Dönem: 22
Yasama Yılı: 4
TBMM (S. Sayısı: 1013)
Türkiye Cumhuriyeti ile Güney Afrika Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte
Vergi-lendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/1099)
Not: Tasarı, Başkanlıkça
Plan ve Bütçe Komisyonu ile Dışişleri komisyonlarına havale edilmiştir.
T.C.
Başbakanlık 2.9.2005
Kanunlar ve Kararlar
Genel Müdürlüğü
Sayı: B.02.0.KKG.0.10/101-1163/3989
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Dışişleri Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı
Bakanlar Kurulunca 12.8.2005 tarihinde kararlaştırılan “Türkiye Cumhuriyeti ile
Güney Afrika Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte
Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan
GEREKÇE
Türkiye Cumhuriyeti ile
Güney Afrika Cumhuriyeti arasında sermaye, teknoloji ve hizmet hareketlerinin
geliştirilmesi, her iki Devletin de refahına katkıda bulunacaktır. Bu unsurlara
ilişkin hareketlerin geliştirilmesinde çifte vergilendirme nedeniyle ortaya
çıkan sorunların çözümü önem arz etmektedir. Bu amaçla, Türkiye Cumhuriyeti ile
Güney Afrika Cumhuriyeti arasında 3 Mart 2005 tarihinde Pretoria'da "Gelir
Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına
Engel Olma Anlaşması" imzalanmıştır.
Anlaşma ile gerçek ve
tüzel kişilerin aynı gelir üzerinden iki Devlette birden vergilendirilmesinin
(çifte vergilendirme) önlenmesi amaçlanmaktadır. Bu amacı sağlamak üzere,
vergileme hakkı, gelir unsurları itibariyle ikamet edilen veya kaynak
Devletlerden birine bırakılmakta veya bu mümkün olmazsa iki Devlet arasında
paylaştırılmaktadır. Böylece, Âkit Devletlerden birinde yatırım yapan,
teknoloji veya hizmet sunan diğer Devlet mukimlerinin, o Devletin mükelleflerine
göre daha ağır vergilendirilmesine engel olunmakta ve teşebbüslerin risk
almadan önce ileride karşılarına çıkacak her türlü vergi ile ilgili
mükellefiyeti hesaplayabilmeleri sağlanmaktadır. Çifte vergilendirmenin Âkit
Devletlerde önlenmesi ile Güney Afrikalı yatırımcılar için Türkiye'nin, Türk
yatırımcılar için ise Güney Afrika'nın daha cazip hale geleceği tabiidir.
Anlaşmanın kapsamına
aldığı vergiler açısından çifte vergilendirmenin ve vergi kaçakçılığının nasıl
önleneceği ve mükellef gelir unsurlarının vergilendirilmesine ilişkin ilkeler
ve düzenlemeler, ilişikte yer alan Anlaşmanın madde gerekçelerinde ayrıntılarıyla
açıklanmıştır.
ANLAŞMA MADDELERİNİN
GEREKÇELERİ
"Türkiye Cumhuriyeti
ile Güney Afrika Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte
Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması" 28
maddeden meydana gelmiştir. Anlaşma maddelerinin gerekçeleri aşağıda
belirtilmiştir.
Madde 1.- Kapsanan
Kişiler
1 inci madde hükmü
gereğince bu Anlaşma, Âkit Devletlerden birinin veya her ikisinin mukimi olan
kişilere uygulanacaktır.
Diğer bir ifade ile bu
Anlaşma, milliyet farkı gözetilmeksizin Âkit Devletler (Türkiye ve Güney Afrika
Cumhuriyeti)den birinde veya her ikisinde mukim olan kişileri kapsamına
almaktadır.
Madde 2.- Kavranan
Vergiler
Bu madde, Anlaşmanın
kavradığı vergilerin belirlenmesinde ve tarifinde açıklığı temin etme amacını
gütmektedir.
Maddenin 1 inci fıkrası,
Anlaşmanın, ne şekilde alındığına bakılmaksızın bir Âkit Devlette, politik alt
bölümleri ya da mahallî idareleri tarafından gelir üzerinden alınan vergilere
uygulanacağını belirtmektedir.
2 nci fıkra, gelir
üzerinden alınan vergilerin kapsamını belirlemektedir.
3 üncü fıkrada,
Anlaşmanın Âkit Devletlerdeki mevcut vergilerden hangilerine uygulanacağı
belirtilmektedir. Anlaşma kapsamına giren vergilerin; Güney Afrika'da normal
vergi, şirketlerden alınan ikinci vergi ve gayrimaddî hak bedelleri üzerinden
alınan stopaj vergisi; Türkiye'de ise gelir ve kurumlar vergileri ile gelir ve
kurumlar vergisi üzerinden alınan fon payından ibaret olduğu belirtilmiştir.
4 üncü fıkra, Anlaşmanın
imza tarihinden sonra mevcut vergilere ilave olarak veya onların yerine alınan
ve mevcut vergilerle aynı nitelikte olan veya onlara önemli ölçüde benzeyen
vergilerin de Anlaşma kapsamına gireceğini hükme bağlamakta, ayrıca, Âkit
Devletlerin yetkili makamlarının, ilgili vergi mevzuatlarında yaptıkları önemli
değişiklikleri birbirlerine bildirmelerini öngörmektedir.
Madde 3.- Genel Tanımlar
Bu maddede, Anlaşmada
kullanılan terimlerin yorumu için gerekli genel tanımlar yer almaktadır.
Söz konusu maddede
sırasıyla, "Güney Afrika", "Türkiye", "Bir Âkit
Devlet" ve "Diğer Âkit Devlet", "Vergi",
"Kişi", "Şirket", "Kanuni Ana Merkez",
"Vatandaş", "Bir Âkit Devletin Teşebbüsü" ve "Diğer
Âkit Devletin Teşebbüsü", "Yetkili Makam" ve "Uluslararası
Trafik" terimlerinin tanımı yer almaktadır.
Maddenin 2 nci
fıkrasında, Anlaşmada tanımlanmamış terimlerin, Âkit Devletlerin iç
mevzuatlarında öngörülen anlamları taşıdığı öngörülmekte, ancak Âkit
Devletlerin yürürlükteki vergi mevzuatlarında bu terime karşılık gelen anlamın
diğer mevzuatlarındaki anlama göre üstünlük taşıyacağı belirtilmektedir.
Madde 4.- Mukim
Âkit Devletlerin
vergileme yetkisi, Anlaşmanın birçok maddesinde doğrudan doğruya
"mukim" kavramına göre çözümlenmektedir. Bu çerçevede, gerçek ve
tüzel kişilerin hangi Devletin mukimi addedileceği hususu büyük bir önem arz
etmektedir.
Maddenin 1 inci
fıkrasında, gerçek ve tüzel kişiler arasında ayrım yapılmaksızın, Âkit
Devletlerin iç mevzuatı gereğince ev, ikametgah, kanuni merkez (kayıtlı
merkez), yönetim yeri veya benzer yapıda diğer herhangi bir kriter nedeniyle
vergi mükellefiyeti altına giren kişi "mukim" addedilmektedir. Gelir
Vergisi Kanunumuz Türkiye'de yerleşmiş gerçek kişileri, Kurumlar Vergisi
Kanunumuz ise kanuni veya iş merkezi Türkiye'de bulunan kurumları tam mükellef
addettiğinden, 1 inci fıkra hükmüyle vergi hukukumuza tam bir paralellik
sağlanmaktadır.
2 nci fıkrada, gerçek
kişilerin 1 inci fıkrada belirtilen kriterler nedeniyle her iki Devletin de
mukimi addedilmesi halinde, bu kişilerin hangi kıstaslar kullanılmak suretiyle
yalnızca bir Devletin mukimi addedileceği hususu çözümlenmektedir.
3 üncü fıkrada ise,
gerçek kişi dışında kalan kişilerin her iki Âkit Devletin de mukimi olması
halinde, mukimliğin tayininde bu kişilerin etkin yönetim yerinin esas alınacağı
hükme bağlanmıştır. Ancak, bu kişinin etkin yönetim yerinin bir Âkit Devlette,
kanuni ana merkezinin diğer Âkit Devlette bulunması durumunda hangi Devletin
mukimi addedileceği hususu, Âkit Devletlerin yetkili makamlarınca karşılıklı
anlaşma ile belirlenecektir.
Madde 5.- İşyeri
İşyerinin tanımına
ilişkin bu madde son derece önemlidir. Bilindiği üzere, Gelir ve Kurumlar
Vergisi Kanunlarımız, dar mükellefler açısından ticarî kazancın Türkiye'de elde
edilmiş sayılması için, kazanç sahiplerinin Türkiye'de işyerinin bulunmasını
veya daimi temsilci bulundurmasını ve kazancın bu yerlerde veya bu temsilciler
vasıtasıyla yapılan işlerden doğmasını şart koşmaktadır. Aynı şekilde,
Anlaşmanın 7 nci maddesinde de yalnızca işyerine atfedilebilen ticari kazancın
kaynak devlette vergilenebileceği prensibi getirilmiştir.
7 fıkra halinde
düzenlenen bu maddede, hangi durumlarda bir işyerinin oluşup oluşmayacağı
hususu bütün ayrıntılarıyla açıklanmaktadır.
1 inci fıkrada,
"işyeri" teriminin genel bir tanımı yapılmaktadır.
2 nci fıkrada, kapsama
özellikle dahil edilen işyerlerine örnekler verilmektedir ki bunlar; yönetim
yeri, şube, büro, fabrika, atelye, maden ocağı, petrol veya doğal gaz kuyusu,
taşocağı veya doğal kaynakların çıkarıldığı diğer herhangi bir yer ve 12 ayı
aşan bir süre devam eden bir inşaat şantiyesi, yapım, montaj veya kurma projesi
veya bunlarla ilgili gözetim faaliyetleridir.
3 üncü fıkrada, işyeri
kapsamı dışında kalan hususlar belirtilmiştir.
4 üncü fıkrada, daimi
temsilcilik düzenlenmiştir. Bu fıkraya göre, bir kişi teşebbüs adına mukavele
akdetme yetkisine sahip olur ve bu yetkisini düzenli olarak kullanırsa, bu
faaliyetler 3 üncü fıkrada belirtilen ve işe ilişkin sabit bir yerden yapılması
durumunda bu yeri işyeri haline getirmeyen nitelikteki faaliyetlerle sınırlı
olmadıkça, bu teşebbüs, bu kişinin teşebbüs adına gerçekleştirdiği her türlü
faaliyet dolayısıyla bir işyerine sahip kabul edilecektir.
Anlaşmada işyeri ve daimi
temsilci ayrı ayrı maddelerde düzenlenmeyip, her ikisi de "işyeri"
maddesinde düzenlendiğinden, bu fıkra hükmüyle, Gelir Vergisi Kanununun dar
mükelleflerin ticari kazançlarının Türkiye'de vergilendirilmesine imkân tanıyan
daimi temsilciliğe ilişkin hükümleri Anlaşmaya yansıtılmış olmaktadır.
5 inci fıkrada, bir Âkit
Devlet teşebbüsünün, diğer Âkit Devlette, işlerini yalnızca kendi işlerine
olağan şekilde devam eden bir simsar, genel komisyon acentesi veya bağımsız
statüde diğer herhangi bir acente vasıtasıyla yürütmesi halinde bu diğer
Devlette bir işyerinin var sayılmayacağını hükme bağlanmıştır.
6 ncı fıkrada ise, iki
ayrı Âkit Devlette mukim olan şirketlerin birbirlerini kontrol etmesinin,
bunlardan herhangi birinin diğeri için bir işyeri oluşturmayacağı hükme
bağlanmaktadır.
Madde 6.- Gayrimenkul
Varlıklardan Elde Edilen Gelir
Bu madde yalnızca
gayrimenkul sermaye iratlarını değil, aynı zamanda gayrimenkullerden kaynaklanacak her türlü gelir unsurunu da
kapsamaktadır.
Maddenin 1 inci fıkrası
ile gayrimenkul varlıklardan elde edilen gelirin (tarım veya ormancılıktan elde
edilen gelir dahil) vergileme hakkı, öncelikli olarak gayrimenkulün bulunduğu
Âkit Devlete bırakılmaktadır.
2 nci fıkra,
"gayrimenkul varlık" teriminin tanımına ilişkindir.
3 üncü fıkrada,
gayrimenkul varlığın doğrudan kullanımı, kiralanması veya başka bir suretle
kullanımından elde edilen gelire 1 inci fıkra hükmünün uygulanacağı
belirtilmektedir.
