Dönem:
22 Yasama Yılı: 4
TBMM (S. Sayısı: 1087)
Hava Yoluyla Uluslararası
Taşımacılığa İlişkin Belirli Kuralların Birleştirilmesine Dair Sözleşmenin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma
ve Turizm ile Dışişleri Komisyonları Raporları (1/1142)
T.C.
Başbakanlık 14.11.2005
Kanunlar ve
Kararlar
Genel
Müdürlüğü
Sayı:
B.02.0.KKG.0.10/101-1206/4993
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Dışişleri
Bakanlığınca hazırlanan ve Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulunca 31.10.2005
tarihinde kararlaştırılan “Hava Yoluyla Uluslararası Taşımacılığa İlişkin
Belirli Kuralların Birleştirilmesine Dair Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı” ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz
ederim.
Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan
GEREKÇE
1. Uluslararası hava taşıyıcılarının sorumluluk ve
yükümlülüklerine dair 1929 tarihli Varşova Sözleşmesi ile kurulan yolcu ve
bagaj sorumluluk sisteminin günümüz şartlarına uygun hale getirilmesi amacıyla
hazırlanan “Montreal Sözleşmesi” ülkemiz tarafından da 28 Mayıs 1999 tarihinde
imzalanmıştır.
2. Montreal
Sözleşmesi, yürürlüğe girebilmesi için gereken 30. onay belgesinin de
temin edilmesini müteakip 4 Kasım 2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Ülkemizin
Sözleşmeye taraf olabilmesi için iç onay sürecinin tamamlanarak bu hususun Uluslararası
Sivil Havacılık Örgütü ICAO’ya bildirilmesi gerekmektedir.
3. Montreal Sözleşmesinin yerini aldığı Varşova
Sözleşmesi, taraf devletlerin sayısının çokluğu açısından yaygın kabul gören
bir düzenleme olmasına rağmen, yürürlüğe girdiği 1929 yılından itibaren,
özellikle kaza mağdurlarına ödenecek tazminatlara getirdiği sınırların düşük
olması nedeniyle havayolu işletmecilerinin çıkarlarına odaklı olarak görülmüş
ve tüketici/yolcu çıkarlarını yeterince korumaması nedeniyle bazı hukuk
çevrelerinin yoğun eleştirilerine konu olmuştur. Nitekim Varşova Sözleşmesi,
hava taşımacılığı sektörüyle birlikte diğer ekonomik ve sosyal koşullarda zaman
içinde ortaya çıkan değişikliklere yanıt verebilmesi amacıyla, başlıcaları 1955
Lahey, 1971 Montreal ve 1975 Guatemala Protokolleri olmak üzere devam eden
diğer Sözleşmelerle güncelleştirilmeye çalışılmıştır. Ancak, sözkonusu
Sözleşmeler etkin bir taraf sayısı elde edememiş ve bu nedenle sistemde
parçalanmalara yol açmıştır. Bu durumun yol açtığı olumsuzlukların önüne geçmek
amacıyla, bazı Devletlerin havayolu şirketleri kendi aralarında Varşova
Sisteminin limitlerinden daha yüksek sınırlar koyan anlaşmalar imzalamışlardır.
Ülkemizin tek bayrak taşıyıcısı olan Türk Hava Yolları
da sözkonusu anlaşmaların en önemlisi olan Uluslararası Hava Taşıyıcılar
Birliği (IATA) Anlaşmasına 1997 yılında taraf olmak suretiyle, 100 000 SDR’ye
(özel çekme hakkı yaklaşık 152 000 ABD Doları) kadar kusursuz sorumluluğu ve bu
sınırın üstünde kalan kusur sorumluluğu bakımından Varşova Sisteminden daha
sıkı olan ispat yükünü kabul etmiştir. Ancak, IATA Anlaşması ve aynı
nitelikteki diğer taşıyıcılararası anlaşmalar özel hukuka tabi anlaşmalar olup,
uluslararası hukuk açısından kanun/anlaşma niteliği taşımadıklarından
Devletleri bağlamamakta ve bu nedenle Varşova Sistemi Sözleşmelerini
değiştirmemektedirler. Dolayısıyla, mevcut sistemde konuyu uluslararası kamu
hukuku açısından Varşova Sistemi ve bunu tamamlayan “taşıyıcılararası özel
hukuk anlaşmaları” düzenlemektedir. 1999 Montreal Sözleşmesinin en önemli
yenilikçi ozelliklerinden birisi, bu iki kollu sistemin hükümlerini
tüketici/yolcu menfaatlerini daha etkin bir şekilde koruyacak şekilde
harmanlayarak tek bir belge haline getirmiş olmasıdır.
4. Montreal Sözleşmesi “hava yolu taşıyıcısının
sınırsız sorumluluğu” kavramını getirmektedir. Eski sistem, yolcunun ölümü veya
yaralanması durumlarında taşıyıcıya sınırlı bir sorumluluk getirmekte iken,
yeni Sözleşme iki aşamalı bir tazminat sistemi öngörmektedir. Buna göre ilk
aşama, taşıyıcının kusuruna bağlı olmayan 100 000 SDR’ye kadar mutlak bir
sorumluluk getirmektedir. İkinci aşama ise, taşıyıcının kusuru karinesine
dayanmakta olup sorumluluk sınırı içermemektedir.
5. Montreal Sözleşmesinin diğer önemli özellikleri ise
aşağıda sıralanmıştır:
- Hava taşıyıcılarına, uçak kazaları sonucunda dava
açmaya yetkili olan kişilere acil ekonomik gereksinimlerini karşılamak üzere
gecikmeksizin ön ödeme yükümlülüğü getirmekte, bu ödemenin miktarı konusunda
yerel hukuku yetkili kılmakta ve bu tutarın dava sonucunda hükmedilecek
tazminattan mahsup edilmesini öngörmektedir.
- Hava taşıyıcıları tazminatların ödenmesini olanaklı
kılacak sigortanın sağlanmış olduğuna ilişkin kanıt belgesini sunmaya mecbur
tutulmaktadırlar.
- Tazminatların kısa sürede ödenmesini sağlayan hızlı
bir yargılama yöntemi getirmektedir.
- Tazminat davalarının, belli koşulların varlığına
bağlı olarak, kazanın meydana geldiği ülkenin mahkemelerinde veya yolcunun
daimi ikametgahının bulunduğu ülke mahkemelerinde açılabilmesine olanak
tanımaktadır.
- Tazminat davalarında önemli kanıt nitelikleri bulunan
standart yolcu, bagaj ve kargo belgelerinin basitleştirilmesi ve yenilenmesini
sağlamaktadır.
6. Sonuç olarak, Montreal Sözleşmesi, yerine geçtiği
eski Anlaşma ve Sözleşmeleri hukuk tekniği ve anlaşma yazımı açısından
başarıyla birleştirmiş ve taşıyıcı ile yolcu/tüketici çıkarları arasındaki
hassas dengeyi koruma amacına ulaşmıştır.
Ülkemiz Sözleşmeyi 28 Mayıs 1999 tarihinde imzalamış
ancak, henüz onaylamamıştır. Uçak kazalarına ilişkin tazminat konularında
önemli bir reform niteliği taşıyan Sözleşme, yukarıda belirtildiği üzere 4
Kasım 2003 tarihinde yürürlüğe girmiş olup Âkit Devletler arasında
gerçekleşecek olan hava taşımalarından doğan kazalarda uçak yolcularını maddî
açıdan koruma altına almayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda, uluslararası sivil
havacılık sektöründe bir anlamda yeni bir düzene geçilmesini sağlayacak mezkûr
Sözleşmenin, ülkemiz tarafından da onaylanması fayda sağlayacaktır.
7. Sözleşmenin onay işlemlerinin ülkemiz tarafından
tamamlanmasını müteakip keyfiyetin ICAO’ya bildirilmesi aşamasında, Sözleşmenin
57 nci maddesinde üye ülkelere tanınan imkân çerçevesinde, Sözleşme
hükümlerinin, ticarî olmayan amaçlar için doğrudan Türkiye Cumhuriyeti
tarafından gerçekleştirilen ve işletilen hava yoluyla uluslararası taşımacılığa
ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinde kayıtlı ya da onun tarafından kiralanmış
olup, tüm kapasitesi Türk askeri makamlarınca ya da bu makamlar adına ayrılmış
olan hava araçlarında sözkonusu askeri makamların yolcu, kargo ve bagaj
taşımalarına uygulanmayacağı yönünde çekince beyanında bulunulacaktır.
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma, ve Turizm
Komisyonu Raporu
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma, ve 20.12.2005
Turizm Komisyonu
Esas No.: 1/1142
Karar No.: 92
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Dışişleri Bakanlığı tarafından hazırlanarak 14/11/2005
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulan ve Başkanlıkça
18/11/2005 tarihinde esas komisyon olarak Dışişleri Komisyonuna, tali komisyon
olarak da Komisyonumuza havale edilen (1/1142) esas numaralı “Hava Yoluyla
Uluslararası Taşımacılığa İlişkin Belirli Kuralların Birleştirilmesine Dair
Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı”
Komisyonumuzun 15/12/2005 tarihinde Ulaştırma, Dışişleri ve Maliye Bakanlıkları
temsilcilerinin katılımları ile yaptığı 41 inci Birleşimde incelenip
görüşülmüştür.
Bilindiği gibi, uluslararası hava taşıyıcılarının
sorumluluk ve yükümlülüklerine dair 1929 tarihli Varşova Sözleşmesi ile kurulan
yolcu ve bagaj sorumluluk sisteminin günümüz şartlarına uygun hale getirilmesi
için hazırlanan “Montreal Sözleşmesi”, ülkemiz tarafından 28/5/1999 tarihinde
imzalanmıştır.
Tasarı ve gerekçesi incelendiğinde;
- Montreal’de imzalanan Sözleşmenin çekince ile
onaylanmasının uygun bulunması öngörüldüğü,
- Sözleşme ile Uluslararası hava taşıyıcılarının
sorumluluk ve yükümlülüklerine dair 1929 tarihli Varşova Sözleşmesi ile kurulan
yolcu ve bagaj sorumluluk sisteminin günümüz şartlarına ve yolcu menfaatlerine
uygun hale getirildiği,
- Montreal Sözleşmesi ile hava yolu taşıyıcısının
sınırsız sorumluluğu esası benimsenerek yolcunun ölümü veya yararlanması
durumunda iki aşamalı bir tazminat sisteminin öngörüldüğü,
anlaşılmaktadır.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmelerde; Tasarının
tamamen yolcu haklarını korumaya yönelik olduğuna değinilmiştir.
Görüşmelerin ardından tasarı ve gerekçesi
Komisyonumuzca da benimsenerek aynen kabul edilmiştir.
