CEZA
MUHAKEMESİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA
DAİR KANUN
Kanun No. 5353 |
|
Kabul Tarihi : 25.5.2005 |
MADDE
1.- 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza
Muhakemesi Kanununun 35 inci maddesinin ikinci fıkrasında geçen "hukuken
geçerli mazerete dayanarak" ibaresi madde metninden çıkarılmış ve
"bulanamayan" ibaresi "bulunamayan" olarak
değiştirilmiştir.
MADDE
2.- Ceza Muhakemesi Kanununun 75 inci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 75.- (1)
Bir suça ilişkin delil elde etmek için şüpheli veya sanık üzerinde iç beden
muayenesi yapılabilmesine ya da vücuttan kan veya benzeri biyolojik örneklerle
saç, tükürük, tırnak gibi örnekler alınabilmesine; Cumhuriyet savcısı veya
mağdurun istemiyle ya da re'sen hâkim veya mahkeme, gecikmesinde sakınca
bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı tarafından karar verilebilir. Cumhuriyet
savcısının kararı, yirmidört saat içinde hâkim veya mahkemenin onayına sunulur.
Hâkim veya mahkeme, yirmidört saat içinde kararını verir. Onaylanmayan kararlar
hükümsüz kalır ve elde edilen deliller kullanılamaz.
(2) İç beden
muayenesi yapılabilmesi veya vücuttan kan veya benzeri biyolojik örnekler
alınabilmesi için müdahalenin, kişinin sağlığına zarar verme tehlikesinin
bulunmaması gerekir.
(3) İç beden
muayenesi veya vücuttan kan veya benzeri biyolojik örnekler alınması, ancak
tabip veya sağlık mesleği mensubu diğer bir kişi tarafından yapılabilir.
(4) Cinsel
organlar veya anüs bölgesinde yapılan muayene de iç beden muayenesi sayılır.
(5) Üst sınırı
iki yıldan daha az hapis cezasını gerektiren suçlarda, kişi üzerinde iç beden
muayenesi yapılamaz; kişiden kan veya benzeri biyolojik örneklerle saç,
tükürük, tırnak gibi örnekler alınamaz.
(6) Bu madde
gereğince alınacak hâkim veya mahkeme kararlarına itiraz edilebilir.
(7) Özel
kanunlardaki alkol muayenesine ve kan örneği alınmasına ilişkin hükümler
saklıdır.
MADDE
3.- Ceza Muhakemesi Kanununun 76 ncı
maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Diğer kişilerin
beden muayenesi ve vücuttan örnek alınması
Madde 76.- (1)
Bir suça ilişkin delil elde etmek amacıyla, mağdurun vücudu üzerinde dış veya
iç beden muayenesi yapılabilmesine veya vücudundan kan veya benzeri biyolojik
örneklerle saç, tükürük, tırnak gibi örnekler alınabilmesine; sağlığını
tehlikeye düşürmemek ve cerrahî bir müdahalede bulunmamak koşuluyla; Cumhuriyet
savcısının istemiyle ya da re'sen hâkim veya mahkeme, gecikmesinde sakınca
bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı tarafından karar verilebilir. Cumhuriyet
savcısının kararı, yirmidört saat içinde hâkim veya mahkemenin onayına sunulur.
Hâkim veya mahkeme, yirmidört saat içinde kararını verir. Onaylanmayan kararlar
hükümsüz kalır ve elde edilen deliller kullanılamaz.
(2) Mağdurun
rızasının varlığı halinde, bu işlemlerin yapılabilmesi için birinci fıkra
hükmüne göre karar alınmasına gerek yoktur.
(3) Çocuğun soy
bağının araştırılmasına gerek duyulması halinde; bu araştırmanın yapılabilmesi
için birinci fıkra hükmüne göre karar alınması gerekir.