4 üncü fıkrada ise, 1 ve
3 üncü fıkra hükümlerinin, bir teşebbüsün gayrimenkul varlıklardan elde ettiği
gelir ile serbest meslek faaliyetlerinin icrasında kullanılan gayrimenkullerden
elde edilen gelire de uygulanacağı öngörülmektedir.
Madde 7.- Ticarî
Kazançlar
Maddenin 1 inci fıkrası,
ticarî kazancın vergilendirilmesindeki genel prensibi açıklamaktadır. Buna göre
ticarî kazanç, teşebbüsün mukim olduğu Devlette vergilendirilecektir. Ancak,
faaliyetin diğer Âkit Devlette bir işyeri vasıtasıyla yürütülmesi halinde,
kazancın sadece bu işyerine atfedilebilen kısmı diğer Âkit Devlette
vergilendirilebilecektir.
2 nci fıkra, işyeri
kazançlarının hesaplanmasındaki esaslara ilişkindir. Buna göre, işyeri bağımsız
bir teşebbüs gibi ele alınacak ve benzer teşebbüslerin benzer koşullarda elde
etmesi gereken kazanç, söz konusu işyerine atfedilecektir. Böylece,
işyeri-merkez ilişkilerinde emsaline göre yüksek veya düşük fiyatlandırmaya
gidildiğinde olaya müdahale edilip, gerçekçi fiyatların fatura edilmesiyle yeni
bir vergi matrahı belirlenecek ve vergileme bu matrah üzerinden yapılacaktır.
3 üncü fıkra, işyeri
kazancının belirlenmesi sırasında hangi tür giderlerin indirilebileceğine
ilişkindir.
4 üncü fıkra, teşebbüs
adına sadece mal ve ticari eşya alımında bulunan işyerine, bu faaliyeti
dolayısıyla kazanç atfedilemeyeceğine ilişkindir.
5 inci fıkra ise, ticari
kazancın, Anlaşmanın diğer maddelerinde belirtilen gelir unsurlarını da
kapsamına alması halinde ilgili madde hükümlerini saklı tutmaktadır.
Madde 8.- Deniz ve Hava
Taşımacılığı
1 inci fıkrada, bir Âkit
Devlet teşebbüsünün uluslararası trafik kapsamına giren türden gemi veya uçak
işletmeciliğinden elde ettiği gelirlerin yalnızca teşebbüsün mukim olduğu
Devlette vergilendirilebileceği öngörülmektedir. Diğer bir ifade ile bu tür
kazançlar kaynak Devlette vergiden istisna edilmektedir.
2 nci fıkrada,
uluslararası trafikte gemi veya uçak işletmeciliğinden elde edilen kazançların
yanısıra, arızi olarak gemi veya uçakların çıplak kiralanmasından,
konteynerlerin kullanımından veya kiralanmasından elde edilecek kazançların da
bu madde de kapsanacağı öngörülmektedir.
3 üncü fıkrada ise, 1
inci fıkrada benimsenen prensibin, ortaklık, ortak teşebbüs veya uluslararası
faaliyet gösteren bir acenteye iştirak dolayısıyla elde edilen kazançlar için
de geçerli olduğu hükme bağlanmıştır.
Madde 9.- Bağımlı
Teşebbüsler
Kurumlar Vergisi
Kanunumuzun 15, 16 ve 17 nci maddelerinde düzenlenen örtülü kazanç ve örtülü
sermaye ile ilgili olan bu maddede, bağımlı teşebbüslerin, bağımsız
teşebbüslere oranla farklı ticari ilişkilere ve farklı fiyatlandırmalara
yönelmeleri halinde Âkit Devletlerin ne tür tedbirler alabileceği hükme
bağlanmaktadır.
1 inci fıkra, bağımlı
teşebbüslerin gerekli itinayı göstermeyip, bağımsız teşebbüsler arasında
geçerli olan fiyatlardan sapmaları halinde, vergi kaybına uğrayan Âkit Devlete
ek vergi alma hakkını vermektedir. Bu ek vergileme sonunda diğer Devletin,
kendi mükellefi olan bağımlı teşebbüs için yapacağı matrah ve vergi indirimleri
ise 2 nci fıkrada düzenlenmiştir.
Madde 10.- Temettüler
1 inci fıkra,
temettülerin vergilendirilmesindeki genel ilke ile ilgili olup, temettü
gelirinin esas itibariyle temettü gelirini elde edenin mukim olduğu Âkit
Devlette vergilendirileceğini öngörmektedir.
2 nci fıkrada,
temettülerin, temettüyü ödeyen şirketin mukim olduğu, yani temettülerin doğduğu
Devlette de vergilendirilebileceğini öngörmektedir. Kaynak Devlette diğer
Devlet mukimlerine ödenen temettü üzerinden yapılabilecek vergi tevkifatı,
temettü ödeyen şirketin sermayesine en az % 25 oranında iştirak eden şirketler
için % 10, tüm diğer durumlarda % 15 olarak tespit edilmiştir.
3 üncü fıkrada,
"temettü" teriminin tanımı yapılmaktadır.
4 üncü fıkrada, işyeri
kazancının 7 nci madde (Ticarî Kazançlar) çerçevesinde vergilendirildikten
sonra, kalan kazanç üzerinden bu maddenin 2 nci fıkrasının (a) bendine göre de
vergilendirilebileceği öngörülmektedir. Bu fıkra, Gelir Vergisi Kanunumuzun 94
üncü maddesinin 6/b numaralı bendiyle paralellik arzetmektedir.
5 inci fıkrada, temettü
lehdarının, temettüyü ödeyen şirketin mukim olduğu Âkit Devlette bir işyeri
vasıtasıyla ticari faaliyette veya bu diğer Devlette yer alan sabit bir yer
vasıtasıyla serbest meslek faaliyetinde bulunması ve söz konusu temettü elde
ediş olayı ile bu işyeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunması
halinde, 1 inci ve 2 nci fıkra hükümlerinin uygulanmayacağı öngörülmektedir. Bu
durumda, ticari kazanca ilişkin 7 nci madde veya serbest meslek kazancına
ilişkin 14 üncü madde hükümleri uygulanacaktır.
6 ncı fıkrada ise, bu
maddenin 4 üncü fıkra hükümleri saklı kalmak üzere, bir Âkit Devletin,
kendisinden kazanç veya gelir elde eden ve diğer Âkit Devletin mukimi olan bir
şirketin dağıttığı temettüler üzerinden veya dağıtmadığı kazançlardan herhangi
bir vergi alamayacağını öngörmektedir. Böylece, kaynak Devletin vergileme
yetkisi kurum kazancına uygulanmakta, ancak bu kurumdan kâr payı elde eden
kişilere doğru bir genişlemeye müsaade edilmemektedir. Fıkrada ayrıca,
temettünün, kazanç veya gelirin elde edildiği Devletin mukimlerine ödenmesi ve
bu kazanç veya gelirin elde edildiği Devletteki işyeri ile ödenen temettüler
arasında önemli bir bağ bulunması hallerinin kaynak Devlette vergilendirmeme
prensibine istisna teşkil ettiği belirtilmektedir.
Madde 11.- Faiz
1 inci fıkra, faizlerin
vergilendirilmesindeki genel ilkeyi belirlemektedir. Buna göre, faizi
vergilendirme hakkı lehdarın mukim olduğu Âkit Devlete ait olmaktadır.
2 nci fıkrada, faizlerin
doğduğu Âkit Devlete, faizin gayrisafi tutarı üzerinden azami % 10 vergi alma
hakkı tanınacağı öngörülmektedir.
3 üncü fıkra, Türkiye
Hükümeti'ne, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'na veya Türk Eximbank'a ödenen
faizler ile Güney Afrika Hükümeti'ne veya Güney Afrika Merkez Bankası'na ödenen
faizlerin karşılıklı olarak kaynak ülke vergilemesinden muaf tutulacağına
ilişkindir.
4 üncü fıkrada,
"faiz" teriminin kapsamı belirlenmiştir.
5 inci fıkra, faizi elde
eden gerçek lehdarın diğer Devlette bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette
veya sabit bir yer vasıtasıyla serbest meslek faaliyetinde bulunması ve faizin
ödendiği alacak ile bu işyeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunması
halinde, söz konusu faizin bu maddenin 1 inci, 2 nci ve 3 üncü fıkra hükümleri
çerçevesinde değil, ticari kazanca ilişkin 7 nci madde veya, serbest meslek
faaliyetlerine ilişkin 14 üncü madde hükümleri çerçevesinde
vergilendirileceğini öngörmektedir.
6 ncı fıkra, faiz
gelirlerinin hangi durumda bir Âkit Devlette elde edilmiş sayılacağını hükme
bağlamaktadır. Buna göre, bir Âkit Devletin mukimi tarafından ödenen faizin,
mukim olunan Âkit Devlette elde edildiği kabul edilecektir. Ancak, faiz ödeyen
kişinin bir Âkit Devlette faiz ödemeye neden olan borç-alacak ilişkisiyle
bağlantılı bir işyerine veya sabit yere sahip olması durumunda faizin bu
işyerinin veya sabit yerin bulunduğu Devlette elde edildiği kabul olunacaktır.
7 nci fıkra, faiz
miktarının belirlenmesinde muvazaa durumunu açıklığa kavuşturmaktadır. Fıkra
hükmüne göre muvazaa yapabilecek kişiler, aralarında özel ilişki bulunan faiz
ödeyen kişi ile faiz lehdarı veya her ikisiyle bir başka kişi olarak
belirtilmektedir. Muvazaa durumu ise, özel ilişkinin olmadığı hallerde, kişiler
arasında kararlaştırılan faiz miktarını aşan bir faizin ödenmesi olarak ortaya
konmuştur. Bu durumda fazla kısım, bu maddede tanımlanan ve indirimli vergiye
tâbi olan bir faiz olarak nitelendirilmeyip, Anlaşmanın diğer hükümleri de
dikkate alınarak Âkit Devletlerin iç mevzuatına göre vergilendirilecektir.
Madde 12.- Gayrimaddi Hak
Bedelleri
1 inci fıkra,
vergilemedeki genel ilkeyi belirlemekte ve vergileme hakkını ödeme yapılan
kişinin mukim olduğu Devlete tanımaktadır.
2 nci fıkra hükmü,
gayrimaddi hak bedellerinin elde edildiği Devlete de % 10’u aşmayacak şekilde
vergi alma hakkı tanımaktadır.
3 üncü fıkra, gayrimaddi
hak bedellerinin tanımı ile ilgilidir.
4 üncü fıkrada,
gayrimaddi hak bedelinin gerçek lehdarına ait bir işyeri veya sabit yer
vasıtasıyla elde edilen gayrimaddi hak bedellerinin indirimli vergi oranına
göre değil, ticari kazanca ilişkin 7 nci madde veya serbest meslek faaliyetlerine
ilişkin 14 üncü madde hükümlerine göre vergilendirileceği öngörülmektedir.
5 inci ve 6 ncı
fıkralarda ise, faizde olduğu gibi gayrimaddi hak bedellerinin nerede elde
edilmiş sayılacağı ve muvazaalı durumlarda nasıl vergilendirileceğine ilişkin
özel hükümler yer almaktadır.
Madde 13.- Sermaye Değer
Artış Kazançları
1 inci fıkrada, 6 ncı
maddede tanımlanan gayrimenkul varlıkların elden çıkarılmasından doğan
kazançların, bu varlıkların bulunduğu Âkit Devlette vergilendirileceği
öngörülmektedir.
2 nci fıkrada, bir
işyerinin aktifine dahil olan veya serbest meslek faaliyetinin icrasında
kullanılan sabit yere ait menkul varlıkların ve bu işyeri veya sabit yerin
elden çıkarılmasından doğan kazançların, bu işyerinin veya sabit yerin
bulunduğu Âkit Devlette vergilendirileceği hükme bağlanmıştır.
3 üncü fıkrada, bir Âkit
Devlet teşebbüsünce uluslararası trafikte işletilen gemi veya uçaklar ile
bunların işletilmesine tahsis edilen menkul varlıkların satışından elde edilen
kazançların, yalnızca bu vasıtaları işleten teşebbüsün mukim olduğu Âkit
Devlette vergilendirileceği öngörülmektedir.
4 üncü fıkrada,
varlıkları bir Âkit Devlette bulunan gayrimenkullerden oluşan bir şirketin
sermaye hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların, gayrimenkulün
bulunduğu Devlette vergilendirileceği öngörülmektedir.
