Dönem: 22 Yasama Yılı: 4
TBMM (S. Sayısı: 1051)
Tapu Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı; İstanbul Milletvekili
Emin Şirin’in, Tapu Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Erzurum Milletvekili Mustafa Nuri Akbulut’un, 2644 Sayılı Tapu Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ve Adalet Komisyonu Raporu (1/1139, 2/319, 2/556)
Not: Tasarı; Başkanlıkça
Millî Savunma; Anayasa ve Adalet; (2/556) esas numaralı Teklif Anayasa ve
Adalet Komisyonlarına havale edilmiştir.
|
T.C. |
|
|
Başbakanlık |
11.11.2005 |
|
Kanunlar ve Kararlar |
|
|
Genel Müdürlüğü |
|
|
Sayı: B.02.0.KKG.0.10/101-1137/4928 |
|
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Bayındırlık ve İskân Bakanlığınca hazırlanan ve
Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 20.6.2005 tarihinde kararlaştırılan
“Tapu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” ile gerekçesi
ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan
GENEL GEREKÇE
Anayasa Mahkemesinin
14.3.2005 tarihli ve E.: 2003/70, K.: 2005/14 sayılı Kararı ile;
- 3.7.2003 tarihli ve
4916 sayılı Çeşitli Kanunlarda ve Maliye Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 19
uncu maddesiyle değiştirilen 22.12.1934 tarihli ve 2644 sayılı Tapu Kanununun
35 inci maddesinin, birinci ve ikinci fıkraları ile üçüncü fıkrasının birinci,
ikinci ve üçüncü tümceleri ile dördüncü ve beşinci fıkralarının Anayasaya
aykırı olduğuna ve iptaline,
- Aynı maddenin üçüncü
fıkrasının son tümcesinin de, maddenin iptal edilen bölümleri nedeniyle
uygulama imkânı kalmadığından, 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve
Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 29 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince
iptaline,
- İptal hükmünün
doğuracağı hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edici nitelikte görüldüğünden,
Anayasanın 153 üncü maddesinin ikinci fıkrası ile 2949 sayılı Kanunun 53 üncü
maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları gereğince, iptal hükmünün, kararın
Resmî Gazetede yayımlanmasından başlayarak üç ay sonra yürürlüğe girmesine,
karar verilmiş ve bu
Karar 26.4.2005 tarihli ve 25797 sayılı Resmî Gazetede yayımlanmıştır.
22.12.1934 tarihli ve
2644 sayılı Tapu Kanununun 3.7.2003 tarihli ve 4916 sayılı Kanunun 19 uncu
maddesi ile değiştirilen 35 inci maddesinin iptal edilmesi ve iptale ilişkin bu
Kararın Resmî Gazetede yayımlandığı tarihten başlayarak üç ay sonra yürürlüğe
girmiş olması nedeniyle, hukuksal boşluğa meydan verilmemesi amacıyla, Anayasa
Mahkemesinin iptal kararında belirtilen gerekçeler de dikkate alınarak bu
Tasarı hazırlanmıştır.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1.- Madde ile;
- Yabancı uyruklu gerçek
kişilerin, karşılıklı olmak ve kanuni sınırlamalara uyulmak kaydıyla,
Türkiye’de münhasıran işyeri veya mesken olarak kullanmak üzere, sadece
uygulama imar planı veya mevzii imar planı içinde bu amaçlarla ayrılan
taşınmazları edinebilmeleri,
- Bu kişilerin belirtilen
yerler dışında taşınmaz ve sınırlı ayni hak edinememeleri,
- Yine karşılıklı olmak
ve kanuni sınırlamalara uyulmak kaydıyla, Türkiye’de münhasıran işyeri veya
mesken olarak kullanılmak üzere, sadece uygulama imar planı veya mevzii imar
planı içinde bu amaçlarla ayrılan taşınmazların üzerinde bu kişilerin lehine
tesis ve tescil edilecek bağımsız ve sürekli nitelikteki, 4721 sayılı Türk
Medeni Kanununa göre en az otuz yıl için kurulan ve tapu kütüğüne taşınmaz
olarak kaydedilen, sınırlı ayni haklarda da aynı koşulların aranması,
- Yabancı uyruklu bir
gerçek kişinin ülke genelinde, belirtilen amaçla edinebileceği anılan
yerlerdeki taşınmazların ve bağımsız ve sürekli nitelikteki sınırlı ayni
hakların toplam yüzölçümünün ikibuçuk hektarı geçemeyeceği, bu miktarın
Bakanlar Kurulunca otuz hektara kadar artırılabileceği,
- Yabancı uyruklu gerçek
kişiler lehine Türkiye’de taşınmaz rehni tesisinde yukarıda yer alan kayıt ve
sınırlamaların aranmaması,
- Yabancı ülkelerde kendi
ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketlerinin
ise; 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu, 4737 sayılı Endüstri Bölgeleri Kanunu
ve 6326 sayılı Petrol Kanunu gibi özel kanun hükümleri çerçevesinde taşınmaz
edinebilmeleri ve taşınmazlar üzerinde sınırlı ayni hak tesis edebilmeleri,
- Yabancı uyruklu gerçek
kişiler ile yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel
kişiliğe sahip ticaret şirketleri dışındakilerin (tüzel kişiliği olan veya
olmayan vakıf, dernek, kooperatif, cemiyet, topluluk, cemaat vb.) Türkiye’de
taşınmaz edinemeyecekleri ve bunlar lehine sınırlı ayni hak tesis
edilemeyeceği,
- Türkiye Cumhuriyeti ile
arasında karşılıklılık olan devlet vatandaşlarının kanuni miras yoluyla intikal
eden taşınmazları için, uluslararası hukukun temel prensipleri de dikkate
alınarak, söz konusu kayıt ve sınırlamaların uygulanmaması, buna karşılık,
ölüme bağlı tasarruflarda ise kayıt ve sınırlamaların uygulanması,
- Türkiye Cumhuriyeti ile
arasında karşılıklılık olmayan devlet vatandaşlarının ölüme bağlı tasarruf
yoluyla ve kanuni miras yoluyla edindikleri taşınmaz ve sınırlı ayni hakların
intikal işlemlerinin yapılarak tasfiye edilmesi,
- Karşılıklılığın
tespitinde hukuki ve fiili durumun esas alınması,
- Bu ilkenin kişilere
toprak mülkiyeti hakkının tanınmadığı ülke uyruklarına uygulanmasında, yabancı
devletin taşınmaz ediniminde kendi vatandaşlarına tanıdığı hakların, Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşlarına da tanınması esasının benimsenmesi,
- Yabancı uyruklu gerçek
kişiler ile yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel
kişiliğe sahip ticaret şirketlerinin; sulama, enerji, tarım, maden, sit, inanç
ve kültürel özellikleri nedeniyle korunması gereken alanlar, askeri yasak ve
güvenlik bölgesi içinde kalan alanlar, özel koruma alanları ile flora ve fauna
özelliği nedeniyle korunması gereken hassas alanlarda ve stratejik yerlerde
kamu yararı ve ülke güvenliği bakımından taşınmaz ve sınırlı ayni hak
edinemeyecekleri alanları, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının tescile esas
koordinatlı harita ve planları içeren teklifi üzerine belirlemeye ve yabancı
uyruklu gerçek kişilerin il bazında edinebilecekleri taşınmazları, illere ve il
yüzölçümüne göre binde beşi geçmemek üzere oranını tespite Bakanlar Kurulunun
yetkili olması,
- Tapu ve Kadastro Genel
Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakanlık bünyesinde ilgili idare temsilcilerinden
oluşan komisyon tarafından, bu madde uyarınca Bakanlar Kuruluna verilen
yetkiler dahilinde çalışmalar yapılmak suretiyle kamu kurum ve kuruluşlarının
bu kapsamdaki tekliflerinin incelenip değerlendirilerek Bakanlar Kuruluna
sunulması,
- Madde hükümlerine
aykırı edinilen veya kanuni zorunluluk dışında edinim amacına aykırı
kullanıldığı tespit edilen taşınmazlar ile sınırlı ayni hakların, Maliye
Bakanlığınca verilecek süre içerisinde maliki tarafından tasfiye edilmediği
takdirde tasfiye edilerek bedele çevrilmesi ve bedelinin hak sahibine ödenmesi,
hüküm altına alınmıştır.
