ASKERÎ
MAHKEMELER KURULUŞU VE YARGILAMA USULÜ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN
Kanun No. 5530 |
|
Kabul Tarihi : 29/6/2006 |
MADDE 1- 25/10/1963 tarihli ve 353 sayılı Askerî
Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanununun 3 üncü maddesinin birinci
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Askerî mahkemelerde bulunacak subay üyelerin, en az yüzbaşı rütbesinde
muharip sınıftan olmaları, sanığın astı ve yargılama süresince en yakın amiri
olmamaları ve taksirli suçlar hariç, bir suçtan hükümlü bulunmamaları şarttır.”
MADDE 2- 353 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (A) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“A) Muvazzaf askerler; subaylar, astsubaylar, askerî öğrenciler, uzman
jandarmalar, uzman erbaşlar, erbaş ve erler,”
MADDE 3- 353 sayılı Kanunun 11 inci maddesi başlığı
ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Yabancı asker kişilerin askerî mahkemelerde yargılanmaları:
MADDE 11- Uluslararası anlaşmalar gereğince yabancı asker kişilerin
askerî mahkemede yargılanmalarını gerektiren suçları hakkında soruşturma ve
kovuşturma yapılması Millî Savunma Bakanının iznine bağlıdır.”
MADDE 4 - 353 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi başlığı ile
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Barış zamanında sivil kişilerin Askerî Ceza Kanununa tâbi suçlarında yargılama mercii:
MADDE 13- Askerî Ceza Kanununun 55, 56, 57, 58, 59, 61, 63, 64, 75, 79,
80, 81, 93, 94, 95, 114 ve 131 inci maddelerinde yazılı suçlar, askerî
mahkemelerin yargı yetkisine tâbi olmayan sivil kişiler tarafından barış
zamanında işlenirse; bu kişilerin yargılanması, adlî yargı mahkemeleri
tarafından, Askerî Ceza Kanunu hükümleri uygulanmak suretiyle yapılır.”
MADDE 5- 353 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin (G) ve
(H) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı maddeye aşağıdaki (I)
bendi eklenmiştir.
“G) 1632 sayılı Askerî Ceza Kanununun 55, 56, 57, 58, 59, 63, 64, 75,
78, 80, 81, 93, 94, 95, 100, 101, 102, 124, 125 ve 127 nci maddelerinde yazılı suçlara ait
davalar,
H) İlan olunan harekât bölgesinde, birinci derece askerî yasak bölgeler
içinde veya nöbet yerlerinde karakollarda kışla ve karargâhlarda, askerî
kurumlarda, yerleşme ve konaklama amacıyla kullanılan bina ve mahaller içinde
askerlere karşı işlenen 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun
86, 106, 108, 113, 125 ve 265 inci maddelerinde yazılı suçlara ait davalar,
I) Nöbet, devriye, karakol, inzibat, askerî trafik, kolluk veya kurtarma
ve yardım görevi yapan askerlere karşı bu görevleri yaptıkları sırada işlenen
(H) bendinde yazılı suçlara ait davalar.”
MADDE 6- 353 sayılı Kanunun 19 uncu maddesi başlığı ile
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Tek hâkimle ve kurulla bakılacak işler:
MADDE 19- Subay ve astsubayların işledikleri suçlara ait davalar hariç
olmak üzere, adlî para cezasını veya yukarı haddi üç yıla kadar hapis cezasını
gerektiren Askerî Ceza Kanununda ve diğer kanunlarda yazılı suçları
işleyenlerin davalarına ve suç konusu olmayan eşyanın müsaderesine askerî
mahkemelerin hâkim sınıfından olan üyelerinden birisi tarafından bakılır.
Bir kimse tarafından işlenmiş müteaddit fiillerin yargılanması en ağır
cezayı gerektiren fiile bakmakla görevli mahkemeye aittir. Fiilde irtibat
hâlinde de aynı hüküm uygulanır. Suçun subay ve astsubayla birlikte işlenmesi
hâlinde birinci fıkra hükmü uygulanmaz.
Birinci fıkrada yazılı suçlarla ilgili soruşturmalarda hâkim kararı
gerektiren her türlü işleme ait kararlar, askerî mahkemenin hâkim sınıfından
olan üyelerinden birisi tarafından verilir. Bu kararlara karşı itirazı
incelemeye, en yakın askerî mahkeme yetkilidir.
İddianamenin kabulünden sonra, yargılamanın tek hâkimle yürütülmesi
gerektiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilemez.
Görülmekte olan davalar nedeniyle tek hâkim ile askerî mahkeme kurulu
arasında çıkan görev uyuşmazlıklarını Askerî Yargıtay çözümler.”
MADDE 7- 353 sayılı Kanunun 20 nci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 20 - Er ve erbaşlar ile yedek subayların askere girmeden veya
silâh altına çağrılmadan önce işledikleri yukarı haddi iki yıla kadar hapis
cezasını gerektiren suçlara ait davalarda soruşturma ve kovuşturma işlemleri
askerliklerini bitirmelerine kadar geri bırakılır.
Türk Silâhlı Kuvvetlerinden çıkarmayı gerektiren suçlardan sanık yedek
subaylar hakkında bu hüküm uygulanmaz.
Savaş hâlinde, silâh altında bulunan veya silâh altına çağrılan bütün
asker kişiler aleyhine adliye mahkemelerinin görevine giren suçlardan aşağı
haddi beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektirenler hariç olmak üzere,
şüpheli veya sanık bulundukları diğer suçlara ait soruşturma ve kovuşturma
işlemleri barışa veya askerliklerinin bitimine kadar geri bırakılır.
Savaş hâlinde, aşağıda yazılı suçlar hariç olmak üzere, askerî
mahkemenin görevine giren asker kişiler hakkındaki suçlara ait soruşturma ve
kovuşturma işlemleri, barışa veya askerliklerinin bitimine kadar geri
bırakılır. Ancak teşkilâtında askerî mahkeme kurulan kıt’a komutanı veya askerî
kurum amiri askerî menfaat ve zorunluluklar karşısında geri bırakma
hükümlerinin uygulanmamasını askerî savcıdan isteyebilir:
A) Aşağı haddi beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar.
