Kanun No. 5395 |
|
Kabul Tarihi : 3.7.2005 |
BİRİNCİ KISIM
Amaç, Kapsam, Temel İlkeler, Koruyucu ve
Destekleyici Tedbirler
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam,
Tanımlar ve Temel İlkeler
Amaç
MADDE 1.- (1) Bu Kanunun amacı, korunma ihtiyacı olan
veya suça sürüklenen çocukların korunmasına, haklarının ve esenliklerinin
güvence altına alınmasına ilişkin usûl ve esasları düzenlemektir.
Kapsam
MADDE 2.- (1) Bu Kanun, korunma ihtiyacı olan çocuklar
hakkında alınacak tedbirler ile suça sürüklenen çocuklar hakkında uygulanacak
güvenlik tedbirlerinin usûl ve esaslarına, çocuk mahkemelerinin kuruluş, görev
ve yetkilerine ilişkin hükümleri kapsar.
Tanımlar
MADDE 3.- (1) Bu Kanunun uygulanmasında;
a) Çocuk: Daha erken yaşta ergin
olsa bile, onsekiz yaşını doldurmamış kişiyi; bu kapsamda,
1. Korunma ihtiyacı olan çocuk:
Bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel güvenliği
tehlikede olan, ihmal veya istismar edilen ya da suç mağduru çocuğu,
2. Suça sürüklenen çocuk:
Kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiası ile hakkında
soruşturma veya kovuşturma yapılan ya da işlediği fiilden dolayı hakkında
güvenlik tedbirine karar verilen çocuğu,
b) Mahkeme: Çocuk mahkemeleri
ile çocuk ağır ceza mahkemelerini,
c) Çocuk hâkimi: Hakkında
kovuşturma başlatılmış olanlar hariç, suça sürüklenen çocuklarla korunma
ihtiyacı olan çocuklar hakkında uygulanacak tedbir kararlarını veren çocuk
mahkemesi hâkimini,
d) Kurum: Bu Kanun kapsamındaki çocuğun
bakılıp gözetildiği, hakkında verilen tedbir kararlarının yerine getirildiği
resmî veya özel kurumları,
e) Sosyal çalışma görevlisi: Psikolojik danışmanlık ve rehberlik, psikoloji, sosyal hizmet alanlarında eğitim veren kurumlardan mezun meslek mensuplarını,
İfade eder.
Temel ilkeler
MADDE 4.- (1) Bu Kanunun uygulanmasında, çocuğun
haklarının korunması amacıyla;
a) Çocuğun yaşama, gelişme,
korunma ve katılım haklarının güvence altına alınması,
b) Çocuğun yarar ve esenliğinin
gözetilmesi,
c) Çocuk ve ailesinin herhangi
bir nedenle ayrımcılığa tâbi tutulmaması,
d) Çocuk ve ailesi
bilgilendirilmek suretiyle karar sürecine katılımlarının sağlanması,
e) Çocuğun, ailesinin,
ilgililerin, kamu kurumlarının ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliği içinde
çalışmaları,
f) İnsan haklarına dayalı, adil,
etkili ve süratli bir usûl izlenmesi,
g) Soruşturma ve kovuşturma
sürecinde çocuğun durumuna uygun özel ihtimam gösterilmesi,
h) Kararların alınmasında ve
uygulanmasında, çocuğun yaşına ve gelişimine uygun eğitimini ve öğrenimini,
kişiliğini ve toplumsal sorumluluğunu geliştirmesinin desteklenmesi,
i) Çocuklar hakkında özgürlüğü
kısıtlayıcı tedbirler ile hapis cezasına en son çare olarak başvurulması,
j) Tedbir kararı verilirken kurumda bakım ve kurumda tutmanın son çare olarak görülmesi, kararların verilmesinde ve uygulanmasında toplumsal sorumluluğun paylaşılmasının sağlanması,
k) Çocukların bakılıp
gözetildiği, tedbir kararlarının uygulandığı kurumlarda yetişkinlerden ayrı
tutulmaları,
l) Çocuklar hakkında yürütülen
işlemlerde, yargılama ve kararların yerine getirilmesinde kimliğinin başkaları
tarafından belirlenememesine yönelik önlemler alınması,
İlkeleri gözetilir.
İKİNCİ BÖLÜM
Koruyucu ve
Destekleyici Tedbirler
Koruyucu ve destekleyici tedbirler
MADDE 5.- (1) Koruyucu ve destekleyici tedbirler,
çocuğun öncelikle kendi aile ortamında korunmasını sağlamaya yönelik
danışmanlık, eğitim, bakım, sağlık ve barınma konularında alınacak tedbirlerdir.
Bunlardan;
a) Danışmanlık tedbiri, çocuğun
bakımından sorumlu olan kimselere çocuk yetiştirme konusunda; çocuklara da
eğitim ve gelişimleri ile ilgili sorunlarının çözümünde yol göstermeye,
b) Eğitim tedbiri, çocuğun bir
eğitim kurumuna gündüzlü veya yatılı olarak devamına; iş ve meslek edinmesi
amacıyla bir meslek veya sanat edinme kursuna gitmesine veya meslek sahibi bir
ustanın yanına yahut kamuya ya da özel sektöre ait işyerlerine
yerleştirilmesine,
c) Bakım tedbiri, çocuğun bakımından sorumlu olan kimsenin herhangi bir nedenle görevini yerine getirememesi hâlinde, çocuğun resmî veya özel bakım yurdu ya da koruyucu aile hizmetlerinden yararlandırılması veya bu kurumlara yerleştirilmesine,
d) Sağlık tedbiri, çocuğun
fiziksel ve ruhsal sağlığının korunması ve tedavisi için gerekli geçici veya
sürekli tıbbî bakım ve rehabilitasyonuna, bağımlılık yapan maddeleri
kullananların tedavilerinin yapılmasına,
e) Barınma tedbiri, barınma yeri
olmayan çocuklu kimselere veya hayatı tehlikede olan hamile kadınlara uygun
barınma yeri sağlamaya,
Yönelik tedbirdir.
