Dönem: 22
Yasama
Yılı: 3
T.B.M.M. (S.
Sayısı: 962)
Yalova Milletvekili Şükrü Önder’in; Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve İçişleri Komisyonu Raporu (2/546)
Not: Teklif; Başkanlıkça Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve
Turizm; Adalet ile İçişleri komisyonlarına havale edilmiştir.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifim ekte gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Şükrü Önder
Yalova
GENEL GEREKÇE
Avrupa Birliği (AB)
müktesebatı; siyasi kriterler, adalet hizmetleri, iç ve dış güvenlik olmak üzere
üç temel sütundan oluşmaktadır. Üçüncü sütunda yer alan "iç ve dış
güvenliğin korunması", devletin istihbarat hizmetlerinin düzenlenmesini
gerekli kılmaktadır. Günümüzde, toplum ve devlete gelecek olan tehlikelerin
önceden sezilmesi ve bunların önlenmesi için tedbir alınması, demokratik hukuk
devletinin korunması açısından, kaçınılmaz bir zorunluluk olmuştur.
Anayasanın koruma altına
aldığı özel hayat ve haberleşme özgürlüğüne, devlet tarafından, suç öncesi
yapılacak olan müdahalelerin, AB standartlarına uygun olarak bir kanunla
yapılması ve sınırlama sebeplerinin bu kanunda gösterilmesi gerekmektedir.
3.10.2001 tarihli ve 4709
sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Kanun ile, Anayasanın özel hayat, konut dokunulmazlığı ve haberleşme
hürriyetine ilişkin 20, 21 ve 22 nci maddeleri yeniden düzenlenmiştir. Bu
alanlara Devletin müdahale edebilmesi için; milli güvenlik, kamu düzeni, suç
işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın korunması veya başkalarının
hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı
olarak, usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmalı, yine bu sebeplere bağlı
olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de, kanunla yetkili kılınmış
merciin yazılı emri bulunmalıdır. Bunlar bulunmadıkça, kişinin özel hayatına
dokunulamaz, konutuna girilemez, haberleşmesi engellenemez ve gizliliğine
dokunulamaz. Anayasanın 22 nci maddesi, haberleşme hürriyeti açısından
istisnalar olabileceğini kabul etmiş ve bunun kanunla belirlenmesini
öngörmüştür.
Suç ve suçluluk ile
mücadelede istihbarat vazgeçilmez bir araçtır. İstihbarat çalışmaları ise,
bilgi toplamak ve depolamak şeklinde olduğundan, özel hayat ve aile hayatı ile
yakından ilgilidir. Elektronik yoldan yapılan iletişimin suç öncesi alanda
dinlenmesi ise, haberleşme hürriyeti ile ilgilidir. Anayasanın bu düzenlemesi
karşısında, Türkiye'de istihbarat hizmetlerinin yapılabilmesi için, kanunla
düzenleme yapılması ihtiyacı bir zorunluluk oluşturmaktadır.
Ülkemizde önleyici amaçlı
istihbarat dinlemesi düzenlenmediğinden, hazırlanan Teklif ile, bu önemli
eksiklik giderilecektir. İletişimin her ne sebeple olursa olsun dinlenmesi,
Anayasamızın 20 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8 inci maddeleri ile
garanti altına alınmış bulunan "özel hayatın gizliliği ve aile hayatına
saygı gösterilmesini isteme hakkına" uygun olarak yapılacaktır.
Avrupa insan Hakları
Mahkemesi, kararlarında, gizli soruşturma tedbirleri açısından geçerlilik
taşıyan ilkeler koymuştur. Mahkeme, kararlarında, örgütlü suçlara karşı
mücadelede gizli soruşturmacı ve güvenilir kişiden yararlanmaya engel
bulunmadığına ve anonim tanıklara başvurmanın mümkün olduğuna işaret etmiştir.
Önleme amaçlı istihbarat
çalışmalarında devletin bu haklara riayet edebilmesi için, yasal düzenleme
yapılması ve bu düzenlemenin müdahale sebeplerini göstermesi gerekmektedir.
iletişimin denetlenmesi ve telefonların dinlenmesi, 1 Haziran 2005 tarihine
kadar 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu, bu tarihten
itibaren ise 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile düzenlenmiştir.
Bu kapsamda 1.6.2005
tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 135 ve devamı
maddelerinde, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin tespiti, dinlenmesi
ve kayda alınmasına ilişkin hükümler yer almaktadır. Anılan düzenlemeler
suçların soruşturulması sırasında ve sanık takibi amacıyla kolluk kuvvetlerince
iletişime yapılan müdahaleye ilişkin olup, Kanunun gerekçesinde telefon
konuşmalarına veya maddede sayılan diğer iletişim araçlarına müdahale edilmesi
için belirlenen ön koşul "soruşturulan suçun beş yıl veya daha fazla
hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir cürüm olması gerektiği" şeklinde
ifade edilmiştir. Kanun "sadece suç işlendikten sonra" yapılan, adli
amaçlı dinlemeleri düzenlemektedir. Ayrıca, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi
Kanununda yapılan düzenlemeye göre, dinleme adli kolluk tarafından
gerçekleştirilecektir.
Oysa, istihbarat
teşkilatları tarafından yürütülen faaliyetler; suç ile ilişkili olmayıp kuruluş
yasalarında yer alan görevleri kapsamında ulusal güvenliğin sağlanması
amacıyla, demokratik hukuk devletine yönelik tehdit unsurlarına ilişkin olarak
düzenli ve sistemli bilgi toplama ve değerlendirme ihtiyacına yöneliktir.
Söz konusu istihbarat
ihtiyacının sağlanması açısından iletişime yapılan müdahalenin yasal
dayanakları ile yeterli şüphe sonucunda suça ilişkin delillerin yasalara uygun
olarak toplanmasını teminen adli kolluk tarafından yapılan müdahalenin; çalışma
yöntemleri, yasal dayanağı ve hedeflerindeki farklılık gözetildiğinde,
iletişime müdahaleye ilişkin hususların ayrı bir mevzuatla düzenlenmesi
ihtiyacı doğmaktadır. Nitekim bu esastan hareketle, AB ülkelerinin ulusal güvenlik
servisleri, istihbarat servis kanunlarında yer alan düzenlemeler çerçevesinde
iletişime müdahale hususunda yetkilendirilmişlerdir.
Ayrıca, Avrupa
Parlamentosunun 2001/2098(I INI) sayılı raporunda; "Bir devlet kural
olarak, ülke içindeki yasal düzen ortamının devamlılığının ve ulusal güvenliğin
sağlanması amacı ile dinleme faaliyetleri yürütebilir. Organize suçların ve
terörizme yönelik faaliyetlerin eyleme dönüşmeden belirlenebilmesi amacıyla
ulusal kanunlar, devlet birimlerini, kişi ve gruplar hakkında bilgi
toplayabilmesi hususunda yetkili kılar. Konuya ilişkin veriler ise ülkenin
istihbarat servisi tarafından toplanır ve analiz edilir." denilmek
suretiyle temel hak ve hürriyetlere saygı prensibi çerçevesinde hazırlanan
ulusal kanunlar ile telekomünikasyonun denetlenmesine cevaz verilmektedir.
Bunun yanında, günümüzde
bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de teknoloji ve bilişim alanında önemli
gelişmeler yaşanmıştır. Bu gelişmeler sonucunda suçların nitelikleri ve işleniş
biçiminde önemli değişiklikler meydana gelmiştir. Suçların daha organize bir
şekilde işlenmesi ve yoğunluk kazanması, suçluların ve özellikle örgütlerin
teknolojik imkânlardan azami ölçüde yararlanması ve işlenen suç çeşitlerinin
artması; kolluk kuvvetlerinin bu suçların faillerini yakalayacak, hukukun
gerektirdiği şekilde soruşturma yapacak uzman personele ve teknik donanıma
sahip olmaları zorunluluğunu da beraberinde getirmektedir.
Demokratik hukuk
devletlerinin varlığını tehdit eden terör odaklarının zamanında teşhisi,
eylemlerine daha ortaya çıkmadan engel olunabilmesi, taktik ve stratejilerini
devamlı olarak değiştiren yıkıcı, bölücü ve irticai örgütler karşısında genel
kolluk kuvvetlerinin yasal yetkilerinin yeniden düzenlenmesi gereklidir. Yeni
düzenleme hem kişi hak ve özgürlüklerini Devletin aşırı müdahalesine karşı
koruyacak nitelikte olmalı hem de Devlete karşı verilen tehdit ve tehlikeleri
etkin bir şekilde bertaraf edebilecek özellikler taşımalıdır.
Özellikle 11 Eylül 2001
terör olayından sonra Avrupa Birliğinin ve ABD'nin istihbarata olan yaklaşımı
değişmiş ve bu alanda yeni düzenlemelere gidilmiştir. Nitekim, ABD'de yürürlüğe
konulan kanun (Us Code Collection Title 50>Chapter 36>Subchapter
1>Sec1802) elektronik dinleme yapma yetkisini vermektedir. İngiltere'de 2000
yılında yürürlüğe giren iki ayrı kanun istihbarat dinlemeleri konusunu
düzenlemiştir (Regulation Of Investigatory Powers Act 2000, Interception Of
Communications Act.). Bu konudaki önemli düzenlemelerden biri de Avusturya'da
yürürlüğe konulan Önleme Kolluğu Kanunudur (SicherheitspolizeiG). Almanya 26
Haziran 2001 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren kanun, (Zur Neuregelung von
Beschraenkungen des Brief-Post und Fernmeldegeheimnisses), Alman Anayasasının
10 uncu maddesinde yer alan "haberleşme özgürlüğü" nün nasıl
kısıtlanacağını ayrıntılı olarak düzenlemiştir. Fransa ise
"Telekomünikasyon Yolu ile Yapılan Haberleşmenin Mahremiyetine
İlişkin" 10 Temmuz 1991 tarihli ve 91-646 sayılı Kanunu yürürlüğe
koymuştur. Bu Kanun; milli güvenliği, Fransa'nın bilimsel ve ekonomik
varlığını, terörizmi, örgütlü suçluluğu ve benzeri çabaları ortaya çıkarmak
amacı ile telekomünikasyon vasıtası ile yapılan haberleşmeye, istisnai olarak
müdahale yetkisi vermektedir.
Devlete yönelik
tehlikelerin yakın bir tehdit haline gelmeden, yani doğmadan bertaraf edilmesi
için, bilgi toplama, değerlendirme ve iletişime müdahale yanında takibe alma,
gözleme ve tarassut gibi başka yetkilere de ihtiyaç vardır.
Hazırlanan Teklif,
yukarıda sözü edilen esas ve standartlara uyulması suretiyle, istihbarat
ihtiyaçlarını karşılamak için meydana getirilmiş sistemi, sistemin işlemesini,
bu hususta hukuka uygun işlemlerin ne suretle gerçekleştirileceğini, kararların
hangi makamlar tarafından ve ne gibi koşullara uyulması suretiyle alınacağını,
bu husustaki denetim kurallarını ve usullerini, istihbarat ihtiyacının
milletlerarası hak bildirileri ve Anayasanın güvencelerine uygun olarak nasıl
giderileceğini göstermektedir.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1.- Madde, 2559 sayılı Polis Vazife ve
Selahiyet Kanununun ek 7 nci maddesi ile polise tevdi edilen görev ve
yetkilerin kullanılma yöntemlerini düzenlemektedir. Maddede, güvenlik ve
istihbarat amaçlı önlemler; açıklık, belirlilik ve denetlenebilirlik ilkelerine
uygun olarak düzenlenmiştir. Madde, iletişim ve haberleşmenin dokunulmazlığı
ilkesini teyit etmekte ve Anayasada öngörülen ilkeler doğrultusunda, haberleşme
özgürlüğüne hangi sebeplerle müdahale edilebileceğini göstermektedir.
3201 sayılı Emniyet
Teşkilatı Kanununun 1 inci maddesine göre "Memleketin umumi emniyet ve
asayişinden Dahiliye Vekili mesuldür. Dahiliye Vekili bu işleri, kendi
kanunları dairesinde hareket eden Emniyet Umum Müdürlüğü ile Umum Jandarma Komutanlığı
ve icabında diğer bütün zabıta teşkilatı vasıtası ile ifa ve lüzum halinde İcra
Vekilleri Heyeti kararı ile ordu kuvvetlerinden istifade eder."
Bu maddenin İçişleri
Bakanına verdiği yükümlülük, memleketin genel emniyet ve asayişini sağlamaktır.
Emniyetin sağlanması için, kolluğun muhtemel suçlular hakkında bilgi dosyası
oluşturması gerekmektedir. Böyle bir oluşum, suçu önlemeye yönelik teknik
takipler bakımından önem arz etmektedir. Terör ve örgütlü suçların yapısı, bu
şekilde analiz edilebilir ve örgütler ortaya çıkartılabilir. Ancak, önleyici
hizmet olarak bu tür bir bilgi değerlendirilmesi yönteminin ihdas edilmesi,
kişi hak ve özgürlükleri ile yakından ilgili olduğundan, bu işlemler hâkim
kontrolünde ve denetiminde yapılacaktır. Bu tür işlemler özel bir eğitim ve
disiplin gerektirdiğinden bu faaliyetler bu konuda görevlendirilmiş olan
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığı görevlilerince yerine
getirilecektir. Tüm emniyet birimlerinin bu konuda görevlendirilmesinin
sakıncaları göz önünde tutularak bu kısıtlama yapılmıştır.
Türk Ceza Kanunu, bireyi
esas alan ve özel hayatı koruyan yeni suçlar içermektedir. Bu cümleden olmak
üzere, kişilerin rızası ve bilgisi olmadan resimlerinin çekilmesi,
görüntülerinin ve seslerinin kayda alınması "suç" olarak düzenlenmiştir.
Oysa, Devletin korunması açısından hayati önem taşıyan istihbarat
çalışmalarında bu tür kayıtların yapılması büyük önem taşımaktadır. İstihbarat
çalışmalarının hukuka uygunluğunu sağlamak üzere, AB standartlarına uygun
olarak kanunla düzenleme yapılması, müdahalelerin usul ve esaslarının da
kanunda gösterilmesi gerekmektedir. Madde bu amaçla polise verilen istihbarat
görevinin hangi yöntemlerle üretileceğini detaylı ve anlaşılır bir şekilde
düzenlemiştir.
Madde 2.- Madde ile, 2559
sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun ek 7 nci maddesindeki hüküm Jandarma
Genel Komutanlığına uyarlanmıştır. Böylece, jandarmanın istihbarat faaliyetinde
bulunma yetkisi düzenlenmiştir.
Bunun yanında, günümüzde,
maruz kalınabilecek tehlikelerin önceden sezilmesi ve bunların önlenmesi için
tedbirler alınması, demokratik hukuk devletlerinin korunması açısından
kaçınılmaz bir zorunluluk olduğundan, madde ile jandarmaya, Anayasanın 22 nci
maddesinde belirtilen hallere bağlı olarak; iletişimin tespiti, dinlenmesi ve
kayda alınması yetkileri verilmektedir.
Ancak, önleyici hizmet
olarak bu tür bir bilgi değerlendirilmesi yönteminin ihdas edilmesi, kişi hak
ve özgürlükleri ile yakından ilgili olduğundan, yapılacak işlemlerin hâkim
kontrolünde ve denetiminde yapılacağı öngörülmüştür.
Yapılacak telefon
dinlemelerine, bunların işaret, sinyal ve yer bilgilerine ulaşılmasına hâkim
karar verecektir. Ancak bu tür işlemler özel bir eğitim, disiplin
gerektirdiğinden bu faaliyetler bu konuda görevlendirilmiş ve uzmanlaşmış
Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı görevlilerince yerine
getirilecektir. Tüm jandarma birimlerinin bu konuda görevlendirilmesinin
sakıncaları göz önünde tutularak görevlendirilecek birimler sınırlı
tutulmuştur.
Madde, sadece suç öncesi
faaliyetler ve eylemleri düzenlemektedir. Bazı suçlar işlendikten sonra, delil
elde etmek ve faili yakalamak maksadıyla yapılabilecek olan müdahaleler
konusunda, 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren Ceza Muhakemesi Kanununda
düzenlemeler bulunmaktadır. Bu nedenle bir suç oluşmasına vakıf olunması veya
kuvvetli belirtinin tespiti durumunda keyfiyetin Cumhuriyet savcılarına
bildirilmesi suretiyle idari tedbirin sona erdirilmesi ve adli işlemlerin
başlatılmasının sağlanacağı açıktır.
Getirilen düzenlemede,
belirtilen tedbir ve yöntemlerle elde edilen bilgi ve kayıtların saklanmasında
ve korunmasında gizlilik ilkesine aykırı davranışın cezalandırılacağı açık bir
şekilde belirtilmiştir.
Madde 3.- 2937 sayılı
Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri ile Milli
İstihbarat Teşkilatının; kamu kurum ve kuruluşlarının yönetici ve istihbarattan
sorumlu kişileri ile ilişki kurmaya ve kurum ve kuruluşların arşivlerinden ve
elektronik bilgi işlem merkezlerinden, kendi görev sahasına giren konularda
yararlanmaya ve bunlarla irtibat kurmaya yetkili olduğu hükme bağlanmış olup,
madde ile, telekomünikasyon hizmetleri gibi stratejik önemi haiz bazı kamu
hizmetlerinin özelleştirme kapsamında özel teşebbüslere bırakılması neticesinde
ve ayrıca ülkemizde gerçekleşen hızlı teknolojik gelişmeler çerçevesinde, 2937
sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerine
"kamu hizmeti veren kuruluşlar" ibareleri dahil edilmiştir.
Diğer taraftan, anılan
maddeye eklenen fıkralar ile, Milli İstihbarat Teşkilatına, istihbarat amacıyla
iletişime müdahale yetkisi verilmiştir. İstihbaratın, Devlet güvenliğinin
temini bakımından vazgeçilmez bir unsur olduğu dikkate alındığında, istihbari
amaçlı iletişime müdahale konusunda ortaya çıkan hukuki boşluğun doldurulması
ve bu ihtiyacın karşılanması amacıyla, AB kriterleri, Anayasanın 22 nci
maddesinde yer alan temel ilkeler ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda
belirtilen esaslara bağlı kalınarak, iletişime müdahalenin "hangi
hallerde" yapılacağı, "karar mercii" ve "süresi"
şeklindeki temel unsurlara yer verilmek suretiyle düzenlenmiştir.
Anayasanın 22 nci maddesi
uyarınca, ancak hâkim kararına dayanan ve telefon, faks, bilgisayar gibi kablolu,
kablosuz veya diğer elektromanyetik sistemlerle veya tek yönlü sistemlerle
alınan veya iletilen sinyaller, yazılar, resimler, görüntü veya sesler ile
diğer nitelikteki verilerin nakledilmesi ve benzeri suretiyle yapılan tüm
iletişimi kapsayabilen önleyici müdahale; Anayasanın 2 nci maddesinde
belirtilen temel niteliklere, AB uygulamalarına da uygun şekilde, demokratik
hukuk devletine yönelik ciddi bir tehlikenin varlığı halinde Devlet
güvenliğinin sağlanmasına, casusluk faaliyetlerinin ortaya çıkarılmasına,
Devlet sırrının ifşasının tespiti ve terörist faaliyetlerin önlenmesine ilişkin
olarak yapılabilmektedir.
Geçici Madde 1.- Madde
ile, 1, 2 ve 3 üncü maddelerinin uygulanmasına ilişkin yönetmeliklerin üç ay
içinde çıkarılması öngörülmektedir.
Madde 4.- Yürürlük
maddesidir.
Madde 5.- Yürütme
maddesidir.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi
İçişleri
Komisyonu 27.6.2005
Esas No.: 2/546
Karar No.: 20
TÜRKİYE
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
21.6.2005 tarihinde Başkanlığınıza
sunulan, "Yalova Milletvekili Şükrü Önder'in, Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi," 21.6.2005 tarihinde esas komisyon olarak
Komisyonumuza, tali komisyon olarak Adalet Komisyonu ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonuna havale edilmiş ve Komisyonumuz, 24.6.2005
tarihli 20 nci toplantısında Teklifi gündemine alarak görüşmeye başlamıştır.
Komisyonumuz Teklifin bir alt komisyonda değerlendirilerek olgunlaştırılmasını
ve bu amaçla Adana Milletvekili Ali Küçükaydın, Adıyaman Milletvekili Şevket
Gürsoy, İstanbul Milletvekili Recep Koral, Kastamonu Milletvekili Sinan Özkan,
Sivas Milletvekili Selami Uzun ve Van Milletvekili Mehmet Kartal'dan oluşan bir
alt komisyon kurulmasını kararlaştırmıştır. Alt Komisyon aynı tarihte yaptığı
toplantıda, başkanlığına, Kastamonu Milletvekili Sinan Özkan'ı seçerek
çalışmalarına başlamıştır. Alt Komisyon toplantılarına İçişleri, Adalet,
Ulaştırma ve Maliye bakanlıkları temsilcileri katılmıştır. Alt Komisyon
27.6.2005 tarihinde raporunu Komisyonumuza sunmuş ve Komisyonumuz, aynı tarihte
yaptığı 21 inci toplantısında Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanlıkları
temsilcilerinin de katılımıyla Alt Komisyon raporunu esas alarak Teklifi
inceleyip görüşmüştür.
Teklifle Millî İstihbarat Teşkilatı,
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Teşkilatı ile Jandarma Genel Komutanlığı
İstihbarat Teşkilatına iletişimin dinlenmesi konusunda yetki verilmekte ve bu
işlemlerin denetimi için Başbakanlıkta bir merkez oluşturulmasına olanak
tanınmaktadır.
Alt Komisyonun Teklif üzerinde yaptığı
değişiklikler ana hatlarıyla şöyle özetlenebilir:
1. İletişimin dinlenmesi yetkisi iki
boyutu olan bir yetkidir. Yetkinin bir boyutu temel hak ve özgürlüklerle diğer
boyutu ise güvenlikle ilgilidir. Dolayısıyla bu yetki, bir taraftan, Devlet ve
toplumun varlığı ile doğrudan ilişkili olduğundan yaşamsal önemdedir. Diğer
taraftan kişilerin temel hak ve özgürlükleriyle yakından ilişkili olduğundan
anayasal sınırlar içinde kullanılmalıdır. Alt Komisyon, bu nedenle bu yetkinin
Ceza Muhakemesi Kanununun, casusluk suçları hariç, 250 nci maddesinde sayılan
suçların önlenmesiyle sınırlı olmasını uygun görmüştür. Alt Komisyonda, sınırın
Ceza Muhakemesi Kanununun 135 inci maddesine paralel olarak düzenlenmesi
gerektiği de ileri sürülmüştür. Söz konusu madde hükmüne göre, bir suç
dolayısıyla yapılan soruşturmalarda, (1) suç işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe
sebeplerinin varlığı ve (2) başka suretle delil elde edilmesi imkânının
bulunmaması durumunda, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde
Cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla
iletişimi tespit edilebilmekte, dinlenebilmekte ve kayda alınabilmektedir.
