Kanun No.
5326 |
|
Kabul Tarihi : 30.3.2005 |
BİRİNCİ
KISIM
Genel
Hükümler
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç ve Kapsam, Tanım, Kanunîlik İlkesi ve
Kanunun Uygulama Alanı
Amaç ve kapsam
MADDE 1.- (1) Bu Kanunda; toplum düzenini, genel ahlâkı, genel sağlığı, çevreyi
ve ekonomik düzeni korumak amacıyla;
a) Kabahatlere ilişkin genel ilkeler,
b) Kabahatler karşılığında uygulanabilecek olan idarî yaptırımların
türleri ve sonuçları,
c) Kabahatler dolayısıyla karar alma süreci,
d) İdarî yaptırıma ilişkin kararlara karşı kanun yolu,
e) İdarî yaptırım kararlarının yerine getirilmesine ilişkin esaslar,
Belirlenmiş ve çeşitli kabahatler tanımlanmıştır.
Tanım
MADDE 2.- (1) Kabahat deyiminden; kanunun, karşılığında idarî yaptırım
uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlaşılır.
Genel kanun niteliği
MADDE 3.- (1) Bu Kanunun genel hükümleri diğer kanunlardaki kabahatler hakkında
da uygulanır.
Kanunîlik ilkesi
MADDE 4.- (1) Hangi fiillerin kabahat oluşturduğu, kanunda açıkça
tanımlanabileceği gibi; kanunun kapsam ve koşulları bakımından belirlediği
çerçeve hükmün içeriği, idarenin genel ve düzenleyici işlemleriyle de
doldurulabilir.
(2) Kabahat karşılığı olan yaptırımların türü, süresi ve miktarı, ancak
kanunla belirlenebilir.
Zaman bakımından uygulama
MADDE 5.- (1) 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun zaman
bakımından uygulamaya ilişkin hükümleri kabahatler bakımından da uygulanır.
Ancak, kabahatler karşılığında öngörülen idarî yaptırımlara ilişkin kararların
yerine getirilmesi bakımından derhal uygulama kuralı geçerlidir.
(2) Kabahat, failin icraî veya
ihmali davranışı gerçekleştirdiği zaman işlenmiş sayılır. Neticenin oluştuğu
zaman, bu bakımdan dikkate alınmaz.
Yer bakımından uygulama
MADDE 6.- (1) 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun yer bakımından uygulamaya ilişkin 8
inci maddesi hükümleri, kabahatler bakımından da uygulanır. Ancak, kanunlarda
aksine hüküm bulunan haller saklıdır.
İKİNCİ BÖLÜM
Kabahatten Dolayı Sorumluluğun Esasları
Kabahatin ihmali davranışla
işlenmesi
MADDE 7.- (1) Kabahat, icraî veya ihmali davranışla işlenebilir. İhmali
davranışla işlenmiş kabahatin varlığı için kişi açısından belli bir icraî
davranışta bulunma hususunda hukukî yükümlülüğün varlığı gereklidir.
Organ veya temsilcinin
davranışından dolayı sorumluluk
MADDE 8.- (1) Organ veya temsilcilik görevi yapan ya da organ veya temsilci
olmamakla birlikte, tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde görev üstlenen kişinin
bu görevi kapsamında işlemiş bulunduğu kabahatten dolayı tüzel kişi hakkında da
idarî yaptırım uygulanabilir.
(2) Temsilci sıfatıyla hareket eden kişinin bu sıfatla bağlantılı olarak
işlemiş bulunduğu kabahatten dolayı temsil edilen gerçek kişi hakkında da idarî
yaptırım uygulanabilir. Gerçek kişiye ait bir işte çalışan kişinin bu faaliyeti
çerçevesinde işlemiş bulunduğu kabahatten dolayı, iş sahibi kişi hakkında da
idarî yaptırım uygulanabilir.
(3) Kanunun, organ veya temsilcide ya da temsil edilen kişide özel
nitelikler aradığı hallerde de yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanır.
(4) Birinci ve ikinci fıkra hükümleri, organ veya temsilcilik ya da
hizmet ilişkisinin dayanağını oluşturan işlemin hukuken geçerli olmaması
halinde de uygulanır.
Kast veya taksir
MADDE 9.- (1) Kabahatler, kanunda açıkça hüküm bulunmayan hallerde, hem kasten
hem de taksirle işlenebilir.