Madde 2.- Madde ile; 2644
sayılı Kanuna bir geçici madde eklenmek suretiyle yabancıların taşınmaz ve
sınırlı ayni hak edinemeyecekleri alanların, Bakanlar Kurulunca altı ay
içerisinde belirlenmesi ve mevcut askeri ve yasak bölgelerin üç ay içerisinde,
Millî Savunma Bakanlığınca Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne bildirilmesi
öngörülmüştür.
Madde 3.- Yürürlük
maddesi olup, Kanunun, hukuki boşluk doğmasını engellemek amacıyla Anayasa Mahkemesi
iptal kararının yürürlüğe girdiği 26.7.2005 tarihinden itibaren geçerli olması
hüküm altına alınmıştır.
Madde 4.- Yürütme
maddesidir.
TÜRKİYE
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Tapu Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifim gerekçesi ile birlikte ilişikte sunulmuştur.
Gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Emin Şirin
İstanbul
Milletvekili
GENEL GEREKÇE
4916 sayılı Kanunla
yapılan değişiklik ile yabancılara 30 hektara kadar arazi satışı serbest hale
getirilmiştir. Bu kanun çıktıktan sonra yapılan satışların özellikle Güneydoğu
Anadolu ile Hatay bölgesine inhisar ettiği ve bu arada önemli miktarda zirai
alanın, ileride bazı siyasi sonuçlar da doğurabilecek şekilde yabancıların
eline geçtiği görülmektedir.
Yabancı gerçek ve tüzel
kişilerin, gerek özel kullanım, gerekse sanayi yatırımları için Türkiye’de mülk
edinmeleri, mütekabiliyet esası içinde kalmak kaydıyla makul bir uygulamadır.
Son zamanlarda özellikle, Avrupa’dan emekli olmuş önemli bir kesim başta olmak
üzere Türkiye’ye ciddi bir yerleşim talebi vardır. Bu talep desteklenmelidir.
Keza, Türkiye’nin bir
yabancı sermayeye ihtiyacı olduğu bilinmekte ve bunun için sanayi ve turizm
yatırımları içinde yabancıların mülk almasında herhangi bir mahsur
görülmemektedir. Bu hususlar da herhangi bir sınırlama olmadan teşvik
edilmelidir.
Ancak aynı anlayış, zirai
yatırımlar için geçerli değildir. Zirai alanların çok büyük alan kapsaması, bu
alanların el değiştirmesi ileride siyasi sonuçlar doğurabilecek gibi
görünmektedir. Keza, özel mülkiyet olan zirai alanlar el değiştirirken,
devletin bu arazinin değerlenmesi ile ilgili yapmış olduğu her türlü yatırım da
karşılığını bulamamaktadır. Ayrıca zirai alanlar, ilanihaye tarım alanı olarak
kullanılması zor alanlardır. Toprak yorgunluğu gibi konular arazilerin bir
müddet sonra değiştirilmesi keyfiyetini de ortaya çıkarmaktadır.
Bu hususlar dikkate
alındığında, özel mülklerin makul ölçüde sınırlandırılması ve tarım alanlarının
yabancılara hiçbir şekilde satılmayarak 49 seneye kadar kiralanması esasının
getirilmesi doğru ve makul olacaktır.
İSTANBUL
MİLLETVEKİLİ EMİN ŞİRİN’İN TEKLİFİ
TAPU
KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ
MADDE 1.- 22.12.1934 tarihli ve 2644
sayılı Tapu Kanununun 35 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Madde 35.- Karşılıklı olmak ve kanuni
sınırlamalara uyulmak kaydıyla, yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancı
ülkelerde bu ülkelerin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ziraat
şirketleri dışındaki ticaret şirketleri, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde
taşınmaz edinebilirler. Ziraat amaçlı kullanım ise, gerçek ve tüzel kişilerce,
karşılıklı olmak ve kanuni sınırlamalara uyulmak kaydıyla 49 yıla kadar
kiralanabilir.
Karşılıklılık ilkesinin uygulanmasında,
yabancı devletin taşınmaz ediminde kendi vatandaşlarına veya yabancı ülkelerde
bu ülkelerin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip zirai şirketleri
dışındaki ticaret şirketlerine tanıdığı hakların, Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşlarına veya ticaret şirketlerine de tanınması esastır.
Türkiye Cumhuriyeti ile arasında
karşılıklılık olmayan devlet vatandaşlarının kanuni miras yoluyla edindikleri
taşınmazlar ile kanuni kısıtlamalara tâbi alanlardaki taşınmazlar, intikal
işlemleri yapılarak tasfiye edilir ve bedele çevrilir.
Yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancı
ülkelerde bu ülkelerin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip zirai
şirketler dışındaki ticaret şirketlerinin altı hektardan fazla taşınmaz
edinebilmesi Bakanlar Kurulunun iznine tâbidir. Kanuni miras yoluyla intikal
eden taşınmazlar için bu hüküm uygulanmaz. Yabancı uyruklu gerçek kişilerin,
kanuni miras dışında ölüme bağlı tasarruflar yoluyla altı hektardan fazla
taşınmaz edinebilmesi de Bakanlar Kurulunun iznine bağlıdır. İzin verilmez ise,
fazla miktar tasfiye edilerek bedele çevrilir.
Yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancı
ülkelerde bu ülkelerin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip zirai
şirketler dışındaki ticaret şirketleri lehine, taşınmaz üzerinde sınırlı ayni
hak tesis edilmesi halinde karşılıklılık şartı aranmaz.
Kamu yararı ve ülke güvenliği bakımından,
bu maddenin uygulanmayacağı yerleri belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.
MADDE 2.- Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
MADDE 3.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
2644 Sayılı Tapu Kanununda Değişiklik
Yapılmasıyla ilgili olarak tarafımdan hazırlanan Kanun Teklifi ekte
sunulmuştur.
Gereğini müsaadelerinize arz ederim.
21.6.2005
Mustafa Nuri Akbulut
Erzurum
GENEL GEREKÇE
Yabancı gerçek kişilerle,
tüzel kişiliği olan yabancı özel hukuk ticari şirketlerinin Türkiye’de mülk
edinebilmeleri ile ilgili olan Tapu Kanununun 35 inci maddesinin bazı fıkra ve
cümlelerinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptali nedeniyle yeni bir düzenlemeye
ihtiyaç bulunmaktadır.
Anayasa Mahkemesinin
iptal gerekçeleri doğrultusunda yeni bir metin hazırlanmış ve önerilen yasa
teklifinde, metnin önceki hali, taşınmaz ediniminde cins, nitelik ve büyüklük
gibi tam bir karşılık aranacak şekilde genişletilmiş, yabancı ülke yasalarına
göre kurulmuş ticari şirket ortaklarının uyruklarına göre de karşılıklılık
aranacağı belirtilmiş ve kamu hukuku ticaret şirketleri kapsam dışında
tutulmuş, yabancı ticaret şirketlerinin taşınmaz mal alabilmeleri petrol arama-çıkarma,
turizm yatırımı yapma ve doğrudan yabancı yatırım yapma amacıyla
sınırlandırılmıştır.
Kanuni miras yoluyla
taşınmaz mal ediniminde, Türkiye Cumhuriyeti ile arasında karşılıklılık olmayan
devlet vatandaşlarının yanında, yabancı ticaret şirketleri ve yabancı tüzel
kişiler de kapsama alınmak suretiyle, kanuni miras yoluyla edindikleri
taşınmazlar ile kanuni kısıtlamalara tâbi alanlardaki taşınmazlarının intikal
işlemlerinin yapılarak tasfiye edilip bedele çevrileceği belirtilmiştir.
Bakanlar Kurulunun iznine
bağlı olan yabancıların otuz hektardan fazla taşınmaz mal edinebilmelerinde,
yabancı uyruklu gerçek kişilerin yanında, ortaklarının tümünün uyruklarına göre
de karşılıklılık koşulu aranacak olan ve yabancı ülkelerde bu ülkelerin
kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip özel hukuk ticaret şirketleri de
izin kapsamına alınmıştır.
Yabancı uyruklu gerçek
kişilerle, belirtilen tüzel kişilerin kanuni miras veya ölüme bağlı tasarruflar
yoluyla otuz hektardan fazla taşınmaz edinebilmesinin de Bakanlar Kurulunun
iznine bağlı olduğu, izin verilmesi halinde fazla miktarın tasfiye edilerek
bedele çevrileceği, kanuni miras veya ölüme bağlı tasarruflar yoluyla mülk
edinmede ve taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak tesis edilmesinde de 1 inci
fıkrada belirtilen karşılıklılık esası aranacağı husus düzenlenmiş ve kamu
yararı ve ülke güvenliği bakımından bu maddenin uygulanmayacağı yerlerin
kanunda gösterileceğine işaret edilmiştir.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1.- Yabancı gerçek
ve tüzel kişilerin, Türkiye Cumhuriyetinde taşınmaz mal edinebilip
edinemeyecekleri konusu ile, kanuni miras veya ölüme bağlı tasarruflarda
yabancıların durumu, yabancı gerçek ve tüzel kişilerin ülkemizde taşınmaz
üzerinde sınırlı ayni hak sahibi olup olamayacakları, taşınmaz mal edinilebilmesi
halinde sınırlamaların ne olacağı konularında yasal düzenleme yapılması
gerektiği açıktır.
Konuyla ilgili olan Tapu
Kanununun 35 inci maddesinin bazı fıkra ve cümleleri Anayasa Mahkemesinin
14.3.2005 gün ve 2003/70 Esas, 2005/14 Karar sayılı kararı ile iptal
edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin
iptal gerekçeleri de dikkate alınmak suretiyle, teklif ettiğimiz yeni
düzenlemeye göre; yabancıların taşınmaz mal iktisabında, karşılıklılık ilkesi
cins, nitelik ve büyüklük gibi tam bir karşılık aranacak şekilde genişletilmiş,
yabancı ülke yasalarına göre kurulmuş ticari şirket ortalarınının uyruklarına
göre de karşılıklılık aranacağı belirtilmiş ve kamu hukuku ticaret şirketleri
kapsam dışında tutulmuş, yabancı ticaret şirketlerinin taşınmaz mal
alabilmeleri petrol arama-çıkarma, turizm yatırımı yapma ve doğrudan yabancı
yatırım yapma amacıyla sınırlı tutulmuştur.
Kanuni miras yoluyla
taşınmaz mal ediniminde, Türkiye Cumhuriyeti ile arasında karşılıklılık olmayan
devlet vatandaşlarının yanında, yabancı ticaret şirketleri ve yabancı tüzel
kişiler de kapsama alınmak suretiyle, kanuni miras yoluyla edindikleri
taşınmazlar ile kanuni kısıtlamalara tâbi alanlardaki taşınmazlarının intikal
işlemlerinin yapılarak tasfiye edilip bedele çevrileceği belirtilmiştir.
Bakanlar Kurulunun iznine
bağlı olan yabancıların otuz hektardan fazla taşınmaz mal edinebilmelerinde,
yabancı uyruklu gerçek kişilerin yanında, ortaklarının tümünün uyruklarına göre
de karşılıklılık koşulu aranacak olan ve yabancı ülkelerde bu ülkelerin kanunlarına
göre kurulan tüzel kişiliğe sahip özel hukuk ticaret şirketleri de izin
kapsamına alınmıştır.
Yabancı uyruklu gerçek
kişilerle, belirtilen tüzel kişilerin kanuni miras veya ölüme bağlı tasarruflar
yoluyla otuz hektardan fazla taşınmaz edinebilmesinin de Bakanlar Kurulunun
iznine bağlı olduğu, izin verilmemesi halinde fazla miktarın tasfiye edilerek
bedele çevrileceği, kanuni miras veya ölüme bağlı tasarruflar yoluyla mülk
edinmede ve taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak tesis edilmesinde de 1 inci fıkrada
belirtilen karşılıklılık esası aranacağı husus düzenlenmiş ve kamu yararı ve
ülke güvenliği bakımından bu maddenin uygulanmayacağı yerlerin kanunda
gösterileceğine işaret edilmiştir.
Madde 2.- Yürürlük
maddesidir.
Madde 3.- Yürütme
maddesidir.
ERZURUM
MİLLETVEKİLİ MUSTAFA NURİ AKBULUT’UN TEKLİFİ
2644 SAYILI TAPU KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA
KANUN TEKLİFİ
MADDE 1.- 22.12.1934
tarihli Tapu Kanununun 35 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 35.- Gerek
taşınmazın cinsi, niteliği, büyüklüğü ve gerekse mülkiyet hakkı ediniminde
karşılıklı olmak ve kanuni sınırlara uyulmak kaydıyla, yabancı uyruklu gerçek
kişiler ile yabancı ülkelerde bu ülkelerin kanunlarına göre kurulan tüzel
kişiliğe sahip özel hukuk ticaret şirketleri, ortaklarının tümünün uyruklarına
göre de karşılıklı olmak üzere, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde taşınmaz
edinebilirler. Karşılıklılık ilkesinin uygulanmasında, yabancı devletin
taşınmaz ediniminde kendi vatandaşlarına veya yabancı ülkelerde bu ülkelerin
kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketlerine tanıdığı
hakların, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına veya ticaret şirketlerine de
tanınması esastır. Yabancı ticaret şirketleri petrol arama-çıkarma, turizm
yatırımı yapma ve doğrudan yabancı yatırım yapma amacı dışında taşınmaz mal
edinemezler.
Türkiye Cumhuriyeti ile
arasında karşılıklılık olmayan devlet vatandaşları ile yabancı ticaret
şirketleri ve yabancı tüzel kişilerin kanuni miras yoluyla edindikleri
taşınmazlar ile kanuni kısıtlamalara tâbi alanlardaki taşınmazlar, intikal
işlemleri yapılarak tasfiye edilir ve bedele çevrilir.
Yabancı uyruklu gerçek
kişiler ile ortaklarının tümünün uyruklarına göre de karşılıklı olmak üzere
yabancı ülkelerde bu ülkelerin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip
özel hukuk ticaret şirketlerinin otuz hektardan fazla taşınmaz edinebilmesi
Bakanlar Kurulunun iznine bağlıdır. Yabancı uyruklu gerçek kişilerle,
belirtilen tüzel kişilerin kanuni miras veya ölüme bağlı tasarruflar yoluyla
otuz hektardan fazla taşınmaz edinebilmesi de Bakanlar Kurulunun iznine
bağlıdır. İzin verilmezse fazla miktar tasfiye edilerek bedele çevrilir. Kanuni
miras veya ölüme bağlı tasarruflar yoluyla mülk edinmede ve taşınmaz üzerinde
sınırlı ayni hak tesis edilmesinde de 1 inci fıkrada belirtilen karşılıklılık
esası aranır.
Kamu yararı ve ülke
güvenliği bakımından bu maddenin uygulanmayacağı yerler kanunda gösterilir.
MADDE 2.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3.- Bu Kanunu
Bakanlar Kurulu yürütür.
Adalet Komisyonu Raporu
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi |
|
|
Adalet Komisyonu |
|
|
Esas No.: 1/1139,
2/319, 2/556 |
22.12.2005 |
|
Karar No.: 97 |
|
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Başkanlığınızca 15.11.2005 tarihinde esas
komisyon olarak Komisyonumuza havale edilen Tapu Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının (1/1139), Komisyonumuzun 24.11.2005 tarihli
34 üncü birleşiminde geneli üzerindeki görüşmeleri tamamlanmış ve maddelerine
geçilmesi kabul edilmiş; Komisyonumuz tarafından ayrıca, Tasarı ile aynı
mahiyette olan Erzurum Milletvekili Mustafa Nuri Akbulut'un (2/556) ile
İstanbul Milletvekili Emin Şirin'in (2/319) esas numaralı kanun tekliflerinin
tasarı ile birleştirilerek görüşülmesine karar verilmiş; ancak maddelerin
ayrıntılı biçimde incelenerek düzenlenmesi için alt komisyona havale
edilmiştir.
Alt komisyonca; Başbakanlık, Adalet
Bakanlığı, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Millî Savunma Bakanlığı, Maliye
Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ile Tapu Kadastro Genel
Müdürlüğü temsilcilerinin de katılımlarıyla 24.11.2005, 29.11.2005 ve
30.11.2005 tarihli toplantılarda Tasarı
ile aynı mahiyette olan ilgili teklifler, etraflı bir şekilde incelenip
görüşülmüş ve Tasarı esas alınmak suretiyle alt komisyonca hazırlanan rapor,
1.12.2005 tarihinde Komisyonumuza sunulmuştur.
Komisyonumuz 20.12.2005 tarihli 37 nci
birleşiminde Başbakanlık, Adalet Bakanlığı, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı,
Millî Savunma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ile Tapu
Kadastro Genel Müdürlüğü temsilcilerinin katılımlarıyla alt komisyonun kabul
ettiği metin üzerinden görüşmelere başlanılması kabul edilmiştir.
Komisyonumuzca, Tasarı üzerinde yapılan
değişiklik, ilave ve kabuller aşağıda sırasıyla açıklanmıştır:
Anayasa Mahkemesi tarafından 14.3.2005
tarihli ve E.2003/70, K.2005/14 sayılı kararı ile iptal edilmiş olan 2644
sayılı Kanunun 35 inci maddesini yeniden düzenleyen Tasarının çerçeve 1 inci
maddesi aşağıda belirtilen gerekçelerle değişiklik yapılmak suretiyle kabul
edilmiştir.
Maddenin birinci fıkrasında, yabancı uyruklu gerçek kişilerin,
karşılıklı olmak ve kanuni sınırlamalara uymak kaydıyla, Türkiye'de işyeri veya
mesken olarak kullanmak üzere, uygulama imar planı veya mevzii imar planı
içinde bu amaçlara ayrılan taşınmazları edinebilecekleri şeklinde bir düzenleme
yapılmıştır. Ancak, "uygulama imar planı veya mevzii imar planı içinde bu
amaçlarla ayrılan" ibaresi açık ve net bir ifade olmayıp, bu nitelikteki
taşınmazların tapuya tescilli olmadıkça hangi amaçlara ayrıldığının anlaşılması
ve bunun takibinin, uygulamada sorunlara yol açması ihtimalinden dolayı
değişiklik yapılmıştır. Ayrıca fıkrada anlatım bozukluğunun giderilmesi
açısından "taşınmazların ve" ibaresi redaksiyon yapılmak suretiyle
"taşınmazlar ile" olarak değiştirilmiştir.
Maddenin birinci fıkrasının son
cümlesinde, yabancı uyruklu gerçek kişiler lehine Türkiye'de taşınmaz rehni
tesisinde birinci fıkra hükmünün uygulanmayacağı yönünde düzenleme yapılmıştır.
Bu cümlede, yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel
kişiliğe sahip ticaret şirketleri hakkında düzenleme yapılmamıştır. Ancak,
yabancı ülkelerde, kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe
sahip ticaret şirketleri lehine Türkiye'de taşınmaz rehni tesisi, yurt dışından
kredi kullanmak isteyen taşınmaz maliklerine teminat kolaylığı sağlayacak,
böylelikle de ülkemiz ekonomisinin gelişmesine yardımcı olacaktır. Bu nedenle,
yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe
sahip ticaret şirketlerine yönelik birinci ve ikinci fıkralarda belirtilen
kayıt ve sınırlamaların aranmamasına yönelik bir düzenleme yapılması uygun
görüldüğünden birinci fıkrasının son cümlesi madde metninden çıkarılarak
Tasarıya, yabancı uyruklu gerçek kişiler lehine Türkiye'de taşınmaz rehni
tesisinde gerçek kişilere sağlanan kolaylık, yabancı ülkelerde kendi
ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketleri
için de sağlanmak amacıyla ilgili hükümler üçüncü fıkra olarak eklenmiş ve
diğer fıkralar buna göre teselsül ettirilmiştir.
Maddenin ikinci fıkrası; yabancı ülkelerde
kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliği sahip ticaret
şirketlerinin taşınmaz mülkiyeti ve taşınmazlar üzerinde sınırlı ayni hak
edinmelerine bir sınırlama getirilmesi gerektiğinden, ayrıca bu tüzel kişiliğe
sahip ticaret şirketlerinin sadece özel kanun hükümleri çerçevesinde taşınmaz
mülkiyeti ve taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak elde etmelerinin sağlanması
amacıyla "ancak" ibaresinin eklenmesi ve ayrıca redaksiyon yapılmak
suretiyle değişiklik yapılmıştır.
Maddenin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesiyle ölüme bağlı tasarruflarda
bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen kayıt ve sınırlamaların uygulanacağı
yönünde düzenleme yapılmıştır. Ancak, bu maddenin sadece birinci fıkrasında
değil diğer bazı fıkralarında da çeşitli kayıt ve sınırlamalar bulunmaktadır.
Bu nedenle, ölüme bağlı tasarruflarda sadece birinci fıkrada değil, diğer
fıkralarda belirtilen kayıt ve sınırlamaların da uygulanması yönünde düzenleme
yapılması zorunluluğu doğduğundan dördüncü fıkranın ikinci cümlesinde
"birinci fıkrada" ibaresi "yukarıdaki fıkralarda" olarak
değiştirilmiştir.
Ölüme bağlı tasarruflarda, birinci fıkrada
belirtilen kayıt ve sınırlamaların uygulanacağı yönünde düzenleme yapılmasına
rağmen, Türkiye Cumhuriyeti ile arasında karşılıklılık olmayan devlet
vatandaşlarının ölüme bağlı tasarruf yoluyla edindikleri taşınmaz ve sınırlı
ayni hakların intikal işlemlerinin yapılarak tasfiye edilmesi öngörülmüştür.
Ancak, Türkiye Cumhuriyeti ile karşılıklılık olmayan devlet vatandaşlarının
ölüme bağlı tasarruflarla mülk edinmesi mümkün değildir. Zira, söz konusu
maddenin dördüncü fıkrasının birinci cümlesinde, karşılıklılık olan devlet
vatandaşlarının kanuni miras yoluyla intikal eden taşınmazları için birinci
fıkrada belirtilen kayıt ve sınırlamaların uygulanmayacağı belirtilmiş, ikinci
cümlesinde de ölüme bağlı tasarruflarla birinci fıkrada belirtilen kayıt ve
sınırlamaların uygulanacağı yönünde düzenleme yapılmıştır.
Hem söz konusu maddenin birinci fıkrası,
hem de dördüncü fıkranın ikinci cümlesi birlikte değerlendirildiğinde
karşılıklılık olmayan devlet vatandaşlarının ölüme bağlı tasarruflarla mülk
edinemeyeceği açık olduğundan, dördüncü fıkranın üçüncü cümlesindeki
"ölüme bağlı tasarruf yoluyla ve" ibaresi fıkra metninden
çıkarılmıştır.
Özel kanunlara göre taşınmaz mülkiyeti ve
taşınmazlar üzerinde sınırlı ayni hak edinebilecek olan ve yabancı ülkelerde
kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret
şirketleri ile ilgili olarak yanlış anlaşılmalara sebebiyet verilmemesi
açısından maddenin beşinci fıkrasında yer alan "veya yabancı ülkelerde bu
ülkelerin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret
şirketlerine" ibaresinin çıkartılması suretiyle kabul edilmiştir.
Maddenin altıncı fıkrasında sayılan
sulama, enerji, tarım, maden, sit ve benzeri nedenlerle korunması gereken
alanların yanı sıra, askeri yasak bölgeler ve güvenlik bölgelerinde de
yabancıların taşınmaz mal edinemeyecekleri yerleri belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkili
kılınmıştır. Oysa ki, bu bölgeler özel bir kanunla yani 2565 sayılı Askeri
Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanununa tabidir. Bu Kanun hükümleri
gereğince belirlenen yerlerde yabancıların taşınmaz mal edinmeleri mümkün
değildir. "askeri yasak ve güvenlik bölgesi içinde kalan alanlar,"
ibaresi; Bakanlar Kurulunun yasaklama kararı almadığı askeri yasak bölgeler ve
güvenlik bölgelerinde yabancıların taşınmaz mal edinmeleri gibi istenmeyen
sonuçların doğumuna engel olmak ve ileride doğabilecek ihtilafların önlenmesi
amacıyla 2644 sayılı Kanunun 35 inci maddesinin altıncı fıkrasından çıkarılmak
suretiyle fıkrada değişiklik yapılmıştır.
Tasarının, Komisyonumuz tarafından
değiştirilen çerçeve 2 nci maddesiyle, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte,
Tasarının çerçeve 1 inci maddesiyle düzenlenen 2644 sayılı Kanunun 35 inci
maddesinin altıncı fıkrasına konu olan alanların Bakanlar Kurulunca
belirleneceği ve Millî Savunma Bakanlığınca, bu Kanunun yayımı tarihinden
itibaren mevcut askeri yasak bölgeler, askeri ve özel güvenlik bölgeleriyle
stratejik bölgelere ilişkin kararlara ait harita ve koordinat değerlerinin Tapu
ve Kadastro Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakanlığa bildirileceği yönünde,
2644 sayılı Kanuna geçici bir madde eklenmesi öngörülmektedir. Ancak, Tasarının
çerçeve 1 inci maddesiyle düzenlenen 2644 sayılı Kanunun 35 inci maddesinin
altıncı fıkrasına konu olan alanların bir defaya mahsus olarak belirlenmesi, bu
alanların değişmesi, yeni alanlar ilave edilmesi gibi oluşacak durumların göz
ardı edilmesine yol açacaktır. Buna göre, belirli süreler sonunda Tasarının
çerçeve 1 inci maddesiyle düzenlenen 2644 sayılı Tapu Kanununun 35 inci
maddesinin altıncı fıkrasına konu olan alanların yeniden belirlenmesi
gerekeceğinden, bu alanların belirlenmesinin bir defaya mahsus süreler ile
sınırlı tutulması uygulamada sıkıntılara neden olacaktır.
Bu nedenle, bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten sonra belirlenecek askeri yasak bölgeler, askeri ve özel güvenlik
bölgeleri ile stratejik bölgelere ve değişiklik kararlarına ait harita ve
koordinat değerlerinin Millî Savunma Bakanlığınca geciktirilmeksizin Tapu ve
Kadastro Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakanlığa verilmesi yönünde; ayrıca
Tasarıda belirtilen bölgelerin belirlenmesi süreci göz önüne alındığında ilgili
idarelerce belirlenmiş olan bölgelerin içinde kalması sebebiyle
kamulaştırılması gereken ya da tapu sicilinde şerh verilmesine gerek duyulan
parsellere ilişkin bildirimlerin bu idarelerce tapu sicil müdürlüklerine
yapılmasına yönelik olarak, Tasarının teselsül ettirilmiş madde metnine göre
yedinci fıkradan sonra gelmek üzere yeni iki fıkra eklenmiş ve diğer fıkra buna
göre teselsül ettirilmiştir.
Tasarının çerçeve 2 nci maddesiyle, bu Kanunun yayımı tarihinden
itibaren altı ay içerisinde, 2644 sayılı Kanunun 35 inci maddesinin altıncı
fıkrasına konu olan alanların, Bakanlar Kurulunca belirleneceği ve Millî
Savunma Bakanlığınca da bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren üç ay içerisinde,
mevcut askeri yasak ve güvenlik bölgelerinin Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne
bildirileceği yönünde 2644 sayılı Kanuna bir geçici madde eklenmesi
öngörülmektedir. Ancak, Tasarı metnindeki bu maddede belirtilen bölgelere
ilişkin kararlara ait harita ve koordinat değerlerinin, Tapu ve Kadastro Genel
Müdürlüğüne intikal ettirilmesine ve sayısal ortama aktarılmasına kadar olan
sürede tapu işlemlerine nasıl yön verileceği hususunda bir açıklık
bulunmamaktadır. Bu nedenle hem bu belirsizliğin giderilmesi hem de kadastro ve
tapu sicil müdürlüklerince yapılan çalışmaların aksamaması için belirtilen
bölgelere ilişkin kararlara ait harita ve koordinat değerlerinin, Tapu ve
Kadastro Genel Müdürlüğüne gönderilmesi ve sayısal ortama aktarılarak uygulama
birimlerine intikal ettirilmesine kadar geçecek sürede yetkili askeri
makamlardan sorulmak suretiyle, belirtilen işlemler tamamlandıktan sonra
gönderilen belge ve bilgilere göre tapu işlemlerin yürütülmesini sağlayan
değişiklikler yapılmak suretiyle çerçeve 2 nci madde kabul edilmiştir.
Tasarının
3 üncü ve 4 üncü maddeleri aynen kabul edilmiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun onayına sunulmak
üzere Başkanlığa saygı ile arz olunur.
|
Başkan |
Başkanvekili |
Sözcü |
|
Köksal Toptan |
Recep Özel |
Ramazan Can |
|
Zonguldak |
Isparta |
Kırıkkale |
|
|
|
(Toplantıya katılmadı) |
|
Kâtip |
Üye |
Üye |
|
Hasan Kara |
Fehmi Hüsrev Kutlu |
Halil Özyolcu |
|
Kilis |
Adıyaman |
Ağrı |
|
|
|
(Toplantıya katılmadı) |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Haluk İpek |
Feridun Fikret Baloğlu |
Yüksel Çorbacıoğlu |
|
Ankara |
Antalya |
Artvin |
|
|
(Toplantıya katılmadı) |
(Karşıyım, oyum ektedir) |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Orhan Yıldız |
Mehmet Küçükaşık |
Feridun Ayvazoğlu |
|
Artvin |
Bursa |
Çorum |
|
|
(Karşı oy ektedir) |
(Karşı oy ektedir) |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Muzaffer Külcü |
Mustafa Nuri Akbulut |
Mahmut Durdu |
|
Çorum |
Erzurum |
Gaziantep |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Mehmet Yılmazcan |
Hakkı Köylü |
Muharrem Kılıç |
|
Kahramanmaraş |
Kastamonu |
Malatya |
|
(İmzada bulunamadı) |
|
(Karşı oy ektedir) |
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Süleyman Sarıbaş |
Orhan Eraslan |
Enver Yılmaz |
|
Malatya |
Niğde |
Ordu |
|
|
(Karşı oy ektedir) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
Mehmet Nuri Saygun |
Ahmet Çağlayan |
Bekir Bozdağ |
|
Tekirdağ |
Uşak |
Yozgat |
|
(Karşı oyum var) |
(Toplantıya katılmadı) |
(Toplantıya katılmadı) |
KARŞI
OY YAZISI
22.12.1934 tarih ve sayılı Tapu Kanununun
35. maddesi 4916 sayılı Çeşitli Kanunlarda ve Maliye Bakanlığının Teşkilât ve
Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanunun 19. maddesi ile değişikliğe tâbi tutulmuş, ancak söz konusu kanunun bu
maddesi Anayasa Mahkemesi tarafından 14.3.2005 tarih ve 2003/70 Esas 2005/14
karar sayılı kararı ile iptal edilmiştir. İptal kararı sonrasında yapılan yeni
düzenleme iptal gerekçelerini karşılar nitelikte değildir. Ayrıca ulusal
menfaatlerimize de uygun değildir. Bu nedenle de yeni düzenlemeyi doğru
bulmamaktayız.
Öncelikle yabancı gerçek kişilerle,
yabancı ülke kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketlerinin
Türkiye’de taşınmaz mal ve ayni hak edinimlerine prensip olarak karşı değiliz.
Ancak yapılacak olan düzenlemede gerekli hassasiyetin gösterilmesini, konunun
detaylı olarak irdelenmesini ve yine detaylı bir düzenlemenin yapılmasını doğru
bulmaktayız. Bu nedenle öncelikle Tapu Kanununun 35. maddesine sıkıştırılacak
bir düzenlemenin yeterli olmayacağını ifade etmekteyiz. Böylesine hassas bir
konunun bir madde içinde değil, özel bir Yasa ile düzenlenmesinin gerekliliğini
belirtmekteyiz. Bu yöndeki tüm açıklamalarımız dikkate alınmamıştır. Bu nedenle
de öncelikle yapım tekniği açısından kabul edilen tasarıya karşıyız.
Yapılan düzenlemede karşı olmamızı
gerektiren diğer hususlara gelince:
1.- Yapılan düzenleme ile tarım
topraklarının ve tarımsal faaliyetlerin yabancılara açıldığını görmekteyiz. Her
ne kadar iş yeri ve konut alanları olarak bir sınırlama yapılmış ise de iş yeri
kapsamında tarımsal alanların ve özellikle hayvancılık alanlarının
bulunmadığını iddia etmek mümkün değildir. Bu hususta uygulama imar planı veya
mevzii imar planı sınırlaması da yeterli olamaz. Bu nedenle tarımsal alanların
ve tarımsal faaliyetlerin kapsam dışı olduğuna ilişkin metinde bir açıklık
olmalıdır. Özellikle 442 sayılı Köy Kanununun 87. maddesinin kaldırılmış olduğu
dikkate alındığında bu açıklığa ne denli ihtiyaç olduğu görülmektedir. Bu
konudaki tüm talep ve iddialarımız kabul görmemiş ve sonuçta yabancıların
tarımsal alanları da edinmelerinin önüne bir engel konulmamıştır.Bu hususta
diğer ülkelerin uygulamalarına bakıldığında ve ülke tarımının içinde bulunduğu
sıkıntı dikkate alındığında talep ve iddialarımızın ne kadar doğru olduğunu
görmemek mümkün değildir.
2.- İş yeri ve konut ihtiyacı için yabancı
gerçek kişilere tanınan hakkın miktarı ise inanılır gibi değildir. Otuz hektara
kadar edinim hakkı tanınmaktadır. Böylesine büyük bir alanda nasıl bir konut ya
da iş yeri düşünülmektedir. Kaldı ki miktar 2,5 hektardan başlamakta ve 30
hektara kadar çıkabilmektedir. Aradaki bu 12 katlık fark ile ilgili
değerlendirme ve karar verme yetkisi ise Bakanlar Kuruluna bırakılmaktadır.
Yürütmenin böylesine yetkilendirilmesi ise hukuk ilkeleri ile bağdaşmamaktadır
ve bu husus Anayasa Mahkemesinin bozma gerekçelerine de uygun değildir.
3.- Kendi ülkelerinin kanunlarına göre
kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketlerinin taşınmaz mal ve ayni hak
edinimleri de bu madde kapsamında mümkün hale gelmektedir. Ancak yapılan
düzenleme ile, edinimin koşulları, nitelikleri belirtilmemiş ve özel kanunlara
gönderme yapılması yeterli bulunmuştur. Bu düzenleme gelecekte büyük sıkıntılar
yaratacak mahiyettedir. Çünkü özellikle bir karşılıklılık esası dahi
bulunmamaktadır. Oysa ki Anayasa Mahkemesinin bozma kararında karşılıklılık
esasının gerekliliğine dikkat çekilmiş ve yapılacak düzenlemenin bu yönde
olmasının gerekliliğine dikkat çekilmiştir. Bünyesinde yabancı devlet kamu
tüzel kişiliğini barındıran ticaret şirketlerinin mal edinmelerinin
engellenmesine yönelik hiçbir hüküm bulunmamaktadır. Böylece dolaylı yoldan
dahi olsa bir başka devletin ülkemizde taşınmaz edinimine imkan tanınır hale
gelinmiştir. Tüzel kişiliği olan yabancı ticaret şirketleri ile ilgili
karşılıklılık ilkesi bulunmadığından, karşılıklılığı bulunmayan yabancı ülke
vatandaşlarının muvazaalı yolla karşılığı bulunan ülkelerde şirket kurması yolu
ile edinimde bulunmalarını engelleyici hiçbir hüküm mevcut değildir.
4.- Yapılan düzenlemede karşılıklılık
ilkesinin esaslı unsurları ortaya konmamış ve sözde bir karşılıklılık ifadesi
ile geçiştirilmiştir. Oysa ki Anayasa Mahkemesinin bozma kararında
karşılıklılık ilkesinin detaylandırılması ve böylece gerçek anlamda bir
karşılıklılık uygulamasının sağlanması istenilmektedir. Ancak düzenlemede
karşılıklılık ilkesinin esaslı unsurları olan cins, yer, miktar, değer gibi
hususlar bulunmamaktadır.
5.- Mevzuatımızda yabancı gerçek ve tüzel
kişilerin taşınmaz edinimlerine imkân tanımayan yasal düzenlemeler bulunmasına
rağmen bu yasalar yok sayılmış ve ülke dahilinde nasıl bir sınırlama yapılacağı
konusunda hak ve yetki Bakanlar Kuruluna verilmiştir. Böylece Hukuk Devleti
ilkesi de çiğnenmiştir. Bu husustaki Anayasa Mahkemesinin iptal kararı da
dikkate alınmamıştır. Yine il bazında edinime açık miktar da binde beş olarak
belirlenmiştir. Ancak bu belirleme gerçekçilikten çok uzaktır. Dağlık alanlar,
göller, akarsular vb. edinim imkânı olmayan alanlar il yüzölçümünden
çıkartılmadan yapılacak olan bu değerlendirme sonucunda bazı illerde kullanıma
uygun tüm alanların yabancıların edinimine imkân verecektir. Bu nedenle bu
konuda düzenleme yapılırken illerin özelliklerinin değerlendirmesinin yapılması
ya da kullanıma uygun alanların hesaplamada esas alınması gerekmektedir. Ancak
bu yönde bir uygulama yapılmamıştır.
6.- Yapılan düzenlemede denetim
mekanizması bulunmamaktadır, ya da bu konudaki hak ve yetkinin kime ait olduğu
belirtilmemektedir. Bu nedenle tasfiye gerekliliği hallerinde dahi bu
tasfiyenin kimin tarafından ve ne yolla yapılacağı, tasfiye kararının kimin
tarafından verileceği belli değildir. Hal böyle olunca gereklilik halinde nasıl
ve kimin tarafından uygulama yapılacağı meçhuldür. Bu ise edinim sonrası yasaya
uygunsuzlukların ortaya çıkması halinde, gerekli önlemlerin alınmasının mümkün
olamayacağını göstermektedir.
7.- Yapılan düzenlemenin 3. maddesiyle
yürürlük tarihi 26.7.2005 olarak belirlenmektedir. Geçmişe yönelik olarak
yapılan bu düzenlemenin hukukî niteliği ve gerekçesi belli değildir. Ancak
iptal kararı sonrasında yapılan işlemleri yasaya uygun hale getirme kastı ile
hareket edildiği açıktır. Bu husus ise başlı başına Anayasaya aykırılık
içermektedir. Bu uygulama ile somut işlemlerin yapıldığı tarihte var olmayan
yasal düzenlemenin var olduğu kabul edilmekte ve kanunilik ilkesi açıkça ihlal
edilmektedir.
Sonuç olarak; ülke menfaatlerinin
gerektirdiği yabancı yatırımların yapılmasını sağlamak amacı ile bir düzenleme
yapılmasını doğru bulmakta, ancak bu yönde sağlıklı bir Yasal düzenleme
yapılması sureti ile ülkemizin ve ülke insanımızın mağduriyetine sebep
olunmamasının gerekliliğine dikkati çekmekteyiz. Bu düzenleme yeterli olmadığından,
ülkemizin ve ülke insanımızın mağduriyetine neden olacağı açık olduğundan
yapılan düzenlemeyi doğru bulmamaktayız.
|
Muharrem Kılıç |
Mehmet Nuri Saygun |
Mehmet Küçükaşık |
|
Malatya |
Tekirdağ |
Bursa |
|
Orhan Eraslan |
Yüksel Çorbacıoğlu |
Feridun Ayvazoğlu |
|
Niğde |
Artvin |
Çorum |
HÜKÜMETİN
TEKLİF ETTİĞİ METİN
TAPU KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1.- 22.12.1934
tarihli ve 2644 sayılı Tapu Kanununun Anayasa Mahkemesince iptal edilen 35 inci
maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
"Madde 35.- Yabancı
uyruklu gerçek kişiler, karşılıklı olmak ve kanuni sınırlamalara uyulmak
kaydıyla, Türkiye'de işyeri veya mesken olarak kullanmak üzere, uygulama imar
planı veya mevzii imar planı içinde bu amaçlarla ayrılan taşınmazları edinebilirler.
Sınırlı ayni hak tesis edilmesinde de aynı koşullar aranır. Yabancı uyruklu bir
gerçek kişinin ülke genelinde edinebileceği taşınmazların ve bağımsız ve
sürekli nitelikte sınırlı ayni hakların toplam yüzölçümü ikibuçuk hektarı
geçemez. Bu fıkrada belirtilen koşullarla, yüzölçümü miktarını otuz hektara
kadar artırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.Yabancı uyruklu gerçek kişiler
lehine Türkiye'de taşınmaz rehni tesisinde bu fıkra hükmü uygulanmaz.
Yabancı ülkelerde kendi
ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketleri,
özel kanun hükümleri çerçevesinde taşınmaz mülkiyeti ve taşınmazlar üzerinde
sınırlı ayni hak edinebilirler.
Yabancı uyruklu gerçek
kişiler ile yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel
kişiliğe sahip ticaret şirketleri dışındakiler Türkiye'de taşınmaz edinemez ve
lehlerine sınırlı ayni hak tesis edilemez.
Türkiye Cumhuriyeti ile
arasında karşılıklılık olan devlet vatandaşlarının kanuni miras yoluyla intikal
eden taşınmazları için birinci fıkrada belirtilen kayıt ve sınırlamalar
uygulanmaz. Ölüme bağlı tasarruflarda birinci fıkrada belirtilen kayıt ve
sınırlamalar uygulanır. Türkiye Cumhuriyeti ile arasında karşılıklılık olmayan
devlet vatandaşlarının ölüme bağlı tasarruf yoluyla ve kanuni miras yoluyla
edindikleri taşınmaz ve sınırlı ayni hakların intikal işlemleri yapılarak
tasfiye edilir.
Karşılıklılığın
tespitinde hukuki ve fiili durum esas alınır. Bu ilkenin kişilere toprak
mülkiyeti hakkının tanınmadığı ülke uyruklarına uygulanmasında, yabancı
devletin taşınmaz ediniminde kendi vatandaşlarına veya yabancı ülkelerde bu
ülkelerin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketlerine
tanıdığı hakların, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına veya ticaret şirketlerine
de tanınması esastır.
Yabancı uyruklu gerçek
kişiler ile yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel
kişiliğe sahip ticaret şirketlerinin; sulama, enerji, tarım, maden, sit, inanç
ve kültürel özellikleri nedeniyle korunması gereken alanlar, askeri yasak ve
güvenlik bölgesi içinde kalan alanlar, özel koruma alanları ile flora ve fauna
özelliği nedeniyle korunması gereken hassas alanlarda ve stratejik yerlerde
kamu yararı ve ülke güvenliği bakımından taşınmaz ve sınırlı ayni hak edinemeyecekleri
alanları, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının tescile esas koordinatlı harita
ve planları içeren teklifi üzerine belirlemeye ve yabancı uyruklu gerçek
kişilerin il bazında edinebilecekleri taşınmazların, illere ve il yüzölçümüne
göre binde beşi geçmemek üzere oranını tespite Bakanlar Kurulu yetkilidir. Tapu
ve Kadastro Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakanlık bünyesinde ilgili idare
temsilcilerinden oluşan komisyon tarafından, bu madde uyarınca Bakanlar
Kuruluna verilen yetkiler dahilinde çalışmalar yapılmak suretiyle kamu kurum ve
kuruluşlarının bu kapsamdaki teklifleri incelenip değerlendirilerek Bakanlar
Kuruluna sunulur.
Bu madde hükümlerine
aykırı edinilen veya kanuni zorunluluk dışında edinim amacına aykırı
kullanıldığı tespit edilen taşınmazlar ile sınırlı ayni haklar, Maliye
Bakanlığınca verilecek süre içerisinde maliki tarafından tasfiye edilmediği
takdirde tasfiye edilerek bedele çevrilir ve bedeli hak sahibine ödenir."
MADDE 2.- 2644 sayılı
Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 2.-
Bakanlar Kurulunca, bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren altı ay içerisinde,
35 inci maddenin altıncı fıkrasına konu olan alanlar belirlenir. Milli Savunma
Bakanlığınca, bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren üç ay içerisinde, mevcut
askeri yasak ve güvenlik bölgeleri Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne
bildirilir."
MADDE 3.- Bu Kanun
26.7.2005 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 4.- Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
ADALET KOMİSYONUNUN
KABUL ETTİĞİ METİN
TAPU KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1.- 22.12.1934
tarihli ve 2644 sayılı Tapu Kanununun Anayasa Mahkemesince iptal edilen 35 inci
maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
"Madde 35.- Yabancı
uyruklu gerçek kişiler, karşılıklı olmak ve kanuni sınırlamalara uyulmak
kaydıyla, Türkiye'de işyeri veya mesken olarak kullanmak üzere, uygulama imar
planı veya mevzii imar planı içinde bu amaçlarla ayrılıp tescil edilen
taşınmazları edinebilirler. Sınırlı ayni hak tesis edilmesinde de aynı koşullar
aranır. Yabancı uyruklu bir gerçek kişinin ülke genelinde edinebileceği
taşınmazlar ile bağımsız ve sürekli nitelikte sınırlı ayni hakların toplam yüzölçümü
ikibuçuk hektarı geçemez. Bu fıkrada belirtilen koşullarla, yüzölçümü miktarını
otuz hektara kadar artırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.
Yabancı ülkelerde kendi
ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketleri,
ancak özel kanun hükümleri çerçevesinde taşınmaz mülkiyeti ve taşınmazlar
üzerinde sınırlı ayni hak edinebilirler.
Yabancı uyruklu gerçek
kişiler ile yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel
kişiliğe sahip ticaret şirketleri lehine Türkiye'de taşınmaz rehni tesisinde
birinci ve ikinci fıkralarda yer alan kayıt ve sınırlamalar aranmaz.
Yabancı uyruklu gerçek
kişiler ile yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel
kişiliğe sahip ticaret şirketleri dışındakiler Türkiye'de taşınmaz edinemez ve
lehlerine sınırlı ayni hak tesis edilemez.
Türkiye Cumhuriyeti ile
arasında karşılıklılık olan devlet vatandaşlarının kanuni miras yoluyla intikal
eden taşınmazları için birinci fıkrada belirtilen kayıt ve sınırlamalar
uygulanmaz. Ölüme bağlı tasarruflarda yukarıdaki fıkralarda belirtilen kayıt ve
sınırlamalar uygulanır. Türkiye Cumhuriyeti ile arasında karşılıklılık olmayan
devlet vatandaşlarının kanuni miras yoluyla edindikleri taşınmaz ve sınırlı
ayni hakların intikal işlemleri yapılarak tasfiye edilir.
Karşılıklılığın
tespitinde hukuki ve fiili durum esas alınır. Bu ilkenin kişilere toprak
mülkiyeti hakkının tanınmadığı, ülke uyruklarına uygulanmasında, yabancı
devletin taşınmaz ediniminde kendi vatandaşlarına tanıdığı hakların, Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşlarına da tanınması esastır.
Yabancı uyruklu gerçek
kişiler ile yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel
kişiliğe sahip ticaret şirketlerinin; sulama, enerji, tarım, maden, sit, inanç
ve kültürel özellikleri nedeniyle korunması gereken alanlar, özel koruma
alanları ile flora ve fauna özelliği nedeniyle korunması gereken hassas
alanlarda ve stratejik yerlerde kamu yararı ve ülke güvenliği bakımından
taşınmaz ve sınırlı ayni hak edinemeyecekleri alanları, ilgili kamu kurum ve
kuruluşlarının tescile esas koordinatlı harita ve planları içeren teklifi
üzerine belirlemeye ve yabancı uyruklu gerçek kişilerin il bazında
edinebilecekleri taşınmazların, illere ve il yüzölçümüne göre binde beşi
geçmemek üzere oranını tespite Bakanlar Kurulu yetkilidir. Tapu ve Kadastro
Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakanlık bünyesinde ilgili idare
temsilcilerinden oluşan komisyon tarafından, bu madde uyarınca Bakanlar
Kuruluna verilen yetkiler dahilinde çalışmalar yapılmak suretiyle kamu kurum ve
kuruluşlarının bu kapsamdaki teklifleri incelenip değerlendirilerek Bakanlar
Kuruluna sunulur.
Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten sonra belirlenecek askeri yasak bölgeler, askeri ve özel
güvenlik bölgeleri ile stratejik bölgelere ve değişiklik kararlarına ait harita
ve koordinat değerleri Millî Savunma Bakanlığınca geciktirilmeksizin Tapu ve
Kadastro Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakanlığa verilir.
Yukarıdaki fıkralarda
belirtilen bölgeler içerisinde kalması nedeniyle kamulaştırılması gereken ya da
tapu sicilinde şerh verilmesine gerek duyulan parsellere ilişkin bildirimler
ilgili idarelerince tapu sicil müdürlüklerine yapılır.
Bu madde hükümlerine
aykırı edinilen veya kanuni zorunluluk dışında edinim amacına aykırı
kullanıldığı tespit edilen taşınmazlar ile sınırlı ayni haklar, Maliye
Bakanlığınca verilecek süre içerisinde maliki tarafından tasfiye edilmediği
takdirde tasfiye edilerek bedele çevrilir ve bedeli hak sahibine ödenir."
MADDE 2.- 2644 sayılı
Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 2.- Bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte mevcut olan askeri yasak bölgeler, askeri ve
özel güvenlik bölgeleri ile stratejik bölgelere ilişkin kararlara ait harita ve
koordinat değerlerinin tamamı, Millî Savunma Bakanlığı tarafından en geç üç ay
içerisinde Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakanlığa
gönderilir.
Yukarıda belirtilen
bölgelere ilişkin kararlara ait harita ve koordinat değerlerinin, Tapu ve
Kadastro Genel Müdürlüğüne gönderilmesi ve sayısal ortama aktarılarak taşra
birimlerine intikal ettirilmesine kadar geçecek sürede yetkili askerî
makamlardan sorulmak suretiyle, belirtilen işlemler tamamlandıktan sonra
gönderilen belge ve bilgilere göre tapu işlemleri yürütülür."
MADDE 3.- Bu Kanun
26.7.2005 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 4.- Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
|
Recep Tayyip Erdoğan |
|
|
|
Başbakan |
|
|
|
Dışişleri
Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
|
A. Gül |
A. Şener |
M. A. Şahin |
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
|
B. Atalay |
A. Babacan |
M. Aydın |
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Adalet
Bakanı |
|
N. Çubukçu |
K. Tüzmen |
C. Çiçek |
|
Millî
Savunma Bakanı |
İçişleri
Bakanı |
Maliye
Bakanı |
|
M. V. Gönül |
A. Aksu |
K. Unakıtan |
|
Millî
Eğitim Bakanı |
Bayındırlık
ve İskân Bakanı |
Sağlık
Bakanı |
|
H.Çelik |
F. N. Özak |
R. Akdağ |
|
Ulaştırma
Bakanı |
Tarım ve
Köyişleri Bakanı |
Çalışma
ve Sos. Güv. Bakanı V. |
|
B. Yıldırım |
M. M. Eker |
A. Coşkun |
|
Sanayi
ve Ticaret Bakanı |
En. ve
Tab. Kay. Bakanı |
Kültür
ve Turizm Bakanı |
|
A. Coşkun |
M. H. Güler |
A. Koç |
|
|
Çevre ve
Orman Bakanı |
|
|
|
O. Pepe |
|