergisi;
ii)
kurumlar vergisi; ve
iii) gelir vergisi ve kurumlar vergisi
üzerinden alınan fon payı;
(Bundan böyle "Türk vergisi"
olarak bahsedilecektir);
b) Lüksemburg yönünden:
(i)
gerçek kişilerden alınan gelir vergisi (l'impôt sur le revenu des
personnes physiques);
(ii)
kurumlar vergisi (l'impôt sur le revenu des collectivités);
(iii) servet vergisi (l'impôt sur la
fortune); ve
(iv) toplumsal ticaret vergisi (l'impôt
commercial communal);
(Bundan böyle "Lüksemburg vergisi"
olarak bahsedilecektir);
4. Anlaşma aynı zamanda, Anlaşmanın imza
tarihinden sonra mevcut vergilere ilave olarak veya onların yerine alınan ve
mevcut vergilerle aynı nitelikte olan veya onlara önemli ölçüde benzeyen
vergilere de uygulanacaktır. Akit Devletlerin yetkili makamları, kendi vergi
mevzuatlarında yapılan önemli değişiklikleri birbirlerine bildireceklerdir.
Madde 3
GENEL
TANIMLAR
1. Bu Anlaşmanın amaçları bakımından,
metin aksini öngörmedikçe:
a) "Türkiye" terimi, Türkiye'nin
egemenlik alanını, karasularını, bunun yanı sıra uluslararası hukuka uygun
olarak doğal kaynakların aranması, işletilmesi, korunması ve idare edilmesi
amacıyla yargı yetkisi veya egemenlik haklarının kullanıldığı deniz alanlarını
ifade eder;
b) "Lüksemburg" terimi, Lüksemburg
Büyük Dükalığı'nın egemenlik alanını ifade eder;
c) "Bir Akit Devlet" ve
"diğer Akit Devlet" terimleri, metnin gereğine göre, Türkiye veya
Lüksemburg anlamına gelir;
d) "Vergi" terimi, bu Anlaşmanın
2 nci maddesinde kavranan herhangi bir vergi anlamına gelir;
e) "Kişi" terimi, bir gerçek
kişi, bir şirket ve kişilerin oluşturduğu diğer herhangi bir kuruluşu kapsar;
f) "Şirket" terimi, herhangi bir
kurum veya vergileme yönünden kurum olarak muamele gören herhangi bir kuruluş
anlamına gelir;
g) "Kayıtlı merkez" terimi, her
iki Akit Devletin ilgili kanunlarına göre tescil edilen kanuni merkez anlamına
gelir;
h) "Vatandaş" terimi:
i) bir Akit Devletin vatandaşlığına sahip
herhangi bir gerçek kişiyi;
ii) bir Akit Devlette yürürlükte olan
mevzuata göre statü kazanan herhangi bir tüzel kişiliği, ortaklığı veya derneği
ifade eder;
i) "Bir Akit Devletin teşebbüsü"
ve "diğer Akit Devletin teşebbüsü" terimleri sırasıyla, bir Akit
Devletin mukimi tarafından işletilen bir teşebbüs ve diğer Akit Devletin mukimi
tarafından işletilen bir teşebbüs anlamına gelir;
j) "Yetkili makam" terimi:
i)
Türkiye'de, Maliye Bakanını veya onun yetkili temsilcisini; ve
ii) Lüksemburg'da, Maliye Bakanını veya
onun yetkili temsilcisini
ifade eder.
k) "Uluslararası trafik" terimi,
yalnızca Türkiye'nin veya Lüksemburg'un sınırları içinde gerçekleştirilen gemi,
uçak veya kara nakil vasıtası işletmeciliği hariç olmak üzere, bir Türk ya da
Lüksemburg teşebbüsü tarafından işletilen gemi, uçak veya kara nakil vasıtası ile
yapılan taşımacılığı ifade eder.
2. Anlaşmanın bir Akit Devlet tarafından
herhangi bir tarihte uygulanmasına ilişkin olarak, burada tanımlanmamış
herhangi bir terim, metin aksini öngörmedikçe, Anlaşmanın uygulanacağı
vergilerin amaçları bakımından, o tarihte bu Devletin mevzuatında sahip olduğu
anlamı taşıyacak ve bu Devletin yürürlükteki vergi mevzuatında yer alan bir
anlam, bu Devletin diğer mevzuatında bu terime verilen anlama göre üstünlük
taşıyacaktır.
Madde 4
MUKİM
1. Bu Anlaşmanın amaçları bakımından,
"bir Akit Devletin mukimi" terimi, o Devletin mevzuatı gereğince ev,
ikametgah, kanuni merkez (kayıtlı merkez), yönetim yeri veya benzer yapıda
diğer herhangi bir kriter nedeniyle orada vergi mükellefi olan kişi anlamına
gelir. Ancak bu terim, yalnızca o Devletteki kaynaklardan elde edilen gelir
veya o Devlette bulunan servet nedeniyle vergiye tabi tutulan herhangi bir
kişiyi kapsamaz.
2. 1 inci fıkra hükümleri dolayısıyla bir
gerçek kişi her iki Akit Devletin de mukimi olduğunda, bu kişinin durumu aşağıdaki
şekilde belirlenecektir:
a) Bu kişi, daimi olarak kalabileceği bir
evin bulunduğu Devletin mukimi kabul edilecektir. Eğer bu kişinin her iki
Devlette de daimi olarak kalabileceği bir evi varsa, bu kişi, kişisel ve
ekonomik ilişkilerinin daha yakın olduğu Devletin mukimi olarak kabul
edilecektir (hayati menfaatlerin merkezi);
b) Eğer kişinin hayati menfaatlerinin
merkezinin yer aldığı Devlet saptanamazsa veya her iki Devlette de daimi olarak
kalabileceği bir evi yoksa, bu kişi yalnızca kalmayı adet edindiği evin
bulunduğu Akit Devletin mukimi kabul edilecektir;
c) Eğer kişinin her iki Akit Devlette de
kalmayı adet edindiği bir ev varsa veya her iki Devlette de böyle bir ev söz
konusu değilse, bu kişi yalnızca vatandaşı olduğu Devletin mukimi kabul edilecektir;
d) Eğer kişi her iki Devletin de vatandaşı
ise veya her iki Devletin de vatandaşı değilse, Akit Devletlerin yetkili
makamları sorunu karşılıklı anlaşmayla çözeceklerdir.
3. Gerçek kişi dışındaki bir kişi, 1 inci
fıkra hükümleri dolayısıyla her iki Akit Devletin de mukimi olduğunda, bu kişi,
yalnızca etkin yönetim yerinin bulunduğu Akit Devletin mukimi kabul
edilecektir. Bununla beraber, bu kişinin etkin yönetim yeri belirlenemezse,
Akit Devletlerin yetkili makamları, bu Anlaşmanın amaçları bakımından bu
kişinin hangi Devletin mukimi olarak kabul edileceğini karşılıklı anlaşmayla
belirleyeceklerdir.
Madde 5
İŞYERİ
1. Bu Anlaşmanın amaçları bakımından
"işyeri" terimi, bir teşebbüsün işinin tamamen veya kısmen
yürütüldüğü işe ilişkin sabit bir yer anlamına gelir.
2. "İşyeri" terimi özellikle
şunları kapsamına alır:
a) Yönetim yeri;
b) Şube;
c) Büro;
d) Fabrika;
e) Atölye, ve
f) Maden ocağı, petrol veya doğal gaz
kuyusu, taş ocağı veya doğal kaynakların çıkarıldığı diğer herhangi bir yer.