Hata
MADDE 10.- (1) Türk Ceza Kanununun hata hallerine ilişkin hükümleri, ancak kasten
işlenen kabahatler bakımından uygulanır.
Sorumluluk
MADDE 11.- (1) Fiili işlediği sırada onbeş yaşını doldurmamış çocuk hakkında idarî
para cezası uygulanamaz.
(2) Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve
sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını
yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişi hakkında idarî para
cezası uygulanmaz.
Hukuka uygunluk nedenleri ile
kusurluluğu ortadan kaldıran nedenler
MADDE 12.- (1) Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, Türk Ceza Kanununun
hukuka uygunluk nedenleri ile kusurluluğu ortadan kaldıran nedenlere ilişkin
hükümleri, kabahatler bakımından da uygulanır.
Teşebbüs
MADDE 13.- (1) Kabahate teşebbüs cezalandırılmaz. Ancak, teşebbüsün de
cezalandırılabileceğine dair ilgili kanunda hüküm bulunan haller saklıdır. Bu
durumda, Türk Ceza Kanununun suça teşebbüse ve gönüllü vazgeçmeye ilişkin
hükümleri, kabahatler bakımından da uygulanır.
İştirak
MADDE 14.- (1) Kabahatin işlenişine birden fazla kişinin iştirak etmesi halinde
bu kişilerin her biri hakkında, fail olarak idarî para cezası verilir.
(2) Özel faillik niteliğinin arandığı durumlarda, kabahate iştirak eden
ve bu niteliği taşımayan kişi hakkında da fail olarak idarî para cezası
verilir.
(3) Kabahate iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin
varlığı yeterlidir. Kabahatin işlenişine iştirak eden kişi hakkında,
diğerlerinin sorumlu olup olmadığı göz önünde bulundurulmaksızın idarî para
cezası verilir.
(4) Kanunda özel faillik niteliğini taşıyan kişi açısından suç, diğer
kişiler açısından kabahat olarak tanımlanan fiilin, bu niteliği taşıyan ve
taşımayan kişiler tarafından ortaklaşa işlenmesi halinde suça iştirake ilişkin
hükümler uygulanır.
MADDE 15.- (1) Bir fiil ile birden fazla kabahatin işlenmesi halinde bu
kabahatlere ilişkin tanımlarda sadece idarî para cezası öngörülmüşse, en ağır
idarî para cezası verilir. Bu kabahatlerle ilgili olarak kanunda idarî para
cezasından başka idarî yaptırımlar da öngörülmüş ise, bu yaptırımların her
birinin uygulanmasına karar verilir.
(2) Aynı kabahatin birden fazla işlenmesi halinde her bir kabahatle
ilgili olarak ayrı ayrı idarî para cezası verilir. Kesintisiz fiille
işlenebilen kabahatlerde, bu nedenle idarî yaptırım kararı verilinceye kadar
fiil tek sayılır.
(3) Bir fiil hem kabahat hem de suç olarak tanımlanmış ise, sadece
suçtan dolayı yaptırım uygulanabilir. Ancak, suçtan dolayı yaptırım
uygulanamayan hallerde kabahat dolayısıyla yaptırım uygulanır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
İdarî Yaptırımlar
Yaptırım türleri
MADDE 16.- (1) Kabahatler karşılığında uygulanacak olan idarî yaptırımlar, idarî
para cezası ve idarî tedbirlerden ibarettir.
(2) İdarî tedbirler, mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda
yer alan diğer tedbirlerdir.
İdarî para cezası
MADDE 17.- (1) İdarî para cezası, maktu veya nispi olabilir.
(2) İdarî para cezası, kanunda alt ve üst sınırı gösterilmek suretiyle
de belirlenebilir. Bu durumda, idarî para cezasının miktarı belirlenirken
işlenen kabahatin haksızlık içeriği ile failin kusuru ve ekonomik durumu
birlikte göz önünde bulundurulur.
(3) İdarî para cezası, Devlet Hazinesine ödenir. Kişinin ekonomik
durumunun müsait olmaması halinde idarî para cezasının, ilk taksidinin peşin
ödenmesi koşuluyla, bir yıl içinde ve dört eşit taksit halinde ödenmesine karar
verilebilir. Taksitlerin zamanında ve tam olarak ödenmemesi halinde idarî para
cezasının kalan kısmının tamamı tahsil edilir.
(4) Kesinleşen karar, derhal tahsil için mahallin en büyük mal memuruna
verilir. İdarî para cezası, 21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının
Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilir. Tahsil edilen idarî
para cezasının kanunla belirlenen bir oranı, ilgili kamu kurum ve kuruluşunun
hesabına aktarılır.
(5) İdarî para cezası tamamen tahsil edildikten itibaren en geç bir ay
içinde durum, ilgili kamu kurum ve kuruluşuna bildirilir.
(6) Kabahat dolayısıyla idarî para cezası veren kamu görevlisi,
ilgilinin rıza göstermesi halinde bunun tahsilatını derhal kendisi
gerçekleştirir. İdarî para cezasını kanun yoluna başvurmadan önce ödeyen
kişiden bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme, kişinin bu karara karşı
kanun yoluna başvurma hakkını etkilemez.
(7) İdarî para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o
yıl için 4.1.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci
maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilân edilen yeniden değerleme oranında
artırılarak uygulanır. Bu suretle idarî para cezasının hesabında bir Türk
Lirasının küsuru dikkate alınmaz. Bu fıkra hükmü, nispi nitelikteki idarî para
cezaları açısından uygulanmaz.
Mülkiyetin kamuya geçirilmesi
MADDE 18.- (1) Kabahatin konusunu oluşturan veya işlenmesi suretiyle elde edilen
eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine, ancak kanunda açık hüküm bulunan
hallerde karar verilebilir.
(2) Mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin karar, eşyanın;
a) Kullanılmaz hale getirilmesi,
b) Niteliğinin değiştirilmesi,
c) Ancak belli bir surette kullanılması,
Koşullarından birinin yerine getirilmesine bağlı olarak belli bir süre
geciktirilebilir. Belirlenen süre zarfında koşulun yerine getirilmemesi halinde
eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir.
(3) Mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin karar kesinleşinceye kadar
ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından eşyaya elkonulabileceği gibi; eşya,
kişilerin muhafazasına da bırakılabilir.
(4) Eşyanın mülkiyeti, kanunda açık hüküm bulunan hallerde ilgili kamu
kurum ve kuruluşuna, aksi takdirde Devlete geçer.
(5) Eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilebilmesi için
fail hakkında idarî para cezası veya başka bir idarî yaptırım kararı verilmiş
olması şart değildir.
(6) Kaim değerin mülkiyetinin kamuya geçirilmesine de karar verilebilir.
(7) Mülkiyeti kamuya geçirilen eşya, başka suretle değerlendirilmesi
mümkün olmazsa imha edilir.
(8) Mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin karar, kesinleşmesi halinde
yerine getirilir.
Saklı tutulan hükümler
MADDE 19.- (1) Diğer kanunlarda kabahat karşılığında öngörülen belirli bir süre
için;
a) Bir meslek ve sanatın yerine getirilmemesi,
b) İşyerinin kapatılması,
c) Ruhsat veya ehliyetin geri alınması,
d) Kara, deniz veya hava nakil aracının trafikten veya seyrüseferden alıkonulması,
Gibi yaptırımlara ilişkin hükümler, ilgili kanunlarda bu Kanun
hükümlerine uygun değişiklik yapılıncaya kadar saklıdır.
Soruşturma zamanaşımı
MADDE 20.- (1) Soruşturma zamanaşımının dolması halinde kabahatten dolayı kişi
hakkında idarî para cezasına karar verilemez.
(2) Soruşturma zamanaşımı süresi;
a) Yüzbin Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasını gerektiren
kabahatlerde beş,
b) Ellibin Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasını gerektiren
kabahatlerde dört,
c) Yirmibin Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasını gerektiren
kabahatlerde üç,
d) Yirmibin Türk Lirasına kadar idarî para cezasını gerektiren
kabahatlerde iki,
Yıldır.
(3) Nispî idarî para cezasını gerektiren kabahatlerde zamanaşımı süresi
sekiz yıldır.
(4) Zamanaşımı süresi, kabahate ilişkin tanımdaki fiilin işlenmesiyle
veya neticenin gerçekleşmesiyle işlemeye başlar.
(5) Kabahati oluşturan fiilin aynı zamanda suç oluşturması halinde suça
ilişkin dava zamanaşımı hükümleri uygulanır.
