Dönem: 22 Yasama Yılı: 4
TBMM (S. Sayısı: 1127)
Türkiye Cumhuriyeti ile
Bosna Hersek Arasında Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte
Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri KomisyonuRaporu (1/1103)
Not: Tasarı; Başkanlıkça
Plan ve Bütçe ile Dışişleri komisyonlarına havale edilmiştir.
|
T.C. |
|
|
Başbakanlık |
|
|
Kanunlar ve Kararlar |
|
|
Genel Müdürlüğü |
21/9/2005 |
|
Sayı:
B.02.0.KKG.0.10/101-1168/4230 |
|
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Dışişleri Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 5/9/2005 tarihinde kararlaştırılan “Türkiye Cumhuriyeti ile Bosna Hersek Arasında Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan
GEREKÇE
Türkiye Cumhuriyeti ile
Bosna Hersek arasında sermaye, teknoloji ve hizmet hareketlerinin
geliştirilmesi, her iki Devletin de refahına katkıda bulunacaktır. Bu unsurlara
ilişkin hareketlerin geliştirilmesinde çifte vergilendirme nedeniyle ortaya
çıkan sorunların çözümü önem arz etmektedir. Bu amaçla, Türkiye Cumhuriyeti ile
Bosna Hersek arasında 16 Şubat 2005 tarihinde Saraybosna'da "Gelir ve
Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması"
imzalanmıştır.
Anlaşma ile gerçek ve
tüzel kişilerin aynı gelir üzerinden iki Devlette birden vergilendirilmesinin
(çifte vergilendirme) önlenmesi amaçlanmaktadır. Bu amacı sağlamak üzere,
vergileme hakkı, gelir unsurları itibarıyla ikamet edilen veya kaynak
Devletlerden birine bırakılmakta, bu mümkün olmazsa iki Devlet arasında
paylaştırılmaktadır. Böylece, Âkit Devletlerden birinde yatırım yapan,
teknoloji veya hizmet sunan diğer devlet mukimlerinin, o Devletin
mükelleflerine göre daha ağır vergilendirilmesine engel olunmakta ve
teşebbüslerin risk almadan önce, karşılarına çıkacak her türlü vergi ile ilgili
mükellefiyeti hesaplayabilmeleri sağlanmaktadır. Çifte vergilendirmenin Âkit
Devletlerde önlenmesi ile Bosna Hersekli yatırımcılar için Türkiye'nin, Türk
yatırımcılar için ise Bosna Hersek'in daha cazip hale geleceği tabiidir.
Anlaşmanın kapsamına
aldığı vergiler açısından çifte vergilendirmenin ve vergi kaçakçılığının nasıl
önleneceği ve muhtelif gelir unsurlarının vergilendirilmesine ilişkin ilkeler
ve düzenlemeler, ilişikte yer alan Anlaşmanın madde gerekçelerinde
ayrıntılarıyla açıklanmıştır.
ANLAŞMA MADDELERİNİN GEREKÇELERİ
"Türkiye Cumhuriyeti
ile Bosna Hersek Arasında Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte
Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması" 30 maddeden meydana gelmiştir. Anlaşma
maddelerinin gerekçeleri aşağıda belirtilmiştir.
Madde 1- Kapsanan Kişiler
1 inci madde hükmü
gereğince bu Anlaşma, Âkit Devletlerden birinin veya her ikisinin mukimi olan
kişilere uygulanacaktır.
Diğer bir ifade ile bu
Anlaşma, milliyet farkı gözetilmeksizin Âkit Devletler (Türkiye ve Bosna Hersek)
den birinde veya her ikisinde mukim olan kişileri kapsamına almaktadır.
Madde 2- Kavranan Vergiler
Bu madde, Anlaşmanın
kavradığı vergilerin belirlenmesinde ve tarifinde açıklığı temin etme amacını
gütmektedir.
Maddenin 1 inci fıkrası,
Anlaşmanın ne şekilde alındığına bakılmaksızın bir Âkit Devlette, politik alt
bölümlerinde veya mahalli idarelerinde gelir ve servet üzerinden alınan
vergilere uygulanacağını belirtmektedir.
2 nci fıkra, gelir ve
servet üzerinden alınan vergilerin kapsamını belirlemektedir.
3 üncü fıkrada,
Anlaşmanın Âkit Devletlerdeki mevcut vergilerden hangilerine uygulanacağı
belirtilmektedir. Anlaşma kapsamına giren vergilerin; Türkiye'de gelir ve
kurumlar vergisi; Bosna Hersek' de ise maaş üzerinden alınan vergi,
teşebbüslerin kazancı üzerinden alınan vergi, iktisadi ve mesleki
faaliyetlerden elde edilen kazanç üzerinden alınan vergi, tarımsal
faaliyetlerden elde edilen gelir üzerinden alınan vergi, emlak üzerinden alınan
vergi, mülkiyet ve mülkiyet haklarından elde edilen gelir üzerinden alınan
vergi, telif hakları, patentler ve teknik yeniliklerden elde edilen gelir
üzerinden alınan vergi, gerçek kişilerin gayrisafi gelirleri üzerinden alınan
vergiden ibaret olduğu belirtilmiştir.
4 üncü fıkra, Anlaşmanın
imza tarihinden sonra mevcut vergilere ilave olarak veya onların yerine alınan
ve mevcut vergilerle aynı nitelikte olan veya onlara önemli ölçüde benzeyen
vergilerin de Anlaşma kapsamına gireceğini hükme bağlamakta, ayrıca, Âkit
Devletlerin yetkili makamlarının, ilgili mevzuatlarında yaptıkları önemli
değişiklikleri birbirlerine bildirmelerini öngörmektedir.
Madde 3- Genel Tanımlar
Bu maddede, Anlaşmada
kullanılan terimlerin yorumu için gerekli genel tanımlar yer almaktadır.
Söz konusu maddede
sırasıyla, "Bir Âkit Devlet" ve "Diğer Âkit Devlet"
"Türkiye", "Bosna Hersek", "Politik Alt Bölüm",
"Vatandaş", "Kişi", "Şirket", "Bir Âkit
Devletin Teşebbüsü" ve "Diğer Âkit Devletin Teşebbüsü", "Uluslararası
Trafik", "Yetkili Makam" terimlerinin tanımı yer almaktadır.
Maddenin 2 nci fıkrasında,
Anlaşmada tanımlanmamış terimlerin, Âkit Devletlerin iç mevzuatlarında
öngörülen anlamları taşıdığı öngörülmekte ve Âkit Devletlerin yürürlükteki
vergi mevzuatlarında bu terime karşılık gelen anlamın diğer mevzuatlarındaki
anlama göre üstünlük taşıyacağı belirtilmektedir.
Madde 4- Mukim
Âkit Devletlerin
vergileme yetkisi, Anlaşmanın birçok maddesinde doğrudan doğruya
"mukim" kavramına göre çözümlenmektedir. Bu çerçevede, gerçek ve
tüzel kişilerin hangi Devletin mukimi addedileceği hususu büyük bir önem arz
etmektedir.
Maddenin 1 inci
fıkrasında, gerçek ve tüzel kişiler arasında ayrım yapılmaksızın, Âkit
Devletlerin iç mevzuatı gereğince ev, ikametgah, kanuni merkez, yönetim yeri
veya benzer yapıda diğer herhangi bir kriter nedeniyle vergi mükellefiyeti
altına giren kişi "mukim" addedilmektedir. Gelir Vergisi Kanunumuz
Türkiye'de yerleşmiş gerçek kişileri, Kurumlar Vergisi Kanunumuz ise kanuni ve
iş merkezi Türkiye'de bulunan kurumları tam mükellef addettiğinden, 1 inci
fıkra hükmüyle vergi hukukumuza tam bir paralellik sağlanmaktadır.
2 nci fıkrada, gerçek
kişilerin 1 inci fıkrada belirtilen kriterler nedeniyle her iki Devletin de
mukimi addedilmesi halinde, bu kişilerin hangi kıstaslar kullanılmak suretiyle
yalnızca bir Devletin mukimi addedileceği hususu çözümlenmektedir.
3 üncü fıkrada ise,
gerçek kişi dışında kalan kişilerin her iki Âkit Devletin de mukimi olması
halinde, mukimliğin tayininde bu kişilerin etkin yönetim yerinin esas alınacağı
hükme bağlanmıştır.
Madde 5- İşyeri
İşyerinin tanımına
ilişkin bu madde son derece önemlidir. Bilindiği üzere, Gelir ve Kurumlar
Vergisi Kanunlarımız, dar mükellefler açısından ticari kazancın Türkiye'de elde
edilmiş sayılması için, kazanç sahiplerinin Türkiye'de işyerinin bulunmasını
veya daimi temsilci bulundurmasını ve kazancın bu yerlerde veya bu temsilciler
vasıtasıyla yapılan işlerden doğmasını şart koşmaktadır. Aynı şekilde,
Anlaşmanın 7 nci maddesinde de yalnızca işyerine atfedilebilen ticari kazancın
kaynak devlette vergilenebileceği prensibi getirilmiştir.
7 fıkra halinde
düzenlenen bu maddede, hangi durumlarda bir işyerinin oluşup oluşmayacağı
hususu bütün ayrıntılarıyla açıklanmaktadır.
1 inci fıkrada,
"işyeri" teriminin genel bir tanımı yapılmaktadır.
2 nci fıkrada, kapsama
özellikle dahil edilen işyerlerine örnekler verilmektedir ki bunlar, yönetim
yeri, şube, büro, fabrika, atölye, maden ocağı, petrol veya doğal gaz kuyusu,
taşocağı veya doğal kaynakların çıkarıldığı diğer herhangi bir yerin işyeri
oluşturduğu belirtilmektedir.
3 üncü fıkrada ise, 12
ayı aşan bir süre devam eden bir inşaat şantiyesi, yapım, montaj veya kurma
projesi veya bunlarla ilgili gözetim faaliyetlerinin bir işyeri oluşturacağı
hükmü yer almaktadır.
4 üncü fıkrada, işyeri
kapsamı dışında kalan hususlar belirtilmiştir.
5 inci fıkrada, daimi
temsilcilik düzenlenmiştir. Bu fıkraya göre, bir kişi teşebbüs adına mukavele
akdetme yetkisine sahip olur ve bu yetkisini düzenli olarak kullanırsa, bu
faaliyetler 4 üncü fıkrada belirtilen ve işe ilişkin sabit bir yerden yapılması
durumunda bu yeri işyeri haline getirmeyen nitelikteki faaliyetlerle sınırlı
olmadıkça, bu teşebbüs, bu kişinin teşebbüs adına gerçekleştirdiği her türlü
faaliyet dolayısıyla bir işyerine sahip kabul edilecektir.
Anlaşmada işyeri ve daimi
temsilci ayrı ayrı maddelerde düzenlenmeyip, her ikisi de "işyeri"
maddesinde düzenlendiğinden, bu fıkra hükmüyle, Gelir Vergisi Kanunu'nun dar
mükelleflerin ticari kazançlarının Türkiye'de vergilendirilmesine imkan tanıyan
daimi temsilciliğe ilişkin hükümleri Anlaşmaya yansıtılmış olmaktadır.
6 ncı fıkrada, bir Âkit
Devlet teşebbüsünün diğer Âkit Devlette, işlerini yalnızca kendi işlerine
olağan şekilde devam eden bir simsar, bir genel komisyon acentesi veya bağımsız
statüye sahip bir acente vasıtasıyla yürütmesi halinde bu Devlette bir işyerine
sahip kabul olunmayacağı belirtilmektedir.
7 nci fıkrada ise, iki
ayrı Âkit Devlette mukim olan şirketlerin birbirlerini kontrol etmesinin,
bunlardan herhangi birinin diğeri için bir işyeri oluşturmayacağı hükme
bağlanmıştır.
Madde 6- Gayrimenkul Varlıklardan Elde Edilen Gelir
Bu madde yalnızca
gayrimenkul sermaye iratlarını değil, aynı zamanda gayrimenkullerden
kaynaklanacak her türlü gelir unsurunu (tarım ve ormancılıktan elde edilen
gelir) da kapsamaktadır.
Maddenin 1 inci fıkrası
ile gayrimenkul varlıklardan elde edilen gelirin vergileme hakkı, gayrimenkulün
bulunduğu Âkit Devlete bırakılmaktadır.
2 nci fıkra,
"gayrimenkul varlık" teriminin tanımına ilişkindir.
3 üncü fıkrada,
gayrimenkul varlığın doğrudan kullanımı, kiralanması veya başka bir suretle
kullanımından elde edilen gelire 1 inci fıkra hükmünün uygulanacağı
belirtilmektedir.
4 üncü fıkrada ise, 1 ve
3 üncü fıkra hükümlerinin, bir teşebbüsün gayrimenkul varlıklardan elde ettiği
gelir ile serbest meslek faaliyetlerinin icrasında kullanılan gayrimenkullerden
elde edilen gelire de uygulanacağı öngörülmektedir.
Madde 7- Ticari Kazançlar
Maddenin 1 inci fıkrası,
ticari kazancın vergilendirilmesindeki genel prensibi açıklamaktadır. Buna göre
ticari kazanç, teşebbüsün mukim olduğu Devlette vergilendirilecek, ancak
faaliyetin diğer Âkit Devlette bir işyeri vasıtasıyla yürütülmesi halinde,
kazancın sadece bu işyerine atfedilebilen kısmı diğer Âkit Devlette
vergilendirilebilecektir.