3. Altı ayı aşan bir süre devam eden bir
inşaat şantiyesi, yapım, montaj veya kurma projesi bir işyeri oluşturur.
4. Bu maddenin daha önceki hükümleri ile
bağlı kalınmaksızın, "işyeri" teriminin
aşağıdaki hususları kapsamadığı kabul
edilecektir:
a) Teşebbüse ait imkanların, teşebbüsün
mallarının veya ticari eşyasının yalnızca depolanması, teşhiri veya teslimi
amacıyla kullanılması;
b) Teşebbüse ait mal veya ticari eşya
stoklarının yalnızca depolama, teşhir veya teslim amacıyla elde tutulması;
c) Teşebbüse ait mal veya ticari eşya
stoklarının, yalnızca bir başka teşebbüse işlettirilmesi amacıyla elde
tutulması;
d) İşe ilişkin sabit bir yerin yalnızca
teşebbüse mal veya ticari eşya satın alma veya bilgi toplama amacıyla elde
tutulması;
e) İşe ilişkin sabit bir yerin teşebbüs
için yalnızca hazırlayıcı veya yardımcı karakter taşıyan diğer herhangi bir
işin yürütülmesi amacıyla elde tutulması;
f) İşe ilişkin sabit bir yerin, yalnızca
(a) ila (e) bentlerinde bahsedilen faaliyetlerin birkaçını bir arada yürütmek
için elde tutulması; ancak işe ilişkin sabit yerdeki bütün bu faaliyetlerin bir
arada yürütülmesi sonucunda oluşan faaliyetin hazırlayıcı veya yardımcı
nitelikte olması şarttır.
5. 1 inci ve 2 nci fıkraların hükümleri
ile bağlı kalınmaksızın, bir kişi -6 ncı fıkranın uygulanacağı bağımsız
nitelikteki bir acente dışında- bir Akit Devlette, diğer Akit Devletin bir
teşebbüsü adına hareket ederse, bu teşebbüs aşağıda belirtilen şartlarla ilk
bahsedilen Akit Devlette bu kişinin teşebbüs için gerçekleştirdiği her türlü
faaliyet dolayısıyla bir işyerine sahip kabul edilecektir:
a) Eğer bu kişi, o Devlette teşebbüs adına
mukavele akdetme yetkisine sahip olur ve bu yetkisini mutaden kullanırsa,
kişinin faaliyetleri, 4 üncü fıkrada belirtilen ve işe ilişkin sabit bir yerden
yapılması durumunda bu fıkra hükmüne göre bu yeri işyeri haline getirmeyen
nitelikteki faaliyetlerden olmadıkça, işyerinin varlığı kabul edilecektir.
b) Eğer bu kişi, böyle bir yetkisi
olmamasına rağmen, teşebbüs adına düzenli olarak sevk ettiği mallardan veya
ticari eşyadan ilk bahsedilen Devlette mutaden mal veya ticari eşya stoku
bulundurursa, işyerinin varlığı kabul edilecektir. Sözkonusu kişinin, ilk
bahsedilen Devlette vergiden kaçınmak amacıyla mal veya ticari eşyanın yalnızca
düzenli olarak sevkini değil aynı zamanda satış sözleşmesini bizzat akdetmesi
hariç, bu mal veya ticari eşyanın satışıyla ilgili tüm faaliyetleri yerine
getirdiği ispatlanmadıkça, bir önceki cümle hükümleri uygulanmayacaktır.
6. Bir teşebbüs, bir Akit Devlette, işlerini
yalnızca kendi işlerine olağan şekilde devam eden bir simsar, genel komisyon
acentesi veya bağımsız statüde diğer herhangi bir acente vasıtasıyla yürüttüğü
için bu Devlette bir işyerine sahip kabul olunmayacaktır.
7. Bir Akit Devletin mukimi olan bir
şirket, diğer Akit Devletin mukimi olan veya bu diğer Devlette ticari
faaliyette bulunan (bir işyeri vasıtasıyla veya diğer bir şekilde) bir şirketi
kontrol eder ya da onun tarafından kontrol edilirse, şirketlerden her biri
diğeri için bir işyeri oluşturmayacaktır.
Madde 6
GAYRİMENKUL
VARLIKLARDAN ELDE EDİLEN GELİR
1. Bir Akit Devlet mukiminin diğer Akit
Devlette bulunan gayrimenkul varlıklardan elde ettiği gelir (tarım veya
ormancılıktan elde edilen gelir dahil), bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. "Gayrimenkul varlık" terimi,
sözkonusu varlığın bulunduğu Akit Devletin mevzuatına göre tanımlanacaktır.
Terim her halükarda, gayrimenkul varlığa müteferri varlıkları, tarım ve
ormancılıkta kullanılan araçları ve hayvanları, her çeşit balıkçılık alanlarını,
özel hukuk hükümlerinin uygulanacağı gayrimenkul mülkiyetine ilişkin hakları,
gayrimenkul intifa haklarını ve maden ocaklarının, kaynakların ve diğer doğal
kaynakların işletilmesi veya işletme hakkı karşılığında doğan sabit ya da
değişken ödemeler üzerindeki hakları kapsayacak; gemiler ve uçaklar gayrimenkul
varlık olarak kabul edilmeyecektir.
3. 1 inci fıkra hükümleri, gayrimenkul
varlığın doğrudan kullanımından, kiralanmasından veya diğer herhangi bir
şekilde kullanımından elde edilen gelire uygulanacaktır.
4. 1 inci ve 3 üncü fıkra hükümleri aynı
zamanda, bir teşebbüsün gayrimenkul varlıklardan elde ettiği gelir ile serbest
meslek faaliyetlerinin icrasında kullanılan gayrimenkul varlıklardan elde
edilen gelire de uygulanacaktır.
Madde 7
TİCARİ
KAZANÇLAR
1. Bir Akit Devlet teşebbüsüne ait kazanç,
sözkonusu teşebbüs diğer Akit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari
faaliyette bulunmadıkça, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir. Eğer
teşebbüs yukarıda bahsedilen şekilde ticari faaliyette bulunursa, teşebbüsün
kazancı yalnızca işyerine atfedilebilen miktarla sınırlı olmak üzere bu diğer
Devlette vergilendirilebilir.
2. 3 üncü fıkra hükümleri saklı kalmak
üzere, bir Akit Devlet teşebbüsü diğer Akit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla
ticari faaliyette bulunduğunda, her iki Akit Devlette de bu işyerine
atfedilecek kazanç, bu işyeri aynı veya benzer koşullar altında aynı veya
benzer faaliyetlerde bulunan, tamamen ayrı ve bağımsız bir teşebbüs olsaydı ve
işyerini oluşturduğu teşebbüsten tamamen bağımsız bir nitelik kazansaydı ne
kazanç elde edecek ise aynı miktarda bir kazanç olacaktır.
3. Bir işyerinin kazancı belirlenirken,
işyerinin bulunduğu Devlette veya başka yerde yapılan, yönetim ve genel idare
giderleri de dahil olmak üzere işyerinin amaçlarına uygun olan giderlerin
indirilmesine müsaade edilecektir. İşyeri tarafından, teşebbüsün ana merkezine
veya yurtdışında bulunan diğer herhangi bir işyerine lisans, patent veya diğer
hakların kullanımı karşılığında yapılan gayrimaddi hak bedeli, ücret veya diğer
benzeri ödemelerin, verilen hizmetler veya yönetim karşılığında yapılan
komisyon ödemelerinin, bankacılık teşebbüsleri hariç olmak üzere, işyerine
ödünç verilen paralar karşılığında ödenen faizlerin gider olarak indirilmesine (gerçekten
yapılan giderlerin geri ödenmesi hariç) müsaade edilmeyecektir.