(4) Tanıklıktan çekinme sebepleri
ile muayeneden veya vücuttan örnek alınmasından kaçınılabilir. Çocuk ve akıl
hastasının çekinmesi konusunda kanunî temsilcisi karar verir. Çocuk veya akıl
hastasının, tanıklığın hukukî anlam ve sonuçlarını algılayabilecek durumda
olması hâlinde, görüşü de alınır. Kanunî temsilci de şüpheli veya sanık ise bu
konuda hâkim tarafından karar verilir. Ancak, bu hâlde elde edilen deliller
davanın ileri aşamalarında şüpheli veya sanık olmayan kanunî temsilcinin izni
olmadıkça kullanılamaz.
(5) Bu madde
gereğince verilen hâkim veya mahkeme kararlarına itiraz edilebilir.
MADDE
4.- Ceza Muhakemesi Kanununun 80 inci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 80. - (1)
75, 76 ve 78 inci madde hükümlerine göre alınan örnekler üzerinde yapılan
inceleme sonuçları, kişisel veri niteliğinde olup, başka bir amaçla
kullanılamaz; dosya içeriğini öğrenme yetkisine sahip bulunan kişiler
tarafından bir başkasına verilemez.
(2) Bu
bilgiler, kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz süresinin dolması, itirazın
reddi, beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilip kesinleşmesi
hâllerinde Cumhuriyet savcısının huzurunda derhâl yok edilir ve bu husus
dosyasında muhafaza edilmek üzere tutanağa geçirilir.
MADDE
5.- Ceza Muhakemesi Kanununun 81 inci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 81.- (1) Üst sınırı iki yıl
veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı şüpheli veya
sanığın, kimliğinin teşhisi için gerekli olması halinde, Cumhuriyet savcısının
emriyle fotoğrafı, beden ölçüleri, parmak ve avuç içi izi, bedeninde yer almış
olup teşhisini kolaylaştıracak diğer özellikleri ile sesi ve görüntüleri kayda
alınarak, soruşturma ve kovuşturma işlemlerine ilişkin dosyaya konulur.
(2)
Kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz süresinin dolması, itirazın reddi,
beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilip kesinleşmesi
hâllerinde söz konusu kayıtlar Cumhuriyet savcısının huzurunda derhâl yok
edilir ve bu husus tutanağa geçirilir.
MADDE
6.- Ceza Muhakemesi Kanununun 85 inci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 85.- (1) Cumhuriyet
savcısı, kendisine yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmuş olan şüpheliye yer
gösterme işlemi yaptırabilir. 250 nci maddenin birinci fıkrası kapsamına giren
suçlar söz konusu olduğunda, adli kolluk amiri de yer gösterme işlemi
yaptırmaya yetkilidir.
(2)
Soruşturmayı geciktirmemek kaydıyla, müdafi de yer gösterme işlemi sırasında
hazır bulunabilir.
(3) Yer
gösterme işlemi, 169 uncu maddeye uygun olarak tutanağa bağlanır.
MADDE
7.- Ceza Muhakemesi Kanununun 90 ıncı
maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
(4) Kolluk, yakalandığı sırada
kaçmasını, kendisine veya başkalarına zarar vermesini önleyecek tedbirleri
aldıktan sonra, yakalanan kişiye kanunî haklarını derhal bildirir.
(5) Birinci
fıkraya göre yakalanıp kolluğa teslim edilen veya ikinci fıkra uyarınca
görevlilerce yakalanan kişi ve olay hakkında Cumhuriyet savcısına hemen bilgi
verilerek, emri doğrultusunda işlem yapılır.
MADDE
8.- Ceza Muhakemesi Kanununun 91 inci
maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve
fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiştir.
Gözaltı süresi,
yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre
hariç, yakalama anından itibaren
yirmidört saati geçemez.
Yakalama yerine en
yakın hâkim veya mahkemeye gönderilme için zorunlu süre oniki saatten fazla
olamaz.
MADDE
9.- Ceza Muhakemesi Kanununun 94 üncü
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 94.- (1)
Hâkim veya mahkeme tarafından verilen yakalama emri üzerine soruşturma veya
kovuşturma evresinde yakalanan kişi, en geç yirmidört saat içinde yetkili hâkim
veya mahkeme önüne çıkarılamıyorsa, aynı süre içinde en yakın sulh ceza hâkimi
önüne çıkarılır; serbest bırakılmadığı takdirde, yetkili hâkim veya mahkemeye
en kısa zamanda gönderilmek üzere tutuklanır.