(2) Hakkında, birinci fıkranın
(e) bendinde tanımlanan barınma tedbiri uygulanan kimselerin, talepleri hâlinde
kimlikleri ve adresleri gizli tutulur.
(3) Tehlike altında
bulunmadığının tespiti ya da tehlike altında bulunmakla birlikte veli veya
vasisinin ya da bakım ve gözetiminden sorumlu kimsenin desteklenmesi suretiyle
tehlikenin bertaraf edileceğinin anlaşılması hâlinde; çocuk, bu kişilere teslim
edilir. Bu fıkranın uygulanmasında, çocuk hakkında birinci fıkrada belirtilen
tedbirlerden birisine de karar verilebilir.
Kuruma başvuru
MADDE 6.- (1) Adlî ve idarî merciler, kolluk
görevlileri, sağlık ve eğitim kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, korunma
ihtiyacı olan çocuğu Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bildirmekle
yükümlüdür. Çocuk ile çocuğun bakımından sorumlu kimseler çocuğun korunma
altına alınması amacıyla Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna
başvurabilir.
(2) Sosyal Hizmetler ve Çocuk
Esirgeme Kurumu kendisine bildirilen olaylarla ilgili olarak gerekli
araştırmayı derhâl yapar.
Koruyucu ve destekleyici tedbir kararı alınması
MADDE 7.- (1) Çocuklar hakkında koruyucu ve
destekleyici tedbir kararı; çocuğun anası, babası, vasisi, bakım ve
gözetiminden sorumlu kimse, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu ve
Cumhuriyet savcısının istemi üzerine veya re'sen çocuk hâkimi tarafından
alınabilir.
(2) Tedbir kararı verilmeden
önce çocuk hakkında sosyal inceleme yaptırılabilir.
(3) Tedbirin türü kararda
gösterilir. Bir veya birden fazla tedbire karar verilebilir.
(4) Hâkim, hakkında koruyucu ve
destekleyici tedbire karar verdiği çocuğun denetim altına alınmasına da karar
verebilir.
(5) Hâkim, çocuğun gelişimini göz önünde bulundurarak koruyucu ve destekleyici tedbirin kaldırılmasına veya değiştirilmesine karar verebilir. Bu karar acele hâllerde, çocuğun bulunduğu yer hâkimi tarafından da verilebilir. Ancak bu durumda karar, önceki kararı alan hâkim veya mahkemeye bildirilir.
(6) Tedbirin uygulanması, onsekiz yaşın doldurulmasıyla kendiliğinden sona erer. Ancak hâkim, eğitim ve öğrenimine devam edebilmesi için ve rızası alınmak suretiyle tedbirin uygulanmasına belli bir süre daha devam edilmesine karar verebilir.
(7) Mahkeme, korunma ihtiyacı olan çocuk hakkında, koruyucu ve
destekleyici tedbir kararının yanında 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk
Medenî Kanunu hükümlerine göre velayet, vesayet, kayyım, nafaka ve kişisel
ilişki kurulması hususlarında da karar vermeye yetkilidir.
Tedbirlerde yetki
MADDE 8.- (1) Korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında
koruyucu ve destekleyici tedbirler, çocuğun menfaatleri bakımından kendisinin,
ana, baba, vasisi veya birlikte yaşadığı kimselerin bulunduğu yerdeki çocuk
hâkimince alınır.
(2) Tedbir kararlarının
uygulanması, kararı veren hâkim veya mahkemece en geç üçer aylık sürelerle
incelettirilir.
(3) Hâkim veya mahkeme; denetim
memurları, çocuğun velisi, vasisi, bakım ve gözetimini üstlenen kimselerin,
tedbir kararını yerine getiren kişi ve kuruluşun temsilcisi ile Cumhuriyet
savcısının talebi üzerine veya re'sen çocuğa uygulanan tedbirin sonuçlarını
inceleyerek kaldırabilir, süresini uzatabilir veya değiştirebilir.
Acil korunma kararı alınması
MADDE 9.- (1) Derhâl korunma altına alınmasını
gerektiren bir durumun varlığı hâlinde çocuk, Sosyal Hizmetler ve Çocuk
Esirgeme Kurumu tarafından bakım ve gözetim altına alındıktan sonra acil
korunma kararının alınması için Kurum tarafından çocuğun Kuruma geldiği
tarihten itibaren en geç beş gün içinde çocuk hâkimine müracaat edilir. Hâkim
tarafından, üç gün içinde talep hakkında karar verilir. Hâkim, çocuğun
bulunduğu yerin gizli tutulmasına ve gerektiğinde kişisel ilişkinin tesisine karar
verebilir.
(2) Acil korunma kararı en fazla
otuz günlük süre ile sınırlı olmak üzere verilebilir. Bu süre içinde Kurumca
çocuk hakkında sosyal inceleme yapılır. Kurum, yaptığı inceleme sonucunda,
tedbir kararı alınmasının gerekmediği sonucuna varırsa bu yöndeki görüşünü ve
sağlayacağı hizmetleri hâkime bildirir. Çocuğun, ailesine teslim edilip
edilmeyeceğine veya uygun görülen başkaca bir tedbire hâkim tarafından karar
verilir.
(3) Kurum, çocuk hakkında tedbir
kararı alınması gerektiği sonucuna varırsa hâkimden koruyucu ve destekleyici
tedbir kararı verilmesini talep eder.
Bakım ve barınma kararlarının yerine getirilmesi
MADDE 10.- (1) Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu
tarafından, kendisine intikal eden olaylarda gerekli önlemler derhâl alınarak çocuk,
resmî veya özel kuruluşlara yerleştirilir.
Çocuklara özgü güvenlik tedbiri
MADDE 11.- (1) Bu Kanunda düzenlenen koruyucu ve destekleyici tedbirler, suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu olmayan çocuklar bakımından, çocuklara özgü güvenlik tedbiri olarak anlaşılır.
Akıl hastalığı
MADDE 12.- (1) Suça sürüklenen çocuğun aynı zamanda akıl
hastası olması hâlinde, 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 31
inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları kapsamına giren çocuklar hakkında,
çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanır.
Tedbir kararlarında usûl
MADDE 13.- (1) Bu Kanunun 7 nci maddesinin yedinci
fıkrasında öngörülen durumlar hariç olmak üzere, suça sürüklenen ve ceza sorumluluğu
olmayan çocuklarla korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında duruşma
yapılmaksızın tedbir kararı verilir. Ancak, hâkim zaruret gördüğü hâllerde
duruşma yapabilir.
(2) Tedbir kararının
verilmesinden önce yeterli idrak gücüne sahip olan çocuğun görüşü alınır,
ilgililer dinlenebilir, çocuk hakkında sosyal inceleme raporu düzenlenmesi
istenebilir.
Kanun yolu
MADDE 14.- (1) Bu Kanun hükümlerine göre, çocuk hâkimi
tarafından alınan tedbir kararlarına karşı itiraz yolu açıktır. İtiraz,
4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun itiraza ilişkin
hükümlerine göre en yakın çocuk mahkemesine yapılır.
İKİNCİ KISIM
Soruşturma ve Kovuşturma
BİRİNCİ BÖLÜM
Soruşturma
Soruşturma
MADDE 15.- (1) Suça sürüklenen çocuk hakkındaki
soruşturma çocuk bürosunda görevli Cumhuriyet savcısı tarafından bizzat
yapılır.
(2) Çocuğun ifadesinin alınması
veya çocuk hakkındaki diğer işlemler sırasında, çocuğun yanında sosyal çalışma
görevlisi bulundurulabilir.
(3) Cumhuriyet savcısı soruşturma sırasında gerekli görüldüğünde çocuk hakkında koruyucu ve destekleyici tedbirlerin uygulanmasını çocuk hâkiminden isteyebilir.
Çocuğun gözaltında tutulması
MADDE 16.- (1) Gözaltına alınan çocuklar, kolluğun çocuk
biriminde tutulur.
(2) Kolluğun çocuk biriminin
bulunmadığı yerlerde çocuklar, gözaltına alınan yetişkinlerden ayrı bir yerde
tutulur.
İştirak hâlinde işlenen suçlar
MADDE 17.- (1) Çocukların yetişkinlerle birlikte suç işlemesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturma ayrı yürütülür.
(2) Bu hâlde de çocuklar hakkında gerekli tedbirler uygulanmakla
beraber, mahkeme lüzum gördüğü takdirde çocuk hakkındaki yargılamayı genel
mahkemedeki davanın sonucuna kadar bekletebilir.
(3) Davaların birlikte
yürütülmesinin zorunlu görülmesi hâlinde, genel mahkemelerde, yargılamanın her
aşamasında, mahkemelerin uygun bulması şartıyla birleştirme kararı verilebilir.
Bu takdirde birleştirilen davalar genel mahkemelerde görülür.
Çocuğun nakli
MADDE 18.- (1) Çocuklara zincir, kelepçe ve benzeri
aletler takılamaz. Ancak; zorunlu hâllerde çocuğun kaçmasını, kendisinin veya
başkalarının hayat veya beden bütünlükleri bakımından doğabilecek tehlikeleri
önlemek için kolluk tarafından gerekli önlem alınabilir.
Kamu davasının açılmasının ertelenmesi
MADDE 19.- (1) Fiil için kanunda öngörülen cezanın üst
sınırı üç aydan fazla ve iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını veya
adlî para cezasını gerektirir ise, Cumhuriyet savcısı tarafından deliller
toplandıktan sonra şüpheli hakkında açılacak kamu davası;
a) Çocuğun daha önce kasıtlı bir
suçtan mahkûm olmamış bulunması,
b) Yapılan soruşturmanın, kamu
davası açılmasının ertelenmesi hâlinde şüphelinin suç işlemekten çekineceği
kanaatini vermesi,
c) Kamu davası açılmasının
ertelenmesinin, şüpheli ve toplum açısından kamu davası açılmasından daha
yararlı olması,
d) Suçun işlenmesiyle mağdurun
veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya
tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,
Koşullarının birlikte gerçekleşmesi hâlinde, beş yıl süreyle ertelenebilir. Bu fıkranın (d) bendindeki koşul çocuğun ailesinin veya kendisinin ekonomik durumunun elverişli olmaması hâlinde aranmayabilir.
(2) Kamu davasının açılmasının
ertelenmesine ilişkin kararın uygulanması, çocuk hâkiminin onamasına bağlıdır.
Bu husustaki karar beş gün içinde verilir.
(3) Erteleme süresi içinde işlediği kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkûm olmadığı takdirde, kovuşturmaya yer olmadığına karar verilir. Erteleme süresi içinde işlediği kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde kamu davası açılır. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez.