Maddede ayrıca tüm suçlardan değil sadece Türk Ceza Kanunu, Ateşli Silahlar ve
Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun, Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ve
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununda tanımlanmış olan bazı suçlar söz
konusu olduğunda bu yetkinin kullanılmasına olanak tanınmaktadır. Alt Komisyon,
Teklifle öngörülen düzenlemenin henüz suç oluşmadan suçun önlenmesine yönelik
olarak kullanılacağını düşünerek bu yetkinin Millî İstihbarat Teşkilatının
görev alanına giren casusluk suçları hariç 250 nci maddedeki suçların
önlenmesiyle sınırlı olmasını uygun görmüştür.
2. Teklifte Başbakanlık tarafından
kurulacak merkezin kuruluş giderlerinin nereden karşılanacağına ilişkin bir
hüküm bulunmamaktadır. Alt Komisyon kuruluş giderleri ile ilgili konuya açıklık
getirmiştir.
3. Teklifin geçici 1 inci maddesi
yönetmeliği düzenlemekte olup geçici bir niteliği bulunmamaktadır. Sadece
yönetmeliğin belirli bir sürede çıkarılmasını zorunlu kılmaktadır. Maddelere
bakıldığında, madde içinde yönetmelik hükümleri olduğu görülmektedir.
Dolayısıyla bu maddedeki süre, maddelerin içine işlenmiş ve geçici 1 inci
madde, Teklif metninden çıkarılmıştır.
4. Teklifte kurulması öngörülen merkezin
alt yapısının oluşturulması belirli bir zaman alacaktır. Alt Komisyon hem bu
merkezin belirli bir sürede kurulmasını zorunlu kılmak, hem de bu merkez
kuruluncaya kadar istihbarat birimlerinin faaliyetlerinin kesintiye uğramasını
önlemek için merkez kuruluncaya kadar mevcut sistemlerin kullanımına devam
edileceğini öngören yeni bir geçici madde yazmıştır. Geçici madde, başka bir
geçici madde olmadığından Teklife numarasız olarak eklenmiştir.
Komisyonumuz Alt Komisyon tarafından
yapılan bu değişiklikleri kabul etmiştir.
Komisyonumuzda ayrıca 1 inci madde
üzerinde bir önerge verilmiştir. Önerge ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi
Kanununun 135 inci maddesi ile paralellik kurulmaktadır. Söz konusu 135 inci
maddede 25.5.2005 tarihli ve 5353 sayılı Kanunun 17 nci maddesinde yapılan
değişiklikle iletişimin tespiti, dinlenmesi, kayda alınmasının yanında sinyal
kayıtlarının değerlendirilmesi de madde kapsamına alınmıştır. Önerge ile bu
değişikliğe paralel değişikliğin bu Kanundaki düzenlemelerde de yapılması
gerektiği öngörülmektedir. Komisyonumuz bu önergeyi kabul etmiş ve söz konusu
değişikliği 2 ve 3 üncü maddelere de yansıtmıştır.
Raporumuz, Genel Kurula sunulmak üzere arz
olunur.
|
|
Başkan |
Başkanvekili |
Kâtip |
|
|
Tevfik Ziyaeddin
Akbulut |
Ali Sezal |
Sinan Özkan |
|
|
Tekirdağ |
Kahramanmaraş |
Kastamonu |
|
|
|
|
(2.
maddeye muhalifim, |
|
|
|
|
muhalefet
şerhi ektedir) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Ali Küçükaydın |
Şevket Gürsoy |
Nur Doğan Topaloğlu |
|
|
Adana |
Adıyaman |
Ankara |
|
|
|
(Muhalifim) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Şevket Orhan |
Ali Yüksel Kavuştu |
Talip Kaban |
|
|
Bursa |
Çorum |
Erzincan |
|
|
|
(Muhalifim, |
|
|
|
|
muhalefet
şerhi eklidir) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Fuat Geçen |
Recep Koral |
Ali Oksal |
|
|
Hatay |
İstanbul |
Mersin |
|
|
|
(Muhalifim,
muhalefet şerhim |
|
|
|
|
ektedir) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Seracettin Karayağız |
Selami Uzun |
Mehmet Kartal |
|
|
Muş |
Sivas |
Van |
|
|
Üye |
Üye |
|
|
|
Mehmet
Çiçek |
Nadir Saraç |
|
|
|
Yozgat |
Zonguldak |
|
|
|
(İmzada
bulunamadı) |
|
|
AYRIŞIK OY GEREKÇEM
26.6.2005 tarih, 2/546 esas ve 2 karar
nolu Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun teklifiyle ilgili
İçişleri Komisyonunun Alt Komisyon raporundaki madde 2’ye eklenen Ek Madde 5’in
karşısında olduğumdan katılmıyorum.
27.6.2005
Ali Yüksel Kavuştu
Çorum
KARŞI OY YAZISI
Yalova milletvekili Şükrü
Önder tarafından verilen Kanun teklifi hem İçişleri Alt Komisyonunda, hem de
İçişleri Komisyonunda görüşülmüş ve oy çokluğu ile kabul edilmiştir. Teklif,
esas itibariyle güvenlik birimlerimizin yapacağı suçun önlenmesi amacına dönük
“önleyici” ve “istihbari dinleme” konusunu, bu dinlemenin hangi şart ve esaslar
dahilinde yapılacağını düzenlemektedir.
Dinleme konusu, esas
itibariyle özellikle toplum ve devlete karşı işlenen suçları önlemeye dönük ve
terörle mücadelede etkin bir mücadele metodu olmakla birlikte diğer yönüyle de
temel hak ve hürriyetlerin en önemlilerinden bir tanesi olan haberleşme
hürriyetine getirilen ciddi ve önemli bir sınırlamadır. Bu sınırlamanın, bu
hakkın özüne dokunulmaksızın ve demokratik toplum gereklerine uygun olarak
yapılması, Anayasa’nın güvencesi altındadır. Bu doğrultuda söz konusu iletişim
hakkının kısıtlanmasının alanının belirlenmesi, dinlemenin hangi durumlarda
kimler tarafından, hangi suçlarla alakalı olarak ve nerelerden izin alarak
yapılacağının çerçevesi bu yasal düzenleme ile çizilmiştir. Dinlemelerle
alakalı, dinlemeyi yapacak yetkili güvenlik birimlerinin denetim altına
alınabilmesi ve vatandaşımızın zamanzaman geçmişte yanlış uygulamaları olan bu
konuyla alakalı herhangi bir şüphe ve endişe duymadan günlük hayatını devam ettirebilmesi
için, bu dinleme faaliyetlerinin merkezî bir sistemle yapılması, merkezî bir
denetim sistemi getirilmesi ve keyfiliğin önüne geçilmesi hedeflenmiştir.