2 nci fıkra, işyeri
kazançlarının hesaplanmasındaki esaslara ilişkindir. Buna göre, işyeri bağımsız
bir teşebbüs gibi ele alınacak ve benzer teşebbüslerin benzer koşullarda elde
etmesi gereken kazanç, söz konusu işyerine atfedilecektir. Böylece,
işyeri-merkez ilişkilerinde emsaline göre yüksek veya düşük fiyatlandırmaya
gidildiğinde olaya müdahale edilip, gerçekçi fiyatların fatura edilmesiyle yeni
bir vergi matrahı belirlenecek ve vergileme bu matrah üzerinden yapılacaktır.
3 üncü fıkra, işyeri
kazancının belirlenmesi sırasında hangi tür giderlerin indirilebileceğine
ilişkindir.
4 üncü fıkra, bir Âkit
Devlete işyerine atfedilen kazancın, teşebbüsün toplam kazancının muhtelif
birimle paylaştırılması esasına göre belirlenmesi halinde, bu Âkit Devletin,
söz konusu işyerinin vergilendirilebilir kazancını bu paylaştırma yöntemine
göre belirleyebileceğini ancak, paylaştırma yöntemine göre bulunan sonucun bu
maddede belirtilen prensiplere uygun olacağını belirtmektedir.
5 inci fıkra, teşebbüs
adına sadece mal veya ticari eşya alımında bulunan işyerine, bu faaliyeti
dolayısıyla kazanç atfedilemeyeceğine ilişkindir.
6 ncı fıkra, bu işyerine
atfedilebilen kazancın geçerli bir neden olmadıkça, her yıl aynı yöntemle
belirleneceğine ilişkindir.
7 nci fıkra, ticari
kazancın, Anlaşmanın diğer maddelerinde belirtilen gelir unsurlarını da
kapsamına alması halinde ilgili madde hükümlerini saklı tutmaktadır.
Madde 8- Deniz, Hava ve Kara Taşımacılığı
1 inci fıkrada, bir Âkit
Devlet teşebbüsünün uluslararası trafik kapsamına giren türden gemi, uçak veya
kara nakil vasıtası işletmeciliğinden elde ettiği gelirlerin yalnızca
teşebbüsün etkin yönetim merkezinin bulunduğu Âkit Devlette vergilendirileceği
öngörülmektedir.
2 nci fıkrada,
uluslararası trafikte gemi, uçak veya kara nakil vasıtası işletmeciliğinden
elde edilen kazançların yanı sıra, arızi olarak konteynerlerin kullanımından
veya kiralanmasından elde edilecek kazançların da bu madde de kapsanacağı
öngörülmektedir.
3 üncü fıkrada, bir
gemicilik teşebbüsünün etkin yönetim merkezi geminin üzerindeyse, bu teşebbüsün
geminin kayıtlı olduğu limanın bulunduğu Âkit Devlette, eğer geminin kayıtlı
olduğu böyle bir liman yoksa, gemiyi işletenin mukim olduğu Âkit Devlette
yerleşik olduğu hükme bağlanmıştır.
4 üncü fıkrada ise, 1
inci fıkrada benimsenen prensibin, ortaklık, ortak teşebbüs veya uluslararası
işletilen bir acenteye iştirak dolayısıyla elde edilen kazançlar için de
geçerli olduğu hükme bağlanmıştır.
Madde 9- Bağımlı Teşebbüsler
Kurumlar Vergisi
Kanunumuzun 15, 16 ve 17 nci maddelerinde düzenlenen örtülü kazanç ve örtülü
sermaye ile ilgili olan bu maddede, bağımlı teşebbüslerin, bağımsız
teşebbüslere oranla farklı ticari ilişkilere ve farklı fiyatlandırmalara
yönelmeleri halinde Âkit Devletlerin ne tür tedbirler alabileceği hükme
bağlanmaktadır.
1 inci fıkra, bağımlı
teşebbüslerin gerekli itinayı göstermeyip, bağımsız teşebbüsler arasında
geçerli olan fiyatlardan sapmaları halinde, vergi kaybına uğrayan Âkit Devlete
ek vergi alma hakkını vermektedir. Bu ek vergileme sonunda diğer Devletin,
kendi mükellefi olan bağımlı teşebbüs için yapacağı matrah ve vergi indirimleri
ise 2 nci fıkrada düzenlenmiştir.
Madde 10- Temettüler
1 inci fıkra,
temettülerin vergilendirilmesindeki genel ilke ile ilgili olup, temettü
gelirinin esas itibariyle temettü gelirini elde edenin mukim olduğu Âkit
Devlette vergilendirileceğini öngörmektedir.
2 nci fıkra,
temettülerin, temettüyü ödeyen şirketin mukim olduğu, yani temettülerin doğduğu
Devlette de vergilendirilebileceğini öngörmektedir. Ancak, diğer Âkit Devlet
mukimine ödenen temettü üzerinden kaynak Devlette alınacak vergi temettü ödeyen
şirketin sermayesine en az % 25 oranında iştirak eden şirketler için % 5, diğer
bütün durumlarda % 15'ini aşamayacaktır.
Ayrıca fıkrada, Âkit
Devletlerin yetkili makamlarının bu sınırlandırmanın uygulama şeklini
karşılıklı anlaşma yolu ile belirleyecekleri ve bu fıkranın temettülerin
ödendiği kazançlar bakımından şirket vergilenmesine etki etmeyeceği de
belirtilmektedir.
3 üncü fıkrada,
"temettü" teriminin tanımı yapılmaktadır.
4 üncü fıkrada, işyeri
kazancının 7 nci madde (Ticari Kazançlar) çerçevesinde vergilendirildikten
sonra, kalan kazanç üzerinden bu maddenin 2 nci fıkrasına göre de
vergilendirilebileceği öngörülmektedir.
5 inci fıkrada, temettü
lehdarının, temettüyü ödeyen şirketin mukim olduğu Âkit Devlette bir işyeri
vasıtasıyla orada ticari faaliyette veya bu diğer Devlette yer alan sabit bir
yer vasıtasıyla serbest meslek faaliyetinde bulunması ve söz konusu temettü
elde ediş olayı ile bu işyeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunması
halinde, 1 ve 2 nci fıkra hükümleri çerçevesinde vergilendirilmeyeceği
öngörülmektedir. Bu durumda, ticari kazanca ilişkin 7 nci madde veya serbest
meslek kazancına ilişkin 14 üncü madde hükümleri uygulanacaktır.
6 ncı fıkra, bu maddenin
4 üncü fıkra hükümleri saklı kalmak üzere, bir Âkit Devletin, kendisinden
kazanç veya gelir elde eden ve diğer Âkit Devletin mukimi olan bir şirketin
dağıttığı temettüler üzerinden veya dağıtmadığı kazançlardan herhangi bir vergi
alamayacağını öngörmektedir. Böylece, kaynak Devletin vergileme yetkisi kurum
kazancına uygulanmakta, ancak, bu kurumdan kâr payı elde eden kişilere doğru
bir genişlemeye müsaade edilmemektedir. Fıkrada ayrıca, temettünün, kazanç veya
gelirin elde edildiği Devletin mukimlerine ödenmesi ve bu kazanç veya gelirin
elde edildiği Devletteki işyeri ile ödenen temettüler arasında önemli bir bağ
bulunması hallerinin kaynak Devlette vergilendirmeme prensibine istisna teşkil
ettiği belirtilmektedir.
Madde 11- Faiz
1 inci fıkra, faizlerin
vergilendirilmesindeki genel ilkeyi belirlemektedir. Buna göre, faizi
vergilendirme hakkı lehdarın mukim olduğu Âkit Devlete ait olmaktadır.
2 nci fıkrada, faizlerin
doğduğu Âkit Devlete, faizin gayrisafi tutarı üzerinden azami % 10 vergi alma
hakkı tanınacağı öngörülmektedir. Ayrıca fıkrada, Âkit Devletlerin yetkili
makamlarının bu sınırlandırmanın uygulama şeklini karşılıklı anlaşma yolu ile
belirleyecekleri belirtilmektedir.
3 üncü fıkra, Türkiye
Hükümeti ile Bosna Hersek Hükümetine veya Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ile
Bosna Hersek Merkez Bankasına veya Türk Eximbank'a ödenen faizlerin karşılıklı
olarak vergiden muaf tutulmasına ilişkindir.
4 üncü fıkrada,
"faiz" teriminin kapsamı belirlenmiştir.
5 inci fıkra, diğer
Devlette bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette veya sabit bir yer
vasıtasıyla serbest meslek faaliyetinde bulunulması ve faizin ödendiği alacak
ile bu işyeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunması halinde, söz
konusu faizin bu maddenin 1 inci ve 2 nci fıkra hükümleri çerçevesinde değil,
ticari kazanca ilişkin 7 nci madde veya serbest meslek faaliyetlerine ilişkin
14 üncü madde hükümleri çerçevesinde vergilendirilmesini öngörmektedir.
6 ncı fıkra, faiz
gelirlerinin hangi durumda bir Âkit Devlette elde edilmiş sayılacağını hükme bağlamaktadır.
Buna göre, faiz ödeyenin Devletin kendisi, politik alt bölümü, mahalli idaresi,
bu Devletin bir mukimi tarafından ödenen faizin mukim olunan Devlette elde
edildiği kabul edilecektir. Ancak, faiz ödeyen kişinin bir Âkit Devlette faiz
ödemeye neden olan borç-alacak ilişkisiyle bağlantılı bir işyerine veya sabit
yere sahip olması durumunda faizin bu işyerinin veya sabit yerin bulunduğu
Devlette elde edildiği kabul olunacaktır.
7 nci fıkra faiz
miktarının belirlenmesinde muvazaa durumunu açıklığa kavuşturmaktadır. Fıkra
hükmüne göre muvazaa yapabilecek kişiler, aralarında özel ilişki bulunan faiz
ödeyici ile faiz lehdarı veya her ikisiyle bir başka kişi olarak
belirtilmektedir. Muvazaa durumu ise, özel ilişkinin olmadığı hallerde, kişiler
arasında kararlaştırılan faiz miktarını aşan bir faizin ödenmesi olarak ortaya
konmuştur. Bu durumda fazla kısım, bu maddede tanımlanan ve indirimli vergiye
tabi olan bir faiz olarak nitelendirilmeyip, Anlaşmanın diğer hükümleri de
dikkate alınarak Âkit Devletlerin iç mevzuatına göre vergilendirilecektir.
Madde 12- Gayrimaddi Hak Bedelleri
1 inci fıkra,
vergilemedeki genel ilkeyi belirlemekte ve vergileme hakkını ödeme yapılan
kişinin mukim olduğu Devlete tanımaktadır.
2 nci fıkra hükmü,
gayrimaddi hak bedellerinin elde edildiği Devlete de % 10'u aşmayacak şekilde
vergi alma hakkı tanımaktadır. Ayrıca fıkrada, Âkit Devletlerin yetkili
makamlarının bu sınırlandırmanın uygulama şeklini karşılıklı anlaşma yolu ile
belirleyecekleri belirtilmektedir.
3 üncü fıkra, gayrimaddi
hak bedellerinin tanımı ile ilgilidir.
4 üncü fıkrada, bir
işyeri veya sabit yer vasıtasıyla elde edilen gayrimaddi hak bedellerinin
indirimli vergi oranına göre değil, ticari kazanca ilişkin 7 nci madde veya
serbest meslek faaliyetlerine ilişkin 14 üncü madde hükümlerine göre
vergilendirileceği öngörülmektedir.
5 inci ve 6 ncı
fıkralarda, faizde olduğu gibi gayrimaddi hak bedellerinin nerede elde edilmiş
sayılacağı ve muvazaalı durumlarda nasıl vergilendirileceğine ilişkin özel
hükümler yer almaktadır.
Madde 13- Sermaye Değer Artış Kazançları
1 inci fıkrada, 6 ncı
maddede tanımlanan gayrimenkul varlıkların elden çıkarılmasından doğan
kazançların, bu varlıkların bulunduğu Âkit Devlette vergilendirileceği
öngörülmektedir.
2 nci fıkrada, bir işyerinin
aktifine dahil olan veya serbest meslek faaliyetinin icrasında kullanılan sabit
yere ait menkul varlıkların ve bu işyeri veya sabit yerin elden çıkarılmasından
doğan kazançların, bu işyerinin veya sabit yerin bulunduğu Âkit Devlette
vergilendirileceği hükme bağlanmıştır.
3 üncü fıkrada,
uluslararası trafikte işletilen gemi, uçak veya kara nakil vasıtaları ile
bunların işletilmesiyle ilgili menkul varlıkların elden çıkarılmasından doğan
kazançların, yalnızca teşebbüsün etkin yönetim merkezinin bulunduğu Âkit
Devlette vergilendirileceği öngörülmektedir.
4 üncü fıkrada, bu
maddenin diğer fıkralarında sayılanların dışında kalan varlıkların elden
çıkarılmasından doğan kazançların bu varlıkları elden çıkaranların mukim olduğu
Âkit Devlette vergilendirileceği öngörülmektedir.