4. İşyerine, bu işyeri tarafından teşebbüs
adına yalnızca mal veya ticari eşya satın alınması dolayısıyla hiç bir kazanç
atfedilmeyecektir.
5. Kazanç, bu Anlaşmanın diğer maddelerinde
ayrı olarak düzenlenen gelir unsurlarını da kapsamına aldığında, o maddelerin
hükümleri bu madde hükümlerinden etkilenmeyecektir.
Madde 8
GEMİCİLİK,
HAVA VE KARA TAŞIMACILIĞI
1. Bir Akit Devlet teşebbüsünün
uluslararası trafikte gemi, uçak veya kara nakil vasıtası işletmeciliğinden
elde ettiği kazançlar, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir.
2. Bu maddenin amaçları bakımından, bir
Akit Devlet teşebbüsünün uluslararası trafikte gemi veya uçak işletmeciliğinden
elde ettiği kazançlar, 1 inci fıkra hükümlerinin uygulanacağı kazançların
yanısıra arızi olarak elde edilmesi koşulu ile konteynerlerin kullanımından
veya kiralanmasından elde edilen kazançları da kapsayacaktır.
3. Bu maddenin 1 inci fıkra hükümleri aynı
zamanda, bir ortaklığa, bir ortak teşebbüse veya uluslararası faaliyet gösteren
bir acenteye iştirak dolayısıyla elde edilen kazançlara da uygulanacaktır.
Madde 9
BAĞIMLI
TEŞEBBÜSLER
1. a) Bir Akit Devlet teşebbüsü doğrudan
veya dolaylı olarak diğer Akit Devlet teşebbüsünün yönetim, kontrol veya
sermayesine katıldığında, veya
b) Aynı kişiler doğrudan veya dolaylı
olarak bir Akit Devlet teşebbüsünün ve diğer Akit Devlet teşebbüsünün yönetim,
kontrol veya sermayesine katıldığında,
ve her iki halde de, iki teşebbüs
arasındaki ticari veya mali ilişkilerde oluşan veya oluşturulan koşullar,
bağımsız teşebbüsler arasında oluşması gereken koşullardan farklılaştığında,
olması gereken, fakat oluşan veya oluşturulan koşullar nedeniyle teşebbüslerden
birinde kendini göstermeyen kazanç, o teşebbüsün kazancına eklenebilir ve buna
göre vergilendirilebilir.
2. Bir Akit Devletin kendi teşebbüsünün
kazancına dahil edip vergilendirdiği kazanç, diğer Akit Devlette
vergilendirilen diğer Devletin teşebbüsünün kazancını içermesi ve aynı zamanda
ilk bahsedilen Devletin kavradığı kazanç, iki bağımsız teşebbüs arasında olması
gereken koşullar göz önünde tutularak sonradan ilk bahsedilen Devletçe yapılan
hesaplamalar sonucunda belirlenen kazanç olması durumunda, diğer Devlet bu
belirlemenin yerinde olduğu kanaatine varırsa sözkonusu kazanç üzerinden aldığı
verginin miktarında gerekli düzeltmeleri yapacaktır. Bu düzeltme yapılırken, bu
Anlaşmanın diğer hükümleri göz önünde tutulacak ve gerektiğinde Akit
Devletlerin yetkili makamları birbirlerine danışacaklardır.
Madde 10
TEMETTÜLER
1. Bir Akit Devletin mukimi olan bir
şirket tarafından diğer Akit Devletin bir mukimine ödenen temettüler, bu diğer
Devlette vergilendirilebilir.
2. Bununla beraber sözkonusu temettüler,
aynı zamanda temettü ödemesini yapan şirketin mukim olduğu Akit Devlette ve bu
Devletin mevzuatına göre de vergilendirilebilir; ancak, temettünün gerçek
lehdarı diğer Akit Devletin mukimi ise, bu şekilde alınacak vergi aşağıdaki
oranları aşmayacaktır:
a) Türkiye yönünden :
i) Gerçek lehdar, temettü ödeyen şirketin
sermayesinin doğrudan doğruya en az yüzde 25'ini elinde tutan bir şirket
(ortaklıklar hariç) ise gayrisafi temettü tutarının yüzde 10'u ;
ii) Tüm diğer durumlarda gayrisafi temettü
tutarının yüzde 20'si.
b) Lüksemburg yönünden :
i) Gerçek lehdar, temettü ödeyen şirketin
sermayesinin doğrudan doğruya en az yüzde 25'ini elinde tutan bir şirket
(ortaklıklar hariç) ise gayrisafi temettü tutarının yüzde 5'i;
ii) Tüm diğer durumlarda gayrisafi temettü
tutarının yüzde 20'si.
Bu fıkra, içinden temettü ödemesi yapılan
şirket kârının vergilendirilmesini etkilemeyecektir.
3. Bu maddede kullanılan
"temettü" terimi, hisse senetlerinden, intifa senetlerinden veya
intifa haklarından, kurucu hisse senetlerinden veya alacak niteliğinde olmayıp
kazanca katılmayı sağlayan diğer haklardan elde edilen gelirler ile dağıtımı
yapan şirketin mukim olduğu Devletin mevzuatına göre, vergileme yönünden hisse
senetlerinden elde edilen gelirle aynı muameleyi gören diğer şirket haklarından
elde edilen gelirleri kapsar.
4. Türkiye'de yer alan bir işyeri
vasıtasıyla ticari faaliyette bulunan Lüksemburg mukimi olan bir şirketin
kazancı, 7 nci maddeye göre vergilendirildikten sonra, kalan kısım üzerinden
Türkiye'de, bu kalan kısmın yüzde 10'unu aşmayacak şekilde vergilendirilebilir.
5. Bir Akit Devlet mukimi olan temettünün
gerçek lehdarı, temettüyü ödeyen şirketin mukim olduğu diğer Akit Devlette yer
alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunursa veya bir Türkiye
mukimi, Lüksemburg'da yer alan sabit bir yer vasıtasıyla serbest meslek
faaliyetinde bulunursa ve sözkonusu temettü elde ediş olayı ile bu işyeri veya
sabit yer arasında önemli bir bağ bulunmaktaysa, 1 incì ve 2 nci fıkra
hükümleri uygulanmayacaktır. Bu durumda, olayına göre 7 nci veya 14 üncü madde
hükümleri uygulanacaktır.
6. Bir Akit Devlet mukimi olan bir şirket,
diğer Akit Devlette kazanç veya gelir elde ettiğinde, bu diğer Devlet, bu
şirket tarafından ödenen temettüler üzerinden herhangi bir vergi alamaz. Bunun
istisnasını, sözkonusu temettülerin bu diğer Devletin mukimlerinden birine
ödenmesi veya temettü elde ediş olayı ile bu diğer Devlette bulunan bir işyeri
veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunması oluşturur. Aynı şekilde bu
diğer Devlet, bu şirketin dağıtılmayan kazançları üzerinden de bir dağıtılmayan
kazanç vergisi alamaz. Dağıtılan temettülerin veya dağıtılmamış kazancın
tamamen veya kısmen bu diğer Devlette elde edilen kazanç veya gelirden oluşması
durumu değiştirmez. Bu fıkra hükümlerine bakılmaksızın, Türkiye, bu maddenin 4
üncü fıkrası uyarınca vergi alabilir.