Ancak 2 nci madde
kapsamında Jandarma Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanuna bir ek madde eklemek
suretiyle, Jandarmanın kendi sorumluluk sahasında istihbarat faaliyetlerinde
bulunabilmesi imkânını getirmiştir. Hemen önümüzdeki süreçte 3 Ekim 2005’te
başlaması kuvvetle muhtemel Avrupa Birliğine katılım süreci üyelik
müzakerelerinde bu yasal düzenlemeyle getirilen Jandarmaya istihbarat yapma
yetkisi ciddi bir itiraz konusu olarak önümüze konulabilecektir. Nitekim 2004
yılı ilerleme raporu; “Ordu üzerinde sivil denetimin eksikliği endişeye neden
olmaktadır. Millî Güvenlik Kurulu aracılığıyla ordunun siyasî yaşamda oynadığı
önemli rol bu hususu yansıtmaktadır” denmek suretiyle askerî otoritenin siyasî
hayata müdahalesini temel bir eleştiri konusu yapmıştır. Bu düzenlemenin 2 nci
maddesi ile Silâhlı Kuvvetlerle organik bağları olan, rütbe-terfi işe alma,
sicil vb. konularda tamamen Silâhlı Kuvvetlerin belirlediği esaslara göre iş ve
işlemleri yürüten Jandarmaya bir yönüyle siyasî bir vazife olan istihbarî
faaliyette bulunma görev ve yetkisi verilmektedir. Şayet ülke şartları
değerlendirildiğinde kırsal kesimde asayiş ve güvenlik hizmetlerini yürüten
Jandarma teşkilâtımızın istihbarat yapma zorunluluğu vazgeçilmez bir zaruret
olarak değerlendiriliyorsa, bu teşkilâtımız bir yönüyle siyasî olan bu
faaliyeti yerine getirebilmesi için AB üyesi ülkelerde olduğu gibi her yönüyle
(rütbe-terfi, maaş, personel istihdamı, sicil vs.) sivil otoriteye bağlı hale
getirilmeli, ondan sonra bu yetki ve görevi kendi bölgesinde kullanmalı, hatta
emniyet teşkilâtı ile tek bir güvenlik birimi gibi (sadece sorumluluk sahaları
farklı olan) görev ve sorumluluklarını yerine getirmesi sağlanmalıdır.
Bu gerekçelerle teklifin
2 nci maddesinde yapılan düzenlemeye muhalifim.
Sinan Özkan
Kastamonu
AYRIŞIK OY GEREKÇEM
İçişleri alt komisyon
üyesi olarak yaptığımız toplantılarda hiçbir kuruma ilave yetki vermeden sadece
istihbarata esas telekomünikasyon yoluyla dinleme yapılmasına esas olmak üzere
mevcut yetkilerin kullanımına bir esas getirilmesi, usullerinin belirlenmesi ve
Başbakanlıkça belirlenecek tek merkezden yapılması yönünde alt komisyon raporu
oluşturulmuş iken bilgim dışında 27.6 Pazartesi günü alt komisyon toplanmış
olduğu ifade edilerek 2 nci bir alt komisyon raporu ortaya çıkartılmıştır.
İçişleri Komisyonunda
yapılan görüşmelerde ise Jandarma Teşkilât, Görev ve Yetkileri Kanununa ek
madde eklenmek sureti ile telekomünikasyon yoluyla dinlemenin de dışında
Jandarmaya sivil toplumla ilgili istihbarat yetkisi getirilmektedir.
Temel hak ve hürriyetleri
kısıtlayıcı olarak getirilen bu düzenlemenin AB ile bütünleşme yolunda olan ve
demokratikleşmede büyük açılımlar yapılan bir dönemde olmasının sivilleşmenin
önüne bir önemli engel daha koyduğunu düşünüyorum.
Sadece dinleme konusunda
dahi rahatsızlık verecek derecede yetki kargaşası devam ederken istihbarat
hizmetlerinde de aynı yetkinin iki kurumumuz tarafından kullanılması yeni bir
yetki kargaşasına yol açacağı tabiidir.
Sivillerin sadece terör
mücadelesi gerekçesiyle dahi militer güçlerle karşı karşıya getirilemeyeceği
AB’nin 6.10.2004 tarihli raporunda belirtilmekte olduğu da gözönüne alınır ise
terör suçları dışında tüm istihbarat, dinleme, izleme faaliyetlerinin Jandarma
kanununa görev olarak getirilmesi kabul edilemez bir çelişkidir.
Polisin bulunmadığı
alanda adli ve idari görev yapması gereken Jandarmanın sivil güçlerde bulunması
gereken (siyasî) istihbarat faaliyeti yetkisiyle donatılması büyük bir
çelişkidir. Bu nedenle karara katılmıyorum.
Arz ederim.
Recep Koral
İstanbul
YALOVA
MİLLETVEKİLİ ŞÜKRÜ ÖNDER’İN TEKLİFİ
BAZI KANUNLARDA
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
MADDE 1.- 4.7.1934 tarihli ve 2559 sayılı Polis
Vazife ve Selahiyet Kanununun ek 7 nci maddesine aşağıdaki fıkralar
eklenmiştir.
"Birinci fıkrada belirtilen görevlerin yerine
getirilmesi amacıyla; hâkim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanının yazılı emriyle
telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişim tespit edilebilir, dinlenebilir,
kayda alınabilir. Bu işlemler, Ulaştırma Bakanlığı ve içişleri Bakanlığının
görüşleri alınarak Başbakanlık tarafından belirlenecek tek bir merkezden
yapılır. Ulaştırma Bakanlığı bu merkezle ilgili alt yapıyı hazırlamakla
yükümlüdür.
Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde verilen yazılı emir,
yirmidört saat içinde yetkili ve görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim,
kararını en geç yirmidört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim
tarafından aksine karar verilmesi halinde, tedbir derhal kaldırılır.
Yetkili ve görevli hâkim, talepte bulunan kolluk biriminin
bulunduğu yer itibarıyla yetkili olan ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun
250 nci maddesinin birinci fıkrasına göre kurulan ağır ceza mahkemesinin
üyesidir.
Kararda, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği,
iletişim aracının türü, telefon numarası veya iletişim bağlantısını tespite
imkân veren kodundan belirlenebilenler ile tedbirin türü, kapsamı ve süresi
belirtilir. Kararlar, en fazla üç ay için verilebilir; bu süre aynı usulle üçer
ayı geçmeyecek şekilde en fazla üç defa uzatılabilir. Ancak, terör örgütlerinin
faaliyetleri çerçevesinde devam eden tehlikelere ilişkin olarak gerekli
görülmesi halinde, hâkim üç aydan fazla olmamak üzere sürenin müteaddit defalar
uzatılmasına karar verebilir.
Uygulanan tedbirin sona ermesi halinde, dinlemenin içeriğine
ilişkin kayıtlar, yetkili ve görevli hâkimin denetimi altında en geç on gün
içinde yok edilir ve durum bir tutanakla tespit olunur.
İstihbarat faaliyetlerinde, hâkim kararı alınmak koşuluyla,
teknik araçlarla izleme yapılabilir. Ayrıca, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu
hizmeti veren kuruluşlardaki mevcut bilgilerden de yararlanılabilir. Bu
kuruluşların, ihtiyaç duyulan bilgileri kanuni sebeplerle verememesi halinde bu
konuda hâkimden karar istenir.
Bu madde hükümlerine göre yürütülen faaliyetler çerçevesinde
elde edilen kayıtlar, birinci fıkrada belirtilen amaçlar dışında kullanılamaz.
Elde edilen bilgi ve kayıtların saklanmasında ve korunmasında gizlilik ilkesi
geçerlidir. Bu fıkra hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında, görev
sırasında veya görevden dolayı işlenmiş olsa bile Cumhuriyet savcılarınca
doğrudan soruşturma yapılır.
Hâkim kararları ve yazılı emirler, Emniyet Genel Müdürlüğü
İstihbarat Dairesi Başkanlığı görevlilerince yerine getirilir. Diğer emniyet
birimleri bu amaçla görevlendirilemez. İşlemin başladığı ve bitirildiği tarih
ve saat ile işlemi yapanın kimliği bir tutanakla saptanır.
Bu maddede yer alan faaliyetlerin denetimi; yetkili
Cumhuriyet savcıları, sıralı kurum amirleri ve Başbakanın özel olarak
yetkilendireceği kişi veya komisyon tarafından yapılır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin esas ve usuller, Adalet
Bakanlığının görüşü alınarak İçişleri Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle
düzenlenir."
MADDE 2.- 10.3.1983 tarihli ve 2803 sayılı Jandarma
Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanununa ek 4 üncü maddesinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki madde eklenmiştir.
"EK MADDE 5.- Jandarma, bu Kanunun 7 nci maddesinin (a) bendine ilişkin
görevleri yerine getirirken önleyici ve koruyucu tedbirleri almak üzere, sadece
kendi sorumluluk alanında istihbarat faaliyetlerinde bulunur. Bu amaçla bilgi
toplar, değerlendirir, yetkili mercilere veya kullanma alanına ulaştırır.
Devletin diğer kolluk ve istihbarat kuruluşlarıyla işbirliği yapar.
Birinci fıkrada belirtilen görevlerin yerine getirilmesi
amacıyla; hâkim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Jandarma
Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanının yazılı emriyle telekomünikasyon yoluyla
yapılan iletişim tespit edilebilir, dinlenebilir, kayda alınabilir. Bu
işlemler, Ulaştırma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığının görüşleri alınarak
Başbakanlık tarafından belirlenecek tek bir merkezden yapılır. Ulaştırma
Bakanlığı bu merkezle ilgili alt yapıyı hazırlamakla yükümlüdür.
Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde verilen yazılı emir,
yirmidört saat içinde yetkili ve görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim,
kararını en geç yirmidört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim
tarafından aksine karar verilmesi halinde, tedbir derhal kaldırılır.
Yetkili ve görevli hâkim, talepte bulunan kolluk biriminin
bulunduğu yer itibarıyla yetkili olan ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun
250 nci maddesinin birinci fıkrasına göre kurulan ağır ceza mahkemesinin
üyesidir.
Kararda, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği,
iletişim aracının türü, telefon numarası veya iletişim bağlantısını tespite
imkân veren kodundan belirlenebilenler ile tedbirin türü, kapsamı ve süresi
belirtilir. Kararlar, en fazla üç ay için verilebilir; bu süre aynı usulle üçer
ayı geçmeyecek şekilde en fazla üç defa uzatılabilir. Ancak, terör örgütlerinin
faaliyetleri çerçevesinde devam eden tehlikelere ilişkin olarak gerekli
görülmesi halinde, hâkim üç aydan fazla olmamak üzere sürenin müteaddit defalar
uzatılmasına karar verebilir.
Uygulanan tedbirin sona ermesi halinde, dinlemenin içeriğine
ilişkin kayıtlar, yetkili ve görevli hâkimin denetimi altında en geç on gün
içinde yok edilir ve durum bir tutanakla tespit olunur.
İstihbarat faaliyetlerinde, hâkim kararı alınmak koşuluyla,
teknik araçlarla izleme yapılabilir. Ayrıca, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu
hizmeti veren kuruluşlardaki mevcut bilgilerden de yararlanılabilir. Bu
kuruluşların, ihtiyaç duyulan bilgileri kanuni sebeplerle verememesi halinde bu
konuda hâkimden karar istenir.
Bu madde hükümlerine göre yürütülen faaliyetler çerçevesinde
elde edilen kayıtlar, birinci fıkrada belirtilen amaçlar dışında kullanılamaz.
Elde edilen bilgi ve kayıtların saklanmasında ve korunmasında gizlilik ilkesi
geçerlidir. Bu fıkra hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında, görev
sırasında veya görevden dolayı işlenmiş olsa bile Cumhuriyet savcılarınca
doğrudan soruşturma yapılır.
Hâkim kararları ve yazılı emirler, Jandarma Genel
Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı görevlilerince yerine getirilir. Diğer
jandarma birimleri bu amaçla görevlendirilemez. İşlemin başladığı ve
bitirildiği tarih ve saat ile işlemi yapanın kimliği bir tutanakla saptanır.
Bu maddede yer alan faaliyetlerin denetimi; yetkili
Cumhuriyet savcıları, sıralı kurum amirleri ve Başbakanın özel olarak
yetkilendireceği kişi veya komisyon tarafından yapılır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin esas ve usuller Adalet
Bakanlığının görüşü alınarak İçişleri Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle
düzenlenir."
MADDE 3.- 1.11.1983 tarihli ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat
Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununun 6 ncı maddesinin birinci
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye bu fıkradan sonra gelmek
üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"Milli İstihbarat Teşkilatı;
a) Bakanlıklar ve diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu
hizmeti veren kuruluşların yöneticileri ve istihbarat hizmetlerinden sorumlu
kişileri ile istihbaratın tevcihi, istihsali ve istihbarata karşı koyma
konularında doğrudan ilişki kurar, uygun koordinasyon yöntemlerini uygular.
b) Bakanlıklar ve diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu
hizmeti veren kuruluşlara ait arşivlerden, elektronik bilgi işlem
merkezlerinden ve iletişim alt yapısından, kendi görev sahasına giren konularda
yararlanır, bunlarla irtibat kurar, bilgi ve belge talep eder."
"Bu Kanunun 4 üncü maddesinde sayılan görevlerin yerine
getirilmesi amacıyla; Anayasanın 2 nci maddesinde belirtilen temel niteliklere
ve demokratik hukuk devletine yönelik ciddi bir tehlikenin varlığı halinde,
Devlet güvenliğinin sağlanması, casusluk faaliyetlerinin ortaya çıkarılması,
Devlet sırrının ifşasının tespiti ve terörist faaliyetlerin önlenmesine ilişkin
olarak, hâkim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde MİT Müsteşarı
veya yetkili kıldığı Daire Başkanının yazılı emriyle telekomünikasyon yoluyla
yapılan iletişim tespit edilebilir, dinlenebilir, kayda alınabilir. Bu
işlemler, Ulaştırma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığının görüşleri alınarak
Başbakanlık tarafından belirlenecek tek bir merkezden yapılır. Ulaştırma
Bakanlığı bu merkezle ilgili alt yapıyı hazırlamakla yükümlüdür.
Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde verilen yazılı emir,
yirmidört saat içinde yetkili ve görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim,
kararını en geç yirmi dört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim
tarafından aksine karar verilmesi halinde tedbir derhal kaldırılır.
Yetkili ve görevli hâkim, talepte bulunan birimin bulunduğu
yer itibarıyla yetkili olan ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 250 nci
maddesinin birinci fıkrasına göre kurulan ağır ceza mahkemesinin üyesidir.
Kararda, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği,
iletişim aracının türü, telefon numarası veya iletişim bağlantısını tespite
imkân veren kodundan belirlenebilenler ile tedbirin türü, kapsamı ve süresi
belirtilir. Kararlar, en fazla üç ay için verilebilir; bu süre, aynı usulle
üçer ayı geçmeyecek şekilde en fazla üç defa uzatılabilir. Ancak, uluslararası
terör ve istihbarata karşı koyma faaliyetlerinde, hâkim üç aydan fazla olmamak
üzere sürenin müteaddit defalar uzatılmasına karar verebilir.
Uygulanan tedbirin sona ermesi halinde, dinlemenin içeriğine
ilişkin kayıtlar yetkili ve görevli hâkimin denetimi altında en geç on gün
içinde yok edilir ve durum bir tutanakla tespit olunur.
Bu madde hükümlerine göre yürütülen faaliyetler çerçevesinde
elde edilen kayıtlar, Kanunda belirtilen amaçlar dışında kullanılamaz. Elde
edilen bilgi ve kayıtların saklanmasında ve korunmasında gizlilik ilkesi
geçerlidir. Bu madde hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında, görev
sırasında veya görevden dolayı işlenmiş olsa bile Cumhuriyet savcılarınca
doğrudan soruşturma yapılır.
Hâkim kararları ve yazılı emirler MİT Müsteşarlığı
görevlilerince yerine getirilir. İşlemin başladığı ve bitirildiği tarih ve saat
ile işlemi yapanın kimliği bir tutanakla saptanır.
Bu maddede yer alan faaliyetlerin denetimi; yetkili
Cumhuriyet savcıları, sıralı kurum amirleri ve Başbakanın özel olarak
yetkilendireceği kişi veya komisyon tarafından yapılır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin esas ve usuller
yönetmelikle düzenlenir."
GEÇİCİ MADDE 1.- Bu Kanunun 1, 2 ve 3 üncü maddelerinde
öngörülen yönetmelikler üç ay içinde yürürlüğe konulur.
MADDE 4.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 5.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONUNUN KABUL ETTİĞİ METİN
BAZI KANUNLARDA
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
MADDE 1.- 4.7.1934 tarihli ve 2559 sayılı Polis Vazife ve
Selahiyet Kanununun ek 7 nci maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"Birinci
fıkrada belirtilen görevlerin yerine getirilmesine yönelik olarak, 30.3.2005
tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun, casusluk suçları hariç, 250
nci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yazılı suçların
işlenmesinin önlenmesi amacıyla, hâkim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan
hallerde Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanının yazılı emriyle,
telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişim tespit edilebilir, dinlenebilir,
sinyal bilgileri değerlendirilebilir, kayda alınabilir. Bu işlemler, Ulaştırma
ve İçişleri Bakanlığının görüşleri alınarak Başbakanlık tarafından belirlenecek
tek bir merkezden yapılır. Ulaştırma Bakanlığı bu merkezle ilgili alt yapıyı
hazırlamakla yükümlüdür. Bu merkezin kuruluş giderleri Telekomünikasyon Kurumu
tarafından karşılanır. Bu merkezin kuruluşu ile ilgili her türlü mal ve hizmet
alımları ile yapım işleri, ceza ve ihalelerden yasaklama işleri hariç 4734
sayılı Kamu İhale Kanunu hükümlerinden muaftır.
Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde verilen yazılı emir,
yirmidört saat içinde yetkili ve görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim,
kararını en geç yirmidört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim
tarafından aksine karar verilmesi halinde tedbir derhal kaldırılır.
Yetkili ve görevli hâkim, talepte bulunan kolluk biriminin
bulunduğu yer itibariyle yetkili olan ve 5271 sayılı Kanunun 250 nci maddesinin
birinci fıkrasına göre kurulan ağır ceza mahkemesinin üyesidir.
Kararda ve yazılı emirde, hakkında tedbir uygulanacak
kişinin kimliği, iletişim aracının türü, kullandığı telefon numaraları veya
iletişim bağlantısını tespite imkân veren kodundan belirlenebilenler ile
tedbirin türü, kapsamı ve süresi belirtilir. Kararlar, en fazla üç ay için
verilebilir; bu süre aynı usulle üçer ayı geçmeyecek şekilde en fazla üç defa
uzatılabilir. Ancak, terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde devam eden
tehlikelere ilişkin olarak gerekli görülmesi halinde, hâkim üç aydan fazla
olmamak üzere sürenin müteaddit defalar uzatılmasına karar verebilir.
Uygulanan tedbirin sona ermesi halinde, dinlemenin içeriğine
ilişkin kayıtlar en geç on gün içinde yok edilir; durum bir tutanakla tespit
olunur ve bu tutanak denetimde ibraz edilmek üzere muhafaza edilir.
İstihbarat faaliyetlerinde, ikinci fıkrada belirtilen
suçların önlenmesi amacıyla ve hâkim kararı alınmak koşuluyla, teknik araçlarla
izleme yapılabilir. Ayrıca, kamu kurum ve kuruluşlarındaki mevcut bilgi ve
belgelerden yararlanılabilir. Kamu hizmeti veren kuruluşların, ihtiyaç duyulan
bilgi ve belgeleri, kanuni sebeplerle veya ticari sır gerekçesiyle vermemesi
halinde ancak hâkim kararı ile bu bilgi ve belgelerden yararlanılabilir.
Bu madde hükümlerine göre yürütülen faaliyetler çerçevesinde
elde edilen kayıtlar, birinci fıkrada belirtilen amaçlar dışında kullanılamaz.
Elde edilen bilgi ve kayıtların saklanmasında ve korunmasında gizlilik ilkesi
geçerlidir. Bu fıkra hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında, görev
sırasında veya görevden dolayı işlenmiş olsa bile Cumhuriyet savcılarınca
doğrudan soruşturma yapılır.
Hâkim kararları ve yazılı emirler, Emniyet Genel Müdürlüğü
İstihbarat Dairesi Başkanlığı görevlilerince yerine getirilir. İşlemin
başladığı ve bitirildiği tarih ve saat ile işlemi yapanın kimliği bir tutanakla
saptanır.
Bu maddede yer alan faaliyetlerin denetimi, sıralı kurum amirleri
ve Başbakanın özel olarak yetkilendireceği kişi veya komisyon tarafından
yapılır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin esas ve usuller, Adalet,
İçişleri ve Ulaştırma Bakanlıklarının görüşü alınarak Başbakanlık tarafından üç
ay içinde çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir."
MADDE 2.- 10.3.1983 tarihli ve 2803 sayılı Jandarma
Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
EK MADDE 5.- Jandarma, bu Kanunun 7 nci maddesinin (a)
bendine ilişkin görevleri yerine getirirken önleyici ve koruyucu tedbirleri
almak üzere, sadece kendi sorumluluk alanında istihbarat faaliyetlerinde
bulunur. Bu amaçla bilgi toplar, değerlendirir, yetkili mercilere veya kullanma
alanına ulaştırır. Devletin diğer kolluk ve istihbarat kuruluşlarıyla işbirliği
yapar.
"Birinci fıkrada belirtilen görevlerin yerine
getirilmesine yönelik olarak, 30.3.2005 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi
Kanununun, casusluk suçları hariç, 250 nci maddesinin birinci fıkrasının (a),
(b) ve (c) bentlerinde yazılı suçların işlenmesinin önlenmesi amacıyla, hâkim
kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Jandarma Genel Komutanlığı
İstihbarat Başkanının yazılı emriyle, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişim
tespit edilebilir, dinlenebilir, sinyal bilgileri değerlendirilebilir, kayda
alınabilir. Bu işlemler, 4.7.1934 tarihli ve 2559 sayılı Polis Vazife ve
Selahiyet Kanununun ek 7 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmüne göre kurulan
merkez tarafından yürütülür.
Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde verilen yazılı emir,
yirmidört saat içinde yetkili ve görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim,
kararını en geç yirmidört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim
tarafından aksine karar verilmesi halinde tedbir derhal kaldırılır.
Yetkili ve görevli hâkim, talepte bulunan kolluk biriminin
bulunduğu yer itibariyle yetkili olan ve 5271 sayılı Kanunun 250 nci maddesinin
birinci fıkrasına göre kurulan ağır ceza mahkemesinin üyesidir.
Kararda ve yazılı emirde, hakkında tedbir uygulanacak
kişinin kimliği, iletişim aracının türü, kullandığı telefon numaraları veya
iletişim bağlantısını tespite imkân veren kodundan belirlenebilenler ile
tedbirin türü, kapsamı ve süresi belirtilir. Kararlar, en fazla üç ay için
verilebilir; bu süre aynı usulle üçer ayı geçmeyecek şekilde en fazla üç defa
uzatılabilir. Ancak, terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde devam eden
tehlikelere ilişkin olarak gerekli görülmesi halinde, hâkim üç aydan fazla
olmamak üzere sürenin müteaddit defalar uzatılmasına karar verebilir.
Uygulanan tedbirin sona ermesi halinde, dinlemenin içeriğine
ilişkin kayıtlar en geç on gün içinde yok edilir; durum bir tutanakla tespit
olunur ve bu tutanak denetimde ibraz edilmek üzere muhafaza edilir.
İstihbarat faaliyetlerinde, ikinci fıkrada belirtilen
suçların önlenmesi amacıyla ve hâkim kararı alınmak koşuluyla, teknik araçlarla
izleme yapılabilir. Ayrıca, kamu kurum ve kuruluşlarındaki mevcut bilgi ve
belgelerden yararlanılabilir. Kamu hizmeti veren kuruluşların, ihtiyaç duyulan
bilgi ve belgeleri, kanuni sebeplerle veya ticari sır gerekçesiyle vermemesi
halinde ancak hâkim kararı ile bu bilgi ve belgelerden yararlanılabilir.
Bu madde hükümlerine göre yürütülen faaliyetler çerçevesinde
elde edilen kayıtlar, birinci fıkrada belirtilen amaçlar dışında kullanılamaz.
Elde edilen bilgi ve kayıtların saklanmasında ve korunmasında gizlilik ilkesi
geçerlidir. Bu fıkra hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında, görev
sırasında veya görevden dolayı işlenmiş olsa bile Cumhuriyet savcılarınca
doğrudan soruşturma yapılır.
Hâkim kararları ve yazılı emirler, Jandarma Genel
Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı görevlilerince yerine getirilir. İşlemin
başladığı ve bitirildiği tarih ve saat ile işlemi yapanın kimliği bir tutanakla
saptanır.
Bu maddede yer alan faaliyetlerin denetimi, sıralı kurum
amirleri ve Başbakanın özel olarak yetkilendireceği kişi veya komisyon
tarafından yapılır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin esas ve usuller, Adalet,
İçişleri ve Ulaştırma Bakanlıklarının görüşü alınarak Başbakanlık tarafından üç
ay içinde çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir."
MADDE 3.- 1.11.1983 tarihli ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat
Hizmetleri ve Millî İstihbarat Teşkilatı Kanununun 6 ncı maddesinin birinci
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye bu fıkradan sonra gelmek
üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"Millî İstihbarat Teşkilatı;
a) Bakanlıklar ve diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu
hizmeti veren kuruluşların yöneticileri ve istihbarat hizmetlerinden sorumlu
kişileri ile istihbaratın tevcihi, istihsali ve istihbarata karşı koyma konularında
doğrudan ilişki kurar, uygun koordinasyon yöntemlerini uygular.
b) Bakanlıklar ve diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu
hizmeti veren kuruluşlara ait arşivlerden, elektronik bilgi işlem
merkezlerinden ve iletişim alt yapısından kendi görev sahasına giren konularda
yararlanır, bunlarla irtibat kurar, bilgi ve belge talep eder. Ancak kamu
hizmeti veren kuruluşların, istenen bilgi ve belgeleri, kanuni sebeplerle veya
ticari sır gerekçesiyle vermemesi halinde, hâkim kararı ile bu bilgi ve
belgelerden yararlanılabilir.
Bu Kanunun 4 üncü maddesinde sayılan görevlerin yerine
getirilmesi amacıyla Anayasanın 2 nci maddesinde belirtilen temel niteliklere
ve demokratik hukuk devletine yönelik ciddi bir tehlikenin varlığı halinde
Devlet güvenliğinin sağlanması, casusluk faaliyetlerinin ortaya çıkarılması,
Devlet sırrının ifşasının tespiti ve terörist faaliyetlerin önlenmesine ilişkin
olarak, hâkim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde MİT Müsteşarı
veya yardımcısının yazılı emriyle telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişim
tespit edilebilir, dinlenebilir, sinyal bilgileri değerlendirilebilir, kayda
alınabilir. Bu işlemler, 4.7.1934 tarihli ve 2559 sayılı Polis Vazife ve
Selahiyet Kanununun ek 7 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmüne göre kurulan
merkez tarafından yürütülür.
Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde verilen yazılı emir,
yirmidört saat içinde yetkili ve görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim,
kararını en geç yirmidört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim
tarafından aksine karar verilmesi halinde tedbir derhal kaldırılır.
Yetkili ve görevli hâkim, talepte bulunan biriminin
bulunduğu yer itibariyle yetkili olan ve 5271 sayılı Kanunun 250 nci maddesinin
birinci fıkrasına göre kurulan ağır ceza mahkemesinin üyesidir.
Kararda ve yazılı emirde, hakkında tedbir uygulanacak
kişinin kimliği, iletişim aracının türü, kullandığı telefon numaraları veya
iletişim bağlantısını tespite imkân veren kodundan belirlenebilenler ile
tedbirin türü, kapsamı ve süresi belirtilir. Kararlar, en fazla üç ay için
verilebilir; bu süre aynı usulle üçer ayı geçmeyecek şekilde en fazla üç defa
uzatılabilir. Ancak, terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde devam eden
tehlikelere ilişkin olarak gerekli görülmesi halinde, hâkim üç aydan fazla
olmamak üzere sürenin müteaddit defalar uzatılmasına karar verebilir.
Uygulanan tedbirin sona ermesi halinde, dinlemenin içeriğine
ilişkin kayıtlar en geç on gün içinde yok edilir; durum bir tutanakla tespit
olunur ve bu tutanak denetimde ibraz edilmek üzere muhafaza edilir.
Bu madde hükümlerine göre yürütülen faaliyetler çerçevesinde
elde edilen kayıtlar, Bu Kanunda belirtilen amaçlar dışında kullanılamaz. Elde
edilen bilgi ve kayıtların saklanmasında ve korunmasında gizlilik ilkesi
geçerlidir. Bu madde hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında, görev
sırasında veya görevden dolayı işlenmiş olsa bile Cumhuriyet savcılarınca
doğrudan soruşturma yapılır.
Hâkim kararları ve yazılı emirler, MİT Müsteşarlığı
görevlilerince yerine getirilir. İşlemin başladığı ve bitirildiği tarih ve saat
ile işlemi yapanın kimliği bir tutanakla saptanır.
Bu maddede yer alan faaliyetlerin denetimi, sıralı kurum
amirleri ve Başbakanın özel olarak yetkilendireceği kişi veya komisyon
tarafından yapılır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin esas ve usuller Adalet,
İçişleri ve Ulaştırma Bakanlıkları ile MİT Müsteşarlığının görüşü alınmak
suretiyle Başbakanlık tarafından üç ay içinde çıkarılacak yönetmelikle
düzenlenir."
GEÇİCİ MADDE.- 2559 sayılı Kanunun ek 7 nci maddesinde
düzenlenen merkez, en geç altı ay içinde kurulur. Bakanlar Kurulu bu süreyi
uzatmaya yetkilidir. Merkez kuruluncaya kadar 2559 sayılı Kanunun ek 7 nci
maddesi, 2803 sayılı Kanunun ek 5 inci maddesi ve 2937 sayılı Kanunun 6 ncı
maddesi hükümleri uyarınca verilen iletişimin dinlenmesi, tespiti, sinyal
bilgileri değerlendirilmesi ve kayda alınmasına dair karar veya yazılı emirler,
telekomünikasyon hizmeti veren kurum ve kuruluşlar tarafından derhal yerine
getirilir; ilgili istihbarat kurumlarının mevcut sistemlerinin kullanılmasına
devam olunur.
MADDE 4.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 5.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.