Yerine getirme zamanaşımı
MADDE 21.- (1) Yerine getirme zamanaşımının dolması halinde idarî para cezasına
veya mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin karar artık yerine getirilemez.
(2) Yerine getirme zamanaşımı süresi;
a) Ellibin Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasına karar
verilmesi halinde yedi,
b) Yirmibin Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasına karar
verilmesi halinde beş,
c) Onbin Türk Lirası veya daha fazla idarî para cezasına karar verilmesi
halinde dört,
d) Onbin Türk Lirasından az idarî para cezasına karar verilmesi halinde
üç,
Yıldır.
(3) Mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin zamanaşımı süresi on yıldır.
(4) Zamanaşımı süresi, kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren işlemeye
başlar.
(5) Kanun hükmü gereği olarak idarî yaptırımın yerine getirilmesine
başlanamaması veya yerine getirilememesi halinde zamanaşımı işlemez.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Karar Verme Yetkisi ve Kanun Yolları
İdarî yaptırım kararı verme
yetkisi
MADDE 22.- (1) Kabahat dolayısıyla idarî yaptırım kararı vermeye ilgili kanunda
açıkça gösterilen idarî kurul, makam veya kamu görevlileri yetkilidir.
(2) Kanunda açık hüküm bulunmayan hallerde ilgili kamu kurum ve
kuruluşunun en üst amiri bu konuda yetkilidir.
(3) İdarî kurul, makam veya kamu görevlileri, ancak ilgili kamu kurum ve
kuruluşunun görev alanına giren yerlerde işlenen kabahatler dolayısıyla idarî
yaptırım kararı vermeye yetkilidir.
(4) 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun yer
bakımından yetki kuralları kabahatler açısından da geçerlidir.
Cumhuriyet
savcısının karar verme yetkisi
MADDE 23.- (1) Cumhuriyet savcısı,
kanunda açıkça hüküm bulunan hallerde bir kabahat dolayısıyla idarî yaptırım
kararı vermeye yetkilidir.
(2) Bir suç dolayısıyla başlatılan soruşturma kapsamında bir kabahatin
işlendiğini öğrenmesi halinde Cumhuriyet savcısı durumu ilgili kamu kurum ve
kuruluşuna bildirebileceği gibi, kendisi de idarî yaptırım kararı verebilir.
(3) Soruşturma konusu fiilin kabahat oluşturduğunun anlaşılması halinde
Cumhuriyet savcısı bu nedenle idarî yaptırım kararı verir. Ancak, bunun için
ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından idarî yaptırım kararı verilmemiş
olması gerekir.
Mahkemenin karar verme yetkisi
MADDE 24.- (1) Kovuşturma konusu fiilin kabahat oluşturduğunun anlaşılması
halinde mahkeme tarafından idarî yaptırım kararı verilir.
İdarî yaptırım kararı
MADDE 25.- (1) İdarî yaptırım kararına ilişkin tutanakta;
a) Hakkında idarî yaptırım kararı verilen kişinin kimlik ve adresi,
b) İdarî yaptırım kararı verilmesini gerektiren kabahat fiili,
c) Bu fiilin işlendiğini ispata yarayacak bütün deliller,
d) Karar tarihi ve kararı veren kamu görevlilerinin kimliği,
Açık bir şekilde yazılır. Tutanakta, ayrıca kabahati oluşturan fiil,
işlendiği yer ve zaman gösterilerek açıklanır.
MADDE 26.- (1) İdarî yaptırım kararı, 11.2.1959 tarihli
ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre ilgili kişiye tebliğ edilir.
Tebligat metninde bu karara karşı başvurulabilecek kanun yolu, mercii ve süresi
açık bir şekilde belirtilir.
(2) İdarî yaptırım kararının ilgili gerçek kişinin huzurunda verilmesi
halinde tutanakta bu husus açıkça belirtilir. Bu karara karşı başvurabileceği
kanun yolu, mercii ve süresine ilişkin olarak bilgilendirildikten sonra kişinin
karar tutanağını imzalaması istenir. İmzadan kaçınılması halinde bu durum
tutanakta açıkça belirtilir. Karar tutanağının bir örneği kişiye verilir.
(3) Tüzel kişi hakkında verilen idarî yaptırım kararları her halde
ilgili tüzel kişiye tebliğ edilir.