Madde 11
FAİZ
1. Bir Akit Devlette doğan ve diğer Akit
Devletin bir mukimine ödenen faiz, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. Bununla beraber bu faiz, elde edildiği
Akit Devlette ve o Devletin mevzuatına göre de vergilendirilebilir; ancak,
faizin gerçek lehdarı diğer Akit Devletin mukimi ise, bu şekilde alınacak
vergi, aşağıdaki oranları aşmayacaktır:
a) iki yıldan fazla bir süre için yapılan
borçlanma üzerinden ödenen faizde, faizin gayrisafi tutarının yüzde 10'u;
b) diğer bütün durumlarda faizin gayrisafi
tutarının yüzde 15'i.
3. Bu maddede kullanılan "faiz"
terimi, ipotek garantisine bağlı olsun olmasın veya borçlunun kazancına katılma
hakkını tanısın tanımasın, her nevi alacaktan doğan gelirleri ve özellikle, kamu
menkul kıymetleri ile tahvil veya borç senetlerinden elde edilen gelirler ile
gelirin elde edildiği Devletin vergi mevzuatına göre ikrazat geliri sayılan
diğer gelirleri ifade eder.
4. Bir Akit Devlet mukimi olan faizin
gerçek lehdarı, faizin elde edildiği diğer Akit Devlette yer alan bir işyeri
vasıtasıyla ticari faaliyette bulunursa veya bir Türkiye mukimi, Lüksemburg'da
yer alan sabit bir yer vasıtasıyla Lüksemburg'da serbest meslek faaliyetinde
bulunursa ve sözkonusu faizin ödendiği alacak ile bu işyeri veya sabit yer
arasında etkin bir bağ bulunmaktaysa, 1 inci ve 2 nci fıkra hükümleri
uygulanmayacaktır. Bu durumda, olayına göre 7 nci veya 14 üncü madde hükümleri
uygulanacaktır.
5. Bir Akit Devletin mukimi tarafından
ödenen faizin, o Devlette elde edildiği kabul olunacaktır. Bununla beraber,
faiz ödeyen kişi, bir Akit Devletin mukimi olsun veya olmasın, bir Akit
Devlette faiz ödemeye neden olan borç-alacak ilişkisiyle bağlantılı bir
işyerine veya sabit yere sahip olduğunda ve faiz bu işyeri veya sabit yerden
kaynaklandığında, sözkonusu faizin, işyerinin veya sabit yerin bulunduğu
Devlette elde edildiği kabul olunacaktır.
6. Alacak karşılığında ödenen faizin
miktarı, ödeyici ile gerçek lehdar arasında veya her ikisi ile bir başka kişi
arasında var olan özel ilişki nedeniyle, böyle bir ilişkinin olmadığı
durumlarda ödeyici ve lehdar arasında kararlaştırılacak miktarı aştığında, bu
madde hükümleri yalnızca en son bahsedilen miktara uygulanacaktır. Bu durumda
ilave ödeme kısmı, bu Anlaşmanın diğer hükümleri de dikkate alınarak, her bir
Akit Devletin mevzuatına göre vergilendirilebilecektir.
7. Devletlerden birinin bir mukiminin,
diğer Devletin bir mukimine sınai, ticari veya bilimsel mal, teçhizat ya da
ticari eşya satması ve bu satışa ilişkin ödemelerin söz konusu mal, teçhizat
veya ticari eşyanın teslimi sonrasında belirlenen bir süre içerisinde yapılması
durumunda, sözkonusu ödemelerin hiç bir kısmı, bu maddenin amaçları bakımından
faiz olarak kabul edilmeyecektir. Bu durumda, 5 inci ve 7 nci madde hükümleri
uygulanacaktır.
Madde 12
GAYRİMADDİ
HAK BEDELLERİ
1. Bir Akit Devlette doğan ve diğer Akit
Devletin bir mukimine ödenen gayrimaddi hak bedelleri, bu diğer Devlette
vergilendirilebilir.
2. Bununla beraber sözkonusu gayrimaddi
hak bedelleri, elde edildikleri Akit Devlette ve o Devletin mevzuatına göre de
vergilendirilebilir; ancak, gayrimaddi hak bedelinin gerçek lehdarı diğer Akit
Devletin mukimi ise, bu şekilde alınacak vergi gayrimaddi hak bedelinin
gayrisafi tutarının yüzde 10'unu aşmayacaktır.
3. Bu maddede kullanılan "gayrimaddi
hak bedelleri" terimi, sinema filmleri ile radyo ve televizyon kayıtları
dahil olmak üzere edebi, sanatsal veya bilimsel her nevi telif hakkının, her
nevi patentin, alameti farikanın, desen veya modelin, planın, gizli formül veya
üretim yönteminin kullanımı, kullanım hakkı veya satışı için veya sınai, ticari
veya bilimsel tecrübeye dayalı bilgi birikimi için veya sınai, ticari veya
bilimsel teçhizatın kullanımı veya kullanım hakkı karşılığında yapılan, toplu
ödemeler dahil her türlü ödemeyi ifade eder.
4. Bir Akit Devlet mukimi olan gayrimaddi
hak bedelinin gerçek lehdarı, sözkonusu bedelin elde edildiği diğer Akit
Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunursa veya bir
Türkiye mukimi, Lüksemburg'da yer alan sabit bir yer vasıtasıyla serbest meslek
faaliyetinde bulunursa ve sözkonusu bedelin ödendiği hak veya varlık ile bu
işyeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunmaktaysa, 1 inci ve 2 nci
fıkra hükümleri uygulanmayacaktır. Bu durumda, olayına göre 7 nci veya 14 üncü
madde hükümleri uygulanacaktır.
5. Bir Akit Devlet mukimi tarafından
ödenen gayrimaddi hak bedelinin, o Devlette elde edildiği kabul olunacaktır.
Bununla beraber, gayrimaddi hak bedelini ödeyen kişi, bir Akit Devletin mukimi olsun
veya olmasın, bir Akit Devlette gayrimaddi hak bedelini ödemeye neden olan hak
veya varlık ile bağlantılı bir işyerine veya sabit yere sahip olduğunda ve
gayrimaddi hak bedeli bu işyeri veya sabit yerden kaynaklandığında, sözkonusu
gayrimaddi hak bedelinin, işyerinin veya sabit yerin bulunduğu Akit Devlette
elde edildiği kabul olunacaktır.
6. Kullanım, hak veya bilgi karşılığında
ödenen gayrimaddi hak bedelinin miktarı, ödeyici ile gerçek lehdar arasında
veya her ikisi ile bir başka kişi arasında var olan özel ilişki nedeniyle,
böyle bir ilişkinin olmadığı durumlarda ödeyici ile gerçek lehdar arasında
kararlaştırılacak miktarı aştığında, bu madde hükümleri yalnızca en son
bahsedilen miktara uygulanacaktır. Bu durumda ilave ödeme kısmı, bu Anlaşmanın
diğer hükümleri de dikkate alınarak, her bir Akit Devletin mevzuatına göre
vergilendirilebilecektir.
Madde 13
SERMAYE
DEĞER ARTIŞ KAZANÇLARI
1. Bir Akit Devlet mukimince, diğer Akit
Devlette yer alan ve 6 ncı maddede belirtilen gayrimenkul varlıkların elden
çıkarılmasından sağlanan kazançlar, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. Bir Akit Devlet teşebbüsünün diğer Akit
Devlette sahip olduğu bir işyerinin ticari varlığına dahil menkul varlıkların
veya bir Akit Devlet mukiminin diğer Akit Devlette serbest meslek faaliyeti
icra etmek üzere kullandığı sabit bir yere ait menkul varlıkların elden
çıkarılmasından doğan kazançlar, bu işyerinin (yalnız veya tüm teşebbüsle
birlikte) veya sabit yerin elden çıkarılmasından doğan kazanç da dahil olmak
üzere, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
3. Bir Akit Devlet teşebbüsünce,
uluslararası trafikte işletilen gemi, uçak veya kara nakil vasıtalarının veya
sözkonusu gemi, uçak veya kara nakil vasıtalarının işletilmesiyle ilgili menkul
varlıkların elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar, yalnızca bu Devlette
vergilendirilebilecektir.
4. 1, 2 ve 3 üncü fıkralarda
belirtilenlerin dışında kalan varlıkların elden çıkarılmasından doğan
kazançlar, yalnızca elden çıkaranın mukim olduğu Akit Devlette
vergilendirilecektir. Bununla beraber, diğer Akit Devlette elde edilen ve
bundan önceki cümlede bahsedilen sermaye değer artış kazançları, iktisap ve
elden çıkarma arasındaki süre bir yılı aşmadığı takdirde, diğer Akit Devlette
vergilendirilebilir.
Madde 14
SERBEST
MESLEK FAALİYETLERİ
1. Bir Akit Devlet mukiminin serbest
meslek hizmetleri veya bağımsız nitelikteki diğer faaliyetleri dolayısıyla elde
ettiği gelir, yalnızca bu Devlette vergilendirilebilecektir. Bununla beraber,
sözkonusu hizmet veya faaliyetler bu diğer Devlette icra edilirse ve eğer:
a) bu kişi, bu diğer Devlette sözkonusu
hizmet veya faaliyetleri icra etmek amacıyla sürekli kullanabileceği sabit bir
yere sahipse; veya
b) bu kişi, bu diğer Devlette sözkonusu
hizmet veya faaliyetleri icra etmek üzere kesintisiz herhangi bir 12 aylık
dönemde, bir veya birkaç seferde toplam 183 gün veya daha fazla bir süre
kalırsa,
sözkonusu gelir aynı zamanda bu diğer Akit
Devlette de vergilendirilebilir.
Böyle bir durumda olayına göre, yalnızca
sözkonusu sabit yere atfedilebilen veya yalnızca bu diğer Devlette bulunulan
süre içinde icra edilen hizmet veya faaliyetlerden elde edilen gelir, bu Diğer
Devlette vergilendirilebilir.
2. Bir Akit Devlet teşebbüsünün serbest
meslek hizmetleri veya benzer nitelikteki diğer faaliyetleri dolayısıyla elde
ettiği gelir, yalnızca bu Devlette vergilendirilebilecektir. Bununla beraber,
sözkonusu hizmet veya faaliyetler bu diğer Devlette icra edilirse ve eğer:
a) bu teşebbüs, bu diğer Devlette
sözkonusu hizmet veya faaliyetlerini icra ettiği bir işyerine sahipse; veya
b) hizmetlerin ifa edildiği dönem ya da
dönemler, kesintisiz herhangi bir 12 aylık dönemde toplam 183 günü aşarsa,
sözkonusu gelir aynı zamanda bu diğer Akit
Devlette de vergilendirilebilir.
Böyle bir durumda olayına göre, yalnızca
sözkonusu işyerine ya da yalnızca bu diğer Devlette icra edilen hizmet veya
faaliyetlere atfedilebilen gelir, bu diğer Devlette vergilendirilebilir. Bu
teşebbüs her iki durumda da, sözkonusu gelir diğer Devlette bulunan bir
teşebbüsün işyerine atfedilebilen bir gelirmiş gibi, bu Anlaşmanın 7 nci madde
hükümlerine göre bu diğer Devlette vergilendirilmeyi seçebilir. Bu seçim, diğer
Devletin sözkonusu gelir üzerinden vergi tevkifatı yapma hakkını
etkilemeyecektir.
3. "Serbest meslek hizmetleri"
terimi, özellikle bağımsız olarak yürütülen bilimsel, edebi, sanatsal, eğitici
veya öğretici faaliyetleri, bunun yanı sıra doktorların, avukatların,
mühendislerin, mimarların, dişçilerin ve muhasebecilerin bağımsız faaliyetleri
ile özel mesleki beceri gerektiren diğer faaliyetleri kapsamına alır.
Madde 15
BAĞIMLI
FAALİYETLER
1. 16, 18, 19 ve 20 nci maddelerin
hükümleri saklı kalmak üzere, bir Akit Devlet mukiminin bir hizmet dolayısıyla
elde ettiği ücret, maaş ve diğer benzeri gelirler, bu hizmet diğer Akit Devlette
ifa edilmedikçe, yalnızca bu Devlette vergilendirilebilecektir. Hizmet diğer
Devlette ifa edilirse, buradan elde edilen gelir bu diğer Devlette
vergilendirilebilir.
2. 1 inci fıkra hükümlerine bakılmaksızın,
bir Akit Devlet mukiminin diğer Akit Devlette ifa ettiği bir hizmet dolayısıyla
elde ettiği gelir, eğer:
a) Gelir elde eden kişi, diğer Devlette
ilgili takvim yılı içinde başlayan veya biten herhangi bir oniki aylık dönemde
bir veya birkaç seferde toplam 183 günü aşmamak üzere kalırsa, ve
b) Ödeme, diğer Devletin mukimi olmayan
bir işveren tarafından veya böyle bir işveren adına yapılırsa, ve
c) Ödeme, işverenin diğer Devlette sahip
olduğu bir işyerinden veya sabit yerden yapılmazsa
yalnızca ilk bahsedilen Devlette
vergilendirilebilecektir.
3. Bu maddenin bundan önceki hükümlerine
bakılmaksızın, bir Akit Devlet teşebbüsü tarafından uluslararası trafikte
işletilen bir gemi, uçak veya kara nakil vasıtasında ifa edilen bir hizmet
dolayısıyla elde edilen gelir, bu Devlette vergilendirilebilir.
Madde 16
MÜDÜRLERE
YAPILAN ÖDEMELER
Bir Akit Devlet mukiminin, diğer Akit
Devletin mukimi olan bir şirketin yönetim kurulu üyesi olması dolayısıyla elde
ettiği ücret ve diğer benzeri ödemeler, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
Madde 17
SANATÇI VE
SPORCULAR
1. 14 ve 15 inci madde hükümlerine
bakılmaksızın, bir Akit Devlet mukimi olan tiyatro, sinema, radyo veya
televizyon sanatçısı gibi bir sanatçının, bir müzisyenin veya bir sporcunun
diğer Akit Devlette icra ettiği şahsi faaliyetleri dolayısıyla elde ettiği
gelirler, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. Bir sanatçının ya da sporcunun icra
ettiği şahsi faaliyetlerden doğan gelir, sanatçının veya sporcunun kendisine
değil de bir başkasına yönelirse, bu gelir 7, 14 ve 15 inci maddelerin hükümleriyle
bağlı kalınmaksızın, sanatçı ya da sporcunun faaliyetlerinin icra edildiği Akit
Devlette vergilendirilebilir.
3. Bir sanatçı veya sporcunun bir Akit
Devlette icra ettiği faaliyetlerden elde ettiği gelir, bu Devlete yapılan
sözkonusu ziyaretin tamamen veya önemli ölçüde diğer Akit Devletin, politik alt
bölümünün veya mahalli idaresinin kamusal fonlarından karşılanması halinde, bu
Devlette vergiden istisna edilecektir.
Madde 18
EMEKLİ
MAAŞLARI
1. 19 uncu maddenin 2 nci fıkrası
hükümleri saklı kalmak üzere, bir Akit Devlet mukimine geçmiş çalışmalarının
karşılığında ödenen emekli maaşları ve diğer benzeri gelirler, yalnızca bu
Devlette vergilendirilebilecektir.
2. 1 inci fıkra hükümlerine bakılmaksızın,
bir Akit Devletin sosyal güvenlik mevzuatı uyarınca ödenen emekli maaşları,
ömür boyu sağlanan düzenli ödemeler ve diğer ödemeler yalnızca bu Devlette
vergilendirilebilecektir.
Madde 19
KAMU
GÖREVLERİ
1. a) Bir Akit Devletin kendisine, politik
alt bölümüne veya mahalli idaresine bir gerçek kişi tarafından verilen
hizmetler karşılığında bu Devlet, alt bölüm veya idare tarafından sağlanan ve
emekli maaşı dışında kalan ücret, maaş ve diğer benzeri ödemeler, yalnızca bu
Devlette vergilendirilebilecektir.
b) Bununla beraber, hizmet diğer Akit
Devlette ifa edildiğinde ve gerçek kişi o Devletin bir mukimi olduğunda,
sözkonusu ücret, maaş ve diğer benzeri ödemeler yalnızca bu diğer Devlette
vergilendirilebilecektir. Ancak bu kişinin:
i)
o Devletin vatandaşı olması; veya
ii) yalnızca bu hizmeti ifa etmek için o
Devletin mukimi durumuna geçmemiş olması
zorunludur.
2. a)Bir Akit Devletin kendisi, politik
alt bölümü veya mahalli idaresi tarafından ya da bunlarca oluşturulan fonlardan
bu Devlete, alt bölüme veya idareye yapılan hizmetler karşılığında bir gerçek
kişiye ödenen emekli maaşları yalnızca bu Devlette vergilendirilebilecektir.
b) Bununla beraber, gerçek kişinin diğer
Akit Devletin bir mukimi ve vatandaşı olması halinde, sözkonusu emekli maaşı
yalnızca diğer Akit Devlette vergilendirilebilecektir.
3. Bir Akit Devletin kendisi, politik alt
bölümü veya mahalli idaresi tarafından yürütülen ticari faaliyetlerle
bağlantılı hizmetler karşılığında yapılan ücret, maaş ve diğer benzeri ödemeler
ile emekli maaşlarına 15, 16 ve 18 inci maddelerin hükümleri uygulanacaktır.
Madde 20
ÖĞRETMEN VE
ÖĞRENCİLER
1. Bir Akit Devleti ziyareti sırasında
veya hemen öncesinde diğer Akit Devletin mukimi olan ve ilk bahsedilen Devlette
yalnızca öğrenim veya mesleki eğitim amacıyla bulunan bir öğrenci veya
stajyerin, geçim, öğrenim veya mesleki eğitim masraflarını karşılamak için bu
Devletin dışındaki kaynaklardan yapılan ödemeler, bu Devlette
vergilendirilmeyecektir.
2. Aynı şekilde, bir Akit Devleti ziyareti
sırasında veya hemen öncesinde diğer Akit Devletin mukimi olan ve ilk
bahsedilen Devlette esas itibariyle öğretim veya bilimsel araştırma yapmak
amacıyla iki yılı aşmayan bir süre veya süreler için bulunan bir öğretmen veya
öğretim üyesine, kendi öğretim veya araştırma hizmetleri karşılığında bu
Devletin dışındaki kaynaklardan yapılan ödemeler bu Devlette vergiden istisna
edilecektir.
3. Bir Akit Devletin mukimi ya da evvelce
mukimi olan ve diğer Akit Devlette öğrenimi veya mesleği ile ilgili uygulama
alışkanlıkları kazanmak üzere, bir takvim yılı içinde 183 günü aşmayacak süre
veya süreler içinde hizmet ifa eden bir öğrenci veya stajyerin elde ettiği
ücretler bu diğer Devlette vergilendirilmeyecektir.
Madde 21
DİĞER
GELİRLER
1. Bir Akit Devlet mukiminin, nerede
doğarsa doğsun, bu Anlaşmanın daha önceki maddelerinde belirtilmeyen gelir
unsurları, yalnızca bu Devlette vergilendirilebilecektir.
2. 6 ncı maddenin 2 nci fıkrasında
tanımlanan gayrimenkul varlıklardan elde edilen gelir hariç olmak üzere, bir
Akit Devlet mukimi olan sözkonusu gelirin lehdarı, diğer Akit Devlette yer alan
bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette veya bu diğer Devlette yer alan sabit
bir yer vasıtasıyla serbest meslek faaliyetinde bulunursa ve gelirin ödendiği
hak veya varlık ile bu işyeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunmakta
ise, bu gelire 1 inci fıkra hükümleri uygulanmayacaktır. Bu durumda, olayına
göre 7 nci veya 14 üncü madde hükümleri uygulanacaktır.
Madde 22
SERVET
1. Bir Akit Devlet mukiminin, 6 ncı
maddede bahsedilen gayrimenkul varlıklardan oluşan ve diğer Akit Devlette
bulunan serveti, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. Bir Akit Devlet teşebbüsünün diğer Akit
Devlette sahip olduğu bir işyerinin aktifine dahil menkul varlıklardan veya bir
Akit Devlet mukiminin diğer Akit Devlette serbest meslek faaliyeti icra etmek
üzere kullanabileceği sabit bir yere ait menkul varlıklardan oluşan serveti, bu
diğer Devlette vergilendirilebilir.
3. Bir Akit Devlet teşebbüsü tarafından
uluslararası trafikte işletilen gemi, uçak veya kara nakil vasıtalarından ve
sözkonusu gemi, uçak veya kara nakil vasıtalarının işletilmesine tahsis edilen
menkul varlıklardan oluşan servet, yalnızca bu Devlette
vergilendirilebilecektir.
4. Bir Akit Devlet mukiminin diğer bütün
servet unsurları, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir.
Madde 23
ÇİFTE
VERGİLENDİRMENİN ÖNLENMESİ
1. Türkiye bakımından, çifte vergilendirme
aşağıdaki şekilde önlenecektir:
Bir Türkiye mukimi, bu Anlaşma hükümlerine
uygun olarak, Lüksemburg'da vergilendirilebilen bir gelir elde ettiğinde veya
servete sahip olduğunda, Türkiye, buradaki genel hükümleri etkilemeyecek olan
Türk vergi mevzuatının yabancı vergilerin mahsubuna ilişkin hükümleri saklı
kalmak üzere, Lüksemburg'da gelir veya servet üzerinden ödenen vergiye eşit bir
miktarın, bu mukimin geliri veya serveti üzerindeki vergiden mahsubuna izin
verecektir.
Bununla bereber sözkonusu mahsup,
Lüksemburg'da vergilendirilebilen gelir veya servet için, mahsuptan önce
Türkiye'de hesaplanan vergi miktarını aşmayacaktır.
2. Buradaki genel hükümleri etkilemeyecek
olan, çifte vergilendirmenin önlenmesine ilişkin Lüksemburg mevzuatı hükümleri
saklı kalmak üzere, çifte vergilendirme aşağıdaki şekilde önlenecektir:
a) Bir Lüksemburg mukimi, bu Anlaşma
hükümlerine uygun olarak, Türkiye'de vergilendirilebilen bir gelir elde ettiğinde
veya servete sahip olduğunda, Lüksemburg, (b) bendindeki hükümler saklı kalmak
kaydıyla, bu geliri veya serveti vergiden istisna edecektir.
b) Bir Lüksemburg mukimi, 10,11,12 ve17
nci madde hükümlerine uygun olarak, Türkiye'de vergilendirilebilen gelir elde
ettiğinde, Lüksemburg, bu mukimin Türkiye'de ödediği vergiye eşit bir miktarın
gerçek kişilerden alınan gelir vergisinden (kurumlar vergisi) mahsubuna izin
verecektir. Bununla beraber sözkonusu mahsup Türkiye'de elde edilen gelir
unsurlarına atfedilebilen, mahsuptan önce hesaplanan vergi miktarını
aşmayacaktır.
c) Lüksemburg mukimi olan bir şirketin,
Türkiye mukimi bir şirketten temettü elde etmesi halinde, Lüksemburg, temettü
elde eden şirketin, sözkonusu temettüleri ödeyen şirketin sermayesinin doğrudan
doğruya en az %25'ini elinde tutan bir şirket olması halinde, sözkonusu
temettüleri vergiden istisna edecektir. Yukarıda belirtilen Türk şirketindeki
hisseler, aynı koşullar altında, Lüksemburg servet vergisinden de
istisnadırlar.
3. Bir Akit Devlet mukimi tarafından
Anlaşmanın herhangi bir hükmüne uygun olarak, bu Devlette vergiden istisna
edilen bir gelir elde edilmesi veya servete sahip olunması halinde, sözkonusu
Devlet, bu mukimin geriye kalan geliri veya serveti ile ilgili vergiyi
hesaplarken, istisna edilen geliri ya da serveti de dikkate alabilecektir.
Madde 24
AYRIM
YAPILMAMASI
1. Bir Akit Devletin vatandaşları, diğer
Akit Devlette, bu diğer Devletin vatandaşlarının aynı koşullarda karşı karşıya
kaldıkları veya kalabilecekleri vergilemeden ve buna bağlı mükellefiyetlerden,
özellikle mukimlik açısından, değişik veya daha ağır bir vergilemeye veya buna
bağlı mükellefiyetlere tabi tutulmayacaklardır. Bu hüküm, 1 inci madde
hükümlerine bakılmaksızın, Akit Devletlerden birinin ya da her ikisinin mukimi
olmayan kişilere de uygulanacaktır.
2. 10 uncu maddenin 4 üncü fıkrası
hükümleri saklı kalmak üzere, bir Akit Devlet teşebbüsünün diğer Akit Devlette
sahip olduğu bir işyeri, diğer Devlette, bu diğer Devletin aynı faaliyetleri
yürüten teşebbüslerine göre daha az lehe bir vergileme ile karşı karşıya
kalmayacaktır.
3. Bir Akit Devletin, diğer Akit Devletin
bir veya bir kaç mukimi tarafından, doğrudan veya dolaylı olarak, kısmen veya
tamamen sermayesine sahip olunan veya sermayesi kontrol edilen teşebbüsleri,
ilk bahsedilen Devlette, bu Devletin benzeri teşebbüslerinin tabi oldukları
veya olabilecekleri vergilemeden ve buna bağlı mükellefiyetlerden değişik veya
daha ağır vergilemeye veya buna bağlı mükellefiyetlere tabi tutulmayacaklardır.
4. Bu hükümler, bir Akit Devletin kendi
mukimlerine şahsi veya ailevi durumları dolayısıyla uyguladığı şahsi
indirimleri, vergi ve matrah indirimlerini diğer Akit Devlet mukimlerine de
uygulama zorunda olduğu yönünde anlaşılmayacaktır.
5. 9 uncu maddenin 1 inci fıkrası, 11 inci
maddenin 6 ncı fıkrası veya 12 nci maddenin 6 ncı fıkrası hükümlerinin
uygulanacağı haller hariç olmak üzere, bir Akit Devlet teşebbüsünce diğer Akit
Devletin bir mukimine ödenen faiz, gayrimaddi hak bedeli ve diğer ödemeler, bu
teşebbüsün vergilendirilebilir kazancının belirlenmesinde, sözkonusu ödemeler
aynı koşullarda ilk bahsedilen Devletin bir mukimine yapılmış gibi
indirilebilecektir. Benzer şekilde, bir Akit Devlet teşebbüsünün diğer Akit
Devletin bir mukimine olan herhangi bir borcu, bu teşebbüsün
vergilendirilebilir servetinin belirlenmesinde, sözkonusu borç aynı koşullarda
ilk bahsedilen Devletin bir mukimine yapılmış gibi indirilebilecektir.
6. Bu madde hükümleri, bu Anlaşmada
kavranan vergilere uygulanacaktır.
Madde 25
KARŞILIKLI
ANLAŞMA USULÜ
1. Bir kişi, Akit Devletlerden birinin
veya her ikisinin işlemlerinin kendisi için bu Anlaşmanın hükümlerine uygun
düşmeyen bir vergileme yarattığı veya yaratacağı kanaatine vardığında, bu
Devletlerin iç mevzuatlarında öngörülen müracaat usulleriyle bağlı kalmaksızın,
olayı mukimi olduğu Akit Devletin yetkili makamına veya durumu 24 üncü maddenin
1 inci fıkrasına uygun düşerse, vatandaşı olduğu Akit Devletin yetkili makamına
arzedebilir. Sözkonusu müracaat, Anlaşma hükümlerine aykırı düşen bir
vergilemeyle sonuçlanan eylemin ilk bildiriminden itibaren üç yıl içerisinde
yapılmalıdır.
2. Sözkonusu yetkili makam, itirazı haklı
bulur ve kendisi tatminkar bir çözüme ulaşamaz ise, Anlaşmaya ters düşen
vergilemeyi önlemek amacıyla, olayı diğer Akit Devletin yetkili makamıyla
karşılıklı anlaşma yoluyla çözmek için gayret sarf edecektir.
3. Akit Devletlerin yetkili makamları,
Anlaşmanın yorumundan veya uygulanmasından kaynaklanan her türlü güçlüğü veya
tereddütü karşılıklı anlaşmayla çözmek için gayret göstereceklerdir. Yetkili
makamlar aynı zamanda, Anlaşmada ele alınmayan durumlardan kaynaklanan çifte
vergilendirmenin ortadan kaldırılması için de birbirlerine danışabilir.
4. Akit Devletlerin yetkili makamları,
bundan önceki fıkralarda belirtilen hususlarda anlaşmaya varabilmek için
birbirleriyle doğrudan ya da kendilerinden veya temsilcilerinden oluşan ortak
bir komisyon vasıtasıyla haberleşebilirler.
Madde 26
BİLGİ
DEĞİŞİMİ
1. Akit Devletlerin yetkili makamları, bu
Anlaşma hükümlerinin yürütülmesi için gerekli olan bilgileri veya Anlaşma ile
uyumsuzluk göstermediği sürece, Anlaşma kapsamına giren vergiler ile ilgili iç
mevzuat hükümlerinin yürütülmesi için gerekli olan bilgileri değişime tabi
tutacaklardır. Bilgi değişimi 1 inci madde ile sınırlı değildir. Bir Akit
Devlet tarafından alınan her türlü bilgi, o Devletin kendi iç mevzuatı
çerçevesinde elde ettiği bilgiler gibi gizli tutulacak ve yalnızca bu Anlaşmada
belirtilen vergilerin tahakkuk veya tahsilleri veya cebri icra ya da cezasıyla
ve bu hususlardaki şikayet ve itirazlara bakmakla görevli kişi veya makamlara
(adli makamlar ve idari kuruluşlar dahil) verilebilecektir. Bu kişi veya
makamlar sözkonusu bilgileri yalnızca bu amaçlar doğrultusunda
kullanacaklardır. Bu kişi veya makamlar sözkonusu bilgilerí mahkeme
duruşmalarında veya adli kararlar alınırken açıklayabilirler.
2. 1 inci fıkra hükümleri, hiçbir surette
bir Akit Devleti:
a) Kendisinin veya diğer Akit Devletin
mevzuatına veya idari uygulamalarına uymayacak idari önlemler alma;
b) Kendisinin veya diğer Akit Devletin
mevzuatı veya normal idari işlemleri çerçevesinde elde edilemeyen bilgileri
sunma;
c) Herhangi bir ticari, sınai, mesleki
sırrı veya ticari işlemi aleni hale getiren bilgileri veya aleniyeti kamu
düzenine aykırı düşen bilgileri verme yükümlülüğü altına sokacak şekilde
yorumlanamaz.
Madde 27
TAHSİLATTA
YARDIMLAŞMA
1. Akit Devletler, bu Anlaşmada bahsedilen
vergiler ile birlikte bu vergilerin faiz, gider ve eklerinin ve cezai nitelik
taşımayan para cezalarının tahsili amacıyla karşılıklı olarak yardımlaşmayı ve
birbirlerine destek olmayı taahhüt ederler.
2. Sözkonusu başvuru, tahsil edilecek
vergilerin vadesinin geldiğinin tespit edilebilmesi amacıyla, başvuruyu yapan
Devletin mevzuatının gerektirdiği belgelerle birlikte yapılmalıdır.
3. Bir Akit Devletin yetkili makamının
talebi üzerine, diğer Akit Devletin yetkili makamı, son bahsedilen devlette
yukarıda belirtilen vergilerin tahsiline uygulanan mevzuat ve düzenleme
hükümlerine uygun olarak, 1 inci fıkrada kapsanan, ilk devlette tahsil
edilebilir hale gelmiş olan vergi alacaklarının tahsilini sağlayacaktır. Bu
alacaklar, talep edilen devlette herhangi bir ayrıcalığa sahip olmayacaktır ve
bu devlet, kendisinde mevzuat ve düzenleme hükümlerince yetkilendirilmemiş icra
vasıtalarını uygulama yükümlülüğü altında değildir.
4. 26 ncı maddenin 1 inci fıkrasının
hükümleri, bu maddenin önceki fıkralarının uygulanması bakımından, talep edilen
devletin yetkili makamına sunulan bütün bilgilere eşit şekilde uygulanacaktır.
Madde 28
DİPLOMAT
HÜVİYETİNDEKİ MEMURLAR VE KONSOLOSLUK MEMURLARI
Bu Anlaşma hükümleri, diplomat
hüviyetindeki memurların veya konsolosluk memurlarının uluslararası hukukun
genel kuralları veya özel anlaşma hükümleri uyarınca yararlandıkları mali
ayrıcalıkları etkilemeyecektir.
Madde 29
BELİRLİ
ŞİRKETLERİN KAPSAM DIŞINDA TUTULMASI
Bu Anlaşma özel Lüksemburg mevzuatında,
halihazırda 31 Temmuz 1929 tarihli Kanun (loi) ve 17 Aralık 1938 tarihli
Kararname (arrêté grand-ducal), belirlenen holding şirketlerine (sociétés
holding) uygulanmayacaktır. Bu Anlaşma, ne bir Türkiye mukiminin sözkonusu
şirketlerden elde ettiği gelire ne de böyle bir kişinin sözkonusu şirketlerde
sahip olduğu hisselere ya da diğer haklara uygulanacaktır.
Madde 30
YÜRÜRLÜĞE
GİRME
1. Akit Devletlerden her biri, bu
Anlaşmanın yürürlüğe girmesi için kendi iç mevzuatında öngörülen işlemlerin
tamamlandığını diğerine bildirecektir. Anlaşma, bu bildirimlerden sonuncusunun
yapıldığı tarihte yürürlüğe girecektir.
2. Bu Anlaşmanın hükümleri;
a) Kaynakta tevkif edilen vergiler
yönünden, Anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihi izleyen Ocak ayının birinci günü
veya daha sonra ödenen veya mahsup edilen miktarlar için; ve
b) Diğer vergiler yönünden, Anlaşmanın
yürürlüğe girdiği tarihi izleyen Ocak ayının birinci günü veya daha sonra
başlayan vergilendirme yılları için
hüküm ifade edecektir.
Madde 31
YÜRÜRLÜKTEN
KALKMA
1. Bu Anlaşma, bir Akit Devlet tarafından
feshedilinceye kadar yürürlükte kalacaktır. Akit Devletlerden her biri,
Anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıllık sürenin bitiminden
sonra başlayan herhangi bir takvim yılının sonundan en az altı ay önce
diplomatik yollardan fesih ihbarnamesi vermek suretiyle Anlaşmayı feshedebilir.
2. Bu durumda Anlaşma:
a) Kaynakta tevkif edilen vergiler
yönünden, fesih ihbarnamesinin verildiği takvim yılının bitiminden sonra ödenen
veya mahsup edilen miktarlar için; ve
b) Diğer vergiler yönünden, fesih
ihbarnamesinin verildiği takvim yılının bitiminden sonra başlayan vergilendirme
yılları için
hüküm ifade etmeyecektir.
BU HUSUSLARI TEYİDEN, aşağıda imzaları
bulunan tam yetkili temsilciler, bu Anlaşmayı imzaladılar.
İngilizce dilinde, 9 Haziran 2003
tarihinde, Ankara'da düzenlenmiştir.
|
|
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
LÜKSEMBURG BÜYÜK DÜKALIĞI |
|
|
HÜKÜMETİ ADINA |
HÜKÜMETİ ADINA |
|
|
Kemal UNAKITAN |
Luc FRIEDEN |
|
|
Maliye Bakanı |
Lüksemburg Büyük Dükalığı |
|
|
|
Adalet Hazine ve Bütçe Bakanı |
PROTOKOL
Türkiye Cumhuriyeti ile
Lüksemburg Büyük Dükalığı arasında Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde
Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının
imzalanması sırasında, imzalayan taraflar, aşağıdaki hükümlerin Anlaşmanın
ayrılmaz bir parçasını oluşturduğu hususunda anlaşmaya varmışlardır.
I. 2 nci Maddeye Ek
Anlaşmanın 2 nci maddesine
ilişkin olarak, Türkiye'nin, Anlaşmanın imzalanmasından sonra Lüksemburg servet
vergisine denk bir vergi ihdas etmesi halinde, Akit Devletlerin yetkili makamları aksine karar
vermemişlerse, Anlaşma otomatik olarak bu vergiye de uygulanacaktır.
II. 12 nci ve 13 üncü
Maddelere Ek
Anlaşmanın 12 ve 13 üncü
maddelerine ilişkin olarak, 12 nci maddenin 3 üncü fıkrasındaki anlama uygun
olarak yapılan "satış" karşılığında elde edilen her türlü ödemeye, bu
ödemenin sözkonusu varlığın gerçekten elden çıkarılması karşılığında yapıldığı
ispatlanmadıkça, 12 nci madde hükümlerinin uygulanacağı kabul edilmiştir. Böyle
bir durumda, 13 üncü madde hükümleri uygulanacaktır.
BU HUSUSLARI TEYİDEN, aşağıda imzaları bulunan tam yetkili
temsilciler, bu Protokol'ü imzaladılar.
İngilizce dilinde, 9
Haziran 2003 tarihinde, Ankara'da düzenlenmiştir.
|
|
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
LÜKSEMBURG BÜYÜK DÜKALIĞI |
|
|
HÜKÜMETİ ADINA |
HÜKÜMETİ ADINA |
|
|
Kemal UNAKITAN |
Luc FRIEDEN |
|
|
Maliye Bakanı |
Lüksemburg Büyük Dükalığı |
|
|
|
Adalet Hazine ve Bütçe Bakanı |