5 inci fıkrada ise, bu
maddenin diğer fıkralarında belirtilenlerin dışında kalan varlıkların
satışından doğan kazançların, bu varlıkları elden çıkaranın mukim olduğu Âkit
Devlette; söz konusu varlıkların iktisap tarihinden itibaren bir yıl içinde
elden çıkarılmasından doğan değer artış kazançlarının ise gelirin elde edildiği
kaynak Devlette vergilendirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Madde 14.- Serbest Meslek
Faaliyetleri
Maddenin 1 inci
fıkrasında, bir Âkit Devlet mukiminin serbest meslek hizmetleri veya bağımsız
nitelikteki diğer faaliyetlerden elde ettiği gelirin mukim olunan Devlette
vergilendirileceği; ancak, bu mukimin diğer Âkit Devlette bulunan sabit bir
yeri kullanarak veya mali yıl içinde başlayan veya biten oniki aylık bir
dönemde toplam 183 günü aşan bir süre bu diğer Devlette bulunmak suretiyle icra
ettiği serbest meslek faaliyetlerinden elde ettiği gelirin, bu diğer Devlette
söz konusu sabit yere atfedilen miktarla ya da bu Devlette bulunulan süre
içinde icra edilen hizmet ve faaliyetlerden elde edilen gelirle sınırlı olmak
üzere vergilendirileceği hükme bağlanmıştır.
2 nci fıkrada,
"serbest meslek faaliyetleri" teriminin tanımı yapılmaktadır.
Madde 15.- Bağımlı
Faaliyetler
1 inci fıkrada, bağımlı
faaliyetlerin vergilendirilmesine ilişkin genel kural belirtilmektedir. Buna
göre, hizmetin diğer Devlette ifa edilmemesi şartıyla, bir Âkit Devlet
mukimince elde edilen maaş, ücret ve diğer benzeri gelirler mukim olunan
Devlette vergilendirilecektir. Hizmetin diğer Devlette ifa edilmesi halinde,
belli şartlarla kaynak Devlete de vergileme yetkisi tanınabilecektir. Ancak söz
konusu kural, bu Anlaşmanın 16, 18, 19 ve 20 nci maddelerinde öngörülen
hükümleri herhangi bir şekilde etkilemeyecektir. Diğer bir ifadeyle, yönetim
kurulu üyeleri, emekliler, kamu görevlileri, öğretmenler ve öğrenciler 15 inci
maddeye göre değil, kendileriyle ilgili maddelere göre vergilendirileceklerdir.
2 nci fıkrada, ücretin
sadece mukim Devlette vergilendirilmesi için hangi şartların bir arada aranması
gerektiği belirtilmektedir. Kaynak Devletin vergileme yapabilmesi için,
öngörülen bu şartlardan birinin ihlali yeterlidir. Bir başka ifadeyle, diğer
Devlette hizmet ifa eden bir Âkit Devlet mukiminin bu Devlette ilgili mali yıl
içinde başlayan veya biten herhangi bir oniki aylık dönemde bir veya bir kaç
seferde toplam 183 günden fazla kalması veya ücret ödemesinin bu diğer Devletin
mukimi olan bir işveren tarafından veya onun adına yapılması ya da söz konusu
ödemenin, işverenin bu diğer Devlette sahip olduğu bir işyerinden veya sabit
yerden yapılması durumunda, elde edilen ücretler kaynak Devlette vergilendirilecektir.
3 üncü fıkrada ise, bu
maddenin bundan önceki hükümlerine bakılmaksızın, uluslararası trafikte
işletilen bir gemi veya uçakta ifa edilen bir hizmet dolayısıyla elde edilen
gelirin, teşebbüsün mukim olduğu Âkit Devlette vergilendirileceği
öngörülmektedir.
Madde 16.- Müdürlere
Yapılan Ödemeler
Maddede, bir Âkit Devlet
mukiminin diğer Âkit Devlette mukim bir şirketin yönetim kurulu üyesi olması
dolayısıyla elde ettiği ücret ve diğer benzeri ödemelerin, bu diğer Âkit
Devlette vergilendirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Madde 17.- Sanatçı ve
Sporcular
1 inci fıkra, bir Âkit
Devlet mukimi olan sanatçı ve sporcuların iştigal konuları ile ilgili şahsi
faaliyetlerinden dolayı diğer Âkit Devlette elde ettikleri gelirlerin, bu
faaliyetleri icra ettikleri diğer Âkit Devlette vergilendirileceğini hükme
bağlamaktadır. Bu çerçevede, serbest meslek faaliyetleri ile bağımlı
faaliyetleri (ücretler) düzenleyen 14 ve 15 inci madde hükümleri sanatçı ve
sporcular açısından geçerli olmayıp, vergileme yalnızca 17 nci madde kapsamında
yapılacaktır.
2 nci fıkra
organizatörlerle ilgili olup, sanatçı ve sporcuların iştigal konularıyla ilgili
faaliyetlerden doğan gelirin, sanatçı veya sporcuların kendilerine değil de,
bir başka gerçek veya tüzel kişiye yönelmesi halinde, vergilemenin, faaliyetin
icra edildiği Âkit Devlette yapılacağını öngörmektedir. Ancak böyle bir
durumda, ticari kazançların, serbest meslek kazançlarının ve ücretlerin
vergilendirilmesini düzenleyen bu Anlaşmanın 7, 14 ve 15 inci madde hükümleri dikkate
alınmayıp, vergileme yalnızca 17 nci madde kapsamında yapılacaktır.
3 üncü fıkra, bir Âkit
Devlette icra edilen ve diğer Âkit Devletin kamusal fonlarından önemli ölçüde
karşılanan sanatsal ve sportif faaliyetlerden elde edilen gelirin, faaliyetin
icra edildiği Devlette vergiden istisna edileceğini öngörmektedir.
Madde 18.- Emekli
Maaşları
1 inci fıkra, geçmiş
hizmetler karşılığında ödenen emekli maaşları ve benzeri gelirler ile düzenli
ödemelerin bunları elde edenin mukim olduğu Devlette vergilendirileceği hükmünü
öngörmektedir.
2 nci fıkrada ise,
uğranılan şahsi zararları tazmin etmek üzere, bir Âkit Devletin sosyal güvenlik
sistemi uyarınca ödenen emekli maaşları, düzenli ödemeler ve diğer devamlı veya
arızi ödemelerin ödeyici Devlette vergilendirileceği belirtilmektedir.
Madde 19.- Kamu Görevi
1 inci fıkrada, bir Âkit
Devletin kendisine, politik alt bölümüne veya mahalli idaresine verilen
hizmetler karşılığında bu Devlet, alt bölüm veya idare tarafından veya bunlarca
oluşturulan fonlardan yapılan ve emekli maaşı dışında kalan ücret, maaş ve
diğer benzeri ödemelerin, yalnızca ödemeyi yapan Devlette vergilendirileceği
öngörülmektedir. Ancak, hizmet diğer Devlette ifa edildiğinde ve gelir elde
eden bu Devletin bir mukimi olduğunda, bu kişinin, aynı zamanda bu Devletin
vatandaşı olması veya yalnızca hizmet ifa etmek için bu Devletin mukimi
durumuna geçmemiş olması şartıyla, elde edilen gelirler bu diğer Devlette
vergilendirilebilecektir.
2 nci fıkrada ise, bir
Âkit Devletin kendisine, politik bölümüne veya mahalli idaresine verilen
hizmetler karşılığında, bu Devletin kendisi, politik alt bölümü veya idaresi
tarafından ya da bunlarca oluşturulan fonlardan ödenen emekli maaşlarının bu
Devlette vergilendirilebileceği; bununla beraber gerçek kişinin diğer Âkit
Devletin bir mukimi ve vatandaşı olması halinde, söz konusu emekli maaşının
yalnızca diğer Âkit Devlette vergilendirileceği öngörülmektedir.
3 üncü fıkrada ise, kamu
iktisadi kuruluşlarında çalışanlar açısından bu madde hükmünün değil, 15, 16 ve
18 inci madde hükümlerinin geçerli olacağı öngörülmektedir.
Madde 20.- Öğretmen ve
Öğrenciler
1 inci fıkrada, öğrenci
veya stajyerin öğrenim veya mesleki eğitimde bulundukları Devlette
yararlanacakları vergi istisnasının sınırları hükme bağlanmaktadır. Buna göre,
öğrenci ve stajyerlerin yalnızca geçim, öğrenim veya mesleki eğitim
masraflarını karşılayan ve bulundukları Devletin dışındaki kaynaklardan
sağlanan paralar dolayısıyla öğrenim gördükleri Âkit Devlette vergiye tâbi
tutulmayacakları hükme bağlanmıştır.
2 nci fıkrada, öğrenci ve
stajyerler için öngörülen hükme benzer bir hüküm öğretmen ve öğretim üyeleri
için de öngörülmektedir. Buna göre öğretmen ve öğretim üyelerinin iki yılı
aşmayan bir süre içinde, diğer Devlette yapmış oldukları öğretim veya araştırma
karşılığında bulundukları Devletin dışındaki kaynaklardan elde ettikleri
gelirlerin bu diğer Devlette vergiden istisna edileceği hükme bağlanmıştır.
3 üncü fıkrada ise, 2 nci
fıkra hükümlerinin belirli kişi veya kişilerin menfaati için değil, yalnızca
kamu menfaati için gerçek kişiler tarafından üstlenilen araştırma karşılığında
elde edilen gelirlere uygulanacağı belirtilmektedir.
Madde 21.- Diğer Gelirler
1 inci fıkrada, nerede
doğarsa doğsun, bir Âkit Devlet mukimi tarafından elde edilen ve Anlaşmanın
bundan önceki maddelerinde kavranmayan gelir unsurlarının, geliri elde eden
kişinin mukim olduğu Devlette vergilendirileceği hükme bağlanmıştır.
2 nci fıkrada ise, 6 ncı
maddenin 2 nci fıkrasında tanımlanan gayrimenkul varlıklardan elde edilen gelir
hariç olmak üzere, gelir lehdarının diğer Devlette bir işyerine veya sabit yere
sahip olması ve elde edilen gelirle bu işyeri veya sabit yer arasında etkin bir
bağ bulunması durumunda, elde edilen gelirin bu maddeye göre değil, ticari
kazançlara ilişkin 7 nci madde veya serbest meslek faaliyetlerine ilişkin 14
üncü madde hükümlerine göre vergilendirileceği hükme bağlanmaktadır.
Madde 22.- Çifte
Vergilendirmenin Önlenmesi
Madde çifte
vergilendirmenin önlenmesi ile ilgilidir.
Maddenin (a) fıkrasında,
Güney Afrika açısından çifte vergilendirmenin nasıl önleneceği açıklanmıştır.
Fıkraya göre, Güney Afrika dışındaki herhangi bir ülkede ödenen verginin, Güney
Afrika'da ödenecek vergiden mahsubuna ilişkin Güney Afrika kanunu hükümleri
saklı kalmak üzere, Güney Afrika mukimlerinin bu Anlaşma hükümleri uyarınca
Türkiye'de vergilendirilebilen gelir dolayısıyla ödedikleri Türk vergisinin,
Güney Afrika vergi mevzuatı uyarınca ödeyecekleri vergilerden mahsup edileceği,
ancak bu mahsubun toplam gelir içindeki paya karşılık gelen oranda ödenecek
toplam Güney Afrika vergisi tutarını aşmayacağı hükme bağlanmıştır.
Maddenin (b) bendinde
ise, Türkiye açısından çifte vergilendirmenin nasıl önleneceği açıklanmıştır.
Fıkraya göre, bu Anlaşma hükümleri çerçevesinde Güney Afrika'da gelir üzerinden
ödenecek vergiler, Türkiye'de gelir üzerinden ödenecek vergiden mahsup
edileceği, söz konusu mahsubun, Güney Afrika'da vergilendirilebilen gelire
tekabül eden vergi miktarını aşmayacağı hükme bağlanmıştır.
Madde 23.- Ayrım
Yapılmaması
Maddenin 1 inci
fıkrasında, bir Âkit Devletin vatandaşlarının, diğer Âkit Devlette, o Devletin
aynı koşullara sahip vatandaşlarına kıyasla daha değişik veya daha ağır bir
vergilemeye ve buna bağlı mükellefiyetlere tâbi tutulmayacağı öngörülmektedir.
2 nci fıkrada,
teşebbüslerin diğer Âkit Devlette sahip oldukları işyerlerinin, bu diğer
Devletin aynı faaliyetlerini yürüten teşebbüslerine kıyasla daha ağır bir
vergilemeye tâbi tutulmayacakları öngörülmektedir.