Başvuru yolu
MADDE 27.- (1) İdarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idarî
yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en
geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde
başvurunun yapılmamış olması halinde idarî yaptırım kararı kesinleşir.
(2) Mücbir sebebin varlığı dolayısıyla bu sürenin geçirilmiş olması
halinde bu sebebin ortadan kalktığı tarihten itibaren en geç yedi gün içinde
karara karşı başvuruda bulunulabilir. Bu başvuru, kararın kesinleşmesini
engellemez; ancak, mahkeme yerine getirmeyi durdurabilir.
(3) Başvuru, bizzat kanunî temsilci veya avukat tarafından sulh ceza
mahkemesine verilecek bir dilekçe ile yapılır. Başvuru dilekçesi, iki nüsha
olarak verilir.
(4) Başvuru dilekçesinde, idarî yaptırım kararına ilişkin bilgiler, bu
karara karşı ileri sürülen deliller açık bir şekilde gösterilir. Dilekçede
ayrıca, başvurunun süresinde yapılmasını engelleyen mücbir sebep dayanaklarıyla
gösterilir.
(5) İdarî yaptırım kararının mahkeme tarafından verilmesi halinde bu
madde hükmü uygulanmaz.
Başvurunun incelenmesi
MADDE 28.- (1) Başvuru üzerine mahkemece yapılan ön inceleme sonucunda;
a) Yetkili olmadığının anlaşılması halinde dosyanın yetkili sulh ceza
mahkemesine gönderilmesine,
b) Başvurunun süresi içinde yapılmadığının, başvuru konusu idarî yaptırım
kararının sulh ceza mahkemesinde incelenebilecek kararlardan olmadığının veya
başvuranın buna hakkı bulunmadığının anlaşılması halinde, bu nedenlerle
başvurunun reddine,
c) (a) ve (b) bentlerinde sayılan nedenlerin bulunmaması halinde
başvurunun usulden kabulüne,
Karar verilir.
(2) Başvurunun usulden kabulü halinde mahkeme dilekçenin bir örneğini
ilgili kamu kurum ve kuruluşuna tebliğ eder.
(3) İlgili kamu kurum ve kuruluşu, başvuru dilekçesinin tebliği
tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde mahkemeye cevap verir. Başvuru
konusu idarî yaptırıma ilişkin işlem dosyasının tamamının bir örneği, cevap
dilekçesi ile birlikte mahkemeye verilir. Mahkeme, işlem dosyasının aslını da
ilgili kamu kurum ve kuruluşundan isteyebilir. Cevap dilekçesi, idarî yaptırım
kararına karşı başvuruda bulunan kişi sayısından bir fazla nüsha olarak
verilir.
(4) Mahkeme, başvuruda bulunan kişilere cevap dilekçesinin bir örneğini
tebliğ eder; talep üzerine veya re'sen tarafları çağırarak belli bir gün ve
saatte dinleyebilir. Dinleme için belirlenen günle tebligatın yapılacağı gün
arasında en az bir haftalık zaman olmasına dikkat edilir. Dinleme sırasında
taraflar veya avukatları hazır bulunur. Mazeretsiz olarak hazır bulunmama,
yokluklarında karar verilmesine engel değildir. Bu husus, tebligat yazısında
açıkça belirtilir.
(5) Ceza Muhakemesi Kanununun tanıklığa, bilirkişi incelemesine ve keşfe
ilişkin hükümleri, bu başvuru ile ilgili olarak da uygulanır.
(6) Dinlemede sırasıyla; hazır bulunan başvuru sahibi ve avukatı, ilgili
kamu kurum ve kuruluşunun temsilcisi, varsa tanıklar dinlenir, bilirkişi raporu
okunur, diğer deliller ortaya konulur.
(7) Mahkeme, ilgilileri dinledikten ve bütün delilleri ortaya koyduktan sonra
aleyhinde idarî yaptırım kararı verilen ve hazır bulunan tarafa son sözünü
sorar. Son söz hakkı, aleyhinde idarî yaptırım kararı verilen tarafın kanunî
temsilcisi veya avukatı tarafından da kullanılabilir. Mahkeme son kararını
hazır bulunan tarafların huzurunda açıklar.
(8) Mahkeme, son karar olarak idarî yaptırım kararının;
a) Hukuka uygun olması nedeniyle, "başvurunun reddine",
b) Hukuka aykırı olması nedeniyle, "idarî yaptırım kararının
kaldırılmasına",
Karar verir.
(9) İkibin Türk Lirası dahil idarî para cezalarına karşı başvuru üzerine
verilen kararlar kesindir.
İtiraz yolu
MADDE 29.- (1) Mahkemenin verdiği son karara karşı, yargı çevresinde yer aldığı
ağır ceza mahkemesine itiraz edilebilir. Bu itiraz, kararın tebliği tarihten
itibaren en geç yedi gün içinde yapılır.
(2) İtirazla ilgili karar, dosya üzerinden inceleme yapılarak verilir.
(3) Mahkeme, her bir itirazla ilgili olarak "itirazın
kabulüne" veya "itirazın reddine" karar verir.
(4) Mahkemenin verdiği karar
taraflara tebliğ edilir. Vekil olarak avukatla temsil edilme halinde ayrıca
taraflara tebligat yapılmaz.
(5) İdarî yaptırım kararının ağır ceza mahkemesi tarafından verilmesi
halinde bu karara karşı itiraz mercii en yakın ağır ceza mahkemesidir.
Vazgeçme ve kabul
MADDE 30.- (1) Kanun yoluna başvuran kişi, bu konuda karar verilinceye kadar
başvurusundan vazgeçebilir. Vazgeçme halinde bir daha aynı konuda başvuruda
bulunulamaz.
(2) İlgili kamu kurum ve kuruluşu da mahkeme tarafından karar
verilinceye kadar kanun yolu başvurusunu kabul ederek idarî yaptırım kararını
geri alabilir.
Masrafların ve vekalet ücretinin
ödenmesi
MADDE 31.- (1) İdarî yaptırım kararına karşı kanun yoluna başvurulması harca tâbi
değildir.
(2) Kanun yoluna başvuru dolayısıyla oluşan bütün masraflar ve vekalet
ücreti, başvurusu veya savunması reddedilen tarafça ödenir.
İKİNCİ
KISIM
Çeşitli
Kabahatler
Emre aykırı davranış
MADDE 32.- (1) Yetkili makamlar tarafından adlî işlemler nedeniyle ya da kamu
güvenliği, kamu düzeni veya genel sağlığın korunması amacıyla, hukuka uygun
olarak verilen emre aykırı hareket eden kişiye yüz Türk Lirası idarî para
cezası verilir. Bu cezaya emri veren makam tarafından karar verilir.
(2) Bu madde, ancak ilgili kanunda açıkça hüküm bulunan hallerde
uygulanabilir.
(3) 1.3.1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 526 ncı maddesine
diğer kanunlarda yapılan yollamalar, bu maddeye yapılmış sayılır.
Dilencilik
MADDE 33.- (1) Dilencilik yapan kişiye, elli Türk Lirası idarî para cezası
verilir. Ayrıca, dilencilikten elde edilen gelire elkonularak mülkiyetin kamuya
geçirilmesine karar verilir.
(2) Bu kabahat dolayısıyla idarî para cezasına ve elkoymaya kolluk veya
belediye zabıta görevlileri, mülkiyetin kamuya geçirilmesine mülkî amir veya
belediye encümeni karar verir.
Kumar
MADDE 34.- (1) Kumar oynayan kişiye, yüz Türk Lirası idarî para cezası verilir.
Ayrıca, kumardan elde edilen gelire elkonularak mülkiyetin kamuya geçirilmesine
karar verilir.
(2) Bu kabahat dolayısıyla idarî para cezasına ve elkoymaya kolluk
görevlileri, mülkiyetin kamuya geçirilmesine mülkî amir karar verir.
Sarhoşluk
MADDE 35.- (1) Sarhoş olarak başkalarının huzur ve sükununu bozacak şekilde
davranışlarda bulunan kişiye, kolluk görevlileri tarafından elli Türk Lirası
idarî para cezası verilir. Kişi, ayrıca sarhoşluğun etkisi geçinceye kadar
kontrol altında tutulur.
Gürültü
MADDE 36.- (1) Başkalarının huzur ve sükununu bozacak şekilde gürültüye neden
olan kişiye, elli Türk Lirası idarî para cezası verilir.
(2) Bu fiilin bir ticarî işletmenin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi
halinde işletme sahibi gerçek veya tüzel kişiye bin Türk Lirasından beşbin Türk
Lirasına kadar idarî para cezası verilir.