Madde 14- Serbest Meslek Faaliyetleri
Maddenin 1 inci
fıkrasında, serbest meslek hizmetleri veya bağımsız nitelikteki diğer
faaliyetlerden elde edilen kazançların, kazancı elde edenin mukim olduğu
Devlette vergilendirileceği hükme bağlanmıştır. Bununla beraber, bu kişinin
diğer Devlette bulunan sabit bir yerden veya bu diğer Devlette ilgili mali yıl
içinde bir veya birkaç seferde toplam 183 günü aşan faaliyet icrasından elde
ettiği kazancın kaynak Devlette de vergilendirilebileceği hükmüne yer
verilmiştir.
2 nci fıkrada,
"serbest meslek faaliyetleri" teriminin tanımı yapılmaktadır.
Madde 15- Bağımlı Faaliyetler
1 inci fıkrada, bağımlı
faaliyetlerin vergilendirilmesine ilişkin genel kural belirtilmektedir. Buna
göre, hizmetin diğer Devlette ifa edilmemesi şartıyla, bir Âkit Devlet
mukimince elde edilen ücret, maaş ve diğer benzeri gelirler mukim olunan
Devlette vergilendirilecektir. Hizmetin diğer Devlette ifa edilmesi halinde,
belli şartlarla kaynak Devlete de vergileme yetkisi tanınabilecektir. Ancak söz
konusu kural, bu Anlaşmanın 16, 18, 19, 20 ve 21 inci maddelerinde öngörülen
hükümleri herhangi bir şekilde etkilemeyecektir. Diğer bir ifadeyle, müdürlere
yapılan ödemeler, emekliler, kamu görevlileri, öğrenciler, profesör ve öğretmenler
15 inci maddeye göre değil, kendileriyle ilgili maddelere göre
vergilendirileceklerdir.
2 nci fıkrada, ücretin
sadece mukim Devlette vergilendirilmesi için hangi şartların bir arada aranması
gerektiği belirtilmektedir. Kaynak Devletin vergileme yapabilmesi için,
öngörülen bu şartlardan birinin ihlali yeterlidir. Bir başka ifadeyle, diğer
Devlette hizmet ifa eden bir Âkit Devlet mukiminin bu Devlette ilgili mali yıl
içinde başlayan veya biten herhangi bir oniki aylık dönemde bir veya bir kaç
seferde toplam 183 günden fazla kalması veya ücret ödemesinin bu diğer Devletin
mukimi olan bir işveren tarafından veya onun adına yapılması ya da söz konusu
ödemenin, işverenin bu diğer Devlette sahip olduğu bir işyerinden veya sabit
yerden yapılması durumunda, elde edilen ücretler kaynak Devlette
vergilendirilecektir.
3 üncü fıkrada, bu
maddenin bundan önceki hükümlerine bakılmaksızın, bir Âkit Devlet mukiminin
diğer Devlette işyeri oluşturmayan 12 aylık süre içinde bir inşaat şantiyesi,
yapım, montaj, kurma projesi veya bunlarla ilgili kontrol faaliyetleri ile
bağlantılı olarak ifa edilen hizmetler veya uluslararası trafikte işletilen
gemi, uçak veya kara nakil vasıtasında ifa edilen hizmet dolayısıyla elde
edilen gelirlerin, mukim olunan Âkit Devlette vergilendirileceği
öngörülmektedir.
Madde 16- Müdürlere Yapılan Ödemeler
Maddede, bir Âkit Devlet
mukiminin diğer Âkit Devlette mukim bir şirketin yönetim kurulu üyesi olması
dolayısıyla elde ettiği ücret ve diğer benzeri ödemelerin, bu diğer Devlette
vergilendirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Madde 17- Sanatçı ve Sporcular
1 inci fıkra, bir Âkit
Devlet mukimi olan sanatçı ve sporcuların iştigal konuları ile ilgili şahsi
faaliyetlerinden dolayı diğer Âkit Devlette elde ettikleri gelirlerin, bu
faaliyetleri icra ettikleri diğer Âkit Devlette vergilendirileceğini hükme
bağlamaktadır. Bu çerçevede, serbest meslek faaliyetleri ile bağımlı
faaliyetleri (ücretler) düzenleyen 14 ve 15 inci madde hükümleri sanatçı ve
sporcular açısından geçerli olmayıp, vergileme yalnızca 17 nci madde kapsamında
yapılacaktır.
2 nci fıkra
organizatörlerle ilgili olup, sanatçı ve sporcuların iştigal konularıyla ilgili
faaliyetlerden doğan gelirin, sanatçı veya sporcuların kendilerine değil de,
bir başka gerçek veya tüzel kişiye yönelmesi halinde, vergilemenin, faaliyetin
icra edildiği Âkit Devlette yapılacağını öngörmektedir. Ancak böyle bir
durumda, ticari kazançların, serbest meslek kazançlarının ve ücretlerin
vergilendirilmesini düzenleyen bu Anlaşmanın 7, 14 ve 15 inci madde hükümleri dikkate
alınmayıp, vergileme yalnızca 17 nci madde kapsamında yapılacaktır.
3 üncü fıkrada, bu
maddedeki fıkranın hükümlerine bakılmaksızın, bir Âkit Devlet mukimi olan
sanatçı veya sporcunun diğer Âkit Devlette icra ettiği şahsi faaliyetlerden
elde ettiği gelirin, bu faaliyetlerin her iki Devletçe de onaylanan kültürel ve
sportif değişim programı çerçevesinde icra edilmesi halinde, sanatçı ve
sporcunun mukim olduğu Âkit Devlette vergilendirileceği öngörülmektedir.
Madde 18- Emekli Maaşları
Maddede, bir Âkit Devlet
mukimine geçmiş hizmetleri karşılığında ödenen emekli maaşları ve benzeri
ödemelerin bunları elde edenin mukim olduğu Devlette vergilendirileceği hükme
bağlanmıştır.
Madde 19- Kamu Görevi
1 inci fıkrada, bir Âkit
Devlete, politik alt bölümüne veya mahalli idaresine bir gerçek kişi tarafından
verilen hizmetler karşılığında bu Devlet, politik alt bölüm veya mahalli idare
tarafından yapılan ve emekli maaşı dışında kalan ödemelerin, yalnızca ödemeyi
yapan Devlette vergilendirileceği öngörülmektedir. Ancak, hizmet diğer Devlette
ifa edildiğinde ve gelir elde eden bu Devletin bir mukimi olduğunda, bu kişinin
aynı zamanda bu Devletin vatandaşı olması veya yalnızca hizmet sunmak için bu
Devletin mukimi durumuna geçmemiş olması şartıyla, elde edilen gelirler,
yalnızca bu diğer Devlette vergilendirilebilecektir.
2 nci fıkrada, bir Âkit
Devlete, politik alt bölümüne veya mahalli idaresine verilen hizmetler
karşılığında, bu Devlet, politik alt bölüm veya idare tarafından oluşturulan
fonlardan ödenen emekli maaşlarının bu Devlette vergilendirilebileceği, bununla
beraber gerçek kişinin bu Devletin bir mukimi ve vatandaşı olması halinde, söz
konusu emekli maaşının yalnızca diğer Âkit Devlette vergilendirileceği
öngörülmektedir.
3 üncü fıkrada ise, kamu
iktisadi kuruluşlarında çalışanlar açısından bu madde hükmünün değil, 15, 16,
17 ve 18 inci madde hükümlerinin geçerli olacağı öngörülmektedir.
Madde 20- Öğrenciler
1 inci fıkrada, öğrenci
veya stajyerin öğrenim veya mesleki eğitimde bulundukları Devlette yararlanacakları
vergi istisnasının sınırları hükme bağlanmaktadır. Buna göre, öğrenci veya
stajyerler yalnızca geçim, öğrenim veya mesleki eğitim masraflarını karşılayan
ve bulundukları Devletin dışındaki kaynaklardan sağlanan paralar dolayısıyla
öğrenim gördükleri veya staj yaptıkları Âkit Devlette vergiye tabi
tutulmayacakları hükme bağlanmıştır.
2 nci fıkrada, diğer Âkit
Devletin mukimlerinin yararlandıkları vergi muafiyeti, istisna veya indirim
hakkının 1 inci fıkrada bahsedilen öğrenci ve stajyerleri için de geçerli
olacağı öngörülmüştür.
Madde 21- Profesör ve Öğretmenler
1 inci fıkrada, öğretmen
ve öğretim üyelerinin iki yılı aşmayan bir süre içinde diğer Devlette yalnızca
kamu yararına yapmış oldukları öğretim veya araştırma karşılığında bu diğer
Devlet dışındaki kaynaklardan elde ettikleri gelirlerin, bu Devlette vergiden
istisna edileceği hükme bağlanmıştır.
2 nci fıkrada, 1 inci
fıkra hükümlerinin, yalnızca kamu menfaatine yönelik olması halinde
uygulanacağı belirtilmektedir.
Madde 22- Diğer Gelirler
1 inci fıkrada, nerede
doğarsa doğsun, bir Âkit Devlet mukimi tarafından elde edilen ve bu Anlaşmanın
bundan önceki maddelerinde kavranmayan gelir unsurlarının, geliri elde eden
kişinin mukim olduğu Devlette vergilendirileceği hükme bağlanmıştır.
2 nci fıkrada, gelir
lehdarının diğer Devlette bir işyerine veya sabit yere sahip olması ve elde
edilen gelirle bu işyeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunması
durumunda, elde edilen gelirin bu maddeye göre değil, ticari kazançlara ilişkin
7 nci madde veya serbest meslek faaliyetlerine ilişkin 14 üncü madde
hükümlerine göre vergilendirileceği hükme bağlanmaktadır.
Madde 23- Servet
Türkiye'de şu anda
yürürlükte olan bir servet vergisi olmamasına rağmen, bu maddenin Anlaşmada yer
almasının nedeni, ileride servet vergisinin kabulü halinde Anlaşmanın bu
vergilere de uygulanmasını sağlamaktır.
1 inci fıkrada, bir Âkit
Devlet mukiminin diğer Âkit Devlette yer alan ve gayrimenkul varlıklardan
oluşan servetini vergileme hakkı, bu diğer Âkit Devlete ait olduğu
belirtilmektedir.
2 nci fıkra, bir işyerine
veya sabit yere ait menkul varlıkların vergilendirilmesi ile ilgilidir. Fıkraya
göre, bir işyerine veya sabit yere ait menkul varlıklardan oluşan servetin
vergileme hakkı, bu işyerinin veya sabit yerin bulunduğu Devlete
bırakılmaktadır.
3 üncü fıkrada,
uluslararası trafikte işletilen gemi, uçak ve kara nakil vasıtaları ile söz
konusu nakil vasıtalarının işletilmesi ile ilgili menkul varlıklardan oluşan
servetin teşebbüsün etkin yönetim merkezinin bulunduğu Âkit Devlette
vergilendirileceği hükme bağlanmıştır.
4 üncü fıkra, bir Âkit
Devlet mukimine ait servetin diğer tüm unsurlarının, yalnızca bu Devlette
vergilendirileceğini öngörmektedir.
Madde 24- Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi
Madde çifte
vergilendirmenin önlenmesi ile ilgilidir.
1 inci fıkrada, bir Âkit
Devlet mukiminin diğer Âkit Devlette vergilendirilebilen bir gelir elde etmesi
veya servete sahip olması durumunda, söz konusu gelirler için diğer Devlette
ödenen vergi, bu mukimin ilk bahsedilen Devlette hesaplanan vergisinden mahsup
edilecektir. Ancak bu mahsup, mahsuptan önce ilk bahsedilen Devlette hesaplanan
vergi miktarını aşmayacaktır.
Bir Âkit Devlet mukimi
tarafından, Anlaşmaya uygun olarak, o Devlette vergiden muaf edilen bir gelir
elde edilmesi veya servete sahip olunması halinde, mukimin geriye kalan geliri
ve servetinin vergisi hesaplanırken, muaf edilen gelir ve servetin de dikkate
alınabileceği belirtilmektedir.
2 nci fıkrada, diğer
Devlette alınan verginin, diğer Devlette ekonomik kalkınmayı hızlandırmaya
yönelik teşvik tedbirleri dolayısıyla alınmayan veya düşük oranlarda alınan
vergileri de kapsayacağı ve bu Devlette ödenmeyen verginin mukim olunan
Devlette ödenmiş gibi mahsubuna imkan verilmektedir. Bu fıkra hükümlerinin,
Anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten sonraki 6 yıllık bir dönem için
uygulanacağı, söz konusu sürenin Âkit Devletlerin yetkili makamlarınca
karşılıklı anlaşmayla uzatılabileceği öngörülmüştür.
Madde 25- Ayrım Yapılmaması
Maddenin 1 inci
fıkrasında, bir Âkit Devletin vatandaşlarına, diğer Âkit Devlette, o Devletin
aynı koşullara sahip vatandaşlarına kıyasla daha değişik veya daha ağır bir
vergilemeye ve buna bağlı mükellefiyetlere tabi tutulmayacakları hükme
bağlanmıştır.
2 nci fıkrada,
teşebbüslerin diğer devlette sahip oldukları işyerlerinin, bu diğer Devletin
aynı faaliyetleri yürüten teşebbüslerine kıyasla daha ağır bir vergilemeye tabi
tutulmayacakları ve Âkit Devletlerin kendi mukimlerine uyguladıkları şahsi
indirimler ile vergi ve matrah indirimlerini, diğer Devletin mukimlerine de
uygulamak zorunda olmadıkları öngörülmektedir.
3 üncü fıkrada,
Anlaşmanın 9 uncu maddesi, 11 inci maddesinin 7 nci fıkrası veya 12 nci
maddesinin 6 ncı fıkrası hükümlerinin uygulanacağı haller hariç olmak üzere,
bir Âkit Devlet teşebbüsünün vergiye tabi kazancı belirlenirken, bu teşebbüsün
diğer Âkit Devletin bir mukimine uyguladığı faiz, gayrimaddi hak bedeli ödemesi
ile diğer ödemelerin, ödemeler sanki ilk bahsedilen Devletin bir mukimine
yapılmış gibi indirilebileceği hükme bağlanmıştır. Aynı şekilde, bir Âkit
Devlet teşebbüsünün, diğer Âkit Devletin bir mukimine olan borcu da, bu
teşebbüsün vergilendirilebilir servetinin belirlenmesinde sözleşme ilk
bahsedilen Devletin mukimiyle yapılmış gibi indirilebileceği hükme
bağlanmıştır.
4 üncü fıkrada, ayrım
yapmama prensibinin, bir Âkit Devletin bir veya birkaç mukimi tarafından
doğrudan veya dolaylı olarak, kısmen ya da tamamen sermayesine sahip olunan
veya kontrol edilen diğer Âkit Devlet teşebbüsleri için de geçerli olduğu
belirtilmektedir.
5 inci fıkrada bu madde
hükümlerinin anlaşmanın kavradığı vergilere uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Madde 26- Karşılıklı Anlaşma Usulü
Maddenin ilk iki fıkrası,
bir kişinin, taraf Devletlerden herhangi birinin veya her ikisinin
işlemlerinin, kendisi açısından bu Anlaşma hükümlerine uygun olmayan sonuçlar
yarattığı veya yaratacağı kanaatine varması halinde sorunun nasıl
çözümleneceğini hükme bağlamaktadır.
1 inci fıkraya göre, bu
kişi durumunu Âkit Devletlerin iç mevzuatlarında öngörülen müracaat usulleriyle
bağlı kalmaksızın, mukim olduğu Âkit Devletin yetkili makamına arz
edebilecektir. Ancak bu kişi, durumunun 24 üncü maddenin 1 inci fıkrasına uygun
olması halinde, Anlaşma hükümlerine aykırı bir vergilendirmeyi doğuran işleme
ilişkin ilk bildirimden itibaren üç yıl içerisinde vatandaşı olduğu Âkit
Devletin yetkili makamına da başvurabilecektir.
2 nci fıkraya göre,
kendisine başvuruda bulunulan yetkili makam itirazı haklı bulur ve kendisi
tatminkar bir çözüme ulaşamaz ise, Anlaşmaya ters düşen vergilemeyi önlemek
amacıyla, diğer Devletin yetkili makamıyla karşılıklı anlaşmaya varmak için
gayret gösterecektir.
Maddenin 3 üncü
fıkrasında, yetkili makamların bu Anlaşmanın yorumundan veya uygulanmasından
kaynaklanan sorunların çözümü için karşılıklı anlaşma usulünü
kullanabilecekleri, 4 üncü fıkrada ise karşılıklı anlaşmanın ne şekilde
yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Madde 27- Bilgi Değişimi
Bu Anlaşmanın
uygulanabilmesi için, iki Âkit Devletin vergi idareleri arasında gerekli
hallerde yakın işbirliğine ihtiyaç duyulmaktadır. Maddede, Âkit Devletlerin
hangi hallerde bilgi değişiminde bulunacakları, elde edilen bilgilerin kimlere
verilebileceği ve bilgi değişiminin sınırları ele alınmıştır.
Madde 28- Diplomat Hüviyetindeki Memurlar ve Konsolosluk
Memurları
Bu maddede, diplomat
hüviyetindeki memurlar ve konsolosluk memurlarının Devletler hukukunun genel
kurallarına veya özel anlaşma hükümlerine göre yararlandıkları vergi
ayrıcalıklarının bu Anlaşma hükümlerinden etkilenmeyeceği belirtilmektedir.
Madde 29 - Yürürlüğe Girme
Bu maddede, Anlaşmanın ne
zaman yürürlüğe gireceği ve vergiler açısından ne zaman hüküm ifade edeceği
belirtilmiştir. Buna göre Anlaşma, onay bildirimlerinin sonuncunun alındığı
tarihte yürürlüğe girecek olup, hükümleri Anlaşmanın yürürlüğe girdiği yılı
takip eden Ocak ayının 1 inci günü veya daha sonra başlayan her vergilendirme
dönemine ilişkin vergiler için uygulanacaktır.
Madde 30- Yürürlükten Kalkma
Maddede, Anlaşmanın
süresiz olarak yürürlükte kalacağı belirtilmekte ve Âkit Devletlerden her
birinin Anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı yıllık bir süreden
sonraki herhangi bir takvim yılının bitiminden en az altı ay önce fesih
ihbarnamesi vermek suretiyle, Anlaşmayı feshedebileceği ve fesih halinin,
ihbarnamenin verildiği yılı izleyen Ocak ayının birinci günü veya daha sonra
başlayan her vergilendirme dönemine ilişkin vergiler yönünden hüküm ifade
etmeyeceği açıklanmıştır.
Dışişleri Komisyonu Raporu
|
Türkiye
Büyük Millet Meclisi |
|
|
Dışişleri
Komisyonu |
|
|
Esas No.:
1/1103 |
21 Mart
2006 |
|
Karar
No.: 144 |
|
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Dışişleri Bakanlığı
tarafından hazırlanarak Bakanlar Kurulunca 21/9/2005 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına sunulan ve Başkanlıkça 4/10/2005 tarihinde tali komisyon
olarak Plan ve Bütçe Komisyonuna, esas komisyon olarak da Komisyonumuza havale
edilen ''Türkiye Cumhuriyeti ile Bosna Hersek Arasında Gelir ve Servet
Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı'', Komisyonumuzun
16/3/2006 tarihli 33 üncü toplantısında Dışişleri ile Maliye Bakanlıkları
temsilcilerinin de katılmalarıyla görüşülmüştür.
Ülkemiz ile Bosna Hersek
arasında gelir ve servet üzerinden
alınan vergiler alanında öngörülen işbirliğine hukuki zemin teşkil etmek üzere
16 Şubat 2005 tarihinde Saraybosna'da
Türkiye Cumhuriyeti ile Bosna Hersek Arasında Gelir ve Servet Üzerinden Alınan
Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması imzalanmıştır.
Tasarı ve gerekçesi incelendiğinde Anlaşma ile;
- Taraf ülkelerde
Anlaşmanın kapsamında bulunan vergi çeşitleri,
- Değişik kaynaklardan
elde edilen gelirlerin vergilendirilmesinde uygulanacak kurallar,
- Taraf ülkelerden
birinde ödenen bir verginin diğer ülkede mahsup edilebilmesi ve şartları,
- Anlaşmanın yürütülmesi
için gerekli bilgi ve belgelerin değişimi,
- Anlaşmanın yürürlüğe
giriş tarihi ve geçerlilik süresi,
konularında
düzenlemelerin öngörüldüğü anlaşılmaktadır.
Komisyonumuzda Tasarının
tümü üzerinde yapılan görüşmelerde,
- Anlaşmanın Türkiye ile
Bosna Hersek arasında gelir ve servet
üzerinden alınan vergilerde çifte vergilendirmeyi önlemeyi öngören bir
tip anlaşma olduğu,
- Anlaşma ile bir ülke
mukiminin bu ülkede herhangi bir kaynaktan gelir elde etmesi durumunda hem
mukim olduğu ülkede hem de vatandaşı
olduğu başka bir ülkede vergilendirilmesinin önlenmesinin amaçlandığı,
- Bosna Hersek ile 2005
yılı itibariyle 150 milyon Dolar dış ticaret hacmimizin bulunduğu,
- Bosna Hersek'te
ülkemiz sermayeli, kayıtlı 50 şirket bulunduğu ve bunlardan 30 şirketin
faal olarak çalıştığı,
- Bosna Hersek'e toplam
80 milyon Avro Türk sermayeli yatırım yapıldığı,
şeklindeki hükümet
temsilcilerinin açıklamalarını takiben Komisyon üyelerimiz tarafından;
- Ülkemiz tarafından
imzalanan ikili anlaşmaların İngilizce dışında Türkçe ve diğer ülke dilinde de
hazırlanması ve her üç metnin de asıl metin olarak imzalanması gerektiği,
- Anlaşmaları hazırlayan
kurumların, ikili anlaşmalarda Türkçe dilinde de asıl nüshaların düzenlemesi ve
imzalaması hususunda gerekli hassasiyeti göstermelerinin Komisyon tarafından
beklendiği,
ifade edilmiştir.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmelerin ardından Tasarı ve gerekçesi
Komisyonumuzca da benimsenerek maddelerin görüşülmesine geçilmiştir.
Tasarının 1 inci, 2 nci,
3 üncü maddeleri ile tümü aynen kabul
edilmiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun
onayına sunulmak üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile arz olunur.
|
Başkan |
Sözcü |
Üye |
|
Mehmet
Dülger |
Mustafa
Dündar |
Mahmut
Koçak |
|
Antalya |
Bursa |
Afyonkarahisar |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Ramazan
Toprak |
V. Haşim
Oral |
Aziz
Akgül |
|
Aksaray |
Denizli |
Diyarbakır |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Muzaffer
Gülyurt |
Halil
Akyüz |
Hüseyin
Kansu |
|
Erzurum |
İstanbul |
İstanbul |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Onur
Öymen |
Ufuk
Özkan |
Nihat Eri |
|
İstanbul |
Manisa |
Mardin |
HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ
METİN
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE BOSNA HERSEK ARASINDA GELİR VE SERVET ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLERDE ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
Madde 1.- 16 Şubat
2005 tarihinde Saraybosna’da imzalanan "Türkiye Cumhuriyeti ile Bosna
Hersek Arasında Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte
Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması"nın onaylanması uygun bulunmuştur.
Madde 2.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
Madde 3.- Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
|
Recep
Tayyip Erdoğan |
|
|
|
Başbakan |
|
|
|
Dışişleri Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet Bak. ve Başb. Yrd. |
|
A. Gül |
A. Şener |
M. A.
Şahin |
|
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
|
B. Atalay |
A. Babacan |
M. Aydın |
|
Devlet Bakanı |
Devlet Bakanı |
Adalet Bakanı |
|
N.
Çubukçu |
K. Tüzmen |
C. Çiçek |
|
Millî Savunma Bakanı |
İçişleri Bakanı |
Maliye Bakanı |
|
M. V.
Gönül |
A. Aksu |
K.
Unakıtan |
|
Millî Eğitim Bakanı |
Bayındırlık ve İskân Bakanı |
Sağlık Bakanı |
|
H. Çelik |
F. N. Özak |
R. Akdağ |
|
Ulaştırma Bakanı |
Tarım ve Köyişleri Bakanı |
Çalışma ve Sos. Güv. Bakanı V. |
|
B.
Yıldırım |
M. M.
Eker |
M. V.
Gönül |
|
Sanayi ve Ticaret Bakanı |
En. ve Tab. Kay. Bakanı |
Kültür ve Turizm Bakanı |
|
A. Coşkun |
M. H.
Güler |
A. Koç |
|
|
Çevre ve Orman Bakanı |
|
|
|
O. Pepe |
|
DIŞİŞLERİ KOMİSYONUNUN
KABUL ETTİĞİ METİN
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE BOSNA HERSEK ARASINDA GELİR VE
SERVET ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLERDE ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMASININ
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
TASARISI
MADDE 1.- Tasarının 1
inci maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
MADDE 2.- Tasarının 2 nci
maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
MADDE 3.-Tasarının 3 üncü
maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
İLE
BOSNA HERSEK
ARASINDA GELİR VE SERVET ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLERDE
ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMASI
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
İLE
BOSNA HERSEK
Gelir ve servet üzerinden alınan vergilerde çifte
vergilendirmeyi önleyen bir anlaşma yapmak isteğiyle,
Aşağıdaki şekilde anlaşmışlardır:
Madde 1
KAPSANAN KİŞİLER
Bu Anlaşma, Âkit
Devletlerden birinin veya her ikisinin mukimi olan kişilere uygulanacaktır.
Madde 2
KAVRANAN VERGiLER
1. Bu Anlaşma, ne şekilde
alındığına bakılmaksızın, bir Âkit Devlet veya politik alt bölümleri ya da
mahalli idareleri tarafından gelir ve servet üzerinden alınan vergilere
uygulanacaktır.
2. Menkul veya
gayrimenkul varlıkların devrinden doğan kazançlara uygulanan vergiler ile
teşebbüsler tarafından ödenen ücret veya maaşların toplam tutarları üzerine
uygulanan vergiler ve bunun yanı sıra sermaye değer artış kazançlarına
uygulanan vergiler dahil olmak üzere, toplam gelir, toplam servet veya gelirin
ya da servetin unsurları üzerinden alınan tüm vergiler, gelir ve servetten
alınan vergiler olarak kabul edilecektir.
3. Anlaşmanın
uygulanacağı şu anda geçerli olan vergiler özellikle:
a) Türkiye'de:
i) gelir vergisi;
ii) kurumlar vergisi;
(Bundan böyle "Türk
vergisi" olarak bahsedilecektir);
b) Bosna Hersek'te:
i) maaş üzerinden alınan
vergi;
ii) teşebbüslerin kazancı
üzerinden alınan vergi;
iii) iktisadi ve mesleki
faaliyetlerden elde edilen kazanç üzerinden alınan vergi;
iv) tarımsal
faaliyetlerden elde edilen gelir üzerinden alınan vergi;
v) mülk üzerinden alınan
vergi;
vi) mülkiyet ve mülkiyet
haklarından elde edilen gelir üzerinden alınan vergi;
vii) telif hakları,
patentler ve teknik yeniliklerden elde edilen gelir üzerinden alınan vergi;
viii) gerçek kişilerin
gayrisafi gelirleri üzerinden alınan vergi;
(Bundan böyle "Bosna
Hersek vergisi" olarak bahsedilecektir).
4. Anlaşma aynı zamanda,
Anlaşmanın imza tarihinden sonra mevcut vergilere ilave olarak veya onların
yerine alınan ve mevcut vergilerle aynı nitelikte olan veya onlara önemli
ölçüde benzeyen vergilere de uygulanacaktır. Âkit Devletlerin yetkili
makamları, vergi mevzuatlarında yapılan önemli değişiklikleri birbirlerine
bildireceklerdir.
Madde 3
GENEL TANIMLAR
1. Bu Anlaşmanın amaçları
bakımından, metin aksini öngörmedikçe:
a) "Bir Âkit
Devlet" ve "Diğer Âkit Devlet" terimleri, metnin gereğine göre,
Türkiye veya Bosna Hersek anlamına gelir;
b) "Türkiye"
terimi, Türkiye'nin egemenlik alanını, karasularını, bunun yanı sıra
uluslararası hukuka uygun olarak doğal kaynakların aranması, işletilmesi ve
korunması amacıyla yargı yetkisi veya egemenlik haklarının kullanıldığı deniz
alanlarını ifade eder;
c) "Bosna
Hersek" terimi, Bosna Hersek'in egemenlik alanını, karasularını, bunun
yanı sıra uluslararası hukuka uygun olarak doğal kaynakların aranması,
işletilmesi ve korunması amacıyla yargı yetkisi veya egemenlik haklarının
kullanıldığı deniz alanlarını ifade eder;
d) "Politik alt
bölüm" terimi, Bosna Hersek yönünden, Bosna Hersek Federasyonunu,
Republika Srpska'yı ve Brcko bölgesini ifade eder;
e) Bir Âkit Devlet
bakımından "vatandaş" terimi:
i) O Âkit Devletin
milliyetine veya vatandaşlığına sahip herhangi bir gerçek kişiyi;
ii) O Âkit Devlette
yürürlükte olan mevzuata göre statü kazanan herhangi bir tüzel kişiliği,
ortaklığı veya derneği
ifade eder;
f) "Kişi"
terimi bir gerçek kişi, bir şirket ve kişilerin oluşturduğu diğer herhangi bir
kuruluşu kapsar;
g) "Şirket"
terimi, herhangi bir kurum veya vergileme yönünden kurum olarak muamele gören
herhangi bir kuruluş anlamına gelir;
h) "Bir Âkit
Devletin teşebbüsü" ve "diğer Âkit Devletin teşebbüsü" terimleri
sırasıyla, bir Âkit Devletin mukimi tarafından işletilen bir teşebbüs ve diğer
Âkit Devletin mukimi tarafından işletilen bir teşebbüs anlamına gelir;
i) "Uluslararası
trafik" terimi, yalnızca diğer Âkit Devlet sınırları içinde
gerçekleştirilen gemi, uçak veya kara nakil vasıtası işletmeciliği hariç olmak
üzere, bir Âkit Devlette etkin yönetim merkezine sahip bir teşebbüs tarafından
gemi, uçak veya kara nakil vasıtası işletilerek yapılan her türlü taşımacılığı
ifade eder;
j) "Yetkili
makam" terimi:
(i) Türkiye'de: Maliye
Bakanı'nı veya yetkili temsilcisini;
(ii) Bosna Hersek'te:
Maliye ve Hazine Bakanlığı'nı veya yetkili temsilcisini
ifade eder.
2. Bu Anlaşmanın bir Âkit
Devlet tarafından herhangi bir tarihte uygulanmasına ilişkin olarak, Anlaşmada
tanımlanmamış herhangi bir terim, metin aksini öngörmedikçe, Anlaşmanın
uygulanacağı vergiler bakımından, o tarihte bu Devletin mevzuatında öngörülen
anlamı taşıyacak ve bu Devletin yürürlükteki vergi mevzuatında yer alan bir
anlam, bu Devletin diğer mevzuatında bu terime verilen anlama göre üstünlük
taşıyacaktır.
Madde 4
MUKİM
1. Bu Anlaşmanın amaçları
bakımından, "Bir Âkit Devletin mukimi" terimi, bu Devlet, herhangi
bir politik alt bölümü veya mahalli idaresi dahil olmak üzere, o Devletin
mevzuatı gereğince ev, ikametgah, kanuni merkez, yönetim yeri veya benzer
yapıda diğer herhangi bir kriter nedeniyle mükellefiyet altına giren kişi
anlamına gelir. Bununla birlikte bu terim, yalnızca o Devletteki kaynaklardan
elde edilen gelir veya o Devletteki servet nedeniyle orada vergiye tabi tutulan
herhangi bir kişiyi kapsamaz.
2. 1 inci fıkra hükümleri
dolayısıyla bir gerçek kişi her iki Âkit Devlettin de mukimi olduğunda, bu
kişinin durumu aşağıdaki şekilde belirlenecektir:
a) Bu kişi, yalnızca
daimi olarak kalabileceği bir evin bulunduğu Devletin mukimi kabul edilecektir.
Eğer kişinin her iki Devlette de daimi olarak kalabileceği bir evi varsa, bu
kişi, yalnızca kişisel ve ekonomik ilişkilerinin daha yakın olduğu Devletin mukimi
kabul edilecektir (hayati menfaatlerin merkezi);
b) Eğer kişinin hayati
menfaatlerinin merkezinin yer aldığı Devlet saptanamazsa veya her iki Devlette
de daimi olarak kalabileceği bir evi yoksa, bu kişi yalnızca kalmayı adet
edindiği evin bulunduğu Devletin mukimi kabul edilecektir;
c) Eğer kişinin her iki
Devlette de kalmayı adet edindiği bir ev varsa veya her iki Devlette de böyle
bir ev söz konusu değilse, bu kişi yalnızca vatandaşı olduğu Devletin mukimi
kabul edilecektir;
d) Eğer kişi her iki Devletin
de vatandaşı ise veya her iki Devletin de vatandaşı değilse, Âkit Devletlerin
yetkili makamları sorunu karşılıklı anlaşmayla çözeceklerdir.
3. Gerçek kişi dışındaki
bir kişi, 1 inci fıkra hükümleri dolayısıyla her iki Âkit Devletin de mukimi
olduğunda, bu kişi yalnızca etkin yönetim yerinin bulunduğu Âkit Devletin
mukimi kabul edilecektir.
Madde 5
İŞYERİ
1. Bu Anlaşmanın amaçları
bakımından "işyeri" terimi, bir teşebbüsün işinin tamamen veya kısmen
yürütüldüğü işe ilişkin sabit bir yer anlamına gelir.
2. "işyeri"
terimi özellikle şunları kapsamına alır:
a) Yönetim yeri;
b) Şube;
c) Büro;
d) Fabrika;
e) Atölye;
f) Maden ocağı, petrol
veya doğal gaz kuyusu, taş ocağı veya doğal kaynakların çıkarıldığı diğer
herhangi bir yer.
3. 12 ayı aşan bir süre
devam eden bir inşaat şantiyesi, yapım, montaj veya kurma projesi veya bunlarla
ilgili gözetim faaliyetleri bir işyeri oluşturur.
4. Bu maddenin daha
önceki hükümleriyle bağlı kalınmaksızın, "işyeri" teriminin aşağıdaki
hususları kapsamadığı kabul edilecektir:
a) Tesislerin, teşebbüse
ait malların veya ticari eşyanın yalnızca depolanması, teşhiri veya teslimi
amacıyla kullanılması;
b) Teşebbüse ait mal veya
ticari eşya stoklarının yalnızca depolama, teşhir veya teslim amacıyla elde
tutulması;
c) Teşebbüse ait mal veya
ticari eşya stoklarının, yalnızca bir başka teşebbüse işlettirilmesi amacıyla
elde tutulması;
d) İşe ilişkin sabit bir
yerin yalnızca teşebbüse mal veya ticari eşya satın alma veya bilgi toplama
amacıyla elde tutulması;
e) İşe ilişkin sabit bir
yerin teşebbüs için yalnızca hazırlayıcı veya yardımcı karakter taşıyan diğer
herhangi bir işin yürütülmesi amacıyla elde tutulması;
f) İşe ilişkin sabit bir
yerin yalnızca (a) ila (e) bentlerinde bahsedilen faaliyetlerin birkaçını bir
arada yürütmek için elde tutulması; ancak, işe ilişkin sabit yerdeki bütün bu
faaliyetlerin bir arada yürütülmesi sonucunda oluşan faaliyetin hazırlayıcı
veya yardımcı karakterde olması şarttır.
5. Bu maddenin 1 inci ve
2 nci fıkralarının hükümleriyle bağlı kalınmaksızın, bir kişi -bu maddenin 6
ncı fıkrasının uygulanacağı bağımsız nitelikteki bir acente dışında- bir Âkit
Devlette, bir teşebbüs adına hareket eder ve bu teşebbüs adına mukavele akdetme
yetkisine sahip olup, bu yetkisini mutaden kullanırsa, bu kişinin faliyetleri,
bu maddenin 4 üncü fıkrasında belirtilen ve işe ilişkin sabit bir yerden
yapılması durumunda bu fıkra hükümlerine göre bu yeri işyeri haline getirmeyen
nitelikteki faaliyetlerle sınırlı olmadıkça, bu teşebbüs, bu Devlette, söz
konusu kişinin teşebbüs için gerçekleştirdiği her türlü faaliyet dolayısıyla
bir işyerine sahip kabul edilecektir.
6. Bir teşebbüs, bir Âkit
Devlette, işlerini yalnızca kendi işlerine olağan şekilde devam eden bir
simsar, genel komisyon acentesi veya bağımsız statüde diğer herhangi bir acente
vasıtasıyla yürüttüğü için o Devlette bir işyerine sahip kabul olunmayacaktır.
7. Bir Âkit Devletin
mukimi olan bir şirket, diğer Âkit Devletin mukimi olan veya bu diğer Devlette
ticari faaliyette bulunan (bir işyeri vasıtasıyla veya diğer bir şekilde) bir
şirketi kontrol eder ya da onun tarafından kontrol edilirse, şirketlerden her
biri diğeri için bir işyeri oluşturmayacaktır.
Madde 6
GAYRİMENKUL VARLIKLARDAN ELDE EDİLEN GELİR
1. Bir Âkit Devlet
mukiminin diğer Âkit Devlette bulunan gayrimenkul varlıklardan elde ettiği
gelir (tarım veya ormancılıktan elde edilen gelir dahil), bu diğer Devlette
vergilendirilebilir.
2. "Gayrimenkul
varlık" terimi, söz konusu varlığın bulunduğu Âkit Devletin mevzuatına
göre tanımlanacaktır.Terim her halükarda, gayrimenkul varlığa müteferri
varlıkları, tarım (balık üretimi ve yetiştiriciliği dahil) ve ormancılıkta
kullanılan araçları ve hayvanları, özel hukuk hükümlerinin uygulanacağı
gayrimenkul mülkiyetine ilişkin hakları, gayrimenkul intifa haklarını ve maden
ocaklarının, kaynakların ve diğer doğal kaynakların işletilmesi veya işletme
hakkı karşılığında doğan sabit ya da değişken ödemeler üzerindeki hakları
kapsayacaktır. Gemiler, uçaklar ve kara nakil vasıtaları gayrimenkul varlık
olarak kabul edilmeyecektir.
3. 1 inci fıkra
hükümleri, gayrimenkul varlığın doğrudan kullanımından, kiralanmasından veya
diğer herhangi bir şekilde kullanımından elde edilen gelire uygulanacaktır.
4. Bu maddenin 1 inci ve
3 üncü fıkra hükümleri aynı zamanda, bir teşebbüsün gayrimenkul varlıklardan
elde ettiği gelir ile serbest meslek faaliyetlerinin icrasında kullanılan
gayrimenkul varlıklardan elde edilen gelire de uygulanacaktır.
Madde 7
TİCARİ KAZANÇLAR
1. Bir Âkit Devlet
teşebbüsüne ait kazanç, söz konusu teşebbüs diğer Âkit Devlette yer alan bir
işyeri vasıtasıyla orada ticari faaliyette bulunmadıkça, yalnızca bu Devlette
vergilendirilecektir. Eğer teşebbüs yukarıda bahsedilen şekilde ticari
faaliyette bulunursa, teşebbüsün kazançları yalnızca işyerine atfedilebilen
miktarla sınırlı olmak üzere bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. Bu maddenin 3 üncü
fıkra hükümleri saklı kalmak üzere, bir Âkit Devlet teşebbüsü diğer Âkit
Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla orada ticari faaliyette bulunduğunda,
her iki Âkit Devlette de bu işyerine atfedilecek kazanç, bu işyeri aynı veya
benzer koşullar altında, aynı veya benzer faaliyetlerde bulunan ayrı ve
bağımsız bir teşebbüs olsaydı ve işyerini oluşturduğu teşebbüsten tamamen
bağımsız bir nitelik kazansaydı ne kazanç elde edecek ise aynı miktarda bir
kazanç olacaktır.
3. Bir işyerinin kazancı
belirlenirken, işyerinin bulunduğu Devlette veya başka yerde yapılan, yönetim
ve genel idare giderleri de dahil olmak üzere işyerinin amaçlarına uygun olan
giderlerin indirilmesine müsaade edilecektir.
4. Bir Âkit Devlette, bir
işyerine atfedilebilir kazancın, teşebbüs toplam kazancının muhtelif birimlere
paylaştırılması esasına göre belirlenmesi mutad olduğu takdirde, bu maddenin 2
nci fıkrasında öngörülen hiçbir hüküm, bu Âkit Devletin, vergilendirilebilir
kazancı mutaden uyguladığı böyle bir paylaştırma yöntemi ile belirlemesine
engel olmayacaktır. Bununla beraber, uygulanacak paylaştırma yöntemi öyle
olacaktır ki, sonuç bu maddede belirlenen prensiplere uygun olacaktır.
5. İşyerine, bu işyeri
tarafından teşebbüs adına yalnızca mal veya ticari eşya satın alınması
dolayısıyla hiç bir kazanç atfedilmeyecektir.
6. Bu maddenin bundan
önceki fıkralarının amaçları bakımından, bir işyerine atfedilen kazanç, aksine
makul ve geçerli bir neden olmadıkça, her yıl aynı yöntemle belirlenecektir.
7. Kazanç, bu Anlaşmanın
diğer maddelerinde ayrı olarak düzenlenen gelir unsurlarını da kapsamına
aldığında, o maddelerin hükümleri bu madde hükümlerinden etkilenmeyecektir.
Madde 8
DENİZ, HAVA VE KARA TAŞIMACILIĞI
1. Uluslararası trafikte
gemi, uçak veya kara nakil vasıtası işletmeciliğinden elde edilen kazançlar,
yalnızca teşebbüsün etkin yönetim merkezinin bulunduğu Âkit Devlette
vergilendirilecektir.
2. Bu maddenin amaçları
bakımından, bir Âkit Devlet teşebbüsünün uluslararası trafikte gemi, uçak veya
kara nakil vasıtası işletmeciliğinden elde ettiği kazançlar,1 inci fıkra
hükümlerinin uygulanacağı kazançlara bağlı olarak arızi şekilde elde edilmesi
koşulu ile konteynerlerin kullanımından veya kiralanmasından elde edilen
kazançları da kapsayacaktır.
3. Bir gemicilik
teşebbüsünün etkin yönetim merkezi geminin bordası ise, bu teşebbüsün, geminin
kayıtlı olduğu limanın bulunduğu Âkit Devlette, eğer geminin kayıtlı olduğu
böyle bir liman yoksa, gemiyi işletenin mukim olduğu Âkit Devlette yerleşik
olduğu kabul edilecektir.
4. 1 inci fıkra hükümleri
aynı zamanda, bir ortaklığa, bir ortak teşebbüse veya uluslararası işletilen
bir acenteye iştirak dolayısıyla elde edilen kazançlara da uygulanacaktır.
Madde 9
BAĞIMLI TEŞEBBÜSLER
1. a) Bir Âkit Devlet
teşebbüsü doğrudan veya dolaylı olarak diğer Âkit Devlet teşebbüsünün yönetim,
kontrol veya sermayesine katıldığında; veya
b) Aynı kişiler doğrudan
veya dolaylı olarak bir Âkit Devlet teşebbüsünün ve diğer Âkit Devlet
teşebbüsünün yönetim, kontrol veya sermayesine katıldığında
ve her iki halde de, iki
teşebbüs arasındaki ticari veya mali ilişkilerde oluşan veya oluşturulan
koşullar, bağımsız teşebbüsler arasında oluşması gereken koşullardan farklılaştığında,
olması gereken, fakat oluşan veya oluşturulan koşullar nedeniyle teşebbüslerden
birinde kendini göstermeyen kazanç, o teşebbüsün kazancına eklenir ve buna göre
vergilendirilebilir.
2. Bir Âkit Devletin
kendi teşebbüsünün kazancına dahil edip vergilendirdiği kazanç, diğer Âkit
Devlette vergilendirilen diğer Devletin teşebbüsünün kazancını içermesi ve aynı
zamanda ilk bahsedilen Devletin kavradığı kazanç, iki teşebbüs arasında olması
gereken koşullar göz önünde tutularak sonradan ilk bahsedilen Devletçe yapılan
hesaplamalar sonucunda belirlenen kazanç olması durumunda, diğer Devlet bu
belirlemenin yerinde olduğu kanaatine varırsa, söz konusu kazanç üzerinden
aldığı verginin miktarında gerekli düzeltmeleri yapacaktır. Bu düzeltme
yapılırken, bu Anlaşmanın diğer hükümleri göz önünde tutulacak ve gerektiğinde
Âkit Devletlerin yetkili makamları birbirlerine danışacaklardır.
Madde 10
TEMETTÜLER
1. Bir Âkit Devletin
mukimi olan bir şirket tarafından diğer Âkit Devletin bir mukimine ödenen
temettüler, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. Bununla beraber söz
konusu temettüler, aynı zamanda temettü ödemesini yapan şirketin mukim olduğu
Âkit Devlette ve bu Devletin mevzuatına göre de vergilendirilebilir; ancak,
temettünün gerçek lehdarı diğer Âkit Devletin mukimi ise, bu şekilde alınacak
vergi aşağıdaki oranları aşmayacaktır:
a) Gerçek lehdar, temettü
ödeyen şirketin sermayesinin doğrudan doğruya en az yüzde 25 ini elinde tutan
bir şirket (ortaklık hariç) ise, gayrisafi temettü tutarının yüzde 5 i;
b) Tüm diğer durumlarda
gayrisafi temettü tutarının yüzde 15 i.
Âkit Devletlerin yetkili
makamları, bu sınırlamaların uygulama yöntemini karşılıklı anlaşma yoluyla
belirleyeceklerdir.
Bu fıkra, içinden temettü
ödemesi yapılan kazançlar yönünden şirketin vergilendirilmesini
etkilemeyecektir.
3. Bu maddede kullanılan
"temettü" terimi, hisse senetlerinden, intifa senetlerinden veya
intifa haklarından, madencilik hisselerinden, kurucu hisse senetlerinden veya
alacak niteliğinde olmayıp kazanca katılmayı sağlayan diğer haklardan elde
edilen gelirler ile dağıtımı yapan şirketin mukim olduğu Devletin mevzuatına
göre, vergileme yönünden hisse senetlerinden elde edilen gelirle aynı muameleyi
gören diğer şirket haklarından elde edilen gelirleri ve Türkiye yönünden, aynı
zamanda yatırım fonu ve yatırım ortaklığından elde edilen gelirleri de ifade
eder.
4. Diğer Âkit Devlette
yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunan bir Âkit Devlet
şirketinin kazancı, 7 nci maddeye göre vergilendirildikten sonra, kalan kısım
üzerinden işyerinin bulunduğu Âkit Devlette bu maddenin 2 nci fıkrasına uygun
olarak vergilendirilebilir.
5. Bir Âkit Devlet mukimi
olan temettünün gerçek lehdarı, temettüyü ödeyen şirketin mukim olduğu diğer
Âkit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunursa veya
bu diğer Devlette yer alan sabit bir yer vasıtasıyla serbest meslek
faaliyetinde bulunursa ve söz konusu temettü elde ediş olayı ile bu işyeri veya
sabit yer arasında önemli bir bağ bulunmaktaysa, 1 inci ve 2 nci fıkra
hükümleri uygulanmayacaktır. Bu durumda, olayına göre bu Anlaşmanın 7 nci veya
14 üncü maddesi hükümleri uygulanacaktır.
6. Bu maddenin 4 üncü
fıkrası hükümleri saklı kalmak üzere, bir Âkit Devlet mukimi olan bir şirket,
diğer Âkit Devlette kazanç veya gelir elde ettiğinde, bu diğer Devlet
temettülerin kendi mukimlerinden birine ödenmesi veya temettü elde edilmesi ile
bu diğer Devlette bulunan bir işyeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ
bulunması durumları hariç olmak üzere, bu şirket tarafından ödenen temettüler
üzerinden herhangi bir vergi alamaz. Aynı şekilde bu diğer Devlet, bu şirketin
dağıtılmayan kazançları üzerinden de bir dağıtılmayan kazanç vergisi alamaz.
Dağıtılan temettülerin veya dağıtılmamış kazancın tamamen veya kısmen bu diğer
Devlette elde edilen kazanç veya gelirden oluşması durumu değiştirmez.
Madde 11
FAİZ
1. Bir Âkit Devlette
doğan ve diğer Âkit Devletin bir mukimine ödenen faiz, bu diğer Devlette
vergilendirilebilir.
2. Bununla beraber bu
faiz, elde edildiği Âkit Devlette ve o Devletin mevzuatına göre de
vergilendirilebilir; ancak faizin gerçek lehdarı diğer Âkit Devletin bir mukimi
ise, bu şekilde alınacak vergi faizin gayrisafi tutarının yüzde 10 unu
aşmayacaktır.
Âkit Devletlerin yetkili
makamları, bu sınırlamanın uygulama yöntemini karşılıklı anlaşma yoluyla
belirleyeceklerdir.
3. 2 nci fıkra
hükümlerine bakılmaksızın, Hükümet kredilerinden kaynaklanan faiz;
a) Türkiye'de doğar ve
Bosna Hersek Hükümetine veya Bosna Hersek Merkez Bankası'na ödenirse Türkiye'de
vergiden muaf tutulacaktır;
b) Bosna Hersek'te doğar
ve Türkiye Hükümetine, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'na veya Türk
Eximbank'a ödenirse Bosna Hersek'te vergiden muaf tutulacaktır.
4. Bu maddede kullanılan
"faiz" terimi, ipotek garantisine bağlı olsun olmasın veya borçlunun
kazancına katılma hakkını tanısın tanımasın, her nevi alacaktan doğan gelirleri
ve özellikle, kamu menkul kıymetleri ile tahvil veya borç senetlerinden elde
edilen gelirler ile söz konusu menkul kıymet, tahvil veya borç senetlerine bağlı
prim ve ikramiyeleri ifade eder.
5. Bir Âkit Devlet mukimi
olan faizin gerçek lehdarı, faizin elde edildiği diğer Âkit Devlette yer alan
bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunursa veya bu diğer Devlette yer
alan sabit bir yer vasıtasıyla serbest meslek faaliyetinde bulunursa ve söz
konusu faizin ödendiği alacak ile bu işyeri veya sabit yer arasında etkin bir
bağ bulunmaktaysa, bu maddenin 1 inci ve 2 nci fıkra hükümleri
uygulanmayacaktır. Bu durumda, olayına göre bu Anlaşmanın 7 nci veya 14 üncü
maddesi hükümleri uygulanacaktır.
6. Bir Âkit Devletin
kendisi, bir politik alt bölümü, mahalli idaresi veya bu Devletin bir mukimi
tarafından ödenen faizin, o Devlette elde edildiği kabul olunacaktır. Bununla
beraber, faiz ödeyen kişi, bir Âkit Devletin mukimi olsun veya olmasın, bir
Âkit Devlette faiz ödemeye neden olan borç-alacak ilişkisiyle bağlantılı bir
işyerine veya sabit yere sahip olduğunda ve faiz bu işyeri veya sabit yerden
kaynaklandığında, söz konusu faizin, işyerinin veya sabit yerin bulunduğu Âkit
Devlette elde edildiği kabul olunacaktır.
7. Alacak karşılığında
ödenen faizin miktarı, ödeyici ile faizin gerçek lehdarı arasında veya her
ikisi ile bir başka kişi arasında varolan özel ilişki nedeniyle, böyle bir
ilişkinin olmadığı durumlarda ödeyici ile faizin gerçek lehdarı arasında
kararlaştırılacak miktarı aştığında, bu madde hükümleri yalnızca en son
bahsedilen miktara uygulanacaktır. Bu durumda ilave ödeme kısmı, bu Anlaşmanın
diğer hükümleri de dikkate alınarak, her bir Âkit Devletin mevzuatına göre
vergilendirilecektir.
Madde 12
GAYRİMADDİ HAK BEDELLERİ
1. Bir Âkit Devlette
doğan ve diğer Âkit Devletin bir mukimine ödenen gayrimaddi hak bedelleri, bu
diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. Bununla beraber, söz
konusu gayrimaddi hak bedelleri elde edildikleri Âkit Devlette ve o Devletin
mevzuatına göre de vergilendirilebilir; ancak, gayrimaddi hak bedelinin gerçek
lehdarı diğer Âkit Devletin bir mukimi ise, bu şekilde alınacak vergi
gayrimaddi hak bedelinin gayrisafi tutarının yüzde 10 unu aşmayacaktır.
Âkit Devletlerin yetkili
makamları, bu sınırlamanın uygulama yöntemini karşılıklı anlaşma yoluyla
belirleyeceklerdir.
3. Bu maddede kullanılan
"gayrimaddi hak bedelleri" terimi, sinema filmleri ile radyo veya
televizyon yayınlarında kullanılan filmler ve bantlar dahil olmak üzere edebi,
sanatsal veya bilimsel her nevi telif hakkının, her nevi patentin, alameti
farikanın, desen veya modelin, planın, gizli formül veya üretim yönteminin
kullanımı veya kullanım hakkı karşılığında veya sınai, ticari veya bilimsel
tecrübeye dayalı bilgi birikimi karşılığında yapılan her türlü ödemeyi ifade
eder.
4. Bir Âkit Devletin
mukimi olan gayrimaddi hak bedelinin gerçek lehdarı, söz konusu bedelin elde
edildiği diğer Âkit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette
bulunursa veya bu diğer Devlette yer alan sabit bir yer vasıtasıyla serbest
meslek faaliyetinde bulunursa ve söz konusu bedelin ödendiği hak veya varlık
ile bu işyeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunmaktaysa, bu maddenin
1 inci ve 2 nci fıkrası hükümleri uygulanmayacaktır. Bu durumda, olayına göre,
bu Anlaşmanın 7 nci veya 14 üncü maddesi hükümleri uygulanacaktır
5. Bir Âkit Devletin
kendisi, bir politik alt bölümü, mahalli idaresi veya bu Devletin bir mukimi
tarafından ödenen gayrimaddi hak bedelinin o Devlette elde edildiği kabul
olunacaktır. Bununla beraber, gayrimaddi hak bedelini ödeyen kişi bir Âkit
Devletin mukimi olsun veya olmasın, bir Âkit Devlette gayrimaddi hak bedelini
ödemeye neden olan yükümlülük ile bağlantılı bir işyerine veya sabit yere sahip
olduğunda ve gayrimaddi hak bedeli bu işyerinden veya sabit yerden
kaynaklandığında, söz konusu gayrimaddi hak bedelinin işyerinin veya sabit
yerin bulunduğu Devlette elde edildiği kabul olunacaktır.
6. Kullanım, hak veya
bilgi karşılığında ödenen gayrimaddi hak bedelinin miktarı, ödeyici ile
gayrimaddi hak bedelinin gerçek lehdarı arasında veya her ikisi ile bir başka
kişi arasında var olan özel ilişki nedeniyle, böyle bir ilişkinin olmadığı
durumlarda ödeyici ile gerçek lehdar arasında kararlaştırılacak miktarı
aştığında, bu madde hükümleri yalnızca en son bahsedilen miktara
uygulanacaktır. Bu durumda ilave ödeme kısmı, bu Anlaşmanın diğer hükümleri de
dikkate alınarak, her bir Âkit Devletin mevzuatına göre vergilendirilecektir.
Madde 13
SERMAYE DEĞER ARTIŞ KAZANÇLARI
1. Bir Âkit Devlet
mukimince, diğer Âkit Devlette yer alan ve 6 ncı maddede belirtilen gayrimenkul
varlıkların elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar, bu diğer Devlette
vergilendirilebilir.
2. Bir Âkit Devlet
teşebbüsünün diğer Âkit Devlette sahip olduğu bir işyerinin ticari varlığına
dahil menkul varlıkların veya bir Âkit Devlet mukiminin diğer Âkit Devlette
serbest meslek faaliyeti icra etmek üzere kullandığı sabit bir yere ait menkul
varlıkların elden çıkarılmasından doğan kazanç, bu işyerinin (yalnız veya tüm
teşebbüsle birlikte) veya sabit yerin elden çıkarılmasından doğan kazanç da
dahil olmak üzere, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
3. Uluslararası trafikte
işletilen gemi, uçak veya kara nakil vasıtalarının veya söz konusu gemi, uçak
veya kara nakil vasıtalarının işletilmesiyle ilgili menkul varlıkların elden
çıkarılmasından sağlanan kazançlar, yalnızca teşebbüsün etkin yönetim
merkezinin bulunduğu Âkit Devlette vergilendirilecektir.
4. Bu maddenin 1, 2 ve 3
üncü fıkralarında belirtilenlerin dışında kalan varlıkların elden
çıkarılmasından sağlanan kazanç, yalnızca elden çıkaranın mukim olduğu Âkit
Devlette vergilendirilecektir.
Madde 14
SERBEST MESLEK FAALİYETLERİ
1. Bir Âkit Devlet
mukiminin serbest meslek hizmetleri veya bağımsız nitelikteki diğer
faaliyetleri dolayısıyla elde ettiği gelir, yalnızca bu Devlette
vergilendirilecektir, ancak;
a} Eğer bu kişi, diğer
Âkit Devlette faaliyetlerini sürekli olarak icra edebileceği sabit bir yere
sahipse, bu durumda, yalnızca söz konusu sabit yere atfedilebilen gelir bu
diğer Âkit Devlette vergilendirilebilir; veya
b) Eğer kişi, diğer Âkit
Devlette ilgili mali yıl içinde bir veya birkaç dönemde toplam 183 gün veya
daha fazla kalırsa, bu durumda, diğer Âkit Devlette icra edilen faaliyetlerden
elde edilen gelir bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. "Serbest meslek
hizmetleri" terimi, özellikle bağımsız olarak yürütülen bilimsel, edebi,
sanatsal, eğitici veya öğretici faaliyetleri, bunun yanı sıra doktorların,
avukatların, mühendislerin, mimarların, dişçilerin ve muhasebecilerin bağımsız
faaliyetlerini kapsamına alır.
Madde 15
BAĞIMLI FAALİYETLER
1. Bu Anlaşmanın 16, 18,
19, 20 ve 21 inci maddesi hükümleri saklı kalmak üzere, bir Âkit Devlet
mukiminin bir hizmet dolayısıyla elde ettiği ücret, maaş ve diğer benzeri
gelirler, bu hizmet diğer Âkit Devlette ifa edilmedikçe, yalnızca bu Devlette
vergilendirilecektir. Hizmet diğer Devlette ifa edilirse, buradan elde edilen
gelir bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
2. Bu maddenin 1 inci
fıkrası hükümlerine bakılmaksızın, bir Âkit Devlet mukiminin diğer Âkit
Devlette ifa ettiği bir hizmet dolayısıyla elde ettiği gelir, eğer:
a) Gelir elde eden kişi,
diğer Devlette ilgili mali yıl içinde başlayan veya biten herhangi bir oniki
aylık dönemde bir veya birkaç seferde toplam 183 günü aşmamak üzere kalırsa, ve
b) Ödeme, diğer Devletin
mukimi olmayan bir işveren tarafından veya böyle bir işveren adına yapılırsa,
ve
c) Ödeme, işverenin diğer
Devlette sahip olduğu bir işyerinden veya sabit yerden kaynaklanmazsa,
yalnızca ilk bahsedilen
Devlette vergilendirilecektir.
3. Bu maddenin bundan
önceki hükümlerine bakılmaksızın, bir Âkit Devlet mukimince elde edilen gelir,
söz konusu gelirin;
a) Diğer Devlette işyeri
oluşturmayan 12 aylık süre içinde bir inşaat şantiyesi, yapım, montaj veya
kurma projesi ya da bunlarla ilgili kontrol faaliyetleri ile bağlantılı olarak
ifa edilen hizmetler,
b) Uluslararası trafikte
işletilen bir gemi, uçak veya kara nakil vasıtasında ifa edilen hizmetler
dolayısıyla ödenmesi
halinde bu Devlette vergilendirilecektir.
Madde 16
MÜDÜRLERE YAPILAN ÖDEMELER
Bir Âkit Devlet
mukiminin, diğer Âkit Devletin mukimi olan bir şirketin yönetim kurulu üyesi
olması dolayısıyla elde ettiği ücret ve diğer benzeri ödemeler, bu diğer
Devlette vergilendirilebilir.
Madde 17
SANATÇI VE SPORCULAR
1. 14 ve 15 inci
maddelerin hükümlerine bakılmaksızın, bir Âkit Devlet mukimi olan tiyatro,
sinema, radyo veya televizyon sanatçısı veya bir müzisyen gibi bir sanatçının
veya bir sporcunun diğer Âkit Devlette icra ettiği şahsi faaliyetleri
dolayısıyla elde ettiği gelirler, bu diğer Âkit Devlette vergilendirilebilir.
2. Bir sanatçının ya da
sporcunun icra ettiği şahsi faaliyetlerden doğan gelir, sanatçının veya
sporcunun kendisine değil de bir başkasına yönelirse, söz konusu gelir, bu kişi
bir Âkit Devletin mukimi olsun ya da olmasın 7, 14, ve 15 inci maddelerin
hükümleriyle bağlı kalınmaksızın, sanatçı ya da sporcunun faaliyetlerinin icra
edildiği Âkit Devlette vergilendirilebilir.
3. Bu maddedeki
fıkraların hükümlerine bakılmaksızın, bir Âkit Devlet mukimi olan bir sanatçı
veya sporcunun diğer Âkit Devlette icra ettiği şahsi faaliyetlerden elde ettiği
gelir, söz konusu faaliyetlerin her iki Âkit Devletçe de onaylanan kültürel
veya sportif değişim programı çerçevesinde icra edilmesi halinde, yalnızca bu
Devlette vergilendirilecektir.
Madde 18
EMEKLİ MAAŞLARI
Bu Anlaşmanın 19 uncu
maddesinin 2 nci fıkrası hükümleri saklı kalmak üzere, bir Âkit Devlet mukimine
geçmiş çalışmalarının karşılığında ödenen emekli maaşları ve diğer benzeri
gelirler, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir.
Madde 19
KAMU GÖREVİ
1. a) Bir Âkit Devletin
kendisine, bir politik alt bölümüne veya mahalli idaresine bir gerçek kişi
tarafından verilen hizmetler karşılığında bu Devlet, alt bölüm veya idare
tarafından sağlanan ve emekli maaşı dışında kalan ücret, maaş, ve diğer benzeri
ödemeler, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir.
b) Bununla beraber,
hizmet diğer Âkit Devlette ifa edildiğinde ve gerçek kişi o devletin bir mukimi
olduğunda, söz konusu ücret, maaş ve diğer benzeri ödemeler yalnızca bu diğer
Devlette vergilendirilecektir. Ancak bu kişinin:
i) bu Devletin vatandaşı
olması; veya
ii) yalnızca bu hizmeti
ifa etmek için bu Devletin mukimi durumuna geçmemiş olması
zorunludur.
2. a) Bir Âkit Devletin
kendisi, bir politik alt bölümü veya bir mahalli idaresi tarafından veya
bunlarca oluşturulan fonlardan, bu Devlete, alt bölüme veya mahalli idareye
yapılan hizmetler karşılığında bir gerçek kişiye ödenen emekli maaşları
yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir.
b) Bununla beraber,
gerçek kişinin diğer Âkit Devletin bir mukimi ve vatandaşı olması halinde, söz
konusu emekli maaşı yalnızca bu diğer Âkit Devlette vergilendirilecektir.
3. Bir Âkit Devletin
kendisi, politik alt bölümü veya bir mahalli idaresi tarafından yürütülen
ticari faaliyetlerle bağlantılı hizmetler karşılığında yapılan ücret, maaş ve
diğer benzeri ödemeler ile emekli maaşlarına 15, 16, 17 ve 18 inci maddelerin
hükümleri uygulanacaktır.
Madde 20
ÖĞRENCİLER
1. Bir Âkit Devleti
ziyareti sırasında veya hemen öncesinde diğer Âkit Devletin mukimi olan ve ilk
bahsedilen Devlette yalnızca öğrenim veya mesleki eğitim amacıyla bulunan bir
öğrenci veya stajyerin, geçim, öğrenim veya mesleki eğitim masrafları için bu
Devletin dışındaki kaynaklardan yapılan ödemeler, bu Devlette
vergilendirilmeyecektir.
2. Bağışlar, burslar ve
bu maddenin 1 inci fıkrasında kapsanmayan çalışmalardan elde edilen ödemeler
açısından, 1 inci fıkrada bahsedilen bir öğrenci veya stajyer ayrıca, öğrenim
veya mesleki eğitimleri süresince, ziyaret ettikleri Âkit Devletin mukimleri
için geçerli olan vergilere ilişkin aynı muafiyet, istisna veya indirimlere de
hak kazanacaktır.
Madde 21
PROFESÖRLER VE ÖĞRETMENLER
1. Bir Âkit Devleti, bu
Devletteki bir üniversite, yüksekokul, okul veya diğer genel kabul görmüş
eğitim kurumlarında öğretim veya bilimsel araştırma yapmak amacıyla ziyaret
eden ve bu ziyareti sırasında veya hemen öncesinde diğer Âkit Devletin mukimi
olan bir gerçek kişinin, bu Devlete söz konusu amaç için ilk ziyaret tarihinden
itibaren iki yılı aşmayan bir süre içinde, söz konusu öğretim veya araştırma
karşılığında bu Devletin dışındaki kaynaklardan elde ettiği gelirler ilk bahsedilen
Devlette vergiden istisna edilecektir.