MADDE
10.-
Ceza Muhakemesi Kanununun 98 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
(1) Soruşturma
evresinde çağrı üzerine gelmeyen veya çağrı yapılamayan şüpheli hakkında,
Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından yakalama emri
düzenlenebilir. Ayrıca, tutuklama isteminin reddi kararına itiraz halinde,
itiraz mercii tarafından da yakalama emri düzenlenebilir.
MADDE
11.- Ceza Muhakemesi Kanununun 100 üncü
maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
(4) Sadece adlî
para cezasını gerektiren veya hapis cezasının üst sınırı bir yıldan fazla
olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez.
MADDE
12.- Ceza Muhakemesi Kanununun 103 üncü
maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesi madde metninden çıkarılmıştır.
MADDE
13.- Ceza Muhakemesi Kanununun 105 inci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 105.- (1) 103 ve 104 üncü
maddeler uyarınca yapılan istem üzerine, merciince Cumhuriyet savcısı, şüpheli,
sanık veya müdafiin görüşü alındıktan sonra, üç gün içinde istemin kabulüne,
reddine veya adlî kontrol uygulanmasına karar verilir. Bu kararlara itiraz
edilebilir.
MADDE
14.- Ceza Muhakemesi Kanununun 109 uncu
maddesinin üçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş ve
diğer fıkralar buna göre teselsül ettirilmiştir.
(4) Şüphelinin,
üçüncü fıkranın (a) ve (f) bentlerinde yazılı yükümlülüklere tâbi tutulması
bakımından, birinci fıkrada belirtilen süre sınırı dikkate alınmaz.
MADDE
15.- Ceza Muhakemesi Kanununun 119 uncu
maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, üçüncü fıkranın
ikinci cümlesi ile beşinci fıkrasında geçen "hâkim veya" ibaresi
madde metninden çıkarılmıştır.
(1) Hâkim
kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet
savcısının, Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin
yazılı emri ile kolluk görevlileri arama yapabilirler. Ancak, konutta,
işyerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda arama, hâkim kararı veya
gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile
yapılabilir. Kolluk amirinin yazılı emri ile yapılan arama sonuçları Cumhuriyet
Başsavcılığına derhal bildirilir.
MADDE
16.- Ceza Muhakemesi Kanununun 127 nci
maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve
altıncı fıkrasında geçen "hâkim
veya" ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
(1) Hâkim
kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet
savcısının, Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin
yazılı emri ile kolluk görevlileri, elkoyma işlemini gerçekleştirebilir.
(3) Hâkim
kararı olmaksızın yapılan elkoyma işlemi, yirmidört saat içinde görevli hâkimin
onayına sunulur. Hâkim, kararını elkoymadan itibaren kırksekiz saat içinde
açıklar; aksi hâlde elkoyma kendiliğinden kalkar.
MADDE
17.- Ceza Muhakemesi Kanununun 135 inci
maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde, ikinci
fıkrasında geçen "Şüphelinin" ibaresi "Şüpheli veya
sanığın" olarak değiştirilmiş, üçüncü fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiş,
dördüncü fıkrasındaki "kullanmakta olduğu" ve "kullanılan"
ibareleri madde metninden çıkarılmış, altıncı fıkrasında geçen
"hükümleri" ibaresi "kapsamında dinleme, kayda alma ve sinyal
bilgilerinin değerlendirilmesine ilişkin hükümler" olarak değiştirilmiş,
altıncı fıkranın (a) bendine (8) numaralı alt bentten sonra gelmek üzere
aşağıdaki (9) numaralı alt bent ve (b) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki
(c) bendi eklenmiş ve diğer alt bentler buna göre teselsül ettirilmiştir.
Bir suç
dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suç işlendiğine ilişkin
kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi
imkânının bulunmaması durumunda, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan
hallerde Cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon
yoluyla iletişimi tespit edilebilir, dinlenebilir, kayda alınabilir ve sinyal
bilgileri değerlendirilebilir.