(3) Bu kabahat dolayısıyla idarî para cezasına kolluk veya belediye
zabıta görevlileri karar verir.
Rahatsız etme
MADDE 37.- (1) Mal veya hizmet satmak için başkalarını rahatsız eden kişi, elli
Türk Lirası idarî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu kabahat dolayısıyla idarî para cezası vermeye kolluk veya
belediye zabıta görevlileri yetkilidir.
İşgal
MADDE 38.- (1) Yetkili makamların açık ve yazılı izni olmaksızın meydan, cadde,
sokak veya yayaların gelip geçtiği kaldırımları işgal eden veya buralarda mal
satışa arz eden kişiye, belediye zabıta görevlileri tarafından elli Türk Lirası
idarî para cezası verilir.
(2) Yetkili makamların açık ve yazılı izni olmaksızın meydan, cadde,
sokak veya yayaların gelip geçtiği kaldırımlar üzerine inşaat malzemesi yığan
kişiye, belediye zabıta görevlileri tarafından yüz Türk Lirasından beşyüz Türk
Lirasına kadar idarî para cezası verilir.
(3) Özel kanunlardaki hükümler saklıdır.
Tütün mamullerinin tüketilmesi
MADDE 39.- (1) Kamu hizmet binalarının kapalı alanlarında tütün mamulü tüketen
kişiye, ilgili idarî birim amirinin yetkili kıldığı kamu görevlileri tarafından
elli Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu fıkra hükmü, tütün mamulü
tüketilmesine tahsis edilen alanlarda uygulanmaz.
(2) Toplu taşıma araçlarında tütün mamulü tüketen kişiye, elli Türk
Lirası idarî para cezası verilir. Kabahatin özel hukuk kişileri tarafından
işletilen toplu taşıma araçlarında işlenmesi halinde bu ceza ilk başvurulan
kolluk birim yetkilileri tarafından verilir. Kamuya ait toplu taşıma
araçlarında işlenmesi halinde idarî para cezası verme yetkisi bakımından
birinci fıkra hükmü uygulanır.
(3) Özel hukuk kişilerine ait
olan ve herkesin girebileceği binaların kapalı alanlarında, tütün mamullerinin
tüketilemeyeceğini belirtir açık bir işarete yer verilmesine rağmen, bu yasağa
aykırı hareket eden kişiye, elli Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu
ceza, şikâyet üzerine en yakın kolluk birimi yetkililerince verilir.
Kimliği bildirmeme
MADDE 40.- (1) Görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine
kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınan veya gerçeğe aykırı
beyanda bulunan kişiye, bu görevli tarafından elli Türk Lirası idarî para
cezası verilir.
(2) Açıklamada bulunmaktan kaçınması veya gerçeğe aykırı beyanda
bulunması dolayısıyla kimliği belirlenemeyen kişi tutularak durumdan derhal
Cumhuriyet savcısı haberdar edilir. Bu kişi, kimliği açık bir şekilde
anlaşılıncaya kadar gözaltına alınır ve gerekirse tutuklanır. Gözaltına ve
tutuklamaya karar verme yetkisi ve usulü bakımından Ceza Muhakemesi Kanunu
hükümleri uygulanır.
(3) Kişinin kimliğinin belirlenmesi durumunda, bu nedenle gözaltına
alınma veya tutuklanma haline derhal son verilir.
Çevreyi kirletme
MADDE 41.- (1) Evsel atık ve artıkları, bunların toplanmasına veya depolanmasına
özgü yerler dışına atan kişiye, yirmi Türk Lirası idarî para cezası verilir.
Bireysel atık ve artıkların atılması halinde de bu fıkra hükmü uygulanır.
(2) Fiilin yemek pişirme ve servis yerlerinde işlenmesi halinde işletme
sahibi gerçek veya tüzel kişiye, beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına
kadar idarî para cezası verilir.
(3) Hayvan kesimine tahsis edilen yerler dışında hayvan kesen veya
kesilen hayvan atıklarını sokağa veya kamuya ait sair bir alana bırakan kişiye,
elli Türk Lirası idarî para cezası verilir.