(4) Kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararlar, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenmesi hâlinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir.
(5) Fiili işlediği sırada onbeş yaşını doldurmamış çocuk bakımından,
birinci fıkrada öngörülen hapis cezasının üst sınırı üç yıl (üç yıl dâhil)
olarak uygulanır.
Adlî kontrol
MADDE 20.- (1) Suça sürüklenen çocuklar hakkında
soruşturma veya kovuşturma evrelerinde adlî kontrol tedbiri olarak Ceza
Muhakemesi Kanununun 109 uncu maddesinde sayılanlar ile aşağıdaki tedbirlerden
bir ya da birkaçına karar verilebilir:
a) Belirlenen çevre sınırları
dışına çıkmamak.
b) Belirlenen bazı yerlere
gidememek veya ancak bazı yerlere gidebilmek.
c) Belirlenen kişi ve
kuruluşlarla ilişki kurmamak.
(2) Ancak bu tedbirlerden sonuç
alınamaması, sonuç alınamayacağının anlaşılması veya tedbirlere uyulmaması
durumunda tutuklama kararı verilebilir.
Tutuklama yasağı
MADDE 21.- (1) Onbeş yaşını doldurmamış çocuklar
hakkında üst sınırı beş yılı aşmayan hapis cezasını gerektiren fiillerinden
dolayı tutuklama kararı verilemez.
İKİNCİ BÖLÜM
Kovuşturma
Duruşma
MADDE 22.- (1) Çocuk, velisi, vasisi, mahkemece
görevlendirilmiş sosyal çalışma görevlisi, çocuğun bakımını üstlenen aile ve
kurumda bakılıyorsa kurumun temsilcisi duruşmada hazır bulunabilir.
(2) Mahkeme veya hâkim, çocuğun
sorgusu veya çocuk hakkındaki diğer işlemler sırasında çocuğun yanında sosyal
çalışma görevlisi bulundurabilir.
(3) Duruşmalarda hazır bulunan
çocuk, yararı gerektirdiği takdirde duruşma salonundan çıkarılabileceği gibi
sorgusu yapılmış çocuğun duruşmada hazır bulundurulmasına da gerek
görülmeyebilir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması
MADDE 23.- (1) Çocuğa yüklenen suçtan dolayı yapılan
yargılama sonunda belirlenen ceza, en çok üç yıla kadar (üç yıl dâhil) hapis
veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına
karar verilebilir.
(2) Hükmün açıklanmasının geri
bırakılması kararının verilebilmesi için gerekli koşullar şunlardır:
a) Çocuğun daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması.
b) Çocuğun yeniden suç
işlemeyeceği hususunda kanaat gelmiş olması.
c) Çocuk hakkında, kişilik
özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları itibarıyla bir cezaya
hükmedilmesine gerek görülmemesi.
d) Suçun işlenmesiyle mağdurun
veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya
tazmin suretiyle tamamen giderilmesi. Suçun işlenmesiyle kamunun uğradığı zarar
miktarının belirlenememesi hâlinde, mahkemece takdir edilecek bir miktarda
paranın bir defada Maliye veznesine yatırılması. Ancak bu koşul, çocuğun
ailesinin veya kendisinin ekonomik durumunun elverişli olmaması hâlinde
aranmayabilir.
(3) Hükmün açıklanmasının geri
bırakılması kararının verilmesi hâlinde, çocuk, beş yıl süreyle denetimli
serbestlik tedbirine tâbi tutulur. Bu süre içinde çocuğun bir eğitim kurumuna
devam etmesine, belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam
etmek hususunda yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü
yerine getirmesine karar verilebilir. Denetim süresi içinde dava zamanaşımı
durur.
(4) İkinci fıkranın (d) bendinde
belirtilen koşulun yerine getirilememesi hâlinde; denetimli serbestlik
süresince sanığa aşağıdaki yükümlülüklerden biri yüklenerek, hükmün
açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir:
a) Suçun işlenmesiyle mağdurun
veya kamunun uğradığı zararın, aylık taksitler hâlinde ödenerek tamamen
giderilmesi.
b) Suçun işlenmesiyle kamunun
uğradığı zarar miktarının belirlenememesi hâlinde, mahkemece takdir edilecek
miktarda paranın aylık taksitler hâlinde Maliye veznesine yatırılması.
(5) Denetimli serbestlik süresi
içinde işlediği kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkûm olmadığı ve
yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, davanın düşmesine karar verilir.
(6) Çocuğun denetimli serbestlik
süresi içinde işlediği hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç nedeniyle
mahkûm olması veya yükümlülüklerine aykırı davranması hâlinde, mahkeme geri bıraktığı
hükmü açıklar. Ancak mahkeme, yükümlülüklerin yerine getirilme durumunu göz
önünde bulundurarak, çocuk hakkında belirlenen cezada yarı oranına kadar
indirim yapabilir.
(7) Hükmün açıklanmasının geri
bırakılması kararına itiraz edilebilir.
(8) Hükmün açıklanmasının geri
bırakılması kararı, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak
bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim
veya mahkeme tarafından istenmesi hâlinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir.
Uzlaşma
MADDE 24.- (1) Suça sürüklenen çocuklarla ilgili olarak uzlaşma, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan veya kasten işlenen ve alt sınırı iki yılı aşmayan hapis veya adlî para cezasını gerektiren ya da taksirle işlenen suçlarda uygulanır.
(2) Suç tarihinde onbeş yaşını doldurmayan çocuklar bakımından,
birinci fıkrada öngörülen hapis cezasının alt sınırı üç yıl olarak uygulanır.