Raporumuz, havalesi gereği Esas Komisyon olan Dışişleri
Komisyonuna tevdi edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile arz olunur.
|
|
Başkan |
Sözcü |
Kâtip |
|
|
Mustafa Demir |
Asım Aykan |
Mehmet Sarı |
|
|
Samsun |
Trabzon |
Gaziantep |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Mustafa Tuna |
Fikret Badazlı |
Kemal Demirel |
|
|
Ankara |
Antalya |
Bursa |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Osman Aslan |
Zülfü Demirbağ |
Mevlüt Coşkuner |
|
|
Diyarbakır |
Elazığ |
Isparta |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Ali İbiş |
Nusret Bayraktar |
Erdal Karademir |
|
|
İstanbul |
İstanbul |
İzmir |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Abdürrezzak Erten |
Mehmet Parlakyiğit |
Mehmet Yıldırım |
|
|
İzmir |
Kahramanmaraş |
Kastamonu |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Niyazi Özcan |
Abdülkadir Kart |
Recep Yıldırım |
|
|
Kayseri |
Rize |
Sakarya |
|
|
Üye |
Üye |
|
|
|
Orhan Taş |
Halil Kaya |
|
|
|
Sivas |
Van |
|
|
Dışişleri Komisyonu Raporu |
|
|
|
|
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi |
|
|
|
|
Dışişleri Komisyonu |
13/2/2006 |
|
|
|
Esas No.: 1/1142 |
|
|
|
|
Karar No.: 124 |
|
|
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Dışişleri Bakanlığı tarafından hazırlanarak Bakanlar
Kurulunca 14/11/2005 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
sunulan ve Başkanlıkça 18/11/2005 tarihinde tali komisyon olarak Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonuna esas komisyon olarak da Komisyonumuza
havale edilen “Hava Yoluyla Uluslararası Taşımacılığa ilişkin Belirli
Kuralların Birleştirilmesine Dair Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı”, Komisyonumuzun 9/2/2006 tarihli 29 uncu toplantısında
Dışişleri Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Türk Hava Yolları ve Devlet Hava
Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü temsilcilerinin de katılmalarıyla
görüşülmüştür.
Uluslararası alanda sivil havacılığa ilişkin ilk
milletlerarası özel hukuk kurallarını oluşturan Varşova Sözleşmesi 12 Ekim 1929
tarihinde imzalanmıştır. 13 Şubat 1933 tarihinde yürürlüğe giren bu Sözleşme
ile uluslararası taşımada, yolcu, yük ve bagaja ilişkin kayıtlar ve
taşıyıcının, yolcunun, göndericinin ve alıcının hak ve yükümlülükleri ile
bunların kullanılmasına ve taşıyıcının sorumluluk sınırlamalarına ilişkin usul
ve esaslar belirlenmiştir.
Varşova Sözleşmesi, taraf devletlerinin sayısı
bakımından yaygın kabul gören bir düzenleme olmasına rağmen yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren özellikle kaza mağdurlarına ödenecek tazminatlara getirdiği
sınırların düşük olması nedeniyle eleştirilmiştir. Bu nedenle havayolu
şirketleri kendi aralarında Varşova Sisteminin limitlerinden daha yüksek
limitler koyan anlaşmalar imzalamışlardır. Yine Sözleşme hava taşımacılığı
sektöründeki değişen ekonomik ve sosyal değişikliklere uyum sağlaması için
değişik zamanlarda yapılan protokollerle güncelleştirilmiştir. Ancak
protokoller, etkin bir taraf sayısı elde edememiş ve bu nedenle sistemden
parçalanmalara neden olmuştur.
Bu çerçevede; hava taşımacılığı alanında değişik
zamanlarda ortaya konmuş kuralları birleştirerek devletler arasında yeknesaklık
sağlamak amacıyla 28 Mayıs 1999 tarihinde Montreal’de Hava Yoluyla Uluslararası
Taşımacılığa İlişkin Belirli Kuralların Birleştirilmesine Dair Sözleşme
imzalanmıştır.
Tasarı ve gerekçesi incelendiğinde Sözleşme ile;
- Hava taşımacılığında yolcuların, bagaj ve kargonun
taşınmasına ilişkin düzenlenmesi gereken belgeler,
- Taşıyıcı sorumluluğunun şartları ve yolcuların ölümü
ya da yaralanması durumlarında ödenecek tazminat,
- Yolcu taşımalarında gecikme ile bagaj ve kargoların
hasarı veya kaybolmaları halinde ödenecek tazminat,
- Birleşik taşıma hallerinde meydana gelecek kazalardan
sorumluluk,
- Anlaşmalı taşıyıcının farklı bir firmaya taşıma
yaptırması ve doğacak zararlardan sorumluluk,
konularında düzenlemelerin öngörüldüğü anlaşılmaktadır.
Komisyonumuzda Tasarının tümü üzerinde yapılan
görüşmelerde;
- Sözleşmenin “Montreal Sözleşmesi” olarak bilindiği ve
Sözleşmeyle hava taşımacılığı ile ilgili farklı zamanlarda düzenlenmiş
sözleşmelerin birleştirilmesinin amaçlandığı,
- Varşova Sözleşmesinde yolcu ölüm ve yaralanmaları
için öngörülen tazminat limitlerinin değer kayıpları nedeniyle çok düşük
kaldığı ve bu durumun yarattığı olumsuzlukların önüne geçmek amacıyla hava yolu
şirketlerinin kendi aralarında, Varşova Sisteminin limitlerinden daha yüksek
sınırlar koyan anlaşmalar imzaladıkları,
- Sözleşme ile yolcuların ölüm ve yaralanmaları halinde
taşıyıcının sorumlu olacağı tazminat miktarı bakımından iki aşama öngörüldüğü
ve 100 000 SDR’ye kadar zararları içeren ilk aşamada taşıyıcının kusursuz
sorumluluğunun bu miktarı aşan zararlar bakımından ise kusura dayanan
sorumluluğunun kabul edildiği,
- Sözleşmenin ticarî olmayan devlet taşımaları ile
askeri makamların hava araçlarınca yapılan taşımalara uygulanmaması için bu
taşımalar bakımından Sözleşmeye çekince konduğu,
- Sözleşmenin Avrupa Birliğine uyum sürecinde
onaylanmasının gerekli olduğu,
ifade edilmiştir.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmelerin ardından Tasarı
ve gerekçesi Komisyonumuzca da benimsenerek maddelerin görüşülmesine
geçilmiştir.
Tasarının 1 inci, 2 nci, 3 üncü maddeleri ile tümü
aynen kabul edilmiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun onayına sunulmak üzere Yüksek
Başkanlığa saygı ile arz olunur.
|
|
Başkan |
Başkanvekili |
Sözcü |
|
|
Mehmet Dülger |
Eyyüp Sanay |
Mustafa Dündar |
|
|
Antalya |
Ankara |
Bursa |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Mahmut Koçak |
Ramazan Toprak |
Aziz Akgül |
|
|
Afyonkarahisar |
Aksaray |
Diyarbakır |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Abdülbaki Türkoğlu |
Muzaffer Gülyurt |
Halil Akyüz |
|
|
Elazığ |
Erzurum |
İstanbul |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Şükrü Mustafa Elekdağ |
Hüseyin Kansu |
Onur Öymen |
|
|
İstanbul |
İstanbul |
İstanbul |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Nihat Eri |
Süleyman Gündüz |
Abdullah Veli Seyda |
|
|
Mardin |
Sakarya |
Şırnak |
HÜKÜMETİN TEKLİF ETTİĞİ METİN
HAVA YOLUYLA
ULUSLARARASI TA-ŞIMACILIĞA İLİŞKİN BELİRLİ KURALLARIN BİRLEŞTİRİLMESİNE DAİR
SÖZLEŞMENİN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1.- 28 Mayıs 1999 tarihinde Montreal’de imzalanan
“Hava Yoluyla Uluslararası Taşımacılığa İlişkin Belirli Kuralların
Birleştirilmesine Dair Sözleşme”nin çekince ile onaylanması uygun bulunmuştur.
MADDE2.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE3.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
DIŞİŞLERİ KOMİSYONUNUN
KABUL ETTİĞİ METİN
HAVA YOLUYLA
ULUSLARARASI TA-ŞIMACILIĞA İLİŞKİN BELİRLİ KURALLARIN BİRLEŞTİRİLMESİNE DAİR
SÖZLEŞMENİN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1.- Tasarının 1 inci maddesi Komisyonumuzca aynen
kabul edilmiştir.
MADDE 2.- Tasarının 2 nci maddesi Komisyonumuzca aynen
kabul edilmiştir.
MADDE 3.- Tasarının 3 üncü maddesi Komisyonumuzca aynen
kabul edilmiştir.
|
|
Recep Tayyip Erdoğan |
|
|
|
|
Başbakan |
|
|
|
|
Dışişleri
Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
Devlet
Bak. ve Başb. Yrd. |
|
|
A. Gül |
A. Şener |
M. A. Şahin |
|
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
|
|
B. Atalay |
A. Babacan |
M. Aydın |
|
|
Devlet
Bakanı |
Devlet
Bakanı |
Adalet
Bakanı |
|
|
N. Çubukçu |
K. Tüzmen |
C. Çiçek |
|
|
Millî
Savunma Bakanı |
İçişleri
Bakanı |
Maliye
Bakanı |
|
|
M. V. Gönül |
A. Aksu |
K. Unakıtan |
|
|
Millî
Eğitim Bakanı |
Bayındırlık
ve İskân Bakanı |
Sağlık
Bakanı |
|
|
H. Çelik |
F. N. Özak |
R. Akdağ |
|
|
Ulaştırma
Bakanı |
Tarım ve
Köyişleri Bakanı |
Çalışma ve
Sos. Güv. Bakanı |
|
|
B. Yıldırım |
M. M. Eker |
M. Başesgioğlu |
|
|
Sanayi ve
Ticaret Bakanı |
En. ve
Tab. Kay. Bakanı |
Kültür ve
Turizm Bakanı |
|
|
A. Coşkun |
M. H. Güler |
A. Koç |
|
|
|
Çevre ve
Orman Bakanı |
|
|
|
|
O. Pepe |
|
HAVA YOLUYLA
ULUSLARARASI TAŞIMACILIĞA İLİŞKİN BELİRLİ KURALLARIN BİRLEŞTİRİLMESİNE DAİR
SÖZLEŞME
BU SÖZLEŞMENİN TARAF DEVLETLERİ
Buradan itibaren “Varşova Sözleşmesi” olarak anılacak,
12 Ekim 1929 tarihinde Varşova’da imzalanmış Hava Yoluyla Uluslararası
Taşımacılığa İlişkin Belirli Kuralların Birleştirilmesine Dair Sözleşmenin ve
ilgili diğer belgelerin özel uluslararası kanunların uyumlaştırılmasına yapmış
olduğu önemli katkısını ONAYLAYARAK,
Varşova Sözleşmesi ve ilgili diğer belgelerin modernize
ve takviye edilmesi ihtiyacının FARKINDA OLARAK,
Hava yoluyla uluslararası taşımacılıkta müşteri
menfaatlerinin korunmasının sağlanmasının önemini ve zararın ödenmesi
prensibine dayalı olarak adil tazminatlara dair gerekliliği KABUL EDEREK,
Uluslararası hava taşımacılığı faaliyetlerinin ve
sorumsuz bir yolcu, bagaj ve kargo akışının, 7 Aralık 1944 tarihinde Chicago’da
yapılan Uluslararası Sivil Havacılık Sözleşmesi’nin ilke ve amaçlarına uygun
olarak düzgün bir şekilde geliştirilmesinin istendiğini YENİDEN TEYİT EDEREK,
Yeni bir Sözleşme akdinin, havayoluyla uluslararası
taşımacılığı idare eden belirli kuralların daha ileri bir düzeyde
uyumlaştırılması ve kanunlaştırılması için ortaklaşa bir devlet faaliyetinin,
menfaatlerin adil bir dengesini sağlamak için en uygun araç olacağına KANAAT
GETİREREK,
AŞAĞIDA BELİRTİLEN BİÇİMDE ANLAŞMA SAĞLAMIŞLARDIR:
I. BÖLÜM
Genel Koşullar
Madde 1- Uygulamanın
Kapsamı
1. Bu Sözleşme ücret karşığında hava aracı ile yapılan
bütün uluslararası yolcu, bagaj ya da kargo taşımacılığı için geçerlidir. Bir
hava nakliyesi tarafından üstlenilmiş ücretsiz olarak hava aracı ile yapılan
taşımalar içinde aynı şekilde geçerlidir.
2. Bu Sözleşmenin amacına uygun olarak, uluslararası
taşımacılık ifadesi, taraflar arasındaki anlaşmaya bağlı olarak, kalkış ve
varış yerlerinin, nakliye ya da aktarmada duraklama olsun ya da olmasın, iki
Taraf Devletin sınırları dahilinde ya da, Taraf Devlet olmasa dahi, şayet başka
bir devletin sınırları dahilinde durulacak anlaşmalı bir yer varsa anılan
yerlerin tek bir Taraf Devletin sınırları dahilinde bulunduğu herhangi
taşımacılık faaliyeti anlamına gelmektedir. Başka bir devlette durulacak
anlaşmalı bir yerin olmadığı tek bir Taraf Devletin sınırları dahilindeki iki
nokta arasında yapılan taşıma bu Sözleşmenin amacına yönelik olarak
uluslararası taşımacılık değildir.
3. İster tek bir sözleşme biçiminde ya da bir dizi
sözleşmeler şeklinde olsun, eğer bir taşıma hakkında taraflar arasında tek bir
taşıma faaliyeti olarak anlaşma sağlanmışsa, birbirini takip eden farklı
nakliyeciler tarafından gerçekleştirilecek taşıma bu Sözleşmenin amacına
yönelik olarak bölünmemiş tek bir taşıma sayılır ve sadece bir ya da bir dizi
anlaşma tamamen aynı devletin sınırları dahilinde gerçekleştirileceğinde
uluslararası mahiyetini kaybetmez.
4. Bu Sözleşme aynı zamanda V. Bölüm’de belirtilen
taşıma biçimlerine, aynı bölümde zikredilen şartlara tabi olarak uygulanır.
Madde 2-
Devlet Tarafından Gerçekleştirilen Taşımalar ve Postaya Ait Kalemlerin
Taşınması
1. Bu Sözleşme, Madde 1’de ortaya konulan koşullar
kapsamına girmesi şartıyla Devlet ya da yasayla kurulmuş kamu kurumları
tarafından gerçekleştirilen taşımalar için uygulanır.
2. Postaya ait kalemlerin taşınmasında nakliyeci;
nakliyeciler ile posta idareleri arasındaki ilişki için geçerli kurallara uygun
olarak, yalnızca ilgili posta idaresine karşı sorumlu olacaktır.
3. Bu maddenin 2. paragrafında verildiği biçimin
haricinde, bu Sözleşmenin koşulları postaya ait kalemlerin taşınması için
geçerli olmayacaktır.
II. BÖLÜM
Yolcuların, Bagaj ve Kargonun Taşınmasına İlişkin
Dokümantasyon ve Tarafların Görevleri
Madde 3-
Yolcular ve Bagaj
1. Yolcuların taşınması açısından, aşağıda
belirtilenleri içeren münferit ya da müşterek bir taşıma belgesi verilmelidir.
(a) kalkış ve varış yerlerinin bildirimi;
(b) eğer kalkış ve varış yerleri tek bir Devletin
sınırları dahilinde ise, bir ya da daha fazla anlaşmalı duruş yeri başka bir
devletin sınırları kapsamında olduğunda bu tür durulacak yerlerden en az
birinin bildirimi.
2. Paragraf 1’de belirtilen bilgileri içeren herhangi
farklı bir yöntem, 1. paragrafta anılan belgenin teslimi yerine geçebilir. Eğer
bu tür farklı belgeler kullanılıyorsa, taşıyıcı dahil edilen bilginin yazılı
bir dökümünü yolcuya teslim edecektir.
3. Taşıyıcı, kontrol edilmiş her parça bagaj için
yolcuya bir bagaj tanımlama etiketi verecektir.
4. Geçerli olduğu yerlerde, bu Sözleşmenin; ölüm ya da
yaralanma bakımından ve bagajın tahrip olması ya da bagajın kaybı veya bagaja
hasar gelmesi ve de gecikmeler açısından taşıyıcının sorumluluklarını hükme
bağladığı ve bu sorumlulukları sınırlayabileceği hususunda yolcuya yazılı bir
bildirim verilmelidir.
5. Yukarıda verilen paragraflardaki hükümlere riayet
etmeme, sorumluğun sınırlanmasını da içeren bu Sözleşmenin kurallarına her
halükarda tabi olacak taşıma kontratının varlığını ya da geçerliliğini
etkilemeyecektir.
Madde 4-
Kargo
1. Kargonun taşınmasına ilişkin olarak bir hava sevk
fişi verilecektir.
2. Yapılacak taşımanın bir kaydını içeren herhangi
farklı bir yöntem bir hava sevk fişinin teslimi yerine geçebilir. Eğer bu tür
farklı bir yöntem kullanılıyorsa, nakliyeyi gönderenin talep etmesi halinde,
taşıyıcı nakliyeyi gönderene, gönderilen nakliyenin tanımlanmasına ve bu tür
farklı bir yöntemin içerdiği kayıtlara dahil bilgilere ulaşılmasına imkan veren
bir kargo makbuzu vermelidir.
Madde 5- Hava
Sevk Fişi ya da Kargo Makbuzunun İçeriği
Hava sevk fişi ya da kargo makbuzu aşağıda verilenleri
içermelidir:
(a) kalkış ve varış
yerlerinin belirtilmesi,
(b) eğer kalkış ve varış yerleri tek bir Devletin
sınırları dahilinde ise, bir ya da daha
fazla anlaşmalı duruş yeri başka bir devletin sınırları kapsamında olduğunda bu
tür durulacak yerlerden en az birinin belirtilmesi; ve
(c) gönderilen nakliyenin ağırlığını belirtilmesi.
Madde 6-
Kargonun Mahiyetine İlişkin Belge
Eğer gerekliyse, gümrük polis ve benzer kamu
otoritelerinin formalitelerinin karşılanması amacıyla nakliyeyi gönderenin
kargonun mahiyetini belirten bir belge vermesi istenebilir. Bu madde,
taşıyıcıya bu nedenle hiçbir görev, yükümlülük ve sorumluluk yüklemez.
Madde 7- Hava
Sevk Fişinin Tanımı
1. Hava sevk fişi nakliyeyi gönderen tarafından üç (3)
orijinal parça olarak yazılacaktır.
2. İlk parça “taşıyıcı için” olarak işaretlenecek,
nakliyeyi gönderen tarafından imzalanacaktır.İkinci parça “alıcı” olarak
işaretlenecek, gönderen ve taşıyıcı tarafından imzalanacaktır.Üçüncü parça, kargo
kabul edildikten sonra kargoyu gönderene verecek olan taşıyıcı tarafından
imzalanacaktır.
3. Taşıyıcı ve gönderenin imzaları basılabilir ya da
damgalanabilir.
4. Eğer gönderenin isteği doğrultusunda hava sevk
fişini taşıyıcı yazarsa, taşıyıcı gönderen adına, aksi ispata tabi olarak, bu
şekilde hareket etmiş sayılacaktır.
Madde 8-
Çoklu Paketlerin Dokümantasyonu
Birden fazla paket olduğu durumlarda:
(a) Kargo taşıyıcısı, gönderenden ayrı ayrı sevk
fişleri yazmasını isteme hakkına sahiptir.
(b) Gönderen, Madde 4’ün 2. paragrafında anılan farklı
yöntemler kullanıldığında taşıyıcıdan ayrı ayrı kargo makbuzları vermesini
isteme hakkına sahiptir.
Madde 9-
Dokümanter Gerekliliklere Riayetsizlik
Maddeler 4 ve Madde 8’de verilen hükümleri
riayetsizlik, sorumluluğun sınırlanmasını da içeren bu Sözleşmenin kurallarına
her halükarda tabi olacak taşıma kontratının varlığını ya da geçerliliğini
etkilemeyecektir.
Madde 10-
Dokümantasyonun Ayrıntıları İçin Sorumluluklar
1. Gönderen, hava sevk fişine kendisi tarafından veya
kendi adına eklenen veya taşıyıcıyı kendisi tarafından veya kendi adına
yetkilendirmek suretiyle kargo makbuzuna eklenen veya Madde 4’ün paragrafında
belirtilen farklı yöntemlerin içerdiği kayıtlara eklenen ayrıntı ve ifadenin
doğruluğundan sorumludur.
Yukarıda verilenler, gönderen namına hareket eden
kişinin, taşıyıcının acentesi olması durumunda da geçerli olacaktır.
2. Gönderen, kendisinin ya da kendi adına hareket eden
birisinin sağlamış olduğu ayrıntılar ve ifadelerin düzensizliğinden, yanlışlık
ya da eksikliğinden dolayı gönderenden ya da taşıyıcının sorumlu olduğu
herhangi başka kişiden zarar gören taşıyıcının zararını karşılayacaktır.
3. Bu maddenin 1 ve 2. paragraflarına tabi olarak
taşıyıcı, kendisinin ya da kendi adına hareket eden birisinin kargo makbuzuna
ya da madde 4’ün 2. paragrafında anılan diğer araçlar tarafından tutulan
kayıtlara girilen ayrıntılar ve ifadelerin düzensizliğinden, yanlışlık ya da
eksikliğinden dolayı taşıyıcıdan ya da gönderenin sorumlu olduğu herhangi başka
kişiden zarar gören gönderenin zararını karşılayacaktır.
Madde 11-
Dokümantasyonun Kanıt Gücü
1. Hava sevk fişi ya da kargo makbuzu kontratın
tamamlandığına, kargonun kabul edildiğine ve bu çerçevede belirlenen koşulların
kabul edildiğine dair kesin olmayan karine teşkil eder.
2. Hava sevk fişinde ya da kargo makbuzunda ağırlık,
ebat ve kargonun paketlenmesine ve aynı zamanda paketlerin sayısına ilişkin
ifadeler de kesin olmayan karine teşkil eder. Kargonun miktarı, hacmi ve
durumuna ilişkin ifadeler ise, taşıyıcı tarafından gönderenin eşliğinde kontrol
edilmiş ve hava sevk fişinde ya da kargo makbuzunda kontrol edilmiş olarak
belirtilmedikleri ya da kargonun görünürdeki durumuna ilişkin olmadıkları
müddetçe taşıyıcı aleyhine delil teşkil etmeyecektir.
Madde 12-
Kargoyu Nizam Hakkı
1. Taşıma kontratındaki bütün yükümlülüklerini yerine
getirme sorumluluğuna tabi olarak gönderen kargoyu kalkış ya da varış
havaalanında geri çekmek, ya da herhangi bir inişte kargoyu sefer istikametinde
durdurmak, ya da kargonun varış yerinde veya sefer istikametinde daha önceden
tayin edilen bir alıcıdan başka birisine verilmesi için istekte bulunmak, ya da
kalkış havaalanına geri getirilmesini istemek suretiyle kargoyu nizam hakkına
sahiptir.Gönderen bu nizam hakkını taşıyıcı ya da diğer göndericilere zarar
verecek biçimde tatbik etmemeli ve bu hakkının tatbikinden kaynaklanan her
türlü masrafı ödemelidir.
2. Gönderenin talimatlarını yerine getirmek mümkün
değilse taşıyıcı göndereni derhal bilgilendirmelidir.
3. Eğer taşıyıcı, kargonun nizamı için gönderenin
talimatını hava sevk fişinin ya da kargo makbuzunun gönderen için olan
parçasının düzenlenmesini talep etmeksizin yerine getirirse, taşıyıcı,
gönderenden tazminat hakkı zarar görmeksizin, hava sevk fişi ya da kargo
makbuzunun o parçasını kanunen elinde bulunduran herhangi bir şahsa karşı bu
durumla ilgili olarak meydana gelecek her türlü zarardan sorumlu olacaktır.
4. Gönderene verilen hak, madde 13’e göre alıcının
haklarının başladığı anda sona erer. Bununla birlikte, alıcı kargoyu kabul
etmeyi reddederse, ya da alıcı ile bağlantı kurulamazsa, gönderen nizam hakkını
geri alır.
Madde 13-
Kargonun Teslimatı
1. Madde 12 kapsamında gönderenin hakkını tatbik ettiği
durumların haricinde, kargo varış yerine ulaştığında alıcı, ödenmesi gereken
masrafları ödemek ve taşımanın koşullarına uygunluk sağlamak suretiyle kargonun
kendisine teslim edilmesini isteyebilir.
2. Başka türlü anlaşma sağlanmadığı sürece, kargo
ulaşır ulaşmaz alıcıya bildirimde bulunmak taşıyıcının görevidir.
3. Eğer taşıyıcı kargonun kaybolduğunu kabul ederse, ya
da kargo ulaşmış olması gereken tarihten sonraki yedi (7) günün bitiminde
ulaşmamışsa alıcı; taşıma anlaşmasından doğan haklarını taşıyıcıya karşı
uygulama hakkına sahiptir.
Madde 14-
Gönderen ve Alıcı Haklarının Tatbiki
Gönderen ve alıcı, taşıma anlaşması tarafından tanzim
edilmiş yükümlülüklerini yerine getirmeleri koşuluyla, her biri kendi adına,
ama kendi çıkarına ya da bir başkasınınkine yönelik hareket ediyor olsun,
sırasıyla Madde 12 ve Madde 13 ile kendilerine verilen hakları tatbik
edebilirler.
Madde 15-
Gönderen ve Alıcının İlişkileri ya da Üçüncü Tarafların Karşılıklı İlişkileri
1. Madde 12, Madde 13 ve Madde 14, ne gönderen ile
alıcı arasındaki ilişkileri ve hakları, ne de gönderenden ya da alıcıdan
türemiş üçüncü tarafların karşılıklı ilişkilerini etkilemez.
2. Madde 12, Madde 13 ve Madde 14’ün koşulları sadece
hava sevk işi ya da kargo makbuzunda özel koşullar ile değiştirilebilir.
Madde 16-
Gümrük, Polis ve Diğer Kamu Otoritelerinin Formaliteleri
1. Gönderen, kargonun alıcıya teslim edilebilmesinden
önce, gümrük, polis ve diğer kamu otoritelerinin gerekliliklerini yerine
getirmek için gerekli olan bu tür bilgi ve böyle belgeleri sağlamalıdır.
Gönderen, hasar taşıyıcının, çalışanının ya da temsilcisinin bir kusuruna bağlı
olarak meydana gelmediği sürece, bu tür bilgi ve belgelerin yokluğu,
yetersizliği ve düzensizliğinden kaynaklanacak her türlü hasar için taşıyıcıya
karşı sorumludur.
2. Taşıyıcı, bu tür bilgi ve belgelerin doğruluğunu ya
da yeterliliğini araştırmak konusunda herhangi bir yükümlülük altında değildir.
III. BÖLÜM
Taşıyıcının Sorumluluğu ve Hasar İçin Tazminatın
Kapsamı
Madde 17-
Yolcuların Ölümü ve Yaralanması - Bagajın Hasara Uğraması
1. Taşıyıcı, bir yolcunun ölümü ya da bedensel
yaralanması durumunda uğranmış hasara karşı sadece; ölüm ya da yaralanmaya
sebebiyet veren kazanın hava aracının içinde ya da herhangi yükleme veya
boşaltma faaliyeti sırasında meydana gelmiş olması halinde sorumludur.
2. Taşıyıcı, kontrol edilmiş bagajın tahrip olması ya
da kaybolması ya da bagaja zarar gelmesi durumunda uğranmış hasara karşı
sadece, bagajın tahrip olmasına ya da kaybolmasına ya da bagaja zarar gelmesine
neden olan olayın hava aracı içinde ya da kontrol edilmiş bagajın taşıyıcının
sorumluluğu altında bulunduğu bir esnada meydana gelmiş olması halinde
sorumludur.Fakat, eğer hasar bagajın kendi içinde bulunan kusurlardan, bagajın
kalite ve kötülüğünden kaynaklanıyorsa, taşıyıcı bu kapsama kadar sorumlu
değildir. Kişisel eşyalar dahil olmak üzere, kontrol edilmemiş bagajların
olduğu durumlarda, eğer hasar taşıyıcının, ya da bir çalışanının ya da
acentesinin bir kusuruna bağlı olarak meydana gelmişse, taşıyıcı sorumludur.
3. Eğer taşıyıcı kontrol edilmiş bagajın kaybolduğunu
kabul ederse, ya da kontrol edilmiş bagaj ulaşmış olması gereken tarihten
sonraki yirmi bir (21) günün bitiminde ulaşmamışsa yolcu; taşıma anlaşmasından
doğan haklarını taşıyıcıya karşı uygulama hakkına sahiptir.
4. Başka türlü belirtilmediği müddetçe, bu Sözleşmede
“bagaj” terimi hem kontrol edilmiş bagaj hem de kontrol edilmemiş bagaj
anlamına gelir.
Madde 18-
Kargonun Hasara Uğraması
1. Taşıyıcı, kargonun tahrip olması ya da kaybolması ya
da kargoya zarar gelmesi durumunda uğranmış hasara karşı sadece, hasara bu
şekilde uğranmasına neden olan olayın hava yoluyla taşıma esnasında meydana
gelmiş olması durumunda sorumludur.
2. Fakat, eğer kargonun tahrip olmasının, kalbolmasının
ya da kargoya zarar gelmesinin aşağıda verilen olaylardan birinin ya da daha
fazlasının bir sonucu olarak meydana geldiğini ispatlarsa, taşıyıcı bu kapsama
kadar sorumlu değildir:
(a) kargonun kendi içinde bulunan kusurlardan, kargonun
kalite ve kötülüğünden;
(b) kargonun paketlenmesinin taşıyıcı, bir çalışanı ya
da acentesi dışında birisi tarafından kusurlu olarak yapılmış olmasından;
(c) savaş ya da silahlı çatışma;
(d) kargonun girişi, çıkışı ya da geçişi ile bağlantılı
olarak gerçekleştirilen bir kamu otoritesi faaliyeti.
3. Bu maddenin birinci paragrafınının anlamı dahilinde
hava yolu ile taşıma, kargonun taşıyıcının sorumluluğu altında bulunduğu dönemi
kapsamaktadır.
4. Hava yoluyla taşıma süresi, karada, deniz yoluyla ya
da kara içinde su yoluyla havaalanı dışında gerçekleştirilen herhangi taşıma
faaliyetini içermez. Eğer, bununla birlikte; yükleme, teslimat ya da aktarma
amacıyla bir hava yoluyla taşıma anlaşmasının yerine getirilmesinde bu tür
birtaşıma yer alırsa, aksi ispata tabi olacak biçimde, herhangi bir hasarın
hava yoluyla taşıma sırasında meydana gelen bir olayın neticesi olduğu
varsayılacaktır. Eğer bir taşıyıcı, taraflar arasında hava yoluyla taşıma
olacak biçimde anlaşması yapılmış bir taşımanın tamamının ya da bir kısmının
nakliyesini, gönderinin izni olmaksızın başka bir nakliye biçimi ile
değiştirecek olursa, başka bir nakliye biçimiyle yapılan bu tür bir taşıma hava
yoluyla taşıma süreci dahilinde sayılacaktır.
Madde 19-
Gecikme
Taşıyıcı; yolcuların, bagaj ve kargonun hava yoluyla
taşınmasındaki gecikmelerde meydana gelen hasardan sorumludur. Bununla birlikte
taşıyıcı, eğer kendisinin ya da çalışanlarının ve acentesinin hasardan kaçınmak
için gerekli kılınabilecek bütün önlemleri aldıklarını veya kendisi ya da
çalışanları ve acentaları için bu tedbirleri almanın olanaksız olduğunu
ispatlarsa, gecikmeden kaynaklanan hasar için sorumlu olmayacaktır.
Madde 20-
Beraat
Taşıyıcının, hasarın tazminat talep eden kişinin veya
kendisinin haklarını aldığı kişinin, kusuru ya da başka bir yanlış fiili ya da
ihmali neticesinde oluştuğunu ya da buna bir katkısı olduğunu kanıtlaması
durumunda, taşıyıcı hasara neden olan ya da katkısı bulunan bu tür kusurun, ya
da yanlış fiilin ya da ihmalin kapsamı doğrultusunda hak talep eden kişiye
karşı sorumluluklarından kısmen ya da tamamen temize çıkacaktır. Bir kişinin
ölümü ya da yaralanması nedeniyle bir başka şahıs tarafından tazminat talep
edildiğinde taşıyıcı aynı şekilde, hasara; ölen ya da yaralanan kişinin kusuru
ya da diğer yanlış bir fiili ya da ihmali sonucu neden olduğunu ya da katkısı
bulunduğunu ispatladığı ölçüde sorumluluklarından kısmen ya da tamamen temize
çıkacaktır. Bu madde 21’in ilk paragrafı dahil olmak üzere, bu Sözleşmedeki
bütün sorumluluk koşullarına tatbik edilecektir.
Madde 21-
Yolcuların Ölümü ya da Yaralanması Durumunda Tazminat
1. Her yolcu için 100 000 Özel Çekme Hakkını aşmayan Madde 17’nin 1.
paragrafı kapsamında doğan hasarlar için taşıyıcı, sorumluluğunu kabul etmeme
ya da sınırlama imkânına sahip olmayacaktır.
2. Taşıyıcı, her yolcu için 100 000 Özel Çekme Haklarının aşıldığı
kapsamda Madde 17’nin 1. paragrafı dahilinde doğan hasarlar için, aşağıda
verilenleri ispatlaması durumunda, sorumlu olmayacaktır:
(a) bu tür bir hasar taşıyıcının ya da onun çalışanları ya da
acentelerinin kusuru ya da diğer yanlış bir fiili ya da ihmali sonucu meydana
gelmiş olması; ya da
(b) bu tür bir hasar sadece üçüncü bir tarafın bir kusuru ya da diğer
yanlış bir fiili ya da ihmali sonucu meydana gelmiş olması.
Madde 22- Gecikme, Bagaj ve Kargoyla
Bağlantılı Olarak Sorumluluk Sınırları
1. Madde 19’da belirtilen biçimde yolcu taşımasındaki gecikmeden
kaynaklanan bir hasar olduğu durumlarda, taşıyıcının her yolcu için sorumluluğu
4 150 Özel Çekme Hakkı ile sınırlıdır.
2. Bagaj taşımacılığında, kontrol edilmiş bagajın taşıyıcının
sorumluluğuna verildiği anda yolcu bagajın ulaşacağı yerde teslimi ile ilgili
özel bir fayda beyanında bulunmadığı ve durumun gerektirmesi halinde ilave bir
ödeme yapmadığı müddetçe, taşıyıcının bagajın tahrip olması, kaybolması ya da
bagaja hasar gelmesi halinde her yolcu için sorumluluğu 1 000 Özel Çekme Hakkı
ile sınırlıdır. Diğer durumda, ödenecek toplamın, yolcunun varıştaki teslimatta
sağlayacağı gerçek faydadan fazla olduğunu ispatlamadığı müddetçe, taşıyıcı
beyan edilen toplamı aşmayan bir miktar ödemekle sorumlu olacaktır.
3. Kargo taşımacılığında, kontrol edilmiş kargonun taşıyıcının
sorumluluğuna verildiği anda gönderen kargonun ulaşacağı yerde teslimi ile
ilgili özel bir fayda beyanında bulunmadığı ve durumun gerektirmesi halinde
ilave bir ödeme yapmadığı müddetçe, taşıyıcının kargonun tahrip olması,
kaybolması ya da kargoya hasar gelmesi halinde her kilogram için sorumluluğu 17
Özel Çekme Hakkı ile sınırlıdır. Diğer durumda, ödenecek toplamın, gönderenin
varıştaki teslimatta sağlayacağı gerçek faydadan fazla olduğunu ispatlamadığı
müddetçe, taşıyıcı beyan edilen toplamı aşmayan bir miktar ödemekle sorumlu
olacaktır.
4. Kargonun bir parçasının ya da içindeki malzemelerden herhangi birinin
tahrip olması, kaybolması ya da gecikmesi durumunda, taşıyıcının sorumluluğunun
sınırlı olduğu miktarın belirlenmesinde dikkate alınacak ağırlık, sadece ilgili
paket ya da paketlerin ağırlığı olacaktır. Bunun yanı sıra, kargonun bir
parçasının ya da içindeki malzemelerden herhangi birinin tahrip olması,
kaybolması ya da gecikmesi, aynı sevk fişinin ya da aynı makbuzun ya da, basılı
değilse, Madde 4’ün 2. paragrafında anılan farklı bir yöntemin içerdiği aynı
kayıtların kapsadığı diğer paketlerin değerini etkiliyorsa, sorumluluk
sınırının belirlenmesinde bu tür bir paketin ya da paketlerin de toplam ağırlıkları
dikkate alınmalıdır.
5. Bir çalışanın ya da acentenin bir fiil ya da ihmalinin gerçekleşmesi
durumunda çalışan ya da temsilcinin istihdamları kapsamında hareket
ettiklerinin de ispatlanması kaydıyla, eğer hasarın, taşıyıcının, bir
çalışanının ya da temsilcisinin hasar vermek niyetiyle ya da hasarın muhtemelen
oluşacağı bilinerek dikkatsizce yaptığı bir fiili veya ihmali neticesinde
oluştuğu ispatlanırsa, bu maddenin 1. ve 2. paragraflarındaki koşullar geçerli
olmayacaktır.
6. Madde 21 ve bu maddede öngörülen sınırlar mahkemenin, kendi
kurallarına uygun olarak, ilaveten, faizler dahil olmak üzere dava
münasebetiyle davacının maruz kaldığı mahkeme masraflarının ve diğer
harcamaların tamamını ya da bir kısmını hüküm olarak vermesine engel olmaz.
Davanın mahkeme masrafları ve diğer harcamaları dışında, hükmedilen hasarın
miktarı; hasara neden olan olayın tarihinden itibaren altı aylık süreç
içerisinde ya da dava daha sonra ise başlangıcından önce taşıyıcının yazılı
olarak davacıya önerdiği miktarı geçmezse, yukarıda verilen koşul
uygulanmayacaktır.
Madde 23- Para Birimlerinin Dönüşümü
1. Özel Çekme Hakkı bağlamında bu Sözleşmede bahsedilen miktarlar,
Uluslararası Para Fonu tarafından tanımlanan Özel Çekme Hakkına atıfta
bulunuyor sayılacaktır. Adli yargılama durumunda, bu toplamların ulusal para
birimlerine çevirimi, yargılamanın yapıldığı tarih itibariyle bu tür ulusal
para birimlerinin Özel Çekme Hakkı bakımından değerine göre yapılacaktır.
Uluslararası Para Fonunun üyesi olan bir taraf devletin ulusal para biriminin
Özel Çekme Hakkı açısından değeri, Uluslararası Para Fonu tarafından
yargılamanın yapıldığı tarihte o devletin işlem ve para hareketi için tatbik
ettiği değerleme yöntemine uygun olarak hesaplanacaktır. Uluslararası Para
Fonunun üyesi olmayan bir taraf devletin ulusal para biriminin Özel Çekme Hakkı
açısından değeri, o devlet tarafından tayin edilen bir usule göre
hesaplanacaktır.
2. Bununla birlikte, Uluslararası Para Fonunun üyesi olmayan ve
kanunları bu maddenin birinci paragrafındaki koşulların uygulanmasına imkân
tanımayan devletler onaylanma ya da katılma zamanında ya da ondan sonraki
herhangi bir zamanda, Madde 21’de öngörülen taşıyıcıya ait sorumluluk
miktarının, kendi bölgeleri dahilinde yargılama sürecinde her yolcu için 1 500
000 parasal birimine, Madde 22’nin 1. paragrafı ile ilgili olarak yolcu başına
62 500 para birimine, Madde 22’nin 2. paragrafı ile ilgili olarak yolcu başına
15 000 para birimine ve Madde 2’nin 3. paragrafı ile ilgili olarak da kilogram
başına 250 para birimine karşılık gelen bir miktarda sabitlendiğini ilan
edebilir. Bu para birimi, altmış beş buçuk (65,5) miligram binde 900 ayar altın
değerine tekabül etmektedir. Bu miktarlar ondalıklı oranlarda ilgili ulusal
para birimine çevrilebilir. Bu meblağların ulusal para birimlerine çevirimi
devletin kanunlarına uygun olarak yapılacaktır.
3. Bu maddenin 1. paragrafının son cümlesinde bahsedilen hesaplama ve bu
maddenin 2. paragrafında bahsedilen dönüşüm yöntemi, bu maddenin ilk
paragrafının ilk üç cümlesinin uygulanması halinde ortaya çıkacağı üzere Madde
21 ve Madde 22’deki miktarlar için Taraf Devletin ulusal para biriminde mümkün
olduğunca aynı gerçek değeri yansıtacak biçimde gerçekleştirilmelidir. Taraf
Devletler, bu Sözleşmeye ait bir onaylama, kabul, onama ya da katılma belgesini
tevdi ederken veya bunlardan herhangi birinde bir değişiklik olduğunda, duruma
bağlı olarak, bu maddenin 1. paragrafına göre olan hesaplama usulünü ya da bu
maddenin 2. paragrafına konu çevirimin sonuçlarını depozitere bildirecektir.
Madde 24- Limitlerin Gözden Geçirilmesi
1. Madde 25’in koşullarına zarar vermeden ve aşağıda verilen pargraf
2’ye tâbi olmak kaydıyla, Madde 21, Madde 22 ve Madde 23’te öngörülen
meblağlar, Depoziter tarafından 5 (beş) yıllık zaman dilimlerinde gözden
geçirilecektir. Bu tür gözden geçirmelerin ilki, bu Sözleşmenin yürürlüğü
girdiği tarihten sonraki beşinci yılın sonunda, veya eğer sözleşme imzaya
açıldığı ilk tarihten itibaren beş yıl içerisinde yürürlüğe girmezse, yürürlüğe
girdiği tarihin ilk senesi içerisinde, bir önceki gözden geçirmeden bu zamana
ya da ilk durumda olduğu üzere bu Sözleşmenin yürürlüğe girdiği tarihten buyana
birikmiş enflasyon oranına tekabül eden bir enflasyon faktörüne atfen
gerçekleştirilecektir. Enflasyon faktörünü belirlemede kullanılacak enflasyon
oranı ölçüsü, Madde 23’ün 1. paragrafında bahsedilen Özel Çekme Hakkını
oluşturan Devletlerin Tüketici Fiyat Endekslerindeki yıllık artış ya da
azalmaların ağırlıklı ortalaması olacaktır.
2. Yukarıda verilen paragrafta anılan gözden geçirme de, enflasyon
faktörünün yüzde 10’u aştığı sonucuna varılırsa, Depoziter, Taraf Devletlere
sorumluluk sınırlarının tekrar gözden geçirilmesi hususunda bildirimde
bulunmalıdır. Bu tür herhangi bir gözden geçirme, Taraf Devletlere bildirildiği
tarihten altı (6) ay sonra yürürlüğe girecektir. Eğer Taraf Devletlere
bildirimde bulunulan tarihten sonraki üç (3) ay içerisinde Taraf Devletlerin
çoğunluğu onaylamadıklarını bildirirlerse, gözden geçirme yürürlüğe girmeyecek,
Depoziter bu konuyu Taraf Devletler toplantısına havale edecektir.
Depoziter, herhangi bir gözden geçirmenin yürürlüğe girecek sonuçlarını
derhal bütün Taraf Devletlere bildirecektir.
3. Bu maddenin ilk paragrafına karşın, taraf devletlerin üçte birinin
buna dair bir talep belirtmeleri halinde ve bir önceki gözden geçirmeden bu
zamana kadar geçen süre içerisinde ya da, daha önce yapılmış bir gözden geçirme
yoksa, bu Sözleşmenin yürürlüğe girdiği tarihten buyana, birinci praagrafta
anılan enflasyon faktörünün yüzde 30’u geçmiş olması koşuluna bağlı olarak, bu
maddenin ikinci paragrafında anılan prosedür, herhangi bir zamanda
uygulanacaktır. Bu maddenin birinci paragrafında tarif edilen prosedürü
kullanan müteakip gözden geçirmeler, bu paragrafın dahilindeki gözden
geçirmelerin tarihlerini takip eden beşinci yılın sonunda başlayan beş yıllık
zaman dilimlerinde gerçekleşecektir.
Madde 25- Limitlerin Şarta Bağlanması
Bir taşıyıcı, taşıma anlaşmasının; bu Sözleşme ile sağlanan sorumluluk
sınırlamalarından daha fazlasına tabi olmasını ya da sınırsız sorumluluğa tabi
olmasını şart koşabilir.
Madde 26- Sözleşmeye İlişkin Koşulların
Hükümsüzlüğü
Taşıyıcıyı bu Sözleşme kapsamında ortaya konmuş sorumluluklardan
kurtarmak ya da daha aşağı bir sınırda sabitlemek eğilimindeki herhangi biri
koşul geçersiz ve hükümsüz olacaktır, fakat herhangi bir koşulun hükümsüzlüğü,
bu Sözleşmenin hükümlerine tâbi kalacak olan kontratın tamamının hükümsüzlüğünü
gerektirmez.
Madde 27- Sözleşme Yapma Özgürlüğü
Taşıyıcının; herhangi bir taşıma kontratına taraf olmayı, bu Sözleşme
kapsamında mevcut olan herhangi bir korumadan feragat etmeyi, ya da bu Sözleşme
hükümleri ile zıtlık teşkil etmeyen koşullar koymayı reddetmesine bu Sözleşmede
yer alan hiçbir şey engel teşkil etmez.
Madde 28- Ön Ödemeler
Yolcuların ölümü ya da bedensel yaralanmaları ile sonuçlanan hava aracı
kazaları durumunda işletici, eğer kendi ulusal kanunları tarafından gerekli
kılınırsa, tazminat talep etme hakkına sahip gerçek kişi ya da kişilere onların
acil ekonomik gereksinimlerini karşılamak amacıyla herhangi bir gecikme
olmaksızın ön ödeme yapacaktır. Bu tür bir ödeme sorumluluğun tanınmasını
teşkil etmeyecek ve işletici tarafından daha sonra hasar olarak ödenecek
miktardan mahsup edilebilecektir.
Madde 29- Taleplerin Dayanakları
Bu Sözleşme kapsamında ya da kontrat ile ya da haksız fiil davası olarak
ya da başka türlü olsun, yolcu, bagaj ya da kargo taşınması ile ilgili olarak
bir şekilde meydana gelmiş hasarlara karşı açılmış bir dava; böyle bir davayı
açma hakkına sahip olan kişilerin kim oldukları ve kendi haklarının neler
oldukları hususuna zarar getirmeksizin, sadece bu Sözleşmede tayin edilen
koşullara ve sorumluluk sınırlarına tâbi olacak biçimde açılabilir. Bu tür
herhangi bir davada cezayı gerektirici, örnek teşkil eden ya da tazminat
hükmünde olmayan hasarlar telafi edilir olmayacaktır.
Madde 30- Çalışanlar, Acenteler -
Taleplerin Biraraya Getirilmesi
1. Eğer Sözleşmenin bilgili olduğu bir hasardan dolayı bir taşıyıcının
çalışanı ya da acentası aleyhinde bir dava açılmışsa, bu çalışan ya da acente;
istihdamlarının kapsamı dahilinde hareket ettiklerini ispatlarlarsa, bu
Sözleşme kapsamında taşıyıcının başvurma hakkına sahip olduğu koşul ve
sorumluluk sınırlarından yararlanma hakkına sahip olacaklardır.
2. Böyle bir durumda taşıyıcıdan, çalışan ya da acentelerinden
alınabilecek miktarların toplamı, anılan limitleri aşmamalıdır.
3. Kargonun taşınmasına ilişkin hususlar dışında, hasarın bir
çalışanının ya da acentenin hasar vermek niyetiyle ya da hasarın muhtemelen
oluşacağı bilinerek dikkatsizce yaptığı bir fiili veya ihmali neticesinde
oluştuğu ispatlanırsa, bu maddenin 1. ve 2. paragraflarında verilen koşullar
geçerli olmayacaktır.
Madde 31- Şikayetlerin Zamanına Uygun
Olarak Yapılması
1. Kontrol edilmiş bagaj ya da kargoyu teslim almaya yetkili şahıs
tarafından şikayetsiz olarak alınması, bagaj ve kargonun iyi koşullarda ve
sırasıyla Madde 3’ün 2. paragrafında ve Madde 4’ün 2. paragrafında anılan
taşıma dokümanına ya da farklı yöntemlerin içerdiği kayıtlara uygun olduklarına
dair kesin olmayan karine teşkil eder.
2. Hasar durumunda, teslim almaya yetkili şahıs hasarın fark
edilmesinden sonra derhal ve en geç, kontrol edilmiş bagajlar durumunda alınan
tarihten itibaren yedi (7) gün içerisinde ve kargo halinde de alınılan tarihten
itibaren on dört (14) gün içerisinde taşıyıcıya şikayette bulunmalıdır. Gecikme
durumunda şikayet, en geç bagaj ya da kargonun kendi kullanımına verilmiş
olması gereken tarihten itibaren yirmi bir (21) gün içerisinde yapılmalıdır.
3. Her şikayet, yazılı olmalı ve sözü edilen süreler içerisinde
verilmeli ya da gönderilmelidir.
4. Eğer yukarıda bahsedilen süreler içerisinde bir şikayette
bulunulmazsa, taşıyıcının kötü niyeti olması dışında, taşıyıcı aleyhinde bir
dava olamaz.
Madde 32- Sorumlu Şahsın Vefatı
Sorumlu şahsın ölmesi durumunda, bu Sözleşme koşulları kapsamındaki
sorumluluğa ilişkin bir dava, bu şahsın terekelerini kanunen temsil eden
şahıslar aleyhinde olacaktır.
Madde 33- Yargılama Hakkı
1. Hasarlar için bir dava, davacının tercihine bağlı olarak, taraf
devletlerden birinin sınırları dahilinde, ya taşıyıcının ikametinin ya da esas
iş yerinin bulunduğu yerin, ya da taşıyıcının sahip olduğu bir iş yerinin
bulunduğu ve bu sözleşmenin aracılığıyla yapıldığı yerin mahkemelerinde ya da
varış yerindeki mahkemelerde açılmalıdır.
2. Yolcunun ölümü ya da yaralanmasından kaynaklanan hasarlar açısından,
bir dava bu maddenin birinci paragrafında değinilen mahkemelerden birinde, ya
da kazanın gerçekleştiği esnada yolcunun esas ve daimi ikametgahının bulunduğu
ve taşıyıcının gerek kendi hava aracıyla gerek ticari bir anlaşmaya göre bir
başka taşıyıcının hava aracıyla gerçekleştirdiği hava yoluyla yolcu taşıma için
hizmet faaliyetlerini yürüttüğü ve taşıyıcının kendisinin ya da ticari
anlaşmalı olduğu başka bir taşıyıcıya ait ya da kiralanmış bina ve
müştemilattan hava yoluyla taşınması işini yürüttüğü bir taraf devletin
sınırları dahilindeki mahkemelerden birinde açılabilir.
3. Paragraf 2’nin amacı doğrultusunda;
(a) “ticari anlaşma”, taşıyıcılar arasında yapılmış, acentelik
anlaşmasından farklı ve taşıyıcıların hava yoluyla yolcu taşıma için ortak
hizmetlerinin koşullarına ilişkin anlaşma anlamına gelmektedir;
(b) “esas ve daimi ikametgah” kaza anında yolcunun sabit ve daimi evi
anlamına gelmektedir. Yolcunun milliyeti bu bağlamda belirleyici faktör
olmayacaktır.
4. Yargılama Usulü sorunları, davaya bakan mahkemenin kurallarınca
çözülecektir.
Madde 34- Tahkim
1. Bu maddenin koşullarına tâbi olmak kaydıyla, kargo için taşımacılık
kontratının tarafları, bu Sözleşme kapsamındaki taşıyıcı sorumluluklarına
ilişkin ihtilafların tahkim yoluyla çözülmesini şart koşabilirler. Bu tür bir
anlaşma yazılı olacaktır.
2. Hak talebinde bulunanın tercihine bağlı olarak, tahkim usulleri;
madde 33’te anılan yargılama yetkilerinin biri dahilinde olacaktır.
3. Hakem ya da uyuşmazlık mahkemesi bu Sözleşmenin koşullarını
uygulayacaktır.
4. Bu maddenin 2. ve 3. paragraflarının koşulları her tahkim hükmü ya da
anlaşmasının bir parçası sayılacak ve bunlar tahkim hükmü ya da anlaşmasının
sözkonusu paragraflara aykırı herhangi bir şartı geçersiz ve hükümsüz
olacaktır.
Madde 35- Davaların Sınırları
1. Eğer bir dava, varış yerine ulaşma tarihinden ya da hava aracının
ulaşmış olması gereken ya da taşımanın durdurulduğu tarihten itibaren
hesaplanan iki (2) yıllık bir süreç içerisinde açılmazsa, hasara dair haklar
geçersiz olacaktır.
2. Bu sürecin hesaplanması yöntemi, davaya bakan mahkemenin kuralları
tarafından tayin edilecektir.
Madde 36- Müteselsil Taşıma
1. Muhtelif müteselsil taşıyıcılar tarafından gerçekleştirilecek ve
Madde 1’in 3. paragrafında verilen tanımın kapsamına giren bir taşıma
durumunda; yolcu, bagaj ve kargo kabul eden her taşıyıcı, bu Sözleşmede konulan
kurallara tâbidir ve taşıma kontratı, kendi nezaretinde gerçekleştirilen
taşımanın o kısmı ile ilgili olduğu oranda taşıma kontratının taraflarından
biri sayılacaktır.
2. Bu şekilde yapılan bir taşıma durumunda, ilk taşıyıcının özel bir
anlaşma kapsamında yolculuğun tamamına ait sorumluluğu üstlendiği durumların
dışındaki hallerde, kendisi ile ilgili olarak tazminat hakkına sahip yolcu ya
da herhangi bir kişi, davayı sadece kaza ya da gecikmenin meydana geldiği anda
taşımayı gerçekleştiren taşıyıcıya karşı açabilir.
3. Bagaj ya da kargo konusunda, yolcu ya da gönderici ilk taşıyıcı
aleyhinde ve teslim almaya yetkili yolcu ya da alıcı son taşıyıcı aleyhinde ve
daha da ötesinde, bunlardan her biri tahribat, kayıp, hasar ya da gecikmenin
meydana geldiği esnada taşımayı gerçekleştiren taşıyıcı aleyhinde dava açma
hakkına sahiptir. Taşıyıcılar yolcuya, gönderene ya da alıcıya karşı ortaklaşa
ve ayrı ayrı sorumlu olacaktır.
Madde 37- Üçüncü Taraflara Rücu Hakkı
Bu Sözleşmede yer alan hiçbir şey, koşullarına uygun biçimde bir
hasardan sorumlu bir şahsın herhangi başka bir şahsa karşı rücu hakkına sahip
olup olmadığı hususuna halel getiremez.
IV.
BÖLÜM
Birleşik
Taşıma
Madde 38- Birleşik Taşıma
1. Bir kısmı hava yoluyla bir kısmı da başka türlü bir taşıma biçimiyle
gerçekleştirilen birleşik taşıma durumlarına, Madde 18’in 2. paragrafına tâbi
olarak bu Sözleşmenin koşulları, hava yoluyla taşıma Madde 1’in koşulları
kapsamında kalmak kaydıyla, sadece hava yoluyla yapılan taşımalar için geçerli
olacaktır.
2. Bu Sözleşmenin koşulları hava yoluyla taşımaya uyduğu sürece,
birleşik taşıma durumlarında bu Sözleşmede yer alan hiçbir şey, tarafların
diğer taşıma biçimlerine ilişkin hava yoluyla taşıma koşulları dokümanı
eklemelerine engel olmaz.
V.
BÖLÜM
Anlaşmalı
Taşıyıcıdan Farklı Bir Kişi Tarafından
Gerçekleştirilen
Hava Yoluyla Taşıma
Madde 39- Anlaşmalı Taşıyıcı - Gerçek
Taşıyıcı
Bu Bölümün şartları, bir kişi (buradan itibaren “anlaşmalı taşıyıcı”
olarak anılacaktır) bu Sözleşmenin hükümlerine tâbi bir taşıma kontratını esas
kişi olarak bir yolcu ya da gönderen ile ya da yolcu veya gönderen adına
hareket eden bir şahıs ile yaptığında ve anlaşmalı taşıyıcıdan aldığı yetkiyle,
ancak bu Sözleşmenin anlamı kapsamında müteselsil taşıyıcı kısmı ile ilgili
olmadan, taşımanın tamamını ya da bir kısmını bir başkası (buradan itibaren
“gerçek taşıyıcı” olarak anılacaktır) gerçekleştirdiğinde uyglulanır. Bu tür
bir yetki, aksi ispat edilmedikçe varsayılacaktır.
Madde 40- Anlaşmalı ve Gerçek
Taşıyıcıların Kendi Sorumlulukları
Eğer, Madde 39’da anılan kontrata göre, bu Sözleşmenin hükümlerine tabi
bir taşımanın tamamını ya da bir kısmını gerçek bir taşıyıcı gerçekleştirirse;
hem anlaşmalı hem de gerçek taşıyıcı, ilki kontratta tasarlanmış taşımanın
tamamı, ikincisi ise gerçekleştirmiş olduğu taşıma için, bu Bölümde başka
şekilde öngörülmemesi halinde, bu Sözleşmenin koşullarına tâbi olacaktır.
Madde 41- Müşterek Sorumluluk
1. İstihdamlarının kapsamı dahilinde hareket eden gerçek taşıyıcının,
çalışanlarının ya da acentelerinin fiil ve ihmalleri, gerçek taşımacı
tarafından gerçekleştirilen taşıma ile bağlantılı olarak, aynı zamanda
anlaşmalı taşıyıcının da fiil ve ihmalleri olarak sayılacaktır.
2. İstihdamlarının kapsamı dahilinde hareket eden anlaşmalı taşıyıcının,
çalışanlarının ya da acentelerinin fiil ve ihmalleri, gerçek taşıyıcı tarafından
gerçekleştirilen taşıma ile bağlantılı olarak, aynı zamanda gerçek taşıyıcının da
fiil ve ihmalleri olarak sayılacaktır. Bununla birlikte, bu tür fiil ve
ihmaller gerçek taşıyıcıyı Madde 21, Madde 22, Madde 23 ve Madde 24’te anılan
miktarları aşan sorumluluklara tâbi kılmayacaktır. Anlaşmalı taşıyıcının bu Sözleşme
tarafından getirilmeyen yükümlülükleri ya da bu Sözleşme ile getirilen
haklardan feragat ve savunmaları ya da Madde 22’de tasarlanan varışta teslimata
dair bir isteğin özel bir deklarasyonunu kapsamında üstlendiği herhangi bir
özel anlaşma, aksi kararlaştırılmadıkça gerçek taşıyıcıyı etkilemeyecektir.
Madde 42- Şikayet ve Talimatların
Muhatabı
Taşıyıcıya bu Sözleşme kapsamında yapılacak, her türlü şikayet ya da
verilecek her türlü talimat, anlaşmalı taşıyıcıya ya da gerçek taşıyıcıya
muhatap olmasına bakılmaksızın, eşit etkiye sahip olacaktır. Bununla birlikte,
Madde 12’de anılan talimatlar, sadece anlaşmalı taşıyıcıya muhatap olduğunda
etkili olabilecektir.
Madde 43- Çalışanlar ve Acenteler
Gerçek taşıyıcı tarafından gerçekleştirilen bir taşımayla bağlantılı
olarak, gerçek taşıyıcının ya da anlaşmalı taşıyıcının herhangi bir çalışanı ya
da acentesi, istihdamları kapsamı dahilinde hareket ettiklerini ispatlamaları
halinde, bu Sözleşmeye uygun olarak sorumluluk sınırlarına başvurulmasına engel
teşkil edecek şekilde tasarrufta bulunmuş oldukları ispatlanmadığı müddetçe, bu
Sözleşme kapsamında taşıyıcıya uygulanabilir koşul ve sorumluluk sınırlarından
yararlanırlar.
Madde 44- Hasarların Bir Araya
Getirilmesi
Gerçek taşıyıcı tarafından gerçekleştirilen bir taşımayla ilgili olarak,
gerçek taşıyıcı ve anlaşmalı taşıyıcıdan ve bunların, istihdamları kapsamı
dahilinde hareket eden, çalışan ve acentelerinden tahsil edilebilecek
miktarların birleşimi; bu Sözleşme dahilinde anlaşmalı taşıyıcı ya da gerçek
taşıyıcı aleyhinde verilebilecek en yüksek miktarı aşmamalıdır, fakat
bahsedilen şahıslardan hiçbiri o şahsa uygulanabilir sınırlardan fazlası bir
miktara karşı sorumlu olmayacaktır.
Madde 45- Taleplerin Muhatabı
Gerçek taşıyıcı tarafından gerçekleştirilen bir taşımayla ilgili bir
dava, davacının tercihine bağlı olarak; gerçek taşıyıcı ya da anlaşmalı
taşıyıcı aleyhinde, ya da her ikisine birlikte ya da ayrı ayrı açılabilir.
Eğer dava bu taşıyıcılardan sadece bir tanesi aleyhinde açılmışsa,
prosedürler ve etkileri davaya bakan mahkemenin tasarrufunda bulunmak üzere,
davalı taşıyıcı yargılama sürecine diğer taşıyıcının da katılmasını isteme
hakkına sahiptir.
Madde 46- İlave Yargılama Yetkisi
Madde 45’te tasarlanan, hasarlar için her türlü dava, davacının tercihi
doğrultusunda, Taraf Devletlerden birinin sınırları dahilinde, ya Madde 33’de
verildiği üzere anlaşmalı taşıyıcı aleyhinde bir davanın açılabileceği bir
mahkemede ya da, gerçek taşıyıcının ikametinin ya da esas iş yerinin bulunduğu
yerde yargılama yetkisine sahip bulunan bir mahkemede açılmalıdır.
Madde 47- Sözleşmeye İlişkin Koşulların
Hükümsüzlüğü
Anlaşmalı taşıyıcıyı ya da gerçek taşıyıcıyı bu Sözleşme kapsamında
ortaya konmuş sorumluluklardan kurtarmak ya da daha aşağı bir sınırda
sabitlemek eğilimindeki kontrata ilişkin herhangi bir koşul geçersiz ve
hükümsüz olacaktır, fakat bu hükümsüzlük, bu Sözleşmenin koşullarına tâbi
kalacak olan kontratın tamamının hükümsüzlüğünü gerektirmez.
Madde 48- Anlaşmalı ve Gerçek Taşıyıcı
Arasındaki Karşılıklı İlişkiler
Madde 45’te verilenin haricinde, bu bölümde yer alan hiçbir şey, rücu ve
tazminat hakkı da dahil olmak üzere, taşıyıcıların kendi aralarındaki hak ve
yükümlülüklerini etkilemeyecektir.
VI.
BÖLÜM
Diğer
Koşullar
Madde 49- Zorunlu Uygulamalar
Hasarın oluşmasından önce taşıma kontratında ya da bütün özel
anlaşmalara dahil edilmiş, taraflarca uygulanacak hukuku tayin etmek ya da
yargılama hakkına ilişkin kuralı değiştirmek suretiyle Sözleşme ile ortaya
konmuş kuralların ihlali olarak yorumlanan herhangi bir hüküm geçersiz olacaktır.
Madde 50- Sigorta
Taraf Devletler, taşıyıcılarından bu Sözleşme dahilindeki
sorumluluklarını kapsayan yeterli bir sigorta ya da garanti vermelerini talep
edecektir. Bir taşıyıcıdan, sınırları dahilinde faaliyet gösterdiği Taraf
Devlet tarafından, bu Sözleşme kapsamındaki sorumluluklarını kapsayan bu tür
yeterli bir sigortası bulunduğuna dair kanıt göstermesi istenebilir.
Madde 51- Olağanüstü Koşullarda
Gerçekleştirilen Taşıma
Taşıyıcının işinin normal kapsamı dışında olağanüstü koşullarda
gerçekleştirilmiş taşımalar durumunda, taşımanın dokümantasyonuna ilişkin 3’ten
5’e kadar ve 7. ve 8. Maddeler uygulanmayacaktır.
Madde 52- Günlerin Tanımı
Bu Sözleşmede kullanılan “günler” ifadesi, normal çalışma günleri değil,
takvim günleri anlamına gelmektedir.
VII.
BÖLÜM
Nihai
Şartlar
Madde 53- İmzalama, Onaylama ve Yürürlüğe
Girme
1. Bu Sözleşme, 10-28 Mayıs 1999 tarihleri arasında Montreal’de yapılan
Uluslararası Hava Hukuku Konferansına katılan Devletler tarafından 28 Mayıs
1999 tarihinde imzaya açılacaktır. Bu Sözleşme 28 Mayıs 1999 tarihinden sonra,
bu maddenin 6. paragrafına uygun olarak yürürlüğe gireceği zamana kadar
Montreal’deki uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatının (ICAO) Genel Merkezinde
bütün Taraf Devletlerin imzasına açılacaktır.
2. Bu Sözleşme, aynı şekilde Bölgesel Ekonomik Entegrasyon Teşkilatları
içinde imzaya açık olacaktır. Bu Sözleşmenin amaçlarına uygun olarak, “Bölgesel
Ekonomik Entegrasyon Teşkilatı” belirli bir bölgenin bu Sözleşme tarafından
idare edilen belirli konularında yeterliliğe sahip ve bu Sözleşmeyi imzalamak,
onaylamak, onamak, kabul etmek ve bu Sözleşmeye katılmak konusunda gereğince
yetkili, özerk devletler tarafından teşkil edilmiş herhangi bir teşkilat anlamına
gelmektedir. Madde 2’nin 1. paragrafı, Madde 3’ün 1 (b), paragrafı, Madde 5’in
(b) paragrafı, Madde 23, Madde 33, Madde 46 ve Madde 57’nin (b) paragrafı
dışındaki yerlerde bu Sözleşme içindeki bir “Taraf Devlet”e ya da “Taraf Devletler”e
yapılan bir atıf, aynı şekilde bir Bölgesel Ekonomik Entegrasyon teşkilatı için
de geçerlidir. Madde 24’ün amacına uygun olarak, “Taraf Devletlerin çoğunluğu”
ve “Taraf Devletlerin üçte biri” için yapılan atıflar, Bölgesel Ekonomik Entegrasyon
Teşkilatları için geçerli olmayacaktır.
3. Bu Sözleşme, onu imzalamış olan Taraf Devletler ve Bölgesel Ekonomik
Entegrasyon Teşkilatları tarafından onaylanmaya tâbi olacaktır.
4. Bu Sözleşmeyi imzalamayan herhangi Taraf Devlet ya da Bölgesel
Ekonomik Entegrasyon Teşkilatı bu Sözleşmeyi herhangi bir zamanda kabul
edebilir, onaylayabilir ya da katılabilir.
5. Onaylama, kabul, onama ya da katılma belgeleri, burada Depoziter
olarak tayin edilen Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatına gönderilecektir.
6. Bu Sözleşme, Depoziter ile ona onaylama, kabul, onama ya da katılma
belgelerini gönderen devletlerin bu tür belgelerden otuzuncusunu (30)
yatırdıkları tarihten sonraki altmışıncı (60) günde yürürlüğe girecektir. Bir
Bölgesel Ekonomik Entegrasyon Teşkilatı tarafından gönderilen bir belge, bu
paragrafın amacı doğrultusunda sayılmayacaktır.
7. Diğer Devletler ve diğer Bölgesel Ekonomik Entegrasyon Teşkilatları
için bu Sözleşme, onaylama, kabul, onama ya da katılma belgesinin
gönderilmesinden altmış (60) gün sonra yürürlüğe girecektir.
8. Depoziter, Sözleşmeyi imzalayan bütün Devletleri ve Taraf Devletleri
aşağıdakiler konusunda derhal haberdar edecektir.
(a) her seferinde bu Sözleşmenin imzalanması ve tarihi;
(b) her seferinde onaylama, kabul, onama ya da katılma belgesinin
gönderilmesi ve tarihi;
(c) bu Sözleşme kapsamında tesis edilen sorumluluk sınırlarına ilişkin
her gözden geçirmenin yürürlüğe giriş tarihi.
(e) Madde 54 kapsamında yapılacak tüm bildirimler.
Madde 54- Fesih
1. Herhangi bir Taraf Devlet, Depozitere yazılı bildirimde bulunmak
suretiyle bu Sözleşmeyi feshedebilir.
2. Fesih bildiriminin Depozitere ulaştığı tarihten yüz seksen (180) gün
sonra yürürlüğe girecektir.
Madde 55- Varşova Sözleşmesinin Diğer
Belgeleriyle İlişki
Bu Sözleşme;
1. Bu Sözleşmenin Taraf Devletlerinin,
(a) 12 Ekim 1929 tarihinde Varşova’da imzalanan Hava Yoluyla Taşımacılığa İlişkin Belirli Kuralların Birleştirilmesi
İçin Sözleşme’ye (buradan itibaren Varşova Sözleşmesi olarak anılacaktır);
(b) 28 Eylül 1955 tarihinde Lahey’de yapılan, 12 Ekim 1929 tarihinde Varşova’da imzalanmış Hava Yoluyla Taşımacılığa
İlişkin Belirli Kuralların Birleştirilmesi İçin Sözleşmenin Değiştirilmesi için
Protokol’e (buradan itibaren Lahey Protokolü olarak anılacaktır):
(c) 18 Eylül 1961 tarihinde Guadalajara’da imzalanan Anlaşmalı Taşıyıcıdan Başka Bir Kişi
Tarafından Gerçekleştirilen Hava Yoluyla Taşımacılığa İlişkin Belirli
Kuralların Birleştirilmesi İçin Varşova Sözleşmesine İlave Sözleşme’ye
(buradan itibaren Guadalajara Sözleşmesi olarak anılacaktır);
(d) 8 Mart 1971 tarihinde Guatemala City’de imzalanan, 28 Eylül 1955 Tarihinde Lahey’de Yapılan
Protokolle Değiştirilmiş, 12 Ekim 1929 tarihinde Varşova’da İmzalanmış Hava
Yoluyla Taşımacılığa İlişkin Belirli Kuralların Birleştirilmesi İçin
Sözleşmenin Değiştirilmesi İçin Protokol’e (buradan itibaren Guatemala City
Protokolü olarak anılacaktır);
(e) 25 Eylül 1975 tarihinde Montreal’de imzalanan Lahey Protokolü ile Değiştirilen Varşova Protokolünü ya da Lahey
Protokolü ve Guatemala City Protokolü ile değiştirilen Varşova Protokolünü
Değiştirmek İçin İlave Protokol No: 1-3 ve Montreal Protokolü No: 4’e
(buradan itibaren Montreal Protokolleri olarak anılacaktır)
taraf olmaları münasebetiyle bu taraflar arasındaki, ya da
2. yukarıda verilen alt-paragraflar (a)-(e)’de anılan belgelerden birine
ya da daha fazlasına taraf olması nedeniyle bu Sözleşmenin tek bir Taraf
Devletinin sınırları dahilinde,
hava yoluyla uluslararası taşımacılığa uygulanan herhangi bir kurala
üstün olacaktır.
Madde 56- Birden Fazla Hukuk Sistemi Olan
Devletler
1. Eğer bir devletin, bu Sözleşmede ilgilenilen konularla bağlantılı
olarak uygulanabilecek farklı sistemlerin bulunduğu iki (2) ya da daha fazla
bölgesel birimi varsa, bu devlet bu Sözleşmenin onaylandığı, kabul edildiği,
onandığı ya da bu Sözleşmeye katılındığı zamanda yine bu Sözleşmenin bütün
bölgesel birimlerine ya da birine ya da daha fazlasına uygulanacağını deklare edebilir ve bu
deklarasyonu başka bir bildirim sunmak suretiyle herhangi bir zamanda değiştirebilir.
2. Bu tür herhangi bir deklarasyon depozitere bildirilecektir ve
Sözleşmenin hangi bölgesel birimlerine uygulandığı açıkça ifade edilecektir.
3. Bu tür bir deklarasyon yapmış bir taraf devlete ilave olarak:
(a) “ulusal para birimi”ne dair Madde 23’te yapılan atıflar, o devletin
ilgili bölgesel biriminin para birimine de atfediliyor şeklinde anlaşılmalıdır;
(b) “ulusal kanun”a dair Madde 28’de yapılan atıflar, o devletin ilgili
bölgesel biriminin kanunlarına da atfediliyor şeklinde anlaşılmalıdır.
Madde 57- Çekinceler
Taraf bir devletin herhangi bir zamanda Depozitere hitaben bir
bildirimle, bu Sözleşmenin aşağıda verilenlere uygulanmayacağını deklare
edebilecek olmasının haricinde bu Sözleşmeye herhangi bir çekince
konamayacaktır.
(a) egemen bir devlet olarak kendi işlev ve vazifeleri bakımından ticari
olmayan amaçlar için doğrudan o Taraf Devlet tarafından gerçekleştirilen ve
işletilen hava yoluyla uluslararası taşımacılık; ve/veya
(b) o Taraf Devlette kayıtlı ya da
o Taraf Devlet tarafından kiralanmış olup, tüm kapasitesi o Taraf
Devletin askeri makamlarınca ya da bu makamlar adına ayrılmış olan hava
araçlarında söz konusu askeri makamların yolcu, kargo ve bagaj taşımaları.
Yukarıdaki hususlar muvacehesinde, usulünce yetkilendirilmiş aşağıda
imzası tam yetkili temsilciler bu Sözleşmeyi imzalamışlardır. İngilizce,
Arapça, Çince, Fransızca, Rusça ve İspanyolca dillerinde bütün metinler eşit
biçimde güvenilir olarak, Bin dokuz yüz doksan dokuz yılının Mayıs ayının 28.
gününde Montreal’de yapılmıştır. Bu Sözleşme Uluslararası Sivil Havacılık
Teşkilatının arşivlerinde saklanacak, ve Sözleşmenin onaylı nüshaları Depoziter
tarafından bu Sözleşmenin bütün Taraf Devletlerine olduğu kadar Varşova
Sözleşmesinin, Lahey Protokolünün, Guadalajara Sözleşmesinin Guatemala City
Protokolünün ve Montreal Protokollerinin bütün Taraf Devletlerine
iletilecektir.
ÇEKİNCE BEYANI
Ben, Abdullah Gül, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı olarak,
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin, 1999 yılında Montreal’de imzalanan
Hava Yoluyla Uluslararası Taşımacılığa İlişkin Belirli Kuralların
Birleştirilmesine Dair Sözleşme’nin 57. maddesine uygun olarak aşağıda maruz
çekinceyi koyduğunu İLAN EDERİM.
“Söz konusu Sözleşme, egemen bir devlet olarak kendi işlev ve vazifeleri
bakımından ticari olmayan amaçlar için doğrudan Türkiye Cumhuriyeti tarafından
gerçekleştirilen ve işletilen hava yoluyla uluslararası taşımacılığa ve Türkiye
Cumhuriyeti Devletinde kayıtlı ya da onun tarafından kiralanmış olup, tüm
kapasitesi Türk askeri makamlarınca ya da bu makamlar adına ayrılmış olan hava
araçlarında söz konusu askeri makamların yolcu, kargo ve bagaj taşımalarına
uygulanmayacaktır.”
İmzam ve mührüm buna tanıktır.
Ankara,
...........(tarih)
(İmza)