Ancak, örgütün
faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak gerekli görülmesi
halinde, hâkim bir aydan fazla olmamak üzere sürenin müteaddit defalar
uzatılmasına karar verebilir.
9. Fuhuş (madde
227, fıkra 3),
c) Bankalar
Kanununun 22 nci maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkralarında tanımlanan zimmet
suçu,
MADDE 18.- Ceza
Muhakemesi Kanununun 137 nci maddesinin dördüncü fıkrasında geçen
"halinde" ibaresinden sonra gelmek üzere "soruşturma evresinin
bitiminden itibaren" ibaresi eklenmiştir.
MADDE
19.- Ceza Muhakemesi Kanununun 140 ıncı
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine (5) numaralı alt bentten sonra gelmek
üzere aşağıdaki (6) numaralı alt bent eklenmiş, diğer alt bentler buna göre
teselsül ettirilmiş ve maddenin üçüncü fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
6. Fuhuş (madde 227, fıkra 3)
Ancak, örgütün faaliyeti
çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak gerekli görülmesi halinde, hâkim
bir haftadan fazla olmamak üzere sürenin müteaddit defalar uzatılmasına karar
verebilir.
MADDE
20.- Ceza Muhakemesi Kanununun 142 nci
maddesinin yedinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
(7) Mahkeme,
kararını duruşmalı olarak verir. İstemde bulunan ile Hazine temsilcisi,
açıklamalı çağrı kâğıdı tebliğine rağmen gelmezlerse, yokluklarında karar
verilebilir.
MADDE
21.- Ceza Muhakemesi Kanununun 143 üncü
maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
(2) Devlet,
ödediği tazminattan dolayı, koruma tedbiriyle ilgili olarak görevinin
gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanan kamu
görevlilerine rücu eder.
MADDE
22.- Ceza Muhakemesi Kanununun 151 inci
maddesinin başlığı "Müdafi görevini yerine getirmediğinde yapılacak işlem
ve müdafilik görevinden yasaklanma" şeklinde değiştirilmiş ve maddeye
ikinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
(3) 149 uncu
maddeye göre seçilen veya 150 nci maddeye göre görevlendirilen ve Türk Ceza
Kanununun 220 ve 314 üncü maddesinde sayılan suçlar ile terör suçlarından
tutuklu ve hükümlü olanların müdafilik veya vekillik görevini üstlenen avukat,
hakkında bu fıkrada sayılan suçlar nedeniyle kovuşturma açılması halinde
tutuklu veya hükümlünün müdafilik veya vekilliğini üstlenmekten
yasaklanabilir.
(4) Cumhuriyet
savcısının yasaklamaya ilişkin talebi hakkında, müdafi veya vekil hakkında
açılan kovuşturmanın yapıldığı mahkeme tarafından gecikmeksizin karar verilir.
Bu kararlara karşı itiraz edilebilir. İtiraz sonucunda yasaklama kararının
kaldırılması halinde avukat görevini devam ettirir. Müdafilik görevinden
yasaklama kararı, kovuşturma konusu suçla sınırlı olmak üzere, bir yıl süre ile
verilebilir. Ancak, kovuşturmanın niteliği itibariyle bu süreler altı aydan
fazla olmamak üzere en fazla iki defa uzatılabilir. Kovuşturma sonunda
mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi halinde, kesinleşmesi beklenmeksizin
yasaklama kararı kendiliğinden kalkar.
(5) Görevden
yasaklama kararı, tutuklu veya hükümlü ile yeni bir müdafi görevlendirilmesi
için derhal ilgili baro başkanlığına bildirilir.
(6) Müdafi veya
vekil görevden yasaklanmış bulunduğu sürece başka davalarla ilgili olsa bile
müdafiliğini veya vekilliğini üstlendiği kişiyi ceza infaz kurumunda veya
tutukevinde ziyaret edemez.
MADDE
23.- Ceza Muhakemesi Kanununun 153 üncü
maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
(4) Müdafi,
iddianamenin mahkeme tarafından kabul edildiği tarihten itibaren dosya
içeriğini ve muhafaza altına alınmış delilleri inceleyebilir; bütün tutanak ve
belgelerin örneklerini harçsız olarak alabilir.
MADDE
24.- Ceza Muhakemesi Kanununun 161 inci
maddesinin üçüncü fıkrasına “Sözlü emir, en kısa sürede yazılı olarak da
bildirilir.” şeklinde bir cümle eklenmiş ve maddenin beşinci fıkrasına “4483
sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun
Hükümleri” ibaresinden sonra gelmek üzere “, en üst dereceli kolluk amirleri
hakkında ise, hâkimlerin görevlerinden dolayı tâbi oldukları yargılama usulü”
ibaresi eklenmiştir.
MADDE
25.- Ceza Muhakemesi Kanununun 164 üncü
maddesinin birinci fıkrasında geçen "3 üncü" ibaresi "4
üncü" olarak değiştirilmiştir.
MADDE
26.- Ceza Muhakemesi Kanununun 173 üncü
maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
(3) Başkan,
kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu
açıkça belirtmek suretiyle, o yer sulh ceza hâkimini görevlendirebilir; kamu
davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak
reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına
gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4) Başkan
istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye
verir.
MADDE
27.- Ceza Muhakemesi Kanununun 174 üncü
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 174.- (1) Mahkeme
tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren
onbeş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten
sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
a) 170 inci
maddeye aykırı olarak düzenlenen,
b) Suçun
sübûtuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,
c) Önödemeye
veya uzlaşmaya tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde
önödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen,
İddianamenin
Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.
(2) Suçun
hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.
(3) En geç
birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş
sayılır.
(4) Cumhuriyet
savcısı, iddianamenin iadesi üzerine, kararda gösterilen eksiklikleri
tamamladıktan ve hatalı noktaları düzelttikten sonra, kovuşturmaya yer olmadığı
kararı verilmesini gerektiren bir durumun bulunmaması halinde, yeniden
iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye gönderir. İlk kararda belirtilmeyen
sebeplere dayanılarak yeniden iddianamenin iadesi yoluna gidilemez.
(5) İade
kararına karşı Cumhuriyet savcısı itiraz edebilir.
MADDE
28.- Ceza Muhakemesi Kanununun 193 üncü
maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
(2) Sanık
hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi
gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da dava yokluğunda
bitirilebilir.
MADDE
29.- Ceza Muhakemesi Kanununun 206 ncı
maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümleler eklenmiş, dördüncü fıkrası
madde metninden çıkarılmıştır.
Ancak, sanığın
tebligata rağmen mazeretsiz olarak gelmemesi sebebiyle sorgusunun yapılamamış
olması, delillerin ortaya konulmasına engel olmaz. Ortaya konulan deliller,
sonradan gelen sanığa bildirilir.
MADDE
30.- Ceza Muhakemesi Kanununun 223 üncü
maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
b) Yüklenen
suçun hukuka aykırı fakat bağlayıcı emrin yerine getirilmesi suretiyle veya
zorunluluk hali ya da cebir veya tehdit etkisiyle işlenmesi,
MADDE
31- Ceza Muhakemesi Kanununun 247 nci
maddesine aşağıdaki ikinci fıkra eklenmiş ve diğer fıkralar buna göre teselsül
ettirilmiştir.
(2) Hakkında,
248 inci maddenin ikinci fıkrasında belirtilen suçlardan dolayı kovuşturma
başlatılmış olan sanığın, yetkili mahkemece usulüne göre yapılan tebligata
uymamasından dolayı verilen zorla getirilme kararı da yerine getirilemez ise,
mahkeme;
a) Çağrının bir
gazete ile sanığın bilinen konutunun kapısına asılmak suretiyle ilânına karar
verir; yapılacak ilânlarda, onbeş gün içinde gelmediği takdirde 248 inci
maddede gösterilen tedbirlere hükmedilebileceğini ayrıca açıklar,
b) Bu
işlemlerin yerine getirildiğinin bir tutanak ile saptanmasından itibaren onbeş
gün içinde başvurmayan sanığın kaçak olduğuna karar verir.
MADDE
32.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe
girer.
MADDE
33.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür.