Dönem: 22 Yasama Yılı: 4
TBMM (S. Sayısı: 1200)
Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Salih Kapusuz’un; Atatürk Orman
Çiftliği Müdürlüğü Kuruluş Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/773)
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Atatürk Orman Çiftliği
Müdürlüğü Kuruluş Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifim ve
Gerekçesi İlişiktedir.
Gereğini arz ederim.
Salih
Kapusuz
Ankara
GENEL GEREKÇE
Atatürk Orman Çiftliği
Müdürlüğü, Atatürk Orman Çiftliği sınırları dahilinde bulunan yollar ve bu
sınıra yakın meskûn mahallerde yaşayan vatandaşlar dolayısıyla bugün yüzlerce
davayla uğraşmak durumundadır.
Geçmişten gelen bu hukukî
ihtilaflar dolayısıyla hem vatandaşların mağduriyetini gidermek, hem kamu
yararını gözetmek hem de Atatürk Orman Çiftliği sınırlarını korumak bir
gerekliliktir.
Ankara’nın büyümesi,
çeşitli sorunları da beraberinde getirmektedir. Özellikle kamu yararı amacıyla
yapılacak olan yol, alt ve üst geçitler ile metro çalışmaları, maalesef kanunî
engeller dolayısıyla yapılamamaktadır.
Atatürk Orman Çiftliği
arazisinin Ankara’nın değişik yerlerine yayılmış olması dolayısıyla yapılan
planlamalarda, arazinin sınırları dolayısıyla müstakil ada ve parselasyon
çalışması yapılamamakta, bu suretle, araziye sınırı olan meskûn mahallerde
yaşayan vatandaşlarımız ile Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü arasında yıllarca
süren hukukî ihtilaf doğmaktadır.
Teklif, işte bu amaçla
hazırlanmış olup hem kamu yararı gözetilecek hem de Atatürk Orman Çiftliği
arazisi yapılacak olan parselasyon çalışmaları ile korunmuş olacaktır.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1.- Atatürk Orman
Çiftliği arazisinin Ankara’nın değişik yerlerine yayılmış olması dolayısıyla yapılan
planlamalarda, arazinin sınırları dolayısıyla müstakil ada ve parsel
yapılamamakta, bu suretle Atatürk Orman Çiftliğine sınırı olan bir çok bölgede
vatandaşlar ve Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü arasında hukukî ihtilaflar
yaşanmaktadır.
Ankara’nın süratle
büyümesi neticesinde yeni yapılacak yol ve alt-üst geçitler ile metro
çalışmaları yapılması gerekirken kanunî engeller dolayısıyla hukukî
ihtilaflardan dolayı bu tür çalışmalar yapılamamaktadır.
Atatürk Orman Çiftliği
arazinin kanunla tahdit edilmiş bir kısmının yerel yönetimlere tashihi, kamu
yararına daha uygun olacaktır. Ancak belediyelerin keyfi uygulamalarını önlemek
amacıyla maddeyle sınırlamalar getirilmiştir. Yine aynı amaçla belediyenin
Atatürk Orman Çiftliği arazilerini bu amaçlar dışında kullanılması
engellenmiştir.
Teklifle, Atatürk Orman
Çiftliği arazinin bütünlüğünün korunmasına dikkat edilmiştir. Yine vurgulamak
gerekir ki, maddenin temel amacı, oluşan mağduriyetleri gidermek, kamu yararına
uygun çalışmaları yapabilmek ve bu araziyi her türlü hukukî ihtilaftan
korumaktır.
Madde 2.- Yürütme
maddesidir.
Madde 3.- Yürürlük
maddesidir.
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
Türkiye Büyük
Millet Meclisi
Plan ve Bütçe
Komisyonu
Esas No.: 2/773 5/6/2006
Karar No.: 93
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Ankara Milletvekili Salih
Kapusuz tarafından 27/4/2006 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına sunulan ve Başkanlıkça 28/4/2006 tarihinde esas komisyon olarak
Komisyonumuza havale edilen 2/773 esas numaralı "Atatürk Orman Çiftliği
Kuruluş Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi",
Komisyonumuzun 9/5/2006 tarihinde yaptığı 64 üncü Birleşiminde, Hükümeti
temsilen Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe
ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı,
Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı
Müsteşarlığı, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Atatürk Orman Çiftliği
Müdürlüğü ve Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı temsilcilerinin
katılımlarıyla incelenip, görüşülmüştür.
Bilindiği gibi; Atatürk
Orman Çiftliği arazisinin parçalı bir şekilde Ankara'nın değişik yerlerine
yayılmış olması ve sahip olduğu sınırlar dolayısıyla müstakil ada ve
parselasyon çalışmalarında sıkıntılar ortaya çıkmakta ve bu nedenle araziye sınırı
olan bazı vatandaşlar ile Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü arasında yıllarca
süren ihtilaflar söz konusu olmaktadır.
Ayrıca Ankara'nın şehir
olarak büyümesiyle beraber ortaya çıkan bazı sorunların giderilmesi ve ihtiyaç
duyulan bir kısım yol, alt ve üst geçitler ile metro çalışmalarının yapılması
önünde birtakım kanuni engeller bulunmaktadır. Bu nedenle, hem yukarıda
belirtilen parselasyon çalışmalarının tamamlanmasını hem de kamu yararı
amacıyla gerekli alt ve üst yapı hizmetlerinin gerçekleştirilmesini teminen yasal bir düzenleme yapılması gereği hasıl olmuştur.
Teklif ve gerekçesi
incelendiğinde;
- Vatandaşlar ve Atatürk
Orman Çiftliği Müdürlüğü arasındaki hukuki ihtilafları önlemek amacıyla; Tarım
ve Köyişleri Bakanlığının uygun görüşü ile yapılan imar planları kapsamında
bulunan ancak sınırları dolayısıyla müstakil ada ve parsel yapılamayan Atatürk
Orman Çiftliğine ait arazilerin, imar uygulamalarında bütünlük sağlanması
açısından mülkiyet hakkını azaltmamak ve herhangi bir değer kaybına sebebiyet
vermemek kaydıyla, aynı plan bölgesindeki ada ve parsellerde toplanabilmesinin,
- İmar uygulamaları
neticesinde yol, meydan, alt geçit, üst geçit ve raylı toplu taşım araçları
için gerekli araziler ile yer altı tünelleri yapılması planlanan arazilerin,
kamu yararı ve hizmetin gerekleri dikkate alınmak suretiyle bedelsiz olarak;
bunların dışında kalan diğer arazilerin ise bedeli mukabilinde, Atatürk Orman
Çiftliği ile Ankara Büyükşehir Belediyesi arasında tespit ve emsalinin satış
fiyatı ve günün rayicine göre Tarım ve Köyişleri Bakanlığının uygun görüşü
alınarak Ankara Büyükşehir Belediyesine devredilebilmesinin ve/veya intifa
hakkı tesis edilebilmesinin,
- Kamu yararına uygun
olarak, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının uygun görüşü ile Atatürk Orman Çiftliği
arazilerinin; rekreasyon, park, ağaçlandırma alanı, spor, hayvanat bahçesi ve
kültür alanı olarak, 10 yılı aşmamak şartı ile (herhangi bir şekilde Tarım ve
Köyişleri Bakanlığı ve Atatürk Orman Çiftliği tüzel kişiliğine bir külfet ve yükümlülük getirmemesi kaydı ile) Atatürk
Orman Çiftliği Yönetim Kurulu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı
arasında yapılacak yazılı bir protokolle, Ankara Büyükşehir Belediyesine tahsis
edilebilmesinin ve bu amaçların gerçekleşmesi için yapılacak kapalı tesislerin
taban alanının, Atatürk Orman Çiftliği arazisinin % 5'ini geçememesinin,
- Söz konusu arazilerin,
belediyece hiçbir şekilde maddede belirtilen amaçlar dışında
kullanılamayacağının, belirtilen amaca aykırı kullanımlara teşebbüsün tespiti
halinde bu arazilerin mülkiyet, intifa ve işletme haklarının Atatürk Orman
Çiftliğine derhal iade edilmesinin,
öngörüldüğü
anlaşılmaktadır.
Komisyonumuzda Teklifin
geneli üzerinde yapılan müzakerelerde, Teklif sahibi Salih Kapusuz tarafından;
- Teklifin; hukuki ihtilafları
ortadan kaldırmak, Ankara'nın zorunlu alt yapı hizmetlerinin yapılmasını
sağlamak ve Atatürk Orman Çiftliği arazisini korumak için hazırlandığı,
- AOÇ arazilerinin
parçalı bir yapıya sahip olduğu, yapılan planlamaların mahkemeden döndüğü,
küçük parçalar halindeki AOÇ'ye ait arazilerin aynı parselde toplanması
gerektiği; Teklifte öngörülen düzenlemenin bu amaca yönelik olduğu,
- Tarım Bakanlığının
uygun görüşü ile yapılan imar planları kapsamında bulunan, sınırları
dolayısıyla müstakil ada ve parsel yapılamayan Atatürk Orman Çiftliğine ait
arazilerin, mülkiyet hakkını azaltmamak ve bir değer kaybına sebebiyet vermemek
kaydıyla aynı plan bölgesindeki ada ve parsellerde toplanacağından herhangi bir
değer kaybının söz konusu olmayacağı,
- Devlet Denetleme Kurulu
raporlarında, Atatürk Orman Çiftliği arazisinin iyi yönetilmediğinin ve kuruluş
amacına uygun şekilde korunamadığının belirtildiği, Teklifin yasalaşması
halinde AOÇ arazisinin kuruluş amacına uygun olarak kullanımının sağlanacağı,
- Atatürk Orman
Çiftliğini korumanın en iyi yolunun çiftliği Ankaralılarla buluşturmak olduğu,
sosyal ve kültürel alanların yapılmasıyla bu alanların daha iyi korunacağı,
- Ankara'nın acilen
karşılanması gereken ihtiyaçları ve çözülmesi gereken problemlerinin olduğu; bu
ihtiyaç ve problemlerin giderilme süreci dikkate alındığında Teklifin bir an evvel yasalaşması gerektiği,
belirtilmiştir.