ÜÇÜNCÜ KISIM
Mahkemeler ve Cumhuriyet Savcılığı
BİRİNCİ BÖLÜM
Mahkemelerin
Kuruluş, Görev ve Yetkisi
Mahkemelerin kuruluşu
MADDE 25.- (1) Çocuk mahkemesi, tek hâkimden oluşur. Bu
mahkemeler her il merkezinde kurulur. Ayrıca, bölgelerin coğrafi durumları ve
iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen ilçelerde Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak kurulabilir. İş durumunun gerekli
kıldığı yerlerde çocuk mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir. Bu
daireler numaralandırılır. Çocuk mahkemelerinde yapılan duruşmalarda Cumhuriyet
savcısı bulunmaz. Mahkemelerin bulunduğu yerlerdeki Cumhuriyet savcıları, çocuk
mahkemeleri kararlarına karşı kanun yoluna başvurabilirler.
(2) Çocuk ağır ceza
mahkemelerinde bir başkan ile yeteri kadar üye bulunur ve mahkeme bir başkan ve
iki üye ile toplanır. Bu mahkemeler bölgelerin coğrafi durumları ve iş
yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulunun olumlu görüşü alınarak kurulur. İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde
çocuk ağır ceza mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir. Bu
daireler numaralandırılır.
Mahkemelerin görevi
MADDE 26.- (1) Çocuk mahkemesi, asliye ceza mahkemesi
ile sulh ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlar bakımından, suça
sürüklenen çocuklar hakkında açılacak davalara bakar.
(2) Çocuk ağır ceza mahkemesi,
çocuklar tarafından işlenen ve ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren
suçlarla ilgili davalara bakar.
(3) Mahkemeler ve çocuk hâkimi,
bu Kanunda ve diğer kanunlarda yer alan tedbirleri almakla görevlidir.
(4) Çocuklar hakkında açılan
kamu davaları, Kanunun 17 nci maddesi hükümleri saklı kalmak kaydıyla bu
Kanunla kurulan mahkemelerde görülür.
Mahkemelerin yargı çevresi
MADDE 27.- (1) Çocuk mahkemelerinin yargı çevresi,
kurulduğu il ve ilçenin mülkî sınırlarıyla belirlenir.
(2) Çocuk ağır ceza mahkemelerinin yargı çevresi, bulundukları il merkezi ve ilçeler ile bunlara adlî yönden bağlanan ilçelerin idarî sınırlarıdır.
(3) Coğrafi durum ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak çocuk
mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemelerinin yargı çevresinin belirlenmesine
veya değiştirilmesine Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulunca karar verilir.
Hâkimlerin atanmaları
MADDE 28.- (1) Mahkemelere, atanacakları bölgeye veya
bir alt bölgeye hak kazanmış, adlî yargıda görevli, tercihan çocuk hukuku
alanında uzmanlaşmış, çocuk psikolojisi ve sosyal hizmet alanlarında eğitim
almış olan hâkimler ve Cumhuriyet savcıları arasından Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulunca atama yapılır.
(2) Atamalarda istekli olanlarla
daha önce bu görevlerde bulunmuş olanlara öncelik tanınır.
(3) Herhangi bir nedenle
görevine gelemeyen hâkimin yerine bu hâkim görevine başlayıncaya veya Hâkimler
ve Savcılar Yüksek Kurulunca yetkilendirme yapılıncaya kadar o yerdeki
hâkimlerden hangisinin bakacağı, birinci fıkrada aranan nitelikler de
gözetilerek adlî yargı adalet komisyonu başkanınca belirlenir.
İKİNCİ BÖLÜM
Cumhuriyet Savcılığı
ve Kolluk
Cumhuriyet savcılığı çocuk bürosu
MADDE 29.- (1) Cumhuriyet başsavcılıklarında bir çocuk
bürosu kurulur. Cumhuriyet başsavcısınca 28 inci maddenin birinci fıkrasında
öngörülen nitelikleri haiz olanlar arasından yeterli sayıda Cumhuriyet savcısı,
bu büroda görevlendirilir.
Çocuk bürosunun görevleri
MADDE 30.- (1) Çocuk bürosunun görevleri;
a) Suça sürüklenen çocuklar
hakkındaki soruşturma işlemlerini yürütmek,
b) Çocuklar hakkında tedbir
alınması gereken durumlarda, gecikmeksizin tedbir alınmasını sağlamak,
c) Korunma ihtiyacı olan, suç
mağduru veya suça sürüklenen çocuklardan yardıma, eğitime, işe, barınmaya
ihtiyacı olan veya uyum güçlüğü çekenlere ihtiyaç duydukları destek
hizmetlerini sağlamak üzere, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ve sivil toplum
kuruluşlarıyla işbirliği içinde çalışmak, bu gibi durumları çocukları korumakla
görevli kurum ve kuruluşlara bildirmek,
d) Bu Kanunla ve diğer
kanunlarla verilen görevleri yerine getirmektir.
(2) Gecikmesinde sakınca bulunan
hâllerde, bu görevler çocuk bürosunda görevli olmayan Cumhuriyet savcıları
tarafından da yerine getirilebilir.
Kolluğun çocuk birimi
MADDE 31.- (1) Çocuklarla ilgili kolluk görevi, öncelikle kolluğun çocuk birimleri tarafından yerine getirilir.
(2) Kolluğun çocuk birimi, korunma ihtiyacı olan veya suça
sürüklenen çocuklar hakkında işleme başlandığında durumu, çocuğun veli veya
vasisine veya çocuğun bakımını üstlenen kimseye, baroya ve Sosyal Hizmetler ve Çocuk
Esirgeme Kurumuna, çocuk resmî bir kurumda kalıyorsa ayrıca kurum temsilcisine
bildirir. Ancak, çocuğu suça azmettirdiğinden veya istismar ettiğinden
şüphelenilen yakınlarına bilgi verilmez.