3 üncü fıkrada, ayrım
yapmama prensibinin, bir Âkit Devletin bir veya bir kaç mukimi tarafından
doğrudan veya dolaylı olarak, kısmen ya da tamamen sermayesine sahip olunan
veya kontrol edilen diğer Âkit Devlet teşebbüsleri için de geçerli olduğu
belirtilmektedir.
4 üncü fıkrada, Âkit
Devletlerin kendi mukimlerine şahsi veya ailevi durumları dolayısıyla
uyguladıkları şahsi indirimler ile vergi ve matrah indirimlerini, diğer
Devletin mukimlerine de uygulamak zorunda olmadıkları belirtilmektedir.
5 inci fıkrada,
Anlaşmanın 9 uncu maddesinin 1 inci fıkrası, 11 inci maddenin 7 nci fıkrası
veya 12 nci maddesinin 6 ncı fıkrası hükümlerinin uygulanacağı haller hariç
olmak üzere, bir Âkit Devlet teşebbüsünün vergi matrahı belirlenirken diğer
Âkit Devlet teşebbüsüne ödenen faiz, gayrimaddi hak bedeli ve diğer ödemelerin,
ilk bahsedilen Devletin teşebbüsüne ödenmiş gibi gider olarak indirilebileceği
hükme bağlanmaktadır.
6 ncı fıkrada ise, bu
maddede yer alan hiçbir hükmün, Güney Afrika'nın Türkiye mukimi olan bir
şirketin Güney Afrika'daki bir iş yerine atfedilebilen kazancını, şirket
kazançlarına uygulanan normal vergi oranını beş puan aşmayacak şekilde
vergilendirmesini engellemeyeceğini ve bu fıkra hükümlerinin Güney Afrika
mukimi olmayan şirketlerin şubelerine halihazırda uygulanan şirketlerden alınan
İkinci Vergi muafiyetinin yürürlükte olduğu sürece uygulanacağını belirtmektedir.
7 nci fıkrada ise, bu
madde hükümlerinin bu Anlaşmanın 2 nci maddesinde kavranan vergilere
uygulanacağı belirtilmiştir.
Madde 24.- Bilgi Değişimi
Bu Anlaşmanın
uygulanabilmesi için, iki Âkit Devletin vergi idareleri arasında gerekli
hallerde yakın işbirliğine ihtiyaç duyulmaktadır. Maddede, Âkit Devletlerin
hangi hallerde bilgi değişiminde bulunacakları, elde edilen bilgilerin kimlere
verilebileceği ve bilgi değişiminin sınırları ele alınmıştır.
Madde 25.- Karşılıklı
Anlaşma Usulü
Maddenin ilk iki fıkrası,
bir kişinin, taraf Devletlerden herhangi birinin veya her ikisinin
işlemlerinin, kendisi açısından bu Anlaşma hükümlerine uygun olmayan sonuçlar
yarattığı veya yaratacağı kanaatine varması halinde sorunun nasıl
çözümleneceğini hükme bağlamaktadır .
1 inci fıkraya göre, bu
kişi durumunu Âkit Devletlerin iç mevzuatlarında öngörülen müracaat usulleriyle
bağlı kalmaksızın, mukim olduğu Âkit Devletin yetkili makamına veya durumunun
23 üncü maddenin 1 inci fıkrasına uygun olması halinde vatandaşı olduğu Âkit
Devletin yetkili makamına bu Devletlerin iç mevzuatlarında belirtilen süre
içerisinde başvurabilecektir.
2 nci fıkrada, kendisine
başvuruda bulunulan yetkili makam sorunu kendi çözemezse, diğer Devletin
yetkili makamıyla karşılıklı anlaşmaya varmak için gayret sarfedeceği ve
Anlaşmaya varılan her hususun, Âkit Devletlerin iç mevzuatlarında öngörülen
süre içerisinde uygulanacağı belirtilmektedir.
Maddenin 3 üncü
fıkrasında, yetkili makamların bu Anlaşmanın yorumundan veya uygulanmasından
kaynaklanan sorunların çözümü için karşılıklı anlaşma usulünü
kullanabilecekleri, 4 üncü fıkrada ise karşılıklı anlaşmanın ne şekilde
yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Madde 26.- Diplomat
Hüviyetindeki Memurlar ve Konsolosluk Memurları
Bu maddede, diplomat
hüviyetindeki memurlar ve konsolosluk memurlarının Devletler hukukunun genel
kurallarına veya özel anlaşma hükümlerine göre yararlandıkları vergi
ayrıcalıklarının bu Anlaşma hükümlerinden etkilenmeyeceği hükme bağlanmaktadır.
Madde 27.- Yürürlüğe
Girme
Maddede, Anlaşmanın ne
zaman yürürlüğe gireceği ve vergiler açısından ne zaman hüküm ifade edeceği
belirtilmiştir. Buna göre, Anlaşma Âkit Devletlerden her birinin, Anlaşmanın
yürürlüğe girmesi için kendi iç mevzuatlarında öngörülen işlemlerin
tamamlandığını birbirlerine bildirmelerini müteakip, bu bildirimlerin
sonuncusunun alındığı tarihte yürürlüğe girecek ve Anlaşma yürürlüğe girdiği
tarihi izleyen yılın Ocak ayının birinci gününden itibaren hüküm ifade edecektir.
Madde 28.- Yürürlükten
Kalkma
Madde, Anlaşmanın
feshedilinceye kadar yürürlükte kalacağını belirtmekte, fesih usulünü
açıklamakta ve fesih halinin her iki Âkit Devlette hangi vergilendirme
dönemleri için hüküm ifade edeceğini belirlemektedir.
Türkiye BüyükMillet
Meclisi
Dışişleri
Komisyonu
Esas No.: 1/1099 25.10.2005
Karar No.: 99
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Türkiye Cumhuriyeti ile
Güney Afrika Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte
Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı, Komisyonumuzun 20 Ekim 2005 tarihli 23 üncü toplantısında
Dışişleri Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı temsilcilerinin katılmalarıyla
görüşülmüştür.
Söz konusu Anlaşma ile
gerçek ve tüzel kişilerin aynı gelir üzerinden iki Devlette birden
vergilendirilmesinin önlenmesi amaçlanmaktadır. Bu amacı sağlamaya yönelik
olarak vergileme hakkı, gelir unsurları itibariyle ikâmet edilen veya kaynak
Devletlerden birine bırakılmakta ya da bu mümkün olmadığı takdirde iki Devlet
arasında paylaştırılmaktadır. Böylelikle, Âkit Devletlerden birinde yatırım
yapan diğer Devlet mukimlerinin, o Devletin mükelleflerine göre daha ağır vergilendirilmesi
önlenmektedir.
Maliye Bakanlığı
temsilcisi, bu tür anlaşmaların hem kazanılan ülkede hem de bağlı bulunulan
ülkede çifte vergilendirmeyi ve iki ülke arasındaki ilişkilerde kaçakçılığı
önlemeyi hedeflediğini belirtmiştir.
İki ülke arasındaki
yatırımları daha da cazip hale getireceği düşüncesiyle hazırlanan Tasarı,
Komisyonumuzca benimsenmiş ve maddelerine geçilmesine karar verilmiştir.
Tasarının 1 inci, 2 nci, 3 üncü
maddeleri ile tümü aynen kabul edilmiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun
onayına sunulmak üzere Başkanlığa saygı ile arz olunur.
|
|
Başkan |
Başkanvekili |
Sözcü |
|
|
Mehmet
Dülger |
Eyyüp
Sanay |
Mustafa
Dündar |
|
|
Antalya |
Ankara |
Bursa |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Mahmut
Koçak |
Aziz
Akgül |
Abdülbaki
Türkoğlu |
|
|
Afyonkarahisar |
Diyarbakır |
Elazığ |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Muzaffer
Gülyurt |
Halil
Akyüz |
Mehmet B.
Denizolgun |
|
|
Erzurum |
İstanbul |
İstanbul |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Şükrü
Mustafa Elekdağ |
Onur
Öymen |
Fikret
Ünlü |
|
|
İstanbul |
İstanbul |
Karaman |
|
|
Üye |
Üye |
|
|
|
Ufuk
Özkan |
Nihat Eri |
|
|
|
Manisa |
Mardin |
|
HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ
METİN
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE GÜNEY AFRİKA CUMHURİYETİ ARASINDA
GELİR ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLERDE ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME VE VERGİ
KAÇAKÇILIĞINA ENGEL OLMA ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR
KANUN TASARISI
MADDE 1. - 3 Mart 2005
tarihinde Pretoria’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti ile Güney Afrika
Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi
Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması”nın onaylanması uygun
bulunmuştur.
MADDE 2. - Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3. - Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
DIŞİŞLERİ KOMİSYONUNUN
KABUL ETTİĞİ METİN
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE GÜNEY AFRİKA CUMHURİYETİ ARASINDA
GELİR ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLERDE ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME VE VERGİ
KAÇAKÇILIĞINA ENGEL OLMA ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1. - Tasarının 1
inci maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
MADDE 2. - Tasarının 2
nci maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
MADDE 3. - Tasarının 3
üncü maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
|
|
Recep
Tayyip Erdoğan |
|
|
|
|
Başbakan |
|
|
|
|
Dışişleri Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet Bak. ve Başb. Yrd. |
|
|
A. Gül |
A. Şener |
M. A.
Şahin |
|
|
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
|
|
B. Atalay |
A.
Babacan |
M. Aydın |
|
|
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
Adalet Bakanı |
|
|
N.
Çubukçu |
K. Tüzmen |
C. Çiçek |
|
|
Millî Savunma Bakanı |
İçişleri Bakanı |
Maliye Bakanı V. |
|
|
M. V.
Gönül |
A. Aksu |
A. Şener |
|
|
Millî Eğitim Bakanı |
Bayındırlık ve İskân Bakanı |
Sağlık Bakanı |
|
|
H.Çelik |
F. N.
Özak |
R. Akdağ |
|
|
Ulaştırma Bakanı |
Tarım ve Köyişleri Bakanı |
Çalışma ve Sos. Güv. Bakanı |
|
|
B.
Yıldırım |
M. M.
Eker |
M.
Başesgioğlu |
|
|
Sanayi ve Ticaret Bakanı |
En. ve Tab. Kay. Bakanı |
Kültür ve Turizm Bakanı |
|
|
A. Coşkun |
M. H.
Güler |
A. Koç |
|
|
|
Çevre ve Orman Bakanı |
|
|
|
|
O. Pepe |
|
GÜNEY AFRİKA CUMHURİYETİ
ARASINDA GELİR ÜZERİNDEN ALINAN
VERGİLERDE ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME
VE VERGİ KAÇAKÇILIĞINA ENGEL OLMA
ANLAŞMASI
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
VE
GÜNEY AFRİKA CUMHURİYETİ
Gelir üzerinden alınan vergilerde çifte vergilendirmeyi
önleyen ve vergi kaçakçılığına engel olan bir Anlaşma yapmak isteğiyle
AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE ANLAŞMIŞLARDIR:
Madde 1
KAPSANAN KİŞİLER
Bu Anlaşma, Âkit
Devletlerden birinin veya her ikisinin mukimi olan kişilere uygulanacaktır.
Madde 2
KAVRANAN VERGİLER
1. Bu Anlaşma, ne şekilde
alındığına bakılmaksızın, bir Âkit Devlet veya politik alt bölümleri ya da
mahalli idareleri tarafından gelir üzerinden alınan vergilere uygulanacaktır.
2. Menkul veya
gayrimenkul varlıkların devrinden doğan kazançlara uygulanan vergiler ile
teşebbüsler tarafından ödenen ücret veya maaşların toplam tutarları üzerine
uygulanan vergiler dahil olmak üzere, toplam gelir veya gelir unsurları
üzerinden alınan tüm vergiler, gelirden alınan vergiler olarak kabul
edilecektir.
3. Anlaşmanın
uygulanacağı şu anda geçerli olan vergiler özellikle:
a) Güney Afrika'da:
i) normal vergi;
ii) şirketlerden alınan
ikinci vergi; ve
iii) gayrimaddi hak
bedelleri üzerinden alınan stopaj vergisi;
(Bundan böyle "Güney
Afrika vergisi" olarak bahsedilecektir);
b) Türkiye'de:
i) gelir vergisi;
ii) kurumlar vergisi; ve
iii) gelir vergisi ve
kurumlar vergisi üzerinden alınan fon payı;
(Bundan böyle "Türk vergisi" olarak bahsedilecektir).