Komisyonumuzda Tasarının
geneli üzerinde yapılan müzakerelerde;
- Batıkent-Sincan Metro
hattının mahkeme kararıyla durdurulduğu; Şaşmaz Zırhlı Birlikler Kavşağı ile
Hayvanat Bahçesinin önünden geçmesi gereken hızlı tren yolu ve alt geçide
ilişkin çalışmaların yapılabilmesi için AOÇ arazisinin kullanımına ihtiyaç
bulunduğu,
- Atatürk Orman Çiftliği
Müdürlüğü Kararı ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığının uygun görüşünün aranacağı
ve ayrıca AOÇ arazisinin, I. derece doğal ve tarihi sit alanı olması sebebiyle
intifa hakkı tesis edilecek arazilerin kullanımlarında yapılaşmaya ilişkin
kanuni sınırlamalar olduğu, bu nedenle Büyükşehir Belediyesine tahsis edilecek
arazinin öngörülen amaçlar dışında kullanılmasının hukuken mümkün olmadığı,
- AOÇ arazisinin koruma
altına alınmasının Büyükşehir Belediyesi tarafından talep edildiği, amacına
uygun olarak, AOÇ arazisinin yeşil alan, kültür merkezi ve rekreasyon alanı
olarak değerlendirilebileceği,
- Büyükşehir
Belediyesince AOÇ master planının yapıldığı, ancak mahkeme kararıyla iptal
edildiği, böyle bir planın yapılmasına AOÇ Kuruluş Kanununun izin vermediği,
ancak böyle bir yetkinin verilmesiyle en kısa sürede bu planların
yapılabileceği, bu nedenle Teklifin yasalaşmasının önem taşıdığı,
- AOÇ arazisinin; 1992
yılında sit, 1998 yılında ise I. derece doğal ve tarihi sit alanı olarak tescil
edilmiş olduğu ve böylece 2863 sayılı Kanunun koruması altına girdiği,
- Teklifte belirtilen
sorunların çözümü amacıyla, Atatürk Orman Çiftliği arazisinin devri dışında da
alternatif çözümlerin düşünülmesi gerektiği,
- Atatürk Orman Çiftliği
arazisinin, kuruluşundan bugüne kadar çeşitli sebeplerle çıkarılan kanunlarla
çeşitli kamu kurumlarına satıldığı, mahkeme kararı veya kanunlarla bu
arazilerin devredildiği, bu durumun arazinin parçalı bir yapıya dönüşmesine
neden olduğu, bu hususun ayrıca Devlet Denetleme Kurulu raporlarında da yer
aldığı,
- AOÇ'ye ait arazilerin
önceki devirlerinin kanunla yapıldığı
ve bu kanunlarda devre ilişkin amaç ve sınırın açıkça yer aldığı; oysa Teklifle
herhangi bir sınırlama getirilmeden genel ve geniş bir yetki verildiği,
- Üst ölçek planı olmayan
Ankara'ya bir üst ölçek plan yapılarak; bu planda AOÇ arazilerine ilişkin
stratejilerin, müdahale biçimlerinin ve koruma kullanma dengesinin nasıl
kurulacağının belirlenmesi, AOÇ'nin etrafındaki kentsel dokunun gelişiminin AOÇ
üzerindeki baskıları azaltacak şekilde yönlendirilmesi gerektiği; bu üst
ölçekli plan doğrultusunda arazinin korunabilmesi için AOÇ arazisinin tarla
vasfından kurtarılması ve çağdaş yaklaşımlar ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kanunu ve ilgili "Alan Yönetimi" Yönetmeliği
doğrultusunda AOÇ'de üniversitelerin, meslek odalarının ve sivil toplum
örgütlerinin de katılımıyla bir Yönetim Planının yapılması ve alan yönetiminin
kurulması gerektiği,
- AOÇ arazisinin kullanım
ilkeleri belirlenmediği için, kent planlamasını yapan belediyelerin uymakla
yükümlü oldukları bir düzenlemenin bulunmadığı; kent planları ve imar
düzenlemeleri için alınan her kararın, alt yapı için yeni arazinin terk
edilmesini gerektirmesi sebebiyle, çiftlik topraklarının giderek küçüldüğü,
- Ankara'nın gelişim
master planı, çevre master planı ve ulaşım master planının bir an önce
yapılması gerektiği,
- Büyükşehir
Belediyesinin meydan, alt geçit ve raylı toplu taşıma ve benzeri hizmetleri
yapması için 7310 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin (g) bendinde yer alan hükmün
yeterli olduğu,
şeklindeki görüş ve
eleştirileri müteakip, Hükümet adına yapılan tamamlayıcı açıklamalarda;
- Ankara'nın zorunlu alt
yapı hizmetlerinin yapılması ve Teklifle öngörülen diğer hususların temini
amacıyla, devir yerine intifa hakkı tesisinin ve diğer çözümlerin olumlu
karşılandığı ve desteklendiği,
- Atatürk Orman Çiftliği
arazisinin özellikle rekreasyon, park, ağaçlandırma, spor ve kültür alanı
olarak değerlendirilerek Ankara'ya kazandırılacağı,
ifade edilmiştir.
Teklifin geneli üzerinde
yapılan müzakereleri müteakip, Teklif ve gerekçesi Komisyonumuzca da
benimsenerek maddelerine geçilmesi kabul edilmiş ve maddelerin görüşülmesine
başlamadan önce verilen bir önerge doğrultusunda, konunun daha ayrıntılı olarak
incelenmesini teminen bir alt komisyon kurulmasına karar verilmiştir.
Alt Komisyon, 11/5/2006,
17/5/2006 ve 24/5/2006 tarihlerinde ilgili kamu kurumları ile Ankara Büyük
Şehir Belediyesi, Etimesgut Belediyesi, Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi,
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, Peyzaj Mimarlar Odası, Türk Mühendis ve Mimar
Odaları Birliği, İnsan ve Çevre Derneği, Ankaram Platformu temsilcileri ile
Etimesgut bölgesinden bazı muhtar ve vatandaşların katılımlarıyla kapsamlı
değerlendirmelerde bulunarak çalışmalarını tamamlamış ve söz konusu
çalışmalarını bir rapor ve metin halinde Komisyonumuza sunmuştur.
Alt Komisyonda Teklifin;
- 1 inci maddesi; birinci
fıkrası, Atatürk Orman Çiftliğinin imar planlarının yapılmasını teminen Atatürk
Orman Çiftliği arazisinin her türlü imar planlarının, Tarım ve Köyişleri
Bakanlığının uygun görüşü ile, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından
yapılmasını öngören bir hükmün eklenmesi ve "imar planları
kapsamında" ibaresinin anlama açıklık kazandırılması amacıyla "imar
planlarının uygulanmasında" şeklinde değiştirilmesi; ikinci fıkrası,
Teklifle öngörülen yol, alt ve üst geçit ile metro çalışmaları için ihtiyaç
duyulan arazinin devredilmeden, intifa hakkı tesisi ile ihtiyacın
karşılanabilecek olunması nedeniyle devre ilişkin hükümlerin madde metninden çıkarılması,
ihtiyaç duyulan arazi sınırları içerisinde bulunan derelerin ıslahının
sağlanmasını teminen "yer altı tünelleri" ibaresinden sonra gelmek
üzere "ile dere ıslahı" ibaresinin eklenmesi, "bunların dışında kalan diğer araziler,
bedeli mukabilinde, Atatürk Orman Çiftliği Yönetim Kurulu ile Ankara Büyükşehir
Belediyesi arasında tespit ve emsalinin satış ve günün rayicine göre Tarım ve
Köyişleri Bakanlığının uygun görüşü ile Ankara Büyükşehir Belediyesine
devredilebilir ve/veya" ibaresinin metninden çıkarılması ve fıkranın
redaksiyona tabi tutulması; üçüncü fıkrası, fıkrada sayılan amaçların
gerçekleştirilmesi için yapılacak kapalı tesislerin taban alanı sınırının
uygulamada tereddüte düşülmemesi için "Atatürk Orman Çiftliği Arazisinin %
5'ini" ibaresinin "intifa hakkı tesis edilen arazinin % 5'ini"
olarak değiştirilmesi, intifa hakkı tesis edilen arazilerin üçüncü kişilere
kiraya veya alt kiraya verilmesine yönelik bir hükmün fıkranın sonuna eklenmesi
ve Atatürk Orman Çiftliği Kuruluş Kanunundaki düzenlemeye uygun olarak
"Yönetim Kurulu" ibarelerinin "Müdürlüğü" olarak
değiştirilmesi; son fıkranın ikinci cümlesindeki "maddelerde"
ibaresinin "fıkralarda" olarak değiştirilmesi ve Atatürk Orman
Çiftliğinin ihtiyaç duyulan arazisinin Ankara Büyükşehir Belediyesine devrinden
vazgeçilmesi sebebiyle "mülkiyeti
ve/veya" ibaresinin çıkarılması suretiyle,
- Yürütmeye ilişkin 2 nci
maddesi ile yürürlüğe ilişkin 3 üncü maddesi; Mevzuat Hazırlama Usul ve
Esasları Hakkında Yönetmelikte yer alan sistematiğe uygun olarak, madde
numaralarının ve yerlerinin değiştirilmesi suretiyle aynen,
kabul edilmiştir.
Komisyonumuzun, Hükümeti
temsilen Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe ve ilgili diğer kurum ve kuruluş
temsilcilerinin katılımlarıyla 30/5/2006 tarihinde yapılan 70 inci
Birleşiminde, Alt Komisyon tarafından hazırlanan rapor ve metin üzerinden
görüşmelere geçilmesine karar verilmiş ve Komisyon çalışmalarını aynı gün
tamamlamıştır.
Alt Komisyon metninin:
- 1 inci maddesi; birinci
fıkrası, aynı ada ve parsellerde toplanacak Atatürk Orman Çiftliği arazisi
sınırlarının belirlenmesinde esas alınacak araziye açıklık kazandırmak amacıyla
"Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü Kuruluş Kanunu" ibaresinden sonra
"hükümleri uyarınca, bu maddenin" ibaresinin eklenmesi; Ankara
Büyükşehir Belediyesinin imar planlarını ilgili mer'i mevzuata göre yapacağına
ilişkin bir hükmün eklenmesi ve imar planlarını yaptırmasına imkan sağlamak
amacıyla "imar planlarını yapmaya" ibaresinden sonra gelmek üzere
"ve yaptırmaya" ibaresinin eklenmesi; ikinci fıkrası, "için
gerekli arazi ve yer altı tünelleri" ibaresi, amacın daha iyi ifade
edilebilmesi ve alt yapı hizmetlerinin metne ilave edilmesini teminen "yer
altı tünelleri ve alt yapı hizmetleri için gerekli arazi" olarak değiştirilmesi
ve kimin lehine intifa hakkı tesis edileceğine açıklık kazandırmak amacıyla
"Ankara Büyükşehir Belediyesine" ibaresinin eklenmesi; üçüncü
fıkrası, anlama açıklık kazandırmak amacıyla "yukarıda" ibaresinin
"Bu fıkrada belirtilen" şeklinde değiştirilerek redaksiyona tabi tutulması,
"tesislerin" ibaresinin "bölümlerinin" olarak
değiştirilmesi ve bu Kanun uyarınca tahsis edilen alanlardaki tesislerin,
üçüncü şahıslara kiraya ve alt kiraya verilmesinin amacı doğrultusunda
kullanılması şartıyla yapılmasını teminen değiştirilmesi; dördüncü fıkrası,
amaca aykırı kullanımların da derhal iade edilme kapsamına alınmasını teminen
"kullanımlara teşebbüsün" ibaresinden sonra "ve/veya
kullanımın" ibaresinin eklenmesi ve Atatürk Orman Çiftliği Kuruluş
Kanununa uygun olarak ifade edilmesini teminen "Atatürk Orman
Çiftliği" ibaresinden sonra "Müdürlüğüne" ibaresinin eklenmesi
suretiyle,
- Yürürlük ve yürütmeye
ilişkin 2 ve 3 üncü maddeleri ise aynen,
kabul edilmiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun
onayına sunulmak üzere Yüksek Başkanlığa saygıyla arz olunur.
|
|
Başkan |
Başkanvekili |
Bu Raporun Sözcüsü |
|
|
Sait Açba |
M.Altan
Karapaşaoğlu |
İmdat
Sütlüoğlu |
|
|
Afyonkarahisar |
Bursa |
Rize |
|
|
Kâtip |
Üye |
Üye |
|
|
Mehmet
Sekmen |
Sabahattin
Yıldız |
Halil
Aydoğan |
|
|
İstanbul |
Muş |
Afyonkarahisar |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Mehmet
Zekai Özcan |
M. Mesut
Özakcan |
A. Kemal Deveciler |
|
|
Ankara |
Aydın |
Balıkesir |
|
|
|
(Ayrışık oy yazımız ektedir) |
(İmzada bulunamadı) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Ali Osman Sali |
Ahmet
İnal |
Osman
Nuri Filiz |
|
|
Balıkesir |
Batman |
Denizli |
|
|
(İmzada bulunamadı) |
|
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Muhsin Koçyiğit |
Alaattin
Büyükkaya |
A. Kemal
Kumkumoğlu |
|
|
Diyarbakır |
İstanbul |
İstanbul |
|
|
(Karşı oy yazısı ektedir) |
|
(Ayrışık oy yazım ektedir) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Birgen
Keleş |
Kemal
Kılıçdaroğlu |
M.
Mustafa Açıkalın |
|
|
İstanbul |
İstanbul |
İstanbul |
|
|
(Karşı oy yazım ektedir) |
(Ayrışık oy ektedir) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Bülent
Baratalı |
Fazıl
Karaman |
Selami
Yiğit |
|
|
İzmir |
İzmir |
Kars |
|
|
(Ayrışık oy yazım ektedir) |
|
(Ayrışık oy ektedir) |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Mustafa
Elitaş |
Taner
Yıldız |
Mikail
Arslan |
|
|
Kayseri |
Kayseri |
Kırşehir |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Muzaffer
Baştopçu |
Mustafa
Ünaldı |
Hasan
Fehmi Kinay |
|
|
Kocaeli |
Konya |
Kütahya |
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Mustafa
Özyürek |
Gürol
Ergin |
O. Seyfi
Terzibaşıoğlu |
|
|
Mersin |
Muğla |
Muğla |
|
|
(Ayrışık oy yazısı ektedir) |
(Ayrışık oy yazısı ektedir) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Osman
Seyfi |
Kazım Türkmen |
Musa
Uzunkaya |
|
|
Nevşehir |
Ordu |
Samsun |
|
|
|
(İmzada bulunamadı) |
|
|
|
Üye |
Üye |
Üye |
|
|
Sabahattin
Cevheri |
Enis
Tütüncü |
M.Ergün Dağcıoğlu |
|
|
Şanlıurfa |
Tekirdağ |
Tokat |
|
|
|
(Karşı oy yazısı ektedir) |
(İmzada bulunamadı) |
|
|
|
Üye |
|
|
|
|
M.Akif
Hamzaçebi |
|
|
|
|
Trabzon |
|
|
|
|
(Ayrışık oy yazısı ektedir) |
|
AYRIŞIK OY
Teklifin yasalaşması halinde, 1937 yılında
Atatürk tarafından Türk Milletine hediye edilen Atatürk Orman Çiftliği kuruluş
amacı ve felsefesinin tümüyle dışında olmak üzere, Ankara Büyükşehir
Belediyesinin kullanımına açılacak ve böylece yeni bir rant alanına
dönüşecektir.
Yasa teklifinde, “Çiftlik arazisi üzerinde
sürmekte olan hukuki sorunların giderilmesi” ve “kentsel altyapı yapımındaki
zorluklar” gibi yapay gerekçeler gösterilmekle birlikte, aşağıda açıklanacağı üzere,
asıl amaç öncelikle 10 yıl için, ancak aslında tümüyle, AOÇ arazisinin
Büyükşehir Belediyesine devredilerek ortadan kaldırılmasıdır.
Atatürk 1925 yılında, Ankara’nın tarımsal
üretim için uygun bir zemin sağlamayan, bataklık ve kıraç arazilerinde, yurttaştan
gerçekleştirdiği satın almalarla, bugünkü adıyla Atatürk Orman Çiftliğini
kurmuştur.
Çiftlik için yer saptama çalışmaları,
Atatürk’ün yılmaz ve önder kişiliğini ortaya koymaktadır. Atatürk, eliyle
çiftliğin bugünkü yerini işaret ederek:“İstediğim yer böyle olmalıdır.
Ankara’nın kenarında hem batak, hem çorak, hem de fena bir yer. Bunu biz ıslah
etmez isek kim gelip ıslah edecektir?” demiştir.
Kayıtlarda bulunan birtakım çelişkili
bilgilere karşın, başlangıçta Aydos Yaylası ile birlikte 102 bin dekar,
Ankara’daki arazi varlığı açısından 52 bin dekar olan Atatürk Orman Çiftliği,
halen 33.393 dekar bir arazi varlığına sahip bulunmaktadır.
Ulu Önder Atatürk, kurmuş olduğu
çiftlikleri 13 yıl bizzat işlettikten sonra 11 Haziran 1937 tarihinde yazmış olduğu
vasiyet mektubu ile Ulusuna emanet etmiştir. Atatürk vasiyetinde, AOÇ’nin
kuruluş amacına uygun temel doğrultular olarak, aşağıda belirtilen konulara
özel vurgu yapmaktadır:
- Türk Ulusuna emanet edilen Atatürk Orman
Çiftliğinde, tarım ve tarım ekonomisi alanında bilim ve teknik doğrultusunda
uygulamalı tarım gerçekleştirilecek, verimli üretim yolları araştırılacak ve
öğretilecektir.
- AOÇ’de, ekolojiye uygun tarımsal üretim
yanında, tarım sanayii de geliştirilecektir.
- AOÇ’de tarım teknolojisi üretimi ve
yayımı yapılacaktır. Islah ve yetiştirme tekniklerinin üretimi ve yayımı
yapılacaktır.
- AOÇ’nin elde edilen gelirinin tümü
yatırıma dönüştürülecektir.
- İç ve dış pazar isteklerine uygun üretim
modelleri gerçekleştirilecektir.
- Üretici örgütlenmesinde örnek
uygulamalar yapılacaktır.
- Arazi ıslahı ve düzenleme uygulamalarına
önem verilecektir.
