Dönem: 22 Yasama Yılı: 3
T.B.M.M. (S. Sayısı: 959)
Eleman Temininde Güçlük Çekilen Yerlerde Sözleşmeli Sağlık
Personeli Çalıştırılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu ve Sağlık
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal
İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/1040)
T.C.
Başbakanlık
Kanunlar ve Kararlar
Genel Müdürlüğü 30.5.2005
Sayı : B.02.0.KKG.0.10/101-656/2471
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Sağlık Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı
Bakanlar Kurulunca 10.5.2005 tarihinde kararlaştırılan “Eleman Temininde Güçlük
Çekilen Yerlerde Sözleşmeli Sağlık Personeli Çalıştırılması ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, Sağlık
Hizmetleri Temel Kanunu ve Sağlık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı” ile
gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan
GENEL GEREKÇE
Bilindiği üzere, 4924
sayılı Kanun ile eleman temininde güçlük çekilen yerlere daha iyi imkânlarla
personel atanması ve bu suretle etkin, kaliteli ve verimli sağlık hizmeti
sunulması maksadıyla, sözleşmeli sağlık personeli statüsü getirilmiştir.
4924 sayılı Kanun
hükümlerinin uygulanması neticesinde aşağıda belirtilen hususlarda değişiklik
ve ilâve düzenleme ihtiyacı hâsıl olmuştur. Bu çerçevede;
1- Sözleşmeli personelin
istihdam edildikleri birimlerde zorunlu hallerde yöneticilik yapabilmesi imkânı
getirilmiş,
2- Sözleşmeli personelin
haftalık çalışma süresi Devlet memurlarının haftalık çalışma süresi ile uyumlu
hale getirilmiş,
3- Sözleşmeli sağlık
personeli istihdam edilen hizmet birimlerinin yeniden belirlenmesi neticesinde,
çalıştığı birimin pozisyonu iptal edilen personelin mağduriyetini gidermeye
yönelik tedbirler getirilmiş,
4- Devlet memuruyken
sözleşmeli personel statüsüne geçenlerin tekrar memuriyete geçmelerinde kurumun
takdir yetkisi kaldırılmıştır.
Diğer taraftan;
- Kadroları Sağlık
Bakanlığında olup da diğer kamu kurum ve kuruluşlarında uzmanlık ve yan dal
eğitimi yapan personelin hukuki durumları ve mükellefiyetleri düzenlenmiş,
- Kadrolu istihdamın
mümkün bulunmadığı ve 4924 sayılı Kanun gereği çalıştırılan sözleşmeli sağlık
personeli istihdamının gerekli bulunmadığı hallerde ücretleri döner sermaye
gelirlerinden karşılanmak kaydıyla Bakanlar Kurulunca tespit edilecek esas ve
usuller uyarınca 657 sayılı Kanunun 4/B maddesine göre sözleşmeli personel
çalıştırılabilme imkânı getirilmiş,
- Bakanlıkta yan dal
eğitimi yapmaya ilişkin usul ve esasların nasıl olacağı belirlenmiş,
- 399 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnameye tâbi sözleşmeli uzman tabip, tabip, diş tabibi ve eczacı
pozisyonlarına yapılacak açıktan
atamaların da uygulamada birlik sağlamak amacıyla kadrolu personelde olduğu
gibi Bakanlıkça yapılması imkânı getirilmiş,
- Sağlık Bakanlığının
eğitim ve araştırma hastanelerindeki ihtiyaç doğrultusunda, buralarda görev
yapacak klinik şefi, klinik şef yardımcısı kadrolarına profesör, doçent ve
ilgili dal uzmanlarının atanma usul ve esasları düzenlenmiştir.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1.- Sözleşmeli
sağlık personeli istihdam edilen birimlerde, gerekmesi halinde sağlık hizmeti
sunumu yanında, maddede zikrolunan idari görevlerin de bu personel marifetiyle
gördürülebilmesine imkân sağlanarak, bu personelden bu yönlerden de istifade
imkânı getirilmiştir.
Ayrıca, sözleşmeli sağlık
personelinin haftalık çalışma süresinin, 657 sayılı Kanuna tâbi emsali Devlet
memurlarının haftalık çalışma süresi ile uyumlu hale getirilmesi amaçlanmıştır.
Madde 2.- Sözleşmeli
sağlık personeli istihdam edilen hizmet birimlerinin yeniden belirlenmesi
neticesinde, çalıştığı birimin pozisyonu iptal edilen personelin mağduriyetinin
giderilmesi amaçlanmış olup, bu personelin yeni ilan edilecek olan pozisyonlara
öncelikle atanmaları öngörülmüştür.
Madde 3.- Devlet
memuruyken sözleşmeli personel statüsüne geçenlerin tekrar memuriyete
geçmelerinde kurumun takdir yetkisi kaldırılmıştır.
Madde 4.- 2005 yılı
içerisinde iptal edilecek pozisyonlarla ilgili ihtiyaten ayrı bir Bakanlar
Kurulu kararı ve Maliye Bakanlığı vizesi çıkartılması öngörülmüştür.
Madde 5.- Kadrolu
istihdamın mümkün bulunmadığı ve 4924 sayılı Kanun gereği çalıştırılan
sözleşmeli sağlık personeli istihdamının gerekli bulunmadığı hallerde,
ücretleri döner sermaye gelirlerinden karşılanmak kaydıyla Bakanlar Kurulunca
tespit edilecek esas ve usuller uyarınca 657 sayılı Kanunun 4/B maddesine göre
sözleşmeli personel çalıştırılabilmesine, kadroları Sağlık Bakanlığında olup da
diğer kamu kurum ve kuruluşlarında uzmanlık ve yan dal eğitimi yapan personelin
hukuki durumlarının ve mükellefiyetlerinin düzenlenmesine, Bakanlıkta yan dal
eğitimi yapmaya ilişkin usul ve esasların nasıl olacağının belirlenmesine
yönelik düzenlemeler 181 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenmiştir.
Madde 6.- 399 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnameye tâbi sözleşmeli uzman tabip, tabip, diş tabibi ve
eczacı pozisyonlarına yapılacak açıktan atamaların da uygulamada birlik
sağlamak amacıyla kadrolu personelde olduğu gibi Bakanlıkça yapılması imkânı
getirilmiş, ayrıca Sağlık Bakanlığının eğitim ve araştırma hastanelerindeki
ihtiyaç doğrultusunda, buralarda görev yapacak klinik şefi, klinik şef
yardımcısı kadrolarına profesör, doçent ve ilgili dal uzmanlarının atanma usul
ve esasları düzenlenmiştir.
Madde 7.- Yürürlük
maddesidir.
Madde 8.- Yürütme
maddesidir.
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu
Türkiye Büyük Millet
Meclisi
Sağlık, Aile, Çalışma
ve
Sosyal İşler Komisyonu 13.6.2005
Esas No.: 1/1040
Karar No.: 23
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Bakanlar Kurulunca
hazırlanarak 30.5.2005 tarihinde Başkanlığınıza sunulan "Eleman Temininde
Güçlük Çekilen Yerlerde Sözleşmeli Sağlık Personeli Çalıştırılması ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun,
Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu ve Sağlık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Tasarısı", 1.6.2005 tarihinde esas komisyon olarak Plan ve Bütçe Komisyonuna,
tali komisyon olarak da Komisyonumuza
havale edilmiştir.
Komisyonumuz Tasarıyı
9.6.2005 tarihli 22 nci birleşiminde gündemine almıştır. Sağlık Bakanlığı,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Adalet Bakanlığı,
Devlet Personel Başkanlığı, MEMUR-SEN, KAMU-SEN, KESK, BASK yetkilileri ve Türk
Tabipler Birliğinin katılımlarıyla Tasarıyı inceleyip görüşmüştür.
Tasarı ile; sözleşmeli
sağlık personeline istihdam edildikleri birimlerde zorunlu hallerde yöneticilik
yapabilmesi imkânı getirilmiş, sözleşmeli sağlık personelinin haftalık çalışma
süresi Devlet memurları ile uyumlu hale getirilmiş, sözleşmeli sağlık personeli
istihdam edilen hizmet birimlerinin yeniden belirlenmesi sonucunda, çalıştığı
birimin pozisyonu iptal edilen personelin yeni ilan edilecek olan pozisyonlara
öncelikle atanmaları öngörülmüş, Devlet memuruyken sözleşmeli personel
statüsüne geçenlerin tekrar memuriyete geçmelerinde Kurumun takdir yetkisi
kaldırılmış, kadroları Sağlık Bakanlığında olup da diğer kamu kurum ve
kuruluşlarında uzmanlık ve yan dal eğitimi yapan personelin hukuki durumları ve
mükellefiyetleri düzenlenmiş, kadrolu istihdamın mümkün olmadığı ve 4924 sayılı
Kanun gereği çalıştırılan personelin istihdamının gerekli bulunmadığı hallerde
657 sayılı Kanunun 4/B maddesine göre sözleşmeli personel çalıştırılabilme
imkânı getirilmiş, Bakanlıkta yan dal eğitimi yapmaya ilişkin usul ve esasların
nasıl olacağı belirlenmiş, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tâbi
sözleşmeli uzman tabip, tabip, diş tabibi ve eczacı pozisyonlarına yapılacak
açıktan atamaların Bakanlıkça yapılması düzenlenmiş, Sağlık Bakanlığının eğitim
ve araştırma hastanelerindeki ihtiyaçları doğrultusunda, buralarda görev
yapacak klinik şefi, klinik şef yardımcısı kadrolarına profesör, doçent ve
ilgili dal uzmanlarının atanma usul ve esasları düzenlenmiştir.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmelerde Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastanelerinde klinik şefi ve
klinik şef yardımcılığı kadrolarına ilgili dalda uzman olan profesör veya
doçentler ile ilgili dal tabipleri arasından Bakanlık tarafından atama
yapılması hususu tartışılmış, bu hastanelerde yıllardır çalışanların mağdur
olacağı belirtilmiş ancak zaruretten kaynaklanan nedenlerle de bu ihtiyacın
karşılanması gerektiği belirtilmiştir.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamladıktan sonra maddelerine geçilmesi oylanmış ve maddelerine
geçilmesi kabul edilmiştir.
Tasarının 1, 2, 3 ve 4
üncü maddeleri Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
Tasarının 5 inci
maddesiyle 181 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ek maddeler eklenmektedir. Bu
madde ile eklenen;
Ek 3 üncü madde aynen,
Ek 4 üncü madde, verilen
bir önerge ile bu maddenin birinci
fıkrasının birinci cümlesine "her türlü mali ve sosyal hakları"
ibaresinden önce gelmek üzere "döner sermaye ek ödemesi hariç"
ibaresi eklenerek, yan dal uzmanlık ve ana dal uzmanlık eğitimi yapmak üzere
başka kurum ve kuruluşlarda görevlendirilen asistanlara döner sermaye ek ödemesi
yapılmaması sağlanmış, madde bu önerge ile birlikte,
Ek 5 inci madde aynen,
Kabul edilmiştir.
Tasarının 6 ncı maddesi
Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
Verilen bir önerge ile
Tasarıya 7 nci madde eklenmiş, 3359 sayılı Kanuna bir geçici madde eklenerek
uzun süredir şeflik sınavı yapılamadığı ve yapılan sınavların da idari yargı
tarafından iptal edildiği dikkate alınarak en az on yıl süreyle şef
yardımcılığı yapmış olanların şeflik kadrolarına atanmaları ve bu suretle
ihtiyacın karşılanması sağlanmıştır.
Yürürlük maddesi olan 7
nci madde 8 inci madde olarak, yürütme maddesi olan 8 inci madde 9 uncu madde olarak aynen kabul
edilmiştir.
Raporumuz, Plan ve Bütçe
Komisyonuna sunulmak üzere Yüksek Başkanlığa saygıyla arz olunur.
|
Başkan |
Başkanvekili |
Kâtip |
|
Cevdet Erdöl |
Nevzat Doğan |
Mehmet Kılıç |
|
Trabzon |
Kocaeli |
Konya |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Ahmet
Yaşar |
Muzaffer R.
Kurtulmuşoğlu |
Remziye Öztoprak |
|
Aksaray |
Ankara |
Ankara |
|
(İmzada
bulunamadı) |
(Muhalifim,
muhalefet |
|
|
|
şerhi
eklidir) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Osman Akman |
Turhan Çömez |
Şerif Birinç |
|
Antalya |
Balıkesir |
Bursa |
|
|
(6
ncı maddeye muhalifim) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Agah Kafkas |
İrfan Rıza Yazıcıoğlu |
Lokman Ayva |
|
Çorum |
Diyarbakır |
İstanbul |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
İzzet Çetin |
Hüseyin Tanrıverdi |
Ali Arslan |
|
Kocaeli |
Manisa |
Muğla |
|
(Muhalifim,
muhalefet |
|
(Muhalifim,
muhalefet |
|
şerhi
eklidir) |
|
şerhi
eklidir) |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Medeni Yılmaz |
İdris Sami Tandoğdu |
Alim Tunç |
|
Muş |
Ordu |
Uşak |
MUHALEFET ŞERHİMİZ
Sağlık Bakanlığınca
hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 10.5.2005 tarihinde
kararlaştırılan “Eleman Temininde Güçlük Çekilen Yerlerde Sözleşmeli Sağlık
Personeli Çalıştırılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu ve Sağlık
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının 6 ncı maddesinde: “399 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnameye tâbi sözleşmeli uzman tabip, tabip, diş tabibi ve
eczacı pozisyonlarına yapılacak açıktan atamaların da uygulamada birlik
sağlamak amacıyla kadrolu personelde olduğu gibi Bakanlıkça yapılması imkânı
getirilmiş, ayrıca Sağlık Bakanlığının eğitim ve araştırma hastanelerindeki
ihtiyaç doğrultusunda, buralarda görev yapacak klinik şefi, klinik şef
yardımcısı kadrolarına profesör, doçent ve ilgili dal uzmanlarının atanma usul
ve esasları düzenlenmektedir.
Bu nedenle, tıpta
uzmanlık eğitimi vermeye yetkili kılınan kurumlarda asistan yetiştirmeye
yetkili kılınacak eğitim sorumlularının, diğer bir deyişle klinik veya
laboratuvar şeflerinin, şef yardımcılarının ve başasistanların niteliklerinin,
atama ve nakilleri ile bu kadrolar için yapılacak sınavlara ilişkin esas ve
usullerin, 1219 sayılı Kanun ve bu Kanunun 9 uncu maddesine dayanılarak
çıkarılan Tıpta Uzmanlık Tüzüğü’nde belirtildiği gibi YÖK’ün de görüşü alınarak
hazırlanacak bir yönetmelikle çözülmesi gerekmektedir, böyle bir yasal
düzenlemeye ihtiyaç yoktur.
|
Ali
Arslan |
Muzaffer
Kurtulmuşoğlu |
İzzet
Çetin |
|
Muğla |
Ankara |
Kocaeli |
SAĞLIK,
AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONUNUN KABUL ETTİĞİ METİN
ELEMAN TEMİNİNDE GÜÇLÜK ÇEKİLEN YERLERDE SÖZLEŞMELİ SAĞLIK
PERSONELİ ÇALIŞTIRILMASI İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE
DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN, SAĞLIK HİZMETLERİ TEMEL KANUNU VE SAĞLIK
BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEDE
DEĞİŞİKLİK YAPILMASI
HAKKINDA KANUN TASARISI
MADDE 1.- Tasarının 1
inci maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
MADDE 2.- Tasarının 2 nci
maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
MADDE 3.- Tasarının 3
üncü maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
MADDE 4.- Tasarının 4
üncü maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
MADDE 5.- 13.12.1983
tarihli ve 181 sayılı Sağlık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnameye aşağıdaki ek maddeler
eklenmiştir.
EK MADDE 3.- Kadrolu istihdamın mümkün olmadığı hallerde, ücretleri
döner sermayeden karşılanmak kaydıyla Bakanlar Kurulunca tespit edilecek esas
ve usuller uyarınca 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununun 36 ncı maddesinde belirtilen sağlık hizmetleri ve yardımcı
sağlık hizmeti sınıfındaki unvanlarda çalıştırılmak üzere merkezi sınav
sonuçlarına göre 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (B) fıkrasına tâbi
sözleşmeli personel çalıştırılabilir. Bu şekilde sözleşmeli olarak çalıştırılan
personele, aynı birimde aynı unvanlı çalışan ve hizmet yılı aynı olan emsali
kadrolu personel esas alınarak görev yaptığı birimde bulunan döner sermayeden
ilgili mevzuat dahilinde ek ödeme yapılabilir. Bunlara yapılabilecek ek ödeme
hiçbir şekilde emsaline yapılabilecek ek ödeme üst sınırını geçemez.
EK MADDE 4.- Kadroları
Sağlık Bakanlığında olup Tıpta Uzmanlık Tüzüğü hükümlerince diğer kamu kurum ve
kuruluşlarında uzmanlık eğitimi veya yan dal uzmanlık eğitimi yapmak isteyen
personel; döner sermaye ek ödemesi hariç her türlü mali ve sosyal hakları
Bakanlık tarafından karşılanmak üzere, Bakanlıkça bu amaçla ilgili kurum ve
kuruluşlarda görevlendirilebilir ve bu şekilde görevlendirilenler eğitimlerinin
bitiminde görevlendirme süresi kadar Bakanlığa hizmet yapmakla yükümlüdürler.
Söz konusu personelden örneği Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanmış,
"Yüklenme Senedi ile Muteber İmzalı Müteselsil Kefalet Senedi"
alınır. Anılan personelin hizmet yükümlülüğünü yerine getirmeden veya tamamlamadan
görevinden ayrılması, müstafi sayılması, görevine son verilmesi veya Devlet
memurluğundan çıkarılması halinde, kendileri için Bakanlıkça yapılmış olan her
türlü ödemeler toplamından, hizmetin tamamlanan kısmı için hesaplanan miktar
indirildikten sonra bakiye miktar kendilerinden tahsil edilir. Tahsilat, borç
miktarı ve ilgilinin durumu dikkate alınarak azami beş yıla kadar
taksitlendirilerek yapılır.
İlgililerin uzmanlık
eğitiminde başarısızlığı veya kendi istekleri ile uzmanlık eğitimini
bırakmaları durumunda ise, görevlendirme süresi kadar Bakanlığa hizmet
yapmaları zorunludur. Belirtilen hizmet süresi kadar Bakanlığa hizmet yapmak
istemeyenlere yapılmış olan her türlü masrafların tamamı birinci fıkradaki
esaslara göre ödettirilir.
EK MADDE 5.- Tıpta
Uzmanlık Tüzüğüne göre uzman tabip olanların uzmanlık alanlarında daha ileri
seviyede yapacakları yan dal eğitimi için asistanlık sınavları Bakanlıkça
yapılır veya yaptırılır. Bu sınavlara ilişkin usul ve esaslar Bakanlık
tarafından hazırlanacak ve bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren altı ay
içerisinde yürürlüğe konulacak yönetmelikle belirlenir.
MADDE 6.- Tasarının 6 ncı
maddesi Komisyonumuzca aynen kabul edilmiştir.
MADDE 7.- 3359 sayılı
Kanuna aşağıdaki Geçici Madde eklenmiştir.
GEÇİCİ MADDE 6.- Sağlık Bakanlığına bağlı eğitim
hastanelerinde on yıldan beri şef yardımcılığı yapmış olup bir ay içerisinde
müracaat edenlerden bilimsel çalışmaları ve yayınları yeterli görülenler münhal
şeflik kadrolarına atanabilirler.
MADDE 8.- Tasarının 7 nci
maddesi Komisyonumuzca 8 olarak aynen kabul edilmiştir.
MADDE 9.- Tasarının 8
inci maddesi Komisyonumuzca 9 olarak aynen kabul edilmiştir.
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
Türkiye Büyük Millet
Meclisi
Plan ve Bütçe Komisyonu
Esas No.: 1/1040 23.6.2005
Karar No.: 44
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Sağlık Bakanlığınca
hazırlanarak Bakanlar Kurulunca 30.5.2005 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına sunulan ve Başkanlıkça 1.6.2005 tarihinde tali komisyon
olarak Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonuna; esas komisyon olarak
da Komisyonumuza havale edilen (1/1040) esas numaralı "Eleman Temininde
Güçlük Çekilen Yerlerde Sözleşmeli Sağlık Personeli Çalıştırılması ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun,
Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu ve Sağlık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Tasarısı", Komisyonumuzun 16.6.2005 ve 22.6.2005 tarihlerinde yaptığı 61
ve 62 nci birleşimlerde, Hükümeti temsilen Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile Maliye
Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Devlet
Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Devlet Personel Başkanlığı ve Türkiye
Cumhuriyeti Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü temsilcilerinin katılımlarıyla
incelenip, görüşülmüştür.
Bilindiği gibi, sosyal
hizmet niteliği ağır basan sağlık alanındaki sorunların çözülmesi ve
dengesizliklerin azaltılması amacıyla eleman temininde güçlük çekilen yerlerde
ve hizmet dallarında personelin özlük haklarının özendirici hale getirilerek
gönüllülük esasına dayalı bir istihdam politikasının hayata geçirilmesi için
2003 yılında 4924 sayılı Kanun
yürürlüğe girmiştir. Bu Kanun ile
eleman temininde güçlük çekilen yerlere daha iyi imkânlarla personel
atanması ve bu suretle etkin, kaliteli ve verimli sağlık hizmeti sunulması
maksadıyla sözleşmeli sağlık personeli
statüsü getirilmiştir. Ancak; 4924 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması
neticesinde; sözleşmeli personelin
istihdamı, haftalık çalışma süresi ve bu personelin özlük hakları gibi hususlarda
çeşitli sorunlar ortaya çıkmıştır.
Tasarı ve gerekçesi
incelendiğinde;
- Sözleşmeli personelin
istihdam edildikleri birimlerde zorunlu hallerde yöneticilik yapabilmesi imkânı
ile sözleşmeli personelin haftalık çalışma süresi Devlet memurlarının haftalık
çalışma süresi ile uyumlu hale getirilmesine,
- Sözleşmeli sağlık
personeli istihdam edilen hizmet birimlerinin yeniden belirlenmesi nedeniyle
çalıştığı birimin pozisyonu iptal edilen personelin mağduriyetinin
giderilmesine yönelik tedbirler getirilmesine,
- Devlet memuruyken
sözleşmeli personel statüsüne geçenlerin tekrar memuriyete geçmelerinde kurumun
takdir yetkisinin kaldırılmasına,
- Kadroları Sağlık Bakanlığında
olup da diğer kamu kurum ve kuruluşlarında uzmanlık ve yan dal eğitimi yapan
personelin hukuki durumları ile
mükellefiyetlerinin düzenlenmesine,
- Sağlık personelinin
kadrolu istihdamının mümkün olmadığı ve 4924 sayılı Kanun gereği çalıştırılan
sözleşmeli sağlık personeli istihdamının gerekli bulunmadığı hallerde,
ücretleri döner sermaye gelirlerinden karşılanmak kaydıyla, Bakanlar Kurulunca
tespit edilecek esas ve usuller uyarınca 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin
(B) fıkrasına göre sözleşmeli personel çalıştırılabilmesine imkân
getirilmesine,
- 399 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnameye tabi sözleşmeli uzman tabip, tabip, diş tabibi ve eczacı
pozisyonlarına yapılacak açıktan atamaların da, uygulamada birlik sağlanması
amacıyla kadrolu personelde gibi Sağlık Bakanlığınca yapılmasına,
-Sağlık Bakanlığının
eğitim ve araştırma hastanelerindeki ihtiyaçlar doğrultusunda, buralarda görev
yapacak klinik şefi, klinik şef yardımcısı kadrolarına profesör, doçent ve
ilgili dal uzmanlarının atanma usul ve esaslarına,
yönelik olarak
düzenlemeler yapıldığı anlaşılmaktadır.
Tasarının geneli üzerinde
yapılan müzakerelerde;
- Uzun yıllardır biriken
sağlık sorunlarının birkaç yıl içinde çözümlenmesinin mümkün olmadığı, kronik
hale gelen sözkonusu problemlerin
çözümlenmesi amacıyla son yıllarda reform niteliğinde düzenlemelerin
yapıldığı,
- Sağlık hizmetlerinin
temel kamu hizmetlerinden biri olduğu, bu hizmetin yürütülmesinin büyük özveri gerektirdiği, bu nedenle aynı
statüdeki sağlık personelinin özlük ve mali hakları arasında farklılıklar
bulunmaması gerektiği,
- Sağlık personeli
eksikliği çekilen yörelerimizde, sosyal ve mali haklarında iyileştirmeler
yapılmasına rağmen yeterli sayıda sağlık personelinin bu yörelerimize
gitmediği,
- Sözleşmeli personel
uygulamasının illerin gelişmişlik düzeyi yerine, il içi gelişmişlik düzeyi
dikkate alınarak yapılmasının daha doğru bir yaklaşım olacağı,
- Tasarının eşit işe eşit
ücret ilkesine aykırı olduğu,
- Sağlık hizmetleri
sisteminin etkin ve verimli bir şekilde çalışmasını sağlamaya yönelik olarak
yapılan düzenlemelerin çok sık değişikliğe uğramasının uygulamada
sıkıntılara yol açabileceği,
- Sağlık hizmetleri ile
ilgili düzenlemelerin ülkenin sosyal gereksinimleri dikkate alınarak ve
toplumsal uzlaşma sağlanarak yapılmasının,
düzenlemelerin daha etkili yürütülmesini sağlayacağı,
- Tasarıda, özellikle
uzman ve pratisyen hekim ile hemşire açığı sorununun büyük ölçüde giderildiği,
bu sorunların tamamen giderilmesi için Bakanlığın çalışmalarının devam ettiği,
- Son yıllarda,
Sağlık Bakanlığının uygulamaya
başladığı performansa dayalı ücret uygulamasının başarılı olduğu, birçok uzman
doktorun muayenehanelerini kapatarak hastanelerde tam gün çalışmaya
başladıkları,
- Tasarı ile öngörülen
düzenlemelerin kamu personel rejimi ile ilgili olduğu, bu nedenle sağlık
personeli ile ilgili düzenlemelerin
kamu personel rejimi çerçevesinde ele alınmasının yararlı olacağı,
- Eleman temininde güçlük
çekilen yörelerle sınırlı olmak üzere, sözleşmeli personelin başhekim, klinik
şefi gibi yönetici görevlere atanabilmesinin doğru bir uygulama olacağı,
- Toplumun tamamını
ilgilendiren ve temel değişiklikler öngören düzenlemelerin sağlıklı bir şekilde
tartışılmadan kanunlaştırılmasının uygulamada sorunlara yol açtığı, bu nedenle
kısa sürede değişiklik ihtiyacının ortaya
çıktığı,
- Tasarıda klinik şefi
gibi kadrolara sınavsız ve kadrolu personel dışında atama yapılabilmesi imkânı
sağlayan düzenlemenin, daha önce Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı bulunarak
iptal edildiği,
- Tasarının hazırlık
çalışmalarında, ilgili sivil toplum kuruluşlarının görüş ve taleplerinin
değerlendirilmediği,
- Sağlık personelinin
istihdamında ve unvanlı kadrolara atamalarda objektif kriterlerin belirlenmesi
gerektiği,
- Anayasanın sürekli
nitelikteki kamu hizmetlerinin kadrolu kamu görevlileri eliyle yürütülmesini
şart koştuğu, bu nedenle sözleşmeli personelin yönetici kadrolarına
atanmalarına imkân veren düzenlemenin Anayasaya aykırı olabileceği,
- Hekim ve sağlık
çalışanları için iş güvencesinin ortadan kaldırılmasının sosyal devlet ilkesini
zedelediği,
- Mevzuatımızda yer alan
mevcut sözleşmeli personel sisteminden ayrı yeni bir sözleşmeli personel
sistemine yer verilmesinin ikili bir uygulamaya neden olacağı,
- Aynı kurumda
oluşturulacak ikili istihdam yapısının iş ilişkilerini ve dolayısıyla hizmetin
etkinliğini zayıflatacağı,
- Kadroların tahsisi
sürecinde illerin esas alınmasının; ilçe, köy ve belde düzeyinde yaşanan sağlık
sorunlarının çözümüne katkı sağlamayacağı,
- Hizmetlerin, üçüncü
şahıslara ihale yoluyla gördürülmesinin Anayasanın 128 inci maddesinde
belirtilen "kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler,
memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür." hükmüne uygun olmayacağı,
- Getirilen yeni istihdam
statüsünün kamu personel rejiminin dağınık ve parçalı yapısında yeni sorunlara
yol açabileceği,
- Kalıcı olmayan, geçici
ve parçacı önlemlerle, sağlık sisteminde görülen sorunların çözülemeyeceği,
şeklindeki görüş ve eleştirileri müteakip Hükümet tarafından
yapılan tamamlayıcı açıklamalarda ise;
- İki yıl önce 4924
sayılı Kanunun yürürlüğe girmesi ile eleman temininde güçlük çekilen
yörelerimize yönelik sözleşmeli personel uygulamasına geçildiği,
- Sözkonusu kanuni
düzenlemenin uygulanması sırasında,
bazı sorunların ortaya çıktığı, sağlık hizmetlerinin etkin ve verimli bir
şekilde yürütülmesi amacıyla 4924 sayılı Kanunda bazı değişiklikler yapılması
ihtiyacının hasıl olduğu,
- Sözleşmeli sağlık
personeli istihdam edilen birimlerde, gerekmesi halinde sağlık hizmeti sunumu
yanında, idari görevlerin de bu personel marifetiyle gördürülebilmesine imkân
sağlanacağı,
- Sözleşmeli sağlık
personelinin haftalık çalışma süresinin, 657 sayılı Kanuna tâbi emsali Devlet
memurlarının haftalık çalışma süresi ile uyumlu hale getirilmesinin
amaçlandığı,
- Sağlıkta kalıcı bir
hizmet sistemi kurulmasına yönelik çalışmalar kapsamında uluslararası örnekler de dikkate alınarak,
Sağlıkta Dönüşüm Modeli adı altında bir projenin hazırlandığı,
- 4924 sayılı Kanun ile
getirilen sözleşmeli personel sisteminin özünün Tasarı ile değiştirilmediği,
sadece uygulamada ortaya çıkan sorunların giderilmesinin amaçlandığı,
- Sözleşmeli personelin
sınavla seçilecek kura usulü ile atanmasının yapıldığı, bu nedenle sübjektif
uygulama yapılmasının mümkün olmadığı,
- Sözleşmeli personelin
atandığı yörelerde zaten kadrolu personelin yetersiz olduğu, bu yörelerdeki
yönetici kadrolara sözleşmeli personel atanmasının bir zorunluluktan kaynaklandığı,
- 4924 sayılı Kanun ile
öngörülen sistemin başarı ile uygulandığı, bugüne kadar çeşitli branşlarda 15
bin sağlık personelinin sözleşmeli statüde atamasının yapıldığı, ancak uzman
hekim arzının yetersiz olmasından dolayı, geri kalmış yörelerdeki uzman hekim
ihtiyacının karşılanamadığı,
- Özendirme ve teşvik
özellikleriyle yeni istihdam statüsünün eşitlik ve adalet ilkeleri çerçevesinde
gönüllülük esasına dayandığı,
- Bölgeler arasındaki
dengesizliğin giderilmesi açısından kamu hizmetlerinin dağılımının önemli
olduğu, Tasarının özellikle sosyal devlet ilkesinin bir gereğini karşıladığı,
- Tüm vatandaşların genel
sağlık sigortası kapsamına alınması, sağlık hizmetlerinin tek çatı altında
toplanması gibi köklü değişiklikleri içeren düzenlemelerin uygulanmasına
yönelik çalışmaların devam ettiği,
- Tasarı ile sağlık
personelinin, Bakanlar Kurulunca tespit edilecek esas ve usuller uyarınca 657
sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (B)
fıkrasına göre sözleşmeli olarak çalıştırılabilmesi imkânının sağlandığı,
- 399 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnameye tâbi sözleşmeli uzman tabip, tabip, diş tabibi ve eczacı
pozisyonlarına yapılacak açıktan
atamaların da, uygulamada birlik sağlaması amacıyla kadrolu personel gibi Bakanlıkça yapılması imkânının
getirilmesinin amaçlandığı,
- Az gelişmiş il, ilçe ve
köylerimizde yaşanan sağlık sorunlarının çözümünde sözleşmeli personel
sisteminin başarı ile uygulandığı,
- Sağlık konusunda temel
hedefin insan olduğu, dolayısıyla kaynak maliyetinin ikincil öneme sahip
olduğu,
ifade edilmiştir.
Tasarının geneli
üzerindeki görüşmeleri müteakip, Tasarı ve gerekçesi Komisyonumuzca da benimsenerek maddeler üzerindeki görüşmelere
geçilmiştir.
Tasarının;
- Hekim açığının
kapatılması amacıyla emeklilik ve yaşlılık aylığı alan tabiplerin sözleşmeli
personel olarak istihdam edilebilmelerini teminen 4924 sayılı Kanunun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinin değiştirilmesini öngören yeni
bir çerçeve maddenin 1 inci madde olarak metne eklenmesi suretiyle,
- Çerçeve 1 inci maddesi;
2 nci madde olarak aynen,
- Çerçeve 2 nci maddesi;
pozisyonları iptal edilen personelin yeniden belirlenen pozisyonlara
atanmasında Bakanlığın takdir yetkisinin kaldırılması ve yıl içinde ortaya
çıkan ihtiyaç doğrultusunda iptal ve
ihdas edilerek pozisyonlarla ilgili ikinci bir Bakanlar Kurulu Kararı ve Maliye Bakanlığı vizesinin
alınabilmesini teminen ikinci fıkrasının ikinci cümlesinin değiştirilmesi ve
sonuna yeni bir cümlenin eklenmesi suretiyle 3 üncü madde olarak,
- Çerçeve 3 üncü maddesi;
4 üncü madde olarak aynen,
- Çerçeve 4 üncü maddesi;
2 nci maddede yapılan değişiklik doğrultusunda metinden çıkarılması suretiyle,
- Çerçeve 5 inci maddesi
ile Sağlık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnameye eklenen ek 3 üncü maddesi 657 sayılı Kanunun 4/B maddesine tâbi
olarak çalışan personel için yürürlükte bulunan bir Bakanlar Kurulu Kararı
bulunduğu ve yeni bir Bakanlar Kuruluna ihtiyaç olmayacağı için "Bakanlar
Kurulunca tespit edilecek esas ve usuller uyarınca" ibaresinin metinden
çıkarılması, ek 4 üncü maddesi performans uygulaması doğrultusunda yan dal ve
ana dal uzmanlık eğitimi yapmak üzere başka kurum ve kuruluşlarda görevlendirilen asistanlara döner sermaye ek
ödemesinin yapılmaması amacıyla "her türlü mali ve sosyal hakları"
ibaresinden önce gelmek üzere "döner sermaye ek ödemesi hariç"
ibaresinin eklenmesi suretiyle,
- Çerçeve 6 ncı maddesi;
aynen,
- Yürürlük ve yürütmeye
ilişkin 7 ve 8 inci maddeleri; aynen,
kabul edilmiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun
onayına sunulmak üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile arz olunur.
|
Başkan |
Başkanvekili |
Sözcü |
|
Sait Açba |
M. Altan
Karapaşaoğlu |
Sabahattin
Yıldız |
|
Afyonkarahisar |
Bursa |
Muş |
|
Kâtip |
Üye |
Üye |
|
Mehmet
Sekmen |
Halil
Aydoğan |
Mehmet
Melik Özmen |
|
İstanbul |
Afyonkarahisar |
Ağrı |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Mehmet
Zekai Özcan |
Osman Kaptan |
Ali Kemal
Deveciler |
|
Ankara |
Antalya |
Balıkesir |
|
|
(İmzada bulunamadı) |
(Ayrışık oy yazım ektedir) |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Ali Osman
Sali |
Ahmet
İnal |
Osman
Nuri Filiz |
|
Balıkesir |
Batman |
Denizli |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Alaattin
Büyükkaya |
Ali Kemal
Kumkumoğlu |
Birgen
Keleş |
|
İstanbul |
İstanbul |
İstanbul |
|
|
(Ayrışık oy yazım ektedir) |
(Karşı oy yazım ektedir) |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Kemal
Kılıçdaroğlu |
M.
Mustafa Açıkalın |
Fazıl
Karaman |
|
İstanbul |
İstanbul |
İzmir |
|
(Ayrışık oy ektedir) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Y.
Selahattin Beyribey |
Mustafa
Elitaş |
Taner
Yıldız |
|
Kars |
Kayseri |
Kayseri |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Mikail
Arslan |
Muzaffer
Baştopçu |
Hasan
Fehmi Kinay |
|
Kırşehir |
Kocaeli |
Kütahya |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Muharrem
Doğan |
Gürol Ergin |
O. Seyfi
Terzibaşıoğlu |
|
Mardin |
Muğla |
Muğla |
|
|
(İmzada bulunamadı) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Osman
Seyfi |
Cemal
Uysal |
Kazım Türkmen |
|
Nevşehir |
Ordu |
Ordu |
|
|
|
(İmzada bulunamadı) |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
İmdat
Sütlüoğlu |
Musa
Uzunkaya |
M. Ergun
Dağcıoğlu |
|
Rize |
Samsun |
Tokat |
|
|
Üye |
|
|
|
Mehmet
Akif Hamzaçebi |
|
|
|
Tekirdağ |
|
|
|
(Ayrışık oy yazım ektedir) |
|
AYRIŞIK OY
Sağlık, insanın birey
olarak en yaşamsal ihtiyacı olması yanında, kamusal hizmet anlamında sosyal ve
ekonomik politikaların önemli ve vazgeçilmez bir unsurudur. Çağdaş sosyal
demokrasi sağlığı temel bir hak olarak görür ve bilgi ekonomisinin gelişmesiyle
birlikte yeni boyutlar kazanıp pahalılaşan sağlık hizmetlerini hem kalite ve
sürdürülebilirlik hem de hakkaniyete uygun bir biçimde sağlamayı amaçlar.
Erdemli mal ve
hizmetlerin başında gelen sağlıkta temel sorumluluk devletindir ve sağlık
kamunun özellikle finansman sağlama açısından terk edemeyeceği bir alandır.
Bu alanda, açıktır ki,
hizmetlerin daha etkin ve uluslar arası standartlara uygun bir biçimde
sunulması açısından iyi regüle edilmiş ve sosyal boyutu güçlü bir piyasa
ekonomisi çerçevesinde özel sektöre de önemli işlevleri ve sorumluluklar
düşmektedir.
Türkiye'de Cumhuriyetin
kuruluşundan bu güne sağlık hizmetlerinde önemli gelişmeler sağlanmıştır.
Bununla birlikte, Türkiye gibi belli gelişmişlik düzeyi ve potansiyeline sahip
ülke için sağlık hizmetlerinin bugünkü düzeyinin yeterli olduğunu söylemek
mümkün değildir. Özellikle AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında bu yetersizlik
çok daha açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır.
Sağlık hizmetlerinde
etkinlik ve hakkaniyet açısından büyük sorunlar bulunmaktadır. Hizmetin
üretilmesi sürecinde kurumsal yapıda süregelen ve gittikçe daha karmaşık bir
yapıya bürünen kargaşa bu sektörde önemli bir sorun kaynağı olarak karşımıza
çıkmaktadır.
Sağlık sektörü ekonomik
ve sosyal yaşam açısından en temel sektörlerin başında gelmekle birlikte onu
diğer sektörlerden ayıran bir diğer özellikte aynı zamanda önemli rant
kavgalarının, kuraldışılıkların, yolsuzlukların yol açtığı ekonomik ve sosyal
zararlarla karşı karşıya kalmasıdır.
Türkiye'de kamu ve özel
sektörün sağlık harcamalarının toplamının GSMH'ya oranı yüzde 6-7 düzeyindedir.
Ülkenin gelir düzeyine göre bu oran diğer ülkelerle karşılaştırıldığında düşük
değildir. Bununla birlikte, bu oran gelişmiş ülkelerin sahip olduğu oranların
oldukça altındadır. ABD'de bu oran yüzde 13,7, İngiltere'de yüzde 7,5,
Fransa'da yüzde 9,5'dir.
Kişi başına sağlık
harcaması açısından bakıldığında ise sağlık harcamalarının göreli düşüklüğü ve
yetersizliği daha açık bir şekilde görülmektedir. Türkiye'de kişi başına düşen
sağlık harcaması Dünya Sağlık Teşkilatı'nın verilerine göre, 2000'li yıllarda
100 doların biraz üzerinde çıkmaktadır. Türkiye 192 ülkenin kişi başına sağlık
harcaması ortalaması olan 424 doların da altında kalmıştır. Kişi başına sağlık
harcaması en fazla olan ülke 4.900 dolarla Amerika Birleşik Devletleridir. Bu
ülkeyi 2.627 dolarla Japonya, 2.412 dolarla Almanya ve 2.613 dolarla Kanada
izlemektedir. Brezilya, İran, Polonya, Romanya, Güney Afrika, Güney Kore ve
Uganda gibi ülkelerin kişi başına sağlık harcaması bizden çok daha yüksektir.
OECD verilerine göre
(2000), Türkiye satın alma gücüne göre kişi başına sağlık harcamasında üye
ülkeler arasında sonuncu sırada yer almaktadır. 30 ülke içinde Türkiye'de satın
alma gücüne göre kişi başına sağlık harcaması 446 dolar düzeyinde iken, bu
tutar; Türkiye hariç OECD ortalamasında 2.200 dolara çıkmaktadır. OECD
ortalaması satın alma gücüne göre bile Türkiye'nin sahip olduğu kişi başına
sağlık harcaması düzeyinin beş katından daha fazladır.
Diğer bir gösterge olarak
doğumda bebek ölüm hızlarına baktığımızda; bebek ölüm hızı bin canlı doğumda
bizde 30'un üstündeyken, bu sayı gelişmiş ülkelerde ortalama olarak 5'in
altında çıkmaktadır.
Yüz bin canlı doğumda
anne ölümü Türkiye'de 100'ün üzerinde çıkarken, bu sayı gelişmiş ülkelerde
10'un altına düşmektedir.
Mevcut hastanelerin
ortalama yatak kullanım oranı yüzde 61 gibi oldukça düşük bir orandadır. Bu
durum özellikle kamu yatırımlarının planlaması, programlanması ve uygulaması
konusundaki yanlış tercihlerin bir sonucu olarak da görülmelidir. Türkiye
sağlık sektörüne olan yatırımı kamu açısından hastane binası inşa etmek olarak
görmüş, sağlıkta kaliteyi artıracak çalışmaları ve harcamaları ise sürekli
ertelemiştir.
2004 yılı sonu itibarıyla
bir doktor başına düşen nüfus 735, bir diş hekimi başına düşen nüfus 17.282,
bir hemşire başına düşen nüfus ise 850'dir. Bu oranlar bize var olan ihtiyacın
boyutunu açıkça ortaya koymaktadır.
Kısaca baktığımız bu
göstergeler, Türkiye'de sağlık politikalarının oluşturulmasında, kaynak
kullanımında, önceliklendirme de önemli problemler olduğunu bize
göstermektedir.
Kamu açısından sorunlar
öncelikle kamu eliyle sağlığa ayrılan kaynakların etkin bir şekilde
kullanılmamasından kaynaklanmaktadır. Toplam sağlık harcamalarının yaklaşık
yüzde 70'inden biraz fazlasını oluşturan kamu sağlık harcamalarının fonksiyonel
dağılımında koruyucu sağlık hizmetlerinin payının düşüklüğü bu durumu en iyi
yansıtan göstergelerden biridir. Kamunun yapmış olduğu toplam sağlık
harcamaları içinde koruyucu nitelikteki sağlık harcamalarının payı 1990'ların
ikinci yarısındaki yüzde 11 oranından bugün yüzde 5-6'lara kadar düşmüştür.
Zaten kaynak dağılımındaki etkinsizlik nedeniyle oldukça düşük olan koruyucu
sağlık harcamaların bu dönemde daha da düşürülmesi iki temel problemi beraberinde
getirmektedir: Birincisi, kamusal bir hizmetin devlet tarafından istenen
düzeyde yerine getirilememesi; İkincisi ise özellikle bugün ertelenen
yapılmayan bu harcamaların başta bulaşıcı hastalıklar olmak üzere toplumsal yaşamı
tehdit eden hastalıkları yaygınlaştırması ve geleceğe çok daha büyük sağlık
harcamaları ertelemesidir.
Koruyucu sağlık
hizmetleri dışındaki hizmetlerden, etkinliğin artırılması yoluyla -ve bu
hizmetlerin ihtiyaçları karşılama kapasitesinde herhangi bir azalmaya yol
açmadan- yapılacak yüzde on oranındaki bir tasarrufun koruyucu sağlık
hizmetlerine aktarılması koruyucu sağlık hizmetlerinde bugünkü toplam hizmet
hacminin en az iki katına ulaşmasına yol açacaktır. Bu ise özellikle orta vade
de hastalanma risklerinin azalması ve pozitif dışsallıklarla birlikte sağlık
harcamalarının düşmesine neden olacaktır.
Sağlık alanında sorunun,
kaynakların yetersizliğinden önce, mevcut kaynakların belirgin stratejik
öncelikler uyarınca etkili bir biçimde kullanılamamasından kaynaklı olduğunun
da farkında olunmalıdır.
Sosyal Güvenlik
Kurumlarının bugün ciddi düzeylere ulaşan açıklarının ana kaynağı sağlık
sigortaları olmamakla birlikte 3 sosyal güvenlik kurumunun sağlık harcamaları
bugün GSMH'ya oran olarak yüzde 3 düzeyini aşmıştır. Nitekim hükümetin sağlık
sektörüne yönelik olarak son dönemde uyguladığı politikaların (SSK
hastanelerinin devri gibi) bu kurumlar üzerinde çok ciddi mali sonuçları
olacaktır. Bunun faturası ise maalesef yine bu işte bir sorumluluğu olmayan
insanlara çıkarılacaktır.
Sağlık hizmetlerinin
hakkaniyet açısından en olumsuz boyutlardan biri bölgeler arasındaki belirgin
eşitsizliktir. Yoksulluk, sağlık durumu ve hizmetlere erişme bakımından başlı
başına bir engel oluşturmaktadır.
Yine diğer
karşılaştırılabilir Ülkelere göre mutlak rakam olarak düşük kalmakla birlikte,
ilaç tüketiminin sağlık harcamalarına oranı da göreli olarak yüksektir ve
açıktır ki akılcı ilaç kullanımı konusundaki yetersizlikler bunun önemli
nedenlerinden biridir. Toplam sağlık harcamalarının yaklaşık yüzde 40'ı ilaç
doğrudan ilaç tüketimine gitmektedir.
Türkiye'de yıllık ilaç
tüketimi bugün tüketici fiyatlarıyla 6 milyar doları aşmıştır (2004 sonu). Bu,
Türkiye'deki toplam sağlık harcamaları içinde göreli olarak yüksek bir pay
oluşturmaktadır. Pazarın yıllık büyüme hızı son iki yılda yaşanan artışla yüzde
30'lara ulaşmıştır. Üretim göreli olarak sınırlı kalmakta ve dünyada ilaç sanayisinin
son derece pahalı olan AR-GE faaliyetlerine dayalı gelişme eğiliminin daha da
belirginleşmesine de bağlı olarak ulusal sanayicilerin çokuluslu şirketlerle
rekabet etmesi büsbütün güçleşmektedir. Türkiye'deki çokuluslu şirketler dahil,
sağlıkta AR-GE faaliyetleri son derece kısıtlıdır.
Beş-on yıllık bir süre
içinde Türk ilaç sanayisinin: özellikle biyoteknoloji alanındaki gelişmeleri
belirli ölçülerde özümsemiş ve bu alanda belirli AR-GE ve üretim kapasitelerini
geliştirmiş, klasik teknolojilerdeki gelişmelerin önemli bir bölümünü
uygulamaya dönüştürebilen, lisansa dayalı ve fason üretimin ötesinde daha çok
jenerik ilaç üretip ihraç edebilen ve jenerik "biyotek" ilaç alanında
önemli bir kapasiteye sahip olması için gerekli yatırımların ve hazırlıkların yapılması
kaçınılmaz görülmelidir. Aksi durumda Türkiye bir çok konuda olduğu gibi ilaçta
da dışarıya bağımlı bir tablo ortaya koyacaktır.
Bu anlamda, Türk ilaç
sanayisinin daha uzun vadede de, en azından birkaç alanda inovatif ilaç
geliştirip Üretme kapasitesine sahip bir sanayi olması için gerekli perspektif
bugünden gecikmeksizin çizilmeli ve gerekli teşvikler buna göre
tasarlanmalıdır.
AB'nin sağlık alanındaki
politikaları ve mevzuatına uyum için Türkiye tarafından atılan adımlar daha çok
mekanik bir mevzuat uyumu düzeyiyle sınırlı kalmıştır. İlgili Programlara aktif
katılım da sınırlı kalmıştır.
Türkiye'nin AB'ne üyelik
sürecinde ve genelde ekonomik ve sosyal gelişme perspektifinin bir gereği
olarak sağlık alanında belirgin hedefler ve bunlara ulaşmak için strateji ve
politikalar belirlemesine ihtiyaç vardır. Bugüne kadar, özellikle son 10 yılda
bu konuda çeşitli hükümetler döneminde harcanan önemli çabalar, yapılan
çalışmalar, hazırlıklar beklenen sonucu vermekten uzak kalmış; geçerli,
bütüncül, kendi içinde tutarlı, sürdürülebilir, dünya normlarının yanı sıra
Türkiye koşullarına uygun, yeterince modern, hakkaniyet açısından olumlu,
sistematik ve etkili bir strateji ve politikalar seçeneği, çeşitli nedenlerle,
belirlenip uygulanamamıştır.
Sağlıkla bağlantılı
sosyal hedefler bağlamında: yoksulluğun azaltılması, bu amaçla doğru ölçülmesi,
bölgesel hizmet dağılımının hakkaniyete uygun hale getirilmesi, eğitim ve
genelde sosyal altyapılarda ve Bilişim ve İletişim Teknolojileri alanında
atılımlar yapılması, kadınların sağlık hizmetlerinden eşit ve yeterli bir
biçimde yararlanması öncelikli hedefler arasında yer almalıdır.
AB'ne sağlık alanında
uyum sürecine ilişkin hedefler çerçevesinde; beş yıl içinde: tüm nüfusu sağlık
güvencesine kavuşturmak; bu konudaki AB Programlarına aktif olarak katılmış
olmak; birinci basamak hizmetlerine ağırlık vermeyi sağlamak ve AB'nin e-sağlık
projesine tam katılımı sağlamak hedefleri başarılmalıdır. On yıl içinde ise:
öngörülen sağlık reformu projesinin ana unsurlarını hayata geçirmiş olmak;
sağlığa ayrılan kaynakların yeterli düzeyde olmasını ve etkin bir biçimde
kullanılmasını sağlamak; belirgin yoksulluktan kaynaklanan ve bölgelerarası
eşitsizliklere bağlı olan hizmet dengesizliklerinin giderilmesi ve temel sağlık
göstergelerinin AB ortalamasına belirgin ölçüde yaklaşmış olması hedefleri
gerçekleştirilmelidir.
Türkiye'de sağlık
sorunlarını ve buna ilişkin çözüm yollarını yukarıda belirtilen çerçeve
içerisinde ele almak gerekir.
Bu çerçevede Tasarıya
aşağıda belirtilen nedenlerle katılmıyoruz:
1. Tasarının 1 inci
maddesi ile sözleşmeli çalışanlar için; başhekim, başhekim yardımcısı,
başhemşire olma yolu açılıyor. Bir kamu hastanesinin başında, iş güvencesinden
yoksun sözleşmeli bir başhekimin olabilmesi aslında, sağlık alanının kamusal
bir hizmet alanı olmaktan nasıl çıkartıldığının yeni bir işareti olarak
görülmelidir. Öte yandan sözleşmeli statüde çalışan bir başhekimin bağımsız
karar verme, görevini kendi biriminin gerekliliği üzerinden planlama, çalışanların
sorunlarına eğilme konularında ne kadar kısıtlanacağı çok açıktır.
2. Tasarının 5 inci
maddesi yeni bir personel statüsünün ihdasını öngörmektedir.
657 sayılı Devlet
Memurları Kanununun 36/B maddesine göre sözleşmeli personel, "kalkınma
planı, yıllık program ve iş programlarında yer alan önemli projelerin
hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi ve işlerliği için şart olan
zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak üzere özel bir meslek bilgisine ve
ihtisasına ihtiyaç gösteren geçici işlerde" istihdam edilir.
Tasarının 5 inci
maddesiyle düzenlenen Ek 3 üncü maddede ise 657 sayılı Kanunun anılan maddesine
göre istihdam edilmesi öngörülen sözleşmeli personelin 657 sayılı Kanunda
belirtilen proje ve işlerle hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Bu yeni bir istihdam
biçimidir. Hükümet bir yandan "personel reformu"nu gündemde tutarken
diğer yandan mevcut sistemi iyice karmaşıklaştıran düzenlemeler yapmaktadır.
3. Tasarının 6 ncı
maddesinde yer alan Sağlık Bakanlığı Eğitim Hastanelerinde klinik şef ve şef
yardımcılığı kadrolarına profesör ve doçent olanların Bakanlıkça atanacağı,
diğerlerine ilişkin yapılacak sınavın Sağlık Bakanlığı tarafından 3359 sayılı
Yasaya dayanarak yönetmelikle düzenleneceği hükmü, Anayasaya ve yargı
kararlarına aykırıdır.
Eğitim hastaneleri tıpta
uzmanlık eğitimi veren, uzman yetiştiren hastaneler olup, klinik şef ve şef
yardımcıları eğitimin sorumlusu olan bilimsel kadrolardır. Nitelikli uzman
yetiştirmenin başlıca koşullarından biri eğitim kadrolarına atanacak kişilerin
bu alanda en iyi bilgi birikimine, beceriye sahip kişilerden olmasıdır. Tıp
eğitimi ve tıpta uzmanlık eğitimi bilimsel bir süreç olduğundan dolayı bu alanı
düzenleyen özel kanunlar bulunmaktadır. Bu kanunlar, Sağlık Bakanlığı dışında
başka kurumlara da yetki vermektedir.
Yükseköğretimin Anayasa
uyarınca asıl sorumlusu olan Yüksek Öğretim Kurumlarına 2547 sayılı Yasa ve
1219 sayılı Yasa ve Tıpta uzmanlık Tüzüğü ile yetki tanınmış ve bu alanda
çıkarılacak yönetmelikler için YÖK'ün uygun görüşünün alınmasını şart
koşmuştur. Bu düzenleme bir yüksek öğretim olan tıpta uzmanlık eğitiminde
üniversiteleri ve YÖK'ün Anayasada, Yasalarda Tıpta Uzmanlık Tüzüğünde yer alan
yetkilerini yok saymaktadır.
1997 yılında Sağlık
Bakanlığı, YÖK, Türk Tabipleri Birliği ve uzmanlık derneklerinin tartışıp
uzlaşarak vardıkları tarafsız, objektif ilk iki aşaması ÖSYM tarafından ve son
aşaması ise belli kriterlere sahip ve kura yöntemi ile oluşturulan bağımsız
jüriler tarafından yapılan sınav yöntemi 1999 yılından bu yana uygulanmaktadır.
Aynı anlayışın bu
Tasarıyla da devam ettirildiğini görüyoruz. Düzenleme objektiflikten, adaletten
uzak olup tamamen keyfilik yaratacak niteliktedir. Yapılması gereken söz konusu
atamaların da objektif bir sınav veya seçme sistemine dayalı olarak
yapılmasıdır.
|
M. Akif
Hamzaçebi |
A. Kemal
Kumkumoğlu |
Birgen
Keleş |
|
Trabzon |
İstanbul |
İstanbul |
|
Kemal
Kılıçdaroğlu |
A. Kemal
Deveciler |
|
|
İstanbul |
Balıkesir |
|
HÜKÜMETİN
TEKLİF ETTİĞİ METİN
ELEMAN TEMİNİNDE GÜÇLÜK ÇEKİLEN YERLERDE
SÖZLEŞMELİ SAĞLIK PERSONELİ ÇALIŞTIRILMASI İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE
KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YA-PILMASI HAKKINDA KANUN, SAĞLIK HİZMETLERİ TEMEL
KANUNU VE SAĞLIK BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEDE DEĞİŞİK-LİK YAPILMASI
HAKKINDA KANUN TASARISI
MADDE 1.- 10.7.2003 tarihli ve 4924 sayılı Eleman Temininde
Güçlük Çekilen Yerlerde Sözleşmeli Sağlık Personeli Çalıştırılması ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 5
inci maddesinin altıncı fıkrasının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Sözleşmeli personelin haftalık çalışma süresi emsali
Devlet memurları ile aynıdır."
"Sözleşmeli personel, istihdam edildiği hizmet
biriminde gereği halinde Başhekim, Başhekim Yardımcısı ve Başhemşire olarak
görevlendirilebilir. Bu görevleri yürüttükleri sürece kendilerine bu
görevlerine istinaden başka bir ücret ödenmez."
MADDE 2.- 4924 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin birinci ve
ikinci fıkraları ile dördüncü fıkrasının son cümlesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Sözleşmeli personel, iki ay önceden yazılı ihbarda
bulunmak şartıyla sözleşmeyi tek taraflı olarak her zaman feshedebilir.
Bakanlık, hizmet sözleşmesinde belirtilen koşullara uymaması nedeniyle sicil
veya disiplin amirleri tarafından yazılı olarak ikaz edilenlerden söz konusu
koşullara uymama halinin tekerrürü durumu ile norm pozisyon sayısında
değişiklik olması, sözleşmeli personel pozisyonlarının vizelendiği birimlerin
kapatılması veya bu birimlerde sözleşmeli personel istihdam edilmesinden
vazgeçilmesi veya söz konusu birimlerde bazı unvanlarda sözleşmeli personel
istihdamından vazgeçilmesi hallerinde, sözleşmeli personelin sözleşmesini bir
ay önceden yazılı ihbarda bulunmak şartıyla feshedebilir. Bakanlık sözleşmeyi
sona erdirmek istediği takdirde gerekçesini karşı tarafa bildirmek zorundadır.
Norm pozisyon sayısında değişiklik olması, sözleşmeli
personel pozisyonlarının vizelendiği birimlerin kapatılması veya bu hizmet
birimlerinde sözleşmeli personel istihdamından vazgeçilmesi veya söz konusu
birimlerde bazı unvanlarda sözleşmeli personel istihdamından vazgeçilmesi
sebebiyle söz konusu sözleşmeli personel pozisyonları, bu Kanunun 1 ve 3 üncü
maddelerindeki esaslar çerçevesinde yeniden belirlenebilir. Sözleşmeli personel
pozisyonlarının bu şekilde yeniden belirlenmesi halinde, sözleşmeli personel
pozisyonları yeniden belirlenen personel, tercihleri alınarak boş sözleşmeli
personel pozisyonlarına en çok üç ay içerisinde yeniden yerleştirilebilirler.
Bu durumlarda yerleştirme işlemi, sınavla ataması öngörülen pozisyonlar için
sınav puanına göre, kura ile ataması öngörülen pozisyonlar için kura yöntemi
ile yapılır. Bu durumda olanlar hariç olmak üzere sözleşmesi feshedilenler ile
hizmet sözleşmesini feshedenler fesih tarihinden itibaren 2 yıl süreyle
sözleşmeli personel pozisyonlarında istihdam edilemezler. Bunların sözleşmeli
statüde geçirdikleri süreler, yeniden sözleşmeli personel pozisyonlarına
atanmalarında kazanılmış hak doğurmaz."
"Bu hakkı elde etmiş personelin sözleşmesi, 657 sayılı
Kanuna göre Devlet memurluğundan çıkarma cezası verilmesini veya sözleşmenin
feshedilmesini gerektirecek bir fiil işlemedikçe emeklilik hakkını elde edene
kadar Bakanlık tarafından tek taraflı olarak feshedilemez."
MADDE 3.- 4924 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin üçüncü
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Devlet memuru olarak çalışmaktayken bu Kanun
çerçevesinde sözleşmeli personel statüsüne geçenler sözleşmelerinin bitiminde
istekleri halinde 657 sayılı Kanunun ilgili hükümlerine göre söz konusu statüye
geçerken çalıştığı il emrindeki Bakanlığa ait boş Devlet memurluğu kadrolarına
naklen atanırlar. Ancak, durumlarına uygun kadronun bulunmaması ve ilgilinin
talebi halinde Bakanlığın uygun göreceği il emrindeki Bakanlığa ait boş Devlet
memurluğu kadrolarına naklen atanırlar."
MADDE 4.- 4924 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 2.-2005 yılı içerisinde bu Kanunun 7 nci
maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde iptal edilen sözleşmeli personel
pozisyonları ile bunların yerine tahsis edilecek yeni pozisyonlar için ayrı bir
Bakanlar Kurulu kararı ve Maliye Bakanlığı vizesi alınabilir."
MADDE 5.- 13.12.1983 tarihli ve 181 sayılı Sağlık
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye
aşağıdaki maddeler eklenmiştir.
"EK MADDE 3.- Kadrolu istihdamın mümkün olmadığı
hallerde, ücretleri döner sermayeden karşılanmak kaydıyla Bakanlar Kurulunca
tespit edilecek esas ve usuller uyarınca 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun
36 ncı maddesinde belirtilen sağlık hizmetleri ve yardımcı sağlık hizmeti
sınıfındaki unvanlarda çalıştırılmak üzere merkezi sınav sonuçlarına göre 657
sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (B) fıkrasına tabi
sözleşmeli personel çalıştırılabilir. Bu şekilde sözleşmeli olarak çalıştırılan
personele, aynı birimde aynı unvanlı çalışan ve hizmet yılı aynı olan emsali
kadrolu personel esas alınarak görev yaptığı birimde bulunan döner sermayeden
ilgili mevzuat dahilinde ek ödeme yapılabilir. Bunlara yapılabilecek ek ödeme
hiçbir şekilde emsaline yapılabilecek ek ödeme üst sınırını geçemez.
EK MADDE 4.- Kadroları Sağlık Bakanlığında olup Tıpta
Uzmanlık Tüzüğü hükümlerince diğer kamu kurum ve kuruluşlarında uzmanlık
eğitimi veya yan dal uzmanlık eğitimi yapmak isteyen personel; her türlü mali
ve sosyal hakları Bakanlık tarafından karşılanmak üzere, Bakanlıkça bu amaçla
ilgili kurum ve kuruluşlarda görevlendirilebilir ve bu şekilde
görevlendirilenler eğitimlerinin bitiminde görevlendirme süresi kadar Bakanlığa
hizmet yapmakla yükümlüdürler. Söz konusu personelden örneği Maliye Bakanlığı
tarafından hazırlanmış, "Yüklenme Senedi ile Muteber İmzalı Müteselsil
Kefalet Senedi" alınır. Anılan personelin hizmet yükümlülüğünü yerine
getirmeden veya tamamlamadan görevinden ayrılması, müstafi sayılması, görevine
son verilmesi veya Devlet memurluğundan çıkarılması halinde, kendileri için
Bakanlıkça yapılmış olan her türlü ödemeler toplamından, hizmetin tamamlanan
kısmı için hesaplanan miktar indirildikten sonra bakiye miktar kendilerinden
tahsil edilir. Tahsilat, borç miktarı ve ilgilinin durumu dikkate alınarak
azami beş yıla kadar taksitlendirilerek yapılır.
İlgililerin uzmanlık eğitiminde başarısızlığı veya kendi
istekleri ile uzmanlık eğitimini bırakmaları durumunda ise, görevlendirme
süresi kadar Bakanlığa hizmet yapmaları zorunludur. Belirtilen hizmet süresi
kadar Bakanlığa hizmet yapmak istemeyenlere yapılmış olan her türlü masrafların
tamamı birinci fıkradaki esaslara göre ödettirilir.
EK MADDE 5.- Tıpta Uzmanlık Tüzüğüne göre uzman tabip
olanların uzmanlık alanlarında daha ileri seviyede yapacakları yan dal eğitimi
için asistanlık sınavları Bakanlıkça yapılır veya yaptırılır. Bu sınavlara
ilişkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından hazırlanacak ve bu Kanunun yayımı
tarihinden itibaren altı ay içerisinde yürürlüğe konulacak yönetmelikle
belirlenir."
MADDE 6.- 7.5.1987 tarihli ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri
Temel Kanununun ek 1 inci maddesinin
birinci fıkrasında yer alan "kadrolarına" ibaresi "kadroları ile
399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki II sayılı cetvele tabi aynı unvanlı
sözleşmeli pozisyonlarına" olarak değiştirilmiş ve ikinci fıkrasının
sonuna aşağıdaki cümleler eklenmiştir.
"Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastanelerinde
klinik şefi ve klinik şef yardımcılığı kadrolarına; ilgili dalda uzman olan
profesör veya doçentler ile ilgili dal tabipleri arasından Bakanlık tarafından
atama yapılır. Ancak, profesör veya doçent unvanına sahip olmayan uzman
tabiplerin klinik şefi ve klinik şef yardımcılığı kadrolarına atanmalarında,
yapılan sınavlarda başarılı olma şartı aranır. Sınavların usul ve esasları,
Bakanlık tarafından hazırlanan ve bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren altı ay
içerisinde yürürlüğe konulan yönetmelikle belirlenir."
MADDE 7.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 8.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONUNUN
KABUL ETTİĞİ METİN
ELEMAN TEMİNİNDE GÜÇLÜK ÇEKİLEN YERLERDE
SÖZLEŞMELİ SAĞLIK PERSONELİ ÇALIŞTIRILMASI İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE
KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YA-PILMASI HAKKINDA KANUN, SAĞLIK HİZMETLERİ TEMEL
KANUNU VE SAĞLIK BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEDE DEĞİŞİK-LİK YAPILMASI
HAKKINDA KANUN TASARISI
MADDE 1.- 10.7.2003 tarihli ve 4924 sayılı Eleman Temininde
Güçlük Çekilen Yerlerde Sözleşmeli Sağlık Personeli Çalıştırılması ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 4
üncü maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Tabipler hariç olmak üzere, herhangi bir sosyal
güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanlar sözleşmeli personel
olarak istihdam edilmezler."
MADDE 2.- 4924 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin altıncı
fıkrasının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki
fıkra eklenmiştir.
"Sözleşmeli personelin haftalık çalışma süresi emsali
Devlet memurları ile aynıdır."
"Sözleşmeli personel, istihdam edildiği hizmet
biriminde gereği halinde Başhekim, Başhekim Yardımcısı ve Başhemşire olarak
görevlendirilebilir. Bu görevleri yürüttükleri sürece kendilerine bu
görevlerine istinaden başka bir ücret ödenmez."
MADDE 3.- 4924 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin birinci ve
ikinci fıkraları ile dördüncü fıkrasının son cümlesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Sözleşmeli personel, iki ay önceden yazılı ihbarda
bulunmak şartıyla sözleşmeyi tek taraflı olarak her zaman feshedebilir.
Bakanlık, hizmet sözleşmesinde belirtilen koşullara uymaması nedeniyle sicil
veya disiplin amirleri tarafından yazılı olarak ikaz edilenlerden söz konusu
koşullara uymama halinin tekerrürü durumu ile norm pozisyon sayısında
değişiklik olması, sözleşmeli personel pozisyonlarının vizelendiği birimlerin
kapatılması veya bu birimlerde sözleşmeli personel istihdam edilmesinden
vazgeçilmesi veya söz konusu birimlerde bazı unvanlarda sözleşmeli personel
istihdamından vazgeçilmesi hallerinde, sözleşmeli personelin sözleşmesini bir
ay önceden yazılı ihbarda bulunmak şartıyla feshedebilir. Bakanlık sözleşmeyi
sona erdirmek istediği takdirde gerekçesini karşı tarafa bildirmek zorundadır.
Norm pozisyon sayısında değişiklik olması, sözleşmeli
personel pozisyonlarının vizelendiği birimlerin kapatılması veya bu hizmet
birimlerinde sözleşmeli personel istihdamından vazgeçilmesi veya söz konusu
birimlerde bazı unvanlarda sözleşmeli personel istihdamından vazgeçilmesi
sebebiyle söz konusu sözleşmeli personel pozisyonları, bu Kanunun 1 ve 3 üncü
maddelerindeki esaslar çerçevesinde yeniden belirlenebilir. Bu şekilde yeniden
belirlenen sözleşmeli personel pozisyonları için yıl içerisinde ihtiyaç
duyulması halinde ayrıca Bakanlar Kurulu Kararı ve Maliye Bakanlığı vizesi
alınır. Sözleşmeli personel pozisyonlarının bu şekilde yeniden belirlenmesi
halinde, pozisyonları iptal edilen personel, tercihleri alınarak boş sözleşmeli
personel pozisyonlarına en çok üç ay içerisinde yerleştirilir. Bu durumlarda
yerleştirme işlemi, sınavla ataması öngörülen pozisyonlar için sınav puanına
göre, kura ile ataması öngörülen pozisyonlar için kura yöntemi ile yapılır. Bu
durumda olanlar hariç olmak üzere sözleşmesi feshedilenler ile hizmet
sözleşmesini feshedenler fesih tarihinden itibaren 2 yıl süreyle sözleşmeli
personel pozisyonlarında istihdam edilemezler. Bunların sözleşmeli statüde
geçirdikleri süreler, yeniden sözleşmeli personel pozisyonlarına atanmalarında
kazanılmış hak doğurmaz."
"Bu hakkı elde etmiş personelin sözleşmesi, 657 sayılı
Kanuna göre Devlet memurluğundan çıkarma cezası verilmesini veya sözleşmenin
feshedilmesini gerektirecek bir fiil işlemedikçe emeklilik hakkını elde edene
kadar Bakanlık tarafından tek taraflı olarak feshedilemez."
MADDE 4.- 4924 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin üçüncü
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Devlet memuru olarak çalışmaktayken bu Kanun
çerçevesinde sözleşmeli personel statüsüne geçenler sözleşmelerinin bitiminde
istekleri halinde 657 sayılı Kanunun ilgili hükümlerine göre söz konusu statüye
geçerken çalıştığı il emrindeki Bakanlığa ait boş Devlet memurluğu kadrolarına
naklen atanırlar. Ancak, durumlarına uygun kadronun bulunmaması ve ilgilinin
talebi halinde Bakanlığın uygun göreceği il emrindeki Bakanlığa ait boş Devlet
memurluğu kadrolarına naklen atanırlar."
MADDE 5.- 13.12.1983 tarihli ve 181 sayılı Sağlık
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye
aşağıdaki ek maddeler eklenmiştir.
"EK MADDE 3.- Kadrolu istihdamın mümkün olmadığı
hallerde, ücretleri döner sermayeden karşılanmak kaydıyla 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununun 36 ncı maddesinde belirtilen sağlık hizmetleri ve yardımcı
sağlık hizmeti sınıfındaki unvanlarda çalıştırılmak üzere merkezi sınav
sonuçlarına göre 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (B) fıkrasına tabi sözleşmeli
personel çalıştırılabilir. Bu şekilde sözleşmeli olarak çalıştırılan personele,
aynı birimde aynı unvanlı çalışan ve hizmet yılı aynı olan emsali kadrolu
personel esas alınarak görev yaptığı birimde bulunan döner sermayeden ilgili
mevzuat dahilinde ek ödeme yapılabilir. Bunlara yapılabilecek ek ödeme hiçbir
şekilde emsaline yapılabilecek ek ödeme üst sınırını geçemez.
EK MADDE 4.- Kadroları Sağlık Bakanlığında olup Tıpta
Uzmanlık Tüzüğü hükümlerince diğer kamu kurum ve kuruluşlarında uzmanlık eğitimi
veya yan dal uzmanlık eğitimi yapmak isteyen personel; döner sermaye ek ödemesi
hariç her türlü mali ve sosyal hakları Bakanlık tarafından karşılanmak üzere,
Bakanlıkça bu amaçla ilgili kurum ve kuruluşlarda görevlendirilebilir ve bu
şekilde görevlendirilenler eğitimlerinin bitiminde görevlendirme süresi kadar
Bakanlığa hizmet yapmakla yükümlüdürler. Söz konusu personelden örneği Maliye
Bakanlığı tarafından hazırlanmış, "Yüklenme Senedi ile Muteber İmzalı
Müteselsil Kefalet Senedi" alınır. Anılan personelin hizmet yükümlülüğünü
yerine getirmeden veya tamamlamadan görevinden ayrılması, müstafi sayılması,
görevine son verilmesi veya Devlet memurluğundan çıkarılması halinde, kendileri
için Bakanlıkça yapılmış olan her türlü ödemeler toplamından, hizmetin
tamamlanan kısmı için hesaplanan miktar indirildikten sonra bakiye miktar
kendilerinden tahsil edilir. Tahsilat, borç miktarı ve ilgilinin durumu dikkate
alınarak azami beş yıla kadar taksitlendirilerek yapılır.
İlgililerin uzmanlık eğitiminde başarısızlığı veya kendi
istekleri ile uzmanlık eğitimini bırakmaları durumunda ise, görevlendirme
süresi kadar Bakanlığa hizmet yapmaları zorunludur. Belirtilen hizmet süresi
kadar Bakanlığa hizmet yapmak istemeyenlere yapılmış olan her türlü masrafların
tamamı birinci fıkradaki esaslara göre ödettirilir.
EK MADDE 5.- Tıpta Uzmanlık Tüzüğüne göre uzman tabip
olanların uzmanlık alanlarında daha ileri seviyede yapacakları yan dal eğitimi
için asistanlık sınavları Bakanlıkça yapılır veya yaptırılır. Bu sınavlara
ilişkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından hazırlanacak ve bu Kanunun yayımı
tarihinden itibaren altı ay içerisinde yürürlüğe konulacak yönetmelikle
belirlenir."
MADDE 6.- 7.5.1987 tarihli ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri
Temel Kanununun ek 1 inci maddesinin
birinci fıkrasında yer alan "kadrolarına" ibaresi "kadroları ile
399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki II sayılı cetvele tabi aynı unvanlı
sözleşmeli pozisyonlarına" olarak değiştirilmiş ve ikinci fıkrasının
sonuna aşağıdaki cümleler eklenmiştir.
"Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastanelerinde
klinik şefi ve klinik şef yardımcılığı kadrolarına; ilgili dalda uzman olan
profesör veya doçentler ile ilgili dal tabipleri arasından Bakanlık tarafından
atama yapılır. Ancak, profesör veya doçent unvanına sahip olmayan uzman
tabiplerin klinik şefi ve klinik şef yardımcılığı kadrolarına atanmalarında,
yapılan sınavlarda başarılı olma şartı aranır. Sınavların usul ve esasları,
Bakanlık tarafından hazırlanan ve bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren altı ay
içerisinde yürürlüğe konulan yönetmelikle belirlenir."
MADDE 7.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 8.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
|
Recep Tayyip Erdoğan |
|
|
|
Başbakan |
|
|
|
Dışişleri
Bak. ve Başb. Yrd. V. |
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
|
M. V. Gönül |
A. Şener |
M. A. Şahin |
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
|
B. Atalay |
A. Babacan |
M. Aydın |
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı V. |
Adalet
Bakanı |
|
G. Akşit |
A. Coşkun |
C. Çiçek |
|
Millî
Savunma Bakanı |
İçişleri
Bakanı |
Maliye
Bakanı |
|
M. V. Gönül |
A. Aksu |
K. Unakıtan |
|
Millî
Eğitim Bakanı |
Bayındırlık
ve İskân Bakanı |
Sağlık
Bakanı |
|
H. Çelik |
Z. Ergezen |
R. Akdağ |
|
Ulaştırma
Bakanı V. |
Tarım
ve Köyişleri Bakanı V. |
Çalışma
ve Sos. Güv. Bakanı. |
|
M. H. Güler |
R. Akdağ |
M. Başesgioğlu |
|
Sanayi
ve Ticaret Bakanı |
En.
ve Tab. Kay. Bakanı |
Kültür
ve Turizm Bakanı |
|
A. Coşkun |
M. H. Güler |
A. Koç |
|
|
Çevre
ve Orman Bakanı |
|
|
|
O. Pepe |
|