(4) İnşaat atık ve artıklarını bunların toplanmasına veya depolanmasına
özgü yerler dışına atan kişiye, yüz Türk Lirasından üçbin Türk Lirasına kadar
idarî para cezası verilir. İnşaat faaliyetinin bir tüzel kişi adına yürütülmesi
halinde bu tüzel kişi hakkında verilecek idarî para cezasının üst sınırı beşbin
Türk Lirasıdır. Bu atık ve artıkların kaldırılmasına ilişkin masraf da ayrıca
kişiden tahsil edilir.
(5) Kullanılamaz hale gelen veya ihtiyaç fazlası ev eşyasını bunların
toplanmasına ilişkin olarak belirlenen günün dışında sokağa veya kamuya ait
sair bir yere bırakan kişiye elli Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu
eşyanın toplanması hususunda belediye tarafından belirli aralıklarla yılda üç
günden az olmamak üzere belirlenen günler önceden uygun araçlarla ilân olunur.
(6) Kullanılamaz hale gelen motorlu kara veya deniz nakil araçlarını ya
da bunların mütemmim cüzlerini sokağa veya kamuya ait sair bir yere bırakan
kişiye ikiyüzelli Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bunların
kaldırılmasına ilişkin masraf da kişiden ayrıca tahsil edilir.
(7) Bu kabahatler dolayısıyla
idarî para cezasına belediye zabıta görevlileri karar verir.
(8) Bu kabahatler dolayısıyla meydana gelen kirliliğin kişi tarafından
derhal giderilmesi halinde idarî para cezasına karar verilmeyebilir.
(9) Bu madde hükümleri, belediye sınırları içinde uygulanır.
(10) Özel kanunlardaki hükümler saklıdır.
Afiş asma
MADDE 42.- (1) Meydanlara veya parklara, cadde veya sokak kenarlarındaki kamuya
ait duvar veya alanlara, rızası olmaksızın özel kişilere ait alanlara bez,
kâğıt ve benzeri afiş ve ilân asan kişiye, yüz Türk Lirasından üçbin Türk
Lirasına kadar idarî para cezası verilir. Aynı içerikteki afiş ve ilânlar, tek
fiil sayılır.
(2) Birinci fıkra hükmü, yetkili makamlardan alınan açık ve yazılı izne
dayalı olarak asılan afiş ve ilânlar açısından uygulanmaz. Bu izinde, afiş ve
ilânın asılacağı zaman dilimi açık bir şekilde gösterilir. Bu afiş ve ilânlar
izin verilen gerçek veya tüzel kişi tarafından bu sürenin dolmasını müteakip
derhal toplatılır. Toplatma yükümlülüğüne aykırı hareket edilmesi halinde
birinci fıkra hükmüne göre idarî para cezası verilir.
(3) Bu afiş ve ilânların kaldırılmasına ilişkin masraflar da ilgili
kişilerden ayrıca tahsil edilir.
(4) Bu kabahatler dolayısıyla idarî para cezasına, kolluk veya belediye
zabıta görevlileri karar verir.
(5) Özel kanunlardaki hükümler saklıdır.
Silah taşıma
MADDE 43.- (1) Yetkili makamlardan ruhsat almaksızın kanuna göre yasak olmayan
silahları park, meydan, cadde veya sokaklarda görünür bir şekilde taşıyan
kişiye, kolluk tarafından elli Türk Lirası idarî para cezası verilir.
GEÇİCİ MADDE 1.- (1) Bu Kanunda geçen "Türk Lirası"
ibaresi karşılığında, uygulamada, 28.1.2004 tarihli ve 5083 sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Devletinin Para Birimi Hakkında Kanun hükümlerine göre ülkede
tedavülde bulunan para "Yeni Türk Lirası" olarak adlandırıldığı
sürece bu ibare kullanılır.
GEÇİCİ MADDE 2.- (1) Bu Kanun hükümleri, yürürlüğe girdiği
tarih itibarıyla idare mahkemelerinde dava açılarak iptali istenen idarî
yaptırım kararları hakkında uygulanmaz.
GEÇİCİ MADDE 3.- (1) Daha önce verilmiş olan idarî para
cezasına ilişkin kararlara karşı henüz iptal davası açılmamış olmakla birlikte
dava açma süresinin geçmemiş olması halinde, bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren onbeş gün içinde 27 nci madde hükümlerine göre sulh ceza
mahkemesine başvuruda bulunulabilir.
Yürürlük
MADDE 44.- (1) Bu Kanun 1 Nisan 2005 tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 45.- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.