- Sağlıklı bir kent çevresi sağlanacaktır.
- Tarladan sofraya gıda güvenliği
uygulaması kurgulanacak, karaborsayla mücadele edilecektir.
- Tarımsal ve kırsal kalkınmanın dayanağı
ve yol gösterici aracı organize edilecektir.
Türk Hukuk Sistemi içerisinde, vasiyetin
Kanun Hükmünde olduğu açıktır. Bu bakımdan, AOÇ’nin, Atatürk’ün vasiyeti
dışında kullanımı, hukuk açısından olanaklı değildir.
1938-1950 yılları arasında Çiftliğin 7372
dekar arazisi, değişik yöntemlerle, çeşitli kuruluşlara devir edilmiştir.
Bunların genel özelliklerinin, kamu yatırımları ve tarıma dayalı sanayi
yatırımları için tahsis (uçak fabrikası için Türk Hava Kurumuna, tohum ıslah istasyonu
için Tarım Bakanlığına, kısa dalga verici istasyonu için Basın Yayın Genel
Müdürlüğüne, mensucat sanayii için Sümerbank’a, bira fabrikası için Tekel’e
vb.) olduğu görülmektedir.
Çiftliğin korunması ve yaşanan hızlı arazi
kayıplarının önlenmesi amacıyla, 25.03.1950 tarihinde 5659 sayılı “Atatürk
Orman Çiftliği Kuruluş Kanunu” çıkarılmıştır.
Çiftlikten yapılan arazi talanının önüne
geçilebilmesi amacıyla Kanunun onuncu maddesine “Atatürk Orman Çiftliğinin bu
Kanunun yayımı tarihindeki sınırları içinde bulunan gayrimenkullerin gerçek
veya tüzel kişilere devir, temlik ve kamulaştırılması özel bir kanunla izin
alınmasına bağlıdır” hükmü konulmuştur.
Sözü edilen yasal korumaya rağmen, 1950
yılından günümüze kadar geçen süre içinde, talan süreci, bu kez yasalara konu
edilerek sürdürülmüştür.
İlginçtir ki, 5659 sayılı Yasayı
değiştirmek için Kanun teklifinin AKP Grup Başkanvekili tarafından TBMM’ye
sunulduğu süreçte, kimi AKP milletvekilleri bile, TBMMKİT Komisyonu raporlarına
da yansıdığı şekilde, geçmiş süreci “yasal işgal-yasal talan” olarak
nitelemişlerdir. 1950 sonrası dönemi “yasal işgal-yasal talan” olarak
nitelerken, çok daha açık bir talan sürecini tahrik etmek amaçlı Yasa Teklifi
karşısında, söyleyecek söz bulmakta zorlanıyoruz.
1938-1950 arası dönemde, Devlet Ziraat
İşletmeleri Kurumu İdare Meclisi kararlarıyla Çiftlik arazisinin amaç dışı
kullanımı gerçekleştirilirken, 1950-2006 arasında arazi devrinde üç yöntem
kullanılmaya başlanmıştır;(1) Yasal tahsis, (2) Mahkeme kararları ile tahsis, (3)
Özelleştirme uygulamaları.
1950 sonrası, 5659 sayılı Yasanın
yürürlükte olduğu dönemdeki yasal tahsis yöntemi ile yapılan arazi devirleri
aşağıdaki gibidir;
- 1950-1960 yılları arasında 5659 sayılı
Yasanın 10’uncu maddesine göre çıkarılan 6000, 6238, 6947, 7310 sayılı yasalar,
- 1976 yılında çıkarılan 2015 ve 1983
yılında çıkarılan 2823 sayılı yasalar çerçevesinde
toplam 14.541 dekar çiftlik alanı çeşitli
kuruluşlara satılmıştır.
Ayrıca, mahkeme kararı ile çeşitli
şahıslara verilen araziler de, başka bir kayıp yolu olarak ortaya çıkmaktadır.
Diğer taraftan 27.11.1994 tarihinde
çıkarılan 4046 sayılı “Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”
çerçevesinde özelleştirilen ve çiftlik arazisinden özel kanunlarla yer verilen,
Sümerbank, Tekel Genel Müdürlüğü ve Zirai Donatım Kurumu gibi kuruluşların
çiftlikten almış olduğu bu araziler de özel şahısların eline geçmiştir. Böylece
Atatürk Orman Çiftliği arazileri içinde yeni özel mülkiyet adacıkları meydana
gelmiştir. MEY Gıdanın aldığı TEKEL içki fabrikalarının % 90’ı yabancılara
satılmış, böylece ABD Firması AOÇ içinde arazi sahibi olmuştur.
2005 yıl sonu itibarıyla çeşitli
nedenlerle çiftlik arazilerinde ortaya çıkan arazi kaybı toplamı 22.078
dekardır. Bu miktarın, Ulu Önder’in vasiyetiyle hazineye hediye etmiş olduğu
toplam arazinin % 42’sine eşit bulunması, sürecin vehametini olanca açıklığı
ile ortaya koymaktadır.
Atatürk Orman Çiftliğinin Günümüzdeki
Yapısı
Bugün Ankara’nın doğu kesiminden
başlayarak batı yönüne doğru uzanan bir dizi halindeki, Gençlik Parkı, eski
Hipodrom, Atatürk Orman Çiftliği, Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Hacettepe ve
Bilkent Üniversitelerinden oluşan arazi topluluğu, başkentin havalandırma
koridoru özelliğini taşımaktadır. Ancak, eski hipodromun kaldırılarak bu alanın
yapılaşmaya açılması, AOÇ arazisinden satın alınarak yapılan toptancı hali,
traktör ve çimento fabrikaları ile TMO silosu yeşil kuşağı zedeleyen olumsuz
yapılaşmalardır. Bunun yanında, çıkarılan özel kanunlarla bazı yapı
kooperatiflerine mesken yapımı için 941 dekar arazi verilmesi, sürecin geldiği
noktayı işaret etmesi bakımından önemlidir.
Diğer taraftan AOÇ arazisi içinden
demiryolu ve karayolu geçişleri mevcuttur. Doğu Batı ekseninde AOÇ’den geçen
yollar; İstanbul yolu, Eskişehir yolu, Ümitköy-AŞTİ yolu, Ankara-Polatlı
demiryolu ve banliyö hattı, Ümitköy ve Sincan metro güzergâhlarıdır. Kuzey
Güney ekseninde AOÇ’den geçen yollar ise Konya yolu, Ostim-Söğütözü yolu,
Anadolu Bulvarı ve Etimesgut yolu olarak sayılabilir.
Özel kanunlarla yol geçişleri için verilen
toplam arazi miktarı 1070 dekardır. Ayrıca mülkiyeti halen AOÇ Müdürlüğüne ait
olduğu halde çiftlik arazisinden geçen yol ve kavşaklar da mevcuttur. Üstelik
Çiftlik Yönetimi bu alanların emlâk vergisini de ödemektedir.
5659 sayılı Yasanın açık hükmüne rağmen
korunmanın sağlanamaması üzerine, arazi kayıplarının önüne geçebilmek için yeni
bir arayışa gidilmiş ve AOÇ arazisinin doğal ve tarihi SİT alanı olması gündeme
gelmiştir.
Bu bağlamda Atatürk Orman Çiftliği,
02.06.1992 tarih ve 2436 sayılı Kurul Kararı ile doğal ve tarihi SİT alanı ilan
edilmiş, 27.07.1993 tarih ve 3097 sayılı Kurul Kararı ile sınırları
belirlenmiştir. Buna ilave olarak Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun
07.05.1998 tarih ve 5742 sayılı Kararı ile de birinci derece SİT alanı olarak
ilan edilmiştir. Bu nedenle çiftlik arazisi üzerinde yapılacak tasarrufların
SİT kararlarına uygun olması zorunlu görülmektedir.
Günümüzde, AOÇ; 10.413 dekar kuru ve sulu
tarla tarımı yapılan, fidan ve süs bitkisi üretimi yapılan ve çayır mera
arazisi;11.504 dekar orman ve park alanı; 6.881 dekar kiralanmış alan, 4.275
dekar taşocağı, bataklık, yol, kanal, bina vb. ve 320 dekar hayvanat bahçesi
olmak üzere toplam 33.393 dekar araziye sahip bulunmaktadır.
Geçirilen talan ve engelleme süreci
yanında kaderi ile baş başa bırakılmasına rağmen, bugün bile Atatürk Orman
Çiftliği, devlet bütçesinden hiçbir katkı almadan, kaynak ve olanaklarını
rasyonel kullanarak, yaşamını ve gelişimini sürdürmekte ve ekonomiye katma
değer katarken kamu yararı işlevini de sürdürmektedir. Bu bağlamda AOÇ yılda 2
trilyon TL düzeyinde bir yatırımı, kendi öz kaynakları ile realize
edebilmektedir. Bu kapsamda olmak üzere, 5 yıl önce orman ve park alanı
büyüklüğü yalnızca 2500 dekar iken, sorumlu ve amaca uygun bir yönetim anlayışı
ile, sözü edilen alan büyüklüğü 11.504 dekara ulaşmıştır.
Bu kapsamda olmak üzere, tüm arazilerinin
sınır tespit çalışmalarını tamamlayan, kiralama-tahsis vb. yollarla hiçbir yeni
kayba izin vermeyen, ormanlık alanları hızla geliştiren, fabrikalarına yaptığı
yatırımlarla ISOve HACCP belgelerini alarak ürün çeşitliliğini iki katına
çıkaran ve bu ürünleri Ankara dışında da pazarlamayı başaran, hayvanat
bahçesindeki hayvan sayısını 2500’ün üzerine çıkaran, mali yapısını güçlendiren
AOÇ’nin tüm bu gelişim süreci, bazı çevreleri rahatsız etmiş olmalı ki, “AOÇ’yi
koruma” adı altında yeni bir talan sürecine kapı açılmaya çalışılmaktadır.
Söz konusu Kanun Teklifi, 5659 sayılı
Kanuna ek madde eklenmesi ile ilgilidir.Teklifin savlarının ve önerilerinin,
doğuracağı sonuçlar açısından analizi, şöyle özetlenebilir:
Yasa teklifi, mevcut hukuki çekişmeleri
çözüme kavuşturmak için, Çiftliğe ait arazilerin, aynı plan bölgesindeki ada ve
parsellerde toplanması önerisini getirmektedir. Bu, yapay bir gerekçedir. Böyle
bir düzenleme, madde teklifinin ileriki hükümlerinde intifa hakkı verilecek
kuruluş olarak tanımlanan Ankara Büyükşehir Belediyesine ve Kanunu uygulayacak
kişilere geniş yetkiler verecektir. “Aynı plan bölgesindeki ada ve parsellerde
toplanabilir” yaklaşımı, plan bölgesinin genişliği kavramının net olarak
bilinmemesi nedeniyle sıkıntılara yol açabilir. Bu bakımdan, imara tabi
tutulması zorunlu görülen alanların imar uygulamalarının incelenip
değerlendirilmesi yapılmalı, parsel bazında numaraları belirlenmeli, bu
parsellerin imar uygulamasındaki yeri tespit edilmelidir. Aksi takdirde
uygulayıcılar Kanunu diledikleri gibi uygulama esnekliğine sahip olabilirler.
Öyle anlaşılıyor ki, istenen de budur.
“Bu tür çekişmelerin önlenmesi” gerekçe
gösterilerek, AOÇ’nin yok edilmesi amaçlanmaktadır. Oysa, tam tersine bir
yaklaşımla, öncelikle AOÇ’nin “Koruma Nazım İmar Planı”nın hazırlanması zorunlu
görülmektedir.
5659 sayılı Kanun“arazi takasına” imkân
tanımadığı için ek maddede bu düzenlemenin getirilmesi istenmektedir. Mevcut
sorunların giderilmesi için takas uygulanabilir bir yöntem olarak görülüyor
ise, buna özgü özel kanun çıkarmak suretiyle, açıkça belirtilecek araziler için
takas uygulamasının yapılması olanaklıdır. Biz buna varız. Ancak, bunu yapmak
yerine, teklifte belirtildiği şekliyle tüm çiftlik arazisi için bu yetkinin
tanınması, gerçek niyetin arazi rantı olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
2 nci fıkrada;“yol, meydan, alt geçit, üst
geçit ve raylı toplu taşım araçları için gerekli arazi ve yer altı tünelleri ve
dere ıslahı yapılması planlanan araziler üzerinde kamu yararı ve hizmetin
gerekleri dikkate alınmak suretiyle bedelsiz olarak” belediyeye intifa hakkı
verilmesi istenmektedir. AOÇ arazisinde hangi parsellerin bu düzenlemeye tâbi
olduğu, bu hizmetlerin karşılanabilmesi için Belediyenin kaç dekar alana
ihtiyacı olduğu belli değildir. Bu belirsizlik ortada iken Kanunun bu şekli ile
çıkarılması gerçeği yansıtmayacak durumları ortaya çıkarabilir.
Halbuki “Koruma Nazım İmar Planı”nın
hazırlanması halinde söz konusu altyapı hizmetlerinin nerelerden geçeceği ve ne
kadar arazinin gerekli olduğu ortaya çıkacağından sorun çözülmüş olacaktır.
Biz, bu konunun çözümlenmesi için de katkı vermeye hazırız.
Üçüncü fıkradaki “Atatürk Orman Çiftliği
arazileri” ifadesi, çiftliğin tamamının Ankara BŞB’ne devredilmesine yönelik
bir yasal düzenlemenin yolunu açmaktadır. Üstelik, bu düzenlemeye yönelik bir
yapay gerekçe bile üretilebilmiş değildir.
Bu fıkradaki “AOÇ arazileri üzerinde, 10
yılı aşmamak şartı ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın uygun görüşü üzerine,
AOÇ Müdürlüğü ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı arasında yapılacak
yazılı bir protokolle, Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne intifa hakkı tesis
edilebilir” hükmünün yasalaşması durumunda, Ankara BŞB fiilen AOÇ’ye el koymuş
olacaktır. Yaşanan deneyimler, tıpkı ASKİ tesislerinde olduğu gibi, uzun yıllık
kiralamalar sonucunda AOÇ’ye dönen arazinin bulunmadığını göstermektedir.
Teklifte yer alan “10 yıl” ifadesi,
tümüyle kamuoyunu yanıltmaya ve tepkileri azaltmaya yöneliktir. Ayrıca,
yapılacak uygulamalarda önemli oranda yetki sahibi olacak AOÇ Müdürü, önemli
oranda siyasal iktidar tarafından yönlendirilmektedir.
Yine üçüncü fıkrada “Yukarıdaki amaçların
gerçekleşmesi için yapılacak kapalı tesislerin taban alanı, intifa hakkı tesis
edilen arazinin % 5’ini geçemez” denilmektedir.
“Taban alanı % 5” ifadesinin anlamı 33.393
dekar AOÇ arazisinin 1670 dekarının yapılaşmaya açılması demektedir. Ankara
gibi bir metropolde, kent ortasındaki 1670 dekar arazi üzerinde, kaç kat
yükseleceği belli olmayan bir yapılaşmanın doğuracağı rant yanında, AOÇ arazisi
için neden olacağı kirlilik ve kullanım sorunlarını öngörmek zor değildir.
Atatürk Orman Çiftliği’nin, Atatürk’ün
vasiyetine tümüyle sadık kalınarak, kamu yararına olan işlevlerinin
geliştirilerek yönetileceği bir zeminde tutulmasına gereksinim bulunmaktadır.
Bu bağlamda, AOÇ’yi rant ve talan
sürecinden tümüyle uzak tutacak bir “Koruma Nazım İmar Planı” ivedilikle
hazırlanmalıdır. Sözü edilen Plan, mutlaka meslek kuruluşları, bilim çevreleri
ve demokratik kitle örgütlerinin aktif katılımcığına açık süreçlerde
oluşturulmalıdır.
Aynı kapsamda olmak üzere, koruma-kullanma
dengesine ilişkin ilke ve belirlemeler ortaya koyacak bir master planın
hazırlanması zorunludur. AOÇ’nin yukarıda belirtilen kuruluş amacı ve
Atatürk’ün vasiyeti doğrultusunda katılımcı süreçlerde belirlenen ilkelerine
uyarlı olacak biçimde, ulusal-uluslararası düzeyde açılacak bir yarışma,
katılımcı ve yüksek nitelikli bir master planın hazırlanması için uygun bir
zemin sağlayabilir.
Tespitler ve Yasa Teklifinin
Değerlendirilmesi
1- Ankara Büyükşehir Belediyesi AOÇ ve
etrafına ilişkin bütüncül kararları içeren üst ölçekli planı ve buna dayalı
hiyerarşik planları ve yine AOÇ ve etrafından geçen ulaşım hatlarıyla ilişkin
ulaşım master planını tüm uyarılara rağmen yıllardır yapmamıştır.
2- AOÇ’den geçmesinin zorunlu olduğu iddia
edilen ulaşım hatları bir plana dayanmamaktadır. Çoğunluğu günü birlik
kararlarla oluşturulmuştur. Bunun örneği Sincan Metro hattıdır. 1994 tarihli son ulaşım ana planında bu hat
banliyö hattı olarak görülmektedir. Metro hatlarında değişiklik yapıldığı için,
metro hattı buradan geçmek zorunda gibi gösterilmektedir.
3- Yine zırhlı birlikler önünden geçen yol
genişletilemedği için her gün kaza olduğu iddia edilmekte ve teklifin bir
bölümünün bu olumsuzluğu giderme amacıyla hazırlandığı söylenmektedir. Teklifi
hazırlayanlar ve Büyükşehir Belediyesi bu konuda hem samimi değildir, hem de
kazalarda yakınlarını kaybedenlerin acılarını kullanarak hareket etmektedirler.
Çünkü metro hattı yol genişlemesi ve hemzemin geçit düzenlemesi için,
29.05.1959 tarih ve 7310 sayılı Yasanın 1 inci maddesinin g bendi bu ihtiyacı
karşılamaktadır. Bu nedenle yaşanan tüm olumsuzlukların muhatabı şimdiye değin
bu yasayı kullanmayan Ankara Büyükşehir Belediyesidir.
4- Büyükşehir Belediyesi AOÇ’yi rant
tesisine dönüştürmeyeceğini söylemektedir. Oysa, üst ölçekli imar planı olmayan
Ankara’da son 20 yılda yapılan 5000 parçacı imar planı değişikliğinin
yüzlercesinde (yaklaşık 250) park, yeşil alan ve ağaçlandırılacak alanlar,
konut, cami+ticaret ve ticarete dönüştürülmüştür.
5- AOÇ alanının bölük pörçük parçalı
yapısı nedeniyle şehircilik ilkeleri doğrultusunda birleştirilmesi ve
Büyükşehir eliyle yönetilmesi söylenmektedir. Böyle bir şehircilik ilkesi
yoktur. Söz konusu alanlar milyonlarca metre karelik alandır. Ancak parçaların
etrafı Ankara’nın gelişme aksı üzerinde olan alanlarla çevrili olduğundan iştah
açmakta ve rant alanlarına dönüştürüldüğünde getirecekleri düşünülmektedir.
6- Vatandaşlarla ihtilaf nedeniyle yargıya
intikal eden AOÇ arazilerinin çoğu aslında işgal edilmiştir.
7- AOÇ Ankara’nın akciğeridir. Bu alan
1928 yılında hazırlanan Herman Jansen planında Ankara’nın havalandırma koridoru
olarak planlanmıştır.
8- İmar Kanunu ve ilgili mevzuata göre
AOÇ’nin planının ilgili kuruluşlardan görüş alındıktan sonra ve onlarla
birlikte Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılması konusunda, TBMMKit
Komisyonunun ve Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun
Büyükşehir Belediyesine görev veren yazıları mevcuttur.
9- AOÇ’nin korunması yolunda 1992 ve 1998
yıllarında 1. Derece Doğal Sit ve Tarihi Sit kararları alınmış ve tescil
edilmiştir. Bu nedenle koruma nazım imar planı yapılmadan bu arazide herhangi
bir tasarruf yapılamaz.
10- Teklifte bu yeşil alanın % 5’i olan 1
milyon 674 bin metre karelik kesimi tamamen yapı alanı olarak ayrılmaktadır. Bu
da 240 tane futbol sahası büyüklüğünde bir yapı alanı demektir. Bu kadar büyük
bir alana binlerce konut, ticaret ve diğer rant tesisleri yapılabilecektir.
Yasa teklifi sadece taban alanından bahsetmektedir. Yapılacak kapalı alanların
kalıcı mı, geçici mi olacağı, kaç katlı olacağı, inşaat alanının ve emsalinin
ne olacağı bilinememektedir. Bu maddeye dayanarak istenirse devasa binalar
yapılabilecektir. Yine yasa teklifinde belirtilen kapalı alanların rekreasyon,
park, ağaçlandırma alanı, spor alanı, hayvanat bahçesi ve kültür alanı olarak
kullanılabileceği ifade edilmektedir. Bu kullanımların çoğu kapalı alanı
gerektirmemekte ve çiftlikte halihazırda bulunmaktadır. Rekreasyon ve spor
alanları ise imar yasasına göre zaten belli yapılaşmaları getirmekte, kültür
alanının ne olduğu anlaşılmamaktadır.
Kısaca % 5’lik bir yapılaşma izni
çiftliğin tamamının elden gitmesi anlamına gelmektedir.
11- Bu tasarının “çiftliği koruma amacıyla
hazırlandığı” söylenmekte ise de yapılacak olan koruma adı altında tam bir
infazdır. İntifa hakkı tesisi için 10 yıllık süre konması göz boyama ve
aldatmacadır, bu söylem süresiz devrin meydana getireceği tepkileri önlemek
içindir.
Özellikle Komisyon görüşmelerinde ortaya
konan görüş ve ifadeler, bu teklif yasalaştığı takdirde Atatürk Orman
Çiftliğinin tarih olacağını, bu tarihi mirasın Ankara Büyükşehir Belediyesinin
rant alanına dönüşeceğini açık olarak ortaya koymuştur.
Sonuç:
1- Önce yapıp sonra planlayalım anlayışı
çok yanlıştır. Bu nedenle “koruma nazım imar planı” öncelikle yapılmalıdır.
Kentsel alt yapı donatıları için gerekli alanların hudutları, miktarları koruma
imar planında belirtilmelidir. Muhakkak bir ana ulaşım imar planı yapılmalıdır.
2- AOÇ üzerinde hangi adla olursa olsun
yapılacak tasarruflarda muhakkak bir bedel alınmalıdır. Bugüne değin Devlet
Mezarlığı tesisi için verilen arazi istisna olmak üzere tüm devirler bedelli
yapılmıştır.
3- Kadastral kaymalar nedeniyle gerekli
düzenleme koruma imar planında belirtilmeli ve AOÇ’yi minimum ölçüde
etkilemelidir.
4- Parçalı haldeki arazilerin ne şekilde
bütünleştirileceği koruma imar planında açıkça belirtilmelidir.
5- Yapılacak bu düzenlemeler ile arazi
satışı, kiralanması ya da intifa hakkı tesisi uygulamalarına son verilmeli,
artık bu yağma sonlandırılmalıdır.
6- Arazinin planlanması ve vasiyet hukukuna
göre kullanılması AOÇ Müdürlüğü uhdesinde kalmalıdır. Kanun teklifinin
gerekçelerinde bilirtilen hususlar AOÇ üzerinde Büyükşehir Belediyesi’ne
neredeyse sınırsız tasarruf hakkı verilmesini haklı kılamaz. AOÇ Kültür ve
Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ve İlgili Mevzuatına göre 1. Derece Doğal Sit
ve Tarihi Sit alanıdır. Bu yasa ve ilgili mevzuatına göre yapılması zorunlu
olan bir yönetim planıyla, ilgili tüm kesimlerin katılımıyla yönetilmelidir.
7- Yasal zorunluluk nedeniyle koruma nazım
imar planı yapılıncaya kadar tüm işlemler durdurulmalıdır.
Yasa teklifi, AOÇ’yi Ankara Büyükşehir
Belediyesi’nin rant hırsının bir aracı niteliğine dönüştürme amacındadır. Bu
teklifin yasalaşması, kamu yararına aykırı sonuçlar doğuracak;Büyük Atatürk’ün,
kanun niteliğinde olan vasiyetini ortadan kaldıracaktır. Bu nedenlerle Yasa
Teklifine tümüyle karşı olduğumuzu belirtiriz.
|
|
Akif
Hamzaçebi |
Bülent
Baratalı |
Gürol
Ergin |
|
|
Trabzon |
İzmir |
Muğla |
|
|
Mustafa
Özyürek |
Kemal
Kılıçdaroğlu |
Birgen
Keleş |
|
|
Mersin |
İstanbul |
İstanbul |
|
|
Mesut
Özakcan |
Ali Kemal
Kumkumoğlu |
Enis
Tütüncü |
|
|
Aydın |
İstanbul |
Tekirdağ |
AYRIŞIK OY
I.- Genel Olarak
Atatürk Orman Çiftliği 5/5/1925 tarihinde
önce 20 bin dekar, daha sonra Balgat, Etimesgut, Çakırlar, Macun, Güvercinlik,
Tatar ve Yağmurbaba gibi arazilerin satın alınmasıyla 52 bin dekar arazi
üzerine bizzat M. Kemal Atatürk’ün emriyle kurulmuştur. İlk adı Orman Çiftliği
olan çiftlik arazisinin bir bölümü ilk kuruluş sırasında bataklık halinde,
ancak yapılan çalışmalarla bataklık ve sazlık olan bu bölge tarıma elverişli
duruma getirilerek modern tarım, hayvancılık ve ziraat tekniklerinin
uygulandığı örnek bir çiftlik konumuna getirilmiştir. Bu aynı zamanda modern
Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun ve Cumhuriyet Felsefesinin simgesi ve
yansımasıdır.
Atatürk 11 Haziran 1937 tarihinde
Başbakanlığa çektiği bir telgrafla aralarında AOÇ’nin bulunduğu çiftlikleri
Türk Milletine bağışlamıştır.
Atatürk Orman Çiftliği, mevcut çiftlik,
Atatürk Kültür Merkezi, Kurtuluş gibi devamı olan alanlarla Ankara’nın kalbine
yönelmiş bir bıçak görünümündedir. Çiftlik Ankara’nın nefes aldığı akciğeri ve
başlıca yeşil alanıdır. AOÇ Ankaralılara nefes aldırıyor ancak kendisi, Ankara
halkını temsil edenlerin sürekli saldırı ve işgaline uğramaktan yorgun düşerek
nefes alamaz duruma gelmiştir.
AOÇ arazisinin işgal ve yağması Atatürk’ün
vefatının ardından hemen başlamıştır. Arazinin üzerinde kaçak yapılar
kurularak, devlet kuruluşları yerleştirilmiştir. Tüm bu olumsuz gelişmeler
özellikle 1950 yılında çıkarılan AOÇ Müdürlüğü Kuruluş Kanunu ile
yasallaştırılmış, özel kanunlarla tahsis, devir, kiralama ve satışının yolu
açılmıştır.
Çiftlik arazilerinin satışının sonuncusuna
24/5/1983 günlü 2823 sayılı Yasa ile olmak üzere, 1950-1983 yılları arasında
ayrı ayrı çıkarılan 8 ayrı yasa ile AOÇ’nin 21.983.218 m2 arazisinin satışına
izin verilmiştir.
AOÇ kiracıları, kiraladıkları açık ve
kapalı alanları sürekli olarak genişletmek suretiyle çiftliğin arazisini haksız
bir şekilde işgal etmekte ve kullanmaktadırlar. Bu durum hukuka aykırı olduğu
gibi çiftlik arazisinin küçülmesine de neden olmaktadır.
Çiftlik arazisinin 6.888.496 m2’si kira ve
benzeri sözleşmelerle gerçek ve tüzel kişilerin kullanımına bırakılmıştır. Bu
alanlar üzerine otobüs terminali, akaryakıt istasyonları, kamu binaları, spor
kulübü ve sosyal tesis binaları yapılmıştır. Büyük bir bölümü kentin alt yapısı
için ayrılmıştır. Kira ve benzeri sözleşmelerle taşınmazların üzerinde irtifak
hakkı kurulmuştur. Çiftlik arazilerinin önemli bir bölümü de işgal edilmiş
durumdadır. İşgalde kamu kurum ve kuruluşlarının payı büyük olmuş bu araziler
üzerinde kentin ana yolları, lojmanlar, okul, pazaryeri, karakol, camii gibi
tesis ve binalar yapılmıştır.
Başlangıçta kent sınırları dışında kalan
Atatürk Orman Çiftliği, bugün organize sanayi bölgeleri ve konut alanlarıyla
kuşatılmış bir konumda yer almaktadır. Kentin büyümesi yeşil alan gereksinimini
artırırken, çiftlik alanı üzerindeki baskılar var olanı da tehdit etmektedir.
Satış, kiralama ve işgal sonucu, “AOÇ
Bütünlüğü içinde özel mülkiyet adaları” oluşturulmuştur. Ortaya çıkan altyapı
gereksinimleri ise, çiftlik dokusunu bozmakla kalmayıp aynı zamanda çevre
sorunlarına da yol açmaktadır.
Çiftlik arazisi için önemli bir tehlike
de, satış ile AOÇ alanı dışına çıkarılan arazilerde, yabancı taşınmaz mal
alımına olanak sağlanmasıdır.
Ankara Büyükşehir Belediyesinin park,
bahçe, spor, kültür, eğlence merkezi ve hayvanat bahçesi yapma ve işletme
gerekçesi gerçekçi bulunmamaktadır. Eğer Belediye bu isteminde samimi ise
Ankara’da çiftlik arazisi dışında pek çok yerde bu amacını gerçekleştirmeye
yönelik geniş araziler bulunmaktadır. Atatürk’ün vasiyetine aykırı bir şekilde
AOÇ arazisinin küçültülmesine gerek yoktur.
Atatürk Orman Çiftliğinin korunmasına
yönelik yasa maddelerine karşın, Ankara’nın büyümesiyle birlikte kentin
yoğunlaşan altyapı gereksinimleri ve rant baskıları çiftlik alanını olumsuz
yönde etkilemiştir.
Kurulduğunda 52 bin dekar olan AOÇ arazisi
günümüzde 33.487 dekara inmiştir. Yani geçen süre içinde yasayla devir ya da
satış yoluyla arazi varlığının % 36’sını kaybetmiştir. Çiftlik arazisinin devri
dört değişik yöntemle gerçekleştirilmiştir. Bunlar;
1- Özel Kanunlarla Devredilen Araziler
2- Protokol Yolu ile Devredilen Araziler
3- Kiralama Yöntemiyle Devredilen Araziler
4- Yasasız Protokolsüz Devredilen
Araziler, tahsisler,
Tüm bunlar yetmiyormuş gibi gelinen bu
noktada verilen bir Kanun Teklifi ile AOÇ Büyükşehir Belediyesine devredilmek,
tarihsel bağlarından koparılarak rant tesisi haline getirilmek ve kişilerin
inisiyatifine bırakılmak istenmektedir.
II- Kanun Teklifinin Dayanağı Gerekçeler;
Yasa teklifi 2 temel gerekçeye
dayandırılmaktadır.
- AOÇ arazisinden geçmek zorunda olduğu
iddia edilen Sincan Metro Hattı, Etimesgut Zırhlı Birlikler Geçiş Yolu gibi
ulaşım hatlarının açılmasında ve bazı yolların genişletilmesinde oluşan
sorunlar,
- İmar uygulamalarında şahıs arazileri ile
AOÇ arazisi arasında ortaya çıkan ihtilaflar,
Ancak bir de gerekçede belirtilmeyen gizli
ve asıl gerekçe vardır ki, o da AOÇ’nin miktarı belirtilmeden ucu açık şekilde
Ankara Büyükşehir Belediyesine intifa hakkı tesis edilen arazinin % 5 üzerinde
belediyece kapalı alan (konut mu? ticari bina ve tesis mi? yapılacağı belli
olmayan) yapılarak işletmeye açılmak suretiyle rant elde edilmesidir. Yani
Atatürk’ün vasiyeti hukuka aykırı bir şekilde delinerek asıl amacı dışında ve
ruhuna aykırı bir şekilde kullanımına olanak verilmektedir.
Bu gerekçelerin bir kısmı şehrin gelişim
sürecinde ortaya çıkmış haklı gerekçeler olabileceği gibi bir kısım da bilime,
tekniğe, şehircilik ve kent planlaması ilke ve esaslarına ve AOÇ’nin tarihsel
önemi ve doğal ve tarihsel sit alanı ilkelerine aykırıdır.
III- Kanun Teklifi ile Getirilen
Düzenlemeler;
Şahıs parselleri ve binaları ile mahkemeye
intikal etmiş sorunlu araziler, AOÇ arazileri aynı plan bölgesi içinde
toplanabilecek ve takas yapılabilecektir.
AOÇ arazisinden geçen yol, alt-üst geçit,
metro hatları gibi ulaşım hatlarının geçtiği AOÇ arazileri bedelsiz olarak
Büyükşehir Belediyesine devredilecektir.
Ulaşım hatları dışında kalan diğer
araziler bedeli karşılığında Büyükşehir Belediyesine devredilebilecek ya da
intifa hakkı kurulabilecektir.
AOÇ arazileri rekreasyon, park,
ağaçlandırma alanı, spor, hayvanat bahçesi ve kültür alanı olarak 10 yıllığına
Büyükşehir Belediyesince intifa hakkı tesis edebilecek, bu amaçla intifa hakkı
tesis edilen araziler üzerine AOÇ’nin taban alanının % 5’i kadar kapalı alan
tesis edebileceği belirtilmektedir. Öncelikle belediyeye intifa hakkı tesis
edilecek arazinin miktarı ve büyüklüğü belirsizliğini korumaktadır. Ne kadar
arazi üzerinde intifa hakkı tesis edileceği belli değildir. Bu bir yerde tüm
çiftlik arazisini de kapsayabilir.
Ayrıca intifa hakkı tesis edilen arazinin
% 5’i üzerinde 10 yıl süreyle belediyece yapılan bu kapalı alanların akıbetinin
10 yıl sonra ne olacağı belli değildir. Bunlar 10 yıl sonra olduğu gibi
çiftliğe mi kalacaktır? Belediyece yıkılacak mı? Yoksa bu on yıllık süre,
sürekli uzatılmak suretiyle intifa hakkı bir şekilde fiili mülkiyet hakkına mı
dönüştürülecektir? Tüm bunlar belirsizliğini korumaktadır. Oysa geçmişte
yasalarla AOÇ arazisi üzerinde hangi amaçla ne kadar arazi devredileceği ve
devir süresi sonunda bu arazilerin akıbetinin ne olacağı açıkça belirtilmiştir.
Büyükşehir Belediyesince intifa hakkı
tesis edilen arazinin % 5’inin kapalı alan olarak yapılaşmaya açılması,
çiftliğin betonlaşması sonucunu doğurarak doğallığının ve ruhunun kaybolmasına
neden olacaktır. Kapalı alanın taban alanı belli olmasına karşın tavan alanı
belirsizliğini korumaktadır. Burada yapılacak tesis, ticari yapı ve konutların
yüksekliklerinin kaç kat olacağı belirtilmemiştir. Yani kapalı alanın kaç katı
olacağı ve on yılın sonunda akıbetinin ne olacağı belirsizdir. Bu kadar geniş
alana binlerce tesis yapılabilecektir. Kapalı alanların rekreasyon, park,
ağaçlandırma alanı, spor, hayvanat bahçesi ve kültür alanı olarak
kullanabileceği ifade edilmektedir. Bu kullanımların birçoğu kapalı alan
gerektirmemekte ve çiftlikte bulunmaktadır.
Bugüne kadar olan tüm satışı devir, tahsis
ve kiralamalarda nerenin ve ne kadar bir alanın devredileceği ve ne amaçla
kullanılacağı yasa tekliflerinde belirtilmiştir. İlk kez bu yasa teklifiyle
Büyükşehir Belediyesine AOÇ arazisi üzerinde neredeyse sınırsız bir tasarruf
hakkı verilmektedir.
Rekreasyon ve spor alanları zaten imar
yasasına göre belli yapılaşmayı gerektirmemektedir.
Ayrıca, bu rant tesislerine ulaşımı
sağlayacak, yollar otoparklar ve diğer altyapılar için, yapılacak yapıların üç
dört katı kadar bir alanın daha betonlaşmasına neden olacaktır.
Çiftliğin korunması için AOÇ 1992 yılında
sit, 1998 yılında ise 1. derece doğal ve tarihi sit olarak tescil edilerek 2863
sayılı yasanın koruma altına alınmıştır.
Yine AOÇ birinci derece doğal ve tarihi
sit alanı olduğundan yapılaşmaya gidilmesi mümkün değildir. Yapılaşmaya
gidilebilmesi derecesinin düşürülmesi gündeme gelebilecektir.
IV- Yapılması Zorunlu Düzenlemeler
- Öncelikle AOÇ’yi içerecek şekilde bir
üst ölçek planı, kent gelişim master planı, ulaşım ve çevre master planları
yapılarak, çiftliğe ait stratejiler, müdahale biçimleri, teknik alt yapı plan
ve projeleri ve koruma kullanım dengesinin nasıl kurulacağı belirlenerek,
AOÇ’nin etrafındaki kentsel dokunun gelişimi, AOÇ’nin üzerindeki baskı ve
yoğunluğu azaltacak şekilde yönlendirilmeli,
- 2863 sayılı Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kanunu ve ilgili alan yönetimi gözetmenliği doğrultusunda
AOÇ’de üniversitelerin katılımıyla bir Yönetim Planı yapılmalı, Alan Yönetimi
kurulmalı,
- Müdürlüğün önünü alamadığı en çok
uğraştığı sorunların başında gelen kiracıların, kiraladıkları açık ve kapalı
alanları sürekli genişletmesi ve bu suretle müdürlük aleyhine haksız kazanımlar
sağlama eğilimleri olduğundan, bu durumun önlenebilmesi için kiradaki
taşınmazların sürekli ve periyodik olarak denetim ve kontrolleri yapılarak bu
tür girişimlere müdahale edilmesi ve haksız müdahalede bulunan kiracılar
hakkında zaman kaybetmeden yasal yollara başvurulmalı,
- AOÇ arazisi üzerinde bulunan kamu kurum
ve kuruluşları ile KİT’lerin özelleştirilmesi aşamasında bu arazilerin çiftliğe
geri kazandırılarak çiftlik arazisinin genişletilmesi sağlanmalı,
- Yine AOÇ arazisi üzerinde bulunan 194
lojman ve bahçelerine ait arazilerin çiftliğe iadesi için gerekli önlemler
alınmalı,
- Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını
Koruma Kurulunun AOÇ alanının 1. derece tarihi ve doğal sit alanı tescil ve
ilanına uyularak çiftliğe ilişkin tüm uygulamalarda bu kurulun görüşü alınmalı,
- 1992 yılında doğal ve tarihi sit
kapsamına alınan AOÇ’nin sit kapsamındaki DDY, TEKEL, TİGEM, ÇİMENTO ve FİŞEK
Fabrikaları ile MİTAŞ’ın bulunduğu bölgelerle birlikte bir bütünlük içinde
planlanmalı,
Koruma Nazır İmar Planı yapılmadan çiftlik
arazisi üzerinde ne metro, tünel, üst geçit, alt geçit, ulaşım, anayol ve
kavşak gibi teknik alt yapı ve ne de kapalı alan yapılamaz. Koruma Nazım İmar
Planı ve ulaşım, çevre ve kent gelişim master planları yapılmadan teknik alt
yapı yatırımlarının hangi parselden ne kadar arazi üzerinden ve nasıl geçeceği
belli olmadan çiftlik arazisinin ezbere ve gelişi güzel belirsiz bir şekilde
hangi amaç için olursa olsun devri mümkün değildir.
- AOÇ arazisi üzerinde Çevre ve Orman
Bakanlığıyla koordine ve işbirliğiyle ağaçlandırma yapılarak “Kent Ormanı”
oluşturulmalıdır.
V- Sonuç ve Değerlendirme
Bu yasa teklifi derhal geri çekilerek
Koruma Nazım İmar Planı, Üst Ölçek Planı, Kent Gelişim ve Ulaşım Master
planları yapılarak bu planlarla ve çevre ile uyumlu, halkın yaşamını
kolaylaştıracak şekilde yol, meydan, alt geçit, üst geçit ve raylı toplu taşıma
araçları gibi sadece Teknik Alt Yapı ve Ulaşım Sistemi’ni içeren (kapalı alanı,
betonlaşmayı ve rant tesislerini içermeyen) yeni bir yasa teklifi veya
tasarısının hazırlanarak yasalaştırılması görüşündeyiz.
|
|
Selami
Yiğit |
Muhsin
Koçyiğit |
|
|
Kars |
Diyarbakır |
ADALET VE KALKINMA PARTİSİ GRUP BAŞKANVEKİLİ
ANKARA MİLLETVEKİLİ
SALİH
KAPUSUZ’UN TEKLİFİ
ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ
KANUNUNDA DEĞİ-ŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN
TEKLİFİ
MADDE 1- 24/3/1950 tarihli ve
5659 sayılı Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü Kuruluş Kanununa aşağıdaki ek
madde eklenmiştir.
"EK MADDE 1- 24/3/1950 tarih ve 5659 sayılı Atatürk
Orman Çiftliği Müdürlüğü Kuruluş Kanunu yürürlüğe girdiği tarihte Atatürk Orman
Çiftliği sınırları dahilinde bulunan arazilerle ilgili olarak Tarım ve
Köyişleri Bakanlığının uygun görüşü ile yapılan imar planları kapsamında
bulunup, sınırları dolayısıyla müstakil ada ve parseli yapılamayan Atatürk
Orman Çiftliğine ait araziler, imar uygulamalarında bütünlük sağlanması
açısından mülkiyet hakkını azaltmamak ve herhangi bir değer kaybına sebebiyet
vermemek kaydıyla, aynı plan bölgesindeki ada ve parsellerde toplanabilir.
İmar uygulamaları neticesinde yol, meydan, alt geçit, üst
geçit ve raylı toplu taşım araçları için gerekli arazi ve yeraltı tünelleri yapılması
planlanan araziler kamu yararı ve hizmetin gerekleri dikkate alınmak suretiyle
bedelsiz olarak; bunların dışında kalan diğer araziler, bedeli mukabilinde,
Atatürk Orman Çiftliği Yönetim Kurulu ile Ankara Büyükşehir Belediyesi arasında
tespit ve emsalinin satış ve günün rayicine göre Tarım ve Köyişleri
Bakanlığının uygun görüşü ile Ankara Büyükşehir Belediyesine devredilebilir
ve/veya intifa hakkı tesis edilebilir.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığının uygun görüşü ile Atatürk
Orman Çiftliği arazileri, rekreasyon, park, ağaçlandırma alanı, spor, hayvanat
bahçesi ve kültür alanı olarak, 10 yılı aşmamak şartı ile (herhangi bir şekilde
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ve Atatürk Orman Çiftliği tüzel kişiliğine bir
külfet ve yükümlülük getirmemesi kaydı ile) Atatürk Orman Çiftliği Yönetim
Kurulu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı arasında yapılacak, yazılı bir
protokolle, Ankara Büyükşehir Belediyesine tahsis edilebilir. Yukarıdaki
amaçların gerçekleşmesi için yapılacak kapalı tesislerin taban alanı, Atatürk
Orman Çiftliği arazisinin % 5’ini geçemez.
Adı geçen araziler, belediyece hiçbir şekilde maddede
belirtilen amaçlar dışında kullanılamaz. Yukarıdaki maddelerde belirtilen amaca
aykırı kullanımlara teşebbüsün tespiti halinde bu arazilerin mülkiyeti ve/veya
intifa ve/veya işletme hakkı Atatürk Orman Çiftliğine derhal iade edilir."
MADDE 2- Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
MADDE 3- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONUNUN
KABUL
ETTİĞİ METİN
ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ
KANUNUNDA DEĞİ-ŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN
TEKLİFİ
MADDE 1- 24/3/1950 tarihli ve
5659 sayılı Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü Kuruluş Kanununa aşağıdaki ek
madde eklenmiştir.
"EK MADDE 1- 24/3/1950 tarihli ve 5659 sayılı Atatürk
Orman Çiftliği Müdürlüğü Kuruluş Kanunu hükümleri uyarınca, bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihte Atatürk Orman Çiftliği sınırları dahilinde bulunan
arazilerle ilgili olarak Tarım ve Köyişleri Bakanlığının uygun görüşü ile
Ankara Büyükşehir Belediyesi ilgili mer'î mevzuat uyarınca her türlü imar
planlarını yapmaya ve yaptırmaya yetkilidir. İmar planlarının uygulanmasında
sınırları dolayısıyla müstakil ada ve parsel yapılamayan Atatürk Orman
Çiftliğine ait araziler, imar uygulamalarında bütünlük sağlanması açısından
mülkiyet hakkını azaltmamak ve herhangi bir değer kaybına sebebiyet vermemek
kaydıyla, aynı plan bölgesindeki ada ve parsellerde toplanabilir.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığının uygun görüşü ile, imar
uygulamaları neticesinde yol, meydan, alt geçit, üst geçit ve raylı toplu taşım
araçları, yer altı tünelleri ve alt yapı hizmetleri için gerekli arazi ile dere
ıslahı yapılması planlanan araziler üzerinde, kamu yararı ve hizmetin gerekleri
dikkate alınmak suretiyle bedelsiz
olarak Ankara Büyükşehir Bele-diyesine intifa hakkı tesis edilir.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığının uygun görüşü ile Atatürk
Orman Çiftliği arazileri, rekreasyon, park, ağaçlandırma alanı, spor, hayvanat
bahçesi ve kültür alanı olarak, 10 yılı aşmamak şartı ile, herhangi bir şekilde
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ve Atatürk Orman Çiftliği tüzel kişiliğine bir
külfet ve yükümlülük getirmemesi kaydı ile, Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü
ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı arasında yapılacak yazılı bir
protokolle Ankara Büyükşehir Belediyesine intifa hakkı tesis edilebilir. Bu
fıkrada belirtilen amaçların gerçekleşmesi için yapılacak kapalı bölümlerin
taban alanı, intifa hakkı tesis edilen arazinin % 5'ini geçemez. Ankara
Büyükşehir Belediyesinin teklifi, Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğünün kararı ve
Tarım ve Köyişleri Bakanlığının uygun görüşü ile, bu Kanun uyarınca tahsis
edilen alanlarda yer alan bazı işletmeler amacı doğrultusunda kullanılmak üzere
üçüncü şahıslara kira veya alt kiraya verilebilir.
Adı geçen araziler, belediyece hiçbir şekilde maddede
belirtilen amaçlar dışında kullanılamaz. Yukarıdaki fıkralarda belirtilen amaca
aykırı kullanımlara teşebbüsün ve/veya kullanımın tespiti halinde bu arazilerin
intifa ve/veya işletme hakkı Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğüne derhal iade
edilir."
MADDE 2- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.