2. Kamu menfaati için
değil de, özellikle belirli kişi ya da kişilerin menfaatlerine yönelik olarak
yürütülen araştırma karşılığında elde edilen gelirlere bu maddenin 1 inci
fıkrası hükümleri uygulanmayacaktır.
Madde 22
DİĞER GELİRLER
1. Bir Âkit Devlet
mukiminin, nerede doğarsa doğsun, bu Anlaşmanın daha önceki maddelerinde
belirtilmeyen gelir unsurları, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir.
2. 6 ncı maddenin 2 nci
fıkrasında tanımlanan gayrimenkul varlıklardan elde edilen gelir hariç olmak
üzere, bir Âkit Devlet mukimi olan söz konusu gelirin lehdarı, diğer Âkit
Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette veya bu diğer
Devlette yer alan sabit bir yer vasıtasıyla serbest meslek faaliyetinde
bulunursa ve gelirin ödendiği hak veya varlık ile bu işyeri veya sabit yer
arasında etkin bir bağ bulunmakta ise, bu gelire 1 inci fıkra hükümleri
uygulanmayacaktır. Bu durumda, olayına göre bu Anlaşmanın 7 nci veya 14 üncü
maddesi hükümleri uygulanacaktır.
Madde 23
SERVET
1. Bir Âkit Devlet
mukiminin bu Anlaşmanın 6 ncı maddesinde bahsedilen gayrimenkul varlıklardan
oluşan ve diğer Âkit Devlette bulunan serveti, bu diğer Devlette
vergilendirilebilir.
2. Bir Âkit Devlet
teşebbüsünün, diğer Âkit Devlette sahip olduğu bir işyerinin aktifine dahil
menkul varlıklardan veya bir Âkit Devlet mukiminin diğer Âkit Devlette serbest
meslek faaliyeti icra etmek üzere kullanabileceği sabit bir yere ait menkul
varlıklardan oluşan servet, bu diğer Devlette vergilendirilebilir.
3. Uluslararası trafikte
işletilen gemi, uçak veya kara nakil vasıtaları ile söz konusu gemi, uçak veya
kara nakil vasıtalarının işletilmesi ile ilgili menkul varlıklardan oluşan
servet, yalnızca teşebbüsün etkin yönetim merkezinin bulunduğu Âkit Devlette
vergilendirilecektir.
4. Bir Âkit Devlet
mukiminin diğer bütün servet unsurları, yalnızca bu Devlette
vergilendirilecektir.
Madde 24
ÇİFTE VERGİLENDİRMENİN ÖNLENMESİ
1. Bir Âkit Devlet
mukimi, bu Anlaşma hükümlerine uygun olarak diğer Âkit Devlette
vergilendirilebilen bir gelir elde ettiğinde veya servete sahip olduğunda, ilk
bahsedilen Devlet;
(i) bu mukimin gelirine
isabet eden vergiden, diğer Devlette gelir üzerinden ödediği vergiye eşit bir
tutarın,
(ii) bu mukimin servetine
isabet eden vergiden, diğer Devlette ödediği servet vergisine eşit bir tutarın
mahsubuna müsaade
edecektir.
Bununla birlikte söz
konusu mahsup, her iki durumda da, diğer Devlette vergilendirilebilen gelir
veya servete atfedilebilen, mahsuptan önce hesaplanan miktarı aşmayacaktır.
Bu Anlaşma hükümlerine
uygun olarak, bir Âkit Devlet mukimi tarafından elde edilen gelir ya da sahip
olunan servet bu Devlette vergiden muaf tutulursa, bu Devlet, bu mukimin geriye
kalan gelirinin veya servetinin vergisini hesaplarken, muaf tutulan geliri ya
da serveti de dikkate alabilir.
2. Bir Âkit Devletteki
mahsubun amaçları bakımından, diğer Âkit Devlette ödenen verginin, diğer
Devlette ödenecek olan, ancak bu Devletteki ekonomik kalkınmayı hızlandırmak
amacıyla düzenlenmiş vergi teşviklerine ilişkin yasal hükümler gereğince
indirilen veya hiç alınmayan vergileri de kapsayacağı kabul edilmiştir. Bu
fıkra hükümleri, bu Anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten sonraki 6 yıllık bir
dönem için uygulanacaktır. Bu süre, yetkili makamlar arasındaki karşılıklı
anlaşmayla uzatılabilir.
Madde 25
AYRIM YAPILMAMASI
1. Bir Âkit Devletin
vatandaşları, diğer Âkit Devlette, bu diğer Devletin aynı koşullardaki
vatandaşlarının, özellikle mukimlik yönünden, karşı karşıya kaldıkları veya
kalabilecekleri vergilemeden ve buna bağlı mükellefiyetlerden, değişik veya
daha ağır vergilemeye veya buna bağlı mükellefiyetlere tabi tutulmayacaklardır.
2. 10 uncu maddenin 4
üncü fıkra hükümleri saklı kalmak üzere, bir Âkit Devlet teşebbüsünün diğer
Âkit Devlette sahip olduğu bir işyeri, diğer Devlette, bu diğer Devletin aynı
faaliyetleri yürüten teşebbüslerine göre daha az lehe bir vergileme ile karşı
karşıya kalmayacaktır. Bu hüküm, bir Âkit Devletin kendi mukimlerine şahsi veya
ailevi durumları dolayısıyla uyguladığı şahsi indirimleri, vergi ve matrah
indirimlerini diğer Âkit Devletin mukimlerine de uygulama zorunda olduğu
yönünde anlaşılmayacaktır.
3. Bu Anlaşmanın 9 uncu
maddesi, 11 inci maddesinin 7 nci fıkrası veya 12 nci maddesinin 6 ncı fıkrası
hükümlerinin uygulanacağı durumlar hariç olmak üzere, bir Âkit Devlet
teşebbüsünce diğer Âkit Devletin bir mukimine ödenen faiz, gayrimaddi hak
bedeli ve diğer ödemeler, bu teşebbüsün vergilendirilebilir kazancının
belirlenmesinde, söz konusu ödemeler aynı koşullarda ilk bahsedilen Devletin
bir mukimine yapılmış gibi indirilebilecektir. Aynı şekilde, bir Âkit Devlet
teşebbüsünün, diğer Âkit Devletin bir mukimine olan borçları, bu teşebbüsün
vergilendirilebilir servetinin belirlenmesinde, sözleşmeler aynı koşullarda ilk
bahsedilen Devletin mukimiyle yapılmış gibi indirilebilecektir.
4. Bir Âkit Devletin,
diğer Âkit Devletin bir veya birkaç mukimi tarafından, doğrudan veya dolaylı
olarak, kısmen veya tamamen sermayesine sahip olunan veya sermayesi kontrol
edilen teşebbüsleri, ilk bahsedilen Devlette, bu Devletin diğer benzeri
teşebbüslerinin tabi oldukları veya olabilecekleri vergilemeden ve buna bağlı
mükellefiyetlerden değişik veya daha ağır vergilemeye veya buna bağlı
mükellefiyetlere tabi tutulmayacaklardır.
5. Bu madde hükümleri, bu
Anlaşmanın 2 nci maddesinde bahsedilen vergilere uygulanacaktır.
Madde 26
KARŞILIKLI ANLAŞMA USULÜ
1. Bir kişi, Âkit
Devletlerden birinin veya her ikisinin işlemlerinin kendisi için bu Anlaşma
hükümlerine uygun olmayan bir vergileme yarattığı veya yaratacağı kanaatine
vardığında, bu Devletlerin iç mevzuatlarında öngörülen müracaat usulleriyle
bağlı kalmaksızın, olayı mukimi olduğu Âkit Devletin yetkili makamına veya
durumu 24 üncü maddenin 1 inci fıkrasına uygun düşerse, vatandaşı olduğu Âkit
Devletin yetkili makamına arz edebilir. Söz konusu müracaat, Anlaşma
hükümlerine aykırı düşen bir vergilemeyle sonuçlanan eylemin ilk bildiriminden
itibaren üç yıl içerisinde yapılmalıdır.
2. Söz konusu yetkili
makam itirazı haklı bulur ve kendisi tatminkar bir çözüme ulaşamaz ise, bu
Anlaşmaya ters düşen bir vergilemeyi önlemek amacıyla, diğer Âkit Devletin
yetkili makamıyla karşılıklı anlaşmaya gayret sarfedecektir. Anlaşmaya varılan
her husus, Âkit Devletlerin iç mevzuatlarındaki zaman sınırlamalarına bağlı
kalınmaksızın uygulanacaktır.
3. Âkit Devletlerin
yetkili makamları, Anlaşmanın yorumundan veya uygulanmasından kaynaklanan her
türlü güçlüğü veya tereddütü karşılıklı anlaşma yoluyla çözmek için gayret
göstereceklerdir. Yetkili makamlar aynı zamanda, Anlaşmada ele alınmayan
durumlardan kaynaklanan çifte vergilendirmenin ortadan kaldırılması için de
birbirlerine danışabilirler.
4. Âkit Devletlerin
yetkili makamları, bundan önceki fıkralarda belirtilen hususlarda anlaşmaya
varabilmek için birbirleriyle doğrudan doğruya haberleşebilirler. Anlaşmaya
varabilmek için sözlü görüş alış-verişi gerekli görüldüğünde, bu görüşme Âkit
Devletlerin yetkili makamlarının temsilcilerinden oluşan bir Komisyon kanalıyla
yürütülebilir.
Madde 27
BİLGİ DEĞİŞİMİ
1. Âkit Devletlerin
yetkili makamları, bu Anlaşma hükümlerinin yürütülmesi için gerekli olan
bilgileri veya Anlaşma ile uyumsuzluk göstermediği sürece, Anlaşma kapsamına
giren vergilerle ilgili iç mevzuat hükümlerinin yürütülmesi için gerekli olan
bilgileri değişime tabi tutacaklardır. Bilgi değişimi, bu Anlaşmanın 1 inci ve
2 nci maddeleriyle sınırlı değildir. Bir Âkit Devlet tarafından alınan her
türlü bilgi, o Devletin kendi iç mevzuatı çerçevesinde elde ettiği bilgiler
gibi gizli tutulacak ve yalnızca bu Anlaşmada belirtilen vergilerin tahakkuk
veya tahsilleri veya cebri icra ya da cezasıyla ve bu hususlardaki şikayet ve
itirazlara bakmakla görevli kişi veya makamlara (adli makamlar ve idari
kuruluşlar dahil) verilebilecektir. Bu kişi veya makamlar söz konusu bilgileri
yalnızca bu amaçlar doğrultusunda kullanacaklardır. Bu kişi veya makamlar söz
konusu bilgileri mahkeme duruşmalarında veya adli kararlar alınırken
açıklayabilirler.
2. 1 inci fıkra
hükümleri, hiçbir surette bir Âkit Devleti:
a) Kendisinin veya diğer
Âkit Devletin mevzuatına veya idari uygulamalarına uymayacak idari önlemler
alma;
b) Kendisinin veya diğer
Âkit Devletin mevzuatı veya normal idari işlemleri çerçevesinde elde edilemeyen
bilgileri sunma;
c) Herhangi bir ticari,
sınai, mesleki sırrı veya ticari işlemi aleni hale getiren bilgileri veya
aleniyeti kamu düzenine aykırı düşen bilgileri verme;
yükümlülüğü altına
sokacak şekilde yorumlanamaz.
Madde 28
DİPLOMAT HÜVİYETİNDEKİ MEMURLAR VE KONSOLOSLUK MEMURLARI
Bu Anlaşma hükümleri,
diplomat hüviyetindeki memurların veya konsolosluk memurlarının uluslararası
hukukun genel kuralları veya özel anlaşma hükümleri uyarınca yararlandıkları
mali ayrıcalıkları etkilemeyecektir.
Madde 29
YÜRÜRLÜĞE GİRME
Âkit Devletlerden her
biri, bu Anlaşmanın yürürlüğe girmesi için kendi iç mevzuatında öngörülen
işlemlerin tamamlandığını diplomatik yollardan diğerine bildirecektir. Bu
Anlaşma, bu bildirimlerden sonuncusunun yapıldığı tarihte yürürlüğe girecek ve
hükümleri, Anlaşmanın yürürlüğe girdiği yılı takip eden Ocak ayının birinci
günü veya daha sonra başlayan her vergilendirme dönemine ilişkin vergiler için
hüküm ifade edecektir.
Madde 30
YÜRÜRLÜKTEN KALKMA
Bu Anlaşma, bir Âkit
Devlet tarafından feshedilinceye kadar yürürlükte kalacaktır. Âkit Devletlerden
her biri, Anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı yıllık bir
süreden sonraki herhangi bir takvim yılının bitiminden en az altı ay önce
diplomatik yollardan fesih ihbarnamesi vermek suretiyle Anlaşmayı feshedebilir.
Bu durumda Anlaşma, fesih ihbarnamesinin verildiği yılı takip eden Ocak ayının
birinci günü veya daha sonra başlayan her vergilendirme dönemine ilişkin
vergiler için hüküm ifade etmeyecektir.
BU HUSUSLARI TEYİDEN,
aşağıda imzaları bulunan tam yetkili temsilciler, bu Anlaşmayı imzaladılar.
İngiliz dilindeki
nüshalarda, 16 Şubat 2005 tarihinde, Saraybosna'da düzenlenmiştir.
|
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
BOSNA HERSEK |
|
ADINA |
ADINA |
|
(İmza) |
(İmza) |