4. Anlaşma aynı zamanda,
Anlaşmanın imza tarihinden sonra mevcut vergilere ilave olarak veya onların
yerine alınan ve mevcut vergilerle aynı nitelikte olan veya onlara önemli
ölçüde benzeyen vergilere de uygulanacaktır. Âkit Devletlerin yetkili
makamları, ilgili vergi mevzuatlarında yapılan önemli değişiklikleri
birbirlerine bildireceklerdir.
Madde 3
GENEL TANIMLAR
1. Bu Anlaşmanın amaçları bakımından, metin aksini
öngörmedikçe:
a) i) "Güney
Afrika" terimi, Güney Afrika Cumhuriyeti'ni ve coğrafî anlamda
kullanıldığında, kıta sahanlığı dahil olmak üzere, karasuları ve aynı zamanda
karasuları dışında kalan uluslararası hukuka uygun olarak belirlenmiş veya
belirlenebilen Güney Afrika'nın egemenlik hakkı veya yargı yetkisini kullandığı
herhangi bir alanı ifade eder;
ii) "Türkiye"
terimi, Türkiye'nin egemenlik alanını, karasularını, bunun yanı sıra
uluslararası hukuka uygun olarak doğal kaynakların aranması, işletilmesi,
korunması ve idare edilmesi amacıyla yargı yetkisi veya egemenlik haklarının
kullanıldığı deniz alanlarını ifade eder;
b) "Bir Âkit
Devlet" ve "diğer Âkit Devlet" terimleri, metnin gereğine göre, Güney Afrika veya Türkiye anlamına
gelir;
c) "Vergi"
terimi, bu Anlaşmanın 2 nci maddesinde kavranan herhangi bir vergi anlamına
gelir;
d) "Kişi"
terimi, bir gerçek kişi, bir şirket ve kişilerin oluşturduğu diğer herhangi bir
kuruluşu kapsar;
e) "Şirket"
terimi, herhangi bir kurum veya vergileme yönünden kurum olarak muamele gören
herhangi bir kuruluş anlamına gelir;
f) "Kanuni ana
merkez" terimi, Türk Ticaret Kanunu veya Güney Afrika şirket kanunu
hükümlerine göre tescil edilen kayıtlı merkez anlamına gelir;
g) "Vatandaş"
terimi:
i) bir Âkit Devletin
vatandaşlığına sahip herhangi bir gerçek kişiyi;
ii) bir Âkit Devlette yürürlükte
olan mevzuata göre statü kazanan herhangi bir tüzel kişiliği, ortaklığı veya
derneği
ifade eder;
h) "Bir Âkit
Devletin teşebbüsü" ve "diğer Âkit Devletin teşebbüsü" terimleri
sırasıyla, bir Âkit Devletin mukimi tarafından işletilen bir teşebbüs ve diğer
Âkit Devletin mukimi tarafından işletilen bir teşebbüs anlamına gelir;
i) "Yetkili
makam" terimi:
i) Güney Afrika'da, Güney
Afrika Gelir İdaresi Yetkili Müdürünü veya yetkili bir temsilcisini; ve
ii) Türkiye'de, Maliye
Bakanını veya yetkili temsilcilerini
ifade eder;
j) "Uluslararası
trafik" terimi, yalnızca diğer Âkit Devlet sınırları içinde
gerçekleştirilen gemi veya uçak işletmeciliği hariç olmak üzere, bir Âkit
Devlet teşebbüsü tarafından gemi veya uçak işletilerek yapılan her türlü
taşımacılığı ifade eder.
2. Bu Anlaşmanın bir Âkit
Devlet tarafından herhangi bir tarihte uygulanmasına ilişkin olarak, Anlaşmada
tanımlanmamış herhangi bir terim, metin aksini öngörmedikçe, Anlaşmanın
uygulanacağı vergiler bakımından, o tarihte bu Devletin mevuzatında öngörülen
anlamı taşıyacak ve bu Devletin yürürlükteki vergi mevzuatında yer alan bir
anlam, bu Devletin diğer mevzuatında bu terime verilen anlama göre üstünlük
taşıyacaktır.
Madde 4
MUKİM
1. Bu Anlaşmanın amaçları
bakımından, "bir Âkit Devletin mukimi" terimi, bu Devlet, herhangi
bir politik alt bölümü veya mahalli idaresi de dahil olmak üzere, o Devletin
mevzuatı gereğince ev, ikametgah, kanuni merkez (kayıtlı merkez), yönetim yeri
veya benzer yapıda diğer herhangi bir kriter nedeniyle vergi mükellefiyeti
altına giren kişi anlamına gelir. Bununla birlikte bu terim yalnızca o
Devletteki kaynaklardan elde edilen gelir nedeniyle orada vergiye tâbi tutulan
herhangi bir kişiyi kapsamaz.
2. 1 inci fıkra hükümleri
dolayısıyla bir gerçek kişi her iki Âkit Devletin de mukimi olduğunda, bu
kişinin durumu aşağıdaki şekilde belirlenecektir:
a) Bu kişi, yalnızca
daimi olarak kalabileceği bir evin bulunduğu Devletin mukimi kabul edilecektir.
Eğer bu kişinin her iki Devlette de daimi olarak kalabileceği bir evi varsa, bu
kişi, yalnızca kişisel ve ekonomik ilişkilerinin daha yakın olduğu Devletin
mukimi olarak kabul edilecektir (hayati menfaatlerin merkezi);
b) Eğer (a) bendi
hükümleri uyarınca tek bir ikametgah belirlenemezse; bu kişi yalnızca kalmayı
adet edindiği evin bulunduğu Devletin mukimi kabul edilecektir;
c) Eğer kişinin her iki
Devlette de kalmayı adet edindiği bir ev varsa veya her iki Devlette de böyle
bir ev söz konusu değilse, bu kişi yalnızca vatandaşı olduğu Devletin mukimi
kabul edilecektir;
d) Eğer kişi her iki
Devletin de vatandaşı ise veya her iki Devletin de vatandaşı değilse, Âkit
Devletlerin yetkili makamları sorunu karşılıklı anlaşmayla çözeceklerdir.
3. Gerçek kişi dışındaki
bir kişi, 1 inci fıkra hükümleri dolayısıyla her iki Âkit Devletin de mukimi
olduğunda, bu kişi, etkin yönetim yerinin bulunduğu Âkit Devletin mukimi kabul
edilecektir. Bununla beraber, bu kişi bir Âkit Devlette etkin yönetim yerine,
diğer Âkit Devlette kanuni ana merkeze sahip olduğunda, Âkit Devletlerin
yetkili makamları, Anlaşmanın amaçları bakımından bu kişinin hangi Devletin
mukimi olarak kabul edileceğini karşılıklı anlaşmayla belirleyeceklerdir.
Madde 5
İŞYERİ
1. Bu Anlaşmanın amaçları
bakımından "işyeri" terimi, bir teşebbüsün işinin tamamen veya kısmen
yürütüldüğü işe ilişkin sabit bir yer anlamına gelir.
2. "İşyeri"
terimi özellikle şunları kapsamına alır:
a) Yönetim yeri;
b) Şube;
c) Büro;
d) Fabrika;
e) Atelye;
f) Maden ocağı, petrol
veya doğal gaz kuyusu, taş ocağı veya doğal kaynakların çıkarıldığı diğer
herhangi bir yer;
g) 12 ayı aşan bir süre
devam eden bir inşaat şantiyesi, yapım, montaj veya kurma projesi veya bunlarla
ilgili gözetim faaliyetleri.
3. Bu maddenin daha
önceki hükümleri ile bağlı kalınmaksızın, "işyeri" teriminin
aşağıdaki hususları kapsamadığı kabul edilecektir:
a) Teşebbüse ait
tesislerin, teşebbüsün mallarının veya ticarî eşyasının yalnızca depolanması, teşhiri veya teslimi
amacıyla kullanılması;
b) Teşebbüse ait mal veya ticarî eşya stoklarının yalnızca depolama,
teşhir veya teslim amacıyla elde tutulması;
c) Teşebbüse ait mal veya
ticari eşya stoklarının, yalnızca bir başka teşebbüse
işlettirilmesi amacıyla elde tutulması;
d) İşe ilişkin sabit bir
yerin yalnızca teşebbüse mal veya ticarî eşya satın alma veya bilgi toplama
amacıyla elde tutulması;
e) İşe ilişkin sabit bir
yerin teşebbüs için yalnızca hazırlayıcı veya yardımcı karakter taşıyan diğer
herhangi bir işin yürütülmesi amacıyla elde tutulması;
f) İşe ilişkin sabit bir
yerin, yalnızca (a) ila (e) bentlerinde bahsedilen faaliyetlerin birkaçını bir
arada yürütmek için elde tutulması; ancak işe ilişkin sabit yerdeki bütün bu
faaliyetlerin bir arada yürütülmesi sonucunda oluşan faaliyetin hazırlayıcı
veya yardımcı nitelikte olması şarttır.
4. 1 inci ve 2 nci
fıkraların hükümleri ile bağlı kalınmaksızın, bir kişi -5 inci fıkranın
uygulanacağı bağımsız nitelikteki bir acente dışında- bir Âkit Devlette, bir
teşebbüs adına hareket eder ve bu teşebbüs adına mukavele akdetme yetkisine
sahip olup bu yetkisini mutaden kullanırsa, bu kişinin faaliyetleri, 3 üncü
fıkrada belirtilen ve işe ilişkin sabit bir yerden yapılması durumunda bu fıkra
hükümlerine göre bu yeri işyeri haline getirmeyen nitelikteki faaliyetlerle
sınırlı olmadıkça, bu teşebbüs, bu Devlette, bu kişinin teşebbüs için
gerçekleştirdiği her türlü faaliyet dolayısıyla bir işyerine sahip kabul
edilecektir.
5. Bir Âkit Devlet
teşebbüsü, diğer Âkit Devlette, işlerini yalnızca kendi işlerine olağan şekilde
devam eden bir simsar, genel komisyon acentesi veya bağımsız statüde diğer
herhangi bir acente vasıtasıyla yürüttüğü için bu diğer Devlette bir işyerine
sahip kabul olunmayacaktır.
6. Bir Âkit Devletin
mukimi olan bir şirket, diğer Âkit Devletin mukimi olan veya bu diğer Devlette
ticari faaliyette bulunan (bir işyeri vasıtasıyla veya diğer bir şekilde) bir
şirketi kontrol eder ya da onun tarafından kontrol edilirse, şirketlerden her
biri diğeri için bir işyeri oluşturmayacaktır.
Madde 6
GAYRİMENKUL VARLIKLARDAN ELDE EDİLEN GELİR
1. Bir Âkit Devlet mukiminin
diğer Âkit Devlette bulunan gayrimenkul varlıklardan elde ettiği gelir (tarım
veya ormancılıktan elde edilen gelir dahil), bu diğer Devlette
vergilendirilebilir.
2. "Gayrimenkul varlık" terimi, söz konusu
varlığın bulunduğu Âkit Devletin mevzuatına göre tanımlanacaktır. Terim her
halükarda, gayrimenkul varlığa müteferri varlıkları, tarım (balık üretimi veya
yetiştiriciliği dahil) ve ormancılıkta kullanılan araçları ve hayvanları, özel
hukuk hükümlerinin uygulanacağı gayrimenkul mülkiyetine ilişkin hakları,
gayrimenkul intifa haklarını ve maden ocaklarının, kaynakların ve diğer doğal
kaynakların işletilmesi veya işletme hakkı karşılığında doğan sabit ya da
değişken ödemeler üzerindeki hakları kapsayacaktır. Gemiler, vapurlar ve
uçaklar gayrimenkul varlık olarak kabul edilmeyecektir.
3. 1 inci fıkra hükümleri, gayrimenkul varlığın doğrudan
kullanımından, kiralanmasından veya diğer herhangi bir şekilde kullanımından
elde edilen gelire uygulanacaktır.
4. 1 inci ve 3 üncü fıkra
hükümleri aynı zamanda, bir teşebbüsün gayrimenkul varlıklardan elde ettiği
gelir ile serbest meslek faaliyetlerinin icrasında kullanılan gayrimenkul
varlıklardan elde edilen gelire de uygulanacaktır.
Madde 7
TİCARİ KAZANÇLAR
1. Bir Âkit Devlet
teşebbüsüne ait kazanç, söz konusu teşebbüs diğer Âkit Devlette yer alan bir
işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunmadıkça, yalnızca bu Devlette
vergilendirilecektir. Eğer teşebbüs yukarıda bahsedilen şekilde ticari
faaliyette bulunursa, teşebbüsün kazancı yalnızca işyerine atfedilebilen
miktarla sınırlı olmak üzere bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. 3 üncü fıkra hükümleri saklı kalmak üzere,
bir Âkit Devlet teşebbüsü diğer Âkit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla
ticari faaliyette bulunduğunda, her iki Âkit Devlette de bu işyerine
atfedilecek kazanç, bu işyeri aynı veya benzer koşullar altında aynı veya
benzer faaliyetlerde bulunan, ayrı ve bağımsız bir teşebbüs olsaydı ve işyerini
oluşturduğu teşebbüsten tamamen bağımsız bir nitelik kazansaydı ne kazanç elde
edecek ise aynı miktarda bir kazanç olacaktır.
3. Bir işyerinin kazancı
belirlenirken, işyerinin bulunduğu Devlette veya başka yerde yapılan, yönetim
ve genel idare giderleri de dahil olmak üzere işyerinin amaçlarına uygun olan
giderlerin indirilmesine müsaade edilecektir.
4. İşyerine, bu işyeri
tarafından teşebbüs adına yalnızca mal veya ticari eşya satın alınması
dolayısıyla hiç bir kazanç atfedilmeyecektir.
5. Kazanç, bu Anlaşmanın
diğer maddelerinde ayrı olarak düzenlenen gelir unsurlarını da kapsamına
aldığında, o maddelerin hükümleri bu madde hükümlerinden etkilenmeyecektir.
Madde 8
DENİZ VE HAVA TAŞIMACILIĞI
1. Bir Âkit Devlet
teşebbüsünün uluslararası trafikte gemi veya uçak işletmeciliğinden elde ettiği
kazançlar, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir.
2. Bu maddenin amaçları
bakımından, bir Âkit Devlet teşebbüsünün uluslararası trafikte gemi veya uçak
işletmeciliğinden elde ettiği kazançlar, 1 inci fıkra hükümlerinin uygulanacağı
kazançların yanısıra arızi olarak elde edilmesi koşulu ile:
a) uluslararası trafikte
kullanılan gemi veya uçakların çıplak kiralanmasından elde edilen kazançları,
b) konteynerlerin
kullanımından veya kiralanmasından elde edilen kazançları da kapsayacaktır.
3. 1 inci fıkra hükümleri
aynı zamanda, bir ortaklığa, bir ortak teşebbüse veya uluslararası faaliyet
gösteren bir acenteye iştirak dolayısıyla elde edilen kazançlara da uygulanacaktır.
Madde 9
BAĞIMLI TEŞEBBÜSLER
1. a) Bir Âkit Devlet
teşebbüsü doğrudan veya dolaylı olarak diğer Âkit Devlet teşebbüsünün yönetim,
kontrol veya sermayesine katıldığında, veya
b) Aynı kişiler doğrudan
veya dolaylı olarak bir Âkit Devlet teşebbüsünün ve diğer Âkit Devlet
teşebbüsünün yönetim, kontrol veya sermayesine katıldığında,
ve her iki halde de, iki
teşebbüs arasındaki ticari veya mali ilişkilerde oluşan veya oluşturulan
koşullar, bağımsız teşebbüsler arasında oluşması gereken koşullardan
farklılaştığında, olması gereken, fakat oluşan veya oluşturulan koşullar
nedeniyle teşebbüslerden birinde kendini göstermeyen kazanç, o teşebbüsün kazancına
eklenir ve buna göre vergilendirilebilir.
2. Bir Âkit Devletin
kendi teşebbüsünün kazancına dahil edip vergilendirdiği kazanç, diğer Âkit
Devlette vergilendirilen diğer Devletin teşebbüsünün kazancını içermesi ve aynı
zamanda ilk bahsedilen Devletin kavradığı kazanç, iki teşebbüs arasında olması
gereken koşullar göz önünde tutularak sonradan ilk bahsedilen Devletçe yapılan
hesaplamalar sonucunda belirlenen kazanç olması durumunda, diğer Devlet bu
belirlemenin yerinde olduğu kanaatine varırsa sözkonusu kazanç üzerinden aldığı
verginin miktarında gerekli düzeltmeleri yapacaktır. Bu düzeltme yapılırken, bu
Anlaşmanın diğer hükümleri göz önünde tutulacak ve gerektiğinde Âkit
Devletlerin yetkili makamları birbirlerine danışacaklardır.
Madde 10
TEMETTÜLER
1. Bir Âkit Devletin mukimi olan bir şirket tarafından diğer Akif
Devletin bir mukimine ödenen temettüler, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. Bununla beraber
sözkonusu temettüler, aynı zamanda temettü ödemesini yapan şirketin mukim
olduğu Âkit Devlette ve bu Devletin mevzuatına göre de vergilendirilebilir;
ancak, temettünün gerçek lehdarı diğer Âkit Devletin mukimi ise, bu şekilde
alınacak vergi aşağıdaki oranları aşmayacaktır:
a) Gerçek lehdar, temettü
ödeyen şirketin sermayesinin doğrudan doğruya en az yüzde 25' ini elinde tutan
bir şirket (ortaklık hariç) ise gayrisafi temettü tutarının yüzde 10'u;
b) Tüm diğer durumlarda
gayrisafi temettü tutarının yüzde 15'i.
3. Bu maddede kullanılan "temettü" terimi, hisse
senetlerinden, intifa senetlerinden veya intifa haklarından, kurucu hisse
senetlerinden veya alacak niteliğinde olmayıp kazanca katılmayı sağlayan diğer
haklardan elde edilen gelirler ile dağıtımı yapan şirketin mukim olduğu
Devletin mevzuatına göre, vergileme yönünden hisse senetlerinden elde edilen
gelirle aynı muameleyi gören diğer şirket haklarından elde edilen gelirler ile
Türkiye yönünden yatırım fonu ve yatırım ortaklığından elde edilen gelirleri
ifade eder.
4. Diğer Âkit Devlette
yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunan bir Âkit Devlet
şirketinin kazancı, 7 nci maddeye göre vergilendirildikten sonra, kalan kısım
üzerinden işyerinin bulunduğu Âkit Devlette bu maddenin 2 nci fıkrasının (a)
bendine uygun olarak vergilendirilebilir.
5. Bir Âkit Devlet mukimi olan temettünün gerçek lehdarı, temettüyü
ödeyen şirketin mukim olduğu diğer Âkit Devlette yer alan bir işyeri
vasıtasıyla ticari faaliyette bulunursa veya bu diğer Devlette yer alan sabit
bir yer vasıtasıyla serbest meslek faaliyetinde bulunursa ve sözkonusu temettü
elde ediş olayı ile bu işyeri veya sabit yer arasında önemli bir bağ
bulunmaktaysa, 1 inci ve 2 nci fıkra hükümleri uygulanmayacaktır. Bu durumda,
olayına göre 7 nci veya 14 üncü madde hükümleri uygulanacaktır.
6. 4 üncü fıkra hükümleri saklı kalmak üzere,
bir Âkit Devlet mukimi olan bir şirket, diğer Âkit Devlette kazanç veya gelir
elde ettiğinde, bu diğer Devlet temettülerin kendi mukimlerinden birine
ödenmesi veya temettü elde edilmesi ile bu diğer Devlette bulunan bir işyeri
veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunması durumları hariç olmak üzere bu
şirket tarafından ödenen temettüler üzerinden herhangi bir vergi alamaz. Aynı
şekilde bu diğer Devlet bu şirketin dağıtılmayan kazançları üzerinden de bir
dağıtılmayan kazanç vergisi alamaz. Dağıtılan temettülerin veya dağıtılmamış
kazancın tamamen veya kısmen bu diğer Devlette elde edilen kazanç veya gelirden
oluşması durumu değiştirmez.
Madde 11
FAİZ
1. Bir Âkit Devlette
doğan ve diğer Âkit Devletin bir mukimine, ödenen faiz, bu diğer Devlette
vergilendirilebilir.
2. Bununla beraber bu
faiz, elde edildiği Âkit Devlette ve o Devletin mevzuatına göre de
vergilendirilebilir; ancak, faizin gerçek lehdarı diğer Âkit Devletin mukimi
ise, bu şekilde alınacak vergi, faizin gayrisafi tutarının yüzde 10 unu
aşmayacaktır.
3. 2 nci fıkra
hükümlerine bakılmaksızın:
a) Güney Afrika'da doğan
ve Türkiye Hükümeti'ne, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'na veya Türk
Eximbank'a ödenen faizler Güney Afrika vergisinden muaf tutulacaktır;
b) Türkiye'de doğan ve Güney
Afrika Hükümeti'ne veya Güney Afrika Merkez Bankası'na ödenen faizler Türk
vergisinden muaf tutulacaktır,
4. Bu maddede kullanılan
"faiz" terimi, kamu menkul kıymetlerinden ve ipotek garantisi olsun
olmasın veya kazanca katılma hakkını tanısın tanımasın, tahvil veya borç
senetlerinden ve her nevi alacaktan doğan gelirler ile gelirin elde edildiği
Devletin vergi mevzuatına göre ikrazat geliri sayılan diğer bütün gelirleri
ifade eder.
5. Bir Âkit Devlet mukimi
olan faizin gerçek lehdarı, faizin elde edildiği diğer Âkit Devlette yer alan
bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunursa veya bu diğer Devlette yer
alan sabit bir yer vasıtasıyla serbest meslek faaliyetinde bulunursa ve
sözkonusu faizin ödendiği alacak ile bu işyeri veya sabit yer arasında etkin
bir bağ bulunmaktaysa, 1, 2 ve 3 üncü fıkra hükümleri uygulanmayacaktır. Bu
durumda, olayına göre 7 nci veya 14 üncü madde hükümleri uygulanacaktır.
6. Bir Âkit Devletin
mukimi tarafından ödenen faizin, o Devlette elde edildiği kabul olunacaktır. Bununla
beraber, faiz ödeyen kişi, bir Âkit Devletin mukimi olsun veya olmasın, bir
Âkit Devlette faiz ödemeye neden olan borç-alacak ilişkisiyle bağlantılı bir
işyerine veya sabit yere sahip olduğunda ve faiz bu işyeri veya sabit yerden
kaynaklandığında, sözkonusu faizin, işyerinin veya sabit yerin bulunduğu
Devlette elde edildiği kabul olunacaktır.
7. Alacak karşılığında
ödenen faizin miktarı, ödeyici ile gerçek lehdar arasında veya her ikisi ile
bir başka kişi arasında var olan özel ilişki nedeniyle, böyle bir ilişkinin
olmadığı durumlarda ödeyici ve lehdar arasında kararlaştırılacak miktarı
aştığında, bu madde hükümleri yalnızca en son bahsedilen miktara
uygulanacaktır. Bu durumda ilave ödeme kısmı, bu Anlaşmanın diğer hükümleri de
dikkate alınarak, her bir Âkit Devletin mevzuatına göre vergilendirilecektir.
Madde 12
GAYRİMADDİ HAK BEDELLERİ
1. Bir Âkit Devlette
doğan ve diğer Âkit Devletin bir mukimine ödenen gayrimaddi hak bedelleri, bu
diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. Bununla beraber sözkonusu
gayrimaddi hak bedelleri, elde edildikleri Âkit Devlette ve o Devletin
mevzuatına göre de vergilendirilebilir; ancak, gayrimaddi hak bedelinin gerçek
lehdarı diğer Âkit Devletin mukimi ise, bu şekilde alınacak vergi gayrimaddi
hak bedelinin gayrisafi tutarının yüzde 10'unu aşmayacaktır.
3. Bu maddede kullanılan
"gayrimaddi hak bedelleri" terimi, sinema filmleri ile radyo ve
televizyon kayıtları dahil olmak üzere edebi, sanatsal veya bilimsel her nevi
telif hakkının, her nevi patentin, alameti farikanın, desen veya modelin,
planın, gizli formül veya üretim yönteminin kullanımı, kullanım hakkı veya
satışı karşılığında veya sınai, ticari veya bilimsel tecrübeye dayalı bilgi
birikimi karşılığında veya sınai, ticari veya bilimsel teçhizatın kullanımı
veya kullanım hakkı karşılığında yapılan her türlü ödemeyi ifade eder.
4. Bir Âkit Devlet mukimi olan gayrimaddi hak bedelinin gerçek
lehdarı, sözkonusu bedelin elde edildiği diğer Âkit Devlette yer alan bir
işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunursa veya bu diğer Devlette yer alan
sabit bir yer vasıtasıyla serbest meslek faaliyetinde bulunursa ve sözkonusu
bedelin ödendiği hak veya varlık ile bu işyeri veya sabit yer arasında etkin
bir bağ bulunmaktaysa, 1 inci ve 2 nci fıkra hükümleri uygulanmayacaktır. Bu
durumda, olayına göre 7 nci veya 14 üncü madde hükümleri uygulanacaktır.
5. Bir Âkit Devlet mukimi
tarafından ödenen gayrimaddi hak bedelinin, o Devlette elde edildiği kabul
olunacaktır. Bununla beraber, gayrimaddi hak bedelini ödeyen kişi, bir Âkit
Devletin mukimi olsun veya olmasın, bir Âkit Devlette gayrimaddi hak bedelini
ödemeye neden olan hak veya varlık ile bağlantılı bir işyerine veya sabit yere
sahip olduğunda ve gayrimaddi hak bedeli bu işyeri veya sabit yerden
kaynaklandığında, sözkonusu gayrimaddi hak bedelinin, işyerinin veya sabit
yerin bulunduğu Devlette elde edildiği kabul olunacaktır.
6. Kullanım, hak veya bilgi karşılığında ödenen gayrimaddi hak
bedelinin miktarı, ödeyici ile gerçek lehdar arasında veya her ikisi ile bir
başka kişi arasında var olan özel ilişki nedeniyle, böyle bir ilişkinin
olmadığı durumlarda ödeyici ile gerçek lehdar arasında kararlaştırılacak
miktarı aştığında, bu 'madde hükümleri yalnızca en son bahsedilen miktara
uygulanacaktır. Bu durumda ilave ödeme kısmı, bu Anlaşmanın diğer hükümleri de
dikkate alınarak, her bir Âkit Devletin mevzuatına göre vergilendirilecektir.
Madde 13
SERMAYE DEĞER ARTIŞ KAZANÇLARI
1. Bir Âkit Devlet
mukimince, diğer Âkit Devlette yer alan ve 6 ncı maddede belirtilen gayrimenkul
varlıkların elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar, bu diğer Devlette
vergilendirilebilir.
2. Bir Âkit Devlet
teşebbüsünün diğer Âkit Devlette sahip olduğu bir işyerinin ticari varlığına
dahil menkul varlıkların veya bir Âkit Devlet mukiminin diğer Âkit Devlette
serbest meslek faaliyeti icra etmek üzere kullandığı sabit bir yere ait menkul
varlıkların elden çıkarılmasından doğan kazançlar, bu işyerinin (yalnız veya
tüm teşebbüsle birlikte) veya sabit yerin elden çıkarılmasından doğan kazanç da
dahil olmak üzere, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
3. Uluslararası trafikte
işletilen gemi veya uçakların veya sözkonusu gemi veya uçakların işletilmesiyle
ilgili menkul varlıkların elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar, yalnızca
teşebbüsün mukim olduğu Âkit Devlette vergilendirilebilecektir.
4. Varlıkları, esas
itibariyle doğrudan ya da dolaylı olarak bir Âkit Devlette bulunan
gayrimenkullerden oluşan bir şirketin sermaye hisselerinin elden
çıkarılmasından doğan kazançlar bu Devlette vergilendirilebilir.
5. Bu maddenin önceki
fıkralarında belirtilenlerin dışında kalan varlıkların elden çıkarılmasından
doğan kazançlar, yalnızca elden çıkaranın mukim olduğu Âkit Devlette
vergilendirilecektir. Bununla beraber, diğer Âkit Devlette elde edilen ve
bundan önceki cümlede bahsedilen sermaye değer artış kazançları, iktisap ve
elden çıkarma arasındaki süre bir yılı aşmadığı takdirde, diğer Âkit Devlette
vergilendirilecektir.
Madde 14
SERBEST MESLEK FAALİYETLERİ
1. Bir Âkit Devlet mukimi olan bir gerçek kişinin serbest meslek
hizmetleri veya bağımsız nitelikteki diğer faaliyetleri dolayısıyla elde ettiği
gelir, yalnızca bu Âkit Devlette vergilendirilecektir. Bununla beraber,
sözkonusu hizmet veya faaliyetler bu diğer Âkit Devlette icra edilirse ve eğer:
a) gerçek kişinin, diğer Âkit Devlette
sözkonusu faaliyetleri sürekli olarak icra edebileceği sabit bir yer mevcutsa;
veya
b) gerçek kişinin, bu diğer Âkit Devlette sözkonusu hizmet
veya faaliyetleri icra etmek üzere kaldığı süre ilgili mali yıl içinde başlayan
veya biten herhangi bir 12 aylık dönemde, bir veya birkaç seferde toplam 183
günü aşarsa
sözkonusu gelir aynı
zamanda bu diğer Âkit Devlette de vergilendirilebilir.
Böyle bir durumda olayına
göre, yalnızca sözkonusu sabit yere atfedilebilen gelir ya da yalnızca gerçek
kişinin bu diğer Âkit Devlette bulunduğu süre içinde icra ettiği hizmet veya
faaliyetlerden elde edilen gelir, bu diğer Âkit Devlette vergilendirilebilir.
2. "Serbest meslek
faaliyetleri" terimi, özellikle bağımsız olarak yürütülen bilimsel, edebi,
sanatsal, eğitici veya öğretici faaliyetleri, bunun yanısıra doktorların,
avukatların, mühendislerin, mimarların, dişçilerin ve muhasebecilerin bağımsız
faaliyetlerini kapsamına alır.
Madde 15
BAĞIMLI FAALİYETLER
1. 16, 18, 19 ve 20 nci
maddelerin hükümleri saklı kalmak üzere, bir Âkit Devlet mukiminin bir hizmet
dolayısıyla elde ettiği ücret, maaş ve diğer benzeri gelirler, bu hizmet diğer
Âkit Devlette ifa edilmedikçe, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir.
Hizmet diğer Devlette ifa edilirse, buradan elde edilen gelir bu diğer Devlette
vergilendirilebilir.
2. 1 inci fıkra
hükümlerine bakılmaksızın, bir Âkit Devlet mukiminin diğer Âkit Devlette ifa
ettiği bir hizmet dolayısıyla elde ettiği gelir, eğer:
a) Gelir elde eden kişi,
diğer Devlette ilgili mali yıl içinde başlayan veya biten herhangi bir oniki
aylık dönemde bir veya birkaç seferde toplam 183 günü aşmamak üzere kalırsa, ve
b) Ödeme, diğer Devletin
mukimi olmayan bir işveren tarafından veya böyle bir işveren adına yapılırsa,
ve
c) Ödeme, işverenin diğer
Devlette sahip olduğu bir işyerinden veya sabit yerden yapılmazsa yalnızca ilk bahsedilen Devlette
vergilendirilecektir.
3. Bu maddenin bundan
önceki hükümlerine bakılmaksızın, uluslararası trafikte işletilen bir gemi veya
uçakta ifa edilen bir hizmet dolayısıyla elde edilen gelir, teşebbüsü n mukim
olduğu Âkit Devlette vergilendirilebilir.
Madde 16
MÜDÜRLERE YAPILAN ÖDEMELER
Bir Âkit Devlet
mukiminin, diğer Âkit Devletin mukimi olan bir şirketin yönetim kurulu üyesi
olması dolayısıyla elde ettiği ücret ve diğer benzeri ödemeler, bu diğer
Devlette vergilendirilebilir.
Madde 17
SANATÇI VE SPORCULAR
1. 7, 14 ve 15 inci
maddelerin hükümlerine bakılmaksızın, bir Âkit Devlet mukimi olan tiyatro,
sinema, radyo veya televizyon sanatçısı gibi bir sanatçının, bir müzisyenin
veya bir sporcunun diğer Âkit Devlette icra ettiği şahsi faaliyetleri
dolayısıyla elde ettiği gelirler, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. Bir sanatçının ya da
sporcunun icra ettiği şahsi faaliyetlerden doğan gelir, sanatçının veya
sporcunun kendisine değil de bir başkasına yönelirse, bu gelir 7, 14 ve 15 inci
maddelerin hükümleriyle bağlı kalınmaksızın, sanatçı ya da sporcunun
faaliyetlerinin icra edildiği Âkit Devlette vergilendirilebilir.
3. Bir sanatçı veya
sporcunun bir Âkit Devlette icra ettiği faaliyetlerden elde ettiği gelir, bu
Devlete yapılan sözkonusu ziyaretin tamamen veya önemli ölçüde diğer Âkit
Devletin, politik alt bölümünün veya mahalli idaresinin kamusal fonlarından
karşılanması halinde, bu Devlette vergiden istisna edilecektir.
Madde 18
EMEKLİ MAAŞLARI
1. 19 uncu maddenin 2 nci fıkrası hükümleri saklı kalmak üzere, bir
Âkit Devlette doğan emekli maaşları ve benzeri gelirler ile düzenli ödemeler bu
Devlette vergilendirilebilir.
2. Uğranılan şahsi
zararları tazmin etmek amacıyla bir Âkit Devletin sosyal güvenlik sistemi
uyarınca ödenen emekli maaşları, ömür boyu sağlanan düzenli ödemeler ve diğer
devamlı veya arızi ödemeler yalnızca bu Devlette vergilendirilebilecektir.
Madde 19
KAMU GÖREVİ
1. a) Bir Âkit Devletin
kendisine, politik alt bölümüne veya mahalli idaresine bir gerçek kişi
tarafından verilen hizmetler karşılığında bu Devlet, alt bölüm veya idare
tarafından veya bunlarca oluşturulan fonlardan yapılan ve emekli maaşı dışında
kalan ücret, maaş ve diğer benzeri ödemeler, yalnızca bu Devlette
vergilendirilecektir.
b) Bununla beraber,
hizmet diğer Âkit Devlette ifa edildiğinde ve gerçek kişi o Devletin bir mukimi
olduğunda, söz konusu ücret, maaş ve diğer benzeri ödemeler yalnızca bu diğer Devlette
vergilendirilecektir. Ancak bu kişinin:
i) diğer Âkit Devletin vatandaşı olması; veya
ii) yalnızca bu hizmeti
ifa etmek için bu diğer Devletin mukimi durumuna geçmemiş olması zorunludur.
2. a) Bir Âkit Devletin
kendisi, politik alt bölümü veya mahalli idaresi tarafından ya da bunlarca
oluşturulan fonlardan bu Devlete, alt bölüme veya idareye yapılan hizmetler
karşılığında bir gerçek kişiye ödenen emekli maaşları yalnızca bu Devlette
vergilendirilecektir.
b) Bununla beraber,
gerçek kişinin diğer Âkit Devletin bir mukimi ve vatandaşı olması halinde,
sözkonusu emekli maaşı yalnızca bu diğer Âkit Devlette vergilendirilecektir.
3. Bir Âkit Devletin
kendisi, politik alt bölümü veya mahalli idaresi tarafından yürütülen ticari
faaliyetlerle bağlantılı hizmetler karşılığında yapılan ücret, maaş ve diğer
benzeri ödemeler ile emekli maaşlarına 15, 16 ve 18 inci maddelerin hükümleri
uygulanacaktır.
Madde 20
ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİLER
1. Bir Âkit Devletin
vatandaşı olup, diğer Âkit Devlette yalnızca öğrenim veya meslekî eğitim
amacıyla bulunan bir öğrenci veya stajyere, geçim, öğrenim veya meslekî eğitim
masraflarını karşılamak için bu Devletin dışındaki kaynaklardan yapılan
ödemeler, bu diğer Devlette vergilendirilmeyecektir.
2. Aynı şekilde, bir Âkit Devletin vatandaşı olup, diğer
Âkit Devlette esas itibariyle öğretim veya bilimsel araştırma yapmak amacıyla
iki yılı aşmayan bir süre veya süreler için bulunan bir öğretmen veya öğretim
üyesine, kendi öğretim veya araştırma hizmetleri karşılığında bu Devletin
dışındaki kaynaklardan yapılan ödemeler bu diğer Devlette vergiden istisna
tutulacaktır.
3. 2 nci fıkra hükümleri
yalnızca, özellikle belirli kişi veya kişilerin menfaatleri için değil, kamu
menfaati için gerçek kişiler tarafından üstlenilen araştırma karşılığında, elde
edilen gelire uygulanacaktır.
Madde 21
DİĞER GELİRLER
1. Bir Âkit Devlet
mukiminin, nerede doğarsa doğsun, bu Anlaşmanın daha önceki maddelerinde
belirtilmeyen gelir unsurları, yalnızca bu Devlette vergilendirilebilecektir.
2. 6 ncı maddenin 2 nci
fıkrasında tanımlanan gayrimenkul varlıklardan elde edilen gelir hariç olmak
üzere, bir Âkit Devlet mukimi olan sözkonusu gelirin lehdarı, diğer Âkit
Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette veya bu diğer
Devlette yer alan sabit bir yer vasıtasıyla serbest meslek faaliyetinde
bulunursa ve gelirin ödendiği hak veya varlık ile bu işyeri veya sabit yer
arasında etkin bir bağ bulunmakta ise, bu gelire 1 inci fıkra hükümleri uygulanmayacaktır.
Bu durumda, olayına göre 7 nci veya 14 üncü madde hükümleri uygulanacaktır.
Madde 22
ÇİFTE VERGİLENDİRMENİN ÖNLENMESİ
Çifte vergilendirme
aşağıdaki şekilde önlenecektir:
a) Güney Afrika'da, Güney
Afrika dışındaki herhangi bir ülkede ödenen bir verginin, Güney Afrika'da
ödenecek bir vergiden mahsubuna ilişkin Güney Afrika kanunu hükümleri saklı
kalmak üzere (bu Anlaşmadaki genel prensibi etkilememek koşuluyla), Güney
Afrika mukimlerinin bu Anlaşma hükümleri uyarınca Türkiye'de
vergilendirilebilen gelir dolayısıyla ödedikleri Türk vergisi, Güney Afrika
vergi mevzuatı uyarınca ödeyecekleri vergilerden mahsup edilecektir. Bununla beraber
söz konusu mahsup, toplam gelir içindeki paya karşılık gelen oranda ödenecek
toplam Güney Afrika vergisi tutarını aşmayacaktır.
b) Türkiye'de:
i) bir Türkiye mukimi, bu
Anlaşma hükümlerine uygun olarak Güney Afrika'da vergilendirilebilen bir gelir
elde ettiğinde, Türkiye, bu mukimin gelirine isabet eden vergiden, Güney
Afrika'da ödediği gelir vergisine eşit bir tutarın mahsubuna müsaade edecektir.
Bununla birlikte sözkonusu mahsup, Güney Afrika'da vergilendirilebilir gelir
için, mahsuptan önce hesaplanan gelir vergisi miktarını aşmayacaktır.
ii) Bir Türkiye mukimi,
bu Anlaşma hükümleri uyarınca yalnızca Güney Afrika'da vergilendirilebilen bir
gelir elde ettiğinde, Türkiye, bu mukimin geriye kalan gelirinin vergisini
hesaplarken, istisna edilen geliri de dikkate
alabilir.
Madde 23
AYRIM YAPILMAMASI
1. Bir Âkit Devletin
vatandaşları, diğer Âkit Devlette, bu diğer Devletin vatandaşlarının aynı
koşullarda karşı karşıya kaldıkları veya kalabilecekleri vergilemeden ve buna
bağlı mükellefiyetlerden, özellikle mukimlik yönünden, değişik veya daha ağır
bir vergilemeye veya buna bağlı mükellefiyetlere tâbi tutulmayacaklardır. Bu hüküm, 1 inci madde hükümlerine
bakılmaksızın, Âkit Devletlerden birinin ya da her ikisinin mukimi olmayan
kişilere de uygulanacaktır.
2. 10 uncu maddenin 4
üncü fıkrası hükümleri saklı kalmak üzere, bir Âkit Devlet teşebbüsünün diğer
Âkit Devlette sahip olduğu bir işyeri, diğer Devlette, bu diğer Devletin aynı
faaliyetleri yürüten teşebbüslerine göre daha az lehe bir vergileme ile karşı
karşıya kalmayacaktır.
3. Bir Âkit Devletin,
diğer Âkit Devletin bir veya bir kaç mukimi tarafından, doğrudan veya dolaylı
olarak, kısmen veya tamamen sermayesine sahip olunan veya kontrol edilen
teşebbüsleri, ilk bahsedilen Devlette, bu Devletin benzeri teşebbüslerinin tâbi
oldukları veya olabilecekleri vergilemeden veya buna bağlı mükellefiyetlerden
değişik veya daha ağır vergilemeye veya buna bağlı mükellefiyetlere tâbi
tutulmayacaklardır.
4. Bu hükümler, bir Âkit
Devletin kendi mukimlerine şahsi veya ailevi durumları dolayısıyla uyguladığı
şahsi indirimleri, vergi ve matrah indirimlerini diğer Âkit Devlet mukimlerine
de uygulama zorunda olduğu yönünde anlaşılmayacaktır.
5. 9 uncu maddenin 1 inci fıkrası, 11 inci
maddenin 7 nci fıkrası veya 12 nci maddenin 6 ncı fıkrası hükümlerinin
uygulanacağı haller hariç olmak üzere, bir Âkit Devlet teşebbüsünce diğer Âkit
Devletin bir mukimine ödenen faiz, gayrimaddi hak bedeli ve diğer ödemeler, bu
teşebbüsün vergilendirilebilir kazancının belirlenmesinde, sözkonusu ödemeler
aynı koşullarda ilk bahsedilen Devletin bir mukimine yapılmış gibi
indirilebilecektir.
6. Bu maddede yer alan
hiçbir hüküm, Güney Afrika'nın, Türkiye mukimi olan bir şirketin Güney
Afrika'daki bir işyerine atfedilebilen kazancını, şirket kazançlarına uygulanan
normal vergi oranını beş puan aşmayacak şekilde vergilendirmesini
engellemeyecektir.
Bu fıkra hükümleri,
yalnızca, Güney Afrika mukimi olmayan şirketlerin şubelerine halihazırda
uygulanan Şirketlerden alınan İkinci Vergi muafiyeti yürürlükte olduğu sürece
uygulanacaktır.
7. Bu madde hükümleri, bu
Anlaşmanın 2 nci maddesinde kavranan vergilere uygulanacaktır.
Madde 24
BİLGİ DEĞİŞİMİ
1. Âkit Devletlerin
yetkili makamları, bu Anlaşma hükümlerinin yürütülmesi için gerekli olan
bilgileri veya Anlaşma ile uyumsuzluk göstermediği sürece, Âkit Devletler,
politik alt bölümleri ya da mahalli idareleri tarafından alınan her çeşit ve
tanımdaki vergilerle ilgili iç mevzuat hükümlerinin yürütülmesi için gerekli
olan bilgileri değişime tâbi tutacaklardır. Bilgi değişimi 1 inci ve 2 nci maddelerle sınırlı değildir. Bir
Âkit Devlet tarafından alınan her türlü bilgi, o Devletin kendi iç mevzuatı
çerçevesinde elde ettiği bilgiler gibi gizli tutulacak ve yalnızca ilk cümlede
belirtilen vergilerin tahakkuk veya tahsilleri veya cebri icra ya da cezasıyla
ve bu hususlardaki şikayet ve itirazlara bakmakla görevli kişi veya makamlara
(adli makamlar ve idari kuruluşlar dahil) verilebilecektir. Bu kişi veya
makamlar sözkonusu bilgileri yalnızca bu amaçlar doğrultusunda
kullanacaklardır. Bu kişi veya makamlar sözkonusu bilgileri mahkeme
duruşmalarında veya adli kararlar alınırken açıklayabilirler.
2. 1 inci fıkra
hükümleri, hiçbir surette bir Âkit Devleti:
a) Kendisinin veya diğer
Âkit Devletin mevzuatına veya idari uygulamalarına uymayacak idari önlemler
alma;
b) Kendisinin veya diğer
Âkit Devletin mevzuatı veya normal idari işlemleri çerçevesinde elde edilemeyen
bilgileri sunma;
c) Herhangi bir ticari, sınai, mesleki sırrı veya ticari süreci veya
aleniyeti kamu düzenine aykırı düşen bilgileri verme
yükümlülüğü altına
sokacak şekilde yorumlanamaz.
Madde 25
KARŞILIKLI ANLAŞMA USULÜ
1. Bir Âkit Devlet
mukimi, Âkit Devletlerden birinin veya her ikisinin işlemlerinin kendisi için
bu Anlaşmanın hükümlerine uygun düşmeyen bir vergileme yarattığı veya
yaratacağı kanaatine vardığında, bu Devletlerin iç mevzuatlarında öngörülen
müracaat usulleriyle bağlı kalmaksızın, olayı mukimi olduğu Âkit Devletin
yetkili makamına veya durumu 23 üncü maddenin 1 inci fıkrasına uygun düşerse,
vatandaşı olduğu Âkit Devletin yetkili makamına arzedebilir. Sözkonusu müracaat,
Âkit Devletlerin iç mevzuatlarında öngörülen süre içerisinde yapılmalıdır.
2. Sözkonusu yetkili
makam, itirazı haklı bulmakla beraber kendisi tatminkar bir çözüme ulaşamadığı
takdirde, Anlaşmaya ters düşen bir vergilemeyi önlemek amacıyla, diğer Âkit
Devletin yetkili makamıyla karşılıklı anlaşmaya gayret sarfedecektir. Anlaşmaya
varılan her husus, Âkit Devletlerin iç mevzuatlarında öngörülen süre içerisinde
uygulanacaktır.
3. Âkit Devletlerin
yetkili makamları, Anlaşmanın yorumundan veya uygulanmasından kaynaklanan her
türlü güçlüğü veya tereddütü karşılıklı anlaşmayla çözmek için gayret
göstereceklerdir. Yetkili makamlar aynı zamanda, Anlaşmada ele alınmayan
durumlardan kaynaklanan çifte vergilendirmenin ortadan kaldırılması için de
birbirlerine danışabilirler.
4. Âkit Devletlerin
yetkili makamları, bundan önceki fıkralarda belirtilen hususlarda anlaşmaya
varabilmek için birbirleriyle doğrudan haberleşebilirler. Anlaşmaya varabilmek
için sözlü görüş alış-veriş gerekli görüldüğünde, bu görüşme Âkit Devletlerin
yetkili makamlarının temsilcilerinden oluşan bir komisyon kanalıyla
yürütülebilir.
Madde 26
DİPLOMAT HÜVİYETİNDEKİ MEMURLAR VE
KONSOLOSLUK MEMURLARI
Bu Anlaşma hükümleri,
diplomat hüviyetindeki memurların veya konsolosluk memurlarının uluslararası
hukukun genel kuralları veya özel anlaşma hükümleri uyarınca yararlandıkları
mali ayrıcalıkları etkilemeyecektir.
Madde 27
YÜRÜRLÜĞE GİRME
1. Âkit Devletlerden her
biri, bu Anlaşmanın yürürlüğe girmesi
için kendi iç mevzuatında öngörülen işlemlerin tamamlandığını diğerine
bildirecektir. Anlaşma, bu bildirimlerden sonuncusunun alındığı tarihte
yürürlüğe girecektir.
2. Anlaşmanın hükümleri:
a) Kaynakta tevkif edilen
vergiler yönünden, Anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihi izleyen Ocak ayının
birinci günü veya daha sonra ödenen veya borçlanılan miktarlar için; ve
b) Diğer vergiler
yönünden, Anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihi izleyen Ocak ayının birinci günü
veya daha sonra başlayan vergilendirme yılları için
hüküm ifade edecektir.
Madde 28
YÜRÜRLÜKTEN KALKMA
1. Bu Anlaşma süresiz
olarak yürürlükte kalacak, ancak Âkit Devletlerden her biri, Anlaşmanın
yürürlüğe girdiği yıldan sonra başlayan 5 yıllık bir süreden sonraki herhangi
bir takvim yılının Haziran ayının 30 uncu gününden önce diplomatik yollardan
fesih ihbarnamesi vermek suretiyle Anlaşmayı feshedebilecektir.
2. Bu durumda Anlaşma:
a) Kaynakta tevkif edilen
vergiler yönünden, fesih ihbarnamesinin verildiği takvim yılının bitiminden
sonra ödenen veya borçlanılan miktarlar için; ve
b) Diğer vergiler
yönünden, fesih ihbarnamesinin verildiği takvim yılının bitiminden sonra
başlayan vergilendirme yılları için
hüküm ifade etmeyecektir.
BU HUSUSLARI TEYİDEN
aşağıda imzaları bulunan, Hükümetleri tarafından tam yetkili kılınan
temsilciler, bu Anlaşmayı imzaladılar ve mühürlerini vazettiler.
Türk ve İngiliz dillerinde,
her iki metin de aynı derecede geçerli olmak üzere 03/03/2005 tarihinde,
Pretoria'da düzenlenmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Güney
Afrika Cumhuriyeti
Adına Adına
(İmza) (İmza)