(3) Çocuk, kollukta bulunduğu
sırada yanında yakınlarından birinin bulunmasına imkân sağlanır.
(4) Kolluğun çocuk
birimlerindeki personeline, kendi kurumları tarafından çocuk hukuku, çocuk
suçluluğunun önlenmesi, çocuk gelişimi ve psikolojisi, sosyal hizmet gibi
konularda eğitim verilir.
(5) Çocuğun korunma ihtiyacı
içinde bulunduğunun bildirimi ya da tespiti veya hakkında acil korunma kararı
almak için beklemenin, çocuğun yararına aykırı olacağını gösteren nedenlerin
varlığı hâlinde kolluğun çocuk birimi, durumun gerektirdiği önlemleri almak
suretiyle çocuğun güvenliğini sağlar ve mümkün olan en kısa sürede Sosyal
Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna teslim eder.
Görevlilerin eğitimleri
MADDE 32.- (1) Mahkemelerde görevlendirilecek hâkimler
ve Cumhuriyet savcıları ile sosyal çalışma görevlilerine ve denetimli
serbestlik ve yardım merkezi şube müdürlüğünde görevli denetim görevlilerine,
adaylık dönemlerinde Adalet Bakanlığınca belirlenen esaslara uygun çocuk
hukuku, sosyal hizmet, çocuk gelişimi ve psikolojisi gibi konularda eğitim
verilir.
(2) Mahkemelere atananların, görevleri süresince, alanlarında
uzmanlaşmalarını sağlama ve kendilerini geliştirmelerine yönelik hizmet içi
eğitim almaları sağlanır.
(3) Hizmet öncesi ve hizmet içi
eğitimin usûl ve esasları yönetmelikle belirlenir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Sosyal İnceleme
Sosyal çalışma görevlileri
MADDE 33.- (1) Adalet Bakanlığınca mahkemelere, en az
lisans öğrenimi görmüş olanlar arasından yeterli sayıda sosyal çalışma
görevlisi atanır. Atamada; çocuk ve aile sorunları ile çocuk hukuku ve çocuk
suçluluğunun önlenmesi alanlarında lisansüstü eğitim yapmış olanlar tercih
edilir.
(2) Mahkemelere atanan ve bu Kanun kapsamındaki tedbirleri uygulayan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunda görevli sosyal çalışma görevlilerine almakta oldukları aylıklarının brüt tutarının yüzde ellisi oranında ödenek verilir.
(3) Bu görevlilerin bulunmaması, görevin bunlar tarafından
yapılmasında fiilî veya hukukî bir engel bulunması ya da başka bir uzmanlık
dalına ihtiyaç duyulması gibi durumlarda, diğer kamu kurum ve kuruluşlarında
çalışanlar ile serbest meslek icra eden birinci fıkrada öngörülen nitelikleri
haiz kimseler de sosyal çalışma görevlisi olarak görevlendirilebilirler.
(4) Hakkında sosyal inceleme
yapılacak çocuğun, incelemeye tâbi tutulacak çevresi mahkemenin yetki alanı
dışında ise, davayı gören mahkemenin talimatına bağlı olarak çocuğun bulunduğu
yerdeki mahkemece inceleme yaptırılır. Büyükşehir belediye sınırları içinde
kalan yerlerde bu inceleme, davayı gören mahkemeye bağlı olarak çalışan sosyal
çalışma görevlilerince yapılabilir.
MADDE 34 .- (1) Sosyal çalışma görevlilerinin görevi;
a) Görevlendirildikleri çocuk
hakkında derhâl sosyal inceleme yapmak, hazırladıkları raporları kendilerini görevlendiren
mercie sunmak,
b) Suça sürüklenen çocuğun
ifadesinin alınması veya sorgusu sırasında yanında bulunmak,
c) Bu Kanun kapsamında
mahkemeler ve çocuk hâkimleri tarafından verilen diğer görevleri yerine
getirmektir.
(2) İlgililer, sosyal çalışma görevlilerinin
çalışmaları sırasında kendilerine yardımcı olmak ve çocuk hakkında istenen
bilgileri vermek zorundadır.
(3) Sosyal çalışma
görevlilerinin, görevleri sırasında yaptıkları ve hâkim tarafından takdir
edilen masrafları Cumhuriyet başsavcılığının suçüstü ödeneğinden ödenir.
Sosyal inceleme
MADDE 35.- (1) Bu Kanun kapsamındaki çocuklar hakkında
mahkemeler, çocuk hâkimleri veya Cumhuriyet savcılarınca gerektiğinde çocuğun
bireysel özelliklerini ve sosyal çevresini gösteren inceleme yaptırılır. Sosyal
inceleme raporu, çocuğun, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama
ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin mahkeme
tarafından takdirinde göz önünde bulundurulur.
(2) Derhâl tedbir alınmasını gerektiren durumlarda sosyal inceleme
daha sonra da yaptırılabilir.
(3) Mahkeme veya çocuk hâkimi
tarafından çocuk hakkında sosyal inceleme yaptırılmaması hâlinde, gerekçesi
kararda gösterilir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Denetim
Denetim altına alma kararı
MADDE 36.- (1) Hakkında koruyucu ve destekleyici tedbir
kararı verilen, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı onanan, hükmün
açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen çocuğun denetim altına
alınmasına karar verilebilir.
Denetim görevlisinin görevlendirilmesi
MADDE 37.- (1) Denetim altına alınan çocukla ilgili
olarak denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube müdürlüğü tarafından bir
denetim görevlisi görevlendirilir. Ancak, korunma ihtiyacı olan çocuklar veya
suç tarihinde oniki yaşını bitirmemiş suça sürüklenen çocuklar ile çocuğun
aileye teslimi yönünde karar verilmesi hâlinde, bu çocuklar hakkında denetim
görevi gözetim esaslarına göre Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu
tarafından yerine getirilir.
(2) Görevlendirme sırasında
çocuğun kişisel özellik ve ihtiyaçları dikkate alınır ve çocuğa kolay
ulaşabilecek olanlar tercih edilir.
Denetim görevlisinin görevleri
MADDE 38.- (1) Denetim görevlisinin görevleri şunlardır:
a) Kararla ulaşılmak istenen
amacın gerçekleşmesi için çocuğun eğitim, aile, kurum, iş ve sosyal çevreye
uyumunu sağlamak üzere onu desteklemek, yardımcı olmak, gerektiğinde önerilerde
bulunmak.
b) Çocuğa eğitim, iş, destek
alabileceği kurumlar, hakları ve haklarını kullanma konularında rehberlik
etmek.
c) İhtiyaç duyacağı hizmetlerden
yararlanmasında çocuğa yardımcı olmak.
d) Kaldığı yerleri ve ilişki
kurduğu kişileri ziyaret ederek çocuğun içinde yaşadığı şartları, ailesi ve
çevresiyle ilişkilerini, eğitim ve iş durumunu, boş zamanlarını değerlendirme
faaliyetlerini yerinde incelemek.
e) Alınan kararın uygulanmasını,
bu uygulamanın sonuçlarını ve çocuk üzerindeki etkilerini izlemek, tâbi
tutulduğu yükümlülüklerin yerine getirilmesini denetlemek.
f) Çocuğun gelişimi hakkında,
üçer aylık sürelerle Cumhuriyet savcısı veya mahkemeye rapor vermek.
(2) Denetim görevlisi, görevini
yerine getirirken gerektiğinde çocuğun ana ve babası, vasisi, bakım ve
gözetiminden sorumlu kimse ve öğretmenleriyle işbirliği yapar.
(3) Çocuğun ana ve babası,
vasisi, bakım ve gözetiminden sorumlu kimse çocuğun devam ettiği okul, işyeri
veya çocukla ilgili bilgiye sahip kurumların yetkilileri, denetim görevlisine
yardımcı olmak, görevi gereğince istediği bilgileri vermek zorundadırlar.
(4) Çocuğun yakınları denetim
görevlisinin yetkilerine müdahale edemezler.
Denetim plânı ve raporu
MADDE 39.- (1) Çocuğa uygulanacak denetimin yöntemi,
denetim görevlisince, sosyal incelemeyi yapan uzman veya mahkeme nezdindeki
sosyal çalışma görevlisi ile birlikte, görevlendirmeyi takip eden on gün içinde
hazırlanacak bir plânla belirlenir.
(2) Denetim plânı hazırlanırken;
a) Çocuk hakkında alınan tedbirin amacı, niteliği ve süresi,
b) Çocuğun ihtiyaçları,
c) Çocuğun içinde bulunduğu
tehlike hâlinin ciddiyeti,
d) Çocuğun ana ve babası,
vasisi, bakım ve gözetiminden sorumlu kimse tarafından çocuğa verilen desteğin
derecesi,
e) Suça sürüklenmesi sebebiyle
tedbir alınmış ise suç teşkil eden fiilin mahiyeti,
f) Çocuğun görüşü,
Dikkate alınır.
(3) Denetim plânı, mahkeme veya
çocuk hâkimince onaylandıktan sonra derhâl uygulanır. Denetim görevlisi,
kararın uygulama biçimi, çocuk üzerindeki etkileri ile çocuğun ana ve babası,
vasisi, bakım ve gözetiminden sorumlu kimselerin veya kurumların çocuğa karşı
sorumluluklarını gereğince yerine getirip getirmedikleri, kararın
değiştirilmesini gerektirir bir durum olup olmadığı ve istenen diğer hususlarda
her ay, ayrıca talep hâlinde mahkeme veya çocuk hâkimine rapor verir.
Denetimin sona ermesi
MADDE 40.- (1) Denetim, kararda öngörülen sürenin
dolmasıyla sona erer. Tedbirden beklenen yararın elde edilmesi hâlinde denetim,
sürenin dolmasından önce de kaldırılabilir.
(2) Denetim, çocuğun başka bir
suçtan dolayı tutuklanması veya cezasının yerine getirilmesine başlanmakla sona
erer.
Sosyal inceleme ve denetim raporları hakkında bilgi edinme
MADDE 41.- (1) Sosyal inceleme raporu ile denetim plânı
ve raporunun birer örneğini çocuğun avukatı veya yasal temsilcisi Cumhuriyet
savcısından, mahkemeden veya çocuk hâkiminden alabilir. Çocuğa raporun içeriği
hakkında bilgi verilir.
(2) Ancak, çocuk ve avukatı
hariç olmak üzere birinci fıkrada gösterilen kişilerin sosyal inceleme raporu
ile denetim plânı ve raporu hakkında bilgi sahibi olmasının çocuğun yararına
aykırı olduğuna kanaat getirilirse, bunların incelenmesi kısmen veya tamamen
yasaklanabilir.
DÖRDÜNCÜ KISIM
Çeşitli Hükümler
MADDE 42.- (1) Bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde Ceza
Muhakemesi Kanunu, Türk Medenî Kanunu, 18.6.1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk
Usulü Muhakemeleri Kanunu ile 24.5.1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler
ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu hükümleri uygulanır.