B) Askerî Ceza Kanununun 3 üncü babının birinci, üçüncü (63 üncü
maddesinin birinci fıkrası ile 76 ve 77 nci maddeleri hariç), dördüncü, beşinci
(82, 83, 84, 95 inci maddeleri hariç), yedinci fasıllarında yazılı suçlar.
C) Askerî Ceza Kanununun 130, 131 ve 137 nci maddelerinde yazılı suçlar.
Geri bırakma süresi içinde zamanaşımı işlemez.”
MADDE 8- 353 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin ikinci,
üçüncü ve dördüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye ikinci
fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Asker olmayan kişilerin asker kişilerle müştereken işledikleri suçlarda
yetkili askerî mahkeme, asker kişiler yönünden yetkili olan askerî mahkemedir.”
“Savaş hâlinde saklı, yoklama kaçağı, bakaya ve geç iltihak suretiyle
bakaya suçlarından sanık erbaş ve erler ile sevk edildiği eğitim merkezine zamanında
katılmamak suretiyle bakaya suçu işleyen yedek subay adayları, eğitimlerini
takiben verildikleri birlik veya kurumların tâbi oldukları askerî mahkemede
yargılanırlar.”
“Savaş hâlinde saklı, yoklama kaçağı ve bakaya suçlarından sanık yedek
subay aday adayları, kayıtlı bulundukları askerlik şubelerinin tâbi olduğu
askerî mahkemede yargılanırlar.”
“Savaş halinde, asker olmayan kişilerin askerî mahkemelerde
yargılanmalarını gerektiren suçlarda ise, suçun işlendiği yere en yakın askerî
mahkeme yetkilidir. Suçun işlendiği yer belli değil ise, yetkili askerî mahkeme
4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda gösterilen usûllere
göre belirlenir.”
MADDE 9- 353 sayılı Kanunun 22 nci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 22- Kadro ve kuruluş itibarıyla hangi askerî mahkemenin yetkisine
girdikleri belli olmayan kişiler, suçu işledikleri veya bölgesinde bulundukları
yerdeki askerî birlik veya kurumun bağlı bulunduğu askerî mahkemenin yetkisine
tâbidirler.
Yetkili askerî mahkeme birden fazla olduğu takdirde şüpheliyi yakalayan
veya soruşturma yapılmasını daha önce isteyen kıt’a komutanı veya askerî kurum
amirinin teşkilâtında kurulan askerî mahkeme yetkilidir.”
MADDE 10- 353 sayılı Kanunun 28 inci maddesi başlığıyla
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Birden fazla mahkemeye tâbi şüpheliler hakkında yetki:
MADDE 28- Bir suçta birkaç şüpheli bulunur ve bunlar birden fazla askerî
mahkeme yetkisine tâbi olursa ilgili askerî savcılar hepsi hakkında
soruşturmanın hangi askerî savcılık tarafından yapılacağını kararlaştırırlar.
Uzlaşamazlar ise, soruşturmayı yapacak savcılığı Millî Savunma Bakanlığı tayin
eder.
Birleştirilerek yapılan soruşturma sonunda şüphelilerin hepsi hakkında
dava, soruşturmayı yapan askerî savcının teşkilâtında bulunduğu askerî
mahkemede açılabilir.
Şüphelilerden biri hakkında evvelden dava açılmış ise askerî savcılardan
birinin istemi üzerine Askerî Yargıtay tarafından bütün şüphelilerin davasına
bakacak askerî mahkeme tayin olunur.”
MADDE 11- 353 sayılı
Kanunun 32 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 32- Sanık, sınıf ve rütbe yönünden olmayan yetkisizlik iddiasını
duruşmada sorgusundan önce askerî mahkemeye bildirir.
Yetkisizlik iddiası üzerine askerî mahkeme bu iddiayı, sanığın
sorgusundan önce karara bağlar. Bu aşamalardan sonra yetkisizlik iddiasında
bulunulamayacağı gibi mahkemeler de bu hususta re’sen karar veremez.”
MADDE 12 - 353 sayılı Kanunun 33 üncü maddesi başlığı ile
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Yetkisi olmayan askerî savcının ve askerî mahkemenin yaptığı soruşturma
ve kovuşturma:
MADDE 33 - Yetkisi olmayan askerî savcı ve askerî mahkeme tarafından
yapılan soruşturma ve kovuşturma işlemleri, sadece yetkisizlik nedeniyle hükümsüz
sayılmaz.”
MADDE 13- 353 sayılı Kanunun 37 nci maddesi başlığı ile
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Hâkimin davaya bakamayacağı hâller ve hâkimin reddi:
MADDE 37- Hâkim, Ceza Muhakemesi Kanununda belirtilen hâllerde ve dava
ile ilgili olarak teşkilâtında askerî mahkeme kurulan kıt’a komutanı veya
askerî kurum amiri sıfatı ile istemde bulunmuş veya amir sıfatı ile vak’a
hakkında rapor vermiş ise hâkimlik görevini yapamaz.
Savaşta, hâkimin davaya bakamayacağı hâller dışındaki bir sebebe dayanılarak
hâkimin reddi isteminde bulunulamaz.”
MADDE 14- 353 sayılı Kanunun 46 ncı maddesi başlığı ile
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Askerî savcıların reddi ve çekinmesi:
MADDE 46- Askerî savcılar reddedilemez. Ancak, hâkimin davaya bakamayacağı
hâllerden veya hâkimin ret sebeplerinden biri bulunursa davadan çekinirler.”
MADDE 15 - 353 sayılı Kanunun 49 uncu maddesi başlığı ile
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Tebligat ve yazışma usûlü:
MADDE 49- Mahkeme kıdemli hâkimi veya hâkim, her türlü tebligatı, tüm
gerçek veya özel hukuk tüzel kişileri
veya kamu kurum ve kuruluşları ile ilgili yazışmaları yapar.
İnfaz edilecek kararlar, askerî savcılığa verilir.
Askerî Yargıtayda tebliğ veya yerine getirilecek kararlar, Askerî Yargıtay
Başsavcısına verilir. Başsavcı, tebliğ veya yerine getirme için gerekli
tedbirleri alır.”
MADDE 16- 353 sayılı Kanunun 59 uncu maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 59- Asker kişi olan tanıklar, bağlı bulundukları birlik komutanı
veya askerî kurum amirlerinin emri ile getirilirler.
Tutuklu ve ivedi işler ile savaş hâlinde tanıklar zorla
getirilebilirler.”
MADDE 17- 353 sayılı Kanunun 63 üncü maddesi başlığı ile
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Askerî mahallerde keşif:
MADDE 63- Askerî mahallerde yapılacak keşiflerde o yerdeki askerî birlik
komutanı veya askerî kurum amiri haberdar edilir. ”
MADDE 18- 353 sayılı Kanunun 69 uncu maddesi başlığı ile
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Tutuklama kararı:
MADDE 69- Tutuklama kararı; soruşturma evresinde askerî savcının veya
teşkilâtında askerî mahkeme kurulan kıt’a komutanı veya askerî kurum amirinin
istemi üzerine, kovuşturma evresinde ise askerî savcının istemi ile veya re’sen
askerî mahkeme tarafından verilir.
Teşkilâtında askerî mahkeme kurulan kıt’a komutanı veya askerî kurum
amiri şüphelinin tutuklanmasını istediği takdirde bu istemini gerekçesi ile
birlikte askerî savcıya bildirir. Askerî savcı, bu istemi yetkili askerî mahkemeye
intikal ettirmekle yükümlüdür.”
MADDE 19- 353 sayılı Kanunun 71 inci maddesi başlığı ile
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Tutuklama nedenleri:
MADDE 71- Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunması
durumunda Ceza Muhakemesi Kanununda belirtilen tutuklama nedenlerinden birinin
varlığı hâlinde veya askerî disiplinin korunması amacıyla şüpheli veya sanık
hakkında tutuklama kararı verilebilir.
Sırf askerî suçlarda, kanunda öngörülen cezanın üst sınırı bir yıldan az
olsa dahi tutuklama kararı verilebilir.”
MADDE 20- 353 sayılı Kanunun 73 üncü maddesi başlığı ile
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Şüpheli veya sanığın tutuklanmasından kimlere
haber verileceği:
MADDE 73- Şüpheli veya sanığın tutuklanmasından; yakınları, teşkilâtında
askerî mahkeme kurulan kıt’a komutanı veya askerî kurum amiri ile şüpheli veya
sanığın mensup olduğu askerî birlik komutanı veya askerî kurum amiri derhâl
haberdar edilir.”
MADDE 21- 353 sayılı Kanunun 74 üncü maddesinde yer alan
“Tutuklama kararına karşı sanık” ibaresi “Tutuklama kararına karşı şüpheli,
sanık” olarak, son fıkrası ise aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Ancak, itirazı inceleyen mahkeme, şüpheli veya sanığın tutuklanmasına karar
verdiği takdirde; şüpheli veya sanık, itirazda bulunan teşkilâtında askerî
mahkeme kurulan kıt’a komutanı veya askerî kurum amirinin teşkilâtındaki askerî
mahkeme hariç, en yakın askerî mahkemeye yukarıdaki süre içinde itiraz
edebilir. Bu mahkemenin verdiği karar kesindir.”
MADDE 22- 353 sayılı Kanunun 75 inci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 75- Soruşturma evresinde şüphelinin tutukevinde bulunduğu süre
içinde ve en geç otuzar günlük süreler itibarıyla tutukluluk hâlinin devamının gerekip gerekmeyeceği hususunda,
askerî savcının istemi üzerine tutuklama kararını veren askerî mahkeme
tarafından 71 inci madde hükümleri göz önünde bulundurularak karar verilir. Bu
karar şüpheliye tebliğ olunur.
Tutukluluk hâlinin incelenmesi, yukarıdaki fıkrada öngörülen süre içinde
şüpheli tarafından da istenebilir.
İnceleme tarihinde askerî mahkemenin vereceği karara karşı, teşkilâtında
askerî mahkeme kurulan kıt’a komutanı veya askerî kurum amiri, askerî savcı ve
şüpheli üç gün içinde bu mahkemeye en yakın askerî mahkemede itiraz edebilir.
İtirazı inceleyen askerî mahkemenin vereceği karar kesindir.
Askerî mahkeme; tutuklu bulunan sanığın duruşmasında, tutukluluk hâlinin
devamının gerekip gerekmeyeceğini, her oturumda veya koşullar gerektirdiğinde
davanın açılmasından hükmün kesinleşmesine kadar askerî savcı veya sanığın
istemi üzerine veya re’sen inceleyerek karara bağlar.”
MADDE 23- 353 sayılı Kanunun 79 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 79- Aşağıda belirtilen hallerde, asker
kişi herkes tarafından geçici olarak yakalanabilir:
a) Kişiye suçu işlerken rastlanması.
b) Suçüstü bir fiilden dolayı; izlenen kişinin kaçması olasılığının
bulunması veya hemen kimliğini belirleme olanağının bulunmaması.
Tutuklama kararı veya yakalama emri düzenlenmesini gerektiren ve
gecikmesinde sakınca bulunan hallerde; askerî savcıya derhal başvurma olanağı
bulunmadığı takdirde, amiri, üstü, askerî karakol, nöbetçi, devriye, askerî
inzibat ve kolluk görevlisi asker kişiyi yakalama yetkisine sahiptir.
Birinci fıkra hükmü, resmî elbiseli subay, astsubay ve askerî öğrenciler
hakkında ancak ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçlarda uygulanabilir.”
MADDE 24- 353 sayılı Kanunun 80 inci maddesi başlığıyla
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Yakalanan kimsenin sorguya çekilmesi ve gözaltı:
MADDE 80- Yakalanan kişi serbest bırakılmaz ise hemen en yakın askerî
inzibat karakoluna veya askerî makama teslim olunur veya yetkili askerî inzibat
gelinceye kadar olay yerinde tutulur.
Yakalanan kişi ve olay hakkında askerî savcı ve Cumhuriyet savcısına
hemen bilgi verilerek emri doğrultusunda işlem yapılır. Kişinin yakalandığı bir
yakınına veya belirlediği bir kişiye gecikmeksizin haber verilir.
Yakalanan kişi askerî savcı veya Cumhuriyet savcısı tarafından
bırakılmazsa soruşturmanın tamamlanması için gözaltına alınmasına karar
verilir.
Gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın askerî mahkeme veya sulh
hâkimine gönderilmesi için zorunlu süre hariç yakalama anından itibaren
yirmidört saati geçemez. Yakalama yerine en yakın askerî mahkeme veya sulh
hâkimine gönderilme için zorunlu süre oniki saatten fazla olamaz.
Toplu olarak işlenen suçlarda, suçun niteliği, delillerin
toplanmasındaki güçlük veya şüpheli sayısının çokluğu nedeniyle; askerî savcı
veya Cumhuriyet savcısı gözaltı süresinin, her defasında bir günü geçmemek
üzere, üç gün süreyle uzatılmasına yazılı olarak emir verebilir. Gözaltı
süresinin uzatılması emri gözaltına alınana derhâl tebliğ edilir.
Yakalama işlemine, gözaltına
alma ve gözaltı süresinin uzatılmasına ilişkin askerî savcı veya Cumhuriyet
savcısının yazılı emrine karşı, yakalanan kişi, müdafi veya kanunî temsilcisi,
eşi ya da birinci veya ikinci derecede kan hısımı, hemen serbest bırakılmayı
sağlamak için askerî mahkemeye veya sulh ceza hâkimine başvurabilir. Askerî
mahkeme veya sulh ceza hâkimi incelemeyi evrak üzerinde yaparak derhâl ve
nihayet yirmidört saat dolmadan başvuruyu sonuçlandırır. Yakalamanın veya
gözaltına alma veya gözaltı süresini uzatmanın yerinde olduğu kanısına
varılırsa başvuru reddedilir.
Dördüncü ve beşinci fıkralarda
yazılı süreler içinde şüpheli, sorguya çekilmek üzere askerî mahkeme önüne çıkarılır; askerî mahkeme önüne çıkarılma
imkânı olmaması halinde, en yakın sulh hâkimine gönderilir. Bu süreler
geçtikten sonra mahkeme veya hâkim kararı olmaksızın hürriyetinden yoksun
kılınamaz.
Askerî mahkeme veya sulh hâkimi, yakalanma veya gözaltına almayı
gerektiren bir hal görmez veya bu sebepler ortadan kalkmış bulunursa gözaltına
alınan kişinin serbest bırakılmasını emreder.”
MADDE 25- 353 sayılı Kanunun 81 inci maddesi başlığı ile
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Şüpheli veya sanığın getirilmesi:
MADDE 81- Asker kişiler, ifadelerinin alınması veya sorguları için bağlı
bulundukları askerî birlik komutanının veya askerî kurum amirinin emri ile
getirilirler.
Tutuklu olanlar muhafaza altında gönderilir.
Savaş hâlinde asker olmayan şüpheli ve sanıklar davetiye çıkarılmadan zorla
getirtilebilirler.”
MADDE 26- 353 sayılı Kanunun 84 üncü maddesinin birinci
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Askerî savcı, asker kişi olan bir şüphelinin yapılan soruşturma
dolayısıyla geçici olarak işten el çektirilmesini gerekli görürse, bu hususta
karar verilmesini teşkilâtında askerî mahkeme kurulan yetkili kıt’a komutanı
veya askerî kurum amirinden ister. Kıt’a komutanı veya askerî kurum amiri bu
hususta en geç üç gün içinde kararını verir ve sonucunu askerî savcıya
bildirir.”
MADDE 27- 353 sayılı Kanunun 85 inci maddesi başlığı ile
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Müdafi
sayısının sınırlanması:
MADDE
85- Savaş hâlinde müdafilerin sayısı sınırlanabilir.”
MADDE 28- 353 sayılı Kanunun 93 üncü maddesinin birinci
ve dördüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Askerî suçlara dair asker kişiler tarafından yapılacak sözlü ve yazılı
ihbar ve şikâyetler silsile yolu ile şüphelinin amiri olan askerî makama
yapılır.”
“Asker kişilerden başkası tarafından yapılacak sözlü veya yazılı ihbar
ve şikâyetler, Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri dairesinde yetkili makamlara
veya şüphelinin amiri olan askerî makama yapılır.”
MADDE 29- 353 sayılı Kanunun 95 inci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 95- Cumhuriyet savcılıklarına veya zabıta makam ve memurlarına
yapılacak askerî yargıya tâbi suç ihbar ve şikâyetleri şüphelinin amiri olan
makama gönderilir.
Askerî birlik komutanı veya askerî kurum amiri maiyetinden birinin
kendisine ihbar veya şikâyet olunan veyahut diğer suretle öğrendiği, askerî
mahkemelerin görev alanına giren suçları hakkında şüphelinin kimliğini, isnat
olunan suçu ve bu suçun delillerini gösterir bir vak’a raporu düzenler ve adlî
yönden bağlı bulunduğu askerî mahkemenin teşkilâtında kurulduğu kıt’a komutanı veya
askerî kurum amirine gönderir.
Teşkilâtında askerî mahkeme kurulan kıt’a komutanı veya askerî kurum
amiri, suç evrakını inceledikten sonra askerî savcıya gönderir ve şüphelinin
tutuklanmasını isterse bu husustaki istemini de bildirir.
Ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçlar veya gecikmesinde sakınca
umulan hallerde askerî savcılar derhal soruşturmaya başlarlar. Zorunluluk
halinde bu soruşturma bir disiplin subayı tarafından da yapılabilir. Bu
hallerde durum derhal yetkili askerî mahkemenin teşkilâtında kurulduğu komutan
veya askerî kurum amirine bildirilir.
Cumhuriyet savcıları, zabıta makam ve memurları ve askerî amirler askerî
savcının işe el koymasına kadar eylemin sübut vasıtalarının ve delillerinin
kaybolmasını önleyecek, gecikmesinde sakınca umulan tedbirleri alırlar.”
MADDE 30- 353 sayılı Kanunun 96 ncı maddesinin başlığı
ile birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Soruşturma:”
“Askerî savcı 95 inci maddede yazılı usûl ve yollarla bir suçun
işlendiğini öğrenir öğrenmez, kamu davasının açılmasına lüzum olup olmadığına
karar verilmek üzere bir soruşturma yapar.”
“Şüpheli suçunu itiraf etse bile, öz vak’anın soruşturulması gerekir.”
“Askerî savcı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil yargılamanın
yapılabilmesi için, kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve
aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almak ve şüphelinin
haklarını korumakla yükümlüdür.”
MADDE 31- 353 sayılı Kanunun 97 nci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 97- Askerî savcı, gerek doğrudan doğruya ve gerekse askerî, adlî
veya diğer kolluk görevlileri aracılığı ile her türlü araştırmayı yapabilir;
bütün kamu görevlilerinden ve özel kuruluşlardan soruşturmaya ilişkin her türlü
bilgiyi isteyebilir.
Askerî savcılar; diğer askerî savcılar ile Cumhuriyet savcılarını
istinabe edebilirler.
Askerî, adlî ve diğer kolluk görevlileri, askerî savcının soruşturmaya
ilişkin bütün emirlerini gecikmeksizin yerine getirmekle yükümlüdür. Bu emirler
yazılı; acele hâllerde sözlü olarak verilir. Sözlü emir, en kısa sürede yazılı
olarak da bildirilir.
Diğer kamu görevlileri de, yürütülmekte olan soruşturma kapsamında
ihtiyaç duyulan bilgi ve belgeleri, talep eden askerî savcıya vakit geçirmeksizin
temin etmekle yükümlüdür.”
MADDE 32- 353 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinin birinci
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Soruşturma sırasında bu soruşturmanın başka bir kişiyi veya suçu
kapsayacak şekilde genişletilmesi gerekirse, askerî savcı ivedi hâllerde bu
soruşturmayı kendiliğinden yapar.”
MADDE 33- 353 sayılı Kanunun 107 nci maddesi başlığı ile
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz:
MADDE 107- Askerî savcı tarafından verilen kovuşturmaya yer olmadığına
dair karar, teşkilâtında askerî mahkeme kurulan kıt’a komutanı veya askerî
kurum amiri ile şüpheli ve suçtan zarar görene bildirilir.
Bu karara karşı teşkilâtında askerî mahkeme kurulan kıt’a komutanı veya
askerî kurum amiri ya da suçtan zarar gören,
kararın kendilerine tebliğinden itibaren onbeş gün içinde kararı veren
askerî savcının teşkilâtında olduğu askerî mahkemeye yer itibarıyla en yakın
askerî mahkemede itiraz edebilirler. En yakın askerî mahkemenin tayininde
kararsızlık olursa, bu husus Millî Savunma Bakanlığınca giderilir. İtiraz
isteminde kamu davasının açılmasını haklı gösterecek olaylar ve deliller
gösterilir.”
MADDE 34- 353 sayılı Kanunun 108 inci maddesinin birinci
ve ikinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“İtiraz üzerine askerî savcının o zamana kadar yaptığı soruşturmayı
içine alan dosya, itirazı inceleyecek olan askerî mahkemeye gönderilir.”
“Askerî mahkeme, süre tayin ederek bir diyeceği varsa bildirmesi için
itiraz istemini şüpheliye tebliğ edebilir.”
MADDE 35- 353 sayılı Kanunun 109 uncu maddesinin ikinci
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Ret kararı suçtan zarar görene; eğer itiraz, teşkilâtında askerî
mahkeme kurulan kıt’a komutanı veya askerî kurum amiri tarafından yapılmış ise
bu makama tebliğ olunur ve ayrıca askerî savcıya ve şüpheliye bildirilir.”
MADDE 36- 353 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Askerî mahkeme, itirazın yerinde ve haklı olduğuna kanaat getirirse,
şüpheli hakkında kamu davası açılmasının gerekli olduğuna karar verir ve evrakı
yetkili askerî savcıya gönderir.”
MADDE 37- 353 sayılı Kanunun 111 inci maddesinin birinci
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Askerî savcı tarafından verilip süresi içinde itiraz edilmeyen veya
itiraz edilip de süresi içinde itiraz edilmediğinden veya sebep
gösterilmediğinden hakkındaki itiraz reddolunmuş bulunan kovuşturmaya yer
olmadığı kararı üzerine, Millî Savunma Bakanı soruşturmaya devam edilmesi veya
kamu davası açılması hususlarında askerî savcıya emir verebilir.”
MADDE 38- 353 sayılı Kanunun 112 nci maddesinin ikinci
ve üçüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Bu karara karşı şüpheli ve suçtan zarar gören ile teşkilâtında askerî
mahkeme kurulan kıt’a komutanı veya askerî kurum amiri onbeş gün içinde itiraz
edebilir.”
“Bu itiraz hakkında 107, 108 ve 109 uncu madde hükümleri uygulanır.
İtirazın kabul edilmesi halinde, askerî savcı, soruşturmanın sonucuna göre
karar verir.”
MADDE 39- 353 sayılı Kanunun 115 inci maddesi başlığı
ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“İddianamenin iadesi kararına itiraz:
MADDE 115- Askerî savcı, iddianamenin iadesi kararına karşı yedi gün
içinde en yakın askerî mahkemeye itiraz edebilir.”
MADDE 40- 353 sayılı Kanunun 196 ncı maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 196- Kanun yolları, askerî savcı, şüpheli, sanık ve katılan,
katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek
surette suçtan zarar görmüş bulunanlar ile teşkilâtında askerî mahkeme kurulan
kıt’a komutanı ve askerî kurum amirine açıktır.
Askerî savcı ile teşkilâtında askerî mahkeme kurulan kıt’a komutanı veya askerî kurum amiri şüpheli veya sanık lehine de kanun yollarına başvurabilir.”
MADDE 41- 353 sayılı Kanunun 202 nci maddesinin başlığı
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“İtiraz olunabilecek kararlar ve itiraz merci:”
“Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yapılacak itirazları en
yakın askerî mahkeme inceler.”
MADDE 42- 353 sayılı Kanunun 205 inci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 205- Askerî mahkemelerce verilen hükümler temyiz edilebilir.
Onbeş yıl ve daha fazla hapis cezasına ilişkin hükümler kendiliğinden
temyize tâbidir.
Ancak;
A) Üst sınırı beşyüz günü geçmeyen adlî para cezasını gerektiren
suçlardan beraat hükümlerine,
B) Kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümlere,
karşı temyiz yoluna başvurulamaz. Bu hükümler hakkında 243 üncü madde
hükümlerine göre Askerî Yargıtaya başvurulabilir.”
MADDE 43- 353 sayılı Kanunun 207 nci maddesinin birinci
ve ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve üçüncü fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.
“Temyiz, kural olarak hükmün hukuka aykırılığı sebebine dayanır.”
“Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka
aykırılıktır.”
“Temyiz dilekçesi veya beyanında gösterilmiş olmasa da aşağıda yazılı
hâllerde hukuka kesin aykırılık varsayılır:”
“I) Hükmün hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delile dayanması.”
MADDE 44- 353 sayılı Kanunun 212 nci maddesi başlığı ile
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“İsteme bağlı temyiz lâyihası ve tebliği:
MADDE 212- Temyiz dilekçesinde veya beyanında temyiz sebepleri
gösterilmemiş ise, temyiz dilekçesi için belirli olan sürenin bitmesinden
veyahut hükmün gerekçesi henüz tebliğ edilmemiş ise, tebliğinden itibaren yedi
gün içinde hükmü temyiz olunan mahkemeye bu sebepleri kapsayan bir lâyiha da
verilebilir.
Teşkilâtında askerî mahkeme kurulan kıt’a komutanı veya askerî kurum
amiri veya askerî savcı, temyiz yoluna başvurma nedenlerini sanığın leh ve
aleyhine olduğunu belirtmek suretiyle gerekçeleri ile birlikte yazılı isteminde
açıkça gösterir. Bu istem ilgililere tebliğ edilir. İlgililer, tebliğ
tarihinden itibaren yedi gün içinde bu husustaki cevaplarını bildirebilirler.”
MADDE 45- 353 sayılı Kanunun 216 ncı maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 216- Temyiz dilekçesini ve beyanını ve varsa lâyihasını ve
kendiliğinden temyize tâbi hükümleri, askerî savcı dosyaları ile beraber Askerî
Yargıtay Başsavcılığına gönderir.
Askerî Yargıtay Başsavcılığınca
düzenlenen tebliğname, hükmü temyiz etmeleri veya temyiz etmeseler dahi
aleyhlerine sonuç doğurabilecek görüş içermesi hâlinde sanık veya müdafi ile
katılan veya vekillerine tebliğ olunur. İlgili taraf tebliğden itibaren bir
hafta içinde yazılı olarak cevap verebilir. Askerî Yargıtay Başsavcılığı
tebliğname ile dosyayı Askerî Yargıtay Başkanlığına gönderir.
İkinci fıkra uyarınca yapılacak tebligatlar, ilgililerin dava
dosyasından belirlenen son adreslerine yapılmasıyla geçerli olur. Ceza
Muhakemesi Kanununun 262 ve 263 üncü madde hükümleri saklıdır.”
MADDE 46- 353 sayılı Kanunun 218 inci maddesinin başlığı
ve birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Duruşmalı inceleme:”
“On yıl veya daha fazla hapis cezasına ilişkin hükümlerde Askerî
Yargıtay incelemesini, sanığın veya katılanın temyiz başvurusundaki istemi
üzerine veya re’sen duruşmalı olarak yapar. İncelemenin duruşmalı yapılması,
bir yıldan fazla hapis cezasına ilişkin hükümlerde Askerî Yargıtayın lüzum
görmesine bağlıdır. Duruşma gününden sanığa, katılana, müdafi ve vekile haber
verilir. Sanık duruşmada hazır bulunabileceği gibi vekâletnameye sahip bir veya
birkaç müdafi ile kendisini temsil ettirebilir. Şu kadar ki; 85 inci madde
hükmü saklıdır.”
MADDE 47- 353 sayılı Kanunun 219 uncu maddesinin ikinci
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Raporun, açıklanmasından sonra, Askerî Yargıtay Başsavcısı, sanık,
müdafi, katılan ve vekili iddia ve savunmalarını açıklar. Bunlar arasında
temyizi istemiş olan taraf önce dinlenir. Son söz sanığındır.”
MADDE 48- 353 sayılı Kanunun 220 nci maddesinin ikinci
fıkrasının (A) ve (F) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“A) Vâkıanın daha ziyade aydınlatılması gerekli olmaksızın yalnız
beraate veya alt ve üst sınırı olmayan sabit bir cezaya hükmolunması
gerekirse,”
“F) Suçun hukukî niteliğinin tayinine ve ceza uygulamasına bir etkisi
bulunmamak kaydıyla, dosyadaki bilgi ve belgelerin dışında hiçbir araştırma
yapılmasına ve takdire gerek duyulmayacak şekilde tespiti mümkün olan, suçun
tarihinde hata yapılmışsa,”
MADDE 49- 353 sayılı Kanunun 221 inci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 221- Askerî Yargıtay, temyiz edilen hükmü, hükmü etkileyecek
nitelikteki hukuka aykırılıklar nedeniyle bozar.
Hükmün bozulmasına neden olan hukuka aykırılık, bu hükme esas olarak
saptanan işlemlerden kaynaklanmış ise, bunlar da aynı zamanda bozulur.
207 nci madde hükümleri saklıdır.”
MADDE 50- 353 sayılı Kanunun 222 nci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 222- Askerî Yargıtay temyiz dilekçe, beyan ve lâyihasında ve
tebliğnamede ileri sürülen hususları ve bunlar dışında hükmün esasına dokunacak
derecede hukuka aykırı hâllerin bulunup bulunmadığını inceler.”
MADDE 51- 353 sayılı Kanunun 226 ncı maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 226- Hüküm, sanık lehine bozulmuş ise ve bu hususların temyiz
isteminde bulunmamış olan diğer sanıklara da uygulanması olanağı varsa, bu
sanıklar da temyiz isteminde bulunmuşçasına hükmün bozulmasından
yararlanırlar.”
MADDE 52- 353 sayılı Kanunun 227 nci maddesinin üçüncü
ve dördüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Hüküm, yalnız sanık tarafından veya onun lehine askerî savcı veya
teşkilâtında askerî mahkeme kurulan kıt’a komutanı veya askerî kurum amiri veya
196 ncı maddede gösterilen kimselerce temyiz edilmiş ise, yeniden verilen
hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz.
Sanık, müdafi, katılan ve vekilinin dosyada bulunan adreslerine de
davetiye tebliğ olunamaması veya davetiye tebliğ olunmasına rağmen duruşmaya
gelmemeleri nedeniyle bozmaya karşı beyanları saptanmamış olsa da, duruşmaya
devam edilerek dava yokluklarında bitirilebilir. Ancak, sanık hakkında
verilecek ceza, bozmaya konu olan cezadan daha ağır ise, sanığın her hâlde dinlenilmesi gerekir.”
MADDE 53- 353 sayılı Kanunun dördüncü kısmının başlığı
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, 228 inci maddesinin birinci fıkrasına (F) bendi ve maddeye ikinci fıkra
eklenmiştir.
“Yargılamanın Yenilenmesi ve Kanun Yararına Bozma”
“F) Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair
Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiği ve hükmün bu
aykırılığa dayandığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla
tespit edilmiş olursa.”
“Birinci fıkranın (F) bendinde belirtilen hâlde yargılamanın
yenilenmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten
itibaren bir yıl içinde istenebilir.”
MADDE 54- 353 sayılı Kanunun 232 nci maddesine aşağıdaki
fıkra eklenmiştir.
“Bu madde, 228 inci maddenin birinci fıkrasının (E) bendinde yazılı
hâlde uygulanmaz.”
MADDE 55- 353 sayılı Kanunun 243 üncü maddesi başlığı
ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Kanun yararına bozma:
MADDE 243- Askerî mahkemelerden verilen ve Askerî Yargıtayda
incelenmeksizin kesinleşen karar ve hükümlerde hukuka aykırılık bulunduğunu
öğrenen Millî Savunma Bakanı, o karar veya hüküm hakkında kanun yararına bozma
yoluna gidebilir. Bu takdirde o karar veya hükmün Askerî Yargıtayca bozulması
istemini, yasal nedenlerini belirterek Askerî Yargıtay Başsavcılığına yazılı
olarak bildirir.
Askerî Yargıtay Başsavcısı tebliğnamesine yalnız bu sebepleri yazar ve
dosyayı Askerî Yargıtay Başkanlığına verir.
Askerî Yargıtay, ileri sürülen bu sebepleri yerinde görürse kararı veya
hükmü bozar.
Bozma nedenleri;
A) Ceza Muhakemesi Kanununun 223 üncü maddesinde tanımlanan ve davanın
esasını çözmeyen bir karara ilişkin ise, kararı veren hâkim veya mahkeme,
gerekli inceleme ve araştırma sonucunda yeniden karar verir.
B) Mahkûmiyete ilişkin hükmün, davanın esasını çözmeyen yönüne veya
savunma hakkını kaldırma veya kısıtlama sonucunu doğuran usûl işlemlerine
ilişkin ise, kararı veren hâkim veya mahkemece yeniden yapılacak yargılama
sonucuna göre gereken hüküm verilir. Bu hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan
cezadan daha ağır olamaz.
C) Davanın esasını çözüp de mahkûmiyet dışındaki hükümlere ilişkin ise,
aleyhte sonuç doğurmaz ve yeniden yargılamayı gerektirmez.
D) Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın
kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif
cezaya Askerî Yargıtay doğrudan hükmeder.
Bu madde uyarınca verilen bozma kararına karşı direnilemez.
Kanun yararına bozma yetkisi, dördüncü fıkranın (D) bendindeki hâllere
özgü olmak üzere ve kanun yararına olarak re’sen Askerî Yargıtay Başsavcısı
tarafından da kullanılabilir.
Millî Savunma Bakanı tarafından kanun yararına bozma başvurusunda
bulunulduğunda, bu yetki artık Askerî Yargıtay Başsavcısı tarafından
kullanılamaz.”
MADDE 56- 353 sayılı Kanunun 244 üncü maddesinin başlığı
ile birinci ve yedinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Ceza ve güvenlik tedbirlerinin ne zaman, nasıl ve kimin tarafından
yerine getirileceği:”
“Askerî mahkemelerce verilen ceza hükümleri, kesinleşmedikçe yerine
getirilmez. Bu Kanunda ve Askerî Ceza
Kanununda aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde cezalar ve güvenlik
tedbirlerinin yerine getirilmesinde,
13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı
Hakkında Kanunun ilgili hükümleri uygulanır.”
“Cezaların askerî ceza ve tutukevlerinde ne suretle infaz edileceği
Millî Savunma Bakanlığınca çıkarılacak bir yönetmelikte gösterilir. Askerî ceza
ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklular hakkında uygulanacak disiplin
cezaları ve tedbirleri ile kısıtlayıcı önlemler de Ceza ve Güvenlik
Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun hükümlerine tâbidir. Kınama haricindeki
disiplin cezaları askerî mahkemenin hâkim sınıfından olan bir üyesi tarafından
verilir. Ancak, acil hâllerde askerî savcılar veya askerî ceza ve tutukevi
yetkililerince verilecek inzibatî cezalar uygulamaya konulur ve derhâl hâkim
onayına sunulur.”
MADDE 57- 353 sayılı Kanunun 248 inci maddesinin birinci
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Savaşta, askerî mahkemelerden verilen hükümler temyiz olunamaz. Onbeş
yıl ve daha fazla hapis cezası içeren hükümler, teşkilâtında askerî mahkeme
kurulan kıt’a komutanı veya askerî kurum amiri tarafından temyiz edilebilir.”
MADDE 58- 353 sayılı Kanunun 249 uncu maddesinin birinci
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Savaş hâlinde, askerî mahkemelerden verilen ve Türk Silâhlı
Kuvvetlerinden çıkarmayı, rütbenin geri alınmasını veya askerî öğrencilik
hakkının kaybedilmesini kapsayan veya gerektiren cezalar hariç olmak üzere,
diğer hapis cezalarının yerine getirilmesi, teşkilâtında askerî mahkeme kurulan
kıt’a komutanı veya askerî kurum amirinin istemi üzerine Türk Silâhlı
Kuvvetleri Komutanı veya onun yetki verdiği diğer komutanlar tarafından savaşın
sonuna kadar geriye bırakılabilir.”
MADDE 59- 353 sayılı Kanunun 254 üncü maddesi başlığı
ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Cezaların yerine getirilmesi sırasında alınması gereken kararlar ve bu
kararlara itiraz:
MADDE 254- Cezaların yerine getirilmesi sırasında, hüküm kesinleşmeden
önce gerçekleşen şahsi hürriyeti sınırlama sonucunu doğuran hâller nedeniyle
geçirilmiş süreler ile hastanede geçen sürenin cezadan indirilmesine, değişik
hükümlerdeki cezaların toplanmasına ve mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya
çektirilecek cezanın hesabında duraksamaya ilişkin bir karar alınması
gerekirse, hükmü veren askerî mahkemeden karar istenir. Bu kararlar duruşma
yapılmaksızın verilir.
Karar verilmeden önce askerî savcı ve hükümlünün görüşlerini yazılı
olarak bildirmeleri istenebilir.
Hükmü veren askerî mahkeme
kaldırılmış ise ona en yakın askerî mahkeme karar verir.
Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını
ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya
durdurulmasına karar verebilir.
Bu kararların askerî mahkemelerden verilmesi hallerinde, askerî savcı ve
teşkilâtında askerî mahkeme kurulan kıt’a komutanı veya askerî kurum amiri ile
hükümlü ve varsa müdafi bir hafta içinde itiraz edebilirler.
İtiraz üzerine Askerî Yargıtay karar verir.”
MADDE 60- 353 sayılı Kanunun 255 inci maddesinin ikinci
ve üçüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Asker kişiler hakkında verilen adlî para cezasına dair hükümler askerî
savcılarca yerine getirilir.”
“Asker kişi olmayanlar hakkında verilen adlî para cezasına dair hükümler
Cumhuriyet savcılarınca genel hükümlere göre yerine getirilir.”
MADDE 61- 353 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“EK MADDE 1- Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde Ceza Muhakemesi
Kanununun adlî kontrole ilişkin 109 ilâ 115, değerlendirme raporu yetkisine
ilişkin 166 ve istinafa ilişkin 272 ilâ 285 inci maddeleri hükümleri hariç
olmak üzere diğer hükümleri askerî yargıda da uygulanır.
Bu Kanunun uygulanmasında, atıf yapılan hükümlerde yer alan, Adalet
Bakanı, Millî Savunma Bakanını; Yargıtay, Askerî Yargıtayı; mahkeme, askerî
mahkemeyi; hâkim ve sulh ceza hâkimi, askerî hâkimi; mahkeme başkanı, duruşma
hâkimini; Cumhuriyet Başsavcılığı, askerî savcılığı; Cumhuriyet savcısı, askerî
savcıyı ifade eder.”
MADDE 62- 353 sayılı Kanunun 18, 38, 39, 40, 41, 42,
44/a, 44/b, 47, 48, 50, 51, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 60, 61, 62, 64, 65, 68, 70,
72, 77, 78, 82, 83, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 99, 100, 101, 105, 106, 113, 114,
117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133,
134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 142, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152,
153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168,
169, 170, 171, 172, 173, 174, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 186,
187, 188, 189, 190, 191, 192, 193, 194, 198, 199, 203, 241, 245, 247, 251, 252,
253, 257, 258 ve ek 2 nci maddeleri ile 10 uncu maddesinin (F) bendi, 43 üncü
maddesinin ikinci, dördüncü ve beşinci fıkraları, 143 üncü maddesinin ikinci,
üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkraları, 201 inci maddesinin dördüncü fıkrası,
217 nci maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkraları, 219 uncu maddesinin üçüncü ve
dördüncü fıkraları, 244 üncü maddesinin üçüncü fıkrası, 246 ncı maddesinin
ikinci ve üçüncü fıkraları ile 248 inci maddesinin dördüncü, beşinci, altıncı
ve yedinci fıkraları yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 63- 353 sayılı Kanuna aşağıdaki ek geçici madde
eklenmiştir.
EK GEÇİCİ MADDE 6- 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama
Usulü Kanununun, bu Kanun ile değiştirilen ve yürürlükten kaldırılan
hükümlerinin, yürürlüğe konulmasına ve uygulanmasına ilişkin, bu Kanunun
yürürlüğe giriş tarihi esas alınarak 23/5/2005 tarihli ve 5320 sayılı Ceza
Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda belirtilen
esaslar uygulanır.
Bu Kanun hükümleri, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren kesin hükme
bağlanmış olanlar hariç, bütün soruşturma ve kovuşturmalarda uygulanır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, askerî mahkemelerce karar
verilmiş ve henüz kesinleşmemiş olan dava dosyalarından görevli yargı yeri değişenler
hakkında, askerî savcının yazılı görüşü alınmak suretiyle, mahkemesince duruşma
yapılmaksızın görevsizlik kararı verilir. Bu karara karşı, teşkilâtında askerî
mahkeme kurulan kıt’a komutanı veya askerî kurum amiri, askerî savcı, sanık ve
varsa müdafi bir hafta içinde itiraz edebilir. İtirazlar en yakın askerî
mahkemede incelenir. Bu dosyalardan temyiz ve itiraz edilmek suretiyle Askerî
Yargıtay Başsavcılığında ve Askerî Yargıtayda inceleme aşamasında olan dosyalar
mahkemesine iade edilir.
MADDE 64- Bu Kanun yayımı tarihinden itibaren üç ay
sonra yürürlüğe girer.
MADDE 65- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.