(2) Denetim konusunda bu Kanunda hüküm bulunmayan
hâllerde, Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanunu
hükümleri uygulanır.
Çocuğun giderleri
MADDE 43.- (1) Çocuk hakkında verilen koruyucu ve
destekleyici tedbir kararlarının giderleri Devletçe ödenir. Ödenecek miktar
mahkemece verilecek bir karar ile tespit edilir.
(2) Türk Medenî Kanunu
hükümlerine göre çocuğa bakmakla yükümlü olan kimsenin malî durumunun müsait
olması hâlinde, Devletçe ödenen meblağın tahsili için ilgililere rücu edilir.
Kamu görevlisi
MADDE 44.- (1) Bu Kanun kapsamına giren görevlerle
bağlantılı olarak kamu görevlileri hakkında 2.12.1999 tarihli ve 4483 sayılı
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri
uygulanmaz.
Kurumlar
MADDE 45.- (1) Bu Kanunun 5 inci maddesinde yer alan
koruyucu ve destekleyici tedbirlerden;
a) (a) ve (e) bentlerinde yazılı
danışmanlık ve barınma tedbirleri Milli Eğitim Bakanlığı, Sosyal Hizmetler ve
Çocuk Esirgeme Kurumu ve yerel yönetimler,
b) (b) bendinde yazılı eğitim
tedbiri Milli Eğitim Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı,
c) (c) bendinde yazılı bakım
tedbiri Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu,
d) (d) bendinde yazılı sağlık
tedbiri Sağlık Bakanlığı,
Tarafından yerine getirilir.
(2) Bakım ve barınma tedbirlerinin yerine getirilmesi sırasında ihtiyaç duyulan kolluk hizmetlerinin yerine getirilmesi, çocukların rehabilitasyonu, eğitimi ve diğer bakanlıkların görev alanına giren diğer hususlarla ilgili olarak Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından yapılan her türlü yardım ve destek talepleri Milli Eğitim Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, ilgili diğer bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşları tarafından geciktirilmeksizin yerine getirilir.
(3) Bu tedbirlerin yerine
getirilmesinde kurumların koordinasyonu Adalet Bakanlığınca sağlanır.
Kadrolar
MADDE 46.- (1) Bu Kanun gereğince kurulacak mahkemelerin
kuruluş ve çalışmaları için gerekli sınıflardan yeteri kadar kadro temin
edilir.
Yönetmelik
MADDE 47.- (1) Bu Kanunun 5 ve 10 uncu maddelerinin
uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Adalet Bakanlığı ile Sosyal Hizmetler ve
Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından müştereken, diğer maddelerin uygulanmasına
ilişkin usûl ve esaslar ise Adalet Bakanlığı tarafından altı ay içinde
çıkarılacak yönetmeliklerle düzenlenir.
Yürürlükten kaldırılan hükümler
MADDE 48.- (1) 7.11.1979 tarihli ve 2253 sayılı Çocuk
Mahkemelerinin Kuruluşu, Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun yürürlükten
kaldırılmıştır.
(2) Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 7.11.1979 tarihli ve 2253 sayılı Çocuk Mahkemelerinin Kuruluşu, Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanuna yapılan yollamalar, bu Kanunun ilgili hükümlerine yapılmış sayılır.
GEÇİCİ MADDE 1.- (1) 2253 sayılı
Kanun gereğince kurulan çocuk mahkemelerinde derdest bulunan ve bu Kanun ile
kurulan çocuk mahkemesinin görevine giren dava ve işler, bu mahkemeler
faaliyete geçtiğinde çocuk mahkemesine devredilir.
(2) Genel ceza mahkemelerinde
görülmekte olan ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte onsekiz yaşını
doldurmuş olan sanıklar hakkındaki dava ve işler çocuk mahkemeleri ile çocuk
ağır ceza mahkemelerine devredilmez.
(3) Çocuk mahkemeleri ile çocuk
ağır ceza mahkemeleri bulunmayan yerlerde, bu mahkemeler kurulup göreve
başlayıncaya kadar çocuklar tarafından işlenen suçlara ait soruşturma ve
kovuşturmalar Cumhuriyet başsavcılığı ve görevli mahkemelerce bu Kanun
hükümlerine göre yapılır.
(4) Çocuk mahkemesi bulunmayan
yerlerde, bu mahkeme kurulup göreve başlayıncaya kadar korunma ihtiyacı olan
çocuklar hakkında tedbir kararları görevli aile veya asliye hukuk
mahkemelerince alınır.
(5) Adalet Bakanlığının
koordinatörlüğünde ilgili bakanlıklar ve bağlı kuruluşlar bu Kanunun yürürlüğü
tarihinden itibaren altı ay içinde koruyucu ve destekleyici tedbirleri yerine
getirmek üzere gerekli tedbirleri alır. Ayrıca, ilgili bakanlıklar ve bağlı
kuruluşlar bu amaçla sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliğine gidebilirler.
Yürürlük
MADDE 49.- (1) Bu Kanunun;
a) Suça sürüklenen ve hakkında
bakım tedbiri uygulanan çocuklar hakkında Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme
Kurumu tarafından yerine getirilecek hizmetlere ilişkin hükümler ile 5 inci
maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi yayımı tarihinden itibaren altı ay
sonra,
b) 37 nci maddesinin birinci
fıkrasının ikinci cümlesi ile 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi
yayımı tarihinden itibaren bir yıl sonra,
c) Diğer hükümleri yayımı
tarihinde,
Yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 50.- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür.